Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim (veya her ikisini de) hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir.[] Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik (diğerlerine olan romantik veya cinsel çekim eksikliği) de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir.'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".
Cinsel tercih terimi cinsel yönelim ile büyük ölçüde örtüşür, fakat genellikle psikolojik araştırmalarda ayırt edilir. Kendini biseksüel olarak tanımlayan bir kişi, örneğin, cinsel açıdan bir cinsiyeti diğerine tercih edebilir. Ayrıca cinsel tercih gönüllü bir seçimi de akıllara getirebilmektedir ancak bilimsel konsensüs cinsel yönelimin bir seçim olmadığı yönündedir.
Bir insanın neden belirli bir cinsel yönelim geliştirdiğine dair bilim adamları arasında bir görüş birliği yoktur, ancak genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıktığı teorisini savunmaktadırlar. Bununla beraber uzmanlar, cinsel yönelimin nedenleri hakkında biyolojik temelli teorileri yeğlemektedir. Bu teoriler genetik etmenlere, rahimdeki gelişimin erken dönemlerine veya bunların ortak etkisine işaret etmektedir. Ayrıca cinsel yönelimin erken çocukluk deneyimlerinden ve ebeveynlerin yetiştirme tarzından etkilendiğine işaret eden sağlam bir kanıt bulunmamaktadır. Aynı cinsiyetler arasındaki cinsel davranışlar ve ev ortamı veya ortak yaşam alanının erkekler üzerinde hiçbir etkisi bulunmamakta ve kadınlar için de ufak bir etkisi bulunmaktadır. Son birkaç on yıldaki araştırmaların gösterdiğine göre cinsel yönelim, tamamen karşı cinsiyete yönelme ile tamamen aynı cinsiyete yönelme arasındaki kesiksiz bir aralık üzerinde değişkenlik göstermektedir.
Cinsel yönelim öncelikle seksoloji dahil olmak üzere biyoloji ve psikoloji içinde rapor edilirken, sosyal inşacılık dahil antropoloji ve tarih içindeki raporlar için cinsel yönelim ve kültürle ilgili başka açıklamalar da vardır.
Tanım
Cinsel yönelim tanımlarının çoğu ruh bilimsel (kişinin erotik arzusunun doğrultusu gibi) ya da davranışsal (arzulanan kişinin cinselliğine dair) ögeler içerir. Bazı tanımlar kişinin kendini betimlemesine (kimlik) dayalıdır.
Seksoloji, antropoloji ve tarih uzmanları eşcinsel ve karşıcinsel gibi toplumsal ayrımların evrensel olmadığını tartışmaktadırlar. İnsan cinselliğinin daha sürekli bir yelpaze oluşturduğu ve yaşam dönemleri ve çevresel etkiler ile az çok değişebildiği düşünülmektedir. Değişik toplumlarda kişilerin ve kesimlerin cinsel yönelim eğilimlerine getirilen tanım, sınıflama ve yargıların çeşitlilik gösterdiği bilinir. Üstelik bazı toplumlarda çiftlerin eşey ve cinselliklerinden çok ekonomik, toplumsal ve siyasal farkları önemsenebilir.
Daha önceleri kullanılan ancak yenilerde gözden düşen "cinsel seçim", "cinsel tercih" terimleri artık bilimsel çevrelerden çok siyasal amaçla, cinsel yönelimin yalnızca bir seçim sorunu olduğunu düşünen kişilerce kullanılmaktadır."
Cinsel yönelimin kökeni
Biyolojik faktörler
Araştırmacılar genler, doğum öncesi hormonlar ve beyin yapısını kapsayan, cinsel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olma ihtimali olan birkaç biyolojik faktör tanımlamıştır.
Bilim insanları cinsel yönelimin tek bir faktör tarafından belirlenmediğine, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğuna ve biyolojik faktörlerin genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimiyle bağlantılı olduğuna inanmış, biyolojik teorileri daha çok benimsemiştir. Bilim adamları cinsel yönelimin bir seçim olmadığına inanmaktadır. Kişi heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel ya da aseksüel olmayı kendisi seçmemektedir. Erken çocukluk deneyimlerinin, ailenin yetiştirme şeklinin, cinsel tacize uğramanın ya da yaşanan kötü olayların cinsel yönelime etki ettiğine dair önemli bir kanıt yoktur ama araştırmalar ebeveynlerin herhangi bir cinsel yönelim hakkındaki düşüncelerinin çocuğun herhangi bir cinsel yönelimle bağlantılı davranışları nasıl deneyimleyeceğine etki edebileceğini bulmuştur.
Önceden eşcinselliğin aileyle yaşanan kötü deneyimler ya da yanlış bir psikolojik gelişme yüzünden oluştuğu düşünülmüştür ama bu varsayımlar yanlış bilgiye ve önyargıya dayanmaktadır. Şu anki araştırmalar cinsel yönelimin oluşumundaki biyolojik açıklamaları aramaktadır ama hiçbir tekrarlanan bilimsel araştırma cinsel yönelimin özel bir biyolojik etiyolojisinin olduğunu desteklememektedir. Ama bilimsel araştırmalar heteroseksüel ve eşcinsel kişilerde (bir takım biyolojik farklılıklar) bulmuştur. Bu biyolojik farklılıklar cinsel yönelimin oluşumuyla aynı temel nedene sahip olabilir.
Genetik araştırmalar
Cinsel yönelimin belirlenmesinde genetik ve çevrenin önemini kıyaslamak amacıyla birkaç ikiz çalışması yapılmıştır. 1991’de yapılan bir araştırmada Bailey ve Pillard, tek yumurta erkek ikizlerinde %52 oranında, çift yumurta erkek ikizlerinde ise %22 oranında eşcinsellik bakımından uyum bulmuştur. 2000’de Bailey, Dunne ve Martin 4.901 avustralyalı ikiz üzerinde yaptığı araştırmada benzer sonuçlar bulmuştur. Tek yumurta erkek ikizlerinde %20 oranında uyum bulurlarken tek yumurta kız ikizlerinde yüzde %24 oranında uyum bulmuşlardır. Hershberger (2001) araştırmasında ikizler üstünde yapılmış 8 araştırmanın sonuçlarını birbiriyle karşılaştırmıştır. 8 araştırmanın 6’sında tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine göre daha yüksek oranda uyum olduğu görünmüştür. Bu bulgular genetik faktörlerin cinsel yönelim üstündeki etkisinin önemli olduğunu destekler.
Bearman ve Brückner (2002) önceki araştırmaları az sayıda denek içermesi ve deneklerin popülasyonu temsil etmemesinden dolayı eleştirmiştir. Bearman ve Brückner, 289 tek yumurta ikizi ve 495 çift yumurta ikizi üstünde yaptığı araştırmada tek yumurta erkek ikizlerinde sadece %7,7, tek yumurta kız ikizlerinde ise sadece %5,3 oranında eşcinsellik bakımından uyum bulmuştur. Bulgular neticesinde sosyal çevreden bağımsız bir genetik etkiden söz edilemeyeceği öne sürülmüştür.
2010’da İsveç’te 7.600’den fazla ikiz üstünde yapılan bir araştırmada eşcinsel davranış hem genetik faktörlerle hem de kişiye özgü çevresel faktörlerle (örneğin doğum öncesi ortam, hastalık ve travma, akran grupları ve cinsel deneyimler) açıklanabileceğini bulmuştur. Araştırma aynı zamanda ailesel çevre, toplumun tutumu gibi paylaşılmış çevresel faktörlerinde zayıf ama yine de kayda değer derecede etki ettiğini bulmuştur. Kadınların cinsel yöneliminde genetik faktörlerin az derecede etki ettiği, erkeklerin cinsel yöneliminde ise paylaşılmış çevresel faktörlerin hiç etki etmediği görünmüştür. Biyometrik modelin bulgularına göre erkeklerin cinsel yöneliminde genetik faktörler %34-39, paylaşılmış çevresel faktörler %0, kişiye özgü çevresel faktörler %61-66 oranında etki etmektedir. Kadınların cinsel yöneliminde ise genetik faktörler %18-19, paylaşılmış çevresel faktörler %16-17, kişiye özgü çevresel faktörler %64-66 oranında etki etmektedir.
Cinsel yönelim üzerine yapılan kromozom bağlantısı çalışmaları genom boyunca birçok tetikleyici genetik faktörlerin varlığını göstermektedir. 1993’te Dean Hamer ve meslektaşları 76 gay kardeş ve ailelerinin bağlantı analiziyle ilgili bulgular yayınlamıştır. Hamer ve meslektaşları eşcinsel erkeklerin anne tarafında, baba tarafına göre daha çok gay kuzen ve gay dayıya sahip olduklarını bulmuştur. Bu annesel soyu gösteren gay kardeşler, x kromozomundaki 22 işaretleyici gen kullanılarak X kromozomu bağlantısı test edilmiştir. Başka bir araştırmada test edilen 40 kardeş çiftin 33’ünde Xq28’in uzak bölgesinde benzer aleller bulmuştur. Bu erkek kardeşler için beklenen oran olan %50’den önemli ölçüde daha yüksektir. Bu medyada birçok insan tarafından “gey geni” olarak adlandırılmış, önemli tartışmalara yol açmıştır. 1998’de Sanders ve meslektaşları benzer bir çalışma yapmış gay kardeşlerin baba tarafındaki amcaların %6’sının, anne tarafındaki dayılarınınsa yüzde %13’ünün eşcinsel olduğunu bulmuştur.
Hu ve meslektaşları tarafından yapılan bir sonraki analiz önceki bulguların doğruluğunu arttırmıştır. Bu araştırma gay kardeşlerin (yeni grup) %67’sinin Xq28’de, X kromozomunda bir işaretleyici gen paylaştıklarını ortaya çıkarmıştır. Başka iki araştırmada (Bailey ve meslektaşları, 1999; McKnight ve Malcolm, 2000) eşcinsel erkeklerin anne tarafındaki gay akrabaların fazlalığı bulunamamıştır. 1999’da Rice ve meslektaşları tarafından yapılan bir çalışmada Xq28 bağlantısı bulunamamıştır. Bütün kromozom bağlantısıyla ilgili dataların meta-analizi Xq28’le ilgili önemli bir bağlantı olduğunu göstermektedir ama aynı zamanda cinsel yönelimin tamamen genetik olduğunu açıklayabilmek için ek olarak başka genlerinde var olmak zorunda olduğunu göstermektedir. 894 heteroseksüel ve 694 eşcinsel erkek üstünde yapılan son bir araştırmada kromozom bağlantısı bulunamamıştır.
Mustantski (2005) kişilerin kendi ve yeni deneklere ek olarak daha önce Hamer (1993) ve Hu (1995) tarafından rapor edilen ailelerin sadece X kromozomunun scan edilmesi yerine bütün genomunu scan etmiştir. Araştırma, Hamer’in bulgularınınkine göre bir parça daha indirgenmiş Xq28 bağlantısı bulmuş, 7q36, 8p12 ve 10p26’dan başka önemli işaretleyici bulamamıştır. İlginç bir şekilde bulgular 10q26’in annesel soydan geldiğine dair önemli bir işaret göstermektedir. Bu önceki aile çalışmalarını desteklemektedir.
2004’te italyan araştırmacılar, 98 eşcinsel erkek ve 100 heteroseksüel erkeğin akrabalarını incelemiştir. Eşcinsel erkeklerin kadın akrabaları, heteroseksüel erkeklerinkine göre daha çok çocuk sahip olmaya eğilimli olduğu bulunmuştur. Ayrıca eşcinsel erkeklerin anne tarafındaki kadın akrabaları, baba tarafındaki kadın akrabalarına göre de daha çok çocuk sahip olmaya eğilimli olduğu gözlenmiştir. Araştırmacılar X kromozomundaki nesilden nesile geçen bir genetik materyalin, kız çocuklarda doğurganlığa, erkek çocuklarda ise eşcinselliğe neden olduğu sonucuna varmıştır.
2010’da Kore Gelişmiş Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki bir grup, bir dişi farenin üreme davranışıyla ilgili tek bir genini ortadan kaldırarak cinsel tercihini değiştirmeyi başarmıştır. Dişi fare gen olmayınca diğer dişi farelerin idrarına karşı maskülen bir cinsel davranış ve cinsel eğilim göstermiştir. Bu geni koruyan dişi farelerse erkek farelere cinsel ilgi duymuştur.
2014'te Amerika’da Northwestern Üniversitesi’nde Michael Bailey tarafından yapılan bir araştırmada, genetik faktörlerin erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği ama tamamen de belirleyici olmadığını göstermiştir. 408 eşcinsel erkek kardeş çifti ve aileleri üstünde yapılan araştırmada eşcinsel erkeklerin X kromozomunun Xq28 bölgesinde benzer DNA işaretleri taşıdığı ve bu bölgedeki iki kromozomun erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği bulunmuştur. Bu 1993’te yapılan Dean Hamer’ın araştırmasını desteklemektedir. Ayrıca Kromozom 8 adlı bir bölgenin de erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği görünmüştür. Araştırmanın bulgularına göre genetik faktörler erkek eşcinselliğinde yüzde 30-40 oranında rol oynarken gerisinden çevresel faktörler sorumlu. Ama Michael Bailey çevresel faktörlerin illaki sosyal olarak sonradan kazanılan anlamı taşımadığı, doğumumuzda DNA’mızda olmayan her şeyin çevresel faktörler olarak kabul edildiğini söylemiştir.
Epigenetik araştırmalar ve teoriler
Bir araştırma annenin genetik yapısıyla oğullarının eşcinselliği arasında bir bağlantı bulmuştur. Kadınlar iki X kromozomuna sahiptir ve biri inaktive edilir. Bocklandt ve meslektaşları, eşcinsel oğullara sahip annelerin X kromozomu inaktivasyonlarının, eşcinsel erkek çocuğa sahip olmayan annelere göre önemli derecede daha yüksek oranda asimetri gösterdiğini bulmuştur. Eşcinsel bir erkek çocuğa sahip olmayan annelerin %4’ü X kromozomu inaktivasyonlarında asimetri gösterirken bu oran bir eşcinsel erkek çocuğa sahip annelerde %13, iki ya da daha fazla eşcinsel erkek çocuğa sahip annelerde %23’tür.
Gebelik ve doğum sonrası boyunca epi-işaretleyicilerin genlerin ifade edilmesi üstündeki kontrolü geçici olarak değişmektedir. Epi-işaretleyiciler histon proteinlerinin ve DNA histonlarına bağlanan metil ve asetil gruplarının modifikasyonudur. Proteinlerin fonksiyonunu değiştirir, genlerin ifade edilmesini etkiler. Epi-işaretleyiciler fetüsün normal bir cinsel gelişme yaşamasına yardım etmek için tasarlanmıştır ama mitoz bölünme sırasında çocuğa geçebilir. Bu epi-işaretleyiciler babadan kıza ya da anneden oğula geçtiğinde erkeklerdeki bazı özelliklerin feminenleşmesi ve kadınlardaki bazı özelliklerin maksülenleşmesi gibi ters etkilere neden olabilir. Feminenleşme ve maskülenleşmenin tersine dönmesi cinsel tercihinde tersine dönmesine neden olabilir.
Doğum öncesi hormonlar
Doğum öncesi hormonal teori, belli hormonların fetüsün cinsiyet farklılaşmasında rol oynaması gibi kişinin cinsel yönelimine de etki ettiğini söyler. Doğum öncesi hormonlar cinsel yönelimin ana belirliyicisi olabilir ya da genler, biyolojik faktörler, çevresel ve sosyal durumlarla birlikte yardımcı bir faktör olabilir. Gelişen beyin hücreleriyle etkileşim içinde olan hormonların ve genlerin etkilediği beyin yapısındaki farklılıkların cinsel yönelim dahil olmak üzere sayısız davranışlardaki cinsiyet farklılıkların temeli olduğuna inanılır. Doğum öncesi hormonlar çocuklardaki cinsiyete uygun davranışları (sex-typed behaivor) etkileyebilir. Bu hipotez memeli hayvanlar üstünde yapılan çok fazla sayıda yapılan deneysel çalışmalar sonucu ortaya atılmıştır. Benzer etkilerin insanlardaki nörodavranışsal gelişiminde görülmesi uzmanlar arasında büyük bir tartışma konusu olmuştur. Son yapılan çalışmalar doğum öncesi maruz kalınan androjenin çocuklardaki cinsiyete uygun davranışları etkilediğine dair kanıtlar bulmuştur.
Doğum öncesi maruz kalınan hormonların işaretlerinden biri işaret parmağı uzunluğunun yüzük parmağı uzunluğuna oranıdır. (Erkekler kızlara göre daha düşük 2D;4D oranına sahiptir.) Bağımsız araştırmalar lezbiyen kadınların daha maskülenleşmiş (daha düşük) 2D;4D oranlarına sahip olduğunu bulmuştur. Bu efekt henüz heteroseksüel ve eşcinsel erkeklerde gözlenmemiştir. Ama bu parmak oranlarının doğum öncesi androjenlerle bağlantılı olduğu tartışmalıdır. Başka doğum öncesi faktörlerde bunda rol oynayabilir. Bazı araştırmalar bu hipotezi desteklerken diğerleri desteklememiştir.
CAH hastaları (congenital adrenal hyperplasia, fetüs gelişirken yüksek androjen seviyelerinde oluşan otozomal resesif bir hastalık) anne karnında aşırı androjen hormonuna maruz kalmalarından dolayı değişen seviyelerde bir maskülenleşmiş vücuda ve daha çok maskülenleşmiş davranışlara sahiptir. Araştırmalar CAH hastalarının, kontrol grubundaki kadınlara göre daha çok eşcinsel ya da biseksüel yönelime sahip olduğunu göstermiştir. Geçmişte düşük yapmayı engellemek için kullanılan bir ilaç olan beyaz billur tozunun (diethylstilbestrol (DES)) kadınların cinsel yönelimiyle olan ilişkisi incelenmiş, anne karnındayken DES'e maruz kalmış kadınların kontrol grubundaki kadınlara göre daha yüksek oranda (%17’ye %0) eşcinsel birliktelik yaşadıklarını rapor edilmiştir. Ama DES kadınlarının büyük çoğunluğu tümüyle heteroseksüel yönelime sahip olduğu belirtilmiştir. CAH ve DES çalışmaları doğum öncesi hormonal teoriyi bir parça desteklemektedir ama sadece eşcinsel kadınların küçük bir bölümünün eşcinselliğini açıklamaktadır.
Kadınlar düşük frekanstaki sesleri erkeklere göre daha iyi duyarlar ve iç kulaklarındaki kokleadan ürettikleri oto-akustik emisyon (OAE), erkeklere göre daha yüksektir. Erkeklerin düşük frekanstaki sesleri algılamada daha kötü ve ürettikleri OAE’nin daha düşük seviyede olmasının sebebinin anne karnında daha fazla androjen hormonuna maruz kalmalarından dolayı olduğu düşünülmektedir. Dennis McFadden tarafından yapılan bir araştırma (1998) lezbiyen ve biseksüel kadınların ürettikleri OAE seviyesinin heteroseksüel kadınlara göre daha düşük (daha maskülenleşmiş) olduğunu bulmuştur. Ama heteroseksüel, eşcinsel ve biseksüel erkekler arasında önemli bir farklılık bulunamamıştır.
Blanchard ve Klassen (1997), her büyük erkek kardeşin bir erkeğin gay olma ihtimalini bir önceki erkek kardeşinkinin yaklaşık yüzde 33’ü kadar arttırdığını rapor etmiştir. Bu oran, cinsel yönelimle ilgili yapılmış araştırmalarda tanımlanmış en güvenilir epidemiyolojik değişkenlerden biridir. Bu bulgular sonucunda erkek fetüslerin, her erkek çocuk doğurdukça güçlenen annesel bağışıklık sistemini tetiklediği öne sürülmüştür. Bu anne immün hipotezi, erkek fetüsteki hücrelerin hamilelik ya da doğum sırasında annenin dolaşımına girmesiyle başlar. Erkek fetüsler, omurgalıların seksüel olarak farklılaşmasında rol oynadığı neredeyse kesin olarak bilinen HY antijenlerini üretir. Bu Y bağlantılı proteinler annenin bağışıklık sistemi tarafından tanınmaz; çünkü annenin cinsiyeti dişidir. Bu tanınmamazlık yüzünden anne plazental duvardan fetal bölüme kadar ulaşan antikorlar üretir. Bu anti-erkek antikorlar gelişen fetal beynin kan/beyin duvarını aşar ve beynin cinsel yönelimle bağlantılı, cinsiyete göre dimorfik yapılarını değiştirir. HY antijenlerinin beynin maskülenleşmesindeki kabiliyetini azaltan HY antikorları, erkek bebeğin büyüdüğünde kadınlardan çok erkeklere ilgi duyma ihtimalini arttırır. Buna doğum sırası efekti denir. Doğum sırası efekti, yaklaşık her 7 eşcinsel erkekten birinin eşcinselliğini açıklamaktadır. Kadınların cinsel yöneliminde ve büyük kız kardeşlere sahip olmakta doğum sırası efektinin herhangi bir etkisi olduğu gözükmemektedir.
Sol yanlı olma ihtimali eşcinsel kişilerde artmaktadır. Önceki çalışmaların meta-analizinde eşcinsel erkeklerin sol yanlı olma ihtimalinin heteroseksüel erkeklerinkinin %34’ü kadar daha fazla olduğu, eşcinsel kadınların sol yanlı olma ihtimalininse heteroseksüel kadınlarınkinin neredeyse iki katı (%91) olduğu bulunmuştur. Blanchard ve meslektaşları (2006) doğum sırası efektiyle el yanlılık arasında bağlantı kurmuş, doğum sırası efektinin sadece sağ yanlı erkekler için geçerli olduğunu iddia etmiştir.
Nörolojik araştırmalar
1991’de Simon LeVay, hipotalamustaki INAH1, INAH2, INAH3 ve INAH4 adı verilen 4 nöron grubunu incelemiştir. Beynin bu bölümünü önemlidir; çünkü bu bölümün hayvanların cinsel davranışlarının düzenlenmesinde rol oynadığı kanıtlanmış ve INAH2 ve INAH3’ün erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterdiği rapor edilmiştir. Araştırma, AIDS yüzünden ölen 19 eşcinsel erkekten, cinsel yönelimleri bilinmeyen ama araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 6’sı AIDS’ten ölen 16 erkekten, yine araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 1’i AIDS’ten ölen 6 kadından oluşmaktaydı. Simon LeVay, heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün büyüklüğünün, eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınlarınınkinin iki katı kadar büyük olduğunu bulmuştur.
2001’de William Byne ve meslektaşları aynı araştırmayı 14 HIV pozitif eşcinsel erkek, heteroseksüel varsayılan 34 erkek (10 HIV pozitif) ve heteroseksüel varsayılan 34 kadın (9 HIV pozitif) üstünde tekrar yapmıştır. Araştırmacılar INAH3’ün büyüklüğünün heteroseksüel erkek ve kadınlarda önemli derecede farklılık gösterdiğini bulmuştur. Eşcinsel erkeklerinkinin görünüşte heteroseksüel erkeklerinkinden küçük, heteroseksüel kadınlarınkinden büyük olduğu bulunmuştur. Ama bu farklılığın tam olarak istatistiksel bir öneme sahip olmadığı tespit edilmiştir. Byne ve meslektaşları aynı zamanda INAH3’ün ağırlığını ve nöronlarının sayılarını da ölçmüştür. INAH3’ün ağırlığının sonuçları büyüklüğününkilerine benzer çıkmıştır. Heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün ağırlığı, heteroseksüel kadınlarınkine göre önemli ölçüde daha yüksek çıkarken, eşcinsel erkeklerin sonuçları, heteroseksüel erkek ve kadınların arasında çıkmıştır. Ama farklılığın önemli derecede olmadığı görünmüştür. INAH3’teki nöron sayılarında kadın ve erkekler arasında farklılık bulunurken cinsel yönelimle bağlantılı bir farklılık bulunamamıştır.
Erkek terindeki testosterondan elde edilen androstadienin (AND) ve hamile kadınların idrarında bulunan östrojene benzeyen estratetraenolinin (EST) insanlardaki feromon olduğu düşünülmektedir. AND ve EST’in kişinin cinsel yönelimine bağlı olarak ön hipotalamustaki nöral devreleri aktivite ettiği gözlenmiştir. Ön hipotalamus üreme fonksiyonların sürecinde rol oynamaktadır ve son kanıtlar ön hipotalamsun cinsel davranış ve cinsel tercihte rol oynayan hormonal ve duyumsal ipuçlarını birleştirmede yardım ettiğini öne sürmektedir. 2005’te İvanka Savic ve ekibi yaptığı araştırmada erkeklik kimyasalı AND’ın heteroseksüel erkeklerin beyninin olfactory bölgesini (koklama duyusuna ait bölge), eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınlarınsa hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur. Kadınlık kimyasalı EST’inse eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınların olfactory bölgesini, heteroseksüel erkeklerinse hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur. Aynı ekibin 2006’da yaptıkları bir araştırmada lezbiyen kadınların beyinlerinin verdiği tepkilerin heteroseksüel kadınlardan farklı olup heteroseksüel erkeklerinkine bir parça benzediği ama bu benzerliğin heteroseksüel kadınlar ve eşcinsel erkekler arasındaki benzerlik kadar güçlü olmadığı bulunmuştur. Yine aynı ekibin 2008’de yaptığı bir araştırmada eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınların beyin yarımkürelerinin ortalama olarak simetri gösterdiği ama lezbiyen kadın ve heteroseksüel erkeklerin beyinlerinin asimetri gösterdiği, beyinlerinin sol yarımkürelerinin sağ yarımküreye göre bir parça daha büyük olduğu bulunmuştur.
2003’te Qazi Rahman tarafından yapılan bir araştırma, lezbiyen kadınların irkilme tepkisinin (yüksek bir ses gibi beklenmedik bir uyarı karşısındaki göz kırpma refleksi) heteroseksüel kadınlarınkine göre önemli ölçüde daha fazla maskülenleşmiş olduğunu bulmuştur. Bu araştırma, irkilme tepkisinin beynin limbik sistemi tarafından kontrol edilmesinden ve limbik sisteminin aynı zamanda cinsel davranışları da kontrol etmesiyle bilinmesinden dolayı kadınların cinsel yöneliminin en azından limbik sistemle bağlantılı olduğuna dair güçlü bir kanıt içermektedir.
1997’de Sanders ve Ross-Field doğum öncesi hormonların cinsel yönelimle bağlantılı fonksiyonel beyinsel asimetrilere yol açtığını öne sürmüştür. Bilişsel görevler seksüel olarak dimorfik olarak bilinir. Kadınların sözlü yeteneklerinin erkeklere göre daha gelişmiş olması indirgenmiş lateralizationla (bir fonksiyonun beynin sağ veya sol yarımküresinde yerleşik olması prensibi), erkeklerin uzaysal görevlerde kadınlara göre daha başarılı olması da belirgenleşmiş lateralizationla bağlantılıdır. Fonksiyonel beyinsel asimetriyi ölçen Vincent Mekanik Diyagramlar testinde hem eşcinsel erkekler hem heteroseksüel kadınlar heteroseksüel erkeklerden daha düşük skorlar elde etmiştir. Sözel performansı ölçen Wechsler Yetişkin Zeka Ölçeği’nde ise heteroseksüel kadın ve eşcinsel erkekler, heteroseksüel erkeklere göre daha yüksek skorlar elde etmiştir. Cinsiyete göre farklı sonuçlar elde edilmesi beklenen birkaç testte de eşcinsel erkeklerle heteroseksüel kadınların sonuçları istatistiksel olarak birbirinden farklılık göstermezken, heteroseksüel erkeklerin sonuçları farklılık göstermiştir.
2003’te Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, eşcinsel erkeklerin beyni serotoninin geri alımını inhibite eden fluoksetine heteroseksüel erkeklerinkine göre farklı tepki verdiği, hipotalamuslarındaki glikoz metabolizmasının heteroseksüel erkeklere göre önemli ölçüde daha az olduğu bulunmuştur. Prefrontal korteks ve singulat korteks dahil olmak üzere beynin diğer bölgelerinde de ölçülen aktivasyonda da farklılıklar bulunmuştur.
2007’de Chicago’da yapılan bir araştırmada erkek meyve sineklerinin beyinlerinin cinsellikle ilgili bölgelerindeki bir gen değiştirilerek eşcinsel davranış göstermesi sağlanmıştır. Genin mutasyonundan sonra sinapsis adı verilen sinir hücreleri bağlantılarının güçlenmesi nedeniyle erkek meyve sinekleri diğer meyve sineklerinin erkek mi dişi mi olduğunu anlamaya yarayan “feromon” adlı kimyasal kokuları ayırt edememiş, hem dişi hem de diğer erkek meyve sineklerine kur yapmıştır.
Birçok türde seksüel farklılaşmanın belirgin bir özelliği preoptik hipotalamustaki seksüel dimorfik çekirdeğin (SDN) varlığıdır. SDN, erkeklerde dişilere göre daha büyüktür. Evcil koçların çoğunluğu dişi koyunlara ilgi duyarken, yaklaşık yüzde 8’i diğer koçlara ilgi duymaktadır. Roselli ve meslektaşları koyunların SDN’sini (kSDN) incelemiş, eşcinsel koçların kSDN’sinin, heteroseksüel koçlara göre daha küçük, dişi koyunlarınkine ise benzer olduğunu bulmuştur. Ayrıca kSDN’in nöronlarının aromataz aktivitesi, eşcinsel koçlarda heteroseksüel koçlara göre daha küçük olduğu bulunmuştur.
Çevresel faktörler
Genetik alanında, genetik olmayan herhangi bir faktör çevresel etki olarak kabul edilir. Ancak, çevresel etki otomatik olarak sosyal çevrenin cinsel yönelimin gelişimini etkilediği veya katkıda bulunduğu anlamına gelmez. Doğum öncesi gelişim gibi genetik olmayan ancak yine de biyolojik olan ve muhtemelen cinsel yönelimi şekillendirmeye yardımcı olan geniş bir sosyal olmayan çevre vardır.
Sosyal faktörler
Erken çocukluk deneyimlerinin, ebeveynliğin, cinsel istismarın veya diğer olumsuz yaşam olaylarının cinsel yönelimi etkilediğine dair öneriyi destekleyen önemli bir kanıt bulunmamaktadır. Doğum sonrası sosyal çevrenin cinsel yönelim üzerindeki etkisine dair hipotezler, özellikle erkekler için zayıftır. Ebeveyn tutumları, çocukların cinsel yönelimlerini açıkça tanımlayıp tanımlamamalarını etkileyebilir. O zamandan beri önyargı ve yanlış bilgilere dayandığı tespit edilmiş olsa da, bir zamanlar eşcinselliğin çocuklukta yaşanan cinsel istismar da dahil olmak üzere çocukluk deneyimleri ve sorunlu ilişkilerden kaynaklanan hatalı psikolojik gelişimin bir sonucu olduğu düşünülmüştür. Bu tür hipotezler "olabileceğine inanmak istemek için oldukça yüklü siyasi, ahlaki ve teolojik gerekçelerle ilişkilendirilmiştir."
Profesyonel organizasyonların açıklamaları
Amerikan Pediatri Akademisi’nin 2004’teki açıklaması şu şekildedir:
Herhangi bir cinsel yönelimin gelişiminin mekanizmaları belirsizliğini sürdürmektedir ama şu anki kaynaklar ve bu alandaki çoğu uzman cinsel yönelimin bir tercih/seçim olmadığını belirtmektedir. Kişi eşcinsel ya da heteroseksüel olmayı kendisi seçmemektedir. Cinsel yönelimle ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Cinsel yönelim muhtemelen tek bir faktör tarafından değil, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle oluşmaktadır. Son 10 yılda biyolojik temelli teoriler uzmanlar tarafından daha çok benimsenmiştir. İnsanların cinsel yöneliminin kökeniyle ilgili tartışmalar ve belirsizlik devam etmekle beraber ailenin yetiştirme şeklinin, cinsel tacizin ya da yaşanan kötü olayların cinsel yönelime etki ettiğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Şu anki bilgiler cinsel yönelimin erken çocukluk döneminde kurulduğunu göstermektedir. |
Amerikan Psikiyatri Kurumu, Amerikan Psikologlar Derneği ve Sosyal İşçilerin Ulusal Kurumu’nun 2006’daki açıklaması şu şekildedir:
İnsanların heteroseksüel, eşcinsel ya da biseksüel olmasına yol açan özel faktörler (biyolojik, psikolojik, ebeveynlerin cinsel yönelimi) hakkında ortak bir bilimsel görüş yoktur ama mevcut kanıtlar gay ve lezbiyenlerin çok büyük bir çoğunluğunun heteroseksüel çiftlerin yetiştirdiği ailelerden geldiğini, eşcinsel çiftlerin yetiştirdiği çocuklarınsa çok büyük bir çoğunluğunun heteroseksüel olduğunu göstermektedir. |
Kraliyet Psikiyatrlar Derneği’nin 2007’deki açıklaması şu şekildedir:
Neredeyse bir yüzyıl boyunca yapılan psikoanalitik ve psikolojik spekülasyonlara rağmen ailenin yetiştirme şeklinin ya da erken çocukluk deneyimlerinin kişide heteroseksüel ya da eşcinsel yönelimin oluşmasında bir rolü olduğuna dair önemli bir kanıt bulunamamıştır. Cinsel yönelim doğada biyolojik olarak görünebilir, genetik faktörlerin kompleks etkileşimi ve erken rahim ortamı tarafından belirlenebilir. Bu yüzden cinsel yönelim bir seçim değildir ama cinsel davranış açıkça bir seçimdir. |
Amerikan Psikiyatri Kurumu’nun açıklaması şu şekildedir:
Hiç kimse heteroseksüellik, eşcinsellik ve biseksüelliğin nasıl oluştuğunu bilmemektedir. Önceden eşcinselliğin aileyle yaşanan kötü deneyimler ya da yanlış bir psikolojik gelişme yüzünden oluştuğu düşünülmüştür ama bu varsayımlar yanlış bilgiye ve önyargıya dayanmaktadır. |
Amerikan Psikiyatri Kurumu, Amerikan Psikologlar Derneği, California Psikologlar Birliği ve Sosyal İşçilerin Ulusal Kurumu 2007’deki açıklaması şu şekildedir:
Birçok araştırma genetik, hormonal, gelişimsel, sosyal ve kültürel faktörlerin cinsel yönelim üstündeki etkisini incelemesine rağmen, bilim adamların cinsel yönelimin özel bir faktör ya da faktörler tarafından belirlendiği sonucuna ulaşmasına izin veren bir bulgu yoktur. Bu araştırmaların bazıları cinsel yönelimin gelişimini daha iyi anlamaya olanak tanıyabilir ama cinsel yönelimin nedenini veya nedenlerini bulmada sonuca ulaşmaya yardım etmez. |
Cinsel yönelimi değiştirme çabaları
Cinsel yönelimi değiştirme çabaları (SOCE), eşcinsel ya da biseksüel yönelimi heteroseksüelliğe dönüştürmeyi amaçlayan metodlardır. Bu çabalar davranışsal teknikleri (örneğin onarım terapisi), psikoanalitik teknikleri, tıbbi yaklaşımları ve dinsel ve ruhsal yaklaşımları içerebilir. Dünyanın bazı yerlerindeyse “düzeltici tecavüz” (lezbiyen kadınlara heteroseksüelliğe dönmesi için yapılan tecavüz) gibi cinsel şiddetleri içerebilir.
SOCE’nin kişinin cinsel yönelimini değiştirmeyi başarıp başarmadığına dair bilimsel kesinliği gösteren bir araştırma yoktur. SOCE, dini kuruluşların benimsediği değerlerle LGBT hakları kuruluşları, profesyonel ve bilimsel kuruluşlar arasındaki gerginlik yüzünden tartışmalıdır. Davranışsal ve sosyal bilimlerin ve ruh sağlığı uzmanlık alanlarının uzun süredir olan ortak görüşü eşcinsellik ve biseksüelliğin insan cinselliğinin normal ve pozitif bir varyasyonu olduğu ve bu yüzden eşcinsellik ve biseksüelliğin bir ruh hastalığı olarak kabul edilmediğidir. Amerikan Psikiyatri Kurumu’nun açıklaması “Çoğu insan kendi cinsel yönelimlerinde az miktarda tercih hissini deneyimler ya da hiç deneyimlemez.” şeklindedir. Bazı kişiler ve gruplar eşcinselliği gelişimsel bozukluk ya da dini ve ahlaki çöküş olarak tanıtmakta ve psikoterapi ve dini çabaları içeren SOCE’nin kişinin eşcinsel hislerini ve davranışlarını değiştirebileceğini iddia etmektedir. Bu kişiler ve grupların birçoğu eşcinselliğin aşağılayıcı, utanç verici bir şey olduğunu desteleyen dini, politik akımlardan olduğu gözlenmektedir.
Hiçbir önemli ruh sağlığı kuruluşu cinsel yönelimi değiştirme çabalarını uygun görmemiş, hemen hemen hepsi cinsel yönelimi değiştirmeyi amaçlayan tedavileri uyaran prensipleri benimsemiştir. Bu kuruluşlarda Amerikan Psikiyatri Kurumu, Amerikan Psikologlar Derneği, Amerika’daki Sosyal İşçilerin Ulusal Kurumu, Kraliyet Psikiyatrlar Derneği, ve Avustralya Psikologlar Derneği de yer almaktadır. Kraliyet Psikiyatrlar Derneği, ABD’nin Ulusal Araştırma ve Terapi Derneği NARTH gibi kuruluşların bilim tarafından desteklenmemesi ve önerdiği sözde eşcinsellik tedavilerin önyargı ve ayrımcılığa zemin hazırlaması konusundaki endişelerini Amerikan Psikiyatri Kurumu ve Amerikan Psikologlar Derneği’yle paylaşmıştır.
2012’de Panamerikan Sağlık Örgütü (Dünya Sağlık Örgütü’nün Kuzey ve Güney Amerikan Kolu) insanların heteroseksüellik haricindeki yönelimlerini “tedavi” etmeyi amaçlayan servislerin tıbbi olarak doğrulanmamış olması ve insanların sağlığı için tehlikeli olması yüzünden uyarı niteleğinde bir açıklama yapmış, uzmanların ortak görüşünün eşcinselliğin insan cinselliğinin normal ve pozitif bir varyasyonu olduğunu ve eşcinselliğin patolojik bir durum olmadığını belirtmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, eşcinsel çocukların kendi istemedikleri halde bu tedavilere gitmeye bazen zorlandıklarını, özgürlüklerinin elinden alındığı ve bazen aylarca izole edildiklerini belirtmiştir. Panamerikan Sağlık Örgütü bu tür etik olmayan tedavilerin sağlık hizmetlerinin ve insan haklarının ihlalinden dolayı ihbar edilmesini ve ulusal yönetmelik altında yaptırım uygulanmasını önermiştir.
Cinsel yönelimin ölçülmesi
Toplumsal değer yargıları cinsel yönelimin bilimsel yöntemlerle ölçülmesini zor kılar. Araştırmacılar bireylerin kendi bildirileri, cinsel davranışları, yazıya dökülmüş cinsel düşler ve cinsel uyarılma paternlerini kullanabilirler. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren insan cinsel yanıtının iki ya da üç belirli kategori arasında süreklilik gösterdiği varsayımı yaygınlaşmıştır. Erken dönem Alman seksolog tarafından 1896'da yayınlanan bir makalede bireylerin cinsel arzuları karşıcinsel (A) ve eşcinsel (B) olarak iki bağımsız 10 bölümlü ölçek ile ölçülmüştür).
Elli yıl kadar sonra, Amerikan seksolog Alfred Kinsey Erkekte Cinsel Davranış adlı eserini yazdı (1948).
“ | Erkekler eşcinsel ve karşıcinsel diye birbirinden tümüyle ayrı iki topluluk göstermiyor. Dünya koyunlar ve keçiler diye ikiye ayrılmıyor. Taksonominin temelleri ile uyumlu olarak doğa, birbirinden tümüyle ayrı kategoriler ile pek seyrek karşılaşıyor... Yaşam her yönü ile bir süreklilik gösteriyor. Yalnızca eşcinsel ve karşıcinsel vaka öyküleri arasındaki bu süreklilik gösteren derecelenmenin varlığını vurgularken, her öykünün oranlı eşcinsel ve karşıcinsel içeriklerini göz önüne alan ölçülü bir cetvel yöntemi geliştirmenin uygun olacağını düşünüdük.... 7 bölümlü bir ölçek karşılaşılan değişik değerleri temsil etmeye daha yatkındır. | ” |
cinsel eğilimi 0'dan (yalnızca karşıcinsel) 6'ya (yalnızca eşcinsel) ölçer. Ek bir kategori, X, ne erkek ne de kadınlara ilgi duymayanlara ayrılmıştır. Hirschfeld'in cetvelinin aksine, Kinsey cetveli tek boyutludur:
Değerlendirme (Rating) | Açıklama (Description) |
---|---|
0 | Exclusively heterosexual (Tümüyle karşıcinsel) |
1 | Predominantly heterosexual, only incidentally homosexual (Ağırlıklı olarak karşıcinsel, yalnızca zaman zaman eşcinsel) |
2 | Predominantly heterosexual, but more than incidentally homosexual (Ağırlıklı olarak karşıcinsel, ama "zaman zaman"dan daha sık eşcinsel) |
3 | Equally heterosexual and homosexual (Eşit derecede eşcinsel ve karşıcinsel) |
4 | Predominantly homosexual, but more than incidentally heterosexual (Ağırlıklı olarak eşcinsel, ama "zaman zaman"dan daha sık karşıcinsel) |
5 | Predominantly homosexual, only incidentally heterosexual (Ağırlıklı olarak eşcinsel, yalnızca zaman zaman karşıcinsel) |
6 | Exclusively homosexual (Tümüyle eşcinsel) |
X | Asexual (Aseksüel) |
Cinsel yönelimi belirleyen faktörler
Ayrıca bakınız
Dipnotlar
- Reiter, L. (1989) Sexual orientation, sexual identity, and the question of choice. Clinical Social Work Journal, 17, 138-150.
- Wilson, G. and Rahman, Q., (2005). Born Gay. London: Peter Owen Publishers, p21
- Hirschfeld, Magnus, 1896. Sappho und Socrates, Wie erklärt sich die Liebe der Männer & und Frauen zu Personen des eigenen Geschlechts? (Sappho and Socrates, How Can One Explain the Love of Men and Women for Individuals of Their Own Sex?)
- A.C. Kinsey, W. B. Pomeroy, C.E. Martin, Sexual Behavior in the Human Male, (pp. 639, 656). Philadelphia, PA: W. B. Saunders, 1948). .
- LeVay, Simon, 1996. Queer Science: The Use and Abuse of Research into Homosexuality. Cambridge: MIT Press. .
- Klein, F., Barry Sepekoff, Timothy J. Wolf. Sexual Orientation: a Multi-Variable Dynamic Process, in Klein, Fritz and Timothy J. Wolf, ed., 'Two Lives to Lead; Bisexuality in Men and Women', New York: Harrington Park Press, Inc., 1985, p. 38. (Also published as Bisexualities: Theory and Research, by Haworth Press, 1985.) Klein Sexual Orientation Grid online
- http://www.camh.net/Care_Treatment/Resources_for_Professionals/ARQ2/arq2_question_a2.html 27 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Diamond, Lisa Sexual Identity, Attractions, and Behavior Amoung Young Sexual-Minority Women Over a 2-Year Period Developmental Psychology (2000) Vol. 36 No.2, 241-250
- Answers to Your Questions About Sexual Orientation and Homosexuality, American Psychological Association. Retrieved on 04-12-2007.
- "The Surgeon General's call to Action to Promote Sexual Health and Responsible Sexual Behavior", A Letter from the Surgeon General U.S. Department of Health and Human Services 2001-07-09. Retrieved 2007-03-29.
- Just the Facts About Sexual Orientation & Youth: A Primer for Principals, Educators and School Personnel, American Psychological Association, et al., 1999. Retrieved 2007-02-23.
- Minton, H. L. (1986). Femininity in men and masculinity in women: American psychiatry and psychology portray homosexuality in the 1930s, Journal of Homosexuality, 13(1), 1-21.
- Terry, J. (1999). An American obsession: Science, medicine, and homosexuality in modern society. Chicago: University of Chicago Press
- Bailey, J.M., Zucker, K.J. (1995), Childhood sex-typed behavior and sexual orientation: a conceptual analysis and quantitative review. Developmental Psychology 31(1):43
- Rodriguez Rust, Paula C. Bisexuality: A contemporary paradox for women, Journal of Social Issues, Vol 56(2), Summer 2000. Special Issue: Women's sexualities: New perspectives on sexual orientation and gender. pp. 205–221. Article online. Also published in: Rodriguez Rust, Paula C. Bisexuality in the United States: A Social Science Reader. Columbia University Press, 2000.
- James Alm, M. V. Lee Badgett, Leslie A. Whittington, Wedding Bell Blues: The Income Tax Consequences of Legalizing Same-Sex Marriage, page 24. (1998) PDF link
- Sexual Orientation and Adolescents, American Academy of Pediatrics Clinical Report. Retrieved 2007-02-23.
- Hamer, Hu, Magnuson, Hu and Pattatucci (1993) A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation. Science 261(5119): pp. 321–7. Retrieved 2007-01-18.
- Doubt cast on 'gay gene', April 23, 1999, BBC News
- cited in Wilson and Rahman 2005, p47
- Bailey, J.M., Dunne, M.P., Martin, N.G. (2000). Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample. Journal of Personality and Social Psychology, 78(3)
- Blanchard, R., Cantor, J. M., Bogaert, A. F., Breedlove, S. M., & Ellis, L. (2006). "Interaction of fraternal birth order and handedness in the development of male homosexuality." Hormones and Behavior, 49, 405–414.
- http://www.psych.org/pnews/00-09-01/recalling.html 2 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- http://findarticles.com/p/articles/mi_m1589/is_2002_Nov_12/ai_94598255 14 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Section E5.1.2.9.6. in the Department of Defense Instruction Nov. 14, 1996
- Zachary Green and Michael J. Stiers. Multiculturalism and Group Therapy in the United States: A Social Constructionist Perspective. Springer Netherlands 2002. Pages 233-246.
- Robert Brain. Friends and Lovers. Granada Publishing 1976. Chapters 3, 4.
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i "Sexual orientation, homosexuality and bisexuality". . 29 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2008.
- ^ a b c . American Psychiatric Association. 9 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2013.
- ^ Prause, Nicole (Ağustos 2004). (PDF). Archives of Sexual Behavior. 36 (3). ss. 341-356. doi:10.1007/s10508-006-9142-3. (PMID) 17345167. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2007.
- ^ Melby, Todd (Kasım 2005). "Asexuality gets more attention, but is it a sexual orientation?". Contemporary Sexuality. 39 (11). ss. 1, 4-5.
- ^ Marshall Cavendish Corporation, (Ed.) (2009). "Asexuality". Sex and Society. 2. . s. 82. ISBN . 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Şubat 2013.
- ^ Bogaert, Anthony F. (2006). "Toward a conceptual understanding of asexuality" 14 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Review of General Psychology 10 (3): 241–250. Retrieved on December 16, 2011.
- ^ Firestein, Beth A. (2007). Becoming Visible: Counseling Bisexuals Across the Lifespan. Columbia University Press. s. 9. ISBN . 6 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ekim 2012.
- ^ a b c (PDF). s. 33 n. 60 (p. 55 per Adobe Acrobat Reader); Corsini citation per id., Brief, p. 6 n. 4 (p. 28 per Adobe Acrobat Reader). 18 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2013.
- ^ a b "Avoiding Heterosexual Bias in Language" (PDF). . 13 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2011.
- ^ Rosario, M., Schrimshaw, E., Hunter, J., & Braun, L. (2006, February). Sexual identity development among lesbian, gay, and bisexual youths: Consistency and change over time. Journal of Sex Research, 43(1), 46–58. Retrieved April 4, 2009.
- ^ Friedman, Lawrence Meir (1990). The republic of choice: law, authority, and culture. Harvard University Press. s. 92. ISBN . 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ocak 2012.
- ^ Heuer, Gottfried (2011). Sexual revolutions: psychoanalysis, history and the father. Taylor & Francis. s. 49. ISBN . 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ocak 2011.
- ^ a b c d e f g h i Frankowski BL; American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence (Haziran 2004). "Sexual orientation and adolescents". . 113 (6). ss. 1827-32. doi:10.1542/peds.113.6.1827. (PMID) 15173519. 20 Mart 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ a b c d e f g "Submission to the Church of England's Listening Exercise on Human Sexuality". The Royal College of Psychiatrists. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2013.
- ^ a b Garcia-Falgueras, Alicia, & Swaab, Dick F., Sexual Hormones and the Brain: An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation, in Endocrine Development, vol. 17, pp. 22–35 (2010) (ISSN 1421-7082) (authors are of Netherlands Institute for Neuroscience, of ) (author contact is 2d author) (vol. 17 is Sandro Loche, Marco Cappa, Lucia Ghizzoni, Mohamad Maghnie, & Martin O. Savage, eds., Pediatric Neuroendocrinology).
- ^ a b Lamanna, Mary Ann; Riedmann, Agnes; Stewart, Susan D (2014). Marriages, Families, and Relationships: Making Choices in a Diverse Society. Cengage Learning. s. 82. ISBN . 30 Kasım 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2016.
The reason some individuals develop a gay sexual identity has not been definitively established – nor do we yet understand the development of heterosexuality. The American Psychological Association (APA) takes the position that a variety of factors impact a person's sexuality. The most recent literature from the APA says that sexual orientation is not a choice that can be changed at will, and that sexual orientation is most likely the result of a complex interaction of environmental, cognitive and biological factors...is shaped at an early age...[and evidence suggests] biological, including genetic or inborn hormonal factors, play a significant role in a person's sexuality (American Psychological Association 2010).
- ^ Gail Wiscarz Stuart (2014). Principles and Practice of Psychiatric Nursing. Elsevier Health Sciences. s. 502. ISBN . 30 Kasım 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2016.
No conclusive evidence supports any one specific cause of homosexuality; however, most researchers agree that biological and social factors influence the development of sexual orientation.
- ^ Frankowski BL; American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence (Haziran 2004). "Sexual orientation and adolescents". Pediatrics. 113 (6). ss. 1827-32. doi:10.1542/peds.113.6.1827. (PMID) 15173519. 20 Mart 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ DOI:10.1007/s10508-008-9386-1
- ^ Reiter, L. (1989) Sexual orientation, sexual identity, and the question of choice. Clinical Social Work Journal, 17, 138-150.
- ^ Vare, Jonatha W., and Terry L. Norton. "Understanding Gay and Lesbian Youth: Sticks, Stones and Silence." Cleaning House 71.6 (1998): 327-331: Education Full Text (H.W. Wilson). Web. 19 Apr. 2012.
- ^ "Different aspects of sexual orientation may be influenced to a greater or lesser degree [p. 303:] by experiential factors such that sexual experimentation with same-gender partners may be more dependent on a conducive family environment than the development of a gay or lesbian identity." Susan E. Golombok & Fiona L. Tasker, Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children?, in J. Kenneth Davidson, Sr., & Nelwyn B. Moore, Speaking of Sexuality: Interdisciplinary Readings (Los Angeles, Calif.: Roxbury Publishing, 2001) (), pp. 302–303 (adapted from same authors, Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children? Findings From a Longitudinal Study of Lesbian Families, in Developmental Psychology (American Psychological Association), vol. 32, 1996, 3–11) (author Susan Golombok prof. psychology, City Univ., London, id., p. xx, & author Fiona Tasker sr. lecturer, Birkbeck Coll., Univ. of London, id., p. xxiii).
- ^ "Whereas there is no evidence from the present investigation to suggest that parents have a determining influence on the sexual orientation of their children, the findings do indicate that by creating a climate of acceptance or rejection of homosexuality within the family, parents may have some impact on their children's sexual experimentation as heterosexual, lesbian, or gay." Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children?, ibid., in Speaking of Sexuality, id., p. 303 (adapted per id., p. 303).
- ^ Bailey JM, Pillard, RC (1991). "A Genetic Study of Male Sexual Orientation". Archives of General Psychiatry. 48 (12). ss. 1089-96. doi:10.1001/archpsyc.1991.01810360053008. (PMID) 1845227. 12 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Bailey JM, Dunne MP, Martin NG (Mart 2000). "Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample". J Pers Soc Psychol. 78 (3). ss. 524-36. doi:10.1037/0022-3514.78.3.524. (PMID) 10743878.
- ^ Hershberger, Scott L. 2001. Biological Factors in the Development of Sexual Orientation. Pp. 27–51 in Lesbian, Gay, and Bisexual Identities and Youth: Psychological Perspectives, edited by Anthony R. D’Augelli and Charlotte J. Patterson. Oxford, New York: Oxford University Press. Quoted in Bearman and Bruckner, 2002.
- ^ a b This work was published in the American Journal of Sociology (Bearman, P. S. & Bruckner, H. (2002) Opposite-sex twins and adolescent same-sex attraction. American Journal of Sociology 107, 1179–1205.) and is available only to subscribers. However, a final draft of the paper is available here 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – there are no significant differences on the points cited between the final draft and the published version.
- ^ While inconsistent with modern findings, the first relatively large-scale twin study on sexual orientation was reported by in 1952. (See: Kallmann FJ (Nisan 1952). "Comparative twin study on the genetic aspects of male homosexuality". J. Nerv. Ment. Dis. 115 (4). ss. 283-97. (PMID) 14918012.). Examining only male twin pairs, he found a 100% concordance rate for homosexuality among 37 monozygotic (MZ) twin pairs, compared to a 12%–42% concordance rate among 26 dizygotic (DZ) twin pairs, depending on definition. In other words, every identical twin of a homosexual subject was also homosexual, while this was not the case for non-identical twins. This study was criticized for its vaguely described method of recruiting twins and for a high rate of among its subjects. (See Rosenthal, D., "Genetic Theory and Abnormal Behavior" 1970, New York: McGraw-Hill.)
- ^ Långström N, Rahman Q, Carlström E, Lichtenstein P (Şubat 2010). "Genetic and environmental effects on same-sex sexual behavior: a population study of twins in Sweden". Arch Sex Behav. 39 (1). ss. 75-80. doi:10.1007/s10508-008-9386-1. (PMID) 18536986.
- ^ Hamer DH, Hu S, Magnuson VL, Hu N, Pattatucci AM (Temmuz 1993). "A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation". Science. 261 (5119). ss. 321-7. doi:10.1126/science.8332896. (PMID) 8332896.
- ^ a b Wilson, G.D., & Rahman, Q. (2005). Born Gay: The Biology of Sex Orientation. London: Peter Owen Publishers.
- ^ Hu S, Pattatucci AM, Patterson C; ve diğerleri. (Kasım 1995). "Linkage between sexual orientation and chromosome Xq28 in males but not in females". Nat. Genet. 11 (3). ss. 248-56. doi:10.1038/ng1195-248. (PMID) 7581447.
- ^ Vilain E (2000). "Genetics of sexual development". Annu Rev Sex Res. Cilt 11. ss. 1-25. (PMID) 11351829.
- ^ DOI:10.1007/s10508-009-9499-1
- ^ Mustanski BS, Dupree MG, Nievergelt CM, Bocklandt S, Schork NJ, Hamer DH (Mart 2005). (PDF). Hum. Genet. 116 (4). ss. 272-8. doi:10.1007/s00439-004-1241-4. (PMID) 15645181. 15 Nisan 2005 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Camperio-Ciani A, Corna F, Capiluppi C (Kasım 2004). "Evidence for maternally inherited factors favouring male homosexuality and promoting female fecundity". Proc. Biol. Sci. 271 (1554). ss. 2217-21. doi:10.1098/rspb.2004.2872. (PMC) 1691850 $2. (PMID) 15539346.
- ^ Park, D; Choi, D; Lee, J; Lim, DS; Park, C (2010). "Male-like sexual behavior of female mouse lacking fucose mutarotase". BMC genetics. Cilt 11. s. 62. doi:10.1186/1471-2156-11-62. (PMC) 2912782 $2. (PMID) 20609214.
- ^ Teeman, Tim. (May 8, 2006). "Do You Have Gay DNA? 2 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." TECH + HEALTH.
- ^ Bocklandt S, Horvath S, Vilain E, Hamer DH (Şubat 2006). . Hum. Genet. 118 (6). ss. 691-4. doi:10.1007/s00439-005-0119-4. (PMID) 16369763. 9 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Ruthenburg, A., C. Allis, and J. Wysocka. "Methylation of Lysine 4 on Histone H3: Intricacy of Writing and Reading a Single Epigenetic Mark." Molecular Cell 25.1 (2007): 15-30. Print.
- ^ Jablonka E and MJ Lamb (2010). Transgenerational epigenetic inheritance. In: M Pigliucci and GB Müller Evolution, the expanded synthesis
- ^ Friberg, Urban, Sergey Gavrilets, and William R. Rice. "Homosexuality as a Consequence of Epigenetically Canalized Sexual Development." The Quarterly Review of Biology 87.4 (2012): n. pag. Print.
- ^ "Gene Regulation May Explain How Homosexuality Flourishes." LiveScience.com. N.p., n.d. Web. 12 Apr. 2013.
- ^ Rice, William, and Urban Friberg. "Study Finds Epigenetics, Not Genetics, Underlies Homosexuality."
- ^ Wilson, G., & Q. Rahman, Born Gay: The Psychobiology of Human Sex Orientation, op. cit.
- ^ a b Garcia-Falgueras, Alicia, & Swaab, Dick F., Sexual Hormones and the Brain, op. cit., p. 24.
- ^ a b Hines, Melissa (Ekim 2010). "Sex-related variation in human behavior and the brain". Trends in Cognitive Sciences. 14 (10). ss. 448-456. doi:10.1016/j.tics.2010.07.005.
- ^ Williams, T. J.; Pepitone, ME; Christensen, SE; Cooke, BM; Huberman, AD; Breedlove, NJ; Breedlove, TJ; Jordan, CL; Breedlove, SM (Mart 2000). (PDF). Nature. 404 (6777). ss. 455-456. doi:10.1038/35006555. (PMID) 10761903. 26 Haziran 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Tortorice, J.L. (2002). "Written on the body: butch/femme lesbian gender identity and biological correlates". Rutgers Ph.D. Dissertation.
- ^ McFadden D, Shubel E (Aralık 2002). "Relative lengths of fingers and toes in human males and females". Hormones and Behavior. 42 (4). ss. 492-500. doi:10.1006/hbeh.2002.1833. (PMID) 12488115.
- ^ Hall LS, Love CT (Şubat 2003). "Finger-length ratios in female monozygotic twins discordant for sexual orientation". Archives of Sexual Behavior. 32 (1). ss. 23-8. doi:10.1023/A:1021837211630. (PMID) 12597269.
- ^ Rahman Q, Wilson GD (Nisan 2003). "Sexual orientation and the 2nd to 4th finger length ratio: evidence for organising effects of sex hormones or developmental instability?". Psychoneuroendocrinology. 28 (3). ss. 288-303. doi:10.1016/S0306-4530(02)00022-7. (PMID) 12573297.
- ^ Csathó A, Osváth A, Bicsák E, Karádi K, Manning J, Kállai J (Şubat 2003). "Sex role identity related to the ratio of second to fourth digit length in women". Biological Psychology. 62 (2). ss. 147-56. doi:10.1016/S0301-0511(02)00127-8. (PMID) 12581689.
- ^ Putz, D; Gaulin, Steven J.C.; Sporter, Robert J.; McBurney, Donald H. (2004). (PDF). Evolution and Human Behavior. 25 (3). s. 182. doi:10.1016/j.evolhumbehav.2004.03.005. 7 Ocak 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Rahman Q (Mayıs 2005). "Fluctuating asymmetry, second to fourth finger length ratios and human sexual orientation". Psychoneuroendocrinology. 30 (4). ss. 382-91. doi:10.1016/j.psyneuen.2004.10.006. (PMID) 15694118.
- ^ Kraemer B, Noll T, Delsignore A, Milos G, Schnyder U, Hepp U (2006). "Finger length ratio (2D:4D) and dimensions of sexual orientation". Neuropsychobiology. 53 (4). ss. 210-4. doi:10.1159/000094730. (PMID) 16874008.
- ^ Wallien MS, Zucker KJ, Steensma TD, Cohen-Kettenis PT (Ağustos 2008). "2D:4D finger-length ratios in children and adults with gender identity disorder". Hormones and Behavior. 54 (3). ss. 450-4. doi:10.1016/j.yhbeh.2008.05.002. (PMID) 18585715.
- ^ Gobrogge, Kyle L (Şubat 2008). "Genetic and Environmental Influences on 2D;4D Finger Length Ratios: A Study of Monozygotic and Dizygotic Male and Female Twins". Archives of Sexual Behavior. 37 (1). ss. 112-118. doi:10.1007/s10508-007-9272-2. (PMID) 18074216.
- ^ a b Gooren, Louis (Kasım 2006). "The biology of human psychosexual differentiation". Hormones and Behavior. 50 (4). ss. 589-601. doi:10.1016/j.yhbeh.2006.06.011. (PMID) 16870186.
- ^ , , & (Şubat 2008). "Sexual orientation in women with classical or non-classical congenital adrenal hyperplasia as a function of degree of prenatal androgen excess". . 37 (1). ss. 85-99. doi:10.1007/s10508-007-9265-1. (PMID) 18157628.
- ^ Peplau, Letitia (Ekim 2008). "Masculinity, Femininity and the Development of Sexual Orientation in Women". Journal of Gay & Lesbian Mental Health. 12 (1-2). ss. 145-165. doi:10.1300/J529v12n01_09.
- ^ McFadden D (2002). "Masculinization effects in the auditory system". Arch Sex Behav. 31 (1). ss. 99-111. doi:10.1023/A:1014087319682. (PMID) 11910797.
- ^ a b Blanchard R, Klassen P (Nisan 1997). "H-Y antigen and homosexuality in men". J. Theor. Biol. 185 (3). ss. 373-8. doi:10.1006/jtbi.1996.0315. (PMID) 9156085.
- ^ "Pas de Deux of Sexuality Is Written in the Genes". 10 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Blanchard R (1997). "Birth order and sibling sex ratio in homosexual versus heterosexual males and females". Annu Rev Sex Res. Cilt 8. ss. 27-67. (PMID) 10051890.
- ^ a b & (Nisan 2011). "Sexual orientation, fraternal birth order, and the maternal immune hypothesis: a review". . 32 (2). ss. 247-254. doi:10.1016/j.yfrne.2011.02.004. (PMID) 21315103.
- ^ Cantor JM, Blanchard R, Paterson AD, Bogaert AF (Şubat 2002). "How many gay men owe their sexual orientation to fraternal birth order?" (PDF). Arch Sex Behav. 31 (1). ss. 63-71. doi:10.1023/A:1014031201935. (PMID) 11910793. 4 Ocak 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Bogaert AF (Şubat 2005). "Sibling sex ratio and sexual orientation in men and women: new tests in two national probability samples". Arch Sex Behav. 34 (1). ss. 111-6. doi:10.1007/s10508-005-1005-9. (PMID) 15772774.
- ^ Blanchard R, Lippa RA (Nisan 2007). "Birth order, sibling sex ratio, handedness, and sexual orientation of male and female participants in a BBC internet research project". Arch Sex Behav. 36 (2). ss. 163-76. doi:10.1007/s10508-006-9159-7. (PMID) 17345165.
- ^ a b Lalumière ML, Blanchard R, Zucker KJ (Temmuz 2000). "Sexual orientation and handedness in men and women: a meta-analysis". Psychological Bulletin. 126 (4). ss. 575-92. doi:10.1037/0033-2909.126.4.575. (PMID) 10900997.
- ^ Blanchard, R., Cantor, J. M., Bogaert, A. F., Breedlove, S. M., & Ellis, L. (2006). "Interaction of fraternal birth order and handedness in the development of male homosexuality". Archives of Sexual Behavior. 49 (3). ss. 405-414. (PMID) 16246335.
- ^ LeVay S (Ağustos 1991). "A difference in hypothalamic structure between heterosexual and homosexual men". Science. 253 (5023). ss. 1034-7. doi:10.1126/science.1887219. (PMID) 1887219.
- ^ Byne W, Tobet S, Mattiace LA; ve diğerleri. (Eylül 2001). "The interstitial nuclei of the human anterior hypothalamus: an investigation of variation with sex, sexual orientation, and HIV status". Horm Behav. 40 (2). ss. 86-92. doi:10.1006/hbeh.2001.1680. (PMID) 11534967.
- ^ Savic I, Berglund H, Lindström P (Mayıs 2005). "Brain response to putative pheromones in homosexual men". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 102 (20). ss. 7356-61. doi:10.1073/pnas.0407998102. (PMC) 1129091 $2. (PMID) 15883379.
- ^ Roach, John. (May 8, 2006). "Lesbians Respond Differently to "Human Pheromones," Study Says 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." National Geographic News.
- ^ "Scans see 'gay brain differences' – BBC News". 1 Eylül 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ Beale, Bob. (October 6, 2003). "[1] 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." News in Science.
- ^ Sanders G, Wright M (Ekim 1997). "Sexual orientation differences in cerebral asymmetry and in the performance of sexually dimorphic cognitive and motor tasks". Archives of Sexual Behavior. 26 (5). ss. 463-80. doi:10.1023/A:1024551704723. (PMID) 9343633.
- ^ Kinnunen LH, Moltz H, Metz J, Cooper M (Ekim 2004). "Differential brain activation in exclusively homosexual and heterosexual men produced by the selective serotonin reuptake inhibitor, fluoxetine". Brain Research. 1024 (1–2). ss. 251-4. doi:10.1016/j.brainres.2004.07.070. (PMID) 15451388.
- ^ Keleveld. (December 11, 2007). "[2] 11 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." NEWS.
- ^ & (Mart 2009). "Prenatal programming of sexual partner preference: the ram model". . 21 (4). ss. 359-364. doi:10.1111/j.1365-2826.2009.01828.x. (PMC) 2668810 $2. (PMID) 19207819.
- ^ a b Bailey, J. Michael; Vasey, Paul L.; Diamond, Lisa M.; Breedlove, S. Marc; Vilain, Eric; Epprecht, Marc (Eylül 2016). "Sexual Orientation, Controversy, and Science". Psychological Science in the Public Interest (İngilizce). 17 (2): 45-101. doi:10.1177/1529100616637616. ISSN 1529-1006. 31 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". www.apa.org. 14 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". publications.aap.org. doi:10.1542/peds.113.6.1827. 24 Kasım 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.
- ^ . web.archive.org. 18 Şubat 2014. 18 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.
- ^ Cook, Christopher C. H. (2 Ocak 2021). "The causes of human sexual orientation". Theology & Sexuality. 27 (1): 1-19. doi:10.1080/13558358.2020.1818541. ISSN 1355-8358.
- ^ a b c d American Psychological Association: Resolution on Appropriate Affirmative Responses to Sexual Orientation Distress and Change Efforts 1 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Appropriate Therapeutic Responses to Sexual Orientation" (PDF). 15 Haziran 2010 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 11 Kasım 2013.
- ^ "Answers to Your Questions. For a Better Understanding of Sexual Orientation & Homosexuality" (PDF). American Psychological Association. 11 Ocak 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 20 Aralık 2010.
- ^ "Expert affidavit of Gregory M. Herek, Ph.D." (PDF). 25 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2010.
- ^ a b Royal College of Psychiatrists: Statement from the Royal College of Psychiatrists' Gay and Lesbian Mental Health Special Interest Group 27 Mayıs 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Australian Psychological Society: Sexual orientation and homosexuality 17 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Statement of the American Psychological Association" (PDF). 10 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 24 Ağustos 2010.
- ^ ""Therapies" to change sexual orientation lack medical justification and threaten health". Pan American Health Organization. 26 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2012.archived .
- ^ , 1896. Sappho und Socrates, Wie erklärt sich die Liebe der Männer & und Frauen zu Personen des eigenen Geschlechts? (Sappho ve Sokrat, Erkek ve Kadınların Kendi Cinslerinden Bireylere Olan Aşkı nasıl açıklanabilir?)
- ^ A.C. Kinsey, W.B. Pomeroy, C.E. Martin, Sexual Behavior in the Human Male, (pp. 639, 656). Philadelphia, PA: W.B. Saunders, 1948). ."Males do not represent two discrete populations, heterosexual and homosexual. The world is not to be divided into sheep and goats. It is a fundamental of taxonomy that nature rarely deals with discrete categories... The living world is a continuum in each and every one of its aspects. While emphasizing the continuity of the gradations between exclusively heterosexual and exclusively homosexual histories, it has seemed desirable to develop some sort of classification which could be based on the relative amounts of heterosexual and homosexual experience or response in each history... An individual may be assigned a position on this scale, for each period in his life.... A seven-point scale comes nearer to showing the many gradations that actually exist."
Cinsel yönelim hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Vikisözlük'te tanımlar | |
Commons'ta dosyalar |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cinsel yonelim kisilerin karsi cinsiyete hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karsi romantik veya Cinsel cekim veya her ikisini de hissetmeye yonlendiren kalici kisisel bir niteliktir kaynak belirtilmeli Bu cekimler genellikle karsicinsellik heteroseksuellik escinsellik homoseksuellik biseksuellik altinda toplanir bununla beraber aseksuellik digerlerine olan romantik veya cinsel cekim eksikligi de bazen dorduncu kategori olarak tanimlanir Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrintili dunyasini yonleridir Ornegin insanlar panseksuel veya poliseksuel veya hicbirinden olmak gibi diger etiketleri de kullanabilir ne gore cinsel yonelim ayni zamanda bir kisinin bu cekimlere dayanan davranislarla iliskili kimlik hissi ve bu cekimleri paylasan diger kisilerden olusan topluluga olan uyeligini de tanimlar Amerikan seksolog ve yazar Alfred Kinsey heteroseksuel escinsel derecelendirme olcegi olarak bilinen cinsel yonelim cetveli veya kinsey olceginde Erkekte Cinsel Davranis isimli eserinde The world is not to be divided into sheep and goats yani Dunya koyunlar ve keciler diye ikiye ayrilmiyor demis ve bu cinsel yonelim cetvelini ortaya atmistir Cinsel tercih terimi cinsel yonelim ile buyuk olcude ortusur fakat genellikle psikolojik arastirmalarda ayirt edilir Kendini biseksuel olarak tanimlayan bir kisi ornegin cinsel acidan bir cinsiyeti digerine tercih edebilir Ayrica cinsel tercih gonullu bir secimi de akillara getirebilmektedir ancak bilimsel konsensus cinsel yonelimin bir secim olmadigi yonundedir Bir insanin neden belirli bir cinsel yonelim gelistirdigine dair bilim adamlari arasinda bir gorus birligi yoktur ancak genetik hormonal ve cevresel faktorlerin karmasik bir etkilesimi sonucu ortaya ciktigi teorisini savunmaktadirlar Bununla beraber uzmanlar cinsel yonelimin nedenleri hakkinda biyolojik temelli teorileri yeglemektedir Bu teoriler genetik etmenlere rahimdeki gelisimin erken donemlerine veya bunlarin ortak etkisine isaret etmektedir Ayrica cinsel yonelimin erken cocukluk deneyimlerinden ve ebeveynlerin yetistirme tarzindan etkilendigine isaret eden saglam bir kanit bulunmamaktadir Ayni cinsiyetler arasindaki cinsel davranislar ve ev ortami veya ortak yasam alaninin erkekler uzerinde hicbir etkisi bulunmamakta ve kadinlar icin de ufak bir etkisi bulunmaktadir Son birkac on yildaki arastirmalarin gosterdigine gore cinsel yonelim tamamen karsi cinsiyete yonelme ile tamamen ayni cinsiyete yonelme arasindaki kesiksiz bir aralik uzerinde degiskenlik gostermektedir Cinsel yonelim oncelikle seksoloji dahil olmak uzere biyoloji ve psikoloji icinde rapor edilirken sosyal insacilik dahil antropoloji ve tarih icindeki raporlar icin cinsel yonelim ve kulturle ilgili baska aciklamalar da vardir TanimCinsel yonelim tanimlarinin cogu ruh bilimsel kisinin erotik arzusunun dogrultusu gibi ya da davranissal arzulanan kisinin cinselligine dair ogeler icerir Bazi tanimlar kisinin kendini betimlemesine kimlik dayalidir Seksoloji antropoloji ve tarih uzmanlari escinsel ve karsicinsel gibi toplumsal ayrimlarin evrensel olmadigini tartismaktadirlar Insan cinselliginin daha surekli bir yelpaze olusturdugu ve yasam donemleri ve cevresel etkiler ile az cok degisebildigi dusunulmektedir Degisik toplumlarda kisilerin ve kesimlerin cinsel yonelim egilimlerine getirilen tanim siniflama ve yargilarin cesitlilik gosterdigi bilinir Ustelik bazi toplumlarda ciftlerin esey ve cinselliklerinden cok ekonomik toplumsal ve siyasal farklari onemsenebilir Daha onceleri kullanilan ancak yenilerde gozden dusen cinsel secim cinsel tercih terimleri artik bilimsel cevrelerden cok siyasal amacla cinsel yonelimin yalnizca bir secim sorunu oldugunu dusunen kisilerce kullanilmaktadir Cinsel yonelimin kokeniBiyolojik faktorler Arastirmacilar genler dogum oncesi hormonlar ve beyin yapisini kapsayan cinsel yonelimin gelisimiyle baglantili olma ihtimali olan birkac biyolojik faktor tanimlamistir Bilim insanlari cinsel yonelimin tek bir faktor tarafindan belirlenmedigine genetik hormonal ve cevresel faktorlerin bir kombinasyonu olduguna ve biyolojik faktorlerin genetik faktorlerle erken rahim ortaminin kompleks etkilesimiyle baglantili olduguna inanmis biyolojik teorileri daha cok benimsemistir Bilim adamlari cinsel yonelimin bir secim olmadigina inanmaktadir Kisi heteroseksuel escinsel biseksuel ya da aseksuel olmayi kendisi secmemektedir Erken cocukluk deneyimlerinin ailenin yetistirme seklinin cinsel tacize ugramanin ya da yasanan kotu olaylarin cinsel yonelime etki ettigine dair onemli bir kanit yoktur ama arastirmalar ebeveynlerin herhangi bir cinsel yonelim hakkindaki dusuncelerinin cocugun herhangi bir cinsel yonelimle baglantili davranislari nasil deneyimleyecegine etki edebilecegini bulmustur Onceden escinselligin aileyle yasanan kotu deneyimler ya da yanlis bir psikolojik gelisme yuzunden olustugu dusunulmustur ama bu varsayimlar yanlis bilgiye ve onyargiya dayanmaktadir Su anki arastirmalar cinsel yonelimin olusumundaki biyolojik aciklamalari aramaktadir ama hicbir tekrarlanan bilimsel arastirma cinsel yonelimin ozel bir biyolojik etiyolojisinin oldugunu desteklememektedir Ama bilimsel arastirmalar heteroseksuel ve escinsel kisilerde bir takim biyolojik farkliliklar bulmustur Bu biyolojik farkliliklar cinsel yonelimin olusumuyla ayni temel nedene sahip olabilir Genetik arastirmalar Cinsel yonelimin belirlenmesinde genetik ve cevrenin onemini kiyaslamak amaciyla birkac ikiz calismasi yapilmistir 1991 de yapilan bir arastirmada Bailey ve Pillard tek yumurta erkek ikizlerinde 52 oraninda cift yumurta erkek ikizlerinde ise 22 oraninda escinsellik bakimindan uyum bulmustur 2000 de Bailey Dunne ve Martin 4 901 avustralyali ikiz uzerinde yaptigi arastirmada benzer sonuclar bulmustur Tek yumurta erkek ikizlerinde 20 oraninda uyum bulurlarken tek yumurta kiz ikizlerinde yuzde 24 oraninda uyum bulmuslardir Hershberger 2001 arastirmasinda ikizler ustunde yapilmis 8 arastirmanin sonuclarini birbiriyle karsilastirmistir 8 arastirmanin 6 sinda tek yumurta ikizlerinde cift yumurta ikizlerine gore daha yuksek oranda uyum oldugu gorunmustur Bu bulgular genetik faktorlerin cinsel yonelim ustundeki etkisinin onemli oldugunu destekler Bearman ve Bruckner 2002 onceki arastirmalari az sayida denek icermesi ve deneklerin populasyonu temsil etmemesinden dolayi elestirmistir Bearman ve Bruckner 289 tek yumurta ikizi ve 495 cift yumurta ikizi ustunde yaptigi arastirmada tek yumurta erkek ikizlerinde sadece 7 7 tek yumurta kiz ikizlerinde ise sadece 5 3 oraninda escinsellik bakimindan uyum bulmustur Bulgular neticesinde sosyal cevreden bagimsiz bir genetik etkiden soz edilemeyecegi one surulmustur 2010 da Isvec te 7 600 den fazla ikiz ustunde yapilan bir arastirmada escinsel davranis hem genetik faktorlerle hem de kisiye ozgu cevresel faktorlerle ornegin dogum oncesi ortam hastalik ve travma akran gruplari ve cinsel deneyimler aciklanabilecegini bulmustur Arastirma ayni zamanda ailesel cevre toplumun tutumu gibi paylasilmis cevresel faktorlerinde zayif ama yine de kayda deger derecede etki ettigini bulmustur Kadinlarin cinsel yoneliminde genetik faktorlerin az derecede etki ettigi erkeklerin cinsel yoneliminde ise paylasilmis cevresel faktorlerin hic etki etmedigi gorunmustur Biyometrik modelin bulgularina gore erkeklerin cinsel yoneliminde genetik faktorler 34 39 paylasilmis cevresel faktorler 0 kisiye ozgu cevresel faktorler 61 66 oraninda etki etmektedir Kadinlarin cinsel yoneliminde ise genetik faktorler 18 19 paylasilmis cevresel faktorler 16 17 kisiye ozgu cevresel faktorler 64 66 oraninda etki etmektedir Cinsel yonelim uzerine yapilan kromozom baglantisi calismalari genom boyunca bircok tetikleyici genetik faktorlerin varligini gostermektedir 1993 te Dean Hamer ve meslektaslari 76 gay kardes ve ailelerinin baglanti analiziyle ilgili bulgular yayinlamistir Hamer ve meslektaslari escinsel erkeklerin anne tarafinda baba tarafina gore daha cok gay kuzen ve gay dayiya sahip olduklarini bulmustur Bu annesel soyu gosteren gay kardesler x kromozomundaki 22 isaretleyici gen kullanilarak X kromozomu baglantisi test edilmistir Baska bir arastirmada test edilen 40 kardes ciftin 33 unde Xq28 in uzak bolgesinde benzer aleller bulmustur Bu erkek kardesler icin beklenen oran olan 50 den onemli olcude daha yuksektir Bu medyada bircok insan tarafindan gey geni olarak adlandirilmis onemli tartismalara yol acmistir 1998 de Sanders ve meslektaslari benzer bir calisma yapmis gay kardeslerin baba tarafindaki amcalarin 6 sinin anne tarafindaki dayilarininsa yuzde 13 unun escinsel oldugunu bulmustur Hu ve meslektaslari tarafindan yapilan bir sonraki analiz onceki bulgularin dogrulugunu arttirmistir Bu arastirma gay kardeslerin yeni grup 67 sinin Xq28 de X kromozomunda bir isaretleyici gen paylastiklarini ortaya cikarmistir Baska iki arastirmada Bailey ve meslektaslari 1999 McKnight ve Malcolm 2000 escinsel erkeklerin anne tarafindaki gay akrabalarin fazlaligi bulunamamistir 1999 da Rice ve meslektaslari tarafindan yapilan bir calismada Xq28 baglantisi bulunamamistir Butun kromozom baglantisiyla ilgili datalarin meta analizi Xq28 le ilgili onemli bir baglanti oldugunu gostermektedir ama ayni zamanda cinsel yonelimin tamamen genetik oldugunu aciklayabilmek icin ek olarak baska genlerinde var olmak zorunda oldugunu gostermektedir 894 heteroseksuel ve 694 escinsel erkek ustunde yapilan son bir arastirmada kromozom baglantisi bulunamamistir Mustantski 2005 kisilerin kendi ve yeni deneklere ek olarak daha once Hamer 1993 ve Hu 1995 tarafindan rapor edilen ailelerin sadece X kromozomunun scan edilmesi yerine butun genomunu scan etmistir Arastirma Hamer in bulgularininkine gore bir parca daha indirgenmis Xq28 baglantisi bulmus 7q36 8p12 ve 10p26 dan baska onemli isaretleyici bulamamistir Ilginc bir sekilde bulgular 10q26 in annesel soydan geldigine dair onemli bir isaret gostermektedir Bu onceki aile calismalarini desteklemektedir 2004 te italyan arastirmacilar 98 escinsel erkek ve 100 heteroseksuel erkegin akrabalarini incelemistir Escinsel erkeklerin kadin akrabalari heteroseksuel erkeklerinkine gore daha cok cocuk sahip olmaya egilimli oldugu bulunmustur Ayrica escinsel erkeklerin anne tarafindaki kadin akrabalari baba tarafindaki kadin akrabalarina gore de daha cok cocuk sahip olmaya egilimli oldugu gozlenmistir Arastirmacilar X kromozomundaki nesilden nesile gecen bir genetik materyalin kiz cocuklarda dogurganliga erkek cocuklarda ise escinsellige neden oldugu sonucuna varmistir 2010 da Kore Gelismis Bilim ve Teknoloji Enstitusu ndeki bir grup bir disi farenin ureme davranisiyla ilgili tek bir genini ortadan kaldirarak cinsel tercihini degistirmeyi basarmistir Disi fare gen olmayinca diger disi farelerin idrarina karsi maskulen bir cinsel davranis ve cinsel egilim gostermistir Bu geni koruyan disi farelerse erkek farelere cinsel ilgi duymustur 2014 te Amerika da Northwestern Universitesi nde Michael Bailey tarafindan yapilan bir arastirmada genetik faktorlerin erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi ama tamamen de belirleyici olmadigini gostermistir 408 escinsel erkek kardes cifti ve aileleri ustunde yapilan arastirmada escinsel erkeklerin X kromozomunun Xq28 bolgesinde benzer DNA isaretleri tasidigi ve bu bolgedeki iki kromozomun erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi bulunmustur Bu 1993 te yapilan Dean Hamer in arastirmasini desteklemektedir Ayrica Kromozom 8 adli bir bolgenin de erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi gorunmustur Arastirmanin bulgularina gore genetik faktorler erkek escinselliginde yuzde 30 40 oraninda rol oynarken gerisinden cevresel faktorler sorumlu Ama Michael Bailey cevresel faktorlerin illaki sosyal olarak sonradan kazanilan anlami tasimadigi dogumumuzda DNA mizda olmayan her seyin cevresel faktorler olarak kabul edildigini soylemistir Epigenetik arastirmalar ve teoriler Bir arastirma annenin genetik yapisiyla ogullarinin escinselligi arasinda bir baglanti bulmustur Kadinlar iki X kromozomuna sahiptir ve biri inaktive edilir Bocklandt ve meslektaslari escinsel ogullara sahip annelerin X kromozomu inaktivasyonlarinin escinsel erkek cocuga sahip olmayan annelere gore onemli derecede daha yuksek oranda asimetri gosterdigini bulmustur Escinsel bir erkek cocuga sahip olmayan annelerin 4 u X kromozomu inaktivasyonlarinda asimetri gosterirken bu oran bir escinsel erkek cocuga sahip annelerde 13 iki ya da daha fazla escinsel erkek cocuga sahip annelerde 23 tur Gebelik ve dogum sonrasi boyunca epi isaretleyicilerin genlerin ifade edilmesi ustundeki kontrolu gecici olarak degismektedir Epi isaretleyiciler histon proteinlerinin ve DNA histonlarina baglanan metil ve asetil gruplarinin modifikasyonudur Proteinlerin fonksiyonunu degistirir genlerin ifade edilmesini etkiler Epi isaretleyiciler fetusun normal bir cinsel gelisme yasamasina yardim etmek icin tasarlanmistir ama mitoz bolunme sirasinda cocuga gecebilir Bu epi isaretleyiciler babadan kiza ya da anneden ogula gectiginde erkeklerdeki bazi ozelliklerin feminenlesmesi ve kadinlardaki bazi ozelliklerin maksulenlesmesi gibi ters etkilere neden olabilir Feminenlesme ve maskulenlesmenin tersine donmesi cinsel tercihinde tersine donmesine neden olabilir Dogum oncesi hormonlar Dogum oncesi hormonal teori belli hormonlarin fetusun cinsiyet farklilasmasinda rol oynamasi gibi kisinin cinsel yonelimine de etki ettigini soyler Dogum oncesi hormonlar cinsel yonelimin ana belirliyicisi olabilir ya da genler biyolojik faktorler cevresel ve sosyal durumlarla birlikte yardimci bir faktor olabilir Gelisen beyin hucreleriyle etkilesim icinde olan hormonlarin ve genlerin etkiledigi beyin yapisindaki farkliliklarin cinsel yonelim dahil olmak uzere sayisiz davranislardaki cinsiyet farkliliklarin temeli olduguna inanilir Dogum oncesi hormonlar cocuklardaki cinsiyete uygun davranislari sex typed behaivor etkileyebilir Bu hipotez memeli hayvanlar ustunde yapilan cok fazla sayida yapilan deneysel calismalar sonucu ortaya atilmistir Benzer etkilerin insanlardaki norodavranissal gelisiminde gorulmesi uzmanlar arasinda buyuk bir tartisma konusu olmustur Son yapilan calismalar dogum oncesi maruz kalinan androjenin cocuklardaki cinsiyete uygun davranislari etkiledigine dair kanitlar bulmustur Dogum oncesi maruz kalinan hormonlarin isaretlerinden biri isaret parmagi uzunlugunun yuzuk parmagi uzunluguna oranidir Erkekler kizlara gore daha dusuk 2D 4D oranina sahiptir Bagimsiz arastirmalar lezbiyen kadinlarin daha maskulenlesmis daha dusuk 2D 4D oranlarina sahip oldugunu bulmustur Bu efekt henuz heteroseksuel ve escinsel erkeklerde gozlenmemistir Ama bu parmak oranlarinin dogum oncesi androjenlerle baglantili oldugu tartismalidir Baska dogum oncesi faktorlerde bunda rol oynayabilir Bazi arastirmalar bu hipotezi desteklerken digerleri desteklememistir CAH hastalari congenital adrenal hyperplasia fetus gelisirken yuksek androjen seviyelerinde olusan otozomal resesif bir hastalik anne karninda asiri androjen hormonuna maruz kalmalarindan dolayi degisen seviyelerde bir maskulenlesmis vucuda ve daha cok maskulenlesmis davranislara sahiptir Arastirmalar CAH hastalarinin kontrol grubundaki kadinlara gore daha cok escinsel ya da biseksuel yonelime sahip oldugunu gostermistir Gecmiste dusuk yapmayi engellemek icin kullanilan bir ilac olan beyaz billur tozunun diethylstilbestrol DES kadinlarin cinsel yonelimiyle olan iliskisi incelenmis anne karnindayken DES e maruz kalmis kadinlarin kontrol grubundaki kadinlara gore daha yuksek oranda 17 ye 0 escinsel birliktelik yasadiklarini rapor edilmistir Ama DES kadinlarinin buyuk cogunlugu tumuyle heteroseksuel yonelime sahip oldugu belirtilmistir CAH ve DES calismalari dogum oncesi hormonal teoriyi bir parca desteklemektedir ama sadece escinsel kadinlarin kucuk bir bolumunun escinselligini aciklamaktadir Kadinlar dusuk frekanstaki sesleri erkeklere gore daha iyi duyarlar ve ic kulaklarindaki kokleadan urettikleri oto akustik emisyon OAE erkeklere gore daha yuksektir Erkeklerin dusuk frekanstaki sesleri algilamada daha kotu ve urettikleri OAE nin daha dusuk seviyede olmasinin sebebinin anne karninda daha fazla androjen hormonuna maruz kalmalarindan dolayi oldugu dusunulmektedir Dennis McFadden tarafindan yapilan bir arastirma 1998 lezbiyen ve biseksuel kadinlarin urettikleri OAE seviyesinin heteroseksuel kadinlara gore daha dusuk daha maskulenlesmis oldugunu bulmustur Ama heteroseksuel escinsel ve biseksuel erkekler arasinda onemli bir farklilik bulunamamistir Blanchard ve Klassen 1997 her buyuk erkek kardesin bir erkegin gay olma ihtimalini bir onceki erkek kardesinkinin yaklasik yuzde 33 u kadar arttirdigini rapor etmistir Bu oran cinsel yonelimle ilgili yapilmis arastirmalarda tanimlanmis en guvenilir epidemiyolojik degiskenlerden biridir Bu bulgular sonucunda erkek fetuslerin her erkek cocuk dogurdukca guclenen annesel bagisiklik sistemini tetikledigi one surulmustur Bu anne immun hipotezi erkek fetusteki hucrelerin hamilelik ya da dogum sirasinda annenin dolasimina girmesiyle baslar Erkek fetusler omurgalilarin seksuel olarak farklilasmasinda rol oynadigi neredeyse kesin olarak bilinen HY antijenlerini uretir Bu Y baglantili proteinler annenin bagisiklik sistemi tarafindan taninmaz cunku annenin cinsiyeti disidir Bu taninmamazlik yuzunden anne plazental duvardan fetal bolume kadar ulasan antikorlar uretir Bu anti erkek antikorlar gelisen fetal beynin kan beyin duvarini asar ve beynin cinsel yonelimle baglantili cinsiyete gore dimorfik yapilarini degistirir HY antijenlerinin beynin maskulenlesmesindeki kabiliyetini azaltan HY antikorlari erkek bebegin buyudugunde kadinlardan cok erkeklere ilgi duyma ihtimalini arttirir Buna dogum sirasi efekti denir Dogum sirasi efekti yaklasik her 7 escinsel erkekten birinin escinselligini aciklamaktadir Kadinlarin cinsel yoneliminde ve buyuk kiz kardeslere sahip olmakta dogum sirasi efektinin herhangi bir etkisi oldugu gozukmemektedir Sol yanli olma ihtimali escinsel kisilerde artmaktadir Onceki calismalarin meta analizinde escinsel erkeklerin sol yanli olma ihtimalinin heteroseksuel erkeklerinkinin 34 u kadar daha fazla oldugu escinsel kadinlarin sol yanli olma ihtimalininse heteroseksuel kadinlarinkinin neredeyse iki kati 91 oldugu bulunmustur Blanchard ve meslektaslari 2006 dogum sirasi efektiyle el yanlilik arasinda baglanti kurmus dogum sirasi efektinin sadece sag yanli erkekler icin gecerli oldugunu iddia etmistir Norolojik arastirmalar 1991 de Simon LeVay hipotalamustaki INAH1 INAH2 INAH3 ve INAH4 adi verilen 4 noron grubunu incelemistir Beynin bu bolumunu onemlidir cunku bu bolumun hayvanlarin cinsel davranislarinin duzenlenmesinde rol oynadigi kanitlanmis ve INAH2 ve INAH3 un erkeklerde ve kadinlarda farklilik gosterdigi rapor edilmistir Arastirma AIDS yuzunden olen 19 escinsel erkekten cinsel yonelimleri bilinmeyen ama arastirmacilar tarafindan heteroseksuel varsayilan 6 si AIDS ten olen 16 erkekten yine arastirmacilar tarafindan heteroseksuel varsayilan 1 i AIDS ten olen 6 kadindan olusmaktaydi Simon LeVay heteroseksuel erkeklerdeki INAH3 un buyuklugunun escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarininkinin iki kati kadar buyuk oldugunu bulmustur 2001 de William Byne ve meslektaslari ayni arastirmayi 14 HIV pozitif escinsel erkek heteroseksuel varsayilan 34 erkek 10 HIV pozitif ve heteroseksuel varsayilan 34 kadin 9 HIV pozitif ustunde tekrar yapmistir Arastirmacilar INAH3 un buyuklugunun heteroseksuel erkek ve kadinlarda onemli derecede farklilik gosterdigini bulmustur Escinsel erkeklerinkinin gorunuste heteroseksuel erkeklerinkinden kucuk heteroseksuel kadinlarinkinden buyuk oldugu bulunmustur Ama bu farkliligin tam olarak istatistiksel bir oneme sahip olmadigi tespit edilmistir Byne ve meslektaslari ayni zamanda INAH3 un agirligini ve noronlarinin sayilarini da olcmustur INAH3 un agirliginin sonuclari buyuklugununkilerine benzer cikmistir Heteroseksuel erkeklerdeki INAH3 un agirligi heteroseksuel kadinlarinkine gore onemli olcude daha yuksek cikarken escinsel erkeklerin sonuclari heteroseksuel erkek ve kadinlarin arasinda cikmistir Ama farkliligin onemli derecede olmadigi gorunmustur INAH3 teki noron sayilarinda kadin ve erkekler arasinda farklilik bulunurken cinsel yonelimle baglantili bir farklilik bulunamamistir Erkek terindeki testosterondan elde edilen androstadienin AND ve hamile kadinlarin idrarinda bulunan ostrojene benzeyen estratetraenolinin EST insanlardaki feromon oldugu dusunulmektedir AND ve EST in kisinin cinsel yonelimine bagli olarak on hipotalamustaki noral devreleri aktivite ettigi gozlenmistir On hipotalamus ureme fonksiyonlarin surecinde rol oynamaktadir ve son kanitlar on hipotalamsun cinsel davranis ve cinsel tercihte rol oynayan hormonal ve duyumsal ipuclarini birlestirmede yardim ettigini one surmektedir 2005 te Ivanka Savic ve ekibi yaptigi arastirmada erkeklik kimyasali AND in heteroseksuel erkeklerin beyninin olfactory bolgesini koklama duyusuna ait bolge escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarinsa hipotalamus bolgesini aktivite ettigi bulunmustur Kadinlik kimyasali EST inse escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarin olfactory bolgesini heteroseksuel erkeklerinse hipotalamus bolgesini aktivite ettigi bulunmustur Ayni ekibin 2006 da yaptiklari bir arastirmada lezbiyen kadinlarin beyinlerinin verdigi tepkilerin heteroseksuel kadinlardan farkli olup heteroseksuel erkeklerinkine bir parca benzedigi ama bu benzerligin heteroseksuel kadinlar ve escinsel erkekler arasindaki benzerlik kadar guclu olmadigi bulunmustur Yine ayni ekibin 2008 de yaptigi bir arastirmada escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarin beyin yarimkurelerinin ortalama olarak simetri gosterdigi ama lezbiyen kadin ve heteroseksuel erkeklerin beyinlerinin asimetri gosterdigi beyinlerinin sol yarimkurelerinin sag yarimkureye gore bir parca daha buyuk oldugu bulunmustur 2003 te Qazi Rahman tarafindan yapilan bir arastirma lezbiyen kadinlarin irkilme tepkisinin yuksek bir ses gibi beklenmedik bir uyari karsisindaki goz kirpma refleksi heteroseksuel kadinlarinkine gore onemli olcude daha fazla maskulenlesmis oldugunu bulmustur Bu arastirma irkilme tepkisinin beynin limbik sistemi tarafindan kontrol edilmesinden ve limbik sisteminin ayni zamanda cinsel davranislari da kontrol etmesiyle bilinmesinden dolayi kadinlarin cinsel yoneliminin en azindan limbik sistemle baglantili olduguna dair guclu bir kanit icermektedir 1997 de Sanders ve Ross Field dogum oncesi hormonlarin cinsel yonelimle baglantili fonksiyonel beyinsel asimetrilere yol actigini one surmustur Bilissel gorevler seksuel olarak dimorfik olarak bilinir Kadinlarin sozlu yeteneklerinin erkeklere gore daha gelismis olmasi indirgenmis lateralizationla bir fonksiyonun beynin sag veya sol yarimkuresinde yerlesik olmasi prensibi erkeklerin uzaysal gorevlerde kadinlara gore daha basarili olmasi da belirgenlesmis lateralizationla baglantilidir Fonksiyonel beyinsel asimetriyi olcen Vincent Mekanik Diyagramlar testinde hem escinsel erkekler hem heteroseksuel kadinlar heteroseksuel erkeklerden daha dusuk skorlar elde etmistir Sozel performansi olcen Wechsler Yetiskin Zeka Olcegi nde ise heteroseksuel kadin ve escinsel erkekler heteroseksuel erkeklere gore daha yuksek skorlar elde etmistir Cinsiyete gore farkli sonuclar elde edilmesi beklenen birkac testte de escinsel erkeklerle heteroseksuel kadinlarin sonuclari istatistiksel olarak birbirinden farklilik gostermezken heteroseksuel erkeklerin sonuclari farklilik gostermistir 2003 te Chicago Universitesi nde yapilan bir arastirmada escinsel erkeklerin beyni serotoninin geri alimini inhibite eden fluoksetine heteroseksuel erkeklerinkine gore farkli tepki verdigi hipotalamuslarindaki glikoz metabolizmasinin heteroseksuel erkeklere gore onemli olcude daha az oldugu bulunmustur Prefrontal korteks ve singulat korteks dahil olmak uzere beynin diger bolgelerinde de olculen aktivasyonda da farkliliklar bulunmustur 2007 de Chicago da yapilan bir arastirmada erkek meyve sineklerinin beyinlerinin cinsellikle ilgili bolgelerindeki bir gen degistirilerek escinsel davranis gostermesi saglanmistir Genin mutasyonundan sonra sinapsis adi verilen sinir hucreleri baglantilarinin guclenmesi nedeniyle erkek meyve sinekleri diger meyve sineklerinin erkek mi disi mi oldugunu anlamaya yarayan feromon adli kimyasal kokulari ayirt edememis hem disi hem de diger erkek meyve sineklerine kur yapmistir Bircok turde seksuel farklilasmanin belirgin bir ozelligi preoptik hipotalamustaki seksuel dimorfik cekirdegin SDN varligidir SDN erkeklerde disilere gore daha buyuktur Evcil koclarin cogunlugu disi koyunlara ilgi duyarken yaklasik yuzde 8 i diger koclara ilgi duymaktadir Roselli ve meslektaslari koyunlarin SDN sini kSDN incelemis escinsel koclarin kSDN sinin heteroseksuel koclara gore daha kucuk disi koyunlarinkine ise benzer oldugunu bulmustur Ayrica kSDN in noronlarinin aromataz aktivitesi escinsel koclarda heteroseksuel koclara gore daha kucuk oldugu bulunmustur Cevresel faktorler Genetik alaninda genetik olmayan herhangi bir faktor cevresel etki olarak kabul edilir Ancak cevresel etki otomatik olarak sosyal cevrenin cinsel yonelimin gelisimini etkiledigi veya katkida bulundugu anlamina gelmez Dogum oncesi gelisim gibi genetik olmayan ancak yine de biyolojik olan ve muhtemelen cinsel yonelimi sekillendirmeye yardimci olan genis bir sosyal olmayan cevre vardir Sosyal faktorler Erken cocukluk deneyimlerinin ebeveynligin cinsel istismarin veya diger olumsuz yasam olaylarinin cinsel yonelimi etkiledigine dair oneriyi destekleyen onemli bir kanit bulunmamaktadir Dogum sonrasi sosyal cevrenin cinsel yonelim uzerindeki etkisine dair hipotezler ozellikle erkekler icin zayiftir Ebeveyn tutumlari cocuklarin cinsel yonelimlerini acikca tanimlayip tanimlamamalarini etkileyebilir O zamandan beri onyargi ve yanlis bilgilere dayandigi tespit edilmis olsa da bir zamanlar escinselligin cocuklukta yasanan cinsel istismar da dahil olmak uzere cocukluk deneyimleri ve sorunlu iliskilerden kaynaklanan hatali psikolojik gelisimin bir sonucu oldugu dusunulmustur Bu tur hipotezler olabilecegine inanmak istemek icin oldukca yuklu siyasi ahlaki ve teolojik gerekcelerle iliskilendirilmistir Profesyonel organizasyonlarin aciklamalari Amerikan Pediatri Akademisi nin 2004 teki aciklamasi su sekildedir Herhangi bir cinsel yonelimin gelisiminin mekanizmalari belirsizligini surdurmektedir ama su anki kaynaklar ve bu alandaki cogu uzman cinsel yonelimin bir tercih secim olmadigini belirtmektedir Kisi escinsel ya da heteroseksuel olmayi kendisi secmemektedir Cinsel yonelimle ilgili cesitli teoriler ortaya atilmistir Cinsel yonelim muhtemelen tek bir faktor tarafindan degil genetik hormonal ve cevresel faktorlerin etkilesimiyle olusmaktadir Son 10 yilda biyolojik temelli teoriler uzmanlar tarafindan daha cok benimsenmistir Insanlarin cinsel yoneliminin kokeniyle ilgili tartismalar ve belirsizlik devam etmekle beraber ailenin yetistirme seklinin cinsel tacizin ya da yasanan kotu olaylarin cinsel yonelime etki ettigine dair bilimsel bir kanit yoktur Su anki bilgiler cinsel yonelimin erken cocukluk doneminde kuruldugunu gostermektedir Amerikan Psikiyatri Kurumu Amerikan Psikologlar Dernegi ve Sosyal Iscilerin Ulusal Kurumu nun 2006 daki aciklamasi su sekildedir Insanlarin heteroseksuel escinsel ya da biseksuel olmasina yol acan ozel faktorler biyolojik psikolojik ebeveynlerin cinsel yonelimi hakkinda ortak bir bilimsel gorus yoktur ama mevcut kanitlar gay ve lezbiyenlerin cok buyuk bir cogunlugunun heteroseksuel ciftlerin yetistirdigi ailelerden geldigini escinsel ciftlerin yetistirdigi cocuklarinsa cok buyuk bir cogunlugunun heteroseksuel oldugunu gostermektedir Kraliyet Psikiyatrlar Dernegi nin 2007 deki aciklamasi su sekildedir Neredeyse bir yuzyil boyunca yapilan psikoanalitik ve psikolojik spekulasyonlara ragmen ailenin yetistirme seklinin ya da erken cocukluk deneyimlerinin kiside heteroseksuel ya da escinsel yonelimin olusmasinda bir rolu olduguna dair onemli bir kanit bulunamamistir Cinsel yonelim dogada biyolojik olarak gorunebilir genetik faktorlerin kompleks etkilesimi ve erken rahim ortami tarafindan belirlenebilir Bu yuzden cinsel yonelim bir secim degildir ama cinsel davranis acikca bir secimdir Amerikan Psikiyatri Kurumu nun aciklamasi su sekildedir Hic kimse heteroseksuellik escinsellik ve biseksuelligin nasil olustugunu bilmemektedir Onceden escinselligin aileyle yasanan kotu deneyimler ya da yanlis bir psikolojik gelisme yuzunden olustugu dusunulmustur ama bu varsayimlar yanlis bilgiye ve onyargiya dayanmaktadir Amerikan Psikiyatri Kurumu Amerikan Psikologlar Dernegi California Psikologlar Birligi ve Sosyal Iscilerin Ulusal Kurumu 2007 deki aciklamasi su sekildedir Bircok arastirma genetik hormonal gelisimsel sosyal ve kulturel faktorlerin cinsel yonelim ustundeki etkisini incelemesine ragmen bilim adamlarin cinsel yonelimin ozel bir faktor ya da faktorler tarafindan belirlendigi sonucuna ulasmasina izin veren bir bulgu yoktur Bu arastirmalarin bazilari cinsel yonelimin gelisimini daha iyi anlamaya olanak taniyabilir ama cinsel yonelimin nedenini veya nedenlerini bulmada sonuca ulasmaya yardim etmez Cinsel yonelimi degistirme cabalariCinsel yonelimi degistirme cabalari SOCE escinsel ya da biseksuel yonelimi heteroseksuellige donusturmeyi amaclayan metodlardir Bu cabalar davranissal teknikleri ornegin onarim terapisi psikoanalitik teknikleri tibbi yaklasimlari ve dinsel ve ruhsal yaklasimlari icerebilir Dunyanin bazi yerlerindeyse duzeltici tecavuz lezbiyen kadinlara heteroseksuellige donmesi icin yapilan tecavuz gibi cinsel siddetleri icerebilir SOCE nin kisinin cinsel yonelimini degistirmeyi basarip basarmadigina dair bilimsel kesinligi gosteren bir arastirma yoktur SOCE dini kuruluslarin benimsedigi degerlerle LGBT haklari kuruluslari profesyonel ve bilimsel kuruluslar arasindaki gerginlik yuzunden tartismalidir Davranissal ve sosyal bilimlerin ve ruh sagligi uzmanlik alanlarinin uzun suredir olan ortak gorusu escinsellik ve biseksuelligin insan cinselliginin normal ve pozitif bir varyasyonu oldugu ve bu yuzden escinsellik ve biseksuelligin bir ruh hastaligi olarak kabul edilmedigidir Amerikan Psikiyatri Kurumu nun aciklamasi Cogu insan kendi cinsel yonelimlerinde az miktarda tercih hissini deneyimler ya da hic deneyimlemez seklindedir Bazi kisiler ve gruplar escinselligi gelisimsel bozukluk ya da dini ve ahlaki cokus olarak tanitmakta ve psikoterapi ve dini cabalari iceren SOCE nin kisinin escinsel hislerini ve davranislarini degistirebilecegini iddia etmektedir Bu kisiler ve gruplarin bircogu escinselligin asagilayici utanc verici bir sey oldugunu desteleyen dini politik akimlardan oldugu gozlenmektedir Hicbir onemli ruh sagligi kurulusu cinsel yonelimi degistirme cabalarini uygun gormemis hemen hemen hepsi cinsel yonelimi degistirmeyi amaclayan tedavileri uyaran prensipleri benimsemistir Bu kuruluslarda Amerikan Psikiyatri Kurumu Amerikan Psikologlar Dernegi Amerika daki Sosyal Iscilerin Ulusal Kurumu Kraliyet Psikiyatrlar Dernegi ve Avustralya Psikologlar Dernegi de yer almaktadir Kraliyet Psikiyatrlar Dernegi ABD nin Ulusal Arastirma ve Terapi Dernegi NARTH gibi kuruluslarin bilim tarafindan desteklenmemesi ve onerdigi sozde escinsellik tedavilerin onyargi ve ayrimciliga zemin hazirlamasi konusundaki endiselerini Amerikan Psikiyatri Kurumu ve Amerikan Psikologlar Dernegi yle paylasmistir 2012 de Panamerikan Saglik Orgutu Dunya Saglik Orgutu nun Kuzey ve Guney Amerikan Kolu insanlarin heteroseksuellik haricindeki yonelimlerini tedavi etmeyi amaclayan servislerin tibbi olarak dogrulanmamis olmasi ve insanlarin sagligi icin tehlikeli olmasi yuzunden uyari niteleginde bir aciklama yapmis uzmanlarin ortak gorusunun escinselligin insan cinselliginin normal ve pozitif bir varyasyonu oldugunu ve escinselligin patolojik bir durum olmadigini belirtmistir Dunya Saglik Orgutu escinsel cocuklarin kendi istemedikleri halde bu tedavilere gitmeye bazen zorlandiklarini ozgurluklerinin elinden alindigi ve bazen aylarca izole edildiklerini belirtmistir Panamerikan Saglik Orgutu bu tur etik olmayan tedavilerin saglik hizmetlerinin ve insan haklarinin ihlalinden dolayi ihbar edilmesini ve ulusal yonetmelik altinda yaptirim uygulanmasini onermistir Cinsel yonelimin olculmesiToplumsal deger yargilari cinsel yonelimin bilimsel yontemlerle olculmesini zor kilar Arastirmacilar bireylerin kendi bildirileri cinsel davranislari yaziya dokulmus cinsel dusler ve cinsel uyarilma paternlerini kullanabilirler 19 yuzyilin ikinci yarisindan itibaren insan cinsel yanitinin iki ya da uc belirli kategori arasinda sureklilik gosterdigi varsayimi yayginlasmistir Erken donem Alman seksolog tarafindan 1896 da yayinlanan bir makalede bireylerin cinsel arzulari karsicinsel A ve escinsel B olarak iki bagimsiz 10 bolumlu olcek ile olculmustur Elli yil kadar sonra Amerikan seksolog Alfred Kinsey Erkekte Cinsel Davranis adli eserini yazdi 1948 Erkekler escinsel ve karsicinsel diye birbirinden tumuyle ayri iki topluluk gostermiyor Dunya koyunlar ve keciler diye ikiye ayrilmiyor Taksonominin temelleri ile uyumlu olarak doga birbirinden tumuyle ayri kategoriler ile pek seyrek karsilasiyor Yasam her yonu ile bir sureklilik gosteriyor Yalnizca escinsel ve karsicinsel vaka oykuleri arasindaki bu sureklilik gosteren derecelenmenin varligini vurgularken her oykunun oranli escinsel ve karsicinsel iceriklerini goz onune alan olculu bir cetvel yontemi gelistirmenin uygun olacagini dusunuduk 7 bolumlu bir olcek karsilasilan degisik degerleri temsil etmeye daha yatkindir cinsel egilimi 0 dan yalnizca karsicinsel 6 ya yalnizca escinsel olcer Ek bir kategori X ne erkek ne de kadinlara ilgi duymayanlara ayrilmistir Hirschfeld in cetvelinin aksine Kinsey cetveli tek boyutludur Degerlendirme Rating Aciklama Description 0 Exclusively heterosexual Tumuyle karsicinsel 1 Predominantly heterosexual only incidentally homosexual Agirlikli olarak karsicinsel yalnizca zaman zaman escinsel 2 Predominantly heterosexual but more than incidentally homosexual Agirlikli olarak karsicinsel ama zaman zaman dan daha sik escinsel 3 Equally heterosexual and homosexual Esit derecede escinsel ve karsicinsel 4 Predominantly homosexual but more than incidentally heterosexual Agirlikli olarak escinsel ama zaman zaman dan daha sik karsicinsel 5 Predominantly homosexual only incidentally heterosexual Agirlikli olarak escinsel yalnizca zaman zaman karsicinsel 6 Exclusively homosexual Tumuyle escinsel X Asexual Aseksuel Cinsel yonelimi belirleyen faktorlerGenetik bozukluk Dogum sirasi ve erkeklerin cinsel yonelimi Endokrin hastaliklari Cift cinsiyetlilikAyrica bakinizMusevilik ve cinsel yonelim El yanlilik ve cinsel yonelim Dogum sirasi ve erkeklerin cinsel yonelimi Cevre ve cinsel yonelimDipnotlarReiter L 1989 Sexual orientation sexual identity and the question of choice Clinical Social Work Journal 17 138 150 Wilson G and Rahman Q 2005 Born Gay London Peter Owen Publishers p21 Hirschfeld Magnus 1896 Sappho und Socrates Wie erklart sich die Liebe der Manner amp und Frauen zu Personen des eigenen Geschlechts Sappho and Socrates How Can One Explain the Love of Men and Women for Individuals of Their Own Sex A C Kinsey W B Pomeroy C E Martin Sexual Behavior in the Human Male pp 639 656 Philadelphia PA W B Saunders 1948 ISBN 0 253 33412 8 LeVay Simon 1996 Queer Science The Use and Abuse of Research into Homosexuality Cambridge MIT Press ISBN 0 262 62119 3 Klein F Barry Sepekoff Timothy J Wolf Sexual Orientation a Multi Variable Dynamic Process in Klein Fritz and Timothy J Wolf ed Two Lives to Lead Bisexuality in Men and Women New York Harrington Park Press Inc 1985 p 38 Also published as Bisexualities Theory and Research by Haworth Press 1985 Klein Sexual Orientation Grid online http www camh net Care Treatment Resources for Professionals ARQ2 arq2 question a2 html 27 Eylul 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Diamond Lisa Sexual Identity Attractions and Behavior Amoung Young Sexual Minority Women Over a 2 Year Period Developmental Psychology 2000 Vol 36 No 2 241 250 Answers to Your Questions About Sexual Orientation and Homosexuality American Psychological Association Retrieved on 04 12 2007 The Surgeon General s call to Action to Promote Sexual Health and Responsible Sexual Behavior A Letter from the Surgeon General U S Department of Health and Human Services 2001 07 09 Retrieved 2007 03 29 Just the Facts About Sexual Orientation amp Youth A Primer for Principals Educators and School Personnel American Psychological Association et al 1999 Retrieved 2007 02 23 Minton H L 1986 Femininity in men and masculinity in women American psychiatry and psychology portray homosexuality in the 1930s Journal of Homosexuality 13 1 1 21 Terry J 1999 An American obsession Science medicine and homosexuality in modern society Chicago University of Chicago Press Bailey J M Zucker K J 1995 Childhood sex typed behavior and sexual orientation a conceptual analysis and quantitative review Developmental Psychology 31 1 43 Rodriguez Rust Paula C Bisexuality A contemporary paradox for women Journal of Social Issues Vol 56 2 Summer 2000 Special Issue Women s sexualities New perspectives on sexual orientation and gender pp 205 221 Article online Also published in Rodriguez Rust Paula C Bisexuality in the United States A Social Science Reader Columbia University Press 2000 ISBN 0 231 10227 5 James Alm M V Lee Badgett Leslie A Whittington Wedding Bell Blues The Income Tax Consequences of Legalizing Same Sex Marriage page 24 1998 PDF link Sexual Orientation and Adolescents American Academy of Pediatrics Clinical Report Retrieved 2007 02 23 Hamer Hu Magnuson Hu and Pattatucci 1993 A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation Science 261 5119 pp 321 7 Retrieved 2007 01 18 Doubt cast on gay gene April 23 1999 BBC News cited in Wilson and Rahman 2005 p47 Bailey J M Dunne M P Martin N G 2000 Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample Journal of Personality and Social Psychology 78 3 Blanchard R Cantor J M Bogaert A F Breedlove S M amp Ellis L 2006 Interaction of fraternal birth order and handedness in the development of male homosexuality Hormones and Behavior 49 405 414 http www psych org pnews 00 09 01 recalling html 2 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde http findarticles com p articles mi m1589 is 2002 Nov 12 ai 94598255 14 Aralik 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Section E5 1 2 9 6 in the Department of Defense Instruction Nov 14 1996 Zachary Green and Michael J Stiers Multiculturalism and Group Therapy in the United States A Social Constructionist Perspective Springer Netherlands 2002 Pages 233 246 Robert Brain Friends and Lovers Granada Publishing 1976 Chapters 3 4 Kaynakca a b c d e f g h i Sexual orientation homosexuality and bisexuality 29 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2008 a b c American Psychiatric Association 9 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Ocak 2013 Prause Nicole Agustos 2004 PDF Archives of Sexual Behavior 36 3 ss 341 356 doi 10 1007 s10508 006 9142 3 PMID 17345167 27 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Agustos 2007 Melby Todd Kasim 2005 Asexuality gets more attention but is it a sexual orientation Contemporary Sexuality 39 11 ss 1 4 5 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Marshall Cavendish Corporation Ed 2009 Asexuality Sex and Society 2 s 82 ISBN 978 0 7614 7905 5 21 Eylul 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Subat 2013 Bogaert Anthony F 2006 Toward a conceptual understanding of asexuality 14 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Review of General Psychology 10 3 241 250 Retrieved on December 16 2011 Firestein Beth A 2007 Becoming Visible Counseling Bisexuals Across the Lifespan Columbia University Press s 9 ISBN 0231137249 6 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ekim 2012 a b c PDF s 33 n 60 p 55 per Adobe Acrobat Reader Corsini citation per id Brief p 6 n 4 p 28 per Adobe Acrobat Reader 18 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 13 Mart 2013 a b Avoiding Heterosexual Bias in Language PDF 13 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Temmuz 2011 Rosario M Schrimshaw E Hunter J amp Braun L 2006 February Sexual identity development among lesbian gay and bisexual youths Consistency and change over time Journal of Sex Research 43 1 46 58 Retrieved April 4 2009 Friedman Lawrence Meir 1990 The republic of choice law authority and culture Harvard University Press s 92 ISBN 978 0 674 76260 2 21 Eylul 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Ocak 2012 Heuer Gottfried 2011 Sexual revolutions psychoanalysis history and the father Taylor amp Francis s 49 ISBN 978 0 415 57043 5 21 Eylul 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Ocak 2011 a b c d e f g h i Frankowski BL American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence Haziran 2004 Sexual orientation and adolescents 113 6 ss 1827 32 doi 10 1542 peds 113 6 1827 PMID 15173519 20 Mart 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 a b c d e f g Submission to the Church of England s Listening Exercise on Human Sexuality The Royal College of Psychiatrists 12 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2013 a b Garcia Falgueras Alicia amp Swaab Dick F Sexual Hormones and the Brain An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation in Endocrine Development vol 17 pp 22 35 2010 ISSN 1421 7082 authors are of Netherlands Institute for Neuroscience of author contact is 2d author vol 17 is Sandro Loche Marco Cappa Lucia Ghizzoni Mohamad Maghnie amp Martin O Savage eds Pediatric Neuroendocrinology a b Lamanna Mary Ann Riedmann Agnes Stewart Susan D 2014 Marriages Families and Relationships Making Choices in a Diverse Society Cengage Learning s 82 ISBN 978 1 305 17689 8 30 Kasim 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2016 The reason some individuals develop a gay sexual identity has not been definitively established nor do we yet understand the development of heterosexuality The American Psychological Association APA takes the position that a variety of factors impact a person s sexuality The most recent literature from the APA says that sexual orientation is not a choice that can be changed at will and that sexual orientation is most likely the result of a complex interaction of environmental cognitive and biological factors is shaped at an early age and evidence suggests biological including genetic or inborn hormonal factors play a significant role in a person s sexuality American Psychological Association 2010 Gail Wiscarz Stuart 2014 Principles and Practice of Psychiatric Nursing Elsevier Health Sciences s 502 ISBN 978 0 323 29412 6 30 Kasim 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2016 No conclusive evidence supports any one specific cause of homosexuality however most researchers agree that biological and social factors influence the development of sexual orientation Frankowski BL American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence Haziran 2004 Sexual orientation and adolescents Pediatrics 113 6 ss 1827 32 doi 10 1542 peds 113 6 1827 PMID 15173519 20 Mart 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 DOI 10 1007 s10508 008 9386 1 Reiter L 1989 Sexual orientation sexual identity and the question of choice Clinical Social Work Journal 17 138 150 Vare Jonatha W and Terry L Norton Understanding Gay and Lesbian Youth Sticks Stones and Silence Cleaning House 71 6 1998 327 331 Education Full Text H W Wilson Web 19 Apr 2012 Different aspects of sexual orientation may be influenced to a greater or lesser degree p 303 by experiential factors such that sexual experimentation with same gender partners may be more dependent on a conducive family environment than the development of a gay or lesbian identity Susan E Golombok amp Fiona L Tasker Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children in J Kenneth Davidson Sr amp Nelwyn B Moore Speaking of Sexuality Interdisciplinary Readings Los Angeles Calif Roxbury Publishing 2001 ISBN 1 891487 33 7 pp 302 303 adapted from same authors Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children Findings From a Longitudinal Study of Lesbian Families in Developmental Psychology American Psychological Association vol 32 1996 3 11 author Susan Golombok prof psychology City Univ London id p xx amp author Fiona Tasker sr lecturer Birkbeck Coll Univ of London id p xxiii Whereas there is no evidence from the present investigation to suggest that parents have a determining influence on the sexual orientation of their children the findings do indicate that by creating a climate of acceptance or rejection of homosexuality within the family parents may have some impact on their children s sexual experimentation as heterosexual lesbian or gay Do Parents Influence the Sexual Orientation of Their Children ibid in Speaking of Sexuality id p 303 adapted per id p 303 Bailey JM Pillard RC 1991 A Genetic Study of Male Sexual Orientation Archives of General Psychiatry 48 12 ss 1089 96 doi 10 1001 archpsyc 1991 01810360053008 PMID 1845227 12 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Bailey JM Dunne MP Martin NG Mart 2000 Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample J Pers Soc Psychol 78 3 ss 524 36 doi 10 1037 0022 3514 78 3 524 PMID 10743878 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Hershberger Scott L 2001 Biological Factors in the Development of Sexual Orientation Pp 27 51 in Lesbian Gay and Bisexual Identities and Youth Psychological Perspectives edited by Anthony R D Augelli and Charlotte J Patterson Oxford New York Oxford University Press Quoted in Bearman and Bruckner 2002 a b This work was published in the American Journal of Sociology Bearman P S amp Bruckner H 2002 Opposite sex twins and adolescent same sex attraction American Journal of Sociology 107 1179 1205 and is available only to subscribers However a final draft of the paper is available here 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde there are no significant differences on the points cited between the final draft and the published version While inconsistent with modern findings the first relatively large scale twin study on sexual orientation was reported by in 1952 See Kallmann FJ Nisan 1952 Comparative twin study on the genetic aspects of male homosexuality J Nerv Ment Dis 115 4 ss 283 97 PMID 14918012 Examining only male twin pairs he found a 100 concordance rate for homosexuality among 37 monozygotic MZ twin pairs compared to a 12 42 concordance rate among 26 dizygotic DZ twin pairs depending on definition In other words every identical twin of a homosexual subject was also homosexual while this was not the case for non identical twins This study was criticized for its vaguely described method of recruiting twins and for a high rate of among its subjects See Rosenthal D Genetic Theory and Abnormal Behavior 1970 New York McGraw Hill Langstrom N Rahman Q Carlstrom E Lichtenstein P Subat 2010 Genetic and environmental effects on same sex sexual behavior a population study of twins in Sweden Arch Sex Behav 39 1 ss 75 80 doi 10 1007 s10508 008 9386 1 PMID 18536986 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Hamer DH Hu S Magnuson VL Hu N Pattatucci AM Temmuz 1993 A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation Science 261 5119 ss 321 7 doi 10 1126 science 8332896 PMID 8332896 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Wilson G D amp Rahman Q 2005 Born Gay The Biology of Sex Orientation London Peter Owen Publishers Hu S Pattatucci AM Patterson C ve digerleri Kasim 1995 Linkage between sexual orientation and chromosome Xq28 in males but not in females Nat Genet 11 3 ss 248 56 doi 10 1038 ng1195 248 PMID 7581447 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Vilain E 2000 Genetics of sexual development Annu Rev Sex Res Cilt 11 ss 1 25 PMID 11351829 DOI 10 1007 s10508 009 9499 1 Mustanski BS Dupree MG Nievergelt CM Bocklandt S Schork NJ Hamer DH Mart 2005 PDF Hum Genet 116 4 ss 272 8 doi 10 1007 s00439 004 1241 4 PMID 15645181 15 Nisan 2005 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 11 Kasim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Camperio Ciani A Corna F Capiluppi C Kasim 2004 Evidence for maternally inherited factors favouring male homosexuality and promoting female fecundity Proc Biol Sci 271 1554 ss 2217 21 doi 10 1098 rspb 2004 2872 PMC 1691850 2 PMID 15539346 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Park D Choi D Lee J Lim DS Park C 2010 Male like sexual behavior of female mouse lacking fucose mutarotase BMC genetics Cilt 11 s 62 doi 10 1186 1471 2156 11 62 PMC 2912782 2 PMID 20609214 Teeman Tim May 8 2006 Do You Have Gay DNA 2 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde TECH HEALTH Bocklandt S Horvath S Vilain E Hamer DH Subat 2006 Hum Genet 118 6 ss 691 4 doi 10 1007 s00439 005 0119 4 PMID 16369763 9 Haziran 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Kasim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Ruthenburg A C Allis and J Wysocka Methylation of Lysine 4 on Histone H3 Intricacy of Writing and Reading a Single Epigenetic Mark Molecular Cell 25 1 2007 15 30 Print Jablonka E and MJ Lamb 2010 Transgenerational epigenetic inheritance In M Pigliucci and GB Muller Evolution the expanded synthesis Friberg Urban Sergey Gavrilets and William R Rice Homosexuality as a Consequence of Epigenetically Canalized Sexual Development The Quarterly Review of Biology 87 4 2012 n pag Print Gene Regulation May Explain How Homosexuality Flourishes LiveScience com N p n d Web 12 Apr 2013 Rice William and Urban Friberg Study Finds Epigenetics Not Genetics Underlies Homosexuality Wilson G amp Q Rahman Born Gay The Psychobiology of Human Sex Orientation op cit a b Garcia Falgueras Alicia amp Swaab Dick F Sexual Hormones and the Brain op cit p 24 a b Hines Melissa Ekim 2010 Sex related variation in human behavior and the brain Trends in Cognitive Sciences 14 10 ss 448 456 doi 10 1016 j tics 2010 07 005 Williams T J Pepitone ME Christensen SE Cooke BM Huberman AD Breedlove NJ Breedlove TJ Jordan CL Breedlove SM Mart 2000 PDF Nature 404 6777 ss 455 456 doi 10 1038 35006555 PMID 10761903 26 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 11 Kasim 2013 Tortorice J L 2002 Written on the body butch femme lesbian gender identity and biological correlates Rutgers Ph D Dissertation McFadden D Shubel E Aralik 2002 Relative lengths of fingers and toes in human males and females Hormones and Behavior 42 4 ss 492 500 doi 10 1006 hbeh 2002 1833 PMID 12488115 Hall LS Love CT Subat 2003 Finger length ratios in female monozygotic twins discordant for sexual orientation Archives of Sexual Behavior 32 1 ss 23 8 doi 10 1023 A 1021837211630 PMID 12597269 Rahman Q Wilson GD Nisan 2003 Sexual orientation and the 2nd to 4th finger length ratio evidence for organising effects of sex hormones or developmental instability Psychoneuroendocrinology 28 3 ss 288 303 doi 10 1016 S0306 4530 02 00022 7 PMID 12573297 Csatho A Osvath A Bicsak E Karadi K Manning J Kallai J Subat 2003 Sex role identity related to the ratio of second to fourth digit length in women Biological Psychology 62 2 ss 147 56 doi 10 1016 S0301 0511 02 00127 8 PMID 12581689 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Putz D Gaulin Steven J C Sporter Robert J McBurney Donald H 2004 PDF Evolution and Human Behavior 25 3 s 182 doi 10 1016 j evolhumbehav 2004 03 005 7 Ocak 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 11 Kasim 2013 Rahman Q Mayis 2005 Fluctuating asymmetry second to fourth finger length ratios and human sexual orientation Psychoneuroendocrinology 30 4 ss 382 91 doi 10 1016 j psyneuen 2004 10 006 PMID 15694118 Kraemer B Noll T Delsignore A Milos G Schnyder U Hepp U 2006 Finger length ratio 2D 4D and dimensions of sexual orientation Neuropsychobiology 53 4 ss 210 4 doi 10 1159 000094730 PMID 16874008 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Wallien MS Zucker KJ Steensma TD Cohen Kettenis PT Agustos 2008 2D 4D finger length ratios in children and adults with gender identity disorder Hormones and Behavior 54 3 ss 450 4 doi 10 1016 j yhbeh 2008 05 002 PMID 18585715 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Gobrogge Kyle L Subat 2008 Genetic and Environmental Influences on 2D 4D Finger Length Ratios A Study of Monozygotic and Dizygotic Male and Female Twins Archives of Sexual Behavior 37 1 ss 112 118 doi 10 1007 s10508 007 9272 2 PMID 18074216 a b Gooren Louis Kasim 2006 The biology of human psychosexual differentiation Hormones and Behavior 50 4 ss 589 601 doi 10 1016 j yhbeh 2006 06 011 PMID 16870186 amp Subat 2008 Sexual orientation in women with classical or non classical congenital adrenal hyperplasia as a function of degree of prenatal androgen excess 37 1 ss 85 99 doi 10 1007 s10508 007 9265 1 PMID 18157628 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Peplau Letitia Ekim 2008 Masculinity Femininity and the Development of Sexual Orientation in Women Journal of Gay amp Lesbian Mental Health 12 1 2 ss 145 165 doi 10 1300 J529v12n01 09 McFadden D 2002 Masculinization effects in the auditory system Arch Sex Behav 31 1 ss 99 111 doi 10 1023 A 1014087319682 PMID 11910797 a b Blanchard R Klassen P Nisan 1997 H Y antigen and homosexuality in men J Theor Biol 185 3 ss 373 8 doi 10 1006 jtbi 1996 0315 PMID 9156085 Pas de Deux of Sexuality Is Written in the Genes 10 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 Blanchard R 1997 Birth order and sibling sex ratio in homosexual versus heterosexual males and females Annu Rev Sex Res Cilt 8 ss 27 67 PMID 10051890 a b amp Nisan 2011 Sexual orientation fraternal birth order and the maternal immune hypothesis a review 32 2 ss 247 254 doi 10 1016 j yfrne 2011 02 004 PMID 21315103 Cantor JM Blanchard R Paterson AD Bogaert AF Subat 2002 How many gay men owe their sexual orientation to fraternal birth order PDF Arch Sex Behav 31 1 ss 63 71 doi 10 1023 A 1014031201935 PMID 11910793 4 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Bogaert AF Subat 2005 Sibling sex ratio and sexual orientation in men and women new tests in two national probability samples Arch Sex Behav 34 1 ss 111 6 doi 10 1007 s10508 005 1005 9 PMID 15772774 Blanchard R Lippa RA Nisan 2007 Birth order sibling sex ratio handedness and sexual orientation of male and female participants in a BBC internet research project Arch Sex Behav 36 2 ss 163 76 doi 10 1007 s10508 006 9159 7 PMID 17345165 a b Lalumiere ML Blanchard R Zucker KJ Temmuz 2000 Sexual orientation and handedness in men and women a meta analysis Psychological Bulletin 126 4 ss 575 92 doi 10 1037 0033 2909 126 4 575 PMID 10900997 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Blanchard R Cantor J M Bogaert A F Breedlove S M amp Ellis L 2006 Interaction of fraternal birth order and handedness in the development of male homosexuality Archives of Sexual Behavior 49 3 ss 405 414 PMID 16246335 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link LeVay S Agustos 1991 A difference in hypothalamic structure between heterosexual and homosexual men Science 253 5023 ss 1034 7 doi 10 1126 science 1887219 PMID 1887219 Byne W Tobet S Mattiace LA ve digerleri Eylul 2001 The interstitial nuclei of the human anterior hypothalamus an investigation of variation with sex sexual orientation and HIV status Horm Behav 40 2 ss 86 92 doi 10 1006 hbeh 2001 1680 PMID 11534967 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Savic I Berglund H Lindstrom P Mayis 2005 Brain response to putative pheromones in homosexual men Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America 102 20 ss 7356 61 doi 10 1073 pnas 0407998102 PMC 1129091 2 PMID 15883379 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Roach John May 8 2006 Lesbians Respond Differently to Human Pheromones Study Says 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde National Geographic News Scans see gay brain differences BBC News 1 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2013 Beale Bob October 6 2003 1 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde News in Science Sanders G Wright M Ekim 1997 Sexual orientation differences in cerebral asymmetry and in the performance of sexually dimorphic cognitive and motor tasks Archives of Sexual Behavior 26 5 ss 463 80 doi 10 1023 A 1024551704723 PMID 9343633 Kinnunen LH Moltz H Metz J Cooper M Ekim 2004 Differential brain activation in exclusively homosexual and heterosexual men produced by the selective serotonin reuptake inhibitor fluoxetine Brain Research 1024 1 2 ss 251 4 doi 10 1016 j brainres 2004 07 070 PMID 15451388 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Keleveld December 11 2007 2 11 Kasim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde NEWS amp Mart 2009 Prenatal programming of sexual partner preference the ram model 21 4 ss 359 364 doi 10 1111 j 1365 2826 2009 01828 x PMC 2668810 2 PMID 19207819 a b Bailey J Michael Vasey Paul L Diamond Lisa M Breedlove S Marc Vilain Eric Epprecht Marc Eylul 2016 Sexual Orientation Controversy and Science Psychological Science in the Public Interest Ingilizce 17 2 45 101 doi 10 1177 1529100616637616 ISSN 1529 1006 31 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Kasim 2022 a b Arsivlenmis kopya www apa org 14 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Kasim 2022 Arsivlenmis kopya publications aap org doi 10 1542 peds 113 6 1827 24 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Kasim 2022 web archive org 18 Subat 2014 18 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Kasim 2022 Cook Christopher C H 2 Ocak 2021 The causes of human sexual orientation Theology amp Sexuality 27 1 1 19 doi 10 1080 13558358 2020 1818541 ISSN 1355 8358 a b c d American Psychological Association Resolution on Appropriate Affirmative Responses to Sexual Orientation Distress and Change Efforts 1 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Appropriate Therapeutic Responses to Sexual Orientation PDF 15 Haziran 2010 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 11 Kasim 2013 Answers to Your Questions For a Better Understanding of Sexual Orientation amp Homosexuality PDF American Psychological Association 11 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 20 Aralik 2010 Expert affidavit of Gregory M Herek Ph D PDF 25 Agustos 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Agustos 2010 a b Royal College of Psychiatrists Statement from the Royal College of Psychiatrists Gay and Lesbian Mental Health Special Interest Group 27 Mayis 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Australian Psychological Society Sexual orientation and homosexuality 17 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Statement of the American Psychological Association PDF 10 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 24 Agustos 2010 Therapies to change sexual orientation lack medical justification and threaten health Pan American Health Organization 26 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Mayis 2012 archived 1896 Sappho und Socrates Wie erklart sich die Liebe der Manner amp und Frauen zu Personen des eigenen Geschlechts Sappho ve Sokrat Erkek ve Kadinlarin Kendi Cinslerinden Bireylere Olan Aski nasil aciklanabilir A C Kinsey W B Pomeroy C E Martin Sexual Behavior in the Human Male pp 639 656 Philadelphia PA W B Saunders 1948 ISBN 0 253 33412 8 Males do not represent two discrete populations heterosexual and homosexual The world is not to be divided into sheep and goats It is a fundamental of taxonomy that nature rarely deals with discrete categories The living world is a continuum in each and every one of its aspects While emphasizing the continuity of the gradations between exclusively heterosexual and exclusively homosexual histories it has seemed desirable to develop some sort of classification which could be based on the relative amounts of heterosexual and homosexual experience or response in each history An individual may be assigned a position on this scale for each period in his life A seven point scale comes nearer to showing the many gradations that actually exist Vikipedi nin kardes projelerinden Cinsel yonelim hakkinda daha fazla bilgi edininVikisozluk te tanimlarCommons ta dosyalar