Yeni Cami, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. İçinde bulunduğu Yenicami Mahallesi'ne adını verir. Mevcut cami 1898-1899 yılında tamamlanmış olup, yanında bulunan ve günümüze kalıntıları ulaşan eski cami ise kiliseden çevrilmişti.
Yeni Cami genel görünümü (2019) | |
Temel bilgiler | |
---|---|
Konum | Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti |
Koordinatlar | 35°10′43″K 33°21′59″D / 35.17861°K 33.36639°D |
İnanç | İslam |
Mezhep | Sünnilik |
Açılış | 1898-1899 (mevcut yapı) |
Durum | Aktif |
Özellikler | |
Kapasite | 350 kişi |
Minare sayısı | Bir |
Malzemeler | Kesme taş |
Günümüzde caminin yer aldığı alandaki ilk ibadethane, 14. yüzyılda inşa edilen ve Gotik mimari özelliklerini taşıyan bir kiliseydi. Bu kilisenin 1350'li veya 1360'lı yıllarda inşa edildiği, Eleusa'ya (Merhametli Meryem Ana) adanmış olduğu yönünde bulgular vardır. Şehrin 1570 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçmesiyle camiye çevrilen bu kilise, "Cami-i Cedid" veya "Yeni Cami" olarak anılmaya başlandı. 1740-41 yılına dek ayakta kalan bu yapı, bu tarihte geriye minaresi ve güneybatı köşesi kalacak şekilde yıkılarak Menteşzade Hacı İsmail Ağa tarafından 20 metre uzağına yeni bir cami inşa edildi. Rivayete göre Menteşzade Hacı İsmail Ağa, define bulmak için caminin altını kazdırarak yıkılmasına sebep oldu ve bundan dolayı idam edildi. Bu caminin yerine 1898-1899 yıllarında, günümüze ulaşan cami yapıldı. Eski caminin minaresi 1974'te Kıbrıs Harekâtı sırasında isabet eden bir havan topuyla zarar gördüğünden 1977'de yıktırıldı ve 1979'da yeni bir minare inşa edildi.
14. yüzyılda inşa edilen Gotik yapı, öncesinde inşa edilen Azize Katerina Kilisesi'yle (günümüzde Haydarpaşa Camii) benzer özellikler taşıyan, süslemeler ve mimari plan açısından Kıbrıs mimarisinde bu kilisenin bir sonraki aşamasını temsil eden bir yapı olarak değerlendirilir. Günümüzde kullanılan cami binası ise, dikdörtgen harim etrafına inşa edilen L şeklindeki son cemaat yeri ile 19. yüzyılda adada inşa edilen diğer Osmanlı camileriyle benzer bir mimari plan ortaya koymaktadır. Caminin etrafında Osmanlı döneminde kurulan mezarlık, 1950'lerde ortadan kaldırılmıştır. Benzer bir şekilde 1959'da yıkılan caminin şadırvanı, 2003 yılında özgün özelliklerini yansıtacak şekilde baştan yapılmıştır. Caminin yanında aralarında Menteşzade Hacı İsmail Ağa ve şair Hasan Hilmi Efendi'ninkiler de olmak üzere dört türbe günümüze ulaşmıştır.
Konum
Cami üzerinde bulunduğu sokağa ve içinde bulunduğu mahalleye adını verir. Adresi 8, Yenicami Sokak'tır. Caminin diğer tarafında Kuruçeşme Sokak bulunmakta olup tarihsel olarak caminin avlusunda bu iki sokağı birbirine bağlayan bir geçit vardı. 1962 yılında bu geçitten her gün "binlerce" kişinin geçtiği kaydedildi.
Tarihçe
Frenk dönemi
Günümüzdeki yapının yer aldığı alandaki ilk bina, 14. yüzyılda Gotik mimariye sahip bir kilise olarak inşa edilmiş, şehrin Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçmesinin ardından, 1571'de camiye çevrilmiştir. Binaya dair Camille Enlart ve tarafından yapılan ilk incelemelerde günümüzde Haydarpaşa Camii olan Azize Katerina Kilisesi'nden eski olabileceği düşünülmüştü. Ancak çağdaş mimari incelemeleri değerlendiren Mihalis Olimpios, mimarisinin bu kiliseden etkilenmiş olmasından hareketle Yeni Cami'nin, 14. yüzyılın ikinci yarısında, 1350'lerin sonu veya 1360'ların başında yapıldığını tahmin ettiği Azize Katerina Kilisesi'nden daha geç bir inşa tarihi olduğunu savunur.
Kilise olarak tarihçesi veya kimliğiyle ilgili herhangi bir doğrudan kanıt günümüze ulaşmamıştır. Adanın Osmanlı egemenliğine girmesine ağıt olarak yazılmış Yunanca şiir "Thrinos tis Kipru"da ("Kıbrıs'a Ağıt") camiye çevrilmiş kiliselerin listesi verilirken, Ayasofya Katedrali ve Azize Katerina Kilisesi yakınlarında Eleusa'ya (Merhametli Meryem Ana) adanmış bir kilise olduğundan bahsedilir. Bununla birlikte, Frenk döneminde Meryem'in bu sıfatına adanmış olduğu bilinen iki kilisenin konumu ve tarihsel dönemleri, Yeni Cami'yle örtüşmez. Bu nedenle Mihalis Olimpios, arkeolojik veya belgesel bir kanıt olmadan kesin bir sonuca ulaşılamayacağı görüşünü paylaşır.
Osmanlı dönemi
1570 yılında Lefkoşa'nın Osmanlı kontrolüne girmesinin ardından kilise, camiye . Bu kapsamdaki çalışmalar doğrultusunda yapının alt katına açılan pencereler, duvarların yapısını zayıflattı. Sonrasında eski binanın döner basamaklarından da yararlanılarak bir minare ilave edildi. Osmanlı döneminde "Cami-i Cedid" veya aynı anlama gelen "Yeni Cami" ismiyle anıldı. 5 Mayıs 1637 tarihli bir belgede, yeni mütevelli Süleyman Bey'in döneminde Cami-i Cedid Vakfının 128.000 akçe gelir elde ettiği; gelir kaynakları arasında eski mütevelliler ve mirasçılardan bağışlar, kiraya verilen bir değirmen ve bir bahçe olduğu kaydedilmekteydi.
1740-41 yıllarında cami, geriye yalnızca güneybatı köşesi ile buradaki minaresi kalacak şekilde yıkıldı. Sözlü tarihte aktarıldığına göre Menteşzade Hacı İsmail Ağa isimli zengin bir Lefkoşalı, bir gece rüyasında Yeni Cami'nin temelinde hazine olduğunu gördükten sonra hocaları yanına çağırıp akıl danıştı. Menteşzade Hacı İsmail Ağa'nın gerçek bir kişilik olduğu, Lefkoşa'nın muhtelif yerlerinde mülkleri olduğu ve bunların bir kısmını hayır işi olarak vakfettiği arşiv belgelerinde kayıtlıdır. Rivayete göre, hocalar rüyanın gerçek olup olmadığının öğrenilmesi için caminin altının kazılmasını önerdikten sonra duvarların altı kazılmaya başlandı. Bu kazı sırasında, önceden açılan pencerelerden dolayı duvarları zayıflayan bina yıkıldı. Mahalle sakinlerinin konu hakkındaki şikâyeti, İstanbul'daki padişaha dek uzandı. Bunun üzerine Ağa, caminin 20 metre güneydoğusuna yeni bir cami, yolun üzerine bir de sıbyan mektebi yaptırıp olayın üzerini örtmeye çalışsa da, başarılı olamamasından dolayı padişah tarafından boynunun vurulmasına dair çıkarılan ferman, Kıbrıs valisine gönderildi. Kıbrıs valisi, ağanın dostu olduğu için ağaya olay yatışana dek caminin önündeki çeşmenin içine girip saklanmasını öğütledi, sonra da İstanbul'a ağanın bulunamadığına dair bir mektup gönderdi. Buna kızan padişah, ağanın idam edilmemesi durumunda valinin idamını emreden bir ferman gönderdi. Bunun üzerine mecbur kalan vali, önce baldıran ile zehirlediği ağanın boynunu vurdurtup, kellesini İstanbul'a yolladı, bedeninin kalanını ise cami önündeki bir türbeye gömdü.
George Jeffery, 1946'da yayımladığı kitabında eski yapının yıkılmasının sırf açılan pencerelerin oluşturduğu yapısal zayıflıktan dolayı olabileceğini ifade etti. Bunun da olası bir açıklama olabileceğini belirten Haşmet Muzaffer Gürkan, "dramatik hikâyeler ve benzeri rivayetler kulağa daha hoş geldiği için" hazine avına dair rivayetlerin kitaplarda daha fazla rağbet gördüğünü ifade eder.
12 Mayıs 1851 tarihli Evkaf defterinde Cami-i Cedid adıyla geçen caminin vakfının 18.229,5 kuruş geliri, 2.205 kuruş gideri olduğu ve 16.624 kuruş paranın arta kaldığı kaydedilmekteydi.
1878-günümüz
Menteşzade Hacı İsmail Ağa tarafından yaptırılan cami de yıkıldı ve günümüze ulaşamadı. Bunun yerine, 1898-1899 yıllarında Evkaf Murahhaslığı bütçesinden £150 harcanarak, eskisinde 20 m uzakta konumlanan günümüzdeki cami inşa edildi. 1898-1899 yıllarındaki çalışmalar sırasında, caminin önündeki mezarlığın etrafı, £40 harcanarak duvarla çevrildi.
Eski Eserler Dairesi Müdürü , Britanya'da Lordlar Kamarasında Kıbrıs'taki eski eserlerin korunması maksatlı kurulmuş Kıbrıs Komitesine, "harabeye dönmüş" Yeni Cami'nin ve minaresinin "acil restorasyon ihtiyacı" olduğunun belirtildiği 23 Şubat 1942 tarihli bir belge gönderdi. Belgede, caminin eski Gotik yapısından bahsedilmekteydi. Kıbrıs Komitesinin konuya müdahil olmasıyla birlikte, 1942 yılı içerisinde Vakıflar İdaresinin gelirleri kullanılarak bir restorasyon projesi yürütüldü. Reyhan Sabri, bu projenin "Evkaf'ın kaynaklarının vakıf prensipleriyle uyuşmayan projelere yönlendirilmesine dair çok sayıda örnekten biri" olduğunu ifade eder.
1959 yılında imamı ve müezzini olduğu kaydedilen cami, 1960'lı yılların bir kısmında kapalı tutuldu. 1972 yılında sadece cuma namazı kıldırmak üzere, vekâleten Selimiye Camii'nin ikinci imamı görevlendirildi. 1973 yılındaysa yeni bir imam atandı.
Kiliseden dönüşme eski camiye Osmanlı döneminde ilave edilen ve yıkımı atlatan, günümüz camisinden ayrık duran minarenin külahı 1890 yılında yenilendi. 7 Eylül 1962 tarihli Bozkurt gazetesinde minarenin durumu "Atatürk İlkokulu'nun avlusunda bulunan ve Yeni Cami diye bilinen minarenin her an yıkılıp devrilme ihtimali mevcuttur. Yüzlerce yavrumuzun gölgesinde oynadığı bu minarenin tez bir zamanda tamire muhtaç olduğunu hatırlatırız." şeklinde aktarılmaktaydı. Aynı gazetenin 20 Eylül 1962 tarihli sayısında "minareye bitişik olarak görünen harabe" kısmın önceki yıllarda Eski Eserler Dairesi tarafından Vakıflar İdaresinden devralındığı ve tamir edildiği ifade edilmişti. 1974'teki Kıbrıs Harekâtı sırasında minareye havan mermisi isabet etti. Kullanılmasının güvenli olmadığı belirlendiğinden ilk olarak tamir edilmesi önerildi. 1977 yılındaysa tamir edilemeyecek kadar zarar gördüğü tespit edilip üst kısmı yıktırıldı. Bunun yerine, 1979-1980 yıllarında mevcut caminin kuzeybatısına Vakıflar İdaresi tarafından Osman Hüseyin Hocaoğlu müteahhitliğinde, günümüzdeki minare inşa edildi.
2004 yılında cami, Kıbrıs Vakıflar İdaresi ve Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü iş birliğinde restore edildi. 2010'lu yıllarda camide Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliğinin Din Hizmetleri Müşavirliğinden bir görevli hizmet verdi, yazlarda 120-150 civarında öğrenciye Kur'an kursu verildi.
Mimari
Günümüzdeki yapı
Mevcut bina, kesme taştan inşa edilmiştir ve planı, Osmanlı dönemi eseri olan Turunçlu Camii'nin planıyla paralellik gösterir. Dikdörtgen planlı cami harimi, kuzey ve batı yönlerinde revaklı ve L şeklindeki son cemaat yeriyle çevrilidir. Son cemaat yerinin kuzeyde dört, batıda üç kemerli açıklığı olup batıdaki kemerlerin sonunda ortasında mihrap bulunan süslemesiz bir duvar yer alır. Gerek buradaki gerekse cami içerisindeki mihrap, kıble yönü isabetli olmayan kıble duvarıyla paralel değildir.
Harime giriş, Orta Çağ'a tarihlenen kemerli bir giriş kapısıyla sağlanır. Bu kemerin üzerinde, yazılarının siyah yağlı boyayla uygulandığı, yeşil kenarlı mermer bir yazıt bulunur. Yazıtın sağ alt köşesinde "1316 H." (1898/99) tarihi, sol alt köşesinde "Kütüb-ül hakir, el-Haç Mehmet Arif" ("Zavallı kâtip Hacı Mehmet Arif"), ortasında ise daire içinde beş kere "Âlâ küllü şey-in kadir" ("Allah her şeye kadirdir") yazar. Ahşap ve kiremitten yapılan harimin çatısını, kuzey-güney yönünde uzanan üç kemer destekler. Kıble duvarı yanlış yöne baktığından, güney duvarında yer alan mihrap cami harimine doğru üçgen şeklinde bir çıkıntı yapar. Tuncer Bağışkan'a göre bu durum ya caminin eski bir kiliseden çevrilmesiyle açıklanabilir, ki bu yapı için bunu destekleyen bir bulgu yoktur; ya da "cami yapan ustanın acemiliği"nin göstergesidir. Kaş kemerli olan mihrabın üstünde bulunan yazıtta, Âl-i İmrân Suresi'nin 37. ayetinden bir alıntı bulunur. Etrafında mermer bir panonun olduğu kemer, bitki motifleriyle süslüdür. Minber ahşaptandır, yeşile boyalıdır ve üç dilimli kemeri olan bir girişe sahiptir. Binanın iki kat hâlinde sıralanan pencerelerinden alttakiler nispeten daha büyük, üsttekilerse kafesli tepe penceresidir. Cami, 350 kişinin ibadet edebileceği kapasitededir.
George Jeffery, 1918'de yayımladığı kitabında "son yıllarda" yapılan caminin "hiçbir şekilde mimari değere sahip olmadığı"nı, "çok güzel ve ilginç bir Ortaçağ kilisesinin harabeleri üzerine yapıldığı"nı yazar.Haşmet Muzaffer Gürkan'a göreyse caminin mimarisi "Türk ve Kıbrıs tarzlarının karışımı"nı yansıtmaktadır. Bağışkan'a göre "değişik zamanlarda cami ile çevresinde gerçekleştirilen tamirat ve tadilatlarla karakterinden çok şeyler yitirmiştir". Havva Arslangazi'nin değerlendirmesine göreyse Kıbrıs'ta "son dönemde yapılmış, sade görünüşlü", son cemaat yeri L şeklinde ve genel planı dikdörtgen olan camiler sınıfında bulunan Yeni Cami, bir zamanlar önemli bir konumdayken "bugün yeniden restore edilmesine rağmen birçok karakteristik özelliğini yitirmiştir".
Mezarlık, şadırvan ve türbeler
Caminin kuzeyinde tarihsel olarak bir mezarlık ile, Silihtar suyundan beslenen bir şadırvan bulunmaktaydı. Bunların varlığına dair ilk gösterge, ressam 'nın 1862'de yaptığı bir tablodaki tasvirindendir. Bu tabloda şadırvanın çatısının altı kolon üzerinde bulunduğu, üst kısmının ahşap kafesli panolarla çevrili olduğu ve su deposunun sekizgen şeklinde olduğu tablodan anlaşılmaktadır. 1873 yılında Lefkoşa'ya gelen Arşidük camiyi çizdiği karakalem resimde mezarlığı da işledi, yazılarında caminin "Lefkoşa'nın en güzel mezarlarının bulunduğu" mezarlığın ortasında olduğunu kaydetti. Çizimlerde bazı mezarların bezemeleri de yer aldı. Doğu yarısında Menteşzade ailelerinin üyelerinin, batı yarısında diğer kimselerin medfun olduğu bu mezarlık İngiliz döneminde, 1950'li yıllarda ortadan kaldırıldı. Şadırvan ise 22 Ocak 1959 tarihinde tamamen yıktırıldı. Tekrar inşası için 2002 yılında proje üretilen şadırvan, Vakıflar İdaresi tarafından 2003 yılında özgün hâline sadık şekilde tekrar yapıldı.
Mezarlığa son gömülen kişi, 1925 yılında ölen Evkaf Murahhası 'dir. Öldüğünde herhangi bir mal varlığı bulunmayan ve arkadaşı, demir tüccarı Hacı Kiryako tarafından yaptırılan mezar, bu mezar 1935'te yenilendi. 1965'te, mezarlığın geri kalanı gibi ortadan kaldırılmış olan bu mezar taşının yerine günümüze ulaşan mozaik bir mezar yaptırıldı.
Caminin doğu ve kuzeydoğusunda kesme taştan yapılma, her birinin içerisinde birer mezarın olduğu dört adet türbe bulunur. Bu türbelerden kuzeydoğuda yer alan ikisi caminin bitişiğinde, doğuda yer alan ikisiyse yolun karşı tarafında yer alır. Caminin kuzeydoğusuna bitişik olarak yer alan türbelerden güneydekine, son cemaat yerinin kuzeydoğusuna açılan bir kapıdan girilir ve içerideki kapı ile yanındaki türbeye bağlanır. Tonoz örtülü bu türbenin güney, doğu ve batı duvarlarında birer pencere, bunun yanında bir de doğuda tepe penceresi bulunur. Ortada, şair Hasan Hilmi Efendi'ye ait, kesme taşla yapılmış ve yazıtı bulunmayan mezar vardır. Kapıyla girilen ikinci kubbedeyse, Hilmi Efendi'nin babası olan, eski camiyi yıktığı için idam edilen Menteşzade Hacı İsmail Ağa'nın mermerden yapılma lahdi yer alır. Bu mezar 1740/41 yılına tarihlidir. Ağa, başı vurdurularak idam edildiği için mezarın üstünde sarık yer almaz. Mezar yazısı "3 fâilâtün 1 fâilün" vezninde, Ağa'nın vilayetin âyanından olduğunu, halka bağışlarını ve muhassıl olarak kimseye zarar vermediğini anlatan bir şiirden oluşur. Bu türbenin parmaklıklarına 20. yüzyılın ortalarına dek geceleri mum yakılıp mezar aydınlatılarak adak yapılırdı. 19. yüzyılın sonlarına dek Hasan Hilmi Efendi'nin türbesinin pencerelerine de çaput bağlanarak adak yeri olarak kullanıldığı kayıtlıdır.
Yolun karşı tarafında kalan doğudaki iki türbe, güney-kuzey yönüne uzanır. Giriş kuzeydeki türbenin doğusundaki bir kapıyla sağlanır, içeriden açılan bir kapıyla diğer türbeye girilir. Kuzeydeki türbenin kubbesi çökmüş olup, 1835-36 tarihli olan mezar Menteşzade Hüseyin Ağa'ya aittir. Bunun güneyindeki türbedeyse 1753-54 yıllarında ölen, Menteşzade Hacı İsmail Ağa'nın oğlu Hasan Ağa yatır. Bu türbelerde kırık mezar taşı parçaları da bulunur. Bu mezarların bir kısmı Yeni Cami mezarlığından, bir kısmıysa Ayasofya Camii mezarlığının 1930 yılında yıkılması sonrası oradan getirilmiştir. Bunlardan biri sivri başlıklı olup 1617-18 yıllarına, diğer ikisi silindirik gövdeye sahip olup 1611-12 ve 1794-95 yıllarına tarihlenmektedir.
Gotik yapı
Günümüze ulaşan bulgular
Gotik yapıdan geriye günümüze yalnızca, güneybatı köşesinden kule şeklindeki yıkıntı ulaşmıştır. Yıkıntıda Osmanlı döneminde uzatılarak minareye çevrilmiş olan bir merdiven, batı ve güney duvarların merdivenin yanındaki köşeleri ve güney duvarın alt kısmının buna ekli olarak uzanan bir bölümüdür. Merdivende farklı katlara açılan, yandaki yapının yıkılmasıyla açıkta kalmış olan kapılar mevcuttur. Merdivene günümüzde çıkmak mümkün değildir, kapının alt yarısı zemin seviyesinin altında olup üst yarısı da örülerek kapatılmıştır. Kapatılmadan önce kapının üç parçalı, üç gül motifiyle süslenmiş bir tympanum'u bulunmaktaydı. Bu kapı, batı duvarına dik ve güney duvarıyla aynı eksen üzerinde yer alan, ancak güney duvarına kıyasla ince olan bir duvar içerisinde yer alır. Bu duvarın işlevi bilinmese de, yukarıda yer alan ve günümüzde kapatılmış bir kapıdan üst katının da olduğu anlaşılır. Batı duvarında tonoz kalıntısı anlamına gelebilecek izlerin olmaması ve tahta yerleştirmek için kullanılabilecek gediklerin yer alması, ikinci katın tavanının taş tonozdan değil, ahşaptan yapılmış olabileceğini gösterir. Merdivenin yukarısında güneye doğru açılan kapı, bunun hemen altında yer alan konsol, güney tarafta nispeten daha batıda yer alan kemer başlangıçları, bu tarafta binanın devamının olduğu anlamına gelir. Bunun daha yukarısında, konsollarla desteklenmiş olan bir geçit, kuleyle güney duvarının üst kısmını birbirine bağlar. Mihalis Olimpios, buradan eskiden kapı aracılığıyla konsol üzerinde desteklenmiş ahşap bir galeriye geçildiğini düşünür. 19. yüzyılda doğu cepheden yapılmış olan çizimlerde, kuleden kiliseye geçiş sağlayan bir kapı daha görülür.
Olimpios'a göre bu bulgular, özgün yapının batı ve güney yönlerinde bulunan farklı binaların yer aldığı bir kompleksin parçası olduğu yönündedir. Olimpios bunun, "Kıbrıs standartlarına göre yenilikçi bir tasarım" teşkil ettiğini, zira aynı kompleks içerisindeki farklı binaların tek bir merdiven odağı etrafına inşa edilip erişimin bu merdivenden sağlanması, Kıbrıs'taki başka binalarda görülen bir mimari uygulama olmadığını belirtir. Ayasofya Katedrali'nde (günümüzde Selimiye Camii) batı merdiveninden hem içeride hem dışarıda farklı katlara erişim sağlanabilmektedir. Bu nedenle erişim planı açısından Olimpios bu yapının en yakın paralelinin Ayasofya Katedrali olduğunu düşünür.
Bunların yanı sıra eski Gotik yapıdan günümüze ulaşan bir parça Taş Eserler Müzesi'nde bulunur. Bu, iki parça hâlinde bulunmuş, mermerden yapılma bir lentodur. Bu lentoda rozet motiflerinin etrafında birbirlerine karşılıklı olarak bakan kanatlı hayvan figürleri bulunur. Bu süslemeler, Azize Katerina Kilisesi'nin batı kapısındaki üslubu tekrarlar.
- Kalıntılar arasında bulunan ve günümüzde Taş Eserler Müzesi'nde sergilenen lento
Genel plan ve mimari üslup
Philippe Plagnieux ve Thierry Soulard, yapının genel planının Azize Katerina Kilisesi'yle aynı olduğunu tahmin eder. Olimpios da kilisenin mimari üslubunun Azize Katerina Kilisesi'nin ağır etkisini taşıdığını belirtir. Genel mimari detaylar açısından kilisenin "kompleksin alışıldık dışı organizasyonuna rağmen Azize Katerina Kilisesi'nde mevcut olan özgünlük ve tazelikten mahrum" bir mimarisi olduğunu savunur. Kıbrıs mimarlığı tarihi açısından Ayasofya Katedrali'nin etkisinin artık zayıfladığı bir dönemi yansıttığını, Bellapais Manastırı'nda başlayıp Azize Katerina Kilisesi'nde yansıtılmış mimari gelişmeleri temsil ettiğini ifade eder. Bunun yanı sıra, Bellapais Manastırı'nın gömülü sütunları ve avlusunun giderek daha küçük formlara sıkıştırıldığı bir mimari evrim sürecinde Azize Katerina Kilisesi'nden sonra üçüncü evreyi oluşturduğunu savunur.
Güney ve doğu duvarlarından geriye kalanlar, yapının Kıbrıs geleneksel mimarisinde tipik olan tek nefli kilise planında olduğunu gösterir. Olimpios'a göre bu nefte kaburgalı tonozla örtülü en az iki bölme olduğu anlaşılır ve batı tarafında da beş köşeli bir apsis ile kapatıldığı tahmin edilir. Kilisenin esas girişine dair günümüze ulaşan, batı duvarında yer alan, silmeli kenarlara sahip bir kapıdır. Bunun yanında güneydeki duvarda, ikinci bölmede bir giriş olduğu düşünülür. Başka girişlerin olup olmadığına dair günümüze ulaşan bir bulgu yoktur. Her bölmede duvarların üst kısmında pencereler, alt kısmındaysa mezarların yer aldığı nişler bulunduğu, bu nişlerin ilk bölmenin güney duvarında 20. yüzyıla kadar korunmuş olmasından anlaşılır.
Olimpios'un tahminine göre binanın dış cephesi uzun, dikdörtgen şeklindeki payandaların arasında düzenli olarak yer alan pencerelerin bulunmasıyla "tipik" bir görünüm sergilemekteydi. Batı tarafındaki duvarın kalıntıları, kapının üzerinde taş örgülü bir pencere olmasının ihtimalini azaltır. Burada Kıbrıs'ta ilk örneği Bellapais Manastırı'nda görülen ve Azize Katerina Manastırı'nın da batı duvarında yer alan cinsten bir oculus bulunmuş olması mümkündür. Binanın payandaları nef boyunca dikdörtgen kesitli bir şekilde destek vermekteydi, bu da Olimpios tarafından Azize Katerina Kilisesi'nin payandalarının yamuk (trapezoid) formlarına göre daha "alışıldık" bir tercih olarak değerlendirilir.
Binanın yıkıntılarının arasında yer alan kemer taşlarından kemerlerin şevron süslemeli olduğu anlaşılmaktadır. Bu şevron süsleme, genel olarak Bellapais Manastırı'nın köşeli üslubunu yansıtsa da, boşluklara köpek dişi elemanlarının eklenmiş olmasıyla farklılık gösterir. Bu süslemeler, Bellapais Manastırı'nın süsleme tercihlerinin başkent Lefkoşa'da etki sahibi olduğuna dair olası bir kanıt teşkil eder. Thomas Kaffenberger, bu süslemeleri sergileyen iki kemer taşının güney kapısından kalma olduğunu tahmin eder.
Binanın güneybatısında günümüze ulaşan sütunun süslemeleri Azize Katerina Kilisesi'nde görülen sütun süslemelerinin basitleştirilmiş bir versiyonudur.
Kültürel etkileri
Kıbrıs Türk sözlü edebiyatında, Yeni Cami Ramazan davulcuları tarafından geleneksel olarak halkı kaldırmak üzere söylenen mânilerden birinde yer alır:
- Yeni Cami direg isder
- Söylemeye yüreg isder
- Benim garnım togdur amma
- Arkadaşım böreg isder
Süleyman Uluçamgil tarafından Lefkoşa'yı anlatan "Deli Şehir" şiirinde Yeni Cami'nin tasviri yapılmıştır:
- Yenicami derler bir eski cami
- Varlığı ilk görünüşler kadar yeni
- Lefkoşa'nın içinde
- Minaresi başka mahallede
- Kendisi başka
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c Bozkurt, 20 Eylül 1962.
- ^ Lefkoşa Türk Belediyesi.
- ^ Schabel 2012, s. 153.
- ^ a b c d Olympios 2018, s. 300.
- ^ a b c Olympios 2018, s. 295.
- ^ Bağışkan 2019, s. 157.
- ^ Jennings 1993, s. 45.
- ^ Bağışkan 2019, ss. 157-158.
- ^ a b Gürkan 2006, s. 137.
- ^ Köse ve Lokmacı 2017, s. 192.
- ^ a b c d e Bağışkan 2019, s. 158.
- ^ a b c d Bağışkan 2019, s. 160.
- ^ Sabri 2019, s. 107.
- ^ Bozkurt, 7 Eylül 1962.
- ^ a b Din Hizmetleri Müşavirliği.
- ^ a b Bağışkan 2019, s. 159.
- ^ Arslangazi 2007, s. 128.
- ^ Jeffery 1918, s. 62.
- ^ Arslangazi 2007, s. 129.
- ^ Bağışkan 2019, ss. 156-160.
- ^ a b c Bağışkan 2019, s. 161.
- ^ Gürkan 2006, s. 138.
- ^ Yorulmaz 2013, ss. 40-41.
- ^ Bağışkan 2019, s. 162.
- ^ a b Olympios 2018, s. 296.
- ^ Enlart 1899, s. 169.
- ^ a b Olympios 2018, s. 297.
- ^ Plagnieux ve Soulard 2006, s. 168.
- ^ Olymipos 2018, s. 299.
- ^ Olympios 2015, s. 325.
- ^ a b Olympios 2018, s. 298.
- ^ Olympios 2018, s. 299.
- ^ Kaffenberger 2017, s. 176.
- ^ Kaffenberger 2017, s. 183.
- ^ Öger 2005, s. 11.
- ^ Demirağ ve Azgın 1995.
- Genel
- "Bir semte ismini veren Yeni Cami". Bozkurt. 20 Eylül 1962. s. 3.
- . T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği. 21 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2021.
- "Dükkânlar Önü Camii Yıkıldı, Bir Kadın Öldü". Bozkurt. 7 Eylül 1962. s. 4.
- . Lefkoşa Türk Belediyesi. 25 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- Arslangazi, Havva (2007), (PDF) (Doktora tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Bölümü, 29 Mart 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 30 Mart 2020
- Bağışkan, Tuncer (2019), Kıbrıs'ta Türk, İslam ve İslamlaştırılan Eserler, Lefkoşa: Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı Yayınları
- Demirağ, Fikret; Azgın, Bekir (21 Kasım 1995). "Antoloji: Süleyman Uluçamgil" (PDF). Kıbrıs Gazetesi.[]
- Enlart, Camille (1899). L'art gothique et la renaissance en Chypre : illustré de 34 planches et de 421 figures (Fransızca). Paris: E. Leroux. 19 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Ocak 2021.
- Gürkan, Haşmet Muzaffer (2006). Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa (3. bas.). Lefkoşa: Galeri Kültür Yayınları. ISBN .
- Jeffery, George (1918). A Description of the Historic Monuments of Cyprus: Studies in the Archaeology and Architecture of the Island. Lefkoşa: Government Printing Office.
- Jennings, Ronald C. (1993). Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World, 1571-1640. New York ve Londra: New York University Press.
- Kaffenberger, Thomas (2017). "Evoking a Distant Past? The Chevron Motif as an Emblematic Relic of Crusader Architecture in Late Medieval Cyprus". Barnes, Aneilya; Salerno, Mariarosaria (Ed.). Symbols and Models in the Mediterranean: Perceiving through Cultures. Cambridge Scholars Publishing.
- Köse, Muhamed; Lokmacı, Süleyman (2017). "Arşiv Belgelerine Göre XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Kıbrıs Vakıflarının İdari, Sosyal ve İktisadi Yapısı". Eğilmez, Mehmet Mahfuz (Ed.). Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları. Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi. ISBN .
- Olympios, Michalis (2015). "Resting in Pieces: Gothic Architecture in Cyprus in the Long Fifteenth Century". Grünbart, Michael; Rogge, Sabine (Ed.). Medieval Cyprus: A Place of Cultural Encounter. Münster: Waxmann Verlag.
- Olympios, Michalis (2018). Bulding the Sacred in a Crusader Kingdom: Gothic Church Architecture in Lusignan Cyprus c. 1209 - c. 1373. Turnhout: Brepols. ISBN .
- Öger, Adem (2005). "Kıbrıs Türk Manileri". Bozkurt, İsmail; Nesim, Ali; Öznur, Şevket (Ed.). KIBATEK-YDÜ XI. Uluslararası Edebiyat Şöleni - Bildiriler. Yakın Doğu Üniversitesi Basımevi.
- Plagnieux, Philippe; Soulard, Thierry (2006). "Cathédrale Sainte-Sophie". de Vaivre, Jean-Bernard; Plagnieux, Philippe (Ed.). L'art gothique en Chypre. Paris: L'Académie des inscriptions et belles-lettres.
