Cenap Şahabeddin (Osmanlıca: جناب شهاب الدين) (21 Mart 1870, Manastır - 12 Şubat 1934, İstanbul), Türk şâir ve yazar.
Cenap Şahabettin | |
---|---|
Doğum | 21 Mart 1870 Manastır, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 12 Şubat 1934 (63 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Eğitim | Askeri Tıbbiye |
Meslek | Şair ve Yazar, Doktor |
Servet-i Fünûn edebiyatının önde gelen temsilcilerindendir.
Hayatı
21 Mart 1870'te Manastır’da doğdu. Babası Osman Şahabettin Bey, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda öldü. Babasının ölümünden sonra yaklaşık altı yaşında iken ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı.
İlkokulu Tophane’de Mekteb-i Feyziyye’de okudu. Ardından Eyüp Askerî Rüşdiyesi’ne girdi. Bu okulun yıkılması üzerine Gülhane Askerî Rüşdiyesi’ne geçti ve 1880 yılında buradan mezun oldu. Daha sonra Tıbbiye İdâdîsi’ne girdi, iki yıl okuduktan sonra Askerî Tıbbiye’nin beşinci sınıfına kabul edildi. 1889’da doktor yüzbaşı olarak okulu bitirdi. İyi bir derece ile mezun olduğu için 1890 yılı başlarında cilt hastalıkları sahasında ihtisas yapmak üzere devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada dört yıl kadar kaldı.
Paris’te dört yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Döndükten sonra hekim yüzbaşı rütbesiyle bir müddet ’nde hekimlik yaptı. Takip edildiği korkusuyla İstanbul’dan uzak bir yerde görev alabilmek amacıyla kendi isteğiyle karantina dairesine geçti. Mersin ve Rodos'ta karantina hekimliği yaptı. 1896’da sıhhiye müfettişliği göreviyle Cidde’ye tâyin edildi. 1898’de Cidde’den merkez müfettişliği vazifesiyle İstanbul’a döndü. Daha sonra kısa bir süre Suriye vilâyeti sıhhiye reisliğine atandı. İkinci Meşrutiyet’in ilânından sonra üyeliği ve müfettişliğiyle tekrar İstanbul’a döndü. 1914'te emekliye ayrıldı.
Emekliliğinde Darülfünûn’da "Garp edebiyatı", "Fransız Dili" ve "Osmanlı edebiyatı tarihi" dersleri müderrisliğine tâyin olundu.
1922 yılında, bir gün derste Yunanları övüp Millî Mücadele’yi küçümseyen sözler sarfettiği ileri sürülerek Dârülfünun öğrencileri ve diğer bazı hocalar tarafından aleyhinde nümâyişler düzenlendi. Cenap Şahabettin Bey'in o sözleri söyleyip söylemediği hiçbir zaman tespit edilemediyse de, önceki bazı siyasî yazıları onu suçlu bulmaya yeterli görüldü. Ali Kemal, Rıza Tevfik, ve Dikran Barsamyan Efendi ile beraber 1922 yılı eylül ayında Dârülfünun’daki görevinden istifa etmek zorunda bırakıldı. Bu olaylar üzerine bir çeşit inzivayı tercih eden Cenap Şahabettin, daha çok edebiyat ve sanat konularında yazı faaliyetine devam etti.
Son yıllarında yoğun bir şekilde üzerinde çalıştığı sözlüğünü tamamlayamadan 13 Şubat 1934’te beyin kanaması nedeniyle İstanbul’da yaşamını yitirdi. 14 Şubat'ta sade bir törenle Bakırköy Mezarlığı'nda kızı Destine Hanım'ın yanına gömüldü.
Edebî kişiliği
Cenap Şahabettin, 1895 yılından başlayarak ölümüne kadar devam eden yazı faaliyetlerinde, özellikle Cumhuriyet dönemine kadar başta şiir olmak üzere edebiyatın çeşitli alanlarında otorite kabul edilmiş başlıca şahsiyetlerden biridir. Tanzimat’tan sonra Batı edebiyatı tesirinde gelişen Türk şiirinde Abdülhak Hâmid’in ardından en büyük yenilikleri yapanlar arasındadır.
Edebiyatla yakından ilgilenen bir ailede doğup büyüyen Cenap Şahabettin, on beş, on altı yaşlarında iken Muallim Naci ile Şeyh Vasfi Efendi'nin etkisinde kalarak onların gazellerini tanzir ve tahmis etmiştir. İlk şiiri bir gazeldi ve 1885’te daha öğrenciyken Saadet gazetesinde yayınlandı. Daha sonrasında yazdığı on dokuz şiirinin de nazım biçimi gazel oldu.
Bu dönemden sonra Abdülhak Hâmid Tarhan ve Recâizâde Mahmud Ekrem gibi ustaların eserlerini okumaya başlayan Cenap Şahabettin'in yeni şiirleri, Saadet gazetesiyle beraber Gülşen, Sebat ve İmdâdü’l-midâd dergilerinde yayımlandı. Henüz tıbbiye öğrencisi iken 18 şiirini "Tâmât" adıyla küçük bir kitap hâlinde 1886'da yayımladı.
Tıp ihtisası için Paris’te bulunduğu yıllarda, daha çok edebiyata ilgi gösteren Cenap, kendi ifadesiyle parnasyen ve sembolist şairleri okumuş, özellikle Paul Verlaine’den etkilenmiştir. Yurda döndükten sonra da şiiri yavaş yavaş bu tesirler etrafında değişmeye başlamıştır. 1895 yılı sonlarında dergisinde yayımlanan “Benim Kalbim” başlıklı şiiri Cenap Şahabeddin'in kelimelerle çizilen tablo karakterindeki şiirlerinin ilkidir.
Cenap Şahabettin bu yıllarda Mekteb, Hazîne-i Fünûn, Maarif, Ma‘lûmat gibi dergilerde şekil, muhteva ve ifade bakımından hem kendisinin ilk şiirlerinden, hem de çevresinde benimsenmiş şiir tarzından farklı denemelere girişmiştir. Özellikle Mekteb dergisinde 1896 senesinde yayımlanan 42 şiiri dönemin edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Dönemim edebiyat çevresi, “yeni şiiri savunanlar” ve “eski şiiri savunanlar” olarak iki cepheye ayrıldı. Bu kutuplaşmanın sonucu olarak Cenap Şahabettin, yeni şiircilerin Tevfik Fikret yönetimindeki Servet-i Fünûn dergisinde kendisine yer buldu.
Servet-i Fünûn şairlerinin çok kullandıkları, bir Fransız şiir formu olan "sone" tarzını, Türk edebiyatı'nda ilk defa Cenap Şahabettin “Şi‘r-i Nânüvişte” adıyla yayımladığı şiirinde uygulamıştır (1895). Şâir, bu yıllarda Mekteb, Hazîne-i Fünûn, Maarif, Ma‘lûmat gibi dergilerde şekil, içerik ve anşatım bakımından farklı şiir denemelerine başladı. Bu dönemde meydana gelen edebî kutuplaşmada Servet-i Fünûn takımına katıldı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’le birlikte Servet-i Fünun edebiyatının üç önemli isminden biri ve gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şâir oldu.
Cenap’ın şiirleri hakkında dikkate değer tahliller yapmış olan Mehmet Kaplan, onun şiirlerinin tabiat ve ev içi tasvirleriyle, alegorik ve sembolik imajlarla yoğunlaştığını belirtmiştir;
"Yalnız o da çağdaşları gibi hayatı ve insanları, aralarına girmeyerek uzaktan temaşa lezzetiyle yetinmiştir. Resim ve mûsiki kültürü olan Cenap Şahabettin, şiirini bu sanatlarla beraber yürütmüştür. Şiirine mûsiki sanatının girişinde Fransız sembolistlerinden faydalanmakla beraber bunu pek az şiirinde başarı ile uygulayabilmiştir. Elhân-ı Şitâ, Yakazât-ı Leyliyye, Temâşâ-yı Leyâl, Temâşâ-yı Hazân gibi şiirleri nesiller boyunca okunan Cenap Şahabettin, şiirde âhenge önem verdiği için hece yerine daima aruzu tercih etmiş, makalelerinde ve tartışmalarında hece veznini küçümsemiştir."
Şiirin tek gayesinin güzellik olduğunu savunan ve ona başka bir fonksiyon yüklemek istemeyen Cenap, tabiatı panteist bir duygu ile bir bütün olarak algılamıştır. Bu bakış açısıyla doğadaki her maddeyi birtakım ruh halleri ile betimlemiştir. Şair, fikir ağırlıklı şiirlerinde sosyal konuları ele almamış, insanın kaderi ve kâinat içindeki yeri üzerinde durmuştur. Gece, mehtap ve sonbahar gibi daha çok hissî tabiat manzaralarını da saf bir şekilde ele almış, şiirlerinde tabiat, kadın ve aşk temalarını işlemiştir. “Münâcât I-IV”, "Derviş" ve "Tevhid” gibi şiirlerinde panteist dinî duygulara, "Hilâl-i Giryân" başlıklı şiirinde ise millî duygulara yer vermiştir.
