Hinduizm (Sanātana Dharma - सनातन धर्म, "Ezeli-Ebedi Töre" veya Vaidika-Dharma - वैदिक धर्म, "Vedik Töre"), çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır.Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.
Hinduizm'in sembolü | |
Tür | Hayat felsefesi |
---|---|
Milliyet | Çoğunlukla Hintler |
Sınıflandırma | Dharmik Dinler |
Aktif saha | Hindistan Bangladeş Nepal |
Kutsal metin | Upanişad Bhagavat Gita |
Tanrı | Yüce Tanrı (İşvara/Bhagavan) |
İbadet yeri | Manastır |
Kutsal yerler | Ganj Nehri |
Kuruluş | MÖ 500 ile MS 300 arası |
Kuruluş yeri | Hindistan |
Kurucu | Bilinmemektedir |
Takipçi | 1.2-1.35 milyar |
Hinduizm, tapınılan birçok Deva'ya sahipken; tüm varoluşun Mutlak Varlık (Parabrahman) ve Nihai Benlik (Paramātman) olarak nitelendirilen Yüce Tanrı'dan kaynaklanıp O'na dayandığı görüşüne sahiptir. Hinduizm'de farklı mezheplerce farklı suretlere Yüce Tanrı denilmişse de, Hinduların mezhep fark etmeksizin geneli İşvara'nın Yüce Tanrı olduğunu kabul eder. Hinduizm'in ana ekolü olan Vaişnavizm'de Krişna/Vişnu İşvara'dır, ardından gelen Şaivizm ve Şaktizm'de sırasıyla Şiva ve Şakta/Devi İşvara olarak kabul edilir. Yüce Tanrı ayrıca Bhagavan ve Svayam Bhagavan kavramlarıyla da anılır ve bu terimler genellikle Krişna ve Vişnu'ya işaret eder.
Hinduizm'in Kökeni, adından da aldığı gibi Hindistan’a dayanır. Bu dine mensup kişilere Hindu, Dharmi veya Sanatan denir. Hindular, dinlerini varoluşsal hakikat ve bu varoluşsal hakikatten doğan yaşam tarzı ve yolu olarak benimserler. Hinduizm'in en eski klâsik metinleri Vedalar'dır.
Tarihçe
Hinduizm, sonradan gelişen bir kavramdır. İlk zamanlarında Hindistan'ın farklı bölgelerinden, Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist veya Jain olmayan kişilerin bir araya gelmesiyle oluşan bir grup olarak başladı; ancak zaman içinde hızla gelişti. 19. yüzyılın ilk yarısında İngilizce konuşulan ülkelerde bu kavram bir kimlik kazandı ve Hindutva’nın (Hindu köktenci hareketi) gelişimiyle bir ideoloji olarak anılmaya başlandı. Bunlardan farklı olarak Hint Anayasası'nda Hinduizm; Jainizm, Budizm ve Sihizm’i içeren bir tanım olarak belirtilir.
Hinduizm batınî, yani ezoterik bir dindir. Bu inançta kişi, benliğine içkin olan mutlak hakikati kişisel olarak tecrübe eder, bu tecrübede birey; kendinin, sonsuz farklı ruhun ve Tanrı'nın birlik halinde olduğu idrakına sahip olur. Hinduizm'in başlangıcı belli değildir ve kayıtlı tarihten öncesine kadar uzanır. Hinduizm, M.Ö. 1500'lerde Veda'ların yazıya geçirilmesinden çok daha önce de mevcuttu. M.Ö. 3000 yıllarında Pre-Harappa ve Harappa dönemlerinde İndus uygarlığında görülen bir inançlar bütünüydü. Bu dönemden kalma çeşitli Şiva heykel kalıntıları bulunmuştur. Tek tanrılı dinlerde görüldüğü gibi bir peygamber ya da kutsal kitap anlayışı yoktur.
Genel bakış
Hindular, yaşam ve ölümün sürekli birbirini izlediğine, yani reenkarnasyona inanır. Din öğretmenleri “Guru”lar, onların inançlarında büyük önem taşırlar. Tanrıbilimleri ve felsefeleri bütünüyle ayrı olsa bile Hindular birlikte dua eder ve birlikte kutlama yaparlar. “Çeşitlilik içinde birlik” Çağdaş Hinduizm'de sıklıkla kullanılan bir kavramdır.
Hinduizmde en önemli ilke dharmadır. Dharma, insanların toplumsal ve dinsel konumlarının gereği davranış biçimlerinden dinsel uygulama tarzlarına kadar uzanan ilkeler bütününe işaret eden bir kavramdır. En üstte bulunan gerçekliğe tapar ve bütün insanların gerçeği fark edeceğini belirtir. Hinduizmin çoğu mezhebine ve inanışına göre sonsuz bir cehennem ve lanetlenme diye bir şey yoktur. Yalnız, M.S. 1300 yıllarında 'nın kurmuş olduğu Vaişnavizm'in Dvaita inanışına göre sonsuz lanetlenme olgusu vardır. Madhva ruhları üçe bölmüştür:
- Mokşa'ya ulaşabilecek ruhlar (Mukti-yogyas),
- Sonsuza dek doğum ölüm döngüsünde kalacak olan ruhlar (Nitya-samsarins),
- Sonsuza kadar lanetlenecek acı çekecek ve sonsuz cehenneme gidecek olan ruhlar (Tamo-Yogyas).
Hinduizm, tüm varlıkları biricik kaynağın açılımları kabul eden tekçi bakış açısından, ikiciliğe, Orta Doğu dinlerindeki gibi yüce bir Tanrı'ya dayalı deizmden, çok tanrıcılığa bütün ruhsal yolları kabul eder ve geçerli sayar.
Her varlık kendi yolunu seçmekte özgürdür; bunu ister duayla, ister içine kapanmayla, ister dalınçla yapar, isterse özverili davranışlarla. Tapınaklarda tapınmaya, kutsal metinlere ve guru disiplini geleneğine önem verir. Dinsel bayramlar, haç, kutsal ilahiler ve evlerde tapınak uygulanan geleneklerdir.
Hindu yolunu sevgi, şiddetten kaçınma, iyi davranışlar ve doğruluk yasası tanımlar. Bütün karmalar temizlenene, Tanrı ayırt edene dek her varlık yeniden bedenlenir. Muhteşem kutsal tapınakların, Hindu evindeki huzur dolu dindarlığın, doğaötesi, yoga ve bilimin önemi büyüktür.
Hinduizmde, ilk kez M.Ö. 800'lü yıllarda Brihadaranyaka Upanişad'ta ayrıntılı olarak açıklanan karma ve reenkarnasyon inançları bulunmaktadır.
Kişinin hayatında yaptığı, düşündüğü, duyumsadığı tüm olgular ve ussal nitelikler, kişinin gelecekteki hayatını ve bütün kişilik özelliklerini, alınyazısımı biçimlendirir, başka bir deyişle Hinduizme göre kişi, farkında olarak veya olmayarak kendi yazgısını yaratmaktadır, Tanrı bu yazgıya "kötü" bir etki bırakacak bir şekilde karışmaz, yani kişinin hayatında başına gelen kötü olayların hiçbirinin arkasında "Tanrı" yoktur ancak eğer kişi Tanrı'ya derin ve içten dua ederse Tanrı, kişinin karmasına iyi etki edebilir.
Yüksek çakralarda bulunan akaşik bellek, kişinin dünya hayatında, göksel boyutlarda ve diğer varoluş biçimlerinde yaptıklarını, düşündüklerini, ussal özelliklerini, ruh etkilemeleri biçiminde bir nevi "kayıt" etmektedir.
İnançlar
Hinduizmin kabul ettiği inançlar genel olarak şunlardır:
- Vedalar (Samhitalar, , ve Upanişadlar) Tanrı sözüdür, ileri düzey ruhsal varlıklar olan vahiy yoluyla gelmiştir.
- Aşkın ve içkin olan her yerde var olan, hem yaratıcı hem de yaratılışın kendisi olan ve pek çok biçimde belirebilen, ayrı biçimlerde adlandırılan, her şeyi, bütün canlıları ve evreni kapsayan, bütün canlıların yüreğinde "üst ruh" olarak var olan tek Tanrı.
- Evrenin sürekli bir, oluşma, korunma ve yok ediliş devrelerinden geçtiği, sonsuz olduğu.
- Bütün canlıların yaptıkları, düşündükleri ve duyumsadıklarıyla kendi yazgısını yaratmaları, karma/etki tepki yasası.
- Bütün canlıların, ruhsal evrimlerini tamamlayıp Mokşa'ya ulaşıncaya dek yeniden bedenlendikleri -reenkarnasyon inancı.
- Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri -zararsızlık (ahimsa) ilkesi.
- Sadece, tek bir dinin geçerli olmadığı, bütün dinlerin Tanrı'ya ulaşmada çeşitli yollar olarak kabul edilmeleri gerektiği.
Karma çeşitleri
Hinduizme göre insanın yaşamında başına gelen kötülükler ve yıkımların Tanrı ile ilgisi yoktur, Tanrı asla hiçbir şekilde kötülüğe ve yıkıma neden olmaz. Tanrı, doğa yasalarını yaratması gibi, karma yasasını da var etmiştir, böylece kişi, kaderini kendisi yazmaktadır ancak "sevgi" olan Tanrı, eğer derin bir şekilde istenirse insanların karmalarına iyi etkiye neden olacak bir biçimde karışabilir. Hinduizmde Karma üç çeşittir:
Prarabdha Karma, karmanın değiştirilemez bölümüdür, dolayısıyla bir "sonuç"tur ve yaşanmak, katlanılmak zorundadır. Ok atanın attığı oka benzer: ok yaydan çıkmış ve okçunun artık elden çıkan ve "yazgısını yaşayacak" olan ok üzerinde yapabileceği bir şey yoktur. Tek yapacağı "Kriyamana Karma"yı, yani var olan durumunun karmasını en iyi şekilde yapıp yeni okunu en iyi şekilde kullanmaktır.
Kişi bütün karmaları temizleninceye ve ruh evrimini tamamlayıncaya dek doğum ölüm döngüsünde (samsara) kalır, artık öğrenilecek, geliştirilecek bir şey kalmayınca Mokşa adı verilen kurtuluşa ulaşılır ve artık yeniden doğum, samsara son bulur.
Hinduizm’in yayılması
Hinduizm, günümüzde Hindistan, Nepal, Bangladeş, Sri Lanka, Bali ve hatta Mauritus, Güney Afrika, Fiji, Singapur, Malezya, Surinam, Trinidad ve Tobago’da ve ayrıca, özellikle İngiltere olmak üzere Avrupa'da yayılmaktadır. Bu yayılma, 19. ve 20. yüzyıllarda Hint tüccar ve işçilerin büyük bölümünün göç etmesiyle gerçekleşti. Sonraki yayılma ise, son on yıllık sürede Hint yabancı işçilerin Basra Körfezi’ne göç etmesiyle gerçekleşti.
Veda dönemi
Max Müller tarafından ortaya atılan bir teoriye göre, M.Ö. 2000 yılında, İndus Vadisi Uygarlığının sona ermesinden sonra Kuzey Hindistan’dan gelen Aryan Kabilesi o dönemden sonraki kültürleri önemli ölçüde etkiledi. Bâzı Hint tarihçilerine göre Aryanlar yerleşik kabile olsalardı günümüze kadar egemenliklerini sürdürürlerdi.
Bulunan en eski Hint yazıları Rigveda, Sama, Yajurveda ve bâzı astronomik metinleri de içeren Atharvaveda’dır. Bu en eski Hint yazılarının hangi tarihte yazıldığına ilişkin kesin bilgiler yoktur. Bu yazılar, hayvan ve bitkilerin kurban edildiği eski dinî yaşam biçimi, abdest şekilleri, ilahiler ve tanrılar hakkında belirli bilgiler verir. O zamanlarda henüz ana tanrılardan sayılmayan Vişnu, Brahma ve Saraswati Tanrılarına günümüz Hinduizm’inde tapılmaktadır.
- Rigveda; Tanrıları övmek ve onlara seslenmek için söylenen ilahilerden oluşur. Rigveda Vedalar arasında en eski ve en önemli olanıdır. Diğer üç Veda’da, Rigveda’nın içeriğinden birçok alıntı vardır.
- Sama; kurban ayini sırasında çalınan şarkılardan oluşur.
- Yajurveda; bu kurban ayinleri sırasında okunan şiirlerden oluşur.
- Atharveda; kurban töreni sırasında, yapılan hataların affedilmesi amacıyla edilen dualar gibi, düşmanları yok etmek, hastalıklardan uzak kalmak için söylenen ağıt ve yakarışlardan oluşur.
Eski Vedik dininde tapınak ya da tanrının resmedilmesi geleneği yoktu. Tanrılara, kurbanların yakılmasıyla tapılırdı. Kutsal soma suyu, Ghi (tereyağı), süt, ekmek ve bazen de hayvan eti kurban edilirdi. Hinduizm; eski Hint dinlerinin ve muhtemelen kuzeyden göç eden Aryanların dininin farklı sistemlerinin bir araya gelmesidir. Tarihi karanlıkta kalmış, Hindistan’a ilk yerleşen insanların büyük bir kısmı, zaman içinde güneye doğru yerleşmiştir. Lingam kültü, kutsal hayvanlar ve tanrıçalara tapma gibi unsurlar bu kültüre aittir.
Tarihi kesin olmamakla birlikte M.Ö. yaklaşık 1200 yıllarında Rigveda‘da Aryanların aksine Tanrıların kendilerine özgü doğa güçlerinin olduğu belirtilmiş ve yazılarda altın, savaş ve tanrının özüne dair konulardan bahsedilmiştir. "Hakikat olana, bilgeler birçok isim takar, ona Agni, Yama Matarishvan derler" (Rigveda 1.164.46)
Upanişad dönemi
M.Ö. 800'lü yıllarda Brahman kast sistemi, Hinduizm’in bir sonraki gelişim aşamasını önemli ölçüde etkilemiştir. M.Ö. 700–500 arasında olduğu düşünülen bu yeni düzen Upanişad dönemiyle başlamıştır. Kast sistemi, Brahmanlar ve Aranyakaslarda da söz konusu olmuş ve Upanişad felsefesiyle tamamen hayata geçmiştir. Bu üç sınıf da (Brahman-Aranyakas ve Upanişad) Hint geleneklerini devam ettirmiştir; fakat buna rağmen bu sınıflar arasında geçişken sınırlar vardır.
