Latin Amerika Edebiyatı, Latin Amerika'da İspanyolca ve Portekizce yazılmış edebiyat yapıtlarını kapsar. İlk yazılı metinler Yenidünya'nın İspanyol fatihlerinin İspanya'ya gönderdikleri raporlardı. İspanyollar'ın atılganlığı ve Amerika Yerlilerinin yiğitliği pek çok yazıya ve şiire esin kaynağı olmuştur. Bunların en ünlüsü İspanyol 'nın (1533-1594), Şili Yerlilerinin soylu direnişini ve şairin bu dönemdeki acılarını dile getiren La Araucanadır. 20 binin üstünde koşuktan oluşan bu şiir yeni topraklardan fışkıran ilk gerçek edebiyat ürünüdür.
1600'de artık fetihler sona ermiştir. Avrupalı işgalciler efendi, Yerliler ise çoğunlukla köleydi. Zenginler hâlâ İspanya ve Portekiz'i anayurtları olarak görüyordu. Yazılanlar ise Amerika'yla ilgili olmakla birlikte Portekiz ve İspanyol edebiyatının kötü bir taklidi olmaktan öteye geçemiyordu. Ama bunlar içinde Meksikalı bir rahibe olan Juana Inés de la Cruz (1651-1695) gerçekten edebiyat değeri olan şiirler ve oyunlar yazdı. Portekiz sömürgesi olan Brezilya'nın en ünlü yazarı José Basilio da Gama (1740-1795) ilk kez şiirlerinde Yerlilerin yaşamını işledi.
Özgürlük ve romantizm
İspanyol sömürgelerinin özgürlük mücadelesi aynı zamanda kültürel bağımsızlık mücadelesinin de başlangıcıdır. Bu tarihten başlayarak yazarlar İspanyol ve Portekizliler'in torunları olarak değil Latin Amerikalı bilinciyle yazdılar. Yapıtlarında toplumsal sorunlara eğildiler. Baskıcı ve acımasız yönetimler altında özgürce yazmaları hiç de kolay olmadı. Savaş yılları sırasında siyasal ve yurtsever edebiyat öne çıktı. Ekvatorlu José Joaquín de Olmedo'nun (1780-1847) La victoria de Junin: Canto a Bolivar (1825) adlı kahramanlık destanı Simón Bolívar önderliğindeki güçlerin İspanyollara karşı kazandığı zaferin anısına yazılmıştır ve bugün hâlâ değerini korumaktadır.
Latin Amerika'nın gerçek anlamda ilk romancısı Meksikalı José Joaquín Fernández de Lizardi (1776-1827), 19. yüzyıl başındaki Meksika toplumunu canlı bir biçimde anlatan El periquillo sarniento'yu (1816) yayımladı. Kitabın baş kişisi bir ya da serseridir. bu yapıtında toplumun gelenek ve törelerini eleştirir. Bu kitap Meksika'da bugün de en çok okunan kitaplar arasındadır.
Latin Amerika'da savaşlar ve askeri diktatörlükler birbirini izliyordu. Bunların içinde en çok nefret toplayanlardan biri Arjantin diktatörü idi. Kanlı yönetimi sırasında birçok yazar sürgüne gönderildi. Bu yazarlar, kalemleriyle komşu ülkelerden Rosa'a savaş açtılar. 'un (1817-1871) ilk Arjantin romanı kabul edilen ünlü yapıtı Amalia (1851) Rosas yönetiminin korkunçluğunu sergiler. Domingo Faustino Sarmiento (1811-1888) ise Facundo (1845) adlı uzun denemesinde, altüstlüklerin yaşandığı toplumların, diktatörlüklere yol açtığını anlatır.
Sarmiento ve Mármol, Avrupa'daki Romantizm Akımı'ndan etkilenen yazarlar arasındadır. Bu yazarlar çoğunlukla konularını ülkelerinin tarihinden ve sıradan insanların yaşamlarından seçtiler. Tarihsel romanların en güzellerinden biri Dominik Cumhuriyeti'nden 'ın (1834-1911), Amerika Yerlilerine İspanyolların uyguladıkları kıyımı anlatan Enriquillo (1882) adlı yapıtıdır. Amerika Yerlilerinin destanlarından ve sınır savaşlarından esinlenilerek pek çok öykü ve şiir yazılmıştır.
