Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.
Sosyal etkileşim, sosyal yapının sosyolojisiyle doğrudan bağlantılı olduğu gibi en önemli sosyal yapı da statüdür. Statü, bir bireyin sahip olduğu ve toplum tarafından nasıl karşılanacağını etkileyen konumundan kaynaklanır ki bir bireyin sahip olabileceği en önemli statülerden birisi cinsiyettir.
Toplumsal Cinsiyet
Toplumsal cinsiyet kavramı kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıkları ifade eder. Toplumun kültürüne norm ve değerlerine göre toplumsal cinsiyet ve rol davranışları öğrenilir ve pekiştirilir. Böylece toplumda kadın ve erkeğe farklı toplumsal sorumluluk yüklenir.
Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların nereden kaynaklandığı sorusuna verilen cevaplar aynı zamanda biyolojik ve toplumsal cinsiyet arasındaki ayrımı da ifade eder. Biyolojik yaklaşım kadın ve erkeğin farklı davranışlarının kaynağını, onların farklı kromozomlar, üreme organları ve hormonlarla belirlenen biyolojik özelliklerle açıklar. Biyolojik determinizm, erkeklere atfedilen özellikleri üstün, kadın özelliklerini aşağı kabul eden hiyerarşik bir sistem inşa eder. Böylece kadın ve erkek arasındaki farklılıklar doğuştan, doğal ve dolayısıyla değişmez kılınarak toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri biyolojik özelliklere de dayalı olarak meşrulaştırılır.
Bu anlamda cinsiyet biyolojiyle bağlantılıdır, toplumsal cinsiyet kavramı ise kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıkları ifade eder. İkinci dalga toplumsal cinsiyet kavramlaştırmasına göre insan, kadın doğmaz sonradan olur. İnsan dişisinin toplum içerisindeki görünüşünü belirleyen biyolojik, ruhsal ve iktisadi bir yazgı yoktur. Ancak başkasının araya girişi bir bireyi öteki varlık haline getirebilir. Toplumsal cinsiyet kavramının kullanılmasıyla biyolojik açıklamalar açıkça reddedilir.
Toplumsallaşma süreci
Toplumsallaşma, yaşamın her döneminde aile, arkadaşlar, okul ve iş yeri, çevreler ve medya gibi aracılarla ömür boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreçte toplumun kültürüne, norm ve değerine göre toplumsal cinsiyetin rol ve davranışları öğrenilir, pekiştirilir ve içselleştirilebilir. Genel anlamda toplum kadın ve erkeklere cinsiyete dayalı farklı sorumluluklar yükler ve farklı beklentiler taşır. Aile büyükleri, anne/babalar, öğretmenler ve televizyon programları cinsiyete göre hangi tutum ve durumun uygun olduğunu nasıl davranılması gerektiğini konusunda kız ve oğlan çocuklarını eğitir, teşvik eder ve destekler. Bunların karşısında cinsiyetlerine uygun rol ve davranış göstermeyen çocuklarla alay edilir. Çocuklar uyarılır veya dışlanır. Doğum ile başlayan toplumsallaşma süreci bilgi ve beceriler yapılan işler, seçilen meslekler gibi ayrımlarla aile, eğitim ve çalışma gibi yaşamın her alanında devam eder.
Ataerkillik
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin varlığı ise ataerkillik çerçevesinde ele alınır. Ataerkillik, erkeklerin kadınlar üzerinde egemen olduğu, kadınlara göre daha baskın olduğu toplumsal yapı sistemidir. Ataerkillik 5 yapının birleşiminden oluşur. Bu yapılar,
- Ev içindeki ataerkil üretim ilişkileri
- Ücretli çalışmadaki ataerkil ilişkiler
- Devlet
- Cinsellikteki ataerkil ilişkiler
- Ataerkil kültürel kuramlar
olarak ele alınabilir.
Cinsiyete dayalı işbölümü
Kadın ve erkeklerin ne yapması gerektiği ya da neleri yapabileceği konusunda toplumda yaratılmış olan fikirlere dayanarak kadınlara ve erkeklere farklı roller, sorumluluklar ve görevler yüklenmesini ifade eder. Kadın geleneksel anlamda doğayla, içgüdüsel davranışlarla ve duygusal bağlılıkla düşünülür. Ev merkezli anne ve eş rolleri çerçevesinde ev işleri, çocuk, hasta ve yaşlı bakımından sorumlu olarak özel alanda tanımlanır. Erkek ise ev dışında ücretli çalışmasıyla evi geçindiren ve aile reisi konumundadır. Tutum ve davranışları kamusal dünyadaki konumunlarına dayalıdır. Bu anlamda hem özel anlamda hem de kamusal alanda yer alır. Ayrıca erkekler mülkiyet sahibi ve yöneticisi, siyasette iş ve meslek hayatında aktif bireyler olarak kabul edilir.
Feminist kuramlar
İkinci dalga feminizm düşüncesinde Liberal, Radikal, Marksist ve Sosyalist feminist kuramlar olmak üzere 4 temel yaklaşımdan söz edilir.
Liberal feminizm kadının ikinciliğini kamusal ve yasal kısıtlamalara bağlarken radikal feminizm bunun erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliği, baskı ve kontrolünden kaynaklandığını ileri sürer. Bu bağlamda liberal feministler toplumsal yaşamın her alanında görülen kadınlara yönelik ayrımcılığın sona ermesini sağlayacak yasal hak ve fırsat eşitliğinin sağlanması için mücadele ederler.
Radikal feministler, kadınlara eşit hak ve fırsat verilmesinin onların özgürleşmesini sağlamayacağını vurgular. Kadının ezilmesinin erkeklerin kadınlar üzerindeki egemenliği baskı ve kontrolünden kaynaklandığını ileri sürer. Bundan dolayı kadınların ataerkil sistemle mücadele etmesi gerektiğini savunur.
Marksist feminizme göre kadınların ezilmişliği, kapitalist sistemle ilişkilidir ve sınıf sisteminde kadının ikincileştirilmesinde en önemli belirleyici olarak görülür. Bu nedenle kadınların sömürülmesiyle kapitalist üretim arasındaki ilişkinin açıklanması ve çözümlenmesi gerektiğini savunur. Bu anlamda kadınların ezilmesinin nedeni olarak kapitalist sistem görmesi ve ataerkilliğin bağımsız bir sistem olmadığını vurgulamasıyla radikal feminizmden ayrılırlar.
Son olarak, Sosyalist feminizm, kadının ezilmesini açıklamada sınıf ve cinsiyet sistemlerine yani kapitalist ve ataerkil ilişkilere aynı ölçüde önem verir. Bu anlamda sosyalist feministler kadının ezilmişliğinin iki yönlü olduğunu ve bunların kapitalist ilişkiler ve ataerkil ilişkiler olduğunu savunur. Böylece kadınların özgürleşmesinde sadece kapitalist sistemin yıkılması yeterli değildir. Aynı zamanda erkek egemenliğinin baskı ve kontrolünün sona ermesi, ataerkilliğin yıkılması için mücadele edilmesi gerekir.
Postmodern feminizm
Postmodernizm, tek bir doğruyu reddederek gerçekliğin söylemler tarafından inşa edildiğini savunur.
Hem feminizm hem de postmodernizm, geleneksel felsefi geleneklere dayanmayan yeni toplumsal eleştiri paradigmaları geliştirmeye çalışır. İki yaklaşım arasında birtakım ayrılıklarda bulunur. Postmodernler temelciliğe ve özcülüğe ilişkin çok yönlü eleştiriler sunarlar. Ancak toplumsal eleştiri anlayışlarının bilişsel içeriği boş olmaya eğilimlidir. Feministler ise sağlam toplumsal eleştiriler sunmalarına karşın çoğu temelcilik ve özcülük eğilimindedir. Postmodernistler toplumsal gerçekliğin söylemler tarafından inşa edildiğini dolayısıyla gerçekliğin tanımlanana kadar var olmadığını ileri sürerler. Genel ve evrensel kuramın reddine bağlı olarak postmodernistler bilimsel kesinliğe dair iddialara güvenmezler. Bu anlamda postmodernist feministler erkek merkezli kuramların yerine feminist kuramları koyma düşüncesini reddederler. Çünkü onlara göre gerçek bilgi olasılığı yoktur ve çoğul gerçeklik söz konusudur. Tek bir doğru yoktur. Öncelikli bilgi veya bilgi üreticileri yoktur. Her bilgi tarihsel ve kültürel olarak özgündür ve belirli söylemlerin ürünüdür. Postmodernizmin odağında çokça parçalanmış öznenin ırk, cinsiyet, yaş gibi farklılıklarının tanınması ve yapısı vardır. Bu anlamda cinsiyet farklılıklarının gerçekten var olmadığını bir dil öncesi gerçekliklerinin olmadığını savunurlar. Cinsiyet farklılıkları ancak dil aracılığı ile bilince taşındıktan sonra var olur daha önce var olmamıştır.
Queer kuramı
1990'lı yıllarda ortaya atılan Queer kuramı ise toplumsal cinsiyetin anlamını erilliğe ve dişiliğe dair basmakalıp fikirlerle sınırlı tutan görüşlere itiraz getirmeye çalışır. Feminizmin ikili toplumsal cinsiyet ifadelerini iddialleştirerek hiyerarşi ve dışlama biçimleri ürettiği bu anlamda diğer kimlik ve kimlik karşıtı konumlarını dışladığı belirtilir. Bu yaklaşıma göre cinsiyet ve toplum cinsiyet arasında bir ayrım yoktur, toplumsal cinsiyet gibi biyolojik cinsiyet de inşa edilmiştir. Dişil ve eril bedenler arasında üremeye dayalı farklılıklar üzerinden yaratılan ikili bir bölünme toplumsal pratiklerle doğallaştırılır. Sonuç olarak Queer kuram toplumsal cinsiyet, etnisite, sınıf gibi aidiyetlere cinselliği ekleyerek kimlik temelli sınırların genişlemesini sağlamıştır. Böylece cinselliğin iki kutuplu kategori üzerinden ele alınmasıyla yeniden üretilen iktidar ilişkilerini analiz edilmesini sağlar.
Kaynakça
- ^ Lindsey, Linda L. (14 Ekim 2015). Gender Roles: A Sociological Perspective (İngilizce). Routledge. ISBN . 4 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2020.
- ^ Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi. Anı Yayıncılık. 2016. ss. 11-18. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
- ^ Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları. Seçkin Yayıncılık. Mayıs 2018. ss. 146-157. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
- ^ Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi. Anı Yayıncılık. 2016. ss. 33-36. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
- ^ Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi. Anı Yayıncılık. 2016. ss. 47-56. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
- ^ Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Çatışmaları. Seçkin Yayınları. Mayıs 2018. ss. 17-56 278. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
- ^ Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları. Seçkin Yayınları. Mayıs 2018. ss. 9-10. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Toplumsal cinsiyet sosyolojisi kadin ve erkek arasindaki farkililiklarin kulturel ve toplumsal olarak nasil kuruldugunu kadin ve erkegin sosyal yapi icindeki durumlarini kadinlik ve erkeklik kimliginin olusum surecini inceleyen sosyoloji alt dalidir Sosyal etkilesim sosyal yapinin sosyolojisiyle dogrudan baglantili oldugu gibi en onemli sosyal yapi da statudur Statu bir bireyin sahip oldugu ve toplum tarafindan nasil karsilanacagini etkileyen konumundan kaynaklanir ki bir bireyin sahip olabilecegi en onemli statulerden birisi cinsiyettir Toplumsal CinsiyetToplumsal cinsiyet kavrami kadinlar ve erkekler arasindaki toplumsal ve kulturel olarak insa edilmis farkliliklari ifade eder Toplumun kulturune norm ve degerlerine gore toplumsal cinsiyet ve rol davranislari ogrenilir ve pekistirilir Boylece toplumda kadin ve erkege farkli toplumsal sorumluluk yuklenir Kadinlar ve erkekler arasindaki farkliliklarin nereden kaynaklandigi sorusuna verilen cevaplar ayni zamanda biyolojik ve toplumsal cinsiyet arasindaki ayrimi da ifade eder Biyolojik yaklasim kadin ve erkegin farkli davranislarinin kaynagini onlarin farkli kromozomlar ureme organlari ve hormonlarla belirlenen biyolojik ozelliklerle aciklar Biyolojik determinizm erkeklere atfedilen ozellikleri ustun kadin ozelliklerini asagi kabul eden hiyerarsik bir sistem insa eder Boylece kadin ve erkek arasindaki farkliliklar dogustan dogal ve dolayisiyla degismez kilinarak toplumsal cinsiyet esitsizlikleri biyolojik ozelliklere de dayali olarak mesrulastirilir Bu anlamda cinsiyet biyolojiyle baglantilidir toplumsal cinsiyet kavrami ise kadinlar ve erkekler arasindaki toplumsal ve kulturel olarak insa edilmis farkliliklari ifade eder Ikinci dalga toplumsal cinsiyet kavramlastirmasina gore insan kadin dogmaz sonradan olur Insan disisinin toplum icerisindeki gorunusunu belirleyen biyolojik ruhsal ve iktisadi bir yazgi yoktur Ancak baskasinin araya girisi bir bireyi oteki varlik haline getirebilir Toplumsal cinsiyet kavraminin kullanilmasiyla biyolojik aciklamalar acikca reddedilir Toplumsallasma sureciToplumsallasma yasamin her doneminde aile arkadaslar okul ve is yeri cevreler ve medya gibi aracilarla omur boyu devam eden bir surectir Bu surecte toplumun kulturune norm ve degerine gore toplumsal cinsiyetin rol ve davranislari ogrenilir pekistirilir ve icsellestirilebilir Genel anlamda toplum kadin ve erkeklere cinsiyete dayali farkli sorumluluklar yukler ve farkli beklentiler tasir Aile buyukleri anne babalar ogretmenler ve televizyon programlari cinsiyete gore hangi tutum ve durumun uygun oldugunu nasil davranilmasi gerektigini konusunda kiz ve oglan cocuklarini egitir tesvik eder ve destekler Bunlarin karsisinda cinsiyetlerine uygun rol ve davranis gostermeyen cocuklarla alay edilir Cocuklar uyarilir veya dislanir Dogum ile baslayan toplumsallasma sureci bilgi ve beceriler yapilan isler secilen meslekler gibi ayrimlarla aile egitim ve calisma gibi yasamin her alaninda devam eder AtaerkillikToplumsal cinsiyet esitsizliginin varligi ise ataerkillik cercevesinde ele alinir Ataerkillik erkeklerin kadinlar uzerinde egemen oldugu kadinlara gore daha baskin oldugu toplumsal yapi sistemidir Ataerkillik 5 yapinin birlesiminden olusur Bu yapilar Ev icindeki ataerkil uretim iliskileri Ucretli calismadaki ataerkil iliskiler Devlet Cinsellikteki ataerkil iliskiler Ataerkil kulturel kuramlar olarak ele alinabilir Cinsiyete dayali isbolumuKadin ve erkeklerin ne yapmasi gerektigi ya da neleri yapabilecegi konusunda toplumda yaratilmis olan fikirlere dayanarak kadinlara ve erkeklere farkli roller sorumluluklar ve gorevler yuklenmesini ifade eder Kadin geleneksel anlamda dogayla icgudusel davranislarla ve duygusal baglilikla dusunulur Ev merkezli anne ve es rolleri cercevesinde ev isleri cocuk hasta ve yasli bakimindan sorumlu olarak ozel alanda tanimlanir Erkek ise ev disinda ucretli calismasiyla evi gecindiren ve aile reisi konumundadir Tutum ve davranislari kamusal dunyadaki konumunlarina dayalidir Bu anlamda hem ozel anlamda hem de kamusal alanda yer alir Ayrica erkekler mulkiyet sahibi ve yoneticisi siyasette is ve meslek hayatinda aktif bireyler olarak kabul edilir Feminist kuramlarIkinci dalga feminizm dusuncesinde Liberal Radikal Marksist ve Sosyalist feminist kuramlar olmak uzere 4 temel yaklasimdan soz edilir Liberal feminizm kadinin ikinciligini kamusal ve yasal kisitlamalara baglarken radikal feminizm bunun erkeklerin kadinlar uzerindeki egemenligi baski ve kontrolunden kaynaklandigini ileri surer Bu baglamda liberal feministler toplumsal yasamin her alaninda gorulen kadinlara yonelik ayrimciligin sona ermesini saglayacak yasal hak ve firsat esitliginin saglanmasi icin mucadele ederler Radikal feministler kadinlara esit hak ve firsat verilmesinin onlarin ozgurlesmesini saglamayacagini vurgular Kadinin ezilmesinin erkeklerin kadinlar uzerindeki egemenligi baski ve kontrolunden kaynaklandigini ileri surer Bundan dolayi kadinlarin ataerkil sistemle mucadele etmesi gerektigini savunur Marksist feminizme gore kadinlarin ezilmisligi kapitalist sistemle iliskilidir ve sinif sisteminde kadinin ikincilestirilmesinde en onemli belirleyici olarak gorulur Bu nedenle kadinlarin somurulmesiyle kapitalist uretim arasindaki iliskinin aciklanmasi ve cozumlenmesi gerektigini savunur Bu anlamda kadinlarin ezilmesinin nedeni olarak kapitalist sistem gormesi ve ataerkilligin bagimsiz bir sistem olmadigini vurgulamasiyla radikal feminizmden ayrilirlar Son olarak Sosyalist feminizm kadinin ezilmesini aciklamada sinif ve cinsiyet sistemlerine yani kapitalist ve ataerkil iliskilere ayni olcude onem verir Bu anlamda sosyalist feministler kadinin ezilmisliginin iki yonlu oldugunu ve bunlarin kapitalist iliskiler ve ataerkil iliskiler oldugunu savunur Boylece kadinlarin ozgurlesmesinde sadece kapitalist sistemin yikilmasi yeterli degildir Ayni zamanda erkek egemenliginin baski ve kontrolunun sona ermesi ataerkilligin yikilmasi icin mucadele edilmesi gerekir Postmodern feminizmPostmodernizm tek bir dogruyu reddederek gercekligin soylemler tarafindan insa edildigini savunur Hem feminizm hem de postmodernizm geleneksel felsefi geleneklere dayanmayan yeni toplumsal elestiri paradigmalari gelistirmeye calisir Iki yaklasim arasinda birtakim ayriliklarda bulunur Postmodernler temelcilige ve ozculuge iliskin cok yonlu elestiriler sunarlar Ancak toplumsal elestiri anlayislarinin bilissel icerigi bos olmaya egilimlidir Feministler ise saglam toplumsal elestiriler sunmalarina karsin cogu temelcilik ve ozculuk egilimindedir Postmodernistler toplumsal gercekligin soylemler tarafindan insa edildigini dolayisiyla gercekligin tanimlanana kadar var olmadigini ileri surerler Genel ve evrensel kuramin reddine bagli olarak postmodernistler bilimsel kesinlige dair iddialara guvenmezler Bu anlamda postmodernist feministler erkek merkezli kuramlarin yerine feminist kuramlari koyma dusuncesini reddederler Cunku onlara gore gercek bilgi olasiligi yoktur ve cogul gerceklik soz konusudur Tek bir dogru yoktur Oncelikli bilgi veya bilgi ureticileri yoktur Her bilgi tarihsel ve kulturel olarak ozgundur ve belirli soylemlerin urunudur Postmodernizmin odaginda cokca parcalanmis oznenin irk cinsiyet yas gibi farkliliklarinin taninmasi ve yapisi vardir Bu anlamda cinsiyet farkliliklarinin gercekten var olmadigini bir dil oncesi gercekliklerinin olmadigini savunurlar Cinsiyet farkliliklari ancak dil araciligi ile bilince tasindiktan sonra var olur daha once var olmamistir Queer kurami1990 li yillarda ortaya atilan Queer kurami ise toplumsal cinsiyetin anlamini erillige ve disilige dair basmakalip fikirlerle sinirli tutan goruslere itiraz getirmeye calisir Feminizmin ikili toplumsal cinsiyet ifadelerini iddiallestirerek hiyerarsi ve dislama bicimleri urettigi bu anlamda diger kimlik ve kimlik karsiti konumlarini disladigi belirtilir Bu yaklasima gore cinsiyet ve toplum cinsiyet arasinda bir ayrim yoktur toplumsal cinsiyet gibi biyolojik cinsiyet de insa edilmistir Disil ve eril bedenler arasinda uremeye dayali farkliliklar uzerinden yaratilan ikili bir bolunme toplumsal pratiklerle dogallastirilir Sonuc olarak Queer kuram toplumsal cinsiyet etnisite sinif gibi aidiyetlere cinselligi ekleyerek kimlik temelli sinirlarin genislemesini saglamistir Boylece cinselligin iki kutuplu kategori uzerinden ele alinmasiyla yeniden uretilen iktidar iliskilerini analiz edilmesini saglar Kaynakca Lindsey Linda L 14 Ekim 2015 Gender Roles A Sociological Perspective Ingilizce Routledge ISBN 9781317348085 4 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2020 Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Ani Yayincilik 2016 ss 11 18 Erisim tarihi 25 Haziran 2020 Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Calismalari Seckin Yayincilik Mayis 2018 ss 146 157 Erisim tarihi 25 Haziran 2020 Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Ani Yayincilik 2016 ss 33 36 Erisim tarihi 25 Haziran 2020 Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Ani Yayincilik 2016 ss 47 56 Erisim tarihi 25 Haziran 2020 Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Catismalari Seckin Yayinlari Mayis 2018 ss 17 56 278 Erisim tarihi 25 Haziran 2020 Hukuk ve Toplumsal Cinsiyet Calismalari Seckin Yayinlari Mayis 2018 ss 9 10 Erisim tarihi 25 Haziran 2020