Attila (Latince: Attila, Grekçe: Ἀττίλα, h. 434-453), Hun topluluklarının hükümdarı olduğu 434 tarihinden, 453'teki ölümüne kadar Hun İmparatorluğu hükümdarıdır. Hükümdarlığı sırasında İmparatorluğunu dönemin Avrupasının büyük bölümünü kaplayacak şekilde genişletti. Öldüğü zaman idaresi altındaki topraklar batıda Cermanya, doğuda Ural Nehri, kuzeyde Baltık Denizi ve güneyde Karadeniz'e kadar uzanıyordu. Attila, imparatorluğun başında olduğu zaman diliminde Hunların yanı sıra, birçok Cermen ve İranlı kabileye, Ostrogotlara, Bulgarlara ve Alanlara da önderlik etti.
Attila | |
---|---|
Hun İmparatoru | |
Eugène Delacroix'nın fırçasından Atilla | |
Hun hükümdarı | |
Hüküm süresi | 434–453 |
Önce gelen | Rua ve Bleda |
Doğum | Tarih bilinmiyor, y. 406 Panunya bölgesi |
Ölüm | 453 (y. 47 yaşında) Alföld |
Eş(ler)i | Kreka, Honoria, İldiko |
Çocuk(lar)ı | İlek, Dengizik ve İrnek |
Babası | Muncuk Han |
Attila, imparatorluğu sırasında Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarının en korkulan düşmanlarından birisi oldu. Tuna'yı iki kez geçti ve Balkanlar'ı yağmaladı, ancak Konstantinopolis'i ele geçirme gereği duymadı. Perslere karşı yaptığı seferin ardından, 441'de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na yaptığı akının başarılı olması, Attila'yı Batı'yı işgal etmeye cesaretlendirdi.Galya'yı ele geçirmek amacıyla Ren'i geçti ve Flavius Aetius önderliğindeki birlikler tarafından Katalon Muharebesi'nde ağır kayıplar ile durdurulana kadar Aurelianum'a kadar ilerlemeyi başardı.
İtalya'yı işgal etti ve kuzey vilayetlerini yağmaladı, ancak Roma'ya ilerlemedi. İlerleyen zamanlarda Roma'ya yönelik yeni seferler planladı, ancak 453'te ani bir şekilde öldü. Attila'nın ölümünden sonra, yakın danışmanı olan Gepid Kralı Ardarik, Hun egemenliğine karşı bir Cermen isyanı başlattı ve takibinde Hun İmparatorluğu Nedao Muharebesi ile beraber çöktü.
Attila ve idaresi altındaki Hunlar dönemin Avrupasında derin izler bıraktığı için Attila ile ilgili metinlere Antik dönemlerden bugüne kadar rastlanmaktadır. Kendisi tarafından yapılan seferler Batı ve Doğu Roma''ya oldukça zarar vermiş, öncesinde Hunların sebep olduğu Kavimler Göçü ile direncini kaybeden Batı Roma İmparatorluğu'nun kısa bir süre sonra çökmesine sebep olmuştur. Bu nedenlerden ötürü, ayrıca etnik kökeni ve dini nedeniyle, dönemin Hristiyan tarihçileri tarafından kendisine olumsuz bir imaj verildi. Zulüm ve ölüm ile ilişkilendirdi ve ona Tanrı'nın Kırbacı ve Tanrı'nın Cezası gibi isimler verildi. Ancak başta İskandinav ve Cermen kültürleri olmak üzere diğer kültürlerde, kendisini konu edinen Sagalarda ve Nibelungen Destanı gibi destanlarda daha olumlu bir yer kapladı. Günümüzde Macarlar ve Türkler tarafından ulusal ve kurucu bir figür olarak anılmaktadır.
Arka plan
Kökeni
Hunların nereden geldiği ve diğer bozkır toplumları ile bağlantıları bugün hala tartışmalıdır. Kökenlerinin Hiung-nu insanlarının batıya göç eden bir grubuna uzanıyor olma ihtimali bulunmaktadır. Hunların, Gotları ve diğer Doğu Avrupa kabilelerini atalarının evlerinden sürmeleri 375 civarında, sonraki yıllarda Batı Roma'nın yıkılmasında önemli rol oynayacak olan Kavimler Göçü'nü ve toplu bir mülteci dalgasını tetikledi. 400'lerin başlarından itibaren Hunlar, Roma İmparatorluğu'nun yakınlarına yerleşmeye başladı ve 5. yüzyılın ilk yarısında Macaristan ovalarında kendi hükümdarlıklarını kurdular.
Dönemin kaynakları, Avrasya stepleri'nden geldiklerini ve Avrupa'da 4. yüzyılın sonlarında aniden ortaya çıktıklarını iddia etmektedir. Romalı yazarlar, Gotların topraklarına vahşi bir geyiği kovalarken ya da Kerç Boğazı'ndan Kırım'a giden ineklerinin peşinde koşarken girmiş olabileceklerini yazdılar.Jordanes, Gotların Hunları kötü ruhların ve cadıların soyundan gelen bir halk olarak gördüklerini belirtmiştir.
Öncesi
Hunlar ile dönemin Avrupalılarının ilk temasları 4. yüzyılın sonralında olsa da ilk zamanlarda Hunlar bu bölgeye sadece yağma için geliyorlardı. Bazı zamanlar Kafkasya bölgesinden veya Balkanlar üzerinden Doğu Roma topraklarına akınlar düzenleseler de bu bölgeleri yurt edinmemişlerdir. Hunların Oltu Nehri'nin doğusunu bir idare merkezi olarak kullanmaya başlamaları ilk defa Uldız zamanında olmuştu. 400 yılında Uldız, birliklerini Muntenya bölgesinden yönetmeye başladı. Uldız'ın döneminde devletin sınırları Tuna Nehrinin batısına kadar uzandı.
Uldız'ın ölümünden Rua'nın yönetimine kadar geçen sürede Hunlarla ilgili bilgiler oldukça azdır. Yönetiminin başlarında Rua, daha sonra 430'da Burgundlar'a karşı bir askerî harekât sırasında ölecek olan kardeşi Oktar ile birlikte hüküm sürdü. Hunlar, 422'de Rua komutası altında tekrar çevre bölgere baskınlar düzenlemeye başladı.Konstantinopolis surlarına kadar ulaştılar ve Doğu İmparatorluğu'nu yıllık haraca bağladılar. Doğu Roma ile uzun süre savaşmalarına karşın Hunların Batı Roma ile ilişkileri oldukça iyiydi. Öyle ki 424'te Kuzey Afrika'da Hun askerleri Romalılar için savaşmışlardı. Ayrıca zaman zaman Flavius Aetius'un komutasına savaşmaları için Hun askerleri verilmişti.
İlk yılları
Attila'nın babası Muncuk, beşinci yüzyılın başlarında birlikte Hun İmparatorluğu'nu yöneten Oktar ve Rua'nın kardeşiydi. Bu tarz diarşi yönetimler Hunlar'da yaygındır, ancak tarihçiler bunun yerleşmiş bir uygulama mı, yoksa ara sıra mı meydana geldiğinden emin değillerdir. Ailesi asil bir soydan gelmekle beraber, bir kraliyet hanedanı oluşturulup oluşturulmadığı belirsizdir. Attila'nın doğduğu tarih ve doğum yeri kesin olarak bilinmemektedir. Panunya bölgesinde doğmuş olma olasılığı yüksektir. Doğum tarihi olarak bazı tarihçiler 395 ve 406 yıllarını göstermektedirler ancak bu tarihleri hayal ürünü bulan ve dördüncü yüzyılın son on yılı ile V. yüzyılın başlarını gösteren tarihçiler de bulunmaktadır.
Diğer bütün Hun çocuklarında olduğu gibi, Attila da bir at binicisi ve okçu olarak yetiştirildi. Raporlar, soylu bir ailenin üyesi olması sebebiyle, iyi eğitim almış birisi olduğunu göstermektedir. Ana dili olan Hunca, Hunların konuştuğu, muhtemelen Türk dilleri ailesine mensup olan bir dildi, ancak ailesi yönetici sınıfın bir parçası olduğu için dönemin gerekliliği olarak Gotların dilini de öğrendi.Priskos, ayrıca yetişkinliğinde Latince ve Grekçe de konuştuğunu ve yazdığını bildirmiştir.
Attila, hızla değişen bir dünyada büyüdü. İçinde yaşamakta olduğu halkı, Avrupa'ya daha yeni gelmiş göçebelerden oluşuyordu. 370'lerde Volga Nehrini geçtiler ve Alanların topraklarına yerleştiler. Ardından Karpatlar ile Tuna arasındaki Got Krallığına saldırdılar. Askerî birliklerinin temelini oluşturan atlı okçuları yenilmezlik konusunda ün kazanmış, savaş alanında oldukça hareketli savaşçılardı ve Cermen kabileleri onlara karşı koyamıyordu. Hunlardan kaçan büyük kitleler, Cermanya'dan batıya ve güneye, Ren ve Tuna kıyıları boyunca Roma İmparatorluğu sınırlarına yerleşmeye başladılar. 376'da Vizigotlar Tuna'yı geçti ve Doğu Roma'ya sığındılar. İlk zamanlarda imparatora bağlı kalsalar da kısa süre sonra Valens'e isyan ettiler ve 378'de Hadrianapolis Muharebesi'nde imparatoru öldürdüler. Çok sayıda Vandal, Alan, Suevi ve Burgund topluluğu, Hunlardan kaçmak için 31 Aralık 406'da Ren Nehri'ni geçerek Batı Roma kontrolündeki Galya'yı işgal etti. Roma İmparatorluğu 395'ten beri ikiye bölünmüştü ve biri Batı'da Ravenna'dan, diğeri ise Doğu'da Konstantinopolis'ten olmak üzere iki farklı hükûmet tarafından yönetilmekteydi.
Hunlar, etnik açıdan çeşitli halklardan oluşan bir seçkin grubun iradesiyle belirlenen belirsiz sınırları olan geniş bir bölgeye hükmetmekteydi. Bu halklardan bazıları Hunlar olarak asimile edilmiş olsa da, birçoğu kendi kimliklerini korudu ancak Hun hükümdarının hakimiyetini kabul etti. Hunlar, Batı Romalıların yaşadıkları birçok sorunun dolaylı kaynağı konumundaydı, çeşitli Cermen kabilelerini Roma topraklarına sürüklemişlerdi. Ancak iki imparatorluk arasındaki ilişkiler yakın ve samimiydi. Romalılar Hunları paralı asker olarak Cermenlere karşı kullanmış ve hatta iç savaşlarında dahi Hun askerler yer almıştı. Bu sayede gaspçı Joannes, 424'te III. Valentinianus'a karşı topladığı orduya binlerce Hun askeri alabilmişti. Bu operasyonu daha sonra Magister militum olacak olan Flavius Aetius yönetti. Romalılar ile Hunlar arasındaki bu ittifak 401'den 450'ye kadar sürdü ve Romalılara çok sayıda askeri zafer kazandırdı. Hunlar, Romalıların kendilerine haraç ödediğini düşünürken, Romalılar bunu sunulan hizmetler için yapılan ödemeler olarak görmeyi tercih etti. Attila, amcası Rua'nın başta olduğu sırada, reşit olduğu dönemde Hunlar büyük bir güç haline gelmişti. Konstantinopolis Patriği olan Nestorius, bu konuda duyduğu rahatsızlığı şu sözlerler belirtmişti: "Onlar (Hunlar), Romalılara hem efendi hem de köle oldular".
Ortak idare
Tahta geçiş
434 yılında, Rua'nın ölümü, birleşik Hun kabilelerinin idaresini kardeşi Muncuk'un iki oğlu olan, Attila ve Bleda'nın ortak idaresine bıraktı. Hun kabileleri başa geçecek kişiyi sadece miras yolu ile değil, aynı zamanda varisin askeri, diplomatik ve ekonomik kabiliyetlerine de bakarak belirliyordu. Dolayısıyla, Rua'nın ölümünün ardından tahtın devredilmesi muhtemelen barışçıl bir süreç olmamıştı. Attila ve abisinin tahta geçmesinin ardından, Rua'nın yeğenleri ve hatta çocukları olabilecek Mamas ve Atakam adındaki iki aile üyesinin bazı Hun soyluları ile birlikte Konstantinopolis'e kaçmış olması bu sebepten ötürü olabilir. Daha sonraları Attila ve Bleda, Doğu Romalılarla bu Hun kaçaklarının -muhtemelen yönetimde hak iddia edebilecekleri endişesi ile- teslim edilmesi için defalarca talepte bulunacaktı.
Birinci Bizans seferi
Ertesi yıl Attila ve Bleda, imparatorluk heyeti ile Margus'da bir araya gelmiş ve avantajlı bir anlaşmaya varmışlardı. Ayrıca anlaşma Hunlara özgü bir şekilde at sırtında yapılmıştı. Doğu Romalılar, kaçakları iade etmeyi, önceki 350 Roma poundu (yaklaşık 115 kg) altın haraçı ikiye katlamayı, pazarlarını Hun tüccarlarına açmayı ve Hunlar tarafından esir alınan her Romalı için sekiz Solidi fidye ödemeyi kabul etti. Anlaşmadan memnun kalan Hunlar, Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarından ayrıldılar ve belki de imparatorluklarını sağlamlaştırmak ve güçlendirmek için Alföld'deki evlerine döndüler. II. Theodosius, bu fırsatı Konstantinopolis'in duvarlarını güçlendirmek, şehrin ilk deniz duvarını inşa etmek ve Tuna boyunca sınır savunması oluşturmak için kullandı.
Sonraki birkaç yıl boyunca Hunlar, Sasani İmparatorluğu'nu işgal ederken Roma'nın görüş alanının dışında kaldılar. Ancak Ermenistan'daki bir karşı saldırı, Attila ve Bleda'yı fetih planlarından vazgeçmeye zorladı. 440'lı yılların başlarında Hunlar, Theodosius'un taahhütlerini yerine getiremediğini ve Margo Piskoposunun Tuna nehrini geçip kuzey kıyılarındaki Hun mezarlarını tahrip edip yağmaladığını iddia ederek Bizans İmparatorluğu'na saldırdı. Tuna'yı geçerek nehir üzerindeki kaleleri yerle bir ettiler.
Roma İmparatorluğu'nun başka bölgelerinde yaşanan olaylar geçici olarak Konstantinopolis'in dikkatini dağıtmıştı. Hunlar Tuna boyunca şehirlere saldırırken, Genserik liderliğindeki Vandallar Batı Roma eyaleti Afrika'yı ve başkenti Kartaca'yı ele geçirdi. Kartaca, Batı İmparatorluğu'nun en zengin vilayeti ve Roma için ana besin kaynağıydı. Ayrıca Sasani Şahı II. Yezdicerd 441'de Ermenistan'ı işgal etti.
Romalı birlikler, Afrika'daki Vandallara karşı bir sefer düzenlemek için Balkanlardan ayrılmış ve Sicilya'ya yollanmışlardı. Bu durum, Attila ve Bleda'nın önündeki Balkanlar'ı tamamen savunmasız bıraktı. Hun ordusu sınır bölgelerindeki şehirleri yağmaladı. Singidunum, Sirmium ve civar şehirleri ele geçirdi. Ardından ateşkes ilan edildi ve 442 yılı boyunca ateşkes devam etti. Bu süre içerisinde Theodosius, askerlerini sınırlara geri getirme ve gelecek saldırılara karşı hazırlıklar yapma fırsatı buldu. 442 yılında Theodosius, Sicilya'daki birliklerini geri çağırdı ve Hunlara karşı koyabilmek için büyük miktarda yeni para tertipledi. Bütün bu hazırlıkların ardından Hunları yenebileceğine inanan Theodosius, Attila ile Bleda'nın taleplerini reddetti.
Doğu Roma İmparatorunun kendilerine karşı çıkması üzerine Hunlar 443 yılında tekrar harekete geçti. Romalılar, bu saldırılar sırasında ilk defa Hunların Koçbaşı ve Kuşatma kulesi kullandıklarına şahit oldular. Hun birlikleri Ratiara ve Naissus şehirlerini başarıyla ele geçirdi ve halkı katletti. Naissus'u kuşatmadan bir süre sonra ziyaret eden Priskos, şehirde gördükleri ile ilgili şunları söylemiştir, "Naissus'a vardığımızda şehri yağmalamış ve terk edilmiş bulduk; kiliselerde sadece birkaç hasta insan yatıyordu. Nehirden kısa bir mesafede, açık bir alanda durduk. Nehir kenarındaki bütün bölge savaşta öldürülen adamların kemikleriyle doluydu."
boyunca ilerleyen Hunlar, daha sonra Serdica, Philippopolis ve Arcadiopolis'i aldı. Konstantinopolis'in dışında Aspar tarafından kumanda edilen bir Roma ordusuyla karşılaştılar ve yapılan muharebede Roma ordusunu yok ettiler. Ancak şehre ilerlemek istediklerinde Hunların elinde başkentin çifte duvarlarında gedik açabilecek bir imkan yoktu ve geri çekildiler. Buna rağmen, Callipolis yakınlarında ikinci bir Roma ordusunu daha yendiler.
Etkili bir direniş gösteremeyen Theodosius, yenilgiyi kabul ettiğini bildirmek için 'u barış şartlarını müzakere etmeye gönderdi. Varılan yeni anlaşmanın koşulları öncekinden çok daha sertti: İmparator işgal sırasında antlaşmanın şartlarına uymadığı için ceza olarak 6.000 Roma poundu (yaklaşık 2000 kg) altını vermeyi kabul etti; yıllık haraç üç katına çıkarıldı ve 2,100 Roma poundu (yaklaşık 700 kg) altınına yükseltildi; ve her Romalı mahkûm için 12 solidi fidye ödendi. Taleplerinin karşılanması üzerine Hunlar tekrar kendi topraklarına geri döndüler.
Hükümdarlığı
Mutlakiyet
Hun birliklerinin Bizans topraklarından çekilmelerinden kısa bir süre sonra, 444 kışı sonu veya 445 baharı sırasında Bleda hayatını kaybetti. Attila'nın kardeşinin ölümünde etkisi olup olmadığı ya da Bleda'nın başka nedenlerden ötürü öldüğü konusunda çok sayıda söylenti olmakla beraber, dönemin kaynaklarının olayı bildirmek dışında herhangi bir bilgi içermemesi sebebiyle gerçek hala belirsizdir. Kardeşinin ölümünün ardından Attila, Hun kavimlerinin tek ve mutlak hükümdarı olmuştu.
İkinci Bizans seferi
445 yılında Attila'nın elçileri Bizans hükümdarından Hun tutuklularının iadesini talep etti ancak o sırada diğer düşmanlarıyla görece barış içerisinde olan, dolayısıyla herhangi bir savaş için hazır askerleri bulunan Bizanslılar bu talebi reddetti. Bununla birlikte, 440'ların ortalarında Bizans İmparatorluğu, oldukça ağır bir dizi kargaşa ve doğal afet ile karşı karşıya kaldı. 27 Ocak 447'de, büyük bir deprem Konstantinopolis'te oldukça ağır hasarlara sebep olmuş, ayrıca Theodosian Duvarı'nın büyük bölümünü yıkmıştı. Bu deprem, Trakya vilayetinde pek çok kasaba ve köyü harap etmiş, yeni salgınlara yol açmış ve halihazırda devam etmekte olan kıtlığı daha da ağırlaştırmıştır.
Attila, Bizans içerisinde yaşanan bu sorunları taleplerini kabul ettirmek için bir fırsat olarak gördü. Tüm birliklerini seferber etti ve Balkanlar'ın kuzeyindeki Daçya'ya ilerledi. Marcianopolis'te konuşlanmış Roma birlikleri Hun askerlerinin ilerleyişini durdurmak istese de Utus Muharebesi'nde ağır bir yenilgi aldılar. Bölgedeki askerî gücün yok edilmesi ile birlikte Hun birlikleri bütün Trakya'yı yağmaladılar. Bizans imparatoru II. Theodosius dikkatini başkenti savunmaya vermişti. Depremlerden zarar gören duvarları onarmak ve bazı yerlerde eski surların önüne yeni bir sur hattı daha inşa etmek için insan gücü toplamaya odaklandı. Belki de bu sebeple Attila Konstantinopolis'e saldırmaktan vazgeçti ve bunun yerine Yunanistan'ı işgal etmeyi ve yağmalamayı tercih etti. Attila'nın birlikleri Lamya'ya kadar ilerledi ve yanlarında yağmalardan elde ettikleri büyük miktardaki mal ile birlikte geri çekildiler.
Ardından gelen barış görüşmelerinde, Attila kazanan taraf olarak elini güçlendirmişti ve sonuç olarak ağır taleplerde bulundu: Ödenen vergideki artışa ek olarak, Tuna'nın güneyinde yer alan, üç yüz mil uzunluğunda ve beş günlük yürüme mesafesindeki geniş Roma topraklarının kendilerine bırakılmasını talep etti. Sınırın bu şekilde kaydırılması, sembolik değerinin yanı sıra, Hunlara taktiksel avantaj sağlayacak ve olası bir Roma saldırılarına karşı bir tampon bölge görevi görecekti.
Müzakerelerer sebebi ile Hunlar ve Romalılar arasında yoğun ve çeşitli bir diplomatik hareketlilik yaşandı. Bu müzakerelerin bir parçası olarak, Saray mensubu olan Priskos büyükelçi olarak Attila'nın başkentine gönderildi ve 449 baharında Attila'nın korumalarından birisi olan Edecão Konstantinopolis'e gitti. Theodosius, kendisine yapılan taleplerin ağır yükümlülüklerinden kurtulmak istiyordu. Dolayısıyla, aynı yılının yazında görünüşte barış anlaşmasını sonuçlandırmak isteyen, ancak asıl amacı Attila'ya yapılacak bir suikastı gizlice organize etmek olan bir elçiyi Hun başkentine gönderdi. Bu amaç için Attila'ya yakın ve o sırada büyük bir prestij ve güç sahibi Edecão'ya elli pound altın ödendi. Ancak Edecão, bu planı Hun kralına ifşa etti ve sonucunda Romalılar çok daha büyük bir aşağılama ile karşı karşıya kaldılar. Bu başarısızlığa rağmen Theodosius, geçen süreyi birliklerini güçlendirmek için kullandı ve müzakereleri durdurmayı başardı. 450 yılında kabul edilen barış antlaşması 447'den önceki bölgesel durumu aynen korudu ve miktarı bilinmeyen bir haraç ödenmesi karşılığında Romalı mahkûmların geri gönderilmesini sağladı.
Galya seferi
Öncesi
440'ların sonuna kadar Attila, Roma'nın fiili lideri Flavius Aetius ile yakınlığı sayesinde Batı Roma ile iyi ilişkiler içerisindeydi. Romalı aristokrat, 433 yılında Hunlar arasında sürgün olarak kısa bir süre geçirmiş, zaman zaman Attila'nın amcası Rua ile işbirliği yapmış ve Attila'nın kendisine sağladığı birliklerden batıdaki savaşlarda kişisel olarak yararlanmıştır. Ancak zaman içerisinde iki taraf arasında gerilim oluşmaya başladı ve Hunlar'ın Batı Roma ile ilgili fikirleri değişti. 449'da Salland Frankları arasındaki bir taht kavgası başlamış, Attila ölü Frank kralının büyük oğlunu desteklerken, Ravenna ve Aetius onun kardeşini desteklemişti. Aynı zamanda Vizigotlara karşı savaşan ve onlardan çekinen Genserik'in hediyeleri ve diplomatik çabaları da Attila'nın planlarını etkilemiş olabilir.
450 yılında İmparator III. Valentinianus'un ablası Honoria, Attila'dan yardım istedi. İmparator siyasi çıkarlarını desteklemek amacıyla, ablasını eski bir senatörle evlendirmeye karar vermişti. Bu evlilikten kaçınmak isteyen Honoria, mühür yüzüğünü Attila'ya gönderdi. Honoria, mektubunda Attila'ya "Augustus" olarak hitap etmişti ve muhtemelen kendisine evlilik sözü vermişti. Bu talep Attila'ya Batı İmparatorluğu'na yapacağı bir saldırıyı meşrulaştırması için iyi bir fırsat sundu. Attila, muhtemelen savaş nedeni olarak kullanabilmek amacıyla, Galya'nın kendisine çeyiz olarak verilmesini talep etti.
Valentinianus, olanları öğrendikten sonra Honoria'yı idam ettirmek istese de annesi Galla Placidia'nın kendisini ikna etmesi üzerine ablasını sürgün etmeyi tercih etti. İmparator, sözde evlilik teklifinin meşruiyetinin şiddetle reddedildiğini Attila'ya bildirdi. Bu sırada Bizans imparatoru Marcianus onu Hunlara karşı direnmesi için cesaretlendirdi ve yardım edeceğine söz verdi. Attila, Honoria'nın masum olduğunu, teklifin meşru olduğunu ve haklı olarak kendisine ait olanı talep etmeye geleceğini ilan etmek için Ravenna'ya bir elçi gönderdi.
Sefer
451 baharında Attila, Hunları ve vasalları olan Gepidleri, Ostrogotları, Alamanları, Herulileri, Ren Franklarını (Salland Frankları Romalılar ile müttefik olmuşlardı.) ve başka birçok Cermen kabilesini bir araya getiren bir ordunun başında Galya'ya karşı bir sefer başlattı. Ordunun toplam kaç kişiden oluştuğu bilinmemekle birlikte, dönemin standartlarına göre çok sayıda olduğu ve dolayısıyla yavaş hareket ettiği öngörülebilir.Belgica'ya vardığında Jordanes, ordunun yaklaşık yarım milyon adamdan oluştuğunu söylese de, modern tarihçiler bu sayının yüz bin kişi civarlarında olmasının daha kabul edilebilir olduğunu söylemektedir. Attila, teslim olmayı reddeden Metz şehirini kuşattı. Aylar sonra, 7 Nisan 451'de şehrin güney duvarı yıkıldı ve uzun süren direnişten dolayı öfkeli olan Hunlar yerel halkın tamamını katletti. Saldırıya uğrayan diğer şehirlerin bazıları, piskoposlarını anmak için yazılan hagiografik biyografiler ile belirlenebilmektedir. Nicasius, Rheims'teki kilisesinin sunağının önünde katledildi; Saint Genevieve'nin Paris'i ve Servatus'un Tongeren'i dualarıyla kurtardıkları yazılmıştır. Ayrıca, Troyes piskoposu Lupus, Attila ile şahsen görüşerek şehrini kurtarmasıyla tanınır.
Bu sırada, içerisinde Flavius Aetius ve Avitus'un da bulunduğu bir delegasyon Attila'nın durmadan batıya doğru ilerleyişini sebep göstererek Vizigotlar'ın kralı 'i Romalılarla ittifak kurmaya ikna etti. Attila, birliklerini iki ana gruba ayırdı ve ilk grup Kuzey Fransa'yı yağmalamaya odaklanırken, bizzat Attila tarafından komuta edilen ikinci grup doğrudan Orléans'a ilerledi. Şehrin direnmesi üzerine Hun birlikleri şehri haftalarca kuşatmak zorunda kaldı. Bu kuşatma, Flavius Aetius komutasındaki Romalılara ve Kral Theodorik'e, yapılacak savaş için gerekli olan orduları toplamalarına zaman verdi.
Kuşatma altındaki şehir düşmek üzereyken birleşik Roma kuvvetleri 14 Haziran'da bölgeye varmayı başardı. Bunun üzerine Attila kuşatmayı kaldırdı ve ikiye ayırdığı ordusunun geri kalan bölümü ile yeniden birleşmek için birlikleriyle geri çekildi. Aetius geri çekilen Hun ordularını takip etti ve düşmanı ile genellikle Katalununum yakınlarında olduğu varsayılan bir yerde karşılaştı. Attila, düzlük bir yerde savaşarak atlı birliklerini en iyi şekilde kullanabilmek istediğinden bu bölgeyi özellikle tercih etmişti.
İki ordu, 20 Haziran 451'de Katalon Muharebesi'nde çarpıştı. Theodorik, savaş alanında ölmüş olmasına ve iki tarafın da ağır kayıplar vermesine karşın, Koalisyon birlikleri Hun ordusunu savaş alanında kıstırmayı başardı ancak Aetius, Hunların ortadan kaldırılmasının ardından ortaya çıkabilecek muhtemel bir Vizigot çatışmasından korktuğu için avantajını kullanamadı. Aetius'un bakış açısından, Attila ve ordusunun mevcut kayıplar ile çekilmesine izin vermek Roma için en iyi olan şeydi. Vizigot Kralı Theodorik ölmüştü, Attila kargaşa içindeki ordusu ile geri çekilmekteydi. Dolayısıyla Romalılar galip görünme avantajına sahipti.
Attila tarafında ise elde edilen bazı küçük başarılara rağmen, Galya'daki sefer bir başarısızlıktı. Attila bölgede aradığı müttefikleri bulamamıştı ve kendisine karşı birleşen koalisyon ordusu daha güçlü olduklarını kanıtlamıştı. Ordusunun kaybı büyüktü ve geri çekilirken yağmada elde edilen ganimetin bir kısmını terk etmek zorunda kalmıştı. Attila, hem otoritesini hem de prestijini korumak için hızlı hareket etmesi gerektiğini biliyordu, bu yüzden ertesi yıl başka bir sefer daha organize etti.
İtalya seferi
452 baharında Attila, bir kez daha Honoria ile evlilik iddiasını ortaya attı ve bu sefer ordusu ile birlikte İtalya yarımadasına doğru harekete geçti. Hun birlikleri Alpleri geçtikten sonra, uzun bir kuşatmadan sonra Aquileia'yı ele geçirmeyi başardılar. Yapılan yağmanın ardından şehir neredeyse tamamen yerle bir edildi. Sonrasında Attila ve birlikleri sırasıyla Padova, Verona, Milano ve Pavia kentlerini ele geçirdiler ve yağmaladılar. Bu süreçte Aëtius savaşma gücünden yoksundu, Attila'nın ilerlemesini sadece taciz saldırıları ile yavaşlatmayı başarabilmişti. Attila tam olarak bilinmeyen bir sebeple ordusunu Po Nehri'ni geçmeden durdurdu. Bu noktada, hastalık ve açlık Hun kampını ele geçirmiş, böylece ordunun savaşmasını engellemiş ve işgalin durmasına katkıda bulunmuş olabilir.
Hun ordusunun ilerleyişi sebebiyle İmparator Valentinianus, Ravenna'dan Roma'ya kaçmak zorunda kalmıştı. Ancak Hun ordusunun kendisini takip etmesi sebebiyle durumun umutsuz olduğuna karar vermişti ve bu nedenle Attila ile müzakere edilmesi için bir heyet toplamaya karar verdi. 11 Haziran 452'de Mantova yakınlarında bulunan Hunlara Papa I. Leo'nun da aralarında bulunduğu bir heyet gönderdi. Uzun bir süre boyunca, Katolik dünyası, Hunların Roma'yı yağmalamaktan vazgeçmesini bir mucize olarak kabul etti. Ancak bilimsel bir bakış açısından bakıldığında, Attila'nın ordusunun hem erzak konusunda sıkıntı yaşadığı hem de bir salgının kurbanı olduğu için müzakere etmeyi kabul ettiğine dair kanıtlar bulunmaktadır.
İtalya 451'de korkunç bir kıtlık çekmişti ve mahsulleri 452'de biraz daha iyi durumdaydı. Ancak Attila'nın 452'de Kuzey İtalya ovalarını yağmalaması hasadı iyileştirmememişti. Roma'ya ilerlemek, İtalya'dan elde edilemeyecek kadar erzak gerektirecekti ve şehri almak Attila'nın tedarik durumunu iyileştirmeyecekti. Bu nedenle Attila'nın barışı sonuçlandırması ve anavatanına çekilmesi daha kendisi için daha kazançlıydı.
Attila seferde iken, Marcianus nihayet Romalılara yardım etmeye karar vermişti. Önceki yıl Kalkedon Konsili'ne katılan Aetius adlı başka bir subayın komutası altındaki bir Doğu Roma ordusu Tuna'yı geçerek topraklarını korumak için geride bırakılan Hun birliklerini mağlup etmeye başlamıştı. piskoposu , Chronica Minora'sında yaşananları şöyle anlatmaktadır:
“ | İtalya'yı yağmalayan ve aynı zamanda birçok şehri basan Hunlar, ilahi cezanın kurbanı oldular, cennetten gönderilen felaketlerle ziyaret edildiler: kıtlık ve hastalık. Ayrıca İmparator Marcianus tarafından gönderilen, Aetius önderliğindeki destek kuvvetler tarafından katledildiler ve kendi evlerinde ezildiler... Böylece Romalılarla barış yaptılar ve hepsi evlerine döndüler. | ” |
Attila, şu ya da bu nedenle, barış yapmanın ve anavatanlarına geri dönmesinin kesinlikle daha kazançlı olduğunu düşünmüştü. Sonuç olarak muzaffer bir komutan olarak ve büyük ganimetlerle Tuna'nın ötesindeki topraklarına çekildi. Ordusu zayıflamış olmasına rağmen, Honoria ve çeyizi kendisine teslim edilmezse Romalıları ertesi yıl geri dönmekle tehdit etti.
Ölümü
Yurduna dönmesinin ardından Attila, II. Theodosius'un ardından Bizans tahtına geçen İmparator Marcianus'tan kendisine ödenmeyen haraçları talep etmek için Konstantinopolis'e yeni bir saldırı planlamaya başladı. Ancak, 453'ün başlarında Hun hükümdarı beklenmedik bir şekilde öldü. Olayla ilgili en eski anlatım, Attila'nın, son eşi İldiko ile evliliğini kutladığı gece bol miktarda içki içtikten sonra şiddetli bir burun kanaması geçirdiği ve boğularak öldüğü hakkındadır ve Priskos'a atfedilir. Priskos'a göre, ölümü düğün gecesi gerçekleşecek ancak sabah gardiyanlar onu uyandırmak için odasına girdiklerinde, gelinin ölü bedeninin üzerinde ağladığını gördüklerinde ve şaşırdıklarında fark edilecekti.
Olaylardan seksen yıl sonra yazılan Bizans vakayinamelerinde Attila'nın ölümünün, eşi tarafından bıçaklanarak gerçekleştiği bildirilmektedir. Bazı tarihçiler, Theodosius'un Birkaç yıl önce denediğine benzer bir planın Marcianus tarafından düzenlemiş olabileceğini varsayarak, bu hipotezi inandırıcı bulmaktadırlar. Bununla birlikte bazı tarihçiler ise olayın gerçekleştiği zamana yakın dönemlerde kayda alınmış kaynaklarda Hun kralının vücudunda herhangi bir yara rapor edilmemiş olması nedeniyle cinayet hipotezinin reddedilemeyeceğini veya doğrulanamayacağını söylemektedirler.
Jordanes'e göre, Attila'nın askerleri hükümdarlarının ölümünü öğrendiklerinde kılıçlarıyla saçlarını ve yüzlerini keserek tepki göstermişlerdi çünkü Hun kültürüne göre tüm savaşçıların en büyüğünün ölümüne, kadınların yakarış veya gözyaşlarıyla değil, erkeklerin kanıyla yas tutulmalıydı. Attila gizli bir yerde, sırasıyle altın, gümüş ve demirden oluşan üç adet tabut ile beraber gömüldü ve mezarını kazan köleler, mezarın asla keşfedilmemesi ve kutsallaştırılmaması için öldürüldü. Mezarın yeri günümüzde hala belirsizdir.
Attila'nın oğulları olan İlek, Dengizik ve İrnek, babalarının ölümünün ardından Hun İmparatorluğu'nun topraklarını ve vasal halklarını kendi aralarında bölüşmeleri sürecinde çıkan gerginlik zamanla çatışmalara dönüştü. Kendilerinin "en kötü koşulların köleleri" gibi muamele gördüklerini hisseden ve kültürel bağımsızlıklarını talep eden Cermen halkları, Attila'nın eski dostu ve sadık bir müttefiki olan Ardarik yönetiminde Hunlara karşı bir ayaklanma başlattı. 454'te İlek önderliğindeki Hunlar, Nedao Muharebesi'nde Cermenler karşısında acı bir şekilde yenildi ve savaş sırasında İlek öldürüldü.
Attila'nın kalan oğulları Gotları tekrar idareleri altına alabilmek amacıyla, Ostrogotların hükümdarı, Katalon Muharebesinde Attila ile birlikte savaşmış olan'e saldırdılar, ancak geri püskürtüldüler. Ardından muhtemelen İrnek idaresindeki bir grup Hun kabilesi doğuya doğru göç etti. Abisi İlek'in ölümünün ardından Dengizik, 469'da Tuna'nın güneyine son bir baskın girişiminde bulundu, ancak Bassianae Savaşı'nda yenildi ve ertesi yıl öldürüldü.
Attila'nın imparatorluğu ölümünün ardından uzun süre yaşamamasına rağmen, Roma'ya ve diğer komşularına karşı yaptığı seferlerin etkisi olduça uzun sürdü. Hunların eylemleri sebebiyle zayıflayan Roma İmparatorluğu'nun ekonomik durumu, işgalciler tarafından kaybedilen stratejik öneme sahip toprakları yeniden kazanmak için yeterli değildi. Batı Roma'nın zayıflaması 476 yılında Odoacer tarafından tahttan indirelecek olan Romulus Augustus'a kadar devam edecek ve ardından İmparatorluğun çöküşü gerçekleşecektir.
Etimoloji
Birçok bilim insanı, "Attila" adının Doğu Cermen kökenli olduğunu iddia etmektedir; Gotça veya Gepidce "baba" anlamına gelen atta isminin sonuna, "-cık", "-cik" e benzer bir küçültme eki olarak -ila eklenmesi ile Attaila (Küçük baba) isminin meydana geldiği söylenmektedir.:29:46 Söz konusu etimoloji teorisi ilk olarak 19. yüzyılın başlarında Jacob ve Wilhelm Grimm kardeşler tarafından önerildi.:211
Bazı başka bilim insanları ise ismin kökeninin Türk dillerinden geldiği söylemiştir. Omeljan Pritsak, "Attila" adının *es (büyük, ulu) ve *til (deniz, okyanus) ifadelerinin sonuna, son ek /a/'nın gelmesi ile beraber oluşmuş birleşik başlık adı olduğunu öne sürdü.:444 Vurgulu arka hece olan til, es ön ekini sertleştirdi ve böylece as halini aldı.:444. Sonuç olarak "Okyanusal, evrensel hükümdar" anlamına gelen attíl- (<* etsíl <* es tíl) biçiminde tekil bir isim oluştuğunu söyledi.:444 J. J. Mikkola ise ismin āt (nam, şöhret) kelimesinden geldiğini öne sürdü.:216 Bir başka teoride ise H. Althof (1902), ismin Türkçedeki atlı süvari veya Türkçe at ve dil kelimeleri ile ilgili olabileceğini düşünmüştür.:216Maenchen-Helfen, Pritsak'ın teorisinin "dahice ama birçok nedenden ötürü kabul edilemez" olduğunu savunurken, Mikkola'nın önerisini "ciddiye alınamayacak kadar zorlama" olduğunu ifade etmiştir. M. Snædal benzer şekilde, bu önerilerin hiçbirinin geniş çevrelerce kabul görmediğini belirtmiştir.:215-216 Attila isminin kökeninin Türk dillerinden geldiğini söyleyen önerileri eleştiren Gerhard Doerfer, "Kral VI. George'un isminin kökeni Yunanca'dan, I. Süleyman'ın ismi ise Arapça bir kökenden geliyor. Ancak bu onları ne Yunan ne de Arap yapmıyor. Dolayısıyla Attila'nın isminin Hun kökenli olmaması kabul edilebilir." diyerek konu hakkındaki görüşünü açıklamıştır.:31-32
Günümüz kültürüne etkisi
Biyografik filmler
- Attila (1954) 6 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Pietro Francisci'nin Anthony Quinn ve Sophia Loren'in yer aldığı sinema filmi.
- Sign of the Pagan (1954) 2 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Douglas Sirk'in Jack Palance ve Jeff Chandler'ın yer aldığı sinema filmi.
- Attila (1991) 23 Mayıs 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Christopher Swann'ın TV filmi.
- Attila (2001) 17 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Dick Lowry'nin TV filmi.
Bilgisayar oyunları
- Gods and King's eklenti paketi
- Rome Total War: Barbarian Invasion
- Age of Empires 2 The Conquerors: Attila the Hun Campaign (2000)
- Total War: Attila (2015)
Attila tasvirleri
- 19. yüzyıl Şiirsel Edda'sında adı geçen Attila'nın tasviri
- Hun Attila
- Attila'nın on dokuzuncu yüzyıl tasviri. - Latince yazıda, "Bu Tanrı'nın belası Attila'dır." yazmaktadır.
- Attila'nın başka bir tasviri
-
- Rönesans madalyonu üzerinde Attila (15. yüzyıl)
-
- Macaristan'daki bir müzede, Attila figürü
- Wilhelm Dilich'in Ungarische Chronica adlı eserinde Attila'nın temsili. 1600-1604
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Notlar
- ^ Hun hükümdarı Rua'nın kardeşi olan babaları Muncuk Han'ın iki oğlu olarak Attila ve abisi Bleda, amcalarının ölümünün ardından beraber tahta çıkmışlardır.
- ^ Madalyonun hangi yüzyılda yapıldığı veya resimdeki kişilerin kim oldukları kesin olarak bilinmemektedir.
- Özel
- ^ a b Peterson, John Bertram (1907). "Attila". The Catholic Encyclopedia vol. 2. New York: Robert Appleton Company. July 7, 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Mayıs 2014.
- ^ Heather 2010, s. 502.
- ^ de la Vaissière 2015, s. 176.
- ^ Walter Pohl: Die Völkerwanderung. 2. Baskı. Stuttgart 2005.
- ^ Timo Stickler: Die Hunnen. München 2007, S. 51ff.; Christopher Kelly: Neither Conquest Nor Settlement: Attila’s Empire and Its Impact. In: Michael Maas (Hrsg.): The Cambridge Companion to the Age of Attila. Cambridge 2015, S. 193ff.
- ^ de la Vaissière 2015, s. 177.
- ^ Thompson 1996, s. 20.
- ^ Getika 24:121
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 5.
- ^ Heather 2010, s. 209.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 59.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 59, 61.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 73.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 83.
- ^ Sinor 1990, s. 187.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 76.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, ss. 76-77.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 86–87.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 80.
- ^ a b c d Tucker 2010, s. 371.
- ^ Deschodt 2006, s. 24.
- ^ Harvey 2003, ss. 92, 208.
- ^ Cooper 2008, s. 202.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 40.
- ^ Bóna 2002, s. 30.
- ^ Pronk-Tiethoff, Saskia (2013). The Germanic loanwords in Proto-Slavic. Rodopi. ISBN . 14 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Aralık 2020.
- ^ Menges, Karl Heinrich (1995). The Turkic Languages and Peoples: An Introduction to Turkic Studies. Otto Harrassowitz Verlag. ISBN . 4 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Aralık 2020.
- ^ Bóna 2002, s. 26.
- ^ Bóna 2002, s. 15.
- ^ a b c d Rouche 2009.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 233.
- ^ Lebedynsky, Iaroslav (2011). La campagne d'Attila en Gaule (Fransızca). Clermont-Ferrand: Lemme edit. ISBN .
- ^ a b Rouche 2009, s. 128.
- ^ Pfeilschifter, Rene (2014). Beck (Ed.). Die Spätantike: Der eine Gott und die vielen Herrscher. Munique. ISBN .
- ^ Bóna 2002, s. 40.
- ^ Howarth, Patrick (1995). Attila, King of the Huns: The Man and The Myth. Barnes & Noble Books. ss. 36-37. ISBN .
- ^ Dupuy & Dupuy 1993, s. 188.
- ^ Haas, Christopher (2004). . Villanova University. 11 Aralık 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Dupuy & Dupuy 1993, s. 188-189.
- ^ a b c d Thompson, E. A. (2019). . Encyclopædia Universalis. 7 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Dupuy & Dupuy 1993.
- ^ . ucalgary.ca. 26 Kasım 2001 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c d e Dupuy & Dupuy 1993, s. 189.
- ^ a b Kelly 2011, s. 107.
- ^ Bóna 2002, s. 42.
- ^ Haas 2004.
- ^ a b c Kelly 2015, s. 201.
- ^ Rouche 2009, s. 164.
- ^ Bóna 2002, s. 13.
- ^ Rouche 2009, s. 166.
- ^ a b Rouche 2009, s. 173.
- ^ Kelly 2015, s. 206.
- ^ Kelly 2011, s. 120, 123.
- ^ . jasperburns.com. 3 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Freeman 2014.
- ^ a b Rouche 2009, s. 181-184.
- ^ a b Bóna 2002, s. 54.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 53.
- ^ Lebedynsky 2011, s. 22-24.
- ^ Deschodt 2006, s. 175.
- ^ Hodgkin, Thomas (2011). Italy and Her Invaders: 376–476. ISBN .
- ^ Dupuy & Dupuy 1993, s. 189-190.
- ^ a b Dupuy & Dupuy 1993, s. 190.
- ^ Lebedynsky 2011, s. 51.
- ^ Pelejero, Borja. . National Geographic. 30 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 154.
- ^ Lebedynsky 2011, s. 73.
- ^ a b c Lebedynsky 2011, s. 82.
- ^ a b Soren & Soren 1999, s. 472.
- ^ a b Aleteia. . Aleteia. 28 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Escher & Lebedynsky 2007, s. 158.
- ^ a b Kelly 2015, s. 202.
- ^ Thompson 1999, s. 161.
- ^ Thompson 1999, s. 160-161.
- ^ Burgess, R. W. (1993). The Chronicle of Hydatius and the Consularia Constantinopolitana. Oxford: Clarendon Press. s. 103. ISBN . 15 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Mayıs 2021.
- ^ a b Escher & Lebedynsky 2007, s. 163.
- ^ Thompson 1999, s. 164.
- ^ a b Duckett 1988, s. 113.
- ^ Chadwick 1926, s. 39.
- ^ Babcock 2005, s. 27, 298.
- ^ a b c d e f g Jordanes 1908.
- ^ Rouche 2009, s. 291.
- ^ Escher & Lebedynsky 2007, s. 36.
- ^ Heather 2010, s. 238-239.
- ^ Bozoky 2012, s. 64.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 168.
- ^ Maas 2015, s. 9.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 386.
- ^ a b Doerfer, Gerhard (1973). "Zur Sprache der Hunnen". Central Asiatic Journal. 17 (1): 1-50.
- ^ Lehmann, W. (1986). A Gothic Etymological Dictionary. Leiden.
- ^ a b c d Snædal, Magnús (2015). "Attila" (PDF). Studia Etymologica Cracoviensia. 20 (3): 211-219. 26 Ekim 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Nisan 2019.
- ^ a b c Pritsak, Omeljan (December 1982). (PDF). Harvard Ukrainian Studies. VI (4): 428-476. ISSN 0363-5570. 3 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2014.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 387.
- ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 390.
- ^ . runeberg.org. 14 Mart 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Governorshıp of Kayserı. 8 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "The monument of Turkishness was opened to visitors (in Turkish)". Turkgun news. 21 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Şubat 2021.
- ^ "Ungarische Chronica". 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Mayıs 2021.
- Genel
- Heather, Peter (2010). Empires and Barbarians: The Fall of Rome and the Birth of Europe. Oxford University Press. ISBN .
- de la Vaissière, Étienne (2015). "The Steppe World and the Rise of the Huns". Maas, Michael (Ed.). The Cambridge Companion to the Age of Attila. Cambridge University Press. ISBN .
- Thompson, E. A. (1996). Heather, Peter (Ed.). The Huns. Blackwell Publishers. ISBN .
- Thompson, E. A. (1999). Wiley-Blackwell (Ed.). The Huns. Peoples of Europe. Oxford. ISBN .
- Maenchen-Helfen, Otto J. (1973). Knight, Max (Ed.). The World of the Huns: Studies in Their History and Culture. University of California Press. ISBN .
- Sinor, Denis (1990). "The Hun Period". The Cambridge history of early Inner Asia. Cambridge Univ. Press. ISBN .
- Tucker, Spencer C. (2010). ABC Clio (Ed.). A Global Chronology of Conflict: From the Ancient World to the Modern Middle East. I. ISBN .
- Deschodt, Éric (2006). Gallimard (Ed.). Attila. ISBN .
- Harvey, Bonnie (2003). Chelsea House (Ed.). Attila the Hun.
- Rouche, IMichel (2009). Attila: la violence nomade (Fransızca). Fayard. ISBN .
- Kelly, Christopher (2011). Vintage Books (Ed.). Attila The Hun: Barbarian Terror and the Fall of the Roman Empire. Londra. ISBN .
- Kelly, Christopher (2015). Cambridge University Press (Ed.). The Cambridge Companion to the Age of Attila. ISBN . 4 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Ocak 2021.
- Escher, Katalin; Lebedynsky, Iaroslav (2007). Éditions Errance (Ed.). Le dossier Attila. ISBN .
- Lebedynsky, Iaroslav (2011). Lemme (Ed.). La campagne d'Attila en Gaule: 451 apr. J.-C. ISBN .
- Bóna, István (8 Nisan 2002). Les Huns: le grand empire barbare d'Europe (IVe-Ve siècles) (Fransızca). Errance. ISBN .
- Cooper, Alan D. (2008). University Press of America (Ed.). The Geography of Genocide. ISBN .
- Dupuy, R. Ernest; Dupuy, Trevor N. (1993). HarperCollins (Ed.). The Harper Encyclopedia of Military History: From 3500 BC to the Present. ISBN .
- Freeman, Charles (2014). Oxford University Press (Ed.). Egypt, Greece, and Rome: Civilizations of the Ancient Mediterranean. ISBN .
- Soren, David; Soren, Noelle (1999). L'ERMA di BRETSCHNEIDER (Ed.). A Roman Villa and a Late Roman Infant Cemetery: Excavation at Poggio Gramignano, Lugnano in Teverina. ISBN .
