Ebü’l-Fazl bin Mübarek, Ebü’l-Fazl, Ebü'l Fadl ve Ebü’l-Fazl el-Allâmî olarak da bilinir (14 Ocak 1551 - 22 Ağustos 1602), 1579'daki atanmasından 1602'deki ölümüne kadar Babür İmparatorluğu'nun sadrazamı olarak görev yapan bir Hint yazar, tarihçi ve politikacıydı. Önemli eserleri arasında Ekbernâme, Ayn-ı Ekberî ve Kitâb-ı Mukaddes'in Farsça çevirisi yer almaktadır.
Ebü’l-Fazl el-Allâmî | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Babür İmparatorluğu sadrazamı | |||||||||
Görev süresi 1579 - 22 Ağustos 1602 | |||||||||
Yerine geldiği | Muzaffar Khan Turbati | ||||||||
Yerine gelen | Şerif Han | ||||||||
Kişisel bilgiler | |||||||||
Doğum | 14 Ocak 1551 Agra, Babür İmparatorluğu (günümüzde Uttar Pradeş, Hindistan) | ||||||||
Ölüm | 22 Ağustos 1602 (51 yaşında) yakınları, , Babür İmparatorluğu (günümüzde Madhya Pradeş, Hindistan)
| ||||||||
İlişkiler | (kardeşi) |
Ebü’l-Fazl, başlangıçta Dekken'da görev yapan bir askeri komutan olarak Ekber Şah'ın sarayına atanmış ve burada büyük saygı görmüştür. Halk arasında, imparatorun, tebaasının refahı için Tanrı'nın bir temsilcisi olduğu ve imparatorluğunda barış ve uyumu koruduğu için tahtın asla devrilemeyeceğini belirten Padşahat teorisiyle tanınıyordu.
Ebü’l-Fazl sıklıkla Ekber'in sarayının Dokuz Mücevher'den biri olarak anılır ve İmparator Ekber'in saray şairi 'nin kardeşidir.
Ataları
Şeyh Ebü’l-Fazl bin Mübarek, Şeyh Mübarek'in oğlu olarak 1551 yılında Agra'da doğdu. Mübarek, 'da doğmuş ancak 1543'te Agra'ya taşınmıştı, babası Fazl'ın büyükbabası Şeyh Hızır 15.-16. yüzyıllarda Sind'den Nagor'a taşınmıştı, Nagor , Ajmerli Şeyh Muîîn el-Dîn Çişti'nin halifesi olan Şeyh Hamididdin Sufi Savali döneminde bir Sufi mistik merkezi olarak önem kazanmıştı. Nagor'da Şeyh Hızır, Şeyh Hamid-ud-din'in mezarının yakınına yerleşti. Fazl'ın ataları Yemen'den geliyordu ve soyları, yaklaşık altı nesil önce Sind'e göç eden Şeyh Musa'ya dayanıyordu.
Şeyh Mübarek Nagorî
Ebü’l-Fazl'ın babası Şeyh Mübarek 1506'da Nagor'da doğmuştur. Ebü’l-Fazl'ın doğumundan kısa bir süre sonra Hızır, ailesinin diğer üyelerini Nagor 'a getirmek için Sindh'e gitti ancak yolda ölmüştür. Hızır'ın ölümü ve Nagor'da başlayan kıtlık ve veba salgını, yoksul Mübarek ve annesi için büyük sıkıntılara sebep oldu. Tüm bu zorluklara rağmen annesi, Mübarek'in iyi bir eğitim almasını sağlamıştır. Mübarek'in ilk öğretmenlerinden biri, dindarlığıyla tanınan Şeyh Attan'dı. Şeyh Mübarek'i etkileyen bir diğer önemli öğretmen ise Hoca Ubeydullah Ahrar'ın müridi olan Şeyh Feyyazi'ydi. Daha sonra Ahmedabad'a gitti ve Şeyh Ebü’l-Fazl Gazruni'nin (onu evlat edinen kişi), Şeyh Ömer'in ve Şeyh Yusuf'un yanında eğitim almıştır.
Yusuf, Mübarek'e Agra'ya gitmesini ve orada bir medrese kurmasını tavsiye etmiştir. Mübarek, Nisan 1543'te Agra'ya ulaştı ve Şeyh Alawal Balawal'ın önerisi üzerine, Babür'ün Yamuna Nehri'nin sol yakasında inşa ettiği Çarbağ'da ikametgahını kurmuştur. Yakınlarda İncu'lu (Şiraz) Mir Rafi'ud-din Safevi yaşıyordu ve Mübarek onun yakın bir akrabasıyla evlenmiştir. Mübarek, Agra'da felsefe alanında özel bir medrese kurmuş ve derslerine Molla Abdulkadir Bedauni gibi çok sayıda alimin ilgisini çekmiştir. Tasavvufun kutsal mekanı olan Bedaun'da da bir süre bulunmuştur.
Ortodoks Ulema grubu Mübarek'i eleştirmiş ve görüşlerini değiştirmekle suçlamıştır. Şeyh Mübarek'in kızının evinde yetişen Hoca Ubeydullah, Mübarek'in görüşlerinin değişen siyasi iklimle birlikte değiştiğini ve o günkü yöneticilerin ve ileri gelenlerin dini tutumlarını çıkar amaçlı benimsediğini düşünmektedir. Örneğin, Sultan İbrahim Ludî döneminde Sünni, Sur döneminde Nakşibendi, Hümâyun döneminde Mehdî ve Ekber döneminde liberal düşüncenin öncüsü olmuştur.
Hayatı
Şeyh Mübarek'in ilk oğlu şair ve ikinci oğlu Ebü’l-Fazl Agra'da doğmuştur. Ebü’l-Fazl'ın eğitimi Arapça ile başladı ve beş yaşına geldiğinde okuyup yazabiliyordu. Babası ona İslami ilimlerin bütün dallarını (menkulat) öğretmeye başladı, fakat Ebü’l-Fazl geleneksel öğrenime bağlı kalamadı ve ruhsal çöküntüye uğradı. Bir arkadaşı onu bu halden kurtardı ve eğitimine devam etti. Erken yaştaki bazı olaylar onun zekâsının yansımasıdır. Beyaz karıncaların yediği bir İshafani sözlüğünü müşahede altına aldı. Yenmiş kısımları çıkarıp kalanlara boş kağıtlar ekledi. Her parçanın başlangıcını ve sonunu keşfedip, sonunda bir taslak metin kaleme aldı. Daha sonra tüm eser keşfedildi ve Ebü’l-Fazl'ın taslağıyla karşılaştırıldığında orijinalin sadece iki veya üç yerde farklılık gösterdiği görüldü.
1575'te Ekber'in sarayına gelmiş ve Ekber'in dini görüşlerinin 1580'lerde ve 1590'larda daha liberal hale gelmesinde etkili olmuştur. 1599 yılında Ebü’l-Fazl, Dekken'deki ilk görevine getirilmiş ve burada Dekken sultanlıklarına karşı savaşlarda Babür imparatorluk ordusuna liderlik ederek askeri komutan olarak gösterdiği yetenekle tanınmıştır.
Ekber, ayrıca 1577 Büyük Kuyruklu Yıldızı'nın geçişine tanıklık ettiğini kaydetmiştir.
Ebü’l-Fazl'ın ilk yirmi yılına ilişkin kendi anlatımı
Aşağıda Ebü’l-Fazl'ın A'in-i-Ekberî'deki ilk yirmi yılına ilişkin kendi anlatımı yer almaktadır:
Atalarım hakkında biraz bilgi verdiğim için, kendimle ilgili birkaç söz söylemeye ve böylece zihnimi rahatlatmaya, bu anlatıyı tazelemeye ve dilimin bağlarını çözmeye devam ediyorum. Celali döneminin 473. yılında, ay takvimine göre Muharrem ayının 6'sı olan 958. Pazar gecesine denk gelen (14 Ocak 1551) saf ruhum bu temel bedene katılarak rahimden dünyanın bu güzel alanına çıktı. Bir yaşını biraz geçmişken akıcı konuşma gibi mucizevi bir yeteneğe sahiptim ve beş yaşındayken alışılmadık bir bilgi birikimi edinmiştim ve hem okuyabiliyor hem de yazabiliyordum. Yedi yaşındayken babamın bilgi depolarının hazinedarı ve gizli anlam mücevherlerinin güvenilir koruyucusu oldum ve bir yılan gibi hazineyi korudum. Ve talihsiz bir şekilde kalbimin isteksiz, irademin her zaman ters ve mizacımın geleneksel öğrenime ve sıradan eğitim kurslarına karşı olması garipti. Genellikle onları anlayamıyordum. Babam kendi yolunda bilgi büyüsüyle büyüler yaptı ve bana her bilim dalından biraz öğretti ve zekam gelişse de, öğrenim okulundan derin izlenimler edinmedim. Bazen hiçbir şey anlamadım, diğer zamanlarda dilimin açıklayamadığı şüpheler kendini gösterdi. Ya utanç beni tereddüt ettirdi ya da ifade etme gücüm yoktu. Halk içinde ağlar ve tüm suçu kendime yüklerdim. Bu durumda, uyumlu bir yardımcıyla zihin arkadaşlığına girdim ve ruhum o cehalet ve anlayışsızlıktan kurtuldu. Çok fazla gün geçmeden sohbeti ve topluluğu beni üniversiteye gitmeye ikna etti ve orada şaşkın ve dağılmış zihnimi dinlendirdiler ve kaderin harikulade işleyişiyle beni alıp başkasını geri getirdiler.
- Tapınağa girdiğimde, yaklaştılar
- Ve hediyelerini getirdiler, ağzına kadar dolu bir şarap kadehi.
- Gücü tüm duyularımı kaptı, kendimden kendimden,
- İçeri başka biri girdi, ben değil.
Felsefenin gerçekleri ve okulların incelikleri artık apaçık ortadaydı ve daha önce hiç görmediğim bir kitap bana okuyabildiğim her şeyden daha net bir içgörü sağladı. Kutsallık tahtından bana inen özel bir yeteneğim olmasına rağmen, saygıdeğer babamın ilhamları ve beni her bilim dalının temel unsurlarını ezberlemeye zorlaması, bu zincirin kesintisiz sürekliliğiyle birlikte muazzam bir yardımdı ve aydınlanmamın en önemli nedenlerinden biri oldu. On yıldan fazla bir süre boyunca gece ile gündüz, öğretmek ile öğrenmek arasında hiçbir ayrım yapmadım ve tokluk ile açlık arasında hiçbir fark tanımadım, mahremiyet ile toplum arasında ayrım yapmadım, acıyı hazdan ayırma gücüne sahip değildim. Gösteriş bağı ve bilgi bağı dışında hiçbir şeyi kabul etmiyordum. İki ve bazen üç gün yemek yemeden geçtiğimi ve bu nedenle çalışkan ruhumun hiçbir eğilimi olmadığını gören yapıma saygı duyanlar hayrete düştüler ve buna şiddetle karşı çıktılar. Geri çekilmemin artık bir alışkanlık ve gelenek meselesi olduğunu ve bir hastalık krizinde olan bir hastanın doğal eğiliminin yemekten uzak olması durumunda kimsenin nasıl şaşırmadığını söyledim. Öyleyse eğer çalışma sevgim unutkanlığa yol açtıysa, hayret neredeydi? Okulların, duyulduğunda sıklıkla yanlış alıntılanan ve yanlış anlaşılan güncel argümanlarının çoğu ve eski eserlerden gelen anlaşılması zor sorular, zihnimin taze tabletine sunulmuştu. Bu noktalar açıklığa kavuşturulmadan ve bana aşırı cehalet atfedilmesi aşkın bilgiye dönüşmeden önce, eski yazarlara itiraz etmiştim ve gençliğimi öğrenen insanlar muhalif olmuşlardı ve zihnim sıkıntılı ve deneyimsiz kalbim tedirginlik içindeydi. Kariyerimin erken dönemlerinde bir keresinde, Mutawwal üzerine Hâce Ebû'l-Kasım'ın yorumunu getirdiler. Daha önce bilgili doktorlar ve din adamları tarafından ifade ettiğim ve bazı arkadaşlarımın not aldığı her şey orada bulundu ve orada bulunanlar şaşkına döndüler ve itirazlarını geri çektiler ve bana başka gözlerle bakmaya ve yanlış anlamanın kapısını kaldırmaya ve anlayış kapısını açmaya başladılar. Çalışmamın ilk günlerinde, yarısından fazlası beyaz karıncalar tarafından yenmiş olan İsfahani'nin tefsiri gözlemim altına girdi. Halk bundan kâr elde etmekten umutsuzluğa kapıldığından, yenen kısımları çıkardım ve geri kalanına boş kağıt ekledim. Sabahın sakin saatlerinde, biraz düşünerek, her parçanın başlangıcını ve sonunu keşfettim ve varsayımsal olarak kağıda aktardığım bir taslak metin yazdım. Bu arada tüm çalışma keşfedildi ve ikisi karşılaştırıldığında, sadece iki veya üç yerde anlam olarak eşanlamlı olsa da kelime farklılıkları bulundu; ve diğer üç veya dört yerde, (farklı) ancak anlam olarak yaklaşık alıntılar bulundu. Hepsi şaşkına döndü.
İradem ne kadar meşgulse, zihnim o kadar aydınlanıyordu. Yirmi yaşımda bağımsızlığımın iyi haberi bana ulaştı. Zihnim eski bağlarından kurtuldu ve erken şaşkınlığım tekrar ortaya çıktı. Çok fazla öğrenmenin geçit töreniyle, gençliğin sarhoşluğu köpürüyor, gösteriş etekleri genişçe açılmış ve elimde dünyayı gösteren bilgelik kupası, deliryumun çınlamaları kulaklarımda çınlamaya başladı ve dünyadan tamamen çekilmeyi önerdi. Bu arada, bilge hükümdar beni aklıma çağırdı ve bir kısmını tamamen ve bir kısmını da ancak yaklaşık olarak önerdiğim ve kabul ettiğim belirsizliğimden beni çekip çıkardı. Burada param test edildi ve tüm ağırlığı paraya çevrildi. İnsanlar şimdi bana farklı bir gözle bakıyor ve mutlu tebrikler arasında birçok coşkulu konuşma yapıldı.
Majestelerinin saltanatının 42. yılının (M.S. 1598) son günü olan bu günde, ruhum yeniden boyunduruğundan kurtuluyor ve içimde yeni bir kaygı yükseliyor.
- Şarkıcı kalbim Kral Davut'un ezgilerini bilmiyor
- Serbest bırak gitsin—o kafese girecek bir kuş değil.
Her şeyin nasıl biteceğini ya da son yolculuğumun hangi dinlenme yerinde yapılması gerektiğini bilmiyorum, ancak varoluşumun başlangıcından bugüne kadar Tanrı'nın lütfu beni sürekli olarak koruması altında tuttu. Son anlarımın O'nun iradesini yaparak geçmesi ve sonsuz dinlenmeye yüksüz bir şekilde geçebilmem kesin umudumdur.
Çalışmaları
Ekbernâme
Ekbernâme, Ekber'in saltanatının ve atalarının tarihini anlatan üç ciltlik bir belgedir. İçinde Timur'dan Hümayun'a kadar Ekber Şah'ın atalarının tarihi, Ekber Şah'ın 46. saltanat yılına (1602) kadar olan saltanat dönemi ve Ekber Şah'ın imparatorluğunun idari raporu olan üç cilt halinde bulunan Ayn-ı Ekberî bulunmaktadır. Ayn-ı Ekberî'nin üçüncü cildi, yazarın soyu ve hayatı hakkında bilgi verir. Ayn-ı Ekberî 42. saltanat yılında tamamlanmış, ancak 43. saltanat yılında Berar'ın fethi nedeniyle ona küçük bir ekleme yapılmıştır.
Ruḳaʿât
Ruḳaʿât veya Ruḳaʿât-ı Ebü’l-Fażl ʿAllâmî, Ebü’l-Fazl'ın Murad, Danyal, Ekber, Meryem Makani, Salim (Cihangir), Ekber'in kraliçeleri ve kızları, babası, annesi ve kardeşleri ve diğer bazı önemli çağdaşlarına yazdığı özel mektupların bir koleksiyonudur ve yeğeni Nureddin Muhammed tarafından derlenmiştir.
İnşa-i Ebü’l-Fazl
İnşā-i Ebü’l-Fazl veya Maktubāt-i Allâmî, Ebü’l-Fazl'ın yazdığı resmî yazıları içerir. İki bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde Ekber Şah'ın Turanlı Abdullah Han Özbek'e, İranlı Şah Abbas'a, Kandeşli Raja Ali Han'a, Ahmednagarlı Burhan-ül-Mülk'e ve gibi ileri gelenlere yazdığı mektuplar yer almaktadır. İkinci bölüm, Ebü’l-Fazl'ın Ekber, Daniyal, Mirza Şahruh ve Han Hanan'a yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Bu koleksiyon, kendisinin Ebü’l-Fazl'ın kız kardeşinin oğlu ve damadı olduğunu iddia eden Afzal Muhammed'in oğlu Abd-us-samad tarafından derlenmiştir.
Yönetim ve egemenlik
Ebü’l-Fazl siyasal alanda toplumsal istikrarı önemsiyordu. Ayn-ı Ekberî adlı eserinde egemenliğin toplumsal sözleşmeye dayalı olduğunu ileri sürmüştür.
Onun 'Padşahat' adlı kutsal teorisi, krallık kavramını ortaya koyar. Ona göre 'Padşahat' 'yerleşik bir sahip' anlamına geliyordu; 'Pad' istikrarı, 'şah' ise sahip anlamına geliyordu. Padişah bu bakımdan hiç kimsenin ortadan kaldıramayacağı yerleşik maliktir. Ebü’l-Fazl'a göre Padişah, Tanrı tarafından gönderilmiş olup, tebaasının refahı için Tanrı'nın bir temsilcisi olarak çalışmakta ve imparatorluğunda barış ve uyumu korumaktadır.
Egemenliğe gelince, Ebü’l-Fazl onun doğada mevcut olduğunu düşünüyordu. Kral, mutlak iktidarı ile egemenliğini kurmuş, yönetim, idare, tarım, eğitim ve diğer alanlarda nihai yetkiye sahip olmuştur. Ebü’l-Fazl'a göre krala meydan okumak imkânsızdı ve hiç kimse onun gücünü paylaşamazdı.
Sulh-I-Kul veya barış doktrini
Ebü’l-Fazl, egemenliğin belirli bir dine özgü olmadığını söyledi. Kral Tanrı'nın bir temsilcisi olarak kabul edildiğinden, toplumda mevcut çeşitli inançlar arasında ayrım yapamaz ve kral kast, din veya sınıf temelinde ayrımcılık yaparsa o zaman adil bir kral olarak kabul edilmez.
Egemenlik herhangi bir inanca bağlı değildir. Ebü’l-Fazl, farklı dinlerin güzel değerlerini yaymak ve onları barışın korunması için bir araya getirmekle görevliydi. İnsanları bağlı düşüncelerden kurtararak onlara ferahlık vermiştir. Ayrıca Ekber'in görüşlerini, onu akılcı bir yönetici olarak sunarak haklı çıkarmıştır.
Ölümü
Ebü’l-Fazl, 1602 yılında Dekkan'dan dönerken Vir Singh Bundela (daha sonra Orchha'nın hükümdarı oldu) tarafından Sarai Vir ve Antri (Narwar yakınları) arasında, Ekber'in en büyük oğlu Prens Salim (daha sonra İmparator Cihangir oldu) tarafından düzenlenen bir komplo sonucunda öldürülmüştür çünkü Ebü’l-Fazl'ın Prens Salim'in tahta çıkmasına karşı çıktığı biliniyordu. Kesilen başı Allahabad'daki Salim'e gönderildi. Ebü’l-Fazl Antri'ye gömüldü. Ebü’l-Fazl'ın oğlu Şeyh Afzal Han (29 Aralık 1571 - 1613) daha sonra 1608'de Cihangir tarafından Bihar valisi olarak atanmıştır.
Kaynakça
- ^ Satish Chandra (2005). Medieval India: From Sultanat to the Mughals Part - II. Har-Anand Publications. s. 136. ISBN .
- ^ "Abu al-Faḍl ʿAllāmī". Encyclopedia Britannica. 10 Ocak 2021. 24 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2021.
- ^ Alfred J. Andrea, James H. Overfield (1998). The Human Record: To 1700. Houghton Mifflin. s. 476. ISBN .
Abul Fazl(1551-1602), the emperor's chief advisor and confidant from 1579 until Abul Fazl's assassination at the instigation of Prince Salim, the future Emperor Jahangir(r. 1605-1627)
- ^ Abu al Fazl Biography and Works 7 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. persian.packhum.org.
- ^ Fekrat, Mohammad Asef (17 Jun 2021). "Abū al-Faḍl ʿAllāmī". ; (Ed.). Encyclopaedia Islamica Online (İngilizce). Simin Rahimi tarafından çevrildi. Brill Online. doi:10.1163/1875-9831_isla_COM_0058. ISSN 1875-9831. "Abū al-Faḍl ʿAllāmī (958–1011/1551–1602) was a Persian-speaking historian, man of letters, thinker and grand vizier to Akbar (q.v.) the Mughal emperor of India. His ancestors came from Yemen, and some six generations earlier, his forebear Shaykh Mūsā had emigrated to Sind. In the 10th/15th–16th century his grandfather, Shaykh Khiḍr, moved from Sind to Nagaur in Gujarat, where his son Shaykh Mubārak (911–995/1505–1587), Abū al-Faḍl's father, was born. In 1543 Shaykh Mubārak went to live in Āgra...".
- ^ "Al-Badaoni. Emperor Akbar". .stetson.edu. 5 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2014.
- ^ Shattari Ghausi. Gulzar-i-Abrar (Rotograph of MS in British Museum). Aligarh: Department of History. s. 225.
- ^ Abu'l-Fazl 'Allami, A'in-I Akbari (3 vols.). Vol. 3 trans. H. S. Jarrett, 1894. Vol. 3, pp. 420.
- ^ Alvi Azra (1985). Socio Religious Outlook of Abul Fazl. Lahore Pakistan: Vanguard Books. s. 6. ISBN .
- ^ Dehlavi Shaikh Abdul Haqq Muhaddis. Akhbar-ul-Akhyar. ss. 280-81.
- ^ Mulla Abdul Qadir Badauni. Muntakhab-ul-Twarikh Vol III. s. 74.
- ^ Azra Alavi (1983). Socio-religious Outlook of Abul Fazl. s. 17.
- ^ (tr.) (1927, reprint 1993) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol. I, The Asiatic Society, Calcutta, pp. xxv–lix
- ^ Fazl, Abul: Akbar Namah Vol II, p. 376.
- ^ Jarrett (tr.) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol.II, p. 277
- ^ Blochmann, H. (tr.) (1927, reprint 1993) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol.I, The Asiatic Society, Calcutta, pp. xxxiv
- ^ Kapoor, R. C. (2015). "Abū'l Faẓl, independent discoverer of the Great Comet of 1577". Journal of Astronomical History and Heritage. 18 (3). ss. 249-260. Bibcode:2015JAHH...18..249K. doi:10.3724/SP.J.1440-2807.2015.03.03.
- ^ BK. (1784). Aan den Heere J.H. v. d. Palm, by den pokaal van gelukwensching met den door hem ontvangen' gouden' eerprys, op de maaltyd van 't Haagsche Kunstgenootschap. (Kniedicht.) [Signed: Bk., i.e. W. Bilderdijk.]. OCLC 556992222.
- ^ Abu'l-Fazl 'Allami, A'in-I Akbari (3 vols.). Vol. 3 trans. H. S. Jarrett, 1898. Vol. 3, Book 5, Chapter 14: An Account of the Author, pp. 478–524.
- ^ a b c Majumdar, R.C. (2007). The Mughul Empire, Mumbai: Bharatiya Vidya Bhavan, pp. 5–6
- ^ a b Blochmann, H. (tr.) (1927, reprint 1993) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol.I, The Asiatic Society, Calcutta, p.liii
- ^ a b Roy, Himanshu (2020). Indian Political Thought themes and thinkers. Pearson. s. 130. ISBN .
- ^ Roy, Himanshu (2020). Indian Political Thought themes and thinkers. Pearson. s. 131. ISBN .
- ^ "Abū 'l-faẓl 'allāmī". (İtalyanca). 2 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Kasım 2024.
- ^ Orchha 7 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. British Library.
- ^ Majumdar, R.C. (2007). The Mughul Empire, Mumbai: Bharatiya Vidya Bhavan, p. 167
- ^ Blochmann, H. (tr.) (1927, reprint 1993) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol.I, The Asiatic Society, Calcutta, pp. lxviii–lxix
- ^ Blochmann, H. (tr.) (1927, reprint 1993) The Ain-I Akbari by Abu'l-Fazl Allami, Vol.I, The Asiatic Society, Calcutta, pp. lviii–lix
Konuyla ilgili yayınlar
- Rizvi, Saiyid Athar Abbas. Religious and Intellectual History of the Muslims in Akbar's Reign: With Special Reference to Abu'l Fazl. New Delhi: Munshiram Manoharlal Publishers Pvt. Ltd., 1975.
- The History of , Volume 1 (the ), by Abu'l-Fazl ibn Mubarak, edited and translated by , , Harvard University Press (January 2015), hardcover, 656 pages,
Dış bağlantılar
- Biography and Works of Abu'l-Fazl – English Translation at Persian Institute (archived 7 February 2009)
- Abū al-Fazl ibn Mubārak; Henry Blochmann (1887). The Aín i Akbarí (Hintçe). 2. Asiatic Society of Bengal. s. 487 – archive.org vasıtasıyla.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ebu l Fazl bin Mubarek Ebu l Fazl Ebu l Fadl ve Ebu l Fazl el Allami olarak da bilinir 14 Ocak 1551 22 Agustos 1602 1579 daki atanmasindan 1602 deki olumune kadar Babur Imparatorlugu nun sadrazami olarak gorev yapan bir Hint yazar tarihci ve politikaciydi Onemli eserleri arasinda Ekbername Ayn i Ekberi ve Kitab i Mukaddes in Farsca cevirisi yer almaktadir Ebu l Fazl el AllamiBabur Imparatorlugu sadrazamiGorev suresi 1579 22 Agustos 1602Yerine geldigi Muzaffar Khan TurbatiYerine gelen Serif HanKisisel bilgilerDogum 14 Ocak 1551 1551 01 14 Agra Babur Imparatorlugu gunumuzde Uttar Prades Hindistan Olum 22 Agustos 1602 51 yasinda yakinlari Babur Imparatorlugu gunumuzde Madhya Prades Hindistan Ebu l Fazl el AllamiOlum sebebiSuikastTaninma nedeniEkbernameRuqaʿatInsha i Abu l FazlKitab i Mukaddes in Farsca tercumesiIliskiler kardesi Ebu l Fazl baslangicta Dekken da gorev yapan bir askeri komutan olarak Ekber Sah in sarayina atanmis ve burada buyuk saygi gormustur Halk arasinda imparatorun tebaasinin refahi icin Tanri nin bir temsilcisi oldugu ve imparatorlugunda baris ve uyumu korudugu icin tahtin asla devrilemeyecegini belirten Padsahat teorisiyle taniniyordu Ebu l Fazl siklikla Ekber in sarayinin Dokuz Mucevher den biri olarak anilir ve Imparator Ekber in saray sairi nin kardesidir AtalariSeyh Ebu l Fazl bin Mubarek Seyh Mubarek in oglu olarak 1551 yilinda Agra da dogdu Mubarek da dogmus ancak 1543 te Agra ya tasinmisti babasi Fazl in buyukbabasi Seyh Hizir 15 16 yuzyillarda Sind den Nagor a tasinmisti Nagor Ajmerli Seyh Muiin el Din Cisti nin halifesi olan Seyh Hamididdin Sufi Savali doneminde bir Sufi mistik merkezi olarak onem kazanmisti Nagor da Seyh Hizir Seyh Hamid ud din in mezarinin yakinina yerlesti Fazl in atalari Yemen den geliyordu ve soylari yaklasik alti nesil once Sind e goc eden Seyh Musa ya dayaniyordu Seyh Mubarek Nagori Ebu l Fazl bin Mubarek ve Ekber O 1602 MS Ebu l Fazl in babasi Seyh Mubarek 1506 da Nagor da dogmustur Ebu l Fazl in dogumundan kisa bir sure sonra Hizir ailesinin diger uyelerini Nagor a getirmek icin Sindh e gitti ancak yolda olmustur Hizir in olumu ve Nagor da baslayan kitlik ve veba salgini yoksul Mubarek ve annesi icin buyuk sikintilara sebep oldu Tum bu zorluklara ragmen annesi Mubarek in iyi bir egitim almasini saglamistir Mubarek in ilk ogretmenlerinden biri dindarligiyla taninan Seyh Attan di Seyh Mubarek i etkileyen bir diger onemli ogretmen ise Hoca Ubeydullah Ahrar in muridi olan Seyh Feyyazi ydi Daha sonra Ahmedabad a gitti ve Seyh Ebu l Fazl Gazruni nin onu evlat edinen kisi Seyh Omer in ve Seyh Yusuf un yaninda egitim almistir Yusuf Mubarek e Agra ya gitmesini ve orada bir medrese kurmasini tavsiye etmistir Mubarek Nisan 1543 te Agra ya ulasti ve Seyh Alawal Balawal in onerisi uzerine Babur un Yamuna Nehri nin sol yakasinda insa ettigi Carbag da ikametgahini kurmustur Yakinlarda Incu lu Siraz Mir Rafi ud din Safevi yasiyordu ve Mubarek onun yakin bir akrabasiyla evlenmistir Mubarek Agra da felsefe alaninda ozel bir medrese kurmus ve derslerine Molla Abdulkadir Bedauni gibi cok sayida alimin ilgisini cekmistir Tasavvufun kutsal mekani olan Bedaun da da bir sure bulunmustur Ortodoks Ulema grubu Mubarek i elestirmis ve goruslerini degistirmekle suclamistir Seyh Mubarek in kizinin evinde yetisen Hoca Ubeydullah Mubarek in goruslerinin degisen siyasi iklimle birlikte degistigini ve o gunku yoneticilerin ve ileri gelenlerin dini tutumlarini cikar amacli benimsedigini dusunmektedir Ornegin Sultan Ibrahim Ludi doneminde Sunni Sur doneminde Naksibendi Humayun doneminde Mehdi ve Ekber doneminde liberal dusuncenin oncusu olmustur HayatiEbu l Fazl Ekbername yi Ekber e takdim ediyor Seyh Mubarek in ilk oglu sair ve ikinci oglu Ebu l Fazl Agra da dogmustur Ebu l Fazl in egitimi Arapca ile basladi ve bes yasina geldiginde okuyup yazabiliyordu Babasi ona Islami ilimlerin butun dallarini menkulat ogretmeye basladi fakat Ebu l Fazl geleneksel ogrenime bagli kalamadi ve ruhsal cokuntuye ugradi Bir arkadasi onu bu halden kurtardi ve egitimine devam etti Erken yastaki bazi olaylar onun zekasinin yansimasidir Beyaz karincalarin yedigi bir Ishafani sozlugunu musahede altina aldi Yenmis kisimlari cikarip kalanlara bos kagitlar ekledi Her parcanin baslangicini ve sonunu kesfedip sonunda bir taslak metin kaleme aldi Daha sonra tum eser kesfedildi ve Ebu l Fazl in taslagiyla karsilastirildiginda orijinalin sadece iki veya uc yerde farklilik gosterdigi goruldu 1575 te Ekber in sarayina gelmis ve Ekber in dini goruslerinin 1580 lerde ve 1590 larda daha liberal hale gelmesinde etkili olmustur 1599 yilinda Ebu l Fazl Dekken deki ilk gorevine getirilmis ve burada Dekken sultanliklarina karsi savaslarda Babur imparatorluk ordusuna liderlik ederek askeri komutan olarak gosterdigi yetenekle taninmistir Ekber ayrica 1577 Buyuk Kuyruklu Yildizi nin gecisine taniklik ettigini kaydetmistir Ebu l Fazl in ilk yirmi yilina iliskin kendi anlatimi Asagida Ebu l Fazl in A in i Ekberi deki ilk yirmi yilina iliskin kendi anlatimi yer almaktadir Atalarim hakkinda biraz bilgi verdigim icin kendimle ilgili birkac soz soylemeye ve boylece zihnimi rahatlatmaya bu anlatiyi tazelemeye ve dilimin baglarini cozmeye devam ediyorum Celali doneminin 473 yilinda ay takvimine gore Muharrem ayinin 6 si olan 958 Pazar gecesine denk gelen 14 Ocak 1551 saf ruhum bu temel bedene katilarak rahimden dunyanin bu guzel alanina cikti Bir yasini biraz gecmisken akici konusma gibi mucizevi bir yetenege sahiptim ve bes yasindayken alisilmadik bir bilgi birikimi edinmistim ve hem okuyabiliyor hem de yazabiliyordum Yedi yasindayken babamin bilgi depolarinin hazinedari ve gizli anlam mucevherlerinin guvenilir koruyucusu oldum ve bir yilan gibi hazineyi korudum Ve talihsiz bir sekilde kalbimin isteksiz irademin her zaman ters ve mizacimin geleneksel ogrenime ve siradan egitim kurslarina karsi olmasi garipti Genellikle onlari anlayamiyordum Babam kendi yolunda bilgi buyusuyle buyuler yapti ve bana her bilim dalindan biraz ogretti ve zekam gelisse de ogrenim okulundan derin izlenimler edinmedim Bazen hicbir sey anlamadim diger zamanlarda dilimin aciklayamadigi supheler kendini gosterdi Ya utanc beni tereddut ettirdi ya da ifade etme gucum yoktu Halk icinde aglar ve tum sucu kendime yuklerdim Bu durumda uyumlu bir yardimciyla zihin arkadasligina girdim ve ruhum o cehalet ve anlayissizliktan kurtuldu Cok fazla gun gecmeden sohbeti ve toplulugu beni universiteye gitmeye ikna etti ve orada saskin ve dagilmis zihnimi dinlendirdiler ve kaderin harikulade isleyisiyle beni alip baskasini geri getirdiler Tapinaga girdigimde yaklastilar Ve hediyelerini getirdiler agzina kadar dolu bir sarap kadehi Gucu tum duyularimi kapti kendimden kendimden Iceri baska biri girdi ben degil Felsefenin gercekleri ve okullarin incelikleri artik apacik ortadaydi ve daha once hic gormedigim bir kitap bana okuyabildigim her seyden daha net bir icgoru sagladi Kutsallik tahtindan bana inen ozel bir yetenegim olmasina ragmen saygideger babamin ilhamlari ve beni her bilim dalinin temel unsurlarini ezberlemeye zorlamasi bu zincirin kesintisiz surekliligiyle birlikte muazzam bir yardimdi ve aydinlanmamin en onemli nedenlerinden biri oldu On yildan fazla bir sure boyunca gece ile gunduz ogretmek ile ogrenmek arasinda hicbir ayrim yapmadim ve tokluk ile aclik arasinda hicbir fark tanimadim mahremiyet ile toplum arasinda ayrim yapmadim aciyi hazdan ayirma gucune sahip degildim Gosteris bagi ve bilgi bagi disinda hicbir seyi kabul etmiyordum Iki ve bazen uc gun yemek yemeden gectigimi ve bu nedenle caliskan ruhumun hicbir egilimi olmadigini goren yapima saygi duyanlar hayrete dustuler ve buna siddetle karsi ciktilar Geri cekilmemin artik bir aliskanlik ve gelenek meselesi oldugunu ve bir hastalik krizinde olan bir hastanin dogal egiliminin yemekten uzak olmasi durumunda kimsenin nasil sasirmadigini soyledim Oyleyse eger calisma sevgim unutkanliga yol actiysa hayret neredeydi Okullarin duyuldugunda siklikla yanlis alintilanan ve yanlis anlasilan guncel argumanlarinin cogu ve eski eserlerden gelen anlasilmasi zor sorular zihnimin taze tabletine sunulmustu Bu noktalar acikliga kavusturulmadan ve bana asiri cehalet atfedilmesi askin bilgiye donusmeden once eski yazarlara itiraz etmistim ve gencligimi ogrenen insanlar muhalif olmuslardi ve zihnim sikintili ve deneyimsiz kalbim tedirginlik icindeydi Kariyerimin erken donemlerinde bir keresinde Mutawwal uzerine Hace Ebu l Kasim in yorumunu getirdiler Daha once bilgili doktorlar ve din adamlari tarafindan ifade ettigim ve bazi arkadaslarimin not aldigi her sey orada bulundu ve orada bulunanlar saskina donduler ve itirazlarini geri cektiler ve bana baska gozlerle bakmaya ve yanlis anlamanin kapisini kaldirmaya ve anlayis kapisini acmaya basladilar Calismamin ilk gunlerinde yarisindan fazlasi beyaz karincalar tarafindan yenmis olan Isfahani nin tefsiri gozlemim altina girdi Halk bundan kar elde etmekten umutsuzluga kapildigindan yenen kisimlari cikardim ve geri kalanina bos kagit ekledim Sabahin sakin saatlerinde biraz dusunerek her parcanin baslangicini ve sonunu kesfettim ve varsayimsal olarak kagida aktardigim bir taslak metin yazdim Bu arada tum calisma kesfedildi ve ikisi karsilastirildiginda sadece iki veya uc yerde anlam olarak esanlamli olsa da kelime farkliliklari bulundu ve diger uc veya dort yerde farkli ancak anlam olarak yaklasik alintilar bulundu Hepsi saskina dondu Iradem ne kadar mesgulse zihnim o kadar aydinlaniyordu Yirmi yasimda bagimsizligimin iyi haberi bana ulasti Zihnim eski baglarindan kurtuldu ve erken saskinligim tekrar ortaya cikti Cok fazla ogrenmenin gecit toreniyle gencligin sarhoslugu kopuruyor gosteris etekleri genisce acilmis ve elimde dunyayi gosteren bilgelik kupasi deliryumun cinlamalari kulaklarimda cinlamaya basladi ve dunyadan tamamen cekilmeyi onerdi Bu arada bilge hukumdar beni aklima cagirdi ve bir kismini tamamen ve bir kismini da ancak yaklasik olarak onerdigim ve kabul ettigim belirsizligimden beni cekip cikardi Burada param test edildi ve tum agirligi paraya cevrildi Insanlar simdi bana farkli bir gozle bakiyor ve mutlu tebrikler arasinda bircok coskulu konusma yapildi Majestelerinin saltanatinin 42 yilinin M S 1598 son gunu olan bu gunde ruhum yeniden boyundurugundan kurtuluyor ve icimde yeni bir kaygi yukseliyor Sarkici kalbim Kral Davut un ezgilerini bilmiyor Serbest birak gitsin o kafese girecek bir kus degil Her seyin nasil bitecegini ya da son yolculugumun hangi dinlenme yerinde yapilmasi gerektigini bilmiyorum ancak varolusumun baslangicindan bugune kadar Tanri nin lutfu beni surekli olarak korumasi altinda tuttu Son anlarimin O nun iradesini yaparak gecmesi ve sonsuz dinlenmeye yuksuz bir sekilde gecebilmem kesin umudumdur CalismalariEkber Sarayi Ekbername nin bir el yazmasindan alinmis bir cizimEkbername Ekbername nin aslen Ebu l Fazl tarafindan yazilmis el yazmasi Bu daha sonra Ferhang i Cihangiri ye yapistirildi Ekbername Ekber in saltanatinin ve atalarinin tarihini anlatan uc ciltlik bir belgedir Icinde Timur dan Humayun a kadar Ekber Sah in atalarinin tarihi Ekber Sah in 46 saltanat yilina 1602 kadar olan saltanat donemi ve Ekber Sah in imparatorlugunun idari raporu olan uc cilt halinde bulunan Ayn i Ekberi bulunmaktadir Ayn i Ekberi nin ucuncu cildi yazarin soyu ve hayati hakkinda bilgi verir Ayn i Ekberi 42 saltanat yilinda tamamlanmis ancak 43 saltanat yilinda Berar in fethi nedeniyle ona kucuk bir ekleme yapilmistir Ruḳaʿat Ruḳaʿat veya Ruḳaʿat i Ebu l Fazl ʿAllami Ebu l Fazl in Murad Danyal Ekber Meryem Makani Salim Cihangir Ekber in kraliceleri ve kizlari babasi annesi ve kardesleri ve diger bazi onemli cagdaslarina yazdigi ozel mektuplarin bir koleksiyonudur ve yegeni Nureddin Muhammed tarafindan derlenmistir Insa i Ebu l Fazl Insa i Ebu l Fazl veya Maktubat i Allami Ebu l Fazl in yazdigi resmi yazilari icerir Iki bolume ayrilmistir Birinci bolumde Ekber Sah in Turanli Abdullah Han Ozbek e Iranli Sah Abbas a Kandesli Raja Ali Han a Ahmednagarli Burhan ul Mulk e ve gibi ileri gelenlere yazdigi mektuplar yer almaktadir Ikinci bolum Ebu l Fazl in Ekber Daniyal Mirza Sahruh ve Han Hanan a yazdigi mektuplardan olusmaktadir Bu koleksiyon kendisinin Ebu l Fazl in kiz kardesinin oglu ve damadi oldugunu iddia eden Afzal Muhammed in oglu Abd us samad tarafindan derlenmistir Yonetim ve egemenlikEbu l Fazl siyasal alanda toplumsal istikrari onemsiyordu Ayn i Ekberi adli eserinde egemenligin toplumsal sozlesmeye dayali oldugunu ileri surmustur Onun Padsahat adli kutsal teorisi krallik kavramini ortaya koyar Ona gore Padsahat yerlesik bir sahip anlamina geliyordu Pad istikrari sah ise sahip anlamina geliyordu Padisah bu bakimdan hic kimsenin ortadan kaldiramayacagi yerlesik maliktir Ebu l Fazl a gore Padisah Tanri tarafindan gonderilmis olup tebaasinin refahi icin Tanri nin bir temsilcisi olarak calismakta ve imparatorlugunda baris ve uyumu korumaktadir Egemenlige gelince Ebu l Fazl onun dogada mevcut oldugunu dusunuyordu Kral mutlak iktidari ile egemenligini kurmus yonetim idare tarim egitim ve diger alanlarda nihai yetkiye sahip olmustur Ebu l Fazl a gore krala meydan okumak imkansizdi ve hic kimse onun gucunu paylasamazdi Sulh I Kul veya baris doktrini Ebu l Fazl egemenligin belirli bir dine ozgu olmadigini soyledi Kral Tanri nin bir temsilcisi olarak kabul edildiginden toplumda mevcut cesitli inanclar arasinda ayrim yapamaz ve kral kast din veya sinif temelinde ayrimcilik yaparsa o zaman adil bir kral olarak kabul edilmez Egemenlik herhangi bir inanca bagli degildir Ebu l Fazl farkli dinlerin guzel degerlerini yaymak ve onlari barisin korunmasi icin bir araya getirmekle gorevliydi Insanlari bagli dusuncelerden kurtararak onlara ferahlik vermistir Ayrica Ekber in goruslerini onu akilci bir yonetici olarak sunarak hakli cikarmistir OlumuEbu l Fazl 1602 yilinda Dekkan dan donerken Vir Singh Bundela daha sonra Orchha nin hukumdari oldu tarafindan Sarai Vir ve Antri Narwar yakinlari arasinda Ekber in en buyuk oglu Prens Salim daha sonra Imparator Cihangir oldu tarafindan duzenlenen bir komplo sonucunda oldurulmustur cunku Ebu l Fazl in Prens Salim in tahta cikmasina karsi ciktigi biliniyordu Kesilen basi Allahabad daki Salim e gonderildi Ebu l Fazl Antri ye gomuldu Ebu l Fazl in oglu Seyh Afzal Han 29 Aralik 1571 1613 daha sonra 1608 de Cihangir tarafindan Bihar valisi olarak atanmistir Kaynakca Satish Chandra 2005 Medieval India From Sultanat to the Mughals Part II Har Anand Publications s 136 ISBN 9788124110669 Abu al Faḍl ʿAllami Encyclopedia Britannica 10 Ocak 2021 24 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Ocak 2021 Alfred J Andrea James H Overfield 1998 The Human Record To 1700 Houghton Mifflin s 476 ISBN 9780395870877 Abul Fazl 1551 1602 the emperor s chief advisor and confidant from 1579 until Abul Fazl s assassination at the instigation of Prince Salim the future Emperor Jahangir r 1605 1627 Abu al Fazl Biography and Works 7 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi persian packhum org Fekrat Mohammad Asef 17 Jun 2021 Abu al Faḍl ʿAllami Ed Encyclopaedia Islamica Online Ingilizce Simin Rahimi tarafindan cevrildi Brill Online doi 10 1163 1875 9831 isla COM 0058 ISSN 1875 9831 Abu al Faḍl ʿAllami 958 1011 1551 1602 was a Persian speaking historian man of letters thinker and grand vizier to Akbar q v the Mughal emperor of India His ancestors came from Yemen and some six generations earlier his forebear Shaykh Musa had emigrated to Sind In the 10th 15th 16th century his grandfather Shaykh Khiḍr moved from Sind to Nagaur in Gujarat where his son Shaykh Mubarak 911 995 1505 1587 Abu al Faḍl s father was born In 1543 Shaykh Mubarak went to live in Agra Al Badaoni Emperor Akbar stetson edu 5 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2014 Shattari Ghausi Gulzar i Abrar Rotograph of MS in British Museum Aligarh Department of History s 225 Abu l Fazl Allami A in I Akbari 3 vols Vol 3 trans H S Jarrett 1894 Vol 3 pp 420 Alvi Azra 1985 Socio Religious Outlook of Abul Fazl Lahore Pakistan Vanguard Books s 6 ISBN 978 0 210 40543 7 Dehlavi Shaikh Abdul Haqq Muhaddis Akhbar ul Akhyar ss 280 81 Mulla Abdul Qadir Badauni Muntakhab ul Twarikh Vol III s 74 Azra Alavi 1983 Socio religious Outlook of Abul Fazl s 17 tr 1927 reprint 1993 The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol I The Asiatic Society Calcutta pp xxv lix Fazl Abul Akbar Namah Vol II p 376 Jarrett tr The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol II p 277 Blochmann H tr 1927 reprint 1993 The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol I The Asiatic Society Calcutta pp xxxiv Kapoor R C 2015 Abu l Faẓl independent discoverer of the Great Comet of 1577 Journal of Astronomical History and Heritage 18 3 ss 249 260 Bibcode 2015JAHH 18 249K doi 10 3724 SP J 1440 2807 2015 03 03 BK 1784 Aan den Heere J H v d Palm by den pokaal van gelukwensching met den door hem ontvangen gouden eerprys op de maaltyd van t Haagsche Kunstgenootschap Kniedicht Signed Bk i e W Bilderdijk OCLC 556992222 Abu l Fazl Allami A in I Akbari 3 vols Vol 3 trans H S Jarrett 1898 Vol 3 Book 5 Chapter 14 An Account of the Author pp 478 524 a b c Majumdar R C 2007 The Mughul Empire Mumbai Bharatiya Vidya Bhavan pp 5 6 a b Blochmann H tr 1927 reprint 1993 The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol I The Asiatic Society Calcutta p liii a b Roy Himanshu 2020 Indian Political Thought themes and thinkers Pearson s 130 ISBN 978 93 325 8733 5 Roy Himanshu 2020 Indian Political Thought themes and thinkers Pearson s 131 ISBN 978 93 325 8733 5 Abu l faẓl allami Italyanca 2 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Kasim 2024 Orchha 7 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi British Library Majumdar R C 2007 The Mughul Empire Mumbai Bharatiya Vidya Bhavan p 167 Blochmann H tr 1927 reprint 1993 The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol I The Asiatic Society Calcutta pp lxviii lxix Blochmann H tr 1927 reprint 1993 The Ain I Akbari by Abu l Fazl Allami Vol I The Asiatic Society Calcutta pp lviii lixKonuyla ilgili yayinlarRizvi Saiyid Athar Abbas Religious and Intellectual History of the Muslims in Akbar s Reign With Special Reference to Abu l Fazl New Delhi Munshiram Manoharlal Publishers Pvt Ltd 1975 The History of Volume 1 the by Abu l Fazl ibn Mubarak edited and translated by Harvard University Press January 2015 hardcover 656 pages 9780674427754Dis baglantilarWikimedia Commons ta Ebu l Fazl el Allami ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Vikisoz de Ebu l Fazl el Allami ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Biography and Works of Abu l Fazl English Translation at Persian Institute archived 7 February 2009 Abu al Fazl ibn Mubarak Henry Blochmann 1887 The Ain i Akbari Hintce 2 Asiatic Society of Bengal s 487 archive org vasitasiyla