1908'den sonra düz yazı ağırlıklı yazmaya başladı. Tanin, Hürriyet, gazetelerinde makaleler yazdı. Şiirleri ölümünden sonra kitaplaştırılan yazarın gezi, makale ve tiyatro eserleri sağlığında basılmıştı.
Edebî anlayışı
Cenap Şahabettin, daha önce Türk edebiyatında kullanılmamış yeni ve Avrupa şiirine has formları Türk şiirinde ilk defa kullandı. Üslûba büyük önem verdi. Yeni kavramlar, semboller, isim ve sıfat tamlamaları kullanarak Türk edebiyatında daha önce başvurulmayan bir yöntem kullanmış, okuyucunun zihninde resimler canlandırabilmesine imkân verecek şekilde görsel anlatım tekniklerini şiire sokmuştur. Bu yeni anlatım ve üslûp, edebiyat çevrelerinde yadırgandı, sert eleştirilere uğradı, tenkit edildi ve hatta alaya varacak kadar yerildi. Dil ve üslûbun dejenere olduğunu iddia eden ve savunan bu zümreye Cenap Şahabettin, zamana ayak uydurulması gerektiği, zamanla birlikte sanat ve edebî anlayışın da değişebileceği, lisânın da yeni kelimeler, yeni tamlamalar ve yeni tanımlarla zamana ayak uydurması gerektiği yönündeki görüşleriyle karşılık verdi. İsmâil Safâ, Süleyman Nesib, Ahmed Hikmet, Hüseyin Cahid, Şemseddin Sâmi, Sâmih Rifat, Ali Ekrem ve Rıza Tevfik’in de katıldığı, karşılıklı atışmalara kadar varan münakaşa, lisân ve üslup çerçevesinde kalmamış, sanat, edebiyat, sembolizm gibi meselelere de uzanmıştır.
Servet-i Fünûn şiirinin genel karakterinde olduğu gibi, Cenap Şahabettin’in şiirlerinde de tasvir ön plandadır. Varlığı betimleyen metni bir resim, bir fotoğraf gibi kabul ederek ve okuyucuyu da sanki bir resme bakıyormuş gibi düşünerek tabiat, canlılar, nesneler, durumlar, olaylar görsel bir dille betimlenmektedir. Bu anlayış, önce Avrupa’da ve ardından da Türk basınında kullanılmaya başlayan görsel malzemelerin getirdiği bir akımdır. Cenap Şahabettin ile başlayan bu akım, Tevfik Fikret, Ahmed Haşim, Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ı da etkilemiştir. Cenap Şahabettin’in şiirleri hakkında dikkate değer tahliller yapmış olan Mehmet Kaplan, onun şiirlerinin tabiat ve ev içi tasvirleriyle, alegorik ve sembolik imajlarla yoğunlaştığını belirtmiştir. Cenap Şahabettin, resim ve mûsiki sanatlarıyla da ilgilenmiş, Fransız sembolistlerinden faydalanmakla Fransız sembolistlerinden etkilenerek şiire resim ve mûsiki ile süslemeyi denemiştir. Şâir, şiirde âhenge önem verdiği için hece ölçüsü yerine aruz ölçüsünü tercih etmiş, makalelerinde ve tartışmalarında da hece veznini küçümsemiştir.
Siyâsî kişiliği
Cenap Şahabettin’in gazetelerde siyasî yazılar yazması, II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’a gelişiyle başlar. İlk önce Hürriyet’in başyazarı oldu. Hürriyet'ten sonra onun yerine çıkan Siper-i Sâika-i Hürriyet’te, daha sonra da Şebab, Hak ve İctihad gazetelerinde siyasî içerikte yazılar yazdı. Mizah dergisi Kalem'de "Dahhâk-i Mazlûm" takma adını kullanarak yine siyasi içerikli mizah yazıları kaleme aldı.
Balkan Savaşları’ndan sonra Tasvîr-i Efkâr gazetesi, şâiri birkaç defa Avrupa’ya gönderdi. Gezi izlenimleri, gazetede “Avrupa Mektupları” başlığı ile 1916'da yayımlandı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, dördüncü ordu kumandanı Cemal Paşa’nın davetiyle Suriye’ye gitti. Bu gezileri de 1918'de “Suriye Mektupları” adıyla yayımlandı. Kurtuluş Savaşı döneminde, millî mücadele aleyhinde yayın yapan Ali Kemal’in Peyâm ve Sabah gazetelerinde çıkan bazı yazılarında, ordunun Birinci Dünya Savaşı’nda basiretsiz komutanlar yüzünden yenilgiye uğradığını iddia etti. Bu yazılar, askerin moralini bozduğu gerekçesiyle çok sert karşılandı ve Cenap Şahabeddin'in Anadolu hükûmeti ile arasının bozulmasına yol açtı.
Milli Mücadele döneminde İstanbul' da yapılan Darülfünun (üniversite) konferansının ardından çıkan ayaklanmalardan hemen sonra üniversite öğrencilerinin yaptığı eylemden protesto edilen üniversite hocalarından biri olan olan Cenap Şahabettin' in ders sırasında söylediği; ''Üzülmeyin efendiler, tersine mutlu olun. Çünkü Yunanlar bizim lehimize çalışıyor. Memleketi milliyetçi denilen haydutlardan, serserilerden temizliyorlar.'' sözüyle milli mücadele sırasında çok fazla tepkiye maruz kaldı.
Bu dönemin ardında şâirin yıldızı bir daha cumhuriyet idâresi ile barışmadı. Dilde muhafazakârlığı savunması, Türkçüler’le giriştiği tartışmalar, İttihatçılar’ı ve Enver Paşa’yı tutması, sonra yermesi, Cemal Paşa ile olan yakınlıklarının menfaate dayandığı, kadın hakları aleyhindeki yazıları, yeni kurulan cumhuriyetin ileri gelenleri tarafından affedilmedi. Kurtuluş Savaşı'ndan ve cumhuriyetin ilânından sonra da hakkındaki olumsuz yargı değişmedi. Falih Rıfkı Atay ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi dönemin önde gelen münevverleri şâire karşı tavır aldılar. Cenap Şahabeddin, ölümüne yakın yıllara kadar zaman zaman Cumhuriyet inkılâplarını benimseyen yazılar kaleme aldıysa da daima önceki yazıları hatırlatılarak suçlamalara devam edilmiştir.
Dünya görüşü
Cenap Şahabeddin, sosyal içerikli yazılarında dinî konulara da değinmiştir. Ne var ki, İslâmî meseleler hakkındaki görüşleri, dönemin dinî otoritelerince çoğunlukla eleştirilmiştir. Şâirin yazılarından, bazı şiirlerinden ve özellikle Paris’ten gönderdiği 1912 tarihli mektuplarından anlaşıldığı kadarıyla, mistik ve panteist bir din algısına sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Eserleri
Şiir
Tiyatro
- Yalan
- Körebe (1917)
- Küçükbeyler
- Merdud Aile
Gezi yazısı
- Hac Yolunda (1909)
- Afak-ı Irak (1917)
- Avrupa Mektupları (1919)
- Suriye Mektupları (1917)
Düzyazı
- Evrak-ı Eyyam (1915)
- Nesr-i Harp (1918)
- Nesr-i Sulh (1918)
İnceleme
- William Shakespeare (1932)
- Kadı Burhanettin
Anısının yaşatılması
Adı başta İstanbul olmak üzere çok sayıda sokak, cadde ve okulda yaşatılmaktadır. Şairin hayata veda ettiği ev ise harap durumdadır ve bahçesi otopark olarak kullanılmaktadır."Elhan-ı Şita" başlıklı şiiri Barış Aktaş tarafından bestelenmiş ve 2021 yılında yayınlanmıştır.
Kaynakça
- ^ Ahmet Özdemir (1975) Cenap Şehabeddin, istanbul:Toker Yayınları
- ^ a b Sadeddin Nüzhet Ergun, Cenap Şehabettin: Hayatı ve Seçme Şiirleri, İstanbul 1934
- ^ a b http://earsiv.sehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11498/18410/001511534006.pdf?sequence=1&isAllowed=y[]
- ^ a b İbnü'l-Emin Mahmut Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri,Cilt 1, s. 230-233, Ankara 1999, ISBN 9789751612373
- ^ Hikmet Dizdaroğlu, "Cenap Şehabettin: Hayatı, Sanatı, Eserleri", İstanbul 1964
- ^ a b Mehmet Kaplan, "Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1", 2014 İstanbul, ISBN 9789759953454
- ^ Hüseyin Câhit Yalçın, "Edebiyat Anıları", İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2010, ISBN 9789754583335
- ^ Turgut Özakman - Şu Çılgın Türkler. Bilgi Yayınevi. s. 545.
- ^ İnci Enginün, Cenap Şahabeddin, Dergâh, İstanbul 2015, ISBN 9789759956646
- ^ Kadıköy'deki Cenap Şehabettin sokağının yeri 15 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 23 Mayıs 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ Kadıköy Cenap Şehabettin İlkokulunun T.C. Millî Eğitim Bakanlığı sitesindeki sayfası 5 Kasım 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 23 Mayıs 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ 23 Mayıs 2021 tarihli 23 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde . soL Haber Portalı haberi 23 Mayıs 2021 tarihinde erişilmiştir
- ^ . 2021. 4 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2022.
Dış bağlantılar
- Vikisöz'de Cenap Şahabettin ile ilgili sözler mevcuttur.
- Vikikaynak'ta Cenap Şahabettin ile ilgili metin bulabilirsiniz.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cenap Sahabeddin Osmanlica جناب شهاب الدين 21 Mart 1870 Manastir 12 Subat 1934 Istanbul Turk sair ve yazar Cenap SahabettinDogum21 Mart 1870 1870 03 21 Manastir Osmanli ImparatorluguOlum12 Subat 1934 63 yasinda Istanbul TurkiyeEgitimAskeri TibbiyeMeslekSair ve Yazar Doktor Servet i Funun edebiyatinin onde gelen temsilcilerindendir Hayati21 Mart 1870 te Manastir da dogdu Babasi Osman Sahabettin Bey 1877 1878 Osmanli Rus Savasi nda oldu Babasinin olumunden sonra yaklasik alti yasinda iken ailesiyle birlikte Istanbul a tasindi Ilkokulu Tophane de Mekteb i Feyziyye de okudu Ardindan Eyup Askeri Rusdiyesi ne girdi Bu okulun yikilmasi uzerine Gulhane Askeri Rusdiyesi ne gecti ve 1880 yilinda buradan mezun oldu Daha sonra Tibbiye Idadisi ne girdi iki yil okuduktan sonra Askeri Tibbiye nin besinci sinifina kabul edildi 1889 da doktor yuzbasi olarak okulu bitirdi Iyi bir derece ile mezun oldugu icin 1890 yili baslarinda cilt hastaliklari sahasinda ihtisas yapmak uzere devlet tarafindan Paris e gonderildi Burada dort yil kadar kaldi Paris te dort yil cilt hastaliklari ihtisasi yapti Dondukten sonra hekim yuzbasi rutbesiyle bir muddet nde hekimlik yapti Takip edildigi korkusuyla Istanbul dan uzak bir yerde gorev alabilmek amaciyla kendi istegiyle karantina dairesine gecti Mersin ve Rodos ta karantina hekimligi yapti 1896 da sihhiye mufettisligi goreviyle Cidde ye tayin edildi 1898 de Cidde den merkez mufettisligi vazifesiyle Istanbul a dondu Daha sonra kisa bir sure Suriye vilayeti sihhiye reisligine atandi Ikinci Mesrutiyet in ilanindan sonra uyeligi ve mufettisligiyle tekrar Istanbul a dondu 1914 te emekliye ayrildi Emekliliginde Darulfunun da Garp edebiyati Fransiz Dili ve Osmanli edebiyati tarihi dersleri muderrisligine tayin olundu 1922 yilinda bir gun derste Yunanlari ovup Milli Mucadele yi kucumseyen sozler sarfettigi ileri surulerek Darulfunun ogrencileri ve diger bazi hocalar tarafindan aleyhinde numayisler duzenlendi Cenap Sahabettin Bey in o sozleri soyleyip soylemedigi hicbir zaman tespit edilemediyse de onceki bazi siyasi yazilari onu suclu bulmaya yeterli goruldu Ali Kemal Riza Tevfik ve Dikran Barsamyan Efendi ile beraber 1922 yili eylul ayinda Darulfunun daki gorevinden istifa etmek zorunda birakildi Bu olaylar uzerine bir cesit inzivayi tercih eden Cenap Sahabettin daha cok edebiyat ve sanat konularinda yazi faaliyetine devam etti Son yillarinda yogun bir sekilde uzerinde calistigi sozlugunu tamamlayamadan 13 Subat 1934 te beyin kanamasi nedeniyle Istanbul da yasamini yitirdi 14 Subat ta sade bir torenle Bakirkoy Mezarligi nda kizi Destine Hanim in yanina gomuldu Edebi kisiligiSon yillarinda yazi masasinda cekilmis fotograf Cenap Sahabettin 1895 yilindan baslayarak olumune kadar devam eden yazi faaliyetlerinde ozellikle Cumhuriyet donemine kadar basta siir olmak uzere edebiyatin cesitli alanlarinda otorite kabul edilmis baslica sahsiyetlerden biridir Tanzimat tan sonra Bati edebiyati tesirinde gelisen Turk siirinde Abdulhak Hamid in ardindan en buyuk yenilikleri yapanlar arasindadir Edebiyatla yakindan ilgilenen bir ailede dogup buyuyen Cenap Sahabettin on bes on alti yaslarinda iken Muallim Naci ile Seyh Vasfi Efendi nin etkisinde kalarak onlarin gazellerini tanzir ve tahmis etmistir Ilk siiri bir gazeldi ve 1885 te daha ogrenciyken Saadet gazetesinde yayinlandi Daha sonrasinda yazdigi on dokuz siirinin de nazim bicimi gazel oldu Bu donemden sonra Abdulhak Hamid Tarhan ve Recaizade Mahmud Ekrem gibi ustalarin eserlerini okumaya baslayan Cenap Sahabettin in yeni siirleri Saadet gazetesiyle beraber Gulsen Sebat ve Imdadu l midad dergilerinde yayimlandi Henuz tibbiye ogrencisi iken 18 siirini Tamat adiyla kucuk bir kitap halinde 1886 da yayimladi Tip ihtisasi icin Paris te bulundugu yillarda daha cok edebiyata ilgi gosteren Cenap kendi ifadesiyle parnasyen ve sembolist sairleri okumus ozellikle Paul Verlaine den etkilenmistir Yurda dondukten sonra da siiri yavas yavas bu tesirler etrafinda degismeye baslamistir 1895 yili sonlarinda dergisinde yayimlanan Benim Kalbim baslikli siiri Cenap Sahabeddin in kelimelerle cizilen tablo karakterindeki siirlerinin ilkidir Cenap Sahabettin bu yillarda Mekteb Hazine i Funun Maarif Ma lumat gibi dergilerde sekil muhteva ve ifade bakimindan hem kendisinin ilk siirlerinden hem de cevresinde benimsenmis siir tarzindan farkli denemelere girismistir Ozellikle Mekteb dergisinde 1896 senesinde yayimlanan 42 siiri donemin edebiyat cevrelerinde buyuk yanki uyandirdi Donemim edebiyat cevresi yeni siiri savunanlar ve eski siiri savunanlar olarak iki cepheye ayrildi Bu kutuplasmanin sonucu olarak Cenap Sahabettin yeni siircilerin Tevfik Fikret yonetimindeki Servet i Funun dergisinde kendisine yer buldu Servet i Funun sairlerinin cok kullandiklari bir Fransiz siir formu olan sone tarzini Turk edebiyati nda ilk defa Cenap Sahabettin Si r i Nanuviste adiyla yayimladigi siirinde uygulamistir 1895 Sair bu yillarda Mekteb Hazine i Funun Maarif Ma lumat gibi dergilerde sekil icerik ve ansatim bakimindan farkli siir denemelerine basladi Bu donemde meydana gelen edebi kutuplasmada Servet i Funun takimina katildi Tevfik Fikret ve Halit Ziya Usakligil le birlikte Servet i Funun edebiyatinin uc onemli isminden biri ve gelenekci sairlerin en cok saldirdigi yenilikci sair oldu Cenap in siirleri hakkinda dikkate deger tahliller yapmis olan Mehmet Kaplan onun siirlerinin tabiat ve ev ici tasvirleriyle alegorik ve sembolik imajlarla yogunlastigini belirtmistir Yalniz o da cagdaslari gibi hayati ve insanlari aralarina girmeyerek uzaktan temasa lezzetiyle yetinmistir Resim ve musiki kulturu olan Cenap Sahabettin siirini bu sanatlarla beraber yurutmustur Siirine musiki sanatinin girisinde Fransiz sembolistlerinden faydalanmakla beraber bunu pek az siirinde basari ile uygulayabilmistir Elhan i Sita Yakazat i Leyliyye Temasa yi Leyal Temasa yi Hazan gibi siirleri nesiller boyunca okunan Cenap Sahabettin siirde ahenge onem verdigi icin hece yerine daima aruzu tercih etmis makalelerinde ve tartismalarinda hece veznini kucumsemistir Siirin tek gayesinin guzellik oldugunu savunan ve ona baska bir fonksiyon yuklemek istemeyen Cenap tabiati panteist bir duygu ile bir butun olarak algilamistir Bu bakis acisiyla dogadaki her maddeyi birtakim ruh halleri ile betimlemistir Sair fikir agirlikli siirlerinde sosyal konulari ele almamis insanin kaderi ve kainat icindeki yeri uzerinde durmustur Gece mehtap ve sonbahar gibi daha cok hissi tabiat manzaralarini da saf bir sekilde ele almis siirlerinde tabiat kadin ve ask temalarini islemistir Munacat I IV Dervis ve Tevhid gibi siirlerinde panteist dini duygulara Hilal i Giryan baslikli siirinde ise milli duygulara yer vermistir 1908 den sonra duz yazi agirlikli yazmaya basladi Tanin Hurriyet gazetelerinde makaleler yazdi Siirleri olumunden sonra kitaplastirilan yazarin gezi makale ve tiyatro eserleri sagliginda basilmisti Edebi anlayisiCenap Sahabettin in el yazisiyla Elhan i Sita siirinden bir parca Cenap Sahabettin daha once Turk edebiyatinda kullanilmamis yeni ve Avrupa siirine has formlari Turk siirinde ilk defa kullandi Usluba buyuk onem verdi Yeni kavramlar semboller isim ve sifat tamlamalari kullanarak Turk edebiyatinda daha once basvurulmayan bir yontem kullanmis okuyucunun zihninde resimler canlandirabilmesine imkan verecek sekilde gorsel anlatim tekniklerini siire sokmustur Bu yeni anlatim ve uslup edebiyat cevrelerinde yadirgandi sert elestirilere ugradi tenkit edildi ve hatta alaya varacak kadar yerildi Dil ve uslubun dejenere oldugunu iddia eden ve savunan bu zumreye Cenap Sahabettin zamana ayak uydurulmasi gerektigi zamanla birlikte sanat ve edebi anlayisin da degisebilecegi lisanin da yeni kelimeler yeni tamlamalar ve yeni tanimlarla zamana ayak uydurmasi gerektigi yonundeki gorusleriyle karsilik verdi Ismail Safa Suleyman Nesib Ahmed Hikmet Huseyin Cahid Semseddin Sami Samih Rifat Ali Ekrem ve Riza Tevfik in de katildigi karsilikli atismalara kadar varan munakasa lisan ve uslup cercevesinde kalmamis sanat edebiyat sembolizm gibi meselelere de uzanmistir Servet i Funun siirinin genel karakterinde oldugu gibi Cenap Sahabettin in siirlerinde de tasvir on plandadir Varligi betimleyen metni bir resim bir fotograf gibi kabul ederek ve okuyucuyu da sanki bir resme bakiyormus gibi dusunerek tabiat canlilar nesneler durumlar olaylar gorsel bir dille betimlenmektedir Bu anlayis once Avrupa da ve ardindan da Turk basininda kullanilmaya baslayan gorsel malzemelerin getirdigi bir akimdir Cenap Sahabettin ile baslayan bu akim Tevfik Fikret Ahmed Hasim Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpinar i da etkilemistir Cenap Sahabettin in siirleri hakkinda dikkate deger tahliller yapmis olan Mehmet Kaplan onun siirlerinin tabiat ve ev ici tasvirleriyle alegorik ve sembolik imajlarla yogunlastigini belirtmistir Cenap Sahabettin resim ve musiki sanatlariyla da ilgilenmis Fransiz sembolistlerinden faydalanmakla Fransiz sembolistlerinden etkilenerek siire resim ve musiki ile suslemeyi denemistir Sair siirde ahenge onem verdigi icin hece olcusu yerine aruz olcusunu tercih etmis makalelerinde ve tartismalarinda da hece veznini kucumsemistir Siyasi kisiligiCenap Sahabettin in gazetelerde siyasi yazilar yazmasi II Mesrutiyet ten sonra Istanbul a gelisiyle baslar Ilk once Hurriyet in basyazari oldu Hurriyet ten sonra onun yerine cikan Siper i Saika i Hurriyet te daha sonra da Sebab Hak ve Ictihad gazetelerinde siyasi icerikte yazilar yazdi Mizah dergisi Kalem de Dahhak i Mazlum takma adini kullanarak yine siyasi icerikli mizah yazilari kaleme aldi Balkan Savaslari ndan sonra Tasvir i Efkar gazetesi sairi birkac defa Avrupa ya gonderdi Gezi izlenimleri gazetede Avrupa Mektuplari basligi ile 1916 da yayimlandi Birinci Dunya Savasi yillarinda dorduncu ordu kumandani Cemal Pasa nin davetiyle Suriye ye gitti Bu gezileri de 1918 de Suriye Mektuplari adiyla yayimlandi Kurtulus Savasi doneminde milli mucadele aleyhinde yayin yapan Ali Kemal in Peyam ve Sabah gazetelerinde cikan bazi yazilarinda ordunun Birinci Dunya Savasi nda basiretsiz komutanlar yuzunden yenilgiye ugradigini iddia etti Bu yazilar askerin moralini bozdugu gerekcesiyle cok sert karsilandi ve Cenap Sahabeddin in Anadolu hukumeti ile arasinin bozulmasina yol acti Milli Mucadele doneminde Istanbul da yapilan Darulfunun universite konferansinin ardindan cikan ayaklanmalardan hemen sonra universite ogrencilerinin yaptigi eylemden protesto edilen universite hocalarindan biri olan olan Cenap Sahabettin in ders sirasinda soyledigi Uzulmeyin efendiler tersine mutlu olun Cunku Yunanlar bizim lehimize calisiyor Memleketi milliyetci denilen haydutlardan serserilerden temizliyorlar sozuyle milli mucadele sirasinda cok fazla tepkiye maruz kaldi Bu donemin ardinda sairin yildizi bir daha cumhuriyet idaresi ile barismadi Dilde muhafazakarligi savunmasi Turkculer le giristigi tartismalar Ittihatcilar i ve Enver Pasa yi tutmasi sonra yermesi Cemal Pasa ile olan yakinliklarinin menfaate dayandigi kadin haklari aleyhindeki yazilari yeni kurulan cumhuriyetin ileri gelenleri tarafindan affedilmedi Kurtulus Savasi ndan ve cumhuriyetin ilanindan sonra da hakkindaki olumsuz yargi degismedi Falih Rifki Atay ve Yakup Kadri Karaosmanoglu gibi donemin onde gelen munevverleri saire karsi tavir aldilar Cenap Sahabeddin olumune yakin yillara kadar zaman zaman Cumhuriyet inkilaplarini benimseyen yazilar kaleme aldiysa da daima onceki yazilari hatirlatilarak suclamalara devam edilmistir Dunya gorusuCenap Sahabeddin sosyal icerikli yazilarinda dini konulara da deginmistir Ne var ki Islami meseleler hakkindaki gorusleri donemin dini otoritelerince cogunlukla elestirilmistir Sairin yazilarindan bazi siirlerinden ve ozellikle Paris ten gonderdigi 1912 tarihli mektuplarindan anlasildigi kadariyla mistik ve panteist bir din algisina sahip oldugu anlasilmaktadir EserleriSiir Tiyatro Yalan Korebe 1917 Kucukbeyler Merdud AileGezi yazisi Hac Yolunda 1909 Afak i Irak 1917 Avrupa Mektuplari 1919 Suriye Mektuplari 1917 Duzyazi Evrak i Eyyam 1915 Nesr i Harp 1918 Nesr i Sulh 1918 Inceleme William Shakespeare 1932 Kadi BurhanettinAnisinin yasatilmasiAdi basta Istanbul olmak uzere cok sayida sokak cadde ve okulda yasatilmaktadir Sairin hayata veda ettigi ev ise harap durumdadir ve bahcesi otopark olarak kullanilmaktadir Elhan i Sita baslikli siiri Baris Aktas tarafindan bestelenmis ve 2021 yilinda yayinlanmistir Kaynakca Ahmet Ozdemir 1975 Cenap Sehabeddin istanbul Toker Yayinlari a b Sadeddin Nuzhet Ergun Cenap Sehabettin Hayati ve Secme Siirleri Istanbul 1934 a b http earsiv sehir edu tr 8080 xmlui bitstream handle 11498 18410 001511534006 pdf sequence 1 amp isAllowed y olu kirik baglanti a b Ibnu l Emin Mahmut Kemal Inal Son Asir Turk Sairleri Cilt 1 s 230 233 Ankara 1999 ISBN 9789751612373 Hikmet Dizdaroglu Cenap Sehabettin Hayati Sanati Eserleri Istanbul 1964 a b Mehmet Kaplan Turk Edebiyati Uzerinde Arastirmalar 1 2014 Istanbul ISBN 9789759953454 Huseyin Cahit Yalcin Edebiyat Anilari Is Bankasi Kultur Yayinlari Istanbul 2010 ISBN 9789754583335 Turgut Ozakman Su Cilgin Turkler Bilgi Yayinevi s 545 Inci Enginun Cenap Sahabeddin Dergah Istanbul 2015 ISBN 9789759956646 Kadikoy deki Cenap Sehabettin sokaginin yeri 15 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde 23 Mayis 2021 tarihinde erisilmistir Kadikoy Cenap Sehabettin Ilkokulunun T C Milli Egitim Bakanligi sitesindeki sayfasi 5 Kasim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde 23 Mayis 2021 tarihinde erisilmistir 23 Mayis 2021 tarihli 23 Mayis 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde soL Haber Portali haberi 23 Mayis 2021 tarihinde erisilmistir 2021 4 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Nisan 2022 Dis baglantilarVikisoz de Cenap Sahabettin ile ilgili sozler mevcuttur Vikikaynak ta Cenap Sahabettin ile ilgili metin bulabilirsiniz