Âdet döngüsü, kadın üreme sisteminde (özellikle rahim ve yumurtalıklar) oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişimdir. Döngü oosit üretiminde ve rahmin hamilelik için hazırlanmasında gereklidir. Kadınların %80 kadarı âdetten 1-2 hafta önce bazı semptomlar yaşadığını bildirmiştir. Bu yaygın semptomlar arasında akne, memelerde hassasiyet, şişkinlik, yorgunluk hissi, sinirlilik ve ruh hâli değişiklikleri yer almaktadır. Bu semptomlar, gündelik hayatı etkiler ve bu nedenden ötürü bu durum, kadınların %20 ila 30'unda premenstrüel sendrom olarak nitelendirilir. %3 ila 8 oranında şiddetli geçer.
İlk regl, genellikle on iki ila on beş yaş arasında başlar, bu da zaman zaman menarş olarak bilinir. Bazen sekiz yaşında da başlayabilir ve bu başlangıç normal olabilir. İlk reglin ortalama yaşı, genellikle gelişmekte olan ülkelerde geç iken gelişmiş ülkelerde erkendir. Bir reglin ilk günü ile sonraki reglin ilk günü arasındaki tipik süre, genç kadınlarda 21 ila 45 gün iken yetişkinlerde 21 ila 35 gündür (ortalama 28 gün). Âdet, genellikle 45 ila 55 yaş arasında meydana gelen menopozdan sonra meydana gelmez. Kanama genellikle 2 ila 7 gün sürmektedir.
Âdet döngüsü, hormonal değişiklikler tarafından yönetilir. Bu değişiklikler hamileliği önlemek için kullanılarak değiştirilebilir. Her döngü, yumurtalıktaki (yumurtalık döngüsü) veya uterustaki (uterus döngüsü) olaylara dayanarak üç faza ayrılabilir. Yumurtalık döngüsü, foliküler faz, ovülasyon ve luteal fazdan oluşurken, uterus döngüsü âdet, proliferatif faz ve salgı fazına ayrılır.
Yumurtalıktaki foliküller, hormonların karmaşık bir etkileşiminin etkisi altında gelişmeye başlar ve birkaç gün sonra biri veya bazen ikisi baskın hâle gelir (baskın olmayan foliküller küçülür ve ölür). Luteinizan hormon (LH) dalgalanmalarından 24-36 saat sonra yaklaşık olarak döngü ortasında baskın folikül, ovülasyon denilen bir olayda, bir ovosit salgılar. Ovülasyondan sonra yumurtalıktaki baskın folikül kalıntıları bir korpus luteum haline gelirken yumurtalık, döllenmeden sadece 24 saat veya daha az yaşar. Bu vücut, büyük miktarlarda progesteron üretme işlevine sahiptir. Progesteronun etkisi altında rahim astarı, hamilelik meydana getirmek için bir embriyonun potansiyel implantasyonuna hazırlanmak üzere değişir. İmplantasyon yaklaşık iki hafta içinde gerçekleşmezse korpus luteum hem progesteron hem de östrojen seviyelerinde keskin bir düşüşe neden olacaktır. Hormon düşüşü, uterusun âdet denilen bir süreçte astarını dökmesine neden olur. Âdet de yakından ilgili primatlarda (insansılar ve maymunlar) ortaya çıkar.
Başlangıç ve sıklık
Ortalama menarş yaşı 12-15'tir. Bazen yaş, sekize kadar inebilir ve bu durum, normal olabilir. Bu ilk regl, genellikle gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha geç başlayabilir. Ortalama menarş yaşı ABD'de yaklaşık 12,5;Kanada'da 12,7;Birleşik Krallık'ta 12,9 ve İzlanda'da 13,1'dir. Genetik, beslenme ve genel sağlık gibi faktörler zamanlamayı etkileyebilir.
Bir kadının üreme döneminin sonunda âdet döngüsünün durması, menopoz olarak adlandırılır. Kadınlarda menopozun ortalama yaşı 52'dir ve 45 ile 55 arasında herhangi bir yaş aralığı yaygındır. Sanayileşmiş ülkelerde 45 yaş öncesi menopoz erken sayılır. Menarş yaşı gibi, menopoz yaşı da büyük ölçüde kültürel ve biyolojik faktörlerin bir sonucudur; bununla birlikte, hastalıklar, bazı ameliyatlar veya tıbbi tedaviler, menopozun, diğerlerinden daha erken gerçekleşmesine neden olabilir.
Bir kadının âdet döngüsünün uzunluğu, biraz daha kısa ve biraz daha uzun şeklinde tipik olarak biraz değişir. En uzun ve en kısa döngüleri arasında sekiz günden daha az bir süre farklılık yaşayan bir kadının düzenli âdet döngüsüne sahip olduğu kabul edilir. Bir kadının dört günden uzun süren döngü uzunluğu değişimleri yaşaması alışılmadık bir durumdur. Sekiz ila 20 gün arasındaki uzunluk değişimi, orta düzensiz döngü olarak kabul edilir. Bir kadının en kısa ve en uzun döngü uzunluğu arasındaki 21 gün veya daha uzun bir süre değişimi, çok düzensiz kabul edilir.
Ortalama âdet döngüsü 28 gün sürer. Âdet döngüsü sürelerinin değişkenliği 25 yaşın altındaki kadınlar için en yüksek ve en düşüktür ve en düzenli dönem 25 ila 39 yaş aralığıdır. Daha sonra bu değişkenlik, 40-44 yaş arası kadınlar için biraz artar.
Tıbbi etkiler
Nörolojik problemlere sahip bazı kadınlar, her âdet döngüsünün belirli dönemlerinde bu problemlerinde artış tecrübe edebilirler. Örneğin östrojen oranlarının düşmesinin, özellikle birey doğum kontrol hapı kullanıyorsa, migren oluşumunu tetikleyebildiği bilinmektedir.Epilepsi hastası pek çok kadın, âdet döngüleri ile bağlantılı olarak daha fazla nöbete girerler ve bu duruma "" denir. Bu durumun oluşumunda, menstrüasyon zamanı ile çakışan veya yumurtlama zamanı ile çakışan nöbetler gibi, farklı örüntüler vardır ve oluşma sıklığı kesin olarak tespit edilmemiştir. Belirli bir tanım kullanarak, bir grup bilim insanı inatçı parsiyel epilepsiye sahip kadınların yaklaşık üçte birinin katamenial epilepsisinin de olduğunu bulmuştur. Progesteronun azalmasının ve östrojenin artımasının nöbetleri tetikleyebileceği ve bu durumun hormonal bir etkiden kaynaklandığı önerilmiştir. Yeni çalışmalar yüksek doz östrojenin nöbetlere sebebiyet verebildiğini veya kötüleştirebildiğini, yüksek doz progesteronun ise antiepileptik etkileri olabileceğini göstermiştir. Tıbbi dergilerce yürütülmüş çalışmalar, âdet olan kadınların 1.68 kat daha fazla intihara teşebbüs ettiklerini bulmuştur.
Fareler, seks steroid hormon seviyelerinin, sinir sistemi fonksiyonunu düzenleyebileceği olası mekanizmaları araştırmak için deneysel bir model olarak kullanılmıştır. Fare östrus döngüsünde progesteronun en yüksek olduğu evre sırasında, sinir hücresi alt tipi delta seviyesi yüksektir. Bu GABA reseptörleri etkiye sahip olduklarından, daha fazla delta reseptörü olan sinir hücrelerinin daha az delta reseptörü olan hücrelere göre daha az uyarım olasılığı vardır. Fare östrus döngüsünde, östrojen seviyeleri progesteron seviyelerinden daha yüksek olduğu sırada ise, delta reseptörlerinin sayısı azalır ve sinir hücresi aktivitesi arttırılır, buna bağlı olarak anksiyete ve nöbet duyarlılığı artar.
Östrojen seviyeleri tiroit bezinin davranışlarını etkileyebilir. Örneğin luteal evre boyunca (östrojen seviyeleri düşükken), tiroit bezine olan kan akışının hızı foliküler evreye kıyasla (östrojen seviyesi daha yüksek) daha yavaştır.
Bir zamanlar beraber yaşayan, birbirlerine yakın kadınların âdet başlangıçlarının birbirlerine eğiliminde olduğu düşünülüyordu. İlk olarak 1971'de tanımlanan bu olay, 1998 yılında feromonların etkileri ile açıklanmıştır. Daha sonra yürütülmüş araştırmalar bu savdan şüphe duymaktadır.
Arştırmalar, kadınların yumurtlama öncesi evrelerde, yumurtlama sonrası evrelere kıyasla ön çapraz bağlarından yaralanma olasılığının çok daha büyük olduğunu göstermektedir.
Doğurganlık
Ovülasyondan 5 ila 1-2 gün öncesini kapsayan zaman aralığı en doğurgan dönem (cinsel ilişki sonrasında hamile kalınmasının en olası olduğu zaman) veya doğurganlık dönemi olarak adlandırılır. 14 günü luteal evre olan 28 günlük bir döngüde bu doğurgan evre döngünün ikinci haftasını ve üçüncü haftanın başını kapsamaktadır. Kadınların göreceli olarak doğurgan oldukları ve doğurgan olmadıkları günleri kendilerince tespit etmelerine yardımcı olmak için doğurganlık tahmini olarak da adlandırılan çeşitli yöntemler ve sistemler geliştirilmiştir.
Yumurtlamadan 24 ile 36 saat önce gerçekleşen LH'nin ani yükselişini tespit edebilen idrar analizi setleri yumurtlama tahmin setleri olarak adlandırılırlar ve pek çok (doğurganlık testi) türünden birini oluştururlar. Bazal vücut ısısı, idrar testi sonuçları veya tükürüğün yapısındaki değişimleri analiz eden bilgisayarlı aygıtlara ise (doğurganlık monitörü) denilmektedir. Tek başına bir döngünün uzunluk kayıtlarına bakarak doğurganlık tahmini yürüten yöntemler ise (takvim bazlı yöntemler) olarak isimlendirilir. Semptom bazlı yöntem ise üç adet olan birincil doğurganlık belirtilerinden ((bazal vücut ısısı), (rahim ağzı salgısı) ve (servikal pozisyon)) bir veya daha fazlasını gözlemlemeye dayalıdır.
Doğurganlık aynı zamanda bir kadının yaşı ile de ilişkilidir. Bir kadının yumurta hücrelerinin tamamı anne karnında oluştuğundan ve bu yumurtalar on yıllar içinde olgunlaştığından ötürü, bu uzun süre zarfı içinde yumurta hücrelerinde bulunan kromatin mutasyona, bölünme problemlerine ve kırılmaya karşı, bir erkeğin üreme hayatı boyunca devamlı üretilen sperm hücrelerinin kromatini ile karşılaştırıldığında daha savunmasız bir durumda olduğu öne sürülmüştür. Ancak bu sava rağmen, kadınlara benzer bir şekilde artan yaşın erkeklerin doğurganlığı üzerinde de etkisi olduğu gözlemlenmektedir.
İn vitro fertilizasyon (tüp bebek) tedavisine giren kadınlar üzerinde yapılan ölçümler sonucunda uzun bir âdet döngüsünün, yaş ayarlamaları yapıldığı takdirde bile daha yüksek oranda hamilelik ve canlı doğum olasılığı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. IVF tedavisi almış, âdet döngüsü 34 gün veya daha uzun süren kadınlar ile IVF tedavisi almış, âdet döngüsü 26 günden daha kısa olan kadınların (canlı doğum oranları) karşılaştırıldığında uzun âdet döngülerine sahip grupta bu oranların kısa gruba kıyasla neredeyse iki kat daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Daha uzun bir âdet dönemi aynı zamanda embriyo kalitesi ve yumurtalıkların gonadotropin tarafından uyarılmasına daha iyi bir tepki vermesi ile ilişkilendirilir.
Ruh hali ve davranış
Adet döngüsünün farklı evreleri, kadınların ruh halleriyle ilişkilidir. Bazı durumlarda, adet döngüsü sırasında salınan hormonlar kadınlarda davranışsal değişikliklere neden olabilir; hafif ila şiddetli ruh hali değişiklikleri oluşabilir. Âdet döngüsü evreleri ve yumurtalık hormonları, kadınlarda empatinin artmasına katkıda bulunabilir. Adet döngüsünün farklı evrelerinde hormon seviyelerinin doğal değişimi test puanlarıyla birlikte incelenmiştir. Empati egzersizlerini tamamlarken, adet döngüsünün foliküler evredeki kadınlar, midluteal evredeki kadınlardan daha iyi performans göstermektedirler. Progesteron düzeyleri ile duyguları doğru bir şekilde tanıma yeteneği arasında güçlü bir ilişki de bulunmuştur. Duygu tanımadaki performanslar, kadınların progesteron seviyelerinin düşük olması durumunda daha iyi olmuştur. Foliküler evrede kadınlar, midluteal muadillerine göre daha yüksek duygu tanıma doğruluğu göstermiştir. Midluteal evredeki kadınların, foliküler evredeki kadınlara kıyasla negatif uyarılara daha fazla tepki gösterdikleri bulunmuştur ve bu, kadınların belli âdet döngüsü evrelerinde sosyal strese daha fazla tepki gösterdiğine işaret etmektedir. Genel olarak, foliküler fazdaki kadınların empatik özellikler içeren görevlerde daha iyi performans gösterdikleri bulunmuştur.
