Psikoloji veya Ruh bilimi,içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir.Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.
Organizmaların hem doğrudan gözlenen davranışları, hem de düşünme, zihinde canlandırma, hatırlama ve hayal etme gibi doğrudan gözlenemeyen karmaşık zihinsel süreçleri psikolojinin inceleme alanına girer. Bir yandan algı, dikkat, duygu, motivasyon, zekâ, kişilik gibi içsel süreçler; bir yandan kişiler arası ilişki süreçleri (örneğin aşk, evlilikte uyum ve çatışma, anne ve çocuk arasında bağlanma gibi), grup-içi (örneğin gruba uyma ve itaat etme) ve gruplar arası ilişki süreçleri (örneğin gruplar arası önyargı ve ayrımcılık, kolektif eylem vb.) psikoloji biliminin çalıştığı konulardır. Psikoloji bilimi dâhilinde hem insanların hem de hayvanların davranışları üzerinde çalışılabilir. Tüm bu özellikleriyle psikoloji, hem fen ve tıp bilimleri ile hem de sosyal bilimlerle yakından ilişkilidir.
Psikolojinin hedefi, zihinsel süreçleri ve davranışları tanımlamak, neden ve nasıl oluştuklarını açıklamak, ileride nasıl bir değişim-gelişim göstereceklerini öngörmek ve bu süreçleri kontrol etmektir. Bu hedefler doğrultusunda görgül yöntemlerle –örneğin deneysel ya da korelasyonel yöntemler- araştırmalar yürütülür. Psikoloji biliminin ürettiği bilgiler, insan etkinliklerinin değerlendirilmesi ve düzenlenmesi ile ilgili pek çok alanda kullanılır.
Etimoloji
”Psikoloji“ terimi ilk defa 16. yüzyılda Marko Marulić tarafındanYunanca’da ”ψυχή psiyçē“ ruh ve ”–λογία –logia“ araştırma terimlerinin birleşmesi ile ruh araştırması olarak yaratılmıştır.Türkçe’ye Fransızca psychologie teriminin çevrimi ile girmiştir.
Tarihçe
Psikolojinin incelediği zihin ve davranış kavramları eski Mısır, İran, Yunan, (Çin), Hint uygarlıklarında felsefenin inceleme konusu olmuştur. Ancak 19. yy'da pek çok bilim gibi, psikoloji de felsefeden bağımsızlığını ilan etmiştir. Psikolojinin bir bilim dalı olarak doğmasına, 1876 yılında Almanya’da Leipzig Üniversitesi'nde kurduğu psikoloji laboratuvarı ile Wilhelm Wundt ön ayak olmuştur. Wundt, kendini psikolog olarak tanımlayan ilk kişidir. Psikolojinin pozitif bir bilim olarak ortaya çıkışına ilk önemli katkıları koyan diğer isimler şunlardır: Hermann Ebbinghaus (hafıza üzerinde deneysel çalışmalar yaptı), Ivan Pavlov (psikoloji ile fizyoloji arasında ilk kez ilişki kurdu, öğrenme süreçlerini deneysel olarak inceleyerek klasik şartlanma kavramını getirdi), John B. Watson (davranışçı yaklaşımın ABD’deki temsilcisi oldu).
Deneysel psikolojinin Almanya ve ABD'de gelişmesinin peşi sıra psikolojinin uygulamalı alanları doğmuştur. 19. yy.'ın son yıllarında G. Stanley Hall ve John Dewey psikoloji biliminin ABD'de eğitim alanındaki uygulamalarına öncülük etmiştir. Hugo Münsterberg psikolojinin endüstri, hukuk ve diğer alanlardaki uygulamaları üzerine yazmaya başlamıştır. 1890'larda Lightner Witmer ilk psikoloji bölümünü kurmuştur. Yine aynı yıllarda James McKeen Cattell, ilk zeka testi uygulamalarını başlatmak üzere Francis Galton'un antropometri yöntemini uyarlamıştır. Öte yandan Viyana'da Sigmund Freud, zamanla çok popülerleşecek olan psikanaliz kuramını ve yöntemlerini geliştirmiştir.
20.yy'da psikolojinin soyut ve muğlak bir kavram olan zihni incelemesine bir tepki doğmuştur. Edward B. Titchener tarafından getirilen eleştiriler, John B. Watson'un davranışçılık yaklaşımını geliştirmesine katkıda bulunmuştur. Bu yaklaşım, B.F. Skinner tarafından popüler hale getirilmiştir. Bu yaklaşımda, zihin yerine gözlenebilen ve ölçülebilen davranışın incelenmesi savunulur.
20.yy.'ın sonlarına doğru insan zihnini çalışmak üzere disiplinler arası bir alan olan bilişsel bilimler gelişmiştir. Zihin, tekrar bilimin popüler bir inceleme konusu haline gelmiştir.
Yaklaşımlar
Yapısalcılık yaklaşımı (bilinç psikolojisi ya da strüktüralism)
Bu yaklaşıma göre psikolojinin görevi bilincin ve bilinci oluşturan zihinsel olayların -duyumlar, imajlar, duygular- incelenmesidir. Bu amaçlar doğrultusunda içebakış yöntemi ile bilgi toplanır. İçebakış, deneklere bir uyaran verip onlardan neler hissettiklerini en ince detayına kadar anlatmasını istemeye dayalı bir yöntemdir. Yapısalcılara göre tıpkı su molekülünün atomik bileşenlerine (hidrojen ve oksijen) ayrıştırılması gibi, bilinç de temel bileşenlere ayrıştırılabilir. Acılık-tatlılık, soğukluk-sıcaklık, donukluk-canlılık gibi saf duyumlar bilincin temel bileşenleri olarak kabul edilebilir. Yapısalcılığın iki önemli temsilcisi şunlardır: Wundt ve Titchener. Wundt Almanya'da bir psikoloji laboratuvarı kurmuş, onun öğrencisi olan Tichener ise Wundt'un psikolojiye yaklaşımını ABD'ye taşıyarak Cornell Üniversitesi'nde bir psikoloji laboratuvarı oluşturmuştur. Titchener'dan sonra bu yaklaşım pek fazla yaşamamış olsa da, psikolojinin pozitif bir bilim olarak temellerinin atılmasındaki katkısı açısından bu yaklaşım psikoloji tarihinde önem taşımaktadır.
İşlevselcilik yaklaşımı
20. yüzyılın başlarında ABD'de yapısalcılık yaklaşımı etkisini yitirirken, işlevselcilik yaklaşımı gelişmeye başladı. Yapısalcılığa tepki olarak doğan bu yaklaşıma göre psikolojinin görevi, yalnızca bilincin yapıtaşlarını belirlemek olamaz; asıl görevi bilincin işlevlerini -nasıl çalıştığını ve ne işe yaradığını- incelemek, insan zihninin değişen çevre şartlarına nasıl uyum sağladığıyla ilgilenmektir. İşlevselciliğin bakışından davranış, organizmanın çevresine uyum çabasıdır. İşlevselciler, Charles Darwin’in Evrim Kuramı’ndan etkilenmiş, zihni bedenden ayrıştırılamaz olarak görüp bu ikisi arasındaki ilişkiyi anlamaya odaklanmışlardır. Kuramın başlıca temsilcisi William James'tır. James'a göre bilinç, yapısalcıların iddia ettiği gibi bileşenlerine ayrıştırılabilecek sabit bir yapı değildir; süregiden bir akıştır. Bu yaklaşımın psikolojiye temel katkısı, sadece zihinsel süreçleri değil davranışları da psikolojinin inceleme alanına dahil etmesidir. Ayrıca yapısalcılar içgörü yöntemini uygulamak üzere eğitilemediklerinden, hayvanlar, çocuklar ve zihinsel engelliler üzerinde çalışma yapmazlarken işlevselciler bu gruplar üzerinde de çalışmışlardır. Günümüzde ne yapısalcılık ne de işlevselcilik akımları varlığını sürdürmektedir. Fakat 20. yy.'ın başlarında işlevselciler ve yapısalcılar arasındaki tartışmalar sayesinde çağdaş psikoloji akımlarının ortaya çıkması mümkün olmuştur.
Davranışçılık yaklaşımı
19. yüzyılın sonlarında doğan bu yaklaşımda psikolojinin konusunun ölçülebilen ve gözlenebilen davranışlar olması gerektiği savunulur. Davranış, organizmaların içten ya da dıştan gelen uyarıcılara verdikleri tepkilerdir ve davranışa dair bilgi toplamak için doğa bilimlerinde kullanılan nesnel yöntemlere -deney ve gözleme- başvurmak gerekir. Davranışçılar, organizmaların çeşitli davranışlarının, çevrelerinden gelen ödüllendirme ve cezalandırmalara bağlı olarak nasıl değiştiğini, yeni davranışların nasıl öğrenildiğini veya halihazırdaki davranışlarını nasıl yeni durumlara uyarlandığını inceler. Davranışçılığa göre belirli uyarıcılara maruz kalan her organizma, aynı tepkiyi verir yani bireysel farklılıkların önemi yoktur. Davranışların nedenlerini, organizmanın içsel özelliklerinde değil, içinde bulunduğu çevredeki uyarıcılarda aramak gerekir. Ayrıca bu yaklaşımda, insan ve hayvan davranışlarının aynı öğrenme yasalarına dayandığı iddia edilir. Dolayısıyla hayvan davranışlarını gözleyerek insanlar için de geçerli olan öğrenme yasalarını anlamak mümkündür. Bu ekolün başlıca temsilcileri şunlardır: Watson, Skinner, Pavlov.
