Aziz Georgij Kilisesi (Makedonca: Црква „Св. Великомаченик Георгиј“, Crkva "Sv. Velikomačenik Georgij, Sırpça: Црква Светог Ђорђа, Crkva Svetog Đorđa), Kuzey Makedonya'ndeki Kumanova'nın Staro Nagoričane köyünde bulunan bir Makedon Ortodoks kilisesidir.
Temel bilgiler | |
---|---|
Konum | Staro Nagoričane, Kumanova, Kuzey Makedonya |
Koordinatlar | 42°11′54″K 21°49′43″D / 42.19833°K 21.82861°D |
İnanç | Hristiyanlık |
Mezhep | Makedon Ortodoksluğu |
Durum | Kapalı |
Mimari | |
Mimari tür | Bizans mimarisi |
Mimari biçim | Orta Çağ Sırbistan mimarisi |
Özellikler | |
Kubbe sayısı | 5 |
Malzemeler | Kireç taşı, tuğla |
Daha önce muhtemelen 11. yüzyılda Bizans döneminde inşa edilen, sonraları II. Stefan Uroš Milutin yönetimindeki hâkimiyetinde restore edilen ve renkli fresklerle süslenen kilisenin inşa tarihi 1312-1313 olarak kabul edilmektedir. Sahip olduğu beş kubbesi ile Paleologos dönemi dinî mimarisinin bir temsilcisi olan kilisenin fresk düzenlemeleri yine bu dönemin meşhur ressamları Michael Astrapas ve Eutychios tarafından tamamlanmıştır. Kilisenin resim programında İsa'nın yaşamı ve mucizeleri, Yorgi'nin hayatı ve çektiği işkenceler, Meryem'in ölümü gibi sahnelerin yanı sıra apokrif kabul edilen birçok metnin kaynaklık ettiği konuların öyküsel biçimde tasvir edildiği freskler bulunmaktadır. Tüm bu özellikleri ile kilise hem mimari açıdan hem de freskleri açısından Paleologos Rönesansı içinde değerlendirilir.
Bani
Batı girişinin üzerinde bulunan bir yazıt kiliseyi II. Stefan Uroš Milutin'e atfeder. Bu bilgi aynı şekilde başpiskopos ve hükümdarın en önemli inşa faaliyetlerini listeleyen biyograf II. Danilo tarafından da onaylanır. Kilise banisinin freski kuzey duvarında, kilisenin koruyucu azizi Yorgi ile birlikte tasvir edilir. Burada kullanılan ikonografi sembolik bir biçimde karşılıklı hediyelerin verilmesi şeklindedir. Kral Milutin Yorgi'ye kilisenin bir modelini uzatırken, Yorgi de Milutin'e yazıtta aktarılan askerî başarılarını takdir edercesine bir kılıç uzatmaktadır. Yazıtta aktarılan bilgiler esas olarak Milutin'in Türklere karşı kazandığı zaferle yakından ilgilidir. Böylece kilisenin inşa tarihi 1312-1313 yılı olarak kabul edilebilir.
Mimari
Yunan haçı planlı ve narteksli bir kilise olan Aziz Georgij Kilisesi'nin beması taştan yapılmış bir ikonostasis ile naostan ayrılır. Bemaya kuzeyde prothesis, güneyde ise diakonikon eşlik eder. Tonozların uygulanışı sayesinde kilisenin iç alanında bir haç formu ortaya çıkar, ancak bu formdaki haçın kuzey ve güney kolları orantısız bir biçimde kısa kalmıştır. Naos'un üzerinde pandantifler ile birlikte kubbeye geçişi sağlayan sekizgen bir kasnak bulunur. Keza kilisenin dört köşesi dört adet küçük kubbeye daha sahiptir. Ancak bu kubbeler kullanım amacından ziyade, dekoratif kaygılarla yapıya eklenmiş ögelerdir. Batı yönünde bulunan narteksten günümüzde sadece yapı kalıntıları kalmıştır. Kilise muhtemelen eski bir manastıra aitti ve narteks yer sıkıntısından dolayı kiliseye eklenmişti. Bugün yalnızca kalıntıları görülebilen bu narteks dışında kilise içinde bir başka narteks daha bulunur. Bu narteks gerek daha alçak kemerler ile bağlanan iki sütunu gerekse barındırdığı farklı konulu freskleri ile naostan ayrılır.
Kilisenin mimari özelliklerinden birisi yaklaşık 5 metre yüksekliğinden itibaren kendini gösteren cephe süslemesidir. Burada yapının alt kısımlarında büyük kumtaşları kullanıldığı dikkat çekerken, üst kısımlara doğru harç ile bağlanan tuğla ve taşların zaman zaman yerlerini değiştirerek bir sıra halinde birbirlerini izledikleri görülür. Yapının elementlerinden biri olan tuğla aynı zamanda niş ve pencereleri vurgulamak için de kullanılmıştır. Gerek pencereler gerekse nişler tuğla işi ile çevrelenir. Bunların dışında pencereler arasında var olan bir farklılığa da dikkat çekmek gerekir. Yapının üst kısmında bulunan pencereler bir kemerin altında bulunurken, alt kısımdaki pencereler lento ile düzenlenmiştir. Tüm bunların dışında apsis de dışa doğru yarım daire biçiminde olmasına rağmen, yukarıya doğru çıktıkça beş kör pencereli bir beşgen biçimini alır. Kilisenin iki ayrı aşamadan geçtiği burada daha net bir biçimde anlaşılır. Daha önce var olan bu kilise Milutin tarafından yenilerek kullanılmıştır. Yapının eski aşamasına ait olan ögeler 11. yüzyıla tarihlenir ve efsaneye göre Kayser IV. Romanos Diogenes'in hükümdarlık yıllarına denk gelmektedirler (1068–1071). 11. yüzyıla ait olan bu yapının tam olarak nasıl bir yapı olduğunu değerlendirmek oldukça zor olsa da, bu yapının üç nefli bir yapı olduğu düşünülür. Ancak 10 ve 12. yüzyıllar arası merkezi kubbeli ve merkezi alanlı kiliseler de oldukça yaygındı. Kilisenin güneybatı köşesinde bir merdivenin kalıntıları göze çarpmaktadır. Bu merdiven kalıntılarının muhtemel olarak bir minber yahut vaaz kürsüsüne çıkıyor olabileceği düşünülmektedir. Ancak Milutin zamanında bu bölüm tuğlalarla örülmüş ve fresklerle boyanmış olduğu için kesin bir yorumda bulunmak zordur. Bunun dışında gerek güney gerekse kuzey yönlerinde pilaster izleri görebilmek mümkündür. Pilasterlerin izleri yaklaşık 4,10 metre hizasında aniden kesilmektedir. Güney yönündeki üçüncü pilaster kalıntısının yaklaşık 3,90 metre uzaklığında bir sütun kalıntısı bulunduğundan dolayı kilisenin hem kuzey hem de güney yönünde bir portikusu olduğu, ancak bu yapının günümüze ulaşmadığına inanılmaktadır. Bu yapının Milutin döneminde de kullanımda olduğu, kilisenin içindeki ktetor freskinden anlaşılabilir. Burada Milutin kilisenin ufak bir modelini, Yorgi'ye verirken tasvir edilmiştir ki resmedilen kilise modelinde yukarıda sözü geçen portikusu da görebilmek mümkündür.
Yapıda merkezi kubbenin ayakları doğuda serbest payeler üzerine otururken, batıda kubbeyi batı haç kolu duvarlarına eklenen kuzey-güney doğrultusundaki dikdörtgen payeler taşımaktadır. Yapı doğuda içten ve dıştan yarım daire formu gösteren tek apsisi, kuzey-güney aksındaki simetrik portalleri ve cephelere yerleştirilen pencere açıklıkları ile sağlanan aydınlık mekân anlayışı bağlamında özgün bir karakter gösterirken, üst örtüdeki biri merkezde dördü dikdörtgen planın köşelerine yerleştirilmiş beş kubbesi, çapraz ve beşik tonoz çeşitlerinin bir arada kullanımı ile Bogorodica Ljeviska ile benzerlik gösterir.
Freskler
Kilisenin iç narteksinin batı duvarının güney kısmında bir yazıt daha bulunmaktadır. Bu yazıt 1317-1318 tarihini fresklerin tamamlandığı tarih olarak bildirmektedir. Bu tarih piskopos Nagoričaneli Benjamin'in görevde olduğu tarihe denk gelmektedir. Fresklerin yapılma işlemleri kilisenin büyüklüğü göz önüne alınırsa bir yıl daha önce başlamış olabilir. Resimleri yapan sanatçılar Paleologos döneminin meşhur ressamları Michael Astrapas ve Eutychios'tur. Aziz Georgij Kilisesi iki sanatçı için de sanatsal yaratımlarının doruk noktası olarak değerlendirilir. Michael Astrapas kilisede iki adet ithaf metni de bırakmıştır. Bunlardan birisi Naos'un kuzey duvarında bulunan bir savaşçı azizin kalkanında, bir diğeri ise güneybatı yönünde bulunan sütunun üzerine resmedilen azizin kıyafeti üzerine atılmış imzalardan ibarettir.
Freskler birbiri üzerinde yatay olarak yer alan yaklaşık 7 adet birbirinden farklı konuları işleyen seriler halinde düzenlenmiştir ve tonozlara kadar (yaklaşık 9 metre) devam etmektedirler. Ancak 7'li düzenleme sadece Naos ve Bema'nın belli bir kesimi için geçerlidir. En altta bulunan seride geometrik figürler kullanılmıştır. İkinci seride ise şehit, asker, keşiş, havari ve hatta yerel çilecilerden oluşan figürler yer alır. İç nartekste tasvir edilen bazı isimler; Pachomios ve Kudüslü Yuhanna ya da Şamlı Yuhanna olarak sayılabilir. Bu serinin üzerinde yer alan 3. seride ise kiliseye adını veren Aziz Yorgi'nin hayatında kesitler yer alır. Bu tasvirlerde dikkati çeken nokta Yorgi'nin ölümü öncesi çekmek zorunda kaldığı işkenceler üzerinedir. Ancak onun hayatıyla alakalı belki de en meşhur sahnelerden biri olan Ejderha'nın yakalanması ve Prensesin kurtarılması sahnesi de kilisede kendine yer bulmuştur. Dördüncü seride İsa'nın çektiği eziyet ve çileleri anlatan (İsa'nın Tutkusu) sahneleri yer alır. Bu sahnelerin üzerinde yine onun dirilişi ve bazı mucizelerini gösteren beşinci ve altıncı seri takip eder. Son seri ise ortodoks kilisesinin 12 bayramına (Örneğin Vaftiz, Kudüse giriş, İsa'nın doğumu vs.) ayrılmıştır. Apsis'te Naos'un aksine 6 seri bulunur. İlk seri yine geometrik süslemeler barındırır. İkinci seri kilise babaları, üçüncü seri piskopos büstleri, dördüncü seri efkaristiya ayini, beşinci seri yine piskopos büstleri barındırır. Altıncı seri ise oldukça büyük resmedilmiş tahtta oturan, Cebrail ve Mikâil tarafından çevrelenmiş, kucağında İsa'yı taşıyan Meryem figürü ile doldurulur. Prothesis'in duvarları birçok apokrif sahne ile doludur. Bu sahneler çoğunlukla Meryem'in hayatıyla ilgilidirler. Diakonikon'da ise ilginç bir biçimde Nikolaus'un apokrif anlatılarının fresk olarak tasvir edildiği görülür. Kilisenin iç narteksini Menologion adı verilen, azizlerin ve kilisevi bayram tarihlerinin resmedildiği bir çeşit resimli takvim süsler. Batı'da bulunan kapının üzerinde ise yine büyükçe resmedilmiş bir Meryem'in ölümü sahnesi yer alır.
Fresklerin stili 13. yüzyılda varlığından söz edilebilecek Paleologos Rönesansı'dır. Burada antik biçimlerin ikonografik yeniliklerle canlanması ve yeniden ele alınması söz konusudur. Paleologos Rönesansı'nın en önemli özelliklerinden birisi renk kullanımının artışıdır. Kırmızı gibi sıcak renkler daha sık kullanılmaya başlanırken, beyaz renk özellikle kıyafetlerin boyutluluğunu aktarması açından özenle kullanılır. Paleologos Rönesansı'nın bir diğer özelliği öyküsel içeriklerin daha yaygın olarak kullanılmasıdır. Bunun sonucu olarak, Aziz Georgij Kilisesinde olduğu gibi çeşitli serilerden oluşan anlatımlarla karşılaşmak mümkündür ve bu anlatımlar artık sadece İsa'nın yaşamı ile sınırlı değildir. Öyküsel elementlerin artması yer problemini de beraberinde getirdiği için figürler genel olarak daha küçük resmedilmeye başlanmıştır. Bu durum ve buna ek olarak kiliselerin iyi aydınlatılmamış olması nedeniyle tasvirler güçlü renklerle boyanmış ve tasvirlere ifade zenginliği kazandırmıştır. Bu stilde yapılan diğer freskler özellikle Milutin tarafından inşa ettirilen kiliselerde görülebilir.
Yapının durumu
Duvarların üst kısmında, özellikle kubbede fresklerin kaybolmaya başladıkları gözlenebilmektedir. Bilhassa kubbenin kuzeybatı yönünde bulunan freskler geriye getirilemez bir biçimde kaybolmuş durumdadır. 2011 yılının sonbaharında ana kubbede yapılan nem ölçümü, nem değerinin fresklere ciddi bir biçimde zarar verdiğini ortaya koymuştur. Avrupa Birliği tarafından desteklenen ancak bu zamana kadar yalnızca kağıt üzerinde kalan yapıyı koruma projesi, 2013 yılının yazında kararlaştırılmıştır. 2016 yılının Nisan ayında Göttingen Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan "Macedonian Frescos 360 (Masco)" adlı bir proje kaybolmaya yüz tutmuş olan bu freskleri geri getirme, kayıt altına alma ve restore ettirme adına kiliseyi 360 derece panoramalar ile kayıt altına almaktadır. Bu sayede kilise ile ilgilenenler sanal olarak kiliseyi ziyaret edebilecek, fresklerin durumunu kontrol edebileceklerdir. Projenin hedeflediği bir diğer amaç yapılan panoramalar vesilesiyle kilisenin restorasyonunu sağlamaktır.
Galeri
- Narteks
- Kilisenin kuzey cephesi.
- Batı cephesindeki yazıt ve Aziz Yorgi büstü.
- İkonostasis.
- Güneydoğu yönüne bakış.
- Nartekste bulunan bir sütun başlığı.
- Kilise kubbesindeki Pantokrator freski.
- Kuzey duvarı.
- Bani portreleri ve II. Stefan Uroš Milutin ile Aziz Georgios.
- Batı duvarında tasvir edilen azizler.
- Batı duvarında bulunan Meryem'in ölümü tasviri.
- Kilise sütunlarından birinde Aziz Yorgi'nin çektiği eziyetler.
- Apsisteki Efkaristiya tasviri.
- Azizler.
- Aziz Yorgi'nin ölümü.
- Michael Astrapas'ın imzası.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ Dimevski, Slavko (1989). Istorija na Makedonskata pravoslavna crkva. Makedonska knига.
- ^ Bošković 1930, s. 195.
- ^ Svetozar Radojcić: Die Reden des Johannes Damaskenos und die Koimesis-Fresken in den Kirchen des Königs Milutin. In: Jahrbuch der Österreichischen Byzantinistik. Nr. 22, 1973, S. 301.
- ^ Dimitrova 2014, s. 83-84, 92.
- ^ Bošković 1930, s. 203-206.
- ^ Bošković 1930, s. 195–196,203.
- ^ Korunovski & Dimitrova 2006, s. 111.
- ^ Bošković 1930, s. 202.
- ^ Vojislav Korać, Marica Šuput: Byzanz. Architektur und Ornamentik. Düsseldorf 2000, S. 131
- ^ Bošković 1930, s. 196–198.
- ^ Su Sultan Akülker, Makedon Okulu /Ekolü (13.-14.yy.), Sanatta kimlik ve etkileşim sempozyum bildirileri, MSGSÜ, 2010
- ^ Dimitrova 2014, s. 84.
- ^ Branislav Todić: Serbian Medieval Painting. The Age of King Milutin. Belgrad 1999, S. 320.
- ^ Dimitrova 2014, s. 82, 86-87.
- ^ Korunovski & Dimitrova 2006, s. 166.
- ^ A. Serafimova, Mediaeval painting in Macedonia. 9th - 18th centuries (Skopje 2000) 63 ve devamı.
- ^ Dimitrova 2014, s. 82, 99.
- ^ Nikolovski, Antonie; Ḱornakov, Dimitar; Balabanov, Kosta (1971). Spomenici na kulturata vo SR Makedonija. Misla.
- ^ Korunovski & Dimitrova 2006, s. 161.
- ^ Dušan Tasić: Byzantine Painting in Serbia and Macedonia. Beograd 1967, S. XXI-XXII.
- ^ Pance Velkov: The Concept of Authenticity in Byzantine Churches - The Case of Republic of Macedonia. In: Niš and Byzantium. Eleventh Symposium. Nr. 11, 2013, S. 491-492.
- ^ "Macedonian Frescos 360 (Masco)" (Almanca). uni-goettingen.de. Nisan 2016. 28 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2017.
- ^ S. C. Kutsal – T. Ziegler, "Macedonian Frescos 360". An approach to investigate the connection between image and space and their meaning in churches, AXIOS Student journal for Archaeology and History of Art 1, 2016, 209–225.
- Genel
- Bošković, M. Georges (1930). "Deux Églises de Milutin. Staro Nagoričino et Gračanica". L'Art Byzantin chez les Slaves. Les Balkans. Paris.
- Dimitrova, Elizabeta (2014). "The Church of St. George at Staro Nagorichino". Seven medieval churches in the republic of Macedonia. Üsküp.
- Korunovski, Sašo; Dimitrova, Elizabeta (2006). Macédoine Byzantine. Histoire de l'art macédonien du IXe au XIVe siècle. Collection "Art et civilisations". Paris: Thalia Edition. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Aziz Georgij Kilisesi Makedonca Crkva Sv Velikomachenik Georgiј Crkva Sv Velikomacenik Georgij Sirpca Crkva Svetog Ђorђa Crkva Svetog Đorđa Kuzey Makedonya ndeki Kumanova nin Staro Nagoricane koyunde bulunan bir Makedon Ortodoks kilisesidir Aziz Georgios KilisesiTemel bilgilerKonumStaro Nagoricane Kumanova Kuzey MakedonyaKoordinatlar42 11 54 K 21 49 43 D 42 19833 K 21 82861 D 42 19833 21 82861InancHristiyanlikMezhepMakedon OrtodoksluguDurumKapaliMimariMimari turBizans mimarisiMimari bicimOrta Cag Sirbistan mimarisiOzelliklerKubbe sayisi5MalzemelerKirec tasi tugla Daha once muhtemelen 11 yuzyilda Bizans doneminde insa edilen sonralari II Stefan Uros Milutin yonetimindeki hakimiyetinde restore edilen ve renkli fresklerle suslenen kilisenin insa tarihi 1312 1313 olarak kabul edilmektedir Sahip oldugu bes kubbesi ile Paleologos donemi dini mimarisinin bir temsilcisi olan kilisenin fresk duzenlemeleri yine bu donemin meshur ressamlari Michael Astrapas ve Eutychios tarafindan tamamlanmistir Kilisenin resim programinda Isa nin yasami ve mucizeleri Yorgi nin hayati ve cektigi iskenceler Meryem in olumu gibi sahnelerin yani sira apokrif kabul edilen bircok metnin kaynaklik ettigi konularin oykusel bicimde tasvir edildigi freskler bulunmaktadir Tum bu ozellikleri ile kilise hem mimari acidan hem de freskleri acisindan Paleologos Ronesansi icinde degerlendirilir BaniBati girisinin uzerinde bulunan bir yazit kiliseyi II Stefan Uros Milutin e atfeder Bu bilgi ayni sekilde baspiskopos ve hukumdarin en onemli insa faaliyetlerini listeleyen biyograf II Danilo tarafindan da onaylanir Kilise banisinin freski kuzey duvarinda kilisenin koruyucu azizi Yorgi ile birlikte tasvir edilir Burada kullanilan ikonografi sembolik bir bicimde karsilikli hediyelerin verilmesi seklindedir Kral Milutin Yorgi ye kilisenin bir modelini uzatirken Yorgi de Milutin e yazitta aktarilan askeri basarilarini takdir edercesine bir kilic uzatmaktadir Yazitta aktarilan bilgiler esas olarak Milutin in Turklere karsi kazandigi zaferle yakindan ilgilidir Boylece kilisenin insa tarihi 1312 1313 yili olarak kabul edilebilir MimariYunan haci planli ve narteksli bir kilise olan Aziz Georgij Kilisesi nin bemasi tastan yapilmis bir ikonostasis ile naostan ayrilir Bemaya kuzeyde prothesis guneyde ise diakonikon eslik eder Tonozlarin uygulanisi sayesinde kilisenin ic alaninda bir hac formu ortaya cikar ancak bu formdaki hacin kuzey ve guney kollari orantisiz bir bicimde kisa kalmistir Naos un uzerinde pandantifler ile birlikte kubbeye gecisi saglayan sekizgen bir kasnak bulunur Keza kilisenin dort kosesi dort adet kucuk kubbeye daha sahiptir Ancak bu kubbeler kullanim amacindan ziyade dekoratif kaygilarla yapiya eklenmis ogelerdir Bati yonunde bulunan narteksten gunumuzde sadece yapi kalintilari kalmistir Kilise muhtemelen eski bir manastira aitti ve narteks yer sikintisindan dolayi kiliseye eklenmisti Bugun yalnizca kalintilari gorulebilen bu narteks disinda kilise icinde bir baska narteks daha bulunur Bu narteks gerek daha alcak kemerler ile baglanan iki sutunu gerekse barindirdigi farkli konulu freskleri ile naostan ayrilir Kilisenin guney cephesi Kilisenin mimari ozelliklerinden birisi yaklasik 5 metre yuksekliginden itibaren kendini gosteren cephe suslemesidir Burada yapinin alt kisimlarinda buyuk kumtaslari kullanildigi dikkat cekerken ust kisimlara dogru harc ile baglanan tugla ve taslarin zaman zaman yerlerini degistirerek bir sira halinde birbirlerini izledikleri gorulur Yapinin elementlerinden biri olan tugla ayni zamanda nis ve pencereleri vurgulamak icin de kullanilmistir Gerek pencereler gerekse nisler tugla isi ile cevrelenir Bunlarin disinda pencereler arasinda var olan bir farkliliga da dikkat cekmek gerekir Yapinin ust kisminda bulunan pencereler bir kemerin altinda bulunurken alt kisimdaki pencereler lento ile duzenlenmistir Tum bunlarin disinda apsis de disa dogru yarim daire biciminde olmasina ragmen yukariya dogru ciktikca bes kor pencereli bir besgen bicimini alir Kilisenin iki ayri asamadan gectigi burada daha net bir bicimde anlasilir Daha once var olan bu kilise Milutin tarafindan yenilerek kullanilmistir Yapinin eski asamasina ait olan ogeler 11 yuzyila tarihlenir ve efsaneye gore Kayser IV Romanos Diogenes in hukumdarlik yillarina denk gelmektedirler 1068 1071 11 yuzyila ait olan bu yapinin tam olarak nasil bir yapi oldugunu degerlendirmek oldukca zor olsa da bu yapinin uc nefli bir yapi oldugu dusunulur Ancak 10 ve 12 yuzyillar arasi merkezi kubbeli ve merkezi alanli kiliseler de oldukca yaygindi Kilisenin guneybati kosesinde bir merdivenin kalintilari goze carpmaktadir Bu merdiven kalintilarinin muhtemel olarak bir minber yahut vaaz kursusune cikiyor olabilecegi dusunulmektedir Ancak Milutin zamaninda bu bolum tuglalarla orulmus ve fresklerle boyanmis oldugu icin kesin bir yorumda bulunmak zordur Bunun disinda gerek guney gerekse kuzey yonlerinde pilaster izleri gorebilmek mumkundur Pilasterlerin izleri yaklasik 4 10 metre hizasinda aniden kesilmektedir Guney yonundeki ucuncu pilaster kalintisinin yaklasik 3 90 metre uzakliginda bir sutun kalintisi bulundugundan dolayi kilisenin hem kuzey hem de guney yonunde bir portikusu oldugu ancak bu yapinin gunumuze ulasmadigina inanilmaktadir Bu yapinin Milutin doneminde de kullanimda oldugu kilisenin icindeki ktetor freskinden anlasilabilir Burada Milutin kilisenin ufak bir modelini Yorgi ye verirken tasvir edilmistir ki resmedilen kilise modelinde yukarida sozu gecen portikusu da gorebilmek mumkundur Yapida merkezi kubbenin ayaklari doguda serbest payeler uzerine otururken batida kubbeyi bati hac kolu duvarlarina eklenen kuzey guney dogrultusundaki dikdortgen payeler tasimaktadir Yapi doguda icten ve distan yarim daire formu gosteren tek apsisi kuzey guney aksindaki simetrik portalleri ve cephelere yerlestirilen pencere acikliklari ile saglanan aydinlik mekan anlayisi baglaminda ozgun bir karakter gosterirken ust ortudeki biri merkezde dordu dikdortgen planin koselerine yerlestirilmis bes kubbesi capraz ve besik tonoz cesitlerinin bir arada kullanimi ile Bogorodica Ljeviska ile benzerlik gosterir FresklerYorgi ve ejderha Kilisenin ic narteksinin bati duvarinin guney kisminda bir yazit daha bulunmaktadir Bu yazit 1317 1318 tarihini fresklerin tamamlandigi tarih olarak bildirmektedir Bu tarih piskopos Nagoricaneli Benjamin in gorevde oldugu tarihe denk gelmektedir Fresklerin yapilma islemleri kilisenin buyuklugu goz onune alinirsa bir yil daha once baslamis olabilir Resimleri yapan sanatcilar Paleologos doneminin meshur ressamlari Michael Astrapas ve Eutychios tur Aziz Georgij Kilisesi iki sanatci icin de sanatsal yaratimlarinin doruk noktasi olarak degerlendirilir Michael Astrapas kilisede iki adet ithaf metni de birakmistir Bunlardan birisi Naos un kuzey duvarinda bulunan bir savasci azizin kalkaninda bir digeri ise guneybati yonunde bulunan sutunun uzerine resmedilen azizin kiyafeti uzerine atilmis imzalardan ibarettir Naos kuzey duvari ve yedi seri halinde devam eden freskler Freskler birbiri uzerinde yatay olarak yer alan yaklasik 7 adet birbirinden farkli konulari isleyen seriler halinde duzenlenmistir ve tonozlara kadar yaklasik 9 metre devam etmektedirler Ancak 7 li duzenleme sadece Naos ve Bema nin belli bir kesimi icin gecerlidir En altta bulunan seride geometrik figurler kullanilmistir Ikinci seride ise sehit asker kesis havari ve hatta yerel cilecilerden olusan figurler yer alir Ic nartekste tasvir edilen bazi isimler Pachomios ve Kuduslu Yuhanna ya da Samli Yuhanna olarak sayilabilir Bu serinin uzerinde yer alan 3 seride ise kiliseye adini veren Aziz Yorgi nin hayatinda kesitler yer alir Bu tasvirlerde dikkati ceken nokta Yorgi nin olumu oncesi cekmek zorunda kaldigi iskenceler uzerinedir Ancak onun hayatiyla alakali belki de en meshur sahnelerden biri olan Ejderha nin yakalanmasi ve Prensesin kurtarilmasi sahnesi de kilisede kendine yer bulmustur Dorduncu seride Isa nin cektigi eziyet ve cileleri anlatan Isa nin Tutkusu sahneleri yer alir Bu sahnelerin uzerinde yine onun dirilisi ve bazi mucizelerini gosteren besinci ve altinci seri takip eder Son seri ise ortodoks kilisesinin 12 bayramina Ornegin Vaftiz Kuduse giris Isa nin dogumu vs ayrilmistir Apsis te Naos un aksine 6 seri bulunur Ilk seri yine geometrik suslemeler barindirir Ikinci seri kilise babalari ucuncu seri piskopos bustleri dorduncu seri efkaristiya ayini besinci seri yine piskopos bustleri barindirir Altinci seri ise oldukca buyuk resmedilmis tahtta oturan Cebrail ve Mikail tarafindan cevrelenmis kucaginda Isa yi tasiyan Meryem figuru ile doldurulur Prothesis in duvarlari bircok apokrif sahne ile doludur Bu sahneler cogunlukla Meryem in hayatiyla ilgilidirler Diakonikon da ise ilginc bir bicimde Nikolaus un apokrif anlatilarinin fresk olarak tasvir edildigi gorulur Kilisenin ic narteksini Menologion adi verilen azizlerin ve kilisevi bayram tarihlerinin resmedildigi bir cesit resimli takvim susler Bati da bulunan kapinin uzerinde ise yine buyukce resmedilmis bir Meryem in olumu sahnesi yer alir Fresklerin stili 13 yuzyilda varligindan soz edilebilecek Paleologos Ronesansi dir Burada antik bicimlerin ikonografik yeniliklerle canlanmasi ve yeniden ele alinmasi soz konusudur Paleologos Ronesansi nin en onemli ozelliklerinden birisi renk kullaniminin artisidir Kirmizi gibi sicak renkler daha sik kullanilmaya baslanirken beyaz renk ozellikle kiyafetlerin boyutlulugunu aktarmasi acindan ozenle kullanilir Paleologos Ronesansi nin bir diger ozelligi oykusel iceriklerin daha yaygin olarak kullanilmasidir Bunun sonucu olarak Aziz Georgij Kilisesinde oldugu gibi cesitli serilerden olusan anlatimlarla karsilasmak mumkundur ve bu anlatimlar artik sadece Isa nin yasami ile sinirli degildir Oykusel elementlerin artmasi yer problemini de beraberinde getirdigi icin figurler genel olarak daha kucuk resmedilmeye baslanmistir Bu durum ve buna ek olarak kiliselerin iyi aydinlatilmamis olmasi nedeniyle tasvirler guclu renklerle boyanmis ve tasvirlere ifade zenginligi kazandirmistir Bu stilde yapilan diger freskler ozellikle Milutin tarafindan insa ettirilen kiliselerde gorulebilir Yapinin durumuDuvarlarin ust kisminda ozellikle kubbede fresklerin kaybolmaya basladiklari gozlenebilmektedir Bilhassa kubbenin kuzeybati yonunde bulunan freskler geriye getirilemez bir bicimde kaybolmus durumdadir 2011 yilinin sonbaharinda ana kubbede yapilan nem olcumu nem degerinin fresklere ciddi bir bicimde zarar verdigini ortaya koymustur Avrupa Birligi tarafindan desteklenen ancak bu zamana kadar yalnizca kagit uzerinde kalan yapiyi koruma projesi 2013 yilinin yazinda kararlastirilmistir 2016 yilinin Nisan ayinda Gottingen Universitesi ogrencileri tarafindan hazirlanan Macedonian Frescos 360 Masco adli bir proje kaybolmaya yuz tutmus olan bu freskleri geri getirme kayit altina alma ve restore ettirme adina kiliseyi 360 derece panoramalar ile kayit altina almaktadir Bu sayede kilise ile ilgilenenler sanal olarak kiliseyi ziyaret edebilecek fresklerin durumunu kontrol edebileceklerdir Projenin hedefledigi bir diger amac yapilan panoramalar vesilesiyle kilisenin restorasyonunu saglamaktir GaleriNarteks Kilisenin kuzey cephesi Bati cephesindeki yazit ve Aziz Yorgi bustu Ikonostasis Guneydogu yonune bakis Nartekste bulunan bir sutun basligi Kilise kubbesindeki Pantokrator freski Kuzey duvari Bani portreleri ve II Stefan Uros Milutin ile Aziz Georgios Bati duvarinda tasvir edilen azizler Bati duvarinda bulunan Meryem in olumu tasviri Kilise sutunlarindan birinde Aziz Yorgi nin cektigi eziyetler Apsisteki Efkaristiya tasviri Azizler Aziz Yorgi nin olumu Michael Astrapas in imzasi Ayrica bakinizVardar mimari okuluKaynakcaOzel Dimevski Slavko 1989 Istorija na Makedonskata pravoslavna crkva Makedonska kniga Boskovic 1930 s 195 Svetozar Radojcic Die Reden des Johannes Damaskenos und die Koimesis Fresken in den Kirchen des Konigs Milutin In Jahrbuch der Osterreichischen Byzantinistik Nr 22 1973 S 301 Dimitrova 2014 s 83 84 92 Boskovic 1930 s 203 206 Boskovic 1930 s 195 196 203 Korunovski amp Dimitrova 2006 s 111 Boskovic 1930 s 202 Vojislav Korac Marica Suput Byzanz Architektur und Ornamentik Dusseldorf 2000 S 131 Boskovic 1930 s 196 198 Su Sultan Akulker Makedon Okulu Ekolu 13 14 yy Sanatta kimlik ve etkilesim sempozyum bildirileri MSGSU 2010 Dimitrova 2014 s 84 Branislav Todic Serbian Medieval Painting The Age of King Milutin Belgrad 1999 S 320 Dimitrova 2014 s 82 86 87 Korunovski amp Dimitrova 2006 s 166 A Serafimova Mediaeval painting in Macedonia 9th 18th centuries Skopje 2000 63 ve devami Dimitrova 2014 s 82 99 Nikolovski Antonie Ḱornakov Dimitar Balabanov Kosta 1971 Spomenici na kulturata vo SR Makedonija Misla Korunovski amp Dimitrova 2006 s 161 Dusan Tasic Byzantine Painting in Serbia and Macedonia Beograd 1967 S XXI XXII Pance Velkov The Concept of Authenticity in Byzantine Churches The Case of Republic of Macedonia In Nis and Byzantium Eleventh Symposium Nr 11 2013 S 491 492 Macedonian Frescos 360 Masco Almanca uni goettingen de Nisan 2016 28 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Nisan 2017 S C Kutsal T Ziegler Macedonian Frescos 360 An approach to investigate the connection between image and space and their meaning in churches AXIOS Student journal for Archaeology and History of Art 1 2016 209 225 GenelBoskovic M Georges 1930 Deux Eglises de Milutin Staro Nagoricino et Gracanica L Art Byzantin chez les Slaves Les Balkans Paris Dimitrova Elizabeta 2014 The Church of St George at Staro Nagorichino Seven medieval churches in the republic of Macedonia Uskup Korunovski Saso Dimitrova Elizabeta 2006 Macedoine Byzantine Histoire de l art macedonien du IXe au XIVe siecle Collection Art et civilisations Paris Thalia Edition ISBN 978 2352780007