Adet döngüsünün iki farklı evresinde kadınlardaki korku tepkisi incelenmiştir. Preovülatör evrede, östrojen en yüksek seviyede olduğunda, kadınlar, korku ifadelerini belirlemede, adet gören kadınlardan, yani östrojen seviyelerinin en düşük olduğu zamanlardan daha iyidir. Karşılaştırılmış kadınlar, mutlu yüzleri tanımlarken eşit derecede başarı göstermişlerdir ve bu korkuya verilen tepkinin daha güçlü bir tepki olduğunu göstermektedir. Özetlemek gerekirse, adet döngüsünün evreleri ve östrojen düzeyleri ile kadınların korkuyu işlemesi bağıntılıdır.
Ancak, yumurtalık hormonları ölçülen kadınlarda günlük ruh hallerinin incelenmesi, bu ikisi arasında daha güçsüz bir bağlantı gösterir. Stres veya fiziksel sağlık düzeyleriyle karşılaştırıldığında, yumurtalık hormonlarının genel ruh hali üzerinde daha az etkisi olduğu bulunmuştur. Bu, yumurtalık hormonlarının değişimlerinin ruh halini etkileyebildiğini gösterirken, günlük ruh halini diğer stres faktörlerinden daha fazla etkilemediğini gösterir.
Adet döngüsü sırasında cinsel duygu ve davranışlar değişir. Yumurtlama öncesi ve sırasında, yüksek düzeyde östrojen ve androjenler kadınların cinsel aktiviteye ilgisinin artmasına neden olur. Diğer memelilerin aksine, kadınlar fertilitelerine bakmaksızın adet döngüsünün tüm günlerinde cinsel aktiviteye ilgi gösterebilirler.
Eş seçimi
Potansiyel cinsel partnerlere karşı alınan tavırlar âdet döngüsünün belirli dönemlerinde farklılıklar gösterir. Yumurtlamanın yaklaşması ile kadınlarda erkeklerle sosyal buluşmalara katılmaya karşı fiziksel çekim ve ilgi artışı meydana gelebilir. Döngüde doğurganlığın arttığı dönemlerde kadınların daha erkeksi erkekleri seçtiği gözlemlenmektedir. Kadınların da en fazla kur davranışının doğurgan dönemlerde görülmesi olmak üzere döngünün dönemleri arasında farklılıklar gösterir. Doğurgan dönemde pek çok kadın birincil partnerleri yerine diğer erkeklere karşı daha fazla çekim ve cinsel ilgi duymayı ve fantezi kurmayı tecrübe etmektedir. Aynı zamanda partnerleri dışında başka bir eş ile flört etmek ve cinsel ilişkiye girmek tercih edilmektedir.
Ses
Ses kalınlığı tercihleri döngü boyunca değişiklik göstermektedir. Kısa süreli bir cinsel eş arama durumunda kadınların, özellikle doğurgan dönemlerde, kalın sesli bir erkeği daha ince sesli bir erkeğe seçtikleri gözlemlenebilir. Geç folikül evresinde de kadınların daha derin ve erkeksi bir sesi tercih etmeleri söz konusudur. Aynı zamanda kadın sesinin âdet döngüsü boyunca çekiciliği de araştırılmıştır. Kadın seslerinin âdet döngüsünün en doğurgan evresinde daha çekici bulunduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu etki doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda bulunmamıştır.
Koku
Kadınların erkek vücut kokusuna olan seçimleri de âdet döngüsü tarafından etkilenmekte ve döngü boyunca değişmektedir. Âdet döngüsünün en doğurgan döneminde, dominant olarak sınıflandırılmış erkekler, kadınlar tarafından cinsel çekicilik konusunda daha yüksek puanlar almışlardır. Ek olarak bu doğurgan dönemde kadınların simetrik erkeklerin vücut kokularına karşı tercih gösterebildiği bulunmuştur. Bu tercih doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda gözlemlenmemiştir. Aynı zamanda geç folikül ve yumurtlama evresindeki kadınlar erkeksi erkeklerin kokularına tercih göstermiştir ve androsteron (testosteron seviyelerinden sorumlu hormon) kokusunun kadınlar tarafından âdet döngüsünün en doğurgan evresinde yüksek oranda tercih edildiği bulunmuştur. Dahası kadı Kadınların, gelişimsel istikrarı gösteren erkek kokularını da daha fazla seçtikleri kayda geçmiştir.
Döngü boyunca kadın kokuları hakkında yapılmış çalışmalar erkeklerin kadınların yumurtlayıp yumurtlamadığını anlamak için koku duyusunun bir kısmını kullandıkları hakkında birtakım kanıtlar ortaya koymuştur. Kadın kokularının erkekler tarafından puanlanması ile yürütülmüş çalışma, yumurtlayan kadınların kokularını erkekler tarafından daha çekici olarak puanlandığını bulmuştur. Bu çalışma erkeklerin doğurgan kadın kokularına karşı bir tercih gösterdiğini ortaya koymuştur.
Yüz ve vücut
Yüz yapısı ve özelliklerine karşı tercihler de âdet döngüsünün farklı evreleri arasında değişiklik gösterebilmektedir. Uzun süreli ilişkiler için eş seçiminde âdet döngüsünün farklı evreleri arasında değişiklikler gözlemlenmemiş olmasıyla beraber, kısa süreli ilişkilerde eş seçimi konusunda normal tercihlere kıyasla daha maskülen özelliklere sahip erkekler tercih edilmiştir. Bu durum özellikle kadınların tükürüklerindeki testosteron seviyelerinin yüksek ve hamile kalma olasılığının en fazla olduğu dönemlerde baş göstermektedir. Ancak kadınların luteal (doğurgan olmayan) evrede daha kadınsı yüzlere sahip erkek ve kadınları tercih etmeye yatkın oldukları ve kişinin yine bu evrede kendisini andıran yüzler ile sağlıklı görünen yüzleri seçtikleri bulunmuştur. Sağlıklı yüzlerin seçimi en çok progesteron seviyelerinin yüksek olduğu dönemlerde gözlemlenebilmiştir. Ek olarak doğurgan dönemde pek çok kadının daha koyu renkli ten rengine sahip erkekleri seçtikleri ortaya konmuştur. Yüz simetrisi tercihi konusundaki araştırmalar ortak bir sonuca varmamıştır.
Vücut özellikleri tercihleri âdet döngüsünün farklı evreleri boyunca değişebilmektedir. Kısa dönem eş arayan kadınlar uzun boylu ve kaslı erkekleri tercih etmiştir Aynı şekilde âdet döngüsünün en doğurgan döneminde de erkeksi vücutlu erkekler tercih görmüştür. Âdet döngüsü sırasındaki vücut simetrisi tercihleri konusunda yürütülmüş çalışmalar ortak bir sonuca varmamaktadır.
Kişilik
Doğurgan dönemde kısa süreli cinsel partner seçiminde, dominant ve sosyal olarak öne çıkan erkekler daha çekici bulunmuştur Uzun süreli partner seçimi içinse istenilen tercihlerde âdet döngüsü boyunca bir değişiklik meydana gelmemiştir.
Yeme davranışı
Kadınların adet döngüsünün farklı evrelerinde farklı beslenme alışkanlıkları yaşadıkları, luteal evrede besin alımının foliküler evreye göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Gıda tüketimi, luteal fazda foliküler faza kıyasla yaklaşık% 10 artar.
Çeşitli çalışmalar, luteal faz boyunca kadınların daha fazla karbonhidrat, protein ve yağ tükettiğini ve 24 saatlik enerji harcamalarının % 2.5 ile %11.5 arasında arttığını göstermiştir. Luteal faz boyunca artan alım, doğal olarak meydana gelen ve adet döngüsünün luteal fazları sırasında artan tatlı ve yağlı yiyeceklere karşı gösterilen daha yüksek tercihle ilgili olabilir. Bu durum, bu evrede artan metabolik talebe bağlıdır. Özellikle, çikolata için istek gösteren kadınlar, luteal fazda bu maddenin tüketimi için daha büyük bir arzu göstermektedirler.
Premenstrüel sendromlu (PMS) kadınlar, adet döngüsü boyunca iştahta PMS'li olmayanlara göre, muhtemelen hormon düzeylerindeki değişikliklere karşı aşırı duyarlılıkları nedeniyle iştah değişiklikleri rapor eder. PMS'li kadınlarda, gıda alımı luteal fazda foliküler faza göre daha yüksektir. Ruh hali değişiklikleri ve fiziksel belirtiler dahil olmak üzere PMS'nin kalan belirtileri de luteal fazda ortaya çıkar. PMS hastaları ve hasta olmayanlar arasında gıda türlerinin tercihinde bir fark bulunamamıştır.
Yeme davranışı değişikliklerini açıklamak için, döngünün farklı aşamalarındaki farklı seviyelerde bulunan yumurtalık hormonları kullanılmıştır. Progesteronun, progesteron seviyelerinin yüksek olduğu luteal fazda yağlı yiyeceklerin daha fazla alınmasına neden olduğu ve yağ depolanmasını desteklediği gösterilmiştir. Ek olarak, yüksek östrojen seviyelerinde, dopaminin, yemeğe teşvik eden, dolayısıyla iştahı azaltan bir hormon olan, noradrenaline dönüşmesi etkisizleştirilir. İnsanlarda, adet döngüsü sırasında bu yumurtalık hormonlarının seviyesinin tıkanırcasına yemeyi etkilediği bulunmuştur.
Doğum kontrol haplarının kullanımının, hormon seviyelerindeki dalgalanmaları en aza indirmekten veya ortadan kaldırmaktan ötürü yeme davranışlarını etkilemesi gerektiği farz edilmiştir.Nörotransmitter serotoninin ayrıca gıda alımında rol oynadığı düşünülmektedir. Serotonin, diğer görevlerinin yanı sıra, yemek yemenin engellenmesinden ve kontrol edilmesinden de sorumludur ve kısmen yumurtalık hormonları tarafından modüle edilir.
Diyet yapmanın bu adet süreçlerini etkileyip etkilemeyeceğini etkileyen bir dizi faktör vardır ve bu faktörler yaş, kilo kaybı ve diyetin kendisidir. İlk olarak, genç kadınların diyetleri nedeniyle yaşamaları muhtemeldir. İkincil olarak, adet anormallikleri, fazla kilo kaybı durumlarında daha olasıdır. Örneğin, yumurtlamanın görülmediği adet döngüleri, sınırlı bir diyetin benimsenmesi ve yüksek miktarda egzersiz yapmanın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Son olarak, döngü, et içeren bir diyete kıyasla, bir vejetaryen diyetinden daha fazla etkilenir.
Madde kulanımı
Âdet döngüsünün alkol kullanımı üzerine olan etkisi hakkında yürütülmüş çalışmalar ortak bir sonuca varmamıştır. Buna rağmen bir takım kanıtlar luteal evre boyunca, özellikle çok içki içen veya ailesinde alkol bağımlılığı bulunan bireylerin daha fazla alkol tükettiğine işaret etmektedir.
Genellikle nikotin, tütün ve kokain gibi bağımlılık yapıcı maddelerin kullanım seviyeleri PMS sırasında artış gösterir. Bu olgu hakkındaki bir teori, madde kulanımındaki bu artışın luteal evredeki daha yüksek metabolik taleplerin sonucunda oluşan azalan kendini kontrol etme becerisinden kaynaklandığını öne sürmüştür.
Menstrüel bozukluklar
Seyrek veya düzensiz yumurtlamaya oligoovülasyon denir. Yumurtlamanın yokluğuna anovülasyon denir. Normal adet kanamaları, öncesinde yumurtlama olmadan da oluşabilir ve bu durum anovülatör döngü olarak adlandırılır. Bazı döngülerde foliküler gelişim başlayabilir ancak tamamlanamaz. Bu durumda yine de östrojenler oluşacak ve rahim astarını uyarılacaktır. Uzun süre devam eden yüksek östrojen seviyelerinin neden olduğu çok kalın bir endometriyumdan kaynaklanan anovülatör kanama östrojen geçiş kanaması olarak adlandırılır. Östrojen seviyelerinde ani bir düşüşün tetiklediği uyarıcı kanama, yoksunluk kanaması olarak adlandırılır. Anovülasyon döngüleri genellikle menopozdan (perimenopoz) önce ve polikistik over sendromu olan kadınlarda görülür.
Çok az akışa (10 ml'den az) denir. 21 gün veya daha az aralıklarla düzenli döngüler olarak adlandırılır. Sık ama düzensiz menstrüasyon olarak bilinir. Ani ve ağır akışlara veya 80 ml'den büyük miktardaki akışlara menoraji denir. Sık sık ve düzensiz görülen ağır adet kanaması . 35 günü geçen aralıklar ile döngüleri tanımlayan terim .Amenore, bir kadının doğurganlık yıllarında, hamile değilken, üç ile altı aydan uzun bir süre boyunca âdet görmemesini belirtmektedir. Ağrılı adet dönemleri için kullanılan terim .
Yumurtlamanın baskılanması
Doğum kontrolü
Fiziksel doğum kontrolü yöntemleri âdet döngüsünü etkilemese de, hormonal doğum kontrolü yöntemleri bu döngüde değişikliklere yol açarak etki gösterirler. Progestojen negatif geri beslemesi hipotalamusun (GnRH) salgılama sıklığını azaltır ve bunun sonucunda ön hipofizde folikül-uyarıcı hormon (FSH) ve luteinleştirici hormon (LH) salgılanmasında azalma meydana gelir. Azalan FSH seviyesi folikül gelişimini inhibe eder ve östradiol seviyesinin yükselmesini önler. Progestojen negatif geri beslemesi ve östrojen pozitif geri beslemesinin eksikliğinin LH üzerindeki etkileri döngü ortasında gerçekleşen LH yükselmesini engeller. Sonuç olarak LH yükselmesinin ve folikül gelişiminin inhibe edilmesi yumurtlamayı önler.
Progestojen bazlı hormonal doğum kontrolünde yumurtlamanın hangi oranda engelleneceği verilen progestojenin aktivitesi ve dozuna bağlıdır. Düşük dozda, sadece progestogen içeren haplar, derialtı implantları ve çeşitli diğer cihazların kullanımı yumurtalamayı sadece %50 oranında engellemektedir ve bu yöntemler doğum kontrolü özelliklerini servikal mukus tabakasını kalınlaştırmaları gibi etkilerine borçlulardır. Orta dozda, sadece progestojen içeren Cerazette gibi hapların ve deri altı implantlarının kullanımı bazen folikül gelişimine izin verse de bu yöntem âdet döngülerinin %97–99'unda yumurtlamayı engeller. Ancak orta doz ve düşük doz progestojen kullanımı arasında servikal mukus tabakasını kalınlaştırma konusunda bir fark bulunmamaktadır. Enjeksiyon ile verilen yüksek dozda, sadece progestojen içeren doğum kontrol yöntemleri ise folikül oluşumunu ve yumurtlamayı tamamen inhibe eder.
Kombine hormonal doğum kontrolü bir östrojen ve bir progestojenin beraber kullanılmasını kapsar. Östrojen negatif geribeslemesi ön hipofiz bezindeki FSH salgılanmasını önemli oranda azalttığı için, kombine hormonal doğum kontrolü yöntemleri sadece progestojen kullanımına kıyasla folikül gelişiminin inhibe edilmesi ve yumurtlamanın engellenmesi açısından daha etkilidir. Östrojen kullanımı aynı zamanda doğum kontrol hapı kullanımına bağlı olarak âdet döngüsünün aksine düzensizce ortaya çıkan ara kanama riskini azaltır. Çeşitli kombine hormonal doğum kontrolü yöntemleri düzenli olarak yoksunluk kanaması denilen kanamalara yol açacak şekilde kullanılır. Normal bir âdet döngüsünde menstrüasyon, östrojen ve progesteron seviyelerinin hızlı bir şekilde düşmesi ile oluşur. Kombine hormonal doğum kontrolüne geçici olarak ara vermek buna benzer bir etki doğurur ve endometriyumun dökülmesine neden olur. Eğer yoksunluk kanaması istenmiyorsa kombine hormonal doğum kontrolü sürekli olarak kullanılabilir, ancak bu ara kanama riskini arttırmaktadır.
Emzirme
Emzirme gonadotropin-salınım hormonu (GnRH) ve luteinleştirici hormon (LH) salgılanmasında negatif geri besleme meydana gelmesine neden olur. Negatif geri beslemenin kuvvetine göre emziren kadınlarda folikül gelişimi tamamen baskılanabilir, yumurtalama durabilir veya normal menstrüasyon döngüsü devam edebilir. Yumurtlamanın baskılanma olasılığı daha sık emziren bireylerde daha yüksektir. Emzirilen bebeğe bağlı olan prolaktin üretimi laktasyonel amenoranın korunması için önemli bir etkendir. Ortalama olarak bebeğini sıkça emziren bir kadının doğumdan sonra yeniden âdet görmesi 14.5 ay sürmektedir. Ancak kadınlar arasında bu konuda pek çok varyasyon görülmektedir ve kimi kadınlar 2 ay sonra yeniden menstrüasyon döngüsüne girebilirken diğerlerinde bu zaman aralığı 42 ay kadar sürebilmektedir.
Toplum ve kültür
Etimoloji
Âdet kelimesi Arapçadaki āda(t) (عادة) kökünden türemiştir ve tekrar eden manasına gelmektedir. Fransızcadan Türkçeye régle kökünden regl olarak geçmiş kelime de düzen ve kural anlamına gelmektedir. Bilimsel literatürde sıkça kullanılan "menstrüasyon" kelimesi ise ay ile ilişkili bir terimdir. Kelime Latincedeki mensis (ay) kelimesinden türemiştir. Bu kelime Yunancadaki mene (ay) kelimesiyle de bağlantılı olmaktadır.
Ay
İnsanlarda âdet döngüsü her ne kadar Ay döngüsüne benzer uzunlukta olsa da modern insanlarda ikisi arasında bir bağlantı bulunmamaktadır ve bu ilişkinin bir rastlantı olduğuna inanılmaktadır. İnsanlarda ışığa maruz kalmak âdet döngüsünü etkilememektedir. 1996 yılında yapılmış araştırmaların meta-analizleri insanların âdet döngüsü ve Ay döngüsü arasında herhangi bir bağlantı olmadığını göstermiştir. Aynı zamanda bir âdet takip uygulaması olan Clue'ya âdet döngüleri hakkında 1.5 milyon kadın tarafından yüklenmiş 7.5 milyon veri analiz edildiğinde de bu iki döngü arasında bir bağlantı bulunamamıştır.
Dogon kabilesi elektrikli aydınlatma sistemleri olmayan ve gecelerini dışarıda konuşarak ve uyuyarak geçiren bir halktır. Bu özelliklerinden dolayı âdet döngüsü ve Ay döngüsü arasındaki bağlantıları incelemek için ideal bir toplum olan Dogonların üzerinde yapılmış çalışmalar da Ay'ın âdet döngüsü üzerinde bir etkisi olmadığını göstermiştir.
İş hayatı
Genellikle Asya'da bulunan bazı ülkelerde yasal ve kurumsal uygulamalar kadınlara âdet oldukları takdirde resmi olarak ücretli veya ücretsiz âdet izni hakkı vermektedir. Bu politikayı izleyen ülkeler Japonya, Tayvan, Endonezya ve Güney Kore olmaktadır. Bu uygulama batı toplumlarında kadınların zayıf ve verimsiz işçiler olduğu algısını arttıracağı ve erkek çalışanların haksızlığa uğraması gibi endişeler yüzünden tartışmalı bir konudur.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Silverthorn, Dee Unglaub (2013). Human Physiology: An Integrated Approach (6. bas.). Glenview, IL: Pearson Education. ss. 850-890. ISBN .
- ^ Sherwood, Laurelee (2013). Human Physiology: From Cells to Systems (8. bas.). Belmont, California: Cengage. ss. 735-794. ISBN .
- ^ a b Biggs, WS; Demuth, RH (15 Ekim 2011). "Premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder". . 84 (8). ss. 918-24. (PMID) 22010771.
- ^ . Office on Women's Health, USA. 23 Aralık 2014. 28 June 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 June 2015.
- ^ a b Women's Gynecologic Health. Jones & Bartlett Publishers. 2011. s. 94. ISBN .
- ^ a b c d e . Office of Women's Health, USA. 23 Aralık 2014. 26 June 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 June 2015.
- ^ a b American Academy of Pediatrics Committee on, Adolescence; American College of Obstetricians and Gynecologists Committee on Adolescent Health, Care; Diaz, A; Laufer, MR; Breech, LL (Kasım 2006). "Menstruation in girls and adolescents: using the menstrual cycle as a vital sign". Pediatrics. 118 (5). ss. 2245-50. doi:10.1542/peds.2006-2481. (PMID) 17079600.
- ^ . NIH. 28 Haziran 2013. 5 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2015.
- ^ Klump KL, Keel PK, Racine SE, Burt SA, Burt AS, Neale M, Sisk CL, Boker S, Hu JY (Şubat 2013). "The interactive effects of estrogen and progesterone on changes in emotional eating across the menstrual cycle". J Abnorm Psychol. 122 (1). ss. 131-7. doi:10.1037/a0029524. (PMC) 3570621 $2. (PMID) 22889242.
- ^ a b Kristin H. Lopez (2013). Human Reproductive Biology. Academic Press. s. 53. ISBN .
- ^ Karapanou, O.; Papadimitriou, A. (2010). "Determinants of menarche". Reprod Biol Endocrinol. Cilt 8. s. 115. doi:10.1186/1477-7827-8-115. (PMC) 2958977 $2. (PMID) 20920296.
- ^ Anderson SE, Dallal GE, Must A (Nisan 2003). "Relative weight and race influence average age at menarche: results from two nationally representative surveys of US girls studied 25 years apart". Pediatrics. 111 (4 Pt 1). ss. 844-50. doi:10.1542/peds.111.4.844. (PMID) 12671122.
- ^ Al-Sahab B, Ardern CI, Hamadeh MJ, Tamim H (2010). "Age at menarche in Canada: results from the National Longitudinal Survey of Children & Youth". BMC Public Health. Cilt 10. s. 736. doi:10.1186/1471-2458-10-736. (PMC) 3001737 $2. (PMID) 21110899.
- ^ Hamilton-Fairley, Diana (2004) [1999]. Lecture notes on obstetrics and gynaecology (PDF) (2. bas.). Blackwell. s. 29. ISBN . 9 Ekim 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Şubat 2019.
- ^ Macgússon TE (Mayıs 1978). "Age at menarche in Iceland". Am. J. Phys. Anthropol. 48 (4). ss. 511-4. doi:10.1002/ajpa.1330480410. (PMID) 655271.
- ^ . National Women's Health Information Center. 23 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım 2011.
- ^ . NHS. 22 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2009.
- ^ Beyene, Yewoubdar (1989). From Menarche to Menopause: Reproductive Lives of Peasant Women in Two Cultures. Albany, NY: State University of New York Press. ISBN .
- ^ Shuman, Tracy (Şubat 2006). "Your Guide to Menopause". WebMD. 27 Ocak 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Aralık 2006.
- ^ Kippley, John; Kippley, Sheila (1996). The Art of Natural Family Planning (4. bas.). Cincinnati: The Couple to Couple League. s. 92. ISBN .
- ^ a b Chiazze L, Brayer FT, Macisco JJ, Parker MP, Duffy BJ (Şubat 1968). "The length and variability of the human menstrual cycle". JAMA. 203 (6). ss. 377-80. doi:10.1001/jama.1968.03140060001001. (PMID) 5694118.
- ^ . The Daily Headache. 19 Nisan 2006. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2012.
- ^ a b Herzog AG (Mart 2008). "Catamenial epilepsy: definition, prevalence pathophysiology and treatment". Seizure. 17 (2). ss. 151-9. doi:10.1016/j.seizure.2007.11.014. (PMID) 18164632.
- ^ Herzog AG, Harden CL, Liporace J, Pennell P, Schomer DL, Sperling M, Fowler K, Nikolov B, Shuman S, Newman M (Eylül 2004). "Frequency of catamenial seizure exacerbation in women with localization-related epilepsy". Annals of Neurology. 56 (3). ss. 431-4. doi:10.1002/ana.20214. (PMID) 15349872.
- ^ Herzog AG, Klein P, Ransil BJ (Ekim 1997). "Three patterns of catamenial epilepsy". Epilepsia. 38 (10). ss. 1082-8. doi:10.1111/j.1528-1157.1997.tb01197.x. (PMID) 9579954.
- ^ Scharfman HE, MacLusky NJ (Eylül 2006). "The influence of gonadal hormones on neuronal excitability, seizures, and epilepsy in the female". Epilepsia. 47 (9). ss. 1423-40. doi:10.1111/j.1528-1167.2006.00672.x. (PMC) 1924802 $2. (PMID) 16981857.
- ^ . epilepsy.com. 15 October 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 October 2012.
- ^ Baca-García E, Diaz-Sastre C, Ceverino A, Saiz-Ruiz J, Diaz FJ, de Leon J (2003). "Association between the menses and suicide attempts: a replication study". Psychosom Med. 65 (2). ss. 237-44. CiteSeerX 10.1.1.494.4039 $2. doi:10.1097/01.PSY.0000058375.50240.F6. (PMID) 12651991.
- ^ Maguire JL, Stell BM, Rafizadeh M, Mody I (Haziran 2005). "Ovarian cycle-linked changes in GABA(A) receptors mediating tonic inhibition alter seizure susceptibility and anxiety". Nat. Neurosci. 8 (6). ss. 797-804. doi:10.1038/nn1469. (PMID) 15895085.
- ^ Doufas AG, Mastorakos G (2000). "The hypothalamic-pituitary-thyroid axis and the female reproductive system". Annals of the New York Academy of Sciences. Cilt 900. ss. 65-76. doi:10.1111/j.1749-6632.2000.tb06217.x. (PMID) 10818393.
- ^ Krejza J, Nowacka A, Szylak A, Bilello M, Melhem LY (Temmuz 2004). "Variability of thyroid blood flow Doppler parameters in healthy women". Ultrasound Med Biol. 30 (7). ss. 867-76. doi:10.1016/j.ultrasmedbio.2004.05.008. (PMID) 15313319.
- ^ Stern K, McClintock MK (Mart 1998). "Regulation of ovulation by human pheromones". Nature. 392 (6672). ss. 177-9. doi:10.1038/32408. (PMID) 9515961.
- ^ (20 Aralık 2002). "Does menstrual synchrony really exist?". The Straight Dope. The Chicago Reader. 20 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2007.
- ^ Renstrom P, Ljungqvist A, Arendt E, Beynnon B, Fukubayashi T, Garrett W, Georgoulis T, Hewett TE, Johnson R, Krosshaug T, Mandelbaum B, Micheli L, Myklebust G, Roos E, Roos H, Schamasch P, Shultz S, Werner S, Wojtys E, Engebretsen L (Haziran 2008). "Non-contact ACL injuries in female athletes: an International Olympic Committee current concepts statement". Br J Sports Med. 42 (6). ss. 394-412. doi:10.1136/bjsm.2008.048934. (PMC) 3920910 $2. (PMID) 18539658.
- ^ Dunson, D.B.; Baird, D.D.; Wilcox, A.J.; Weinberg, C.R. (1999). "Day-specific probabilities of clinical pregnancy based on two studies with imperfect measures of ovulation". Human Reproduction. 14 (7). ss. 1835-1839. doi:10.1093/humrep/14.7.1835. ISSN 1460-2350.
- ^ Weschler (2002), pp.242,374
- ^ MedlinePlus Encyclopedia LH urine test (home test)
- ^ a b "Medical Eligibility Criteria for Contraceptive Use:Fertility awareness-based methods". Third edition. World Health Organization. 2004. 31 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Nisan 2008.
- ^ Weschler (2002), p.52
- ^ Leridon H (Temmuz 2004). "Can assisted reproduction technology compensate for the natural decline in fertility with age? A model assessment". Hum. Reprod. 19 (7). ss. 1548-53. doi:10.1093/humrep/deh304. (PMID) 15205397.
- ^ Krock, Lexi (Ekim 2001). "Fertility Throughout Life". 18 Ways to Make a Baby. NOVA Online. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Aralık 2006. Haines, Cynthiac (Ocak 2006). "Your Guide to the Female Reproductive System". The Cleveland Clinic Women's Health Center. WebMD. 12 Ekim 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Aralık 2006.
- ^ a b c Brodin T, Bergh T, Berglund L, Hadziosmanovic N, Holte J (2008). "Menstrual cycle length is an age-independent marker of female fertility: Results from 6271 treatment cycles of in vitro fertilization". Fertility and Sterility. 90 (5). ss. 1656-1661. doi:10.1016/j.fertnstert.2007.09.036. (PMID) 18155201.
- ^ Schmidt PJ, Nieman LK, Danaceau MA, Adams LF, Rubinow DR (Ocak 1998). "Differential behavioral effects of gonadal steroids in women with and in those without premenstrual syndrome". N. Engl. J. Med. 338 (4). ss. 209-16. doi:10.1056/NEJM199801223380401. (PMID) 9435325.
- ^ Derntl B, Hack RL, Kryspin-Exner I, Habel U (Ocak 2013). "Association of menstrual cycle phase with the core components of empathy". Horm Behav. 63 (1). ss. 97-104. doi:10.1016/j.yhbeh.2012.10.009. (PMC) 3549494 $2. (PMID) 23098806.
- ^ Schwartz DH, Romans SE, Meiyappan S, De Souza MJ, Einstein G (Eylül 2012). "The role of ovarian steroid hormones in mood". Horm Behav. 62 (4). ss. 448-54. doi:10.1016/j.yhbeh.2012.08.001. (PMID) 22902271.
- ^ Pearson R, Lewis MB (Mart 2005). "Fear recognition across the menstrual cycle". Horm Behav. 47 (3). ss. 267-71. doi:10.1016/j.yhbeh.2004.11.003. (PMID) 15708754.
- ^ Levay, Simon; Baldwin, Janice; Baldwin, John (2015). "Women's Bodies". Discovering Human Sexuality. Massachusetts: Sinauer Associtates, Inc. ss. 44. ISBN .
- ^ Thornhill, Randy; Gangestad, Steven W (2008). "Background and Overview of the Book". The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality. New York: Oxford University Press. ss. 12. ISBN .
- ^ Gildersleeve, Kelly; Haselton, Martie G.; Fales, Melissa R. (2014). "Meta-analyses and p-curves support robust cycle shifts in women's mate preferences: Reply to Wood and Carden (2014) and Harris, Pashler, and Mickes (2014)". Psychological Bulletin. 140 (5). ss. 1272-1280. doi:10.1037/a0037714. (PMID) 25180805.
- ^ Gildersleeve, Kelly; DeBruine, Lisa; Haselton, Martie G.; Frederick, David A.; Penton-Voak, Ian S.; Jones, Benedict C.; Perrett, David I. (11 Nisan 2013). "Shifts in Women's Mate Preferences Across the Ovulatory Cycle: A Critique of Harris (2011) and Harris (2012)". Sex Roles (İngilizce). 69 (9–10). ss. 516-524. doi:10.1007/s11199-013-0273-4. ISSN 0360-0025.
- ^ a b c d Levay, Simon; Valente, Sharon M (2006). "Sexual Attraction and Arousal". Human Sexuality. Massachusetts: Sinauer Associates Inc. ss. 217-253. ISBN .
- ^ a b c d Thornhill, Randy; Gangestad, Steven W (2008). "Women's Estrus, Pair Bonding and Extra-Pair Sex". The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality. New York: Oxford University Press. ss. 246-256. ISBN .
- ^ DeBruine, L; Jones, BC; Frederick, DA; Haselton, MG; Penton-Voak, IS; Perrett, DI (10 Aralık 2010). "Evidence for menstrual cycle shifts in women's preferences for masculinity: a response to Harris (in press) "Menstrual cycle and facial preferences reconsidered"". Evolutionary Psychology : An International Journal of Evolutionary Approaches to Psychology and Behavior. 8 (4). ss. 768-75. doi:10.1177/147470491000800416. (PMID) 22947833.
- ^ Thornhill, Randy; Gangestad, Steven W (2008). "Coevolutionary Processes". The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality. New York: Oxford University Press. ss. 290-321. ISBN .
- ^ Levay, Simon; Baldwin, Janice; Baldwin, John (2015). "Sex and Evolution". Discovering Human Sexuality. Massachusetts: Sinauer Associates, Inc. ss. 565. ISBN .
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Thornhill, Randy; Gangestad, Steven W (2008). "Women's Estrus". The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality. New York: Oxford University Press. ss. 207-234. ISBN .
- ^ a b c Levay, Simon; Baldwin, Janice; Baldwin, John (2015). "Attraction, Arousal, and Response". Discovering Human Sexuality. Sunderland, Massachusetts U.S.A: Sinauer Associates, Inc. ss. 135. ISBN .
- ^ a b c Pipitone, R. Nathan; Gallup, Gordon G. (1 Temmuz 2008). "Women's voice attractiveness varies across the menstrual cycle". Evolution and Human Behavior (İngilizce). 29 (4). ss. 268-274. doi:10.1016/j.evolhumbehav.2008.02.001. ISSN 1090-5138. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Mart 2019.
- ^ a b c d Thornhill, Randy; Gangestad, Steven W (2008). "Concealed Fertility". The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality. New York: Oxford University Press. ss. 266-290. ISBN .
- ^ Gangestad, Steven W.; Thornhill, Randy (22 Mayıs 1998). "Menstrual cycle variation in women's preferences for the scent of symmetrical men". Proceedings of the Royal Society of London B: Biological Sciences (İngilizce). 265 (1399). ss. 927-933. doi:10.1098/rspb.1998.0380. ISSN 0962-8452. (PMC) 1689051 $2. (PMID) 9633114. 25 Kasım 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Mart 2019.
- ^ a b DeBruine, Lisa; Jones, Benedict C.; Frederick, David A.; Haselton, Martie G.; Penton-Voak, Ian S.; Perrett, David I. (1 Ocak 2010). "Evidence for menstrual cycle shifts in women's preferences for masculinity: a response to Harris (in press) "Menstrual cycle and facial preferences reconsidered"". Evolutionary Psychology: An International Journal of Evolutionary Approaches to Psychology and Behavior. 8 (4). ss. 768-775. doi:10.1177/147470491000800416. ISSN 1474-7049. (PMID) 22947833.
- ^ a b Jones, Benedict C.; DeBruine, Lisa M.; Perrett, David I.; Little, Anthony C.; Feinberg, David R.; Smith, Miriam J. Law (12 Ocak 2008). "Effects of Menstrual Cycle Phase on Face Preferences". Archives of Sexual Behavior (İngilizce). 37 (1). ss. 78-84. doi:10.1007/s10508-007-9268-y. ISSN 0004-0002. (PMID) 18193349.
- ^ Gildersleeve, Kelly; Haselton, Martie G.; Fales, Melissa R. (2014). "Do women's mate preferences change across the ovulatory cycle? A meta-analytic review". Psychological Bulletin. 140 (5). ss. 1205-1259. doi:10.1037/a0035438. (PMID) 24564172.
- ^ a b c Dye, L.; Blundell, J. E. (1 Haziran 1997). "Menstrual cycle and appetite control: implications for weight regulation". Human Reproduction (İngilizce). 12 (6). ss. 1142-1151. doi:10.1093/humrep/12.6.1142. ISSN 0268-1161. (PMID) 9221991. 15 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ a b c d e f Buffenstein, Rochelle; Poppitt, Sally D.; McDevitt, Regina M.; Prentice, Andrew M. (1 Aralık 1995). "Food intake and the menstrual cycle: A retrospective analysis, with implications for appetite research". Physiology & Behavior. 58 (6). ss. 1067-1077. doi:10.1016/0031-9384(95)02003-9. 24 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ a b c Davidsen, L.; Vistisen, B.; Astrup, A. (7 Ağustos 2007). "Impact of the menstrual cycle on determinants of energy balance: a putative role in weight loss attempts". International Journal of Obesity (İngilizce). 31 (12). ss. 1777-1785. doi:10.1038/sj.ijo.0803699. ISSN 0307-0565. (PMID) 17684511. 18 Haziran 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ a b c d Gailliot, Matthew T.; Hildebrandt, Britny; Eckel, Lisa A.; Baumeister, Roy F. (2010). "A theory of limited metabolic energy and premenstrual syndrome symptoms: Increased metabolic demands during the luteal phase divert metabolic resources from and impair self-control". Review of General Psychology. 14 (3). ss. 269-282. doi:10.1037/a0018525.
- ^ Wurtman, Judith J.; Brzezinski, Amnon; Wurtman, Richard J.; Laferrere, Blandine (1989). "Effect of nutrient intake on premenstrual depression". American Journal of Obstetrics and Gynecology. 161 (5). ss. 1228-1234. doi:10.1016/0002-9378(89)90671-6. 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ Klump, K. L.; Keel, P. K.; Culbert, K. M.; Edler, C. (1 Aralık 2008). "Ovarian hormones and binge eating: exploring associations in community samples". Psychological Medicine. 38 (12). ss. 1749-1757. doi:10.1017/S0033291708002997. ISSN 1469-8978. (PMC) 2885896 $2. (PMID) 18307829. 20 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ Blundell, J. E. (1 Aralık 1984). "Serotonin and appetite". Neuropharmacology. 23 (12, Part 2). ss. 1537-1551. doi:10.1016/0028-3908(84)90098-4.
- ^ Bethea, C. L.; Gundlah, C.; Mirkes, S. J. (1 Ocak 2000). "Ovarian steroid action in the serotonin neural system of macaques". Novartis Foundation Symposium. Cilt 230. ss. 112-130; discussion 130-133. ISSN 1528-2511. (PMID) 10965505.
- ^ Dye, L.; Blundell, J. E. (1 Haziran 1997). "Menstrual cycle and appetite control: implications for weight regulation". Human Reproduction (İngilizce). 12 (6). ss. 1142-1151. doi:10.1093/humrep/12.6.1142. ISSN 0268-1161. (PMID) 9221991. 15 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- ^ Carroll, Haley A.; Lustyk, M. Kathleen B.; Larimer, Mary E. (21 Ağustos 2015). "The relationship between alcohol consumption and menstrual cycle: a review of the literature". Archives of Women's Mental Health (İngilizce). 18 (6). ss. 773-781. doi:10.1007/s00737-015-0568-2. ISSN 1434-1816. (PMC) 4859868 $2. (PMID) 26293593.
- ^ Galan, Nicole (16 Nisan 2008). . about.com. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2008.
- ^ a b Weschler (2002), p.107
- ^ eMedicine'de Anovulation
- ^ a b eMedicine'de Menstruation Disorders
- ^ a b Oriel KA, Schrager S (Ekim 1999). "Abnormal uterine bleeding". Am Fam Physician. 60 (5). ss. 1371-80; discussion 1381-2. (PMID) 10524483.
- ^ a b Trussell, James (2007). "Contraceptive Efficacy". Hatcher, Robert A. (Ed.). Contraceptive Technology (19. rev. bas.). New York: Ardent Media. ISBN .
- ^ a b Speroff, Leon; Darney, Philip D. (2005). "Oral Contraception". A Clinical Guide for Contraception (4. bas.). Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins. ss. 21-138. ISBN .
- ^ a b Brunton, Laurence L.; Lazo, John S.; Parker, Keith, (Ed.) (2005). Goodman & Gilman's The Pharmacological Basis of Therapeutics (11. bas.). New York: McGraw-Hill. ss. 1541-71. ISBN .
- ^ a b , Anna (2006). "Contraception". DeGroot, Leslie J.; Jameson, J. Larry (Ed.). Endocrinology (5. bas.). Philadelphia: Elsevier Saunders. ss. 3000-1. ISBN .
- ^ McNeilly AS (2001). . Reprod. Fertil. Dev. 13 (7–8). ss. 583-90. doi:10.1071/RD01056. (PMID) 11999309. 29 Mayıs 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2019.
- ^ Kippley, John; Sheila Kippley (1996). The Art of Natural Family Planning (4. bas.). Cincinnati, OH: The Couple to Couple League. s. 347. ISBN .
- ^ Stallings JF, Worthman CM, Panter-Brick C, Coates RJ (Şubat 1996). "Prolactin response to suckling and maintenance of postpartum amenorrhea among intensively breastfeeding Nepali women". Endocr. Res. 22 (1). ss. 1-28. doi:10.3109/07435809609030495. (PMID) 8690004.
- ^ . The Couple to Couple League International. Internet Archive. 17 Ocak 2008. 17 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2008., which cites:
- Kippley SK, Kippley JF (Kasım–Aralık 1972). "The relation between breastfeeding and amenorrhea". Journal of Obstetric, Gynecologic, & Neonatal Nursing. 1 (4). ss. 15-21. doi:10.1111/j.1552-6909.1972.tb00558.x. (PMID) 4485271.
- Sheila Kippley (Kasım–Aralık 1986). "Breastfeeding survey results similar to 1971 study". The CCL News. 13 (3). s. 10. and (January–February 1987) 13 (4): 5.
- ^ . Nişanyan Sözlük. 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Mart 2019.
- ^ Allen, Kevin (2007). The Reluctant Hypothesis: A History of Discourse Surrounding the Lunar Phase Method of Regulating Conception. Lacuna Press. s. 239. ISBN .
- ^ Vertebrate Endocrinology (5 bas.). Academic Press. 2013. s. 361. ISBN .
- ^ William A. Gutsch (1997). 1001 things everyone should know about the universe (1. bas.). New York: Doubleday. s. 57. ISBN .
- ^ Barash, David P.; Lipton, Judith Eve (2009). "Synchrony and Its Discontents". How women got their curves and other just-so stories evolutionary enigmas ([Online-Ausg.]. bas.). New York: Columbia University Press. ISBN .
- ^ As cited by Adams, Cecil, "What's the link between the moon and menstruation?" 17 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (accessed 6 June 2006):
Abell, George O.; Barry Singer (1983). Science and the Paranormal: Probing the Existence of the Supernatural. Scribner Book Company. ISBN . - ^ . Clue. 3 Aralık 2018. 30 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2018.
- ^ Strassmann B. I. (1997). "The biology of menstruation in Homo sapiens: total lifetime menses, fecundity, and nonsynchrony in a natural fertility population". Current Anthropology. 38 (1). ss. 123-9. doi:10.1086/204592. JSTOR 2744446.
- ^ a b c Emily Matchar (16 Mayıs 2014). "Should Paid 'Menstrual Leave' Be a Thing?". 29 Nisan 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Haziran 2015.
- ^ Price, Catherine (11 Ekim 2006). "Should women get paid menstruation leave?". Salon. 27 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Mart 2016.
- ^ . lip magazine. 27 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2016.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Adet dongusu kadin ureme sisteminde ozellikle rahim ve yumurtaliklar olusan hamileligi mumkun kilan duzenli dogal degisimdir Dongu oosit uretiminde ve rahmin hamilelik icin hazirlanmasinda gereklidir Kadinlarin 80 kadari adetten 1 2 hafta once bazi semptomlar yasadigini bildirmistir Bu yaygin semptomlar arasinda akne memelerde hassasiyet siskinlik yorgunluk hissi sinirlilik ve ruh hali degisiklikleri yer almaktadir Bu semptomlar gundelik hayati etkiler ve bu nedenden oturu bu durum kadinlarin 20 ila 30 unda premenstruel sendrom olarak nitelendirilir 3 ila 8 oraninda siddetli gecer Adet dongusu diyagrami Ilk regl genellikle on iki ila on bes yas arasinda baslar bu da zaman zaman menars olarak bilinir Bazen sekiz yasinda da baslayabilir ve bu baslangic normal olabilir Ilk reglin ortalama yasi genellikle gelismekte olan ulkelerde gec iken gelismis ulkelerde erkendir Bir reglin ilk gunu ile sonraki reglin ilk gunu arasindaki tipik sure genc kadinlarda 21 ila 45 gun iken yetiskinlerde 21 ila 35 gundur ortalama 28 gun Adet genellikle 45 ila 55 yas arasinda meydana gelen menopozdan sonra meydana gelmez Kanama genellikle 2 ila 7 gun surmektedir Adet dongusu hormonal degisiklikler tarafindan yonetilir Bu degisiklikler hamileligi onlemek icin kullanilarak degistirilebilir Her dongu yumurtaliktaki yumurtalik dongusu veya uterustaki uterus dongusu olaylara dayanarak uc faza ayrilabilir Yumurtalik dongusu folikuler faz ovulasyon ve luteal fazdan olusurken uterus dongusu adet proliferatif faz ve salgi fazina ayrilir Yumurtaliktaki folikuller hormonlarin karmasik bir etkilesiminin etkisi altinda gelismeye baslar ve birkac gun sonra biri veya bazen ikisi baskin hale gelir baskin olmayan folikuller kuculur ve olur Luteinizan hormon LH dalgalanmalarindan 24 36 saat sonra yaklasik olarak dongu ortasinda baskin folikul ovulasyon denilen bir olayda bir ovosit salgilar Ovulasyondan sonra yumurtaliktaki baskin folikul kalintilari bir korpus luteum haline gelirken yumurtalik dollenmeden sadece 24 saat veya daha az yasar Bu vucut buyuk miktarlarda progesteron uretme islevine sahiptir Progesteronun etkisi altinda rahim astari hamilelik meydana getirmek icin bir embriyonun potansiyel implantasyonuna hazirlanmak uzere degisir Implantasyon yaklasik iki hafta icinde gerceklesmezse korpus luteum hem progesteron hem de ostrojen seviyelerinde keskin bir dususe neden olacaktir Hormon dususu uterusun adet denilen bir surecte astarini dokmesine neden olur Adet de yakindan ilgili primatlarda insansilar ve maymunlar ortaya cikar Baslangic ve siklikRahim astarinin adet dongusu sirasinda nasil biriktigini ve parcalandigini gosteren diyagram Ortalama menars yasi 12 15 tir Bazen yas sekize kadar inebilir ve bu durum normal olabilir Bu ilk regl genellikle gelismekte olan ulkelerde gelismis ulkelere gore daha gec baslayabilir Ortalama menars yasi ABD de yaklasik 12 5 Kanada da 12 7 Birlesik Krallik ta 12 9 ve Izlanda da 13 1 dir Genetik beslenme ve genel saglik gibi faktorler zamanlamayi etkileyebilir Bir kadinin ureme doneminin sonunda adet dongusunun durmasi menopoz olarak adlandirilir Kadinlarda menopozun ortalama yasi 52 dir ve 45 ile 55 arasinda herhangi bir yas araligi yaygindir Sanayilesmis ulkelerde 45 yas oncesi menopoz erken sayilir Menars yasi gibi menopoz yasi da buyuk olcude kulturel ve biyolojik faktorlerin bir sonucudur bununla birlikte hastaliklar bazi ameliyatlar veya tibbi tedaviler menopozun digerlerinden daha erken gerceklesmesine neden olabilir Bir kadinin adet dongusunun uzunlugu biraz daha kisa ve biraz daha uzun seklinde tipik olarak biraz degisir En uzun ve en kisa donguleri arasinda sekiz gunden daha az bir sure farklilik yasayan bir kadinin duzenli adet dongusune sahip oldugu kabul edilir Bir kadinin dort gunden uzun suren dongu uzunlugu degisimleri yasamasi alisilmadik bir durumdur Sekiz ila 20 gun arasindaki uzunluk degisimi orta duzensiz dongu olarak kabul edilir Bir kadinin en kisa ve en uzun dongu uzunlugu arasindaki 21 gun veya daha uzun bir sure degisimi cok duzensiz kabul edilir Ortalama adet dongusu 28 gun surer Adet dongusu surelerinin degiskenligi 25 yasin altindaki kadinlar icin en yuksek ve en dusuktur ve en duzenli donem 25 ila 39 yas araligidir Daha sonra bu degiskenlik 40 44 yas arasi kadinlar icin biraz artar Tibbi etkilerNorolojik problemlere sahip bazi kadinlar her adet dongusunun belirli donemlerinde bu problemlerinde artis tecrube edebilirler Ornegin ostrojen oranlarinin dusmesinin ozellikle birey dogum kontrol hapi kullaniyorsa migren olusumunu tetikleyebildigi bilinmektedir Epilepsi hastasi pek cok kadin adet donguleri ile baglantili olarak daha fazla nobete girerler ve bu duruma denir Bu durumun olusumunda menstruasyon zamani ile cakisan veya yumurtlama zamani ile cakisan nobetler gibi farkli oruntuler vardir ve olusma sikligi kesin olarak tespit edilmemistir Belirli bir tanim kullanarak bir grup bilim insani inatci parsiyel epilepsiye sahip kadinlarin yaklasik ucte birinin katamenial epilepsisinin de oldugunu bulmustur Progesteronun azalmasinin ve ostrojenin artimasinin nobetleri tetikleyebilecegi ve bu durumun hormonal bir etkiden kaynaklandigi onerilmistir Yeni calismalar yuksek doz ostrojenin nobetlere sebebiyet verebildigini veya kotulestirebildigini yuksek doz progesteronun ise antiepileptik etkileri olabilecegini gostermistir Tibbi dergilerce yurutulmus calismalar adet olan kadinlarin 1 68 kat daha fazla intihara tesebbus ettiklerini bulmustur Fareler seks steroid hormon seviyelerinin sinir sistemi fonksiyonunu duzenleyebilecegi olasi mekanizmalari arastirmak icin deneysel bir model olarak kullanilmistir Fare ostrus dongusunde progesteronun en yuksek oldugu evre sirasinda sinir hucresi alt tipi delta seviyesi yuksektir Bu GABA reseptorleri etkiye sahip olduklarindan daha fazla delta reseptoru olan sinir hucrelerinin daha az delta reseptoru olan hucrelere gore daha az uyarim olasiligi vardir Fare ostrus dongusunde ostrojen seviyeleri progesteron seviyelerinden daha yuksek oldugu sirada ise delta reseptorlerinin sayisi azalir ve sinir hucresi aktivitesi arttirilir buna bagli olarak anksiyete ve nobet duyarliligi artar Ostrojen seviyeleri tiroit bezinin davranislarini etkileyebilir Ornegin luteal evre boyunca ostrojen seviyeleri dusukken tiroit bezine olan kan akisinin hizi folikuler evreye kiyasla ostrojen seviyesi daha yuksek daha yavastir Bir zamanlar beraber yasayan birbirlerine yakin kadinlarin adet baslangiclarinin birbirlerine egiliminde oldugu dusunuluyordu Ilk olarak 1971 de tanimlanan bu olay 1998 yilinda feromonlarin etkileri ile aciklanmistir Daha sonra yurutulmus arastirmalar bu savdan suphe duymaktadir Arstirmalar kadinlarin yumurtlama oncesi evrelerde yumurtlama sonrasi evrelere kiyasla on capraz baglarindan yaralanma olasiliginin cok daha buyuk oldugunu gostermektedir Dogurganlik Ovulasyon gunune bagli olarak dollenme sansi Ovulasyondan 5 ila 1 2 gun oncesini kapsayan zaman araligi en dogurgan donem cinsel iliski sonrasinda hamile kalinmasinin en olasi oldugu zaman veya dogurganlik donemi olarak adlandirilir 14 gunu luteal evre olan 28 gunluk bir dongude bu dogurgan evre dongunun ikinci haftasini ve ucuncu haftanin basini kapsamaktadir Kadinlarin goreceli olarak dogurgan olduklari ve dogurgan olmadiklari gunleri kendilerince tespit etmelerine yardimci olmak icin dogurganlik tahmini olarak da adlandirilan cesitli yontemler ve sistemler gelistirilmistir Yumurtlamadan 24 ile 36 saat once gerceklesen LH nin ani yukselisini tespit edebilen idrar analizi setleri yumurtlama tahmin setleri olarak adlandirilirlar ve pek cok dogurganlik testi turunden birini olustururlar Bazal vucut isisi idrar testi sonuclari veya tukurugun yapisindaki degisimleri analiz eden bilgisayarli aygitlara ise dogurganlik monitoru denilmektedir Tek basina bir dongunun uzunluk kayitlarina bakarak dogurganlik tahmini yuruten yontemler ise takvim bazli yontemler olarak isimlendirilir Semptom bazli yontem ise uc adet olan birincil dogurganlik belirtilerinden bazal vucut isisi rahim agzi salgisi ve servikal pozisyon bir veya daha fazlasini gozlemlemeye dayalidir Dogurganlik ayni zamanda bir kadinin yasi ile de iliskilidir Bir kadinin yumurta hucrelerinin tamami anne karninda olustugundan ve bu yumurtalar on yillar icinde olgunlastigindan oturu bu uzun sure zarfi icinde yumurta hucrelerinde bulunan kromatin mutasyona bolunme problemlerine ve kirilmaya karsi bir erkegin ureme hayati boyunca devamli uretilen sperm hucrelerinin kromatini ile karsilastirildiginda daha savunmasiz bir durumda oldugu one surulmustur Ancak bu sava ragmen kadinlara benzer bir sekilde artan yasin erkeklerin dogurganligi uzerinde de etkisi oldugu gozlemlenmektedir In vitro fertilizasyon tup bebek tedavisine giren kadinlar uzerinde yapilan olcumler sonucunda uzun bir adet dongusunun yas ayarlamalari yapildigi takdirde bile daha yuksek oranda hamilelik ve canli dogum olasiligi ile iliskili oldugu bulunmustur IVF tedavisi almis adet dongusu 34 gun veya daha uzun suren kadinlar ile IVF tedavisi almis adet dongusu 26 gunden daha kisa olan kadinlarin canli dogum oranlari karsilastirildiginda uzun adet dongulerine sahip grupta bu oranlarin kisa gruba kiyasla neredeyse iki kat daha fazla oldugu gozlemlenmistir Daha uzun bir adet donemi ayni zamanda embriyo kalitesi ve yumurtaliklarin gonadotropin tarafindan uyarilmasina daha iyi bir tepki vermesi ile iliskilendirilir Ruh hali ve davranis Adet dongusunun farkli evreleri kadinlarin ruh halleriyle iliskilidir Bazi durumlarda adet dongusu sirasinda salinan hormonlar kadinlarda davranissal degisikliklere neden olabilir hafif ila siddetli ruh hali degisiklikleri olusabilir Adet dongusu evreleri ve yumurtalik hormonlari kadinlarda empatinin artmasina katkida bulunabilir Adet dongusunun farkli evrelerinde hormon seviyelerinin dogal degisimi test puanlariyla birlikte incelenmistir Empati egzersizlerini tamamlarken adet dongusunun folikuler evredeki kadinlar midluteal evredeki kadinlardan daha iyi performans gostermektedirler Progesteron duzeyleri ile duygulari dogru bir sekilde tanima yetenegi arasinda guclu bir iliski de bulunmustur Duygu tanimadaki performanslar kadinlarin progesteron seviyelerinin dusuk olmasi durumunda daha iyi olmustur Folikuler evrede kadinlar midluteal muadillerine gore daha yuksek duygu tanima dogrulugu gostermistir Midluteal evredeki kadinlarin folikuler evredeki kadinlara kiyasla negatif uyarilara daha fazla tepki gosterdikleri bulunmustur ve bu kadinlarin belli adet dongusu evrelerinde sosyal strese daha fazla tepki gosterdigine isaret etmektedir Genel olarak folikuler fazdaki kadinlarin empatik ozellikler iceren gorevlerde daha iyi performans gosterdikleri bulunmustur Adet dongusunun iki farkli evresinde kadinlardaki korku tepkisi incelenmistir Preovulator evrede ostrojen en yuksek seviyede oldugunda kadinlar korku ifadelerini belirlemede adet goren kadinlardan yani ostrojen seviyelerinin en dusuk oldugu zamanlardan daha iyidir Karsilastirilmis kadinlar mutlu yuzleri tanimlarken esit derecede basari gostermislerdir ve bu korkuya verilen tepkinin daha guclu bir tepki oldugunu gostermektedir Ozetlemek gerekirse adet dongusunun evreleri ve ostrojen duzeyleri ile kadinlarin korkuyu islemesi bagintilidir Ancak yumurtalik hormonlari olculen kadinlarda gunluk ruh hallerinin incelenmesi bu ikisi arasinda daha gucsuz bir baglanti gosterir Stres veya fiziksel saglik duzeyleriyle karsilastirildiginda yumurtalik hormonlarinin genel ruh hali uzerinde daha az etkisi oldugu bulunmustur Bu yumurtalik hormonlarinin degisimlerinin ruh halini etkileyebildigini gosterirken gunluk ruh halini diger stres faktorlerinden daha fazla etkilemedigini gosterir Adet dongusu sirasinda cinsel duygu ve davranislar degisir Yumurtlama oncesi ve sirasinda yuksek duzeyde ostrojen ve androjenler kadinlarin cinsel aktiviteye ilgisinin artmasina neden olur Diger memelilerin aksine kadinlar fertilitelerine bakmaksizin adet dongusunun tum gunlerinde cinsel aktiviteye ilgi gosterebilirler Es secimi Potansiyel cinsel partnerlere karsi alinan tavirlar adet dongusunun belirli donemlerinde farkliliklar gosterir Yumurtlamanin yaklasmasi ile kadinlarda erkeklerle sosyal bulusmalara katilmaya karsi fiziksel cekim ve ilgi artisi meydana gelebilir Dongude dogurganligin arttigi donemlerde kadinlarin daha erkeksi erkekleri sectigi gozlemlenmektedir Kadinlarin da en fazla kur davranisinin dogurgan donemlerde gorulmesi olmak uzere dongunun donemleri arasinda farkliliklar gosterir Dogurgan donemde pek cok kadin birincil partnerleri yerine diger erkeklere karsi daha fazla cekim ve cinsel ilgi duymayi ve fantezi kurmayi tecrube etmektedir Ayni zamanda partnerleri disinda baska bir es ile flort etmek ve cinsel iliskiye girmek tercih edilmektedir Ses Ses kalinligi tercihleri dongu boyunca degisiklik gostermektedir Kisa sureli bir cinsel es arama durumunda kadinlarin ozellikle dogurgan donemlerde kalin sesli bir erkegi daha ince sesli bir erkege sectikleri gozlemlenebilir Gec folikul evresinde de kadinlarin daha derin ve erkeksi bir sesi tercih etmeleri soz konusudur Ayni zamanda kadin sesinin adet dongusu boyunca cekiciligi de arastirilmistir Kadin seslerinin adet dongusunun en dogurgan evresinde daha cekici bulunduguna dair kanitlar bulunmaktadir Bu etki dogum kontrol hapi kullanan kadinlarda bulunmamistir Koku Kadinlarin erkek vucut kokusuna olan secimleri de adet dongusu tarafindan etkilenmekte ve dongu boyunca degismektedir Adet dongusunun en dogurgan doneminde dominant olarak siniflandirilmis erkekler kadinlar tarafindan cinsel cekicilik konusunda daha yuksek puanlar almislardir Ek olarak bu dogurgan donemde kadinlarin simetrik erkeklerin vucut kokularina karsi tercih gosterebildigi bulunmustur Bu tercih dogum kontrol hapi kullanan kadinlarda gozlemlenmemistir Ayni zamanda gec folikul ve yumurtlama evresindeki kadinlar erkeksi erkeklerin kokularina tercih gostermistir ve androsteron testosteron seviyelerinden sorumlu hormon kokusunun kadinlar tarafindan adet dongusunun en dogurgan evresinde yuksek oranda tercih edildigi bulunmustur Dahasi kadi Kadinlarin gelisimsel istikrari gosteren erkek kokularini da daha fazla sectikleri kayda gecmistir Dongu boyunca kadin kokulari hakkinda yapilmis calismalar erkeklerin kadinlarin yumurtlayip yumurtlamadigini anlamak icin koku duyusunun bir kismini kullandiklari hakkinda birtakim kanitlar ortaya koymustur Kadin kokularinin erkekler tarafindan puanlanmasi ile yurutulmus calisma yumurtlayan kadinlarin kokularini erkekler tarafindan daha cekici olarak puanlandigini bulmustur Bu calisma erkeklerin dogurgan kadin kokularina karsi bir tercih gosterdigini ortaya koymustur Yuz ve vucut Yuz yapisi ve ozelliklerine karsi tercihler de adet dongusunun farkli evreleri arasinda degisiklik gosterebilmektedir Uzun sureli iliskiler icin es seciminde adet dongusunun farkli evreleri arasinda degisiklikler gozlemlenmemis olmasiyla beraber kisa sureli iliskilerde es secimi konusunda normal tercihlere kiyasla daha maskulen ozelliklere sahip erkekler tercih edilmistir Bu durum ozellikle kadinlarin tukuruklerindeki testosteron seviyelerinin yuksek ve hamile kalma olasiliginin en fazla oldugu donemlerde bas gostermektedir Ancak kadinlarin luteal dogurgan olmayan evrede daha kadinsi yuzlere sahip erkek ve kadinlari tercih etmeye yatkin olduklari ve kisinin yine bu evrede kendisini andiran yuzler ile saglikli gorunen yuzleri sectikleri bulunmustur Saglikli yuzlerin secimi en cok progesteron seviyelerinin yuksek oldugu donemlerde gozlemlenebilmistir Ek olarak dogurgan donemde pek cok kadinin daha koyu renkli ten rengine sahip erkekleri sectikleri ortaya konmustur Yuz simetrisi tercihi konusundaki arastirmalar ortak bir sonuca varmamistir Vucut ozellikleri tercihleri adet dongusunun farkli evreleri boyunca degisebilmektedir Kisa donem es arayan kadinlar uzun boylu ve kasli erkekleri tercih etmistir Ayni sekilde adet dongusunun en dogurgan doneminde de erkeksi vucutlu erkekler tercih gormustur Adet dongusu sirasindaki vucut simetrisi tercihleri konusunda yurutulmus calismalar ortak bir sonuca varmamaktadir Kisilik Dogurgan donemde kisa sureli cinsel partner seciminde dominant ve sosyal olarak one cikan erkekler daha cekici bulunmustur Uzun sureli partner secimi icinse istenilen tercihlerde adet dongusu boyunca bir degisiklik meydana gelmemistir Yeme davranisi Kadinlarin adet dongusunun farkli evrelerinde farkli beslenme aliskanliklari yasadiklari luteal evrede besin aliminin folikuler evreye gore daha yuksek oldugu bulunmustur Gida tuketimi luteal fazda folikuler faza kiyasla yaklasik 10 artar Cesitli calismalar luteal faz boyunca kadinlarin daha fazla karbonhidrat protein ve yag tukettigini ve 24 saatlik enerji harcamalarinin 2 5 ile 11 5 arasinda arttigini gostermistir Luteal faz boyunca artan alim dogal olarak meydana gelen ve adet dongusunun luteal fazlari sirasinda artan tatli ve yagli yiyeceklere karsi gosterilen daha yuksek tercihle ilgili olabilir Bu durum bu evrede artan metabolik talebe baglidir Ozellikle cikolata icin istek gosteren kadinlar luteal fazda bu maddenin tuketimi icin daha buyuk bir arzu gostermektedirler Premenstruel sendromlu PMS kadinlar adet dongusu boyunca istahta PMS li olmayanlara gore muhtemelen hormon duzeylerindeki degisikliklere karsi asiri duyarliliklari nedeniyle istah degisiklikleri rapor eder PMS li kadinlarda gida alimi luteal fazda folikuler faza gore daha yuksektir Ruh hali degisiklikleri ve fiziksel belirtiler dahil olmak uzere PMS nin kalan belirtileri de luteal fazda ortaya cikar PMS hastalari ve hasta olmayanlar arasinda gida turlerinin tercihinde bir fark bulunamamistir Yeme davranisi degisikliklerini aciklamak icin dongunun farkli asamalarindaki farkli seviyelerde bulunan yumurtalik hormonlari kullanilmistir Progesteronun progesteron seviyelerinin yuksek oldugu luteal fazda yagli yiyeceklerin daha fazla alinmasina neden oldugu ve yag depolanmasini destekledigi gosterilmistir Ek olarak yuksek ostrojen seviyelerinde dopaminin yemege tesvik eden dolayisiyla istahi azaltan bir hormon olan noradrenaline donusmesi etkisizlestirilir Insanlarda adet dongusu sirasinda bu yumurtalik hormonlarinin seviyesinin tikanircasina yemeyi etkiledigi bulunmustur Dogum kontrol haplarinin kullaniminin hormon seviyelerindeki dalgalanmalari en aza indirmekten veya ortadan kaldirmaktan oturu yeme davranislarini etkilemesi gerektigi farz edilmistir Norotransmitter serotoninin ayrica gida aliminda rol oynadigi dusunulmektedir Serotonin diger gorevlerinin yani sira yemek yemenin engellenmesinden ve kontrol edilmesinden de sorumludur ve kismen yumurtalik hormonlari tarafindan module edilir Diyet yapmanin bu adet sureclerini etkileyip etkilemeyecegini etkileyen bir dizi faktor vardir ve bu faktorler yas kilo kaybi ve diyetin kendisidir Ilk olarak genc kadinlarin diyetleri nedeniyle yasamalari muhtemeldir Ikincil olarak adet anormallikleri fazla kilo kaybi durumlarinda daha olasidir Ornegin yumurtlamanin gorulmedigi adet donguleri sinirli bir diyetin benimsenmesi ve yuksek miktarda egzersiz yapmanin bir sonucu olarak ortaya cikabilir Son olarak dongu et iceren bir diyete kiyasla bir vejetaryen diyetinden daha fazla etkilenir Madde kulanimi Adet dongusunun alkol kullanimi uzerine olan etkisi hakkinda yurutulmus calismalar ortak bir sonuca varmamistir Buna ragmen bir takim kanitlar luteal evre boyunca ozellikle cok icki icen veya ailesinde alkol bagimliligi bulunan bireylerin daha fazla alkol tukettigine isaret etmektedir Genellikle nikotin tutun ve kokain gibi bagimlilik yapici maddelerin kullanim seviyeleri PMS sirasinda artis gosterir Bu olgu hakkindaki bir teori madde kulanimindaki bu artisin luteal evredeki daha yuksek metabolik taleplerin sonucunda olusan azalan kendini kontrol etme becerisinden kaynaklandigini one surmustur Menstruel bozukluklar Seyrek veya duzensiz yumurtlamaya oligoovulasyon denir Yumurtlamanin yokluguna anovulasyon denir Normal adet kanamalari oncesinde yumurtlama olmadan da olusabilir ve bu durum anovulator dongu olarak adlandirilir Bazi dongulerde folikuler gelisim baslayabilir ancak tamamlanamaz Bu durumda yine de ostrojenler olusacak ve rahim astarini uyarilacaktir Uzun sure devam eden yuksek ostrojen seviyelerinin neden oldugu cok kalin bir endometriyumdan kaynaklanan anovulator kanama ostrojen gecis kanamasi olarak adlandirilir Ostrojen seviyelerinde ani bir dususun tetikledigi uyarici kanama yoksunluk kanamasi olarak adlandirilir Anovulasyon donguleri genellikle menopozdan perimenopoz once ve polikistik over sendromu olan kadinlarda gorulur Cok az akisa 10 ml den az denir 21 gun veya daha az araliklarla duzenli donguler olarak adlandirilir Sik ama duzensiz menstruasyon olarak bilinir Ani ve agir akislara veya 80 ml den buyuk miktardaki akislara menoraji denir Sik sik ve duzensiz gorulen agir adet kanamasi 35 gunu gecen araliklar ile donguleri tanimlayan terim Amenore bir kadinin dogurganlik yillarinda hamile degilken uc ile alti aydan uzun bir sure boyunca adet gormemesini belirtmektedir Agrili adet donemleri icin kullanilan terim Yumurtlamanin baskilanmasiDogum kontrolu Oral yolla kullanilan kombine dogum kontrol haplari Beyaz haplar etkisizdir ve genellikle haplarin alinmaya devam edilmesini hatirlatmak icin kullanilir Fiziksel dogum kontrolu yontemleri adet dongusunu etkilemese de hormonal dogum kontrolu yontemleri bu dongude degisikliklere yol acarak etki gosterirler Progestojen negatif geri beslemesi hipotalamusun GnRH salgilama sikligini azaltir ve bunun sonucunda on hipofizde folikul uyarici hormon FSH ve luteinlestirici hormon LH salgilanmasinda azalma meydana gelir Azalan FSH seviyesi folikul gelisimini inhibe eder ve ostradiol seviyesinin yukselmesini onler Progestojen negatif geri beslemesi ve ostrojen pozitif geri beslemesinin eksikliginin LH uzerindeki etkileri dongu ortasinda gerceklesen LH yukselmesini engeller Sonuc olarak LH yukselmesinin ve folikul gelisiminin inhibe edilmesi yumurtlamayi onler Progestojen bazli hormonal dogum kontrolunde yumurtlamanin hangi oranda engellenecegi verilen progestojenin aktivitesi ve dozuna baglidir Dusuk dozda sadece progestogen iceren haplar derialti implantlari ve cesitli diger cihazlarin kullanimi yumurtalamayi sadece 50 oraninda engellemektedir ve bu yontemler dogum kontrolu ozelliklerini servikal mukus tabakasini kalinlastirmalari gibi etkilerine borclulardir Orta dozda sadece progestojen iceren Cerazette gibi haplarin ve deri alti implantlarinin kullanimi bazen folikul gelisimine izin verse de bu yontem adet dongulerinin 97 99 unda yumurtlamayi engeller Ancak orta doz ve dusuk doz progestojen kullanimi arasinda servikal mukus tabakasini kalinlastirma konusunda bir fark bulunmamaktadir Enjeksiyon ile verilen yuksek dozda sadece progestojen iceren dogum kontrol yontemleri ise folikul olusumunu ve yumurtlamayi tamamen inhibe eder Kombine hormonal dogum kontrolu bir ostrojen ve bir progestojenin beraber kullanilmasini kapsar Ostrojen negatif geribeslemesi on hipofiz bezindeki FSH salgilanmasini onemli oranda azalttigi icin kombine hormonal dogum kontrolu yontemleri sadece progestojen kullanimina kiyasla folikul gelisiminin inhibe edilmesi ve yumurtlamanin engellenmesi acisindan daha etkilidir Ostrojen kullanimi ayni zamanda dogum kontrol hapi kullanimina bagli olarak adet dongusunun aksine duzensizce ortaya cikan ara kanama riskini azaltir Cesitli kombine hormonal dogum kontrolu yontemleri duzenli olarak yoksunluk kanamasi denilen kanamalara yol acacak sekilde kullanilir Normal bir adet dongusunde menstruasyon ostrojen ve progesteron seviyelerinin hizli bir sekilde dusmesi ile olusur Kombine hormonal dogum kontrolune gecici olarak ara vermek buna benzer bir etki dogurur ve endometriyumun dokulmesine neden olur Eger yoksunluk kanamasi istenmiyorsa kombine hormonal dogum kontrolu surekli olarak kullanilabilir ancak bu ara kanama riskini arttirmaktadir Emzirme Emzirme gonadotropin salinim hormonu GnRH ve luteinlestirici hormon LH salgilanmasinda negatif geri besleme meydana gelmesine neden olur Negatif geri beslemenin kuvvetine gore emziren kadinlarda folikul gelisimi tamamen baskilanabilir yumurtalama durabilir veya normal menstruasyon dongusu devam edebilir Yumurtlamanin baskilanma olasiligi daha sik emziren bireylerde daha yuksektir Emzirilen bebege bagli olan prolaktin uretimi laktasyonel amenoranin korunmasi icin onemli bir etkendir Ortalama olarak bebegini sikca emziren bir kadinin dogumdan sonra yeniden adet gormesi 14 5 ay surmektedir Ancak kadinlar arasinda bu konuda pek cok varyasyon gorulmektedir ve kimi kadinlar 2 ay sonra yeniden menstruasyon dongusune girebilirken digerlerinde bu zaman araligi 42 ay kadar surebilmektedir Toplum ve kulturEtimoloji Adet kelimesi Arapcadaki ada t عادة kokunden turemistir ve tekrar eden manasina gelmektedir Fransizcadan Turkceye regle kokunden regl olarak gecmis kelime de duzen ve kural anlamina gelmektedir Bilimsel literaturde sikca kullanilan menstruasyon kelimesi ise ay ile iliskili bir terimdir Kelime Latincedeki mensis ay kelimesinden turemistir Bu kelime Yunancadaki mene ay kelimesiyle de baglantili olmaktadir Ay Insanlarda adet dongusu her ne kadar Ay dongusune benzer uzunlukta olsa da modern insanlarda ikisi arasinda bir baglanti bulunmamaktadir ve bu iliskinin bir rastlanti olduguna inanilmaktadir Insanlarda isiga maruz kalmak adet dongusunu etkilememektedir 1996 yilinda yapilmis arastirmalarin meta analizleri insanlarin adet dongusu ve Ay dongusu arasinda herhangi bir baglanti olmadigini gostermistir Ayni zamanda bir adet takip uygulamasi olan Clue ya adet donguleri hakkinda 1 5 milyon kadin tarafindan yuklenmis 7 5 milyon veri analiz edildiginde de bu iki dongu arasinda bir baglanti bulunamamistir Dogon kabilesi elektrikli aydinlatma sistemleri olmayan ve gecelerini disarida konusarak ve uyuyarak geciren bir halktir Bu ozelliklerinden dolayi adet dongusu ve Ay dongusu arasindaki baglantilari incelemek icin ideal bir toplum olan Dogonlarin uzerinde yapilmis calismalar da Ay in adet dongusu uzerinde bir etkisi olmadigini gostermistir Is hayati Genellikle Asya da bulunan bazi ulkelerde yasal ve kurumsal uygulamalar kadinlara adet olduklari takdirde resmi olarak ucretli veya ucretsiz adet izni hakki vermektedir Bu politikayi izleyen ulkeler Japonya Tayvan Endonezya ve Guney Kore olmaktadir Bu uygulama bati toplumlarinda kadinlarin zayif ve verimsiz isciler oldugu algisini arttiracagi ve erkek calisanlarin haksizliga ugramasi gibi endiseler yuzunden tartismali bir konudur Ayrica bakinizAdet izniKaynakca a b Silverthorn Dee Unglaub 2013 Human Physiology An Integrated Approach 6 bas Glenview IL Pearson Education ss 850 890 ISBN 978 0 321 75007 5 Sherwood Laurelee 2013 Human Physiology From Cells to Systems 8 bas Belmont California Cengage ss 735 794 ISBN 978 1 111 57743 8 a b Biggs WS Demuth RH 15 Ekim 2011 Premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder 84 8 ss 918 24 PMID 22010771 Office on Women s Health USA 23 Aralik 2014 28 June 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 June 2015 a b Women s Gynecologic Health Jones amp Bartlett Publishers 2011 s 94 ISBN 9780763756376 a b c d e Office of Women s Health USA 23 Aralik 2014 26 June 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 June 2015 a b American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence American College of Obstetricians and Gynecologists Committee on Adolescent Health Care Diaz A Laufer MR Breech LL Kasim 2006 Menstruation in girls and adolescents using the menstrual cycle as a vital sign Pediatrics 118 5 ss 2245 50 doi 10 1542 peds 2006 2481 PMID 17079600 NIH 28 Haziran 2013 5 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2015 Klump KL Keel PK Racine SE Burt SA Burt AS Neale M Sisk CL Boker S Hu JY Subat 2013 The interactive effects of estrogen and progesterone on changes in emotional eating across the menstrual cycle J Abnorm Psychol 122 1 ss 131 7 doi 10 1037 a0029524 PMC 3570621 2 PMID 22889242 a b Kristin H Lopez 2013 Human Reproductive Biology Academic Press s 53 ISBN 9780123821850 Karapanou O Papadimitriou A 2010 Determinants of menarche Reprod Biol Endocrinol Cilt 8 s 115 doi 10 1186 1477 7827 8 115 PMC 2958977 2 PMID 20920296 Anderson SE Dallal GE Must A Nisan 2003 Relative weight and race influence average age at menarche results from two nationally representative surveys of US girls studied 25 years apart Pediatrics 111 4 Pt 1 ss 844 50 doi 10 1542 peds 111 4 844 PMID 12671122 Al Sahab B Ardern CI Hamadeh MJ Tamim H 2010 Age at menarche in Canada results from the National Longitudinal Survey of Children amp Youth BMC Public Health Cilt 10 s 736 doi 10 1186 1471 2458 10 736 PMC 3001737 2 PMID 21110899 Hamilton Fairley Diana 2004 1999 Lecture notes on obstetrics and gynaecology PDF 2 bas Blackwell s 29 ISBN 978 1 4051 2066 1 9 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Subat 2019 Macgusson TE Mayis 1978 Age at menarche in Iceland Am J Phys Anthropol 48 4 ss 511 4 doi 10 1002 ajpa 1330480410 PMID 655271 National Women s Health Information Center 23 Kasim 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Kasim 2011 NHS 22 Subat 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Kasim 2009 Beyene Yewoubdar 1989 From Menarche to Menopause Reproductive Lives of Peasant Women in Two Cultures Albany NY State University of New York Press ISBN 978 0 88706 866 9 Shuman Tracy Subat 2006 Your Guide to Menopause WebMD 27 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Aralik 2006 Kippley John Kippley Sheila 1996 The Art of Natural Family Planning 4 bas Cincinnati The Couple to Couple League s 92 ISBN 978 0 926412 13 2 a b Chiazze L Brayer FT Macisco JJ Parker MP Duffy BJ Subat 1968 The length and variability of the human menstrual cycle JAMA 203 6 ss 377 80 doi 10 1001 jama 1968 03140060001001 PMID 5694118 The Daily Headache 19 Nisan 2006 30 Mart 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ekim 2012 a b Herzog AG Mart 2008 Catamenial epilepsy definition prevalence pathophysiology and treatment Seizure 17 2 ss 151 9 doi 10 1016 j seizure 2007 11 014 PMID 18164632 Herzog AG Harden CL Liporace J Pennell P Schomer DL Sperling M Fowler K Nikolov B Shuman S Newman M Eylul 2004 Frequency of catamenial seizure exacerbation in women with localization related epilepsy Annals of Neurology 56 3 ss 431 4 doi 10 1002 ana 20214 PMID 15349872 Herzog AG Klein P Ransil BJ Ekim 1997 Three patterns of catamenial epilepsy Epilepsia 38 10 ss 1082 8 doi 10 1111 j 1528 1157 1997 tb01197 x PMID 9579954 Scharfman HE MacLusky NJ Eylul 2006 The influence of gonadal hormones on neuronal excitability seizures and epilepsy in the female Epilepsia 47 9 ss 1423 40 doi 10 1111 j 1528 1167 2006 00672 x PMC 1924802 2 PMID 16981857 epilepsy com 15 October 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 October 2012 Baca Garcia E Diaz Sastre C Ceverino A Saiz Ruiz J Diaz FJ de Leon J 2003 Association between the menses and suicide attempts a replication study Psychosom Med 65 2 ss 237 44 CiteSeerX 10 1 1 494 4039 2 doi 10 1097 01 PSY 0000058375 50240 F6 PMID 12651991 Maguire JL Stell BM Rafizadeh M Mody I Haziran 2005 Ovarian cycle linked changes in GABA A receptors mediating tonic inhibition alter seizure susceptibility and anxiety Nat Neurosci 8 6 ss 797 804 doi 10 1038 nn1469 PMID 15895085 Doufas AG Mastorakos G 2000 The hypothalamic pituitary thyroid axis and the female reproductive system Annals of the New York Academy of Sciences Cilt 900 ss 65 76 doi 10 1111 j 1749 6632 2000 tb06217 x PMID 10818393 Krejza J Nowacka A Szylak A Bilello M Melhem LY Temmuz 2004 Variability of thyroid blood flow Doppler parameters in healthy women Ultrasound Med Biol 30 7 ss 867 76 doi 10 1016 j ultrasmedbio 2004 05 008 PMID 15313319 Stern K McClintock MK Mart 1998 Regulation of ovulation by human pheromones Nature 392 6672 ss 177 9 doi 10 1038 32408 PMID 9515961 20 Aralik 2002 Does menstrual synchrony really exist The Straight Dope The Chicago Reader 20 Temmuz 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2007 Renstrom P Ljungqvist A Arendt E Beynnon B Fukubayashi T Garrett W Georgoulis T Hewett TE Johnson R Krosshaug T Mandelbaum B Micheli L Myklebust G Roos E Roos H Schamasch P Shultz S Werner S Wojtys E Engebretsen L Haziran 2008 Non contact ACL injuries in female athletes an International Olympic Committee current concepts statement Br J Sports Med 42 6 ss 394 412 doi 10 1136 bjsm 2008 048934 PMC 3920910 2 PMID 18539658 Dunson D B Baird D D Wilcox A J Weinberg C R 1999 Day specific probabilities of clinical pregnancy based on two studies with imperfect measures of ovulation Human Reproduction 14 7 ss 1835 1839 doi 10 1093 humrep 14 7 1835 ISSN 1460 2350 Weschler 2002 pp 242 374 MedlinePlus Encyclopedia LH urine test home test a b Medical Eligibility Criteria for Contraceptive Use Fertility awareness based methods Third edition World Health Organization 2004 31 Mayis 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Nisan 2008 Weschler 2002 p 52 Leridon H Temmuz 2004 Can assisted reproduction technology compensate for the natural decline in fertility with age A model assessment Hum Reprod 19 7 ss 1548 53 doi 10 1093 humrep deh304 PMID 15205397 Krock Lexi Ekim 2001 Fertility Throughout Life 18 Ways to Make a Baby NOVA Online 30 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Aralik 2006 Haines Cynthiac Ocak 2006 Your Guide to the Female Reproductive System The Cleveland Clinic Women s Health Center WebMD 12 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Aralik 2006 a b c Brodin T Bergh T Berglund L Hadziosmanovic N Holte J 2008 Menstrual cycle length is an age independent marker of female fertility Results from 6271 treatment cycles of in vitro fertilization Fertility and Sterility 90 5 ss 1656 1661 doi 10 1016 j fertnstert 2007 09 036 PMID 18155201 Schmidt PJ Nieman LK Danaceau MA Adams LF Rubinow DR Ocak 1998 Differential behavioral effects of gonadal steroids in women with and in those without premenstrual syndrome N Engl J Med 338 4 ss 209 16 doi 10 1056 NEJM199801223380401 PMID 9435325 Derntl B Hack RL Kryspin Exner I Habel U Ocak 2013 Association of menstrual cycle phase with the core components of empathy Horm Behav 63 1 ss 97 104 doi 10 1016 j yhbeh 2012 10 009 PMC 3549494 2 PMID 23098806 Schwartz DH Romans SE Meiyappan S De Souza MJ Einstein G Eylul 2012 The role of ovarian steroid hormones in mood Horm Behav 62 4 ss 448 54 doi 10 1016 j yhbeh 2012 08 001 PMID 22902271 Pearson R Lewis MB Mart 2005 Fear recognition across the menstrual cycle Horm Behav 47 3 ss 267 71 doi 10 1016 j yhbeh 2004 11 003 PMID 15708754 Levay Simon Baldwin Janice Baldwin John 2015 Women s Bodies Discovering Human Sexuality Massachusetts Sinauer Associtates Inc ss 44 ISBN 9781605352756 Thornhill Randy Gangestad Steven W 2008 Background and Overview of the Book The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality New York Oxford University Press ss 12 ISBN 9780195340990 Gildersleeve Kelly Haselton Martie G Fales Melissa R 2014 Meta analyses and p curves support robust cycle shifts in women s mate preferences Reply to Wood and Carden 2014 and Harris Pashler and Mickes 2014 Psychological Bulletin 140 5 ss 1272 1280 doi 10 1037 a0037714 PMID 25180805 Gildersleeve Kelly DeBruine Lisa Haselton Martie G Frederick David A Penton Voak Ian S Jones Benedict C Perrett David I 11 Nisan 2013 Shifts in Women s Mate Preferences Across the Ovulatory Cycle A Critique of Harris 2011 and Harris 2012 Sex Roles Ingilizce 69 9 10 ss 516 524 doi 10 1007 s11199 013 0273 4 ISSN 0360 0025 a b c d Levay Simon Valente Sharon M 2006 Sexual Attraction and Arousal Human Sexuality Massachusetts Sinauer Associates Inc ss 217 253 ISBN 978 0878934652 a b c d Thornhill Randy Gangestad Steven W 2008 Women s Estrus Pair Bonding and Extra Pair Sex The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality New York Oxford University Press ss 246 256 ISBN 9780195340990 DeBruine L Jones BC Frederick DA Haselton MG Penton Voak IS Perrett DI 10 Aralik 2010 Evidence for menstrual cycle shifts in women s preferences for masculinity a response to Harris in press Menstrual cycle and facial preferences reconsidered Evolutionary Psychology An International Journal of Evolutionary Approaches to Psychology and Behavior 8 4 ss 768 75 doi 10 1177 147470491000800416 PMID 22947833 Thornhill Randy Gangestad Steven W 2008 Coevolutionary Processes The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality New York Oxford University Press ss 290 321 ISBN 9780195340990 Levay Simon Baldwin Janice Baldwin John 2015 Sex and Evolution Discovering Human Sexuality Massachusetts Sinauer Associates Inc ss 565 ISBN 9781605352756 a b c d e f g h i j k l m n Thornhill Randy Gangestad Steven W 2008 Women s Estrus The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality New York Oxford University Press ss 207 234 ISBN 9780195340990 a b c Levay Simon Baldwin Janice Baldwin John 2015 Attraction Arousal and Response Discovering Human Sexuality Sunderland Massachusetts U S A Sinauer Associates Inc ss 135 ISBN 9781605352756 a b c Pipitone R Nathan Gallup Gordon G 1 Temmuz 2008 Women s voice attractiveness varies across the menstrual cycle Evolution and Human Behavior Ingilizce 29 4 ss 268 274 doi 10 1016 j evolhumbehav 2008 02 001 ISSN 1090 5138 30 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Mart 2019 a b c d Thornhill Randy Gangestad Steven W 2008 Concealed Fertility The Evolutionary Biology of Human Female Sexuality New York Oxford University Press ss 266 290 ISBN 9780195340990 Gangestad Steven W Thornhill Randy 22 Mayis 1998 Menstrual cycle variation in women s preferences for the scent of symmetrical men Proceedings of the Royal Society of London B Biological Sciences Ingilizce 265 1399 ss 927 933 doi 10 1098 rspb 1998 0380 ISSN 0962 8452 PMC 1689051 2 PMID 9633114 25 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Mart 2019 a b DeBruine Lisa Jones Benedict C Frederick David A Haselton Martie G Penton Voak Ian S Perrett David I 1 Ocak 2010 Evidence for menstrual cycle shifts in women s preferences for masculinity a response to Harris in press Menstrual cycle and facial preferences reconsidered Evolutionary Psychology An International Journal of Evolutionary Approaches to Psychology and Behavior 8 4 ss 768 775 doi 10 1177 147470491000800416 ISSN 1474 7049 PMID 22947833 a b Jones Benedict C DeBruine Lisa M Perrett David I Little Anthony C Feinberg David R Smith Miriam J Law 12 Ocak 2008 Effects of Menstrual Cycle Phase on Face Preferences Archives of Sexual Behavior Ingilizce 37 1 ss 78 84 doi 10 1007 s10508 007 9268 y ISSN 0004 0002 PMID 18193349 Gildersleeve Kelly Haselton Martie G Fales Melissa R 2014 Do women s mate preferences change across the ovulatory cycle A meta analytic review Psychological Bulletin 140 5 ss 1205 1259 doi 10 1037 a0035438 PMID 24564172 a b c Dye L Blundell J E 1 Haziran 1997 Menstrual cycle and appetite control implications for weight regulation Human Reproduction Ingilizce 12 6 ss 1142 1151 doi 10 1093 humrep 12 6 1142 ISSN 0268 1161 PMID 9221991 15 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 a b c d e f Buffenstein Rochelle Poppitt Sally D McDevitt Regina M Prentice Andrew M 1 Aralik 1995 Food intake and the menstrual cycle A retrospective analysis with implications for appetite research Physiology amp Behavior 58 6 ss 1067 1077 doi 10 1016 0031 9384 95 02003 9 24 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 a b c Davidsen L Vistisen B Astrup A 7 Agustos 2007 Impact of the menstrual cycle on determinants of energy balance a putative role in weight loss attempts International Journal of Obesity Ingilizce 31 12 ss 1777 1785 doi 10 1038 sj ijo 0803699 ISSN 0307 0565 PMID 17684511 18 Haziran 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 a b c d Gailliot Matthew T Hildebrandt Britny Eckel Lisa A Baumeister Roy F 2010 A theory of limited metabolic energy and premenstrual syndrome symptoms Increased metabolic demands during the luteal phase divert metabolic resources from and impair self control Review of General Psychology 14 3 ss 269 282 doi 10 1037 a0018525 Wurtman Judith J Brzezinski Amnon Wurtman Richard J Laferrere Blandine 1989 Effect of nutrient intake on premenstrual depression American Journal of Obstetrics and Gynecology 161 5 ss 1228 1234 doi 10 1016 0002 9378 89 90671 6 30 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 Klump K L Keel P K Culbert K M Edler C 1 Aralik 2008 Ovarian hormones and binge eating exploring associations in community samples Psychological Medicine 38 12 ss 1749 1757 doi 10 1017 S0033291708002997 ISSN 1469 8978 PMC 2885896 2 PMID 18307829 20 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 Blundell J E 1 Aralik 1984 Serotonin and appetite Neuropharmacology 23 12 Part 2 ss 1537 1551 doi 10 1016 0028 3908 84 90098 4 Bethea C L Gundlah C Mirkes S J 1 Ocak 2000 Ovarian steroid action in the serotonin neural system of macaques Novartis Foundation Symposium Cilt 230 ss 112 130 discussion 130 133 ISSN 1528 2511 PMID 10965505 Dye L Blundell J E 1 Haziran 1997 Menstrual cycle and appetite control implications for weight regulation Human Reproduction Ingilizce 12 6 ss 1142 1151 doi 10 1093 humrep 12 6 1142 ISSN 0268 1161 PMID 9221991 15 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Mart 2019 Carroll Haley A Lustyk M Kathleen B Larimer Mary E 21 Agustos 2015 The relationship between alcohol consumption and menstrual cycle a review of the literature Archives of Women s Mental Health Ingilizce 18 6 ss 773 781 doi 10 1007 s00737 015 0568 2 ISSN 1434 1816 PMC 4859868 2 PMID 26293593 Galan Nicole 16 Nisan 2008 about com 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Ekim 2008 a b Weschler 2002 p 107 eMedicine de Anovulation a b eMedicine de Menstruation Disorders a b Oriel KA Schrager S Ekim 1999 Abnormal uterine bleeding Am Fam Physician 60 5 ss 1371 80 discussion 1381 2 PMID 10524483 a b Trussell James 2007 Contraceptive Efficacy Hatcher Robert A Ed Contraceptive Technology 19 rev bas New York Ardent Media ISBN 978 0 9664902 0 6 a b Speroff Leon Darney Philip D 2005 Oral Contraception A Clinical Guide for Contraception 4 bas Philadelphia Lippincott Williams amp Wilkins ss 21 138 ISBN 978 0 7817 6488 9 a b Brunton Laurence L Lazo John S Parker Keith Ed 2005 Goodman amp Gilman s The Pharmacological Basis of Therapeutics 11 bas New York McGraw Hill ss 1541 71 ISBN 978 0 07 142280 2 a b Anna 2006 Contraception DeGroot Leslie J Jameson J Larry Ed Endocrinology 5 bas Philadelphia Elsevier Saunders ss 3000 1 ISBN 978 0 7216 0376 6 McNeilly AS 2001 Reprod Fertil Dev 13 7 8 ss 583 90 doi 10 1071 RD01056 PMID 11999309 29 Mayis 2003 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Mart 2019 Kippley John Sheila Kippley 1996 The Art of Natural Family Planning 4 bas Cincinnati OH The Couple to Couple League s 347 ISBN 978 0 926412 13 2 Stallings JF Worthman CM Panter Brick C Coates RJ Subat 1996 Prolactin response to suckling and maintenance of postpartum amenorrhea among intensively breastfeeding Nepali women Endocr Res 22 1 ss 1 28 doi 10 3109 07435809609030495 PMID 8690004 The Couple to Couple League International Internet Archive 17 Ocak 2008 17 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Eylul 2008 which cites Kippley SK Kippley JF Kasim Aralik 1972 The relation between breastfeeding and amenorrhea Journal of Obstetric Gynecologic amp Neonatal Nursing 1 4 ss 15 21 doi 10 1111 j 1552 6909 1972 tb00558 x PMID 4485271 Sheila Kippley Kasim Aralik 1986 Breastfeeding survey results similar to 1971 study The CCL News 13 3 s 10 and January February 1987 13 4 5 Nisanyan Sozluk 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Arsivlenmis kopya 10 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Mart 2019 Allen Kevin 2007 The Reluctant Hypothesis A History of Discourse Surrounding the Lunar Phase Method of Regulating Conception Lacuna Press s 239 ISBN 978 0 9510974 2 7 Vertebrate Endocrinology 5 bas Academic Press 2013 s 361 ISBN 9780123964656 William A Gutsch 1997 1001 things everyone should know about the universe 1 bas New York Doubleday s 57 ISBN 9780385482233 Barash David P Lipton Judith Eve 2009 Synchrony and Its Discontents How women got their curves and other just so stories evolutionary enigmas Online Ausg bas New York Columbia University Press ISBN 9780231518390 As cited by Adams Cecil What s the link between the moon and menstruation 17 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde accessed 6 June 2006 Abell George O Barry Singer 1983 Science and the Paranormal Probing the Existence of the Supernatural Scribner Book Company ISBN 978 0 684 17820 2 Clue 3 Aralik 2018 30 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Aralik 2018 Strassmann B I 1997 The biology of menstruation in Homo sapiens total lifetime menses fecundity and nonsynchrony in a natural fertility population Current Anthropology 38 1 ss 123 9 doi 10 1086 204592 JSTOR 2744446 a b c Emily Matchar 16 Mayis 2014 Should Paid Menstrual Leave Be a Thing 29 Nisan 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Haziran 2015 Price Catherine 11 Ekim 2006 Should women get paid menstruation leave Salon 27 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Mart 2016 lip magazine 27 Mart 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2016