Cahit Sıtkı Tarancı (4 Ekim 1910, Diyarbakır - 12 Ekim 1956, Viyana) Türk şair, yazar ve çevirmendir. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önde gelen şairlerinden biridir. "Otuz Beş Yaş" şiiriyle özdeşleşen Tarancı, "sanat için sanat" anlayışına bağlı kaldı. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer verdi; ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi konulu şiirler yazdı. Birçok şiiri, farklı bestekârlar tarafından bestelenmiştir.
Cahit Sıtkı Tarancı | |
---|---|
Doğum | 4 Ekim 1910 Diyarbakır, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 12 Ekim 1956 (46 yaşında) Viyana, Avusturya |
Ölüm sebebi | Plörezi |
Defin yeri | Cebeci Asri Mezarlığı, Ankara |
Meslek | Şair · yazar · çevirmen |
Dönem | Cumhuriyet |
Önemli eser(ler) |
|
Evlilik | Cavidan Tınaz (e. 1951) |
Ömrümde Sükût (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952) ve ölümünden sonra yayımlanan Sonrası (1957) ile Bütün Şiirleri (1983) adlı şiir kitaplarının yanı sıra çeşitli hikâyeler yazmış ve bu hikâyeler Tarancı'nın ölümünün 50. yılında Gün Eksilmesin Penceremden (2006) adıyla yayımlanmıştır. Fransız edebiyatından yaptığı şiir tercümeleriyle de yapan şairin aile fertlerine, arkadaşlarına ve yakın dostlarına yazmış olduğu mektupların çoğu Ziya'ya Mektuplar (1957) ve Evime ve Nihal'e Mektuplar (1989) adlarıyla yayımlanmıştır.
Diyarbakır'da dünyaya gelen Tarancı, şehrin soylu ailelerinden olan . İlk tahsilini Diyarbakır'da tamamladıktan sonra İstanbul'a giderek Kadıköy'deki Fransız Saint-Joseph ile Galatasaray liselerinde orta öğrenim gördü. 1944 yılından başlayarak Ankara'da Anadolu Ajansı, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığında çevirmen olarak çalıştı. 1954'te geçirdiği felç sonucu Viyana'ya götürüldü ve buradaki bir hastanede tedavi gördüğü sırada 12 Ekim 1956'da zatülcenpten öldü.
Tarancı'nın doğup büyüdüğü ev, 1973 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından satın alınarak restore edildikten sonra, cumhuriyetin 50. yılında 29 Ekim 1973 tarihinde Tarancı'nın anısını yaşatmak ve ismini ebedîleştirmek amacı ile müze olarak hizmete açıldı.
Hayatı
Ailesi ve çocukluğu
4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'ın Cami Kebir Mahallesi'nde günümüzde müze olarak kullanılan evde dünyaya gelmiştir. Doğduğunda kendisine büyükbabasının adı olan Hüseyin Cahit adı verilmiştir. Tarancı, pirinç ziraati ve ticaretle uğraştıkları için "Pirinççizadeler" diye bilinen Diyarbakır'ın köklü ve soylu ailelerinden birine mensuptur. Büyük dedesi Hacı Ali Efendi'nin iki oğlundan biri olan Arif Efendi, Diyarbakır'da belediye reisliği yapmış ve I. Meşrutiyet'in ilanından sonra Diyarbakır'dan vekil olarak seçilmiştir. Arif Efendi'nin oğlu Feyzi Bey de cumhuriyetin ilk yıllarında Diyarbakır mebusu olarak meclise girmiş ve Fethi Okyar kabinesinde görev almıştır. Fevzi Bey'in oğlu Vefik Pirinççioğlu da vekil seçildikten sonra 27 ve 28. Türkiye Hükûmeti'nde sırasıyla içişleri ve devlet bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. Hacı Ali Efendi'nin diğer oğlu Hüseyin Efendi, tarım ve ticaretle uğraşmıştır. Hayriye Hanım ile olan evliliğinden Bekir Sıtkı (1888) dünyaya gelmiştir. Ziraat ve ticaretle uğraşan Bekir Sıtkı Bey, amcası Arif Efendi'nin kızı Arife Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten üç kız ve üç erkek çocuk dünyaya gelmiştir. Tarancı, ailenin en büyük çocuğudur. Mehmet Halit, Saliha Nihal (Erkmenoğlu), Yıldız (Köksal), Atiye Hilâl (Arda), Yılmaz Cihangir, Tarancı'nın kardeşleridir.
1934'te Soyadı Kanunu'nun çıkmasıyla Arif Efendi'nin soyundan gelenler "Pirinççioğlu" soyadını alırken "o sene pirinç ziraatinden zarar eden ve kızgınlıkla 'Pirinççioğlu' soyadını almayan" Bekir Sıtkı Bey, "çiftçi" anlamına gelen "Tarancı" soyadını almıştır.
Çocukluğunu Diyarbakır'da ailesinin yanında geçiren Tarancı, söylenenlere göre çocukluğunda "kısa boylu, nazik yapılı, göğsü oldukça dar yapılıydı. Keskin yüz çizgilere ve koyu kahve saçlara sahipti."
Eğitimi
Tarancı öğrenim hayatına 1917'de Diyarbakır Nümune-i Terakkî-i Hamidî Mekteb-i İptidâî'sinde başladı. Sonraki yıl Mekteb-i Sultani'nin iptidai kısmına gönderildi. Bu okuldan "üstün başarı" ile mezun oldu. Babası, vali olmasını ve ailesinin adını yüceltmesini arzu ediyordu. Onu, ilkokuldan sonra eğitimine devam etmesi için İstanbul'a yolladı. Tarancı, Kadıköy'deki Saint-Joseph Fransız Lisesinde başladığı ortaöğrenimine 1927-28 eğitim-öğretim döneminde ortaokul son sınıf öğrencisi olarak geçtiği Galatasaray Lisesinde devam etti. Bu okulda Ziya Osman Saba ile tanıştı. Lise öğrenimine aynı okulda devam etti. Şiir yazma girişimlerine lise öğrencisi iken başladı. Hafta sonu tatillerini dayısı Nafia Vekili Feyzi Bey'in evinde, yaz tatillerini memleketi Diyarbakır'da geçirdi.
1931'de Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu ve Yıldız'daki Mülkiye Mektebi'ne yatılı olarak başladı. Bu dönemde yazdığı "Uzak Bir İklimde", "Gece Bir Neticedir" ve "Güneşe Âşık Çocuk" gibi şiirler Tarancı'nın ilk şöhretini sağladı. Peyami Safa da 1932'de Cumhuriyet gazetesindeki üç yazısıyla onu kamuoyuna tanıttı. Cahit Sıtkı, kimi kaynaklara göre derslere karşı ilgisizdi ve kimi kaynaklara göre "derslere ilgisizliği, çirkinliği dolayısıyla kendini içkiye vermesi, birtakım gönül maceraları yaşaması yüzünden" mülkiye tahsilini tamamlayamadı; dört yıl sonunda Mülkiye'deki eğitimini bırakıp İstanbul'daki Yüksek Ticaret Okulunda öğrenim görmeye başladı.
Hikâyelerini yayımladığı Cumhuriyet gazetesi sahipleri Nadir Nadi ile Doğan Nadi'nin desteği ile yükseköğrenimini tamamlamak üzere Paris'e gitti. 1938-1940 yıllarında Paris'te Sciences Politiques'te öğrenimine devam etti. Bu dönemde geçimini sağlamak için Paris Radyosu'nun Türkçe yayınlar servisinde spikerlik yaptı, bir yandan da gazeteye öyküler göndermeye devam etti. Paris'teki öğrenciliği sırasında Oktay Rifat ile tanıştı. "Sıla", "Kuşlar", "Bir Hatıram Vardı Benim", "İmkânsız Dostluk", "Sulh Bir Hatıra Oldu", "Nü", "Bugün Hava Güzel", "Desem Ki" şiirlerini Paris yıllarında yazdı.
II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası uçakları 1940 yılında Paris'i bombalamaya başlayınca öğrenimini bırakmak zorunda kaldı; 13 Haziran 1940'ta bisiklet ile kaçarak önce Lyon'a sonra Cenevre'ye geçti. Burada kısa bir süre kaldıktan sonra Türkiye'ye geri dönmüştür. Cahit Sıtkı, hiçbir yüksekokul bitiremeden Diyarbakır'a döndü.
İş yaşamı
Tarancı, İstanbul'daki Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenim görmekte iken işleri ve maddi durumu bozulan babasının kendisine eskisi kadar para gönderilmemesi üzerine 1936 yılının sonlarına doğru Sümerbank'ın açtığı bir imtihanı kazanarak memuriyete başladı ve bu dönemde Cumhuriyet'e hikâyeler yazmaya devam etti. Görevinin Karabük'teki bir fabrikaya nakledilmesiyle istifa ederek bu memuriyeti yalnızca bir yıl devam ettirdi. Yükseköğrenimi için Paris'e gidip II. Dünya Savaşı'nın başlaması ile geri döndükten sonra Mart 1941'de askere gitti.
Ekim 1943'te terhis olduktan sonra Eminönü, Yemiş semtindeki bir yazıhanede ticaret işlerini sürdürmekte olan babasının yanında çalıştı. Burada babasının ticari defterlerini tuttu. 1944 yılı sonlarına doğru Ankara'ya giderek Anadolu Ajansı'nda çevirmenlik yaptı; ardından önce Toprak Mahsulleri Ofisi'ne daha sonra Çalışma Bakanlığı bünyesindeki bir çevirmenlik kadrosuna geçti.
Evliliği ve ilişkileri
Ziya Osman Saba'ya göre Cahit Sıtkı, "kendisinden yaş yaş küçük kızların peşinde" olmuştur. Saba, şairin kendini "hiçbir kızın beğenmeyeceği kadar çirkin" gördüğünü ve tecrübeli olduklarından dolayı yetişkin kızların kendisini beğenmeyeceklerini ve bundan ötürü "küçük yaştaki toy kızları elde edebileceğini" belirtmiştir. Mülkiye'de okuduğu sırada on dört yaşındaki "Beşiktaşlı" denen kişiyle ilişkisi olmuştur. 12 Mart 1941'de askerliğini yapmak için hazırlık kıtasına katılmış, nisan ayı sonlarına doğru Ankara Yedek Subay Okulu'nda altı aylık döneminin ardından 10 Kasım 1941'de piyade asteğmeni olarak Burhaniye II. Tabur 5. Kıta Bölük Komutanlığı emrinde kıta hizmetine başlamıştır. Burada askerliğini yaparken yine genç yaşta olan "komşusu Boşnak kızı" ile on yedi yaşlarında olan "esmer güzeli yar" ile ilişkisi olmuştur. Ziya Osman Saba, Cahit Sıtkı'nın sevgilileri hakkında şunları söylemiştir:
"Cahit'i âşık eden kızların hiçbirini görmem kısmet olmadı. Onları ya kendi ağzından dinledim ya mektuplarıyla, şiirlerinden öğrendim. Onlar hep küçük kızlar oldular. Hatta bazıları kara, okul göğüslüklerini olsun çıkarmamışlardı... Cahit, kendisinin çirkin, hiçbir kızın beğenmeyeceği kadar çirkin olduğuna inanmıştı. Bence erkekte güzelliğin veya çirkinliğin hiçbir önemi olmadığı halde o, bu konuda aşırı bir duyarlılık gösteriyor, bunu kara bir talih sayıyordu."
Tarancı, bir mektubunda askerliğinin son dönemlerini geçirdiği Ilıca'dayken babasının kendisini Diyarbakırlı bir kızla evlendirmek istediğini belirtmiştir. Daha önceden tanıdığı memleketlisi Melek Tiğrel ile de mektuplaşması, onunla evliliği gündeme getirmiştir. Cahit'in yakın çevresi bu evliliğe sıcak bakmasına rağmen zamanla bundan da vazgeçmişlerdir. Tarancı, Çalışma Bakanlığı'nda çalışırken görüp âşık olduğu Cavidan Tınaz'a bir mektup yazarak evlilik teklifinde bulunmuştur. Cavidan Hanım, Cahit Sıtkı'nın kendisine mektup verişini şöyle anlatmıştır:
"Bir gün telaşlı, mahcup bir tarzda ve acele ile elime bir mektup sıkıştırdı. Doğrusu böyle bir şeyi tahmin edebiliyordum. Mektubu heyecanla alıp eve götürdüm, kendini tanıtıyor ve benimle evlenmek istediğini belirtiyordu... Çok iyi bir insandı."
Cavidan Hanım, bu mektuba şairin içkiye olan bağımlılığından ötürü olumsuz yanıt vermiştir. Bunun farkında varan Cahit Sıtkı, "Affet beni Cavidan'ım, gözümde dünyanın en paha biçilmez mücevheri olan o güzel başın için yemin ediyorum, mezara gireceğim güne kadar ağzıma alkol namına tek damla bir mayi koymayacağım." diyerek Cavidan Hanım'ı evliliğe razı etmiştir. Çift, 4 Temmuz 1951 Çarşamba günü Ankara Halkevi'nde nikâhlanmıştır.
Ölümü
Tarancı, 1954 yılının ocak ayının ikinci yarısında sağ tarafına gelen felçle Ankara Numune Hastanesine kaldırıldı. Sağ tarafından felç olan Cahit Sıtkı, konuşma yetisini kaybetti. Üç ay hastanede kaldıktan sonra taburcu edildi ve tıbbî imkânların daha iyi olacağı düşüncesiyle İstanbul'a götürüldü. Doktorların, şairin iyileşme ümidi olmadığı ve baba evine gitmesinin uygun olacağını belirtmesiyle Diyarbakır'a, bir yıl Diyarbakır'da kaldıktan sonra tedavi amacıyla 7 Ekim 1955'te yeniden Ankara'ya götürüldü. Ankara'daki tıp fakültesinde on bir ay boyunca tedavi gördü. Bu sırada kendisine şiirleri okunmuş, hafızasına tekrar işlerlik kazandırılmaya çalışılmıştır. Söylenenleri anlamaya başlayan şair 15-20 kadar kelimeyi de söyleyebilir hâle geldi. Felçli olan sağ ayağını oynatmaya ve bükülü kalan kolunu kıpırdatmaya hatta yavaş yavaş yürümeye bile başladı. Dönemin bakanı Samet Ağaoğlu'nun yardımıyla 6 Eylül 1956'da kardeşi Halit Tarancı refakatinde Viyana'ya gönderildi. Viyana'daki bir hastanede tedavi gördüğü sırada 12 Ekim 1956'da zatülcenpten ötürü öldü. 26 Ekim Cuma günü Ankara'ya getirilen naaşı, Ankara'da Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi.
Sanat hayatı
Cahit Sıtkı, aile çevresinin edebi faaliyetlere ilgi duyması yönü ile küçük yaşlarda edebiyat dünyasına ilgi duymaya başladı. Saint-Joseph Lisesi'ne giderken Namık Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet Emin Yurdakul ile Pierre Corneille, Jean Racine, Molière, Alphonse de Lamartine gibi sanatçıları da okuma fırsatı buldu. Galatasaray Lisesi'ndeyken şiire olan eğilimi giderek artmış ve 2. sınıftayken Ziya Osman'ın yönlendirmesiyle Fransız şair Charles Baudelaire'i okumaya başladı. Şair bu konuda şunları dile getirmiştir:
"Bendeki Lamartine muhabbeti Galatasaray onuncu sınıfa kadar devam etti. Orada Baudelaire'i okuduktan sonra düşünüşüm, duyuşum, görüşüm değişti. Daha doğrusu Baudelaire elinde tuttuğu canlı meşale ile bana tutacağım, tutmam gereken yolu gösterdi. Baudelaire bana suyun dibine inmeyi öğretti, içimle dışım arasındaki farkı Les Fleurs du Mal'i (Kötülük Çiçekleri) okuduktan sonra idrak ettim."
Hafta sonu tatillerini bürokrat dayısı Fevzi Bey'in evinde geçiren Cahit Sıtkı'yı aile çevresinden sadece o, şiire teşvik etmiş, onu yüreklendirmiştir. Cahit Sıtkı şiire ağırlık verdikçe derslerindeki başarısının düşmesi ailesi tarafından şiddetle eleştirilmekteydi. Lise son sınıftayken ilk şiirlerini Servet-i Fünûn ve dergilerinde yayımladı. Aynı dönemde Servet-i Fünûn ile Galatasaray Lisesi'nin Akademi ve Galatasaray adlı dergisinde de şiirleri yayımlanmaya başlamıştır. Dayısı, şiirlerini Abdullah Cevdet'e göstermesi konusunda Cahit Sıtkı'yı yüreklendirdi. Abdullah Cevdet, Cahit Sıtkı'nın bütün şiirlerini dikkatle okumuş, kusurlarını ona nezaketle göstermiş, beğendiği mısraların altını çizmiş ve ona yetenekli olduğunu söyledikten sonra; bu şiirleri yayımlamaktan vazgeçmesini ve daha çok kitap okuyarak yazmasını tavsiye etmiştir.
Cahit Sıtkı, şair olmak istemesine rağmen babası tarafından Mülkiye Mektebi'ne gönderilmişti. Okula bazı günler uğramış ama zamanının çoğunu da okula yakın bir kahvede geçirmiştir. Bu yüzden babasıyla çok tartışmış, babası ona diploması olmayan şairleri örnek göstererek kendisinin haklı olduğunu dile getirmeye çalışmıştır. Cahit Sıtkı da "Bu yaldızlı kâğıt üzerinde ne diye bu kadar duruyorsun, bak Hüseyin Cahit'in de diploması yok?" cevabını vermiştir. Sigara içmeye lisedeyken başlayan şair, bu dönemde içkiye başlamış ve kendi sözüyle "hayatı daha kesif yapmak için" hep şiir adına ve uğruna içtiğine işaret etmiştir. Edebiyat dünyasında tanınmasında Peyami Safa'nın 1932 yılında Cumhuriyet gazetesinde şiiri üzerine yazdığı üç yazının büyük etkisi olmuştur.
Sanat anlayışı
"Sanat için sanat" anlayışına bağlı kalan Tarancı'ya göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Cahit Sıtkı'ya göre sanat eseri/şiir, her şeyden önce bir "anlatım"dır. O, bu "anlatım"ı bir estetikçi veya felsefeci gibi ontolojik olarak değil, ilgilendiği ve üzerinde çalışmaktan zevk duyduğu bir nesne olarak ele almış ve kendisine göre başarılı bulduğu güzel şiirlerin özelliklerini anlatmıştır. Bu özellikler, aynı zamanda şairin şiir anlayışını ortaya koymaktadır. Ayrıca Cahit Sıtkı'ya göre samimiyet, estetik bir değerdir, şiirde anlatılan duygu, düşünce, inanç ve daha başka duyguların samimi olması bir şiire, sanat eseri olma kıymeti kazandıran unsurlardan biridir.
Şiir kitapları
Yirmi bir şiirden oluşan Ömrümde Sükût, Cahit Sıtkı'nın 1933'te yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Necip Fazıl Kısakürek tesiri altındaki bu şiirlerde, Fransız şiirinin tür ve biçim etkisi görülmekte ve Tarancı'nın çocukluk anıları, özlemleri, içinde yaşadığı zamanın kişisel bunalımları ele alınmıştır. Şairin lise yıllarında yazdığı ve Akademi, Muhit ve Galatasaray dergilerinde neşrettiği bazı şiirleri de içinde barındıran kitap, yedi bölüm halinde 21 şiiri ihtiva etmektedir. 1946'da Otuz Beş Yaş adlı şiir kitabı, Ülkü Basımevi tarafından basılmıştır. 1933-1946 döneminde yazılan şiirleri kapsayan bu eser, sonraki yıllarda en çok basılan şiir kitapları arasında yer almıştır. Kitaptaki şiirlerin büyük bir kısmı Varlık başta olmak üzere Kültür Haftası, Ağaç, Yücel, , , Ülkü gibi dergilerde yayımlanmıştır. Eser, Ağustos 1946'da Varlık Yayınları'nın ilk kitabı olarak basılmış ve yüz sekiz şiir içermektedir. Çalışma Bakanlığı'nda çevirmenlik yapmaya başladığı dönemde yazmaya başladığı ve kitaba adını veren "Otuz Beş Yaş" şiiriyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluş yıldönümü ile ilgili açtığı yarışmada birinciliği elde etmiştir. İlk baskısı 1952'de Varlık Yayınları tarafından yapılan Düşten Güzel, 1946-1952 arasında yazılan 35 şiiri içermektedir. Önceki kitapta yer alan ölüm, ölüm korkusu, yaşama sevinci; artık bu kitapta yerini sevgi ve evlilikten kaynaklanan mutluluk duygusuna bırakmıştır. Tarancı bu kitabında ayrıca Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili bazı konulara, ülke ve ülke insanlarına değinen bazı deyişlere yer vermiştir. Varlık Yayınları tarafından 1957'de çıkan Sonrası, şairin ölümünden sonra yayımlanmıştır. Bu kitabın ilk 28 sayfasında 1933-1954 yazıp sağlığında yayımladığı, 1952'den sonra yazıldığı halde çeşitli dergilerde yayımlandığı halde kitaplarında yer almayan 73 şiiri ile birlikte bazı çeviri şiirleri yer almaktadır.Asım Bezirci tarafından derlenen Tarancı'nın bütün şiirleri 1983'te Bütün Şiirleri adıyla Can Yayınları'ndan çıkmıştır. Kitap altı bölümden oluşmaktadır.
Hikâyeleri
Cahit Sıtkı, şairliğiyle tanınmak istemiş ve ömrünün büyük bölümünü şiirle iştigal ederek geçirmiş bir sanatçı olmasının yanında hikâyeler de kaleme almıştır. Hikâyelerini gerek Fransa'ya gitmeden önceki yıllarda gerekse Cumhuriyet gazetesinde çalışıp yükseköğrenimini tamamlamaya çalıştığı yıllarda yazmış ve aynı gazetede yayımlatmıştır. Daha çok maddî sıkıntılardan dolayı (dostu Baki Süha Edipoğlu'nun aktardığına göre sigara ve içki parasını çıkarmak için) 1935-1947 yılları arasında yazmıştır. Bunlar kısa hacimli, günlük yaşamın içinden bazı gözlemlere dayalı hikâyelerdir. Toplam seksen hikâye yazan Tarancı, hikâyelerinde aile özlemi, güzellik-çirkinlik karşıtlığı, aşk, karşılıksız aşk, kadınlar tarafında sevilme arzusu, yaşama sevinci-ölüm korkusu karşıtlığı, içkiye sığınış, memuriyeti ve işi sevmeme ve baba korkusu gibi konuları ele almıştır. Cahit Sıtkı'nın hikâyeleri konusundaki ilk çalışma, Selahattin Önerli tarafından 1976 yılında Ankara-Akran matbaasında basılan bir kitapta yayımlanmıştır. 2006'da ise Can Yayınları, Gün Eksilmesin Penceremden adıyla Tarancı'nın 43 hikâyesini içeren bir kitabı Tarancı'nın ölümünün 50. yılında yayımlamıştır.
Mektupları
Tarancı'nın aile fertlerine, arkadaşlarına ve yakın dostlarına yazmış olduğu mektupların çoğu yayımlanmıştır. Ziya'ya Mektuplar, Tarancı'nın 1930-46 yılları arasında yakın dostu Ziya Osman Saba'ya yolladığı mektuplardan elli yedisini içermektedir. Nisan 1957'de Varlık Yayınları tarafından basılmıştır.İnci Enginün tarafından hazırlanan ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından basılan Evime ve Nihal'e Mektuplar, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'ndeki mektupların bir araya getirilmiş hâlidir. Kitaptaki mektuplardan on biri şairin annesine, beşi babasına, ikisi anne ve babasına, kırkı Nihal'e, ikisi Yıldız'a, biri Yıldız, Nihal ve Yılmaz'a hitaben yazılmıştır. Yaşar Nabi Nayır da Dost Mektuplar adlı eserinde Tarancı'nın on iki mektubuna yer vermiştir.
Etkilendiği İsimler
- Yunus Emre
- Ahmet Kutsi Tecer
- Şeyh Galip
- Fuzuli
- Ahmet Hamdi Tanpınar
- Necip Fazıl Kısakürek
- Ahmet Haşim
- Yahya Kemal Beyatlı
- Alphonse de Lamartine
- Moliere
- Jean Baptiste Racine
- Pierre Corneille
- Mehmet Emin Yurdakul
- Tevfik Fikret
- Namık Kemal
- Paul Eluard
- Paul Valery
- Arthur Rimbaud
- Paul Verlaine
- Charles Baudelaire
- Baki
Mirası
Müzesi
Cahit Sıtkı'nın Diyarbakır'da doğduğu ev günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Şehir merkezinde, Camii Kebir Mahallesi, Cahit Sıtkı Tarancı Sokak No:3'te bulunan ev, 1733 tarihinde inşa edilmiştir. Diyarbakır'ın geleneksel konut mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan ev, merkezi bir avlu etrafında sıralanmış dört kanattan oluşmuş ve zemin artı bir katlı olarak tamamen bazalt taş kullanılarak inşa edilmiştir. Binada büyüklü küçüklü toplam on dört oda, mutfak, kiler ve tuvalet bulunmaktadır. 1973 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından satın alınıp restore edildikten sonra, cumhuriyetin 50. yılında 29 Ekim 1973 tarihinde Tarancı'nın anısını yaşatmak ve ismini ebedileştirmek amacı ile müze olarak hizmete açılmıştır. Müzede Tarancı'nın şahsî eşyaları, el yazısı ile yazılmış mektupları, aile fotoğrafları ve kitaplarından oluşan bir koleksiyon sergilenmektedir. Müze, 1 Mayıs 2011 tarihinde başlanan onarım ve teşhir tanzim çalışmaları 1 Ağustos 2012 tarihinde tamamlanmış ve 18 Mayıs Müzeler Günü'nde tekrar açılmıştır.
Bestelenmiş şiirleri
Cahit Sıtkı'nın birçok şiiri, farklı bestekârlar tarafından çeşitli makam ve farklı usullerde bestelenmiştir. Bunların dışında "Memleket İsterim" şiiri, Onur Akın tarafından söylenmiştir.
Özgün adı | Bestelenmiş adı | Bestekâr | Makam | Usûl | TSM Repertuvar No | Kaynak |
---|---|---|---|---|---|---|
"Hatıralar" | "Bilmem ki Hatıralar Ne İstersiniz Benden" | Suphi İdrisoğlu | Acemkürdî | Düyek 8/8 | 13611 | |
Necdet Varol | Hüzzam | Semai 3/4 Curcuna 10/8 | 1689 | |||
"Bir Güzel Bilirim" | "Bir Güzel Bilirim Bir Daha Bilmem" | İsmail Akçapınar | Hicaz | Aksak 9/8 | 15347 | |
"Sanatkârın Ölümü" | "Gitti Gelmez Bahar Yeli" | Alâddin Yavaşça | Hicaz | Düyek 8/4 | 12004 | |
Suphi İdrisoğlu | Kürdilihicazkâr | Semai 3/4 | 12999 | |||
Tarhan Toper | Segâh | Düyek 8/8 | 4946 | |||
Kaya Öztaş | Segâh | Düyek 8/8 | 13271 | |||
"Otuz Beş Yaş" | "Yaş Otuz Beş Yolun Yarısı Eder" | Fethi Karamahmutoğlu | Hicaz | Sofyan 4/4 | 12218 | |
"Otuzbeş Yaş" | Âmir Ateş | Rast | Sofyan 4/4 | 19498 | ||
"Aşkımız" | "Zûlmü Pek Çok İnsafı Az" | İsmail Akçapınar | Hicaz | Düyek 8/4 | 15289 | |
"Felekten Bir Gece" | "Dünya Gözüyle Görsek, Murada Ermek Nedir" | Ahmet Hatipoğlu | Kürdilihicazkâr | Sofyan 4/4 | 3659 | |
"Mademki Vakit Akşam" | "Mademki Vakit Akşam" | Ünal Türköz | Kürdilihicazkâr | Düyek 8/8 | 15387 | |
"Gün Eksilmesin Penceremden" | "Ne Doğan Güne Hükmüm Geçer" | Münir Nurettin Selçuk | Mâhur | Sofyan 4/4 | 7973 | |
"Bahar Geliyor" | "Damlardaki Kar Saçaktaki Buz" | Kaya Öztaş | Nihavend | Düyek 8/8 Aksak 9/8 | 13747 | |
"Hatıralar" | "Bu Tatsız Akşam Saatinde Görünmez Kanatlarınızla Cama Vurmayın, Hatıralar" | Alâeddin Yavaşca | Segâh | Düyek 8/8 | 2691 | |
"Anacığım" | "Anacığım" | Mehmet Onur | Şevkefza | Aksak 9/8 | 21426 | |
"Kış Gecesi Rüyası" | "Buldum, Buldum Yıllardır Kaybettiğim Aynayı" | Nâlân Aksoy | Düyek 8/8 | 2560 |
Eserleri
|
|
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c Türken 2013, s. 2.
- ^ Koçak 2004, s. 1, Giriş.
- ^ a b Okur 1993, s. 26.
- ^ Okur 1993, s. 24.
- ^ a b Okur 1993, s. 25.
- ^ Yetiştiren 2014, ss. 7-8.
- ^ Beysanoğlu 1969, s. 1.
- ^ . TDK Derleme Sözlüğü. 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2017.
- ^ İlter 1956, s. 44.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 8.
- ^ Okur 1993, ss. 27-28.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 9.
- ^ a b Şengök 2015, s. 6.
- ^ Okur 1993, s. 28.
- ^ Okur 1993, s. 33.
- ^ Okur 1993, s. 37.
- ^ Okur 1993, s. 38.
- ^ "Safa, Peyami". TDV İslam Ansiklopedisi. 35. İstanbul: TDV. 2008. ss. 437-440. ISBN .
- ^ a b Enginün 1993, s. 15.
- ^ Okur 1993, s. 40.
- ^ a b Okur 1993, s. 42.
- ^ a b c d Şengök 2015, s. 7.
- ^ Okur 1993, s. 44.
- ^ Okur 1993, ss. 44-45.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 13.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 14.
- ^ Okur 1993, s. 43.
- ^ Okur 1993, s. 53.
- ^ Okur 1993, s. 54.
- ^ Okur 1993, s. 55.
- ^ a b Okur 1993, s. 41.
- ^ Okur 1993, s. 50.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 12.
- ^ Okur 1993, s. 51.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 14, Dipnot.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 17.
- ^ Okur 1993, s. 58.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 18.
- ^ Okur 1993, ss. 59-60.
- ^ Okur 1993, s. 60.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 19.
- ^ Okur 1993, s. 62.
- ^ Okur 1993, s. 63.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 20.
- ^ Şengök 2015, s. 8.
- ^ a b c Yetiştiren 2014, s. 10.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 22.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 11.
- ^ a b Türken 2013, s. 1, Giriş.
- ^ Türken 2013, s. 3.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 28.
- ^ Okur 1993, s. 113.
- ^ a b Yetiştiren 2014, s. 29.
- ^ Okur 1993, ss. 124-125.
- ^ . Milliyet. 28 Temmuz 2008. 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2017.
- ^ Okur 1993, ss. 125.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 16.
- ^ Yetiştiren 2014, ss. 29-30.
- ^ Okur 1993, s. 151.
- ^ a b c Gülendam 2012, s. 68.
- ^ Yetiştiren 2014, s. 30.
- ^ Demirci, Nuri (2006). (PDF). 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2018.
- ^ (PDF). s. 11-12. 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2018.
- ^ a b Okur 1993, s. 172.
- ^ Sazyek, Hakan. (PDF). 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2018.
- ^ "BKM KİTAP". BKM KİTAP. 21 Nisan 2024. 1 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Nisan 2024.
- ^ . 29 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2018.
- ^ . 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2018.
- ^ . 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2018.
- ^ Özer 2015, s. 46.
- ^ Özer 2015, s. 89.
- ^ Özer 2015, s. 54.
- ^ Özer 2015, s. 61.
- ^ Özer 2015, s. 108.
- ^ Özer 2015, s. 165.
- ^ Özer 2015, s. 171.
- ^ Özer 2015, s. 68.
- ^ Özer 2015, s. 138.
- ^ Özer 2015, s. 81.
- ^ Özer 2015, s. 101.
- ^ Özer 2015, s. 113.
- ^ Özer 2015, s. 120.
- ^ Özer 2015, s. 128.
- ^ Özer 2015, s. 157.
- ^ Özer 2015, s. 177.
- ^ Özer 2015, s. 185.
- Genel
- Enginün, İnci (1993). "Cahit Sıtkı Tarancı" (PDF). TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 7. 27 Eylül 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 27 Eylül 2021.
- İlter, Şahap Sıtkı (1 Kasım 1956). "Cahit Sıtkı'nın Çocukluğu". Yenilik.
- Gülendam, Ramazan (Ağustos 2012). "Cahit Sıtkı Tarancı'nın Hikâyelerinde Kadın". SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 26. 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Temmuz 2018.
- Koçak, Evrim (2004). Cahit Sıtkı Tarancı'nın Şiirinde Hayallar. Eskişehir: Osmangazi Üniversitesi.
- Okur, Enver (1993). Cahit Sıtkı Tarancı: Hayatı, Eserleri, Sanatı. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi.
- Özer, Asiye (2015). Sözleri Cahit Sıtkı Tarancı’ya Ait Trt Repertuvarında Yer Alan Eserlerin Makam Ve Güfte Analizi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
- Şengök, Yağmur (2015). Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde ayna motifi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi.
- Türken, Nezihat (2013). Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiirlerinde Kelime Dünyası. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
- Yetiştiren, Nuri (2014). Cahit Sıtkı Tarancı'nın Ölüm Konulu Şiirlerine Psikolojik Bir Bakış. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.
Dış bağlantılar
- Vikisöz 'de Cahit Sıtkı Tarancı ile ilgili özlü sözler bulunur.
- Wikimedia Commons'ta Cahit Sıtkı Tarancı ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
- TRT Arşiv'de
- TDV İslâm Ansiklopedisi'nde Cahit Sıtkı Tarancı 30 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cahit Sitki Taranci 4 Ekim 1910 Diyarbakir 12 Ekim 1956 Viyana Turk sair yazar ve cevirmendir Cumhuriyet donemi Turk siirinin onde gelen sairlerinden biridir Otuz Bes Yas siiriyle ozdeslesen Taranci sanat icin sanat anlayisina bagli kaldi Siirlerinde en cok yasama sevinci ve olum temalarina yer verdi ayrica yitik asklar mutlu sevdalar yalnizlik yasadigi bohem hayatin burukluklari cocukluk ozlemi konulu siirler yazdi Bircok siiri farkli bestekarlar tarafindan bestelenmistir Cahit Sitki TaranciDogum4 Ekim 1910 1910 10 04 Diyarbakir Osmanli ImparatorluguOlum12 Ekim 1956 46 yasinda Viyana AvusturyaOlum sebebiPloreziDefin yeriCebeci Asri Mezarligi AnkaraMeslekSair yazar cevirmenDonemCumhuriyetOnemli eser ler Omrumde Sukut 1933 Otuz Bes Yas 1946 Dusten Guzel 1952 Ziya ya Mektuplar 1957 EvlilikCavidan Tinaz e 1951 Omrumde Sukut 1933 Otuz Bes Yas 1946 Dusten Guzel 1952 ve olumunden sonra yayimlanan Sonrasi 1957 ile Butun Siirleri 1983 adli siir kitaplarinin yani sira cesitli hikayeler yazmis ve bu hikayeler Taranci nin olumunun 50 yilinda Gun Eksilmesin Penceremden 2006 adiyla yayimlanmistir Fransiz edebiyatindan yaptigi siir tercumeleriyle de yapan sairin aile fertlerine arkadaslarina ve yakin dostlarina yazmis oldugu mektuplarin cogu Ziya ya Mektuplar 1957 ve Evime ve Nihal e Mektuplar 1989 adlariyla yayimlanmistir Diyarbakir da dunyaya gelen Taranci sehrin soylu ailelerinden olan Pirinccizade ailesindendir Ilk tahsilini Diyarbakir da tamamladiktan sonra Istanbul a giderek Kadikoy deki Fransiz Saint Joseph ile Galatasaray liselerinde orta ogrenim gordu 1944 yilindan baslayarak Ankara da Anadolu Ajansi Toprak Mahsulleri Ofisi ve Calisma Bakanliginda cevirmen olarak calisti 1954 te gecirdigi felc sonucu Viyana ya goturuldu ve buradaki bir hastanede tedavi gordugu sirada 12 Ekim 1956 da zatulcenpten oldu Taranci nin dogup buyudugu ev 1973 yilinda Turkiye Cumhuriyeti Kultur ve Turizm Bakanligi tarafindan satin alinarak restore edildikten sonra cumhuriyetin 50 yilinda 29 Ekim 1973 tarihinde Taranci nin anisini yasatmak ve ismini ebedilestirmek amaci ile muze olarak hizmete acildi HayatiAilesi ve cocuklugu Taranci nin gunumuzde muze haline getirilen dogup buyudugu evin bir bolumu 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakir in Cami Kebir Mahallesi nde gunumuzde muze olarak kullanilan evde dunyaya gelmistir Dogdugunda kendisine buyukbabasinin adi olan Huseyin Cahit adi verilmistir Taranci pirinc ziraati ve ticaretle ugrastiklari icin Pirinccizadeler diye bilinen Diyarbakir in koklu ve soylu ailelerinden birine mensuptur Buyuk dedesi Haci Ali Efendi nin iki oglundan biri olan Arif Efendi Diyarbakir da belediye reisligi yapmis ve I Mesrutiyet in ilanindan sonra Diyarbakir dan vekil olarak secilmistir Arif Efendi nin oglu Feyzi Bey de cumhuriyetin ilk yillarinda Diyarbakir mebusu olarak meclise girmis ve Fethi Okyar kabinesinde gorev almistir Fevzi Bey in oglu Vefik Pirinccioglu da vekil secildikten sonra 27 ve 28 Turkiye Hukumeti nde sirasiyla icisleri ve devlet bakanligi gorevlerinde bulunmustur Haci Ali Efendi nin diger oglu Huseyin Efendi tarim ve ticaretle ugrasmistir Hayriye Hanim ile olan evliliginden Bekir Sitki 1888 dunyaya gelmistir Ziraat ve ticaretle ugrasan Bekir Sitki Bey amcasi Arif Efendi nin kizi Arife Hanim ile evlenmis ve bu evlilikten uc kiz ve uc erkek cocuk dunyaya gelmistir Taranci ailenin en buyuk cocugudur Mehmet Halit Saliha Nihal Erkmenoglu Yildiz Koksal Atiye Hilal Arda Yilmaz Cihangir Taranci nin kardesleridir 1934 te Soyadi Kanunu nun cikmasiyla Arif Efendi nin soyundan gelenler Pirinccioglu soyadini alirken o sene pirinc ziraatinden zarar eden ve kizginlikla Pirinccioglu soyadini almayan Bekir Sitki Bey ciftci anlamina gelen Taranci soyadini almistir Cocuklugunu Diyarbakir da ailesinin yaninda geciren Taranci soylenenlere gore cocuklugunda kisa boylu nazik yapili gogsu oldukca dar yapiliydi Keskin yuz cizgilere ve koyu kahve saclara sahipti Egitimi Taranci nin orta ogrenimini tamamladigi Galatasaray Lisesi Taranci ogrenim hayatina 1917 de Diyarbakir Numune i Terakki i Hamidi Mekteb i Iptidai sinde basladi Sonraki yil Mekteb i Sultani nin iptidai kismina gonderildi Bu okuldan ustun basari ile mezun oldu Babasi vali olmasini ve ailesinin adini yuceltmesini arzu ediyordu Onu ilkokuldan sonra egitimine devam etmesi icin Istanbul a yolladi Taranci Kadikoy deki Saint Joseph Fransiz Lisesinde basladigi ortaogrenimine 1927 28 egitim ogretim doneminde ortaokul son sinif ogrencisi olarak gectigi Galatasaray Lisesinde devam etti Bu okulda Ziya Osman Saba ile tanisti Lise ogrenimine ayni okulda devam etti Siir yazma girisimlerine lise ogrencisi iken basladi Hafta sonu tatillerini dayisi Nafia Vekili Feyzi Bey in evinde yaz tatillerini memleketi Diyarbakir da gecirdi 1931 de Galatasaray Lisesi nden mezun oldu ve Yildiz daki Mulkiye Mektebi ne yatili olarak basladi Bu donemde yazdigi Uzak Bir Iklimde Gece Bir Neticedir ve Gunese Asik Cocuk gibi siirler Taranci nin ilk sohretini sagladi Peyami Safa da 1932 de Cumhuriyet gazetesindeki uc yazisiyla onu kamuoyuna tanitti Cahit Sitki kimi kaynaklara gore derslere karsi ilgisizdi ve kimi kaynaklara gore derslere ilgisizligi cirkinligi dolayisiyla kendini ickiye vermesi birtakim gonul maceralari yasamasi yuzunden mulkiye tahsilini tamamlayamadi dort yil sonunda Mulkiye deki egitimini birakip Istanbul daki Yuksek Ticaret Okulunda ogrenim gormeye basladi Hikayelerini yayimladigi Cumhuriyet gazetesi sahipleri Nadir Nadi ile Dogan Nadi nin destegi ile yuksekogrenimini tamamlamak uzere Paris e gitti 1938 1940 yillarinda Paris te Sciences Politiques te ogrenimine devam etti Bu donemde gecimini saglamak icin Paris Radyosu nun Turkce yayinlar servisinde spikerlik yapti bir yandan da gazeteye oykuler gondermeye devam etti Paris teki ogrenciligi sirasinda Oktay Rifat ile tanisti Sila Kuslar Bir Hatiram Vardi Benim Imkansiz Dostluk Sulh Bir Hatira Oldu Nu Bugun Hava Guzel Desem Ki siirlerini Paris yillarinda yazdi II Dunya Savasi sirasinda Nazi Almanyasi ucaklari 1940 yilinda Paris i bombalamaya baslayinca ogrenimini birakmak zorunda kaldi 13 Haziran 1940 ta bisiklet ile kacarak once Lyon a sonra Cenevre ye gecti Burada kisa bir sure kaldiktan sonra Turkiye ye geri donmustur Cahit Sitki hicbir yuksekokul bitiremeden Diyarbakir a dondu Is yasami Cahit Sitki Taranci Heykeli Sairler Sofasi Parki Besiktas Istanbul Taranci Istanbul daki Yuksek Ticaret Okulu nda ogrenim gormekte iken isleri ve maddi durumu bozulan babasinin kendisine eskisi kadar para gonderilmemesi uzerine 1936 yilinin sonlarina dogru Sumerbank in actigi bir imtihani kazanarak memuriyete basladi ve bu donemde Cumhuriyet e hikayeler yazmaya devam etti Gorevinin Karabuk teki bir fabrikaya nakledilmesiyle istifa ederek bu memuriyeti yalnizca bir yil devam ettirdi Yuksekogrenimi icin Paris e gidip II Dunya Savasi nin baslamasi ile geri dondukten sonra Mart 1941 de askere gitti Ekim 1943 te terhis olduktan sonra Eminonu Yemis semtindeki bir yazihanede ticaret islerini surdurmekte olan babasinin yaninda calisti Burada babasinin ticari defterlerini tuttu 1944 yili sonlarina dogru Ankara ya giderek Anadolu Ajansi nda cevirmenlik yapti ardindan once Toprak Mahsulleri Ofisi ne daha sonra Calisma Bakanligi bunyesindeki bir cevirmenlik kadrosuna gecti Evliligi ve iliskileri Taranci nin Diyarbakir daki Gazi Kosku nde yer alan bustu Ziya Osman Saba ya gore Cahit Sitki kendisinden yas yas kucuk kizlarin pesinde olmustur Saba sairin kendini hicbir kizin begenmeyecegi kadar cirkin gordugunu ve tecrubeli olduklarindan dolayi yetiskin kizlarin kendisini begenmeyeceklerini ve bundan oturu kucuk yastaki toy kizlari elde edebilecegini belirtmistir Mulkiye de okudugu sirada on dort yasindaki Besiktasli denen kisiyle iliskisi olmustur 12 Mart 1941 de askerligini yapmak icin hazirlik kitasina katilmis nisan ayi sonlarina dogru Ankara Yedek Subay Okulu nda alti aylik doneminin ardindan 10 Kasim 1941 de piyade astegmeni olarak Burhaniye II Tabur 5 Kita Boluk Komutanligi emrinde kita hizmetine baslamistir Burada askerligini yaparken yine genc yasta olan komsusu Bosnak kizi ile on yedi yaslarinda olan esmer guzeli yar ile iliskisi olmustur Ziya Osman Saba Cahit Sitki nin sevgilileri hakkinda sunlari soylemistir Cahit i asik eden kizlarin hicbirini gormem kismet olmadi Onlari ya kendi agzindan dinledim ya mektuplariyla siirlerinden ogrendim Onlar hep kucuk kizlar oldular Hatta bazilari kara okul gogusluklerini olsun cikarmamislardi Cahit kendisinin cirkin hicbir kizin begenmeyecegi kadar cirkin olduguna inanmisti Bence erkekte guzelligin veya cirkinligin hicbir onemi olmadigi halde o bu konuda asiri bir duyarlilik gosteriyor bunu kara bir talih sayiyordu Taranci bir mektubunda askerliginin son donemlerini gecirdigi Ilica dayken babasinin kendisini Diyarbakirli bir kizla evlendirmek istedigini belirtmistir Daha onceden tanidigi memleketlisi Melek Tigrel ile de mektuplasmasi onunla evliligi gundeme getirmistir Cahit in yakin cevresi bu evlilige sicak bakmasina ragmen zamanla bundan da vazgecmislerdir Taranci Calisma Bakanligi nda calisirken gorup asik oldugu Cavidan Tinaz a bir mektup yazarak evlilik teklifinde bulunmustur Cavidan Hanim Cahit Sitki nin kendisine mektup verisini soyle anlatmistir Bir gun telasli mahcup bir tarzda ve acele ile elime bir mektup sikistirdi Dogrusu boyle bir seyi tahmin edebiliyordum Mektubu heyecanla alip eve goturdum kendini tanitiyor ve benimle evlenmek istedigini belirtiyordu Cok iyi bir insandi Cavidan Hanim bu mektuba sairin ickiye olan bagimliligindan oturu olumsuz yanit vermistir Bunun farkinda varan Cahit Sitki Affet beni Cavidan im gozumde dunyanin en paha bicilmez mucevheri olan o guzel basin icin yemin ediyorum mezara girecegim gune kadar agzima alkol namina tek damla bir mayi koymayacagim diyerek Cavidan Hanim i evlilige razi etmistir Cift 4 Temmuz 1951 Carsamba gunu Ankara Halkevi nde nikahlanmistir Olumu Cahit Sitki Taranci nin Cebeci Asri Mezarligi nda yer alan kabri Ankara Taranci 1954 yilinin ocak ayinin ikinci yarisinda sag tarafina gelen felcle Ankara Numune Hastanesine kaldirildi Sag tarafindan felc olan Cahit Sitki konusma yetisini kaybetti Uc ay hastanede kaldiktan sonra taburcu edildi ve tibbi imkanlarin daha iyi olacagi dusuncesiyle Istanbul a goturuldu Doktorlarin sairin iyilesme umidi olmadigi ve baba evine gitmesinin uygun olacagini belirtmesiyle Diyarbakir a bir yil Diyarbakir da kaldiktan sonra tedavi amaciyla 7 Ekim 1955 te yeniden Ankara ya goturuldu Ankara daki tip fakultesinde on bir ay boyunca tedavi gordu Bu sirada kendisine siirleri okunmus hafizasina tekrar islerlik kazandirilmaya calisilmistir Soylenenleri anlamaya baslayan sair 15 20 kadar kelimeyi de soyleyebilir hale geldi Felcli olan sag ayagini oynatmaya ve bukulu kalan kolunu kipirdatmaya hatta yavas yavas yurumeye bile basladi Donemin bakani Samet Agaoglu nun yardimiyla 6 Eylul 1956 da kardesi Halit Taranci refakatinde Viyana ya gonderildi Viyana daki bir hastanede tedavi gordugu sirada 12 Ekim 1956 da zatulcenpten oturu oldu 26 Ekim Cuma gunu Ankara ya getirilen naasi Ankara da Cebeci Asri Mezarligi na defnedildi Sanat hayatiCharles Baudelaire resimdeki Taranci yi en cok etkileyen sairlerden biridir Taranci Baudelaire icin Bu dev Fransiz sairini icime sindire sindire okuduktan sonradir ki siir yazmak benim icin teneffus etmek yemek icmek kadar tabii bir hayat faaliyet oldu demistir Taranci nin dogdugu evde yer alan heykeli Heykelde Taranci nin Gun Eksilmesin Penceremden adli siirinin ikinci ve son dortlugundeki Pervam yok verdigin elemden Her mihnet kabulum yeter ki Gun eksilmesin penceremden dizeleri yer almaktadir Cahit Sitki aile cevresinin edebi faaliyetlere ilgi duymasi yonu ile kucuk yaslarda edebiyat dunyasina ilgi duymaya basladi Saint Joseph Lisesi ne giderken Namik Kemal Tevfik Fikret Mehmet Emin Yurdakul ile Pierre Corneille Jean Racine Moliere Alphonse de Lamartine gibi sanatcilari da okuma firsati buldu Galatasaray Lisesi ndeyken siire olan egilimi giderek artmis ve 2 siniftayken Ziya Osman in yonlendirmesiyle Fransiz sair Charles Baudelaire i okumaya basladi Sair bu konuda sunlari dile getirmistir Bendeki Lamartine muhabbeti Galatasaray onuncu sinifa kadar devam etti Orada Baudelaire i okuduktan sonra dusunusum duyusum gorusum degisti Daha dogrusu Baudelaire elinde tuttugu canli mesale ile bana tutacagim tutmam gereken yolu gosterdi Baudelaire bana suyun dibine inmeyi ogretti icimle disim arasindaki farki Les Fleurs du Mal i Kotuluk Cicekleri okuduktan sonra idrak ettim Hafta sonu tatillerini burokrat dayisi Fevzi Bey in evinde geciren Cahit Sitki yi aile cevresinden sadece o siire tesvik etmis onu yureklendirmistir Cahit Sitki siire agirlik verdikce derslerindeki basarisinin dusmesi ailesi tarafindan siddetle elestirilmekteydi Lise son siniftayken ilk siirlerini Servet i Funun ve dergilerinde yayimladi Ayni donemde Servet i Funun ile Galatasaray Lisesi nin Akademi ve Galatasaray adli dergisinde de siirleri yayimlanmaya baslamistir Dayisi siirlerini Abdullah Cevdet e gostermesi konusunda Cahit Sitki yi yureklendirdi Abdullah Cevdet Cahit Sitki nin butun siirlerini dikkatle okumus kusurlarini ona nezaketle gostermis begendigi misralarin altini cizmis ve ona yetenekli oldugunu soyledikten sonra bu siirleri yayimlamaktan vazgecmesini ve daha cok kitap okuyarak yazmasini tavsiye etmistir Cahit Sitki sair olmak istemesine ragmen babasi tarafindan Mulkiye Mektebi ne gonderilmisti Okula bazi gunler ugramis ama zamaninin cogunu da okula yakin bir kahvede gecirmistir Bu yuzden babasiyla cok tartismis babasi ona diplomasi olmayan sairleri ornek gostererek kendisinin hakli oldugunu dile getirmeye calismistir Cahit Sitki da Bu yaldizli kagit uzerinde ne diye bu kadar duruyorsun bak Huseyin Cahit in de diplomasi yok cevabini vermistir Sigara icmeye lisedeyken baslayan sair bu donemde ickiye baslamis ve kendi sozuyle hayati daha kesif yapmak icin hep siir adina ve ugruna ictigine isaret etmistir Edebiyat dunyasinda taninmasinda Peyami Safa nin 1932 yilinda Cumhuriyet gazetesinde siiri uzerine yazdigi uc yazinin buyuk etkisi olmustur Sanat anlayisi Besiktas Sairler Sofasi Parki ndaki Cahit Sitki Taranci heykeli Sanat icin sanat anlayisina bagli kalan Taranci ya gore siir kelimelerle guzel sekiller kurma sanatidir Vezin ve kafiyeden kopmamis ama olculu veya serbest her turlu siirin guzel olabilecegi inancini tasimistir Siirlerinde en cok yasama sevinci ve olum temalarina yer vermistir Ayrica yitik asklar mutlu sevdalar yalnizlik yasadigi bohem hayatin burukluklari cocukluk ozlemi de siirlerine konu olmustur Cahit Sitki ya gore sanat eseri siir her seyden once bir anlatim dir O bu anlatim i bir estetikci veya felsefeci gibi ontolojik olarak degil ilgilendigi ve uzerinde calismaktan zevk duydugu bir nesne olarak ele almis ve kendisine gore basarili buldugu guzel siirlerin ozelliklerini anlatmistir Bu ozellikler ayni zamanda sairin siir anlayisini ortaya koymaktadir Ayrica Cahit Sitki ya gore samimiyet estetik bir degerdir siirde anlatilan duygu dusunce inanc ve daha baska duygularin samimi olmasi bir siire sanat eseri olma kiymeti kazandiran unsurlardan biridir Siir kitaplari Yirmi bir siirden olusan Omrumde Sukut Cahit Sitki nin 1933 te yayimlanan ilk siir kitabidir Necip Fazil Kisakurek tesiri altindaki bu siirlerde Fransiz siirinin tur ve bicim etkisi gorulmekte ve Taranci nin cocukluk anilari ozlemleri icinde yasadigi zamanin kisisel bunalimlari ele alinmistir Sairin lise yillarinda yazdigi ve Akademi Muhit ve Galatasaray dergilerinde nesrettigi bazi siirleri de icinde barindiran kitap yedi bolum halinde 21 siiri ihtiva etmektedir 1946 da Otuz Bes Yas adli siir kitabi Ulku Basimevi tarafindan basilmistir 1933 1946 doneminde yazilan siirleri kapsayan bu eser sonraki yillarda en cok basilan siir kitaplari arasinda yer almistir Kitaptaki siirlerin buyuk bir kismi Varlik basta olmak uzere Kultur Haftasi Agac Yucel Ulku gibi dergilerde yayimlanmistir Eser Agustos 1946 da Varlik Yayinlari nin ilk kitabi olarak basilmis ve yuz sekiz siir icermektedir Calisma Bakanligi nda cevirmenlik yapmaya basladigi donemde yazmaya basladigi ve kitaba adini veren Otuz Bes Yas siiriyle Cumhuriyet Halk Partisi nin kurulus yildonumu ile ilgili actigi yarismada birinciligi elde etmistir Ilk baskisi 1952 de Varlik Yayinlari tarafindan yapilan Dusten Guzel 1946 1952 arasinda yazilan 35 siiri icermektedir Onceki kitapta yer alan olum olum korkusu yasama sevinci artik bu kitapta yerini sevgi ve evlilikten kaynaklanan mutluluk duygusuna birakmistir Taranci bu kitabinda ayrica Ataturk ve Kurtulus Savasi ile ilgili bazi konulara ulke ve ulke insanlarina deginen bazi deyislere yer vermistir Varlik Yayinlari tarafindan 1957 de cikan Sonrasi sairin olumunden sonra yayimlanmistir Bu kitabin ilk 28 sayfasinda 1933 1954 yazip sagliginda yayimladigi 1952 den sonra yazildigi halde cesitli dergilerde yayimlandigi halde kitaplarinda yer almayan 73 siiri ile birlikte bazi ceviri siirleri yer almaktadir Asim Bezirci tarafindan derlenen Taranci nin butun siirleri 1983 te Butun Siirleri adiyla Can Yayinlari ndan cikmistir Kitap alti bolumden olusmaktadir Hikayeleri Cahit Sitki sairligiyle taninmak istemis ve omrunun buyuk bolumunu siirle istigal ederek gecirmis bir sanatci olmasinin yaninda hikayeler de kaleme almistir Hikayelerini gerek Fransa ya gitmeden onceki yillarda gerekse Cumhuriyet gazetesinde calisip yuksekogrenimini tamamlamaya calistigi yillarda yazmis ve ayni gazetede yayimlatmistir Daha cok maddi sikintilardan dolayi dostu Baki Suha Edipoglu nun aktardigina gore sigara ve icki parasini cikarmak icin 1935 1947 yillari arasinda yazmistir Bunlar kisa hacimli gunluk yasamin icinden bazi gozlemlere dayali hikayelerdir Toplam seksen hikaye yazan Taranci hikayelerinde aile ozlemi guzellik cirkinlik karsitligi ask karsiliksiz ask kadinlar tarafinda sevilme arzusu yasama sevinci olum korkusu karsitligi ickiye siginis memuriyeti ve isi sevmeme ve baba korkusu gibi konulari ele almistir Cahit Sitki nin hikayeleri konusundaki ilk calisma Selahattin Onerli tarafindan 1976 yilinda Ankara Akran matbaasinda basilan bir kitapta yayimlanmistir 2006 da ise Can Yayinlari Gun Eksilmesin Penceremden adiyla Taranci nin 43 hikayesini iceren bir kitabi Taranci nin olumunun 50 yilinda yayimlamistir Mektuplari Taranci nin aile fertlerine arkadaslarina ve yakin dostlarina yazmis oldugu mektuplarin cogu yayimlanmistir Ziya ya Mektuplar Taranci nin 1930 46 yillari arasinda yakin dostu Ziya Osman Saba ya yolladigi mektuplardan elli yedisini icermektedir Nisan 1957 de Varlik Yayinlari tarafindan basilmistir Inci Enginun tarafindan hazirlanan ve Ataturk Kultur Dil ve Tarih Yuksek Kurumu tarafindan basilan Evime ve Nihal e Mektuplar Cahit Sitki Taranci Muzesi ndeki mektuplarin bir araya getirilmis halidir Kitaptaki mektuplardan on biri sairin annesine besi babasina ikisi anne ve babasina kirki Nihal e ikisi Yildiz a biri Yildiz Nihal ve Yilmaz a hitaben yazilmistir Yasar Nabi Nayir da Dost Mektuplar adli eserinde Taranci nin on iki mektubuna yer vermistir Etkilendigi IsimlerYunus Emre Ahmet Kutsi Tecer Seyh Galip Fuzuli Ahmet Hamdi Tanpinar Necip Fazil Kisakurek Ahmet Hasim Yahya Kemal Beyatli Alphonse de Lamartine Moliere Jean Baptiste Racine Pierre Corneille Mehmet Emin Yurdakul Tevfik Fikret Namik Kemal Paul Eluard Paul Valery Arthur Rimbaud Paul Verlaine Charles Baudelaire BakiMirasiMuzesi Taranci nin muzeye cevrilen evinin bir odasi Cahit Sitki nin Diyarbakir da dogdugu ev gunumuzde muze olarak kullanilmaktadir Sehir merkezinde Camii Kebir Mahallesi Cahit Sitki Taranci Sokak No 3 te bulunan ev 1733 tarihinde insa edilmistir Diyarbakir in geleneksel konut mimarisinin tum ozelliklerini tasiyan ev merkezi bir avlu etrafinda siralanmis dort kanattan olusmus ve zemin arti bir katli olarak tamamen bazalt tas kullanilarak insa edilmistir Binada buyuklu kucuklu toplam on dort oda mutfak kiler ve tuvalet bulunmaktadir 1973 tarihinde Kultur Bakanligi tarafindan satin alinip restore edildikten sonra cumhuriyetin 50 yilinda 29 Ekim 1973 tarihinde Taranci nin anisini yasatmak ve ismini ebedilestirmek amaci ile muze olarak hizmete acilmistir Muzede Taranci nin sahsi esyalari el yazisi ile yazilmis mektuplari aile fotograflari ve kitaplarindan olusan bir koleksiyon sergilenmektedir Muze 1 Mayis 2011 tarihinde baslanan onarim ve teshir tanzim calismalari 1 Agustos 2012 tarihinde tamamlanmis ve 18 Mayis Muzeler Gunu nde tekrar acilmistir Bestelenmis siirleri Cahit Sitki nin bircok siiri farkli bestekarlar tarafindan cesitli makam ve farkli usullerde bestelenmistir Bunlarin disinda Memleket Isterim siiri Onur Akin tarafindan soylenmistir Ozgun adi Bestelenmis adi Bestekar Makam Usul TSM Repertuvar No Kaynak Hatiralar Bilmem ki Hatiralar Ne Istersiniz Benden Suphi Idrisoglu Acemkurdi Duyek 8 8 13611Necdet Varol Huzzam Semai 3 4 Curcuna 10 8 1689 Bir Guzel Bilirim Bir Guzel Bilirim Bir Daha Bilmem Ismail Akcapinar Hicaz Aksak 9 8 15347 Sanatkarin Olumu Gitti Gelmez Bahar Yeli Aladdin Yavasca Hicaz Duyek 8 4 12004Suphi Idrisoglu Kurdilihicazkar Semai 3 4 12999Tarhan Toper Segah Duyek 8 8 4946Kaya Oztas Segah Duyek 8 8 13271 Otuz Bes Yas Yas Otuz Bes Yolun Yarisi Eder Fethi Karamahmutoglu Hicaz Sofyan 4 4 12218 Otuzbes Yas Amir Ates Rast Sofyan 4 4 19498 Askimiz Zulmu Pek Cok Insafi Az Ismail Akcapinar Hicaz Duyek 8 4 15289 Felekten Bir Gece Dunya Gozuyle Gorsek Murada Ermek Nedir Ahmet Hatipoglu Kurdilihicazkar Sofyan 4 4 3659 Mademki Vakit Aksam Mademki Vakit Aksam Unal Turkoz Kurdilihicazkar Duyek 8 8 15387 Gun Eksilmesin Penceremden Ne Dogan Gune Hukmum Gecer Munir Nurettin Selcuk Mahur Sofyan 4 4 7973 Bahar Geliyor Damlardaki Kar Sacaktaki Buz Kaya Oztas Nihavend Duyek 8 8 Aksak 9 8 13747 Hatiralar Bu Tatsiz Aksam Saatinde Gorunmez Kanatlarinizla Cama Vurmayin Hatiralar Alaeddin Yavasca Segah Duyek 8 8 2691 Anacigim Anacigim Mehmet Onur Sevkefza Aksak 9 8 21426 Kis Gecesi Ruyasi Buldum Buldum Yillardir Kaybettigim Aynayi Nalan Aksoy Duyek 8 8 2560EserleriSiirOmrumde Sukut 1933 Otuz Bes Yas 1946 Dusten Guzel 1952 Sonrasi 1957 Butun Siirleri 1983 MektupZiya ya Mektuplar 1957 Evime ve Nihal e Mektuplar 1989 HikayeGun Eksilmesin Penceremden 2006 BiyografiPeyami Safa Hayati ve Eserleri 1940 Ayrica bakinizMEB 100 Turk EdebiyatcisiKaynakcaOzel a b c Turken 2013 s 2 Kocak 2004 s 1 Giris a b Okur 1993 s 26 Okur 1993 s 24 a b Okur 1993 s 25 Yetistiren 2014 ss 7 8 Beysanoglu 1969 s 1 TDK Derleme Sozlugu 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Temmuz 2017 Ilter 1956 s 44 Yetistiren 2014 s 8 Okur 1993 ss 27 28 a b Yetistiren 2014 s 9 a b Sengok 2015 s 6 Okur 1993 s 28 Okur 1993 s 33 Okur 1993 s 37 Okur 1993 s 38 Safa Peyami TDV Islam Ansiklopedisi 35 Istanbul TDV 2008 ss 437 440 ISBN 975 389 457 0 a b Enginun 1993 s 15 Okur 1993 s 40 a b Okur 1993 s 42 a b c d Sengok 2015 s 7 Okur 1993 s 44 Okur 1993 ss 44 45 a b Yetistiren 2014 s 13 Yetistiren 2014 s 14 Okur 1993 s 43 Okur 1993 s 53 Okur 1993 s 54 Okur 1993 s 55 a b Okur 1993 s 41 Okur 1993 s 50 Yetistiren 2014 s 12 Okur 1993 s 51 Yetistiren 2014 s 14 Dipnot a b Yetistiren 2014 s 17 Okur 1993 s 58 Yetistiren 2014 s 18 Okur 1993 ss 59 60 Okur 1993 s 60 Yetistiren 2014 s 19 Okur 1993 s 62 Okur 1993 s 63 Yetistiren 2014 s 20 Sengok 2015 s 8 a b c Yetistiren 2014 s 10 a b Yetistiren 2014 s 22 a b Yetistiren 2014 s 11 a b Turken 2013 s 1 Giris Turken 2013 s 3 Yetistiren 2014 s 28 Okur 1993 s 113 a b Yetistiren 2014 s 29 Okur 1993 ss 124 125 Milliyet 28 Temmuz 2008 18 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Ocak 2017 Okur 1993 ss 125 Yetistiren 2014 s 16 Yetistiren 2014 ss 29 30 Okur 1993 s 151 a b c Gulendam 2012 s 68 Yetistiren 2014 s 30 Demirci Nuri 2006 PDF 7 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Temmuz 2018 PDF s 11 12 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Temmuz 2018 a b Okur 1993 s 172 Sazyek Hakan PDF 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Temmuz 2018 BKM KITAP BKM KITAP 21 Nisan 2024 1 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Nisan 2024 29 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Temmuz 2018 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Temmuz 2018 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Temmuz 2018 Ozer 2015 s 46 Ozer 2015 s 89 Ozer 2015 s 54 Ozer 2015 s 61 Ozer 2015 s 108 Ozer 2015 s 165 Ozer 2015 s 171 Ozer 2015 s 68 Ozer 2015 s 138 Ozer 2015 s 81 Ozer 2015 s 101 Ozer 2015 s 113 Ozer 2015 s 120 Ozer 2015 s 128 Ozer 2015 s 157 Ozer 2015 s 177 Ozer 2015 s 185 GenelEnginun Inci 1993 Cahit Sitki Taranci PDF TDV Islam Ansiklopedisi Cilt 7 27 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 27 Eylul 2021 Ilter Sahap Sitki 1 Kasim 1956 Cahit Sitki nin Cocuklugu Yenilik Gulendam Ramazan Agustos 2012 Cahit Sitki Taranci nin Hikayelerinde Kadin SDU Fen Edebiyat Fakultesi Sosyal Bilimler Dergisi 26 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Temmuz 2018 Kocak Evrim 2004 Cahit Sitki Taranci nin Siirinde Hayallar Eskisehir Osmangazi Universitesi Okur Enver 1993 Cahit Sitki Taranci Hayati Eserleri Sanati Samsun Ondokuz Mayis Universitesi Ozer Asiye 2015 Sozleri Cahit Sitki Taranci ya Ait Trt Repertuvarinda Yer Alan Eserlerin Makam Ve Gufte Analizi Erzurum Ataturk Universitesi Sengok Yagmur 2015 Cahit Sitki Taranci nin siirlerinde ayna motifi Istanbul Istanbul Kultur Universitesi Turken Nezihat 2013 Cahit Sitki Taranci nin Siirlerinde Kelime Dunyasi Elazig Firat Universitesi Yetistiren Nuri 2014 Cahit Sitki Taranci nin Olum Konulu Siirlerine Psikolojik Bir Bakis Kutahya Dumlupinar Universitesi Dis baglantilarVikisoz de Cahit Sitki Taranci ile ilgili ozlu sozler bulunur Wikimedia Commons ta Cahit Sitki Taranci ile ilgili coklu ortam belgeleri bulunur TRT Arsiv de TDV Islam Ansiklopedisi nde Cahit Sitki Taranci 30 Eylul 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde