1820 yılında başlayan ve Türk Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar geçen zaman içerisinde Osmanlı İmparatorluğu'nda misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermeniler'e odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.
Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.
Osmanlı Devleti'nin çok milletli ve etnik kökenli yapısı ise bu yönteme çok müsaitti. Çünkü Osmanlı yönetimi altında Rum, Ermeni, Yahudi, Maruni ve Dürzi etnik kimliklerine mensup gruplar yaşamaktaydı. Osmanlı yönetimindeki Lübnan’da Marunileri Fransızlar, Dürzileri İngilizler, Anadolu’daki Ermenileri ise Amerika Birleşik Devletleri kullanmıştır.
Matbaanın rolü
İlk matbaa 1822 yılında Malta’da faaliyete geçmişti. Matbaa Temmuz 1822’de faaliyete geçtikten sonra Aralık 1826'ya kadar geçen sürede yaklaşık sekiz milyon baskı işi yapmıştır. Anadolu'da Rumca, Ermenice, Arapça ve Türkçe ders kitabının eksikliği, misyonerleri bu ders kitaplarını basmaya yönlendirdi. 1830'da Türk-Amerikan ilişkileri resmi olarak başladı ve hemen arkasından İstanbul’da ABD diplomatik temsilciliği faaliyete geçti. Bu da matbaanın artık yasal olmasının önünde engel kalmadığı anlamına geliyordu, çünkü matbaa bir Amerikan matbaasıydı. Osmanlı’nın sürekli müdahalesi ve gözetimi altında İstanbul'da rahat çalışılamayacağı anlaşıldığı için matbaanın İzmir'e taşınmasına karar verildi. Matbaa 1833 yılından 1953 yılına kadar faaliyetlerini İzmir’de sürdürdü. Daha sonra ise ihtiyaçlar doğrultusunda Mersin, Antep ve Beyrut’ta yeni birer matbaa açıldı. Aşağıda incelenen Batı Türkiye Misyonu’nun gider bütçesinin %15–25 gibi bir kısmı matbaaya ait olacaktı.
- Elde mevcut bir kataloğa göre, başlangıcından 1881 yılına kadar Malta, İzmir ve İstanbul matbaalarından toplam 725 adet kitap, broşür, risale vb. yayın yapılmıştır.
- Matbaanın basın yayım işleri bazen engellemelerle karşılaşsa da I. Dünya Savaşına kadar hızında hiçbir şey kaybetmeden çalışmıştır. İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği yıl (1908), ilk günden beri yapılan baskı işi toplam 900.000.000 (dokuz yüz milyon) sayfayı aşmıştı.
19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin misyonerler açısından genel durumu
Gerek Kanuni Sultan Süleyman’dan bu yana sürekli ve genişleyerek devam eden kapitülasyon anlaşmaları, gerek azınlıklara önce Tanzimat Fermanı sonra Islahat Fermanı ile tanınan haklar, gerekse Osmanlı Devleti’nin bir türlü eğitim ve sağlık gibi sosyal yönlü alanlarda başta Anadolu olmak üzere toprakları üzerinde isteklerini yapamaması Osmanlı Devleti’ni misyonerlerin adeta merkezi haline getirmişti.
Osmanlı Devleti'nin verdiği kapitülasyonlar o seviyeye gelmişti ki Osmanlı ülkesinde yaşayan Müslüman halkın yabancılar kadar hakları yoktu. Osmanlı Devleti bu yabancıları hiçbir şekilde sorgulayamaz, yargılayamaz ve onlara kötü muamele yapamazdı. Bazen ya çok düşük bir vergi ödüyorlar, bazen de vergilerden dahi muaf hale geliyorlardı. Devletin herhangi bir mülki amirinin müdahalesi sırasında ise derhal konsolosluğa başvuruluyor ve devlet ya kat kat bedelini ödüyor ya da daha fazla ayrıcalıklar veriyordu. Örneğin; "1895 yılındaki olaylar okulu geniş ölçüde etkilemiş, daha yerinde bir deyişle, Fırat Koleji bu olayların içinde çalkalanmış, okul binalarından sekizi yangın ya da yağmadan zarar görmüş ve o tarihte 88.000 dolar olarak tahmin edilen zarar 1901 yılında 100.000 dolar Osmanlı Devleti'nce ABD'ye ödenmiştir."
3 Kasım 1839'da, yabancılara önemli haklar tanıyan Tanzimat Fermanı'ndan sonra bir de 27 Şubat 1856'da ilan edinen Islahat Fermanı da devlet içindeki yabancılara önemli haklar veriyordu. Islahat Fermanı'nın özellikle bütün toplumlara okul açma yetkisi vermesi, serbest ve eşit şartlar altında ticari ve ekonomik faaliyetlerde bulunmalarını sağlaması ve yabancı devletler ile yapılacak anlaşmalar çerçevesinde yabancıların Osmanlı sınırları içerisinde mülk edinmelerine olanak sağlaması, Osmanlı İmparatorluğu'nda misyonerlik faaliyetleri yürüten, başta ABCFM gibi örgütlerin ve misyonerlerin işini kolaylaştırıyordu.
Tüm bunlara bir de Osmanlı Devleti’nin ve aydınlarının yüzyıllar boyunca Anadolu ile ilgilenmemeleri, bölgenin kültür ve eğitimle beslenmemesi misyonerlerin işini kolaylaştırıyordu. "İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği yıl (1908), ilk günden beri yapılan baskı işi toplam dokuz yüz milyon sayfayı aşmıştı." ABCFM arşivi alınan eser Uygur Kocabaşoğlu age.s.114 Bu rakam misyonerlerin işlerini ne kadar ciddiye aldıklarını ve matbaayı bu işte nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor. Geri kalmış bir Anadolu'da bu yayınlara önce hitap edilen kesim olarak Ermeniler göze çarpsa da daha sonraları bir takım yararlarından dolayı müslüman halkda bu yayınlara rağbet etmiştir. Hatta bununla kalmayıp ilerleyen süreçte çocuklarını misyonerlerin yönetimi altındaki misyoner Amerikan okullarına dahi gönderiyorlardı.
Osmanlı Devleti’nde Cizvit misyonerler
Cizvit misyonerler genelde Fransa'nın amaçlarına yönelik hareket etmişlerdir. Siyaset olarak Fransa’ya, mezhep olarak koyu bir şekilde Papa'ya bağlı idiler. Osmanlı İmparatorluğu'nda misyonerlik yapma faaliyetini yakalayan ilk grup Cizvitler'dir. Bunun en önemli nedeni ise 1536 yılında başlayarak verilmeye devam edilen ayrıcalıklar olmuştu ki bunlara da ne fazla ve ilk olarak yararlananlar Cizvitler'di.
Cizvitler'in başlıca faaliyet gösterdikleri alanlar başta Mersin, olmak üzere İstanbul, İzmir, Halep, Suriye, Filistin, Mısır, Irak, Kıbrıs ve Orta Yunanistan'dı. İstanbul'da 1362 yılında, aslında mahalle çocuklarının öğrenim görmeleri için yapılmış olan basit bir okul manastıra bağlanmış, 1607’de ise Kral Henri IV tarafından gönderilen Cizvit rahipleri tarafından geliştirilmiştir. 1783 yılında Kral XVI. Louis’in emriyle Cizvit rahipleri okulu şimdiki kolejini açan Lazaristler’e devretmişlerdir. İstanbul'daki Fransız Lisesi Cizvitler tarafından kurulmamış olmasına karşın, gelişiminde cizvitlerin etkileri görülmektedir. Cizvitlerle birlikte Katolikliğin diğer tarikatları olan Fransisken, Dominiken, Kapuçin ve Frerler de Osmanlı Devletine ayrıcalıkların sağladığı yararlarla gelmeye başladılar. Çoğu kendi isimleriyle anılan St. Joseph, St. Michel, , Sankt Georg, Mersin, ve Notre Dame de Sion gibi okullar açtılar.
Salname ve Misyon Raporlarından yapılan derlemelere göre I. Dünya Savaşı öncesinde Fransız Katoliklerinin Osmanlı Devletinde dağılımı şu şekilde olmuştur:
Yer Adı | Okul Sayısı | Öğrenci Sayısı (Yaklaşık) |
Mersin | 5 | 1650 |
Sivas | 1 | 200 |
Tokat | 1 | 130 |
Amasya | 2 | 280 |
Şebinkarahisar | 2 | 300 |
Kayseri | 1 | 600 |
Adana | 1 | 200 |
Beyrut | 7 | 1710 |
Sayda | 8 | 1305 |
Lübnan | 10 | 1630 |
Havran | 4 | 210 |
Toplam | 38 | 8215 |
Rakamlardan da anlaşıldığı gibi Cizvitler ağırlıklarını kilikya (Mersin çevresi), Suriye ve Lübnan toprakları üzerlerine vermişler. Buradaki Maruniler ve Arap Alevileri olarak bilinen Nusayriler üzerine yoğunlaşmışlardır. Her ne kadar Nusayriler üzerinde pek etkili olamasalar da Maruniler üzerinde öyle bir etkiye ulaşmışlardır ki onları silahlandırıp İngiliz yanlısı Dürziler ile savaştırmışlardır.
1914 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti'ndeki Fransız okullarının sayısı yaklaşık olarak 500 civarındaydı ve bu okullarda 59.414 öğrenci eğitim görüyordu
Katolik misyonerlerin açtıkları okulların yanı sıra ülkenin her yanına dağılmış olarak kurdukları hastene ve yetimhaneleri de vardı. Başlıca Fransız sağlık kuruluşları şunlardı: , İzmir’de ,Mersin`de , Yafa’da , Kudus’te , Beyrut’ta , Şam’da , Bursa’da , ayrıca İzmir’de dispanser, altı eczane ve bir kreş; Bursa, Trablusşam, Kudüs’te çok sayıda sağlık ocakları; Yafa, Ramallah, Betlehem, , , İzmit, Musul ve Cizre’de birer dispanser vardı. Ayrıca, 1240 çocuğun kaldığı çok sayıda yetimhanede bunların yönetimi altındaydı.
Ancak misyonerlikte Cizvitleri Amerikalı ve İngilizlerden ayrı tutan en önemli yönleri bölge halkına değil, Fransa'ya hizmet etmeleriydi. ABCFM çalışma alanındaki halka onların diliyle kültürüyle hitap ederken, Cizvitler Fransa'yı ön plana çıkarmışlardır. Eğitim verilen çocukları birer Fransız çocuğu gibi yetiştirmişler, öyle ki bu okullarda eğitim alan öğrencilerin Fransız tarihi, dili ve coğrafyasını kendilerininkinden daha iyi biliyorlardı. Cizvitler tüm bunları Fransa’nın daha iyi sömürgeler kurabilmesi için yapıyorlardı. Nitekim Fransız mandası gelince bunu kendileri de dile getirmişlerdi. Yüzüncü kitaplarında diyorlar ki: "Evet biz başarılı Fransa’nın yardımına güveniyorduk, işte o Fransa şimdi buradadır."
Fransiskenlerin okul dağılımı şöyledir:
Yer Adı: | Okul Sayısı | Öğrenci Sayısı (Yaklaşık) |
Şam | 1 | (Bilinmiyor) |
Yafa | 1 | (Bilinmiyor) |
Kudüs | 3 | 100 |
Lazkiye | 2 | 100 |
2 | 360 | |
Sayda | 2 | 88 |
Amman | 1 | 151 |
1 | 50 | |
Trablus | 3 | 220 |
Toplam | 16 | 1069 |
Bu okullardan başka Fransiskenlerin Mersin, Tarsus, Samsun, Trabzon, Harput, Malatya, Diyarbekir ve Mardin yörelerinde toplam 670 öğrencinin okuduğu hemşire okulları vardı.
Kapuçinlerin okul dağılımı ise şöyledir:
Yer Adı | Okul Sayısı | Öğrenci Sayısı (Yaklaşık) |
Beyrut | 2 | 150 |
Kadıköy | 1 | 30 |
Diyarbekir | 1 | 140 |
Harput | 3 | 100 |
Malatya | 2 | 60 |
Mardin | 2 | 60 |
Mersin | 3 | 145 |
Urfa | 1 | 50 |
Toplam | 13 | 780 |
Osmanlı Devleti’nde Amerikan misyonerler
Osmanlı Devletine gelen ilk Amerikalı misyonerler ve ABCFM
Osmanlı Devletine gelen ilk protestan misyoner, 1815 yılında Mısır'a ayak basan İngiliz ’e bağlı bir papazdı. Onu 1820 yılının Ocak ayında İzmir’e gelen Pliny Fisk ve Levi Parsons adlı Amerikalı misyonerler izlemişlerdir. Bu iki misyoner Anadolu'da en kapsamlı faaliyeti gösteren (ABCFM) adlı Amerikan misyoner örgütünün elemanlarıdır. Bu örgüt ABD'deki Protestan misyoner örgütlerinin içindeki en kıdemlisi ve en büyüklerinden biridir. ABCFM Kalvinci geleneği temsil eden, 16. yüzyıl sonları ile 17. yüzyılda İngiltere ve Amerikan’nın doğusunda filizlenen akımın belli başlı üç temsilcisinden birisi olan 'lerce 1810’da Boston'da kurulmuştur. ABCFM 1868 yılında ABD’deki 16 protestan misyoner örgütünden yalnızca birisidir ama bu 16 örgütün yaptığı harcamaların %30'unu tek başına yapmakta ve istihdam edilen misyonerlerin yine %30'unu bünyesinde barındırmaktadır. 1886 yılında dünya üzerinde 80'in üzerinde misyoner örgütü vardır ve bunların 32'si ABD, 24'ü İngiltere, 25'i Avrupa kıtası kökenlidir. 1896 yılına gelindiğinde ise dünyadaki misyoner örgütlerinin sayısı 150'leri bulmakta, buralarda toplan 11.574 misyoner faaliyet göstermekte, 15 milyon dolara yakın harcama yapılmaktadır.
Protestan misyoner örgütlerinin dünyayı aralarında paylaşmalarında Osmanlı Devleti esas itibarıyla ABD'nin payına düşmüştür. ABCFM Osmanlı Devletindeki faaliyetlerine 1870 yılına kadar tek başına, o yıldan sonra ise 'le (BFMPC) birlikte çalışmıştır. Bu arada başka bazı yan ve yardımcı kuruluşlar devreye girmiştir.
ABCFM misyonerleri, misyonerlik faaliyetlerine başlamadan önce hareket alanında halkın demografik, sosyal, kültürel ve etnik dağılımını halkın moral durumunu belirliyorlar. Hangi konularda ne gibi eksikleri bulunduğunu ölçüyorlardır. Tüm bunlara sondaj çalışmaları deniliyordu. Bu sondaj çalışmaları şu başlıklar altında yürütülüyordu.
- Dinsel açıdan halkın durumu nedir?
- Ruhbanın durumu nedir?
- Ülkede eğitim ve öğretime ilişkin durum nedir?
- Halkın moral durumu nasıldır?
Yukarıdaki sorularla Anadolu’nun bütün yapısı ortaya çıkarılmış buna göre hareket edilmiştir. Tüm bunlara bir de devletin Anadolu üzerinde pasif olması, halkla gerektiği gibi ilgilenmemesi ve Islahat Fermanı’nın verdiği ayrıcalıklar eklenince Anadolu çok rahat bir ortam oluyordu. Misyonerler Anadolu’ya doğru yola çıkarken amaçları dinsizleri Hristiyan yapmaktı ama Anadolu’da dinsiz olmayınca Müslümanlara ve diğer etnik gruplara yöneldiler. Ancak bu çabaları sonuç vermedi, ne Rumların ne de Müslümanların üzerinde başarılı oldular, sadece Ermeniler üzerinde etkili olayı başardırlar. Misyonerlik faaliyetlerini yeni başladığı zamanlarda eşleriyle birlikte Beyrut’a yerleşen William Goodell ve Isaac Bird, çok hızlı bir şekilde çalışmaya başlamışlar ve bölge dillerini çok iyi çözmüşlerdi. Onları başarılı kılansa bir okul açmaları ve iki Ermeni din adamını Protestanlaştırmaları oldu. Diyanisos Karabet ve Kirkor Vartabet, Amerikalı misyonerlere Ermenice dersleri verirken Protestanlığın cazibesinden kurtulamamışlardı. 19. yüzyılda da Osmanlı Devletinde bulunan misyonerlerin pek çoğu iyi yetişmiş, bilgili insanlardır. William Goodel (1792–1867), William G. Schauffler (1789–1883) ve Elias Riggs (1810-1901) Osmanlı Devleti'nde faaliyet göstermiş en önemli Amerikalı misyonerler arasındadır.
Osmanlı Devleti'nde ilk örgütlenme
Amerikalı misyonerler Osmanlı topraklarında faaliyetlere başlamak için Osmanlı–İngiliz ilişkilerini düzelmelerini bekliyorlardı. Çünkü ortada henüz resmi bir Osmanlı-ABD ilişkisi yoktu. 2 Mart 1831'de Amerikan diplomatik temsilciliğini açtıktan sonra William Goodel, 26 Nisan 1831’de İstanbul'a hareket emri aldı ve 9 Haziran 1831'de İstanbul’a vardı. Ondan yaklaşık bir yıl sonra William Schauffler 31 Temmuz 1832’de İstanbul’a geldi ve birlikte ilk misyonerlik faaliyetlerine başladılar. Bu hareketin adı İstanbul Misyonu olarak geçecekti. İlk çalışmaları dil, kitap hazırlıkları, öğretim çalışmaları ve halkla ilişkiler üzerine olmuştur. Amerika, İstanbul'daki diplomatik temsilciliğinden sonra ilk konsolosluğunu Mersin ve Tarsus'ta açmıştır.
İstanbul Misyonunun adı zamanla Ermeni Misyonu olarak değişecektir. Bundaki en önemli neden ise sadece Ermenilerin bu çalışmalara olumlu cevap vermeleri olmuştur. Bu nedenle misyonu alanını sürekli olarak doğuya doğru genişletiştir. Çünkü doğu illerinde yaşayan Ermeni halkın üstünlüğü gözden kaçmamıştır. Bu amaçlarına ulaşmada ise en çok Amerikan misyoner okulları ön plana çıkmıştır.
Misyonlar istasyonlara, istasyonlar ise uç istasyonlara ayrılıyorlardı. Bir misyonun en üst düzey yöneticisi sekreteridir. Aynı şekilde istasyonlarında sekreteleri vardır. Uç istasyonlar ise kasaba ve köylerde, yerli Hristiyan ahaliden bir yardımcının yönetimindeki birimlere verilen addı. Uç istasyonlar alınan kararları uygulamak durumundaydı. Her istasyonun denetimindeki uç istasyon sayısı farklı olabilmekteydi. Örneğin: Mersin`de olduğu gibi, belirli dönemlerde, 70 kadar uç istasyona sahip sahip istasyonlarda bulunabiliyordu.
1834 yılına kadar sadece Mersin, İzmir ve İstanbul istasyon olarak varlıklarını sürdürürken, bunlara bu tarihten itibaren Bursa ve Tarsus ta eklendi. Bu şekilde 1835 yılında Osmanlı Devleti sınırları içerisinde iki misyon, beş istasyon, iki uç istasyon, on bir misyoner, bir matbaa ustası, altı misyoner yardımcısı ve altı yerli misyoner yardımcıdan oluşan, küçük ama imanlı bir misyoner örgütlenmesi vardı. 1836 yılında bu şekilde başlayan örgütlenme çığ gibi büyümüş ve 1900’lü yıllarda 16 istasyon, 247 uç istasyon, 37 misyoner, 97 kadın yardımcı, 112 kilise, 12.109 kilise üyesi ve 44.959 kayıtlı Protestan ile sayısı çok büyük bir örgütlenme örneği göstermişti. Bu büyük örgütlenme zamanla daha kolay yönetim esası açısından Batı Türkiye, Merkezi Türkiye Misyonu ve Doğu Türkiye Misyonu olarak üç bölüme ayrılacaktır. Bunlara ek olarak Bulgar halkı için ABCFM ile birlikte hareket eden BFMPC Avrupa Türkiye'si Misyonu çalışmıştır.
Batı Türkiye Misyonu
Batı Türkiye Misyonu çeşitli istasyonlara ayrılmıştı. 1831'de İstanbul, 1834'te Mersin, 1835'te İzmir, 1848'de Bursa, 1852'de Sivas-Merzifon, 1854'te Kayseri misyoner istasyonları kurulmuştu. Ayrıca bir ara İzmit'te ayrı bir istasyon örgütlenmesi göze çarpsa da daha sonra bu düşünceden vazgeçilmiştir. Batı Türkiye Misyonu'nun en önemli iki istasyonu İstanbul ve Mersin'dir. İstanbul'un önemi bütün misyonerlik ihtiyaçlarının buradan karşılanması ve gerekli düzenlemelerin buradan yönetilmesi olmuştur. Mersin'in önemi ise tüm eğitim kurumları ile her türlü çalışmayı yapmalarından kaynaklanmıştır.
Merkezî Türkiye Misyonu
Merkezî (Orta) Türkiye Misyonu, Torosların güneyinden Fırat nehri vadisine kadar olan bölgeyi kapsıyordu, özellikle Maraş ve Antep illerine ağırlık veriliyordu. Belirtilen bu yerlerin dışında Halep, Antakya, Tarsus ve Urfa’yı da kapsayan bu misyonda, ilkokuldan yüksek okula kadar bütün eğitim kurumlarının olması, İstanbul'dan sonraki ikinci matbaanın bazı nedenlerden dolayı burada kurulması ve en büyük protestan cemaatin bu bölge sınırları içerisinde Merkezî Türkiye Misyonu’nu önemli bir hale getiriyordu.
Ayrıca, ihtiyaç içinde olanlar için bir tür kendine yardım ilkesine göre çalışan atölyeler açılmıştı. Merkezî Türkiye Misyonu’nunda Antep ve Maraş’ta bulunan yetimhanelerde, 1900 yılında sırasıyla 132 ve 420 yetim çocuk barınıyordu.
Doğu Türkiye Misyonu
Doğu Türkiye Misyonu ise Harput, Erzurum, Van, Mardin ve Bitlis’ten başlıca Rus ve İran sınırına kadar olan bütün Doğu Anadolu topraklarını içine alıyordu. 1900 yılında bu beş istasyona bağlı 97 uç istasyon bulunuyordu. Tüm bu kurumlarda 36'sı Amerikalı, 266'sı yerli 302 görevlinin gözetimi altında faaaliyetler sürüyordu. Yine misyonerlerin yönetimdeki yetimhanelerde 2000 çocuk kalıyordu, ki bunların yaklaşık 1100'ü Harput'tadır.
Misyonerlerin eğitim alanındaki çalışmaları
Şüphesiz misyonerliğin başlangıçtaki amacı hedef alınan bölgelerdeki kitlelere iyi bir dini eğitim vermekti. Bu amaçla ilk gelen papazlar hemen İncil’i anlatmaya başladılar. İlerleyen süreçte İncil'i Türkçeye ve Osmanlı Devleti'nde hedef aldıkları toplumların dillerine çevirmeye başladılar. Öncelikli hedef olan Ermeni nüfus bölgeleri ilk ve en önemli hedefti. Tüm bu faaliyetler ABCFM (American Board of Commissioners for Foreign Missions) tarafında yollanan misyonerlerce planlanıyor ve yürütülüyordu. ABCFM'nin bu derece etkili olmasının şüphesiz ki en büyük payı maddi desteklemelerinden kaynaklanmıyordu. Zaten ABCFM’nin stratejisi buna uygundu. Başlangıçta yardım ediyor, giderlerini karşılıyor, yönetimini üstleniyordu. Ama zamanla başka örgütlerin, kişilerin, fonların devreye girmesi, eğitimin bir kısmın paralı bir hal alması, bazı yan gelirlerin elde edilmesi ABCFM'yi rahatlatıyordu. Okulların açılmasından yaklaşık 50 yıl sonra yerel yöneticilere devredilmesi planlanmıştı.
Her ne kadar gelen ilk misyonerler kutsal kitabı tanıtmak için okullar açtılarsa da bu zamanla yerini laik okullara veya kolejlere bırakmak zorunda kalmıştır. Bu konuda ABCFM genel sekreteri ile Robert Kolej kurucusu Hamlin defalarca ters düşmüş ve sonunda Hamlin’in isteği kabul edilmişti. Bundan sonra misyoner okulları sadece ilahiyat okulları olarak değil aynı zamanda çağın gerektirdiği bütün alanlarda 8–10 yıl arasında değişen eğitim programları uygulayacaklardı. Öyle ki paralı olduğu halde dahi halk bu okulların açılması için baskı uygulayacaktı.
Zaman için ilkokullar, ortaokulla, yatılı kız ve erkek okulları, kolejler ve ilahiyat okulları ülkenin her yanında faaliyet gösteriyorlar. Öyle ki bu okulların hemen hemen ülkedeki okulların 1/3 üne tekabül ettiği söyleniyordu. ABCFM'nin yanı sıra özellikle kız okullarını WBM ve WBMI gibi kadın misyoner okulları da destekliyordu.
Osmanlı Devletinde göze çarpan belli başlı okullar
İstanbul Robert Koleji
Robert Kolej İstanbul Bebek'te küçük bir evde eğitim ve öğretime başlamıştır. Bu işi başlatan ise ABD'de kuyumculuk yapan ve daha sonra misyoner olmayı seçen Cyrus Hamlin adında bir misyonerdi. Bu okula ileride Robert Kolej denmesinin nedeni ise Rothschild ailesinden New York'lu iş adamlarında Christopher Rinlender Robert'in bu okula çok büyük miktarda yardım yapmasından kaynaklanmıştır. Robert 1878'de ölene dek kolejin bütün harcamalarını üzerine almış ve servetini beşte birinin koleje verilmesini vasiyet etmiştir. Öldüğünde koleje kalan dört yüz bin dolarla okula yeni ve mükemmel binalar yapılmış, bu iyiliklerinden dolayı sonra da okula Robert Kolej adı verilmiştir. Robert Kolej öğrencileri ileriki tarihlerde Bulgaristan'ın siyasal yaşamında aktif rol oynamışlar, hatta ilk 5 Bulgar başbakanı bu okuldan mezun olmuştu.
Tarsus Amerikan Koleji: Mersin – 1876
Merkezi Türkiye Misyonu'na bağlı olarak açılan Tarsus Amerikan Koleji 1878 Ekim'inde küçük bir binada eğitime başladı ve 15 Ocak 1878'de Osmanlı Devleti okulu bir olarak tescil etti. Okulda öğretilen dersler dünya edebiyatı, retorik, ekonomi politik, dünya tarihi, uygarlık tarihi, kimya, analitik kimya, minereloji, fiziki coğrafya, ahlak felsefesi, muhasebe, anatomi, fizyoloji, geometri, cebir, Osmanlı tarihi, Amerikan tarihi, Türkçe, yüksek cebir, doğa tarihi, vokal müzik, Ermeni dili ve edebiyatı, Ermenice ve İngilizce güzel yazı yazma sanatıydı. Okulda başlangıçta üç bölümden oluşuyordu; Hazırlık Bölümü, Bilimler Bölümü ve Tıp Bölümü.
Fırat Koleji: Harput – 1878
13 Mayıs 1875 tarihinde kurulan bu okulun özgün adı Ermenistan Koleji’di, ancak Osmanlı Devleti’nin baskıları sonucunda 16 Şubat 1888’den itibaren adı Fırat Koleji olarak değiştirildi. Kolejin öğrenim dili Ermeniceydi ama bu okulda çok iyi derecede İngilizce ve Türkçe dilleri de öğretilmekte idi. Okul 1915 yılında Ermeni Soykırımı nedeniyle okul müdürünün sınır dışı edilmesi ile beraber kapatılmıştır.
Anadolu Koleji: Merzifon – 1886
Anadolu Kolejini İstanbul'dan Merzifon'a taşınmasının en büyük nedeni gözlerden uzak ve hedef kitleye daha yakın olma amacıydı. Anadolu Koleji'nin en büyük özelliği hem azınlıklara hem de Müslüman-Türk öğrencilere açık olmasıydı. Kuruluşundan iki yıl sonra hazırlık sınıfları dahil okuyan öğrenci sayısı 130'du. Kolejin 10.000 cildi aşkın bir kütüphanesi ve 7.000'den fazla türü içeren bir botanik müzesi vardı. Okulun Müslüman öğretim elemanlarından Zeki Ketani'nin öldürülmesi sonucu okul karışmış, yönetim suçlanmıştır. Olaylar dinmeyince okul kapatılmış ve Selanik'te aynı isimle eğitim vermeye devam etmiştir.
Bu okullara ek olarak 1878'de Mersinde 1882'de Maraş'ta , 1888’de Tarsus'ta , 1890’da İstanbul'da ve 1903'te İzmir'de kurulmuştur.
Okulların ve misyonerlerin maddî kaynakları
Anadolu’daki misyoner faaliyetleri ve misyoner okulları açıldıktan belli bir süre sonraya kadar doğrudan ABD merkezli ABCFM misyoner örgütü tarafından desteklenmiştir. Bilhassa okulların açılması sırasında ABD’nin çeşitli eyaletlerinde yürütülen kampanyalarda çok yüksek miktarlarda bağışlar toplanmış ve bunlar Anadolu'daki çalışmalar için harcanmıştır. Bazen okulların kurulmarında özel kişi ve fonların da büyük desteği oluyordu. Buna en güzel örnek Robert Kolej’e adı verilen Christopher Rinlender Robert’tir. Öldüğünde okula bıraktığı 400.000 dolar maddî kaynak okula yeni binalar yapılmasını sağlamıştır. Zamanla okullardaki sistemlerin ve matbaa sistemin oturması sonucu yerli halk da bu kaynakları belli oranda desteklemişlerdir. Bu destek okulların başarıları ile orantılı şekilde artmıştır. Bunlara ilave olarak bazı yan misyoner kuruluşların da bu maddi kaynaklarda payları bulunmaktadır. WBM ve WBMI gibi kadın misyoner örgütleri de zamanla bazı okulları bilhassa kız kolejlerini desteklemişlerdir. Yerli Protestan cemaatlar da okullara maddî desteklerde bulunmuş, okullara kayıt olan öğrencilerden belli oranda harçlar alınmış, çeşitli aktiviteler okullara gelir getirmiştir. ABCFM Osmanlı Devletinde 1819-1914 arasında yaptığı toplam harcama 13.345.785 dolar tutarındadır.
Kaynakça
- ^ İdris Yücel, Kendi Belgeleri Işığında Amerikan Board’ın Osmanlı Ülkesindeki Teşkilatlanması, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2005
- ^ "American Board of Commissioners for Foreign Missions". Wikipedia. 1 Ağustos 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021.
Kitaplar
- Uygur KOCABAŞOĞLU, Anadolu’daki Amerika, İmge Kitabevi, Ağustos – 2000
- E.W.HOPKİNS, G.F.MOORE, M.HALİDİ, Ö.FERRUH, Tarihte ve Günümüzde Misyonerlik, Örgün Yayınevi – 2006
- Barış KERİMOĞLU, Zehirli Sarmaşık Misyonerler, Ulus Yayınları, Aralık – 2004
- Erol GÜNGOR, Türkiye’ de Misyoner Faaliyetleri, Ötüken Yayınları, 1999
- Turgay TÜFEKÇİOĞLU, Türkiye ve Şeytan Üçgeni, Birharf Yayıncılık 2004
- İdris YÜCEL, Kendi Belgeleri Işığında Amerikan Board’ın Osmanlı Ülkesindeki Teşkilatlanması 19 Ocak 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2005
- İdris YÜCEL, Anadolu'da Amerikan Misyonerliği ve Misyon Hastaneleri (1880-1934), TTK Yayınevi, Ankara 2017. [1]
Makaleler
- Uğur YILDIRIM, Tarihten Bugüne Kadar Türkiye’de Misyonerlik, Jeopolitik, Mayıs 2005, Sayı 16, Sayfa 73 – 83
- Ayten SEZER, Osmanlı Döneminde Misyonerlik Faaliyetleri, [2] 27 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Islahat Fermanı
- Fikret KARAMAN, Misyoner Hareketlerinin Dünü ve Bugünü,
- Fatma ÜREKLİ, Tanzimat Dönemi Osmanlı Eğitim Sistemi ve Kurumları [5][]
- Sabri AKDENİZ, Misyonerlik
- İdris YÜCEL, “Bir Misyonerlik Uygulamasının Teorisi ve Pratiği: Urfa Amerikan Körler Okulu (1902-1914)” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi CTAD, Sayı 14, Güz 2011.
- İdris YÜCEL, “A Missionary Society at the Crossroad: American Missionaries on the Eve of the Turkish Republic”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi CTAD, Sayı 15, Bahar 2012.[6]
- İdris YÜCEL, "An Overview of Religious Medicine in the Near East: Mission Hospitals of the American Board in Asia Minor (1880-1923)", Journal for the Study of Religions and Ideologies, Vol 14, Issue 40, Spring 2015.[7]
- İdris YÜCEL, "Yabancı Okullar ve Kültürel Milliyetçilik: Bursa Amerikan Kız Koleji Tanassur Hadisesi (1928)", Belleten, 2016, Cilt 80, Sayı 287.[8]
Dış bağlantılar
- Dr. Ayten Sezer. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e; Misyonerlerin Türkiye'deki Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri -
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
1820 yilinda baslayan ve Turk Kurtulus Savasi na sonuna kadar gecen zaman icerisinde Osmanli Imparatorlugu nda misyonerlik faaliyetleri cok hizli bir sekilde gelismistir Misyonerlik faaliyetlerini bu denli basarili olmasinda suphesiz Osmanli Devleti nin Islahat Fermani ile verdigi ayricaliklar kapitulasyon anlasmalari ile verilen ayricaliklar ve Osmanli Devleti nin bolgelerine ilgi gostermemesi etkili olmustur Baslangicta kendilerine Anadolu da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermeniler e odaklanip calismalarinda basarili olmuslardir Actiklari okullardan mezun olanlarin basarili olmalari bu okullarin etkilerini artirmistir Hatta zamanla Musluman Turkler dahi cocuklarini bu okullara gondermislerdir Misyonerlerin genel hedef kitleleri Islamiyet in yaygin oldugu bolgeler olmustur Bu calisma Osmanli Devleti ile sinirli kalmayip Afrika Kitasi Arap Yarimadasi Iran ve Orta Asya halklarina yonelik bir calismadir Osmanli Devleti nin cok milletli ve etnik kokenli yapisi ise bu yonteme cok musaitti Cunku Osmanli yonetimi altinda Rum Ermeni Yahudi Maruni ve Durzi etnik kimliklerine mensup gruplar yasamaktaydi Osmanli yonetimindeki Lubnan da Marunileri Fransizlar Durzileri Ingilizler Anadolu daki Ermenileri ise Amerika Birlesik Devletleri kullanmistir Matbaanin roluIlk matbaa 1822 yilinda Malta da faaliyete gecmisti Matbaa Temmuz 1822 de faaliyete gectikten sonra Aralik 1826 ya kadar gecen surede yaklasik sekiz milyon baski isi yapmistir Anadolu da Rumca Ermenice Arapca ve Turkce ders kitabinin eksikligi misyonerleri bu ders kitaplarini basmaya yonlendirdi 1830 da Turk Amerikan iliskileri resmi olarak basladi ve hemen arkasindan Istanbul da ABD diplomatik temsilciligi faaliyete gecti Bu da matbaanin artik yasal olmasinin onunde engel kalmadigi anlamina geliyordu cunku matbaa bir Amerikan matbaasiydi Osmanli nin surekli mudahalesi ve gozetimi altinda Istanbul da rahat calisilamayacagi anlasildigi icin matbaanin Izmir e tasinmasina karar verildi Matbaa 1833 yilindan 1953 yilina kadar faaliyetlerini Izmir de surdurdu Daha sonra ise ihtiyaclar dogrultusunda Mersin Antep ve Beyrut ta yeni birer matbaa acildi Asagida incelenen Bati Turkiye Misyonu nun gider butcesinin 15 25 gibi bir kismi matbaaya ait olacakti Elde mevcut bir kataloga gore baslangicindan 1881 yilina kadar Malta Izmir ve Istanbul matbaalarindan toplam 725 adet kitap brosur risale vb yayin yapilmistir Matbaanin basin yayim isleri bazen engellemelerle karsilassa da I Dunya Savasina kadar hizinda hicbir sey kaybetmeden calismistir Ikinci Mesrutiyetin ilan edildigi yil 1908 ilk gunden beri yapilan baski isi toplam 900 000 000 dokuz yuz milyon sayfayi asmisti 19 yuzyilda Osmanli Devleti nin misyonerler acisindan genel durumuGerek Kanuni Sultan Suleyman dan bu yana surekli ve genisleyerek devam eden kapitulasyon anlasmalari gerek azinliklara once Tanzimat Fermani sonra Islahat Fermani ile taninan haklar gerekse Osmanli Devleti nin bir turlu egitim ve saglik gibi sosyal yonlu alanlarda basta Anadolu olmak uzere topraklari uzerinde isteklerini yapamamasi Osmanli Devleti ni misyonerlerin adeta merkezi haline getirmisti Osmanli Devleti nin verdigi kapitulasyonlar o seviyeye gelmisti ki Osmanli ulkesinde yasayan Musluman halkin yabancilar kadar haklari yoktu Osmanli Devleti bu yabancilari hicbir sekilde sorgulayamaz yargilayamaz ve onlara kotu muamele yapamazdi Bazen ya cok dusuk bir vergi oduyorlar bazen de vergilerden dahi muaf hale geliyorlardi Devletin herhangi bir mulki amirinin mudahalesi sirasinda ise derhal konsolosluga basvuruluyor ve devlet ya kat kat bedelini oduyor ya da daha fazla ayricaliklar veriyordu Ornegin 1895 yilindaki olaylar okulu genis olcude etkilemis daha yerinde bir deyisle Firat Koleji bu olaylarin icinde calkalanmis okul binalarindan sekizi yangin ya da yagmadan zarar gormus ve o tarihte 88 000 dolar olarak tahmin edilen zarar 1901 yilinda 100 000 dolar Osmanli Devleti nce ABD ye odenmistir 3 Kasim 1839 da yabancilara onemli haklar taniyan Tanzimat Fermani ndan sonra bir de 27 Subat 1856 da ilan edinen Islahat Fermani da devlet icindeki yabancilara onemli haklar veriyordu Islahat Fermani nin ozellikle butun toplumlara okul acma yetkisi vermesi serbest ve esit sartlar altinda ticari ve ekonomik faaliyetlerde bulunmalarini saglamasi ve yabanci devletler ile yapilacak anlasmalar cercevesinde yabancilarin Osmanli sinirlari icerisinde mulk edinmelerine olanak saglamasi Osmanli Imparatorlugu nda misyonerlik faaliyetleri yuruten basta ABCFM gibi orgutlerin ve misyonerlerin isini kolaylastiriyordu Tum bunlara bir de Osmanli Devleti nin ve aydinlarinin yuzyillar boyunca Anadolu ile ilgilenmemeleri bolgenin kultur ve egitimle beslenmemesi misyonerlerin isini kolaylastiriyordu Ikinci Mesrutiyetin ilan edildigi yil 1908 ilk gunden beri yapilan baski isi toplam dokuz yuz milyon sayfayi asmisti ABCFM arsivi alinan eser Uygur Kocabasoglu age s 114 Bu rakam misyonerlerin islerini ne kadar ciddiye aldiklarini ve matbaayi bu iste nasil kullandiklarini gozler onune seriyor Geri kalmis bir Anadolu da bu yayinlara once hitap edilen kesim olarak Ermeniler goze carpsa da daha sonralari bir takim yararlarindan dolayi musluman halkda bu yayinlara ragbet etmistir Hatta bununla kalmayip ilerleyen surecte cocuklarini misyonerlerin yonetimi altindaki misyoner Amerikan okullarina dahi gonderiyorlardi Osmanli Devleti nde Cizvit misyonerlerCizvit Mezunlar Dunya Birligi Antiqui Societatis Iesus Alumni derneginin armasi Bu birligin amaci tum Cizvit egitim kurulus mezunlarini ortak bir havarilik gucu halinde toplamaktir Cizvit misyonerler genelde Fransa nin amaclarina yonelik hareket etmislerdir Siyaset olarak Fransa ya mezhep olarak koyu bir sekilde Papa ya bagli idiler Osmanli Imparatorlugu nda misyonerlik yapma faaliyetini yakalayan ilk grup Cizvitler dir Bunun en onemli nedeni ise 1536 yilinda baslayarak verilmeye devam edilen ayricaliklar olmustu ki bunlara da ne fazla ve ilk olarak yararlananlar Cizvitler di Cizvitler in baslica faaliyet gosterdikleri alanlar basta Mersin olmak uzere Istanbul Izmir Halep Suriye Filistin Misir Irak Kibris ve Orta Yunanistan di Istanbul da 1362 yilinda aslinda mahalle cocuklarinin ogrenim gormeleri icin yapilmis olan basit bir okul manastira baglanmis 1607 de ise Kral Henri IV tarafindan gonderilen Cizvit rahipleri tarafindan gelistirilmistir 1783 yilinda Kral XVI Louis in emriyle Cizvit rahipleri okulu simdiki kolejini acan Lazaristler e devretmislerdir Istanbul daki Fransiz Lisesi Cizvitler tarafindan kurulmamis olmasina karsin gelisiminde cizvitlerin etkileri gorulmektedir Cizvitlerle birlikte Katolikligin diger tarikatlari olan Fransisken Dominiken Kapucin ve Frerler de Osmanli Devletine ayricaliklarin sagladigi yararlarla gelmeye basladilar Cogu kendi isimleriyle anilan St Joseph St Michel Sankt Georg Mersin ve Notre Dame de Sion gibi okullar actilar Salname ve Misyon Raporlarindan yapilan derlemelere gore I Dunya Savasi oncesinde Fransiz Katoliklerinin Osmanli Devletinde dagilimi su sekilde olmustur Yer Adi Okul Sayisi Ogrenci Sayisi Yaklasik Mersin 5 1650Sivas 1 200Tokat 1 130Amasya 2 280Sebinkarahisar 2 300Kayseri 1 600Adana 1 200Beyrut 7 1710Sayda 8 1305Lubnan 10 1630Havran 4 210Toplam 38 8215 Rakamlardan da anlasildigi gibi Cizvitler agirliklarini kilikya Mersin cevresi Suriye ve Lubnan topraklari uzerlerine vermisler Buradaki Maruniler ve Arap Alevileri olarak bilinen Nusayriler uzerine yogunlasmislardir Her ne kadar Nusayriler uzerinde pek etkili olamasalar da Maruniler uzerinde oyle bir etkiye ulasmislardir ki onlari silahlandirip Ingiliz yanlisi Durziler ile savastirmislardir 1914 yilina gelindiginde Osmanli Devleti ndeki Fransiz okullarinin sayisi yaklasik olarak 500 civarindaydi ve bu okullarda 59 414 ogrenci egitim goruyordu Katolik misyonerlerin actiklari okullarin yani sira ulkenin her yanina dagilmis olarak kurduklari hastene ve yetimhaneleri de vardi Baslica Fransiz saglik kuruluslari sunlardi Izmir de Mersin de Yafa da Kudus te Beyrut ta Sam da Bursa da ayrica Izmir de dispanser alti eczane ve bir kres Bursa Trablussam Kudus te cok sayida saglik ocaklari Yafa Ramallah Betlehem Izmit Musul ve Cizre de birer dispanser vardi Ayrica 1240 cocugun kaldigi cok sayida yetimhanede bunlarin yonetimi altindaydi Ancak misyonerlikte Cizvitleri Amerikali ve Ingilizlerden ayri tutan en onemli yonleri bolge halkina degil Fransa ya hizmet etmeleriydi ABCFM calisma alanindaki halka onlarin diliyle kulturuyle hitap ederken Cizvitler Fransa yi on plana cikarmislardir Egitim verilen cocuklari birer Fransiz cocugu gibi yetistirmisler oyle ki bu okullarda egitim alan ogrencilerin Fransiz tarihi dili ve cografyasini kendilerininkinden daha iyi biliyorlardi Cizvitler tum bunlari Fransa nin daha iyi somurgeler kurabilmesi icin yapiyorlardi Nitekim Fransiz mandasi gelince bunu kendileri de dile getirmislerdi Yuzuncu kitaplarinda diyorlar ki Evet biz basarili Fransa nin yardimina guveniyorduk iste o Fransa simdi buradadir Fransiskenlerin okul dagilimi soyledir Yer Adi Okul Sayisi Ogrenci Sayisi Yaklasik Sam 1 Bilinmiyor Yafa 1 Bilinmiyor Kudus 3 100Lazkiye 2 1002 360Sayda 2 88Amman 1 1511 50Trablus 3 220Toplam 16 1069 Bu okullardan baska Fransiskenlerin Mersin Tarsus Samsun Trabzon Harput Malatya Diyarbekir ve Mardin yorelerinde toplam 670 ogrencinin okudugu hemsire okullari vardi Kapucinlerin okul dagilimi ise soyledir Yer Adi Okul Sayisi Ogrenci Sayisi Yaklasik Beyrut 2 150Kadikoy 1 30Diyarbekir 1 140Harput 3 100Malatya 2 60Mardin 2 60Mersin 3 145Urfa 1 50Toplam 13 780Osmanli Devleti nde Amerikan misyonerlerOsmanli Devletine gelen ilk Amerikali misyonerler ve ABCFM Osmanli Devletine gelen ilk protestan misyoner 1815 yilinda Misir a ayak basan Ingiliz e bagli bir papazdi Onu 1820 yilinin Ocak ayinda Izmir e gelen Pliny Fisk ve Levi Parsons adli Amerikali misyonerler izlemislerdir Bu iki misyoner Anadolu da en kapsamli faaliyeti gosteren ABCFM adli Amerikan misyoner orgutunun elemanlaridir Bu orgut ABD deki Protestan misyoner orgutlerinin icindeki en kidemlisi ve en buyuklerinden biridir ABCFM Kalvinci gelenegi temsil eden 16 yuzyil sonlari ile 17 yuzyilda Ingiltere ve Amerikan nin dogusunda filizlenen akimin belli basli uc temsilcisinden birisi olan lerce 1810 da Boston da kurulmustur ABCFM 1868 yilinda ABD deki 16 protestan misyoner orgutunden yalnizca birisidir ama bu 16 orgutun yaptigi harcamalarin 30 unu tek basina yapmakta ve istihdam edilen misyonerlerin yine 30 unu bunyesinde barindirmaktadir 1886 yilinda dunya uzerinde 80 in uzerinde misyoner orgutu vardir ve bunlarin 32 si ABD 24 u Ingiltere 25 i Avrupa kitasi kokenlidir 1896 yilina gelindiginde ise dunyadaki misyoner orgutlerinin sayisi 150 leri bulmakta buralarda toplan 11 574 misyoner faaliyet gostermekte 15 milyon dolara yakin harcama yapilmaktadir Protestan misyoner orgutlerinin dunyayi aralarinda paylasmalarinda Osmanli Devleti esas itibariyla ABD nin payina dusmustur ABCFM Osmanli Devletindeki faaliyetlerine 1870 yilina kadar tek basina o yildan sonra ise le BFMPC birlikte calismistir Bu arada baska bazi yan ve yardimci kuruluslar devreye girmistir ABCFM misyonerleri misyonerlik faaliyetlerine baslamadan once hareket alaninda halkin demografik sosyal kulturel ve etnik dagilimini halkin moral durumunu belirliyorlar Hangi konularda ne gibi eksikleri bulundugunu olcuyorlardir Tum bunlara sondaj calismalari deniliyordu Bu sondaj calismalari su basliklar altinda yurutuluyordu Dinsel acidan halkin durumu nedir Ruhbanin durumu nedir Ulkede egitim ve ogretime iliskin durum nedir Halkin moral durumu nasildir Yukaridaki sorularla Anadolu nun butun yapisi ortaya cikarilmis buna gore hareket edilmistir Tum bunlara bir de devletin Anadolu uzerinde pasif olmasi halkla gerektigi gibi ilgilenmemesi ve Islahat Fermani nin verdigi ayricaliklar eklenince Anadolu cok rahat bir ortam oluyordu Misyonerler Anadolu ya dogru yola cikarken amaclari dinsizleri Hristiyan yapmakti ama Anadolu da dinsiz olmayinca Muslumanlara ve diger etnik gruplara yoneldiler Ancak bu cabalari sonuc vermedi ne Rumlarin ne de Muslumanlarin uzerinde basarili oldular sadece Ermeniler uzerinde etkili olayi basardirlar Misyonerlik faaliyetlerini yeni basladigi zamanlarda esleriyle birlikte Beyrut a yerlesen William Goodell ve Isaac Bird cok hizli bir sekilde calismaya baslamislar ve bolge dillerini cok iyi cozmuslerdi Onlari basarili kilansa bir okul acmalari ve iki Ermeni din adamini Protestanlastirmalari oldu Diyanisos Karabet ve Kirkor Vartabet Amerikali misyonerlere Ermenice dersleri verirken Protestanligin cazibesinden kurtulamamislardi 19 yuzyilda da Osmanli Devletinde bulunan misyonerlerin pek cogu iyi yetismis bilgili insanlardir William Goodel 1792 1867 William G Schauffler 1789 1883 ve Elias Riggs 1810 1901 Osmanli Devleti nde faaliyet gostermis en onemli Amerikali misyonerler arasindadir Osmanli Devleti nde ilk orgutlenme Amerikali misyonerler Osmanli topraklarinda faaliyetlere baslamak icin Osmanli Ingiliz iliskilerini duzelmelerini bekliyorlardi Cunku ortada henuz resmi bir Osmanli ABD iliskisi yoktu 2 Mart 1831 de Amerikan diplomatik temsilciligini actiktan sonra William Goodel 26 Nisan 1831 de Istanbul a hareket emri aldi ve 9 Haziran 1831 de Istanbul a vardi Ondan yaklasik bir yil sonra William Schauffler 31 Temmuz 1832 de Istanbul a geldi ve birlikte ilk misyonerlik faaliyetlerine basladilar Bu hareketin adi Istanbul Misyonu olarak gececekti Ilk calismalari dil kitap hazirliklari ogretim calismalari ve halkla iliskiler uzerine olmustur Amerika Istanbul daki diplomatik temsilciliginden sonra ilk konsoloslugunu Mersin ve Tarsus ta acmistir Istanbul Misyonunun adi zamanla Ermeni Misyonu olarak degisecektir Bundaki en onemli neden ise sadece Ermenilerin bu calismalara olumlu cevap vermeleri olmustur Bu nedenle misyonu alanini surekli olarak doguya dogru genisletistir Cunku dogu illerinde yasayan Ermeni halkin ustunlugu gozden kacmamistir Bu amaclarina ulasmada ise en cok Amerikan misyoner okullari on plana cikmistir Misyonlar istasyonlara istasyonlar ise uc istasyonlara ayriliyorlardi Bir misyonun en ust duzey yoneticisi sekreteridir Ayni sekilde istasyonlarinda sekreteleri vardir Uc istasyonlar ise kasaba ve koylerde yerli Hristiyan ahaliden bir yardimcinin yonetimindeki birimlere verilen addi Uc istasyonlar alinan kararlari uygulamak durumundaydi Her istasyonun denetimindeki uc istasyon sayisi farkli olabilmekteydi Ornegin Mersin de oldugu gibi belirli donemlerde 70 kadar uc istasyona sahip sahip istasyonlarda bulunabiliyordu 1834 yilina kadar sadece Mersin Izmir ve Istanbul istasyon olarak varliklarini surdururken bunlara bu tarihten itibaren Bursa ve Tarsus ta eklendi Bu sekilde 1835 yilinda Osmanli Devleti sinirlari icerisinde iki misyon bes istasyon iki uc istasyon on bir misyoner bir matbaa ustasi alti misyoner yardimcisi ve alti yerli misyoner yardimcidan olusan kucuk ama imanli bir misyoner orgutlenmesi vardi 1836 yilinda bu sekilde baslayan orgutlenme cig gibi buyumus ve 1900 lu yillarda 16 istasyon 247 uc istasyon 37 misyoner 97 kadin yardimci 112 kilise 12 109 kilise uyesi ve 44 959 kayitli Protestan ile sayisi cok buyuk bir orgutlenme ornegi gostermisti Bu buyuk orgutlenme zamanla daha kolay yonetim esasi acisindan Bati Turkiye Merkezi Turkiye Misyonu ve Dogu Turkiye Misyonu olarak uc bolume ayrilacaktir Bunlara ek olarak Bulgar halki icin ABCFM ile birlikte hareket eden BFMPC Avrupa Turkiye si Misyonu calismistir Bati Turkiye Misyonu Bati Turkiye Misyonu cesitli istasyonlara ayrilmisti 1831 de Istanbul 1834 te Mersin 1835 te Izmir 1848 de Bursa 1852 de Sivas Merzifon 1854 te Kayseri misyoner istasyonlari kurulmustu Ayrica bir ara Izmit te ayri bir istasyon orgutlenmesi goze carpsa da daha sonra bu dusunceden vazgecilmistir Bati Turkiye Misyonu nun en onemli iki istasyonu Istanbul ve Mersin dir Istanbul un onemi butun misyonerlik ihtiyaclarinin buradan karsilanmasi ve gerekli duzenlemelerin buradan yonetilmesi olmustur Mersin in onemi ise tum egitim kurumlari ile her turlu calismayi yapmalarindan kaynaklanmistir Merkezi Turkiye Misyonu Merkezi Orta Turkiye Misyonu Toroslarin guneyinden Firat nehri vadisine kadar olan bolgeyi kapsiyordu ozellikle Maras ve Antep illerine agirlik veriliyordu Belirtilen bu yerlerin disinda Halep Antakya Tarsus ve Urfa yi da kapsayan bu misyonda ilkokuldan yuksek okula kadar butun egitim kurumlarinin olmasi Istanbul dan sonraki ikinci matbaanin bazi nedenlerden dolayi burada kurulmasi ve en buyuk protestan cemaatin bu bolge sinirlari icerisinde Merkezi Turkiye Misyonu nu onemli bir hale getiriyordu Ayrica ihtiyac icinde olanlar icin bir tur kendine yardim ilkesine gore calisan atolyeler acilmisti Merkezi Turkiye Misyonu nunda Antep ve Maras ta bulunan yetimhanelerde 1900 yilinda sirasiyla 132 ve 420 yetim cocuk bariniyordu Dogu Turkiye Misyonu Dogu Turkiye Misyonu ise Harput Erzurum Van Mardin ve Bitlis ten baslica Rus ve Iran sinirina kadar olan butun Dogu Anadolu topraklarini icine aliyordu 1900 yilinda bu bes istasyona bagli 97 uc istasyon bulunuyordu Tum bu kurumlarda 36 si Amerikali 266 si yerli 302 gorevlinin gozetimi altinda faaaliyetler suruyordu Yine misyonerlerin yonetimdeki yetimhanelerde 2000 cocuk kaliyordu ki bunlarin yaklasik 1100 u Harput tadir Misyonerlerin egitim alanindaki calismalari Suphesiz misyonerligin baslangictaki amaci hedef alinan bolgelerdeki kitlelere iyi bir dini egitim vermekti Bu amacla ilk gelen papazlar hemen Incil i anlatmaya basladilar Ilerleyen surecte Incil i Turkceye ve Osmanli Devleti nde hedef aldiklari toplumlarin dillerine cevirmeye basladilar Oncelikli hedef olan Ermeni nufus bolgeleri ilk ve en onemli hedefti Tum bu faaliyetler ABCFM American Board of Commissioners for Foreign Missions tarafinda yollanan misyonerlerce planlaniyor ve yurutuluyordu ABCFM nin bu derece etkili olmasinin suphesiz ki en buyuk payi maddi desteklemelerinden kaynaklanmiyordu Zaten ABCFM nin stratejisi buna uygundu Baslangicta yardim ediyor giderlerini karsiliyor yonetimini ustleniyordu Ama zamanla baska orgutlerin kisilerin fonlarin devreye girmesi egitimin bir kismin parali bir hal almasi bazi yan gelirlerin elde edilmesi ABCFM yi rahatlatiyordu Okullarin acilmasindan yaklasik 50 yil sonra yerel yoneticilere devredilmesi planlanmisti Her ne kadar gelen ilk misyonerler kutsal kitabi tanitmak icin okullar actilarsa da bu zamanla yerini laik okullara veya kolejlere birakmak zorunda kalmistir Bu konuda ABCFM genel sekreteri ile Robert Kolej kurucusu Hamlin defalarca ters dusmus ve sonunda Hamlin in istegi kabul edilmisti Bundan sonra misyoner okullari sadece ilahiyat okullari olarak degil ayni zamanda cagin gerektirdigi butun alanlarda 8 10 yil arasinda degisen egitim programlari uygulayacaklardi Oyle ki parali oldugu halde dahi halk bu okullarin acilmasi icin baski uygulayacakti Zaman icin ilkokullar ortaokulla yatili kiz ve erkek okullari kolejler ve ilahiyat okullari ulkenin her yaninda faaliyet gosteriyorlar Oyle ki bu okullarin hemen hemen ulkedeki okullarin 1 3 une tekabul ettigi soyleniyordu ABCFM nin yani sira ozellikle kiz okullarini WBM ve WBMI gibi kadin misyoner okullari da destekliyordu Osmanli Devletinde goze carpan belli basli okullar Istanbul Robert Koleji Robert Kolej Istanbul Bebek te kucuk bir evde egitim ve ogretime baslamistir Bu isi baslatan ise ABD de kuyumculuk yapan ve daha sonra misyoner olmayi secen Cyrus Hamlin adinda bir misyonerdi Bu okula ileride Robert Kolej denmesinin nedeni ise Rothschild ailesinden New York lu is adamlarinda Christopher Rinlender Robert in bu okula cok buyuk miktarda yardim yapmasindan kaynaklanmistir Robert 1878 de olene dek kolejin butun harcamalarini uzerine almis ve servetini beste birinin koleje verilmesini vasiyet etmistir Oldugunde koleje kalan dort yuz bin dolarla okula yeni ve mukemmel binalar yapilmis bu iyiliklerinden dolayi sonra da okula Robert Kolej adi verilmistir Robert Kolej ogrencileri ileriki tarihlerde Bulgaristan in siyasal yasaminda aktif rol oynamislar hatta ilk 5 Bulgar basbakani bu okuldan mezun olmustu Tarsus Amerikan Koleji Mersin 1876 Merkezi Turkiye Misyonu na bagli olarak acilan Tarsus Amerikan Koleji 1878 Ekim inde kucuk bir binada egitime basladi ve 15 Ocak 1878 de Osmanli Devleti okulu bir olarak tescil etti Okulda ogretilen dersler dunya edebiyati retorik ekonomi politik dunya tarihi uygarlik tarihi kimya analitik kimya minereloji fiziki cografya ahlak felsefesi muhasebe anatomi fizyoloji geometri cebir Osmanli tarihi Amerikan tarihi Turkce yuksek cebir doga tarihi vokal muzik Ermeni dili ve edebiyati Ermenice ve Ingilizce guzel yazi yazma sanatiydi Okulda baslangicta uc bolumden olusuyordu Hazirlik Bolumu Bilimler Bolumu ve Tip Bolumu Firat Koleji Harput 1878 13 Mayis 1875 tarihinde kurulan bu okulun ozgun adi Ermenistan Koleji di ancak Osmanli Devleti nin baskilari sonucunda 16 Subat 1888 den itibaren adi Firat Koleji olarak degistirildi Kolejin ogrenim dili Ermeniceydi ama bu okulda cok iyi derecede Ingilizce ve Turkce dilleri de ogretilmekte idi Okul 1915 yilinda Ermeni Soykirimi nedeniyle okul mudurunun sinir disi edilmesi ile beraber kapatilmistir Anadolu Koleji Merzifon 1886 Anadolu Kolejini Istanbul dan Merzifon a tasinmasinin en buyuk nedeni gozlerden uzak ve hedef kitleye daha yakin olma amaciydi Anadolu Koleji nin en buyuk ozelligi hem azinliklara hem de Musluman Turk ogrencilere acik olmasiydi Kurulusundan iki yil sonra hazirlik siniflari dahil okuyan ogrenci sayisi 130 du Kolejin 10 000 cildi askin bir kutuphanesi ve 7 000 den fazla turu iceren bir botanik muzesi vardi Okulun Musluman ogretim elemanlarindan Zeki Ketani nin oldurulmesi sonucu okul karismis yonetim suclanmistir Olaylar dinmeyince okul kapatilmis ve Selanik te ayni isimle egitim vermeye devam etmistir Bu okullara ek olarak 1878 de Mersinde 1882 de Maras ta 1888 de Tarsus ta 1890 da Istanbul da ve 1903 te Izmir de kurulmustur Okullarin ve misyonerlerin maddi kaynaklari Anadolu daki misyoner faaliyetleri ve misyoner okullari acildiktan belli bir sure sonraya kadar dogrudan ABD merkezli ABCFM misyoner orgutu tarafindan desteklenmistir Bilhassa okullarin acilmasi sirasinda ABD nin cesitli eyaletlerinde yurutulen kampanyalarda cok yuksek miktarlarda bagislar toplanmis ve bunlar Anadolu daki calismalar icin harcanmistir Bazen okullarin kurulmarinda ozel kisi ve fonlarin da buyuk destegi oluyordu Buna en guzel ornek Robert Kolej e adi verilen Christopher Rinlender Robert tir Oldugunde okula biraktigi 400 000 dolar maddi kaynak okula yeni binalar yapilmasini saglamistir Zamanla okullardaki sistemlerin ve matbaa sistemin oturmasi sonucu yerli halk da bu kaynaklari belli oranda desteklemislerdir Bu destek okullarin basarilari ile orantili sekilde artmistir Bunlara ilave olarak bazi yan misyoner kuruluslarin da bu maddi kaynaklarda paylari bulunmaktadir WBM ve WBMI gibi kadin misyoner orgutleri de zamanla bazi okullari bilhassa kiz kolejlerini desteklemislerdir Yerli Protestan cemaatlar da okullara maddi desteklerde bulunmus okullara kayit olan ogrencilerden belli oranda harclar alinmis cesitli aktiviteler okullara gelir getirmistir ABCFM Osmanli Devletinde 1819 1914 arasinda yaptigi toplam harcama 13 345 785 dolar tutarindadir Kaynakca Idris Yucel Kendi Belgeleri Isiginda Amerikan Board in Osmanli Ulkesindeki Teskilatlanmasi Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Yayimlanmamis Yuksek Lisans Tezi 2005 American Board of Commissioners for Foreign Missions Wikipedia 1 Agustos 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Mayis 2021 Kitaplar Uygur KOCABASOGLU Anadolu daki Amerika Imge Kitabevi Agustos 2000 E W HOPKINS G F MOORE M HALIDI O FERRUH Tarihte ve Gunumuzde Misyonerlik Orgun Yayinevi 2006 Baris KERIMOGLU Zehirli Sarmasik Misyonerler Ulus Yayinlari Aralik 2004 Erol GUNGOR Turkiye de Misyoner Faaliyetleri Otuken Yayinlari 1999 Turgay TUFEKCIOGLU Turkiye ve Seytan Ucgeni Birharf Yayincilik 2004 Idris YUCEL Kendi Belgeleri Isiginda Amerikan Board in Osmanli Ulkesindeki Teskilatlanmasi 19 Ocak 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Yayimlanmamis Yuksek Lisans Tezi 2005 Idris YUCEL Anadolu da Amerikan Misyonerligi ve Misyon Hastaneleri 1880 1934 TTK Yayinevi Ankara 2017 1 Makaleler Ugur YILDIRIM Tarihten Bugune Kadar Turkiye de Misyonerlik Jeopolitik Mayis 2005 Sayi 16 Sayfa 73 83 Ayten SEZER Osmanli Doneminde Misyonerlik Faaliyetleri 2 27 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Islahat Fermani Fikret KARAMAN Misyoner Hareketlerinin Dunu ve Bugunu Fatma UREKLI Tanzimat Donemi Osmanli Egitim Sistemi ve Kurumlari 5 olu kirik baglanti Sabri AKDENIZ Misyonerlik Idris YUCEL Bir Misyonerlik Uygulamasinin Teorisi ve Pratigi Urfa Amerikan Korler Okulu 1902 1914 Cumhuriyet Tarihi Arastirmalari Dergisi CTAD Sayi 14 Guz 2011 Idris YUCEL A Missionary Society at the Crossroad American Missionaries on the Eve of the Turkish Republic Cumhuriyet Tarihi Arastirmalari Dergisi CTAD Sayi 15 Bahar 2012 6 Idris YUCEL An Overview of Religious Medicine in the Near East Mission Hospitals of the American Board in Asia Minor 1880 1923 Journal for the Study of Religions and Ideologies Vol 14 Issue 40 Spring 2015 7 Idris YUCEL Yabanci Okullar ve Kulturel Milliyetcilik Bursa Amerikan Kiz Koleji Tanassur Hadisesi 1928 Belleten 2016 Cilt 80 Sayi 287 8 Dis baglantilarDr Ayten Sezer Osmanli dan Cumhuriyet e Misyonerlerin Turkiye deki Egitim ve Ogretim Faaliyetleri