Fahrülmülk Rıdvan bin Tutuş (? - 10 Aralık 1113) Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Alp Arslan'ın torunu ve Suriye Selçuklu Devleti hükümdarı Tutuş'un oğlu idi. 1095-1113 döneminde (Suriye Selçuklu Halep Meliki) olarak hüküm sürdü.
Rıdvan bin Tutuş | |||||
---|---|---|---|---|---|
(Suriye Selçuklu Halep Meliki) | |||||
Hüküm süresi | 1095-1113 | ||||
Önce gelen | I. Tutuş | ||||
Sonra gelen | |||||
Ölüm | 1113 | ||||
| |||||
Hanedan | Selçuklu Hanedanı | ||||
Babası | I. Tutuş | ||||
Dini | Sünni İslam |
Hayatı
Rıdvan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alp Arslan'ın torunu ve Suriye Selçuklu Devleti Meliki Tutuş'un oğlu idi ve sonradan Şam Meliki olacak Dukak'ın ağabeyi idi. Küçük yaştan itibaren eğitimini veren kişi lalası atabey Cenâhüddevle Hüseyin idi. Babası Sultan Tutuş 1096 yılında Büyük Selçuklu Devleti tahtına geçen yeğeni Berkyaruk'la saltanat mücadelesine girdi. 1096 yılında Berkyaruk'un ordularıyla Rey kenti yakınlarında yaptığı savaşı kaybederek öldürüldü.
Sultan Tutuş’un ölümünden sonra Suriye Selçuklu Devleti'nde siyasi durum karıştı. Rıdvan büyük kardeş olarak kendini Suriye Selçuklu Devleti hükümdarı olarak görmekteydi ve Halep'den bu devleti yönetmeye çaba göstermekte idi. Gerçekte Rıdvan'ın yerine devletin idarecisi lalası atabey Cenâhüddevle Hüseyin idi. Rıdvan kendi siyasi durumunu güçlendirmek için kendinden küçük dört kardeşini öldürme emri verdi ve Rıdvan'ın köleleri iki küçük kardeşini boğarak öldürdüler. Fakat bu katliamdan ikinci erkek kardeşi olan Dukak ve en küçük kardeşi olan Muhiddin Bektaş kurtuldu. Bundan sonra Rıdvan ile onun katliamından kurtulan ve ondan nefret eden kardeşi Dukak ile Ridvan'ın arası devamlı olarak açık kaldı.
Suriye kargaşalık ve anarşi içine girdi. Bu karışıklıklar arasında Dukak babası Tutuş'un başkenti olup o zaman Fatîmiler eline geçmiş olan Şam kalesini Rıdvan lalası atabey Cenâhüddevle ile birlikte eline geçirmeye teşebbüs etti. Bunda başarısız kaldı. Fakat ölümden kurtulup Halep'ten kaçan kardeşi Dukak Türk asıllı komutan Tuğtekin desteği ile Şam'ı eline geçirmeyi başardı. Askerleri bunun üzerine onun Şam Melikliği'ni ilan ettiler. Dukak, Şam Melikliği yönetimini iyice pekiştirdi. Dukak ağabeyi Rıdvan'ın lalası olan Cenâhüddevle'nin Halep Melikliği'nin fiili yönetiminden devamlı şikayetçi oldu. Büyük Selçuklu Sultanı olan biten bu duruma el koyup Suriye Selçuklu Devleti'ni, Halep Melikliği ve Şam Melikliği olmak üzere iki kola ayırdı.
Şam Meliki olan Dukak, Selçuklu Devleti Antakya Emiri olan Yağı-Sayan'dan ve Kudüs'ün idaresini Fatimiler'den eline geçirmiş olan Artuklulardan olan Necmeddin İlgazi ile ittifak kurdu. Diğer taraftan Kudüs'ün idaresine ortak olan Artuklular'dan Sökmen Bey Rıdvan'ın müttefiki oldu.
Rıdvan Antakya Emiri Yağı-Sayan'a saldırdı ve Antakya'yı kuşattı. Yağı-Sayan'ın müttefikleri olan Dukak ve İlgazi Bey ona askeri yardıma gelince kuşatmayı bıraktı. Ama bu sefer Rıdvan Şam'ı da kuşattı. Tam bu sırada Rıdvan'ın lalası olan ve ona yakın yönetim desteği veren Atabeyi Cenâhüddevle ile arası açıldı. Rıdvan kendi lalası olan atabeyine danışamaz oldu. Atabeyi Cenâhüddevle de Humus'a yerleşerek Humus Emiri oldu. Antakya Emiri Yağı-Sayan Rıdvan'a destek vermeye başladı. Bu desteği daha da güçlendirmek için Rıdvan Yağı-Sayan'ın kızı ile evlilik yaptı. Rıdvan Yağı-Sayan ile birlikte orduları ile kendileri aleyhtarlarının bulunduğu Asi Nehri üzerinde bulunan Şayzar kalesine saldırmak için askeri hazırlıklara başladılar.
Tam bu sırada Birinci Haçlı seferi Baronlar orduları Çukurova'ya indi. Bu Müslüman emirlerin aralarında yaptıkları müttefiklik anlaşmalarını ve düşmanlıkları sona erdirdi. Fakat Müslüman emirlikler birleşip Haçlılar ordusuna karşı gelmemeyi tercih ettiler. Eğer Müslüman emirler birbirleriyle anlaşıp bir karşı müttefiklik kurabilselerdi, Haçlıların Kudüs'ü ele geçirip orada bir Haçlılar Kudüs Krallığı kurmalarını önleyebileceklerdi. Ama kardeş olan Rıdvan ile Dükak arasındaki birbirinden nefret duyguları bunun gerçeklemesine engel oldu.
Haçlılar ordusu 20 Ekim 1097'de 8 ay sürecek Antakya Kuşatması'na başladı. Kale Antakya Emiri Yağı-Sayan tarafından savunulmakta idi. Haçlı orduları kuşatmaya devam edebilmek için erzak ve iaşe toplamak üzere Rıdvan'ın Halep Melikliği arazilerine devamlı akınlar yapmaya başladılar. Kuşatma altında bulunan Antakya Emiri Yağı-Sayan önce Şam'taki Suriye Selçuklu Șam Meliki Dukak'tan yardım istedi. Dukak Aralık 1097'de ordusuyla harekete geçti. Yolun hemen başında iken bir Haçlılar erzak ve iaşe arama birliği ile çatışmaya girişti. Bu silahlı çatışmadan Haçlılar ordusunun çok zorlu bir askerler grubu olduğunu öğrenip bundan sonra, kuşatma altındaki Antakya kendine tabi olmasına rağmen, bu kuşatmayı kırmaya çalışmak için askeri yardımda bulunmaktan tümden vazgeçti. Yağı-Sayan bu sefer Ocak 1098'de Suriye Selçuklu Halep Meliki olan Rıdvan'dan yardım istedi. 9 Şubat 1098'de Rıdvan birkaç bin süvariden oluşan bir orduyu Antakya'ya destek verip kuşatmayı kırmak üzere gönderdi. Bu süvari ordusu, başlarında bulunan komutanın yeteneksizliği dolayısıyla, Antakya kalesi yakınlarında Haçlılar tarafından mağlup edildi ve geri çekilmek zorunda kaldı. Bu sefer Antakya Emiri Yağı-Sayan iki haftalık yürüyüş yolunda bulunan Musul Atabeyi Kerboğa'dan yardım istedi. Kerboğa Nisan 1097 sonunda yaklaşık 30.000 kişilik ordusuyla Antakya'ya yardım için yola çıktı. Bu ordu yolda kendine katılan diğer Müslüman birliklerle gittikçe büyüdü. Ama Kerboğa ordusu gayet yavaş hareket etmekte idi. Kerboğa ordusu daha hala yolda iken 2 Haziran'da Firuz adında bir Ermeni dönmesi Haçlıların kendine vadettikleri altın ve toprak bağışlarına tamah ederek kalenin "İki Kızkardeş Kulesi"'ndeki bir pencereden Haçlıların şehre girmesini sağladı. Yağı-Sayan ailesini geride bırakarak şehirden kaçtı ama bir Hristiyan Ermeni tarafından şehrin uzaklarında bulunarak kafası kesildi. Komutansız kalan şehirdeki Müslüman güçler çok geçmeden Haçlılar tarafından alt edildiler ve ancak küçük bir kuvvet Yağı-Sayan'ın oğlu Şemsüddevle komutasında iç kaleye kapanmayı başardı. 3 Haziran günü Haçlılar iç kale hariç şehri ele geçirmişlerdi. Antakya iç kalesinde Yağı-Sayan'ın oğlu Şemsüddevle direnişe devam etti. Haçlıların hücumları onu iç kaleden sökemedi. Haçlı ordusu şehir halkına büyük bir katliam uygulayıp şehri talan edip şehri bir Hristiyan şehrine döndürme çabalarına giriştiler. Bu sırada Kerboğa ordusu ile Antakya önüne geldi ve Antakya kalesinde bulunan Haçlılar ordusunu kuşatmaya aldı. Ama Kerboğa bu kuşatmada da, özellikle kendi ordusuna katılmış olan Şam Meliki Dukak'la devamlı anlaşmazlık yüzünden, korkakça pasif davrandı. Bu kuşatmadan büyük zorluklar çeken Haçlılar ordusu bir "mucize" ile Antakya Katedrali'nin sunağı altında İsa'nın çarmıhta öldürilmesine neden olan Kutsal Mızrak'ı buldular. Bundan aldıkları moral ile büyük bir huruç hareketine başladılar. Başta Dukak birçok Müslüman birliği kaçtılar ve sonunda Kerboğa'nın kalan ordusu büyük bir mağlubiyete uğradı. Kerboğa kendini zor kurtarıp ordusuz olarak Musul'a dönebildi. Antakya İç kalede kuşatma altındaki Şemsüddevle de müzakerelerden sonra kendisini ve askerlerine serbest geçiş hakkı kazandı ve iç kale de Haçlıların eline geçti. Bundan sonra Rıdvan ve diğer emirler Haçlıların güneye Kudüs'e doğru gidişlerine engel olamadılar. Haçlılara direniş Kudüs'ü ellerine geçirmiş olan Fatimilere kaldı.
Fakat 1101'den itibaren Avrupa'dan yeniden gelmekte ve Anadolu'yu geçmek için yolda bulunan yeni Haçlılar ordularını durdurmak için Halep Meliki Rıdvan Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı II. Kılıç Arslan ve Danişmendliler ile bir ittifaka katıldı. Bu Haçlılar ordularını Anadolu içinde elemine edip bertaraf eden Müslüman ordusunda Rıdvan'ın gönderdiği birlikler de bulunmaktaydı.
1 Mayıs 1103'te Humus'ta emir olan Jahab El-Devle Rıdvan'ın maiyetine girmiş olan bir Haşhaşi suikastçı olan "Hakim El-Müneccim" adlı bir Alamut Kalesi merkezli İsmaililer fedaisi tarafından öldürüldü. Bu Haşhaşilerin Suriye'deki ilk suikast eylemiydi. Bundan sonra Suriye'de Halep Melikliği ve Şam Melikliği ve hatta Haçlılar Hristiyan devletlerinde İsmaililer fedaileri önemli suikastçı rolü oynamaya başladılar.
1104'te Şam Meliki Dukak öldü. Şam'ta iktidar Türk asıllı askeri komutan olan Tuğtekin eline geçti. Şam Atabeyi unvanını alan Tuğtekin önce Dukak'ın yetişkin olmayan küçük oğlu II. Tutuş'u ve sonra da Dukak ve Rıdvan'ın küçük kardeşi olup Rıdvan'in öldürme emrinden kurtulmuş olan genç 'ı kukla hükümdar olarak Şam Melikliği tahtına geçirdi. Ama 1104 yılı sonunda bunlar bertaraf edildi. Halep Meliki Rıdvan Suriye Selçuklu Devleti hükümdarı olarak Şam'ı eline geçirdi. Fakat devletin başkenti yine Halep'te kaldı.
Rıdvan Haçlıların kurduğu Haçlı Kudüs Krallığı ile derin mücadeleye girişmedi. 1105 Haçlıların Trablusşam'ı ellerine geçirmek için yaptıkları saldırılara karşı koymak için bu bölgeye asker gönderdi ama sonunda Haçlıların bu liman şehrini ellerine geçirip burada Haçlılar Trablus Kontluğu devletini kurmalarını önleyemedi.
1104'in Haçlılar Harran Muharebesi'ni kaybedip Asi Nehri'nin doğusunda ellerinde bulunan arazileri kaybetmişlerdi. Avrupa'ya gitmiş olan Haçlılar Antakya Prensi I. Boemondo'nun taht naibi olan Celile Prensi Tancred bu arazileri geri almak hedefiyle Rıdvan ile bir seri askeri mücadeleye başladı. 1105'te Rıdvan Celile Prensi Tancred'e karşı Halep yakınlarında yapılan Artah Muharebesi'ni kaybetti ve Asi Nehri doğusundaki eski araziler tekrar Haçlılar eline geçti. Bu Halep'i tehdit altına almaya başladı. Bu mücadele devem etti.
1111'de Melik Rıdvan Tancred'le savaşmaya yanaşmadan ona tabi olarak 20.000 dinar tazminat ödedi. Rıdvan'ın bu savaştan kaçınma tutumu Suriye halkını ondan gocundurmaya başladı. Halep Kadısı olan , Bağdat'a gidip oradaki Abbasi halifesini Celile Prensi'ne karşı bir Müslüman müttefikliği kurmasını teşvik etti. Kurulan müttefik Müslüman ordusu başına Musul Atabeyi olan geçti ve Suriye'de Celile Prensi'ne karşı bir askeri sefer açtı. Fakat Rıdvan kendine yardıma gelen komşu emirler komutası altında bulunan bu Müslüman ordusuna karşı, onlar kendi başkenti Halep'i savunmak için Haçlılarla mücadeleye girişmişlerken bile, gayet soğuk davrandı. Bu ordunu komutanı Musul Atabeyi Mevdûd b. Altuntegin 1113 Haziran sonunda Haçlılara karşı kazandığı El-Sinabra Muharebesi'nden sonra istirahatte çekildiği Şam'da bir İsmaili fedaisi tarafından bir suikasta maruz kalarak öldürüldü. Şam'ta bu Haşhaşiler suikastının Rıdvan tarafından organize edildiği söylentileri yayıldı.
Fahrulmülk Rıdvan 10 Aralık 1113'te Şam'da öldü. Ölümünden sonra Halep ve Suriye büyük bir karışıklık dönemine girdi.
Rıdvan'ın yerine daha 16 yaşına yeni girmiş olan oğlu (kekeme veya dilsiz) Suriye Selçuklu Meliki oldu. Bu genç hükümdarın taht naipleri hadım Vezir ve Şam Kadısı İbnü'l-Kassab oldu. Alp Arslan El-Akraş döneminde Halep'te bir anarşi başladı. Genç kral naibi olan Şam Kadısı'nın kendisini idare edecek sertlikte olmadığını anlayarak iki küçük erkek kardeşini, bazı saray efradını ve birkaç askeri komutanını öldürüttü. Taht naipleri ise Haşhaşişlere karşı gayret yumuşak davranış gösteren Rıdvan'ın politikasını kökünden değiştirerek Haşhaşileri tümüyle Şam ve Suriye'den elemine etmek için bir kampanya açtılar. Haşhaşilere yakın oldukları şüphe edilen birçok kişi ya öldürüldü ya da şehirlerden sürüldü. Şehirde bir keşmekeş ortaya çıktı. Melik olan Alp Arslan El-Akraş'ın aklını kaybedip deli olduğu söylentileri dolaşmaya başladı. Eylül 1114'te Alp Arslan el-Akras uykuda iken öldürüldü. Bu suikastın Vezir Lülü tarafından organize edildiği dedikoduları şehirde yayıldı. Yeni melik olarak 6 yasında olan Rıdvan'ın bir diğer oğlu olan Meliklik tahtına geçirildi. 1117'de Halep'in gerçek yönetici ve taht naibi olan hadim vezir Lülü da bir suikasta maruz kalarak öldürüldü. Halep şehri Antakya Prensliği tahta naibi Ruggero di Salerno tarafından alınması tehlikesi altında kaldı. Bunu iyi bilen Halep ileri gelenleri Artuklu İlgazi Bey'in Halep Atabeyi olarak seçilmesini sağladılar ve o da Rıdvan'ın kızı ile evlenip bir müddet sonra Halep şehrini kontrol altına almayı sağladı.
Kaynakça
- ^ Rene Grousset, Histoire des croisades et du royaume franc de Jérusalem - I. 1095-1130 L'anarchie musulmane, Paris 1934. (Fransızca)
- ^ Steven Runciman (çev. Fikret Işıltan), Haçlı Seferleri Tarihi: I. Cilt Birinci Haçlı Seferi ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, TTKY, Ankara 1998, .
- ^ Amin Maalouf (çev. Ali Kılıçbay), Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, YKY, İstanbul 2006, .
- ^ Ibn al-Athīr The chronicle of Ibn al-Athīr for the crusading period from al-Kāmil fī'l-ta'rīkh: The years 491-541/1097-1146: the coming of the Franks and the Muslim response, Ashgate Publishing, London 2006, . (İngilizce)
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: I. Tutuş | (Suriye Selçuklu Halep Meliki) 1095-1113 | Sonra gelen: |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Fahrulmulk Ridvan bin Tutus 10 Aralik 1113 Buyuk Selcuklu Devleti hukumdari Alp Arslan in torunu ve Suriye Selcuklu Devleti hukumdari Tutus un oglu idi 1095 1113 doneminde Suriye Selcuklu Halep Meliki olarak hukum surdu Ridvan bin TutusSuriye Selcuklu Halep MelikiHukum suresi1095 1113Once gelenI TutusSonra gelenOlum1113Tam adiFahrulmulk Ridvan bin Tutus bin Alp Arslan bin Davud bin Mikail bin SelcukHanedanSelcuklu HanedaniBabasiI TutusDiniSunni IslamHayatiRidvan Buyuk Selcuklu Devleti Sultani Alp Arslan in torunu ve Suriye Selcuklu Devleti Meliki Tutus un oglu idi ve sonradan Sam Meliki olacak Dukak in agabeyi idi Kucuk yastan itibaren egitimini veren kisi lalasi atabey Cenahuddevle Huseyin idi Babasi Sultan Tutus 1096 yilinda Buyuk Selcuklu Devleti tahtina gecen yegeni Berkyaruk la saltanat mucadelesine girdi 1096 yilinda Berkyaruk un ordulariyla Rey kenti yakinlarinda yaptigi savasi kaybederek olduruldu Sultan Tutus un olumunden sonra Suriye Selcuklu Devleti nde siyasi durum karisti Ridvan buyuk kardes olarak kendini Suriye Selcuklu Devleti hukumdari olarak gormekteydi ve Halep den bu devleti yonetmeye caba gostermekte idi Gercekte Ridvan in yerine devletin idarecisi lalasi atabey Cenahuddevle Huseyin idi Ridvan kendi siyasi durumunu guclendirmek icin kendinden kucuk dort kardesini oldurme emri verdi ve Ridvan in koleleri iki kucuk kardesini bogarak oldurduler Fakat bu katliamdan ikinci erkek kardesi olan Dukak ve en kucuk kardesi olan Muhiddin Bektas kurtuldu Bundan sonra Ridvan ile onun katliamindan kurtulan ve ondan nefret eden kardesi Dukak ile Ridvan in arasi devamli olarak acik kaldi Suriye kargasalik ve anarsi icine girdi Bu karisikliklar arasinda Dukak babasi Tutus un baskenti olup o zaman Fatimiler eline gecmis olan Sam kalesini Ridvan lalasi atabey Cenahuddevle ile birlikte eline gecirmeye tesebbus etti Bunda basarisiz kaldi Fakat olumden kurtulup Halep ten kacan kardesi Dukak Turk asilli komutan Tugtekin destegi ile Sam i eline gecirmeyi basardi Askerleri bunun uzerine onun Sam Melikligi ni ilan ettiler Dukak Sam Melikligi yonetimini iyice pekistirdi Dukak agabeyi Ridvan in lalasi olan Cenahuddevle nin Halep Melikligi nin fiili yonetiminden devamli sikayetci oldu Buyuk Selcuklu Sultani olan biten bu duruma el koyup Suriye Selcuklu Devleti ni Halep Melikligi ve Sam Melikligi olmak uzere iki kola ayirdi Sam Meliki olan Dukak Selcuklu Devleti Antakya Emiri olan Yagi Sayan dan ve Kudus un idaresini Fatimiler den eline gecirmis olan Artuklulardan olan Necmeddin Ilgazi ile ittifak kurdu Diger taraftan Kudus un idaresine ortak olan Artuklular dan Sokmen Bey Ridvan in muttefiki oldu Ridvan Antakya Emiri Yagi Sayan a saldirdi ve Antakya yi kusatti Yagi Sayan in muttefikleri olan Dukak ve Ilgazi Bey ona askeri yardima gelince kusatmayi birakti Ama bu sefer Ridvan Sam i da kusatti Tam bu sirada Ridvan in lalasi olan ve ona yakin yonetim destegi veren Atabeyi Cenahuddevle ile arasi acildi Ridvan kendi lalasi olan atabeyine danisamaz oldu Atabeyi Cenahuddevle de Humus a yerleserek Humus Emiri oldu Antakya Emiri Yagi Sayan Ridvan a destek vermeye basladi Bu destegi daha da guclendirmek icin Ridvan Yagi Sayan in kizi ile evlilik yapti Ridvan Yagi Sayan ile birlikte ordulari ile kendileri aleyhtarlarinin bulundugu Asi Nehri uzerinde bulunan Sayzar kalesine saldirmak icin askeri hazirliklara basladilar Tam bu sirada Birinci Hacli seferi Baronlar ordulari Cukurova ya indi Bu Musluman emirlerin aralarinda yaptiklari muttefiklik anlasmalarini ve dusmanliklari sona erdirdi Fakat Musluman emirlikler birlesip Haclilar ordusuna karsi gelmemeyi tercih ettiler Eger Musluman emirler birbirleriyle anlasip bir karsi muttefiklik kurabilselerdi Haclilarin Kudus u ele gecirip orada bir Haclilar Kudus Kralligi kurmalarini onleyebileceklerdi Ama kardes olan Ridvan ile Dukak arasindaki birbirinden nefret duygulari bunun gerceklemesine engel oldu Haclilar ordusu 20 Ekim 1097 de 8 ay surecek Antakya Kusatmasi na basladi Kale Antakya Emiri Yagi Sayan tarafindan savunulmakta idi Hacli ordulari kusatmaya devam edebilmek icin erzak ve iase toplamak uzere Ridvan in Halep Melikligi arazilerine devamli akinlar yapmaya basladilar Kusatma altinda bulunan Antakya Emiri Yagi Sayan once Sam taki Suriye Selcuklu Șam Meliki Dukak tan yardim istedi Dukak Aralik 1097 de ordusuyla harekete gecti Yolun hemen basinda iken bir Haclilar erzak ve iase arama birligi ile catismaya giristi Bu silahli catismadan Haclilar ordusunun cok zorlu bir askerler grubu oldugunu ogrenip bundan sonra kusatma altindaki Antakya kendine tabi olmasina ragmen bu kusatmayi kirmaya calismak icin askeri yardimda bulunmaktan tumden vazgecti Yagi Sayan bu sefer Ocak 1098 de Suriye Selcuklu Halep Meliki olan Ridvan dan yardim istedi 9 Subat 1098 de Ridvan birkac bin suvariden olusan bir orduyu Antakya ya destek verip kusatmayi kirmak uzere gonderdi Bu suvari ordusu baslarinda bulunan komutanin yeteneksizligi dolayisiyla Antakya kalesi yakinlarinda Haclilar tarafindan maglup edildi ve geri cekilmek zorunda kaldi Bu sefer Antakya Emiri Yagi Sayan iki haftalik yuruyus yolunda bulunan Musul Atabeyi Kerboga dan yardim istedi Kerboga Nisan 1097 sonunda yaklasik 30 000 kisilik ordusuyla Antakya ya yardim icin yola cikti Bu ordu yolda kendine katilan diger Musluman birliklerle gittikce buyudu Ama Kerboga ordusu gayet yavas hareket etmekte idi Kerboga ordusu daha hala yolda iken 2 Haziran da Firuz adinda bir Ermeni donmesi Haclilarin kendine vadettikleri altin ve toprak bagislarina tamah ederek kalenin Iki Kizkardes Kulesi ndeki bir pencereden Haclilarin sehre girmesini sagladi Yagi Sayan ailesini geride birakarak sehirden kacti ama bir Hristiyan Ermeni tarafindan sehrin uzaklarinda bulunarak kafasi kesildi Komutansiz kalan sehirdeki Musluman gucler cok gecmeden Haclilar tarafindan alt edildiler ve ancak kucuk bir kuvvet Yagi Sayan in oglu Semsuddevle komutasinda ic kaleye kapanmayi basardi 3 Haziran gunu Haclilar ic kale haric sehri ele gecirmislerdi Antakya ic kalesinde Yagi Sayan in oglu Semsuddevle direnise devam etti Haclilarin hucumlari onu ic kaleden sokemedi Hacli ordusu sehir halkina buyuk bir katliam uygulayip sehri talan edip sehri bir Hristiyan sehrine dondurme cabalarina giristiler Bu sirada Kerboga ordusu ile Antakya onune geldi ve Antakya kalesinde bulunan Haclilar ordusunu kusatmaya aldi Ama Kerboga bu kusatmada da ozellikle kendi ordusuna katilmis olan Sam Meliki Dukak la devamli anlasmazlik yuzunden korkakca pasif davrandi Bu kusatmadan buyuk zorluklar ceken Haclilar ordusu bir mucize ile Antakya Katedrali nin sunagi altinda Isa nin carmihta oldurilmesine neden olan Kutsal Mizrak i buldular Bundan aldiklari moral ile buyuk bir huruc hareketine basladilar Basta Dukak bircok Musluman birligi kactilar ve sonunda Kerboga nin kalan ordusu buyuk bir maglubiyete ugradi Kerboga kendini zor kurtarip ordusuz olarak Musul a donebildi Antakya Ic kalede kusatma altindaki Semsuddevle de muzakerelerden sonra kendisini ve askerlerine serbest gecis hakki kazandi ve ic kale de Haclilarin eline gecti Bundan sonra Ridvan ve diger emirler Haclilarin guneye Kudus e dogru gidislerine engel olamadilar Haclilara direnis Kudus u ellerine gecirmis olan Fatimilere kaldi Fakat 1101 den itibaren Avrupa dan yeniden gelmekte ve Anadolu yu gecmek icin yolda bulunan yeni Haclilar ordularini durdurmak icin Halep Meliki Ridvan Anadolu Selcuklu Devleti hukumdari II Kilic Arslan ve Danismendliler ile bir ittifaka katildi Bu Haclilar ordularini Anadolu icinde elemine edip bertaraf eden Musluman ordusunda Ridvan in gonderdigi birlikler de bulunmaktaydi 1 Mayis 1103 te Humus ta emir olan Jahab El Devle Ridvan in maiyetine girmis olan bir Hashasi suikastci olan Hakim El Muneccim adli bir Alamut Kalesi merkezli Ismaililer fedaisi tarafindan olduruldu Bu Hashasilerin Suriye deki ilk suikast eylemiydi Bundan sonra Suriye de Halep Melikligi ve Sam Melikligi ve hatta Haclilar Hristiyan devletlerinde Ismaililer fedaileri onemli suikastci rolu oynamaya basladilar 1104 te Sam Meliki Dukak oldu Sam ta iktidar Turk asilli askeri komutan olan Tugtekin eline gecti Sam Atabeyi unvanini alan Tugtekin once Dukak in yetiskin olmayan kucuk oglu II Tutus u ve sonra da Dukak ve Ridvan in kucuk kardesi olup Ridvan in oldurme emrinden kurtulmus olan genc i kukla hukumdar olarak Sam Melikligi tahtina gecirdi Ama 1104 yili sonunda bunlar bertaraf edildi Halep Meliki Ridvan Suriye Selcuklu Devleti hukumdari olarak Sam i eline gecirdi Fakat devletin baskenti yine Halep te kaldi Ridvan Haclilarin kurdugu Hacli Kudus Kralligi ile derin mucadeleye girismedi 1105 Haclilarin Trablussam i ellerine gecirmek icin yaptiklari saldirilara karsi koymak icin bu bolgeye asker gonderdi ama sonunda Haclilarin bu liman sehrini ellerine gecirip burada Haclilar Trablus Kontlugu devletini kurmalarini onleyemedi 1104 in Haclilar Harran Muharebesi ni kaybedip Asi Nehri nin dogusunda ellerinde bulunan arazileri kaybetmislerdi Avrupa ya gitmis olan Haclilar Antakya Prensi I Boemondo nun taht naibi olan Celile Prensi Tancred bu arazileri geri almak hedefiyle Ridvan ile bir seri askeri mucadeleye basladi 1105 te Ridvan Celile Prensi Tancred e karsi Halep yakinlarinda yapilan Artah Muharebesi ni kaybetti ve Asi Nehri dogusundaki eski araziler tekrar Haclilar eline gecti Bu Halep i tehdit altina almaya basladi Bu mucadele devem etti 1111 de Melik Ridvan Tancred le savasmaya yanasmadan ona tabi olarak 20 000 dinar tazminat odedi Ridvan in bu savastan kacinma tutumu Suriye halkini ondan gocundurmaya basladi Halep Kadisi olan Bagdat a gidip oradaki Abbasi halifesini Celile Prensi ne karsi bir Musluman muttefikligi kurmasini tesvik etti Kurulan muttefik Musluman ordusu basina Musul Atabeyi olan gecti ve Suriye de Celile Prensi ne karsi bir askeri sefer acti Fakat Ridvan kendine yardima gelen komsu emirler komutasi altinda bulunan bu Musluman ordusuna karsi onlar kendi baskenti Halep i savunmak icin Haclilarla mucadeleye girismislerken bile gayet soguk davrandi Bu ordunu komutani Musul Atabeyi Mevdud b Altuntegin 1113 Haziran sonunda Haclilara karsi kazandigi El Sinabra Muharebesi nden sonra istirahatte cekildigi Sam da bir Ismaili fedaisi tarafindan bir suikasta maruz kalarak olduruldu Sam ta bu Hashasiler suikastinin Ridvan tarafindan organize edildigi soylentileri yayildi Fahrulmulk Ridvan 10 Aralik 1113 te Sam da oldu Olumunden sonra Halep ve Suriye buyuk bir karisiklik donemine girdi Ridvan in yerine daha 16 yasina yeni girmis olan oglu kekeme veya dilsiz Suriye Selcuklu Meliki oldu Bu genc hukumdarin taht naipleri hadim Vezir ve Sam Kadisi Ibnu l Kassab oldu Alp Arslan El Akras doneminde Halep te bir anarsi basladi Genc kral naibi olan Sam Kadisi nin kendisini idare edecek sertlikte olmadigini anlayarak iki kucuk erkek kardesini bazi saray efradini ve birkac askeri komutanini olduruttu Taht naipleri ise Hashasislere karsi gayret yumusak davranis gosteren Ridvan in politikasini kokunden degistirerek Hashasileri tumuyle Sam ve Suriye den elemine etmek icin bir kampanya actilar Hashasilere yakin olduklari suphe edilen bircok kisi ya olduruldu ya da sehirlerden suruldu Sehirde bir kesmekes ortaya cikti Melik olan Alp Arslan El Akras in aklini kaybedip deli oldugu soylentileri dolasmaya basladi Eylul 1114 te Alp Arslan el Akras uykuda iken olduruldu Bu suikastin Vezir Lulu tarafindan organize edildigi dedikodulari sehirde yayildi Yeni melik olarak 6 yasinda olan Ridvan in bir diger oglu olan Meliklik tahtina gecirildi 1117 de Halep in gercek yonetici ve taht naibi olan hadim vezir Lulu da bir suikasta maruz kalarak olduruldu Halep sehri Antakya Prensligi tahta naibi Ruggero di Salerno tarafindan alinmasi tehlikesi altinda kaldi Bunu iyi bilen Halep ileri gelenleri Artuklu Ilgazi Bey in Halep Atabeyi olarak secilmesini sagladilar ve o da Ridvan in kizi ile evlenip bir muddet sonra Halep sehrini kontrol altina almayi sagladi Kaynakca Rene Grousset Histoire des croisades et du royaume franc de Jerusalem I 1095 1130 L anarchie musulmane Paris 1934 Fransizca Steven Runciman cev Fikret Isiltan Hacli Seferleri Tarihi I Cilt Birinci Hacli Seferi ve Kudus Kralliginin Kurulusu TTKY Ankara 1998 ISBN 975 16 0678 0 Amin Maalouf cev Ali Kilicbay Araplarin Gozuyle Hacli Seferleri YKY Istanbul 2006 ISBN 9789750811210 Ibn al Athir The chronicle of Ibn al Athir for the crusading period from al Kamil fi l ta rikh The years 491 541 1097 1146 the coming of the Franks and the Muslim response Ashgate Publishing London 2006 ISBN 0754640779 Ingilizce Resmi unvanlarOnce gelen I Tutus Suriye Selcuklu Halep Meliki 1095 1113 Sonra gelen