İbrahim Çallı (13 Temmuz 1882, Çal, Denizli - 22 Mayıs 1960, İstanbul), Türk ressam.
İbrahim Çallı | |
---|---|
İbrahim Çallı kahve içerken | |
Genel bilgiler | |
Doğum | 13 Temmuz 1882 Çal, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 22 Mayıs 1960 (77 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Uyruk | Türk |
Alanı | Resim |
Yaşamı
Rüştiyeyi doğum yeri olan Çal'da, Mülki İdadisini ise İzmir'de bitirdikten sonra, ailesi tarafından askerî okula girmek üzere İstanbul'a gönderildi. Ancak; o, çocukluğunun tutkusu olan resim çalışmalarına yönelerek, o dönemde konaklamak için kaldığı handa konaklayan ve resim dersi alan Vefa İdadisi öğrencilerinin arasına katılarak resim dersleri almaya başladı. Parasını çaldırıp maddi sıkıntı içine girince arzuhalcilik ve daha sonra adliyede kâtiplik gibi farklı işlerde çalıştı. Ermeni asıllı bir ressamla tanıştı ve ondan resim dersleri aldı. Ressam Roben Efendi’den de resim dersleri alan Çallı, Şeker Ahmet Paşa’nın oğlu İzzet Bey’le tanıştı. İzzet Bey’in aracılığı ile Şeker Ahmet Paşa'nın önerisi üzerine 1906 yılında şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girdi. Altı yıllık okulu üç yılda bitirdi.
İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan değişikliklerle birlikte, toplumun tüm kesimlerinde hemen hemen her alanda siyasal, sanatsal ve düşünsel yönden haklar verilince; Ressam Mehmet Ruhi Arel’nin önerisiyle çoğunluğu Sanâyi-i Nefîse Mektebi mezunu Sami Yetik, Şevket Dağ, Hikmet Onat, , Mehmet Ruhi Arel, Ahmet Ziya Akbulut, Halil Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Nazmi Ziya Güran, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran, Mehmet Ali Laga ve Müfide Kadri gibi genç ressamlardan oluşan ve Türk ressamlarının ilk örgütü olan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin üyesi oldu.
1910 yılında Maarif Vekaleti’nin açmış olduğu burs sınavını birinci olarak Çıplak Adam ve Harekat Ordusunun Muhafız Alayı'ndan Maksut Çavuş adlı çalışmalarıyla kazandı ve Fransa’ya gönderildi. 1910 ile 1914 yılları arası Paris’te Fernand Cormon’un atölyesinde öğrenimini sürdürdü.
I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yurda döndü. Vallaury’nin yardımcısı olarak Sanayi-i Nefise Mektebi’ne atanan sanatçı, müttefik ülkelere Türk toplumunun değişen yüzünü sanat yoluyla aktarmak amacıyla gerçekleştirilen “Şişli Atölyesi” etkinlikleri kapsamında ürettiği çalışmalarının Viyana ve İstanbul sergilerinin 1917 yılında altı eseriyle katıldığı İstanbul sergisinde “Sanayi-i Nefise Madalyası” kazandı. 1914 Kuşağı onun adıyla “Çallı kuşağı” olarak anıldı.
Çallı'nın, iyi sanatçı olmanın yanı sıra iyi bir öğretmen olduğunu da yetiştirdiği öğrencilerden anlamak olasıdır. Şeref Akdik, Refik Epikman, , Elif Naci, Mahmut Cuda, Muhittin Sebati, Ali Avni Çelebi, Zeki Kocamemi ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu yetiştirdiği öğrenciler arasında gösterilebilir.
1947 yılında, 65 yaşında akademiden emekliliğe sevk edilen Çallı, üzüntüsünü her vesilede ifade etmişti. Aynı yıl Her Hafta dergisinde yayımlanan röportajda "En verimli zamanımda çocuklarımdan ayrılmış olduğum için sahi müteessirim" diyordu. Heykeltıraş İhsan Bey emekliliğe sevk edildiğinde akademi heyeti ve müdürüyle birlikte harekete geçip görev süresini üç yıl uzattıklarını hatırlattıktan sonra, öğrencilerinin böyle bir fırsat için kendisine destek vermemesinden yakınıyordu. Aynı röportajda, Çallı'nın emekliye sevk edilmesinde akademinin resim bölümü başkanı Léopold Lévy'ye yönelttiği eleştirilerin etkili olduğu iddialarına da yer verilmişti.
22 Mayıs 1960 yılında mide kanaması sonucu İstanbul’da yaşamını yitiren Çallı'yla Son Buluşmayı Hasan Âli Yücel, ölümünden sekiz gün sonra, 30 Mayıs 1960'ta kaleme aldığı "Dostum Çallı" yazısında, şöyle anlatıyor:
"Onu son defa Taksim civarında görmüştüm. O şakacı Çallı, benimle uzun bir seyahate çıkacakmış gibi içli içli konuştu. Sesi, kederli bir inilti kadar ihtiyar ve bitkin, titriyordu. Ayrılırken öpüştük, aksi yönlere yürüdük. Garip iç dürtüsüyle arkama döndüm, ne göreyim, o da bana bakıyordu. Birbirimizi bir kere daha selamladık."
Yaklaşık 1 yıl sonra Hasan Ali Yücel de hayatını kaybetti.
“Zeybekler”e düzeltme
Yeniden sergilemeye açılan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi İbrahim Çallı Salonu’nda 1914 kuşağı sanatçılarının resimleri yer alıyor. İbrahim Çallı’nın Zeybekler tablosu'nun özel bir öyküsü bulunmaktadır. Aynı zamanda Osman Hamdi’nin asistanı da olan Çallı, Atatürk’ün isteği üzerine Etnoğrafya Müzesi’nde bir sergi açar. Bu sergide de yer alan “Zeybekler” tablosunu gören Atatürk, Çallı’ya döner ve “Biz Türk Kurtuluş Savaşı’nda yemeye ekmek bulamıyorduk, senin resmindeki atlar nasıl semirmiş böyle?” diye sorar. Usta ressam malzemelerini alır ve tablosundaki atı bir deri bir kemik hale getirir.
Çalışma üslubu
İbrahim Çallı renk kullanımı konusundaki görüşlerini, görev yaptığı akademinin resim bölümü başkanlığını yürüten Leopold Levy ile girdiği tartışma sırasında şöyle ifade etmişti: "Talebeye yapılan telkin ve müdahalelerin neticesi, tabiat onlara ayni atmosfer ve ayni renkte gösteriliyor. Halbuki bizim memleketimiz, güneş, ziya ve renk memleketidir. Garbın koyu kurşuni semasıyla hiç alakası yoktur. Beşeriyet, resim sanatı üzerinde, renk vadisinde o kadar ısrar ile çalışmış, her büyük sanatkar palete bir iki yeni renk daha ilave etmiştir. Bizim mütehassısa (akademide bu unvanla görevlendirilen Levy'yi kastediyor) gelince, palette rengi asgariye indirmek taraftarıdır. Tabiatın öyle nüansları vardır ki, onlara mahsus renkleri kullanmak şarttır. Eğer Türk milleti Çallı'yı seviyorsa, güzel memleketini kendi renkleriyle ifade ettiği içindir."
Yrd. Doç. Dr. Özand Gönülal, İbrahim Çallı’nın resimlerini, genel olarak "manzara, natürmort, nü, ve portreler olmak üzere gruplandırmak mümkündür" diyor; ve devamla: "Manzara" resimlerine baktığımızda panoramik doğa görüntülerinin yanı sıra şehir kesitlerini ve “balıkçılar” resminde olduğu gibi, doğa içinde günlük yaşam öykülerini bulmak mümkündür."
"Adalardan" adlı resminde olduğu gibi panoramik anlayışa sahip olmasına karşın komposizyonu oluşturan biçimlerin daha belirgin vurgulanmasını sağlamıştır. Şehir kesitlerini yansıttığı resimlerinde, belgesel niteliğinde bir yaklaşım sergilenmiştir. “Bursa Türbeleri” adlı resim bu yaklaşımın önemli bir örneğini oluşturmaktadır."
"Balıkçılar" adlı çalışmasında, resim yüzeyine tamamen hakim olan kayık ve içinde bulunduğu denizin ilişkisi, bir görüntü oluşturmaktan çıkmış, yaşamdan alınmış bir zaman diliminin dinamik karakterini belirgin bir şekilde yansıtmaktadır. Buna karşın kayıktaki figürlerin sahip olduğu biçim statik bir yapıyı yansıtmasına karşın, lekesel değerler sayesinde hareketin varlığını sergilemektedir. Fırça vuruş biçimi ve farklı renk lekeleriyle kayığın içinde bulunduğu denize çırpıntılı bir karakter katarak izleyicinin derinliklerinde bir heyecan oluşmasını sağlamıştır. Resim yüzeyinde kullandığı renk skalası içerisinde yer alan çarpıcı renkleri, kayığın üzerinde topluyor olması, dikkati insan varlığının gün içerisinde yaşadığı zorlu bir yaşam kesitine çekmeye çalıştığı izlenimi yaratmaktadır."
"Natürmort", İbrahim Çallı’nın yaratı süreci içerisinde farklı bir yere sahiptir. Bu resimlerinde kullandığı ışık ve bununla belirginleşen lekesel değerler ile renk skalası yaşam derinliğine kökleri uzanan bir tutkunun varlığına işaret etmektedir. Bu eserlerinde ölü bir doğa resmetmesine karşılık, kompozisyon düzeni ve fırça vuruşlarıyla yaşama ilişkin bir dinamiği yakalamak mümkündür."
"1Ay Çiçekleri" adlı resmi ile, Van gogh’un "Ay çiçekleri" arasında bir ilişki kurulmaya çalışılsa da İbrahim Çallı ruhsal bir çöküntünün değil, yaşam serüveninin dışa vurumunu gerçekleştirmiştir. Özellikle komposizyonun solunda yer alan ayçiçeğinin üzerine düşen gün ışığı ve gerilmiş taç yaprakları, ölümün suskunluğunu değil yaşamın heyecanını betimlemektedir.
İbrahim Çallı’nın portreleri diğer resimlerine oranla biçim kaygısını daha fazla taşıdığı çalışmalarıdır. Ancak bu çalışmalar arasında da portresini yaptığı kişiye göre değişerek kullanılan resimsel dile ait ifadeyi görmek mümkündür. Örneğin: Celal Bayar’ın portresinde kişisel kimliğin yansıtılmasının dışında, giyinişi ve genel duruşuyla devlet adamı ciddiyetini yansıtacak biçimsel kuralcılık uygulanmışken, Neyzen portresinde izlenimciliğe ilişkin lekesel değerler ve fırça vuruşları daha serbest gerçekleştirilmiştir.
İbrahim Çallı’nın çıplak kadın resimlerinde, figür mekân ilişkisi ön plana çıkmaktadır. Her ne kadar figür ön planda olsa da mekân içerisindeki diğer unsurlarda aynı etki ile izleyicinin karşısına çıkmaktadır. Bu resimlerde yer alan kadın figürlerinde zaman zaman duygusal boyutun yansımasını vücut biçimlerinde görmek mümkündür.
Sonuç olarak 1914 kuşağı ressamları arasında bu gruba adını verecek kadar ön plana çıkan İbrahim Çallı, Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında batı anlayışına yönelik bir sürece girmesinde önemli itici güçlerden birisi olmuştur. Çalışmalarının tümünde gözlemlenen izlenimci anlayış, Avrupa’nın resim uygulamalarında görülen izlenimcilik akımının kurallarını sıkı sıkıya uygulamaktan çok, kendine özgü bir karakter sergileşmiştir. Bu karakter Çallı’nın komposizyonu oluşturan unsurların seçiminde ve resimsel dili oluşturmasındaki tavrı ile ortaya çıkmaktadır.
Eserlerinden bazıları
Devlet Resim ve Heykel Sergileri’ne aralıklı, ancak; Galatasaray Sergileri’ne düzenli katılan Çallı’nın bazı eserleri şöyle sıralanabilir:
|
|
|
Günümüzde eserleri
14 Aralık 2014 tarihinde İstanbul'da düzenlenen müzayede de Çallı'ya ait 1913 tarihli Avluda oturanlar eseri 2 milyon 460 bin liraya satılmıştır. Bu eser bu tarihe kadar satılan en yüksek tutarlı Çallı tablosu oldu.
Kaynakça
- ^ a b "Ressam Çallı Ateş Püskürüyor", Faruk Gültunca, Her Hafta Dergisi, 2 Ağustos 1947
- ^ . 5 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2009.
- ^ . 8 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2009.
- ^ . 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2009.
- ^ . 6 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2009.
- ^ Sanat Teorisi
- ^ 1927-1938 arasında Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'ya göre ressam ile Atatürk arasındaki bir sohbet sırasında bu resme dair şöyle bir konuşma cereyan etmiştir: Atatürk: Çallı İbrahim, Çallı İbrahim... Avrupa'dan bir çok ressamlar, heykeltraşlar geliyor, benim resimlerimi, büstlerimi, heykellerimi yapıyor. Siz nerdesiniz? Çalılara mı gömüldünüz de, hiç görünmüyorsunuz? Bu kadar tanınmış bir ressam olmanıza rağmen sizin hiç sesiniz çıkmıyor. Onlarsa binlerce lirayı alıp memleketlerine gidiyorlar.
Çallı İbrahim: Paşam, Paşam... Fındıklı Sarayı'nda (Akademi) benim yaptığım bir portreniz vardır. Anlaşılan bunu duymamışsınız. Gidip onu görün. Atatürk siz değilsiniz, asıl odur...
Turhan Gürkan, Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri, Fer Yayınları, İstanbul, 1971 s.61 - ^ . TRT Türk. 15 Aralık 2014. 15 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2014.
Dış bağlantılar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ibrahim Calli 13 Temmuz 1882 Cal Denizli 22 Mayis 1960 Istanbul Turk ressam Ibrahim CalliIbrahim Calli kahve icerkenGenel bilgilerDogum13 Temmuz 1882 1882 07 13 Cal Osmanli ImparatorluguOlum22 Mayis 1960 77 yasinda Istanbul TurkiyeUyrukTurkAlaniResimIbrahim Calli nin Ankara Devlet Resim ve Heykel Muzesi onunde bulunan anitiYasamiRustiyeyi dogum yeri olan Cal da Mulki Idadisini ise Izmir de bitirdikten sonra ailesi tarafindan askeri okula girmek uzere Istanbul a gonderildi Ancak o cocuklugunun tutkusu olan resim calismalarina yonelerek o donemde konaklamak icin kaldigi handa konaklayan ve resim dersi alan Vefa Idadisi ogrencilerinin arasina katilarak resim dersleri almaya basladi Parasini caldirip maddi sikinti icine girince arzuhalcilik ve daha sonra adliyede katiplik gibi farkli islerde calisti Ermeni asilli bir ressamla tanisti ve ondan resim dersleri aldi Ressam Roben Efendi den de resim dersleri alan Calli Seker Ahmet Pasa nin oglu Izzet Bey le tanisti Izzet Bey in araciligi ile Seker Ahmet Pasa nin onerisi uzerine 1906 yilinda simdiki adi Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi olan donemin Sanayi i Nefise Mektebi ne girdi Alti yillik okulu uc yilda bitirdi Ikinci Mesrutiyet in ilaniyla Teskilat i Esasiye Kanunu nda yapilan degisikliklerle birlikte toplumun tum kesimlerinde hemen hemen her alanda siyasal sanatsal ve dusunsel yonden haklar verilince Ressam Mehmet Ruhi Arel nin onerisiyle cogunlugu Sanayi i Nefise Mektebi mezunu Sami Yetik Sevket Dag Hikmet Onat Mehmet Ruhi Arel Ahmet Ziya Akbulut Halil Pasa Huseyin Zekai Pasa Nazmi Ziya Guran Huseyin Avni Lifij Feyhaman Duran Mehmet Ali Laga ve Mufide Kadri gibi genc ressamlardan olusan ve Turk ressamlarinin ilk orgutu olan Osmanli Ressamlar Cemiyeti nin uyesi oldu 1910 yilinda Maarif Vekaleti nin acmis oldugu burs sinavini birinci olarak Ciplak Adam ve Harekat Ordusunun Muhafiz Alayi ndan Maksut Cavus adli calismalariyla kazandi ve Fransa ya gonderildi 1910 ile 1914 yillari arasi Paris te Fernand Cormon un atolyesinde ogrenimini surdurdu I Dunya Savasi nin baslamasiyla yurda dondu Vallaury nin yardimcisi olarak Sanayi i Nefise Mektebi ne atanan sanatci muttefik ulkelere Turk toplumunun degisen yuzunu sanat yoluyla aktarmak amaciyla gerceklestirilen Sisli Atolyesi etkinlikleri kapsaminda urettigi calismalarinin Viyana ve Istanbul sergilerinin 1917 yilinda alti eseriyle katildigi Istanbul sergisinde Sanayi i Nefise Madalyasi kazandi 1914 Kusagi onun adiyla Calli kusagi olarak anildi Calli nin iyi sanatci olmanin yani sira iyi bir ogretmen oldugunu da yetistirdigi ogrencilerden anlamak olasidir Seref Akdik Refik Epikman Elif Naci Mahmut Cuda Muhittin Sebati Ali Avni Celebi Zeki Kocamemi ve Bedri Rahmi Eyupoglu yetistirdigi ogrenciler arasinda gosterilebilir 1947 yilinda 65 yasinda akademiden emeklilige sevk edilen Calli uzuntusunu her vesilede ifade etmisti Ayni yil Her Hafta dergisinde yayimlanan roportajda En verimli zamanimda cocuklarimdan ayrilmis oldugum icin sahi muteessirim diyordu Heykeltiras Ihsan Bey emeklilige sevk edildiginde akademi heyeti ve muduruyle birlikte harekete gecip gorev suresini uc yil uzattiklarini hatirlattiktan sonra ogrencilerinin boyle bir firsat icin kendisine destek vermemesinden yakiniyordu Ayni roportajda Calli nin emekliye sevk edilmesinde akademinin resim bolumu baskani Leopold Levy ye yonelttigi elestirilerin etkili oldugu iddialarina da yer verilmisti 22 Mayis 1960 yilinda mide kanamasi sonucu Istanbul da yasamini yitiren Calli yla Son Bulusmayi Hasan Ali Yucel olumunden sekiz gun sonra 30 Mayis 1960 ta kaleme aldigi Dostum Calli yazisinda soyle anlatiyor Onu son defa Taksim civarinda gormustum O sakaci Calli benimle uzun bir seyahate cikacakmis gibi icli icli konustu Sesi kederli bir inilti kadar ihtiyar ve bitkin titriyordu Ayrilirken opustuk aksi yonlere yuruduk Garip ic durtusuyle arkama dondum ne goreyim o da bana bakiyordu Birbirimizi bir kere daha selamladik Yaklasik 1 yil sonra Hasan Ali Yucel de hayatini kaybetti Zeybekler e duzeltmeYeniden sergilemeye acilan Ankara Devlet Resim ve Heykel Muzesi Ibrahim Calli Salonu nda 1914 kusagi sanatcilarinin resimleri yer aliyor Ibrahim Calli nin Zeybekler tablosu nun ozel bir oykusu bulunmaktadir Ayni zamanda Osman Hamdi nin asistani da olan Calli Ataturk un istegi uzerine Etnografya Muzesi nde bir sergi acar Bu sergide de yer alan Zeybekler tablosunu goren Ataturk Calli ya doner ve Biz Turk Kurtulus Savasi nda yemeye ekmek bulamiyorduk senin resmindeki atlar nasil semirmis boyle diye sorar Usta ressam malzemelerini alir ve tablosundaki ati bir deri bir kemik hale getirir Calisma uslubuIbrahim Calli renk kullanimi konusundaki goruslerini gorev yaptigi akademinin resim bolumu baskanligini yuruten Leopold Levy ile girdigi tartisma sirasinda soyle ifade etmisti Talebeye yapilan telkin ve mudahalelerin neticesi tabiat onlara ayni atmosfer ve ayni renkte gosteriliyor Halbuki bizim memleketimiz gunes ziya ve renk memleketidir Garbin koyu kursuni semasiyla hic alakasi yoktur Beseriyet resim sanati uzerinde renk vadisinde o kadar israr ile calismis her buyuk sanatkar palete bir iki yeni renk daha ilave etmistir Bizim mutehassisa akademide bu unvanla gorevlendirilen Levy yi kastediyor gelince palette rengi asgariye indirmek taraftaridir Tabiatin oyle nuanslari vardir ki onlara mahsus renkleri kullanmak sarttir Eger Turk milleti Calli yi seviyorsa guzel memleketini kendi renkleriyle ifade ettigi icindir Yrd Doc Dr Ozand Gonulal Ibrahim Calli nin resimlerini genel olarak manzara naturmort nu ve portreler olmak uzere gruplandirmak mumkundur diyor ve devamla Manzara resimlerine baktigimizda panoramik doga goruntulerinin yani sira sehir kesitlerini ve balikcilar resminde oldugu gibi doga icinde gunluk yasam oykulerini bulmak mumkundur Adalardan adli resminde oldugu gibi panoramik anlayisa sahip olmasina karsin komposizyonu olusturan bicimlerin daha belirgin vurgulanmasini saglamistir Sehir kesitlerini yansittigi resimlerinde belgesel niteliginde bir yaklasim sergilenmistir Bursa Turbeleri adli resim bu yaklasimin onemli bir ornegini olusturmaktadir Balikcilar adli calismasinda resim yuzeyine tamamen hakim olan kayik ve icinde bulundugu denizin iliskisi bir goruntu olusturmaktan cikmis yasamdan alinmis bir zaman diliminin dinamik karakterini belirgin bir sekilde yansitmaktadir Buna karsin kayiktaki figurlerin sahip oldugu bicim statik bir yapiyi yansitmasina karsin lekesel degerler sayesinde hareketin varligini sergilemektedir Firca vurus bicimi ve farkli renk lekeleriyle kayigin icinde bulundugu denize cirpintili bir karakter katarak izleyicinin derinliklerinde bir heyecan olusmasini saglamistir Resim yuzeyinde kullandigi renk skalasi icerisinde yer alan carpici renkleri kayigin uzerinde topluyor olmasi dikkati insan varliginin gun icerisinde yasadigi zorlu bir yasam kesitine cekmeye calistigi izlenimi yaratmaktadir Naturmort Ibrahim Calli nin yarati sureci icerisinde farkli bir yere sahiptir Bu resimlerinde kullandigi isik ve bununla belirginlesen lekesel degerler ile renk skalasi yasam derinligine kokleri uzanan bir tutkunun varligina isaret etmektedir Bu eserlerinde olu bir doga resmetmesine karsilik kompozisyon duzeni ve firca vuruslariyla yasama iliskin bir dinamigi yakalamak mumkundur 1Ay Cicekleri adli resmi ile Van gogh un Ay cicekleri arasinda bir iliski kurulmaya calisilsa da Ibrahim Calli ruhsal bir cokuntunun degil yasam seruveninin disa vurumunu gerceklestirmistir Ozellikle komposizyonun solunda yer alan ayciceginin uzerine dusen gun isigi ve gerilmis tac yapraklari olumun suskunlugunu degil yasamin heyecanini betimlemektedir Ibrahim Calli nin portreleri diger resimlerine oranla bicim kaygisini daha fazla tasidigi calismalaridir Ancak bu calismalar arasinda da portresini yaptigi kisiye gore degiserek kullanilan resimsel dile ait ifadeyi gormek mumkundur Ornegin Celal Bayar in portresinde kisisel kimligin yansitilmasinin disinda giyinisi ve genel durusuyla devlet adami ciddiyetini yansitacak bicimsel kuralcilik uygulanmisken Neyzen portresinde izlenimcilige iliskin lekesel degerler ve firca vuruslari daha serbest gerceklestirilmistir Ibrahim Calli nin ciplak kadin resimlerinde figur mekan iliskisi on plana cikmaktadir Her ne kadar figur on planda olsa da mekan icerisindeki diger unsurlarda ayni etki ile izleyicinin karsisina cikmaktadir Bu resimlerde yer alan kadin figurlerinde zaman zaman duygusal boyutun yansimasini vucut bicimlerinde gormek mumkundur Sonuc olarak 1914 kusagi ressamlari arasinda bu gruba adini verecek kadar on plana cikan Ibrahim Calli Turkiye Cumhuriyeti nin resim alaninda bati anlayisina yonelik bir surece girmesinde onemli itici guclerden birisi olmustur Calismalarinin tumunde gozlemlenen izlenimci anlayis Avrupa nin resim uygulamalarinda gorulen izlenimcilik akiminin kurallarini siki sikiya uygulamaktan cok kendine ozgu bir karakter sergilesmistir Bu karakter Calli nin komposizyonu olusturan unsurlarin seciminde ve resimsel dili olusturmasindaki tavri ile ortaya cikmaktadir Eserlerinden bazilariDevlet Resim ve Heykel Sergileri ne aralikli ancak Galatasaray Sergileri ne duzenli katilan Calli nin bazi eserleri soyle siralanabilir Defli Kadin Zeybekler Arzuhalci Mevleviler Bogazicinden Peyzaj Balikci Gul Koklayan Kadin Bir Balo Gecesi Hatay in Anavatana Hasreti Adada Sabah Gezintisine Cikan Kadinlar Moda Deniz Hamami Tefli Kadin Dolmabahce Sarayi ndan Balikcilar Manolyalar Cayir ve Evler Sandalyede oturan ciplak kadin Ciplak Yatan Kadin Turk Topculari Ataturk Portresi Ismet Inonu Yildiz Parkindan Bogaza Bakis Goksu Deresi II Selim Turbesi Nu Osman Hamdi Bey Heykeltiras Ihsan Bey in profil Portresi Dikis Diken Kadin Bahcede Kadin Durrusaf Hanim Portresi Erkek Portresi Yesil Elbiseli Kadin Bayan Vicdan Morali nin Portresi Kadin Portresi Sair Yahya Kemal in Portresi Demiryolu ve Koyluler Uzanmis Nu Portre Calli nin kizi Belma Avluda oturanlar Gunumuzde eserleri 14 Aralik 2014 tarihinde Istanbul da duzenlenen muzayede de Calli ya ait 1913 tarihli Avluda oturanlar eseri 2 milyon 460 bin liraya satilmistir Bu eser bu tarihe kadar satilan en yuksek tutarli Calli tablosu oldu Kaynakca a b Ressam Calli Ates Puskuruyor Faruk Gultunca Her Hafta Dergisi 2 Agustos 1947 5 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Temmuz 2009 8 Agustos 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2009 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2009 6 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2009 Sanat Teorisi 1927 1938 arasinda Ataturk un usakligini yapmis olan Cemal Granda ya gore ressam ile Ataturk arasindaki bir sohbet sirasinda bu resme dair soyle bir konusma cereyan etmistir Ataturk Calli Ibrahim Calli Ibrahim Avrupa dan bir cok ressamlar heykeltraslar geliyor benim resimlerimi bustlerimi heykellerimi yapiyor Siz nerdesiniz Calilara mi gomuldunuz de hic gorunmuyorsunuz Bu kadar taninmis bir ressam olmaniza ragmen sizin hic sesiniz cikmiyor Onlarsa binlerce lirayi alip memleketlerine gidiyorlar Calli Ibrahim Pasam Pasam Findikli Sarayi nda Akademi benim yaptigim bir portreniz vardir Anlasilan bunu duymamissiniz Gidip onu gorun Ataturk siz degilsiniz asil odur Turhan Gurkan Ataturk un Usaginin Gizli Defteri Fer Yayinlari Istanbul 1971 s 61 TRT Turk 15 Aralik 2014 15 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Aralik 2014 Dis baglantilar