Altı Gün Savaşı (İbranice: מלחמת ששת הימים, Milhemet Sheshet Ha‑Yamim; Arapça: حرب الأيام الستة, Ḥarb'el‑eyyam'es‑Sitte veya Arapça: حرب 1967, Ḥarb 1967); diğer adlarıyla 1967 Arap-İsrail Savaşı, Üçüncü Arap-İsrail Savaşı, Altı Günün Savaşı veya Haziran Savaşı, 5 Haziran 1967 Pazartesi, İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaşa verilen addır. Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardır.
Altı Gün Savaşı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Arap-İsrail Savaşları | |||||||||
İsrail Kara Kuvvetlerinin Sina Yarımadası'ndaki ilerleyişi. | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Silah Yardımı: (Arap Birliği iddiası) | Mısır Suriye Ürdün Irak Suudi Arabistan Destekleyenler: FKÖ Lübnan (5 Haziran'da hava saldırısı yaptı.) | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Levi Eşkol İzak Rabin Moşe Dayan Uzi Narkiss Israel Tal Mordechai Hod Ariel Şaron | Cemal Abdünnâsır Abdülhakim Amir Abdul Munim Riad Hafız Esad Emin el-Hüseyni Faysal bin Abdülaziz | ||||||||
Güçler | |||||||||
264.000 asker (214.000 yedek kuvvet dâhil) 300 savaş uçağı 800 tank Toplam: 264.000 | Mısır: 240.000 Suriye, Ürdün ve Irak: 307.000 957 savaş uçağı 2.504 tank Toplam: 547.000 | ||||||||
Kayıplar | |||||||||
800 ölü, 2.563 yaralı, 15 esir, 46 uçak kaybı (İsrail'in belirttiği kayıplar) | Mısır: 11.500 ölü, 20.000 yaralı Ürdün: 700 ölü, 2.500 yaralı Suriye: 2.500 ölü, 5.000 yaralı Irak: 10 ölü, 30 yaralı Toplam: 21.000 ölü, 45.000 yaralı, 6.000 esir 400'den fazla uçak kaybı (tahminler) |
Savaş, İsrail'in kesin üstünlüğü ile bitmiştir. Savaşın sonunda Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze Şeridi ile Batı Şeria topraklarını alan İsrail, topraklarını dört katına çıkarmıştır. Bu olay başta Filistin Sorunu olmak üzere günümüzdeki birçok sorunun temelini oluşturur. Bu savaştaki önemli olaylardan biri de savaşı gözlemlemek üzere gönderilen USS Liberty adlı bir Amerikan gemisinin İsrail tarafından saldırıya uğramasıdır. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çağlayangil; Türk Hükûmetinin kuvvete başvurularak toprak kazanılmasını kabul edemeyeceğini açıklamıştır. BM Güvenlik Konseyinde Türkiye'nin bu görüşü kabul görmüş ve konseyin 242 sayılı Kararı'nda İsrail'in son savaşta işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi istenmiştir. İsrail bu kararı başta kabul etmiş ve 1979 yılında Sina Yarımadası'ndan, ilerleyen dönemlerde Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden çekilmiş olsa da sonraki dönemlerde diğer toprakları ilhak ettiğini açıklamıştır. İsrail'in BM kararlarını uygulamaması, bölgede birçok sorunun kaynağını oluşturmuştur. Türkiye, Fas'ta toplanan İslam İşbirliği Teşkilatında da İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini vurgulamış, buna karşın İsrail ile diplomatik ilişkilerin kötüleştirilmesi kararına karşı çıkmıştır.
Arka plan
Süveyş Krizi sonrası
1956 Süveyş Krizi, Mısır açısından askerî bir yenilgi ancak politik bir zafer olmuştur. ABD ve Sovyetler Birliği'nden gelen ağır siyasi baskılar, İsrail'in kuvvetlerini Sina Yarımadası'ndan çekmesine yol açmıştır. 1956 savaşından sonra Mısır, sınır bölgesinin askerden arındırılması ve gerillaların sınırı geçip İsrail'e girmesini engellemek amaçlı bir Birleşmiş Milletler 'nün, Birleşmiş Milletler Acil Durum Kuvveti'nin yerleştirilmesine razı olmuştur. Ayrıca Mısır, önceki Süveyş Krizi'nde İsrail gemilerine kapatılmasından ötürü krizin tırmanmasına sebep olan Tiran Boğazı'nı tekrar açmayı kabul etti. Sonuç olarak İsrail-Mısır sınırı bir süre sakin kaldı.
1956 krizi sonrasında bölgede sürdürülmesi mümkün olmayan bir denge oluştu. Bu dönemde hiçbir Arap ülkesi İsrail'i diplomatik olarak tanımamıştı. Suriye ise Sovyet Bloğu'ndan aldığı destekle 1960'ların başında İsrail'e karşı gerilla saldırılarına destek veriyordu.
İsrail Ulusal Su Yolu
1964 yılında İsrail, ulusal su yolu projesi için Ürdün Nehri'nden su almaya başladı. Ertesi yıl ise Arap devletleri, Ürdün Nehri'nden gelen suyun İsrail'e akmamasına yol açacak planlarını devreye soktular. Bu plan İsrail'in ulusal su yolu kaynaklarını %35, ülkenin toplam su kaynağını ise %11 azaltacaktı.İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Suriye'de inşa hâlinde olan baraj tesislerine Mart, Mayıs ve Ağustos 1965'te saldırılarda bulundu. Bu saldırılar Suriye - İsrail arasında savaşa dek süren uzun sınır çatışmalarına yol açtı.
İsrail ve Ürdün: Samu Olayı
12 Kasım 1966'da bir İsrail sınır devriyesi aracının mayına çarpması sonucu üç asker öldü, altısı yaralandı. İsrailliler mayının Batı Şeria'daki El Samu'dan teröristlerce düzenlendiğine inanıyorlardı. 13 Kasım sabahı son üç yılda barış için Abba Eban ve Golda Meir ile gizli görüşmeler yapan Ürdün kralı Hüseyin, İsrail'deki bağlantılarından İsrail'in Ürdün'e karşı bir saldırı planı olmadığı bilgisini aldı. Ancak sabah 05.30'da "Filistin Kurtuluş Örgütü'nün terörist aktiviteleri sebebiyle" İsrail kuvvetleri Ürdün kontrolü altındaki Batı Şeria'da tümü Filistinli mültecilerden oluşan 4000 nüfuslu bir köy olan Es Samu'ya saldırdı.
"Shredder Operasyonu" adı verilen bu saldırı, İsrail'in 1956'dan beri yaptığı en büyük askerî harekâttı. Tanklar ve uçaklarla desteklenen 3000-4000 kişilik bir kuvvet, bir rezerv ve iki saldırı gücüne ayrıldı. Rezerv kuvvet sınırın İsrail yakasında kalırken, iki hücum grubu Ürdün kontrolündeki Batı Şeria'ya girdi. Sekiz Centurion tankı, 40 üstü açık kamyonda 400 paraşütçü ve on açık kamyonda yer alan 60 istihkâmcı Samu'ya doğru yol alırken üç tank ve 100 paraşütçüden oluşan daha küçük bir kuvvet daha küçük iki köye, ve 'ya yönlendi. Bu olay hakkında birbiriyle çelişen raporlar mevcuttur. Terrence Prittie'nin Eshkol: The Man and the Nation kitabına göre 50 ev havaya uçurulmuş ancak içlerinde yaşayanlar saatler önce tahliye edilmiştir. Ürdün'ün 48. Piyade Taburu, Binbaşı komutasında İsrail kuvvetlerine kuzeybatıdan saldırdı. Kuzeydoğudan yaklaşan diğer iki bölük İsrailliler tarafından karşılandı, bu sırada bir Ürdün müfrezesi iki 106 mm geri tepmesiz topuyla Samu'ya girmeyi başardı. Çatışmada üç Ürdünlü sivil, on beş Ürdünlü asker öldü; kırk beş asker ve doksan altı sivil yaralandı. İsrail paraşütçü taburunun komutanı Albay İsrail tarafının kaybıydı. Ayrıca on İsrail askeri de yaralandı. İsrail hükûmetine göre elli Ürdünlü ölmüştü ancak bu rakam moral bozukluğuna sebep vermemek ve Kral Hüseyin'e olan güveni yüksek tutmak amacıyla Ürdün'ce asla doğrulanmadı.
İki gün sonra ABD başkanı Johnson'a özel asistanı Walt Rostow tarafından ulaştırılan bir notta "geri çekilme bu noktada bir seçenek değildir. Tanklar ve uçaklarla desteklenmiş 3000 kişilik bir saldırı provokasyon sınırları dışındadır ve yanlış hedefe yöneltilmiştir." yazmakta, ABD ve İsrail çıkarlarına verilen hasar anlatılmaktaydı: "Hüseyin ve İsrail arasındaki karşılıklı dengeyi yok ettiler... Hüseyin'i güçten düşürdüler. 500 milyon dolar harcayıp İsrail'in en uzun sınırına hem İsrail hem de Suriye ile Irak'a karşı denge faktörü olarak Hüseyin'i yerleştirdik. İsrail'in saldırısı Hüseyin üzerinde sadece daha radikal Arap devletlerinin değil, Ürdün'deki Filistinlilerin ve Ürdün ordusunun da karşı saldırı talepleriyle yüz yüze kalacak. Araplarla yapılan uzun süreli birikimi yok ettiler... Suriyeliler, İsrail'in Sovyet destekli Suriye'ye değil de ABD destekli Ürdün'e saldırmasından cesaret alabilirler."
Ürdünlüler, Filistinliler ve Arap komşularından Samu'yu korumadaki başarısızlığı sebebiyle yoğun eleştirilere maruz kalan Hüseyin, 20 Kasım'da ülke çapında seferberlik ilan etti.
25 Kasım'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 228 numaralı kararında "İsrail Hükûmeti'nin 13 Kasım 1966'daki harekâtı sebebiyle oluşan can kaybı ve ağır hasar" sebebiyle "İsrail'in büyük çaplı askerî harekâtı BM Hukuku'na ve genel ateşkes anlaşmasına karşı gelmek" anlamında değerlendirilmiştir. "İsrail'in devam edecek askerî harekâtları göz ardı edilmeyecek ve bu tipte bir olay tekrarlanırsa BM gerekli karşı önlemleri alacaktır."
İsrail ve Suriye
Kral Hüseyin’in hayallerini boşa çıkaran ve çoğunlukla Ürdün üzerinden İsrail’e karşı yapılan destek saldırılarına ek olarak Suriye, silahsız bölgeler olarak anlaşılmış yerlerden, Golan Tepelerinden Galilee’ye giden İsrailli sivil mültecilere de bombardıman yapmaya başladı.
1966 yılında, Mısır ve Suriye, İsrail’e aynı yönden saldırmak amacıyla aralarında askerî bir antlaşma imzaladı. Mısır Dışişleri Bakanı Mahmud Riyad’a göre, Mısır, Sovyetler Birliği'nin "müşterek savunma kanadına" girmeye ikna olmuştu. Sovyet bakış açısının iki önemli unsuru vardı:
- İsrail’in Suriye’ye yapacağı cezalandırıcı saldırıları azaltmak,
- Suriyelilerin ılımlı etkileri ile gündemde olan Cemal Abdünnasır’ın Mısır başkanı olması yönünde düşünmelerini sağlamak.
Şubat 1967’de Londra’ya yapılan bir ziyaret sırasında İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban, gazetecilere, her ne kadar Araplar bu bildiriyi Suriye’ye karşı etkin bir cepheleşme hareketi olarak görse de İsrail’in “ümitlerini ve endişelerini” anlatmak amacıyla bir bildiride bulundu. Yıllar sonra İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan savaş sebeplerinden farklı bir açıklamada bulundu: “Suriye sınırı boyunca ne bir tarla ne de bir mülteci kampı vardı. Sadece Suriye ordusu vardı... iyi tarımsal alanları gördü... ve Suriye bu alanları elde etmeyi düşledi... Bu topraklar için olan açgözlülüklerini gizlemeyi bile teşebbüs etmediler... Biz bu silahsızlandırılmış bölgede, toprağı sürmenin olanaksız olduğu bazı alanlara bile bir traktör gönderdik. Suriyelilerin bu şartlar altında bize karşı saldırı başlatacağını biliyorduk. Eğer saldırmasalardı, Suriyelilerin öfkesi ve saldırısı bitene kadar ileri seviye traktörümüzü söyleyecektik. Ve sonra topçu desteğimizi kullandık. Daha sonra da hava gücümüzü... Suriye, savaşın dördüncü günü bizi tehdit bile edemedi.”
7 Nisan 1967’de sınırda, Golan Tepeleri'ne gerçekleştirilen önemsiz bir hava saldırısı olayı savaşı tekrar kızıştırdı ve İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı Dassault Mirage III savaş uçakları tarafından altı Suriye MiG-21'in düşürülmesine sebep oldu. Tanklar, ağır havan topları ve topçu birlikleri, Tiberias Gölü'nün güneydoğu kısmında kalan silahsızlandırılmış bölgedeki toprağı işleme hakkının tartışıldığı alandaki sınırın 76 km’lik uzantısında çeşitli bölgelerde kullanıldı. Haftanın başında, Suriye, o alanda çalışan bir İsrail traktörüne iki kere saldırdı ve 7 Nisan sabahı geri döndüklerinde Suriye traktöre saldırmaya devam etti. İsraillilerin cevabı bölgede zırhlandırılmış traktörler ile toprağı işlemek oldu ve sonuç olarak saldırının uzun bir süre değişmesine sebep oldu. İsrail, Suriye’ye karşı yaptığı hava saldırılarında 250 ve 500 kg’lık bombalar kullandı. Suriye’nin cevabı ise İsrail sınırlarındaki yerli halkı ağır topçu atışına tutmak oldu. İsrail buna misilleme olarak Sqoufiye köyündeki 40 evi hava saldırısı ile yok etti. 15.19’da Suriye topçuları Kibbutz Gadot’a top yağmuruna başladı ve 40 dakika içinde 300 top mermisi kibbutza düştü. UNTSO (Birleşmiş Milletler Ateşkes Denetim Örgütü) bir ateşkes yapılması yönünde girişimde bulundu fakat Suriye, İsrail’in silahsız bölgedeki tarımsal faaliyetlerini durdurmadığı sürece bu antlaşmayı kabul etmeyeceğini açıkladı.
11 Mayıs’ta İsrail’in Dışişleri Bakanı Levi Eshkol, Kudüs’te Mapai parti mitinginde, 7 Nisan’da sınırlarda devam eden terörizme cevap olarak hava gücünü kullanmakta tereddüt etmedikleri şeklinde beyanda bulundu. Aynı gün İsrail delegesi Gideon Rafael, “meşru müdafaa hakları”nı belirten bir mektubu Güvenlik Kurulu Başkanı’na sundu. 12 Mayıs Tel Aviv’deki yapılan yazılı bir açıklamada James Feron, bazı İsrailli liderlerin “sınırlı bir alanda Suriye’ye karşı acilen güç kullanılmasını gerektiren” bir karara vardıklarını rapor etti. Mayısın başlarında İsrail kabinesi Suriye’ye karşı sınırlı bir hava saldırısına yeşil ışık yaktı fakat Rabin’nin büyük ölçekli ve sınırsız bir hava saldırısı ya da Ba’ath rejimini devirmek için öne sürdüğü yeni isteği Eskhol tarafından reddedildi. Bowen’in raporuna göre:
- 12 Mayıs’ta Uluslararası Basın'ın (UPI) haber ajanslarına gönderdiği rapor: Yüksek bir İsrail kaynağının söylediğine göre eğer Suriyeli teröristler bugün, İsrail’in içine yaptıkları sabotaj saldırılarına devam ederse İsrail’in Damascus ordu rejimini devirmek için sınırlı bir askerî harekât düzenleme yönünde anlaştıklarını belirtti. Askerî gözlemciler böyle bir saldırının Suriye hükûmetini karıştıracağını ve savaşın kısa bir sürede biteceği yönündeydi. Arap dünyası kadar Batı da böyle bir varsayımı öne süren isimsiz kaynağın Rabin olduğu yönünde hemfikirdi ve Rabin bu konuda ciddiydi. Aslında, ordu istihbaratın müsteşarı olan Orgeneral Aharon Yariv’di ve bu hikâye tekrar yazılmıştı. Yariv “Suriye’nin tüm istila hareketlerinin dışında ve Şam’ın fethi”nden söz etmiş olmasına rağmen bu yöndeki iddiaların en gerçekçi açıklaması buydu. Fakat olumsuz durumlar peş peşe geldi. Birçok insanın tansiyonu yükseldi ve sadece Araplar değil, İsrailliler de Suriye’ye karşı düzenlenmesi planlanan böyle bir saldırının alışılmıştan daha büyük sonuçlara sebep olacağını düşünüyordu.
Sınır olayları had safhaya geldi ve hem siyasi hem de askerî alandaki bir numaralı Arap liderleri, İsrail’e misillemelerini durdurması yönünde çağrıda bulundu. Nasır hegemonyasındaki Mısır, daha sonraları Arap dünyasının merkezini elde etme yönünde girişimlerde bulundu. Sina’yı tekrar silahlandırma planları ile birlikte Arap deklarasyonları tek bir birlik oldu. Suriye her ne kadar ani bir saldırı için hazırlık yapmasa da bu görüşlerini Arap dünyası ile paylaştı. Sovyetler Birliği, Arap devletlerinin askerî gereksinimlerini etkin bir şekilde karşıladı. 13 Mayıs’ta bir Sovyet istihbarat raporu Sovyetler Birliği Başkanı Nikolai Podgomy’ye ulaştı ama bu istihbarat biraz gecikmişti. Rapora göre Mısır Yardımcı Bakanı Anwar Sedat, İsrail birliklerinin Suriye sınırı boyunca hareketlendikleri yönündeki istihbaratın yanlış olduğu yönünde bir açıklamada bulunuyordu. Mayıs 1967’de, Suriye Dışişleri Bakanı Hafız Esat: “Bizim kuvvetlerimiz böyle bir saldırıyı sadece geri püskürtmek için tamamen hazır değildir, ayrıca özgürlük hareketimizi başlatmak ve Arap yurdundaki Sionist varlığı da tamamen yok etmek için hazırdır... Suriye ordusunun parmakları tetiktedir. Ben, askerî bir adam olarak savaşı bitirecek bir çatışmaya girme zamanımızın geldiğine inanıyorum.” şeklinde bir söylemde bulundu.
BM Acil Müdahale Kuvveti’nin geri çekilmesi
16 Mayıs akşamı saat 10’da, komutanı General Indar Jit Rikhye, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Savunma Bakanlığı’nda çalışan General ’den bir mektup aldı. Mektupta şunlar yazıyordu: “Bilginize sunulur, tüm B.A.E. zırhlı birliklerine İsrail’e karşı yapılacak bir harekâta hazır olmaları için emir verdim. Her an herhangi bir Arap ülkesine karşı saldırı hareketi patlak verebilir. Bu talimatlardan dolayı birliklerimiz Sina’da doğu sınırlarımızda zaten hazır. Sınırlarımız boyunca gözlem noktaları kuran tüm BM güvenliği adına, senin acilen tüm birliklerini geri çekme emri çıkartmanı rica ediyorum.” Rikhye, Genel Sekreter'e talimatlar için rapor vereceğini söyledi.
BM Genel Sekreteri U Thant Mısır hükûmeti ile görüşmeyi kabul edeceğini ekledi; fakat 18 Mayıs günü Mısır Dışişleri Bakanı BM Acil Müdahale Kuvveti’nin içindeki birlikleri ile ulusları, Mısır ve Gazze şeridi’nin sınırlandırıldığını ve onların acilen orayı terk etmesi gerektiğini söyledi. Mısır kuvvetleri UNEF(United Nations Emergency Force) birliklerinin kendi sınırlarına girmesini engelledi. Hint ve Yugoslav hükûmetleri U Thant’ın kararını önemsemeden UNEF’ten kendi birliklerini çekme kararı aldı. Bu olaylar meydana gelirken, U thant UNEF’in İsrail sınırlarına yeniden konuşlanmasını önerdi; fakat İsrail bunu reddetti. UNEF askerleri ile Mısır’ın ilk saldırısını durdurmak istemesi yüzünden tartıştı. Mısır’ın muvazzaf milletvekili bu olaylardan sonra U Thant’ı UNEF’in Sina ve Gazze Şeridi’nde hazır bulunuşunu sınırlandıracağı kararını verdiğini söyleyerek bilgilendirdi. Ve geri çekilmenin mümkün olduğunca gerçekleşmesini istedi. 19 Mayıs’ta UNEF komutanı geri çekilmek için emir aldı. Daha sonra Mısır başkanı Cemal Abdünnasır Sina’ya tekrar askerî birliklerini konuşlandırdı ve İsrail sınırındaki tanklar ve birlikler ile ilgilenmeye başladı.
Tiran Boğazı
22 Mayıs’ta Mısır, Tiran Boğazını “tüm gemilerin İsrail’e stratejik malzemeler” götürmeleri nedeniyle kapatacağını duyurdu ve 23 Mayıs’ta boğazı tüm gemilere kapattı. Mısır Arap Cumhuriyeti, 18 Ocak 1951 yılında kabul edilen ve 17 Şubat 1958’de son şeklini alan BM Deniz Konvansiyonu Kanunu’nun üçüncü maddesindeki koşulda belirtilen yasaya uygun olarak 12 deniz mili genişliğindeki deniz sahasına el koydu. Konvansiyonun 23 maddesi bu tür durumlarda gemilerin denetlenmesini emretmesi sebebiyle bu deniz sahasına doğru yol almakta olan masum yolcuların haklarının denetlenmesi ve birtakım belgeler ile ön tedbirlerin böyle gemiler için ulusal antlaşmalara uygun olarak yapılabilmesi şart koşuyordu. Mısır Arap Cumhuriyeti, sözü geçen gemilerin denetlenebilme yetkesine sahip olduklarını ilân etti ve böyle uluslararası kararların sonuca ulaşana kadar Mısır o gemilerin ve gemidekilerin denetçisi olmaya başladı.
Birleşmiş Arap Cumhuriyetlerinin konumu boğazda sadece 5 km genişliğindeki bir alanda gemileri denetleme hakkına sahipti. Bu durum boğazın büyük bir kısmını çevreleyen Mısır’ın gemileri denetleyebilmesi ve körfeze geçişlerin kontrolünü elinde tutması sebebiyle uzun süre tartışıldı. Nasır, “Bu durum altında biz Akabe Körfezine geçişler için İsrail flamalı gemilere izin verebilir miyiz?” şeklinde bir yakınmada bulundu. İsrail, Akdeniz’den yaptığı ticaretlerde en çok bu yolu kullanıyordu ve ’e göre İsrail bandıralı olmayan gemilerin Eliat limanında Haziran 1967’den önce iki yıldır kullanılıyor olması, Eliat’taki bu tür petrol gemilerinin önemli bir ihracat kaynağı olduğunu gösteriyordu. Belirsizlik devam ediyordu ve buna rağmen bazı İsrail bandıralı olmayan petrol gemileri bu yolu kullandı. Bu durum uluslararası bir dava haline dönüştü ve İsrail geçişlerin yasal olmadığını öne sürdü. Bundan önce 1957 yılında İsrail Sina ve Gazze’den geri çekilirken de casus belli ilan etmişti.
Arap devletleri İsrail’in boğazdan geçiş haklarını kontrol etmesi yüzünden anlaşmazlığa düşmüştü. İsrail’e bu hakları sağlayan Karasuları ve Karasularına Yakın Bölgeler Konvansiyonu’nun 16ıncı maddesinin 4. fıkrasını görmezden geldiler. Bununla birlikte, karasularına geçişte tüm devletlerin gemilerdeki masum yolcuların haklarını düzenleyen yasanın uygulanması çok uzun bir süreçti. Mısır tutarlı bir şekilde bu yasalar altında yolcuların haklarını garanti altında tutacağını söylüyordu. Dahası, 1950’de Mısır, Sanafir ve Tiran’daki Suudi adalarını işgal ettiği zaman serbest geçiş yapan Amerikan yolcularını engellediği için ABD’nin “uluslararası hukuka uygun olarak” askeri yığınak yapabilmesine sebep olmuştu. 1949’da Uluslararası Adalet Mahkemesi Arnavut Kralı, Davası’nda göz altına alınmıştı.
Mısır ve Ürdün
İsrail hükûmeti Mayıs ve Haziran ayları boyunca Ürdün’ü savaşın dışında tutmak için çalıştı. İsrail, çok yönlü saldırıdan endişeleniyordu ve Batı Şeria’daki Filistin halkı ile uğraşmak zorunda kalmak istemiyordu. Her nasılsa, Ürdün Kralı Hüseyin İsrail milliyetçiliği içindeki dalgayı savaştan önce ortadan kaldırdı. Ve böylece 30 Mayıs’ta Filistin ile karşılıklı bir savunma antlaşması imzaladı. Bu sebeple de Mısır ve Suriye arasında bulunan askerî birliklere katıldı. Başkan Nasır, ki birkaç gün önce Kral Hüseyin “emperyalist uşağı” olarak çağrılıyordu, “Bizim temel görevimiz İsrail’in yıkımını gerçekleştirmek. Arap halkı savaşmak istiyor.” şeklinde bir beyannâmede bulundu. Mayıs 1967’in sonunda, Ürdün kuvvetleri Mısır Generali Abdul Munim Riad’ın komutasına verildi. Aynı gün, Nasır “Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan ordularının İsrail sınırlarında konuşlanmalı. Mücadelenin onuru için Irak, Cezayir, Kuveyt, Sudan ve tüm Arap halkı hazırda bekliyor. Bu hareket tüm dünyayı şoke edecek. Bugün onlar Arap halkının savaşa hazır olduğunu bilecek. Kritik saat yaklaştı. Ciddi bir atak için belli bir seviyeye ulaştık; daha fazla bildiri için değil.” şeklinde bir beyanda bulundu. İsrail, Ürdün’ü savaşa girmemesi için defalarca uyardı. Mutawi’ye göre, Hüseyin bir küstahlığın ikileminin boynuzları üzerinde enselendi: Ürdün’ü savaşın içine çekmek için izin verdi ve İsrail’in cevabını sert bir şekilde yüzüne çarptı. Savunma Bakanı General Sharif Zaid Ben Shaker bir basın toplantısında “Eğer Ürdün savaşa katılmazsa, Ürdün’de bir sivil savaş patlak verecek.” şeklinde uyarıda bulundu.
İsrail’in kaygılı düşünceleri Ürdün’ün kendi geleceğini başlatması ile birlikte Batı Şeria’ın Ürdün kontrolüne geçeceği yönündeydi. Bunun sonucunda Arap Kuvvetleri İsrail karasularından sadece 17 kilometre yakınına konuşlandı. Bu noktadan yapılacak iyi koordine edilmiş bir tank saldırısı İsrail’i bir buçuk saat içinde ikiye bölebilirdi. Buna rağmen Ürdün ordularının büyük olması Ürdün’ün yapacağı manevraların muhtemelen yeteneksizce gerçekleşeceği anlamındaydı. Ülkenin diğer Arap milletleri tarafından İsrail’e karşı yapılacak saldırılarda bir toplanma alanı olarak kullanılmasının tarihi hemen fark edildi. Batı Şeria’dan yapılacak bir atak İsrail liderliğine bir tehdit olarak göründü hep. Aynı zamanda birkaç diğer Arap devleti İsrail sınırlarına konuşlanmıyor, Irak, Sudan, Kuveyt ve Cezayir’e zırhlı mekanize ordularını ekliyordu.
Savaşa giden yol
27 Mayıs 1967'de Arap ticaret birliğine olan konuşmasında Nasır "Eğer İsrail, Suriye veya Mısır'a saldırırsa bu bir genel savaştır ve Suriye ile Mısır sınırlarındaki noktalardan ibaret bir savaş olmayacaktır. Savaş bir genel savaşa dönüşecektir ve en büyük görevimiz İsrail'i yok etmektir." demiştir.
İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban otobiyografisinde "Nasır silahlı bir savaşa girmeyeceğini düşünmüştü. Onun amacı savaşsız bir galibiyet kazanmaktı." yazmıştır. James Reston, 4 Haziran 1967 tarihli New York Times'ta yayınlanan yazısında "Kahire savaş istemiyor ve savaşa hazır değildir. Lakin çoktan savaş çıkma olasılığını kabullenmiş, olayın kontrolünü tamamen kaybetmiştir." demiştir.
Gazeteci Mike Shuster 2002 tarihli Amerikan Ulusal Devlet Radyosu'ndaki yazısında; savaştan önce bile İsrail'in kendisini yok etmek isteyen Arap ülkeleriyle çevrili olduğu gerçeğinin açık olduğunu dile getirmiştir. Shuster bunu "Mısır; milliyetçi ve Arap Orta Doğu'nun en güçlü ordusuna sahip Nasır tarafından yönetiliyordu. Suriye ise İsrail'i denize itmeye çalışan radikal Baas Partisi tarafından yönetiliyordu." diyerek açıklamıştır. İsrail'in provoke edici olarak gördüklerini ise kanalların İsrail'e kapatılması ve silahsızlaştırılması uygun görülen Sina Yarımadası'a asker çıkarılması olarak göstermiştir.
Diplomasi ve istihbarat
Savaşan ordular
Savaşın başında Mısır, 160,000 askerinden 100.000'ini Sina Yarımadası'na yerleştirmişti. Bu 100,000 asker; Mısır'ın tüm kolorduları olan dört piyade, iki zırhlı ve bir mekanize kolordusundan oluşuyordu. Ayrıca dört bağımsız piyade ve dört bağımsız mekanize tabur da bölgedeydi. Bu askerlerin üçte birinden fazlası Yemen iç Savaşı'nda da savaşmış tecrübeli askerler, diğer üçte biriyse rezerv kuvvetlerdi. Kuvvetler 950 tank, 1,100 ZPT ve 1.000'den fazla topa sahipti. Aynı zamanda 15,000 - 20,000 arası Mısır askeri de Yemen'de savaşmaktaydı. Nasır'ın hedefleri konusundaki kararsızlığı, ordunun aldığı emirlere de yansımıştı. Genelkurmay Mayıs 1967'de operasyon planlarını dört kez değiştirmiş, her değişiklik askerler ve araçlar üzerine yeni yük bindiren bir yer değiştirmeye sebep olmuştu. Mayıs sonuna doğru Nasır, genelkurmayı ikna ederek Kahir ("Zafer") adlı planı devreye soktu. Plana göre hafif piyadelerle ön cephede oluşturulacak bir erken İsrail ilerlemesini zayıflatacak, arka hatlarda tutulacak büyük kuvvetler ise İsrail hücumu tanımlandığında karşı saldırıda kullanılacaktı. Ayrıca bu birlikler Sina'nın ileri defans hattını oluşturacaktı. Bu sırada, Nasır Mısır, Suriye ve Ürdün'deki seferberliğin seviyesinin arttırılması ve İsrail'de baskıda bulunulması için de çalışmaktaydı.
Ürdün ordusunun toplam 55,000, Suriye ordusunun ise 75,000 askeri vardı.
İsrail ordusunun toplam asker sayısı, rezervler dahil olmak üzere 264,000 askerdi. Ancak bu rakam, rezervlerin sivil yaşam için hayati mevkilerde bulunmaları sebebiyle erişilmesi çok zordu. James Reston, New York Times'da 23 Mayıs 1967 yazısında, "Disiplin, eğitim, moral, ekipman ve genel güç bakımından (Nasır'ın) ordusu ve diğer Arap kuvvetleri, Sovyet yardımı olmadan İsrail'e denk değiller. (Nasır) Yemen'de 50,000 asker, en iyi generaller ve hava desteğine sahipken bu küçük ve geri kalmış ülkede başarı sağlayamadı, hatta Kongo asilerine yardım çabaları bile sonuçsuz kaldı."
1 Haziran akşamı, İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan, İzhak Rabin ve Genel Kumandanlık, Güney Tugay Komutanlığı Generali 'i çağırarak Mısır'a karşı planını sundu.
Rabin, Güney Komutanlığı'nın Gazze Şeridi'ne dek savaşarak ilerlediği, sonra bölgeyi ve halkını Mısır'a karşı Tiran Düzlükleri açılana dek rehine olarak tutacağı bir plan sundu. Gavish ise Mısır kuvvetlerinin Sina'da yok edilmesi için daha geniş bir plana sahipti. Rabin, Gavish'in planının tarafını tuttu, daha sonra Dayan da aynı anda Suriye ile çatışmaya girilmemesi şartıyla bu plana destek verdi.
Savaş
Önleyici hava saldırısı
İsrail'in ilk ve en önemli hamlesi, Mısır Hava Kuvvetleri'ne karşı başlatılan önleyici hava saldırısıdır. Mısır Hava Kuvvetleri, Arap ülkelerinin hava kuvvetleri arasında açık ara ile liderdi. Tümü Sovyet yapımı ve görece yeni olan 450 savaş uçağı ve asker sayısı ile en büyük hava kuvvetiydi.
İsraillilerin ana hedefleri, İsrail ordu ve sivil merkezlerine ağır hasar verme kapasitesine sahip olan Mısır'a ait 30 Tu-16 “Badger” orta bombardıman uçağıydı. 5 Haziran'da İsrail saatiyle 07:45'te tüm İsrail'de sirenler çalıştı ve İsrail Hava Kuvvetleri (İHK) Odak (Moked) Operasyonu'nu başlattı. Yaklaşık 200 operasyonel jetinden 12 tanesi hariç hepsi İsrail'den havalanarak Mısır havaalanlarına saldırılarına başladılar. Mısır'ın hava savunma sistemleri aşırı derecede zayıftı ve havaalanlarından hiçbirinde henüz bir saldırı karşısında Mısır savaş uçaklarını koruyacak zırhlı hangarları yoktu.
İsrail savaş uçakları Mısır'a yönelmeden önce Akdeniz'e doğru yol aldılar. Bu sırada Mısırlılar, mevcut hava savunma sistemlerini de kapatarak tamamen saldırıya açık hale geldiler, endişelendikleri nokta asi Mısırlı kuvvetlerin, Mareşal Amer ve Korgeneral Sidqi Mahmoud'un al Maza'dan bindikleri, Sina'nın merkezindeki Bir Tamada'ya yol alan uçağı vurmasıydı. Bu olay aslında bu saldırının sonucunu pek etkilememiştir, çünkü İsrail pilotları Mısır radar örtüsünün altında, gayet alçaktan uçmuşlardı, bu irtifa Mısır'ın karadan havaya füzelerinin bir uçağı düşürebileceği irtifadan daha düşüktü.
İsrailliler karma bir saldırı stratejisi uyguladılar, bombardıman ve otomatik top atışlarıyla uçakları vururken asfalt parçalayan bombalarla da sağlam kalmış uçakların havalanmasını engelleyerek daha sonraki İsrail dalgaları için kolay hedefler olmalarını sağladılar. Saldırı beklenilenden de başarılı oldu. Mısırlılar tam bir sürprizle karşı karşıya kalmışlardı. Bu saldırıda neredeyse tüm Mısır Hava Kuvvetleri yok olmuş, İsrail Hava Kuvvetleri ise yalnızca görece küçük kayıplar vermiştir. 300'den fazla Mısır uçağı yok edilmiş, 100'den fazla Mısırlı pilot ölmüştür. İsrailliler 19 uçak kaybetmişler, bu uçaklar da genellikle mekanik arızalar veya kazalar sonucunda düşmüşlerdir. Saldırı İsrail'e savaş sonuna dek hava üstünlüğü sağlamıştır.
Savaştan önce İsrail pilotları ve yer teknisyenleri, sortilerden dönen uçakların hızlı bir biçimde yeniden yüklenmesi için çalışmalar yapmışlar, bir uçakla günde dört sorti yapılmasını mümkün kılmışlardır. Arap hava kuvvetlerinde bu rakam günde bir veya iki sortidir. Bu çalışmalar İHK'nın Mısır'a birçok saldırı dalgası yollamasını mümkün kılmış, Mısır Hava Kuvvetleri'nin üzerinde büyük bir üstünlük sağlamıştır. Ayrıca bu durum, Arap ülkelerinde yaygın bir biçimde İsrail'e ABD ve İngiltere'nin destek verdiği izlenimi doğurmuştur (Aşağıya bakınız). Arap hava kuvvetleri ise Pakistan Hava Kuvvetleri pilotlarınca desteklenmiştir.
Mısır'ın önemli havaalanlarına yapılan ilk saldırı dalgalarının başarısının ardından İsrailliler Mısır'ın ikincil havaalanlarına ve Ürdün, Suriye ile Irak hava kuvvetlerine de benzer saldırılarda bulunmuşlardır. Savaş boyunca İsrail Hava Kuvvetleri, tekrar kullanılır hale gelmelerini engellemek için havaalanlarına saldırılarda bulunmayı sürdürmüştür.
Gazze Şeridi ve Sina Yarımadası
Batı Şeria
Ürdün savaşa girmeye isteksizdi. Bazı kaynaklar Cemal Abdünnasır'ın savaş ortamındaki belirsizliği kullanarak Kral Hüseyin'i galip durumda olduğuna ikna ettiğini, Ürdün'ün de bu sebeple savaşa girdiğini belirtir. İddiaya göre Nasır, Mısır hava üslerine saldırılarından geri dönen İsrail uçaklarının radar görüntülerinin, İsrail'e doğru yol alan Mısır uçaklarına ait olduğu söyleyerek Hüseyin'i ikna etmiştir. Batı Şeria'da konuşlanmış Ürdün tugaylarından biri Mısırlılarla bağlantı kurmak amacıyla Hebron'a gönderilmişti. Hüseyin saldırmaya karar verdi.
Savaş öncesi Ürdün ordusu, 300 modern Batı tankına sahip, 11 tümen halinde örgütlenmiş 55.000 askerden oluşmaktaydı. Bunlardan seçkin 40. Zırhlı Tümeni'ni de içeren 9 tümen (45.000 asker, 270 tank, 200 parça topçu) Batı Şeria'da, kalan iki tümense Ürdün Vadisi'de konuşlanmıştı.
Arap lejyonu uzun süreli görev yapan profesyonel askerlerden oluşan, iyi ekipmanlı ve iyi eğitimli bir orduydu. Ayrıca savaş sonrası İsrail brifinglerinde de Ürdün'lü üst düzey subayların profesyonelce hareket ettikleri, ancak İsrail hareketleri karşısında her zaman "yarım adım geride" oldukları söylendi. Küçük Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri sadece İngiliz yapımı 24 adet Hawker Hunter avcı uçağından oluşuyordu. İsraillilere göre bu uçaklar, İHK'nın en iyi uçakları olan Fransız yapımı Dassault Mirage III'lere denkti.
Ürdün'ün Batı Şeria'daki kuvveterine karşı İsrail yaklaşık 40.000 asker ve 200 tankı (8 tümen) savaşa sürdü. İsrail Merkezi Komuta güçleri beş tümenden oluşuyordu. İlk ikisi Kudüs yakınlarında kalıcı olarak yerleşmiş ve Kudüs Tümeni ile Harel Tümeni olarak adlandırılmışlardı. 'un 55. paraşütçü tümeni Sina Cephesi'nden çağırılmıştı. Bir zırhlı tümen Genelkurmay rezervi olarak ayırılmış ve bölgesine getirilmişti. 10. Zırhlı Tümen Batı Şeria Bölgesi'nin kuzeyinde konuşlanmıştı. İsrail Kuzey Komutanlığı, Korgeneral komutasında 3 tümenden oluşan bir grubu Batı Şeria'nın kuzeyindeki 'ne yerleştirmişti.
İSK'nın stratejik planı, Ürdün cephesinde savunmada kalarak Mısır'a yapılacak harekâta odaklanmaktı. Ancak 5 Haziran sabahı Ürdün kuvvetleri Kudüs bölgesine akınlarda bulunarak BM gözlemcilerinin bulunduğu Hükûmet Konağı'nı ele geçirdiler ve şehrin İsrail kontrolündeki batı kısmını bombalamaya başladılar. 'daki askeri birimler Tel-Aviv yönünde ateş açtılar. Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri ise İsrail havaalanlarına saldırdı. Hava ve topçu saldırıları küçük çapta hasara sebep oldu. İsrail kuvvetleri bu hafif ölçekte zarar veren saldırılar karşısında ilk önce Ürdün'e karşı savaş açmak istememesine rağmen Kral Hüseyin'in "Bu noktadan sonra dönüş olmaz" sözlerinden sonra Batı şeria'da karşı saldırıya geçti. Aynı gün öğleden sonra, İsrail Hava Kuvvetleri (İHK) saldırıları Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ni yok etti. Aynı günün akşamında ise, Kudüs piyade tümeni Kudüs'ün güneyine yol alırken, mekanize Harel ve Gur'un paraşütçüleri şehri güneyden çevirdi.[]
6 Haziran'da İsrail birlikleri saldırıya geçti. Rezerv paraşütçü tümeni Kudüs kuşatmasını kanlı (Battle of the Ammunition Hill) ile tamamladı. Piyade tümeni Latrun'daki kaleye saldırdı ve gündoğumu ile ele geçirerek 'dan Ramallah'a doğru ilerledi. Harel tümeni kuzeybatı Kudüs'teki dağlık alanda ilerlemeyi sürdürerek İbrani Üniversitesi Scopus Dağı kampüsünü Kudüs şehrine bağladı. Aynı akşam tümen Ramallah'a vardı. İSK, Jericho'dan Kudüs'e destek amaçlı olarak yol alan Ürdün 60. Tümeni'ni bularak yok etti.
Kuzeyde Peled'in kuvvetlerinden bir tabur, Ürdün Vadisi'ndeki Ürdün savunmasını kontrol etmek için gönderildi. Peled'in birliklerinden biri Batı Şeria'nın batı kısmını, biri Cenin'i ele geçirdi. Fransız yapımı hafif tanklarına sahip üçüncü bir kuvvet ise Ürdün'ün M48 Patton ana savaş tanklarıyla doğuda çatışmaya girdi.
7 Haziran'da ağır çatışmalar oldu. Gur'un paraşütçüleri Aslan Kapısı'ndan 'ne girdiler, Batı Duvarı'nı ve Tapınak Dağı'nı ele geçirdiler. Daha sonra Kudüs Tugayı'ndan aldıkları destekle güneye ilerlediler ve Judea, ile Hebron'u ele geçirdiler. Harel tugayı doğuya doğru devam ederek Ürdün Nehri'ne ilerledi. Batı Şeria'da, Peled'in tugaylarından biri Nablus'u ele geçirdi; daha sonra Merkez Komuta'nın zırhlı tugaylarıyla birleşerek kendileriyle eşit sayıda ama ekipman olarak daha üstün olan Ürdün kuvvetleriyle çatışmaya girti.
Daha önce olduğu gibi, İsrail'in hava üstünlüğü Arap ordularının hareketlerini kısıtladı. peled'in tugaylarından biri Ramallah'tan gelen Merkezi Komuta tugaylarına katıldı, kalan ikisi ise Merkezi Komuta'nın 10. tugayıyla beraber Ürdün Nehri'ni geçişlere karşı bloke etti. 10. Tugay nehri geçerek İsrail'in savaş mühendislerine köprüleri havaya uçurabilmeleri için koruma sağlamış, daha sonra geri çekilmiştir.
Golan Tepeleri
İsrail ordusuna karşı zafer elde edildiğine dair hatalı raporlar ve yakında Tel Aviv’e girecek olan Mısır topçularının durumları Suriye’nin gönülsüzce savaşa girmesine etki etti. Suriye’nin liderliği, hernasılsa çok dikkatli ve sakıngan ilerlemesi ile gelişti ve Kuzey İsrail’i ele geçirmeye başladı. İsrail Hava Kuvvetleri, Mısır’daki görevini tamamladığı zaman sürpriz bir şekilde Suriye Hava Kuvvetlerini yok etmek için geri döndü. Suriye, İsrail kuvvetlerinin Mısır’ı neredeyse tamamen yok etmekte olduğunu anladı. 5 Haziran gecesi, İsrail hava saldırıları Suriye Hava Kuvvetleri’nin üçte ikisini yok etti ve İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye’nin geriye kalan kuvvetlerini daha savaşamadan uzaktaki hava üslerine doğru çekilmeye zorladı. Küçük bir Suriye gücü ’daki su kaynağını ele geçirmeye çalıştı. Birkaç Suriye tankının Ürdün Nehrinde battığı rapor edildi. Her durumda, Suriye komutasının bir kara atağı ümitleri yok oldu ve bunun yerine Hula Vadisindeki İsrail kasabalarını savunmayı tercih etti.
7 ve 8 Haziran bu şekilde geçti. Bu arada İsrail’de Golan Tepelerinin işgâl edilmesi yönünde bir tartışma sürüyordu. Askeri öneriler yüksek tepelerde kuvvetlice konuşlanmış olan düşmanı püskürtmenin yüksek maliyetli olacağı yönündeydi. Golan Tepelerinin batı tarafı Galilee Denizinden 500 metre yüksekte bulunan bir dik kayalıktan oluşuyordu ve Ürdün Nehri birazcık bataklığımsı bir plato oluşturuyordu. Moshe Dayan böyle bir harekâtın 30,000’in üzerinde bir kayıpla sonuçlanacağına inanıyordu ve bu fikri şiddetlice reddetti. Diğer taraftan Levi Eshkol, Golan Tepelerinin Kuzey Komutanlığı olabilmesi yönünde harekâta olumlu bakıyordu. David Elazar’ın operasyon için zalimce içtenliği vardı ve harekâtın Dayan’ın isteksizliğini yok edeceğinden emindi. Sonunda Güney ve Merkez kuvvetlerdeki tehditler bu olaylar sırasında tamamen temizlendi. Moshe Dayan bu fikir için daha da istekli olmaya başladı ve otoritesini harekât için kullandı.
Suriye Ordusu, 9 tugayda 75,000 askerden oluşuyordu ve yeterli bir topçu ve zırhlı birliği tarafından destekleniyordu. İsrail kuvvetleri iki köprüyü savaş sırasında merkezde kullandı. Golan Tepelerinin tek savaşa uygun yeri doğudan batıya doğru uzanan birkaç kilometrede bir kesişen dağlık bayırlardı ve yolların eksikliği içinde general hem doğu – batı yönünde ilerleyen kuvvetlerini hem de kanat desteğinden mahrum birimlerini sınırlamak için alan içinde kanal açtı. Böylece İsrailliler Golan sırtlarındaki üslerine kuzey ve güney hattı boyunca hareket edebildi. İsrail’in bir avantajı da Mossad casusu Eli Cohen sayesinde Suriye savaş konumları hakkında mükemmel ve zekice istihbarat bilgileri toplamasıydı.
Suriye topçu birliklerine dört gün boyunca aralıksız saldıran İsrail Hava Kuvvetleri tüm kuvvetleri ile birlikte Suriye konumlarına saldırı emri aldı. İyi korunmuş toplar çoğunlukla hasar almadı ve Suriye 9 tümeninden 6’sı ile Golan Platosunda kalarak yeteneksizce bir savunma için hazırlanmaya başladı. 9 Haziran akşamına kadar dört İsrail tugayı platoya doğru ilerledi. Orada bu dört tugay yeniden konuşlanabilir ve destek alabilirdi.
Ertesi gün 10 Haziran’da merkez ve kuzey birlikleri platoda bir kıskaç hareketi içine katıldı; fakat bu onları Suriye kuvvetlerince terk edilen boş bir araziye sürükledi. Elad Peled tarafından birleştirilen birkaç birlik güneyden Golan’a tırmandı ve sadece neredeyse tamamen terk edilmiş Suriye birlikleri buldular. Gün boyunca, İsrail birlikleri kendi konumları ve batıya doğru uzanan volkanik tepelerde bir hat arasında manevra yapabilecek bölümler elde ettikten sonra durdular. Doğuya doğru uzanan arazi sade bir şekilde bataklığımsıydı. Bu konum daha sonra Mor Hat olarak bilinen Son-Ateş Hattı’nın başlangıcı olmaya başladı.
Hava savaşları
Altı Gün Savaşı sırasında, İsrail Hava Kuvvetleri, özellikle çöl meydanındaki modern hava savaşları ile hava üstünlüğünün önemini ispatladı. İsrail Hava Kuvvetleri’nin ilk hava saldırılarını takiben, gün doğumu ile birlikte (güneşi arkaya almak önemli bir taktik hava saldırı imkânı tanımaktadır) yapılan hava saldırıları Arap hava kuvvetlerininin saldırılarını engelleyebilir ve aralıksız yapılan saldırılar ile Arap hava kuvvetlerine rahat vermeyebilirdi. Ayrıca kendi hava üstünlüklerinin tüm cephelerin üstünde olduğunu kabul ettirebilirdi. Bu daha sonra taktik destek harekâtlarını desteklemek amacıyla yapılan ilk atağınının stratejik etkisini kabul ettiriyordu. Bu konu Jericho yakınında bulunan Ürdün 60'ıncı zırhlı tugayının ve Ürdün’den İsrail’e saldırması için gönderilen Irak zırhlı tugayının sonu anlamındaydı.
Bu tezatlık içinde Arap hava kuvvetleri hiçbir zaman etkili bir saldırı gerçekleştirmeyi beceremedi. Ürdün avcı uçakları ve Mısır Tu-16 bombaardıman uçaklarından oluşan saldırılar savaşın ilk iki günü içinde İsrail saldırıları ile birlikte gerçekleşti ve Mısır bombardıman uçakları İsrail uçakları tarafından düşürüldü. Ayrıca Ürdün avcı uçakları daha havalanamadan yerde imha edildi.
İsrail’in hava zaferine katkıda bulunan diğer önemli bir etken ise daha önce İsrail Hava Kuvvetleri’nin kazandığı zaferlerin Arap pilotlar için bir moral bozukluğu yaratmasıydı. Bu yüzden birçok Arap pilotu İsrail’e sığındı. Ayrıca İsrail pilotlarının sığınmacılarla birlikte elegeçirdiği MiG’ler ile yaptığı test uçuşları düşmanları karşısında büyük bir avantaj sağladı. Dikkate değer Arap sığınmaları şunlardı:
- Iraklı Yzb. Münir Redfa’ın hatası, 3 MiG-21 ve en az 8 MiG-17F Cezayir pilotunun İsrail el-Arish Hava Üssü'e yanlışlıkla uçakları ile birlikte indikten sonra İsrail tarafından ele geçirilmesiydi. Ele geçirilen bir Cezayir pilotu geri kalan pilotlar evlerine geri gönderilirken batıda politik sığınmayı teklif etti.
- 19 Haziran 1964 günü, Mısırlı pilot Mahmud Abbas Hilmi Yakovlev Yak-11 eğitim uçağı ile el-Arish Hava Üssü’nden İsrail’deki Hatzor’a kaçtı.
- 1966’da, Iraklı Yzb. Münir Redfa Mig-21’i ile İsrail’e uçtu. İki yıl sonra İsrail bir MiG-21 ve iki MiG-17F’yi, MiG-21’ler için “Have Donut” ve MiG-17’ler için “Have Drill” olan kod adlarıyla değerlendirilmesi için Amerika Birleşik Devletleri’ne verdi.
- Yzb. Münir Redfa’nın ilticası devam ederken, en az iki Irak pilotu MiG-21’leri ile Ürdün’e sığınmıştı. Ürdün bu pilotlara politik sığınma teklif etmesine rağmen Irak’taki hava üslerine geri döndüler.
- 1965 yılında bir Suriyeli pilot MiG-17F’si ile birlikte İsrail’e sığındı.
6 Haziran’da, savaşın ikinci gününde, Kral Hüseyin ve Nasır Amerikan ve İngiliz uçaklarının İsrail saldırılarına katıldığını duyurdu. Bu her ne kadar Batı’da ciddiye alınmasa da suçlamalar, “Büyük Yalan” olarak gizli bir şekilde hükûmet yetkililerine gönderildi. Ayrıca duyurular Sovyetler Birliği tarafından bir medya patlamasına sebep oldu ve Arap dünyasında Amerikan karşıtlığını körükledi. 8 Haziran’da İsrail, Nasır ve Hüseyin arasında geçen ve uydurma Amerikan – İngiliz saldırı duyurularını yayınlama kararını içeren telefon görüşmesinin iddia edildiği bir ses kaydı yayınladı. Haziran ayında Kral Hüseyin daha sonra bu saldırı iddialarını yalanlamasına karşın o gün Arap dünyasındaki haberciler, İsrail zaferine Amerikan askeri katılımın var olduğu yönündeki savunmalarını sürdürdüler.
Deniz Savaşları
Denizdeki savaş epey kısıtlıydı. İki tarafın da deniz harekâtlarını birbirlerinin gözlerini korkutmak için yaptıkları biliniyordu. Ama iki taraf da denizde sıcak savaşa girmekten kaçındı. Sonuç getiren iki deniz harekâtı ise altı İsrail gemisinin İskenderiye limanına saldırması(bir mayın gemisi batırıp ele geçirildiler) ve hafif İsrail savaş gemilerinin 7 Haziran'da güney Sina Yarımadası'nda bir yerleşim birimini ele geçirmesiydi.
8 Haziran'da, İsrail hava ve deniz kuvvetleri Mısır deniz sularının 13 mil dışında bulunan USS Liberty gemisine saldırıp gemiyi batırarak ağır hasara sebep oldular. Olayın gerçek boyutu hala tartışılıyor ama ABD özürü kabul etmiş durumda.
Çatışmanın sonucu ve savaş sonrası durum
İsrail'in Golan tepelerinde elde ettiği nihai zaferin ertesinde ateşkes imzalandı. Bu antlaşmada İsrail; Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve 'nü ele geçirdi. 68 bin 300 kilometrekarelik bir alanı, Ürdün, Suriye ve Mısır topraklarını işgal eden İsrail sınırlarını altı günde iki buçuk kat genişletmiş oldu. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen de İsrail bu toprakları elinde tutmaya devam ediyor.
İsrail bölgede gücünü ispatlarken bölgedeki günümüz Amerikan hegemonyası da şekillenmeye başladı. Pan Arabizm çöküşü başladı. Bu savaştan sonra Arap politikası da tamamıyla değişti. Artık İsrail’i yok edemeyeceğini anlayan Arap ülkeleri Pan Arabizmi terk etti. Her ülke İsrail’e kaptırdıkları toprakları geri almanın ayrı ayrı peşine düştü.
İSK'nın Mısırlı savaş esirlerini öldürdüğü iddiaları
Savaştan sonra İsrail'de silahsız Mısırlıların öldürüldüğüne dair ulusal bir tartışma başladı. Bazı askerler silahsız mahkûmların infaz edildiğine tanık olduklarını belirttiler. Yedioth Ahronoth gazetesinden Gabby Bron beş Mısırlı mahkûmun öldürüldüğüne şahit olduğunu söyledi. üç Mısırlı savaş esirinin bir aşçı tarafından öldürüldüğünü söyledi, ve Meir Pa'il, askerlerin savaş esirlerini veya Arap sivillerini öldürdüğüne dair birçok olaydan haberdar olduğunu belirtti. Askeri tarihçi 'ın iddiasina göre teslim olmak için ellerini kaldırmış Mısır askerlerinin İsrail bölüklerince öldürüldüğüne dair birçok olay olmuştur. Milstein, "Bu resmi bir politika değildi, fakat atmosfer gereği bunu yapmak kabul edilebilir bir hareketti" dedi. "Bazı komutanlar bunu yapmayı tercih etti, bazılarıysa etmedi. Ama bu herkesce biliniyordu." Çöle kaçan Mısırlı askerlerin vurulduğuyla ilgili iddialar ise savaş sonu raporlarında tasdiklendi. İsrailli tarihçi ve gazeteci Tom Segev'in "1967" isimli kitabında bir askerin "bizim askerlerimiz kaçanları bulup ateş etmek için gönderildi. Bu bir emirdi, onlar kaçmaya çalışırken bunlar yapıldı" dediği görülür.
New York Times'ın 21 Eylül 1995 tarihli nüshasına göre, Mısır hükûmeti Sina'daki El Ariş'te içinde 1967'de İsrailli askerlerce öldürülmüş 30 ila 60 Mısırlı askerin bulunduğu sığ bir toplu mezar buldu. İsrail bu konuyu Mısırla konuşmak için Dışişleri Bakanı Yardımcısı 'ı görevlendirdi. Dayan, Mısır ziyaretinde, ölen askerlerin ailesine tazminat ödemeyi teklif etti fakat bu işin sorumlularının "20 yıllık zaman aşımı" kuralı gereği bulunamayacağını bildirdi. Mısır'ın Al Shaab gazetesinin iddialarina göre İsrail'in Kahire elçisi David Sultan bu savaşta 100 Mısırlı mahkûmu öldürmüştü, bu sebeple görevi bırakması davetinde bulunmuştu; İsrail Elçiliği ve Dışişleri bakanı Sultan'ın bu savaşta yer aldığına dair kesin bir belgenin bile bulunmadığını dile getirdi.
Savaş sırasında UNEF tarafından leyazon sorumlusu olarak bölgeye gönderilen birliklerde bulunan Yugoslav Yüzbaşları Milovan Zorc ve Miobor Stosic, İsrail'in savaş esirlerini öldürdüğüne dair şüpheleri olduğunu söylediler. Onlara göre, eğer El-Ariş'te İsrail 250 Mısırlı savaş esirini öldürdüyse bundan haberleri olurdu.
İSK'den çıkan 11 Haziran 1967 tarihli belgeye göre, esirlerin durumuyla ilgili yeni emirler çıkarılması gerekliliği duyuldu: "Hazırdaki emirler çelişkili olduğu için yeni bağlayıcı talimatlar: a)Teslim olan asker ve sivillere hiçbir şekilde zarar verilmemelidir. b)Silah taşıyan ve teslim olmayan her asker ve sivil öldürülecektir... Bu emirlere uymayan askerler ciddi şekilde cezalandırılacaktır. Bu emirler tüm İSK askerlerine ulaşmalıdır."
İsrailli kaynaklara göre 4338 Mısır askeri esir alınırken 11 İsrail askeri Mısır'a esir düşmüştür. Esirlerin değiş tokuşu 23 Ocak 1968'de tamamlanmıştır.
ABD ve İngiliz çatışma yardımı iddiaları
George Lenczowski'ye göre, en erken 23 Mayıs'ta, Ortadoğu'ya silah ambargosu uygulanmasına rağmen Başkan Johnson gizlice İsrail'e çeşitli silah yardımları yapılması için onay vermiştir.
Stephen Green ise kitabında ABD'nin, geceleyin Mısır kara kuvvetlerinin yerini belirleyip sabahına İsrail uçaklarının onları vurmasıyla avantaj sağlaması için bölgeye istikşaf uçakları gönderdiğini yazmıştır. bunu inkâr edip sadece bir kişinin şahitliğini yaptığı uydurma bir haber olduğunu belirtti.
Savaşın ikinci gününde Arap medyası Amerikan ve İngiliz bölüklerinin İsrail'in yanında savaştığını belirten haberler sundu. Kahire Radyosu ve hükûmetin gazetesi çeşitli iddialarda bulundu. İddialardan bazıları şunlardır: Uçak gemilerinden kalkan ABD ve İngiliz uçakları Mısır'a karşı sortiler düzenledi; Libya'daki Amerikan Wheelus Hava Üssü'nden kalkan uçaklar Mısır'ı vurdu; Amerikan casus uyduları İsrail'e görüntüler sundu. Nasır döneminde "Al-Ahram"ın yöneticiliğini yapan Mohamed Hassanein Heikal da El Cezire kanalında benzer iddialarda bulundu. Muammer Kaddafi'nin Libya hükümeti de bu iddiaları onayladı. ABD ve İngiltere bu iddiaları ne kabul etmek ne de inkar etmek için pek çaba sarfetmedi. Benzer iddialar Şam ve Amman Radyolarından da yapıldı. Mısır medyası Kral Hüseyin'in İngiliz uçaklarını radarda kendi gözleriyle gördüğünü söyledi.
Arap dünyası dışında ABD ve İngiltere'nin savaşa karışma ihtimali pek ciddiye alınmadı. İngiltere, ABD ve İsrail suçlamaları yalanladı. İsrail, Mısır ve Ürdün telefon hatlarına girmeyi başardı. Bundan iki gün sonra gerçekleşen Nasır ve Ürdün Kralı Hüseyin arasında geçen telefon konuşması 8 Haziran'da İsrail tarafından ortaya çıkarılınca Mısır'ın prestiji daha da azaldı.
Nasır: ...ABD'yi de ekleyelim mi? Bundan haberiniz var mı, ABD'nin İsrail ile işbirliği yaptığını bildirelim mi?
Hüseyin: Alo. Duymuyorum, bağlantı berbat - Sizin ile Kral'ın konuştuğu Kraliyet Sarayı hattı kötü.
Nasır: Alo, ABD ve İngiltere mi diyeceğiz yoksa sadece ABD mi?
Hüseyin: ABD ve İngiltere
Nasır: İngiltere'nin uçak gemileri var mı?
Hüseyin: (Cevap anlaşılmıyor).
Nasır: İyi. Kral Hüseyin anons yapacak ve ben anons yapacağım. Teşekkür ederim... Majesteleri Amerikan ve İngiliz mevcudiyetiyle ilgili anons yapacak mı?
Hüseyin: (Cevap anlaşılmıyor).
Nasır: İnşallah, diyorum ki Amerikan ve İngiliz uçak gemilerindeki uçaklar bize karşı yer aldığına dair ben anons yapacağım ve siz anons yapacaksınız ve Suriye'nin de anons yaptığını göreceğiz. Anonsu yayınlayacağız, bunun üzerinde vurgu yapıp amacımıza ulaşacağız.
Savaşın hemen ardından Arap ordularının yenilgisinin büyüklüğü ortaya çıkmaya başlayınca İsrail zaferinin arkasındaki Amerikan ordularının desteği konusunda Arap liderleri arasında farklılıklar belirdi. 9 Haziran 1967'de Nasır'in (kabul edilmeyen) istifa konuşmasında şunları söylemiştir:
Düşman sahillerinde, düşmanın savaş çabalarına yardım eden Amerikan ve İngiliz uçak gemilerinin varlığı müspettir. Ayrıca, İngiliz uçakları, gün ışığında Suriye ve Mısır cephelerine saldırdı, bunun yanı sıra Amerikan keşif uçakları pozisyonumuzu ifşa etti... Abartmadan diyebiliriz ki, düşmanımız hava kuvvetlerinin normal gücünün üç katı büyüklüğünde hareket etti.
Fakat, Kral Hüseyin, sonradan Amerikan ordu desteğinin varlığını inkar etti. 30 Haziran'da New York'ta, savaşta "Amerikan ve de İngiliz uçaklarının yer almadığı" konusunda "tamamen ikna olduğunu" belirtmiştir. Eylül ayında The New York Times'da çıkan habere göre Sudan'da konusunda bir araya gelen Arap liderlere özel olarak görüşen Nasır önceden sunduğu iddiaların asılsız olduğunu belirtmiştir.
Yalnız İsrail ile savaşmaktan ziyade Arapların Amerikan ve İngiliz ordularıyla da savaşıyor olma iddiası Arap dünyasında itibar kazandı. Konuyla ilgili Cidde'deki İngiliz temsilci şunları söyledi:
Başkan Abdünnasır'ın iddiaları... radyo dinleyen veya basını takip eden Arap nüfusu tarafından kuvvetle inanıldı... Bunu inkar ettiğimiz yayınlarımız az kişi tarafından duyuldu ve inanılmadı. Basın ve yayın kuruluşları inkarlarımıza yer vermedi. Bize karşı dostane davranan yüksek eğitim almış kişiler dahi bu iddiaların doğruluğuna ikna oldu. Kıdemli dış işleri yetkilileri, sunduğumuz resmi yazılı ve sözlü yalanlamalarımıza inandıklarını söyledilerse de şüpheyle yaklaştılar. Bence bu durum Arap dünyasındaki prestijimizi ciddi bir şekilde sarstı, gelecekte de devam etmek üzere bize karşı şüphe duymaya başladılar... Araplar küçük düşürülerek yenildiği için doğal olarak konuyla ilgili hassaslar, bundan sonra yapacağımız yalanlamalar onların inancını kırmayacağı gibi bunu daha da alevlendirecektir.
Savaştan çok sonra dahi Mısır hükûmeti ve gazeteleri İsrail, Birleşik Krallık ve Birleşmiş Devletler ile gizli anlaşmalar içinde olduğu iddialarını sürdürdü. Bu durum Al-Ahram gazetesinde ve Kahire Radyosu'ndan yayın yapan 'ın programlarında eş zamanlı olarak devam etti. Heikal savaşın "sırlarını" ifşa etmeye çalıştı. Yayınlarında kaynak, belge ve fikirlerini sundu. Heikal'in düşüncesi açıktı: gizli ABD - İsrail birliği Suriye ve Mısır'a karşı kurulmuştu.
İsrailli tarihçi Elie Podeh'in anlattıklarına göre: "Tüm 1967 sonrası [Mısır] tarih kitaplarında İsrail'in İngiltere ve ABD'nin desteğiyle savaş açtığı iddiasını tekrarladı. Anlatılarda 1967 savaşıyla Arap dünyasını kontrol etmeye çalışan eski emperyalist çabalar arasında bağ kurulup İsrail emperyalist olarak resmedildi. Bu mükerrer uydurma hikâye, bazı küçük farklılıklarla, okul tarih kitaplarında yer alıp gizli işbirliği konusu Mısır öğrencilerinin beyinlerine işlendi."
Sıradaki örnek Abdallah Ahmad Hamid al-Qusi, Al-Wisam fi at-Ta'rikh kitabından alıntıdır:
Birleşik Devletlerin rolü: İsrail savaşta tek başına değildi. Yüzlerce gönüllü, pilot, Mısır üslerinin resmini çeken, savunma ekipmanlarını tıkayan, Mısır emirlerini dinleyip bu bilgileri İsrail'e sunan casus ekipmanlı askeri görevliler vardı.
yazarı tarihçi 'in iddiasına göre Arap liderlerin yalan iddiaları yaymasının sebebi Sovyet desteğini garantiye almaktı. Savaş sonunda İsrail zaferinin büyüklüğü ortaya çıkmaya başlayınca, önce de yapılan bu iddialar sayesinde Nasır ve diğer Arap liderler suçlanmaktan kurtuldu. Bu iddialar doğrultusunda petrol üreten Arap ülkeleri İngiltere ve ABD'ye ambargo uygulamaya karar verdi.
Altı Arap ülkesi ABD ile diplomatik bağlarını kesti ve Lübnan elçisini geri çağırdı. Genel açıdan, Altı Gün Savaşı Ortadoğu'da Amerika'ya karşı radikalliği, solcu ve dinci hareketleri ve terör sürecini hızlandırdı. Hatta, bu durum Arap dünyasının ötesine geçip İran, Pakistan ve diğer üçüncü dünya ülkelerinin Amerikan karşıtı tavırlarını belirledi.
ABD ve İngiliz çatışma dışı yardımları
1993 yılındaki bir röportaj, Johnson Başkanlık Kütüphanesi tarih arşivlerinde bulunan Birleşmiş Devletler Savunma Sekreteri Robert McNamara tarafından bir savaş gemisi grubunu açığa çıkardı. Cebelitarık yakınlarında eğitimde olan 6. Filo, Doğu Akdeniz'de İsrail’i savunmak için yeniden konuşlanıyordu. Bakanlar Kurulu şunu düşündü: İsrail'de durum o kadar gergin ki, belki Suriyeliler, İsrail'in onlara saldıracağından korkuyorlardı ve Rusların desteklediği Suriyeliler güç dengesini yeniden oluşturmak isteyip İsrail'e saldırabilirdi. Sovyetler bu konuşlanmayı çok geçmeden öğrendiler ve doğal olarak saldırı konumuna geçtiler. Sovyet Başbakanı Aleksey Kosıgin Amerika’yı "kırmızı telefon"dan arayarak bu tür olayların iki ülke arasında savaşa sebep olacağını söyleyerek tehdit etti.
1983 yılında “Boston Globe” ile yapılan bir röportaj “McNamara: ‘Biz lanet olası bir savaşa yakınız.’ şeklinde bir iddiada bulundu.” yönündeydi. O, Kosygin’in Akdeniz’deki bir savaş gemisini geri göndermek zorunda kalması yüzünden sinirli olduğunu söyledi. McNamara bu krizin nasıl çözüldüğünü açıklamadı.
“Altı Gün” adlı kitabında seçkin BBC habercisi , 4 Haziran 1967’de İsrail gemisi Miryam’ın makineli tüfekler, 105 mm’lik tank mermileri ve zırhlı araçlar ile birlikte Felixstowe’dan ayrıldığını iddia ediyordu. Ayrıca kriz başladığından beri birçok sevkiyat ile birlikte İngiliz ve Amerikan envanterlerinin gizlice gönderildiğini iddia ediyordu. Bununla birlikte İsrail lojistik uçakları Lincolnshire’da ve ’un dışında mekik dokuyordu. Bowen, Harold Wilson’un Eshkol’a yazdığı yazılarda çok uzak yerlerden gelen gizli yardımların sürmesinden memnun olduğunu iddia ediyordu.
Ayrıca bakınız
- 1948 Arap-İsrail Savaşı
- Süveyş Krizi
- Yom Kippur Savaşı (1973 Arap-İsrail Savaşı)
- USS Liberty olayı
- Golan Tepeleri
- Gazze
- Doğu Kudüs
- Batı Şeria
Kaynakça
- ^ "1967 Arap-İsrail Savaşı". 6 Haziran 2017. 10 Haziran 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Haziran 2017.
- ^ 20,000 troops stationed in Jordanian territory for a period of ten years
- ^ Neil Partrick (2016). Saudi Arabian Foreign Policy: Conflict and Cooperation. Bloomsbury Publishing. s. 183. ISBN . 31 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Haziran 2022.
- ^ . Okaz. 17 Kasım 2019. 16 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2021.
- ^ Oren (2002), s. 237.
- ^ Geoffrey Regan, p.211
- ^ Regan, p.211
- ^ "Arab - Israeli Aircraft Losses". 15 Ocak 2000 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Temmuz 2008.
- ^ Krauthammer, Charles (18 Mayıs 2007). "Prelude to the Six Days". The Washington Post. s. A23. ISSN 0740-5421. 28 Ekim 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2008.
- ^ Başbuğ, İlker (2021). Türkiye Cumhuriyeti'nde (1961 - 1980) güç odaklarının mücadelesi. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi. s. 103. ISBN . OCLC 1256652060.
- ^ (PDF). web.archive.org. 19 Mart 2009. 12 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2021.
- ^ . Encarta Encyclopedia. 28 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2007.
- ^ Rabil, 2003, pp. 17-18.
- ^ Murakami, Masahiro (1995) Managing Water for Peace in the Middle East: Alternative Strategies 2 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Koboril and Glantz, 1998, pp. 129-130.
- ^ Bowen, 2003, p. 26 (citing Amman Cables 1456, 1457, 1966, National Security Files (Country File: Middle East), LBJ Library (Austin, Texas), Box 146).
- ^ Hussein, 1969, p. 25.
- ^ Bowen, 2003, pp. 23-30.
- ^ Oren, 2002, pp. 33-36.
- ^ Prittie, 1969, pp. 245.
- ^ Memorandum From the President's Special Assistant (Rostow) to President Johnson 31 Ağustos 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Washington, November 15 1966. Retrieved 22 October 2005.
- ^ 'King Husain orders nation-wide military service', The Times, Monday, 21 November 1966; pg. 8; Issue 56794; col D.
- ^ United Nations Security Council Resolution 228 25 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Retrieved 22 October 2005.
- ^ Rikhye, 1980, pp. 16-19.
- ^ Oren, 2002, p. 72
- ^ ""First United Nations Emergency Force (UNEF I) - Background"". 2 Nisan 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ BBC On this Day, 1967: Israel launches attack on Egypt 14 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Retrieved 8 October 2005.
- ^ Lorch, Netanel (2 Eylül 2003). "The Arab-Israeli Wars". Israeli Ministry of Foreign Affairs. 20 Nisan 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Mart 2007.
- ^ Kenneth Pollack, Arabs at War, 2002, p. 59
- ^ Kenneth Pollack, "Arabs at War", 2002, p. 593
- ^ Dawisha, "Intervention in Yemen", p. 59
- ^ Nordeen and Nicole, Phoenix over the Nile, p. 191
- ^ O'Balance, "War in Yemen", p. 182
- ^ Pollack, 2004, p. 61 and p. 81.
- ^ Mutawi, 2002, p. 42.
- ^ Ehteshami and Hinnebusch, 1997, p. 76.
- ^ Stone, 2004, p. 217.
- ^ Reston, James 'Washington: Nasser's Reckless Maneuvers', New York Times, 24 Mayıs 1967, p. 46.
- ^ Hammel, 1992, p. 153-152.
- ^ Pollack, 2004, p. 58.
- ^ Oren, 2002, p. 172
- ^ Bowen, 2003, p. 99 (author interview with Moredechai Hod, 7 May 2002).
- ^ Bowen, 2003, pp. 114-115 (author interview with General Salahadeen Hadidi who presided over the first court martial of the heads of the air force and the air defence system after the war).
- ^ Pollack, 2005, p. 474.
- ^ . 24 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2007.
- ^ Pollack, "Arabs at War", p. 293-294
- ^ Pollack, "Arabs at War", p. 294
- ^ Bron, Gabby 'Egyptian POWs Ordered to Dig Graves, Then Shot By Israeli Army' 19 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Yedioth Ahronoth, 17 August 1995.
- ^ Bar-Zohar, Michael 'The Reactions of Journalists to the Army's Murders of POWs', Maariv, 17 August 1995.
- ^ Prior, 1999, pp. 209–210; Bar-On, Morris and Golani, 2002; Fisher, Ronal 'Mass Murder in the 1956 War', Ma'ariv, 8 August 1995.
- ^ 'Israel Reportedly Killed POWs in '67 War; Historians Say Deaths of Hundreds of Egyptians Was Covered Up', Washington Post, 17 August 1995, p. A.30.
- ^ Segev, T., 2007. 1967: Israel, the War and the Year that Transformed the Middle East, Metropolitan Book: New York, p. 374
- ^ Ibrahim, Youssef 'Egypt Says Israelis Killed P.O.W.'s in '67 War', New York Times, 21 September 1995.
- ^ UN soldiers doubt 1967 killing of POWs 16 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . by AP. Jerusalem Post, March 29, 2007
- ^ Bowen, 2003, p. 276 (quoting IDF 100/438/1969 order issued 11 June 1967 at 2310, sent to all three territorial commands, to G1 branch and some other departments of the General Staff).
- ^ Background on Israeli POWs and MIAs 22 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Retrieved 14 October 2004.
- ^ "Beyond alliance: Israel in U.S. foreign policy, p. 89, By Kamīl Manṣūr". 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Haziran 2010.
- ^ "Taking sides: America's secret relations with a militant Israel". 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Haziran 2010.
- ^ Parker, Richard B. (1 Ağustos 1997). "USAF in the Sinai in the 1967 War: Fact or Fiction" (PDF). Journal of Palestine Studies. XXVII (1). ss. 67-75. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Haziran 2010.
- ^ "Israelis Say Tape Shows Nasser Fabricated 'Plot'; Recording Said to Be of Phone Call to Hussein Gives Plan to Accuse U.S. and Britain" (PDF (subscription required)). The New York Times. 9 Haziran 1967. s. 17. 13 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2007.
- ^ a b Smith, Hedrick (15 Eylül 1967). "Envoys Say Nasser Now Concedes U.S. Didn't Help Israel". The New York Times. ss. Page 1, Col. 5, Page 3, Col. 1.
- ^ (Cairo: Al-Mu'asasa al-‘Arabiya al-Haditha, 1999), p. 284.
- ^ Oren, 2002, pp. 216–218.
- ^ Smith, Hedrick (14 Haziran 1967). "As the Shock Wears Off; Arab World, Appraising Its Defeat, is Split as it Gropes for Strategy" (PDF subscription required). The New York Times. s. 16. 14 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2006.
- ^ , American Presidents and the Middle East, p 113
Kaynakça
- Aloni, Shlomo (2001). Arab-Israeli Air Wars 1947-1982. Osprey Aviation.
- Bar-On, Mordechai, Morris, Benny and Golani, Motti (2002). Reassessing Israel's Road to Sinai/Suez, 1956: A "Trialogue". In Gary A. Olson (Ed.). Traditions and Transitions in Israel Studies: Books on Israel, Volume VI (pp. 3–42). SUNY Press.
- Bard, Mitchell G. (2002). The Complete Idiot's Guide to Middle East Conflict. Alpha books.
- Black, Ian (1992). Israel's Secret Wars: A History of Israel's Intelligence Services. Grove Press.
- Boczek, Boleslaw Adam (2005). International Law: A Dictionary. Scarecrow Press.
- Bowen, Jeremy (2003). Six Days: How the 1967 War Shaped the Middle East. London: Simon & Schuster.
- Bregman, Ahron (2002). Israel's Wars: A History Since 1947. London: Routledge.
- Christie, Hazel (1999). Law of the Sea. Manchester: Manchester University Press.
- Cristol, A Jay (2002). Liberty Incident: The 1967 Israeli Attack on the U.S. Navy Spy Ship. Brassey's.
- Eban, Abba (1977). Abba Eban: An Autobiography. Random House.
- Ehteshami, Anoushiravan and Hinnebusch, Raymond A. (1997). Syria & Iran: Middle Powers in a Penetrated Regional System. London: Routledge.
- Gat, Moshe (2003). Britain and the Conflict in the Middle East, 1964-1967: The Coming of the Six-Day War. Praeger/Greenwood.
- Gelpi, Christopher (2002). Power of Legitimacy: Assessing the Role of Norms in Crisis Bargaining. Princeton University Press.
- Hammel, Eric (October 2002). "Sinai air strike:June 5 1967". Military Heritage. 4 (2). ss. 68-73.
- Hammel, Eric (1992). Six Days in June: How Israel Won the 1967 Arab-Israeli War. Simon & Schuster.
- Hussein of Jordan (1969). My "War" with Israel. London: Peter Owen.
- (1991). Egypt: Politics and Society. London: Routledge.
- International Committee of the Red Cross (1998). International Committee of the Red Cross.
- Koboril, Iwao and Glantz, Michael H. (1998). Central Eurasian Water Crisis. United Nations University Press.
- Makiya, Kanan (1998). Republic of Fear: The Politics of Modern Iraq. University of California Press.
- (1997). Israel's Border Wars, 1949-1956. Oxford: Oxford University Press.
- Mutawi, Samir (2002). Jordan in the 1967 War. Cambridge: Cambridge University Press.
- (2002). . Oxford University Press.
- Phythian, Mark (2001). The Politics of British Arms Sales Since 1964. Manchester: Manchester University Press.
- Podeh, Elie (Kış 2004). . Middle East Quarterly. 11 (1). 12 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2007.
- Pollack, Kenneth (2004). Arabs at War: Military Effectiveness, 1948-1991. University of Nebraska Press.
- Pollack, Kenneth (2005). Air Power in the Six-Day War. The Journal of Strategic Studies. 28(3), 471-503.
- Prior, Michael (1999). Zionism and the State of Israel: A Moral Inquiry. London: Routledge.
- Quigley, John B. (2005). Case for Palestine: An International Law Perspective. Duke University Press.
- Quigley, John B. (1990). Palestine and Israel: A Challenge to Justice. Duke University Press.
- Rabil, Robert G. (2003). Embattled Neighbors: Syria, Israel, and Lebanon. Lynne Rienner Publishers.
- Rezun, Miron (1990). Iran and Afghanistan. In A. Kapur (Ed.). Diplomatic Ideas and Practices of Asian States (pp. 9–25). Brill Academic Publishers.
- Rikhye, Indar Jit (1980). The Sinai Blunder. London: Routledge.
- (1989). Israel and the American National Interest. University of Illinois Press.
- Seale, Patrick (1988). Asad: The Struggle for Peace in the Middle East. University of California Press.
- Segev, Tom (2005). Israel in 1967. Keter. .
- Sela, Avraham (1997). The Decline of the Arab-Israeli Conflict: Middle East Politics and the Quest for Regional Order. SUNY Press.
- Shlaim, Avi (2001). The Iron Wall: Israel and the Arab World. W. W. Norton & Company. .
- Smith, Grant (2006). Deadly Dogma. Institute for Research: Middle Eastern Policy.
- Stephens, Robert H. (1971). Nasser: A Political Biography. London: Allen Lane/The Penguin Press.
- Stone, David (2004). Wars of the Cold War. Brassey's.
- (2004). Defending Israel: A Controversial Plan Toward Peace. Thomas Dunne Books.
Konuyla ilgili yayınlar
- (2002). . Oxford University Press.
Dış bağlantılar
- Üç Asker - Fotoğrafın arka planı27 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Altı Gün Savaşı kişisel koleksiyonu ve zaman çizelgesi26 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Video Klibi: Sandhurst ordu tarihçisinin Kral Hüseyin'in savaşa nasıl katıldığı analizi15 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Video Klibi: İsrail'in 1967 Sina savaşının Sandhurst ordu tarihçilerince yorumu20 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Video Klibi: Kudüs'e saldırı ve Ürdün savunmasının askeri analizi20 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Altı Gün Savaşı17 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Encyclopaedia of the Orient
- Gizliliği kaldırılmış Johnson Administration telgrafları ve buluşma zamanları17 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Alti Gun Savasi Ibranice מלחמת ששת הימים Milhemet Sheshet Ha Yamim Arapca حرب الأيام الستة Ḥarb el eyyam es Sitte veya Arapca حرب 1967 Ḥarb 1967 diger adlariyla 1967 Arap Israil Savasi Ucuncu Arap Israil Savasi Alti Gunun Savasi veya Haziran Savasi 5 Haziran 1967 Pazartesi Israil ile Arap komsulari Misir Urdun ve Suriye arasinda baslayan ve 6 gun suren savasa verilen addir Arap Ittifaki na Irak Suudi Arabistan Sudan Tunus Fas ve Cezayir de asker ve silah yardimiyla katilmislardir Alti Gun SavasiArap Israil SavaslariIsrail Kara Kuvvetlerinin Sina Yarimadasi ndaki ilerleyisi Tarih5 Haziran 1967 10 Haziran 1967 6 gun BolgeOrta DoguSebepArap Birligi nin basta Pan Arabizm fikrine dayanan gerekceleriyle Israil Devleti ne son verme istegiSonucIsrail in kesin zaferi Misir dan Gazze ve Sina Yarimadasi Urdun den Dogu Kudus ve Bati Seria Suriye den Golan Tepeleri Israil in eline gecti Pan Arabizm fikri coktu Arap Birligi nin Israil politikasi degistiTaraflarIsrail Silah Yardimi ABD Arap Birligi iddiasi Birlesik Krallik Arap Birligi iddiasi Misir Suriye Urdun Irak Suudi Arabistan Destekleyenler FKO Lubnan 5 Haziran da hava saldirisi yapti Komutanlar ve liderlerLevi Eskol Izak Rabin Mose Dayan Uzi Narkiss Israel Tal Mordechai Hod Ariel SaronCemal Abdunnasir Abdulhakim Amir Abdul Munim Riad Hafiz Esad Emin el Huseyni Faysal bin AbdulazizGucler264 000 asker 214 000 yedek kuvvet dahil 300 savas ucagi 800 tank Toplam 264 000Misir 240 000 Suriye Urdun ve Irak 307 000 957 savas ucagi 2 504 tank Toplam 547 000Kayiplar800 olu 2 563 yarali 15 esir 46 ucak kaybi Israil in belirttigi kayiplar Misir 11 500 olu 20 000 yarali Urdun 700 olu 2 500 yarali Suriye 2 500 olu 5 000 yarali Irak 10 olu 30 yarali Toplam 21 000 olu 45 000 yarali 6 000 esir 400 den fazla ucak kaybi tahminler Savas Israil in kesin ustunlugu ile bitmistir Savasin sonunda Misir dan Sina Yarimadasi ni Suriye den Golan Tepeleri ni ve Filistin in Gazze Seridi ile Bati Seria topraklarini alan Israil topraklarini dort katina cikarmistir Bu olay basta Filistin Sorunu olmak uzere gunumuzdeki bircok sorunun temelini olusturur Bu savastaki onemli olaylardan biri de savasi gozlemlemek uzere gonderilen USS Liberty adli bir Amerikan gemisinin Israil tarafindan saldiriya ugramasidir Donemin Turkiye Cumhuriyeti Disisleri Bakani Caglayangil Turk Hukumetinin kuvvete basvurularak toprak kazanilmasini kabul edemeyecegini aciklamistir BM Guvenlik Konseyinde Turkiye nin bu gorusu kabul gormus ve konseyin 242 sayili Karari nda Israil in son savasta isgal ettigi tum topraklardan cekilmesi istenmistir Israil bu karari basta kabul etmis ve 1979 yilinda Sina Yarimadasi ndan ilerleyen donemlerde Bati Seria ve Gazze Seridi nden cekilmis olsa da sonraki donemlerde diger topraklari ilhak ettigini aciklamistir Israil in BM kararlarini uygulamamasi bolgede bircok sorunun kaynagini olusturmustur Turkiye Fas ta toplanan Islam Isbirligi Teskilatinda da Israil in isgal ettigi topraklardan cekilmesi gerektigini vurgulamis buna karsin Israil ile diplomatik iliskilerin kotulestirilmesi kararina karsi cikmistir Arka planSuveys Krizi sonrasi 1956 Suveys Krizi Misir acisindan askeri bir yenilgi ancak politik bir zafer olmustur ABD ve Sovyetler Birligi nden gelen agir siyasi baskilar Israil in kuvvetlerini Sina Yarimadasi ndan cekmesine yol acmistir 1956 savasindan sonra Misir sinir bolgesinin askerden arindirilmasi ve gerillalarin siniri gecip Israil e girmesini engellemek amacli bir Birlesmis Milletler nun Birlesmis Milletler Acil Durum Kuvveti nin yerlestirilmesine razi olmustur Ayrica Misir onceki Suveys Krizi nde Israil gemilerine kapatilmasindan oturu krizin tirmanmasina sebep olan Tiran Bogazi ni tekrar acmayi kabul etti Sonuc olarak Israil Misir siniri bir sure sakin kaldi 1956 krizi sonrasinda bolgede surdurulmesi mumkun olmayan bir denge olustu Bu donemde hicbir Arap ulkesi Israil i diplomatik olarak tanimamisti Suriye ise Sovyet Blogu ndan aldigi destekle 1960 larin basinda Israil e karsi gerilla saldirilarina destek veriyordu Israil Ulusal Su Yolu 1964 yilinda Israil ulusal su yolu projesi icin Urdun Nehri nden su almaya basladi Ertesi yil ise Arap devletleri Urdun Nehri nden gelen suyun Israil e akmamasina yol acacak planlarini devreye soktular Bu plan Israil in ulusal su yolu kaynaklarini 35 ulkenin toplam su kaynagini ise 11 azaltacakti Israil Savunma Kuvvetleri IDF Suriye de insa halinde olan baraj tesislerine Mart Mayis ve Agustos 1965 te saldirilarda bulundu Bu saldirilar Suriye Israil arasinda savasa dek suren uzun sinir catismalarina yol acti Israil ve Urdun Samu Olayi 12 Kasim 1966 da bir Israil sinir devriyesi aracinin mayina carpmasi sonucu uc asker oldu altisi yaralandi Israilliler mayinin Bati Seria daki El Samu dan teroristlerce duzenlendigine inaniyorlardi 13 Kasim sabahi son uc yilda baris icin Abba Eban ve Golda Meir ile gizli gorusmeler yapan Urdun krali Huseyin Israil deki baglantilarindan Israil in Urdun e karsi bir saldiri plani olmadigi bilgisini aldi Ancak sabah 05 30 da Filistin Kurtulus Orgutu nun terorist aktiviteleri sebebiyle Israil kuvvetleri Urdun kontrolu altindaki Bati Seria da tumu Filistinli multecilerden olusan 4000 nufuslu bir koy olan Es Samu ya saldirdi Shredder Operasyonu adi verilen bu saldiri Israil in 1956 dan beri yaptigi en buyuk askeri harekatti Tanklar ve ucaklarla desteklenen 3000 4000 kisilik bir kuvvet bir rezerv ve iki saldiri gucune ayrildi Rezerv kuvvet sinirin Israil yakasinda kalirken iki hucum grubu Urdun kontrolundeki Bati Seria ya girdi Sekiz Centurion tanki 40 ustu acik kamyonda 400 parasutcu ve on acik kamyonda yer alan 60 istihkamci Samu ya dogru yol alirken uc tank ve 100 parasutcuden olusan daha kucuk bir kuvvet daha kucuk iki koye ve ya yonlendi Bu olay hakkinda birbiriyle celisen raporlar mevcuttur Terrence Prittie nin Eshkol The Man and the Nation kitabina gore 50 ev havaya ucurulmus ancak iclerinde yasayanlar saatler once tahliye edilmistir Urdun un 48 Piyade Taburu Binbasi komutasinda Israil kuvvetlerine kuzeybatidan saldirdi Kuzeydogudan yaklasan diger iki boluk Israilliler tarafindan karsilandi bu sirada bir Urdun mufrezesi iki 106 mm geri tepmesiz topuyla Samu ya girmeyi basardi Catismada uc Urdunlu sivil on bes Urdunlu asker oldu kirk bes asker ve doksan alti sivil yaralandi Israil parasutcu taburunun komutani Albay Israil tarafinin kaybiydi Ayrica on Israil askeri de yaralandi Israil hukumetine gore elli Urdunlu olmustu ancak bu rakam moral bozukluguna sebep vermemek ve Kral Huseyin e olan guveni yuksek tutmak amaciyla Urdun ce asla dogrulanmadi Iki gun sonra ABD baskani Johnson a ozel asistani Walt Rostow tarafindan ulastirilan bir notta geri cekilme bu noktada bir secenek degildir Tanklar ve ucaklarla desteklenmis 3000 kisilik bir saldiri provokasyon sinirlari disindadir ve yanlis hedefe yoneltilmistir yazmakta ABD ve Israil cikarlarina verilen hasar anlatilmaktaydi Huseyin ve Israil arasindaki karsilikli dengeyi yok ettiler Huseyin i gucten dusurduler 500 milyon dolar harcayip Israil in en uzun sinirina hem Israil hem de Suriye ile Irak a karsi denge faktoru olarak Huseyin i yerlestirdik Israil in saldirisi Huseyin uzerinde sadece daha radikal Arap devletlerinin degil Urdun deki Filistinlilerin ve Urdun ordusunun da karsi saldiri talepleriyle yuz yuze kalacak Araplarla yapilan uzun sureli birikimi yok ettiler Suriyeliler Israil in Sovyet destekli Suriye ye degil de ABD destekli Urdun e saldirmasindan cesaret alabilirler Urdunluler Filistinliler ve Arap komsularindan Samu yu korumadaki basarisizligi sebebiyle yogun elestirilere maruz kalan Huseyin 20 Kasim da ulke capinda seferberlik ilan etti 25 Kasim da Birlesmis Milletler Guvenlik Konseyi 228 numarali kararinda Israil Hukumeti nin 13 Kasim 1966 daki harekati sebebiyle olusan can kaybi ve agir hasar sebebiyle Israil in buyuk capli askeri harekati BM Hukuku na ve genel ateskes anlasmasina karsi gelmek anlaminda degerlendirilmistir Israil in devam edecek askeri harekatlari goz ardi edilmeyecek ve bu tipte bir olay tekrarlanirsa BM gerekli karsi onlemleri alacaktir Israil ve Suriye Kral Huseyin in hayallerini bosa cikaran ve cogunlukla Urdun uzerinden Israil e karsi yapilan destek saldirilarina ek olarak Suriye silahsiz bolgeler olarak anlasilmis yerlerden Golan Tepelerinden Galilee ye giden Israilli sivil multecilere de bombardiman yapmaya basladi 1966 yilinda Misir ve Suriye Israil e ayni yonden saldirmak amaciyla aralarinda askeri bir antlasma imzaladi Misir Disisleri Bakani Mahmud Riyad a gore Misir Sovyetler Birligi nin musterek savunma kanadina girmeye ikna olmustu Sovyet bakis acisinin iki onemli unsuru vardi Israil in Suriye ye yapacagi cezalandirici saldirilari azaltmak Suriyelilerin ilimli etkileri ile gundemde olan Cemal Abdunnasir in Misir baskani olmasi yonunde dusunmelerini saglamak Subat 1967 de Londra ya yapilan bir ziyaret sirasinda Israil Disisleri Bakani Abba Eban gazetecilere her ne kadar Araplar bu bildiriyi Suriye ye karsi etkin bir cephelesme hareketi olarak gorse de Israil in umitlerini ve endiselerini anlatmak amaciyla bir bildiride bulundu Yillar sonra Israil Savunma Bakani Mose Dayan savas sebeplerinden farkli bir aciklamada bulundu Suriye siniri boyunca ne bir tarla ne de bir multeci kampi vardi Sadece Suriye ordusu vardi iyi tarimsal alanlari gordu ve Suriye bu alanlari elde etmeyi dusledi Bu topraklar icin olan acgozluluklerini gizlemeyi bile tesebbus etmediler Biz bu silahsizlandirilmis bolgede topragi surmenin olanaksiz oldugu bazi alanlara bile bir traktor gonderdik Suriyelilerin bu sartlar altinda bize karsi saldiri baslatacagini biliyorduk Eger saldirmasalardi Suriyelilerin ofkesi ve saldirisi bitene kadar ileri seviye traktorumuzu soyleyecektik Ve sonra topcu destegimizi kullandik Daha sonra da hava gucumuzu Suriye savasin dorduncu gunu bizi tehdit bile edemedi 7 Nisan 1967 de sinirda Golan Tepeleri ne gerceklestirilen onemsiz bir hava saldirisi olayi savasi tekrar kizistirdi ve Israil Hava Kuvvetleri ne bagli Dassault Mirage III savas ucaklari tarafindan alti Suriye MiG 21 in dusurulmesine sebep oldu Tanklar agir havan toplari ve topcu birlikleri Tiberias Golu nun guneydogu kisminda kalan silahsizlandirilmis bolgedeki topragi isleme hakkinin tartisildigi alandaki sinirin 76 km lik uzantisinda cesitli bolgelerde kullanildi Haftanin basinda Suriye o alanda calisan bir Israil traktorune iki kere saldirdi ve 7 Nisan sabahi geri donduklerinde Suriye traktore saldirmaya devam etti Israillilerin cevabi bolgede zirhlandirilmis traktorler ile topragi islemek oldu ve sonuc olarak saldirinin uzun bir sure degismesine sebep oldu Israil Suriye ye karsi yaptigi hava saldirilarinda 250 ve 500 kg lik bombalar kullandi Suriye nin cevabi ise Israil sinirlarindaki yerli halki agir topcu atisina tutmak oldu Israil buna misilleme olarak Sqoufiye koyundeki 40 evi hava saldirisi ile yok etti 15 19 da Suriye topculari Kibbutz Gadot a top yagmuruna basladi ve 40 dakika icinde 300 top mermisi kibbutza dustu UNTSO Birlesmis Milletler Ateskes Denetim Orgutu bir ateskes yapilmasi yonunde girisimde bulundu fakat Suriye Israil in silahsiz bolgedeki tarimsal faaliyetlerini durdurmadigi surece bu antlasmayi kabul etmeyecegini acikladi 11 Mayis ta Israil in Disisleri Bakani Levi Eshkol Kudus te Mapai parti mitinginde 7 Nisan da sinirlarda devam eden terorizme cevap olarak hava gucunu kullanmakta tereddut etmedikleri seklinde beyanda bulundu Ayni gun Israil delegesi Gideon Rafael mesru mudafaa haklari ni belirten bir mektubu Guvenlik Kurulu Baskani na sundu 12 Mayis Tel Aviv deki yapilan yazili bir aciklamada James Feron bazi Israilli liderlerin sinirli bir alanda Suriye ye karsi acilen guc kullanilmasini gerektiren bir karara vardiklarini rapor etti Mayisin baslarinda Israil kabinesi Suriye ye karsi sinirli bir hava saldirisina yesil isik yakti fakat Rabin nin buyuk olcekli ve sinirsiz bir hava saldirisi ya da Ba ath rejimini devirmek icin one surdugu yeni istegi Eskhol tarafindan reddedildi Bowen in raporuna gore 12 Mayis ta Uluslararasi Basin in UPI haber ajanslarina gonderdigi rapor Yuksek bir Israil kaynaginin soyledigine gore eger Suriyeli teroristler bugun Israil in icine yaptiklari sabotaj saldirilarina devam ederse Israil in Damascus ordu rejimini devirmek icin sinirli bir askeri harekat duzenleme yonunde anlastiklarini belirtti Askeri gozlemciler boyle bir saldirinin Suriye hukumetini karistiracagini ve savasin kisa bir surede bitecegi yonundeydi Arap dunyasi kadar Bati da boyle bir varsayimi one suren isimsiz kaynagin Rabin oldugu yonunde hemfikirdi ve Rabin bu konuda ciddiydi Aslinda ordu istihbaratin mustesari olan Orgeneral Aharon Yariv di ve bu hikaye tekrar yazilmisti Yariv Suriye nin tum istila hareketlerinin disinda ve Sam in fethi nden soz etmis olmasina ragmen bu yondeki iddialarin en gercekci aciklamasi buydu Fakat olumsuz durumlar pes pese geldi Bircok insanin tansiyonu yukseldi ve sadece Araplar degil Israilliler de Suriye ye karsi duzenlenmesi planlanan boyle bir saldirinin alisilmistan daha buyuk sonuclara sebep olacagini dusunuyordu Sinir olaylari had safhaya geldi ve hem siyasi hem de askeri alandaki bir numarali Arap liderleri Israil e misillemelerini durdurmasi yonunde cagrida bulundu Nasir hegemonyasindaki Misir daha sonralari Arap dunyasinin merkezini elde etme yonunde girisimlerde bulundu Sina yi tekrar silahlandirma planlari ile birlikte Arap deklarasyonlari tek bir birlik oldu Suriye her ne kadar ani bir saldiri icin hazirlik yapmasa da bu goruslerini Arap dunyasi ile paylasti Sovyetler Birligi Arap devletlerinin askeri gereksinimlerini etkin bir sekilde karsiladi 13 Mayis ta bir Sovyet istihbarat raporu Sovyetler Birligi Baskani Nikolai Podgomy ye ulasti ama bu istihbarat biraz gecikmisti Rapora gore Misir Yardimci Bakani Anwar Sedat Israil birliklerinin Suriye siniri boyunca hareketlendikleri yonundeki istihbaratin yanlis oldugu yonunde bir aciklamada bulunuyordu Mayis 1967 de Suriye Disisleri Bakani Hafiz Esat Bizim kuvvetlerimiz boyle bir saldiriyi sadece geri puskurtmek icin tamamen hazir degildir ayrica ozgurluk hareketimizi baslatmak ve Arap yurdundaki Sionist varligi da tamamen yok etmek icin hazirdir Suriye ordusunun parmaklari tetiktedir Ben askeri bir adam olarak savasi bitirecek bir catismaya girme zamanimizin geldigine inaniyorum seklinde bir soylemde bulundu BM Acil Mudahale Kuvveti nin geri cekilmesi 16 Mayis aksami saat 10 da komutani General Indar Jit Rikhye Birlesik Arap Emirlikleri nin Savunma Bakanligi nda calisan General den bir mektup aldi Mektupta sunlar yaziyordu Bilginize sunulur tum B A E zirhli birliklerine Israil e karsi yapilacak bir harekata hazir olmalari icin emir verdim Her an herhangi bir Arap ulkesine karsi saldiri hareketi patlak verebilir Bu talimatlardan dolayi birliklerimiz Sina da dogu sinirlarimizda zaten hazir Sinirlarimiz boyunca gozlem noktalari kuran tum BM guvenligi adina senin acilen tum birliklerini geri cekme emri cikartmani rica ediyorum Rikhye Genel Sekreter e talimatlar icin rapor verecegini soyledi BM Genel Sekreteri U Thant Misir hukumeti ile gorusmeyi kabul edecegini ekledi fakat 18 Mayis gunu Misir Disisleri Bakani BM Acil Mudahale Kuvveti nin icindeki birlikleri ile uluslari Misir ve Gazze seridi nin sinirlandirildigini ve onlarin acilen orayi terk etmesi gerektigini soyledi Misir kuvvetleri UNEF United Nations Emergency Force birliklerinin kendi sinirlarina girmesini engelledi Hint ve Yugoslav hukumetleri U Thant in kararini onemsemeden UNEF ten kendi birliklerini cekme karari aldi Bu olaylar meydana gelirken U thant UNEF in Israil sinirlarina yeniden konuslanmasini onerdi fakat Israil bunu reddetti UNEF askerleri ile Misir in ilk saldirisini durdurmak istemesi yuzunden tartisti Misir in muvazzaf milletvekili bu olaylardan sonra U Thant i UNEF in Sina ve Gazze Seridi nde hazir bulunusunu sinirlandiracagi kararini verdigini soyleyerek bilgilendirdi Ve geri cekilmenin mumkun oldugunca gerceklesmesini istedi 19 Mayis ta UNEF komutani geri cekilmek icin emir aldi Daha sonra Misir baskani Cemal Abdunnasir Sina ya tekrar askeri birliklerini konuslandirdi ve Israil sinirindaki tanklar ve birlikler ile ilgilenmeye basladi Tiran Bogazi 22 Mayis ta Misir Tiran Bogazini tum gemilerin Israil e stratejik malzemeler goturmeleri nedeniyle kapatacagini duyurdu ve 23 Mayis ta bogazi tum gemilere kapatti Misir Arap Cumhuriyeti 18 Ocak 1951 yilinda kabul edilen ve 17 Subat 1958 de son seklini alan BM Deniz Konvansiyonu Kanunu nun ucuncu maddesindeki kosulda belirtilen yasaya uygun olarak 12 deniz mili genisligindeki deniz sahasina el koydu Konvansiyonun 23 maddesi bu tur durumlarda gemilerin denetlenmesini emretmesi sebebiyle bu deniz sahasina dogru yol almakta olan masum yolcularin haklarinin denetlenmesi ve birtakim belgeler ile on tedbirlerin boyle gemiler icin ulusal antlasmalara uygun olarak yapilabilmesi sart kosuyordu Misir Arap Cumhuriyeti sozu gecen gemilerin denetlenebilme yetkesine sahip olduklarini ilan etti ve boyle uluslararasi kararlarin sonuca ulasana kadar Misir o gemilerin ve gemidekilerin denetcisi olmaya basladi Birlesmis Arap Cumhuriyetlerinin konumu bogazda sadece 5 km genisligindeki bir alanda gemileri denetleme hakkina sahipti Bu durum bogazin buyuk bir kismini cevreleyen Misir in gemileri denetleyebilmesi ve korfeze gecislerin kontrolunu elinde tutmasi sebebiyle uzun sure tartisildi Nasir Bu durum altinda biz Akabe Korfezine gecisler icin Israil flamali gemilere izin verebilir miyiz seklinde bir yakinmada bulundu Israil Akdeniz den yaptigi ticaretlerde en cok bu yolu kullaniyordu ve e gore Israil bandirali olmayan gemilerin Eliat limaninda Haziran 1967 den once iki yildir kullaniliyor olmasi Eliat taki bu tur petrol gemilerinin onemli bir ihracat kaynagi oldugunu gosteriyordu Belirsizlik devam ediyordu ve buna ragmen bazi Israil bandirali olmayan petrol gemileri bu yolu kullandi Bu durum uluslararasi bir dava haline donustu ve Israil gecislerin yasal olmadigini one surdu Bundan once 1957 yilinda Israil Sina ve Gazze den geri cekilirken de casus belli ilan etmisti Arap devletleri Israil in bogazdan gecis haklarini kontrol etmesi yuzunden anlasmazliga dusmustu Israil e bu haklari saglayan Karasulari ve Karasularina Yakin Bolgeler Konvansiyonu nun 16inci maddesinin 4 fikrasini gormezden geldiler Bununla birlikte karasularina geciste tum devletlerin gemilerdeki masum yolcularin haklarini duzenleyen yasanin uygulanmasi cok uzun bir surecti Misir tutarli bir sekilde bu yasalar altinda yolcularin haklarini garanti altinda tutacagini soyluyordu Dahasi 1950 de Misir Sanafir ve Tiran daki Suudi adalarini isgal ettigi zaman serbest gecis yapan Amerikan yolcularini engelledigi icin ABD nin uluslararasi hukuka uygun olarak askeri yiginak yapabilmesine sebep olmustu 1949 da Uluslararasi Adalet Mahkemesi Arnavut Krali Davasi nda goz altina alinmisti Misir ve Urdun Israil Kara Kuvvetleri nin 5 7 Haziran tarihlerinde gerceklestirdigi Urdun harekati Israil hukumeti Mayis ve Haziran aylari boyunca Urdun u savasin disinda tutmak icin calisti Israil cok yonlu saldiridan endiseleniyordu ve Bati Seria daki Filistin halki ile ugrasmak zorunda kalmak istemiyordu Her nasilsa Urdun Krali Huseyin Israil milliyetciligi icindeki dalgayi savastan once ortadan kaldirdi Ve boylece 30 Mayis ta Filistin ile karsilikli bir savunma antlasmasi imzaladi Bu sebeple de Misir ve Suriye arasinda bulunan askeri birliklere katildi Baskan Nasir ki birkac gun once Kral Huseyin emperyalist usagi olarak cagriliyordu Bizim temel gorevimiz Israil in yikimini gerceklestirmek Arap halki savasmak istiyor seklinde bir beyannamede bulundu Mayis 1967 in sonunda Urdun kuvvetleri Misir Generali Abdul Munim Riad in komutasina verildi Ayni gun Nasir Misir Urdun Suriye ve Lubnan ordularinin Israil sinirlarinda konuslanmali Mucadelenin onuru icin Irak Cezayir Kuveyt Sudan ve tum Arap halki hazirda bekliyor Bu hareket tum dunyayi soke edecek Bugun onlar Arap halkinin savasa hazir oldugunu bilecek Kritik saat yaklasti Ciddi bir atak icin belli bir seviyeye ulastik daha fazla bildiri icin degil seklinde bir beyanda bulundu Israil Urdun u savasa girmemesi icin defalarca uyardi Mutawi ye gore Huseyin bir kustahligin ikileminin boynuzlari uzerinde enselendi Urdun u savasin icine cekmek icin izin verdi ve Israil in cevabini sert bir sekilde yuzune carpti Savunma Bakani General Sharif Zaid Ben Shaker bir basin toplantisinda Eger Urdun savasa katilmazsa Urdun de bir sivil savas patlak verecek seklinde uyarida bulundu Israil in kaygili dusunceleri Urdun un kendi gelecegini baslatmasi ile birlikte Bati Seria in Urdun kontrolune gececegi yonundeydi Bunun sonucunda Arap Kuvvetleri Israil karasularindan sadece 17 kilometre yakinina konuslandi Bu noktadan yapilacak iyi koordine edilmis bir tank saldirisi Israil i bir bucuk saat icinde ikiye bolebilirdi Buna ragmen Urdun ordularinin buyuk olmasi Urdun un yapacagi manevralarin muhtemelen yeteneksizce gerceklesecegi anlamindaydi Ulkenin diger Arap milletleri tarafindan Israil e karsi yapilacak saldirilarda bir toplanma alani olarak kullanilmasinin tarihi hemen fark edildi Bati Seria dan yapilacak bir atak Israil liderligine bir tehdit olarak gorundu hep Ayni zamanda birkac diger Arap devleti Israil sinirlarina konuslanmiyor Irak Sudan Kuveyt ve Cezayir e zirhli mekanize ordularini ekliyordu Savasa giden yol 27 Mayis 1967 de Arap ticaret birligine olan konusmasinda Nasir Eger Israil Suriye veya Misir a saldirirsa bu bir genel savastir ve Suriye ile Misir sinirlarindaki noktalardan ibaret bir savas olmayacaktir Savas bir genel savasa donusecektir ve en buyuk gorevimiz Israil i yok etmektir demistir Israil Disisleri Bakani Abba Eban otobiyografisinde Nasir silahli bir savasa girmeyecegini dusunmustu Onun amaci savassiz bir galibiyet kazanmakti yazmistir James Reston 4 Haziran 1967 tarihli New York Times ta yayinlanan yazisinda Kahire savas istemiyor ve savasa hazir degildir Lakin coktan savas cikma olasiligini kabullenmis olayin kontrolunu tamamen kaybetmistir demistir Gazeteci Mike Shuster 2002 tarihli Amerikan Ulusal Devlet Radyosu ndaki yazisinda savastan once bile Israil in kendisini yok etmek isteyen Arap ulkeleriyle cevrili oldugu gerceginin acik oldugunu dile getirmistir Shuster bunu Misir milliyetci ve Arap Orta Dogu nun en guclu ordusuna sahip Nasir tarafindan yonetiliyordu Suriye ise Israil i denize itmeye calisan radikal Baas Partisi tarafindan yonetiliyordu diyerek aciklamistir Israil in provoke edici olarak gorduklerini ise kanallarin Israil e kapatilmasi ve silahsizlastirilmasi uygun gorulen Sina Yarimadasi a asker cikarilmasi olarak gostermistir Diplomasi ve istihbarat Savasan ordular Savasin basinda Misir 160 000 askerinden 100 000 ini Sina Yarimadasi na yerlestirmisti Bu 100 000 asker Misir in tum kolordulari olan dort piyade iki zirhli ve bir mekanize kolordusundan olusuyordu Ayrica dort bagimsiz piyade ve dort bagimsiz mekanize tabur da bolgedeydi Bu askerlerin ucte birinden fazlasi Yemen ic Savasi nda da savasmis tecrubeli askerler diger ucte biriyse rezerv kuvvetlerdi Kuvvetler 950 tank 1 100 ZPT ve 1 000 den fazla topa sahipti Ayni zamanda 15 000 20 000 arasi Misir askeri de Yemen de savasmaktaydi Nasir in hedefleri konusundaki kararsizligi ordunun aldigi emirlere de yansimisti Genelkurmay Mayis 1967 de operasyon planlarini dort kez degistirmis her degisiklik askerler ve araclar uzerine yeni yuk bindiren bir yer degistirmeye sebep olmustu Mayis sonuna dogru Nasir genelkurmayi ikna ederek Kahir Zafer adli plani devreye soktu Plana gore hafif piyadelerle on cephede olusturulacak bir erken Israil ilerlemesini zayiflatacak arka hatlarda tutulacak buyuk kuvvetler ise Israil hucumu tanimlandiginda karsi saldirida kullanilacakti Ayrica bu birlikler Sina nin ileri defans hattini olusturacakti Bu sirada Nasir Misir Suriye ve Urdun deki seferberligin seviyesinin arttirilmasi ve Israil de baskida bulunulmasi icin de calismaktaydi Urdun ordusunun toplam 55 000 Suriye ordusunun ise 75 000 askeri vardi Israil ordusunun toplam asker sayisi rezervler dahil olmak uzere 264 000 askerdi Ancak bu rakam rezervlerin sivil yasam icin hayati mevkilerde bulunmalari sebebiyle erisilmesi cok zordu James Reston New York Times da 23 Mayis 1967 yazisinda Disiplin egitim moral ekipman ve genel guc bakimindan Nasir in ordusu ve diger Arap kuvvetleri Sovyet yardimi olmadan Israil e denk degiller Nasir Yemen de 50 000 asker en iyi generaller ve hava destegine sahipken bu kucuk ve geri kalmis ulkede basari saglayamadi hatta Kongo asilerine yardim cabalari bile sonucsuz kaldi 1 Haziran aksami Israil Savunma Bakani Mose Dayan Izhak Rabin ve Genel Kumandanlik Guney Tugay Komutanligi Generali i cagirarak Misir a karsi planini sundu Rabin Guney Komutanligi nin Gazze Seridi ne dek savasarak ilerledigi sonra bolgeyi ve halkini Misir a karsi Tiran Duzlukleri acilana dek rehine olarak tutacagi bir plan sundu Gavish ise Misir kuvvetlerinin Sina da yok edilmesi icin daha genis bir plana sahipti Rabin Gavish in planinin tarafini tuttu daha sonra Dayan da ayni anda Suriye ile catismaya girilmemesi sartiyla bu plana destek verdi SavasOnleyici hava saldirisi Israil in ilk ve en onemli hamlesi Misir Hava Kuvvetleri ne karsi baslatilan onleyici hava saldirisidir Misir Hava Kuvvetleri Arap ulkelerinin hava kuvvetleri arasinda acik ara ile liderdi Tumu Sovyet yapimi ve gorece yeni olan 450 savas ucagi ve asker sayisi ile en buyuk hava kuvvetiydi Israillilerin ana hedefleri Israil ordu ve sivil merkezlerine agir hasar verme kapasitesine sahip olan Misir a ait 30 Tu 16 Badger orta bombardiman ucagiydi 5 Haziran da Israil saatiyle 07 45 te tum Israil de sirenler calisti ve Israil Hava Kuvvetleri IHK Odak Moked Operasyonu nu baslatti Yaklasik 200 operasyonel jetinden 12 tanesi haric hepsi Israil den havalanarak Misir havaalanlarina saldirilarina basladilar Misir in hava savunma sistemleri asiri derecede zayifti ve havaalanlarindan hicbirinde henuz bir saldiri karsisinda Misir savas ucaklarini koruyacak zirhli hangarlari yoktu Israil savas ucaklari Misir a yonelmeden once Akdeniz e dogru yol aldilar Bu sirada Misirlilar mevcut hava savunma sistemlerini de kapatarak tamamen saldiriya acik hale geldiler endiselendikleri nokta asi Misirli kuvvetlerin Maresal Amer ve Korgeneral Sidqi Mahmoud un al Maza dan bindikleri Sina nin merkezindeki Bir Tamada ya yol alan ucagi vurmasiydi Bu olay aslinda bu saldirinin sonucunu pek etkilememistir cunku Israil pilotlari Misir radar ortusunun altinda gayet alcaktan ucmuslardi bu irtifa Misir in karadan havaya fuzelerinin bir ucagi dusurebilecegi irtifadan daha dusuktu Israilliler karma bir saldiri stratejisi uyguladilar bombardiman ve otomatik top atislariyla ucaklari vururken asfalt parcalayan bombalarla da saglam kalmis ucaklarin havalanmasini engelleyerek daha sonraki Israil dalgalari icin kolay hedefler olmalarini sagladilar Saldiri beklenilenden de basarili oldu Misirlilar tam bir surprizle karsi karsiya kalmislardi Bu saldirida neredeyse tum Misir Hava Kuvvetleri yok olmus Israil Hava Kuvvetleri ise yalnizca gorece kucuk kayiplar vermistir 300 den fazla Misir ucagi yok edilmis 100 den fazla Misirli pilot olmustur Israilliler 19 ucak kaybetmisler bu ucaklar da genellikle mekanik arizalar veya kazalar sonucunda dusmuslerdir Saldiri Israil e savas sonuna dek hava ustunlugu saglamistir Savastan once Israil pilotlari ve yer teknisyenleri sortilerden donen ucaklarin hizli bir bicimde yeniden yuklenmesi icin calismalar yapmislar bir ucakla gunde dort sorti yapilmasini mumkun kilmislardir Arap hava kuvvetlerinde bu rakam gunde bir veya iki sortidir Bu calismalar IHK nin Misir a bircok saldiri dalgasi yollamasini mumkun kilmis Misir Hava Kuvvetleri nin uzerinde buyuk bir ustunluk saglamistir Ayrica bu durum Arap ulkelerinde yaygin bir bicimde Israil e ABD ve Ingiltere nin destek verdigi izlenimi dogurmustur Asagiya bakiniz Arap hava kuvvetleri ise Pakistan Hava Kuvvetleri pilotlarinca desteklenmistir Misir in onemli havaalanlarina yapilan ilk saldiri dalgalarinin basarisinin ardindan Israilliler Misir in ikincil havaalanlarina ve Urdun Suriye ile Irak hava kuvvetlerine de benzer saldirilarda bulunmuslardir Savas boyunca Israil Hava Kuvvetleri tekrar kullanilir hale gelmelerini engellemek icin havaalanlarina saldirilarda bulunmayi surdurmustur Gazze Seridi ve Sina Yarimadasi Bati Seria Israil Kara Kuvvetleri nin 5 7 Haziran tarihlerinde gerceklestirdigi Urdun harekati Urdun savasa girmeye isteksizdi Bazi kaynaklar Cemal Abdunnasir in savas ortamindaki belirsizligi kullanarak Kral Huseyin i galip durumda olduguna ikna ettigini Urdun un de bu sebeple savasa girdigini belirtir Iddiaya gore Nasir Misir hava uslerine saldirilarindan geri donen Israil ucaklarinin radar goruntulerinin Israil e dogru yol alan Misir ucaklarina ait oldugu soyleyerek Huseyin i ikna etmistir Bati Seria da konuslanmis Urdun tugaylarindan biri Misirlilarla baglanti kurmak amaciyla Hebron a gonderilmisti Huseyin saldirmaya karar verdi Savas oncesi Urdun ordusu 300 modern Bati tankina sahip 11 tumen halinde orgutlenmis 55 000 askerden olusmaktaydi Bunlardan seckin 40 Zirhli Tumeni ni de iceren 9 tumen 45 000 asker 270 tank 200 parca topcu Bati Seria da kalan iki tumense Urdun Vadisi de konuslanmisti Arap lejyonu uzun sureli gorev yapan profesyonel askerlerden olusan iyi ekipmanli ve iyi egitimli bir orduydu Ayrica savas sonrasi Israil brifinglerinde de Urdun lu ust duzey subaylarin profesyonelce hareket ettikleri ancak Israil hareketleri karsisinda her zaman yarim adim geride olduklari soylendi Kucuk Urdun Kraliyet Hava Kuvvetleri sadece Ingiliz yapimi 24 adet Hawker Hunter avci ucagindan olusuyordu Israillilere gore bu ucaklar IHK nin en iyi ucaklari olan Fransiz yapimi Dassault Mirage III lere denkti Urdun un Bati Seria daki kuvveterine karsi Israil yaklasik 40 000 asker ve 200 tanki 8 tumen savasa surdu Israil Merkezi Komuta gucleri bes tumenden olusuyordu Ilk ikisi Kudus yakinlarinda kalici olarak yerlesmis ve Kudus Tumeni ile Harel Tumeni olarak adlandirilmislardi un 55 parasutcu tumeni Sina Cephesi nden cagirilmisti Bir zirhli tumen Genelkurmay rezervi olarak ayirilmis ve bolgesine getirilmisti 10 Zirhli Tumen Bati Seria Bolgesi nin kuzeyinde konuslanmisti Israil Kuzey Komutanligi Korgeneral komutasinda 3 tumenden olusan bir grubu Bati Seria nin kuzeyindeki ne yerlestirmisti ISK nin stratejik plani Urdun cephesinde savunmada kalarak Misir a yapilacak harekata odaklanmakti Ancak 5 Haziran sabahi Urdun kuvvetleri Kudus bolgesine akinlarda bulunarak BM gozlemcilerinin bulundugu Hukumet Konagi ni ele gecirdiler ve sehrin Israil kontrolundeki bati kismini bombalamaya basladilar daki askeri birimler Tel Aviv yonunde ates actilar Urdun Kraliyet Hava Kuvvetleri ise Israil havaalanlarina saldirdi Hava ve topcu saldirilari kucuk capta hasara sebep oldu Israil kuvvetleri bu hafif olcekte zarar veren saldirilar karsisinda ilk once Urdun e karsi savas acmak istememesine ragmen Kral Huseyin in Bu noktadan sonra donus olmaz sozlerinden sonra Bati seria da karsi saldiriya gecti Ayni gun ogleden sonra Israil Hava Kuvvetleri IHK saldirilari Urdun Kraliyet Hava Kuvvetleri ni yok etti Ayni gunun aksaminda ise Kudus piyade tumeni Kudus un guneyine yol alirken mekanize Harel ve Gur un parasutculeri sehri guneyden cevirdi kaynak belirtilmeli 6 Haziran da Israil birlikleri saldiriya gecti Rezerv parasutcu tumeni Kudus kusatmasini kanli Battle of the Ammunition Hill ile tamamladi Piyade tumeni Latrun daki kaleye saldirdi ve gundogumu ile ele gecirerek dan Ramallah a dogru ilerledi Harel tumeni kuzeybati Kudus teki daglik alanda ilerlemeyi surdurerek Ibrani Universitesi Scopus Dagi kampusunu Kudus sehrine bagladi Ayni aksam tumen Ramallah a vardi ISK Jericho dan Kudus e destek amacli olarak yol alan Urdun 60 Tumeni ni bularak yok etti Kuzeyde Peled in kuvvetlerinden bir tabur Urdun Vadisi ndeki Urdun savunmasini kontrol etmek icin gonderildi Peled in birliklerinden biri Bati Seria nin bati kismini biri Cenin i ele gecirdi Fransiz yapimi hafif tanklarina sahip ucuncu bir kuvvet ise Urdun un M48 Patton ana savas tanklariyla doguda catismaya girdi 7 Haziran da agir catismalar oldu Gur un parasutculeri Aslan Kapisi ndan ne girdiler Bati Duvari ni ve Tapinak Dagi ni ele gecirdiler Daha sonra Kudus Tugayi ndan aldiklari destekle guneye ilerlediler ve Judea ile Hebron u ele gecirdiler Harel tugayi doguya dogru devam ederek Urdun Nehri ne ilerledi Bati Seria da Peled in tugaylarindan biri Nablus u ele gecirdi daha sonra Merkez Komuta nin zirhli tugaylariyla birleserek kendileriyle esit sayida ama ekipman olarak daha ustun olan Urdun kuvvetleriyle catismaya girti Daha once oldugu gibi Israil in hava ustunlugu Arap ordularinin hareketlerini kisitladi peled in tugaylarindan biri Ramallah tan gelen Merkezi Komuta tugaylarina katildi kalan ikisi ise Merkezi Komuta nin 10 tugayiyla beraber Urdun Nehri ni gecislere karsi bloke etti 10 Tugay nehri gecerek Israil in savas muhendislerine kopruleri havaya ucurabilmeleri icin koruma saglamis daha sonra geri cekilmistir Golan Tepeleri Israil Kara Kuvvetleri ile Suriye Silahli Kuvvetleri arasinda 9 10 Haziran tarihlerinde Golan Tepeleri nde gerceklesen catismalar ve Israil Savunma Kuvvetleri nin ilerleyis rotalari Israil ordusuna karsi zafer elde edildigine dair hatali raporlar ve yakinda Tel Aviv e girecek olan Misir topcularinin durumlari Suriye nin gonulsuzce savasa girmesine etki etti Suriye nin liderligi hernasilsa cok dikkatli ve sakingan ilerlemesi ile gelisti ve Kuzey Israil i ele gecirmeye basladi Israil Hava Kuvvetleri Misir daki gorevini tamamladigi zaman surpriz bir sekilde Suriye Hava Kuvvetlerini yok etmek icin geri dondu Suriye Israil kuvvetlerinin Misir i neredeyse tamamen yok etmekte oldugunu anladi 5 Haziran gecesi Israil hava saldirilari Suriye Hava Kuvvetleri nin ucte ikisini yok etti ve Israil Hava Kuvvetleri Suriye nin geriye kalan kuvvetlerini daha savasamadan uzaktaki hava uslerine dogru cekilmeye zorladi Kucuk bir Suriye gucu daki su kaynagini ele gecirmeye calisti Birkac Suriye tankinin Urdun Nehrinde battigi rapor edildi Her durumda Suriye komutasinin bir kara atagi umitleri yok oldu ve bunun yerine Hula Vadisindeki Israil kasabalarini savunmayi tercih etti 7 ve 8 Haziran bu sekilde gecti Bu arada Israil de Golan Tepelerinin isgal edilmesi yonunde bir tartisma suruyordu Askeri oneriler yuksek tepelerde kuvvetlice konuslanmis olan dusmani puskurtmenin yuksek maliyetli olacagi yonundeydi Golan Tepelerinin bati tarafi Galilee Denizinden 500 metre yuksekte bulunan bir dik kayaliktan olusuyordu ve Urdun Nehri birazcik batakligimsi bir plato olusturuyordu Moshe Dayan boyle bir harekatin 30 000 in uzerinde bir kayipla sonuclanacagina inaniyordu ve bu fikri siddetlice reddetti Diger taraftan Levi Eshkol Golan Tepelerinin Kuzey Komutanligi olabilmesi yonunde harekata olumlu bakiyordu David Elazar in operasyon icin zalimce ictenligi vardi ve harekatin Dayan in isteksizligini yok edeceginden emindi Sonunda Guney ve Merkez kuvvetlerdeki tehditler bu olaylar sirasinda tamamen temizlendi Moshe Dayan bu fikir icin daha da istekli olmaya basladi ve otoritesini harekat icin kullandi Suriye Ordusu 9 tugayda 75 000 askerden olusuyordu ve yeterli bir topcu ve zirhli birligi tarafindan destekleniyordu Israil kuvvetleri iki kopruyu savas sirasinda merkezde kullandi Golan Tepelerinin tek savasa uygun yeri dogudan batiya dogru uzanan birkac kilometrede bir kesisen daglik bayirlardi ve yollarin eksikligi icinde general hem dogu bati yonunde ilerleyen kuvvetlerini hem de kanat desteginden mahrum birimlerini sinirlamak icin alan icinde kanal acti Boylece Israilliler Golan sirtlarindaki uslerine kuzey ve guney hatti boyunca hareket edebildi Israil in bir avantaji da Mossad casusu Eli Cohen sayesinde Suriye savas konumlari hakkinda mukemmel ve zekice istihbarat bilgileri toplamasiydi Suriye topcu birliklerine dort gun boyunca araliksiz saldiran Israil Hava Kuvvetleri tum kuvvetleri ile birlikte Suriye konumlarina saldiri emri aldi Iyi korunmus toplar cogunlukla hasar almadi ve Suriye 9 tumeninden 6 si ile Golan Platosunda kalarak yeteneksizce bir savunma icin hazirlanmaya basladi 9 Haziran aksamina kadar dort Israil tugayi platoya dogru ilerledi Orada bu dort tugay yeniden konuslanabilir ve destek alabilirdi Ertesi gun 10 Haziran da merkez ve kuzey birlikleri platoda bir kiskac hareketi icine katildi fakat bu onlari Suriye kuvvetlerince terk edilen bos bir araziye surukledi Elad Peled tarafindan birlestirilen birkac birlik guneyden Golan a tirmandi ve sadece neredeyse tamamen terk edilmis Suriye birlikleri buldular Gun boyunca Israil birlikleri kendi konumlari ve batiya dogru uzanan volkanik tepelerde bir hat arasinda manevra yapabilecek bolumler elde ettikten sonra durdular Doguya dogru uzanan arazi sade bir sekilde batakligimsiydi Bu konum daha sonra Mor Hat olarak bilinen Son Ates Hatti nin baslangici olmaya basladi Hava savaslari Alti Gun Savasi sirasinda Israil Hava Kuvvetleri ozellikle col meydanindaki modern hava savaslari ile hava ustunlugunun onemini ispatladi Israil Hava Kuvvetleri nin ilk hava saldirilarini takiben gun dogumu ile birlikte gunesi arkaya almak onemli bir taktik hava saldiri imkani tanimaktadir yapilan hava saldirilari Arap hava kuvvetlerininin saldirilarini engelleyebilir ve araliksiz yapilan saldirilar ile Arap hava kuvvetlerine rahat vermeyebilirdi Ayrica kendi hava ustunluklerinin tum cephelerin ustunde oldugunu kabul ettirebilirdi Bu daha sonra taktik destek harekatlarini desteklemek amaciyla yapilan ilk atagininin stratejik etkisini kabul ettiriyordu Bu konu Jericho yakininda bulunan Urdun 60 inci zirhli tugayinin ve Urdun den Israil e saldirmasi icin gonderilen Irak zirhli tugayinin sonu anlamindaydi Bu tezatlik icinde Arap hava kuvvetleri hicbir zaman etkili bir saldiri gerceklestirmeyi beceremedi Urdun avci ucaklari ve Misir Tu 16 bombaardiman ucaklarindan olusan saldirilar savasin ilk iki gunu icinde Israil saldirilari ile birlikte gerceklesti ve Misir bombardiman ucaklari Israil ucaklari tarafindan dusuruldu Ayrica Urdun avci ucaklari daha havalanamadan yerde imha edildi Israil in hava zaferine katkida bulunan diger onemli bir etken ise daha once Israil Hava Kuvvetleri nin kazandigi zaferlerin Arap pilotlar icin bir moral bozuklugu yaratmasiydi Bu yuzden bircok Arap pilotu Israil e sigindi Ayrica Israil pilotlarinin siginmacilarla birlikte elegecirdigi MiG ler ile yaptigi test ucuslari dusmanlari karsisinda buyuk bir avantaj sagladi Dikkate deger Arap siginmalari sunlardi Irakli Yzb Munir Redfa in hatasi 3 MiG 21 ve en az 8 MiG 17F Cezayir pilotunun Israil el Arish Hava Ussu e yanlislikla ucaklari ile birlikte indikten sonra Israil tarafindan ele gecirilmesiydi Ele gecirilen bir Cezayir pilotu geri kalan pilotlar evlerine geri gonderilirken batida politik siginmayi teklif etti 19 Haziran 1964 gunu Misirli pilot Mahmud Abbas Hilmi Yakovlev Yak 11 egitim ucagi ile el Arish Hava Ussu nden Israil deki Hatzor a kacti 1966 da Irakli Yzb Munir Redfa Mig 21 i ile Israil e uctu Iki yil sonra Israil bir MiG 21 ve iki MiG 17F yi MiG 21 ler icin Have Donut ve MiG 17 ler icin Have Drill olan kod adlariyla degerlendirilmesi icin Amerika Birlesik Devletleri ne verdi Yzb Munir Redfa nin ilticasi devam ederken en az iki Irak pilotu MiG 21 leri ile Urdun e siginmisti Urdun bu pilotlara politik siginma teklif etmesine ragmen Irak taki hava uslerine geri donduler 1965 yilinda bir Suriyeli pilot MiG 17F si ile birlikte Israil e sigindi 6 Haziran da savasin ikinci gununde Kral Huseyin ve Nasir Amerikan ve Ingiliz ucaklarinin Israil saldirilarina katildigini duyurdu Bu her ne kadar Bati da ciddiye alinmasa da suclamalar Buyuk Yalan olarak gizli bir sekilde hukumet yetkililerine gonderildi Ayrica duyurular Sovyetler Birligi tarafindan bir medya patlamasina sebep oldu ve Arap dunyasinda Amerikan karsitligini korukledi 8 Haziran da Israil Nasir ve Huseyin arasinda gecen ve uydurma Amerikan Ingiliz saldiri duyurularini yayinlama kararini iceren telefon gorusmesinin iddia edildigi bir ses kaydi yayinladi Haziran ayinda Kral Huseyin daha sonra bu saldiri iddialarini yalanlamasina karsin o gun Arap dunyasindaki haberciler Israil zaferine Amerikan askeri katilimin var oldugu yonundeki savunmalarini surdurduler Deniz Savaslari Denizdeki savas epey kisitliydi Iki tarafin da deniz harekatlarini birbirlerinin gozlerini korkutmak icin yaptiklari biliniyordu Ama iki taraf da denizde sicak savasa girmekten kacindi Sonuc getiren iki deniz harekati ise alti Israil gemisinin Iskenderiye limanina saldirmasi bir mayin gemisi batirip ele gecirildiler ve hafif Israil savas gemilerinin 7 Haziran da guney Sina Yarimadasi nda bir yerlesim birimini ele gecirmesiydi 8 Haziran da Israil hava ve deniz kuvvetleri Misir deniz sularinin 13 mil disinda bulunan USS Liberty gemisine saldirip gemiyi batirarak agir hasara sebep oldular Olayin gercek boyutu hala tartisiliyor ama ABD ozuru kabul etmis durumda Catismanin sonucu ve savas sonrasi durumIsrail in Golan tepelerinde elde ettigi nihai zaferin ertesinde ateskes imzalandi Bu antlasmada Israil Dogu Kudus Golan Tepeleri Gazze Seridi ve nu ele gecirdi 68 bin 300 kilometrekarelik bir alani Urdun Suriye ve Misir topraklarini isgal eden Israil sinirlarini alti gunde iki bucuk kat genisletmis oldu Birlesmis Milletler kararlarina ragmen de Israil bu topraklari elinde tutmaya devam ediyor Israil bolgede gucunu ispatlarken bolgedeki gunumuz Amerikan hegemonyasi da sekillenmeye basladi Pan Arabizm cokusu basladi Bu savastan sonra Arap politikasi da tamamiyla degisti Artik Israil i yok edemeyecegini anlayan Arap ulkeleri Pan Arabizmi terk etti Her ulke Israil e kaptirdiklari topraklari geri almanin ayri ayri pesine dustu ISK nin Misirli savas esirlerini oldurdugu iddialariSavastan sonra Israil de silahsiz Misirlilarin olduruldugune dair ulusal bir tartisma basladi Bazi askerler silahsiz mahkumlarin infaz edildigine tanik olduklarini belirttiler Yedioth Ahronoth gazetesinden Gabby Bron bes Misirli mahkumun olduruldugune sahit oldugunu soyledi uc Misirli savas esirinin bir asci tarafindan olduruldugunu soyledi ve Meir Pa il askerlerin savas esirlerini veya Arap sivillerini oldurdugune dair bircok olaydan haberdar oldugunu belirtti Askeri tarihci in iddiasina gore teslim olmak icin ellerini kaldirmis Misir askerlerinin Israil boluklerince olduruldugune dair bircok olay olmustur Milstein Bu resmi bir politika degildi fakat atmosfer geregi bunu yapmak kabul edilebilir bir hareketti dedi Bazi komutanlar bunu yapmayi tercih etti bazilariysa etmedi Ama bu herkesce biliniyordu Cole kacan Misirli askerlerin vurulduguyla ilgili iddialar ise savas sonu raporlarinda tasdiklendi Israilli tarihci ve gazeteci Tom Segev in 1967 isimli kitabinda bir askerin bizim askerlerimiz kacanlari bulup ates etmek icin gonderildi Bu bir emirdi onlar kacmaya calisirken bunlar yapildi dedigi gorulur New York Times in 21 Eylul 1995 tarihli nushasina gore Misir hukumeti Sina daki El Aris te icinde 1967 de Israilli askerlerce oldurulmus 30 ila 60 Misirli askerin bulundugu sig bir toplu mezar buldu Israil bu konuyu Misirla konusmak icin Disisleri Bakani Yardimcisi i gorevlendirdi Dayan Misir ziyaretinde olen askerlerin ailesine tazminat odemeyi teklif etti fakat bu isin sorumlularinin 20 yillik zaman asimi kurali geregi bulunamayacagini bildirdi Misir in Al Shaab gazetesinin iddialarina gore Israil in Kahire elcisi David Sultan bu savasta 100 Misirli mahkumu oldurmustu bu sebeple gorevi birakmasi davetinde bulunmustu Israil Elciligi ve Disisleri bakani Sultan in bu savasta yer aldigina dair kesin bir belgenin bile bulunmadigini dile getirdi Savas sirasinda UNEF tarafindan leyazon sorumlusu olarak bolgeye gonderilen birliklerde bulunan Yugoslav Yuzbaslari Milovan Zorc ve Miobor Stosic Israil in savas esirlerini oldurdugune dair supheleri oldugunu soylediler Onlara gore eger El Aris te Israil 250 Misirli savas esirini oldurduyse bundan haberleri olurdu ISK den cikan 11 Haziran 1967 tarihli belgeye gore esirlerin durumuyla ilgili yeni emirler cikarilmasi gerekliligi duyuldu Hazirdaki emirler celiskili oldugu icin yeni baglayici talimatlar a Teslim olan asker ve sivillere hicbir sekilde zarar verilmemelidir b Silah tasiyan ve teslim olmayan her asker ve sivil oldurulecektir Bu emirlere uymayan askerler ciddi sekilde cezalandirilacaktir Bu emirler tum ISK askerlerine ulasmalidir Israilli kaynaklara gore 4338 Misir askeri esir alinirken 11 Israil askeri Misir a esir dusmustur Esirlerin degis tokusu 23 Ocak 1968 de tamamlanmistir ABD ve Ingiliz catisma yardimi iddialariGeorge Lenczowski ye gore en erken 23 Mayis ta Ortadogu ya silah ambargosu uygulanmasina ragmen Baskan Johnson gizlice Israil e cesitli silah yardimlari yapilmasi icin onay vermistir Stephen Green ise kitabinda ABD nin geceleyin Misir kara kuvvetlerinin yerini belirleyip sabahina Israil ucaklarinin onlari vurmasiyla avantaj saglamasi icin bolgeye istiksaf ucaklari gonderdigini yazmistir bunu inkar edip sadece bir kisinin sahitligini yaptigi uydurma bir haber oldugunu belirtti Savasin ikinci gununde Arap medyasi Amerikan ve Ingiliz boluklerinin Israil in yaninda savastigini belirten haberler sundu Kahire Radyosu ve hukumetin gazetesi cesitli iddialarda bulundu Iddialardan bazilari sunlardir Ucak gemilerinden kalkan ABD ve Ingiliz ucaklari Misir a karsi sortiler duzenledi Libya daki Amerikan Wheelus Hava Ussu nden kalkan ucaklar Misir i vurdu Amerikan casus uydulari Israil e goruntuler sundu Nasir doneminde Al Ahram in yoneticiligini yapan Mohamed Hassanein Heikal da El Cezire kanalinda benzer iddialarda bulundu Muammer Kaddafi nin Libya hukumeti de bu iddialari onayladi ABD ve Ingiltere bu iddialari ne kabul etmek ne de inkar etmek icin pek caba sarfetmedi Benzer iddialar Sam ve Amman Radyolarindan da yapildi Misir medyasi Kral Huseyin in Ingiliz ucaklarini radarda kendi gozleriyle gordugunu soyledi Arap dunyasi disinda ABD ve Ingiltere nin savasa karisma ihtimali pek ciddiye alinmadi Ingiltere ABD ve Israil suclamalari yalanladi Israil Misir ve Urdun telefon hatlarina girmeyi basardi Bundan iki gun sonra gerceklesen Nasir ve Urdun Krali Huseyin arasinda gecen telefon konusmasi 8 Haziran da Israil tarafindan ortaya cikarilinca Misir in prestiji daha da azaldi Nasir ABD yi de ekleyelim mi Bundan haberiniz var mi ABD nin Israil ile isbirligi yaptigini bildirelim mi Huseyin Alo Duymuyorum baglanti berbat Sizin ile Kral in konustugu Kraliyet Sarayi hatti kotu Nasir Alo ABD ve Ingiltere mi diyecegiz yoksa sadece ABD mi Huseyin ABD ve Ingiltere Nasir Ingiltere nin ucak gemileri var mi Huseyin Cevap anlasilmiyor Nasir Iyi Kral Huseyin anons yapacak ve ben anons yapacagim Tesekkur ederim Majesteleri Amerikan ve Ingiliz mevcudiyetiyle ilgili anons yapacak mi Huseyin Cevap anlasilmiyor Nasir Insallah diyorum ki Amerikan ve Ingiliz ucak gemilerindeki ucaklar bize karsi yer aldigina dair ben anons yapacagim ve siz anons yapacaksiniz ve Suriye nin de anons yaptigini gorecegiz Anonsu yayinlayacagiz bunun uzerinde vurgu yapip amacimiza ulasacagiz Savasin hemen ardindan Arap ordularinin yenilgisinin buyuklugu ortaya cikmaya baslayinca Israil zaferinin arkasindaki Amerikan ordularinin destegi konusunda Arap liderleri arasinda farkliliklar belirdi 9 Haziran 1967 de Nasir in kabul edilmeyen istifa konusmasinda sunlari soylemistir Dusman sahillerinde dusmanin savas cabalarina yardim eden Amerikan ve Ingiliz ucak gemilerinin varligi muspettir Ayrica Ingiliz ucaklari gun isiginda Suriye ve Misir cephelerine saldirdi bunun yani sira Amerikan kesif ucaklari pozisyonumuzu ifsa etti Abartmadan diyebiliriz ki dusmanimiz hava kuvvetlerinin normal gucunun uc kati buyuklugunde hareket etti Fakat Kral Huseyin sonradan Amerikan ordu desteginin varligini inkar etti 30 Haziran da New York ta savasta Amerikan ve de Ingiliz ucaklarinin yer almadigi konusunda tamamen ikna oldugunu belirtmistir Eylul ayinda The New York Times da cikan habere gore Sudan da konusunda bir araya gelen Arap liderlere ozel olarak gorusen Nasir onceden sundugu iddialarin asilsiz oldugunu belirtmistir Yalniz Israil ile savasmaktan ziyade Araplarin Amerikan ve Ingiliz ordulariyla da savasiyor olma iddiasi Arap dunyasinda itibar kazandi Konuyla ilgili Cidde deki Ingiliz temsilci sunlari soyledi Baskan Abdunnasir in iddialari radyo dinleyen veya basini takip eden Arap nufusu tarafindan kuvvetle inanildi Bunu inkar ettigimiz yayinlarimiz az kisi tarafindan duyuldu ve inanilmadi Basin ve yayin kuruluslari inkarlarimiza yer vermedi Bize karsi dostane davranan yuksek egitim almis kisiler dahi bu iddialarin dogruluguna ikna oldu Kidemli dis isleri yetkilileri sundugumuz resmi yazili ve sozlu yalanlamalarimiza inandiklarini soyledilerse de supheyle yaklastilar Bence bu durum Arap dunyasindaki prestijimizi ciddi bir sekilde sarsti gelecekte de devam etmek uzere bize karsi suphe duymaya basladilar Araplar kucuk dusurulerek yenildigi icin dogal olarak konuyla ilgili hassaslar bundan sonra yapacagimiz yalanlamalar onlarin inancini kirmayacagi gibi bunu daha da alevlendirecektir Savastan cok sonra dahi Misir hukumeti ve gazeteleri Israil Birlesik Krallik ve Birlesmis Devletler ile gizli anlasmalar icinde oldugu iddialarini surdurdu Bu durum Al Ahram gazetesinde ve Kahire Radyosu ndan yayin yapan in programlarinda es zamanli olarak devam etti Heikal savasin sirlarini ifsa etmeye calisti Yayinlarinda kaynak belge ve fikirlerini sundu Heikal in dusuncesi acikti gizli ABD Israil birligi Suriye ve Misir a karsi kurulmustu Israilli tarihci Elie Podeh in anlattiklarina gore Tum 1967 sonrasi Misir tarih kitaplarinda Israil in Ingiltere ve ABD nin destegiyle savas actigi iddiasini tekrarladi Anlatilarda 1967 savasiyla Arap dunyasini kontrol etmeye calisan eski emperyalist cabalar arasinda bag kurulup Israil emperyalist olarak resmedildi Bu mukerrer uydurma hikaye bazi kucuk farkliliklarla okul tarih kitaplarinda yer alip gizli isbirligi konusu Misir ogrencilerinin beyinlerine islendi Siradaki ornek Abdallah Ahmad Hamid al Qusi Al Wisam fi at Ta rikh kitabindan alintidir Birlesik Devletlerin rolu Israil savasta tek basina degildi Yuzlerce gonullu pilot Misir uslerinin resmini ceken savunma ekipmanlarini tikayan Misir emirlerini dinleyip bu bilgileri Israil e sunan casus ekipmanli askeri gorevliler vardi yazari tarihci in iddiasina gore Arap liderlerin yalan iddialari yaymasinin sebebi Sovyet destegini garantiye almakti Savas sonunda Israil zaferinin buyuklugu ortaya cikmaya baslayinca once de yapilan bu iddialar sayesinde Nasir ve diger Arap liderler suclanmaktan kurtuldu Bu iddialar dogrultusunda petrol ureten Arap ulkeleri Ingiltere ve ABD ye ambargo uygulamaya karar verdi Alti Arap ulkesi ABD ile diplomatik baglarini kesti ve Lubnan elcisini geri cagirdi Genel acidan Alti Gun Savasi Ortadogu da Amerika ya karsi radikalligi solcu ve dinci hareketleri ve teror surecini hizlandirdi Hatta bu durum Arap dunyasinin otesine gecip Iran Pakistan ve diger ucuncu dunya ulkelerinin Amerikan karsiti tavirlarini belirledi ABD ve Ingiliz catisma disi yardimlari1967 yilinda USS Independence Amerikan 6 Filosu ile birlikte gorevde 1993 yilindaki bir roportaj Johnson Baskanlik Kutuphanesi tarih arsivlerinde bulunan Birlesmis Devletler Savunma Sekreteri Robert McNamara tarafindan bir savas gemisi grubunu aciga cikardi Cebelitarik yakinlarinda egitimde olan 6 Filo Dogu Akdeniz de Israil i savunmak icin yeniden konuslaniyordu Bakanlar Kurulu sunu dusundu Israil de durum o kadar gergin ki belki Suriyeliler Israil in onlara saldiracagindan korkuyorlardi ve Ruslarin destekledigi Suriyeliler guc dengesini yeniden olusturmak isteyip Israil e saldirabilirdi Sovyetler bu konuslanmayi cok gecmeden ogrendiler ve dogal olarak saldiri konumuna gectiler Sovyet Basbakani Aleksey Kosigin Amerika yi kirmizi telefon dan arayarak bu tur olaylarin iki ulke arasinda savasa sebep olacagini soyleyerek tehdit etti 1983 yilinda Boston Globe ile yapilan bir roportaj McNamara Biz lanet olasi bir savasa yakiniz seklinde bir iddiada bulundu yonundeydi O Kosygin in Akdeniz deki bir savas gemisini geri gondermek zorunda kalmasi yuzunden sinirli oldugunu soyledi McNamara bu krizin nasil cozuldugunu aciklamadi Alti Gun adli kitabinda seckin BBC habercisi 4 Haziran 1967 de Israil gemisi Miryam in makineli tufekler 105 mm lik tank mermileri ve zirhli araclar ile birlikte Felixstowe dan ayrildigini iddia ediyordu Ayrica kriz basladigindan beri bircok sevkiyat ile birlikte Ingiliz ve Amerikan envanterlerinin gizlice gonderildigini iddia ediyordu Bununla birlikte Israil lojistik ucaklari Lincolnshire da ve un disinda mekik dokuyordu Bowen Harold Wilson un Eshkol a yazdigi yazilarda cok uzak yerlerden gelen gizli yardimlarin surmesinden memnun oldugunu iddia ediyordu Ayrica bakiniz1948 Arap Israil Savasi Suveys Krizi Yom Kippur Savasi 1973 Arap Israil Savasi USS Liberty olayi Golan Tepeleri Gazze Dogu Kudus Bati SeriaKaynakca 1967 Arap Israil Savasi 6 Haziran 2017 10 Haziran 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Haziran 2017 20 000 troops stationed in Jordanian territory for a period of ten years Neil Partrick 2016 Saudi Arabian Foreign Policy Conflict and Cooperation Bloomsbury Publishing s 183 ISBN 978 0 8577 2793 0 31 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Haziran 2022 Okaz 17 Kasim 2019 16 Subat 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Agustos 2021 Oren 2002 s 237 Geoffrey Regan p 211 Regan p 211 Arab Israeli Aircraft Losses 15 Ocak 2000 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Temmuz 2008 Krauthammer Charles 18 Mayis 2007 Prelude to the Six Days The Washington Post s A23 ISSN 0740 5421 28 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2008 Basbug Ilker 2021 Turkiye Cumhuriyeti nde 1961 1980 guc odaklarinin mucadelesi Istanbul Kirmizi Kedi Yayinevi s 103 ISBN 978 605 298 748 3 OCLC 1256652060 PDF web archive org 19 Mart 2009 12 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2021 Encarta Encyclopedia 28 Ekim 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2007 Rabil 2003 pp 17 18 Murakami Masahiro 1995 Managing Water for Peace in the Middle East Alternative Strategies 2 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Koboril and Glantz 1998 pp 129 130 Bowen 2003 p 26 citing Amman Cables 1456 1457 1966 National Security Files Country File Middle East LBJ Library Austin Texas Box 146 Hussein 1969 p 25 Bowen 2003 pp 23 30 Oren 2002 pp 33 36 Prittie 1969 pp 245 Memorandum From the President s Special Assistant Rostow to President Johnson 31 Agustos 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde Washington November 15 1966 Retrieved 22 October 2005 King Husain orders nation wide military service The Times Monday 21 November 1966 pg 8 Issue 56794 col D United Nations Security Council Resolution 228 25 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved 22 October 2005 Rikhye 1980 pp 16 19 Oren 2002 p 72 First United Nations Emergency Force UNEF I Background 2 Nisan 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 BBC On this Day 1967 Israel launches attack on Egypt 14 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved 8 October 2005 Lorch Netanel 2 Eylul 2003 The Arab Israeli Wars Israeli Ministry of Foreign Affairs 20 Nisan 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Mart 2007 Kenneth Pollack Arabs at War 2002 p 59 Kenneth Pollack Arabs at War 2002 p 593 Dawisha Intervention in Yemen p 59 Nordeen and Nicole Phoenix over the Nile p 191 O Balance War in Yemen p 182 Pollack 2004 p 61 and p 81 Mutawi 2002 p 42 Ehteshami and Hinnebusch 1997 p 76 Stone 2004 p 217 Reston James Washington Nasser s Reckless Maneuvers New York Times 24 Mayis 1967 p 46 Hammel 1992 p 153 152 Pollack 2004 p 58 Oren 2002 p 172 Bowen 2003 p 99 author interview with Moredechai Hod 7 May 2002 Bowen 2003 pp 114 115 author interview with General Salahadeen Hadidi who presided over the first court martial of the heads of the air force and the air defence system after the war Pollack 2005 p 474 24 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Temmuz 2007 Pollack Arabs at War p 293 294 Pollack Arabs at War p 294 Bron Gabby Egyptian POWs Ordered to Dig Graves Then Shot By Israeli Army 19 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Yedioth Ahronoth 17 August 1995 Bar Zohar Michael The Reactions of Journalists to the Army s Murders of POWs Maariv 17 August 1995 Prior 1999 pp 209 210 Bar On Morris and Golani 2002 Fisher Ronal Mass Murder in the 1956 War Ma ariv 8 August 1995 Israel Reportedly Killed POWs in 67 War Historians Say Deaths of Hundreds of Egyptians Was Covered Up Washington Post 17 August 1995 p A 30 Segev T 2007 1967 Israel the War and the Year that Transformed the Middle East Metropolitan Book New York p 374 Ibrahim Youssef Egypt Says Israelis Killed P O W s in 67 War New York Times 21 September 1995 UN soldiers doubt 1967 killing of POWs 16 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde by AP Jerusalem Post March 29 2007 Bowen 2003 p 276 quoting IDF 100 438 1969 order issued 11 June 1967 at 2310 sent to all three territorial commands to G1 branch and some other departments of the General Staff Background on Israeli POWs and MIAs 22 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved 14 October 2004 Beyond alliance Israel in U S foreign policy p 89 By Kamil Manṣur 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Haziran 2010 Taking sides America s secret relations with a militant Israel 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Haziran 2010 Parker Richard B 1 Agustos 1997 USAF in the Sinai in the 1967 War Fact or Fiction PDF Journal of Palestine Studies XXVII 1 ss 67 75 10 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Haziran 2010 Israelis Say Tape Shows Nasser Fabricated Plot Recording Said to Be of Phone Call to Hussein Gives Plan to Accuse U S and Britain PDF subscription required The New York Times 9 Haziran 1967 s 17 13 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2007 a b Smith Hedrick 15 Eylul 1967 Envoys Say Nasser Now Concedes U S Didn t Help Israel The New York Times ss Page 1 Col 5 Page 3 Col 1 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Cairo Al Mu asasa al Arabiya al Haditha 1999 p 284 Oren 2002 pp 216 218 Smith Hedrick 14 Haziran 1967 As the Shock Wears Off Arab World Appraising Its Defeat is Split as it Gropes for Strategy PDF subscription required The New York Times s 16 14 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2006 American Presidents and the Middle East p 113KaynakcaAloni Shlomo 2001 Arab Israeli Air Wars 1947 1982 Osprey Aviation ISBN 1 84176 294 6 Bar On Mordechai Morris Benny and Golani Motti 2002 Reassessing Israel s Road to Sinai Suez 1956 A Trialogue In Gary A Olson Ed Traditions and Transitions in Israel Studies Books on Israel Volume VI pp 3 42 SUNY Press ISBN 0 7914 5585 8 Bard Mitchell G 2002 The Complete Idiot s Guide to Middle East Conflict Alpha books ISBN 0 02 864410 7 Black Ian 1992 Israel s Secret Wars A History of Israel s Intelligence Services Grove Press ISBN 0 8021 3286 3 Boczek Boleslaw Adam 2005 International Law A Dictionary Scarecrow Press ISBN 0 8108 5078 8 Bowen Jeremy 2003 Six Days How the 1967 War Shaped the Middle East London Simon amp Schuster ISBN 0 7432 3095 7 Bregman Ahron 2002 Israel s Wars A History Since 1947 London Routledge ISBN 0 415 28716 2 Christie Hazel 1999 Law of the Sea Manchester Manchester University Press ISBN 0 7190 4382 4 Cristol A Jay 2002 Liberty Incident The 1967 Israeli Attack on the U S Navy Spy Ship Brassey s ISBN 1 57488 536 7 Eban Abba 1977 Abba Eban An Autobiography Random House ISBN 0 394 49302 8 Ehteshami Anoushiravan and Hinnebusch Raymond A 1997 Syria amp Iran Middle Powers in a Penetrated Regional System London Routledge ISBN 0 415 15675 0 Gat Moshe 2003 Britain and the Conflict in the Middle East 1964 1967 The Coming of the Six Day War Praeger Greenwood ISBN 0 275 97514 2 Gelpi Christopher 2002 Power of Legitimacy Assessing the Role of Norms in Crisis Bargaining Princeton University Press ISBN 0 691 09248 6 Hammel Eric October 2002 Sinai air strike June 5 1967 Military Heritage 4 2 ss 68 73 Hammel Eric 1992 Six Days in June How Israel Won the 1967 Arab Israeli War Simon amp Schuster ISBN 0 7434 7535 6 Hussein of Jordan 1969 My War with Israel London Peter Owen ISBN 0 7206 0310 2 1991 Egypt Politics and Society London Routledge ISBN 0 415 09432 1 International Committee of the Red Cross 1998 International Committee of the Red Cross Koboril Iwao and Glantz Michael H 1998 Central Eurasian Water Crisis United Nations University Press ISBN 92 808 0925 3 Makiya Kanan 1998 Republic of Fear The Politics of Modern Iraq University of California Press ISBN 0 520 21439 0 1997 Israel s Border Wars 1949 1956 Oxford Oxford University Press ISBN 0 19 829262 7 Mutawi Samir 2002 Jordan in the 1967 War Cambridge Cambridge University Press ISBN 0 521 52858 5 2002 Oxford University Press ISBN 0 19 515174 7 Phythian Mark 2001 The Politics of British Arms Sales Since 1964 Manchester Manchester University Press ISBN 0 7190 5907 0 Podeh Elie Kis 2004 Middle East Quarterly 11 1 12 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Temmuz 2007 Pollack Kenneth 2004 Arabs at War Military Effectiveness 1948 1991 University of Nebraska Press ISBN 0 8032 8783 6 Pollack Kenneth 2005 Air Power in the Six Day War The Journal of Strategic Studies 28 3 471 503 Prior Michael 1999 Zionism and the State of Israel A Moral Inquiry London Routledge ISBN 0 415 20462 3 Quigley John B 2005 Case for Palestine An International Law Perspective Duke University Press ISBN 0 8223 3539 5 Quigley John B 1990 Palestine and Israel A Challenge to Justice Duke University Press ISBN 0 8223 1023 6 Rabil Robert G 2003 Embattled Neighbors Syria Israel and Lebanon Lynne Rienner Publishers ISBN 1 58826 149 2 Rezun Miron 1990 Iran and Afghanistan In A Kapur Ed Diplomatic Ideas and Practices of Asian States pp 9 25 Brill Academic Publishers ISBN 90 04 09289 7 Rikhye Indar Jit 1980 The Sinai Blunder London Routledge ISBN 0 7146 3136 1 1989 Israel and the American National Interest University of Illinois Press ISBN 0 252 06074 1 Seale Patrick 1988 Asad The Struggle for Peace in the Middle East University of California Press ISBN 0 520 06976 5 Segev Tom 2005 Israel in 1967 Keter ISBN 965 07 1370 0 Sela Avraham 1997 The Decline of the Arab Israeli Conflict Middle East Politics and the Quest for Regional Order SUNY Press ISBN 0 7914 3537 7 Shlaim Avi 2001 The Iron Wall Israel and the Arab World W W Norton amp Company ISBN 0 393 32112 6 Smith Grant 2006 Deadly Dogma Institute for Research Middle Eastern Policy ISBN 0 9764437 4 0 Stephens Robert H 1971 Nasser A Political Biography London Allen Lane The Penguin Press ISBN 0 7139 0181 0 Stone David 2004 Wars of the Cold War Brassey s ISBN 1 85753 342 9 2004 Defending Israel A Controversial Plan Toward Peace Thomas Dunne Books ISBN 0 312 32866 4Konuyla ilgili yayinlar 2002 Oxford University Press ISBN 0 19 515174 7Dis baglantilarUc Asker Fotografin arka plani27 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Alti Gun Savasi kisisel koleksiyonu ve zaman cizelgesi26 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Klibi Sandhurst ordu tarihcisinin Kral Huseyin in savasa nasil katildigi analizi15 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Klibi Israil in 1967 Sina savasinin Sandhurst ordu tarihcilerince yorumu20 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Video Klibi Kudus e saldiri ve Urdun savunmasinin askeri analizi20 Temmuz 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Alti Gun Savasi17 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Encyclopaedia of the Orient Gizliligi kaldirilmis Johnson Administration telgraflari ve bulusma zamanlari17 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde