Doğrulama yanlılığı ya da teyit yanlılığı, kişilerin kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir. Bu yanlılığa sahip kişiler inançlarına, düşüncelerine ve varsayımlarına ters düşen, karşı duran, onlarla çelişen bilgileri ihmal etme, yok sayma eğilimi gösterir.Bilişsel eğilimin bir çeşidi ve tümevarımın sistematik hatasıdır. İnsanlar bilgiyi seçici olarak topladıklarında veya anımsadıklarında ya da belirli bir eğilime göre bu bilgiyi yorumladıklarında doğrulama yanlılığına eğilim gösterirler. Etkisi, duygusallıkla yaklaşılan konularla, iyice yerleşmiş ve değişmesi zor inanışlarla ilgili olduğu takdirde çok daha güçlüdür. İnsanlar aynı zamanda müphem ve belirsiz kanıtları da kendi görüşlerini destekleyici yönde yorumlamaya eğilimlidir. Yanlı araştırma, yorumlama ve bellek karşı tarafların aynı kanıtlara ulaşması durumunda bile anlaşmazlığın daha keskinleşmesi olan tutum kutuplaşmasını, doğru olmadığının kanıtları gösterilmesine rağmen inançlarda ısrar, ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla güvenme olan irrasyonel öncüllük etkisi ve iki olay ya da durum arasında bir bağlantı olduğuna dair yanlış algılama olan yanılsama korelasyonunu açıklamak için kullanılır.
1960'larda yapılan bir dizi deney insanların sahip oldukları inançları doğrulama yönünde eğilimi olduğunu önermektedir. Bu deney sonuçları daha sonra fikirlerin yalnızca tek olasılık üzerine odaklanıp alternatiflerin görmezlikten gelinmesi ile tek yönlü sınanmasına eğilim olarak tekrar yorumlanmıştır. Bazı durumlarda bu eğilim insanların vardıkları sonuçlarda yanlı olabilmelerine neden olmaktadır. Gözlemlenen bu yanlılıkların açıklamaları arasında hüsnükuruntu ile insanların bilgilerin değerlendirme kapasitelerinin sınırlı olması verilir. Diğer bir açıklama da insanların tarafsız ve bilimsel bir açıdan incelemektense yanlış olmanın bedelini akıllarında ölçüp biçmeleridir.
Doğrulama yanlılığı kişisel inançlarda duygusunu besler ve karşı kanıtlar olmasına karşın bu inançlara daha da bağlanmayı sağlayabilir. Bu yanlılıklar nedeniyle siyasal ve örgütsel bağlamlarda kötü kararlar alındığı görülmüştür.
Türleri
Doğrulama yanlılıkları görülen etkilerdir. Kişinin beklentilerinin kendi davranışını etkileyerek beklenen sonuca ulaşılması olan beklenti etkisi ya da davranışsal doğrulama etkisinden farklıdır.
Bazı psikologlar doğrulama yanlılığı terimininin tanımını daha kısıtlayıcı bir şekilde kişinin zaten inandığını destekleyen kanıtları seçici olarak toplaması ve farklı bir sonuca ulaştırabilecek kanıtları yok sayması ya da reddetmesi olarak yaparlar. Diğerleri ise terimi daha genel anlamıyla kişinin var olan inançları hakkında kanıt ararken, yorumlarken ya da anımsarken bu inançları korumaya yönelik eğilim olarak kullanırlar.
Yanlı bilgi arama
Deneyler, kişilerin varsayımları ile tutarlı kanıtlar arayarak bunları tek yanlı olarak doğrulamaya eğilimli olduklarını tekrar tekrar göstermiştir. Tüm ilgili kanıtları araştırmaktan çok kendi varsayımlarını destekleyecek olumlu cevaplar alacak şekilde soruları oluştururlar. Varsayımlarının yanlış olması durumunda ortaya çıkabilecek sonuçlardan çok doğru olması durumunda bekledikleri sonuçları ararlar. Örneğin, evet/hayır sorularıyla tutulmuş bir sayıyı bulmaya çalışan ve sayının üç olduğunudan şüphelenen birisi "Tek sayı mı?" diye sormayı tercih edebilir. Kişiler, "olumsuz test" olan "Çift sayı mı?" gibi bir soru ile aynı bilgiye ulaşılabilse bile "olumlu test" olarak adlandırılan bu tür soruları tercih ederler. Ancak buradan kişilerin olumlu bir cevap çıkaracak test yöntemleri aradığı sonucuna ulaşılamaz. Deneklerin sahte testler ya da gerçek teşhis edici testler seçebildikleri araştırmalarda, kişilerin gerçek testleri tercih ettikleri görülmüştür.
Olumlu testleri tercih etme kendi başına bir yanlılık değildir çünkü olumlu testler oldukça bilgi verici olabilir. Ancak diğer etkilerle birleştirildiğinde bu strateji doğru olup olmalarından bağımsız olarak var olan inançları ya da varsayımları doğrulayabilir. Gerçek dünyada kanıtlar sıklıkla karmaşık ve çok yönlüdür. Örneğin bir kişi hakkında birbiriyle çelişen çeşitli fikirlerin her biri o kişinin davranışının bir yönüne yoğunlaşarak desteklenebilir. Dolayısıyla herhangi bir varsayım yönünde kanıt aramak muhtemelen başarılı bir sonuç verecektir. Bunu göstermenin bir yolu cevabı değiştirecek şekilde sorulacak olan soruyu oluşturmaktır. Örneğin "Sosyal yaşamından mutlu musun?" diye sorulan kişilerin, "Sosyal yaşamından mutsuz musun?" diye sorulan kişilere göre daha çok mutlu olduklarını söyledikleri görülmüştür.
Bir soruda yapılacak küçük bir değişiklik bile kişilerin mevcut bilgiyi araştırmalarını dolayısıyla da ulaşacakları sonuçları etkileyebilir. Bu önerme kurgusal bir çocuk velâyet davası ile gösterilmiştir. Araştırmaya katılanlara şu bilgiler verilir: Velâyeti isteyen A çok yönden veli olabilmek için orta derecede uygundur. Velâyeti isteyen B ise dikkati çeken olumsuz ve olumlu özelliklere sahiptir; çocuk ile çok yakın bir ilişki ancak uzun süreler boyunca çocuktan uzak kalmasına neden olacak bir iş. "Hangisi çocuğun velisi olmalıdır?" sorusu sorulduğunda katılımcıların çoğu, asıl olarak olumlu özelliklere bakarak B'yi seçmiştir. Ancak "Hangisi çocuğun velisi olmamalıdır?" diye sorulduğunda ise olumsuz özelliklere baktıklarından ötürü çoğunluk B'nin veli olmaması gerektiğini, dolaylı olarak da A'nın veli olması gerektiğini söylemişlerdir.
Benzer çalışmalar kişilerin bilgi ararken nasıl yanlı olduklarını gösterse de bu fenomen gerçek teşhis testlerininin tercihi ile sınırlandırılabilmektedir. Deneylerden birinde denekler bir başka kişinin, görüşmeye dayanarak kişilik boyutunu değerlendirmişlerdir. Deneyde yapılan görüşmede soracakları soruları verilmiş bir listeden seçmek zorundaydılar. Görüşme yapılacak kişi içe dönük birisi olarak tanıtıldığında denekler "Gürültülü partilerde ne hoşuna gitmez?" gibi içe dönüklüğü varsayan soruları seçmişlerdir. Görüşme yapılacak kişi dışa dönük birisi olarak tanıtıldığında ise "Kötü geçen bir partiyi canlandırmak için ne yaparsın?" gibi dışa dönüklüğü varsayan soruları seçmişlerdir. Bu yanıltıcı sorular görüşme yapılan kişiye kişilikleri hakkındaki varsayımın doğru olmadığını gösterecek hemen hemen hiç olanak sağlamıyordu. Bu deneyin daha sonra yapılan değişik bir versiyonunda ise deneklere "Sosyal etkileşimlerden kaçar mısın?" gibi daha az tahminlere dayanan sorular seçebilmelerine olanak sağlanmıştır. Bu deneyde denekler teşhise yönelik bu tarz soruları tercih etmiş ve olumlu test sorularını daha az seçmişlerdir. Teşhis edici testleri tercih etme ve olumlu test sorularına zayıf bir eğilim daha sonra yapılan başka çalışmalarda da tekrar gözlemlenmiştir.
Kişilik özellikleri yanlı araştırma süreçlerini hem etkilemekte hem de bu süreçlerle etkileşmektedir. Bireylerin, karşı tutum ve tavırlarını dış etkilerden koruma yetileri farklılık gösterir. durumu bireylerin bilgi ararken kişisel inançları ile tutarlı bilgi arayıp bu inançlarla tutarsız bilgileri göz ardı etmeleriyle oluşur. Bireylerin kişisel inançları ile çelişen kanıtları hangi dereceye kadar reddedebildikleri konusunda bir deney yapılmıştır. Yüksek güven düzeylerine sahip kişilerin kendi inançları ile çelişerek karşı bir kanıt oluşturabilecek bilgileri daha kolayca araştırabildiği ancak düşük güven düzeyli bireyleri çelikili bilgileri aramadığı ve kendi inançlarını destekleyecek bilgileri aramayı tercih ettikleri görülmüştür. Kişiler tartışmalarda kendi inanç ve fikirlerine karşı eğilimli olarak kanıtlar geliştirir ve bunları yorumlarlar. Yüksek güven düzeyleri bireylerin kendi inançlarını destekleyen bilgi arama tercihlerini azaltmaktadır.
Bir başka deneyde, deneklerden bilgisayar simülasyonu ile nesneleri hareket ettirmeyi içeren karmaşık bir kural bulma görevi verilmiştir. Nesneler bilgisayar ekranında belirli kurallara göre hareket etmektedir ve katılımcıların bu kuralların ne olduğunu bulmaları istenmiştir. Katılımcılar kurallar ile ilgili varsayımlarını nesneleri bilgisayar ekranında hareket ettirerek deneyebilmektedirler. Yaklaşık on saat süren deney süresince çok sayıda deneme yapmalarına rağmen deneklerin hiçbiri sistemin kurallarını çözememiştir. Denekler varsayımlarını yanlışlamak yerine doğrulamaya çalışmış ve alternatifleri değerlendirmeye pek istekli davranmamışlardır. Varolan varsayımlarının çalışmadığını gösteren somut kanıtlar olmasına rağmen sıklıkla aynı denemeleri yapmaya devam etmişlerdir. Bazı katılımcılara uygun varsayım test etme yöntemleri öğretilmiş olsa da bu bilgilerin hemen hemen hiç etkisi olmamıştır.
Yanlı yorumlama
—
Doğrulama yanlılıkları yalnızca kanıt toplama ile sınırlı değildir. İki farklı birey aynı bilgiye sahip olsalar dahi bunları yorumlama yolları yanlı olabilir.
Stanford Üniversitesi'nde bir araştırma ekibi, idam cezası hakkında kesin görüşleri olan ve yarısı buna karşı yarısı da idam cezasından yana olan deneklerle bir deney düzenlemişlerdir. Her katılımcı idam cezası uygulanan ve uygulanmayan ABD eyâletlerinin bir karşılaştırması ile eyâletlere idam cezası getirilmeden önce ve sonra cinayet oranlarının karşılaştırmasından oluşan iki araştırma yazısını okumuştur. Her iki araştırma yazısının kısa özetini okuduktan sonra katılımcılara idam cezası hakkında görüşlerinin değişip değişmediği sorulmuştur. Daha sonra her iki araştırmanın nasıl yapıldığı hakkında daha detaylı okumadan sonra bu araştırmaların iyi yapılıp yapılmadığı ve inandırıcı olup olmadığı hakkında yorumları istenmiştir. Aslında her iki çalışma da uydurmadır. Katılımcıların yarısına çalışmalardan birinin etkisini kanıtladığı diğerinin ise bu etkiyi çürüttüğü söylenirken diğer yarısına araştırmalar için yapılan bu yorumlar değiştirilerek söylenmiştir.
İdam cezasından yana ya da buna karşı olan katılımcılar, ilk okudukları araştırmadan sonra tutumlarının hafifçe de olsa buna doğru yöneldiklerini söylemişlerdir. Ancak iki araştırma hakkında da daha detaylı okuduktan sonra hemen hemen hepsi verilen kanıt ne olursa olsun, kendi görüşlerini detekleyen noktalara dikkat çekerek ve bu görüşe karşı olanları ise yok sayarak idam cezası hakkındaki ilk görüşlerine geri dönmüşlerdir. Katılımcılar idam cezası hakkındaki ilk görüşlerini destekleyen araştırmanın diğer araştırmaya göre daha üstün olduğunu detaylı bir şekilde tanımlamışlardır. Caydırıcılık etkisini çürüttüğünü sandığı araştırma için idam cezasından yana olan bir denek şöyle yorum yaparken: "Araştırma yeteri kadar uzun bir dönemi kapsamamaktadır"; idam cezasına karşı olan bir başka denek ise aynı araştırmayı şöyle yorumlamıştır: "Araştırmacıların bulgularının aksini iddia edecek güçlü bir kanıt sunulamamıştır." Bu deneyin sonucu kişilerin kendi beklentilerine karşı olan varsayımların kanıtlar için daha yüksek beklenti içinde olduklarını göstermektedir. "Reddetme yanlılığı" olarak bilinen bu etki başka deneylerle de desteklenmiştir.
Yanlı yorumlama üzerine bir başka çalışma 2004 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri sırasında yapılmıştır. Bu deneye ABD başkan adaylarını hakkında güçlü duygulara sahip olduklarını söyleyen kişiler denek olarak katılmıştır. Deneklere Cumhuriyetçi Parti adayı George W. Bush'un, Demokrat Parti adayı John Kerry'nin ve kamuoyunda tanımış ama siyasi açıdan tarafsız bir kişinin görünüşe göre birbirleri ile çelişen ifadeleri gösterilmiştir. Bunlarla birlikte görünüşte olan bu çelişkili ifadelerin aslında mantıklı olabileceğini gösteren başka ifadeler de deneklere gösterilmiştir. Katılımcılardan bu farklı bilgilerden yararlanarak her bir kişinin ifadelerinin tutarsız olup olmadığına karar vermeleri istenmiştir. Deneklerin ifadeleri değerlendirmesinde çok büyük farklılıklar bulunmuştur ve katılımcılar karşı oldukları adayın ifadelerini tutarsız bulmaya daha çok eğilim göstermişlerdir.
Bu deney sırasında katılımcılar ifadeler hakkında yargılarını, beyin aktivitelerini izleyen manyetik rezonans görüntüleme (MR) cihazının içinde iken yapmışlardır. Katılımcılar destekledikleri adayların çelişkili ifadelerini değerlendirirken beyinlerinin duygusal merkezlerinde aktivite gözlemlenmiştir. Diğer iki kişinin ifadelerini değerlendirirken ise beynin duygusal merkezlerinde aynı aktivite görülmemiştir. Deneyi yapanlar buradan yola çıkarak deneklerin çelişkili ifadelere verdikleri farklı yanıtların pasif mantık hataları yüzünden olmadığı sonucunu çıkarmışlardır. Aksine, katılımcılar destekledikleri adayın irrasyonel ve ikiyüzlü davranışını okurken oluşan bilişsel çelişkiyi aktif olarak azaltmaktaydılar.
İnançların yorumunda yanlılık zekâ düzeyinden bağımsız olarak kalıcıdır. Bir deneyde katılımcılar ABD'de üniversite eğitimi almak isteyenlerin girdiği SAT sınavına sokularak zekâ düzeyleri ölçüldükten sonra otomobiller ile ilgili güvenlik sorunları hakkında bazı bilgiler okumuşlardır. Bu bilgilerde otomobillerin menşei hakkındaki bilgiler özellikle deneyi yapanlar tarafından çarpıtılmıştır. Amerikalı katılımcılar, bir "kesinlikle evet" ve altı "kesinlikle hayır" olmak üzere altı dereceli bir skala üzerinde bir otomobilin kullanımının yasaklanması üzerine fikirlerini belirtmişlerdir. Denekler ilk olarak tehlikeli bir Alman otomobilinin ABD yollarında trafiğe çıkması ile tehlikeli bir Amerikan otomobilinin Almanya yollarında trafiğe çıkması konusunu değerlendirmişlerdir. Bu değerlendirmede katılımcıların tehlikeli bir Alman otomobilinin ABD'de kullanımının yasaklanması sonucuna tehlikeli bir Amerikan otomobilinin Almanya'da yasaklanması sonucundan daha hızlı bir şekilde ulaşmışlardır. Otomobilin kullanılmasının yasaklanmasını isteme oranında katılımcıların zekâ düzeyine göre bakıldığında bir farklılık görülmemiştir.
Yanlı yorumlama yalnızca duygusal açıdan önemli konularla sınırlı değildir. Bir başka deneyde katılımcılara bir hırsızlıkla ilgili öykü anlatılmıştır. Katılımcılardan belirli bir kişinin bu hırsızlığı yapıp yapmadığı hakkında verilen ifadelerin kanıtsal önemini değerlendirmeleri istenmiştir. Kişinin suçlu olup olmadığı hakkında bir varsayım geliştirdikten sonra, verilen ifadelerden geliştirdikleri varsayımı destekleyen ifadeleri, bu varsayımla çelişen ifadelerden daha önemli olarak değerlendirmişlerdir.
Yanlı bellek
Kişiler kanıtları tarafsız bir gözle toplayıp yorumlasalar bile beklentilerini pekiştirmek için yine de bunları seçici bir şekilde anımsayabilirler. Bu etkiye "seçici bellek" denir. Seçici bellek üzerinde farklı görüşlere sahip psikoloji kuramları bulunmaktadır. önceki beklentilere uyan bilgilerin, uymayan bilgilere oranla daha kolay bellekte saklanacağını ve daha kolay erişileceğini yani anımsanacağını öngörür. Buna alternatif bazı yaklaşımlar da şaşırtıcı bilgilerin sivrilerek daha kolay anımsanabileceğini söyler. Farklı kuramların öngörüleri farklı deneysel bağlamlarda doğrulanmış dolayısıyla da bunların arasında hangisinin daha kabul edilebilir ortaya konamamıştır.
Yapılan bir deneyde katılımcılara içedönük ve dışadönük karakter özellikleri sergileyen bir kadının profili gösterilmiş ve daha sonra da içedönük ve dışadönük karakter özelliklerine dair örnekleri hatırlamaları istenmiştir. İlk gruba bu kadının kütüphanecilik işi için ikinci gruba işe emlakçılık işi için değerlendirildiği söylenmiştir. Bu iki grubun hatırladıkları arasında önemli bir faklılık görülmüştür; "kütüphaneci" grubu daha çok içedönüklük davranış örneği hatırlarken "emlakçılık" grubu daha çok dışadönük davranış biçimi hatırlamıştır. Seçici bellek etkisi, arzu edilen karakter tiplerinin manipüle edildiği deneylerde de gösterilmiştir. Bu tarz deneylerden birinde bir grup katılımcıya dışadönük insanların içedönük insanlara göre daha başarılı olduğuna dair kanıtlar gösterilmiştir. Diğer bir grupa ise bunun tam tersine dair kanıtlar verilmiştir. Daha sonra, görünüşte bu deney ile ilgisiz bir çalışmada aynı kişilere yaşamlarında içedönük ya da dışadönük davranışlarını hatırlamaları istenmiştir. İki gruptaki katılımcılar da kendilerine verilen arzu edilen karakter tipine uygun olan anılarını daha fazla ve daha çabuk hatırlamıştır.
Ruh hâlinde değişiklikler de bellek erişimini etkileyebilir. Bir deneyde katılımcılara O. J. Simpson'un cinayetten suçsuz bulunduğunu ilk öğrendiklerinde ne hissettiklerini değerlendirmeleri istenmiştir. Katılımcılar ruh hâllerini ve mahkemenin verdiği karara olan güvenlerini olaydan bir hafta, iki ay ve bir yıl sonra tanımlamışlardır. Alınan sonuçlar katılımcıların Simpson'un suçu ya da suçsuzluğu ile ilgili değerlendirmelerinin zaman içinde değiştiğini göstermektedir. Katılımcıların mahkeme kararı hakkındaki görüşleri ne kadar çok değiştiyse kararı öğrendikleri ilk zaman hissettiklerine ait anıları o kadar daha az tutarlıydı. Katılımcılar iki ay ya da bir yıl sonra ilk duygusal tepkilerini hatırlamaları istendiğinde bunları o anki duygusal tepkileri neyse ona yakın olarak tanımlamışlardır. İnsanlar tartışmalı konular üzerine olan fikirlerini tartışırken önemli ölçüde olayları "kendilerine göre" yargılama davranışı göstermektedir. Bellekten erişilen anılar ve yaşananların yeniden hatırlanması değişen ruh hâllerine göre değişiklik gösterir.
Kişilerin "kendilerine göre" olan yargılama davranışının hatırlamanın doğruluğunu etkilediği de deneylerle gösterilmiştir. Yapılan bir deneyde dul kalan kişilerden, eşlerinin ölümünden altı ay ve beş yıl sonra hissettikleri ıstırap duygusunu değerlendirmeleri istenmiştir. Katılımcılar altı ay sonra yaptıkları değerlendirmede beş yıl sonra yaptıklarına göre daha büyük bir ıstırap duygusu hissettiklerini söylemişlerdir. Ancak beş yıl sonra katılımcılara eşlerinin ölümünden altı ay sonra nasıl hissettikleri sorulduğunda ise hatırladıkları ıstırap duygusunun şiddeti o anda hissettikleri ıstırap duygusunun şiddeti ile yüksek korelasyona sahip olduğu görülmüştür. Bireylerin o an içinde oldukları ruh hâli ile geçmişte nasıl hissetmiş olduklarını analiz ettikleri görülmektedir. Duygusal anılar güncel ruh hâli ile yeniden oluşturulmaktadır.
Bir başka deneyde de seçici belleğin duyular dışı algılama ya da altıncı his üzerine olan inancı nasıl sürdürdüğü gösterilmiştir. Duyular dışı algılamaya inananlar ve inanmayanlardan olan katılımcılara altıncı his deneyleri hakkında tanımlamalar gösterilmiştir. Grubun yarısına deneylerin duyular dışı algılamayı desteklediği diğer yarısına da desteklemediği söylenmiştir. Daha sonra yapılan bir testte duyular dışı algılamaya inanan ama bunun olmadığına dair kanıtları okuyan katılımcılar haricindekiler verilen bilgileri hatırlamışlardır. Bu grup önemli ölçüde az bilgi hatırlamalarının yanı sıra bazıları da bilgilerin duyular dışı algılamayı desteklediği yönünde olarak yanlış hatırlamıştır.
İlgili etkiler
Görüş kutuplaşması
Karşıt görüşlere sahip kişiler yeni bilgiyi yanlı olarak yorumladıklarında görüşleri birbirlerinden daha da uzaklaşabilir. Buna "tavır kutuplaşması" denir. Bu etki deneklerin iki içi görülmeyen torbadan bir dizi kırmızı ya da siyah top çekmelerinden oluşan bir deneyle gösterilmiştir. Katılımcılar bir torbanın %60 siyah ve %40 kırmızı top, diğer torbanın da %40 siyah ve %60 kırmızı top içerdiğini bilmektedirler. Deneyi yapanlar arka arkaya farklı renkte topların çekildiğinde yani hangi torbanın olduğunun anlaşılamadığı durumda ne olduğunu incelediler. Bir gruptaki katılımcıya, her top çekildikten sonra torbanın hangisi olduğu olasılığına dair yargılarını yüksek sesle söylemeleri istenmiştir. Bu katılımcılar, başta torbanın %60 siyah top ya da %60 kırmızı top içerdiğinin daha muhtemel olduğu düşünmelerinden bağımsız olarak, yargılarına uyan her başarılı top çekişten sonra kendilerine güveni ve olasılığa yönelik tahmin başarıları artmıştır. Diğer katılımcılar ise her top çekişinden sonra değil, bir dizi top çekildikten sonra hangi torba olması olasılığına yönelik soru sorulmuştur. Bu katılımcılar kutuplaşma etkisini göstermemiş olması bu etkinin insanların yalnızca karşıt görüşlere sahip olduklarında değil ancak bunlara açık olarak bağlandıklarını gösterdiklerinde ortaya çıktığını önermektedir.
Daha az soyut bir çalışma Stanford Üniversitesi'nde idam cezası hakkında kesin görüşleri olan deneklerin katıldığı ve deney sırasında bu konuda karşıt deneysel kanıtları okudukları yanlı yorumlama deneyidir. Katılımcıların %23'ü görüşlerinin daha da keskinleştiğini ifade etmişler ve bu bildirilen kayma ilk görüşleri ile oldukça güçlü bir sahiptir. Daha sonra yapılan deneylerde de katılımcılar iki anlamlı bilgiler karşısınde görüşlerinin daha da keskinleştiğini bildirmişlerdir. Ancak yeni kanıt sunulmadan önce ve sonra olan tavırları karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik görülmemesi, kişilerin bildirdikleri bu değişikliğin gerçek olmayabileceğini önerir. Bu deneyler ışığında Deanna Kuhn ve Joseph Lao, kutuplaşmanın gerçek ama yalnızca çok az durumda ortaya çıkan ve kaçınılmaz olmayan bir fenomen olduğu sonucuna vardılar. Bulguları kutuplaşmanın yalnızca karşıt kanıtları değerlendirmeyle değil aynı zamanda yalnızca konu hakkında düşünmekle bir olduğu yönündedir.
Charles Taber ve Milton Lodge ise Stanford ekibinin deney sonuçlarını tekrarlamanın zor olduğunu çünkü sonraki deneylerdeki konuların duygusal bir tepki oluşturmak için ya çok soyut ya da çok kafa karıştırıcı tasarlandığını ileri sürmüşlerdir. Taber ve Lodge'un araştırmasında bireysel silahlanma ve pozitif ayrımcılık gibi duygusal yaklaşılan konular kullanılmıştır. Bu deneye katılanların tavırları tartışmalı konuların karşıt taraflarının görüşlerinin okunmasından önce ve sonra ölçülmüştür. Önceden çok keskin görüşlere sahip olanlar ile siyasi bilgisi olanların oluşturduğu iki grup katılımcı bu konular hakkında tavır kutuplaşması sergilemişlerdir. Bu çalışmanın bir bölümünde katılımcıların okuyacakları bilgi kaynaklarını hazırlanan bir listeden seçmesi istenmiştir. Örneğin bireysel silahlanma üzerine isterlerse bunu destekleyen ABD'nin "National Rifle Association" (Ulusal Tüfek Derneği) adlı sivil toplum örgütüne ait kaynakları ya da buna karşı çıkan ABD'nin "Brady Campaign" adlı sivil toplum örgütüne ait kaynakları okumak için seçebilmekteydiler. Tarafsız davranmaları söylenmelerine rağmen katılımcılar konu hakkındaki var olan görüşlerini destekleyen kaynakları desteklemeyenlere nazaran okumak için daha büyük eğilim göstermişlerdir. Bu yanlı bilgi arama tavır kutuplaşması ile iyi bir korelasyon göstermiştir.
Geri tepme etkisi, inançlarına karşıt kanıtlar sunulduğunda insanların bunları reddedederek inançlarına eskisinden daha da fazla bağlanmalarıdır. Bu tanımlama ilk olarak Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafından terim olarak kullanılmıştır.
Güveni sarsılmış inançlarda ısrar
—Lee Ross and Craig Anderson
Bazı inançların oluşmalarına neden olan ilk kanıtların ortadan kalkmasına rağmen neden hâlâ durduklarını açıklamak için doğrulama yanlılığı kavramı kullanılabilir. Bu inanç ısrarı etkisi, "debriefing paradigması" adı verilen bir yöntem kullanılan bir dizi deneyle gösterilmiştir. Denekler önce bir varsayımı kantılayan uydurma kanıtları okuduktan sonra tutum değişiklikleri ölçülmüş ve sonra da okudukları kanıtların uydurma olduğu kendilerine açıklanmıştır. Bundan sonra inançlarının daha önceki düzeye gelip gelmediğini anlamak için tutum değişiklikleri tekrar ölçülmüştür.
Deneylerde ortaya çıkan ortak sonuç elde edilen ilk inancın, tamamıyla uydurma kanıtlara dayandığı anlatılıp gösterilse bile en azından kısmen devam ettiğidir. Deneylerden birinde katılımcılardan gerçek ve sahte intihar notlarını ayırt etmeleri istenmiştir. Katılımcılara gelişigüzel geribesleme yapılmış, kimine iyi bir performans gösterdiği söylenirken kimine de kötü bir performans gösterdikleri söylenmiştir. Gerçek sonuçlar tamamıyla gösterildikten sonra bile katılımcıların hâlâ ilk yapılan geribeslemenin etkisi altında oldukları gözlemlenmiştir. Katılımcılar hâlâ kendilerine ilk olarak söylenen performanslarına göre bu konuda ortalamanın altında ya da üstünde olduklarını düşünmekteydiler.
Bir başka çalışmada deneklerden iki itfaiyecinin iş performansı raporları ile riskten kaçınma testi sonuçlarını okumaları istenmiştir. Bu kurgusal veriler olumlu ya da olumsuz bir korelasyon kuracak şekilde ayarlanmıştır; yani katılımcılardan bazılarına risk alabilen itfaiyecinin performansının daha iyi olduğu diğerlerine de tam tersi riskten kaçınan itfaiyecinin performansının daha iyi olduğu söylenmiştir. Hatta bu iki kurgusal veri doğru bile olmuş olsa genel olarak itfaiyeciler hakkında bir yargıya varmak için bilimsel olarak çok yetersiz kanıtlar olacaklardır. Ancak katılımcılar bu verileri sübjektif olarak inandırıcı bulmuşlardır. Verilerin kurgusal olduğu gösterildiğinde katılımcıların risk alma ve performans ile ilgili ilişkiye olan inançlarında bir azalma görülse de ilk etkinin yarısı kadarı devam etmiştir. Daha sonra yapılan görüşmelerde katılımcıların yapılan açıklamayı anladığı ve ciddiye aldıkları belirlenmiştir. Katılımcıların yapılan açıklamaya güvendikleri ancak geçerliliği ortadan kalan bilginin kişisel inançları ile ilgisi olmadığını düşünmektedirler.
Sürekli nüfuz etkisi, daha sonradan düzeltilmiş olsa bile önceden öğrenilmiş yanlış bilgilere inanma eğilimidir. Yanlış bilgiler düzeltildikten sonra bile kişinin yapacağı çıkarımları hâlâ etkileyebilmeye devam etmektedir.
İlk bilgiyi üstün tutma
Deneyler, sıralaması önemsiz olsa bile bir dizi içinde ilk verilen bilginin daha etkili göründüğünü göstermektedir. Örneğin insanlar "zeki, çalışkan, atılgan, tenkitçi, inatçı, kıskanç" diye tanımlanan biri hakkında aynı sıfatların sıralaması tersine çevrilerek tanımlanmasına göre daha fazla olumlu bir izlenim edinmektedirler. Bu irrasyonel öncelik etkisi, bir dizi içinde yer alan bilgilerin önce gelenlerinin bellekte daha kalıcı iz bırakması olan bellek öncelik etkisinden bağımsızdır. Yanlı yorumlama bu etkiyi şöyle açıklayabilir: İlk kanıtı görür görmez insanların oluşturduğu varsayım sonradan gelen bilgilerin nasıl yorumlanacağını etkilemektedir.
İrrasyonel öncelik etkisi sözde iki çanaktan çekilen renkli fişlerin kullanıldığı bir deneyle gösterilmiştir. Deneklere çanaklardaki fiş renklerinin dağılımı söylenmiş ve fişlerin hangi çanaktan çekildiğini tahmin etmeleri istenmiştir. Aslında fişlerin renkleri önceden belirlenmişti. İlk otuz fiş bir çanağı sonraki otuz fişte ikinci çanağı destekliyordu. Dizinin tamamı ise iki çanağa da eşit olasılık veriyordu; dolayısıyla rasyonel olarak iki çanaktan da fişlerin çekilme olasılığı eşitti. Ancak ilk altmış fiş çekiminden sonra katılımcılar ilk otuz çekimde desteklenen çanaktan fişlerin çekildiğini tahmin etmişlerdir.
Bir başka deneyde de katılımcılar önce yalnızca bulanık bir görüntüsü olan bir nesnenin görüntüsü yansı ile gösterilmiş ve sonradan gelen her yansıda bu bulanıklık yavaş yavaş azaltılmıştır. Her yansıdan sonra katılımcılardan bu nesnenin ne olduğunu tahmin etmeleri istenmiştir. İlk tahminleri yanlış olan katılımcılar, yansılardaki resmin bulanıklığı yeteri kadar azaldıktan sonra nesne başka kişiler tarafından kolaylıkla tanınabilecek hâle gelmişken bile ilk yanlış tahminlerinde ısrar etmişlerdir.
Olaylar arasında yanılsamalı bağlantı
Yanılsama korelasyonu bir veri kümesi içinde var olmayan korelasyonları görme eğilimidir. Bu eğilim ilk olarak 1960'ların sonunda yapılan bir dizi deneyle gösterilmiştir. Bir deneyde katılımcılar aralarında Rorschach testine verilen cevaplar da dahil olmak üzere psikiyatrik vaka dosyalarını okumuşlardır. Katılımcılar, vakalar içinde yer alan homoseksüel erkeklerin Rorschach testindeki belirsiz mürekkep lekelerinde kıç, anüs ya da cinsel figürler görmelerinin daha muhtemel olduğunu bildirmişlerdir. Aslında kurgusal olarak yaratılan vaka dosyaları homoseksüel erkeklerin mürekkep lekelerinde bu imgeleri daha az görebilecekleri şeklinde uydurulmuştu; hatta deneyin bir versiyonunda da vaka dosyaları bu imgeleri heteroseksüel erkeklerden daha az görecekleri yününde kurgulanmıştı. Yapılan bir ankette de bir grup deneyimli psikoanalist homoseksüellikle ilgili aynı yanılsamaları bağlantıları bildirmişlerdir.
Bir başka çalışmada 15 ay boyunca artrit hastalarının yaşadıkları semptomlarla hava durumu kaydedilmiştir. Hemen hemen tüm hastalar ağrılarının hava durumu ile bağlantılı olduğunu bildirmişlerdir ancak gerçekte ağrıları ile hava durumu arasında hiçbir korelasyon bulunamamıştır.
Objektif olarak etkisiz ya da karşıt kanıtların var olan inançları desteklemesi olan bu etki bir tür yanlı yorumlamadır. Aynı zamanda varsayım sınama davranışındaki yanlılıklarla da ilgilidir. Örneğin hastalık ve kötü hava gibi iki olayın arasında bir korelasyon olup olmadığına karar verirken insanlar asıl olarak olumlu-olumlu örneklere dayanmaktadırlar, yani bu örnek için hem ağrının hem de kötü havanın olduğu zamanlar. Ağrısız ve kötü hava ya da ağrılı ve iyi hava gibi diğer gözlemlere çok az dikkat etmektedirler. Bu davranış varsayım sınamada olumlu sınamalara güvenme ile paralellik gösterir. Aynı zamanda bu etki, iki olayın aynı zamanda olduğu zamanların hatırlanmasının daha kolay olması nedeniyle insanların bu iki olayın bağlantılı olduğunu düşünmelerine yol açan seçici hatırlamayı da yansıtır.
Bireysel farklılıklar
Kendince haklılığın bir zamanlar daha yüksek zekâ ile ilişkili olduğuna inanılmaktaydı ancak çalışmalar kendince haklılığın zekâ düzeyinden çok mantıklı düşünebilmeden daha çok etkilenebildiğini ortaya koymuştur. Kendince haklılık karşıt bir argümanın etkin ve mantıklı bir şekilde değerlendirme yetersizliğine neden olabilmektedir. Çalışmalar kendince haklılığın "aktif açık fikirlilik" eksikliği olduğunu yani ilk düşüncenin yanlış olabileceğini aktif olarak araştırmama olduğunu göstermiştir. Tipik olarak kendince haklılık, kendi varsayımlarını destekleyen kanıtların miktarının varsayımı desteklemeyen kanıtların miktarına göre fazlalığı ile deneysel çalışmalarda kendini gösterir.
Yapılan bir araştırma kendince haklılık kavramında bireysel farklılıkların olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırma kültürel bir bağlamda öğrenme yoluyla elde edilen ve değişebilen bireysel farklılıkları incelemiştir. Araştırmacılar, irdeleme yöntemlerinde önemli kişisel farklılıklar bulmuşlardır. Araştırmalar tümdengelimli mantık becerisi, inanç yanlılığını aşabilme becerisi, epistemolojik anlayış ve düşünme yatkınlığı gibi bireysel farklılıkların mantıksal yolla sav oluşturma, karşı sav oluşturma ya da savları çürütme gibi becerilerin önemli öncülleri olduğunu önermektedir.
Christopher Wolfe ve Anne Britt de yaptıkları bir araştırmada katılımcıların "bir savı iyi yapan nedir?" konusundaki görüşlerinin, kişinin kendi savlarını oluşturma yollarını etkileyen kendince haklılığa nasıl bir kaynak olduğunu incelemişlerdir. Araştırma sav oluşturma şemasında bireysel farklılıkları araştırmış ve katılımcılardan deneme yazmaları istenmiştir. Katılımcılardan tercih ettikleri bir sava gelişigüzel olarak karşı çıkan ya da destekleyen denemeler yazmaları istenmiş veya dengeli bir yaklaşım ya da sınırsız bir yaklaşım içeren araştırma talimatları verilmiştir. Dengeli araştırma talimatları katılımcılardan "dengeli" yani hem karşı hem de destekleyici kanıtların olduğu bir şekilde araştırmanın yapılmasını isterken sınırsız araştırma talimatında savların nasıl ortaya konacağı hakkında bir sınır konmamıştır.
Genel olarak, dengeli araştırma talimatlarının yazılan denemelerde savlara karşı olan bilgilerin de bulunması sıklığını önemli ölçüde artırmıştır. Bu veriler aynı zamanda kişisel inancın kendince haklılığın bir kaynağı olmadığını da göstermektedir. Ancak, iyi bir savın gerçeklere dayanması gerektiğine inanan katılımcıların diğer katılımcılara oranla daha fazla kendince haklılık göstermeye eğilimli oldukları görülmüştür. Bu deney sonuçları Jonathan Baron'un kişilerin iyi düşünme hakkındaki görüşlerinin savların oluşturulmasını etkileyebileceği yönündeki görüşleri ile de tutarlıdır.
Tarihçe
Tarihsel gözlemler
Doğrulama yanlılığı üzerine psikolojik araştırmalardan önce bu fenomen üzerine tarih boyunca yapılan çeşitli gözlemler aktarılmıştır. Antik Yunan tarihçi Tukididis (yak. M.Ö. 460 - yak. M.Ö. 395) Peloponez Savaşlarının Tarihi adlı eserinde yanlış yola sevkedilmiş ihanet hakkında şöyle yazmıştır: "... çünkü özlem duydukları için ihmalkâr umuda bel bağlamak ve hoşlarına gitmeyeni yoksaymak için egemen mantığı kullanmak insanoğlunun bir âdetidir." İtalyan şair Dante Alighieri'nin (1265–1321) İlâhi Komedya adlı şaheserinde, Aquinolu Thomas Cennet'te karşılaştığı Dante'yi şöyle uyarır, "çünkü acele verilen karar, çoğu kez hatalı yöne kayar ve bu karara duyulan sevgi aklı bağlar" İngiliz filozof ve bilim insanı Francis Bacon (1561–1626), adlı eserinde kanıtların yanlı olarak değerlendirilmesinin "ister astrolojide, ister rüyalarda, kehânetlerde, ilâhi yargılarda ya da benzerlerinde olsun tüm bâtıl inançlara" yol açtığını söylemiştir. Bacon şöyle yazmıştır:
Bir kere bir fikri kabul etti mi insan anlayışı ... diğer her şeyi bunu desteklemek ve hemfikir olmak üzere düzenler. Ve diğer tarafta çok sayıda ve önemli ağırlıkta misaller olsa da bunları ya gözardı eder ya küçümser, ya da bazı istisnalarla kenara koyar ya da reddeder[.]
Rus romancı Lev Tolstoy, "(Sanat Nedir?)" (1897) denemesinde şöyle yazmıştır:
Biliyorum ki insanların çoğu — yalnızca zeki oldukları düşünülenler değil aynı zamanda çok zeki olup da en zor bilim, matematik ya da felsefe problemlerini anlamaya muktedir olanlar — eğer ki vardıkları sonuçların — gurur duydukları, başkalarına öğrettikleri ve yaşamlarını üzerine kurdukları sonuçlar — yanlışlığını kabul etmek zorunda kalacakları en basit ve en bariz gerçeğin bile nadiren farkına varabilirler.
Wason'un varsayım sınama araştırması
Doğrulama yanlılığı (İngilizce: confirmation bias) terimi ilk olarak İngiliz psikolog tarafından kullanılmıştır. 1960 yılında yayımladığı bir deneyde deneklerden sayı üçlüleri için uygulanmış bir kuralı tanımlamalarını istemiştir. Deneyin başında katılımcılara (2,4,6) sayı üçlüsünün kurala uyduğu söylenmiştir. Katılımcılar kendi oluşturdukları sayı üçlülerini deneyi yapana söyleyecek ve onun kurala uyup uymadığını söylemesine göre kuralı tespit edeceklerdi.
Kuralın aslında basitçe "herhangi bir artan sayı dizisi" olmasına rağmen katılımcılar bu kuralı tespit etmek için büyük zorluk çekmiş ve sıklıkla "ortadaki sayı ilk ve son sayının ortalamasıdır" gibi çok daha karmaşık kurallar öne sürmüşlerdir. Katılımcıların kural olarak öne sürdükleri varsayımlara uyan sayı üçlülerini yani yalnızca olumlu örnekleri sınadıkları gözlemlenmiştir. Örneğin kuralın "her sayı öncekinden iki büyüktür" olduğunu varsaydıklarında deneyi yapana bu kurala uyan (11,13,15) üçlüsünü sınamak için sormayı bu kurala uymayan (11,13,15) üçlüsünü sormaya tercih etmişlerdir.
Wason, bir varsayımın bilimsel sınanmasının onu yanlışlama için ciddi bir girişim olduğunu söyleyen yanlışlanabilirlik kavramını kabul etmektedir. Deneyin sonuçlarını yanlışlama yerine doğrulama üzerine bir eğilim gösterilmesi olarak yorumladığından "doğrulama yanlılığı" terimini ortaya atmıştır. Wason aynı zamanda doğrulama yanlılığı fenomenini deneyinin sonuçlarını açıklamak için de kullanmıştır. Bu görevde katılımcılara bir nesne kümesi hakkında kısmi bilgi verilmekte ve bir nesnel koşul kuralının (eğer A ise B) var olup olmadığı için hangi bilginin daha gerektiğini belirtmeleri istenmektedir. Tekrar tekrar yapılan bu deneyin farklı türlerinde bulunanlar kişilerin başarılı olamadığını ve çoğu durumda ortaya koydukları kuralı çürütecek bilgileri yok saydıklarını göstermektedir.
Klayman ve Ha'nın eleştirisi
Joshua Klayman ve Young-Won Ha'nın 1987 tarihli çalışmasında Wason'un deneylerinin aslında doğrulama yönünde yanlılığı göstermediği iddia edilmiştir. Klayman ve Ha, Wason deneylerinin sonuçlarını var olan bir varsayım ile uyumlu sınama yapma eğilimi olarak yorumlamışlardır. Bu fenomene "olumlu sınama stratejisi" adını vermişlerdir. Bu strateji, mükemmel olmayan ama hesaplaması kolay olan mantıksal bir kısayol olarak görülen örnektir. Klayman ve Ha varsayım sınama standardı olarak yanlışlanabilirliği kullanan Wason'un aksine Bayesci olasılık ve bilişim kuramını kullanmışlardır. Bu kuramlara göre bir soruya verilen her cevap, kişinin önceki inançlarına bağlı olarak, farklı miktarlarda bilgi verir. Dolayısıyla bir varsayımın bilimsel sınanmasında en çok bilgiyi verecek sorunun sorulması beklenmektedir. Bilginin içeriği başlangıç olasılıklarına bağlı olacağından ötürü olumlu bir sınama oldukça bilgilendirici olabildiği gibi hiçbir bilgi vermeyebilir de. Klayman ve Ha, kişilerin gerçekçi problemler hakkında düşündükleri zaman, küçük bir başlangıç olasılığıyla belirli bir cevap aradıklarını iddia etmişlerdir. Bu durumda olumlu testler genellikle olumsuz testlerden daha çok bilgi içerir. Ancak Wason'ın kural bulma görevinde artan üç sayı dizisi kuralı çok geniş bir kural olduğu için olumlu testlerin bilgi içermesi pek mümkün değildir. Klayman ve Ha bu analizlerini, "kurala uyar" ve "kurala uymaz" yerine "DAX" ve "MED" nitelemeleri kullandıkları bir deneyleri ile desteklemişlerdir. Bu şekilde düşük olasılıklı bir kural bulma amacını ima edilmesinden kaçınılmıştır. Denekler, deneyin bu şeklinde daha çok başarılı olmuşlardır.
Bu ve diğer eleştirilerin ışığında araştırmanın odağı yanlışlamanın karşısında doğrulama olmaktan çok kişilerin varsayımları bilgi içerecek yöntemlerle ya da bilgi içermeyecek ama olumlu yöntemlerle sınayıp sınamadıkları üzerine doğru yönelmiştir. "Gerçek" doğrulama yanlılığını araştırmak için psikologlar kişilerin bilgiyi nasıl işlediğinin incelendiği daha geniş bir alandaki etkilere bakmaya yöneltmiştir.
Açıklamalar
Doğrulama yanlılığı sıklıkla kastî bir aldatmadan çok otomatik, kasıtsız stratejilerin sonucu olarak tanımlanmıştır. Robert Maccoun'a göre, yanlı kanıt değerlendirmenin çoğu hem "soğuk" (bilişsel) hem de "sıcak" (motive edilmiş) mekanizmaların bileşimiyle meydana gelir.
Doğrulama yanlılığının bilişsel açıklamaları kişilerin karmaşık görevlerle başa çıkabilme becerilerindeki sınırlar ile adı verilen kullandıkları kısa yollar üzerine temellendirilmiştir. Örneğin kişiler vir kanıtın güvenilirliğine ile yani belirli bir fikrin ne kadar kolayca akla gelmesiyle karar verebilirler. Aynı zamanda kişilerin bir kerede yalnızca bir fikre yoğunlaşabilmeleri mümkündür; bu durumda alternatif varsayımları aynı anda sınamada zorlanacaklardır. Diğer bir buluşsal yöntem Klayman ve Ha tarafından tanımlanan olumlu sınama stratejisidir. Bu stratejide kişiler bir varsayımı sınarken bekledikleri özelliklerin ortaya çıkacağı durumları sınarlar. Bu buluşsal yöntem, varsayımı sınamak için mümkün olan her sorunun bulunması gibi mümkün olmayan bir görevden sıyrılmayı sağlar. Ancak evrensel olarak güvenilir değildir dolayısıyla kişler var olan inançlarına karşı olan meydan okumaları göz ardı edebilirler.
Motivasyona yönelik açıklamalar, bazen hüsnükuruntu da denilen, inanç üzerinde arzunun etkisini içerir. Kişilerin nahoş düşünceler yerine hoşa giden düşünceleri tercih ettikleri bilinmektedir ve buna denir. Savlara ya da kanıt kaynaklarına uygulandığında, bu prensip arzu edilen sonuçlara neden daha çok doğru olarak inanıldığına açıklama getirir. Sonuçların arzulanabilirliğini manipüle eden deneylere göre kişiler nahoş fikirlerin kanıtlanması için daha yüksek standartlara sahip iken tercih edilen fikirlerin kanıtlanmasında standartları daha düşüktür. Diğer bir deyişle bazı öneriler için "Buna inanabilir miyim?" diye sorarken diğerleri için "Buna inanmalı mıyım?" diye sorarlar. Her ne kadar tutarlılık tavırlarda arzulanan bir nitelik olsa da aşırı tutarlı olma dürtüsü de yanlılık için bir başka potansiyel kaynaktır çünkü bu dürtü kişleri yeni ve şaşırtıcı bilgileri tarafsız olarak değerlendirmekten alıkoyar.Sosyal psikolog Ziva Kunda bilişsel ve motivasyonel kuramları birleştirerek motivasyonun yanlılığı yarattığını ancak bilişsel faktörlerin bunun etkisinin büyüklüğünü belirlediğini iddia eder.
terimleri ile yapılan açıklamalar kişilerin varsayımları sınamada çok da ilgisiz olmadıklarını ve farklı hataların maliyetini değerlendirdiklerini varsayar.Evrimsel psikolojinin fikirlerini kullanan James Friedrich, kişilerinin varsayımları sınarken asıl amaçlarının doğruyu bulmak olmadığını, asıl olarak en çok zararı verecek hatalardan kaçınmayı hedeflediklerini önerir. Örneğin işverenler, iş görüşmelerinde adaylara tek yanlı sorular sorabilirler çünkü daha çok uygun olmayan adayları eleme üzerine yoğunlaşmışlardır. Bu kuramın Yaacov Trope ve Akiva Liberman tarafından saflaştırılmış hâli kişilerin yanlış bir varsayımı kabul etme ile doğru bir varsayımı reddetme gibi iki farklı hata türünü kıyasladıklarını varsayar. Örneğin bir arkadaşının dürüstlüğünü küçümseyen biri ona şüpheyle yaklaşabilir ve dolayısıyla da arkadaşlıklarını bozabilir. Arkadaşının dürüstlüğünü abartmak da zararlı olabilir ama küçümsemekten daha az zarar verir. Bu durumda, arkadaşlarının dürüstlüğü için kanıtları arama, değerlendirme ve hatırlamada yanlı olmak daha rasyonel olabilmektedir. Bir kişi verdiği ilk izlenim içe dönük ya da dışa dönük ise, bu izlenime uygun soruların gelmesi daha empatiktir. Dolayısıyla, içe dönük görünen bir kişiye "Gürültülü partileri sever misiniz?" yerine "Sosyal ortamlarda garip hisseder misiniz?" diye sormak daha iyi bir sosyal beceriye sahip olunduğunun göstergesidir. Doğrulama yanlılığı ile sosyla beceriler arasındaki bağlantı, üniversite öğrencilerinin diğer insanları nasıl tanıdığını araştıran bir çalışmayla desteklenmiştir. Kendi kendini izleme becerisi yüksek olan ve çevreleri ile sosyal normlara karşı daha hassas olan öğrencilerin daha yüksek statüde olan üniversite çalışanları ile görüşürken, kendi akranlarıyla görüştüklerinden daha uygun sorular sordukları görülmüştür.
Psikologlar Jennifer Lerner ve Philip Tetlock iki farklı düşünme sürecini ayırt ederler: tarafsız olarak farklı görüş açılarını değerlendirir ve belirli bir öneriye karşıt mümkün olan tüm noktaları öngörmeye çalışır; doğrulayıcı düşünce ise belirli bir görüş açısını haklı göstermeye çalışır. Lerner ve Tetlock, kişilerin görüşlerini bildikleri diğer kişilere kendi önerilerini haklı çıkartmayı beklediklerinde, diğer kişilerin önerilerine benzer savları benimseyeceklerini ve sonra da doğrulayıcı düşünce süreci ile kendi inanılırlıklarını güçlendireceklerini söylerler. Ancak diğer taraf aşırı derecede saldırgan ya da eleştirel iseler, kişilerin düşünce sürecinden tamamen vazgeçerek savlarını haklı çıkarmak için yalnızca kişisel fikirlerini belirteceklerdir. Lerner ve Tetlock, kişilerin kendilerini eleştirel ve mantıksal düşünmeye zorlamaya yalnızca önceden kendilerini açıklamak zprunda kalacakları kişilerin bilgili, gerçekten gerçek ile ilgilendiklerini ve görüşlerini önceden bilmedikleri kişiler olduğunu bildikleri durumda başvuracaklarını söylerler. Bu koşulların nadiren oluşması nedeniyle, çoğu insanın çoğu zaman doğrulayıcı düşünce sürecini kullandığını iddia ederler.
Sonuçları
Finansta
Doğrulama yanlılığı yatırımcıları aşırı güvenli hissetmeye ve yatırım stratejilerinin para kaybettireceğine dair kanıtları göz ardı etmelerine yol açar. Seçim borsaları üzerine yapılan araştırmalar, doğrulama yanlılığına en çok direnç gösteren yatırımcıların daha çok kazandığını göstermektedir. Örneğin, bir adayın münazara performansını partizanca değil de tarafsızca yorumladıklarında dah fazla kâr yapmaları daha muhtemeldir. Doğrulama yanlılığı ile mücadele edebilmek için yatırımcılar, karşıt bir görüş açısı farz etmeyi deneyebilirler. Bir başka teknikte de yatırımlarının battığını hayâl ederek kendilerine bunun neden olduğu sorusunu sorabilirler.
Fiziksel ve zihinsel sağlıkta
Psikolog Raymond Nickerson, bilimsel tıp uygulamalarının ortaya çıkışından önce yüzyıllar boyunca etkisiz tıbbi işlemlerin uygulanmasından doğrulama yanlılığını sorumlu tutar. Eğer bir hasta iyileşirse, örneğin hastalığın doğal seyrini tamamlamış olması gibi alternatif açıklamalar aramak yerine tıbbi otoriteler bu tedaviyi başarılı saymışlardır. Destekçilerinin olumlu gözlemsel kanıtlara kapılıp bilimsel kanıtlara karşı aşırı eleştirel yaklaştıkları alternatif tıbbın günümüzdeki cazibesinde yanlı özümseme önemli bir faktördür.
Aaron T. Beck tarafından 1960'ların başında geliştirilen popüler bir yaklaşım hâline gelmiştir. Beck'e göre yanlı bilgi işleme süreci depresif duygudurumunda bir faktördür. Yaklaşımı insanlara kanıtları olumsuz sonuçlarını güçlendirecek seçicilikle değil tarafsız olarak irdelemelerini öğretir.Fobilerin ve hipokondriyanın da tehdit edici bilgilerin işleme sürecinde doğrulama yanlılığı içerdiği gösterilmiştir.
Siyasette ve hukukta
Nickerson, hukuki ve siyasi bağlamlarda akıl yürütmenin bazen bilinçaltından gelen yanlılıkla daha önceden yargıçların, jürilerin ya da hükûmetlerin vardıkları sonuçları kayırdığını iddia eder. Jürinin karar verdiği duruşmalarda kanıtlar karmaşık olabileceğinden ve jüri üyelerinin mahkeme kararı hakkında sıklıkla daha mahkemenin başlarında karara ulaştıklardan bir tavır kutuplaşması etkisi görülmesini beklemek akla yatkındır. Jüri üyelerinin daha da çok kanıt gördüklerinde görüşlerinin daha da keskinleştiği tahmini (sahte duruşma) deneylerinden ortaya çıkmıştır. Hem hem de ceza hukuku sistemleri doğrulama yanlılığından etkilenmektedirler.
Doğrulama yanlılığı, tarafların kanıtları kendi lehlerine yorumlaması ve her iki tarafın da daha güçlü konumda olduğuna dair aşırı güven duymasıyla, duygusal olarak gergin geçen tartışmalardan savaşlara kadar anlaşmazlıkların ortaya çıkmasında ve uzamasında, bir faktör olabilir. Diğer yanda, doğrulama yanlılığı insanların, olması yakın ya da başlangıç aşamasındaki anlaşmazlıkların belirtilerini göz ardı etmesi ya da yanlış yorumlamasıyla sonuçlanabilir. Örneğin Stuart Sutherland ve Thomas Kida gibi psikologlar, Amerikalı Amiral Husband Kimmel'in Japonya'nın Pearl Harbor Saldırısının ilk belirtilerini önemsiz olarak değerlendirmesinde doğrulama yanlılığı gösterdiğini iddia etmişlerdir.
Philip E. Tetlock'un yirmi yıl boyunca siyasi yorumcular üzerine yaptığı araştırma sonucunda genel olarak bakıldığında bu yorumcuların öngörülerinin tesadüften daha iyi olmadığı ortaya konmuştur. Tetlock uzman yorumcuları çok sayıda varsayımı değerlendiren "tilkiler" ve daha dogmatik "kirpiler" olarak ikiye ayırmıştır. Genel olarak kirpilerin tahminlerinde çok daha hatalı oldukları görülür. Tetlock, bunların öngörü hatalarını doğrulama yanlılığına, özellikle de var olan teorileriyle çelişen yeni bilgileri kullanamamalarına bağlamıştır.
ABD'de 2013 yılında görülen bir cinayet davasında sanık David Camm'in savunma avukatları müvekkillerinin eşi ve iki çocuğunun cinayetinden suçlanmasının nedeninin cinayet soruşturmasında görülen doğrulama yanlılığı olduğunu iddia etmişlerdir. Camm, cinayetlerden üç gün sonra hatalı kanıtlar nedeniyle tutuklanmıştı. Cinayet soruşturmasında ortaya konan tüm delillerin eksik ya da güvenilmez olduğunun kanıtlanmasına rağmen, isnat edilen cinayet suçlaması düşürülmemiştir. Cinayet mahallinde bulunan bir eşofmanda bilinen bir hükümlünün DNA'sının bulunduğu, eşofman üzerinde bu hükümlünün hapishanede iken kullandığı takma adı ile hapishane numarasının olduğu sonradan ortaya çıkarılmıştır. Cinayeti soruşturanlar, eşofman üzerinde Camm'in DNA'sını aramış ama eşofman üzerindeki diğer kanıtları incelememiş ve bulunan yabancı DNA örneği cinayetten beş yıl sonraya kadar sistemde araştırılmamıştır. İkinci şüpheli ortaya çıkarıldığında, bu kişinin Camm ile bağlantısını ortaya koyan bir delil olmamasına rağmen savcılık makamı hem Camm'ı hem de ikinci şüpheliyi suçu birlikte işlemekle suçlamışlardır. Camm, cinayetlerden suçsuz bulunarak beraat etmiştir.
Paranormalde
Psişiklerin yorumlarının çekiciliğinde rol oynayan bir faktör de bu yorumları dinleyenlerin kendi yaşamları ile psişiğin ifadelerini örtüştürücü şekilde doğrulama yanlılığı ile yaklaşmalarıdır. Her seansta çok sayıda her anlama gelebilen ifadeler kullanan psişik böylece dinleyenlere kendi yaşamları ile bağlantı kurabilecekleri ifadeler bulma olasılığını artırır. Bu teknik, müşterileri hakkında önceden hiçbir bilgiye sahip olmayan psişiklerin subjektif olarak etkileyici olmaları için kullandıkları soğuk okuma tekniklerinden biridir. Araştırmacı James Randi, bir müşteriye psişiğin söyledikleri ile müşterinin bu söylenenler hakkında yazdıklarını kıyasladığında, müşterinin söylenenler içinde kendisine uyan ifadelere için güçlü bir seçici bellek uyguladığını görmüştür.
Nickerson gerçek dünyada doğrulama yanlılığının çarpıcı bir örneği olarak Mısır piramitlerinin oranlarından anlam çıkarma olan nümerolojik söz eder. Örneğin Keops Piramidi için çok sayıda, farklı uzunluk ölçümleri yapılabilir ve bu ölçümler çok farklı şekillerde birleştirilerek çeşitli oranlar çıkarılabilir. Dolayısıyla bu çıkan sonuçlara seçici olarak bakan kişilerin, yüzeysel olarak örneğin Dünya'nın boyutları ile çarpıcı benzerlikler bulmaları kaçınılmazdır.
Bilimde
Bilimsel yöntemin ayırt edici özelliklerinden birisi de varsayımların sınanmasında doğrulayıcı olduğu kadar yanlışlayıcı kanıtların da araştırılmasıdır. Ancak bilim tarihinde çok kere bilim insanlarının yeni keşiflere verileri seçici olarak yorumlayarak ya da yok sayarak karşı çıktıkları görülmüştür. Yapılan araştırmalar, bilimsel araştırmaların kalitesinin değerlendirilmesinin özellikle doğrulama yanlılığına açık olduğunu göstermiştir. Çok sayıda araştırmada bilim insanlarının daha önceki inançları ile uyumlu bulguları olan araştırmaları uyumsuz bulguları olan araştırmalara göre daha lehinde değerlendirdikleri ortaya konmuştur. Ancak, araştırmanın konu ile ilgili olduğunu, tasarlanan deneyin yeterli olduğunu ve bulunan verilerin açıkça ve anlaşılır bir şekilde tanımlandığını varsayarsak, araştırma sonucu bilim topluluğu için önemlidir dolayısıyla da güncel kuramsal tahminlere uyup uymadığına bakılmaksızın, önyargısız bir şekilde değerlendirilmelidir.
Bilimsel araştırma bağlamında doğrulama yanlılığı yetersiz ve hatta karşıt kanıtlara rağmen kuramları ve ve araştırma programlarını destekleyebilir;parapsikoloji dalı özellikle bundan etkilenmektedir.
Deney yapan bir bilim insanının doğrulama yanlılığı potansiyel olarak deney sonucunda hangi verilerin raporlanacağını etkileyebilir. Deneycinin beklentileri ile uyuşmayan veriler çok kolay göz ardı edilebilerek denilen etki oluşabilir. Bu eğilimle mücadele edebilmek için bilim eğitiminde yanlılığı engelleme yöntemleri öğretilir. Örneğin rastgele seçilmiş kontrol gruplu deney tasarımları ve deneylerin sistematik olarak gözden geçirilmesi yanlılık kaynaklarını en aza indirgemeyi amaçlar.Akran denetimi sosyal sürecinin bilim insanlarının bireysel yanlılığının etkilerini azalttığı düşünülmektedir, ancak akran denetimi sürecinin kendisi de bu tür yanlılıklardan etkilenmeye müsaittir. Doğrulama yanlılığı özellikle varsayımlara uymayan sonuçların objektif olarak değerlendirilmesinde oldukça zararlı olabilmektedir çünkü karşıt kanıtlara prensip olarak zayıf gözüyle yanlı olarak bakan insanlar inançlarını gözden geçirmeyi pek dikkate almayabilirler. Bilimsel alanda yeni buluş yapanlar sıklıkla bilim insanları topluluğundan direnç görür ve tartışmalı sonuçlar sunan araştırmaların akran denetimi sonuçları çok insafsız olabilir.
Öz imgesinde
Sosyal psikologlar kişinin kendisi hakkında bilgi arama ve bilgiyi yorumlama konusunda iki tür eğilimi tanımlanmışlardır: Varolan güçlendirme dürtüsü olan ile olumlu geri besleme arama dürtüsü olan . Her ikisi de doğrulama yanlılığı ile beslenir. Kişilere öz imgeleri ile çatışan geri besleme yapılan deneylerde, kendilerini doğrulayan geri beslemelerden daha az kulak verme ya da daha az anımsama eğiliminde oldukları görülmüştür. Bu eğilimler, bu tarz bilgileri güvenilmez olarak yorumlayarak etkisini azaltır. Benzer deneyler olumsuz geri besleme yerine olumlu geri beslemeyi hem verme hem de alma yönünde bir eğilim tespit etmişlerdir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Notlar
- ^ Tuchman bir hükûmetin izlediği politikaları haklı çıkarmak sürecinde görülen bir çeşit doğrulama yanlılığını tanımlamıştır: "Bir politika kabul edilip uygulandığında, sonradan vukubulan tüm eylemler bu politikayı haklı çıkarma çabası hâline gelir.ABD'yi Vietnam'da savaşın içine çeken ve başından beri bu savaşın kaybedileceğine dair sayısız kanıtlar bulunmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri Ordusunu 16 yıl boyunca bu savaşın içinde tutan politikanın tartışılması bağlamında Tuchman şu fikirlerinde ısrar eder:
Özaldatının kaynağı olan kalın kafalılık hükûmette dikkat çekici şekilde önemli bir rol oynar. Bu bir durumun değerlendirilmesi sırasında karşıt belirtilerin görmezlikten gelinmesi ya da reddedilmesi ile birlikte önceden tasarlanmış sabit fikirler temelinde yapılmasıdır. Gerçeklere değil temennilere göre hareket etmektir. Tüm hükümdarların en kalın kafalısı olan İspanyol kralı II. Felipe'nin bir tarihçi tarafından şu tanımlamasıyla özetlenebilir: "[Hiçbir zaman] politikasının başarısız olma deneyimi doğal mükemmeliyeti üzerine olan inancını yıkamazdı."
Tuchman, budalalığın "karşı kanıtlara rağmen sabit bir kavram üzerinde ısrar" olarak belirtilebilen bir çeşit özaldatı olduğunu ileri sürmektedir.
- ^ "Özümseme yanlılığı", kanıtların yanlı olarak yorumlanması için kullanılan bir başka terimdir.
- ^ Wason aynı zamanda "doğruluğunu onaylama yanlılığı" anlamına gelen İngilizce "verification bias" terimini de kullanmıştır.
Özel
- ^ a b Plous 1993, s. 233.
- ^ Nickerson 1998.
- ^ Tuchman 1984.
- ^ Tuchman 1984, s. 245.
- ^ Tuchman 1984, s. 7.
- ^ Tuchman 1984, s. 209.
- ^ Darley & Gross 2000, s. 212.
- ^ Risen & Gilovich 2007.
- ^ Risen & Gilovich 2007, s. 113.
- ^ a b c Zweig, Jason (19 Kasım 2009). "How to Ignore the Yes-Man in Your Head". Wall Street Journal. Dow Jones & Company. 1 Mart 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2010.
- ^ Nickerson 1998, s. 177–78.
- ^ a b c d Kunda 1999, s. 112–15.
- ^ a b Baron 2000, s. 162-164.
- ^ Kida 2006, s. 162–165.
- ^ Devine, Hirt & Gehrke 1990.
- ^ Trope & Bassok 1982.
- ^ a b c Klayman & Ha 1987.
- ^ a b c Oswald & Grosjean 2004, s. 82–83.
- ^ Kunda et al. 1993.
- ^ a b Shafir 1993.
- ^ Snyder & Swann, Jr. 1978.
- ^ a b Kunda 1999, s. 117-118.
- ^ a b Albarracin & Mitchell 2004.
- ^ a b Fischer et al. 2010.
- ^ a b c d Stanovich, West & Toplak 2013.
- ^ a b Mynatt, Doherty & Tweney 1978.
- ^ Kida 2006, s. 157.
- ^ a b c d e f g Lord, Ross & Lepper 1979.
- ^ a b c Baron 2000, s. 210-202.
- ^ Vyse 1997, s. 122.
- ^ a b c d Taber & Lodge 2006.
- ^ Westen et al., s. 1948.
- ^ Westen et al., s. 1951.
- ^ Westen et al., s. 1956.
- ^ Gadenne & Oswald 1986.
- ^ Hastie & Park 2005, s. 394.
- ^ a b c Oswald & Grosjean 2004, s. 88–89.
- ^ Stangor & McMillan 1992.
- ^ a b Snyder & Cantor 1979.
- ^ Kunda 1999, s. 225–32.
- ^ Sanitioso, Kunda & Fong 1990.
- ^ a b c Levine et al.
- ^ a b Safer, Bonanno & Field 2001.
- ^ a b Russell & Jones 1980.
- ^ a b c Kuhn & Lao 1996.
- ^ Baron 2000, s. 201.
- ^ Miller et al. 1993.
- ^ . The Skeptic's Dictionary. 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2012.
- ^ Silverman, Craig (17 Haziran 2011). . Columbia Journalism Review. 22 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2012.
When your deepest convictions are challenged by contradictory evidence, your beliefs get stronger.
- ^ Nyhan & Reifler 2010.
- ^ a b c d e Ross & Anderson 1982.
- ^ a b c d Nickerson 1998, s. 187.
- ^ Kunda 1999, s. 99.
- ^ Ross, Lepper & Hubbard 1975.
- ^ a b Anderson, Lepper & Ross 1980.
- ^ Johnson & Seifert 1994.
- ^ a b c d e Baron 2000, s. 197–200.
- ^ a b c Fine 2006, s. 66–70.
- ^ a b Plous 1993, s. 164–66.
- ^ Redelmeir & Tversky 1996.
- ^ a b c Kunda 1999, s. 127–130.
- ^ Plous 1993, s. 162–164.
- ^ Baron 1995.
- ^ a b c d Wolfe & Britt 2008.
- ^ Mason & Scirica 2006.
- ^ Weinstock 2009.
- ^ Weinstock, Neuman & Tabak 2004.
- ^ Thucydides. "The Peloponnesian War". 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2017.
- ^ Alighieri, Dante. Cennet On üçüncü kanto: 118–20. çev. Rekin Teksoy
- ^ Baron 2000, s. 195–196.
- ^ a b Bacon, Francis (1620). Novum Organum. Burtt, E.A., (Ed.) (1939). The English philosophers from Bacon to Mill. New York: Random House. s. 36.
- ^ Tolstoy, Leo. Sanat Nedir? p. 124 (1899). Tanrı'nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir (1893) eserinde de benzer bir şekilde "En zor konular bile en kalın kafalılara, eğer o kişi daha önceden bir fikre sahip değilse, açıklanabilir; ancak en basit şey bile en zeki insana eğer o kişi zaten onu önceden bildiğine kâni olmuş ise, önünde durmasına rağmen, şüphe duymacak şekilde açıklanamaz." (bölüm 3) diye yazmıştır.
- ^ Gale & Ball 2002.
- ^ a b Wason 1960.
- ^ Nickerson 1998, s. 179.
- ^ Lewicka 1998, s. 238.
- ^ Poletiek 2001, s. 73.
- ^ Oswald & Grosjean 2004, s. 79–96.
- ^ Wason 1968.
- ^ a b Sutherland 2007, s. 95-103.
- ^ Barkow, Cosmides & Tooby 1995, s. 181–184.
- ^ Oswald & Grosjean 2004, s. 81–82, 86–87.
- ^ Lewicka 1998, s. 239.
- ^ Tweney et al.
- ^ Oswald & Grosjean 2004, s. 86–89.
- ^ a b Hergovich, Schott & Burger 2010.
- ^ Maccoun 1998.
- ^ Friedrich 1993, s. 298.
- ^ Kunda 1999, s. 94.
- ^ Nickerson 1998, s. 198–99.
- ^ Nickerson 1998, s. 200.
- ^ a b c Nickerson 1998, s. 197.
- ^ Baron 2000, s. 206.
- ^ Matlin 2004, s. 255–272.
- ^ Dawson, Gilovich & Regan 2002.
- ^ Ditto & Lopez 1992.
- ^ Nickerson 1998, s. 198.
- ^ Oswald & Grosjean 2004, s. 91–93.
- ^ Friedrich 1993, s. 299, 316–17.
- ^ Trope & Liberman 1996.
- ^ a b Dardenne & Leyens 1995.
- ^ Shanteau 2003, s. 445.
- ^ Haidt 2012, s. 1473–1474.
- ^ Lindzey, edited by Susan T. Fiske, Daniel T. Gilbert, Gardner (2010). The handbook of social psychology (5.5erişimtarihi=3 Mart 2017 bas.). Hoboken, N.J.: Wiley. s. 811. ISBN . 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Pompian 2006, s. 187-190.
- ^ Hilton 2001.
- ^ Krueger & Mann 2009, s. 112–13.
- ^ a b Nickerson 1998, s. 192.
- ^ Goldacre 2008, s. 233.
- ^ Singh & Ernst 2008, s. 287–288.
- ^ Atwood 2004.
- ^ Neenan & Dryden 2004, s. ix.
- ^ Blackburn & Davidson 1995, s. 19.
- ^ Baron 2000, s. 195–96.
- ^ Harvey, Watkins & Mansell 2004, s. 172–73, 176.
- ^ Nickerson 1998, s. 191–93.
- ^ Myers & Lamm 1976.
- ^ Halpern 1987, s. 194.
- ^ Roach 2010.
- ^ Baron 2000, s. 191, 195.
- ^ Kida 2006, s. 155.
- ^ Tetlock 2005, s. 125–28.
- ^ "David Camm Blog: Investigation under fire". WDRB. 10 Ekim 2013. 21 Haziran 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- ^ Kircher, Travis. "David Camm blogsite: opening statements". WDRB. 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ocak 2014.
- ^ "David Camm v. State of Indiana" (PDF). Court of Appeals of Indiana. 15 Kasım 2011. 2 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- ^ Boyd, Gordon (10 Eylül 2013). . WBRC. 14 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- ^ Zambroski,James. . WAVE News. 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- ^ Eisenmenger, Sarah (9 Eylül 2013). . wave3. 29 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2014.
- ^ Eisenmenger, Sarah (9 Eylül 2013). . wave3. 29 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- ^ Adams, Harold J. (18 Şubat 2011). "David Camm's attorney's appeal ruling, seek prosecutor's removal". Courier Journal. s. B1.
- ^ David Camm verdict: NOT GUILTY 7 Nisan 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., WDRB TV, 24 Ekim 2013
- ^ a b Smith 2009, s. 149-151.
- ^ Randi 1991, s. 58–62.
- ^ a b Nickerson 1998, s. 190.
- ^ a b Nickerson 1998, s. 192–94.
- ^ a b Koehler 1993.
- ^ a b c Mahoney 1977.
- ^ Sutherland 2007, s. 95–103.
- ^ Proctor & Capaldi 2006, s. 68.
- ^ Sternberg 2007.
- ^ a b Shadish 2007, s. 49.
- ^ Jüni, Altman & Egger 2001.
- ^ Shermer 2006.
- ^ Emerson et al.
- ^ Bartlett 2011, s. 147-177.
- ^ Horrobin 1990.
- ^ a b Swann, Pelham & Krull 1989.
- ^ a b Swann & Read 1981a.
- ^ Story 1998.
- ^ White, Brockett & Overstreet 1993.
- ^ Swann & Read 1981b.
- ^ Shrauger & Lund 1975.
Genel
- Albarracin, D.; Mitchell, A.L. (2004). "The Role of Defensive Confidence in Preference for Proattitudinal Information: How Believing That One Is Strong Can Sometimes Be a Defensive Weakness". Personality and Social Psychology Bulletin. 30 (12). ss. 1565-1584. doi:10.1177/0146167204271180.
- Anderson, Craig A.; Lepper, Mark R.; Ross, Lee (1980). "Perseverance of Social Theories: The Role of Explanation in the Persistence of Discredited Information". Journal of Personality and Social Psychology. 39 (6). American Psychological Association. ss. 1037-1049. doi:10.1037/h0077720. ISSN 0022-3514.
- Atwood, Kimball (2004). "Naturopathy, Pseudoscience, and Medicine: Myths and Fallacies vs Truth". Medscape General Medicine. 6 (1). s. 33.
- Barkow, Jerome H.; Cosmides, Leda; Tooby, John (1995). The adapted mind: evolutionary psychology and the generation of culture. Oxford University Press US. ISBN . OCLC 33832963.
- Baron, Jonathan (1995). "Myside bias in thinking about abortion". Thinking & Reasoning. ss. 221-35.
- Baron, Jonathan (2000). Thinking and deciding (3.3yer=New York bas.). Cambridge University Press. ISBN . OCLC 316403966.
- Bartlett, Steven James (2011). "The Psychology of Abuse in Publishing: Peer Review and Editorial Bias". Normality Does Not Equal Mental Health: The Need to Look Elsewhere for Standards of Good Psychological Health. Santa Barbara, CA: Praeger.
- Blackburn, Ivy-Marie; Davidson, Kate M. (1995). Cognitive therapy for depression & anxiety: a practitioner's guide (2 bas.). Wiley-Blackwell. ISBN . OCLC 32699443.
- Dardenne, Benoit; Leyens, Jacques-Philippe (1995). "Confirmation Bias as a Social Skill". Personality and Social Psychology Bulletin. 21 (11). Society for Personality and Social Psychology. ss. 1229-1239. doi:10.1177/01461672952111011. ISSN 1552-7433.
- Darley, John M.; Gross, Paget H. (2000). "A Hypothesis-Confirming Bias in Labelling Effects". Stangor, Charles (Ed.). Stereotypes and prejudice: essential readings. Psychology Press. ISBN . OCLC 42823720.
- Dawson, Erica; Gilovich, Thomas; Regan, Dennis T. (Ekim 2002). "Motivated Reasoning and Performance on the Wason Selection Task" (PDF). Personality and Social Psychology Bulletin. 28 (10). Society for Personality and Social Psychology. ss. 1379-1387. doi:10.1177/014616702236869. 12 Haziran 2015 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 30 Eylül 2009.
- Devine, Patricia G.; Hirt, Edward R.; Gehrke, Elizabeth M. (1990). "Diagnostic and confirmation strategies in trait hypothesis testing". Journal of Personality and Social Psychology. 58 (6). American Psychological Association. ss. 952-63. doi:10.1037/0022-3514.58.6.952. ISSN 1939-1315.
- Ditto, Peter H.; Lopez, David F. (1992). "Motivated skepticism: use of differential decision criteria for preferred and nonpreferred conclusions". Journal of Personality and Social Psychology. 63 (4). American Psychological Association. ss. 568-584. doi:10.1037/0022-3514.63.4.568. ISSN 0022-3514.
- Johnson, Hollyn M.; Seifert, Colleen M. (Kasım 1994). "Sources of the continued influence effect: When misinformation in memory affects later inferences". Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition. 20 (6). ss. 1420-36. doi:10.1037/0278-7393.20.6.1420.
- Jüni, P.; Altman, D. G.; Egger, M. (2001). "Systematic reviews in health care: Assessing the quality of controlled clinical trials". BMJ (Clinical research ed.). 323 (7303). ss. 42-46. doi:10.1136/bmj.323.7303.42. (PMC) 1120670 $2. (PMID) 11440947.
- Emerson, G. B.; Warme, W. J.; Wolf, F. M.; Heckman, J. D.; Brand, R. A.; Leopold, S. S. (2010). "Testing for the Presence of Positive-Outcome Bias in Peer Review: A Randomized Controlled Trial". Archives of Internal Medicine. 170 (21). ss. 1934-39. doi:10.1001/archinternmed.2010.406. (PMID) 21098355.
- Fine, Cordelia (2006). A Mind of its Own: how your brain distorts and deceives. Cambridge, UK: Icon books. ISBN . OCLC 60668289.
- Fischer, P.; Fischer, Julia K.; Aydın, Nilüfer; Frey, Dieter (2010). "Physically Attractive Social Information Sources Lead to Increased Selective Exposure to Information". Basic and Applied Social Psychology. 32 (4). ss. 340-47. doi:10.1080/01973533.2010.519208.
- Friedrich, James (1993). "Primary error detection and minimization (PEDMIN) strategies in social cognition: a reinterpretation of confirmation bias phenomena". Psychological Review. 100 (2). American Psychological Association. ss. 298-319. doi:10.1037/0033-295X.100.2.298. ISSN 0033-295X. (PMID) 8483985.
- Gadenne, V.; Oswald, M. (1986). "Entstehung und Veränderung von Bestätigungstendenzen beim Testen von Hypothesen [Formation and alteration of confirmatory tendencies during the testing of hypotheses]". Zeitschrift für experimentelle und angewandte Psychologie. 33 (360–74).
- Gale, Maggie; Ball, Linden J. (2002). Gray, Wayne D.; Schunn, Christian D. (Ed.). Does Positivity Bias Explain Patterns of Performance on Wason's 2-4-6 task?. Proceedings of the Twenty-Fourth Annual Conference of the Cognitive Science Society. Routledge. s. 340. ISBN . OCLC 469971634.
- Goldacre, Ben (2008). Bad Science. Londra: Fourth Estate. ISBN . OCLC 259713114.
- Haidt, Jonathan (2012). The Righteous Mind : Why Good People are Divided by Politics and Religion. New York: Pantheon Books. ISBN .
- Halpern, Diane F. (1987). Critical thinking across the curriculum: a brief edition of thought and knowledge. Lawrence Erlbaum Associates. ISBN . OCLC 37180929.
- Harvey, Allison G.; Watkins, Edward; Mansell, Warren (2004). Cognitive behavioural processes across psychological disorders: a transdiagnostic approach to research and treatment. Oxford University Press. ISBN . OCLC 602015097.
- Hastie, Reid; Park, Bernadette (2005). "The Relationship Between Memory and Judgment Depends on Whether the Judgment Task is Memory-Based or On-Line". Hamilton, David L. (Ed.). Social cognition: key readings. New York: Psychology Press. ISBN . OCLC 55078722.
- Hergovich, Andreas; Schott, Reinhard; Burger, Christoph (2010). "Biased Evaluation of Abstracts Depending on Topic and Conclusion: Further Evidence of a Confirmation Bias Within Scientific Psychology". Current Psychology. 29 (3). ss. 188-209. doi:10.1007/s12144-010-9087-5.
- Hilton, Denis J. (2001). "The psychology of financial decision-making: Applications to trading, dealing, and investment analysis". Journal of Behavioral Finance. 2 (1). Institute of Behavioral Finance. ss. 37-39. doi:10.1207/S15327760JPFM0201_4. ISSN 1542-7579.
- Horrobin, David F. (1990). "The philosophical basis of peer review and the suppression of innovation". Journal of the American Medical Association. 263 (10). ss. 1438-41. doi:10.1001/jama.263.10.1438. (PMID) 2304222.
- Kida, Thomas E. (2006). Don't believe everything you think: the 6 basic mistakes we make in thinking. Amherst, New York: Prometheus Books. ISBN . OCLC 63297791.
- Klayman, Joshua; Ha, Young-Won (1987). (PDF). Psychological Review. 94 (2). American Psychological Association. ss. 211-28. doi:10.1037/0033-295X.94.2.211. ISSN 0033-295X. 1 Ekim 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- Koehler, Jonathan J. (1993). "The influence of prior beliefs on scientific judgments of evidence quality". Organizational Behavior and Human Decision Processes. Cilt 56. ss. 28-55. doi:10.1006/obhd.1993.1044.
- Krueger, David; Mann, John David (2009). The Secret Language of Money: How to Make Smarter Financial Decisions and Live a Richer Life. McGraw Hill Professional. ISBN . OCLC 277205993.
- Kuhn, Deanna; Lao, Joseph (Mart 1996). "Effects of Evidence on Attitudes: Is Polarization the Norm?". Psychological Science. 7 (2). American Psychological Society. ss. 115-20. doi:10.1111/j.1467-9280.1996.tb00340.x.
- Kunda, Ziva; Fong, G.T.; Sanitoso, R.; Reber, E. (1993). "Directional questions direct self-conceptions". Journal of Experimental Social Psychology. Cilt 29. Society of Experimental Social Psychology. ss. 62-63. doi:10.1006/jesp.1993.1004. ISSN 0022-1031.
- Kunda, Ziva (1999). Social Cognition: Making Sense of People. MIT Press. ISBN . OCLC 40618974.
- Levine, L.; Prohaska, V.; Burgess, S.L.; Rice, J.A.; Laulhere, T.M. (2001). "Remembering past emotions: The role of current appraisals". Cognition and Emotion. Cilt 15. ss. 393-417. doi:10.1080/02699930125955.
- Lewicka, Maria (1998). "Confirmation Bias: Cognitive Error or Adaptive Strategy of Action Control?". Kofta, Mirosław; Weary, Gifford; Sedek, Grzegorz (Ed.). Personal control in action: cognitive and motivational mechanisms. Springer. ss. 233-55. ISBN . OCLC 39002877.
- Lord, Charles G.; Ross, Lee; Lepper, Mark R. (1979). "Biased assimilation and attitude polarization: The effects of prior theories on subsequently considered evidence". Journal of Personality and Social Psychology. 37 (11). American Psychological Association. ss. 2098-2209. doi:10.1037/0022-3514.37.11.2098. ISSN 0022-3514.
- Maccoun, Robert J. (1998). "Biases in the interpretation and use of research results" (PDF). Annual Review of Psychology. Cilt 49. ss. 259-87. doi:10.1146/annurev.psych.49.1.259. (PMID) 15012470. 22 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 3 Mart 2017.
- Mahoney, Michael J. (1977). "Publication prejudices: an experimental study of confirmatory bias in the peer review system". Cognitive Therapy and Research. 1 (2). ss. 161-175. doi:10.1007/BF01173636.
- Mason, Lucia; Scirica, Fabio (Ekim 2006). "Prediction of students' argumentation skills about controversial topics by epistemological understanding". Learning and Instruction. 16 (5). ss. 492-509. doi:10.1016/j.learninstruc.2006.09.007.
- Matlin, Margaret W. (2004). "Pollyanna Principle". Pohl, Rüdiger F. (Ed.). Cognitive Illusions: A Handbook on Fallacies and Biases in Thinking, Judgement and Memory. Hove: Psychology Press. ss. 255-72. ISBN . OCLC 55124398.
- Miller, A.G.; McHoskey, J.W.; Bane, C.M.; Dowd, T.G. (1993). "The attitude polarization phenomenon: Role of response measure, attitude extremity, and behavioral consequences of reported attitude change". Journal of Personality and Social Psychology. 64 (4). ss. 561-74. doi:10.1037/0022-3514.64.4.561.
- Myers, D.G.; Lamm, H. (1976). "The group polarization phenomenon". Psychological Bulletin. 83 (4). ss. 602-27. doi:10.1037/0033-2909.83.4.602.
- Mynatt, Clifford R.; Doherty, Michael E.; Tweney, Ryan D. (1978). "Consequences of confirmation and disconfirmation in a simulated research environment". Quarterly Journal of Experimental Psychology. 30 (3). ss. 395-406. doi:10.1080/00335557843000007.
- Neenan, Michael; Dryden, Windy (2004). Cognitive therapy: 100 key points and techniques. Psychology Press. ISBN . OCLC 474568621.
- Nickerson, Raymond S. (Haziran 1998). "Confirmation Bias: A Ubiquitous Phenomenon in Many Guises". Review of General Psychology. 2 (2). ss. 175-220. doi:10.1037/1089-2680.2.2.175.
- Nyhan, Brendan; Reifler, Jason (Haziran 2010). "When corrections fail: the persistence of political misperceptions". Political Behavior. 32 (2). Springer Science+Business Media. ss. 303-330. doi:10.1007/s11109-010-9112-2.
- Oswald, Margit E.; Grosjean, Stefan (2004). "Confirmation Bias". Pohl, Rüdiger F. (Ed.). Cognitive Illusions: A Handbook on Fallacies and Biases in Thinking, Judgement and Memory. Hove, UK: Psychology Press. ss. 79-96. ISBN . OCLC 55124398.
- Plous, Scott (1993). The Psychology of Judgment and Decision Making. OCLC: McGraw-Hill. ISBN . 6 Mart 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2013.
- Poletiek, Fenna (2001). Hypothesis-testing behaviour. Hove, UK: Psychology Press. ISBN . OCLC 44683470.
- Pompian, Michael M. (2006). Behavioral finance and wealth management: how to build optimal portfolios that account for investor biases. John Wiley and Sons. ISBN . OCLC 61864118.
- Proctor, Robert W.; Capaldi, E. John (2006). Why science matters: understanding the methods of psychological research. Wiley-Blackwell. ISBN . OCLC 318365881.
- Randi, James (1991). James Randi: psychic investigator. Boxtree. ISBN . OCLC 26359284.
- Redelmeir, D. A.; Tversky, Amos (1996). "On the belief that arthritis pain is related to the weather". Proceedings of the National Academy of Sciences. 93 (7). ss. 2895-2896. doi:10.1073/pnas.93.7.2895.
- Risen, Jane; Gilovich, Thomas (2007). "Informal Logical Fallacies". Sternberg, Robert J.; Roediger III, Henry L.; Halpern, Diane F. (Ed.). Critical Thinking in Psychology. Cambridge University Press. ISBN . OCLC 69423179.
- Roach, Kent (2010). "Wrongful Convictions: Adversarial and Inquisitorial Themes". North Carolina Journal of International Law and Commercial Regulation. Cilt 35. 1619124 $2.
Both adversarial and inquisitorial systems seem subject to the dangers of tunnel vision or confirmation bias.
- Ross, Lee; Lepper, Mark R.; Hubbard, Michael (1975). "Perseverance in self-perception and social perception: Biased attributional processes in the debriefing paradigm". Journal of Personality and Social Psychology. 32 (5). American Psychological Association. ss. 880-892. doi:10.1037/0022-3514.32.5.880. ISSN 0022-3514. (PMID) 1185517.
- Ross, Lee; Anderson, Craig A. (1982). "Shortcomings in the attribution process: On the origins and maintenance of erroneous social assessments". Kahneman, Daniel; Slovic, Paul; Tversky, Amos (Ed.). Judgment under uncertainty: Heuristics and biases. Cambridge University Press. ss. 129-152. ISBN . OCLC 7578020.
- Russell, Dan; Jones, Warren H. (1980). "When superstition fails: Reactions to disconfirmation of paranormal beliefs". Personality and Social Psychology Bulletin. 6 (1). Society for Personality and Social Psychology. ss. 83-88. doi:10.1177/014616728061012. ISSN 1552-7433.
- Safer, M.A.; Bonanno, G.A.; Field, N. (2001). ""It was never that bad": Biased recall of grief and long-term adjustment to the death of a spouse". Memory. 9 (3). ss. 195-203. doi:10.1080/09658210143000065.
- Sanitioso, Rasyid; Kunda, Ziva; Fong, G.T. (1990). "Motivated recruitment of autobiographical memories". Journal of Personality and Social Psychology. 59 (2). American Psychological Association. ss. 229-41. doi:10.1037/0022-3514.59.2.229. ISSN 0022-3514. (PMID) 2213492.
- Shadish, William R. (2007). "Critical Thinking in Quasi-Experimentation". Sternberg, Robert J.; Roediger III, Henry L.; Halpern, Diane F. (Ed.). Critical Thinking in Psychology. Cambridge University Press. ISBN .
- Shafir, E. (1993). "Choosing versus rejecting: why some options are both better and worse than others". Memory and Cognition. 21 (4). ss. 546-556. doi:10.3758/bf03197186. (PMID) 8350746.
- Shermer, Michael (Temmuz 2006). "The Political Brain". Scientific American. ISSN 0036-8733. 19 Mart 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- Shanteau, James (2003). Sandra L. Schneider (Ed.). Emerging perspectives on judgment and decision research. Cambridge [u.a.]: Cambridge University Press. ISBN . 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mart 2017.</ref>
- Shrauger, J. Sidney; Lund, Adrian K. (1975). "Self-evaluation and reactions to evaluations from others". Journal of Personality. 43 (1). Duke University Press. ss. 94-108. doi:10.1111/j.1467-6494.1975.tb00574. (PMID) 1142062.
- Singh, Simon; Ernst, Edzard (2008). Trick or Treatment?: Alternative Medicine on Trial. Londra: Bantam. ISBN .
- Smith, Jonathan C. (2009). Pseudoscience and Extraordinary Claims of the Paranormal: A Critical Thinker's Toolkit. John Wiley and Sons. ISBN . OCLC 319499491.
- Snyder, Mark; Swann, Jr., William B. (1978). "Hypothesis-Testing Processes in Social Interaction". Journal of Personality and Social Psychology. 36 (11). American Psychological Association. ss. 1202-12. doi:10.1037/0022-3514.36.11.1202.
- Snyder, M.; Cantor (1979). "Testing hypotheses about other people: the use of historical knowledge". Journal of Experimental Social Psychology. 15 (4). ss. 330-42. doi:10.1016/0022-1031(79)90042-8.
- Stangor, Charles; McMillan, David (1992). "Memory for expectancy-congruent and expectancy-incongruent information: A review of the social and social developmental literatures". Psychological Bulletin. 111 (1). American Psychological Association. ss. 42-61. doi:10.1037/0033-2909.111.1.42.
- Stanovich, K. E.; West, R. F.; Toplak, M. E. (2013). "Myside Bias, Rational Thinking, and Intelligence". Current Directions in Psychological Science. 22 (4). ss. 259-264. doi:10.1177/0963721413480174.
- Sternberg, Robert J. (2007). "Critical Thinking in Psychology: It really is critical". Sternberg, Robert J.; Roediger III, Henry L.; Halpern, Diane F. (Ed.). Critical Thinking in Psychology. Cambridge University Press. ISBN . OCLC 69423179.
- Story, Amber L. (1998). "Self-Esteem and Memory for Favorable and Unfavorable Personality Feedback". Personality and Social Psychology Bulletin. 24 (1). Society for Personality and Social Psychology. ss. 51-64. doi:10.1177/0146167298241004. ISSN 1552-7433.
- Sutherland, Stuart (2007). Irrationality (2.2yayıncı= Pinter and Martin bas.). Londra. ISBN . OCLC 72151566.
- Swann, William B.; Read, Stephen J. (1981a). "Self-Verification Processes: How We Sustain Our Self-Conceptions". Journal of Experimental Social Psychology. 17 (4). Academic Press. ss. 351-72. doi:10.1016/0022-1031(81)90043-3. ISSN 0022-1031.
- Swann, William B.; Read, Stephen J. (1981b). "Acquiring Self-Knowledge: The Search for Feedback That Fits". Journal of Personality and Social Psychology. 41 (6). American Psychological Association. ss. 1119-28. doi:10.1037/0022-3514.41.6.1119. ISSN 0022-3514.
- Swann, William B.; Pelham, Brett W.; Krull, Douglas S. (1989). "Agreeable Fancy or Disagreeable Truth? Reconciling Self-Enhancement and Self-Verification". Journal of Personality and Social Psychology. 57 (5). American Psychological Association. ss. 782-91. doi:10.1037/0022-3514.57.5.782. ISSN 0022-3514. (PMID) 2810025.
- Taber, Charles S.; Lodge, Milton (Temmuz 2006). "Motivated Skepticism in the Evaluation of Political Beliefs". American Journal of Political Science. 50 (3). Midwest Political Science Association. ss. 755-769. doi:10.1111/j.1540-5907.2006.00214.x. ISSN 0092-5853.
- Tetlock, Philip E. (2005). Expert Political Judgment: How Good Is It? How Can We Know?. Princeton, N.J.: Princeton University Press. ISBN . OCLC 56825108.
- Trope, Yaacov; Bassok, Miriam (1982). "Confirmatory and diagnosing strategies in social information gathering". Journal of Personality and Social Psychology. 43 (1). American Psychological Association. ss. 22-34. doi:10.1037/0022-3514.43.1.22. ISSN 1939-1315.
- Trope, Y.; Liberman, A. (1996). "Social hypothesis testing: cognitive and motivational mechanisms". Higgins, E. Tory; Kruglanski, Arie W. (Ed.). Social Psychology: Handbook of basic principles. New York: Guilford Press. ISBN . OCLC 34731629.
- Tuchman, Barbara (1984). The March of Folly: From Troy to Vietnam. New York: Knopf.
- Tweney, Ryan D.; Doherty, Michael E.; Worner, Winifred J.; Pliske, Daniel B.; Mynatt, Clifford R.; Gross, Kimberly A.; Arkkelin, Daniel L. (1980). "Strategies of rule discovery in an inference task". The Quarterly Journal of Experimental Psychology. 32 (1). Psychology Press. ss. 109-123. doi:10.1080/00335558008248237. ISSN 1747-0226.
- Vyse, Stuart A. (1997). Believing in magic: The psychology of superstition. New York: Oxford University Press. ISBN . OCLC 35025826.
- Wason, Peter C. (1960). "On the failure to eliminate hypotheses in a conceptual task". Quarterly Journal of Experimental Psychology. 12 (3). Psychology Press. ss. 129-40. doi:10.1080/17470216008416717. ISSN 1747-0226.
- Wason, Peter C. (1968). "Reasoning about a rule". Quarterly Journal of Experimental Psychology. 20 (3). Psychology Press. ss. 273-28. doi:10.1080/14640746808400161. ISSN 1747-0226. (PMID) 5683766.
- Weinstock, Michael; Neuman, Yair; Tabak, Iris (Ocak 2004). "Missing the point or missing the norms? Epistemological norms as predictors of students' ability to identify fallacious arguments". Contemporary Educational Psychology. 29 (1). ss. 77-94. doi:10.1016/S0361-476X(03)00024-9.
- Weinstock, Michael (Aralık 2009). "Relative expertise in an everyday reasoning task: Epistemic understanding, problem representation, and reasoning competence". Learning and Individual Differences. 19 (4). ss. 423-34. doi:10.1016/j.lindif.2009.03.003.
- Westen, Drew; Blagov, Pavel S.; Harenski, Keith; Kilts, Clint; Hamann, Stephan (2006). (PDF). Journal of Cognitive Neuroscience. 18 (11). Massachusetts Institute of Technology. ss. 1947-58. doi:10.1162/jocn.2006.18.11.1947. (PMID) 17069484. 24 Mart 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- White, Michael J.; Brockett, Daniel R.; Overstreet, Belinda G. (1993). "Confirmatory Bias in Evaluating Personality Test Information: Am I Really That Kind of Person?". Journal of Counseling Psychology. 40 (1). American Psychological Association. ss. 120-26. doi:10.1037/0022-0167.40.1.120. ISSN 0022-0167.
- Wolfe, Christopher; Britt, Anne (2008). (PDF). Thinking & Reasoning. Cilt 14. ss. 1-27. doi:10.1080/13546780701527674. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2017.
Konuyla ilgili yayınlar
- Keohane, Joe (11 Temmuz 2010). "How facts backfire: Researchers discover a surprising threat to democracy: our brains". Boston Globe. NY Times. 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Mart 2017.
- Leavitt, Fred (2015). Dancing with Absurdity: Your Most Cherished Beliefs (and All Your Others) are Probably Wrong. Peter Lang Publishers.
- Stanovich, Keith (2009). What Intelligence Tests Miss: The Psychology of Rational Thought. New Haven (CT): Yale University Press. ISBN .
- Westen, Drew (2007). The political brain: the role of emotion in deciding the fate of the nation. PublicAffairs. ISBN . OCLC 86117725.
Dış bağlantılar
- Skeptic's Dictionary: confirmation bias 14 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – Robert T. Carroll
- Teaching about confirmation bias 25 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – K. H. Grobman
- Confirmation bias @ You Are Not So Smart 21 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Confirmation bias learning object 21 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – Rod McFarland'ın Simon Fraser Üniversitesi için interaktif sayı üçlüleri alıştırması
- 1979 Stanford özümseme yanlılığı çalışmasının kısa özeti 9 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – Keith Rollag, Babson College
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dogrulama yanliligi ya da teyit yanliligi kisilerin kendi inanclarini dusuncelerini ve varsayimlarini destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayirma dikkate alma ve one cikarma egilimidir Bu yanliliga sahip kisiler inanclarina dusuncelerine ve varsayimlarina ters dusen karsi duran onlarla celisen bilgileri ihmal etme yok sayma egilimi gosterir Bilissel egilimin bir cesidi ve tumevarimin sistematik hatasidir Insanlar bilgiyi secici olarak topladiklarinda veya animsadiklarinda ya da belirli bir egilime gore bu bilgiyi yorumladiklarinda dogrulama yanliligina egilim gosterirler Etkisi duygusallikla yaklasilan konularla iyice yerlesmis ve degismesi zor inanislarla ilgili oldugu takdirde cok daha gucludur Insanlar ayni zamanda muphem ve belirsiz kanitlari da kendi goruslerini destekleyici yonde yorumlamaya egilimlidir Yanli arastirma yorumlama ve bellek karsi taraflarin ayni kanitlara ulasmasi durumunda bile anlasmazligin daha keskinlesmesi olan tutum kutuplasmasini dogru olmadiginin kanitlari gosterilmesine ragmen inanclarda israr ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla guvenme olan irrasyonel onculluk etkisi ve iki olay ya da durum arasinda bir baglanti olduguna dair yanlis algilama olan yanilsama korelasyonunu aciklamak icin kullanilir 1960 larda yapilan bir dizi deney insanlarin sahip olduklari inanclari dogrulama yonunde egilimi oldugunu onermektedir Bu deney sonuclari daha sonra fikirlerin yalnizca tek olasilik uzerine odaklanip alternatiflerin gormezlikten gelinmesi ile tek yonlu sinanmasina egilim olarak tekrar yorumlanmistir Bazi durumlarda bu egilim insanlarin vardiklari sonuclarda yanli olabilmelerine neden olmaktadir Gozlemlenen bu yanliliklarin aciklamalari arasinda husnukuruntu ile insanlarin bilgilerin degerlendirme kapasitelerinin sinirli olmasi verilir Diger bir aciklama da insanlarin tarafsiz ve bilimsel bir acidan incelemektense yanlis olmanin bedelini akillarinda olcup bicmeleridir Dogrulama yanliligi kisisel inanclarda duygusunu besler ve karsi kanitlar olmasina karsin bu inanclara daha da baglanmayi saglayabilir Bu yanliliklar nedeniyle siyasal ve orgutsel baglamlarda kotu kararlar alindigi gorulmustur TurleriDogrulama yanliliklari gorulen etkilerdir Kisinin beklentilerinin kendi davranisini etkileyerek beklenen sonuca ulasilmasi olan beklenti etkisi ya da davranissal dogrulama etkisinden farklidir Bazi psikologlar dogrulama yanliligi terimininin tanimini daha kisitlayici bir sekilde kisinin zaten inandigini destekleyen kanitlari secici olarak toplamasi ve farkli bir sonuca ulastirabilecek kanitlari yok saymasi ya da reddetmesi olarak yaparlar Digerleri ise terimi daha genel anlamiyla kisinin var olan inanclari hakkinda kanit ararken yorumlarken ya da animsarken bu inanclari korumaya yonelik egilim olarak kullanirlar Yanli bilgi arama Dogrulama yanliligi kisinin kendisine yonelik bir evet efendimcilik olarak tanimlanmistir bu tanim Charles Dickens in roman karakteri Uriah Heep in inanclarini yansitir Deneyler kisilerin varsayimlari ile tutarli kanitlar arayarak bunlari tek yanli olarak dogrulamaya egilimli olduklarini tekrar tekrar gostermistir Tum ilgili kanitlari arastirmaktan cok kendi varsayimlarini destekleyecek olumlu cevaplar alacak sekilde sorulari olustururlar Varsayimlarinin yanlis olmasi durumunda ortaya cikabilecek sonuclardan cok dogru olmasi durumunda bekledikleri sonuclari ararlar Ornegin evet hayir sorulariyla tutulmus bir sayiyi bulmaya calisan ve sayinin uc oldugunudan suphelenen birisi Tek sayi mi diye sormayi tercih edebilir Kisiler olumsuz test olan Cift sayi mi gibi bir soru ile ayni bilgiye ulasilabilse bile olumlu test olarak adlandirilan bu tur sorulari tercih ederler Ancak buradan kisilerin olumlu bir cevap cikaracak test yontemleri aradigi sonucuna ulasilamaz Deneklerin sahte testler ya da gercek teshis edici testler secebildikleri arastirmalarda kisilerin gercek testleri tercih ettikleri gorulmustur Olumlu testleri tercih etme kendi basina bir yanlilik degildir cunku olumlu testler oldukca bilgi verici olabilir Ancak diger etkilerle birlestirildiginde bu strateji dogru olup olmalarindan bagimsiz olarak var olan inanclari ya da varsayimlari dogrulayabilir Gercek dunyada kanitlar siklikla karmasik ve cok yonludur Ornegin bir kisi hakkinda birbiriyle celisen cesitli fikirlerin her biri o kisinin davranisinin bir yonune yogunlasarak desteklenebilir Dolayisiyla herhangi bir varsayim yonunde kanit aramak muhtemelen basarili bir sonuc verecektir Bunu gostermenin bir yolu cevabi degistirecek sekilde sorulacak olan soruyu olusturmaktir Ornegin Sosyal yasamindan mutlu musun diye sorulan kisilerin Sosyal yasamindan mutsuz musun diye sorulan kisilere gore daha cok mutlu olduklarini soyledikleri gorulmustur Bir soruda yapilacak kucuk bir degisiklik bile kisilerin mevcut bilgiyi arastirmalarini dolayisiyla da ulasacaklari sonuclari etkileyebilir Bu onerme kurgusal bir cocuk velayet davasi ile gosterilmistir Arastirmaya katilanlara su bilgiler verilir Velayeti isteyen A cok yonden veli olabilmek icin orta derecede uygundur Velayeti isteyen B ise dikkati ceken olumsuz ve olumlu ozelliklere sahiptir cocuk ile cok yakin bir iliski ancak uzun sureler boyunca cocuktan uzak kalmasina neden olacak bir is Hangisi cocugun velisi olmalidir sorusu soruldugunda katilimcilarin cogu asil olarak olumlu ozelliklere bakarak B yi secmistir Ancak Hangisi cocugun velisi olmamalidir diye soruldugunda ise olumsuz ozelliklere baktiklarindan oturu cogunluk B nin veli olmamasi gerektigini dolayli olarak da A nin veli olmasi gerektigini soylemislerdir Benzer calismalar kisilerin bilgi ararken nasil yanli olduklarini gosterse de bu fenomen gercek teshis testlerininin tercihi ile sinirlandirilabilmektedir Deneylerden birinde denekler bir baska kisinin gorusmeye dayanarak kisilik boyutunu degerlendirmislerdir Deneyde yapilan gorusmede soracaklari sorulari verilmis bir listeden secmek zorundaydilar Gorusme yapilacak kisi ice donuk birisi olarak tanitildiginda denekler Gurultulu partilerde ne hosuna gitmez gibi ice donuklugu varsayan sorulari secmislerdir Gorusme yapilacak kisi disa donuk birisi olarak tanitildiginda ise Kotu gecen bir partiyi canlandirmak icin ne yaparsin gibi disa donuklugu varsayan sorulari secmislerdir Bu yaniltici sorular gorusme yapilan kisiye kisilikleri hakkindaki varsayimin dogru olmadigini gosterecek hemen hemen hic olanak saglamiyordu Bu deneyin daha sonra yapilan degisik bir versiyonunda ise deneklere Sosyal etkilesimlerden kacar misin gibi daha az tahminlere dayanan sorular secebilmelerine olanak saglanmistir Bu deneyde denekler teshise yonelik bu tarz sorulari tercih etmis ve olumlu test sorularini daha az secmislerdir Teshis edici testleri tercih etme ve olumlu test sorularina zayif bir egilim daha sonra yapilan baska calismalarda da tekrar gozlemlenmistir Kisilik ozellikleri yanli arastirma sureclerini hem etkilemekte hem de bu sureclerle etkilesmektedir Bireylerin karsi tutum ve tavirlarini dis etkilerden koruma yetileri farklilik gosterir durumu bireylerin bilgi ararken kisisel inanclari ile tutarli bilgi arayip bu inanclarla tutarsiz bilgileri goz ardi etmeleriyle olusur Bireylerin kisisel inanclari ile celisen kanitlari hangi dereceye kadar reddedebildikleri konusunda bir deney yapilmistir Yuksek guven duzeylerine sahip kisilerin kendi inanclari ile celiserek karsi bir kanit olusturabilecek bilgileri daha kolayca arastirabildigi ancak dusuk guven duzeyli bireyleri celikili bilgileri aramadigi ve kendi inanclarini destekleyecek bilgileri aramayi tercih ettikleri gorulmustur Kisiler tartismalarda kendi inanc ve fikirlerine karsi egilimli olarak kanitlar gelistirir ve bunlari yorumlarlar Yuksek guven duzeyleri bireylerin kendi inanclarini destekleyen bilgi arama tercihlerini azaltmaktadir Bir baska deneyde deneklerden bilgisayar simulasyonu ile nesneleri hareket ettirmeyi iceren karmasik bir kural bulma gorevi verilmistir Nesneler bilgisayar ekraninda belirli kurallara gore hareket etmektedir ve katilimcilarin bu kurallarin ne oldugunu bulmalari istenmistir Katilimcilar kurallar ile ilgili varsayimlarini nesneleri bilgisayar ekraninda hareket ettirerek deneyebilmektedirler Yaklasik on saat suren deney suresince cok sayida deneme yapmalarina ragmen deneklerin hicbiri sistemin kurallarini cozememistir Denekler varsayimlarini yanlislamak yerine dogrulamaya calismis ve alternatifleri degerlendirmeye pek istekli davranmamislardir Varolan varsayimlarinin calismadigini gosteren somut kanitlar olmasina ragmen siklikla ayni denemeleri yapmaya devam etmislerdir Bazi katilimcilara uygun varsayim test etme yontemleri ogretilmis olsa da bu bilgilerin hemen hemen hic etkisi olmamistir Yanli yorumlama Zeki insanlar garip seylere inanirlar cunku akla yatkin olmayan nedenlerle edindikleri inanclari savunmak icin cok beceriklidirler Dogrulama yanliliklari yalnizca kanit toplama ile sinirli degildir Iki farkli birey ayni bilgiye sahip olsalar dahi bunlari yorumlama yollari yanli olabilir Stanford Universitesi nde bir arastirma ekibi idam cezasi hakkinda kesin gorusleri olan ve yarisi buna karsi yarisi da idam cezasindan yana olan deneklerle bir deney duzenlemislerdir Her katilimci idam cezasi uygulanan ve uygulanmayan ABD eyaletlerinin bir karsilastirmasi ile eyaletlere idam cezasi getirilmeden once ve sonra cinayet oranlarinin karsilastirmasindan olusan iki arastirma yazisini okumustur Her iki arastirma yazisinin kisa ozetini okuduktan sonra katilimcilara idam cezasi hakkinda goruslerinin degisip degismedigi sorulmustur Daha sonra her iki arastirmanin nasil yapildigi hakkinda daha detayli okumadan sonra bu arastirmalarin iyi yapilip yapilmadigi ve inandirici olup olmadigi hakkinda yorumlari istenmistir Aslinda her iki calisma da uydurmadir Katilimcilarin yarisina calismalardan birinin etkisini kanitladigi digerinin ise bu etkiyi curuttugu soylenirken diger yarisina arastirmalar icin yapilan bu yorumlar degistirilerek soylenmistir Idam cezasindan yana ya da buna karsi olan katilimcilar ilk okuduklari arastirmadan sonra tutumlarinin hafifce de olsa buna dogru yoneldiklerini soylemislerdir Ancak iki arastirma hakkinda da daha detayli okuduktan sonra hemen hemen hepsi verilen kanit ne olursa olsun kendi goruslerini detekleyen noktalara dikkat cekerek ve bu goruse karsi olanlari ise yok sayarak idam cezasi hakkindaki ilk goruslerine geri donmuslerdir Katilimcilar idam cezasi hakkindaki ilk goruslerini destekleyen arastirmanin diger arastirmaya gore daha ustun oldugunu detayli bir sekilde tanimlamislardir Caydiricilik etkisini curuttugunu sandigi arastirma icin idam cezasindan yana olan bir denek soyle yorum yaparken Arastirma yeteri kadar uzun bir donemi kapsamamaktadir idam cezasina karsi olan bir baska denek ise ayni arastirmayi soyle yorumlamistir Arastirmacilarin bulgularinin aksini iddia edecek guclu bir kanit sunulamamistir Bu deneyin sonucu kisilerin kendi beklentilerine karsi olan varsayimlarin kanitlar icin daha yuksek beklenti icinde olduklarini gostermektedir Reddetme yanliligi olarak bilinen bu etki baska deneylerle de desteklenmistir Insan beyninin hosa gitmeyen bilgi ile nasil basa ciktigi konusunda MR arastirmacilara yardimci olmustur Yanli yorumlama uzerine bir baska calisma 2004 Amerika Birlesik Devletleri baskanlik secimleri sirasinda yapilmistir Bu deneye ABD baskan adaylarini hakkinda guclu duygulara sahip olduklarini soyleyen kisiler denek olarak katilmistir Deneklere Cumhuriyetci Parti adayi George W Bush un Demokrat Parti adayi John Kerry nin ve kamuoyunda tanimis ama siyasi acidan tarafsiz bir kisinin gorunuse gore birbirleri ile celisen ifadeleri gosterilmistir Bunlarla birlikte gorunuste olan bu celiskili ifadelerin aslinda mantikli olabilecegini gosteren baska ifadeler de deneklere gosterilmistir Katilimcilardan bu farkli bilgilerden yararlanarak her bir kisinin ifadelerinin tutarsiz olup olmadigina karar vermeleri istenmistir Deneklerin ifadeleri degerlendirmesinde cok buyuk farkliliklar bulunmustur ve katilimcilar karsi olduklari adayin ifadelerini tutarsiz bulmaya daha cok egilim gostermislerdir Bu deney sirasinda katilimcilar ifadeler hakkinda yargilarini beyin aktivitelerini izleyen manyetik rezonans goruntuleme MR cihazinin icinde iken yapmislardir Katilimcilar destekledikleri adaylarin celiskili ifadelerini degerlendirirken beyinlerinin duygusal merkezlerinde aktivite gozlemlenmistir Diger iki kisinin ifadelerini degerlendirirken ise beynin duygusal merkezlerinde ayni aktivite gorulmemistir Deneyi yapanlar buradan yola cikarak deneklerin celiskili ifadelere verdikleri farkli yanitlarin pasif mantik hatalari yuzunden olmadigi sonucunu cikarmislardir Aksine katilimcilar destekledikleri adayin irrasyonel ve ikiyuzlu davranisini okurken olusan bilissel celiskiyi aktif olarak azaltmaktaydilar Inanclarin yorumunda yanlilik zeka duzeyinden bagimsiz olarak kalicidir Bir deneyde katilimcilar ABD de universite egitimi almak isteyenlerin girdigi SAT sinavina sokularak zeka duzeyleri olculdukten sonra otomobiller ile ilgili guvenlik sorunlari hakkinda bazi bilgiler okumuslardir Bu bilgilerde otomobillerin mensei hakkindaki bilgiler ozellikle deneyi yapanlar tarafindan carpitilmistir Amerikali katilimcilar bir kesinlikle evet ve alti kesinlikle hayir olmak uzere alti dereceli bir skala uzerinde bir otomobilin kullaniminin yasaklanmasi uzerine fikirlerini belirtmislerdir Denekler ilk olarak tehlikeli bir Alman otomobilinin ABD yollarinda trafige cikmasi ile tehlikeli bir Amerikan otomobilinin Almanya yollarinda trafige cikmasi konusunu degerlendirmislerdir Bu degerlendirmede katilimcilarin tehlikeli bir Alman otomobilinin ABD de kullaniminin yasaklanmasi sonucuna tehlikeli bir Amerikan otomobilinin Almanya da yasaklanmasi sonucundan daha hizli bir sekilde ulasmislardir Otomobilin kullanilmasinin yasaklanmasini isteme oraninda katilimcilarin zeka duzeyine gore bakildiginda bir farklilik gorulmemistir Yanli yorumlama yalnizca duygusal acidan onemli konularla sinirli degildir Bir baska deneyde katilimcilara bir hirsizlikla ilgili oyku anlatilmistir Katilimcilardan belirli bir kisinin bu hirsizligi yapip yapmadigi hakkinda verilen ifadelerin kanitsal onemini degerlendirmeleri istenmistir Kisinin suclu olup olmadigi hakkinda bir varsayim gelistirdikten sonra verilen ifadelerden gelistirdikleri varsayimi destekleyen ifadeleri bu varsayimla celisen ifadelerden daha onemli olarak degerlendirmislerdir Yanli bellek Kisiler kanitlari tarafsiz bir gozle toplayip yorumlasalar bile beklentilerini pekistirmek icin yine de bunlari secici bir sekilde animsayabilirler Bu etkiye secici bellek denir Secici bellek uzerinde farkli goruslere sahip psikoloji kuramlari bulunmaktadir onceki beklentilere uyan bilgilerin uymayan bilgilere oranla daha kolay bellekte saklanacagini ve daha kolay erisilecegini yani animsanacagini ongorur Buna alternatif bazi yaklasimlar da sasirtici bilgilerin sivrilerek daha kolay animsanabilecegini soyler Farkli kuramlarin ongoruleri farkli deneysel baglamlarda dogrulanmis dolayisiyla da bunlarin arasinda hangisinin daha kabul edilebilir ortaya konamamistir Yapilan bir deneyde katilimcilara icedonuk ve disadonuk karakter ozellikleri sergileyen bir kadinin profili gosterilmis ve daha sonra da icedonuk ve disadonuk karakter ozelliklerine dair ornekleri hatirlamalari istenmistir Ilk gruba bu kadinin kutuphanecilik isi icin ikinci gruba ise emlakcilik isi icin degerlendirildigi soylenmistir Bu iki grubun hatirladiklari arasinda onemli bir faklilik gorulmustur kutuphaneci grubu daha cok icedonukluk davranis ornegi hatirlarken emlakcilik grubu daha cok disadonuk davranis bicimi hatirlamistir Secici bellek etkisi arzu edilen karakter tiplerinin manipule edildigi deneylerde de gosterilmistir Bu tarz deneylerden birinde bir grup katilimciya disadonuk insanlarin icedonuk insanlara gore daha basarili olduguna dair kanitlar gosterilmistir Diger bir grupa ise bunun tam tersine dair kanitlar verilmistir Daha sonra gorunuste bu deney ile ilgisiz bir calismada ayni kisilere yasamlarinda icedonuk ya da disadonuk davranislarini hatirlamalari istenmistir Iki gruptaki katilimcilar da kendilerine verilen arzu edilen karakter tipine uygun olan anilarini daha fazla ve daha cabuk hatirlamistir Ruh halinde degisiklikler de bellek erisimini etkileyebilir Bir deneyde katilimcilara O J Simpson un cinayetten sucsuz bulundugunu ilk ogrendiklerinde ne hissettiklerini degerlendirmeleri istenmistir Katilimcilar ruh hallerini ve mahkemenin verdigi karara olan guvenlerini olaydan bir hafta iki ay ve bir yil sonra tanimlamislardir Alinan sonuclar katilimcilarin Simpson un sucu ya da sucsuzlugu ile ilgili degerlendirmelerinin zaman icinde degistigini gostermektedir Katilimcilarin mahkeme karari hakkindaki gorusleri ne kadar cok degistiyse karari ogrendikleri ilk zaman hissettiklerine ait anilari o kadar daha az tutarliydi Katilimcilar iki ay ya da bir yil sonra ilk duygusal tepkilerini hatirlamalari istendiginde bunlari o anki duygusal tepkileri neyse ona yakin olarak tanimlamislardir Insanlar tartismali konular uzerine olan fikirlerini tartisirken onemli olcude olaylari kendilerine gore yargilama davranisi gostermektedir Bellekten erisilen anilar ve yasananlarin yeniden hatirlanmasi degisen ruh hallerine gore degisiklik gosterir Kisilerin kendilerine gore olan yargilama davranisinin hatirlamanin dogrulugunu etkiledigi de deneylerle gosterilmistir Yapilan bir deneyde dul kalan kisilerden eslerinin olumunden alti ay ve bes yil sonra hissettikleri istirap duygusunu degerlendirmeleri istenmistir Katilimcilar alti ay sonra yaptiklari degerlendirmede bes yil sonra yaptiklarina gore daha buyuk bir istirap duygusu hissettiklerini soylemislerdir Ancak bes yil sonra katilimcilara eslerinin olumunden alti ay sonra nasil hissettikleri soruldugunda ise hatirladiklari istirap duygusunun siddeti o anda hissettikleri istirap duygusunun siddeti ile yuksek korelasyona sahip oldugu gorulmustur Bireylerin o an icinde olduklari ruh hali ile gecmiste nasil hissetmis olduklarini analiz ettikleri gorulmektedir Duygusal anilar guncel ruh hali ile yeniden olusturulmaktadir Bir baska deneyde de secici bellegin duyular disi algilama ya da altinci his uzerine olan inanci nasil surdurdugu gosterilmistir Duyular disi algilamaya inananlar ve inanmayanlardan olan katilimcilara altinci his deneyleri hakkinda tanimlamalar gosterilmistir Grubun yarisina deneylerin duyular disi algilamayi destekledigi diger yarisina da desteklemedigi soylenmistir Daha sonra yapilan bir testte duyular disi algilamaya inanan ama bunun olmadigina dair kanitlari okuyan katilimcilar haricindekiler verilen bilgileri hatirlamislardir Bu grup onemli olcude az bilgi hatirlamalarinin yani sira bazilari da bilgilerin duyular disi algilamayi destekledigi yonunde olarak yanlis hatirlamistir Ilgili etkilerGorus kutuplasmasi Karsit goruslere sahip kisiler yeni bilgiyi yanli olarak yorumladiklarinda gorusleri birbirlerinden daha da uzaklasabilir Buna tavir kutuplasmasi denir Bu etki deneklerin iki ici gorulmeyen torbadan bir dizi kirmizi ya da siyah top cekmelerinden olusan bir deneyle gosterilmistir Katilimcilar bir torbanin 60 siyah ve 40 kirmizi top diger torbanin da 40 siyah ve 60 kirmizi top icerdigini bilmektedirler Deneyi yapanlar arka arkaya farkli renkte toplarin cekildiginde yani hangi torbanin oldugunun anlasilamadigi durumda ne oldugunu incelediler Bir gruptaki katilimciya her top cekildikten sonra torbanin hangisi oldugu olasiligina dair yargilarini yuksek sesle soylemeleri istenmistir Bu katilimcilar basta torbanin 60 siyah top ya da 60 kirmizi top icerdiginin daha muhtemel oldugu dusunmelerinden bagimsiz olarak yargilarina uyan her basarili top cekisten sonra kendilerine guveni ve olasiliga yonelik tahmin basarilari artmistir Diger katilimcilar ise her top cekisinden sonra degil bir dizi top cekildikten sonra hangi torba olmasi olasiligina yonelik soru sorulmustur Bu katilimcilar kutuplasma etkisini gostermemis olmasi bu etkinin insanlarin yalnizca karsit goruslere sahip olduklarinda degil ancak bunlara acik olarak baglandiklarini gosterdiklerinde ortaya ciktigini onermektedir Daha az soyut bir calisma Stanford Universitesi nde idam cezasi hakkinda kesin gorusleri olan deneklerin katildigi ve deney sirasinda bu konuda karsit deneysel kanitlari okuduklari yanli yorumlama deneyidir Katilimcilarin 23 u goruslerinin daha da keskinlestigini ifade etmisler ve bu bildirilen kayma ilk gorusleri ile oldukca guclu bir sahiptir Daha sonra yapilan deneylerde de katilimcilar iki anlamli bilgiler karsisinde goruslerinin daha da keskinlestigini bildirmislerdir Ancak yeni kanit sunulmadan once ve sonra olan tavirlari karsilastirildiginda onemli bir degisiklik gorulmemesi kisilerin bildirdikleri bu degisikligin gercek olmayabilecegini onerir Bu deneyler isiginda Deanna Kuhn ve Joseph Lao kutuplasmanin gercek ama yalnizca cok az durumda ortaya cikan ve kacinilmaz olmayan bir fenomen oldugu sonucuna vardilar Bulgulari kutuplasmanin yalnizca karsit kanitlari degerlendirmeyle degil ayni zamanda yalnizca konu hakkinda dusunmekle bir oldugu yonundedir Charles Taber ve Milton Lodge ise Stanford ekibinin deney sonuclarini tekrarlamanin zor oldugunu cunku sonraki deneylerdeki konularin duygusal bir tepki olusturmak icin ya cok soyut ya da cok kafa karistirici tasarlandigini ileri surmuslerdir Taber ve Lodge un arastirmasinda bireysel silahlanma ve pozitif ayrimcilik gibi duygusal yaklasilan konular kullanilmistir Bu deneye katilanlarin tavirlari tartismali konularin karsit taraflarinin goruslerinin okunmasindan once ve sonra olculmustur Onceden cok keskin goruslere sahip olanlar ile siyasi bilgisi olanlarin olusturdugu iki grup katilimci bu konular hakkinda tavir kutuplasmasi sergilemislerdir Bu calismanin bir bolumunde katilimcilarin okuyacaklari bilgi kaynaklarini hazirlanan bir listeden secmesi istenmistir Ornegin bireysel silahlanma uzerine isterlerse bunu destekleyen ABD nin National Rifle Association Ulusal Tufek Dernegi adli sivil toplum orgutune ait kaynaklari ya da buna karsi cikan ABD nin Brady Campaign adli sivil toplum orgutune ait kaynaklari okumak icin secebilmekteydiler Tarafsiz davranmalari soylenmelerine ragmen katilimcilar konu hakkindaki var olan goruslerini destekleyen kaynaklari desteklemeyenlere nazaran okumak icin daha buyuk egilim gostermislerdir Bu yanli bilgi arama tavir kutuplasmasi ile iyi bir korelasyon gostermistir Geri tepme etkisi inanclarina karsit kanitlar sunuldugunda insanlarin bunlari reddedederek inanclarina eskisinden daha da fazla baglanmalaridir Bu tanimlama ilk olarak Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafindan terim olarak kullanilmistir Guveni sarsilmis inanclarda israr I naclar inandirici mantiksal ve deneysel meydan okumalara ragmen ayakta kalabilirler En bagimsiz gozlemcilerin mantiksal olarak boyle inanclarda kismen de olsa zayiflama olacagina hemfikir olduklari karsi kanitlara bile direnc gosterebilir ve hatta daha da guclenebilir Ve hatta inanclar olusmalarina neden olan ilk kanitsal temeller ortadan kaldirildiginda bile yasamaya devam edebilirler Lee Ross and Craig Anderson Bazi inanclarin olusmalarina neden olan ilk kanitlarin ortadan kalkmasina ragmen neden hala durduklarini aciklamak icin dogrulama yanliligi kavrami kullanilabilir Bu inanc israri etkisi debriefing paradigmasi adi verilen bir yontem kullanilan bir dizi deneyle gosterilmistir Denekler once bir varsayimi kantilayan uydurma kanitlari okuduktan sonra tutum degisiklikleri olculmus ve sonra da okuduklari kanitlarin uydurma oldugu kendilerine aciklanmistir Bundan sonra inanclarinin daha onceki duzeye gelip gelmedigini anlamak icin tutum degisiklikleri tekrar olculmustur Deneylerde ortaya cikan ortak sonuc elde edilen ilk inancin tamamiyla uydurma kanitlara dayandigi anlatilip gosterilse bile en azindan kismen devam ettigidir Deneylerden birinde katilimcilardan gercek ve sahte intihar notlarini ayirt etmeleri istenmistir Katilimcilara gelisiguzel geribesleme yapilmis kimine iyi bir performans gosterdigi soylenirken kimine de kotu bir performans gosterdikleri soylenmistir Gercek sonuclar tamamiyla gosterildikten sonra bile katilimcilarin hala ilk yapilan geribeslemenin etkisi altinda olduklari gozlemlenmistir Katilimcilar hala kendilerine ilk olarak soylenen performanslarina gore bu konuda ortalamanin altinda ya da ustunde olduklarini dusunmekteydiler Bir baska calismada deneklerden iki itfaiyecinin is performansi raporlari ile riskten kacinma testi sonuclarini okumalari istenmistir Bu kurgusal veriler olumlu ya da olumsuz bir korelasyon kuracak sekilde ayarlanmistir yani katilimcilardan bazilarina risk alabilen itfaiyecinin performansinin daha iyi oldugu digerlerine de tam tersi riskten kacinan itfaiyecinin performansinin daha iyi oldugu soylenmistir Hatta bu iki kurgusal veri dogru bile olmus olsa genel olarak itfaiyeciler hakkinda bir yargiya varmak icin bilimsel olarak cok yetersiz kanitlar olacaklardir Ancak katilimcilar bu verileri subjektif olarak inandirici bulmuslardir Verilerin kurgusal oldugu gosterildiginde katilimcilarin risk alma ve performans ile ilgili iliskiye olan inanclarinda bir azalma gorulse de ilk etkinin yarisi kadari devam etmistir Daha sonra yapilan gorusmelerde katilimcilarin yapilan aciklamayi anladigi ve ciddiye aldiklari belirlenmistir Katilimcilarin yapilan aciklamaya guvendikleri ancak gecerliligi ortadan kalan bilginin kisisel inanclari ile ilgisi olmadigini dusunmektedirler Surekli nufuz etkisi daha sonradan duzeltilmis olsa bile onceden ogrenilmis yanlis bilgilere inanma egilimidir Yanlis bilgiler duzeltildikten sonra bile kisinin yapacagi cikarimlari hala etkileyebilmeye devam etmektedir Ilk bilgiyi ustun tutma Deneyler siralamasi onemsiz olsa bile bir dizi icinde ilk verilen bilginin daha etkili gorundugunu gostermektedir Ornegin insanlar zeki caliskan atilgan tenkitci inatci kiskanc diye tanimlanan biri hakkinda ayni sifatlarin siralamasi tersine cevrilerek tanimlanmasina gore daha fazla olumlu bir izlenim edinmektedirler Bu irrasyonel oncelik etkisi bir dizi icinde yer alan bilgilerin once gelenlerinin bellekte daha kalici iz birakmasi olan bellek oncelik etkisinden bagimsizdir Yanli yorumlama bu etkiyi soyle aciklayabilir Ilk kaniti gorur gormez insanlarin olusturdugu varsayim sonradan gelen bilgilerin nasil yorumlanacagini etkilemektedir Irrasyonel oncelik etkisi sozde iki canaktan cekilen renkli fislerin kullanildigi bir deneyle gosterilmistir Deneklere canaklardaki fis renklerinin dagilimi soylenmis ve fislerin hangi canaktan cekildigini tahmin etmeleri istenmistir Aslinda fislerin renkleri onceden belirlenmisti Ilk otuz fis bir canagi sonraki otuz fiste ikinci canagi destekliyordu Dizinin tamami ise iki canaga da esit olasilik veriyordu dolayisiyla rasyonel olarak iki canaktan da fislerin cekilme olasiligi esitti Ancak ilk altmis fis cekiminden sonra katilimcilar ilk otuz cekimde desteklenen canaktan fislerin cekildigini tahmin etmislerdir Bir baska deneyde de katilimcilar once yalnizca bulanik bir goruntusu olan bir nesnenin goruntusu yansi ile gosterilmis ve sonradan gelen her yansida bu bulaniklik yavas yavas azaltilmistir Her yansidan sonra katilimcilardan bu nesnenin ne oldugunu tahmin etmeleri istenmistir Ilk tahminleri yanlis olan katilimcilar yansilardaki resmin bulanikligi yeteri kadar azaldiktan sonra nesne baska kisiler tarafindan kolaylikla taninabilecek hale gelmisken bile ilk yanlis tahminlerinde israr etmislerdir Olaylar arasinda yanilsamali baglanti Yanilsama korelasyonu bir veri kumesi icinde var olmayan korelasyonlari gorme egilimidir Bu egilim ilk olarak 1960 larin sonunda yapilan bir dizi deneyle gosterilmistir Bir deneyde katilimcilar aralarinda Rorschach testine verilen cevaplar da dahil olmak uzere psikiyatrik vaka dosyalarini okumuslardir Katilimcilar vakalar icinde yer alan homoseksuel erkeklerin Rorschach testindeki belirsiz murekkep lekelerinde kic anus ya da cinsel figurler gormelerinin daha muhtemel oldugunu bildirmislerdir Aslinda kurgusal olarak yaratilan vaka dosyalari homoseksuel erkeklerin murekkep lekelerinde bu imgeleri daha az gorebilecekleri seklinde uydurulmustu hatta deneyin bir versiyonunda da vaka dosyalari bu imgeleri heteroseksuel erkeklerden daha az gorecekleri yununde kurgulanmisti Yapilan bir ankette de bir grup deneyimli psikoanalist homoseksuellikle ilgili ayni yanilsamalari baglantilari bildirmislerdir Bir baska calismada 15 ay boyunca artrit hastalarinin yasadiklari semptomlarla hava durumu kaydedilmistir Hemen hemen tum hastalar agrilarinin hava durumu ile baglantili oldugunu bildirmislerdir ancak gercekte agrilari ile hava durumu arasinda hicbir korelasyon bulunamamistir Objektif olarak etkisiz ya da karsit kanitlarin var olan inanclari desteklemesi olan bu etki bir tur yanli yorumlamadir Ayni zamanda varsayim sinama davranisindaki yanliliklarla da ilgilidir Ornegin hastalik ve kotu hava gibi iki olayin arasinda bir korelasyon olup olmadigina karar verirken insanlar asil olarak olumlu olumlu orneklere dayanmaktadirlar yani bu ornek icin hem agrinin hem de kotu havanin oldugu zamanlar Agrisiz ve kotu hava ya da agrili ve iyi hava gibi diger gozlemlere cok az dikkat etmektedirler Bu davranis varsayim sinamada olumlu sinamalara guvenme ile paralellik gosterir Ayni zamanda bu etki iki olayin ayni zamanda oldugu zamanlarin hatirlanmasinin daha kolay olmasi nedeniyle insanlarin bu iki olayin baglantili oldugunu dusunmelerine yol acan secici hatirlamayi da yansitir Bireysel farkliliklarKendince hakliligin bir zamanlar daha yuksek zeka ile iliskili olduguna inanilmaktaydi ancak calismalar kendince hakliligin zeka duzeyinden cok mantikli dusunebilmeden daha cok etkilenebildigini ortaya koymustur Kendince haklilik karsit bir argumanin etkin ve mantikli bir sekilde degerlendirme yetersizligine neden olabilmektedir Calismalar kendince hakliligin aktif acik fikirlilik eksikligi oldugunu yani ilk dusuncenin yanlis olabilecegini aktif olarak arastirmama oldugunu gostermistir Tipik olarak kendince haklilik kendi varsayimlarini destekleyen kanitlarin miktarinin varsayimi desteklemeyen kanitlarin miktarina gore fazlaligi ile deneysel calismalarda kendini gosterir Yapilan bir arastirma kendince haklilik kavraminda bireysel farkliliklarin oldugunu ortaya koymustur Bu arastirma kulturel bir baglamda ogrenme yoluyla elde edilen ve degisebilen bireysel farkliliklari incelemistir Arastirmacilar irdeleme yontemlerinde onemli kisisel farkliliklar bulmuslardir Arastirmalar tumdengelimli mantik becerisi inanc yanliligini asabilme becerisi epistemolojik anlayis ve dusunme yatkinligi gibi bireysel farkliliklarin mantiksal yolla sav olusturma karsi sav olusturma ya da savlari curutme gibi becerilerin onemli onculleri oldugunu onermektedir Christopher Wolfe ve Anne Britt de yaptiklari bir arastirmada katilimcilarin bir savi iyi yapan nedir konusundaki goruslerinin kisinin kendi savlarini olusturma yollarini etkileyen kendince hakliliga nasil bir kaynak oldugunu incelemislerdir Arastirma sav olusturma semasinda bireysel farkliliklari arastirmis ve katilimcilardan deneme yazmalari istenmistir Katilimcilardan tercih ettikleri bir sava gelisiguzel olarak karsi cikan ya da destekleyen denemeler yazmalari istenmis veya dengeli bir yaklasim ya da sinirsiz bir yaklasim iceren arastirma talimatlari verilmistir Dengeli arastirma talimatlari katilimcilardan dengeli yani hem karsi hem de destekleyici kanitlarin oldugu bir sekilde arastirmanin yapilmasini isterken sinirsiz arastirma talimatinda savlarin nasil ortaya konacagi hakkinda bir sinir konmamistir Genel olarak dengeli arastirma talimatlarinin yazilan denemelerde savlara karsi olan bilgilerin de bulunmasi sikligini onemli olcude artirmistir Bu veriler ayni zamanda kisisel inancin kendince hakliligin bir kaynagi olmadigini da gostermektedir Ancak iyi bir savin gerceklere dayanmasi gerektigine inanan katilimcilarin diger katilimcilara oranla daha fazla kendince haklilik gostermeye egilimli olduklari gorulmustur Bu deney sonuclari Jonathan Baron un kisilerin iyi dusunme hakkindaki goruslerinin savlarin olusturulmasini etkileyebilecegi yonundeki gorusleri ile de tutarlidir TarihceFrancis BaconTarihsel gozlemler Dogrulama yanliligi uzerine psikolojik arastirmalardan once bu fenomen uzerine tarih boyunca yapilan cesitli gozlemler aktarilmistir Antik Yunan tarihci Tukididis yak M O 460 yak M O 395 Peloponez Savaslarinin Tarihi adli eserinde yanlis yola sevkedilmis ihanet hakkinda soyle yazmistir cunku ozlem duyduklari icin ihmalkar umuda bel baglamak ve hoslarina gitmeyeni yoksaymak icin egemen mantigi kullanmak insanoglunun bir adetidir Italyan sair Dante Alighieri nin 1265 1321 Ilahi Komedya adli saheserinde Aquinolu Thomas Cennet te karsilastigi Dante yi soyle uyarir cunku acele verilen karar cogu kez hatali yone kayar ve bu karara duyulan sevgi akli baglar Ingiliz filozof ve bilim insani Francis Bacon 1561 1626 adli eserinde kanitlarin yanli olarak degerlendirilmesinin ister astrolojide ister ruyalarda kehanetlerde ilahi yargilarda ya da benzerlerinde olsun tum batil inanclara yol actigini soylemistir Bacon soyle yazmistir Bir kere bir fikri kabul etti mi insan anlayisi diger her seyi bunu desteklemek ve hemfikir olmak uzere duzenler Ve diger tarafta cok sayida ve onemli agirlikta misaller olsa da bunlari ya gozardi eder ya kucumser ya da bazi istisnalarla kenara koyar ya da reddeder Rus romanci Lev Tolstoy Sanat Nedir 1897 denemesinde soyle yazmistir Biliyorum ki insanlarin cogu yalnizca zeki olduklari dusunulenler degil ayni zamanda cok zeki olup da en zor bilim matematik ya da felsefe problemlerini anlamaya muktedir olanlar eger ki vardiklari sonuclarin gurur duyduklari baskalarina ogrettikleri ve yasamlarini uzerine kurduklari sonuclar yanlisligini kabul etmek zorunda kalacaklari en basit ve en bariz gercegin bile nadiren farkina varabilirler Wason un varsayim sinama arastirmasi Dogrulama yanliligi Ingilizce confirmation bias terimi ilk olarak Ingiliz psikolog tarafindan kullanilmistir 1960 yilinda yayimladigi bir deneyde deneklerden sayi ucluleri icin uygulanmis bir kurali tanimlamalarini istemistir Deneyin basinda katilimcilara 2 4 6 sayi uclusunun kurala uydugu soylenmistir Katilimcilar kendi olusturduklari sayi uclulerini deneyi yapana soyleyecek ve onun kurala uyup uymadigini soylemesine gore kurali tespit edeceklerdi Kuralin aslinda basitce herhangi bir artan sayi dizisi olmasina ragmen katilimcilar bu kurali tespit etmek icin buyuk zorluk cekmis ve siklikla ortadaki sayi ilk ve son sayinin ortalamasidir gibi cok daha karmasik kurallar one surmuslerdir Katilimcilarin kural olarak one surdukleri varsayimlara uyan sayi uclulerini yani yalnizca olumlu ornekleri sinadiklari gozlemlenmistir Ornegin kuralin her sayi oncekinden iki buyuktur oldugunu varsaydiklarinda deneyi yapana bu kurala uyan 11 13 15 uclusunu sinamak icin sormayi bu kurala uymayan 11 13 15 uclusunu sormaya tercih etmislerdir Wason bir varsayimin bilimsel sinanmasinin onu yanlislama icin ciddi bir girisim oldugunu soyleyen yanlislanabilirlik kavramini kabul etmektedir Deneyin sonuclarini yanlislama yerine dogrulama uzerine bir egilim gosterilmesi olarak yorumladigindan dogrulama yanliligi terimini ortaya atmistir Wason ayni zamanda dogrulama yanliligi fenomenini deneyinin sonuclarini aciklamak icin de kullanmistir Bu gorevde katilimcilara bir nesne kumesi hakkinda kismi bilgi verilmekte ve bir nesnel kosul kuralinin eger A ise B var olup olmadigi icin hangi bilginin daha gerektigini belirtmeleri istenmektedir Tekrar tekrar yapilan bu deneyin farkli turlerinde bulunanlar kisilerin basarili olamadigini ve cogu durumda ortaya koyduklari kurali curutecek bilgileri yok saydiklarini gostermektedir Klayman ve Ha nin elestirisi Joshua Klayman ve Young Won Ha nin 1987 tarihli calismasinda Wason un deneylerinin aslinda dogrulama yonunde yanliligi gostermedigi iddia edilmistir Klayman ve Ha Wason deneylerinin sonuclarini var olan bir varsayim ile uyumlu sinama yapma egilimi olarak yorumlamislardir Bu fenomene olumlu sinama stratejisi adini vermislerdir Bu strateji mukemmel olmayan ama hesaplamasi kolay olan mantiksal bir kisayol olarak gorulen ornektir Klayman ve Ha varsayim sinama standardi olarak yanlislanabilirligi kullanan Wason un aksine Bayesci olasilik ve bilisim kuramini kullanmislardir Bu kuramlara gore bir soruya verilen her cevap kisinin onceki inanclarina bagli olarak farkli miktarlarda bilgi verir Dolayisiyla bir varsayimin bilimsel sinanmasinda en cok bilgiyi verecek sorunun sorulmasi beklenmektedir Bilginin icerigi baslangic olasiliklarina bagli olacagindan oturu olumlu bir sinama oldukca bilgilendirici olabildigi gibi hicbir bilgi vermeyebilir de Klayman ve Ha kisilerin gercekci problemler hakkinda dusundukleri zaman kucuk bir baslangic olasiligiyla belirli bir cevap aradiklarini iddia etmislerdir Bu durumda olumlu testler genellikle olumsuz testlerden daha cok bilgi icerir Ancak Wason in kural bulma gorevinde artan uc sayi dizisi kurali cok genis bir kural oldugu icin olumlu testlerin bilgi icermesi pek mumkun degildir Klayman ve Ha bu analizlerini kurala uyar ve kurala uymaz yerine DAX ve MED nitelemeleri kullandiklari bir deneyleri ile desteklemislerdir Bu sekilde dusuk olasilikli bir kural bulma amacini ima edilmesinden kacinilmistir Denekler deneyin bu seklinde daha cok basarili olmuslardir Eger gercek kural T guncel varsayimi H kapsar ise olumlu sinamalar H nin T olup olmadigini sinama varsayimin yanlis oldugunu gostermeyecektir Eger gercek kural T guncel varsayim H ile kismen cakisiyor ise ne olumlu ne de olumsuz sinama H yi potansiyel olarak yanlislayamaz Guncel varsayim H gercek kurali T kapsiyor ise olumlu testler H yi yanlislamanin tek yoludur Bu ve diger elestirilerin isiginda arastirmanin odagi yanlislamanin karsisinda dogrulama olmaktan cok kisilerin varsayimlari bilgi icerecek yontemlerle ya da bilgi icermeyecek ama olumlu yontemlerle sinayip sinamadiklari uzerine dogru yonelmistir Gercek dogrulama yanliligini arastirmak icin psikologlar kisilerin bilgiyi nasil islediginin incelendigi daha genis bir alandaki etkilere bakmaya yoneltmistir AciklamalarDogrulama yanliligi siklikla kasti bir aldatmadan cok otomatik kasitsiz stratejilerin sonucu olarak tanimlanmistir Robert Maccoun a gore yanli kanit degerlendirmenin cogu hem soguk bilissel hem de sicak motive edilmis mekanizmalarin bilesimiyle meydana gelir Dogrulama yanliliginin bilissel aciklamalari kisilerin karmasik gorevlerle basa cikabilme becerilerindeki sinirlar ile adi verilen kullandiklari kisa yollar uzerine temellendirilmistir Ornegin kisiler vir kanitin guvenilirligine ile yani belirli bir fikrin ne kadar kolayca akla gelmesiyle karar verebilirler Ayni zamanda kisilerin bir kerede yalnizca bir fikre yogunlasabilmeleri mumkundur bu durumda alternatif varsayimlari ayni anda sinamada zorlanacaklardir Diger bir bulussal yontem Klayman ve Ha tarafindan tanimlanan olumlu sinama stratejisidir Bu stratejide kisiler bir varsayimi sinarken bekledikleri ozelliklerin ortaya cikacagi durumlari sinarlar Bu bulussal yontem varsayimi sinamak icin mumkun olan her sorunun bulunmasi gibi mumkun olmayan bir gorevden siyrilmayi saglar Ancak evrensel olarak guvenilir degildir dolayisiyla kisler var olan inanclarina karsi olan meydan okumalari goz ardi edebilirler Motivasyona yonelik aciklamalar bazen husnukuruntu da denilen inanc uzerinde arzunun etkisini icerir Kisilerin nahos dusunceler yerine hosa giden dusunceleri tercih ettikleri bilinmektedir ve buna denir Savlara ya da kanit kaynaklarina uygulandiginda bu prensip arzu edilen sonuclara neden daha cok dogru olarak inanildigina aciklama getirir Sonuclarin arzulanabilirligini manipule eden deneylere gore kisiler nahos fikirlerin kanitlanmasi icin daha yuksek standartlara sahip iken tercih edilen fikirlerin kanitlanmasinda standartlari daha dusuktur Diger bir deyisle bazi oneriler icin Buna inanabilir miyim diye sorarken digerleri icin Buna inanmali miyim diye sorarlar Her ne kadar tutarlilik tavirlarda arzulanan bir nitelik olsa da asiri tutarli olma durtusu de yanlilik icin bir baska potansiyel kaynaktir cunku bu durtu kisleri yeni ve sasirtici bilgileri tarafsiz olarak degerlendirmekten alikoyar Sosyal psikolog Ziva Kunda bilissel ve motivasyonel kuramlari birlestirerek motivasyonun yanliligi yarattigini ancak bilissel faktorlerin bunun etkisinin buyuklugunu belirledigini iddia eder terimleri ile yapilan aciklamalar kisilerin varsayimlari sinamada cok da ilgisiz olmadiklarini ve farkli hatalarin maliyetini degerlendirdiklerini varsayar Evrimsel psikolojinin fikirlerini kullanan James Friedrich kisilerinin varsayimlari sinarken asil amaclarinin dogruyu bulmak olmadigini asil olarak en cok zarari verecek hatalardan kacinmayi hedeflediklerini onerir Ornegin isverenler is gorusmelerinde adaylara tek yanli sorular sorabilirler cunku daha cok uygun olmayan adaylari eleme uzerine yogunlasmislardir Bu kuramin Yaacov Trope ve Akiva Liberman tarafindan saflastirilmis hali kisilerin yanlis bir varsayimi kabul etme ile dogru bir varsayimi reddetme gibi iki farkli hata turunu kiyasladiklarini varsayar Ornegin bir arkadasinin durustlugunu kucumseyen biri ona supheyle yaklasabilir ve dolayisiyla da arkadasliklarini bozabilir Arkadasinin durustlugunu abartmak da zararli olabilir ama kucumsemekten daha az zarar verir Bu durumda arkadaslarinin durustlugu icin kanitlari arama degerlendirme ve hatirlamada yanli olmak daha rasyonel olabilmektedir Bir kisi verdigi ilk izlenim ice donuk ya da disa donuk ise bu izlenime uygun sorularin gelmesi daha empatiktir Dolayisiyla ice donuk gorunen bir kisiye Gurultulu partileri sever misiniz yerine Sosyal ortamlarda garip hisseder misiniz diye sormak daha iyi bir sosyal beceriye sahip olundugunun gostergesidir Dogrulama yanliligi ile sosyla beceriler arasindaki baglanti universite ogrencilerinin diger insanlari nasil tanidigini arastiran bir calismayla desteklenmistir Kendi kendini izleme becerisi yuksek olan ve cevreleri ile sosyal normlara karsi daha hassas olan ogrencilerin daha yuksek statude olan universite calisanlari ile gorusurken kendi akranlariyla gorustuklerinden daha uygun sorular sorduklari gorulmustur Psikologlar Jennifer Lerner ve Philip Tetlock iki farkli dusunme surecini ayirt ederler tarafsiz olarak farkli gorus acilarini degerlendirir ve belirli bir oneriye karsit mumkun olan tum noktalari ongormeye calisir dogrulayici dusunce ise belirli bir gorus acisini hakli gostermeye calisir Lerner ve Tetlock kisilerin goruslerini bildikleri diger kisilere kendi onerilerini hakli cikartmayi beklediklerinde diger kisilerin onerilerine benzer savlari benimseyeceklerini ve sonra da dogrulayici dusunce sureci ile kendi inanilirliklarini guclendireceklerini soylerler Ancak diger taraf asiri derecede saldirgan ya da elestirel iseler kisilerin dusunce surecinden tamamen vazgecerek savlarini hakli cikarmak icin yalnizca kisisel fikirlerini belirteceklerdir Lerner ve Tetlock kisilerin kendilerini elestirel ve mantiksal dusunmeye zorlamaya yalnizca onceden kendilerini aciklamak zprunda kalacaklari kisilerin bilgili gercekten gercek ile ilgilendiklerini ve goruslerini onceden bilmedikleri kisiler oldugunu bildikleri durumda basvuracaklarini soylerler Bu kosullarin nadiren olusmasi nedeniyle cogu insanin cogu zaman dogrulayici dusunce surecini kullandigini iddia ederler SonuclariFinansta Dogrulama yanliligi yatirimcilari asiri guvenli hissetmeye ve yatirim stratejilerinin para kaybettirecegine dair kanitlari goz ardi etmelerine yol acar Secim borsalari uzerine yapilan arastirmalar dogrulama yanliligina en cok direnc gosteren yatirimcilarin daha cok kazandigini gostermektedir Ornegin bir adayin munazara performansini partizanca degil de tarafsizca yorumladiklarinda dah fazla kar yapmalari daha muhtemeldir Dogrulama yanliligi ile mucadele edebilmek icin yatirimcilar karsit bir gorus acisi farz etmeyi deneyebilirler Bir baska teknikte de yatirimlarinin battigini hayal ederek kendilerine bunun neden oldugu sorusunu sorabilirler Fiziksel ve zihinsel saglikta Psikolog Raymond Nickerson bilimsel tip uygulamalarinin ortaya cikisindan once yuzyillar boyunca etkisiz tibbi islemlerin uygulanmasindan dogrulama yanliligini sorumlu tutar Eger bir hasta iyilesirse ornegin hastaligin dogal seyrini tamamlamis olmasi gibi alternatif aciklamalar aramak yerine tibbi otoriteler bu tedaviyi basarili saymislardir Destekcilerinin olumlu gozlemsel kanitlara kapilip bilimsel kanitlara karsi asiri elestirel yaklastiklari alternatif tibbin gunumuzdeki cazibesinde yanli ozumseme onemli bir faktordur Aaron T Beck tarafindan 1960 larin basinda gelistirilen populer bir yaklasim haline gelmistir Beck e gore yanli bilgi isleme sureci depresif duygudurumunda bir faktordur Yaklasimi insanlara kanitlari olumsuz sonuclarini guclendirecek secicilikle degil tarafsiz olarak irdelemelerini ogretir Fobilerin ve hipokondriyanin da tehdit edici bilgilerin isleme surecinde dogrulama yanliligi icerdigi gosterilmistir Siyasette ve hukukta sahte durusma gercekci bir ortam icinde dogrulama yanliliginin arastirilmasi icin bilim insanlarina bir olanak sunmaktadir Nickerson hukuki ve siyasi baglamlarda akil yurutmenin bazen bilincaltindan gelen yanlilikla daha onceden yargiclarin jurilerin ya da hukumetlerin vardiklari sonuclari kayirdigini iddia eder Jurinin karar verdigi durusmalarda kanitlar karmasik olabileceginden ve juri uyelerinin mahkeme karari hakkinda siklikla daha mahkemenin baslarinda karara ulastiklardan bir tavir kutuplasmasi etkisi gorulmesini beklemek akla yatkindir Juri uyelerinin daha da cok kanit gorduklerinde goruslerinin daha da keskinlestigi tahmini sahte durusma deneylerinden ortaya cikmistir Hem hem de ceza hukuku sistemleri dogrulama yanliligindan etkilenmektedirler Dogrulama yanliligi taraflarin kanitlari kendi lehlerine yorumlamasi ve her iki tarafin da daha guclu konumda olduguna dair asiri guven duymasiyla duygusal olarak gergin gecen tartismalardan savaslara kadar anlasmazliklarin ortaya cikmasinda ve uzamasinda bir faktor olabilir Diger yanda dogrulama yanliligi insanlarin olmasi yakin ya da baslangic asamasindaki anlasmazliklarin belirtilerini goz ardi etmesi ya da yanlis yorumlamasiyla sonuclanabilir Ornegin Stuart Sutherland ve Thomas Kida gibi psikologlar Amerikali Amiral Husband Kimmel in Japonya nin Pearl Harbor Saldirisinin ilk belirtilerini onemsiz olarak degerlendirmesinde dogrulama yanliligi gosterdigini iddia etmislerdir Philip E Tetlock un yirmi yil boyunca siyasi yorumcular uzerine yaptigi arastirma sonucunda genel olarak bakildiginda bu yorumcularin ongorulerinin tesaduften daha iyi olmadigi ortaya konmustur Tetlock uzman yorumculari cok sayida varsayimi degerlendiren tilkiler ve daha dogmatik kirpiler olarak ikiye ayirmistir Genel olarak kirpilerin tahminlerinde cok daha hatali olduklari gorulur Tetlock bunlarin ongoru hatalarini dogrulama yanliligina ozellikle de var olan teorileriyle celisen yeni bilgileri kullanamamalarina baglamistir ABD de 2013 yilinda gorulen bir cinayet davasinda sanik David Camm in savunma avukatlari muvekkillerinin esi ve iki cocugunun cinayetinden suclanmasinin nedeninin cinayet sorusturmasinda gorulen dogrulama yanliligi oldugunu iddia etmislerdir Camm cinayetlerden uc gun sonra hatali kanitlar nedeniyle tutuklanmisti Cinayet sorusturmasinda ortaya konan tum delillerin eksik ya da guvenilmez oldugunun kanitlanmasina ragmen isnat edilen cinayet suclamasi dusurulmemistir Cinayet mahallinde bulunan bir esofmanda bilinen bir hukumlunun DNA sinin bulundugu esofman uzerinde bu hukumlunun hapishanede iken kullandigi takma adi ile hapishane numarasinin oldugu sonradan ortaya cikarilmistir Cinayeti sorusturanlar esofman uzerinde Camm in DNA sini aramis ama esofman uzerindeki diger kanitlari incelememis ve bulunan yabanci DNA ornegi cinayetten bes yil sonraya kadar sistemde arastirilmamistir Ikinci supheli ortaya cikarildiginda bu kisinin Camm ile baglantisini ortaya koyan bir delil olmamasina ragmen savcilik makami hem Camm i hem de ikinci supheliyi sucu birlikte islemekle suclamislardir Camm cinayetlerden sucsuz bulunarak beraat etmistir Paranormalde Psisiklerin yorumlarinin cekiciliginde rol oynayan bir faktor de bu yorumlari dinleyenlerin kendi yasamlari ile psisigin ifadelerini ortusturucu sekilde dogrulama yanliligi ile yaklasmalaridir Her seansta cok sayida her anlama gelebilen ifadeler kullanan psisik boylece dinleyenlere kendi yasamlari ile baglanti kurabilecekleri ifadeler bulma olasiligini artirir Bu teknik musterileri hakkinda onceden hicbir bilgiye sahip olmayan psisiklerin subjektif olarak etkileyici olmalari icin kullandiklari soguk okuma tekniklerinden biridir Arastirmaci James Randi bir musteriye psisigin soyledikleri ile musterinin bu soylenenler hakkinda yazdiklarini kiyasladiginda musterinin soylenenler icinde kendisine uyan ifadelere icin guclu bir secici bellek uyguladigini gormustur Nickerson gercek dunyada dogrulama yanliliginin carpici bir ornegi olarak Misir piramitlerinin oranlarindan anlam cikarma olan numerolojik soz eder Ornegin Keops Piramidi icin cok sayida farkli uzunluk olcumleri yapilabilir ve bu olcumler cok farkli sekillerde birlestirilerek cesitli oranlar cikarilabilir Dolayisiyla bu cikan sonuclara secici olarak bakan kisilerin yuzeysel olarak ornegin Dunya nin boyutlari ile carpici benzerlikler bulmalari kacinilmazdir Bilimde Bilimsel yontemin ayirt edici ozelliklerinden birisi de varsayimlarin sinanmasinda dogrulayici oldugu kadar yanlislayici kanitlarin da arastirilmasidir Ancak bilim tarihinde cok kere bilim insanlarinin yeni kesiflere verileri secici olarak yorumlayarak ya da yok sayarak karsi ciktiklari gorulmustur Yapilan arastirmalar bilimsel arastirmalarin kalitesinin degerlendirilmesinin ozellikle dogrulama yanliligina acik oldugunu gostermistir Cok sayida arastirmada bilim insanlarinin daha onceki inanclari ile uyumlu bulgulari olan arastirmalari uyumsuz bulgulari olan arastirmalara gore daha lehinde degerlendirdikleri ortaya konmustur Ancak arastirmanin konu ile ilgili oldugunu tasarlanan deneyin yeterli oldugunu ve bulunan verilerin acikca ve anlasilir bir sekilde tanimlandigini varsayarsak arastirma sonucu bilim toplulugu icin onemlidir dolayisiyla da guncel kuramsal tahminlere uyup uymadigina bakilmaksizin onyargisiz bir sekilde degerlendirilmelidir Bilimsel arastirma baglaminda dogrulama yanliligi yetersiz ve hatta karsit kanitlara ragmen kuramlari ve ve arastirma programlarini destekleyebilir parapsikoloji dali ozellikle bundan etkilenmektedir Deney yapan bir bilim insaninin dogrulama yanliligi potansiyel olarak deney sonucunda hangi verilerin raporlanacagini etkileyebilir Deneycinin beklentileri ile uyusmayan veriler cok kolay goz ardi edilebilerek denilen etki olusabilir Bu egilimle mucadele edebilmek icin bilim egitiminde yanliligi engelleme yontemleri ogretilir Ornegin rastgele secilmis kontrol gruplu deney tasarimlari ve deneylerin sistematik olarak gozden gecirilmesi yanlilik kaynaklarini en aza indirgemeyi amaclar Akran denetimi sosyal surecinin bilim insanlarinin bireysel yanliliginin etkilerini azalttigi dusunulmektedir ancak akran denetimi surecinin kendisi de bu tur yanliliklardan etkilenmeye musaittir Dogrulama yanliligi ozellikle varsayimlara uymayan sonuclarin objektif olarak degerlendirilmesinde oldukca zararli olabilmektedir cunku karsit kanitlara prensip olarak zayif gozuyle yanli olarak bakan insanlar inanclarini gozden gecirmeyi pek dikkate almayabilirler Bilimsel alanda yeni bulus yapanlar siklikla bilim insanlari toplulugundan direnc gorur ve tartismali sonuclar sunan arastirmalarin akran denetimi sonuclari cok insafsiz olabilir Oz imgesinde Sosyal psikologlar kisinin kendisi hakkinda bilgi arama ve bilgiyi yorumlama konusunda iki tur egilimi tanimlanmislardir Varolan guclendirme durtusu olan ile olumlu geri besleme arama durtusu olan Her ikisi de dogrulama yanliligi ile beslenir Kisilere oz imgeleri ile catisan geri besleme yapilan deneylerde kendilerini dogrulayan geri beslemelerden daha az kulak verme ya da daha az animsama egiliminde olduklari gorulmustur Bu egilimler bu tarz bilgileri guvenilmez olarak yorumlayarak etkisini azaltir Benzer deneyler olumsuz geri besleme yerine olumlu geri beslemeyi hem verme hem de alma yonunde bir egilim tespit etmislerdir Ayrica bakinizAlgida secicilik IkiyuzlulukKaynakcaNotlar Tuchman bir hukumetin izledigi politikalari hakli cikarmak surecinde gorulen bir cesit dogrulama yanliligini tanimlamistir Bir politika kabul edilip uygulandiginda sonradan vukubulan tum eylemler bu politikayi hakli cikarma cabasi haline gelir ABD yi Vietnam da savasin icine ceken ve basindan beri bu savasin kaybedilecegine dair sayisiz kanitlar bulunmasina ragmen Amerika Birlesik Devletleri Ordusunu 16 yil boyunca bu savasin icinde tutan politikanin tartisilmasi baglaminda Tuchman su fikirlerinde israr eder Ozaldatinin kaynagi olan kalin kafalilik hukumette dikkat cekici sekilde onemli bir rol oynar Bu bir durumun degerlendirilmesi sirasinda karsit belirtilerin gormezlikten gelinmesi ya da reddedilmesi ile birlikte onceden tasarlanmis sabit fikirler temelinde yapilmasidir Gerceklere degil temennilere gore hareket etmektir Tum hukumdarlarin en kalin kafalisi olan Ispanyol krali II Felipe nin bir tarihci tarafindan su tanimlamasiyla ozetlenebilir Hicbir zaman politikasinin basarisiz olma deneyimi dogal mukemmeliyeti uzerine olan inancini yikamazdi Tuchman budalaligin karsi kanitlara ragmen sabit bir kavram uzerinde israr olarak belirtilebilen bir cesit ozaldati oldugunu ileri surmektedir Ozumseme yanliligi kanitlarin yanli olarak yorumlanmasi icin kullanilan bir baska terimdir Wason ayni zamanda dogrulugunu onaylama yanliligi anlamina gelen Ingilizce verification bias terimini de kullanmistir Ozel a b Plous 1993 s 233 Nickerson 1998 Tuchman 1984 Tuchman 1984 s 245 Tuchman 1984 s 7 Tuchman 1984 s 209 Darley amp Gross 2000 s 212 Risen amp Gilovich 2007 Risen amp Gilovich 2007 s 113 a b c Zweig Jason 19 Kasim 2009 How to Ignore the Yes Man in Your Head Wall Street Journal Dow Jones amp Company 1 Mart 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2010 Nickerson 1998 s 177 78 a b c d Kunda 1999 s 112 15 a b Baron 2000 s 162 164 Kida 2006 s 162 165 Devine Hirt amp Gehrke 1990 Trope amp Bassok 1982 a b c Klayman amp Ha 1987 a b c Oswald amp Grosjean 2004 s 82 83 Kunda et al 1993 a b Shafir 1993 Snyder amp Swann Jr 1978 a b Kunda 1999 s 117 118 a b Albarracin amp Mitchell 2004 a b Fischer et al 2010 a b c d Stanovich West amp Toplak 2013 a b Mynatt Doherty amp Tweney 1978 Kida 2006 s 157 a b c d e f g Lord Ross amp Lepper 1979 a b c Baron 2000 s 210 202 Vyse 1997 s 122 a b c d Taber amp Lodge 2006 Westen et al s 1948 Westen et al s 1951 Westen et al s 1956 Gadenne amp Oswald 1986 Hastie amp Park 2005 s 394 a b c Oswald amp Grosjean 2004 s 88 89 Stangor amp McMillan 1992 a b Snyder amp Cantor 1979 Kunda 1999 s 225 32 Sanitioso Kunda amp Fong 1990 a b c Levine et al a b Safer Bonanno amp Field 2001 a b Russell amp Jones 1980 a b c Kuhn amp Lao 1996 Baron 2000 s 201 Miller et al 1993 The Skeptic s Dictionary 6 Subat 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2012 Silverman Craig 17 Haziran 2011 Columbia Journalism Review 22 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Mayis 2012 When your deepest convictions are challenged by contradictory evidence your beliefs get stronger Nyhan amp Reifler 2010 a b c d e Ross amp Anderson 1982 a b c d Nickerson 1998 s 187 Kunda 1999 s 99 Ross Lepper amp Hubbard 1975 a b Anderson Lepper amp Ross 1980 Johnson amp Seifert 1994 a b c d e Baron 2000 s 197 200 a b c Fine 2006 s 66 70 a b Plous 1993 s 164 66 Redelmeir amp Tversky 1996 a b c Kunda 1999 s 127 130 Plous 1993 s 162 164 Baron 1995 a b c d Wolfe amp Britt 2008 Mason amp Scirica 2006 Weinstock 2009 Weinstock Neuman amp Tabak 2004 Thucydides The Peloponnesian War 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2017 Alighieri Dante Cennet On ucuncu kanto 118 20 cev Rekin Teksoy Baron 2000 s 195 196 a b Bacon Francis 1620 Novum Organum Burtt E A Ed 1939 The English philosophers from Bacon to Mill New York Random House s 36 Tolstoy Leo Sanat Nedir p 124 1899 Tanri nin Hukumdarligi Kendi Icimizdedir 1893 eserinde de benzer bir sekilde En zor konular bile en kalin kafalilara eger o kisi daha onceden bir fikre sahip degilse aciklanabilir ancak en basit sey bile en zeki insana eger o kisi zaten onu onceden bildigine kani olmus ise onunde durmasina ragmen suphe duymacak sekilde aciklanamaz bolum 3 diye yazmistir Gale amp Ball 2002 a b Wason 1960 Nickerson 1998 s 179 Lewicka 1998 s 238 Poletiek 2001 s 73 Oswald amp Grosjean 2004 s 79 96 Wason 1968 a b Sutherland 2007 s 95 103 Barkow Cosmides amp Tooby 1995 s 181 184 Oswald amp Grosjean 2004 s 81 82 86 87 Lewicka 1998 s 239 Tweney et al Oswald amp Grosjean 2004 s 86 89 a b Hergovich Schott amp Burger 2010 Maccoun 1998 Friedrich 1993 s 298 Kunda 1999 s 94 Nickerson 1998 s 198 99 Nickerson 1998 s 200 a b c Nickerson 1998 s 197 Baron 2000 s 206 Matlin 2004 s 255 272 Dawson Gilovich amp Regan 2002 Ditto amp Lopez 1992 Nickerson 1998 s 198 Oswald amp Grosjean 2004 s 91 93 Friedrich 1993 s 299 316 17 Trope amp Liberman 1996 a b Dardenne amp Leyens 1995 Shanteau 2003 s 445 Haidt 2012 s 1473 1474 Lindzey edited by Susan T Fiske Daniel T Gilbert Gardner 2010 The handbook of social psychology 5 5erisimtarihi 3 Mart 2017 bas Hoboken N J Wiley s 811 ISBN 0 470 13749 5 26 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan KB1 bakim Fazladan yazi yazar listesi link Pompian 2006 s 187 190 Hilton 2001 Krueger amp Mann 2009 s 112 13 a b Nickerson 1998 s 192 Goldacre 2008 s 233 Singh amp Ernst 2008 s 287 288 Atwood 2004 Neenan amp Dryden 2004 s ix Blackburn amp Davidson 1995 s 19 Baron 2000 s 195 96 Harvey Watkins amp Mansell 2004 s 172 73 176 Nickerson 1998 s 191 93 Myers amp Lamm 1976 Halpern 1987 s 194 Roach 2010 Baron 2000 s 191 195 Kida 2006 s 155 Tetlock 2005 s 125 28 David Camm Blog Investigation under fire WDRB 10 Ekim 2013 21 Haziran 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mart 2017 Kircher Travis David Camm blogsite opening statements WDRB 6 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ocak 2014 David Camm v State of Indiana PDF Court of Appeals of Indiana 15 Kasim 2011 2 Mart 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Mart 2017 Boyd Gordon 10 Eylul 2013 WBRC 14 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Mart 2017 Zambroski James WAVE News 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Mart 2017 Eisenmenger Sarah 9 Eylul 2013 wave3 29 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Ocak 2014 Eisenmenger Sarah 9 Eylul 2013 wave3 29 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Mart 2017 Adams Harold J 18 Subat 2011 David Camm s attorney s appeal ruling seek prosecutor s removal Courier Journal s B1 David Camm verdict NOT GUILTY 7 Nisan 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde WDRB TV 24 Ekim 2013 a b Smith 2009 s 149 151 Randi 1991 s 58 62 a b Nickerson 1998 s 190 a b Nickerson 1998 s 192 94 a b Koehler 1993 a b c Mahoney 1977 Sutherland 2007 s 95 103 Proctor amp Capaldi 2006 s 68 Sternberg 2007 a b Shadish 2007 s 49 Juni Altman amp Egger 2001 Shermer 2006 Emerson et al Bartlett 2011 s 147 177 Horrobin 1990 a b Swann Pelham amp Krull 1989 a b Swann amp Read 1981a Story 1998 White Brockett amp Overstreet 1993 Swann amp Read 1981b Shrauger amp Lund 1975 Genel Albarracin D Mitchell A L 2004 The Role of Defensive Confidence in Preference for Proattitudinal Information How Believing That One Is Strong Can Sometimes Be a Defensive Weakness Personality and Social Psychology Bulletin 30 12 ss 1565 1584 doi 10 1177 0146167204271180 Anderson Craig A Lepper Mark R Ross Lee 1980 Perseverance of Social Theories The Role of Explanation in the Persistence of Discredited Information Journal of Personality and Social Psychology 39 6 American Psychological Association ss 1037 1049 doi 10 1037 h0077720 ISSN 0022 3514 Atwood Kimball 2004 Naturopathy Pseudoscience and Medicine Myths and Fallacies vs Truth Medscape General Medicine 6 1 s 33 Barkow Jerome H Cosmides Leda Tooby John 1995 The adapted mind evolutionary psychology and the generation of culture Oxford University Press US ISBN 978 0 19 510107 2 OCLC 33832963 Baron Jonathan 1995 Myside bias in thinking about abortion Thinking amp Reasoning ss 221 35 Baron Jonathan 2000 Thinking and deciding 3 3yer New York bas Cambridge University Press ISBN 0 521 65030 5 OCLC 316403966 Bartlett Steven James 2011 The Psychology of Abuse in Publishing Peer Review and Editorial Bias Normality Does Not Equal Mental Health The Need to Look Elsewhere for Standards of Good Psychological Health Santa Barbara CA Praeger Blackburn Ivy Marie Davidson Kate M 1995 Cognitive therapy for depression amp anxiety a practitioner s guide 2 bas Wiley Blackwell ISBN 978 0 632 03986 9 OCLC 32699443 Dardenne Benoit Leyens Jacques Philippe 1995 Confirmation Bias as a Social Skill Personality and Social Psychology Bulletin 21 11 Society for Personality and Social Psychology ss 1229 1239 doi 10 1177 01461672952111011 ISSN 1552 7433 Darley John M Gross Paget H 2000 A Hypothesis Confirming Bias in Labelling Effects Stangor Charles Ed Stereotypes and prejudice essential readings Psychology Press ISBN 978 0 86377 589 5 OCLC 42823720 Dawson Erica Gilovich Thomas Regan Dennis T Ekim 2002 Motivated Reasoning and Performance on the Wason Selection Task PDF Personality and Social Psychology Bulletin 28 10 Society for Personality and Social Psychology ss 1379 1387 doi 10 1177 014616702236869 12 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 30 Eylul 2009 Devine Patricia G Hirt Edward R Gehrke Elizabeth M 1990 Diagnostic and confirmation strategies in trait hypothesis testing Journal of Personality and Social Psychology 58 6 American Psychological Association ss 952 63 doi 10 1037 0022 3514 58 6 952 ISSN 1939 1315 Ditto Peter H Lopez David F 1992 Motivated skepticism use of differential decision criteria for preferred and nonpreferred conclusions Journal of Personality and Social Psychology 63 4 American Psychological Association ss 568 584 doi 10 1037 0022 3514 63 4 568 ISSN 0022 3514 Johnson Hollyn M Seifert Colleen M Kasim 1994 Sources of the continued influence effect When misinformation in memory affects later inferences Journal of Experimental Psychology Learning Memory and Cognition 20 6 ss 1420 36 doi 10 1037 0278 7393 20 6 1420 Juni P Altman D G Egger M 2001 Systematic reviews in health care Assessing the quality of controlled clinical trials BMJ Clinical research ed 323 7303 ss 42 46 doi 10 1136 bmj 323 7303 42 PMC 1120670 2 PMID 11440947 Emerson G B Warme W J Wolf F M Heckman J D Brand R A Leopold S S 2010 Testing for the Presence of Positive Outcome Bias in Peer Review A Randomized Controlled Trial Archives of Internal Medicine 170 21 ss 1934 39 doi 10 1001 archinternmed 2010 406 PMID 21098355 Fine Cordelia 2006 A Mind of its Own how your brain distorts and deceives Cambridge UK Icon books ISBN 1 84046 678 2 OCLC 60668289 Fischer P Fischer Julia K Aydin Nilufer Frey Dieter 2010 Physically Attractive Social Information Sources Lead to Increased Selective Exposure to Information Basic and Applied Social Psychology 32 4 ss 340 47 doi 10 1080 01973533 2010 519208 Friedrich James 1993 Primary error detection and minimization PEDMIN strategies in social cognition a reinterpretation of confirmation bias phenomena Psychological Review 100 2 American Psychological Association ss 298 319 doi 10 1037 0033 295X 100 2 298 ISSN 0033 295X PMID 8483985 Gadenne V Oswald M 1986 Entstehung und Veranderung von Bestatigungstendenzen beim Testen von Hypothesen Formation and alteration of confirmatory tendencies during the testing of hypotheses Zeitschrift fur experimentelle und angewandte Psychologie 33 360 74 Gale Maggie Ball Linden J 2002 Gray Wayne D Schunn Christian D Ed Does Positivity Bias Explain Patterns of Performance on Wason s 2 4 6 task Proceedings of the Twenty Fourth Annual Conference of the Cognitive Science Society Routledge s 340 ISBN 978 0 8058 4581 5 OCLC 469971634 Goldacre Ben 2008 Bad Science Londra Fourth Estate ISBN 978 0 00 724019 7 OCLC 259713114 Haidt Jonathan 2012 The Righteous Mind Why Good People are Divided by Politics and Religion New York Pantheon Books ISBN 0 307 37790 3 Halpern Diane F 1987 Critical thinking across the curriculum a brief edition of thought and knowledge Lawrence Erlbaum Associates ISBN 978 0 8058 2731 6 OCLC 37180929 Harvey Allison G Watkins Edward Mansell Warren 2004 Cognitive behavioural processes across psychological disorders a transdiagnostic approach to research and treatment Oxford University Press ISBN 978 0 19 852888 3 OCLC 602015097 Hastie Reid Park Bernadette 2005 The Relationship Between Memory and Judgment Depends on Whether the Judgment Task is Memory Based or On Line Hamilton David L Ed Social cognition key readings New York Psychology Press ISBN 0 86377 591 8 OCLC 55078722 Hergovich Andreas Schott Reinhard Burger Christoph 2010 Biased Evaluation of Abstracts Depending on Topic and Conclusion Further Evidence of a Confirmation Bias Within Scientific Psychology Current Psychology 29 3 ss 188 209 doi 10 1007 s12144 010 9087 5 Hilton Denis J 2001 The psychology of financial decision making Applications to trading dealing and investment analysis Journal of Behavioral Finance 2 1 Institute of Behavioral Finance ss 37 39 doi 10 1207 S15327760JPFM0201 4 ISSN 1542 7579 Horrobin David F 1990 The philosophical basis of peer review and the suppression of innovation Journal of the American Medical Association 263 10 ss 1438 41 doi 10 1001 jama 263 10 1438 PMID 2304222 Kida Thomas E 2006 Don t believe everything you think the 6 basic mistakes we make in thinking Amherst New York Prometheus Books ISBN 978 1 59102 408 8 OCLC 63297791 Klayman Joshua Ha Young Won 1987 PDF Psychological Review 94 2 American Psychological Association ss 211 28 doi 10 1037 0033 295X 94 2 211 ISSN 0033 295X 1 Ekim 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 14 Agustos 2009 Koehler Jonathan J 1993 The influence of prior beliefs on scientific judgments of evidence quality Organizational Behavior and Human Decision Processes Cilt 56 ss 28 55 doi 10 1006 obhd 1993 1044 Krueger David Mann John David 2009 The Secret Language of Money How to Make Smarter Financial Decisions and Live a Richer Life McGraw Hill Professional ISBN 978 0 07 162339 1 OCLC 277205993 Kuhn Deanna Lao Joseph Mart 1996 Effects of Evidence on Attitudes Is Polarization the Norm Psychological Science 7 2 American Psychological Society ss 115 20 doi 10 1111 j 1467 9280 1996 tb00340 x Kunda Ziva Fong G T Sanitoso R Reber E 1993 Directional questions direct self conceptions Journal of Experimental Social Psychology Cilt 29 Society of Experimental Social Psychology ss 62 63 doi 10 1006 jesp 1993 1004 ISSN 0022 1031 Kunda Ziva 1999 Social Cognition Making Sense of People MIT Press ISBN 978 0 262 61143 5 OCLC 40618974 Levine L Prohaska V Burgess S L Rice J A Laulhere T M 2001 Remembering past emotions The role of current appraisals Cognition and Emotion Cilt 15 ss 393 417 doi 10 1080 02699930125955 Lewicka Maria 1998 Confirmation Bias Cognitive Error or Adaptive Strategy of Action Control Kofta Miroslaw Weary Gifford Sedek Grzegorz Ed Personal control in action cognitive and motivational mechanisms Springer ss 233 55 ISBN 978 0 306 45720 3 OCLC 39002877 Lord Charles G Ross Lee Lepper Mark R 1979 Biased assimilation and attitude polarization The effects of prior theories on subsequently considered evidence Journal of Personality and Social Psychology 37 11 American Psychological Association ss 2098 2209 doi 10 1037 0022 3514 37 11 2098 ISSN 0022 3514 Maccoun Robert J 1998 Biases in the interpretation and use of research results PDF Annual Review of Psychology Cilt 49 ss 259 87 doi 10 1146 annurev psych 49 1 259 PMID 15012470 22 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 3 Mart 2017 Mahoney Michael J 1977 Publication prejudices an experimental study of confirmatory bias in the peer review system Cognitive Therapy and Research 1 2 ss 161 175 doi 10 1007 BF01173636 Mason Lucia Scirica Fabio Ekim 2006 Prediction of students argumentation skills about controversial topics by epistemological understanding Learning and Instruction 16 5 ss 492 509 doi 10 1016 j learninstruc 2006 09 007 Matlin Margaret W 2004 Pollyanna Principle Pohl Rudiger F Ed Cognitive Illusions A Handbook on Fallacies and Biases in Thinking Judgement and Memory Hove Psychology Press ss 255 72 ISBN 978 1 84169 351 4 OCLC 55124398 Miller A G McHoskey J W Bane C M Dowd T G 1993 The attitude polarization phenomenon Role of response measure attitude extremity and behavioral consequences of reported attitude change Journal of Personality and Social Psychology 64 4 ss 561 74 doi 10 1037 0022 3514 64 4 561 Myers D G Lamm H 1976 The group polarization phenomenon Psychological Bulletin 83 4 ss 602 27 doi 10 1037 0033 2909 83 4 602 Mynatt Clifford R Doherty Michael E Tweney Ryan D 1978 Consequences of confirmation and disconfirmation in a simulated research environment Quarterly Journal of Experimental Psychology 30 3 ss 395 406 doi 10 1080 00335557843000007 Neenan Michael Dryden Windy 2004 Cognitive therapy 100 key points and techniques Psychology Press ISBN 978 1 58391 858 6 OCLC 474568621 Nickerson Raymond S Haziran 1998 Confirmation Bias A Ubiquitous Phenomenon in Many Guises Review of General Psychology 2 2 ss 175 220 doi 10 1037 1089 2680 2 2 175 Nyhan Brendan Reifler Jason Haziran 2010 When corrections fail the persistence of political misperceptions Political Behavior 32 2 Springer Science Business Media ss 303 330 doi 10 1007 s11109 010 9112 2 Oswald Margit E Grosjean Stefan 2004 Confirmation Bias Pohl Rudiger F Ed Cognitive Illusions A Handbook on Fallacies and Biases in Thinking Judgement and Memory Hove UK Psychology Press ss 79 96 ISBN 978 1 84169 351 4 OCLC 55124398 Plous Scott 1993 The Psychology of Judgment and Decision Making OCLC McGraw Hill ISBN 978 0 07 050477 6 6 Mart 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2013 Poletiek Fenna 2001 Hypothesis testing behaviour Hove UK Psychology Press ISBN 978 1 84169 159 6 OCLC 44683470 Pompian Michael M 2006 Behavioral finance and wealth management how to build optimal portfolios that account for investor biases John Wiley and Sons ISBN 978 0 471 74517 4 OCLC 61864118 Proctor Robert W Capaldi E John 2006 Why science matters understanding the methods of psychological research Wiley Blackwell ISBN 978 1 4051 3049 3 OCLC 318365881 Randi James 1991 James Randi psychic investigator Boxtree ISBN 978 1 85283 144 8 OCLC 26359284 Redelmeir D A Tversky Amos 1996 On the belief that arthritis pain is related to the weather Proceedings of the National Academy of Sciences 93 7 ss 2895 2896 doi 10 1073 pnas 93 7 2895 Risen Jane Gilovich Thomas 2007 Informal Logical Fallacies Sternberg Robert J Roediger III Henry L Halpern Diane F Ed Critical Thinking in Psychology Cambridge University Press ISBN 978 0 521 60834 3 OCLC 69423179 Roach Kent 2010 Wrongful Convictions Adversarial and Inquisitorial Themes North Carolina Journal of International Law and Commercial Regulation Cilt 35 1619124 2 Both adversarial and inquisitorial systems seem subject to the dangers of tunnel vision or confirmation bias Ross Lee Lepper Mark R Hubbard Michael 1975 Perseverance in self perception and social perception Biased attributional processes in the debriefing paradigm Journal of Personality and Social Psychology 32 5 American Psychological Association ss 880 892 doi 10 1037 0022 3514 32 5 880 ISSN 0022 3514 PMID 1185517 Ross Lee Anderson Craig A 1982 Shortcomings in the attribution process On the origins and maintenance of erroneous social assessments Kahneman Daniel Slovic Paul Tversky Amos Ed Judgment under uncertainty Heuristics and biases Cambridge University Press ss 129 152 ISBN 978 0 521 28414 1 OCLC 7578020 Russell Dan Jones Warren H 1980 When superstition fails Reactions to disconfirmation of paranormal beliefs Personality and Social Psychology Bulletin 6 1 Society for Personality and Social Psychology ss 83 88 doi 10 1177 014616728061012 ISSN 1552 7433 Safer M A Bonanno G A Field N 2001 It was never that bad Biased recall of grief and long term adjustment to the death of a spouse Memory 9 3 ss 195 203 doi 10 1080 09658210143000065 Sanitioso Rasyid Kunda Ziva Fong G T 1990 Motivated recruitment of autobiographical memories Journal of Personality and Social Psychology 59 2 American Psychological Association ss 229 41 doi 10 1037 0022 3514 59 2 229 ISSN 0022 3514 PMID 2213492 Shadish William R 2007 Critical Thinking in Quasi Experimentation Sternberg Robert J Roediger III Henry L Halpern Diane F Ed Critical Thinking in Psychology Cambridge University Press ISBN 978 0 521 60834 3 Shafir E 1993 Choosing versus rejecting why some options are both better and worse than others Memory and Cognition 21 4 ss 546 556 doi 10 3758 bf03197186 PMID 8350746 Shermer Michael Temmuz 2006 The Political Brain Scientific American ISSN 0036 8733 19 Mart 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Agustos 2009 Shanteau James 2003 Sandra L Schneider Ed Emerging perspectives on judgment and decision research Cambridge u a Cambridge University Press ISBN 0 521 52718 X 26 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mart 2017 lt ref gt Shrauger J Sidney Lund Adrian K 1975 Self evaluation and reactions to evaluations from others Journal of Personality 43 1 Duke University Press ss 94 108 doi 10 1111 j 1467 6494 1975 tb00574 PMID 1142062 Singh Simon Ernst Edzard 2008 Trick or Treatment Alternative Medicine on Trial Londra Bantam ISBN 978 0 593 06129 9 Smith Jonathan C 2009 Pseudoscience and Extraordinary Claims of the Paranormal A Critical Thinker s Toolkit John Wiley and Sons ISBN 978 1 4051 8122 8 OCLC 319499491 Snyder Mark Swann Jr William B 1978 Hypothesis Testing Processes in Social Interaction Journal of Personality and Social Psychology 36 11 American Psychological Association ss 1202 12 doi 10 1037 0022 3514 36 11 1202 Snyder M Cantor 1979 Testing hypotheses about other people the use of historical knowledge Journal of Experimental Social Psychology 15 4 ss 330 42 doi 10 1016 0022 1031 79 90042 8 Stangor Charles McMillan David 1992 Memory for expectancy congruent and expectancy incongruent information A review of the social and social developmental literatures Psychological Bulletin 111 1 American Psychological Association ss 42 61 doi 10 1037 0033 2909 111 1 42 Stanovich K E West R F Toplak M E 2013 Myside Bias Rational Thinking and Intelligence Current Directions in Psychological Science 22 4 ss 259 264 doi 10 1177 0963721413480174 Sternberg Robert J 2007 Critical Thinking in Psychology It really is critical Sternberg Robert J Roediger III Henry L Halpern Diane F Ed Critical Thinking in Psychology Cambridge University Press ISBN 0 521 60834 1 OCLC 69423179 Story Amber L 1998 Self Esteem and Memory for Favorable and Unfavorable Personality Feedback Personality and Social Psychology Bulletin 24 1 Society for Personality and Social Psychology ss 51 64 doi 10 1177 0146167298241004 ISSN 1552 7433 Sutherland Stuart 2007 Irrationality 2 2yayinci Pinter and Martin bas Londra ISBN 978 1 905177 07 3 OCLC 72151566 Swann William B Read Stephen J 1981a Self Verification Processes How We Sustain Our Self Conceptions Journal of Experimental Social Psychology 17 4 Academic Press ss 351 72 doi 10 1016 0022 1031 81 90043 3 ISSN 0022 1031 Swann William B Read Stephen J 1981b Acquiring Self Knowledge The Search for Feedback That Fits Journal of Personality and Social Psychology 41 6 American Psychological Association ss 1119 28 doi 10 1037 0022 3514 41 6 1119 ISSN 0022 3514 Swann William B Pelham Brett W Krull Douglas S 1989 Agreeable Fancy or Disagreeable Truth Reconciling Self Enhancement and Self Verification Journal of Personality and Social Psychology 57 5 American Psychological Association ss 782 91 doi 10 1037 0022 3514 57 5 782 ISSN 0022 3514 PMID 2810025 Taber Charles S Lodge Milton Temmuz 2006 Motivated Skepticism in the Evaluation of Political Beliefs American Journal of Political Science 50 3 Midwest Political Science Association ss 755 769 doi 10 1111 j 1540 5907 2006 00214 x ISSN 0092 5853 Tetlock Philip E 2005 Expert Political Judgment How Good Is It How Can We Know Princeton N J Princeton University Press ISBN 978 0 691 12302 8 OCLC 56825108 Trope Yaacov Bassok Miriam 1982 Confirmatory and diagnosing strategies in social information gathering Journal of Personality and Social Psychology 43 1 American Psychological Association ss 22 34 doi 10 1037 0022 3514 43 1 22 ISSN 1939 1315 Trope Y Liberman A 1996 Social hypothesis testing cognitive and motivational mechanisms Higgins E Tory Kruglanski Arie W Ed Social Psychology Handbook of basic principles New York Guilford Press ISBN 978 1 57230 100 9 OCLC 34731629 Tuchman Barbara 1984 The March of Folly From Troy to Vietnam New York Knopf Tweney Ryan D Doherty Michael E Worner Winifred J Pliske Daniel B Mynatt Clifford R Gross Kimberly A Arkkelin Daniel L 1980 Strategies of rule discovery in an inference task The Quarterly Journal of Experimental Psychology 32 1 Psychology Press ss 109 123 doi 10 1080 00335558008248237 ISSN 1747 0226 Vyse Stuart A 1997 Believing in magic The psychology of superstition New York Oxford University Press ISBN 0 19 513634 9 OCLC 35025826 Wason Peter C 1960 On the failure to eliminate hypotheses in a conceptual task Quarterly Journal of Experimental Psychology 12 3 Psychology Press ss 129 40 doi 10 1080 17470216008416717 ISSN 1747 0226 Wason Peter C 1968 Reasoning about a rule Quarterly Journal of Experimental Psychology 20 3 Psychology Press ss 273 28 doi 10 1080 14640746808400161 ISSN 1747 0226 PMID 5683766 Weinstock Michael Neuman Yair Tabak Iris Ocak 2004 Missing the point or missing the norms Epistemological norms as predictors of students ability to identify fallacious arguments Contemporary Educational Psychology 29 1 ss 77 94 doi 10 1016 S0361 476X 03 00024 9 Weinstock Michael Aralik 2009 Relative expertise in an everyday reasoning task Epistemic understanding problem representation and reasoning competence Learning and Individual Differences 19 4 ss 423 34 doi 10 1016 j lindif 2009 03 003 Westen Drew Blagov Pavel S Harenski Keith Kilts Clint Hamann Stephan 2006 PDF Journal of Cognitive Neuroscience 18 11 Massachusetts Institute of Technology ss 1947 58 doi 10 1162 jocn 2006 18 11 1947 PMID 17069484 24 Mart 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 14 Agustos 2009 White Michael J Brockett Daniel R Overstreet Belinda G 1993 Confirmatory Bias in Evaluating Personality Test Information Am I Really That Kind of Person Journal of Counseling Psychology 40 1 American Psychological Association ss 120 26 doi 10 1037 0022 0167 40 1 120 ISSN 0022 0167 Wolfe Christopher Britt Anne 2008 PDF Thinking amp Reasoning Cilt 14 ss 1 27 doi 10 1080 13546780701527674 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Mart 2017 Konuyla ilgili yayinlarKeohane Joe 11 Temmuz 2010 How facts backfire Researchers discover a surprising threat to democracy our brains Boston Globe NY Times 6 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Mart 2017 Leavitt Fred 2015 Dancing with Absurdity Your Most Cherished Beliefs and All Your Others are Probably Wrong Peter Lang Publishers Stanovich Keith 2009 What Intelligence Tests Miss The Psychology of Rational Thought New Haven CT Yale University Press ISBN 978 0 300 12385 2 Westen Drew 2007 The political brain the role of emotion in deciding the fate of the nation PublicAffairs ISBN 978 1 58648 425 5 OCLC 86117725 Dis baglantilarSkeptic s Dictionary confirmation bias 14 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Robert T Carroll Teaching about confirmation bias 25 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde K H Grobman Confirmation bias You Are Not So Smart 21 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Confirmation bias learning object 21 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Rod McFarland in Simon Fraser Universitesi icin interaktif sayi ucluleri alistirmasi 1979 Stanford ozumseme yanliligi calismasinin kisa ozeti 9 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Keith Rollag Babson College