Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.
Yani, doğuştan gelen bağışıklık sistemindeki hücreler patojenleri edinilmiş bağışıklıktan farklı şekilde, soysal olarak tanır ve yanıt oluşturur; uzun süreli olarak koruma yapmaz. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı anlık koruma sağlar ve hayattaki bütün bitki ve hayvan sınıflarında bulunur.
Özellikleri
Doğuştan gelen bağışıklık sisteminin evrimsel süreçte meydana gelen eski koruma stratejisi olduğu ve bitkilerde, mantarlarda, böceklerde ve ilkel çok hücrelilerdeki baskın olarak bulunan bağışıklık sistemi olduğu düşünülmektedir (bakınız #Doğuştan gelen bağışıklığın diğer şekilleri).
Omurgalılardaki doğuştan gelen bağışıklık sisteminin ana özellikleri şöyledir:
- Tamamen kimyasal etkenlerin ürünü olan enfeksiyon ve enflamasyonu iyileştirici bağışıklık sistemi hücreleri, "sitokinler" olarak isimlendirilirler.
- Bakterileri tanıyacak olan aktivasyonu, hücreleri etkinleştirilmesi ve ölü hücrelerin temizlenmesi ya da bağışıklık komplekslerinin ilerletilmesi.
- Tanımlama ve mevcut organların, dokuların, kanın, lenfin, özellikle beyaz kan hücrelerinin yüzeyindeki yabancı maddelerin arındırılması.
- Antijen sunumu olarak bilinen edinilmiş bağışıklık sisteminin aktivasyon süreci.
Enflamasyon
Enflamasyon, bağışıklık sisteminin enfeksiyona ya da karşı oluşan ilk yanıtlarından biridir. Enflamasyonda yaralanmış hücrelerce salınan kimyasal faktörler ve yaygın enfeksiyon karşısında fiziksel bir bariyer kurmak için yapılır ve zarar görmüş dokuların patojenlerden arındırılarak iyileştirilmesi sağlanmaya çalışılır. Enflamasyon sırasındaki kimyasal faktörler (histamin, bradikinin, serotonin, ) ağrı reseptörlerini hassaslaştırır, kan damarlarının vazodilatasyonuna yol açar ve fagositleri özellikle de nötrofilleri çeker. Nötrofiller de salınan faktörlerce diğer lökositler ve lenfositleri davet ederek bağışıklık sisteminin diğer parçalarını tetiklerler.
Enflamatör yanıtın belirtileri şunlardır: Kızarıklık (rubor), sıcaklık (calor), şişme (tumor), ağrı (dolor) ve mevcut organ veya dokuların kullanılamazlığı (functio laesa).
Kompleman sistemi
Kompleman sistemi, bağışıklık sisteminin biyokimyasal kaskadları, patojenleri ya da diğer hücrelerce yıkılan ürünlerini temizlemek için "yardımcı" ya da "tamamlayıcı" (komplemanter) olan antikor yeteneğindeki sistemdir. Kaskadlar, karaciğerde, öncelikle hepatositlerde sentezlenen bazı plazma proteinlerinden oluşur.
Bu proteinler şunlarla birlikte çalışır:
- enflamasyonun tetikleyici, iyileştirici hücreler
- diğer hücrelerce yapılan opsonin yıkımı ya da patojen yüzeyinin kaplanması için "tag" patojenleri
- enfekte hücrenin plazma membranın yarılması, enfekte hücrenin sonuçlanma, patojenin ölümü
- nötralize antijen-antikor komplekslerinin kurtarılması.
Kompleman kaskadlarının elementleri, bitkiler, kuşlar, balıklar ve bazı omurgasızlar gibi evrimsel olarak memelilerden daha eski olan bazı türlerde bulunurlar.
Doğuştan gelen bağışlık yanıtı hücreleri
Beyaz kan hücreleri "lökositler" olarak bilinir. Lökositler vücudun diğer hücrelerinden farklıdırlar, tamamen organ ya da doku parçalarıyla ilişkilendirilmezler, bu yüzden işlevleri tek hücreli canlılarınkine benzer olarak bağımsızdır. Lökositler serbestçe hareket edebilir, döküntüleri, yabancı parçacıkları ya da istilacı mikroorganizmaları yakalayabilir ve bunlara etki edebilir. Vücudun diğer hücrelerinden farklı olarak, doğuştan gelen çoğu bağışıklık lökositi bölünemez ya da kendi kopyalarını oluşturamazlar; fakat kemik iliğinde kan yapım hücrelerince yapılabilirler.
Doğuştan gelen lökositler şunlardır; doğal öldürücü hücreler, mast hücreleri, eozinofiller, bazofiller, makrofajlar, nötrofiller ve gibi fagositik hücreler. Bu hücreler, bağışıklık sistemince tanınan ve yok edilen enfeksiyonun nedeni olan patojenler üzerine etki ederler.
Mast hücreleri
Mast hücreleri, bağ dokuda ve muköz membranlarda yerleşik olarak bulunan ve patojenlere karşı savunmayla ve sıcaklıkla (calor) yakından alakalı, fakat daha çok alerji ve anafilaksi ile ilişkilendirilen doğuştan gelen bağışıklık sistemi hücrelerinin bir çeşididir.
Mast hücreleri aktive olduklarında, hızla karakteristik histamin, heparince zengin ve çeşitli hormonal arabulucuları ve ya da kemotaktik sitokinleri ve granüllerini ortama salarlar. Histamin, enflamasyonun tipik belirtisi olarak kan damarlarını genişletir ve nötrofilleri ve makrofajları toplar.
Fagositler
Fagositoz terimi literatürde "yiyen hücre" anlamına gelir. Bu bağışıklık hücreleri patojenleri ya da parçacıkları tam anlamıyla yutarlar. Patojenin ya da partikülün yutulması için bir fagosit plazma membranını ileriye doğru uzatır ve parça tamamen sarılınca da uzantılarını birleştirir, böyle partikül hücre içine alınmış olur. İstilacı patojen hücre içindeyken endozom içine alınmış olur ve lizozom ile birleştirilir. Lizozom, parçacıkları ya da canlıları öldüren ve sindiren enzimleri ve asitleri içerir. Fagositler genellikle vücutta patojenleri aramak için dolaşır haldedirler, sitokinler olarak adlandırılan hücrelerce üretilen yüksek özellikli moleküler sinyallerin bir grubuyla tepkimeye de girebilme yeteneğindedirler. Bağışıklık sisteminin fagositik hücreleri; makrofajlar, nötrofiller ve . Ev sahibinin kendi hücrelerinin fagositozu düzenli dokuların gelişimi ve bakımının bir parçasıdır. Ev sahibi hücreler "apoptozis" olarak adlandırılan programlanabilir hücre ölümü ya da bakteriyal veya viral enfeksiyon sonucu gerçekleşen hücre yaralanmalarında fagositik hücrelerce etraflarını etkilemeden yok edilirler.
Ölü hücrelerin yokedilmesiyle yeni hücrelerin gelişmesi ve büyümesine yardım edilmiş olur, fagositoz, doku yaralanma sonrası iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.
Makrofajlar
Makrofajlar Yunanca "büyük yutan hücre" anlamına gelir, kılcal damarlar boyunca hücre membranını geçerek dışına çıkabilen ve istilacı patojenleri kovalayarak hücreler arası alanlara girebilen büyük fagositik lökositlerdir. Dokularda, organlara özelleşmiş makrofajlar fagositik hücrelerden farklılaşarak kanda "monosit" olarak adlandırılırlar. Makrofajlar en becerikli fagositlerdir ve bakterilerin, mikropların ya da diğer hücrelerin önemli miktardaki sayılarını fagosite ederler.
Nötrofiller
Nötrofiller eozinofil ve bazofiller gibi, sitoplazmalarında granüller taşıyan, diğer hücrelerden taşıdıkları parçalı hücre çekirdekleriyle ayrılan "polimorfonüklear (PMNler) hücreler" ya da "granülosit" olarak bilinen hücrelerdendir. Nötrofil granülleri, bakterileri ve mantarları öldüren ya da gelişmelerini baskılayan çeşitli toksik maddeler içerirler.
Makrofajlara benzer olarak, nötrofiller de patojenlere bir "respiratör yangı"yı aktive ederek saldırılar. Nötrofillerin respiratör yangısının ana ürünleri oldukça güçlü hidrojen peroksit, serbest oksijen radikalleri ve hipoklorit gibi gibi oksitleyici ajanlardır. Nötrofiller fagositlerin en çok bulunan tipleridir, normalde dolaşan lökositlerin %50-60 oranında bulunurlar ve genellikle bir enfeksiyonda bölgeye ulaşan ilk hücrelerdir.
Sağlıklı normal bir yetişkinin kemik iliği her gün 100 milyardan daha fazla nötrofil üretir ve akut enflamasyon sırasında gün içinde 10 kereden fazla üretim yapar.
Dendritik hücreler
Dendritik hücreler (DC) dış çevreyle iletişim halinde olan dokularda, özellikle deri (deride "Langerhans hücreleri" olarak isimlendirilirler) burun, akciğerler, karın ve bağırsaklar ve diğer iç mukozal sınırlarda bulunan fagositik hücrelerdir. Sinir hücreleri nöronlara benzeyişlerinden dolayı böyle isimlendirilmiş olsalar da, sinir sistemiyle ilgileri yoktur. Dendritik hücreler antijen sunumu sürecinde doğuştan gelen ile edinilmiş bağışıklık sisteminde arasında bağlantı oluşturduklarından oldukça önemli bir role sahiplerdir.
Bazofiller ve Eozinofiller
Bazofiller ve Eozinofiller nötrofillerle bağlantılı hücrelerdir. Bir patojence etkinleştirildiklerinde, bazofiller paratizlere karşı savunmada ve (astım gibi) alerjik reaksiyonlarda önemli rolü olan histamini salarlar. Aktivasyon sırasında eozinofiller, bakterileri ve parazitleri öldürmede oldukça etkili fakat doku harabiyeti sırasında oluşan alerjik reaksiyonlardan da sorumlu olan, yüksek oranlı toksik proteinlerin ve serbest radikallerin alanlarını saklar. Eozinofillerin etkinleştirilmesi ve toksin salınımı bu yüzden herhangi bir doku harabiyetinin önlenmesiyle oldukça ilişkilidir.
Doğal öldürücü hücreler
Doğal öldürücü hücreler (NK hücreleri), doğuştan gelen bağışıklık sisteminin bileşenlerindendir. Doğal öldürücü hücreler, mikroplarca enfekte edilmiş ev sahibi hücreleri bulup onlara saldırırlar, doğrudan mikroplar üzerine etki etmezler. Örneğin; "kendini-kaybetme" olarak bilinen süreçte tümör hücrelerini, virüsle enfekte olmuş hücreleri yok ederler. Bu terim, ev sahibi hücrelerin viral enfeksiyonları sırasında ulaşılabilinen yeri- hücre yüzeyinde düşük seviyede bulunan MHC I () olarak bilinen markerları tarif eder. İsimleri olan 'doğal öldürücü', etkinleştirilmeye ihtiyaç duymadan "kendini-kaybetmiş" hücreleri öldürdüklerinden verilmiştir.
γ ve δ T hücreleri
Diğer geleneksel T hücreleri altkümelerine benzer olarak gibi T hücre reseptörleri (TCR'ler), sınırlandırılmış doğal öldürücü hücrelerdir; γ ve δ T hücrelerinin doğal ve edinilmiş bağışıklık arasında yer almalarını sağlayan karateristik özelliklerini sergilerler. Bir yandan γ ve δ T hücreleri edinilmiş bağışıklık sisteminin, TCR genlerinin düzenlenmesiyle çeşitlilik kavşağının üretilmesi ve hatırlanabilir bir fenotipi geliştirme içeriği olarak anlaşılabilirler. Her nasılsa, çeşitli altkümeler; patern tanıma reseptörleri olarak kullanılabilen bağlı TCR'ler ve doğal öldürücü hücreler, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin parçaları olarak da düşünülebilirler.
Örneğin, buna göre Vγ9/Vδ2 T hücrelerinin büyük bir kısmı, mikroplarca üretilen saatlerce karşılık verir ve intraepiteliyal Vδ1 T hücrelerine yüksek oranda bağlanır.
Doğuştan gelen bağışıklık yanıtı
Doğuştan gelen bağışıklık sistemi hücreleri tesirli biçimde vücuttaki bakterilerin serbestçe gelişmelerini önlerler, bununla beraber bazı patojenler kendilerini doğuştan gelen bağışıklık sisteminden koruyacak bazı mekanizmalar geliştirmişlerdir.
Bacteroides türleri normalde memelilerin sindirim sistemi florasının önemli kısmını oluşturan bakterilerdir. Bazı türler ise (örneğin B. fragilis) karın boşluğunda enfeksiyonlara yol açabilen fırsatçı patojenlerdir.
Staphylococcus aureus fagositlerin kimokin sinyalleriyle yanıt oluşturma yeteneğini baskılar. M. tuberculosis, Streptococcus pyogenes ve Bacillus anthracis gibi diğer organizmalar ise direkt fagositleri öldüren mekanizmalar geliştirmişlerdir.
Doğuştan gelen bağışıklığın diğer şekilleri
Prokaryotlarda savunma
Bakteriler ve (belki bazı diğer prokaryotik organizmalar) kendilerini bakteriyofaj gibi diğer patojenlerden korumak için olarak bilinen eşsiz bir savunma mekanizması kullanırlar. Bu sistemde bakteriler, istilacı bakteriyofajlardaki viral DNA'nın spesifik bölgelerine saldırıp onları yokeden olarak bilinen enzimi üretirler. Restriksiyon-modifikasyon endonükleazlar ve restriksiyon-modifikasyon sistemi sadece prokaryotlarda bulunur.
Omurgasızlarda savunma
Omurgasızların lenfositleri veya vücut bağışıklığına bağlı antikorları yoktur ve bağışıklık sistemleri çok hücrelilerinkine, ilk olarak omurgalılarda görülen edinilmiş bağışıklığa benzer. Yine de omurgasızların olan mekanizmaları omurgalıların bağışıklığının öncüleri gibidir.
Patern tanıma reseptörleri, neredeyse bütün organizmalarca, mikrobiyal patojenlerle ilişkili molekülleri tanımlamak için kullanılan proteinlerdir. Toll benzeri reseptörler, bütün insanlar da dahil vücut boşluğuna sahip bütün organizmalarda () tanıma reseptörlerinin ana sınıfını oluştururlar.Kompleman sistemi yukarıda görüldüğü gibi, bağışıklık sisteminde organizmadan patojenleri temizlemeye yardımcı olan bir biyokimyasal kaskaddır ve hayattaki bütün canlılarda bulunur. Yengeçler, kurtlar gibi çeşitli böcekleri de içeren bazı omurgasızlar, (proPO) olarak bilinen sistemin değişmiş şekli olan kompleman yanıtını kullanırlar.
Antimikrobiyal peptidler doğuştan gelen bağışıklık sisteminin evrimsel süreçte korunmuş ve hayattaki bütün canlı sınıflarında ve omurgasıların sistemik bağışıklığının temeli olarak bulunan bileşenleridir. Böceklerin bazı türleri 'defensinler ve olarak bilinen antimikrobiyal peptidleri üretirler.
Bitkilerde savunma
İnsanları etkileyen patojenlerin her sınıfı bitkilerde de hastalık yapabilir. Hastalığa neden olan türler, enfekte olan türlere göre değişmekle birlikte, bakteriler, mantarlar, virüsler, nematodlar ve böceklerin hepsi bitki hastalıklarına neden olabilir. Hayvanlar birlikte bitkiler de böceklerin ya da diğer patojenlerin saldırılarına uğrayabilirler, savunmalarında üretrikleri kimyasal bileşenlerle metabolik yanıt oluşturup, enfeksiyonla savaşabilir ya da kenidlerini böcek veya diğer otoburlara karşı daha az çekici kılabilirler.
Bitkiler omurgasızlar gibi antikor ya da T-hücresi yanıtı veya patojenleri saptlayan ve onlara saldıran hareketli hücreler üretmezler. Bununla beraber bitkiler sadece birkaç hayvanın yapabildiği gibi enfeksiyon yerine yenilenebilir ve kullanıldıktan sonra atılabilir parçalar üretirler. Bitkinin bazı parçalarını atması ya da ayırması enfeksiyonun yayılmasının durdurulmasına yardımcı olur.
Çoğu bağışıklık sistemi yanıtı, bitkinin tamamına yayılan sistemik kimyasal sinyaller gönderir. Bitkiler, patojenleri tanımlamak için patern tanıma reseptörleri kullanırlar ve enfeksiyondan kurtulmaya yardımcı olan bazal bir yanıt oluşturmak için kimyasal sinyaller üretirler.
Bitkinin bir parçası mikrobiyal ya da viral bir patojenle enfekte edildiğinde oluşan özel tarafından tetiklenen bir zıt etkileşim durumunda, bitki sınırlı bir yanıtı (HR) oluşturur, enfeksiyonun olduğu bölgede bitkinin diğer parçalarına yayılmasını engelleyen hızlı programlanmış hücre ölümü gerçekleştirilir. HR'nin hayvanlardaki 'e benzer bazı özellikleri vardır, hücre parçalanmasını hücre ölümü sırasında düzenleyen bir proteaz olan 'nin -1-benzeri proteolitik aktivitesinin gerekliliği gibi.
Bitkilerde yaygın şekilde bulunan ve patojenleri saptlayan "resistans" (R) proteinleri, tarafından kodlanırlar. Bu proteinler, hayvan bağışıklık sisteminde yararlı olan NOD ve Toll benzeri reseptörlere benzer domainler içerir. (SAR), tüm bitkiyi birçok enfeksiyon ajanına karşı dirençli hale getiren bir savunma yanıtı tipidir. SAR, salisilik asit ya da gibi kimyasal mesajcıların ürününü bağlar.
Bu kimyasalların bitki çapında yolculuğu, bitkinin enfekte olmamış diğer bölgelerindeki hücreleri savunma bileşikleri üretmeleri için uyarır. Salisilik asit SAR'ın geliştirilmesinde zorunlu bir madde olmakla birlikte, sinyalin taşınmasından sorumlu değildir. Son bulgular, sinyalin bitkinin uç bölümlerine taşınmasnda rolü olduğunu göstermektedir. RNA interferens mekanizmaları, virüs çoğalmasını engelleyebildikleri için bitkinin sistemik yanıt sisteminde önemlidirler.Jasmonik asit yanıtı, yapraklarda böceklerin verdiği hasarlarca uyarılır ve metil jasmonatın oluşumunu sağlar.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b c d Alberts, Bruce (2002). Molecular Biology of the Cell; Fourth Edition. New York and London: Garland Science. .
- ^ a b c d e Janeway, Charles (2001). Charles Janeway (Ed.). Immunobiology; Fifth Edition. New York and London: Garland Science. . 28 Haziran 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2008..
- ^ a b c d Stvrtinová, Viera (1995). . Computing Centre, Slovak Academy of Sciences: Academic Electronic Press. 18 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2008.
- ^ a b Janeway CA, Jr.; ve diğerleri. (2005). Immunobiology (6. bas.). Garland Science. .
- ^ Kennedy, Alan. . 10 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2008.
- ^ Finlay B, McFadden G (2006). "Anti-immunology: evasion of the host immune system by bacterial and viral pathogens". Cell. 124 (4). ss. 767-82. PMID 16497587.
- ^ Finlay B, Falkow S (1997). (PDF). Microbiol Mol Biol Rev. 61 (2). ss. 136-69. PMID 9184008. 4 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2008.
- ^ Dorland WAN (editor) (2003). (30. bas.). W. B. Saunders. .
- ^ Kobayashi H (2005). "Airway biofilms: implications for pathogenesis and therapy of respiratory tract infections". Treat Respir Med. 4 (4). ss. 241-53. PMID 16086598.
- ^ Restriction Enzymes 11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Access Excellence Classic Collection Background Paper.
- ^ a b Beck, Gregory and Habicht, Gail S. Immunity and the Invertebrates 4 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Scientific American. November 1996:60-66.
- ^ Imler JL, Hoffmann JA. (2001) Toll receptors in innate immunity. Trends Cell Biol. Jul;11(7):304-11. Review. PMID 11413042
- ^ a b c Schneider, David (2005) Bitki bağışıklık yanıtları 3 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Stanford Üniversitesi Mikrobiyoloji ve İmmünolji Departmanı.
- ^ Rojo, E.; ve diğerleri. (2004). "VPEgamma exhibits a caspase-like activity that contributes to defense against pathogens". Curr Biol. 14 (21). ss. 1897-1906. PMID 15530390.
- ^ Baulcombe D (2004). "RNA silencing in plants". Nature. 431 (7006). ss. 356-63. PMID 15372043.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- www.bagisiklik.com 6 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- www.index.gen.tr[]
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dogustan gelen bagisiklik sistemi ya da dogal bagisiklik diger organizmalarin enfeksiyonlarina karsi spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasindaki hucreleri ve mekanizmalari kapsayan bir bagisiklik sistemi cesididir Dogustan gelen bagisiklik sistemi hucreleri Yani dogustan gelen bagisiklik sistemindeki hucreler patojenleri edinilmis bagisikliktan farkli sekilde soysal olarak tanir ve yanit olusturur uzun sureli olarak koruma yapmaz Dogustan gelen bagisiklik sistemi enfeksiyonlara karsi anlik koruma saglar ve hayattaki butun bitki ve hayvan siniflarinda bulunur OzellikleriDogustan gelen bagisiklik sisteminin evrimsel surecte meydana gelen eski koruma stratejisi oldugu ve bitkilerde mantarlarda boceklerde ve ilkel cok hucrelilerdeki baskin olarak bulunan bagisiklik sistemi oldugu dusunulmektedir bakiniz Dogustan gelen bagisikligin diger sekilleri Omurgalilardaki dogustan gelen bagisiklik sisteminin ana ozellikleri soyledir Tamamen kimyasal etkenlerin urunu olan enfeksiyon ve enflamasyonu iyilestirici bagisiklik sistemi hucreleri sitokinler olarak isimlendirilirler Bakterileri taniyacak olan aktivasyonu hucreleri etkinlestirilmesi ve olu hucrelerin temizlenmesi ya da bagisiklik komplekslerinin ilerletilmesi Tanimlama ve mevcut organlarin dokularin kanin lenfin ozellikle beyaz kan hucrelerinin yuzeyindeki yabanci maddelerin arindirilmasi Antijen sunumu olarak bilinen edinilmis bagisiklik sisteminin aktivasyon sureci EnflamasyonEnflamasyon bagisiklik sisteminin enfeksiyona ya da karsi olusan ilk yanitlarindan biridir Enflamasyonda yaralanmis hucrelerce salinan kimyasal faktorler ve yaygin enfeksiyon karsisinda fiziksel bir bariyer kurmak icin yapilir ve zarar gormus dokularin patojenlerden arindirilarak iyilestirilmesi saglanmaya calisilir Enflamasyon sirasindaki kimyasal faktorler histamin bradikinin serotonin agri reseptorlerini hassaslastirir kan damarlarinin vazodilatasyonuna yol acar ve fagositleri ozellikle de notrofilleri ceker Notrofiller de salinan faktorlerce diger lokositler ve lenfositleri davet ederek bagisiklik sisteminin diger parcalarini tetiklerler Enflamator yanitin belirtileri sunlardir Kizariklik rubor sicaklik calor sisme tumor agri dolor ve mevcut organ veya dokularin kullanilamazligi functio laesa Kompleman sistemiKompleman sistemi bagisiklik sisteminin biyokimyasal kaskadlari patojenleri ya da diger hucrelerce yikilan urunlerini temizlemek icin yardimci ya da tamamlayici komplemanter olan antikor yetenegindeki sistemdir Kaskadlar karacigerde oncelikle hepatositlerde sentezlenen bazi plazma proteinlerinden olusur Bu proteinler sunlarla birlikte calisir enflamasyonun tetikleyici iyilestirici hucreler diger hucrelerce yapilan opsonin yikimi ya da patojen yuzeyinin kaplanmasi icin tag patojenleri enfekte hucrenin plazma membranin yarilmasi enfekte hucrenin sonuclanma patojenin olumu notralize antijen antikor komplekslerinin kurtarilmasi Kompleman kaskadlarinin elementleri bitkiler kuslar baliklar ve bazi omurgasizlar gibi evrimsel olarak memelilerden daha eski olan bazi turlerde bulunurlar Dogustan gelen bagislik yaniti hucreleriInsanda normal dolasimdaki hucrelerin SEM ile cekilmis goruntusu Kirmizi kan hucreleri ve bazi beyaz kan hucreleri de fotograflarda gorulmekte monosit notrofil ve bazi disk sekilli plateletler Beyaz kan hucreleri lokositler olarak bilinir Lokositler vucudun diger hucrelerinden farklidirlar tamamen organ ya da doku parcalariyla iliskilendirilmezler bu yuzden islevleri tek hucreli canlilarinkine benzer olarak bagimsizdir Lokositler serbestce hareket edebilir dokuntuleri yabanci parcaciklari ya da istilaci mikroorganizmalari yakalayabilir ve bunlara etki edebilir Vucudun diger hucrelerinden farkli olarak dogustan gelen cogu bagisiklik lokositi bolunemez ya da kendi kopyalarini olusturamazlar fakat kemik iliginde kan yapim hucrelerince yapilabilirler Dogustan gelen lokositler sunlardir dogal oldurucu hucreler mast hucreleri eozinofiller bazofiller makrofajlar notrofiller ve gibi fagositik hucreler Bu hucreler bagisiklik sistemince taninan ve yok edilen enfeksiyonun nedeni olan patojenler uzerine etki ederler Mast hucreleri Mast hucreleri bag dokuda ve mukoz membranlarda yerlesik olarak bulunan ve patojenlere karsi savunmayla ve sicaklikla calor yakindan alakali fakat daha cok alerji ve anafilaksi ile iliskilendirilen dogustan gelen bagisiklik sistemi hucrelerinin bir cesididir Mast hucreleri aktive olduklarinda hizla karakteristik histamin heparince zengin ve cesitli hormonal arabuluculari ve ya da kemotaktik sitokinleri ve granullerini ortama salarlar Histamin enflamasyonun tipik belirtisi olarak kan damarlarini genisletir ve notrofilleri ve makrofajlari toplar Fagositler Fagositoz terimi literaturde yiyen hucre anlamina gelir Bu bagisiklik hucreleri patojenleri ya da parcaciklari tam anlamiyla yutarlar Patojenin ya da partikulun yutulmasi icin bir fagosit plazma membranini ileriye dogru uzatir ve parca tamamen sarilinca da uzantilarini birlestirir boyle partikul hucre icine alinmis olur Istilaci patojen hucre icindeyken endozom icine alinmis olur ve lizozom ile birlestirilir Lizozom parcaciklari ya da canlilari olduren ve sindiren enzimleri ve asitleri icerir Fagositler genellikle vucutta patojenleri aramak icin dolasir haldedirler sitokinler olarak adlandirilan hucrelerce uretilen yuksek ozellikli molekuler sinyallerin bir grubuyla tepkimeye de girebilme yetenegindedirler Bagisiklik sisteminin fagositik hucreleri makrofajlar notrofiller ve Ev sahibinin kendi hucrelerinin fagositozu duzenli dokularin gelisimi ve bakiminin bir parcasidir Ev sahibi hucreler apoptozis olarak adlandirilan programlanabilir hucre olumu ya da bakteriyal veya viral enfeksiyon sonucu gerceklesen hucre yaralanmalarinda fagositik hucrelerce etraflarini etkilemeden yok edilirler Olu hucrelerin yokedilmesiyle yeni hucrelerin gelismesi ve buyumesine yardim edilmis olur fagositoz doku yaralanma sonrasi iyilesme surecinin onemli bir parcasidir Bir makrofajMakrofajlar Makrofajlar Yunanca buyuk yutan hucre anlamina gelir kilcal damarlar boyunca hucre membranini gecerek disina cikabilen ve istilaci patojenleri kovalayarak hucreler arasi alanlara girebilen buyuk fagositik lokositlerdir Dokularda organlara ozellesmis makrofajlar fagositik hucrelerden farklilasarak kanda monosit olarak adlandirilirlar Makrofajlar en becerikli fagositlerdir ve bakterilerin mikroplarin ya da diger hucrelerin onemli miktardaki sayilarini fagosite ederler Notrofiller Bir notrofil Notrofiller eozinofil ve bazofiller gibi sitoplazmalarinda granuller tasiyan diger hucrelerden tasidiklari parcali hucre cekirdekleriyle ayrilan polimorfonuklear PMNler hucreler ya da granulosit olarak bilinen hucrelerdendir Notrofil granulleri bakterileri ve mantarlari olduren ya da gelismelerini baskilayan cesitli toksik maddeler icerirler Makrofajlara benzer olarak notrofiller de patojenlere bir respirator yangi yi aktive ederek saldirilar Notrofillerin respirator yangisinin ana urunleri oldukca guclu hidrojen peroksit serbest oksijen radikalleri ve hipoklorit gibi gibi oksitleyici ajanlardir Notrofiller fagositlerin en cok bulunan tipleridir normalde dolasan lokositlerin 50 60 oraninda bulunurlar ve genellikle bir enfeksiyonda bolgeye ulasan ilk hucrelerdir Saglikli normal bir yetiskinin kemik iligi her gun 100 milyardan daha fazla notrofil uretir ve akut enflamasyon sirasinda gun icinde 10 kereden fazla uretim yapar Dendritik hucreler Dendritik hucreler DC dis cevreyle iletisim halinde olan dokularda ozellikle deri deride Langerhans hucreleri olarak isimlendirilirler burun akcigerler karin ve bagirsaklar ve diger ic mukozal sinirlarda bulunan fagositik hucrelerdir Sinir hucreleri noronlara benzeyislerinden dolayi boyle isimlendirilmis olsalar da sinir sistemiyle ilgileri yoktur Dendritik hucreler antijen sunumu surecinde dogustan gelen ile edinilmis bagisiklik sisteminde arasinda baglanti olusturduklarindan oldukca onemli bir role sahiplerdir Bir eozinofilBazofiller ve Eozinofiller Bazofiller ve Eozinofiller notrofillerle baglantili hucrelerdir Bir patojence etkinlestirildiklerinde bazofiller paratizlere karsi savunmada ve astim gibi alerjik reaksiyonlarda onemli rolu olan histamini salarlar Aktivasyon sirasinda eozinofiller bakterileri ve parazitleri oldurmede oldukca etkili fakat doku harabiyeti sirasinda olusan alerjik reaksiyonlardan da sorumlu olan yuksek oranli toksik proteinlerin ve serbest radikallerin alanlarini saklar Eozinofillerin etkinlestirilmesi ve toksin salinimi bu yuzden herhangi bir doku harabiyetinin onlenmesiyle oldukca iliskilidir Dogal oldurucu hucreler Dogal oldurucu hucreler NK hucreleri dogustan gelen bagisiklik sisteminin bilesenlerindendir Dogal oldurucu hucreler mikroplarca enfekte edilmis ev sahibi hucreleri bulup onlara saldirirlar dogrudan mikroplar uzerine etki etmezler Ornegin kendini kaybetme olarak bilinen surecte tumor hucrelerini virusle enfekte olmus hucreleri yok ederler Bu terim ev sahibi hucrelerin viral enfeksiyonlari sirasinda ulasilabilinen yeri hucre yuzeyinde dusuk seviyede bulunan MHC I olarak bilinen markerlari tarif eder Isimleri olan dogal oldurucu etkinlestirilmeye ihtiyac duymadan kendini kaybetmis hucreleri oldurduklerinden verilmistir g ve d T hucreleri Diger geleneksel T hucreleri altkumelerine benzer olarak gibi T hucre reseptorleri TCR ler sinirlandirilmis dogal oldurucu hucrelerdir g ve d T hucrelerinin dogal ve edinilmis bagisiklik arasinda yer almalarini saglayan karateristik ozelliklerini sergilerler Bir yandan g ve d T hucreleri edinilmis bagisiklik sisteminin TCR genlerinin duzenlenmesiyle cesitlilik kavsaginin uretilmesi ve hatirlanabilir bir fenotipi gelistirme icerigi olarak anlasilabilirler Her nasilsa cesitli altkumeler patern tanima reseptorleri olarak kullanilabilen bagli TCR ler ve dogal oldurucu hucreler dogustan gelen bagisiklik sisteminin parcalari olarak da dusunulebilirler Ornegin buna gore Vg9 Vd2 T hucrelerinin buyuk bir kismi mikroplarca uretilen saatlerce karsilik verir ve intraepiteliyal Vd1 T hucrelerine yuksek oranda baglanir Dogustan gelen bagisiklik yanitiDogustan gelen bagisiklik sistemi hucreleri tesirli bicimde vucuttaki bakterilerin serbestce gelismelerini onlerler bununla beraber bazi patojenler kendilerini dogustan gelen bagisiklik sisteminden koruyacak bazi mekanizmalar gelistirmislerdir Bacteroides turleri normalde memelilerin sindirim sistemi florasinin onemli kismini olusturan bakterilerdir Bazi turler ise ornegin B fragilis karin boslugunda enfeksiyonlara yol acabilen firsatci patojenlerdir Staphylococcus aureus fagositlerin kimokin sinyalleriyle yanit olusturma yetenegini baskilar M tuberculosis Streptococcus pyogenes ve Bacillus anthracis gibi diger organizmalar ise direkt fagositleri olduren mekanizmalar gelistirmislerdir Dogustan gelen bagisikligin diger sekilleriProkaryotlarda savunma Bakteriler ve belki bazi diger prokaryotik organizmalar kendilerini bakteriyofaj gibi diger patojenlerden korumak icin olarak bilinen essiz bir savunma mekanizmasi kullanirlar Bu sistemde bakteriler istilaci bakteriyofajlardaki viral DNA nin spesifik bolgelerine saldirip onlari yokeden olarak bilinen enzimi uretirler Restriksiyon modifikasyon endonukleazlar ve restriksiyon modifikasyon sistemi sadece prokaryotlarda bulunur Omurgasizlarda savunma Omurgasizlarin lenfositleri veya vucut bagisikligina bagli antikorlari yoktur ve bagisiklik sistemleri cok hucrelilerinkine ilk olarak omurgalilarda gorulen edinilmis bagisikliga benzer Yine de omurgasizlarin olan mekanizmalari omurgalilarin bagisikliginin onculeri gibidir Patern tanima reseptorleri neredeyse butun organizmalarca mikrobiyal patojenlerle iliskili molekulleri tanimlamak icin kullanilan proteinlerdir Toll benzeri reseptorler butun insanlar da dahil vucut bosluguna sahip butun organizmalarda tanima reseptorlerinin ana sinifini olustururlar Kompleman sistemi yukarida goruldugu gibi bagisiklik sisteminde organizmadan patojenleri temizlemeye yardimci olan bir biyokimyasal kaskaddir ve hayattaki butun canlilarda bulunur Yengecler kurtlar gibi cesitli bocekleri de iceren bazi omurgasizlar proPO olarak bilinen sistemin degismis sekli olan kompleman yanitini kullanirlar Antimikrobiyal peptidler dogustan gelen bagisiklik sisteminin evrimsel surecte korunmus ve hayattaki butun canli siniflarinda ve omurgasilarin sistemik bagisikliginin temeli olarak bulunan bilesenleridir Boceklerin bazi turleri defensinlerveolarak bilinen antimikrobiyal peptidleri uretirler Bitkilerde savunma Insanlari etkileyen patojenlerin her sinifi bitkilerde de hastalik yapabilir Hastaliga neden olan turler enfekte olan turlere gore degismekle birlikte bakteriler mantarlar virusler nematodlar ve boceklerin hepsi bitki hastaliklarina neden olabilir Hayvanlar birlikte bitkiler de boceklerin ya da diger patojenlerin saldirilarina ugrayabilirler savunmalarinda uretrikleri kimyasal bilesenlerle metabolik yanit olusturup enfeksiyonla savasabilir ya da kenidlerini bocek veya diger otoburlara karsi daha az cekici kilabilirler Bitkiler omurgasizlar gibi antikor ya da T hucresi yaniti veya patojenleri saptlayan ve onlara saldiran hareketli hucreler uretmezler Bununla beraber bitkiler sadece birkac hayvanin yapabildigi gibi enfeksiyon yerine yenilenebilir ve kullanildiktan sonra atilabilir parcalar uretirler Bitkinin bazi parcalarini atmasi ya da ayirmasi enfeksiyonun yayilmasinin durdurulmasina yardimci olur Cogu bagisiklik sistemi yaniti bitkinin tamamina yayilan sistemik kimyasal sinyaller gonderir Bitkiler patojenleri tanimlamak icin patern tanima reseptorleri kullanirlar ve enfeksiyondan kurtulmaya yardimci olan bazal bir yanit olusturmak icin kimyasal sinyaller uretirler Bitkinin bir parcasi mikrobiyal ya da viral bir patojenle enfekte edildiginde olusan ozel tarafindan tetiklenen bir zit etkilesim durumunda bitki sinirli bir yaniti HR olusturur enfeksiyonun oldugu bolgede bitkinin diger parcalarina yayilmasini engelleyen hizli programlanmis hucre olumu gerceklestirilir HR nin hayvanlardaki e benzer bazi ozellikleri vardir hucre parcalanmasini hucre olumu sirasinda duzenleyen bir proteaz olan nin 1 benzeri proteolitik aktivitesinin gerekliligi gibi Bitkilerde yaygin sekilde bulunan ve patojenleri saptlayan resistans R proteinleri tarafindan kodlanirlar Bu proteinler hayvan bagisiklik sisteminde yararli olan NOD ve Toll benzeri reseptorlere benzer domainler icerir SAR tum bitkiyi bircok enfeksiyon ajanina karsi direncli hale getiren bir savunma yaniti tipidir SAR salisilik asit ya da gibi kimyasal mesajcilarin urununu baglar Bu kimyasallarin bitki capinda yolculugu bitkinin enfekte olmamis diger bolgelerindeki hucreleri savunma bilesikleri uretmeleri icin uyarir Salisilik asit SAR in gelistirilmesinde zorunlu bir madde olmakla birlikte sinyalin tasinmasindan sorumlu degildir Son bulgular sinyalin bitkinin uc bolumlerine tasinmasnda rolu oldugunu gostermektedir RNA interferens mekanizmalari virus cogalmasini engelleyebildikleri icin bitkinin sistemik yanit sisteminde onemlidirler Jasmonik asit yaniti yapraklarda boceklerin verdigi hasarlarca uyarilir ve metil jasmonatin olusumunu saglar Ayrica bakinizApoptozisKaynakca a b c d Alberts Bruce 2002 Molecular Biology of the Cell Fourth Edition New York and London Garland Science ISBN 0 8153 3218 1 a b c d e Janeway Charles 2001 Charles Janeway Ed Immunobiology Fifth Edition New York and London Garland Science ISBN 0 8153 4101 6 28 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2008 a b c d Stvrtinova Viera 1995 Computing Centre Slovak Academy of Sciences Academic Electronic Press 18 Haziran 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Ocak 2008 a b Janeway CA Jr ve digerleri 2005 Immunobiology 6 bas Garland Science ISBN 0 443 07310 4 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Kennedy Alan 10 Ekim 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Ocak 2008 Finlay B McFadden G 2006 Anti immunology evasion of the host immune system by bacterial and viral pathogens Cell 124 4 ss 767 82 PMID 16497587 Finlay B Falkow S 1997 PDF Microbiol Mol Biol Rev 61 2 ss 136 69 PMID 9184008 4 Mart 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Ocak 2008 Dorland WAN editor 2003 30 bas W B Saunders ISBN 0 7216 0146 4 KB1 bakim Fazladan yazi yazar listesi link Kobayashi H 2005 Airway biofilms implications for pathogenesis and therapy of respiratory tract infections Treat Respir Med 4 4 ss 241 53 PMID 16086598 Restriction Enzymes 11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Access Excellence Classic Collection Background Paper a b Beck Gregory and Habicht Gail S Immunity and the Invertebrates 4 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Scientific American November 1996 60 66 Imler JL Hoffmann JA 2001 Toll receptors in innate immunity Trends Cell Biol Jul 11 7 304 11 Review PMID 11413042 a b c Schneider David 2005 Bitki bagisiklik yanitlari 3 Kasim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stanford Universitesi Mikrobiyoloji ve Immunolji Departmani Rojo E ve digerleri 2004 VPEgamma exhibits a caspase like activity that contributes to defense against pathogens Curr Biol 14 21 ss 1897 1906 PMID 15530390 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Baulcombe D 2004 RNA silencing in plants Nature 431 7006 ss 356 63 PMID 15372043 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Dogustan gelen bagisiklik sistemi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir www bagisiklik com 6 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde www index gen tr olu kirik baglanti