İntihar, etikte ve felsefenin diğer dallarında, çeşitli filozoflar tarafından farklı şekilde yanıtlanan zor sorular ortaya çıkarır. İntihar üzerine felsefi bakış açıları felsefi akımlara, zamana ve yazara göre değişir. Bununla birlikte, inançlı yazarlar için, genellikle inandıkları dinler ile paralellik gösterir.
Fransız Cezayirli denemeci, romancı ve oyun yazarı Albert Camus (1913–1960) felsefi denemesi Sisifos Söyleni’ne şu ünlü söz ile başlar “Gerçekte şundan daha ciddi bir felsefi sorun yoktur: o da intihardır"
İntihara karşı argümanlar
Modernleşmeden bu yana intiharla ilgili batı toplumlarındaki ortak felsefi görüş, intiharın ahlaksız ve etik dışı olduğuna dair kültürel inançtı. Popüler bir argüman da intihar etme nedenlerinin - depresyon, duygusal acı veya ekonomik sıkıntı gibi - geçici olduğu ve terapi ile ya da kişinin yaşamının bazı yönlerinde değişiklikler yaparak iyileştirilebileceğidir. İntiharı önlemeyi amaçlayan söylemlerdeki yaygın bir deyiş de bu görüşü özetler: "İntihar, geçici bir soruna kalıcı bir çözümdür." Bununla birlikte, buna karşı olan argüman, duygusal acının çoğu insana geçici görünebilmesine rağmen -çoğunlukla gerçekten geçici olmasına rağmen- bazı durumlarda terapi veya yaşam tarzı değişikliği yoluyla bile çözülmesi son derece zor ve hatta imkansız olabileceğidir. Sorunun ciddiyeti, ağırlığı ve kişinin ızdırap ve acılarıyla başa çıkma yeteneğine bağlı olarak bazı durumlarda çözüm imkansız olabilir. Buna verilen örnekler tedavi edilemez hastalıklar veya ömür boyu süren akıl hastalığıdır.
Absürdizm
Absürdizm, insanın yüzyıllardır süregelen anlam arayışının boşa olduğunu ileri sürer. Albert Camus, Sisifos Söyleni'de intiharın faydalı bir çözüm olmadığını söyler. Camus için intihar, özgürlüğün reddiydi. O, gerçeğin absürtlüğünden illüzyonlara, dine ya da ölüme kaçmanın çıkış yolu olmadığını düşünür. Camus, hayatın saçma anlamsızlığından kaçmak yerine hayatı tutkuyla kucaklamak gerektiğini düşünür.
Absürdizm’e göre intihar etmek hayatın saçmalığına karşı "uğraşmaya değmez" demektir ve rasyonel bir tepki gibi görülebilir. Fakat birçok insana göre bu bir çözüm değildir, ölüm absürdü ortadan kaldırmaz, absürt ile bağlantıyı koparır sadece.
Hristiyan esinli felsefe
Hristiyan teolojisi neredeyse evrensel olarak intiharı Tanrı'ya karşı bir suç olarak kabul eder. Gilbert Keith Chesterton intiharı "nihai ve mutlak kötülük, varoluşla ilgilenmeyi reddetme" olarak adlandırır. Kendisini öldüren bir kişinin, söz konusu olduğu kadarıyla tüm dünyayı yok ettiğini iddia eder (Musa bin Meymun’un görüşünü tekrarlar).
Liberalizm
John Stuart Mill, " isimli denemesinde “özgürlük, bireyin seçim yapma gücüdür; kişinin daha fazla seçim yapma şansından yoksun bırakabileceği herhangi bir seçim engellenmelidir. Bu nedenle, Mill'e göre, daha fazla seçim yapma yeteneğini engellemekten kaçınmak için kişinin kendini köleliğe esir etmesi önlenmelidir.
İntiharın, kölelikte olduğu gibi kişi için daha fazla seçeneği engellediği iddia edilebilir. Bununla birlikte, hayatınız ile ilgili kararlara daha fazla karışmamak ile karar verecek başka bir hayata sahip olmamak arasında önemli farklılıklar olduğu da iddia edilebilir. İntihar, esasen, yaşamınız hakkında seçimler yapma koşulunu değil, hayatta olma koşulunu ortadan kaldırır.
Mill, bireyin kendi çıkarlarının en iyi koruyucusu olduğuna inanır. Kırık bir köprüyü geçmek üzere olan bir adam örneğini kullanmıştır: o kişiyi zorla durdurabilir ve onu tehlikeye karşı uyarabiliriz, ama sonuçta onun köprüyü geçmesini engellememeliyiz - çünkü sadece o köprüyü geçme tehlikesi karşısında kendi hayatının değerini bilir.
Deontoloji
Deontolojik perspektiften bakıldığında, Immanuel Kant Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi’nde intihara karşı çıkar. Kant, "İntiharı düşünen kişi, eyleminin kendi başına bir amaç olarak insanlık fikriyle tutarlı olup olmadığını kendine sormalıdır" görüşünü ileri sürer. Kant'ın teorisi, nedenlerine ve sonuçlarına değil, sadece eyleme bakar. Kant kişinin yaptığı eylemi evrenselleştirmeyi, yani sadece kendisinin değil herkesin bu şekilde davranmasını isteyip istemediğini düşünmenin etik olarak gerekli olduğunu iddia eder. Bu nedenle, kendini tatmin etmek için intihar etmek etik değildir.
Toplumsal sözleşme
Toplumsal sözleşme’de Jean-Jacques Rousseau'ya göre her insan "kendini korumak için kendi hayatını riske atma hakkına" sahiptir.
Hobbes ve Locke, bireylerin kendi hayatlarını alma hakkını reddederler. Hobbes, Leviathan'ında, doğal yasanın her insanın "hayatına zarar veren şeyleri yapmasını" yasakladığını iddia eder. Bu doğal yasayı çiğnemek mantıksız ve ahlaksızdır. Hobbes ayrıca erkeklerin mutluluğu istemesinin ve en çok ölümden korkmasının sezgisel olarak rasyonel olduğunu belirtir.
Tarafsız görüşler
Onur
Japonya'da seppuku adı verilen bir intihar türü vardır ve bu, kendini kişisel yenilgilerden kurtarmanın onurlu bir yolu olarak görülür. Samuray’ların olduğu zamanlarda ve hatta onlardan daha önce yaygın olarak kabul edilmiştir. Genellikle sadece samuray sınıfına verilen bir ayrıcalık olarak görülüyordu; sivil suçlular bu nedenle bu 'onura' sahip olamıyor ve idam ettiriliyordu. Bu, intiharın korkak ve yanlıştan ziyade cesur ve doğru olduğu görüşünü yansıtır.
Yararcılık
Yararcılık, hem intiharı destekleyen hem intihara karşı bir argüman olarak kullanılabilir. Örneğin, Jeremy Bentham’a göre depresif bir kişinin ölümü acılarını sona erdirse de, kişinin ailesi ve arkadaşları da yas tutabilir. Onların acıları, tek bir bireyin intihar yoluyla depresyondan kurtulmasından daha ağır basabilir.
İntiharı destekleyen argümanlar
Bir bireyin intihar yoluyla yaşam ve ölüm arasında seçim yapmasına izin verilmesi lehine de tartışmalar vardır. Kişisel bir tercih olarak intiharı savunanlar, intiharın her zaman veya genellikle mantıksız olduğu, bunun yerine gerçek sorunlara bir çözüm olduğu düşüncesini reddederler. Alternatifin daha kötü olduğu durumlarda meşru olarak kullanılabilecek son çare olduğunu söylerler. Hiçbir canlıya gereksiz yere acı çektirilmemesi gerektiğine ve intiharın acıdan kurtulmayı sağladığına inanırlar.
İdealizm
Herodot şöyle yazmıştır: "Yaşam çok ağır olduğunda, ölüm insan için aranan bir sığınak olmuştur".
Schopenhauer'in en önemli eseri, İstenç ve Tasarım Olarak Dünya’da, zaman zaman intihar eylemini örneklerinde kullanır. Schopenhauer intiharın ahlaka aykırı olduğunu reddetti ve birinin canına kıymasını hakkı olarak gördü. Bir alegoride, büyük ıstıraplara maruz kalan birinin hayatını sonlandırmayı, korkunç bir kabus gördüğünde uykudan uyanmaya benzetmiştir. Bununla birlikte, intiharların çoğunu İstenç’in bir eylemi olarak gördü.
Schopenhauer'e göre, ahlaki özgürlük -en yüksek etik amaç- ancak yaşama isteğinin reddedilmesiyle elde edilebilir.
Schopenhauer ayrıca intihara karşı argümanlara da değindi. "Artık kendisi için yaşamak istemeyen bir insanın, sadece başkaları için bir makine olarak yaşamaya devam etmesi, abartılı bir taleptir."
Liberteryenizm
Liberteryenizm, bir kişinin hayatının sadece onlara ait olduğunu ve başka hiç kimsenin, hayatın nasıl yaşanması gerektiğine dair kendi ideallerini başkalarına zorla kabul ettirme hakkına sahip olmadığını söyler. Aksine, yalnızca o kişi böyle bir karar verebilir ve verdikleri karar ne olursa olsun saygı duyulmalıdır.
Filozof ve psikiyatrist , intiharın en temel hak olduğunu savunmuştur: Özgürlük, kişinin kendi yaşamı ve bedeni üzerindeki mülkiyeti ise o zaman o yaşamı sona erdirme hakkı, hepsinden daha temel bir haktır. Başkaları sizi yaşamaya zorlayabiliyorsa, kendinize sahip değilsiniz, onlara aitsiniz.
Jean Améry , On Suicide: a Discourse on Voluntary Death (ilk olarak 1976'da Almanca olarak yayınlanmıştır) adlı kitabında, intiharın insanlığın nihai özgürlüğünü temsil ettiğini, güçlü ve neredeyse romantik bir şekilde savunur. İntihar eylemini "kendimize ancak özgürce seçilmiş bir ölümde varıyoruz" gibi ifadelerle nitelemiştir. Améry 1978'de kendini öldürmüştür.
19. ve 20. yüzyıldaki felsefi düşünce, bazı durumlarda seçim yapma düşüncesinin ötesine geçerek, artık intiharın son çare olmadığı ya da kişinin haklı sebeplerinin olması gerekmediği, hatta intihar etmemenin haklı sebeplerinin olmasını gerektiği noktasına götürdü. Varoluşçu düşüncenin pek çok biçimi esasen, yaşamın anlamsız olduğu önermesiyle başlar ve kişinin neden kendini öldürmemesi gerektiği sorusuyla devam eder; daha sonra bu soruyu, bireyin kendi hayatına anlam verme gücüne sahip olduğunu öne sürerek yanıtlar.
Stoacılık
, "Stoacılar intiharın korkakça ve yanlış olduğuna inanıyorlardı " dese de, en ünlü stoacılar Lucius Annaeus Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius kişinin kendi eliyle ölümünün her zaman bir seçenek olduğunu ve çoğu zaman uzun süreli sefalet hayatındansa ölümün daha onurlu olduğunu savunuyorlar.
Stoacılar, erdemli bir yaşam sürmelerini engelleyebilecek durumlarda aklı başında birinin intihar etmesinin caiz olduğunu kabul etmişlerdir.Plutarhos, tiranlık altındaki yaşamı kabul etmenin Cato'nun kendi içinde tutarlılığını kaybettirdiğini ve bir Stoacı olarak onurlu ahlaki seçimler yapma özgürlüğünü zedelediğini söyler. Bir kişi şiddetli ağrı veya hastalığa kurban gittiyse intihar haklı ancak aksi takdirde intihar genellikle kişinin sosyal görevini reddetmesi olarak görülür.
Konfüçyüsçülük
Konfüçyüsçülük, belirli değerlere uymamanın ölümden daha kötü olduğunu savunur; bu nedenle intihar, eğer bu değerler uğruna yapılırsa, ahlaki olarak caiz ve hatta övgüye değer olabilir. Konfüçyüsçü bakış açısındaki sadakat, fedakarlık ve onur üzerindeki vurgu, ’ı teşvik etme eğiliminde olmuştur.Konfüçyüs, "Amac sahibi beyler ve Ren'in adamları ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaya çalışmalı ancak akıl almaz olsa da, Ren'i başarmak için ölümü kabul etmek zorunda kalabilirler" diye yazdı.
Diğer argümanlar
David Hume, 1755'te Of Suicide başlıklı bir makale yazdı (1777'de, ölümünden sonraki yıl yayınlandı). Eserinde intiharın Tanrı'ya bir hakaret olduğu iddiasını ele almıştır. Hume, intiharın, ölecek olan birinin hayatını kurtarmaktan daha çok Tanrı'ya karşı bir isyan olmadığını ileri sürer. Hume, intiharın toplumdan emekli olmakla ya da normalde ahlaksız olarak kabul edilmeyen tam bir inzivaya çekilmekle karşılaştırılabileceğini iddia eder. Ancak karşılaştırma, ardında çocukları veya bakması gereken kişileri bırakarak yapılan bir intiharı haklı çıkarmaz. Kendine karşı göreve gelince, Hume, intiharın arzu edilir olduğu zamanların olabileceğini açık olarak kabul eder, ancak aynı zamanda, ilk önce her seçeneği düşünmedikçe birinin intiharı düşünmesini gülünç bulur.
Ölüm hakkını savunanlar, tedavisi olmayan hastalık ve yaşlılık gibi belirli koşullar altında intiharın kabul edilebilir olduğunu savunuyorlar. Buradaki fikir, hayat genel olarak iyi olsa da, geri dönüşü olmayan acılarla karşı karşıya kalan insanların acı çekmeye devam etmeye zorlanmaması gerektiğidir.
Lev Tolstoy, İtiraflarım adlı kısa çalışmasında varoluşsal bir krizden sonra çeşitli seçenekleri değerlendirdiğini ve Tanrı'nın olmadığı bir dünyada intiharın mantıksal olarak en tutarlı yanıt olacağını düşündüğünü yazdı. Bununla birlikte, daha sonra mantığa daha az bakmaya ve Tanrı'yı mistik bir yaklaşım kullanarak açıklamaya çalışmaya karar verdi ve insan için Tanrı'yı, “yaşam” olarak tanımladı. Bu yeni Tanrı anlayışının onun anlamlı bir şekilde yaşamasını sağlayacağını belirtmiştir.
Biyoetikçi , hastaların fiziksel olarak hasta olduklarında bakımı reddetmelerine izin verirken, akıl hastalarının intihar hakkını reddeden "keyfi" etik sistemleri eleştirdi.
Kaynaklar
- ^ The Myth of Sisyphus. O'Brien, Justin tarafından çevrildi. Penguin Group. 1942. ISBN .
- ^ Paterson, Craig. Assisted Suicide and Euthanasia. Ashgate, 2008.
- ^ Jeremy Bentham, An Introduction to the Principles of Morals and Legislation, London, 1789
- ^ Essays and Aphorisms. Londra: Penguin Books. 1970. s. 148. ISBN .
- ^ Suicide as a Moral Issue, 8 Kasım 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 17 Ağustos 2021
- ^ "Suicide and Brutus' Philosophy in Julius Caesar", Journal of the History of Ideas, 33 (1), Jan–Mar 1972, ss. 115-122, doi:10.2307/2709060, (PMID) 11615560
- ^ a b Don E. Marietta, (1998), Introduction to ancient philosophy, pages 153–4. Sharpe
- ^ Zadorojnyi (2007). "Cato's suicide in Plutarch AV Zadorojnyi". The Classical Quarterly. 57 (1): 216-230. doi:10.1017/S0009838807000195.
- ^ William Braxton Irvine, (2009), A guide to the good life: the ancient art of Stoic joy, page 200. Oxford University Press
- ^ "Stress and Suicide in Japan", Transcultural Psychiatric Research Review, 17 (4), Transcultural Psychiatry, 1980, ss. 243-244, doi:10.1177/136346158001700405
- ^ Analects, trans. D.C. Lau, second edition, (Hong Kong: Chinese University Press, 1992), XV:9D
- ^ . ebooks.adelaide.edu.au. 1777. 21 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2019.
- ^ . eBooks @ Adelaide (İngilizce). 6 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2019.
- ^ A Confession (PDF). 7 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Ağustos 2021.
- ^ Appel, JM. A Suicide Right for the Mentally Ill? A Swiss Case Opens a New Debate, The Hastings Center Report. 2007;37(3):21–23
- ^ , Death on Demand: The assisted-suicide movement sheds its fig leaf, The Weekly Standard, June 5, 2007
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Intihar etikte ve felsefenin diger dallarinda cesitli filozoflar tarafindan farkli sekilde yanitlanan zor sorular ortaya cikarir Intihar uzerine felsefi bakis acilari felsefi akimlara zamana ve yazara gore degisir Bununla birlikte inancli yazarlar icin genellikle inandiklari dinler ile paralellik gosterir Fransiz Cezayirli denemeci romanci ve oyun yazari Albert Camus 1913 1960 felsefi denemesi Sisifos Soyleni ne su unlu soz ile baslar Gercekte sundan daha ciddi bir felsefi sorun yoktur o da intihardir Intihara karsi argumanlarModernlesmeden bu yana intiharla ilgili bati toplumlarindaki ortak felsefi gorus intiharin ahlaksiz ve etik disi olduguna dair kulturel inancti Populer bir arguman da intihar etme nedenlerinin depresyon duygusal aci veya ekonomik sikinti gibi gecici oldugu ve terapi ile ya da kisinin yasaminin bazi yonlerinde degisiklikler yaparak iyilestirilebilecegidir Intihari onlemeyi amaclayan soylemlerdeki yaygin bir deyis de bu gorusu ozetler Intihar gecici bir soruna kalici bir cozumdur Bununla birlikte buna karsi olan arguman duygusal acinin cogu insana gecici gorunebilmesine ragmen cogunlukla gercekten gecici olmasina ragmen bazi durumlarda terapi veya yasam tarzi degisikligi yoluyla bile cozulmesi son derece zor ve hatta imkansiz olabilecegidir Sorunun ciddiyeti agirligi ve kisinin izdirap ve acilariyla basa cikma yetenegine bagli olarak bazi durumlarda cozum imkansiz olabilir Buna verilen ornekler tedavi edilemez hastaliklar veya omur boyu suren akil hastaligidir Absurdizm Absurdizm insanin yuzyillardir suregelen anlam arayisinin bosa oldugunu ileri surer Albert Camus Sisifos Soyleni de intiharin faydali bir cozum olmadigini soyler Camus icin intihar ozgurlugun reddiydi O gercegin absurtlugunden illuzyonlara dine ya da olume kacmanin cikis yolu olmadigini dusunur Camus hayatin sacma anlamsizligindan kacmak yerine hayati tutkuyla kucaklamak gerektigini dusunur Absurdizm e gore intihar etmek hayatin sacmaligina karsi ugrasmaya degmez demektir ve rasyonel bir tepki gibi gorulebilir Fakat bircok insana gore bu bir cozum degildir olum absurdu ortadan kaldirmaz absurt ile baglantiyi koparir sadece Hristiyan esinli felsefe Hristiyan teolojisi neredeyse evrensel olarak intihari Tanri ya karsi bir suc olarak kabul eder Gilbert Keith Chesterton intihari nihai ve mutlak kotuluk varolusla ilgilenmeyi reddetme olarak adlandirir Kendisini olduren bir kisinin soz konusu oldugu kadariyla tum dunyayi yok ettigini iddia eder Musa bin Meymun un gorusunu tekrarlar Liberalizm John Stuart Mill isimli denemesinde ozgurluk bireyin secim yapma gucudur kisinin daha fazla secim yapma sansindan yoksun birakabilecegi herhangi bir secim engellenmelidir Bu nedenle Mill e gore daha fazla secim yapma yetenegini engellemekten kacinmak icin kisinin kendini kolelige esir etmesi onlenmelidir Intiharin kolelikte oldugu gibi kisi icin daha fazla secenegi engelledigi iddia edilebilir Bununla birlikte hayatiniz ile ilgili kararlara daha fazla karismamak ile karar verecek baska bir hayata sahip olmamak arasinda onemli farkliliklar oldugu da iddia edilebilir Intihar esasen yasaminiz hakkinda secimler yapma kosulunu degil hayatta olma kosulunu ortadan kaldirir Mill bireyin kendi cikarlarinin en iyi koruyucusu olduguna inanir Kirik bir kopruyu gecmek uzere olan bir adam ornegini kullanmistir o kisiyi zorla durdurabilir ve onu tehlikeye karsi uyarabiliriz ama sonucta onun kopruyu gecmesini engellememeliyiz cunku sadece o kopruyu gecme tehlikesi karsisinda kendi hayatinin degerini bilir Deontoloji Deontolojik perspektiften bakildiginda Immanuel Kant Ahlak Metafiziginin Temellendirilmesi nde intihara karsi cikar Kant Intihari dusunen kisi eyleminin kendi basina bir amac olarak insanlik fikriyle tutarli olup olmadigini kendine sormalidir gorusunu ileri surer Kant in teorisi nedenlerine ve sonuclarina degil sadece eyleme bakar Kant kisinin yaptigi eylemi evrensellestirmeyi yani sadece kendisinin degil herkesin bu sekilde davranmasini isteyip istemedigini dusunmenin etik olarak gerekli oldugunu iddia eder Bu nedenle kendini tatmin etmek icin intihar etmek etik degildir Toplumsal sozlesme Toplumsal sozlesme de Jean Jacques Rousseau ya gore her insan kendini korumak icin kendi hayatini riske atma hakkina sahiptir Hobbes ve Locke bireylerin kendi hayatlarini alma hakkini reddederler Hobbes Leviathan inda dogal yasanin her insanin hayatina zarar veren seyleri yapmasini yasakladigini iddia eder Bu dogal yasayi cignemek mantiksiz ve ahlaksizdir Hobbes ayrica erkeklerin mutlulugu istemesinin ve en cok olumden korkmasinin sezgisel olarak rasyonel oldugunu belirtir Tarafsiz goruslerOnur Japonya da seppuku adi verilen bir intihar turu vardir ve bu kendini kisisel yenilgilerden kurtarmanin onurlu bir yolu olarak gorulur Samuray larin oldugu zamanlarda ve hatta onlardan daha once yaygin olarak kabul edilmistir Genellikle sadece samuray sinifina verilen bir ayricalik olarak goruluyordu sivil suclular bu nedenle bu onura sahip olamiyor ve idam ettiriliyordu Bu intiharin korkak ve yanlistan ziyade cesur ve dogru oldugu gorusunu yansitir Yararcilik Yararcilik hem intihari destekleyen hem intihara karsi bir arguman olarak kullanilabilir Ornegin Jeremy Bentham a gore depresif bir kisinin olumu acilarini sona erdirse de kisinin ailesi ve arkadaslari da yas tutabilir Onlarin acilari tek bir bireyin intihar yoluyla depresyondan kurtulmasindan daha agir basabilir Intihari destekleyen argumanlarBir bireyin intihar yoluyla yasam ve olum arasinda secim yapmasina izin verilmesi lehine de tartismalar vardir Kisisel bir tercih olarak intihari savunanlar intiharin her zaman veya genellikle mantiksiz oldugu bunun yerine gercek sorunlara bir cozum oldugu dusuncesini reddederler Alternatifin daha kotu oldugu durumlarda mesru olarak kullanilabilecek son care oldugunu soylerler Hicbir canliya gereksiz yere aci cektirilmemesi gerektigine ve intiharin acidan kurtulmayi sagladigina inanirlar Idealizm Herodot soyle yazmistir Yasam cok agir oldugunda olum insan icin aranan bir siginak olmustur Schopenhauer in en onemli eseri Istenc ve Tasarim Olarak Dunya da zaman zaman intihar eylemini orneklerinde kullanir Schopenhauer intiharin ahlaka aykiri oldugunu reddetti ve birinin canina kiymasini hakki olarak gordu Bir alegoride buyuk istiraplara maruz kalan birinin hayatini sonlandirmayi korkunc bir kabus gordugunde uykudan uyanmaya benzetmistir Bununla birlikte intiharlarin cogunu Istenc in bir eylemi olarak gordu Schopenhauer e gore ahlaki ozgurluk en yuksek etik amac ancak yasama isteginin reddedilmesiyle elde edilebilir Schopenhauer ayrica intihara karsi argumanlara da degindi Artik kendisi icin yasamak istemeyen bir insanin sadece baskalari icin bir makine olarak yasamaya devam etmesi abartili bir taleptir Liberteryenizm Liberteryenizm bir kisinin hayatinin sadece onlara ait oldugunu ve baska hic kimsenin hayatin nasil yasanmasi gerektigine dair kendi ideallerini baskalarina zorla kabul ettirme hakkina sahip olmadigini soyler Aksine yalnizca o kisi boyle bir karar verebilir ve verdikleri karar ne olursa olsun saygi duyulmalidir Filozof ve psikiyatrist intiharin en temel hak oldugunu savunmustur Ozgurluk kisinin kendi yasami ve bedeni uzerindeki mulkiyeti ise o zaman o yasami sona erdirme hakki hepsinden daha temel bir haktir Baskalari sizi yasamaya zorlayabiliyorsa kendinize sahip degilsiniz onlara aitsiniz Jean Amery On Suicide a Discourse on Voluntary Death ilk olarak 1976 da Almanca olarak yayinlanmistir adli kitabinda intiharin insanligin nihai ozgurlugunu temsil ettigini guclu ve neredeyse romantik bir sekilde savunur Intihar eylemini kendimize ancak ozgurce secilmis bir olumde variyoruz gibi ifadelerle nitelemistir Amery 1978 de kendini oldurmustur 19 ve 20 yuzyildaki felsefi dusunce bazi durumlarda secim yapma dusuncesinin otesine gecerek artik intiharin son care olmadigi ya da kisinin hakli sebeplerinin olmasi gerekmedigi hatta intihar etmemenin hakli sebeplerinin olmasini gerektigi noktasina goturdu Varoluscu dusuncenin pek cok bicimi esasen yasamin anlamsiz oldugu onermesiyle baslar ve kisinin neden kendini oldurmemesi gerektigi sorusuyla devam eder daha sonra bu soruyu bireyin kendi hayatina anlam verme gucune sahip oldugunu one surerek yanitlar Stoacilik Stoacilar intiharin korkakca ve yanlis olduguna inaniyorlardi dese de en unlu stoacilar Lucius Annaeus Seneca Epiktetos ve Marcus Aurelius kisinin kendi eliyle olumunun her zaman bir secenek oldugunu ve cogu zaman uzun sureli sefalet hayatindansa olumun daha onurlu oldugunu savunuyorlar Stoacilar erdemli bir yasam surmelerini engelleyebilecek durumlarda akli basinda birinin intihar etmesinin caiz oldugunu kabul etmislerdir Plutarhos tiranlik altindaki yasami kabul etmenin Cato nun kendi icinde tutarliligini kaybettirdigini ve bir Stoaci olarak onurlu ahlaki secimler yapma ozgurlugunu zedeledigini soyler Bir kisi siddetli agri veya hastaliga kurban gittiyse intihar hakli ancak aksi takdirde intihar genellikle kisinin sosyal gorevini reddetmesi olarak gorulur Konfucyusculuk Konfucyusculuk belirli degerlere uymamanin olumden daha kotu oldugunu savunur bu nedenle intihar eger bu degerler ugruna yapilirsa ahlaki olarak caiz ve hatta ovguye deger olabilir Konfucyuscu bakis acisindaki sadakat fedakarlik ve onur uzerindeki vurgu i tesvik etme egiliminde olmustur Konfucyus Amac sahibi beyler ve Ren in adamlari ne pahasina olursa olsun hayatta kalmaya calismali ancak akil almaz olsa da Ren i basarmak icin olumu kabul etmek zorunda kalabilirler diye yazdi Diger argumanlar David Hume 1755 te Of Suicide baslikli bir makale yazdi 1777 de olumunden sonraki yil yayinlandi Eserinde intiharin Tanri ya bir hakaret oldugu iddiasini ele almistir Hume intiharin olecek olan birinin hayatini kurtarmaktan daha cok Tanri ya karsi bir isyan olmadigini ileri surer Hume intiharin toplumdan emekli olmakla ya da normalde ahlaksiz olarak kabul edilmeyen tam bir inzivaya cekilmekle karsilastirilabilecegini iddia eder Ancak karsilastirma ardinda cocuklari veya bakmasi gereken kisileri birakarak yapilan bir intihari hakli cikarmaz Kendine karsi goreve gelince Hume intiharin arzu edilir oldugu zamanlarin olabilecegini acik olarak kabul eder ancak ayni zamanda ilk once her secenegi dusunmedikce birinin intihari dusunmesini gulunc bulur Olum hakkini savunanlar tedavisi olmayan hastalik ve yaslilik gibi belirli kosullar altinda intiharin kabul edilebilir oldugunu savunuyorlar Buradaki fikir hayat genel olarak iyi olsa da geri donusu olmayan acilarla karsi karsiya kalan insanlarin aci cekmeye devam etmeye zorlanmamasi gerektigidir Lev Tolstoy Itiraflarim adli kisa calismasinda varolussal bir krizden sonra cesitli secenekleri degerlendirdigini ve Tanri nin olmadigi bir dunyada intiharin mantiksal olarak en tutarli yanit olacagini dusundugunu yazdi Bununla birlikte daha sonra mantiga daha az bakmaya ve Tanri yi mistik bir yaklasim kullanarak aciklamaya calismaya karar verdi ve insan icin Tanri yi yasam olarak tanimladi Bu yeni Tanri anlayisinin onun anlamli bir sekilde yasamasini saglayacagini belirtmistir Biyoetikci hastalarin fiziksel olarak hasta olduklarinda bakimi reddetmelerine izin verirken akil hastalarinin intihar hakkini reddeden keyfi etik sistemleri elestirdi Kaynaklar The Myth of Sisyphus O Brien Justin tarafindan cevrildi Penguin Group 1942 ISBN 978 0 141 18200 1 Paterson Craig Assisted Suicide and Euthanasia Ashgate 2008 Jeremy Bentham An Introduction to the Principles of Morals and Legislation London 1789 Essays and Aphorisms Londra Penguin Books 1970 s 148 ISBN 978 0140442274 Suicide as a Moral Issue 8 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 17 Agustos 2021 Suicide and Brutus Philosophy in Julius Caesar Journal of the History of Ideas 33 1 Jan Mar 1972 ss 115 122 doi 10 2307 2709060 PMID 11615560 a b Don E Marietta 1998 Introduction to ancient philosophy pages 153 4 Sharpe Zadorojnyi 2007 Cato s suicide in Plutarch AV Zadorojnyi The Classical Quarterly 57 1 216 230 doi 10 1017 S0009838807000195 William Braxton Irvine 2009 A guide to the good life the ancient art of Stoic joy page 200 Oxford University Press Stress and Suicide in Japan Transcultural Psychiatric Research Review 17 4 Transcultural Psychiatry 1980 ss 243 244 doi 10 1177 136346158001700405 Analects trans D C Lau second edition Hong Kong Chinese University Press 1992 XV 9D ebooks adelaide edu au 1777 21 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Kasim 2019 eBooks Adelaide Ingilizce 6 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Kasim 2019 A Confession PDF 7 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Agustos 2021 Appel JM A Suicide Right for the Mentally Ill A Swiss Case Opens a New Debate The Hastings Center Report 2007 37 3 21 23 Death on Demand The assisted suicide movement sheds its fig leaf The Weekly Standard June 5 2007