Astrobiyoloji ya da eksobiyoloji, disiplinlerarası bir bilim olup, özellikle evrende yaşamın ortaya çıkmasını ve evrimini sağlayan jeokimyasal ve biyokimyasal etken ve süreçleri konu alır; bir başka deyişle, evrende biyolojik kökenin, evrimin, dağılımın ve canlıların geleceğinin incelenmesidir.
Bu bilimsel disiplinler-arası alan, kısaca, Güneş Sistemi'nin içinde ve dışında kalan "yaşanabilir gezegen"lerdeki yaşanabilir ortamların araştırılmasını, abiyogenez (prebiyotik kimya) kanıtlarının araştırılmasını, Mars'ta ve Güneş Sistemi'mizde yaşamı, Dünya'daki yaşamın evriminin kökenleri ve erken dönemleri üzerine laboratuvar çalışmalarını, alan araştırmalarını, yaşam potansiyelinin Dünya ve uzaydaki zorluklara uyarlanması çalışmalarını kapsar.
Astrobiyolojinin bu tanımı, doğal olarak, yaşamın, yeryüzünde ortaya çıktığı gibi, Güneş Sistemi içinde veya dışında bulunan başka yerlerde, başka gezegenlerde de ortaya çıkmış olabileceği kabulünü içerir. Dünya'dan "kökten farklı ortamlar" içeren diğer kozmik cisimler üzerinde de yaşam izleri mevcut olabileceğinden, astrobiyolojide "basit organik madde"den (biyomoleküller, peptidik, nükleik ya da lipidik zincirler) daha karmaşık yapılara (ilk hücreler, ilk genetik sistemler) doğru uzanan evrime hükmeden olası süreçlerin araştırılması söz konusudur. Dolayısıyla bu süreçlerin araştırılmasında, organik kimya, inorganik kimya, biyokimya, hücre biyolojisi, iklimbilim, jeokimya, gezegenbilim ve enformatik modelizasyon gibi çeşitli bilimsel alanların, bir bütünü tamamlayacak tarzda, derin bir etkileşim içinde olmaları kaçınılmaz hale gelir.
Örneğin, astrobiyologlar yeni gezegenler keşfetmek ve bunların yaşanabilirliğini saptamak üzere astronomlarla, moleküler etkileşimlerden yaşama geçişi anlamak üzere kimyacılarla, diğer gezegenler üzerindeki anahtar mineraller ve suya ilişkin kanıtları incelemek üzere jeologlarla, en erken yaşam türlerini araştırmak ve anlamak üzere paleontologlar ve moleküler biyologlarla ve bunların yanı sıra, iklimbilimcilerle, gezegenbilimcilerle ve diğer çeşitli bilim dallarındaki bilim insanlarıyla iş birliği içinde çalışırlar.
Günümüzde gitgide genişleyen astrobiyoloji aynı zamanda, hangi türde olursa olsun Dünya-dışı yaşama ve varsa Dünya-dışı zeki yaşama ilişkin araştırmayla da (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması) ilgilenmektedir. Fakat olası gelişmeleri beklemekte olan bu son değinilen araştırma sahası (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması) şimdilik çok marjinal durumdadır.
Astrobiyoloji diğer dünyalardaki yaşamın mahiyeti hakkında kuramsal tahminlerde bulunabilmek ve Dünya'nınkinden çok farklı olabilecek biyosferleri tanımlayabilmek ve ayırt edebilmek amacıyla, fizikten, kimyadan, astronomiden, moleküler biyolojiden, ekolojiden, gezegenbilimden ve jeolojiden yararlanır. Astrobiyoloji daha çok bilimsel verilerin yorumlanmasına, yani evrenin diğer ortamları hakkında diğer bilimlerce ortaya koyulmuş ayrıntılı ve güvenilir verilerin yorumlanmasına yoğunlaşır ve öncelikle, mevcut bilimsel kuramlarla çelişmeyen varsayımlarla ilgilenir.
Genel bakış
Astrobiyoloji terimi, eski Yunancadaki “yıldız, takımyıldız” anlamına gelen astron (ἄστρον), “yaşam” anlamına gelen bios (βίος) ve “çalışma, inceleme” anlamına gelen -logia (-λογία) sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuştur. Astrobiyoloji nispeten kısa zaman önce ortaya çıkmış ve hâlen gelişmekte olan bir alandır. Evrenin başka yerlerinde yaşamın olup olmadığı meselesi, doğrulanabilir bir varsayım içerdiğinden, bilimsel sorgulamanın geçerli olduğu bir konudur. Bir gezegenbilimci olan David Grinspoon astrobiyolojiye, bilinen bilimsel kuramlar dahilinde “bilinmeyen” hakkında spekülasyonlarda bulunan bir tür doğal felsefe alanı gözüyle bakar. Bununla birlikte astrobiyoloji, bilimsel sorgulamanın ana-akımı dışında tutulması halinde, başlıbaşına yöntemli bir inceleme alanıdır. NASA ilk astrobiyolojik projesini 1959’da hazırlamış, astrobiyolojik programını da 1960'ta belirlemiştir. NASA’nın 1976 ‘da uygulamaya koyduğu Viking missions projesi, mümkün yaşam belirtilerini araştırmaya ilişkin üç biyoloji deneyi içeriyordu. NASA 1971’de kısa adı SETI olan Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması Projesi’ni (Search for Extra-Terrestrial Intelligence) başlattı. Projenin amacı Dünya-dışı bir uygarlıktan veya uzak bir gezegenden gelen mesajların varlığının saptanması ve var olduklarının saptanması halinde bunların incelenmesiydi. Projede olası Dünya-dışı zeki yaşamı özellikle radyoelektrik sinyalleri dinleme yoluyla araştırmaya ağırlık verilmiştir.
Astrobiyoloji 21.yy.’da NASA’nın ve ESA’nın (European Space Agency) Güneş Sistemi keşif projelerinde giderek artan bir önemle odak haline gelmiştir. Bu alanda Avrupalılar’ın astrobiyolojiyle ilgili ilk uygulaması Mayıs 2001’de İtalya’da yer almış, ardından Aurora Programı uygulamaya konulmuştur. Halihazırda NASA bünyesinde NASA Astrobiyoloji Enstitüsü bu alanda çalışmalarını sürdürmekte ve gerek ABD üniversitelerinde (University of Arizona, Penn State University) gerekse Britanya (University of Glamorgan) Kanada, İrlanda gibi diğer ülkelerin üniversitelerinde okutulan astrobiyoloji, üniversitelerde giderek yaygınlaşmaktadır.
Günümüzde astrobiyolojinin özel bir araştırma alanı da Dünya’ya yakınlığı ve jeolojik tarihi nedeniyle Mars gezegeninde yaşamın araştırılmasıdır. Mars’ın yüzeyinde geçmişte bol miktarda sıvı su bulunduğuna ilişkin olarak günümüzde yeterince kanıt bulunmaktadır. Bilindiği gibi, su, karbon temelli yaşamın oluşmasını haber veren bir ön belirti sayılır. Viking Programı ile Beagle-2 sonda araçlarının her ikisi de özellikle Mars’ta yaşamın araştırılmasına yönelik çalışmalarla görevlendirilmişti. Bu konuda Viking Programının sonuçlarının yetersiz olduğu kabul edilir. Beagle-2 ise arızalanıp parçalanmıştı.
Astrobiyolojinin baş rolde olacağı bir başka proje Jüpiter’in su içerdiği sanılan uydularına uzay gemisinin gönderilmesinin planlandığı Jupiter Icy Moons Orbiter Projesi idi. Fakat NASA’nın tercihlerindeki değişmeler ve 2005’te finansmanın kesilmesi sorunu projenin iptalini getirdi. Halihazırda Phoenix, Mars’taki mikrobik yaşamın geçmişteki ve şimdiki durumunun anlaşılması için çevreyi ve gezegendeki suyun tarihini araştırmaktadır. NASA bu araştırmanın daha değişik bilim araçlarıyla sürdürülmesi için 2009’da da Mars Science Laboratory adlı uzay keşif aracını fırlatmayı planlamıştır.
Amaçlar ve araştırma alanları
Astrobiyolojinin NASA tarafından belirlenen 7 temel amacı ve bunların içerdiği, araştırma alanlarının neler olduklarını gösteren konular şunlardır:
- Evrende yaşanabilir ortamların tabiatını ve dağılımını anlamak.
- Yaşanabilir gezegenlerin oluşum ve evrim modellerinin oluşturulması.
- Güneş Sistemi’miz dışındaki yaşanabilir gezegenlerin doğrudan ve dolaylı astronomik gözlemleri.
- Yaşanabilir ortamları, prebiyotik kimyayı ve Güneş Sistemi’mizdeki yaşam belirtilerini şimdiki ve geçmiş halleriyle keşfetmek.
- Mars’ın keşfi
- Güneş Sistemi-dışı’nın keşfi.
- Kozmik ve gezegensel belirtilerden yola çıkarak yaşamın nasıl meydana gelebileceğini anlamak.
- Prebiyotik materyal ve katalizör kaynakları
- Fonksiyonel biyomoleküllerin kökenleri ve evrimi
- Enerjetik aktarımın (İng. transduction) kökenleri
- Hücreselliğin (selülarite) ve protobiyolojik sistemlerin kökenleri
- Dünya’daki yaşamın geçmişte gezegensel sistemdeki ve Güneş Sistemi’ndeki değişimlerle nasıl bir etkileşim içinde bulunmuş olduğunu anlamak.
- Dünya’nın erken biyosferi
- Karmaşık yaşamın oluşması
- Dünya-dışı olayların biyosfer üzerindeki etkileri
- Yaşamın çevresel sınırlarını ve evrim mekanizmalarını (işleyişlerini) anlamak.
- Mikroorganizmalardaki moleküler evrim ve çevreye bağımlılık
- Mikrobik toplululukların (İng. community) toplu evrimi
- Aşırılık gösteren sistemlere biyokimyasal adaptasyon.
- Dünya’da ve diğer ortamlarda yaşamın geleceğini biçimlendiren ilkeleri anlamak
- Çevresel değişimler, element ve unsurların biyota tarafından çevrimi, topluluklar ve ekosistemler
- Yaşamın Dünya-dışı ortamlarda adaptasyonu ve evrimi
- Dünya’daki ve diğer dünyalardaki yaşam işaretlerinin nasıl farkına varılacağını tanımlamak
- Güneş Sistemi materyallerinde aranacak "canlılık işaretleri" (İng. biosignature)
- Yakın gezegen sistemlerinde aranacak canlılık işaretleri.
Yöntemler
Alan daraltma
Diğer gezegenlerdeki yaşamı araştırırken, doğru olup olmadıkları henüz bilinemiyorsa da bazı basitleştirici varsayımlardan yola çıkılması astrobiyoloğun hedefini küçültmesi, yani çalışma alanını daraltması ve yükünü hafifletmesi bakımından yararlıdır. Bu bakımdan astrobiyoloji çalışmalarında şu hususlar gözönünde bulundurulur:
- Galaksimizdeki yaşam türlerinin büyük çoğunluğunun kimyasal yapısının Dünya’da olduğu gibi karbon temelli (İng. carbon-based life) olduğu sanılmaktadır. Karbon temelli olmayan yaşamın mümkün olabileceği kabul edilmekle birlikte, şu nokta gözden uzak tutulmaz: Karbon, istisnai bir özelliğe sahiptir; çevresinde geniş bir molekül çeşitliliği oluşabilmektedir.
- Bu bakımdan sıvı su yaşam için olumlu bir etken olarak kabul edilir; çünkü yaygın bir molekül olup, yaşamın ortaya çıkmasını sağlayan "karbon temelli" karmaşık moleküllerin oluşumu için mükemmel bir çevre sağlar. Bazı araştırmacılar bu bakımdan amonyağın ya da amonyak ile su karışımının daha olumlu bir etken olduğunu belirtirler. Bu tür ortamlar gerek karbon temelli yaşam, gerekse "karbon temelli olmayan yaşam" için elverişli ortamlar olarak kabul edilirler.
- Üçüncüsü, gezegensel yaşanabilirlik kavramından hareketle, yaşamın geliştiği gezegenlerin çevresinde dolandıkları yıldızların Güneş-benzeri yıldızlar olması hususudur. Çok büyük yıldızlar nispeten kısa ömürlü olurlar, yani çevrelerinde dolanan gezegenlere, üzerlerinde yaşamın gelişebilmesi için yeterince zaman tanımayabilirler. Çok küçük yıldızlar da gezegenlere çok az ısı verirler. Bir gezegenin yeterince kalın bir atmosferi olmaması, gezegenin bir tarafının “fırında kızarmış” gibi bir hal almasına karşılık, diğer tarafının buzlaşmış bir hale gelmesi sonucunu doğurur. Fakat 2005’te bu husus (gezegensel yaşanabilirlik için yıldızın Güneş-benzeri bir yıldız olması şartı) yeniden gözden geçirilmek üzere bilimsel topluluğun dikkatine sunulmuştur. Çünkü Kızıl cüce tipindeki yıldızlar da uzun ömürlü olduklarından, kalın atmosferli gezegenlerinde yaşamın gelişebilmiş olması gayet mümkündür. Bu nokta son derece anlamlıdır, çünkü kızıl cüceler son derece yaygındır.
Galaksimizdeki yıldızların % 10’unun “Güneş-benzeri” yıldızlar olduğu sanılmaktadır. Güneş’imizden yaklaşık 100 ışık yılı uzaklık içinde böyle 1000 kadar “Güneş-benzeri” güneş bulunmaktadır. Bu yıldızlar ya da güneşlerin Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması kapsamındaki “yıldızlar-arası dinleme”de öncelikli hedefler olmasında yarar görülmektedir.
Astrobiyolojiye yardımcı dallar
Astronomi
Astronomiye ilişkin astrobiyolojik araştırmaların çoğu, “yaşam Dünya’da ortaya çıktığına göre, Güneş Sistemi’miz dışındaki Dünya’ya benzer özellikler taşıyan gezegenlerde de ortaya çıkabilir” varsayımından hareketle, Güneş Sistemi-dışı gezegenlerin keşfi kategorisinde yer alır. Bu yüzden, olanakların bir kısmı Güneş Sistemi dışındaki Dünya-benzeri gezegenlerin keşfine tahsis edilmiştir. Bu araştırmalar özellikle NASA’nın Terrestrial Planet Finder ve ESA’nın Darwin adlı programlarında yer almaktadır. Ayrıca Güneş Sistemi’miz dışındaki gezegenleri araştırmak üzere NASA “Kepler Mission” uzay gemisini Mart 2009’da fırlatmayı planlamıştır, Fransızlar’ın kısa adı CNES olan Uzay İncelemeleri Ulusal Merkezi (The Centre National d'Études Spatiales) ise COROT adlı uzay teleskobu aracını 2006’da fırlatmıştır. Güneş Sistemi dışındaki Dünya-benzeri gezegenlerin keşfi konusunda, uzay araçlarıyla sürdürülen çalışmaların yanı sıra, bunlar kadar önemli tutulmamakla birlikte, yerde sürdürülen çalışmalar da bulunmaktadır.