- Duckett, Eleanor Shipley (1988). University of Michigan Press (Ed.). The Gateway to the Middle Ages: Italy. ISBN . 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mayıs 2021.
- Jordanes (1908). The Origin and Deeds of the Goths. çev. Charles Christopher Mierow. Princeton University. 19 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Mayıs 2021.
- Chadwick, Hector Munro (1926). Cambridge University Press (Ed.). The Heroic Age. Cambridge.
- Babcock, Michael (2005). Berkley Books (Ed.). The Night Attila Died: Solving the Murder of Attila the Hun. Nova Iorque. ISBN .
- Bozoky, Edina (2012). Perrin (Ed.). Attila et les Huns: Vérités et légendes. Paris. ISBN .
Dış bağlantılar
Attila hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |
- Attila ile ilgili çalışmalar 30 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Gutenberg Projesi
- Kütüphanelerdeki Attila tarafından oluşturulan veya hakkındaki eserler (WorldCat katalogu)
Kraliyet Unvanları | ||
---|---|---|
Önce gelen Rua | Hun hükümdarı y. 434–453 | Sonra gelen İlek |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Attila Latince Attila Grekce Ἀttila h 434 453 Hun topluluklarinin hukumdari oldugu 434 tarihinden 453 teki olumune kadar Hun Imparatorlugu hukumdaridir Hukumdarligi sirasinda Imparatorlugunu donemin Avrupasinin buyuk bolumunu kaplayacak sekilde genisletti Oldugu zaman idaresi altindaki topraklar batida Cermanya doguda Ural Nehri kuzeyde Baltik Denizi ve guneyde Karadeniz e kadar uzaniyordu Attila imparatorlugun basinda oldugu zaman diliminde Hunlarin yani sira bircok Cermen ve Iranli kabileye Ostrogotlara Bulgarlara ve Alanlara da onderlik etti AttilaHun ImparatoruEugene Delacroix nin fircasindan AtillaHun hukumdariHukum suresi434 453Once gelenRua ve BledaDogumTarih bilinmiyor y 406 Panunya bolgesiOlum453 y 47 yasinda AlfoldEs ler iKreka Honoria IldikoCocuk lar iIlek Dengizik ve IrnekBabasiMuncuk Han Attila imparatorlugu sirasinda Bati ve Dogu Roma Imparatorluklarinin en korkulan dusmanlarindan birisi oldu Tuna yi iki kez gecti ve Balkanlar i yagmaladi ancak Konstantinopolis i ele gecirme geregi duymadi Perslere karsi yaptigi seferin ardindan 441 de Dogu Roma Bizans Imparatorlugu na yaptigi akinin basarili olmasi Attila yi Bati yi isgal etmeye cesaretlendirdi Galya yi ele gecirmek amaciyla Ren i gecti ve Flavius Aetius onderligindeki birlikler tarafindan Katalon Muharebesi nde agir kayiplar ile durdurulana kadar Aurelianum a kadar ilerlemeyi basardi Italya yi isgal etti ve kuzey vilayetlerini yagmaladi ancak Roma ya ilerlemedi Ilerleyen zamanlarda Roma ya yonelik yeni seferler planladi ancak 453 te ani bir sekilde oldu Attila nin olumunden sonra yakin danismani olan Gepid Krali Ardarik Hun egemenligine karsi bir Cermen isyani baslatti ve takibinde Hun Imparatorlugu Nedao Muharebesi ile beraber coktu Attila ve idaresi altindaki Hunlar donemin Avrupasinda derin izler biraktigi icin Attila ile ilgili metinlere Antik donemlerden bugune kadar rastlanmaktadir Kendisi tarafindan yapilan seferler Bati ve Dogu Roma ya oldukca zarar vermis oncesinde Hunlarin sebep oldugu Kavimler Gocu ile direncini kaybeden Bati Roma Imparatorlugu nun kisa bir sure sonra cokmesine sebep olmustur Bu nedenlerden oturu ayrica etnik kokeni ve dini nedeniyle donemin Hristiyan tarihcileri tarafindan kendisine olumsuz bir imaj verildi Zulum ve olum ile iliskilendirdi ve ona Tanri nin Kirbaci ve Tanri nin Cezasi gibi isimler verildi Ancak basta Iskandinav ve Cermen kulturleri olmak uzere diger kulturlerde kendisini konu edinen Sagalarda ve Nibelungen Destani gibi destanlarda daha olumlu bir yer kapladi Gunumuzde Macarlar ve Turkler tarafindan ulusal ve kurucu bir figur olarak anilmaktadir Arka planKokeni Hunlarin batiya dogru ilerlerken izledikleri yol Hunlarin nereden geldigi ve diger bozkir toplumlari ile baglantilari bugun hala tartismalidir Kokenlerinin Hiung nu insanlarinin batiya goc eden bir grubuna uzaniyor olma ihtimali bulunmaktadir Hunlarin Gotlari ve diger Dogu Avrupa kabilelerini atalarinin evlerinden surmeleri 375 civarinda sonraki yillarda Bati Roma nin yikilmasinda onemli rol oynayacak olan Kavimler Gocu nu ve toplu bir multeci dalgasini tetikledi 400 lerin baslarindan itibaren Hunlar Roma Imparatorlugu nun yakinlarina yerlesmeye basladi ve 5 yuzyilin ilk yarisinda Macaristan ovalarinda kendi hukumdarliklarini kurdular Donemin kaynaklari Avrasya stepleri nden geldiklerini ve Avrupa da 4 yuzyilin sonlarinda aniden ortaya ciktiklarini iddia etmektedir Romali yazarlar Gotlarin topraklarina vahsi bir geyigi kovalarken ya da Kerc Bogazi ndan Kirim a giden ineklerinin pesinde kosarken girmis olabileceklerini yazdilar Jordanes Gotlarin Hunlari kotu ruhlarin ve cadilarin soyundan gelen bir halk olarak gorduklerini belirtmistir Oncesi Hunlar ile donemin Avrupalilarinin ilk temaslari 4 yuzyilin sonralinda olsa da ilk zamanlarda Hunlar bu bolgeye sadece yagma icin geliyorlardi Bazi zamanlar Kafkasya bolgesinden veya Balkanlar uzerinden Dogu Roma topraklarina akinlar duzenleseler de bu bolgeleri yurt edinmemislerdir Hunlarin Oltu Nehri nin dogusunu bir idare merkezi olarak kullanmaya baslamalari ilk defa Uldiz zamaninda olmustu 400 yilinda Uldiz birliklerini Muntenya bolgesinden yonetmeye basladi Uldiz in doneminde devletin sinirlari Tuna Nehrinin batisina kadar uzandi Uldiz in olumunden Rua nin yonetimine kadar gecen surede Hunlarla ilgili bilgiler oldukca azdir Yonetiminin baslarinda Rua daha sonra 430 da Burgundlar a karsi bir askeri harekat sirasinda olecek olan kardesi Oktar ile birlikte hukum surdu Hunlar 422 de Rua komutasi altinda tekrar cevre bolgere baskinlar duzenlemeye basladi Konstantinopolis surlarina kadar ulastilar ve Dogu Imparatorlugu nu yillik haraca bagladilar Dogu Roma ile uzun sure savasmalarina karsin Hunlarin Bati Roma ile iliskileri oldukca iyiydi Oyle ki 424 te Kuzey Afrika da Hun askerleri Romalilar icin savasmislardi Ayrica zaman zaman Flavius Aetius un komutasina savasmalari icin Hun askerleri verilmisti Ilk yillari5 yuzyilin ilk yarisinda Hunlar tarafindan kontrol edilen bolgeler Attila nin babasi Muncuk besinci yuzyilin baslarinda birlikte Hun Imparatorlugu nu yoneten Oktar ve Rua nin kardesiydi Bu tarz diarsi yonetimler Hunlar da yaygindir ancak tarihciler bunun yerlesmis bir uygulama mi yoksa ara sira mi meydana geldiginden emin degillerdir Ailesi asil bir soydan gelmekle beraber bir kraliyet hanedani olusturulup olusturulmadigi belirsizdir Attila nin dogdugu tarih ve dogum yeri kesin olarak bilinmemektedir Panunya bolgesinde dogmus olma olasiligi yuksektir Dogum tarihi olarak bazi tarihciler 395 ve 406 yillarini gostermektedirler ancak bu tarihleri hayal urunu bulan ve dorduncu yuzyilin son on yili ile V yuzyilin baslarini gosteren tarihciler de bulunmaktadir Diger butun Hun cocuklarinda oldugu gibi Attila da bir at binicisi ve okcu olarak yetistirildi Raporlar soylu bir ailenin uyesi olmasi sebebiyle iyi egitim almis birisi oldugunu gostermektedir Ana dili olan Hunca Hunlarin konustugu muhtemelen Turk dilleri ailesine mensup olan bir dildi ancak ailesi yonetici sinifin bir parcasi oldugu icin donemin gerekliligi olarak Gotlarin dilini de ogrendi Priskos ayrica yetiskinliginde Latince ve Grekce de konustugunu ve yazdigini bildirmistir Attila hizla degisen bir dunyada buyudu Icinde yasamakta oldugu halki Avrupa ya daha yeni gelmis gocebelerden olusuyordu 370 lerde Volga Nehrini gectiler ve Alanlarin topraklarina yerlestiler Ardindan Karpatlar ile Tuna arasindaki Got Kralligina saldirdilar Askeri birliklerinin temelini olusturan atli okculari yenilmezlik konusunda un kazanmis savas alaninda oldukca hareketli savascilardi ve Cermen kabileleri onlara karsi koyamiyordu Hunlardan kacan buyuk kitleler Cermanya dan batiya ve guneye Ren ve Tuna kiyilari boyunca Roma Imparatorlugu sinirlarina yerlesmeye basladilar 376 da Vizigotlar Tuna yi gecti ve Dogu Roma ya sigindilar Ilk zamanlarda imparatora bagli kalsalar da kisa sure sonra Valens e isyan ettiler ve 378 de Hadrianapolis Muharebesi nde imparatoru oldurduler Cok sayida Vandal Alan Suevi ve Burgund toplulugu Hunlardan kacmak icin 31 Aralik 406 da Ren Nehri ni gecerek Bati Roma kontrolundeki Galya yi isgal etti Roma Imparatorlugu 395 ten beri ikiye bolunmustu ve biri Bati da Ravenna dan digeri ise Dogu da Konstantinopolis ten olmak uzere iki farkli hukumet tarafindan yonetilmekteydi Alanlar ile savasan Hunlar Peter Johann Nepomuk Geiger 1873 Hunlar etnik acidan cesitli halklardan olusan bir seckin grubun iradesiyle belirlenen belirsiz sinirlari olan genis bir bolgeye hukmetmekteydi Bu halklardan bazilari Hunlar olarak asimile edilmis olsa da bircogu kendi kimliklerini korudu ancak Hun hukumdarinin hakimiyetini kabul etti Hunlar Bati Romalilarin yasadiklari bircok sorunun dolayli kaynagi konumundaydi cesitli Cermen kabilelerini Roma topraklarina suruklemislerdi Ancak iki imparatorluk arasindaki iliskiler yakin ve samimiydi Romalilar Hunlari parali asker olarak Cermenlere karsi kullanmis ve hatta ic savaslarinda dahi Hun askerler yer almisti Bu sayede gaspci Joannes 424 te III Valentinianus a karsi topladigi orduya binlerce Hun askeri alabilmisti Bu operasyonu daha sonra Magister militum olacak olan Flavius Aetius yonetti Romalilar ile Hunlar arasindaki bu ittifak 401 den 450 ye kadar surdu ve Romalilara cok sayida askeri zafer kazandirdi Hunlar Romalilarin kendilerine harac odedigini dusunurken Romalilar bunu sunulan hizmetler icin yapilan odemeler olarak gormeyi tercih etti Attila amcasi Rua nin basta oldugu sirada resit oldugu donemde Hunlar buyuk bir guc haline gelmisti Konstantinopolis Patrigi olan Nestorius bu konuda duydugu rahatsizligi su sozlerler belirtmisti Onlar Hunlar Romalilara hem efendi hem de kole oldular Ortak idareTahta gecis 434 yilinda Rua nin olumu birlesik Hun kabilelerinin idaresini kardesi Muncuk un iki oglu olan Attila ve Bleda nin ortak idaresine birakti Hun kabileleri basa gececek kisiyi sadece miras yolu ile degil ayni zamanda varisin askeri diplomatik ve ekonomik kabiliyetlerine de bakarak belirliyordu Dolayisiyla Rua nin olumunun ardindan tahtin devredilmesi muhtemelen bariscil bir surec olmamisti Attila ve abisinin tahta gecmesinin ardindan Rua nin yegenleri ve hatta cocuklari olabilecek Mamas ve Atakam adindaki iki aile uyesinin bazi Hun soylulari ile birlikte Konstantinopolis e kacmis olmasi bu sebepten oturu olabilir Daha sonralari Attila ve Bleda Dogu Romalilarla bu Hun kacaklarinin muhtemelen yonetimde hak iddia edebilecekleri endisesi ile teslim edilmesi icin defalarca talepte bulunacakti Birinci Bizans seferi Attila nin beyaz bir ata binen tablosu Fransiz romantik ressam Eugene Delacroix 1798 1863 Ertesi yil Attila ve Bleda imparatorluk heyeti ile Margus da bir araya gelmis ve avantajli bir anlasmaya varmislardi Ayrica anlasma Hunlara ozgu bir sekilde at sirtinda yapilmisti Dogu Romalilar kacaklari iade etmeyi onceki 350 Roma poundu yaklasik 115 kg altin haraci ikiye katlamayi pazarlarini Hun tuccarlarina acmayi ve Hunlar tarafindan esir alinan her Romali icin sekiz Solidi fidye odemeyi kabul etti Anlasmadan memnun kalan Hunlar Dogu Roma Imparatorlugu sinirlarindan ayrildilar ve belki de imparatorluklarini saglamlastirmak ve guclendirmek icin Alfold deki evlerine donduler II Theodosius bu firsati Konstantinopolis in duvarlarini guclendirmek sehrin ilk deniz duvarini insa etmek ve Tuna boyunca sinir savunmasi olusturmak icin kullandi Sonraki birkac yil boyunca Hunlar Sasani Imparatorlugu nu isgal ederken Roma nin gorus alaninin disinda kaldilar Ancak Ermenistan daki bir karsi saldiri Attila ve Bleda yi fetih planlarindan vazgecmeye zorladi 440 li yillarin baslarinda Hunlar Theodosius un taahhutlerini yerine getiremedigini ve Margo Piskoposunun Tuna nehrini gecip kuzey kiyilarindaki Hun mezarlarini tahrip edip yagmaladigini iddia ederek Bizans Imparatorlugu na saldirdi Tuna yi gecerek nehir uzerindeki kaleleri yerle bir ettiler Roma Imparatorlugu nun baska bolgelerinde yasanan olaylar gecici olarak Konstantinopolis in dikkatini dagitmisti Hunlar Tuna boyunca sehirlere saldirirken Genserik liderligindeki Vandallar Bati Roma eyaleti Afrika yi ve baskenti Kartaca yi ele gecirdi Kartaca Bati Imparatorlugu nun en zengin vilayeti ve Roma icin ana besin kaynagiydi Ayrica Sasani Sahi II Yezdicerd 441 de Ermenistan i isgal etti Romali birlikler Afrika daki Vandallara karsi bir sefer duzenlemek icin Balkanlardan ayrilmis ve Sicilya ya yollanmislardi Bu durum Attila ve Bleda nin onundeki Balkanlar i tamamen savunmasiz birakti Hun ordusu sinir bolgelerindeki sehirleri yagmaladi Singidunum Sirmium ve civar sehirleri ele gecirdi Ardindan ateskes ilan edildi ve 442 yili boyunca ateskes devam etti Bu sure icerisinde Theodosius askerlerini sinirlara geri getirme ve gelecek saldirilara karsi hazirliklar yapma firsati buldu 442 yilinda Theodosius Sicilya daki birliklerini geri cagirdi ve Hunlara karsi koyabilmek icin buyuk miktarda yeni para tertipledi Butun bu hazirliklarin ardindan Hunlari yenebilecegine inanan Theodosius Attila ile Bleda nin taleplerini reddetti Dogu Roma Imparatorunun kendilerine karsi cikmasi uzerine Hunlar 443 yilinda tekrar harekete gecti Romalilar bu saldirilar sirasinda ilk defa Hunlarin Kocbasi ve Kusatma kulesi kullandiklarina sahit oldular Hun birlikleri Ratiara ve Naissus sehirlerini basariyla ele gecirdi ve halki katletti Naissus u kusatmadan bir sure sonra ziyaret eden Priskos sehirde gordukleri ile ilgili sunlari soylemistir Naissus a vardigimizda sehri yagmalamis ve terk edilmis bulduk kiliselerde sadece birkac hasta insan yatiyordu Nehirden kisa bir mesafede acik bir alanda durduk Nehir kenarindaki butun bolge savasta oldurulen adamlarin kemikleriyle doluydu boyunca ilerleyen Hunlar daha sonra Serdica Philippopolis ve Arcadiopolis i aldi Konstantinopolis in disinda Aspar tarafindan kumanda edilen bir Roma ordusuyla karsilastilar ve yapilan muharebede Roma ordusunu yok ettiler Ancak sehre ilerlemek istediklerinde Hunlarin elinde baskentin cifte duvarlarinda gedik acabilecek bir imkan yoktu ve geri cekildiler Buna ragmen Callipolis yakinlarinda ikinci bir Roma ordusunu daha yendiler Etkili bir direnis gosteremeyen Theodosius yenilgiyi kabul ettigini bildirmek icin u baris sartlarini muzakere etmeye gonderdi Varilan yeni anlasmanin kosullari oncekinden cok daha sertti Imparator isgal sirasinda antlasmanin sartlarina uymadigi icin ceza olarak 6 000 Roma poundu yaklasik 2000 kg altini vermeyi kabul etti yillik harac uc katina cikarildi ve 2 100 Roma poundu yaklasik 700 kg altinina yukseltildi ve her Romali mahkum icin 12 solidi fidye odendi Taleplerinin karsilanmasi uzerine Hunlar tekrar kendi topraklarina geri donduler HukumdarligiMutlakiyet Hun birliklerinin Bizans topraklarindan cekilmelerinden kisa bir sure sonra 444 kisi sonu veya 445 bahari sirasinda Bleda hayatini kaybetti Attila nin kardesinin olumunde etkisi olup olmadigi ya da Bleda nin baska nedenlerden oturu oldugu konusunda cok sayida soylenti olmakla beraber donemin kaynaklarinin olayi bildirmek disinda herhangi bir bilgi icermemesi sebebiyle gercek hala belirsizdir Kardesinin olumunun ardindan Attila Hun kavimlerinin tek ve mutlak hukumdari olmustu Ikinci Bizans seferi 445 yilinda Attila nin elcileri Bizans hukumdarindan Hun tutuklularinin iadesini talep etti ancak o sirada diger dusmanlariyla gorece baris icerisinde olan dolayisiyla herhangi bir savas icin hazir askerleri bulunan Bizanslilar bu talebi reddetti Bununla birlikte 440 larin ortalarinda Bizans Imparatorlugu oldukca agir bir dizi kargasa ve dogal afet ile karsi karsiya kaldi 27 Ocak 447 de buyuk bir deprem Konstantinopolis te oldukca agir hasarlara sebep olmus ayrica Theodosian Duvari nin buyuk bolumunu yikmisti Bu deprem Trakya vilayetinde pek cok kasaba ve koyu harap etmis yeni salginlara yol acmis ve halihazirda devam etmekte olan kitligi daha da agirlastirmistir Attila nin ziyafeti Mor Than tarafindan Bizans buyukelcisi Priskos un en sag altta yazmis oldugu tasvirlere dayanarak cizilmistir 1870 Attila Bizans icerisinde yasanan bu sorunlari taleplerini kabul ettirmek icin bir firsat olarak gordu Tum birliklerini seferber etti ve Balkanlar in kuzeyindeki Dacya ya ilerledi Marcianopolis te konuslanmis Roma birlikleri Hun askerlerinin ilerleyisini durdurmak istese de Utus Muharebesi nde agir bir yenilgi aldilar Bolgedeki askeri gucun yok edilmesi ile birlikte Hun birlikleri butun Trakya yi yagmaladilar Bizans imparatoru II Theodosius dikkatini baskenti savunmaya vermisti Depremlerden zarar goren duvarlari onarmak ve bazi yerlerde eski surlarin onune yeni bir sur hatti daha insa etmek icin insan gucu toplamaya odaklandi Belki de bu sebeple Attila Konstantinopolis e saldirmaktan vazgecti ve bunun yerine Yunanistan i isgal etmeyi ve yagmalamayi tercih etti Attila nin birlikleri Lamya ya kadar ilerledi ve yanlarinda yagmalardan elde ettikleri buyuk miktardaki mal ile birlikte geri cekildiler Ardindan gelen baris gorusmelerinde Attila kazanan taraf olarak elini guclendirmisti ve sonuc olarak agir taleplerde bulundu Odenen vergideki artisa ek olarak Tuna nin guneyinde yer alan uc yuz mil uzunlugunda ve bes gunluk yurume mesafesindeki genis Roma topraklarinin kendilerine birakilmasini talep etti Sinirin bu sekilde kaydirilmasi sembolik degerinin yani sira Hunlara taktiksel avantaj saglayacak ve olasi bir Roma saldirilarina karsi bir tampon bolge gorevi gorecekti Muzakerelerer sebebi ile Hunlar ve Romalilar arasinda yogun ve cesitli bir diplomatik hareketlilik yasandi Bu muzakerelerin bir parcasi olarak Saray mensubu olan Priskos buyukelci olarak Attila nin baskentine gonderildi ve 449 baharinda Attila nin korumalarindan birisi olan Edecao Konstantinopolis e gitti Theodosius kendisine yapilan taleplerin agir yukumluluklerinden kurtulmak istiyordu Dolayisiyla ayni yilinin yazinda gorunuste baris anlasmasini sonuclandirmak isteyen ancak asil amaci Attila ya yapilacak bir suikasti gizlice organize etmek olan bir elciyi Hun baskentine gonderdi Bu amac icin Attila ya yakin ve o sirada buyuk bir prestij ve guc sahibi Edecao ya elli pound altin odendi Ancak Edecao bu plani Hun kralina ifsa etti ve sonucunda Romalilar cok daha buyuk bir asagilama ile karsi karsiya kaldilar Bu basarisizliga ragmen Theodosius gecen sureyi birliklerini guclendirmek icin kullandi ve muzakereleri durdurmayi basardi 450 yilinda kabul edilen baris antlasmasi 447 den onceki bolgesel durumu aynen korudu ve miktari bilinmeyen bir harac odenmesi karsiliginda Romali mahkumlarin geri gonderilmesini sagladi Galya seferi Oncesi III Valentinianus solda ve ablasi Honoria sagda anneleri Galla Placidia ile birlikte resmedildikleri madalyon 440 larin sonuna kadar Attila Roma nin fiili lideri Flavius Aetius ile yakinligi sayesinde Bati Roma ile iyi iliskiler icerisindeydi Romali aristokrat 433 yilinda Hunlar arasinda surgun olarak kisa bir sure gecirmis zaman zaman Attila nin amcasi Rua ile isbirligi yapmis ve Attila nin kendisine sagladigi birliklerden batidaki savaslarda kisisel olarak yararlanmistir Ancak zaman icerisinde iki taraf arasinda gerilim olusmaya basladi ve Hunlar in Bati Roma ile ilgili fikirleri degisti 449 da Salland Franklari arasindaki bir taht kavgasi baslamis Attila olu Frank kralinin buyuk oglunu desteklerken Ravenna ve Aetius onun kardesini desteklemisti Ayni zamanda Vizigotlara karsi savasan ve onlardan cekinen Genserik in hediyeleri ve diplomatik cabalari da Attila nin planlarini etkilemis olabilir 450 yilinda Imparator III Valentinianus un ablasi Honoria Attila dan yardim istedi Imparator siyasi cikarlarini desteklemek amaciyla ablasini eski bir senatorle evlendirmeye karar vermisti Bu evlilikten kacinmak isteyen Honoria muhur yuzugunu Attila ya gonderdi Honoria mektubunda Attila ya Augustus olarak hitap etmisti ve muhtemelen kendisine evlilik sozu vermisti Bu talep Attila ya Bati Imparatorlugu na yapacagi bir saldiriyi mesrulastirmasi icin iyi bir firsat sundu Attila muhtemelen savas nedeni olarak kullanabilmek amaciyla Galya nin kendisine ceyiz olarak verilmesini talep etti Valentinianus olanlari ogrendikten sonra Honoria yi idam ettirmek istese de annesi Galla Placidia nin kendisini ikna etmesi uzerine ablasini surgun etmeyi tercih etti Imparator sozde evlilik teklifinin mesruiyetinin siddetle reddedildigini Attila ya bildirdi Bu sirada Bizans imparatoru Marcianus onu Hunlara karsi direnmesi icin cesaretlendirdi ve yardim edecegine soz verdi Attila Honoria nin masum oldugunu teklifin mesru oldugunu ve hakli olarak kendisine ait olani talep etmeye gelecegini ilan etmek icin Ravenna ya bir elci gonderdi Sefer Hunlar in Galya seferi sirasinda izledikleri rotalar ve saldirdiklari sehirler 451 baharinda Attila Hunlari ve vasallari olan Gepidleri Ostrogotlari Alamanlari Herulileri Ren Franklarini Salland Franklari Romalilar ile muttefik olmuslardi ve baska bircok Cermen kabilesini bir araya getiren bir ordunun basinda Galya ya karsi bir sefer baslatti Ordunun toplam kac kisiden olustugu bilinmemekle birlikte donemin standartlarina gore cok sayida oldugu ve dolayisiyla yavas hareket ettigi ongorulebilir Belgica ya vardiginda Jordanes ordunun yaklasik yarim milyon adamdan olustugunu soylese de modern tarihciler bu sayinin yuz bin kisi civarlarinda olmasinin daha kabul edilebilir oldugunu soylemektedir Attila teslim olmayi reddeden Metz sehirini kusatti Aylar sonra 7 Nisan 451 de sehrin guney duvari yikildi ve uzun suren direnisten dolayi ofkeli olan Hunlar yerel halkin tamamini katletti Saldiriya ugrayan diger sehirlerin bazilari piskoposlarini anmak icin yazilan hagiografik biyografiler ile belirlenebilmektedir Nicasius Rheims teki kilisesinin sunaginin onunde katledildi Saint Genevieve nin Paris i ve Servatus un Tongeren i dualariyla kurtardiklari yazilmistir Ayrica Troyes piskoposu Lupus Attila ile sahsen goruserek sehrini kurtarmasiyla taninir Bu sirada icerisinde Flavius Aetius ve Avitus un da bulundugu bir delegasyon Attila nin durmadan batiya dogru ilerleyisini sebep gostererek Vizigotlar in krali i Romalilarla ittifak kurmaya ikna etti Attila birliklerini iki ana gruba ayirdi ve ilk grup Kuzey Fransa yi yagmalamaya odaklanirken bizzat Attila tarafindan komuta edilen ikinci grup dogrudan Orleans a ilerledi Sehrin direnmesi uzerine Hun birlikleri sehri haftalarca kusatmak zorunda kaldi Bu kusatma Flavius Aetius komutasindaki Romalilara ve Kral Theodorik e yapilacak savas icin gerekli olan ordulari toplamalarina zaman verdi Kusatma altindaki sehir dusmek uzereyken birlesik Roma kuvvetleri 14 Haziran da bolgeye varmayi basardi Bunun uzerine Attila kusatmayi kaldirdi ve ikiye ayirdigi ordusunun geri kalan bolumu ile yeniden birlesmek icin birlikleriyle geri cekildi Aetius geri cekilen Hun ordularini takip etti ve dusmani ile genellikle Katalununum yakinlarinda oldugu varsayilan bir yerde karsilasti Attila duzluk bir yerde savasarak atli birliklerini en iyi sekilde kullanabilmek istediginden bu bolgeyi ozellikle tercih etmisti Iki ordu 20 Haziran 451 de Katalon Muharebesi nde carpisti Theodorik savas alaninda olmus olmasina ve iki tarafin da agir kayiplar vermesine karsin Koalisyon birlikleri Hun ordusunu savas alaninda kistirmayi basardi ancak Aetius Hunlarin ortadan kaldirilmasinin ardindan ortaya cikabilecek muhtemel bir Vizigot catismasindan korktugu icin avantajini kullanamadi Aetius un bakis acisindan Attila ve ordusunun mevcut kayiplar ile cekilmesine izin vermek Roma icin en iyi olan seydi Vizigot Krali Theodorik olmustu Attila kargasa icindeki ordusu ile geri cekilmekteydi Dolayisiyla Romalilar galip gorunme avantajina sahipti Attila tarafinda ise elde edilen bazi kucuk basarilara ragmen Galya daki sefer bir basarisizlikti Attila bolgede aradigi muttefikleri bulamamisti ve kendisine karsi birlesen koalisyon ordusu daha guclu olduklarini kanitlamisti Ordusunun kaybi buyuktu ve geri cekilirken yagmada elde edilen ganimetin bir kismini terk etmek zorunda kalmisti Attila hem otoritesini hem de prestijini korumak icin hizli hareket etmesi gerektigini biliyordu bu yuzden ertesi yil baska bir sefer daha organize etti Italya seferi Buyuk Leo ve Atilla nin Bulusmasi Papa I Leo nun Aziz Petrus ve Aziz Pavlus esliginde Attila ile bulusmasini tasvir etmekte Rafael 1514 452 baharinda Attila bir kez daha Honoria ile evlilik iddiasini ortaya atti ve bu sefer ordusu ile birlikte Italya yarimadasina dogru harekete gecti Hun birlikleri Alpleri gectikten sonra uzun bir kusatmadan sonra Aquileia yi ele gecirmeyi basardilar Yapilan yagmanin ardindan sehir neredeyse tamamen yerle bir edildi Sonrasinda Attila ve birlikleri sirasiyla Padova Verona Milano ve Pavia kentlerini ele gecirdiler ve yagmaladilar Bu surecte Aetius savasma gucunden yoksundu Attila nin ilerlemesini sadece taciz saldirilari ile yavaslatmayi basarabilmisti Attila tam olarak bilinmeyen bir sebeple ordusunu Po Nehri ni gecmeden durdurdu Bu noktada hastalik ve aclik Hun kampini ele gecirmis boylece ordunun savasmasini engellemis ve isgalin durmasina katkida bulunmus olabilir Hun ordusunun ilerleyisi sebebiyle Imparator Valentinianus Ravenna dan Roma ya kacmak zorunda kalmisti Ancak Hun ordusunun kendisini takip etmesi sebebiyle durumun umutsuz olduguna karar vermisti ve bu nedenle Attila ile muzakere edilmesi icin bir heyet toplamaya karar verdi 11 Haziran 452 de Mantova yakinlarinda bulunan Hunlara Papa I Leo nun da aralarinda bulundugu bir heyet gonderdi Uzun bir sure boyunca Katolik dunyasi Hunlarin Roma yi yagmalamaktan vazgecmesini bir mucize olarak kabul etti Ancak bilimsel bir bakis acisindan bakildiginda Attila nin ordusunun hem erzak konusunda sikinti yasadigi hem de bir salginin kurbani oldugu icin muzakere etmeyi kabul ettigine dair kanitlar bulunmaktadir Italya 451 de korkunc bir kitlik cekmisti ve mahsulleri 452 de biraz daha iyi durumdaydi Ancak Attila nin 452 de Kuzey Italya ovalarini yagmalamasi hasadi iyilestirmememisti Roma ya ilerlemek Italya dan elde edilemeyecek kadar erzak gerektirecekti ve sehri almak Attila nin tedarik durumunu iyilestirmeyecekti Bu nedenle Attila nin barisi sonuclandirmasi ve anavatanina cekilmesi daha kendisi icin daha kazancliydi Attila seferde iken Marcianus nihayet Romalilara yardim etmeye karar vermisti Onceki yil Kalkedon Konsili ne katilan Aetius adli baska bir subayin komutasi altindaki bir Dogu Roma ordusu Tuna yi gecerek topraklarini korumak icin geride birakilan Hun birliklerini maglup etmeye baslamisti piskoposu Chronica Minora sinda yasananlari soyle anlatmaktadir Italya yi yagmalayan ve ayni zamanda bircok sehri basan Hunlar ilahi cezanin kurbani oldular cennetten gonderilen felaketlerle ziyaret edildiler kitlik ve hastalik Ayrica Imparator Marcianus tarafindan gonderilen Aetius onderligindeki destek kuvvetler tarafindan katledildiler ve kendi evlerinde ezildiler Boylece Romalilarla baris yaptilar ve hepsi evlerine donduler Attila su ya da bu nedenle baris yapmanin ve anavatanlarina geri donmesinin kesinlikle daha kazancli oldugunu dusunmustu Sonuc olarak muzaffer bir komutan olarak ve buyuk ganimetlerle Tuna nin otesindeki topraklarina cekildi Ordusu zayiflamis olmasina ragmen Honoria ve ceyizi kendisine teslim edilmezse Romalilari ertesi yil geri donmekle tehdit etti OlumuYurduna donmesinin ardindan Attila II Theodosius un ardindan Bizans tahtina gecen Imparator Marcianus tan kendisine odenmeyen haraclari talep etmek icin Konstantinopolis e yeni bir saldiri planlamaya basladi Ancak 453 un baslarinda Hun hukumdari beklenmedik bir sekilde oldu Olayla ilgili en eski anlatim Attila nin son esi Ildiko ile evliligini kutladigi gece bol miktarda icki ictikten sonra siddetli bir burun kanamasi gecirdigi ve bogularak oldugu hakkindadir ve Priskos a atfedilir Priskos a gore olumu dugun gecesi gerceklesecek ancak sabah gardiyanlar onu uyandirmak icin odasina girdiklerinde gelinin olu bedeninin uzerinde agladigini gorduklerinde ve sasirdiklarinda fark edilecekti Olaylardan seksen yil sonra yazilan Bizans vakayinamelerinde Attila nin olumunun esi tarafindan bicaklanarak gerceklestigi bildirilmektedir Bazi tarihciler Theodosius un Birkac yil once denedigine benzer bir planin Marcianus tarafindan duzenlemis olabilecegini varsayarak bu hipotezi inandirici bulmaktadirlar Bununla birlikte bazi tarihciler ise olayin gerceklestigi zamana yakin donemlerde kayda alinmis kaynaklarda Hun kralinin vucudunda herhangi bir yara rapor edilmemis olmasi nedeniyle cinayet hipotezinin reddedilemeyecegini veya dogrulanamayacagini soylemektedirler Jordanes e gore Attila nin askerleri hukumdarlarinin olumunu ogrendiklerinde kiliclariyla saclarini ve yuzlerini keserek tepki gostermislerdi cunku Hun kulturune gore tum savascilarin en buyugunun olumune kadinlarin yakaris veya gozyaslariyla degil erkeklerin kaniyla yas tutulmaliydi Attila gizli bir yerde sirasiyle altin gumus ve demirden olusan uc adet tabut ile beraber gomuldu ve mezarini kazan koleler mezarin asla kesfedilmemesi ve kutsallastirilmamasi icin olduruldu Mezarin yeri gunumuzde hala belirsizdir Attila nin ogullari olan Ilek Dengizik ve Irnek babalarinin olumunun ardindan Hun Imparatorlugu nun topraklarini ve vasal halklarini kendi aralarinda bolusmeleri surecinde cikan gerginlik zamanla catismalara donustu Kendilerinin en kotu kosullarin koleleri gibi muamele gorduklerini hisseden ve kulturel bagimsizliklarini talep eden Cermen halklari Attila nin eski dostu ve sadik bir muttefiki olan Ardarik yonetiminde Hunlara karsi bir ayaklanma baslatti 454 te Ilek onderligindeki Hunlar Nedao Muharebesi nde Cermenler karsisinda aci bir sekilde yenildi ve savas sirasinda Ilek olduruldu Attila nin kalan ogullari Gotlari tekrar idareleri altina alabilmek amaciyla Ostrogotlarin hukumdari Katalon Muharebesinde Attila ile birlikte savasmis olan e saldirdilar ancak geri puskurtulduler Ardindan muhtemelen Irnek idaresindeki bir grup Hun kabilesi doguya dogru goc etti Abisi Ilek in olumunun ardindan Dengizik 469 da Tuna nin guneyine son bir baskin girisiminde bulundu ancak Bassianae Savasi nda yenildi ve ertesi yil olduruldu Attila nin imparatorlugu olumunun ardindan uzun sure yasamamasina ragmen Roma ya ve diger komsularina karsi yaptigi seferlerin etkisi olduca uzun surdu Hunlarin eylemleri sebebiyle zayiflayan Roma Imparatorlugu nun ekonomik durumu isgalciler tarafindan kaybedilen stratejik oneme sahip topraklari yeniden kazanmak icin yeterli degildi Bati Roma nin zayiflamasi 476 yilinda Odoacer tarafindan tahttan indirelecek olan Romulus Augustus a kadar devam edecek ve ardindan Imparatorlugun cokusu gerceklesecektir EtimolojiBircok bilim insani Attila adinin Dogu Cermen kokenli oldugunu iddia etmektedir Gotca veya Gepidce baba anlamina gelen atta isminin sonuna cik cik e benzer bir kucultme eki olarak ila eklenmesi ile Attaila Kucuk baba isminin meydana geldigi soylenmektedir 29 46 Soz konusu etimoloji teorisi ilk olarak 19 yuzyilin baslarinda Jacob ve Wilhelm Grimm kardesler tarafindan onerildi 211 Bazi baska bilim insanlari ise ismin kokeninin Turk dillerinden geldigi soylemistir Omeljan Pritsak Attila adinin es buyuk ulu ve til deniz okyanus ifadelerinin sonuna son ek a nin gelmesi ile beraber olusmus birlesik baslik adi oldugunu one surdu 444 Vurgulu arka hece olan til es on ekini sertlestirdi ve boylece as halini aldi 444 Sonuc olarak Okyanusal evrensel hukumdar anlamina gelen attil lt etsil lt es til biciminde tekil bir isim olustugunu soyledi 444 J J Mikkola ise ismin at nam sohret kelimesinden geldigini one surdu 216 Bir baska teoride ise H Althof 1902 ismin Turkcedeki atli suvari veya Turkce at ve dil kelimeleri ile ilgili olabilecegini dusunmustur 216Maenchen Helfen Pritsak in teorisinin dahice ama bircok nedenden oturu kabul edilemez oldugunu savunurken Mikkola nin onerisini ciddiye alinamayacak kadar zorlama oldugunu ifade etmistir M Snaedal benzer sekilde bu onerilerin hicbirinin genis cevrelerce kabul gormedigini belirtmistir 215 216 Attila isminin kokeninin Turk dillerinden geldigini soyleyen onerileri elestiren Gerhard Doerfer Kral VI George un isminin kokeni Yunanca dan I Suleyman in ismi ise Arapca bir kokenden geliyor Ancak bu onlari ne Yunan ne de Arap yapmiyor Dolayisiyla Attila nin isminin Hun kokenli olmamasi kabul edilebilir diyerek konu hakkindaki gorusunu aciklamistir 31 32Gunumuz kulturune etkisiBiyografik filmler Attila 1954 6 Agustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Pietro Francisci nin Anthony Quinn ve Sophia Loren in yer aldigi sinema filmi Sign of the Pagan 1954 2 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Douglas Sirk in Jack Palance ve Jeff Chandler in yer aldigi sinema filmi Attila 1991 23 Mayis 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Christopher Swann in TV filmi Attila 2001 17 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dick Lowry nin TV filmi Bilgisayar oyunlari Gods and King s eklenti paketi Rome Total War Barbarian Invasion Age of Empires 2 The Conquerors Attila the Hun Campaign 2000 Total War Attila 2015 Attila tasvirleri19 yuzyil Siirsel Edda sinda adi gecen Attila nin tasviri Hun Attila Attila nin on dokuzuncu yuzyil tasviri Latince yazida Bu Tanri nin belasi Attila dir yazmaktadir Attila nin baska bir tasviri I Leo ve Attila nin gorusmesi Alessandro Algardi 1646 1653 Ronesans madalyonu uzerinde Attila 15 yuzyil Attila nin bustu Turkluk Aniti Pinarbasi Kayseri Turkiye Macaristan daki bir muzede Attila figuru Wilhelm Dilich in Ungarische Chronica adli eserinde Attila nin temsili 1600 1604Ayrica bakinizPrens Csaba Atilla nin KiliciKaynakcaNotlar Hun hukumdari Rua nin kardesi olan babalari Muncuk Han in iki oglu olarak Attila ve abisi Bleda amcalarinin olumunun ardindan beraber tahta cikmislardir Madalyonun hangi yuzyilda yapildigi veya resimdeki kisilerin kim olduklari kesin olarak bilinmemektedir Ozel a b Peterson John Bertram 1907 Attila The Catholic Encyclopediavol 2 New York Robert Appleton Company July 7 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Mayis 2014 Heather 2010 s 502 de la Vaissiere 2015 s 176 Walter Pohl Die Volkerwanderung 2 Baski Stuttgart 2005 Timo Stickler Die Hunnen Munchen 2007 S 51ff Christopher Kelly Neither Conquest Nor Settlement Attila s Empire and Its Impact In Michael Maas Hrsg The Cambridge Companion to the Age of Attila Cambridge 2015 S 193ff de la Vaissiere 2015 s 177 Thompson 1996 s 20 Getika 24 121 Maenchen Helfen 1973 s 5 Heather 2010 s 209 Maenchen Helfen 1973 s 59 Maenchen Helfen 1973 s 59 61 Maenchen Helfen 1973 s 73 Maenchen Helfen 1973 s 83 Sinor 1990 s 187 Maenchen Helfen 1973 s 76 Maenchen Helfen 1973 ss 76 77 Maenchen Helfen 1973 s 86 87 Escher amp Lebedynsky 2007 s 80 a b c d Tucker 2010 s 371 Deschodt 2006 s 24 Harvey 2003 ss 92 208 Cooper 2008 s 202 Escher amp Lebedynsky 2007 s 40 Bona 2002 s 30 Pronk Tiethoff Saskia 2013 The Germanic loanwords in Proto Slavic Rodopi ISBN 9789401209847 14 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Aralik 2020 Menges Karl Heinrich 1995 The Turkic Languages and Peoples An Introduction to Turkic Studies Otto Harrassowitz Verlag ISBN 978 3 447 03533 0 4 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Aralik 2020 Bona 2002 s 26 Bona 2002 s 15 a b c d Rouche 2009 Escher amp Lebedynsky 2007 s 233 Lebedynsky Iaroslav 2011 La campagne d Attila en Gaule Fransizca Clermont Ferrand Lemme edit ISBN 978 2 917575 21 5 a b Rouche 2009 s 128 Pfeilschifter Rene 2014 Beck Ed Die Spatantike Der eine Gott und die vielen Herrscher Munique ISBN 9783406720215 Bona 2002 s 40 Howarth Patrick 1995 Attila King of the Huns The Man and The Myth Barnes amp Noble Books ss 36 37 ISBN 978 0 7607 0033 4 Dupuy amp Dupuy 1993 s 188 Haas Christopher 2004 Villanova University 11 Aralik 2003 tarihinde kaynagindan arsivlendi Dupuy amp Dupuy 1993 s 188 189 a b c d Thompson E A 2019 Encyclopaedia Universalis 7 Kasim 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Dupuy amp Dupuy 1993 ucalgary ca 26 Kasim 2001 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c d e Dupuy amp Dupuy 1993 s 189 a b Kelly 2011 s 107 Bona 2002 s 42 Haas 2004 a b c Kelly 2015 s 201 Rouche 2009 s 164 Bona 2002 s 13 Rouche 2009 s 166 a b Rouche 2009 s 173 Kelly 2015 s 206 Kelly 2011 s 120 123 jasperburns com 3 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Freeman 2014 a b Rouche 2009 s 181 184 a b Bona 2002 s 54 Escher amp Lebedynsky 2007 s 53 Lebedynsky 2011 s 22 24 Deschodt 2006 s 175 Hodgkin Thomas 2011 Italy and Her Invaders 376 476 ISBN 978 0 543 95157 1 Dupuy amp Dupuy 1993 s 189 190 a b Dupuy amp Dupuy 1993 s 190 Lebedynsky 2011 s 51 Pelejero Borja National Geographic 30 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Escher amp Lebedynsky 2007 s 154 Lebedynsky 2011 s 73 a b c Lebedynsky 2011 s 82 a b Soren amp Soren 1999 s 472 a b Aleteia Aleteia 28 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Escher amp Lebedynsky 2007 s 158 a b Kelly 2015 s 202 Thompson 1999 s 161 Thompson 1999 s 160 161 Burgess R W 1993 The Chronicle of Hydatius and the Consularia Constantinopolitana Oxford Clarendon Press s 103 ISBN 978 0 19 814787 9 15 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Mayis 2021 a b Escher amp Lebedynsky 2007 s 163 Thompson 1999 s 164 a b Duckett 1988 s 113 Chadwick 1926 s 39 Babcock 2005 s 27 298 a b c d e f g Jordanes 1908 Rouche 2009 s 291 Escher amp Lebedynsky 2007 s 36 Heather 2010 s 238 239 Bozoky 2012 s 64 Maenchen Helfen 1973 s 168 Maas 2015 s 9 Maenchen Helfen 1973 s 386 a b Doerfer Gerhard 1973 Zur Sprache der Hunnen Central Asiatic Journal 17 1 1 50 Lehmann W 1986 A Gothic Etymological Dictionary Leiden a b c d Snaedal Magnus 2015 Attila PDF Studia Etymologica Cracoviensia 20 3 211 219 26 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Nisan 2019 a b c Pritsak Omeljan December 1982 PDF Harvard Ukrainian Studies VI 4 428 476 ISSN 0363 5570 3 Subat 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Mayis 2014 Maenchen Helfen 1973 s 387 Maenchen Helfen 1973 s 390 runeberg org 14 Mart 2005 tarihinde kaynagindan arsivlendi Governorship of Kayseri 8 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi The monument of Turkishness was opened to visitors in Turkish Turkgun news 21 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Subat 2021 Ungarische Chronica 2 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Mayis 2021 GenelHeather Peter 2010 Empires and Barbarians The Fall of Rome and the Birth of Europe Oxford University Press ISBN 978 0 19 973560 0 de la Vaissiere Etienne 2015 The Steppe World and the Rise of the Huns Maas Michael Ed The Cambridge Companion to the Age of Attila Cambridge University Press ISBN 978 1 107 63388 9 Thompson E A 1996 Heather Peter Ed The Huns Blackwell Publishers ISBN 978 0 631 15899 8 Thompson E A 1999 Wiley Blackwell Ed The Huns Peoples of Europe Oxford ISBN 978 0 631 21443 4 Maenchen Helfen Otto J 1973 Knight Max Ed The World of the Huns Studies in Their History and Culture University of California Press ISBN 978 0 520 01596 8 Sinor Denis 1990 The Hun Period The Cambridge history of early Inner Asia Cambridge Univ Press ISBN 9780521243049 Tucker Spencer C 2010 ABC Clio Ed A Global Chronology of Conflict From the Ancient World to the Modern Middle East I ISBN 9781851096725 Deschodt Eric 2006 Gallimard Ed Attila ISBN 978 2 07 030903 0 Harvey Bonnie 2003 Chelsea House Ed Attila the Hun Rouche IMichel 2009 Attila la violence nomade Fransizca Fayard ISBN 978 2 213 60777 1 Kelly Christopher 2011 Vintage Books Ed Attila The Hun Barbarian Terror and the Fall of the Roman Empire Londra ISBN 9781446419328 Kelly Christopher 2015 Cambridge University Press Ed The Cambridge Companion to the Age of Attila ISBN 9781107021754 4 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Ocak 2021 Escher Katalin Lebedynsky Iaroslav 2007 Editions Errance Ed Le dossier Attila ISBN 978 2 87772 364 0 Lebedynsky Iaroslav 2011 Lemme Ed La campagne d Attila en Gaule 451 apr J C ISBN 978 2 917575 21 5 Bona Istvan 8 Nisan 2002 Les Huns le grand empire barbare d Europe IVe Ve siecles Fransizca Errance ISBN 978 2 87772 223 0 Cooper Alan D 2008 University Press of America Ed The Geography of Genocide ISBN 978 0761840978 Dupuy R Ernest Dupuy Trevor N 1993 HarperCollins Ed The Harper Encyclopedia of Military History From 3500 BC to the Present ISBN 978 0 06 270056 8 Freeman Charles 2014 Oxford University Press Ed Egypt Greece and Rome Civilizations of the Ancient Mediterranean ISBN 9780199651917 Soren David Soren Noelle 1999 L ERMA di BRETSCHNEIDER Ed A Roman Villa and a Late Roman Infant Cemetery Excavation at Poggio Gramignano Lugnano in Teverina ISBN 9788870629897 Duckett Eleanor Shipley 1988 University of Michigan Press Ed The Gateway to the Middle Ages Italy ISBN 047206049X 2 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mayis 2021 Jordanes 1908 The Origin and Deeds of the Goths cev Charles Christopher Mierow Princeton University 19 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Mayis 2021 Chadwick Hector Munro 1926 Cambridge University Press Ed The Heroic Age Cambridge Babcock Michael 2005 Berkley Books Ed The Night Attila Died Solving the Murder of Attila the Hun Nova Iorque ISBN 978 0 425 20272 2 Bozoky Edina 2012 Perrin Ed Attila et les Huns Verites et legendes Paris ISBN 978 2 262 03363 7 Dis baglantilarVikipedi nin kardes projelerinden Attila hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarAttila ile ilgili calismalar 30 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gutenberg Projesi Kutuphanelerdeki Attila tarafindan olusturulan veya hakkindaki eserler WorldCat katalogu Kraliyet UnvanlariOnce gelen Rua Hun hukumdari y 434 453 Sonra gelen Ilek