Brahmanlar; karmaşık kurban teolojisi geliştirirken Aranyakaslar, yerleşim yerlerinin uzağındaki gizli öğretileri inceleyen Orman Kitabı’nı ele almışlardır. Upanişadlar ise mistik (esrarlı) olayları incelemiştir. Reenkarnasyon, yoga ve karma konularıyla ilgili yüzyıldan uzun süren 250 yazıyı bir araya getirip özellikle 13 Vedikli Upanişadlar, sonraki Hinduizm’in temelini oluşturmuşlardır.
Klâsik dönem
Upanişad döneminin sona ermesi bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Hindoloji’de Brahmanizm, sonraki zamanlarda Hinduizm olarak adlandırılmıştır. Muhtemelen M.Ö. 500 yılından itibaren Hinduizm geleneği bugünkü asıl şeklini almıştır. Hinduizm geleneğinin dili, Hint-Avrupa dil ailesinden Sanskritçedir. Ana Tanrıları Brahma, Vişnu ve Şiva’dır. Onların adına tapınaklar, heykeller yapmış, törenler, ayinler düzenlemişlerdir.
M.Ö. 200-M.S. 400 yıllarındaki destanlarda, Hindu inancına göre Vişnu tanrısının, Krişna ve Rama olarak insan bedenine girdiği yazılmaktadır. Marayana ve Mahabharata o döneme ait, hâlâ yaygın olarak okunan şiirlerdir. Mahabharata’nın en önemli kısmı didaktik şiir olan Bhagavadgita’dır. Bu dönemde ayrıca çeşitli dinlerin şekilleri oluşmuş, Şaktizm, Shaivism ve Vaishnavism gibi tek tanrılara tapılmıştır. Brahman öğretisi ise Dharma Sutra ve Dharma Shastra içinde derlenmiştir.
400 ve 1000'li yılları takiben birçok tarihçi ve Puranalar mitolojik ve öğretici yazıları sınıflandırmışlardır. Bu dönem ayrıca Tantrik geleneklerinin başladığı zamandır.
İlk Hindu kuralları 8. yüzyılda filozof tarafından düzenlenmiştir.
İslamın etkileri
711 yılından itibaren Sind’in Müslüman orduları tarafından fethedilmesiyle Hindistan’da İslam varlığının etkisi görülmüştür. Gazneliler Hanedanlığından önce duraklama dönemi yaşayan bu ülke, 11. yüzyılın sonunda Gazneliler tarafından Panjab’a kadar genişletilmiş, Muhammed Ghuri ve eski Delhi sultanlarının da etkisiyle Kuzey Hindistan’ın büyük bir bölümü ele geçirilmiştir.
Bu bağlamda Hindistan’ın işgal edildiğini söylemek çok doğru değildir; çünkü Müslümanlarla olan bu ilişkinin temelinde, 19. yüzyıl İngiliz sömürgeciliğine karşı olmaları ve sömürgecilik zamanından önce de bu ülkenin çıkarlarını korumaları yatmaktadır. Aslında Hindistan ve Ganj bölgeleriyle, Budizm’in eski merkezlerinden Afganistan ile Orta Asya arasında yüzyıllardır kurulmuş bir ilişki vardır.
Fakat buna rağmen Müslüman ve Hinduların o zamanki önyargıyla yazılmış (tek taraflı) tarih kitaplarına baktığımızda farklı hükümdarların kendi menfaatlerinin peşinde olup Müslüman ve Hindular arasında derin ve amansız bir düşmanlığın olduğu belgelenmiştir.
Son olarak Kuzey Hindistan’daki mevcut siyasi çekişmelere rağmen, önemli olan oradaki yerel kültürlerin birçok alanda zenginleşmesidir. Örneğin; mimari, edebiyat ve görsel sanatlar, siyaset bilimi ve yönetimi, aynı zamanda dinî alanlardaki etkileşimler bu kültürel zenginliğin örnekleridir. Ayrıca, Panjab’da, kuzey ve batı Hindistan’da sufizm etkisi sadece Müslümanlarda değil, diğerlerinin de yerel dinî kimliklerinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Farklı dinsel uygulamaların ortaya çıkması, özellikle aziz sûfîlerin mezarları bu etkileşime örnektir.
1911'li yıllarda İngiliz sömürgeciliğiyle yönetilen Gujarat bölgesindeki nüfusu yaklaşık 20.000’i bulan Müslüman Hindular sayesinde bölgede yaşayan halkın dinî hayat şekilleri, kültürleri bütünleşmiştir.
16. ve 17. yüzyılları arasında Moğollar, farklı hükümdarların ve soylu Müslümanların, Ortodokslara verdiği tavsiyelere ve Hint tapınaklarına yapılan yıkımlara rağmen, Kuzey Hindistan’ı İslam etkisine almıştır. Günümüzde de hâlâ var olan çok sayıda Hindu İdaresi yetkilileri ve Moğol saraylarından ordu komutanları bir araya getirilmiş, özellikle Gujarat bölgesindeki deniz aşırı ticaretle uğraşan insanlar üzerinde yoğun bir hâkimiyet kurulmuştur. Bu kıtada Müslümanların hüküm sürdüğü bu dönemde Hindistan’da yaşayan Müslüman ve Hindular arasında geniş ölçüde barışçıl bir ortak yaşam alanı sağlanmıştır. Ayrıca; Sihizm 16. yüzyılın başlarında Panjab’da doğmuştur.
Moğol İmparatorluğu’nun duraklaması, Hinduizm’i, Hristiyanlığı ve Batı düşünce felsefesini karşı karşıya getiren East India Company (İngiliz sömürgeciliğini Hindistan’da uygulayan ve Hindistan’ın “geleneksel yapısı”nı çökerten şirkettir), yani “Doğu Hindistan Şirketi”nin Hindistan’da etkinlik bakımından genişlemesiyle başlamıştır.
Neo-Hinduizm
19. yüzyılda Hindistan ve Avrupa’nın karşı karşıya gelmesiyle, Hindistan’da çeşitli dinî ve sosyal reform hareketleri ortaya çıkmıştır. Hinduizm’deki Kast sistemi ve dulların yakılarak öldürülmesi geleneği sorgulanmaya başlanmıştır. Bu gelişmeyle birlikte Hindular daha önce hiç üzerinde düşünmedikleri birlik, bütünlük kavramlarını hayatlarına sokmuşlardır.
Neo-Hinduizm başlangıcından beri bağımsızlık mücadelesi içindedir. Hindistan’daki Hristiyan misyonerler, Hristiyanların kendi dinleriyle ihtilafa düşmelerine neden olmuşlardır. Avrupalı Hindologların Sanskritçeden İngilizceye çevirilerinin basılması, geleneksel kayıtların Hindistan’da çok daha geniş bir kitleye ulaşıp, daha anlaşılır olmasını sağlamıştır. Çeşitli kuruluşların temeli bu dönemde atılmıştır.
1828 yılında Ram Mohan Roy tarafından Kalkutta’da kurulan “Brahmo Samaj” tek tanrılı bir yaklaşım geliştirmiş, şekille gösterilemez, mutlak ve tek bir Tanrı olduğunu belirtmiştir.
1875 yılında Dayananda tarafından Mumbai’de kurulan Arya Saman, Hinduizm’i sonraki olumsuz etkilerden, örneğin Puranalardaki bozulmalardan, kurtarmayı istemiş, çok tanrıcılığı ve Kast sistemini reddetmiş ve vahiy kaynağı olarak sadece Veda’yı kabul etmiştir. Her iki kuruluş da resimlere tapınmaktan kaçınmış, sosyal reformlar için çaba sarf etmiştir.
Hristiyan misyonerliğini takiben Swami Vivekananda 1897 yılında Ramakrishna-Misyonu’nu kurdu. Bu misyon ile, Vedanta öğretisinin bir din olarak sayılması ve tüm dünyaya yayılmasını amaçlamıştır. Ramakrishna Misyonu’na göre dünyadaki tüm dinler aynı gerçeği müjdeler. Dinlerdeki çeşitlilik, dinlerin farklılığı sadece görünüştedir (Maya). Vivekananda’nın 1983 yılında, Chicago’da “Dünya Dinler Parlamentosu”nda yaptığı konuşmada Hinduizm’i ilk defa evrensel bir din olarak belirtmiş ve Hinduizm ilk defa Hindistan dışında bir yerde din olarak takdim edilme şansı bulmuştur. Mamatha Gandi önderliğindeki barışçıl direnişle Hindistan’daki bağımsızlık hareketleri Hint geleneklerine önemli katkılar sağlamıştır.
Kutsal metinleri
Hinduizm dini Budizm'den farklı bir vahiy dinidir dolayısıyla çeşitli kutsal metinlerin doğaüstü varlıklarla veya Tanrı ile ilgisi olduğuna, Tanrı'dan kaynaklandığına inanılır. Hinduizm dininde "peygamberlik" (Rişi) kavramı vardır, ancak bu kavram, ortadoğu dinlerinde algılanan "peygamberlik"ten oldukça farklıdır, ortadoğu dinlerinde peygamber, Tanrı tarafından özel olarak seçilmektedir. Hinduizm'de ise peygamberlik, "kazanılan" bir olgudur, pek çok doğum-ölüm döngüsünden geçen, oldukça "yaşlı" ve deneyimli, çok daha üst seviye olan az sayıda ruh, Tanrı ve Deva'lar ile çeşitli şekillerde iletişime geçebilir, vahyi, gizli bilgileri, Tanrısal hakikatleri alır.
Hindu kutsal metinleri öncelikle Şruti ve Smriti olarak iki kategoriye ayrılır. Şruti Sanskritçede "işitilen şey" anlamına gelmektedir. Şruti'nin belli bir yazarı bulunmamakta, kutsal kişilere (Rişiler) iletilen ilahi kayıtlar olduğuna inanılmaktadır. Vedalar, Upanişadlar ve Mahabarata destanının bir bölümü olan Bhagavad Gita Şruti kategorisi içerisindedir. Saivism mezhebinde, Şiva Agamaları da Şruti kategorisinde değerlendirilir, Şivacılara göre Agamalar, aynı Vedalar gibi, doğrudan Tanrı'dan kaynaklanmaktadır, vahiydir ve en az Vedalar kadar eskidir, binlerce yıl boyunca sözlü gelenek ile nesilden nesile aktarılmıştır. Diğer üç mezhepte Agamalar Smriti olarak kabul edilir.
Smriti ise Sanskritçede "hatırlanan/korunmaya değer şey" anlamına gelmektedir. Dindeki otoriteleri Şruti'den sonra gelir.
Smriti'nin alt kategorileri şunlardır:
- Agamalar (Mantralar, Tantralar ve Yantraları içeren felsefeler)
- Dharma Şastra (Kurallar, kanunlar)
- Dyasanalar (Vedantayı da içeren felsefeler)
- Mahakavyalar (Destanlar; Mahabarata ve Ramayana destanlarınını içerir)
- Puranalar (Masallar veya Yazmalar)
- Sutralar (Atasözleri veya aforizmalar)
18 Ana Smriti'nin isimleri:
Kutsal yazılar
Samhitas ve ayrıca Brahman‘lar, Aranyakas‘lar, Upanişadlara ait diğer üç (yorum) bölümlerinden oluşan, “Dört Veda“ Hinduizmin en kutsal yazılarını oluşturur. Bunlar, (sözcük kökü her şeyin sahibi olan Tanrı) “Rishis”,”sahip olan” anlamına gelen Shruti olarak adlandırılırlar. İnsanların düşünceleriyle yazdıkları varsayılan diğer tüm yazılara Smritri denir. Ramayana, Mahanharata, Bhagavad Gita ve Puranalar bu Smritrilerden bazılarıdır. Vedaların, önceleri esrarlı ve anlaşılması zor yazılar olduğu düşünülmüştür. Smitriler ise daha kolay anlaşılır, daha tanınmış ve Hindular tarafından daha çok okunmuştur.
Mezhepler ve öğretiler
Hint dinlerindeki gelişmeler sonucu Hinduizm adını alan din, Brahmanların hakimiyet sağladıkları dönemde ise Brahmanizm terimi ile ifade edilmiştir. Günümüzde Hinduizm ve Brahmanizm terimlerinin birbiri yerine kullanıldığı bilinmektedir. Yaygın bir anlayışa göre Hinduizm ve Brahmanizm terimleriyle, en eski Vedalar döneminden günümüze ulaşmış bulunan Hintlerin inanç, düşünüş, his ve hayat tarzları kastedilmektedir. Hint yarımadasındaki halkın çoğunun dinî inanç ve geleneklerini ifade ettiği için Hinduizm terimini kullanmaktadır. Hindular ise dinlerini "Sanatana Dharma" yani ezelî ve ebedî din veya bâkî din diye adlandırırlar. Bu dine mensup kişilere de "sanatani", yani bâkî denir.
Tarihî kayıtlardan elde edilen bilgilere göre takriben M.Ö. 1500 yılları civarında Doğu Avrupa'dan gelen Aryanlar, Hindistan'ı ele geçirirler. İki farklı halkın birbiriyle karışması sonucu dinî inanç ve geleneklerde birbirine karışır. Kökü yüzyıllar öncesine kadar uzanan bu karışım sonucu bugünkü Hinduizm ortaya çıkar. Aryan İstilası görüşüne katılmayan pek çok Batılı araştırmacı ve bilim insanı da bulunmaktadır. Bu iki ırkın karışımından meydana gelen bu gelişme beş devreye ayrılır:
- Vedalar dönemi
- Upanişadlar dönemi
- Klâsik dönem
- Orta Çağ'daki ilahiyat, felsefe gelişme dönemi
- Modern dönem
Hinduizm, yaklaşık dünya nüfusunun %12'sini oluşturur. Hinduizmin tespit edilebilmiş belli bir kurucusu bilinmediği gibi kendine mahsus bir inanç sistemi ve kitabı da yoktur. Hinduizmin temelinde Brahma (Mutlak Varlık) inancı yatmaktadır. Bu husustaki geniş bilgiyi Hinduizmin kutsal metinleri olan Veda'larla Brahmana'larda bulmak mümkündür.
Hinduizm sınırsız bir vatan sevgisi ve bağlılık duygusu kavramları üzerine kurulmuş toplumsal ve siyasi olguların bir özel görüntüsüdür. Hinduizmin bir ilk lideri, temel tebliği bildiren bir ilk kurucusu olmadığı için bir anlamda kurucularının kalabalık olduğu söylenebilir.
Hinduizm, batıda bâzı çevreler tarafından anlaşıldığı aksine "yöresel, etnik" bir din olmayıp, bütün canlıların ve Evren'in dini olduğunu iddia eden evrensel bir dindir.
Hinduizm’de ortak bir kurucu yoktur. Her mezhebin bağlayıcı olan kutsal bir kitabı vardır. Örneğin; Vishnuitelerin, Bhagavatapurana; Shaktianların Devi Mahatmya’sı tanrılara ibadet etmek için kullandıkları temel eserlerdir. Buna rağmen Upanişadlar ve Mahabharata’nın bir parçası olan Bhagavad Gitalar ile Vedalar tüm Hindular için asıl kutsal kitaplardır. İlk görünüşe göre Hinduizm çok tanrılı bir din değildir. Batıdaki Din bilimciler ve Hindologlar, Hinduizm’i “Henoteizm” olarak betimler. Henoteizm bir tanrıya inanmakla birlikte diğer tanrıların da var olduğunu kabul etmektir. Yani; tek bir tanrı vardır (monoteizm). Ancak tek bir tanrı, diğer bütün tanrıların başında yer almaktadır (politeizm). Hindu Öğretileri, Evren'i bir düzen bütünü olarak ele alır; Evren', gerçek ve ahlakî kuralları içeren dünya yasası olan Dharma tarafından yönetilir.
Hinduların asıl ibadet yerleri kendi evlerinin yanındaki tapınaklarıdır. En büyük tapınakları ve hac merkezlerinden biri Güney Hindistan’da bulunan Tirumala Tirupati’dir. Kuzey Hindistan’daki Ganj üzerindeki kutsal Varanasi şehri, her zaman Hindu hacılarının akınına uğramaktadır.
Karma ve samsara
Karma ve Samsara, M.Ö. 6. yüzyıldan beri bulunan yazılarda geçen ve Hinduizm’in temelini oluşturan kavramlardır. Bunlar, sonsuz Yeniden Doğuş Döngüsü (Reenkarnasyon) ve Samsara kavramlarının üstesinden gelme anlamı taşır. Upanişadlar zamanında, bireylerin ruhunun, yani varlığın özünün, Atman’ın, evrensel ruh Brahman’la özdeşleşmesi, maneviyat bilicinin gelişmesiyle başarılmıştır.
Her insan, hem evrensel hem de sosyal yasa olan; erdem, ahlak, dürüstlük, bilgelik öğretisi Dharma’yı uygulamak zorundadır; çünkü bu yükümlülükler, iyi ya da kötü eylemlerin sonucu olan Karma’yı etkiler. Hinduizm’de ayrıca genelgeçer kural olan sadharanadharma vardır. Sadharanadharma, şiddetten uzak kalma “Ahimsa”, doğruluk-dürüstlük “Satya”, sabır “Ksanti”, kendine hâkim olma “Dama”, iyilikseverlik “Danam”, misafirperverlik “Ahithi” gibi görevlerin her birey tarafından uygulanmasıdır. Bu erdemler, bu özellikler tüm insanlar için aynı ölçüde geçerlidir ve bundan başka ortak bir yasa yoktur.
Svahdharma ise farklı toplumsal tabakaların içindeki belli grupları bağlayıcı görevlerin var olduğunu belirtir. Buna göre, Kshatriya kastına mensup bir savaşçının savaş nedeniyle birini öldürmesi gerekebilir. Bu savaşçının bir düşmanı öldürmesi, onun Dharma yasası görevi olduğundan, Karma’sını kötü eylem olarak etkilemeyebilir.
Ancak; birinin bencilce, kendi egoları için başka birini öldürmesi çok kötü Karma sonuçları doğurabilir. Karma ve Dharma inancı çok güçlü bir ahlakî ve manevî ilişkiyi birleştirir. Görünen tüm haksız acıları ve sosyal eşitsizlik konularının gizemini, Karma öğretisi açıklar.
İnsanların eylemleri ve bu eylemlerin kişileri nasıl etkilediği bağlamında, Mahabharata’da birçok ifade vardır. Bu konuda en yaygın kanı, amellerin (yapıp-edilen her şeyin) sonucunun kendi kendine ortaya çıktığıdır. Ayrıca, bu konuyla ilgili farklı ifadeler de vardır: Dünyevi duygulara bağlı kalmanın iki sebebi, cehalet (avidya) ve arzulara (lobha) yenik düşmektir. Bu sebepler, duyu organlarında huzursuzluğa ve kişinin kararlarında karışıklığına yol açar. Bu durum idrak etmeye, kavramaya engel olur. Ameller, düşünme organlarına (manas) bağlantılıdır. Kavrama yetisi ve vücudun doğası bozulur.
Yapılan eylemlerin sonuçları konusunda birçok yorum vardır. Ruh ölümden sonra bedenden ayrılır ve Karmaları ölçüsünde yeniden doğar. Ve bu yeni bedende Karmalarının karşılığını bulur. İyi Karma’sı olan geçici mutlulukla sınırlandırılmış “Cennet’i” elde eder, buna karşı kötü Karma’sı olan “Cehennem”de kalır, fakat hep aynı durumda değil; Karmalarına göre, bazen de bir hayvana dönüşerek yeniden doğarlar.
Tüm iyi ameller, dinî kazançlar sağlar ve böylece Karmalar azalır. İnananlar, dinî ayinlerle, oruç tutma, kutsal gördükleri şehir Benares‘e hacca gitme, Brahmanlara hediye verme, herkese karşı yardımsever olma ve tapınak inşa etmeyle dinî kazanç elde etmeyi umarlar.
İnsan özgürdür ve kendi Karma’sından kendisi sorumludur. Karma; neden-sonuç yasası anlamına gelse de, bâzı Bhakti (koşulsuz affeden, merhametli Tanrı) inananları, Tanrı Bhakti’nin onların Karmalarını yok edeceğine ve insanları kurtaracağına güvenirler.
Fakat asıl önemli olan; kötü eylem yapıldığında bile, temiz niyetli olmak ve bencil, çıkarcı olmamaktır.
Bu ifadeler, düzenli çalışmanın temelini oluşturur. İnsanlar iyi sonuçlar almak ve kazanmak için bir şeyler yaparlar.
Bu durumun tersi ise “hiçbir şey yapmayanlar” (nivritti) eğilimi düşüncesidir. Bu dünyadan elini ayağını çeken insanların yoludur. Onlara göre acı dolu yaşamın sebebi, yaşama arzusu içinde olmaktır; yeniden doğuş ise sadece, insanın eski varlığının yeniden canlanış biçimidir. İnsan çalışarak dünyaya bağlanır, çalışmadan ve bilgelikle de kazanabilirler. İnsanın tüm bu dünyevi kazançlardan vazgeçmesi, insana sakinlik, hissi verir.
Her iki düşünce de, dünya için çalışanlar “pravritti” ve çalışmayanlar “nivritti” Mahabbarata destanında Bhagavadgita içinde yer alır. Ayrıca Gita’da yer alan Krişna’nın da Yoga’yı tercih ettiği yazılır. Göklerin Tanrısı Indra ve Kraliçe Kunti’nin oğlu Arjuna’nın bu konudaki sorusuna Krişna şu şekilde cevap verir:
İcap eden hangi eserse onu tamamla, zira eylemek, bir şey yapmamaktan iyidir; bedenin işlemleri dahi bir eylemde toplamalısın. Feragatten doğmayan her bir eylem, yeryüzü varlığına bağlanmak demektir; bu nedenle, bir eser oluştur, ama ona bağlanma! (bkz. Budizm)
Ana akımları
Vişnuizm ve Şivaizm, Hinduizm’in en önemli mezhepleridir. Vişnu inancına göre, yüce Tanrı Vişnu dünyada çok farklı bedenlerde kendini göstermiştir. Vişnu, evrensel düzenin (Dharma) bozulup, onun kurtarışına ihtiyaç duyulduğu zaman dünyada bedenlenmiştir (Avatar).
Bilinen diğer on enkarnasyon (bedenleniş, bedenlenme) Rama ve Krişna altında gerçekleşir. Enkarnasyon öğretisine göre, en yüce Tanrı Vişnu, diğer tüm Tanrıların ve dünyadaki tüm nesnelerin yaratıcısıdır. Bâzı Vişnuizm okulları, tek Tanrı görüşünün aksine, Monistik düşünceyi savunur. Vişnuizm’de, en çok, kişiselleştirilmiş Tanrı (Bhakti) önemlidir.
Şivaizm’de Şiva’nın en yüce olduğu, diğer tanrılar üzerinde büyük bir gücü olduğu ve onları yarattığı varsayılır. Şiva’nın, kendilerini yeniden yaratmak için Himalayalar’da meditasyon yapan ve dünyadan periyodik zamanlarda yok olan Asketelerin tanrısı olduğu kabul edilir. Şiva’ya, Nataraja görüntüsü hariç, genelde antromorfem biçiminde değil, Lingam sembolüyle tapılır. Şivaizm’e inananlar Şiva Siddhanta gibi Dualist, Sinne Şankara gibi Monist ya da Şivaizm’deki Kaschmirler gibi de olabilirler. Şivaizm’deki bâzı mezheplerde Yoga büyük önem taşır.
Şivaizm ve Vişnuizm gibi Şaktizm’in yapısı da önemli bir rol oynar.
Yeniden doğuş ve kurtuluş
Tanrılar, insanlar ve hayvanlar, Hindu inancına göre dünyanın Yuga zamanından beri birbirini takip eden bir döngü içinde (Samsara) yaşarlar. Ayrıca insanların yaptıkları iyi veya kötü şeyler de birikir. Bu Hindu inançlarında “yapılan her şeyin neden ve sonucundan insan kendi sorumludur” yasasına göre “Karma”, insanların eylemleri doğrultusunda onların Yeniden Doğuş’unu, Reenkarnasyonu etkiler ve Tanrı’nın bir parçası olan “Atman”la, insanın kurtuluşu başlar. Fakat Ruh herkeste farklıdır ve Tanrı'nın bedenlenişi, evrenseldir, evrensel bilinç ise aynıdır. Ruhun gelişimiyle kişisel kurtuluş, ancak üç yöntemin uygulanıp gerçekleşmesiyle oluşur. Bunlar; Bhakti Yoga, ibadet edilen Tanrı’nın sevilmesi; Karma-Yoga, eylemlerin yolu ve ayrıca Jnana Yoga, bilinçlenme yolu.
Bazen dördüncü yol olarak Raja Yoga, kralın yolu da çoğu zaman bu yöntemlerden biri olarak anılır.
Kutsal inek ve vejetaryen beslenme
Budizm’deki vejetaryenliğe ve hayvanların şiddet uygulanarak öldürülüp avlanmalarına tepki olarak Ahimsa (şiddete karşı olma) mantığıyla, Hindular et ile beslenmeyi kesin olarak yasaklamıştır. Tabii ki bu durum Vedik zamanında farklıydı; çünkü o zamanki yaşam koşulları farklıydı. Bâzı Hindu yazılarında sığır etinin, kurban eti olduğu zaman yenilebileceği yazar.
Hindular vejetaryenliği ahlaklı bir yaşam biçimi olarak görürler; onlara göre et bir katliam ürünü ve pistir. Brahmanların beklentisine uygun olarak, halkın her kesiminde vejetaryenlik vardır. Hinduların hemen hemen tümü sığır etini yemeyi reddeder. 2004 nüfus sayımına göre, Hint halkının %25’i vejetaryendir. Bu durum eyaletlerde değişiklik gösterebilir, örneğin Gujarat halkının %69’u vejetaryen iken Tamil Nadu halkının sadece %21’i vejetaryendir.
Hint mitolojisinde, inek, çok farklı şekillerde konu edilmiştir. Tanrı'nın bedenlendiğine inanılan Krişna bir taraftan Govinda, yani “inek çobanı”, diğer taraftan Gopala, kısacası “ineklerin koruyucusu” olarak betimlenir. Onun eşi Radha ise Gopi, yani “çoban kız” ve ayrıca Tanrı Şiva’nın binek hayvanı boğa Nandi’dir.
Eski Hint kültürü de bizlere dört bin yıldan uzun bir süredir, ineklerin özel değerleri olduğunu göstermektedir. Buna rağmen öküzler kurban edilip yenilmekteydi. Bu durumun ne zaman ve nasıl değiştiği hâlâ netlik kazanmamıştır.
Kültür antropoloğu Marvin Harris, bu değişimi ve değişen ekonomik koşulların nedenlerini araştırmış ve devlet gelirleriyle nüfus yoğunluğunun yeterince öküz almaya yeterli olmadığını ve et ile beslenmek için gerekli besin kaynaklarının ulaşım hayvanı olarak kullanıldığını ortaya koymuştur.
Bu koşullar, ineklerin kurban hayvanı olarak öldürülmemeleri konusunda kesin bir tabu oluşturmuştur ve inek eti günümüzde de hâlâ yenmemektedir. İlginç olan ise, Brahmanların eski zamanlarda ayinlerinde sığırları kesip kurban etmeleri ve sonradan sığırların korunması için en katı kuralları yine onların koymalarıdır.
