Saygılı Yosma (Fransızca: La Putain respectueuse), Fransız yazar ve filozof Jean-Paul Sartre'ın 1946 yılında Fransızca olarak kaleme aldığı tiyatro oyunu. İki perde olarak yazılan eser 1930'ların Amerika Birleşik Devletleri'nde geçer. Seçkin bir güneyli ailenin, oğullarını, siyahi bir adamı öldürdüğü için ceza almaktan kurtarmaya çalışmasını anlatmaktadır. Aile, bunu beyaz bir hayat kadını olan Lizzie MacKay'i oğulları yerine masum bir siyahi adamı suçlaması için yalancı şahitlik yapmaya ikna ederek başarmaya çalışır.
Saygılı Yosma | |
---|---|
La Putain respectueuse | |
Oyunun 1946 tarihli ilk baskısının kapağı | |
Yazar | Jean-Paul Sartre |
Karakterler | Lizzie, Fred, Senatör, Zenci, James, John |
İlk gösterim | Kasım 1946 Théâtre Antoine |
Ülke | Fransa |
Orijinal dil | Fransızca |
Tür | Varoluşçu |
Zaman ve mekân | 1930'lar, ABD'nin güney kasabalarından biri |
IBDB profili |
İlk kez Kasım 1946'da Paris'te sergilenen Saygılı Yosma, Sartre'ın 1945'te ABD'ye yaptığı ziyaretlerdeki gözlemlerine dayanır. Yazar, 1931 yılında bu ülkede gerçekleşen ve dokuz siyahi adamın iki beyaz hayat kadınına tecavüz etmekle suçlanarak ceza aldıkları Scottsboro davasından ve ziyareti sırasında tanıştığı Richard Wright'ın kitaplarından ilham alarak bu oyunu yazdı. Sartre eserde, ırkçılığı ve Amerikan toplumundaki sınıf sistemini beyaz bir fahişe, ona tecavüz etmekle suçlanan siyahi bir adam ve cinayet işlemiş zengin bir beyaz adamın hikâyesini anlatarak ironik bir şekilde eleştirdi.
Sartre'ın Varoluşçuluk coşkusuyla yazdığı ve Lizzie'nin çevresinde sert erkekler, zorba zenginler ve linççiler varken seçimlerinde ne kadar özgür olduğunu sorguladığı oyun pek çok eleştiri aldı. Yazarın bir Fransız olarak müttefikleri Amerika Birleşik Devletleri'ne bu oyunla ihanet ettiği söylendi. Sartre bu eleştiriye "Ben ABD'ye değil, ırkçılığa karşıyım" diyerek cevap verdi. Kısa bir zaman geçirdiği ülkenin günlük alışkanlıkları hakkında doğru gözlemler yapamadığı da bir diğer eleştiriydi. Ayrıca, Sartre'ın yarattığı siyahi karakterin güçsüz ve çaresiz bir portre çizmesi, haksızlığa karşı mücadele etmek yerine kaçmayı tercih etmesi de liberal ve sol kesimden izleyiciler tarafından hoş karşılanmadı.
Sartre, 1952'de çekilen sinema filmi ile, oyunun Sovyetler Birliği'nde sergilenen uyarlaması için yeni bir son yazdı. Bu yeni sonda Lizzie yalancı şahitlik yapmayı reddederek sınıf ayrımcılığı ve ırkçılıkta bir kırılım noktası ortaya çıkardı. Yazar, değişiklikle ilgili olarak "Biliyorum ki çalışan genç kesimden pek çok insan bu oyunu izledi ve üzücü bir şekilde sonlandığı için hayal kırıklığına uğradı. Hayata asılmak zorunda olan bu kitlenin ihtiyacı olan tek şeyin umut olduğunun farkındayım" yorumunu yaptı. Baş karakterin kahramanca kararı ve oyunun iyimser sonu 1930'ların ABD'sindeki ırkçılık gerçeğini yansıtmadığı için çok eleştirildi.
Sartre'ın az bilenen oyunlarından biri olanSaygılı Yosma ile ilgili olarak André Gide, 15 Mart 1947 tarihli günlüğünde "Sartre'ın Saygılı Yosma'sının bir çeşit başyapıt olduğunu düşünüyorum. Son iki uzun ve sıkıcı romanından hoşlanmamıştım fakat Saygılı Yosma, Duvar'da yazdığı harika hikâyelerden sonra yarattığı en güçlü ve mükemmel metin" yorumunu yaptı.
Kökeni
II. Dünya Savaşı'nın ardından Fransa'nın üzerinde Amerika Birleşik Devletleri'nin kültürel etkileri görülmeye başladı. 1945 yazında ülkedeki sinemalarda ABD'nin kara filmleri gösterildi. Daha önceleri Sergei Eisenstein ve Vsevolod Pudovkin gibi Rus yönetmenlerin filmlerine ilgi duyan Sartre ve Simone de Beauvoir artık Orson Welles filmlerini takip etmeye başlamışlardı ve Stalin'in Rusya'sında heyecan verici bir şey olmadığına inanıyorlardı. Çift, Welles'in Citizen Kane isimli filmini çok beğenmişti. Savaşın ardından 1945 yılında Sartre, Amerika Birleşik Devletleri'ni iki kez ziyaret etti ve ülkede ırkçılığın düşünmediği kadar büyük boyutlarda olduğunu gözlemledi. Annie-Cohan Solal'e göre evinden, günlük hayatından ve tarihsel hoşgörülerden uzakta olduğu bu ziyaretler Sartre'ın politik mücadelelerinin de başlangıcı oldu. Gezilerinden sonra yayınladığı yazılarda da bu ırkçılığı sürekli eleştirdi. Le Figaro'daki makalelerinin ilkinde ABD'nin gerek kuzeyinde gerekse güneyinde siyah insanlarla beyaz insanlar arasındaki farkın kendini çok şaşırttığını yazdı. Sadece hizmet sektöründe iş bulabilen siyahların sokaklarda beyazların yanından geçmesi bile problem oluyordu.
Sartre'ın gözlemlerine göre beyaz Amerikan toplumu siyahlarla ilgilenmiyordu ve onların da kendileri ile ilgilenmemesini istiyordu. Beyazlar için siyahların tek ilgilenmesi gereken asansörler, bagajlar ya da beyazların ayakkabıları olabilirdi çünkü zencileri makine gibi görmek istiyorlardı. Bu konuda yayınlanan ilk makalesinin ardından Amerikalılar kendi iç işlerine karışmaması konusunda Sartre'ı uyardılar. Yazar, Le Figaro'da yayınlanan ikinci makalede "Öyle görünüyor ki siyah problemini çözmenin tek bir yolu var ve bu da çok kolay değil. Amerikan işçi sınıfı (hem beyazlar hem de siyahlar), yönetim sınıfına karşı çıkarlarının tek olduğunu anlar ve beyaz işçiler zencilerle birlikte eşit haklar için mücadele ederse bu dava kazanılır." diye yazdı.
Irkçılık, savaş ile birlikte Sartre'ın ilgi alanına girmiş bir kavramdı. Saygılı Yosma'yı yazmadan önce gene 1946 yılında Reflexions sur la question juive (Irkçılık ve Yahudiler) isimli bir yazı yayınlamıştı. Bu yazısında, uç noktalardaki Nazi'lerden değil, ırkçılığın Fransa'da görülen etkilerinden bahsetti. Sartre'ın "Bir Yahudi nereden gelirse gelsin ve ne yapmış olursa olsun öldürülmeli. Bir kavgaya hazırlandığı ya da bir direnç hareketinde yer aldığı için değil. Çok daha basit bir sebepten: Bir Yahudi olduğu için." diyerek antisemitizmi özetledi. Yazarın ilk kez gözlemleme fırsatı bulduğu kapitalizme karşı tepkisi de Saygılı Yosma'yı yazmak oldu ve bu oyunu yazarken de konuya aynı bakış açısıyla yaklaştı. Tıpkı bir Yahudi'nin tek suçunun Yahudi olması olduğu gibi, "Bir zenci her zaman kötü şeyler yapar." önyargısının hakim olduğu bir dünyayı anlattı.
Scottsboro davası
Sartre, oyunu yazarken 1931 yılında ABD'de gerçekleşen Scottsboro davasından ilham aldı. Bu davada, Alabama'ya doğru giden trende iki hayat kadınına tecavüz ettikleri iddia edilen dokuz siyah adam yargılanmış ve hepsi ırza geçmekten suçlu bulunmuştu. Mahkeme sırasında kadınlardan birinin suçlamasını geri çekmesine rağmen yüksek mahkeme fikrinden geri dönmemiş ve sanıklar yıllarca hapis yatmışlardı.
1931 yılında Alabama'da iş bulmak için güneye giden trene binmiş olan beyaz ve siyah işçiler arasında tren hareket hâlindeyken kavga çıktı. Tren yolu polisi Alabama'da bulunan Scottsboro kasabasında 25 Mart 1931 günü dokuz Afro Amerikan ile dört beyazı trenden indirerek tutukladı. Tutuklanan iki beyazın erkek kıyafetleri giymiş kadınlar olduğu anlaşıldı. Ruby Bates ve Victoria Price isimli bu kadınlar sorgularında iş aramak için o trende bulunduklarını söylediler. Aslında hayat kadını olan Bates ve Price hapse girmek istemedikleri için dokuz gencin kendilerine tecavüz ettiğini iddia ettiler. Birbirini tanımayan dokuz siyahi adam, tamamı beyazlardan oluşan bir jüri tarafından yargılanarak tecavüzden suçlu bulundu ve on üç yaşında olan Roy Wright haricindekiler ölüm cezasına çarptırıldı. Bu dava "kanuni linç" kavramının yayılmasına da sebep oldu. ABD'nin beyazların egemen olduğu güney eyaletlerinde adaletin yanılması ile çok sık karşılaşılıyordu. 1882 ile 1946 arasında ABD'de beş yüzün üstünde siyah linç edilmişti. Buna rağmen bu dava uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Komünistler, Amerikalı siyahlar ve destekçileri genç adamları savunmak için ellerinden geleni yaptılar. Kadınlardan birinin suçlamasını geri çekmesine rağmen Scottsboro Çocukları olarak adlandırılan mahkûmların en sonuncusu ancak 1950 yılında hapishaneden çıkabildi.
Özeti
Birinci perde
Seçkin bir güneyli aileden gelen genç sanayici Thomas ve üç arkadaşı bir futbol maçı sonrasında sarhoş bir şekilde trene binerler. Kuzeyden gelen bir hayat kadını olan Lizzie de kendine küçük güney kasabasında yeni bir hayat kurmak üzere aynı trende yolculuk etmektedir. Sarhoş beyazlar önce Lizzie'ye sarkıntılık ederler ardından trene ait olmadıklarını düşündükleri iki siyah adamla kavgaya tutuşurlar. Thomas cebinden bir silah çıkartarak adamlardan birini vurur. Bunu gören diğer adam camdan atlayarak kaçar. Lizzie ise tüm bu olayların şahidi olmuştur.
Zenci, Birinci sahne
Oyunun açılış sahnesinde kaçak siyah adam, Lizzie'yi yeni taşındığı apartman dairesinde bulur ve kendisini kurtarması için ona yalvarır. Lizzie'nin bunun için yapması gereken, adamın lehine ifade vermektir. Kadın önce yargıçların ve polislerin midesini bulandırmasını sebep göstererek bu teklifi reddeder. Fakat, adam dışarıda toplanan beyazların kendisini aradığını ve linç edileceğini açıklayınca, hiçbir suçu olmadığını bildiği zenciye yardımcı olacağına söz verir ve ondan gitmesini ister. Zenci, son olarak Lizzie'den kendisini saklamasını talep eder fakat kadın bu teklifi kabul etmez ve adamı gönderir.
Lizzie'nin kasabadaki ilk müşterisi, kapı çalındığında saklanan Fred isimli beyaz bir adamdır. Fred, o bölgenin zengin bir senatörünün oğludur ve bir gece önce dans salonunda Lizzie'yi kiralamıştır. Kadınlara güvenmeyen ve Lizzie ile geçirdiği geceye ait utancını kadından yatağı "günah koktuğu" için toplamasını isteyerek gösteren Fred, polisin çıkagelmesini bekliyor gibi görünmektedir. Genç adam Lizzie'ye önceki gece için sadece on dolar teklif edince kadın çileden çıkar. Fakat Fred bir senatörün oğlu olduğunu açıklayınca zenginlikten ve ihtişamdan çok etkilenen Lizzie yumuşar. Gene de parayı almayı reddeder. Bunun üzerine Fred parayı masanın üstüne bırakır.
Fred'in Lizzie'yi kiralamasının sebebi bir önceki gün kasabaya gelirken başına gelenleri kadının ağzından dinleyebilmek ve onu istediği doğrultuda yönlendirebilmektir. Çünkü Fred, siyah adamı vuran Thomas'ın kuzenidir ve Thomas'ın cezalandırılmasını istememektedir. Lizzie'ye yaşadıklarını anlattırdıktan sonra bunların doğru olmadığını söyleyen Fred, ona kendisine göre doğru olanları anlatır. Fred'in hikâyesine göre iki siyah adam Lizzie'yi taciz etmiş, bunu gören bazı beyaz adamlar ise kadını kurtarmaya çalışmışlardır. Siyah adamlardan biri bıçak çıkartınca Thomas silahını çıkartarak onu vurmuş, diğer siyah adam da kaçmıştır.
Genç adam Lizzie'den polise Thomas lehinde olan hikâyeyi anlatmasını isteyince Lizzie gerçeğe saygılı olması gerektiğini söyler. Fred bu söze karşı "Gerçek diye bir şey yok. Beyazlar ve siyahlar var, o kadar!" der. Lizzie kimseye zarar vermek istememektedir. Fred'e bir kez daha siyah adamın hiçbir şey yapmadığını vurgular. Fred bu söze karşı ise "Zenci kısmı her zaman bir şeyler yapar." der. Fred'e göre beyazların birlikte hareket ettiği ve cezalandırılamayacağı güneyde siyah birini öldürmek bir cinayet değil ancak savunmadır. Son olarak Fred, kadına Thomas'ın tarafında yer alması için 500 dolar teklif eder. Lizzie bu parayı kabul etmez. Ama büyük bir ikilemde kalmıştır. Gerçeğin ne olduğu, ahlâk, kanun ve tecrübeden daha önemli olarak ortada beyazların birliği vardır. Lizzie, ilk kez ait olduğu sınıfla bir hissedebilecek ya da etik değerlerine saygılı kalarak onlardan tamamen uzaklaşacaktır.
Bu sırada iki polis Lizzie'nin evine ellerinde yazılı bir belgeyle gelir ve Lizzie'den bu belgeyi imzalamasını ister. Lizzie'ye eğer imzalamazsa Thomas'ın cinayet sebebiyle tutuklanacağı söylenir. Böylece Lizzie, Thomas'ın kurtarılması için ailesinin, polisin ve yüksek makamların ortak çalıştığını anlar. Lizzie belgeyi imzalamamakta direnince, onu hayat kadını olmak suçundan tutuklamakla tehdit ederler. Bu suça kanıt olarak da Fred'in kadının almayı reddettiği için masanın üzerine koyduğu on doları gösterirler. Bunun üzerine Lizzie ve Fred tartışmaya başlarlar. Fred evi terk etmek üzere kapıyı açtığında içeri babası Senatör Clarke girer.
Senatör. Dördüncü sahne
Senatör Clarke, Lizzie'ye Fred'e göre çok yumuşak davranır ve doğru bildiklerini sorgulamasını sağlayacak sorular sormaya başlar. Kadının söylediği hiçbir şeye karşı çıkmaz ve onuruna hakaret etmez. Ona çeşitli doğruluk tiplerinin olduğundan bahseder. Senatör, Lizzie'nin toplumun bir bireyi gibi hissetmesini sağlayarak subjektifleşmesini sağlar. Önemli olan herkesin kabul ettiği ortak doğruya karar verebilmektir. Örneğin, Senatör için en önemli doğru yeğeninin yaşamasıdır. Senatör, oğlu Fred'in aksine siyahların şeytan olduğuna inanmamaktadır. Zenciler sadece önemsiz ve değersizdir. Yanlışlıkla doğmuş, gerçek bir erkek gibi yaşayamayan ve ölümlerinin kimseyi ilgilendirmediği zencilere karşı Thomas gibi bir erkeğin hayatı değerli ve önceliklidir. Çünkü Thomas yönetmek için doğmuştur. Senatörün bir diğer taktiği ise olaydaki kurbanı değiştirmek olur. Fred'e göre mağdur olan Thomas'tır. Senatör ise Lizzie'nin gözünde kurbanı mitolojik bir kadın kahramana dönüştürür. Bu kadın Thomas'ın annesi olan Mary'dir. Senatöre göre Mary zengin ama çaresiz bir kadındır çünkü oğlunun kaderi Lizzie'nin ellerindedir. Senatör Lizzie'ye Thomas'ın hapse düşmesinin Mary'i öldüreceğini söyler. Fakat, eğer Lizzie kâğıdı imzalarsa Mary'nin gözünde yükselecektir. Aşağı ve yukarı tabaka arasındaki ayrımı kullanan Senatör, Mary'nin Lizzie'yi kendi seviyesinde göreceğini söyleyerek Lizzie'yi etkilemeye çalışır. Lizzie'nin iyi bir vatandaş olarak ifade vermesi Mary'i etkileyecektir. Senatör, hikâyesine saygı duyarmış gibi yaptığı Lizzie üzerinde hüküm kurup diğer beyazların onu nasıl göreceklerine odaklanarak kadını beyaz toplumun kurallarının içine çeker. Mary gibi yüksek tabakadan insanların saygısını kazanmak isteyen Lizzie'nin kasabanın dürüst bir vatandaşı olarak kabul edilmek ve beyazların dünyasına girebilmek için ödemesi gereken bedel bir zencinin yaşamıdır. Sonuç olarak Lizzie senatörün vaatleriyle baştan çıkar. Basit bir şahitlik yaparak tüm kasabanın sevgisini ve takdirini kazanacaktır. Bu sözlere kanan Lizzie belgeyi imzalar. Senatör evi terk ederken ilk perde biter.
İkinci perde
Gece olmuştur. Zenci bir kez daha Lizzie'nin evine gelir ve pencereden içeri girer. Tam bu sırada kapı çalındığı için saklanır. Lizzie kapıyı açar ve karşısında Senatör Clarke'ı görür. Senatör, Thomas serbest kaldığı için Lizzie'ye teşekkür eder. Kadına olan tavırları değişmiştir. Kız kardeşinin gönderdiğini söylediği zarfı Lizzie'ye verir. Lizzie, asil kadından bir mektup aldığı için çok sevinir fakat zarfın içinden yüz dolar çıkar. Senatörün tüm sözlerinin hile olduğunu anlayan Lizzie, senatöre tepkisini: "Bugüne kadar daha saygılı davrandıkları için hep yaşlıları tercih ederdim. Ama şimdi onların diğerlerinden daha uyanık olduklarından kuşkulanmaya başladım." diyerek gösterir. Clarke evi terk ettikten sonra kadın zarfı bir kenara fırlatır.
Zenci saklandığı yerden çıkar ve Lizzie'ye linç avının başladığını, kendisini saklaması gerektiğini söyler. Lizzie onu ertesi geceye kadar saklamaya karar verir. Bu sırada beyazlar, kadının sokağındaki evleri aramaya başlamıştır. Lizzie bir tabanca çıkartıp zenciye verir. Eğer gelirlerse adamları vurmasını ister. Zenci ise asla beyazlara ateş edemeyeceğini söyler. O anda kadın zenciyle ne kadar benzediklerini fark eder. İkisi de güçlü beyazların karşısında varolmamaları gerektiğini düşünürek suçluluk hissetmektedirler.
Kapıya gelen iki adamı zenciyi hiç görmediğini söyleyerek gönderen Lizzie'nin evine bu sefer de Fred gelir. Kadın, adamı kovmaya çalışsa da Fred zorla içeri girer. Dışarıda bir zencinin linç edildiğini haber verir ve Lizzie'ye dışarıda zencinin linç edilmesini izlerken bir anda kendisini arzulamaya başladığını açıklar. Kadının evine de bu yüzden gelmiştir. Bu sırada banyodan gelen sesleri duyar. Fred, banyodaki zenciyi bulunca, Lizzie ona tabancasına doğrultur. Bunu fırsat bilen zenci kaçar.
Final sahnesinde Fred de Lizzie'ye babasıyla benzer bir açıdan yaklaşır. Lizzie'ye kendisinin de tıpkı zenciler gibi değersiz olduğunu ve yaşamaya hakkı olmadığını çünkü dedelerinin kim olduğunu bile bilmediğini söyler. Lizzie de (zenciyle benzer sebeplerden) Fred'i vuramaz. Oyun sonlanırken, Fred Lizzie'ye bakacağına söz verir ve ona ırmağın karşısında bir ev vadeder.
Alternatif son
Oyunun Sovyetler Birliği'nde oynanan uyarlaması ve bu sergilenişten birkaç sene önce çekilen sinema filmi için Sartre alternatif bir son yazdı. Bu sonda Lizzie kahramanlaştırıldı ve oyun iyimser bir şekilde Lizzie'nin siyah adamın haklarını savunması ve yalan ifade vermeyi reddetmesi ile son buldu. Bu konuyla ilgili Sartre'a yorumu sorulduğunda "Oyunu henüz izlemedim ama Fransa'da çekilen filmin optimist sonunu onaylıyorum. Biliyorum ki çalışan genç kesimden pek çok insan bu oyunu izledi ve üzücü bir şekilde sonlandığı için hayal kırıklığına uğradı. Hayata asılmak zorunda olan bu kitlenin ihtiyacı olan tek şeyin umut olduğunun farkındayım" dedi. Konuyla ilgili olarak Simone de Beauvoir, Jessica Benjamin'e verdiği röportajda, Sartre'a yaptığı işi değiştirmesi gerektiğini hiç söyleyip söylemediği sorulduğunda "Elbette söyledim. O da dediğim şeyi yaptı. Saygılı Yosma'nın ilk versiyonunun çok kötü olduğunu söylediğim için oyun tekrar yazıldı." diye cevap verdi.
Analiz
Tüm çalışmalarında özgürlük felsefesinden bahseden Sartre, insanoğlunun somut bir dünyada yaşadığını inkâr etmese de özgürlüğü söz konusu olduğunda tepki verebilmesini istedi. Hangi sınıftan, cinsiyetten, ırktan doğacağına karar veremeyen kişinin dünyasının nelerden oluşacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini söyledi. Özellikle ilk çalışmalarında varoluşun ikilemini dile getirerek varolmanın özgürlükler arasına sıkıştığını ve her birinin kendi egemenliğini koruyabilmek için diğer özgürlükleri yok etmeye çalıştığını yazdı.
Ahlaki hareketlerin ya da politik sözlerin sınırlarını sorguladığı eserlerinden biri olan Saygılı Yosma'daki ana tema ırkçılıktır. Senatör Clarke, Lizzie'yi ikna etmeye çalışırken siyah adam bir suç işlese de işlemese de adaletli olanın daha "iyi" olan adamın kurtarılması olduğunu iddia eder. Senatöre göre daha iyinin tanımı ise "bu ülkeyi (Amerika Birleşik Devletleri) kurmuş olan" adamlardır.
Fred'e göre ise dünya iyi ve kötünün tanımlarının açık bir şekilde yapıldığı bir yerdir. Hem kadın düşmanı hem de ırkçı olan genç adam, Lizzie ile geceyi geçirdiği yatağa bakarak yatağın günah koktuğunu söyler. Ayrıca, siyahlar hakkında konuşurken bir siyahın masum olmasının söz konusu olmadığını çünkü "bir zencinin her zaman bir şey yaptığını" iddia eder. Tüm bu inançların sebebi Fred'in hem zencinin hem de Lizzie'nin günahın açığa çıktığı şeytanlar olduklarına inanmasıdır. Birini yok etmeyi diğerine ise egemen olmayı istemesinin ana sebebi budur. Lizzie ile ilişkiye girmesi ilk önceleri Fred'i rahatsız etse de oyunun sonunda ona sahip olarak ve özgürlüğünü vermeyi reddederek şeytana zarar vermeyi amaçlar.
Fred, Lizzie'ye on dolarlık bir fahişe olduğunu söylediğinde kadını bu tanımın içine sokanın kendi bedeni ve kendi on doları olduğunu fark etmez. Lizzie'yi çıplak görmekten utanan adam bu yüzden ışıkları kapattırır, sabah ise gece olanları konuşmayı reddeder. Güce dayalı ırkçılık ve cinsel davranışlardaki alçalma Fred ve kuzeni Thomas'ın ortak özellikleridir. Thomas trende Lizzie'ye cinsel tacizde bulunduktan hemen sonra siyah bir adamı öldürmüştür. Fred ise benzer bir şekilde siyah bir adamın linç edilmesini izlerken birden kadını düşünmeye başlayıp Lizzie'ye karşı cinsel istek duymaya başlamıştır. Bir insanın dünyayı idare ettiğini sanması için iki farklı yöntem olan cinayet ve tecavüze yatkınlığa, gücü olmayan insanlara saygı duymayan iki kuzende de rastlanır.
Oyun boyunca mantığı, gerçekçiliği ve insanlığı temsil eden siyah adamın temsil ettiği bu değerler oyun sonunda hiçe yakınsanmıştır. Seyirci, oyunun başlamasından kısa bir süre sonra bu adam için hayatın standart kurallarının işlemediğinin, aksine bu kuralların tam tersinin geçerli olduğunun farkına varır.
Saygılı Yosma, ülkedeki mevcut durum korunarak ABD'nin ırkçılık probleminin çözülemeyeceğinin bir kanıtı gibidir. Eğer siyah işçi sınıfıyla beyaz işçi sınıfı birleşmeyi başarabilirse bu problem ortadan kalkabilir.
Oyunda ortaya konulan bir diğer konu ise sınıflar arası farklardır. Cinayet davasında şahitlik yapması gereken Lizzie, güney kasabasına henüz gelmiş bir hayat kadınıdır. Oysa cinayeti işleyen Thomas genç ve seçkin bir sanayicidir. Sartre'ın eseri, yazarın ilham aldığı Scottsboro davasından bu noktada ayrılır: Ortada işlenmiş bir suç vardır ve suçu işleyen Thomas üst tabakadan biridir. Masum siyahi adamın Lizzie'nin dairesine gelip doğruyu söylemesi konusunda yalvarmasının ardından Thomas'ın ailesinin gücü ortaya çıkar. Kuzeni Fred, zina suçundan hapse atılabilmesi için Lizzie ile bir gece geçirir. Senatör, genç kadını ziyaret eder ve ona gizli bir anlaşma teklif eder. Ardından Fred tekrar ortaya çıkarak Lizzie'ye, metresi olması karşılığında finansal destek önerir. Toplumdan saygı görmeyi çok isteyen, ailesinden ve arkadaşlarından uzak, tek önemsediği faturalarını ödeyebilmek olan Lizzie'nin yanlış karar vermesi çok da şaşırtıcı değildir.
Sınıf ayrımı temasının en çok fark edildiği anlar, beyaz toplumun önemli bir temsilcisi olan Senatör ile Lizzie'nin karşı karşıya geldikleri sahnelerdir. ABD'nin adalet sisteminin bir simgesi gibi duran Clarke, Lizzie için doğrunun ne olduğunu baştan yazar. Clarke'a göre Thomas'ın siyahi bir adamı öldürmesi önemli olamaz, önemli olan Thomas'ın çok değerli bir insan olmasıdır ve adamın hayatı zencininkine göre çok daha değerlidir. Senatör, Harvard mezunu, iş adamı, komünist düşmanı, önde gelen beyaz bir işveren olan Thomas'ın her açıdan kazandığı bir rekabet ortamı yaratarak Lizzie'nin aklını karıştırmayı başarır. Papazları, doktorları, avukatları, sanatçıları, belediye başkanı ve onun vekilleriyle tüm şehrin (şehrin saygın kişiliklerinin) Thomas'ın yanında olduğunu kadına vurgular. Bunun ardından ise Senatör Lizzie'ye kasabada, tüm kasabalıların onu kabul edeceği ahlâklı bir yaşam vadeder. Lizzie yapacağı yalancı şahitlikle yüksek tabakanın kabul ettiği, düzgün bir vatandaş hâline gelecektir. Lizzie MacKay'in karakteri ve yaptığı seçim Sartre'ın kapitalist toplumlarda doğru seçimlerin yapılmasının zorluğunu gösterme şeklidir. Genç kadın, masum bir zenciye ihanet etmesi için tüm saygın insanlar tarafından zorlanmıştır.
Sartre oyunda, eserin baş kahramanı olan Lizzie MacKay'in geçmişi hakkında hiçbir bilgi vermez. Lizzie'nin yaşamı, ailesi, yetiştirilişi ve şu anda olduğu yere nasıl geldiği bilinmez. Ayrıca, karakterin ahlâki bakış açısı da çelişkiler içerir. Örneğin, komünist olmakla itham edildiğine dehşete düşer, "Onlara (zencilere) karşı değilim ama bana dokunmalarını da istemem." der. Fakir olmasına rağmen rüşvet kabul etmeyen Lizzie, zengin, yüksek mevkiden, duyarlı bir annenin ancak katil olan oğlunun lehine yalancı şahitlik yaparsa minnetini ve saygısını kazanabilecektir. Saygın biri hâline gelmek için yalan söylemeyi kabul eden Lizzie'nin anneden beklentisi bir teşekkür notudur. Teşekkür notu yerine yüz dolarlık bir zarf alınca üzülür. Bir zenciyle benzer duygular hissetmekten utanmayan Lizzie tıpkı onlar gibi polisten korkar. Bu açıdan da Lizzie ve zenci bir sınıf dayanışması içindedir.
Fakat, Saygılı Yosma'da Lizzie ve zenci arasında dengesiz bir iş birliği görülür. Her ikisinin de toplumsal kuralların kurbanı olması birbirlerini anlamalarını sağlar. Buna rağmen ne Lizzie'de ne de zencide birbirlerini kurtaracak öz saygı vardır. Düşmanları tarafından sindirilmiş olan bu ikili, kurtulacaklarını bilseler bile düşmanlarına karşı tetiği çekemezler. Siyah adam yanlış hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen suçlu hissetmektedir ve beyazların tüm yargılarını kabul etmiştir. Irkçılığın kurbanları üzerindeki en trajik etkilerinden biri olan kendine yabancılaşmanın görüldüğü zenci adam, tıpkı Fransız kolonilerindeki siyahlar gibi kendisini yaşamaya bile hakkı olmayan bir insan olarak görmektedir. Lizzie beyaz bir kadın olarak beyaz adama kendini pazarlamayı seçebilir ya da herkese herhangi bir fiyatı olmadığını göstererek özgürleşebilir. Fakat bu özgürleşme aynı zamanda zenciyle aynı sınıftan bir mazlum olduğunu da kanıtlayacaktır. Lizzie zencileri sevmediğini söyleyerek ve Fred'e uyandıktan hemen sonra zenci görmenin kötü şans getirip getirmediğini sorarak kendini siyah adamdan uzaklaştırır. Fred ile olan ilişkisinden ve Senatör'ün vadettiklerinden etkilenen Lizzie, kötü şansa karşı güvende olma duygusuna yenik düşerek belgeleri imzalar. Oyunun sonunda zenciye ne olduğu açıklanmaz fakat Lizzie'nin Fred'e teslim oluşu kadının hiçbir şey olmayan geçişini simgeler. Drama, öykü ve roman gibi pek çok edebi türde kadınların ihtiyaçlarını karşılamak için var olan tanrılaştırılmış erkekler vardır. Oyunun sonundaki davranışıyla Sartre'ın Lizzie'si de tıpkı Kierkegaard'ın Regine'i gibi pasif, tanrılaşmış erkeklere hizmet etmek ve erkeklerin arzularını yerine getirmek için yaratılmış bir kadına dönüşür.
Sergilenişi
Oyun, yazılışının hemen ardından 1946 yılında ilk kez Paris'te Théâtre Antoine tarafından sergilendi ve başrolde Hélèna Bossis oynadı. 1948 yılında ise New York'ta gösterildi. Bu versiyonu Eva Wolas uyarladı ve ilk kez 9 Şubat 1948 tarihinde sergilendi. Sartre, oyunun sonunda anti-kahraman bir hayat kadını olan Lizzie'nin gerçek yerine yalanı seçmesini anlatırken didaktik bir kaba güldürü tarzı benimsemişti. Oysa eserin New York'taki sergilenişinde Saygılı Yosma bir melodram olarak sunuldu. Eser, şehirdeki Eleştirmenler Birliği tarafından yılın en başarılı yabancı oyunu seçildi. Oyun, New York'ta 350 kereden fazla sergilendi.
1949'un Temmuz ayında, oyunun Chicago'da sergilenmesi için çalışmalar başladı. Bu dönemde yapımcılar, eserin sergilenebilmesi için hem mahkemeye hem de polis baskısına karşı mücadele verdiler. Şikago polis şefi oyunun ismi sebebiyle şehrinde oynanmasına izin vermeyeceğini açıkladı. Yapımcılar tarafından eseri izlemeye davet edildiğinde ise bu teklifi reddederek Saygılı Yosma'yı izleyip izlememenin kararını hiçbir şekilde değiştirmeyeceğini açıkladı. Öte yandan, şehir yönetimi oyunun ahlâksızca olduğunu ve iki ırk arasındaki ilişkilere zarar vereceğini iddia etti. NAACP (National Association Civil Liberties Union), Saygılı Yosma'yı desteklediğini açıkladı. ACLU (American Civil Liberties Union) ise oyunun savunmasına katıldı. Bu savunmanın ardından sansür bir süreliğine kaldırıldı.
1954'lerin başında oyun Moskova'da sergilenmeden önce Sartre, eserin sonunu değiştirdi ve Lizzie'ye yalan söyletmek yerine zenciyle iş birliği yaptırmayı tercih etti. Böylece, Moskova'daki izleyiciler yalan ifade vermeyi reddeden, kapitalistlerin baskılarına boyun eğmeyen, sınıf ayrımına baş kaldıran bir kahramanı izlediler. Oyunun ismi Lizzie MacKay olarak değiştirildi ve Lizzie'yi Lyubov Orlova canlandırdı. New York'taki duygusal hayat kadını melodramı Moskova'da didaktik bir komünist parti kutlamasına dönüşmüş oldu. Oyunu izleyen bir eleştirmen "Başroldeki karakter, Sovyet ordusuna asker olarak girebilir." yorumunu yaptı. Sartre, oyunun Moskova'daki 400. sergilenişine katıldı. Yazar, oyununun stalinist propaganda doğrultusunda değiştirilmesine izin vermesiyle ilgili olarak "Lizzie'nin bilincin ışığına ulaşmasının ardından tamamen kandırılmasına razı olamazdım." dedi.
Oyun ayrıca Beauvoir ile Sartre'ın Küba'yı ziyaretleri sırasında bu ülkede de sergilenmeye başladı ve Saygılı Yosma bu ülkede yüzden fazla kez oynandı.
Türkçeye ilk kez Orhan Veli Kanık'ın çevirdiği eser, 1950 yılında Kanık'ın vefatından sonra "Saat 6 Tiyatrosu" tarafından bir kez temsil edildi.Saygılı Yosma, Türkiye'de son kez 2005 - 2006 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları'nca sergilendi. Eserde, Lizzie'yi Bennu Yıldırımlar, Fred'i Burak Davutoğlu canlandırdı.
Oyun Kuzey Afrika'da da oynandı. Eseri, Sartre ile birlikte izleyen Afrikalı bir generalin Sartre'a Saygılı Yosma'nın tüm Afrika'da sergilenmesi gerektiğini, böylece Fransız topraklarında yaşayan siyahların Amerika'da yaşayan siyahlara göre ne kadar mutlu olduklarının anlayabilecekleri yorumunu yaptığı söylenmektedir.
Saygılı Yosma'nın 1952 yılında Fransa'da sinema filmi de çekildi. Lizzie'nin Barbara Laage tarafından canlandırıldığı filmde, kadın ilk önce Senatör Clarke'a saygı gösterse de filmin sonunda (tıpkı Sovyetler Birliği'nde oynanan versiyonun sonunda olduğu gibi) senatör ve ailesinin aleyhine şahitlik yaptı ve Thomas cinayetten suçlu bulundu. Beyaz kadının elinin siyah adamınkiyle birleşmesi ile film son buldu. 1974 yılında ise oyun, gene Fransa'da televizyon dizisi olarak uyarlandı.
Gelen eleştiriler
Oyunun Paris'teki ilk sergilenişinin ardından Sartre ile politik görüşleri uyuşmayan kişiler, yazarı, vatanları Fransa'yı Nazi'lerin elinden kurtararak ülkelerine özgürlüğünü iade eden müttefik bir millet olan ABD'yi karalamakla suçladılar. Bu eleştirmenlere göre Sartre'ın oyunu "Amerikan demokrasisine atılan büyük bir iftira" ve "Amerikan misafirperverliğini suistimal" idi. Örneğin, muhafazakâr yazarlardan Thierry Maulnier, Le Spectateur isimli gazetenin 19 Kasım 1946'da yayınlanan sayısında "Eğer oyunu izlediğim salonda Amerikan askerleri olsaydı, Paris'in kurtuluşundan iki sene sonra sergilenen bu eserle Amerikalılara en iğrenç gaddarlık, düzenbazlık ve riyarkarlık ile tahammül edilemez bir rahatsızlık üretildiğini göstermiş olurduk ve ben bu askerlerin yüzüne bakmaya asla cesaret edemezdim." dedi. Fransa'da yayınlanan New York Herald Tribune'de de Sartre'ı eleştiren pek çok okuyucu yorumu yayınlandı. Yazar tüm eleştirelere "Ben bir Amerikan düşmanı değilim. Bu kelimenin ne manaya geldiğini bile bilmiyorum. Eğer medeniyetlerinin sadece çürümüş yanlarını göstermiş olsaydım bu söylenebilirdi ama ben öyle yapmadım." diyerek cevap verdi.
Bir diğer gruba göre ise Sartre ABD'de çok kısa bir süre geçirmişti ve bu süre onun ülkedeki problemleri işleyen bir oyun yazabilmesi için yetersizdi. Benzer biçimde Sartre'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki halkın günlük yaşantısı hakkında yanlış bilgiler aktardığı da iddia edildi. Örneğin Hazel Estella Barnes, bu oyunu bir Amerikalının bu şekilde yazmayacağını çünkü eserdeki ana olayın oluş şeklinin olasılık dışı olduğunu söyledi. Barnes'a göre Lizzie gibi bir hayat kadını, güneyli beyaz centilmenler ve iki siyah adamın bir güney eyaletinde aynı vagonda bulunmaları olasılık dışıydı. New Yorker Dergisi'nin Paris temsilcisi Janet Flanner'a göre ise Sartre, gezileri boyunca kanunları kendi çıkarları doğrultusunda uygulayan çok sayıda güneyli beyefendiyle tanışmamıştı. Bu yüzden Fred, Lizzie'ye atalarından birinin George Washington'la senlibenli olduğunu söylerken Washington'ı Fransızcada "siz" manasına gelen şahıs zamiri "vous" yerine sen manasına gelen şahıs zamiri "tu"yu kullanarak "tutoyait" olarak tanımladı. Bu güneyli bir zenginin hitap şekli olamazdı. Flanner'a göre Sartre'ın bir diğer yanılgısı ise zenginlerin futbol maçını kazandıktan sonra sarhoş olarak eğlendiklerini düşünmesiydi. Amerikalı yazar Richard Wright tüm eleştirilere karşı Sartre'ın yanında yer aldı.
Saygılı Yosma'nın Sovyetler Birliği'ndeki sergilenişinden sonra kahramanın kapitalizm karşıtları ve devrimcilerle aynı tarafta olması için oyunun sonunun değiştirilmesi büyük eleştiriler aldı. Sanatın didaktik politikaya alet edildiği yorumlarına karşı çıkanlar ise Sartre'ın görüşlerinin yıllardır bu çizgide olduğunu savundular. Sartre'ın liderliğinde 1945 yılında kurulan Les Temps Modernes grubunun amacı, savaş sonrası toplumunu destekler ve kişilik haklarını korurken edebi standartların dışına çıkmamaktı.
Başka bir grup ise Sartre'ın oyundaki siyah karakter için politik olarak yanlış bir portre çizdiğini iddia etti. Özellikle komünistlerin düşüncesine göre siyah adam bir kahraman değildi, aksine güçsüz ve çaresiz bir tipti. Ayrıca, oyun boyunca ismi söylenmiyor, sadece "zenci" olarak anılıyordu. Bir diğer nokta ise bu adamın tüm geleceğinin toplum tarafından dışlanmış bir kadının seçimine kalmış olmasıydı. Bu eleştirelere karşı çıkanlar Sartre'ın zenciye belli bir isim vermeyerek siyah olmayan toplumların siyahlara bakış açısını yansıttığını söylediler. Bu toplumlara göre bir siyah ile tüm siyahlar arasında hiçbir fark yoktu. Suçlu olan zencilerin hepsiydi ve bu insanlara göre linç, adaleti sağlayan en önemli mekanizmaydı. Sartre ise çaresiz, tuzağa düşürülmüş ve masum bir adam için yaptığı betimlemenin çok olası olduğunu söyledi. Bu konuda Sartre'a destek veren Richard Wright, bu oyunun ne sol kesimden ne de liberallerin arasından o günlerdeki ırkçılığa karşı çıkan hiç kimsenin olmadığını gözler önüne serdiğini de belirtti.
Etkileri
Amerikalı yazar Chester Himes Saygılı Yosma'nın üzerindeki etkisini "Sartre, bir Fransız dergisine Saygılı Yosma'yı yazmasına sebep olarak ABD'de bir siyah adamın bir beyaz adamı suçlayamayacağı gerçeğini görmüş olmasını gösterdi. Benim polisiye hikâyeler yazmaya başlamamın sebebi de budur. Şiddet fikrini okuyuculara tanıtmak istedim. Tüm bunların ötesinde Amerikalılar şiddetle yaşıyorlar ve şiddet her şeye rağmen her zaman kazanıyor." diyerek açıkladı.
Bir diğer Amerikalı yazar Richard Wright ise oyunla ilgili "Sartre'ın Saygılı Yosma oyunu çok ilgimi çekti. Jean-Paul Sartre benim ülkemin gerçeklerini çok iyi anlamış ve ifade edebilmişti. Bu şiddetli algılama bende Amerikalı yazarların Amerikan gerçeklerine yaklaşırken örnek alabilecekleri bir davranış hissi yarattı." yorumunu yaptı.
Ayrıca bakınız
- Harper Lee'nin Scottsboro davasından etkilenerek yazdığı Bülbülü Öldürmek romanı
- Varoluşçuluk
Kaynakça
- Barnes, Hazel Estella (1959), Humanistic existentialism: the literature of possibility, Nebraska Press,
- Caute, David (2005), The dancer defects: the struggle for cultural supremacy during the Cold War, Oxford University Press,
- Charmé, Stuart Zane; Charmé, Stuart L. (1993), Vulgarity and Authenticity: Dimensions of Otherness in the World of Jean-Paul Sartre, Univ of Massachusetts Press,
- Judaken, Jonathan (2008), Race After Sartre: Antiracism, Africana Existentialism, Postcolonialism, Suny Press,
- Khan, Lin Shi; Perez, Tony; Lee, Andrew H. (2003), Scottsboro, Alabama: A Story in Linoleum Cuts, NYU Press,
- Mathy, Jean-Philippe (1993), Extrême-Occident: French Intellectuals and America, University of Chicago Press,
- McBride, William Leon (1997), Existentialist ethics, Taylor & Francis,
- Sartre, Jean-Paul (2007), Toplu Oyunlar, İthaki Yayınları,
- Scolnicov, Hanna; Holland, Peter, (Ed.) (1989), The Play out of context: transferring plays from culture to culture, Cambridge University Press,
- Rée, Jonathan; Urmson, J.O., (Ed.) (2005), The concise encyclopedia of western philosophy, Routledge,
- Ward, Julie; Lott, Tommy Lee (2002), Philosophers on race: critical essays, Wiley-Blackwell,
Notlar
- ^ O'Neil Patrick M., Great world writers : twentieth century. Marshall Cavendish, 2004. . Sayfa 1352
- ^ Sartre, Jean-Paul. Le Diable Et Le Bon Dieu. Taylor & Francis. Sayfa 28
- ^ a b Drake, David. Sartre. Haus Publishing, 2005.
- ^ Cody Gabrielle H., Sprinchorn Evert. The Columbia encyclopedia of modern drama. Columbia University Press, 2007. . Sayfa 1190
- ^ a b c d e Caute 2005, s. 308
- ^ a b c Barnes 1959, s. 73
- ^ a b Moran Dermot, Embree Lester E., Staehler Tanja, Behnke Elizabeth. Phenomenology: Critical Concepts in Philosophy. Taylor & Francis, 2004. . Sayfa 179
- ^ a b c Caws, Peter. Sartre. Routledge, 1984. . Sayfa 13
- ^ a b c d e f Scolnicov & Holland 1989, s. 81
- ^ a b Judaken 2008, s. 55
- ^ Gide, André Gide. Journals: 1939-1949. University of Illinois Press, 2000. . Sayfa 274
- ^ a b c Caute 2005, s. 307
- ^ a b c Ward & Lott 2002, s. 222
- ^ a b c d e McBride 1997, s. 360
- ^ a b c McBride 1997, s. 344
- ^ Scolnicov & Holland 1989, s. 80
- ^ a b Wright Richard, Kinnamon Keneth, Fabre Michael. Conversations with Richard Wright. Univ. Press of Mississippi, 1993. . Sayfa 119
- ^ a b c Painter, Nell Irvin. Creating Black Americans: African-American history and its meanings, 1619 to the present. Oxford University Press US, 2006. 201. Sayfa 201
- ^ Khan, Perez & Lee 2003, s. 7
- ^ a b Khan, Perez & Lee 2003, s. 8
- ^ Khan, Perez & Lee 2003, s. 9
- ^ Sartre 2007, s. 684
- ^ Judaken 2008, s. 56
- ^ Sartre 2007, s. 697
- ^ Sartre 2007, s. 698
- ^ Judaken 2008, s. 57
- ^ Judaken 2008, s. 58
- ^ Sartre 2007, s. 708
- ^ a b Judaken 2008, s. 64
- ^ Sartre 2007, s. 715
- ^ Bernasconi, Robert. Race. Wiley-Blackwell, 2001 . Sayfa 199
- ^ Simons, Margaret A. Beauvoir and The Second Sex: Feminism, Race, and the Origins of Existentialism. Rowman & Littlefield, 2001. . Sayfa 9
- ^ Boulé, Jean-Pierre. Sartre, self-formation, and masculinities. Berghahn Books, 2005. . Sayfa 129
- ^ a b c Urmson & Rée 2005, s. 345
- ^ a b c d Barnes 1959, s. 74
- ^ Gordon, Lewis Ricardo. Existentia Africana: understanding Africana existential thought. Routledge, 2000. . Sayfa 783
- ^ Charmé & Charmé 1993, s. 195
- ^ Charmé & Charmé 1993, s. 196
- ^ a b c d e Ward & Lott 2002, s. 225
- ^ a b Ward & Lott 2002, s. 226
- ^ a b c d Caute 2005, s. 309
- ^ Sartre 2007, s. 695
- ^ Charmé & Charmé 1993, s. 194
- ^ a b McBride 1997, s. 345
- ^ Duran, Jane. Women, philosophy and literature. Ashgate Publishing, Ltd., 2007. . Sayfa 122
- ^ Duran, Jane. Women, philosophy and literature. Ashgate Publishing, Ltd., 2007. . Sayfa 121
- ^ Allen Jeffner, Young Iris Marion. The Thinking muse: feminism and modern French philosophy. Indiana University Press, 1989. . Sayfa 77
- ^ Charmé & Charmé 1993, s. 193
- ^ . 16 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Haziran 2009.
- ^ a b c d e f g Ward & Lott 2002, s. 223
- ^ Houchin, John H., Censorship of the American theatre in the twentieth century. Cambridge University Press, 2003. . Sayfa 161.
- ^ a b Gurko, Leo. Heroes, highbrows, and the popular mind. Ayer Publishing, 1953. Sayfa 269.
- ^ Howells, Christina. The Cambridge Companion to Sartre. Cambridge University Press, 1992. . Sayfa 59
- ^ Anderson, Jon Lee. Che Guevara: a revolutionary life. Grove Press, 1997. . Sayfa 630
- ^ Urmson & Rée 2005, s. 221
- ^ Kanık, Adnan Veli. Orhan Veli İçin. Yeditepe Yayınları, 1953. Sayfa 13
- ^ . 27 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2009.
- ^ . tiyatronline.com. 5 Aralık 2015. 18 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2015.
- ^ Fanon, Frantz. Black Skin, White Masks. Grove Press, 2008. . Sayfa 67
- ^ "IMDb'de filmin sayfası". 29 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Haziran 2009.
- ^ Campbell, Russell. Marked women: prostitutes and prostitution in the cinema. Univ of Wisconsin Press, 2006.
- ^ "IMDb'de dizinin sayfası". 9 Mart 2005 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Haziran 2009.
- ^ a b c Mathy 1993, s. 155
- ^ Roger Philippe, Bowman Sharon. The American Enemy: The History of French Anti-Americanism. University of Chicago Press, 2006. . sayfa 330
- ^ Bailey Frankie Y., Green Alice P. "Law never here": a social history of African American responses to issues of crime and justice. Greenwood Publishing Group, 1999. . sayfa 116
- ^ Himes, Chester B., Williams John Alfred, Muller Gilbert H., William Lorrain. Dear Chester, Dear John: letters between Chester Himes and John A. Williams. Sayfa 218.
Dış bağlantılar
- Théâtre Antoine arşivlerinde Saygılı Yosma (Fransızca)16 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- IBDB'de Saygılı Yosma.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Saygili Yosma Fransizca La Putain respectueuse Fransiz yazar ve filozof Jean Paul Sartre in 1946 yilinda Fransizca olarak kaleme aldigi tiyatro oyunu Iki perde olarak yazilan eser 1930 larin Amerika Birlesik Devletleri nde gecer Seckin bir guneyli ailenin ogullarini siyahi bir adami oldurdugu icin ceza almaktan kurtarmaya calismasini anlatmaktadir Aile bunu beyaz bir hayat kadini olan Lizzie MacKay i ogullari yerine masum bir siyahi adami suclamasi icin yalanci sahitlik yapmaya ikna ederek basarmaya calisir Saygili YosmaLa Putain respectueuseOyunun 1946 tarihli ilk baskisinin kapagiYazarJean Paul SartreKarakterlerLizzie Fred Senator Zenci James JohnIlk gosterimKasim 1946 Theatre AntoineUlkeFransaOrijinal dilFransizcaTurVaroluscuZaman ve mekan1930 lar ABD nin guney kasabalarindan biriIBDB profili Ilk kez Kasim 1946 da Paris te sergilenen Saygili Yosma Sartre in 1945 te ABD ye yaptigi ziyaretlerdeki gozlemlerine dayanir Yazar 1931 yilinda bu ulkede gerceklesen ve dokuz siyahi adamin iki beyaz hayat kadinina tecavuz etmekle suclanarak ceza aldiklari Scottsboro davasindan ve ziyareti sirasinda tanistigi Richard Wright in kitaplarindan ilham alarak bu oyunu yazdi Sartre eserde irkciligi ve Amerikan toplumundaki sinif sistemini beyaz bir fahise ona tecavuz etmekle suclanan siyahi bir adam ve cinayet islemis zengin bir beyaz adamin hikayesini anlatarak ironik bir sekilde elestirdi Sartre in Varolusculuk coskusuyla yazdigi ve Lizzie nin cevresinde sert erkekler zorba zenginler ve lincciler varken secimlerinde ne kadar ozgur oldugunu sorguladigi oyun pek cok elestiri aldi Yazarin bir Fransiz olarak muttefikleri Amerika Birlesik Devletleri ne bu oyunla ihanet ettigi soylendi Sartre bu elestiriye Ben ABD ye degil irkciliga karsiyim diyerek cevap verdi Kisa bir zaman gecirdigi ulkenin gunluk aliskanliklari hakkinda dogru gozlemler yapamadigi da bir diger elestiriydi Ayrica Sartre in yarattigi siyahi karakterin gucsuz ve caresiz bir portre cizmesi haksizliga karsi mucadele etmek yerine kacmayi tercih etmesi de liberal ve sol kesimden izleyiciler tarafindan hos karsilanmadi Sartre 1952 de cekilen sinema filmi ile oyunun Sovyetler Birligi nde sergilenen uyarlamasi icin yeni bir son yazdi Bu yeni sonda Lizzie yalanci sahitlik yapmayi reddederek sinif ayrimciligi ve irkcilikta bir kirilim noktasi ortaya cikardi Yazar degisiklikle ilgili olarak Biliyorum ki calisan genc kesimden pek cok insan bu oyunu izledi ve uzucu bir sekilde sonlandigi icin hayal kirikligina ugradi Hayata asilmak zorunda olan bu kitlenin ihtiyaci olan tek seyin umut oldugunun farkindayim yorumunu yapti Bas karakterin kahramanca karari ve oyunun iyimser sonu 1930 larin ABD sindeki irkcilik gercegini yansitmadigi icin cok elestirildi Sartre in az bilenen oyunlarindan biri olanSaygili Yosma ile ilgili olarak Andre Gide 15 Mart 1947 tarihli gunlugunde Sartre in Saygili Yosma sinin bir cesit basyapit oldugunu dusunuyorum Son iki uzun ve sikici romanindan hoslanmamistim fakat Saygili Yosma Duvar da yazdigi harika hikayelerden sonra yarattigi en guclu ve mukemmel metin yorumunu yapti KokeniJean Paul Sartre Saygili Yosma yi ABD yi ziyaretlerinin ardindan 1946 yilinda yazdi II Dunya Savasi nin ardindan Fransa nin uzerinde Amerika Birlesik Devletleri nin kulturel etkileri gorulmeye basladi 1945 yazinda ulkedeki sinemalarda ABD nin kara filmleri gosterildi Daha onceleri Sergei Eisenstein ve Vsevolod Pudovkin gibi Rus yonetmenlerin filmlerine ilgi duyan Sartre ve Simone de Beauvoir artik Orson Welles filmlerini takip etmeye baslamislardi ve Stalin in Rusya sinda heyecan verici bir sey olmadigina inaniyorlardi Cift Welles in Citizen Kane isimli filmini cok begenmisti Savasin ardindan 1945 yilinda Sartre Amerika Birlesik Devletleri ni iki kez ziyaret etti ve ulkede irkciligin dusunmedigi kadar buyuk boyutlarda oldugunu gozlemledi Annie Cohan Solal e gore evinden gunluk hayatindan ve tarihsel hosgorulerden uzakta oldugu bu ziyaretler Sartre in politik mucadelelerinin de baslangici oldu Gezilerinden sonra yayinladigi yazilarda da bu irkciligi surekli elestirdi Le Figaro daki makalelerinin ilkinde ABD nin gerek kuzeyinde gerekse guneyinde siyah insanlarla beyaz insanlar arasindaki farkin kendini cok sasirttigini yazdi Sadece hizmet sektorunde is bulabilen siyahlarin sokaklarda beyazlarin yanindan gecmesi bile problem oluyordu Sartre in gozlemlerine gore beyaz Amerikan toplumu siyahlarla ilgilenmiyordu ve onlarin da kendileri ile ilgilenmemesini istiyordu Beyazlar icin siyahlarin tek ilgilenmesi gereken asansorler bagajlar ya da beyazlarin ayakkabilari olabilirdi cunku zencileri makine gibi gormek istiyorlardi Bu konuda yayinlanan ilk makalesinin ardindan Amerikalilar kendi ic islerine karismamasi konusunda Sartre i uyardilar Yazar Le Figaro da yayinlanan ikinci makalede Oyle gorunuyor ki siyah problemini cozmenin tek bir yolu var ve bu da cok kolay degil Amerikan isci sinifi hem beyazlar hem de siyahlar yonetim sinifina karsi cikarlarinin tek oldugunu anlar ve beyaz isciler zencilerle birlikte esit haklar icin mucadele ederse bu dava kazanilir diye yazdi Irkcilik savas ile birlikte Sartre in ilgi alanina girmis bir kavramdi Saygili Yosma yi yazmadan once gene 1946 yilinda Reflexions sur la question juive Irkcilik ve Yahudiler isimli bir yazi yayinlamisti Bu yazisinda uc noktalardaki Nazi lerden degil irkciligin Fransa da gorulen etkilerinden bahsetti Sartre in Bir Yahudi nereden gelirse gelsin ve ne yapmis olursa olsun oldurulmeli Bir kavgaya hazirlandigi ya da bir direnc hareketinde yer aldigi icin degil Cok daha basit bir sebepten Bir Yahudi oldugu icin diyerek antisemitizmi ozetledi Yazarin ilk kez gozlemleme firsati buldugu kapitalizme karsi tepkisi de Saygili Yosma yi yazmak oldu ve bu oyunu yazarken de konuya ayni bakis acisiyla yaklasti Tipki bir Yahudi nin tek sucunun Yahudi olmasi oldugu gibi Bir zenci her zaman kotu seyler yapar onyargisinin hakim oldugu bir dunyayi anlatti Scottsboro davasi Sartre oyunu yazarken 1931 yilinda ABD de gerceklesen Scottsboro davasindan ilham aldi Bu davada Alabama ya dogru giden trende iki hayat kadinina tecavuz ettikleri iddia edilen dokuz siyah adam yargilanmis ve hepsi irza gecmekten suclu bulunmustu Mahkeme sirasinda kadinlardan birinin suclamasini geri cekmesine ragmen yuksek mahkeme fikrinden geri donmemis ve saniklar yillarca hapis yatmislardi 1931 yilinda Alabama da is bulmak icin guneye giden trene binmis olan beyaz ve siyah isciler arasinda tren hareket halindeyken kavga cikti Tren yolu polisi Alabama da bulunan Scottsboro kasabasinda 25 Mart 1931 gunu dokuz Afro Amerikan ile dort beyazi trenden indirerek tutukladi Tutuklanan iki beyazin erkek kiyafetleri giymis kadinlar oldugu anlasildi Ruby Bates ve Victoria Price isimli bu kadinlar sorgularinda is aramak icin o trende bulunduklarini soylediler Aslinda hayat kadini olan Bates ve Price hapse girmek istemedikleri icin dokuz gencin kendilerine tecavuz ettigini iddia ettiler Birbirini tanimayan dokuz siyahi adam tamami beyazlardan olusan bir juri tarafindan yargilanarak tecavuzden suclu bulundu ve on uc yasinda olan Roy Wright haricindekiler olum cezasina carptirildi Bu dava kanuni linc kavraminin yayilmasina da sebep oldu ABD nin beyazlarin egemen oldugu guney eyaletlerinde adaletin yanilmasi ile cok sik karsilasiliyordu 1882 ile 1946 arasinda ABD de bes yuzun ustunde siyah linc edilmisti Buna ragmen bu dava uluslararasi kamuoyunda genis yanki uyandirdi Komunistler Amerikali siyahlar ve destekcileri genc adamlari savunmak icin ellerinden geleni yaptilar Kadinlardan birinin suclamasini geri cekmesine ragmen Scottsboro Cocuklari olarak adlandirilan mahkumlarin en sonuncusu ancak 1950 yilinda hapishaneden cikabildi OzetiBirinci perde Seckin bir guneyli aileden gelen genc sanayici Thomas ve uc arkadasi bir futbol maci sonrasinda sarhos bir sekilde trene binerler Kuzeyden gelen bir hayat kadini olan Lizzie de kendine kucuk guney kasabasinda yeni bir hayat kurmak uzere ayni trende yolculuk etmektedir Sarhos beyazlar once Lizzie ye sarkintilik ederler ardindan trene ait olmadiklarini dusundukleri iki siyah adamla kavgaya tutusurlar Thomas cebinden bir silah cikartarak adamlardan birini vurur Bunu goren diger adam camdan atlayarak kacar Lizzie ise tum bu olaylarin sahidi olmustur Birbirini tanimayan beyazlar boyle toplanip aralarinda konusmaya baslayinca mutlaka bir zenci olecek demektir Zenci Birinci sahne Oyunun acilis sahnesinde kacak siyah adam Lizzie yi yeni tasindigi apartman dairesinde bulur ve kendisini kurtarmasi icin ona yalvarir Lizzie nin bunun icin yapmasi gereken adamin lehine ifade vermektir Kadin once yargiclarin ve polislerin midesini bulandirmasini sebep gostererek bu teklifi reddeder Fakat adam disarida toplanan beyazlarin kendisini aradigini ve linc edilecegini aciklayinca hicbir sucu olmadigini bildigi zenciye yardimci olacagina soz verir ve ondan gitmesini ister Zenci son olarak Lizzie den kendisini saklamasini talep eder fakat kadin bu teklifi kabul etmez ve adami gonderir Lizzie nin kasabadaki ilk musterisi kapi calindiginda saklanan Fred isimli beyaz bir adamdir Fred o bolgenin zengin bir senatorunun ogludur ve bir gece once dans salonunda Lizzie yi kiralamistir Kadinlara guvenmeyen ve Lizzie ile gecirdigi geceye ait utancini kadindan yatagi gunah koktugu icin toplamasini isteyerek gosteren Fred polisin cikagelmesini bekliyor gibi gorunmektedir Genc adam Lizzie ye onceki gece icin sadece on dolar teklif edince kadin cileden cikar Fakat Fred bir senatorun oglu oldugunu aciklayinca zenginlikten ve ihtisamdan cok etkilenen Lizzie yumusar Gene de parayi almayi reddeder Bunun uzerine Fred parayi masanin ustune birakir Fred in Lizzie yi kiralamasinin sebebi bir onceki gun kasabaya gelirken basina gelenleri kadinin agzindan dinleyebilmek ve onu istedigi dogrultuda yonlendirebilmektir Cunku Fred siyah adami vuran Thomas in kuzenidir ve Thomas in cezalandirilmasini istememektedir Lizzie ye yasadiklarini anlattirdiktan sonra bunlarin dogru olmadigini soyleyen Fred ona kendisine gore dogru olanlari anlatir Fred in hikayesine gore iki siyah adam Lizzie yi taciz etmis bunu goren bazi beyaz adamlar ise kadini kurtarmaya calismislardir Siyah adamlardan biri bicak cikartinca Thomas silahini cikartarak onu vurmus diger siyah adam da kacmistir Genc adam Lizzie den polise Thomas lehinde olan hikayeyi anlatmasini isteyince Lizzie gercege saygili olmasi gerektigini soyler Fred bu soze karsi Gercek diye bir sey yok Beyazlar ve siyahlar var o kadar der Lizzie kimseye zarar vermek istememektedir Fred e bir kez daha siyah adamin hicbir sey yapmadigini vurgular Fred bu soze karsi ise Zenci kismi her zaman bir seyler yapar der Fred e gore beyazlarin birlikte hareket ettigi ve cezalandirilamayacagi guneyde siyah birini oldurmek bir cinayet degil ancak savunmadir Son olarak Fred kadina Thomas in tarafinda yer almasi icin 500 dolar teklif eder Lizzie bu parayi kabul etmez Ama buyuk bir ikilemde kalmistir Gercegin ne oldugu ahlak kanun ve tecrubeden daha onemli olarak ortada beyazlarin birligi vardir Lizzie ilk kez ait oldugu sinifla bir hissedebilecek ya da etik degerlerine saygili kalarak onlardan tamamen uzaklasacaktir Bu sirada iki polis Lizzie nin evine ellerinde yazili bir belgeyle gelir ve Lizzie den bu belgeyi imzalamasini ister Lizzie ye eger imzalamazsa Thomas in cinayet sebebiyle tutuklanacagi soylenir Boylece Lizzie Thomas in kurtarilmasi icin ailesinin polisin ve yuksek makamlarin ortak calistigini anlar Lizzie belgeyi imzalamamakta direnince onu hayat kadini olmak sucundan tutuklamakla tehdit ederler Bu suca kanit olarak da Fred in kadinin almayi reddettigi icin masanin uzerine koydugu on dolari gosterirler Bunun uzerine Lizzie ve Fred tartismaya baslarlar Fred evi terk etmek uzere kapiyi actiginda iceri babasi Senator Clarke girer Thomas birini oldurdu Evet bu cok kotu bir sey Ama ona ihtiyacim var O yuzde yuz Amerikali Ulkenin en seckin ailelerinden birine mensup Harvard da egitim yapti subay cikti Fabrikasinda iki bin isci calisiyor Oldugu takdirde iki bin kisi issiz kalir O bir onder komunizme sendikaciliga ve Yahudilere karsi guclu bir siper Yasamak onun gorevidir Senin gorevin de onu yasatmak Iste bu kadar Simdi secimini yap Senator Dorduncu sahne Senator Clarke Lizzie ye Fred e gore cok yumusak davranir ve dogru bildiklerini sorgulamasini saglayacak sorular sormaya baslar Kadinin soyledigi hicbir seye karsi cikmaz ve onuruna hakaret etmez Ona cesitli dogruluk tiplerinin oldugundan bahseder Senator Lizzie nin toplumun bir bireyi gibi hissetmesini saglayarak subjektiflesmesini saglar Onemli olan herkesin kabul ettigi ortak dogruya karar verebilmektir Ornegin Senator icin en onemli dogru yegeninin yasamasidir Senator oglu Fred in aksine siyahlarin seytan olduguna inanmamaktadir Zenciler sadece onemsiz ve degersizdir Yanlislikla dogmus gercek bir erkek gibi yasayamayan ve olumlerinin kimseyi ilgilendirmedigi zencilere karsi Thomas gibi bir erkegin hayati degerli ve onceliklidir Cunku Thomas yonetmek icin dogmustur Senatorun bir diger taktigi ise olaydaki kurbani degistirmek olur Fred e gore magdur olan Thomas tir Senator ise Lizzie nin gozunde kurbani mitolojik bir kadin kahramana donusturur Bu kadin Thomas in annesi olan Mary dir Senatore gore Mary zengin ama caresiz bir kadindir cunku oglunun kaderi Lizzie nin ellerindedir Senator Lizzie ye Thomas in hapse dusmesinin Mary i oldurecegini soyler Fakat eger Lizzie kagidi imzalarsa Mary nin gozunde yukselecektir Asagi ve yukari tabaka arasindaki ayrimi kullanan Senator Mary nin Lizzie yi kendi seviyesinde gorecegini soyleyerek Lizzie yi etkilemeye calisir Lizzie nin iyi bir vatandas olarak ifade vermesi Mary i etkileyecektir Senator hikayesine saygi duyarmis gibi yaptigi Lizzie uzerinde hukum kurup diger beyazlarin onu nasil goreceklerine odaklanarak kadini beyaz toplumun kurallarinin icine ceker Mary gibi yuksek tabakadan insanlarin saygisini kazanmak isteyen Lizzie nin kasabanin durust bir vatandasi olarak kabul edilmek ve beyazlarin dunyasina girebilmek icin odemesi gereken bedel bir zencinin yasamidir Sonuc olarak Lizzie senatorun vaatleriyle bastan cikar Basit bir sahitlik yaparak tum kasabanin sevgisini ve takdirini kazanacaktir Bu sozlere kanan Lizzie belgeyi imzalar Senator evi terk ederken ilk perde biter Ikinci perde Gece olmustur Zenci bir kez daha Lizzie nin evine gelir ve pencereden iceri girer Tam bu sirada kapi calindigi icin saklanir Lizzie kapiyi acar ve karsisinda Senator Clarke i gorur Senator Thomas serbest kaldigi icin Lizzie ye tesekkur eder Kadina olan tavirlari degismistir Kiz kardesinin gonderdigini soyledigi zarfi Lizzie ye verir Lizzie asil kadindan bir mektup aldigi icin cok sevinir fakat zarfin icinden yuz dolar cikar Senatorun tum sozlerinin hile oldugunu anlayan Lizzie senatore tepkisini Bugune kadar daha saygili davrandiklari icin hep yaslilari tercih ederdim Ama simdi onlarin digerlerinden daha uyanik olduklarindan kuskulanmaya basladim diyerek gosterir Clarke evi terk ettikten sonra kadin zarfi bir kenara firlatir Zenci saklandigi yerden cikar ve Lizzie ye linc avinin basladigini kendisini saklamasi gerektigini soyler Lizzie onu ertesi geceye kadar saklamaya karar verir Bu sirada beyazlar kadinin sokagindaki evleri aramaya baslamistir Lizzie bir tabanca cikartip zenciye verir Eger gelirlerse adamlari vurmasini ister Zenci ise asla beyazlara ates edemeyecegini soyler O anda kadin zenciyle ne kadar benzediklerini fark eder Ikisi de guclu beyazlarin karsisinda varolmamalari gerektigini dusunurek sucluluk hissetmektedirler Kapiya gelen iki adami zenciyi hic gormedigini soyleyerek gonderen Lizzie nin evine bu sefer de Fred gelir Kadin adami kovmaya calissa da Fred zorla iceri girer Disarida bir zencinin linc edildigini haber verir ve Lizzie ye disarida zencinin linc edilmesini izlerken bir anda kendisini arzulamaya basladigini aciklar Kadinin evine de bu yuzden gelmistir Bu sirada banyodan gelen sesleri duyar Fred banyodaki zenciyi bulunca Lizzie ona tabancasina dogrultur Bunu firsat bilen zenci kacar Final sahnesinde Fred de Lizzie ye babasiyla benzer bir acidan yaklasir Lizzie ye kendisinin de tipki zenciler gibi degersiz oldugunu ve yasamaya hakki olmadigini cunku dedelerinin kim oldugunu bile bilmedigini soyler Lizzie de zenciyle benzer sebeplerden Fred i vuramaz Oyun sonlanirken Fred Lizzie ye bakacagina soz verir ve ona irmagin karsisinda bir ev vadeder Alternatif son Oyunun Sovyetler Birligi nde oynanan uyarlamasi ve bu sergilenisten birkac sene once cekilen sinema filmi icin Sartre alternatif bir son yazdi Bu sonda Lizzie kahramanlastirildi ve oyun iyimser bir sekilde Lizzie nin siyah adamin haklarini savunmasi ve yalan ifade vermeyi reddetmesi ile son buldu Bu konuyla ilgili Sartre a yorumu soruldugunda Oyunu henuz izlemedim ama Fransa da cekilen filmin optimist sonunu onayliyorum Biliyorum ki calisan genc kesimden pek cok insan bu oyunu izledi ve uzucu bir sekilde sonlandigi icin hayal kirikligina ugradi Hayata asilmak zorunda olan bu kitlenin ihtiyaci olan tek seyin umut oldugunun farkindayim dedi Konuyla ilgili olarak Simone de Beauvoir Jessica Benjamin e verdigi roportajda Sartre a yaptigi isi degistirmesi gerektigini hic soyleyip soylemedigi soruldugunda Elbette soyledim O da dedigim seyi yapti Saygili Yosma nin ilk versiyonunun cok kotu oldugunu soyledigim icin oyun tekrar yazildi diye cevap verdi AnalizTum calismalarinda ozgurluk felsefesinden bahseden Sartre insanoglunun somut bir dunyada yasadigini inkar etmese de ozgurlugu soz konusu oldugunda tepki verebilmesini istedi Hangi siniftan cinsiyetten irktan dogacagina karar veremeyen kisinin dunyasinin nelerden olusacagina kendisinin karar vermesi gerektigini soyledi Ozellikle ilk calismalarinda varolusun ikilemini dile getirerek varolmanin ozgurlukler arasina sikistigini ve her birinin kendi egemenligini koruyabilmek icin diger ozgurlukleri yok etmeye calistigini yazdi Ahlaki hareketlerin ya da politik sozlerin sinirlarini sorguladigi eserlerinden biri olan Saygili Yosma daki ana tema irkciliktir Senator Clarke Lizzie yi ikna etmeye calisirken siyah adam bir suc islese de islemese de adaletli olanin daha iyi olan adamin kurtarilmasi oldugunu iddia eder Senatore gore daha iyinin tanimi ise bu ulkeyi Amerika Birlesik Devletleri kurmus olan adamlardir Fred e gore ise dunya iyi ve kotunun tanimlarinin acik bir sekilde yapildigi bir yerdir Hem kadin dusmani hem de irkci olan genc adam Lizzie ile geceyi gecirdigi yataga bakarak yatagin gunah koktugunu soyler Ayrica siyahlar hakkinda konusurken bir siyahin masum olmasinin soz konusu olmadigini cunku bir zencinin her zaman bir sey yaptigini iddia eder Tum bu inanclarin sebebi Fred in hem zencinin hem de Lizzie nin gunahin aciga ciktigi seytanlar olduklarina inanmasidir Birini yok etmeyi digerine ise egemen olmayi istemesinin ana sebebi budur Lizzie ile iliskiye girmesi ilk onceleri Fred i rahatsiz etse de oyunun sonunda ona sahip olarak ve ozgurlugunu vermeyi reddederek seytana zarar vermeyi amaclar Fred Lizzie ye on dolarlik bir fahise oldugunu soylediginde kadini bu tanimin icine sokanin kendi bedeni ve kendi on dolari oldugunu fark etmez Lizzie yi ciplak gormekten utanan adam bu yuzden isiklari kapattirir sabah ise gece olanlari konusmayi reddeder Guce dayali irkcilik ve cinsel davranislardaki alcalma Fred ve kuzeni Thomas in ortak ozellikleridir Thomas trende Lizzie ye cinsel tacizde bulunduktan hemen sonra siyah bir adami oldurmustur Fred ise benzer bir sekilde siyah bir adamin linc edilmesini izlerken birden kadini dusunmeye baslayip Lizzie ye karsi cinsel istek duymaya baslamistir Bir insanin dunyayi idare ettigini sanmasi icin iki farkli yontem olan cinayet ve tecavuze yatkinliga gucu olmayan insanlara saygi duymayan iki kuzende de rastlanir Oyun boyunca mantigi gercekciligi ve insanligi temsil eden siyah adamin temsil ettigi bu degerler oyun sonunda hice yakinsanmistir Seyirci oyunun baslamasindan kisa bir sure sonra bu adam icin hayatin standart kurallarinin islemediginin aksine bu kurallarin tam tersinin gecerli oldugunun farkina varir Saygili Yosma ulkedeki mevcut durum korunarak ABD nin irkcilik probleminin cozulemeyeceginin bir kaniti gibidir Eger siyah isci sinifiyla beyaz isci sinifi birlesmeyi basarabilirse bu problem ortadan kalkabilir Oyunda ortaya konulan bir diger konu ise siniflar arasi farklardir Cinayet davasinda sahitlik yapmasi gereken Lizzie guney kasabasina henuz gelmis bir hayat kadinidir Oysa cinayeti isleyen Thomas genc ve seckin bir sanayicidir Sartre in eseri yazarin ilham aldigi Scottsboro davasindan bu noktada ayrilir Ortada islenmis bir suc vardir ve sucu isleyen Thomas ust tabakadan biridir Masum siyahi adamin Lizzie nin dairesine gelip dogruyu soylemesi konusunda yalvarmasinin ardindan Thomas in ailesinin gucu ortaya cikar Kuzeni Fred zina sucundan hapse atilabilmesi icin Lizzie ile bir gece gecirir Senator genc kadini ziyaret eder ve ona gizli bir anlasma teklif eder Ardindan Fred tekrar ortaya cikarak Lizzie ye metresi olmasi karsiliginda finansal destek onerir Toplumdan saygi gormeyi cok isteyen ailesinden ve arkadaslarindan uzak tek onemsedigi faturalarini odeyebilmek olan Lizzie nin yanlis karar vermesi cok da sasirtici degildir Sinif ayrimi temasinin en cok fark edildigi anlar beyaz toplumun onemli bir temsilcisi olan Senator ile Lizzie nin karsi karsiya geldikleri sahnelerdir ABD nin adalet sisteminin bir simgesi gibi duran Clarke Lizzie icin dogrunun ne oldugunu bastan yazar Clarke a gore Thomas in siyahi bir adami oldurmesi onemli olamaz onemli olan Thomas in cok degerli bir insan olmasidir ve adamin hayati zencininkine gore cok daha degerlidir Senator Harvard mezunu is adami komunist dusmani onde gelen beyaz bir isveren olan Thomas in her acidan kazandigi bir rekabet ortami yaratarak Lizzie nin aklini karistirmayi basarir Papazlari doktorlari avukatlari sanatcilari belediye baskani ve onun vekilleriyle tum sehrin sehrin saygin kisiliklerinin Thomas in yaninda oldugunu kadina vurgular Bunun ardindan ise Senator Lizzie ye kasabada tum kasabalilarin onu kabul edecegi ahlakli bir yasam vadeder Lizzie yapacagi yalanci sahitlikle yuksek tabakanin kabul ettigi duzgun bir vatandas haline gelecektir Lizzie MacKay in karakteri ve yaptigi secim Sartre in kapitalist toplumlarda dogru secimlerin yapilmasinin zorlugunu gosterme seklidir Genc kadin masum bir zenciye ihanet etmesi icin tum saygin insanlar tarafindan zorlanmistir Sartre oyunda eserin bas kahramani olan Lizzie MacKay in gecmisi hakkinda hicbir bilgi vermez Lizzie nin yasami ailesi yetistirilisi ve su anda oldugu yere nasil geldigi bilinmez Ayrica karakterin ahlaki bakis acisi da celiskiler icerir Ornegin komunist olmakla itham edildigine dehsete duser Onlara zencilere karsi degilim ama bana dokunmalarini da istemem der Fakir olmasina ragmen rusvet kabul etmeyen Lizzie zengin yuksek mevkiden duyarli bir annenin ancak katil olan oglunun lehine yalanci sahitlik yaparsa minnetini ve saygisini kazanabilecektir Saygin biri haline gelmek icin yalan soylemeyi kabul eden Lizzie nin anneden beklentisi bir tesekkur notudur Tesekkur notu yerine yuz dolarlik bir zarf alinca uzulur Bir zenciyle benzer duygular hissetmekten utanmayan Lizzie tipki onlar gibi polisten korkar Bu acidan da Lizzie ve zenci bir sinif dayanismasi icindedir Fakat Saygili Yosma da Lizzie ve zenci arasinda dengesiz bir is birligi gorulur Her ikisinin de toplumsal kurallarin kurbani olmasi birbirlerini anlamalarini saglar Buna ragmen ne Lizzie de ne de zencide birbirlerini kurtaracak oz saygi vardir Dusmanlari tarafindan sindirilmis olan bu ikili kurtulacaklarini bilseler bile dusmanlarina karsi tetigi cekemezler Siyah adam yanlis hicbir sey yapmamis olmasina ragmen suclu hissetmektedir ve beyazlarin tum yargilarini kabul etmistir Irkciligin kurbanlari uzerindeki en trajik etkilerinden biri olan kendine yabancilasmanin goruldugu zenci adam tipki Fransiz kolonilerindeki siyahlar gibi kendisini yasamaya bile hakki olmayan bir insan olarak gormektedir Lizzie beyaz bir kadin olarak beyaz adama kendini pazarlamayi secebilir ya da herkese herhangi bir fiyati olmadigini gostererek ozgurlesebilir Fakat bu ozgurlesme ayni zamanda zenciyle ayni siniftan bir mazlum oldugunu da kanitlayacaktir Lizzie zencileri sevmedigini soyleyerek ve Fred e uyandiktan hemen sonra zenci gormenin kotu sans getirip getirmedigini sorarak kendini siyah adamdan uzaklastirir Fred ile olan iliskisinden ve Senator un vadettiklerinden etkilenen Lizzie kotu sansa karsi guvende olma duygusuna yenik duserek belgeleri imzalar Oyunun sonunda zenciye ne oldugu aciklanmaz fakat Lizzie nin Fred e teslim olusu kadinin hicbir sey olmayan gecisini simgeler Drama oyku ve roman gibi pek cok edebi turde kadinlarin ihtiyaclarini karsilamak icin var olan tanrilastirilmis erkekler vardir Oyunun sonundaki davranisiyla Sartre in Lizzie si de tipki Kierkegaard in Regine i gibi pasif tanrilasmis erkeklere hizmet etmek ve erkeklerin arzularini yerine getirmek icin yaratilmis bir kadina donusur SergilenisiOyun yazilisinin hemen ardindan 1946 yilinda ilk kez Paris te Theatre Antoine tarafindan sergilendi ve basrolde Helena Bossis oynadi 1948 yilinda ise New York ta gosterildi Bu versiyonu Eva Wolas uyarladi ve ilk kez 9 Subat 1948 tarihinde sergilendi Sartre oyunun sonunda anti kahraman bir hayat kadini olan Lizzie nin gercek yerine yalani secmesini anlatirken didaktik bir kaba gulduru tarzi benimsemisti Oysa eserin New York taki sergilenisinde Saygili Yosma bir melodram olarak sunuldu Eser sehirdeki Elestirmenler Birligi tarafindan yilin en basarili yabanci oyunu secildi Oyun New York ta 350 kereden fazla sergilendi 1949 un Temmuz ayinda oyunun Chicago da sergilenmesi icin calismalar basladi Bu donemde yapimcilar eserin sergilenebilmesi icin hem mahkemeye hem de polis baskisina karsi mucadele verdiler Sikago polis sefi oyunun ismi sebebiyle sehrinde oynanmasina izin vermeyecegini acikladi Yapimcilar tarafindan eseri izlemeye davet edildiginde ise bu teklifi reddederek Saygili Yosma yi izleyip izlememenin kararini hicbir sekilde degistirmeyecegini acikladi Ote yandan sehir yonetimi oyunun ahlaksizca oldugunu ve iki irk arasindaki iliskilere zarar verecegini iddia etti NAACP National Association Civil Liberties Union Saygili Yosma yi destekledigini acikladi ACLU American Civil Liberties Union ise oyunun savunmasina katildi Bu savunmanin ardindan sansur bir sureligine kaldirildi 1954 lerin basinda oyun Moskova da sergilenmeden once Sartre eserin sonunu degistirdi ve Lizzie ye yalan soyletmek yerine zenciyle is birligi yaptirmayi tercih etti Boylece Moskova daki izleyiciler yalan ifade vermeyi reddeden kapitalistlerin baskilarina boyun egmeyen sinif ayrimina bas kaldiran bir kahramani izlediler Oyunun ismi Lizzie MacKay olarak degistirildi ve Lizzie yi Lyubov Orlova canlandirdi New York taki duygusal hayat kadini melodrami Moskova da didaktik bir komunist parti kutlamasina donusmus oldu Oyunu izleyen bir elestirmen Basroldeki karakter Sovyet ordusuna asker olarak girebilir yorumunu yapti Sartre oyunun Moskova daki 400 sergilenisine katildi Yazar oyununun stalinist propaganda dogrultusunda degistirilmesine izin vermesiyle ilgili olarak Lizzie nin bilincin isigina ulasmasinin ardindan tamamen kandirilmasina razi olamazdim dedi 1960 yilinda Kuba yi ziyaret eden Simone de Beauvoir ve Sartre orada Che Guevera ile de bir araya geldiler Saygili Yosma ulkede ilk kez bu ziyaret sirasinda sergilendi Oyun ayrica Beauvoir ile Sartre in Kuba yi ziyaretleri sirasinda bu ulkede de sergilenmeye basladi ve Saygili Yosma bu ulkede yuzden fazla kez oynandi Turkceye ilk kez Orhan Veli Kanik in cevirdigi eser 1950 yilinda Kanik in vefatindan sonra Saat 6 Tiyatrosu tarafindan bir kez temsil edildi Saygili Yosma Turkiye de son kez 2005 2006 sezonunda Istanbul Sehir Tiyatrolari nca sergilendi Eserde Lizzie yi Bennu Yildirimlar Fred i Burak Davutoglu canlandirdi Oyun Kuzey Afrika da da oynandi Eseri Sartre ile birlikte izleyen Afrikali bir generalin Sartre a Saygili Yosma nin tum Afrika da sergilenmesi gerektigini boylece Fransiz topraklarinda yasayan siyahlarin Amerika da yasayan siyahlara gore ne kadar mutlu olduklarinin anlayabilecekleri yorumunu yaptigi soylenmektedir Saygili Yosma nin 1952 yilinda Fransa da sinema filmi de cekildi Lizzie nin Barbara Laage tarafindan canlandirildigi filmde kadin ilk once Senator Clarke a saygi gosterse de filmin sonunda tipki Sovyetler Birligi nde oynanan versiyonun sonunda oldugu gibi senator ve ailesinin aleyhine sahitlik yapti ve Thomas cinayetten suclu bulundu Beyaz kadinin elinin siyah adaminkiyle birlesmesi ile film son buldu 1974 yilinda ise oyun gene Fransa da televizyon dizisi olarak uyarlandi Gelen elestirilerOyunun Paris teki ilk sergilenisinin ardindan Sartre ile politik gorusleri uyusmayan kisiler yazari vatanlari Fransa yi Nazi lerin elinden kurtararak ulkelerine ozgurlugunu iade eden muttefik bir millet olan ABD yi karalamakla sucladilar Bu elestirmenlere gore Sartre in oyunu Amerikan demokrasisine atilan buyuk bir iftira ve Amerikan misafirperverligini suistimal idi Ornegin muhafazakar yazarlardan Thierry Maulnier Le Spectateur isimli gazetenin 19 Kasim 1946 da yayinlanan sayisinda Eger oyunu izledigim salonda Amerikan askerleri olsaydi Paris in kurtulusundan iki sene sonra sergilenen bu eserle Amerikalilara en igrenc gaddarlik duzenbazlik ve riyarkarlik ile tahammul edilemez bir rahatsizlik uretildigini gostermis olurduk ve ben bu askerlerin yuzune bakmaya asla cesaret edemezdim dedi Fransa da yayinlanan New York Herald Tribune de de Sartre i elestiren pek cok okuyucu yorumu yayinlandi Yazar tum elestirelere Ben bir Amerikan dusmani degilim Bu kelimenin ne manaya geldigini bile bilmiyorum Eger medeniyetlerinin sadece curumus yanlarini gostermis olsaydim bu soylenebilirdi ama ben oyle yapmadim diyerek cevap verdi Oyunun onemli destekcilerinden olan Amerikali yazar Richard Wright 1940 ta yazdigi The Native Son isimli romaninda siyah bir adamin beyaz bir kadini oldurdugu icin idama mahkum edilmesini anlatti Bir diger gruba gore ise Sartre ABD de cok kisa bir sure gecirmisti ve bu sure onun ulkedeki problemleri isleyen bir oyun yazabilmesi icin yetersizdi Benzer bicimde Sartre in Amerika Birlesik Devletleri ndeki halkin gunluk yasantisi hakkinda yanlis bilgiler aktardigi da iddia edildi Ornegin Hazel Estella Barnes bu oyunu bir Amerikalinin bu sekilde yazmayacagini cunku eserdeki ana olayin olus seklinin olasilik disi oldugunu soyledi Barnes a gore Lizzie gibi bir hayat kadini guneyli beyaz centilmenler ve iki siyah adamin bir guney eyaletinde ayni vagonda bulunmalari olasilik disiydi New Yorker Dergisi nin Paris temsilcisi Janet Flanner a gore ise Sartre gezileri boyunca kanunlari kendi cikarlari dogrultusunda uygulayan cok sayida guneyli beyefendiyle tanismamisti Bu yuzden Fred Lizzie ye atalarindan birinin George Washington la senlibenli oldugunu soylerken Washington i Fransizcada siz manasina gelen sahis zamiri vous yerine sen manasina gelen sahis zamiri tu yu kullanarak tutoyait olarak tanimladi Bu guneyli bir zenginin hitap sekli olamazdi Flanner a gore Sartre in bir diger yanilgisi ise zenginlerin futbol macini kazandiktan sonra sarhos olarak eglendiklerini dusunmesiydi Amerikali yazar Richard Wright tum elestirilere karsi Sartre in yaninda yer aldi Saygili Yosma nin Sovyetler Birligi ndeki sergilenisinden sonra kahramanin kapitalizm karsitlari ve devrimcilerle ayni tarafta olmasi icin oyunun sonunun degistirilmesi buyuk elestiriler aldi Sanatin didaktik politikaya alet edildigi yorumlarina karsi cikanlar ise Sartre in goruslerinin yillardir bu cizgide oldugunu savundular Sartre in liderliginde 1945 yilinda kurulan Les Temps Modernes grubunun amaci savas sonrasi toplumunu destekler ve kisilik haklarini korurken edebi standartlarin disina cikmamakti Baska bir grup ise Sartre in oyundaki siyah karakter icin politik olarak yanlis bir portre cizdigini iddia etti Ozellikle komunistlerin dusuncesine gore siyah adam bir kahraman degildi aksine gucsuz ve caresiz bir tipti Ayrica oyun boyunca ismi soylenmiyor sadece zenci olarak aniliyordu Bir diger nokta ise bu adamin tum geleceginin toplum tarafindan dislanmis bir kadinin secimine kalmis olmasiydi Bu elestirelere karsi cikanlar Sartre in zenciye belli bir isim vermeyerek siyah olmayan toplumlarin siyahlara bakis acisini yansittigini soylediler Bu toplumlara gore bir siyah ile tum siyahlar arasinda hicbir fark yoktu Suclu olan zencilerin hepsiydi ve bu insanlara gore linc adaleti saglayan en onemli mekanizmaydi Sartre ise caresiz tuzaga dusurulmus ve masum bir adam icin yaptigi betimlemenin cok olasi oldugunu soyledi Bu konuda Sartre a destek veren Richard Wright bu oyunun ne sol kesimden ne de liberallerin arasindan o gunlerdeki irkciliga karsi cikan hic kimsenin olmadigini gozler onune serdigini de belirtti EtkileriAmerikali yazar Chester Himes Saygili Yosma nin uzerindeki etkisini Sartre bir Fransiz dergisine Saygili Yosma yi yazmasina sebep olarak ABD de bir siyah adamin bir beyaz adami suclayamayacagi gercegini gormus olmasini gosterdi Benim polisiye hikayeler yazmaya baslamamin sebebi de budur Siddet fikrini okuyuculara tanitmak istedim Tum bunlarin otesinde Amerikalilar siddetle yasiyorlar ve siddet her seye ragmen her zaman kazaniyor diyerek acikladi Bir diger Amerikali yazar Richard Wright ise oyunla ilgili Sartre in Saygili Yosma oyunu cok ilgimi cekti Jean Paul Sartre benim ulkemin gerceklerini cok iyi anlamis ve ifade edebilmisti Bu siddetli algilama bende Amerikali yazarlarin Amerikan gerceklerine yaklasirken ornek alabilecekleri bir davranis hissi yaratti yorumunu yapti Ayrica bakinizHarper Lee nin Scottsboro davasindan etkilenerek yazdigi Bulbulu Oldurmek romani VarolusculukKaynakcaBarnes Hazel Estella 1959 Humanistic existentialism the literature of possibility Nebraska Press ISBN 978 0 8032 5229 5 Caute David 2005 The dancer defects the struggle for cultural supremacy during the Cold War Oxford University Press ISBN 978 0 19 927883 1 Charme Stuart Zane Charme Stuart L 1993 Vulgarity and Authenticity Dimensions of Otherness in the World of Jean Paul Sartre Univ of Massachusetts Press ISBN 978 0 87023 868 0 Judaken Jonathan 2008 Race After Sartre Antiracism Africana Existentialism Postcolonialism Suny Press ISBN 978 0 7914 7547 8 Khan Lin Shi Perez Tony Lee Andrew H 2003 Scottsboro Alabama A Story in Linoleum Cuts NYU Press ISBN 978 0 8147 5177 0 Mathy Jean Philippe 1993 Extreme Occident French Intellectuals and America University of Chicago Press ISBN 978 0 226 51064 4 McBride William Leon 1997 Existentialist ethics Taylor amp Francis ISBN 978 0 8153 2495 9 Sartre Jean Paul 2007 Toplu Oyunlar Ithaki Yayinlari ISBN 978 975 273 359 6 Scolnicov Hanna Holland Peter Ed 1989 The Play out of context transferring plays from culture to culture Cambridge University Press ISBN 978 0 521 34433 3 Ree Jonathan Urmson J O Ed 2005 The concise encyclopedia of western philosophy Routledge ISBN 978 0 415 32923 1 Ward Julie Lott Tommy Lee 2002 Philosophers on race critical essays Wiley Blackwell ISBN 978 0 631 22227 9 Notlar O Neil Patrick M Great world writers twentieth century Marshall Cavendish 2004 ISBN 978 0 7614 7469 2 Sayfa 1352 Sartre Jean Paul Le Diable Et Le Bon Dieu Taylor amp Francis Sayfa 28 a b Drake David Sartre Haus Publishing 2005 ISBN 978 1 904341 85 7 Cody Gabrielle H Sprinchorn Evert The Columbia encyclopedia of modern drama Columbia University Press 2007 ISBN 978 0 231 14424 7 Sayfa 1190 a b c d e Caute 2005 s 308 a b c Barnes 1959 s 73 a b Moran Dermot Embree Lester E Staehler Tanja Behnke Elizabeth Phenomenology Critical Concepts in Philosophy Taylor amp Francis 2004 ISBN 978 0 415 31042 0 Sayfa 179 a b c Caws Peter Sartre Routledge 1984 ISBN 978 0 7102 0233 8 Sayfa 13 a b c d e f Scolnicov amp Holland 1989 s 81 a b Judaken 2008 s 55 Gide Andre Gide Journals 1939 1949 University of Illinois Press 2000 ISBN 978 0 252 06932 1 Sayfa 274 a b c Caute 2005 s 307 a b c Ward amp Lott 2002 s 222 a b c d e McBride 1997 s 360 a b c McBride 1997 s 344 Scolnicov amp Holland 1989 s 80 a b Wright Richard Kinnamon Keneth Fabre Michael Conversations with Richard Wright Univ Press of Mississippi 1993 ISBN 978 0 87805 633 0 Sayfa 119 a b c Painter Nell Irvin Creating Black Americans African American history and its meanings 1619 to the present Oxford University Press US 2006 ISBN 978 0 19 513755 2 201 Sayfa 201 Khan Perez amp Lee 2003 s 7 a b Khan Perez amp Lee 2003 s 8 Khan Perez amp Lee 2003 s 9 Sartre 2007 s 684 Judaken 2008 s 56 Sartre 2007 s 697 Sartre 2007 s 698 Judaken 2008 s 57 Judaken 2008 s 58 Sartre 2007 s 708 a b Judaken 2008 s 64 Sartre 2007 s 715 Bernasconi Robert Race Wiley Blackwell 2001 ISBN 978 0 631 20783 2 Sayfa 199 Simons Margaret A Beauvoir and The Second Sex Feminism Race and the Origins of Existentialism Rowman amp Littlefield 2001 ISBN 978 0 7425 1246 7 Sayfa 9 Boule Jean Pierre Sartre self formation and masculinities Berghahn Books 2005 ISBN 978 1 57181 742 6 Sayfa 129 a b c Urmson amp Ree 2005 s 345 a b c d Barnes 1959 s 74 Gordon Lewis Ricardo Existentia Africana understanding Africana existential thought Routledge 2000 ISBN 978 0 415 92644 7 Sayfa 783 Charme amp Charme 1993 s 195 Charme amp Charme 1993 s 196 a b c d e Ward amp Lott 2002 s 225 a b Ward amp Lott 2002 s 226 a b c d Caute 2005 s 309 Sartre 2007 s 695 Charme amp Charme 1993 s 194 a b McBride 1997 s 345 Duran Jane Women philosophy and literature Ashgate Publishing Ltd 2007 ISBN 978 0 7546 5785 9 Sayfa 122 Duran Jane Women philosophy and literature Ashgate Publishing Ltd 2007 ISBN 978 0 7546 5785 9 Sayfa 121 Allen Jeffner Young Iris Marion The Thinking muse feminism and modern French philosophy Indiana University Press 1989 ISBN 978 0 253 20502 5 Sayfa 77 Charme amp Charme 1993 s 193 16 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Haziran 2009 a b c d e f g Ward amp Lott 2002 s 223 Houchin John H Censorship of the American theatre in the twentieth century Cambridge University Press 2003 ISBN 978 0 521 81819 3 Sayfa 161 a b Gurko Leo Heroes highbrows and the popular mind Ayer Publishing 1953 Sayfa 269 Howells Christina The Cambridge Companion to Sartre Cambridge University Press 1992 ISBN 978 0 521 38812 2 Sayfa 59 Anderson Jon Lee Che Guevara a revolutionary life Grove Press 1997 ISBN 978 0 8021 3558 2 Sayfa 630 Urmson amp Ree 2005 s 221 Kanik Adnan Veli Orhan Veli Icin Yeditepe Yayinlari 1953 Sayfa 13 27 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Haziran 2009 tiyatronline com 5 Aralik 2015 18 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Aralik 2015 Fanon Frantz Black Skin White Masks Grove Press 2008 ISBN 978 0 8021 4300 6 Sayfa 67 IMDb de filmin sayfasi 29 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Haziran 2009 Campbell Russell Marked women prostitutes and prostitution in the cinema Univ of Wisconsin Press 2006 ISBN 978 0 299 21254 4 IMDb de dizinin sayfasi 9 Mart 2005 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Haziran 2009 a b c Mathy 1993 s 155 Roger Philippe Bowman Sharon The American Enemy The History of French Anti Americanism University of Chicago Press 2006 ISBN 978 0 226 72369 3 sayfa 330 Bailey Frankie Y Green Alice P Law never here a social history of African American responses to issues of crime and justice Greenwood Publishing Group 1999 ISBN 978 0 275 95303 4 sayfa 116 Himes Chester B Williams John Alfred Muller Gilbert H William Lorrain Dear Chester Dear John letters between Chester Himes and John A Williams Sayfa 218 Dis baglantilarTheatre Antoine arsivlerinde Saygili Yosma Fransizca 16 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde IBDB de Saygili Yosma