Muhayyelât, Muhayyelât-ı Ledünni-i İlahi-i Giridî Ali Aziz Efendi ya da Muhayyelât-ı Aziz Efendi (Osmanlıca: مخیلات عزيز افندی), Giritli Ali Aziz Efendi'nin 18. yüzyıl sonunda yazdığı ve ilk baskısı 1852 yılında yapılan fantastik bir eser.
Kitabın Muhayyelât-ı Aziz Efendi adıyla Ahmet Kabaklı tarafından sadeleştirilerek yeni harflerle de yayımlanmış kapağı (1973) | |
Yazar | Giritli Ali Aziz Efendi |
---|---|
Ülke | Osmanlı İmparatorluğu |
Dil | Osmanlı Türkçesi |
Tür | Hikâye |
Yayım | 1852 (1. basım) (özgün) 1973 (Sadeleştirilerek) (Türkçe) |
Yazarın, kendine has bir üslupla kaleme aldığı hikâyelerden oluşan eser, modern Türk hikâyesinin başlangıcı sayılmaktadır. Büyük ölçüde 18 yüzyıl İstanbul’undan ve saray hayatından izler taşıyan hikâyelerde ve cinler, periler, büyü, sihir gibi olağanüstü ögeler bulunur.
Muhayyelat, bir yandan masal öte yandan da hikâye özelliği gösterir; Binbir Gece ya da Binbir Gündüz türünden masalları benimsemiş bir anlatıma sahiptir. Hikâyelerde İstanbul'un 18. yüzyıl yaşamından yerler seçilmiş olması, eseri Doğu hikâyeciliğinin genelgeçer örneklerinden ayırır. Muhayyelât'taki hikâyelerin kimisi, "kadîmü'l eyyâmda terkibi"yle başlar ve düşsel bir mekânda geçer.
Eser, Tanzimat edebiyatı yazarları tarafından "artık terk edilmesi gereken, gerçek dışı anlatı"ya örnek olarak verilmiş ve alaya alınmıştır. Ancak günümüzde; geleneği modernize ederek sözlü kültürü yazılı kültüre dönüştüren; Doğu edebiyatını Türk edebiyatıyla, geçmişi kendi çağıyla birleştiren bir eser olarak değerlendirilir.
Yazma nüshaları ve baskıları
Muhayyelat'ın en eski ve tam nüshası, 1799 tarihlidir ve Aziz Efendi'nin ölümünden sonra Ahmet Zihni tarafından Muhayyelât-ı Ledünni-i İlahi adıyla kopyalanmıştır. Bir yazma nüshası Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları kısmında bulunmaktadır.
Eserin ilk baskısı 1852 yılında İstanbul'da Darü't-Tıbaati'l-Âmire (Matbaa-i Âmire) ve Takvim-i Vekayi Matbaası'nda yapılmıştır. Daha sonra 1867'de Mekteb-i Harbiye-i Şahâne Matbaası'nda ve son olarak 1873'te İzzet Efendi Matbaası'nda iki baskısı daha yapılmıştır. Bunlardan biri, diğerinden farklı olarak büyük boy ve yüz doksan iki sayfadır.
1973'te, Ahmet Kabaklı tarafından 1867'deki baskısı esas tutulmak üzere sadeleştirilerek yeni harflerle yayımlanmıştır.
Konusu
Muhayyelât, "hayâl" denilen üç ana (çerçeve) bölüme ve her hayâl de kendi içinde bölümlere -iç hikâyelere- ayrılmaktadır. Burada sadece ana bölümlerin konusu yazılmıştır.
Birinci Hayâl: Hayâl-i Evvel
- Çerçeve hikâye: Isfahan Hükümdarı Harzemşâh'ın Oğlu Kamercan'ın Hikâyesi
- Birinci iç hikâye: Şehzade Asil'in Hikâyesi
- Birinci iç hikâye: Şehzade Asil'in Hikâyesi
sayfa 3-73 arası
- Isfahan Hükümdarı Harzemşâh'ın Oğlu Kamercan'ın Hikâyesi
Harzemşâh'ın Kamercan adında bir oğlu vardır ve evlilik vakti gelmiştir. Babası oğlunun ister saraydaki cariyelerden biriyle, ister dışarıdaki kızlardan en güzelini seçip onunla evlenmesini eşi ve başveziriyle kararlaştırır. Durumu oğluna açtığında Kamercan, kadınların "sebatsız ve vefâsız" olduklarını okuduğunu, hayatını İsa gibi tek ve bekâr geçireceğini belirtir. Harzemşâh, bu inat karşısında baskı uygulamak amacıyla oğlunu hapse attırır. Hapishanenin bahçesindeki kör bir kuyudan çıkan yaşlı bir peri, uyuyan Kamercan'ı görür ve öpüp geri döner. Peri, geri döndüğü sırada başka bir periyle karşılaşır ve kavga ederler. Öteki peri, kavgada yenilmek üzereyken Çin'de gördüğü padişah Şuca Han'ın kızı Gülruh'un güzelliğinden dem vurur. İlk peri de Kamercan'ı anlatır. Tartışma uzayınca ikisini karşılaştırmak isterler ve öteki peri, sihirle Çin'e gidip kızı getirerek şehzadenin yanına yatırır. Kamercan uyanınca yanında dünya güzeli kızı görür ve öperek uyandırmaya çalışır, fakat kız uyanmaz. Kamercan da kızın yüzüğü ile kendi yüzüğünü değiştirir. Periler, şehzadeyi uyutup kızı uyandırırlar. Kız da uyanınca şehzadeyi görür ve beğenir. Periler, kızı tekrar uyutup Çin sarayındaki odasına götürürler. Şehzade sabah olunca olanları lalası ile babasına anlatır. Kızı bulmaya çalışırlar. Kız ise Kamercan'ın aşkıyla günden güne sararıp solmaktayken süt kardeşi Saba yola çıkıp iki yıl sonunda Kamercan'ı bulur ve onu Gülruh'a götürür; şehzade ile kız evlenirler. Üç yıl sonra memleketine dönmek üzere eşiyle yola çıkan Kamercan, Gülruh uyurken Gülruh'un kemerindeki muskayı çıkarıp okuduğu sırada bir çaylak muskayı alıp kaçar. Çaylağın peşinden giden Kamercan, ateşperestlerin şehri Multaniye'ye gider, fakat buradan Basra'ya senede bir gemi kalktığından on bir ay beklemek zorunda kalır. Gülruh ise uyandığında eşini göremez ve yaban illerde tek başına kalacağından korktuğundan kocasının kıyafetlerini giyip hizmetçisi ve askerleriyle Basra'ya gider. Burada ülkenin hâkimi olan Hudakulu Şâh, Kamercan geldi sanarak ikramlarda bulunur ve Gülruh'u kızı Ferruh ile evlendirip padişahlık yaptırır. Gülruh, zifaf gecesi Ferruh'a göğsünü açar ve olanları anlatır. Ferruh da sırrını tutmaya söz verir. Kamercan ise muskayı bulur. Bir gün bahçeyle uğraşırken bulduğu defineyi gemiyle Basra'ya götürmek üzere fıçılara altın tozu halinde doldurur ve yanlışlıkla muskayı içine düşürür. Gemi geldiğinde fıçılar gemiye yüklenir, fakat gemi Kamercan olmadan hareket eder. Basra'da Kamercan kılığında padişahlık yapan Gülruh, Kamercan'a dair ipucu bulma umuduyla geminin kaptanıyla konuşur, ardından fıçıları kontrol ederken muskayı görür. Kaptandan hemen gidip unuttuğu adamı Basra'ya getirmesini emreder. Kamercan getirilince Gülruh başından geçenleri Hudakulu Şâh'a anlatır. Şâh, Kamercan'ın Ferruh'la da evlenmesini ister ve bu istek kabul edilir. Her iki kadından da aynı gün birer şehzade dünyaya gelir. Gülruh'tan doğana Asil, Ferruh'tan doğana Nesil adını koyarlar. Şehzadeler on sekiz yaşına geldiğinde Kamercan'ın veziri onları çekemediğinden Asil'i Çin padişahı Şuca Han'ın yanına, Nesil'i Harzemşâh tarafına göndertir.
İkinci Hayâl: Hayâl-i Sânî
- Çerçeve hikâye: Cevad'ın Hikâyesi
- Birinci iç hikâye: Ebu Ali Sina'nın Hikâyesi
- Birinci iç hikâye: Ebu Ali Sina'nın Hikâyesi
sayfa 73-186 arası
- Cevad'ın Hikâyesi
Atina şehrinde yaşı yetmişe ulaşmış Hacı Lebib adında zengin bir tüccar yaşar. Bu tüccar çocuğu olmadığı için üzgündür. Bir gün adının Ebu Ali Sina olduğunu söyleyen nur yüzlü, yaşlı bir zat çıkagelir. Hacı Lebib'in Cevad adında bir çocuğu olacağını söyler ve koynundan çıkardığı bir kutudan iki hap alıp birini Lebib'in, ötekini karısının yutmasını tembih eder. Ayrıca doğacak çocuğun manevi evladı olmasını, on dört yaşına geldiğinde talim ve terbiye maksadıyla yanına gönderilmesini ister. Hacı Lebib'in karısı çok geçmeden hamile kalır ve zamanı gelince çocuk dünyaya gelir. Cevad adı verilen çocuk on dört yaşına geldiğinde Ebu Ali Sina'nın yanına gönderilir, orada sihir ve simya öğrenir. Bir gün üstâdıyla sohbet ederken kapı çalar ancak Cevad kapıyı açınca kimseyi göremez. Kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde üstâdının evinde değil saray gibi bir yerde olduğunu görür. Güzel giyinmiş cariyeler Cevad'ı alıp önce hamama ardından dünya güzeli bir sultanın yanına götürürler. On bir gün sonra kıza kim olduğunu ve neden buraya getirildiğini sorar. Kız, burasının Semerkant şehri olduğunu ve kendisinin de bu diyarın padişahı Kirşasp Şâh'ın kızı Fitneidil olduğunu söyler. Sihir, tılsım ve simyaya meyli olduğunu, bu alanlarda derinleşmek istediğini, bundan ötürü üstâdı Hoca Babik'in Cevad'ı salık verdiğini belirtir. Üstâdının sözleri üzerine Cevad'a âşık olduğunu, onunla evleneceğini söyler ve ardından Harut ile Marut'un tılsımlı duasını kendisine öğretmesini ister. Cevad, kızın asıl amacının üstadının en büyük sırrını öğrenmek olduğunu anlayınca bütün tehdit, ısrar ve zorlamalara rağmen bildiklerini kıza anlatmaz. Sonunda Cevad'ı bir kuyuya baş aşağı atarlar. Kuyunun dibine düşerken kendisini birden üstâdı Ebu Ali Sina'nın huzurunda bulur ve yaşadıklarının hikmetini sorar. Üstâdı kendisine eziyet ettiklerini, bunun nedeninin de sır saklamanın önemini öğrenip öğrenmediğini denemek olduğunu belirtir. Ebu Ali Sina, Cevad'ın sınamayı geçtiğini söyler ve kendi üstâdının kendisine uyguladığı hikmeti anlatır.
Üçüncü Hayâl: Hayâl-i Sâlis
- Çerçeve hikâye: Şeyh İzzüddin'in Hikâyesi
sayfa 186-239 arası
- Şeyh İzzüddin'in Hikâyesi
Cezîretülkübra'da Şeyh İzzüddin adında olgun bir zat vardır. Derdi olan kim varsa ona koşar, ona sığınır. Zamanla insanların kendisine koşmasından ruhuna bezginlik gelir. Bunun üzerine Mısır'a göç ederek Kaşifiye adındaki bir semtte ev kiralayıp yalnız başına yaşamaya başlar. Çok geçmeden insanlar kendisini burada da bulur ve ziyaretine gelmeye başlarlar.
Kaynakları
Sözlü kültürle yazılı kültür arasında bir geçiş eseri olan Muhayyelât'ta Binbir Gece ve Binbir Gündüz masallarıyla birlikte Türk masallarının da izleri görülür. Hakkında en geniş ve ayrıntılı çalışma, "Aziz Efendi's Muhayyelât" başlığıyla 1948'de Almanca bir makale yayımlayan Andreas Tietze tarafından yapılmıştır.Arap masallarıyla belirgin benzerliklerine rağmen Muhayyelât'ı özgün bir eser olarak değerlendiren Tietze'nin saptamasında Aziz Efendi'nin doğrudan doğruya Binbir Gündüz Masalları'ndan aldığı anlatılar Ferruhnaz ile İklilülmülk, Hoca Abdullah, Şapur ile Hüma, Nacibillah ile Şahide, Prens Asil, Firuz Şah, Karahan, Sitti Emine ve kısmen Gazanfer ile Rahile'ye dair kıssalar; Binbir Gece Masalları'ndan aldığı anlatılar Kamercan ile Gülruh, Abdüssamed, Prens Nesil ile Alemara'nın maceraları; Türk halk masallarının etkisiyle yaratılmış olan anlatı ise "Kıssa-i Receb Beşe"dir. Doğu-İslam dünyasının ortak hikâyecilik geleneğinin parçası olan Kırk Vezir Hikâyeleri ile Muhayyelât arasındaki bazı benzerliklere dikkat çeken Tietze, Muhayyelât yazarının bu hikâyelerden faydalanmış olabileceğini ileri sürmüştür. Tietze ayrıca yazarın yazdığı "Ebû Ali Sînâ Hikâyesi"nde Lâmiî Çelebi'den istifade ettiğini belirtmiştir. Aziz Efendi, kitabın önsözünden sonraki giriş bölümünde eseri kaleme alış sebebini belirterek, İbrani ve Süryani dillerinde Hülâsatü'l-Hayâl adlı hacimli, eski bir kitap gördüğünü ve kitabı okuduktan sonra eseri yazmaya karar verdiğini söylemiştir. Ayrıca Lâmiî'nin İbretnümâ'sı ile Binbir Gece Masalları'nı da okuduğunu ve bu eserlerden de etkilendiğini belirtmiştir.
Birinci Hayâl'deki Kamercan ile Gülruh'un hikâyesi, Binbir Gece'deki Kamer ez-Zaman ile Prenses Budur'dan alınmıştır. Fakat yazar, kişi ve mekân isimlerini değiştirmiş, erotik ayrıntılara yer vermemiştir. Asil'in hikâyesi ise Binbir Gündüz'deki Seyfelmülük'ten alınmıştır; bu hikâyedeki bazı kişi ve ayrıntılar da Aziz Efendi'nin hikâyelerinde değiştirilmiş, bazı kısımlara yer verilmemiştir. Abdüssamed'in hikâyesi ise yine Binbir Gece'de yer alan Zeyn el-Asnam'dan alınmıştır. Kamer ez-Zaman'ın devamında yer alan Prens el-Amşad hikâyesi Şehzade Nesil'in hikâyelerine ilham vermiştir. Nesil'in hikâyesi içinde yer alan Firuz Şah'ın hikâyesi ise Binbir Gündüz masallarındaki Hürmüz Şâh hikâyesinin ikincisiyle aynıdır. Nesil'in uçan bir atla yaşadığı serüven ise Binbir Gece'deki "Abanoz Atın Sihirli Öyküsü"nden alınmıştır.İbn-i Sina'nın (d. Ebu Ali Sina) maceraları İkinci Hayâl'de Cevad'ın maceralarına benzemektedir. Cevad'ın üstadının adı da Ebu Ali'dir. Ebu Ali'nin hikâyesi ise Lamiî Çelebi'nin İbretnümâ'sındaki Beşir ile Nezir'in hikâyesine benzemektedir. Ferahnaz ile İklilülmelik'in hikâyesi, Binbir Gündüz masallarındaki Keşmir Şâhının kızı Ferahnaz'dan esinlenilmiştir. Aynı eserde geçen "Tibet Kralı ile Nayman Prensesi Hikâyesi", Aziz Efendi'nin Şapur ile Hüma'sına ilham olmuştur. İkinci Hayâl'in son hikâyesi olan Karahan'ın maceraları yine aynı eserdeki Ebu'l-Faris'in iki ayrı seyahatinin birleştirilerek yeniden kurgulanmasıyla oluşmuştur. Üçüncü Hayâl'de yer alan Naci ile Şahide'nin serüvenleri Binbir Gündüz'de yer alan Çin prensesi Turandot ile Şehzade Kalaf'ın hikâyelerinden alınmıştır.Binbir Gündüz eserindeki bir diğer masal olan "Adu ile Dahi Hikâyesi"nin basitleştirilmiş biçimi Muhayyelât'taki Sıtti Emine hikâyesidir. Receb Beşe'nin hikâyesi ise Tietze'ye göre tamamen halk geleneğinden gelmektedir.
İçeriği
Ali Aziz Efendi, eseri Berlin'de bulunduğu sırada yazmıştır. Sade nesir şeklinde yazılan eser,çerçeve anlatı tarzıyla kurgulanmıştır. İmzasız önsözde kitabının kaynaklarını belirtir. Eserin baş tarafına ilâve edilen notta, Aziz Efendi'nin tasavvufî ve hikemî (hikmet ve düşünceye ait) ilimlerde mâhir ve her fende zor sorular sormaya, ikna edici cevaplar vermeye muktedir olduğu belirtilir. Yazarın "Hayâl" adını verdiği üç büyük hikâyeden meydana gelenMuhayyelât'ta her hayâl birbirine bağlı birçok küçük hikâyeden oluşmaktadır: Hayâl-i Evvel, Hayâl-i Sâni ve Hayâl-i Sâlis. Birinci Hayâl'de Şehzade Asil Hikâyesi, Abdüssamed Hikâyesi, Şehzade Nesil Hikâyesi ve Firûz Şah Hikâyesi; ikinci Hayâl'de Cevad'ın macerasıyla birlikte birbirine bağlı ve iç içe dokuz hikâye; üçüncü ve son Hayâl'de ise Naci Billah, Sıtti Emine ve Recep Beşe hikâyeleri vardır. Bu hikâyelerdeki anlatıların hepsinde ya bir şeyi aramak üzere (arayıcı kahraman) ya da kendi isteği dışında (kurban kahraman) evinden ayrılan bir baş kişinin maceraları aktarılır. "Hayâl-i Evvel" adlı birinci Hayâl'de kadınların vefasız olmalarından ötürü evlenmek istemeyen Kamercan adındaki şehzadenin karşısına periler vasıtasıyla Çin şahının güzel kızı çıkarılır. Ayrılıklar, kavuşmalar arasında sınanan sevgililer iyilik ve dürüstlüklerinin mükâfatını görerek evlenir, mutluluk içinde yaşarlar. Bundan sonraki kısa hikâyeler, Kamercan'ın oğulları Şehzade Asil ve Şehzade Nesil etrafında gelişir ve bunlarda iyilik, iffet ve namus, ahde bağlılık gibi temalar ele alınır. "Hayâl-i Sâni" isimli ikinci Hayâl'de Ebu Ali Sina'nın Cevad'ı manevi evlat olarak alıp ilim ve marifet yolunda yetiştirmesi anlatılır. Üstadının marifetiyle kendini başka bir âlemde bulan Cevad'ın, zenginlik, makam, mevki, ölüm tehdidi gibi zorlukları aşarak sırrı ifşa etmemesi esas tema olarak işlenir. Cevad'ın hayâl havuzuna girerek fena mertebesine ulaştığı görülür. Son ve üçüncü hayâl olan "Hayâl-i Sâlis"te Şeyh İzzettin adındaki güneş gibi insanlığı aydınlatan büyük şeyhin kılavuzluğuyla Mısır hükümdarı Naci Billah, önce mecazi aşkı tanır, daha sonra hakiki aşka ulaşır. Bu arada yaşadığı zorluk ve engellerin, şeyhinin bir kerameti ve hayalden ibaret olduğu anlaşılır. Bir hükümdarın yaşadığı bu seyr-i sülûkten hemen sonra gençliğinde yoksul bir genç olan vezir Kıvamüddin'in, daha sonra da halktan biri olarak zaruret içinde yaşayan hamal Receb Beşe'nin benzer hikâyeleri ele alınır. Hikâyeler değişik zaman ve mekânlarda geçmekle beraber büyük ölçüde 18. yüzyıl İstanbul'undan ve saray hayatından izler taşımaktadır.
Basımı
- İstanbul: Darü't-Tıbaati'l-Âmire (Matbaa-i Âmire), Evâil-i Receb 1268/21-30 Nisan 1852
- İstanbul: Mekteb-i Harbiye-i Hazret-i Şahane Matbaası, Cemaziyelahir 1284/Eylül 1867
- İstanbul: İzzet Efendi Matbaası, 1290 H/1873-74
- İstanbul: İzzet Efendi Matbaası, 5 Şaban 1290/1873
Yazarın ölümünden elli dört yıl sonra 1852-1873 yılları arasında beş defa basımı yapılan eserin birinci baskısı 1852 yılında İstanbul'da Basmahane-i Amire ve Takvim-i Vekayi Matbaası'nda yapılmıştır. Daha sonra 1867'de Mekteb-i Harbiye-i Şahâne Matbaası'nda ve son olarak 1873'te İzzet Efendi Matbaası'nda iki baskısı daha yapılmıştır. Bunlardan biri, diğerinden farklı olarak büyük boy ve yüz doksan iki sayfadır. 1867'deki baskısı esas tutulmak üzere Muhayyelât-ı Aziz Efendi adıyla Ahmet Kabaklı tarafından sadeleştirilerek yeni harflerle de yayımlanmıştır (İstanbul, 1973). Ayrıca 2. Hayâl, İngiliz müsteşriki E. J. W. Gibb tarafından İngilizceye çevrilmiştir (1884). Gibb, bu bölümü, üç hikâyenin en ilginci olmasının yanı sıra büyüye bakış, 18. yüzyıl Osmanlı sosyal hayatı, reform öncesi Osmanlı'da rüşvet gibi çeşitli konular içermesinden ötürü seçtiğini kitabın önsözünde belirtmiştir. Eserin tam metni, 1999'da Recep Duymaz tarafından Latin harfleriyle yayımlanmış, yazar transliterasyonun yanı sıra hayâllerdeki konu, şahıs, zaman, varlık, mekân ile eserin dil ve üslubu hakkında inceleme yapmıştır. Günümüzde ise çeşitli yayınevleri tarafından basılmaktadır.
En eski ve tam nüshası, 1799 tarihli olup Aziz Efendi'nin ölümünden sonra Ahmet Zihni tarafından Muhayyelât-ı Ledünni-i İlahi adıyla kopyalanmıştır. Bir yazma nüshası ise Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları, numara 297.7 ALİ 297.7 ALİ 1'de bulunmaktadır.
Edebiyat tarihindeki konumu
Muhayyelât, Türk edebiyatında yazılı anlatımın ilk eseri olarak görülmektedir. Öncesinde Divan edebiyatında mesneviler, mensur tarih kitapları, çeviri metinler ve halk edebiyatının sözlü anlatılarının el yazması veya daha sonraları taşbasması olarak yazıya geçirilmiş örnekleri bulunmaktadır.İslâm Ansiklopedisi'nde "Muhayyelât-ı Aziz Efendi[nin] klasik hikâyecilikten modern hikâyeciliğe geçişte bir dönüm noktası kabul edil[diği]" belirtilmektedir. İskender Pala ile Hasan Kavruk, eser için "Muhayyelât, klasik hikâyecilikten modern hikâyeciliğe geçişte bir dönüm noktası kabul edilir." sözlerini dile getirmiştir.Âlim Kahraman, "klasik hikâye çizgisi içinde ortaya çıkan değişmenin ilk örneği olarak kabul edildiğini" belirtmiştir.Orhan Okay, eserin Tanzimat devri hikâye ve romanına "zemin teşkil etmiş olduğunu" ifade etmiştir.
Karşılama
Eleştiriler
Tanzimat devrinde geniş kitlelerce okunanMuhayyelât yine aynı dönemde "olağanüstü içeriği ve çocukça anlatımından" ötürü küçümsenmiştir.Tanzimat edebiyatı yazarları tarafından "artık terk edilmesi gereken, gerçek dışı anlatı"ya örnek olarak verilir ve alaya alınır.Namık Kemal, Muhayyelât gibi olağanüstü hadiseleri içeren hikâyeleri eleştirerek bunların gerçek manada roman olmadığını, bunu anlamanın en iyi yolunun Batı'dan tercüme edilen romanlara bakmak olduğunu yazmıştır.Ahmet Hamdi Tanpınar, eseri başarılı bulmamış ve okunmasının tek sebebi olarak matbaada basılmasını göstermiştir. Tanpınar, Muhayyelât'ı hayâllere ayrılmasından ve "az çok yerli" olmasından ötürü benzerlerinden ayırmıştır fakat Binbir Gece Masalları'nın ve Doğu hikâyelerinin bir taklidi olarak değerlendirmiştir. Tanzimat döneminde eskiyi savunan Muallim Naci, eserin "hayal-i muhal" (gerçekleşmesi olanaksız hayal) ile dolu olmasını önemli bir kusur olarak görür.Şemseddin Sami, Batı edebiyatının yanında Türk edebiyatını "çocukça" bulur ve yeni edebiyat için "Aziz Efendi'nin Muhayyelât'ı ile mukayese edersek eyne's-serâ ve's Süreyya (yer nerde, Süreyya yıldızı nerde) demeyecek miyiz?" diye sorar.Nihad Sâmi Banarlı, iki ciltlik Resimli Türk Edebiyatı Tarihi'nde eserin fikir ve felsefe olarak Şark hikâye geleneğine bir şey katmadığını, eski Şark masallarıyla bugünkü hikâye arasında bir merhale sayılabilecek özellikte olduğunu ve bu çehresiyle nesirle hikâye edebiyatında dahili bir tekâmül tesiri uyandırdığını belirtmiştir. Banarlı eserin dilinin sadeliğini över.
Recep Duymaz, eseri "yeni (gerçekçi) hikâyemizin ne zaman ve nasıl bir ortamda başladığını göstermesi" açısından önemli bir yere koyar. Duymaz'a göre Muhayyelât'ın anlatı geleneğimizde yerini doğrulukla saptayabilmek için bir klasik hikâye metnine ihtiyaç vardır ve bu şekilde kıymeti daha iyi anlaşılacaktır. Ahmed Midhat Efendi, Çengi'de Muhayyelât türü anlatıları hicveder. Eseri sadeleştirerek Türkçeye çeviren Ahmet Kabaklı, önsözünde kitabı "Walt Disney'in dünyasına benzer fantazyalar, cümbüşler ve sürprizler ile dolu, sinema, tiyatro ve TV imkânlarında değerlendirilebilecek bir eser" olarak nitelemiştir.
Etkiledikleri
Behçet Necatigil, Üç Turunçlar'da yer alan "Hayâl Hanım" adlı radyo oyununda Muhayyelât'tan yararlanmıştır. Necatigil, Aziz Efendi'nin eserindeki üç hayalden ve bu hayallere bağlı kıssalardan oluşan altmetnin ikinci hayalinde yer alan Cevad adlı dervişin hikâyesini farklı bir edebi türde yeniden yazmayı denemiştir. Ahmed Midhat Efendi Çengi (1877) adlı romanında başta Muhayyelât olmak üzere olağanüstüne, sınırsız bir hayâl gücüne yaslanan geleneksel anlatıları olumsuz yanlarını göstererek parodize eder. Romanın birinci bölümü olan "İstanbul'da Bir Don Kişot"ta, Daniş Çelebi adlı karakter okuduğu cinli, perili, gerçeklerle alakası olmayan hikâyeler yüzünden delirme noktasına gelmiştir ve bu eserler içinde en çok Muhayyelât'ın etkisindedir. Yazar, Daniş Çelebi'nin başına geldiği gibi Muhayyelât'ın, okurun delirmesine, toplum tarafından alaya alınmasına, ötekileştirilip dışlanmasına, hatta ölümüne bile sebep olabileceğini göstermeye çalışmıştır. Ancak buna rağmen Muhayyelât'tan beslenmiş, kitaptaki çeşitli motifleri kullanmış ve içeriğinden faydalanmıştır.Recaizade Mahmud Ekrem'in, "Sâime" adlı uzun hikâyesinde Sadık Efendi akşamları ailesini toplar ve Muhayyelât'tan bölümler okur:
"Hanımın odasında üçü de birleşir. (...) Kahveler, çubuklar içilir, ondan sonra vakit kalırsa Muhayyelât-ı Aziz Efendi gibi kolay anlaşılır bir kitabı Sadık Efendi cehren okur."
Aynı dönemde Sâlim adlı bir şahsın yazdığı Sözde Sebat adlı beş bölümden oluşan tiyatro eseri de Muhayyelât'ta bulunan "Recep Beşe'nin Hikâyesi"nden yola çıkılarak meydana getirilmiştir. Asıl adı Ömer olan Muallim Naci, Varna'da muallimlik yaptığı dönemde Muhayyelât'taki bir hikâyenin ("Kıssa-i Nâcî-bi'llâh ve Şâhide") kahramanının adı olan Naci'yi kendisine mahlas seçmiştir. Bu konuda bir mektubunda olayı anlattıktan sonra şunları yazmıştır:
"Şâyân-ı dikkat değil midir ki mahlasım dahi bende bir üstâd-ı suhenin yadigârı olmak üzere bulunmuyor? Kendi yadigâr-ı şebâbım eser-i makbûl-i intihâbım olarak duruyor. O sırada inşâd eylediğim bir gazelin nihayetinde bu hakikati şu vechile göstermiştim:
Gerçi Nâcî bir suhan-pîrâye şâkird olmadı
Lîk nazm-ı dil-keşî hakkâ ki üstâdânedírVarna ahalisi beni "Nâcî" namıyla yâd eylemekte bir hayli müddet tereddüd gösterdiler ise de sonradan alışmaya başladılar."
Nazlı Eray yazdığı Ay Falcısı (1992) adlı kitabını Muhayyelât'ın yazarı Aziz Efendi'ye ithaf etmiştir.FABİSAD (Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği) tarafından Giovanni Scognamillo onuruna düzenlenen GİO Ödülleri'nde "Yılın en iyi illüstrasyonu" ödülünü alan Evren İnce, çalışmasını yaparken Muhayyelât'tan esinlendiğini söylemiştir.
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ Kadîmü'l Eyyâm: Tam olarak ne zaman olduğu anlaşılmayan bir zaman.
- ^ Bu adda bir kitabın var olduğu bilinmemektedir. Kaynak: Kabaklı, Ahmet (2006). Türk Edebiyatı Cilt 1. İstanbul: Türk Edebiyat Vakfı Yayınları.
- ^ Detaylı bilgi için (bakınız).
Kaynakça
- Özel
- ^ Duymaz 2012, s. 13.
- ^ Demir 2006, s. 102.
- ^ Gökalp, G. Gonca (20 Aralık 1999). "Osmanlı Dönemi Türk romanının başlangıcında beş eser". Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi. 16: -. ISSN 1301-5737. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ekim 2023.
- ^ a b Uysal, Zeynep (1 Ocak 2006). "Olağanüstü Masaldan Çağdaş Anlatıya Muhayyelat-ı Aziz Efendi". Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.
- ^ a b İleri 1975, s. 2.
- ^ Gökalp 1999, s. 3.
- ^ Tietze, Andreas (1948). Aziz Efendi's Muhayyelât. Oriens.
- ^ Mübeccel, Kızıltan. "KlRK VEZİR" (PDF). İslam Ansklopedisi. Cilt 25. s. 475. 11 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ Günay, Kut. (PDF). İslam Ansklopedisi. Cilt 21. s. 371. 22 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
Muhayyelât’ın baş tarafında faydalandığı kaynaklar arasında İbretnâme’yi de zikreden Aziz Ali Efendi’nin “Ebû Ali Sînâ Hikâyesi”nde Lâmiî Çelebi’den istifade ettiği anlaşılmaktadır
- ^ a b c Kırcı, Emine. . 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2017.
- ^ Bayram, Yavuz (Ekim 2009). KLASİK TÜRK EDEBİYATI (12-19. YÜZYIL). Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı.
- ^ Uysal 2006, s. 32.
- ^ a b Uysal 2006, s. 33.
- ^ a b Uysal 2006, s. 34.
- ^ Onaran 1992, s. 54.
- ^ a b Uysal 2006, s. 35.
- ^ Uysal 2006, s. 37.
- ^ a b Uysal 2006, s. 38.
- ^ Erdem, Gökhan (2008). (PDF). Ankara. s. 358. 10 Eylül 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
Ali Aziz Efendi'yi diğer ikamet elçilerinden ayıran temel husus, büyükelçilik dönemini siyasi faaliyetlerden çok edebi ve akademik etkinliklerle geçirmesidir. Ali Aziz Efendi, Berlin'de bulunduğu sırada "Muhayyelat-ı Ledün İlahi" baslıklı bir hikâye külliyatı yazmıştır.
- ^ Derdiyok, İ. Çetin. (PDF). 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
XVIII. yüzyıl devlet adamlarından Giritli Ali Aziz'in Muhayyelât'ı da yine sade nesirle yazılmış bir eserdir.
- ^ a b c d e f (PDF). İslâm Ansiklopedisi. Cilt Cilt 4. s. 334. 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2017.
- ^ Gökalp 1999, s. 4.
- ^ Duymaz 2012, s. 6.
- ^ Duymaz 2012, s. 157-330.
- ^ Uysal 2006, s. 3.
- ^ . İBB Atatürk Kitaplığı. 9 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2017.
- ^ Gökalp 1999, s. 2.
- ^ İskender, Pala; Kavruk, Hasan. (PDF). İslam Ansklopedisi. Cilt 17. s. 493. 11 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ Kahraman, Âlim. (PDF). İslam Ansklopedisi. Cilt 17. s. 494. 11 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ Okay, M. Orhan (1990). Yeni Türk Edebiyatı Ders Notları: Tanzimat Edebiyatı. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi. s. 46.
- ^ a b c Aslan 2011, s. 84.
- ^ a b Duymaz 2012, s. 15.
- ^ a b Aslan 2011, s. 83.
- ^ Nüket Esen, "Fantastik Bir Osmanlı Metni: Aziz Efendi'nin Muhayyelât'ı", Aksit Göktürk'ü Anma Toplantısı: Yazın ve Çeviride Fantastik, s. 5.
- ^ Yetiş, Kazım (1996). Nâmık Kemal'in Türk Dili ve Edebiyatı Üzerine Görüsleri ve Yazıları (2. bas.). İstanbul: Alfa Yayınları. s. 349.
- ^ a b Ünlü, Osman. (PDF). 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2017.
- ^ Tanpınar, Ahmet Hamdi (1997). 19uncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Çağlayan Kitabevi. s. 289.
- ^ Yılmaz, Durali (1997). Roman Kavramı ve Türk Romanının Doğuşu. Ankara: Akçağ Yayınları. s. 51.
- ^ Moran, Berna (1997). Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3 (3. bas.). İstanbul: İletişim Yayınları. s. 63.
- ^ Nihad Sami, Banarlı. "Aziz Efendi (?-1798) ve Muhayyelât". Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. Cilt Cilt II. s. 164.
- ^ Giritli Aziz Efendi (sadeleştiren: Kabaklı, Ahmet). Hayallar Âleminde Muhayyelât, Önsöz.
- ^ İleri, Selim (30 Aralık 2016). Radikal. 3 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2017.
- ^ Caner, Solak (2013). (PDF). Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi. Cilt 2 (Sayı 4). ss. 240-257. 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
Hayal Hanım adlı radyo oyunu, konusunu Giritli Ali Aziz Efendi’nin Muhayyelât-ı Aziz Efendi adlı eserinden almaktadır.
- ^ Ekrem, Recaizade Mahmud (1997). Bütün Eserleri III. İstanbul: MEB Yayınları. s. 21.
- ^ a b Salâhi (Haz. Şimşekler, Nuri). . 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (pdf) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
- ^ Uçman, Abdullah. (PDF). İslâm Ansiklopedisi. Cilt Cilt 30. s. 315. 5 Ocak 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
Varna'da rüşdiye mektebi açılıp Abdülhalim Efendi buraya muallim tayin edilince o da ikinci muallimliğe getirildi (1867). O günlerde okuduğu Giritli Aziz Ali Efendi'nin Muhayyelât'ındaki bir hikâyenin kahramanının adı olan Naci'yi kendisine mahlas seçti.
- ^ . Endokrinolojide Diyalog Dergisi, Simurg, Sayı:3. s. 4. 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
Nazlı Eray Ay Falcısı'nı Muhayyelât'ın yazarı "Aziz Efendi'nin aziz ruhuna" ithaf etmiş. Muhayyelât, cinlerle perilerle, tılsımlarla, büyülerle dolu bir kitaptır. Nazlı Eray da büyülerle doldurmus Ay Falcısı'nı.
- ^ . deviantART. 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
Giritli Ali Aziz Efendi nin Muhayyelât kitabından esinlenerek yaptım. (...) Giritlinin kitabından en az 15 sahne belirdi kafamda.
- ^ . Radikal. 10 Haziran 2016. 4 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2017.
- Genel
- Aslan, Pelin (2011), (PDF), The Journal of Academic Social Science Studies, Volume 4 (Sayı 1), 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 1 Nisan 2017
- Demir, Ayşe (2006), "Başlangıcından Cumhuriyete Kadar Ana Çizgileriyle Türk Hikâyesi", Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 4 (Sayı 7), 5 Şubat 2019 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 6 Ekim 2020
- Duymaz, Recep (2012), Muhayyelât Üzerinde Bir inceleme (2. bas.), İstanbul: Arma Yayınları, ISBN
- Gökalp, G. Gonca (1999), "Osmanlı Dönemİ Türk Romanının Başlangıcında Beş Eser", Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
- İleri, Selim (1975), (PDF), Türk Dili, 24 Ekim 2007 tarihinde kaynağından (pdf) arşivlendi, erişim tarihi: 23 Mart 2017
- Onaran, Alim Şerif (1992), Binbir Gece Masalları'nın Kaynakları ve Etkileri, Cilt 8
- Uysal, Zeynep (2006), Olağanüstü Masaldan Çağdaş Anlatıya: Muhayyelat-ı Aziz Efendi (1. bas.), İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, ISBN
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Muhayyelât ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- (PDF) (Osmanlı Türkçesi). Atatürk Kitaplığı, İBB. 30 Nisan 1852. 16 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2017.
- (PDF) (Osmanlı Türkçesi). Atatürk Kitaplığı, İBB. 1873-74. 16 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2017.
- (PDF) (Osmanlı Türkçesi). Atatürk Kitaplığı, İBB. 1873. 16 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2017.
- (PDF) (Osmanlı Türkçesi). Atatürk Kitaplığı, İBB. Eylül 1867. 16 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2017.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Muhayyelat Muhayyelat i Ledunni i Ilahi i Giridi Ali Aziz Efendi ya da Muhayyelat i Aziz Efendi Osmanlica مخیلات عزيز افندی Giritli Ali Aziz Efendi nin 18 yuzyil sonunda yazdigi ve ilk baskisi 1852 yilinda yapilan fantastik bir eser MuhayyelatKitabin Muhayyelat i Aziz Efendi adiyla Ahmet Kabakli tarafindan sadelestirilerek yeni harflerle de yayimlanmis kapagi 1973 YazarGiritli Ali Aziz EfendiUlkeOsmanli ImparatorluguDilOsmanli TurkcesiTurHikayeYayim1852 1 basim ozgun 1973 Sadelestirilerek Turkce Yazarin kendine has bir uslupla kaleme aldigi hikayelerden olusan eser modern Turk hikayesinin baslangici sayilmaktadir Buyuk olcude 18 yuzyil Istanbul undan ve saray hayatindan izler tasiyan hikayelerde ve cinler periler buyu sihir gibi olaganustu ogeler bulunur Muhayyelat bir yandan masal ote yandan da hikaye ozelligi gosterir Binbir Gece ya da Binbir Gunduz turunden masallari benimsemis bir anlatima sahiptir Hikayelerde Istanbul un 18 yuzyil yasamindan yerler secilmis olmasi eseri Dogu hikayeciliginin genelgecer orneklerinden ayirir Muhayyelat taki hikayelerin kimisi kadimu l eyyamda terkibi yle baslar ve dussel bir mekanda gecer Eser Tanzimat edebiyati yazarlari tarafindan artik terk edilmesi gereken gercek disi anlati ya ornek olarak verilmis ve alaya alinmistir Ancak gunumuzde gelenegi modernize ederek sozlu kulturu yazili kulture donusturen Dogu edebiyatini Turk edebiyatiyla gecmisi kendi cagiyla birlestiren bir eser olarak degerlendirilir Yazma nushalari ve baskilariMuhayyelat in en eski ve tam nushasi 1799 tarihlidir ve Aziz Efendi nin olumunden sonra Ahmet Zihni tarafindan Muhayyelat i Ledunni i Ilahi adiyla kopyalanmistir Bir yazma nushasi Ataturk Kitapligi Osman Ergin Yazmalari kisminda bulunmaktadir Eserin ilk baskisi 1852 yilinda Istanbul da Daru t Tibaati l Amire Matbaa i Amire ve Takvim i Vekayi Matbaasi nda yapilmistir Daha sonra 1867 de Mekteb i Harbiye i Sahane Matbaasi nda ve son olarak 1873 te Izzet Efendi Matbaasi nda iki baskisi daha yapilmistir Bunlardan biri digerinden farkli olarak buyuk boy ve yuz doksan iki sayfadir 1973 te Ahmet Kabakli tarafindan 1867 deki baskisi esas tutulmak uzere sadelestirilerek yeni harflerle yayimlanmistir KonusuMuhayyelat hayal denilen uc ana cerceve bolume ve her hayal de kendi icinde bolumlere ic hikayelere ayrilmaktadir Burada sadece ana bolumlerin konusu yazilmistir Birinci Hayal Hayal i Evvel Birinci Hayal in hikaye semasi Cerceve hikaye Isfahan Hukumdari Harzemsah in Oglu Kamercan in Hikayesi Birinci ic hikaye Sehzade Asil in Hikayesi li ul sayfa 3 73 arasi Isfahan Hukumdari Harzemsah in Oglu Kamercan in Hikayesi Harzemsah in Kamercan adinda bir oglu vardir ve evlilik vakti gelmistir Babasi oglunun ister saraydaki cariyelerden biriyle ister disaridaki kizlardan en guzelini secip onunla evlenmesini esi ve basveziriyle kararlastirir Durumu ogluna actiginda Kamercan kadinlarin sebatsiz ve vefasiz olduklarini okudugunu hayatini Isa gibi tek ve bekar gecirecegini belirtir Harzemsah bu inat karsisinda baski uygulamak amaciyla oglunu hapse attirir Hapishanenin bahcesindeki kor bir kuyudan cikan yasli bir peri uyuyan Kamercan i gorur ve opup geri doner Peri geri dondugu sirada baska bir periyle karsilasir ve kavga ederler Oteki peri kavgada yenilmek uzereyken Cin de gordugu padisah Suca Han in kizi Gulruh un guzelliginden dem vurur Ilk peri de Kamercan i anlatir Tartisma uzayinca ikisini karsilastirmak isterler ve oteki peri sihirle Cin e gidip kizi getirerek sehzadenin yanina yatirir Kamercan uyaninca yaninda dunya guzeli kizi gorur ve operek uyandirmaya calisir fakat kiz uyanmaz Kamercan da kizin yuzugu ile kendi yuzugunu degistirir Periler sehzadeyi uyutup kizi uyandirirlar Kiz da uyaninca sehzadeyi gorur ve begenir Periler kizi tekrar uyutup Cin sarayindaki odasina gotururler Sehzade sabah olunca olanlari lalasi ile babasina anlatir Kizi bulmaya calisirlar Kiz ise Kamercan in askiyla gunden gune sararip solmaktayken sut kardesi Saba yola cikip iki yil sonunda Kamercan i bulur ve onu Gulruh a goturur sehzade ile kiz evlenirler Uc yil sonra memleketine donmek uzere esiyle yola cikan Kamercan Gulruh uyurken Gulruh un kemerindeki muskayi cikarip okudugu sirada bir caylak muskayi alip kacar Caylagin pesinden giden Kamercan atesperestlerin sehri Multaniye ye gider fakat buradan Basra ya senede bir gemi kalktigindan on bir ay beklemek zorunda kalir Gulruh ise uyandiginda esini goremez ve yaban illerde tek basina kalacagindan korktugundan kocasinin kiyafetlerini giyip hizmetcisi ve askerleriyle Basra ya gider Burada ulkenin hakimi olan Hudakulu Sah Kamercan geldi sanarak ikramlarda bulunur ve Gulruh u kizi Ferruh ile evlendirip padisahlik yaptirir Gulruh zifaf gecesi Ferruh a gogsunu acar ve olanlari anlatir Ferruh da sirrini tutmaya soz verir Kamercan ise muskayi bulur Bir gun bahceyle ugrasirken buldugu defineyi gemiyle Basra ya goturmek uzere ficilara altin tozu halinde doldurur ve yanlislikla muskayi icine dusurur Gemi geldiginde ficilar gemiye yuklenir fakat gemi Kamercan olmadan hareket eder Basra da Kamercan kiliginda padisahlik yapan Gulruh Kamercan a dair ipucu bulma umuduyla geminin kaptaniyla konusur ardindan ficilari kontrol ederken muskayi gorur Kaptandan hemen gidip unuttugu adami Basra ya getirmesini emreder Kamercan getirilince Gulruh basindan gecenleri Hudakulu Sah a anlatir Sah Kamercan in Ferruh la da evlenmesini ister ve bu istek kabul edilir Her iki kadindan da ayni gun birer sehzade dunyaya gelir Gulruh tan dogana Asil Ferruh tan dogana Nesil adini koyarlar Sehzadeler on sekiz yasina geldiginde Kamercan in veziri onlari cekemediginden Asil i Cin padisahi Suca Han in yanina Nesil i Harzemsah tarafina gondertir Ikinci Hayal Hayal i Sani Ikinci Hayal in hikaye semasi Cerceve hikaye Cevad in Hikayesi Birinci ic hikaye Ebu Ali Sina nin Hikayesi li ul li ul li ul li ul li ul li ul sayfa 73 186 arasi Cevad in Hikayesi Atina sehrinde yasi yetmise ulasmis Haci Lebib adinda zengin bir tuccar yasar Bu tuccar cocugu olmadigi icin uzgundur Bir gun adinin Ebu Ali Sina oldugunu soyleyen nur yuzlu yasli bir zat cikagelir Haci Lebib in Cevad adinda bir cocugu olacagini soyler ve koynundan cikardigi bir kutudan iki hap alip birini Lebib in otekini karisinin yutmasini tembih eder Ayrica dogacak cocugun manevi evladi olmasini on dort yasina geldiginde talim ve terbiye maksadiyla yanina gonderilmesini ister Haci Lebib in karisi cok gecmeden hamile kalir ve zamani gelince cocuk dunyaya gelir Cevad adi verilen cocuk on dort yasina geldiginde Ebu Ali Sina nin yanina gonderilir orada sihir ve simya ogrenir Bir gun ustadiyla sohbet ederken kapi calar ancak Cevad kapiyi acinca kimseyi goremez Kapiyi kapatip arkasini dondugunde ustadinin evinde degil saray gibi bir yerde oldugunu gorur Guzel giyinmis cariyeler Cevad i alip once hamama ardindan dunya guzeli bir sultanin yanina gotururler On bir gun sonra kiza kim oldugunu ve neden buraya getirildigini sorar Kiz burasinin Semerkant sehri oldugunu ve kendisinin de bu diyarin padisahi Kirsasp Sah in kizi Fitneidil oldugunu soyler Sihir tilsim ve simyaya meyli oldugunu bu alanlarda derinlesmek istedigini bundan oturu ustadi Hoca Babik in Cevad i salik verdigini belirtir Ustadinin sozleri uzerine Cevad a asik oldugunu onunla evlenecegini soyler ve ardindan Harut ile Marut un tilsimli duasini kendisine ogretmesini ister Cevad kizin asil amacinin ustadinin en buyuk sirrini ogrenmek oldugunu anlayinca butun tehdit israr ve zorlamalara ragmen bildiklerini kiza anlatmaz Sonunda Cevad i bir kuyuya bas asagi atarlar Kuyunun dibine duserken kendisini birden ustadi Ebu Ali Sina nin huzurunda bulur ve yasadiklarinin hikmetini sorar Ustadi kendisine eziyet ettiklerini bunun nedeninin de sir saklamanin onemini ogrenip ogrenmedigini denemek oldugunu belirtir Ebu Ali Sina Cevad in sinamayi gectigini soyler ve kendi ustadinin kendisine uyguladigi hikmeti anlatir Ucuncu Hayal Hayal i Salis Ucuncu Hayal in hikaye semasi Cerceve hikaye Seyh Izzuddin in Hikayesi li ul li ul li ul sayfa 186 239 arasi Seyh Izzuddin in Hikayesi Ceziretulkubra da Seyh Izzuddin adinda olgun bir zat vardir Derdi olan kim varsa ona kosar ona siginir Zamanla insanlarin kendisine kosmasindan ruhuna bezginlik gelir Bunun uzerine Misir a goc ederek Kasifiye adindaki bir semtte ev kiralayip yalniz basina yasamaya baslar Cok gecmeden insanlar kendisini burada da bulur ve ziyaretine gelmeye baslarlar KaynaklariEserin sahibi Giritli Ali Aziz Efendi Sozlu kulturle yazili kultur arasinda bir gecis eseri olan Muhayyelat ta Binbir Gece ve Binbir Gunduz masallariyla birlikte Turk masallarinin da izleri gorulur Hakkinda en genis ve ayrintili calisma Aziz Efendi s Muhayyelat basligiyla 1948 de Almanca bir makale yayimlayan Andreas Tietze tarafindan yapilmistir Arap masallariyla belirgin benzerliklerine ragmen Muhayyelat i ozgun bir eser olarak degerlendiren Tietze nin saptamasinda Aziz Efendi nin dogrudan dogruya Binbir Gunduz Masallari ndan aldigi anlatilar Ferruhnaz ile Iklilulmulk Hoca Abdullah Sapur ile Huma Nacibillah ile Sahide Prens Asil Firuz Sah Karahan Sitti Emine ve kismen Gazanfer ile Rahile ye dair kissalar Binbir Gece Masallari ndan aldigi anlatilar Kamercan ile Gulruh Abdussamed Prens Nesil ile Alemara nin maceralari Turk halk masallarinin etkisiyle yaratilmis olan anlati ise Kissa i Receb Bese dir Dogu Islam dunyasinin ortak hikayecilik geleneginin parcasi olan Kirk Vezir Hikayeleri ile Muhayyelat arasindaki bazi benzerliklere dikkat ceken Tietze Muhayyelat yazarinin bu hikayelerden faydalanmis olabilecegini ileri surmustur Tietze ayrica yazarin yazdigi Ebu Ali Sina Hikayesi nde Lamii Celebi den istifade ettigini belirtmistir Aziz Efendi kitabin onsozunden sonraki giris bolumunde eseri kaleme alis sebebini belirterek Ibrani ve Suryani dillerinde Hulasatu l Hayal adli hacimli eski bir kitap gordugunu ve kitabi okuduktan sonra eseri yazmaya karar verdigini soylemistir Ayrica Lamii nin Ibretnuma si ile Binbir Gece Masallari ni da okudugunu ve bu eserlerden de etkilendigini belirtmistir Birinci Hayal deki Kamercan ile Gulruh un hikayesi Binbir Gece deki Kamer ez Zaman ile Prenses Budur dan alinmistir Fakat yazar kisi ve mekan isimlerini degistirmis erotik ayrintilara yer vermemistir Asil in hikayesi ise Binbir Gunduz deki Seyfelmuluk ten alinmistir bu hikayedeki bazi kisi ve ayrintilar da Aziz Efendi nin hikayelerinde degistirilmis bazi kisimlara yer verilmemistir Abdussamed in hikayesi ise yine Binbir Gece de yer alan Zeyn el Asnam dan alinmistir Kamer ez Zaman in devaminda yer alan Prens el Amsad hikayesi Sehzade Nesil in hikayelerine ilham vermistir Nesil in hikayesi icinde yer alan Firuz Sah in hikayesi ise Binbir Gunduz masallarindaki Hurmuz Sah hikayesinin ikincisiyle aynidir Nesil in ucan bir atla yasadigi seruven ise Binbir Gece deki Abanoz Atin Sihirli Oykusu nden alinmistir Ibn i Sina nin d Ebu Ali Sina maceralari Ikinci Hayal de Cevad in maceralarina benzemektedir Cevad in ustadinin adi da Ebu Ali dir Ebu Ali nin hikayesi ise Lamii Celebi nin Ibretnuma sindaki Besir ile Nezir in hikayesine benzemektedir Ferahnaz ile Iklilulmelik in hikayesi Binbir Gunduz masallarindaki Kesmir Sahinin kizi Ferahnaz dan esinlenilmistir Ayni eserde gecen Tibet Krali ile Nayman Prensesi Hikayesi Aziz Efendi nin Sapur ile Huma sina ilham olmustur Ikinci Hayal in son hikayesi olan Karahan in maceralari yine ayni eserdeki Ebu l Faris in iki ayri seyahatinin birlestirilerek yeniden kurgulanmasiyla olusmustur Ucuncu Hayal de yer alan Naci ile Sahide nin seruvenleri Binbir Gunduz de yer alan Cin prensesi Turandot ile Sehzade Kalaf in hikayelerinden alinmistir Binbir Gunduz eserindeki bir diger masal olan Adu ile Dahi Hikayesi nin basitlestirilmis bicimi Muhayyelat taki Sitti Emine hikayesidir Receb Bese nin hikayesi ise Tietze ye gore tamamen halk geleneginden gelmektedir IcerigiAli Aziz Efendi eseri Berlin de bulundugu sirada yazmistir Sade nesir seklinde yazilan eser cerceve anlati tarziyla kurgulanmistir Imzasiz onsozde kitabinin kaynaklarini belirtir Eserin bas tarafina ilave edilen notta Aziz Efendi nin tasavvufi ve hikemi hikmet ve dusunceye ait ilimlerde mahir ve her fende zor sorular sormaya ikna edici cevaplar vermeye muktedir oldugu belirtilir Yazarin Hayal adini verdigi uc buyuk hikayeden meydana gelenMuhayyelat ta her hayal birbirine bagli bircok kucuk hikayeden olusmaktadir Hayal i Evvel Hayal i Sani ve Hayal i Salis Birinci Hayal de Sehzade Asil Hikayesi Abdussamed Hikayesi Sehzade Nesil Hikayesi ve Firuz Sah Hikayesi ikinci Hayal de Cevad in macerasiyla birlikte birbirine bagli ve ic ice dokuz hikaye ucuncu ve son Hayal de ise Naci Billah Sitti Emine ve Recep Bese hikayeleri vardir Bu hikayelerdeki anlatilarin hepsinde ya bir seyi aramak uzere arayici kahraman ya da kendi istegi disinda kurban kahraman evinden ayrilan bir bas kisinin maceralari aktarilir Hayal i Evvel adli birinci Hayal de kadinlarin vefasiz olmalarindan oturu evlenmek istemeyen Kamercan adindaki sehzadenin karsisina periler vasitasiyla Cin sahinin guzel kizi cikarilir Ayriliklar kavusmalar arasinda sinanan sevgililer iyilik ve durustluklerinin mukafatini gorerek evlenir mutluluk icinde yasarlar Bundan sonraki kisa hikayeler Kamercan in ogullari Sehzade Asil ve Sehzade Nesil etrafinda gelisir ve bunlarda iyilik iffet ve namus ahde baglilik gibi temalar ele alinir Hayal i Sani isimli ikinci Hayal de Ebu Ali Sina nin Cevad i manevi evlat olarak alip ilim ve marifet yolunda yetistirmesi anlatilir Ustadinin marifetiyle kendini baska bir alemde bulan Cevad in zenginlik makam mevki olum tehdidi gibi zorluklari asarak sirri ifsa etmemesi esas tema olarak islenir Cevad in hayal havuzuna girerek fena mertebesine ulastigi gorulur Son ve ucuncu hayal olan Hayal i Salis te Seyh Izzettin adindaki gunes gibi insanligi aydinlatan buyuk seyhin kilavuzluguyla Misir hukumdari Naci Billah once mecazi aski tanir daha sonra hakiki aska ulasir Bu arada yasadigi zorluk ve engellerin seyhinin bir kerameti ve hayalden ibaret oldugu anlasilir Bir hukumdarin yasadigi bu seyr i sulukten hemen sonra gencliginde yoksul bir genc olan vezir Kivamuddin in daha sonra da halktan biri olarak zaruret icinde yasayan hamal Receb Bese nin benzer hikayeleri ele alinir Hikayeler degisik zaman ve mekanlarda gecmekle beraber buyuk olcude 18 yuzyil Istanbul undan ve saray hayatindan izler tasimaktadir BasimiMuhayyelat i Aziz Efendi nin Ataturk Kitapligi ndaki yazmalarindan sayfa ornekleriIstanbul Daru t Tibaati l Amire Matbaa i Amire Evail i Receb 1268 21 30 Nisan 1852 Istanbul Mekteb i Harbiye i Hazret i Sahane Matbaasi Cemaziyelahir 1284 Eylul 1867 Istanbul Izzet Efendi Matbaasi 1290 H 1873 74 Istanbul Izzet Efendi Matbaasi 5 Saban 1290 1873 Yazarin olumunden elli dort yil sonra 1852 1873 yillari arasinda bes defa basimi yapilan eserin birinci baskisi 1852 yilinda Istanbul da Basmahane i Amire ve Takvim i Vekayi Matbaasi nda yapilmistir Daha sonra 1867 de Mekteb i Harbiye i Sahane Matbaasi nda ve son olarak 1873 te Izzet Efendi Matbaasi nda iki baskisi daha yapilmistir Bunlardan biri digerinden farkli olarak buyuk boy ve yuz doksan iki sayfadir 1867 deki baskisi esas tutulmak uzere Muhayyelat i Aziz Efendi adiyla Ahmet Kabakli tarafindan sadelestirilerek yeni harflerle de yayimlanmistir Istanbul 1973 Ayrica 2 Hayal Ingiliz mustesriki E J W Gibb tarafindan Ingilizceye cevrilmistir 1884 Gibb bu bolumu uc hikayenin en ilginci olmasinin yani sira buyuye bakis 18 yuzyil Osmanli sosyal hayati reform oncesi Osmanli da rusvet gibi cesitli konular icermesinden oturu sectigini kitabin onsozunde belirtmistir Eserin tam metni 1999 da Recep Duymaz tarafindan Latin harfleriyle yayimlanmis yazar transliterasyonun yani sira hayallerdeki konu sahis zaman varlik mekan ile eserin dil ve uslubu hakkinda inceleme yapmistir Gunumuzde ise cesitli yayinevleri tarafindan basilmaktadir En eski ve tam nushasi 1799 tarihli olup Aziz Efendi nin olumunden sonra Ahmet Zihni tarafindan Muhayyelat i Ledunni i Ilahi adiyla kopyalanmistir Bir yazma nushasi ise Ataturk Kitapligi Osman Ergin Yazmalari numara 297 7 ALI 297 7 ALI 1 de bulunmaktadir Edebiyat tarihindeki konumuMuhayyelat Turk edebiyatinda yazili anlatimin ilk eseri olarak gorulmektedir Oncesinde Divan edebiyatinda mesneviler mensur tarih kitaplari ceviri metinler ve halk edebiyatinin sozlu anlatilarinin el yazmasi veya daha sonralari tasbasmasi olarak yaziya gecirilmis ornekleri bulunmaktadir Islam Ansiklopedisi nde Muhayyelat i Aziz Efendi nin klasik hikayecilikten modern hikayecilige geciste bir donum noktasi kabul edil digi belirtilmektedir Iskender Pala ile Hasan Kavruk eser icin Muhayyelat klasik hikayecilikten modern hikayecilige geciste bir donum noktasi kabul edilir sozlerini dile getirmistir Alim Kahraman klasik hikaye cizgisi icinde ortaya cikan degismenin ilk ornegi olarak kabul edildigini belirtmistir Orhan Okay eserin Tanzimat devri hikaye ve romanina zemin teskil etmis oldugunu ifade etmistir KarsilamaElestiriler Tanzimat devrinde genis kitlelerce okunanMuhayyelat yine ayni donemde olaganustu icerigi ve cocukca anlatimindan oturu kucumsenmistir Tanzimat edebiyati yazarlari tarafindan artik terk edilmesi gereken gercek disi anlati ya ornek olarak verilir ve alaya alinir Namik Kemal Muhayyelat gibi olaganustu hadiseleri iceren hikayeleri elestirerek bunlarin gercek manada roman olmadigini bunu anlamanin en iyi yolunun Bati dan tercume edilen romanlara bakmak oldugunu yazmistir Ahmet Hamdi Tanpinar eseri basarili bulmamis ve okunmasinin tek sebebi olarak matbaada basilmasini gostermistir Tanpinar Muhayyelat i hayallere ayrilmasindan ve az cok yerli olmasindan oturu benzerlerinden ayirmistir fakat Binbir Gece Masallari nin ve Dogu hikayelerinin bir taklidi olarak degerlendirmistir Tanzimat doneminde eskiyi savunan Muallim Naci eserin hayal i muhal gerceklesmesi olanaksiz hayal ile dolu olmasini onemli bir kusur olarak gorur Semseddin Sami Bati edebiyatinin yaninda Turk edebiyatini cocukca bulur ve yeni edebiyat icin Aziz Efendi nin Muhayyelat i ile mukayese edersek eyne s sera ve s Sureyya yer nerde Sureyya yildizi nerde demeyecek miyiz diye sorar Nihad Sami Banarli iki ciltlik Resimli Turk Edebiyati Tarihi nde eserin fikir ve felsefe olarak Sark hikaye gelenegine bir sey katmadigini eski Sark masallariyla bugunku hikaye arasinda bir merhale sayilabilecek ozellikte oldugunu ve bu cehresiyle nesirle hikaye edebiyatinda dahili bir tekamul tesiri uyandirdigini belirtmistir Banarli eserin dilinin sadeligini over Recep Duymaz eseri yeni gercekci hikayemizin ne zaman ve nasil bir ortamda basladigini gostermesi acisindan onemli bir yere koyar Duymaz a gore Muhayyelat in anlati gelenegimizde yerini dogrulukla saptayabilmek icin bir klasik hikaye metnine ihtiyac vardir ve bu sekilde kiymeti daha iyi anlasilacaktir Ahmed Midhat Efendi Cengi de Muhayyelat turu anlatilari hicveder Eseri sadelestirerek Turkceye ceviren Ahmet Kabakli onsozunde kitabi Walt Disney in dunyasina benzer fantazyalar cumbusler ve surprizler ile dolu sinema tiyatro ve TV imkanlarinda degerlendirilebilecek bir eser olarak nitelemistir Etkiledikleri Behcet Necatigil Uc Turunclar da yer alan Hayal Hanim adli radyo oyununda Muhayyelat tan yararlanmistir Necatigil Aziz Efendi nin eserindeki uc hayalden ve bu hayallere bagli kissalardan olusan altmetnin ikinci hayalinde yer alan Cevad adli dervisin hikayesini farkli bir edebi turde yeniden yazmayi denemistir Ahmed Midhat Efendi Cengi 1877 adli romaninda basta Muhayyelat olmak uzere olaganustune sinirsiz bir hayal gucune yaslanan geleneksel anlatilari olumsuz yanlarini gostererek parodize eder Romanin birinci bolumu olan Istanbul da Bir Don Kisot ta Danis Celebi adli karakter okudugu cinli perili gerceklerle alakasi olmayan hikayeler yuzunden delirme noktasina gelmistir ve bu eserler icinde en cok Muhayyelat in etkisindedir Yazar Danis Celebi nin basina geldigi gibi Muhayyelat in okurun delirmesine toplum tarafindan alaya alinmasina otekilestirilip dislanmasina hatta olumune bile sebep olabilecegini gostermeye calismistir Ancak buna ragmen Muhayyelat tan beslenmis kitaptaki cesitli motifleri kullanmis ve iceriginden faydalanmistir Recaizade Mahmud Ekrem in Saime adli uzun hikayesinde Sadik Efendi aksamlari ailesini toplar ve Muhayyelat tan bolumler okur Hanimin odasinda ucu de birlesir Kahveler cubuklar icilir ondan sonra vakit kalirsa Muhayyelat i Aziz Efendi gibi kolay anlasilir bir kitabi Sadik Efendi cehren okur Ayni donemde Salim adli bir sahsin yazdigi Sozde Sebat adli bes bolumden olusan tiyatro eseri de Muhayyelat ta bulunan Recep Bese nin Hikayesi nden yola cikilarak meydana getirilmistir Asil adi Omer olan Muallim Naci Varna da muallimlik yaptigi donemde Muhayyelat taki bir hikayenin Kissa i Naci bi llah ve Sahide kahramaninin adi olan Naci yi kendisine mahlas secmistir Bu konuda bir mektubunda olayi anlattiktan sonra sunlari yazmistir Sayan i dikkat degil midir ki mahlasim dahi bende bir ustad i suhenin yadigari olmak uzere bulunmuyor Kendi yadigar i sebabim eser i makbul i intihabim olarak duruyor O sirada insad eyledigim bir gazelin nihayetinde bu hakikati su vechile gostermistim Gerci Naci bir suhan piraye sakird olmadi Lik nazm i dil kesi hakka ki ustadanedir Varna ahalisi beni Naci namiyla yad eylemekte bir hayli muddet tereddud gosterdiler ise de sonradan alismaya basladilar Nazli Eray yazdigi Ay Falcisi 1992 adli kitabini Muhayyelat in yazari Aziz Efendi ye ithaf etmistir FABISAD Fantazya ve Bilimkurgu Sanatlari Dernegi tarafindan Giovanni Scognamillo onuruna duzenlenen GIO Odulleri nde Yilin en iyi illustrasyonu odulunu alan Evren Ince calismasini yaparken Muhayyelat tan esinlendigini soylemistir Ayrica bakinizMusameretname Letaif i Rivayat Muhsin Bey yahut Sairligin Hazin Bir NeticesiNotlar Kadimu l Eyyam Tam olarak ne zaman oldugu anlasilmayan bir zaman Bu adda bir kitabin var oldugu bilinmemektedir Kaynak Kabakli Ahmet 2006 Turk Edebiyati Cilt 1 Istanbul Turk Edebiyat Vakfi Yayinlari Detayli bilgi icin bakiniz KaynakcaOzel Duymaz 2012 s 13 Demir 2006 s 102 Gokalp G Gonca 20 Aralik 1999 Osmanli Donemi Turk romaninin baslangicinda bes eser Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi 16 ISSN 1301 5737 25 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ekim 2023 a b Uysal Zeynep 1 Ocak 2006 Olaganustu Masaldan Cagdas Anlatiya Muhayyelat i Aziz Efendi Bogazici Universitesi Yayinevi a b Ileri 1975 s 2 Gokalp 1999 s 3 Tietze Andreas 1948 Aziz Efendi s Muhayyelat Oriens Mubeccel Kiziltan KlRK VEZIR PDF Islam Ansklopedisi Cilt 25 s 475 11 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Gunay Kut PDF Islam Ansklopedisi Cilt 21 s 371 22 Mart 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Muhayyelat in bas tarafinda faydalandigi kaynaklar arasinda Ibretname yi de zikreden Aziz Ali Efendi nin Ebu Ali Sina Hikayesi nde Lamii Celebi den istifade ettigi anlasilmaktadir a b c Kirci Emine 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Nisan 2017 Bayram Yavuz Ekim 2009 KLASIK TURK EDEBIYATI 12 19 YUZYIL Ankara Turkiye Cumhuriyeti Kultur ve Turizm Bakanligi Uysal 2006 s 32 a b Uysal 2006 s 33 a b Uysal 2006 s 34 Onaran 1992 s 54 a b Uysal 2006 s 35 Uysal 2006 s 37 a b Uysal 2006 s 38 Erdem Gokhan 2008 PDF Ankara s 358 10 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Ali Aziz Efendi yi diger ikamet elcilerinden ayiran temel husus buyukelcilik donemini siyasi faaliyetlerden cok edebi ve akademik etkinliklerle gecirmesidir Ali Aziz Efendi Berlin de bulundugu sirada Muhayyelat i Ledun Ilahi baslikli bir hikaye kulliyati yazmistir Derdiyok I Cetin PDF 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 XVIII yuzyil devlet adamlarindan Giritli Ali Aziz in Muhayyelat i da yine sade nesirle yazilmis bir eserdir a b c d e f PDF Islam Ansiklopedisi Cilt Cilt 4 s 334 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Nisan 2017 Gokalp 1999 s 4 Duymaz 2012 s 6 Duymaz 2012 s 157 330 Uysal 2006 s 3 IBB Ataturk Kitapligi 9 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Nisan 2017 Gokalp 1999 s 2 Iskender Pala Kavruk Hasan PDF Islam Ansklopedisi Cilt 17 s 493 11 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Kahraman Alim PDF Islam Ansklopedisi Cilt 17 s 494 11 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Okay M Orhan 1990 Yeni Turk Edebiyati Ders Notlari Tanzimat Edebiyati Erzurum Ataturk Universitesi Fen Edebiyat Fakultesi s 46 a b c Aslan 2011 s 84 a b Duymaz 2012 s 15 a b Aslan 2011 s 83 Nuket Esen Fantastik Bir Osmanli Metni Aziz Efendi nin Muhayyelat i Aksit Gokturk u Anma Toplantisi Yazin ve Ceviride Fantastik s 5 Yetis Kazim 1996 Namik Kemal in Turk Dili ve Edebiyati Uzerine Gorusleri ve Yazilari 2 bas Istanbul Alfa Yayinlari s 349 a b Unlu Osman PDF 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Nisan 2017 Tanpinar Ahmet Hamdi 1997 19uncu Asir Turk Edebiyati Tarihi Istanbul Caglayan Kitabevi s 289 Yilmaz Durali 1997 Roman Kavrami ve Turk Romaninin Dogusu Ankara Akcag Yayinlari s 51 Moran Berna 1997 Turk Romanina Elestirel Bir Bakis 3 3 bas Istanbul Iletisim Yayinlari s 63 Nihad Sami Banarli Aziz Efendi 1798 ve Muhayyelat Resimli Turk Edebiyati Tarihi Cilt Cilt II s 164 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Giritli Aziz Efendi sadelestiren Kabakli Ahmet Hayallar Aleminde Muhayyelat Onsoz Ileri Selim 30 Aralik 2016 Radikal 3 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Nisan 2017 Caner Solak 2013 PDF Uluslararasi Turkce Edebiyat Kultur Egitim Dergisi Cilt 2 Sayi 4 ss 240 257 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Hayal Hanim adli radyo oyunu konusunu Giritli Ali Aziz Efendi nin Muhayyelat i Aziz Efendi adli eserinden almaktadir Ekrem Recaizade Mahmud 1997 Butun Eserleri III Istanbul MEB Yayinlari s 21 a b Salahi Haz Simsekler Nuri 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan pdf arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Ucman Abdullah PDF Islam Ansiklopedisi Cilt Cilt 30 s 315 5 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Varna da rusdiye mektebi acilip Abdulhalim Efendi buraya muallim tayin edilince o da ikinci muallimlige getirildi 1867 O gunlerde okudugu Giritli Aziz Ali Efendi nin Muhayyelat indaki bir hikayenin kahramaninin adi olan Naci yi kendisine mahlas secti Endokrinolojide Diyalog Dergisi Simurg Sayi 3 s 4 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Nazli Eray Ay Falcisi ni Muhayyelat in yazari Aziz Efendi nin aziz ruhuna ithaf etmis Muhayyelat cinlerle perilerle tilsimlarla buyulerle dolu bir kitaptir Nazli Eray da buyulerle doldurmus Ay Falcisi ni deviantART 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 Giritli Ali Aziz Efendi nin Muhayyelat kitabindan esinlenerek yaptim Giritlinin kitabindan en az 15 sahne belirdi kafamda Radikal 10 Haziran 2016 4 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Nisan 2017 GenelAslan Pelin 2011 PDF The Journal of Academic Social Science Studies Volume 4 Sayi 1 1 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 1 Nisan 2017 Demir Ayse 2006 Baslangicindan Cumhuriyete Kadar Ana Cizgileriyle Turk Hikayesi Turkiye Arastirmalari Literatur Dergisi Cilt 4 Sayi 7 5 Subat 2019 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 6 Ekim 2020 Duymaz Recep 2012 Muhayyelat Uzerinde Bir inceleme 2 bas Istanbul Arma Yayinlari ISBN 9786055688561 Gokalp G Gonca 1999 Osmanli DonemI Turk Romaninin Baslangicinda Bes Eser Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Ileri Selim 1975 PDF Turk Dili 24 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan pdf arsivlendi erisim tarihi 23 Mart 2017 Onaran Alim Serif 1992 Binbir Gece Masallari nin Kaynaklari ve Etkileri Cilt 8 Uysal Zeynep 2006 Olaganustu Masaldan Cagdas Anlatiya Muhayyelat i Aziz Efendi 1 bas Istanbul Bogazici Universitesi Yayinlari ISBN 9789756193150 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Muhayyelat ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir PDF Osmanli Turkcesi Ataturk Kitapligi IBB 30 Nisan 1852 16 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2017 PDF Osmanli Turkcesi Ataturk Kitapligi IBB 1873 74 16 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2017 PDF Osmanli Turkcesi Ataturk Kitapligi IBB 1873 16 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2017 PDF Osmanli Turkcesi Ataturk Kitapligi IBB Eylul 1867 16 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2017