Latin Amerika Romantizmi pampalarda sığır güden goşo'ları şiirlerde ele aldı. Arjantinli 'in (1834-1886) en ünlü yapıtı, özgürlüğünü yok eden topluma karşı başkaldıran goşonun mücadelesini anlatan El gaucho Martin Fierro (1872) adlı şiiridir.
Gerçekçilik ve Doğalcılık
Avrupa'da olduğu gibi Latin Amerika'da da gerçekçi ve doğalcı yazarlar çıktı. Yapıtlarında kent yaşamını, toplumsal değişimleri ve insanı anlattılar. Romantikler gibi gerçekçi yazarlar da halk kültürünün tiplerinden yararlandılar. Bu yapıtlarda yasalar ve düzen, orta sınıf değerleri, onurlu ve güvenilir olmak elüstünde tutulurken, açgözlülük ve yalancılık yerildi. Doğalcı yazarlardan Arjantinli (1843-1888) çağdaş değerleri, Sin rumbo (1885) adlı yapıtında kıyasıya yerer. Brezilya'da yayımlanan ilk önemli doğalcı roman, Rio de Janeiro sokaklarındaki yaşamı anlatan, Manuel Antônio de Almeida'nın (1831-1861) Memorias de um Sargento de Milicias (1854) adlı kitapıdır. Brezilyalı gerçekçi romancı ve öykü yazarları içinde belki de en önemlisi olan Joaquim Maria Machado de Assis'in (1839-1908) en güzel romanı Dom Casmurro'dur (1899). Euclydes da Cunha (1866-1909) kuzeydoğunun çorak topraklarında hayvancılıkla geçinen insanların unutulmuşluğu üzerine bir protesto niteliğinde olan Os Sertoes i (1902) yazdı.
Çağdaş edebiyat
1880'lerden önce Latin Amerikalı yazarlar başka ülkelerin edebiyat türlerini örnek alırlardı. 19. yüzyılın sonunda gelişen Modernizm Akımı'nın öncüleri Émile Zola'nın Doğalcılık, Avrupa'da gelişen Maddecilik akımlarına ve orta sınıf değerlerine karşı çıktılar. Hem düzyazı, hem de şiir yazan Kübalı José Martí (1853-1895) ve Perulu (1848-1918) dilin dinamizminden yararlanarak değişime ve yenileşmeye yöneldiler.
1888'de Nikaragualı şair Rubén Darío'nun düzyazı ve şiirlerden oluşan Azul (1888) adlı kitabı büyük yankılara yol açtı. Bu, Modernizmi tam anlamıyla içeren bir kitaptı. Yeni biçim arayışları, dilin yeni ve heyecan verici bir biçimde kullanılması, yeni bir bilinci ve duyarlılığı gerektiriyordu. Modernizm, çeşitlilik gösteren bir akımdı. Kolombiyalı yazar José Asunción Silva (1865-1896) ve Meksikalı (1859-1895) bu akımın içinde yer aldılar. Ama bu alanda en başarılı yapıtları, çok işlek bir dille yazan Rubén Darío, Arjantinli (1874-1938) ve Uruguaylı (1886-1914) verdiler.
Başlangıçta şairler duygularını ince ve müzikli bir dille şiire döktüler. 1898 İspanya Amerika Savaşı'ndan sonra ise, kendi ülkelerinin güzelliklerinden ve sorunlarından söz etmeye başladılar.
20. yüzyılda toplumsal adaletsizlikler ve Amerika Yerlileri'nin uğradıkları haksızlıklar Latin Amerika edebiyatının temel konuları oldu. (1873-1952) Meksika Devrimi'nin acılarını ve dehşetini anlatan Los de abajoyu (1916) yazdı. Kolombiyalı yazar José Eustasio Rivera (1889-1928) La vorágine'de (1924) Amazon ormanlarında çalışan kauçuk işçilerinin yürekler acısı, çetin yaşamlarını anlattı.
Venezuelalı Rómulo Gallegos (1884-1969), büyük çiftlik sahibi acımasız bir kadını konu alan Doña Bárbara (1929) adlı yapıtıyla Amerika'nın önde gelen romancıları arasına katıldı. Uruguaylı (1878-1937), Arjantin'in kuzeyindeki tropikal bölgede geçen öykülerinde, doğa güçleri karşısındaki insanı konu aldı.
İlgi çekici bir roman olan Don Segundo Sombra (1926) Arjantinli (1886-1927) bir taşra kasabasından kaçan öksüz bir çocuğun öyküsünü anlattı. Arjantin'in ulusal simgesi goşo'yu efsanevi bir halk kahramanı olarak ele aldı.
Brezilyalı yazarlar çok geniş olan ülkelerinin çeşitli bölgelerinde, özellikle de kuzeydoğuda, kültürlerini korumanın önemini vurguladılar. (1901-1957) Ciclo de Cana de Açucar adını taşıyan roman dizisinde, plantasyon yaşamından kesitler verir. (1905-1975) O Tempo e o Vento (1949-1962) adlı üçlü romanında, Rio Grande do Sul yöresinin tarihini olağanüstü bir sevecenlikle yeniden yaşatır. (1908-1967), Grande Sertao: Veredas (1956) adlı epik romanında Brezilya'nın kuzeydoğusundaki uzak, barınmaya elverişsiz ve çorak topraklardaki yaşamı anlattı.
Şiir
Modernizm Akımı'nın ardından çok yetenekli şairler yetişti. Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Şilili kadın şair Gabriela Mistral (1889-1957) sade ve dolaysız anlatımıyla ilgi çekti. Çocuklarına olan özlemini dile getiren güldestesi Desolación (1922), etkiliyici bir duyarlılık taşır. César Vallejo (1892-1938) İspanyol dilinin en büyük ustalarından biridir. Şiirleri insanın çektiği acılarla yüklüdür. Ölümünden sonra, 1939'da yayımlanan Poemas humanos'ta, daha güzel bir geleceğe olan umudunu yansıtır. Vallejo, İspanyolcayı cesur ve şaşırtıcı biçimlerde kullandı. 1930'larda Peru'nun bir taşra kentindeki kapalı aile yaşamını terk ederek, komünistlerin safında İspanya İç Savaşı'na katıldı.
Şilili şair Pablo Neruda da komünistti (1904-1973). Şiirleri, özellikle de büyük epik yapıtı Canto General (1938) yaşam deneylerinin coşkulu bir anlatımıdır. Neruda ezilenlerin ve sömürülenlerin şairidir. Meksikalı Octavio Paz (1914) çok yönlü bir yazardır. Libertad bajo palabra (1968) adını taşıyan yapıtında, şiirin bir uyanış olduğu ve insanlığın kurtuluşunun önünü açtığı görüşünü savunur.
Portekizce konuşulan Brezilya'da Modernizm Akımı 1920'lerde başladı. En çok Sao Paulo'da kök salan bu akımın öncüsü şair ve romancılar, Portekiz ile bağlarını koparmaktan yanaydılar. Oswald de Andrade'nin (1890-1954) Memorias Sentimentais de Joao Miramar (1924) adlı romanı bu akımın tipik bir örneğidir. (1895-1953) ise Avrupa geleceğinden koparak Kuzeydoğu Brezilya'nın bölgeci şiir hareketine katıldı.
Roman
Yenilikleri denemekten korkmayan Latin Amerikalı yazarlar, edebiyat alanında uluslararası üne ulaştılar. Edebiyat yaşamına 1920'lerde, Buenos Aires'in aydın çevresi içinde başlayan Jorge Luis Borges (1899-1986), öykü ve denemelerinde insanın doğasını keşfetmeye çalıştı. Çağdaş Arjantin edebiyatında çok önemli bir yeri olan Borges, İspanyol dilinin en usta yazarlarından biridir. Guatemalalı Miguel Angel Asturias (1899-1974), başyapıtı Sayın Başkan da (El senor presidente; 1946) diktatörlüklerin neden olduğu yıkım ve acıları anlatır. Paraguaylı (1917) Hiji de hombre da (1960) benzer bir konuyu irdeler, ama daha yumuşak ve dokunaklı bir üslubu vardır.
Meksikalı 'nun (1918-1986) Pedro Paramo (1955) adlı bir kısa romanı ve Kızgın Ova (El Ilano en Ilamas; 1953) adında, öykülerini topladığı bir kitabı vardır. Kitaplarındaki olaylar ıssız ve sıcak bir vadide geçmektedir.
Kolombiyalı roman ve öykü yazarı Gabriel Garcia Marquez (1928), 1982 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir. Ünlü romanı Yüzyıllık Yalnızlık'ta (Cien anos de soledad; 1967) küçük bir kasabanın tarihiyle sınırlı kalmayıp Güney Amerika'nın, dünyanın, hatta evrenin geçmişini gözler önüne serer. Kitabın kahramanları sevgi, tutku, savaş, devrim, bolluk ve yoksulluk içinde yuvarlanır. Anlatılanlar düşsel olduğu kadar gülünç ve acıklıdır.
Meksikalı Carlos Fuentes'in (1928) romanları ve öyküleri büyük, büyüleyici bir ülkenin insanlarının derinlemesine incelemesidir. Terra Nostra adlı romanında ülkenin kültür mirasını keşfetmeye çalışır. Perulu romancı Mario Vargas Llosa (1936) Kent ve Köpekler (La ciudad y los perros; 1963) adlı kitabında bir askeri akademideki insanlıktan uzak yaşamı anlatırken, Peru toplumunun zayıflıklarını irdeler.
Brezilya edebiyatı, yerel gelenekler ile modernleşme arasındaki çatışmayı yansıtır. (1892-1953) Infancia (1945) adlı anı kitabında yoksulluk koşullarında kendini nasıl yetişdirdiğini anlatır. (1920) ise Morte e Vida Severina şiirinde, geleneksel kökler ile çağdaş yaşam arasındaki çelişkileri sergiler.
Kaynakça
- Lateinamerikanische Literaturgeschichte / Michael Rössner / 564 sayfa / Stuttgart, 2002 /
- Kleine Geschichte der lateinamerikanischen Literatur im 20. Jahrhundert / Christoph Strosetzki / 367 sayfa / Münih, 1994 /
- Geschichte und Probleme der lateinamerikanischen Literatur / Rudolf Grossmann / 698 sayfa / Münih, 1969 /
Dış bağlantılar
- [2][]
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Latin Amerika Edebiyati Latin Amerika da Ispanyolca ve Portekizce yazilmis edebiyat yapitlarini kapsar Ilk yazili metinler Yenidunya nin Ispanyol fatihlerinin Ispanya ya gonderdikleri raporlardi Ispanyollar in atilganligi ve Amerika Yerlilerinin yigitligi pek cok yaziya ve siire esin kaynagi olmustur Bunlarin en unlusu Ispanyol nin 1533 1594 Sili Yerlilerinin soylu direnisini ve sairin bu donemdeki acilarini dile getiren La Araucanadir 20 binin ustunde kosuktan olusan bu siir yeni topraklardan fiskiran ilk gercek edebiyat urunudur 1600 de artik fetihler sona ermistir Avrupali isgalciler efendi Yerliler ise cogunlukla koleydi Zenginler hala Ispanya ve Portekiz i anayurtlari olarak goruyordu Yazilanlar ise Amerika yla ilgili olmakla birlikte Portekiz ve Ispanyol edebiyatinin kotu bir taklidi olmaktan oteye gecemiyordu Ama bunlar icinde Meksikali bir rahibe olan Juana Ines de la Cruz 1651 1695 gercekten edebiyat degeri olan siirler ve oyunlar yazdi Portekiz somurgesi olan Brezilya nin en unlu yazari Jose Basilio da Gama 1740 1795 ilk kez siirlerinde Yerlilerin yasamini isledi Ozgurluk ve romantizmJose Joaquin de Olmedo Ispanyol somurgelerinin ozgurluk mucadelesi ayni zamanda kulturel bagimsizlik mucadelesinin de baslangicidir Bu tarihten baslayarak yazarlar Ispanyol ve Portekizliler in torunlari olarak degil Latin Amerikali bilinciyle yazdilar Yapitlarinda toplumsal sorunlara egildiler Baskici ve acimasiz yonetimler altinda ozgurce yazmalari hic de kolay olmadi Savas yillari sirasinda siyasal ve yurtsever edebiyat one cikti Ekvatorlu Jose Joaquin de Olmedo nun 1780 1847 La victoria de Junin Canto a Bolivar 1825 adli kahramanlik destani Simon Bolivar onderligindeki guclerin Ispanyollara karsi kazandigi zaferin anisina yazilmistir ve bugun hala degerini korumaktadir Latin Amerika nin gercek anlamda ilk romancisi Meksikali Jose Joaquin Fernandez de Lizardi 1776 1827 19 yuzyil basindaki Meksika toplumunu canli bir bicimde anlatan El periquillo sarniento yu 1816 yayimladi Kitabin bas kisisi bir ya da serseridir bu yapitinda toplumun gelenek ve torelerini elestirir Bu kitap Meksika da bugun de en cok okunan kitaplar arasindadir Latin Amerika da savaslar ve askeri diktatorlukler birbirini izliyordu Bunlarin icinde en cok nefret toplayanlardan biri Arjantin diktatoru idi Kanli yonetimi sirasinda bircok yazar surgune gonderildi Bu yazarlar kalemleriyle komsu ulkelerden Rosa a savas actilar un 1817 1871 ilk Arjantin romani kabul edilen unlu yapiti Amalia 1851 Rosas yonetiminin korkunclugunu sergiler Domingo Faustino Sarmiento 1811 1888 ise Facundo 1845 adli uzun denemesinde altustluklerin yasandigi toplumlarin diktatorluklere yol actigini anlatir Sarmiento ve Marmol Avrupa daki Romantizm Akimi ndan etkilenen yazarlar arasindadir Bu yazarlar cogunlukla konularini ulkelerinin tarihinden ve siradan insanlarin yasamlarindan sectiler Tarihsel romanlarin en guzellerinden biri Dominik Cumhuriyeti nden in 1834 1911 Amerika Yerlilerine Ispanyollarin uyguladiklari kiyimi anlatan Enriquillo 1882 adli yapitidir Amerika Yerlilerinin destanlarindan ve sinir savaslarindan esinlenilerek pek cok oyku ve siir yazilmistir Latin Amerika Romantizmi pampalarda sigir guden goso lari siirlerde ele aldi Arjantinli in 1834 1886 en unlu yapiti ozgurlugunu yok eden topluma karsi baskaldiran gosonun mucadelesini anlatan El gaucho Martin Fierro 1872 adli siiridir Gercekcilik ve DogalcilikAvrupa da oldugu gibi Latin Amerika da da gercekci ve dogalci yazarlar cikti Yapitlarinda kent yasamini toplumsal degisimleri ve insani anlattilar Romantikler gibi gercekci yazarlar da halk kulturunun tiplerinden yararlandilar Bu yapitlarda yasalar ve duzen orta sinif degerleri onurlu ve guvenilir olmak elustunde tutulurken acgozluluk ve yalancilik yerildi Dogalci yazarlardan Arjantinli 1843 1888 cagdas degerleri Sin rumbo 1885 adli yapitinda kiyasiya yerer Brezilya da yayimlanan ilk onemli dogalci roman Rio de Janeiro sokaklarindaki yasami anlatan Manuel Antonio de Almeida nin 1831 1861 Memorias de um Sargento de Milicias 1854 adli kitapidir Brezilyali gercekci romanci ve oyku yazarlari icinde belki de en onemlisi olan Joaquim Maria Machado de Assis in 1839 1908 en guzel romani Dom Casmurro dur 1899 Euclydes da Cunha 1866 1909 kuzeydogunun corak topraklarinda hayvancilikla gecinen insanlarin unutulmuslugu uzerine bir protesto niteliginde olan Os Sertoes i 1902 yazdi Cagdas edebiyat1880 lerden once Latin Amerikali yazarlar baska ulkelerin edebiyat turlerini ornek alirlardi 19 yuzyilin sonunda gelisen Modernizm Akimi nin onculeri Emile Zola nin Dogalcilik Avrupa da gelisen Maddecilik akimlarina ve orta sinif degerlerine karsi ciktilar Hem duzyazi hem de siir yazan Kubali Jose Marti 1853 1895 ve Perulu 1848 1918 dilin dinamizminden yararlanarak degisime ve yenilesmeye yoneldiler Emile Zola nin L Aurore gazetesinde yayimlanan Itham Ediyorum makalesi 1888 de Nikaraguali sair Ruben Dario nun duzyazi ve siirlerden olusan Azul 1888 adli kitabi buyuk yankilara yol acti Bu Modernizmi tam anlamiyla iceren bir kitapti Yeni bicim arayislari dilin yeni ve heyecan verici bir bicimde kullanilmasi yeni bir bilinci ve duyarliligi gerektiriyordu Modernizm cesitlilik gosteren bir akimdi Kolombiyali yazar Jose Asuncion Silva 1865 1896 ve Meksikali 1859 1895 bu akimin icinde yer aldilar Ama bu alanda en basarili yapitlari cok islek bir dille yazan Ruben Dario Arjantinli 1874 1938 ve Uruguayli 1886 1914 verdiler Baslangicta sairler duygularini ince ve muzikli bir dille siire doktuler 1898 Ispanya Amerika Savasi ndan sonra ise kendi ulkelerinin guzelliklerinden ve sorunlarindan soz etmeye basladilar 20 yuzyilda toplumsal adaletsizlikler ve Amerika Yerlileri nin ugradiklari haksizliklar Latin Amerika edebiyatinin temel konulari oldu 1873 1952 Meksika Devrimi nin acilarini ve dehsetini anlatan Los de abajoyu 1916 yazdi Kolombiyali yazar Jose Eustasio Rivera 1889 1928 La voragine de 1924 Amazon ormanlarinda calisan kaucuk iscilerinin yurekler acisi cetin yasamlarini anlatti Venezuelali Romulo Gallegos 1884 1969 buyuk ciftlik sahibi acimasiz bir kadini konu alan Dona Barbara 1929 adli yapitiyla Amerika nin onde gelen romancilari arasina katildi Uruguayli 1878 1937 Arjantin in kuzeyindeki tropikal bolgede gecen oykulerinde doga gucleri karsisindaki insani konu aldi Ilgi cekici bir roman olan Don Segundo Sombra 1926 Arjantinli 1886 1927 bir tasra kasabasindan kacan oksuz bir cocugun oykusunu anlatti Arjantin in ulusal simgesi goso yu efsanevi bir halk kahramani olarak ele aldi Brezilyali yazarlar cok genis olan ulkelerinin cesitli bolgelerinde ozellikle de kuzeydoguda kulturlerini korumanin onemini vurguladilar 1901 1957 Ciclo de Cana de Acucar adini tasiyan roman dizisinde plantasyon yasamindan kesitler verir 1905 1975 O Tempo e o Vento 1949 1962 adli uclu romaninda Rio Grande do Sul yoresinin tarihini olaganustu bir sevecenlikle yeniden yasatir 1908 1967 Grande Sertao Veredas 1956 adli epik romaninda Brezilya nin kuzeydogusundaki uzak barinmaya elverissiz ve corak topraklardaki yasami anlatti SiirModernizm Akimi nin ardindan cok yetenekli sairler yetisti Nobel Edebiyat Odulu nu kazanan Silili kadin sair Gabriela Mistral 1889 1957 sade ve dolaysiz anlatimiyla ilgi cekti Cocuklarina olan ozlemini dile getiren guldestesi Desolacion 1922 etkiliyici bir duyarlilik tasir Cesar Vallejo 1892 1938 Ispanyol dilinin en buyuk ustalarindan biridir Siirleri insanin cektigi acilarla yukludur Olumunden sonra 1939 da yayimlanan Poemas humanos ta daha guzel bir gelecege olan umudunu yansitir Vallejo Ispanyolcayi cesur ve sasirtici bicimlerde kullandi 1930 larda Peru nun bir tasra kentindeki kapali aile yasamini terk ederek komunistlerin safinda Ispanya Ic Savasi na katildi Silili sair Pablo Neruda da komunistti 1904 1973 Siirleri ozellikle de buyuk epik yapiti Canto General 1938 yasam deneylerinin coskulu bir anlatimidir Neruda ezilenlerin ve somurulenlerin sairidir Meksikali Octavio Paz 1914 cok yonlu bir yazardir Libertad bajo palabra 1968 adini tasiyan yapitinda siirin bir uyanis oldugu ve insanligin kurtulusunun onunu actigi gorusunu savunur Portekizce konusulan Brezilya da Modernizm Akimi 1920 lerde basladi En cok Sao Paulo da kok salan bu akimin oncusu sair ve romancilar Portekiz ile baglarini koparmaktan yanaydilar Oswald de Andrade nin 1890 1954 Memorias Sentimentais de Joao Miramar 1924 adli romani bu akimin tipik bir ornegidir 1895 1953 ise Avrupa geleceginden koparak Kuzeydogu Brezilya nin bolgeci siir hareketine katildi RomanYenilikleri denemekten korkmayan Latin Amerikali yazarlar edebiyat alaninda uluslararasi une ulastilar Edebiyat yasamina 1920 lerde Buenos Aires in aydin cevresi icinde baslayan Jorge Luis Borges 1899 1986 oyku ve denemelerinde insanin dogasini kesfetmeye calisti Cagdas Arjantin edebiyatinda cok onemli bir yeri olan Borges Ispanyol dilinin en usta yazarlarindan biridir Guatemalali Miguel Angel Asturias 1899 1974 basyapiti Sayin Baskan da El senor presidente 1946 diktatorluklerin neden oldugu yikim ve acilari anlatir Paraguayli 1917 Hiji de hombre da 1960 benzer bir konuyu irdeler ama daha yumusak ve dokunakli bir uslubu vardir Meksikali nun 1918 1986 Pedro Paramo 1955 adli bir kisa romani ve Kizgin Ova El Ilano en Ilamas 1953 adinda oykulerini topladigi bir kitabi vardir Kitaplarindaki olaylar issiz ve sicak bir vadide gecmektedir Kolombiyali roman ve oyku yazari Gabriel Garcia Marquez 1928 1982 Nobel Edebiyat Odulu sahibidir Unlu romani Yuzyillik Yalnizlik ta Cien anos de soledad 1967 kucuk bir kasabanin tarihiyle sinirli kalmayip Guney Amerika nin dunyanin hatta evrenin gecmisini gozler onune serer Kitabin kahramanlari sevgi tutku savas devrim bolluk ve yoksulluk icinde yuvarlanir Anlatilanlar dussel oldugu kadar gulunc ve aciklidir Meksikali Carlos Fuentes in 1928 romanlari ve oykuleri buyuk buyuleyici bir ulkenin insanlarinin derinlemesine incelemesidir Terra Nostra adli romaninda ulkenin kultur mirasini kesfetmeye calisir Perulu romanci Mario Vargas Llosa 1936 Kent ve Kopekler La ciudad y los perros 1963 adli kitabinda bir askeri akademideki insanliktan uzak yasami anlatirken Peru toplumunun zayifliklarini irdeler Brezilya edebiyati yerel gelenekler ile modernlesme arasindaki catismayi yansitir 1892 1953 Infancia 1945 adli ani kitabinda yoksulluk kosullarinda kendini nasil yetisdirdigini anlatir 1920 ise Morte e Vida Severina siirinde geleneksel kokler ile cagdas yasam arasindaki celiskileri sergiler KaynakcaLateinamerikanische Literaturgeschichte Michael Rossner 564 sayfa Stuttgart 2002 ISBN 3 476 01858 X Kleine Geschichte der lateinamerikanischen Literatur im 20 Jahrhundert Christoph Strosetzki 367 sayfa Munih 1994 ISBN 3 406 37438 7Geschichte und Probleme der lateinamerikanischen Literatur Rudolf Grossmann 698 sayfa Munih 1969 ISBN 3 19 006547 0Dis baglantilar 2 olu kirik baglanti