Hadis eleştirisi, İslam peygamberi Muhammed'in söz, eylem, sessiz onaylarından oluşan ve kanonlaştırılmış İslamî literatür türünün eleştirisidir.
Müslümanların Muhammed'e itaat etmelerini söyleyen Nur: 54, Âl-i İmrân: 32 gibi ayetlerdeki emirler ve "İçinizden Allah'ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır." (Ahzâb: 21) şeklindeki ayetler nedeniyle ana akım İslam mezhepleri için hadisler dikkate değer bir öneme sahiptir. Ana akım İslam, "sünnet"in -Muhammed'in öğretileri ve yaptıklarının- Kur'an gibi itaat edilmesi gereken ilahi bir vahiy olduğunu savunur. Ayrıca, İslamî hukuk kurallarının (şeriat) "büyük çoğunluğu" Kur'an'dan ziyade hadislerden türetilmiştir.
Klasik hadis ilimi, sahte rivayetleri ayıklamak ve klasik hadis koleksiyonlarında derlenen "sağlam" veya sahîh hadislerin bir çekirdeğini oluşturmak için geliştirilmiştir. Ancak bazı Müslüman düşünürler ve İslam ekolleri, bu çabaların yeterince ileri düzeye gitmediğini iddia etmektedir. Şikayetleri arasında, başlangıçta her nesilde hadislerin sayısında şüphe uyandıracak derecede büyük bir artış olduğu, çok sayıda hadisin birbiriyle çeliştiği ve İslam hukukunun birincil kaynağı olarak konulma statüsünün sahte hadislerin yaratılmasını motive ettiği şeklindedir.
Hadis araştırma tekniklerini kabul eden, ancak şeriat yasasını güncellemek ve yeniden kurmak için daha "titiz bir uygulamaya" ihtiyaç olduğuna inanan Selefî Kasîmiler;sünnete uymanın önemli, ancak sadece bir avuç mütevatir hadisi kabul etmek için yeterince güvenilir bir temele sahip olduğuna inanan 19. yüzyıl modernisti Seyyid Ahmed Han; hadislerin sünnetin bir parçası olmadığına ve Müslümanların uyması gereken kuralların tamamen Kur'an'da yer aldığına inanan 20. yüzyıl modernistleri ve gibi tarih boyunca hadisleri inkâr edenler bulunmaktadır. Ayrıca bu tür hadis eleştirileri İslam'ın Altın Çağı yıllarına kadar uzanmakta, bu çağda hadis kullanımına Al-Nevevî, Vâsıl bin Atâ, İbrahim Nazzam, Dırâr bin Amr, , Cahiz gibi önemli İslam alimleri ya karşı çıkmış ya da tenkit etmiştir.
Hadislerde Şafii'nin önemi
İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden yaklaşık bir buçuk yüzyıl sonra başlayan en eski İslam hukuk ekolleri ve alimlerinin tümü, sünnet ve onun temeli olan hadisler konusunda pek de hemfikir değildi. Çünkü erken dönemde "hadis" ifadesi, diğer erken dönem Müslümanlarının sözleri veya yaptıklarına ilişkin rivayetlere atıfta bulunmak için kullanılabilmekteydi.
Ehl-i Re'y olarak bilinen hukukçu âlimler, Peygamber'in sünnetini birçok hukuk kaynağından yalnızca biri olarak görüyorlardı; diğer kaynaklar ise hâlifeler ve önde gelen ilk Müslümanların gelenekleridir. Ehl-i kelam olarak bilinen spekülatif teologlar ise hadislerin otoritesini reddettiler. Bunlar; Muhammed'in sözleri, eylemleri ve sessiz onaylarını anlatan bir buçuk asırlık rivayetlerinin doğruluğundan emin olmanın hiçbir yolu olmadığını düşündüler.
Klasik İslam anlayışında Muhammed'in hadislerinin önem kazanmasına, Şâfiî fıkıh okulunun kurucusu olan El-Şâfiî'nin (MS 767-820) yol verdiği düşünülmektedir.El-Şâfiî, hadisleri şöyle yüceltmiştir:
"Diğerlerine ait rivayetlerin Peygamber'den gelen bir hadisi tasdik etmesi ya da karşıtlık oluşturmasının bir önemi yoktur. Eğer diğer kimseler, Peygamber'den gelen hadisi bilselerdi, ona uyarlardı."
ve gibi bilim insanları İslam fıkhında Muhammed'in hadislerinin önceliği konusunda Müslümanlar arasında bir fikir birliği olmadığını öne sürmektedir. Alman yazar , Şafii'nin yazılarında sürekli olarak kendi noktasında ısrar etme ihtiyacı hissetmesini, onun ara sıra sapan sapkınları azarlaması olarak değil, kendisini ihtiyaç duyduğu, henüz Ortodoks doktrin hâline gelmemiş anlayışını kurma çalışması olarak görmektedir.
Hadisler, İslam'ın üçüncü yüzyılına kadar sözlü aktarım yoluyla aktarılmıştı. Bazı kesimler, hadislerin Muhammed'in gerçek öğreti ve davranışlarını özgünlük ve ruh açısından ne kadar doğru takip ettiklerini sorguladı. Ancak Şâfiîlik mezhebinin kurucusu olan El-Şafii, basit bir açıklama kullanarak Müslümanların hadise uymaları gerektiğini şöyle savundu: "Allah, müminlere Peygamber'e itaat etmelerini emrettikten sonra, buna mutlaka bir araç koymuş olmalıdır."
Şafiilikte sünnet ve onun kayıtları olan hadisler, İslam hukukunun (şeriat) temeli kabul edilmekle kalmadı, aynı zamanda ilahî birer vahiy kabul edildi. Kur'an'da hukukla ilgili ayetlerin sayısı nispeten azdır; oysa Şafii'ye göre hadisler gusül, abdest, namaz gibi dini yükümlülüklerdenkölelere iyilik ve selâmın önemine kadar her konuda ayrıntılı yön vermekteydi.
Amerikalı Müslüman araştırmacı 'a göre, İslam inancının teoloji ve hukuk sistemleri öncelikle Kur'an'dan türetilmedi. Muhammed'in sünneti ikinci, fakat çok daha detaylı yaşayan bir kutsal kitaptı ve sonraki Müslüman alimler bu nedenle sık sık Peygamber'den "İki Vahyin Sahibi" olarak söz edeceklerdi.
Şâfiî o kadar başarılı oldu ki, daha sonraki hadis eleştirmenleri Şafii'nin çağdaşlarına benzer bir şekilde -yalnızca- tek vahyin sadece Kur'an olduğunu söyleyebildiler ve hadislerin içeriğine yönelik ciddi bir karşı çıkış yapamadılar.
Hadis ilminin yöntemi
Hileli rivayetleri ayıklamak ve sahih hadis çekirdeğini oluşturma görevi, klasik İslam hadis bilimi tarafından üstlenilir. Bu ilim İslam'ın üçüncü asrında, yani Şafii'nin ölümünden yaklaşık bir asır sonra, hadis koleksiyonlarının derlenmesiyle olgun bir sistem hâline geldi ya da "son aşamasına" girdi.
Hadis sahihliğini değerlendiren bu ayrıntılı disiplin sistemin kurulması birkaç nedenden dolayı önemliydi: İslam'ın üçüncü yüzyılından sonra Eş-Şâfiî'nin doktrininin zaferi, Peygamber'in sünnetinin yüceliğini tartışmasız hâle getirdi. Hadislere İslam hukukunun birincil kaynakları statüsü verilmesi, onlara siyasi / teolojik çatışmalarda "ideolojik" araçlar olarak büyük güçler verdi. Hadislerin 100-150 yıl boyunca sözlü olarak nakledilmesi, İslam'ın üçüncü asrının klasik hadis koleksiyonları derlenene kadar, bir hadisin nakil zincirini doğrulayacak yazılı herhangi bir belge olmaması gibi sebeplerle "büyük çapta sahtecilik gerçekleşti" ve bu da rivayetlerinin ilahi meşruiyetinin baltalanması tehdidini ortaya çıkardı.
Ölçeğin ne kadar büyük olduğuna dair bir fikir, belki de en ünlü hadis koleksiyoncusu olan Muhammed Buhârî'nin yaklaşık 600.000 rivayeti incelediği ve yaklaşık 7400 dışında hepsini elediği rivayetinden çıkarılabilir. Bunlardan bir kısmı da küçük farklılıklarla birbirinin tekrarından oluşuyordu.
Hadisin sıhhatine karar verme sistemi, hadis araştırmalarında üç kritere dayanmaktadır:
- Bir rivayetin diğer nakilcilerden gelen diğer benzer haberler ile desteklenip desteklenmediği. (Bu tür mütevatir hadisler güvenilirdi, ancak çok nadirdi.)
- Tek bir isnat zinciri ile hadis iletenlerin "karakter ve kapasite bakımından güvenilirliği". (Bu kriter, Peygamber'in sahâbe denilen yoldaşları için geçerli değildi; çünkü inanca göre onların karakterleri ve yetkinlikleri, Muhammed ile olan "doğrudan ilişkileri sayesinde" garanti altına alınmıştır.)
- İletim zincirlerinin sürekliliği.
Hadis değerlendirmeleri, neredeyse "yalnızca" hadisin isnadı üzerine yapılırdı, içeriği (metin) üzerine değil.
İlim-i hadis veya tenkit eserleri, İslam'ın üçüncü yüzyılının önemli hadis koleksiyonlarında bulunur. Sünni Müslümanlar için bu, "Kütüb-i Sitte" olarak anılan hadis koleksiyonudur. Bu koleksiyon içerisinde "Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim, Sünen-i Ebu Davud, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Nesâî ve Sünen-i İbn Mace" adlı kitaplar bulunur.
Müslümanların hadis eleştirisi tarihi
İslam'da hadis toplama veya kullanmaya dönük eleştiriler; Şafii'nin anlayışının fikir birliğine dönüştüğü erken dönemde ehl-i kelam ve Mutezile ve yüzyıllar sonra İslam'ı yeniden canlandırmaya çalışan ehl-i Kur'an ve Seyyid Ahmed Han ile Muhammed İkbal gibi bilginler tarafından ileri sürüldü. Ayrıca Ignác Goldziher ve gibi Batılı âlimler de 19. yüzyıldan itibaren hadis ilmini eleştirmişlerdir.
Erken eleştiriler
Hadis tenkitinin sistematik uygulaması, "kontrolden çıkmış" bir durum yaratan "çok sayıda uydurma hadis" ortaya çıktığında Ebu Hanife (MS 699-767) ile başladı. Ancak hadis çalışmaları ve hadis tenkiti, entelektüel ata olarak onunla başlamamıştı. Çağdaşları olan Mâlik bin Enes (ö. 795) ve Şafii (ö. 820) aynı zamanda "ciddi hadis eleştirmenleri" idiler.Sünni İslam'daki klasik sahih hadis koleksiyonlarının en ünlüsü olan Sahih-i Buhari, MS 846 civarında tamamlandı. Hadis çalışmaları, İslam'ın üçüncü yüzyılında, klasik hadis koleksiyonlarının derlenmesiyle olgun bir sistem hâline geldi ve son aşamasına girdi. Otantik hadis kitaplarının yazarlarının sonuncusu En-Nesâî'dir (ö. 915).
Kelâmcılar
Pakistanlı bilgin 'a göre hadis ilminin, öneminin ve sahihliğinin sorgulanması, Şafii'nin İslam hukukunda Muhammed'in bir hadisinin nihai otoritesini tesis ettiği İslam'ın ikinci yüzyılına kadar gitmektedir. Ehl-i kelam olarak bilinen muhalif bir grup, hadisçilerin de dahil olduğu hadisin "naklen güvenilirliğinden" şüphe duyarak, hadisçilerin hem yöntemini hem de onların çalışma sonuçlarını eleştirdiler. Onlara göre râvîlerin niteliklerinin değerlendirilmesi "tamamen keyfi" ve hadis koleksiyonları "çelişkili, küfürlü ve saçma rivayetlerle" doluydu.
Kelamcılar, Müslümanların Peygamber'i örnek almaları gerektiğinden şüphe duymadılar, ancak onun "gerçek mirasının", hadisin hükümran olmasına izin vermekte değil, -her şeyden önce- "her şeyin bir açıklamasını" (Kur'an 16:89) içinde bulunduran Kur'an'ı takip etmekte bulunduğunu savundular. Eğer Kur'an'da bir soruya atıfta bulunulmamış ise, Ehl-i kelam mensupları onu "Allah tarafından kasten düzenlenmemiş olarak bırakılmış" olarak değerlendirme eğilimindeydiler.Kur'an'ın, kendisine uyulacak Kitab'ı "hikmet" ile birlikte zikrettiğini (Kur'an 4:113, Kur'an 2:231, Kur'an 33:34), hikmetin de hadisin değil, "Kitab'ın belirli hükümlerinin" başka bir adı olduğunu ifade ettiler. Mutezile
MS 8.-10. yüzyıllarda Basra ve Bağdat'ta gelişen benzer bir grup olan Mu'tezile de Peygamber sünnetinin aktarımını yeterince güvenilir olarak görmedi. Onlara göre Hadis, sadece tahmin ve varsayımdan ibaretken, Kur'an tam ve mükemmeldi ve Hadis'in veya başka herhangi bir kitabın onu desteklemesi veya tamamlamasına ihtiyaç yoktu."
Raşa El Omari'ye göre, Mutezileciler hadislerin "ideolojik polemiklerde araç olarak" kötüye kullanıma açık olduğuna, sadece isnadın değil, hadisin içeriğinin de doktrin ve açıklık açısından incelenmesi gerektiğine inanıyorlardı. Hadislerin geçerli olması için, bunların "bir tür tevâtürle ", yani her biri farklı bir sahabe ile başlayan çok sayıda isnad zinciriyle desteklenmesi gerekirdi.
, mütevatir (çok sayıda ravi zinciri aracılığıyla nakledilen hadis) ve ahad (tek zincirli hadisler, yani hemen hemen tüm hadisler) ve bunların hukuk teorisyeni açısından önemi hakkında yazan ortaçağ âlimi Al-Nevevi (1233– 1277)nin, mütevatir olmayan herhangi bir hadisin sadece muhtemel olduğunu ve mütevatir bir hadisin ulaşabileceği kesinlik seviyesine ulaşamayacağını savunuyordu. İbnü's-Salah (ö. 1245), el-Ansari (MS 1707) ve İbn 'Abd al-Şakur (MS 1810) gibi bilim adamları, mütevatir hadisleri "sekiz veya dokuzdan fazla olmayan" sayılarla ifade ettiler.
Birçok rivayete göre Mutezile düşünce okulunun kurucusu olan Vasil b. 'Ata (Ms700-748), birbirinden bağımsız 4 aktarım zinciri ile bir haberin doğruluğunun dair kanıtlanabileceğini ileri sürdü. Onun varsayımına göre, tek kişiye dayanan haberlerin aksine bir yalan haberi üretmede 4 farklı râvi arasında bir anlaşma olamayacağıydı. Vâsil'in tevâtür kabulü, bir olayın gerçekten meydana geldiğine dair delil olarak hukuki tanık kavramından ilham almış görünüyor. Ebu'l-Huzeyl el-Allâf (ö. 227/841), tevatürü kanıt olarak kabul ediyor, ancak bunun için en az birinin mü'min olması şartıyla, ravi sayısının yirmi olmasını öneriyor.
Akıl ve Kuran dışındaki herhangi bir bilgi kaynağına karşı en güçlü şüphecilik İbrahim en-Nazzam (c. 775 – c. 845)'a aitti. Ona göre bilgiye ulaşmak için hem tekil hem de mütevatir rivayetlere güvenilemezdi.
Çelişkili hadisleri aktardı ve neden reddedilmeleri gerektiğini gösterdi: hem hatalı insan hafızasına hem de önyargıya dayanıyorlardı.
En-Nazâm, ahad haberde hadislerin çeşitli teolojik mezheplerin ve hukukçuların polemiklerini desteklemek için yayıldığı ve tek başına hiçbir râvinin bir hadisin içeriğini değiştirme şüphesinin üzerinde tutulamayacağı yönündeki daha büyük iddiası ile hadisin güvenilirliğine ilişkin itirazını güçlendirdi.
En-Naẓẓām'ın şüpheciliği, ister tek, ister mütevatir olsun, bir haberin olası doğrulanmasını dışlamaktan çok daha fazlasını içeriyordu. Onun duruşu aynı zamanda, tekli haberi doğrulamak için tasarlanmış klasik Mutezile kriterleri konsensüsünü de dışladı (aşağıya bakınız). Bu tutumu Mu'tezile arkadaşları arasında bile kendisine özel bir ifade kazandırdı.
Modern çağ
Daniel Brown'a göre, 19. yüzyıl İslam alimi Seyyid Ahmed Han ve sonraki eserlerde "Müslümanların hadislerin sıhhati tartışmalarına hakim olan üç konu" şu şekilde sıralanmıştır:
- Peygamber'in sahabelerinin adalet'i, yani hadis râvileri olarak karakter ve yetkinliklerinin onu görmekle nasıl garanti altına alınabileceği,
- Hadislerin nasıl korunduğu ve nakledildiği (ve bunun toplanan hadislerin bozulmasını önleyecek kadar güvenilirlikte olması,
- Sahih ve sahte hadisleri ayırt etmede isnad tenkidinin etkinliği.
Şafiî ve klasik hadisçilerin aksine 20. yüzyılın hem muhafazakar dirilişçileri hem de liberal modernistleri,, "Sünnetin Kuran ışığında yeniden eleştirilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğine" inandılar.
İhya hareketleri
Rasyonalistlerin aksine Şah Veliyullah Dehlevi, Şibli Nomani, Reşid Rıza, Cemaleddin el-Kasimi, Ebul A'la Mevdudi El-Gazzâlî gibi dirilişçi ekolü temsil ediyorlardı.
Peygamber'in otoritesine, klasik hadis tenkidi ilkelerine, şeriatın gerekliliğine ve hadisleri inkâr etmenin utancına şiddetle inanırlar; fakat aynı zamanda klasik hadis külliyatlarının (klasik hadis tenkidinin ürünü oldukları farzedilmelerine rağmen) tahrif edilmiş hadislerin ortadan kaldırılması için yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine de inanıyorlardı. Klasik alimlerce ihmal edilen metin incelemesinin yapılması ve sonuçların şeriat hukukunu yeniden formüle etmek için kullanılması gerektiğine inandılar.
18. yüzyılda, (1703-1762), Babür imparatorluğu çökerken Hindistan'daki Müslüman gücünün düşüşünü tersine çevirmeye çalıştı. Müslüman egemenliğini yeniden kurmak için cihadı vaaz etti. Aynı zamanda orijinal kaynakların incelenmediği ve içtihatın uygulanmadığı klasik hukuka düşüncesizce itaat (taklid) ve yeniliğe (bid'at) karşı dini bir canlanmayla da ilgilendi.
"Hadis çalışmasının yeniden canlandırılması, programının merkezinde yer aldı." Hadis uzmanlarının geleneksel olarak görmezden geldiği hadis içeriğini incelemeye, tanık olduklarının "anlamını" anlamayan ravilerin neden olduğu hadisler ve fıkıh arasındaki açık çelişkileri gidermeye çalıştı.
20. yüzyılın sonlarında, Selefi dirilişçiler Şibli Numani, Raşid Rıza, Ebul A'la Mevdudi ve Muhammed el-Gazali de İslam'ı yeniden hakimiyete kavuşturma ve özellikle Şeriatı, sömürgecilik ve modernitenin "laik, Batı esinli hukuk kodları" ile değiştirilmeden önce İslam topraklarının hukukuna geri döndürmeyi amaçladılar. Aynı zamanda, Şeriat'ın restorasyonunun, kaynaklara geri dönmeyi, kaynakların nasıl "yorumlanacağı ve anlaşılacağı" ve hadislerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği konusunda anlaşmayı gerektiren "bir formülasyon" gerektirdiği konusunda anlaştılar.
Şibli Numani (1857-1914), geleneksel Hadis ilminin, çalışmayı hukuk alimlerinin katılımının gerektiği göz ardı ederek hata yaptığını, bunun yerine Hadis koleksiyoncularının (muhaddis) hakim olduğunu savundu.
Hukuk ilmini uygulamak, hadis muhtevasını (metn) bir bütün olarak, "şeriat bağlamında" ruhu ve ilgisi açısından İslam hukuk alimlerinin yöntemine göre incelemeyi ve "akıl, insan doğası ve tarihsel koşullarla" bağdaşmayan" bozuk hadisleri ayıklamayı içeriyordu. Hadis toplayıcıları hadis âlimleri değil, hadis "mühendislerine", yani İslam fıkıh âlimlerine hammadde sağlayan "işçiler"e benziyorlardı.Ebul A'la Mevdudi (1903-1979), metnin ihmal edilmesinin hadis koleksiyonerlerinin "yanlış gelen gelenekleri" kabul etmesine ve "doğru görünen gelenekleri" reddetmesine neden olduğunu savundu. "
Mevdudi ayrıca, "soylu sahabeler bile insan zayıflıklarına yenik düşerek, birbirlerine saldırıyor" diyerek, sahabelerin ravi olarak güvenilirliği sorununu gündeme getirdi ve sahabeler arasındaki ihtilafları şöyle aktardı:
"İbn Ömer, Ebu Hureyre'yi yalancı olarak nitelendirdi; Aişe, Enes'i Peygamber döneminde henüz bir çocukken hadis naklettiği için eleştirirken, Hasan b. Ali, hem İbn Ömer'i hem de İbn Zübeyr'i yalancı olarak nitelendirdi."
Mevdudi'nin eleştirisi, ilk nesil Müslümanların ahlaki karakterinin ('adalet) kınanmaz olduğu şeklindeki toptancı hadis doktrini ile çatışıyordu. Mevdudi, hadislerin İslam hukukunda ölçülü bir şekilde kullanılması veya hiç kullanılmaması gerektiğini düşünen modernistlere şiddetle karşı çıksa da, görüşleri nedeniyle geleneksel ulemanın saldırısına uğradı.
Yusuf el-Karadavi (1926 doğumlu) sünnetle çalışmak için "üç temel ilke" önerdi:
- "Klasik tenkid araçları" kullanılarak hadisin "güvenilirlik ve sıhhati"nin tahkiki;
- Hadisin "gerçek mânâ ve maksadını" anlamak için hadisin "olay veya söylenişi"nin şartları, "oluş sebepleri", "Kur'an ayetleri ve diğer hadisler arasındaki yeri" incelenmeli;
- Kendileriyle çelişmediğinden emin olmak için hadislerin "diğer daha güvenilir metinler" ile karşılaştırılması. Kuran'ın üstünlüğü
20. yüzyılın hem muhafazakar dirilişçilerini hem de liberal modernistlerini Şafiî ve klasik hadis tenkidinden ayıran bir konu, Eş-Şâfiî'nin inandığı gibi "Sünnetin Kur'an'a hükmetmesi" değil "Sünnet'in Kuran'ın ışığı" altında yeniden yorumlanmasıydı.
20. yüzyılda bir başka dirilişçi (1917-1996), "izole" Hadislerin yeniden incelenmesini ve onların "otoritenin daha yüksek ilkelerine" tabi olmaları gerektiğini öne sürdü. Bunlar, mütevatir rivayetler, cemaat uygulaması ve "en önemlisi Kur'an" dan oluşmalıydı. Şafii ve klasik alimler "Kur'an'da Sünnetin hüküm sürdüğü" görüşündeyken, Gazali (Şibli, Raşid Rıza ve Mevdudi) Kur'an'ın hadislerin "hakikiliğinin en yüksek hakemi" olması gerektiğine inanıyordu. Rıza, "Kur'an ile çelişen tüm geleneklerin, aktarım zincirlerinden bağımsız olarak atılması gerektiğini savundu". İki kaynak arasındaki çatışma örnekleri
- Sığır eti tüketiminin haram olup olmadığı, (Kur'an yemeye izin verdi, ancak muhaddith Muhammed Nasiruddin al-Albani bir hadisi aktararak yasakladı.)
- Gayrimüslim birinin öldürülmesinin, tıpkı bir Müslümanın öldürülmesi gibi -kısas ile cezalandırılması gerektiği. (Suudi Arabistan'da gayrimüslim bir mühendis saldırıya uğrayıp öldürüldüğünde, bir dini kadı - la yuqtalu muslimun fi kafirin hadisini gerekçe göstererek, katiline kısas uygulanamayacağına hükmetti . Muhammed el-Gazali'ye göre, bu, Kuran'ın insan haysiyeti ilkesine aykırıydı, ancak başkaları bunu Kuran'a aykırı bulmadılar.
Modernistler
Seyyid Ahmed Han gibi on dokuzuncu yüzyıl İngiliz Raj'ındaki modernistler, Batı'nın sömürgeciliği ve Müslüman güçlerin gerilemesi ile daha fazla bilim anlayışı ve aklın uygulanması yoluyla başa çıkmaya çalıştılar. Şeriat hukuku da dahil olmak üzere bazı doktrinlerin eşit haklar, barış içinde bir arada yaşama ve düşünce özgürlüğü gibi modern normlar lehine yeniden yorumlanmasını tercih ettiler.
Ahmed Han daha sonra ünlü akademisyenler Ignaz Goldziher ve Joseph Schacht'ın yapacağı gibi birçok rivayetin tarihselliğini ve gerçekliğini sorguladı. Hadislerin anlam bozulmasını rivayete bağladı ve "Kur'an'dan bağımsız bir inanç için güvenilir bir temel" olarak sadece mütevatir hadislere "inandı".
Ahmed Han, muhaddis'lerin metin tenkidini ihmal ettiği iddiasının öncülerinden biriydi ;"hadis ravilerinin "güvenilirliğini incelemenin" zorluklarıyla karşılaştılar., hadis muhtevasını inceleme işine “hiçbir zaman yanaşmadılar”.
Ahmed Han'ın öğrencisi Çirağ Ali, daha da ileri giderek, neredeyse tüm hadislerin uydurma olduğunu öne sürdü.Muhammed İkbal, hadisleri toptan reddetmemesine rağmen, bağlam ve koşullu olarak sınırlı kullanımını savundu. İkbal'in bir öğrencisi olan de, eğer hadisler Kuranda olduğu gibi ilahi vahiy ise, Muhammed veya takipçileri tarafından neden "ne yazıldı, ne ezberlendi, ne de sistematik olarak toplanıp saklandılar" diye soruyor.
Muhammed Tevfik Sıdkı (ö. 1920) hiçbir hadisin "çok sayıda saçma veya yoz geleneğin sızmasına izin verecek kadar zaman geçmeden kaydedilmediğini" savundu.
Jonathan AC Brown'a göre, Sünni hadis geleneğinin "açık ara en etkili Modernist eleştirisi", Mahmud Ebu Reyya adlı Mısırlı Raşid Rıza'nın bir müridinden gelmişti. Ebu Reyya, Adwa'ala al-Sunna al-Muhammadiyya adlı kitabında Mütevatir olmayan hadislerin, Ebu Hureyre gibi güvenilmez ravilerin sahih hadis koleksiyonlarını kirletmesine izin verdiğine işaret ederek İslam'ın temelinin yalnızca "Kur'an, akıl ve Peygamber'in tartışmasız güvenilir mütevatir açıklamaları" olması gerektiğini savundu. Ahmed Han gibi o da hadisin tahrifini, tam lafzından ziyade kıssanın anlamı/anlamına göre rivayete bağlamıştır.
Modernistler de dirilişçiler gibi Kuran'ın üstünlüğünü vurguladılar. Seyyid Ahmed Han'ın hadislerin tahrif edilmesi konusundaki endişesi, onu "Kur'an'ı, Peygamber hakkındaki diğer bilgilerin sınanması gereken en yüksek standart olarak görmesine yol açmıştı Reşid Rıza, iletim zincirlerinden bağımsız olarak "tüm hadislerin Kuran'la "değişken" olması gerektiğini savundu. Onu takiben Taha Hüseyin ve Muhammed Hüseyin Heykel gibi aydınlar da Kuran'ın hadisleri geçersiz kıldığını savundu. İslam hukukunun temeli olarak hadislerin tamamen reddedilmesi
Kuran'ın üstünlüğünün savunulması, yukarıda bahsedilen Ehl-i Kelam düşüncesine benziyordu.
Muhammed Tevfik Sıdkı, el-Menar dergisinde 'el-İslam huwa ul-Qur'an Wahdahu' ('İslam sadece Kuran'dır) başlıklı bir makalede: " insana farz olan Allah'ın Kitabından öteye geçmez. . . . Eğer din için Kuran'dan başka bir şey gerekli olsaydı," "Peygamber onun yazılı olarak kaydedilmesini emreder, Allah ta onun muhafazasını garanti ederdi" der.
Metin Eleştirisi
Buhari ve diğer geleneksel hadis alimlerinin hadisi sahih "çekirdeği"ne kadar daraltmakta başarılı olup olmadıkları tartışmalıdır. Ortaçağ hukukçusu ve hadis alimi Nevevi, birçok alimin Sahih-i Buhari ve Sahih -i Müslim gibi en sahih iki hadis koleksiyonunda bile bu hadis kolleksiyonerleri tarafından konulan şartları karşılamayan " birçok hadis keşfettiğini" yazdı. Joseph Schacht, "klasik külliyatın bile, muhtemelen gerçek olamayacak pek çok rivayet içerdiğini" ileri sürer.
Gazali, Al-Qanun al-kulli fi t-ta'wil adlı eserinde, gördüğü bir dizi problem hakkında isimsiz bir kişiden gelen problemleri ele almaktadır; Örneğin: "Şeytan birinizin damarlarında dolaşıyor" "şeytanlar gübre ve kemikten beslenirler" ve "Cennetin eni gök ve yer kadardır" gibi, eğer öyleyse cennet için bunun kadar başka bir yer olmalı?
Mutezile'nin bu ve benzeri hadislere itirazları Sünnî alimler tarafından "aklı ilahi kitaba tabi kılmamaktan kaynaklanan bir hatalar" olarak reddedilmişti. On beşinci yüzyıl bilgini İbn Hacer el-Askalani şu hadisle
- "Tanrı Adem'i yarattığında ve o altmış kol boyundaydı" ve Adem düştü ve "insanlık o zamandan beri küçülmeye devam etti" karşılaştı.
Askalani hadisin sıhhatinden şüphe ettiğini kendisinin gördüğü kayalıklardan oyulmuş evlerin eski sakinlerinin, kendi zamanının insanlarıyla yaklaşık olarak aynı büyüklükte insanlar olması gerektiğini kaydetti ve "bu güne kadar bu sorunu nasıl çözeceğimi bulamadım" diye dürüstçe itiraf etti".
Eleştirmenler, Şafii sonrası dönemde peygamberin söyleyeceği sözlere daha az benzer, birinin hadis uydurmayı meşrulaştırması onaylayan hadislerden şikayet ederler. Örneğin;
- (Bana isnat edilen) Kur'an'a uygun sözleri ben söylesem de söylemesem de bana döndürün' ve
- 'Ne kadar güzel sözler varsa, onlar ben söyledim.'(bana aittir)
Joseph Schacht, çelişkili çok sayıda hadisin, başka "bir hadis tarafından desteklenen aykırı doktrini veya uygulamayı çürütmek amacıyla" polemik olarak uydurulmuş hadisler olduğunu savunuyor. Birbiriyle çelişiyormuş gibi görünen hadisler
Mutezile'nin kusurlu bulduğu hadis mensuplarından bazı örnekler şunlardır:
"Kalbinde hardal tanesi kadar kibir (kibir) olan kimse cennete girmeyecektir. Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan kimse cehenneme girmeyecektir."
"La ilahe illallah'a iman edip bu halde ölen ve zina ve hırsızlık yapmasına rağmen cennete girmeyen hiçbir kul yoktur."
Hadisler, Tanrı'nın zina ve hırsızlığı bir gurur zerresinden daha az ciddiye aldığını söylüyordu.
Peygamber'in ayakta idrar yapıp yapmadığı konusunda hadisler de birbiriyle çelişmektedir: Huzeyfe:
- Allah Resulü'nün bazı insanların gübreliğine geldiğini ve orada ayakta idrar yaptığını gördüm.
Ömer':
- "Resulullah beni ayakta idrar yaparken gördü ve: "Ey Ömer, ayakta idrar yapma" buyurdu. Bundan sonra da ayakta idrar yapmadım."
Bilimle çelişir görünenler
, 19. ve 20. yüzyılın bazı eğitimli dindar Müslümanları için özellikle rahatsız edici hadisleri anlatır.
Sahih-i Buhari'den bir hadis, astronomi bilgisi ile çelişiyor gibiydi:
- "... Peygamber, "Ey Ebu Zerr! Güneşin nerede battığını biliyor musun?" . . . . O (Allah'ın) arşının altına gider ve secde eder; Ve bu, Allah'ın Sözüdür. . ." JAC Brown şöyle yazıyor:
Dizleri veya eklemleri olmayan bir küre olan güneş nasıl secde eder? Müslüman bilginler de Aristo ve Agustin gibi dünyanın küre olduğunu biliyorlardı. Namaz vakitlerini hesaplarken, güneşin her zaman bir yerlerde göründüğünü, enlem ve boylamlara bağlı olarak farklı zamanlarda doğup battığını fark etmişlerdi. Tanrı'nın tahtının önünde secdeye gitmek için ne zaman vakit buluyordu?
Sahih-i Buhari'deki diğer
- "Şeytan ezanı işitince 'kaçar, osurur'."
Bu, bir başka Mısırlı Mahmud Ebu Reyya'yı da hadisleri sorgulamaya kışkırttı.
Sahte hadislerin varlığına ilişkin argümanlar ve açıklamalar
Sahih hadisin bile yozlaştığına inanan ve hadis kullanımına sınırlamalar öneren bilim adamları arasında erken dönemde Nazzam (775 – 845), İbni Sa'd (784 – 845), Nevevi (1233 – 1277), İbni Hacer (1372 – 1449), Seyyid Ahmed Han (1817 – 1898), Muhammed İkbal (1877 – 1938); ve Batı'dan Ignác Goldziher, Joseph Schacht ve GHA Juynboll (ve günümüzde Israr Ahmed Han) gibi bilim adamları bulunuyor. Geleneksel hadis ilmindeki kusurlar
Pek çok eleştirmene göre, hadisin tabii hukukla ve diğer hadislerle çelişkileri, geleneksel hadis alimlerinin tüm sahte hadisleri bulamadıklarını ve yöntemlerinde bir yanlışlık olması gerektiğini gösteriyordu
Ancak bu, münekkitlerin, bilim adamlarının üzerinde durdukları, rivayet edilen râvilerin mahiyeti ve kapasitesi hakkındaki varsayılan bilgisi ile hadis rivayetinin geleneksel değerlendirmesini kabul ettikleri anlamına gelmiyordu; "Bırakın uzun zaman önce ölmüş olanları, yaşayan insanların karakterini değerlendirmek bile yeterince zorken" râvilerin ("'ilmü'r-ricâl") karakterinin incelenmesi nasıl tam bir bilim olabilirdi? Ravilere ilişkin bilgiler kıttı ve çoğu zaman çelişkiliydi, münafıklar çok zeki olabilirdi, "ilgili tüm bilgilerin toplandığına dair hiçbir güvence yoktu, ve bir hadis yanlışlandığında onun râvileri hakkındaki (güvenilir adamdır gibi) değendirmeler de çöpe gitmez miydi?
Eğer bir hadisin içeriği uydurulabiliyorsa, neden râviler zinciri uydurulmasın? Bu, geleneksel hadis alimlerinin "tamamen küçümsediği" bir konuydu ve Daniel Brown'a göre klasik hadis tenkidine karşı "belki de en ciddi meydan okuma"ydı.
Sahtecilerin bu zincirleri "sahteliklerini gizlemek için" uydurduklarını bildiğimiz halde, bir hadis "nakil zincirine göre güvenilir" olarak değerlendirilebilir di? Her şeyden önce "kişinin kendi bilgisini en saygın otoritelere atfetmesi" yönünde güçlü bir dürtü vardı. Yozlaşmaya dair motivasyonlar/açıklamalar
Bernard Lewis'e göre, "İslam'ın ilk yüzyıllarında, bir davayı, bir görüşü ya da bir hizbi teşvik etmenin, Peygamber'in uygun bir eylemini ya da sözünü alıntılamaktan daha iyi bir yolu olamazdı." Bu hadis uydurmak için güçlü bir teşvikti.
Daniel W. Brown'un Ahmed Khan ve Şibli Numani'den yaptığı alıntıya göre, Buhari ve Müslim'in sahih hadislerinin bile tahrif edilmesinin başlıca sebepleri şunlardır:
- Siyasi çatışmalar,
- Mezhepçi önyargı, ve
- Orijinal (bi'l-lafẓ) aktarım yerine altta yatan anlamı (bi'l-ma'nā) verme arzusu. Diğer eleştiriler
Hadislerdeki tartışılmaz çelişkilere ek olarak, bazı sahih hadislerin yanlışlanması ve İslam hukukunun kaynağı olarak yüksek bir konum verilmemesinin nedenleri vardır:
- Kudsî hadisler dışındaki hadisler Kur'an'daki gibi nazil olmamış ve kelimesi kelimesine (bi'l-lafẓ) nakledilmemişlerdi. Genellikle söylenenlerin anlamını veya özünü vererek aktarıldılar.
- Kuran'ın aksine, sünnet/hadis, Muhammed'in ölümünden bir asır sonrasına kadar "yazılı olarak muhafaza edilmemişlerdi". Bu, eğer hadis ilahi ise, neden ilk Müslümanlara onu Kur'anda olduğu gibi yazmaları emrinin verilmediği ve yazılara ne kadar fesat ve/veya yanlışın girdiği sorusuna açar. Muhammed'in hadis yazılmasını yasaklamış olması, onun sonraki Müslümanlar için "bağlayıcı olmadığını" göstermez miydi?
- İslam hukuku/Şeriat, Müslümanların namusunu, malını ve hayatını içerir ve bu nedenle kaynakları, bir "bilgi kesinliği" sağlayarak en yüksek standartlarda tutulmalıdır. Şeriatın birincil kaynağı olan hadisler, hasen ve zayif hadislerin üzerinde derecelendirilen "sahih" hadisler olarak tanımlanır. Ancak, Mütevatir hadisin yaptığı "kesin bilgi"yi sağlamazlar.
Hadis biçimindeki sünnetin ilahilik bakımından Kur'an standardının gerisinde kaldığına dair diğer argümanlar şunlardır:
Güvenilmez nakilciler
Ortodoks hadis çalışmalarının hadislerin sahihliğini doğrulamak için kullandığı birincil araç, hadisin râviler zinciridir. Ancak (hatalı hafıza veya manipülasyonla bozulma olasılığı daha az olan) en eski hadis koleksiyonlarında isnad "ilkel", daha sonraki "klasik" hadis koleksiyonlarında bulunan isnadlar genellikle "mükemmel"di. Bu da kaliteli isnad zinciri ile hadisin sahihliği arasındaki doğrusal bir ilişki olmadığını gösteriyordu.
Jonathan AC Brown'un kaydettiğine göre, Mahmoud Abu Rayya, hadislerin Peygamber'in güvenilir sahabelerinden nakledilmesi sorununa dikkat çekti. Ebu Hureyre, "binlerce hadisi" insanlara aktaran, ancak Müslüman cemaatine Peygamber'in vefatından sadece üç yıl önce katılan, "en verimli" hadis rivayetçisiydi ve bu, başından beri Muhammed'le birlikte olan arkadaşlarından çok daha fazlaydı. Ebu Reyya ve diğerleri, Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği binlerce hadisi duymuş olabileceği veya detaylarda rivayet ettiği hadislerin manalarını karıştırmayacak kadar bilgili olabileceğini düşünmemektedir. (Ebu Hureyre'nin isr'ailiyyat' a takıntılı olduğu da biliniyordu.
Bazı rivayetlere göre, Halife Ömer, Nebevi sözlerin sistematik olarak belgelenmesini yasaklamış, ancak kendisi de Peygamber tarafından verilen hükümleri belgeleyen mektuplar da göndermişti.
Emevilerin, Ali'ye saldıran ve hanedan kurucusu Muaviye'yi öven hadis sahtekarlıkları devlet destekliydi. (Ayrıca bakınızː Muaviye ve Süfyani maddeleri)
Abbasiler - "birbirini takip eden her hükümdarın saltanatını" öngören (mucize) hadisleri dolaşıma soktular. Mesleği uydurma hadisleri süzgeçten geçirmek olan hadisçiler bile, uygun gördükleri yolda uydurma hadisleri tedavüle çıkardılar - örneğin Nuh b. Meryem "Kur'an'ı öven sahte hadisler aktarıyordu".
Diğer dinlerin etkisi
Bilginlerin İsrâiliyyat adını verdiği hikâyeler, kaynağın Yahudi / İsrail geleneğini olduğunu işaret etse de, bunlar Hristiyanlık veya Zerdüştlük gibi diğer dinlerden aktarım hikâyeler de olabilmekteydi. Modern öncesi bazı bilim adamları, onları tefsirde coşkuyla kullanırken, diğerleri kullanımlarını kınadı. Modern zamanlarda onlar İslam dışı olarak eleştirildiler.
Mahmud Ebu Reyya (ö. 1970), 1958'de yayınlanan Adwa' al-sunna al-muhammadiyya adlı kitabında sahih olduğuna inanılan hadislerle Muhammed'e atfedilenlerin birçoğunun Yahudi bilgeliği olduğunu ifade etti.
Hadis ve Yahudi etkileri arasında bir ilişki olduğunu belirten en eski Batılı bilgin, "" Kütüb-i Sitte adlı altı kitabın çoğunun ve hadis literatürünün birçok bölümü Talmud'dan alındığını ifade eden Fransız Oryantalist Barthélemy d'Herbelot (ö. 1695) idi.
(Talmud, Muhammed'in doğumundan en az bir yüzyıl önce MS 2. ve 5. yüzyıllar arasında, Kudüs ve şimdiki Irak'ta kaydedildi).
Daha sonra Aloys Sprenger (d. 1893), Ignaz Goldziher (d. 1921) gibi birçok oryantalist bu yönde eleştirilere devam etti.
Ayrıntılı bir çalışma, WR Taylor'ın "Al‐Bukhārī and the Haggadah " adlı eseridir. Taylor, Sahih-i Buhari'deki bazı hadisleri "Talmud ve Midraş'tan haggad metinleri" ile karşılaştırıyor ve "hadislerin Talmud ve Midraş'tan alındığı" sonucuna varıyor. Taylor, büyük miktarda Yahudi "sözlü bilgi, anlatı, hikaye ve folklorik bilginin", Talmud ve Mişna'nın transkripsiyonu yoluyla İslam ve özel olarak hadis literatürüne girdiğini savundu.
Arap Yarımadası'nda yaşayan Yahudilerin yanı sıra kilise babaları ve Hristiyan cemaati."
Diğer akademisyenler, hadis için farklı dini etkiler bulurlar: Franz Buhl, hadisi İranlı Zerdüşt bir arka planla, David Samuel Margoliouth, apokrif İncil'ler ile ilişkilendirir. Alfred Guillaume ise genel bir Hristiyan etkisine daha fazla vurgu yapar.
Ortodoks tepki
Muhafazakarlar, nesiller boyu sözlü aktarımın yozlaşmanın meydana gelmesine izin verdiği yönündeki eleştirilere karşı, güvenilir olmayanın sözlü nakil değil, yazılı nakil olduğunu savundular. Onlara göre sözlü aktarım, "yaşayan tanıklar tarafından onaylanmadıkça" "çok az değeri" olan "münferit yazılı belgelerden üstündü". Buna karşılık, sözlü aktarımın güvenilirliği "Arapların olağanüstü hatıraları tarafından güvence altına alınmıştı".
Ortodoks Müslümanlar, sahte hadislerin varlığını inkâr etmezler, ancak hadis alimlerinin çalışmaları sayesinde bu sahte hadislerin büyük ölçüde ortadan kaldırıldığına inanırlar.“Sünnetin sadece Muhammed'den nakledilen örnekler olarak anlaşılması gerektiği önermesinin kurucusu" olan eş-Şafii, “Kur'anın müminlere Peygambere itaat etmelerini emrettiği” (Ahzab 33:21) ve "Gerçekten sizin, Allah'ı ve ahiret gününü umarak Allah'ı zikreden herkes için Allah'ın elçisinde güzel bir örnek vardır" gibi ayetlerle "Tanrı kesinlikle bunun için gerekli araçları sağlamış olmalı" savını ileri sürdü. Hadisler baştan itibaren sahtecilik açısından değerlendirilmişti ve yalan hadis sayısı abartılıyordu. Hadis ilmi de öyle bir mükemmelliğe ulaştı ki, "artık hiçbir ek araştırmaya gerek yok"tu. Ayrıca hadisin kullanımını eleştiren hadisleri alıntılayan münekkitler, "onun otoritesini argüman için meşru bir dayanak olarak zımnen kabul etmekte" ve dolayısıyla kendileriyle çelişmekteydiler.
Ortodoks hadis çalışmalarının savunucusu Bilal Ali göre, " muhaddithin tarafından son bin yıldır uygulanmakta olan hadis tenkidi yöntemi, ... modern oryantalist yaklaşımlardan çok daha bilimsel ve kesindir." Batı'nın hadis eleştirisini çürütmeye çalışan geleneksel İslam alimleri arasında Mustafa el-Siba'i ve Muhammed Mustafa El-A'zami bulunmaktadır .
Bazı Batılı akademisyenler de bu "revizyonist" yaklaşımı bir bütün olarak eleştirdiler. Harald Motzki.
Jonathan Brown'a göre Joseph Schacht ve GHA Juynboll'un erken dönem hadis ve hukuk çalışmaları İslam toplumunun doğuşundan kalma olasılığından çok daha olası olmayan bir dizi tesadüfe inanmasını isteyen, şüpheci varsayımlara dayanan, "inandırıcı bir şekilde" sadece küçük ve seçilmiş bir kaynaklar bütünü"ne dayanıyordu.
Önde gelen bir muhafazakar fetva sitesi olan, tarafından denetlenen Selefi sitesi IslamQA, bir hadisi "inkar eden ve inkarda ısrar eden" birinin, aksini yapmadıkça kendilerini "ağır bir tehlikeye" maruz bıraktığını belirtmektedir.
- Reddettikleri hadisin özü ile bir Kur'an metninde zikredilen arasında "anlamda açık ve net, neshedilmemiş" "tam bir çelişki" bulmaları,
- Hadisteki "metinde bahsedilen hataya yol açabilecek isnad bağlantılarından birinde bir zayıflık" görmek,
- ve hadisi reddetmelerinin "kişisel bir görüş ... doğru veya yanlış olabilir" olduğunu belirtirler.
Batılıların görüşleri
Batılı alimler, Müslüman İslam alimleri gibi hadis hakkında "belirli kaygılardan" bazılarına sahiptiler, ancak onların Müslümanların meseleler üzerindeki tartışmaları üzerinde "sadece ara sıra" "doğrudan bir etkisi" oldu.
"Oryantalist" hadis çalışmaları dönemi Ignác Goldziher (1850–1921) ve Joseph Schacht (1902-1969) ve onların "iki etkili ve kurucu eseri" ile başladı.
Goldziher, hadisin sıhhatinin "eleştirel çalışmasını başlatır" ve Wael B. Hallaq'a göre "Nebevî hadislerin büyük çoğunluğunun Peygamber'in ait olduklarını iddia ettikleri zamanına değil, çok daha sonraki dönemlere delil teşkil ettiği" sonucuna varır. Schacht Goldziher'in eleştirel çalışmasını geliştirir.
John Esposito, "Modern Batılı bilimin, hadislerin tarihselliğini ve gerçekliğini ciddi bir şekilde sorguladığını" belirterek, "Schacht "722'den önce geçerli rivayetlere dair hiçbir kanıt bulamaz" ve bundan Sünnetin Peygamberin söz ve eylemlerinden değil, daha sonraki apokrif materyallerden oluştuğu sonucuna vardı" kaydını düşer.
Wael B. Hallaq'a göre, 1999'dan itibaren Batı'da hadislerin sıhhatine yönelik ilmî tavır üç yaklaşım benimsemiştir:
Schacht, anıtsal eserini 1950'de yayımladığından beri, özgünlük meselesinde bilimsel söylem çoğaldı. Üç grup bilim insanı tanımlanabilir: biri, onun vardığı sonuçları doğrulamaya çalışan ve zaman zaman bunların ötesine geçenler; bir diğeri onu çürütmeye çalışanlar ve üçüncüsü ikisi arasında orta bir konum yaratmaya çalışanlar. John Wansbrough ve Michael Cook birinci kampa, Nabia Abbott, F. Sezgin, M. Azami, Gregor Schoeler ve Johann Fück ikinci kampa aitler. Motzki, D. Santillana, GH Juynboll, Fazlur Rahman ve James Robson ortada pozisyon alıyor.
Henry Preserved Smith ve Ignác Goldziher de hadisin güvenilirliğine meydan okudular, Smith'e göre "sahtecilik veya geleneklerin icadı çok erken başladı" ve "birçok rivayet, dış görünüşe göre doğrulanmış olsa bile, iç sahtecilik kanıtı taşıyor" du.
Goldziher, "Avrupalı eleştirmenler, hadislerin yalnızca çok küçük bir bölümünün Muhammed ve onun yakın takipçileri döneminde İslam'ın gerçek bir kaydı olarak kabul edilebileceğini düşünüyorlar" diye yazıyor.
Goldziher, Mohammedan Studies adlı eserinde: "İslam'ın siyasi ya da doktrinel olsun, hararetle tartışılan konuları arasında, çeşitli görüşlerin savunucularının, hepsi heybetli isnadlarla donatılmış çok sayıda hadisten bir tanesini alıntılayamayacakları hiçbir konu olmaması şaşırtıcı değildir" der.
Muhammed'in hadislerinin yaygın kullanımının peygamberin ölümünden sonraki nesillere kadar uzandığı doktrini konusunda şüphe uyandıran tarihçi , en eski İslam alimlerinden ikisinin yardımcılarından alıntı yapıyor:
- Abdullah ibn Ömer (ö.693, toplam 2.630 rivâyetle ikinci en çok hadis ravisi olduğu söylenen, ikinci halifenin oğlu) ile bir sene oturdum ve onu peygamberden bir şey naklederken duymadım.
- " Cabir ibn Zeyd'in (ö. 720) 'Peygamber şöyle dedi...' dediğini hiç duymadım ama buradaki genç adamlar bunu saatte yirmi defa söylüyorlar".
Tarihçi Robert G. Hoyland'a göre Emeviler döneminde sadece merkezi hükûmetin kanun yapmasına izin verilmişti. Din alimleri ise hadislerin kendilerine Peygamberden nakledildiğini iddiasıyla buna meydan okumaya başladılar. Hoyland, İslami kaynakların İslam tarihinin (yazıldıkları dönemin) doğru temsilcileri savunur. Alman Oryantalist Gregor Schoeler şöyle yazıyor:
"O (Hoyland), İslami olmayan kaynakların erken İslam tarihinin alternatif bir kaydını ortaya koymada pek yeterli olmadığını gösteriyordu; tam tersine, sıklıkla İslami kaynaklarla aynı fikirde ve onları tamamlıyorlar.
Bernard Lewis, "bazı siyasi amaçlara hizmet etmek için tasarlanmış yeni hadislerin yaratılmasının kendi zamanımıza kadar devam ettiğini" yazıyor.
Birinci Körfez Savaşı sırasında 15 Aralık 1990'da günlük Filistin gazetesi Al-Nahar'da, geniş çaplı tirajı olan bir "rivayet" Peygamber'in "Franklar çölde Sadim adında bir adama karşı Mısır'la birleşecek ve onlardan hiçbiri geri dönmeyecek" öngörüsüyle yayınlanır.
isnadlar
Rıza Aslan, Schacht'ın özdeyişini aktarır: 'İsnad ne kadar mükemmelse, o kadar geçtir' ve Aslan der; "tuhaf ama doğru".
GHA Juynboll'a göre, "isnad müessesesi peygamberin vefatından kabaca üç çeyrek asır sonra ortaya çıktı" ve ondan önce hadisler ve "efsanevi kısaslar rastgele ve çoğunlukla anonim olarak nakledilirdi. İsnad ortaya çıktığında, yeni şartlara göre eski isimler eklendi. Bunun için çoğu zaman tanınmış tarihi şahsiyetlerin isimleri seçildi, ancak daha sık olarak, henüz mükemmellikten uzak olan isnadlardaki isimler hayali şahısların isimleriydi . . ."
Patricia Crone," sonraki hadislerde kusursuz isnad vardı, ancak bunların uydurma olma olasılığı daha yüksekti" diyerek bu görüşe katılıyor. O, çünkü uydurmanın ne zaman başladığını bilmediğimizi, bu sebeple sahih hadislerin bir "çekirdeği"ni elde etmenin mümkün olmadığını ifade ediyor.
Buhari'nin [ö.870] Peygamber'e atfedilen toplam 600.000 hadisi incelediği söylenmektedir; 7000'i (tekrarlar dahil) korudu veya başka bir deyişle, 593.000'i asılsız olarak reddetti. İbn Hanbel [ö.855] benzer sayıda hadisi inceledi, yaklaşık 570.000'i reddetmiş olmalı ki, koleksiyonu 30.000'dir (yine tekrarlar dahil). İbn Hanbel'in rivayetlerinden 1.710'u İbni Abbas tarafından nakledilmiştir. Ancak bir bilgin, İbn Abbas'ın Peygamber'den yalnızca dokuz, bir diğeri on hadis işitmiş olabileceğini düşündü. İbni Abbas'ın on hadisinin sahih olduğunu kabul etsek bile, onları 1.710'luk havuzda nasıl tespit edeceğiz?
Joseph Schacht, onlarca yıllık "büyüme, geri oluşum ve yanal yayılmaya" maruz kaldıkları için sahte hadisleri ortadan kaldırmada etkisiz olduğuna kendisi ve diğerlerinin inandıkları "hadislerin teknik eleştirisinin.... esas olarak isnadların tenkidine dayandığını" belirtir.
- İsnad ve Metin değil
NL Coulson, "Müslüman alimlerin Hadis sahteciliği olasılığının farkında olmalarına rağmen, onların sıhhat testlerinin, rivayetin nakil zincirinin dikkatli bir incelemesiyle sınırlı olduğuna işaret eder. "Zincirin kesintisiz olması ve bireysel halkalarının güvenilir kişiler sayılması şartıyla, hadis bağlayıcı bir kanun olarak kabul edilmiştir. Dini inancın kendi terimleriyle, raporun içeriğinin sorgulanması söz konusu olamaz: çünkü bu, ilahi vahyin özüydü ve bu nedenle herhangi bir yasal veya tarihsel eleştiriye açık değildi.
Schacht, Şafii'den, şunları aktarır: 'Eğer bir hadisin Peygamber'den geldiği tasdik edilirse, biz ona boyun eğmeliyiz, sizin ve diğerlerinin bunun hakkında konuşmanız nasıl ve niçin olursa olsun, bir hatadır. . ."
Goldziher, isnadlar için, "İçindekilerin kıymetinin takdiri, isnadın doğruluğuna bağlıdır. . . . Müslüman eleştirmenler en kaba anakronizmler için bile hiçbir duyguya sahip değildiler. . . Rivayetler sadece dış görünüşü incelenirdi" der.
- Biyografik değerlendirme
İsnadlara yönelik bir başka eleştiri de, râvilerin ahlaki ve zihinsel kapasitelerini değerlendiren biyografik değerlendirmelerin ("'ilmü'r-ricâl") etkinliğiydi.
John Wansbrough, "iç çelişkileri, anonim ve keyfi yapıları" nedeniyle isnadların kabul edilmemesi gerektiğini savunuyor: hadis ravilerinin çoğu hakkında biyografik değerlendirmelerde bulunanlar dışında herhangi bir bilginin bulunmaması, bunların "tarihsel projeksiyonlar", yani sonraki raviler tarafından uydurulmuş isimler olup olmadığı sorusunu gündeme getirir.
Kaynakça
- ^ Encyclopedia of Islam. Infobase Publishing. 2009. ss. 278-279. ISBN . 10 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Mayıs 2020.
- ^ [Kur'an 24:54]
- ^ [Kur'an 33:21])
- ^ : p. 117
- ^ a b c The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 152. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ a b c d The End of Modern History in the Middle East. Hoover Institution Press. 2011. ss. 79-80. ISBN . 15 Ekim 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Mart 2018. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "EMHME-80" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ : p. 31
- ^ : p. 36, 42
- ^ : p. 48
- ^ : p. 42
- ^ Bihar’ul- Envar, c. 8, s. 309
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Mart 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Temmuz 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Temmuz 2022.
- ^ http://www.cemilkilic.com/makale-37-1-bir-efsanenin-yikilisi-mirac-ve-isra-gercegi.html 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 4. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ : p. 13-14
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 1. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 12. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ "Introduction. Kitab Ikhtilaf Malid wal-Shafi'i". Kitab al-Umm vol. vii.
- ^ a b c d : p. 98
- ^ a b c : p. 15
- ^ : p. 203
- ^ : p. 168
- ^ : p. 229
- ^ : p. 18
- ^ Juynboll, G.H.A., “Some New Ideas on the Development of Sunna as a Technical Term in Early Islam”, Jerusalem Studies in Arabic and Islam 10 (1987): p. 108, cited in Rethinking tradition in modern Islamic thought. Cambridge University Press. 1996. s. 10. ISBN . 21 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Mayıs 2018.
- ^ : p. 51
- ^ a b : p. 94
- ^ a b c : p. 83
- ^ : p. 18
- ^ : p. 93
- ^ a b c Hadith: Muhammad's Legacy in the Medieval and Modern World (Foundations of Islam series). . 2009. s. 32. ISBN .
- ^ a b c d : p. 110
- ^ a b c : p. 82
- ^ : p. 6-42
- ^ a b c : p. 114
- ^ Shiblī, Sīrat al-Nuʿmān, 155; cited in : p. 114
- ^ a b c d : p. 14
- ^ a b : p. 15-6
- ^ Musa, ibid, pp. 36–37; taken from Abdur Rab, ibid, p. 199.
- ^ "Muʿtazilah ISLAM". Encyclopaedia Britannica. 21 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Nisan 2020.
- ^ Azami, M. A., Studies in Hadith Methodology and Literature 8 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . [1977], Islamic Book Trust, Kuala Lumpur, 92; cited in Akbarally Meherally, Myths and Realities of Hadith – A Critical Study, (published by Mostmerciful.com Publishers), Burnaby, BC, Canada, 6; available at http://www.mostmerciful.com/Hadithbook-sectionone.htm 13 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; excerpted from Abdur Rab, ibid, p. 200.
- ^ see: Ḍirār b. ʿAmr (d. 728/815) In his al-Taḥrīsh wa-l-irjāʾ
- ^ a b "3. Concept of Sunna in Mu'tazilite Thought.". The Sunna and its Status in Islamic Law: The Search for a Sound Hadith. Springer. 2015. s. 65. ISBN . Erişim tarihi: 29 Mart 2018.
- ^ a b "The Authenticity of Prophetic Ḥadîth: A Pseudo-Problem" (PDF). Studia Islamica. 89 (89): 75-90. 1999. doi:10.2307/1596086. 10 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 30 Mart 2018. Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (); Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() Kaynak hatası: Geçersiz<ref>
etiketi: "wael" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Racha El-Omari, "Accommodation and Resistance: Classical Muʿtazilites on Ḥadīth" in , Vol. 71, No. 2 (October 2012), pp. 234-235
- ^ a b : p. 85
- ^ a b : p. 119-120
- ^ a b c d e : p. 113
- ^ : p. 115
- ^ : p. 114-6
- ^ : p. 22-4
- ^ : p. 24
- ^ : p. 109
- ^ : p. 109, 111
- ^ : p. 111
- ^ a b : p. 114-5
- ^ a b : p. 116
- ^ Maududi, Abul A'la, Tafhimat (16th edition, Lahore, 1989), 356
- ^ Maudūdī, Abū al-ʿAlā, Tafhīmāt, 16th edition, Lahore, 1989, 359
- ^ : p. 86-7
- ^ a b c Qaraḍāwī, Kayfa nata ʿāmalu maʿ al-sunna, 33-34; quoted in : p. 125
- ^ a b : p. 117
- ^ : p. 119
- ^ a b : p. 120
- ^ al-Ghazali, al-Sunna al-nabawiyya, 25
- ^ : p. 117-8
- ^ "Islamic Modernism and Islamic Revival". Oxford Islamic Studies online. 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Aralık 2020.
- ^ Esposito, John L, Islam – The Straight Path, Oxford University Press, 1991, p. 134.
- ^ a b D.W. Brown, Rethinking tradition in modern Islamic thought, 1996: p. 36
- ^ Aḥmad Khān, Maqālāt, XI, 419; cited in DWBRTMIT1996:97>: p. 97
- ^ The Quraniyun of the Twentieth Century. Masters Assertion (PDF). September 2006. 29 Mart 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 28 Mart 2018.
- ^ "IQBAL AND HADITH". 1 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mart 2015.
- ^ Parwez, Ghulam Ahmed, Salim ke nam khutut, Karachi, 1953, Vol. 1, 43; cited in : p. 54
- ^ also cited in Abdur Rab, op.cit, p. 202.
- ^ Sidqi, Muhammad Tawfiq, "al-Islam huwa al-Qur'an wahdahu," al-Manar 9 (1906), 515; cited in : p. 88-89
- ^ a b c Hadith: Muhammad's Legacy in the Medieval and Modern World. OneWorld publications. 2009. ISBN . 10 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Haziran 2018. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "Brown-2009" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ : p. 89
- ^ al-Manar 12(1911): 693-99; cited in Juynboll, Authenticity, 30; cited in : p. 120
- ^ Musa, ibid, pp. 36–37; taken from Abdur Rab, ibid, p. 199.
- ^ Musa, Aisha Y., Hadith as Scripture: Discussions on the Authority of Prophetic Traditions in Islam, Palgrave Macmillan, New York, 2008, p. 6.
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. ss. 4-5. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ : p. 98-100
- ^ : p. 99
- ^ : p. 100
- ^ "Sahih al-Bukhari » Prophets. Book 60, Hadiths 1-2". sunnah.com. 28 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Mayıs 2020.
- ^ : p. 71
- ^ Goldziher, I., "Muhammedanische Studien", 2 volumes, 1889-1890, ii 49, from Jahiz and Ibn Maja
- ^ quoted in The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. ss. 253-54.
- ^ a b : p. 106-107
- ^ "Sahih al-Bukhari » Oppressions - كتاب المظالم » Hadith 2471". sunnah.com. 21 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Haziran 2022.
- ^ "Sunan Ibn Majah » The Book of Purification and its Sunnah - كتاب الطهارة وسننها » Hadith 308". sunnah.com. 21 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Haziran 2022.
- ^ "Sahih al-Bukhari. Beginning of Creation. 4) Chapter: Characteristic of the sun and the moon. Sahih al-Bukhari 3199; In-book reference : Book 59, Hadith 10; USC-MSA web (English) reference : Vol. 4, Book 54, Hadith 421". Sunnah.com. 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ a b c : p. 70
- ^ : p. 95
- ^ Authentication of Hadith: Redefining the Criteria. 2010. s. 121. ISBN . 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022.
- ^ : p. 96
- ^ Mawdudi, Tafhimat, 357, cited and in quotes from : p. 97
- ^ Jayajuri, Muhammad Aslam, ʿIlm-i-hadith (Lahore, n.d.), 26; cited and in quotes from : p. 98
- ^ : p. 134
- ^ a b : p. 52-3
- ^ Abu al-ʿAlā Mawdūdī, Tarjumaān al-Qurʾān 56, 6 Manṣib-i-risālat nambar (1961): 193; quoted in : p. 53
- ^ : p. 91
- ^ : p. 52
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 163. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ Mahmoud Abu Rayya, Lights on the Muhammadan Sunna (Adwa` `ala al-Sunna al-Muhammadiyya
- ^ "Sahih al-Bukhari 5828". 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Mayıs 2021.
- ^ Jayajuri, Muhammad Aslam, ʿIlm-i-hadith (Lahore, n.d.), 15; cited in and quotes from : p. 96
- ^ Jayajuri, Muhammad Aslam, ʿIlm-i-hadith (Lahore, n.d.), 18; cited in and quotes from : p. 96
- ^ Isabel Lang Intertextualität als hermeneutischer Zugang zur Auslegung des Korans: Eine Betrachtung am Beispiel der Verwendung von Israiliyyat in der Rezeption der Davidserzählung in Sure 38: 21-25 Logos Verlag Berlin GmbH, 31.12.2015 p. 30 (German)
- ^ Cleveland (January 2015). "Ahmad Baba al-Timbukti and his Islamic critique of racial slavery in the Maghrib". The Journal of North African Studies. 20 (1): 42-64. doi:10.1080/13629387.2014.983825. Erişim tarihi: 16 Haziran 2020.
- ^ Karen Bauer Gender Hierarchy in the Qur'an: Medieval Interpretations, Modern Responses Cambridge University Press 2015 p. 115.
- ^ Isabel Lang Intertextualität als hermeneutischer Zugang zur Auslegung des Korans: Eine Betrachtung am Beispiel der Verwendung von Israiliyyat in der Rezeption der Davidserzählung in Sure 38: 21-25 Logos Verlag Berlin GmbH, 31.12.2015 p. 21-25 (German)
- ^ Jonathan A.C. Brown, Misquoting Muhammad: The Challenge and Choices of Interpreting the Prophet's Legacy, (2014), p. 69
- ^ Jeffrey T. Kenney, Islam in the Modern World, Routledge (2013), p. 21
- ^ "Religions. The Talmud". BBC. 19 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2020.
- ^ Özcan Hıdır, "Discussions on the Influence of the Judeo‐Christian Culture on Hadiths" in The Journal of Rotterdam Islamic and Social Sciences, Vol. 1, No. 1, 2010, pp. 2-5
- ^ Muhammad Fahim Uthmani, Hifazat-o-hujjiyyat-i-hadith (Lahore, 1979), 133; Mawdudi, Sunnat ki a'ini haithiyyat, 159 : cited in and quotations from : p. 90
- ^ Nasr, Seyyed Vali Reza. "Shi'ism", 1988. p. 35.
- ^ "Role, Importance And Authenticity Of The Hadith". Mawrid.org. 2 Nisan 2015. 29 Mart 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Mart 2018.
- ^ : p. 99
- ^ : p. 100
- ^ "The Evolution of a Hadith: Transmission, Growth, and the Science of Rijal in a Hadith of Sa'd b. Abi Waqqas by Shaykh Dr. Iftikhar Zaman". attahawi.com. 2 Haziran 2009. 11 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Mayıs 2018.
- ^ Book review by of Analysing Muslim Traditions: Studies in Legal, Exegetical and Maghāzī Ḥadīth. Islamic History and Civilization, vol. 78 by Harald Motzki, Nicolet Boekhoff-van der Voort, Sean W. Anthony, Vol. 131, No. 3 (July–September 2011), p. 473
- ^ "115125: Ruling on one who rejects a saheeh hadith". Islam Question and Answer. 12 Nisan 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Nisan 2018.
- ^ ALSHEHRI (2015). "Western Works and Views On Hadith: Beginnings, Nature, and Impact". Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 46 (46): 203. doi:10.15370/muifd.41804. ISSN 1302-4973. 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022.
- ^ Islam: The Straight Path. Oxford University Press. 1998. s. 67. ISBN . Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ Wael B. Hallaq (1999). "The Authenticity of Prophetic Hadith: A Pseudo-problem". Studia Islamica. 89: 76.
- ^ "Analysis of Credibility of Hadiths and Its Influence among the Bangladeshi Youth" (PDF). BRAC University. 10 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 22 Şubat 2012. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ Siddiqi, M. Z. (1961, 2006). Hadith Literature: Its Origin, Development, Special Features and Criticism. Kuala Lumpar: Islamic Book Trust. p. 27
- ^ Ibn Sa'd (d.845), Tabaqat, ed. E. Sachau (Leiden, 1904-1940), 4.1.106, citing al-Sha'bi ('Abdullah)
- ^ a b : p. 137
- ^ Fasawi (d.890), Kitab al-Ma'rifa wa-l-ta'rikh, ed.A.D. al'Umari (Beirut, 1981), 2.15 (Jabir ibn Zayd)
- ^ Seeing Islam as others saw it : a survey and evaluation of Christian, Jewish and Zoroastrian writings on early Islam. Darwin Press. 2007. s. 549. ISBN . OCLC 255049843. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ The biography of Muh̥ammad : nature and authenticity. Uwe Vagelpohl, James E. Montgomery. Londra: Routledge. 2014. ss. 13-15. ISBN . OCLC 869264021. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ "AMERICA, THE SECOND 'AD: PROPHECIES ABOUT THE DOWNFALL OF THE UNITED STATES". mille.org. 6 Mart 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mart 2018.
- ^ No God But God : The Origins, Evolution, and Future of Islam by Reza Aslan, (Random House, 2005) p. 163
- ^ Juynboll, Muslim Tradition, p. 72-73
- ^ : p. 118
- ^ Patricia Crone, Roman, Provincial and Islamic Law (1987/2002 paperback), pp. 23–34, paperback edition
- ^ Crone, P., Roman, Provincial, and Islamic Law, p. 33
- ^ : p. 119-120
- ^ : p. 162-175; quoted in : p. 429
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford: Clarendon. 1950. s. 163.
- ^ : p. 59
- ^ The Origins of Muhammadan Jurisprudence. Oxford University Press. 1959 [1950]. s. 13. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - ^ Goldziher, I., Muslim Studies, v.2, London, 1966, 1971, pp. 140-141, quoted in : p. 117
- ^ a b : p. 430
- ^ Quranic Studies: Sources and Methods of Scriptural Interpretation. Oxford University Press. 1977.
- ^ : p. 40
Notlar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hadis elestirisi Islam peygamberi Muhammed in soz eylem sessiz onaylarindan olusan ve kanonlastirilmis Islami literatur turunun elestirisidir Muslumanlarin Muhammed e itaat etmelerini soyleyen Nur 54 Al i Imran 32 gibi ayetlerdeki emirler ve Icinizden Allah in lutfuna ve ahiret gunune umut baglayanlar Allah i cokca ananlar icin hic suphe yok ki Resulullah ta guzel bir orneklik vardir Ahzab 21 seklindeki ayetler nedeniyle ana akim Islam mezhepleri icin hadisler dikkate deger bir oneme sahiptir Ana akim Islam sunnet in Muhammed in ogretileri ve yaptiklarinin Kur an gibi itaat edilmesi gereken ilahi bir vahiy oldugunu savunur Ayrica Islami hukuk kurallarinin seriat buyuk cogunlugu Kur an dan ziyade hadislerden turetilmistir Klasik hadis ilimi sahte rivayetleri ayiklamak ve klasik hadis koleksiyonlarinda derlenen saglam veya sahih hadislerin bir cekirdegini olusturmak icin gelistirilmistir Ancak bazi Musluman dusunurler ve Islam ekolleri bu cabalarin yeterince ileri duzeye gitmedigini iddia etmektedir Sikayetleri arasinda baslangicta her nesilde hadislerin sayisinda suphe uyandiracak derecede buyuk bir artis oldugu cok sayida hadisin birbiriyle celistigi ve Islam hukukunun birincil kaynagi olarak konulma statusunun sahte hadislerin yaratilmasini motive ettigi seklindedir Hadis arastirma tekniklerini kabul eden ancak seriat yasasini guncellemek ve yeniden kurmak icin daha titiz bir uygulamaya ihtiyac olduguna inanan Selefi Kasimiler sunnete uymanin onemli ancak sadece bir avuc mutevatir hadisi kabul etmek icin yeterince guvenilir bir temele sahip olduguna inanan 19 yuzyil modernisti Seyyid Ahmed Han hadislerin sunnetin bir parcasi olmadigina ve Muslumanlarin uymasi gereken kurallarin tamamen Kur an da yer aldigina inanan 20 yuzyil modernistleri ve gibi tarih boyunca hadisleri inkar edenler bulunmaktadir Ayrica bu tur hadis elestirileri Islam in Altin Cagi yillarina kadar uzanmakta bu cagda hadis kullanimina Al Nevevi Vasil bin Ata Ibrahim Nazzam Dirar bin Amr Cahiz gibi onemli Islam alimleri ya karsi cikmis ya da tenkit etmistir Hadislerde Safii nin onemiBu tasvirde Muhammed Mirac ta Burak ve Cebrail ile birlikte cehennemi ziyaret eder ve utanmaz kadinlarin saclarini yabancilara gosterdikleri icin ebediyen cezalandirildiklarini gorur Ayrica Mirac hadislerine gore de cehennemliklerin cogu kadindir Bu rivayetlerin uydurma hadislerle Islamlastirilan Iran Zerdust efsaneleri uzerinden Islami donemde kadinin yeniden konumlandirilmasinin veya asagilanmasinin orneklerinden biri olmasi mumkundur Islam peygamberi Muhammed in olumunden yaklasik bir bucuk yuzyil sonra baslayan en eski Islam hukuk ekolleri ve alimlerinin tumu sunnet ve onun temeli olan hadisler konusunda pek de hemfikir degildi Cunku erken donemde hadis ifadesi diger erken donem Muslumanlarinin sozleri veya yaptiklarina iliskin rivayetlere atifta bulunmak icin kullanilabilmekteydi Ehl i Re y olarak bilinen hukukcu alimler Peygamber in sunnetini bircok hukuk kaynagindan yalnizca biri olarak goruyorlardi diger kaynaklar ise halifeler ve onde gelen ilk Muslumanlarin gelenekleridir Ehl i kelam olarak bilinen spekulatif teologlar ise hadislerin otoritesini reddettiler Bunlar Muhammed in sozleri eylemleri ve sessiz onaylarini anlatan bir bucuk asirlik rivayetlerinin dogrulugundan emin olmanin hicbir yolu olmadigini dusunduler Klasik Islam anlayisinda Muhammed in hadislerinin onem kazanmasina Safii fikih okulunun kurucusu olan El Safii nin MS 767 820 yol verdigi dusunulmektedir El Safii hadisleri soyle yuceltmistir Digerlerine ait rivayetlerin Peygamber den gelen bir hadisi tasdik etmesi ya da karsitlik olusturmasinin bir onemi yoktur Eger diger kimseler Peygamber den gelen hadisi bilselerdi ona uyarlardi ve gibi bilim insanlari Islam fikhinda Muhammed in hadislerinin onceligi konusunda Muslumanlar arasinda bir fikir birligi olmadigini one surmektedir Alman yazar Safii nin yazilarinda surekli olarak kendi noktasinda israr etme ihtiyaci hissetmesini onun ara sira sapan sapkinlari azarlamasi olarak degil kendisini ihtiyac duydugu henuz Ortodoks doktrin haline gelmemis anlayisini kurma calismasi olarak gormektedir 820 de Kahire de olen ve turbesi Kahire de bulunan El Safii doneminde hadisleri yuceltti Hadisler Islam in ucuncu yuzyilina kadar sozlu aktarim yoluyla aktarilmisti Bazi kesimler hadislerin Muhammed in gercek ogreti ve davranislarini ozgunluk ve ruh acisindan ne kadar dogru takip ettiklerini sorguladi Ancak Safiilik mezhebinin kurucusu olan El Safii basit bir aciklama kullanarak Muslumanlarin hadise uymalari gerektigini soyle savundu Allah muminlere Peygamber e itaat etmelerini emrettikten sonra buna mutlaka bir arac koymus olmalidir Safiilikte sunnet ve onun kayitlari olan hadisler Islam hukukunun seriat temeli kabul edilmekle kalmadi ayni zamanda ilahi birer vahiy kabul edildi Kur an da hukukla ilgili ayetlerin sayisi nispeten azdir oysa Safii ye gore hadisler gusul abdest namaz gibi dini yukumluluklerdenkolelere iyilik ve selamin onemine kadar her konuda ayrintili yon vermekteydi Amerikali Musluman arastirmaci a gore Islam inancinin teoloji ve hukuk sistemleri oncelikle Kur an dan turetilmedi Muhammed in sunneti ikinci fakat cok daha detayli yasayan bir kutsal kitapti ve sonraki Musluman alimler bu nedenle sik sik Peygamber den Iki Vahyin Sahibi olarak soz edeceklerdi Safii o kadar basarili oldu ki daha sonraki hadis elestirmenleri Safii nin cagdaslarina benzer bir sekilde yalnizca tek vahyin sadece Kur an oldugunu soyleyebildiler ve hadislerin icerigine yonelik ciddi bir karsi cikis yapamadilar Hadis ilminin yontemiHileli rivayetleri ayiklamak ve sahih hadis cekirdegini olusturma gorevi klasik Islam hadis bilimi tarafindan ustlenilir Bu ilim Islam in ucuncu asrinda yani Safii nin olumunden yaklasik bir asir sonra hadis koleksiyonlarinin derlenmesiyle olgun bir sistem haline geldi ya da son asamasina girdi Hadis sahihligini degerlendiren bu ayrintili disiplin sistemin kurulmasi birkac nedenden dolayi onemliydi Islam in ucuncu yuzyilindan sonra Es Safii nin doktrininin zaferi Peygamber in sunnetinin yuceligini tartismasiz hale getirdi Hadislere Islam hukukunun birincil kaynaklari statusu verilmesi onlara siyasi teolojik catismalarda ideolojik araclar olarak buyuk gucler verdi Hadislerin 100 150 yil boyunca sozlu olarak nakledilmesi Islam in ucuncu asrinin klasik hadis koleksiyonlari derlenene kadar bir hadisin nakil zincirini dogrulayacak yazili herhangi bir belge olmamasi gibi sebeplerle buyuk capta sahtecilik gerceklesti ve bu da rivayetlerinin ilahi mesruiyetinin baltalanmasi tehdidini ortaya cikardi Sahih i Buhari hadis kitabinin 9 ciltlik Ingilizce versiyonu Sunnilerin en cok guvendigi hadis kitabidir Olcegin ne kadar buyuk olduguna dair bir fikir belki de en unlu hadis koleksiyoncusu olan Muhammed Buhari nin yaklasik 600 000 rivayeti inceledigi ve yaklasik 7400 disinda hepsini eledigi rivayetinden cikarilabilir Bunlardan bir kismi da kucuk farkliliklarla birbirinin tekrarindan olusuyordu Hadisin sihhatine karar verme sistemi hadis arastirmalarinda uc kritere dayanmaktadir Bir rivayetin diger nakilcilerden gelen diger benzer haberler ile desteklenip desteklenmedigi Bu tur mutevatir hadisler guvenilirdi ancak cok nadirdi Tek bir isnat zinciri ile hadis iletenlerin karakter ve kapasite bakimindan guvenilirligi Bu kriter Peygamber in sahabe denilen yoldaslari icin gecerli degildi cunku inanca gore onlarin karakterleri ve yetkinlikleri Muhammed ile olan dogrudan iliskileri sayesinde garanti altina alinmistir Iletim zincirlerinin surekliligi Hadis degerlendirmeleri neredeyse yalnizca hadisin isnadi uzerine yapilirdi icerigi metin uzerine degil Ilim i hadis veya tenkit eserleri Islam in ucuncu yuzyilinin onemli hadis koleksiyonlarinda bulunur Sunni Muslumanlar icin bu Kutub i Sitte olarak anilan hadis koleksiyonudur Bu koleksiyon icerisinde Sahih i Buhari Sahih i Muslim Sunen i Ebu Davud Sunen i Tirmizi Sunen i Nesai ve Sunen i Ibn Mace adli kitaplar bulunur Muslumanlarin hadis elestirisi tarihiIslam da hadis toplama veya kullanmaya donuk elestiriler Safii nin anlayisinin fikir birligine donustugu erken donemde ehl i kelam ve Mutezile ve yuzyillar sonra Islam i yeniden canlandirmaya calisan ehl i Kur an ve Seyyid Ahmed Han ile Muhammed Ikbal gibi bilginler tarafindan ileri suruldu Ayrica Ignac Goldziher ve gibi Batili alimler de 19 yuzyildan itibaren hadis ilmini elestirmislerdir Erken elestiriler Hadis tenkitinin sistematik uygulamasi kontrolden cikmis bir durum yaratan cok sayida uydurma hadis ortaya ciktiginda Ebu Hanife MS 699 767 ile basladi Ancak hadis calismalari ve hadis tenkiti entelektuel ata olarak onunla baslamamisti Cagdaslari olan Malik bin Enes o 795 ve Safii o 820 ayni zamanda ciddi hadis elestirmenleri idiler Sunni Islam daki klasik sahih hadis koleksiyonlarinin en unlusu olan Sahih i Buhari MS 846 civarinda tamamlandi Hadis calismalari Islam in ucuncu yuzyilinda klasik hadis koleksiyonlarinin derlenmesiyle olgun bir sistem haline geldi ve son asamasina girdi Otantik hadis kitaplarinin yazarlarinin sonuncusu En Nesai dir o 915 Kelamcilar Pakistanli bilgin a gore hadis ilminin oneminin ve sahihliginin sorgulanmasi Safii nin Islam hukukunda Muhammed in bir hadisinin nihai otoritesini tesis ettigi Islam in ikinci yuzyilina kadar gitmektedir Ehl i kelam olarak bilinen muhalif bir grup hadiscilerin de dahil oldugu hadisin naklen guvenilirliginden suphe duyarak hadiscilerin hem yontemini hem de onlarin calisma sonuclarini elestirdiler Onlara gore ravilerin niteliklerinin degerlendirilmesi tamamen keyfi ve hadis koleksiyonlari celiskili kufurlu ve sacma rivayetlerle doluydu Kelamcilar Muslumanlarin Peygamber i ornek almalari gerektiginden suphe duymadilar ancak onun gercek mirasinin hadisin hukumran olmasina izin vermekte degil her seyden once her seyin bir aciklamasini Kur an 16 89 icinde bulunduran Kur an i takip etmekte bulundugunu savundular Eger Kur an da bir soruya atifta bulunulmamis ise Ehl i kelam mensuplari onu Allah tarafindan kasten duzenlenmemis olarak birakilmis olarak degerlendirme egilimindeydiler Kur an in kendisine uyulacak Kitab i hikmet ile birlikte zikrettigini Kur an 4 113 Kur an 2 231 Kur an 33 34 hikmetin de hadisin degil Kitab in belirli hukumlerinin baska bir adi oldugunu ifade ettiler Mutezile MS 8 10 yuzyillarda Basra ve Bagdat ta gelisen benzer bir grup olan Mu tezile de Peygamber sunnetinin aktarimini yeterince guvenilir olarak gormedi Onlara gore Hadis sadece tahmin ve varsayimdan ibaretken Kur an tam ve mukemmeldi ve Hadis in veya baska herhangi bir kitabin onu desteklemesi veya tamamlamasina ihtiyac yoktu Rasa El Omari ye gore Mutezileciler hadislerin ideolojik polemiklerde arac olarak kotuye kullanima acik olduguna sadece isnadin degil hadisin iceriginin de doktrin ve aciklik acisindan incelenmesi gerektigine inaniyorlardi Hadislerin gecerli olmasi icin bunlarin bir tur tevaturle yani her biri farkli bir sahabe ile baslayan cok sayida isnad zinciriyle desteklenmesi gerekirdi mutevatir cok sayida ravi zinciri araciligiyla nakledilen hadis ve ahad tek zincirli hadisler yani hemen hemen tum hadisler ve bunlarin hukuk teorisyeni acisindan onemi hakkinda yazan ortacag alimi Al Nevevi 1233 1277 nin mutevatir olmayan herhangi bir hadisin sadece muhtemel oldugunu ve mutevatir bir hadisin ulasabilecegi kesinlik seviyesine ulasamayacagini savunuyordu Ibnu s Salah o 1245 el Ansari MS 1707 ve Ibn Abd al Sakur MS 1810 gibi bilim adamlari mutevatir hadisleri sekiz veya dokuzdan fazla olmayan sayilarla ifade ettiler Bircok rivayete gore Mutezile dusunce okulunun kurucusu olan Vasil b Ata Ms700 748 birbirinden bagimsiz 4 aktarim zinciri ile bir haberin dogrulugunun dair kanitlanabilecegini ileri surdu Onun varsayimina gore tek kisiye dayanan haberlerin aksine bir yalan haberi uretmede 4 farkli ravi arasinda bir anlasma olamayacagiydi Vasil in tevatur kabulu bir olayin gercekten meydana geldigine dair delil olarak hukuki tanik kavramindan ilham almis gorunuyor Ebu l Huzeyl el Allaf o 227 841 tevaturu kanit olarak kabul ediyor ancak bunun icin en az birinin mu min olmasi sartiyla ravi sayisinin yirmi olmasini oneriyor Akil ve Kuran disindaki herhangi bir bilgi kaynagina karsi en guclu suphecilik Ibrahim en Nazzam c 775 c 845 a aitti Ona gore bilgiye ulasmak icin hem tekil hem de mutevatir rivayetlere guvenilemezdi Celiskili hadisleri aktardi ve neden reddedilmeleri gerektigini gosterdi hem hatali insan hafizasina hem de onyargiya dayaniyorlardi En Nazam ahad haberde hadislerin cesitli teolojik mezheplerin ve hukukcularin polemiklerini desteklemek icin yayildigi ve tek basina hicbir ravinin bir hadisin icerigini degistirme suphesinin uzerinde tutulamayacagi yonundeki daha buyuk iddiasi ile hadisin guvenilirligine iliskin itirazini guclendirdi En Naẓẓam in supheciligi ister tek ister mutevatir olsun bir haberin olasi dogrulanmasini dislamaktan cok daha fazlasini iceriyordu Onun durusu ayni zamanda tekli haberi dogrulamak icin tasarlanmis klasik Mutezile kriterleri konsensusunu de disladi asagiya bakiniz Bu tutumu Mu tezile arkadaslari arasinda bile kendisine ozel bir ifade kazandirdi Modern cag Daniel Brown a gore 19 yuzyil Islam alimi Seyyid Ahmed Han ve sonraki eserlerde Muslumanlarin hadislerin sihhati tartismalarina hakim olan uc konu su sekilde siralanmistir Peygamber in sahabelerinin adalet i yani hadis ravileri olarak karakter ve yetkinliklerinin onu gormekle nasil garanti altina alinabilecegi Hadislerin nasil korundugu ve nakledildigi ve bunun toplanan hadislerin bozulmasini onleyecek kadar guvenilirlikte olmasi Sahih ve sahte hadisleri ayirt etmede isnad tenkidinin etkinligi Safii ve klasik hadiscilerin aksine 20 yuzyilin hem muhafazakar diriliscileri hem de liberal modernistleri Sunnetin Kuran isiginda yeniden elestirilmesi ve degerlendirilmesi gerektigine inandilar Ihya hareketleri Rasyonalistlerin aksine Sah Veliyullah Dehlevi Sibli Nomani Resid Riza Cemaleddin el Kasimi Ebul A la Mevdudi El Gazzali gibi dirilisci ekolu temsil ediyorlardi Peygamber in otoritesine klasik hadis tenkidi ilkelerine seriatin gerekliligine ve hadisleri inkar etmenin utancina siddetle inanirlar fakat ayni zamanda klasik hadis kulliyatlarinin klasik hadis tenkidinin urunu olduklari farzedilmelerine ragmen tahrif edilmis hadislerin ortadan kaldirilmasi icin yeniden gozden gecirilmesi gerektigine de inaniyorlardi Klasik alimlerce ihmal edilen metin incelemesinin yapilmasi ve sonuclarin seriat hukukunu yeniden formule etmek icin kullanilmasi gerektigine inandilar 18 yuzyilda 1703 1762 Babur imparatorlugu cokerken Hindistan daki Musluman gucunun dususunu tersine cevirmeye calisti Musluman egemenligini yeniden kurmak icin cihadi vaaz etti Ayni zamanda orijinal kaynaklarin incelenmedigi ve ictihatin uygulanmadigi klasik hukuka dusuncesizce itaat taklid ve yenilige bid at karsi dini bir canlanmayla da ilgilendi Hadis calismasinin yeniden canlandirilmasi programinin merkezinde yer aldi Hadis uzmanlarinin geleneksel olarak gormezden geldigi hadis icerigini incelemeye tanik olduklarinin anlamini anlamayan ravilerin neden oldugu hadisler ve fikih arasindaki acik celiskileri gidermeye calisti 20 yuzyilin sonlarinda Selefi dirilisciler Sibli Numani Rasid Riza Ebul A la Mevdudi ve Muhammed el Gazali de Islam i yeniden hakimiyete kavusturma ve ozellikle Seriati somurgecilik ve modernitenin laik Bati esinli hukuk kodlari ile degistirilmeden once Islam topraklarinin hukukuna geri dondurmeyi amacladilar Ayni zamanda Seriat in restorasyonunun kaynaklara geri donmeyi kaynaklarin nasil yorumlanacagi ve anlasilacagi ve hadislerin yeniden degerlendirilmesi gerektigi konusunda anlasmayi gerektiren bir formulasyon gerektirdigi konusunda anlastilar Sibli Numani 1857 1914 geleneksel Hadis ilminin calismayi hukuk alimlerinin katiliminin gerektigi goz ardi ederek hata yaptigini bunun yerine Hadis koleksiyoncularinin muhaddis hakim oldugunu savundu Hukuk ilmini uygulamak hadis muhtevasini metn bir butun olarak seriat baglaminda ruhu ve ilgisi acisindan Islam hukuk alimlerinin yontemine gore incelemeyi ve akil insan dogasi ve tarihsel kosullarla bagdasmayan bozuk hadisleri ayiklamayi iceriyordu Hadis toplayicilari hadis alimleri degil hadis muhendislerine yani Islam fikih alimlerine hammadde saglayan isciler e benziyorlardi Ebul A la Mevdudi 1903 1979 metnin ihmal edilmesinin hadis koleksiyonerlerinin yanlis gelen gelenekleri kabul etmesine ve dogru gorunen gelenekleri reddetmesine neden oldugunu savundu Mevdudi ayrica soylu sahabeler bile insan zayifliklarina yenik duserek birbirlerine saldiriyor diyerek sahabelerin ravi olarak guvenilirligi sorununu gundeme getirdi ve sahabeler arasindaki ihtilaflari soyle aktardi Ibn Omer Ebu Hureyre yi yalanci olarak nitelendirdi Aise Enes i Peygamber doneminde henuz bir cocukken hadis naklettigi icin elestirirken Hasan b Ali hem Ibn Omer i hem de Ibn Zubeyr i yalanci olarak nitelendirdi Mevdudi nin elestirisi ilk nesil Muslumanlarin ahlaki karakterinin adalet kinanmaz oldugu seklindeki toptanci hadis doktrini ile catisiyordu Mevdudi hadislerin Islam hukukunda olculu bir sekilde kullanilmasi veya hic kullanilmamasi gerektigini dusunen modernistlere siddetle karsi ciksa da gorusleri nedeniyle geleneksel ulemanin saldirisina ugradi Yusuf el Karadavi 1926 dogumlu sunnetle calismak icin uc temel ilke onerdi Klasik tenkid araclari kullanilarak hadisin guvenilirlik ve sihhati nin tahkiki Hadisin gercek mana ve maksadini anlamak icin hadisin olay veya soylenisi nin sartlari olus sebepleri Kur an ayetleri ve diger hadisler arasindaki yeri incelenmeli Kendileriyle celismediginden emin olmak icin hadislerin diger daha guvenilir metinler ile karsilastirilmasi Kuran in ustunlugu 20 yuzyilin hem muhafazakar diriliscilerini hem de liberal modernistlerini Safii ve klasik hadis tenkidinden ayiran bir konu Es Safii nin inandigi gibi Sunnetin Kur an a hukmetmesi degil Sunnet in Kuran in isigi altinda yeniden yorumlanmasiydi 20 yuzyilda bir baska dirilisci 1917 1996 izole Hadislerin yeniden incelenmesini ve onlarin otoritenin daha yuksek ilkelerine tabi olmalari gerektigini one surdu Bunlar mutevatir rivayetler cemaat uygulamasi ve en onemlisi Kur an dan olusmaliydi Safii ve klasik alimler Kur an da Sunnetin hukum surdugu gorusundeyken Gazali Sibli Rasid Riza ve Mevdudi Kur an in hadislerin hakikiliginin en yuksek hakemi olmasi gerektigine inaniyordu Riza Kur an ile celisen tum geleneklerin aktarim zincirlerinden bagimsiz olarak atilmasi gerektigini savundu Iki kaynak arasindaki catisma ornekleri Sigir eti tuketiminin haram olup olmadigi Kur an yemeye izin verdi ancak muhaddith Muhammed Nasiruddin al Albani bir hadisi aktararak yasakladi Gayrimuslim birinin oldurulmesinin tipki bir Muslumanin oldurulmesi gibi kisas ile cezalandirilmasi gerektigi Suudi Arabistan da gayrimuslim bir muhendis saldiriya ugrayip olduruldugunde bir dini kadi la yuqtalu muslimun fi kafirin hadisini gerekce gostererek katiline kisas uygulanamayacagina hukmetti Muhammed el Gazali ye gore bu Kuran in insan haysiyeti ilkesine aykiriydi ancak baskalari bunu Kuran a aykiri bulmadilar Modernistler Seyyid Ahmed Han gibi on dokuzuncu yuzyil Ingiliz Raj indaki modernistler Bati nin somurgeciligi ve Musluman guclerin gerilemesi ile daha fazla bilim anlayisi ve aklin uygulanmasi yoluyla basa cikmaya calistilar Seriat hukuku da dahil olmak uzere bazi doktrinlerin esit haklar baris icinde bir arada yasama ve dusunce ozgurlugu gibi modern normlar lehine yeniden yorumlanmasini tercih ettiler Ahmed Han daha sonra unlu akademisyenler Ignaz Goldziher ve Joseph Schacht in yapacagi gibi bircok rivayetin tarihselligini ve gercekligini sorguladi Hadislerin anlam bozulmasini rivayete bagladi ve Kur an dan bagimsiz bir inanc icin guvenilir bir temel olarak sadece mutevatir hadislere inandi Ahmed Han muhaddis lerin metin tenkidini ihmal ettigi iddiasinin onculerinden biriydi hadis ravilerinin guvenilirligini incelemenin zorluklariyla karsilastilar hadis muhtevasini inceleme isine hicbir zaman yanasmadilar Ahmed Han in ogrencisi Cirag Ali daha da ileri giderek neredeyse tum hadislerin uydurma oldugunu one surdu Muhammed Ikbal hadisleri toptan reddetmemesine ragmen baglam ve kosullu olarak sinirli kullanimini savundu Ikbal in bir ogrencisi olan de eger hadisler Kuranda oldugu gibi ilahi vahiy ise Muhammed veya takipcileri tarafindan neden ne yazildi ne ezberlendi ne de sistematik olarak toplanip saklandilar diye soruyor Muhammed Tevfik Sidki o 1920 hicbir hadisin cok sayida sacma veya yoz gelenegin sizmasina izin verecek kadar zaman gecmeden kaydedilmedigini savundu Jonathan AC Brown a gore Sunni hadis geleneginin acik ara en etkili Modernist elestirisi Mahmud Ebu Reyya adli Misirli Rasid Riza nin bir muridinden gelmisti Ebu Reyya Adwa ala al Sunna al Muhammadiyya adli kitabinda Mutevatir olmayan hadislerin Ebu Hureyre gibi guvenilmez ravilerin sahih hadis koleksiyonlarini kirletmesine izin verdigine isaret ederek Islam in temelinin yalnizca Kur an akil ve Peygamber in tartismasiz guvenilir mutevatir aciklamalari olmasi gerektigini savundu Ahmed Han gibi o da hadisin tahrifini tam lafzindan ziyade kissanin anlami anlamina gore rivayete baglamistir Modernistler de dirilisciler gibi Kuran in ustunlugunu vurguladilar Seyyid Ahmed Han in hadislerin tahrif edilmesi konusundaki endisesi onu Kur an i Peygamber hakkindaki diger bilgilerin sinanmasi gereken en yuksek standart olarak gormesine yol acmisti Resid Riza iletim zincirlerinden bagimsiz olarak tum hadislerin Kuran la degisken olmasi gerektigini savundu Onu takiben Taha Huseyin ve Muhammed Huseyin Heykel gibi aydinlar da Kuran in hadisleri gecersiz kildigini savundu Islam hukukunun temeli olarak hadislerin tamamen reddedilmesi Kuran in ustunlugunun savunulmasi yukarida bahsedilen Ehl i Kelam dusuncesine benziyordu Muhammed Tevfik Sidki el Menar dergisinde el Islam huwa ul Qur an Wahdahu Islam sadece Kuran dir baslikli bir makalede insana farz olan Allah in Kitabindan oteye gecmez Eger din icin Kuran dan baska bir sey gerekli olsaydi Peygamber onun yazili olarak kaydedilmesini emreder Allah ta onun muhafazasini garanti ederdi der Metin ElestirisiAdem Lucas Cranach the Elder tarafindan yapilan tasvir Adem in ve ilk insanlarin 40 metre uzerinde boylari olabilir miydi Ibn Hacer el Askalani bunu sorguladi Buhari ve diger geleneksel hadis alimlerinin hadisi sahih cekirdegi ne kadar daraltmakta basarili olup olmadiklari tartismalidir Ortacag hukukcusu ve hadis alimi Nevevi bircok alimin Sahih i Buhari ve Sahih i Muslim gibi en sahih iki hadis koleksiyonunda bile bu hadis kolleksiyonerleri tarafindan konulan sartlari karsilamayan bircok hadis kesfettigini yazdi Joseph Schacht klasik kulliyatin bile muhtemelen gercek olamayacak pek cok rivayet icerdigini ileri surer Gazali Al Qanun al kulli fi t ta wil adli eserinde gordugu bir dizi problem hakkinda isimsiz bir kisiden gelen problemleri ele almaktadir Ornegin Seytan birinizin damarlarinda dolasiyor seytanlar gubre ve kemikten beslenirler ve Cennetin eni gok ve yer kadardir gibi eger oyleyse cennet icin bunun kadar baska bir yer olmali Mutezile nin bu ve benzeri hadislere itirazlari Sunni alimler tarafindan akli ilahi kitaba tabi kilmamaktan kaynaklanan bir hatalar olarak reddedilmisti On besinci yuzyil bilgini Ibn Hacer el Askalani su hadisle Tanri Adem i yarattiginda ve o altmis kol boyundaydi ve Adem dustu ve insanlik o zamandan beri kuculmeye devam etti karsilasti Askalani hadisin sihhatinden suphe ettigini kendisinin gordugu kayaliklardan oyulmus evlerin eski sakinlerinin kendi zamaninin insanlariyla yaklasik olarak ayni buyuklukte insanlar olmasi gerektigini kaydetti ve bu gune kadar bu sorunu nasil cozecegimi bulamadim diye durustce itiraf etti Elestirmenler Safii sonrasi donemde peygamberin soyleyecegi sozlere daha az benzer birinin hadis uydurmayi mesrulastirmasi onaylayan hadislerden sikayet ederler Ornegin Bana isnat edilen Kur an a uygun sozleri ben soylesem de soylemesem de bana dondurun ve Ne kadar guzel sozler varsa onlar ben soyledim bana aittir Joseph Schacht celiskili cok sayida hadisin baska bir hadis tarafindan desteklenen aykiri doktrini veya uygulamayi curutmek amaciyla polemik olarak uydurulmus hadisler oldugunu savunuyor Birbiriyle celisiyormus gibi gorunen hadisler Mutezile nin kusurlu buldugu hadis mensuplarindan bazi ornekler sunlardir Kalbinde hardal tanesi kadar kibir kibir olan kimse cennete girmeyecektir Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan kimse cehenneme girmeyecektir La ilahe illallah a iman edip bu halde olen ve zina ve hirsizlik yapmasina ragmen cennete girmeyen hicbir kul yoktur Hadisler Tanri nin zina ve hirsizligi bir gurur zerresinden daha az ciddiye aldigini soyluyordu Peygamber in ayakta idrar yapip yapmadigi konusunda hadisler de birbiriyle celismektedir Huzeyfe Allah Resulu nun bazi insanlarin gubreligine geldigini ve orada ayakta idrar yaptigini gordum Omer Resulullah beni ayakta idrar yaparken gordu ve Ey Omer ayakta idrar yapma buyurdu Bundan sonra da ayakta idrar yapmadim Bilimle celisir gorunenler 19 ve 20 yuzyilin bazi egitimli dindar Muslumanlari icin ozellikle rahatsiz edici hadisleri anlatir Sahih i Buhari den bir hadis astronomi bilgisi ile celisiyor gibiydi Peygamber Ey Ebu Zerr Gunesin nerede battigini biliyor musun O Allah in arsinin altina gider ve secde eder Ve bu Allah in Sozudur JAC Brown soyle yaziyor Dizleri veya eklemleri olmayan bir kure olan gunes nasil secde eder Musluman bilginler de Aristo ve Agustin gibi dunyanin kure oldugunu biliyorlardi Namaz vakitlerini hesaplarken gunesin her zaman bir yerlerde gorundugunu enlem ve boylamlara bagli olarak farkli zamanlarda dogup battigini fark etmislerdi Tanri nin tahtinin onunde secdeye gitmek icin ne zaman vakit buluyordu Sahih i Buhari deki diger Seytan ezani isitince kacar osurur Bu bir baska Misirli Mahmud Ebu Reyya yi da hadisleri sorgulamaya kiskirtti Sahte hadislerin varligina iliskin argumanlar ve aciklamalarSahih hadisin bile yozlastigina inanan ve hadis kullanimina sinirlamalar oneren bilim adamlari arasinda erken donemde Nazzam 775 845 Ibni Sa d 784 845 Nevevi 1233 1277 Ibni Hacer 1372 1449 Seyyid Ahmed Han 1817 1898 Muhammed Ikbal 1877 1938 ve Bati dan Ignac Goldziher Joseph Schacht ve GHA Juynboll ve gunumuzde Israr Ahmed Han gibi bilim adamlari bulunuyor Geleneksel hadis ilmindeki kusurlar Pek cok elestirmene gore hadisin tabii hukukla ve diger hadislerle celiskileri geleneksel hadis alimlerinin tum sahte hadisleri bulamadiklarini ve yontemlerinde bir yanlislik olmasi gerektigini gosteriyordu Ancak bu munekkitlerin bilim adamlarinin uzerinde durduklari rivayet edilen ravilerin mahiyeti ve kapasitesi hakkindaki varsayilan bilgisi ile hadis rivayetinin geleneksel degerlendirmesini kabul ettikleri anlamina gelmiyordu Birakin uzun zaman once olmus olanlari yasayan insanlarin karakterini degerlendirmek bile yeterince zorken ravilerin ilmu r rical karakterinin incelenmesi nasil tam bir bilim olabilirdi Ravilere iliskin bilgiler kitti ve cogu zaman celiskiliydi munafiklar cok zeki olabilirdi ilgili tum bilgilerin toplandigina dair hicbir guvence yoktu ve bir hadis yanlislandiginda onun ravileri hakkindaki guvenilir adamdir gibi degendirmeler de cope gitmez miydi Eger bir hadisin icerigi uydurulabiliyorsa neden raviler zinciri uydurulmasin Bu geleneksel hadis alimlerinin tamamen kucumsedigi bir konuydu ve Daniel Brown a gore klasik hadis tenkidine karsi belki de en ciddi meydan okuma ydi Sahtecilerin bu zincirleri sahteliklerini gizlemek icin uydurduklarini bildigimiz halde bir hadis nakil zincirine gore guvenilir olarak degerlendirilebilir di Her seyden once kisinin kendi bilgisini en saygin otoritelere atfetmesi yonunde guclu bir durtu vardi Yozlasmaya dair motivasyonlar aciklamalar Bernard Lewis e gore Islam in ilk yuzyillarinda bir davayi bir gorusu ya da bir hizbi tesvik etmenin Peygamber in uygun bir eylemini ya da sozunu alintilamaktan daha iyi bir yolu olamazdi Bu hadis uydurmak icin guclu bir tesvikti Daniel W Brown un Ahmed Khan ve Sibli Numani den yaptigi alintiya gore Buhari ve Muslim in sahih hadislerinin bile tahrif edilmesinin baslica sebepleri sunlardir Siyasi catismalar Mezhepci onyargi ve Orijinal bi l lafẓ aktarim yerine altta yatan anlami bi l ma na verme arzusu Diger elestiriler Hadislerdeki tartisilmaz celiskilere ek olarak bazi sahih hadislerin yanlislanmasi ve Islam hukukunun kaynagi olarak yuksek bir konum verilmemesinin nedenleri vardir Kudsi hadisler disindaki hadisler Kur an daki gibi nazil olmamis ve kelimesi kelimesine bi l lafẓ nakledilmemislerdi Genellikle soylenenlerin anlamini veya ozunu vererek aktarildilar Kuran in aksine sunnet hadis Muhammed in olumunden bir asir sonrasina kadar yazili olarak muhafaza edilmemislerdi Bu eger hadis ilahi ise neden ilk Muslumanlara onu Kur anda oldugu gibi yazmalari emrinin verilmedigi ve yazilara ne kadar fesat ve veya yanlisin girdigi sorusuna acar Muhammed in hadis yazilmasini yasaklamis olmasi onun sonraki Muslumanlar icin baglayici olmadigini gostermez miydi Islam hukuku Seriat Muslumanlarin namusunu malini ve hayatini icerir ve bu nedenle kaynaklari bir bilgi kesinligi saglayarak en yuksek standartlarda tutulmalidir Seriatin birincil kaynagi olan hadisler hasen ve zayif hadislerin uzerinde derecelendirilen sahih hadisler olarak tanimlanir Ancak Mutevatir hadisin yaptigi kesin bilgi yi saglamazlar Hadis bicimindeki sunnetin ilahilik bakimindan Kur an standardinin gerisinde kaldigina dair diger argumanlar sunlardir Guvenilmez nakilciler Ortodoks hadis calismalarinin hadislerin sahihligini dogrulamak icin kullandigi birincil arac hadisin raviler zinciridir Ancak hatali hafiza veya manipulasyonla bozulma olasiligi daha az olan en eski hadis koleksiyonlarinda isnad ilkel daha sonraki klasik hadis koleksiyonlarinda bulunan isnadlar genellikle mukemmel di Bu da kaliteli isnad zinciri ile hadisin sahihligi arasindaki dogrusal bir iliski olmadigini gosteriyordu Jonathan AC Brown un kaydettigine gore Mahmoud Abu Rayya hadislerin Peygamber in guvenilir sahabelerinden nakledilmesi sorununa dikkat cekti Ebu Hureyre binlerce hadisi insanlara aktaran ancak Musluman cemaatine Peygamber in vefatindan sadece uc yil once katilan en verimli hadis rivayetcisiydi ve bu basindan beri Muhammed le birlikte olan arkadaslarindan cok daha fazlaydi Ebu Reyya ve digerleri Ebu Hureyre nin rivayet ettigi binlerce hadisi duymus olabilecegi veya detaylarda rivayet ettigi hadislerin manalarini karistirmayacak kadar bilgili olabilecegini dusunmemektedir Ebu Hureyre nin isr ailiyyat a takintili oldugu da biliniyordu Bazi rivayetlere gore Halife Omer Nebevi sozlerin sistematik olarak belgelenmesini yasaklamis ancak kendisi de Peygamber tarafindan verilen hukumleri belgeleyen mektuplar da gondermisti Emevilerin Ali ye saldiran ve hanedan kurucusu Muaviye yi oven hadis sahtekarliklari devlet destekliydi Ayrica bakinizː Muaviye ve Sufyani maddeleri Abbasiler birbirini takip eden her hukumdarin saltanatini ongoren mucize hadisleri dolasima soktular Meslegi uydurma hadisleri suzgecten gecirmek olan hadisciler bile uygun gordukleri yolda uydurma hadisleri tedavule cikardilar ornegin Nuh b Meryem Kur an i oven sahte hadisler aktariyordu Diger dinlerin etkisi Bilginlerin Israiliyyat adini verdigi hikayeler kaynagin Yahudi Israil gelenegini oldugunu isaret etse de bunlar Hristiyanlik veya Zerdustluk gibi diger dinlerden aktarim hikayeler de olabilmekteydi Modern oncesi bazi bilim adamlari onlari tefsirde coskuyla kullanirken digerleri kullanimlarini kinadi Modern zamanlarda onlar Islam disi olarak elestirildiler Mahmud Ebu Reyya o 1970 1958 de yayinlanan Adwa al sunna al muhammadiyya adli kitabinda sahih olduguna inanilan hadislerle Muhammed e atfedilenlerin bircogunun Yahudi bilgeligi oldugunu ifade etti Hadis ve Yahudi etkileri arasinda bir iliski oldugunu belirten en eski Batili bilgin Kutub i Sitte adli alti kitabin cogunun ve hadis literaturunun bircok bolumu Talmud dan alindigini ifade eden Fransiz Oryantalist Barthelemy d Herbelot o 1695 idi Talmud Muhammed in dogumundan en az bir yuzyil once MS 2 ve 5 yuzyillar arasinda Kudus ve simdiki Irak ta kaydedildi Daha sonra Aloys Sprenger d 1893 Ignaz Goldziher d 1921 gibi bircok oryantalist bu yonde elestirilere devam etti Ayrintili bir calisma WR Taylor in Al Bukhari and the Haggadah adli eseridir Taylor Sahih i Buhari deki bazi hadisleri Talmud ve Midras tan haggad metinleri ile karsilastiriyor ve hadislerin Talmud ve Midras tan alindigi sonucuna variyor Taylor buyuk miktarda Yahudi sozlu bilgi anlati hikaye ve folklorik bilginin Talmud ve Misna nin transkripsiyonu yoluyla Islam ve ozel olarak hadis literaturune girdigini savundu Arap Yarimadasi nda yasayan Yahudilerin yani sira kilise babalari ve Hristiyan cemaati Diger akademisyenler hadis icin farkli dini etkiler bulurlar Franz Buhl hadisi Iranli Zerdust bir arka planla David Samuel Margoliouth apokrif Incil ler ile iliskilendirir Alfred Guillaume ise genel bir Hristiyan etkisine daha fazla vurgu yapar Ortodoks tepki Muhafazakarlar nesiller boyu sozlu aktarimin yozlasmanin meydana gelmesine izin verdigi yonundeki elestirilere karsi guvenilir olmayanin sozlu nakil degil yazili nakil oldugunu savundular Onlara gore sozlu aktarim yasayan taniklar tarafindan onaylanmadikca cok az degeri olan munferit yazili belgelerden ustundu Buna karsilik sozlu aktarimin guvenilirligi Araplarin olaganustu hatiralari tarafindan guvence altina alinmisti Ortodoks Muslumanlar sahte hadislerin varligini inkar etmezler ancak hadis alimlerinin calismalari sayesinde bu sahte hadislerin buyuk olcude ortadan kaldirildigina inanirlar Sunnetin sadece Muhammed den nakledilen ornekler olarak anlasilmasi gerektigi onermesinin kurucusu olan es Safii Kur anin muminlere Peygambere itaat etmelerini emrettigi Ahzab 33 21 ve Gercekten sizin Allah i ve ahiret gununu umarak Allah i zikreden herkes icin Allah in elcisinde guzel bir ornek vardir gibi ayetlerle Tanri kesinlikle bunun icin gerekli araclari saglamis olmali savini ileri surdu Hadisler bastan itibaren sahtecilik acisindan degerlendirilmisti ve yalan hadis sayisi abartiliyordu Hadis ilmi de oyle bir mukemmellige ulasti ki artik hicbir ek arastirmaya gerek yok tu Ayrica hadisin kullanimini elestiren hadisleri alintilayan munekkitler onun otoritesini arguman icin mesru bir dayanak olarak zimnen kabul etmekte ve dolayisiyla kendileriyle celismekteydiler Ortodoks hadis calismalarinin savunucusu Bilal Ali gore muhaddithin tarafindan son bin yildir uygulanmakta olan hadis tenkidi yontemi modern oryantalist yaklasimlardan cok daha bilimsel ve kesindir Bati nin hadis elestirisini curutmeye calisan geleneksel Islam alimleri arasinda Mustafa el Siba i ve Muhammed Mustafa El A zami bulunmaktadir Bazi Batili akademisyenler de bu revizyonist yaklasimi bir butun olarak elestirdiler Harald Motzki Jonathan Brown a gore Joseph Schacht ve GHA Juynboll un erken donem hadis ve hukuk calismalari Islam toplumunun dogusundan kalma olasiligindan cok daha olasi olmayan bir dizi tesadufe inanmasini isteyen supheci varsayimlara dayanan inandirici bir sekilde sadece kucuk ve secilmis bir kaynaklar butunu ne dayaniyordu Onde gelen bir muhafazakar fetva sitesi olan tarafindan denetlenen Selefi sitesi IslamQA bir hadisi inkar eden ve inkarda israr eden birinin aksini yapmadikca kendilerini agir bir tehlikeye maruz biraktigini belirtmektedir Reddettikleri hadisin ozu ile bir Kur an metninde zikredilen arasinda anlamda acik ve net neshedilmemis tam bir celiski bulmalari Hadisteki metinde bahsedilen hataya yol acabilecek isnad baglantilarindan birinde bir zayiflik gormek ve hadisi reddetmelerinin kisisel bir gorus dogru veya yanlis olabilir oldugunu belirtirler Batililarin gorusleriBatili alimler Musluman Islam alimleri gibi hadis hakkinda belirli kaygilardan bazilarina sahiptiler ancak onlarin Muslumanlarin meseleler uzerindeki tartismalari uzerinde sadece ara sira dogrudan bir etkisi oldu Oryantalist hadis calismalari donemi Ignac Goldziher 1850 1921 ve Joseph Schacht 1902 1969 ve onlarin iki etkili ve kurucu eseri ile basladi Goldziher hadisin sihhatinin elestirel calismasini baslatir ve Wael B Hallaq a gore Nebevi hadislerin buyuk cogunlugunun Peygamber in ait olduklarini iddia ettikleri zamanina degil cok daha sonraki donemlere delil teskil ettigi sonucuna varir Schacht Goldziher in elestirel calismasini gelistirir John Esposito Modern Batili bilimin hadislerin tarihselligini ve gercekligini ciddi bir sekilde sorguladigini belirterek Schacht 722 den once gecerli rivayetlere dair hicbir kanit bulamaz ve bundan Sunnetin Peygamberin soz ve eylemlerinden degil daha sonraki apokrif materyallerden olustugu sonucuna vardi kaydini duser Wael B Hallaq a gore 1999 dan itibaren Bati da hadislerin sihhatine yonelik ilmi tavir uc yaklasim benimsemistir Schacht anitsal eserini 1950 de yayimladigindan beri ozgunluk meselesinde bilimsel soylem cogaldi Uc grup bilim insani tanimlanabilir biri onun vardigi sonuclari dogrulamaya calisan ve zaman zaman bunlarin otesine gecenler bir digeri onu curutmeye calisanlar ve ucuncusu ikisi arasinda orta bir konum yaratmaya calisanlar John Wansbrough ve Michael Cook birinci kampa Nabia Abbott F Sezgin M Azami Gregor Schoeler ve Johann Fuck ikinci kampa aitler Motzki D Santillana GH Juynboll Fazlur Rahman ve James Robson ortada pozisyon aliyor Henry Preserved Smith ve Ignac Goldziher de hadisin guvenilirligine meydan okudular Smith e gore sahtecilik veya geleneklerin icadi cok erken basladi ve bircok rivayet dis gorunuse gore dogrulanmis olsa bile ic sahtecilik kaniti tasiyor du Goldziher Avrupali elestirmenler hadislerin yalnizca cok kucuk bir bolumunun Muhammed ve onun yakin takipcileri doneminde Islam in gercek bir kaydi olarak kabul edilebilecegini dusunuyorlar diye yaziyor Goldziher Mohammedan Studies adli eserinde Islam in siyasi ya da doktrinel olsun hararetle tartisilan konulari arasinda cesitli goruslerin savunucularinin hepsi heybetli isnadlarla donatilmis cok sayida hadisten bir tanesini alintilayamayacaklari hicbir konu olmamasi sasirtici degildir der Muhammed in hadislerinin yaygin kullaniminin peygamberin olumunden sonraki nesillere kadar uzandigi doktrini konusunda suphe uyandiran tarihci en eski Islam alimlerinden ikisinin yardimcilarindan alinti yapiyor Abdullah ibn Omer o 693 toplam 2 630 rivayetle ikinci en cok hadis ravisi oldugu soylenen ikinci halifenin oglu ile bir sene oturdum ve onu peygamberden bir sey naklederken duymadim Cabir ibn Zeyd in o 720 Peygamber soyle dedi dedigini hic duymadim ama buradaki genc adamlar bunu saatte yirmi defa soyluyorlar Tarihci Robert G Hoyland a gore Emeviler doneminde sadece merkezi hukumetin kanun yapmasina izin verilmisti Din alimleri ise hadislerin kendilerine Peygamberden nakledildigini iddiasiyla buna meydan okumaya basladilar Hoyland Islami kaynaklarin Islam tarihinin yazildiklari donemin dogru temsilcileri savunur Alman Oryantalist Gregor Schoeler soyle yaziyor O Hoyland Islami olmayan kaynaklarin erken Islam tarihinin alternatif bir kaydini ortaya koymada pek yeterli olmadigini gosteriyordu tam tersine siklikla Islami kaynaklarla ayni fikirde ve onlari tamamliyorlar Bernard Lewis bazi siyasi amaclara hizmet etmek icin tasarlanmis yeni hadislerin yaratilmasinin kendi zamanimiza kadar devam ettigini yaziyor Birinci Korfez Savasi sirasinda 15 Aralik 1990 da gunluk Filistin gazetesi Al Nahar da genis capli tiraji olan bir rivayet Peygamber in Franklar colde Sadim adinda bir adama karsi Misir la birlesecek ve onlardan hicbiri geri donmeyecek ongorusuyle yayinlanir isnadlar Riza Aslan Schacht in ozdeyisini aktarir Isnad ne kadar mukemmelse o kadar gectir ve Aslan der tuhaf ama dogru GHA Juynboll a gore isnad muessesesi peygamberin vefatindan kabaca uc ceyrek asir sonra ortaya cikti ve ondan once hadisler ve efsanevi kisaslar rastgele ve cogunlukla anonim olarak nakledilirdi Isnad ortaya ciktiginda yeni sartlara gore eski isimler eklendi Bunun icin cogu zaman taninmis tarihi sahsiyetlerin isimleri secildi ancak daha sik olarak henuz mukemmellikten uzak olan isnadlardaki isimler hayali sahislarin isimleriydi Patricia Crone sonraki hadislerde kusursuz isnad vardi ancak bunlarin uydurma olma olasiligi daha yuksekti diyerek bu goruse katiliyor O cunku uydurmanin ne zaman basladigini bilmedigimizi bu sebeple sahih hadislerin bir cekirdegi ni elde etmenin mumkun olmadigini ifade ediyor Buhari nin o 870 Peygamber e atfedilen toplam 600 000 hadisi inceledigi soylenmektedir 7000 i tekrarlar dahil korudu veya baska bir deyisle 593 000 i asilsiz olarak reddetti Ibn Hanbel o 855 benzer sayida hadisi inceledi yaklasik 570 000 i reddetmis olmali ki koleksiyonu 30 000 dir yine tekrarlar dahil Ibn Hanbel in rivayetlerinden 1 710 u Ibni Abbas tarafindan nakledilmistir Ancak bir bilgin Ibn Abbas in Peygamber den yalnizca dokuz bir digeri on hadis isitmis olabilecegini dusundu Ibni Abbas in on hadisinin sahih oldugunu kabul etsek bile onlari 1 710 luk havuzda nasil tespit edecegiz Joseph Schacht onlarca yillik buyume geri olusum ve yanal yayilmaya maruz kaldiklari icin sahte hadisleri ortadan kaldirmada etkisiz olduguna kendisi ve digerlerinin inandiklari hadislerin teknik elestirisinin esas olarak isnadlarin tenkidine dayandigini belirtir Isnad ve Metin degil NL Coulson Musluman alimlerin Hadis sahteciligi olasiliginin farkinda olmalarina ragmen onlarin sihhat testlerinin rivayetin nakil zincirinin dikkatli bir incelemesiyle sinirli olduguna isaret eder Zincirin kesintisiz olmasi ve bireysel halkalarinin guvenilir kisiler sayilmasi sartiyla hadis baglayici bir kanun olarak kabul edilmistir Dini inancin kendi terimleriyle raporun iceriginin sorgulanmasi soz konusu olamaz cunku bu ilahi vahyin ozuydu ve bu nedenle herhangi bir yasal veya tarihsel elestiriye acik degildi Schacht Safii den sunlari aktarir Eger bir hadisin Peygamber den geldigi tasdik edilirse biz ona boyun egmeliyiz sizin ve digerlerinin bunun hakkinda konusmaniz nasil ve nicin olursa olsun bir hatadir Goldziher isnadlar icin Icindekilerin kiymetinin takdiri isnadin dogruluguna baglidir Musluman elestirmenler en kaba anakronizmler icin bile hicbir duyguya sahip degildiler Rivayetler sadece dis gorunusu incelenirdi der Biyografik degerlendirme Isnadlara yonelik bir baska elestiri de ravilerin ahlaki ve zihinsel kapasitelerini degerlendiren biyografik degerlendirmelerin ilmu r rical etkinligiydi John Wansbrough ic celiskileri anonim ve keyfi yapilari nedeniyle isnadlarin kabul edilmemesi gerektigini savunuyor hadis ravilerinin cogu hakkinda biyografik degerlendirmelerde bulunanlar disinda herhangi bir bilginin bulunmamasi bunlarin tarihsel projeksiyonlar yani sonraki raviler tarafindan uydurulmus isimler olup olmadigi sorusunu gundeme getirir Kaynakca Encyclopedia of Islam Infobase Publishing 2009 ss 278 279 ISBN 9781438126968 10 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Mayis 2020 Kur an 24 54 Kur an 33 21 p 117 a b c The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 152 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim a b c d The End of Modern History in the Middle East Hoover Institution Press 2011 ss 79 80 ISBN 9780817912963 15 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Mart 2018 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi EMHME 80 adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme p 31 p 36 42 p 48 p 42 Bihar ul Envar c 8 s 309 Arsivlenmis kopya 24 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Mart 2021 Arsivlenmis kopya 17 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Temmuz 2022 Arsivlenmis kopya 25 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Temmuz 2022 http www cemilkilic com makale 37 1 bir efsanenin yikilisi mirac ve isra gercegi html 13 Subat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 4 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim p 13 14 The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 1 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 12 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Introduction Kitab Ikhtilaf Malid wal Shafi i Kitab al Umm vol vii a b c d p 98 a b c p 15 p 203 p 168 p 229 p 18 Juynboll G H A Some New Ideas on the Development of Sunna as a Technical Term in Early Islam Jerusalem Studies in Arabic and Islam 10 1987 p 108 cited in Rethinking tradition in modern Islamic thought Cambridge University Press 1996 s 10 ISBN 978 0521570770 21 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Mayis 2018 p 51 a b p 94 a b c p 83 p 18 p 93 a b c Hadith Muhammad s Legacy in the Medieval and Modern World Foundations of Islam series 2009 s 32 ISBN 978 1851686636 a b c d p 110 a b c p 82 p 6 42 a b c p 114 Shibli Sirat al Nuʿman 155 cited in p 114 a b c d p 14 a b p 15 6 Musa ibid pp 36 37 taken from Abdur Rab ibid p 199 Muʿtazilah ISLAM Encyclopaedia Britannica 21 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Nisan 2020 Azami M A Studies in Hadith Methodology and Literature 8 Kasim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1977 Islamic Book Trust Kuala Lumpur 92 cited in Akbarally Meherally Myths and Realities of Hadith A Critical Study published by Mostmerciful com Publishers Burnaby BC Canada 6 available at http www mostmerciful com Hadithbook sectionone htm 13 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde excerpted from Abdur Rab ibid p 200 see Ḍirar b ʿAmr d 728 815 In his al Taḥrish wa l irjaʾ a b 3 Concept of Sunna in Mu tazilite Thought The Sunna and its Status in Islamic Law The Search for a Sound Hadith Springer 2015 s 65 ISBN 9781137369925 Erisim tarihi 29 Mart 2018 a b The Authenticity of Prophetic Ḥadith A Pseudo Problem PDF Studia Islamica 89 89 75 90 1999 doi 10 2307 1596086 10 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 30 Mart 2018 Birden fazla yazar name list parameters kullanildi yardim Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi wael adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Racha El Omari Accommodation and Resistance Classical Muʿtazilites on Ḥadith in Vol 71 No 2 October 2012 pp 234 235 a b p 85 a b p 119 120 a b c d e p 113 p 115 p 114 6 p 22 4 p 24 p 109 p 109 111 p 111 a b p 114 5 a b p 116 Maududi Abul A la Tafhimat 16th edition Lahore 1989 356 Maududi Abu al ʿAla Tafhimat 16th edition Lahore 1989 359 p 86 7 a b c Qaraḍawi Kayfa nata ʿamalu maʿ al sunna 33 34 quoted in p 125 a b p 117 p 119 a b p 120 al Ghazali al Sunna al nabawiyya 25 p 117 8 Islamic Modernism and Islamic Revival Oxford Islamic Studies online 24 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Aralik 2020 Esposito John L Islam The Straight Path Oxford University Press 1991 p 134 a b D W Brown Rethinking tradition in modern Islamic thought 1996 p 36 Aḥmad Khan Maqalat XI 419 cited in DWBRTMIT1996 97 gt p 97 The Quraniyun of the Twentieth Century Masters Assertion PDF September 2006 29 Mart 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 28 Mart 2018 IQBAL AND HADITH 1 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mart 2015 Parwez Ghulam Ahmed Salim ke nam khutut Karachi 1953 Vol 1 43 cited in p 54 also cited in Abdur Rab op cit p 202 Sidqi Muhammad Tawfiq al Islam huwa al Qur an wahdahu al Manar 9 1906 515 cited in p 88 89 a b c Hadith Muhammad s Legacy in the Medieval and Modern World OneWorld publications 2009 ISBN 9781780740256 10 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Haziran 2018 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Brown 2009 adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme p 89 al Manar 12 1911 693 99 cited in Juynboll Authenticity 30 cited in p 120 Musa ibid pp 36 37 taken from Abdur Rab ibid p 199 Musa Aisha Y Hadith as Scripture Discussions on the Authority of Prophetic Traditions in Islam Palgrave Macmillan New York 2008 p 6 The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 ss 4 5 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim p 98 100 p 99 p 100 Sahih al Bukhari Prophets Book 60 Hadiths 1 2 sunnah com 28 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Mayis 2020 p 71 Goldziher I Muhammedanische Studien 2 volumes 1889 1890 ii 49 from Jahiz and Ibn Maja quoted in The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 ss 253 54 a b p 106 107 Sahih al Bukhari Oppressions كتاب المظالم Hadith 2471 sunnah com 21 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Haziran 2022 Sunan Ibn Majah The Book of Purification and its Sunnah كتاب الطهارة وسننها Hadith 308 sunnah com 21 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Haziran 2022 Sahih al Bukhari Beginning of Creation 4 Chapter Characteristic of the sun and the moon Sahih al Bukhari 3199 In book reference Book 59 Hadith 10 USC MSA web English reference Vol 4 Book 54 Hadith 421 Sunnah com 12 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 a b c p 70 p 95 Authentication of Hadith Redefining the Criteria 2010 s 121 ISBN 9781565644489 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Temmuz 2022 p 96 Mawdudi Tafhimat 357 cited and in quotes from p 97 Jayajuri Muhammad Aslam ʿIlm i hadith Lahore n d 26 cited and in quotes from p 98 p 134 a b p 52 3 Abu al ʿAla Mawdudi Tarjumaan al Qurʾan 56 6 Manṣib i risalat nambar 1961 193 quoted in p 53 p 91 p 52 The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 163 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Mahmoud Abu Rayya Lights on the Muhammadan Sunna Adwa ala al Sunna al Muhammadiyya Sahih al Bukhari 5828 6 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Mayis 2021 Jayajuri Muhammad Aslam ʿIlm i hadith Lahore n d 15 cited in and quotes from p 96 Jayajuri Muhammad Aslam ʿIlm i hadith Lahore n d 18 cited in and quotes from p 96 Isabel Lang Intertextualitat als hermeneutischer Zugang zur Auslegung des Korans Eine Betrachtung am Beispiel der Verwendung von Israiliyyat in der Rezeption der Davidserzahlung in Sure 38 21 25 Logos Verlag Berlin GmbH 31 12 2015 9783832541514 p 30 German Cleveland January 2015 Ahmad Baba al Timbukti and his Islamic critique of racial slavery in the Maghrib The Journal of North African Studies 20 1 42 64 doi 10 1080 13629387 2014 983825 Erisim tarihi 16 Haziran 2020 Karen Bauer Gender Hierarchy in the Qur an Medieval Interpretations Modern Responses Cambridge University Press 2015 978 1 316 24005 2 p 115 Isabel Lang Intertextualitat als hermeneutischer Zugang zur Auslegung des Korans Eine Betrachtung am Beispiel der Verwendung von Israiliyyat in der Rezeption der Davidserzahlung in Sure 38 21 25 Logos Verlag Berlin GmbH 31 12 2015 9783832541514 p 21 25 German Jonathan A C Brown Misquoting Muhammad The Challenge and Choices of Interpreting the Prophet s Legacy 2014 p 69 Jeffrey T Kenney Islam in the Modern World Routledge 2013 p 21 Religions The Talmud BBC 19 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2020 Ozcan Hidir Discussions on the Influence of the Judeo Christian Culture on Hadiths in The Journal of Rotterdam Islamic and Social Sciences Vol 1 No 1 2010 pp 2 5 Muhammad Fahim Uthmani Hifazat o hujjiyyat i hadith Lahore 1979 133 Mawdudi Sunnat ki a ini haithiyyat 159 cited in and quotations from p 90 Nasr Seyyed Vali Reza Shi ism 1988 p 35 Role Importance And Authenticity Of The Hadith Mawrid org 2 Nisan 2015 29 Mart 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Mart 2018 p 99 p 100 The Evolution of a Hadith Transmission Growth and the Science of Rijal in a Hadith of Sa d b Abi Waqqas by Shaykh Dr Iftikhar Zaman attahawi com 2 Haziran 2009 11 Mayis 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Mayis 2018 Book review by of Analysing Muslim Traditions Studies in Legal Exegetical and Maghazi Ḥadith Islamic History and Civilization vol 78 by Harald Motzki Nicolet Boekhoff van der Voort Sean W Anthony Vol 131 No 3 July September 2011 p 473 115125 Ruling on one who rejects a saheeh hadith Islam Question and Answer 12 Nisan 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Nisan 2018 ALSHEHRI 2015 Western Works and Views On Hadith Beginnings Nature and Impact Marmara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi 46 46 203 doi 10 15370 muifd 41804 ISSN 1302 4973 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Temmuz 2022 Islam The Straight Path Oxford University Press 1998 s 67 ISBN 0 19 511234 2 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Wael B Hallaq 1999 The Authenticity of Prophetic Hadith A Pseudo problem Studia Islamica 89 76 Analysis of Credibility of Hadiths and Its Influence among the Bangladeshi Youth PDF BRAC University 10 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 22 Subat 2012 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Siddiqi M Z 1961 2006 Hadith Literature Its Origin Development Special Features and Criticism Kuala Lumpar Islamic Book Trust p 27 Ibn Sa d d 845 Tabaqat ed E Sachau Leiden 1904 1940 4 1 106 citing al Sha bi Abdullah a b p 137 Fasawi d 890 Kitab al Ma rifa wa l ta rikh ed A D al Umari Beirut 1981 2 15 Jabir ibn Zayd Seeing Islam as others saw it a survey and evaluation of Christian Jewish and Zoroastrian writings on early Islam Darwin Press 2007 s 549 ISBN 978 0 87850 125 0 OCLC 255049843 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim The biography of Muh ammad nature and authenticity Uwe Vagelpohl James E Montgomery Londra Routledge 2014 ss 13 15 ISBN 978 1 138 78886 2 OCLC 869264021 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim AMERICA THE SECOND AD PROPHECIES ABOUT THE DOWNFALL OF THE UNITED STATES mille org 6 Mart 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mart 2018 No God But God The Origins Evolution and Future of Islam by Reza Aslan Random House 2005 p 163 Juynboll Muslim Tradition p 72 73 p 118 Patricia Crone Roman Provincial and Islamic Law 1987 2002 paperback pp 23 34 paperback edition Crone P Roman Provincial and Islamic Law p 33 p 119 120 p 162 175 quoted in p 429 The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford Clarendon 1950 s 163 p 59 The Origins of Muhammadan Jurisprudence Oxford University Press 1959 1950 s 13 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Goldziher I Muslim Studies v 2 London 1966 1971 pp 140 141 quoted in p 117 a b p 430 Quranic Studies Sources and Methods of Scriptural Interpretation Oxford University Press 1977 p 40 Notlar