Koca Hüsrev Mehmed Paşa (1769 – 3 Mart 1855), Abdülmecid saltanatında 2 Temmuz 1839-29 Mayıs 1840 tarihleri arasında on bir ay yedi gün sadrazamlik yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Koca Hüsrev Mehmed Paşa 1811-1818 arasında ve 1823-1827 dönemlerinde kaptan-ı derya olarak iki dönem görev yapmıştır. Yeni kurulan Asakiri Mansuriye'nin kurucu seraskerliğini yapmıştır. Ayrıca (başta çok olaylı geçen Mısır valiliği gibi) birçok eyalet valiliğinde de bulunmuştur.
Koca Hüsrev Mehmed Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 2 Temmuz 1839 - 29 Mayıs 1840 | |
Hükümdar | Abdülmecid |
Yerine geldiği | Mehmed Emin Rauf Paşa |
Yerine gelen | Mehmed Emin Rauf Paşa |
Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye Reisi | |
Görev süresi 24 Mart 1838 - 2 Temmuz 1839 | |
Hükümdar | II. Mahmud |
Yerine geldiği | Makam kuruldu |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 1769 |
Ölüm | 3 Mart 1855 |
Hayatı
Abaza asıllı olduğu bildirilmektedir. Yaklaşık 1769'da doğmuştur. Küçük yaşta köle olarak İstanbul'a getirildi ve Çavuşbaşı Said Efendi'nin köleleri arasına alındı. Sonra Enderun'a kabul edildi ve orada eğitim gördü.
1789'da III. Selim'in tahta geçişinden sonra Enderun'dan çıkış yaparak başçuhadarlığa kadar yükseldi. Osmanlı donanmasında III. Selim döneminde yapılan reformları gerçekleştiren 1792-1803 arasında kaptan-ı derya olan Küçük Hüseyin Paşa'nın yanına girdi. Bir müddet sonra onun mühürdari ve kethudaşı oldu.Küçük Hüseyin Paşa gibi donanma ve orduda reformlar yapılaması taraftarı oldu ve Nizam-ı Cedid ordusu kurulmasında emeği geçti. Mart 1801'de Küçük Hüseyin Paşa Osmanlı donanması ile İngiliz donanması ile birlikte Mısır'ı Fransız işgalinden kurtarmak için koordineli harekâta geçti. Haziran 1801'de yapılan bir anlaşmaya göre Fransızların işgal etmiş oldukları Mısır'dan çekilmelerinden sonra Mısır'ı tekrar Osmanlı idaresi altına almak üzere gönderilmesi için Osmanlı donanması komutanı olarak Küçük Hüseyin Paşa görevlendirildi. Osmanlı donanması 6.000 kişilik bir orduyu karaya çıkardı. Bu ordunun efektif komutanlığını Hüsrev Paşa yüklendi. Bir İngiliz deniz piyade birliği ile birlikte bu Osmanlı gücü Reşid'e gitti. Bu mevkii korumakla görevli olan Fransız Generral Beliiard ve komutasındaki Fransız birlikleri teslim oldular.
Hüsrev Paşa bu başarısından dolayı vezirlik rütbesi ile şereflendirildi ve kendine İzmit sancak beyliği verildi.
Mısır valiliği
Bundan hemen sonra Hüsrev Paşa'ya Mısır Eyalet valiliği görevi verildi. Mısır'a gelen İngiliz donanmasında kölemen asıllı Muhammad Bey al-Alfi (1751–1807) bulunmakta ve Mısır'da bir kölemen idaresi kurmaya çabalamakta idi.
Mayıs 1803'te İngilizler İskenderiye'den ayrılınca Mısır'da ortaya bir iktidar çatışması çıktı. Osmanlı devleti idaresini kurmak için Mısır Valisi olan Hüsrev Paşa ve Kaptan-ı Derya Küçük Hüseyin Paşa ile birlikte Mısır'da kendilerini imtiyazlı olarak gören kölemenleri ortadan kaldırmaya uğraştılar. Birçok Kölemen lideri hayatını kaybettirüldü, birçoğu kaçtı ve çoğu da İngiliz donanmasına sığındı. Fakat Muhammad Bey al-Alfi altında bulunan bir grup Kölemen, Aşağı Mısır ile Yukarı Mısır arasında bulunan El Minye'de yuvalandılar.
Mısır valisi olan Hüsrev Paşa vergi toplanması aksadığı için mali problemlerle karşılaştı. İngilizler'le birlikte Fransızlar'a karşı savaşırken Avrupa askerî teşkilâti ve harp usulleri hakkında bilgi edinme fırsatı bulmuştu ve bunları uygulamak için yeni olarak Nizâm-i Çedîd askerî birliği kurmaya büyük masraflar yapmıştı. Mali problemler çıkıp kesintiler yapması gerekince bir çare olarak Hüsrev Paşa Mısır'a getirilen Osmanlı askerleri arasında bulunan başıbozuk Arnavut asıllı birliklerini tazminat ve ulufe ödemeden terhis etmeye karar verdi. Mısır'ı ulufe ödeyebileceği Osmanlı kapıkulu askeri ve yeni Nizam-ı Cedid askeri ile idare etmeye karar vermek oldu. Fakat Arnavut asıllı başıbozuk birlikler bunu kabul etmediler ve Kahire'deki "defterdar" konağına hücum ettiler. Bunun üzerine Vali Hüsrev Paşa bu Arnavut birliklerine karşı, topçular dahil, yeni kurulmuş Nizam-ı Cedid birliğini gönderip onları isyancı olarak tenkil etmeye çalıştı. Fakat Arnavutlar üzerine gönderilen Nizam-ı Cedid askerî birliği başarısız kaldı. Başıbazuk Arnavut birliklerinin komutanı olan Tahir Paşa birliklerini surlardaki gediklerden geçirerek Kahire kalesine girdi. Bu kaledeki bataryalardan Vali Hüsrev Paşa'nın ikametini topa tutmaya başladı. Bunun üzerine Hüsrev Paşa eli altında bulunan kapıkulu birlikleri, maiyeti ve haremi ile birlikte Kahire'den kaçıp Dimyat'a kaçtı ve burada bulunan Dimyat kalesini savunma için hazırlamaya başladı. Kahire'de bulunan, çoğu Arnavut başıbozuk askerden birliklerin komutanı olan Tahir Paşa Vali kaymakamlığı görevine geçti ve Hüsrev Paşa'nın 1 yıl 3 ay süren valiliği efektif olarak son buldu. Bu valilik görevinde başarısızlığını dış gözlemciler ve hatta kendi maiyet adamları, onu fena, kan dokuçu ve tedbirsiz idareci olmakla ve çok idaresizlik göstermekle ve halka karşı sert davranmakla tenkit ederler.
Tahir Paşa Kahire'de idareyi ele almakla beraber 20-25 gün içinde, vergi hasılatının gelmemesi üzerine o da eli altında bulunan birliklere maaş ödeyemez duruma geçti. Bu sefer Tahir Paşa'nın emri altında olan Türk askerler isyana geçtiler ve Mısır vali konağını yakıp yıkıp talan ettiler ve Tahir Paşa'yı hayatını kaybettirdiler.
Mısır'daki ordu ikiye bölünmüş iken bu sefer üçe bölündü. Hüsrev Paşa emri altındaki birlikler Dimyat kalesinde savunmaya çekilmişlerdi. Kahire etrafında bulunan ve Dimyat'a gitmemiş olan Türk asıllı birlikler İskenderiye sancak beyi olan 'yı Mısır valisi olarak kabul ettiler. Hemen hepsi Arnavut asıllı olan başıbozuk birlikleri aralarında seçimle komutaya, bu birlikler içinde subaylık yapmış olan, Kavalalı Mehmet Ali'ye getirdiler ve ona bağlandılar. Bunun yanında geride kalan Kölemenler de ayrı bir grup oluşturup Gize'de yerleşmişlerdi.
Önce Kavalalı Mehmet Ali'nin Arnavut birlikleri ile Kölemenlerden İbrahim Bey ve Osman Bey al-Bardisi anlaştılar. Kavalalı Mehmet Ali, Ahmet Hurşit Paşa'yı Mısır valisi olarak kabul etmeyeceğini bildirdi ve Kahire kalesini merkez olarak aldı. Ahmet Hurşit Paşa Kahire civarına gelip Fransızların kaleye çevirdikleri el-Zelhir Camii'ne üslendi. Fakat Kavalalı Mehmet Ali Kahire kalesinden çıkarak bu müstahkem mevkiiyi kuşattı; eline geçirdi. Ahmet Hurşit Paşa ve emrindeki Türk asıllı birliklerini esir aldı. Bunlardan Tahir Paşa'nın ölümüne neden olanlar idam edildi. Bir kısım Türk asıllılar Hüsrev Paşa'nın savunma kalesi Dimyat'a kaçabildiler. Burada da Koca Hüsrev Paşa mali zorluklarla karşılaştı ama halktan 90.000 riyal vergi topladı ve durumunu sağlamlaştırmaya çalıştı.
Kavalalı Mehmet Ali Kahire kalesini müttefiki Kölemenlere teslim etti. Hüsrev Paşa'nın savunma mevkii seçtiği Dimyat kalesi üzerine yürüdü. Kavalalı Mehmet Ali ve Arnavut birlikler Dimyat'ı ellerine geçirdiler ve talan ettiler. Hüsrev Paşa Abaza kalesine kaçmak zorunda kaldı. 1803'te bu kale de Kölemen beylerinden Bardisi Bey komutasında Kölemen birlikleri tarafından kuşatıldı. Fakat kurtulma imkânsız olduğu için Hüsrev Paşa ve emri altında olan birlikler teslim oldular. Hüsrev Paşa Kahire'ye getirdiler. Bir aralık Özbekiye'ye kaçmayı başardı. Fakat Arnavutlar tarafından yakalanarak tekrar Kölemenler'e teslim edildi.
Kavalalı Mehmet Ali 8 ay sonra kölemenler aleyhine döndü. Hüsrev Paşa'yı esaretten kurtardı; Özbekiye vali konağında ağırlandı ve serbest bıraktı. Osmanlı devleti İskenderiye Muhafızı Hursid Paşa'yı Mısır valisi olarak tayin etmiştir. Hüsrev Paşa böylece İstanbul'a dönebildi.
Sonraki devlet görevleri
Hüsrev Paşa daha Mısır'dan ayrılmadan Diyarbakır valiliğine tayin edilmişti. Bir yıl sonra Selanik Valiliği'ne tayini çıktı. Sonra birkaç yıl Rumeli'de, 1806'da Bosna valisi; 1808'de ikinci defa Selanik valisi olarak eyalet valiliklerinde bulundu. 1806'da başlayan 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında sınırda Silistre valisi idi. Bu harbe Varna valiliği ve Varna seraskerliği verilerek sefere gitmekle görevlendirildi. Haziran 1810'da 6.000 kişilik talimli muntazam ordusu ile Dâvudpaşa sahrasına çıktı ve derhal Varna'ya sınıra gitti. Bu orduyu takviye için Avrupa usullerine göre yetiştirilmiş istikham mühendislerini de İstanbul'dan istedi. Avrupa savaş usullerine uygun talimli ordusu ile etmeye çalışarak İstanbul'dan mühendisler istedi. Bu görevde iken Ruslara karşı savaşta gösterdiği başarılar dolayısıyla takdir edildi. Bu nedenle 1811'de kaptan-ı derya görevine getirildi. Bu savaşın 28 Mart 1812'de Bükreş Antlaşması ile sona ermesine kadar Karadeniz'de Osmanlı donanmasına komutanlık yaptı. Rusya savaşı sona erdikten sonra donanma ile Teke-ili bölgesinde çıkan bir isyanı kısa sürede bastırdı.
Bu dönemde hamisi durumda olan sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa 6 Ocak 1818'de görevinden azledildi ve Sultan II. Mahmut'un baş danışmanı olan Halet Efendi etkisi ile Koca Hüsrev Paşa da kaptan-ı deryalık görevinden azledildi. Şubat 1808'de Trabzon valiliğine gönderildi. Bunun ardından Anadolu'da bir sıra değişik eyalet valilikleri yaptı.
1820'de Erzurum valisi iken Osmanlı-İran sınırında aşiretlerin faaliyetleri dolayısıyla İranlılarla çıkabilecek bir savaşa karşı hazır olmak için Şark seraskerliği görevi verildi. Koca Hüsrev Paşa'ya takviye olarak Sivas ve Gümüşhane'den yardımcı askerî güçler gönderildi. Bu güçlerle sınır aşiretlerine karşı harekâta geçti. Ama Bayezid sancağı mutasarrıfını azlederek buraya kendi adamlarından birini tayin etmesi yüzünden Bayezid mutasarrıfının silahla isyan etmesine neden oldu. Olaya aşiretlerin de katılması ile ortalık daha da karıştı. Bu karışıklıktan istifade eden İran güçler Osmanlılardan direniş görmeden , Bitlis ve Erciş'i ellerine geçirdiler. Bunun sorumluluğu Babıali tarafından Hüsrev Paşa'nın yetersiz ordu komutanlığında bulundu ve Erzurum valiliği ve Şark seraskerliğinden azledildi. Kasım 1821'de ikinci kez Trabzon valisi yapıldı.
Bu sırada Mora'da Yunan İsyanı çıkmıştı ve Ege Denizi'nde bütün adalara yayılma tehdidi ortaya çıkmıştı. Hüzrev Paşa'nın denizcilik tecrübesi ve cesur komutanlık becerisi dolayısıyla 1823'te ikinci kez kaptan-ı derya görevine getirildi ve bu görevde 1827'ye kadar bulundu. Mora isyancılarının Ege adaları ile bağlantılarının kesilmesini başarıyla gerçekleştirdi. Fakat Mora isyanını bastırmak için Mısır'dan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istemişti. Mısır kendi donanmasını Mora'ya gönderdiği gibi Mora'da serdar olan Reşid Paşa emrine 12.000 seçkin Avrupa esaslarına göre talimli 12.000 kişilik bir kara ordusu göndermeye karar verdi. Bu Mısır kara güçlerini Mora'ya getirmek görevi Osmanlı donanması ve kaptan-ı derya Hüsrev Paşa'ya verildi. İskenderiye donanma ile giden Koca Hüsrev Paşa'yı eski rakibi Kavalalı Mehmet Ali Paşa görünüşte gayet iyi karşıladı. Osmanlı donanması İskenderiye'den Mısır askeri ve onların silah ve mühimmatı yükleyerek bunları Mora'ya getirdi. Mora isyanına karşı Osmanlı ve Mısır güçleri üstün duruma geldiler ve isyancı Yunanları 1825-1826 Missolonghi'de kıstırıp bu kaleyi kuşatmaya aldılar. Fakat bu kuşatma sırasında Koca Hüsrev Paşa ile Kavalalı İbrahim Paşa'nın arası açıldı. Sonunda 10 Nisan 1826'da bu kale de düştü ve Yunan isyanı tepelenmiş, bastırılmış bir görüntüsü verdi. Fakat Kavalalı İbrahim Paşa ile Hüsrev Paşa ihtilafı Mısır'a ersimişti Mısır Valisi olan Kavalalı Mehmet Paşa padişah II. Mahmud'a doğrudan doğruya Hüsrev Paşa'nın azledilmesi için isteği geldi. Önce II. Mahmut buna yanaşmadı ise de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın ısrar ve tehditleri altında Şubat 1827'de Hüsrev Paşa'yı Kaptan-ı Deryalık görevinden azletmek zorunda kaldı. Hüsrev Paşa Anadolu valiliğine tayin edildi ve şahsen padişah hattıyla Çanakkale Boğazı'nın kendisine Anadolu yakasını koruma görevi verildi.
Birinci seraskerlik dönemi
II. Mahmut Yeniçeri Ocağı'nı Vaka-i Hayriye adı verilen olaylarla 1826'da kaldırmıştı. Hüsrev Paşa yıllardır askeri reform taraftar olarak bilinmekteydi. Kaptan-ı deryalığı sırada da donanmada bir Fransız öğretmenin idaresinde Batı usullerine göre bir nizamiye taburu yetiştirmişti. Bu nedenle Yeniçeriler yerine yeniden kurulan düzenli ordu olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye'ye geçiş sürecinde kilit rol oynamak üzere Hüsrev Paşa Nisan 1827'de Asakir-i Mansure-i Muhammediye seraskerliğine tayin edildi. Sultan II. Mahmut bu ordunun kurulması ve eğitimi ile çok yakından ilgilendi. Hüsrev Paşa donanmada yetiştirdiği nizamiye taburunu serasker kapısına nakledip burada diğer askerleri birlikte yeni usul tâlim uygulamaya başladı. Bu tâlimler Sultan II. Mahmut önünde de uygulandı ve Padişah tarafından gayet beğenilerek bütün orduya uygulanması emri çıkartıldı. Hüsrev Paşa'nın donanma nizamiye taburunun üniformasının bir kısmı olarak askere başlık olarak kırmızı fes giydirmişti. Bu uygulama yeni ordunun tümü için kabul edildi ve yeni ordunun serpuşu kırmızı fes oldu. Sonradan kırmızı fes siviller arasında da yayıldı; II. Mahmud'un kıyafet reformu ile devlet memurlarına da teşmil edildi.
Bu sırada tepelenmiş olan Yunan isyancıların koruyucu rolünü üzerine alan İngiltere, Fransa ve Rusya Yunanların bağımsızlığını istediler. İngiliz, Fransız ve Rusya gemilerinden kurulu bir filo 20 Ekim 1827'de Navarin Deniz Savaşı'nda Osmanlı ve Mısır donanma güçlerini mağlup edip imha ettiler.
Bu görevde Hüsrev Paşa kariyerinin doruğuna erişmişti. Nüfuzundan ve siyasi gücünden faydalanarak merkezi devlet idaresi olan Babıali'yi sadece kendi adamlarıyla, özelikle kendi yetiştirdiği eski köleleri ile doldurmaya ve orada hoşuna gitmeyenleri teker teker görevlerinden uzaklaştırmaya başladı.
Hüsrev Paşa kurulmakta olan yeni ordunun Rus ordusuna karşı gücünün yetmeyeceğini bilmekte idi. Bu nedenle Hüsrev Paşa Rusya ile savaşa girilmesi aleyhtarı idi ve Rus saldırış gelinceye kadar bir barış siyaseti uygulamayı hükûmete inandırmıştı. Fakat diğer taraftan şahsi gücüne karış olan hereksi siyaset alanından bertaraf etmeyi tercih etmekte idi. Bu nedenle Rusya sınırına orduya komutan serdar olarak Ağa Hüseyin Paşa ile Halil Paşa yanında sadrazam Benderli Mehmed Selim Sırrı Paşa'nın de ikinci ordunun komutanı ve serdar-ı ekrem olarak gönderilmesini sağlandı. İstanbul'da tek nüfuzlu devlet yöneticisi olarak kaldı.
Fakat Osmanlı devleti Rusya filosunun Navarın Muharebesi'ne katılmasını protesto etmek için Rusya'yla yapılmış olan Akkerman Antlaşması'nı iptal etti ve Çanakkale Boğazı'nı Rus gemilerine kapattı. Bunu harbe bahane sayan Rusya, Çar I. Nikolay'ın komutası altında Haziran 1828'de orduları ile Tuna Nehrini geçip Dobruca üzerine yürümeye başladı ve böylece 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ortaya çıktı. Rusya ordusu sonra Şumnu, Varna ve Silistre kalelerini kuşattı. Rus donanmasının Karadeniz filosu desteğiyle 29 Eylül'de Varna Rus ordusuna teslim oldu. Bu kaleyi savunmada Osmanlı ordusunun başarısızlığı Varna cephesi serdar-ı ekremi olan sadrazam Benderli Mehmed Selim Sırrı Paşa'ya atfolundu. 24 Ekim 1828'de Serasker Koca Hüsrev Paşa'nın tavsiyesi ile Sadrazam serdar-ı ekremlikten azledildi ve İstanbul'a döndü. Halbuki sadrazam Hüsrev Paşa'nın Nisan 1827'de serasker olarak tayin edilmesinde önemli rol oynamıştı. Bundan üç ay kadar sonra 24 Ekim 1828'de ise Benderli Mehmed Selim Sırrı Paşa sadrazamlıktan azlettirdi ve yerine Darendeli Topal İzzet Mehmed Paşa'nın sadrazam olmasını sağladı. 28 Ocak 1829'de üç ay beş gün sonra onu da azlettirip kendi yetiştirme eski kölelerinden olan Reşid Mehmed Paşa'yı sadrazam yaptırdı. Sonra Koca Hüsrev Paşa, Rus cephesi seraskeri olan Ağa Hüseyin Paşa'nın azledilmesine önayak oldu.
Koca Hüsrev Paşa İstanbul'da azil ve tayinlerle kendi iktidar gücünü pekiştirmekle uğraşırken, nüvesi olan Asakir-i Mansuriye ordusu olan; daha yeni kurulmakta iken başta Şumnu savunması gibi bazı başarılar gösteren Osmanlı ordusu 1829'da Ruslara karşı büyük yenilgilere uğradı. Rus orduları Balkanlarda Silistre'den başlayarak bütün önemli savunma mevkileri eline geçirmeye başladı. 25.000 kişilik bir Rus ordusu tüm Balkanları geçerek Burgaz ve Sliven'i ele geçirip Ağustos 1829'da Edirne'ye kadar geldi. Doğu'da Ruslar Ahıska, Ardahan, Posof, Erivan, Kars ve Erzurum'u ele geçirdiler.
Koca Hüsrev Paşa, II.Mahmut'a hekimbaşı Behçet Mustafa Efendi dolayısıyla şahsi tavsiyesi olarak barış yapmaktan başka çare kalmadığını bildirdi. İstanbul'da devletin ilerigelenelerini katıldığı bir meşveret meclisi yapıldı. Avrupa Büyük Güçler devletlerini talep etmelerine uygun olarak Yunanistan'a bağımsızlık vererek ve Rusya'ya yüksek harp tazminatı ödeyerek bu savaşın sona erdirilmesine karar verildi.
Bu sırada Edirne'ye kadar bir Rus ordusunun gelmesi İstanbul ahalisini korkutmuştu. Koca Hüsrev Paşa İstanbul halkını silahlandırıp karşı koyma planları hazırlattırıldı ve savaş tutunma karşı yüksek itirazlarda bulunanları "bozguncu" olarak nitelendirip idam ettirip şehirde paniği böylece önlemeye karar verdi. Bu son tedbir İstanbul'da Asakir-i Mansure'ye be Batı adetlerinin Osmanlı ülkesinde yayılmasının baş nedeni olan ve savaşın devam ettirilmesi ile konulan acil vergi olan "İhtisab Rüsmu"'nun konulup tahsil edilmesinin koruyucusu olduğu kabul edilen Koca Hüsrev Paşa'ya karşı ortaya çıkan cereyanların da önlenmesine karşı bir tedbir olduğu kabul edilmekteydi. Bu nedenle halkı silahlandırma tedbirinden vazgeçti. Bu tehlikeli durumda gayet sakin ama enerjik davranan Koca Hüsrev Paşa her gün İstanbul'da kol gezmekte ve halkın herhangi bir protestosunu önlemek için halka gözdağı vermekte idi.
Avrupa "Büyük Güçler" İstanbul elçilerine barsı yapmak için selahiyet verilmişti. Bu şartları tespit etmek için müzakereler Fransa, İngiltere, Rusya elçileri ile Reisülkitap'ın Boğaz'da yalısında yapılmakta idi ve padişahın sadrazam kaymakamına gönderdiği bir hattı ile Koca Hüsrev Paşa bu müzakerelere katılan Osmanlı heyetinde bulunmakta idi. Reis'ül Kitap ve Koca Hüsrev Paşa'nın Ruslara verilmesi kabul edilen yüksek harp tazminatının daha düşük tutulması için gayret gösterdiler; ama bunlar sonuçsuz kaldı. Sonunda 14 Eylül 1829'da Osmanlı Devleti ile Rusya İmparatorluğu arasında Edirne Antlaşması imzalandı ve bu Osmanlı Devleti tarafından Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra imzalanmış şartları en ağır antlaşma oldu.
Bu yetişmezmiş gibi Osmanlı - Mısır ilişkileri de ters gitmeye başladı. "Mısır Sorunu" adı verilen sorunlar ortaya çıktı. 1822'de Girit'teki Yunan isyanın bastırmak için destek sağlayan Mısır donanması ile bu isyanın bastırılması ndan sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşa kendisine vadedilen zaten Suriye valiliğinin verilmemesinden dolayı Babıali'deki Osmanlı hükûmetine kırgın idi. Osmanlı hükûmeti 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı için Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan Mısır ordusundan takviyeler göndermesi isteyince Kavalalı Mehmet Ali aşırı şartlar ve isteklerde bulunarak bu takviyeyi sağlamaktan çekinmişti. 1827'de Mora isyanını bastırmak için Kavalalı Mehmet Ali Paşa kendisine Mora valiliği verilmesi vaadini almıştı. 1828'de Mora'nın bağımsız Yunanistan'a verilmesi üzerine bu valiliğe karşıt bir diğer Osmanlı eyaleti olan Suriye valiliği istemekten geri kalmadı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın genişleme siyasetinden çekinen Osmanlı Hükûmeti bu isteği reddetti. Kavalalı Suriye'yi eline geçirmek bir amaç oldu ve bu bölgeyi ele geçirmek için bahaneler aramaya koyuldu.
İstanbul'da Koca Hüsrev Paşa tavsiyesi ile sadrazam Topal İzzet Mehmed Paşa azledildi ve 28 Ocak 1829'da Reşid Mehmed Paşa sadrazam yapıldı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı ve "Mısır Sorunu"'na çözüm bulmakla görevlendirilmişti. 1831'de Osmanlı Devleti Akka valisi olan Abdullah Paşa bu şehirde bulunan 6.000 fellahin askerlik etmemek nedeni ile Mısır'a kaçtığını ileri sürerek huküne halla Osmanlı Devleti'nin Mısır Valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan bunların geri gönderilmesini istedi. Bu anlaşmazlığı çözmek için ve Suriye'yi eline geçirmek için bir bahane sayan Kavalalı Mehmet Ali Paşa Akka'ya asker gönderdi ve Mısır ordusu kaleyi 3 Kasım 1831'de kuşatmaya aldı.
1831'de Kavalalı Mehmet Paşa oğlu Kavalalı İbrahim Paşa komutası altında Mısır ordusunu Suriye'ye hücuma yolladı. Mısır donanması da İbrahim Yakan Paşa komutasında Yafa'ya çıkartma yaptı ve Kudüs'e yürüyüp bu şehri işgal etti. Mısır ordusu çok geçmeden Filistin ve Lübnan'ın Akdeniz kıyılarını, Akka hariç, fethettiler. Osmanlı valisi Abdullah Paşa komutasında bulunan Akka Mısır güçlerinin kuşatmasına direnmeye başladı. Nisan 1832'de Hüsrev Paşa Ağa Hüseyin Paşa'yı Anadolu serdâr-i ekremliğine tayin ettirdi ve emrine 45.000 kişilik bir ordu verildi. Bundan sonra Mısır ordusuna karşı yapılan her mücadelenin genel hatları İstanbul'da Serasker olan Koca Hüsrev Paşa tarafından planlanıp uygulanamaya koyulmaya başlandı.
Altı ay süren bir kuşatmadan sonra 27 Mayıs 1832'de Akka kalesi Mısır güçleri ellerine gcti. İbrahim Paşa ordusu sonra Şam'ı aldı. 8 Haziran'da Humus'ta bir Osmanlı ordusu ile muharebede galip geldi. 17 Temmuz'da Halep'i ellerine geçirdi. 29 Temmuz 1832'de bir serdar-ı ekrem Ağa Hüseyin Paşa'nın Osmanlı ordusuna karşı Belen Geçidi'nde yapılan muharebede galibiyet elde etti ve 30 Nisan günü Belen Geçidi Mısır ordusu eline geçti. Mısır güçleri Çukurova'ya girdiler; 31 Temmuz'da Tarsus ve Adana' düştü. Burada Mısır ordusu Suriye'yi tümüyle eline geçirdiği için hedefine erişmişti ve İbrahim Paşa Kahire'de olan babası Kavalalı Mehmet Ali Paşa gelecek emirleri beklemek için ordusunun harekâtını durdurdu.
Fakat Hüsrev Paşa yeni bir Osmanlı ordusuna serdar-ı ekrem olarak Sadrazam Resid Mehmet Paşa komutasında Anadolu'ya gönderdi. Çukurova'da bulunan İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusunda bu haber alınınca Mısır ordusu Torosları geçerek Anadolu'ya geçti. İki ordu 21 Aralık 1832'de Konya ovasında Konya Muharebesi'ne giriştiler. Bu muharebe ortasında Osmanlı güçleri serdar-ı ekremi sadrazam Reşid Mehmed Paşa yaralandı. Bu yüzden Mısır kuvvetlerine esir düştü ve komutası altındaki Osmanlı ordusu yenik düştü. Osmanlı ordusundan kalanlar Kütahya'ya çekildiler.
Mısır ordusuna sanki İstanbul yolu açıktı ama ordunun tedarik yolları gittikçe uzamıştı. Osmanlı Devcleti ise Mısır ordusunun tedarik yapınca İstanbul'a ilerlenmesinde korkmakta idi. Buna karşı bir tedbir olarak Büyük Britanya ve Fransa'dan yardım istendi. Ama Fransa Mehmet Ali Paşa'yı desteklemekteydi ve İngiltere Osmanlı'nın içişlerine karışmak istemediğini belirtip beklenen yardım alınamadı. Mart 1833'te Ruslar'dan yardım istendi. 8 Temmuz 1833'te Ruslarla karşılıklı yardımlaşma ve saldırmazlık antlaşması mahiyetindeki Hünkâr İskelesi Antlaşması imzalandı. Rus donanması İstanbul'a gelip Büyükdere'de demir attı. Sultan II. Mahmud Büyükdere'de demir atan Rus donanmasını gezmeye gittiği zaman geceyi Koca Hüsrev Paşa'nın Emirgân'daki yalısında geçirerek kendisine büyük iltifatta bulundu. Rusya'nın bu antlaşmayla kazandığı haklar ve bu antlaşmanın gizli maddeleri Büyük Britanya ve Fransa hükûmetlerini çok kuşkulandırdı. "Büyük Güçler" devletleri olarak doğrudan doğruya Osmanlı Devleti ile ona hala hukuken tabi olan Mısır valisi arasında "dürüst arabulucu" rolü oynamaya başladılar. Kütahya'da yapılan müzakerelerden sonra 14 Mayıs 1833'te Kütahya Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma her iki tarafı da memnun etmemişti.
Mısır ordusu karşısında kendisinin kurup ve hazırladığı Osmanlı ordusunu bozguna uğradığını gören Serasker Koca Hüsrev Paşa bu eksikliği ortadan kaldırmak için çareyi Avrupa'dan askerî öğretmenler ve müşavirler getirmekte buldu. Prusya ordusundan İstanbul'a gelen müşavirler arasında o zaman genç bir subay olan, (sonra Prusya (Alman) ordusunda Mareşal rütbesine erişecek ve 31 yıl Prusya ve Alman genelkurmay başkanı olacak) Helmuth Karl Bernhard von Moltke de bulunuyordu. Moltke 1835-1839 arasında Osmanlı ordusunda öğretmenlik ve müşavirlik yaptı. Bu müşavirlik dönemindeki hatıralarını Moltke Briefe aus der Türkei (Türkiye'den Mektuplar) adı ile yazıp bastırmıştır. Bu kitapta Koca Hüsrev Paşa ile ilgili geniş bilgiler verilmektedir.
Koca Hüsrev Paşa'nın nüfuzu dolayısıyla Osmanlı Devleti protokolünde 1835'ten sonra seraskerlik Şeyhülislam ile aynı mertebede olduğu kabul edildi.
Fakat Haziran 1837'de hiç beklenmedik bir sırada Padişah II. Mahmut nüfuzunu gayet büyük ve parlak olan Koca Hüsrev Paşa'yı seraskerlik görevinden azletti. Bunun Koca Hüsrev Paşa'nın kendisinin yanında küçükten yetiştirdiği ve onun vasıtasıyla Sultan II. Mahmud'un damatları olan Damat Gürcü Halil Rifat Paşa ile Damad Mehmed Said Paşa tarafından hazırlanan entrikalarla planlanıp uygulandığı kabul edilmektedir. Bunlar sonradan Damat Gürcü Halil Rifat Paşa'nın Serasker olması ve Damad Mehmed Said Paşa'nın Hassa ve Mansure Müşirliklerinin birleştirilmesi ile ortaya çıkarılan Anadolu Seraskerliğine getirilmesi ile sonuçlanmıştır. Bu beklenmedik azil herkesi çok şaşırttı.
Koca Hüsrev Paşa'ya Mansure'den 60.000 kuruş emeklilik maaşı bağlandı. Koca Hüsrev Paşa Emirgan'da bulunan sahil yalısında kendini inzivaya çekti.
Fakat Koca Hüsrev Paşa çok geçmeden tekrar devlet idaresine girdi. Kendine şeyh-ül vüzera unvanı verildi. 1838'de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye reisliğine tayin edildi.
II. Mahmud'un ölümü ve Hüsrev Paşa'nın sadrazamlığı
İkinci Osmanlı-Mısır Savaşı'nda 24 Haziran 1839'da Nizip Muharebesinde Osmanlı devletinin yenilme haberini ölüm yatağında alan II. Mahmud, 1 Temmuz 1839'da hayatını kaybetti. II. Mahmut'un cenaze töreni için Köprülü Kütüphanesi önünde beklemekte olan devlet ricali arasında Sadrazam Mehmet Emin Rauf Paşa ve Meclisi Vala reisi olan Koca Hüsrev Paşa da bulunmaktaydı. Koca Hüsrev Paşa tam bu sırada sadrazama yeni padişahın kendini azlettiğini bildirdi ve mühür-ü hümayunun yeni sadrazam olarak kendisine teslimini istedi. Böylece 2 Temmuz 1839'da Koca Hüsrev Mehmed Paşa sadrazam oldu. 2 Temmuz 1839 - 8 Haziran 1840 tarihleri arasında ön bir ay yedi gün sadrazamlik yapmıştır.
Hüsrev Paşa'nın sadrazam oluşu Osmanlı devletinin daha da kötüleştirdi:
- Mısır ordusu tüm Filistin ve Suriye kıyılarını eline geçirdi.
- Osmanlı donanması kaptan-ı deryası olan Ahmet Fevzi Paşa ile Hüsrev Paşa birbirlerine düşmandılar. Donanma ile Ege Denizi sularında seyretmekte olan Ahmet Fevzi Paşa'yı İstanbul'a geri çağırdı. Kaptan-ı derya İstanbul'a vardığında katledileceğinden korktu. Emrindekilere hedefinin haberini vermeden tüm Osmanlı donanmasını Mısır'a yöneltti. Temmuz 1839'da İskenderiye'de demirleyerek tüm donanmayı Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya teslim etti.
- Avrupa Büyük güç (Devlet-i Muazzama) devletleri İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya Osmanlı tarafında ve Fransa Mısır tarafında diplomatik toplantılar sonunda 'da Osmanlı devletine bir ortak nota vererek "Mısır Sorunu"'nun kendilerine danışmadan çözümlenmeye çalışılmamasını istediler.
Osmanlı Devleti hariciye nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa idi. "Mısır Sorunu"'nun çözümü için Avrupa yardımını sağlamak "Büyük Güç" Avrupa devletleri ile görüşmeler yaptı. Bu yardımın sağlanması için Osmanlı devleti hizmetlerinin ıslah edilerek bir reform paketi uygulanması gerektiği ortaya çıktı. Tutucu olan sadrazam Koca Hüsrev Paşa reformlar aleyhinde idi. Mustafa Resid Paşa yeni tahta geçmiş olan genç padişah Abdülmecid'i yeni reformları uygulamaya inandırdı. 3 Kasım 1839'da Koca Mustafa Resid Paşa Gülhane Parkı'nda Tanzimat Fermanı' veya "Gülhane Hatt-ı Şerif-î"'ni okuyarak "Tanzimât-i Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler)" diye anılmaya başlayan reform paketini açıkladı ve Tanzimat Dönemi'ni başlattı. Bu uygulamalar aleyhinde olan Koca Hüsrev Paşa 11 ay 7 gün süren sadrazamlıktan sonra 8 Haziran 1840'ta azledildi ve yerine üçüncü kez Mehmet Emin Rauf Paşa sadrazam oldu.
Sadrazamlıktan sonrası davalar ve sürgünlük
Koca Hüsrev Paşa sadrazamlıktan ayrıldıktan sonra Emirgan'da olan yalısında mecburi olarak ikamete mecbur edildi. Hakkında çeşitli konularda, genellikle rüşvet almak yüzünden, davalar açıldı. Bu davalarda bu çeşitli konularda suçlu bulundu. Ceza kararları bundan sonra devlet işlerinin kendine verilmemesi; vezirlik rütbesinin geri alınması ve iki yıl süre ile Tekirdağ'da iç sürgüne gönderilmesi idi.
Sürgünden dönme ve ikinci seraskerlik dönemi
Koca Hüsrev Paşa 1 yıl Tekirdağ'da iç sürgünde bulunduktan sonra 1841'de (yaklaşık 72 yaşında iken) yaşlılığı nedeni ile Sultan Abdülmecid tarafından affedildi.
30 Aralık 1845'te Sultan Abdülmecid huzurunda yapılan yeni yıl merasime davet edildi. Yaşına hürmeten (yaklaşık 76 yaşında olan) Koca Hüsrev Paşa'ya sadrazamlara verilen bir nisan verildi. Devlet protokolünde sadrazam ve şeyhülislam sırasında durmasına izin verildi. Ocak 1846'da Meclis-i Aliye'ye alındı ve seraskerlik görevi ikinci defa kendine verildi verildi.
Koca Hüsrev Paşa serasker görevine getirilince ilk önce kendinin idare ettiği Sersakerlikte eski serasker yakın taraftarları olduğu bilinen ayıklayıp işten atmaya başladı. Üsküdar'a nakledilmiş buluna Seraskerlik binasını tekrar eskiden kendinin çalıştığı Bayezid'deki eski saraya (günümüzdeki İstanbul Üniversitesi merkez binasına) naklettirdi. Seraskerliği yine Hassa müşirliğiyle birleştirdi. Devlet memurluklarında önemli değişiklikler yapmaya koyuldu. Kendisinin ilk seraskerlikten azledildikten sonra kendisine rüşvet suçu yükleyenlerden intikam almak istemekteydi. Bu nedenle seraskerlikten ayrı kaldığı yıllara ait kamu hesapları çok ayrıntıları ile incelemeye koydurdu. Bu incelemeler sonucunda, özellikle eski rakiplerinin mesul oldukları askerî masraflar hesaplarında epeyce yolsuzluk ortaya çıkarıldı. Bu yolsuzluklar dolayısıyla eski rakiplerini ve taraftarlarını elimine etmekte iken; kendini tutan kişileri devlet içinde önemli mevkilere getirtti. İstanbul muhafızlığı o zamana kadar seraskerliğe bağlı idi. Bu kurum yerine. (günümüzde emniyet genel müdürlüğüne karşıt) zaptiye müşirliği kurumunu kurdurdu.
Temmuz 1846'da Osmanlı devletinin Mısır valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın İstanbul ziyareti sırasında Koca Hüsrev Paşa onunla çok samimi görüşme yaptı.
28 Eylül 1846'da sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa'nın azliyle Koca Mustafa Reşit Paşa sadrazamlığa getirildiği zaman seraskerlik görevleri alındı ve sadece Meclis-i Aliye üyeliği üzerinde kaldı. Fakat İstanbul ilerigelen tutucu çevreleri Hüsrev Paşa'nın yeniden şadârete getirileceği söylentileri ile çalkanmaya başladı Buna hem sadrazam hem de girişilen Tanzimat ıslahatını aksataçağı düşüncesinde olan "Büyük Güçler" Batılı devletleri elçileri tedirgin olmaktaydılar.
Son yıllarını Emirgan'daki sahil konağında geçirdi. 3 Mart 1855'te (yaklaşık 86 yaşında iken) orada hayat gözlerine yumdu. Eyüpsultan'daki Bostan İskelesi'de yaptırdığı külliyesinde bulunan türbesinde gömülmüştür.
Evlatlık yetiştirmesi
Dikkate değer bir özelliği, aralarında sonradan sadrazam olacak İbrahim Ethem Paşa'nın da bulunduğu yüz kadar çocuğu küçük yaşta (kimi zaman köle pazarından) evlatlık alması; onları özel hocalarla kendi evladı gibi yetiştirmesi ve sonra devlet memuru olmalarını sağlamasıdır. Bu eski Türk, Memluklu ve Osmanlı "gulam sistemi"'nin son büyük uygulaması olduğu kabul edilir. Çocukların çoğu ilerleyen yıllarda devlet içinde önemli mevkilere gelmişlerdir. Nitekim, 1827 yılında 27.000 asker sayısına ulaşan yeni Osmanlı ordusunun (kısaca Mansüre Ordusu denilir) subay kadrosu içinde Koca Mehmet Hüsrev Paşa'nın 70-80 kadar evlatlığı çekirdek bir grup oluşturmaktaydı. Himayesinde yetiştirdiklerinden Topal İzzet Paşa Kaptan-ı Derya olmuştur.
Eserleri
Koca Hüsrev Paşa'nın seraskerlik döneminde (günümüzde Kara Harp Okulu'nun başlangıcı olan) Mekteb-i Harbiye'nin II. Mahmud'un fermanı ile 1834 yılında kurulmaya başlandı. Bu eğitim kurumu 1 Temmuz 1835'te Maçka'da padişahın da katıldığı bir törenle eğitim ve öğretime başladı.
Yine seraskerlik döneminde Silistre ve İstanbul'da iki süvari alayı oluşturdu ve bunların eğitimine büyük paralar ve dikkat sarf etti.
Koca Hüsrev Paşa aynı zamanda, bir Tunus-Cezayir yolculuğu esnasında ahalide gördüğü fes giyme adetini Osmanlı Devleti'ne tanıtan ve fesin kabulünü sağlayan kişidir.
Koca Hüsrev Paşa büyük servet sahibi olmuştu ve 1854'te tanzim edilen vakfiyesi göre bu servetinde 1 milyon kuruşluk bir fon ayırarak çeşitli vakıf ve hayır kurumlarına vermişti. Bu fonun faiz gelirinin yaptırdığı hayrat için bakım ve tamir masrafları ve bu hayratlarda görevlilerin maaşlarına harçedilmesi öngörülmüştü.
Bu vakıfların başında İstanbul Eyüpsultan ilçesinin "Merkez Mahallesi" "Bostan İskelesi Sokağı" ile "Boyacı sokağı" üzerinde bulunan şahsi türbesi, tekke, (1015 cilt Osmanlıca kitap ihtiva eden) "Hüsrev Paşa Kütüphanesi" ve bir çeşme'den oluşan "Hüsrev Paşa Külliyesi" gelmektedir. Külliyenin değişik kısımları değişik tarihlerde yapılmıştır. Hüsrev Paşa Kütüphanesi 1839 yılında tamamlanmış; şahsi türbe paşa hayatta iken yapılmış; tekke paşanın şahsi konağının tadilinden sonra ortaya konulmuş olup vakfiyesi 1857/58 tarihinde tescil edilmiş ve çeşme ise 1858/1859'da eklenmiştir.
Çengelköy, Baklalı Köy, Has Köy ve Küçükçekmece'de dört çeşme yaptırmıştır.
Vakfiye faiz gelirinden muhtelif camilerdeki imam, müezzin ve vaizlere, Edirnekapı dışındaki Nakşibendî tekkesi dervişlerine ve bazı kendi kapı halkına maaş bağlanmıştı.
Koca Hüsrev Paşa'nın gönderdiği bazı mektuplar özel sekreteri olan "Çobanzade Halil" tarafından toplanmış ve Muntehabat-Müftide-i Müktatebe adı ile yazma eser olarak yayınlanmıştır
Değerlendirme
Günümüzde gayet önemli biyografi eseri olen Osmanlılar Ansiklopedisi onu şöyle değerlendirmektedir:
Çok ince bir zekaya sahipti. Görenlerin hepsi onun son derece müstehzi ve nüktedan olduğunda söylemekte birleşir. Fakat işgüzar, tedbirli ve cömert vasıflarını da buna eklerlerdi. Yeni Osmanlı ordusununu o kurmuş ve çok değerli kumandanlar yetiştirmiştir.
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w Yayın Kurulu, "Hüsrev Mehmet Paşa (Koca)",(1999), Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.598-599
- ^ a b c d e f g İnalcik, Halil. (ing. çev.: Gibb, H.A.R.) (1979) "Khosraw Paşa Mehmed" The Encyclopaedia of Islam, New Ed., Vol. V, Faşçıcules 79-80, pp. 35 f. "Khosrew Pasha[]". E.J. Brill (Leiden), . (İngilizce)
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o "Filozof-net" websitesi Koca Mehmet Husrevv Pasa hakkinda bilgiler
- ^ Kara Harp Okulu tarihçesi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Erişim: 27/4/2013.
- ^ Hüsrev Paşa Tekkesi hakkında bilgiler ve resimler[]
- ^ Tanman, M.Baha "Hüsrev Paşa Külliyesi" (1999) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa:41-45, İstanbul:TDV Yayınları Online:[1] 28 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Çetin, Attila, "Hüsrev Paşa, Kütüphanesi" (1999) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa:52, İstanbul:TDV Yayınları Online:[./Http://_www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c19/c190037.pdf[] http:// www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c19/c190037.pdf]
- ^ "Hüsrev Paşa Kütüphanesi hakkında bilgiler". 22 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2022.
- ^ Bu yazmanın bir nüshası Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara Kütüphanesi No.1172 sayılı olarak bulunmaktadır
Dış kaynaklar
- Yayın Kurulu, "Hüsrev Mehmet Paşa (Koca)", (1999), Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.598-599
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (6. bas. 1995) Osmanlı Tarihi, III. Cilt 2. Kısım: XVI. Yüzyıl Ortalarından XVI. Yüzyıl Sonuna Kadar, Ankara:Türk Tarih Kurumu s. 382-384
- Buz, Ayhan (2009) " Osmanlı Sadrazamları", İstanbul: Neden Kitap,
- Danışmend, İsmail Hâmi (1971),Osmanlı Devlet Erkâni, İstanbul: Türkiye Yayınevi
Dış bağlantılar
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar), (1996), "Hüsrev Paşa (Koca)", Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları C.II s.274 [2]
- Tektaş, Nazım (2002), Sadrâzamlar Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı, İstanbul:Çatı Yayınevi (Google books: [3]7 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- İnalcık, Halil. "Hüsrev Paşa, Koca" (1999) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa:41-45, İstanbul:TDV Yayınları Online:[4]28 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- İnalcık, Halil. (ing.çev.: Gibb, H.A.R.) (1979) The Encyclopaedia of Islam, New Ed., Vol. V, Fascıcules 79-80, pp. 35 f. "Khosrew Pasha[]". E.J. Brill (Leiden), (İngilizce)
- "Koca-Mehmet-Hüsrev-paşa" maddesi filozof.net websitesi Online:[5]
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Mehmed Emin Rauf Paşa | Osmanlı Sadrazamı 2 Temmuz 1839 - 29 Mayıs 1840 | Sonra gelen: Mehmed Emin Rauf Paşa |
Askerî görevi | ||
Önce gelen: Kara Mehmed Paşa | Kaptan-ı Derya 1823 - 1827 | Sonra gelen: Topal İzzet Paşa |
Önce gelen: Kara Mehmed Paşa | Kaptan-ı Derya 1811 - 1817 | Sonra gelen: Ahmed Paşa |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Koca Husrev Mehmed Pasa 1769 3 Mart 1855 Abdulmecid saltanatinda 2 Temmuz 1839 29 Mayis 1840 tarihleri arasinda on bir ay yedi gun sadrazamlik yapmis Osmanli devlet adamidir Koca Husrev Mehmed Pasa 1811 1818 arasinda ve 1823 1827 donemlerinde kaptan i derya olarak iki donem gorev yapmistir Yeni kurulan Asakiri Mansuriye nin kurucu seraskerligini yapmistir Ayrica basta cok olayli gecen Misir valiligi gibi bircok eyalet valiliginde de bulunmustur Koca Husrev Mehmed PasaOsmanli SadrazamiGorev suresi 2 Temmuz 1839 29 Mayis 1840Hukumdar AbdulmecidYerine geldigi Mehmed Emin Rauf PasaYerine gelen Mehmed Emin Rauf PasaMeclis i Vala yi Ahkam i Adliye ReisiGorev suresi 24 Mart 1838 2 Temmuz 1839Hukumdar II MahmudYerine geldigi Makam kurulduKisisel bilgilerDogum 1769Olum 3 Mart 1855HayatiAbaza asilli oldugu bildirilmektedir Yaklasik 1769 da dogmustur Kucuk yasta kole olarak Istanbul a getirildi ve Cavusbasi Said Efendi nin koleleri arasina alindi Sonra Enderun a kabul edildi ve orada egitim gordu 1789 da III Selim in tahta gecisinden sonra Enderun dan cikis yaparak bascuhadarliga kadar yukseldi Osmanli donanmasinda III Selim doneminde yapilan reformlari gerceklestiren 1792 1803 arasinda kaptan i derya olan Kucuk Huseyin Pasa nin yanina girdi Bir muddet sonra onun muhurdari ve kethudasi oldu Kucuk Huseyin Pasa gibi donanma ve orduda reformlar yapilamasi taraftari oldu ve Nizam i Cedid ordusu kurulmasinda emegi gecti Mart 1801 de Kucuk Huseyin Pasa Osmanli donanmasi ile Ingiliz donanmasi ile birlikte Misir i Fransiz isgalinden kurtarmak icin koordineli harekata gecti Haziran 1801 de yapilan bir anlasmaya gore Fransizlarin isgal etmis olduklari Misir dan cekilmelerinden sonra Misir i tekrar Osmanli idaresi altina almak uzere gonderilmesi icin Osmanli donanmasi komutani olarak Kucuk Huseyin Pasa gorevlendirildi Osmanli donanmasi 6 000 kisilik bir orduyu karaya cikardi Bu ordunun efektif komutanligini Husrev Pasa yuklendi Bir Ingiliz deniz piyade birligi ile birlikte bu Osmanli gucu Resid e gitti Bu mevkii korumakla gorevli olan Fransiz Generral Beliiard ve komutasindaki Fransiz birlikleri teslim oldular Husrev Pasa bu basarisindan dolayi vezirlik rutbesi ile sereflendirildi ve kendine Izmit sancak beyligi verildi Misir valiligi Bundan hemen sonra Husrev Pasa ya Misir Eyalet valiligi gorevi verildi Misir a gelen Ingiliz donanmasinda kolemen asilli Muhammad Bey al Alfi 1751 1807 bulunmakta ve Misir da bir kolemen idaresi kurmaya cabalamakta idi Mayis 1803 te Ingilizler Iskenderiye den ayrilinca Misir da ortaya bir iktidar catismasi cikti Osmanli devleti idaresini kurmak icin Misir Valisi olan Husrev Pasa ve Kaptan i Derya Kucuk Huseyin Pasa ile birlikte Misir da kendilerini imtiyazli olarak goren kolemenleri ortadan kaldirmaya ugrastilar Bircok Kolemen lideri hayatini kaybettiruldu bircogu kacti ve cogu da Ingiliz donanmasina sigindi Fakat Muhammad Bey al Alfi altinda bulunan bir grup Kolemen Asagi Misir ile Yukari Misir arasinda bulunan El Minye de yuvalandilar Misir valisi olan Husrev Pasa vergi toplanmasi aksadigi icin mali problemlerle karsilasti Ingilizler le birlikte Fransizlar a karsi savasirken Avrupa as keri teskilati ve harp usulleri hakkinda bilgi edinme firsati bulmustu ve bunlari uygulamak icin yeni olarak Nizam i Cedid askeri birligi kurmaya buyuk masraflar yapmisti Mali problemler cikip kesintiler yapmasi gerekince bir care olarak Husrev Pasa Misir a getirilen Osmanli askerleri arasinda bulunan basibozuk Arnavut asilli birliklerini tazminat ve ulufe odemeden terhis etmeye karar verdi Misir i ulufe odeyebilecegi Osmanli kapikulu askeri ve yeni Nizam i Cedid askeri ile idare etmeye karar vermek oldu Fakat Arnavut asilli basibozuk birlikler bunu kabul etmediler ve Kahire deki defterdar konagina hucum ettiler Bunun uzerine Vali Husrev Pasa bu Arnavut birliklerine karsi topcular dahil yeni kurulmus Nizam i Cedid birligini gonderip onlari isyanci olarak tenkil etmeye calisti Fakat Arnavutlar uzerine gonderilen Nizam i Cedid askeri birligi basarisiz kaldi Basibazuk Arnavut birliklerinin komutani olan Tahir Pasa birliklerini surlardaki gediklerden gecirerek Kahire kalesine girdi Bu kaledeki bataryalardan Vali Husrev Pasa nin ikametini topa tutmaya basladi Bunun uzerine Husrev Pasa eli altinda bulunan kapikulu birlikleri maiyeti ve haremi ile birlikte Kahire den kacip Dimyat a kacti ve burada bulunan Dimyat kalesini savunma icin hazirlamaya basladi Kahire de bulunan cogu Arnavut basibozuk askerden birliklerin komutani olan Tahir Pasa Vali kaymakamligi gorevine gecti ve Husrev Pasa nin 1 yil 3 ay suren valiligi efektif olarak son buldu Bu valilik gorevinde basarisizligini dis gozlemciler ve hatta kendi maiyet adamlari onu fena kan do kucu ve tedbirsiz idareci olmakla ve cok idaresizlik gostermekle ve halka karsi sert davranmakla tenkit ederler Tahir Pasa Kahire de idareyi ele almakla beraber 20 25 gun icinde vergi hasilatinin gelmemesi uzerine o da eli altinda bulunan birliklere maas odeyemez duruma gecti Bu sefer Tahir Pasa nin emri altinda olan Turk askerler isyana gectiler ve Misir vali konagini yakip yikip talan ettiler ve Tahir Pasa yi hayatini kaybettirdiler Misir daki ordu ikiye bolunmus iken bu sefer uce bolundu Husrev Pasa emri altindaki birlikler Dimyat kalesinde savunmaya cekilmislerdi Kahire etrafinda bulunan ve Dimyat a gitmemis olan Turk asilli birlikler Iskenderiye sancak beyi olan yi Misir valisi olarak kabul ettiler Hemen hepsi Arnavut asilli olan basibozuk birlikleri aralarinda secimle komutaya bu birlikler icinde subaylik yapmis olan Kavalali Mehmet Ali ye getirdiler ve ona baglandilar Bunun yaninda geride kalan Kolemenler de ayri bir grup olusturup Gize de yerlesmislerdi Once Kavalali Mehmet Ali nin Arnavut birlikleri ile Kolemenlerden Ibrahim Bey ve Osman Bey al Bardisi anlastilar Kavalali Mehmet Ali Ahmet Hursit Pasa yi Misir valisi olarak kabul etmeyecegini bildirdi ve Kahire kalesini merkez olarak aldi Ahmet Hursit Pasa Kahire civarina gelip Fransizlarin kaleye cevirdikleri el Zelhir Camii ne uslendi Fakat Kavalali Mehmet Ali Kahire kalesinden cikarak bu mustahkem mevkiiyi kusatti eline gecirdi Ahmet Hursit Pasa ve emrindeki Turk asilli birliklerini esir aldi Bunlardan Tahir Pasa nin olumune neden olanlar idam edildi Bir kisim Turk asillilar Husrev Pasa nin savunma kalesi Dimyat a kacabildiler Burada da Koca Husrev Pasa mali zorluklarla karsilasti ama halktan 90 000 riyal vergi topladi ve du rumunu saglamlastirmaya calisti Kavalali Mehmet Ali Kahire kalesini muttefiki Kolemenlere teslim etti Husrev Pasa nin savunma mevkii sectigi Dimyat kalesi uzerine yurudu Kavalali Mehmet Ali ve Arnavut birlikler Dimyat i ellerine gecirdiler ve talan ettiler Husrev Pasa Abaza kalesine kacmak zorunda kaldi 1803 te bu kale de Kolemen beylerinden Bardisi Bey komutasinda Kolemen birlikleri tarafindan kusatildi Fakat kurtulma imkansiz oldugu icin Husrev Pasa ve emri altinda olan birlikler teslim oldular Husrev Pasa Kahire ye getirdiler Bir aralik Ozbekiye ye kacmayi basardi Fakat Arna vutlar tarafindan yakalanarak tekrar Kolemenler e teslim edildi Kavalali Mehmet Ali 8 ay sonra kolemenler aleyhine dondu Husrev Pasa yi esaretten kurtardi Ozbekiye vali konaginda agirlandi ve serbest birakti Osmanli devleti Iskenderiye Muhafizi Hursid Pasa yi Misir valisi olarak tayin etmistir Husrev Pasa boylece Istanbul a donebildi Sonraki devlet gorevleri Husrev Pasa daha Misir dan ayrilmadan Diyarbakir valiligine tayin edilmisti Bir yil sonra Selanik Valiligi ne tayini cikti Sonra birkac yil Rumeli de 1806 da Bosna valisi 1808 de ikinci defa Sela nik valisi olarak eyalet valiliklerinde bulundu 1806 da baslayan 1806 1812 Osmanli Rus Savasi sirasinda sinirda Silistre valisi idi Bu harbe Varna valiligi ve Varna seraskerligi verilerek sefere gitmekle gorevlendirildi Hazi ran 1810 da 6 000 kisilik talimli muntazam ordusu ile Davudpasa sahrasina cikti ve derhal Varna ya sinira gitti Bu orduyu takviye icin Avrupa usullerine gore yetistirilmis istikham muhendislerini de Istanbul dan istedi Avrupa savas usullerine uygun talimli ordusu ile etmeye calisarak Istanbul dan muhendisler istedi Bu gorevde iken Ruslara karsi savasta gosterdigi basarilar dolayisiyla takdir edildi Bu nedenle 1811 de kaptan i derya gorevine getirildi Bu savasin 28 Mart 1812 de Bukres Antlasmasi ile sona ermesine kadar Karadeniz de Osmanli donanmasina komutanlik yapti Rusya savasi sona erdikten sonra donanma ile Teke ili bolgesinde cikan bir isyani kisa surede bastirdi Bu donemde hamisi durumda olan sadrazam Mehmed Emin Rauf Pasa 6 Ocak 1818 de gorevinden azledildi ve Sultan II Mahmut un bas danismani olan Halet Efendi etkisi ile Koca Husrev Pasa da kaptan i deryalik gorevinden azledildi Subat 1808 de Trabzon valiligine gonderildi Bunun ardindan Anadolu da bir sira degisik eyalet valilikleri yapti 1820 de Erzurum valisi iken Osmanli Iran sinirinda asiretlerin faaliyetleri dolayisiyla Iranlilarla cikabilecek bir savasa karsi hazir olmak icin Sark seraskerligi gorevi verildi Koca Husrev Pasa ya takviye olarak Sivas ve Gumushane den yardimci askeri gucler gonderildi Bu guclerle sinir asiretlerine karsi harekata gecti Ama Bayezid sancagi mutasarrifini azlederek buraya kendi adamlarindan birini tayin etmesi yuzunden Bayezid mutasarrifinin silahla isyan etmesine neden oldu Olaya asiret lerin de katilmasi ile ortalik daha da karisti Bu karisikliktan istifade eden Iran gucler Osmanlilardan direnis gormeden Bitlis ve Ercis i ellerine gecirdiler Bunun sorumlulugu Babiali tarafindan Husrev Pasa nin yetersiz ordu komutanliginda bulundu ve Erzurum valiligi ve Sark seraskerliginden azledildi Kasim 1821 de ikinci kez Trabzon valisi yapildi Bu sirada Mora da Yunan Isyani cikmisti ve Ege Denizi nde butun adalara yayilma tehdidi ortaya cikmisti Huzrev Pasa nin denizcilik tecrubesi ve cesur komutanlik becerisi dolayisiyla 1823 te ikinci kez kaptan i derya gorevine getirildi ve bu gorevde 1827 ye kadar bulundu Mora isyancilarinin Ege adalari ile baglantilarinin kesilmesini basariyla gerceklestirdi Fakat Mora isyanini bastirmak icin Misir dan Kavalali Mehmet Ali Pasa dan yardim istemisti Misir kendi donanmasini Mora ya gonderdigi gibi Mora da serdar olan Resid Pasa emrine 12 000 seckin Avrupa esaslarina gore talimli 12 000 kisilik bir kara ordusu gondermeye karar verdi Bu Misir kara guclerini Mora ya getirmek gorevi Osmanli donanmasi ve kaptan i derya Husrev Pasa ya verildi Iskenderiye donanma ile giden Koca Husrev Pasa yi eski rakibi Kavalali Mehmet Ali Pasa gorunuste gayet iyi karsiladi Osmanli donanmasi Iskenderiye den Misir askeri ve onlarin silah ve muhimmati yukleyerek bunlari Mora ya getirdi Mora isyanina karsi Osmanli ve Misir gucleri ustun duruma geldiler ve isyanci Yunanlari 1825 1826 Missolonghi de kistirip bu kaleyi kusatmaya aldilar Fakat bu kusatma sirasinda Koca Husrev Pasa ile Kavalali Ibrahim Pasa nin arasi acildi Sonunda 10 Nisan 1826 da bu kale de dustu ve Yunan isyani tepelenmis bastirilmis bir goruntusu verdi Fakat Kavalali Ibrahim Pasa ile Husrev Pasa ihtilafi Misir a ersimisti Misir Valisi olan Kavalali Mehmet Pasa padisah II Mahmud a dogrudan dogruya Husrev Pasa nin azledilmesi icin istegi geldi Once II Mahmut buna yanasmadi ise de Kavalali Mehmet Ali Pasa nin israr ve tehditleri altinda Subat 1827 de Husrev Pasa yi Kaptan i Deryalik gorevinden azletmek zorunda kaldi Husrev Pasa Anadolu valiligine tayin edildi ve sahsen padisah hattiyla Canakkale Bogazi nin kendisine Anadolu yakasini koru ma gorevi verildi Birinci seraskerlik donemi II Mahmut Yeniceri Ocagi ni Vaka i Hayriye adi verilen olaylarla 1826 da kaldirmisti Husrev Pasa yillardir askeri reform taraftar olarak bilinmekteydi Kap tan i deryaligi sirada da donanmada bir Fransiz ogretmenin idaresinde Bati usullerine gore bir nizamiye taburu yetistirmisti Bu nedenle Yeniceriler yerine yeniden kurulan duzenli ordu olan Asakir i Mansure i Muhammediye ye gecis surecinde kilit rol oynamak uzere Husrev Pasa Nisan 1827 de Asakir i Mansure i Muhammediye seraskerligine tayin edildi Sultan II Mahmut bu ordunun kurulmasi ve egitimi ile cok yakindan ilgilendi Husrev Pasa donanmada yetistirdigi nizamiye taburunu se rasker kapisina nakledip burada diger askerleri birlikte yeni usul talim uygulamaya basladi Bu talimler Sultan II Mahmut onunde de uygulandi ve Padisah tarafindan gayet begenilerek butun orduya uygulanmasi emri cikartildi Husrev Pasa nin donanma nizamiye taburunun uniformasinin bir kismi olarak askere baslik olarak kirmizi fes giydirmisti Bu uygulama yeni ordunun tumu icin kabul edildi ve yeni ordunun serpusu kirmizi fes oldu Sonradan kirmizi fes siviller arasinda da yayildi II Mahmud un kiyafet reformu ile devlet memurlarina da tesmil edildi Bu sirada tepelenmis olan Yunan isyancilarin koruyucu rolunu uzerine alan Ingiltere Fransa ve Rusya Yunanlarin bagimsizligini istediler Ingiliz Fransiz ve Rusya gemilerinden kurulu bir filo 20 Ekim 1827 de Navarin Deniz Savasi nda Osmanli ve Misir donanma guclerini maglup edip imha ettiler Bu gorevde Husrev Pasa kariyerinin doruguna erismisti Nufuzundan ve siyasi gucunden faydalanarak merkezi devlet idaresi olan Babiali yi sadece kendi adamlariyla ozelikle kendi yetistirdigi eski koleleri ile doldurmaya ve orada hosuna gitmeyenleri teker teker gorevlerinden uzaklastirmaya basladi Husrev Pasa kurulmakta olan yeni ordunun Rus ordusuna karsi gucunun yetmeyecegini bilmekte idi Bu nedenle Husrev Pasa Rusya ile savasa girilmesi aleyhtari idi ve Rus saldiris gelinceye kadar bir baris siyaseti uygulamayi hukumete inandirmisti Fakat diger taraftan sahsi gucune karis olan hereksi siyaset alanindan bertaraf etmeyi tercih etmekte idi Bu nedenle Rusya sinirina orduya komutan serdar olarak Aga Huseyin Pasa ile Halil Pasa yaninda sadrazam Benderli Mehmed Selim Sirri Pasa nin de ikinci ordunun komutani ve serdar i ekrem olarak gonderilmesini saglandi Istanbul da tek nufuzlu devlet yoneticisi olarak kaldi Fakat Osmanli devleti Rusya filosunun Navarin Muharebesi ne katilmasini protesto etmek icin Rusya yla yapilmis olan Akkerman Antlasmasi ni iptal etti ve Canakkale Bogazi ni Rus gemilerine kapatti Bunu harbe bahane sayan Rusya Car I Nikolay in komutasi altinda Haziran 1828 de ordulari ile Tuna Nehrini gecip Dobruca uzerine yurumeye basladi ve boylece 1828 1829 Osmanli Rus Savasi ortaya cikti Rusya ordusu sonra Sumnu Varna ve Silistre kalelerini kusatti Rus donanmasinin Karadeniz filosu destegiyle 29 Eylul de Varna Rus ordusuna teslim oldu Bu kaleyi savunmada Osmanli ordusunun basarisizligi Varna cephesi serdar i ekremi olan sadrazam Benderli Mehmed Selim Sirri Pasa ya atfolundu 24 Ekim 1828 de Serasker Koca Husrev Pasa nin tavsiyesi ile Sadrazam serdar i ekremlikten azledildi ve Istanbul a dondu Halbuki sadrazam Husrev Pasa nin Nisan 1827 de serasker olarak tayin edilmesinde onemli rol oynamisti Bundan uc ay kadar sonra 24 Ekim 1828 de ise Benderli Mehmed Selim Sirri Pasa sadrazamliktan azlettirdi ve yerine Darendeli Topal Izzet Mehmed Pasa nin sadrazam olmasini sagladi 28 Ocak 1829 de uc ay bes gun sonra onu da azlettirip kendi yetistirme eski kolelerinden olan Resid Mehmed Pasa yi sadrazam yaptirdi Sonra Koca Husrev Pasa Rus cephesi seraskeri olan Aga Huseyin Pasa nin azledilmesine onayak oldu Koca Husrev Pasa Istanbul da azil ve tayinlerle kendi iktidar gucunu pekistirmekle ugrasirken nuvesi olan Asakir i Mansuriye ordusu olan daha yeni kurulmakta iken basta Sumnu savunmasi gibi bazi basarilar gosteren Osmanli ordusu 1829 da Ruslara karsi buyuk yenilgilere ugradi Rus ordulari Balkanlarda Silistre den baslayarak butun onemli savunma mevkileri eline gecirmeye basladi 25 000 kisilik bir Rus ordusu tum Balkanlari gecerek Burgaz ve Sliven i ele gecirip Agustos 1829 da Edirne ye kadar geldi Dogu da Ruslar Ahiska Ardahan Posof Erivan Kars ve Erzurum u ele gecirdiler Koca Husrev Pasa II Mahmut a hekimbasi Behcet Mustafa Efendi dolayisiyla sahsi tavsiyesi olarak baris yapmaktan baska care kalmadigini bildirdi Istanbul da devletin ilerigelenelerini katildigi bir mesveret meclisi yapildi Avrupa Buyuk Gucler devletlerini talep etmelerine uygun olarak Yunanistan a bagimsizlik vererek ve Rusya ya yuksek harp tazminati odeyerek bu savasin sona erdirilmesine karar verildi Bu sirada Edirne ye kadar bir Rus ordusunun gelmesi Istanbul ahalisini korkutmustu Koca Husrev Pasa Istanbul halkini silahlandirip karsi koyma planlari hazirlattirildi ve savas tutunma karsi yuksek itirazlarda bulunanlari bozguncu olarak nitelendirip idam ettirip sehirde panigi boylece onlemeye karar verdi Bu son tedbir Istanbul da Asakir i Mansure ye be Bati adetlerinin Osmanli ulkesinde yayilmasinin bas nedeni olan ve savasin devam ettirilmesi ile konulan acil vergi olan Ihtisab Rusmu nun konulup tahsil edilmesinin koruyucusu oldugu kabul edilen Koca Husrev Pasa ya karsi ortaya cikan cereyanlarin da onlenmesine karsi bir tedbir oldugu kabul edilmekteydi Bu nedenle halki silahlandirma tedbirinden vazgecti Bu tehlikeli durumda gayet sakin ama enerjik davranan Koca Husrev Pasa her gun Istanbul da kol gezmekte ve halkin herhangi bir protestosunu onlemek icin halka gozdagi vermekte idi Avrupa Buyuk Gucler Istanbul elcilerine barsi yapmak icin selahiyet verilmisti Bu sartlari tespit etmek icin muzakereler Fransa Ingiltere Rusya elcileri ile Reisulkitap in Bogaz da yalisinda yapilmakta idi ve padisahin sadrazam kaymakamina gonderdigi bir hatti ile Koca Husrev Pasa bu muzakerelere katilan Osmanli heyetinde bulunmakta idi Reis ul Kitap ve Koca Husrev Pasa nin Ruslara verilmesi kabul edilen yuksek harp tazminatinin daha dusuk tutulmasi icin gayret gosterdiler ama bunlar sonucsuz kaldi Sonunda 14 Eylul 1829 da Osmanli Devleti ile Rusya Imparatorlugu arasinda Edirne Antlasmasi imzalandi ve bu Osmanli Devleti tarafindan Kucuk Kaynarca Antlasmasi ndan sonra imzalanmis sartlari en agir antlasma oldu Bu yetismezmis gibi Osmanli Misir iliskileri de ters gitmeye basladi Misir Sorunu adi verilen sorunlar ortaya cikti 1822 de Girit teki Yunan isyanin bastirmak icin destek saglayan Misir donanmasi ile bu isyanin bastirilmasi ndan sonra Kavalali Mehmet Ali Pasa kendisine vadedilen zaten Suriye valiliginin verilmemesinden dolayi Babiali deki Osmanli hukumetine kirgin idi Osmanli hukumeti 1828 1829 Osmanli Rus Savasi icin Kavalali Mehmet Ali Pasa dan Misir ordusundan takviyeler gondermesi isteyince Kavalali Mehmet Ali asiri sartlar ve isteklerde bulunarak bu takviyeyi saglamaktan cekinmisti 1827 de Mora isyanini bastirmak icin Kavalali Mehmet Ali Pasa kendisine Mora valiligi verilmesi vaadini almisti 1828 de Mora nin bagimsiz Yunanistan a verilmesi uzerine bu valilige karsit bir diger Osmanli eyaleti olan Suriye valiligi istemekten geri kalmadi Kavalali Mehmet Ali Pasa nin genisleme siyasetinden cekinen Osmanli Hukumeti bu istegi reddetti Kavalali Suriye yi eline gecirmek bir amac oldu ve bu bolgeyi ele gecirmek icin bahaneler aramaya koyuldu Istanbul da Koca Husrev Pasa tavsiyesi ile sadrazam Topal Izzet Mehmed Pasa azledildi ve 28 Ocak 1829 da Resid Mehmed Pasa sadrazam yapildi ve Kavalali Mehmet Ali Pasa isyani ve Misir Sorunu na cozum bulmakla gorevlendirilmisti 1831 de Osmanli Devleti Akka valisi olan Abdullah Pasa bu sehirde bulunan 6 000 fellahin askerlik etmemek nedeni ile Misir a kactigini ileri surerek hukune halla Osmanli Devleti nin Misir Valisi olan Kavalali Mehmet Ali Pasa dan bunlarin geri gonderilmesini istedi Bu anlasmazligi cozmek icin ve Suriye yi eline gecirmek icin bir bahane sayan Kavalali Mehmet Ali Pasa Akka ya asker gonderdi ve Misir ordusu kaleyi 3 Kasim 1831 de kusatmaya aldi 1831 de Kavalali Mehmet Pasa oglu Kavalali Ibrahim Pasa komutasi altinda Misir ordusunu Suriye ye hucuma yolladi Misir donanmasi da Ibrahim Yakan Pasa komutasinda Yafa ya cikartma yapti ve Kudus e yuruyup bu sehri isgal etti Misir ordusu cok gecmeden Filistin ve Lubnan in Akdeniz kiyilarini Akka haric fethettiler Osmanli valisi Abdullah Pasa komutasinda bulunan Akka Misir guclerinin kusatmasina direnmeye basladi Nisan 1832 de Husrev Pasa Aga Huseyin Pasa yi Anadolu serdar i ekremligine tayin ettirdi ve emrine 45 000 kisilik bir ordu verildi Bundan sonra Misir ordusuna karsi yapilan her mucadelenin genel hatlari Istanbul da Serasker olan Koca Husrev Pasa tarafindan planlanip uygulanamaya koyulmaya baslandi Alti ay suren bir kusatmadan sonra 27 Mayis 1832 de Akka kalesi Misir gucleri ellerine gcti Ibrahim Pasa ordusu sonra Sam i aldi 8 Haziran da Humus ta bir Osmanli ordusu ile muharebede galip geldi 17 Temmuz da Halep i ellerine gecirdi 29 Temmuz 1832 de bir serdar i ekrem Aga Huseyin Pasa nin Osmanli ordusuna karsi Belen Gecidi nde yapilan muharebede galibiyet elde etti ve 30 Nisan gunu Belen Gecidi Misir ordusu eline gecti Misir gucleri Cukurova ya girdiler 31 Temmuz da Tarsus ve Adana dustu Burada Misir ordusu Suriye yi tumuyle eline gecirdigi icin hedefine erismisti ve Ibrahim Pasa Kahire de olan babasi Kavalali Mehmet Ali Pasa gelecek emirleri beklemek icin ordusunun harekatini durdurdu Fakat Husrev Pasa yeni bir Osmanli ordusuna serdar i ekrem olarak Sadrazam Resid Mehmet Pasa komutasinda Anadolu ya gonderdi Cukurova da bulunan Ibrahim Pasa komutasindaki Misir ordusunda bu haber alininca Misir ordusu Toroslari gecerek Anadolu ya gecti Iki ordu 21 Aralik 1832 de Konya ovasinda Konya Muharebesi ne giristiler Bu muharebe ortasinda Osmanli gucleri serdar i ekremi sadrazam Resid Mehmed Pasa yaralandi Bu yuzden Misir kuvvetlerine esir dustu ve komutasi altindaki Osmanli ordusu yenik dustu Osmanli ordusundan kalanlar Kutahya ya cekildiler Misir ordusuna sanki Istanbul yolu acikti ama ordunun tedarik yollari gittikce uzamisti Osmanli Devcleti ise Misir ordusunun tedarik yapinca Istanbul a ilerlenmesinde korkmakta idi Buna karsi bir tedbir olarak Buyuk Britanya ve Fransa dan yardim istendi Ama Fransa Mehmet Ali Pasa yi desteklemekteydi ve Ingiltere Osmanli nin icislerine karismak istemedigini belirtip beklenen yardim alinamadi Mart 1833 te Ruslar dan yardim istendi 8 Temmuz 1833 te Ruslarla karsilikli yardimlasma ve saldirmazlik antlasmasi mahiyetindeki Hunkar Iskelesi Antlasmasi imzalandi Rus donanmasi Istanbul a gelip Buyukdere de demir atti Sultan II Mahmud Buyukdere de demir atan Rus donanmasini gezmeye gittigi zaman geceyi Koca Husrev Pasa nin Emirgan daki yalisinda gecirerek kendisine buyuk iltifatta bulundu Rusya nin bu antlasmayla kazandigi haklar ve bu antlasmanin gizli maddeleri Buyuk Britanya ve Fransa hukumetlerini cok kuskulandirdi Buyuk Gucler devletleri olarak dogrudan dogruya Osmanli Devleti ile ona hala hukuken tabi olan Misir valisi arasinda durust arabulucu rolu oynamaya basladilar Kutahya da yapilan muzakerelerden sonra 14 Mayis 1833 te Kutahya Antlasmasi imzalandi Bu antlasma her iki tarafi da memnun etmemisti Misir ordusu karsisinda kendisinin kurup ve hazirladigi Osmanli ordusunu bozguna ugradigini goren Serasker Koca Husrev Pasa bu eksikligi ortadan kaldirmak icin careyi Avrupa dan as keri ogretmenler ve musavirler getirmekte buldu Prusya ordusundan Istanbul a gelen musavirler arasinda o zaman genc bir subay olan sonra Prusya Alman ordusunda Maresal rutbesine erisecek ve 31 yil Prusya ve Alman genelkurmay baskani olacak Helmuth Karl Bernhard von Moltke de bulunuyordu Moltke 1835 1839 arasinda Osmanli ordusunda ogretmenlik ve musavirlik yapti Bu musavirlik donemindeki hatiralarini Moltke Briefe aus der Turkei Turkiye den Mektuplar adi ile yazip bastirmistir Bu kitapta Koca Husrev Pasa ile ilgili genis bilgiler verilmektedir Koca Husrev Pasa nin nufuzu dolayisiyla Osmanli Devleti protokolunde 1835 ten sonra seraskerlik Seyhulislam ile ayni mertebede oldugu kabul edildi Fakat Haziran 1837 de hic beklenmedik bir sirada Padisah II Mahmut nufuzunu gayet buyuk ve parlak olan Koca Husrev Pasa yi seraskerlik gorevinden azletti Bunun Koca Husrev Pasa nin kendisinin yaninda kucukten yetistirdigi ve onun vasitasiyla Sultan II Mahmud un damatlari olan Damat Gurcu Halil Rifat Pasa ile Damad Mehmed Said Pasa tarafindan hazirlanan entrikalarla planlanip uygulandigi kabul edilmektedir Bunlar sonradan Damat Gurcu Halil Rifat Pasa nin Serasker olmasi ve Damad Mehmed Said Pasa nin Hassa ve Mansure Musirliklerinin birlestirilmesi ile ortaya cikarilan Anadolu Seraskerligine getirilmesi ile sonuclanmistir Bu beklenmedik azil herkesi cok sasirtti Koca Husrev Pasa ya Mansure den 60 000 kurus emeklilik maasi baglandi Koca Husrev Pasa Emirgan da bulunan sahil yalisinda kendini inzivaya cekti Fakat Koca Husrev Pasa cok gecmeden tekrar devlet idaresine girdi Kendine seyh ul vuzera unvani verildi 1838 de Meclis i Vala yi Ahkam i Adliye reisligine tayin edildi II Mahmud un olumu ve Husrev Pasa nin sadrazamligi Ikinci Osmanli Misir Savasi nda 24 Haziran 1839 da Nizip Muharebesinde Osmanli devletinin yenilme haberini olum yataginda alan II Mahmud 1 Temmuz 1839 da hayatini kaybetti II Mahmut un cenaze toreni icin Koprulu Kutuphanesi onunde beklemekte olan devlet ricali arasinda Sadrazam Mehmet Emin Rauf Pasa ve Meclisi Vala reisi olan Koca Husrev Pasa da bulunmaktaydi Koca Husrev Pasa tam bu sirada sadrazama yeni padisahin kendini azlettigini bildirdi ve muhur u humayunun yeni sadrazam olarak kendisine teslimini istedi Boylece 2 Temmuz 1839 da Koca Husrev Mehmed Pasa sadrazam oldu 2 Temmuz 1839 8 Haziran 1840 tarihleri arasinda on bir ay yedi gun sadrazamlik yapmistir Husrev Pasa nin sadrazam olusu Osmanli devletinin daha da kotulestirdi Misir ordusu tum Filistin ve Suriye kiyilarini eline gecirdi Osmanli donanmasi kaptan i deryasi olan Ahmet Fevzi Pasa ile Husrev Pasa birbirlerine dusmandilar Donanma ile Ege Denizi sularinda seyretmekte olan Ahmet Fevzi Pasa yi Istanbul a geri cagirdi Kaptan i derya Istanbul a vardiginda katledileceginden korktu Emrindekilere hedefinin haberini vermeden tum Osmanli donanmasini Misir a yoneltti Temmuz 1839 da Iskenderiye de demirleyerek tum donanmayi Kavalali Mehmet Ali Pasa ya teslim etti Avrupa Buyuk guc Devlet i Muazzama devletleri Ingiltere Rusya Avusturya ve Prusya Osmanli tarafinda ve Fransa Misir tarafinda diplomatik toplantilar sonunda da Osmanli devletine bir ortak nota vererek Misir Sorunu nun kendilerine danismadan cozumlenmeye calisilmamasini istediler Osmanli Devleti hariciye naziri Koca Mustafa Resid Pasa idi Misir Sorunu nun cozumu icin Avrupa yardimini saglamak Buyuk Guc Avrupa devletleri ile gorusmeler yapti Bu yardimin saglanmasi icin Osmanli devleti hizmetlerinin islah edilerek bir reform paketi uygulanmasi gerektigi ortaya cikti Tutucu olan sadrazam Koca Husrev Pasa reformlar aleyhinde idi Mustafa Resid Pasa yeni tahta gecmis olan genc padisah Abdulmecid i yeni reformlari uygulamaya inandirdi 3 Kasim 1839 da Koca Mustafa Resid Pasa Gulhane Parki nda Tanzimat Fermani veya Gulhane Hatt i Serif i ni okuyarak Tanzimat i Hayriye Hayirli Duzenlemeler diye anilmaya baslayan reform paketini acikladi ve Tanzimat Donemi ni baslatti Bu uygulamalar aleyhinde olan Koca Husrev Pasa 11 ay 7 gun suren sadrazamliktan sonra 8 Haziran 1840 ta azledildi ve yerine ucuncu kez Mehmet Emin Rauf Pasa sadrazam oldu Sadrazamliktan sonrasi davalar ve surgunluk Koca Husrev Pasa sadrazamliktan ayrildiktan sonra Emirgan da olan yalisinda mecburi olarak ikamete mecbur edildi Hakkinda cesitli konularda genellikle rusvet almak yuzunden davalar acildi Bu davalarda bu cesitli konularda suclu bulundu Ceza kararlari bundan sonra devlet islerinin kendine verilmemesi vezirlik rutbesinin geri alinmasi ve iki yil sure ile Tekirdag da ic surgune gonderilmesi idi Surgunden donme ve ikinci seraskerlik donemi Koca Husrev Pasa 1 yil Tekirdag da ic surgunde bulunduktan sonra 1841 de yaklasik 72 yasinda iken yasliligi nedeni ile Sultan Abdulmecid tarafindan affedildi 30 Aralik 1845 te Sultan Abdulmecid huzurunda yapilan yeni yil merasime davet edildi Yasina hurmeten yaklasik 76 yasinda olan Koca Husrev Pasa ya sadrazamlara verilen bir nisan verildi Devlet protokolunde sadrazam ve seyhulislam sirasinda durmasina izin verildi Ocak 1846 da Meclis i Aliye ye alindi ve seraskerlik gorevi ikinci defa kendine verildi verildi Koca Husrev Pasa serasker gorevine getirilince ilk once kendinin idare ettigi Sersakerlikte es ki serasker yakin taraftarlari oldugu bilinen ayiklayip isten atmaya basladi Uskudar a nakledilmis buluna Seraskerlik binasini tekrar eskiden kendinin calistigi Bayezid deki eski saraya gunumuzdeki Istanbul Universitesi merkez binasina nak lettirdi Seraskerligi yine Hassa musirligiyle birlestirdi Devlet memurluklarinda onemli degisiklikler yapmaya koyuldu Kendisinin ilk seraskerlikten azledildikten sonra kendisine rusvet sucu yukleyenlerden intikam almak istemekteydi Bu nedenle seraskerlikten ayri kaldigi yillara ait kamu hesaplari cok ayrintilari ile incelemeye koydurdu Bu incelemeler sonucunda ozellikle eski rakiplerinin mesul olduklari askeri masraflar hesaplarinda epeyce yolsuzluk ortaya cikarildi Bu yolsuzluklar dolayisiyla eski rakiplerini ve taraftarlarini elimine etmekte iken kendini tutan kisileri devlet icinde onemli mevkilere getirtti Istanbul muhafizligi o zamana kadar seraskerlige bagli idi Bu kurum yerine gunumuzde emniyet genel mudurlugune karsit zaptiye musirligi kurumunu kurdurdu Temmuz 1846 da Osmanli devletinin Misir valisi olan Kavalali Mehmet Ali Pasa nin Istanbul ziyareti sirasinda Koca Husrev Pasa onunla cok samimi gorusme yapti 28 Eylul 1846 da sadrazam Mehmed Emin Rauf Pasa nin azliyle Koca Mustafa Resit Pasa sadrazamliga getirildigi zaman seraskerlik gorevleri alindi ve sadece Meclis i Aliye uyeligi uzerinde kaldi Fakat Istanbul ilerigelen tutucu cevreleri Husrev Pasa nin yeniden sadarete getirilecegi soylentileri ile calkanmaya basladi Buna hem sadrazam hem de girisilen Tanzimat islahatini aksata cagi dusuncesinde olan Buyuk Gucler Batili devletleri elcileri tedirgin olmaktaydilar Son yillarini Emirgan daki sahil konaginda gecirdi 3 Mart 1855 te yaklasik 86 yasinda iken orada hayat gozlerine yumdu Eyupsultan daki Bostan Iskelesi de yaptirdigi kulliyesinde bulunan turbesinde gomulmustur Evlatlik yetistirmesiDikkate deger bir ozelligi aralarinda sonradan sadrazam olacak Ibrahim Ethem Pasa nin da bulundugu yuz kadar cocugu kucuk yasta kimi zaman kole pazarindan evlatlik almasi onlari ozel hocalarla kendi evladi gibi yetistirmesi ve sonra devlet memuru olmalarini saglamasidir Bu eski Turk Memluklu ve Osmanli gulam sistemi nin son buyuk uygulamasi oldugu kabul edilir Cocuklarin cogu ilerleyen yillarda devlet icinde onemli mevkilere gelmislerdir Nitekim 1827 yilinda 27 000 asker sayisina ulasan yeni Osmanli ordusunun kisaca Mansure Ordusu denilir subay kadrosu icinde Koca Mehmet Husrev Pasa nin 70 80 kadar evlatligi cekirdek bir grup olusturmaktaydi Himayesinde yetistirdiklerinden Topal Izzet Pasa Kaptan i Derya olmustur EserleriKoca Husrev Pasa nin seraskerlik doneminde gunumuzde Kara Harp Okulu nun baslangici olan Mekteb i Harbiye nin II Mahmud un fermani ile 1834 yilinda kurulmaya baslandi Bu egitim kurumu 1 Temmuz 1835 te Macka da padisahin da katildigi bir torenle egitim ve ogretime basladi Yine seraskerlik doneminde Silistre ve Istanbul da iki suvari alayi olusturdu ve bunlarin egitimine buyuk paralar ve dikkat sarf etti Koca Husrev Pasa ayni zamanda bir Tunus Cezayir yolculugu esnasinda ahalide gordugu fes giyme adetini Osmanli Devleti ne tanitan ve fesin kabulunu saglayan kisidir Koca Husrev Pasa buyuk servet sahibi olmustu ve 1854 te tanzim edilen vakfiyesi gore bu servetinde 1 milyon kurusluk bir fon ayirarak cesitli vakif ve hayir kurumlarina vermisti Bu fonun faiz gelirinin yaptirdigi hayrat icin bakim ve tamir masraflari ve bu hayratlarda gorevlilerin maaslarina harcedilmesi ongorulmustu Bu vakiflarin basinda Istanbul Eyupsultan ilcesinin Merkez Mahallesi Bostan Iskelesi Sokagi ile Boyaci sokagi uzerinde bulunan sahsi turbesi tekke 1015 cilt Osmanlica kitap ihtiva eden Husrev Pasa Kutuphanesi ve bir cesme den olusan Husrev Pasa Kulliyesi gelmektedir Kulliyenin degisik kisimlari degisik tarihlerde yapilmistir Husrev Pasa Kutuphanesi 1839 yilinda tamamlanmis sahsi turbe pasa hayatta iken yapilmis tekke pasanin sahsi konaginin tadilinden sonra ortaya konulmus olup vakfiyesi 1857 58 tarihinde tescil edilmis ve cesme ise 1858 1859 da eklenmistir Cengelkoy Baklali Koy Has Koy ve Kucukcekmece de dort cesme yaptirmistir Vakfiye faiz gelirinden muhtelif camilerdeki imam muezzin ve vaizlere Edirnekapi disindaki Naksibendi tekkesi dervislerine ve bazi kendi ka pi halkina maas baglanmisti Koca Husrev Pasa nin gonderdigi bazi mektuplar ozel sekreteri olan Cobanzade Halil tarafindan toplanmis ve Muntehabat Muftide i Muktatebe adi ile yazma eser olarak yayinlanmistirDegerlendirmeGunumuzde gayet onemli biyografi eseri olen Osmanlilar Ansiklopedisi onu soyle degerlendirmektedir Cok ince bir zekaya sahipti Gorenlerin hepsi onun son derece mustehzi ve nuktedan oldugunda soylemekte birlesir Fakat isguzar tedbirli ve comert vasiflarini da buna eklerlerdi Yeni Osmanli ordusununu o kurmus ve cok degerli kumandanlar yetistirmistir Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w Yayin Kurulu Husrev Mehmet Pasa Koca 1999 Yasamlari ve Yapitlariyla Osmanlilar Ansiklopedisi Istanbul Yapi Kredi Kultur Sanat Yayincilik A S C 2 s 598 599 ISBN 975 08 0072 9 a b c d e f g Inalcik Halil ing cev Gibb H A R 1979 Khosraw Pasa Mehmed The Encyclopaedia of Islam New Ed Vol V Fascicules 79 80 pp 35 f Khosrew Pasha olu kirik baglanti E J Brill Leiden Ingilizce a b c d e f g h i j k l m n o Filozof net websitesi Koca Mehmet Husrevv Pasa hakkinda bilgiler Kara Harp Okulu tarihcesi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erisim 27 4 2013 Husrev Pasa Tekkesi hakkinda bilgiler ve resimler olu kirik baglanti Tanman M Baha Husrev Pasa Kulliyesi 1999 Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa 41 45 Istanbul TDV Yayinlari ISBN 975 954 800 3 Online 1 28 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cetin Attila Husrev Pasa Kutuphanesi 1999 Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa 52 Istanbul TDV Yayinlari ISBN 975 954 800 3 Online Http www islamansiklopedisi info dia pdf c19 c190037 pdf olu kirik baglanti http www islamansiklopedisi info dia pdf c19 c190037 pdf Husrev Pasa Kutuphanesi hakkinda bilgiler 22 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2022 Bu yazmanin bir nushasi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Ankara Kutuphanesi No 1172 sayili olarak bulunmaktadirDis kaynaklarYayin Kurulu Husrev Mehmet Pasa Koca 1999 Yasamlari ve Yapitlariyla Osmanlilar Ansiklopedisi Istanbul Yapi Kredi Kultur Sanat Yayincilik A S C 2 s 598 599 ISBN 975 08 0072 9 Uzuncarsili Ismail Hakki 6 bas 1995 Osmanli Tarihi III Cilt 2 Kisim XVI Yuzyil Ortalarindan XVI Yuzyil Sonuna Kadar Ankara Turk Tarih Kurumu ISBN 975 16 0014 6 s 382 384 Buz Ayhan 2009 Osmanli Sadrazamlari Istanbul Neden Kitap ISBN 978 975 254 278 5 Danismend Ismail Hami 1971 Osmanli Devlet Erkani Istanbul Turkiye YayineviDis baglantilarMehmed Sureyya haz Nuri Akbayar 1996 Husrev Pasa Koca Sicill i Osmani Istanbul Tarih Vakfi Yurt Yayinlari ISBN 975 333 0383 C II s 274 2 Tektas Nazim 2002 Sadrazamlar Osmanli da Ikinci Adam Saltanati Istanbul Cati Yayinevi Google books 3 7 Aralik 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Inalcik Halil Husrev Pasa Koca 1999 Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 19 Sayfa 41 45 Istanbul TDV Yayinlari ISBN 975 954 800 3 Online 4 28 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Inalcik Halil ing cev Gibb H A R 1979 The Encyclopaedia of Islam New Ed Vol V Fascicules 79 80 pp 35 f Khosrew Pasha olu kirik baglanti E J Brill Leiden Ingilizce Koca Mehmet Husrev pasa maddesi filozof net websitesi Online 5 Siyasi goreviOnce gelen Mehmed Emin Rauf Pasa Osmanli Sadrazami 2 Temmuz 1839 29 Mayis 1840 Sonra gelen Mehmed Emin Rauf PasaAskeri goreviOnce gelen Kara Mehmed Pasa Kaptan i Derya 1823 1827 Sonra gelen Topal Izzet PasaOnce gelen Kara Mehmed Pasa Kaptan i Derya 1811 1817 Sonra gelen Ahmed Pasa