Bu fırlatma çalışmalarının amacı yalnızca Dünya büyüklüğündeki gezegenleri saptamak değil, aynı zamanda gezegenlerden çıkan ışıkları spektroskopla doğrudan doğruya (Dünya atmosferi gibi çeşitli etkileyici faktörlere maruz kalmadan) analiz edebilmektir. Bu tayf analizlerinin incelenmesiyle Güneş Sistemi’nin dışındaki bir gezegenin temel içeriği, atmosferi ve yüzeyi saptanabilir ki, bu da gezegen üzerinde yaşam olasılığının belirlenmesinde son derece yararlı bilgiler sağlar. NASA’nın bir araştırma grubu olan Virtual Planet Laboratory adlı grup,
Terrestrial Planet Finder ve Darwin projeleri kapsamında fırlatılan ve fırlatılacak uzay araçları tarafından saptanacak gezegenlerin neye benzediğini anlamak ve daha sağlıklı yorumlar yapabilmek üzere, bu gezegenlerin kapsamlı bilgisayar modellemeleri üzerinde çalışmaktadır. Umulan odur ki, uzay araçlarının saptayacağı tayf analizleriyle bu grubun vardığı sonuçlar, bir gün bu gezegenlerde yaşamın varlığını gösterecek şekilde çakışırlar. Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin yüzey ve atmosfer özelliklerinin anlaşılmasında ışımalarının fotometrikincelenmesi de ipucu niteliğinde veriler sağlamaktadır.
"Dünya-dışı zeki yaşam"ın bulunduğu gezegenlerin tahmini sayısı “Drake denklemi” yoluyla hesaplanır. Bu hesaplamada güneşlerine uygun uzaklıkta olan gezegenlerin sayısı, bunlar içinden koşulları yaşamın oluşmasına elverişli gezegenlerin sayısı gibi parametreler kullanılır.
Hesap sonucunda evrenin gözlemleyebildiğimiz kısmında (100 milyar galakside) yaşamın oluşmasına elverişli bir gezegene sahip yıldızların sayısı 7×1022 olarak çıkmaktadır. Bu hesaplamayla yalnızca 300 milyar yıldız içeren Samanyolu galaksimizde olması mümkün Dünya-dışı uygarlıkların sayısı yirmi ile birkaç milyon arasındadır. Bu denklemle, iletişim kurulabilecek Dünya-dışı uygarlıkların sayısı da hesaplanabilmektedir. Denklem şudur:
Denklemdeki matematiksel sembollerin anlamları şöyledir:
- N= İletişim kurabilecek Dünya-dışı uygarlıkların sayısı
- R*= Güneş’imiz gibi uygun yıldızların oluşum oranı
- fp = Bu yıldızlardan gezegenli olanların ayrılma değeri (Kanıtlar Güneş’imiz gibi yıldızların gezegen sistemleri olduğunu göstermektedir)
- fl = Bu gezegenlerden yaşamın oluşmasına elverişli Dünya-benzeri gezegenlerin ayrılma değeri
- fi= Yaşamın oluşabileceği Dünya-benzeri gezegenlerden zekanın gelişebileceği gezegenlerin ayrılma değeri
- fc = Zekanın gelişebileceği gezegenlerden iletişim kurulmasına olanak sağlayanların ayrılma değeri (üzerinde elektromanyetik iletişim teknolojisinin geliştiği gezegenlerin ayrılma değeri)
- L = Bütün bu olanaklara sahip uygarlıkların varlıklarını sürdürebilme süresi (ömrü)
Denklemdeki mantık doğru olmakla birlikte, birçok bakımdan hata payı olduğu bilinmektedir ve bu, gözden uzak tutulmamalıdır. Dünya dışı yaşamın varlığıyla ilgili bu tür hesaplamaların sonuçlarına karşı çıkan bir varsayım “Fermi paradoksu” adıyla bilinir. Fermi paradoksuna göre eğer evrende zeki yaşam yaygınsa, onun kendini belli eden işaretlerinin olması gerekir. SETI gibi projelerin de amacı budur, yani Dünya-dışı zeki uygarlıkların yayınlamış olabileceği radyo yayınlarını yakalamaya çalışmaktır.
Astrobiyolojide bir başka etkin araştırma alanı gezegensel sistemlerin oluşumudur. Kimileri Güneş Sistemi’mizin oluşum özelliklerinin gezegenimizdeki zeki yaşamın oluşumunu takviye ettiğini ileri sürmektedir. Ancak bugüne kadar hiçbir kesin sonuca ulaşılamamıştır.
Biyoloji
Ekstremofiller (en aşırı özelliklerdeki ortamlarda yaşayabilen organizmalar) astrobiyologlar için esaslı bir araştırma unsuru oluşturmaktadır. Biyota içeren böyle organizmalar okyanus yüzeyinden kilometrelerce aşağıda (hidrotermal bacalar yakınında) yaşayabilmekte, hatta ekstremofil mikroplar yüksek ölçüde asitli ortamlarda yaşayabilmektedir. Son zamanlarda, ekstremofillerin yaşama hiç de elverişli olmayan koşulllarda yaşayabiliyor olmalarının keşfi astrobiyologlara ilham kaynağı olmuştur. Bu organizmaların karakteristik özelliklerinin, çevrelerinin ve evrimsel yollarının tanımlanmasının evrenin başka yerlerinde yaşamın nasıl gelişebileceğinin anlaşılmasında çok önemli bir husus olduğu düşünülmektedir. Bu bakteriler Dünya’da aşırı sıcak ortamlarda (termofil organizması), aşırı basınçlı ortamlarda (piezofil), asitli ortamlarda (asidofil, alkalofil) ve ışınımlı ortamlarda (radyorezistan organizma) yaşayabildiğine göre, bu koşulları içeren gezegenlerde yaşamamaları için hiçbir neden yoktur. Kısa zaman önce bir astrobiyolog ekibi okyanus diplerindeki hidrotermal bacalar yakınında yaşayan ekstremofilleri incelemek üzere hidrobiyologlar ve deniz jeologlarıyla işbirliğinde bulunmuştur. Bilim insanları bu incelemede edinecekleri bulguları Güneş Sistemi’mizdeki Europa gibi doğal uydularda mevcut olabilecek yaşam üzerine geliştirecekleri hipotezlerde kullanmayı ummaktadırlar.
Yaşamın evriminden ayrı olarak “yaşamın kökeni” hâlen devam eden bir başka araştırma alanıdır. Güneş ışığının etkisinde oksijensiz bir atmosfer ortamında organik moleküllerden bir “ilkel çorba” oluşabileceğini iddia eden Aleksandr İvanoviç Oparin ve J. B. S. Haldane tarafından ortaya atılan varsayıma göre, ilk zamanlarda Dünya’da öyle elverişli koşullar hüküm sürüyordu ki, bu koşullar inorganik maddelerden organik bileşimlerin oluşmasını sağlayıcı, yani bu sürece sevk edici bir nitelikteydi ve böylece, oluşan bazı ortak kimyasal ürünlerin günümüzde gördüğümüz tüm yaşam türlerinde bulunmasını sağlamış oldular. Bu sürecin incelenmesi olan "prebiyotik kimya" (abiyogenez), az çok ilerleme kaydetmiş olmakla birlikte, yaşamın Dünya’da bu şekilde oluşup oluşmadığı konusunda hâlen pek açık değildir. Bu varsayıma alternatif teori olan panspermia teorisine göre ise yaşamın ilk unsurları Dünya’nınkinden daha elverişli koşullara sahip bir başka gezegen ya da kozmik cisimde oluşmuş ve herhangi bir yolla Dünya’ya aktarılmış olmalıydı.
Astrojeoloji
Astrojeoloji gezegenler, doğal uydular, asteroitler, kuyrukluyıldızlar, meteorlar gibi gök cisimlerinin jeolojisine ilişkin bir gezegenbilim disiplinidir. Astrojeolojinin sağladığı veriler, üzerinde yaşamın başlayabilmesi ve gelişebilmesi konusunda bir gezegen ya da uydunun sahip olduğu elverişli potansiyeli, yani gezegensel yaşanabilirliğini ölçebilmemizi sağlamaktadır. Astrojeolojinin bir ek disiplini jeokimyadır. Jeokimya ya da yerkimyası Dünya'nın ve diğer gezegenlerin kimyasal bileşimlerini, kaya ve toprakları etki altında tutan kimyasal süreç ve tepkileri, Dünya’nın kimyasal bileşenlerine ilişkin maddi ve enerjetik döngüleri ve bunların atmosfer ve hidrosfer ile etkileşimlerini yer ve zaman bakımından konu alan bir daldır. Bu daldaki bazı uzmanlık alanları kozmokimyayı, biyokimyayı ve organik jeokimyayı içerirler.
Fosiller Dünya’daki yaşamın bilinen en eski kanıtlarını sağlarlar. Bu buluntuların incelenmesiyle palentologlar Dünya’nın erken dönemlerinde ortaya çıkan organizma tiplerini daha iyi anlama olanağını bulurlar. Batı Avustralya’daki Pilbara ve Antarktika’daki McMurdo gibi Dünya’daki bazı bölgeler, Mars’taki bölgelere jeolojik olarak eş tutulmaktadır ve böylece bu bölgeler, Mars’ta geçmişte var olmuş yaşamı nasıl araştırabileceğimiz konusunda bizlere ipuçları sağlamaktadır.
Yaşamın oluşabileceği kozmik cisimler
Yaşamın oluşabilmesi için koşullar
Bugünkü çoğunluk kabulüne göre, bir gezegen üzerinde yaşamın ortaya çıkabilmesi için zaruri koşullar olarak, genellikle sıvı suyun, azotun, karbonun ve muhtemelen silisyumun varlığı gerekmektedir. Ayrıca gezegenin yörüngesinin, ait olduğu güneş sistemindeki yerinin “yaşanabilir kuşak”ta (kabaca sistemin merkezindeki yıldızdan Güneş’in Dünya’ya uzaklığı kadar bir uzaklıkta olan kuşak) sabit olması gerekmektedir. Bugünkü genel kabule göre, Dünya’dakine benzer bir atmosferden ve sudan yoksun bir gezegende yaşamın var olabilmesi son derece spekülatif bir fikirdir. Sonuç olarak, evrende yaşamı araştırma programları gezegenimizdeki bu yaşam standartlarından yola çıkan güncel bilimsel bilgilerden hareketle yapılmaktadır.
Güneş Sisteminde yaşam
Güneş Sistemimizde Jüpiter gibi gaz devi olan bazı gezegenlerin sıvı sudan oluşmuş okyanuslara sahip, katı yüzeyli ve yaşama elverişli uydularının olması gayet mümkündür. Güneş Sistemimizde sıcak, kayalık, bol maden içeren, Dünya gibi bir gezegen olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Eldeki verilere göre, Güneş Sistemimizde Dünya haricinde yaşam barındırmaya en elverişli üç aday Mars gezegeni, Jüpiter’in uydusu Europa ve Satürn’ün uydusu Titan’dır. Bu düşünce hücreler için çözücü (İng. solvent) olduğundan yaşam için temel bir molekül sayılan sıvı suyu Mars ve Europa’nın yeryuvarının içeriyor olması olgusuna ve Titan’ın da içerme olasılığı üzerine kuruludur. 1970'li yıllardan itibaren Mars, Europa, Titan, Enceladus gibi birçok gök cisminde su buzu bulunduğunun keşfi astronomların suyun yaygın bir kimyasal bileşim olmadığı yönündeki önceki kanaatini değiştirmeye başlamıştır.
Mars’ta yaşam
Mars’ın geçmişindeki sıvı su akışları Mars’ın yaşanabilirlik potansiyeli taşıdığını ortaya koymaktadır. Mars’ta su kutup bölgelerinde bulunur. Mars yüzeyinde sıvı suyun bulunmadığı konusunda günümüze dek çok tartışmalar olmuşsa da, kısa zaman önceki son saptamalara göre, su akışının aşındırmasıyla açılabilecek yeni yollar oluşmaktadır ki, bu gözlemler Mars yüzeyinde, geçici de olsa, sıvı suyun olabileceğini ve muhtemelen yeraltında da geniş sıvı su rezervlerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Merih yüzeyindeki düşük ısısı ve düşük basınç altında yüzeye çıkan suyun çok tuzlu olduğu sanılmaktadır. Verilere göre, Mars’ın atmosferi ince olup, Mars yüzeyindeki sular yaşam için gerekenden çok daha tuzlu ve çok daha asitlidir; Gezegen geçmişte günümüzdeki haline kıyasla daha yaşanabilir haldeydi. Fakat, tartışmalı olmakla birlikte, 1970'lerdeki Viking Programı sırasında Mars toprağındaki mikroorganizmaların saptanması amacıyla Mars’tan getirilen örneklerde bazı pozitif görünen sonuçlar elde edilmiştir. Viking Programı’yla edinilen verilerden yararlanan profesör Gilbert Levin, Rafaël Navarro-González ve Ronalds Paepe yeni bir taksonomik sistem hazırladılar ve bu sistemde Mars’taki yaşam türü Gillevinia straata adı altında ele alındı.
Sonraki yıllarda Phoenix Mars Lander tarafından yürütülen deneyler Mars toprağında sodyum, potasyum ve klorür içeren bir alkali bulunduğunu gösterdi. Bu besleyici toprak yaşamı taşımaya gayet elverişliydi. Öte yandan 2004’te iki yer teleskobu Merih atmosferinde metanın varlığını gösteren tayf işareti saptadılar. Kısa zaman önce Mars yörüngesindeki uzay gemileri Mars atmosferindemetan ve formaldehit olduğunu doğruladılar. Bu saptamalar Mars'ta yaşamın varlığını ima eden işaretler olarak yorumlandı; zira bu kimyasal bileşikler Mars atmosferinde hızla çözünmektedir. 2011’de Mars’ta olması planlanan Mars Science Laboratory adlı sonda aracı, burada jeokimyasal mı yoksa biyolojik bir kökenin mi söz konusu olduğunu anlamak üzere Mars atmosferinde metan (CH4) ve karbondioksitteki (CO2) karbon izotop oranlarıyla ve oksijenle ilgili ölçümlerde bulunacaktır.
Mars’ta biyolojik kökenli oldukları ileri sürülen oluşumlardan en tanınmışları “koyu kumul lekeleri” adıyla bilinen oluşumlardır. İlk kez Mars Global Surveyor tarafından 1998-1999 yıllarında gönderilen fotoğraflarla keşfedilen “koyu kumul lekeleri” Mars’ın özellikle güney kutup bölgesinde (60°-80°enlemleri arasında) görülebilen, buz tabakasının üzerinde veya altında beliren, mahiyeti henüz anlaşılamamış oluşumlardır. Mars ilkbaharının başlarında belirmekte ve kış başlarında yok olmaktadırlar. Bunların kış boyunca buz tabakasının altında kalan fotosentetik koloniler, yani fotosentez yapan ve yakın çevrelerini ısıtan mikroorganizmalar oldukları ileri sürülmektedir.
Europa’da yaşam
Jüpiter’in doğal uydularından Europa’nın dış yüzeydeki buz tabakasının altında sıvı su okyanusunun bulunduğu, bir başka deyişle, Europa uydusunun dışı buz tutmuş bir okyanusla kaplı olduğu sanılmaktadır. Bu sıvı su, esas olarak gelgit etkisiyle ısınmaya maruz kalmakla birlikte, ayrıca okyanus tabanındaki volkanik çatlaklar (hidrotermal bacalar) tarafından da ısıtılıyor olabilir. Kalınlığı 10 km. olduğu tahmin edilen bu buz tabakasının altındaki sıvı su okyanusunda güneş ışığı olmasa da büyük basınçlara dayanıklı piezofil türü organizmaların gelişebileceği düşünülmektedir. Bilim insanları bu okyanusun koşullarını çözebilmek üzere, çalışmalarında Dünya’daki, buzlar altında kalmış bir göl olan Vostok Gölü’nü (Antarktika) model olarak ele almaktadırlar.
Titan’da yaşam
Yaşam içerme potansiyeline sahip bir diğer gök cismi Satürn’ün en büyük uydusu Titan’dır. Titan’ın Dünya’nın ilk zamanlardaki koşullarına sahip bulunduğu anlaşılmıştır. Titan’daki göller Dünya dışındaki ilk keşfedilen göllerdir. Bu göllerdeki sıvının su olmadığı, etan ya da metan olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte, Satürn ve uyduları hakkındabilgi toplamak üzere gönderilen, NASA ve ESA’nın (European Space Agency) ortak yapımı olan robotik uzay gemisi Cassini–Huygens ‘ın Mart 2008’de sağladığı veriler,Titan’ın sıvı ve amonyak içerdiğini ortaya koymuştur. (ABD sonda aracı Cassini’nin indirdiği Avrupa sonda aracı Huygens Ocak 2005’te yüzeye konan ilk araç olmuştur.) 17 janvier 2005 Astrobiyologların Titan’a ilgi göstermelerinin bir başka nedeni, azot, metan ve başka bileşimler içeren, basıncı Dünya’dakinin 1,5 misli olan atmosferidir. Atmosferi Dünya’da yaşamın başladığı dönemde sahip olduğu atmosferle aynı özelliklere sahiptir. Ayrıca Satürn’ün bir başka uydusu olan Enceladus’un buzlu yüzeyi altında bir okyanusun uzandığı sanılmaktadır.
Ksenobiyoloji
Dünya-dışı yaşama ilişkin sistemli araştırma, çokdisiplinli muteber bir bilimsel çalışma olup İngiltere, ABD ve Kanada gibi birçok ülkenin üniversitelerinde okutulmaktadır; Amerikan hükûmeti ise bu alanda NASA Astrobiyoloji Enstitüsü’nü kurmuştur. Bununla birlikte Dünya-dışı yaşamın nitelenmesinin yerine oturmuş olduğu pek söylenemez. Muhtemel Dünya-dışı yaşamın nasıl bir şey olduğu, türleri ve mahiyeti hakkında bir konsensüs yoktur. Bu alandaki hipotezler ve tahminler büyük bir çeşitlilik göstermektedir.
Kimilerine göre zenobiyoloji (xenobiology) ve astrobiyoloji yanlışlıkla eşanlamlı olarak kullanılan iki terimdir. Böyle düşünenlerden biyolog Jack Cohen ve matematikçi Ian Stewart ksenobiyojiyi astrobiyolojiden ayırt ederler. Onlara göre, astrobiyoloji yalnızca Güneş Sistemi dışında Dünya-benzeri yaşam araştırmasıdır. Evrende yaşam konusuna daha geniş bir perspektiften bakan ve evrendeki yaşamın Dünya’daki yaşama benzer olmayabileceğinden yola çıkan kseonobiyologlar ise, “karbon şovenizmi “ adı verilen yaşamın muhakkak karbon temelli olduğu görüşüne karşı çıkarlar ve çalışmalarında karbon ve oksijene gerek duymayabilecek canlı türleri de olabileceği olasılığını gözden uzak tutmazlar.
Güneş Sistemi dışında yaşam
Günümüzde Güneş Sistemi’miz dışındaki Dünya-dışı yaşamı saptamamız olanaklı değildir. Bununla birlikte, gündemde bu amaçla hazırlanan birçok proje bulunmaktadır. Gelişen keşif ve gözlem yöntemleri sayesinde giderek daha fazla yeni gezegen sistemleri keşfedilmektedir ve bunlardan bazıları hiç kuşku yok ki bizim sistemimizin benzerleri olacaktır. Nitekim NASA’nın Mart 2009’da fırlatılan Kepler Uzay Teleskobu aracının amaçlarından biri de Dünya benzeri gezegenleri saptamaktır. Bunu yıldızların “ışık eğrisi”nde (İn. Light curve) ölçümlerde bulunarak gerçekleştirecektir. Günümüzde “kızılötesi astronomisi”sayesinde uzak yıldız sistemlerinin toz ve asteroit kuşakları gibi çeşitli bileşenleri giderek daha fazla gün ışığına çıkarılmaktadır. Güneş Sistemi’miz dışındaki bir gezegenin 1995'te keşfedilmesinden beri, Güneş Sistemi dışındaki yaşamın, varsa, atmosferlerin spektroskopi yoluyla incelenmesi sayesinde saptanabileceği düşünülmektedir. Kısa adı ESA (European Space Agency) olan Avrupa Uzay Dairesi ‘nin bu alandaki bir projesi 2025 yılına uzanmakta olup Darwin Uzay Projesi adını taşır. Darwin Projesi’nin 2020 yılına doğru Güneş Sistemi’miz dışında yeni gezegenleri gün ışığına çıkarması ve bunlardaki muhtemel ilkel yaşam izlerini keşfetmesi beklenmektedir. Proje kapsamında uzaya yeni bir model easas alınarak hazırlanan 5 teleskopun uzaya yerleştirilmesi söz konusudur.
Bir güneş sisteminde "yaşanabilir kuşak"ta (güneş sistemlerinde Dünya'nın Güneş'e uzaklığı kadar uzaklıktaki kuşak) yer alan "yaşanabilir gezegen"lere ilişkin meselelere cevap arama çabaları günümüzde hayli yol katetmiş durumdadır ve bazı başarılar elde etmiş bulunmaktadır. Örneğin günümüzde "Doppler spektroskopisi" ve transit yöntemleriyle Güneş Sistemi dışındaki gezegenler keşfedilebilmektedir. Bu sayede, çevrelerinde gezegenlerin dolandığı yıldızların sayısının sanılandan çok daha fazla oldukları anlaşılmaya başlanmıştır. Güneş Sistemi’miz dışındaki, diğer güneş sistemlerinin "yaşanabilir kuşak"larında yer alan gezegenlerden ilk keşfedileni, dikeyhızdan yararlanılarak keşfedilmiş Gliese 581 c adlı gezegendir. Bu gezegen 4 Nisan 2007’de Fransız, Portekiz ve İsviçreli astronomlardan oluşan bir ekip tarafından keşfedilmiş olup, 20 ışık yılı uzaklıkta bulunan kızıl cüce tipindeki Gliese 581 yıldızı çevresinde dolanır. Dolayısıyla bu gezegen yüzey ısısı bakımından Dünya ile büyük benzerlikler taşıyor olmalıdır. Bu gezegenin ortalama sıcaklığının -3 °C ile 40 °C arasında değiştiği sanılmaktadır ki, bu da yüzeyinde suyun sıvı halde olabileceği anlamına gelmektedir.
Uzaydan gelenlerin araştırılması: Meteorlar
Bileşiğin sınıfı!Yoğunluk (ppm) | |
---|---|
Aminoasitler | 17-60 |
Alifatik hidrokarbonlar | >35 |
Aromatik hidrokarbonlar | 3319 |
Fullerenler | >100 |
Karboksilik asitler | >300 |
Hidrokarboksilik asitler | 15 |
Pürinler ve pirimidinler | 1.3 |
Alkoller | 11 |
Sülfonik asitler | 68 |
Fosfonik asitler | 2 |
Astrobiyolojinin 1970'li yıllardan itibaren ilgi odağı olmasında bazı meteorlar üzerinde aminoasitlerin keşfinin etkisi büyüktür. Bazı meteorlar üzerindeki incelemeler, sonuçları tartışmalı da olsa, Dünya-dışı yaşamın ipuçlarını veriyor gibi görünmektedir. Bu meteorlardan en tanınmışları şunlardır:
- Murchison meteoru: 28 Eylül 1969 tarihinde Avustralya’da adını aldığı yere (Murchison, Victoria) düştüğü gözlemlenmiştir.Organik bileşikleri bolca içeren meteorlar grubunda ve CM karbonlu kondirit grubunda sınıflanır.
100 kg. ağırlığında olup, büyüklüğü sayesinde en fazla incelenen meteorlardan biridir. 1970'li yıllarda bu meteor üzerinde yalnızca üçü doğal olan 70 farklı aminoasit keşfedilmiştir. Meteor sık rastlanan aminoasitlerden glisin, alanin ve glutamik asiti içerdiği gibi, pek sık rastlanmayan isovaline ve pseudoleucine gibi aminoasitleri de içeriyordu. Bu meteor yaşamın kökeni hakkında o zamana dek mevcut kavramların sarsılmasına yol açmış ve Dünya’daki yaşamın kökeninin Dünya-dışı olabilme olasılığının da var olduğunu ortaya koymuştur. Bu organik bileşiklerden ilginç olanlarından ikisi pürinler ve pirimidinlerdir; çünkü bu moleküller DNA ve RNA’nın temelleri sayılırlar. İncelemeler sonucunda oluşturulan ilk rapor, aminoasitlerin rasemik olduğunu ve dünyasal bir bulaşmanın (kontaminasyon) söz konusu olmayıp, kaynağın Dünya-dışı olduğunu ortaya koydu. Meteorda özel bir aminoasit ailesinde sınıflanan diamino aside de rastlanmıştır. Daha sonra 1997’de yapılan incelemeler enantiyomeraminoasitlerin nitrojenin 15N izotopuyla zenginleşmiş olduğunu gösterdi ki, bu, kaynağın Dünya-dışı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyordu. 2008’de yapılan son inceleme meteorun nükleobazlar içerdiğini göstermiş olup, karbon testleri bu oluşumların hiçbir dünyasal köken göstermediğini ortaya koydu.
- Nakhla meteoru: SNC Grubu’nda sınıflandırılan Mars kökenli bir meteordur. Mars yüzeyine büyük bir cismin çarpmasıyla fırlamış olduğu düşünülen bu meteor, 28 Haziran 1911’de İskenderiye’nin (Mısır) Nakhla bölgesine düşmüştür. Meteordan koparılan bir parça 1998’de NASA'nın Johnson Uzay Merkezi’nden bir ekip tarafından, optik mikroskobun yanı sıra SEM (scanning electron microscope) elektron mikroskobu da kullanılarak incelenmiştir. İncelemede saptanan, biçim ve boyutları bakımından Dünyadaki fosilleşmiş nanobakterileri andıran nesneler ve Dünya’dan bulaşmamış orijinal karbon izleri Mars’ta en -azından bir zamanlar- yaşamın olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuca yapılan Dünya’dan bulaşma olabileceği yönünde yapılan itirazlardan sonra, 2000 yılında bu kez sıvı gaz kromatografisi ve mass spektrometri yöntemleriyle çalışılmış ve incelemeler sonucunda NASA uzmanları Nakhla metorunundaki organik maddenin % 75’inin kesinlikle hiçbir şekilde Dünya’dan bulaşmamış olduğunu açıklamıştır. Bu açıklamayla meteorun ilgi odağı olmasından sonra, 2006’da NASA Londra Doğal Tarih Müzesi’nden meteorun incelenen birinci parçadan daha büyük bir parçasını daha almayı başarmıştır. İkinci parça üzerinde yapılan incelemelerde ayrıca geniş ölçüde dendritik karbona rastlanmıştır. Kesin sonuçlar 2006’da yayımlandığında bazı bağımsız araştırmacılar bu karbon oluşumlarının biyolojik kökenli olması gerektiği sonucuna varmışlardır.
- ALH84001 meteoru (Allan Hills 84001): 1984’te Antarktika’da kısa adı ANSMET (ANtarctic Search for METeorites) olan Antarktika Meteor Araştırma Projesi ekibi tarafından bulunmuştur. Ağırlığı 1,93 kg.’dır. Yapılan hesaplamalara göre, Mars’tan 17 milyon yıl önce fırlamış ve 11.000 yıl süren bir yolculuktan sonra Dünya’ya, Antarktika buzlarına düşmüştür. NASA tarafından yapılan ilk bileşim incelemeleri bazı mikroorganizmalarla ilgili bir tür manyetit olduğunu göstermiştir. Daha sonra Ağustos 2002’de Thomas-Keptra’nın başkanlığındaki bir başka ekip tarafından yapılan incelemeler bu manyetitin % 25’inin yeryüzünde ancak biyolojik faaliyet sonucunda oluşabilen tekbiçimli küçük kristallerden oluşmuş olduğunu ortaya koydu. Taşın geri kalan % 75'lik kısmı normaldi, yani bilinen inorganik maddeden oluşuyordu. Taşta polisiklik aromatik hidrokarbonların saptanması taşın vaktiyle yüzeyden uzakta bulunduğunu göstermektedir. Taşta saptanan bazı yapılar Dünya ‘daki mineralleşmiş bakterileri ve fibrillerini andırmaktadır.
Bu oluşumlar biçim ve boyut bakımından fosilleşmiş nanobakterilere benzemektedir. Varılan sonuca göre bunlar Mars üzerindeki ilk yaşam türleriydi.
Ayrıca bakınız
Notlar ve referanslar
- ^ "Launching the Alien Debates (part 1 of 7) 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ". Astrobiology Magazine. NASA. December 08, 2006.
- ^ "Astrobiology[]". NASA Astrobiology Institute. NASA. January 21, 2008
- ^ http://www.itwire.com/content/view/11647/1066/ 11 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . iTWire - Scientists will look for alien life, but Where and How?
- ^ Ward, P. D.; Brownlee, D. (2004). The life and death of planet Earth. New York: Owl Books. ISBN .
- ^ Gutro, Robert (November 4, 2007). "NASA Predicts Non-Green Plants on Other Planets 19 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Goddard Space Flight Center.
- ^ Elusive Earths | SpaceRef - Your Space Reference[]
- ^ Schulze-Makuch, Dirk; Irwin, Louis N. (2004). Life in the Universe: Expectations and Constraints. Berlin: Springer
- ^ About Astrobiology 11 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". NASA Astrobiology Institute. NASA. January 21, 2008.
- ^ The Living Universe: NASA and the Development of Astrobiology, by Steven J. Dick and James E. Strick, Rutgers University Press, New Brunswick, NJ, 2004
- ^ First European Workshop on Exo/Astrobiology 25 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". ESA Press Release. European Space Agency. 2001.
- ^ Science | 1 June 2001 | Vol. 292 | no. 5522 pp. 1626 - 1627 |ESA Embraces Astrobiology | DOI: 10.1126/science.292.5522.1626
- ^ Science | 1 June 2001 | Vol. 292 | no. 5522 pp. 1626 - 1627 |http://www.sciencemag.org/cgi/content/summary/292/5522/1626?maxtosho= ESA Embraces Astrobiology | DOI: 10.1126/science.292.5522.1626
- ^ . 16 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ . 28 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ "NOVA | Mars | Life's Little Essential | PBS". 6 Şubat 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ KLEIN, HAROLD P.; GILBERT V. LEVIN (1976 - 10 - 01). "The Viking Biological Investigation: Preliminary Results 13 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Science Vol. 194. (no. 4260): 99–105. doi: 10.1126/science.194.4260.99 13 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ "Possible evidence found for Beagle 2 location 30 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". European Space Agency.
- ^ . 8 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ "Polycyclic Aromatic Hydrocarbons: An Interview With Dr. Farid Salama 20 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Astrobiology magazine. 2000.
- ^ "Astrobiology 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Macmillan Science Library: Space Sciences. 2006.
- ^ "The Ammonia-Oxidizing Gene 3 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Astrobiology Magazine. August 19, 2006.
- ^ " Stars and Habitable Planets 28 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Sol Company. 2007.
- ^ "M Dwarfs: The Search for Life is On 22 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Red Orbit & Astrobiology Magazine. 29 August 2005.
- ^ Kütleçekimsel mikromercekleme
- ^ "Kepler Mission 4 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". NASA. 2008.
- ^ "The COROT space telescope 8 Kasım 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". CNES. 17 October 2008.
- ^ "The Virtual Planet Laboratory 18 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". NASA. 2008.
- ^ Ford, Steve (August 1995). "http://www.setileague.org/general/drake.htm 22 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . What is the Drake Equation?". SETI League.
- ^ Ford, Steve (August 1995). "What is the Drake Equation? 22 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". SETI League.
- ^ Jakosky, Bruce; David Des Marais, et. al. (September 14, 2001). "The Role Of Astrobiology in Solar System Exploration 15 Şubat 2012 tarihinde WebCite sitesinde arşivlendi". NASA. SpaceRef.com.
- ^ Bortman, Henry (September 29, 2004). "Coming Soon: "Good" Jupiters 8 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Astrobiology Magazine.
- ^ Ekstremofil
- ^ Carey, Bjorn (7 February 2005). "Wild Things: The Most Extreme Creatures 19 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Live Science.
- ^ Weinstock, Maia (24 August 2000). "Galileo Uncovers Compelling Evidence of Ocean On Jupiter's Moon Europa 18 Ekim 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com.
- ^ Cavicchioli, R. (Fall 2002). "Extremophiles and the search for extraterrestrial life. 12 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Astrobiology 2 (3): :281–92.. PMID 12530238.
- ^ David, Leonard (7 February 2006). "Europa Mission: Lost In NASA Budget 24 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com.
- ^ "Clues to possible life on Europa may lie buried in Antarctic ice 31 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Marshal Space Flight Center (NASA). March 5, 1998.
- ^ Michael Meyer, Michael; Peter Ward (15 July 2002). "Rare Earth Debate Part 1: The Hostile Universe[]". Space.com. . Retrieved on 20 October 2008.
- ^ "Fossil SUccession 8 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". U.S. Geological Survey. 14 August 1997. Retrieved on 20 October 2008.
- ^ a b Tritt, Charles S. (2002). "Possibility of Life on Europa 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". MilwaukeeSchool of Engineering. Retrieved on 20 October 2008.
- ^ a b Friedman, Louis (December 14, 2005). "Projects: Europa Mission Campaign 15 Şubat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". The Planetary Society. Retrieved on 20 October 2008.
- ^ David, Leonard (10 November 1999). "Move Over Mars -- Europa Needs Equal Billing 23 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com.Retrieved on 20 October 2008.
- ^ Than, Ker (28 February 2007). "New Instrument Designed to Sift for Life on Mars 22 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com. Retrieved on 20 October 2008.
- ^ Than, Ker (13 September 2005). "Scientists Reconsider Habitability of Saturn's Moon". Science.com.Retrieved on 20 October 2008.
- ^ NOVA | Mars | Life's Little Essential 6 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . | PBS
- ^ Agence Science-Presse, "La lune humide 7 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ." [archive], 20 septembre 1999.
- ^ "Water ice in crater at Martian north pole 6 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". European Space Agency. 28 July 2005.
- ^ "NASA Images Suggest Water Still Flows in Brief Spurts on Mars 14 Eylül 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi". NASA. 2006.
- ^ Landis, Geoffrey A. (June 1, 2001). "Martian Water: Are There Extant Halobacteria on Mars?".[] Astrobiology 1 (2): 161–164. doi:[1][]
- ^ Helen Briggs (BBC science reporter, Boston) (February 15, 2008). "Early Mars 'too salty' for life 17 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". BBC News.
- ^ The Carnegie Institution Geophysical Laboratory Seminar, "Analysis of evidence of Mars life" held 05/14/2007; Summary of the lecture given by Gilbert V. Levin, Ph.D. [2] 30 Temmuz 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., published by Electroneurobiología vol. 15 (2), pp. 39-47, 2007
- ^ Navarro-González, R; Navarro, K. F.; de la Rosa, J., Iñiguez, E.; Molina, P.; Miranda, L. D.; Morales, P; Cienfuegos, E.; Coll, P.; Raulin, F., Amils, R. and McKay, C. P. (2006), "The limitations on organic detection in Mars-like soils by thermal volatilization-gas chromato-graphy-MS and their implications for the Viking results", Proc. Natl. Academy of Sciences 103 (44), 16089-16094.
- ^ Chambers, Paul (1999), Life on Mars; The Complete Story, London: Blandford,
- ^ . 28 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ "Phoenix Returns Treasure Trove for Science 13 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". NASA/JPL. 2008-06-26.
- ^ Vladimir A. Krasnopolsky, Jean-Pierre Maillard, Tobias C. Owen (2004). "Detection of methane in the Martian atmosphere: evidence for life?". Icarus 172: 537–547. doi:10.1016/j.icarus.2004.07.004[].
- ^ "Formaldehyde claim inflames Martian debate 27 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Nature. February 25, 2005. doi:10.1038/news050221-15 26 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ "Sample Analysis at Mars (SAM) Instrument Suite 15 Haziran 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". NASA. October 2008. Retrieved on 9 October 2008.
- ^ Tenenbaum, David (June 09, 2008):). "Making Sense of Mars Methane 23 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Astrobiology Magazine. Retrieved on 8 October 2008.
- ^ Tarsitano, C.G. and Webster, C.R. (2007). "Multilaser Herriott cell for planetary tunable laser spectrometers". Applied Optics, 46 (28): 6923–6935.
- ^ Gánti, Tibor; András Horváth, Szaniszló Bérczi, Albert Gesztesi and Eörs Szathmáry (31 Ekim 2003). "http://www.springerlink.com/content/ut8r78131173254n/ [] Dark Dune Spots: Possible Biomarkers on Mars?". Origins of Life and Evolution of Biospheres Volume 33 (Numbers 4-5): 515-557. doi:10.1023/A:1025705828948[]. Retrieved on 18 November 2008.
- ^ Gánti, T. et al, "Evidence For Water by Mars Odyssey is Compatible with a Biogenic DDS-Formation Process 27 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". (PDF) Lunar and Planetary Science Conference XXXVI (2003)
- ^ Horváth, A., et al, Annual Change of Martian DDS-Seepages 27 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. (PDF) Lunar and Planetary Science Conference XXXVI (2005).
- ^ DasSarma,Shiladitya. "Extreme Halophiles Are Models for Astrobiology 2 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ." (PDF). http://www.asm.org/ASM/files/ccLibraryFiles/Filename/000000002127/znw00306000120.pdf 2 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Retrieved on 2007-03-17.
- ^ Vasavada, A.; K. E. Herkenhoff (1999). "SURFACE PROPERTIES OF MARS’ POLAR LAYERED DEPOSITS AND POLAR LANDING SITES 27 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." (PDF). NASA.
- ^ " Martian spots warrant a close look 16 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". European Space Agency. March 13, 2002.
- ^ Weinstock, Maia (24 August 2000). "Galileo Uncovers Compelling Evidence of Ocean On Jupiter's Moon Europa 18 Ekim 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com. Retrieved on 20 October 2008.
- ^ Dünyada okyanus dibindeki hidrotermal bacaların yakınlarında ekstremofillerin yaşayabildikleri bilinmektedir.
- ^ Kruszelnicki, Karl. "Life on Europa 21 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .", Part 1, 5 November 2001
- ^ Eric J. Gaidos et al., "http://www.sciencemag.org/cgi/content/short/284/5420/1631 8 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Life in Ice-Covered Oceans" [archive], Science, 4 juin 1999.
- ^ Than, Ker (13 September 2005). "Scientists Reconsider Habitability of Saturn's Moon". Science.com. Retrieved on 2008-10-20.
- ^ "Titan: Life in the Solar System? 31 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". BBC - Science & Nature. . Retrieved on 2008-10-20.
- ^ Britt, Robert Roy (28 July 2006). "Lakes Found on Saturn's Moon Titan 4 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com. Retrieved on 2008-10-20.
- ^ Lovett, Richard A. (March 20, 2008). "Saturn Moon Titan May Have Underground Ocean 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". National Geographic News.Retrieved on 2008-10-20.
- ^ Agence Science-Presse, "[Une orange et une crème brûlée http://www.sciencepresse.qc.ca/archives/2005/man170105.html 21 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .]"
- ^ "Saturn moon 'may have an ocean' 20 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". BBC News. 2006-03-10. Retrieved on 2008-08-05.
- ^ http://astrobiology.nasa.gov/nai/ 23 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . NASA Astrobiology Institute
- ^ Than, Ker (24 April 2007). "Major Discovery: New Planet Could Harbor Water and Life 24 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Space.com.
- ^ Machalek, Pavel (17 Şubat 2007). "Organic Molecules in Comets and Meteorites and life on Earth" (PDF). Department of Physics and Astronomy, Johns Hopkins University. 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ S. A. Airieau, J. Farquhar, M. H. Thiemens, L. A. Leshin, H. Bao, E. Young.Planetesimal sulfate and aqueous alteration in CM and CI carbonaceous chondrites 17 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Geochimica et Cosmochimica Acta, Volume 69, Issue 16, p. 4167-4172
- ^ Kvenvolden, Keith A. (1970). "Evidence for extraterrestrial amino-acids and hydrocarbons in the Murchison meteorite". Nature. 228 (5275). ss. 923-926. 12 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ "Murchison météorite". 29 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ Kvenvolden, Keith A.; Lawless, James; Pering, Katherine; Peterson, Etta; Flores, Jose; Ponnamperuma, Cyril, Kaplan, Isaac R.; Moore, Carleton (1970). "for extraterrestrial amino-acids and hydrocarbons in the Murchison meteorite". Nature 228 (5275): 923–926. doi:10.1038/228923a0. .
- ^ Jeremy Bailey, «The Murchison Meteorite, » sur Institut d'astronomie de l'Université de Cambridge
- ^ Laurent Sacco, «Les briques de l'ARN ont-elles une origine extraterrestre ? 22 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .,archive », 18 juin 2008, Futura-Sciences.
- ^ Meierhenrich, Uwe J.; al. (2004). "Identification of diamino acids in the Murchison meteorite". PNAS 101: 9182-9186. doi: 10.1073/pnas.0403043101 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Engel, Michael H.; Macko, S. A. (September 1, 1997). "Isotopic evidence for extraterrestrial non-racemic amino acids in the Murchison meteorite". Nature 389: 265–268. doi: 10.1038/38460 24 Şubat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Martins, Zita; et al. (2008). "Extraterrestrial nucleobases in the Murchison meteorite". Earth and Planetary Science Letters 270 (1–2): 130–136. doi: http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6V61-4S3G406-1&_user=10&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000050221&_version=1&_urlVersion=0&_userid=10&md5=d14b77a37b5fdfa2f307a1b73badb63e 28 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 10.1016/j.epsl.2008.03.026..
- ^ Baalke, Ron (1995). "The Nakhla Meteorite 14 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Jet Propulsion Lab. NASA. . Retrieved on 2008-08-17.
- ^ "Rotating image of a Nakhla meteorite fragment 16 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". London Natural History Museum. 2008. . Retrieved on 2008-08-17.
- ^ Rincon, Paul (8 February 2006). "http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/4688938.stm 22 Şubat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Space rock re-opens Mars debate". BBC News.
- ^ Meyer, C. (2004). " http://www-curator.jsc.nasa.gov/antmet/mmc/Nakhla.pdf 23 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Mars Meteorite Compendium" (PDF). NASA.
- ^ http://mars.jpl.nasa.gov/mgs/sci/fifthconf99/6142.pdf 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Evidence for ancient Martian life. E. K. Gibson Jr., F. Westall, D. S. McKay, K. Thomas-Keprta, S. Wentworth, and C. S. Romanek, Mail Code SN2, NASA Johnson Space Center, Houston TX 77058, USA.
- ^ Meyer, C. (2004). " Mars Meteorite Compendium 23 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ." (PDF). NASA.
- ^ Evidence for ancient Martian life 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. E. K. Gibson Jr., F. Westall, D. S. McKay, K. Thomas-Keprta, S. Wentworth, and C. S. Romanek, Mail Code SN2, NASA Johnson Space Center, Houston TX 77058, USA.
- ^ Whitehouse, David (27 August 1999). "Life on Mars - new claims 2 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". BBC News.
- ^ . 4 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2009.
- ^ "Allan Hills 84001 12 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". The Meteorolitical Society. April 2008.
- ^ [ http://mars.jpl.nasa.gov/mgs/sci/fifthconf99/6142.pdf 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Evidence for ancient Martian life]. E. K. Gibson Jr., F. Westall, D. S. McKay, K. Thomas-Keprta, S. Wentworth, and C. S. Romanek, Mail Code SN2, NASA Johnson Space Center, Houston TX 77058, USA.
- ^ Crenson, Matt (2006-08-06). "After 10 years, few believe life on Mars 9 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Associated Press (on space.com.
- ^ McKay, D.S., Gibson, E.K., ThomasKeprta, K.L., Vali, H., Romanek, C.S., Clemett, S.J., Chillier, X.D.F., Maechling, C.R., Zare, R.N. (1996). "Search for Past Life on Mars: Possible Relic Biogenic Activity in Martian Meteorite ALH84001". Science 273: 924–930. doi: 10.1126/science.273.5277.924 1 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. PMID 8688069 11 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Evidence for ancient Martian life. E. K. Gibson Jr., F. Westall, D. S. McKay, K. Thomas-Keprta, S. Wentworth, and C. S. Romanek, Mail Code SN2, NASA Johnson Space Center, Houston TX 77058, USA.
- ^ "Allan Hills 84001 12 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". The Meteorolitical Society. April 2008.
- ^ Crenson, Matt (2006-08-06). "After 10 years, few believe life on Mars 9 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .". Associated Press (on space.com. 24 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
- ^ McKay, D.S., Gibson, E.K., ThomasKeprta, K.L., Vali, H., Romanek, C.S., Clemett, S.J., Chillier, X.D.F., Maechling, C.R., Zare, R.N. (1996). "Search for Past Life on Mars: Possible Relic Biogenic Activity in Martian Meteorite ALH84001". Science 273: 924–930. doi:10.1126/science.273.5277.924 1 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..PMID 8688069 11 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
Kaynakça
- The International Journal of Astrobiology, published by Cambridge University Press, is the forum for practitioners in this interdisciplinary field.
- Astrobiology, published by Mary Ann Liebert, Inc., is a peer-reviewed journal that explores the origins of life, evolution, distribution, and destiny in the universe.
- Dick, Steven J.; James Strick (2005). The Living Universe: NASA and the Development of Astrobiology. Piscataway, NJ: Rutgers University Press. .
- Grinspoon, David (2003). Lonely planets. The natural philosophy of alien life. New York: ECCO. .
- Jakosky, Bruce M. (2006). Science, Society, and the Search for Life in the Universe. Tucson: University of Arizona Press. .
- Lunine, Jonathan I. (2005). Astrobiology. A Multidisciplinary Approach. San Francisco: Pearson Addison-Wesley. .
- Gilmour, Iain; Mark A. Sephton (2004). An introduction to astrobiology. Cambridge: Cambridge Univ. Press. .
- Ward, Peter; Brownlee, Donald (2000). Rare Earth: Why Complex Life is Uncommon in the Universe. New York: Copernicus. .
- Revues :
- Hors-Série Science et Avenir, n°51, juillet/Août 2007 et
- Ciel et Espace de juin 2006, entièrement consacré à l'exobiologie
- Pour la Science, juin 2006. Consacré aux exoplanètes.
- Science et Vie de janvier 2006, consacré à la contamination de Mars par des bactéries terrestres.
- Les Nouveaux Mondes, dernier n° de Science et vie consacré aux exoplanètes.
- Essais scientifiques ou de vulgarisation :
- Carl Sagan, Les Dragons de l'Eden. Spéculations sur l'évolution de l'intelligence humaine et autre'. Le Seuil, 1980.
- Evry Schatzman, Les Enfants d'Uranie, Le Seuil, 1986.
- Jean Heidmann, Intelligences extra-terrestres. Éditions Odile Jacob, 1992, rééd. 1996.
- François Raulin, A la recherche de la vie extraterrestre, Le collège de la cité/Le Pommier, 2006.
- François Raulin, Florence Raulin-Cerceau et Jean Schneider, La Bioastronomie, Que sais-je ?/Le Seuil, 2007.
