Ala veya hala (çoğul: ale veya hali); Bulgar, Makedon ve Sırp folkloründe yer alan mitolojik bir kadın yaratıktır. Ale, asıl amacı dolu yağdıran fırtına bulutlarını mahsulleri yok etmek ya da yağmalamak ve ele geçirmek için tarlalara, üzüm bağlarına veya meyve bahçelerine yönlendirmek olan kötü hava demonları olarak kabul edilir. Son derece obur olan ale, özellikle çocukları yemeyi sever fakat açgözlülükleri Dünya ile sınırlı değildir. Bazen Güneş veya Ay'ı yemeye çalıştıklarına, tutulmalara neden olduklarına ve başarılı olmaları halinde dünyanın sonu anlamına geleceğine inanılır. İnsanlar bir ala ile karşılaştığında zihinsel veya fiziksel sağlıkları ve hatta yaşamları tehlike altına girer fakat kendisine saygı ve güvenle yaklaşıldığında lütfu kazanılabilir. Bir ala ile iyi bir ilişki içinde olmak çok faydalıdır çünkü en sevdiklerini zenginleştirir ve zor zamanlarda bu kişilerin hayatlarını kurtarır.
![]() Çiftçiler için ala, tarlalarına dolu yağdıran ve gök gürültülü fırtınaları yöneten, mahsullerini mahveden bir demondur. | |
Grup | Efsanevi yaratık |
---|---|
Diğer ad(lar)ı | Aletina, Alina, Alosija, Alčina, Hala |
Ülke | Sırbistan, Kuzey Makedonya, Bulgaristan |
Bir ala'nın dış görünümü, folklorda çeşitli ve genellikle belirsiz bir şekilde tanımlanır. Belirli bir ala; kara bir rüzgar, belirsiz bir biçimde devasa bir yaratık, kocaman ağızlı, insan veya yılan benzeri bir canavar, dişi bir ejderha veya bir kuzgun gibi görünebilir. Ayrıca bir ala, çeşitli insan veya hayvan şeklini alabilir ve hatta bir kişinin vücudunu . Tarif edilen görünümlerin çeşitliliğinden ötürü ala'nın kötü hava Slav demonu ile Orta Balkanlar'ın Slav öncesi nüfusunda yer alan benzer bir demonun sentezi olduğuna inanılır. İnsan benzeri bir ala içeren halk masallarında, ala'nın kişiliği Rus Baba Yaga'nınkine benzer. Ale'nin bulutlarda veya bir gölde, kaynakta, gizli uzak bir yerde, ormanda, barınılmaz dağda, mağarada veya devasa ağaçta yaşadığı söylenir. Ale genellikle insanlara düşman olsa da ejderhalar gibi onları yenebilecek başka güçlü düşmanlara da sahiptir. Hristiyanlaştırılmış masallarda İlyas, ejderhaların rolünü üstlenir ancak bazı durumlarda aziz ve ejderhalar birlikte savaşırlar. Kartallar ayrıca ale'ye karşı savunucu olarak kabul edilir, bu demonları tarlalardan uzaklaştırır ve böylece dolu bulutlarını getirmelerini önler.
Kökeni
Bazı mitolojik varlıklar tüm Slav etnik gruplarında ortak olsa da ale; Bulgar, Makedon ve Sırp folkloruna özel görünmektedir. Buna rağmen diğer Slav gruplarında da kötü hava demonları mevcuttur. Doğu Slavları arasında bu demon, cadı Baba Yaga olarak adlandırılmış ve kocaman bir burnu, demir dişleri ve çıkıntılı çenesiyle devasa bir yapıya sahip bir kadın olarak hayal edilen Baba Yaga'nın çocukları yediğine ve varlığı gök gürültülü fırtınalar ile soğuk hava getirdiğine inanılmıştır. "Baba" terimi, tüm Slav gruplarının adetlerinde, inançlarında ve yer isimlerinde genellikle rüzgâr, karanlık ve yağmurun bir kişileştirilmesi olarak mevcuttur. Bu durum, bazı akademisyenlerin kötü hava koşullarıyla ilişkili Baba adında bir proto-Slav tanrısı veya demonu olduğuna inanmalarına yol açmıştır.
Bu demona olan inancın izleri, ilkbaharın başlarında yaygın olan kötü hava olaylarından ötürü Güney Slavları arasında korunmaktadır (baba Marta, babini jarci, babine huke vb.). Eski anavatandan Balkanlar'a getirilen bu inançlar, yerli halkınkilerle birleşmiş ve sonuç olarak ala karakterine dönüşmüştür. Ala'nın Slav öncesi Balkan kaynağı, ale gibi mahsulleri mahvetmek için ekinlerin üzerine dolu bulutları götüren ve ağaçları kökünden söken Sırbistan Ulahlarının dişi kötü hava demonu olan vlva ile ilgilidir. Dişi Yunan demonu Lamia da ala'nın gelişimine katkıda bulunmuş olabilir. Lamia da ale gibi çocukları yer ve obur olarak tanımlanır. Güney Sırbistan ve Kuzey Makedonya'da, "lamia"dan türetilen bir kelime olan lamnja, ala ile eşanlamlıdır. Bulgar lamya, ala'dan farklı bir yaratık olarak kalmış ancak ala ile aralarında birçok benzerlik mevcuttur.Ale biçimindeki hayvan ve yarı hayvandan insansı kavramlara kadar çok sayıda varyasyon, bu demonlardaki inançların tek tip olmadığını söylemektedir.
Etimoloji
Demonun adının IPA şeklinde yazılı telaffuzlarla birlikte tekil ve çoğul biçimleri: | ||||||
Dil | Tekil | Çoğul | ||||
K. | R. | IPA | K. | R. | IPA | |
Sırpça | ала | ala | [ˈala] | але | ale | [ˈalɛ̝] |
Bulgarca | хала | hala | [ˈxala] | хали | hali | [ˈxali] |
Makedonca | ала | ala | [ˈala] | али | ali | [ˈali] |
K. – Kiril alfabesi; R. – Sırp Latin alfabesi, Bulgarcanın romanizasyonu ya da . (Not: Sırpça biçimlerinin, burada verilen yalın durumu dışında farklı sonekleri var.) |
Demonun standart Sırpçadaki adı, ala, artdamaksıl sürtünmesini kaybeden lehçelerden gelmektedir ve "hala", bu sesi koruyan bir Sırp lehçesiyle Bulgarcada kayda alınmıştır. Bu nedenle orijinal ismin bir h-sesine sahip olduğuna inanılmaktadır, bu da Sırp bilim insanı Ljubinko Radenković'in Sırp Bilim ve Sanat Akademisi de dahil olmak üzere çeşitli sözlükler tarafından verilen etimolojiyi reddetmesine neden olmuştur çünkü demonun adı, h-sesine sahip olmayan Türkçedeki 'ala' (yılan) kelimesinden gelmektedir. Demonun adı, Yunancada "dolu" anlamına gelen χάλαζα (Yunanca telaffuz: ; romanizasyonu çalaza ya da khalaza) kelimesinden kaynaklanıyor da olabilir. Bu etimoloji, Bulgar bilim adamı Ivanichka Georgieva tarafından önerilmiş ve Bulgar bilim insanı Rachko Popov ve Sırp bilim insanı Slobodan Zečević ile Sreten Petrović tarafından desteklenmiştir. Sırp bilim insanı Marta Bjeletić'e göre ala ve hala, Güney Slav dillerinin ortaya çıktığı Proto-Slav lehçesi olan Proto-Güney Slavcadaki *xala isminden kaynaklanmaktadır (xala kelimesindeki x, sessiz artdamaksıl sürtünmesini temsil eder). Bu ad, elementlerin öfkesini ifade eden *xal- Proto-Slav kökünden türetilmiştir. "Büyük bir yaratık veya şey" anlamına gelen hała kelimesi, Kaşupçada olası soydaşı olabilir.
Görünüm
Demon gibi ejderha ya da yılan; rüzgâr, gök gürültülü fırtına ve dolu bulutlarıyla bağlantılıdır. Orta Sırbistan'ın bölgesinde ala'nın görünmez fakat duyulabilir olduğuna inanılıyordu: güçlü tıslaması, karanlık dolu bulutlarının önünde yankılanmıştır. Bulgaristan'da çiftçiler, kara bir bulutun dış kısmında kocaman kanatları ve kılıç benzeri kalın kuyruğu olan korkunç bir ala görmüştür. Bir ala-bulutu köyü ele geçirdiğinde köylüler, bir çıktığını görmek umuduyla gökyüzüne bakmış ve sırtında haç olan güçlü kuşun ala-bulutu tarlalardan çıkarabileceğine inanmıştır. Doğu Bulgaristan'da ala, bulutlarda değil fırtınalarda ve kasırgalarda görünmüştür. Bulgaristan'ın diğer bölgelerinde ala, "kocaman boynuzlu boğa, kara bulut, kara sis veya altı kanatlı ve on iki kuyruklu yılan benzeri bir canavar" olarak tanımlanmıştır. Ala'nın kötü havayı sakladığı uzak dağlık bölgelerde veya mağaralarda yaşadığı düşünülmektedir. Bulgar geleneğinde gök gürültülü fırtınalar ve dolu bulutları, iyi ejderha veya kartal ile kötü ala arasındaki bir savaş olarak yorumlanmıştır.
Kosova'daki Sırplar ala'nın kuyruğunu yere indirdiğine ve başını bulutların arasında sakladığına inanmıştır. Demonun kafasını gören herkes anında delirmiştir. Visoki Dečani manastır kilisesinin bir penceresinin üzerine oyulmuş yüksek bir kabartmada, kartal yavrusu kendilerini seyrederken bir kartal, yılana benzeyen bir ala'yı tutmaktadır. Doğu Sırbistan'dan bir tasvire göre ala, yılan gövdeli ve at kafalı çok büyük bir yaratıktır. Çok yaygın bir görüşe göreyse ala'nın ejderhanın kız kardeşi olduğu ve aşağı yukarı ona benzediği yönündedir. Doğu Sırbistan'a ait bir büyüde ala, üç başlı bir yılan olarak tanımlanmakta:
Sırpça:
У једна уста носи виле и ветрови,
друга уста – издат и зле болести,
трећа уста – учинци, растурци.
Boljevac bölgesinde kaydedilen bir tanıma göre ala, rüzgâr şeklinde siyah ve korkunç bir yaratıktır. Benzer şekilde Doğu Sırbistan'ın Homolje bölgesinde insanlar, ala'yı kara üzerinde hareket eden kara bir rüzgâr olarak hayal etmiştir. Ala, nereye giderse gitsin bir matkap gibi dönen bir kasırga eser ve kasırgaya maruz kalanlar çıldırır. Bulgaristan'da da ala, yoluna çıkan her şeyi süpüren ve hasara yol açan şiddetli bir rüzgârdır:
Bulgarca:
Излезнаха до три люти хали,
Девет години що се духали.
- Türkçe çevirisi:
- Üç öfkeli ale göründü,
- Dokuz yıl boyunca eseceklerdi.
Leskofça bölgesinden gelen bir inanca göre ala, elinde büyük bir tahta kaşık tutan ve yoluna çıkan her şeyi yutan kocaman ağızlı bir canavar olarak tanımlanmıştır. Bir hikâyeye göre adamın biri ahırında böyle bir ala tutmuş ve bu ala, her gün otuz litre süt içmiştir. Bir diğeri, mahsulleri üzüm bağlarından almak için kullanılan on iki kuzgun şeklindeki ale konusunda uyarmıştır.
Doğu Sırbistan'da insanlarla etkileşime giren ale'nin insanlara veya hayvanlara dönüşebileceğine inanılmıştır. Bu inanca göre bu demonların gerçek benlikleri yalnızca sözde šestac (her iki elinde altı parmak ve her iki ayağında altı parmak olan erkekler) tarafından görülebilir ancak insan görünümlü ale, evlerin içeri girdiklerinde evlerin sallanmasına neden olur. Homolje bölgesinde kaydedilen bir inanca göre, Ay'a hücum eden ala aynı zamanda şekil değiştirme yeteneklerini de gösterir: iki başlı yılan şeklindeki temel biçimlerinden demir dirgenleri, siyah genç boğaları, büyük domuzları veya kara kurtları tutan altı parmaklı adam şekline defalarca geçerler.
İnsanlar üzerindeki etkisi

Ale, genellikle tahıl ekinlerinin olgunlaştığı yaz mevsiminin ilk yarısında dolu fırtınası bulutlarını tepeden yöneterek tarlalardaki, bağlardaki ve meyve bahçelerindeki mahsulleri yok eder. Ale'nin aynı zamanda “mahsulü içtiğine” veya bir köyün mahsulünü ele geçirip kocaman kulaklarında başka bir yere naklettiğine ve böylece bazı köyleri fakirleştirdiğine, bazılarını da zenginleştirdiğine inanılır. Bu, Orta Sırbistan'daki Aleksandrovac bölgesinin bu kadar verimli olmasının nedeni olarak kabul edilmiştir çünkü ale'nin ganimetlerini taşıdığı yer burasıydı. Kopaonik Dağı halkı, yerel ala'nın bölgenin mahsullerini diğer ale'den koruduğuna inanmıştır. Dolu mahsulü yok ettiyse başka bir bölgeden gelen bir ala'nın yerel ala'yı yenerek "mahsulü içtiği" düşünülmüştür. Ale ayrıca tarlalara yayılabilir ve mahsulün olgunlaşmasını engelleyebilir veya daha da kötüsü, tarlanın verimini tüketebilir ve özellikle gök gürültülü olduğunda koyunlardan süt içebilir. Ale ayrıca büyük bir güce sahiptir ki bir fırtına ağaçları söktüğünde halk, bunu bir ala'nın yaptığına inanırdı. Bu durum, güçlü bir adamı tanımlamak için kullanılan jak kao ala ("ala kadar güçlü") deyişine can vermiştir.
Dolu ve fırtına bulutları göründüğünde yani ala onları yönlendirdiğinde insanlar sadece oturup beklemekle kalmayıp sihre de başvurmuştur. bölgesinde, bu sihre, su setleriyle tarlalarda toplanan ala'nın otları yardımcı oluyordu. Bu yerler, ale tarafından ziyaret edildiği için kirli kabul edilmiştir. Doğu Sırbistan'ın halk büyülerinde belirli bir ala; Smiljana, Kalina, Magdalena, Dobrica, Dragija, Zagorka vb. kişisel kadın adlarıyla ele alınabilirdi. Bir ala'ya (Maate paletinke) hitap etmek için kullanılan bir ifade belirsiz bir anlama sahiptir. Dolu bulutlarını görünce kullanılan ve açıkça bir ala'dan bahseden büyülerden biri, bulutların olduğu yöne doğru haykırılırdı:
Sırpça: Alo, ne ovamo, putuj na Tatar planinu!
Başka bir büyü, sihir konusunda bilgili bir kadın olan vračara tarafından uygun bir ritüel gerçekleştirirken söylenirdi:
Sırpça:
Не, ало, овамо,
овамо је грђа ала гологлава.
У планину, облаче,
где петао не пева,
где пас не лаје,
где краве не ричу,
где овце не блеје,
где се слава не слави.
Diğer birkaç doğaüstü varlık da dolu ve şiddetli yağmurların getirilmesinden sorumlu tutulduğundan, varlık açıkça adlandırılmadığında, büyülü önlemlerin hangisinin geçerli olduğu sonucuna varmak çoğu zaman imkansızdır. Örneğin, bir fırtına yaklaştığında kullanılan bir gelenek mevcuttu: evin önüne bir masa getirmek ve masanın üstüne ekmek, tuz, siyah kılıflı bir bıçak ile kenarı gökyüzüne dönük bir balta koymak. Başka bir geleneğe göre, bacakları gökyüzüne doğru yönlendirilmiş bir şömine sacayağı, bıçaklar, çatallar ve Slava mumunun koçanı masaya konurdu.
Ala'ya atfedilen diğer bir özellik aşırı hareketliliktir. Leskovac bölgesinde, kocaman bir ağzı ve elinde tahtadan bir kaşıkla yoluna çıkan her şeyi kapıp yediği bir canavar olarak hayal edilmiştir. Yaygın bir geleneğe göreyse ale, çocuk kemikleri ve dökülen kanla dolu evinde çocukları yakalar ve yutardı. Nadiren de olsa yetişkinlere saldırır ve onları yerdi. Ayrıca saklanmış bir insanı koklayarak bulabilirdi.
Doğu ve Güney Sırbistan'daki insanlar, ale'nin oburluklarından ötürü Güneş ve Ay'a saldırdığına inanmıştır. Ale, bu gök cisimlerini yavaş yavaş yer ve böylece bir tutulmaya neden olur. Tutulma sırasında, ale'nin ısırıkları sonucu kendi kanıyla kaplanan Güneş kırmızıya döner ve Güneş'in tekrar pırıl pırıl parlamasıyla ale'nin yenildiği anlamı çıkarılır. Ay'daki lekeler, ale'nin ısırıklarının izleri olarak görülmüştür. Ale, Güneş veya Ay'ı yutarken birçok yaşlı bunalıma girer ve hatta korku içinde ağlar. Eğer ale, Güneş'i yok etmeyi başarırsa dünyanın sonu gelecekti. Bunu önlemek için erkekler silahlarıyla tutulmaya doğru ateş eder ya da çanları çalar, kadınlar durmadan büyü yapar. Homolje bölgesinde, ale'nin Ay'ı yiyip bitirmeyi başarması durumunda Güneş'in kederden öleceğine ve karanlığın dünyayı altüst edeceğine dair bir fikir vardı.
Ala'nin erkekleri çıldırtabileceğine inanılıyordu ki Doğu Sırbistan'da bu durumda olan erkekler için alosan diye özel bir terim mevcuttur. İnsanlar yolda veya tarlada bir ala ile karşılaştıklarında ondan tehlikeli hastalıklar kapabilirlerdi.Ale ayrıca köpeklerin kuduzundan dolaylı olarak sorumlu tutulmuştur: bulutlara ulaşarak ala ile karşılaşan tarla kuşu delirir (alosan), yeryüzüne düşer ve kendini öldürür, ölen kuşu bulan köpek onu yediğinde o da delirir.
Ala'nın akşam yemeğinin yeri ve zamanı olduğu için geceleri bir kavşağı geçmek tehlike olarak görülmüştür ve inanışa göre "ala'nın masasına" basan talihsiz kişi kör, sağır veya topal olabilir.Ale, daha büyük bayramların arife gecelerinde toplanır, erkekleri yollarından derelere saptırır ve orada onlara at gibi binerek işkence yapar.
Ala, kendi özelliklerini kaybetmeden bir insan biçimi kazanarak insanların içine "gizlice girebilir". Bir söylentiye göre bir ala, Aziz Stefan'a gizlice girerek onu açgözlü yapar[B] ancak Aziz Sava demonu Stefan'dan çıkarır. Doğu Sırbistan ve Bulgaristan'da kayda geçirilmiş bir masalda, bir çiftçi kendisine ait üzüm bağını mahvettiği için uzak bir köyde yaşayan sıska bir adamın içine giren ala'yı öldürür. Başka bir hikâyede bir ala, ölmüş bir prensesin içine girer ve nöbetçi askerleri yutar.
Genellikle bir ormanın derinliklerinde bulunan ama aynı zamanda bulutlarda, gölde, pınarlarda, mağarada, devasa bir ağaçta veya diğer gizli uzak yerlerde veya yaşanması zor olan bir dağda da yer alan bir ala'nın evine bir insanın girmesi çeşitli sonuçlar doğurabilir. Ala'ya hoş bir şekilde yaklaşır ve ala ile insanlar arasındaki farklardan bahsetmezse ödüllendirilir. Aksi takdirde, acımasızca cezalandırılacaktır. Bir hikâyeye göre, üvey annesi tarafından evden uzaklaştırılan bir üvey kız, ala'nın evine gelir; ona anne kelimesiyle hitap eder; ala'nın solucanlarla dolu saçından bitleri alır ve ala'nın baykuşlar, kurtlar, porsuklar ve diğer vahşi hayvanlardan oluşan "çiftlik hayvanlarını" besler; bu şeyler, onun için oldukça normalmiş gibi davranır ve konuşur ve böylece ala tarafından altın dolu bir sandıkla ödüllendirilir. Üvey annenin kızı ise ala'nın evine geldiğinde tam tersini yapar ve ala, hem üvey anneyi hem de üvey annenin kızını kör edecek bir sandık yılan göndererek ikiliyi cezalandırır. Başka bir örnekte bir prens, ala'nın kızının yardımı için bir ala'dan ricada bulunur; ala, prensi diğer ale'den kurtarır ve prensin evlenmesine yardım eder ama bir kız, annesiyle birlikte vaftiz annesi olan ala'yı ziyaret ettiğinde ala, kızın annesi ala'nın evindeki tuhaf şeyler hakkında konuştuğu için ikisini de yer.
Besi hayvanları için ölümcül olabilen kan emici bir karasinek türü ( cinsi) olan Golubatz sineğinin (Simulium colombaschense) kökenini açıklayan efsanede, ölü bir ala bile kötüdür. 19. yüzyılda Vuk Karadžić tarafından Pasarofça bölgesinde kaydedilen efsane, Sırp bir adamın bir kovalamacanın ardından bir ala'yı nasıl yakalayıp yaraladığını, demonun kaçıp kurtulduğunu ve Güvercinlik (bölgede yer alan bir kasaba) yakınlarındaki bir mağaraya kaçtığını fakat aldığı yaralardan ötürü demonun öldüğünü anlatır. O zamandan beri vücudu Golubatz sineklerini üretir ve bu sinekler, ilkbaharın sonlarında mağaradan büyük bir sürü halinde uçarak Šumadija'ya kadar yayılır. Halk, bir keresinde mağaranın ağzına duvar örer ama sineklerin ayrılma vakti zamanı geldiğinde duvar paramparça olur.
Aloviti erkekler

Sırbistan'da ala'nın özelliklerine sahip olduğuna inanılan erkeklere aloviti (ala benzeri) erkekler denmiştir ve bu kişiler için birkaç tanım yapılmıştır. Bir ala, bu kişilerin içine sızmış olabilir; bu kişiler, doymak bilmezlikleriyle tanınıyordu çünkü ala, aşırı açlığını gidermek için onları durmadan yemeye itiyordu. Ayrıca ala'nın üzerlerine üflemesinden kurtulmuş olabilirler çünkü ala'nın nefesi genellikle insanlar için öldürücüdür. Bu insanlar daha sonra olağanüstü güçleneceklerdir. Alternatif olarak bu kişiler, bir ala ile bir kadının çocukları olarak ya da amniyotik kesenin bir bölümü ile kaplı olarak doğmuş olabilirler. Aloviti adamlarının altın veya gümüş kullanılmadıkça silah veya okla öldürülemeyeceğine inanılıyordu.
Ale gibi aloviti erkekleri de dolu ve gök gürültülü fırtına bulutlarına öncülük etmiştir: gökyüzü karardığında bu türdeki bir erkek, transa geçer ve ruhu bir ala'aymış misali vücudundan bulutlara doğru uçar. Bununla birlikte aralarında önemli bir fark vardı ki bulutları asla kendi köyünün tarlalarının üzerinden geçirmeyip komşu köylere hasar vermiştir. Bu bakımdan aloviti erkekleri 'ye eşdeğerdir. Bir aloviti erkeği, bulutları uzaklaştırmanın yanı sıra köyünü korumak için ale'ye karşı da savaşabilir. Çocuklar da aloviti olabilirdi ve pulluk kirişleri kullanarak ale ile savaşmışlar. Bu dövüşlerde Eskülap yılanı (Sırpça smuk) onlara yardım etmiş ve bu nedenle insanlar bu yılanlara zarar vermemiştir.
Alışılmadık derecede uzun, ince, kemikli yüzlü, uzun sakallı ve bıyıklı olarak tanımlanan bir aloviti erkeğinin hikâyesi vardır. Hava güzel olduğunda köyündeki diğer insanlar gibi hareket eder ve çalışır fakat kara bulutlar gökyüzünü kaplar kaplamaz evine kapanır, pencerelerdeki perdeleri çeker, kötü hava ve gök gürültüsü sürdükçe yalnız ve trans halinde kalırdı.Stefan Nemanja ile , aloviti erkek olduğuna inanılan tarihi kişilerdir.
Modern Sırpçada ''alav'' sıfatı hâlâ doymak bilmez iştahı ifade eder.
Notlar
- Dağ, demonların yaşadığı ve büyüler yoluyla insanlık alanından sürüldükleri vahşi, kasvetli, insanlık dışı bir alanı temsil ediyor. Bkz. Trebješanin, Žarko. (PDF). . s. 2. 23 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2008.
- Sırpça "açgözlü/obur" için kullanılan kelimelerden biri alav, kelimenin tam anlamıyla: "kendi içinde bir ala olan".
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h Zečević, Slobodan (1981). "Ала". sr:Митска бића српских предања (Sırpça). Belgrad: "Vuk Karadžić": Etnografski muzej. ISBN .
- ^ a b c d Беновска-Събкова, Милена. (Bulgarca). Детски танцов ансамбъл “Зорница”. 17 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2008.
- ^ a b c d e f g h i j Radenković 1996
- ^ Георгиева, Иваничка (1993). Българска народна митология (Bulgarca). Sofya: Наука и изкуство. s. 119.
- ^ a b Стойнев, Анани; Димитър Попов; Маргарита Василева; Рачко Попов (2006). "Хала". Българска митология. Енциклопедичен речник (Bulgarca). изд. Захари Стоянов. s. 347. ISBN .
- ^ a b c Petrović 2000, ch. "aždaja-ala"
- ^ a b Bjeletić, Marta (2004). "sr:Јужнословенска лексика у балканском контексту. Лексичка породица именице хала" (PDF). Balcanica (Sırpça). 34: 143-146. ISSN 0350-7653. 3 Aralık 2008 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 11 Mayıs 2008.
- ^ "ала²". Етимолошки речник српског језика. 1:А. Belgrad: Sırp Bilim ve Sanat Akademisi. 2003. ss. 96-97. ISBN .
- ^ Панайотова, Румяна (21 Eylül 2006). (Bulgarca). Българско Национално Радио. 30 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2007.
- ^ MacDermott, Mercia (1998). Bulgarian folk customs. Jessica Kingsley Publishers. s. 64. ISBN .
- ^ Janićijević, Jovan (1995). U znaku Moloha: antropološki ogled o žrtvovanju (Sırpça). Belgrad: Idea. s. 8. ISBN .
- ^ Radenković, Ljubinko (1982). sr:Народне басме и бајања (Sırpça). Niš: Gradina. s. 97.
- ^ Маринов, Димитьр (1994). Народна вяра и религиозни народни обичаи (Bulgarca). Sofya: БАН. s. 70.
- ^ a b c d e Kulišić, Petrović & Pantelić 1970, Ала
- ^ a b Vuković, Milan T. (2004). Narodni običaji, verovanja i poslovice kod Srba: Sa kratkim pogledom u njihovu prošlost (Sırpça). Belgrad: Sazvežđa. s. 220. ISBN .
- ^ Ramel, Gordon John Larkman (4 Mart 2007). "The Nematocera". Earth-Life Web Productions. 6 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ağustos 2007. (Sayfada biyolojik verilerin yanı sıra Karpatlar'dan gelen kara sineklerle ilgili bir efsaneden bahsediliyor.)
- ^ Karadžić, Vuk Stefanović (2005). sr:Живот и обичаји народа српскога (Sırpça). Belgrad: Politika : Narodna knjiga. s. 276. ISBN .
- ^ a b c Kulišić, Petrović & Pantelić 1970, Аловити људи
- ^ "а̏лав". Речник српскохрватскога књижевног језика. 1 А-Е. Novi Sad: Matica Srpska. 1967. s. 63.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ala veya hala cogul ale veya hali Bulgar Makedon ve Sirp folklorunde yer alan mitolojik bir kadin yaratiktir Ale asil amaci dolu yagdiran firtina bulutlarini mahsulleri yok etmek ya da yagmalamak ve ele gecirmek icin tarlalara uzum baglarina veya meyve bahcelerine yonlendirmek olan kotu hava demonlari olarak kabul edilir Son derece obur olan ale ozellikle cocuklari yemeyi sever fakat acgozlulukleri Dunya ile sinirli degildir Bazen Gunes veya Ay i yemeye calistiklarina tutulmalara neden olduklarina ve basarili olmalari halinde dunyanin sonu anlamina gelecegine inanilir Insanlar bir ala ile karsilastiginda zihinsel veya fiziksel sagliklari ve hatta yasamlari tehlike altina girer fakat kendisine saygi ve guvenle yaklasildiginda lutfu kazanilabilir Bir ala ile iyi bir iliski icinde olmak cok faydalidir cunku en sevdiklerini zenginlestirir ve zor zamanlarda bu kisilerin hayatlarini kurtarir AlaCiftciler icin ala tarlalarina dolu yagdiran ve gok gurultulu firtinalari yoneten mahsullerini mahveden bir demondur GrupEfsanevi yaratikDiger ad lar iAletina Alina Alosija Alcina HalaUlkeSirbistan Kuzey Makedonya Bulgaristan Bir ala nin dis gorunumu folklorda cesitli ve genellikle belirsiz bir sekilde tanimlanir Belirli bir ala kara bir ruzgar belirsiz bir bicimde devasa bir yaratik kocaman agizli insan veya yilan benzeri bir canavar disi bir ejderha veya bir kuzgun gibi gorunebilir Ayrica bir ala cesitli insan veya hayvan seklini alabilir ve hatta bir kisinin vucudunu Tarif edilen gorunumlerin cesitliliginden oturu ala nin kotu hava Slav demonu ile Orta Balkanlar in Slav oncesi nufusunda yer alan benzer bir demonun sentezi olduguna inanilir Insan benzeri bir ala iceren halk masallarinda ala nin kisiligi Rus Baba Yaga ninkine benzer Ale nin bulutlarda veya bir golde kaynakta gizli uzak bir yerde ormanda barinilmaz dagda magarada veya devasa agacta yasadigi soylenir Ale genellikle insanlara dusman olsa da ejderhalar gibi onlari yenebilecek baska guclu dusmanlara da sahiptir Hristiyanlastirilmis masallarda Ilyas ejderhalarin rolunu ustlenir ancak bazi durumlarda aziz ve ejderhalar birlikte savasirlar Kartallar ayrica ale ye karsi savunucu olarak kabul edilir bu demonlari tarlalardan uzaklastirir ve boylece dolu bulutlarini getirmelerini onler KokeniBazi mitolojik varliklar tum Slav etnik gruplarinda ortak olsa da ale Bulgar Makedon ve Sirp folkloruna ozel gorunmektedir Buna ragmen diger Slav gruplarinda da kotu hava demonlari mevcuttur Dogu Slavlari arasinda bu demon cadi Baba Yaga olarak adlandirilmis ve kocaman bir burnu demir disleri ve cikintili cenesiyle devasa bir yapiya sahip bir kadin olarak hayal edilen Baba Yaga nin cocuklari yedigine ve varligi gok gurultulu firtinalar ile soguk hava getirdigine inanilmistir Baba terimi tum Slav gruplarinin adetlerinde inanclarinda ve yer isimlerinde genellikle ruzgar karanlik ve yagmurun bir kisilestirilmesi olarak mevcuttur Bu durum bazi akademisyenlerin kotu hava kosullariyla iliskili Baba adinda bir proto Slav tanrisi veya demonu olduguna inanmalarina yol acmistir Bu demona olan inancin izleri ilkbaharin baslarinda yaygin olan kotu hava olaylarindan oturu Guney Slavlari arasinda korunmaktadir baba Marta babini jarci babine huke vb Eski anavatandan Balkanlar a getirilen bu inanclar yerli halkinkilerle birlesmis ve sonuc olarak ala karakterine donusmustur Ala nin Slav oncesi Balkan kaynagi ale gibi mahsulleri mahvetmek icin ekinlerin uzerine dolu bulutlari goturen ve agaclari kokunden soken Sirbistan Ulahlarinin disi kotu hava demonu olan vlva ile ilgilidir Disi Yunan demonu Lamia da ala nin gelisimine katkida bulunmus olabilir Lamia da ale gibi cocuklari yer ve obur olarak tanimlanir Guney Sirbistan ve Kuzey Makedonya da lamia dan turetilen bir kelime olan lamnja ala ile esanlamlidir Bulgar lamya ala dan farkli bir yaratik olarak kalmis ancak ala ile aralarinda bircok benzerlik mevcuttur Ale bicimindeki hayvan ve yari hayvandan insansi kavramlara kadar cok sayida varyasyon bu demonlardaki inanclarin tek tip olmadigini soylemektedir EtimolojiDemonun adinin IPA seklinde yazili telaffuzlarla birlikte tekil ve cogul bicimleri Dil Tekil CogulK R IPA K R IPASirpca ala ala ˈala ale ale ˈalɛ Bulgarca hala hala ˈxala hali hali ˈxali Makedonca ala ala ˈala ali ali ˈali K Kiril alfabesi R Sirp Latin alfabesi Bulgarcanin romanizasyonu ya da Not Sirpca bicimlerinin burada verilen yalin durumu disinda farkli sonekleri var Demonun standart Sirpcadaki adi ala artdamaksil surtunmesini kaybeden lehcelerden gelmektedir ve hala bu sesi koruyan bir Sirp lehcesiyle Bulgarcada kayda alinmistir Bu nedenle orijinal ismin bir h sesine sahip olduguna inanilmaktadir bu da Sirp bilim insani Ljubinko Radenkovic in Sirp Bilim ve Sanat Akademisi de dahil olmak uzere cesitli sozlukler tarafindan verilen etimolojiyi reddetmesine neden olmustur cunku demonun adi h sesine sahip olmayan Turkcedeki ala yilan kelimesinden gelmektedir Demonun adi Yunancada dolu anlamina gelen xalaza Yunanca telaffuz ˈxalaza romanizasyonu calaza ya da khalaza kelimesinden kaynaklaniyor da olabilir Bu etimoloji Bulgar bilim adami Ivanichka Georgieva tarafindan onerilmis ve Bulgar bilim insani Rachko Popov ve Sirp bilim insani Slobodan Zecevic ile Sreten Petrovic tarafindan desteklenmistir Sirp bilim insani Marta Bjeletic e gore ala ve hala Guney Slav dillerinin ortaya ciktigi Proto Slav lehcesi olan Proto Guney Slavcadaki xala isminden kaynaklanmaktadir xala kelimesindeki x sessiz artdamaksil surtunmesini temsil eder Bu ad elementlerin ofkesini ifade eden xal Proto Slav kokunden turetilmistir Buyuk bir yaratik veya sey anlamina gelen hala kelimesi Kasupcada olasi soydasi olabilir GorunumDemon gibi ejderha ya da yilan ruzgar gok gurultulu firtina ve dolu bulutlariyla baglantilidir Orta Sirbistan in bolgesinde ala nin gorunmez fakat duyulabilir olduguna inaniliyordu guclu tislamasi karanlik dolu bulutlarinin onunde yankilanmistir Bulgaristan da ciftciler kara bir bulutun dis kisminda kocaman kanatlari ve kilic benzeri kalin kuyrugu olan korkunc bir ala gormustur Bir ala bulutu koyu ele gecirdiginde koyluler bir ciktigini gormek umuduyla gokyuzune bakmis ve sirtinda hac olan guclu kusun ala bulutu tarlalardan cikarabilecegine inanmistir Dogu Bulgaristan da ala bulutlarda degil firtinalarda ve kasirgalarda gorunmustur Bulgaristan in diger bolgelerinde ala kocaman boynuzlu boga kara bulut kara sis veya alti kanatli ve on iki kuyruklu yilan benzeri bir canavar olarak tanimlanmistir Ala nin kotu havayi sakladigi uzak daglik bolgelerde veya magaralarda yasadigi dusunulmektedir Bulgar geleneginde gok gurultulu firtinalar ve dolu bulutlari iyi ejderha veya kartal ile kotu ala arasindaki bir savas olarak yorumlanmistir Kosova daki Sirplar ala nin kuyrugunu yere indirdigine ve basini bulutlarin arasinda sakladigina inanmistir Demonun kafasini goren herkes aninda delirmistir Visoki Decani manastir kilisesinin bir penceresinin uzerine oyulmus yuksek bir kabartmada kartal yavrusu kendilerini seyrederken bir kartal yilana benzeyen bir ala yi tutmaktadir Dogu Sirbistan dan bir tasvire gore ala yilan govdeli ve at kafali cok buyuk bir yaratiktir Cok yaygin bir goruse goreyse ala nin ejderhanin kiz kardesi oldugu ve asagi yukari ona benzedigi yonundedir Dogu Sirbistan a ait bir buyude ala uc basli bir yilan olarak tanimlanmakta Sirpca U јedna usta nosi vile i vetrovi druga usta izdat i zle bolesti treћa usta uchinci rasturci Turkce cevirisi Tek agzinda peri ve ruzgarlari tasiyor ikinci agiz illet ve kotu hastaliklar ucuncu agiz buyu lanetler Boljevac bolgesinde kaydedilen bir tanima gore ala ruzgar seklinde siyah ve korkunc bir yaratiktir Benzer sekilde Dogu Sirbistan in Homolje bolgesinde insanlar ala yi kara uzerinde hareket eden kara bir ruzgar olarak hayal etmistir Ala nereye giderse gitsin bir matkap gibi donen bir kasirga eser ve kasirgaya maruz kalanlar cildirir Bulgaristan da da ala yoluna cikan her seyi supuren ve hasara yol acan siddetli bir ruzgardir Bulgarca Izleznaha do tri lyuti hali Devet godini sho se duhali Turkce cevirisi Uc ofkeli ale gorundu Dokuz yil boyunca eseceklerdi Leskofca bolgesinden gelen bir inanca gore ala elinde buyuk bir tahta kasik tutan ve yoluna cikan her seyi yutan kocaman agizli bir canavar olarak tanimlanmistir Bir hikayeye gore adamin biri ahirinda boyle bir ala tutmus ve bu ala her gun otuz litre sut icmistir Bir digeri mahsulleri uzum baglarindan almak icin kullanilan on iki kuzgun seklindeki ale konusunda uyarmistir Dogu Sirbistan da insanlarla etkilesime giren ale nin insanlara veya hayvanlara donusebilecegine inanilmistir Bu inanca gore bu demonlarin gercek benlikleri yalnizca sozde sestac her iki elinde alti parmak ve her iki ayaginda alti parmak olan erkekler tarafindan gorulebilir ancak insan gorunumlu ale evlerin iceri girdiklerinde evlerin sallanmasina neden olur Homolje bolgesinde kaydedilen bir inanca gore Ay a hucum eden ala ayni zamanda sekil degistirme yeteneklerini de gosterir iki basli yilan seklindeki temel bicimlerinden demir dirgenleri siyah genc bogalari buyuk domuzlari veya kara kurtlari tutan alti parmakli adam sekline defalarca gecerler Insanlar uzerindeki etkisiKopaonik Dagi nin resimdeki yerlileri yerel ala nin mahsulleri yabanci ale den koruduguna inaniyordu Ale genellikle tahil ekinlerinin olgunlastigi yaz mevsiminin ilk yarisinda dolu firtinasi bulutlarini tepeden yoneterek tarlalardaki baglardaki ve meyve bahcelerindeki mahsulleri yok eder Ale nin ayni zamanda mahsulu ictigine veya bir koyun mahsulunu ele gecirip kocaman kulaklarinda baska bir yere naklettigine ve boylece bazi koyleri fakirlestirdigine bazilarini da zenginlestirdigine inanilir Bu Orta Sirbistan daki Aleksandrovac bolgesinin bu kadar verimli olmasinin nedeni olarak kabul edilmistir cunku ale nin ganimetlerini tasidigi yer burasiydi Kopaonik Dagi halki yerel ala nin bolgenin mahsullerini diger ale den koruduguna inanmistir Dolu mahsulu yok ettiyse baska bir bolgeden gelen bir ala nin yerel ala yi yenerek mahsulu ictigi dusunulmustur Ale ayrica tarlalara yayilabilir ve mahsulun olgunlasmasini engelleyebilir veya daha da kotusu tarlanin verimini tuketebilir ve ozellikle gok gurultulu oldugunda koyunlardan sut icebilir Ale ayrica buyuk bir guce sahiptir ki bir firtina agaclari soktugunde halk bunu bir ala nin yaptigina inanirdi Bu durum guclu bir adami tanimlamak icin kullanilan jak kao ala ala kadar guclu deyisine can vermistir Dolu ve firtina bulutlari gorundugunde yani ala onlari yonlendirdiginde insanlar sadece oturup beklemekle kalmayip sihre de basvurmustur bolgesinde bu sihre su setleriyle tarlalarda toplanan ala nin otlari yardimci oluyordu Bu yerler ale tarafindan ziyaret edildigi icin kirli kabul edilmistir Dogu Sirbistan in halk buyulerinde belirli bir ala Smiljana Kalina Magdalena Dobrica Dragija Zagorka vb kisisel kadin adlariyla ele alinabilirdi Bir ala ya Maate paletinke hitap etmek icin kullanilan bir ifade belirsiz bir anlama sahiptir Dolu bulutlarini gorunce kullanilan ve acikca bir ala dan bahseden buyulerden biri bulutlarin oldugu yone dogru haykirilirdi Sirpca Alo ne ovamo putuj na Tatar planinu Turkce Ala buraya degil Tatar Dagi na git A Baska bir buyu sihir konusunda bilgili bir kadin olan vracara tarafindan uygun bir rituel gerceklestirirken soylenirdi Sirpca Ne alo ovamo ovamo јe grђa ala gologlava U planinu oblache gde petao ne peva gde pas ne laјe gde krave ne richu gde ovce ne bleјe gde se slava ne slavi Turkce cevirisi Buraya degil ala daha guclu basi acik bir ala burada Daga dogru A bulut horoz kargalarin olmadigi yere kopegin havlamadigi yere inegin bogurmedigi yere koyunun melemedigi yere nin kutlanmadigi yere Diger birkac dogaustu varlik da dolu ve siddetli yagmurlarin getirilmesinden sorumlu tutuldugundan varlik acikca adlandirilmadiginda buyulu onlemlerin hangisinin gecerli oldugu sonucuna varmak cogu zaman imkansizdir Ornegin bir firtina yaklastiginda kullanilan bir gelenek mevcuttu evin onune bir masa getirmek ve masanin ustune ekmek tuz siyah kilifli bir bicak ile kenari gokyuzune donuk bir balta koymak Baska bir gelenege gore bacaklari gokyuzune dogru yonlendirilmis bir somine sacayagi bicaklar catallar ve Slava mumunun kocani masaya konurdu Ala ya atfedilen diger bir ozellik asiri hareketliliktir Leskovac bolgesinde kocaman bir agzi ve elinde tahtadan bir kasikla yoluna cikan her seyi kapip yedigi bir canavar olarak hayal edilmistir Yaygin bir gelenege goreyse ale cocuk kemikleri ve dokulen kanla dolu evinde cocuklari yakalar ve yutardi Nadiren de olsa yetiskinlere saldirir ve onlari yerdi Ayrica saklanmis bir insani koklayarak bulabilirdi Dogu ve Guney Sirbistan daki insanlar ale nin oburluklarindan oturu Gunes ve Ay a saldirdigina inanmistir Ale bu gok cisimlerini yavas yavas yer ve boylece bir tutulmaya neden olur Tutulma sirasinda ale nin isiriklari sonucu kendi kaniyla kaplanan Gunes kirmiziya doner ve Gunes in tekrar piril piril parlamasiyla ale nin yenildigi anlami cikarilir Ay daki lekeler ale nin isiriklarinin izleri olarak gorulmustur Ale Gunes veya Ay i yutarken bircok yasli bunalima girer ve hatta korku icinde aglar Eger ale Gunes i yok etmeyi basarirsa dunyanin sonu gelecekti Bunu onlemek icin erkekler silahlariyla tutulmaya dogru ates eder ya da canlari calar kadinlar durmadan buyu yapar Homolje bolgesinde ale nin Ay i yiyip bitirmeyi basarmasi durumunda Gunes in kederden olecegine ve karanligin dunyayi altust edecegine dair bir fikir vardi Ala nin erkekleri cildirtabilecegine inaniliyordu ki Dogu Sirbistan da bu durumda olan erkekler icin alosan diye ozel bir terim mevcuttur Insanlar yolda veya tarlada bir ala ile karsilastiklarinda ondan tehlikeli hastaliklar kapabilirlerdi Ale ayrica kopeklerin kuduzundan dolayli olarak sorumlu tutulmustur bulutlara ulasarak ala ile karsilasan tarla kusu delirir alosan yeryuzune duser ve kendini oldurur olen kusu bulan kopek onu yediginde o da delirir Ala nin aksam yemeginin yeri ve zamani oldugu icin geceleri bir kavsagi gecmek tehlike olarak gorulmustur ve inanisa gore ala nin masasina basan talihsiz kisi kor sagir veya topal olabilir Ale daha buyuk bayramlarin arife gecelerinde toplanir erkekleri yollarindan derelere saptirir ve orada onlara at gibi binerek iskence yapar Ala kendi ozelliklerini kaybetmeden bir insan bicimi kazanarak insanlarin icine gizlice girebilir Bir soylentiye gore bir ala Aziz Stefan a gizlice girerek onu acgozlu yapar B ancak Aziz Sava demonu Stefan dan cikarir Dogu Sirbistan ve Bulgaristan da kayda gecirilmis bir masalda bir ciftci kendisine ait uzum bagini mahvettigi icin uzak bir koyde yasayan siska bir adamin icine giren ala yi oldurur Baska bir hikayede bir ala olmus bir prensesin icine girer ve nobetci askerleri yutar Genellikle bir ormanin derinliklerinde bulunan ama ayni zamanda bulutlarda golde pinarlarda magarada devasa bir agacta veya diger gizli uzak yerlerde veya yasanmasi zor olan bir dagda da yer alan bir ala nin evine bir insanin girmesi cesitli sonuclar dogurabilir Ala ya hos bir sekilde yaklasir ve ala ile insanlar arasindaki farklardan bahsetmezse odullendirilir Aksi takdirde acimasizca cezalandirilacaktir Bir hikayeye gore uvey annesi tarafindan evden uzaklastirilan bir uvey kiz ala nin evine gelir ona anne kelimesiyle hitap eder ala nin solucanlarla dolu sacindan bitleri alir ve ala nin baykuslar kurtlar porsuklar ve diger vahsi hayvanlardan olusan ciftlik hayvanlarini besler bu seyler onun icin oldukca normalmis gibi davranir ve konusur ve boylece ala tarafindan altin dolu bir sandikla odullendirilir Uvey annenin kizi ise ala nin evine geldiginde tam tersini yapar ve ala hem uvey anneyi hem de uvey annenin kizini kor edecek bir sandik yilan gondererek ikiliyi cezalandirir Baska bir ornekte bir prens ala nin kizinin yardimi icin bir ala dan ricada bulunur ala prensi diger ale den kurtarir ve prensin evlenmesine yardim eder ama bir kiz annesiyle birlikte vaftiz annesi olan ala yi ziyaret ettiginde ala kizin annesi ala nin evindeki tuhaf seyler hakkinda konustugu icin ikisini de yer Besi hayvanlari icin olumcul olabilen kan emici bir karasinek turu cinsi olan Golubatz sineginin Simulium colombaschense kokenini aciklayan efsanede olu bir ala bile kotudur 19 yuzyilda Vuk Karadzic tarafindan Pasarofca bolgesinde kaydedilen efsane Sirp bir adamin bir kovalamacanin ardindan bir ala yi nasil yakalayip yaraladigini demonun kacip kurtuldugunu ve Guvercinlik bolgede yer alan bir kasaba yakinlarindaki bir magaraya kactigini fakat aldigi yaralardan oturu demonun oldugunu anlatir O zamandan beri vucudu Golubatz sineklerini uretir ve bu sinekler ilkbaharin sonlarinda magaradan buyuk bir suru halinde ucarak Sumadija ya kadar yayilir Halk bir keresinde magaranin agzina duvar orer ama sineklerin ayrilma vakti zamani geldiginde duvar paramparca olur Aloviti erkekler Buyuk Prens Stefan Nemanja nin aloviti ala benzeri olduguna inaniliyordu Sirbistan da ala nin ozelliklerine sahip olduguna inanilan erkeklere aloviti ala benzeri erkekler denmistir ve bu kisiler icin birkac tanim yapilmistir Bir ala bu kisilerin icine sizmis olabilir bu kisiler doymak bilmezlikleriyle taniniyordu cunku ala asiri acligini gidermek icin onlari durmadan yemeye itiyordu Ayrica ala nin uzerlerine uflemesinden kurtulmus olabilirler cunku ala nin nefesi genellikle insanlar icin oldurucudur Bu insanlar daha sonra olaganustu gucleneceklerdir Alternatif olarak bu kisiler bir ala ile bir kadinin cocuklari olarak ya da amniyotik kesenin bir bolumu ile kapli olarak dogmus olabilirler Aloviti adamlarinin altin veya gumus kullanilmadikca silah veya okla oldurulemeyecegine inaniliyordu Ale gibi aloviti erkekleri de dolu ve gok gurultulu firtina bulutlarina onculuk etmistir gokyuzu karardiginda bu turdeki bir erkek transa gecer ve ruhu bir ala aymis misali vucudundan bulutlara dogru ucar Bununla birlikte aralarinda onemli bir fark vardi ki bulutlari asla kendi koyunun tarlalarinin uzerinden gecirmeyip komsu koylere hasar vermistir Bu bakimdan aloviti erkekleri ye esdegerdir Bir aloviti erkegi bulutlari uzaklastirmanin yani sira koyunu korumak icin ale ye karsi da savasabilir Cocuklar da aloviti olabilirdi ve pulluk kirisleri kullanarak ale ile savasmislar Bu dovuslerde Eskulap yilani Sirpca smuk onlara yardim etmis ve bu nedenle insanlar bu yilanlara zarar vermemistir Alisilmadik derecede uzun ince kemikli yuzlu uzun sakalli ve biyikli olarak tanimlanan bir aloviti erkeginin hikayesi vardir Hava guzel oldugunda koyundeki diger insanlar gibi hareket eder ve calisir fakat kara bulutlar gokyuzunu kaplar kaplamaz evine kapanir pencerelerdeki perdeleri ceker kotu hava ve gok gurultusu surdukce yalniz ve trans halinde kalirdi Stefan Nemanja ile aloviti erkek olduguna inanilan tarihi kisilerdir Modern Sirpcada alav sifati hala doymak bilmez istahi ifade eder NotlarDag demonlarin yasadigi ve buyuler yoluyla insanlik alanindan suruldukleri vahsi kasvetli insanlik disi bir alani temsil ediyor Bkz Trebjesanin Zarko PDF s 2 23 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2008 Sirpca acgozlu obur icin kullanilan kelimelerden biri alav kelimenin tam anlamiyla kendi icinde bir ala olan Kaynakca a b c d e f g h Zecevic Slobodan 1981 Ala sr Mitska biћa srpskih predaњa Sirpca Belgrad Vuk Karadzic Etnografski muzej ISBN 978 0 585 04345 6 a b c d Benovska Sbkova Milena Bulgarca Detski tancov ansambl Zornica 17 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2008 a b c d e f g h i j Radenkovic 1996 Georgieva Ivanichka 1993 Blgarska narodna mitologiya Bulgarca Sofya Nauka i izkustvo s 119 a b Stojnev Anani Dimitr Popov Margarita Vasileva Rachko Popov 2006 Hala Blgarska mitologiya Enciklopedichen rechnik Bulgarca izd Zahari Stoyanov s 347 ISBN 978 954 739 682 1 a b c Petrovic 2000 ch azdaja ala a b Bjeletic Marta 2004 sr Јuzhnoslovenska leksika u balkanskom kontekstu Leksichka porodica imenice hala PDF Balcanica Sirpca 34 143 146 ISSN 0350 7653 3 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 11 Mayis 2008 ala Etimoloshki rechnik srpskog јezika 1 A Belgrad Sirp Bilim ve Sanat Akademisi 2003 ss 96 97 ISBN 978 86 82873 04 4 Panajotova Rumyana 21 Eylul 2006 Bulgarca Blgarsko Nacionalno Radio 30 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Haziran 2007 MacDermott Mercia 1998 Bulgarian folk customs Jessica Kingsley Publishers s 64 ISBN 978 1 85302 485 6 Janicijevic Jovan 1995 U znaku Moloha antropoloski ogled o zrtvovanju Sirpca Belgrad Idea s 8 ISBN 978 86 7547 037 3 Radenkovic Ljubinko 1982 sr Narodne basme i baјaњa Sirpca Nis Gradina s 97 Marinov Dimitr 1994 Narodna vyara i religiozni narodni obichai Bulgarca Sofya BAN s 70 a b c d e Kulisic Petrovic amp Pantelic 1970 Ala a b Vukovic Milan T 2004 Narodni obicaji verovanja i poslovice kod Srba Sa kratkim pogledom u njihovu proslost Sirpca Belgrad Sazvezđa s 220 ISBN 978 86 83699 08 7 Ramel Gordon John Larkman 4 Mart 2007 The Nematocera Earth Life Web Productions 6 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Agustos 2007 Sayfada biyolojik verilerin yani sira Karpatlar dan gelen kara sineklerle ilgili bir efsaneden bahsediliyor Karadzic Vuk Stefanovic 2005 sr Zhivot i obichaјi naroda srpskoga Sirpca Belgrad Politika Narodna knjiga s 276 ISBN 978 86 331 1946 7 a b c Kulisic Petrovic amp Pantelic 1970 Aloviti љudi a lav Rechnik srpskohrvatskoga kњizhevnog јezika 1 A E Novi Sad Matica Srpska 1967 s 63