Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle savunma amaçlı olarak insanları ısırdıkları da olur. Çoğu yılan zehirsizdir ve avlarını genellikle zehir kullanmadan boğarak öldürürler. Bununla birlikte zehirli yılanlar -Antarktika haricinde- her kıtada bulunur.
Yılan ısırığı | |
---|---|
Kobra Naja naja | |
Uzmanlık | Acil tıp |
Isırıklar için önerilen ilk yardım yöntemleri yılanın yaşadığı bölgeye göre değişir. Bazı türlerin ısırığında etkili olan bir tedavi başka bir türün ısırığında etkisiz kalabilir. Yılanların fiziksel görünüşleri farklı olabileceği için genellikle bir türü tanımlamanın pratik bir yolu yoktur ve böyle durumlarda profesyonel tıbbi yardım aranmalıdır.
Isırığın sonucu; yılanın türü ve yaşı, ısırığın vücuttaki yeri ve derinliği, enjekte olan zehir miktarı, ısırılanın yaşı, sağlığı ve büyüklüğü gibi birçok etkene bağlı olarak değişir. Bütün ısırıklarda, ısırılanın yaşadığı panikten kaynaklanan ve psikolojik olan dehşet ve taşikardi gibi semptomlar belirir. Zehirli olmayan yılanların ısırıkları da sıklıkla dişin sebep olduğu yırtılma veya sonuçta oluşan enfeksiyon yüzünden hasar verebilir. Isırık öldürme potansiyeline sahip anaflaktik reaksiyonu da tetikleyebilir.
Yılanlara atfedilen ölümlerin sayısı bölgelere göre değişiklik gösterir. Avrupa ve Kuzey Amerika'da ölüm oranı göreli olarak düşük olsa da yılan ısırıkları ile birlikte gelen morbidite ve mortalite dünyanın pek çok bölgesi ve özellikle sağlık tesislerinin kısıtlı olduğu kırsal kesimler için ciddi bir sağlık problemidir.Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Sahraaltı Afrikası ısırığın en çok göründüğü yerlerdir. Ayrıca neotropikal ve diğer ekvatoryal ve subtropikal bölgelerde de vaka sayısı yüksektir. Her yıl on binlerce insan yılan ısırıkları sebebiyle ölmektedir. Ancak, koruyucu ayakkabılar giymek, tehlikeli yılanların yaşadığı bilinen yerlerden uzak durmak gibi alınabilecek çok sayıda tedbir bulunmaktadır.
Belirtiler ve semptomlar
Yılan ısırıklarındaki en yaygın semptomlar, panik, korku ve duygusal dengesizliktir. Bunlar bulantı, kusma, ishal, senkop, vertigo, taşikardi ve soğuk ve nemli cilt gibi semptomlara sebep olabilir. Çoğu yılan ısırığı kurbanında ölüm korkusu görülür. Bu korku azaltılmazsa hiperventilasyon riski artar. Zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanan kuru yılan ısırıkları da kurbana ciddi zararlar verebilir. Bunun birçok sebebi vardır. Gereğince tedavi edilmeyen yılan ısırıkları enfeksiyona sebep olabilir (dişleri derin yaralanmalara sebep olabilen engerek ısırığı kurbanlarında rapor edildiği gibi), ısırık belli kurbanlarda anafilaksiye sebep olabilir.
Kuru ısırıklar ya da zararsız yılanların sebep olduğu ısırıklar tedavi gerektirir. Bu ısırıklarda şişme ve hisedilen acı az miktardadır ancak yılanın oral mikroflorası Clostridium tetani gibi patojenik mikroorganizmalar barındırabilmektedir. Bu sebeple zehirsiz yılanların ısırıkları ihmal edilip tedavi uygulanmazsa ısırık akabinde tetanosun gelişme tehlikesi vardır. Bunun dışında yılanın salyasında barınan diğer patojenik bakteriler de enfeksiyona sebep olabilir.
Zehirli olsun ya da olmasın çoğu yılan ısırıkları birtakım lokal etkilere sebep olur. Isırık sonrası etkiler ısırık bölgesine göre değişiklik gösterse de başlangıçta küçük bir acı duyulur ve bölgede kızarıklık meydana gelir.Engerek ve bazı kobraların ısırıkları çok büyük acı verebilir ve bazen de lokal dokuyu hassaslaştırarak dokunun dakikalar içerisinde ciddi bir şekilde şişmesine sebep olabilir. Bölgenin su toplayıp kanaması da olasılık dahilindedir. Çıngıraklı yılan ısırıklarındaki diğer başlangıç semptomları uyuşukluk, cansızlık, bulantı ve kusma şeklindedir. Semptomlar hipotansiyon, takipne, şiddetli taşikardi, algı değişkenliği ve solunum yetmezliğinin gelişmesiyle ölümcül bir hale gelebilir.
İlginç bir şekilde Crotalus scutulatus, mercan yılanı ve Crotalus mitchelliinin sebep olduğu ısırıklar ciddi yaralanmalara sebep olurken, bu ısırıklarda çok az acı duyulur ya da hiç duyulmaz. Bazı çıngıraklı yılanlar tarafından ısırılan kurbanlar, "lastiksi", "naneye benzer" ya da "metalik" bir tat tarif edebilirler.Tüküren kobra ve ringhals zehirini kurbanının gözüne püskürtür. Bu ani acı, oftalmoparezi ve bazen de körlüğe sebep olur.
Bazı Avustralya yılanları ve çoğu engerek yılanı zehiri (pıhtılaşma bozukluğu) sebep olur. Bazen kurbanın ağzından, burnundan ve hatta daha önce iyileşmiş gibi görünen yarasından bile kan gelebilir. Beyin ve bağırsakların da dahil olduğu iç organlar kanayabilir ve bunun sonucunda kurbanın cildinde ekimoz görülür. Kanamanın durdurulamaması durumunda kan kaybından ölüm beklenen sonuçlar arasındadır.
Mambalar, kraitler, kobralar ve deniz yılanlarının dahil olduğu elapidler ve çoğu Avustralya türünün zehirinde nörokoksisiteye sebep olan ve sinir sistemine saldıran toksinler bulunur. Sinir zehirinin etkisi ısırıktan 2-4 saat sonra görülür ancak bu süre uzayabilir. Kurbanın görüşünde bulanıklık gibi bazı bozukluklar olur. Kurbanlarda ayrıca vücut boyunca parestezi (his kaybı) ve konuşma ve solunum zorluğu da görülebilir. Sinir sistemi problemleri bir dizi semptoma yol açar. Acil tedavinin uygulanmadığı durumlarda kurbanlar solunum yetmezliğinden ölebilirler.
Bütün deniz yılanlarının, hemen hemen bütün engereklerin ve bazı Avustralya elapidlerinin zehiri kas dokusunda nekroza sebep olur. Kas dokusu rabdomiyoliz olarak bilinen bir durum sonucunda vücut boyunca ölmeye başlar. Ölü kas hücreleri proteinleri süzgeçten geçiren böbreği dahi tıkayabilir. Bu hipotansiyon ile birleşince akut böbrek yetmezliğine ve nihayetinde de tedavi uygulanmazsa ölüme sebep olur. Çukur engereklerin el veya parmaklarda sebep olduğu zehirli ısırık vücudun diğer bölgelerindeki ısırıklara oranla daha agresif müdahale gerektirir. Bu durumda zehirin yayılması için yeterli hacim bulunamayacağından yerel doku nekrozu daha büyük ve daha erken gerçekleşir.
Patofizyoloji
Zehirleme tamamen istençli bir şekilde yapılır. Bu yüzden, bütün zehirli yılanlar zehir enjekte etmeden de ısırabilme yetisine sahiptir. Yılanlar sıklıkla, kendileri için çok büyük, yenilemeyecek canlılara karşı zehirlerini ziyan etmekten ziyade "" yetinirler. Bununla birlikte çıngıraklı yılanlar gibi bazı yılan cinsleri savunma amaçlı ısırıkları saldırı amaçlı ısırıklarıyla karşılaştırıldığında çok daha fazla miktarda zehir ihtiva eder. Kuru ısırık deride delinmeye yol açan ancak bölgesel, sistemik etkilere ya da pıhtılaşma bozukluğuna sebep olmayan ısırığa denir. Kuru ısırık oranı türlere göre değişiklik göstermektedir; normalde ürkek olan mercan yılanı ısırıklarının %50'si, kobraların %45'i zehirsiz iken çukur engereklerde kuru ısırık oranı sadece %25'tir. Engerek ısırıklarının kuru ısırık olarak nitelendirilebilmesi için, altı saat içinde hiçbir lokal belirtinin görülmemiş olması gerekir. Mercan yılanlarının ısırığında genellikle başlangıç semptomları görünmez, bu yüzden bu yılanların bütün ısırıkları zehirli kabul edilir. Bazı kuru ısırıklar yılanın kötü zamanlamasının sonucunda olabilir. Bu durumda yılanın dişleri kurbanın etine girmeden zehir boşalır.
Zehirli olmamasına rağmen bazı yılanların özellikle de Boidae ve Pythonidae ailelerine dahil olan boğucu yılanların ısırıkları zarar verici olabilir. Büyük türler sıklıkla, kurbanın veya yılanın kurtulmaya çalışması sonucunda, kurbanda derin yırtılmalara sebep olur. Bunun sebebi kurbanın etine gömülen, yılanın dişlerinin geriye dönük ve iğne kadar keskin olmasıdır. Zehirli yılanların ısırığı kadar ölümcül olmasa da bu tür ısırıklar en azından geçici zayıflığa ve yanlış tedavi uygulandığında da enfeksiyona sebep olabilir. Kurbanlar cilt bozukluğu, deformiteler ya da kronik yara enfeksiyonu gibi hem kronik hem de akut sekellere maruz kalabilir.
Mercan yılanları daha kısa dişlere ve daha küçük bir ağza sahiptir, bu yüzden zehiri enjekte edebilmek için ısırdığı bölgeyi çiğnemek zorunda kalır.
Yılanların çoğunun ısırırken ağızlarını açmaları gerekirken, Atractaspididae ailesindeki Afrika ve Ortadoğu yılanları ağızlarını açmadan, dişlerini kafalarının yan tarafına kıvırabilme ve kurbanı ısırabilme yeteneğine sahiptir.
Yılan zehiri
Yılanların, Miyosen evre içindeki bir zamanda zehir oluşturma ve zerketme yeteneğini geliştirdiği ileri sürülmektedir. Tersiyer zamanda ilkel yılanların büyük bölümü Henophidia (ilkel yılanlar) süperailesine ait pusuya yatan (ambush predator) ve avlarını boğarak öldüren avcılardı. Dünyada geniş otlakların yerini ormanlık alanların almasıyla bu yılanlar da daha küçük ve böylece daha çevik bir yapıya evrimleştiler. Ancak daha küçük yılanlar için avlarını kontrol altına almak ve öldürmek daha zor bir hale geldi ve bunun sonucu olarak yılan zehirinin evrimleşmesi başladı. Bütün yaşayan yılanların atası olduğu düşünülen varsayımsal soy Toxicofera üzerinde yapılan diğer bir araştırma yılan evrimi için daha erken bir zaman dilimi önermektedir. Bu zaman dilimi Geç Kretase esnasında muhtemelen on milyon yıllar mertebesindedir.
Yılan zehiri normalde salya salgılamakla görevli olan modifiye olmuş parotis bezinde üretilir. Zehir gözün arkasındaki alveol denilen yapılarda depolanır ve borumsu, içi boş dişler yoluyla istemli bir şekilde enjekte edilir. Tek tür moleküler ya da farmakolojik aktif bileşen içeren yılan zehiri yoktur. Zehir yüz binlerce protein ve enzim ihtiva eder, bunların tamamı, avın kardiyak sistemine karışması veya zehirin daha hızlı absorbe edilmesi için doku geçirgenliğini artırması gibi, çeşitli amaçlara hizmet eder. Yılan zehiri en kompleks yapıya sahip hayvan zehiridir. Çoğu yılanın zehri, sitotoksin, hemotoksin, nörotoksin, miyotoksin gibi birçok toksinin kombinasyonu olabilir ve insan vücudundaki her organ sistemini fiilen etkiler. Nörotoksin temel aminoasitler bakımından zengindir ve moleküler seviyede etki ederek kas aktivitesini sınırlandırır. Hemotoksin dolaşım sistemi dışında diğer organ sistemlerinde de doku yıkımına sebep olur. Genellikle nörotoksinler daha az molekül ağırlığına sahip olduğu için hemotoksinlerden daha hızlı etki gösterir.
Herhangi bir yılan zehirinin içeriği ve gücü, yılanın büyüklüğüne, yaşına ve diyetine, iklime ve yılın hangi zamanını olduğunda göre değişiklik gösterir. Yılan zehiri yaz aylarında daha az toksiktir, ancak yılanlar çevrenin ısınmasıyla saldırganlıklarını ve salgıladıkları zehir miktarını artırırlar. Yazın en sıcak zamanlarında yılanlar ürettikleri zehirin miktarını maksimuma çıkarırlar. Zehirin gücü türler arasında önemli ölçüde farklılıklar gösterir ancak Avustralya yılanları özellikle güçlü zehirde egemen olarak bilinir. Farelerdeki ortalama öldürücü doz (LD50, farelerin %50'sini öldürebilecek doz) ile ölçüldüğünde dünyanın en zehirli 10 yılanı bu kıtada yaşamaktadır. Bu yılanlardan Oxyuranus microlepidotus dünyanın en güçlü zehirine sahip yılandır, ancak ürkek olması ve insanlarla seyrek karşılaşması, bu yılandan kaynaklanan ısırıkların son derece nadir görülmesine sebep olur. Üretilen zehir miktarı da türler arasında değişiklik gösterir. Tek bir ısırıkta 5–7 ml (450–600 mg) zehir salgılayabilen Gabon engereği bu kategoride birinci sırada yer alır. Yılanın enjekte ettiği zehir miktarı, son ısırık üzerinden geçen süre, yılanın hissettiği tehdit ve avın büyüklüğüne bağlıdır. Yılanın zehirli olmasının yanında, zehirin toksitesi de zehirlenmelerde önemli bir faktördür. Toksitenin belirlenmesinde "maksima" terimi kullanılmaktadır. Maksima; yılan zehirinin tamamı boşaltıldığında bir ısırışta 70 kilogramlık kaç insanı öldüreceğini tanımlamaktadır. Kobralar için maksima 15'tir.
Önlem
Yılanlar büyük olasılıkla tehdit hissettiklerinde, korktuklarında, provoke edildiklerinde veya köşeye sıkışıp kaçacak bir yer bulamadıklarında ısırırlar. Yılanlarla karşılaşmak her zaman için tehlikeli kabul edilmeli ve tespit edildiği ortamdan hızlıca uzaklaşılmalıdır. Görünümleri çarpıcı bir şekilde değişiklik gösteren yılan türlerinin zehirli ya da zehirsiz hatta tehlikeli ya da tehlikesiz olduğunu belirlemenin pratik bir yolu yoktur.
Kemiriciler gibi avlar tarafından ilgisi çekilen yılanların yerleşim yerlerine yaklaşmaları muhtemeldir. Düzenli yapılan yılan tehdidini önemli ölçüde düşürebilir. Gezi veya yürüyüş yaparken yılanların yaygın olarak bulunduğu yerleri bilmek faydalıdır. Afrika, Avustralya, Neotropikal biyocoğrafik bölgesi ve Asya'nın güneyi gibi dünyanın belli başlı bölgeleri birçok tehlikeli türe ev sahipliği yapmaktadır.
Vahşi yaşamda iken, şiddetli bir şekilde adımlamanın yaratacağı titreşimler yılanın o çevreden kaçmasını sağlayabilir. Ancak bu yöntem Kuzey Amerika ya da Avrupa dışında yaşayan ve kendi bölgesini korumak isteyen kral kobra ve kara mamba gibi daha büyük ve daha agresif yılanların yaşadığı bölgelerde uygulanabilir değildir. Doğrudan karşılaşmalarda sessiz ve hareketsiz beklemek sonrasında da eğer yılan henüz kaçmamış ise, yavaşça ve dikkatlice ortamdan uzaklaşmak önemlidir.
Gece odun toplamak gibi bir kamp aktivitesi ile uğraşılıyorsa, fener kullanmak faydalı olabilir. Yılanlar olağan dışı hallerde, özellikle de ortam sıcaklığının 21 °C'yi (70 °F) aştığı ılık gecelerde aktif olabilirler. Boş kütüklere körü körüne dokunulmaması, büyük taşların ters çevrilmemesi ve eski kulübelere veya bir yılanın potansiyel olarak bulunabileceği yerlere girilmemesi gerekir. Kaya tırmanışında, çıkıntıların veya yarıkların incelenmeden tutulması güvenli değildir; yılanlar (soğuk kanlı) hayvanlardır ve sıklıkla kaya çıkıntıları üzerinde güneşlenirler.
Evcil hayvan olarak yılan besleyenler yılanın yaralanmalara sebebiyet verebileceği konusunda bilinçli olmalı ve dikkatle hareket etmelidir. Alkollü iken yılana dokunmak asla mantıklı değildir. ABD'de yılan ısırığı kurbanlarının %40'ından fazlası, vahşi yılanları yakalamaya çalışmaları ve tehlikeli ev hayvanlarını dikkatsizce tutma teşebbüsleri ile kendilerini tehlikeye sokmuşlardır (bu kurbanların %40'ında kan alkol oranı %0.1 veya daha fazla oranda çıkmıştır).
Fırtına ya da sel gibi doğal afetler sonrasında yılan ısırığı vakalarının arttığı bilinmektedir. Büyük bir fırtınanın güzergahında yaşayan diğer canlılar gibi yılanların da yerleri değişir ve evsiz kalırlar. Sonuç olarak barınak ve yiyecek aramak için evlere, depolara, ahırlara ve diğer yapılara girebilirler. Hasar görmüş yapılar yılanlar için daha erişilebilir durumdadır ve sel de yılanların içeride birikmesine sebep olabilir. Yeri değişmiş yılanlar, temizleme çalışmaları esnasında oluşan enkaz yığınlarında da bulunabilir.
Ölü gibi görünen yılanlardan da sakınmak önemlidir. Bazı türler potansiyel tehditleri kandırmak için gerçekte sırt üstü dönüp, dillerini dışarı çıkarırlar. Bir yılanın kopmuş kafası ani hareket edip refleks ile ısırması ihtimal dahilindedir. Uyarılmış ısırık da canlı yılanınki kadar ciddi olabilir. Ayrıca ölü yılanlar enjekte ettikleri zehirin dozunu ayarlama yeteneğine sahip değildir, dolayısıyla ölü bir yılanın ısırığı genellikle daha büyük miktarda zehir içerir.
Tedavi
Herhangi bir yılan ısırığının hayatı tehdit edici olup olmadığını belirlemek kolay değildir. Kuzey Amerikalı bakır kafalının, sağlıklı yetişkin bir insanın ayak bileğindeki bir ısırığı genellikle orta dereceli bir yaralanmaya sebep olurken, aynı yılanın bir çocuğun karnı veya yüzündeki bir ısırığı ölümcül olabilir. Bütün yılan ısırıklarının sonucu bir yığın faktöre bağlıdır: yılanın büyüklüğü, fiziksel durumu ve sıcaklığı, kurbanın yaşı ve fiziksel durumu, ısırılan bölge ve doku (örneğin ayak, gövde, damar veya kas gibi), enjekte olmuş zehir miktarı, hasta tedavi bulana kadar geçen süre ve son olarak tedavinin kalitesi. Tehdidi ortadan kaldıran acil ve kaliteli tıbbi müdahale izlenebilecek en iyi yoldur. Buna rağmen dünyadaki yılan ısırığı kurbalarının yaklaşık %80'ine gelenekçi yöntemlerle mühahale edilmektedir.
Yılanın tanımlanması
Yılanın tanımlanması sadece tekdeğerli (monovalan) panzehirin bulunabildiği dünyanın belli bölgelerinde tedavinin planlanması açısından önemlidir. Olay yerinde tanımlamanın yapılaması durumunda ideal olan eğer ölmüş ise yılanın hasta ile birlikte götürülmesidir. Bununla birlikte yılan ısırıklarının daha yaygın olduğu yerlerde, yerel tecrübe yılanın tanımlanmasında yeterli olabilir. Kuzey Amerika, Avrupa gibi çokdeğerli (polivalan) panzehirlerin elde edilebildiği yerlerde yılanın tanımlanması öncelikli konu değildir.
Büyük klinik problemlerin çoğunluğuna sebep olan üç zehirli yılan türü engerekler, kobralar ve kraitlerdir. Her bir türün sebep olduğu zehirlenmelerin karakteristik belirtileri ve semptomlarının bilinmesi kadar, hangi türün bölgesel olarak bulunduğunun bilinmesi de çok önemlidir. Skorlama sistemleri, klinik özellikler temel alınarak yılanın tanımlanmasında kullanılabilir.
İlkyardım
Farklı yılanlar farklı zehirlere sahip olduğundan, yılan ısırığı konusundaki ilkyardım önerileri kısmen çeşitlidir. Bazılarında küçük lokal etkiler olur ama hayati tehlikenin söz konusu olduğu sistemik etkiler de görülür. Böyle durumlarda baskılı sargı yoluyla zehirin ısırılma bölgesinde kontrol altına alınması arzu edilir.
Yöntemler çeşitlilik gösterse de çoğu ilkyardım kılavuzu aşağıdakiler konusunda mutabıktır.[]
- Hastayı (ve kendiniz de dahil olmak üzere diğerlerini) ileriki ısırıklara karşı koruyun. Belli başlı bölgelerde yılanın tanımlanması önemli olsa da, yılanı yakalamaya veya öldürmeye çalışıp da ileride olabilecek ısırılma riskine girmeyin veya uygun tıbbi yardımı ertelemeyin. Eğer yılan henüz kaçmamış ise kurbanı dikkatli ve hızlı bir şekilde o bölgeden uzaklaştırın.
- Kurbanı sakin tutmaya çalışın. Yılan ısırıkları kurbanda anlaşılabilir şekilde büyük bir korku yaratır.Akut stres tepkisi kan akışını yükseltir ve hastayı tehlikeye sokar. Hastanın yakınındaki insanları sakin tutun. Panik bulaşıcıdır ve muhakeme yetisini engeller.
- Panzehirin bulunabileceği en yakın hastahanenin acil servisine nakil sağlamak için yardım çağrısında bulunun.
- Isırılan organın işlevsel bir pozisyonda kurbanın kalbinin aşağısında tutulduğundan emin olun. Böylece kanın kalbe ve diğer organlara ulaşması minimize edilir.
- Hastaya yiyecek ya da içecek hiçbir şey vermeyin. Bu özellikle, vazodilatör olarak bilinen ve zehirin absorbe edilişini hızlandıran alkol için geçerlidir. Doktor tarafından yapılması özellikle söylenmediyse, kurbana uyarıcı veya ağrı kesici vermeyin.
- Isırılan bölgenin şişmesi olasılığına karşı, bölgeyi sıkıştırabilecek elbiseleri veya eşyaları uzaklaştırın (yüzük, bilezik, saat, ayakkabı vs.)
- Kurbanı mümkün olduğu kadar hareketsiz tutun.
- Isırılan bölgeyi kesmeyin.
Amerikan Tıp Derneği ve Amerikan Kızılhaçı'nın da dahil olduğu pek çok kurum ısırılan bölgenin sabun ve su ile yıkanmasını tavsiye eder. Ancak bölge, herhangi bir kimyasal kullanılarak temizlenmeye çalışılmamalıdır. Avustralyalılar yılan ısırığında yaranın temizlenmemesini tavsiye ederler. Saldırı sonrasında deride veya sargıda kalan zehir izi, yılanın tanımlanmasında kullanılabilir. Bu da acil serviste kullanılacak panzehirin belirlenme süresini hızlandırır.
Baskılı sargı
1979'da Avustralya'nın Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Konseyi, Avustralya'daki yılan ısırığı vakalarındaki ilk yardımda baskılı sargıyı tercih edilen yöntem olarak resmen benimsedi. 2009 yılı itibarıyla klinik bulgular baskılı sargının halen sınırlı olarak kullanıldığını gösterir. Şu anki bulgularda bu vakaların neredeyse tamamı anektodsal kayıt temellidir. Bu da birçok uluslararası otoritenin yöntemin yeterliliğini sorgulamasına yol açtı. Buna rağmen Avustralya'daki bütün hatırı sayılır ilk yardım kurumları baskılı sargı tedavisini önermektedir. Ancak bu fazla sadık kalınan bir yöntem değildir, yapılan bir araştırmaya göre ısırılan hastalar içinde baskılı sargı deneyenin oranı üçte birdir.
Baskılı sargı, çoğu engereğin sebep olduğu sitotoksik (hücreye zehirli) ısırıklarda uygun değildir. Ancak çoğu elapidin sebep olduğu nörotoksik ısırıklarda etkili olabilir. Tıbbi araştırmacı Struan Sutherland tarafından 1978'de geliştirilen, baskılı sargının amacı, zehiri ısırılan uzuvda toplamak ve lenfatik sistem yoluyla hayati organlara yayılmasını önlemektir. Bu terapi iki bileşenden oluşur; lenfatik drenajı önlemek için baskı yapılması ve iskelet kasının pompa etkisini önlemek için ısırılan uzvun sabitlenmesi.
Baskı elastik sargı bezi ile uygulanır, ancak acil bir durumda herhangi bir kumaş da bu işi görecektir. Sargılama ısırığın 5, 10 cm yukarısından başlar (kalp ile ısırık arasında) üst üste dolanarak kalbe doğru devam ettirilir, sonra ısırılan yere geri dönülür. Sonra uzuv sabit tutulmalıdır ve eğer mümkünse sabitleme işlemi cebire veya kayış ile yapılmalıdır. Sargı burkulan bir ayağa uygulandığı gibi sıkı olmalı ancak kan akışını kesmemeli ve hatta rahatsız edici olmamalıdır. Eğer rahatsız edici olursa hasta, uzvunu bilinçsizce esneterek terapinin sargı kısmını engelleyebilir. Isırığın yeri sargı dışında dikkatli bir şekilde işaretlenmelidir. Bazı periferal ödemler bu işlemin beklenen bir sonucudur.
Baskılı sargı mümkün olan en kısa zamanda uygulanmalıdır, semptomlar görülebilir oluncaya kadar beklenirse tedavi için en iyi zaman da kaçırılmış olur. Baskılı sargı uygulandıktan sonra hasta bir tıp uzmanına ulaştırılana kadar, sargı kaldırılmamalıdır. Baskı ve sargı kombinasyonu, 24 saaten daha fazla sürede hiçbir semptom görülmeyeceği şekilde kuru ısırık yanılsaması vererek, zehiri çok etkili bir şekilde frenleyebilir. Ancak bu sadece bir ertelemedir, sargının çıkarılması zehirin hastanın vücudunda hızlıca yayılmasına ve muhtemel ölümcül sonuçlara neden olur.
Sağlık kurumunda
Acil serviste ısırığın zamanı, ilk yardıma ne zaman başlandığı ve yılanın tarifi dahil olmak üzere ayrıntılı bir hikâye alınır. Hastaya daha önce ısırılıp ısırılmadığı, eğer ısırıldıysa ne tür bir tedavi uygulandığı, herhangi bir alerjiye sahip olup olmadığı ve son tetanos aşısını ne zaman yaptırdığı soruları sorulur. Mümkünse yılanın tanımlanması yapılır. Ardından ısırığın derecesi tespit edilir. Laboratuvarda kan sayımı, trombosit sayımı, idrar tahlili gibi rutin testler yapılır.
Zehirlenmenin klinik derecelendirilmesi | |||
---|---|---|---|
Derece | Zehirlenme | Belirtiler ve semptomlar | Tavsiye edilen antivenin miktarı |
0. derece | yok | diş izleri, ısırık bölgesinde hafif ağrı veya hassasiyet. ödem yok. | - |
1. derece | hafif | ısırık bölgesinde ağrı ve şişme, perioral parestezi. sistemik semptomlar yok. | 2-4 viyal |
2. derece | orta dereceli | ısırık bölgesinde ödem, sistemik kanama ve diğer orta dereceli sistemik belirtiler. | 5-9 viyal |
3. derece | şiddetli | tüm uzuvda ödem, doku nekrozu, şiddetli koagülopati, şok ve diğer sistemik semptomlar. | 10-15 viyal |
4. derece | çok şiddetli | şiddetli sistemik reaksiyonlar, muhtemelen koma, şok ve kanama | >15 viyal |
Zehirlenme derecesine bakılmaksızın bütün hastalar en az 3 saat boyunca gözlem altında tutulmalıdır. Gecikmiş etkiler görülebileceğinden, bu durum 0. derece için de geçerlidir. Yılan ısırma olgularında derecelendirme bir kez yapılmamalı, sık aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir. Çünkü bu olgular dinamik olgulardır, saatler içerisinde zehirlenme derecesinin yükselmesi mümkündür. 1. ve 2. derecede genellikle hastanın hastanede tutulması tercih edilir. Basit gözlem hafif ve orta dereceli zehirlenmelerde genellikle yeterlidir. 3. derecede zehirlenmelerde hasta yoğun bakım ünitesinde tutulur ve acil tedavi intravenöz sıvılarla ve antivenin ile yapılır.
Kuru ısırıklarda, zehirlenme bulgularına göre daha çok destekleyici tedavi yapılır (tetanos profilaksisi ve lokal yara bakımı yeterlidir ancak lokal komplikasyon gelişen olgular haricinde profilaktik antibiyotik verilmesi tartışmalıdır), eğer zehirlenme bulguları endikasyonları karşılıyorsa antivenin verilir.
Antivenin
Antivenin (panzehir, antivenom, antidot, yılan serumu veya antiserum) bulununcaya kadar, bazı yılan türlerinin ısırığı neredeyse evrensel olarak ölümcüldü. Acil terapideki büyük ilerlemeye rağmen, antivenin hala genellikle zehirlenme için yapılan tek etkili müdahaledir. Antivenin lokal etkilerde yetersiz olmasına rağmen zehirin sistemik etiklerini önler. Bu nedenle uygun yılan antivenomu ile tedavi uygulandığında çoğu zaman sınırlı bir nekroz haricinde ciddi komplikasyonlar gelişmemektedir.
İlk antivenin 1895'te Fransız doktor Albert Calmette tarafından, Hint kobrası ısırıklarının tedavisi için geliştirildi. Antivenin küçük miktarda zehirin bir hayvana (genellikle bir at veya koyun) enjekte edilmesi ile üretilir. Zehir hayvanın bağışıklık sisteminin tepki vermesini sağlar. Sonuçta oluşan antikorlar hayvanın kanından alınır. Antivenin üreten ilaç firmaları ürünlerini, belli bir bölgenin yerlisi olan türlere göre üretirler. Yılan ısırığı hikâyesi ya da diş izlerinin varlığı antiveninle tedavi için yeterli sebep değildir. Yalnız şiddetli sistemik zehirlenmelerde (hipotansiyon, kardiyovasküler kollaps, bilinç bozukluğu, pıhtılaşma defektleri ve spontan sistemik kanama görülünce) verilir.Bungarus ve Micrurus gibi bazı türler için, ısırık sonrası yılan tanımlandıktan sonra, semptomlar ya da belirtilerin açığa çıkmasına bakılmaksızın antivenin uygulanır. Bu tür ısırıklarda semptomlar belirgin hale geldiğinde semptomları antiveninle dahi durdurmak çok güç olabilir. Lokal ve sistemik semptomlar görüldükten sonra hastanın vücuduna intravenöz yolla yavaş bir şekilde uygulanmaya başlanan antivenin (dakikada 1 ml), zehir enzimlerine bağlanır ve onları nötralize eder. Zehirin zaten verdiği hasarlarda etkisizdir, dolayısıyla antivenin tedavisi olabilecek en kısa zamanda yapılmalıdır. Birkaç dakika içerisinde hiçbir alerjik reaksiyon gözlenmezse verilen antivenin miktarı giderek artırılır. Antivenine verilen tepki çarpıcı ve hızlıdır. Nötrleştirici miktarda antivenin verildiğinde nörotoksik belirtiler 30 dakika içinde gelişebilir ancak genellikle birkaç saat sürer. Ani sistemik kanama genellikle 15-30 dakika içinde sonlanır, kanın koagülabilitesi 6 saat içinde düzelir. Ciddi belirtiler 1-2 saat sonra da sürüyorsa ya da kanın pıhtılaşması 6 saat sonunda düzelmemişse antivenin tedavisi tekrarlanmalıdır.
Yılanın ne kadar zehir enjekte ettiğini belirlemek imkânsız olduğundan, verilecek antiveninin dozu konusu tartışmalıdır. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisi, yakalanan yılanın sağılmasıyla elde edilen ortalama miktardaki zehiri nötralize edebilecek kadar antivenin verilmesi yönündedir. Ancak bu konuda genellikle ampirik yöntem tercih edilir. Yılanlar çocuklara yetişkin insana olduğu kadar zehir enjekte ederler. Bu yüzden çocuklara da yetişkinle aynı miktar veya daha fazla antivenin verilmelidir.
Yan etkiler
Bazı insanların antivenine karşı anafilaksi, anafilaktoid, pirojenik (endotoksin) reaksiyon ve serum hastalığı gibi çok ciddi yan etkiler göstermesine rağmen, acil durumlarda bunlar genellikle tedavi edilebilir olduğundan antivenin kullanılmadığında doğabilecek sonuçlara karşı tercih edilir. Anaflaksi ve anafilaktoid klinik açıdan eşdeğerdir ve antivenom uygulanmaya başlanmasından 10 ile 180 dk sonra %3-4 oranında görülür. Belirtileri kaşıntı, bulantı, kusma, palpitasyon ve sistemik anaflakside hipotansiyon ve şeklindedir. Erken reaksiyonlar görüldüğünde panzehir tedavisi bırakılır ve reaksiyona müdahale edilir. Anafilaksiye epinefrin (adrenalin), kortikosteroid ve anti-histamin infüzyonu gibi bilindik yöntemlerle karşılık verilir. Pirojenik reaksiyon tedavi başlangıcından sonra 1-2 saat içerisinde görülür ve belirtileri üşüme, titreme ve ateştir, bu durumda hastaya parasetamol verilir. Pirojenik reaksiyonda ayrıca hasta fiziksel olarak ve ateş düşürücüler (antipiretik) ile soğutulmalıdır.
Eğer sadece hafif reaksiyonlar gözleniyorsa (daha yavaş bir şekilde) infüzyona tekrar başlanır. Panzehir verildikten sonra hasta birkaç gün boyunca gözlem altında tutulmalıdır. Verilen antivenin miktarıyla orantılı olarak gecikmiş etkiler görülebilir. En çok karşılaşılan geç komplikasyon, antivenin verildikten 5 ile 24 gün sonra görülen serum hastalığıdır. Beş viyal panzehir verilen hastaların yaklaşık %75'inde serum hastalığı görülür.
Artık kullanılmayan tedaviler
Çoğu geleneksel veya son zamanlarda moda olmuş ilk yardım yöntemleri işe yaramaz ve tehlikelidir. Buradaki müdahaleler bir dönem tavsiye edilmiş ve artık etkisiz veya bütünüyle tehlikeli olduğu düşünülen yöntemlerdir. Kuru ısırık gibi durumlarda bu müdahalelerin bazıları işe yarayabilir.
- Isırılan uzva turnike uygulanması genellikle tavsiye edilmez. Turnikenin uygulanabilecek etkili bir ilk yardım aleti olduğuna dair tatmin edici bir kanıt yoktur. Turnikeler, Crotalus durissus ısırıklarında tamamen etkisiz bulunur, Bilinçsiz turnike kullanımı dayanılmaz bir acı vermesinin yanı sıra, dolaşımı azaltarak veya keserek ölümcül kangrene yol açabileceğinden tehlikelidir. Baskılı sargı genellikle daha etkili ve daha güvenlidir.
- Emme öncesi yapılan ısırılan bölgenin kesilerek açılması da, yeni yaralanmalara yol açacağından ve enfeksiyon riskini yükselteceğinden tavsiye edilmez.
- Zehirin ağızla veya bir pompayla emilmesi işe yaramaz ve etkilenmiş bölgeye zarar verebilir. Bir araştırmanın gösterdiği gibi, emmeye başlandıktan 3 dakika sonra enjekte edilen zehirin binde biri gibi klinik olarak anlamsız bir miktarı çıkarılabilir. Domuzlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, emme işlemi bir gelişme sağlamadığı gibi emilen bölgede nekroz oluşumuna da sebep olur. Ağızla emme, yoluyla yeni zehirlenmelere yol açabilir.
- Potasyum permanganat uygulanması tavsiye edilmez. Bu kimyasal, zehir ile bir araya geldiğinde onun zehirleyici etkisini tamamen ortadan kaldırabilir ancak zehir permanganatın ulaşamayacağı şekilde vücut dokusu tarafından çabucak absorbe edilir. Permanganatın güçlü bir oksitleyici ajan olma özelliği de kan ve lenfin olduğu ortamda işe yaramaz.
- Elektrokonvulzif tedavi (veya elektroşok terapisi) tavsiye edilmez. Bazıları tarafından savunulsa da, hayvan testleri, bu tedavinin işe yaramaz ve potansiyel olarak tehlikeli olduğunu göstermiştir.
- (dondurularak yapılan tedavi) uygulanması tavsiye edilmez. Buz zehirin etkinliğini azaltmadığı gibi, lokal nekroz ve soğuk ısırmasına sebep olabilir.
- Bunların dışında geleneksel ve anlatılara dayanan kusturucu bitkisel ürünlerin veya yılanın parçalarının yenilmesi, ısırık bölgesine dağlama veya dövme uygulamak, ısırılan uzvun tamamen kesilmesi gibi denemelerden uzak durulmalıdır.
Kurbanın uzak bölgelerde bulunduğu aşırı durumlarda, tedavide bu tür yanlış denemelerin uygulanması ağır olmayan yılan ısırıklarından çok daha kötü yaralanmalara sebep olur. Kötü durum senaryolarında, ısırılan uzuvlara uygulanan turnikeler, bölgeye olan kan akışını tamamen durdurur. Uygun bir sağlık kurumuna ulaştırıldğında kurbanın organı kesilmek zorunda kalınır.
Hayvanlarda yılan ısırığı
Hayvanlar genellikle avlanırken, otlanırken ya da bahçede oynarken ısırılırlar. En fazla ısırıldığı rapor edilen hayvanlar köpekler ve atlardır. Bütün memeliler yılan zehirine karşı duyarlıdır. Ancak evcil hayvanların duyarlılığı biraz daha farklıdır. En duyarlı türler azalan sırayla, atlar, koyunlar, keçiler, sığırlar, köpekler ve domuzlardır; kediler zehire karşı en dirençli hayvanlardır. Atlar ve sığırlar yılan zehirine karşı son derece hassas olmalarına karşın vücut kitleleri nedeniyle bu vakalarda ölüm nadiren görülür.
Atlar ve özellikle taylar sıklıkla boyun, burun ve baş bölgelerinden ısırılırlar. Daha az sıklıkla bacaktan ve göğüsten ısırıklar da görülür. Kastan ziyade tendon ve kemikten oluşan bacağın alt kısmındaki ısırklar az şiddetlidir. Bacağın üst kısmı, boyun ve göğüsteki ısırıklar çok tehlikelidir. Kaslar yoluyla kan dolaşımı, zehiri kalbe ve vücuda hızlıca taşıyacağından bu ısırıklar hayati tehlike arzedebilir. Zehirlenme belirtileri büyük çeşitlilik gösterir. At burnundan veya başından ısırılmışsa, sonuç hızlı bir şişme ve yara bölgesinde acı şeklinde olur. Genel bir zayıflık hissi belirir, öncelikle arka bacaklar ardından ön bacaklar ve son olarak boyun bölgesi güçsüzleşir. Burunlardan kanlı bir akıntı boşalır, baş şişebilir ve bu şişme göz kapaklarının kapanmasına yol açabilir. Şişme şiddetli ise burunda ve boğazdaki hava geçişleri sıkışarak solunumu yavaşlatabilir ve potansiyel bir boğulmaya sebep olabilir. Solunum yetmezliği ve büyük miktarda zehirin kaslar tarafından absorbe edilmesi ölüm sebepleri arasındadır. Ancak ölüm çok nadiren görülür. Rakibinin büyüklüğünün farkında olan yılanlar, zorlu bir biyolojik süreç sonucunda ürettiği zehirini avı olarak görmediği canlılara karşı ziyan etmek istemez ve bu gibi durumlarda kaçma fırsatı yakalayabilmek için kuru ısırıkla yetinir. Atın zehirli bir yılan tarafından ısırıldığından şüphe edildiği anda hızlıca gerekli önlemler alınmalıdır. Bu durumda sakin olmak önemlidir. Eğer at binerken ısırık meydana gelmişse hemen attan inilmeli ve at sakin tutulmalıdır. Atın sakinleşmesi kalp atış hızını ve toksinlerin emilimini yavaşlatır. Isırık bölgesine kesinlikle turnike uygulanmamalıdır. At hareket ettirilmemeli ve biran önce veteriner çağırılmalıdır. Eğer veteriner gelemiyorsa, at yavaşça onu veterinere götürecek bir araca kadar yürütülmelidir.
Kediler ve köpekler en fazla rapor edilen ev hayvanı kurbanlardır. Kedilerdeki ısırıklarının %90'ı baş veya ayaklarda meydana gelmektedir. Yılan ısırığı hayvanlara bağışıklık kazandırmaz ya da onların meraklı doğalarını ortadan kaldırmaz. Bu yüzden ısırık öncesi bazı önlemler almakta fayda vardır. Köpeklerin tasmayla ve açık alanlarda gezdirilmesi, kaya altlarında ya da deliklerde arama yapmasına izin verilmemesi ve köpeğin çimlerin arasına gizlenmiş bir şey yüzünden tuhaflaştığı görüldüğünde oradan hızlıca uzaklaştırılması yılan ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler arasındadır. Gerçekleşmiş ısırık sonrasında ilk yardım için önerilenler; hayvanı sakinleştirmek, mümkünse ısırık bölgesini kalbin aşağısında tutmak ve hayvanı hızlıca bir veterinere götürmek şeklindedir. Zehirlenmeye karşı uygulanabilecek tek tedavi antivenin uygulamaktır kedi ve köpeklere uygulanan antivenin dozu ortalama 1-2 viyal civarındadır. Avustralya'daki bir araştırmaya göre zehirlenme sonrasında antivenin tedavisi uygulanan köpeklerin 75'i ve zehire karşı daha dirençi olduğu bilinen kedilen %91'i hayatta kalmaktadır. Antivenin uygulanmadığında bu oranlar kedilerde %60'a ve köpeklerde %31'e düşmektedir.
Epidemiyoloji
Çoğu yılan ısırığı zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanır. Dünyada kabaca 3000 yılan türü bulunur, bunların sadece %15 kadarının insanlar için tehlikeli olduğu kabul edilir. Yılanlar Antarktika dışında bütün kıtalarda bulunur. En çeşitli ve yaygın bulunan yılan ailesi, yaklaşık 700 türü zehirli olan kırbaç yılanlarıdır (Colubridae). Bu yılanların çoğu insanlar için tehlike oluşturabilecek kadar zehir üretemez, ancak familyanın en az beş cinsi (Dispholidus, Thelotornis, Rhabdophis, Philodryas ve Tachymenis) insan ölümlerine sebep olmuştur.
Dünyanın çoğu yerinde yılan ısırığının rapor edilme zorunluluğu yoktur, ve yılan ısırıkları genellikle bildirilmez. Bu sebeple hiçbir zaman uluslararası seviyede yılan ısırıklarının sıklığıyla ilgili hassas bir çalışma yapılamadı. Yine de bazı tahminlere göre yılda 5.4 milyon yılan ısırığı ve muhtemelen 125.000'i ölümle sonuçlanan 2.5 milyon zehirlenme gerçekleşmektedir. Diğer tahminlere göre ise yılda 1.2 ve 5.5 milyon arası ısırık 421,000 ve 1.8 milyon arası zehirlenme ve 20,000 ve 94,000 arası ölüm gerçekleşmektedir. Isırık sonrası hayatta kalan birçok insan, zehir sebebiyle sakatlığa kadar giden kalıcı doku hasarına maruz kalır. Yılan ısırığından kaynaklı zehirlenme ve ölüm en fazla Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Sahraaltı Afrikası'nda görülür. En fazla ölümün rapor edildiği ülke Hindistan'dır.
Dünya çapında yılan ısırıkları en sık olarak, insanların dışarıda ve yılanların da daha aktif olduğu yaz mevsiminde gerçekleşir. Tarımsal ve tropik bölgelerde diğer yerlere oranla daha çok ısırık vakası meydana gelir. Kurbanlar genellikle 17 ve 27 yaşları arasındaki erkeklerdir. Isırılan bölge %90-98 oranında ekstremiteler olmakla beraber, baş ve gövde ısırıkları en tehlikeli ısırık bölgeleridir. Çocuklar ve yaşlıların ölme ihtimali daha yüksektir.
Kültürde yılan ısırığı
Eski medeniyetler yılanlara saygı gösterir onlara ve onlardan korkarlardı. Antik Mısırlılar daha , 'ne yılan ısırıkları için belirledikleri tedavi yöntemlerini kaydettiler. Bu kayıtlarda, boynuzlu engerekler gibi bugün bölgede bulunan en az yedi yılan da yer almaktadır.Musevilikte Nehushtan, benzer bir görünüme sahip, bakırdan yapılmış bir yılanın etrafında dolandığı bir direkti. Nesne, çölü kuşatmış yılanların sebep olduğu ısırıkları iyileştirme gücüyle kutsal sayılıyordu. İnanışa göre kurbanın yakında gelecek ölümden kurtulmak için sadece ona dokunması yeterliydi.
Tarihte yılan ısırığı bazı kültürlerde idam yöntemi olarak görülüyordu. Orta Çağ Avrupası'nda insanları yılan çukuruna atıp kurbanı birçok zehirli ısırıkla başbaşa bırakmak bir ölüm cezası şekliydi. Buna benzer bir yöntem Çin'in Beş Hanedan On Krallık döneminde Güney Han'da ve Hindistan'da kullanılan yaygın bir cezalandırmaydı. Yılan ısırıkları ayrıca intihar amacıyla da kullanılıyordu. Bunun en bilineni Mısır kraliçesi Kleopatra VII, söylentiye göre Marcus Antonius'un öldüğünü duyduktan sonra zehirli bir yılana—muhtemelen Mısır kobrası—kendisini ısırtarak intihar etti. Ancak Mısır bilimci Joyce Tyldesley Cleopatra: Last Queen of Egypt adlı kitabında Kleopatra'nın zehirle intihar etmiş olabileceğini ancak yılan hikâyesini kabul etmenin biraz güç olduğunu belirtmektedir. Tıp literatürüne geçmiş en az bir tane yılan ısırığı ile intihar teşebbüsü bulunmaktadır. Bu olaydaki kişi elini bir şişen engereğe ısırtmıştır.
Yılan ısırığı Sir Arthur Conan Doyle'un Benekli Şerit (The Adventure of the Speckled Band) adlı hikâyesinde de yer aldığı gibi hikâyelerde gizli cinayet şeklinde yer alır ancak gerçekte böyle bir şey pek duyulduk değildir ve sadece birkaç belgelenmiş olay bulunmaktadır.II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nın müttefiği olan Bulgaristan'ın çarı III. Boris'in zehirli bir yılanın ısırması sonucu öldüğü ortaya atıldı ancak bunu destekleyen herhangi bir kesin kanıt bulunmamaktadır. Ekim 1978'de ABD'de bir tarikatın üyesi olduğu bilinen iki kişi, daha önce tarikat aleyhine dava açan avukata zarar vermek için yılan kullanmak suçuyla tutuklandı. Avukat posta kutusuna yerleştirilen çıngırağı kesilmiş bir elmas sırtlı tarafından ısırılmıştı.
Zehirli yılan ısırığıyla öldürülen tavuklar ("Snake-bitten Chicken") Çin'in güneyinde Guangdong ve Çongçing'deki restoranlarda popülerdir.
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ Literatürde antivenin tedavisinin lokal doku nekrozunu azalttığı yönünde bilgiler olduğu gibi, lokal doku nekrozu gelişmesiyle antivenin kullanımı arasında istatistiksel olarak bir fark olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k Kasturiratne, A. (Kasım 2008). . PloS Medicine. Cilt 5 (11 bas.). doi:10.1371/journal.pmed.0050218. 27 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2009.
- ^ (PDF). CSL Limited. Şubat 2007. 20 Eylül 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2009.
- ^ White, Julian (Aralık 2006). (PDF). Adelaide: Department of Health, Government of South Australia. ss. 1-71. ISBN . 12 Kasım 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2009.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p Gold, Barry S. (1 Nisan 2002). "Bites of venomous snakes". The New England Journal of Medicine. Cilt 347 (5 bas.). ss. 347-56. ISSN 0028-4793. 27 Ocak 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Haziran 2009.
- ^ a b Kitchens C, Van Mierop L (1987). "Envenomation by the Eastern coral snake (Micrurus fulvius fulvius). A study of 39 victims". JAMA. Cilt 258 (12 bas.). ss. 1615-8. doi:10.1001/jama.258.12.1615. (PMID) 3625968.
- ^ a b c d e f g h i j Gutiérrez, José María (Ekim 2007). (PDF). Current Pharmaceutical Design. Cilt 13 (28 bas.). ss. 2935-2950. 28 Nisan 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2009.
- ^ a b Chippaux, J.P. (1998). "Snake-bites: appraisal of the global situation" (PDF). Bulletin of the World Health Organization. Cilt 76 (5 bas.). ss. 515-24. 28 Nisan 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 3 Temmuz 2009.
- ^ a b MedlinePlus > Snake bites 4 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . From Tintinalli JE, Kelen GD, Stapcynski JS, eds. Emergency Medicine: A Comprehensive Study Guide. 6th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2004. Update Date: 2/27/2008. Updated by: Stephen C. Acosta, MD, Department of Emergency Medicine, Portland VA Medical Center, Portland, OR. Review provided by VeriMed Healthcare Network. Also reviewed by David Zieve, MD, MHA, Medical Director, A.D.A.M., Inc. Retrieved on 19 mars, 2009
- ^ Health-care-clinic.org > Snake Bite First Aid - Snakebite 16 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Retrieved on 21 mars, 2009
- ^ Snake bite image example at MDconsult > Patient Education > Wounds, Cuts and Punctures, First Aid for 7 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c d e f Van den Enden, E. (20 Ocak 2004). "Bites by Venomous Snakes" (PDF) (İngilizce). Acta Clinica Belgica. ss. 350-355. Erişim tarihi: 9 Eylül 2009.[]
- ^ Parrish, Henry; Schwichtenberg, Alan; Parmantier, Clifford (Aralık 1973). "Clinical Features of Bites by Nonvenomous Snakes". Southern Medical Journal. Cilt 66 (12 bas.). 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Nisan 2010.
- ^ a b Omogbai, Eric K. I.; Nworgu, Zuleikha A. M.; Imhafidon, Michael A.; Ikpeme, Anwakang A.; Ojo, David O.; Nwako, Charles N. (Haziran 2002). "Snake bites in Nigeria: A study of the prevalence and treatment in Benin City" (PDF). Tropical Journal of Pharmaceutical Research. Cilt 1 (1 bas.). ss. 39-44. 25 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 16 Nisan 2010.
- ^ Norris R. 2004. Venom Poisoning in North American Reptiles. In Campbell JA, Lamar WW. 2004. The Venomous Reptiles of the Western Hemisphere. Comstock Publishing Associates, Ithaca and London. 870 pp. 1500 plates. .
- ^ Warrell, David A. (Mayıs 1976). . The American Society of Tropical Medicine and Hygiene. Cilt 25 (3 bas.). ss. 525-9. 7 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
- ^ Ismail, Mohammad (1993). "The ocular effects of spitting cobras: I. The ringhals cobra (Hemachatus haemachatus) Venom-Induced corneal opacification syndrome". Clinical Toxicology. Cilt 31 (1 bas.). ss. 31-41. doi:10.3109/15563659309000372. Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
- ^ Phillips, Charles M. (Mart 2002). (PDF). Dermatologic Therapy. Cilt 15 (1 bas.). ss. 58-61(4). doi:10.1046/j.1529-8019.2002.01504.x. 28 Nisan 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2009.
- ^ Jiann-Ruey, Ong; Hon-Ping, Ma; Tzong-Luen, Wang (2004). (PDF). Ann Disaster Med Vol 2 Suppl 2 (İngilizce). Taipei, Tayvan: Department of Emergency Medicine, Shin-Kong Wu Ho-Su Memorial Hospital. s. 82. 21 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2009.
- ^ Soskis, Jon E. (Şubat 1998). (PDF). Complete Guide to Snakebite Care (İngilizce). Tallahassee, Florida: Tallahassee Memorial Hospital. s. 19. 15 Şubat 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2009.
- ^ a b Ahmad, Zeeshan (2009). "A study of the knowledge and attitudes of emergency physicians and plastic surgeons in the management of snakebites" (PDF). Eur J Plast Surg (İngilizce). Cilt 32. Exeter, Devon, UK: Springer-Verlag. ss. 141-145. doi:10.1007/s00238-009-0329-4. Erişim tarihi: 19 Kasım 2009.[]
- ^ a b Young, Bruce A. (Aralık 2002). . BioScience. Cilt 52 (12 bas.). ss. 1121-26. doi:10.1641/0006-3568(2002)052[1121:DSMV]2.0.CO;2. 26 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2009.
The second major assumption that underlies venom metering is the snake's ability to accurately assess the target
- ^ Young, Bruce A. (Aralık 2001). "Venom flow in rattlesnakes: mechanics and metering" (PDF). Journal of Experimental Biology. Cilt 204 (Pt 24 bas.). ss. 4345-4351. ISSN 0022-0949. (PMID) 11815658. 9 Ocak 2009 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Eylül 2009.
With the species and size of target held constant, the duration of venom flow, maximum venom flow rate and total venom volume were all significantly lower in predatory than in defensive strikes
- ^ a b c d e Cribari, Chris (2004). (PDF). Trauma/Publications (İngilizce). Şikago, Illionis: American College of Surgeons. s. 1. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2009.
- ^ http://www.cgmh.org.tw/intr/intr2/c32910/snake%20bite.pdf []
- ^ a b c d Girish, Meenakshi; Mujawar, Nilofer (Kasım 2008). "Management" (PDF). Eductation. British Medical Journal Publishing Group Ltd. s. 408. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ Gilbert, Gregory; D’Souza, Peter; Pletz, Barbara (Ocak 2009). "Snakebite" (PDF). Adult Treatment Protocols. San Mateo County EMS Agency. s. 2. 30 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ a b Ahmad, Zeeshan (2009). "A study of the knowledge and attitudes of emergency physicians and plastic surgeons in the management of snakebites" (PDF). Eur J Plast Surg. Cilt 32. ss. 141-145. doi:10.1007/s00238-009-0329-4. Erişim tarihi: 15 Nisan 2010.[]
- ^ a b Daley, Brian James (17 Haziran 2008). . eMedicine. 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2009.
- ^ Deufel, Alexandra; Cundall, David (21 Ekim 2002). (PDF) (İngilizce). Bethlehem, PA, ABD: Zoology (Urban & Fischer Verlag). ss. Summary. 27 Eylül 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ a b Jackson, Kate (Mart 2003). (PDF). Zoological Journal of the Linnean Society. Cilt 137 (3 bas.). ss. 337-354. doi:10.1046/j.1096-3642.2003.00052.x. 10 Ekim 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2009.
- ^ Fry, Bryan G. (Şubat 2006). (PDF). Nature. Cilt 439 (7076 bas.). ss. 584-8. doi:10.1038/nature04328. (PMID) 16292255. 30 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2009.
- ^ (PDF). J. TOXICOL.-TOXIN REVIEWS, 21(1 & 2), vii-xi (2002) (İngilizce). Colorado: University of Colorado - Biology Faculty. 2002. ss. vii. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2009.
- ^ a b c Mathew, Joseph L. ; Gera, Tarun (22 Haziran 2000). . Delhi: Priory Medical Journals. 17 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2009.
- ^ Russell, Findlay E. (Şubat 1980). "Snake Venom Poisoning in the United States". Annual Review of Medicine. Cilt 31. ss. 247-59. doi:10.1146/annurev.me.31.020180.001335. Erişim tarihi: 26 Haziran 2009.[]
- ^ a b c Eskew, Evan (1999). "Venom Composition and Production". Physiology of Snake Venom (İngilizce). Kuzey Karolina: Davidson College. 18 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Aralık 2009.
- ^ Bawaskar, HS (2007). "Snake Bite Poisoning" (PDF). Medicine Update. Cilt 17. ss. 350-358. Erişim tarihi: 30 Nisan 2011.[]
- ^ . Vetwest. 20 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2011.
- ^ Birrell, Geoff W. (Şubat 2007). "The Diversity of Bioactive Proteins in Australian Snake Venoms". Molecular & Cellular Proteomics. Cilt 6 (6 bas.). ss. 973-86. doi:10.1074/mcp.M600419-MCP200.
Although there is much known about the protein compositions of venoms from Asian and American snakes, comparatively little is known of Australian snakes. This is despite the top 10 most toxic snakes (determined by LD50 (lethal dose in mice to kill 50%)) being Australian elapid snakes.
- ^ Spawls, Stephen (1997). The Dangerous Snakes of Africa. Johannesburg: Southern Book Publishers. s. 192. .
- ^ Büyüka, Yalçın; Koçak, Uğur; Yazıcı, Yüksel A.; Gürpınar, S. Serhat; Kır, Ziya (2007). "Yılan Isırığına Bağlı Ölüm". Adli Tıp Dergisi. Cilt 4 (3 bas.). s. 128. Erişim tarihi: 5 Nisan 2010.[]
- ^ a b c Klauber, Laurence Monroe (1997). "Treatment and Prevention of Bite". Rattlesnakes: Their Habits, Life Histories, and Influence on Mankind, Volume 2 (İngilizce). önsöz: Greene, Harry W. (2, resimli bas.). University of California Press. s. 923. . Erişim tarihi: 13 Ağustos 2009.
- ^ Kurecki B, Brownlee H (1987). "Venomous snakebites in the United States". J Fam Pract. Cilt 25 (4 bas.). ss. 386-92. (PMID) 3655676.
- ^ Warner, G. Scott (Mart-Nisan 2010). "Increased Incidence of Domestic Animal Bites following a Disaster Due to Natural Hazards" (PDF). Prehospital and Disaster Medicine. Cilt 25 (2 bas.). ss. 188-190.[]
- ^ Bromley, Pete. (PDF). Disaster-readiness-response-recovery (İngilizce). North Carolina State University. 3 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2010.
- ^ Gold B, Barish R (1992). "Venomous snakebites. Current concepts in diagnosis, treatment, and management". Emerg Med Clin North Am. Cilt 10 (2 bas.). ss. 249-67. (PMID) 1559468.
- ^ Suchard, JR (Haziran 1999). "Envenomations by Rattlesnakes Thought to Be Dead". The New England Journal of Medicine. Cilt 340 (24 bas.). s. 1930. ISSN 0028-4793. 20 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2009.
- ^ a b Gold BS, Wingert WA (Haziran 1994). "Snake venom poisoning in the United States: a review of therapeutic practice". South. Med. J. Cilt 87 (6 bas.). ss. 579-89. (PMID) 8202764.
- ^ Sharma, Sanjib Kumar. "Snakebites and Dog bites in Nepal" (PDF) (İngilizce). Nepal: Department of Medicine, B P Koirala Institute of Health Sciences. 11 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 7 Nisan 2010.
- ^ Warrell, David A (2005). (PDF) (İngilizce). Oxford: World Health Organization. s. 30. 7 Haziran 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
- ^ Pathmeswaran A, Kasturiratne A, Fonseka M, Nandasena S, Lalloo D, de Silva H (2006). "Identifying the biting species in snakebite by clinical features: an epidemiological tool for community surveys". Trans R Soc Trop Med Hyg. Cilt 100 (9 bas.). ss. 874-8. doi:10.1016/j.trstmh.2005.10.003. (PMID) 16412486.
- ^ Thompson, Chris. . Australian anaesthetists' website. 4 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- ^ a b c d Currie, Bart J. (Haziran 2008). "Effectiveness of pressure-immobilization first aid for snakebite requires further study". Emergency Medicine Australasia. Cilt 20 (3 bas.). ss. 267-270(4). doi:10.1111/j.1742-6723.2008.01093.x.
- ^ Rogers I, Celenza T (2002). . Wilderness Environ Med. Cilt 13 (2 bas.). ss. 184-5. (PMID) 12092977. 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2009.
- ^ Bush S, Green S, Laack T, Hayes W, Cardwell M, Tanen D (2004). (PDF). Ann Emerg Med. Cilt 44 (6 bas.). ss. 599-604. doi:10.1016/j.annemergmed.2004.06.007. (PMID) 15573035. 30 Aralık 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2006.
- ^ Sutherland S, Coulter A (1981). "Early management of bites by the eastern diamondback rattlesnake (Crotalus adamanteus): studies in monkeys (Macaca fascicularis)". Am J Trop Med Hyg. Cilt 30 (2 bas.). ss. 497-500. (PMID) 7235137. Erişim tarihi: 25 Haziran 2005.
- ^ Rogers I, Winkel K (2005). . Wilderness Environ Med. Cilt 16 (3 bas.). ss. 160-3. (PMID) 16209471. 9 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2006.
- ^ Sutherland S. "Deaths from snake bite in Australia, 1981-1991". Med J Aust. Cilt 157 (11-12 bas.). ss. 740-6. (PMID) 1453996.
- ^ Sutherland S, Leonard R. "Snakebite deaths in Australia 1992-1994 and a management update". Med J Aust. Cilt 163 (11-12 bas.). ss. 616-8. (PMID) 8538559.
- ^ Sutherland S, Coulter A, Harris R (1979). . Lancet. Cilt 1 (8109 bas.). ss. 183-5. doi:10.1016/S0140-6736(79)90580-4. (PMID) 84206. 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009.
- ^ Arendt, Diana; Arendt, David B. (Temmuz 1992). "Rescue Operations for Snakebite". The American Journal of Nursing. Cilt 92 (7 bas.). s. 28. Erişim tarihi: 5 Nisan 2010.
- ^ Mosquera, Aurelio; Idrovo, Luis A.; Tafur, Alfonso; Del Brutto, Oscar H. (Mayıs 2003). "Stroke following Bothrops spp. snakebite" (PDF) (İngilizce). Guayaquil, Ekvador: AAN Enterprises, Inc. s. 1578. 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 14 Ocak 2010.
- ^ a b Petite, Jacques (2005). (PDF) (İngilizce). Martigny, İsviçre: Swiss Medical Weekly. s. 620. 11 Aralık 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2010.
- ^ Scharman, Elizabeth J.; Noffsinger, V. Dalton (Temmuz 2001). "Copperhead Snakebites: Clinical Severity of Local Effects" (PDF). Annals of Emergency Medicine (İngilizce). Charleston, West Virginia, ABD: West Virginia Poison Center, West Virginia University Charleston Division ve Department of Clinical Pharmacy, West Virginia University School of Pharmacy. s. 57. Erişim tarihi: 14 Ocak 2010.[]
- ^ a b "Hastane Öncesi Sağlık Kuruluşunda Yılan Isırıan Çocuk Hastaya Yaklaşım Rehberi" (PDF). Çocuk Acil Tıp Birimi. Adana: Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi. s. 1. 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Ocak 2010.
- ^ a b c Çakır, Beyhan; Çobanoğlu, Bengü; Aygıt, Ahmet Cemal (2009). "Yılan Isırığına Bağlı Nekroz Olgusu". Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakultesi Dergisi. Cilt 10 (3 bas.). ss. 051-054. ISSN 1302-6755. Erişim tarihi: 5 Nisan 2010.[]
- ^ Okur Mİ, Yıldırım AM, Köse R. Türkiye'de Zehirli Yılan Isırmaları Ve Tedavisi. Turkiye Klinikleri J Med Sci 2001, 21:528-532. Abstract 15 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Köse R. The management of snake envenomation: evaluation of twenty-one snake bite cases. Ulus Travma Acil Cerrahi Derg. 2007; 13(4): 307-312. Abstract 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ White, Julian (Kasım 1991). . Chemical Safety Information from Intergovernmental Organizations. 27 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2009.
Without appropriate antivenom treatment up to 75% of taipan bites will be fatal. Indeed, in the era prior to specific antivenom therapy, virtually no survivors of taipan bite were recorded.
- ^ Demir,Cengiz; Atik, Bekir; Dilek, İmdat (Ocak 2005). "Yılan Isırığı Sonucu Gelişen Yaygın Damar İçi Pıhtılaşması ve Multi Organ Yetmezliği: İki Olgu sunumu" (PDF). Van Tıp Dergisi. Cilt 12 (1 bas.). s. 24. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 5 Nisan 2010.
- ^ a b c Yetkin, Ufuk (Ocak 2003). "Yılan Isırıkları ve Sonrasında Gelişen Venöz Trombozlarda Tedavi Uygulamalarımız" (PDF). Damar Cerrahi Dergisi. 12 (1). İzmir. ss. 25-30. Erişim tarihi: 25 Aralık 2009.[]
- ^ a b Mehta, SR; Sashindran, SR (2002). "Clinical Features and Management of Snake Bite" (PDF). Medical Emergency (İngilizce). Yeni Delhi: medIND. ss. 58 (3). Erişim tarihi: 1 Eylül 2009.[]
- ^ Sutherland, Struan Keith; Tibballs, James (2002). (PDF). RFDS Monographs (İngilizce). The Royal Flying Doctor Service of Australia. 29 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- ^ Ahmed, Syed Moied; Ahmed, Mohib; Nadeem, Abu; Mahajan, Jyotsna; Choudhary, Adarash; Pal, Jyotishka (28 Ağustos 2008). "Emergency treatment of a snake bite: Pearls from literature". Aligarh Muslim University, India: Journal of Emergencies, Trauma and Shock. ss. 97-105. doi:10.4103/0974-2700.43190. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2009.
- ^ . The Clinical Management of Snake Bites in the South East Asian Region. WHO Regional Office for South-East Asia. 2009. 7 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2009.
- ^ Henkel, John (2002). (PDF) (İngilizce). FDA/Office of Public Affairs. s. 4. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2009.
- ^ a b Mahadevan, S. (Aralık 2005). "Anti Snake Venom (ASV) Reactions - A Perspective" (PDF). Jawaharlal Institute of Post-graduate Medical Education and Research (JIPMER). Cilt 1 (2 bas.). s. 2. 22 Aralık 2009 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 12 Eylül 2009.
- ^ Amin, M. R. (30 Kasım 2008). "Anti-Snake Venom: Use and Adverse Reaction in a Sanake Bite Study Clinic in Bangladesh" (PDF). J. Venom. Anim. Toxins incl. Trop. Dis. Cilt 14. ss. 660-672. ISSN 1678-9199. 24 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 8 Eylül 2009.
- ^ Ertem, Kadir (2004). (PDF). First Aid and Treatment. European Journal of General Medicine. 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ a b (PDF) (İngilizce). Avustralya: Toxinology Dept., Women’s & Children’s Hospital, North Adelaide. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2010.
- ^ a b Theakston RD (Ekim 1997). (PDF). Ann. Trop. Med. Parasitol. Cilt 91 (7 bas.). ss. 857-65. doi:10.1080/00034989760626. (PMID) 9625943. 30 Aralık 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009.
- ^ Amaral CF, Campolina D, Dias MB, Bueno CM, Rezende NA (Mayıs 1998). "Tourniquet ineffectiveness to reduce the severity of envenoming after Crotalus durissus snake bite in Belo Horizonte, Minas Gerais, Brazil". Toxicon. Cilt 36 (5 bas.). ss. 805-8. doi:10.1016/S0041-0101(97)00132-3. (PMID) 9655642. 27 Ocak 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Temmuz 2009.
- ^ Holstege CP, Singletary EM (2006). "Images in emergency medicine. Skin damage following application of suction device for snakebite". Annals of emergency medicine. Cilt 48 (1 bas.). ss. 105, 113. doi:10.1016/j.annemergmed.2005.12.019. (PMID) 16781926.
- ^ Alberts M, Shalit M, LoGalbo F (2004). "Suction for venomous snakebite: a study of "mock venom" extraction in a human model". Ann Emerg Med. Cilt 43 (2 bas.). ss. 181-6. doi:10.1016/S0196-0644(03)00813-8. (PMID) 14747805.
- ^ Bush SP, Hegewald KG, Green SM, Cardwell MD, Hayes WK (2000). "Effects of a negative pressure venom extraction device (Extractor) on local tissue injury after artificial rattlesnake envenomation in a porcine model". Wilderness & environmental medicine. Cilt 11 (3 bas.). ss. 180-8. (PMID) 11055564.
- ^ Riggs BS, Smilkstein MJ, Kulig KW, et al. Rattlesnake envenomation with massive oropharyngeal edema following incision and suction (Abstract). Presented at the AACT/AAPCC/ABMT/CAPCC Annual Scientific Meeting, Vancouver, Canada, September 27-October 2, 1987.
- ^ Atatür, Mehmet K. (18 Ekim 2000). "6. Bölüm: İnsanlar ve Kurbağa-Sürüngenler". Kuzey Kıbrıs'ın Kurbağa ve Sürüngenleri (PDF) (1. Baskı bas.). Bornova, İzmir: Ege Üniversitesi. s. 9. . 13 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ Russell F (1987). "Another warning about electric shock for snakebite". Postgrad Med. Cilt 82 (5 bas.). s. 32. (PMID) 3671201.
- ^ Ryan A (1987). "Don't use electric shock for snakebite". Postgrad Med. Cilt 82 (2 bas.). s. 42. (PMID) 3497394.
- ^ Howe N, Meisenheimer J (1988). "Electric shock does not save snakebitten rats". Ann Emerg Med. Cilt 17 (3 bas.). ss. 254-6. doi:10.1016/S0196-0644(88)80118-5. (PMID) 3257850.
- ^ Johnson E, Kardong K, Mackessy S (1987). "Electric shocks are ineffective in treatment of lethal effects of rattlesnake envenomation in mice". Toxicon. Cilt 25 (12 bas.). ss. 1347-9. doi:10.1016/0041-0101(87)90013-4. (PMID) 3438923.
- ^ White, Julian (2002). (PDF). Clinical Toxinology Resources. The University of Adelaide. 28 Şubat 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ Haines, Cynthia (2006). (PDF). Quick Reference Guide. WebMD Inc. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2009.
- ^ Ananda, K. J.; Mohan, K.; Kamran, Ansar; Sharada, R. (Şubat 2009). "Snake bite in dogs and its successful treatment" (PDF). Veterinary World. Cilt 2 (2 bas.). ss. 66-67. 24 Aralık 2010 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Nisan 2010.
- ^ Ferreira, Júnior R.S.I; Barravieira, B. (2004). "Management of venomous snakebites in dogs and cats in Brazil". Journal of Venomous Animals and Toxins including Tropical Diseases. Cilt 10 (2 bas.). doi:10.1590/S1678-91992004000200002. ISSN 1678-9199. Erişim tarihi: 10 Nisan 2010.
- ^ Michal, MT; Eran, L. (1999). "Suspected Vipera palaestinae envenomation in three cats". Vet Hum Toxicol. Cilt 41 (3 bas.). ss. abstract. Erişim tarihi: 14 Nisan 2009.
- ^ a b c d Lenz, Thomas R. (Ağustos 2009). "Snakebite" (PDF). The American Quarter Horse Journal. s. 10. Erişim tarihi: 10 Nisan 2010.[]
- ^ Brooks, R. (2007). . Vets & Pets (İngilizce). Melbourne: Australia Venom Research Unit. 11 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2010.
- ^ Marcella, Kenneth L. (1 Mayıs 2003). "Snakebite!" (İngilizce). DVM Newsmagazine. 6 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Nisan 2011.
- ^ (PDF). Land Management Program (İngilizce). Adelaide Mt lofty Ranges Natural Resources Management Board. Eylül-Kasım 2008. s. 4. 30 Eylül 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2010.
- ^ a b Mirtschin, Peter; Madaras, Frank; Hammond, John; Venning, Michael; Costabile, Maurizio. "Snake Bite in Animals" (PDF) (İngilizce). Avustralya: Feline Association of South Australia. Erişim tarihi: 14 Nisan 2010.[]
- ^ . Cat Owner's Home Veterinary Handbook (İngilizce). Macmillan Publishing. 1998. 15 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2011.
- ^ Adams, Julia. (İngilizce). Petalia. 18 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2011.
- ^ "Treatment of Snake Bites (Preventing Snake Bites)" (PDF). Pet Pals of Atascocita. 2009. Erişim tarihi: 14 Nisan 2010.[]
- ^ Russell, F. E. (1990). "When a snake strikes". Emerg Med. Cilt 22 (12 bas.). ss. 33-4, 37-40, 43.
- ^ a b Mackessy, Stephen P. (Haziran 2002). (PDF). Journal of Toxicology: Toxin Reviews. Cilt 21 (1–2 bas.). ss. 43-83. doi:10.1081/TXR-120004741. 2 Haziran 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2009.
Estimates of the number of venomous colubrids approach 700 species. Most may not produce a venom capable of causing serious damage to humans, but at least five species (Dispholidus typus, Thelotornis capensis, Rhabdophis tigrinus, Philodryas olfersii and Tachymenis peruviana) have caused human fatalities
- ^ a b Wingert W, Chan L (1 Haziran 1988). "Rattlesnake bites in southern California and rationale for recommended treatment". West J Med. Cilt 148 (1 bas.). ss. 37-44. (PMID) 3277335. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2006.
- ^ Gutiérrez, José María (6 Haziran 2006). . PLoS Medicine. Cilt 3 (6 bas.). doi:10.1371/journal.pmed.0030150. 11 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2009.
- ^ Parrish H (1966). "Incidence of treated snakebites in the United States". Public Health Rep. Cilt 81 (3 bas.). ss. 269-76. (PMID) 4956000.
- ^ Schneemann, M. (Ağustos 2004). "Life-threatening envenoming by the Saharan horned viper (Cerastes cerastes) causing micro-angiopathic haemolysis, coagulopathy and acute renal failure: clinical cases and review" (PDF). QJM: An International Journal of Medicine. Cilt 97 (11 bas.). ss. 717-27. doi:10.1093/qjmed/hch118. Erişim tarihi: 4 Eylül 2009.
This echoed the opinion of the Egyptian physicians who wrote the earliest known account of the treatment of snake bite, the Brooklyn Museum Papyri, dating perhaps from 2200 BC. They regarded bites by horned vipers 'fy' as non-lethal, as the victims could be saved.
- ^ a b c Anil, Aggrawal (Ocak 2004). . Anil Aggrawal's Internet Journal of Forensic Medicine and Toxicology. Cilt 4 (2 bas.). ISSN 0972-8074. 21 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2009.
- ^ Crawford, Amy (1 Nisan 2007). "Who Was Cleopatra? Mythology, propaganda, Liz Taylor and the real Queen of the Nile". Smithsonian.com. 13 Kasım 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Eylül 2009.
- ^ Viegas, Jennifer (1 Nisan 2008). "Cleopatra's Suicide by Snake a Myth?". Discovery News (İngilizce). Discovery Communications. ss. 1,2. 22 Aralık 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2009.
- ^ Strubel, T. (Mayıs 2008). "Suizidversuch durch Schlangenbiss: Kasuistik und Literaturübersicht". Der Nervenarzt (Almanca). Cilt 79 (5 bas.). ss. 604-6. doi:10.1007/s00115-008-2431-4. ISSN 1433-0407.
- ^ Warrell, D.A. (Haziran 2009). "Commissioned article: management of exotic snakebites". QJM: An International Journal of Medicine. Cilt 102 (9 bas.). ss. 593-601. doi:10.1093/qjmed/hcp075. ISSN 1460-2393.
- ^ Straight, Richard C. (1994). "Human fatalities caused by venomous animals in Utah, 1900-90". Great Basin Naturalist. Cilt 53 (4 bas.). ss. 390-4. 8 Ekim 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Eylül 2009.
- ^ "Animals". Criminal Poisoning: Clinical and Forensic Perspectives (İngilizce) (Düzeltilmiş bas.). Jones & Bartlett Learning. 2010. s. 40. , . Erişim tarihi: 1 Mayıs 2011.
- ^ "'Snake-bitten Chicken' on Chinese menu" (İngilizce). Pekin: AFP. 1 Haziran 2009. 8 Haziran 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2009.
- ^ Haydon, Harry (1 Haziran 2009). "Snake-bitten chicken banned" (İngilizce). Pekin: The Sun. 12 Haziran 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2009.
Kaynak kitaplar
- Campbell, Jonathan A.; William W. Lamar (2004). The Venomous Reptiles of the Western Hemisphere, Ithaca, NY: Cornell University Press.
- Spawls, Stephen; Bill Branch (1995). The Dangerous Snakes of Africa: Natural History - Species Directory - Venoms and Snakebite, Sanibel Island, FL: Ralph Curtis Publishing.
- Sullivan JB, Wingert WA, Norris Jr RL. North American Venomous Reptile Bites. Wilderness Medicine: Management of Wilderness and Environmental Emergencies, 1995; 3: 680–709.
- Thorpe, Roger S.; Wolfgang Wuster, Anita Malhotra (1996). Venomous Snakes: Ecology, Evolution, and Snakebite, Oxford, England: Oxford University Press.
Sınıflandırma | D |
---|---|
Dış kaynaklar |
|
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yilan isirigi veya yilan sokmasi yilanin disleri ile sebep oldugu yaralanmadir Yilanlar cogu zaman avlarini isirirlar ancak sik gorulmese de genellikle savunma amacli olarak insanlari isirdiklari da olur Cogu yilan zehirsizdir ve avlarini genellikle zehir kullanmadan bogarak oldururler Bununla birlikte zehirli yilanlar Antarktika haricinde her kitada bulunur Yilan isirigiKobra Naja najaUzmanlikAcil tip Isiriklar icin onerilen ilk yardim yontemleri yilanin yasadigi bolgeye gore degisir Bazi turlerin isiriginda etkili olan bir tedavi baska bir turun isiriginda etkisiz kalabilir Yilanlarin fiziksel gorunusleri farkli olabilecegi icin genellikle bir turu tanimlamanin pratik bir yolu yoktur ve boyle durumlarda profesyonel tibbi yardim aranmalidir Isirigin sonucu yilanin turu ve yasi isirigin vucuttaki yeri ve derinligi enjekte olan zehir miktari isirilanin yasi sagligi ve buyuklugu gibi bircok etkene bagli olarak degisir Butun isiriklarda isirilanin yasadigi panikten kaynaklanan ve psikolojik olan dehset ve tasikardi gibi semptomlar belirir Zehirli olmayan yilanlarin isiriklari da siklikla disin sebep oldugu yirtilma veya sonucta olusan enfeksiyon yuzunden hasar verebilir Isirik oldurme potansiyeline sahip anaflaktik reaksiyonu da tetikleyebilir Yilanlara atfedilen olumlerin sayisi bolgelere gore degisiklik gosterir Avrupa ve Kuzey Amerika da olum orani goreli olarak dusuk olsa da yilan isiriklari ile birlikte gelen morbidite ve mortalite dunyanin pek cok bolgesi ve ozellikle saglik tesislerinin kisitli oldugu kirsal kesimler icin ciddi bir saglik problemidir Guney Asya Guneydogu Asya ve Sahraalti Afrikasi isirigin en cok gorundugu yerlerdir Ayrica neotropikal ve diger ekvatoryal ve subtropikal bolgelerde de vaka sayisi yuksektir Her yil on binlerce insan yilan isiriklari sebebiyle olmektedir Ancak koruyucu ayakkabilar giymek tehlikeli yilanlarin yasadigi bilinen yerlerden uzak durmak gibi alinabilecek cok sayida tedbir bulunmaktadir Belirtiler ve semptomlarHerhangi bir yilan isiriginin en yaygin semptomu zehirlenmedir Bununla birlikte farkli turden yilanlarin isiriklari arasinda cok buyuk cesitlilikte semptomlar gorunur Yilan isiriklarindaki en yaygin semptomlar panik korku ve duygusal dengesizliktir Bunlar bulanti kusma ishal senkop vertigo tasikardi ve soguk ve nemli cilt gibi semptomlara sebep olabilir Cogu yilan isirigi kurbaninda olum korkusu gorulur Bu korku azaltilmazsa hiperventilasyon riski artar Zehirli olmayan yilanlardan kaynaklanan kuru yilan isiriklari da kurbana ciddi zararlar verebilir Bunun bircok sebebi vardir Geregince tedavi edilmeyen yilan isiriklari enfeksiyona sebep olabilir disleri derin yaralanmalara sebep olabilen engerek isirigi kurbanlarinda rapor edildigi gibi isirik belli kurbanlarda anafilaksiye sebep olabilir Kuru isiriklar ya da zararsiz yilanlarin sebep oldugu isiriklar tedavi gerektirir Bu isiriklarda sisme ve hisedilen aci az miktardadir ancak yilanin oral mikroflorasi Clostridium tetani gibi patojenik mikroorganizmalar barindirabilmektedir Bu sebeple zehirsiz yilanlarin isiriklari ihmal edilip tedavi uygulanmazsa isirik akabinde tetanosun gelisme tehlikesi vardir Bunun disinda yilanin salyasinda barinan diger patojenik bakteriler de enfeksiyona sebep olabilir Zehirli olsun ya da olmasin cogu yilan isiriklari birtakim lokal etkilere sebep olur Isirik sonrasi etkiler isirik bolgesine gore degisiklik gosterse de baslangicta kucuk bir aci duyulur ve bolgede kizariklik meydana gelir Engerek ve bazi kobralarin isiriklari cok buyuk aci verebilir ve bazen de lokal dokuyu hassaslastirarak dokunun dakikalar icerisinde ciddi bir sekilde sismesine sebep olabilir Bolgenin su toplayip kanamasi da olasilik dahilindedir Cingirakli yilan isiriklarindaki diger baslangic semptomlari uyusukluk cansizlik bulanti ve kusma seklindedir Semptomlar hipotansiyon takipne siddetli tasikardi algi degiskenligi ve solunum yetmezliginin gelismesiyle olumcul bir hale gelebilir Dosya Tissue necrosis following bite from Bothrops asper PLoS Medicine jpg Ekvador da Bothrops asperin isirdigi 11 yasindaki bir cocugun iki hafta sonraki hali Bu zaman zarfinda cocuga sadece antibiyotik tedavisi uygulanmis Ilginc bir sekilde Crotalus scutulatus mercan yilani ve Crotalus mitchelliinin sebep oldugu isiriklar ciddi yaralanmalara sebep olurken bu isiriklarda cok az aci duyulur ya da hic duyulmaz Bazi cingirakli yilanlar tarafindan isirilan kurbanlar lastiksi naneye benzer ya da metalik bir tat tarif edebilirler Tukuren kobra ve ringhals zehirini kurbaninin gozune puskurtur Bu ani aci oftalmoparezi ve bazen de korluge sebep olur Bazi Avustralya yilanlari ve cogu engerek yilani zehiri pihtilasma bozuklugu sebep olur Bazen kurbanin agzindan burnundan ve hatta daha once iyilesmis gibi gorunen yarasindan bile kan gelebilir Beyin ve bagirsaklarin da dahil oldugu ic organlar kanayabilir ve bunun sonucunda kurbanin cildinde ekimoz gorulur Kanamanin durdurulamamasi durumunda kan kaybindan olum beklenen sonuclar arasindadir Mambalar kraitler kobralar ve deniz yilanlarinin dahil oldugu elapidler ve cogu Avustralya turunun zehirinde norokoksisiteye sebep olan ve sinir sistemine saldiran toksinler bulunur Sinir zehirinin etkisi isiriktan 2 4 saat sonra gorulur ancak bu sure uzayabilir Kurbanin gorusunde bulaniklik gibi bazi bozukluklar olur Kurbanlarda ayrica vucut boyunca parestezi his kaybi ve konusma ve solunum zorlugu da gorulebilir Sinir sistemi problemleri bir dizi semptoma yol acar Acil tedavinin uygulanmadigi durumlarda kurbanlar solunum yetmezliginden olebilirler Butun deniz yilanlarinin hemen hemen butun engereklerin ve bazi Avustralya elapidlerinin zehiri kas dokusunda nekroza sebep olur Kas dokusu rabdomiyoliz olarak bilinen bir durum sonucunda vucut boyunca olmeye baslar Olu kas hucreleri proteinleri suzgecten geciren bobregi dahi tikayabilir Bu hipotansiyon ile birlesince akut bobrek yetmezligine ve nihayetinde de tedavi uygulanmazsa olume sebep olur Cukur engereklerin el veya parmaklarda sebep oldugu zehirli isirik vucudun diger bolgelerindeki isiriklara oranla daha agresif mudahale gerektirir Bu durumda zehirin yayilmasi icin yeterli hacim bulunamayacagindan yerel doku nekrozu daha buyuk ve daha erken gerceklesir PatofizyolojiZehirleme tamamen istencli bir sekilde yapilir Bu yuzden butun zehirli yilanlar zehir enjekte etmeden de isirabilme yetisine sahiptir Yilanlar siklikla kendileri icin cok buyuk yenilemeyecek canlilara karsi zehirlerini ziyan etmekten ziyade yetinirler Bununla birlikte cingirakli yilanlar gibi bazi yilan cinsleri savunma amacli isiriklari saldiri amacli isiriklariyla karsilastirildiginda cok daha fazla miktarda zehir ihtiva eder Kuru isirik deride delinmeye yol acan ancak bolgesel sistemik etkilere ya da pihtilasma bozukluguna sebep olmayan isiriga denir Kuru isirik orani turlere gore degisiklik gostermektedir normalde urkek olan mercan yilani isiriklarinin 50 si kobralarin 45 i zehirsiz iken cukur engereklerde kuru isirik orani sadece 25 tir Engerek isiriklarinin kuru isirik olarak nitelendirilebilmesi icin alti saat icinde hicbir lokal belirtinin gorulmemis olmasi gerekir Mercan yilanlarinin isiriginda genellikle baslangic semptomlari gorunmez bu yuzden bu yilanlarin butun isiriklari zehirli kabul edilir Bazi kuru isiriklar yilanin kotu zamanlamasinin sonucunda olabilir Bu durumda yilanin disleri kurbanin etine girmeden zehir bosalir Zehirli olmamasina ragmen bazi yilanlarin ozellikle de Boidae ve Pythonidae ailelerine dahil olan bogucu yilanlarin isiriklari zarar verici olabilir Buyuk turler siklikla kurbanin veya yilanin kurtulmaya calismasi sonucunda kurbanda derin yirtilmalara sebep olur Bunun sebebi kurbanin etine gomulen yilanin dislerinin geriye donuk ve igne kadar keskin olmasidir Zehirli yilanlarin isirigi kadar olumcul olmasa da bu tur isiriklar en azindan gecici zayifliga ve yanlis tedavi uygulandiginda da enfeksiyona sebep olabilir Kurbanlar cilt bozuklugu deformiteler ya da kronik yara enfeksiyonu gibi hem kronik hem de akut sekellere maruz kalabilir Mercan yilanlari daha kisa dislere ve daha kucuk bir agza sahiptir bu yuzden zehiri enjekte edebilmek icin isirdigi bolgeyi cignemek zorunda kalir Yilanlarin cogunun isirirken agizlarini acmalari gerekirken Atractaspididae ailesindeki Afrika ve Ortadogu yilanlari agizlarini acmadan dislerini kafalarinin yan tarafina kivirabilme ve kurbani isirabilme yetenegine sahiptir Yilan zehiri Yilanlarin Miyosen evre icindeki bir zamanda zehir olusturma ve zerketme yetenegini gelistirdigi ileri surulmektedir Tersiyer zamanda ilkel yilanlarin buyuk bolumu Henophidia ilkel yilanlar superailesine ait pusuya yatan ambush predator ve avlarini bogarak olduren avcilardi Dunyada genis otlaklarin yerini ormanlik alanlarin almasiyla bu yilanlar da daha kucuk ve boylece daha cevik bir yapiya evrimlestiler Ancak daha kucuk yilanlar icin avlarini kontrol altina almak ve oldurmek daha zor bir hale geldi ve bunun sonucu olarak yilan zehirinin evrimlesmesi basladi Butun yasayan yilanlarin atasi oldugu dusunulen varsayimsal soy Toxicofera uzerinde yapilan diger bir arastirma yilan evrimi icin daha erken bir zaman dilimi onermektedir Bu zaman dilimi Gec Kretase esnasinda muhtemelen on milyon yillar mertebesindedir Yilan zehiri normalde salya salgilamakla gorevli olan modifiye olmus parotis bezinde uretilir Zehir gozun arkasindaki alveol denilen yapilarda depolanir ve borumsu ici bos disler yoluyla istemli bir sekilde enjekte edilir Tek tur molekuler ya da farmakolojik aktif bilesen iceren yilan zehiri yoktur Zehir yuz binlerce protein ve enzim ihtiva eder bunlarin tamami avin kardiyak sistemine karismasi veya zehirin daha hizli absorbe edilmesi icin doku gecirgenligini artirmasi gibi cesitli amaclara hizmet eder Yilan zehiri en kompleks yapiya sahip hayvan zehiridir Cogu yilanin zehri sitotoksin hemotoksin norotoksin miyotoksin gibi bircok toksinin kombinasyonu olabilir ve insan vucudundaki her organ sistemini fiilen etkiler Norotoksin temel aminoasitler bakimindan zengindir ve molekuler seviyede etki ederek kas aktivitesini sinirlandirir Hemotoksin dolasim sistemi disinda diger organ sistemlerinde de doku yikimina sebep olur Genellikle norotoksinler daha az molekul agirligina sahip oldugu icin hemotoksinlerden daha hizli etki gosterir Herhangi bir yilan zehirinin icerigi ve gucu yilanin buyuklugune yasina ve diyetine iklime ve yilin hangi zamanini oldugunda gore degisiklik gosterir Yilan zehiri yaz aylarinda daha az toksiktir ancak yilanlar cevrenin isinmasiyla saldirganliklarini ve salgiladiklari zehir miktarini artirirlar Yazin en sicak zamanlarinda yilanlar urettikleri zehirin miktarini maksimuma cikarirlar Zehirin gucu turler arasinda onemli olcude farkliliklar gosterir ancak Avustralya yilanlari ozellikle guclu zehirde egemen olarak bilinir Farelerdeki ortalama oldurucu doz LD50 farelerin 50 sini oldurebilecek doz ile olculdugunde dunyanin en zehirli 10 yilani bu kitada yasamaktadir Bu yilanlardan Oxyuranus microlepidotus dunyanin en guclu zehirine sahip yilandir ancak urkek olmasi ve insanlarla seyrek karsilasmasi bu yilandan kaynaklanan isiriklarin son derece nadir gorulmesine sebep olur Uretilen zehir miktari da turler arasinda degisiklik gosterir Tek bir isirikta 5 7 ml 450 600 mg zehir salgilayabilen Gabon engeregi bu kategoride birinci sirada yer alir Yilanin enjekte ettigi zehir miktari son isirik uzerinden gecen sure yilanin hissettigi tehdit ve avin buyuklugune baglidir Yilanin zehirli olmasinin yaninda zehirin toksitesi de zehirlenmelerde onemli bir faktordur Toksitenin belirlenmesinde maksima terimi kullanilmaktadir Maksima yilan zehirinin tamami bosaltildiginda bir isirista 70 kilogramlik kac insani oldurecegini tanimlamaktadir Kobralar icin maksima 15 tir OnlemHouston Texas taki Sylvan Rodriguez Park ta yilanlarin varligiyla ilgili uyari levhasi Avrupa ve Rusya boyunca genis bir yasama alanina sahip bayagi engerek Bu yilanin isiriklari goreli olarak yaygindir buna ragmen olum orani son derece dusuktur Korkutulmus yilanlar bu su mokaseninin yaptigi gibi savunma pozisyonu alirlar ve tehdit edici bir sekilde tislayip dislerini gosterebilirler Yilanlar buyuk olasilikla tehdit hissettiklerinde korktuklarinda provoke edildiklerinde veya koseye sikisip kacacak bir yer bulamadiklarinda isirirlar Yilanlarla karsilasmak her zaman icin tehlikeli kabul edilmeli ve tespit edildigi ortamdan hizlica uzaklasilmalidir Gorunumleri carpici bir sekilde degisiklik gosteren yilan turlerinin zehirli ya da zehirsiz hatta tehlikeli ya da tehlikesiz oldugunu belirlemenin pratik bir yolu yoktur Kemiriciler gibi avlar tarafindan ilgisi cekilen yilanlarin yerlesim yerlerine yaklasmalari muhtemeldir Duzenli yapilan yilan tehdidini onemli olcude dusurebilir Gezi veya yuruyus yaparken yilanlarin yaygin olarak bulundugu yerleri bilmek faydalidir Afrika Avustralya Neotropikal biyocografik bolgesi ve Asya nin guneyi gibi dunyanin belli basli bolgeleri bircok tehlikeli ture ev sahipligi yapmaktadir Vahsi yasamda iken siddetli bir sekilde adimlamanin yaratacagi titresimler yilanin o cevreden kacmasini saglayabilir Ancak bu yontem Kuzey Amerika ya da Avrupa disinda yasayan ve kendi bolgesini korumak isteyen kral kobra ve kara mamba gibi daha buyuk ve daha agresif yilanlarin yasadigi bolgelerde uygulanabilir degildir Dogrudan karsilasmalarda sessiz ve hareketsiz beklemek sonrasinda da eger yilan henuz kacmamis ise yavasca ve dikkatlice ortamdan uzaklasmak onemlidir Gece odun toplamak gibi bir kamp aktivitesi ile ugrasiliyorsa fener kullanmak faydali olabilir Yilanlar olagan disi hallerde ozellikle de ortam sicakliginin 21 C yi 70 F astigi ilik gecelerde aktif olabilirler Bos kutuklere koru korune dokunulmamasi buyuk taslarin ters cevrilmemesi ve eski kulubelere veya bir yilanin potansiyel olarak bulunabilecegi yerlere girilmemesi gerekir Kaya tirmanisinda cikintilarin veya yariklarin incelenmeden tutulmasi guvenli degildir yilanlar soguk kanli hayvanlardir ve siklikla kaya cikintilari uzerinde guneslenirler Evcil hayvan olarak yilan besleyenler yilanin yaralanmalara sebebiyet verebilecegi konusunda bilincli olmali ve dikkatle hareket etmelidir Alkollu iken yilana dokunmak asla mantikli degildir ABD de yilan isirigi kurbanlarinin 40 indan fazlasi vahsi yilanlari yakalamaya calismalari ve tehlikeli ev hayvanlarini dikkatsizce tutma tesebbusleri ile kendilerini tehlikeye sokmuslardir bu kurbanlarin 40 inda kan alkol orani 0 1 veya daha fazla oranda cikmistir Firtina ya da sel gibi dogal afetler sonrasinda yilan isirigi vakalarinin arttigi bilinmektedir Buyuk bir firtinanin guzergahinda yasayan diger canlilar gibi yilanlarin da yerleri degisir ve evsiz kalirlar Sonuc olarak barinak ve yiyecek aramak icin evlere depolara ahirlara ve diger yapilara girebilirler Hasar gormus yapilar yilanlar icin daha erisilebilir durumdadir ve sel de yilanlarin iceride birikmesine sebep olabilir Yeri degismis yilanlar temizleme calismalari esnasinda olusan enkaz yiginlarinda da bulunabilir Olu gibi gorunen yilanlardan da sakinmak onemlidir Bazi turler potansiyel tehditleri kandirmak icin gercekte sirt ustu donup dillerini disari cikarirlar Bir yilanin kopmus kafasi ani hareket edip refleks ile isirmasi ihtimal dahilindedir Uyarilmis isirik da canli yilaninki kadar ciddi olabilir Ayrica olu yilanlar enjekte ettikleri zehirin dozunu ayarlama yetenegine sahip degildir dolayisiyla olu bir yilanin isirigi genellikle daha buyuk miktarda zehir icerir TedaviHerhangi bir yilan isiriginin hayati tehdit edici olup olmadigini belirlemek kolay degildir Kuzey Amerikali bakir kafalinin saglikli yetiskin bir insanin ayak bilegindeki bir isirigi genellikle orta dereceli bir yaralanmaya sebep olurken ayni yilanin bir cocugun karni veya yuzundeki bir isirigi olumcul olabilir Butun yilan isiriklarinin sonucu bir yigin faktore baglidir yilanin buyuklugu fiziksel durumu ve sicakligi kurbanin yasi ve fiziksel durumu isirilan bolge ve doku ornegin ayak govde damar veya kas gibi enjekte olmus zehir miktari hasta tedavi bulana kadar gecen sure ve son olarak tedavinin kalitesi Tehdidi ortadan kaldiran acil ve kaliteli tibbi mudahale izlenebilecek en iyi yoldur Buna ragmen dunyadaki yilan isirigi kurbalarinin yaklasik 80 ine gelenekci yontemlerle muhahale edilmektedir Yilanin tanimlanmasi Yilanin tanimlanmasi sadece tekdegerli monovalan panzehirin bulunabildigi dunyanin belli bolgelerinde tedavinin planlanmasi acisindan onemlidir Olay yerinde tanimlamanin yapilamasi durumunda ideal olan eger olmus ise yilanin hasta ile birlikte goturulmesidir Bununla birlikte yilan isiriklarinin daha yaygin oldugu yerlerde yerel tecrube yilanin tanimlanmasinda yeterli olabilir Kuzey Amerika Avrupa gibi cokdegerli polivalan panzehirlerin elde edilebildigi yerlerde yilanin tanimlanmasi oncelikli konu degildir Buyuk klinik problemlerin cogunluguna sebep olan uc zehirli yilan turu engerekler kobralar ve kraitlerdir Her bir turun sebep oldugu zehirlenmelerin karakteristik belirtileri ve semptomlarinin bilinmesi kadar hangi turun bolgesel olarak bulundugunun bilinmesi de cok onemlidir Skorlama sistemleri klinik ozellikler temel alinarak yilanin tanimlanmasinda kullanilabilir Ilkyardim Farkli yilanlar farkli zehirlere sahip oldugundan yilan isirigi konusundaki ilkyardim onerileri kismen cesitlidir Bazilarinda kucuk lokal etkiler olur ama hayati tehlikenin soz konusu oldugu sistemik etkiler de gorulur Boyle durumlarda baskili sargi yoluyla zehirin isirilma bolgesinde kontrol altina alinmasi arzu edilir Yontemler cesitlilik gosterse de cogu ilkyardim kilavuzu asagidakiler konusunda mutabiktir kaynak belirtilmeli Hastayi ve kendiniz de dahil olmak uzere digerlerini ileriki isiriklara karsi koruyun Belli basli bolgelerde yilanin tanimlanmasi onemli olsa da yilani yakalamaya veya oldurmeye calisip da ileride olabilecek isirilma riskine girmeyin veya uygun tibbi yardimi ertelemeyin Eger yilan henuz kacmamis ise kurbani dikkatli ve hizli bir sekilde o bolgeden uzaklastirin Kurbani sakin tutmaya calisin Yilan isiriklari kurbanda anlasilabilir sekilde buyuk bir korku yaratir Akut stres tepkisi kan akisini yukseltir ve hastayi tehlikeye sokar Hastanin yakinindaki insanlari sakin tutun Panik bulasicidir ve muhakeme yetisini engeller Panzehirin bulunabilecegi en yakin hastahanenin acil servisine nakil saglamak icin yardim cagrisinda bulunun Isirilan organin islevsel bir pozisyonda kurbanin kalbinin asagisinda tutuldugundan emin olun Boylece kanin kalbe ve diger organlara ulasmasi minimize edilir Hastaya yiyecek ya da icecek hicbir sey vermeyin Bu ozellikle vazodilator olarak bilinen ve zehirin absorbe edilisini hizlandiran alkol icin gecerlidir Doktor tarafindan yapilmasi ozellikle soylenmediyse kurbana uyarici veya agri kesici vermeyin Isirilan bolgenin sismesi olasiligina karsi bolgeyi sikistirabilecek elbiseleri veya esyalari uzaklastirin yuzuk bilezik saat ayakkabi vs Kurbani mumkun oldugu kadar hareketsiz tutun Isirilan bolgeyi kesmeyin Amerikan Tip Dernegi ve Amerikan Kizilhaci nin da dahil oldugu pek cok kurum isirilan bolgenin sabun ve su ile yikanmasini tavsiye eder Ancak bolge herhangi bir kimyasal kullanilarak temizlenmeye calisilmamalidir Avustralyalilar yilan isiriginda yaranin temizlenmemesini tavsiye ederler Saldiri sonrasinda deride veya sargida kalan zehir izi yilanin tanimlanmasinda kullanilabilir Bu da acil serviste kullanilacak panzehirin belirlenme suresini hizlandirir Baskili sargi Sagilan bir Russell engeregi Laboratuvarlar cikarilmis yilan zehirini panzehir uretmek icin kullanir Bu genellikle olumcul olmasi muhtemel yilan isiriklarinda kullanilan tek etkili tedavi yontemidir 1979 da Avustralya nin Ulusal Saglik ve Tibbi Arastirma Konseyi Avustralya daki yilan isirigi vakalarindaki ilk yardimda baskili sargiyi tercih edilen yontem olarak resmen benimsedi 2009 yili itibariyla klinik bulgular baskili sarginin halen sinirli olarak kullanildigini gosterir Su anki bulgularda bu vakalarin neredeyse tamami anektodsal kayit temellidir Bu da bircok uluslararasi otoritenin yontemin yeterliligini sorgulamasina yol acti Buna ragmen Avustralya daki butun hatiri sayilir ilk yardim kurumlari baskili sargi tedavisini onermektedir Ancak bu fazla sadik kalinan bir yontem degildir yapilan bir arastirmaya gore isirilan hastalar icinde baskili sargi deneyenin orani ucte birdir Baskili sargi cogu engeregin sebep oldugu sitotoksik hucreye zehirli isiriklarda uygun degildir Ancak cogu elapidin sebep oldugu norotoksik isiriklarda etkili olabilir Tibbi arastirmaci Struan Sutherland tarafindan 1978 de gelistirilen baskili sarginin amaci zehiri isirilan uzuvda toplamak ve lenfatik sistem yoluyla hayati organlara yayilmasini onlemektir Bu terapi iki bilesenden olusur lenfatik drenaji onlemek icin baski yapilmasi ve iskelet kasinin pompa etkisini onlemek icin isirilan uzvun sabitlenmesi Baski elastik sargi bezi ile uygulanir ancak acil bir durumda herhangi bir kumas da bu isi gorecektir Sargilama isirigin 5 10 cm yukarisindan baslar kalp ile isirik arasinda ust uste dolanarak kalbe dogru devam ettirilir sonra isirilan yere geri donulur Sonra uzuv sabit tutulmalidir ve eger mumkunse sabitleme islemi cebire veya kayis ile yapilmalidir Sargi burkulan bir ayaga uygulandigi gibi siki olmali ancak kan akisini kesmemeli ve hatta rahatsiz edici olmamalidir Eger rahatsiz edici olursa hasta uzvunu bilincsizce esneterek terapinin sargi kismini engelleyebilir Isirigin yeri sargi disinda dikkatli bir sekilde isaretlenmelidir Bazi periferal odemler bu islemin beklenen bir sonucudur Baskili sargi mumkun olan en kisa zamanda uygulanmalidir semptomlar gorulebilir oluncaya kadar beklenirse tedavi icin en iyi zaman da kacirilmis olur Baskili sargi uygulandiktan sonra hasta bir tip uzmanina ulastirilana kadar sargi kaldirilmamalidir Baski ve sargi kombinasyonu 24 saaten daha fazla surede hicbir semptom gorulmeyecegi sekilde kuru isirik yanilsamasi vererek zehiri cok etkili bir sekilde frenleyebilir Ancak bu sadece bir ertelemedir sarginin cikarilmasi zehirin hastanin vucudunda hizlica yayilmasina ve muhtemel olumcul sonuclara neden olur Saglik kurumunda Acil serviste isirigin zamani ilk yardima ne zaman baslandigi ve yilanin tarifi dahil olmak uzere ayrintili bir hikaye alinir Hastaya daha once isirilip isirilmadigi eger isirildiysa ne tur bir tedavi uygulandigi herhangi bir alerjiye sahip olup olmadigi ve son tetanos asisini ne zaman yaptirdigi sorulari sorulur Mumkunse yilanin tanimlanmasi yapilir Ardindan isirigin derecesi tespit edilir Laboratuvarda kan sayimi trombosit sayimi idrar tahlili gibi rutin testler yapilir Zehirlenmenin klinik derecelendirilmesiDerece Zehirlenme Belirtiler ve semptomlar Tavsiye edilen antivenin miktari0 derece yok dis izleri isirik bolgesinde hafif agri veya hassasiyet odem yok 1 derece hafif isirik bolgesinde agri ve sisme perioral parestezi sistemik semptomlar yok 2 4 viyal2 derece orta dereceli isirik bolgesinde odem sistemik kanama ve diger orta dereceli sistemik belirtiler 5 9 viyal3 derece siddetli tum uzuvda odem doku nekrozu siddetli koagulopati sok ve diger sistemik semptomlar 10 15 viyal4 derece cok siddetli siddetli sistemik reaksiyonlar muhtemelen koma sok ve kanama gt 15 viyalAntivenin dozu hastanin agirligina degil reaksiyonun siddetine gore hesaplanmistir Zehirlenme derecesine bakilmaksizin butun hastalar en az 3 saat boyunca gozlem altinda tutulmalidir Gecikmis etkiler gorulebileceginden bu durum 0 derece icin de gecerlidir Yilan isirma olgularinda derecelendirme bir kez yapilmamali sik araliklarla tekrar degerlendirilmelidir Cunku bu olgular dinamik olgulardir saatler icerisinde zehirlenme derecesinin yukselmesi mumkundur 1 ve 2 derecede genellikle hastanin hastanede tutulmasi tercih edilir Basit gozlem hafif ve orta dereceli zehirlenmelerde genellikle yeterlidir 3 derecede zehirlenmelerde hasta yogun bakim unitesinde tutulur ve acil tedavi intravenoz sivilarla ve antivenin ile yapilir Kuru isiriklarda zehirlenme bulgularina gore daha cok destekleyici tedavi yapilir tetanos profilaksisi ve lokal yara bakimi yeterlidir ancak lokal komplikasyon gelisen olgular haricinde profilaktik antibiyotik verilmesi tartismalidir eger zehirlenme bulgulari endikasyonlari karsiliyorsa antivenin verilir Antivenin Antivenin panzehir antivenom antidot yilan serumu veya antiserum bulununcaya kadar bazi yilan turlerinin isirigi neredeyse evrensel olarak olumculdu Acil terapideki buyuk ilerlemeye ragmen antivenin hala genellikle zehirlenme icin yapilan tek etkili mudahaledir Antivenin lokal etkilerde yetersiz olmasina ragmen zehirin sistemik etiklerini onler Bu nedenle uygun yilan antivenomu ile tedavi uygulandiginda cogu zaman sinirli bir nekroz haricinde ciddi komplikasyonlar gelismemektedir Ilk antivenin 1895 te Fransiz doktor Albert Calmette tarafindan Hint kobrasi isiriklarinin tedavisi icin gelistirildi Antivenin kucuk miktarda zehirin bir hayvana genellikle bir at veya koyun enjekte edilmesi ile uretilir Zehir hayvanin bagisiklik sisteminin tepki vermesini saglar Sonucta olusan antikorlar hayvanin kanindan alinir Antivenin ureten ilac firmalari urunlerini belli bir bolgenin yerlisi olan turlere gore uretirler Yilan isirigi hikayesi ya da dis izlerinin varligi antiveninle tedavi icin yeterli sebep degildir Yalniz siddetli sistemik zehirlenmelerde hipotansiyon kardiyovaskuler kollaps bilinc bozuklugu pihtilasma defektleri ve spontan sistemik kanama gorulunce verilir Bungarus ve Micrurus gibi bazi turler icin isirik sonrasi yilan tanimlandiktan sonra semptomlar ya da belirtilerin aciga cikmasina bakilmaksizin antivenin uygulanir Bu tur isiriklarda semptomlar belirgin hale geldiginde semptomlari antiveninle dahi durdurmak cok guc olabilir Lokal ve sistemik semptomlar goruldukten sonra hastanin vucuduna intravenoz yolla yavas bir sekilde uygulanmaya baslanan antivenin dakikada 1 ml zehir enzimlerine baglanir ve onlari notralize eder Zehirin zaten verdigi hasarlarda etkisizdir dolayisiyla antivenin tedavisi olabilecek en kisa zamanda yapilmalidir Birkac dakika icerisinde hicbir alerjik reaksiyon gozlenmezse verilen antivenin miktari giderek artirilir Antivenine verilen tepki carpici ve hizlidir Notrlestirici miktarda antivenin verildiginde norotoksik belirtiler 30 dakika icinde gelisebilir ancak genellikle birkac saat surer Ani sistemik kanama genellikle 15 30 dakika icinde sonlanir kanin koagulabilitesi 6 saat icinde duzelir Ciddi belirtiler 1 2 saat sonra da suruyorsa ya da kanin pihtilasmasi 6 saat sonunda duzelmemisse antivenin tedavisi tekrarlanmalidir Yilanin ne kadar zehir enjekte ettigini belirlemek imkansiz oldugundan verilecek antiveninin dozu konusu tartismalidir Bu konuda Dunya Saglik Orgutu nun onerisi yakalanan yilanin sagilmasiyla elde edilen ortalama miktardaki zehiri notralize edebilecek kadar antivenin verilmesi yonundedir Ancak bu konuda genellikle ampirik yontem tercih edilir Yilanlar cocuklara yetiskin insana oldugu kadar zehir enjekte ederler Bu yuzden cocuklara da yetiskinle ayni miktar veya daha fazla antivenin verilmelidir Yan etkiler Bazi insanlarin antivenine karsi anafilaksi anafilaktoid pirojenik endotoksin reaksiyon ve serum hastaligi gibi cok ciddi yan etkiler gostermesine ragmen acil durumlarda bunlar genellikle tedavi edilebilir oldugundan antivenin kullanilmadiginda dogabilecek sonuclara karsi tercih edilir Anaflaksi ve anafilaktoid klinik acidan esdegerdir ve antivenom uygulanmaya baslanmasindan 10 ile 180 dk sonra 3 4 oraninda gorulur Belirtileri kasinti bulanti kusma palpitasyon ve sistemik anaflakside hipotansiyon ve seklindedir Erken reaksiyonlar goruldugunde panzehir tedavisi birakilir ve reaksiyona mudahale edilir Anafilaksiye epinefrin adrenalin kortikosteroid ve anti histamin infuzyonu gibi bilindik yontemlerle karsilik verilir Pirojenik reaksiyon tedavi baslangicindan sonra 1 2 saat icerisinde gorulur ve belirtileri usume titreme ve atestir bu durumda hastaya parasetamol verilir Pirojenik reaksiyonda ayrica hasta fiziksel olarak ve ates dusuruculer antipiretik ile sogutulmalidir Eger sadece hafif reaksiyonlar gozleniyorsa daha yavas bir sekilde infuzyona tekrar baslanir Panzehir verildikten sonra hasta birkac gun boyunca gozlem altinda tutulmalidir Verilen antivenin miktariyla orantili olarak gecikmis etkiler gorulebilir En cok karsilasilan gec komplikasyon antivenin verildikten 5 ile 24 gun sonra gorulen serum hastaligidir Bes viyal panzehir verilen hastalarin yaklasik 75 inde serum hastaligi gorulur Artik kullanilmayan tedaviler Artik kullanilmamasi gereken eski tarz yilan isirigi techizati Cogu geleneksel veya son zamanlarda moda olmus ilk yardim yontemleri ise yaramaz ve tehlikelidir Buradaki mudahaleler bir donem tavsiye edilmis ve artik etkisiz veya butunuyle tehlikeli oldugu dusunulen yontemlerdir Kuru isirik gibi durumlarda bu mudahalelerin bazilari ise yarayabilir Isirilan uzva turnike uygulanmasi genellikle tavsiye edilmez Turnikenin uygulanabilecek etkili bir ilk yardim aleti olduguna dair tatmin edici bir kanit yoktur Turnikeler Crotalus durissus isiriklarinda tamamen etkisiz bulunur Bilincsiz turnike kullanimi dayanilmaz bir aci vermesinin yani sira dolasimi azaltarak veya keserek olumcul kangrene yol acabileceginden tehlikelidir Baskili sargi genellikle daha etkili ve daha guvenlidir Emme oncesi yapilan isirilan bolgenin kesilerek acilmasi da yeni yaralanmalara yol acacagindan ve enfeksiyon riskini yukselteceginden tavsiye edilmez Zehirin agizla veya bir pompayla emilmesi ise yaramaz ve etkilenmis bolgeye zarar verebilir Bir arastirmanin gosterdigi gibi emmeye baslandiktan 3 dakika sonra enjekte edilen zehirin binde biri gibi klinik olarak anlamsiz bir miktari cikarilabilir Domuzlar uzerinde yapilan bir arastirmaya gore emme islemi bir gelisme saglamadigi gibi emilen bolgede nekroz olusumuna da sebep olur Agizla emme yoluyla yeni zehirlenmelere yol acabilir Potasyum permanganat uygulanmasi tavsiye edilmez Bu kimyasal zehir ile bir araya geldiginde onun zehirleyici etkisini tamamen ortadan kaldirabilir ancak zehir permanganatin ulasamayacagi sekilde vucut dokusu tarafindan cabucak absorbe edilir Permanganatin guclu bir oksitleyici ajan olma ozelligi de kan ve lenfin oldugu ortamda ise yaramaz Elektrokonvulzif tedavi veya elektrosok terapisi tavsiye edilmez Bazilari tarafindan savunulsa da hayvan testleri bu tedavinin ise yaramaz ve potansiyel olarak tehlikeli oldugunu gostermistir dondurularak yapilan tedavi uygulanmasi tavsiye edilmez Buz zehirin etkinligini azaltmadigi gibi lokal nekroz ve soguk isirmasina sebep olabilir Bunlarin disinda geleneksel ve anlatilara dayanan kusturucu bitkisel urunlerin veya yilanin parcalarinin yenilmesi isirik bolgesine daglama veya dovme uygulamak isirilan uzvun tamamen kesilmesi gibi denemelerden uzak durulmalidir Kurbanin uzak bolgelerde bulundugu asiri durumlarda tedavide bu tur yanlis denemelerin uygulanmasi agir olmayan yilan isiriklarindan cok daha kotu yaralanmalara sebep olur Kotu durum senaryolarinda isirilan uzuvlara uygulanan turnikeler bolgeye olan kan akisini tamamen durdurur Uygun bir saglik kurumuna ulastirildginda kurbanin organi kesilmek zorunda kalinir Hayvanlarda yilan isirigiBothrops isirigi sonucu doku nekrozuna maruz kalmis bir at Hayvanlar genellikle avlanirken otlanirken ya da bahcede oynarken isirilirlar En fazla isirildigi rapor edilen hayvanlar kopekler ve atlardir Butun memeliler yilan zehirine karsi duyarlidir Ancak evcil hayvanlarin duyarliligi biraz daha farklidir En duyarli turler azalan sirayla atlar koyunlar keciler sigirlar kopekler ve domuzlardir kediler zehire karsi en direncli hayvanlardir Atlar ve sigirlar yilan zehirine karsi son derece hassas olmalarina karsin vucut kitleleri nedeniyle bu vakalarda olum nadiren gorulur Atlar ve ozellikle taylar siklikla boyun burun ve bas bolgelerinden isirilirlar Daha az siklikla bacaktan ve gogusten isiriklar da gorulur Kastan ziyade tendon ve kemikten olusan bacagin alt kismindaki isirklar az siddetlidir Bacagin ust kismi boyun ve gogusteki isiriklar cok tehlikelidir Kaslar yoluyla kan dolasimi zehiri kalbe ve vucuda hizlica tasiyacagindan bu isiriklar hayati tehlike arzedebilir Zehirlenme belirtileri buyuk cesitlilik gosterir At burnundan veya basindan isirilmissa sonuc hizli bir sisme ve yara bolgesinde aci seklinde olur Genel bir zayiflik hissi belirir oncelikle arka bacaklar ardindan on bacaklar ve son olarak boyun bolgesi gucsuzlesir Burunlardan kanli bir akinti bosalir bas sisebilir ve bu sisme goz kapaklarinin kapanmasina yol acabilir Sisme siddetli ise burunda ve bogazdaki hava gecisleri sikisarak solunumu yavaslatabilir ve potansiyel bir bogulmaya sebep olabilir Solunum yetmezligi ve buyuk miktarda zehirin kaslar tarafindan absorbe edilmesi olum sebepleri arasindadir Ancak olum cok nadiren gorulur Rakibinin buyuklugunun farkinda olan yilanlar zorlu bir biyolojik surec sonucunda urettigi zehirini avi olarak gormedigi canlilara karsi ziyan etmek istemez ve bu gibi durumlarda kacma firsati yakalayabilmek icin kuru isirikla yetinir Atin zehirli bir yilan tarafindan isirildigindan suphe edildigi anda hizlica gerekli onlemler alinmalidir Bu durumda sakin olmak onemlidir Eger at binerken isirik meydana gelmisse hemen attan inilmeli ve at sakin tutulmalidir Atin sakinlesmesi kalp atis hizini ve toksinlerin emilimini yavaslatir Isirik bolgesine kesinlikle turnike uygulanmamalidir At hareket ettirilmemeli ve biran once veteriner cagirilmalidir Eger veteriner gelemiyorsa at yavasca onu veterinere goturecek bir araca kadar yurutulmelidir Kediler ve kopekler en fazla rapor edilen ev hayvani kurbanlardir Kedilerdeki isiriklarinin 90 i bas veya ayaklarda meydana gelmektedir Yilan isirigi hayvanlara bagisiklik kazandirmaz ya da onlarin merakli dogalarini ortadan kaldirmaz Bu yuzden isirik oncesi bazi onlemler almakta fayda vardir Kopeklerin tasmayla ve acik alanlarda gezdirilmesi kaya altlarinda ya da deliklerde arama yapmasina izin verilmemesi ve kopegin cimlerin arasina gizlenmis bir sey yuzunden tuhaflastigi goruldugunde oradan hizlica uzaklastirilmasi yilan isiriklarina karsi alinabilecek onlemler arasindadir Gerceklesmis isirik sonrasinda ilk yardim icin onerilenler hayvani sakinlestirmek mumkunse isirik bolgesini kalbin asagisinda tutmak ve hayvani hizlica bir veterinere goturmek seklindedir Zehirlenmeye karsi uygulanabilecek tek tedavi antivenin uygulamaktir kedi ve kopeklere uygulanan antivenin dozu ortalama 1 2 viyal civarindadir Avustralya daki bir arastirmaya gore zehirlenme sonrasinda antivenin tedavisi uygulanan kopeklerin 75 i ve zehire karsi daha direnci oldugu bilinen kedilen 91 i hayatta kalmaktadir Antivenin uygulanmadiginda bu oranlar kedilerde 60 a ve kopeklerde 31 e dusmektedir EpidemiyolojiYilanlarin dunya uzerindeki yaklasik dagilimini gosteren harita Yilan isirigi kaynakli zehirlenmenin kuresel dagilimini gosteren harita Cogu yilan isirigi zehirli olmayan yilanlardan kaynaklanir Dunyada kabaca 3000 yilan turu bulunur bunlarin sadece 15 kadarinin insanlar icin tehlikeli oldugu kabul edilir Yilanlar Antarktika disinda butun kitalarda bulunur En cesitli ve yaygin bulunan yilan ailesi yaklasik 700 turu zehirli olan kirbac yilanlaridir Colubridae Bu yilanlarin cogu insanlar icin tehlike olusturabilecek kadar zehir uretemez ancak familyanin en az bes cinsi Dispholidus Thelotornis Rhabdophis Philodryas ve Tachymenis insan olumlerine sebep olmustur Dunyanin cogu yerinde yilan isiriginin rapor edilme zorunlulugu yoktur ve yilan isiriklari genellikle bildirilmez Bu sebeple hicbir zaman uluslararasi seviyede yilan isiriklarinin sikligiyla ilgili hassas bir calisma yapilamadi Yine de bazi tahminlere gore yilda 5 4 milyon yilan isirigi ve muhtemelen 125 000 i olumle sonuclanan 2 5 milyon zehirlenme gerceklesmektedir Diger tahminlere gore ise yilda 1 2 ve 5 5 milyon arasi isirik 421 000 ve 1 8 milyon arasi zehirlenme ve 20 000 ve 94 000 arasi olum gerceklesmektedir Isirik sonrasi hayatta kalan bircok insan zehir sebebiyle sakatliga kadar giden kalici doku hasarina maruz kalir Yilan isirigindan kaynakli zehirlenme ve olum en fazla Guney Asya Guneydogu Asya ve Sahraalti Afrikasi nda gorulur En fazla olumun rapor edildigi ulke Hindistan dir Dunya capinda yilan isiriklari en sik olarak insanlarin disarida ve yilanlarin da daha aktif oldugu yaz mevsiminde gerceklesir Tarimsal ve tropik bolgelerde diger yerlere oranla daha cok isirik vakasi meydana gelir Kurbanlar genellikle 17 ve 27 yaslari arasindaki erkeklerdir Isirilan bolge 90 98 oraninda ekstremiteler olmakla beraber bas ve govde isiriklari en tehlikeli isirik bolgeleridir Cocuklar ve yaslilarin olme ihtimali daha yuksektir Kulturde yilan isirigiMacar ressam Gyula Benczur un Kleopatra nin sol gogsunu yilana isirtarak intihar edisini temsil eden calismasi 1911 Eski medeniyetler yilanlara saygi gosterir onlara ve onlardan korkarlardi Antik Misirlilar daha ne yilan isiriklari icin belirledikleri tedavi yontemlerini kaydettiler Bu kayitlarda boynuzlu engerekler gibi bugun bolgede bulunan en az yedi yilan da yer almaktadir Musevilikte Nehushtan benzer bir gorunume sahip bakirdan yapilmis bir yilanin etrafinda dolandigi bir direkti Nesne colu kusatmis yilanlarin sebep oldugu isiriklari iyilestirme gucuyle kutsal sayiliyordu Inanisa gore kurbanin yakinda gelecek olumden kurtulmak icin sadece ona dokunmasi yeterliydi Tarihte yilan isirigi bazi kulturlerde idam yontemi olarak goruluyordu Orta Cag Avrupasi nda insanlari yilan cukuruna atip kurbani bircok zehirli isirikla basbasa birakmak bir olum cezasi sekliydi Buna benzer bir yontem Cin in Bes Hanedan On Krallik doneminde Guney Han da ve Hindistan da kullanilan yaygin bir cezalandirmaydi Yilan isiriklari ayrica intihar amaciyla da kullaniliyordu Bunun en bilineni Misir kralicesi Kleopatra VII soylentiye gore Marcus Antonius un oldugunu duyduktan sonra zehirli bir yilana muhtemelen Misir kobrasi kendisini isirtarak intihar etti Ancak Misir bilimci Joyce Tyldesley Cleopatra Last Queen of Egypt adli kitabinda Kleopatra nin zehirle intihar etmis olabilecegini ancak yilan hikayesini kabul etmenin biraz guc oldugunu belirtmektedir Tip literaturune gecmis en az bir tane yilan isirigi ile intihar tesebbusu bulunmaktadir Bu olaydaki kisi elini bir sisen engerege isirtmistir Yilan isirigi Sir Arthur Conan Doyle un Benekli Serit The Adventure of the Speckled Band adli hikayesinde de yer aldigi gibi hikayelerde gizli cinayet seklinde yer alir ancak gercekte boyle bir sey pek duyulduk degildir ve sadece birkac belgelenmis olay bulunmaktadir II Dunya Savasi nda Nazi Almanyasi nin muttefigi olan Bulgaristan in cari III Boris in zehirli bir yilanin isirmasi sonucu oldugu ortaya atildi ancak bunu destekleyen herhangi bir kesin kanit bulunmamaktadir Ekim 1978 de ABD de bir tarikatin uyesi oldugu bilinen iki kisi daha once tarikat aleyhine dava acan avukata zarar vermek icin yilan kullanmak sucuyla tutuklandi Avukat posta kutusuna yerlestirilen cingiragi kesilmis bir elmas sirtli tarafindan isirilmisti Zehirli yilan isirigiyla oldurulen tavuklar Snake bitten Chicken Cin in guneyinde Guangdong ve Congcing deki restoranlarda populerdir Ayrica bakinizYilan Zehirli yilanNotlar Literaturde antivenin tedavisinin lokal doku nekrozunu azalttigi yonunde bilgiler oldugu gibi lokal doku nekrozu gelismesiyle antivenin kullanimi arasinda istatistiksel olarak bir fark olmadigini iddia eden calismalar da mevcutturKaynakca a b c d e f g h i j k Kasturiratne A Kasim 2008 PloS Medicine Cilt 5 11 bas doi 10 1371 journal pmed 0050218 27 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Haziran 2009 PDF CSL Limited Subat 2007 20 Eylul 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Kasim 2009 White Julian Aralik 2006 PDF Adelaide Department of Health Government of South Australia ss 1 71 ISBN 0730895513 12 Kasim 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Kasim 2009 a b c d e f g h i j k l m n o p Gold Barry S 1 Nisan 2002 Bites of venomous snakes The New England Journal of Medicine Cilt 347 5 bas ss 347 56 ISSN 0028 4793 27 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Haziran 2009 a b Kitchens C Van Mierop L 1987 Envenomation by the Eastern coral snake Micrurus fulvius fulvius A study of 39 victims JAMA Cilt 258 12 bas ss 1615 8 doi 10 1001 jama 258 12 1615 PMID 3625968 a b c d e f g h i j Gutierrez Jose Maria Ekim 2007 PDF Current Pharmaceutical Design Cilt 13 28 bas ss 2935 2950 28 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Temmuz 2009 a b Chippaux J P 1998 Snake bites appraisal of the global situation PDF Bulletin of the World Health Organization Cilt 76 5 bas ss 515 24 28 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 3 Temmuz 2009 a b MedlinePlus gt Snake bites 4 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde From Tintinalli JE Kelen GD Stapcynski JS eds Emergency Medicine A Comprehensive Study Guide 6th ed New York NY McGraw Hill 2004 Update Date 2 27 2008 Updated by Stephen C Acosta MD Department of Emergency Medicine Portland VA Medical Center Portland OR Review provided by VeriMed Healthcare Network Also reviewed by David Zieve MD MHA Medical Director A D A M Inc Retrieved on 19 mars 2009 Health care clinic org gt Snake Bite First Aid Snakebite 16 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved on 21 mars 2009 Snake bite image example at MDconsult gt Patient Education gt Wounds Cuts and Punctures First Aid for 7 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d e f Van den Enden E 20 Ocak 2004 Bites by Venomous Snakes PDF Ingilizce Acta Clinica Belgica ss 350 355 Erisim tarihi 9 Eylul 2009 olu kirik baglanti Parrish Henry Schwichtenberg Alan Parmantier Clifford Aralik 1973 Clinical Features of Bites by Nonvenomous Snakes Southern Medical Journal Cilt 66 12 bas 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Omogbai Eric K I Nworgu Zuleikha A M Imhafidon Michael A Ikpeme Anwakang A Ojo David O Nwako Charles N Haziran 2002 Snake bites in Nigeria A study of the prevalence and treatment in Benin City PDF Tropical Journal of Pharmaceutical Research Cilt 1 1 bas ss 39 44 25 Temmuz 2008 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 16 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Norris R 2004 Venom Poisoning in North American Reptiles In Campbell JA Lamar WW 2004 The Venomous Reptiles of the Western Hemisphere Comstock Publishing Associates Ithaca and London 870 pp 1500 plates ISBN 0 8014 4141 2 Warrell David A Mayis 1976 The American Society of Tropical Medicine and Hygiene Cilt 25 3 bas ss 525 9 7 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2009 Ismail Mohammad 1993 The ocular effects of spitting cobras I The ringhals cobra Hemachatus haemachatus Venom Induced corneal opacification syndrome Clinical Toxicology Cilt 31 1 bas ss 31 41 doi 10 3109 15563659309000372 Erisim tarihi 5 Eylul 2009 Phillips Charles M Mart 2002 PDF Dermatologic Therapy Cilt 15 1 bas ss 58 61 4 doi 10 1046 j 1529 8019 2002 01504 x 28 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Temmuz 2009 Jiann Ruey Ong Hon Ping Ma Tzong Luen Wang 2004 PDF Ann Disaster Med Vol 2 Suppl 2 Ingilizce Taipei Tayvan Department of Emergency Medicine Shin Kong Wu Ho Su Memorial Hospital s 82 21 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Aralik 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Soskis Jon E Subat 1998 PDF Complete Guide to Snakebite Care Ingilizce Tallahassee Florida Tallahassee Memorial Hospital s 19 15 Subat 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Eylul 2009 a b Ahmad Zeeshan 2009 A study of the knowledge and attitudes of emergency physicians and plastic surgeons in the management of snakebites PDF Eur J Plast Surg Ingilizce Cilt 32 Exeter Devon UK Springer Verlag ss 141 145 doi 10 1007 s00238 009 0329 4 Erisim tarihi 19 Kasim 2009 olu kirik baglanti a b Young Bruce A Aralik 2002 BioScience Cilt 52 12 bas ss 1121 26 doi 10 1641 0006 3568 2002 052 1121 DSMV 2 0 CO 2 26 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Eylul 2009 The second major assumption that underlies venom metering is the snake s ability to accurately assess the target Young Bruce A Aralik 2001 Venom flow in rattlesnakes mechanics and metering PDF Journal of Experimental Biology Cilt 204 Pt 24 bas ss 4345 4351 ISSN 0022 0949 PMID 11815658 9 Ocak 2009 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Eylul 2009 With the species and size of target held constant the duration of venom flow maximum venom flow rate and total venom volume were all significantly lower in predatory than in defensive strikes a b c d e Cribari Chris 2004 PDF Trauma Publications Ingilizce Sikago Illionis American College of Surgeons s 1 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2009 http www cgmh org tw intr intr2 c32910 snake 20bite pdf yalin URL a b c d Girish Meenakshi Mujawar Nilofer Kasim 2008 Management PDF Eductation British Medical Journal Publishing Group Ltd s 408 Erisim tarihi 2 Agustos 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Gilbert Gregory D Souza Peter Pletz Barbara Ocak 2009 Snakebite PDF Adult Treatment Protocols San Mateo County EMS Agency s 2 30 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 2 Agustos 2009 a b Ahmad Zeeshan 2009 A study of the knowledge and attitudes of emergency physicians and plastic surgeons in the management of snakebites PDF Eur J Plast Surg Cilt 32 ss 141 145 doi 10 1007 s00238 009 0329 4 Erisim tarihi 15 Nisan 2010 olu kirik baglanti a b Daley Brian James 17 Haziran 2008 eMedicine 28 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Agustos 2009 Deufel Alexandra Cundall David 21 Ekim 2002 PDF Ingilizce Bethlehem PA ABD Zoology Urban amp Fischer Verlag ss Summary 27 Eylul 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Jackson Kate Mart 2003 PDF Zoological Journal of the Linnean Society Cilt 137 3 bas ss 337 354 doi 10 1046 j 1096 3642 2003 00052 x 10 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 25 Temmuz 2009 Fry Bryan G Subat 2006 PDF Nature Cilt 439 7076 bas ss 584 8 doi 10 1038 nature04328 PMID 16292255 30 Mayis 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Eylul 2009 PDF J TOXICOL TOXIN REVIEWS 21 1 amp 2 vii xi 2002 Ingilizce Colorado University of Colorado Biology Faculty 2002 ss vii 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 16 Aralik 2009 a b c Mathew Joseph L Gera Tarun 22 Haziran 2000 Delhi Priory Medical Journals 17 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Agustos 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Russell Findlay E Subat 1980 Snake Venom Poisoning in the United States Annual Review of Medicine Cilt 31 ss 247 59 doi 10 1146 annurev me 31 020180 001335 Erisim tarihi 26 Haziran 2009 olu kirik baglanti a b c Eskew Evan 1999 Venom Composition and Production Physiology of Snake Venom Ingilizce Kuzey Karolina Davidson College 18 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Aralik 2009 Bawaskar HS 2007 Snake Bite Poisoning PDF Medicine Update Cilt 17 ss 350 358 Erisim tarihi 30 Nisan 2011 olu kirik baglanti Vetwest 20 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Mayis 2011 Birrell Geoff W Subat 2007 The Diversity of Bioactive Proteins in Australian Snake Venoms Molecular amp Cellular Proteomics Cilt 6 6 bas ss 973 86 doi 10 1074 mcp M600419 MCP200 Although there is much known about the protein compositions of venoms from Asian and American snakes comparatively little is known of Australian snakes This is despite the top 10 most toxic snakes determined by LD50 lethal dose in mice to kill 50 being Australian elapid snakes Spawls Stephen 1997 The Dangerous Snakes of Africa Johannesburg Southern Book Publishers s 192 ISBN 1 86812 575 0 Buyuka Yalcin Kocak Ugur Yazici Yuksel A Gurpinar S Serhat Kir Ziya 2007 Yilan Isirigina Bagli Olum Adli Tip Dergisi Cilt 4 3 bas s 128 Erisim tarihi 5 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti a b c Klauber Laurence Monroe 1997 Treatment and Prevention of Bite Rattlesnakes Their Habits Life Histories and Influence on Mankind Volume 2 Ingilizce onsoz Greene Harry W 2 resimli bas University of California Press s 923 ISBN 0 520 21056 5 ISBN 978 0 520 21056 1 Erisim tarihi 13 Agustos 2009 Kurecki B Brownlee H 1987 Venomous snakebites in the United States J Fam Pract Cilt 25 4 bas ss 386 92 PMID 3655676 Warner G Scott Mart Nisan 2010 Increased Incidence of Domestic Animal Bites following a Disaster Due to Natural Hazards PDF Prehospital and Disaster Medicine Cilt 25 2 bas ss 188 190 olu kirik baglanti Bromley Pete PDF Disaster readiness response recovery Ingilizce North Carolina State University 3 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2010 Gold B Barish R 1992 Venomous snakebites Current concepts in diagnosis treatment and management Emerg Med Clin North Am Cilt 10 2 bas ss 249 67 PMID 1559468 Suchard JR Haziran 1999 Envenomations by Rattlesnakes Thought to Be Dead The New England Journal of Medicine Cilt 340 24 bas s 1930 ISSN 0028 4793 20 Temmuz 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2009 a b Gold BS Wingert WA Haziran 1994 Snake venom poisoning in the United States a review of therapeutic practice South Med J Cilt 87 6 bas ss 579 89 PMID 8202764 Sharma Sanjib Kumar Snakebites and Dog bites in Nepal PDF Ingilizce Nepal Department of Medicine B P Koirala Institute of Health Sciences 11 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 7 Nisan 2010 Warrell David A 2005 PDF Ingilizce Oxford World Health Organization s 30 7 Haziran 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 8 Eylul 2009 Pathmeswaran A Kasturiratne A Fonseka M Nandasena S Lalloo D de Silva H 2006 Identifying the biting species in snakebite by clinical features an epidemiological tool for community surveys Trans R Soc Trop Med Hyg Cilt 100 9 bas ss 874 8 doi 10 1016 j trstmh 2005 10 003 PMID 16412486 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Thompson Chris Australian anaesthetists website 4 Mart 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Agustos 2009 a b c d Currie Bart J Haziran 2008 Effectiveness of pressure immobilization first aid for snakebite requires further study Emergency Medicine Australasia Cilt 20 3 bas ss 267 270 4 doi 10 1111 j 1742 6723 2008 01093 x erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Rogers I Celenza T 2002 Wilderness Environ Med Cilt 13 2 bas ss 184 5 PMID 12092977 26 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Temmuz 2009 Bush S Green S Laack T Hayes W Cardwell M Tanen D 2004 PDF Ann Emerg Med Cilt 44 6 bas ss 599 604 doi 10 1016 j annemergmed 2004 06 007 PMID 15573035 30 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 25 Haziran 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Sutherland S Coulter A 1981 Early management of bites by the eastern diamondback rattlesnake Crotalus adamanteus studies in monkeys Macaca fascicularis Am J Trop Med Hyg Cilt 30 2 bas ss 497 500 PMID 7235137 Erisim tarihi 25 Haziran 2005 Rogers I Winkel K 2005 Wilderness Environ Med Cilt 16 3 bas ss 160 3 PMID 16209471 9 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Haziran 2006 Sutherland S Deaths from snake bite in Australia 1981 1991 Med J Aust Cilt 157 11 12 bas ss 740 6 PMID 1453996 Sutherland S Leonard R Snakebite deaths in Australia 1992 1994 and a management update Med J Aust Cilt 163 11 12 bas ss 616 8 PMID 8538559 Sutherland S Coulter A Harris R 1979 Lancet Cilt 1 8109 bas ss 183 5 doi 10 1016 S0140 6736 79 90580 4 PMID 84206 26 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Temmuz 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Arendt Diana Arendt David B Temmuz 1992 Rescue Operations for Snakebite The American Journal of Nursing Cilt 92 7 bas s 28 Erisim tarihi 5 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Mosquera Aurelio Idrovo Luis A Tafur Alfonso Del Brutto Oscar H Mayis 2003 Stroke following Bothrops spp snakebite PDF Ingilizce Guayaquil Ekvador AAN Enterprises Inc s 1578 7 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 14 Ocak 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Petite Jacques 2005 PDF Ingilizce Martigny Isvicre Swiss Medical Weekly s 620 11 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 14 Ocak 2010 Scharman Elizabeth J Noffsinger V Dalton Temmuz 2001 Copperhead Snakebites Clinical Severity of Local Effects PDF Annals of Emergency Medicine Ingilizce Charleston West Virginia ABD West Virginia Poison Center West Virginia University Charleston Division ve Department of Clinical Pharmacy West Virginia University School of Pharmacy s 57 Erisim tarihi 14 Ocak 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti a b Hastane Oncesi Saglik Kurulusunda Yilan Isirian Cocuk Hastaya Yaklasim Rehberi PDF Cocuk Acil Tip Birimi Adana Cukurova Universitesi Tip Fakultesi s 1 7 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Ocak 2010 a b c Cakir Beyhan Cobanoglu Bengu Aygit Ahmet Cemal 2009 Yilan Isirigina Bagli Nekroz Olgusu Adnan Menderes Universitesi Tip Fakultesi Dergisi Cilt 10 3 bas ss 051 054 ISSN 1302 6755 Erisim tarihi 5 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti Okur MI Yildirim AM Kose R Turkiye de Zehirli Yilan Isirmalari Ve Tedavisi Turkiye Klinikleri J Med Sci 2001 21 528 532 Abstract 15 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kose R The management of snake envenomation evaluation of twenty one snake bite cases Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2007 13 4 307 312 Abstract 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde White Julian Kasim 1991 Chemical Safety Information from Intergovernmental Organizations 27 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Temmuz 2009 Without appropriate antivenom treatment up to 75 of taipan bites will be fatal Indeed in the era prior to specific antivenom therapy virtually no survivors of taipan bite were recorded Demir Cengiz Atik Bekir Dilek Imdat Ocak 2005 Yilan Isirigi Sonucu Gelisen Yaygin Damar Ici Pihtilasmasi ve Multi Organ Yetmezligi Iki Olgu sunumu PDF Van Tip Dergisi Cilt 12 1 bas s 24 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 5 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b c Yetkin Ufuk Ocak 2003 Yilan Isiriklari ve Sonrasinda Gelisen Venoz Trombozlarda Tedavi Uygulamalarimiz PDF Damar Cerrahi Dergisi 12 1 Izmir ss 25 30 Erisim tarihi 25 Aralik 2009 olu kirik baglanti a b Mehta SR Sashindran SR 2002 Clinical Features and Management of Snake Bite PDF Medical Emergency Ingilizce Yeni Delhi medIND ss 58 3 Erisim tarihi 1 Eylul 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti Sutherland Struan Keith Tibballs James 2002 PDF RFDS Monographs Ingilizce The Royal Flying Doctor Service of Australia 29 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 14 Agustos 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Ahmed Syed Moied Ahmed Mohib Nadeem Abu Mahajan Jyotsna Choudhary Adarash Pal Jyotishka 28 Agustos 2008 Emergency treatment of a snake bite Pearls from literature Aligarh Muslim University India Journal of Emergencies Trauma and Shock ss 97 105 doi 10 4103 0974 2700 43190 Erisim tarihi 13 Agustos 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link The Clinical Management of Snake Bites in the South East Asian Region WHO Regional Office for South East Asia 2009 7 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Agustos 2009 Henkel John 2002 PDF Ingilizce FDA Office of Public Affairs s 4 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Eylul 2009 a b Mahadevan S Aralik 2005 Anti Snake Venom ASV Reactions A Perspective PDF Jawaharlal Institute of Post graduate Medical Education and Research JIPMER Cilt 1 2 bas s 2 22 Aralik 2009 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 12 Eylul 2009 Amin M R 30 Kasim 2008 Anti Snake Venom Use and Adverse Reaction in a Sanake Bite Study Clinic in Bangladesh PDF J Venom Anim Toxins incl Trop Dis Cilt 14 ss 660 672 ISSN 1678 9199 24 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 8 Eylul 2009 Ertem Kadir 2004 PDF First Aid and Treatment European Journal of General Medicine 7 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2009 a b PDF Ingilizce Avustralya Toxinology Dept Women s amp Children s Hospital North Adelaide 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 15 Nisan 2010 a b Theakston RD Ekim 1997 PDF Ann Trop Med Parasitol Cilt 91 7 bas ss 857 65 doi 10 1080 00034989760626 PMID 9625943 30 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Temmuz 2009 Amaral CF Campolina D Dias MB Bueno CM Rezende NA Mayis 1998 Tourniquet ineffectiveness to reduce the severity of envenoming after Crotalus durissus snake bite in Belo Horizonte Minas Gerais Brazil Toxicon Cilt 36 5 bas ss 805 8 doi 10 1016 S0041 0101 97 00132 3 PMID 9655642 27 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Temmuz 2009 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Holstege CP Singletary EM 2006 Images in emergency medicine Skin damage following application of suction device for snakebite Annals of emergency medicine Cilt 48 1 bas ss 105 113 doi 10 1016 j annemergmed 2005 12 019 PMID 16781926 Alberts M Shalit M LoGalbo F 2004 Suction for venomous snakebite a study of mock venom extraction in a human model Ann Emerg Med Cilt 43 2 bas ss 181 6 doi 10 1016 S0196 0644 03 00813 8 PMID 14747805 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Bush SP Hegewald KG Green SM Cardwell MD Hayes WK 2000 Effects of a negative pressure venom extraction device Extractor on local tissue injury after artificial rattlesnake envenomation in a porcine model Wilderness amp environmental medicine Cilt 11 3 bas ss 180 8 PMID 11055564 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Riggs BS Smilkstein MJ Kulig KW et al Rattlesnake envenomation with massive oropharyngeal edema following incision and suction Abstract Presented at the AACT AAPCC ABMT CAPCC Annual Scientific Meeting Vancouver Canada September 27 October 2 1987 Atatur Mehmet K 18 Ekim 2000 6 Bolum Insanlar ve Kurbaga Surungenler Kuzey Kibris in Kurbaga ve Surungenleri PDF 1 Baski bas Bornova Izmir Ege Universitesi s 9 ISBN 975 483 486 5 13 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 2 Agustos 2009 Russell F 1987 Another warning about electric shock for snakebite Postgrad Med Cilt 82 5 bas s 32 PMID 3671201 Ryan A 1987 Don t use electric shock for snakebite Postgrad Med Cilt 82 2 bas s 42 PMID 3497394 Howe N Meisenheimer J 1988 Electric shock does not save snakebitten rats Ann Emerg Med Cilt 17 3 bas ss 254 6 doi 10 1016 S0196 0644 88 80118 5 PMID 3257850 Johnson E Kardong K Mackessy S 1987 Electric shocks are ineffective in treatment of lethal effects of rattlesnake envenomation in mice Toxicon Cilt 25 12 bas ss 1347 9 doi 10 1016 0041 0101 87 90013 4 PMID 3438923 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link White Julian 2002 PDF Clinical Toxinology Resources The University of Adelaide 28 Subat 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2009 Haines Cynthia 2006 PDF Quick Reference Guide WebMD Inc 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2009 Ananda K J Mohan K Kamran Ansar Sharada R Subat 2009 Snake bite in dogs and its successful treatment PDF Veterinary World Cilt 2 2 bas ss 66 67 24 Aralik 2010 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Ferreira Junior R S I Barravieira B 2004 Management of venomous snakebites in dogs and cats in Brazil Journal of Venomous Animals and Toxins including Tropical Diseases Cilt 10 2 bas doi 10 1590 S1678 91992004000200002 ISSN 1678 9199 Erisim tarihi 10 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Michal MT Eran L 1999 Suspected Vipera palaestinae envenomation in three cats Vet Hum Toxicol Cilt 41 3 bas ss abstract Erisim tarihi 14 Nisan 2009 a b c d Lenz Thomas R Agustos 2009 Snakebite PDF The American Quarter Horse Journal s 10 Erisim tarihi 10 Nisan 2010 olu kirik baglanti Brooks R 2007 Vets amp Pets Ingilizce Melbourne Australia Venom Research Unit 11 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2010 Marcella Kenneth L 1 Mayis 2003 Snakebite Ingilizce DVM Newsmagazine 6 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Nisan 2011 PDF Land Management Program Ingilizce Adelaide Mt lofty Ranges Natural Resources Management Board Eylul Kasim 2008 s 4 30 Eylul 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2010 a b Mirtschin Peter Madaras Frank Hammond John Venning Michael Costabile Maurizio Snake Bite in Animals PDF Ingilizce Avustralya Feline Association of South Australia Erisim tarihi 14 Nisan 2010 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti Cat Owner s Home Veterinary Handbook Ingilizce Macmillan Publishing 1998 15 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Nisan 2011 Adams Julia Ingilizce Petalia 18 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Nisan 2011 Treatment of Snake Bites Preventing Snake Bites PDF Pet Pals of Atascocita 2009 Erisim tarihi 14 Nisan 2010 olu kirik baglanti Russell F E 1990 When a snake strikes Emerg Med Cilt 22 12 bas ss 33 4 37 40 43 a b Mackessy Stephen P Haziran 2002 PDF Journal of Toxicology Toxin Reviews Cilt 21 1 2 bas ss 43 83 doi 10 1081 TXR 120004741 2 Haziran 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 26 Eylul 2009 Estimates of the number of venomous colubrids approach 700 species Most may not produce a venom capable of causing serious damage to humans but at least five species Dispholidus typus Thelotornis capensis Rhabdophis tigrinus Philodryas olfersii and Tachymenis peruviana have caused human fatalities a b Wingert W Chan L 1 Haziran 1988 Rattlesnake bites in southern California and rationale for recommended treatment West J Med Cilt 148 1 bas ss 37 44 PMID 3277335 Erisim tarihi 26 Mayis 2006 Gutierrez Jose Maria 6 Haziran 2006 PLoS Medicine Cilt 3 6 bas doi 10 1371 journal pmed 0030150 11 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Haziran 2009 Parrish H 1966 Incidence of treated snakebites in the United States Public Health Rep Cilt 81 3 bas ss 269 76 PMID 4956000 Schneemann M Agustos 2004 Life threatening envenoming by the Saharan horned viper Cerastes cerastes causing micro angiopathic haemolysis coagulopathy and acute renal failure clinical cases and review PDF QJM An International Journal of Medicine Cilt 97 11 bas ss 717 27 doi 10 1093 qjmed hch118 Erisim tarihi 4 Eylul 2009 This echoed the opinion of the Egyptian physicians who wrote the earliest known account of the treatment of snake bite the Brooklyn Museum Papyri dating perhaps from 2200 BC They regarded bites by horned vipers fy as non lethal as the victims could be saved a b c Anil Aggrawal Ocak 2004 Anil Aggrawal s Internet Journal of Forensic Medicine and Toxicology Cilt 4 2 bas ISSN 0972 8074 21 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Eylul 2009 Crawford Amy 1 Nisan 2007 Who Was Cleopatra Mythology propaganda Liz Taylor and the real Queen of the Nile Smithsonian com 13 Kasim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Eylul 2009 Viegas Jennifer 1 Nisan 2008 Cleopatra s Suicide by Snake a Myth Discovery News Ingilizce Discovery Communications ss 1 2 22 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2009 Strubel T Mayis 2008 Suizidversuch durch Schlangenbiss Kasuistik und Literaturubersicht Der Nervenarzt Almanca Cilt 79 5 bas ss 604 6 doi 10 1007 s00115 008 2431 4 ISSN 1433 0407 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Warrell D A Haziran 2009 Commissioned article management of exotic snakebites QJM An International Journal of Medicine Cilt 102 9 bas ss 593 601 doi 10 1093 qjmed hcp075 ISSN 1460 2393 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Straight Richard C 1994 Human fatalities caused by venomous animals in Utah 1900 90 Great Basin Naturalist Cilt 53 4 bas ss 390 4 8 Ekim 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Eylul 2009 Animals Criminal Poisoning Clinical and Forensic Perspectives Ingilizce Duzeltilmis bas Jones amp Bartlett Learning 2010 s 40 ISBN 0 7637 4463 8 ISBN 978 0 7637 4463 2 Erisim tarihi 1 Mayis 2011 Snake bitten Chicken on Chinese menu Ingilizce Pekin AFP 1 Haziran 2009 8 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2009 Haydon Harry 1 Haziran 2009 Snake bitten chicken banned Ingilizce Pekin The Sun 12 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2009 Kaynak kitaplar Campbell Jonathan A William W Lamar 2004 The Venomous Reptiles of the Western Hemisphere Ithaca NY Cornell University Press Spawls Stephen Bill Branch 1995 The Dangerous Snakes of Africa Natural History Species Directory Venoms and Snakebite Sanibel Island FL Ralph Curtis Publishing Sullivan JB Wingert WA Norris Jr RL North American Venomous Reptile Bites Wilderness Medicine Management of Wilderness and Environmental Emergencies 1995 3 680 709 Thorpe Roger S Wolfgang Wuster Anita Malhotra 1996 Venomous Snakes Ecology Evolution and Snakebite Oxford England Oxford University Press SiniflandirmaDICD 10 1 ICD 9 CM 989 5MeSH D012909DiseasesDB 29733Dis kaynaklarMedlinePlus 000031eMedicine med 2143