Hinduizm’de kast sistemi
Sınıf farklılıkları gözetme, ayrımcılık sebebiyle anayasada yasak olmasına rağmen Hindistan’da yaşayan Hindular arasında belli ayrılma (kast sistemi), toplumda hâlâ görülmektedir. Kast sisteminin temel ilkesi; doğumdan itibaren tüm insanlar arasında görevlerin, hakların, sorumlulukların ve gücün kesin çizgilerle ayrılmış olmasıdır, yani sosyal sınıflar arasında bir uçurum yaratmaktadır. Ayrı bir sınıf olan Varnalar için, yaşamlarının her alanında uyguladıkları çok farklı dinî kurallar ve ibadet kuralları vardır. Tüm kastların, kendi özel yaşamlarında, yapmakla yükümlü oldukları sorumlulukları, yerine getirmeleri mutlak (zorunlu) yükümlülükleri (Dharma) vardır. Bu sorumlulukların ihmal edilip, uygulanmaması ahlaka uygunsuz ve kötü olarak (Adharma) görülür. Kişilerden beklenen; ait olduğu kastın gerektirdiği görevleri yerine getirmesi, hayatından memnun olması ve kast içindeki herkesle iyi geçinmesidir. Toplum, dört sınıfa ayrılmış olup sınıfların vasıfları ve görevleri şunlardır:
- Brahmanlar: Kutsal yazıları olan Vedaları incelerler. Dini eğitim verirler ve dinî ayinler düzenlerler.
- Kshatriyalar (Kşatriya): Savaşçı sınıftır. Güçsüzleri korur, krallar gibi adil davranır, Brahmanları korurlar ve onların dinî eğitimlerini destekler, dinî çalışmalarına halkı teşvik ederler.
- Vaishyalar (Vaikya): Çobanlar ve tüccarlardan oluşan kasttır (sınıftır). Ticaret ve tarımla ilgilenerek ülkenin zenginliğini arttırırlar.
- Shudralar (Sudra): Hizmetçi kasttır. Aryan olmayan halktan oluşur ve diğer üç sınıfa (Brahman, Kshatriya ve Vaishyalara) hizmet ederler.
Bu dört ana kast dışındakiler ise Dalit (“Dokunulmazlar”) olarak adlandırılır ve tuvalet temizliği, sokak temizliği gibi işlerden de sorumludurlar. Dalitlerin durumunu daha da düzeltmek için, yönetim, kamusal alanda birçok sektörde iş alanı yaratmış ve onların haklarını koruma altına almıştır. (Lonely Planet, 11th Edition, S. 58)
Kastlar, “jati” denilen, binlerce aile grupları veya sosyal topluluklardan oluşur. Bir birey olarak bir kasta bağlı şekilde doğarlar ama bazen de mesleki faaliyetlerine, yeteneklerine göre sınıflandırılırlar.
Tanrı’nın görüntüsü
Çeşitli Hindu gelenekleri ve felsefeleri Tanrıları farklı şekillerde resmeder. Başlıca mezhepler Shivaismus (“Şaivizm“), Vishnuismus (“Vişnaizm”) ve Shaktismus’da (“Şaktizm”) tapılan Tanrılar, kadın biçimindedir. Brahma, Şiva ve Vişnu, Trimurti üçlüsü olarak tanımlanır.
Şiva ve Vişnu’nun çok farklı biçimleri ve sayısız isimleri vardır ve bunlara ibadet etmek çok yaygındır. Brahma ise şu anda sadece mitolojide geçer, ona ibadet edilmez, onun yerini alan Şakti ve Tanrıça Saraswati’ye ibadet edilir. Bunların dışında, Şiva ve Parvati’nin oğulları sayılan fil başı görünümlü Ganesha ve ayrıca Vişnu tanrısının yeryüzündeki bedenleşmiş hali, “Avatar” olarak Ramas’ın kölesi olan Hanuman gibi çok farklı sayıda görüntüleri vardır.
Aynı zamanda “Büyük Tanrıça” olarak anılan, bağımsız olan Mahadevi ve Durga gibi ya da erkek tanrı olarak anılan Saraswati ve Lakshmi gibi, tanrıların kadın eşleri, tarafları olarak anılan çok sayıda Tanrıça vardır. İnananların çoğu herhangi bir tanrıya ibadet etmekle bütün tanrılara ibadet edildiğini, çünkü tüm görüntülerin tek olduğunu varsayarlar. Krişna’nın inanları gibi en yüksek onurlu tek tanrıya ibadet edenler ise, diğer Tanrıları onun yardımcısı olan Deva olarak kabul ederler. resimlerle ve heykellerle ibadet etmek çok yaygındır; fakat buna rağmen Hinduların çoğu bu biçimlere tapıldığını reddeder.
Hinduizm türleri
Hindolog Axel Michaels, Hindu dinlerini üçe ayırmıştır. “Brahman Sanskrit Hinduizm”, “Hindu halk veya kabile dinleri” ve “tarikat-cemaatlerin dinleri” olarak ayrılan bu türlerin her biri genel kabul görmemektedir.
Brahman Sanskrit Hinduizmi
Bir kısmı çok tanrılı, bir kısmı tek tanrılı olan, yoğun ibadet merasimleri yapan Brahman Rahiplerinin dinidir. Vedalar, otorite olarak kabul edilmektedir. Bu din, Hinduizm ile ilgili yapılan tüm araştırmalarda ön plandadır ve halk arasında en çok saygı gören dindir.
Hindu halk ve kabile dinleri
Yerel ve genel sınıflandırmayı aşan bayramları ve çeşitleri ibadet türleri olan, ayrıca sözlü gelenekleri, halk diliyle yazılmış eserleri bulunan, çok tanrılı ve kısmen animistik (tüm varlıkların ve doğal cisimlerin canlı bir ruhunun olduğuna inanan düşünce) dinlerdir. Bu dinlerin kendi rahipleri ve taptıkları yerel Tanrıları, insanları etkisi altına aldığına inandıkları ve tanrılaştırdıkları ruhları ve kahramanları vardır. İbadet türleri Brahman Sanskrit Hinduizm’inden karışıktır.
Tarikat ve cemaatlerin dinleri
- Vishnuitisch: Srivaishnava, Pancharatra, Ramanandi, Naga, Tyagi vb…
- Shivaitisch: Dashanami, Natha, Pashupata, Aghori.
- Synkretistisch: Smarta, Arya Samaj, Brahmo Samaj, Ramakrishna ve Vivekananda vb…
- Misyoner Guru Dinleri: Sathya Sai Baba, Mata Amritanandamayi, Maharishi Mahesh Yogi vb.
Hint Teolojisi
Bâzı Hindu akımları en yüce Tanrı anlamına gelen Işvara’ya inanırlar. Bazıları da onu Deva olarak adlandırır. Onlar ayrıca bu kavramı Işvara ve insan arasında bulunan Tanrı, yarı Tanrı, Melek, göksel varlıklar veya Ruh olarak da kullanırlar. En üstün evrensel ruh anlamına gelen Brahman Hinduizm’deki en önemli kavramlardan biridir.
Brahman, tasvir edilemeyen, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, bedensiz, cisimsiz, her yerde olan, ilk, sonsuz ve asıl olan, mutlak tükenmez güçtür. Başlangıcı ve sonu olmayan, tüm Evren'de var olduğu bilinen tüm kaynakları ve maddeleri; akla mantığa sığmayan ya da mantıklı olan her şeyi, sebepleriyle kapsayan güçtür. Upanişadlar onu; Evren'in bölünemez sonsuz özü, her şeyin içinde ve herkeste var olan güç olarak tanımlarlar. Bu insani tasviri olmayan Tanrı, Bhagavad Gita örneğinde olduğu gibi kişisel bir tanrı şeklinde tasvir edilerek tamamlanır ve görüntüyle kişiselleştirilerek bu Tanrı’yı temsil eder. Burada kişiselleştirilen tanrı Işvara ya da yüce Pruşa, görünen dünyanın üstündeki hareketsiz duran Brahman’ı betimler.
Advaita Vedanta’ya göre insanın varoluş özü Brahman’la aynıdır. Bu öze ise Atman denir. Bu özdeşliği esasında her insan fark edebilir. Advaita Vedanta M.S. 788-820 yıllarında Şankara öğretisiyle bu doktrini bütünleştirmeyi amaçlar ve dünyanın görüntüsünü (bir hâyâl, bir aldanmadan ibaret olduğunu dile getiren kavram) Maya olarak tanımlar. Var olan her şey Tanrı'nın bir parçasıdır düşüncesinin tersine, Ramanuja’nın Vishishtadvaita öğretisine göre, kişisel ruh ve Tanrı arasında niteliksel bir fark vardır.
Bir diğer tarafta ise, Madhva’nın (Düalizm) dualistik Vedanta felsefesindeki ruh ve Tanrı arsındaki keskin farklılıklar vardır.
Hindu aile yapısı
Normalde geleneksel aile yapsında aile reisi babadır. Para işleri, evlilik gibi tüm önemli konularda baba karar verir. Geleneksel Hint aile yapısında, anne-erkek çocuk bağı çok sıkıdır. Çoğu zaman, erkek çocuk evlendiğinde, -evde kalacak yer olduğu takdirde- eşi ile ebeveynlerinin evinde yaşar. Kız çocuklarında ise durum farklıdır ve onlar evlendikleri erkekle yaşamak üzere evden ayrılır. Bu durum genç eş için kolay değildir; çünkü evlenip gittiği ailede çocuğu olana kadar, çok az hakka sahiptir. Özellikle de erkek çocuğu olduğu zaman, ailedeki konumu düzelir. Büyük kadınlar adıyla anılan kaynanaların çok ciddi konumları ve belli otoriteleri vardır. Evlenmemiş kadınların Hindu geleneklerinde sosyal yeri yoktur. Bekâr kadınlar, Hindistan’da genelde tek başlarına kalmazlar, ebeveynlerinin evinde yaşarlar. Eşler arasındaki ilişki ilk olarak yararcı, faydacı, bir yaklaşımdır. Görücü usulü evliliklerde, aile, eğitim ve konum gibi özelliklerin uygunluğu doğrultusunda eş aranmaktadır. Hindistan’da “Aşk sonra gelir” denir. Bu şu benzetmeyle de somutlaştırılır: bir tencere su gibi, tencereyi önce ocağa koyarsın, daha sonra pişer. Aşk evlilikleri de günümüzde gittikçe artmaktadır. Dört adımda yaşam modeli ise ideal olandır; buna göre okul yaşamından sonra bir aile kurmak, ilk çocuğun doğumunun öncesinde kendi hayatlarını yaşamak, içinden gelen dinî vecibeleri yerine getirmek ve son olarak kendini kurtuluşa, huzura adamak en ideal yaşam biçimidir.
Hinduizm’de kadının yeri ve önemi
Hinduizm’de kadının rolü, yüzyıllardır, hatta binlerce yıldır sürekli bir gelişme göstermektedir. Farklı Hindu kültürleri ve değişen yaşam koşullarıyla birlikte, kadının önemi de artmaktadır. Bâzı kanun koyucular tarafından, kadınların kutsal Vedaları okuması yasaklanmasına karşın; Rigveda’da yer alan bâzı ilahiler kadınlar tarafından yazılmıştır. “Brhadaranyaka Upanishad”da Vachaknu Gargi ve Yajnavalkya tarafından eğitilen kızlarla ilgili bir diyalog da mevcuttur. Svayamvara geleneği, kelime anlamı “kendi kendine seçme”, bu zamanlarda başlamıştır. Yani, kraliyet sarayındaki kadınlar, sıradan biriyle değil, damat adaylığı söz konusu olan birini kendileri seçerek evlenmişlerdir.
Ana törenlerinden biri olan , (ergenliğe adım atan gence yapılan dinî tören) önceleri sadece erkek tarafında ya da üst sınıf kastlarda yapılırdı. Dvijatiler tarafından yapılan dinî tören, “ikinci kez doğum”u simgeler. Doğal doğumdan sonraki, Upanayana töreni kültürel geleneğe göre, yeniden doğumu temsil eder.
Hint mitolojisinde büyük önem taşıyan bir destan Ramayana’da, Vişnu’nun avatarlarından biri olan Rama’nın eşi Sita, Hindular için çok önemli bir kadın örneğidir. Fedakâr eş Sita, günümüzde de hâlâ ideal eş değerini taşır. Modern Hint edebiyatında ve Hint feminizminde Sita önemli bir kadın modelidir.
Bir taraftan bugünün modern kadını bakış açısıyla değerlendildiğinde Hindu geleneklerinin kadınlarına tüm hakları verdiği pek söylenemezken diğer taraftan Profesör H. H. Wilson’a göre kadınlar, daha önce hiçbir zaman eski çağdan kalan uluslar gibi mesela Hinduların kadınlara verdiği kıymet gibi bir kıymet görmemiştir.
Annelik
Hinduizm’de kadının en önemli görevi anneliktir. Hamilelikten doğuma kadar her aşamada çocuğun ve annenin bedensel ve ruhsal sağlığının korunması için kutsama seremonileri yapılır. Önceleri kadınlar daha çok erkek çocuk istemiştir; çünkü erkek çocuk tüm ailenin devamlılığının güvencesi, garantisidir. Hindular, genelde kız çocuğu sahibi olmak istemez, günümüzde de bâzı ailelerde kız çocuğu bir yük, yükümlülük gibi görülmektedir. Çünkü kızların evlenmelerinde çeyiz hazırlığı yapmak zorundadırlar ve birden çok kızı olan aileler için çeyiz masraflarının aileyi fakirleştirdiği düşünülür. Bu sorunla birlikte kız çocuk cenininin kürtajla alınması artmıştır. Buna rağmen özellikle şehirde yaşayan birçok modern Hindu arasında kız çocuklarının ebeveynleri yaşlandığı zaman onlara bakacağı düşüncesi gittikçe artmaktadır.
Kaynakça
- ^ The religious traditions of Asia : religion, history, and culture. Joseph M. Kitagawa. Hoboken: Routledge, Taylor and Francis. 2013. ISBN . OCLC 858230282.
- ^ a b c d Knott, Kim (2016). Hinduism: a very short introduction (2. bas.). Oxford: Oxford University Press. ISBN .
- ^ Kaynak11 Şubat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Ayrıca bakınız
- Hindistan'da din
- Bhagavat Gita
- Brahman
- Dharma
- Kali Yuga
- Karma yasası
- Mantra
- Mokşa
- Sanskritçe
- Sri Ramakrishna
- Sri Chandrasekharendra Saraswathi
- Swami Rama
- Şankara
- Yoga
- Hinduizm'de kullanılan malzemeler listesi
- Hinduizm tarihi
- Hinduizm metinleri
- Pakistan'da Hinduizm
- Hindistan'da Hinduizm
- Sri Lanka'da Hinduizm
Türkçe kaynaklar
- Ananda Coomaraswamy, Hinduizm ve Budizm (Kaknüs Yay., 2000)
- D. S. Dharma, Hint Dini Tarihine Giriş, Ataç Yayınları, 2006
- Emil Senart, Bagavadgita: Rabb'in Ezgisi (Ruh ve Madde Yay., 1998)
- Kim Knott, Hinduizm'in ABC'si (Kabalcı Yayınları, 2000)
- Korhan Kaya, Hinduizm (Dost Kitabevi, 2001)
- Korhan Kaya, Hintlerde Tanrı (Kaynak Yay., 1998)
- M. G. Gandhi, Bhagavad Gita (Kaknüs Yay., 2004)
- Maharishi Mahesh Yogi, Bhagavad Gita (Sistem Yay., 2003)
- Mehmet Ali Işım, Upanişadlar: Tanrı'nın Soluğu (Dergâh Yay).
- Paul Dare, Hintlerde Ak ve Kara Büyü
- Shankara, Tefrik Etme Hazinesi (Dergâh Yay).
- Sri Krişna'yı Güzel Gerçeği Arayış (Saraswati Yayınları, 2005)
- Swami Nikhilinanda, Hinduizm (Ruh ve Madde Yay., 2003)
Dış bağlantılar
- 108 Upanishads15 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Bhagavad Gita14 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Himalayan Academy Online Books17 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Sacred Texts:Hinduism9 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Spiritual Library 10 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Tantrik Texts16 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Works of Shankaracharya12 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hinduizm Sanatana Dharma सन तन धर म Ezeli Ebedi Tore veya Vaidika Dharma व द क धर म Vedik Tore cok kapsamli inanc ve yasam felsefesinin toplamidir Ozellikle Hindistan Nepal ve Banglades te yaygindir Gunumuzde yaklasik 1 25 milyar izleyeni ile Hristiyanlik ve Islam dan sonra ucuncu sirada yer alan Hinduizm inancinin neredeyse tum takipcileri Hindistan ve cevresinde bulunmaktadir Budizm ve Zen Budizmi gibi cesitli ekoller Hinduizm den kaynaklanip ayrilmistir Sanatana Dharma सन तन धर मHinduizm in semboluTurHayat felsefesiMilliyetCogunlukla HintlerSiniflandirmaDharmik DinlerAktif sahaHindistan Banglades NepalKutsal metinUpanisad Bhagavat GitaTanriYuce Tanri Isvara Bhagavan Ibadet yeriManastirKutsal yerlerGanj NehriKurulusMO 500 ile MS 300 arasiKurulus yeriHindistanKurucuBilinmemektedirTakipci1 2 1 35 milyar Hinduizm tapinilan bircok Deva ya sahipken tum varolusun Mutlak Varlik Parabrahman ve Nihai Benlik Paramatman olarak nitelendirilen Yuce Tanri dan kaynaklanip O na dayandigi gorusune sahiptir Hinduizm de farkli mezheplerce farkli suretlere Yuce Tanri denilmisse de Hindularin mezhep fark etmeksizin geneli Isvara nin Yuce Tanri oldugunu kabul eder Hinduizm in ana ekolu olan Vaisnavizm de Krisna Visnu Isvara dir ardindan gelen Saivizm ve Saktizm de sirasiyla Siva ve Sakta Devi Isvara olarak kabul edilir Yuce Tanri ayrica Bhagavan ve Svayam Bhagavan kavramlariyla da anilir ve bu terimler genellikle Krisna ve Visnu ya isaret eder Hinduizm in Kokeni adindan da aldigi gibi Hindistan a dayanir Bu dine mensup kisilere Hindu Dharmi veya Sanatan denir Hindular dinlerini varolussal hakikat ve bu varolussal hakikatten dogan yasam tarzi ve yolu olarak benimserler Hinduizm in en eski klasik metinleri Vedalar dir TarihceHinduizm sonradan gelisen bir kavramdir Ilk zamanlarinda Hindistan in farkli bolgelerinden Musluman Hristiyan Yahudi Budist veya Jain olmayan kisilerin bir araya gelmesiyle olusan bir grup olarak basladi ancak zaman icinde hizla gelisti 19 yuzyilin ilk yarisinda Ingilizce konusulan ulkelerde bu kavram bir kimlik kazandi ve Hindutva nin Hindu koktenci hareketi gelisimiyle bir ideoloji olarak anilmaya baslandi Bunlardan farkli olarak Hint Anayasasi nda Hinduizm Jainizm Budizm ve Sihizm i iceren bir tanim olarak belirtilir Hinduizm batini yani ezoterik bir dindir Bu inancta kisi benligine ickin olan mutlak hakikati kisisel olarak tecrube eder bu tecrubede birey kendinin sonsuz farkli ruhun ve Tanri nin birlik halinde oldugu idrakina sahip olur Hinduizm in baslangici belli degildir ve kayitli tarihten oncesine kadar uzanir Hinduizm M O 1500 lerde Veda larin yaziya gecirilmesinden cok daha once de mevcuttu M O 3000 yillarinda Pre Harappa ve Harappa donemlerinde Indus uygarliginda gorulen bir inanclar butunuydu Bu donemden kalma cesitli Siva heykel kalintilari bulunmustur Tek tanrili dinlerde goruldugu gibi bir peygamber ya da kutsal kitap anlayisi yoktur Genel bakisHindular yasam ve olumun surekli birbirini izledigine yani reenkarnasyona inanir Din ogretmenleri Guru lar onlarin inanclarinda buyuk onem tasirlar Tanribilimleri ve felsefeleri butunuyle ayri olsa bile Hindular birlikte dua eder ve birlikte kutlama yaparlar Cesitlilik icinde birlik Cagdas Hinduizm de siklikla kullanilan bir kavramdir Hinduizmde en onemli ilke dharmadir Dharma insanlarin toplumsal ve dinsel konumlarinin geregi davranis bicimlerinden dinsel uygulama tarzlarina kadar uzanan ilkeler butunune isaret eden bir kavramdir En ustte bulunan gerceklige tapar ve butun insanlarin gercegi fark edecegini belirtir Hinduizmin cogu mezhebine ve inanisina gore sonsuz bir cehennem ve lanetlenme diye bir sey yoktur Yalniz M S 1300 yillarinda nin kurmus oldugu Vaisnavizm in Dvaita inanisina gore sonsuz lanetlenme olgusu vardir Madhva ruhlari uce bolmustur Moksa ya ulasabilecek ruhlar Mukti yogyas Sonsuza dek dogum olum dongusunde kalacak olan ruhlar Nitya samsarins Sonsuza kadar lanetlenecek aci cekecek ve sonsuz cehenneme gidecek olan ruhlar Tamo Yogyas Hinduizm tum varliklari biricik kaynagin acilimlari kabul eden tekci bakis acisindan ikicilige Orta Dogu dinlerindeki gibi yuce bir Tanri ya dayali deizmden cok tanriciliga butun ruhsal yollari kabul eder ve gecerli sayar Her varlik kendi yolunu secmekte ozgurdur bunu ister duayla ister icine kapanmayla ister dalincla yapar isterse ozverili davranislarla Tapinaklarda tapinmaya kutsal metinlere ve guru disiplini gelenegine onem verir Dinsel bayramlar hac kutsal ilahiler ve evlerde tapinak uygulanan geleneklerdir Hindu yolunu sevgi siddetten kacinma iyi davranislar ve dogruluk yasasi tanimlar Butun karmalar temizlenene Tanri ayirt edene dek her varlik yeniden bedenlenir Muhtesem kutsal tapinaklarin Hindu evindeki huzur dolu dindarligin dogaotesi yoga ve bilimin onemi buyuktur Hinduizmde ilk kez M O 800 lu yillarda Brihadaranyaka Upanisad ta ayrintili olarak aciklanan karma ve reenkarnasyon inanclari bulunmaktadir Kisinin hayatinda yaptigi dusundugu duyumsadigi tum olgular ve ussal nitelikler kisinin gelecekteki hayatini ve butun kisilik ozelliklerini alinyazisimi bicimlendirir baska bir deyisle Hinduizme gore kisi farkinda olarak veya olmayarak kendi yazgisini yaratmaktadir Tanri bu yazgiya kotu bir etki birakacak bir sekilde karismaz yani kisinin hayatinda basina gelen kotu olaylarin hicbirinin arkasinda Tanri yoktur ancak eger kisi Tanri ya derin ve icten dua ederse Tanri kisinin karmasina iyi etki edebilir Yuksek cakralarda bulunan akasik bellek kisinin dunya hayatinda goksel boyutlarda ve diger varolus bicimlerinde yaptiklarini dusunduklerini ussal ozelliklerini ruh etkilemeleri biciminde bir nevi kayit etmektedir Inanclar Hinduizmin kabul ettigi inanclar genel olarak sunlardir Vedalar Samhitalar ve Upanisadlar Tanri sozudur ileri duzey ruhsal varliklar olan vahiy yoluyla gelmistir Askin ve ickin olan her yerde var olan hem yaratici hem de yaratilisin kendisi olan ve pek cok bicimde belirebilen ayri bicimlerde adlandirilan her seyi butun canlilari ve evreni kapsayan butun canlilarin yureginde ust ruh olarak var olan tek Tanri Evrenin surekli bir olusma korunma ve yok edilis devrelerinden gectigi sonsuz oldugu Butun canlilarin yaptiklari dusundukleri ve duyumsadiklariyla kendi yazgisini yaratmalari karma etki tepki yasasi Butun canlilarin ruhsal evrimlerini tamamlayip Moksa ya ulasincaya dek yeniden bedenlendikleri reenkarnasyon inanci Butun hayatin ve canlilarin kutsal oldugu saygiyi sevgiyi hak ettikleri zararsizlik ahimsa ilkesi Sadece tek bir dinin gecerli olmadigi butun dinlerin Tanri ya ulasmada cesitli yollar olarak kabul edilmeleri gerektigi Karma cesitleri Hinduizme gore insanin yasaminda basina gelen kotulukler ve yikimlarin Tanri ile ilgisi yoktur Tanri asla hicbir sekilde kotuluge ve yikima neden olmaz Tanri doga yasalarini yaratmasi gibi karma yasasini da var etmistir boylece kisi kaderini kendisi yazmaktadir ancak sevgi olan Tanri eger derin bir sekilde istenirse insanlarin karmalarina iyi etkiye neden olacak bir bicimde karisabilir Hinduizmde Karma uc cesittir Prarabdha Karma karmanin degistirilemez bolumudur dolayisiyla bir sonuc tur ve yasanmak katlanilmak zorundadir Ok atanin attigi oka benzer ok yaydan cikmis ve okcunun artik elden cikan ve yazgisini yasayacak olan ok uzerinde yapabilecegi bir sey yoktur Tek yapacagi Kriyamana Karma yi yani var olan durumunun karmasini en iyi sekilde yapip yeni okunu en iyi sekilde kullanmaktir Kisi butun karmalari temizleninceye ve ruh evrimini tamamlayincaya dek dogum olum dongusunde samsara kalir artik ogrenilecek gelistirilecek bir sey kalmayinca Moksa adi verilen kurtulusa ulasilir ve artik yeniden dogum samsara son bulur Hinduizm in yayilmasiHinduizm gunumuzde Hindistan Nepal Banglades Sri Lanka Bali ve hatta Mauritus Guney Afrika Fiji Singapur Malezya Surinam Trinidad ve Tobago da ve ayrica ozellikle Ingiltere olmak uzere Avrupa da yayilmaktadir Bu yayilma 19 ve 20 yuzyillarda Hint tuccar ve iscilerin buyuk bolumunun goc etmesiyle gerceklesti Sonraki yayilma ise son on yillik surede Hint yabanci iscilerin Basra Korfezi ne goc etmesiyle gerceklesti Veda donemi Max Muller tarafindan ortaya atilan bir teoriye gore M O 2000 yilinda Indus Vadisi Uygarliginin sona ermesinden sonra Kuzey Hindistan dan gelen Aryan Kabilesi o donemden sonraki kulturleri onemli olcude etkiledi Bazi Hint tarihcilerine gore Aryanlar yerlesik kabile olsalardi gunumuze kadar egemenliklerini surdururlerdi Bulunan en eski Hint yazilari Rigveda Sama Yajurveda ve bazi astronomik metinleri de iceren Atharvaveda dir Bu en eski Hint yazilarinin hangi tarihte yazildigina iliskin kesin bilgiler yoktur Bu yazilar hayvan ve bitkilerin kurban edildigi eski dini yasam bicimi abdest sekilleri ilahiler ve tanrilar hakkinda belirli bilgiler verir O zamanlarda henuz ana tanrilardan sayilmayan Visnu Brahma ve Saraswati Tanrilarina gunumuz Hinduizm inde tapilmaktadir Rigveda Tanrilari ovmek ve onlara seslenmek icin soylenen ilahilerden olusur Rigveda Vedalar arasinda en eski ve en onemli olanidir Diger uc Veda da Rigveda nin iceriginden bircok alinti vardir Sama kurban ayini sirasinda calinan sarkilardan olusur Yajurveda bu kurban ayinleri sirasinda okunan siirlerden olusur Atharveda kurban toreni sirasinda yapilan hatalarin affedilmesi amaciyla edilen dualar gibi dusmanlari yok etmek hastaliklardan uzak kalmak icin soylenen agit ve yakarislardan olusur Eski Vedik dininde tapinak ya da tanrinin resmedilmesi gelenegi yoktu Tanrilara kurbanlarin yakilmasiyla tapilirdi Kutsal soma suyu Ghi tereyagi sut ekmek ve bazen de hayvan eti kurban edilirdi Hinduizm eski Hint dinlerinin ve muhtemelen kuzeyden goc eden Aryanlarin dininin farkli sistemlerinin bir araya gelmesidir Tarihi karanlikta kalmis Hindistan a ilk yerlesen insanlarin buyuk bir kismi zaman icinde guneye dogru yerlesmistir Lingam kultu kutsal hayvanlar ve tanricalara tapma gibi unsurlar bu kulture aittir Tarihi kesin olmamakla birlikte M O yaklasik 1200 yillarinda Rigveda da Aryanlarin aksine Tanrilarin kendilerine ozgu doga guclerinin oldugu belirtilmis ve yazilarda altin savas ve tanrinin ozune dair konulardan bahsedilmistir Hakikat olana bilgeler bircok isim takar ona Agni Yama Matarishvan derler Rigveda 1 164 46 Upanisad donemi M O 800 lu yillarda Brahman kast sistemi Hinduizm in bir sonraki gelisim asamasini onemli olcude etkilemistir M O 700 500 arasinda oldugu dusunulen bu yeni duzen Upanisad donemiyle baslamistir Kast sistemi Brahmanlar ve Aranyakaslarda da soz konusu olmus ve Upanisad felsefesiyle tamamen hayata gecmistir Bu uc sinif da Brahman Aranyakas ve Upanisad Hint geleneklerini devam ettirmistir fakat buna ragmen bu siniflar arasinda gecisken sinirlar vardir Brahmanlar karmasik kurban teolojisi gelistirirken Aranyakaslar yerlesim yerlerinin uzagindaki gizli ogretileri inceleyen Orman Kitabi ni ele almislardir Upanisadlar ise mistik esrarli olaylari incelemistir Reenkarnasyon yoga ve karma konulariyla ilgili yuzyildan uzun suren 250 yaziyi bir araya getirip ozellikle 13 Vedikli Upanisadlar sonraki Hinduizm in temelini olusturmuslardir Klasik donem Upanisad doneminin sona ermesi bir donum noktasi olarak kabul edilir Hindoloji de Brahmanizm sonraki zamanlarda Hinduizm olarak adlandirilmistir Muhtemelen M O 500 yilindan itibaren Hinduizm gelenegi bugunku asil seklini almistir Hinduizm geleneginin dili Hint Avrupa dil ailesinden Sanskritcedir Ana Tanrilari Brahma Visnu ve Siva dir Onlarin adina tapinaklar heykeller yapmis torenler ayinler duzenlemislerdir M O 200 M S 400 yillarindaki destanlarda Hindu inancina gore Visnu tanrisinin Krisna ve Rama olarak insan bedenine girdigi yazilmaktadir Marayana ve Mahabharata o doneme ait hala yaygin olarak okunan siirlerdir Mahabharata nin en onemli kismi didaktik siir olan Bhagavadgita dir Bu donemde ayrica cesitli dinlerin sekilleri olusmus Saktizm Shaivism ve Vaishnavism gibi tek tanrilara tapilmistir Brahman ogretisi ise Dharma Sutra ve Dharma Shastra icinde derlenmistir 400 ve 1000 li yillari takiben bircok tarihci ve Puranalar mitolojik ve ogretici yazilari siniflandirmislardir Bu donem ayrica Tantrik geleneklerinin basladigi zamandir Ilk Hindu kurallari 8 yuzyilda filozof tarafindan duzenlenmistir Islamin etkileri 711 yilindan itibaren Sind in Musluman ordulari tarafindan fethedilmesiyle Hindistan da Islam varliginin etkisi gorulmustur Gazneliler Hanedanligindan once duraklama donemi yasayan bu ulke 11 yuzyilin sonunda Gazneliler tarafindan Panjab a kadar genisletilmis Muhammed Ghuri ve eski Delhi sultanlarinin da etkisiyle Kuzey Hindistan in buyuk bir bolumu ele gecirilmistir Bu baglamda Hindistan in isgal edildigini soylemek cok dogru degildir cunku Muslumanlarla olan bu iliskinin temelinde 19 yuzyil Ingiliz somurgeciligine karsi olmalari ve somurgecilik zamanindan once de bu ulkenin cikarlarini korumalari yatmaktadir Aslinda Hindistan ve Ganj bolgeleriyle Budizm in eski merkezlerinden Afganistan ile Orta Asya arasinda yuzyillardir kurulmus bir iliski vardir Fakat buna ragmen Musluman ve Hindularin o zamanki onyargiyla yazilmis tek tarafli tarih kitaplarina baktigimizda farkli hukumdarlarin kendi menfaatlerinin pesinde olup Musluman ve Hindular arasinda derin ve amansiz bir dusmanligin oldugu belgelenmistir Son olarak Kuzey Hindistan daki mevcut siyasi cekismelere ragmen onemli olan oradaki yerel kulturlerin bircok alanda zenginlesmesidir Ornegin mimari edebiyat ve gorsel sanatlar siyaset bilimi ve yonetimi ayni zamanda dini alanlardaki etkilesimler bu kulturel zenginligin ornekleridir Ayrica Panjab da kuzey ve bati Hindistan da sufizm etkisi sadece Muslumanlarda degil digerlerinin de yerel dini kimliklerinin olusmasinda onemli bir rol oynamistir Farkli dinsel uygulamalarin ortaya cikmasi ozellikle aziz sufilerin mezarlari bu etkilesime ornektir 1911 li yillarda Ingiliz somurgeciligiyle yonetilen Gujarat bolgesindeki nufusu yaklasik 20 000 i bulan Musluman Hindular sayesinde bolgede yasayan halkin dini hayat sekilleri kulturleri butunlesmistir 16 ve 17 yuzyillari arasinda Mogollar farkli hukumdarlarin ve soylu Muslumanlarin Ortodokslara verdigi tavsiyelere ve Hint tapinaklarina yapilan yikimlara ragmen Kuzey Hindistan i Islam etkisine almistir Gunumuzde de hala var olan cok sayida Hindu Idaresi yetkilileri ve Mogol saraylarindan ordu komutanlari bir araya getirilmis ozellikle Gujarat bolgesindeki deniz asiri ticaretle ugrasan insanlar uzerinde yogun bir hakimiyet kurulmustur Bu kitada Muslumanlarin hukum surdugu bu donemde Hindistan da yasayan Musluman ve Hindular arasinda genis olcude bariscil bir ortak yasam alani saglanmistir Ayrica Sihizm 16 yuzyilin baslarinda Panjab da dogmustur Mogol Imparatorlugu nun duraklamasi Hinduizm i Hristiyanligi ve Bati dusunce felsefesini karsi karsiya getiren East India Company Ingiliz somurgeciligini Hindistan da uygulayan ve Hindistan in geleneksel yapisi ni cokerten sirkettir yani Dogu Hindistan Sirketi nin Hindistan da etkinlik bakimindan genislemesiyle baslamistir Neo Hinduizm 19 yuzyilda Hindistan ve Avrupa nin karsi karsiya gelmesiyle Hindistan da cesitli dini ve sosyal reform hareketleri ortaya cikmistir Hinduizm deki Kast sistemi ve dullarin yakilarak oldurulmesi gelenegi sorgulanmaya baslanmistir Bu gelismeyle birlikte Hindular daha once hic uzerinde dusunmedikleri birlik butunluk kavramlarini hayatlarina sokmuslardir Neo Hinduizm baslangicindan beri bagimsizlik mucadelesi icindedir Hindistan daki Hristiyan misyonerler Hristiyanlarin kendi dinleriyle ihtilafa dusmelerine neden olmuslardir Avrupali Hindologlarin Sanskritceden Ingilizceye cevirilerinin basilmasi geleneksel kayitlarin Hindistan da cok daha genis bir kitleye ulasip daha anlasilir olmasini saglamistir Cesitli kuruluslarin temeli bu donemde atilmistir 1828 yilinda Ram Mohan Roy tarafindan Kalkutta da kurulan Brahmo Samaj tek tanrili bir yaklasim gelistirmis sekille gosterilemez mutlak ve tek bir Tanri oldugunu belirtmistir 1875 yilinda Dayananda tarafindan Mumbai de kurulan Arya Saman Hinduizm i sonraki olumsuz etkilerden ornegin Puranalardaki bozulmalardan kurtarmayi istemis cok tanriciligi ve Kast sistemini reddetmis ve vahiy kaynagi olarak sadece Veda yi kabul etmistir Her iki kurulus da resimlere tapinmaktan kacinmis sosyal reformlar icin caba sarf etmistir Hristiyan misyonerligini takiben Swami Vivekananda 1897 yilinda Ramakrishna Misyonu nu kurdu Bu misyon ile Vedanta ogretisinin bir din olarak sayilmasi ve tum dunyaya yayilmasini amaclamistir Ramakrishna Misyonu na gore dunyadaki tum dinler ayni gercegi mujdeler Dinlerdeki cesitlilik dinlerin farkliligi sadece gorunustedir Maya Vivekananda nin 1983 yilinda Chicago da Dunya Dinler Parlamentosu nda yaptigi konusmada Hinduizm i ilk defa evrensel bir din olarak belirtmis ve Hinduizm ilk defa Hindistan disinda bir yerde din olarak takdim edilme sansi bulmustur Mamatha Gandi onderligindeki bariscil direnisle Hindistan daki bagimsizlik hareketleri Hint geleneklerine onemli katkilar saglamistir Kutsal metinleriHinduizm dini Budizm den farkli bir vahiy dinidir dolayisiyla cesitli kutsal metinlerin dogaustu varliklarla veya Tanri ile ilgisi olduguna Tanri dan kaynaklandigina inanilir Hinduizm dininde peygamberlik Risi kavrami vardir ancak bu kavram ortadogu dinlerinde algilanan peygamberlik ten oldukca farklidir ortadogu dinlerinde peygamber Tanri tarafindan ozel olarak secilmektedir Hinduizm de ise peygamberlik kazanilan bir olgudur pek cok dogum olum dongusunden gecen oldukca yasli ve deneyimli cok daha ust seviye olan az sayida ruh Tanri ve Deva lar ile cesitli sekillerde iletisime gecebilir vahyi gizli bilgileri Tanrisal hakikatleri alir Hindu kutsal metinleri oncelikle Sruti ve Smriti olarak iki kategoriye ayrilir Sruti Sanskritcede isitilen sey anlamina gelmektedir Sruti nin belli bir yazari bulunmamakta kutsal kisilere Risiler iletilen ilahi kayitlar olduguna inanilmaktadir Vedalar Upanisadlar ve Mahabarata destaninin bir bolumu olan Bhagavad Gita Sruti kategorisi icerisindedir Saivism mezhebinde Siva Agamalari da Sruti kategorisinde degerlendirilir Sivacilara gore Agamalar ayni Vedalar gibi dogrudan Tanri dan kaynaklanmaktadir vahiydir ve en az Vedalar kadar eskidir binlerce yil boyunca sozlu gelenek ile nesilden nesile aktarilmistir Diger uc mezhepte Agamalar Smriti olarak kabul edilir Smriti ise Sanskritcede hatirlanan korunmaya deger sey anlamina gelmektedir Dindeki otoriteleri Sruti den sonra gelir Smriti nin alt kategorileri sunlardir Agamalar Mantralar Tantralar ve Yantralari iceren felsefeler Dharma Sastra Kurallar kanunlar Dyasanalar Vedantayi da iceren felsefeler Mahakavyalar Destanlar Mahabarata ve Ramayana destanlarinini icerir Puranalar Masallar veya Yazmalar Sutralar Atasozleri veya aforizmalar 18 Ana Smriti nin isimleri Kutsal yazilar Samhitas ve ayrica Brahman lar Aranyakas lar Upanisadlara ait diger uc yorum bolumlerinden olusan Dort Veda Hinduizmin en kutsal yazilarini olusturur Bunlar sozcuk koku her seyin sahibi olan Tanri Rishis sahip olan anlamina gelen Shruti olarak adlandirilirlar Insanlarin dusunceleriyle yazdiklari varsayilan diger tum yazilara Smritri denir Ramayana Mahanharata Bhagavad Gita ve Puranalar bu Smritrilerden bazilaridir Vedalarin onceleri esrarli ve anlasilmasi zor yazilar oldugu dusunulmustur Smitriler ise daha kolay anlasilir daha taninmis ve Hindular tarafindan daha cok okunmustur Mezhepler ve ogretilerHint dinlerindeki gelismeler sonucu Hinduizm adini alan din Brahmanlarin hakimiyet sagladiklari donemde ise Brahmanizm terimi ile ifade edilmistir Gunumuzde Hinduizm ve Brahmanizm terimlerinin birbiri yerine kullanildigi bilinmektedir Yaygin bir anlayisa gore Hinduizm ve Brahmanizm terimleriyle en eski Vedalar doneminden gunumuze ulasmis bulunan Hintlerin inanc dusunus his ve hayat tarzlari kastedilmektedir Hint yarimadasindaki halkin cogunun dini inanc ve geleneklerini ifade ettigi icin Hinduizm terimini kullanmaktadir Hindular ise dinlerini Sanatana Dharma yani ezeli ve ebedi din veya baki din diye adlandirirlar Bu dine mensup kisilere de sanatani yani baki denir Tarihi kayitlardan elde edilen bilgilere gore takriben M O 1500 yillari civarinda Dogu Avrupa dan gelen Aryanlar Hindistan i ele gecirirler Iki farkli halkin birbiriyle karismasi sonucu dini inanc ve geleneklerde birbirine karisir Koku yuzyillar oncesine kadar uzanan bu karisim sonucu bugunku Hinduizm ortaya cikar Aryan Istilasi gorusune katilmayan pek cok Batili arastirmaci ve bilim insani da bulunmaktadir Bu iki irkin karisimindan meydana gelen bu gelisme bes devreye ayrilir Vedalar donemi Upanisadlar donemi Klasik donem Orta Cag daki ilahiyat felsefe gelisme donemi Modern donem Hinduizm yaklasik dunya nufusunun 12 sini olusturur Hinduizmin tespit edilebilmis belli bir kurucusu bilinmedigi gibi kendine mahsus bir inanc sistemi ve kitabi da yoktur Hinduizmin temelinde Brahma Mutlak Varlik inanci yatmaktadir Bu husustaki genis bilgiyi Hinduizmin kutsal metinleri olan Veda larla Brahmana larda bulmak mumkundur Hinduizm sinirsiz bir vatan sevgisi ve baglilik duygusu kavramlari uzerine kurulmus toplumsal ve siyasi olgularin bir ozel goruntusudur Hinduizmin bir ilk lideri temel tebligi bildiren bir ilk kurucusu olmadigi icin bir anlamda kurucularinin kalabalik oldugu soylenebilir Hinduizm batida bazi cevreler tarafindan anlasildigi aksine yoresel etnik bir din olmayip butun canlilarin ve Evren in dini oldugunu iddia eden evrensel bir dindir Hinduizm de ortak bir kurucu yoktur Her mezhebin baglayici olan kutsal bir kitabi vardir Ornegin Vishnuitelerin Bhagavatapurana Shaktianlarin Devi Mahatmya si tanrilara ibadet etmek icin kullandiklari temel eserlerdir Buna ragmen Upanisadlar ve Mahabharata nin bir parcasi olan Bhagavad Gitalar ile Vedalar tum Hindular icin asil kutsal kitaplardir Ilk gorunuse gore Hinduizm cok tanrili bir din degildir Batidaki Din bilimciler ve Hindologlar Hinduizm i Henoteizm olarak betimler Henoteizm bir tanriya inanmakla birlikte diger tanrilarin da var oldugunu kabul etmektir Yani tek bir tanri vardir monoteizm Ancak tek bir tanri diger butun tanrilarin basinda yer almaktadir politeizm Hindu Ogretileri Evren i bir duzen butunu olarak ele alir Evren gercek ve ahlaki kurallari iceren dunya yasasi olan Dharma tarafindan yonetilir Hindularin asil ibadet yerleri kendi evlerinin yanindaki tapinaklaridir En buyuk tapinaklari ve hac merkezlerinden biri Guney Hindistan da bulunan Tirumala Tirupati dir Kuzey Hindistan daki Ganj uzerindeki kutsal Varanasi sehri her zaman Hindu hacilarinin akinina ugramaktadir Karma ve samsara Karma ve Samsara M O 6 yuzyildan beri bulunan yazilarda gecen ve Hinduizm in temelini olusturan kavramlardir Bunlar sonsuz Yeniden Dogus Dongusu Reenkarnasyon ve Samsara kavramlarinin ustesinden gelme anlami tasir Upanisadlar zamaninda bireylerin ruhunun yani varligin ozunun Atman in evrensel ruh Brahman la ozdeslesmesi maneviyat bilicinin gelismesiyle basarilmistir Her insan hem evrensel hem de sosyal yasa olan erdem ahlak durustluk bilgelik ogretisi Dharma yi uygulamak zorundadir cunku bu yukumlulukler iyi ya da kotu eylemlerin sonucu olan Karma yi etkiler Hinduizm de ayrica genelgecer kural olan sadharanadharma vardir Sadharanadharma siddetten uzak kalma Ahimsa dogruluk durustluk Satya sabir Ksanti kendine hakim olma Dama iyilikseverlik Danam misafirperverlik Ahithi gibi gorevlerin her birey tarafindan uygulanmasidir Bu erdemler bu ozellikler tum insanlar icin ayni olcude gecerlidir ve bundan baska ortak bir yasa yoktur Svahdharma ise farkli toplumsal tabakalarin icindeki belli gruplari baglayici gorevlerin var oldugunu belirtir Buna gore Kshatriya kastina mensup bir savascinin savas nedeniyle birini oldurmesi gerekebilir Bu savascinin bir dusmani oldurmesi onun Dharma yasasi gorevi oldugundan Karma sini kotu eylem olarak etkilemeyebilir Ancak birinin bencilce kendi egolari icin baska birini oldurmesi cok kotu Karma sonuclari dogurabilir Karma ve Dharma inanci cok guclu bir ahlaki ve manevi iliskiyi birlestirir Gorunen tum haksiz acilari ve sosyal esitsizlik konularinin gizemini Karma ogretisi aciklar Insanlarin eylemleri ve bu eylemlerin kisileri nasil etkiledigi baglaminda Mahabharata da bircok ifade vardir Bu konuda en yaygin kani amellerin yapip edilen her seyin sonucunun kendi kendine ortaya ciktigidir Ayrica bu konuyla ilgili farkli ifadeler de vardir Dunyevi duygulara bagli kalmanin iki sebebi cehalet avidya ve arzulara lobha yenik dusmektir Bu sebepler duyu organlarinda huzursuzluga ve kisinin kararlarinda karisikligina yol acar Bu durum idrak etmeye kavramaya engel olur Ameller dusunme organlarina manas baglantilidir Kavrama yetisi ve vucudun dogasi bozulur Yapilan eylemlerin sonuclari konusunda bircok yorum vardir Ruh olumden sonra bedenden ayrilir ve Karmalari olcusunde yeniden dogar Ve bu yeni bedende Karmalarinin karsiligini bulur Iyi Karma si olan gecici mutlulukla sinirlandirilmis Cennet i elde eder buna karsi kotu Karma si olan Cehennem de kalir fakat hep ayni durumda degil Karmalarina gore bazen de bir hayvana donuserek yeniden dogarlar Tum iyi ameller dini kazanclar saglar ve boylece Karmalar azalir Inananlar dini ayinlerle oruc tutma kutsal gordukleri sehir Benares e hacca gitme Brahmanlara hediye verme herkese karsi yardimsever olma ve tapinak insa etmeyle dini kazanc elde etmeyi umarlar Insan ozgurdur ve kendi Karma sindan kendisi sorumludur Karma neden sonuc yasasi anlamina gelse de bazi Bhakti kosulsuz affeden merhametli Tanri inananlari Tanri Bhakti nin onlarin Karmalarini yok edecegine ve insanlari kurtaracagina guvenirler Fakat asil onemli olan kotu eylem yapildiginda bile temiz niyetli olmak ve bencil cikarci olmamaktir Bu ifadeler duzenli calismanin temelini olusturur Insanlar iyi sonuclar almak ve kazanmak icin bir seyler yaparlar Bu durumun tersi ise hicbir sey yapmayanlar nivritti egilimi dusuncesidir Bu dunyadan elini ayagini ceken insanlarin yoludur Onlara gore aci dolu yasamin sebebi yasama arzusu icinde olmaktir yeniden dogus ise sadece insanin eski varliginin yeniden canlanis bicimidir Insan calisarak dunyaya baglanir calismadan ve bilgelikle de kazanabilirler Insanin tum bu dunyevi kazanclardan vazgecmesi insana sakinlik hissi verir Her iki dusunce de dunya icin calisanlar pravritti ve calismayanlar nivritti Mahabbarata destaninda Bhagavadgita icinde yer alir Ayrica Gita da yer alan Krisna nin da Yoga yi tercih ettigi yazilir Goklerin Tanrisi Indra ve Kralice Kunti nin oglu Arjuna nin bu konudaki sorusuna Krisna su sekilde cevap verir Icap eden hangi eserse onu tamamla zira eylemek bir sey yapmamaktan iyidir bedenin islemleri dahi bir eylemde toplamalisin Feragatten dogmayan her bir eylem yeryuzu varligina baglanmak demektir bu nedenle bir eser olustur ama ona baglanma bkz Budizm Ana akimlariVisnuizm ve Sivaizm Hinduizm in en onemli mezhepleridir Visnu inancina gore yuce Tanri Visnu dunyada cok farkli bedenlerde kendini gostermistir Visnu evrensel duzenin Dharma bozulup onun kurtarisina ihtiyac duyuldugu zaman dunyada bedenlenmistir Avatar Bilinen diger on enkarnasyon bedenlenis bedenlenme Rama ve Krisna altinda gerceklesir Enkarnasyon ogretisine gore en yuce Tanri Visnu diger tum Tanrilarin ve dunyadaki tum nesnelerin yaraticisidir Bazi Visnuizm okullari tek Tanri gorusunun aksine Monistik dusunceyi savunur Visnuizm de en cok kisisellestirilmis Tanri Bhakti onemlidir Sivaizm de Siva nin en yuce oldugu diger tanrilar uzerinde buyuk bir gucu oldugu ve onlari yarattigi varsayilir Siva nin kendilerini yeniden yaratmak icin Himalayalar da meditasyon yapan ve dunyadan periyodik zamanlarda yok olan Asketelerin tanrisi oldugu kabul edilir Siva ya Nataraja goruntusu haric genelde antromorfem biciminde degil Lingam semboluyle tapilir Sivaizm e inananlar Siva Siddhanta gibi Dualist Sinne Sankara gibi Monist ya da Sivaizm deki Kaschmirler gibi de olabilirler Sivaizm deki bazi mezheplerde Yoga buyuk onem tasir Sivaizm ve Visnuizm gibi Saktizm in yapisi da onemli bir rol oynar Yeniden dogus ve kurtulus Tanrilar insanlar ve hayvanlar Hindu inancina gore dunyanin Yuga zamanindan beri birbirini takip eden bir dongu icinde Samsara yasarlar Ayrica insanlarin yaptiklari iyi veya kotu seyler de birikir Bu Hindu inanclarinda yapilan her seyin neden ve sonucundan insan kendi sorumludur yasasina gore Karma insanlarin eylemleri dogrultusunda onlarin Yeniden Dogus unu Reenkarnasyonu etkiler ve Tanri nin bir parcasi olan Atman la insanin kurtulusu baslar Fakat Ruh herkeste farklidir ve Tanri nin bedenlenisi evrenseldir evrensel bilinc ise aynidir Ruhun gelisimiyle kisisel kurtulus ancak uc yontemin uygulanip gerceklesmesiyle olusur Bunlar Bhakti Yoga ibadet edilen Tanri nin sevilmesi Karma Yoga eylemlerin yolu ve ayrica Jnana Yoga bilinclenme yolu Bazen dorduncu yol olarak Raja Yoga kralin yolu da cogu zaman bu yontemlerden biri olarak anilir Kutsal inek ve vejetaryen beslenme Budizm deki vejetaryenlige ve hayvanlarin siddet uygulanarak oldurulup avlanmalarina tepki olarak Ahimsa siddete karsi olma mantigiyla Hindular et ile beslenmeyi kesin olarak yasaklamistir Tabii ki bu durum Vedik zamaninda farkliydi cunku o zamanki yasam kosullari farkliydi Bazi Hindu yazilarinda sigir etinin kurban eti oldugu zaman yenilebilecegi yazar Hindular vejetaryenligi ahlakli bir yasam bicimi olarak gorurler onlara gore et bir katliam urunu ve pistir Brahmanlarin beklentisine uygun olarak halkin her kesiminde vejetaryenlik vardir Hindularin hemen hemen tumu sigir etini yemeyi reddeder 2004 nufus sayimina gore Hint halkinin 25 i vejetaryendir Bu durum eyaletlerde degisiklik gosterebilir ornegin Gujarat halkinin 69 u vejetaryen iken Tamil Nadu halkinin sadece 21 i vejetaryendir Hint mitolojisinde inek cok farkli sekillerde konu edilmistir Tanri nin bedenlendigine inanilan Krisna bir taraftan Govinda yani inek cobani diger taraftan Gopala kisacasi ineklerin koruyucusu olarak betimlenir Onun esi Radha ise Gopi yani coban kiz ve ayrica Tanri Siva nin binek hayvani boga Nandi dir Eski Hint kulturu de bizlere dort bin yildan uzun bir suredir ineklerin ozel degerleri oldugunu gostermektedir Buna ragmen okuzler kurban edilip yenilmekteydi Bu durumun ne zaman ve nasil degistigi hala netlik kazanmamistir Kultur antropologu Marvin Harris bu degisimi ve degisen ekonomik kosullarin nedenlerini arastirmis ve devlet gelirleriyle nufus yogunlugunun yeterince okuz almaya yeterli olmadigini ve et ile beslenmek icin gerekli besin kaynaklarinin ulasim hayvani olarak kullanildigini ortaya koymustur Bu kosullar ineklerin kurban hayvani olarak oldurulmemeleri konusunda kesin bir tabu olusturmustur ve inek eti gunumuzde de hala yenmemektedir Ilginc olan ise Brahmanlarin eski zamanlarda ayinlerinde sigirlari kesip kurban etmeleri ve sonradan sigirlarin korunmasi icin en kati kurallari yine onlarin koymalaridir Hinduizm de kast sistemi Sinif farkliliklari gozetme ayrimcilik sebebiyle anayasada yasak olmasina ragmen Hindistan da yasayan Hindular arasinda belli ayrilma kast sistemi toplumda hala gorulmektedir Kast sisteminin temel ilkesi dogumdan itibaren tum insanlar arasinda gorevlerin haklarin sorumluluklarin ve gucun kesin cizgilerle ayrilmis olmasidir yani sosyal siniflar arasinda bir ucurum yaratmaktadir Ayri bir sinif olan Varnalar icin yasamlarinin her alaninda uyguladiklari cok farkli dini kurallar ve ibadet kurallari vardir Tum kastlarin kendi ozel yasamlarinda yapmakla yukumlu olduklari sorumluluklari yerine getirmeleri mutlak zorunlu yukumlulukleri Dharma vardir Bu sorumluluklarin ihmal edilip uygulanmamasi ahlaka uygunsuz ve kotu olarak Adharma gorulur Kisilerden beklenen ait oldugu kastin gerektirdigi gorevleri yerine getirmesi hayatindan memnun olmasi ve kast icindeki herkesle iyi gecinmesidir Toplum dort sinifa ayrilmis olup siniflarin vasiflari ve gorevleri sunlardir Brahmanlar Kutsal yazilari olan Vedalari incelerler Dini egitim verirler ve dini ayinler duzenlerler Kshatriyalar Ksatriya Savasci siniftir Gucsuzleri korur krallar gibi adil davranir Brahmanlari korurlar ve onlarin dini egitimlerini destekler dini calismalarina halki tesvik ederler Vaishyalar Vaikya Cobanlar ve tuccarlardan olusan kasttir siniftir Ticaret ve tarimla ilgilenerek ulkenin zenginligini arttirirlar Shudralar Sudra Hizmetci kasttir Aryan olmayan halktan olusur ve diger uc sinifa Brahman Kshatriya ve Vaishyalara hizmet ederler Bu dort ana kast disindakiler ise Dalit Dokunulmazlar olarak adlandirilir ve tuvalet temizligi sokak temizligi gibi islerden de sorumludurlar Dalitlerin durumunu daha da duzeltmek icin yonetim kamusal alanda bircok sektorde is alani yaratmis ve onlarin haklarini koruma altina almistir Lonely Planet 11th Edition S 58 Kastlar jati denilen binlerce aile gruplari veya sosyal topluluklardan olusur Bir birey olarak bir kasta bagli sekilde dogarlar ama bazen de mesleki faaliyetlerine yeteneklerine gore siniflandirilirlar Tanri nin goruntusuCesitli Hindu gelenekleri ve felsefeleri Tanrilari farkli sekillerde resmeder Baslica mezhepler Shivaismus Saivizm Vishnuismus Visnaizm ve Shaktismus da Saktizm tapilan Tanrilar kadin bicimindedir Brahma Siva ve Visnu Trimurti uclusu olarak tanimlanir Siva ve Visnu nun cok farkli bicimleri ve sayisiz isimleri vardir ve bunlara ibadet etmek cok yaygindir Brahma ise su anda sadece mitolojide gecer ona ibadet edilmez onun yerini alan Sakti ve Tanrica Saraswati ye ibadet edilir Bunlarin disinda Siva ve Parvati nin ogullari sayilan fil basi gorunumlu Ganesha ve ayrica Visnu tanrisinin yeryuzundeki bedenlesmis hali Avatar olarak Ramas in kolesi olan Hanuman gibi cok farkli sayida goruntuleri vardir Ayni zamanda Buyuk Tanrica olarak anilan bagimsiz olan Mahadevi ve Durga gibi ya da erkek tanri olarak anilan Saraswati ve Lakshmi gibi tanrilarin kadin esleri taraflari olarak anilan cok sayida Tanrica vardir Inananlarin cogu herhangi bir tanriya ibadet etmekle butun tanrilara ibadet edildigini cunku tum goruntulerin tek oldugunu varsayarlar Krisna nin inanlari gibi en yuksek onurlu tek tanriya ibadet edenler ise diger Tanrilari onun yardimcisi olan Deva olarak kabul ederler resimlerle ve heykellerle ibadet etmek cok yaygindir fakat buna ragmen Hindularin cogu bu bicimlere tapildigini reddeder Hinduizm turleriHindolog Axel Michaels Hindu dinlerini uce ayirmistir Brahman Sanskrit Hinduizm Hindu halk veya kabile dinleri ve tarikat cemaatlerin dinleri olarak ayrilan bu turlerin her biri genel kabul gormemektedir Brahman Sanskrit Hinduizmi Bir kismi cok tanrili bir kismi tek tanrili olan yogun ibadet merasimleri yapan Brahman Rahiplerinin dinidir Vedalar otorite olarak kabul edilmektedir Bu din Hinduizm ile ilgili yapilan tum arastirmalarda on plandadir ve halk arasinda en cok saygi goren dindir Hindu halk ve kabile dinleri Yerel ve genel siniflandirmayi asan bayramlari ve cesitleri ibadet turleri olan ayrica sozlu gelenekleri halk diliyle yazilmis eserleri bulunan cok tanrili ve kismen animistik tum varliklarin ve dogal cisimlerin canli bir ruhunun olduguna inanan dusunce dinlerdir Bu dinlerin kendi rahipleri ve taptiklari yerel Tanrilari insanlari etkisi altina aldigina inandiklari ve tanrilastirdiklari ruhlari ve kahramanlari vardir Ibadet turleri Brahman Sanskrit Hinduizm inden karisiktir Tarikat ve cemaatlerin dinleri Vishnuitisch Srivaishnava Pancharatra Ramanandi Naga Tyagi vb Shivaitisch Dashanami Natha Pashupata Aghori Synkretistisch Smarta Arya Samaj Brahmo Samaj Ramakrishna ve Vivekananda vb Misyoner Guru Dinleri Sathya Sai Baba Mata Amritanandamayi Maharishi Mahesh Yogi vb Hint TeolojisiBazi Hindu akimlari en yuce Tanri anlamina gelen Isvara ya inanirlar Bazilari da onu Deva olarak adlandirir Onlar ayrica bu kavrami Isvara ve insan arasinda bulunan Tanri yari Tanri Melek goksel varliklar veya Ruh olarak da kullanirlar En ustun evrensel ruh anlamina gelen Brahman Hinduizm deki en onemli kavramlardan biridir Brahman tasvir edilemeyen her seyi bilen her seye gucu yeten bedensiz cisimsiz her yerde olan ilk sonsuz ve asil olan mutlak tukenmez guctur Baslangici ve sonu olmayan tum Evren de var oldugu bilinen tum kaynaklari ve maddeleri akla mantiga sigmayan ya da mantikli olan her seyi sebepleriyle kapsayan guctur Upanisadlar onu Evren in bolunemez sonsuz ozu her seyin icinde ve herkeste var olan guc olarak tanimlarlar Bu insani tasviri olmayan Tanri Bhagavad Gita orneginde oldugu gibi kisisel bir tanri seklinde tasvir edilerek tamamlanir ve goruntuyle kisisellestirilerek bu Tanri yi temsil eder Burada kisisellestirilen tanri Isvara ya da yuce Prusa gorunen dunyanin ustundeki hareketsiz duran Brahman i betimler Advaita Vedanta ya gore insanin varolus ozu Brahman la aynidir Bu oze ise Atman denir Bu ozdesligi esasinda her insan fark edebilir Advaita Vedanta M S 788 820 yillarinda Sankara ogretisiyle bu doktrini butunlestirmeyi amaclar ve dunyanin goruntusunu bir hayal bir aldanmadan ibaret oldugunu dile getiren kavram Maya olarak tanimlar Var olan her sey Tanri nin bir parcasidir dusuncesinin tersine Ramanuja nin Vishishtadvaita ogretisine gore kisisel ruh ve Tanri arasinda niteliksel bir fark vardir Bir diger tarafta ise Madhva nin Dualizm dualistik Vedanta felsefesindeki ruh ve Tanri arsindaki keskin farkliliklar vardir Hindu aile yapisiNormalde geleneksel aile yapsinda aile reisi babadir Para isleri evlilik gibi tum onemli konularda baba karar verir Geleneksel Hint aile yapisinda anne erkek cocuk bagi cok sikidir Cogu zaman erkek cocuk evlendiginde evde kalacak yer oldugu takdirde esi ile ebeveynlerinin evinde yasar Kiz cocuklarinda ise durum farklidir ve onlar evlendikleri erkekle yasamak uzere evden ayrilir Bu durum genc es icin kolay degildir cunku evlenip gittigi ailede cocugu olana kadar cok az hakka sahiptir Ozellikle de erkek cocugu oldugu zaman ailedeki konumu duzelir Buyuk kadinlar adiyla anilan kaynanalarin cok ciddi konumlari ve belli otoriteleri vardir Evlenmemis kadinlarin Hindu geleneklerinde sosyal yeri yoktur Bekar kadinlar Hindistan da genelde tek baslarina kalmazlar ebeveynlerinin evinde yasarlar Esler arasindaki iliski ilk olarak yararci faydaci bir yaklasimdir Gorucu usulu evliliklerde aile egitim ve konum gibi ozelliklerin uygunlugu dogrultusunda es aranmaktadir Hindistan da Ask sonra gelir denir Bu su benzetmeyle de somutlastirilir bir tencere su gibi tencereyi once ocaga koyarsin daha sonra piser Ask evlilikleri de gunumuzde gittikce artmaktadir Dort adimda yasam modeli ise ideal olandir buna gore okul yasamindan sonra bir aile kurmak ilk cocugun dogumunun oncesinde kendi hayatlarini yasamak icinden gelen dini vecibeleri yerine getirmek ve son olarak kendini kurtulusa huzura adamak en ideal yasam bicimidir Hinduizm de kadinin yeri ve onemi Hinduizm de kadinin rolu yuzyillardir hatta binlerce yildir surekli bir gelisme gostermektedir Farkli Hindu kulturleri ve degisen yasam kosullariyla birlikte kadinin onemi de artmaktadir Bazi kanun koyucular tarafindan kadinlarin kutsal Vedalari okumasi yasaklanmasina karsin Rigveda da yer alan bazi ilahiler kadinlar tarafindan yazilmistir Brhadaranyaka Upanishad da Vachaknu Gargi ve Yajnavalkya tarafindan egitilen kizlarla ilgili bir diyalog da mevcuttur Svayamvara gelenegi kelime anlami kendi kendine secme bu zamanlarda baslamistir Yani kraliyet sarayindaki kadinlar siradan biriyle degil damat adayligi soz konusu olan birini kendileri secerek evlenmislerdir Ana torenlerinden biri olan ergenlige adim atan gence yapilan dini toren onceleri sadece erkek tarafinda ya da ust sinif kastlarda yapilirdi Dvijatiler tarafindan yapilan dini toren ikinci kez dogum u simgeler Dogal dogumdan sonraki Upanayana toreni kulturel gelenege gore yeniden dogumu temsil eder Hint mitolojisinde buyuk onem tasiyan bir destan Ramayana da Visnu nun avatarlarindan biri olan Rama nin esi Sita Hindular icin cok onemli bir kadin ornegidir Fedakar es Sita gunumuzde de hala ideal es degerini tasir Modern Hint edebiyatinda ve Hint feminizminde Sita onemli bir kadin modelidir Bir taraftan bugunun modern kadini bakis acisiyla degerlendildiginde Hindu geleneklerinin kadinlarina tum haklari verdigi pek soylenemezken diger taraftan Profesor H H Wilson a gore kadinlar daha once hicbir zaman eski cagdan kalan uluslar gibi mesela Hindularin kadinlara verdigi kiymet gibi bir kiymet gormemistir Annelik Hinduizm de kadinin en onemli gorevi anneliktir Hamilelikten doguma kadar her asamada cocugun ve annenin bedensel ve ruhsal sagliginin korunmasi icin kutsama seremonileri yapilir Onceleri kadinlar daha cok erkek cocuk istemistir cunku erkek cocuk tum ailenin devamliliginin guvencesi garantisidir Hindular genelde kiz cocugu sahibi olmak istemez gunumuzde de bazi ailelerde kiz cocugu bir yuk yukumluluk gibi gorulmektedir Cunku kizlarin evlenmelerinde ceyiz hazirligi yapmak zorundadirlar ve birden cok kizi olan aileler icin ceyiz masraflarinin aileyi fakirlestirdigi dusunulur Bu sorunla birlikte kiz cocuk cenininin kurtajla alinmasi artmistir Buna ragmen ozellikle sehirde yasayan bircok modern Hindu arasinda kiz cocuklarinin ebeveynleri yaslandigi zaman onlara bakacagi dusuncesi gittikce artmaktadir Kaynakca The religious traditions of Asia religion history and culture Joseph M Kitagawa Hoboken Routledge Taylor and Francis 2013 ISBN 978 1 136 87590 8 OCLC 858230282 a b c d Knott Kim 2016 Hinduism a very short introduction 2 bas Oxford Oxford University Press ISBN 978 0198745549 Kaynak11 Subat 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Ayrica bakinizHindistan da din Bhagavat Gita Brahman Dharma Kali Yuga Karma yasasi Mantra Moksa Sanskritce Sri Ramakrishna Sri Chandrasekharendra Saraswathi Swami Rama Sankara Yoga Hinduizm de kullanilan malzemeler listesi Hinduizm tarihi Hinduizm metinleri Pakistan da Hinduizm Hindistan da Hinduizm Sri Lanka da HinduizmTurkce kaynaklar Ananda Coomaraswamy Hinduizm ve Budizm Kaknus Yay 2000 D S Dharma Hint Dini Tarihine Giris Atac Yayinlari 2006 Emil Senart Bagavadgita Rabb in Ezgisi Ruh ve Madde Yay 1998 Kim Knott Hinduizm in ABC si Kabalci Yayinlari 2000 Korhan Kaya Hinduizm Dost Kitabevi 2001 Korhan Kaya Hintlerde Tanri Kaynak Yay 1998 M G Gandhi Bhagavad Gita Kaknus Yay 2004 Maharishi Mahesh Yogi Bhagavad Gita Sistem Yay 2003 Mehmet Ali Isim Upanisadlar Tanri nin Solugu Dergah Yay Paul Dare Hintlerde Ak ve Kara Buyu Shankara Tefrik Etme Hazinesi Dergah Yay Sri Krisna yi Guzel Gercegi Arayis Saraswati Yayinlari 2005 Swami Nikhilinanda Hinduizm Ruh ve Madde Yay 2003 Dis baglantilar108 Upanishads15 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bhagavad Gita14 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Himalayan Academy Online Books17 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sacred Texts Hinduism9 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Spiritual Library 10 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tantrik Texts16 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Works of Shankaracharya12 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde