Tevfik Kolaylı [24 Mart 1879 (hicri 1296, miladi 1880); Bodrum, Muğla - 28 Ocak 1953; İstanbul] ya da yaygın bilinen adıyla Neyzen Tevfik, taşlamalarıyla tanınan Türk neyzen ve şairdir. Taşlama kitaplarının yanı sıra, çeşitli taksimler ve saz semailerinin bestecisi olarak da bilinir.
Neyzen Tevfik Kolaylı | |
---|---|
Neyzen Tevfik'in portresi. | |
Doğum | Tevfik Kolaylı 24 Mart 1879 Muğla, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 28 Ocak 1953 (73 yaşında) İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti |
Takma ad | Neyzen |
Meslek | Şair, yazar ve fikir adamı |
Milliyet | Türk |
Dönem | Osmanlı Dönemi Cumhuriyet Dönemi |
Konu | İnsan ve yergi |
Osmanlı döneminde istibdada karşı, Cumhuriyet yıllarında ise devrimlere karşı gelenlere karşı hicvini kullanmış; haksızlığa, yolsuzluğa ve yozlaşmışlığa karşı şiirler yazmıştır. Birçok defa tutuklanmış ama kısa süre sonra serbest bırakılmıştır.
Bektaşi tekkesine mensup olmuş, hayatının büyük bölümünü İstanbul'da çeşitli hanlarda geçirmiştir. Son dönemlerinde Bakırköy Akıl Hastanesinde kendine ayrılan 21. koğuşta kalmıştır. 1930'larda kısa süreyle kendine bağlanan aylık haricinde düzenli bir geliri olmamıştır ve hayatı boyunca epilepsi nöbetleri ile uğraşmıştır. Aynı zamanda rakı başta olmak üzere fazla içki içtiği bilinmektedir .
Hayatı
1879 yılının 24 Mart Pazartesi günü, kendi bir beytinde belirtiğine göre hicri 1296 yılında,Muğla'nın Bodrum ilçesinde, Emine Hanım ve Hasan Fehmi Bey'in ilk oğlu olarak doğdu. Ahmet Şefik adında bir de kardeşi vardır. "Kolaylı" soyadı, Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra babası Hasan Fehmi Bey'in Samsun'un Bafra ilçesine bağlı Kolay beldesinden olduğu için aileye aldığı soyadıdır.
Çocukluk ve gençlik yılları
Bodrum'daki çocukluk yıllarında babası ile birlikte genellikle, Tepecik Camii'nin yakınındaki kahvede vakit geçirirken kahveye gelen dervişlerin üflediği, sonradan ustası olacağı ney dikkatini çekti ve kendi de üflemek istedi. Babası eğitim hayatını olumsuz etkileyeceğini düşünerek o erken yaşlarda buna izin vermedi. Çocukluk arkadaşlarından Avram Galanti, Tevfik'in düdükler yapıp çalarak civardaki çocukları etrafında topladığını ve ilham kaynağının deniz olduğunu anlatır. Bir yandan şiire olan ilgisi de çevresinden duyduğu halk hikâyeleri vasıtasıyla bu erken yaşlarda başlamıştı. Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça dersleri de almıştır.
Sara nöbetleri
1892'de, on üç yaşındayken babasının tayini ile birlikte Urla'ya taşındı ve bir süre burada okudu. Bu esnada, taşındıktan yaklaşık bir yıl sonra, 1893'te tanıştığı neyzen berber Kâzım'dan ney dersleri almaya başladı ve aynı yıl ilk sara nöbetini de geçirdi. Yedi yaşındayken kent çarşısında Muğlalı Kel Mülâzım Ağa müfrezesinin yakaladığı eşkıyaların halka gösterdiği sırıkların ucundaki kesik başlarını[] gören Tevfik'in yaşadığı rahatsızlık, ilk önce olağan dışı bir durgunluk, birkaç yıl sonra da -ilk defa 1893'te olmak üzere- sara nöbetleri hâlinde kendini gösterdi. Okulu bırakmasına sebep olan ve ilk önce neyin sesi yüzünden olduğu sanılan hastalığın tedavisi için annesi birçok doktora ve hocaya danıştı fakat sonuç alamadı. En sonunda hastalığı kontrol altına almayı başaran, annesinin götürdüğü İstanbul'da Pepo adlı bir doktor oldu. Doktor "fazla üzerine gidilmemesi gerektiğini" ve "en çok hoşlandığı şeyleri yapmasına izin verilmesi" gerektiğini söylemiştir. Bu sayede hem hastalık bir nebze kontrol altında kalır, hem de bu ona "Neyzen" lakabını kazandıracak olan neye devam etmesini sağlar.
Lise ve medrese yılları
Bir süre sadece neyiyle ilgilenip gezdikten sonra hastalığının kontrol altına alınmasının ardından en azından eğitimini bitirmesi için babası tarafından yatılı olarak İzmir İdadisi'ne gönderildi fakat tekrar başlayan sara nöbetleri yüzünden eğitimi yeniden yarıda kaldı. İzmir Mevlevihanesi'ne giderek kendini neyine verdi. İzmir'in bu yıllarda istibdat yönetimi tarafından sürgün yeri olarak kullanılmasının neticesinde, kovulan aydınların uğrak yeri olan bu mevlevihanede Tokadîzâde Şekib Bey, , Şair Eşref ve gibi ünlü kişilerle tanıştı. Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldığı bu kişilerden Şair Eşref, aynı zamanda ona hicvi öğretti. Bu sayede 13 Mart 1898'de dergisinde ilk şiirini yayımlattı.
On dokuz yaşında babası onu eğitim için bu sefer İstanbul'a, 'ne gönderdi. Burada zamanının çoğunu Galata ve mevlevihanelerinde geçiren Tevfik Mehmet Âkif Ersoy'la ve onun yardımıyla dönemin seçkin sanatçılarıyla da tanıştı; ondan Fransızca, Arapça ve Farsça dersleri aldı, aynı zamanda ona ney öğretti.
İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Uşakizade Halit Ziya, Ahmet Rasim, Tevfik Fikret, Tanburi Cemil, Yunus Nadi, ve Hacı Arif Bey gibi isimlerin arasında kendini geliştirme fırsatı bulan Tevfik, 1900'de bir plak doldurma girişiminde de bulundu. 'nın sahibi 'le beraber yaptıkları denemelerde çok içkili olduğu için plaklar zar zor doldurulsa da yine de basılıp piyasaya verildiler. Bu plakların sayısı çok sonradan Azâb-ı Mukaddes (1949) kitabının ön sözünde belirttiğine göre yüze yakındır. Bu zamanlarda saray çevresinde bile davet edilen, köşk, yalı ve konaklara çağrılan meşhur bir neyzen olmuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un verdiği setre pantolonu cüppe ve şalvar yerine giymesi, akşamları medrese dışında kalması rahatsızlık yaratınca 1901'de medreseden ayrıldı. Babasının tanıdığı ve sonradan şeyhülislam olacak Musa Kazım Efendi onu derslerine kabul ederek bu sayede Şair Şeyh Vasfi, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci gibi yazar ve şairlerle tanışmasına önayak oldu. Bu süreçte bir süre Fatih'teki 'nda, daha sonra da 'de bulunan 'nda kaldı. Sirkeci'de, ve 'nde baskı rejiminin karşıtı gençlerle ülkenin sorunlarıyla ilgili ve istibdada karşı konuşmalar yaptı. Bu konuşmalar yüzünden bir gün Ziya Şakir tarafından jurnallenerek gözaltına alındı ve daha önce otuz beş kere jurnallendiğini de öğrendiği sıkı bir sorgulamadan geçirildi, on beş gün sonra salındı. Jurnallenmiş biri olarak peşinde gezen hafiyeler yüzünden hem kendi hem arkadaşlarının iyiliği için onlardan uzaklaşarak zamanını Beyoğlu meyhanelerinde geçirmeye başladı.
Bektaşilik ve Mısır yılları
1902 yılında Bektaşi dervişi oldu. Sütlüce Bektaşi Tekkesi'ne devam ettiği bu zamanlarda 'dan nasip aldı ve hayatının geri kalanını da şekillendirecek bu inancı ve biçimi benimsedi.
İstanbul'da baskının iyice artmasının sonucunda Şair Eşref ile beraber 13 Ocak 1902 Perşembe günü "Mesajeri" vapuru ile Mısır'a gitti. Bir arkadaşı ile bir neyzenler kahvehanesi açarak işletmeye başladı, geçimini neyi ve şiirleriyle sağlamaya devam etti, Özbekiye Saz Bahçesi'nde plaklar doldurdu. Alkolün etkisiyle bir buluşma esnasında tabancasını ateşlemesi ve duruşma esnasında da yargıca "Haksızlık yapıyorsunuz." demesi yüzünden altı ay hapse mahkûm oldu ama itiraz ederek bir buçuk ay sonra özgürlüğüne kavuşup iki ay kadar Feride adında Lübnanlı bir kadınla yaşadı.
Bu sıralarda, ilk önce İstanbul Kıraathanesi'nde okuduğu Abdülhamid’in Ağzından Bir Nutk-ı Hümâyun hicvi yüzünden tutuklanmak istense de çevresi sayesinde kurtulmayı başardı fakat daha sonra Türk Aydınlarının Mısır Hidivi Hakkındaki Düşünceleridir başlıklı yazısı gazetelerde yayımlanınca kesinlikle tutuklanması hakkında karar verildi. Bu yüzden sığındığı Bektaşi "Kaygusuz Sultan" Tekkesi'nde bir süre kaldıktan sonra meşrutiyetin tekrar ilanıyla beraber İzmir'e döndü.
II. Meşrutiyet yılları
8 Ağustos 1908'de İzmir'den İstanbul'a geçerek Fatih-Çemberlitaş'ta bir hana yerleşti. Meşrutiyet'ten beklediğini alamaması uzun sürmedi. Ferah Tiyatrosu'nda Sabah-ı Hürriyet adlı oyunu izlemeye gittiğinde oyunun İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından yasaklandığını öğrendi ve bunun üzerine yaptığı konuşma yüzünden kısa bir süre sonra serbest bırakılmak üzere tutuklandı.
1910 yılında annesinin ısrarları ile babası ve kardeşinin karşı çıkmasına rağmen Cemile Hanım ile evlendi fakat evlilikleri yürümedi. Kayınbabası, eşini ve Leman adını verdiği kızını da alıp götürdü.
I.Dünya Savaşı'nda Mahmud Muhtar Paşa'nın emrinde mehterbaşı olarak görev yapmaya başladı. Düzenli askerlik hayatını pek benimseyemeyen Tevfik sık sık Muhtar Paşa ile tartışsa ve çekip gitse de dönemin İstanbul Merkez Komutanı Albay Cevat Bey sayesinde tekrar tekrar geri döndü. Üstelik bazı kaynaklara göre dönemin Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın yalısında verdiği konseri izleyen Alman bir komutanın davetlisi olarak Romanya'da piyano eşliğinde konser verdi.[]
Cumhuriyet yılları
Cumhuriyetin ilanı sıralarında kardeşinin yanına Ankara'ya gitti ve 1926 yılında tanışacağı Mustafa Kemal'i ve Türk Kurtuluş Savaşı'nı yücelten şiirler yazdı. Bu dönemde yazdığı şiirlerden cumhuriyeti ve getirdiklerini benimsediği, ona karşı olan unsurlara da savaş açtığı görülebilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Hasan Sâit Çelebi’nin yardımıyla Azâb-ı Mukaddes adı altında bazı kitap yayımlama girişimleri olsa da başarılı olamadı.
Geçirdiği sara nöbetleri ve yüksek alkol tüketimi nedeniyle bundan sonra da sıklıkla gideceği Toptaşı Tımarhanesi ve Zeynep Kâmil Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. Bir süre sonra eski arkadaşı Mehmet Âkif Ersoy'u ziyaret için Mısır'a geçti ve bir yıla yakın bir süre kaldıktan sonra geri döndü. 1930'larda İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ'ın yardımıyla parasal anlamda destek olması için konservatuvarda görevlendirilerek kendine bir aylık bağlandı.
1940'larda ise yine valinin oluru ve aynı zamanda doktoru olan bazı dostlarının (Mazhar Osman ve Rahmi Duman) yardımı ile Bakırköy Akıl Hastanesi'nde 21 no.lu koğuşa tam anlamıyla yerleşti. Otel odası gibi kullandığı bu koğuşta ve hastanede çevresine yine şiir ve felsefe ile ilgili bilgiler sundu. 9 Mart 1946'da basın yararına bir konser verdi. İhsan Ada; sonunda 1949 yılında, onun gözetimi altında eserlerini Azâb-ı Mukaddes adı altında kitaplaştırdı. 1950'de Onu Affettim ve sonra adındaki iki filmde rol aldı. Arkadaşlarının ısrarı üzerine ölümünden önce son yıl olan 1952'de 'nda jübilesini yaptı.
Yaşayış şekli ve alkol
Neyzen Tevfik'in düzenli bir geliri olmadığı sanılmaktadır. Genellikle, neyi ve şiirleriyle para kazanmaya çalışmış, sadece 1930'lu yıllarda kendisine devlet tarafından bir aylık bağlanmıştı. Kuralları pek umursamadan sürdürdüğü yaşamında -rakı başta olmak üzere- içkinin çok büyük etkisi vardır. Yozlaşan toplum, dinî istismar ve Atatürk'ün devrimlerine karşı çıkılmasına karşı bir duruş sergiledi. Özellikle hazırcevaplığıyla tanınırdı, bu sayede birçok fıkranın konusu olmuş, aynı zamanda hicivde de başarılı olmuştur.
Ölümü
28 Ocak 1953'teki ölümünün ardından Beşiktaş'taki Sinan Paşa Camii'nde cenaze namazı kılındı. Civardaki cadde ve sokakları dolduran profesörler, memurlar ve bazı ileri gelenlerin yanında kendilerine çekidüzen vermeye çalışmış sarhoşlar ve sokak serserilerinden oluşan büyük bir kalabalığın eşliğinde Barbaros Bulvarı'ndan geçerek defnedildiği yere ulaştırıldı. Mezarı bugün Kartal Merkez Mezarlığı'ndadır.
Ailesi
Çocukluğunu geçirdiği Bodrum'da beraber olduğu ailesi ile ilgili çok sınırlı kaynakta belli başlı bilgiler bulunmaktadır. Annesi hakkında herhangi bir bilgi olmamasına rağmen babası ve kardeşi ile ilgili aşağıdakiler söylenebilir.
Babası Hasan Fehmi Kolaylı
Soyadı Kanunu çıkınca aslen Samsun'un Bafra ilçesine bağlı Kolay beldesinden olduğu için ailesine "Kolaylı" soyadını alan Hasan Fehmi Bey, Neyzen'in ifadesi ile annesi ile birlikte "yüzünde riyasız, masum bir insanlık ifadesi" bulunan kültürlü, sanatsever ve Tevfik gibi nükteci bir rüştiye öğretmeniydi.
Kardeşi Ahmet Şefik Kolaylı
Tevfik'e, anılarına ve eserlerine sahip çıkan, büyük önem veren ve ansiklopedilerde adının yer almasında büyük pay sahibi olan Veteriner Hekim Ahmet Şefik Bey sığır vebası, tavuk kolerası aşısı, antraktsa teşhis çiçek aşısı ve konularında çalışmalar yapmış bir bakteriyologdu. İstiklal Savaşı'ndan sonra atandığı Pendik Bakteriyolojihanesinde 1939 yılına kadar müdürlük, 1939-1945 yılları arasında Tarım Bakanlığı Teftiş Heyeti Üyeliği ve bundan sonra 1951'e kadar da Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı yapmıştır. Mehmet Akif Ersoy ile yakın bir arkadaşlığı olduğu bilinmektedir. 1976 yılında vefat etmiştir.
Sanatı
Neyzenlikteki ustalığıyla beraber, hiciv sanatını kullanarak şiirlerinde toplumdaki eşitsizliğe, haksızlığa ve zulme, siyaset ve dinî baskı ve çıkarcılığa değindi.
Edebiyatı
Neredeyse tüm hayatı boyunca baskı ve zulme karşı çıkan Tevfik'in şiirlerindeki yergi ve taşlamaları onu bu türde Nef'i ve Eşref'ten sonra en önemli üçüncü edebiyatçı konumuna getirmiştir.[] Şiirlerinde sık sık, 1900'de yazdığı Sahne-i Ömrümden Nefs-i Emmareye Hitabım şiirinin ilk kıtasındaki gibi müstehcen sözlere ve bu yolla yapılan taşlamalara rastlanır:
“ | Alemin bağ-zârını sikeyim! Sümbül ü verd ü nârını sikeyim! Andelib-i nizârını sikeyim! Hâsılı nev-baharını sikeyim! | „ |
Bu isyan tarzı ve Osmanlı döneminde yazdığı eserler defalarca jurnallenmesine ve tutuklanmasına sebep olmuştur. Cumhuriyet döneminde ise yine mevcut rejime ve Atatürk'ün devrimlerine, ilkelerine karşı çıkanlara göndermelerde bulunmuş, Atatürk'ün ölümünden sonra 1938'de aşağıdaki O ölmedi adlı şiiri kaleme almıştır:
“ | Tanrı ölmez, O dilerse görünür bir müddet, Kaybolunca O’nu kalbinde bulur her millet. Biliyormuş kaderin cilvesini evvelce, Bütün ecrâm-ı semâ yasla büründü o gece. Yaklaşan bir acı önce güneşi korkuttu, Ay tutuldu diyemem, gökyüzü mâtem tuttu. Ata geçtin ebedin mevki-i müstahkemine Bir direktif veriyor arza, beşer âlemine! Bize ilhâm ile isâl ediyor her haberi, Ki O’nun kudret-i külliye, emirber neferi. Bağladı dâr-ı fenânın ebede telsizini, Güdelim açtığı yollardan mübârek izini. Atatürk’ün beşere sunduğu peymânı budur: Atatürk’e inananlar er olur, sulhu korur! | „ |
Eserleri
Şiir kitapları
- Hiç, 1919
- Azâb-ı Mukaddes, 1949
Besteleri
- Nihavent Saz Semaisi
- Şehnazbuselik Saz Semaisi
- Taksimler (taş plak)
Fıkra
Halk arasında neyzenliğinin ve şiirinin yanı sıra fıkralarıyla da tanınır fakat ağızdan ağza aktarılan bu unsurlara edebiyat dünyasındaki kaynaklarda rastlamak çok zordur. Başlıca bilinen fıkraları şunlardır:
- Padişahçılık
- Hamam Sefası
- Edep
- Kırk Yıllık Ölü
Kaynakça
- ^ a b c d e "Hayatı". www.neyzentevfik.org. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.[]
- ^ a b "Neyzen Tevfik". TC Kültür Bakanlığı. 21 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.
- ^ a b . www.bodrumbaglari.com'. 24 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.
- ^ . biyografi.info. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.
- ^ Kartal Merkez Mezarlığı'ndaki mezar taşı
- ^ Ümit Bayazoğlu. . www.ykykultur.com.tr. 24 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2014.
- ^ (İngilizce). kanyak.com. 31 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.
- ^ "Geleneksel hicvin ustası: Neyzen Tevfik". www.aa.com.tr. Erişim tarihi: 2024-07-07.
- ^ . stargazete.com. 19 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.
- ^ "Sahne-i ömrümden nefs-i emmareye hitabım". neyzentevfik.org. Erişim tarihi: 15 Haziran 2011.[]
- ^ Neyzen Tevfik (2000). En Güzel Neyzen Tevfik Fıkraları. Türkmen Kitabevi. ISBN .
Notlar
- ^ "Ancak bir alkolik onun gönlünü çalabilmişti: Neyzen Tevfik!"
Dış bağlantılar
Vikisöz'de Neyzen Tevfik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
- Şiir.gen.tr'de Neyzen Tevfik 23 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Tevfik Kolayli 24 Mart 1879 hicri 1296 miladi 1880 Bodrum Mugla 28 Ocak 1953 Istanbul ya da yaygin bilinen adiyla Neyzen Tevfik taslamalariyla taninan Turk neyzen ve sairdir Taslama kitaplarinin yani sira cesitli taksimler ve saz semailerinin bestecisi olarak da bilinir Neyzen Tevfik KolayliNeyzen Tevfik in portresi DogumTevfik Kolayli 24 Mart 1879 1879 03 24 Mugla Osmanli ImparatorluguOlum28 Ocak 1953 73 yasinda Istanbul Turkiye CumhuriyetiTakma adNeyzenMeslekSair yazar ve fikir adamiMilliyetTurkDonemOsmanli Donemi Cumhuriyet DonemiKonuInsan ve yergi Osmanli doneminde istibdada karsi Cumhuriyet yillarinda ise devrimlere karsi gelenlere karsi hicvini kullanmis haksizliga yolsuzluga ve yozlasmisliga karsi siirler yazmistir Bircok defa tutuklanmis ama kisa sure sonra serbest birakilmistir Bektasi tekkesine mensup olmus hayatinin buyuk bolumunu Istanbul da cesitli hanlarda gecirmistir Son donemlerinde Bakirkoy Akil Hastanesinde kendine ayrilan 21 kogusta kalmistir 1930 larda kisa sureyle kendine baglanan aylik haricinde duzenli bir geliri olmamistir ve hayati boyunca epilepsi nobetleri ile ugrasmistir Ayni zamanda raki basta olmak uzere fazla icki ictigi bilinmektedir Hayati1879 yilinin 24 Mart Pazartesi gunu kendi bir beytinde belirtigine gore hicri 1296 yilinda Mugla nin Bodrum ilcesinde Emine Hanim ve Hasan Fehmi Bey in ilk oglu olarak dogdu Ahmet Sefik adinda bir de kardesi vardir Kolayli soyadi Soyadi Kanunu nun cikmasindan sonra babasi Hasan Fehmi Bey in Samsun un Bafra ilcesine bagli Kolay beldesinden oldugu icin aileye aldigi soyadidir Cocukluk ve genclik yillari Bodrum daki cocukluk yillarinda babasi ile birlikte genellikle Tepecik Camii nin yakinindaki kahvede vakit gecirirken kahveye gelen dervislerin ufledigi sonradan ustasi olacagi ney dikkatini cekti ve kendi de uflemek istedi Babasi egitim hayatini olumsuz etkileyecegini dusunerek o erken yaslarda buna izin vermedi Cocukluk arkadaslarindan Avram Galanti Tevfik in dudukler yapip calarak civardaki cocuklari etrafinda topladigini ve ilham kaynaginin deniz oldugunu anlatir Bir yandan siire olan ilgisi de cevresinden duydugu halk hikayeleri vasitasiyla bu erken yaslarda baslamisti Turkcenin yani sira Arapca ve Farsca dersleri de almistir Sara nobetleri 1892 de on uc yasindayken babasinin tayini ile birlikte Urla ya tasindi ve bir sure burada okudu Bu esnada tasindiktan yaklasik bir yil sonra 1893 te tanistigi neyzen berber Kazim dan ney dersleri almaya basladi ve ayni yil ilk sara nobetini de gecirdi Yedi yasindayken kent carsisinda Muglali Kel Mulazim Aga mufrezesinin yakaladigi eskiyalarin halka gosterdigi siriklarin ucundaki kesik baslarini kaynak belirtilmeli goren Tevfik in yasadigi rahatsizlik ilk once olagan disi bir durgunluk birkac yil sonra da ilk defa 1893 te olmak uzere sara nobetleri halinde kendini gosterdi Okulu birakmasina sebep olan ve ilk once neyin sesi yuzunden oldugu sanilan hastaligin tedavisi icin annesi bircok doktora ve hocaya danisti fakat sonuc alamadi En sonunda hastaligi kontrol altina almayi basaran annesinin goturdugu Istanbul da Pepo adli bir doktor oldu Doktor fazla uzerine gidilmemesi gerektigini ve en cok hoslandigi seyleri yapmasina izin verilmesi gerektigini soylemistir Bu sayede hem hastalik bir nebze kontrol altinda kalir hem de bu ona Neyzen lakabini kazandiracak olan neye devam etmesini saglar Lise ve medrese yillari Bir sure sadece neyiyle ilgilenip gezdikten sonra hastaliginin kontrol altina alinmasinin ardindan en azindan egitimini bitirmesi icin babasi tarafindan yatili olarak Izmir Idadisi ne gonderildi fakat tekrar baslayan sara nobetleri yuzunden egitimi yeniden yarida kaldi Izmir Mevlevihanesi ne giderek kendini neyine verdi Izmir in bu yillarda istibdat yonetimi tarafindan surgun yeri olarak kullanilmasinin neticesinde kovulan aydinlarin ugrak yeri olan bu mevlevihanede Tokadizade Sekib Bey Sair Esref ve gibi unlu kisilerle tanisti Turkce Arapca ve Farsca dersleri aldigi bu kisilerden Sair Esref ayni zamanda ona hicvi ogretti Bu sayede 13 Mart 1898 de dergisinde ilk siirini yayimlatti On dokuz yasinda babasi onu egitim icin bu sefer Istanbul a ne gonderdi Burada zamaninin cogunu Galata ve mevlevihanelerinde geciren Tevfik Mehmet Akif Ersoy la ve onun yardimiyla donemin seckin sanatcilariyla da tanisti ondan Fransizca Arapca ve Farsca dersleri aldi ayni zamanda ona ney ogretti Ibnulemin Mahmut Kemal Inal Usakizade Halit Ziya Ahmet Rasim Tevfik Fikret Tanburi Cemil Yunus Nadi ve Haci Arif Bey gibi isimlerin arasinda kendini gelistirme firsati bulan Tevfik 1900 de bir plak doldurma girisiminde de bulundu nin sahibi le beraber yaptiklari denemelerde cok ickili oldugu icin plaklar zar zor doldurulsa da yine de basilip piyasaya verildiler Bu plaklarin sayisi cok sonradan Azab i Mukaddes 1949 kitabinin on sozunde belirttigine gore yuze yakindir Bu zamanlarda saray cevresinde bile davet edilen kosk yali ve konaklara cagrilan meshur bir neyzen olmustu Mehmet Akif Ersoy un verdigi setre pantolonu cuppe ve salvar yerine giymesi aksamlari medrese disinda kalmasi rahatsizlik yaratinca 1901 de medreseden ayrildi Babasinin tanidigi ve sonradan seyhulislam olacak Musa Kazim Efendi onu derslerine kabul ederek bu sayede Sair Seyh Vasfi Ahmet Mithat Efendi Muallim Naci gibi yazar ve sairlerle tanismasina onayak oldu Bu surecte bir sure Fatih teki nda daha sonra da de bulunan nda kaldi Sirkeci de ve nde baski rejiminin karsiti genclerle ulkenin sorunlariyla ilgili ve istibdada karsi konusmalar yapti Bu konusmalar yuzunden bir gun Ziya Sakir tarafindan jurnallenerek gozaltina alindi ve daha once otuz bes kere jurnallendigini de ogrendigi siki bir sorgulamadan gecirildi on bes gun sonra salindi Jurnallenmis biri olarak pesinde gezen hafiyeler yuzunden hem kendi hem arkadaslarinin iyiligi icin onlardan uzaklasarak zamanini Beyoglu meyhanelerinde gecirmeye basladi Bektasilik ve Misir yillari 1902 yilinda Bektasi dervisi oldu Sutluce Bektasi Tekkesi ne devam ettigi bu zamanlarda dan nasip aldi ve hayatinin geri kalanini da sekillendirecek bu inanci ve bicimi benimsedi Istanbul da baskinin iyice artmasinin sonucunda Sair Esref ile beraber 13 Ocak 1902 Persembe gunu Mesajeri vapuru ile Misir a gitti Bir arkadasi ile bir neyzenler kahvehanesi acarak isletmeye basladi gecimini neyi ve siirleriyle saglamaya devam etti Ozbekiye Saz Bahcesi nde plaklar doldurdu Alkolun etkisiyle bir bulusma esnasinda tabancasini ateslemesi ve durusma esnasinda da yargica Haksizlik yapiyorsunuz demesi yuzunden alti ay hapse mahkum oldu ama itiraz ederek bir bucuk ay sonra ozgurlugune kavusup iki ay kadar Feride adinda Lubnanli bir kadinla yasadi Bu siralarda ilk once Istanbul Kiraathanesi nde okudugu Abdulhamid in Agzindan Bir Nutk i Humayun hicvi yuzunden tutuklanmak istense de cevresi sayesinde kurtulmayi basardi fakat daha sonra Turk Aydinlarinin Misir Hidivi Hakkindaki Dusunceleridir baslikli yazisi gazetelerde yayimlaninca kesinlikle tutuklanmasi hakkinda karar verildi Bu yuzden sigindigi Bektasi Kaygusuz Sultan Tekkesi nde bir sure kaldiktan sonra mesrutiyetin tekrar ilaniyla beraber Izmir e dondu II Mesrutiyet yillari 8 Agustos 1908 de Izmir den Istanbul a gecerek Fatih Cemberlitas ta bir hana yerlesti Mesrutiyet ten bekledigini alamamasi uzun surmedi Ferah Tiyatrosu nda Sabah i Hurriyet adli oyunu izlemeye gittiginde oyunun Ittihat ve Terakki Cemiyeti tarafindan yasaklandigini ogrendi ve bunun uzerine yaptigi konusma yuzunden kisa bir sure sonra serbest birakilmak uzere tutuklandi 1910 yilinda annesinin israrlari ile babasi ve kardesinin karsi cikmasina ragmen Cemile Hanim ile evlendi fakat evlilikleri yurumedi Kayinbabasi esini ve Leman adini verdigi kizini da alip goturdu I Dunya Savasi nda Mahmud Muhtar Pasa nin emrinde mehterbasi olarak gorev yapmaya basladi Duzenli askerlik hayatini pek benimseyemeyen Tevfik sik sik Muhtar Pasa ile tartissa ve cekip gitse de donemin Istanbul Merkez Komutani Albay Cevat Bey sayesinde tekrar tekrar geri dondu Ustelik bazi kaynaklara gore donemin Harbiye Naziri Enver Pasa nin yalisinda verdigi konseri izleyen Alman bir komutanin davetlisi olarak Romanya da piyano esliginde konser verdi kaynak belirtilmeli Cumhuriyet yillari Ankara daki Neyzen Tevfik Sokagi Cumhuriyetin ilani siralarinda kardesinin yanina Ankara ya gitti ve 1926 yilinda tanisacagi Mustafa Kemal i ve Turk Kurtulus Savasi ni yucelten siirler yazdi Bu donemde yazdigi siirlerden cumhuriyeti ve getirdiklerini benimsedigi ona karsi olan unsurlara da savas actigi gorulebilir Cumhuriyetin ilk yillarinda Hasan Sait Celebi nin yardimiyla Azab i Mukaddes adi altinda bazi kitap yayimlama girisimleri olsa da basarili olamadi Gecirdigi sara nobetleri ve yuksek alkol tuketimi nedeniyle bundan sonra da siklikla gidecegi Toptasi Timarhanesi ve Zeynep Kamil Hastanesi nde tedavi gormeye basladi Bir sure sonra eski arkadasi Mehmet Akif Ersoy u ziyaret icin Misir a gecti ve bir yila yakin bir sure kaldiktan sonra geri dondu 1930 larda Istanbul Valisi Muhittin Ustundag in yardimiyla parasal anlamda destek olmasi icin konservatuvarda gorevlendirilerek kendine bir aylik baglandi 1940 larda ise yine valinin oluru ve ayni zamanda doktoru olan bazi dostlarinin Mazhar Osman ve Rahmi Duman yardimi ile Bakirkoy Akil Hastanesi nde 21 no lu kogusa tam anlamiyla yerlesti Otel odasi gibi kullandigi bu kogusta ve hastanede cevresine yine siir ve felsefe ile ilgili bilgiler sundu 9 Mart 1946 da basin yararina bir konser verdi Ihsan Ada sonunda 1949 yilinda onun gozetimi altinda eserlerini Azab i Mukaddes adi altinda kitaplastirdi 1950 de Onu Affettim ve sonra adindaki iki filmde rol aldi Arkadaslarinin israri uzerine olumunden once son yil olan 1952 de nda jubilesini yapti Yasayis sekli ve alkol Neyzen Tevfik in duzenli bir geliri olmadigi sanilmaktadir Genellikle neyi ve siirleriyle para kazanmaya calismis sadece 1930 lu yillarda kendisine devlet tarafindan bir aylik baglanmisti Kurallari pek umursamadan surdurdugu yasaminda raki basta olmak uzere ickinin cok buyuk etkisi vardir Yozlasan toplum dini istismar ve Ataturk un devrimlerine karsi cikilmasina karsi bir durus sergiledi Ozellikle hazircevapligiyla taninirdi bu sayede bircok fikranin konusu olmus ayni zamanda hicivde de basarili olmustur Olumu Neyzen Tevfik in Kartal Mezarligi ndaki kabri Istanbul 28 Ocak 1953 teki olumunun ardindan Besiktas taki Sinan Pasa Camii nde cenaze namazi kilindi Civardaki cadde ve sokaklari dolduran profesorler memurlar ve bazi ileri gelenlerin yaninda kendilerine cekiduzen vermeye calismis sarhoslar ve sokak serserilerinden olusan buyuk bir kalabaligin esliginde Barbaros Bulvari ndan gecerek defnedildigi yere ulastirildi Mezari bugun Kartal Merkez Mezarligi ndadir AilesiCocuklugunu gecirdigi Bodrum da beraber oldugu ailesi ile ilgili cok sinirli kaynakta belli basli bilgiler bulunmaktadir Annesi hakkinda herhangi bir bilgi olmamasina ragmen babasi ve kardesi ile ilgili asagidakiler soylenebilir Babasi Hasan Fehmi Kolayli Soyadi Kanunu cikinca aslen Samsun un Bafra ilcesine bagli Kolay beldesinden oldugu icin ailesine Kolayli soyadini alan Hasan Fehmi Bey Neyzen in ifadesi ile annesi ile birlikte yuzunde riyasiz masum bir insanlik ifadesi bulunan kulturlu sanatsever ve Tevfik gibi nukteci bir rustiye ogretmeniydi Kardesi Ahmet Sefik Kolayli Tevfik e anilarina ve eserlerine sahip cikan buyuk onem veren ve ansiklopedilerde adinin yer almasinda buyuk pay sahibi olan Veteriner Hekim Ahmet Sefik Bey sigir vebasi tavuk kolerasi asisi antraktsa teshis cicek asisi ve konularinda calismalar yapmis bir bakteriyologdu Istiklal Savasi ndan sonra atandigi Pendik Bakteriyolojihanesinde 1939 yilina kadar mudurluk 1939 1945 yillari arasinda Tarim Bakanligi Teftis Heyeti Uyeligi ve bundan sonra 1951 e kadar da Tarim Bakanligi Mustesar Yardimciligi yapmistir Mehmet Akif Ersoy ile yakin bir arkadasligi oldugu bilinmektedir 1976 yilinda vefat etmistir SanatiBesiktas taki Sairler Sofasi nda yer alan heykeli Neyzenlikteki ustaligiyla beraber hiciv sanatini kullanarak siirlerinde toplumdaki esitsizlige haksizliga ve zulme siyaset ve dini baski ve cikarciliga degindi Edebiyati Neredeyse tum hayati boyunca baski ve zulme karsi cikan Tevfik in siirlerindeki yergi ve taslamalari onu bu turde Nef i ve Esref ten sonra en onemli ucuncu edebiyatci konumuna getirmistir kaynak belirtilmeli Siirlerinde sik sik 1900 de yazdigi Sahne i Omrumden Nefs i Emmareye Hitabim siirinin ilk kitasindaki gibi mustehcen sozlere ve bu yolla yapilan taslamalara rastlanir Alemin bag zarini sikeyim Sumbul u verd u narini sikeyim Andelib i nizarini sikeyim Hasili nev baharini sikeyim Bu isyan tarzi ve Osmanli doneminde yazdigi eserler defalarca jurnallenmesine ve tutuklanmasina sebep olmustur Cumhuriyet doneminde ise yine mevcut rejime ve Ataturk un devrimlerine ilkelerine karsi cikanlara gondermelerde bulunmus Ataturk un olumunden sonra 1938 de asagidaki O olmedi adli siiri kaleme almistir Tanri olmez O dilerse gorunur bir muddet Kaybolunca O nu kalbinde bulur her millet Biliyormus kaderin cilvesini evvelce Butun ecram i sema yasla burundu o gece Yaklasan bir aci once gunesi korkuttu Ay tutuldu diyemem gokyuzu matem tuttu Ata gectin ebedin mevki i mustahkemine Bir direktif veriyor arza beser alemine Bize ilham ile isal ediyor her haberi Ki O nun kudret i kulliye emirber neferi Bagladi dar i fenanin ebede telsizini Gudelim actigi yollardan mubarek izini Ataturk un besere sundugu peymani budur Ataturk e inananlar er olur sulhu korur EserleriSiir kitaplari Hic 1919 Azab i Mukaddes 1949Besteleri Nihavent Saz Semaisi Sehnazbuselik Saz Semaisi Taksimler tas plak Fikra Halk arasinda neyzenliginin ve siirinin yani sira fikralariyla da taninir fakat agizdan agza aktarilan bu unsurlara edebiyat dunyasindaki kaynaklarda rastlamak cok zordur Baslica bilinen fikralari sunlardir Padisahcilik Hamam Sefasi Edep Kirk Yillik OluKaynakca a b c d e Hayati www neyzentevfik org Erisim tarihi 15 Haziran 2011 olu kirik baglanti a b Neyzen Tevfik TC Kultur Bakanligi 21 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2011 a b www bodrumbaglari com 24 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2011 biyografi info 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2011 Kartal Merkez Mezarligi ndaki mezar tasi Umit Bayazoglu www ykykultur com tr 24 Mart 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mart 2014 Ingilizce kanyak com 31 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2011 Geleneksel hicvin ustasi Neyzen Tevfik www aa com tr Erisim tarihi 2024 07 07 Arsivlenmesi gereken baglantiya sahip kaynak sablonu iceren maddeler link stargazete com 19 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Haziran 2011 Sahne i omrumden nefs i emmareye hitabim neyzentevfik org Erisim tarihi 15 Haziran 2011 olu kirik baglanti Neyzen Tevfik 2000 En Guzel Neyzen Tevfik Fikralari Turkmen Kitabevi ISBN 9780537100213 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Notlar Ancak bir alkolik onun gonlunu calabilmisti Neyzen Tevfik Dis baglantilarVikisoz de Neyzen Tevfik ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Siir gen tr de Neyzen Tevfik 23 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde