Büyük Londra Yangını, 2 Eylül 1666 Pazar günü Londra'nın orta kesimlerinde başlayarak 5 Eylül Çarşamba gününe kadar kenti etkisi altına alan, kentin tarihindeki en büyük yangın felaketidir.
Yangın, Romalılar döneminden kalma kent duvarlarının içinde kalan Orta Çağ Londrası'nı tahrip etmiştir. Soyluların yaşadığı bölge olan Westminster'ı, dönemin kralı II. Charles'ın bulunduğu Whitehall Sarayı'nı ve gecekondu mahallelerini tehdit etmişse de yangın bu bölgelerde yıkıma neden olmamıştır.
Yangın 13.200 evi, 87 mahalle kilisesini, St Paul Katedrali'ni ve birçok resmî kurumun binasını kül etmiştir. Kentin 80.000 sakininin yaklaşık 70.000'inin bu yangında evini kaybettiği sanılmaktadır. Yangında ölenlerin sayısına ilişkin kesin bir bilgi yoktur, ölenlerin sadece birkaçı kayda geçirilmiştir. Orta sınıfa mensup kişiler ile yoksulların ölümleri hiçbir zaman kaydedilmediği ve ateşin sıcaklığının insan vücudundan kalıntı bırakmayacak derecede yüksek olduğu göz önüne alındığından, son dönemlerde ölü sayısının oldukça az olduğunun doğruluğu hakkında görüş ayrılıkları vardır.
Yangın, 2 Eylül günü gece yarısından hemen sonra, Thomas Farriner adlı bir kişinin işlettiği, Pudding Sokağı'nda bulunan bir ekmek fırınında başladı ve hızla çevreye yayıldı. Dönemin başlıca yangın söndürme yöntemlerinin kullanılması ve belirli bölgelere set çekilme işlemi, dönemin Londra Belediye Başkanı Thomas Bloodworth'un kararsızlığı nedeni ile büyük ölçüde gecikti. Pazar gününün gecesi harekete geçilmeye karar verildiğinde rüzgârın etkisiyle fırının olduğu bölgedeki ateşler fırtına ile birlikte hızla yayılmaya başlamıştı. Yangın pazartesi sabahı yönünü kuzeye, kentin kalbinin attığı noktaya çevirdi. Kentin sokaklarındaki asayiş ve durgunluk, şüpheli yabancıların yangını kasten başlattıkları söylentisinden dolayı bozuldu. Eş zamanlı olarak sürmekte olan II. İngiltere-Hollanda Savaşı'nın etkisiyle kentte meydana çıkacak evsizler korkusu Fransızlar ve Hollandalılar üzerinde yoğunlaştı ve bu dönemde bu azınlık gruplar sokak saldırılarına uğradı. Salı günü yangın kentin hemen her yanına yayıldı. Ateşler St Paul Katedrali'ni kül ederek II. Charles'ın bulunduğu Whitehall Sarayı'na dayandı. Kapsamlı bir işbirliği ile yangının saraya sıçraması önlendi. Yangına karşı verilen mücadelenin kazanılmasında en önemli iki etkenin doğudan esen rüzgarların dinmesi ve Londra Kulesi Garnizonu'nun ateşi durdurmak için barut kullanarak aldığı önlemler olduğu düşünülmektedir.
Felaketin Londra'ya ve Londra halkına etkileri oldukça ağır olmuştur. Felaketten zarar görmüş olan kişilerin Londra'dan tahliye edilmesi ve bir başka yere yerleştirilmesi, evsiz kalanların çıkaracağı ayaklanmadan korkan Kral II. Charles tarafından kuvvetle desteklenmiştir. Yangından sonra köklü değişiklikler içeren birçok önergeye karşın Londra, afetten önceki biçimine uygun olarak, aynı cadde ve sokak planlarıyla yeniden imar edilmiştir.
1660'larda Londra
1660'lara kadar Londra, tahminî yarım milyonluk nüfusu ile Birleşik Krallık'taki 50 şehir arasında en büyük olanıydı.Londra'yı, Paris'in barok ihtişamı ile karşılaştıran John Evelyn, kenti "kuzeyde, tahtadan ve doğal sıkışık evleri olan bir yer" olarak nitelemiş, ahşap yapılı ve birbirine oldukça yakın inşa edilmiş evlerde olası bir yangın tehlikesini dile getirmiştir.Doğal sözcüğü ile Evelyn plansız ve önlemsiz olarak, kentin çarpık bir kentleşme ile büyüdüğünü kastetmiştir. Dört yüzyıl boyunca bir Roma şehri olarak kalan Londra, şehir duvarlarının içinde gün geçtikçe daha da büyüdü ve nüfus da bir o kadar arttı. Şehir duvarlarını çoktan aşmış olan Londra; Shoreditch, Holborn ve Southwark gibi dönemin çevre semtlerine doğru büyümeye başladı ve sonuçta bağımsız bir şehir olan Westminster ile görünüşte birleşti.
17. yüzyıl sonlarına kadar şehrin merkezi — Thames Nehri ve şehir duvarları ile çevrili olan alan – 2.8 km² alana sahip olan ve Londra nüfusunun altıda birine denk gelen 80.000 kent sakinini barındıran tek bölümdü. Şehrin merkezi genellikle Londralıların yaşadığı diğer semtler ile çevriliydi. Londra o dönemde, bugün de olduğu gibi İngiltere'de ticaretin kalbinin attığı yerdi. Tüccar ve imalatçılar sınıfının tekelinde en büyük market ve en işlek limandı. Soylular sınıfı daima şehrin bu bölümünden uzak dururlardı; ya varoş mahallelerinden de ötede, kırsal kesime yakın yerlerdeki konaklarda ya da herkese açık olmayan, II. Charles'ın Whitehall Sarayı'nın bulunduğu Westminster bölgesinin batısındaki mevkide yaşarlardı. Varlıklı aileler yoğun tempolu, kirli havalı ve sağlıksız şehir merkezinden, özellikle de 1665 yılında baş gösteren ve Londra'yı vuran hıyarcıklı veba hastalığı salgınından sonra mümkün olduğunda kaçındılar.
Bu dönemde yönetim ile toplum arasındaki ilişkiler oldukça gergin geçiyordu. 1642 - 1651 yılları arasında İngiliz İç Savaşı boyunca Londra şehri cumhuriyetçilerin kalesi durumuna geldi. Ekonomik bakımdan gelişmiş, gönenç başkentin gücü, 1660'ların başlarında cumhuriyetçilerin gerçekleştirdiği birçok başkaldırıya ev sahipliği yaptığı için Kral II. Charles için bir tehdit oldu. Şehrin belediye amirleri iç savaşta çarpışmış olan kişilerden oluşuyordu ve önceki kral I. Charles'ın mutlakiyet için yapmış olduklarının nasıl bir ulusal travmaya neden olduğunu gayet iyi biliyorlardı. Bu nedenle oğlundan da benzer bir hareket gelecek olursa bunu engellemeye kararlılardı ve yangın başlayıp kenti tehdit etmeye başladığında II. Charles'ın askerlere ve diğer birimlere verdiği tüm emirlere karşı çıktılar. Böyle acil bir durumda bile, istenmeyen kraliyet askerlerini şehirde görevlendirmek olası bir tehlikeye zemin hazırlamaktı. Bu nedenle Charles harekete geçip belediye başkanını görevden azletti ve yönetimi devraldı fakat yangın o zamana kadar kontrol edilemeyecek bir düzeye ulaşmıştı.
Kentteki yangın tehlikeleri
Londra, aşırı kalabalık, dolambaçlı ve taş döşeli dar sokaklarıyla tam bir Orta Çağ kentiydi. Dar sokaklarda, en yakını 1632 yılında gerçekleşmiş birçok yangın felaketi yaşandı. Ahşap yapılar ve saman - çamur karışımı çatılar yüzyıllar boyunca yasaklanmış olmasına karşın, bu ucuz yapı malzemeleri her zaman kullanılmaya devam etti Kentte bulunan yegâne taş yapılar tüccar ve tefecilere ait, etrafı sıkışık ve aşırı kalabalık mahalleler ile çevrili geniş araziler üzerine kurulmuş olan konaklardı. En ufak boşluğu bile hızla büyüyen nüfusa kalacak yer sağlamak amacıyla değerlendirilmiş olan bu varoş bölgelerinde büyük yangın tehlikesi teşkil eden nalbantlar, perdahçılar ve dökümcüler vardı. Esasen şehirde faaliyet göstermeleri yasak olan bu kişilere yine de göz yumulurdu.
Nehir kıyısı kentte çıkan yangınlar için kilit bir noktaydı. Thames Nehri hem itfaiye çalışmaları için su sağlar hem de nehir kenarında yaşayanların hızla bölgeden kaçmasına olanak verirdi. Fakat nehir boyunca sıralanan, yanıcı maddelerin tutulduğu depo ve mahzenlerin olduğu yoksul semtler diğer yerlere göre en yüksek riski taşırdı. İskele boyunca büyük miktarlarda katran, reçine, zift, kenevir ve keten köhne kulübe ve depolara stoklanmıştı. Londra'da nehir kıyısındaki depolar başta olmak üzere birçok yerde büyük miktarda barut da bulunurdu. Londra Köprüsü'nün kuzey bitimindeki Londra Kulesi'nde 500 ila 600 ton arasında barut saklanıyordu. Bunların büyük bir bölümü iç savaş döneminde Oliver Cromwell'in kurduğu ordunun eski üyelerinin o dönemki misket tüfeklerini ve tüfekleri kullanırken gerekecek barutu hâlâ tutmalarından dolayı kalmıştır.
Londra şehri ile Thames Nehri'nin güney kıyılarını birbirine bağlayan tek yapı olan Londra Köprüsü 1632 yılında çıkan yangında, üstüne evler inşa edilmiş olduğu için ağır can kayıplarının yaşandığı bir alan olmuştu. Pazar günü şafak sökmeye başladığında yanmaya başlayan bu evleri Londra Kulesi'nden izlemekte olan parlamento üyesi Samuel Pepys tutmuş olduğu günlüğünde köprüde yaşayan dost ve akrabaları için duyduğu kaygıları yazmıştır. Köprü üzerindeki bu evlerdeki yangının güneydeki Southwark semtine sıçrayacağından korkulduysa da bu, köprünün üzerindeki evlerin arasında bulunan ve bir set görevi gören boşluklar nedeni ile önlenmiştir.
5.5 metre yüksekliğindeki Roma şehir duvarları yangından kaçanları alevlerin tam ortasında bırakma riskini taşırdı. Nehir kıyılarında bir yer yanmaya başladığı zaman tekne ile kaçma yolu kapalı ise şehirden tek çıkış duvarların belirli yerlerinde bulunan 8 çıkış kapısıydı. Şehirde itfaiye çalışmalarına engel olan en büyük etmen cadde ve sokakların darlığıydı. Normal günlerde bile at arabalarının, yük taşıma araçlarının ve yayaların aşırı dar sokaklarda, düzensiz bir biçimde park etmeleri büyük bir karışıklığa neden olurdu. Büyük Yangın süresince de sokakları bağlayan üstü kapalı pasajlar, felaketten kaçan ve kurtarabildikleri mal ve eşyalarını buralara yığan evsizler tarafından işgal edildi. Yangına müdahale etmeye çalışan itfaiye ekipleri bu bölgelerde boşuna vakit kaybettiği için yangınların meydana getirdiği tahribat da bir o kadar arttı.
17. yüzyıl itfaiyeciliği
Yangınlar, mumlu aydınlatmaların kullanıldığı, açık ocak ve şöminelerin bulunduğu tahta evleri ile yanıcı maddelerin istiflenmiş olduğu depoları olan Londra'da oldukça alışılmış olaylardı. Adından söz edilecek bir polis ya da itfaiye örgütünün bulunmadığı Londra'da Trained Bands adı verilen yerel askerlerin oluşturduğu, acil durumlar için hazır bulunan bir devriye grubu vardı. Yaklaşık 1.000 gözcü ve tellaldan oluşan bu grubun bir görevi de geceleri sokak ve caddelerde gezerek güvenliğin yanı sıra yangınları kontrol etmekti.
Halkın yangınlarla mücadele yöntemleri oldukça yerinde ve etkili olurdu. Çevre ev ve sokaklarda yaşayan kişiler kilisenin çanları ile alarma geçirilir, halk alelacele olay yerinde toplanarak mevcut imkânlar dahilinde imece usulüyle yangını söndürmeye çalışırdı. Yasalara göre tüm mahalle kiliseleri bu tür acil durumlara hazırlık amacıyla; yüksek, taşınabilir merdivenler, kovalar, baltalar ve gerektiğinde duvarlara asılıp çekerek yıkabilmek için kullanılan yangın kancaları gibi birtakım donanımı bulundurmak zorundaydı. Erişilmesi zor, yüksek binalarda ise kontrollü biçimde barut ya da bir takım patlayıcılar kullanarak, yapılar göçertilir, ölü bölgeler oluşturularak alevlerin komşu yapılara sıçraması önlenirdi. Büyük Londra Yangını'nın son dönemlerinde de oldukça sık başvurulan barutla çökertme işlemi, bazı tarihçilerce bu yangını durdurmak için yapılan mücadelenin kazanılmasının temel nedeni olarak gösterilir.
Yanmakta olan bir yapıyı yangın kancalarıyla bölüm bölüm yıkmak da yangının diğer yapılara vereceği olası zararları önlemek için oldukça etkili bir yoldu fakat Büyük Yangın'da bu işlemlerin uygulanamamasının nedeni dönemin belediye başkanının gerekli emirleri vermemesi ve liderlik vasıflarını taşımamasıydı. Bu nedenle, Kral II. Charles'tan bizzat "Hiçbir eve acımayın" emri gelene kadar yangın birçok evi çoktan yakıp yok etmişti.
Büyük Yangın'da su ile müdahale yöntemi de başarısız oldu. Kentte yüksek ve eğimli bir tepede bulunan, Thames Nehri'nden doldurulmuş bir su kulesi ile Islington semtinde bulunan su deposu, karaağaç ile yapılmış boru sistemi yardımıyla 30.000 eve su dağıtırdı. Çoğu zaman yanmakta olan yapının yakınında bir boruyu açarak hortum bağlamak ya da kovaları doldurmak da mümkün olurdu. Bununla birlikte yangının başlama noktası olan Pudding Sokağı zaten nehre oldukça yakın bir yerdeydi. Böyle bir durumda yangının başladığı dükkânın bulunduğu yere açılan tüm yollara, bir kısmı nehirden kovalarla su taşıyan, bir kısmı da boşalan kovaları doldurmaya giden iki sıra itfaiye işçisi konuşlandırılmış olmalıydı. Fakat Pepys'in günlüğünde yazdığı yorumlara göre, halk yangına müdahale etmek yerine gerekli eşyalarını alarak olay yerinden kaçmaya çalışmıştır. Yetersiz müdahale nedeniyle alevler yavaş yavaş nehir kıyısına doğru ilerlemiş ve sonunda yanıcı maddelerin bulunduğu ambarlara ulaşmıştır. Yangın ayrıca Londra Köprüsü'nün altında bulunan ve Cornhill'deki su kulesine su sağlayan su çarklarına da zarar vermiş ve sonuç olarak yangında ne nehrin normal suyundan ne de şebeke suyundan yararlanılamamıştır.
Londra, daha önceki büyük ölçekli yangınlarda da kullanılmış olan gelişmiş bir itfaiye teçhizatına sahipti. Fakat Büyük Yangında gerçekten işlevsel bir alet olan yangın kancalarının yanında, büyük su pompalarının daha fazla işe yaradığı pek nadir görüldü. Sadece bir kısmı tekerleğe sahip olan bu pompalı su araçları genellikle tekerleksiz kızaklara bağlı olurdu. Uzun mesafelerde olay yerine taşınıyor oldukları gibi su dağıtan hortumları olmazdı ve seyyar bir çeşme gibi musluklardan su doldurulurdu. Büyük Yangın'da da gerek tekerlekli gerek kızaklı birçok söndürme aracı olay yerine taşınmaya çalışılmıştır. Birçok kişi hızlıca Thames Nehri kıyısında bu pompalı araçları doldurmayı denerken, araçların bir kısmı suya düşmüş ve binalardan yükselen alevlerin ısısı, çoğunda hortum bile bulunmayan su araçları ile yangına müdahaleyi imkânsız kılmıştır. Bundan dolayı söndürme çalışmaları sırasında yangının başlangıç noktası olan Pudding Sokağı'na hiç yaklaşılamamıştır.
Yangının başlangıcı
Birçok Londralının yangın sırasında yaşadığı kişisel deneyimler, mektuplarında ve anı defterlerinde yazılmıştır. 'nin iki en önemli günlük yazarı Samuel Pepys (1633-1703) ve John Evelyn (1620-1706) yangın boyunca yaşanmış olan olayları ve kendi görüşlerini günbegün yazmışlar ve şehrin hangi köşesinde ne olup bittiği hakkında her şeyden haberdar olmak için büyük çaba harcamışlardır. Bu günlük yazarlarının her ikisi de yangının sonlandırılabildiği Çarşamba günü evlerini yitirmiş olan kişilerin toplandığı, şehrin kuzeyindeki Moorfields park alanına gitmiş ve olayları yakından görmüşlerdir. Yazdıkları yazılar, yangının ardından anlatılan söylenceler arasında en güvenilir kaynaklardır. Bunların yanında Büyük Londra Yangını ile ilgili 2001 ve 2003 yıllarında yazılmış son iki kitapta, yangın başladığında Westminster Okulu'nda öğrenim görmekte olan 16 yaşında bir öğrenci olan William Taswell'in de notlarından yararlanılmıştır.
1664 ve 1665 yıllarında iki yağmurlu yaz mevsiminin ardından Londra 1665 Kasım'ından başlayarak kurak bir yıla girmiş ve buna bağlı olarak Londra'nın meşhur ahşap evlerinin odunları bütünüyle kurumuştu. Bu yapıların arasında bulunan Pudding Sokağı'ndaki ekmek fırınını saran alevler de doğudan esen yerel rüzgârlar ile batı yönünde tüm kente yayıldı.
Pazar günü
Yangın, 2 Eylül Pazar günü saat gece yarısını henüz geçiyorken Thomas Farriner adında bir kişinin işlettiği ekmek fırınında başladı. Dükkânın üstündeki evde yaşamakta olan Farriner ve ailesi, üst katta alevler arasında sıkıştı. Fakat her biri üst kat penceresinden, komşu eve geçmeyi başararak yaşamlarını kurtardı. Pencereden pencereye geçmekten korkan ve bunu yapamayan evin başhizmetçisi o gece başlayan Büyük Londra Yangını'nın ilk kurbanı oldu. Yangın başladığında ilk müdahale, alevleri hortumlarla söndürmeye çalışan komşulardan geldi. Kilise görevlileri olay yerine geldiğinde yangının daha fazla yayılmasını önlemek için komşu evlerin her birinin yangın kancaları ile yıkılmasına karar verdi. Ev sahiplerinin tepkileri üzerine, kararlar üzerinde tek söz sahibi olan kişi; başkan Thomas Bloodworth olay yerine çağrıldı. Belediye başkanı vardığında fırın dükkânından başlayan alevler komşu evleri çoktan sarmış ve rıhtımdaki kâğıt ambarlarına doğru ilerliyordu. Deneyimli itfaiye çalışanları bir an önce yıkım kararının gelmesi için söylenmekteyken bu teklif, böylesine ciddi bir durum karşısında afallamış olan başkanın dalkavuk ve evetefendimci davranışları yüzünden, -söz konusu evlerde bulunanların kiracı olmaları ve asıl ev sahiplerini bulmaya çalışmanın vakit kaybı olacağı gerekçesi ile- reddedildi.
Pazar günü sabah saat 7.00 sularında Donanma Teşkilatı'nda bir görevli olan Pepys yangını yüksek bir noktadan izlemek ve gördüklerinden edindiği izlenimlerini günlüğüne yazabilmek için Londra Kulesi'ne çıktı. Doğudan esen rüzgârların yangını tam bir felakete çevirdiğini; alevlerin birkaç kilise, 300 kadar ev ve birçok yapıyı yok ederek Thames Nehri kıyılarına kadar ulaştığını yazdı. Londra Köprüsü üzerinde bulunan evler de yanmaya başlamıştı. Bir tekneye binerek Pudding Sokağı'na yakın bölgelerdeki tahribatı görmek için ufak bir geziye çıkan Pepys, günlüğünde kurtarabildikleri eşyalarını telaş içinde teknelere aktarmaya çalışan kişilerden bahsetmiştir. O dönemde bir öğrenci olan William Taswell de yangının başlama noktasından sadece bir miktar ötesinde kendilerini botlara atmış, çıplak ya da ince bir battaniye ile örtünmüş yangınzedeleri gördüğünü belirtmiş, yangın sonrasında tekne ile ulaşım hizmetlerinin fiyatlarının aşırı ölçüde arttığı söylemiştir.
Yangın, hızını kesmeyen rüzgâr nedeniyle hâlâ yayılıyordu. Pazar günü öğle vakitlerine doğru artık insanlar yangını söndürmeye uğraşmayı bırakıp, kaçmaya başladılar. Caddelerde akan insan seli, yük yığınları ve at arabaları, sokaklarda itfaiye ekiplerinin ve itfaiye araçlarının hareket etmesini imkânsız kıldı. Günlük yazarı Pepys de bu olayları gözlemlemek için gitmiş olduğu Whitehall'dan bir fayton ile dönmeye çalışmışsa da St Paul Katedrali önüne geldiğinde inip, yolculuğuna yürüyerek devam etmek zorunda kaldı. Tıka basa doldurulmuş yük arabaları ve yangından olabildiğince uzaklaşmaya çalışan insanların yolları doldurduğu sırada, halk tarafından daha dikkatli bir biçimde korunmakta olan ve yangının doğrudan tehlike teşkil etmediği bölgelerde bulunan mahalle kiliseleri, yangından zarar görmemesi için buralara yığılmış mobilya ve değerli eşyalar ile doldu. Pepys, belediye başkanının yanına ulaştığında onu, Kral'ın yangını önlemek için gerekli evleri yıkma emrine karşı söylenmekteyken buldu. Yangının kendilerini, onların yangını edebileceklerinden daha hızlı alt ettiğini söyleyen başkan, Kral Charles'ın, York kentinin dükü olan kardeşinden gelen yardım önerisine de karşı çıktı ve uyumak için evine gitti. Kral II. Charles da şehrin durumunu yakından görebilmek için sarayından ayrılmıştı. Vermiş olduğu emirlerin hâlâ uygulanmamış, evlerin hâlâ yıkılmamakta olduğunu gören Kral, Belediye Başkanı Thomas Bloodworth'u görevinden azletti. Yangının ilerleme yönü olan batıda, henüz yangının ulaşmadığı evlerin bir kısmının yıkılarak arada set oluşturulması işlemi için emir verdi. Geçmiş yangınlarda büyük başarılar kazanılmasına yardım etmiş bu yöntem, çok geç uygulamaya konduğu için, zaten kontrolden çıkmış olan yangına karşı hiçbir işe yaramadı.
Pazar gününün akşam üzeri, yangından 18 saat sonra, Pudding Sokağı'ndaki alevler yakınına yaklaşılması bile imkânsız olan bir ateş fırtınasına dönüştü. Hava akımlarıyla alçaktan yükseğe doğru hareket eden muazzam alevler zaman zaman evlerin cumba ve çıkıntılı balkonlarının hava akımlarını yavaşlatması nedeniyle geri püskürüyordu. Doğu yönünden esen güçlü yerel rüzgârlar da, korkulduğu gibi alevlere yeni bir oksijen kaynağı olarak yangının düzensiz biçimde hem kuzeye hem de güneye doğru yayılmasına neden oldu ve yangının söndürülebilmesi işlemini zorlaştırdı.
Akşamüstü, eşi ve bazı arkadaşlarıyla olayları görmek için tekrar nehirde bir gezintiye çıkan Pepys teknede rüzgarın uçurduğu kıvılcımlar artık dayanılmaz hale gelmeye başladığında bir kahvehaneye girerek karanlık çökene kadar bekledi ve günlüğünde Londra Köprüsü ve nehrin kıyısının nasıl alevler içinde olduğunu görünce gözyaşlarını tutamadığını ifade etti.
Pazartesi günü
3 Eylül Pazartesi günü şafak vaktinde yangın batı ve kuzey yönlerinde ilerliyordu. Alev fırtınalarının oluşturduğu hava akımları yangını bir gün öncesinden daha kuzeye ve güneye itiyordu.
Yangının güney yönünde olan ilerlemesi doğal bir set görevi gören Thames Nehri'nin yardımı ile büyük ölçüde hız kesti; ancak Londra Köprüsü üzerinde yer alan evler yanmıştı ve alevler köprünün güney bitiminde yer alan Southwark semtini tehdit ediyordu. Alevlerin buraya ulaşmasından önce alınan önlemler doğrultusunda; semt ile köprü arasına set çekilmesi alevlerin semte sıçramasını engelledi. Bunun yanı sıra köprünün üzerinde bulunan evlerin aralarının açık olması 1632 yılındaki yangında olduğu gibi yangının daha güneye yayılmasını önleyen bir başka etmen oldu.
Güney yönünde ilerlemesi kesilen yangın hız kesmeden kuzeye, şehrin merkezine yöneldi. Birçok gözlemci, yangının ikinci gününe girildiğinde Londralıların çaresizliklerini, Royal Exchange ve Cheapside Caddesi gibi o gün alevler tarafından yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan, kentin gözde mekanlarını kurtarma çabalarını sık sık vurgulamıştır. Ancak çoktan kontrolden çıkmış olan yangını hiçbir güç durduramamış, ikinci günün akşamüstüne doğru Royal Exchange de alevlere teslim olmuştur. Bununla ilgili olarak saray çalışanı günlük yazarı Evelyn şöyle yazmıştır:
“ | Yangın çok büyüktü ve insanlar afallamıştı. En baştan beri ümitsizlikten midir, kader midir bilmem; yangını durdurmak için kıllarını bile zor kıpırdatıyorlardı. Ağlamaktan ve feryat etmekten başka, yapılacak bir şeyleri yok diye eşyalarını bile kurtarmaya teşebbüs etmeden çıldırmış yaratıklar gibi koşuşturuyorlardı. İşte böylesine bir şaşkınlık vardı üzerlerinde. | „ |
Evelyn şehrin merkezinden 6,5 kilometre kadar uzakta oturuyordu ve bu yüzden olayın ilk aşamalarını göremedi. Pazartesi günü bir at arabası ile, diğer bazı soyluların da katılımıyla, Pepys'in bir gün önce görmüş olduğu manzarayı kendisi de görmek için, Southwark'a Thames'in güney kıyılarına gitti. O gördüğünde felaketin boyutları çok daha büyüktü:
“ | Nehrin kıyısı boyunca tüm şehir tüyler ürperten alevler içindeydi. Köprüdeki tüm evler, Thames kıyısı boyunca uzanan yollar, Cheapside'ın yukarıları, Three Cranes'in alt bölgeleri artık tamamen kül olmuştu. | „ |
Akşamleyin Evelyn, Thames'in şehri terk eden yük ve eşya dolu bot ve tekneler ile dolu olduğunu kaydetti ve şehrin dar çıkış kapılarından bir an önce geçip kuzeydeki ve doğudaki boş tarlalara ulaşmak isteyen at arabası ve insan selinden bahsetti.
Büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan şehirde daha sonra bu yangının bir kaza olmadığı dedikodusu baş gösterdi. Hortum biçimini alan rüzgârlar kıvılcımları ve yanmakta olan hafif nesneleri oldukça uzak yerlere taşıdı. Yangının çıkış noktasıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan evlerin kolayca tutuşmaya uygun çatı ve yağmur oluklarının alev almasından ötürü yangının her yana yayılmış olması, kentte bu yangınların her birinin kasıtlı olarak başlatıldığı söylentisini doğurdu. O dönemde sürmekte olan İngiltere-Hollanda savaşından dolayı tüm yabancılara şüpheli gözüyle bakılmaya başlandı. Yakın zaman içinde yabancıların bir saldırı yapacağını ve yabancı topluluk temsilcilerinin evlere, kundaklama amacıyla ateş topları attıkları, kibrit ve tutuşturucu maddeler ile yakalandıkları duyumları yayıldı. Tüm bu olaylar nedeniyle sokaklarda bir şiddet dalgası yayıldı. William Taswell, bir Fransız ressamın dükkânını yağmalayıp, yerle bir eden kalabalığı ve bir nalbantın yoldan geçmekte olan bir başka Fransız adamın kafasına örs ile vurup yere serdiğini, nasıl dehşet içinde izlediğini belirtmiştir. Tüm bu olaylara neden olan korku ve kuşkunun doğurduğu saldırılar, yangının tüm tesisleri tahrip etmesinden dolayı iletişim ve haberleşme hizmetlerinin kesilmesiyle hız kazandı. Threadneedle Caddesi üzerinde yer alan, ülkenin dört bir yanına ulaşacak olan tüm belge, mektup ve havalelerin uğrayarak yol aldığı Postane Genel Merkezi, Pazartesi günü yandı. Yangın basımevine ulaşıp kül etmeden önce, çoğunluğu sosyete dedikodularından oluşan pazartesi sayısını basmayı başarabilen Londra Gazetesi, o sayısında Pazar günü çıkan ve "hâlâ son şiddetiyle sürmekte" olan yangından sadece küçük bir not ile söz etti. Gazetenin her dediğine güvenen insanlar, bu konuyla ilgili bu kadar az haber çıkınca söylenen her şeye inanmaya başladı. Bununla birlikte barut komplocularının devamı niteliğindeki kişilerin oluşturduğu grubun ortaya attığı bir de dini kışkırtma çıktı. Her yerde hâkim olmaya başlayan kuşkunun doğurduğu panik ve toplu paranoya yüzünden, yangını söndürmekle uğraşmakta olan tüm birimler, daha çok yabancıları, Katolikleri ve herhangi bir ortamda gördükleri dikkat çekici görünüşü olan kişileri tutuklayarak kalabalığın linç girişimlerinden kurtarmak ve olası yeni dedikoduları önlemek için çalışmaya başladılar.
Yangın yayıldıkça, genelde üst tabakaya mensup kişiler, şehir merkezindeki taşınır mallarını tehlike arz eden bölgelerden uzaklaştırmak konusunda büyük kaygılar yaşadılar. Fakat bu çalışabilir durumda olan yoksul kişilere bir iş kapısı sağladı. Özellikle teknesi, at arabası ya da binek hayvanı olan kişiler, varlıklı aileler tarafından kiralanarak eşya taşıdılar, bunlardan bazıları ise yüklenmiş oldukları mallarla ortadan kayboldu. Cumartesi günü, yangın başlamadan önce birkaç şilin karşılığında tutulabilen basit at arabaları ve faytonları, Pazartesi günü yangının ikinci gününde tutmak için küçük bir servet ödemek gerekiyordu. Arabayla taşımacılık değere bindiği için faytoncuların yük taşımak için istediği para 40 £'u buluyordu. (2005 yılında 4000 £ değerinde. ) Bunun sonucu olarak Londra yakınındaki her tekne ve at arabası sahibi kentin sunduğu bu fırsatlardan yararlanmak için yönünü, panik içindeki halkın, tepeleme yüklenmiş arabalarla çıkış kapılarında biriktiği Londra'ya çevirdi. Şehrin kapılarındaki karmaşa o kadar fazlaydı ki, Pazartesi gününden sonra halkın kendi mallarını kurtarma derdine düşmek yerine, yangını söndürmeye yardım etmelerini sağlamak amacıyla tüm kapıların kapatılması kararı alındı. Düşüncesizce alınan bu karar ertesi gün, henüz uygulanmadan yürürlükten kaldırıldı.
Cadde ve sokaklarda özellikle şehir kapılarının çevrelerinde düzen iyiden iyiye bozuldu. Pazartesi günü organize söndürme çalışmalarına başlandı. Yangını bir an önce söndürmekle yükümlendirilmiş olan Belediye Başkanı büyük olasılıkla Pazartesi günü ya da daha önce kentten ayrıldı. Çünkü yangın hakkında tutulan tutanak ve ilgili belgelerin hiçbirinde başkan Bloodworth'un adı geçmemiştir. Acil durumun bu aşamasında Kral Charles yine devreye girdi ve York kentinin Dükü olan kardeşi II. James'i yürütülecek olan tüm çalışmaların başına getirdi. James yangının çevresinde belirli yerlere komuta merkezleri konuşlandırdı ve yoldan çevirdiği alt tabakaya mensup kişilerden oluşan, ücreti dolgun bir yangın takımı kurdu. Kurulmuş olan her komuta merkezinin başına üçer saray çalışanı getirildi ve bunlar II. Charles'tan bizzat aldıkları emir ile gerektiğinde yıkım kararlarını vermek ile yetkilendirildiler. Bu arada James ve korumaları gün boyunca caddelerde gezerek saldırıya uğrayan yabancıları topluluğun hışmından kurtardı. Tüm bunları yaşayan bir kişi 8 Eylül'de bir mektupta "York Dükü, yangını sonlandırmak için bitmek tükenmek bilmez çabalarıyla herkesin kalbini kazandı" yazmıştır.
Salı günü
4 Eylül Salı yangının neden olduğu yıkımın en üst düzeye çıktığı gündür. Bu günde iş başına bir önceki gün geçmiş olan York Dükü James'in Temple Bar'da kurulmuş olan kumanda merkezlerinden biri yardımıyla alevlerin batı yönündeki ilerleyişi Whitehall Sarayı'na ulaşmadan durdurulabilmiştir. Yardımcılarıyla yangını Fleet Köprüsü'nden Thames Nehri'ne kadar olan bölgede kontrol altına alan James, Thames'in bir kolu olan Fleet Nehri'nin de doğal bir set görevi görmesini umdu. Yine de yangın Salı sabahı Fleet Nehri'ni de aşarak doğudan esen rüzgârlar nedeniyle yoluna hız kesmeden devam etti. Önüne geçilemeyen ve batıya doğru ilerleyen yangın karşısında, saray da olağandışı herhangi bir hareketlilik yoktu.
Batı doğrultusundaki ilerleyişi durduramayınca, yangının kuzeye doğru izlediği yol üzerinde bir engel oluşturuldu. Yapılan set akşam vaktine kadar alevlerin bu yöne doğru olan ilerlemesini kontrol altına aldı. Eş zamanlı olarak geniş, gösterişli üst kesimlere hitap eden mağazalar ve dükkânların bulunduğu Cheapside Caddesi'ne ulaştı.
Herkes eski St Paul Katedrali'ni kalın taş duvarları ve doğal bir set görevi gören çevresini kuşatmış boş kent meydanı ile yangından zarar görmeyecek, kesin güvenli bir sığınak olarak gördü. Yangın yayılmaya başladığından itibaren insanlar değerli mal ve eşyalarını buraya getirdi. Normal alanları eşyalar ile dolu olan katedralin bodrumu da Paternoster Meydanı'ndaki kitapçı ve basımevlerinin tıka basa istiflenmiş stokları ile doluydu. Kilise binası onarım görmekteydi ve salı gününün akşamı alevlere teslim olacak olan tahtadan yapı iskeleleriyle çevriliydi.
Okuldan çıkıp eve gitmekteyken Westminster Merdivenleri'nde olayların başladığını gören William Taswell alevlerin katedrale ulaşarak iskeleyi yakmasını ve iskeleden sıçrayan alevler ile ahşap çatı kirişlerinin tutuşmasını bizzat izledi. Daha sonra alevlerin ısısından dolayı katedralin kurşundan yapılmış çatısı erimeye başladı, ardından kitap ve kâğıt stoklarının bulunduğu deponunda alevlere teslim olması ile yapı bütünüyle alevler içinde kaldı. Katedral kısa süre içinde, içindeki tüm stok ve değerli eşya ile birlikte bir enkaza dönüştü.
Salı günü alevler doğuya Londra Kulesi'ne ve kulenin çevresinde bulunan barut depolarına doğru ilerlemeye başladı. Bütün gün, batıda söndürme işlemleri ve önlemler ile uğraşmakta olan James'in söndürme takımından yardım gelmeyince kulenin garnizonu kendi işlerini halletmek için işe koyuldu. Kulenin çevresinde bulunan birçok ev barutla havaya uçurularak, alevlerin kuleye ulaşması engellenmeye çalışıldı.
Çarşamba günü
Rüzgâr salı günü akşam vaktinden başlayarak hız kesmeye başladı ve kule garnizonunun oluşturmuş olduğu setler 5 Eylül Çarşamba günü işlevini yerine getirmiş oldu.Pepys hâlâ için için yanmakta olan kenti gezdi ve manzarayı görmek için Barking Kilisesi'nin kulesine çıktı: "Bir enkazın yaşamımda gördüğüm en acı yansıması". Hala ayrı ayrı noktalarda yanmakta olan yapılar olmasına rağmen, büyük yangın artık sona ermişti. Pepys şehrin hemen kuzeyinde yer alan Moorfields'da "evsiz kalmış zavallı yangınzedeler"in sığındığı parka gitti. Parkın çevresinde ekmek fiyatlarının ikiye katlandığını kaydetti. Evelyn, kimi derme çatma çadırlarda, kimi ilkel barakalarda kalmakta olan yangın mağdurlarının merkezi haline gelmiş olan Moorfields'ın dışındaki merkezlere de yolculuk etti: "Çoğu bir paçavradan bile yoksun, gerekli araçlar, bir yatak, bir sofra yok... Yoksulluk ve sefaletin en son noktası". Evelyn, açlık ve yokluktan ölmek üzere olmalarına rağmen kimseden bir kuruş bile istemeyen bu insanların gururuna hayran kaldığını belirtmiştir.
Yabancı teröristler ile Fransızlar ve Hollandalıların gerçekleştireceği bir saldırının korkusu, büyük bir ruhsal sarsıntı içinde bulunan yangın mağdurları arasında hep olduğu gibi yüksekti. Çarşamba günü Moorfields ve Islington'da bu nedenle büyük bir kitlesel panik çıktı. Fleet Caddesi üzerinde gökyüzünde görülen bir parlama 50.000 kadar Fransız ve Hollandalının yangının başlatmış olduğunu bitirmek için işe koyulduğunu; erkeklerin kafalarını kesmek, kadınların ırzlarına geçmek ve zaten az miktarda olan mallarını ele geçirmek için Moorfields'e doğru yol aldıkları söylentisini doğurdu. Caddelere akan korku içindeki kalabalık, zaten çoğu şehirden kaçıp gitmiş olan yabancılardan gördüklerinin üzerlerine saldırdı. Evelyn öfkeli ve korkulu kalabalığın büyük bir zorlukla kraliyet güçleri tarafından Moorfields'a geri itildiğini kaydetti. Durumlar öylesine karışık ve büyük çaplıydı ki Kral II. Charles tüm Londralıların monarşiye karşı ayaklandığını düşündü. Şehirde gıda üretim ve dağıtımı neredeyse yok denebilecek düzeye geriledi. Charles kente her gün yeterli oranda ekmek getirileceğini açıkladı. Çevreye yiyecek satışı yapan güvenli marketler kuruldu. Bu marketler ürün satmanın yanı sıra, para karşılığında ya da değiş tokuş ile ürün de alıyordu.
Ölümler ve yıkım
Yangın ile ilgili, resmi olarak sadece birkaç ölüm kayda geçmiştir. Bununla birlikte, anlatılanlara bakıldığında da ölü sayısının oldukça az olduğu sanılmaktadır. Tarihçi Roy Porter bu sayının 8 dolaylarında olduğunu, Tinniswood ise tek haneli sayıları aşmadığını söylemiştir. Tinniswood bu sayının sadece, yangından yanma yoluyla ya da duman zehirlenmesi nedeniyle meydana gelen ölümleri kapsadığını, bazı ölülerin kayda geçirilmemiş olabileceğini ve mağdurların kurduğu çadır kentlerde de birçok kişinin açlıktan öldüğünü belirtmiştir. Ayrıca hiçbir zaman haklarında kayıt tutulmayan yoksul kişilere ne olduğu hakkında da bilgi yoktur.
Yangın sadece ahşap yapılar ile değil, Thames Nehri'nin kıyısı boyunca kurulmuş depolarda bulunan kömür, yağ, zift, mum, barut, alkol, terebentin, kumaş topları ve saman balyaları ile de beslenmiştir. Rıhtımda bulunan, ergime noktası 1250 °C ile 1480 °C arasında olan ithal edilmiş çelik bloklarını ve şehir kapılarının 1100 °C'de eriyen demir kilit ve zincirlerini yok etmiş olan alevlerin, insan vücudundan geriye herhangi bir şey bırakmayacağı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ölü sayısının kesinliği hakkında kesin bir sayı vermek zordur. İnsan vücudunda bu ısıya dayanabilecek tek bölüm dişler olsa da, bu ne on binlerce ton moloz ve enkaz altında değerli bir şeyler arayan yangınzedelerin ne de kentin tekrar imarı için çalışan temizlik işçilerinin umurunda olmuştur. Sağduyu için dikkat çekmeye çalışan Hanson, daha önceki dönemlerde çıkan yangınları da göz önüne alarak, alevlerin hep yoksulların köhnemiş evlerinin bulunduğu bölgelerde hızla yayıldığını; yaşlı, genç, sağlam, sakat herkesi külleri ile birlikte enkazın altına gömdüğünü, ölü sayısının 8 - 10 değil ama belki birkaç yüz, hatta birkaç bin olmasının mümkün olduğunu söylemiştir.
Toplam yıkımın arasında 13.200 ev, 87 kilise, 44 şirket binası, Royal Exchange, St Paul Katedrali, Bridewall Sarayı, şehir hapishaneleri, postane binası genel merkezi ve şehrin batı giriş kapılarının üçünün de bulunduğu birçok yapı vardır. Oluşan zararın parasal boyutları hakkında öne sürülen görüş o dönemin parası ile ilk olarak 100.000.000 £ olarak tahmin edilmiş daha sonra kesin olmayan bir rakama, 10.000.000'a indirgenmiştir. 2005 yılı piyasasında bu oran 1.000.000.000 £'a denk gelmektedir.
Olayın ardından
Olayların ardından yangını başlatan kişiyi belirleme çalışmaları, Westminster'daki yangını Papa'nın bir ajanı olarak kendisinin başlattığını itiraf eden, saf ve kendi halinde bir Fransız saat tamircisi olan Robert Hubert'in sözleri ile birden kesildi. Kendisi daha sonra söylediklerini değiştirerek yangını Pudding Sokağı'ndaki ekmek fırınında başlattığını söyledi. Suçu üstlendiği için Hubert, 28 Eylül 1666 tarihinde Londra, Tyburn'de asılarak idam edildi. O öldükten sonra kendisinin yangın bittikten ancak iki gün sonra Londra'ya girdiği ortaya çıktı.
Yangını Katolikler'in çıkarttıkları iddiası Katoliklik yanlısı olan Kral II. Charles'ın karşıtları tarafından büyük bir politik propaganda olarak kullanıldı. Felaketin ardından baş gösteren kaos ve düzen eksikliği nedeniyle Charles bir ayaklanmanın yaşanmasından çok korktu. Yangında evlerini yitirmiş olan herkesi Londra'nın dışında bir yerlere yerleşmeleri için teşvik eden bir duyuru yayınladı. Bir bölümü Oxford'a göç eden bu evsizlerden ne kadarının ayrıldığı ve nereye gittiği belirsizdir.
Charles'ın da destek verdiği harap olmuş şehrin köklü değişiklikler ile yeniden kurulması için birçok tasarı ortaya sürüldü. Saray ve şehir otoritelerinin yıkılmış evlerin ve onların üzerinde bulunduğu arsaların asıl sınırlarını belirlemek ve asıl hak sahipleri ile iletişim kurarak zararı tazmin etmek için başlattıkları girişimden daha sonra vazgeçildi.
Hangi mülkün kime ait olduğu belirsizliğinin doğurduğu tartışmalar nedeni ile, ortaya sürülen süslü, şatafatlı geniş meydan ve bulvarları olan şehir imar planı hiçbir zaman hayata geçirilemedi. Ne iletişim kurulacak bir mülk sahibi vardı, ne de ödenecek zararın hesabı belliydi. Bu nedenle aynı cadde ve sokak planı üzerine şehir bu kez, daha geniş caddeler, daha iyi görünüm ve yangına karşı daha fazla güvenlik önlemi ile tekrar inşa edildi. Thames Nehri kıyısı boyunca rıhtımlar oluşturuldu ve nehre girişi engelleyen hiçbir yapıya izin verilmedi. Tüm bu yapılanların içinde, en önemlisi evler bu kez ahşaptan değil taş ve tuğladan yapıldı. Kamu binaları yangın öncesinde bulundukları yerlere yeniden kuruldu.
Kral Charles'ın isteği doğrultusunda Christopher Wren ve Robert Hooke tarafından, yangının almış olduklarını anmak amacıyla bir anıt tasarlandı ve felaketin başlangıç noktası olan Pudding Sokağı'na yakın bir noktaya dikildi. 61 metre yüksekliğinde olan ve Londra'da kısaca The Monument olarak bilinen anıt Londra'nın en çok ziyaret edilen tarihî yerlerindendir ve bölgedeki bir metro istasyonuna adını vermiştir. Anıtın yapımında ayrıca "... Papa'nın hainlik ve fesatlığı yüzünden bu şehrin en büyük yangını başladı..." gibi sözler ile Katoliklere de ağır ithamlarda bulunuldu. 1685'ten 1689'a kadar II. James'in tahtta bulunduğu süre dışında bu yazılar 1830 yılına kadar kaldı.
Smithfield'da bulunan, yangınla ilgili bir başka yapıda Pye Köşesi'nin Altın Çocuğu adlı heykel anıttır. (İngilizce: Golden Boy of Pye Corner). Anıtın yazıtlarında bulunan bilgilere göre, Pudding Sokağı'nda başlayan yangın, bu heykelin bulunduğu noktada bitmiştir. Heykelin yazıtında yangın ile ilgili olarak, Londralılara açgözlülükleri yüzünden Tanrı'nın kentin üzerine saldığı bir gazab olarak söz edilir.
Yangından bir yıl önce, 1665 yılında baş gösteren hıyarcıklı veba salgınının Londra nüfusunun altıda birini, yaklaşık 80.000 kişiyi öldürdüğüne inanılmaktadır. Bu salgının Büyük Londra Yangını'ndan sonra bir daha hiç tekerrür etmediği söylenir. Bunun nedeni olarak yangının sağlığa uygun durumda olmayan köhne evleri, hastalığı insanlara bulaştıran başlıca etmenler olan fare ve pireler ile birlikte yok etmesi olarak gösterilir. Birçok tarih araştırmacısı yangının salgınları önlemede herhangi bir etkisi olmadığını öne sürmektedir. Londra Müzesi'nin resmi internet sitesinde yangının hastalığın durmasında etkisi olduğu söylense de tarihçi Roy Porter yangının eski evlerin bulunduğu varoş bölgelere zarar vermediğinin altını çizer. Daha sonraki dönemlerde söylenen tıbbi açıklamalar ise hastalığın eşzamanlı olarak tüm Avrupa ülkelerinden kalktığını belirtir.
Böylesine yıkıcı bir yangının Londra gibi bir ticaret merkezinde gerçekleşmesinin bir sonucu, sigortacılığın, özellikle yangın sigortalarının, tarihte daha önce görülmedik ölçüde gelişmesi oldu. 1667'de şehir meclisi ilk yangın sigortası kurumu olan Yangın Dairesini (Fire Office) kurdu. Daire, Thames'den su taşıyan işçilerden oluşan bir itfaiye teşkilatı da kurdu. İşçilerin üniformaları ve kol bantlarında şirketin amblemi bulunuyordu.
Bunu 1684'te ilk özel yangın sigortası şirketi olan Friendly Society, 1696'da Hand in Hand, 1704'te Lombard House izledi. Tarihte modern yangın sigortacılığının Büyük Londra Yangını ile başladığı kabul edilir.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Büyük Londra Yangını ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- (İngilizce) BBC tarih sitesi12 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- (İngilizce) Londra müzesi soru cevap sayfası27 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- (İngilizce) Kanal 4 sayfasında, yangının dağılışını gösteren animasyon 18 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Notlar
- ^ Maddede geçen tüm tarihler, İngiltere'de o dönemde Gregoryen takvimi kullanılmıyor olmasına karşın, günümüz takvimine uygun olarak verilmiştir.
- ^ Porter, 6-80.
- ^ Tinniswood, 4, 101.
- ^ Reddaway, 27.
- ^ Morgan, 293-4.
- ^ John Evelyn'in 1659'daki yorumu, Tinniswood'un kitabından alınmıştır. "1660'larda Londra" bölümünde aksi belirtilmediği takdirde Tinniswood, 1-11'den yararlanılmıştır.
- ^ Porter, 80.
- ^ 121.2 dönüm (330 İngiliz dönümü), standart kaynaklara göre, Roma surları içinde kalan alanın boyutlarıydı. (örneğin, bkz. Sheppard, 37) Fakat Tinniswood alanı mil/kare olarak vermektedir (667 İngiliz dönümü).
- ^ Hanson, 80.
- ^ Londra'nın Cumhuriyetçi anlayışı için Hanson, 85-88'e bakınız.
- ^ Hanson, 77-80. "Kentteki yangın tehlikeleri" bölümünde yazanlar aksi belirtilmedikçe Hanson'ın söylediklerine dayanarak yazılmıştır, 77-101
- ^ Eylül 1666'da Lord Conway'e kimliği belirsiz bir kişi tarafından yazılmış yanıt mektubu. Tinniswood tarafından belirtilmiş, 45-46.
- ^ Detaylar, Sameul Pepys'in olay gününe ait günlük sayfalarından
- ^ Robinson, Bruce, "London's Burning: The Great Fire" 25 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Hanson, 82. "Kentteki yangın tehlikeleri" bölümü aksi belirtilmedikçe Tinniswood'un, 46-52 ve Hanson'ın, 75-78 yazdıklarına dayanmaktadır.
- ^ Yangın-kancası yaklaşık 30 fit uzunlukta olan, ucunda güçlü bir halka ve kanca olan ağır bir direkti. Tehlike altında olan bir evin çatısındaki ahşaplara takılır ve ipler ve makaralar yardımıyla binayı yıkmakta kullanılırdı. (Tinniswood, 49).
- ^ Reddaway, 25.
- ^ "Bludworth's failure of nerve was crucial" (doğrudan yapılan alıntının çevirisi: Bludworth'ün cesaretsizliği önemliydi. Tinniswood, 52).
- ^ Bkz. Robinson, London:Brighter Lights, Bigger City" 20 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ve Tinniswood, 48-49.
- ^ Karşılaştırın; Hanson, tekeleri olduğunu iddia eder ki (76), Tinniswood, olmadığını belirtir (50).
- ^ 1625'te patenti alınan itfaiye araçları tek başına hareket eden kuvvet pompalarıydı ve öndeki ve arkadaki uzun kollarla çalıştırılırlardı. (Tinniswood, 50).
- ^ Gün gün bilgi vermekte olan haritalar hakkındaki bilgiler Tinniswood'un yazdıklarına göredir, 58, 77, 97.
- ^ Tinniswood 42-43.
- ^ Tinniswood, 44: "He didn't have the experience, the leadership skills or the natural authority to take charge of the situation." (doğrudan alıntının çevirisi: Duruma el koyacak deneyimi, liderlik becerisi veya doğal otoritesi yoktu.
- ^ Pepys'in günlüğü, 2 Eylül 1666.
- ^ Tinniswood, 93.
- ^ Tinniswood, 53.
- ^ London Gazette, 3 Eylül 1666.
- ^ "Pazartesi günü" bölümünde yazanların kaynağı aksi belirtilmedikçe Tinniswood'un yazdıklarına dayanır, 58-74,
- ^ Robinson, "London's Burning: The Great Fire" 25 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Tüm ayrıntı ve sözler John Evelyn'in tutmuş olduğu günlüğünden.
- ^ Evelyn, 10.
- ^ Hanson, 139.
- ^ Reddaway, 22, 25.
- ^ Hanson, 156-57.
- ^ Hanson tarafından aktarılmıştır, 158.
- ^ Tinnisworth, 71.
- ^ Tinniswood tarafından aktarılmıştır, 80.
- ^ "Salı günü" bölümünde yer alan bilgiler Tinnisword'un yazdıklarına dayanmaktadır. 77-96.
- ^ "Çarşamba günü" bölümünde yazanlar aksi belirtilmedikçe Tinniswood'un söylediklerine dayanarak yazılmıştır.101-10.
- ^ Tinniswood tarafından aktarılmış, 104.
- ^ Porter, 87.
- ^ Tinniswood, 131-35.
- ^ Hanson, 326-33.
- ^ Porter, 87-88.
- ^ "1264'ten 2005'e İngiliz Sterlini'nin alım gücü". 24 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Nisan 2007.
- ^ Bu bölüm, aksi belirtilmedikçe Reddaway 27 ff. ve Tinniswood'un 213-37 söylediklerine dayanarak yazılmıştır.
- ^ Tinniswood, 163-68.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Eylül 2005 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Nisan 2007.
- ^ Porter, 84.
- ^ a b Hanson, 249-50.
- ^ 4. Kanal Uzmanalara sorun sayfası 27 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Londra Müzesi, 27 Ekim 2006 erişildi.
- ^ "The plague-ravaged parts—extramural settlements like that housed the most squalid slums—were, sadly, little touched by the Fire (burning down was what they needed)" (doğrudan alıntının çevirisi: Vebanın yıkıma uğrattığı şehir dışında kalan bölgeler -en kötü durumdaki Holborn, Shoreditch, Finsbury, Whitechapel ve Southwark gibi gecekondu bölgeleri- maalesef yangından pek etkilenmedi (ihtiyaçları olan şey yanıp yokolmalarıydı). (Porter, 80).
- ^ Akatlı, Cengiz, Yangına Karşı Sigorta ve Yangın Reasüransı, İstanbul, 1985
Kaynakça
- Evelyn, John (1854). Diary and Correspondence of John Evelyn, F.R.S. Londra: Hursst and Blackett. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Kasım 2006. Also in text version:Evelyn, John (1857). William Bray (Ed.). Diary and Correspondence of John Evelyn, F.R.S. Londra. 19 Mart 2005 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ocak 2007.
- Hanson, Neil (2001). The Dreadful Judgement: The True Story of the Great Fire of London. New York: Doubleday. Hanson'ın çalışmasının bir incelemesi için bakınız: Lauzanne, Alain. "Revue pluridisciplinaire du monde anglophone" (İngilizce). Cercles. 6 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ekim 2006.
- Morgan, Kenneth O. (2000). Oxford Illustrated History of Britain. Oxford: Oxford.
- Pepys, Samuel (1995). ve (eds.) (Ed.). The Diary of Samuel Pepys, Vol. 7. Londra: Harper Collins. . İlk kez 1970 ve 1983 arasında,Bell & Hyman tarafından Londra'da yayımlanmıştır. Pepys'i içeren ayrıntılar ve alıntılar bu standart, telif hakkı saklı baskıdan alınmıştır. Günlüklerin tüm web sürümleri günlüklerin 19. yüzyıl tarihli kamu malı baskılarındandır ve ne yazık ki birçok hata içermektediler zira Pepy'sin günlüklerinin birlikte yazıldığı stenografi Latham ve Matthews'in çalışmalarına kadar doğru biçimde uyarlanamamıştır.
- Porter, Roy (1994). London: A Social History. Cambridge: Harvard.
- Reddaway, T. F. (1940). The Rebuilding of London after the Great Fire. Londra: Jonathan Cape.
- . London: Brighter Lights, Bigger City. BBC. 18 Aralık 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2006.
- Sheppard, Francis (1998). London: A History. Oxford: Oxford.
- Tinniswood, Adrian (2003). By Permission of Heaven: The Story of the Great Fire of London. Londra: Jonathan Cape.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Buyuk Londra Yangini 2 Eylul 1666 Pazar gunu Londra nin orta kesimlerinde baslayarak 5 Eylul Carsamba gunune kadar kenti etkisi altina alan kentin tarihindeki en buyuk yangin felaketidir 1666 Buyuk Londra Yangini nin bilinmeyen bir sanatci tarafindan betimlenmesi Sagda Londra Kulesi solda Londra Koprusu Arka planda en buyuk alevler ile cevrelenmis St Paul Katedrali Yangin Romalilar doneminden kalma kent duvarlarinin icinde kalan Orta Cag Londrasi ni tahrip etmistir Soylularin yasadigi bolge olan Westminster i donemin krali II Charles in bulundugu Whitehall Sarayi ni ve gecekondu mahallelerini tehdit etmisse de yangin bu bolgelerde yikima neden olmamistir Yangin 13 200 evi 87 mahalle kilisesini St Paul Katedrali ni ve bircok resmi kurumun binasini kul etmistir Kentin 80 000 sakininin yaklasik 70 000 inin bu yanginda evini kaybettigi sanilmaktadir Yanginda olenlerin sayisina iliskin kesin bir bilgi yoktur olenlerin sadece birkaci kayda gecirilmistir Orta sinifa mensup kisiler ile yoksullarin olumleri hicbir zaman kaydedilmedigi ve atesin sicakliginin insan vucudundan kalinti birakmayacak derecede yuksek oldugu goz onune alindigindan son donemlerde olu sayisinin oldukca az oldugunun dogrulugu hakkinda gorus ayriliklari vardir Yangin 2 Eylul gunu gece yarisindan hemen sonra Thomas Farriner adli bir kisinin islettigi Pudding Sokagi nda bulunan bir ekmek firininda basladi ve hizla cevreye yayildi Donemin baslica yangin sondurme yontemlerinin kullanilmasi ve belirli bolgelere set cekilme islemi donemin Londra Belediye Baskani Thomas Bloodworth un kararsizligi nedeni ile buyuk olcude gecikti Pazar gununun gecesi harekete gecilmeye karar verildiginde ruzgarin etkisiyle firinin oldugu bolgedeki atesler firtina ile birlikte hizla yayilmaya baslamisti Yangin pazartesi sabahi yonunu kuzeye kentin kalbinin attigi noktaya cevirdi Kentin sokaklarindaki asayis ve durgunluk supheli yabancilarin yangini kasten baslattiklari soylentisinden dolayi bozuldu Es zamanli olarak surmekte olan II Ingiltere Hollanda Savasi nin etkisiyle kentte meydana cikacak evsizler korkusu Fransizlar ve Hollandalilar uzerinde yogunlasti ve bu donemde bu azinlik gruplar sokak saldirilarina ugradi Sali gunu yangin kentin hemen her yanina yayildi Atesler St Paul Katedrali ni kul ederek II Charles in bulundugu Whitehall Sarayi na dayandi Kapsamli bir isbirligi ile yanginin saraya sicramasi onlendi Yangina karsi verilen mucadelenin kazanilmasinda en onemli iki etkenin dogudan esen ruzgarlarin dinmesi ve Londra Kulesi Garnizonu nun atesi durdurmak icin barut kullanarak aldigi onlemler oldugu dusunulmektedir Felaketin Londra ya ve Londra halkina etkileri oldukca agir olmustur Felaketten zarar gormus olan kisilerin Londra dan tahliye edilmesi ve bir baska yere yerlestirilmesi evsiz kalanlarin cikaracagi ayaklanmadan korkan Kral II Charles tarafindan kuvvetle desteklenmistir Yangindan sonra koklu degisiklikler iceren bircok onergeye karsin Londra afetten onceki bicimine uygun olarak ayni cadde ve sokak planlariyla yeniden imar edilmistir 1660 larda Londra1666 da orta Londra Yanginin tahrip ettigi bolge pembe ile gosterilmis II Charles 1660 lara kadar Londra tahmini yarim milyonluk nufusu ile Birlesik Krallik taki 50 sehir arasinda en buyuk olaniydi Londra yi Paris in barok ihtisami ile karsilastiran John Evelyn kenti kuzeyde tahtadan ve dogal sikisik evleri olan bir yer olarak nitelemis ahsap yapili ve birbirine oldukca yakin insa edilmis evlerde olasi bir yangin tehlikesini dile getirmistir Dogal sozcugu ile Evelyn plansiz ve onlemsiz olarak kentin carpik bir kentlesme ile buyudugunu kastetmistir Dort yuzyil boyunca bir Roma sehri olarak kalan Londra sehir duvarlarinin icinde gun gectikce daha da buyudu ve nufus da bir o kadar artti Sehir duvarlarini coktan asmis olan Londra Shoreditch Holborn ve Southwark gibi donemin cevre semtlerine dogru buyumeye basladi ve sonucta bagimsiz bir sehir olan Westminster ile gorunuste birlesti 17 yuzyil sonlarina kadar sehrin merkezi Thames Nehri ve sehir duvarlari ile cevrili olan alan 2 8 km alana sahip olan ve Londra nufusunun altida birine denk gelen 80 000 kent sakinini barindiran tek bolumdu Sehrin merkezi genellikle Londralilarin yasadigi diger semtler ile cevriliydi Londra o donemde bugun de oldugu gibi Ingiltere de ticaretin kalbinin attigi yerdi Tuccar ve imalatcilar sinifinin tekelinde en buyuk market ve en islek limandi Soylular sinifi daima sehrin bu bolumunden uzak dururlardi ya varos mahallelerinden de otede kirsal kesime yakin yerlerdeki konaklarda ya da herkese acik olmayan II Charles in Whitehall Sarayi nin bulundugu Westminster bolgesinin batisindaki mevkide yasarlardi Varlikli aileler yogun tempolu kirli havali ve sagliksiz sehir merkezinden ozellikle de 1665 yilinda bas gosteren ve Londra yi vuran hiyarcikli veba hastaligi salginindan sonra mumkun oldugunda kacindilar Bu donemde yonetim ile toplum arasindaki iliskiler oldukca gergin geciyordu 1642 1651 yillari arasinda Ingiliz Ic Savasi boyunca Londra sehri cumhuriyetcilerin kalesi durumuna geldi Ekonomik bakimdan gelismis gonenc baskentin gucu 1660 larin baslarinda cumhuriyetcilerin gerceklestirdigi bircok baskaldiriya ev sahipligi yaptigi icin Kral II Charles icin bir tehdit oldu Sehrin belediye amirleri ic savasta carpismis olan kisilerden olusuyordu ve onceki kral I Charles in mutlakiyet icin yapmis olduklarinin nasil bir ulusal travmaya neden oldugunu gayet iyi biliyorlardi Bu nedenle oglundan da benzer bir hareket gelecek olursa bunu engellemeye kararlilardi ve yangin baslayip kenti tehdit etmeye basladiginda II Charles in askerlere ve diger birimlere verdigi tum emirlere karsi ciktilar Boyle acil bir durumda bile istenmeyen kraliyet askerlerini sehirde gorevlendirmek olasi bir tehlikeye zemin hazirlamakti Bu nedenle Charles harekete gecip belediye baskanini gorevden azletti ve yonetimi devraldi fakat yangin o zamana kadar kontrol edilemeyecek bir duzeye ulasmisti Claes Visscher tarafindan hazirlanan 1616 Londra sinin panoramik illustrasyonu Kentteki yangin tehlikeleri Londra asiri kalabalik dolambacli ve tas doseli dar sokaklariyla tam bir Orta Cag kentiydi Dar sokaklarda en yakini 1632 yilinda gerceklesmis bircok yangin felaketi yasandi Ahsap yapilar ve saman camur karisimi catilar yuzyillar boyunca yasaklanmis olmasina karsin bu ucuz yapi malzemeleri her zaman kullanilmaya devam etti Kentte bulunan yegane tas yapilar tuccar ve tefecilere ait etrafi sikisik ve asiri kalabalik mahalleler ile cevrili genis araziler uzerine kurulmus olan konaklardi En ufak boslugu bile hizla buyuyen nufusa kalacak yer saglamak amaciyla degerlendirilmis olan bu varos bolgelerinde buyuk yangin tehlikesi teskil eden nalbantlar perdahcilar ve dokumculer vardi Esasen sehirde faaliyet gostermeleri yasak olan bu kisilere yine de goz yumulurdu Nehir kiyisi kentte cikan yanginlar icin kilit bir noktaydi Thames Nehri hem itfaiye calismalari icin su saglar hem de nehir kenarinda yasayanlarin hizla bolgeden kacmasina olanak verirdi Fakat nehir boyunca siralanan yanici maddelerin tutuldugu depo ve mahzenlerin oldugu yoksul semtler diger yerlere gore en yuksek riski tasirdi Iskele boyunca buyuk miktarlarda katran recine zift kenevir ve keten kohne kulube ve depolara stoklanmisti Londra da nehir kiyisindaki depolar basta olmak uzere bircok yerde buyuk miktarda barut da bulunurdu Londra Koprusu nun kuzey bitimindeki Londra Kulesi nde 500 ila 600 ton arasinda barut saklaniyordu Bunlarin buyuk bir bolumu ic savas doneminde Oliver Cromwell in kurdugu ordunun eski uyelerinin o donemki misket tufeklerini ve tufekleri kullanirken gerekecek barutu hala tutmalarindan dolayi kalmistir Londra sehri ile Thames Nehri nin guney kiyilarini birbirine baglayan tek yapi olan Londra Koprusu 1632 yilinda cikan yanginda ustune evler insa edilmis oldugu icin agir can kayiplarinin yasandigi bir alan olmustu Pazar gunu safak sokmeye basladiginda yanmaya baslayan bu evleri Londra Kulesi nden izlemekte olan parlamento uyesi Samuel Pepys tutmus oldugu gunlugunde koprude yasayan dost ve akrabalari icin duydugu kaygilari yazmistir Kopru uzerindeki bu evlerdeki yanginin guneydeki Southwark semtine sicrayacagindan korkulduysa da bu koprunun uzerindeki evlerin arasinda bulunan ve bir set gorevi goren bosluklar nedeni ile onlenmistir 5 5 metre yuksekligindeki Roma sehir duvarlari yangindan kacanlari alevlerin tam ortasinda birakma riskini tasirdi Nehir kiyilarinda bir yer yanmaya basladigi zaman tekne ile kacma yolu kapali ise sehirden tek cikis duvarlarin belirli yerlerinde bulunan 8 cikis kapisiydi Sehirde itfaiye calismalarina engel olan en buyuk etmen cadde ve sokaklarin darligiydi Normal gunlerde bile at arabalarinin yuk tasima araclarinin ve yayalarin asiri dar sokaklarda duzensiz bir bicimde park etmeleri buyuk bir karisikliga neden olurdu Buyuk Yangin suresince de sokaklari baglayan ustu kapali pasajlar felaketten kacan ve kurtarabildikleri mal ve esyalarini buralara yigan evsizler tarafindan isgal edildi Yangina mudahale etmeye calisan itfaiye ekipleri bu bolgelerde bosuna vakit kaybettigi icin yanginlarin meydana getirdigi tahribat da bir o kadar artti 17 yuzyil itfaiyeciligi 1612 Ingiltere sinde kullanilan yangin kancalariInsan gucuyle calisan tekerlekli bir itfaiye aracinin o donemki reklam afisi Yanginlar mumlu aydinlatmalarin kullanildigi acik ocak ve sominelerin bulundugu tahta evleri ile yanici maddelerin istiflenmis oldugu depolari olan Londra da oldukca alisilmis olaylardi Adindan soz edilecek bir polis ya da itfaiye orgutunun bulunmadigi Londra da Trained Bands adi verilen yerel askerlerin olusturdugu acil durumlar icin hazir bulunan bir devriye grubu vardi Yaklasik 1 000 gozcu ve tellaldan olusan bu grubun bir gorevi de geceleri sokak ve caddelerde gezerek guvenligin yani sira yanginlari kontrol etmekti Halkin yanginlarla mucadele yontemleri oldukca yerinde ve etkili olurdu Cevre ev ve sokaklarda yasayan kisiler kilisenin canlari ile alarma gecirilir halk alelacele olay yerinde toplanarak mevcut imkanlar dahilinde imece usuluyle yangini sondurmeye calisirdi Yasalara gore tum mahalle kiliseleri bu tur acil durumlara hazirlik amaciyla yuksek tasinabilir merdivenler kovalar baltalar ve gerektiginde duvarlara asilip cekerek yikabilmek icin kullanilan yangin kancalari gibi birtakim donanimi bulundurmak zorundaydi Erisilmesi zor yuksek binalarda ise kontrollu bicimde barut ya da bir takim patlayicilar kullanarak yapilar gocertilir olu bolgeler olusturularak alevlerin komsu yapilara sicramasi onlenirdi Buyuk Londra Yangini nin son donemlerinde de oldukca sik basvurulan barutla cokertme islemi bazi tarihcilerce bu yangini durdurmak icin yapilan mucadelenin kazanilmasinin temel nedeni olarak gosterilir Yanmakta olan bir yapiyi yangin kancalariyla bolum bolum yikmak da yanginin diger yapilara verecegi olasi zararlari onlemek icin oldukca etkili bir yoldu fakat Buyuk Yangin da bu islemlerin uygulanamamasinin nedeni donemin belediye baskaninin gerekli emirleri vermemesi ve liderlik vasiflarini tasimamasiydi Bu nedenle Kral II Charles tan bizzat Hicbir eve acimayin emri gelene kadar yangin bircok evi coktan yakip yok etmisti Buyuk Yangin da su ile mudahale yontemi de basarisiz oldu Kentte yuksek ve egimli bir tepede bulunan Thames Nehri nden doldurulmus bir su kulesi ile Islington semtinde bulunan su deposu karaagac ile yapilmis boru sistemi yardimiyla 30 000 eve su dagitirdi Cogu zaman yanmakta olan yapinin yakininda bir boruyu acarak hortum baglamak ya da kovalari doldurmak da mumkun olurdu Bununla birlikte yanginin baslama noktasi olan Pudding Sokagi zaten nehre oldukca yakin bir yerdeydi Boyle bir durumda yanginin basladigi dukkanin bulundugu yere acilan tum yollara bir kismi nehirden kovalarla su tasiyan bir kismi da bosalan kovalari doldurmaya giden iki sira itfaiye iscisi konuslandirilmis olmaliydi Fakat Pepys in gunlugunde yazdigi yorumlara gore halk yangina mudahale etmek yerine gerekli esyalarini alarak olay yerinden kacmaya calismistir Yetersiz mudahale nedeniyle alevler yavas yavas nehir kiyisina dogru ilerlemis ve sonunda yanici maddelerin bulundugu ambarlara ulasmistir Yangin ayrica Londra Koprusu nun altinda bulunan ve Cornhill deki su kulesine su saglayan su carklarina da zarar vermis ve sonuc olarak yanginda ne nehrin normal suyundan ne de sebeke suyundan yararlanilamamistir Londra daha onceki buyuk olcekli yanginlarda da kullanilmis olan gelismis bir itfaiye techizatina sahipti Fakat Buyuk Yanginda gercekten islevsel bir alet olan yangin kancalarinin yaninda buyuk su pompalarinin daha fazla ise yaradigi pek nadir goruldu Sadece bir kismi tekerlege sahip olan bu pompali su araclari genellikle tekerleksiz kizaklara bagli olurdu Uzun mesafelerde olay yerine tasiniyor olduklari gibi su dagitan hortumlari olmazdi ve seyyar bir cesme gibi musluklardan su doldurulurdu Buyuk Yangin da da gerek tekerlekli gerek kizakli bircok sondurme araci olay yerine tasinmaya calisilmistir Bircok kisi hizlica Thames Nehri kiyisinda bu pompali araclari doldurmayi denerken araclarin bir kismi suya dusmus ve binalardan yukselen alevlerin isisi cogunda hortum bile bulunmayan su araclari ile yangina mudahaleyi imkansiz kilmistir Bundan dolayi sondurme calismalari sirasinda yanginin baslangic noktasi olan Pudding Sokagi na hic yaklasilamamistir Yanginin baslangiciBircok Londralinin yangin sirasinda yasadigi kisisel deneyimler mektuplarinda ve ani defterlerinde yazilmistir nin iki en onemli gunluk yazari Samuel Pepys 1633 1703 ve John Evelyn 1620 1706 yangin boyunca yasanmis olan olaylari ve kendi goruslerini gunbegun yazmislar ve sehrin hangi kosesinde ne olup bittigi hakkinda her seyden haberdar olmak icin buyuk caba harcamislardir Bu gunluk yazarlarinin her ikisi de yanginin sonlandirilabildigi Carsamba gunu evlerini yitirmis olan kisilerin toplandigi sehrin kuzeyindeki Moorfields park alanina gitmis ve olaylari yakindan gormuslerdir Yazdiklari yazilar yanginin ardindan anlatilan soylenceler arasinda en guvenilir kaynaklardir Bunlarin yaninda Buyuk Londra Yangini ile ilgili 2001 ve 2003 yillarinda yazilmis son iki kitapta yangin basladiginda Westminster Okulu nda ogrenim gormekte olan 16 yasinda bir ogrenci olan William Taswell in de notlarindan yararlanilmistir 1664 ve 1665 yillarinda iki yagmurlu yaz mevsiminin ardindan Londra 1665 Kasim indan baslayarak kurak bir yila girmis ve buna bagli olarak Londra nin meshur ahsap evlerinin odunlari butunuyle kurumustu Bu yapilarin arasinda bulunan Pudding Sokagi ndaki ekmek firinini saran alevler de dogudan esen yerel ruzgarlar ile bati yonunde tum kente yayildi Pazar gunu 2 Eylul Pazar gununun aksamina kadar yanginin yayilmis oldugu alanSamuel Pepys in 1666 da John Hayls tarafindan yapilmis portresi Yangin 2 Eylul Pazar gunu saat gece yarisini henuz geciyorken Thomas Farriner adinda bir kisinin islettigi ekmek firininda basladi Dukkanin ustundeki evde yasamakta olan Farriner ve ailesi ust katta alevler arasinda sikisti Fakat her biri ust kat penceresinden komsu eve gecmeyi basararak yasamlarini kurtardi Pencereden pencereye gecmekten korkan ve bunu yapamayan evin bashizmetcisi o gece baslayan Buyuk Londra Yangini nin ilk kurbani oldu Yangin basladiginda ilk mudahale alevleri hortumlarla sondurmeye calisan komsulardan geldi Kilise gorevlileri olay yerine geldiginde yanginin daha fazla yayilmasini onlemek icin komsu evlerin her birinin yangin kancalari ile yikilmasina karar verdi Ev sahiplerinin tepkileri uzerine kararlar uzerinde tek soz sahibi olan kisi baskan Thomas Bloodworth olay yerine cagrildi Belediye baskani vardiginda firin dukkanindan baslayan alevler komsu evleri coktan sarmis ve rihtimdaki kagit ambarlarina dogru ilerliyordu Deneyimli itfaiye calisanlari bir an once yikim kararinin gelmesi icin soylenmekteyken bu teklif boylesine ciddi bir durum karsisinda afallamis olan baskanin dalkavuk ve evetefendimci davranislari yuzunden soz konusu evlerde bulunanlarin kiraci olmalari ve asil ev sahiplerini bulmaya calismanin vakit kaybi olacagi gerekcesi ile reddedildi Pazar gunu sabah saat 7 00 sularinda Donanma Teskilati nda bir gorevli olan Pepys yangini yuksek bir noktadan izlemek ve gorduklerinden edindigi izlenimlerini gunlugune yazabilmek icin Londra Kulesi ne cikti Dogudan esen ruzgarlarin yangini tam bir felakete cevirdigini alevlerin birkac kilise 300 kadar ev ve bircok yapiyi yok ederek Thames Nehri kiyilarina kadar ulastigini yazdi Londra Koprusu uzerinde bulunan evler de yanmaya baslamisti Bir tekneye binerek Pudding Sokagi na yakin bolgelerdeki tahribati gormek icin ufak bir geziye cikan Pepys gunlugunde kurtarabildikleri esyalarini telas icinde teknelere aktarmaya calisan kisilerden bahsetmistir O donemde bir ogrenci olan William Taswell de yanginin baslama noktasindan sadece bir miktar otesinde kendilerini botlara atmis ciplak ya da ince bir battaniye ile ortunmus yanginzedeleri gordugunu belirtmis yangin sonrasinda tekne ile ulasim hizmetlerinin fiyatlarinin asiri olcude arttigi soylemistir Yangin hizini kesmeyen ruzgar nedeniyle hala yayiliyordu Pazar gunu ogle vakitlerine dogru artik insanlar yangini sondurmeye ugrasmayi birakip kacmaya basladilar Caddelerde akan insan seli yuk yiginlari ve at arabalari sokaklarda itfaiye ekiplerinin ve itfaiye araclarinin hareket etmesini imkansiz kildi Gunluk yazari Pepys de bu olaylari gozlemlemek icin gitmis oldugu Whitehall dan bir fayton ile donmeye calismissa da St Paul Katedrali onune geldiginde inip yolculuguna yuruyerek devam etmek zorunda kaldi Tika basa doldurulmus yuk arabalari ve yangindan olabildigince uzaklasmaya calisan insanlarin yollari doldurdugu sirada halk tarafindan daha dikkatli bir bicimde korunmakta olan ve yanginin dogrudan tehlike teskil etmedigi bolgelerde bulunan mahalle kiliseleri yangindan zarar gormemesi icin buralara yigilmis mobilya ve degerli esyalar ile doldu Pepys belediye baskaninin yanina ulastiginda onu Kral in yangini onlemek icin gerekli evleri yikma emrine karsi soylenmekteyken buldu Yanginin kendilerini onlarin yangini edebileceklerinden daha hizli alt ettigini soyleyen baskan Kral Charles in York kentinin duku olan kardesinden gelen yardim onerisine de karsi cikti ve uyumak icin evine gitti Kral II Charles da sehrin durumunu yakindan gorebilmek icin sarayindan ayrilmisti Vermis oldugu emirlerin hala uygulanmamis evlerin hala yikilmamakta oldugunu goren Kral Belediye Baskani Thomas Bloodworth u gorevinden azletti Yanginin ilerleme yonu olan batida henuz yanginin ulasmadigi evlerin bir kisminin yikilarak arada set olusturulmasi islemi icin emir verdi Gecmis yanginlarda buyuk basarilar kazanilmasina yardim etmis bu yontem cok gec uygulamaya kondugu icin zaten kontrolden cikmis olan yangina karsi hicbir ise yaramadi Pazar gununun aksam uzeri yangindan 18 saat sonra Pudding Sokagi ndaki alevler yakinina yaklasilmasi bile imkansiz olan bir ates firtinasina donustu Hava akimlariyla alcaktan yuksege dogru hareket eden muazzam alevler zaman zaman evlerin cumba ve cikintili balkonlarinin hava akimlarini yavaslatmasi nedeniyle geri puskuruyordu Dogu yonunden esen guclu yerel ruzgarlar da korkuldugu gibi alevlere yeni bir oksijen kaynagi olarak yanginin duzensiz bicimde hem kuzeye hem de guneye dogru yayilmasina neden oldu ve yanginin sondurulebilmesi islemini zorlastirdi Aksamustu esi ve bazi arkadaslariyla olaylari gormek icin tekrar nehirde bir gezintiye cikan Pepys teknede ruzgarin ucurdugu kivilcimlar artik dayanilmaz hale gelmeye basladiginda bir kahvehaneye girerek karanlik cokene kadar bekledi ve gunlugunde Londra Koprusu ve nehrin kiyisinin nasil alevler icinde oldugunu gorunce gozyaslarini tutamadigini ifade etti Pazartesi gunu 3 Eylul Pazartesi gunu yanginin yayildigi ortalama alan1651 yilinda John Evelyn 1620 1706 3 Eylul Pazartesi gunu safak vaktinde yangin bati ve kuzey yonlerinde ilerliyordu Alev firtinalarinin olusturdugu hava akimlari yangini bir gun oncesinden daha kuzeye ve guneye itiyordu Yanginin guney yonunde olan ilerlemesi dogal bir set gorevi goren Thames Nehri nin yardimi ile buyuk olcude hiz kesti ancak Londra Koprusu uzerinde yer alan evler yanmisti ve alevler koprunun guney bitiminde yer alan Southwark semtini tehdit ediyordu Alevlerin buraya ulasmasindan once alinan onlemler dogrultusunda semt ile kopru arasina set cekilmesi alevlerin semte sicramasini engelledi Bunun yani sira koprunun uzerinde bulunan evlerin aralarinin acik olmasi 1632 yilindaki yanginda oldugu gibi yanginin daha guneye yayilmasini onleyen bir baska etmen oldu Guney yonunde ilerlemesi kesilen yangin hiz kesmeden kuzeye sehrin merkezine yoneldi Bircok gozlemci yanginin ikinci gunune girildiginde Londralilarin caresizliklerini Royal Exchange ve Cheapside Caddesi gibi o gun alevler tarafindan yok olma tehlikesi ile karsi karsiya olan kentin gozde mekanlarini kurtarma cabalarini sik sik vurgulamistir Ancak coktan kontrolden cikmis olan yangini hicbir guc durduramamis ikinci gunun aksamustune dogru Royal Exchange de alevlere teslim olmustur Bununla ilgili olarak saray calisani gunluk yazari Evelyn soyle yazmistir Yangin cok buyuktu ve insanlar afallamisti En bastan beri umitsizlikten midir kader midir bilmem yangini durdurmak icin killarini bile zor kipirdatiyorlardi Aglamaktan ve feryat etmekten baska yapilacak bir seyleri yok diye esyalarini bile kurtarmaya tesebbus etmeden cildirmis yaratiklar gibi kosusturuyorlardi Iste boylesine bir saskinlik vardi uzerlerinde Evelyn sehrin merkezinden 6 5 kilometre kadar uzakta oturuyordu ve bu yuzden olayin ilk asamalarini goremedi Pazartesi gunu bir at arabasi ile diger bazi soylularin da katilimiyla Pepys in bir gun once gormus oldugu manzarayi kendisi de gormek icin Southwark a Thames in guney kiyilarina gitti O gordugunde felaketin boyutlari cok daha buyuktu Nehrin kiyisi boyunca tum sehir tuyler urperten alevler icindeydi Koprudeki tum evler Thames kiyisi boyunca uzanan yollar Cheapside in yukarilari Three Cranes in alt bolgeleri artik tamamen kul olmustu Aksamleyin Evelyn Thames in sehri terk eden yuk ve esya dolu bot ve tekneler ile dolu oldugunu kaydetti ve sehrin dar cikis kapilarindan bir an once gecip kuzeydeki ve dogudaki bos tarlalara ulasmak isteyen at arabasi ve insan selinden bahsetti London Gazette nin 3 10 Eylul sayili yangini konu olan baskisi Buyuk bir tehlikeyle karsi karsiya olan sehirde daha sonra bu yanginin bir kaza olmadigi dedikodusu bas gosterdi Hortum bicimini alan ruzgarlar kivilcimlari ve yanmakta olan hafif nesneleri oldukca uzak yerlere tasidi Yanginin cikis noktasiyla uzaktan yakindan ilgisi olmayan evlerin kolayca tutusmaya uygun cati ve yagmur oluklarinin alev almasindan oturu yanginin her yana yayilmis olmasi kentte bu yanginlarin her birinin kasitli olarak baslatildigi soylentisini dogurdu O donemde surmekte olan Ingiltere Hollanda savasindan dolayi tum yabancilara supheli gozuyle bakilmaya baslandi Yakin zaman icinde yabancilarin bir saldiri yapacagini ve yabanci topluluk temsilcilerinin evlere kundaklama amaciyla ates toplari attiklari kibrit ve tutusturucu maddeler ile yakalandiklari duyumlari yayildi Tum bu olaylar nedeniyle sokaklarda bir siddet dalgasi yayildi William Taswell bir Fransiz ressamin dukkanini yagmalayip yerle bir eden kalabaligi ve bir nalbantin yoldan gecmekte olan bir baska Fransiz adamin kafasina ors ile vurup yere serdigini nasil dehset icinde izledigini belirtmistir Tum bu olaylara neden olan korku ve kuskunun dogurdugu saldirilar yanginin tum tesisleri tahrip etmesinden dolayi iletisim ve haberlesme hizmetlerinin kesilmesiyle hiz kazandi Threadneedle Caddesi uzerinde yer alan ulkenin dort bir yanina ulasacak olan tum belge mektup ve havalelerin ugrayarak yol aldigi Postane Genel Merkezi Pazartesi gunu yandi Yangin basimevine ulasip kul etmeden once cogunlugu sosyete dedikodularindan olusan pazartesi sayisini basmayi basarabilen Londra Gazetesi o sayisinda Pazar gunu cikan ve hala son siddetiyle surmekte olan yangindan sadece kucuk bir not ile soz etti Gazetenin her dedigine guvenen insanlar bu konuyla ilgili bu kadar az haber cikinca soylenen her seye inanmaya basladi Bununla birlikte barut komplocularinin devami niteligindeki kisilerin olusturdugu grubun ortaya attigi bir de dini kiskirtma cikti Her yerde hakim olmaya baslayan kuskunun dogurdugu panik ve toplu paranoya yuzunden yangini sondurmekle ugrasmakta olan tum birimler daha cok yabancilari Katolikleri ve herhangi bir ortamda gordukleri dikkat cekici gorunusu olan kisileri tutuklayarak kalabaligin linc girisimlerinden kurtarmak ve olasi yeni dedikodulari onlemek icin calismaya basladilar Yangin yayildikca genelde ust tabakaya mensup kisiler sehir merkezindeki tasinir mallarini tehlike arz eden bolgelerden uzaklastirmak konusunda buyuk kaygilar yasadilar Fakat bu calisabilir durumda olan yoksul kisilere bir is kapisi sagladi Ozellikle teknesi at arabasi ya da binek hayvani olan kisiler varlikli aileler tarafindan kiralanarak esya tasidilar bunlardan bazilari ise yuklenmis olduklari mallarla ortadan kayboldu Cumartesi gunu yangin baslamadan once birkac silin karsiliginda tutulabilen basit at arabalari ve faytonlari Pazartesi gunu yanginin ikinci gununde tutmak icin kucuk bir servet odemek gerekiyordu Arabayla tasimacilik degere bindigi icin faytoncularin yuk tasimak icin istedigi para 40 u buluyordu 2005 yilinda 4000 degerinde Bunun sonucu olarak Londra yakinindaki her tekne ve at arabasi sahibi kentin sundugu bu firsatlardan yararlanmak icin yonunu panik icindeki halkin tepeleme yuklenmis arabalarla cikis kapilarinda biriktigi Londra ya cevirdi Sehrin kapilarindaki karmasa o kadar fazlaydi ki Pazartesi gununden sonra halkin kendi mallarini kurtarma derdine dusmek yerine yangini sondurmeye yardim etmelerini saglamak amaciyla tum kapilarin kapatilmasi karari alindi Dusuncesizce alinan bu karar ertesi gun henuz uygulanmadan yururlukten kaldirildi Cadde ve sokaklarda ozellikle sehir kapilarinin cevrelerinde duzen iyiden iyiye bozuldu Pazartesi gunu organize sondurme calismalarina baslandi Yangini bir an once sondurmekle yukumlendirilmis olan Belediye Baskani buyuk olasilikla Pazartesi gunu ya da daha once kentten ayrildi Cunku yangin hakkinda tutulan tutanak ve ilgili belgelerin hicbirinde baskan Bloodworth un adi gecmemistir Acil durumun bu asamasinda Kral Charles yine devreye girdi ve York kentinin Duku olan kardesi II James i yurutulecek olan tum calismalarin basina getirdi James yanginin cevresinde belirli yerlere komuta merkezleri konuslandirdi ve yoldan cevirdigi alt tabakaya mensup kisilerden olusan ucreti dolgun bir yangin takimi kurdu Kurulmus olan her komuta merkezinin basina ucer saray calisani getirildi ve bunlar II Charles tan bizzat aldiklari emir ile gerektiginde yikim kararlarini vermek ile yetkilendirildiler Bu arada James ve korumalari gun boyunca caddelerde gezerek saldiriya ugrayan yabancilari toplulugun hismindan kurtardi Tum bunlari yasayan bir kisi 8 Eylul de bir mektupta York Duku yangini sonlandirmak icin bitmek tukenmek bilmez cabalariyla herkesin kalbini kazandi yazmistir Sali gunu 5 Eylul Sali gunu yanginin yayildigi alan 6 Eylul Carsamba gunu yangin fazla yayilmadi St Paul Katedral i alevler icinde Tahmini 1670 yilindan kalma bilinmeyen bir ressam tarafindan yapilmis calisma 4 Eylul Sali yanginin neden oldugu yikimin en ust duzeye ciktigi gundur Bu gunde is basina bir onceki gun gecmis olan York Duku James in Temple Bar da kurulmus olan kumanda merkezlerinden biri yardimiyla alevlerin bati yonundeki ilerleyisi Whitehall Sarayi na ulasmadan durdurulabilmistir Yardimcilariyla yangini Fleet Koprusu nden Thames Nehri ne kadar olan bolgede kontrol altina alan James Thames in bir kolu olan Fleet Nehri nin de dogal bir set gorevi gormesini umdu Yine de yangin Sali sabahi Fleet Nehri ni de asarak dogudan esen ruzgarlar nedeniyle yoluna hiz kesmeden devam etti Onune gecilemeyen ve batiya dogru ilerleyen yangin karsisinda saray da olagandisi herhangi bir hareketlilik yoktu Bati dogrultusundaki ilerleyisi durduramayinca yanginin kuzeye dogru izledigi yol uzerinde bir engel olusturuldu Yapilan set aksam vaktine kadar alevlerin bu yone dogru olan ilerlemesini kontrol altina aldi Es zamanli olarak genis gosterisli ust kesimlere hitap eden magazalar ve dukkanlarin bulundugu Cheapside Caddesi ne ulasti Herkes eski St Paul Katedrali ni kalin tas duvarlari ve dogal bir set gorevi goren cevresini kusatmis bos kent meydani ile yangindan zarar gormeyecek kesin guvenli bir siginak olarak gordu Yangin yayilmaya basladigindan itibaren insanlar degerli mal ve esyalarini buraya getirdi Normal alanlari esyalar ile dolu olan katedralin bodrumu da Paternoster Meydani ndaki kitapci ve basimevlerinin tika basa istiflenmis stoklari ile doluydu Kilise binasi onarim gormekteydi ve sali gununun aksami alevlere teslim olacak olan tahtadan yapi iskeleleriyle cevriliydi Okuldan cikip eve gitmekteyken Westminster Merdivenleri nde olaylarin basladigini goren William Taswell alevlerin katedrale ulasarak iskeleyi yakmasini ve iskeleden sicrayan alevler ile ahsap cati kirislerinin tutusmasini bizzat izledi Daha sonra alevlerin isisindan dolayi katedralin kursundan yapilmis catisi erimeye basladi ardindan kitap ve kagit stoklarinin bulundugu deponunda alevlere teslim olmasi ile yapi butunuyle alevler icinde kaldi Katedral kisa sure icinde icindeki tum stok ve degerli esya ile birlikte bir enkaza donustu Sali gunu alevler doguya Londra Kulesi ne ve kulenin cevresinde bulunan barut depolarina dogru ilerlemeye basladi Butun gun batida sondurme islemleri ve onlemler ile ugrasmakta olan James in sondurme takimindan yardim gelmeyince kulenin garnizonu kendi islerini halletmek icin ise koyuldu Kulenin cevresinde bulunan bircok ev barutla havaya ucurularak alevlerin kuleye ulasmasi engellenmeye calisildi Carsamba gunu Daha sonra II James olarak tahta cikan York sehri Duku James Ruzgar sali gunu aksam vaktinden baslayarak hiz kesmeye basladi ve kule garnizonunun olusturmus oldugu setler 5 Eylul Carsamba gunu islevini yerine getirmis oldu Pepys hala icin icin yanmakta olan kenti gezdi ve manzarayi gormek icin Barking Kilisesi nin kulesine cikti Bir enkazin yasamimda gordugum en aci yansimasi Hala ayri ayri noktalarda yanmakta olan yapilar olmasina ragmen buyuk yangin artik sona ermisti Pepys sehrin hemen kuzeyinde yer alan Moorfields da evsiz kalmis zavalli yanginzedeler in sigindigi parka gitti Parkin cevresinde ekmek fiyatlarinin ikiye katlandigini kaydetti Evelyn kimi derme catma cadirlarda kimi ilkel barakalarda kalmakta olan yangin magdurlarinin merkezi haline gelmis olan Moorfields in disindaki merkezlere de yolculuk etti Cogu bir pacavradan bile yoksun gerekli araclar bir yatak bir sofra yok Yoksulluk ve sefaletin en son noktasi Evelyn aclik ve yokluktan olmek uzere olmalarina ragmen kimseden bir kurus bile istemeyen bu insanlarin gururuna hayran kaldigini belirtmistir Yabanci teroristler ile Fransizlar ve Hollandalilarin gerceklestirecegi bir saldirinin korkusu buyuk bir ruhsal sarsinti icinde bulunan yangin magdurlari arasinda hep oldugu gibi yuksekti Carsamba gunu Moorfields ve Islington da bu nedenle buyuk bir kitlesel panik cikti Fleet Caddesi uzerinde gokyuzunde gorulen bir parlama 50 000 kadar Fransiz ve Hollandalinin yanginin baslatmis oldugunu bitirmek icin ise koyuldugunu erkeklerin kafalarini kesmek kadinlarin irzlarina gecmek ve zaten az miktarda olan mallarini ele gecirmek icin Moorfields e dogru yol aldiklari soylentisini dogurdu Caddelere akan korku icindeki kalabalik zaten cogu sehirden kacip gitmis olan yabancilardan gorduklerinin uzerlerine saldirdi Evelyn ofkeli ve korkulu kalabaligin buyuk bir zorlukla kraliyet gucleri tarafindan Moorfields a geri itildigini kaydetti Durumlar oylesine karisik ve buyuk capliydi ki Kral II Charles tum Londralilarin monarsiye karsi ayaklandigini dusundu Sehirde gida uretim ve dagitimi neredeyse yok denebilecek duzeye geriledi Charles kente her gun yeterli oranda ekmek getirilecegini acikladi Cevreye yiyecek satisi yapan guvenli marketler kuruldu Bu marketler urun satmanin yani sira para karsiliginda ya da degis tokus ile urun de aliyordu Olumler ve yikimYangin ve sonuclari hakkinda yazilmis bir gazete metni Yangin ile ilgili resmi olarak sadece birkac olum kayda gecmistir Bununla birlikte anlatilanlara bakildiginda da olu sayisinin oldukca az oldugu sanilmaktadir Tarihci Roy Porter bu sayinin 8 dolaylarinda oldugunu Tinniswood ise tek haneli sayilari asmadigini soylemistir Tinniswood bu sayinin sadece yangindan yanma yoluyla ya da duman zehirlenmesi nedeniyle meydana gelen olumleri kapsadigini bazi olulerin kayda gecirilmemis olabilecegini ve magdurlarin kurdugu cadir kentlerde de bircok kisinin acliktan oldugunu belirtmistir Ayrica hicbir zaman haklarinda kayit tutulmayan yoksul kisilere ne oldugu hakkinda da bilgi yoktur Yangin sadece ahsap yapilar ile degil Thames Nehri nin kiyisi boyunca kurulmus depolarda bulunan komur yag zift mum barut alkol terebentin kumas toplari ve saman balyalari ile de beslenmistir Rihtimda bulunan ergime noktasi 1250 C ile 1480 C arasinda olan ithal edilmis celik bloklarini ve sehir kapilarinin 1100 C de eriyen demir kilit ve zincirlerini yok etmis olan alevlerin insan vucudundan geriye herhangi bir sey birakmayacagi gercegi goz onunde bulunduruldugunda olu sayisinin kesinligi hakkinda kesin bir sayi vermek zordur Insan vucudunda bu isiya dayanabilecek tek bolum disler olsa da bu ne on binlerce ton moloz ve enkaz altinda degerli bir seyler arayan yanginzedelerin ne de kentin tekrar imari icin calisan temizlik iscilerinin umurunda olmustur Sagduyu icin dikkat cekmeye calisan Hanson daha onceki donemlerde cikan yanginlari da goz onune alarak alevlerin hep yoksullarin kohnemis evlerinin bulundugu bolgelerde hizla yayildigini yasli genc saglam sakat herkesi kulleri ile birlikte enkazin altina gomdugunu olu sayisinin 8 10 degil ama belki birkac yuz hatta birkac bin olmasinin mumkun oldugunu soylemistir Toplam yikimin arasinda 13 200 ev 87 kilise 44 sirket binasi Royal Exchange St Paul Katedrali Bridewall Sarayi sehir hapishaneleri postane binasi genel merkezi ve sehrin bati giris kapilarinin ucunun de bulundugu bircok yapi vardir Olusan zararin parasal boyutlari hakkinda one surulen gorus o donemin parasi ile ilk olarak 100 000 000 olarak tahmin edilmis daha sonra kesin olmayan bir rakama 10 000 000 a indirgenmistir 2005 yili piyasasinda bu oran 1 000 000 000 a denk gelmektedir Olayin ardindanJohn Evelyn in uygulamaya koyulamamis butunuyle yenilenmis kent tasarimi Olaylarin ardindan yangini baslatan kisiyi belirleme calismalari Westminster daki yangini Papa nin bir ajani olarak kendisinin baslattigini itiraf eden saf ve kendi halinde bir Fransiz saat tamircisi olan Robert Hubert in sozleri ile birden kesildi Kendisi daha sonra soylediklerini degistirerek yangini Pudding Sokagi ndaki ekmek firininda baslattigini soyledi Sucu ustlendigi icin Hubert 28 Eylul 1666 tarihinde Londra Tyburn de asilarak idam edildi O oldukten sonra kendisinin yangin bittikten ancak iki gun sonra Londra ya girdigi ortaya cikti Yangini Katolikler in cikarttiklari iddiasi Katoliklik yanlisi olan Kral II Charles in karsitlari tarafindan buyuk bir politik propaganda olarak kullanildi Felaketin ardindan bas gosteren kaos ve duzen eksikligi nedeniyle Charles bir ayaklanmanin yasanmasindan cok korktu Yanginda evlerini yitirmis olan herkesi Londra nin disinda bir yerlere yerlesmeleri icin tesvik eden bir duyuru yayinladi Bir bolumu Oxford a goc eden bu evsizlerden ne kadarinin ayrildigi ve nereye gittigi belirsizdir Charles in da destek verdigi harap olmus sehrin koklu degisiklikler ile yeniden kurulmasi icin bircok tasari ortaya suruldu Saray ve sehir otoritelerinin yikilmis evlerin ve onlarin uzerinde bulundugu arsalarin asil sinirlarini belirlemek ve asil hak sahipleri ile iletisim kurarak zarari tazmin etmek icin baslattiklari girisimden daha sonra vazgecildi Christopher WrenChristopher Wren tarafindan Buyuk Londra Yangini anisina tasarlanan anit Hangi mulkun kime ait oldugu belirsizliginin dogurdugu tartismalar nedeni ile ortaya surulen suslu satafatli genis meydan ve bulvarlari olan sehir imar plani hicbir zaman hayata gecirilemedi Ne iletisim kurulacak bir mulk sahibi vardi ne de odenecek zararin hesabi belliydi Bu nedenle ayni cadde ve sokak plani uzerine sehir bu kez daha genis caddeler daha iyi gorunum ve yangina karsi daha fazla guvenlik onlemi ile tekrar insa edildi Thames Nehri kiyisi boyunca rihtimlar olusturuldu ve nehre girisi engelleyen hicbir yapiya izin verilmedi Tum bu yapilanlarin icinde en onemlisi evler bu kez ahsaptan degil tas ve tugladan yapildi Kamu binalari yangin oncesinde bulunduklari yerlere yeniden kuruldu Kral Charles in istegi dogrultusunda Christopher Wren ve Robert Hooke tarafindan yanginin almis olduklarini anmak amaciyla bir anit tasarlandi ve felaketin baslangic noktasi olan Pudding Sokagi na yakin bir noktaya dikildi 61 metre yuksekliginde olan ve Londra da kisaca The Monument olarak bilinen anit Londra nin en cok ziyaret edilen tarihi yerlerindendir ve bolgedeki bir metro istasyonuna adini vermistir Anitin yapiminda ayrica Papa nin hainlik ve fesatligi yuzunden bu sehrin en buyuk yangini basladi gibi sozler ile Katoliklere de agir ithamlarda bulunuldu 1685 ten 1689 a kadar II James in tahtta bulundugu sure disinda bu yazilar 1830 yilina kadar kaldi Smithfield da bulunan yanginla ilgili bir baska yapida Pye Kosesi nin Altin Cocugu adli heykel anittir Ingilizce Golden Boy of Pye Corner Anitin yazitlarinda bulunan bilgilere gore Pudding Sokagi nda baslayan yangin bu heykelin bulundugu noktada bitmistir Heykelin yazitinda yangin ile ilgili olarak Londralilara acgozlulukleri yuzunden Tanri nin kentin uzerine saldigi bir gazab olarak soz edilir Yangindan bir yil once 1665 yilinda bas gosteren hiyarcikli veba salgininin Londra nufusunun altida birini yaklasik 80 000 kisiyi oldurdugune inanilmaktadir Bu salginin Buyuk Londra Yangini ndan sonra bir daha hic tekerrur etmedigi soylenir Bunun nedeni olarak yanginin sagliga uygun durumda olmayan kohne evleri hastaligi insanlara bulastiran baslica etmenler olan fare ve pireler ile birlikte yok etmesi olarak gosterilir Bircok tarih arastirmacisi yanginin salginlari onlemede herhangi bir etkisi olmadigini one surmektedir Londra Muzesi nin resmi internet sitesinde yanginin hastaligin durmasinda etkisi oldugu soylense de tarihci Roy Porter yanginin eski evlerin bulundugu varos bolgelere zarar vermediginin altini cizer Daha sonraki donemlerde soylenen tibbi aciklamalar ise hastaligin eszamanli olarak tum Avrupa ulkelerinden kalktigini belirtir Boylesine yikici bir yanginin Londra gibi bir ticaret merkezinde gerceklesmesinin bir sonucu sigortaciligin ozellikle yangin sigortalarinin tarihte daha once gorulmedik olcude gelismesi oldu 1667 de sehir meclisi ilk yangin sigortasi kurumu olan Yangin Dairesini Fire Office kurdu Daire Thames den su tasiyan iscilerden olusan bir itfaiye teskilati da kurdu Iscilerin uniformalari ve kol bantlarinda sirketin amblemi bulunuyordu Bunu 1684 te ilk ozel yangin sigortasi sirketi olan Friendly Society 1696 da Hand in Hand 1704 te Lombard House izledi Tarihte modern yangin sigortaciliginin Buyuk Londra Yangini ile basladigi kabul edilir Ayrica bakinizThe Monument Londra SehriDis baglantilarWikimedia Commons ta Buyuk Londra Yangini ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Ingilizce BBC tarih sitesi12 Kasim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Londra muzesi soru cevap sayfasi27 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Kanal 4 sayfasinda yanginin dagilisini gosteren animasyon 18 Mayis 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Notlar Maddede gecen tum tarihler Ingiltere de o donemde Gregoryen takvimi kullanilmiyor olmasina karsin gunumuz takvimine uygun olarak verilmistir Porter 6 80 Tinniswood 4 101 Reddaway 27 Morgan 293 4 John Evelyn in 1659 daki yorumu Tinniswood un kitabindan alinmistir 1660 larda Londra bolumunde aksi belirtilmedigi takdirde Tinniswood 1 11 den yararlanilmistir Porter 80 121 2 donum 330 Ingiliz donumu standart kaynaklara gore Roma surlari icinde kalan alanin boyutlariydi ornegin bkz Sheppard 37 Fakat Tinniswood alani mil kare olarak vermektedir 667 Ingiliz donumu Hanson 80 Londra nin Cumhuriyetci anlayisi icin Hanson 85 88 e bakiniz Hanson 77 80 Kentteki yangin tehlikeleri bolumunde yazanlar aksi belirtilmedikce Hanson in soylediklerine dayanarak yazilmistir 77 101 Eylul 1666 da Lord Conway e kimligi belirsiz bir kisi tarafindan yazilmis yanit mektubu Tinniswood tarafindan belirtilmis 45 46 Detaylar Sameul Pepys in olay gunune ait gunluk sayfalarindan Robinson Bruce London s Burning The Great Fire 25 Agustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hanson 82 Kentteki yangin tehlikeleri bolumu aksi belirtilmedikce Tinniswood un 46 52 ve Hanson in 75 78 yazdiklarina dayanmaktadir Yangin kancasi yaklasik 30 fit uzunlukta olan ucunda guclu bir halka ve kanca olan agir bir direkti Tehlike altinda olan bir evin catisindaki ahsaplara takilir ve ipler ve makaralar yardimiyla binayi yikmakta kullanilirdi Tinniswood 49 Reddaway 25 Bludworth s failure of nerve was crucial dogrudan yapilan alintinin cevirisi Bludworth un cesaretsizligi onemliydi Tinniswood 52 Bkz Robinson London Brighter Lights Bigger City 20 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde ve Tinniswood 48 49 Karsilastirin Hanson tekeleri oldugunu iddia eder ki 76 Tinniswood olmadigini belirtir 50 1625 te patenti alinan itfaiye araclari tek basina hareket eden kuvvet pompalariydi ve ondeki ve arkadaki uzun kollarla calistirilirlardi Tinniswood 50 Gun gun bilgi vermekte olan haritalar hakkindaki bilgiler Tinniswood un yazdiklarina goredir 58 77 97 Tinniswood 42 43 Tinniswood 44 He didn t have the experience the leadership skills or the natural authority to take charge of the situation dogrudan alintinin cevirisi Duruma el koyacak deneyimi liderlik becerisi veya dogal otoritesi yoktu Pepys in gunlugu 2 Eylul 1666 Tinniswood 93 Tinniswood 53 London Gazette 3 Eylul 1666 Pazartesi gunu bolumunde yazanlarin kaynagi aksi belirtilmedikce Tinniswood un yazdiklarina dayanir 58 74 Robinson London s Burning The Great Fire 25 Agustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tum ayrinti ve sozler John Evelyn in tutmus oldugu gunlugunden Evelyn 10 Hanson 139 Reddaway 22 25 Hanson 156 57 Hanson tarafindan aktarilmistir 158 Tinnisworth 71 Tinniswood tarafindan aktarilmistir 80 Sali gunu bolumunde yer alan bilgiler Tinnisword un yazdiklarina dayanmaktadir 77 96 Carsamba gunu bolumunde yazanlar aksi belirtilmedikce Tinniswood un soylediklerine dayanarak yazilmistir 101 10 Tinniswood tarafindan aktarilmis 104 Porter 87 Tinniswood 131 35 Hanson 326 33 Porter 87 88 1264 ten 2005 e Ingiliz Sterlini nin alim gucu 24 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Nisan 2007 Bu bolum aksi belirtilmedikce Reddaway 27 ff ve Tinniswood un 213 37 soylediklerine dayanarak yazilmistir Tinniswood 163 68 Arsivlenmis kopya 18 Eylul 2005 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Nisan 2007 Porter 84 a b Hanson 249 50 4 Kanal Uzmanalara sorun sayfasi 27 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Londra Muzesi 27 Ekim 2006 erisildi The plague ravaged parts extramural settlements like that housed the most squalid slums were sadly little touched by the Fire burning down was what they needed dogrudan alintinin cevirisi Vebanin yikima ugrattigi sehir disinda kalan bolgeler en kotu durumdaki Holborn Shoreditch Finsbury Whitechapel ve Southwark gibi gecekondu bolgeleri maalesef yangindan pek etkilenmedi ihtiyaclari olan sey yanip yokolmalariydi Porter 80 Akatli Cengiz Yangina Karsi Sigorta ve Yangin Reasuransi Istanbul 1985KaynakcaEvelyn John 1854 Diary and Correspondence of John Evelyn F R S Londra Hursst and Blackett 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Kasim 2006 Also in text version Evelyn John 1857 William Bray Ed Diary and Correspondence of John Evelyn F R S Londra 19 Mart 2005 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Ocak 2007 Hanson Neil 2001 The Dreadful Judgement The True Story of the Great Fire of London New York Doubleday Hanson in calismasinin bir incelemesi icin bakiniz Lauzanne Alain Revue pluridisciplinaire du monde anglophone Ingilizce Cercles 6 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Ekim 2006 Morgan Kenneth O 2000 Oxford Illustrated History of Britain Oxford Oxford Pepys Samuel 1995 ve eds Ed The Diary of Samuel Pepys Vol 7 Londra Harper Collins ISBN 0 00 499027 7 KB1 bakim Fazladan yazi editor listesi link Ilk kez 1970 ve 1983 arasinda Bell amp Hyman tarafindan Londra da yayimlanmistir Pepys i iceren ayrintilar ve alintilar bu standart telif hakki sakli baskidan alinmistir Gunluklerin tum web surumleri gunluklerin 19 yuzyil tarihli kamu mali baskilarindandir ve ne yazik ki bircok hata icermektediler zira Pepy sin gunluklerinin birlikte yazildigi stenografi Latham ve Matthews in calismalarina kadar dogru bicimde uyarlanamamistir Porter Roy 1994 London A Social History Cambridge Harvard Reddaway T F 1940 The Rebuilding of London after the Great Fire Londra Jonathan Cape London Brighter Lights Bigger City BBC 18 Aralik 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2006 Sheppard Francis 1998 London A History Oxford Oxford Tinniswood Adrian 2003 By Permission of Heaven The Story of the Great Fire of London Londra Jonathan Cape