Botan Emirliği (Kürtçe: Mîrektîya Bota), 1338-1855 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Güneydoğu Anadolu'da topraklarında bulunan Kürt Emirliklerinden birisidir. Cizre, Şırnak ve Siirt'in Eruh ilçesini içine almaktadır. Emirliğin adını aldığı Bûhtî Kürtleri Orta Çağlarda günümüz Hakkâri ili ile Musul arasında yaşamışlardır. Ayrıca Bûhtî Kürtleri, bazı tarihçiler nezdinde köken olarak Mervani hanedanının kurucusu olan Humeydi Kürtleri ile ilişkilendirilmişlerdir. 16. Yüzyılda yaşamış olan Kürt tarihçi Şerefhan-ı Bitlisi kaleme aldığı Şerefname adlı eserinde; Botan Emirliğinin, isminin cesaret ve savaşçılıklarıyla tanınmış olan Bûhtî aşiretinden aldığını ifade etmektedir. Antropolog Martin van Bruinessen, Botan Emirliğinin askerî gücünün Şıllet ve Çoxsor olarak ikiye ayrıldığını söylemiştir.
Botan Emirliği Mîrektîya Bota میرنشینی بۆتان (Kürtçe) | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1338-1855 | |||||||||
Bayrak | |||||||||
1835 yılında Kürt beylikleri | |||||||||
Başkent | Cizre | ||||||||
Resmî dil(ler) | Kürtçe | ||||||||
Tanınan bölgesel dil(ler) | Ermenice | ||||||||
Yaygın dil(ler) | Farsça (edebiyat dili), Türkçe (Osmanlı idaresinde yazışma dili) | ||||||||
Etnik gruplar |
| ||||||||
Resmî din | Yezidilik, İslam | ||||||||
Hükûmet | Emirlik | ||||||||
Emir | |||||||||
| |||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
|
Azîzan Mîrleri veya Aziziye Beyliği olarak da bilinen Botan Emirleri klasik dönemlerinde muhtemelen bölge dâhilindeki aşiretlere üstünlük sağlamak amacı ile neseb olarak kendilerini Halid bin Velid'e dayandırmışlardır. Ayrıca Botan Emirlerinin, Azîzan Mîrleri olarak bilinmelerinin sebebi bu Emirliğin kurucusu olan İzzeddîn el-Bohtî'nin isminden kaynaklanmaktadır. Botan Emirliğinin en etkili olduğu alan Cizre bölgesi olmuştur. 1514 yılında Osmanlı ve Safevî kuvvetleri arasında gerçekleşen Çaldıran Muharebesi sırasında Botan Emirliği, Osmanlı tarafında yer almıştır. Botan Emirliği bu tarihten itibaren Osmanlı İmparatorluğuna bağlı bir Hükûmet sancağı olarak varlığını devam ettirmiştir. Bedirhan Bey döneminde en parlak dönemini yaşamış olan Botan Emirliği daha sonra 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içerisinde gerçekleşen merkeziyetçi reformlar ve izlenen yanlış politikalar ayrıca Bedirhan Bey'in Osmanlı İmparatorluğuna karşı isyan girişimi sonrası İzzeddin Şir Bey döneminde 1855 yılında dağılmıştır.
Coğrafya
Botan Bölgesi günümüz Siirt'in Eruh ilçesi, Şırnak ve Şırnak'ın Cizre ilçesini kapsayan idari bölüme verilen bölge ismidir. Ünlü coğrafyacı İbn Vâzıh el-Yakubî, Bûhtî Kürtleri'nin merkezi olan Cizre'yi tanımlarken “Cezîretu’l-Ekrâd” yani "Kürtler'in Cizresi" ifadesini kullanmıştır. Yakubî tarafından edinilen bu bilgiyi İzzeddîn İbn Şeddâd aktardığı vakit bahsi geçen şehrin “Cezîretu'l İbni Ömer” olduğunu ve buradaki Kürt nüfusunun fazlalığından ötürü şehrin bu isimle anıldığını ifade etmiştir.Yâkût el-Hamevî ise bölge halkı hakkında Ermeniler ile iyi ilişkiler içerisinde olduklarını ve sağlam surlara sahip olduklarını ve bu surların ise bir kısmının Beşnevî, bir kısmının ise Bûhtî Kürtlerine ait olduğunu dile getirmiştir. Yâkût el-Hamevî'nin Bûhtî'lere ait bahsettiği surlar ise şunlardır; Curzakil, Atil, Allos, Baz el-Hamra, Elki, Ervah, Bahuha, Berho, Kinkiver, Nirve ve Hoşeb. Şerefhan, Azîzan Mîrleri'nin sahip olduğu bölgelerden bahsederken Gurgîl, Berke, Eruh/Ervah, Piroz, Tanza,Fınık, Tur, Heysem, Şah, Etil, Ermişat, Kiver, Dirde gibi dönemin stratejik önemine sahip kale ve kentlerden bahsetmektedir.
Tarihçe
Kuruluş dönemi
Botan Emirliği, Fınık kalesi hakimi İzzeddîn el-Bohtî tarafından kurulmuştur. İzzeddîn el-Bohtî döneminde Cizre bölgesi, İlhanlılar'ın bölgeye gönderdiği valiler tarafından yönetilmekteydi. 1330 yılında ölen Cizre valisi Taceddîn Bedil'in ölümü üzerine yerine oğlu Beklemiş vali olarak atanmıştır. Beklemiş babasının ölümü üzerine İlhanlılara elçiler ile birlikte hediyeler göndermiş ve Cizre bölgesini yönetmek istediğini ifade etmiştir. Bunun üzerine Beklemiş'in hoş hediyelerine ve saygısına binaen Cizre Bölgesine kendisi atanmıştır. Bu sırada 1336 yılında Artuklu Beyliği, Hasankeyf Eyyubi Emirliği üzerine sefer düzenleme kararı almıştır. Bunun üzerine Hasankeyf Emiri Melik Adil bölgede güçlü bir orduya sahip olan Fınık kalesi hakimi İzzeddîn el-Bohtî'den yardım istemektedir. Bu savaş İzzeddîn el-Bohtî adına bir dönüm noktası mahiyetindedir. Zira bu savaş sonrası İzzeddîn el-Bohtî bölgede Hasankeyf Emiri Melik Adil'in desteğini alarak gücüne güç katacaktır. Artuklu ve Hasankeyf gerçekleşen savaşta İzzeddîn el-Bohtî, Melik Adil'in yardım çağrısını geri çevirmemiş ve savaşta Hasankeyf tarafında yer almıştır.Bu savaş sonrası Melik Adil, Fınık kalesi hakimi olan İzzeddîn el-Bohtî'nin en büyük destekçisi ve müttefiki hâline gelmiştir. Tarih bu şekilde işlerken İlhanlılar'ın zayıflamasından fırsat bilen Cizre Valisi Beklemiş, merkezi yönetime vergilerini ödemiyor ve Cizre halkı üzerinde baskı kurmaya başlamıştır. İdari düzenin bozulduğu Cizre'de, bölge halkı çareyi bu dönem içerisinde hızla güç kazanmaya başlamış olan Fınık kalesi hakimi İzzeddîn el-Bohtî'ye giderek yardım çağrısında bulunmuş ve şikayetlerini bildirmiştir. İzzeddîn el-Bohtî, Cizre halkının bu şikayeti üzerine bölgede yaşananları araştırmış ardından müttefiki olan Hasankeyf Emirinden destek istemiş ve Cizre üzerine sefer düzenlemeyi planladığını bildirmiştir. Hasankeyf Emirinin desteği üzerine İzzeddîn el-Bohtî dönemin stratejik bir hamlesi olarak çevre bölgelere Sindî Kürtleri üzerine sefer düzenleyeceği bilgisini yaymıştır. Fakat daha sonra Bûhtî ordusunu Cizre üzerine çevirmiş ve Cizre üzerine gerçekleşen seferden habersiz olan Beklemiş ile askerlerini hazırlıksız yakalamıştır. Cizre yakınlarında Bûhtî ordusunun varlığını işiten, Cizre Valisi Beklemiş hediyeler ile İzzeddîn el-Bohtî'yi karşılamış ve kendisine bağlılık yemini etmiştir. Vali Beklemiş, İzzeddîn el-Bohtî'ye bağlılığını bildirdkten sonra kendisini Cizre'ye götürmüştür. Cizre'de İzzeddîn el-Bohtî ile bir araya gelen Cizre halkı şehrin yeterince korunmadığını bildirmiş ve İzzeddîn el-Bohtî'nin, Cizre dışında bekleyen askerlerinin gizlice şehre girmelerine olanak sağlamışlardır. Şehre giren Bûhtî ordusu Cizre'yi ele geçirmiş ve daha sonra Vali Beklemiş öldürülerek Bûhtî'ler şehre tamamiyle hakim olmuşlardır. 1338 yılında ele geçirilen Cizre şehri Bûhtî'lerin merkezi hâline gelmiş ve Botan Emirliği İzzeddîn el-Bohtî tarafından resmen kurulmuştur. İzzeddîn el-Bohtî, Cizre'yi alıp Botan Emirliğini kurduktan sonra Cizre topraklarını kendi topraklarına katmayı düşünen Musul Emiri Hacı Turgay'ın hedefi hâline gelmiştir. Hacı Turgay Cizre üzerine sefer düzenlemiş ve Cizre'yi abluka altına almıştır. Üç gün süren çarpışmadan sonra Hacı Turgay süvarileriyle Zelaka adı verilen Cizre yakınlarındaki bölgeye çekilmiş ardından Bûhtî ordusu kendisini takip ederek Zelaka bölgesinde Musul Emir'inin yenilgisi ile sonuçlanan savaş yaşanmıştır.
1342 Mîrlik Savaşı
1342 yılında Bûhtî aşireti ile Zırkîler arasında gerçekleşen savaşa Mîrlik savaşı denmektedir. Bu savaş dönemin siyasi alt tabanından kaynaklanmaktadır. Her iki aşiretinde gücünün var olduğu bu bölgede yaşanan bir iktidar savaşıdır. Bûhtî aşireti ile Zırkîler arasında gerçekleşen Mîrlik savaş'ında, Siirt'te bulunan Arap azınlık tüm kuvvetleri ile Bûhtî'lere karşı Zırkî'ler tarafında yer almışlarıdır. Mâlâ Bâdî’de gerçekleşen bu savaş İzzeddîn el-Bohtî'nin babası Seyfeddîn el-Buhtî dahil on bir Botan beyi ve çok sayıda Buhtî askerinin hayatına mal olmuştur. Seyfeddîn el-Buhtî'nin ölümü üzerine Siirt'in ileri gelenlerin bir kısmı kafasını koparmış ve Siirt meydanında Çevgan oynamışlardır. Bu yaşananlar sonucunda İzzeddîn el-Bohtî, müttefiki Hasankeyf Emiri Melik Adil ve Kürt aşiretlerinin desteğini istemiş ve Ordusunu toplayarak Siirt üzerine sefer düzenlemiştir. Siirt'te bulunan Muad bin Kadilla'nın da destekleri ile İzzeddîn el-Bohtî kalabalık bir ordu ile Siirt'i ele geçirmiş ve yağmalamıştır. Ardından Ali Şirvân el-Buhtî’yi Siirt'e vali olarak atamış ve Cizre'ye geri dönmüştür. Bûhtî'lerin Siirt'te on aylık bir yönetiminden sonra şehrin ileri gelenleri isyan çıkarmış ve Muad bin Kadilla, oğlu Muhammed ve kardeşini öldürmüşlerdir. İsyan sonucu Emir Ali Şirvân el-Bûhtî adamları ile şehri terk etmiş ve Cizre'ye geri dönmüştür.
Hasankeyf Emirliği ile ilişkilerin bozulması
1346 yılında İzzeddîn el-Bohtî'nin oğlu olan Seyfeddin El-Buhtî, Hasankeyf Emirliği ile Botan Emirliği arasında iki emirliği karşı karşıya getirecek bir krize neden olmuştur. Seyfeddin El-Buhtî ve adamları Hasankeyf halkına zarar vermiş ve bunun üzerine Melik Adil Cizre'yi kuşatmak için ordusunu toplamış ve Cizre üzerine sefer düzenlemiştir.8 Ekim 1346 yılında Cizre'ye giren Melik Adil ve ordusu karşısında yenilgiye uğramış olan Buhtî'ler Cizre'nin çevresini kaplayan dağlara sığınmak zorunda kalmışlardır. Bu sırada Melik Adil, desteğini istediği Kürt Beyleri ve aşiret güçlerini beklemek için ordusu ile Cizre'de konaklamıştır. Ardından Kürt Beylerinin gelişinden tedirgin olan Seyfeddin El-Buhtî, Melik Adil'in ordugahına gitmiş ve barış teklifi sunmuştur. Seyfeddin El-Buhtî'nin sunduğu barış teklifi üzerine Melik Adil daha fazla kayıp vermemek için bu teklife olumlu cevap vermiş ve her iki taraf arasında daha fazla kayıp yaşanmadan barış yapılmıştır. Fakat 1351-1352 yılında Hasankeyf ve Botan Emirliği arasında yine Seyfeddin El-Buhtî kaynaklı bir kriz yaşanmıştır. Bu krizin sebebi ise Hasankeyf ile arasındaki savaşta, Hasankeyf Emirliğinin yenildiğini gören Buhtî ordusunun tarafına geçmesi olmuştur. Ancak daha sonra Koşaniye'de yapılan savaş sonucunda yenilmiş ve Buhtî'lerin ihanetini işiten Hasankeyf Emiri Melik Adil bir kez daha Buhtîler üzerine sefer düzenlemiştir. Melik Adil'in üzerine geldiğini haber alan Emir Seyfeddin Vestan Hakimi Emir İmadeddin El- Hekkari'den destek istemiş ve ordusuyla Melik adile doğru harekete geçmiştir.Ancak Vestan Hakimi Emir İmadeddin daha sonra Buhtîlere destek vermekten vazgeçmiş ve geri dönmüştür. Bu olay neticesinde Emir Seyfeddin Buhtî ordusunu alarak Tanza'ya çekilmiş ve oraya karargahını kurmuştur. Melik Adil, Tanza yakınlarında bulunan Buhtîler üzerine harekete geçmiş daha sonra bölgenin ileri gelen ailelerinden Beytu’l-Evseli ailesinin araya girmesiyle her iki taraf arasında bir kez daha barış sağlanmıştır. Bu yaşananlar üzerine 1354 yılında Melik Adil'in Botan Emirliği üzerine yaptığı seferler sonucu endişelenen Emir İzzeddîn el-Bohtî, Botan Emirliğini güvenceye alabilmek adına Hakkâri Hükümdarı Melik Esed'e giderek, Melik Adil karşısında kendisinden destek talep etmiştir. İzzeddîn el-Bohtî'nin, Hakkâri Hükümdarının yanına gittiğini öğrenen Melik Adil çevre Emirliklerden destek istemiş ve Siirt'i güvenceye almak için Siirt'e doğru ordusuyla yola koyulmuştur. Ardından Hakkâri Hükümdarı Melik Esed'in oğlu Vestan Hakimi Emir İmadeddin ve İzzeddîn el-Bohtî ordularıyla birlikte Kormas Ovası’nda konaklamış ve Siirt'e doğru ilerlemişlerdir. Hakkâri ordusuyla birlikte İzzeddîn el-Bohtî'nin Siirt'e doğru yola koyulduğunu öğrenen Melik Adil beraberinde süvari birliği ile Siirt'e gelmiştir. Melik Adil'in Siirt'e gelmesinin ardından oğlu Melik Muhammed, Ziyaeddin er-Rojki, Nasreddin ez-Zırki, Bahaeddin es-Süleymani, Şeyh İzzeddin ez-Zırki, Silvan Emiri, Erkanin Emiri Şeyh Ali, Şemseddin er-Rojki, İzzeddin bin Kemal eş-Şavûri gibi Kürt Emirlerinin beraberinde 12 bin kişilik ordu Siirt'te beklemeye başladı. Melik İmadeddin El- Hakkâri savaşın kayıpsız geçebilmesi için Melik Adil'e elçi göndermiş ve her iki taraf arasında barış görüşmeleri talep etmiştir. Bu talep üzerine Melik İmadeddin'e Mardin Emirinin oğlu olan Melik Muhammed gönderilmiş ve barış görüşmeleri neticesinde bir kez daha her iki taraf arasında barış sağlanmıştır. Aralık 1362 yılında Botan Emiri İzzeddîn el-Bohtî ölmüş ve yerine oğlu Seyfeddin El-Buhtî geçmiştir. Seyfeddin El-Buhtî'nin de 20 yıllık hüküm süresi sonrası Eylül 1383'te vefati üzerine yerine kardeşi İzzeddîn Ahmed Botan Emiri olmuştur. Fınık Kalesine Seyfeddin El-Buhtî'nin oğlu Ebubekir ve Tanza şehrine ise oğlu Abdullah idareci olarak atanmıştır. Aynı yıl Hasankeyf ve Zırkîler arasında patlak veren savaşta yeni Botan Emiri İzzeddin Ahmed, Hasankeyf tarafına destek vermiştir. Ancak 1386'da Hasankeyf Emirliği ile Botan Emirliği tekrar karşı karşıya gelinmiş, Hasankeyf Emiri Abdullah El- Buhtî'nin kuvvetlerine saldırmıştır. Gerçekleşen savaşta Silvan Emiri ile Hasankeyf tarafına destek vermesine rağmen Abdullah El- Buhtî'nin kuvvetleri Hasankeyf ordularını yenilgiye uğratmıştır.
Timur'un bölgeye gelişi ve Akkoyunlular
Timur bölgeye geldiği vakit, Botan Emir'i İzzeddin Ahmed kendisini ziyaret ederek Timura intisab etmiştir. Timur'un bölgeye geliş yılları ihtilaflıdır. Bazı kaynaklarda 1401 yılı geçmekteyken bazı kaynaklarda ise 1394 yılı olarak geçmektedir. Başta Timur'a intisab edip bağlılığına bildiren Emir İzzeddin daha sonra bağlılık yemininden şaşmış ve Timur'un Kalabalık bir orduyla Botan bölgesi üzerine sefer düzenlemesine sebebiyet vermiştir. Timur'un bölge üzerine düzenlediği sefer neticesinde Cizre fazla direnemeden teslim olmuş ve bu durum üzerine Cizre'de Botan Emirlerinin yönetimi son bulmuştur. Ardından Timur karşısında yenik düşen Botan Emiri İzzeddin, kaçmış ve hayatını Eruh aşiretlerinin arasında saklanarak geçirmek zorunda kalmıştır. Bir kısım kaynaklar Timur'un bölgeyi aldıktan sonra idareyi oğullarına bıraktığı yazarken bir kısım kaynaklar da Memluklere bıraktığını ve Memluklerin idareyi sağlayamadığı için tekrar Botan Emirlerinin başa geçtiğini ifade etmektedir. Fakat Şırnak'ta düzenlenmiş olan sempozyum dahilinde Timur'un bölgeden gitmesinden bir süre sonra bölgenin Botan Emirleri tarafından tekrar kontrol altına alındığı ifade edilmiştir.
Zeyneddîn Abdal Bey
1429-1430 yılında Mîr Zeyneddîn veya Abdal Bey olarak da bilinen Abdullah bin Abdullah Botan bölgesini tekrar ele geçirerek Botan Emirliğinin başına geçmiştir.
Abdal Bey, Ahmed-i Hânî'nin yazdığı ünlü Mem u Zin adlı eserde adı geçen Zin'in babası olan Hükümdardır. Abdal Bey döneminde Bitlis Emirliği ile Botan Emirliği karşı karşıya gelmişlerdir. Bitlis Emir'i Şerafeddin'in, Şahım Hatun ile evlidir ve Şemseddîn adında da bir oğulları vardır. Şahım Hatun Hasankeyf Emiri'nin kızıdır. Fakat daha sonra Emir Şerafeddin, Şahım Hatundan boşanmış ve Şahım Hatun da Seydi Ahmed adında bir adamla evlenmiştir. Emir Şerafeddin'in ölümü üzerine oğlu Şemseddin'in yaşının küçük oluşunu fırsat bilerek Şahım Hatun ile Seydi Ahmed Bitlis Emirliğinin yönetimine geçmişlerdir. Bunun üzerine Bitlis Emirliğinin başında olan Rojki Hanedanının önde gelenleri bu durumdan rahatsız olmuş ve Emirlikten desteklerini çekerek merkezden bağımsız hareket etmişlerdir. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra yaşı ilerleyen Emir Şemseddin, Bayki aşiretin'in önde gelenleri ile görüşmüş ve Seydi Ahmed'i ortadan kaldırmaya yönelik hamleler gerçekleştirmiştir. Bunu işiten Seydi Ahmed, Bitlis Emirliğini terk ederek Botan Emiri Abdal Bey'e sığınmıştır. Ardından Emir Şemseddin önce annesi Şahım Hatun'u öldürmüş daha sonra ordusunu toplayarak Botan Emirliği üzerine sefer düzenleme kararı almıştır. Cizre önlerine gelen Emir Şemseddin ve ordusu daha sonra esir değişimi ile Seydi Ahmed'i ele geçirmiş ve öldürmüşlerdir. Ardından Emir Şemseddin, Botan Emiri'ne Buhtî'ler ile hiçbir sorunu olmadığını ve iki bölgenin insanının dost olduğunu ifade ederek ordularıyla birlikte Bitlis'e geri dönmüştür. Abdal Bey, 1437 yılında Akkoyunlular ile Karakoyunlular arasında yaşanan savaşta Karakoyunluların karşısında Akkoyunluların yanında yer almıştır. 1451 yılında ise Botan Emirliği, Akkoyunlular'ın saldırısına uğramış, Akkoyunlu ordusu Cizre şehrini yağmalayarak bölge halkının birçoğunu katletmişlerdir. 1452 yılında ise Uzun Hasan öncülüğündeki ordu Abdal Bey'in yönetimindeki Siirt'e saldırmış ve bu saldırıda Akkoyunlu ordusu şehri ve çevresini yağmalamışlardır. Yine bu dönemde 1456 yılı içerisinde Cizrede salgın baş göstermiş ve birçok Hristiyan ile Müslüman hayatını yitirmişlerdir. Abdal Bey 1456 yılında ölmüş ve yerine II.İzzeddin Bey geçmiştir. Abdal Bey, Akkoyunlular'a en büyük zararı vermiş Kürt Emirlerindendir. Bu sebeple Akkoyunlular ile Botan Emirliğinin düşmanlığı o ölene dek devam etmiştir. Onu takip eden II.İzzeddin Bey dönemi ise karışık bir döneme denk gelmektedir. Fakat yönetimi uzun sürmemiştir. Yerine geçen oğlu Emir I. Şeref ise ancak iki yıl Emirlik yapabilmiştir.Emir Şereften sonra Botan Emirliğinin başına kardeşi I.Bedir Emirliğin idaresine geçmiştir.
Bedir Bey ve Osmanlı hâkimiyeti dönemi
Bedir Bey döneminde Akkoyunlular, Şah İsmail tarafından yıkılarak Safevi Devleti kurulmuştur. Bu dönem içerisinde Şah İsmail, hem Kürt Beylikleri hem de Osmanlı açısından büyük tehlike arz etmektedir. Şah İsmail, Anadolu’daki Türkmen nüfuzunu kullanarak Osmanlı içerisinde isyanlara neden oluyor ve Sünni Kürt Beyliklerini ortadan kaldırıp yerlerine kendi adamlarını atamak istiyordu. Bunun üzerine birçok Kürt Bey’i, Safeviler’in karşısında Osmanlı’nın yanında yer almıştır. Bunlardan birisi de Cizre Hâkimi Bedir Bey’dir. Yavuz Sultan Selim’e bağlılığını bildiren Bedir Bey daha sonra Yavuz Sultan Selim adına para bastırıp hutbe okutmuştur. Ardından Bedir Bey Musul’daki Safevi kuvvetleri üzerine sefer düzenlemiş ve onları yenilgiye uğratmıştır. Botan Emirliği, Osmanlı idare düzeni içinde, Diyarbakır Eyaleti’ne bağlı bir hükûmet sancağı olarak belirlenmiştir. Kürt Beylikleri, Osmanlı’ya intisap ettikten sonra Hükûmet tipi sancaklarda kendi topraklarını yönetmeye devam etmiş ve sadece yılda bir kez merkez hazinesine belirlenen miktarda ücret ödemekteydiler.Kürt Emirlerine, buraların kendi hanedanlarına ait mülkiyetler olduğuna dair birer temliknâme verilmiştir. Bu temliknâmelerde ne şartlarla bu sancakları tasarruf edecekleri tek tek açıklanmıştır. İlk defa, Yavuz Sultan Selim zamanında verilen bu temliknâmeler daha sonraları her padişah tarafından yenilenmiştir. Kendi bölgelerinde, güçlü ve kalabalık aşiretler, çeşitli derebeylikler oluşturan Kürtler’in üzerinde Selçuklular, Timurlular, Akkoyunlular ve Safevîler gibi merkeziyetçi devletler dahi bölgede mutlak hâkimiyeti sağlayıp bu derebeylerini ortadan kaldıramamıştır. Belli bir kaleyi merkez edinmiş olan Kürt Emirleri, siyasi şartların zorunlu kıldığı hallerde bölgede hakimiyet kuran güçlü devletlerin egemenliğini kabul ederek varlıklarını devam ettirmişlerdir.Osmanlı Devleti, Kürt Coğrafyasında yaşanan mevcut zorluklara rağmen yine de merkezî bir yönetim kurmaya çalışabilirdi, fakat buna teşebbüs etmemiştir. Her şeyden önce Osmanlıların, Kürtlerin yaşadıkları bölgelere ilgileri, onları denetim altına almak ve asimile etmek istemelerinden değil, devletin doğu sınırlarını savunma gereksiniminden kaynaklanmaktaydı. Bu durumun sonucu olarak, sarp dağlardaki beylere yalnızca iç işlerinde bir kısım idari imtiyazlar verilmekle kalınmamış, aynı zamanda sınır bölgelerinin güvenliklerini sağladıkları için kendilerine tımar da verilmiştir. Osmanlı Devleti, özellikle sınır komşusu ülkelerle görece önemsiz sorunları hallederek, düzenlemeler yapmayı tercih etmiştir. Kanunî Sultan Süleyman döneminde, Irakeyn Seferi (1535) öncesinde bu bölgede yarı bağımsız vaziyette yaşayan beylere gönderilen bir “emr-i şerif”te “kadîmden temessükleri üzere” ibaresi kullanılmıştır. Burada özetle şöyle deniyordu:
“Sultan Selim zamanında İran’a karşı cephe alarak hayırlı hizmetlerde bulunan ve şimdi de devlete sadakatle hizmet ifa eden, bilhassa sefere katılarak yararlılık gösterenlere, öteden beri ellerinde ve tasarruflarında bulunan yerler temlik ve ihsan edilmiştir”.
