Paula Modersohn-Becker (8 Şubat 1876, Dresden - 21 Kasım 1907, ), ülkesinde dışavurumculuk akımının en erken temsilcilerinden biri olan Alman ressam. Dresden kökenli olan Paula Becker resim çalışmalarına başladıktan sonra Bremen'in yakınlarında bulunan köyünde doğaya dönüşü savunan ve köy yaşantısının sade değerlerine önem veren bağımsız sanatçılar topluluğuna katıldı. Burada ressam ile evlendi. Worpswede ressamlarını yeteri kadar cesur bulmadığından dışarıdan ilham alma yoluna gitti ve birçok kere Paris'te avangartçıları ziyaret etti.
Paula Modersohn-Becker | |
---|---|
Paula Modersohn-Becker | |
Doğum | Minna Hermine Paula Becker 8 Şubat 1876 Dresden, Alman İmparatorluğu |
Ölüm | 20 Kasım 1907 (31 yaşında) Aşağı Saksonya, Alman İmparatorluğu |
Milliyet | Alman |
Meslek | Sanatçı, ressam |
Tanınma nedeni | Dışavurumculuk |
Önemli eser(ler) | Reclining Mother and Child Nude (1906) (1906) |
Evlilik | Otto Modersohn (e. 1901) |
Çocuk(lar) | Mathilde Modersohn |
Paula Modersohn-Becker sanatını icra ettiği on dört yıl gibi kısa bir dönem süresince yedi yüz elli kadar tablo, on üç baskı ve bin kadar desen yaratmıştır. Kendine özgü stili geleneksel ile modern arasında birçok ekolden etkilenmesinin bir sonucudur. Resimleri Cézanne, van Gogh ya da Gauguin'in izlenimciliğinden, Picasso'nun kübizminden, fovizmden, Japon sanatından ve hatta Alman rönesansından izler taşır. Eserlerinin anlatım gücü tek başına 20. yüzyıl başı sanatının ana hatlarını özetler. Paula Modersohn-Becker otuz bir yaşında, çok erken bir yaşta doğum sonrası ortaya çıkan komplikasyonlar sonucu yaşamını yitirdi. Sanatçı günümüze kadar Almanca konuşan ülkeler dışında pek fazla tanınmamıştır.
Ailesi
Paula Becker, yedi erkek ve kız kardeşin üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir. Babası Carl Woldemar Becker'in mesleği mühendislikti ve annesi Mathilde Türingiya'in tanınmış soylu ailelerinden olan von Bültzingslöwen ailesinden geliyordu. Carl Woldemar Becker'in daha sonraları kızına gönderdiği mektuplardan kültürlü ve dünyaya açık bir kişi olduğu anlaşılmaktadır; hem Paris'i hem de Londra'yı görmüş olan babası çok iyi Rusça, Fransızca ve İngilizce bilmekteydi. Paula'nın anne tarafı da aynı şekilde seyahate yatkındı: Büyükbaba von Bültzingslöwen yurtdışında bir birliğe komutanlık etmiş ve annesi Mathilde'in erkek kardeşlerinin çoğu İndonezya, Yeni Zelanda ve Avustralya'ya göç etmişti.
Becker çocuklarının eğitiminde sanat, edebiyat ve müzik çok önemli bir yer tutmaktaydı. Paula, kızkardeşleri gibi piyano dersleri aldı. Çok güzel bir sese sahip olan Paula'nın en büyük ablası şan dersleri de aldı. Aile Richard Wagner'in eserlerine büyük bir hayranlık duysa da Paula Wagner'i "Alman değil" (undeutsch) diye eleştiriyordu. Goethe, aile içinde tüm zamanların en büyük şairi sayılıyordu. Paula'nın yaşam öyküsünü yazanlara göre Becker ailesi orta sınıf ve küçük burjuvazi idi ve çok zengin değillerdi.
Çocukluğu ve gençliği
Dresden ve Bremen
Paula Becker'in Dresden'de geçirdiği yaşamının ilk on iki yılı hakkında çok fazla bilgi yoktur. Ancak on yaşında iken başından geçirdiği dramatik bir kazanın izlerine rastlanır. Paula, iki kuzini Cora ve Maidli Parizot ile bir kumtaşı ocağının tünellerinde oynarken göçük altında kalırlar. Paula ile Maidli zamanında göçükten kurtulurlar ama on bir yaşındaki Cora Parizot yıkıntılar altında kalır ve boğularak ölür. Çok sonraları Rainer Maria Rilke'ye yazdığı bir mektupta Paula Modersohn-Becker bu olaydan çok etkilendiğini belirtir. Yaşamını kaleme alan Lieselotte von Renken'e göre bu olay ressamın kariyerini seçme yolundaki kararlılığının temelini oluşturmaktadır.
Carl Woldemar Becker 1888 yılında Bremen şehrinde inşaat alanında bir göreve atanır ve aile Dresden'den ayrılır. Özellikle bu dönemde çok parlak bir kültürel atmosfere sahip olan Bremen şehrinde Paula'nın annesi sanat çevrelerinde çok yakın arkadaşlıklar kurar ve Becker ailesi sanatçılarla çok yakın ilişki içine girer.
İngiltere ve ilk desen dersleri
Paula Becker, ailesi tarafında 1892 yazının başında dil öğrenmesi için İngiltere'ye gönderilir. Londra yakınlarında yaşayan üvey halasının yanına hem İngilizce hem de ev idaresini öğrenmek için gider. Eniştesinin desteğiyle sanat dersleri de alır. Kroki üzerine birkaç dersten sonra özel bir Güzel Sanatlar okuluna gitmeye başlar. Günde altı saat geçirdiği bu okulda desen tekniklerine giriş yapar. Bu dersler kısa süre sonra sona erer çünkü ailesi tarafından bir yıllığına gönderilmiş olsa da yurt özlemi, aile hasreti ve halasının katı disiplini nedeniyle Paula altı ay gibi bir süre sonra Almanya'ya geri döner.
Öğretmen okulu
Babasının üzerindeki etkisi ve ona duyduğu saygıdan ötürü Paula Becker 1893 yılından itibaren Bremen'de bir öğretmen okuluna gitmeye başlar. İstemeye istemeye en büyük ablasının yolundan giderek bu okula devam eder. Yine de bu okula devam etmeyi kabul etmesinden ötürü babasını resim dersleri almaya razı eder.
Resim derslerini ressam 'ın evinde alır ve ilk defa gerçek modellerle çalışma fırsatı bulur. Bu döneme ait erkek ve kızkardeşlerinin portreleri ve 1893 yılında gerçekleştirdiği ilk otoportresini bulunur. Sanatsal aktivitelerine rağmen okulunu başarı ile bitirerek 1895 Eylül ayında öğretmen diplomasını alır.
Paula Becker 1893 yılının başında ilk defa 'de , , , ve Heinrich Vogeler'in verdiği resim sergisi ile sanat çevresinin eserleri ile tanışır. Genç kadın bundan etkilenmiş olsa da günlüğünde özellikle çok etkilendiğini belirtmemiştir. Yine de günlüğüne sonradan eşi olacak Otto Modersohn'un bir peyzajına çok özel bir tat veren garip renklerle bezenmiş bir resmini çok beğendiğini yazar.
Berlin'de resim kursu
Paula, annesinin ailesi sayesinde 1896 yılının başında Berlinli Sanatçılar Birliği'nde (Verein der Berliner Künstlerinnen) altı hafta boyunca desen ve resim kursu almak için Berlin'e gidebildi. Bu resim okulu o dönemde çok gözönündeydi, on bir yıl önce Käthe Kollwitz sanat kariyerine başlangıcını aynı okulda yapmıştı. O dönemde Güzel Sanatlar Akademilerine kabul edilmeyen kadınlar için bu tarz birliklerin varlığı bir gereklilikti.
Paula, annesinin eğitim masraflarında indirim alması sayesinde başlangıçta öngörülen altı haftadan daha fazla eğitimine devam edebildi. Hatta Mathilde Becker, kızının eğitim masraflarını ödeyebilmek için evine bir pansiyoner bile almıştır. Öte yandan Paula'nın dayısı Wulf von Bültzingslöwen ve yengesi Cora Paula'yı evlerine kabul etmişlerdi.
Berlin'de profesyonel modeller ile yapılan eğitim desene büyük bir önem vermekteydi. Kurslara yalnızca desen konusunda önceden belirli bir ustalığa erişmiş olan adaylar kabul edilmekteydi. Bu dönemden Paula tarafından çizilmiş birçok nü deseni günümüze kadar gelebilmiştir. Çizgiler genel kural olarak çok belirgindir ve kaçınılmaz ışık gölge tekniği göze çarpar. 1897 yılında Paula ilk defa olarak Jeanne Bauck'un sınıfına kabul edilir. Günümüzde unutlmuş olan bu sanatçı öğrencisi üzerinde derin bir etki bırakır ve daha sonra Paris'te bir müddet yaşaması gerektiğine Paula'yı ikna eder.
Berlin'de kaldığı süre boyunca Paula müze koridorlarında uzun süre dolaşır. Kendinden yetmiş yıl önce doruğuna ulaşmış sanatçıları kadar Alman ve İtalyan Rönesans ressamlarının tablolarını diğer eserlerden çok daha fazla seviyordu. Özellikle değer verdiği ressamlar arasında Albrecht Dürer, , , , Botticelli ve Leonardo da Vinci sayılabilir. Dolayısıyla Paula'nın tercihi sarih formlar çizen ve belirgin çizgilere sahip olan ressamlardan yanadır denilebilir.
Worpswede ve Paris
Worpswede'ye gidiş
Anne ve babasının yirmi beşinci evlilik yıldönümü nedeniyle Becker ailesi 1897 yazında Bremen'in yakınlarında bulunan küçük köyünü ziyarete gitti. Paula Becker köyün kendine has özelliğinden, manzaranın içerdiği renklerin çeşitliliğinden ve özellikle de birkaç yıl önce orada kurulan "sanatçı kolonisi"den (Künstlerkolonie) çok etkilendi. Sonbahardan önce bir arkadaşıyla ressamlar ile görüşmek ve çevreyi daha dikkatli incelemek için bir kere daha ziyaret etti. 1898 Ocak ayında miras olarak kendine kalan 600 mark ile kuzenleri Arthur ve Greta Becker tarafından ödenen eğitim ücretlerinin bir kısmını geri ödeyebildi ve ailesi ile anlaşarak Worpswede'ye gitmeye karar verdi.
Başlangıçta kısa süreli bir tatil için köyde kalması düşünülmüştü. Mathilde Becker yalnızca iki hafta için 'in resim ve desen kurslarına katılmasını ve sonbaharda Paris'e giderek bebek bakıcılığı yapmasını planlamıştı.Mackensen'in kursuna girebilmeyi de babasının nüfuzuna borçludur. Ailenin aldığı tüm bu önlemlere rağmen, 1898 Eylül ayında Paula Becker Worpswede'ye giderken orada daha uzun süre kalmayı ve profesyonel bir ressam olmayı aklına koymuştu.
Worpswede sanatçı kolonisi
'ye 1889 yılında yerleşen sanatçılar büyük sanat akademilerinden bağımsız olduklarını belirtiyorlardı. Büyük çoğunluğu, birkaç yıl önce tarafından meşhur edilmiş olan Düsseldorf Güzel Sanatlar Akademisi'nin eski öğrencileriydi. 20. yüzyılın birçok genç sanatçısı gibi resmî kurumların sanat görüşünü ve eski ustaları eleştiriyorlardı. Worpswede'ye sembolik olarak çekilmeleri daha önceden ve Barbizon ekolünün yaptığı gibi eserlerinde doğaya yer vererek doğanın yeniden sanat içinde önemli bir konuma gelmesi isteklerinden kaynaklanıyordu. Worpswede ressamları sanatlarını doğanın ortasında, yapaylıktan uzak ve en basit şekliyle gerçekleştirerek uygarlık tarafından bozulmamış ve hâlâ özgün saflığına sahip olan köylüleri eserlerinde yansıtmak istiyorlardı.
Hekeltraş olmak isteyen ve Mackensen'den desen ve model dersleri alan genç bir kadın olan Clara Westhoff ile Paula Becker arasında yavaş yavaş büyük bir dostluk doğdu. Başlangıçta Paula Worpswede resamlarına karşı çekingen davrandıysa da 1899 Martından itibaren özellikle sonradan kocası olacak ve Heinrich Vogeler ile arkadaşlığını ilerletmeye başladı. Onların gözetiminde Paula 1899 yazında birçok gravür çalışması yaptı. Bu tarzın katı disiplini ve gravür teknikleri kullanma kısıtları Paula'nın pek hoşuna gitmemişti.
Fritz Mackensen'in verdiği dersler başlangıçta Paula'nın yeteneğinin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Yine de 1898'in sonundan itibaren Paula bu ustanın kendisi için olmadığı hissine kapılmıştır. Gittikçe şekilleri ve renkleri basitleştirme yönünde gelişen kendi stili Worpswede'de pek ilgi görmemiştir. Öte yandan 1899 yılından itibaren katıldığı sergilerde aldığı acımasız eleştiriler resimlerinin Alman kültürünün gelişiminde marjinal kaldığına Paula'yı inandırmıştı. Sergilediği iki eser hakkında 20 Aralık 1899 tarihli gazetesinde şu eleştiriyi okuyabiliriz:
« Bu çalışmayı değerlendirebilmek için saf bir dil yeterli olmuyor ve saf olmayan bir kullanmayı reddediyoruz. Diyelim ki aynı derecede bir sanatsal aktivite tiyatro ya da müzik alanında gerçekleştirilmiş olsa ve sahneye ya da konser salonuna çıkma küstahlığını göstermiş olsa ıslık sesleri ve yuhalamalar bu bayağılığa anında son verdirirdi. »
, Lovis Corinth, Max Liebermann ya da gibi sanatçılar Münih ve Berlin'de tanınmaya başlamıştı ancak Almanya'da hâlâ resim salonları ve akademilerinin üstünlüğü geçerliliğini koruyordu. Yeniliklere açıklığı ile Paris sanat alanında ortaya çıkıyordu. Bu nedenle Berlin'de kaldığından beri Paula'nın Fransa'nın başkentine gitmeyi arzulaması çok şaşırtıcı değildir.
İlk Paris ziyareti
Paula 31 Aralık 1900 gecesi Paris'e doğru yola çıktı. Roma'nın 19.yüzyıl başında Alman sanatçılar için büyük bir cazibe merkezi olması gibi, Paris 20. yüzyılın başında Avrupa'da bulunan tüm sanat akımlarının buluşma noktası olmuştu. Emil Nolde, ya da Käthe Kollwitz gibi tanınmış birçok Alman sanatçısı kısa ya da uzun süreler boyunca Paris'te kalır.Paula'nın Worpswede'den arkadaşı Clara Westhoff ise Auguste Rodin'in öğrencisi olabilme hayaliyle 1899'un sonundan beri Paris'te kalmaktaydı.
Paula Becker ailesinden aldığı finansal destek ile bu yolculuğa çıkabilmişti. Paris'in 14. arrondissementında Rue Campagne Première 9 numaraya yerleşti ve stüdyosunu bit pazarından aldığı birkaç mobilya ile donatabildi. Paula 'de kadınları da kabul eden kurslarına devam etmeye başladı. Berlin'de yaptığı gibi sık sık müzeleri dolaşıyordu. Ya tek başına ya da Clara ile birlikte, modern Fransız sanatı ile tanışabilmek için, sergileri ve sanat galerilerini de ziyaret ediyordu. Clara daha sonraları bu dönem hakkında anekdotlarında sanat simsarı Ambroise Vollard'a olan ziyaretlerini ve o zamanlar tanınmayan Paul Cézanne'a karşı Paula'nın büyük ilgisini anlatır. Sanat tarihçisi Christa Murken Altrogge'a göre bu ressamın çığır açan yeteneğini fark eden ilk Alman sanatçısı Paula Becker'dir. Paula, Clara'ya yazdığı 21 Ekim 1907 tarihli mektubunda Cézanne'dan « üzerimde bir fırtına etkisi yaratan üç ya da dört büyük ustadan birisi » diye söz eder.
Hiç şüphe yok ki Paula Becker Paris'te iken tarafından düzenlenen büyük sergiye katılmıştır. Japon sanatının tahtabaskılarından derinden etkilenen bu sanatçı grubu gerçeğe sadık kalarak yansıtmaktan çok kendine uygun önemi belirtmek için fantezi renklere ve yüzeylere ağırlık veriyorlardı.
Nisan 1900'den beri yeni yüzyıla girişi kutlamak için büyük Dünya Fuarı sergilenmekteydi. Bu olay nedeniyle ve peyzajcı Haziran ayında Paris'e gelir. Paula Becker Otto'yu daha önceden tanıyordu ve kendinden on bir yaş büyük olan bu ressamın eserlerine Worpswede'de hayran kalmıştı. Modersohn, sağlık sorunları nedeniyle Worpswede'de kalan Hélène ile evliydi. Otto Paris'te iken eşi Worpswede'de öldü ve bu nedenle Modersohn ve Overbeck kısa sürede Almanya'ya dönmek zorunda kaldı.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Paula Modersohn Becker 8 Subat 1876 Dresden 21 Kasim 1907 ulkesinde disavurumculuk akiminin en erken temsilcilerinden biri olan Alman ressam Dresden kokenli olan Paula Becker resim calismalarina basladiktan sonra Bremen in yakinlarinda bulunan koyunde dogaya donusu savunan ve koy yasantisinin sade degerlerine onem veren bagimsiz sanatcilar topluluguna katildi Burada ressam ile evlendi Worpswede ressamlarini yeteri kadar cesur bulmadigindan disaridan ilham alma yoluna gitti ve bircok kere Paris te avangartcilari ziyaret etti Paula Modersohn BeckerPaula Modersohn BeckerDogumMinna Hermine Paula Becker 8 Subat 1876 1876 02 08 Dresden Alman ImparatorluguOlum20 Kasim 1907 31 yasinda Asagi Saksonya Alman ImparatorluguMilliyetAlmanMeslekSanatci ressamTaninma nedeniDisavurumculukOnemli eser ler Reclining Mother and Child Nude 1906 1906 EvlilikOtto Modersohn e 1901 Cocuk lar Mathilde ModersohnKamelya daliyla ressamin kendi portresi Die Malerin mit Kamelienzweig 1907 62 x 31 cm Folkwang Muzesi Essen Paula Modersohn Becker sanatini icra ettigi on dort yil gibi kisa bir donem suresince yedi yuz elli kadar tablo on uc baski ve bin kadar desen yaratmistir Kendine ozgu stili geleneksel ile modern arasinda bircok ekolden etkilenmesinin bir sonucudur Resimleri Cezanne van Gogh ya da Gauguin in izlenimciliginden Picasso nun kubizminden fovizmden Japon sanatindan ve hatta Alman ronesansindan izler tasir Eserlerinin anlatim gucu tek basina 20 yuzyil basi sanatinin ana hatlarini ozetler Paula Modersohn Becker otuz bir yasinda cok erken bir yasta dogum sonrasi ortaya cikan komplikasyonlar sonucu yasamini yitirdi Sanatci gunumuze kadar Almanca konusan ulkeler disinda pek fazla taninmamistir AilesiWorpswede manzarasi Worpsweder Landschaft 1900 61 5 x 68 cm Musee Ludwig Koln Paula Becker yedi erkek ve kiz kardesin ucuncusu olarak dunyaya gelmistir Babasi Carl Woldemar Becker in meslegi muhendislikti ve annesi Mathilde Turingiya in taninmis soylu ailelerinden olan von Bultzingslowen ailesinden geliyordu Carl Woldemar Becker in daha sonralari kizina gonderdigi mektuplardan kulturlu ve dunyaya acik bir kisi oldugu anlasilmaktadir hem Paris i hem de Londra yi gormus olan babasi cok iyi Rusca Fransizca ve Ingilizce bilmekteydi Paula nin anne tarafi da ayni sekilde seyahate yatkindi Buyukbaba von Bultzingslowen yurtdisinda bir birlige komutanlik etmis ve annesi Mathilde in erkek kardeslerinin cogu Indonezya Yeni Zelanda ve Avustralya ya goc etmisti Becker cocuklarinin egitiminde sanat edebiyat ve muzik cok onemli bir yer tutmaktaydi Paula kizkardesleri gibi piyano dersleri aldi Cok guzel bir sese sahip olan Paula nin en buyuk ablasi san dersleri de aldi Aile Richard Wagner in eserlerine buyuk bir hayranlik duysa da Paula Wagner i Alman degil undeutsch diye elestiriyordu Goethe aile icinde tum zamanlarin en buyuk sairi sayiliyordu Paula nin yasam oykusunu yazanlara gore Becker ailesi orta sinif ve kucuk burjuvazi idi ve cok zengin degillerdi Cocuklugu ve gencligiDresden ve Bremen Bataklikta kanal ve turba kayiklari Moorkanal mit Torfkahnen 1900 51 x 36 cm ozel koleksiyon Paula Becker in Dresden de gecirdigi yasaminin ilk on iki yili hakkinda cok fazla bilgi yoktur Ancak on yasinda iken basindan gecirdigi dramatik bir kazanin izlerine rastlanir Paula iki kuzini Cora ve Maidli Parizot ile bir kumtasi ocaginin tunellerinde oynarken gocuk altinda kalirlar Paula ile Maidli zamaninda gocukten kurtulurlar ama on bir yasindaki Cora Parizot yikintilar altinda kalir ve bogularak olur Cok sonralari Rainer Maria Rilke ye yazdigi bir mektupta Paula Modersohn Becker bu olaydan cok etkilendigini belirtir Yasamini kaleme alan Lieselotte von Renken e gore bu olay ressamin kariyerini secme yolundaki kararliliginin temelini olusturmaktadir Carl Woldemar Becker 1888 yilinda Bremen sehrinde insaat alaninda bir goreve atanir ve aile Dresden den ayrilir Ozellikle bu donemde cok parlak bir kulturel atmosfere sahip olan Bremen sehrinde Paula nin annesi sanat cevrelerinde cok yakin arkadasliklar kurar ve Becker ailesi sanatcilarla cok yakin iliski icine girer Ingiltere ve ilk desen dersleri Paula Becker ailesi tarafinda 1892 yazinin basinda dil ogrenmesi icin Ingiltere ye gonderilir Londra yakinlarinda yasayan uvey halasinin yanina hem Ingilizce hem de ev idaresini ogrenmek icin gider Enistesinin destegiyle sanat dersleri de alir Kroki uzerine birkac dersten sonra ozel bir Guzel Sanatlar okuluna gitmeye baslar Gunde alti saat gecirdigi bu okulda desen tekniklerine giris yapar Bu dersler kisa sure sonra sona erer cunku ailesi tarafindan bir yilligina gonderilmis olsa da yurt ozlemi aile hasreti ve halasinin kati disiplini nedeniyle Paula alti ay gibi bir sure sonra Almanya ya geri doner Ogretmen okulu Beyaz ortulu cocuk basi Kinderkopf mit weissem Tuch 1900 45 3 x 66 2 cm Ozel koleksiyon Babasinin uzerindeki etkisi ve ona duydugu saygidan oturu Paula Becker 1893 yilindan itibaren Bremen de bir ogretmen okuluna gitmeye baslar Istemeye istemeye en buyuk ablasinin yolundan giderek bu okula devam eder Yine de bu okula devam etmeyi kabul etmesinden oturu babasini resim dersleri almaya razi eder Resim derslerini ressam in evinde alir ve ilk defa gercek modellerle calisma firsati bulur Bu doneme ait erkek ve kizkardeslerinin portreleri ve 1893 yilinda gerceklestirdigi ilk otoportresini bulunur Sanatsal aktivitelerine ragmen okulunu basari ile bitirerek 1895 Eylul ayinda ogretmen diplomasini alir Paula Becker 1893 yilinin basinda ilk defa de ve Heinrich Vogeler in verdigi resim sergisi ile sanat cevresinin eserleri ile tanisir Genc kadin bundan etkilenmis olsa da gunlugunde ozellikle cok etkilendigini belirtmemistir Yine de gunlugune sonradan esi olacak Otto Modersohn un bir peyzajina cok ozel bir tat veren garip renklerle bezenmis bir resmini cok begendigini yazar Berlin de resim kursu Paula annesinin ailesi sayesinde 1896 yilinin basinda Berlinli Sanatcilar Birligi nde Verein der Berliner Kunstlerinnen alti hafta boyunca desen ve resim kursu almak icin Berlin e gidebildi Bu resim okulu o donemde cok gozonundeydi on bir yil once Kathe Kollwitz sanat kariyerine baslangicini ayni okulda yapmisti O donemde Guzel Sanatlar Akademilerine kabul edilmeyen kadinlar icin bu tarz birliklerin varligi bir gereklilikti Cimene uzanmis nu Paula annesinin egitim masraflarinda indirim almasi sayesinde baslangicta ongorulen alti haftadan daha fazla egitimine devam edebildi Hatta Mathilde Becker kizinin egitim masraflarini odeyebilmek icin evine bir pansiyoner bile almistir Ote yandan Paula nin dayisi Wulf von Bultzingslowen ve yengesi Cora Paula yi evlerine kabul etmislerdi Berlin de profesyonel modeller ile yapilan egitim desene buyuk bir onem vermekteydi Kurslara yalnizca desen konusunda onceden belirli bir ustaliga erismis olan adaylar kabul edilmekteydi Bu donemden Paula tarafindan cizilmis bircok nu deseni gunumuze kadar gelebilmistir Cizgiler genel kural olarak cok belirgindir ve kacinilmaz isik golge teknigi goze carpar 1897 yilinda Paula ilk defa olarak Jeanne Bauck un sinifina kabul edilir Gunumuzde unutlmus olan bu sanatci ogrencisi uzerinde derin bir etki birakir ve daha sonra Paris te bir muddet yasamasi gerektigine Paula yi ikna eder Berlin de kaldigi sure boyunca Paula muze koridorlarinda uzun sure dolasir Kendinden yetmis yil once doruguna ulasmis sanatcilari kadar Alman ve Italyan Ronesans ressamlarinin tablolarini diger eserlerden cok daha fazla seviyordu Ozellikle deger verdigi ressamlar arasinda Albrecht Durer Botticelli ve Leonardo da Vinci sayilabilir Dolayisiyla Paula nin tercihi sarih formlar cizen ve belirgin cizgilere sahip olan ressamlardan yanadir denilebilir Worpswede ve ParisWorpswede ye gidis Cam kure yaninda bahcedeki kucuk kiz Madchen im Garten neben Glaskugel 1901 1902 35 7 x 35 7 cm ozel koleksiyon Anne ve babasinin yirmi besinci evlilik yildonumu nedeniyle Becker ailesi 1897 yazinda Bremen in yakinlarinda bulunan kucuk koyunu ziyarete gitti Paula Becker koyun kendine has ozelliginden manzaranin icerdigi renklerin cesitliliginden ve ozellikle de birkac yil once orada kurulan sanatci kolonisi den Kunstlerkolonie cok etkilendi Sonbahardan once bir arkadasiyla ressamlar ile gorusmek ve cevreyi daha dikkatli incelemek icin bir kere daha ziyaret etti 1898 Ocak ayinda miras olarak kendine kalan 600 mark ile kuzenleri Arthur ve Greta Becker tarafindan odenen egitim ucretlerinin bir kismini geri odeyebildi ve ailesi ile anlasarak Worpswede ye gitmeye karar verdi Baslangicta kisa sureli bir tatil icin koyde kalmasi dusunulmustu Mathilde Becker yalnizca iki hafta icin in resim ve desen kurslarina katilmasini ve sonbaharda Paris e giderek bebek bakiciligi yapmasini planlamisti Mackensen in kursuna girebilmeyi de babasinin nufuzuna borcludur Ailenin aldigi tum bu onlemlere ragmen 1898 Eylul ayinda Paula Becker Worpswede ye giderken orada daha uzun sure kalmayi ve profesyonel bir ressam olmayi aklina koymustu Worpswede sanatci kolonisi ye 1889 yilinda yerlesen sanatcilar buyuk sanat akademilerinden bagimsiz olduklarini belirtiyorlardi Buyuk cogunlugu birkac yil once tarafindan meshur edilmis olan Dusseldorf Guzel Sanatlar Akademisi nin eski ogrencileriydi 20 yuzyilin bircok genc sanatcisi gibi resmi kurumlarin sanat gorusunu ve eski ustalari elestiriyorlardi Worpswede ye sembolik olarak cekilmeleri daha onceden ve Barbizon ekolunun yaptigi gibi eserlerinde dogaya yer vererek doganin yeniden sanat icinde onemli bir konuma gelmesi isteklerinden kaynaklaniyordu Worpswede ressamlari sanatlarini doganin ortasinda yapayliktan uzak ve en basit sekliyle gerceklestirerek uygarlik tarafindan bozulmamis ve hala ozgun safligina sahip olan koyluleri eserlerinde yansitmak istiyorlardi Bataklikta cukur Moorgraben 1900 ile 1902 arasi 54 1 x 33 cm Ozel koleksiyon Hekeltras olmak isteyen ve Mackensen den desen ve model dersleri alan genc bir kadin olan Clara Westhoff ile Paula Becker arasinda yavas yavas buyuk bir dostluk dogdu Baslangicta Paula Worpswede resamlarina karsi cekingen davrandiysa da 1899 Martindan itibaren ozellikle sonradan kocasi olacak ve Heinrich Vogeler ile arkadasligini ilerletmeye basladi Onlarin gozetiminde Paula 1899 yazinda bircok gravur calismasi yapti Bu tarzin kati disiplini ve gravur teknikleri kullanma kisitlari Paula nin pek hosuna gitmemisti Fritz Mackensen in verdigi dersler baslangicta Paula nin yeteneginin gelismesine buyuk katki saglamistir Yine de 1898 in sonundan itibaren Paula bu ustanin kendisi icin olmadigi hissine kapilmistir Gittikce sekilleri ve renkleri basitlestirme yonunde gelisen kendi stili Worpswede de pek ilgi gormemistir Ote yandan 1899 yilindan itibaren katildigi sergilerde aldigi acimasiz elestiriler resimlerinin Alman kulturunun gelisiminde marjinal kaldigina Paula yi inandirmisti Sergiledigi iki eser hakkinda 20 Aralik 1899 tarihli gazetesinde su elestiriyi okuyabiliriz Bu calismayi degerlendirebilmek icin saf bir dil yeterli olmuyor ve saf olmayan bir kullanmayi reddediyoruz Diyelim ki ayni derecede bir sanatsal aktivite tiyatro ya da muzik alaninda gerceklestirilmis olsa ve sahneye ya da konser salonuna cikma kustahligini gostermis olsa islik sesleri ve yuhalamalar bu bayagiliga aninda son verdirirdi Lovis Corinth Max Liebermann ya da gibi sanatcilar Munih ve Berlin de taninmaya baslamisti ancak Almanya da hala resim salonlari ve akademilerinin ustunlugu gecerliligini koruyordu Yeniliklere acikligi ile Paris sanat alaninda ortaya cikiyordu Bu nedenle Berlin de kaldigindan beri Paula nin Fransa nin baskentine gitmeyi arzulamasi cok sasirtici degildir Ilk Paris ziyareti Kucuk bir kiz basi Kopf eines kleines Madchens 1902 ye dogru 27 x 31 4 cm Ozel koleksiyon Paula 31 Aralik 1900 gecesi Paris e dogru yola cikti Roma nin 19 yuzyil basinda Alman sanatcilar icin buyuk bir cazibe merkezi olmasi gibi Paris 20 yuzyilin basinda Avrupa da bulunan tum sanat akimlarinin bulusma noktasi olmustu Emil Nolde ya da Kathe Kollwitz gibi taninmis bircok Alman sanatcisi kisa ya da uzun sureler boyunca Paris te kalir Paula nin Worpswede den arkadasi Clara Westhoff ise Auguste Rodin in ogrencisi olabilme hayaliyle 1899 un sonundan beri Paris te kalmaktaydi Paula Becker ailesinden aldigi finansal destek ile bu yolculuga cikabilmisti Paris in 14 arrondissementinda Rue Campagne Premiere 9 numaraya yerlesti ve studyosunu bit pazarindan aldigi birkac mobilya ile donatabildi Paula de kadinlari da kabul eden kurslarina devam etmeye basladi Berlin de yaptigi gibi sik sik muzeleri dolasiyordu Ya tek basina ya da Clara ile birlikte modern Fransiz sanati ile tanisabilmek icin sergileri ve sanat galerilerini de ziyaret ediyordu Clara daha sonralari bu donem hakkinda anekdotlarinda sanat simsari Ambroise Vollard a olan ziyaretlerini ve o zamanlar taninmayan Paul Cezanne a karsi Paula nin buyuk ilgisini anlatir Sanat tarihcisi Christa Murken Altrogge a gore bu ressamin cigir acan yetenegini fark eden ilk Alman sanatcisi Paula Becker dir Paula Clara ya yazdigi 21 Ekim 1907 tarihli mektubunda Cezanne dan uzerimde bir firtina etkisi yaratan uc ya da dort buyuk ustadan birisi diye soz eder Limon portakal ve domates ile naturmort Stilleben mit Zitrone Apfelsine und Tomate 1906 1907 26 5 x 17 3 cm Ozel koleksiyon Hic suphe yok ki Paula Becker Paris te iken tarafindan duzenlenen buyuk sergiye katilmistir Japon sanatinin tahtabaskilarindan derinden etkilenen bu sanatci grubu gercege sadik kalarak yansitmaktan cok kendine uygun onemi belirtmek icin fantezi renklere ve yuzeylere agirlik veriyorlardi Nisan 1900 den beri yeni yuzyila girisi kutlamak icin buyuk Dunya Fuari sergilenmekteydi Bu olay nedeniyle ve peyzajci Haziran ayinda Paris e gelir Paula Becker Otto yu daha onceden taniyordu ve kendinden on bir yas buyuk olan bu ressamin eserlerine Worpswede de hayran kalmisti Modersohn saglik sorunlari nedeniyle Worpswede de kalan Helene ile evliydi Otto Paris te iken esi Worpswede de oldu ve bu nedenle Modersohn ve Overbeck kisa surede Almanya ya donmek zorunda kaldi