Gestalt yaklaşım
1890'larda Almanya'da doğan bu yaklaşımda, psikolojik deneyimi çözümlemeye çalışan yapısalcılığa karşıt bir biçimde, psikolojik deneyimin bir bütün olduğu ve parçalarına ayrıştırılarak incelenemeyeceği görüşü savunulur. Gestalt yaklaşımını benimseyen psikologlara göre, en ilkel ve basit olan psikolojik deneyimler dahi karmaşıktır. Bu karmaşıklığa rağmen, algının gerçekleşmesi temel bazı prensiplere bağlıdır ve psikolojinin hedefi bu temel prensipleri keşfetmektir. Bunun yolu doğal gözlem ve deneydir. Davranışçılardan farkı olarak Gestaltçılar, psikolojide etki-tepki ilişkisine odaklanılmasına karşı çıkmış ve etkinin tepkiye dönüşürken deneyimlenen bilişsel süreçlerin incelenmesini önemsemişlerdir. Gestalt psikolojisinin başlıca temsilcileri şunlardır: , , . 1930'larda Almanya'daki Nazi hakimiyeti sırasında Gestaltçıların başlıca temsilcileri ABD'ye göç etmiş, böylelikle bu yaklaşım ABD'de de tanınmıştır. Günümüzde bu yaklaşımdaki temel fikir -zihnin dış uyaranlara doğrudan tepki vermeyip öncelikle onu yorumlayıp anlamlandırdığı fikri- bilişsel psikologların öğrenme, bellek, problem çözme ve hatta psikoterapi hakkındaki fikirlerinde kendini göstermektir.
Psikanalitik yaklaşım
Psikanaliz, bilinçaltı zihni ve günlük yaşam üzerindeki etkisini analiz etmeyi amaçlayan bir teoriler ve terapötik teknikler koleksiyonudur. Bu teoriler ve teknikler ruhsal bozuklukların tedavisine yön verir.
Psikanaliz 1890'larda, en belirgin olarak Sigmund Freud'un çalışmalarıyla ortaya çıktı. Freud'un psikanalitik teorisi büyük ölçüde yorumlayıcı yöntemlere, iç gözleme ve klinik gözleme dayanıyordu. Cinsellik, bastırma ve bilinçdışı gibi konuları ele aldığı için çok iyi tanındı.:84-6 Freud, serbest çağrışım ve rüya yorumlama yöntemlerine öncülük etti.
Psikanalitik teori monolitik değildir. Freud'dan ayrılan diğer iyi bilinen psikanalitik düşünürler arasında Alfred Adler, Carl Gustav Jung, Erik Erikson, Melanie Klein, D.W. Winnicott, Karen Horney, Erich Fromm, John Bowlby, Freud'un kızı Anna Freud ve Harry Stack Sullivan vardır. Bu kişiler psikanalizin çeşitli düşünce okullarına evrilmesini sağladı. Bu okullar arasında ego psikolojisi, nesne ilişkileri ve kişilerarası, Lacanian ve ilişkisel psikanaliz yer alır.
Bu yaklaşıma göre psikoloji kişilerin bilinçdışı korkularını, isteklerini ve güdülerini ortaya çıkarmayı hedeflemelidir. Sigmund Freud’un klinik gözlemlerine dayanarak geliştirilen bu yaklaşımda normal insan davranışlarını anlamaya değil, anormal davranışları anlamaya odaklanılmıştır. Bu yaklaşım ruhsal hastalıkların tedavisi, kişilik ve gelişim psikolojisi alanlarında etkili olmuştur. Bu yaklaşımda araştırma yöntemi olarak telkin, terapi, hipnoz, rüya yorumu ve biyografi tercih edilir. Bu yaklaşımda bilinçaltı kavramına çok önem verilir.
Freud’un kurucusu olduğu bu yaklaşımı devam ettiren ve yenileyen birkaç önemli isim, Alfred Adler ve Carl Gustav Jung' ve Karen Horney olmuştur. Bu üç isim, Freud'un orijinal kuramına pek çok eleştiri getirerek kendi kişilik kuramlarını oluşturmuşlardır. Freud, günümüzde önemli bir popüler kültür figürüdür. Freud'un kuramındaki pek çok kavram örneğin bilinçdışı, bastırma, rasyonelleştirme vb gündelik dile yerleşmiştir. Buna karşılık, psikanalitik yaklaşımla yapılan bilimsel çalışmalar kısıtlıdır.
Hans Eysenck gibi psikologlar ve Karl Popper gibi filozoflar psikanalizi sert bir şekilde eleştirdiler. Popper, psikanalizin yanlışlanabilir olmadığını (yaptığı hiçbir iddianın yanlış olduğu kanıtlanamazdı) ve bu nedenle doğası gereği bilimsel bir disiplin olmadığını savundu, oysa Eysenck, psikanalitik ilkelerin deneysel verilerle çeliştiği görüşünü ileri sürdü. 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Amerikan üniversitelerindeki psikoloji bölümleri çoğunlukla Freudcu teoriyi marjinalleştirmiş, onu "kurumuş ve ölü" bir tarihî eser olarak reddetmişti. António Damásio, Oliver Sacks ve Joseph E. LeDoux gibi araştırmacılar ve nöro-psikanaliz alanında ortaya çıkan kişiler, Freud'un fikirlerinden bazılarını bilimsel gerekçelerle savundu.
Hümanist (insancıl) yaklaşım
20.yy.'ın ortalarında doğan bu yaklaşımda her bir bireyin kendi geleceğine yön vermede özgür olduğunu, geniş bir kişisel gelişim kapasitesine sahip olduğunu, önemli miktarda içsel değere ve kendini gerçekleştirme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilir. Davranışçılık ve psikanalizdeki determinist tutuma bir tepki olarak doğmuştur. Hümanistlere göre insanlar, çevresel ve içsel faktörlerin esiri değildirler çünkü hür iradeleri, seçme özgürlükleri ve kendi davranışlarını denetleme güçleri vardır. Başlıca temsilcisi Abraham Maslow'dur.
Bilişsel yaklaşım
1950'lerden itibaren gelişip yaygınlaşan bu yaklaşımda insan tepkilerinin çevredeki uyarıcılar karşısında pasif olduğu görüşüne karşı çıkılır ve insan zihni uyarıcıları algılayan, yorumlayan ve anlamlandıran aktif bir varlık olarak kabul edilir. Bilginin insan zihninde nasıl işlemlendiğinin ve depolandığının incelenmesi hedeflenir. Bu amaç doğrultusunda akıl yürütme, tümevarım ve deney ile veri toplanır. Önemli temsilcilerinden biri Jean Piaget'dir.
Biyolojik yaklaşım (davranışsal nörobilim, psikolojik biyoloji)
Bu yaklaşımda davranışların nedenlerini anlayabilmek için organizmanın biyolojik yapısını anlamak gerektiği savunulur. Kişinin öğrenme süreçlerini, kişiliğini, belleğini, güdülerini, duygularını ve problemlerle başa çıkma tekniklerini etkilemek üzere genlerin, hormonlarının ve sinir sisteminin dış çevre unsurları ile nasıl bir etkileşime girdiği incelenir ve bu incelemelerde deneysel yöntem kullanılır.
Sosyokültürel yaklaşım
Kültürel ve etnik benzerlikler ve farklılıkların kültürün üyelerinin zihinsel süreçleri ve davranışları üzerindeki etkisini inceler.
Psikolojide öncü kadınlar
Psikoloji biliminin geliştiği yıllarda, pek çok farklı bilimde olduğu gibi, kadınlara yönelik önyargılar kadın bilim insanlarının psikoloji alanına katılımını engellemiştir. Bu durum, psikoloji bilimindeki çeşitli yaklaşımların ünlü temsilcilerinden her birinin erkeklerden oluşmasına yol açmıştır. Ancak karşılaştıkları engellere rağmen psikolojiye önemli katkılar yapan bilim kadınları vardır.
- Christine Ladd-Franklin (1847-1930): John Hopkins Üniversitesi'nde psikoloji doktorasını 1880'li yılların ortasında tamamlamış, ancak 40 yıl sonra kadınlara doktora derecesi vermenin uygun olduğuna karar verilerek kendisine doktor unvanı verilmiştir. Renkleri görme ile ilgili çok itibar gören bir evrimsel kuram geliştirmiştir.
- Margaret Floy Washburn (1871-1939): Psikolojide doktora derecesi alan ilk kadındır. Doktorasını Cornell Üniversitesi'nden almıştır. Hayvan davranışları ile ilgili çalışmaları vardır.
- Leta Stetter Hollingworth (1886-1939): Çocuk gelişimi ve kadınlarla ilgili konulara odaklanan ilk psikologlardandır. Kadınların adet dönemindeyken yeteneklerinin düştüğüne dair 1900'lerin başında popüler olan görüşü çürütecek veriler toplamıştır.
- Mary Whiton Calkins (1863-1930): 1905'te Amerikan Psikologlar Derneği'nin ilk kadın başkanı olmuştur. Doktora eğitimini Harvard Üniversitesi'nde tamamlamıştır. William James tarafından en başarılı öğrencilerinden olarak tanıtıldığı halde Harvard Ünviersitesi ona kadın olması sebebiyle doktor unvanını vermeyi reddetmiştir.,
- Karen Horney (1885-1952): Kişiliğin arkasındaki sosyal ve kültürel özelliklere odaklanmıştır.
- Anna Freud (1895-1982): Sigmund Freud'un kızı olan Anna Freud, anormal davranış tedavisinde önemli katkılar yapmıştır.
- (1917-1983): Çocuğun ten renginin büyürken ırksal farklılıkları algılamasını nasıl etkilediğine yönelik öncü çalışmalar yapmıştır.
Anahtar soruları
Psikolojinin değişik yaklaşım ve dallarının cevap aradığı bir dizi temel soru vardır ve psikolojik yaklaşımlar, bu temel sorulara verdikleri cevaplar açısından farklılaşırlar. Çok farklı alanlarda çok farklı yöntemlerle çalışıyor olsalar da pek çok bilimsel çalışmayı psikoloji çalışması genel başlığı altında toplayan şey, hepsinin şu ya da bu şekilde bu soruları cevaplamaya ilişkin olmalarıdır.
- Çevre mi, kalıtım mı?
“Davranışlarımızın ne kadarı kalıtımsal, ne kadarı çevre etkisinin sonucudur?” Derin felsefi ve tarihsel kökleri olan bu soruya, psikolojik yaklaşımların cevapları oldukça farklıdır. Örneğin biyolojik yaklaşım davranışlarımızın kalıtımsal yönünü ortaya çıkarmada kullanılırken, davranışsal yaklaşım çevre etkisini ortaya koyar. Bu nedenle biyolojik yaklaşımı benimseyen bir gelişim psikoloğu insanların gelişimi ve değişimindeki kalıtımsal etkenleri, davranışsal yaklaşımı benimseyen bir gelişim psikoloğu ise çevresel etkenleri araştıracaktır.
- Bilinç mi, bilinçdışı mı?
Davranışlarımızın ne kadarı bilinç süreçlerinin, ne kadarı bilinçdışı süreçlerin sonucunda oluşur? Bu, psikolojideki en büyük tartışma konularından birisidir. Psikodinamik yaklaşımı benimseyen bir klinik psikolog anormal davranışların sebebini bilinçdışı güçlerde ararken, bilişsel yaklaşımı benimseyen bir klinik psikolog anormal davranışlara sebep olarak hatalı düşünme süreçlerini gösterir. Hangi yaklaşımın tercih edildiği, anormal davranışın teşhisi ve tedavisinde önemli farklılıklara yol açar.
- Gözlenebilir davranışlar mı, içsel zihinsel süreçler mi?
Psikoloji yalnızca dışarıdan gözlenebilen davranışları mı incelemelidir, yoksa gözle görülemeyen düşünce süreçleri de psikolojinin çalışma alanına girmeli midir? Davranışsal psikologların bu soruya yanıtı, gözlenebilen davranışları çalışmanın insanı anlamak için yeterli olacağı şeklindedir. Bilişsel psikologlar ise bir insanın zihninde olup bitenleri anlamadıkça, bir çevresel etkene tepki veren kişinin bu etkeni algılamasıyla ona tepki vermesi arasında ne gibi içsel süreçler yaşadığını bilmedikçe, kişinin anlaşılamaz olacağını öne sürerler.
- Özgür irade mi, belirlemecilik mi?
“Kişilerin davranışlarının ne kadarı kendi tercihlerinin sonucudur, ne kadarı kendi tercihlerinin dışındaki etmenlerce belirlenmiştir?” Felsefecilerin çok uzun zamandır tartıştığı bu konu psikolojinin de temel sorularından biridir. “Belirlemecilik” ile ifade edilen; rastlantıyı, iradeyi ve özgür seçimi reddetmek, evrendeki her olayın kendinden önce gelen koşullarca belirlendiğini, her şeyin bir neden-sonuç ilişkisinin parçası olduğunu savunmaktır. “Anormal davranışlar sergileyen birisi ne ölçüde davranışlarından sorumlu tutulabilir? Böyle bir kişi tedavi görmeyi reddederse tedavi alması için zorlanmalı mıdır?” gibi sorulara verilecek yanıtlar özgür irade-belirlemecilik tartışmasına bağlıdır.
- Bireysel farklılıklar mı, evrensel ilkeler mi?
“Bir kişinin özelliklerinin, davranışlarının ne kadarı yalnızca kendisine hastır, ne kadarı başka insanlarla paylaştığı ortak özelliklerdir? Hepimizin birer insan olduğu, aynı biyolojik soyun birer örneği olduğu gerçeği davranışlarımızı ve deneyimlerimizi ne ölçüde birbirine benzer kılar? Yani biz insanlar ne ölçüde birbirimize benziyoruz, ne ölçüde birbirimizden farklıyız?” Biyolojik ve davranışçı yaklaşımları benimseyenler insanları birbirine benzer kılan evrensel ilkeleri ortaya çıkarmakla, varoluşçu yaklaşımı savunanlar ise bireysel farklılıklarımızı ortaya çıkarmakla ilgilenirler.
Temel alt dalları
Daha çok laboratuvar deney metodu kullanılarak temel davranışsal süreçlerin incelendiği bilim dalıdır. Deneysel psikologlar, hayvan davranışlarını da inceler ve insan davranışlarıyla ilişkilendirirler. Deneysel psikoloji içindeki önemli alt dallardan biri; bilginin işlenmesi, belleğimizde depolanması, depodan geri çağrılması ve problem çözme durumlarına uygulanması gibi bilgi işleme sürecini çalışan bilişsel psikolojidir. Bilişsel psikoloji; nörobilim, felsefe ve dilbilim ile yakından ilgilidir. Bu alanın pratik uygulamaları, hafızanın nasıl geliştirileceğini, karar vermenin doğruluğunu artırmayı veya öğrenmeyi desteklemek için eğitim programlarının nasıl kurulacağını içerir. Deneysel psikolojinin bir başka alt alanı ise, fizyolojik psikolojidir. Fizyolojik psikolojide çeşitli içsel süreçlerin (duyum, algı, motivasyon, düşünme, bellek, dikkat, güdülenme, duygulanım vb.) ve davranışların (iletişim, yeme, okuma, uyuma, öksürme, tiksinme vb.)altında yatan fizyolojik süreçler araştırılır.
İnsanın doğum öncesinden başlayarak ölümüne kadar yaşa bağlı davranış değişikliklerinin sistematik olarak incelendiği bilim daldır. Gelişim psikologları, insan hayatını çeşitli dönemlere (doğum öncesi, bebeklik, çocukluk, ergenlik, orta yaş ve yaşlılık) ayırarak her dönemin kendine özgü özelliklerini ortaya koymaya çalışır. Gelişimini inceledikleri konular çeşitlilik arz eder: İnsanların motor becerilerinin, problem çözme becerilerinin, ahlaki anlayışlarının gelişimi incelenebilir ve dil edinimi, benlik kavramının ve kimliğin oluşumu veya duygusal gelişim, gelişim psikologlarının çalışma konusu olabilir.
Kişiliğin ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını ve gelişimini inceleyen bilim dalıdır.
Biyolojik sistemler ile zihnin işlevi ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır. Nöropsikologlar, beynin biyokimyasal mekanizmalarını, beyin yapılarının fonksiyonlarını, kimyasal ve fiziksel değişikliklerin davranışlara ve duygulara etkisini araştırırlar. Merkezi sinir sistemi bozukluklarının teşhis ve tedavisi ile ilgilenirler.
Psikolojik bilginin (istatistiki verilerin) elde edilmesi ve uygulanması sırasında kullanılacak teknik ve yöntemleri geliştiren bilim dalıdır. Psikometrik psikologlar; zeka, kişilik, yetenek ve tutumlarla ilgili testler geliştirirler. Bu testler, klinik danışmanlık, iş yaşamı, adli, sağlık, endüstri ve okul gibi alanlarda kullanılır. Ayrıca araştırma desenleri, veri analizi ve verinin yorumlanması konularında da faaliyet gösterirler.
Her bir bireyin duygu, düşünce ve davranışlarının diğerlerinden nasıl etkilendiğini; kişinin davranışlarının kendi kişisel özellikleri ve toplumsal özelliklerin ortak etkisi ile nasıl şekillendiğini inceleyen bilim dalıdır. Düşünce, duygu ve davranışları kişiler arası, grup-içi ve gruplar arası düzeyde inceler.
Uygulamalı alt dalları
Adli Psikoloji
Bu alanda çalışanlar mahkemelerde uzmanlıkları ile hakime yardımcı olurlar; "Suçlu suçu işlerken akli dengesi yerinde miydi?” ve “Yargıda adil karar verilmesini etkileyen psikolojik etmenler nelerdir?” gibi sorulara psikoloji biliminin ilke ve yöntemleri dahilinde cevap ararlar. Islahevi, hapishane ve adli tıp enstitülerinde ve hukuk kurumlarında görev alırlar.
Çevre Psikolojisi
Fiziksel çevre ile insan davranışlarının etkileşimini inceler. Hem çevrenin psikolojik etkilerini hem de insan etkinliklerinin sosyal ve fiziksel çevre üzerine etkilerini çalışır.
Danışmanlık Psikolojisi
Bireyin kendi yaşamının değişik yönleriyle ilgili kararlar vermesine yardımcı olabilecek bilgi ve yetenekleri bireyde geliştirmeyi amaçlar. Gündelik yaşamda normal konuların konuşulduğu, uyum sorunları, karar vermede zorluk yaşayan bireylere yönelik yardım hizmetidir. Mesleki, akademik sorunları olan kişilere danışmanlık yapılır. Burada kişinin ilgileri, yetenekleri, yönelimleri ve kişilik özellikleri göz önünde bulundurulur. Bireylerin kişiler arası ilişkilerinin işlevselliğini arttırmayı hedefler. Uyum problemi yaşayan veya karar verme zorluğu ile karşı karşıya olan bireylere ihtiyaç duyduğu psikolojik desteği sağlar. Hafif duygusal, kişisel sorunlar ile uğraşır.
Eğitim Psikolojisi
Bu alanda çalışanlar başarılı eğitim teknikleri geliştirme, öğrenci-öğretmen ilişkisinin kalitesini arttırma, öğrenci değerlendirme sistemlerine adil, eğitici ve motive edici bir biçim verme alanlarında çalışmalar yapar.
Endüstri ve Örgüt Psikolojisi
İnsanların zihinsel süreçlerini ve davranışlarını iş yaşamı bağlamında inceleyen bilim dalıdır. Psikoloji biliminin kuramsal yaklaşımların ve bilgi birikiminin iş yaşamında iyileştirmeler yapmak üzere kullanılmasını hedefler. I/Ö psikologları uygun işe uygun eleman yerleştirilmesi, iş yerlerindeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çalışma motivasyonunun yükseltilmesi, iş yaşamındaki otomasyonun çalışanlar üzerinde etkisi, insan-makine ilişkisi gibi konularda çalışmalar yapar.
Klinik Psikoloji
Uyum, sakatlık ve rahatsızlık ile ilgili problemleri anlamak, tahmin etmek ve azaltmak için bilimi, teoriyi ve uygulamayı bütünleştirir. Uyum, ayarlama ve kişisel gelişimi destekler. Bir klinik psikolog, farklı kültürler ve sosyoekonomik düzeylerde bir kişinin hayatı boyunca insan performansının entelektüel, duygusal, biyolojik, psikolojik, sosyal ve davranışsal yönlerine odaklanır.
Sağlık Psikolojisi
Bu alanda çalışanlar; insanların hastalıklarla nasıl baş edebildiği, fiziksel acıyı nasıl en etkili bir biçimde denetleyebilecekleri, neden bazı insanların tıbbi önerilere uymadıkları, insanların sağlıkla ilgili kötü alışkanlıklarının nasıl değiştirilebileceği, sigara bırakma, kilo verme, stresi kontrol altına alma gibi konularda etkili programların ve sağlık kampanyalarının nasıl düzenlenebileceği, hasta ve hekim arasında iyi ilişki kurmanın nasıl mümkün olabileceği ve sağlık personelinin çalışma ortamındaki psikolojik sorunlarının giderilmesi gibi konularda psikoloji biliminin sunduğu bilgi ve yöntemlerden hareketle çalışmalar yapar.
Spor Psikolojisi
Bu alanda çalışanlar, spor ortamındaki davranışları inceler; sporcuların odaklanma, motivasyon, duygu durumu gibi psikolojik özelliklerinin denetlenerek spor performanslarının artırılması için ve spor takımlarında liderlik, beraberlik, çatışma ve rekabet gibi süreçlerin denetlenerek takımın uyumluluğunun ve performansının artırılması için çalışmalar yapar.
Trafik Psikolojisi
Bu bilimin çalışma alanına psikoloji ilkelerinin trafik ve yol güvenliği alanına uygulanması, sürücü yeteneklerinin psikoteknik değerlendirilmesi, sürücülük tarzları ve trafikte risk alma davranışı, sürücü eğitimi ve rehabilitasyonu, ergonomi, trafik güvenliği için bilinçlendirme, trafik yasalarını yapan ve uygulayanlara danışmanlık, trafikle ilgili davranış tutum yetenek ve becerileri ölçme araçları geliştirme gibi konular girmektedir.
Araştırma yöntemleri
Psikolojide pek çok farklı araştırma yöntemi kullanılır. Bu yöntemler, öncelikle niteliksel ve niceliksel olarak ikiye ayrılır. Psikolojinin hem temel hem de uygulamalı alanlarında bu her iki türde de araştırma yöntemi kullanılmaktadır. Psikolojideki nicel çalışmaların bir kısmı deneysel veya yarı-deneyseldir, bir kısmı ise ilişkisel ve betimleyicidir. Veri toplamak için gözlem, deney, anket, vak'a çalışması, görüşme gibi pek çok farklı teknik kullanılır, bu tekniklerle elde edilen sayısal veriler istatistiksel analizlerden geçirilerek araştırma hipotezleri test edilir. Niteliksel psikoloji araştırmalarında ise görece az sayıda katılımcıdan, yapılandırılmamış ölçüm araçlarıyla bol miktarda veri toplanır. Veriler sayısal değildir, dolayısıyla istatistiksel olmayan yöntemlerle incelenirler ve araştırmadaki amaç hipotez test etmek değildir. Niteliksel araştırmalarda başlıca veri toplama yöntemleri katılımcı gözlem, odak grubu ve görüşmedir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ . 9 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.
- ^ Fernald LD (2008). Psychology: Six perspectives 8 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (pp.12–15). Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
- ^ Hockenbury & Hockenbury. Psychology. Worth Publishers, 2010.
- ^ Cacioppo, John (Eylül 2007). "Psychology is a Hub Science". Aps Observer. 20 (8). 29 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.
psychology is a hub discipline — that is, a discipline in which scientific research is cited by scientists in many other fields. For instance, medicine draws from psychology most heavily through neurology and psychiatry, whereas the social sciences draw directly from most of the specialties within psychology.
Association for Psychological Science Observer (September 2007) - ^ a b Zimbardo, P.G.; Gerrig, R. J. (2013). Psikoloji ve yaşam. NobelYayınları. ISBN .
- ^ . Psychclassics.yorku.ca. 20 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2011.
- ^ (Steven Blankaart, p. 13) as quoted in "psychology n." A Dictionary of Psychology. Edited by Andrew M. Colman. Oxford University Press 2009. Oxford Reference Online. Oxford University Press. oxfordreference.com 15 Eylül 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ (DRD), "psychology", in Richard L. Gregory (ed.), The Oxford Companion to the Mind, second edition; Oxford University Press, 1987/2004; (pp. 763–764).
- ^ Watson, John B. (1913). (PDF). Psychological Review. 20 (2): 158-177. doi:10.1037/h0074428. hdl:21.11116/0000-0001-9182-7. 8 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.
- ^ a b c Schultz, D. P.; Schultz, S. E. (2016). Modern Psikoloji Tarihi. Kaknüs Yayınları. ISBN .
- ^ Blatter, Jeremy. "Screening the Psychological Laboratory: HugoM¨unsterberg, Psychotechnics, and the Cinema,1892–1916". Science in Context, Cilt:28, Sayı:1, Yıl:2015. 12 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Haziran 2018.
- ^ Mcreynolds, P. (1987). Lightner Witmer: Little-known founder of clinical psychology. American Psychological Assocation, 42(9), 849-858.Retrieved from PsycINFO Database.
- ^ a b Wooed, E. G.; Boyd, D.; Wood, Samuel E. (2011). The World of Psychology (7th edition). Boston, ABD: Pearson. ISBN .
- ^ Thompson, C. & Mullahy, P. (1951). Psychoanalysis: Evolution and development (3rd ed.). New York: Hermitage House.
- ^ Brenner, C. (1974). An elementary textbook of psychoanalysis. Garden City, NY: Anchor.
- ^ Moore, B.E.; Fine, B.D. (1968), A Glossary of Psychoanalytic Terms and Concepts, Amer Psychoanalytic Assn, p. 78,
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Kozulin 1984
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Freud, S (1900). The Interpretation of Dreams. 2nd. IV and V. Hogarth Press, 1955.
- ^ Freud, S (1915). The Unconscious. XIV (2ci bas.). Hogarth Press, 1955.
- ^ Karl Popper, Conjectures and Refutations, London: Routledge and Keagan Paul, 1963, pp. 33–39; from Theodore Schick, ed., Readings in the Philosophy of Science, Mountain View, CA: Mayfield Publishing Company, 2000, pp. 9–13. Faculty.washington.edu 26 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Cohen, Patricia (25 Kasım 2007). "June 2008 study". The New York Times. 26 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2017.
- ^ See:
- Damásio, A. (1994). Descartes'ın Yanılgısı: Duygu, Akıl ve İnsan Beyni.
- Damásio, A. (1996). The somatic marker hypothesis and the possible functions of the prefrontal cortex.
- Damásio, A. (1999). The feeling of what happens: Body and emotion in the making of consciousness.
- Damásio, A. (2003). Looking for Spinoza: Joy, sorrow, and the feeling brain.
- LeDoux, J.E. (1998). The emotional brain: The mysterious underpinnings of emotional life (Touchstone ed.). Simon & Schuster.
- Panksepp, J. (1998). Affective neuroscience: The foundations of human and animal emotions. New York and Oxford: Oxford University Press.
- Sacks, O. (1984). A leg to stand on. New York: Summit Books/Simon and Schuster.
- ^ Şenol Durak, E.; Kocatepe, U.; Durak, M. (2015). Aklımın aklı: Psikoloji. Nobel.
- ^ Santrock, J.W. (2012). Yaşam boyu gelişim. Nobel Yayıncılık. ISBN .
- ^ Berg, E. V. D.; Groot, J. I. M. D.; Steg, L. (2016). Çevre Psikolojisi. Nobel Yayınları. ISBN .
- ^ Costas, T.; Karageorghis, I.; Terry, P. C. (2015). Spor Psikolojisi. Nobel Yayıncılık. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Psikoloji veya Ruh bilimi icgudusel davranislari ve zihni inceleyen bilimdir Bilincli ve bilincsiz olaylarin yani sira daha cok duygu ve dusuncenin incelemesini iceren Psikoloji cok kapsamli bir bilimsel alandir Bu alanda uzman olan ve ayni zamanda bilgi arastirmasi yapanlara psikolog denir Psikologlar beyinin ortaya cikan ozelliklerini ve ortaya cikan ozelliklerle baglantili tum fenomenleri anlamaya calisirlar ve bu sekilde daha genis noro bilimsel arastirmaci grubuna katilirlar Psikoloji bilimi bir sosyal bilim olmasina ragmen ayni zamanda doga bilimleri olarak da kategorize edilebilir Ozellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukca kullanir ve gelistirir Organizmalarin hem dogrudan gozlenen davranislari hem de dusunme zihinde canlandirma hatirlama ve hayal etme gibi dogrudan gozlenemeyen karmasik zihinsel surecleri psikolojinin inceleme alanina girer Bir yandan algi dikkat duygu motivasyon zeka kisilik gibi icsel surecler bir yandan kisiler arasi iliski surecleri ornegin ask evlilikte uyum ve catisma anne ve cocuk arasinda baglanma gibi grup ici ornegin gruba uyma ve itaat etme ve gruplar arasi iliski surecleri ornegin gruplar arasi onyargi ve ayrimcilik kolektif eylem vb psikoloji biliminin calistigi konulardir Psikoloji bilimi dahilinde hem insanlarin hem de hayvanlarin davranislari uzerinde calisilabilir Tum bu ozellikleriyle psikoloji hem fen ve tip bilimleri ile hem de sosyal bilimlerle yakindan iliskilidir Psikolojinin hedefi zihinsel surecleri ve davranislari tanimlamak neden ve nasil olustuklarini aciklamak ileride nasil bir degisim gelisim gostereceklerini ongormek ve bu surecleri kontrol etmektir Bu hedefler dogrultusunda gorgul yontemlerle ornegin deneysel ya da korelasyonel yontemler arastirmalar yurutulur Psikoloji biliminin urettigi bilgiler insan etkinliklerinin degerlendirilmesi ve duzenlenmesi ile ilgili pek cok alanda kullanilir Etimoloji Psikoloji terimi ilk defa 16 yuzyilda Marko Marulic tarafindanYunanca da psyxh psiyce ruh ve logia logia arastirma terimlerinin birlesmesi ile ruh arastirmasi olarak yaratilmistir Turkce ye Fransizca psychologie teriminin cevrimi ile girmistir TarihceIlk psikoloji laboratuvarinin kurucusu Wilhelm Wundt Psikolojinin inceledigi zihin ve davranis kavramlari eski Misir Iran Yunan Cin Hint uygarliklarinda felsefenin inceleme konusu olmustur Ancak 19 yy da pek cok bilim gibi psikoloji de felsefeden bagimsizligini ilan etmistir Psikolojinin bir bilim dali olarak dogmasina 1876 yilinda Almanya da Leipzig Universitesi nde kurdugu psikoloji laboratuvari ile Wilhelm Wundt on ayak olmustur Wundt kendini psikolog olarak tanimlayan ilk kisidir Psikolojinin pozitif bir bilim olarak ortaya cikisina ilk onemli katkilari koyan diger isimler sunlardir Hermann Ebbinghaus hafiza uzerinde deneysel calismalar yapti Ivan Pavlov psikoloji ile fizyoloji arasinda ilk kez iliski kurdu ogrenme sureclerini deneysel olarak inceleyerek klasik sartlanma kavramini getirdi John B Watson davranisci yaklasimin ABD deki temsilcisi oldu Deneysel psikolojinin Almanya ve ABD de gelismesinin pesi sira psikolojinin uygulamali alanlari dogmustur 19 yy in son yillarinda G Stanley Hall ve John Dewey psikoloji biliminin ABD de egitim alanindaki uygulamalarina onculuk etmistir Hugo Munsterberg psikolojinin endustri hukuk ve diger alanlardaki uygulamalari uzerine yazmaya baslamistir 1890 larda Lightner Witmer ilk psikoloji bolumunu kurmustur Yine ayni yillarda James McKeen Cattell ilk zeka testi uygulamalarini baslatmak uzere Francis Galton un antropometri yontemini uyarlamistir Ote yandan Viyana da Sigmund Freud zamanla cok populerlesecek olan psikanaliz kuramini ve yontemlerini gelistirmistir 20 yy da psikolojinin soyut ve muglak bir kavram olan zihni incelemesine bir tepki dogmustur Edward B Titchener tarafindan getirilen elestiriler John B Watson un davraniscilik yaklasimini gelistirmesine katkida bulunmustur Bu yaklasim B F Skinner tarafindan populer hale getirilmistir Bu yaklasimda zihin yerine gozlenebilen ve olculebilen davranisin incelenmesi savunulur 20 yy in sonlarina dogru insan zihnini calismak uzere disiplinler arasi bir alan olan bilissel bilimler gelismistir Zihin tekrar bilimin populer bir inceleme konusu haline gelmistir YaklasimlarYapisalcilik yaklasimi bilinc psikolojisi ya da strukturalism Bu yaklasima gore psikolojinin gorevi bilincin ve bilinci olusturan zihinsel olaylarin duyumlar imajlar duygular incelenmesidir Bu amaclar dogrultusunda icebakis yontemi ile bilgi toplanir Icebakis deneklere bir uyaran verip onlardan neler hissettiklerini en ince detayina kadar anlatmasini istemeye dayali bir yontemdir Yapisalcilara gore tipki su molekulunun atomik bilesenlerine hidrojen ve oksijen ayristirilmasi gibi bilinc de temel bilesenlere ayristirilabilir Acilik tatlilik sogukluk sicaklik donukluk canlilik gibi saf duyumlar bilincin temel bilesenleri olarak kabul edilebilir Yapisalciligin iki onemli temsilcisi sunlardir Wundt ve Titchener Wundt Almanya da bir psikoloji laboratuvari kurmus onun ogrencisi olan Tichener ise Wundt un psikolojiye yaklasimini ABD ye tasiyarak Cornell Universitesi nde bir psikoloji laboratuvari olusturmustur Titchener dan sonra bu yaklasim pek fazla yasamamis olsa da psikolojinin pozitif bir bilim olarak temellerinin atilmasindaki katkisi acisindan bu yaklasim psikoloji tarihinde onem tasimaktadir Islevselcilik yaklasimi 20 yuzyilin baslarinda ABD de yapisalcilik yaklasimi etkisini yitirirken islevselcilik yaklasimi gelismeye basladi Yapisalciliga tepki olarak dogan bu yaklasima gore psikolojinin gorevi yalnizca bilincin yapitaslarini belirlemek olamaz asil gorevi bilincin islevlerini nasil calistigini ve ne ise yaradigini incelemek insan zihninin degisen cevre sartlarina nasil uyum sagladigiyla ilgilenmektir Islevselciligin bakisindan davranis organizmanin cevresine uyum cabasidir Islevselciler Charles Darwin in Evrim Kurami ndan etkilenmis zihni bedenden ayristirilamaz olarak gorup bu ikisi arasindaki iliskiyi anlamaya odaklanmislardir Kuramin baslica temsilcisi William James tir James a gore bilinc yapisalcilarin iddia ettigi gibi bilesenlerine ayristirilabilecek sabit bir yapi degildir suregiden bir akistir Bu yaklasimin psikolojiye temel katkisi sadece zihinsel surecleri degil davranislari da psikolojinin inceleme alanina dahil etmesidir Ayrica yapisalcilar icgoru yontemini uygulamak uzere egitilemediklerinden hayvanlar cocuklar ve zihinsel engelliler uzerinde calisma yapmazlarken islevselciler bu gruplar uzerinde de calismislardir Gunumuzde ne yapisalcilik ne de islevselcilik akimlari varligini surdurmektedir Fakat 20 yy in baslarinda islevselciler ve yapisalcilar arasindaki tartismalar sayesinde cagdas psikoloji akimlarinin ortaya cikmasi mumkun olmustur Davraniscilik yaklasimi Skinner in ogretim makinesi programlanmis egitimde ogrenci ilerlemesini kontrol eden mekanik bir cihazdir source source source source track Kucuk Albert deneyinin filmi 19 yuzyilin sonlarinda dogan bu yaklasimda psikolojinin konusunun olculebilen ve gozlenebilen davranislar olmasi gerektigi savunulur Davranis organizmalarin icten ya da distan gelen uyaricilara verdikleri tepkilerdir ve davranisa dair bilgi toplamak icin doga bilimlerinde kullanilan nesnel yontemlere deney ve gozleme basvurmak gerekir Davraniscilar organizmalarin cesitli davranislarinin cevrelerinden gelen odullendirme ve cezalandirmalara bagli olarak nasil degistigini yeni davranislarin nasil ogrenildigini veya halihazirdaki davranislarini nasil yeni durumlara uyarlandigini inceler Davranisciliga gore belirli uyaricilara maruz kalan her organizma ayni tepkiyi verir yani bireysel farkliliklarin onemi yoktur Davranislarin nedenlerini organizmanin icsel ozelliklerinde degil icinde bulundugu cevredeki uyaricilarda aramak gerekir Ayrica bu yaklasimda insan ve hayvan davranislarinin ayni ogrenme yasalarina dayandigi iddia edilir Dolayisiyla hayvan davranislarini gozleyerek insanlar icin de gecerli olan ogrenme yasalarini anlamak mumkundur Bu ekolun baslica temsilcileri sunlardir Watson Skinner Pavlov Gestalt yaklasim 1890 larda Almanya da dogan bu yaklasimda psikolojik deneyimi cozumlemeye calisan yapisalciliga karsit bir bicimde psikolojik deneyimin bir butun oldugu ve parcalarina ayristirilarak incelenemeyecegi gorusu savunulur Gestalt yaklasimini benimseyen psikologlara gore en ilkel ve basit olan psikolojik deneyimler dahi karmasiktir Bu karmasikliga ragmen alginin gerceklesmesi temel bazi prensiplere baglidir ve psikolojinin hedefi bu temel prensipleri kesfetmektir Bunun yolu dogal gozlem ve deneydir Davraniscilardan farki olarak Gestaltcilar psikolojide etki tepki iliskisine odaklanilmasina karsi cikmis ve etkinin tepkiye donusurken deneyimlenen bilissel sureclerin incelenmesini onemsemislerdir Gestalt psikolojisinin baslica temsilcileri sunlardir 1930 larda Almanya daki Nazi hakimiyeti sirasinda Gestaltcilarin baslica temsilcileri ABD ye goc etmis boylelikle bu yaklasim ABD de de taninmistir Gunumuzde bu yaklasimdaki temel fikir zihnin dis uyaranlara dogrudan tepki vermeyip oncelikle onu yorumlayip anlamlandirdigi fikri bilissel psikologlarin ogrenme bellek problem cozme ve hatta psikoterapi hakkindaki fikirlerinde kendini gostermektir Psikanalitik yaklasim On sira Sigmund Freud G Stanley Hall Carl Gustav Jung Arka sira Abraham A Brill Ernest Jones Sandor Ferenczi 1909 da Clark Universitesi nde Psikanaliz bilincalti zihni ve gunluk yasam uzerindeki etkisini analiz etmeyi amaclayan bir teoriler ve terapotik teknikler koleksiyonudur Bu teoriler ve teknikler ruhsal bozukluklarin tedavisine yon verir Psikanaliz 1890 larda en belirgin olarak Sigmund Freud un calismalariyla ortaya cikti Freud un psikanalitik teorisi buyuk olcude yorumlayici yontemlere ic gozleme ve klinik gozleme dayaniyordu Cinsellik bastirma ve bilincdisi gibi konulari ele aldigi icin cok iyi tanindi 84 6 Freud serbest cagrisim ve ruya yorumlama yontemlerine onculuk etti Psikanalitik teori monolitik degildir Freud dan ayrilan diger iyi bilinen psikanalitik dusunurler arasinda Alfred Adler Carl Gustav Jung Erik Erikson Melanie Klein D W Winnicott Karen Horney Erich Fromm John Bowlby Freud un kizi Anna Freud ve Harry Stack Sullivan vardir Bu kisiler psikanalizin cesitli dusunce okullarina evrilmesini sagladi Bu okullar arasinda ego psikolojisi nesne iliskileri ve kisilerarasi Lacanian ve iliskisel psikanaliz yer alir Bu yaklasima gore psikoloji kisilerin bilincdisi korkularini isteklerini ve gudulerini ortaya cikarmayi hedeflemelidir Sigmund Freud un klinik gozlemlerine dayanarak gelistirilen bu yaklasimda normal insan davranislarini anlamaya degil anormal davranislari anlamaya odaklanilmistir Bu yaklasim ruhsal hastaliklarin tedavisi kisilik ve gelisim psikolojisi alanlarinda etkili olmustur Bu yaklasimda arastirma yontemi olarak telkin terapi hipnoz ruya yorumu ve biyografi tercih edilir Bu yaklasimda bilincalti kavramina cok onem verilir Freud un kurucusu oldugu bu yaklasimi devam ettiren ve yenileyen birkac onemli isim Alfred Adler ve Carl Gustav Jung ve Karen Horney olmustur Bu uc isim Freud un orijinal kuramina pek cok elestiri getirerek kendi kisilik kuramlarini olusturmuslardir Freud gunumuzde onemli bir populer kultur figurudur Freud un kuramindaki pek cok kavram ornegin bilincdisi bastirma rasyonellestirme vb gundelik dile yerlesmistir Buna karsilik psikanalitik yaklasimla yapilan bilimsel calismalar kisitlidir Hans Eysenck gibi psikologlar ve Karl Popper gibi filozoflar psikanalizi sert bir sekilde elestirdiler Popper psikanalizin yanlislanabilir olmadigini yaptigi hicbir iddianin yanlis oldugu kanitlanamazdi ve bu nedenle dogasi geregi bilimsel bir disiplin olmadigini savundu oysa Eysenck psikanalitik ilkelerin deneysel verilerle celistigi gorusunu ileri surdu 20 yuzyilin sonuna gelindiginde Amerikan universitelerindeki psikoloji bolumleri cogunlukla Freudcu teoriyi marjinallestirmis onu kurumus ve olu bir tarihi eser olarak reddetmisti Antonio Damasio Oliver Sacks ve Joseph E LeDoux gibi arastirmacilar ve noro psikanaliz alaninda ortaya cikan kisiler Freud un fikirlerinden bazilarini bilimsel gerekcelerle savundu Humanist insancil yaklasim Maslow un Ihtiyaclar Hiyerarsisi 20 yy in ortalarinda dogan bu yaklasimda her bir bireyin kendi gelecegine yon vermede ozgur oldugunu genis bir kisisel gelisim kapasitesine sahip oldugunu onemli miktarda icsel degere ve kendini gerceklestirme potansiyeline sahip olduguna dikkat cekilir Davraniscilik ve psikanalizdeki determinist tutuma bir tepki olarak dogmustur Humanistlere gore insanlar cevresel ve icsel faktorlerin esiri degildirler cunku hur iradeleri secme ozgurlukleri ve kendi davranislarini denetleme gucleri vardir Baslica temsilcisi Abraham Maslow dur Bilissel yaklasim 1950 lerden itibaren gelisip yayginlasan bu yaklasimda insan tepkilerinin cevredeki uyaricilar karsisinda pasif oldugu gorusune karsi cikilir ve insan zihni uyaricilari algilayan yorumlayan ve anlamlandiran aktif bir varlik olarak kabul edilir Bilginin insan zihninde nasil islemlendiginin ve depolandiginin incelenmesi hedeflenir Bu amac dogrultusunda akil yurutme tumevarim ve deney ile veri toplanir Onemli temsilcilerinden biri Jean Piaget dir Biyolojik yaklasim davranissal norobilim psikolojik biyoloji Bu yaklasimda davranislarin nedenlerini anlayabilmek icin organizmanin biyolojik yapisini anlamak gerektigi savunulur Kisinin ogrenme sureclerini kisiligini bellegini gudulerini duygularini ve problemlerle basa cikma tekniklerini etkilemek uzere genlerin hormonlarinin ve sinir sisteminin dis cevre unsurlari ile nasil bir etkilesime girdigi incelenir ve bu incelemelerde deneysel yontem kullanilir Sosyokulturel yaklasim Kulturel ve etnik benzerlikler ve farkliliklarin kulturun uyelerinin zihinsel surecleri ve davranislari uzerindeki etkisini inceler Psikolojide oncu kadinlarKaren Horney oncu kadin psikologlardandir Psikoloji biliminin gelistigi yillarda pek cok farkli bilimde oldugu gibi kadinlara yonelik onyargilar kadin bilim insanlarinin psikoloji alanina katilimini engellemistir Bu durum psikoloji bilimindeki cesitli yaklasimlarin unlu temsilcilerinden her birinin erkeklerden olusmasina yol acmistir Ancak karsilastiklari engellere ragmen psikolojiye onemli katkilar yapan bilim kadinlari vardir Christine Ladd Franklin 1847 1930 John Hopkins Universitesi nde psikoloji doktorasini 1880 li yillarin ortasinda tamamlamis ancak 40 yil sonra kadinlara doktora derecesi vermenin uygun olduguna karar verilerek kendisine doktor unvani verilmistir Renkleri gorme ile ilgili cok itibar goren bir evrimsel kuram gelistirmistir Margaret Floy Washburn 1871 1939 Psikolojide doktora derecesi alan ilk kadindir Doktorasini Cornell Universitesi nden almistir Hayvan davranislari ile ilgili calismalari vardir Leta Stetter Hollingworth 1886 1939 Cocuk gelisimi ve kadinlarla ilgili konulara odaklanan ilk psikologlardandir Kadinlarin adet donemindeyken yeteneklerinin dustugune dair 1900 lerin basinda populer olan gorusu curutecek veriler toplamistir Mary Whiton Calkins 1863 1930 1905 te Amerikan Psikologlar Dernegi nin ilk kadin baskani olmustur Doktora egitimini Harvard Universitesi nde tamamlamistir William James tarafindan en basarili ogrencilerinden olarak tanitildigi halde Harvard Unviersitesi ona kadin olmasi sebebiyle doktor unvanini vermeyi reddetmistir Karen Horney 1885 1952 Kisiligin arkasindaki sosyal ve kulturel ozelliklere odaklanmistir Anna Freud 1895 1982 Sigmund Freud un kizi olan Anna Freud anormal davranis tedavisinde onemli katkilar yapmistir 1917 1983 Cocugun ten renginin buyurken irksal farkliliklari algilamasini nasil etkiledigine yonelik oncu calismalar yapmistir Anahtar sorulariPsikolojinin degisik yaklasim ve dallarinin cevap aradigi bir dizi temel soru vardir ve psikolojik yaklasimlar bu temel sorulara verdikleri cevaplar acisindan farklilasirlar Cok farkli alanlarda cok farkli yontemlerle calisiyor olsalar da pek cok bilimsel calismayi psikoloji calismasi genel basligi altinda toplayan sey hepsinin su ya da bu sekilde bu sorulari cevaplamaya iliskin olmalaridir Cevre mi kalitim mi Davranislarimizin ne kadari kalitimsal ne kadari cevre etkisinin sonucudur Derin felsefi ve tarihsel kokleri olan bu soruya psikolojik yaklasimlarin cevaplari oldukca farklidir Ornegin biyolojik yaklasim davranislarimizin kalitimsal yonunu ortaya cikarmada kullanilirken davranissal yaklasim cevre etkisini ortaya koyar Bu nedenle biyolojik yaklasimi benimseyen bir gelisim psikologu insanlarin gelisimi ve degisimindeki kalitimsal etkenleri davranissal yaklasimi benimseyen bir gelisim psikologu ise cevresel etkenleri arastiracaktir Bilinc mi bilincdisi mi Davranislarimizin ne kadari bilinc sureclerinin ne kadari bilincdisi sureclerin sonucunda olusur Bu psikolojideki en buyuk tartisma konularindan birisidir Psikodinamik yaklasimi benimseyen bir klinik psikolog anormal davranislarin sebebini bilincdisi guclerde ararken bilissel yaklasimi benimseyen bir klinik psikolog anormal davranislara sebep olarak hatali dusunme sureclerini gosterir Hangi yaklasimin tercih edildigi anormal davranisin teshisi ve tedavisinde onemli farkliliklara yol acar Gozlenebilir davranislar mi icsel zihinsel surecler mi Psikoloji yalnizca disaridan gozlenebilen davranislari mi incelemelidir yoksa gozle gorulemeyen dusunce surecleri de psikolojinin calisma alanina girmeli midir Davranissal psikologlarin bu soruya yaniti gozlenebilen davranislari calismanin insani anlamak icin yeterli olacagi seklindedir Bilissel psikologlar ise bir insanin zihninde olup bitenleri anlamadikca bir cevresel etkene tepki veren kisinin bu etkeni algilamasiyla ona tepki vermesi arasinda ne gibi icsel surecler yasadigini bilmedikce kisinin anlasilamaz olacagini one surerler Ozgur irade mi belirlemecilik mi Kisilerin davranislarinin ne kadari kendi tercihlerinin sonucudur ne kadari kendi tercihlerinin disindaki etmenlerce belirlenmistir Felsefecilerin cok uzun zamandir tartistigi bu konu psikolojinin de temel sorularindan biridir Belirlemecilik ile ifade edilen rastlantiyi iradeyi ve ozgur secimi reddetmek evrendeki her olayin kendinden once gelen kosullarca belirlendigini her seyin bir neden sonuc iliskisinin parcasi oldugunu savunmaktir Anormal davranislar sergileyen birisi ne olcude davranislarindan sorumlu tutulabilir Boyle bir kisi tedavi gormeyi reddederse tedavi almasi icin zorlanmali midir gibi sorulara verilecek yanitlar ozgur irade belirlemecilik tartismasina baglidir Bireysel farkliliklar mi evrensel ilkeler mi Bir kisinin ozelliklerinin davranislarinin ne kadari yalnizca kendisine hastir ne kadari baska insanlarla paylastigi ortak ozelliklerdir Hepimizin birer insan oldugu ayni biyolojik soyun birer ornegi oldugu gercegi davranislarimizi ve deneyimlerimizi ne olcude birbirine benzer kilar Yani biz insanlar ne olcude birbirimize benziyoruz ne olcude birbirimizden farkliyiz Biyolojik ve davranisci yaklasimlari benimseyenler insanlari birbirine benzer kilan evrensel ilkeleri ortaya cikarmakla varoluscu yaklasimi savunanlar ise bireysel farkliliklarimizi ortaya cikarmakla ilgilenirler Temel alt dallariDeneysel Psikoloji Daha cok laboratuvar deney metodu kullanilarak temel davranissal sureclerin incelendigi bilim dalidir Deneysel psikologlar hayvan davranislarini da inceler ve insan davranislariyla iliskilendirirler Deneysel psikoloji icindeki onemli alt dallardan biri bilginin islenmesi bellegimizde depolanmasi depodan geri cagrilmasi ve problem cozme durumlarina uygulanmasi gibi bilgi isleme surecini calisan bilissel psikolojidir Bilissel psikoloji norobilim felsefe ve dilbilim ile yakindan ilgilidir Bu alanin pratik uygulamalari hafizanin nasil gelistirilecegini karar vermenin dogrulugunu artirmayi veya ogrenmeyi desteklemek icin egitim programlarinin nasil kurulacagini icerir Deneysel psikolojinin bir baska alt alani ise fizyolojik psikolojidir Fizyolojik psikolojide cesitli icsel sureclerin duyum algi motivasyon dusunme bellek dikkat gudulenme duygulanim vb ve davranislarin iletisim yeme okuma uyuma oksurme tiksinme vb altinda yatan fizyolojik surecler arastirilir Gelisim Psikolojisi Insanin dogum oncesinden baslayarak olumune kadar yasa bagli davranis degisikliklerinin sistematik olarak incelendigi bilim daldir Gelisim psikologlari insan hayatini cesitli donemlere dogum oncesi bebeklik cocukluk ergenlik orta yas ve yaslilik ayirarak her donemin kendine ozgu ozelliklerini ortaya koymaya calisir Gelisimini inceledikleri konular cesitlilik arz eder Insanlarin motor becerilerinin problem cozme becerilerinin ahlaki anlayislarinin gelisimi incelenebilir ve dil edinimi benlik kavraminin ve kimligin olusumu veya duygusal gelisim gelisim psikologlarinin calisma konusu olabilir Kisilik Psikolojisi Kisiligin ne oldugunu nasil ortaya ciktigini ve gelisimini inceleyen bilim dalidir Noropsikoloji Biyolojik sistemler ile zihnin islevi ve davranis arasindaki iliskiyi inceleyen bilim dalidir Noropsikologlar beynin biyokimyasal mekanizmalarini beyin yapilarinin fonksiyonlarini kimyasal ve fiziksel degisikliklerin davranislara ve duygulara etkisini arastirirlar Merkezi sinir sistemi bozukluklarinin teshis ve tedavisi ile ilgilenirler Psikolojik bilginin istatistiki verilerin elde edilmesi ve uygulanmasi sirasinda kullanilacak teknik ve yontemleri gelistiren bilim dalidir Psikometrik psikologlar zeka kisilik yetenek ve tutumlarla ilgili testler gelistirirler Bu testler klinik danismanlik is yasami adli saglik endustri ve okul gibi alanlarda kullanilir Ayrica arastirma desenleri veri analizi ve verinin yorumlanmasi konularinda da faaliyet gosterirler Sosyal Psikoloji Her bir bireyin duygu dusunce ve davranislarinin digerlerinden nasil etkilendigini kisinin davranislarinin kendi kisisel ozellikleri ve toplumsal ozelliklerin ortak etkisi ile nasil sekillendigini inceleyen bilim dalidir Dusunce duygu ve davranislari kisiler arasi grup ici ve gruplar arasi duzeyde inceler Uygulamali alt dallariAdli Psikoloji Bu alanda calisanlar mahkemelerde uzmanliklari ile hakime yardimci olurlar Suclu sucu islerken akli dengesi yerinde miydi ve Yargida adil karar verilmesini etkileyen psikolojik etmenler nelerdir gibi sorulara psikoloji biliminin ilke ve yontemleri dahilinde cevap ararlar Islahevi hapishane ve adli tip enstitulerinde ve hukuk kurumlarinda gorev alirlar Cevre Psikolojisi Fiziksel cevre ile insan davranislarinin etkilesimini inceler Hem cevrenin psikolojik etkilerini hem de insan etkinliklerinin sosyal ve fiziksel cevre uzerine etkilerini calisir Danismanlik Psikolojisi Bireyin kendi yasaminin degisik yonleriyle ilgili kararlar vermesine yardimci olabilecek bilgi ve yetenekleri bireyde gelistirmeyi amaclar Gundelik yasamda normal konularin konusuldugu uyum sorunlari karar vermede zorluk yasayan bireylere yonelik yardim hizmetidir Mesleki akademik sorunlari olan kisilere danismanlik yapilir Burada kisinin ilgileri yetenekleri yonelimleri ve kisilik ozellikleri goz onunde bulundurulur Bireylerin kisiler arasi iliskilerinin islevselligini arttirmayi hedefler Uyum problemi yasayan veya karar verme zorlugu ile karsi karsiya olan bireylere ihtiyac duydugu psikolojik destegi saglar Hafif duygusal kisisel sorunlar ile ugrasir Egitim Psikolojisi Bu alanda calisanlar basarili egitim teknikleri gelistirme ogrenci ogretmen iliskisinin kalitesini arttirma ogrenci degerlendirme sistemlerine adil egitici ve motive edici bir bicim verme alanlarinda calismalar yapar Endustri ve Orgut Psikolojisi Insanlarin zihinsel sureclerini ve davranislarini is yasami baglaminda inceleyen bilim dalidir Psikoloji biliminin kuramsal yaklasimlarin ve bilgi birikiminin is yasaminda iyilestirmeler yapmak uzere kullanilmasini hedefler I O psikologlari uygun ise uygun eleman yerlestirilmesi is yerlerindeki calisma kosullarinin iyilestirilmesi calisma motivasyonunun yukseltilmesi is yasamindaki otomasyonun calisanlar uzerinde etkisi insan makine iliskisi gibi konularda calismalar yapar Klinik Psikoloji Uyum sakatlik ve rahatsizlik ile ilgili problemleri anlamak tahmin etmek ve azaltmak icin bilimi teoriyi ve uygulamayi butunlestirir Uyum ayarlama ve kisisel gelisimi destekler Bir klinik psikolog farkli kulturler ve sosyoekonomik duzeylerde bir kisinin hayati boyunca insan performansinin entelektuel duygusal biyolojik psikolojik sosyal ve davranissal yonlerine odaklanir Saglik Psikolojisi Bu alanda calisanlar insanlarin hastaliklarla nasil bas edebildigi fiziksel aciyi nasil en etkili bir bicimde denetleyebilecekleri neden bazi insanlarin tibbi onerilere uymadiklari insanlarin saglikla ilgili kotu aliskanliklarinin nasil degistirilebilecegi sigara birakma kilo verme stresi kontrol altina alma gibi konularda etkili programlarin ve saglik kampanyalarinin nasil duzenlenebilecegi hasta ve hekim arasinda iyi iliski kurmanin nasil mumkun olabilecegi ve saglik personelinin calisma ortamindaki psikolojik sorunlarinin giderilmesi gibi konularda psikoloji biliminin sundugu bilgi ve yontemlerden hareketle calismalar yapar Spor Psikolojisi Bu alanda calisanlar spor ortamindaki davranislari inceler sporcularin odaklanma motivasyon duygu durumu gibi psikolojik ozelliklerinin denetlenerek spor performanslarinin artirilmasi icin ve spor takimlarinda liderlik beraberlik catisma ve rekabet gibi sureclerin denetlenerek takimin uyumlulugunun ve performansinin artirilmasi icin calismalar yapar Trafik Psikolojisi Bu bilimin calisma alanina psikoloji ilkelerinin trafik ve yol guvenligi alanina uygulanmasi surucu yeteneklerinin psikoteknik degerlendirilmesi suruculuk tarzlari ve trafikte risk alma davranisi surucu egitimi ve rehabilitasyonu ergonomi trafik guvenligi icin bilinclendirme trafik yasalarini yapan ve uygulayanlara danismanlik trafikle ilgili davranis tutum yetenek ve becerileri olcme araclari gelistirme gibi konular girmektedir Arastirma yontemleriPsikolojide pek cok farkli arastirma yontemi kullanilir Bu yontemler oncelikle niteliksel ve niceliksel olarak ikiye ayrilir Psikolojinin hem temel hem de uygulamali alanlarinda bu her iki turde de arastirma yontemi kullanilmaktadir Psikolojideki nicel calismalarin bir kismi deneysel veya yari deneyseldir bir kismi ise iliskisel ve betimleyicidir Veri toplamak icin gozlem deney anket vak a calismasi gorusme gibi pek cok farkli teknik kullanilir bu tekniklerle elde edilen sayisal veriler istatistiksel analizlerden gecirilerek arastirma hipotezleri test edilir Niteliksel psikoloji arastirmalarinda ise gorece az sayida katilimcidan yapilandirilmamis olcum araclariyla bol miktarda veri toplanir Veriler sayisal degildir dolayisiyla istatistiksel olmayan yontemlerle incelenirler ve arastirmadaki amac hipotez test etmek degildir Niteliksel arastirmalarda baslica veri toplama yontemleri katilimci gozlem odak grubu ve gorusmedir Ayrica bakinizPsikolojinin ana hatlari Psikoloji tarihi Psikologlar listesi Kompleks psikoloji Parafili psikoloji Psikoloji temel bilimiKaynakca 9 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Haziran 2020 Fernald LD 2008 Psychology Six perspectives 8 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde pp 12 15 Thousand Oaks CA Sage Publications Hockenbury amp Hockenbury Psychology Worth Publishers 2010 Cacioppo John Eylul 2007 Psychology is a Hub Science Aps Observer 20 8 29 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Haziran 2020 psychology is a hub discipline that is a discipline in which scientific research is cited by scientists in many other fields For instance medicine draws from psychology most heavily through neurology and psychiatry whereas the social sciences draw directly from most of the specialties within psychology Association for Psychological Science Observer September 2007 a b Zimbardo P G Gerrig R J 2013 Psikoloji ve yasam NobelYayinlari ISBN 9786051332260 Psychclassics yorku ca 20 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Aralik 2011 Steven Blankaart p 13 as quoted in psychology n A Dictionary of Psychology Edited by Andrew M Colman Oxford University Press 2009 Oxford Reference Online Oxford University Press oxfordreference com 15 Eylul 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde DRD psychology in Richard L Gregory ed The Oxford Companion to the Mind second edition Oxford University Press 1987 2004 978 0 19 866224 2 pp 763 764 Watson John B 1913 PDF Psychological Review 20 2 158 177 doi 10 1037 h0074428 hdl 21 11116 0000 0001 9182 7 8 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 5 Haziran 2020 Arsivlenmis kopya 14 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Haziran 2020 a b c Schultz D P Schultz S E 2016 Modern Psikoloji Tarihi Kaknus Yayinlari ISBN 9789756963852 Blatter Jeremy Screening the Psychological Laboratory HugoM unsterberg Psychotechnics and the Cinema 1892 1916 Science in Context Cilt 28 Sayi 1 Yil 2015 12 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Haziran 2018 Mcreynolds P 1987 Lightner Witmer Little known founder of clinical psychology American Psychological Assocation 42 9 849 858 Retrieved from PsycINFO Database a b Wooed E G Boyd D Wood Samuel E 2011 The World of Psychology 7th edition Boston ABD Pearson ISBN 9780205768424 Thompson C amp Mullahy P 1951 Psychoanalysis Evolution and development 3rd ed New York Hermitage House Brenner C 1974 An elementary textbook of psychoanalysis Garden City NY Anchor Moore B E Fine B D 1968 A Glossary of Psychoanalytic Terms and Concepts Amer Psychoanalytic Assn p 78 978 0 318 13125 2 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Kozulin 1984 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Freud S 1900 The Interpretation of Dreams 2nd IV and V Hogarth Press 1955 Freud S 1915 The Unconscious XIV 2ci bas Hogarth Press 1955 Karl Popper Conjectures and Refutations London Routledge and Keagan Paul 1963 pp 33 39 from Theodore Schick ed Readings in the Philosophy of Science Mountain View CA Mayfield Publishing Company 2000 pp 9 13 Faculty washington edu 26 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cohen Patricia 25 Kasim 2007 June 2008 study The New York Times 26 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Subat 2017 See Damasio A 1994 Descartes in Yanilgisi Duygu Akil ve Insan Beyni Damasio A 1996 The somatic marker hypothesis and the possible functions of the prefrontal cortex Damasio A 1999 The feeling of what happens Body and emotion in the making of consciousness Damasio A 2003 Looking for Spinoza Joy sorrow and the feeling brain LeDoux J E 1998 The emotional brain The mysterious underpinnings of emotional life Touchstone ed Simon amp Schuster 0 684 83659 9 Panksepp J 1998 Affective neuroscience The foundations of human and animal emotions New York and Oxford Oxford University Press Sacks O 1984 A leg to stand on New York Summit Books Simon and Schuster Senol Durak E Kocatepe U Durak M 2015 Aklimin akli Psikoloji Nobel Santrock J W 2012 Yasam boyu gelisim Nobel Yayincilik ISBN 9786051331522 Berg E V D Groot J I M D Steg L 2016 Cevre Psikolojisi Nobel Yayinlari ISBN 9786053202110 Costas T Karageorghis I Terry P C 2015 Spor Psikolojisi Nobel Yayincilik ISBN 9786053200659