- Sous la direction de Florence Raulin-Cerceau, Pierre Léna et Jean Schneider, Sur les traces du vivant - De la Terre aux étoiles, Le Pommier, 2002.
- Gerda Horneck et Petra Reetberg, Complete Course in Astrobiology Wiley-VCH, 2007.
- Steven J.Dick et James E. Stick, The Living Uivers : NASA and the Development of Astrobiology, Rutgers University, 2004.
- Muriel Gargaud, Des atomes aux planètes habitables, Presses Universitaires de Bordeaux, 2005.
- Pascal Bordé, Y a-t-il d'autres planètes habitées dans l'Univers ?, Le Pommier, 2004.
- André Brack, Découvrir la vie extraterrestre, Le Pommier, 2007.
- André Brack et Bénédicte Leclerq, La vie est-elle universelle ?, EDP Sciences, 2003.
- Dominique Proust et Jean Schneider, Où sont les autres ? A la recherche de la vie dans l'Univers, Science ouverte/Le Seuil, 2007.
- Florian Roy, "Étude des organismes extrêmophiles: applications en exobiologie". Université de Nantes Faculté des sciences et des Techniques. Master Sciences de la Terre, de l'Univers et de l'Environnement 2006
Dış bağlantılar
Vikisözlük'te astrobiyoloji ile ilgili tanım bulabilirsiniz. |
- Australian Centre for Astrobiology22 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- The Astrobiology Web
- Astrobiology Magazine29 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- NASA Astrobiology Institute15 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Stars and Habitable Planets28 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- NASA-Macquarie University Pilbara Education Project27 Kasım 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi
- Conditions for Life Everywhere18 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Hypothèse extraterrestre12 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- New Scientist 3 Kasım 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Articles sur la bioastronomie 16 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . de Thierry Lombry
- de l'origine de Deinococcus radiodurans
- Le paradoxe de Fermi 29 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . - En anglais
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Astrobiyoloji ya da eksobiyoloji disiplinlerarasi bir bilim olup ozellikle evrende yasamin ortaya cikmasini ve evrimini saglayan jeokimyasal ve biyokimyasal etken ve surecleri konu alir bir baska deyisle evrende biyolojik kokenin evrimin dagilimin ve canlilarin geleceginin incelenmesidir Evrende yasami kodlayabilen biyomolekuller yalnizca nukleik asitler olmayabilir Bu bilimsel disiplinler arasi alan kisaca Gunes Sistemi nin icinde ve disinda kalan yasanabilir gezegen lerdeki yasanabilir ortamlarin arastirilmasini abiyogenez prebiyotik kimya kanitlarinin arastirilmasini Mars ta ve Gunes Sistemi mizde yasami Dunya daki yasamin evriminin kokenleri ve erken donemleri uzerine laboratuvar calismalarini alan arastirmalarini yasam potansiyelinin Dunya ve uzaydaki zorluklara uyarlanmasi calismalarini kapsar Astrobiyolojinin bu tanimi dogal olarak yasamin yeryuzunde ortaya ciktigi gibi Gunes Sistemi icinde veya disinda bulunan baska yerlerde baska gezegenlerde de ortaya cikmis olabilecegi kabulunu icerir Dunya dan kokten farkli ortamlar iceren diger kozmik cisimler uzerinde de yasam izleri mevcut olabileceginden astrobiyolojide basit organik madde den biyomolekuller peptidik nukleik ya da lipidik zincirler daha karmasik yapilara ilk hucreler ilk genetik sistemler dogru uzanan evrime hukmeden olasi sureclerin arastirilmasi soz konusudur Dolayisiyla bu sureclerin arastirilmasinda organik kimya inorganik kimya biyokimya hucre biyolojisi iklimbilim jeokimya gezegenbilim ve enformatik modelizasyon gibi cesitli bilimsel alanlarin bir butunu tamamlayacak tarzda derin bir etkilesim icinde olmalari kacinilmaz hale gelir Ornegin astrobiyologlar yeni gezegenler kesfetmek ve bunlarin yasanabilirligini saptamak uzere astronomlarla molekuler etkilesimlerden yasama gecisi anlamak uzere kimyacilarla diger gezegenler uzerindeki anahtar mineraller ve suya iliskin kanitlari incelemek uzere jeologlarla en erken yasam turlerini arastirmak ve anlamak uzere paleontologlar ve molekuler biyologlarla ve bunlarin yani sira iklimbilimcilerle gezegenbilimcilerle ve diger cesitli bilim dallarindaki bilim insanlariyla is birligi icinde calisirlar Gunumuzde gitgide genisleyen astrobiyoloji ayni zamanda hangi turde olursa olsun Dunya disi yasama ve varsa Dunya disi zeki yasama iliskin arastirmayla da Dunya Disi Akilli Yasam Arastirmasi ilgilenmektedir Fakat olasi gelismeleri beklemekte olan bu son deginilen arastirma sahasi Dunya Disi Akilli Yasam Arastirmasi simdilik cok marjinal durumdadir Astrobiyoloji diger dunyalardaki yasamin mahiyeti hakkinda kuramsal tahminlerde bulunabilmek ve Dunya ninkinden cok farkli olabilecek biyosferleri tanimlayabilmek ve ayirt edebilmek amaciyla fizikten kimyadan astronomiden molekuler biyolojiden ekolojiden gezegenbilimden ve jeolojiden yararlanir Astrobiyoloji daha cok bilimsel verilerin yorumlanmasina yani evrenin diger ortamlari hakkinda diger bilimlerce ortaya koyulmus ayrintili ve guvenilir verilerin yorumlanmasina yogunlasir ve oncelikle mevcut bilimsel kuramlarla celismeyen varsayimlarla ilgilenir Genel bakisEvrenin baska bir yerinde yasamin Dunya daki gibi hucresel yapilar kullanip kullanmadigi bilinmemektedir Burada bitki hucrelerindeki kloroplastlar gorulmektedir Mars meteoru ALH84001 bir canliya ait olabilecek mikroskobik olusumlar gostermektedir Astrobiyoloji terimi eski Yunancadaki yildiz takimyildiz anlamina gelen astron ἄstron yasam anlamina gelen bios bios ve calisma inceleme anlamina gelen logia logia sozcuklerinin birlestirilmesinden olusmustur Astrobiyoloji nispeten kisa zaman once ortaya cikmis ve halen gelismekte olan bir alandir Evrenin baska yerlerinde yasamin olup olmadigi meselesi dogrulanabilir bir varsayim icerdiginden bilimsel sorgulamanin gecerli oldugu bir konudur Bir gezegenbilimci olan David Grinspoon astrobiyolojiye bilinen bilimsel kuramlar dahilinde bilinmeyen hakkinda spekulasyonlarda bulunan bir tur dogal felsefe alani gozuyle bakar Bununla birlikte astrobiyoloji bilimsel sorgulamanin ana akimi disinda tutulmasi halinde baslibasina yontemli bir inceleme alanidir NASA ilk astrobiyolojik projesini 1959 da hazirlamis astrobiyolojik programini da 1960 ta belirlemistir NASA nin 1976 da uygulamaya koydugu Viking missions projesi mumkun yasam belirtilerini arastirmaya iliskin uc biyoloji deneyi iceriyordu NASA 1971 de kisa adi SETI olan Dunya Disi Akilli Yasam Arastirmasi Projesi ni Search for Extra Terrestrial Intelligence baslatti Projenin amaci Dunya disi bir uygarliktan veya uzak bir gezegenden gelen mesajlarin varliginin saptanmasi ve var olduklarinin saptanmasi halinde bunlarin incelenmesiydi Projede olasi Dunya disi zeki yasami ozellikle radyoelektrik sinyalleri dinleme yoluyla arastirmaya agirlik verilmistir Astrobiyoloji 21 yy da NASA nin ve ESA nin European Space Agency Gunes Sistemi kesif projelerinde giderek artan bir onemle odak haline gelmistir Bu alanda Avrupalilar in astrobiyolojiyle ilgili ilk uygulamasi Mayis 2001 de Italya da yer almis ardindan Aurora Programi uygulamaya konulmustur Halihazirda NASA bunyesinde NASA Astrobiyoloji Enstitusu bu alanda calismalarini surdurmekte ve gerek ABD universitelerinde University of Arizona Penn State University gerekse Britanya University of Glamorgan Kanada Irlanda gibi diger ulkelerin universitelerinde okutulan astrobiyoloji universitelerde giderek yayginlasmaktadir Gunumuzde astrobiyolojinin ozel bir arastirma alani da Dunya ya yakinligi ve jeolojik tarihi nedeniyle Mars gezegeninde yasamin arastirilmasidir Mars in yuzeyinde gecmiste bol miktarda sivi su bulunduguna iliskin olarak gunumuzde yeterince kanit bulunmaktadir Bilindigi gibi su karbon temelli yasamin olusmasini haber veren bir on belirti sayilir Viking Programi ile Beagle 2 sonda araclarinin her ikisi de ozellikle Mars ta yasamin arastirilmasina yonelik calismalarla gorevlendirilmisti Bu konuda Viking Programinin sonuclarinin yetersiz oldugu kabul edilir Beagle 2 ise arizalanip parcalanmisti Astrobiyolojinin bas rolde olacagi bir baska proje Jupiter in su icerdigi sanilan uydularina uzay gemisinin gonderilmesinin planlandigi Jupiter Icy Moons Orbiter Projesi idi Fakat NASA nin tercihlerindeki degismeler ve 2005 te finansmanin kesilmesi sorunu projenin iptalini getirdi Halihazirda Phoenix Mars taki mikrobik yasamin gecmisteki ve simdiki durumunun anlasilmasi icin cevreyi ve gezegendeki suyun tarihini arastirmaktadir NASA bu arastirmanin daha degisik bilim araclariyla surdurulmesi icin 2009 da da Mars Science Laboratory adli uzay kesif aracini firlatmayi planlamistir Amaclar ve arastirma alanlariYasami kozmozdan Dunya ya asteroitler tasimis olabilir Astrobiyolojinin NASA tarafindan belirlenen 7 temel amaci ve bunlarin icerdigi arastirma alanlarinin neler olduklarini gosteren konular sunlardir Evrende yasanabilir ortamlarin tabiatini ve dagilimini anlamak Yasanabilir gezegenlerin olusum ve evrim modellerinin olusturulmasi Gunes Sistemi miz disindaki yasanabilir gezegenlerin dogrudan ve dolayli astronomik gozlemleri Yasanabilir ortamlari prebiyotik kimyayi ve Gunes Sistemi mizdeki yasam belirtilerini simdiki ve gecmis halleriyle kesfetmek Mars in kesfi Gunes Sistemi disi nin kesfi Kozmik ve gezegensel belirtilerden yola cikarak yasamin nasil meydana gelebilecegini anlamak Dunyadaki butun sularin kuyruklu yildizlarin dunyaya dusmesiyle olustugu dusunuluyor Prebiyotik materyal ve katalizor kaynaklari Fonksiyonel biyomolekullerin kokenleri ve evrimi Enerjetik aktarimin Ing transduction kokenleri Hucreselligin selularite ve protobiyolojik sistemlerin kokenleriVarsa evrendeki zeki canlilara bir mesaj iletmek uzere 3 Mart 1972 de firlatilan Pioneer 10 uzay aracina eklenen sembolik resim plakasiDunya daki yasamin gecmiste gezegensel sistemdeki ve Gunes Sistemi ndeki degisimlerle nasil bir etkilesim icinde bulunmus oldugunu anlamak Dunya nin erken biyosferi Karmasik yasamin olusmasi Dunya disi olaylarin biyosfer uzerindeki etkileri Yasamin cevresel sinirlarini ve evrim mekanizmalarini isleyislerini anlamak Mikroorganizmalardaki molekuler evrim ve cevreye bagimlilik Mikrobik toplululuklarin Ing community toplu evrimi Asirilik gosteren sistemlere biyokimyasal adaptasyon Dunya da ve diger ortamlarda yasamin gelecegini bicimlendiren ilkeleri anlamak Cevresel degisimler element ve unsurlarin biyota tarafindan cevrimi topluluklar ve ekosistemler Yasamin Dunya disi ortamlarda adaptasyonu ve evrimi Dunya daki ve diger dunyalardaki yasam isaretlerinin nasil farkina varilacagini tanimlamak Gunes Sistemi materyallerinde aranacak canlilik isaretleri Ing biosignature Yakin gezegen sistemlerinde aranacak canlilik isaretleri YontemlerAlan daraltma Yildizlarin birbirine oranla boyutlari ve fotosferik isilari Kizil cuce tipindeki bir yildizin cevresinde dolanan bir gezegenin Dunya benzeri sicakliklarda olmasi mumkundur Diger gezegenlerdeki yasami arastirirken dogru olup olmadiklari henuz bilinemiyorsa da bazi basitlestirici varsayimlardan yola cikilmasi astrobiyologun hedefini kucultmesi yani calisma alanini daraltmasi ve yukunu hafifletmesi bakimindan yararlidir Bu bakimdan astrobiyoloji calismalarinda su hususlar gozonunde bulundurulur Galaksimizdeki yasam turlerinin buyuk cogunlugunun kimyasal yapisinin Dunya da oldugu gibi karbon temelli Ing carbon based life oldugu sanilmaktadir Karbon temelli olmayan yasamin mumkun olabilecegi kabul edilmekle birlikte su nokta gozden uzak tutulmaz Karbon istisnai bir ozellige sahiptir cevresinde genis bir molekul cesitliligi olusabilmektedir Bu bakimdan sivi su yasam icin olumlu bir etken olarak kabul edilir cunku yaygin bir molekul olup yasamin ortaya cikmasini saglayan karbon temelli karmasik molekullerin olusumu icin mukemmel bir cevre saglar Bazi arastirmacilar bu bakimdan amonyagin ya da amonyak ile su karisiminin daha olumlu bir etken oldugunu belirtirler Bu tur ortamlar gerek karbon temelli yasam gerekse karbon temelli olmayan yasam icin elverisli ortamlar olarak kabul edilirler Ucuncusu gezegensel yasanabilirlik kavramindan hareketle yasamin gelistigi gezegenlerin cevresinde dolandiklari yildizlarin Gunes benzeri yildizlar olmasi hususudur Cok buyuk yildizlar nispeten kisa omurlu olurlar yani cevrelerinde dolanan gezegenlere uzerlerinde yasamin gelisebilmesi icin yeterince zaman tanimayabilirler Cok kucuk yildizlar da gezegenlere cok az isi verirler Bir gezegenin yeterince kalin bir atmosferi olmamasi gezegenin bir tarafinin firinda kizarmis gibi bir hal almasina karsilik diger tarafinin buzlasmis bir hale gelmesi sonucunu dogurur Fakat 2005 te bu husus gezegensel yasanabilirlik icin yildizin Gunes benzeri bir yildiz olmasi sarti yeniden gozden gecirilmek uzere bilimsel toplulugun dikkatine sunulmustur Cunku Kizil cuce tipindeki yildizlar da uzun omurlu olduklarindan kalin atmosferli gezegenlerinde yasamin gelisebilmis olmasi gayet mumkundur Bu nokta son derece anlamlidir cunku kizil cuceler son derece yaygindir Galaksimizdeki yildizlarin 10 unun Gunes benzeri yildizlar oldugu sanilmaktadir Gunes imizden yaklasik 100 isik yili uzaklik icinde boyle 1000 kadar Gunes benzeri gunes bulunmaktadir Bu yildizlar ya da guneslerin Dunya Disi Akilli Yasam Arastirmasi kapsamindaki yildizlar arasi dinleme de oncelikli hedefler olmasinda yarar gorulmektedir Astrobiyolojiye yardimci dallar Astronomi Kutlecekimsel mikromercekleme ile kesfedilmis Dunya dan 20 000 isik yili uzakliktaki bir yildizin cevresinde dolanan OGLE 2005 BLG 390Lb adli gezegenin bir sanatci tarafindan hazirlanmis temsili resmi Astronomiye iliskin astrobiyolojik arastirmalarin cogu yasam Dunya da ortaya ciktigina gore Gunes Sistemi miz disindaki Dunya ya benzer ozellikler tasiyan gezegenlerde de ortaya cikabilir varsayimindan hareketle Gunes Sistemi disi gezegenlerin kesfi kategorisinde yer alir Bu yuzden olanaklarin bir kismi Gunes Sistemi disindaki Dunya benzeri gezegenlerin kesfine tahsis edilmistir Bu arastirmalar ozellikle NASA nin Terrestrial Planet Finder ve ESA nin Darwin adli programlarinda yer almaktadir Ayrica Gunes Sistemi miz disindaki gezegenleri arastirmak uzere NASA Kepler Mission uzay gemisini Mart 2009 da firlatmayi planlamistir Fransizlar in kisa adi CNES olan Uzay Incelemeleri Ulusal Merkezi The Centre National d Etudes Spatiales ise COROT adli uzay teleskobu aracini 2006 da firlatmistir Gunes Sistemi disindaki Dunya benzeri gezegenlerin kesfi konusunda uzay araclariyla surdurulen calismalarin yani sira bunlar kadar onemli tutulmamakla birlikte yerde surdurulen calismalar da bulunmaktadir Bu firlatma calismalarinin amaci yalnizca Dunya buyuklugundeki gezegenleri saptamak degil ayni zamanda gezegenlerden cikan isiklari spektroskopla dogrudan dogruya Dunya atmosferi gibi cesitli etkileyici faktorlere maruz kalmadan analiz edebilmektir Bu tayf analizlerinin incelenmesiyle Gunes Sistemi nin disindaki bir gezegenin temel icerigi atmosferi ve yuzeyi saptanabilir ki bu da gezegen uzerinde yasam olasiliginin belirlenmesinde son derece yararli bilgiler saglar NASA nin bir arastirma grubu olan Virtual Planet Laboratory adli grup Terrestrial Planet Finder ve Darwin projeleri kapsaminda firlatilan ve firlatilacak uzay araclari tarafindan saptanacak gezegenlerin neye benzedigini anlamak ve daha saglikli yorumlar yapabilmek uzere bu gezegenlerin kapsamli bilgisayar modellemeleri uzerinde calismaktadir Umulan odur ki uzay araclarinin saptayacagi tayf analizleriyle bu grubun vardigi sonuclar bir gun bu gezegenlerde yasamin varligini gosterecek sekilde cakisirlar Gunes Sistemi disindaki gezegenlerin yuzey ve atmosfer ozelliklerinin anlasilmasinda isimalarinin fotometrikincelenmesi de ipucu niteliginde veriler saglamaktadir NASA nin Gunes Sistemi miz disindaki gezegenleri arastirmak uzere tasarladigi Kepler mission uzay gemisi Dunya disi zeki yasam in bulundugu gezegenlerin tahmini sayisi Drake denklemi yoluyla hesaplanir Bu hesaplamada guneslerine uygun uzaklikta olan gezegenlerin sayisi bunlar icinden kosullari yasamin olusmasina elverisli gezegenlerin sayisi gibi parametreler kullanilir Hesap sonucunda evrenin gozlemleyebildigimiz kisminda 100 milyar galakside yasamin olusmasina elverisli bir gezegene sahip yildizlarin sayisi 7 1022 olarak cikmaktadir Bu hesaplamayla yalnizca 300 milyar yildiz iceren Samanyolu galaksimizde olmasi mumkun Dunya disi uygarliklarin sayisi yirmi ile birkac milyon arasindadir Bu denklemle iletisim kurulabilecek Dunya disi uygarliklarin sayisi da hesaplanabilmektedir Denklem sudur N R fp ne fl fi fc L displaystyle N R times f p times n e times f l times f i times f c times L Denklemdeki matematiksel sembollerin anlamlari soyledir N Iletisim kurabilecek Dunya disi uygarliklarin sayisi R Gunes imiz gibi uygun yildizlarin olusum orani fp Bu yildizlardan gezegenli olanlarin ayrilma degeri Kanitlar Gunes imiz gibi yildizlarin gezegen sistemleri oldugunu gostermektedir fl Bu gezegenlerden yasamin olusmasina elverisli Dunya benzeri gezegenlerin ayrilma degeri fi Yasamin olusabilecegi Dunya benzeri gezegenlerden zekanin gelisebilecegi gezegenlerin ayrilma degeri fc Zekanin gelisebilecegi gezegenlerden iletisim kurulmasina olanak saglayanlarin ayrilma degeri uzerinde elektromanyetik iletisim teknolojisinin gelistigi gezegenlerin ayrilma degeri L Butun bu olanaklara sahip uygarliklarin varliklarini surdurebilme suresi omru Denklemdeki mantik dogru olmakla birlikte bircok bakimdan hata payi oldugu bilinmektedir ve bu gozden uzak tutulmamalidir Dunya disi yasamin varligiyla ilgili bu tur hesaplamalarin sonuclarina karsi cikan bir varsayim Fermi paradoksu adiyla bilinir Fermi paradoksuna gore eger evrende zeki yasam yayginsa onun kendini belli eden isaretlerinin olmasi gerekir SETI gibi projelerin de amaci budur yani Dunya disi zeki uygarliklarin yayinlamis olabilecegi radyo yayinlarini yakalamaya calismaktir Astrobiyolojide bir baska etkin arastirma alani gezegensel sistemlerin olusumudur Kimileri Gunes Sistemi mizin olusum ozelliklerinin gezegenimizdeki zeki yasamin olusumunu takviye ettigini ileri surmektedir Ancak bugune kadar hicbir kesin sonuca ulasilamamistir Biyoloji Dunya daki ekstremofil bakterileri destekleyebilen hidrotermal bacalar jeotermal olarak isinmis suyun gezegen yuzeyine ciktigi catlaklar kozmosun baska yerlerinde de yasami destekliyor olabilirler Ekstremofiller en asiri ozelliklerdeki ortamlarda yasayabilen organizmalar astrobiyologlar icin esasli bir arastirma unsuru olusturmaktadir Biyota iceren boyle organizmalar okyanus yuzeyinden kilometrelerce asagida hidrotermal bacalar yakininda yasayabilmekte hatta ekstremofil mikroplar yuksek olcude asitli ortamlarda yasayabilmektedir Son zamanlarda ekstremofillerin yasama hic de elverisli olmayan kosulllarda yasayabiliyor olmalarinin kesfi astrobiyologlara ilham kaynagi olmustur Bu organizmalarin karakteristik ozelliklerinin cevrelerinin ve evrimsel yollarinin tanimlanmasinin evrenin baska yerlerinde yasamin nasil gelisebileceginin anlasilmasinda cok onemli bir husus oldugu dusunulmektedir Bu bakteriler Dunya da asiri sicak ortamlarda termofil organizmasi asiri basincli ortamlarda piezofil asitli ortamlarda asidofil alkalofil ve isinimli ortamlarda radyorezistan organizma yasayabildigine gore bu kosullari iceren gezegenlerde yasamamalari icin hicbir neden yoktur Kisa zaman once bir astrobiyolog ekibi okyanus diplerindeki hidrotermal bacalar yakininda yasayan ekstremofilleri incelemek uzere hidrobiyologlar ve deniz jeologlariyla isbirliginde bulunmustur Bilim insanlari bu incelemede edinecekleri bulgulari Gunes Sistemi mizdeki Europa gibi dogal uydularda mevcut olabilecek yasam uzerine gelistirecekleri hipotezlerde kullanmayi ummaktadirlar Yasamin evriminden ayri olarak yasamin kokeni halen devam eden bir baska arastirma alanidir Gunes isiginin etkisinde oksijensiz bir atmosfer ortaminda organik molekullerden bir ilkel corba olusabilecegini iddia eden Aleksandr Ivanovic Oparin ve J B S Haldane tarafindan ortaya atilan varsayima gore ilk zamanlarda Dunya da oyle elverisli kosullar hukum suruyordu ki bu kosullar inorganik maddelerden organik bilesimlerin olusmasini saglayici yani bu surece sevk edici bir nitelikteydi ve boylece olusan bazi ortak kimyasal urunlerin gunumuzde gordugumuz tum yasam turlerinde bulunmasini saglamis oldular Bu surecin incelenmesi olan prebiyotik kimya abiyogenez az cok ilerleme kaydetmis olmakla birlikte yasamin Dunya da bu sekilde olusup olusmadigi konusunda halen pek acik degildir Bu varsayima alternatif teori olan panspermia teorisine gore ise yasamin ilk unsurlari Dunya ninkinden daha elverisli kosullara sahip bir baska gezegen ya da kozmik cisimde olusmus ve herhangi bir yolla Dunya ya aktarilmis olmaliydi Astrojeoloji Astrojeoloji gezegenler dogal uydular asteroitler kuyrukluyildizlar meteorlar gibi gok cisimlerinin jeolojisine iliskin bir gezegenbilim disiplinidir Astrojeolojinin sagladigi veriler uzerinde yasamin baslayabilmesi ve gelisebilmesi konusunda bir gezegen ya da uydunun sahip oldugu elverisli potansiyeli yani gezegensel yasanabilirligini olcebilmemizi saglamaktadir Astrojeolojinin bir ek disiplini jeokimyadir Jeokimya ya da yerkimyasi Dunya nin ve diger gezegenlerin kimyasal bilesimlerini kaya ve topraklari etki altinda tutan kimyasal surec ve tepkileri Dunya nin kimyasal bilesenlerine iliskin maddi ve enerjetik donguleri ve bunlarin atmosfer ve hidrosfer ile etkilesimlerini yer ve zaman bakimindan konu alan bir daldir Bu daldaki bazi uzmanlik alanlari kozmokimyayi biyokimyayi ve organik jeokimyayi icerirler Fosiller Dunya daki yasamin bilinen en eski kanitlarini saglarlar Bu buluntularin incelenmesiyle palentologlar Dunya nin erken donemlerinde ortaya cikan organizma tiplerini daha iyi anlama olanagini bulurlar Bati Avustralya daki Pilbara ve Antarktika daki McMurdo gibi Dunya daki bazi bolgeler Mars taki bolgelere jeolojik olarak es tutulmaktadir ve boylece bu bolgeler Mars ta gecmiste var olmus yasami nasil arastirabilecegimiz konusunda bizlere ipuclari saglamaktadir Yasamin olusabilecegi kozmik cisimlerYasamin olusabilmesi icin kosullar Bugunku cogunluk kabulune gore bir gezegen uzerinde yasamin ortaya cikabilmesi icin zaruri kosullar olarak genellikle sivi suyun azotun karbonun ve muhtemelen silisyumun varligi gerekmektedir Ayrica gezegenin yorungesinin ait oldugu gunes sistemindeki yerinin yasanabilir kusak ta kabaca sistemin merkezindeki yildizdan Gunes in Dunya ya uzakligi kadar bir uzaklikta olan kusak sabit olmasi gerekmektedir Bugunku genel kabule gore Dunya dakine benzer bir atmosferden ve sudan yoksun bir gezegende yasamin var olabilmesi son derece spekulatif bir fikirdir Sonuc olarak evrende yasami arastirma programlari gezegenimizdeki bu yasam standartlarindan yola cikan guncel bilimsel bilgilerden hareketle yapilmaktadir Gunes Sisteminde yasam Gunes Sistemimizde Jupiter gibi gaz devi olan bazi gezegenlerin sivi sudan olusmus okyanuslara sahip kati yuzeyli ve yasama elverisli uydularinin olmasi gayet mumkundur Gunes Sistemimizde sicak kayalik bol maden iceren Dunya gibi bir gezegen olup olmadigi henuz bilinmemektedir Eldeki verilere gore Gunes Sistemimizde Dunya haricinde yasam barindirmaya en elverisli uc aday Mars gezegeni Jupiter in uydusu Europa ve Saturn un uydusu Titan dir Bu dusunce hucreler icin cozucu Ing solvent oldugundan yasam icin temel bir molekul sayilan sivi suyu Mars ve Europa nin yeryuvarinin iceriyor olmasi olgusuna ve Titan in da icerme olasiligi uzerine kuruludur 1970 li yillardan itibaren Mars Europa Titan Enceladus gibi bircok gok cisminde su buzu bulundugunun kesfi astronomlarin suyun yaygin bir kimyasal bilesim olmadigi yonundeki onceki kanaatini degistirmeye baslamistir Mars ta yasam 10 Eylul 2005 te Mars Global Surveyor sonda araci tarafindan alinmis bu fotograf sagda 30 Agustos 1999 daki fotografta solda mevcut olmayan su buzuna benzer beyazimsi bir cokeltinin meydana geldigini yani gecici de olsa yuzeyde sivi su akisinin varligini ortaya koymaktadir Mars in gecmisindeki sivi su akislari Mars in yasanabilirlik potansiyeli tasidigini ortaya koymaktadir Mars ta su kutup bolgelerinde bulunur Mars yuzeyinde sivi suyun bulunmadigi konusunda gunumuze dek cok tartismalar olmussa da kisa zaman onceki son saptamalara gore su akisinin asindirmasiyla acilabilecek yeni yollar olusmaktadir ki bu gozlemler Mars yuzeyinde gecici de olsa sivi suyun olabilecegini ve muhtemelen yeraltinda da genis sivi su rezervlerinin bulundugunu ortaya koymaktadir Merih yuzeyindeki dusuk isisi ve dusuk basinc altinda yuzeye cikan suyun cok tuzlu oldugu sanilmaktadir Verilere gore Mars in atmosferi ince olup Mars yuzeyindeki sular yasam icin gerekenden cok daha tuzlu ve cok daha asitlidir Gezegen gecmiste gunumuzdeki haline kiyasla daha yasanabilir haldeydi Fakat tartismali olmakla birlikte 1970 lerdeki Viking Programi sirasinda Mars topragindaki mikroorganizmalarin saptanmasi amaciyla Mars tan getirilen orneklerde bazi pozitif gorunen sonuclar elde edilmistir Viking Programi yla edinilen verilerden yararlanan profesor Gilbert Levin Rafael Navarro Gonzalez ve Ronalds Paepe yeni bir taksonomik sistem hazirladilar ve bu sistemde Mars taki yasam turu Gillevinia straata adi altinda ele alindi Sonraki yillarda Phoenix Mars Lander tarafindan yurutulen deneyler Mars topraginda sodyum potasyum ve klorur iceren bir alkali bulundugunu gosterdi Bu besleyici toprak yasami tasimaya gayet elverisliydi Ote yandan 2004 te iki yer teleskobu Merih atmosferinde metanin varligini gosteren tayf isareti saptadilar Kisa zaman once Mars yorungesindeki uzay gemileri Mars atmosferindemetan ve formaldehit oldugunu dogruladilar Bu saptamalar Mars ta yasamin varligini ima eden isaretler olarak yorumlandi zira bu kimyasal bilesikler Mars atmosferinde hizla cozunmektedir 2011 de Mars ta olmasi planlanan Mars Science Laboratory adli sonda araci burada jeokimyasal mi yoksa biyolojik bir kokenin mi soz konusu oldugunu anlamak uzere Mars atmosferinde metan CH4 ve karbondioksitteki CO2 karbon izotop oranlariyla ve oksijenle ilgili olcumlerde bulunacaktir Mars ta biyolojik kokenli olduklari ileri surulen olusumlardan en taninmislari koyu kumul lekeleri adiyla bilinen olusumlardir Ilk kez Mars Global Surveyor tarafindan 1998 1999 yillarinda gonderilen fotograflarla kesfedilen koyu kumul lekeleri Mars in ozellikle guney kutup bolgesinde 60 80 enlemleri arasinda gorulebilen buz tabakasinin uzerinde veya altinda beliren mahiyeti henuz anlasilamamis olusumlardir Mars ilkbaharinin baslarinda belirmekte ve kis baslarinda yok olmaktadirlar Bunlarin kis boyunca buz tabakasinin altinda kalan fotosentetik koloniler yani fotosentez yapan ve yakin cevrelerini isitan mikroorganizmalar olduklari ileri surulmektedir Europa da yasam Jupiter in dogal uydularindan buzlu yuzeyi altinda okyanusa sahip Europa mikrobik yasami barindiriyor olabilir Jupiter in dogal uydularindan Europa nin dis yuzeydeki buz tabakasinin altinda sivi su okyanusunun bulundugu bir baska deyisle Europa uydusunun disi buz tutmus bir okyanusla kapli oldugu sanilmaktadir Bu sivi su esas olarak gelgit etkisiyle isinmaya maruz kalmakla birlikte ayrica okyanus tabanindaki volkanik catlaklar hidrotermal bacalar tarafindan da isitiliyor olabilir Kalinligi 10 km oldugu tahmin edilen bu buz tabakasinin altindaki sivi su okyanusunda gunes isigi olmasa da buyuk basinclara dayanikli piezofil turu organizmalarin gelisebilecegi dusunulmektedir Bilim insanlari bu okyanusun kosullarini cozebilmek uzere calismalarinda Dunya daki buzlar altinda kalmis bir gol olan Vostok Golu nu Antarktika model olarak ele almaktadirlar Titan da yasam Titan atmosferinin puslu tabakalarinin gercek renkleriyle fotografi Yasam icerme potansiyeline sahip bir diger gok cismi Saturn un en buyuk uydusu Titan dir Titan in Dunya nin ilk zamanlardaki kosullarina sahip bulundugu anlasilmistir Titan daki goller Dunya disindaki ilk kesfedilen gollerdir Bu gollerdeki sivinin su olmadigi etan ya da metan oldugu dusunulmektedir Bununla birlikte Saturn ve uydulari hakkindabilgi toplamak uzere gonderilen NASA ve ESA nin European Space Agency ortak yapimi olan robotik uzay gemisi Cassini Huygens in Mart 2008 de sagladigi veriler Titan in sivi ve amonyak icerdigini ortaya koymustur ABD sonda araci Cassini nin indirdigi Avrupa sonda araci Huygens Ocak 2005 te yuzeye konan ilk arac olmustur 17 janvier 2005 Astrobiyologlarin Titan a ilgi gostermelerinin bir baska nedeni azot metan ve baska bilesimler iceren basinci Dunya dakinin 1 5 misli olan atmosferidir Atmosferi Dunya da yasamin basladigi donemde sahip oldugu atmosferle ayni ozelliklere sahiptir Ayrica Saturn un bir baska uydusu olan Enceladus un buzlu yuzeyi altinda bir okyanusun uzandigi sanilmaktadir Ksenobiyoloji Dunya disi yasama iliskin sistemli arastirma cokdisiplinli muteber bir bilimsel calisma olup Ingiltere ABD ve Kanada gibi bircok ulkenin universitelerinde okutulmaktadir Amerikan hukumeti ise bu alanda NASA Astrobiyoloji Enstitusu nu kurmustur Bununla birlikte Dunya disi yasamin nitelenmesinin yerine oturmus oldugu pek soylenemez Muhtemel Dunya disi yasamin nasil bir sey oldugu turleri ve mahiyeti hakkinda bir konsensus yoktur Bu alandaki hipotezler ve tahminler buyuk bir cesitlilik gostermektedir Kimilerine gore zenobiyoloji xenobiology ve astrobiyoloji yanlislikla esanlamli olarak kullanilan iki terimdir Boyle dusunenlerden biyolog Jack Cohen ve matematikci Ian Stewart ksenobiyojiyi astrobiyolojiden ayirt ederler Onlara gore astrobiyoloji yalnizca Gunes Sistemi disinda Dunya benzeri yasam arastirmasidir Evrende yasam konusuna daha genis bir perspektiften bakan ve evrendeki yasamin Dunya daki yasama benzer olmayabileceginden yola cikan kseonobiyologlar ise karbon sovenizmi adi verilen yasamin muhakkak karbon temelli oldugu gorusune karsi cikarlar ve calismalarinda karbon ve oksijene gerek duymayabilecek canli turleri de olabilecegi olasiligini gozden uzak tutmazlar Gunes Sistemi disinda yasam Gunumuzde Gunes Sistemi miz disindaki Dunya disi yasami saptamamiz olanakli degildir Bununla birlikte gundemde bu amacla hazirlanan bircok proje bulunmaktadir Gelisen kesif ve gozlem yontemleri sayesinde giderek daha fazla yeni gezegen sistemleri kesfedilmektedir ve bunlardan bazilari hic kusku yok ki bizim sistemimizin benzerleri olacaktir Nitekim NASA nin Mart 2009 da firlatilan Kepler Uzay Teleskobu aracinin amaclarindan biri de Dunya benzeri gezegenleri saptamaktir Bunu yildizlarin isik egrisi nde In Light curve olcumlerde bulunarak gerceklestirecektir Gunumuzde kizilotesi astronomisi sayesinde uzak yildiz sistemlerinin toz ve asteroit kusaklari gibi cesitli bilesenleri giderek daha fazla gun isigina cikarilmaktadir Gunes Sistemi miz disindaki bir gezegenin 1995 te kesfedilmesinden beri Gunes Sistemi disindaki yasamin varsa atmosferlerin spektroskopi yoluyla incelenmesi sayesinde saptanabilecegi dusunulmektedir Kisa adi ESA European Space Agency olan Avrupa Uzay Dairesi nin bu alandaki bir projesi 2025 yilina uzanmakta olup Darwin Uzay Projesi adini tasir Darwin Projesi nin 2020 yilina dogru Gunes Sistemi miz disinda yeni gezegenleri gun isigina cikarmasi ve bunlardaki muhtemel ilkel yasam izlerini kesfetmesi beklenmektedir Proje kapsaminda uzaya yeni bir model easas alinarak hazirlanan 5 teleskopun uzaya yerlestirilmesi soz konusudur Bir gunes sisteminde yasanabilir kusak ta gunes sistemlerinde Dunya nin Gunes e uzakligi kadar uzakliktaki kusak yer alan yasanabilir gezegen lere iliskin meselelere cevap arama cabalari gunumuzde hayli yol katetmis durumdadir ve bazi basarilar elde etmis bulunmaktadir Ornegin gunumuzde Doppler spektroskopisi ve transit yontemleriyle Gunes Sistemi disindaki gezegenler kesfedilebilmektedir Bu sayede cevrelerinde gezegenlerin dolandigi yildizlarin sayisinin sanilandan cok daha fazla olduklari anlasilmaya baslanmistir Gunes Sistemi miz disindaki diger gunes sistemlerinin yasanabilir kusak larinda yer alan gezegenlerden ilk kesfedileni dikeyhizdan yararlanilarak kesfedilmis Gliese 581 c adli gezegendir Bu gezegen 4 Nisan 2007 de Fransiz Portekiz ve Isvicreli astronomlardan olusan bir ekip tarafindan kesfedilmis olup 20 isik yili uzaklikta bulunan kizil cuce tipindeki Gliese 581 yildizi cevresinde dolanir Dolayisiyla bu gezegen yuzey isisi bakimindan Dunya ile buyuk benzerlikler tasiyor olmalidir Bu gezegenin ortalama sicakliginin 3 C ile 40 C arasinda degistigi sanilmaktadir ki bu da yuzeyinde suyun sivi halde olabilecegi anlamina gelmektedir Uzaydan gelenlerin arastirilmasi MeteorlarBilesigin sinifi Yogunluk ppm Aminoasitler 17 60Alifatik hidrokarbonlar gt 35Aromatik hidrokarbonlar 3319Fullerenler gt 100Karboksilik asitler gt 300Hidrokarboksilik asitler 15Purinler ve pirimidinler 1 3Alkoller 11Sulfonik asitler 68Fosfonik asitler 2 Astrobiyolojinin 1970 li yillardan itibaren ilgi odagi olmasinda bazi meteorlar uzerinde aminoasitlerin kesfinin etkisi buyuktur Bazi meteorlar uzerindeki incelemeler sonuclari tartismali da olsa Dunya disi yasamin ipuclarini veriyor gibi gorunmektedir Bu meteorlardan en taninmislari sunlardir Murchison meteoru 28 Eylul 1969 tarihinde Avustralya da adini aldigi yere Murchison Victoria dustugu gozlemlenmistir Organik bilesikleri bolca iceren meteorlar grubunda ve CM karbonlu kondirit grubunda siniflanir Murchison meteorunda rastlanan yuvarlak olusumlardan bir cift Argonne Ulusal Laboratuvari 100 kg agirliginda olup buyuklugu sayesinde en fazla incelenen meteorlardan biridir 1970 li yillarda bu meteor uzerinde yalnizca ucu dogal olan 70 farkli aminoasit kesfedilmistir Meteor sik rastlanan aminoasitlerden glisin alanin ve glutamik asiti icerdigi gibi pek sik rastlanmayan isovaline ve pseudoleucine gibi aminoasitleri de iceriyordu Bu meteor yasamin kokeni hakkinda o zamana dek mevcut kavramlarin sarsilmasina yol acmis ve Dunya daki yasamin kokeninin Dunya disi olabilme olasiliginin da var oldugunu ortaya koymustur Bu organik bilesiklerden ilginc olanlarindan ikisi purinler ve pirimidinlerdir cunku bu molekuller DNA ve RNA nin temelleri sayilirlar Incelemeler sonucunda olusturulan ilk rapor aminoasitlerin rasemik oldugunu ve dunyasal bir bulasmanin kontaminasyon soz konusu olmayip kaynagin Dunya disi oldugunu ortaya koydu Meteorda ozel bir aminoasit ailesinde siniflanan diamino aside de rastlanmistir Daha sonra 1997 de yapilan incelemeler enantiyomeraminoasitlerin nitrojenin 15N izotopuyla zenginlesmis oldugunu gosterdi ki bu kaynagin Dunya disi oldugunu bir kez daha ortaya koyuyordu 2008 de yapilan son inceleme meteorun nukleobazlar icerdigini gostermis olup karbon testleri bu olusumlarin hicbir dunyasal koken gostermedigini ortaya koydu Nakhla meteoruNakhla meteoru SNC Grubu nda siniflandirilan Mars kokenli bir meteordur Mars yuzeyine buyuk bir cismin carpmasiyla firlamis oldugu dusunulen bu meteor 28 Haziran 1911 de Iskenderiye nin Misir Nakhla bolgesine dusmustur Meteordan koparilan bir parca 1998 de NASA nin Johnson Uzay Merkezi nden bir ekip tarafindan optik mikroskobun yani sira SEM scanning electron microscope elektron mikroskobu da kullanilarak incelenmistir Incelemede saptanan bicim ve boyutlari bakimindan Dunyadaki fosillesmis nanobakterileri andiran nesneler ve Dunya dan bulasmamis orijinal karbon izleri Mars ta en azindan bir zamanlar yasamin oldugunu ortaya koymustur Bu sonuca yapilan Dunya dan bulasma olabilecegi yonunde yapilan itirazlardan sonra 2000 yilinda bu kez sivi gaz kromatografisi ve mass spektrometri yontemleriyle calisilmis ve incelemeler sonucunda NASA uzmanlari Nakhla metorunundaki organik maddenin 75 inin kesinlikle hicbir sekilde Dunya dan bulasmamis oldugunu aciklamistir Bu aciklamayla meteorun ilgi odagi olmasindan sonra 2006 da NASA Londra Dogal Tarih Muzesi nden meteorun incelenen birinci parcadan daha buyuk bir parcasini daha almayi basarmistir Ikinci parca uzerinde yapilan incelemelerde ayrica genis olcude dendritik karbona rastlanmistir Kesin sonuclar 2006 da yayimlandiginda bazi bagimsiz arastirmacilar bu karbon olusumlarinin biyolojik kokenli olmasi gerektigi sonucuna varmislardir Mars meteoru ALH84001ALH84001 meteoru Allan Hills 84001 1984 te Antarktika da kisa adi ANSMET ANtarctic Search for METeorites olan Antarktika Meteor Arastirma Projesi ekibi tarafindan bulunmustur Agirligi 1 93 kg dir Yapilan hesaplamalara gore Mars tan 17 milyon yil once firlamis ve 11 000 yil suren bir yolculuktan sonra Dunya ya Antarktika buzlarina dusmustur NASA tarafindan yapilan ilk bilesim incelemeleri bazi mikroorganizmalarla ilgili bir tur manyetit oldugunu gostermistir Daha sonra Agustos 2002 de Thomas Keptra nin baskanligindaki bir baska ekip tarafindan yapilan incelemeler bu manyetitin 25 inin yeryuzunde ancak biyolojik faaliyet sonucunda olusabilen tekbicimli kucuk kristallerden olusmus oldugunu ortaya koydu Tasin geri kalan 75 lik kismi normaldi yani bilinen inorganik maddeden olusuyordu Tasta polisiklik aromatik hidrokarbonlarin saptanmasi tasin vaktiyle yuzeyden uzakta bulundugunu gostermektedir Tasta saptanan bazi yapilar Dunya daki minerallesmis bakterileri ve fibrillerini andirmaktadir Bu olusumlar bicim ve boyut bakimindan fosillesmis nanobakterilere benzemektedir Varilan sonuca gore bunlar Mars uzerindeki ilk yasam turleriydi Ayrica bakinizUFO SETI Murchison goktasi Fermi paradoksu Panspermia Terraforming Evrim AstrobiyofizikNotlar ve referanslar Launching the Alien Debates part 1 of 7 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology Magazine NASA December 08 2006 Astrobiology olu kirik baglanti NASA Astrobiology Institute NASA January 21 2008 http www itwire com content view 11647 1066 11 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde iTWire Scientists will look for alien life but Where and How Ward P D Brownlee D 2004 The life and death of planet Earth New York Owl Books ISBN 0 8050 7512 7 Gutro Robert November 4 2007 NASA Predicts Non Green Plants on Other Planets 19 Kasim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Goddard Space Flight Center Elusive Earths SpaceRef Your Space Reference olu kirik baglanti Schulze Makuch Dirk Irwin Louis N 2004 Life in the Universe Expectations and Constraints Berlin Springer About Astrobiology 11 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Astrobiology Institute NASA January 21 2008 The Living Universe NASA and the Development of Astrobiology by Steven J Dick and James E Strick Rutgers University Press New Brunswick NJ 2004 First European Workshop on Exo Astrobiology 25 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ESA Press Release European Space Agency 2001 Science 1 June 2001 Vol 292 no 5522 pp 1626 1627 ESA Embraces Astrobiology DOI 10 1126 science 292 5522 1626 Science 1 June 2001 Vol 292 no 5522 pp 1626 1627 http www sciencemag org cgi content summary 292 5522 1626 maxtosho ESA Embraces Astrobiology DOI 10 1126 science 292 5522 1626 16 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 28 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 NOVA Mars Life s Little Essential PBS 6 Subat 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2009 KLEIN HAROLD P GILBERT V LEVIN 1976 10 01 The Viking Biological Investigation Preliminary Results 13 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Science Vol 194 no 4260 99 105 doi 10 1126 science 194 4260 99 13 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Possible evidence found for Beagle 2 location 30 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde European Space Agency 8 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 Polycyclic Aromatic Hydrocarbons An Interview With Dr Farid Salama 20 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology magazine 2000 Astrobiology 3 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Macmillan Science Library Space Sciences 2006 The Ammonia Oxidizing Gene 3 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology Magazine August 19 2006 Stars and Habitable Planets 28 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sol Company 2007 M Dwarfs The Search for Life is On 22 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Red Orbit amp Astrobiology Magazine 29 August 2005 Kutlecekimsel mikromercekleme Kepler Mission 4 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA 2008 The COROT space telescope 8 Kasim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde CNES 17 October 2008 The Virtual Planet Laboratory 18 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA 2008 Ford Steve August 1995 http www setileague org general drake htm 22 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde What is the Drake Equation SETI League Ford Steve August 1995 What is the Drake Equation 22 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde SETI League Jakosky Bruce David Des Marais et al September 14 2001 The Role Of Astrobiology in Solar System Exploration 15 Subat 2012 tarihinde WebCite sitesinde arsivlendi NASA SpaceRef com Bortman Henry September 29 2004 Coming Soon Good Jupiters 8 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology Magazine Ekstremofil Carey Bjorn 7 February 2005 Wild Things The Most Extreme Creatures 19 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Live Science Weinstock Maia 24 August 2000 Galileo Uncovers Compelling Evidence of Ocean On Jupiter s Moon Europa 18 Ekim 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Cavicchioli R Fall 2002 Extremophiles and the search for extraterrestrial life 12 Mayis 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology 2 3 281 92 PMID 12530238 David Leonard 7 February 2006 Europa Mission Lost In NASA Budget 24 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Clues to possible life on Europa may lie buried in Antarctic ice 31 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marshal Space Flight Center NASA March 5 1998 Michael Meyer Michael Peter Ward 15 July 2002 Rare Earth Debate Part 1 The Hostile Universe olu kirik baglanti Space com Retrieved on 20 October 2008 Fossil SUccession 8 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde U S Geological Survey 14 August 1997 Retrieved on 20 October 2008 a b Tritt Charles S 2002 Possibility of Life on Europa 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde MilwaukeeSchool of Engineering Retrieved on 20 October 2008 a b Friedman Louis December 14 2005 Projects Europa Mission Campaign 15 Subat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Planetary Society Retrieved on 20 October 2008 David Leonard 10 November 1999 Move Over Mars Europa Needs Equal Billing 23 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Retrieved on 20 October 2008 Than Ker 28 February 2007 New Instrument Designed to Sift for Life on Mars 22 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Retrieved on 20 October 2008 Than Ker 13 September 2005 Scientists Reconsider Habitability of Saturn s Moon Science com Retrieved on 20 October 2008 NOVA Mars Life s Little Essential 6 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PBS Agence Science Presse La lune humide 7 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde archive 20 septembre 1999 Water ice in crater at Martian north pole 6 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde European Space Agency 28 July 2005 NASA Images Suggest Water Still Flows in Brief Spurts on Mars 14 Eylul 2012 tarihinde Archive is sitesinde arsivlendi NASA 2006 Landis Geoffrey A June 1 2001 Martian Water Are There Extant Halobacteria on Mars olu kirik baglanti Astrobiology 1 2 161 164 doi 1 olu kirik baglanti Helen Briggs BBC science reporter Boston February 15 2008 Early Mars too salty for life 17 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC News The Carnegie Institution Geophysical Laboratory Seminar Analysis of evidence of Mars life held 05 14 2007 Summary of the lecture given by Gilbert V Levin Ph D 2 30 Temmuz 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde published by Electroneurobiologia vol 15 2 pp 39 47 2007 Navarro Gonzalez R Navarro K F de la Rosa J Iniguez E Molina P Miranda L D Morales P Cienfuegos E Coll P Raulin F Amils R and McKay C P 2006 The limitations on organic detection in Mars like soils by thermal volatilization gas chromato graphy MS and their implications for the Viking results Proc Natl Academy of Sciences 103 44 16089 16094 Chambers Paul 1999 Life on Mars The Complete Story London Blandford ISBN 0 7137 2747 0 28 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 Phoenix Returns Treasure Trove for Science 13 Kasim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA JPL 2008 06 26 Vladimir A Krasnopolsky Jean Pierre Maillard Tobias C Owen 2004 Detection of methane in the Martian atmosphere evidence for life Icarus 172 537 547 doi 10 1016 j icarus 2004 07 004 olu kirik baglanti Formaldehyde claim inflames Martian debate 27 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nature February 25 2005 doi 10 1038 news050221 15 26 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sample Analysis at Mars SAM Instrument Suite 15 Haziran 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA October 2008 Retrieved on 9 October 2008 Tenenbaum David June 09 2008 Making Sense of Mars Methane 23 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology Magazine Retrieved on 8 October 2008 Tarsitano C G and Webster C R 2007 Multilaser Herriott cell for planetary tunable laser spectrometers Applied Optics 46 28 6923 6935 Ganti Tibor Andras Horvath Szaniszlo Berczi Albert Gesztesi and Eors Szathmary 31 Ekim 2003 http www springerlink com content ut8r78131173254n olu kirik baglanti Dark Dune Spots Possible Biomarkers on Mars Origins of Life and Evolution of Biospheres Volume 33 Numbers 4 5 515 557 doi 10 1023 A 1025705828948 olu kirik baglanti Retrieved on 18 November 2008 Ganti T et al Evidence For Water by Mars Odyssey is Compatible with a Biogenic DDS Formation Process 27 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF Lunar and Planetary Science Conference XXXVI 2003 Horvath A et al Annual Change of Martian DDS Seepages 27 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF Lunar and Planetary Science Conference XXXVI 2005 DasSarma Shiladitya Extreme Halophiles Are Models for Astrobiology 2 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF http www asm org ASM files ccLibraryFiles Filename 000000002127 znw00306000120 pdf 2 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved on 2007 03 17 Vasavada A K E Herkenhoff 1999 SURFACE PROPERTIES OF MARS POLAR LAYERED DEPOSITS AND POLAR LANDING SITES 27 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF NASA Martian spots warrant a close look 16 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde European Space Agency March 13 2002 Weinstock Maia 24 August 2000 Galileo Uncovers Compelling Evidence of Ocean On Jupiter s Moon Europa 18 Ekim 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Retrieved on 20 October 2008 Dunyada okyanus dibindeki hidrotermal bacalarin yakinlarinda ekstremofillerin yasayabildikleri bilinmektedir Kruszelnicki Karl Life on Europa 21 Eylul 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Part 1 5 November 2001 Eric J Gaidos et al http www sciencemag org cgi content short 284 5420 1631 8 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Life in Ice Covered Oceans archive Science 4 juin 1999 Than Ker 13 September 2005 Scientists Reconsider Habitability of Saturn s Moon Science com Retrieved on 2008 10 20 Titan Life in the Solar System 31 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC Science amp Nature Retrieved on 2008 10 20 Britt Robert Roy 28 July 2006 Lakes Found on Saturn s Moon Titan 4 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Retrieved on 2008 10 20 Lovett Richard A March 20 2008 Saturn Moon Titan May Have Underground Ocean 24 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde National Geographic News Retrieved on 2008 10 20 Agence Science Presse Une orange et une creme brulee http www sciencepresse qc ca archives 2005 man170105 html 21 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Saturn moon may have an ocean 20 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC News 2006 03 10 Retrieved on 2008 08 05 http astrobiology nasa gov nai 23 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Astrobiology Institute Than Ker 24 April 2007 Major Discovery New Planet Could Harbor Water and Life 24 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space com Machalek Pavel 17 Subat 2007 Organic Molecules in Comets and Meteorites and life on Earth PDF Department of Physics and Astronomy Johns Hopkins University 17 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 15 Subat 2009 S A Airieau J Farquhar M H Thiemens L A Leshin H Bao E Young Planetesimal sulfate and aqueous alteration in CM and CI carbonaceous chondrites 17 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Geochimica et Cosmochimica Acta Volume 69 Issue 16 p 4167 4172 Kvenvolden Keith A 1970 Evidence for extraterrestrial amino acids and hydrocarbons in the Murchison meteorite Nature 228 5275 ss 923 926 12 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2009 Murchison meteorite 29 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 Kvenvolden Keith A Lawless James Pering Katherine Peterson Etta Flores Jose Ponnamperuma Cyril Kaplan Isaac R Moore Carleton 1970 for extraterrestrial amino acids and hydrocarbons in the Murchison meteorite Nature 228 5275 923 926 doi 10 1038 228923a0 Jeremy Bailey The Murchison Meteorite sur Institut d astronomie de l Universite de Cambridge Laurent Sacco Les briques de l ARN ont elles une origine extraterrestre 22 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde archive 18 juin 2008 Futura Sciences Meierhenrich Uwe J al 2004 Identification of diamino acids in the Murchison meteorite PNAS 101 9182 9186 doi 10 1073 pnas 0403043101 24 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Engel Michael H Macko S A September 1 1997 Isotopic evidence for extraterrestrial non racemic amino acids in the Murchison meteorite Nature 389 265 268 doi 10 1038 38460 24 Subat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Martins Zita et al 2008 Extraterrestrial nucleobases in the Murchison meteorite Earth and Planetary Science Letters 270 1 2 130 136 doi http www sciencedirect com science ob ArticleURL amp udi B6V61 4S3G406 1 amp user 10 amp rdoc 1 amp fmt amp orig search amp sort d amp view c amp acct C000050221 amp version 1 amp urlVersion 0 amp userid 10 amp md5 d14b77a37b5fdfa2f307a1b73badb63e 28 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde 10 1016 j epsl 2008 03 026 Baalke Ron 1995 The Nakhla Meteorite 14 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Jet Propulsion Lab NASA Retrieved on 2008 08 17 Rotating image of a Nakhla meteorite fragment 16 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde London Natural History Museum 2008 Retrieved on 2008 08 17 Rincon Paul 8 February 2006 http news bbc co uk 2 hi science nature 4688938 stm 22 Subat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Space rock re opens Mars debate BBC News Meyer C 2004 http www curator jsc nasa gov antmet mmc Nakhla pdf 23 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Mars Meteorite Compendium PDF NASA http mars jpl nasa gov mgs sci fifthconf99 6142 pdf 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evidence for ancient Martian life E K Gibson Jr F Westall D S McKay K Thomas Keprta S Wentworth and C S Romanek Mail Code SN2 NASA Johnson Space Center Houston TX 77058 USA Meyer C 2004 Mars Meteorite Compendium 23 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde PDF NASA Evidence for ancient Martian life 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde E K Gibson Jr F Westall D S McKay K Thomas Keprta S Wentworth and C S Romanek Mail Code SN2 NASA Johnson Space Center Houston TX 77058 USA Whitehouse David 27 August 1999 Life on Mars new claims 2 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC News 4 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2009 Allan Hills 84001 12 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Meteorolitical Society April 2008 http mars jpl nasa gov mgs sci fifthconf99 6142 pdf 24 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evidence for ancient Martian life E K Gibson Jr F Westall D S McKay K Thomas Keprta S Wentworth and C S Romanek Mail Code SN2 NASA Johnson Space Center Houston TX 77058 USA Crenson Matt 2006 08 06 After 10 years few believe life on Mars 9 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Associated Press on space com McKay D S Gibson E K ThomasKeprta K L Vali H Romanek C S Clemett S J Chillier X D F Maechling C R Zare R N 1996 Search for Past Life on Mars Possible Relic Biogenic Activity in Martian Meteorite ALH84001 Science 273 924 930 doi 10 1126 science 273 5277 924 1 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PMID 8688069 11 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evidence for ancient Martian life E K Gibson Jr F Westall D S McKay K Thomas Keprta S Wentworth and C S Romanek Mail Code SN2 NASA Johnson Space Center Houston TX 77058 USA Allan Hills 84001 12 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Meteorolitical Society April 2008 Crenson Matt 2006 08 06 After 10 years few believe life on Mars 9 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Associated Press on space com 24 Subat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde McKay D S Gibson E K ThomasKeprta K L Vali H Romanek C S Clemett S J Chillier X D F Maechling C R Zare R N 1996 Search for Past Life on Mars Possible Relic Biogenic Activity in Martian Meteorite ALH84001 Science 273 924 930 doi 10 1126 science 273 5277 924 1 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde PMID 8688069 11 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde KaynakcaThe International Journal of Astrobiology published by Cambridge University Press is the forum for practitioners in this interdisciplinary field Astrobiology published by Mary Ann Liebert Inc is a peer reviewed journal that explores the origins of life evolution distribution and destiny in the universe Dick Steven J James Strick 2005 The Living Universe NASA and the Development of Astrobiology Piscataway NJ Rutgers University Press ISBN 0 8135 3733 9 Grinspoon David 2003 Lonely planets The natural philosophy of alien life New York ECCO ISBN 0 06 018540 6 Jakosky Bruce M 2006 Science Society and the Search for Life in the Universe Tucson University of Arizona Press ISBN 0 8165 2613 3 Lunine Jonathan I 2005 Astrobiology A Multidisciplinary Approach San Francisco Pearson Addison Wesley ISBN 0 8053 8042 6 Gilmour Iain Mark A Sephton 2004 An introduction to astrobiology Cambridge Cambridge Univ Press ISBN 0 521 83736 7 Ward Peter Brownlee Donald 2000 Rare Earth Why Complex Life is Uncommon in the Universe New York Copernicus ISBN 0 387 98701 0 Revues Hors Serie Science et Avenir n 51 juillet Aout 2007 et Ciel et Espace de juin 2006 entierement consacre a l exobiologie Pour la Science juin 2006 Consacre aux exoplanetes Science et Vie de janvier 2006 consacre a la contamination de Mars par des bacteries terrestres Les Nouveaux Mondes dernier n de Science et vie consacre aux exoplanetes Essais scientifiques ou de vulgarisation Carl Sagan Les Dragons de l Eden Speculations sur l evolution de l intelligence humaine et autre Le Seuil 1980 Evry Schatzman Les Enfants d Uranie Le Seuil 1986 Jean Heidmann Intelligences extra terrestres Editions Odile Jacob 1992 reed 1996 Francois Raulin A la recherche de la vie extraterrestre Le college de la cite Le Pommier 2006 Francois Raulin Florence Raulin Cerceau et Jean Schneider La Bioastronomie Que sais je Le Seuil 2007 Sous la direction de Florence Raulin Cerceau Pierre Lena et Jean Schneider Sur les traces du vivant De la Terre aux etoiles Le Pommier 2002 Gerda Horneck et Petra Reetberg Complete Course in Astrobiology Wiley VCH 2007 Steven J Dick et James E Stick The Living Uivers NASA and the Development of Astrobiology Rutgers University 2004 Muriel Gargaud Des atomes aux planetes habitables Presses Universitaires de Bordeaux 2005 Pascal Borde Y a t il d autres planetes habitees dans l Univers Le Pommier 2004 Andre Brack Decouvrir la vie extraterrestre Le Pommier 2007 Andre Brack et Benedicte Leclerq La vie est elle universelle EDP Sciences 2003 Dominique Proust et Jean Schneider Ou sont les autres A la recherche de la vie dans l Univers Science ouverte Le Seuil 2007 Florian Roy Etude des organismes extremophiles applications en exobiologie Universite de Nantes Faculte des sciences et des Techniques Master Sciences de la Terre de l Univers et de l Environnement 2006Dis baglantilarVikisozluk te astrobiyoloji ile ilgili tanim bulabilirsiniz Australian Centre for Astrobiology22 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Astrobiology Web Astrobiology Magazine29 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Astrobiology Institute15 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stars and Habitable Planets28 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Macquarie University Pilbara Education Project27 Kasim 2012 tarihinde Archive is sitesinde arsivlendi Conditions for Life Everywhere18 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hypothese extraterrestre12 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi New Scientist 3 Kasim 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde Articles sur la bioastronomie 16 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde de Thierry Lombry de l origine de Deinococcus radiodurans Le paradoxe de Fermi 29 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde En anglais