Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nındaki Arasta çarşısında yer alan mozaik müzesidir. Müze binası, üzerine Sultanahmet Camii Çarşısı'nın yapıldığı Büyük Saray'ın (Bukoleon Sarayı), tabanı mozaiklerle kaplanmış olan peristil (ortası açık sütunlu avlu) bölümünün kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Peristilin diğer bölümlerine ait mozaikler de bulundukları yerden müze binasına getirilmiştir.
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi | |
---|---|
Açılış | 1953 |
Konum | Arasta Pazar - Sultanahmet Meydanı |
Koordinatlar | 41°00′16″K 28°58′36″D / 41.00444°K 28.97667°D |
Tür | Mozaik müzesi |
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, 1953 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne bağlı olarak açıldı, 1979 yılında Ayasofya Müzesi'ne bağlandı. 1982'de Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Avusturya Bilimler Akademisi arasında yapılan bir anlaşmayla gerçekleşen son restorasyonun 1987'de bitmesiyle, müze bugünkü halini aldı.
1872 m2'yi bulan yüzey alanıyla bu mozaik, geç antik çağdan bugüne ulaşabilen en büyük ve çeşitli peyzaj betimlemelerinden biridir. Hayatta kalan mozaik parçalarında 150 insan ve hayvan figürü kullanılarak anlatılmış 90 farklı tema bulunur. Doğa ağırlıklı resimler açık havada çoban yaşamı, iş yapan köylüler ve avcıların cesareti gibi konuları işler. Oyun oynayan çocukların, yabani ya da çayırda otlayan hayvanların yanı sıra, mitolojik hayvan hikâyelerinde ya da masallarda yer alan düşsel yaratıklar da canlandırılır.
Sitenin tarihi
Mozaiklerin içinde bulunduğu peristil, üzerine sonraki dönemlerde Sultanahmet Camii çarşısının yapıldığı, M.S. 450 - 650 yıllarından kalma Büyük Saray'ın bir parçasıydı. Peristil, dönemin önemli yapılarından Aya Sofya ve Aya İrini ile uyumlu olması için, bu yapılarla yaklaşık aynı eksende inşa edilmişti.
İskoçya'nın Edinburg kentindeki St. Andrews Üniversitesi'ne mensup araştırmacılar 1930'larda yaptıkları kazılarda, sarayın orta taraçasında bu büyük peristili ve birkaç başka yapıyı ortaya çıkardı. Yeraltı kubbelerinden oluşan yapay bir taraçanın üzerindeki bu yapılar yaklaşık 4.000 m2'lik bir alanı kaplıyordu. 66,50 x 55,50 boyutlarındaki peristilin alanı 3.690,75 m2'ydi. Avlunun etrafındaki salonlar 9 metre derinliğindeydi ve yaklaşık 9 metre yüksekliğinde 10 x 12 adet Korint tarzı sütunla çevrelenmişti. I. Justinianus zamanında (527 - 565) peristil yenilenirken, zemini bugün müzede bulunan mozaiklerle kaplandı.
Araştırma projesi çalışmaları sırasında, mozaiğin yapıldığı tarih hakkında çeşitli tartışmalar vardı. Bu tartışmalar, kuzeydoğu holünde mozaiğin zarar görmemiş bir bölümünde yapılan üç farklı sondaj çalışmasının aynı sonuçları vermesiyle çözümlendi. Buna göre, mozaik ile sütunlu yeni avlu aynı dönemde inşa edilmişti. Mozaiğin altındaki izolasyon tabasındaki seramik parçaları ve inşaat artıklarının yardımıyla, yapının tarihi netleştirildi. Bu katmanda Gazze amforası denilen bir çeşit amforaya ait seramik parçaları bulundu. 5. yüzyılın son dönemlerinde, Necef Çölü'ndeki vahalarda yetiştirilen üzümlerden yapılan şaraplar, tüm Akdeniz'e bu amforalarla taşınırdı. İzolasyon tabakasında ayrıca, aynı yüzyılın son çeyreğine ait çeşitli seramik ürünlerin de parçaları bulundu. Böylece mozaiğin 6. yüzyılın ilk yarısında, çok büyük ihtimalle I. Jüstiniyen tarafından yaptırıldığı ortaya çıktı.
Peristilin güneybatı, kuzeybatı ve kuzeydoğu holleri, I. Jüstiniyen döneminden sonra, bu alanda başka yapıların inşa edilmesi sebebiyle büyük ölçüde zarar gördü. Ortaya çıkarılan 250 m2'lik mozaik, tüm mozaik alanının yaklaşık sekizde biriydi. Yapılan konservasyon çalışmalarının ve müze binası inşaatının ardından, kuzeydoğu holünün zeminindeki mozaik, özgün mekânında ziyarete açıldı.
Yapılışı
Anadolu'da ortaya çıkan mozaik tekniği, yüzyıllar boyunca Yunanistan ve İtalya'da geliştirilmişti. Büyük Saray'daki bu mozaiklerin yapımı için muhtemelen Bizans İmparatorluğu'nun her köşesinden ustalar bir araya toplanmıştı. Mozaik döşeme üç katmandan oluşuyordu.
- En alta 0,30 - 0,50 m kalınlığında bir kırma taş katmanı (statumen) döşenmişti. Bu katmanın üzerine 9 cm'lik harç dökülmüştü.
- İkinci katman için sıkıştırılmış balçık, toprak ve odun kömüründen oluşan yalıtım tabakası hazırlanmıştı. Bu tabakanın üzerine çoğunlukla kırılmış kiremitten oluşan daha sert bir katman (rudus) döşenmişti.
- Bunların üzerinde ise, asıl mozaiğin yerleştirileceği oturtma harcı (nucleus) yer alıyordu.
Bu katmanların üzerinde bulunan mozaik için, ince renk farklılıkları içeren kireçtaşı ve mermer, kırmızı, mavi, yeşil ve siyah tonlarda cam, pas rengi kil parçaları, pişmiş toprak ve hatta yer yer kıymetli taşlardan oluşan, 5 mm büyüklüğündeki renkli küpler kullanıldı. Bir metrekarelik alan için yaklaşık 40.000 küp gerekiyordu. Tüm mozaikte kullanılan küplerin sayısı yaklaşık 75 - 80 milyondu.
İçeriği
Mozaiğin ana resmi 6 metre genişliğindeydi. Bunun dışında dört friz şeridi üzerine dizilmiş renkli tasvirler vardı. Moziğin iç ve dış kenarlarında, kenger yaprağı sürgünü şeklinde süsleri barındıran, 1,5 metre genişliğinde bir çerçeve bulunmaktaydı. Bu süs şeridi, düzenli aralıklarla büyük mask figürleri ile kesiliyordu. Kenger yaprağı spirallerinin aralarındaki boşluklar renkli hayvan ve meyve tasvirleriyle doldurulmuştu. Böylece Tanrı Dionysos'un dünyası ile ilinti kurulan kenar çerçevesinin her iki yanında, yine çok renkli geometrik şekillerden oluşan birer dalga kuşağı yer alıyordu.
Mozaiğin ana resmine peristilin avlu tarafından bakılması gerekiyordu. Resimlerdeki hareket yönü, kuzeydoğu holde soldan sağa, yani peristilin güneydoğu kenarındaki saray holüne doğruydu. Resimde avlanan ve oyun oynayan insanlar, çeşitli hayvanlar, cennet benzeri doğa tasvirleri ve çeşitli destanlardan unsurlar yer alıyordu. Resmin herhangi bir yerinde açıklayıcı yazı olmadığına göre, o dönemde resmi görenlerin tasvir edilen temaları anlayabilmeleri için açıklamalara ihtiyacı yoktu. Mozaikte yer alan resimler sekiz ana grupta toplanıyordu.
- Av sahneleri: Kılıç ya da mızrakla silahlanmış, atlı ya da yaya avcıların kaplan, aslan, pars, yaban domuzu, ceylan ve tavşan gibi hayvanları avladıkları sahneler.
- Dövüşen hayvanlar: Kartal ile yılan, yılan ile geyik, fil ile aslan gibi eşleşmeler şeklinde tasvir edilen, hayvanlar arası dövüş sahneleri.
- Özgür hayvanlar: Doğada özgürce dolaşan ve beslenen ayı, maymun, dağ keçisi gibi hayvanlar, otlayan sığır ve at sürüleri.
- Köy hayatı: Koyun ve kaz çobanları, balıkçılar, keçi sağan köylüler ve çocuklarını emziren kadınlar gibi cennet çağrışımlı sahneler.
- Kır yaşantısı: Tarla işçilerinin, su değirmenlerinin ve su kaynaklarının tasvir edildiği sahneler.
- Çocuklar: Deveye binen, hayvanlarla ilgilenen ya da çember oyunu oynayan çocuklar.
- Mitler: Bellerophon'un Chimera ile savaşı, Pan'ın omuzlarına oturmuş çocuk Dionysos gibi mitolojik tasvirler.
- Egzotik yaratıklar: Vücutlarının yarısı kuş olan aslan ya da kaplan figürleri, kuş ve pars karışımı, zürafa kafalı bir hayvan gibi egzotik hayvanların tasvir edildiği sahneler.
Çeşitli motifler
Kaplan avı: Uzun av mızraklarına sahip iki avcı, kendilerine doğru atılan bir kaplanla mücadele eder. Kolsuz gömlek, geniş omuz atkısı ve tünik giyen avcıların bacakları da koruma amaçlı olarak bandajla sarılmıştır. Avcıların giyisilerinde bulunan, muhafız alayının armasını andıran armalar, avcıların saray mensubu olduklarını düşündürür.
Yaban domuzu avı: Üzerinde kaban benzeri bir giysi, ayaklarında sandalet olan bir avcı, elindeki mızrakla diz çöküp beklemektedir. Bir yaban domuzu, sol taraftan hızla avcının ve mızrağın üzerine gelmektedir. Gri-siyah renkteki hayvanın derisinin çeşitli yerlerinde kanamakta olan yaralar vardır.
Aslan avı: Bir atın üzerindeki avcı, gerilmiş yayını ata arkadan saldırmak üzere olan aslana doğrultmuştur. Avcı, göğsünde süslemeleri olan, dizine kadar uzanan bir tünik altına pantolon ve çizme giymiştir. Hellenistik dönemde soylular va hatta krallar için ayrıcalıklı bir eğlence olan aslan avı, mozikte de böyle bir tasvirle yer almıştır.
Kartal ile yılan: Kartal ile yılanın mücadelesi, antik döneme ait eserlerle sıkça rastlanan bir temadır ve ışığın karanlığı yenmesini sembolize eder. Roma lejyonlarının amblemlerinde bile yer alan bu motif, mozikte de kartların tüm vücudunu saran bir yılan ile tasvir edilmiştir.
Aslan ile boğa: Aslan ile boğa bu motifte birbirine denk iki savaşçı olarak işlenmiştir. Bacaklarını iki yana açıp kafasını yere eğmiş durumdaki kızgın boğa boynuzların aslanın yan tarafına saplamıştır. Aslan ise bu sırada dişlerini boğanın sırtına geçirmiştir.
Geyik ile yılan: Yunan öykülerinde sürekli düşman olarak görülen bu iki hayvanın mücadelesi de mozaikte yer alır. Yılan tıpkı kartal ile olan mücadelesindeki gibi, geyiğin tüm bedenini sarmıştır.
Ayı grubu: Ön planda, tünik, omuz atkısı ve sandalet giyen diz çökmüş bir adama erkek ayı saldırmaktadır. Arka planda ise, yavrularını beslemek için bir nar ağacına çıkmış olan dişi ayı görülmektedir.
Aygır, kısrak ve tay: Barışçıl kır yaşantısının sembolü olan, özgürce otlayan atlar, imparatorluk döneminde lahitlere işlenen sembollerden biriydi. Mozaikte de kahverengi bir ayrı ile gri bir kısrak ve tay görülmektedir.
Kuş avlayan maymun: Kuyruksuz bir maymun, dalları meyve ile dolu bir hurma ağacının altında oturmaktadır. Maymunun sırtındaki kafeste kahverengi bir doğan bulunmaktadır. Maymun elindeki sırık yardımıyla, ağacın dallarındaki kuşları yakalamaya çalışır.
Emziren anne ile köpek: Cennete gönderme yapılan sahnelerin başında emziren anne figürü gelir. Mozaikteki resim, İsis'in bereket sembolü olan çocuğu Horus'u kucağında tuttuğu tasviri anımsatır. Sivri burunlu bir köpek kadının solunda oturmakta ve başını kaldırıp kadına bakmaktadır.
Balıkçı: Sağ ve sol taraftaki iri kaya parçalarıyla çevrelenmiş su kenarındaki bir yerde, oturan bir balıkçı oltasıyla tuttuğu balığı çekmektedir. Kayaların üzerinde balıkçının yakaladığı balıkları koyduğu bir sepet durmaktadır. Balıkçının ayağını uzattığı mavi yeşil suda iki balık daha yer alır. Balıkçı basit giysili ve yanık tenli tasvir edilmiştir.
Keçi sağan çoban: Kamıştan yapılmış ve girişi yapraklarla örtülmüş bir kulübenin yanında, kabana benzer kırmızı bir çoban giysisi giymiş olan sakallı ve yaşlı bir adam uzun tüylü bir keçiyi sağmaktadır. Sol tarfa ise, mavi tünikli bir çocuk süt testisini taşır. Roma kültüründe, mezar taşlarında buna benzer birçok tasvire rastlanır. Bu durum, sanatçının bu tasviri, benzer resimlerin örneklerini içeren bir model kitabına bakarak yaptığını düşündürmektedir.
Tarlada çalışan çiftçiler: Mozaiğin büyük bölümünde sade insanlar kır yaşantısı içinde tasvir edilmiştir. Buradaki çalışan çiftçi resimlerinin benzerlerine Roma lahitlerinde ve bazı dokumalarda da rastlanıyordu. Resimde, belden bağlanan tek parça bir giysi olan chiton giymiş iki çıplak ayaklı adam tarlada çalışmaktadır. Sağdaki kazmasını yere indirmek üzere havaya kaldırmış durumda, diğeri ise iş aracını çekerken tasvir edilmiştir.
Çeşme üzerindeki yapı: Kare bir zeminde kule benzeri bir bina görülmektedir. Binanın yanındaki çeşmenin üzerinde kalın gövdeli bir fıstık ağacı vardır. Kemerli bir girişten geçilerek yapının içindeki suya ulaşılmaktadır. Aslan başı benzeri bir oluktan akan su dörtgen bir havuza dökülür.
Çembere oynayan çocuklar: Ellerindeki sopalarla ikişer çemberi çeviren dört çocuk görülmektedir. İkisi mavi çizgili, diğer ikisi ise yeşil işlemeli tünikler giymiştir. Mavi ve yeşil renkler hipodrom yarışlarında farklı takımları, siyasette ise farklı görüşlerin taraftarlarını ayırmakta kullanılırdı. Sahnede iki dönüş sütunu (metae) görülmektedir. Bu da çocukların bir yarış pistinde oynamakta olduklarını gösterir. Oynayan çocukların tasvirleri, Roma lahitlerinde de sıklıkla işlenmiştir.
Küçük çocuk ve köpek:Tombul hatlara sahip, vücuduna oranla biraz büyük kafalı, çıplak ayaklı ve kırmızı tünikli bir çocuk köpeğini okşarken tasvir edilmiştir.
Deve sırtında iki çocuk ve rehber: Bu konu saray mozaiğinde birkaç defa yer alır. Tek hörgüçlü bir devenin sırtında chiton giymiş iki çocuk oturmaktadır. Çizmeli bir adam devenin dizginlerini tutar. Başında taç, elinde evcil bir kuş olan öndeki çocuk soylu bir aileye mensuptur. Çocukların giysilerine düşürülen parlak beyaz ışık sayesinde motife canlılık katılmıştır.
Pan'ın omuzlarına oturmuş çocuk görünümünde Dionysos: Dionysos'un Hindistan'daki zafer alayının tasvir edildiği bu sahnede tanrı, sıra dışı biçimde çocuk olarak görülmektedir. Yapraklardan bir taç takan çocuk Pan'ın boynuzlarını tutar. Pan'ın sol omzundan bir post sarkmakta, ellerinde ikili bir flüt bulunmaktadır. Pan'ın arkasında bir Afrika fili ile fil sürücüsünün sopa tutan sağ eli görülmektedir.
Bellerophon ile Chimera: Bellerophon tasvirden geriye sadece kahramanın Pegasus isimli atının arka ayakları ile canavara saldırdığı mızrağının ucu kalmıştır. Canavarın ise üç başı da iyi durumdadır. Canavarın aslan başının ağzından üç çatallı bir dil çıkarken, kahraman da mızrağını keçi başına doğrultmuştur. Canavarın yılan şeklindeki kuyruğunun ucunda ise bir yılan başı görülmektedir.
Kanatlı Aslan: Kanatlı aslan, anatomik açıdan doğada var olan gerçek hayvanlar gibi tasvir edilmiş destansı yaratıklardan biridir. Gri-kahverengi aslanın tüylü kanatlarından sadece biri görülmektedir.
Okapi başlı kanatlı pars: Eski metinlerde kanatlı tek boynuz olarak betimlenen hayvana benzeyen bu tasvirde, pars gövdesine sahip bir yaratık görülür. Yaratığın başı ve boynu ise tam olarak bir hayvana benzemez. Alnında boynuz benzeri bir uzantı, kırmızı ağzının içinde ise dört sivri diş vardır. Yaratığın kafa yapısı okapiye benzemektedir.
Kanatlı dişi kaplan: Başı, bacakları ve kuyruğu kaplana benzeyen bu yaratığın, belirgin meme uçları sebebiyle dişi olduğu anlaşılmaktadır. Hayvanın iki büyük kanadı ve kafasında bir çift boynuzu vardır. Hayvanın ağzında, dişlerini geçirdiği koyu yeşil bir kertenkele görülmektedir.
Konservasyon projesi
Mozaiklerin bulunduğu dönemde, korumaya yönelik özel tedbirler alınmadı. Güneybatı ve kuzeybatı hollerdeki mozaik parçaları, beton plakalara döküldü. Kuzeydoğu holündeki bölüm ise, yerinde bırakıldı ve etrafına yapılan ahşap bir yapı ile idareten korumaya alındı. 1980 yılına kadar mozaik, yetkisiz kişilerin müdahaleleri ve nem ile tuzun etkisiyle, yerinde onarılamayacak kadar yıpranmıştı. Mozaiğin kurtarılması için yabancı kurumlarla iş birliği arayışına giren T.C. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Avusturya Bilimler Akademisi ile birlikte çalışma kararı aldı.
Mozaiğin sökülmesi
Zemin dokümantasyonu ve iş planı hazırlandıktan sonra mozaik sökülmeye başladı. Amaç sökülen mozaik parçalarını, uygun beton plakalara sabitledikten sonra yeniden birleştirmekti. Bunun için mozaik, sonra da iz bırakmadan sökülebilecek esnek bir yapıştırıcı kullanılarak özel bir kumaşa yapıştırıldı ve 0,5 ila 1 m2 büyüklüğünde 338 parçaya bölündü. Bu parçalama işlemi, resimlerin kenar çizgilerine ya da zaten eksik olan kısımlarına denk gelecek şekilde yapıldı. Sökülen parçalar, işlem sıralarını beklerken alt tarafları yukarıda olacak şekilde yumuşak ahşap plakalarda tutuldu.
Taşıyıcı plakalara aktarım
Aya İrini'de kurulan geçici atölyede, önce mozaiğin alt yüzündeki eski harç kalıntıları temizlendi ve yeni bir koruyucu harç döküldü. Ardından, sökülen parçaları yeniden birleştirmek üzere, alüminyum petekler ile yapay reçine laminatından oluşan, hafif bir konstrüksiyon hazırlandı ve mozaik parçalarının arkasına yapıştırıldı. Uçak sanayiinden ödünç alınan bu tekniğin uygulanmasının ardından asıl konservasyon işlemine başlandı.
Yüzeyin temizlenmesi
Yüzyıllarca yerde durması sebebiyle üzerinde oluşan korozyon ile İstanbul kentinin kirli ve asitli havası, mozaiğin renkleri büyük ölçüde yitirmesine sebep olmuştu. Denize yakın olan bu bölgeye hava yoluyla taşınan deniz tuzu ve önceki dönemlerde mozaik üzerine dökülen çimento harçları, bu bozulmayı hızlandırmıştı. Mozaiğin üzerindeki bu kir ve korozyon tabakasının yok edilmesi için temel olarak, JOS adı verilen bir teknik kullanıldı. Su ve dolomit taşı unundan elde edilen bir karışım, mozaiğiyle zarar vermemek için 1 barı aşmayacak bir basınçla, mozaiğin üzerine püskürtüldü. Böylece, yer yer diğer kimyasal ve mekanik yöntemler de kullanılarak, mozaik yüzeyi temizlenmiş oldu.
Parçaların birleştirilmesi
Mozaik parçaları, müze alanına taşınmadan önce, öbekler halinde atölyede birleştirildi. Mozaik parçalarının taşınması sırasında kenar bölümlerinin göreceği zararın azaltılması için, bir taşıyıcı levhada mümkün olduğunca fazla parça birleştirildi. Çeşitli özelliklere sahip yapay reçinelerden oluşturulan bir karışım, mozaik parçalarının levhalara yapıştırılmasında kullanıldı. Yerine yerleştirildiğinde yan yana gelecek parçaların arasında oluşacak sınırların mümkün olduğunca düz olmasına çalışıldı. Böylece son hali verildiğinde, mozaikte rahatsız edici çizgilerin oluşması engellendi. Mozaiğin en dışta kalan bölümleri, akışkan bir yapay reçine ile kuvvetlendirildi.
Eksik bölümler
Mozağin eksik bölümleri, resimli yüzeyin parçalanmış bir tablo gibi görünmesine sebep oluyordu. Bu bölümlerin özgün hallerine uygun olarak yeniden yapılması tercih edilmedi. Bunun yerine, bu bölümlerin göze kötü gelmeyecek biçimde doldurulmasına karar verildi. Böylece, mozaiğin özgün parçaları öne çıkarılmış oldu. Ayrıca ziyaretçilerin, resmi oluşturan farklı tasvirleri ayrı ayrı inceleyebilmesi sağlandı. Dolgu bölümleri, altta iri taneli harç ile onun üzerine yayılmış koruyucu katmandan ibaretti. Bu harcın rengi, mozaiğin hakim arka plan rengiyle uyumlu olacak şekilde belirlendi.
Kuzeydoğu holündeki zeminin büyük bölümü daha antik dönemde ve Orta Çağ'da yok olmuştu. Mozaik parçaları arasında büyük boşluklara sebep olan bu bölümler, önceki dönemlerde çimento harcıyla kapatılmıştı. Bu da mozaiğe önemli derecede hasar vermişti. Konservasyon projesi kapsamında bu eksik bölgeler, ince kum içermeyecek şekilde, ufalanmış ve mozaiğe uygun bir renk verilmiş olan dolomit taşlarıyla dolduruldu.
Mozaiğin yerine döşenmesi
Mozaiğin yerleştirileceği zeminin hazırlanması sırasında, ortamdaki nemi önleyecek ve hava dolaşımını sağlayacak bir yöntem gerekliydi. Bunun için yerde, nemi önleyici beton bir zemin hazırlandı. Bunun üzerine alttan hava alabilecek ahşap bir ikinci zemin yerleştirildi. Ortamda haşerelerin ve küfün önlenmesine yönelik önlemler alındı. Ahşap zemin üzerine önce sentetik bir kumaş, bunun üzerine de hafif ve yassı taneli tüf çakıllarından oluşan 7 cm'lik bir moloz tabakası yerleştirildi. Bunların üzerine, taşıma levhalarının kenarları boyunca bir profil oluşturacak şekilde paslanmaz alüminyum borular döşendi. Bunlar mozaiğin desteklenmesi ve tesviyesi için kullanıldı. Ayrıca mozaik, eksik kısımlardaki dolguya sabitlenen pirinç çiviler ve diskler ile ahşap zemine de monte edildi.
Yeni müze binası
İlk yapılan ve mozaiği pek de koruyamayan ahşap bina mozaiğin yıllar boyunca büyük hasar görmesine sebep olmuştu. Binanın çatısında da büyük oranda kusurlar ortaya çıkınca müze 1979'da kapatıldı. Konservasyon çalışmaları sürerken bir taraftan da yeni müze binası inşa edildi. 1987 yılında tamamlanan bina ile müze yeniden ziyarete açıldı. Bu yapıda daha sonra, iç iklimi sabit tutmaya yönelik olarak çatıda ve duvarlarda iyileştirmeler yapıldı.
Ayrıca bakınız
Konum
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Kaynakça
- Maddede yer alan bilgiler, müzenin duvarlarında asılı bulunan bilgilendirme levhalarından elde edilmiştir.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Büyük Saray Mozaikleri Müzesi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Büyük Saray'ın üç boyutlu görünümü 28 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Buyuk Saray Mozaikleri Muzesi Istanbul da Sultanahmet Meydani nindaki Arasta carsisinda yer alan mozaik muzesidir Muze binasi uzerine Sultanahmet Camii Carsisi nin yapildigi Buyuk Saray in Bukoleon Sarayi tabani mozaiklerle kaplanmis olan peristil ortasi acik sutunlu avlu bolumunun kalintilari uzerine insa edilmistir Peristilin diger bolumlerine ait mozaikler de bulunduklari yerden muze binasina getirilmistir Buyuk Saray Mozaikleri MuzesiAcilis1953KonumArasta Pazar Sultanahmet MeydaniKoordinatlar41 00 16 K 28 58 36 D 41 00444 K 28 97667 D 41 00444 28 97667TurMozaik muzesi Buyuk Saray Mozaikleri Muzesi 1953 yilinda Istanbul Arkeoloji Muzeleri ne bagli olarak acildi 1979 yilinda Ayasofya Muzesi ne baglandi 1982 de Anitlar ve Muzeler Genel Mudurlugu ile Avusturya Bilimler Akademisi arasinda yapilan bir anlasmayla gerceklesen son restorasyonun 1987 de bitmesiyle muze bugunku halini aldi 1872 m2 yi bulan yuzey alaniyla bu mozaik gec antik cagdan bugune ulasabilen en buyuk ve cesitli peyzaj betimlemelerinden biridir Hayatta kalan mozaik parcalarinda 150 insan ve hayvan figuru kullanilarak anlatilmis 90 farkli tema bulunur Doga agirlikli resimler acik havada coban yasami is yapan koyluler ve avcilarin cesareti gibi konulari isler Oyun oynayan cocuklarin yabani ya da cayirda otlayan hayvanlarin yani sira mitolojik hayvan hikayelerinde ya da masallarda yer alan dussel yaratiklar da canlandirilir Sitenin tarihiKonstantinopolis te Buyuk Saray mozaiklerinin yeri Mozaiklerin icinde bulundugu peristil uzerine sonraki donemlerde Sultanahmet Camii carsisinin yapildigi M S 450 650 yillarindan kalma Buyuk Saray in bir parcasiydi Peristil donemin onemli yapilarindan Aya Sofya ve Aya Irini ile uyumlu olmasi icin bu yapilarla yaklasik ayni eksende insa edilmisti Iskocya nin Edinburg kentindeki St Andrews Universitesi ne mensup arastirmacilar 1930 larda yaptiklari kazilarda sarayin orta taracasinda bu buyuk peristili ve birkac baska yapiyi ortaya cikardi Yeralti kubbelerinden olusan yapay bir taracanin uzerindeki bu yapilar yaklasik 4 000 m2 lik bir alani kapliyordu 66 50 x 55 50 boyutlarindaki peristilin alani 3 690 75 m2 ydi Avlunun etrafindaki salonlar 9 metre derinligindeydi ve yaklasik 9 metre yuksekliginde 10 x 12 adet Korint tarzi sutunla cevrelenmisti I Justinianus zamaninda 527 565 peristil yenilenirken zemini bugun muzede bulunan mozaiklerle kaplandi Arastirma projesi calismalari sirasinda mozaigin yapildigi tarih hakkinda cesitli tartismalar vardi Bu tartismalar kuzeydogu holunde mozaigin zarar gormemis bir bolumunde yapilan uc farkli sondaj calismasinin ayni sonuclari vermesiyle cozumlendi Buna gore mozaik ile sutunlu yeni avlu ayni donemde insa edilmisti Mozaigin altindaki izolasyon tabasindaki seramik parcalari ve insaat artiklarinin yardimiyla yapinin tarihi netlestirildi Bu katmanda Gazze amforasi denilen bir cesit amforaya ait seramik parcalari bulundu 5 yuzyilin son donemlerinde Necef Colu ndeki vahalarda yetistirilen uzumlerden yapilan saraplar tum Akdeniz e bu amforalarla tasinirdi Izolasyon tabakasinda ayrica ayni yuzyilin son ceyregine ait cesitli seramik urunlerin de parcalari bulundu Boylece mozaigin 6 yuzyilin ilk yarisinda cok buyuk ihtimalle I Justiniyen tarafindan yaptirildigi ortaya cikti Peristilin guneybati kuzeybati ve kuzeydogu holleri I Justiniyen doneminden sonra bu alanda baska yapilarin insa edilmesi sebebiyle buyuk olcude zarar gordu Ortaya cikarilan 250 m2 lik mozaik tum mozaik alaninin yaklasik sekizde biriydi Yapilan konservasyon calismalarinin ve muze binasi insaatinin ardindan kuzeydogu holunun zeminindeki mozaik ozgun mekaninda ziyarete acildi YapilisiAnadolu da ortaya cikan mozaik teknigi yuzyillar boyunca Yunanistan ve Italya da gelistirilmisti Buyuk Saray daki bu mozaiklerin yapimi icin muhtemelen Bizans Imparatorlugu nun her kosesinden ustalar bir araya toplanmisti Mozaik doseme uc katmandan olusuyordu En alta 0 30 0 50 m kalinliginda bir kirma tas katmani statumen dosenmisti Bu katmanin uzerine 9 cm lik harc dokulmustu Ikinci katman icin sikistirilmis balcik toprak ve odun komurunden olusan yalitim tabakasi hazirlanmisti Bu tabakanin uzerine cogunlukla kirilmis kiremitten olusan daha sert bir katman rudus dosenmisti Bunlarin uzerinde ise asil mozaigin yerlestirilecegi oturtma harci nucleus yer aliyordu Bu katmanlarin uzerinde bulunan mozaik icin ince renk farkliliklari iceren kirectasi ve mermer kirmizi mavi yesil ve siyah tonlarda cam pas rengi kil parcalari pismis toprak ve hatta yer yer kiymetli taslardan olusan 5 mm buyuklugundeki renkli kupler kullanildi Bir metrekarelik alan icin yaklasik 40 000 kup gerekiyordu Tum mozaikte kullanilan kuplerin sayisi yaklasik 75 80 milyondu IcerigiKenger yapraklarindan olusan kenar susu yaprak seridini kesen mask yapraklarin arasindaki boslugu dolduran hayvan figuru ve susun iki kenarindaki dalga kusaklari Mozaigin ana resmi 6 metre genisligindeydi Bunun disinda dort friz seridi uzerine dizilmis renkli tasvirler vardi Mozigin ic ve dis kenarlarinda kenger yapragi surgunu seklinde susleri barindiran 1 5 metre genisliginde bir cerceve bulunmaktaydi Bu sus seridi duzenli araliklarla buyuk mask figurleri ile kesiliyordu Kenger yapragi spirallerinin aralarindaki bosluklar renkli hayvan ve meyve tasvirleriyle doldurulmustu Boylece Tanri Dionysos un dunyasi ile ilinti kurulan kenar cercevesinin her iki yaninda yine cok renkli geometrik sekillerden olusan birer dalga kusagi yer aliyordu Mozaigin ana resmine peristilin avlu tarafindan bakilmasi gerekiyordu Resimlerdeki hareket yonu kuzeydogu holde soldan saga yani peristilin guneydogu kenarindaki saray holune dogruydu Resimde avlanan ve oyun oynayan insanlar cesitli hayvanlar cennet benzeri doga tasvirleri ve cesitli destanlardan unsurlar yer aliyordu Resmin herhangi bir yerinde aciklayici yazi olmadigina gore o donemde resmi gorenlerin tasvir edilen temalari anlayabilmeleri icin aciklamalara ihtiyaci yoktu Mozaikte yer alan resimler sekiz ana grupta toplaniyordu Keci sagan koylulerAv sahneleri Kilic ya da mizrakla silahlanmis atli ya da yaya avcilarin kaplan aslan pars yaban domuzu ceylan ve tavsan gibi hayvanlari avladiklari sahneler Dovusen hayvanlar Kartal ile yilan yilan ile geyik fil ile aslan gibi eslesmeler seklinde tasvir edilen hayvanlar arasi dovus sahneleri Ozgur hayvanlar Dogada ozgurce dolasan ve beslenen ayi maymun dag kecisi gibi hayvanlar otlayan sigir ve at suruleri Koy hayati Koyun ve kaz cobanlari balikcilar keci sagan koyluler ve cocuklarini emziren kadinlar gibi cennet cagrisimli sahneler Kir yasantisi Tarla iscilerinin su degirmenlerinin ve su kaynaklarinin tasvir edildigi sahneler Cocuklar Deveye binen hayvanlarla ilgilenen ya da cember oyunu oynayan cocuklar Mitler Bellerophon un Chimera ile savasi Pan in omuzlarina oturmus cocuk Dionysos gibi mitolojik tasvirler Egzotik yaratiklar Vucutlarinin yarisi kus olan aslan ya da kaplan figurleri kus ve pars karisimi zurafa kafali bir hayvan gibi egzotik hayvanlarin tasvir edildigi sahneler Cesitli motifler Kaplan avi tasviriKartal ile yilanin mucadelesi Kaplan avi Uzun av mizraklarina sahip iki avci kendilerine dogru atilan bir kaplanla mucadele eder Kolsuz gomlek genis omuz atkisi ve tunik giyen avcilarin bacaklari da koruma amacli olarak bandajla sarilmistir Avcilarin giyisilerinde bulunan muhafiz alayinin armasini andiran armalar avcilarin saray mensubu olduklarini dusundurur Yaban domuzu avi Uzerinde kaban benzeri bir giysi ayaklarinda sandalet olan bir avci elindeki mizrakla diz cokup beklemektedir Bir yaban domuzu sol taraftan hizla avcinin ve mizragin uzerine gelmektedir Gri siyah renkteki hayvanin derisinin cesitli yerlerinde kanamakta olan yaralar vardir Aslan avi Bir atin uzerindeki avci gerilmis yayini ata arkadan saldirmak uzere olan aslana dogrultmustur Avci gogsunde suslemeleri olan dizine kadar uzanan bir tunik altina pantolon ve cizme giymistir Hellenistik donemde soylular va hatta krallar icin ayricalikli bir eglence olan aslan avi mozikte de boyle bir tasvirle yer almistir Kartal ile yilan Kartal ile yilanin mucadelesi antik doneme ait eserlerle sikca rastlanan bir temadir ve isigin karanligi yenmesini sembolize eder Roma lejyonlarinin amblemlerinde bile yer alan bu motif mozikte de kartlarin tum vucudunu saran bir yilan ile tasvir edilmistir Aslan ile boga Aslan ile boga bu motifte birbirine denk iki savasci olarak islenmistir Bacaklarini iki yana acip kafasini yere egmis durumdaki kizgin boga boynuzlarin aslanin yan tarafina saplamistir Aslan ise bu sirada dislerini boganin sirtina gecirmistir Geyik ile yilan Yunan oykulerinde surekli dusman olarak gorulen bu iki hayvanin mucadelesi de mozaikte yer alir Yilan tipki kartal ile olan mucadelesindeki gibi geyigin tum bedenini sarmistir Ayi grubu On planda tunik omuz atkisi ve sandalet giyen diz cokmus bir adama erkek ayi saldirmaktadir Arka planda ise yavrularini beslemek icin bir nar agacina cikmis olan disi ayi gorulmektedir Aygir kisrak ve tay Bariscil kir yasantisinin sembolu olan ozgurce otlayan atlar imparatorluk doneminde lahitlere islenen sembollerden biriydi Mozaikte de kahverengi bir ayri ile gri bir kisrak ve tay gorulmektedir Kus avlayan maymun Kuyruksuz bir maymun dallari meyve ile dolu bir hurma agacinin altinda oturmaktadir Maymunun sirtindaki kafeste kahverengi bir dogan bulunmaktadir Maymun elindeki sirik yardimiyla agacin dallarindaki kuslari yakalamaya calisir Emziren anne ile kopek Cennete gonderme yapilan sahnelerin basinda emziren anne figuru gelir Mozaikteki resim Isis in bereket sembolu olan cocugu Horus u kucaginda tuttugu tasviri animsatir Sivri burunlu bir kopek kadinin solunda oturmakta ve basini kaldirip kadina bakmaktadir Balikci Sag ve sol taraftaki iri kaya parcalariyla cevrelenmis su kenarindaki bir yerde oturan bir balikci oltasiyla tuttugu baligi cekmektedir Kayalarin uzerinde balikcinin yakaladigi baliklari koydugu bir sepet durmaktadir Balikcinin ayagini uzattigi mavi yesil suda iki balik daha yer alir Balikci basit giysili ve yanik tenli tasvir edilmistir Su deposu Keci sagan coban Kamistan yapilmis ve girisi yapraklarla ortulmus bir kulubenin yaninda kabana benzer kirmizi bir coban giysisi giymis olan sakalli ve yasli bir adam uzun tuylu bir keciyi sagmaktadir Sol tarfa ise mavi tunikli bir cocuk sut testisini tasir Roma kulturunde mezar taslarinda buna benzer bircok tasvire rastlanir Bu durum sanatcinin bu tasviri benzer resimlerin orneklerini iceren bir model kitabina bakarak yaptigini dusundurmektedir Tarlada calisan ciftciler Mozaigin buyuk bolumunde sade insanlar kir yasantisi icinde tasvir edilmistir Buradaki calisan ciftci resimlerinin benzerlerine Roma lahitlerinde ve bazi dokumalarda da rastlaniyordu Resimde belden baglanan tek parca bir giysi olan chiton giymis iki ciplak ayakli adam tarlada calismaktadir Sagdaki kazmasini yere indirmek uzere havaya kaldirmis durumda digeri ise is aracini cekerken tasvir edilmistir Cesme uzerindeki yapi Kare bir zeminde kule benzeri bir bina gorulmektedir Binanin yanindaki cesmenin uzerinde kalin govdeli bir fistik agaci vardir Kemerli bir giristen gecilerek yapinin icindeki suya ulasilmaktadir Aslan basi benzeri bir oluktan akan su dortgen bir havuza dokulur Cembere oynayan cocuklar Ellerindeki sopalarla ikiser cemberi ceviren dort cocuk gorulmektedir Ikisi mavi cizgili diger ikisi ise yesil islemeli tunikler giymistir Mavi ve yesil renkler hipodrom yarislarinda farkli takimlari siyasette ise farkli goruslerin taraftarlarini ayirmakta kullanilirdi Sahnede iki donus sutunu metae gorulmektedir Bu da cocuklarin bir yaris pistinde oynamakta olduklarini gosterir Oynayan cocuklarin tasvirleri Roma lahitlerinde de siklikla islenmistir Kucuk cocuk ve kopek Tombul hatlara sahip vucuduna oranla biraz buyuk kafali ciplak ayakli ve kirmizi tunikli bir cocuk kopegini oksarken tasvir edilmistir Deve sirtindaki cocuklar Deve sirtinda iki cocuk ve rehber Bu konu saray mozaiginde birkac defa yer alir Tek horguclu bir devenin sirtinda chiton giymis iki cocuk oturmaktadir Cizmeli bir adam devenin dizginlerini tutar Basinda tac elinde evcil bir kus olan ondeki cocuk soylu bir aileye mensuptur Cocuklarin giysilerine dusurulen parlak beyaz isik sayesinde motife canlilik katilmistir Pan in omuzlarina oturmus cocuk gorunumunde Dionysos Dionysos un Hindistan daki zafer alayinin tasvir edildigi bu sahnede tanri sira disi bicimde cocuk olarak gorulmektedir Yapraklardan bir tac takan cocuk Pan in boynuzlarini tutar Pan in sol omzundan bir post sarkmakta ellerinde ikili bir flut bulunmaktadir Pan in arkasinda bir Afrika fili ile fil surucusunun sopa tutan sag eli gorulmektedir Bellerophon ile Chimera Bellerophon tasvirden geriye sadece kahramanin Pegasus isimli atinin arka ayaklari ile canavara saldirdigi mizraginin ucu kalmistir Canavarin ise uc basi da iyi durumdadir Canavarin aslan basinin agzindan uc catalli bir dil cikarken kahraman da mizragini keci basina dogrultmustur Canavarin yilan seklindeki kuyrugunun ucunda ise bir yilan basi gorulmektedir Kanatli Aslan Kanatli aslan anatomik acidan dogada var olan gercek hayvanlar gibi tasvir edilmis destansi yaratiklardan biridir Gri kahverengi aslanin tuylu kanatlarindan sadece biri gorulmektedir Kanatli disi kaplan5 yuzyila ait bir Bizans mozaigi Okapi basli kanatli pars Eski metinlerde kanatli tek boynuz olarak betimlenen hayvana benzeyen bu tasvirde pars govdesine sahip bir yaratik gorulur Yaratigin basi ve boynu ise tam olarak bir hayvana benzemez Alninda boynuz benzeri bir uzanti kirmizi agzinin icinde ise dort sivri dis vardir Yaratigin kafa yapisi okapiye benzemektedir Kanatli disi kaplan Basi bacaklari ve kuyrugu kaplana benzeyen bu yaratigin belirgin meme uclari sebebiyle disi oldugu anlasilmaktadir Hayvanin iki buyuk kanadi ve kafasinda bir cift boynuzu vardir Hayvanin agzinda dislerini gecirdigi koyu yesil bir kertenkele gorulmektedir Konservasyon projesiMozaiklerin bulundugu donemde korumaya yonelik ozel tedbirler alinmadi Guneybati ve kuzeybati hollerdeki mozaik parcalari beton plakalara dokuldu Kuzeydogu holundeki bolum ise yerinde birakildi ve etrafina yapilan ahsap bir yapi ile idareten korumaya alindi 1980 yilina kadar mozaik yetkisiz kisilerin mudahaleleri ve nem ile tuzun etkisiyle yerinde onarilamayacak kadar yipranmisti Mozaigin kurtarilmasi icin yabanci kurumlarla is birligi arayisina giren T C Anitlar ve Muzeler Genel Mudurlugu Avusturya Bilimler Akademisi ile birlikte calisma karari aldi Mozaigin sokulmesi Zemin dokumantasyonu ve is plani hazirlandiktan sonra mozaik sokulmeye basladi Amac sokulen mozaik parcalarini uygun beton plakalara sabitledikten sonra yeniden birlestirmekti Bunun icin mozaik sonra da iz birakmadan sokulebilecek esnek bir yapistirici kullanilarak ozel bir kumasa yapistirildi ve 0 5 ila 1 m2 buyuklugunde 338 parcaya bolundu Bu parcalama islemi resimlerin kenar cizgilerine ya da zaten eksik olan kisimlarina denk gelecek sekilde yapildi Sokulen parcalar islem siralarini beklerken alt taraflari yukarida olacak sekilde yumusak ahsap plakalarda tutuldu Tasiyici plakalara aktarim Aya Irini de kurulan gecici atolyede once mozaigin alt yuzundeki eski harc kalintilari temizlendi ve yeni bir koruyucu harc dokuldu Ardindan sokulen parcalari yeniden birlestirmek uzere aluminyum petekler ile yapay recine laminatindan olusan hafif bir konstruksiyon hazirlandi ve mozaik parcalarinin arkasina yapistirildi Ucak sanayiinden odunc alinan bu teknigin uygulanmasinin ardindan asil konservasyon islemine baslandi Yuzeyin temizlenmesi Yuzyillarca yerde durmasi sebebiyle uzerinde olusan korozyon ile Istanbul kentinin kirli ve asitli havasi mozaigin renkleri buyuk olcude yitirmesine sebep olmustu Denize yakin olan bu bolgeye hava yoluyla tasinan deniz tuzu ve onceki donemlerde mozaik uzerine dokulen cimento harclari bu bozulmayi hizlandirmisti Mozaigin uzerindeki bu kir ve korozyon tabakasinin yok edilmesi icin temel olarak JOS adi verilen bir teknik kullanildi Su ve dolomit tasi unundan elde edilen bir karisim mozaigiyle zarar vermemek icin 1 bari asmayacak bir basincla mozaigin uzerine puskurtuldu Boylece yer yer diger kimyasal ve mekanik yontemler de kullanilarak mozaik yuzeyi temizlenmis oldu Parcalarin birlestirilmesi Mozaik parcalari muze alanina tasinmadan once obekler halinde atolyede birlestirildi Mozaik parcalarinin tasinmasi sirasinda kenar bolumlerinin gorecegi zararin azaltilmasi icin bir tasiyici levhada mumkun oldugunca fazla parca birlestirildi Cesitli ozelliklere sahip yapay recinelerden olusturulan bir karisim mozaik parcalarinin levhalara yapistirilmasinda kullanildi Yerine yerlestirildiginde yan yana gelecek parcalarin arasinda olusacak sinirlarin mumkun oldugunca duz olmasina calisildi Boylece son hali verildiginde mozaikte rahatsiz edici cizgilerin olusmasi engellendi Mozaigin en dista kalan bolumleri akiskan bir yapay recine ile kuvvetlendirildi Eksik bolumler Mozagin eksik bolumleri resimli yuzeyin parcalanmis bir tablo gibi gorunmesine sebep oluyordu Bu bolumlerin ozgun hallerine uygun olarak yeniden yapilmasi tercih edilmedi Bunun yerine bu bolumlerin goze kotu gelmeyecek bicimde doldurulmasina karar verildi Boylece mozaigin ozgun parcalari one cikarilmis oldu Ayrica ziyaretcilerin resmi olusturan farkli tasvirleri ayri ayri inceleyebilmesi saglandi Dolgu bolumleri altta iri taneli harc ile onun uzerine yayilmis koruyucu katmandan ibaretti Bu harcin rengi mozaigin hakim arka plan rengiyle uyumlu olacak sekilde belirlendi Kuzeydogu holundeki zeminin buyuk bolumu daha antik donemde ve Orta Cag da yok olmustu Mozaik parcalari arasinda buyuk bosluklara sebep olan bu bolumler onceki donemlerde cimento harciyla kapatilmisti Bu da mozaige onemli derecede hasar vermisti Konservasyon projesi kapsaminda bu eksik bolgeler ince kum icermeyecek sekilde ufalanmis ve mozaige uygun bir renk verilmis olan dolomit taslariyla dolduruldu Mozaigin yerine dosenmesi Mozaigin yerlestirilecegi zeminin hazirlanmasi sirasinda ortamdaki nemi onleyecek ve hava dolasimini saglayacak bir yontem gerekliydi Bunun icin yerde nemi onleyici beton bir zemin hazirlandi Bunun uzerine alttan hava alabilecek ahsap bir ikinci zemin yerlestirildi Ortamda haserelerin ve kufun onlenmesine yonelik onlemler alindi Ahsap zemin uzerine once sentetik bir kumas bunun uzerine de hafif ve yassi taneli tuf cakillarindan olusan 7 cm lik bir moloz tabakasi yerlestirildi Bunlarin uzerine tasima levhalarinin kenarlari boyunca bir profil olusturacak sekilde paslanmaz aluminyum borular dosendi Bunlar mozaigin desteklenmesi ve tesviyesi icin kullanildi Ayrica mozaik eksik kisimlardaki dolguya sabitlenen pirinc civiler ve diskler ile ahsap zemine de monte edildi Muze binasinin iciYeni muze binasi Ilk yapilan ve mozaigi pek de koruyamayan ahsap bina mozaigin yillar boyunca buyuk hasar gormesine sebep olmustu Binanin catisinda da buyuk oranda kusurlar ortaya cikinca muze 1979 da kapatildi Konservasyon calismalari surerken bir taraftan da yeni muze binasi insa edildi 1987 yilinda tamamlanan bina ile muze yeniden ziyarete acildi Bu yapida daha sonra ic iklimi sabit tutmaya yonelik olarak catida ve duvarlarda iyilestirmeler yapildi Ayrica bakinizBuyuk Saray Sultanahmet MeydaniKonumBu alt basligin genisletilmesi gerekiyor Sayfayi duzenleyerek yardimci olabilirsiniz KaynakcaMaddede yer alan bilgiler muzenin duvarlarinda asili bulunan bilgilendirme levhalarindan elde edilmistir Dis baglantilarWikimedia Commons ta Buyuk Saray Mozaikleri Muzesi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Buyuk Saray in uc boyutlu gorunumu 28 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde