Müsâmeretnâme (Osmanlıca: مسامرتنامه), Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur.
Osmanlıca: مسامرتنامه | |
"Tercüman 1001 Temel Eser" kapsamında Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla çevrilmiş eserin kapağı | |
Yazar | Emin Nihat Bey |
---|---|
Ülke | Osmanlı İmparatorluğu |
Dil | Osmanlı Türkçesi |
Tür | Hikâye |
Yayım | 1871-1875 |
Biri Alexandre Dumas'ın Kraliçenin Gerdanlığı kitabının çevirisi olmak üzere yedi hikâyeden oluşan eser, toplam on iki cüzden meydana gelmektedir. Kölelik, genç erkeklerin yabancı ya da gayrimüslim kadınlarla ilişkiye girmesi, kur yapma ve evlenme gibi temalar hikâyelerde işlenmiştir. Türk hikâyesinde, Doğu ile Batı hikâyeciliği arasındaki ilk geçiş eserlerinden biri olarak görülmektedir ve yapılan eleştirilerde eserin geleneksel hikâyeden ayrılıp yeni hikâyeye geçiş yaptığı belirtilmiştir.
Konusu
"Binbaşı Rıfat Bey'in Sergüzeşti"nde Binbaşı Rıfat Bey, Boğaziçi'ni gezmek üzere bindiği vapurda bir yabancıyla karşılaşır ve yabancı, Rıfat Bey'i evine davet eder. İki kızı olan yabancının evine gidildikten sonra yabancının işi çıkar ve bir saat içinde döneceğini belirterek Rıfat Bey'den kendisini beklemesini söyleyerek evden ayrılır. Adamın küçük kızı ona evi gezdirir; en son yatak odasına giderek burada içki içerler. Küçük kız, bedenine karşılık Hristiyan olmasını isteyince Rıfat Bey sinirlenir. Kapıyı dinleyen büyük kız içeri girer ve üçlü arasındaki tartışmalardan sonra Rıfat Bey evden sinirli bir şekilde ayrılır.
"Kapı Kethüdası Behçet Efendi İle Makbule Hanım'ın Sergüzeşti"nde Behçet Efendi ile Makbule Hanım, sıbyan mektebinde okurken birbirine aşık olur. Dedikodular çıkınca ailesi kızı okuldan alsa da çift haberleşmeye devam eder ve en sonunda nişanlanır. Babası ölünce düğün masraflarını çıkarmak için Girit'e giden Behçet Efendi, burada memur olarak çalışır. İki yıl sonunda Makbule Hanım'ın ailesi nişanı bozarak kızı başkasıyla evlendirir. Behçet Efendi'nin amiri Zeynel Bey de kızını Behçet Efendi ile evlendirmek istemektedir ancak o bunu kabul etmez ve Girit'ten gizlice kaçar. Bosna'da Zeynel Bey'in adamları tarafından yakalanıp Bosna valisine götürülür; her şeyi öğrenen vali, Behçet Bey'i kendi yanında çalıştırır. Makbule Hanım ise eşinden ayrılmıştır. Haberi öğrenen Behçet Bey, İstanbul'a gitmek ister buna izin vermeyen vali, kendi hareminden istediği kızla evlenebileceğini belirtir fakat Behçet Bey kabul etmez. Bir gece yatağında yüzü peçeli bir kadın bulan Behçet Bey, kadınla konuştuktan sonra kadın gider fakat olay tekrar yaşanır ve kadının Makbule Hanım olduğu ortaya çıkar. Makbule Hanım, Behçet Bey'in peşinden Bosna'ya gelip valinin eşiyle arkadaşlık kurduğunu söyler. Hareminde gördüğü Makbule Hanım'a âşık olan vali, Behçet Efendi ile görüştüğünü öğrenir. Bir gece ikiliyi basan vali ile adamları, Behçet Bey'i İstanbul'a göndertir; vali Makbule Hanım ile evlenmek ister fakat reddedilir. Kadın hastalanarak yataklara düşer. Bunun üzerine vali, Behçet Efendi'yi yeniden Bosna'ya getirtir. Ölüm döşeğindeki Makbule Hanım'la Behçet Efendi'yi evlendirir. Nikâhın hemen ardından kadın ölür. Bir daha evlenmeyen Behçet Efendi de hayatı boyunca Makbule Hanım'a sadık kalır.
"Bir Osmanlı Kaptanının Bir İngiliz Kızıyla Vuku Bulan Sergüzeşti"nde eğitimini İngiltere'de sürdüren Nacit Bey, hocası Elizabet'e aşık olur ve bir zaman sonra ikili evlenir. İngiltere'de yaşayan ve oraya uyum sağlayan Nacit Bey, İstanbul'a döndüğünde annesi onu evlendirmek ister fakat o, bu isteğe karşı koyar. Elizabet'ten mektup alan Nacit Bey, Hanri adında bir oğlunun olduğunu ancak doğumdan birkaç gün sonra öldüğünü ve büyükannesinin yanına defnedildiğini öğrenir. Oğlunun Hristiyan olarak ölmesi sonucu din ve millet bilinci yaşayan Nacit Bey, Elizabet'ten vazgeçer.
"Gerdanlık Hikâyesi"nde Madam Dö Lamot, fettan ve dilbaz bir kadındır. Kuyumcubaşı, Kraliçe Mari Antuanet için gerdanlık yaptığını ama ülkedeki ekonomik sıkıntılardan ötürü kraliçenin XVI. Lui'ye gerdanlığı istemediğini söylediğini anlatır. Madam Dö Lamot çevirdiği çeşitli oyunlarla gerdanlığı ele geçirir ve satması için kocası Kont Dö Lamot'a verir. Gerdanlıkla ilgili gerçekleri öğrenen kraliçe, karı kocaya hapis cezası verdirir.
"Vasfi Bey ile Mukaddes Hanım'ın Sergüzeşti"nde Vasfi Bey ile Mukaddes Hanım mektepte tanışıp aşık olurlar. Mukaddes Hanım mektepten alındıktan sonra Vasfi Bey onu görebilmek için her cuma ve pazar Kağıthane'ye gider. Aylardan sonra burada Mukaddes Hanım'ı görür. Vasfi Bey'in babası, oğlunu kardeşinin kızıyla evlendirmek ister ama oğlu kabul etmez. Oğlu ile Mukaddes Hanım arasındaki ilişkiyi öğrenen baba, ikilinin evlenmesine izin vermeyeceğini belirtir. Mukaddes Hanım'ın babasının tayini Trabzon'a çıkar. Vasfi Bey, uşağı Hüsrev'i de Mukaddes Hanımlarla birlikte Trabzon'a gönderir. Mukaddes Hanım'a âşık olan uşak, her iki sevgiliye, diğerinin öldüğü yalanını söyler. Ailesinin zoruyla evlendirilen Mukaddes Hanım eşine yakınlık göstermez ve ayrılırlar. Zamanla sevdiğinin ölmediği gerçeğini öğrenen Vasfi Bey, Mukaddes Hanım ile evlenir.
"Faik Bey ile Nuridil Hanım'ın Sergüzeşti"nde asıl adı Biçuk olan Faik Bey, ailesi tarafından Kabartaylı isminde bir esir tüccarına satılır. Bindikleri gemi yolcularıyla birlikte Türk askerlerince ele geçirilir. Askerlerin araştırması üzerine esir olduğu öğrenilen Biçuk, Kabartaylı'dan alınarak İstanbul'da Esat Efendi'nin yanına verilir. Adam çocuğun adını Faik olarak değiştirir ve ona eczacılığı öğretir. Elleri egzama olan Nuridil adındaki esir kız tedavi için Esat Efendi'nin evine gönderilir. Burada iki genç birbirine aşık olur. Nuridil'in hanımı onu kendi oğluyla evlendirmek ister fakat kız kabul etmez. Bunun üzerine Nuridil satılır. Bir daha kızdan haber alamayan Faik Bey Girit'teki savaşa katılır. Savaşta yaralanınca İstanbul'a gönderilir ve yaşanan gelişmeler sonucu Nuridil ile evlenir.
"İhsan Hanım Yahut Atiye Hanım'la Uşşakının Sergüzeşti"nde Atiye ailesiyle geçit törenini izlemeye gider ve burada kendi uşaklarına benzeyen bir adamın kucağına verilir. Atılan maytap ve fişeklerden çıkan kıvılcımlar kargaşaya neden olunca herkes kaçmaya başlar. Atiye'yi kucağına alan adam, kızın başındaki altınları fark eder. Kızı alarak oradan kaçar. Altınları aldıktan sonra Atiye'yi bir tütüncü dükkânına bırakır. Dükkâna gelip kızın ailesini tanıdığını söyleyen bir adam kızı alarak dükkândan ayrılır fakat kızı ailesine değil de evlat özlemi çeken varlıklı Daniş Bey'e götürür. Daniş Bey kızın adını İhsan olarak değiştirir. On yıl sonra Daniş Bey'in ölümüyle İhsan Hanım İstanbul'a döner. Sait Bey ile tanışarak evlenir. Zamanla evlilikleri kötüye gider; İhsan Hanım, kocasının kendisi aldattığını öğrenir. Sait Bey'den boşanmak ister. Hikâyenin sonunda gerçek kimliğini öğrenen İhsan Hanım, gerçek ailesine kavuşur.
Tarihi
Müsâmeretnâme'den ilk kez Ahmet Hamdi Tanpınar, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinde "Hikâye ve Roman: İlk Tercümeler ve İlk Eserler" başlığında bahsetmiştir. Eseri Batılı tarzda yazılmış hikâyeler içinde Ahmet Midhat Efendi'nin Letaif-i Rivayat serisinden sonra "ikinci teşebbüs" olarak göstermiştir. 1966'da Mehmet Kaplan tarafından "Binbaşı Rıfat Bey'in Sergüzeşti"nin tahlili yapılmıştır.Latin harflerine aktarımı ise ilk kez Mustafa Uzun tarafından "Tercüman 1001 Temel Eser" kapsamında yapılmıştır. Bu çalışma, yedi hikâyeden oluşan eserin üç hikâyesinin sadeleştirilmiş metinlerini içermektedir. Tam metni Sabahattin Çağın ile Fazıl Gökçek tarafından Müsâmeretnâme adıyla ve Salih Okumuş tarafından Müsâmeretname Gece Hikâyeleri adıyla Latin harflerine aktarılmıştır. Ayrıca eser, Britanya döneminde Kıbrıs'ta 1892'de Kıraathene-i Osmaniye tarafından üç yüz adet olarak basılmıştır ve böylece adada basılan ilk Türkçe kitap olmuştur.
Kaynakları ve önemi
Türk hikâyesinde, Doğu ile Batı hikâyeciliği arasındaki ilk geçiş eserlerinden biri olarak görülen Müsâmeretnâme, Batı hikâyeciliğinde Giovanni Boccaccio'nun Decameron'u ile Antoine Galland tarafından ilk defa derlenerek Fransızcaya çevrilen Doğu hikâyeciliğinin bir ürünü olan Binbir Gece Masalları'ndan izler taşımaktadır.Mustafa Nihat Özön,Pertev Naili Boratav ve Ahmet Hamdi Tanpınar "Gerdanlık Hikâyesi"nin Alexandre Dumas'ın Kraliçenin Gerdanlığı adlı eserinin bir tercümesi olduğunu belirtmiştir.
Kitabın yeni harflerle basımındaki "Müsâmeretnâme'ye Dair" başlıklı yazısında Sabahattin Çağın, Müsâmeretnâme'nin "ilk hikâye ve roman örneklerinden biri olmasının yanında, yapı bakımından iç içe geçmiş olay örgüsüyle yazılması ve Doğu'da ve Batı'da bir geleneğin devamı olması bakımından da önemli bir eser" olduğunu söylemiştir. Tanpınar, "Bu ilk tecrübelerde ne psikoloji, ne canlı karakter, ne de etraftaki hayatı canlandırmak endişesi yoktur. Fakat vak'anın tertip şekli, kahramanlarla etraf arasında kurulmak istenen alâkalar, hadiseler üzerinde duruş tarzı ve bazı müşahede sızıntıları ile eski hikâyelerden de çok ayrılırlar." sözleriyle eserin önemine değinmiştir. Ekrem Işın, eseri "Tanzimat edebiyatında geleneksel anlatının kırıldığı noktada" göstermiştir.
Anlatım tarzı ve içerik
Müsâmeretnâme çerçeve anlatı tarzıyla kurgulanmıştır. Böylece Muhayyelât'tan sonra Türk edebiyatında çerçeve anlatının kullanıldığı ilk eser olmuştur. Bir çerçeve hikâye ve bu çerçeve anlatının içine yerleştirilen yedi hikâyeden oluşur. Çerçeve hikâyenin anlatıcısı her akşam toplanılan arkadaş sohbetlerinde sırasıyla bir kişinin hikâye anlattığını belirtir. Her anlatı, kendi çizgisinde ilerleyip sonuca bağlandıktan sonra tekrar çerçeve anlatıya dönülür ve yeni bir anlatı halkası başlar. Anlatıların değişmez bir anlatıcısı yoktur; çoğunlukla sözü devralan her kişi kendi başından geçen bir macerayı anlattığı için tekil birinci kişi anlatımı hakimdir. Ancak anlatıların başında ve sonunda, hikâye anlatmayı devralan kişi ile hikâyenin sonunu bildiren kimliği belirsiz bir kişi vardır. "Gerdanlık Hikâyesi" hariç kitapta yer alan diğer altı hikâyede de kahraman anlatıcı kullanılmıştır.
1871-1875 yılları arasında yayınlanan bu eser on iki cüzden oluşur. Bu cüzlerin kimi 50-60 sayfalık küçük bölümler iken kimi 130-140 sayfayı bulmaktadır. Her cüz Müsâmeretnâme umumî adıyla birlikte bir cüz numarası taşımakta, ayrıca içindeki esere göre başka bir isim de almaktadır. Bunlar; "Binbaşı Rıfat Bey'in Sergüzeşti" (I. cüz), "Kapı Kethüdası Behçet Efendi İle Makbule Hanım'ın Sergüzeşti" (II-III. cüzler), "Bir Osmanlı Kaptanının Bir İngiliz Kızıyla Vuku Bulan Sergüzeşti" (IV. cüz), "Gerdanlık Hikâyesi" (V. cüz), "Vasfi Bey İle Mukaddes Hanım'ın Sergüzeşti" (VI-VIII. cüzler), "Faik Bey İle Nuridil Hanım'ın Sergüzeşti" (VIII-IX. cüzler) ve "İhsan Hanım Yahut Atiye Hanım'la Uşşakının Sergüzeşti" (X-XII. cüzler) olarak sıralanır. Eserin ilk hikâyesinin sonunda yer alan "İşbu Müsâmeretnâme vekâyi'-i sahîhadan olmak üzere ibret-âmiz on adet fıkarâtı hâvî olup..." ifadesi, aslında kitabın on hikâyeden oluşacak şekilde planlandığını gösterse de hikâyelerin sayısı yedide kalmıştır. On tane olması gereken hikâyelerin yedi kalmasının sebebi yazara birer hikâye vermeyi tahahhüt edenlerin sözlerini yerine getirmemesidir ve hikâyeleri ona tamamlamak mümkünse de yedi hikâyenin neşrolunmasıyla yazar buna lüzum görmemiştir.
Eserin ilk beş cüzünün ilk sayfasında yazarın adı, tarih, matbaa ve basıldığı yer bilgisi yoktur; sadece her cüzün sonunda bir tarih mevcuttur. Kölelik, genç erkeklerin yabancı ya da gayrimüslim kadınlarla ilişkiye girmesi, kur yapma ve evlenme gibi temalar hikâyelerde işlenmiştir.
- "Kapı Kethüdası Behçet Efendi İle Makbule Hanım'ın Sergüzeşti"
- "Faik Bey ile Nuridil Hanım'ın Sergüzeşti", cüz 8.
- "Faik Bey ile Nuridil Hanım'ın Sergüzeşti", cüz 9.
- "İhsan Hanım Yahut Atiye Hanım'la Uşşakının Sergüzeşti", cüz 10.
- "İhsan Hanım Yahut Atiye Hanım'la Uşşakının Sergüzeşti", cüz 11.
- "İhsan Hanım Yahut Atiye Hanım'la Uşşakının Sergüzeşti", cüz 12.
Eleştiriler
Eser hakkında yapılan eleştirilerde geleneksel hikâyeden ayrılıp yeni hikâyeye geçiş yaptığı belirtilmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Müsâmeretnâme'nin teknik bakımdan Doğu'daki geleneksel anlatma tekniğiyle oluşturulduğunu, üslup bakımından Ahmed Midhat Efendi'nin çözük üslubuyla halk hikâyelerinin arasında kaldığını ancak bazı olayların tertip şekli, kahramanlarla etraf arasında kurulmak istenilen alâkalar, hadiseler üzerinde duruş tarzı ve bazı fikirlerle geleneksel hikâyelerden ayrıldığını belirtmiştir.Pertev Naili Boratav, "her türlü sanat endişelerinden uzak bir eser" olarak gördüğü Müsâmeretnâme'nin Tutiname ve Binbir Gece hikâyeleri tarzında bir çerçeveli hikâye külliyatına sahip olduğunu yazmıştır.Cevdet Kudret, birinci hikâyenin başı ve sonunda yer alan notlarda toplantıya katılan herkesin geceleri birer hikâye anlatmasının, Floransa'daki veba salgınından kaçan on kişinin on gün boyunca birer hikâye aktarmasıyla oluşan Giovanni Boccaccio'nun Decameron'uyla arasındaki benzerliğin dikkat çekici olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Emin Nihat'ın hikâyelerinde Divan edebiyatı ile halk edebiyatı hikâyelerinden yeni hikâyeye geçişin belirtilerinin kendini gösterdiğini yazmıştır.Selim İleri eserin, Ahmed Midhat Efendi'nin Letaif-i Rivayat'ı ile Osmanlı toplumunun bireysel ya da toplumsal sorunlarına eğilmekten uzak olduğunu söylemiş ve şu sözleri eklemiştir:
"1872-1875 yılları arasında yayımlanan Müsâmeretnâme, okunduğunda, gerçek bir düş kırıklığı yaratıyor. Emin Nihat, Aziz Efendi'yle çeviri romanların, ilk Batı ürünü yapıtların, özellikle uyarlanmış çevirilerin içinden çıkılmaz bir karışımı bence."
Notlar
- ^ "Tercüman 1001 Temel Eser" kapsamında çevrilen metnin girişinde M. İsmet Uzun, eserin ilk basım tarihi 1871 olarak gösterirken diğer kaynaklarda 1872 olarak belirtilmektedir.
Kaynakça
- Özel
- ^ a b Uzun, s. 28.
- ^ Tanpınar 2007, ss. 266-267.
- ^ Koçak 2015, ss. 771-790.
- ^ Kaplan 1966, s. 15.
- ^ Uzun, ss. 9-31.
- ^ a b Çağın 2003, ss. 9-22.
- ^ Okumuş 2002, Giriş.
- ^ Özyıldız, Ceyhan, (PDF), 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 3 Ağustos 2017
- ^ Gökçek 2003, s. 151.
- ^ Ünlü 2011, s. 466.
- ^ Demirlikan, Yasemin Usta, Geleneksel Türk Hikayesinin Sonlandığı Noktada Yer Alan Emin Nihat’ın Müsâmeretnâme Eseri Üzerine Bir İnceleme, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- ^ Gündüz 2009, s. 768.
- ^ Özön, Mustafa Nihat (1930). Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı.
- ^ a b Boratav, Pertev Naili (1982), Folklor ve Edebiyat I, İstanbul: , s. 310
- ^ a b Tanpınar 2007, s. 289.
- ^ Daşçıoğlu, Yılmaz; Koç, Okan, (Ed.) (2009). (PDF). International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. 4 (1-I). 27 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2017.
- ^ Işın, Ekrem (1981). "Emin Nihat ve XIX.Yüzyılın Büyük Sorusu". Oluşum, 44. s. 16.
- ^ Nazlı, Atiye (2011), , Konya: Selçuk Üniversitesi, 4 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 3 Ağustos 2017
- ^ Aras 2006, s. 93.
- ^ Gökalp, G. Gonca, "Osmanlı Dönemİ Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser", Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
- ^ Aras 2006, s. 94.
- ^ Gökalp, s. 12.
- ^ Aras 2006, s. 97.
- ^ Aras 2006, s. 3.
- ^ Uzun, s. 13.
- ^ Uzun, s. 16.
- ^ a b Kudret, Cevdet (2016), Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman, İstanbul: Kapı Yayınları, s. 61, ISBN
- ^ Uzun, s. 19.
- ^ Demirlikan, s. 5-6.
- ^ İleri, Selim (Temmuz 1975). (PDF). Türk Dili. Türk Öykücülüğü Özel Sayısı. Cilt XXXII (Sayı 286). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. 24 Ekim 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2017.
- Genel
- Aras, Yasemin (2006), BİR HİKÂYE OLARAK EMİN NİHAT BEY'İN MÜSAMERETNAMESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME, Kayseri
- Gündüz, Osman (2009), "GELENEKSEL ANLATMA FORMLARINDAN ÇAĞDAŞ ROMANA" (PDF), International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 4 (1-I), s. 768, 11 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 3 Ağustos 2017
- Gökçek, Fazıl; Çağın, Sabahattin, (Ed.) (2003), Müsâmeretnâme, İstanbul: Özgür Yayınları
- Gökçek, Fazıl (2003), , İstanbul: ilmi Araştırmalar, 6 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 3 Ağustos 2017
- Kaplan, Mehmet (1966), "Hikâye Tahlilleri: Bin Başı Rıfat Bey'in Sergüzeşti", Yol
- Koçak, Ahmet (2015), "MÜSAMERETNAME VE YAZARI EMİN NİHAT BEY'E DAİR YENİ BİLGİLER" (PDF), International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara, cilt 10/12, doi:10.7827/TurkishStudies.8610, ISSN 1308-2140, 15 Ocak 2018 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 2 Ekim 2020
- Okumuş, Salih, (Ed.) (2002), Müsameret-name (Gece Hikayeleri), Şule Yayınları
- Tanpınar, Ahmet Hamdi (2007), XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları
- Uzun, M. İsmet, "Giriş"; Emin Nihat Bey, Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme, İstanbul: Tercüman 1001 Temel Eser, ss. 9-31
- Ünlü, Osman (2011), (PDF), TÜBAR, 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 3 Ağustos 2017
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Musameretname Osmanlica مسامرتنامه Emin Nihat Bey tarafindan yazilmis ve Turk hikayeciliginin ilk orneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir 1871 1875 yillari arasinda yayimlanan ve toplamda yedi hikayeden olusan eser kis gecelerinde bir araya gelen dostlarin iyi vakit gecirmek ve eglenmek uzere gencliklerinde baslarindan gecenlerle ilgili anlatimlarina dayanmaktadir Musameretname hakkinda ilk degerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpinar XIX Asir Turk Edebiyati Tarihi adli calismasinda yapmistir Mustafa Uzun eseri sadelestirerek Gece Hikayeleri Musameretname adiyla gunumuz Turkcesine cevirmistir bugune kadar yeni harflere birden fazla aktarimi yapilmistir Cerceve anlatinin kullanildigi Musameretname de Decameron ile Binbir Gece Masallari ndan izler mevcuttur MusameretnameOsmanlica مسامرتنامه Tercuman 1001 Temel Eser kapsaminda Gece Hikayeleri Musameretname adiyla cevrilmis eserin kapagiYazarEmin Nihat BeyUlkeOsmanli ImparatorluguDilOsmanli TurkcesiTurHikayeYayim1871 1875 Biri Alexandre Dumas in Kralicenin Gerdanligi kitabinin cevirisi olmak uzere yedi hikayeden olusan eser toplam on iki cuzden meydana gelmektedir Kolelik genc erkeklerin yabanci ya da gayrimuslim kadinlarla iliskiye girmesi kur yapma ve evlenme gibi temalar hikayelerde islenmistir Turk hikayesinde Dogu ile Bati hikayeciligi arasindaki ilk gecis eserlerinden biri olarak gorulmektedir ve yapilan elestirilerde eserin geleneksel hikayeden ayrilip yeni hikayeye gecis yaptigi belirtilmistir Konusu Binbasi Rifat Bey in Serguzesti nde Binbasi Rifat Bey Bogazici ni gezmek uzere bindigi vapurda bir yabanciyla karsilasir ve yabanci Rifat Bey i evine davet eder Iki kizi olan yabancinin evine gidildikten sonra yabancinin isi cikar ve bir saat icinde donecegini belirterek Rifat Bey den kendisini beklemesini soyleyerek evden ayrilir Adamin kucuk kizi ona evi gezdirir en son yatak odasina giderek burada icki icerler Kucuk kiz bedenine karsilik Hristiyan olmasini isteyince Rifat Bey sinirlenir Kapiyi dinleyen buyuk kiz iceri girer ve uclu arasindaki tartismalardan sonra Rifat Bey evden sinirli bir sekilde ayrilir Kapi Kethudasi Behcet Efendi Ile Makbule Hanim in Serguzesti nde Behcet Efendi ile Makbule Hanim sibyan mektebinde okurken birbirine asik olur Dedikodular cikinca ailesi kizi okuldan alsa da cift haberlesmeye devam eder ve en sonunda nisanlanir Babasi olunce dugun masraflarini cikarmak icin Girit e giden Behcet Efendi burada memur olarak calisir Iki yil sonunda Makbule Hanim in ailesi nisani bozarak kizi baskasiyla evlendirir Behcet Efendi nin amiri Zeynel Bey de kizini Behcet Efendi ile evlendirmek istemektedir ancak o bunu kabul etmez ve Girit ten gizlice kacar Bosna da Zeynel Bey in adamlari tarafindan yakalanip Bosna valisine goturulur her seyi ogrenen vali Behcet Bey i kendi yaninda calistirir Makbule Hanim ise esinden ayrilmistir Haberi ogrenen Behcet Bey Istanbul a gitmek ister buna izin vermeyen vali kendi hareminden istedigi kizla evlenebilecegini belirtir fakat Behcet Bey kabul etmez Bir gece yataginda yuzu peceli bir kadin bulan Behcet Bey kadinla konustuktan sonra kadin gider fakat olay tekrar yasanir ve kadinin Makbule Hanim oldugu ortaya cikar Makbule Hanim Behcet Bey in pesinden Bosna ya gelip valinin esiyle arkadaslik kurdugunu soyler Hareminde gordugu Makbule Hanim a asik olan vali Behcet Efendi ile gorustugunu ogrenir Bir gece ikiliyi basan vali ile adamlari Behcet Bey i Istanbul a gondertir vali Makbule Hanim ile evlenmek ister fakat reddedilir Kadin hastalanarak yataklara duser Bunun uzerine vali Behcet Efendi yi yeniden Bosna ya getirtir Olum dosegindeki Makbule Hanim la Behcet Efendi yi evlendirir Nikahin hemen ardindan kadin olur Bir daha evlenmeyen Behcet Efendi de hayati boyunca Makbule Hanim a sadik kalir Bir Osmanli Kaptaninin Bir Ingiliz Kiziyla Vuku Bulan Serguzesti nde egitimini Ingiltere de surduren Nacit Bey hocasi Elizabet e asik olur ve bir zaman sonra ikili evlenir Ingiltere de yasayan ve oraya uyum saglayan Nacit Bey Istanbul a dondugunde annesi onu evlendirmek ister fakat o bu istege karsi koyar Elizabet ten mektup alan Nacit Bey Hanri adinda bir oglunun oldugunu ancak dogumdan birkac gun sonra oldugunu ve buyukannesinin yanina defnedildigini ogrenir Oglunun Hristiyan olarak olmesi sonucu din ve millet bilinci yasayan Nacit Bey Elizabet ten vazgecer Gerdanlik Hikayesi nde Madam Do Lamot fettan ve dilbaz bir kadindir Kuyumcubasi Kralice Mari Antuanet icin gerdanlik yaptigini ama ulkedeki ekonomik sikintilardan oturu kralicenin XVI Lui ye gerdanligi istemedigini soyledigini anlatir Madam Do Lamot cevirdigi cesitli oyunlarla gerdanligi ele gecirir ve satmasi icin kocasi Kont Do Lamot a verir Gerdanlikla ilgili gercekleri ogrenen kralice kari kocaya hapis cezasi verdirir Vasfi Bey ile Mukaddes Hanim in Serguzesti nde Vasfi Bey ile Mukaddes Hanim mektepte tanisip asik olurlar Mukaddes Hanim mektepten alindiktan sonra Vasfi Bey onu gorebilmek icin her cuma ve pazar Kagithane ye gider Aylardan sonra burada Mukaddes Hanim i gorur Vasfi Bey in babasi oglunu kardesinin kiziyla evlendirmek ister ama oglu kabul etmez Oglu ile Mukaddes Hanim arasindaki iliskiyi ogrenen baba ikilinin evlenmesine izin vermeyecegini belirtir Mukaddes Hanim in babasinin tayini Trabzon a cikar Vasfi Bey usagi Husrev i de Mukaddes Hanimlarla birlikte Trabzon a gonderir Mukaddes Hanim a asik olan usak her iki sevgiliye digerinin oldugu yalanini soyler Ailesinin zoruyla evlendirilen Mukaddes Hanim esine yakinlik gostermez ve ayrilirlar Zamanla sevdiginin olmedigi gercegini ogrenen Vasfi Bey Mukaddes Hanim ile evlenir Faik Bey ile Nuridil Hanim in Serguzesti nde asil adi Bicuk olan Faik Bey ailesi tarafindan Kabartayli isminde bir esir tuccarina satilir Bindikleri gemi yolculariyla birlikte Turk askerlerince ele gecirilir Askerlerin arastirmasi uzerine esir oldugu ogrenilen Bicuk Kabartayli dan alinarak Istanbul da Esat Efendi nin yanina verilir Adam cocugun adini Faik olarak degistirir ve ona eczaciligi ogretir Elleri egzama olan Nuridil adindaki esir kiz tedavi icin Esat Efendi nin evine gonderilir Burada iki genc birbirine asik olur Nuridil in hanimi onu kendi ogluyla evlendirmek ister fakat kiz kabul etmez Bunun uzerine Nuridil satilir Bir daha kizdan haber alamayan Faik Bey Girit teki savasa katilir Savasta yaralaninca Istanbul a gonderilir ve yasanan gelismeler sonucu Nuridil ile evlenir Ihsan Hanim Yahut Atiye Hanim la Ussakinin Serguzesti nde Atiye ailesiyle gecit torenini izlemeye gider ve burada kendi usaklarina benzeyen bir adamin kucagina verilir Atilan maytap ve fiseklerden cikan kivilcimlar kargasaya neden olunca herkes kacmaya baslar Atiye yi kucagina alan adam kizin basindaki altinlari fark eder Kizi alarak oradan kacar Altinlari aldiktan sonra Atiye yi bir tutuncu dukkanina birakir Dukkana gelip kizin ailesini tanidigini soyleyen bir adam kizi alarak dukkandan ayrilir fakat kizi ailesine degil de evlat ozlemi ceken varlikli Danis Bey e goturur Danis Bey kizin adini Ihsan olarak degistirir On yil sonra Danis Bey in olumuyle Ihsan Hanim Istanbul a doner Sait Bey ile tanisarak evlenir Zamanla evlilikleri kotuye gider Ihsan Hanim kocasinin kendisi aldattigini ogrenir Sait Bey den bosanmak ister Hikayenin sonunda gercek kimligini ogrenen Ihsan Hanim gercek ailesine kavusur TarihiMusameretname den ilk kez Ahmet Hamdi Tanpinar XIX Asir Turk Edebiyati Tarihi adli eserinde Hikaye ve Roman Ilk Tercumeler ve Ilk Eserler basliginda bahsetmistir Eseri Batili tarzda yazilmis hikayeler icinde Ahmet Midhat Efendi nin Letaif i Rivayat serisinden sonra ikinci tesebbus olarak gostermistir 1966 da Mehmet Kaplan tarafindan Binbasi Rifat Bey in Serguzesti nin tahlili yapilmistir Latin harflerine aktarimi ise ilk kez Mustafa Uzun tarafindan Tercuman 1001 Temel Eser kapsaminda yapilmistir Bu calisma yedi hikayeden olusan eserin uc hikayesinin sadelestirilmis metinlerini icermektedir Tam metni Sabahattin Cagin ile Fazil Gokcek tarafindan Musameretname adiyla ve Salih Okumus tarafindan Musameretname Gece Hikayeleri adiyla Latin harflerine aktarilmistir Ayrica eser Britanya doneminde Kibris ta 1892 de Kiraathene i Osmaniye tarafindan uc yuz adet olarak basilmistir ve boylece adada basilan ilk Turkce kitap olmustur Kaynaklari ve onemiTurk hikayesinde Dogu ile Bati hikayeciligi arasindaki ilk gecis eserlerinden biri olarak gorulen Musameretname Bati hikayeciliginde Giovanni Boccaccio nun Decameron u ile Antoine Galland tarafindan ilk defa derlenerek Fransizcaya cevrilen Dogu hikayeciliginin bir urunu olan Binbir Gece Masallari ndan izler tasimaktadir Mustafa Nihat Ozon Pertev Naili Boratav ve Ahmet Hamdi Tanpinar Gerdanlik Hikayesi nin Alexandre Dumas in Kralicenin Gerdanligi adli eserinin bir tercumesi oldugunu belirtmistir Kitabin yeni harflerle basimindaki Musameretname ye Dair baslikli yazisinda Sabahattin Cagin Musameretname nin ilk hikaye ve roman orneklerinden biri olmasinin yaninda yapi bakimindan ic ice gecmis olay orgusuyle yazilmasi ve Dogu da ve Bati da bir gelenegin devami olmasi bakimindan da onemli bir eser oldugunu soylemistir Tanpinar Bu ilk tecrubelerde ne psikoloji ne canli karakter ne de etraftaki hayati canlandirmak endisesi yoktur Fakat vak anin tertip sekli kahramanlarla etraf arasinda kurulmak istenen alakalar hadiseler uzerinde durus tarzi ve bazi musahede sizintilari ile eski hikayelerden de cok ayrilirlar sozleriyle eserin onemine deginmistir Ekrem Isin eseri Tanzimat edebiyatinda geleneksel anlatinin kirildigi noktada gostermistir Anlatim tarzi ve icerikMusameretname cerceve anlati tarziyla kurgulanmistir Boylece Muhayyelat tan sonra Turk edebiyatinda cerceve anlatinin kullanildigi ilk eser olmustur Bir cerceve hikaye ve bu cerceve anlatinin icine yerlestirilen yedi hikayeden olusur Cerceve hikayenin anlaticisi her aksam toplanilan arkadas sohbetlerinde sirasiyla bir kisinin hikaye anlattigini belirtir Her anlati kendi cizgisinde ilerleyip sonuca baglandiktan sonra tekrar cerceve anlatiya donulur ve yeni bir anlati halkasi baslar Anlatilarin degismez bir anlaticisi yoktur cogunlukla sozu devralan her kisi kendi basindan gecen bir macerayi anlattigi icin tekil birinci kisi anlatimi hakimdir Ancak anlatilarin basinda ve sonunda hikaye anlatmayi devralan kisi ile hikayenin sonunu bildiren kimligi belirsiz bir kisi vardir Gerdanlik Hikayesi haric kitapta yer alan diger alti hikayede de kahraman anlatici kullanilmistir 1871 1875 yillari arasinda yayinlanan bu eser on iki cuzden olusur Bu cuzlerin kimi 50 60 sayfalik kucuk bolumler iken kimi 130 140 sayfayi bulmaktadir Her cuz Musameretname umumi adiyla birlikte bir cuz numarasi tasimakta ayrica icindeki esere gore baska bir isim de almaktadir Bunlar Binbasi Rifat Bey in Serguzesti I cuz Kapi Kethudasi Behcet Efendi Ile Makbule Hanim in Serguzesti II III cuzler Bir Osmanli Kaptaninin Bir Ingiliz Kiziyla Vuku Bulan Serguzesti IV cuz Gerdanlik Hikayesi V cuz Vasfi Bey Ile Mukaddes Hanim in Serguzesti VI VIII cuzler Faik Bey Ile Nuridil Hanim in Serguzesti VIII IX cuzler ve Ihsan Hanim Yahut Atiye Hanim la Ussakinin Serguzesti X XII cuzler olarak siralanir Eserin ilk hikayesinin sonunda yer alan Isbu Musameretname vekayi i sahihadan olmak uzere ibret amiz on adet fikarati havi olup ifadesi aslinda kitabin on hikayeden olusacak sekilde planlandigini gosterse de hikayelerin sayisi yedide kalmistir On tane olmasi gereken hikayelerin yedi kalmasinin sebebi yazara birer hikaye vermeyi tahahhut edenlerin sozlerini yerine getirmemesidir ve hikayeleri ona tamamlamak mumkunse de yedi hikayenin nesrolunmasiyla yazar buna luzum gormemistir Eserin ilk bes cuzunun ilk sayfasinda yazarin adi tarih matbaa ve basildigi yer bilgisi yoktur sadece her cuzun sonunda bir tarih mevcuttur Kolelik genc erkeklerin yabanci ya da gayrimuslim kadinlarla iliskiye girmesi kur yapma ve evlenme gibi temalar hikayelerde islenmistir Ataturk Kitapligi ndan Musameretname deki hikayelerin kapaklari Kapi Kethudasi Behcet Efendi Ile Makbule Hanim in Serguzesti Faik Bey ile Nuridil Hanim in Serguzesti cuz 8 Faik Bey ile Nuridil Hanim in Serguzesti cuz 9 Ihsan Hanim Yahut Atiye Hanim la Ussakinin Serguzesti cuz 10 Ihsan Hanim Yahut Atiye Hanim la Ussakinin Serguzesti cuz 11 Ihsan Hanim Yahut Atiye Hanim la Ussakinin Serguzesti cuz 12 Istanbul Kirk Anbar Matbaasi ElestirilerEser hakkinda yapilan elestirilerde geleneksel hikayeden ayrilip yeni hikayeye gecis yaptigi belirtilmistir Ahmet Hamdi Tanpinar Musameretname nin teknik bakimdan Dogu daki geleneksel anlatma teknigiyle olusturuldugunu uslup bakimindan Ahmed Midhat Efendi nin cozuk uslubuyla halk hikayelerinin arasinda kaldigini ancak bazi olaylarin tertip sekli kahramanlarla etraf arasinda kurulmak istenilen alakalar hadiseler uzerinde durus tarzi ve bazi fikirlerle geleneksel hikayelerden ayrildigini belirtmistir Pertev Naili Boratav her turlu sanat endiselerinden uzak bir eser olarak gordugu Musameretname nin Tutiname ve Binbir Gece hikayeleri tarzinda bir cerceveli hikaye kulliyatina sahip oldugunu yazmistir Cevdet Kudret birinci hikayenin basi ve sonunda yer alan notlarda toplantiya katilan herkesin geceleri birer hikaye anlatmasinin Floransa daki veba salginindan kacan on kisinin on gun boyunca birer hikaye aktarmasiyla olusan Giovanni Boccaccio nun Decameron uyla arasindaki benzerligin dikkat cekici oldugunu belirtmistir Ayrica Emin Nihat in hikayelerinde Divan edebiyati ile halk edebiyati hikayelerinden yeni hikayeye gecisin belirtilerinin kendini gosterdigini yazmistir Selim Ileri eserin Ahmed Midhat Efendi nin Letaif i Rivayat i ile Osmanli toplumunun bireysel ya da toplumsal sorunlarina egilmekten uzak oldugunu soylemis ve su sozleri eklemistir 1872 1875 yillari arasinda yayimlanan Musameretname okundugunda gercek bir dus kirikligi yaratiyor Emin Nihat Aziz Efendi yle ceviri romanlarin ilk Bati urunu yapitlarin ozellikle uyarlanmis cevirilerin icinden cikilmaz bir karisimi bence Notlar Tercuman 1001 Temel Eser kapsaminda cevrilen metnin girisinde M Ismet Uzun eserin ilk basim tarihi 1871 olarak gosterirken diger kaynaklarda 1872 olarak belirtilmektedir KaynakcaOzel a b Uzun s 28 Tanpinar 2007 ss 266 267 Kocak 2015 ss 771 790 Kaplan 1966 s 15 Uzun ss 9 31 a b Cagin 2003 ss 9 22 Okumus 2002 Giris Ozyildiz Ceyhan PDF 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 3 Agustos 2017 Gokcek 2003 s 151 Unlu 2011 s 466 Demirlikan Yasemin Usta Geleneksel Turk Hikayesinin Sonlandigi Noktada Yer Alan Emin Nihat in Musameretname Eseri Uzerine Bir Inceleme Yeditepe Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Gunduz 2009 s 768 Ozon Mustafa Nihat 1930 Metinlerle Muasir Turk Edebiyati Tarihi Istanbul Turkiye Cumhuriyeti Milli Egitim Bakanligi a b Boratav Pertev Naili 1982 Folklor ve Edebiyat I Istanbul s 310 a b Tanpinar 2007 s 289 Dascioglu Yilmaz Koc Okan Ed 2009 PDF International Periodical For the Languages Literature and History of Turkish or Turkic 4 1 I 27 Subat 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Agustos 2017 Isin Ekrem 1981 Emin Nihat ve XIX Yuzyilin Buyuk Sorusu Olusum 44 s 16 Nazli Atiye 2011 Konya Selcuk Universitesi 4 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 3 Agustos 2017 Aras 2006 s 93 Gokalp G Gonca Osmanli DonemI Turk Romaninin Baslangicinda Bes Eser Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Aras 2006 s 94 Gokalp s 12 Aras 2006 s 97 Aras 2006 s 3 Uzun s 13 Uzun s 16 a b Kudret Cevdet 2016 Turk Edebiyatinda Hikaye ve Roman Istanbul Kapi Yayinlari s 61 ISBN 9786055147662 Uzun s 19 Demirlikan s 5 6 Ileri Selim Temmuz 1975 PDF Turk Dili Turk Oykuculugu Ozel Sayisi Cilt XXXII Sayi 286 Ankara Turk Dil Kurumu Yayinlari 24 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 27 Mart 2017 GenelAras Yasemin 2006 BIR HIKAYE OLARAK EMIN NIHAT BEY IN MUSAMERETNAMESI UZERINE BIR INCELEME Kayseri Gunduz Osman 2009 GELENEKSEL ANLATMA FORMLARINDAN CAGDAS ROMANA PDF International Periodical For the Languages Literature and History of Turkish or Turkic 4 1 I s 768 11 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 3 Agustos 2017 Gokcek Fazil Cagin Sabahattin Ed 2003 Musameretname Istanbul Ozgur Yayinlari Gokcek Fazil 2003 Istanbul ilmi Arastirmalar 6 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 3 Agustos 2017 Kaplan Mehmet 1966 Hikaye Tahlilleri Bin Basi Rifat Bey in Serguzesti Yol Kocak Ahmet 2015 MUSAMERETNAME VE YAZARI EMIN NIHAT BEY E DAIR YENI BILGILER PDF International Periodical for the Languages Literature and History of Turkish or Turkic Ankara cilt 10 12 doi 10 7827 TurkishStudies 8610 ISSN 1308 2140 15 Ocak 2018 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 2 Ekim 2020 Okumus Salih Ed 2002 Musameret name Gece Hikayeleri Sule Yayinlari Tanpinar Ahmet Hamdi 2007 XIX Asir Turk Edebiyati Tarihi Istanbul Yapi Kredi Yayinlari Uzun M Ismet Giris Emin Nihat Bey Gece Hikayeleri Musameretname Istanbul Tercuman 1001 Temel Eser ss 9 31 Unlu Osman 2011 PDF TUBAR 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 3 Agustos 2017