- Sabri, Reyhan (2019). The Imperial Politics of Architectural Conservation: The Case of Waqf in Cyprus. Palgrave Macmillan. ISBN .
- Schabel, Chris (2012). "Frankish & Venetian Nicosia 1191-1570: Ecclesiastical Monuments and Topography". Michaelides, Demetrios (Ed.). Historic Nicosia. Lefkoşa: Rimal Publications. ISBN .
- Yorulmaz, Bülent (2013). "Taş Yazıtların Bazılarında Klâsik Edebiyatımızın Özellikleri". Doratlı, Naciye (Ed.). 8. Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi Bildirileri Cilt II (PDF). Doğu Akdeniz Üniversitesi Yayınları. 6 Şubat 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 2 Şubat 2021.
Dış bağlantılar
- Columbia Üniversitesinde yürütülen Mapping Gothic France projesinde Yeni Cami'nin mimari detaylarının görselleri 4 Şubat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yeni Cami Lefkosa nin kuzey kesiminde yer alan bir camidir Icinde bulundugu Yenicami Mahallesi ne adini verir Mevcut cami 1898 1899 yilinda tamamlanmis olup yaninda bulunan ve gunumuze kalintilari ulasan eski cami ise kiliseden cevrilmisti Yeni CamiYeni Cami genel gorunumu 2019 Temel bilgilerKonumLefkosa Kuzey Kibris Turk CumhuriyetiKoordinatlar35 10 43 K 33 21 59 D 35 17861 K 33 36639 D 35 17861 33 36639InancIslamMezhepSunnilikAcilis1898 1899 mevcut yapi DurumAktifOzelliklerKapasite350 kisiMinare sayisiBirMalzemelerKesme tas Gunumuzde caminin yer aldigi alandaki ilk ibadethane 14 yuzyilda insa edilen ve Gotik mimari ozelliklerini tasiyan bir kiliseydi Bu kilisenin 1350 li veya 1360 li yillarda insa edildigi Eleusa ya Merhametli Meryem Ana adanmis oldugu yonunde bulgular vardir Sehrin 1570 yilinda Osmanli Imparatorlugu hakimiyetine gecmesiyle camiye cevrilen bu kilise Cami i Cedid veya Yeni Cami olarak anilmaya baslandi 1740 41 yilina dek ayakta kalan bu yapi bu tarihte geriye minaresi ve guneybati kosesi kalacak sekilde yikilarak Menteszade Haci Ismail Aga tarafindan 20 metre uzagina yeni bir cami insa edildi Rivayete gore Menteszade Haci Ismail Aga define bulmak icin caminin altini kazdirarak yikilmasina sebep oldu ve bundan dolayi idam edildi Bu caminin yerine 1898 1899 yillarinda gunumuze ulasan cami yapildi Eski caminin minaresi 1974 te Kibris Harekati sirasinda isabet eden bir havan topuyla zarar gordugunden 1977 de yiktirildi ve 1979 da yeni bir minare insa edildi 14 yuzyilda insa edilen Gotik yapi oncesinde insa edilen Azize Katerina Kilisesi yle gunumuzde Haydarpasa Camii benzer ozellikler tasiyan suslemeler ve mimari plan acisindan Kibris mimarisinde bu kilisenin bir sonraki asamasini temsil eden bir yapi olarak degerlendirilir Gunumuzde kullanilan cami binasi ise dikdortgen harim etrafina insa edilen L seklindeki son cemaat yeri ile 19 yuzyilda adada insa edilen diger Osmanli camileriyle benzer bir mimari plan ortaya koymaktadir Caminin etrafinda Osmanli doneminde kurulan mezarlik 1950 lerde ortadan kaldirilmistir Benzer bir sekilde 1959 da yikilan caminin sadirvani 2003 yilinda ozgun ozelliklerini yansitacak sekilde bastan yapilmistir Caminin yaninda aralarinda Menteszade Haci Ismail Aga ve sair Hasan Hilmi Efendi ninkiler de olmak uzere dort turbe gunumuze ulasmistir KonumCami uzerinde bulundugu sokaga ve icinde bulundugu mahalleye adini verir Adresi 8 Yenicami Sokak tir Caminin diger tarafinda Kurucesme Sokak bulunmakta olup tarihsel olarak caminin avlusunda bu iki sokagi birbirine baglayan bir gecit vardi 1962 yilinda bu gecitten her gun binlerce kisinin gectigi kaydedildi TarihceFrenk donemi Gunumuzdeki yapinin yer aldigi alandaki ilk bina 14 yuzyilda Gotik mimariye sahip bir kilise olarak insa edilmis sehrin Osmanli Imparatorlugu hakimiyetine gecmesinin ardindan 1571 de camiye cevrilmistir Binaya dair Camille Enlart ve tarafindan yapilan ilk incelemelerde gunumuzde Haydarpasa Camii olan Azize Katerina Kilisesi nden eski olabilecegi dusunulmustu Ancak cagdas mimari incelemeleri degerlendiren Mihalis Olimpios mimarisinin bu kiliseden etkilenmis olmasindan hareketle Yeni Cami nin 14 yuzyilin ikinci yarisinda 1350 lerin sonu veya 1360 larin basinda yapildigini tahmin ettigi Azize Katerina Kilisesi nden daha gec bir insa tarihi oldugunu savunur Kilise olarak tarihcesi veya kimligiyle ilgili herhangi bir dogrudan kanit gunumuze ulasmamistir Adanin Osmanli egemenligine girmesine agit olarak yazilmis Yunanca siir Thrinos tis Kipru da Kibris a Agit camiye cevrilmis kiliselerin listesi verilirken Ayasofya Katedrali ve Azize Katerina Kilisesi yakinlarinda Eleusa ya Merhametli Meryem Ana adanmis bir kilise oldugundan bahsedilir Bununla birlikte Frenk doneminde Meryem in bu sifatina adanmis oldugu bilinen iki kilisenin konumu ve tarihsel donemleri Yeni Cami yle ortusmez Bu nedenle Mihalis Olimpios arkeolojik veya belgesel bir kanit olmadan kesin bir sonuca ulasilamayacagi gorusunu paylasir Osmanli donemi 1570 yilinda Lefkosa nin Osmanli kontrolune girmesinin ardindan kilise camiye Bu kapsamdaki calismalar dogrultusunda yapinin alt katina acilan pencereler duvarlarin yapisini zayiflatti Sonrasinda eski binanin doner basamaklarindan da yararlanilarak bir minare ilave edildi Osmanli doneminde Cami i Cedid veya ayni anlama gelen Yeni Cami ismiyle anildi 5 Mayis 1637 tarihli bir belgede yeni mutevelli Suleyman Bey in doneminde Cami i Cedid Vakfinin 128 000 akce gelir elde ettigi gelir kaynaklari arasinda eski mutevelliler ve mirascilardan bagislar kiraya verilen bir degirmen ve bir bahce oldugu kaydedilmekteydi un 1873 tarihli tasviriyle Yeni Cami 1740 41 yillarinda cami geriye yalnizca guneybati kosesi ile buradaki minaresi kalacak sekilde yikildi Sozlu tarihte aktarildigina gore Menteszade Haci Ismail Aga isimli zengin bir Lefkosali bir gece ruyasinda Yeni Cami nin temelinde hazine oldugunu gordukten sonra hocalari yanina cagirip akil danisti Menteszade Haci Ismail Aga nin gercek bir kisilik oldugu Lefkosa nin muhtelif yerlerinde mulkleri oldugu ve bunlarin bir kismini hayir isi olarak vakfettigi arsiv belgelerinde kayitlidir Rivayete gore hocalar ruyanin gercek olup olmadiginin ogrenilmesi icin caminin altinin kazilmasini onerdikten sonra duvarlarin alti kazilmaya baslandi Bu kazi sirasinda onceden acilan pencerelerden dolayi duvarlari zayiflayan bina yikildi Mahalle sakinlerinin konu hakkindaki sikayeti Istanbul daki padisaha dek uzandi Bunun uzerine Aga caminin 20 metre guneydogusuna yeni bir cami yolun uzerine bir de sibyan mektebi yaptirip olayin uzerini ortmeye calissa da basarili olamamasindan dolayi padisah tarafindan boynunun vurulmasina dair cikarilan ferman Kibris valisine gonderildi Kibris valisi aganin dostu oldugu icin agaya olay yatisana dek caminin onundeki cesmenin icine girip saklanmasini ogutledi sonra da Istanbul a aganin bulunamadigina dair bir mektup gonderdi Buna kizan padisah aganin idam edilmemesi durumunda valinin idamini emreden bir ferman gonderdi Bunun uzerine mecbur kalan vali once baldiran ile zehirledigi aganin boynunu vurdurtup kellesini Istanbul a yolladi bedeninin kalanini ise cami onundeki bir turbeye gomdu George Jeffery 1946 da yayimladigi kitabinda eski yapinin yikilmasinin sirf acilan pencerelerin olusturdugu yapisal zayifliktan dolayi olabilecegini ifade etti Bunun da olasi bir aciklama olabilecegini belirten Hasmet Muzaffer Gurkan dramatik hikayeler ve benzeri rivayetler kulaga daha hos geldigi icin hazine avina dair rivayetlerin kitaplarda daha fazla ragbet gordugunu ifade eder 12 Mayis 1851 tarihli Evkaf defterinde Cami i Cedid adiyla gecen caminin vakfinin 18 229 5 kurus geliri 2 205 kurus gideri oldugu ve 16 624 kurus paranin arta kaldigi kaydedilmekteydi 1878 gunumuz Menteszade Haci Ismail Aga tarafindan yaptirilan cami de yikildi ve gunumuze ulasamadi Bunun yerine 1898 1899 yillarinda Evkaf Murahhasligi butcesinden 150 harcanarak eskisinde 20 m uzakta konumlanan gunumuzdeki cami insa edildi 1898 1899 yillarindaki calismalar sirasinda caminin onundeki mezarligin etrafi 40 harcanarak duvarla cevrildi Eski Eserler Dairesi Muduru Britanya da Lordlar Kamarasinda Kibris taki eski eserlerin korunmasi maksatli kurulmus Kibris Komitesine harabeye donmus Yeni Cami nin ve minaresinin acil restorasyon ihtiyaci oldugunun belirtildigi 23 Subat 1942 tarihli bir belge gonderdi Belgede caminin eski Gotik yapisindan bahsedilmekteydi Kibris Komitesinin konuya mudahil olmasiyla birlikte 1942 yili icerisinde Vakiflar Idaresinin gelirleri kullanilarak bir restorasyon projesi yurutuldu Reyhan Sabri bu projenin Evkaf in kaynaklarinin vakif prensipleriyle uyusmayan projelere yonlendirilmesine dair cok sayida ornekten biri oldugunu ifade eder 1959 yilinda imami ve muezzini oldugu kaydedilen cami 1960 li yillarin bir kisminda kapali tutuldu 1972 yilinda sadece cuma namazi kildirmak uzere vekaleten Selimiye Camii nin ikinci imami gorevlendirildi 1973 yilindaysa yeni bir imam atandi Kiliseden donusme eski camiye Osmanli doneminde ilave edilen ve yikimi atlatan gunumuz camisinden ayrik duran minarenin kulahi 1890 yilinda yenilendi 7 Eylul 1962 tarihli Bozkurt gazetesinde minarenin durumu Ataturk Ilkokulu nun avlusunda bulunan ve Yeni Cami diye bilinen minarenin her an yikilip devrilme ihtimali mevcuttur Yuzlerce yavrumuzun golgesinde oynadigi bu minarenin tez bir zamanda tamire muhtac oldugunu hatirlatiriz seklinde aktarilmaktaydi Ayni gazetenin 20 Eylul 1962 tarihli sayisinda minareye bitisik olarak gorunen harabe kismin onceki yillarda Eski Eserler Dairesi tarafindan Vakiflar Idaresinden devralindigi ve tamir edildigi ifade edilmisti 1974 teki Kibris Harekati sirasinda minareye havan mermisi isabet etti Kullanilmasinin guvenli olmadigi belirlendiginden ilk olarak tamir edilmesi onerildi 1977 yilindaysa tamir edilemeyecek kadar zarar gordugu tespit edilip ust kismi yiktirildi Bunun yerine 1979 1980 yillarinda mevcut caminin kuzeybatisina Vakiflar Idaresi tarafindan Osman Huseyin Hocaoglu muteahhitliginde gunumuzdeki minare insa edildi 2004 yilinda cami Kibris Vakiflar Idaresi ve Turkiye Cumhuriyeti Vakiflar Genel Mudurlugu is birliginde restore edildi 2010 lu yillarda camide Turkiye nin Lefkosa Buyukelciliginin Din Hizmetleri Musavirliginden bir gorevli hizmet verdi yazlarda 120 150 civarinda ogrenciye Kur an kursu verildi MimariGunumuzdeki yapi Mevcut bina kesme tastan insa edilmistir ve plani Osmanli donemi eseri olan Turunclu Camii nin planiyla paralellik gosterir Dikdortgen planli cami harimi kuzey ve bati yonlerinde revakli ve L seklindeki son cemaat yeriyle cevrilidir Son cemaat yerinin kuzeyde dort batida uc kemerli acikligi olup batidaki kemerlerin sonunda ortasinda mihrap bulunan suslemesiz bir duvar yer alir Gerek buradaki gerekse cami icerisindeki mihrap kible yonu isabetli olmayan kible duvariyla paralel degildir Harime giris Orta Cag a tarihlenen kemerli bir giris kapisiyla saglanir Bu kemerin uzerinde yazilarinin siyah yagli boyayla uygulandigi yesil kenarli mermer bir yazit bulunur Yazitin sag alt kosesinde 1316 H 1898 99 tarihi sol alt kosesinde Kutub ul hakir el Hac Mehmet Arif Zavalli katip Haci Mehmet Arif ortasinda ise daire icinde bes kere Ala kullu sey in kadir Allah her seye kadirdir yazar Ahsap ve kiremitten yapilan harimin catisini kuzey guney yonunde uzanan uc kemer destekler Kible duvari yanlis yone baktigindan guney duvarinda yer alan mihrap cami harimine dogru ucgen seklinde bir cikinti yapar Tuncer Bagiskan a gore bu durum ya caminin eski bir kiliseden cevrilmesiyle aciklanabilir ki bu yapi icin bunu destekleyen bir bulgu yoktur ya da cami yapan ustanin acemiligi nin gostergesidir Kas kemerli olan mihrabin ustunde bulunan yazitta Al i Imran Suresi nin 37 ayetinden bir alinti bulunur Etrafinda mermer bir panonun oldugu kemer bitki motifleriyle susludur Minber ahsaptandir yesile boyalidir ve uc dilimli kemeri olan bir girise sahiptir Binanin iki kat halinde siralanan pencerelerinden alttakiler nispeten daha buyuk usttekilerse kafesli tepe penceresidir Cami 350 kisinin ibadet edebilecegi kapasitededir George Jeffery 1918 de yayimladigi kitabinda son yillarda yapilan caminin hicbir sekilde mimari degere sahip olmadigi ni cok guzel ve ilginc bir Ortacag kilisesinin harabeleri uzerine yapildigi ni yazar Hasmet Muzaffer Gurkan a goreyse caminin mimarisi Turk ve Kibris tarzlarinin karisimi ni yansitmaktadir Bagiskan a gore degisik zamanlarda cami ile cevresinde gerceklestirilen tamirat ve tadilatlarla karakterinden cok seyler yitirmistir Havva Arslangazi nin degerlendirmesine goreyse Kibris ta son donemde yapilmis sade gorunuslu son cemaat yeri L seklinde ve genel plani dikdortgen olan camiler sinifinda bulunan Yeni Cami bir zamanlar onemli bir konumdayken bugun yeniden restore edilmesine ragmen bircok karakteristik ozelligini yitirmistir Mezarlik sadirvan ve turbeler nin cizimiyle 1862 yilinda Yeni Cami ve sadirvani sol ve yeniden insa edilmis sadirvanin 2019 yilinda gorunumu sag Caminin kuzeyinde tarihsel olarak bir mezarlik ile Silihtar suyundan beslenen bir sadirvan bulunmaktaydi Bunlarin varligina dair ilk gosterge ressam nin 1862 de yaptigi bir tablodaki tasvirindendir Bu tabloda sadirvanin catisinin alti kolon uzerinde bulundugu ust kisminin ahsap kafesli panolarla cevrili oldugu ve su deposunun sekizgen seklinde oldugu tablodan anlasilmaktadir 1873 yilinda Lefkosa ya gelen Arsiduk camiyi cizdigi karakalem resimde mezarligi da isledi yazilarinda caminin Lefkosa nin en guzel mezarlarinin bulundugu mezarligin ortasinda oldugunu kaydetti Cizimlerde bazi mezarlarin bezemeleri de yer aldi Dogu yarisinda Menteszade ailelerinin uyelerinin bati yarisinda diger kimselerin medfun oldugu bu mezarlik Ingiliz doneminde 1950 li yillarda ortadan kaldirildi Sadirvan ise 22 Ocak 1959 tarihinde tamamen yiktirildi Tekrar insasi icin 2002 yilinda proje uretilen sadirvan Vakiflar Idaresi tarafindan 2003 yilinda ozgun haline sadik sekilde tekrar yapildi Mezarliga son gomulen kisi 1925 yilinda olen Evkaf Murahhasi dir Oldugunde herhangi bir mal varligi bulunmayan ve arkadasi demir tuccari Haci Kiryako tarafindan yaptirilan mezar bu mezar 1935 te yenilendi 1965 te mezarligin geri kalani gibi ortadan kaldirilmis olan bu mezar tasinin yerine gunumuze ulasan mozaik bir mezar yaptirildi Caminin kuzeydogusuna bitisik turbelerden birinde Menteszade Haci Ismail Aga nin mezari 2020 Caminin dogu ve kuzeydogusunda kesme tastan yapilma her birinin icerisinde birer mezarin oldugu dort adet turbe bulunur Bu turbelerden kuzeydoguda yer alan ikisi caminin bitisiginde doguda yer alan ikisiyse yolun karsi tarafinda yer alir Caminin kuzeydogusuna bitisik olarak yer alan turbelerden guneydekine son cemaat yerinin kuzeydogusuna acilan bir kapidan girilir ve icerideki kapi ile yanindaki turbeye baglanir Tonoz ortulu bu turbenin guney dogu ve bati duvarlarinda birer pencere bunun yaninda bir de doguda tepe penceresi bulunur Ortada sair Hasan Hilmi Efendi ye ait kesme tasla yapilmis ve yaziti bulunmayan mezar vardir Kapiyla girilen ikinci kubbedeyse Hilmi Efendi nin babasi olan eski camiyi yiktigi icin idam edilen Menteszade Haci Ismail Aga nin mermerden yapilma lahdi yer alir Bu mezar 1740 41 yilina tarihlidir Aga basi vurdurularak idam edildigi icin mezarin ustunde sarik yer almaz Mezar yazisi 3 failatun 1 failun vezninde Aga nin vilayetin ayanindan oldugunu halka bagislarini ve muhassil olarak kimseye zarar vermedigini anlatan bir siirden olusur Bu turbenin parmakliklarina 20 yuzyilin ortalarina dek geceleri mum yakilip mezar aydinlatilarak adak yapilirdi 19 yuzyilin sonlarina dek Hasan Hilmi Efendi nin turbesinin pencerelerine de caput baglanarak adak yeri olarak kullanildigi kayitlidir Yolun karsi tarafinda kalan dogudaki iki turbe guney kuzey yonune uzanir Giris kuzeydeki turbenin dogusundaki bir kapiyla saglanir iceriden acilan bir kapiyla diger turbeye girilir Kuzeydeki turbenin kubbesi cokmus olup 1835 36 tarihli olan mezar Menteszade Huseyin Aga ya aittir Bunun guneyindeki turbedeyse 1753 54 yillarinda olen Menteszade Haci Ismail Aga nin oglu Hasan Aga yatir Bu turbelerde kirik mezar tasi parcalari da bulunur Bu mezarlarin bir kismi Yeni Cami mezarligindan bir kismiysa Ayasofya Camii mezarliginin 1930 yilinda yikilmasi sonrasi oradan getirilmistir Bunlardan biri sivri baslikli olup 1617 18 yillarina diger ikisi silindirik govdeye sahip olup 1611 12 ve 1794 95 yillarina tarihlenmektedir Gotik yapi Gunumuze ulasan bulgular Yeni Cami nin Gotik yapisinin Camille Enlart tarafindan 1899 yilinda cizimi sol ve 2019 yilinda gorunumu sag Gotik yapidan geriye gunumuze yalnizca guneybati kosesinden kule seklindeki yikinti ulasmistir Yikintida Osmanli doneminde uzatilarak minareye cevrilmis olan bir merdiven bati ve guney duvarlarin merdivenin yanindaki koseleri ve guney duvarin alt kisminin buna ekli olarak uzanan bir bolumudur Merdivende farkli katlara acilan yandaki yapinin yikilmasiyla acikta kalmis olan kapilar mevcuttur Merdivene gunumuzde cikmak mumkun degildir kapinin alt yarisi zemin seviyesinin altinda olup ust yarisi da orulerek kapatilmistir Kapatilmadan once kapinin uc parcali uc gul motifiyle suslenmis bir tympanum u bulunmaktaydi Bu kapi bati duvarina dik ve guney duvariyla ayni eksen uzerinde yer alan ancak guney duvarina kiyasla ince olan bir duvar icerisinde yer alir Bu duvarin islevi bilinmese de yukarida yer alan ve gunumuzde kapatilmis bir kapidan ust katinin da oldugu anlasilir Bati duvarinda tonoz kalintisi anlamina gelebilecek izlerin olmamasi ve tahta yerlestirmek icin kullanilabilecek gediklerin yer almasi ikinci katin tavaninin tas tonozdan degil ahsaptan yapilmis olabilecegini gosterir Merdivenin yukarisinda guneye dogru acilan kapi bunun hemen altinda yer alan konsol guney tarafta nispeten daha batida yer alan kemer baslangiclari bu tarafta binanin devaminin oldugu anlamina gelir Bunun daha yukarisinda konsollarla desteklenmis olan bir gecit kuleyle guney duvarinin ust kismini birbirine baglar Mihalis Olimpios buradan eskiden kapi araciligiyla konsol uzerinde desteklenmis ahsap bir galeriye gecildigini dusunur 19 yuzyilda dogu cepheden yapilmis olan cizimlerde kuleden kiliseye gecis saglayan bir kapi daha gorulur Olimpios a gore bu bulgular ozgun yapinin bati ve guney yonlerinde bulunan farkli binalarin yer aldigi bir kompleksin parcasi oldugu yonundedir Olimpios bunun Kibris standartlarina gore yenilikci bir tasarim teskil ettigini zira ayni kompleks icerisindeki farkli binalarin tek bir merdiven odagi etrafina insa edilip erisimin bu merdivenden saglanmasi Kibris taki baska binalarda gorulen bir mimari uygulama olmadigini belirtir Ayasofya Katedrali nde gunumuzde Selimiye Camii bati merdiveninden hem iceride hem disarida farkli katlara erisim saglanabilmektedir Bu nedenle erisim plani acisindan Olimpios bu yapinin en yakin paralelinin Ayasofya Katedrali oldugunu dusunur Bunlarin yani sira eski Gotik yapidan gunumuze ulasan bir parca Tas Eserler Muzesi nde bulunur Bu iki parca halinde bulunmus mermerden yapilma bir lentodur Bu lentoda rozet motiflerinin etrafinda birbirlerine karsilikli olarak bakan kanatli hayvan figurleri bulunur Bu suslemeler Azize Katerina Kilisesi nin bati kapisindaki uslubu tekrarlar Kalintilar arasinda bulunan ve gunumuzde Tas Eserler Muzesi nde sergilenen lentoGenel plan ve mimari uslup Camille Enlart a ait batidaki kapinin kalintilari soldaki ile Gotik yapinin sutun basliklarindan birinin cizimi Philippe Plagnieux ve Thierry Soulard yapinin genel planinin Azize Katerina Kilisesi yle ayni oldugunu tahmin eder Olimpios da kilisenin mimari uslubunun Azize Katerina Kilisesi nin agir etkisini tasidigini belirtir Genel mimari detaylar acisindan kilisenin kompleksin alisildik disi organizasyonuna ragmen Azize Katerina Kilisesi nde mevcut olan ozgunluk ve tazelikten mahrum bir mimarisi oldugunu savunur Kibris mimarligi tarihi acisindan Ayasofya Katedrali nin etkisinin artik zayifladigi bir donemi yansittigini Bellapais Manastiri nda baslayip Azize Katerina Kilisesi nde yansitilmis mimari gelismeleri temsil ettigini ifade eder Bunun yani sira Bellapais Manastiri nin gomulu sutunlari ve avlusunun giderek daha kucuk formlara sikistirildigi bir mimari evrim surecinde Azize Katerina Kilisesi nden sonra ucuncu evreyi olusturdugunu savunur Guney ve dogu duvarlarindan geriye kalanlar yapinin Kibris geleneksel mimarisinde tipik olan tek nefli kilise planinda oldugunu gosterir Olimpios a gore bu nefte kaburgali tonozla ortulu en az iki bolme oldugu anlasilir ve bati tarafinda da bes koseli bir apsis ile kapatildigi tahmin edilir Kilisenin esas girisine dair gunumuze ulasan bati duvarinda yer alan silmeli kenarlara sahip bir kapidir Bunun yaninda guneydeki duvarda ikinci bolmede bir giris oldugu dusunulur Baska girislerin olup olmadigina dair gunumuze ulasan bir bulgu yoktur Her bolmede duvarlarin ust kisminda pencereler alt kismindaysa mezarlarin yer aldigi nisler bulundugu bu nislerin ilk bolmenin guney duvarinda 20 yuzyila kadar korunmus olmasindan anlasilir Olimpios un tahminine gore binanin dis cephesi uzun dikdortgen seklindeki payandalarin arasinda duzenli olarak yer alan pencerelerin bulunmasiyla tipik bir gorunum sergilemekteydi Bati tarafindaki duvarin kalintilari kapinin uzerinde tas orgulu bir pencere olmasinin ihtimalini azaltir Burada Kibris ta ilk ornegi Bellapais Manastiri nda gorulen ve Azize Katerina Manastiri nin da bati duvarinda yer alan cinsten bir oculus bulunmus olmasi mumkundur Binanin payandalari nef boyunca dikdortgen kesitli bir sekilde destek vermekteydi bu da Olimpios tarafindan Azize Katerina Kilisesi nin payandalarinin yamuk trapezoid formlarina gore daha alisildik bir tercih olarak degerlendirilir Binanin yikintilarinin arasinda yer alan kemer taslarindan kemerlerin sevron suslemeli oldugu anlasilmaktadir Bu sevron susleme genel olarak Bellapais Manastiri nin koseli uslubunu yansitsa da bosluklara kopek disi elemanlarinin eklenmis olmasiyla farklilik gosterir Bu suslemeler Bellapais Manastiri nin susleme tercihlerinin baskent Lefkosa da etki sahibi olduguna dair olasi bir kanit teskil eder Thomas Kaffenberger bu suslemeleri sergileyen iki kemer tasinin guney kapisindan kalma oldugunu tahmin eder Binanin guneybatisinda gunumuze ulasan sutunun suslemeleri Azize Katerina Kilisesi nde gorulen sutun suslemelerinin basitlestirilmis bir versiyonudur Kulturel etkileriKibris Turk sozlu edebiyatinda Yeni Cami Ramazan davulculari tarafindan geleneksel olarak halki kaldirmak uzere soylenen manilerden birinde yer alir Yeni Cami direg isder Soylemeye yureg isder Benim garnim togdur amma Arkadasim boreg isder Suleyman Ulucamgil tarafindan Lefkosa yi anlatan Deli Sehir siirinde Yeni Cami nin tasviri yapilmistir Yenicami derler bir eski cami Varligi ilk gorunusler kadar yeni Lefkosa nin icinde Minaresi baska mahallede Kendisi baskaKaynakcaOzel a b c Bozkurt 20 Eylul 1962 Lefkosa Turk Belediyesi Schabel 2012 s 153 a b c d Olympios 2018 s 300 a b c Olympios 2018 s 295 Bagiskan 2019 s 157 Jennings 1993 s 45 Bagiskan 2019 ss 157 158 a b Gurkan 2006 s 137 Kose ve Lokmaci 2017 s 192 a b c d e Bagiskan 2019 s 158 a b c d Bagiskan 2019 s 160 Sabri 2019 s 107 Bozkurt 7 Eylul 1962 a b Din Hizmetleri Musavirligi a b Bagiskan 2019 s 159 Arslangazi 2007 s 128 Jeffery 1918 s 62 Arslangazi 2007 s 129 Bagiskan 2019 ss 156 160 a b c Bagiskan 2019 s 161 Gurkan 2006 s 138 Yorulmaz 2013 ss 40 41 Bagiskan 2019 s 162 a b Olympios 2018 s 296 Enlart 1899 s 169 a b Olympios 2018 s 297 Plagnieux ve Soulard 2006 s 168 Olymipos 2018 s 299 Olympios 2015 s 325 a b Olympios 2018 s 298 Olympios 2018 s 299 Kaffenberger 2017 s 176 Kaffenberger 2017 s 183 Oger 2005 s 11 Demirag ve Azgin 1995 Genel Bir semte ismini veren Yeni Cami Bozkurt 20 Eylul 1962 s 3 T C Lefkosa Buyukelciligi Din Hizmetleri Musavirligi 21 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Ocak 2021 Dukkanlar Onu Camii Yikildi Bir Kadin Oldu Bozkurt 7 Eylul 1962 s 4 Lefkosa Turk Belediyesi 25 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ocak 2021 Arslangazi Havva 2007 PDF Doktora tezi Istanbul Marmara Universitesi Turkiyat Arastirmalari Bolumu 29 Mart 2020 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 30 Mart 2020 Bagiskan Tuncer 2019 Kibris ta Turk Islam ve Islamlastirilan Eserler Lefkosa Kibris Turk Egitim Vakfi Yayinlari Demirag Fikret Azgin Bekir 21 Kasim 1995 Antoloji Suleyman Ulucamgil PDF Kibris Gazetesi olu kirik baglanti Enlart Camille 1899 L art gothique et la renaissance en Chypre illustre de 34 planches et de 421 figures Fransizca Paris E Leroux 19 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Ocak 2021 Gurkan Hasmet Muzaffer 2006 Dunku ve Bugunku Lefkosa 3 bas Lefkosa Galeri Kultur Yayinlari ISBN 9963660037 Jeffery George 1918 A Description of the Historic Monuments of Cyprus Studies in the Archaeology and Architecture of the Island Lefkosa Government Printing Office Jennings Ronald C 1993 Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World 1571 1640 New York ve Londra New York University Press Kaffenberger Thomas 2017 Evoking a Distant Past The Chevron Motif as an Emblematic Relic of Crusader Architecture in Late Medieval Cyprus Barnes Aneilya Salerno Mariarosaria Ed Symbols and Models in the Mediterranean Perceiving through Cultures Cambridge Scholars Publishing Kose Muhamed Lokmaci Suleyman 2017 Arsiv Belgelerine Gore XIX Yuzyilin Ikinci Yarisinda Kibris Vakiflarinin Idari Sosyal ve Iktisadi Yapisi Egilmez Mehmet Mahfuz Ed Osmanli Doneminde Kibris Vakiflari Lefkosa Yakin Dogu Universitesi ISBN 9789963610440 Olympios Michalis 2015 Resting in Pieces Gothic Architecture in Cyprus in the Long Fifteenth Century Grunbart Michael Rogge Sabine Ed Medieval Cyprus A Place of Cultural Encounter Munster Waxmann Verlag Olympios Michalis 2018 Bulding the Sacred in a Crusader Kingdom Gothic Church Architecture in Lusignan Cyprus c 1209 c 1373 Turnhout Brepols ISBN 978 2 503 53606 4 Oger Adem 2005 Kibris Turk Manileri Bozkurt Ismail Nesim Ali Oznur Sevket Ed KIBATEK YDU XI Uluslararasi Edebiyat Soleni Bildiriler Yakin Dogu Universitesi Basimevi Plagnieux Philippe Soulard Thierry 2006 Cathedrale Sainte Sophie de Vaivre Jean Bernard Plagnieux Philippe Ed L art gothique en Chypre Paris L Academie des inscriptions et belles lettres Sabri Reyhan 2019 The Imperial Politics of Architectural Conservation The Case of Waqf in Cyprus Palgrave Macmillan ISBN 978 3 030 18231 1 Schabel Chris 2012 Frankish amp Venetian Nicosia 1191 1570 Ecclesiastical Monuments and Topography Michaelides Demetrios Ed Historic Nicosia Lefkosa Rimal Publications ISBN 9789963610440 Yorulmaz Bulent 2013 Tas Yazitlarin Bazilarinda Klasik Edebiyatimizin Ozellikleri Doratli Naciye Ed 8 Uluslararasi Kibris Arastirmalari Kongresi Bildirileri Cilt II PDF Dogu Akdeniz Universitesi Yayinlari 6 Subat 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 2 Subat 2021 Dis baglantilarColumbia Universitesinde yurutulen Mapping Gothic France projesinde Yeni Cami nin mimari detaylarinin gorselleri 4 Subat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde