Kalkınma teorisi, toplum içerisinde istenilen ve hayal edilen değişimin nasıl başarılacağına dair fikirler içeren bir teori türüdür. Kalkınma teorisi altında birçok teori bulunmaktadır. Bu makale içerisinde de farklı teorilerin bakış açıları "kalkınma teorisi"ne göre belirtilmektedir.
Modernleşme teorisi
Modernleşme teorisi, toplumlarda modernleşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemek için kullanılır. Bu teori ülkelerin, toplumların hangi yönlerinin ekonomik kalkınmaya engel olduğunu ele alır. Bu teorideki asıl amaç geri kalmış veya gelişmeyi arzulayan toplumların modernleşmesine katkı sunmaktır. Birçok bilim insanı modernleşme teorisine katkıda bulunmuştur.
Sosyolojik ve antropolojik modernleşme teorisi
Modernleşme teorisinin ilkeler arasında, toplumların kendilerini geliştirip değiştirebileceğini belirten "ilerleme" fikrinden türetilmektedir. Bu teorinin kökenindeki bilim insanı ise Marquis de Condorcet olmuştur. Bu teori aynı zamanda teknolojik gelişmelerin ve ekonomik değişikliklerin ahlaki ve kültürel değerlerde de değişikliklere yol açabileceğini belirtmektedir. Fransız sosyolog Émile Durkheim,Toplumda İş Bölümü adlı çalışması ile toplumda sosyal düzenin nasıl korunduğunu ve ilkel toplumların gelişmiş toplum statüsüne nasıl geçebileceklerini anlatmıştır.
Modernleşme teorisine katkıda bulunan diğer bilim adamları ise , Seymour Martin Lipset, David McClelland ve Talcott Parsons olarak karşımıza çıkmaktadır.
Büyüme modelinin doğrusal aşamaları
Büyüme modelinin doğrusal aşamaları, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa ekonomisini canlandırmak için kullanılan Marshall Planı'ndan büyük ölçüde esinlenen bir ekonomik modeldir. Ekonomik büyümenin ancak sanayileşme ile sağlanabileceğini varsayar.
Bu teoriye göre; doğru sermayeye gelecek olan kamu müdahalesi gelişmekte olan bir ülkenin sanayileşmesine ve ekonomik kalkınmasına destek olacaktır.
Rostow'un büyüme aşamaları modeli, büyüme modelinin doğrusal aşamalarının en iyi bilinen örneğidir. Walt W. Rostow, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş bir ekonomi statüsüne ulaşmak için geçmesi gereken beş aşamayı sıralamaktadır. Rostow'a göre bu aşamalar:
- Geleneksel toplum
- Kalkış için ön koşullar
- Kalkış
- Olgunluğa geçiş
- Yüksek kitlenin tüketimi yaşı olarak sıralanmaktadır.
Rostow, ekonomik gelişmenin belirli sektörler tarafından yürütebileceğini savunmaktadır. Ona göre; bir ülkenin kalkışa ulaşması için bazı kalkınma kurallarına uyması gerekmektedir. Uyması gereken temel üç madde:
- Bir ülken yatırım oranlarını, GSYİH'sının en az %10'una yükseltilmesi gerekiyor.
- Birden fazla yüksek üretim kapasitesine sahip sektörler oluşturulmalı.
- Oluşturulacak bu sektörlerin, büyümesini desteklemek için kurumsal, politik ve sosyal çevre bir arada olmalıdır.
Ancak Rostow modelinin ciddi kusurları bulunmaktadır. Bu kusurların en önemlileri ise:
- Kalkınmanın tüm ülkeler için aynı aşamalardan geçeceğini varsayar; bu toplumsal yaşam, kültürel bakış açısına vb. durumlara göre mümkün olmayabilir.
- Kalkınmayı yalnızca kişi başına düşen GSYİH'nın artması ile ölçümler.
- Gelişimin özelliklerine odaklanır, ancak gelişimin gerçekleşmesine neden olan faktörleri tanımlamaz.
Bu nedenle, gelişmeyi teşvik etmek için mevcut olması gereken sosyal yapıları ihmal eder.
Modernleşme teorisinin eleştirisi
Modernleşme teorisi, "ilkel" toplumların geleneklerini ve önceden var olan kurumlarını modern ekonomik büyümenin önündeki engeller olarak tanımlar. Bir topluma dışarıdan dayatılan modernleşme, şiddetli ve radikal bir değişime neden olabilir, ancak modernleşme teorisyenlerine göre genellikle bu risk göze alınmaya değer. Eleştirmenler, geleneksel toplumların yok edildiğine ve modernleşmenin hiçbir zaman elde edemeden modern bir yoksulluk biçimine kaydığına işaret ediyor.
Yapısalcılık
Yapısalcılık, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesini engelleyen yönlere odaklanan bir kalkınma teorisidir. Yapısalcılık ile ilerleyen politikalar sanayi sektörünü beslemek için hükûmetlerin ekonomiye müdahalesini içermektedir. Gelişmekte olan ülkeler, bu yapısal dönüşümü kendi kendini idame ettiren bir ülke olmak için kullanmaktadır. Stratejinin mantığı, bebek endüstriler tezine dayanmaktadır. Genç endüstrilerin başlangıçta yabancı rakiplerle rekabet edebilecek deneyim ve ekonomiye sahip olmamasından dolayı kendilerini korumaları gerektiğini dile getirir.
Yapısalcılar, Üçüncü Dünya ülkelerinin gelişebilmesinin tek yolunun devletin eylemi olduğunu savunuyorlar. Üçüncü dünya ülkeleri, sanayileşmeyi hızlandırmalı ve diğer ülkeler ile ticarete olan bağımlılıklarını azaltmak zorundadır.
Yapısalcılığın kökleri Güney Amerika'da bulunan Şili'de yatmaktadır. 1950'de Raul Prebisch , Latin Amerika Ekonomik Komisyonu'nun ilk direktörü olmak için Şili'ye giderek bu düşünceyi başlatmıştır.
Bağımlılık teorisi
Bağımlılık teorisi, esasen yapısalcı düşüncenin bir devamıdır ve temel fikirlerinin çoğunubenimser. Yapısalcılar, ekonomiye hükûmet müdahalesi stratejisi izlenmedikçe kalkınmanın mümkün olamayacağını düşünseler de, bağımlılık düşüncesi dünyanın gelişmiş bölgeleriyle ticaret yaparak gelişmeye izin verebilir. Bununla birlikte, bu tür bir gelişme "bağımlı gelişme" olarak kabul edilir. Bağımlılık düşüncesi; kaynakların yoksul ülkelerden zengin ülkelere aktığını ve bununda yoksul devleti daha yoksul yaptığını belirtir. Modernleşme teorisinin aksine, bağımlılık teorisi, tüm toplumların benzer gelişim aşamalarında ilerlemediğini ifade eder. Bağımlılık teorisyenleri, azgelişmiş ülkelerin dünya pazarıyla olan bağlantılarını azaltmadıkça ekonomik olarak savunmasız kaldıklarını da savunmaktadır.
Bağımlılık teorisi; yoksul ulusların gelişmiş uluslar için doğal kaynak ve ucuz iş gücü sağladığını, bunlar olmadan gelişmiş ulusların sahip oldukları yaşam standardına sahip olamayacaklarını belirtir.
Yapısalcı köklerine ek olarak, bağımlılık teorisi, ünlü bir bağımlılık teorisyeni olan Immanuel Wallerstein'ın çalışmalarına da yansıyan Neo-Marksizm ve Dünya Sistemleri Teorisi ile örtüşmektedir. Wallerstein, ekonomik ilişkilerle birbirine bağlanan tek bir dünya olduğunu iddia ederek Üçüncü Dünya kavramını reddeder. Dünya sisteminin genişlemesinin sonuçlarından biri, doğal kaynaklar, emek ve insan ilişkileri gibi şeylerin metalaştırılmasıdır.
Temel ihtiyaçlar teorisi
Temel ihtiyaçlar teorisi, 1976'da Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından, gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğun azaltılması ve eşitsizlikle mücadele açısından bir sonucu olmayan modernleşme ve yapısalcılık teorilerine tepki olarak ortaya atıldı. Yaklaşım, bir toplumun geçim için neye ihtiyacı olduğunu belirleyerek ve nüfusu yoksulluk sınırının üzerine çıkması için yardım etmiştir. Temel ihtiyaçlar teorisi, ekonomik olarak üretken faaliyetlere yatırım yapmaya odaklanmaz. Temel ihtiyaçlar, bireyin hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu ürün ve alanlara yatırım yapmaktadır.
Temel ihtiyaç teorisinin savunucuları, yoksulluğun ortadan kaldırılması için insanın çalışırken çok yorulmaması, tüketerek tasarruf edebilecek konuma gelmesi için bu teorinin iyi bir yol olduğunu savunmaktadır.
Neoklasik kalkınma teorisi
Neoklasik kalkınma teorisinin kökenleri klasik ekonomi anlayışından gelmektedir. Klasik iktisat 18. ve 19. yüzyıllarda geliştirilmiş, ürünlerin değerine ve hangi üretim faktörlerine bağlı olduğuna odaklanmıştır. Bu teoriye ilk katkıda bulunanlar Adam Smith ve David Ricardo'dur.
Neoklasik gelişim teorisi 1970'lerin sonlarına doğru İngiltere'de Margaret Thatcher ve ABD'de Ronald Reagan'ın seçilmesiyle etkili oldu. Ayrıca Dünya Bankası 1980 yılında temel ihtiyaçlar yaklaşımından neoklasik bir yaklaşıma kaymıştır. 1980'lerin başından itibaren neoklasik gelişim teorisi uygulanmaya devam etmektedir.
Yapısal ayarlama
Neoklasik kalkınma teorisinin gelişmekte olan ülkeler üzerindeki en önemli etkisi, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun da desteklediği "Yapısal Uyum Programı" oldu. Bu programa göre yapılması gerekenler:
- Mali tasarruf
- Özelleştirme
- Ticaretin serbestleştirilmesi, döviz devalüasyonu ve pazarlama kurullarının kaldırılması
- Hükûmetin geri çekilmesi ve deregülasyon
1980'lerde Latin Amerika'nın ekonomik krizden kurtulması için gerekli olduğuna inanılan bu uygulamalar, tarafından ortaya atılmıştır. Washington Konsensüsü olarak bilinmektedir.
Gelişmeler
Gelişim sonrası teori
Gelişim sonrası teori, ulusal ekonomik kalkınma fikrini tamamen sorgulayan bir teoridir. Gelişim sonrası teorisyenlerinden Sachs'a göre; kalkınma düşüncesine batılı ülkeler hakimdir ve çok etnik merkezlidir. Buna göre batılı yaşam tarzı dünya nüfusu için ne gerçekçi ne de arzu edilen bir hedef olabilir.
Bir savunucusu 'ya göre, yoksulluk kavramları gibi şeyler kültürel olarak çok yerleşiktir ve kültürler arasında çok farklılık gösterebilir.
Sürdürülebilir kalkınma
Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan kalkınmadır. Kısacası gelecek nesillerin teminatı olan bazı ekonomik maddelerin satılmaması olarak adlandırılabilir. Sürdürülebilir kalkınma, çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyopolitik sürdürülebilirlik olarak üçe ayrılabilir. Club of Rome tarafından yaptırılan Büyümenin Sınırları kitabı, sürdürülebilirlik düşüncesine büyük bir ivme kazanmıştır. Sürdürülebilir kalkınmanın üzerinde durduğu bir konu da küresel ısınmadır. Bunun için önerilerde bulunarak, 1997 yılında imzalanan Kyoto Anlaşması'nın da oluşmasına katkı sağlamıştır.
İnsani gelişim teorisi
İnsani gelişme teorisi; ekoloji, sürdürülebilir kalkınma, feminizm ve refah ekonomisi gibi farklı kökenlerden gelen fikirleri kullanan bir teoridir. Normatif politikadan kaçınmak ister ve bir ekonomide beşeri sermayenin toplam değerini artırmak için sosyal sermayenin nasıl daha verimli kullanılabileceğine odaklanır.
Amartya Sen ve Mahbub ul Haq insani gelişim teorisinin tanınmış savunucularındır. Amartya Sen'in çalışması, yeteneklere odaklanmıştır. İnsanların neler yapabileceği ve onların refahını belirleyen, gelir veya mallardan ziyade bu yetenekleridir. Bu fikir, İnsani Gelişme Endeksi'nin oluşturulmasında da temel rol oynamıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ . Durkheim.uchicago.edu. 3 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ "Inform Educate Action: Critical Review of Modernisation Theory". Ourdevelopment.blogspot.nl. 6 Ağustos 2008. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ a b Cairncross (1961). "The Stages of Economic Growth". The Economic History Review. 13 (3): 450-458. doi:10.1111/j.1468-0289.1959.tb01829.x.
- ^ a b . Mtholyoke.edu. 2 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ ""Dependency Theory: An Introduction," Vincent Ferraro, Mount Holyoke College, July 1966". Mtholyoke.edu. 1 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ "Internet History Sourcebooks". Fordham.edu. 18 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 15 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 21 Aralık 2021.
- ^ Stewart (1 Ocak 1989). "Basic Needs Strategies, Human Rights, and the Right to Development". Human Rights Quarterly. 11 (3): 347-374. doi:10.2307/762098.
- ^ Meadows et al. (1972), The Limits to Growth, Universe Books,
- ^ Development as Freedom – Amartya Sen – Google Boeken. 18 Ocak 2001. ISBN . 3 Ocak 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
Konuyla ilgili yayınlar
- MP Cowen ve RW Shenton, Doctrines of Development, Routledge (1996), .
- Peter W. Preston, Development Theory: An Introduction to the Analysis of Complex Change, Wiley-Blackwell (1996), .
- Peter W. Preston, Geliştirmeyi Yeniden Düşünmek, Routledge & Kegan Paul Books Ltd (1988),
- Richard Peet, Elaine Hartwick ile birlikte, " Gelişim Teorileri ", Guilford Press (1999)
- Walt Whitman Rostow, (1959), Ekonomik büyümenin aşamaları. Ekonomi Tarihi İncelemesi, 12: 1–16. DOI:10.1111/j.1468-0289.1959.tb01829.x
- Tourette, JEL (1964), Harrod-Domar modelinde teknolojik değişim ve denge büyümesi. Kyklos, 17: 207–226. DOI:10.1111/j.1467-6435.1964.tb01832.x
- Durkheim, Emile. Toplumda İş Bölümü . Trans. Lewis A. Coser. New York: Free Press, 1997, s. 39, 60, 108.
- John Rapley (2007), Gelişimi Anlamak. Boulder, Londra: Lynne Rienner Yayıncılar
- Meadows ve ark. (1972), Büyümenin Sınırları, Evren Kitapları,
- Hunt, D. (1989), Ekonomik Kalkınma Teorileri: Rakip Paradigmaların Analizi. Londra: Harvester Wheatsheaf
- Greig, A., D. Hulme ve M. Turner (2007). "Zorlu Küresel Eşitsizlik. 21. yüzyılda Kalkınma Teorisi ve Uygulaması". Palgrave Macmillan, New York.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kalkinma teorisi toplum icerisinde istenilen ve hayal edilen degisimin nasil basarilacagina dair fikirler iceren bir teori turudur Kalkinma teorisi altinda bircok teori bulunmaktadir Bu makale icerisinde de farkli teorilerin bakis acilari kalkinma teorisi ne gore belirtilmektedir Modernlesme teorisiModernlesme teorisi toplumlarda modernlesmenin gerceklesip gerceklesmedigini incelemek icin kullanilir Bu teori ulkelerin toplumlarin hangi yonlerinin ekonomik kalkinmaya engel oldugunu ele alir Bu teorideki asil amac geri kalmis veya gelismeyi arzulayan toplumlarin modernlesmesine katki sunmaktir Bircok bilim insani modernlesme teorisine katkida bulunmustur Sosyolojik ve antropolojik modernlesme teorisi Modernlesme teorisinin ilkeler arasinda toplumlarin kendilerini gelistirip degistirebilecegini belirten ilerleme fikrinden turetilmektedir Bu teorinin kokenindeki bilim insani ise Marquis de Condorcet olmustur Bu teori ayni zamanda teknolojik gelismelerin ve ekonomik degisikliklerin ahlaki ve kulturel degerlerde de degisikliklere yol acabilecegini belirtmektedir Fransiz sosyolog Emile Durkheim Toplumda Is Bolumu adli calismasi ile toplumda sosyal duzenin nasil korundugunu ve ilkel toplumlarin gelismis toplum statusune nasil gecebileceklerini anlatmistir Modernlesme teorisine katkida bulunan diger bilim adamlari ise Seymour Martin Lipset David McClelland ve Talcott Parsons olarak karsimiza cikmaktadir Buyume modelinin dogrusal asamalari Buyume modelinin dogrusal asamalari II Dunya Savasi ndan sonra Avrupa ekonomisini canlandirmak icin kullanilan Marshall Plani ndan buyuk olcude esinlenen bir ekonomik modeldir Ekonomik buyumenin ancak sanayilesme ile saglanabilecegini varsayar Bu teoriye gore dogru sermayeye gelecek olan kamu mudahalesi gelismekte olan bir ulkenin sanayilesmesine ve ekonomik kalkinmasina destek olacaktir Rostow un buyume asamalari modeli buyume modelinin dogrusal asamalarinin en iyi bilinen ornegidir Walt W Rostow gelismekte olan ulkelerin gelismis bir ekonomi statusune ulasmak icin gecmesi gereken bes asamayi siralamaktadir Rostow a gore bu asamalar Geleneksel toplum Kalkis icin on kosullar Kalkis Olgunluga gecis Yuksek kitlenin tuketimi yasi olarak siralanmaktadir Rostow ekonomik gelismenin belirli sektorler tarafindan yurutebilecegini savunmaktadir Ona gore bir ulkenin kalkisa ulasmasi icin bazi kalkinma kurallarina uymasi gerekmektedir Uymasi gereken temel uc madde Bir ulken yatirim oranlarini GSYIH sinin en az 10 una yukseltilmesi gerekiyor Birden fazla yuksek uretim kapasitesine sahip sektorler olusturulmali Olusturulacak bu sektorlerin buyumesini desteklemek icin kurumsal politik ve sosyal cevre bir arada olmalidir Ancak Rostow modelinin ciddi kusurlari bulunmaktadir Bu kusurlarin en onemlileri ise Kalkinmanin tum ulkeler icin ayni asamalardan gececegini varsayar bu toplumsal yasam kulturel bakis acisina vb durumlara gore mumkun olmayabilir Kalkinmayi yalnizca kisi basina dusen GSYIH nin artmasi ile olcumler Gelisimin ozelliklerine odaklanir ancak gelisimin gerceklesmesine neden olan faktorleri tanimlamaz Bu nedenle gelismeyi tesvik etmek icin mevcut olmasi gereken sosyal yapilari ihmal eder Modernlesme teorisinin elestirisi Modernlesme teorisi ilkel toplumlarin geleneklerini ve onceden var olan kurumlarini modern ekonomik buyumenin onundeki engeller olarak tanimlar Bir topluma disaridan dayatilan modernlesme siddetli ve radikal bir degisime neden olabilir ancak modernlesme teorisyenlerine gore genellikle bu risk goze alinmaya deger Elestirmenler geleneksel toplumlarin yok edildigine ve modernlesmenin hicbir zaman elde edemeden modern bir yoksulluk bicimine kaydigina isaret ediyor YapisalcilikYapisalcilik gelismekte olan ulkelerin ekonomik buyumesini engelleyen yonlere odaklanan bir kalkinma teorisidir Yapisalcilik ile ilerleyen politikalar sanayi sektorunu beslemek icin hukumetlerin ekonomiye mudahalesini icermektedir Gelismekte olan ulkeler bu yapisal donusumu kendi kendini idame ettiren bir ulke olmak icin kullanmaktadir Stratejinin mantigi bebek endustriler tezine dayanmaktadir Genc endustrilerin baslangicta yabanci rakiplerle rekabet edebilecek deneyim ve ekonomiye sahip olmamasindan dolayi kendilerini korumalari gerektigini dile getirir Yapisalcilar Ucuncu Dunya ulkelerinin gelisebilmesinin tek yolunun devletin eylemi oldugunu savunuyorlar Ucuncu dunya ulkeleri sanayilesmeyi hizlandirmali ve diger ulkeler ile ticarete olan bagimliliklarini azaltmak zorundadir Yapisalciligin kokleri Guney Amerika da bulunan Sili de yatmaktadir 1950 de Raul Prebisch Latin Amerika Ekonomik Komisyonu nun ilk direktoru olmak icin Sili ye giderek bu dusunceyi baslatmistir Bagimlilik teorisiBagimlilik teorisi esasen yapisalci dusuncenin bir devamidir ve temel fikirlerinin cogunubenimser Yapisalcilar ekonomiye hukumet mudahalesi stratejisi izlenmedikce kalkinmanin mumkun olamayacagini dusunseler de bagimlilik dusuncesi dunyanin gelismis bolgeleriyle ticaret yaparak gelismeye izin verebilir Bununla birlikte bu tur bir gelisme bagimli gelisme olarak kabul edilir Bagimlilik dusuncesi kaynaklarin yoksul ulkelerden zengin ulkelere aktigini ve bununda yoksul devleti daha yoksul yaptigini belirtir Modernlesme teorisinin aksine bagimlilik teorisi tum toplumlarin benzer gelisim asamalarinda ilerlemedigini ifade eder Bagimlilik teorisyenleri azgelismis ulkelerin dunya pazariyla olan baglantilarini azaltmadikca ekonomik olarak savunmasiz kaldiklarini da savunmaktadir Bagimlilik teorisi yoksul uluslarin gelismis uluslar icin dogal kaynak ve ucuz is gucu sagladigini bunlar olmadan gelismis uluslarin sahip olduklari yasam standardina sahip olamayacaklarini belirtir Yapisalci koklerine ek olarak bagimlilik teorisi unlu bir bagimlilik teorisyeni olan Immanuel Wallerstein in calismalarina da yansiyan Neo Marksizm ve Dunya Sistemleri Teorisi ile ortusmektedir Wallerstein ekonomik iliskilerle birbirine baglanan tek bir dunya oldugunu iddia ederek Ucuncu Dunya kavramini reddeder Dunya sisteminin genislemesinin sonuclarindan biri dogal kaynaklar emek ve insan iliskileri gibi seylerin metalastirilmasidir Temel ihtiyaclar teorisiTemel ihtiyaclar teorisi 1976 da Uluslararasi Calisma Orgutu tarafindan gelismekte olan ulkelerde yoksullugun azaltilmasi ve esitsizlikle mucadele acisindan bir sonucu olmayan modernlesme ve yapisalcilik teorilerine tepki olarak ortaya atildi Yaklasim bir toplumun gecim icin neye ihtiyaci oldugunu belirleyerek ve nufusu yoksulluk sinirinin uzerine cikmasi icin yardim etmistir Temel ihtiyaclar teorisi ekonomik olarak uretken faaliyetlere yatirim yapmaya odaklanmaz Temel ihtiyaclar bireyin hayatta kalmak icin ihtiyac duydugu urun ve alanlara yatirim yapmaktadir Temel ihtiyac teorisinin savunuculari yoksullugun ortadan kaldirilmasi icin insanin calisirken cok yorulmamasi tuketerek tasarruf edebilecek konuma gelmesi icin bu teorinin iyi bir yol oldugunu savunmaktadir Neoklasik kalkinma teorisiNeoklasik kalkinma teorisinin kokenleri klasik ekonomi anlayisindan gelmektedir Klasik iktisat 18 ve 19 yuzyillarda gelistirilmis urunlerin degerine ve hangi uretim faktorlerine bagli olduguna odaklanmistir Bu teoriye ilk katkida bulunanlar Adam Smith ve David Ricardo dur Neoklasik gelisim teorisi 1970 lerin sonlarina dogru Ingiltere de Margaret Thatcher ve ABD de Ronald Reagan in secilmesiyle etkili oldu Ayrica Dunya Bankasi 1980 yilinda temel ihtiyaclar yaklasimindan neoklasik bir yaklasima kaymistir 1980 lerin basindan itibaren neoklasik gelisim teorisi uygulanmaya devam etmektedir Yapisal ayarlama Neoklasik kalkinma teorisinin gelismekte olan ulkeler uzerindeki en onemli etkisi Dunya Bankasi ve Uluslararasi Para Fonu nun da destekledigi Yapisal Uyum Programi oldu Bu programa gore yapilmasi gerekenler Mali tasarruf Ozellestirme Ticaretin serbestlestirilmesi doviz devaluasyonu ve pazarlama kurullarinin kaldirilmasi Hukumetin geri cekilmesi ve deregulasyon 1980 lerde Latin Amerika nin ekonomik krizden kurtulmasi icin gerekli olduguna inanilan bu uygulamalar tarafindan ortaya atilmistir Washington Konsensusu olarak bilinmektedir GelismelerGelisim sonrasi teori Gelisim sonrasi teori ulusal ekonomik kalkinma fikrini tamamen sorgulayan bir teoridir Gelisim sonrasi teorisyenlerinden Sachs a gore kalkinma dusuncesine batili ulkeler hakimdir ve cok etnik merkezlidir Buna gore batili yasam tarzi dunya nufusu icin ne gercekci ne de arzu edilen bir hedef olabilir Bir savunucusu ya gore yoksulluk kavramlari gibi seyler kulturel olarak cok yerlesiktir ve kulturler arasinda cok farklilik gosterebilir Surdurulebilir kalkinma Surdurulebilir kalkinma gelecek nesillerin kendi ihtiyaclarini karsilama yeteneginden odun vermeden bugunun ihtiyaclarini karsilayan kalkinmadir Kisacasi gelecek nesillerin teminati olan bazi ekonomik maddelerin satilmamasi olarak adlandirilabilir Surdurulebilir kalkinma cevresel surdurulebilirlik ekonomik surdurulebilirlik ve sosyopolitik surdurulebilirlik olarak uce ayrilabilir Club of Rome tarafindan yaptirilan Buyumenin Sinirlari kitabi surdurulebilirlik dusuncesine buyuk bir ivme kazanmistir Surdurulebilir kalkinmanin uzerinde durdugu bir konu da kuresel isinmadir Bunun icin onerilerde bulunarak 1997 yilinda imzalanan Kyoto Anlasmasi nin da olusmasina katki saglamistir Insani gelisim teorisi Insani gelisme teorisi ekoloji surdurulebilir kalkinma feminizm ve refah ekonomisi gibi farkli kokenlerden gelen fikirleri kullanan bir teoridir Normatif politikadan kacinmak ister ve bir ekonomide beseri sermayenin toplam degerini artirmak icin sosyal sermayenin nasil daha verimli kullanilabilecegine odaklanir Amartya Sen ve Mahbub ul Haq insani gelisim teorisinin taninmis savunucularindir Amartya Sen in calismasi yeteneklere odaklanmistir Insanlarin neler yapabilecegi ve onlarin refahini belirleyen gelir veya mallardan ziyade bu yetenekleridir Bu fikir Insani Gelisme Endeksi nin olusturulmasinda da temel rol oynamistir Ayrica bakinizEkonomik kalkinma Dunya sistemi teorisi Ilerlemecilik Manifest Destiny Medenilestirme misyonuKaynakca Durkheim uchicago edu 3 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Inform Educate Action Critical Review of Modernisation Theory Ourdevelopment blogspot nl 6 Agustos 2008 2 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2013 a b Cairncross 1961 The Stages of Economic Growth The Economic History Review 13 3 450 458 doi 10 1111 j 1468 0289 1959 tb01829 x a b Mtholyoke edu 2 Mart 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Dependency Theory An Introduction Vincent Ferraro Mount Holyoke College July 1966 Mtholyoke edu 1 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Internet History Sourcebooks Fordham edu 18 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Arsivlenmis kopya PDF 15 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 21 Aralik 2021 Stewart 1 Ocak 1989 Basic Needs Strategies Human Rights and the Right to Development Human Rights Quarterly 11 3 347 374 doi 10 2307 762098 Meadows et al 1972 The Limits to Growth Universe Books 0 87663 165 0 Development as Freedom Amartya Sen Google Boeken 18 Ocak 2001 ISBN 978 0 19 289330 7 3 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Konuyla ilgili yayinlarMP Cowen ve RW Shenton Doctrines of Development Routledge 1996 978 0 415 12516 1 Peter W Preston Development Theory An Introduction to the Analysis of Complex Change Wiley Blackwell 1996 978 0 631 19555 9 Peter W Preston Gelistirmeyi Yeniden Dusunmek Routledge amp Kegan Paul Books Ltd 1988 978 0 7102 1263 4 Richard Peet Elaine Hartwick ile birlikte Gelisim Teorileri Guilford Press 1999 1 57230 489 8 Walt Whitman Rostow 1959 Ekonomik buyumenin asamalari Ekonomi Tarihi Incelemesi 12 1 16 DOI 10 1111 j 1468 0289 1959 tb01829 x Tourette JEL 1964 Harrod Domar modelinde teknolojik degisim ve denge buyumesi Kyklos 17 207 226 DOI 10 1111 j 1467 6435 1964 tb01832 x Durkheim Emile Toplumda Is Bolumu Trans Lewis A Coser New York Free Press 1997 s 39 60 108 John Rapley 2007 Gelisimi Anlamak Boulder Londra Lynne Rienner Yayincilar Meadows ve ark 1972 Buyumenin Sinirlari Evren Kitaplari 0 87663 165 0 Hunt D 1989 Ekonomik Kalkinma Teorileri Rakip Paradigmalarin Analizi Londra Harvester Wheatsheaf Greig A D Hulme ve M Turner 2007 Zorlu Kuresel Esitsizlik 21 yuzyilda Kalkinma Teorisi ve Uygulamasi Palgrave Macmillan New York