Bundan anlayacağımız üzere Kanunî, Bölgede yer alan Kürt Emirlerine yeni haklar ve ayrıcalıklar vermemiş, sadece babası zamanında verilen ayrıcalıkların geçerli olacağını bildirmiştir. Bu durumdan ötürü belli ayrıcalıklara sahip olan Kürt Emirleri genellikle devlete sadık kalmış ve Osmanlı ordusuyla birlikte Safevilere karşı sefere katılmışlardır. Bu sebeple ayrıcalıklı statüleri değişmeden devam etmiştir.
Osmanlı idaresinde Botan Emirliği
Botan Emirleri, Osmanlı idaresinden çok istifade ettiler. Şah Ali Bey’den sonra (1524) yerine geçen oğlu II. Bedir Bey (1524-1573), Osmanlı yönetiminden yararlanarak beylik topraklarını imar etti. Onun döneminde Cizre'de, bilim ve kültür çok ilerlemiş ve Cizre bu konuda dönemin merkezi hâline gelmiştir. Ancak, zaman zaman Osmanlı yönetimiyle ters düşmeleri sebebiyle, 1549 yılında, Kanunî Sultan Süleyman’ın damadı Vezir-i Âzam Rüstem Paşa, Cizre Beyi Bedir Bey hakkında inceleme yaptırdı ve bir fermanla beyliği, kardeşi Nasır Bey’e verdi. Nasır Bey yönetime geçince Bedir Bey Şeccar bölgesine çekilmek zorunda kaldı. Ancak Bedir Bey şehri iki yıl sonra tekrar ele geçirdi. Bedir Bey, 49 yıl kadar Botan Emirliğinin başında hükmederek, 95 yaşında Cizre’de ölmüştür. Bedir Bey’in ölümünden sonra yerine oğlu Emir Muhammed Bey geçti. Lala Kara Mustafa Paşa ile Gürcistan ve Kafkasya seferlerine katılan Emir Muhammed, 1573 tarihindeki savaşta ölünce, oğlu da çok küçük olduğu için eşi, kızlarını Abdal Han’ın oğullarından Emir Nasır ve Emir Şeref’le evlendirdi. Beyliği bir süre bu iki kardeş beraber idare etmişlerdir. II. Muhammed, 1578 tarihinde Cizre Beyi olmuşsa da onun beyliği uzun sürmemiş ve 1583 tarihinde ölmüştür. Bunun üzerine, Osmanlı Devleti’nin emir ve isteği ile sülalenin diğer şubesinden Emir Aziz (1583-1591), Cizre Bey’i oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1585 tarihindeki Tebriz seferine katılan Emir Aziz, savaş sonunda Cizre’ye dönmeyerek Sincar’da kaldı. 1586 yılında yeniden bey olan Emir Aziz, 1593’te Emir Şeref’in Cizre ve Silopi topraklarının tamamını ele geçirmesi, kendisinin de elinde yalnızca Cizre Kalesi’nin kalması üzerine, İstanbul’a kaçarak Hükûmetten Emir Şeref ve kardeşlerine karşı yardım istedi. Bu arada Emir Şeref uzun bir kuşatmadan sonra Cizre Kalesi’ne girmeyi başarmış ve Osmanlı İdaresi bu haber üzerine Musul Beylerbeyi Hüseyin Paşa, Mehmet Bey’le birlikte Karakuyu, Cemalkendi, Dilfeşme, Ebu Sait, Kefri Zaman, Habur ve Silopi yoluyla Cizre üzerine yürüdü. Bunun üzerine Emir Şeref kardeşleri ile beraber kaçtı. Emir Aziz ise, eski topraklarının sahibi oldu. Hüseyin Paşa da Musul’a döndü. Emir Şeref bir müddet sonra tekrar sahneye çıkarak, Cizre ve Silopi topraklarını geri aldı ve Emir Aziz’i öldürdü. Emir Şeref’in kendisi Cizre’ye yerleşerek kardeşlerini de kazalardaki kalelere gönderdi. Bu kaleler arasında Silopi’deki Basurin Kalesi de (Yankale) bulunmaktadır. Diyarbakır Beylerbeyi Mehmet Paşa, bölgeye gelerek, Cizre dolaylarını Emir Mehmet’e, Şah kazası ve diğer yerleri de Emir Şeref’e verdi. Ancak III. Şeref ile Emir III. Mehmet arasında bir mücadele başlamıştır. Bu mücadele, III. Murat ve I. Ahmet zamanında da sürdü. 1626’da Sultan IV. Murat (1623-1640) tarafından Cizre Beyliği tekrar Emir Mehmet’e verildiyse de bölgede pek nüfuzlu bir idareci olan Emir Şeref sağ iken, Emir Mehmet oraya gidip beylik işlerine başlamaya bir türlü cesaret edemedi.
Bedirhan Bey dönemi
Botan Emiri Abdullah Bey öldükten sonra emirliğin başına yeğeni Seyfeddin Bey geçmiştir.Emir Seyfeddin Bey’in döneminde Botan Emirliği’nin idaresi bozulmuş ve Botan Emiri altındaki aşiretler kontrolden çıkmışlardır. Bunun üzerine Seyfeddin Bey kendi isteği ile Emirlikten çekilerek yönetimi Abdullah Bey’in oğlu Salih Bey’e devretmiştir. Fakat Salih Bey’de idari bozulmaların önüne geçememiş ve Botan Emirliğini yönetmekte yetersiz kalmıştır. Salih Bey’in daha sonra Nakşibendi tarikatına girmesi ve tasavvuf ile ilgilenmesi üzerine yönetimden çekilmiş ve Emirliği kardeşi Bedirhan Bey’e bırakmıştır. 1802 yılında Cizre’de doğan Bedirhan Bey, 1821 yılında Botan Emirliğin’in başına geçtiğinde 19 yaşında idi.Bedirhan Bey, şüphesiz kendi döneminin en tartışılan liderlerinden birisi olmuştur. Onu bu kadar ön plana çıkaran bölgede elde ettiği gücü ve nüfuzu kadar aynı zamanda o dönemin tarihi içerisindeki rolüdür. Bu dönem her ne kadar Botan Emirliğinin en parlak dönemi olsa dahi Osmanlı idari yapısının değişiklik göstereceği ve merkezi otoritenin arttırılacağı II. Mahmut dönemine denk gelmesi sebebi ile bir yandan da Botan Emirliği’nin son evreleridir. Zira Bedirhan Bey döneminde Osmanlı Devleti, Kürt emirliklerine tanınan ayrıcalıkların derecesini dikkate değer bir şekilde önce azaltmış; daha sonra da özerkliklerini tamamen kaldırarak doğrudan doğruya merkezi idareye bağlamıştır.II. Mahmut, yaptığı reformlarla 1808 yılından başlayarak Osmanlı Devletinin taşradaki idari politikalarını tersine çevirdi ve daha merkeziyetçi bir yöntem uyguladı. İlk olarak, devletin önündeki en çetin engel olarak gördüğü yarı özerk ayânları itaati altına aldı. Bunu büyük ölçüde de başardı. 1812-1817 yılları arasında Anadolu’nun en büyük ayânları itaat altına alınmış ve aynı durum, 1814-1820 yılları arasında Balkanlar’da gerçekleşmişti. Daha sonra da Doğu Anadolu’daki örgütlenmeyi gerçekleştirmek ve bu bölgedeki ayânları ve Emirleri itaat altına almak için II. Mahmut 1833 yılında Sivas valiliğine Reşit Mehmed Paşa’yı tayin etmişti. Tüm bunların yaşandığı süreçte Bedirhan Bey, Botan Emirliğin’in başına gelmiştir. Bedirhan Bey ilk önce dağınık konumda olan Botan Aşiretlerini kendi otoritesi altında birleştirmiş ve Botan Emirliği içerisinde idari düzeni sağlamıştır. Emirliğin başına geçtiği ilk yıllarda İdari alanda pek çok reformlar yapmıştır. Bu sayede zamanla idaresini güçlendirip Botan Emirliğini otoriter biçimde yönetmeye başlamıştır. Daha sonra Bedirhan Bey, emrinde bulunan topraklarda yaşayanların can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla çapulculuk ve yağmacılığa son vermiş ve bu sayede vergi toplama işlerini düzene koymayı başarmıştır. Bu icraatları Cizre ve Botan Emirliği’nin en uç bölgesinde bile huzuru sağlamış ve halk nezdinde saygınlığını arttırmıştır.Rus araştırmacı V. Dittel Bedirhan Bey topraklarına ilişkin notlarında şunları yazmaktadır:
“Onun, toprak dağıtmak için yasaları ve koşulları var. Ama huzur ve güvenlik bu koşulların bütün elverişsizliğine tercih ediliyor”
Bedirhan Bey, sosyal ve ekonomik yaşamın iyileştirilmesi için Asayişin sağlanması: Bölge sakinlerinin korku ve kuşkudan kurtarılması, mal ve mülklerin hırsızlardan, soygunculardan korunması ayrıca adil bir vergi sisteminin kurulması alanlarında çalışmalar yürütmüştür. Böylelikle Bedirhan Bey, bu sorunların çözümünün, kendisinin halk içindeki otoritesini arttıracağını düşünmekte idi. Bu amaçla sosyal yapıda güvenliği sağlayıcı birtakım tedbirler almış; ağır vergi yükü ve haraç altında ezilen halkın üzerindeki vergi yükünü azaltmıştır. Van Gölü’nde gemi işletmeciliğinin kurulması önemli bir olaydı. Bedirhan Bey, projenin gerçekleşmesi için tüm gücüyle uğraştı. Bu konuda atılan adımlar, halkın sıcak ilgisiyle karşılaştı ve Bey taraftarı aşiret liderlerinin desteğini aldı. Gölde gemi çalıştırılması, bir yandan bölgedeki ticaretin gelişmesini sağlarken, öte yandan bölgeler arası ulaşımda büyük kolaylıklar sağladı. Bunun için Bedirhan Bey, gemi yapımcılığını öğrenmek için Avrupa’ya öğrenciler göndermiştir.Bedirhan Bey, bölgedeki zengin madenleri temel alarak fabrikalar kurmaya başlamış ve Cizre’ye davet ettiği ustaların yardımıyla, biri barut, diğeri silah imalâtı için iki fabrika kurmuştur. Bu, onun Kürt beyleri arasındaki saygınlığını önemli ölçüde arttırmıştır. Askerî alanda güvenilir uzmanlara sahip olmak amacıyla Avrupa’ya öğrenciler göndermiştir.Bedirhan Bey dönemi içerisinde devletle ilişkilerini iyi tutmuş ve hükûmetle iyi ilişkiler geçindiği bir politika izlemiştir. Fakat 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Osmanlı Devleti’ne vermesi gereken askerî desteği vermeyerek Devlete karşı ilk defa muhalif bir tavır içerisine girmiştir. Ancak, daha sonra bu tutumundan vazgeçerek II. Mahmut’un, Doğu Anadolu’daki merkezileştirmeyi gerçekleştirmek için bölgedeki ayânlar itaat altına almak üzere gerçekleştirdiği 1833-1839 yılları arasındaki Doğu harekâtı sırasında askerleriyle birlikte Osmanlı ordusunun yanında yer almıştır. İzlediği bu politika ile Bedirhan Bey, diğer Kürt beyleri gibi yok edilmekten kurtulmuş ve bu süreçte önemli bir güç elde ederek etmiştir. Devlet yanlısı siyaseti sebebi ile Devlet tarafından Redif Askeri Miralaylığı ile ödüllendirilmiştir. Böylece kendisinin, sahip olduğu güce devletin desteğini de ekleyerek bölgede önemli bir güce ve nüfuza sahip olmuştur. Bedirhan Bey’in, emrindeki aşiret kuvvetleriyle birlikte katıldığı 1839 yılındaki Nizip Savaşı’nda alınan yenilgi sonrası Osmanlı Devleti'nin, bölgede siyasi egemenliği ve gücü büyük ölçüde sarsılmıştır. Mevcut durum, Bedirhan Bey için bölgede yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. O güne kadar devlet ile barışık bir siyaset izleyen Bedirhan Bey, ardından hükûmetin mevcut durumundan istifade ederek bölgede kendi nüfuzunu artıracak siyasetler izlemeye başlamıştır. Bu amaçla, Bâbı âli’nin 1838 yılındaki Doğu harekâtı sırasında dağılmış olan güçlü aşiretleri kendi etrafında toplamış ayrıca aşiretler arasında var olan düşmanlıkları ortadan kaldırmak için çaba harcamıştır. Bedirhan Bey, devlet ile olan ilişkilerinde her ne kadar devlet yanlısı bir politika izlese de zaman zaman devletin o anki durumuna göre muhalif politikalarda izlemesi, hükûmetin kendisi hakkında şüphe duymasına neden olmuştur. Tanzimat sonrasında Osmanlı Devleti’nin başlattığı merkezileştirme politikasının ve buna bağlı olarak idari alanda yapılan değişikliklerin Cizre ve Botan bölgesinde uygulanması, Bedirhan Bey ile Osmanlı yönetimini karşı karşıya getirmiş ve hükûmet, onun Cizre bölgesindeki nüfuzunu kırmak istemiştir. Yeni yapılan idari düzenleme ile Cizre’nin bazı kazaları Musul Eyaleti’ne bağlanmıştı. O güne kadar devletle ilişkilerini iyi tutarak bölgede nüfuzunu ve siyasi etkinliğini artırmış olan Bedirhan Bey, mevcut konumunu kaybetmek istemiyordu. Bu amaçla hükûmet nezdinde birtakım girişimlerde bulunduysa da bir sonuç elde edemedi. Bunun üzerine kendisi o günlerde devlete karşı isyan hâlinde olan Vanlı Han Mahmut ve İmadiyeli İsmail Paşa ile irtibata geçerek hükûmete karşı tekrar muhalif bir politika içerisine girmiştir. Cizre’nin idari statüsünde yapılan değişiklik sonrası Bedirhan Bey, hükûmetin dikkatini kendi üzerine çekmek amacıyla, Hakkâri’nin dağlık bölgesinde oturan ve aslen Hristiyan olan Nasturiler üzerine 1259(1843) yılında bir harekâta girişmiştir. Bu harekât sırasında binlerce Nasturi, onun kuvvetleri tarafından katledilmiş ve bir kısmı da esir alınmıştır. Bu durum aynı zamanda Osmanlı Hükûmeti nezdinde Bedirhan Bey hakkında var olan şüphelerin daha da artmasına yol açmıştır. 1843 hadisesi, dış politikada Babıâli’yi zor duruma düşürmüş ve Batılı devletlerin meseleye müdahil olmalarına yol açarak hükûmet üzerinde İstanbul’daki elçileri vasıtasıyla baskı oluşturmalarına sebep olmuştur. Bedirhan Bey’in, 1843’te gerçekleştirdiği Nasturi harekâtı sonrasında Batılı devletlerin ortaya koyduğu sert tepki ve müdahalenin yanında onunla isyan hâlinde olan Han Mahmut ve bazı Kürt beyleri ile yakın ilişkisi ve bunun ittifak ile sonuçlanması (1846), Bâbıâli’yi bu sorunu ortadan kaldırmaya yönelik köklü birtakım tedbirler almaya yöneltmiştir. Bunun üzerine Bedirhan Bey, 1846 Ekiminde II. Nasturi harekâtını yapmış ve 10 binden fazla silahlı adamıyla Hakkâri bölgesinde yer alan Tuhuba Nasturileri üzerine saldırıya girişerek büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Bedirhan Bey’in başına buyruk hâl ve hareketleri, Osmanlı Devleti’ni iç ve dış politikada güç duruma düşürmüştür. Bâbıâli, 1846’da gerçekleştirdiği II. Nasturi harekâtı sonrasında her türlü uyarı ve nasihate rağmen devlete karşı tutumu devam eden Bedirhan Bey’in kesin bir surette ortadan kaldırılması için çalışmalar başlatmıştır. Anadolu Ordusu Komutanı Müşir Osman Paşa, Bedirhan Bey üzerine yapılacak olan askerî harekât için hazırlıklarını tamamlarken bir taraftan da onunla Kürt beyleri arasında var olan müttefikliği bozmak amacı ile çalışmalar yapmıştır. Bu esnada kullanılan yaygın metot, onunla müttefik olan veya ona yakın olan Kürt aşiret ağaları ve Kürt Beylerine birtakım unvanlar ile hediyeler vererek onları Osmanlı tarafına çekip kendisini yalnızlaştırmaktır. Bu amaçla irtibata geçilen birçok Kürt beyinin Bedirhan Bey ittifakından ayrılarak devletin yanında yer almaları sağlanmıştır. Hükûmetin kendisine karşı askerî bir harekât düzenleyeceği haberini alan ve bundan dolayı endişeye kapılan Bedirhan Bey, Musul’daki İngiliz konsolosu vasıtasıyla, kabul edeceği şartları içeren bir mektup ile hükûmete anlaşma teklifinde bulunduysa da Bâbıâli, onun bu isteğini kabul etmeyerek ve şartsız teslim olmasını istemiştir. Osmanlı kuvvetlerinin, isyan eden Bedirhan Bey ve müttefiki Kürt beyleri üzerine başlattığı askerî harekât sonrasında Müşir Osman Paşa, Cizre’de Bedirhan Bey ve birliklerini ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Bunun üzerine Bedirhan Bey ailesi ve yanındaki kuvvetleriyle ile birlikte kendisi açısından güvenli bir yer olarak gördüğü Orak Kalesi’ne çekilmiş Bir ara İran nezdinde girişimlerde bulunarak sığınma talebinde bulunduysa da bu isteği, İran tarafından reddedilmiştir. Osmanlı birliklerinin kaleyi kuşatma altına alması üzerine zor durumda kalan Bedirhan Bey, kuşatmanın üçüncü günü (30 Haziran 1847) Anadolu Ordusu’na gelerek teslim olmuştur.Bedirhan Bey, teslim olduktan sonra İstanbul’a götürülmüş ardından Girit adasına sürgün edilmiştir. Ailesi ile birlikte uzun yıllar (15 yıl) Girit’te kalan Bedirhan Bey, Padişah Abdülaziz’in izniyle İstanbul’a geri dönmüş; buradan da kendi isteği doğrultusunda Şam’a nakledilmiş ve 1868 yılında Şam’da ölmüştür.
İzzeddin Şîr Bey ve emirliğin dağılışı
İzzeddin Şîr Bey, Bedirhan Bey’in yeğeni Emir Seyfeddin’in oğludur. Amcası Bedirhan Bey isyanında Osmanlı tarafına geçmiş ve Botan Emirliği’nin dağılmasının sebeplerinden birini oluşturmuştur. İzzeddin Şîr Bey’in amcası Bedirhan Bey’in karşısında Osmanlı tarafını tutması Botan aşiretlerini endişeye sokmuş ve Kürt ittifakı dağılmıştır. 1847 yılında Bedirhan Bey’in tutuklanıp sürgüne gönderilmesi ile Botan Emirliği’nin dağılış süreci hız kazanmıştır. İzzeddin Şîr Bey, amcasının karşısında durarak Botan Emirliği’nin başına geçmeyi düşünmüştür. Fakat bu dönem dâhilinde Osmanlı içerisinde gerçekleşen reform hareketleri ile değişen idari düzen buna engel olmuştur. İzzeddin Şîr Bey, Osmanlı yönetimi’nin gözüne girebilmek ve Botan Emirliği’nin başına geçebilmek için bölgedeki Kürt Beylikleri üzerine yürümüş ve kendi hakimiyeti altına almaya çalışmıştır. Botan bölgesiyle işe koyulan İzzeddin Şîr Bey, daha sonra Telan’dan (oyacık köyü) girmiş ilk önce dönemin Beykent beylerini esir almış daha sonra Zok kalesine yürümüştür. Bu şekilde Osmanlı bölge siyaseti’nin önündeki engelleri kaldırmış ve yeni idari yapının oluşumuna büyük katkı sağlamıştır. Fakat daha sonra İzzeddin Şîr Bey’in yerine Cizre’ye Hükûmet tarafından farklı bir mütesellim atanmıştır. Bunun üzerine İzzeddin Şîr Bey, kendi Emirliğini ilan ederek isyan etmiş ardından Osmanlı Kuvvetleri tarafından yenik düşmüştür. Bunun üzerine 1855 yılında Botan Emirliği dağılmış ve Cizre Merkezden atanan mütesellimler tarafından yönetilmeye başlanmıştır.
Dış bağlantılar
- Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey (1802 – 1869) Cabir DOĞAN 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- İslam ansiklopedisi 26 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Cizre Buhtî Beyliği 25 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ a b M. Streck, “Bohtan”, MEBİA, C. 2, MEB, İstanbul 1979, s. 773.
- ^ "ULUSLARARASI ŞIRNAK VE ÇEVRESİ SEMPOZYUMU"," (PDF). 25 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Şubat 2020.
- ^ Şeref Han, Şerefname Kürd Tarihi, Cev: M.Emin Bozarslan, Deng Yayınları, İstanbul 2006,s. 94.
- ^ Bruinessen, Martin Van (2011). Ağa, Şeyh ve Devlet, Çev. Banu Yalkut, İstanbul: İletişim Yayınları.
- ^ Şeref Han, a.g.e s.94
- ^ Süreyya Bedirhan, Kürt Davası ve Hoybun, Çev: Dilara Zirek, Med Yay., İstanbul 1994, s. 76
- ^ İbn Şeddâd, İzzeddîn Muhammed b. Ali (ö. 684/1285), el-A’lâk el- Hatîra fî Zikri Ümerâi’şŞâm ve’l-Cezîre, Dımaşk, 1978, III/1, 7.
- ^ Yâkût el-Hamevî, Şihâbeddîn Yâkût b. Abdillâh (ö.626/1129), Mu‘cemu’l-Buldân, I-VII, Beyrut, 1995, III,158.
- ^ Şeref Han, Şerefnâme, I.Cilt, s.116-118.
- ^ Şeref han, Şerefname, I.Cilt, s.119.
- ^ İbnu’l-Münşî el-Hısnî, a.g.e., vr. 37b
- ^ a b İbnu’l-Münşî el-Hısnî, a.g.e., vr. 62b-63a.
- ^ İbnu’l-Münşî el-Hısnî, a.g.e., vr. 67a-67b.
- ^ İbnu’l-Münşî el-Hısnî, a.g.e., vr. 82b-83a.
- ^ İbnu’l-Münşî el-Hısnî, a.g.e., vr. 90b-91a.
- ^ İbn Nâzıru’l-Ceyş, Takiyuddîn Abdurrahmân bin Muhammed (ö. 786/1384), Teskîfu’t-Ta’rîf bi’l-Mustalahi’ş-Şerîf, (Thk.: Rudolf Vesely) Paris, 1987, 77.
- ^ İbn Hacer, a.g.e., I.Cilt, 280.
- ^ bkz. Cabir Doğan a.g.e s.25 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ve Metin Tuncel ve Abdülkerim Özaydın, “a.g.m.”, s. 38
- ^ a b ". Cabir Doğan a.g.e s.25" (PDF). 30 Ekim 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 26 Şubat 2020.
- ^ Metin Tuncel ve Abdülkerim Özaydın, “a.g.m.”, s. 38
- ^ "Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu" (PDF). 25 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Şubat 2020.
- ^ Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu, s.128
- ^ Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu, s.130
- ^ Bar Hebraeus, a.g.e., II, XXXIX.
- ^ Ahmed-i Hânî, Mem û Zîn, (Yay.; Tahsin İbrahim Doskî) Duhok, 2008, 69.
- ^ Şeref Han, a.g.e., I.Cilt, s. 382-386.
- ^ a b c Ebubekr-i Tihranî, a.g.e., s.89.
- ^ Nazmi Sevgen, “Kürtler”, BTTD, S. 10, Temmuz 1968, s. 67.
- ^ Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu, s.132
- ^ İdrîs-i Bidlîsî, Selim Şahnâme, (Trc.:Hicabi Kırlangıç) Ankara, 2001, 236, 243, 253-254, 273.
- ^ M. Ali Ünal, “a.g.m.”, s. 571; Halil İnalcık, The Ottoman Empire The Classical Age (1300-1600), Phcenix, London 1973, s. 107; Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuk Tahlilleri, 5. Kitap, 2. Kısım, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul 1991, s. 439-440.
- ^ M.Ali Ünal, “a.g.m.”, Osmanlı, C. VI, s. 117.
- ^ Cabir Doğan; Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey, Doktora tezi, Afyonkarahisar 2010, s.7; Nazmi Sevgen, “a.g.m.”, BTTD, S. 9, Haziran 1968, s. 70-73; Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Türk Beylikleri, TKAE, Ankara 1982, s. 42-43.
- ^ Cabir Doğan; Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey, Doktora tezi, Afyonkarahisar 2010, s.7; Bayram Kodaman, a.g.e., s. 11.
- ^ Mehmet Kemal Işık, a.g.e., s. 73.
- ^ Kemal Burkay, Geçmişten Bugüne Kürtler ve Kürdistan, Deng Yayınları, İstanbul 1992, s. 194.
- ^ Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Türk Beylikleri, s. 55-56.
- ^ E. Xemgin, Osmanlı-Safevi Döneminde Kürdistan Tarihi, C. III, 2. Baskı, DOZ Yay., İstanbul 1997, s. 297; Hatip Yıldız, a.g.e., s. 14.
- ^ Tori, Tarihte Kürt-Türk İlişkileri, Peri Yay., İstanbul 2002, s. 152-153.
- ^ “Osmanlı İdaresinde Silopi”, Osmanlı Araştırmaları 07.12.2007, s. 1-6,
- ^ Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Türk Beylikleri, s. 60; Hatip Yıldız, a.g.e., s. 14.
- ^ Malmisanij, Cizira Botanlı Bedirhaniler, 2. Baskı, Avesta Yay., İstanbul 2000, s. 48.
- ^ Celile Celil, a.g.e., s. 78; Martin Van Bruinessen, “a.g.m.”, s. 273; Sinan Hakan; Müküs Kürt Mirleri Tarihi ve Han Mahmud, Peri Yay., İstanbul 2002, s. 53.
- ^ Cabir Doğan; Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey, Doktora tezi, Afyonkarahisar 2010, s.14; Metin Heper, “a.g.m.”, s. 74.
- ^ Halil İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler”, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi Üzerine Arşiv Çalışmaları ve İncelemeler, 2. Baskı, Eren Yay., İstanbul 1996, s. 348-349; Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, Çev: Yasemin Saner Gönen, 14. Baskı, İletişim Yay., İstanbul 2003, s. 51; Kreyenbroek Sperl, Kürtler, Çev: Yavuz Alagon, Kurt Matbaası, İstanbul 1992, s.18-19; Mehmet Ali Ünal, “a.g.m.”, s. 112; Özcan Mert, “Osmanlı Devleti Tarihinde Ayânlık Dönemi”, Osmanlı, C. VI, YTY, Ankara 1998, s. 176-179; Bilâl Eryılmaz, Tanzimat ve Yönetimde Modernleşme, İşaret Yay., İstanbul 1991, s. 48-49; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Ayân”, İ.A, C. 2, MEB, İstanbul 1979, s. 41; A. Cevad Eren, “Tanzimat”, İ.A, C. 11, MEB, İstanbul 1979, s. 729; Özcan Mert, “II. Mahmut Devrinde Anadolu ve Rumeli’nin Sosyal ve Ekonomik Durumu (1808-1839)’’, TDA, S.18, Haziran 1982, s. 39-42.
- ^ a b V. Minorsky, “Kürtler”, İ.A, C. 6, MEB, İstanbul 2001, s. 1105
- ^ Sinan Hakan, Müküs Kürt Mirleri Tarihi ve Han Mahmud, s. 53.
- ^ Mehmed Işık, Kürtlerin Yakınçağ Tarihi, Dor Yayıncılık, İstanbul 2006, s. 34.
- ^ Celile Celil, “Bedirhan Bey Ayaklanması”, Dar Üçgende Üç İsyan, 2. Baskı, Evrensel Yayın, İstanbul 2005, s.252.
- ^ M.A. Gasaratyan vd., Yeni ve Yakın Çağda Kürt Siyaset Tarihi, Çev: M. Aras, İstanbul 1998, s. 16.
- ^ Celile Celil, “a.g.m.”, s. 253; Tori, a.g.e., s. 174; Bkz. Celile Celil, 1880 Şeyh Ubeydullah Nehri Kürt Ayaklanması, Çev: M. Aras, 3. Baskı, Peri Yay., İstanbul 1998, s. 19-30.
- ^ Celile Celil, a.g.e., s. 130.
- ^ Zekeriya Yıldız, Kürt Gerçeği Olaylar Oyunlar Çözümler, Yeni Asya Yay., İstanbul 1992, s. 65; Brill, The Modern Assyrians of the Middle East Encounters With Western Christian Missions, Archaeologists&Colonial Powers Princeton University Pres, Boston 1961, s. 72.
- ^ M.A. Gasaratyan vd., a.g.e., s. 16; Osman Aytar, Hamidiye Alaylarından Köy Koruyuculuğuna, Medya Güneş Yay., İstanbul 1992, s. 31.
- ^ Cabir Doğan; Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey, Doktora tezi, Afyonkarahisar 2010, s.235
- ^ Cabir Doğan; Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey, Doktora tezi, Afyonkarahisar 2010, s.237
- ^ BOA, AD, nr. 609, s. 31; BOA, A.MKT.MHM, 2/70
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Botan Emirligi Kurtce Mirektiya Bota 1338 1855 yillari arasinda Osmanli Imparatorluguna bagli Guneydogu Anadolu da topraklarinda bulunan Kurt Emirliklerinden birisidir Cizre Sirnak ve Siirt in Eruh ilcesini icine almaktadir Emirligin adini aldigi Buhti Kurtleri Orta Caglarda gunumuz Hakkari ili ile Musul arasinda yasamislardir Ayrica Buhti Kurtleri bazi tarihciler nezdinde koken olarak Mervani hanedaninin kurucusu olan Humeydi Kurtleri ile iliskilendirilmislerdir 16 Yuzyilda yasamis olan Kurt tarihci Serefhan i Bitlisi kaleme aldigi Serefname adli eserinde Botan Emirliginin isminin cesaret ve savasciliklariyla taninmis olan Buhti asiretinden aldigini ifade etmektedir Antropolog Martin van Bruinessen Botan Emirliginin askeri gucunun Sillet ve Coxsor olarak ikiye ayrildigini soylemistir Botan EmirligiMirektiya Bota میرنشینی بۆتان Kurtce 1338 1855Bayrak1835 yilinda Kurt beylikleriBaskentCizreResmi dil ler KurtceTaninan bolgesel dil ler ErmeniceYaygin dil ler Farsca edebiyat dili Turkce Osmanli idaresinde yazisma dili Etnik gruplarKurtler Yezidiler Araplar siirteki kucuk azinlik ErmenilerResmi dinYezidilik IslamHukumetEmirlikEmir 1338 1362Izzeddin el Buhti ilk 1848 1855Izzeddin Sir Bey son Tarihce Kurulusu1338 Dagilisi1855Onculler ArdillarIlhanlilar Osmanli Imparatorlugu Azizan Mirleri veya Aziziye Beyligi olarak da bilinen Botan Emirleri klasik donemlerinde muhtemelen bolge dahilindeki asiretlere ustunluk saglamak amaci ile neseb olarak kendilerini Halid bin Velid e dayandirmislardir Ayrica Botan Emirlerinin Azizan Mirleri olarak bilinmelerinin sebebi bu Emirligin kurucusu olan Izzeddin el Bohti nin isminden kaynaklanmaktadir Botan Emirliginin en etkili oldugu alan Cizre bolgesi olmustur 1514 yilinda Osmanli ve Safevi kuvvetleri arasinda gerceklesen Caldiran Muharebesi sirasinda Botan Emirligi Osmanli tarafinda yer almistir Botan Emirligi bu tarihten itibaren Osmanli Imparatorluguna bagli bir Hukumet sancagi olarak varligini devam ettirmistir Bedirhan Bey doneminde en parlak donemini yasamis olan Botan Emirligi daha sonra 19 Yuzyilda Osmanli Imparatorlugu icerisinde gerceklesen merkeziyetci reformlar ve izlenen yanlis politikalar ayrica Bedirhan Bey in Osmanli Imparatorluguna karsi isyan girisimi sonrasi Izzeddin Sir Bey doneminde 1855 yilinda dagilmistir CografyaBotan Bolgesi gunumuz Siirt in Eruh ilcesi Sirnak ve Sirnak in Cizre ilcesini kapsayan idari bolume verilen bolge ismidir Unlu cografyaci Ibn Vazih el Yakubi Buhti Kurtleri nin merkezi olan Cizre yi tanimlarken Ceziretu l Ekrad yani Kurtler in Cizresi ifadesini kullanmistir Yakubi tarafindan edinilen bu bilgiyi Izzeddin Ibn Seddad aktardigi vakit bahsi gecen sehrin Ceziretu l Ibni Omer oldugunu ve buradaki Kurt nufusunun fazlaligindan oturu sehrin bu isimle anildigini ifade etmistir Yakut el Hamevi ise bolge halki hakkinda Ermeniler ile iyi iliskiler icerisinde olduklarini ve saglam surlara sahip olduklarini ve bu surlarin ise bir kisminin Besnevi bir kisminin ise Buhti Kurtlerine ait oldugunu dile getirmistir Yakut el Hamevi nin Buhti lere ait bahsettigi surlar ise sunlardir Curzakil Atil Allos Baz el Hamra Elki Ervah Bahuha Berho Kinkiver Nirve ve Hoseb Serefhan Azizan Mirleri nin sahip oldugu bolgelerden bahsederken Gurgil Berke Eruh Ervah Piroz Tanza Finik Tur Heysem Sah Etil Ermisat Kiver Dirde gibi donemin stratejik onemine sahip kale ve kentlerden bahsetmektedir TarihceKurulus donemi Botan Emirligi Finik kalesi hakimi Izzeddin el Bohti tarafindan kurulmustur Izzeddin el Bohti doneminde Cizre bolgesi Ilhanlilar in bolgeye gonderdigi valiler tarafindan yonetilmekteydi 1330 yilinda olen Cizre valisi Taceddin Bedil in olumu uzerine yerine oglu Beklemis vali olarak atanmistir Beklemis babasinin olumu uzerine Ilhanlilara elciler ile birlikte hediyeler gondermis ve Cizre bolgesini yonetmek istedigini ifade etmistir Bunun uzerine Beklemis in hos hediyelerine ve saygisina binaen Cizre Bolgesine kendisi atanmistir Bu sirada 1336 yilinda Artuklu Beyligi Hasankeyf Eyyubi Emirligi uzerine sefer duzenleme karari almistir Bunun uzerine Hasankeyf Emiri Melik Adil bolgede guclu bir orduya sahip olan Finik kalesi hakimi Izzeddin el Bohti den yardim istemektedir Bu savas Izzeddin el Bohti adina bir donum noktasi mahiyetindedir Zira bu savas sonrasi Izzeddin el Bohti bolgede Hasankeyf Emiri Melik Adil in destegini alarak gucune guc katacaktir Artuklu ve Hasankeyf gerceklesen savasta Izzeddin el Bohti Melik Adil in yardim cagrisini geri cevirmemis ve savasta Hasankeyf tarafinda yer almistir Bu savas sonrasi Melik Adil Finik kalesi hakimi olan Izzeddin el Bohti nin en buyuk destekcisi ve muttefiki haline gelmistir Tarih bu sekilde islerken Ilhanlilar in zayiflamasindan firsat bilen Cizre Valisi Beklemis merkezi yonetime vergilerini odemiyor ve Cizre halki uzerinde baski kurmaya baslamistir Idari duzenin bozuldugu Cizre de bolge halki careyi bu donem icerisinde hizla guc kazanmaya baslamis olan Finik kalesi hakimi Izzeddin el Bohti ye giderek yardim cagrisinda bulunmus ve sikayetlerini bildirmistir Izzeddin el Bohti Cizre halkinin bu sikayeti uzerine bolgede yasananlari arastirmis ardindan muttefiki olan Hasankeyf Emirinden destek istemis ve Cizre uzerine sefer duzenlemeyi planladigini bildirmistir Hasankeyf Emirinin destegi uzerine Izzeddin el Bohti donemin stratejik bir hamlesi olarak cevre bolgelere Sindi Kurtleri uzerine sefer duzenleyecegi bilgisini yaymistir Fakat daha sonra Buhti ordusunu Cizre uzerine cevirmis ve Cizre uzerine gerceklesen seferden habersiz olan Beklemis ile askerlerini hazirliksiz yakalamistir Cizre yakinlarinda Buhti ordusunun varligini isiten Cizre Valisi Beklemis hediyeler ile Izzeddin el Bohti yi karsilamis ve kendisine baglilik yemini etmistir Vali Beklemis Izzeddin el Bohti ye bagliligini bildirdkten sonra kendisini Cizre ye goturmustur Cizre de Izzeddin el Bohti ile bir araya gelen Cizre halki sehrin yeterince korunmadigini bildirmis ve Izzeddin el Bohti nin Cizre disinda bekleyen askerlerinin gizlice sehre girmelerine olanak saglamislardir Sehre giren Buhti ordusu Cizre yi ele gecirmis ve daha sonra Vali Beklemis oldurulerek Buhti ler sehre tamamiyle hakim olmuslardir 1338 yilinda ele gecirilen Cizre sehri Buhti lerin merkezi haline gelmis ve Botan Emirligi Izzeddin el Bohti tarafindan resmen kurulmustur Izzeddin el Bohti Cizre yi alip Botan Emirligini kurduktan sonra Cizre topraklarini kendi topraklarina katmayi dusunen Musul Emiri Haci Turgay in hedefi haline gelmistir Haci Turgay Cizre uzerine sefer duzenlemis ve Cizre yi abluka altina almistir Uc gun suren carpismadan sonra Haci Turgay suvarileriyle Zelaka adi verilen Cizre yakinlarindaki bolgeye cekilmis ardindan Buhti ordusu kendisini takip ederek Zelaka bolgesinde Musul Emir inin yenilgisi ile sonuclanan savas yasanmistir 1342 Mirlik Savasi 1342 yilinda Buhti asireti ile Zirkiler arasinda gerceklesen savasa Mirlik savasi denmektedir Bu savas donemin siyasi alt tabanindan kaynaklanmaktadir Her iki asiretinde gucunun var oldugu bu bolgede yasanan bir iktidar savasidir Buhti asireti ile Zirkiler arasinda gerceklesen Mirlik savas inda Siirt te bulunan Arap azinlik tum kuvvetleri ile Buhti lere karsi Zirki ler tarafinda yer almislaridir Mala Badi de gerceklesen bu savas Izzeddin el Bohti nin babasi Seyfeddin el Buhti dahil on bir Botan beyi ve cok sayida Buhti askerinin hayatina mal olmustur Seyfeddin el Buhti nin olumu uzerine Siirt in ileri gelenlerin bir kismi kafasini koparmis ve Siirt meydaninda Cevgan oynamislardir Bu yasananlar sonucunda Izzeddin el Bohti muttefiki Hasankeyf Emiri Melik Adil ve Kurt asiretlerinin destegini istemis ve Ordusunu toplayarak Siirt uzerine sefer duzenlemistir Siirt te bulunan Muad bin Kadilla nin da destekleri ile Izzeddin el Bohti kalabalik bir ordu ile Siirt i ele gecirmis ve yagmalamistir Ardindan Ali Sirvan el Buhti yi Siirt e vali olarak atamis ve Cizre ye geri donmustur Buhti lerin Siirt te on aylik bir yonetiminden sonra sehrin ileri gelenleri isyan cikarmis ve Muad bin Kadilla oglu Muhammed ve kardesini oldurmuslerdir Isyan sonucu Emir Ali Sirvan el Buhti adamlari ile sehri terk etmis ve Cizre ye geri donmustur Hasankeyf Emirligi ile iliskilerin bozulmasi 1346 yilinda Izzeddin el Bohti nin oglu olan Seyfeddin El Buhti Hasankeyf Emirligi ile Botan Emirligi arasinda iki emirligi karsi karsiya getirecek bir krize neden olmustur Seyfeddin El Buhti ve adamlari Hasankeyf halkina zarar vermis ve bunun uzerine Melik Adil Cizre yi kusatmak icin ordusunu toplamis ve Cizre uzerine sefer duzenlemistir 8 Ekim 1346 yilinda Cizre ye giren Melik Adil ve ordusu karsisinda yenilgiye ugramis olan Buhti ler Cizre nin cevresini kaplayan daglara siginmak zorunda kalmislardir Bu sirada Melik Adil destegini istedigi Kurt Beyleri ve asiret guclerini beklemek icin ordusu ile Cizre de konaklamistir Ardindan Kurt Beylerinin gelisinden tedirgin olan Seyfeddin El Buhti Melik Adil in ordugahina gitmis ve baris teklifi sunmustur Seyfeddin El Buhti nin sundugu baris teklifi uzerine Melik Adil daha fazla kayip vermemek icin bu teklife olumlu cevap vermis ve her iki taraf arasinda daha fazla kayip yasanmadan baris yapilmistir Fakat 1351 1352 yilinda Hasankeyf ve Botan Emirligi arasinda yine Seyfeddin El Buhti kaynakli bir kriz yasanmistir Bu krizin sebebi ise Hasankeyf ile arasindaki savasta Hasankeyf Emirliginin yenildigini goren Buhti ordusunun tarafina gecmesi olmustur Ancak daha sonra Kosaniye de yapilan savas sonucunda yenilmis ve Buhti lerin ihanetini isiten Hasankeyf Emiri Melik Adil bir kez daha Buhtiler uzerine sefer duzenlemistir Melik Adil in uzerine geldigini haber alan Emir Seyfeddin Vestan Hakimi Emir Imadeddin El Hekkari den destek istemis ve ordusuyla Melik adile dogru harekete gecmistir Ancak Vestan Hakimi Emir Imadeddin daha sonra Buhtilere destek vermekten vazgecmis ve geri donmustur Bu olay neticesinde Emir Seyfeddin Buhti ordusunu alarak Tanza ya cekilmis ve oraya karargahini kurmustur Melik Adil Tanza yakinlarinda bulunan Buhtiler uzerine harekete gecmis daha sonra bolgenin ileri gelen ailelerinden Beytu l Evseli ailesinin araya girmesiyle her iki taraf arasinda bir kez daha baris saglanmistir Bu yasananlar uzerine 1354 yilinda Melik Adil in Botan Emirligi uzerine yaptigi seferler sonucu endiselenen Emir Izzeddin el Bohti Botan Emirligini guvenceye alabilmek adina Hakkari Hukumdari Melik Esed e giderek Melik Adil karsisinda kendisinden destek talep etmistir Izzeddin el Bohti nin Hakkari Hukumdarinin yanina gittigini ogrenen Melik Adil cevre Emirliklerden destek istemis ve Siirt i guvenceye almak icin Siirt e dogru ordusuyla yola koyulmustur Ardindan Hakkari Hukumdari Melik Esed in oglu Vestan Hakimi Emir Imadeddin ve Izzeddin el Bohti ordulariyla birlikte Kormas Ovasi nda konaklamis ve Siirt e dogru ilerlemislerdir Hakkari ordusuyla birlikte Izzeddin el Bohti nin Siirt e dogru yola koyuldugunu ogrenen Melik Adil beraberinde suvari birligi ile Siirt e gelmistir Melik Adil in Siirt e gelmesinin ardindan oglu Melik Muhammed Ziyaeddin er Rojki Nasreddin ez Zirki Bahaeddin es Suleymani Seyh Izzeddin ez Zirki Silvan Emiri Erkanin Emiri Seyh Ali Semseddin er Rojki Izzeddin bin Kemal es Savuri gibi Kurt Emirlerinin beraberinde 12 bin kisilik ordu Siirt te beklemeye basladi Melik Imadeddin El Hakkari savasin kayipsiz gecebilmesi icin Melik Adil e elci gondermis ve her iki taraf arasinda baris gorusmeleri talep etmistir Bu talep uzerine Melik Imadeddin e Mardin Emirinin oglu olan Melik Muhammed gonderilmis ve baris gorusmeleri neticesinde bir kez daha her iki taraf arasinda baris saglanmistir Aralik 1362 yilinda Botan Emiri Izzeddin el Bohti olmus ve yerine oglu Seyfeddin El Buhti gecmistir Seyfeddin El Buhti nin de 20 yillik hukum suresi sonrasi Eylul 1383 te vefati uzerine yerine kardesi Izzeddin Ahmed Botan Emiri olmustur Finik Kalesine Seyfeddin El Buhti nin oglu Ebubekir ve Tanza sehrine ise oglu Abdullah idareci olarak atanmistir Ayni yil Hasankeyf ve Zirkiler arasinda patlak veren savasta yeni Botan Emiri Izzeddin Ahmed Hasankeyf tarafina destek vermistir Ancak 1386 da Hasankeyf Emirligi ile Botan Emirligi tekrar karsi karsiya gelinmis Hasankeyf Emiri Abdullah El Buhti nin kuvvetlerine saldirmistir Gerceklesen savasta Silvan Emiri ile Hasankeyf tarafina destek vermesine ragmen Abdullah El Buhti nin kuvvetleri Hasankeyf ordularini yenilgiye ugratmistir Timur un bolgeye gelisi ve Akkoyunlular Timur bolgeye geldigi vakit Botan Emir i Izzeddin Ahmed kendisini ziyaret ederek Timura intisab etmistir Timur un bolgeye gelis yillari ihtilaflidir Bazi kaynaklarda 1401 yili gecmekteyken bazi kaynaklarda ise 1394 yili olarak gecmektedir Basta Timur a intisab edip bagliligina bildiren Emir Izzeddin daha sonra baglilik yemininden sasmis ve Timur un Kalabalik bir orduyla Botan bolgesi uzerine sefer duzenlemesine sebebiyet vermistir Timur un bolge uzerine duzenledigi sefer neticesinde Cizre fazla direnemeden teslim olmus ve bu durum uzerine Cizre de Botan Emirlerinin yonetimi son bulmustur Ardindan Timur karsisinda yenik dusen Botan Emiri Izzeddin kacmis ve hayatini Eruh asiretlerinin arasinda saklanarak gecirmek zorunda kalmistir Bir kisim kaynaklar Timur un bolgeyi aldiktan sonra idareyi ogullarina biraktigi yazarken bir kisim kaynaklar da Memluklere biraktigini ve Memluklerin idareyi saglayamadigi icin tekrar Botan Emirlerinin basa gectigini ifade etmektedir Fakat Sirnak ta duzenlenmis olan sempozyum dahilinde Timur un bolgeden gitmesinden bir sure sonra bolgenin Botan Emirleri tarafindan tekrar kontrol altina alindigi ifade edilmistir Abdullah Bin Abdullah Doneminde Cizre de kendi adina bastirdigi para 1430 dan sonra Bulundugu Yer Stephen Albumu Nadir Paralar No 77595Zeyneddin Abdal Bey Abdullah Bin Abdullah Doneminde Siird Siirt te kendi adina bastirdigi para 1430 dan sonra Bulundugu Yer Stephen Albumu Nadir Paralar No 77594 1429 1430 yilinda Mir Zeyneddin veya Abdal Bey olarak da bilinen Abdullah bin Abdullah Botan bolgesini tekrar ele gecirerek Botan Emirliginin basina gecmistir Abdal Bey Ahmed i Hani nin yazdigi unlu Mem u Zin adli eserde adi gecen Zin in babasi olan Hukumdardir Abdal Bey doneminde Bitlis Emirligi ile Botan Emirligi karsi karsiya gelmislerdir Bitlis Emir i Serafeddin in Sahim Hatun ile evlidir ve Semseddin adinda da bir ogullari vardir Sahim Hatun Hasankeyf Emiri nin kizidir Fakat daha sonra Emir Serafeddin Sahim Hatundan bosanmis ve Sahim Hatun da Seydi Ahmed adinda bir adamla evlenmistir Emir Serafeddin in olumu uzerine oglu Semseddin in yasinin kucuk olusunu firsat bilerek Sahim Hatun ile Seydi Ahmed Bitlis Emirliginin yonetimine gecmislerdir Bunun uzerine Bitlis Emirliginin basinda olan Rojki Hanedaninin onde gelenleri bu durumdan rahatsiz olmus ve Emirlikten desteklerini cekerek merkezden bagimsiz hareket etmislerdir Bir sure bu sekilde devam ettikten sonra yasi ilerleyen Emir Semseddin Bayki asiretin in onde gelenleri ile gorusmus ve Seydi Ahmed i ortadan kaldirmaya yonelik hamleler gerceklestirmistir Bunu isiten Seydi Ahmed Bitlis Emirligini terk ederek Botan Emiri Abdal Bey e siginmistir Ardindan Emir Semseddin once annesi Sahim Hatun u oldurmus daha sonra ordusunu toplayarak Botan Emirligi uzerine sefer duzenleme karari almistir Cizre onlerine gelen Emir Semseddin ve ordusu daha sonra esir degisimi ile Seydi Ahmed i ele gecirmis ve oldurmuslerdir Ardindan Emir Semseddin Botan Emiri ne Buhti ler ile hicbir sorunu olmadigini ve iki bolgenin insaninin dost oldugunu ifade ederek ordulariyla birlikte Bitlis e geri donmustur Abdal Bey 1437 yilinda Akkoyunlular ile Karakoyunlular arasinda yasanan savasta Karakoyunlularin karsisinda Akkoyunlularin yaninda yer almistir 1451 yilinda ise Botan Emirligi Akkoyunlular in saldirisina ugramis Akkoyunlu ordusu Cizre sehrini yagmalayarak bolge halkinin bircogunu katletmislerdir 1452 yilinda ise Uzun Hasan onculugundeki ordu Abdal Bey in yonetimindeki Siirt e saldirmis ve bu saldirida Akkoyunlu ordusu sehri ve cevresini yagmalamislardir Yine bu donemde 1456 yili icerisinde Cizrede salgin bas gostermis ve bircok Hristiyan ile Musluman hayatini yitirmislerdir Abdal Bey 1456 yilinda olmus ve yerine II Izzeddin Bey gecmistir Abdal Bey Akkoyunlular a en buyuk zarari vermis Kurt Emirlerindendir Bu sebeple Akkoyunlular ile Botan Emirliginin dusmanligi o olene dek devam etmistir Onu takip eden II Izzeddin Bey donemi ise karisik bir doneme denk gelmektedir Fakat yonetimi uzun surmemistir Yerine gecen oglu Emir I Seref ise ancak iki yil Emirlik yapabilmistir Emir Sereften sonra Botan Emirliginin basina kardesi I Bedir Emirligin idaresine gecmistir Bedir Bey ve Osmanli hakimiyeti donemi Bedreddin Bin Serafeddin El Buhti Cezire Cizre de kendi adina bastirdigi gumus para 1466 dan sonra Bulundugu Yer Fitzwilliam Muzesi Madeni Paralar ve Madalyalar CM 696 2001 Bedir Bey doneminde Akkoyunlular Sah Ismail tarafindan yikilarak Safevi Devleti kurulmustur Bu donem icerisinde Sah Ismail hem Kurt Beylikleri hem de Osmanli acisindan buyuk tehlike arz etmektedir Sah Ismail Anadolu daki Turkmen nufuzunu kullanarak Osmanli icerisinde isyanlara neden oluyor ve Sunni Kurt Beyliklerini ortadan kaldirip yerlerine kendi adamlarini atamak istiyordu Bunun uzerine bircok Kurt Bey i Safeviler in karsisinda Osmanli nin yaninda yer almistir Bunlardan birisi de Cizre Hakimi Bedir Bey dir Yavuz Sultan Selim e bagliligini bildiren Bedir Bey daha sonra Yavuz Sultan Selim adina para bastirip hutbe okutmustur Ardindan Bedir Bey Musul daki Safevi kuvvetleri uzerine sefer duzenlemis ve onlari yenilgiye ugratmistir Botan Emirligi Osmanli idare duzeni icinde Diyarbakir Eyaleti ne bagli bir hukumet sancagi olarak belirlenmistir Kurt Beylikleri Osmanli ya intisap ettikten sonra Hukumet tipi sancaklarda kendi topraklarini yonetmeye devam etmis ve sadece yilda bir kez merkez hazinesine belirlenen miktarda ucret odemekteydiler Kurt Emirlerine buralarin kendi hanedanlarina ait mulkiyetler olduguna dair birer temlikname verilmistir Bu temliknamelerde ne sartlarla bu sancaklari tasarruf edecekleri tek tek aciklanmistir Ilk defa Yavuz Sultan Selim zamaninda verilen bu temliknameler daha sonralari her padisah tarafindan yenilenmistir Kendi bolgelerinde guclu ve kalabalik asiretler cesitli derebeylikler olusturan Kurtler in uzerinde Selcuklular Timurlular Akkoyunlular ve Safeviler gibi merkeziyetci devletler dahi bolgede mutlak hakimiyeti saglayip bu derebeylerini ortadan kaldiramamistir Belli bir kaleyi merkez edinmis olan Kurt Emirleri siyasi sartlarin zorunlu kildigi hallerde bolgede hakimiyet kuran guclu devletlerin egemenligini kabul ederek varliklarini devam ettirmislerdir Osmanli Devleti Kurt Cografyasinda yasanan mevcut zorluklara ragmen yine de merkezi bir yonetim kurmaya calisabilirdi fakat buna tesebbus etmemistir Her seyden once Osmanlilarin Kurtlerin yasadiklari bolgelere ilgileri onlari denetim altina almak ve asimile etmek istemelerinden degil devletin dogu sinirlarini savunma gereksiniminden kaynaklanmaktaydi Bu durumun sonucu olarak sarp daglardaki beylere yalnizca ic islerinde bir kisim idari imtiyazlar verilmekle kalinmamis ayni zamanda sinir bolgelerinin guvenliklerini sagladiklari icin kendilerine timar da verilmistir Osmanli Devleti ozellikle sinir komsusu ulkelerle gorece onemsiz sorunlari hallederek duzenlemeler yapmayi tercih etmistir Kanuni Sultan Suleyman doneminde Irakeyn Seferi 1535 oncesinde bu bolgede yari bagimsiz vaziyette yasayan beylere gonderilen bir emr i serif te kadimden temessukleri uzere ibaresi kullanilmistir Burada ozetle soyle deniyordu Sultan Selim zamaninda Iran a karsi cephe alarak hayirli hizmetlerde bulunan ve simdi de devlete sadakatle hizmet ifa eden bilhassa sefere katilarak yararlilik gosterenlere oteden beri ellerinde ve tasarruflarinda bulunan yerler temlik ve ihsan edilmistir Bundan anlayacagimiz uzere Kanuni Bolgede yer alan Kurt Emirlerine yeni haklar ve ayricaliklar vermemis sadece babasi zamaninda verilen ayricaliklarin gecerli olacagini bildirmistir Bu durumdan oturu belli ayricaliklara sahip olan Kurt Emirleri genellikle devlete sadik kalmis ve Osmanli ordusuyla birlikte Safevilere karsi sefere katilmislardir Bu sebeple ayricalikli statuleri degismeden devam etmistir Osmanli idaresinde Botan Emirligi Botan Emirleri Osmanli idaresinden cok istifade ettiler Sah Ali Bey den sonra 1524 yerine gecen oglu II Bedir Bey 1524 1573 Osmanli yonetiminden yararlanarak beylik topraklarini imar etti Onun doneminde Cizre de bilim ve kultur cok ilerlemis ve Cizre bu konuda donemin merkezi haline gelmistir Ancak zaman zaman Osmanli yonetimiyle ters dusmeleri sebebiyle 1549 yilinda Kanuni Sultan Suleyman in damadi Vezir i Azam Rustem Pasa Cizre Beyi Bedir Bey hakkinda inceleme yaptirdi ve bir fermanla beyligi kardesi Nasir Bey e verdi Nasir Bey yonetime gecince Bedir Bey Seccar bolgesine cekilmek zorunda kaldi Ancak Bedir Bey sehri iki yil sonra tekrar ele gecirdi Bedir Bey 49 yil kadar Botan Emirliginin basinda hukmederek 95 yasinda Cizre de olmustur Bedir Bey in olumunden sonra yerine oglu Emir Muhammed Bey gecti Lala Kara Mustafa Pasa ile Gurcistan ve Kafkasya seferlerine katilan Emir Muhammed 1573 tarihindeki savasta olunce oglu da cok kucuk oldugu icin esi kizlarini Abdal Han in ogullarindan Emir Nasir ve Emir Seref le evlendirdi Beyligi bir sure bu iki kardes beraber idare etmislerdir II Muhammed 1578 tarihinde Cizre Beyi olmussa da onun beyligi uzun surmemis ve 1583 tarihinde olmustur Bunun uzerine Osmanli Devleti nin emir ve istegi ile sulalenin diger subesinden Emir Aziz 1583 1591 Cizre Bey i oldu Osmanli Imparatorlugu nun 1585 tarihindeki Tebriz seferine katilan Emir Aziz savas sonunda Cizre ye donmeyerek Sincar da kaldi 1586 yilinda yeniden bey olan Emir Aziz 1593 te Emir Seref in Cizre ve Silopi topraklarinin tamamini ele gecirmesi kendisinin de elinde yalnizca Cizre Kalesi nin kalmasi uzerine Istanbul a kacarak Hukumetten Emir Seref ve kardeslerine karsi yardim istedi Bu arada Emir Seref uzun bir kusatmadan sonra Cizre Kalesi ne girmeyi basarmis ve Osmanli Idaresi bu haber uzerine Musul Beylerbeyi Huseyin Pasa Mehmet Bey le birlikte Karakuyu Cemalkendi Dilfesme Ebu Sait Kefri Zaman Habur ve Silopi yoluyla Cizre uzerine yurudu Bunun uzerine Emir Seref kardesleri ile beraber kacti Emir Aziz ise eski topraklarinin sahibi oldu Huseyin Pasa da Musul a dondu Emir Seref bir muddet sonra tekrar sahneye cikarak Cizre ve Silopi topraklarini geri aldi ve Emir Aziz i oldurdu Emir Seref in kendisi Cizre ye yerleserek kardeslerini de kazalardaki kalelere gonderdi Bu kaleler arasinda Silopi deki Basurin Kalesi de Yankale bulunmaktadir Diyarbakir Beylerbeyi Mehmet Pasa bolgeye gelerek Cizre dolaylarini Emir Mehmet e Sah kazasi ve diger yerleri de Emir Seref e verdi Ancak III Seref ile Emir III Mehmet arasinda bir mucadele baslamistir Bu mucadele III Murat ve I Ahmet zamaninda da surdu 1626 da Sultan IV Murat 1623 1640 tarafindan Cizre Beyligi tekrar Emir Mehmet e verildiyse de bolgede pek nufuzlu bir idareci olan Emir Seref sag iken Emir Mehmet oraya gidip beylik islerine baslamaya bir turlu cesaret edemedi Bedirhan Bey donemi Botan Emiri Abdullah Bey oldukten sonra emirligin basina yegeni Seyfeddin Bey gecmistir Emir Seyfeddin Bey in doneminde Botan Emirligi nin idaresi bozulmus ve Botan Emiri altindaki asiretler kontrolden cikmislardir Bunun uzerine Seyfeddin Bey kendi istegi ile Emirlikten cekilerek yonetimi Abdullah Bey in oglu Salih Bey e devretmistir Fakat Salih Bey de idari bozulmalarin onune gecememis ve Botan Emirligini yonetmekte yetersiz kalmistir Salih Bey in daha sonra Naksibendi tarikatina girmesi ve tasavvuf ile ilgilenmesi uzerine yonetimden cekilmis ve Emirligi kardesi Bedirhan Bey e birakmistir 1802 yilinda Cizre de dogan Bedirhan Bey 1821 yilinda Botan Emirligin in basina gectiginde 19 yasinda idi Bedirhan Bey suphesiz kendi doneminin en tartisilan liderlerinden birisi olmustur Onu bu kadar on plana cikaran bolgede elde ettigi gucu ve nufuzu kadar ayni zamanda o donemin tarihi icerisindeki roludur Bu donem her ne kadar Botan Emirliginin en parlak donemi olsa dahi Osmanli idari yapisinin degisiklik gosterecegi ve merkezi otoritenin arttirilacagi II Mahmut donemine denk gelmesi sebebi ile bir yandan da Botan Emirligi nin son evreleridir Zira Bedirhan Bey doneminde Osmanli Devleti Kurt emirliklerine taninan ayricaliklarin derecesini dikkate deger bir sekilde once azaltmis daha sonra da ozerkliklerini tamamen kaldirarak dogrudan dogruya merkezi idareye baglamistir II Mahmut yaptigi reformlarla 1808 yilindan baslayarak Osmanli Devletinin tasradaki idari politikalarini tersine cevirdi ve daha merkeziyetci bir yontem uyguladi Ilk olarak devletin onundeki en cetin engel olarak gordugu yari ozerk ayanlari itaati altina aldi Bunu buyuk olcude de basardi 1812 1817 yillari arasinda Anadolu nun en buyuk ayanlari itaat altina alinmis ve ayni durum 1814 1820 yillari arasinda Balkanlar da gerceklesmisti Daha sonra da Dogu Anadolu daki orgutlenmeyi gerceklestirmek ve bu bolgedeki ayanlari ve Emirleri itaat altina almak icin II Mahmut 1833 yilinda Sivas valiligine Resit Mehmed Pasa yi tayin etmisti Tum bunlarin yasandigi surecte Bedirhan Bey Botan Emirligin in basina gelmistir Bedirhan Bey ilk once daginik konumda olan Botan Asiretlerini kendi otoritesi altinda birlestirmis ve Botan Emirligi icerisinde idari duzeni saglamistir Emirligin basina gectigi ilk yillarda Idari alanda pek cok reformlar yapmistir Bu sayede zamanla idaresini guclendirip Botan Emirligini otoriter bicimde yonetmeye baslamistir Daha sonra Bedirhan Bey emrinde bulunan topraklarda yasayanlarin can ve mal guvenligini saglamak amaciyla capulculuk ve yagmaciliga son vermis ve bu sayede vergi toplama islerini duzene koymayi basarmistir Bu icraatlari Cizre ve Botan Emirligi nin en uc bolgesinde bile huzuru saglamis ve halk nezdinde sayginligini arttirmistir Rus arastirmaci V Dittel Bedirhan Bey topraklarina iliskin notlarinda sunlari yazmaktadir Onun toprak dagitmak icin yasalari ve kosullari var Ama huzur ve guvenlik bu kosullarin butun elverissizligine tercih ediliyor Bedirhan Bey sosyal ve ekonomik yasamin iyilestirilmesi icin Asayisin saglanmasi Bolge sakinlerinin korku ve kuskudan kurtarilmasi mal ve mulklerin hirsizlardan soygunculardan korunmasi ayrica adil bir vergi sisteminin kurulmasi alanlarinda calismalar yurutmustur Boylelikle Bedirhan Bey bu sorunlarin cozumunun kendisinin halk icindeki otoritesini arttiracagini dusunmekte idi Bu amacla sosyal yapida guvenligi saglayici birtakim tedbirler almis agir vergi yuku ve harac altinda ezilen halkin uzerindeki vergi yukunu azaltmistir Van Golu nde gemi isletmeciliginin kurulmasi onemli bir olaydi Bedirhan Bey projenin gerceklesmesi icin tum gucuyle ugrasti Bu konuda atilan adimlar halkin sicak ilgisiyle karsilasti ve Bey taraftari asiret liderlerinin destegini aldi Golde gemi calistirilmasi bir yandan bolgedeki ticaretin gelismesini saglarken ote yandan bolgeler arasi ulasimda buyuk kolayliklar sagladi Bunun icin Bedirhan Bey gemi yapimciligini ogrenmek icin Avrupa ya ogrenciler gondermistir Bedirhan Bey bolgedeki zengin madenleri temel alarak fabrikalar kurmaya baslamis ve Cizre ye davet ettigi ustalarin yardimiyla biri barut digeri silah imalati icin iki fabrika kurmustur Bu onun Kurt beyleri arasindaki sayginligini onemli olcude arttirmistir Askeri alanda guvenilir uzmanlara sahip olmak amaciyla Avrupa ya ogrenciler gondermistir Bedirhan Bey donemi icerisinde devletle iliskilerini iyi tutmus ve hukumetle iyi iliskiler gecindigi bir politika izlemistir Fakat 1828 1829 Osmanli Rus Savasi sirasinda Osmanli Devleti ne vermesi gereken askeri destegi vermeyerek Devlete karsi ilk defa muhalif bir tavir icerisine girmistir Ancak daha sonra bu tutumundan vazgecerek II Mahmut un Dogu Anadolu daki merkezilestirmeyi gerceklestirmek icin bolgedeki ayanlar itaat altina almak uzere gerceklestirdigi 1833 1839 yillari arasindaki Dogu harekati sirasinda askerleriyle birlikte Osmanli ordusunun yaninda yer almistir Izledigi bu politika ile Bedirhan Bey diger Kurt beyleri gibi yok edilmekten kurtulmus ve bu surecte onemli bir guc elde ederek etmistir Devlet yanlisi siyaseti sebebi ile Devlet tarafindan Redif Askeri Miralayligi ile odullendirilmistir Boylece kendisinin sahip oldugu guce devletin destegini de ekleyerek bolgede onemli bir guce ve nufuza sahip olmustur Bedirhan Bey in emrindeki asiret kuvvetleriyle birlikte katildigi 1839 yilindaki Nizip Savasi nda alinan yenilgi sonrasi Osmanli Devleti nin bolgede siyasi egemenligi ve gucu buyuk olcude sarsilmistir Mevcut durum Bedirhan Bey icin bolgede yeni bir donemin baslangici olmustur O gune kadar devlet ile barisik bir siyaset izleyen Bedirhan Bey ardindan hukumetin mevcut durumundan istifade ederek bolgede kendi nufuzunu artiracak siyasetler izlemeye baslamistir Bu amacla Babi ali nin 1838 yilindaki Dogu harekati sirasinda dagilmis olan guclu asiretleri kendi etrafinda toplamis ayrica asiretler arasinda var olan dusmanliklari ortadan kaldirmak icin caba harcamistir Bedirhan Bey devlet ile olan iliskilerinde her ne kadar devlet yanlisi bir politika izlese de zaman zaman devletin o anki durumuna gore muhalif politikalarda izlemesi hukumetin kendisi hakkinda suphe duymasina neden olmustur Tanzimat sonrasinda Osmanli Devleti nin baslattigi merkezilestirme politikasinin ve buna bagli olarak idari alanda yapilan degisikliklerin Cizre ve Botan bolgesinde uygulanmasi Bedirhan Bey ile Osmanli yonetimini karsi karsiya getirmis ve hukumet onun Cizre bolgesindeki nufuzunu kirmak istemistir Yeni yapilan idari duzenleme ile Cizre nin bazi kazalari Musul Eyaleti ne baglanmisti O gune kadar devletle iliskilerini iyi tutarak bolgede nufuzunu ve siyasi etkinligini artirmis olan Bedirhan Bey mevcut konumunu kaybetmek istemiyordu Bu amacla hukumet nezdinde birtakim girisimlerde bulunduysa da bir sonuc elde edemedi Bunun uzerine kendisi o gunlerde devlete karsi isyan halinde olan Vanli Han Mahmut ve Imadiyeli Ismail Pasa ile irtibata gecerek hukumete karsi tekrar muhalif bir politika icerisine girmistir Cizre nin idari statusunde yapilan degisiklik sonrasi Bedirhan Bey hukumetin dikkatini kendi uzerine cekmek amaciyla Hakkari nin daglik bolgesinde oturan ve aslen Hristiyan olan Nasturiler uzerine 1259 1843 yilinda bir harekata girismistir Bu harekat sirasinda binlerce Nasturi onun kuvvetleri tarafindan katledilmis ve bir kismi da esir alinmistir Bu durum ayni zamanda Osmanli Hukumeti nezdinde Bedirhan Bey hakkinda var olan suphelerin daha da artmasina yol acmistir 1843 hadisesi dis politikada Babiali yi zor duruma dusurmus ve Batili devletlerin meseleye mudahil olmalarina yol acarak hukumet uzerinde Istanbul daki elcileri vasitasiyla baski olusturmalarina sebep olmustur Bedirhan Bey in 1843 te gerceklestirdigi Nasturi harekati sonrasinda Batili devletlerin ortaya koydugu sert tepki ve mudahalenin yaninda onunla isyan halinde olan Han Mahmut ve bazi Kurt beyleri ile yakin iliskisi ve bunun ittifak ile sonuclanmasi 1846 Babiali yi bu sorunu ortadan kaldirmaya yonelik koklu birtakim tedbirler almaya yoneltmistir Bunun uzerine Bedirhan Bey 1846 Ekiminde II Nasturi harekatini yapmis ve 10 binden fazla silahli adamiyla Hakkari bolgesinde yer alan Tuhuba Nasturileri uzerine saldiriya giriserek buyuk bir katliam gerceklestirmistir Bedirhan Bey in basina buyruk hal ve hareketleri Osmanli Devleti ni ic ve dis politikada guc duruma dusurmustur Babiali 1846 da gerceklestirdigi II Nasturi harekati sonrasinda her turlu uyari ve nasihate ragmen devlete karsi tutumu devam eden Bedirhan Bey in kesin bir surette ortadan kaldirilmasi icin calismalar baslatmistir Anadolu Ordusu Komutani Musir Osman Pasa Bedirhan Bey uzerine yapilacak olan askeri harekat icin hazirliklarini tamamlarken bir taraftan da onunla Kurt beyleri arasinda var olan muttefikligi bozmak amaci ile calismalar yapmistir Bu esnada kullanilan yaygin metot onunla muttefik olan veya ona yakin olan Kurt asiret agalari ve Kurt Beylerine birtakim unvanlar ile hediyeler vererek onlari Osmanli tarafina cekip kendisini yalnizlastirmaktir Bu amacla irtibata gecilen bircok Kurt beyinin Bedirhan Bey ittifakindan ayrilarak devletin yaninda yer almalari saglanmistir Hukumetin kendisine karsi askeri bir harekat duzenleyecegi haberini alan ve bundan dolayi endiseye kapilan Bedirhan Bey Musul daki Ingiliz konsolosu vasitasiyla kabul edecegi sartlari iceren bir mektup ile hukumete anlasma teklifinde bulunduysa da Babiali onun bu istegini kabul etmeyerek ve sartsiz teslim olmasini istemistir Osmanli kuvvetlerinin isyan eden Bedirhan Bey ve muttefiki Kurt beyleri uzerine baslattigi askeri harekat sonrasinda Musir Osman Pasa Cizre de Bedirhan Bey ve birliklerini agir bir yenilgiye ugratmistir Bunun uzerine Bedirhan Bey ailesi ve yanindaki kuvvetleriyle ile birlikte kendisi acisindan guvenli bir yer olarak gordugu Orak Kalesi ne cekilmis Bir ara Iran nezdinde girisimlerde bulunarak siginma talebinde bulunduysa da bu istegi Iran tarafindan reddedilmistir Osmanli birliklerinin kaleyi kusatma altina almasi uzerine zor durumda kalan Bedirhan Bey kusatmanin ucuncu gunu 30 Haziran 1847 Anadolu Ordusu na gelerek teslim olmustur Bedirhan Bey teslim olduktan sonra Istanbul a goturulmus ardindan Girit adasina surgun edilmistir Ailesi ile birlikte uzun yillar 15 yil Girit te kalan Bedirhan Bey Padisah Abdulaziz in izniyle Istanbul a geri donmus buradan da kendi istegi dogrultusunda Sam a nakledilmis ve 1868 yilinda Sam da olmustur Izzeddin Sir Bey ve emirligin dagilisi Izzeddin Sir Bey Bedirhan Bey in yegeni Emir Seyfeddin in ogludur Amcasi Bedirhan Bey isyaninda Osmanli tarafina gecmis ve Botan Emirligi nin dagilmasinin sebeplerinden birini olusturmustur Izzeddin Sir Bey in amcasi Bedirhan Bey in karsisinda Osmanli tarafini tutmasi Botan asiretlerini endiseye sokmus ve Kurt ittifaki dagilmistir 1847 yilinda Bedirhan Bey in tutuklanip surgune gonderilmesi ile Botan Emirligi nin dagilis sureci hiz kazanmistir Izzeddin Sir Bey amcasinin karsisinda durarak Botan Emirligi nin basina gecmeyi dusunmustur Fakat bu donem dahilinde Osmanli icerisinde gerceklesen reform hareketleri ile degisen idari duzen buna engel olmustur Izzeddin Sir Bey Osmanli yonetimi nin gozune girebilmek ve Botan Emirligi nin basina gecebilmek icin bolgedeki Kurt Beylikleri uzerine yurumus ve kendi hakimiyeti altina almaya calismistir Botan bolgesiyle ise koyulan Izzeddin Sir Bey daha sonra Telan dan oyacik koyu girmis ilk once donemin Beykent beylerini esir almis daha sonra Zok kalesine yurumustur Bu sekilde Osmanli bolge siyaseti nin onundeki engelleri kaldirmis ve yeni idari yapinin olusumuna buyuk katki saglamistir Fakat daha sonra Izzeddin Sir Bey in yerine Cizre ye Hukumet tarafindan farkli bir mutesellim atanmistir Bunun uzerine Izzeddin Sir Bey kendi Emirligini ilan ederek isyan etmis ardindan Osmanli Kuvvetleri tarafindan yenik dusmustur Bunun uzerine 1855 yilinda Botan Emirligi dagilmis ve Cizre Merkezden atanan mutesellimler tarafindan yonetilmeye baslanmistir Dis baglantilarCizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey 1802 1869 Cabir DOGAN 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Islam ansiklopedisi 26 Subat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cizre Buhti Beyligi 25 Subat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca a b M Streck Bohtan MEBIA C 2 MEB Istanbul 1979 s 773 ULUSLARARASI SIRNAK VE CEVRESI SEMPOZYUMU PDF 25 Subat 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Subat 2020 Seref Han Serefname Kurd Tarihi Cev M Emin Bozarslan Deng Yayinlari Istanbul 2006 s 94 Bruinessen Martin Van 2011 Aga Seyh ve Devlet Cev Banu Yalkut Istanbul Iletisim Yayinlari Seref Han a g e s 94 Sureyya Bedirhan Kurt Davasi ve Hoybun Cev Dilara Zirek Med Yay Istanbul 1994 s 76 Ibn Seddad Izzeddin Muhammed b Ali o 684 1285 el A lak el Hatira fi Zikri Umerai sSam ve l Cezire Dimask 1978 III 1 7 Yakut el Hamevi Sihabeddin Yakut b Abdillah o 626 1129 Mu cemu l Buldan I VII Beyrut 1995 III 158 Seref Han Serefname I Cilt s 116 118 Seref han Serefname I Cilt s 119 Ibnu l Munsi el Hisni a g e vr 37b a b Ibnu l Munsi el Hisni a g e vr 62b 63a Ibnu l Munsi el Hisni a g e vr 67a 67b Ibnu l Munsi el Hisni a g e vr 82b 83a Ibnu l Munsi el Hisni a g e vr 90b 91a Ibn Naziru l Ceys Takiyuddin Abdurrahman bin Muhammed o 786 1384 Teskifu t Ta rif bi l Mustalahi s Serif Thk Rudolf Vesely Paris 1987 77 Ibn Hacer a g e I Cilt 280 bkz Cabir Dogan a g e s 25 30 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ve Metin Tuncel ve Abdulkerim Ozaydin a g m s 38 a b Cabir Dogan a g e s 25 PDF 30 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 26 Subat 2020 Metin Tuncel ve Abdulkerim Ozaydin a g m s 38 Uluslararasi Sirnak ve Cevresi Sempozyumu PDF 25 Subat 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Subat 2020 Uluslararasi Sirnak ve Cevresi Sempozyumu s 128 Uluslararasi Sirnak ve Cevresi Sempozyumu s 130 Bar Hebraeus a g e II XXXIX Ahmed i Hani Mem u Zin Yay Tahsin Ibrahim Doski Duhok 2008 69 Seref Han a g e I Cilt s 382 386 a b c Ebubekr i Tihrani a g e s 89 Nazmi Sevgen Kurtler BTTD S 10 Temmuz 1968 s 67 Uluslararasi Sirnak ve Cevresi Sempozyumu s 132 Idris i Bidlisi Selim Sahname Trc Hicabi Kirlangic Ankara 2001 236 243 253 254 273 M Ali Unal a g m s 571 Halil Inalcik The Ottoman Empire The Classical Age 1300 1600 Phcenix London 1973 s 107 Ahmet Akgunduz Osmanli Kanunnameleri ve Hukuk Tahlilleri 5 Kitap 2 Kisim Osmanli Arastirmalari Vakfi Yayinlari Istanbul 1991 s 439 440 M Ali Unal a g m Osmanli C VI s 117 Cabir Dogan Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey Doktora tezi Afyonkarahisar 2010 s 7 Nazmi Sevgen a g m BTTD S 9 Haziran 1968 s 70 73 Nazmi Sevgen Dogu ve Guneydogu Anadolu da Turk Beylikleri TKAE Ankara 1982 s 42 43 Cabir Dogan Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey Doktora tezi Afyonkarahisar 2010 s 7 Bayram Kodaman a g e s 11 Mehmet Kemal Isik a g e s 73 Kemal Burkay Gecmisten Bugune Kurtler ve Kurdistan Deng Yayinlari Istanbul 1992 s 194 Nazmi Sevgen Dogu ve Guneydogu Anadolu da Turk Beylikleri s 55 56 E Xemgin Osmanli Safevi Doneminde Kurdistan Tarihi C III 2 Baski DOZ Yay Istanbul 1997 s 297 Hatip Yildiz a g e s 14 Tori Tarihte Kurt Turk Iliskileri Peri Yay Istanbul 2002 s 152 153 Osmanli Idaresinde Silopi Osmanli Arastirmalari 07 12 2007 s 1 6 Nazmi Sevgen Dogu ve Guneydogu Anadolu da Turk Beylikleri s 60 Hatip Yildiz a g e s 14 Malmisanij Cizira Botanli Bedirhaniler 2 Baski Avesta Yay Istanbul 2000 s 48 Celile Celil a g e s 78 Martin Van Bruinessen a g m s 273 Sinan Hakan Mukus Kurt Mirleri Tarihi ve Han Mahmud Peri Yay Istanbul 2002 s 53 Cabir Dogan Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey Doktora tezi Afyonkarahisar 2010 s 14 Metin Heper a g m s 74 Halil Inalcik Tanzimat in Uygulanmasi ve Sosyal Tepkiler Osmanli Imparatorlugu Toplum ve Ekonomi Uzerine Arsiv Calismalari ve Incelemeler 2 Baski Eren Yay Istanbul 1996 s 348 349 Erik Jan Zurcher Modernlesen Turkiye nin Tarihi Cev Yasemin Saner Gonen 14 Baski Iletisim Yay Istanbul 2003 s 51 Kreyenbroek Sperl Kurtler Cev Yavuz Alagon Kurt Matbaasi Istanbul 1992 s 18 19 Mehmet Ali Unal a g m s 112 Ozcan Mert Osmanli Devleti Tarihinde Ayanlik Donemi Osmanli C VI YTY Ankara 1998 s 176 179 Bilal Eryilmaz Tanzimat ve Yonetimde Modernlesme Isaret Yay Istanbul 1991 s 48 49 Ismail Hakki Uzuncarsili Ayan I A C 2 MEB Istanbul 1979 s 41 A Cevad Eren Tanzimat I A C 11 MEB Istanbul 1979 s 729 Ozcan Mert II Mahmut Devrinde Anadolu ve Rumeli nin Sosyal ve Ekonomik Durumu 1808 1839 TDA S 18 Haziran 1982 s 39 42 a b V Minorsky Kurtler I A C 6 MEB Istanbul 2001 s 1105 Sinan Hakan Mukus Kurt Mirleri Tarihi ve Han Mahmud s 53 Mehmed Isik Kurtlerin Yakincag Tarihi Dor Yayincilik Istanbul 2006 s 34 Celile Celil Bedirhan Bey Ayaklanmasi Dar Ucgende Uc Isyan 2 Baski Evrensel Yayin Istanbul 2005 s 252 M A Gasaratyan vd Yeni ve Yakin Cagda Kurt Siyaset Tarihi Cev M Aras Istanbul 1998 s 16 Celile Celil a g m s 253 Tori a g e s 174 Bkz Celile Celil 1880 Seyh Ubeydullah Nehri Kurt Ayaklanmasi Cev M Aras 3 Baski Peri Yay Istanbul 1998 s 19 30 Celile Celil a g e s 130 Zekeriya Yildiz Kurt Gercegi Olaylar Oyunlar Cozumler Yeni Asya Yay Istanbul 1992 s 65 Brill The Modern Assyrians of the Middle East Encounters With Western Christian Missions Archaeologists amp Colonial Powers Princeton University Pres Boston 1961 s 72 M A Gasaratyan vd a g e s 16 Osman Aytar Hamidiye Alaylarindan Koy Koruyuculuguna Medya Gunes Yay Istanbul 1992 s 31 Cabir Dogan Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey Doktora tezi Afyonkarahisar 2010 s 235 Cabir Dogan Cizre ve Bohtan Emiri Bedirhan Bey Doktora tezi Afyonkarahisar 2010 s 237 BOA AD nr 609 s 31 BOA A MKT MHM 2 70