Cemal Süreya, kimlik adıyla Cemalettin Seber (1931, Erzincan - 9 Ocak 1990, İstanbul), Türk şair, yazar ve çevirmen. Türk şiirinde modernist bir hareket olan İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden biridir. İlk şiir denemelerini ortaokulda eskizlerle, lisede aruzla yapsa da asıl şiir çalışmaları üniversite yıllarında başlamıştır. Üvercinka (1958), Göçebe (1965), Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973), Uçurumda Açan (1984), Sıcak Nal (1988), Güz Bitigi (1988) ve Sevda Sözleri (1990) adlarındaki şiir kitaplarının yanı sıra deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde de yazmıştır. Eserlerinde en sık işlediği temalar aşk, kadın, yalnızlık, sosyal ve siyasal eleştiriler, ölüm, tanrı düşüncesi, portreler ve manzum poetikadır. Ayrıca Fransızcadan kırka yakın kitabı (Türkçeye çevirmiştir). Onüç Günün Mektupları (1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmemiştir. Sosyalist bir dünya görüşüne sahip olan Süreya, Papirüs dergisini çıkarmış ve bu dergide edebî görüşlerini açıklamasının yanı sıra dergiyi bir aydın olarak fikirlerini ortaya koymak için araç olarak kullanmıştır.
Cemal Süreya | |
---|---|
Doğum | Cemalettin Seber 1931 Erzincan, Türkiye |
Ölüm | 9 Ocak 1990 (59 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Kulaksız Mezarlığı, İstanbul |
Meslek | Şair · yazar · çevirmen · devlet memuru |
Eğitim | Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara |
Dönem | İkinci Yeni |
Evlilik | Seniha Seber (e. 1954; b. 1962) Zühal Tekkanat (e. 1967; b. 1975) Güngör Demiray (e. 1975; b. 1975) Birsen Sağnak (e. 1980; ö. 1990) |
Partner | Tomris Uyar (1964-1967) |
Çocuklar | 2 |
Etkilendikleri | |
Dersim İsyanı sebebiyle Erzincan'dan Bilecik'e göç etmek zorunda kalan Alevi Kürt-Zaza bir ailede dünyaya gelen Süreya, devlet memurluğu da yapmıştır. Dört defa evlenen Süreya, bunların dışında "(Üvercinka)" ve Tomris Uyar dâhil birçok kişiyle ilişkisi olmuştur. Sanat hayatı boyunca çeşitli mahlaslar kullanmış, çocukken kendisine verdiği "Cemal Süreyya" adını kullanırken girdiği bir iddia sonucu adındaki "y" harflerinden birini atmıştır. 9 Ocak 1990'da girdiği şeker koması sonucu vefat etmiş, cenazesi 11 Ocak'ta Şişli Camii'nde kılınan öğle namazından sonra Kulaksız Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir.
Yazdığı kitaplarla 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı (Üvercinka), 1966'da Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü (Göçebe) ve 1988'de Necatigil Şiir Ödülü (Sıcak Nal ile Güz Bitigi) kazanmıştır. Kitap-lık dergisinin Türkiye'nin kuruluşunun 75. yıldönümü sebebiyle 1998'de hazırladığı "75 Yılda 75 Kitap listesi"nde iki kitabıyla (Üvercinka ve Sevda Sözleri) yer almıştır. Ayrıca çocuklar için ele aldığı yazılardan oluşan ve daha sonra kitaplaştırılan Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 100 temel eser listesinde 30. sırada yer almıştır. 1991'den itibaren Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği tarafından Cemal Süreya Şiir Ödülü verilmektedir.
Hayatı
Ailesi ve çocukluğu
“ | Bugün anılarda Erzincan'dan büyük bir bahçenin içinde büyük bir ev kaldı. Hepsi o kadar... Bir de annemin gözlük taktığını anımsıyorum. (...) Bir de bizim evin karşısında büyük bir ev vardı. O evde Perihan diye bir kız vardı… Zaten, onun yüzünden kız kardeşime Perihan adını koydum. Evet, ben koydum, ailede tek erkek çocuktum. Prens gibiydim. El üstünde tutulurdum. Ailede bütün küçüklerin adlarını hep ben verdim. Perihan'la başladık, sonra geleneği sürdürdüm. Komşu Perihan mı? Herhâlde çok güzeldi. Kız kardeşim onun gibi olsun istedimdi. | ” |
— Süreya, çocukluğunu anlatırken |
Asıl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya, 1931 yılındaErzincan'da dünyaya geldi.Pülümür'den Erzincan'a göç eden Kürt ve Alevi bir ailede doğan Süreya'nın babası Hüseyin Bey, annesi Güllü Hanım'dır. 1905'te Erzincan'da doğan ve nakliyecilikle uğraşan babası Hüseyin Seber Kürt'tür. 1915'te Karatuş'ta doğan ve "Gülbeyaz" olarak bilinen annesi Güllü Hanım Zaza'dır. Karatuş'tan gidip gelirken Güllü Hanım ile karşılaşan Hüseyin Bey, ağabeyi Memo'nun yardımıyla Güllü Hanım'ı kaçırmış ve evlenmiştir. Bu evlilikten Cemalettin, Perihan, Ayten ve Kemal adlarında dört çocuk dünyaya gelmiş, çocuklardan Kemal bir yaşındayken ölmüştür. Ailesi, 1938 yılında Dersim harekâtı sırasında amcası Memo'nun valiyle takışması sebebiyleDersim İsyanı sonrası bölgeden sürülünce Bilecik'e yerleşmiştir.
"Bizi bir kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde. Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular. Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar. Tarih öncesi köpekler havlıyordu. Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler."
Güllü Hanım, Bilecik'e yerleştikten altı ay sonra yaptığı düşük sonucu meydana gelen kanamadan dolayı yirmi üç yaşında ölmüştür. Ailenin maddi durumu bu dönemde gittikçe kötüleşmiştir. İlkokula başlamak için halasının yaşadığı İstanbul'a giden Süreya, buradayken ailesinden gelen bir etkiyle cenk kitapları okumanın yanı sıra sık sık sinemaya gitmiştir. Daha sonradan babasıyla kız kardeşleri de İstanbul'a gitmiş; fakat sürgün edilen kişilerin bulundukları muhiti yirmi yıl boyunca terk etmeleri yasak olduğu için bir gece bütün aile Sanasaryan Han'a götürülmüş, ardından Bilecik'e yollanmıştır. Babası makinist olarak karayollarına çalışmaya başlamış ve işi gereği ayın on beş günü dışarıda olduğu için annelik görevini de babaannesi üstlenmiş, babasının boşluğunu ise amcası doldurmuştur. Annesi öldükten sonra babası iki evlilik daha yapmıştır. Babasının ikinci eşi Esma Hanım'dır; Süreya, Esma Hanım'dan kaçmak için gizlice parasız yatılı sınavına girmiştir. Babasının üçüncü evliliği ise Refika Hanım'ladır.
"Sonunda babam iki kez evlendi, önce Esma, sonra Refika'yla. Esma çok kötü çıktı. Kardeşlerime işkenceli bir çocukluk yaşattı, örneğin saçlarından tutup kuyuya sarkıtırdı. Bu yüzden kız kardeşlerimin saçları gür değildir. (...) Esma deliydi. Bir fırıncıyla kavga edip adama vurup, adamın yerinden kalkamayınca öldü sanıp ve Bilecik'ten kaçtı. Esma kaçınca, babam Refika'yı aldı. O iyi çıktı. Kardeşlerim onu anne bildiler."
Babası Hüseyin Bey 1957 yılında bir trafik kazasında ölmüştür.
Eğitimi
Süreya, ilkokula başlamadan önce okumayı, yazmayı, matematiği ve resim yapmayı büyük amcası Memo'dan öğrenmiştir. Hastalığı sebebiyle okula bir yıl geç başlayarak 1939'da 37. Beyoğlu İlkokuluna kaydolmuştur.Alevi çevrede din kitapları, Ali üzerine kitaplar çoğunlukla olmak üzere "eline ne geçerse" okumuş, ilkokul 2. sınıftayken yazdığı bir kompozisyonla öğretmeninden Yavrutürk dergisini ödül olarak almıştır. 1941'de, 3. sınıfın ilk dönemini bitirdikten sonra sürgün edildikleri Bilecik'e dönmek zorunda kalınca, Bilecik Birinci İlkokuluna kaydolmuştur. Burada "Kürt damarı tuttu", "Sümüklü Kürt", "Kürt Cemo" şeklinde etiketlenmiştir. Üvey annesi Esma Hanım'dan "kaçmak" için parasız yatılı sınavına girmiş ve sınavı kazanarak 1944-45 eğitim-öğretim döneminde Bilecik Ortaokulunda okumaya başlamıştır. Ortaokulda okuduğu dönemde tatildeyken gece bekçiliği yapmıştır.
"Ben, evden kaçmak için, gizlice parasız yatılı sınavına girdim. Bilecik Ortaokulu için. Gizlice, çünkü babam yoksuldu ama belli etmek istemezdi. Sınavı kazandım. Zaten ömrümce parasız yatılı okudum. Ben oradan, o evden kaçtım ama, kardeşlerimin derdi hep içimdeydi."
1947'de ortaokulu bitirdikten sonra 1947-48 döneminde İstanbul'daki Haydarpaşa Lisesinde parasız yatılı öğrenci olarak öğrenim hayatına devam etmiş ve bu dönemde aruz ölçüsüyle birkaç şiir yazma girişiminde bulunmuştur. Lise son sınıftayken edebiyat ile ilgilenen Süreya, kendini bu dönemde "aruzcu, eski edebiyatçı" olarak görmüştür. 1950'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin maliye ve iktisat bölümünde okumaya ve bu dönemde şiirlerini yayımlamaya başlamıştır. Yine bu dönemde eski şiiri bırakarak (yeni şiire) geçiş yapmıştır. 1954'te mezun olduktan sonra teğmen olarak askerliğini yaparken fark derslerini de vererek hukuk diplomasını da almıştır.
Memuriyeti
Süreya, 25 Kasım 1954'te Eskişehir Vergi Dairesinde stajyer olarak göreve başlamıştır. 8 Ağustos 1955'te yapılan teftiş kurulu sınavını kazanarak 11 Ağustos 1955'te maliye müfettiş yardımcısı olarak İstanbul'a gitmiştir. Bu dönemde art arda hem şiirleri hem yazıları yayımlanmış ve dergi çıkarma düşüncesi içine girmiştir. 7 Ekim 1958'de girdiği yeterlilik sınavı sonucunda beşinci sınıf maliye müfettişi olmuştur. Bu tarihten itibaren teftiş amaçlı ülkenin çeşitli bölgelerine gitmiştir. Teftiş için gittiği ilk yerler Nazilli ve Söke'dir. Askerlik yaptığı Temmuz 1959-31 Aralık 1960 tarihlerinde memuriyetine ara vermiş ve bu dönemde, beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay'da Demokrat Parti hükûmetini protesto etmek amaçlı toplanan grubun şifresi olan 555K'ye tanık olmuştur. Olay anında Adnan Menderes'in bir protestocu tarafından tartaklanması, yirmi iki gün sonra da 27 Mayıs Darbesi ile görevinden uzaklaştırılıp sonrasında idam edilmesinin sebeplerini Süreya, daha sonraları yazdığı "555K" adlı şiirinde dile getirmiştir.
Askerliğini bitirdikten sonra maliye müfettişi göreviyle Ankara'ya atanmış ve 1961'de Maliye Denetim Usulleri ve İktisadi Devlet Teşekkülleri'ni incelemek üzere Paris'e gönderilmiştir. Paris'teyken hem Fransızcasını geliştirmiş hem de "Göçebe" adlı şiirini tamamlamıştır. Burada bir yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye dönerek Kars, Ağrı, Çanakkale ve Tekirdağ gibi yerlere teftiş turnesine çıkmıştır. Müfettişlik yaptığı dönemde Çanakkale Muharebelerinin yapıldığı bölgenin korunmasını ve anıt halinde günümüze gelmesinde olağanüstü gayretleri olmuştur. 1964'te İstanbul'a atandıktan sonra hem edebiyata hem de dergi çıkarma işlemine ağırlık vermek için 31 Temmuz 1965 tarihinde Maliye Teftiş Kurulundan arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel'le beraber istifa etmiştir. Memuriyetten ayrıldıktan sonra dergi çıkarıp dergi yönetimlerinde bulunan Süreya,12 Mart Muhtırası'nın meydana gelmesiyle memurluğa geri dönmek zorunda kalmıştır. 7 Şubat 1975'te darphane ve damga matbaası müdürü olmuş fakat dönemin Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon ile "takışması"yla görevinden ayrılarak Ankara'ya, Tetkik Kurulu üyeliğine dönmüştür.
"Bakan, Darphaneye gazap içinde girdi. Boyuna bağırıyordu: 'Kapalı yerleri görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!' Maliye Bakanı için kapalı yer mi olur! Her yer gösterildi. (...) Ertesi gün arşiv de gezildi. Bu kez yüzü gülüyordu Yılmaz Ergenekon'un. Şaka bile yaptı. Görevden alınacağımı sezince rahatlamıştım ya, Bakan tam arabaya binerken parmağımı kaldırarak herkesin duyabileceği bir sesle şöyle dedim: 'Beyefendi bir kapalı yer daha vardı, ama onu size gösteremeyiz...' Ergenekon şaşırdı, bir an ne yapması gerektiğine karar veremedi. Hemen ekledim: 'O da bizim gönlümüz...' İki gün sonra bakanlıktan bir yazı geldi. Şöyle başlıyordu: 'Darphaneyi gezdim, pis buldum.' Aynen böyle. Sekiz on maddelik bu yazıya verdiğim yanıtın ilk maddesini bugünmüş gibi anımsıyorum: Evet o gün darphane gerçekten pisti, ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat..."
Süreya, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı çıkaracağı kitapların basımında yer alan dokuz kişilik Kültür Kurulu üyeliğine de seçilmiş ve 2 Şubat 1982 tarihinde yüksek bir bürokrat olarak emekli olmuştur. Emeklilikten sonra batmak üzere olan Odibank'ı (Ortadoğu İktisat Bankası) kurtarmak için yönetim kurulu üyeliğine getirilmiş fakat bankanın batmasıyla mahkemeye sevk edilmiş, ardından aklanmıştır. Devlet işi dışında , Meydan Larousse ve ANSA Omnis ansiklopedilerine redaktörlük yaparak emekli olduktan sonra daha çok zaman ayırmayı düşündüğü yayın dünyasının içine dâhil olmuştur.
Evlilikleri ve ilişkileri
Toplam dört kez evlenen Süreya'nın, bu evlilikler dışında çeşitli ilişkileri olmuştur. Bilecik'te ortaokul ikinci sınıf öğrencisiyken tanıştığı ve "âşık olduğu" Seniha Nemli ile ilk evliliğini yapmıştır. Süreya'nın babası bu evliliğe razı olmamasına rağmen Süreya, Seniha Hanım ile 1952'te nişanlanmış, ertesi yıl nikâhlanmış ve 7 Kasım 1954'te de evlenmiştir. Nikâh döneminde Süreya'nın gelgitli karakteri, beklentileri, öfkesini kontrol edemeyişi; gereksiz yere çıkan ilk kavga sonrasında kendi bileklerini jiletle kesmesi ile sonuçlanmıştır. İlk evliliğinden Ayçe (d. 1955) adında bir kızı olmuştur. Eşiyle arası problemli olan Süreya, stajyer olarak çalıştığı Eskişehir Vergi Dairesinde tanışıp bir süre beraber olduğu kadın için "(Üvercinka)" adını kullanmıştır. 11 Ağustos 1955'te Maliye Müfettiş Muavini olarak İstanbul'a atanan şairin "Üvercinka"yla ilişkisi bitmiştir. Süreya'nın babası Hüseyin Bey'in ölümü sonrasında Süreya'yla Seniha Hanım yeniden birleşmiş fakat bu ikinci beraberlik de uzun sürmemiştir. 1958'de evi terk ederek boşanmak için yedi yıl uğraşmıştır. Seniha Hanım ise zaman zaman şiddet gördüğü eşine daha fazla dayanamayıp kızını da alarak baba evine dönmüştür.
1961'de Hilmi Ziya Ülken'in yeğeni Suna Lokman ile nişanlanmış ancak Süreya'nın Paris'e gitmesiyle evlilikleri ertelenmiştir. Paris'ten dönen Süreya, nişanlısından ayrılmıştır. 1964'te İstanbul'a atandığında R. Tomris (Tomris Uyar) ile tanışmış ve birlikte yaşamaya başlamış fakat 1966'da ilişkileri bitmiştir. Süreya'nın Papirüs'ü ikinci defa çıkardığı 1966'da Zühal Tekkanat ile tanışmış ve ikili, Ağustos 1967'te evlenmiştir. Bu evlilikten Memo Emrah (d. 23 Kasım 1969) adından bir oğulları olur. Maddi sıkıntılar nedeniyle memuriyete dönen Süreya'ya Ankara'ya gidince eşiyle mektuplaşmış, Beni Öp Sonra Doğur Beni kitabını eşine ithaf etmiş ve aile şairin yanına, Ankara'ya, taşınmıştır. Aynı evi paylaşmalarına rağmen geçinememişler, sürekli aldatıldıklarını düşünmüşlerdir. Süreya'nın tepkisi zaman zaman şiddete dönüşmüştür. Evliliği sırasında Gazi Eğitim Enstitüsünde Fransızca hocalığı yapan Güngör Demiray ile tanışan Süreya, Tekkanat'tan 1975'te boşanarak aynı yılın şubat ayında Demiray ile evlenmiş fakat on ay sonra boşanmıştır. 1976'da Tekkanat ile tekrar nişanlanmış ve 1977'de bu beraberliği bitirmiştir. Darphane Genel Müdürlüğünde çalışırken 1980'de tanışıp evlendiği ve kitabevi sahibi dört çocuklu dul bir olan ve Süreya'nın "Bayan Nihayet" dediği Birsen Sağnak, şairin son eşidir ve ölene kadar bu evliliğini devam ettirmiştir.
Görünüşü ve kişiliği
Süreya; çocukluğunda zayıf, sıska ve hastalıklı (sıtma) olduğu için kafasının bedenine göre oldukça büyük göründüğünü belirtmiştir. Utangaç bir yapıda olduğunu "utangaç bir adamım ben; bir şeyin fiyatını bile soramam; ayrıca, sorarsam, almak zorundayımdır sanki" sözleriyle dile getirmiştir.Baki Süha Ediboğlu tarafından "tıknaz, orta boylu, esmer, kara kaşlı kara gözlü, hareketli bir insan" olarak betimlenmiştir. "Kişiliğine hâkim olan durgunluk ve itidal, düşünmeden, bir fikri kafasında yoğurup pişirmeden sere serpe konuşan bir his adamı olmadığı kanısını yaratıyor insanda. (...) Konuşmalarında iyiden iyiye hissedilen bu diyalekt, şiir okurken kayboluyor, sanki bir başka tatlı, yumuşak, zaman zaman da tonlu bir İstanbul ağzı ile inşat yapıyor." diye eklemiştir.Tekin Gönenç ise Süreya'yı "ağır başlı, yumuşak, söylediklerini çok iyi tartan, öte yandan oldukça çekingen bir insan" olarak tanımlamıştır.Ali Püsküllüoğlu, şairle ilk tanıştıklarında şairin çekingen olduğunu belirtirken Mehmet Kemal ise şairin yalnız, kimsesiz, durağan ve çekingen kimliğini bir türlü atamadığını dile getirmiştir.Osman Numan Baranus ile Zeynep Oral da şairin utangaç bir kişi olduğunu belirtmiştir.
Kalabalıkta küçük düşme fobisi ve kusursuz olma endişesi taşıyan Süreya, kalabalık toplantılarda konuşmaktan pek hoşlanmamıştır. Dost ve içki ortamlarında "şairane konuşma", kendi kendine konuşma, mektup yazma, alınganlık gibi huylara sahipttir. Halasının oğluyla yazma eskizlerine başlayan şair, küçük düşmekten ve beğenilmemekten korktuğu için yazdıklarını kimseyle paylaşmamıştır.Sezai Karakoç, Süreya'nın yazdıklarını en yakın arkadaşı olan kendisine bile göstermemesini "kıskançlık" olarak yorumlarken eşi Zühal Tekkanat ise Süreya'nın çalışmalarını sürekli gizli yaptığını açıklamıştır. Süreya, beraber olduğu kadınları kıskanırken kendisi evliyken kaçamak yapmıştır. Süreya, bohem bir hayat sürerken bu yaşantısından oğlu Memo etkilenmiştir. Oğluna karşı "dengesiz" davranmış ve hem kızıp döverken hem sevgi gösterisinde bulunmuştur. Alkol ve sigaraya düşkün olan Süreya, mesleğinde oldukça ciddi ve titiz bir şekilde çalışmıştır. Özel hayatında ise sade ve "yoksul denilebilecek" bir hayat sürmüştür. Maliye bakanına verdiği cevap ya da 12 Eylül Darbesi'nin mimarı olduğunu, sanata karşı tavır aldığını ve Türk Dil Kurumunu kapattırdığı için Kenan Evren'in Çankaya Köşkü davetini reddederek ya da Turgut Özal'ın kapitalist sermayeyi desteklediğini düşünmesiyle Süreya iktidar yanlısı olmamıştır.
Süreya'nın anne tarafı Zaza baba tarafı da Kürt olmasına rağmen evde Türkçe konuşulduğundan ötürü Kürtçe bilmeyen şair, ilerleyen dönemlerde bu durumdan ötürü "üzüldüğünü" belirtmiş ve son eşi Birsen Hanım'ın desteğiyle Kürtçe öğrenmeye karar vermiştir. Kürtçe öğrenmek için alfabe bularak derslere başlamak üzereyken 12 Eylül Darbesi'yle ortadan kaldırılan kitaplarla birlikte bulduğu alfabe de ortadan yok olmuştur. Cemal Süreya bunun üzerine "Kısa Türkiye Tarihi IV" şiirini yazmıştır.
Dünya görüşü
Süreya, kendini "sol sempatizanı demokrat aydın" olarak nitelerken düşünce olarak da "formalist" olarak tanımlamıştır. Herhangi bir siyasi partiye dâhil olmayan veya herhangi bir eylemde bulunmayan Süreya, düşüncesini daima koruduğunu ve Türkiye'nin sosyalizmle kurtulup gelişeceğini dile getirmiştir. Kendini feministlerden yana hissetmiş ve feminizm sorununun dünyada ancak sosyalizmle ve kendiliğinden çözüme kavuşacağı kanısında olduğunu fakat "dünyanın hiçbir yerinde gerçek anlamda bir sosyalist toplum kurulamadığı için kendi payına bu umudumu yitirdiğini" açıklamıştır.[69] Devlet, aydın, halk, politika, sanat, sanatçı gibi konuları sosyalist bir perspektifle ele almış ve iktidar sahibi olarak itham ettiği devlet, sağ görüşlü, gerici, demokrasiyi "burjuvanın estrümanı" olarak sunan, kültürü ve sanatı baltalayan kişilerden oluşmuştur.Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi eleştirdiği hükûmetlerin başında gelmiştir. Eski eşi Zühal Tekkanat, Süreya'yı Ecevitçi ve Atatürkçü olarak tanımlamıştır.
Annesi öldüğü zaman mevlid okumuş ve müezzin ödülü olarak Cihangir Camii'nin minaresinde iki defa ezan okumuştur.
Ölümü
Süreya, 1982'de kalp spazmı olduğunu belirtmiştir. Sağlık problemi, oğlu Memo'nun annesini alarak Birsen Hanım'la yaşadığı eve taşınmasıyla başlamış ve oğlunun fiziksel şiddetine maruz kalarak bunalımın eşiğini gelmiştir. Kendini içkiye vermeye başlayan Süreya, 6 Ocak 1990'da kalp krizi geçirmiştir. 8 Ocak 1990'daki Gazeteciler Cemiyeti'ndeki son hâli, Muzaffer Buyrukçu tarafından "bitkin, zayıflamış ve tam bir moral çöküntüsü içinde" şeklinde aktarılmıştır. Gece evinde rahatsızlanan Süreya, önce Haydarpaşa Göğüs Hastanesine, ardından Numune Hastanesi Acil Servisine götürülmüş fakat 9 Ocak 1990 Salı günü şeker komasından ölmüştür. Cenazesi, 11 Ocak 1990 günü Şişli Camii'nde kılınan öğle namazından sonra, amcası Memo'nun yattığı Kulaksız Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir.
Sanatı
Cemal Süreya, İkinci Yeni hareketinin şairlerinden biridir. İlkokul sıralarında Ali cenkleri ile birtakım dinî içerikli eserleri okumuş ve dergi çalışmaları yapmıştır. Şairliğe ilk adımını, ortaokul arkadaşı ve sonradan eşi olan Seniha Hanım'a yazdığı şiirler oluşturmaktadır. Lisedeyken divan edebiyatıyla ilgilenen şair, Osmanlı Türkçesini kendi kendine öğrenmiş ve şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. İlk şiiri "Şarkısı-Beyaz"ı, 8 Ocak 1953 tarihli Mülkiye dergisinde yayımlamıştır. Derginin Nisan 1953 sayısında "Di Gel", Mayıs 1953 sayısında "Çıkmaz Sinir" yer almıştır. Ayrıca Asır, Yeditepe, Yenilik dergilerine de şiirler göndermeye başlamıştır. Şairlik duygusunu yaratan ilk etken, annesinin ona anlattığı Kerem ile Aslı hikâyesi, ikinci etken de Ali cenkleri ve Köroğlu kitaplarıdır. Başlarda Garip hareketine ilgi duymayan Süreya'nın yeni şiire ilgisi Ahmet Muhip Dıranas'ın "Kar" şiiriyle başlamıştır. Yeni şiire yönelmesi Dıranas ve Özdemir Asaf'a olan ilgisiyle gelişmiştir. Süreya'yı şöhrete kavuşturan şiir Yeditepe dergisinde Haziran 1954'te yayımlanan "Gül" şiiridir. Eserlerini Yeditepe'nin yanı sıra Şiir Sanatı, Evrim, Yenilik, Şimdilik, Pazar Postası gibi yerlerde yayımlamaya devam etmiştir. Şairin en sık işlediği temalar, aşk, kadın, yalnızlık, sosyal ve siyasal eleştiriler, ölüm, Tanrı düşüncesi, portreler ve manzum poetikadır. Onun şiirlerinin içeriğinde bireyselden sosyal olana doğru bir genişleme mevcuttur. Şiirlerinin çoğunda serbest nazım biçimlerini kullanmıştır. Bunlarla birlikte, divan şiirinden geliştirilen nazım biçimlerini de kullanan şair, halk şiirinden alınan nazım biçimlerine ise fazla rağbet etmemiştir. Şiirlerin büyük bir kısmında da, farklı nazım biçimlerini bir arada kullanmıştır.
Takma adları
Süreya, birden fazla takma ad kullanmıştır. Fakülte dergisi Kazgan'ın yayın kurulu başkanı olmuş ve dergide Cemasef takma adını kullanmıştır. Pazar Postası ve Vatan gazetesindeki yazılarında Osman Mazlum, Ali Fakir, Dr. Suat Hüseyin; Papirüs dergisindeki şiir çevirilerinde Hasan Basri; Mülkiye dergisindeki karikatür ve desenlerinde Charles Suares; Çağrı gazetesinde Suna Gün; Su dergisinde Ali Hakir, Hüseyin Karayazı, Adil Fırat takma adlarını kullanmıştır.
"Cemal Süreya"
Ortaokul ikinci sınıftayken karayollarında çadır bekçiliği yaptığı sıralarda boş vakitlerini hep hayal kurarak geçiren Süreya, o günlerde kendine Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay gibi yazarların adına benzeyecek ve üç isimden oluşacak bir isim arayışına girmiştir. "Cemalettin"i kısaltarak ve yanına sevdiği bir sözcüğü, Süreyya'yı, ekleyerek yeni ismini, Cemal Süreyya Seber'i, oluşturmuştur fakat zaman içinde "Seber"den de vazgeçip "Cemal Süreyya"yı kullanmaya başlamıştır. 1956'da yayımlanan "Elma" şiirinin son dizesinde adının bir harfini attığını duyurarak bunun sebebini o tarihlerde belleğine çok güvendiğini, telefon numaralarını bile ezberinde tuttuğunu, bir telefon numarası yüzünden arkadaşıyla bahse tutuştuğu ve kaybettiği şeklinde belirtmiştir. Kaybederse adından bir harf atacağına söz vermiş, iki tane olduğu için de "y"lerin birini feda etmeyi uygun görmüştür.Ece Ayhan'la 1987'de Şehir dergisinde yaptıkları "Kıyı Bucak" başlıklı konuşmalarda Beyoğlu 37. İlkokulu'nun ikinci sınıfındayken adından, soyadından, okulundan, mahallesinin adından, sokağının adından utandığını söylemiştir:
"Biliyor musun, ilkokulda ben adımdan, soyadımdan, okulumdan, mahallemizin adından, sokağımızın adından utanırdım. Düşün: Adım Cemalettin, soyadım Seber (ki anlamı yok, herkes yanlış anlıyor); Pürtelaş Mahallesi'nde oturuyoruz, sokağımızın adı da: Tavukuçmaz ... Okulum da ahşap bir yapı; A, B, C, diye şubeleri olmayan çok küçük bir okul. Pürtelaş'ın anlamını da bilmiyordum. Yıllar sonra anladım gerçeği: O adlar (benim kendi adım dışında) ne güzel adlarmış."
Dergi
“ | [Papirüs'ü] Önce, bir yıl çıkarırım dedim. Ama bir çevrem vardı, arkadaşlarım; girdik bir çarka, dört yıl gitti. Bugüne kadar da gelebilirdi. Ama 12 Mart'tan sonra yayın işleri öylesine bozuldu ki ... Sıfırla başlamıştım, sıfırla sürdürdüm. Bir gün baktım, değil derginin masrafları ev kiramı veremiyorum, kapattım. | ” |
— Süreya'nın Papirüs'ü ikinci defa çıkardığı dönemi özetlemesi |
Cemal Süreya, ilk dergilerini ilkokuldayken sınıfta arkadaşıyla birlikte Yumurcak, Kahkaha, Çocuk Duygusu adlarıyla çıkarmıştır. Ağustos 1960'ta maliye müfettişliği yaptığı dönemde Papirüs dergisinin ilk sayısını yayımlamış fakat devlet memurluğu yaptığı için Suna Lokman derginin sahibi olarak görünmüştür. İlk sayının baskısında, araya çizgi kanmadığı için sayfalar birbirine yapışmıştır ve böylece yayına ara verilmiştir fakat teftiş için çıktığı turneden dönen Süreya; Mayıs, Haziran ve Temmuz-Ağustos olmak üzere derginin üç sayısını art arda 1961'de piyasaya sunmuştur.Papirüs, bu dönemde toplam dört sayı olarak yayımlanırken Haziran 1966'da ikinci kez yayımlanmaya başlamış ve Mayıs 1970'e kadar toplam 47 sayı olarak basılmıştır.[97]12 Mart Muhtırası'nın yayın hayatını durdurması sonrası "aç kalan" Süreya, yeniden memuriyete dönmüştür. Dergi üçüncü ve son dönemini Nisan 1980'de basılmasıyla yaşamış fakat tek sayı olarak çıktıktan sonra, 12 Eylül Darbesi gerekçesiyle yayınına son verilip tekrar Mart 1981'de bir seçki olarak yayımlanmıştır. Süreya ayrıca Türkiye Yazıları ve Maliye Yazıları'nın yazı kurulunda, Saçak ve Oluşum'un sanat ve kültür yönetmenliğinde bulunmuştur.
Şiir
Çocukluğunda halasının oğluyla yazma eskizlerine başlayan Süreya, bunları kimseyle paylaşmamıştır. Üniversite yıllarından itibaren hem şiirlerini, hem de yazılarını çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlatmıştır. Onüç Günün Mektupları (1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmemiştir. 1953-1957 yılları arasında yayımladığı şiirlerden sadece yirmi dokuzuna yer verdiği Üvercinka (1958), Süreya'nın yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Yeditepe Yayınları tarafından yayımlanan kitabın sonraki basımlarında "Şiir", "Sürek Avı" ve "Gazel" başlıklı şiirleri de eklenerek kitapta otuz iki şiir yer edinmiştir. Bu dönemde yazılan "Şarkısı-Beyaz", "Hafta Sekiz", "Di Gel", "Çıkmaz Sinir", "Ölmüştük", "Şiir", "Yüzükoyun", "Aşktan İndim İncire","Eski Kadınlar", "Piyale, "Gölge Oyunu" ve "Kesik" kitapta yer almamıştır. Kitabın adı, eşiyle arası problemli olan Süreya'nın Eskişehir Vergi Dairesi'nde tanışıp bir süre beraber olduğu kadından gelmektedir.Asım Bezirci'ye verdiği bir röportajda "üvercinka"nın anlamı için şunları söylemiştir:
"Üvercinka anılması güvercinle karışık bir ad. Bir kadın adı. Barışa, aşka, dayatmaya dönük bir kavram: Kitaba ad olarak seçmeme gelince bunun iki nedeni var: Birisi belli: günümüz şiiri ve bu arada benim şiirim kelimeyi zorlayan bir şiir. O adla şiirimi özetlemiş ya da bir parça belirtmiş oluyorum galiba. İşin ikinci nedeni son derece özel, salt günlük yaşamama ilişkin bir şey."
1959'da Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazanan kitabın ilk baskısı altı ay içinde tükenmiştir.Kitap-lık dergisinin Türkiye'nin kuruluşunun 75. yıldönümü sebebiyle 1998'de hazırladığı "75 Yılda 75 Kitap listesi"nde 36. sırada yer almıştır. Nisan 1965'te Göçebe, de Yayınları tarafından on yedi şiirlik bir kitap olarak piyasaya sürülmüştür. Göçebe'deki şiirler, 27 Mayıs Darbesi sonrasında yazılmıştır. Kitaba adını veren şiiri Paris'teyken yazan Süreya, bu kitabında kendini "daha bilinçli" olarak görmüştür. Yayımlandıktan bir yıl sonra Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü almıştır.[102]
Ekim 1973'te E Yayınları tarafından Beni Öp Sonra Doğur Beni, Cevat Çapan yönetmenliğindeki "Türk ve Dünya Şiir Dizisi"nin ikinci kitabı olarak yayımlanmıştır. Otuz şiirden oluşan kitaptaki çoğu şiir, 1966-1970 yıllarında Papirüs'te çıkmıştır ve Süreya'nın memuriyetten ayrıldığı 1965 ile 12 Mart Olayı (1971) tarihleri arasında yazdığı şiirlerden oluşmaktadır.Beni Öp Sonra Doğur Beni, "Bir Kentin Dışardan Görünüşü", "Sevda Sözleri", "Ortadoğu" ve "Üçbin Yaprak Yüzbin İpekböceği" olmak üzere dört bölümden oluşmakta ve ilk bölümü oluşturan tek şiir, 1965'te Yeni Dergi'de; diğerleri ise 1972-1973 yıllarında Soyut ve Yeni A dergilerinde yayımlanmıştır.Gösteri dergisine verdiği röportajında Süreya, Beni Öp Sonra Doğur Beni hakkında şunları söylemiştir:
"Beni Öp Sonra Doğur Beni'de elbet daha ustayım. Ayrıca şiirimi daha bir yayıyorum. Tarihsel bir çizgi yakalıyorum. Anadolu'yu divanece dolanıyorum. Göçebe'deki soyut yalınlıktan daha "gayrisafi", ama daha ağırlıklı bir aşamaya geçiyorum. Bir yerde Şeyh Galip'i, bir yerde Yunus Emre ve Pir Sultan'ı yoklayışım da bu kitaptadır. Her kitabımda çok sevdiğim şiirler vardır. Ama en çoğu Beni Öp Sonra Doğur Beni'de. En çok öykünülmüş şiirler de oradadır."
Sevda Sözleri adıyla diğer şiir kitaplarını da içine alan ve ilk baskısı 1984 yılında Can Yayınları tarafından yapılan Uçurumda Açan; "Üzerinden Sevişmek", "Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir" ve "Taşıran Damla" adlı üç bölüm ve otuz beş şiirden oluşmaktadır. "Üzerinden Sevişmek" bölümünde aşk şiirleri varken "Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir" bölümündeyse roma rakamlarıyla altı şiir yer almaktadır. Süreya bu bölümdeki seriyi yirmi ila otuz ay sürdürmeyi planlarken eşi Zühal Tekkanat'a yazdığı mektupta bu seriyle yazmadığı şiirleri telafi edeceğini söylemiştir ve bu serideki şiirler Süreya'nın Ankara anılarını ve izlenimlerini taşımaktadır. "Taşıran Damla" bölümündeyse portre şiirler ağırlıktadır. Yayımlandığı zaman ses getiren bir kitap olmamıştır.
Sıcak Nal (1988) ile Güz Bitigi (1988), bir gün arayla yayımlanmıştır.Sıcak Nal, 31 Mart'ta; Güz Bitigi ise 1 Nisan'da Dönemli Yayıncılık tarafından piyasaya sürülmüştür. Süreya, ilk kitap için "şimdiye dek yazdığım şiirlerin doğal uzantısı" derken ikinci kitap için ise "yeni bir deney" demiştir.Sıcak Nal'da yer alan şiirler şairin son dört yılda Milliyet Sanat, Gergedan ve Gösteri dergilerinde yazıp yayımladığı şiirlerden oluşmaktadır. Kitap, "Sıcak Nal", "Kısa Türkiye Tarihi" ve "Söz Yitimi" olmak üzere üç bölümü ve toplam yirmi dört şiiri içinde bulundurmaktadır. Güz Bitigi'nin adı Doğu Perinçek'e göre Dîvânü Lugati't-Türk'teki "Ay Bitigi"nden alınmıştır. "Ay Bitigi", Karahanlılar devletinde askerlerin adlarının ve azıklarının yazıldığı defterdir. Kitap; 1 düzyazı, 20 şiir, 1 şarkı, 11 beyit, 16 dize başlıklı yirmi dört şiirden oluşmaktadır. Süreya, Güz Bitigi'ni "tek bir şiir" olarak nitelendirmiştir. Her iki kitap, aynı yıl Necatigil Şiir Ödülü'nü almıştır.[113]
Deneme ve eleştiri
Şapkam Dolu Çiçekle (1976), Süreya'nın şiir ve şairler üzerine düşüncelerini ortaya koyduğu eleştirel deneme türünde bir kitaptır. Şairlerin hayatının, dünya görüşünün, edebî anlayışının şiirlere nasıl yansıdığını, şairin ilk şiirlerinden başlayarak son şiir kitabına kadar nasıl bir süreçten geçtiğini, etkilendikleri yerli ve yabancı şairleri de referans göstererek benzerlik ve farklılıkları göstermeye çalışmaktadır. Birinci baskısı Ada Yayınları tarafından yapılan kitabın 2000 yılında Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından basılan edisyonu, Şapkam Dolu Çiçekle ve Şiir Üzerine Yazılar adıyla yayımlanmıştır. "Şiir Üzerine Yazılar" bölümünde Süreya'nın 1956-1989 yılları arasında çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı yazılar kronolojik olarak yer almaktadır. 1982'de Adam Yayınları tarafından eleştirel deneme kitabı olan Günübirlikler yayımlanmıştır. Günübirlikler'de Süreya'nın 1975-1976 yılında Politika gazetesinde yazdığı yazılar yer almaktadır. Kitap 1992'de Uzat Saçlarını Frigya adıyla Yön Yayıncılık tarafından basılmıştır. Kitapta; roman, hikâye, deneme ve eleştiri kuramları ve kitapları üzerine, Türk ve dünya şairleri, edebiyat dergileri, dil, sanat, cinsellik konularına yer verdiği doksan beş yazı mevcuttur. 2005 yılındaki YKY basımında kitap iki bölüme ayrılmış ve ilk bölümde doksan beş, ikinci bölümdeyse seksen üç yazıya yer verilmiştir. 1982 yılındaki ilk baskısı Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yasaklanmıştır. Süreya'nın ölümünden iki yıl sonra Can Yayınları, Folklor Şiire Düşman (1992) adıyla Süreya'nın eleştiri ve denemelerini yayımlamıştır. "Türkçe Bilenin İşi Rast Gider" ve "Edebiyatımızda On İnsan Bin Yaşam" adıyla iki bölümden oluşan kitapta ayrıca Enver Ercan'ın Süreya ile yaptığı bir röportaj yer almaktadır. Aynı yıl Cem Yayınevi tarafından Papirüs'ten Başyazılar (1992) adıyla bir kitap piyasaya sunulmuştur. Kitapta Süreya'nın Papirüs'ün birinci (2 yazı), ikinci (34 yazı) ve üçüncü (1 yazı) döneminde yazdığı yazıların seçkisi yer almaktadır. Kitabın girişinde Papirüs'ün nasıl çıktığına, dergiciliğin Cemal Süreya için ne ifade ettiğine dair Atilla Özkırımlı'nın, Tomris Uyar'ın ve Muzaffer Buyrukçu'nun yazıları bulunmaktadır. Yine 1992'de Süreya'nın 1974'ten 1987'e kadar Oluşum dergisinde çıkan yazıları Oluşum Yayınları tarafından Oluşum'da Cemal Süreya adıyla kitaplaştırılmıştır. Aynı yıl bir başka kitap Kaynak Yayınları tarafından (Aydınlık Yazıları/Paçal) adıyla basılmış ve bu kitapta Süreya'nın 12 Mart 1979'dan 11 Eylül 1980'e kadar Aydınlık gazetesinde "Paçal" başlığı altında yazdığı yazılar yer almıştır. Bu köşe yazılarında Süreya, şiir başta olmak üzere dergi, roman, öykü, portre, resim, müzik, piyango, ödül ve reklam gibi konuları ele almaktadır.
Diğer türler
Süreya, 1984'te Milliyet Sanat'ta numaralandırdığı günlüklerini yazmaya başlamıştır. 650. günden sonra 651'den Mayıs 1989 tarihli 993. güne kadar Hürriyet Gösteri'de yazmıştır. Bu yazıların birçoğu otobiyografik özellik taşımaktadır. Bu yazılar Günler adıyla 1991'de Broy Yayınları tarafından 999. Gün/Üstü Kalsın adıyla yayımlanırken YKY tarafından Günler (1996) adıyla basılmıştır. Nisan 1984'ten Mart 1985'e kadar Çocukça dergisinde çocuklar için Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi köşesinde on iki yazı yazmıştır. Süreya'nın ölümünden sonra bu on iki yazı 1993'te Broy Yayınları'nca, YKY tarafından da 1996 yılında kitap olarak basılmıştır. Kitap, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 100 temel eser listesinde 30. sırada yer almıştır. Süreya, Çocukça dergisinde yazdığı bu yazılarda "başlangıçta zorlansa da sonradan büyük bir keyif aldığını ancak işine son verilmesiyle yazıları noktaladığını" belirtmiştir.
Süreya, 1980'den sonra portre yazmaya başlamış ve Doğu Perinçek'le çıkarmaya başladığı 2000'e Doğru dergisinde yazacağı portreleri politikacılardan seçeceğini duyurmuştur. Başlangıçta "99 Yüz" olarak yazmayı tasarlasa da bu yazımdan "büyük keyif almasıyla" bu sayıyı 126'ya çıkarmıştır. 4-11 Ocak 1987 tarihli ilk portre Turgut Özal hakkındadır. Semih Poroy, metne uygun karikatürleri çizmiştir. Ayrıca Poroy dışında Tan Oral, Levent Kuruca, Hasan Seçkin Turgay Karadağ ve kimi kez de kendisi Charles Suarez takma adıyla metni resme dökmüştür. Portreler, ölümünden sonra Kaynak Yayınları tarafından Ocak 1991'de 99 Yüz İzdüşümler/Söz Senaryosu adıyla kitap olarak yayımlanmıştır.
1972 yılında Ankara'da Maliye Tetkik Kurulunda görev yapan Süreya, İstanbul'da memur olarak çalışan ve eşi Zühal Tekkanat'ın ameliyat olacağı haberiyle İstanbul'a gitmiş ve eşinin hastanede kaldığı 12-24 Temmuz 1972 tarihlerini kapsayan on üç gün boyunca Onüç Günün Mektupları'nı kaleme almıştır. Bu mektuplarda eşi ve oğlu Memo Emrah'a olan sevgisi, geleceğe yönelik kız çocuğu (isminin Elif Zeyno olmasını istemiştir) özlemi, günlük hayata ait küçük detayları, anıları, şiirlerinin yazılışı ve dergiciliği gibi konulardan bahsetmiştir. Mektuplar Türk Dil Kurumunun 40. yıl dönümü dolayısıyla bastırdığı ve üyelerine dağıttığı bloknot sayfalarına yazılmıştır. Kitap, Zühal Tekkanat'ın mektupları Erdal Öz'e vermesiyle yayımlanır. İlk kez Can Yayınları tarafından 1990'da basılmıştır. YKY tarafından yapılan 2000 yılı baskısında ise, bu mektuplara ilaveten 1994 yılında Varlık dergisinin ocak, şubat ve mart sayılarında üç bölüm hâlinde yayımladığı yirmi dört mektubu da yer almaktadır.
Süreya ayrıca antolojiler de yazmıştır. 1966'da Mülkiyeli Şairler ve 1967'de 100 Aşk Şiiri adlarında iki antoloji yayımlamıştır. Bunların dışında Fransızcadan roman ve fikir kitapları olmak üzere yaklaşık kırk kitap çevirmiştir. Bu çeviriler arasında Küçük Prens (Tomris Uyar ile birlikte; 1965), Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması (1969), Vadideki Zambak (1971), Goriot Baba (1974) gibi eserler yer almaktadır. Ayrıca Pierre Reverdy'ye ait bir şiir olan "Yürek Ki Paramparça", Süreya'nın Fransızcadan çevirdiği şiirlerin bir seçkisini oluşturan kitaba adını vermiştir. İlk baskısı YKY tarafından 1995'te yapılmıştır. Kitapta toplam 44 şairden 77 şiir bulunmaktadır. Bunlardan 41'i Fransız, diğer 3 şair ise Belçikalı, İspanyol ve Çektir.
Süreya'nın ölümünden sonra 1997'de YKY tarafından Süreya'nın çeşitli dergi, gazete ve radyolarda yaptığı konuşmalarının ve soruşturmalarının Nursel Duruel tarafından hazırlanıp bir araya getirildiği bir kitap olan Güvercin Curnatası yayımlanmıştır. Kronolojik olarak yazıların tertip edildiği kitap, konuşmalar ve soruşturmalar olarak iki bölüme ayrılmaktadır.
Eserleri
- Şiir
- 1958: Üvercinka
- 1965: Göçebe
- 1973: Beni Öp Sonra Doğur Beni
- 1984: Uçurumda Açan (Sevda Sözleri içinde)
- 1988: Sıcak Nal
- 1988: Güz Bitigi
- 1990: Sevda Sözleri (bütün şiirleri)
- Düzyazı
- 1976: Şapkam Dolu Çiçekle
- 1982: Günübirlikler
- 1990: Onüç Günün Mektupları
- 1991: Günler
- 1991: 99 Yüz İzdüşümler/Söz Senaryosu
- 1992: (Aydınlık Yazıları/Paçal)
- 1992: Oluşum'da Cemal Süreya
- 1992: Folklor Şiire Düşman
- 1992: Papirüs'ten Başyazılar
- 1993: Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi
- Antoloji
- 1966: Mülkiyeli Şairler
- 1967: 100 Aşk Şiiri
- Söyleşi
- 1997: Güvercin Curnatası
- Dergi
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ a b Doğum günü tam olarak belli değildir. Konuyla ilgili olarak "1931'de Erzincan'da doğdum. Bir doğum günüm yoktur benim." demiştir. Yıllar geçtikçe kendine bir doğum günü bulur: bir zamanlar 10 Ağustos derken başka bir zaman da 4 Mart olarak değiştirmiştir.
- ^ Sevda Sözleri, ilkin Uçurumda Açan kitabını da içine alarak 1984'te yayımlanmış ve ardından "Bütün Şiirleri" alt başlığıyla 1990'da piyasaya sunulmuştur.
- ^ Süreya'nın amcası Memo, vali ile girdiği bir tartışma sonucunda Erzincan valisine tokat atar. Bunun sonuncunda da aile Bilecik'e göç etmek zorunda kalır.
- ^ Esma Hanım'ın yaptıkları sonucu Süreya, şu dizeleri yazmıştır: "Kuyuya sarkıtan kadın / saçından kavrayıp kız kardeşimi"
- ^ Şiir şu şekildedir: O yıllarda ülkemizde / Çeşitli hükümlerle / Yetmiş iki dilden / İkisi yasaklanmıştı: / İkincisi Türkçe.
- ^ Cemal Süreya'nın ölümüyle ilgili çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bunlardan biri oğlu Memo'unun fiziksel şiddetine maruz kalıp başını bir cisme çarparak beyin kanaması geçirdiğidir. Hastane kayıtlarına "şeker koması" diye geçirilmiştir. Süreya'ya ilk müdahaleyi yapan Dr. M. Yaşar Yıldırım, şairin şekerinin 350'den 190'a düşürüldüğünü ve 190'la ölünmeyeceğini ve şairin daha önceden enfarktüs geçirdiğini, kalbinin zayıf olduğunu dile getirmiştir. Ölümüne oğlunun sebep olduğuna dair söylentilerin asılsız olduğu, şairin ölümünde (yıkanmasında bile) yanında olan Sunay Akın tarafından belirtilmiştir. Oğlu ise bu iddiaları reddetmiştir.
- ^ Süreya, Asaf'ın "Bağırdım kan gibi aktı sesim" dizesinden etkilenmiştir.
- ^ Yakın çevresine göre asıl neden "Üvercinka" başlıklı şiirinin esin kaynağı olan sevgilisidir. Şiirin yayımlanmasından kısa bir süre önce ayrılmışlardır.
Kaynakça
- Özel
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 14 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 20 Ocak 2021.
- ^ a b . gazetearsivi.milliyet.com.tr. 17 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b . gazetearsivi.milliyet.com.tr. 3 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Oral 2002, s. 103.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 11.
- ^ Özmeral 2006, s. 16.
- ^ Işık 2014, s. 139.
- ^ a b Kartal 2013, s. 3.
- ^ Duruel 2003, s. 47.
- ^ a b c Kartal 2013, s. 4.
- ^ İlhan 2010, s. 8.
- ^ Duruel 2003, s. 9.
- ^ a b Düğenci 2014, s. 43.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 13.
- ^ a b Duruel 2003, s. 7.
- ^ a b c d Duruel 2003, s. 8.
- ^ a b Duruel & Perinçek 1995, s. 17.
- ^ Süreya 2002a, s. 301.
- ^ İlhan 2010, s. 9.
- ^ İlhan 2010, s. 10.
- ^ a b Oral 2002, s. 104.
- ^ Kanter, M. Fatih (2019). "Seber, Cemal Süreya". 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mart 2020.
- ^ a b c Oral 2002, s. 105.
- ^ a b Oral 2002, s. 110.
- ^ Duruel 2003, s. 45.
- ^ a b c İlhan 2010, s. 11.
- ^ Özmeral 2006, s. 17.
- ^ İlhan 2010, s. 12.
- ^ a b Güngör 2002, s. 225.
- ^ a b Koçman 2002, s. 204.
- ^ Kaleli 2016, s. 309.
- ^ İlhan 2010, s. 13.
- ^ a b İlhan 2010, s. 14.
- ^ Duruel 2003, s. 13.
- ^ a b c d e Ercan 2002, s. 118.
- ^ 25 Nisan 2022 tarihli Uğur Dündar köşe yazısı 25 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sözcü, 25 Nisan 2022 tarihinde erişilmiştir
- ^ a b İlhan 2010, s. 15.
- ^ Koçman 2002, s. 205.
- ^ Duruel 2003, s. 16.
- ^ Duruel 2003, ss. 17-18.
- ^ a b İlhan 2010, s. 16.
- ^ İlhan 2010, s. 24.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 95.
- ^ Kartal 2013, s. 7.
- ^ a b c Deniz 2014, s. 1.
- ^ a b c Karadeniz 2015, s. 116.
- ^ Papak 2013, s. 10.
- ^ Özmeral 2006, s. 19.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 103.
- ^ İlhan 2010, s. 25.
- ^ İlhan 2010, s. 26.
- ^ Koç 2006, s. 12.
- ^ Kartal 2013, s. 13.
- ^ Süreya 2002a, s. 300.
- ^ Süreya 2002a, s. 239.
- ^ a b c İlhan 2010, s. 29.
- ^ İlhan 2010, ss. 29-30.
- ^ İlhan 2010, s. 30.
- ^ İlhan 2010, s. 31.
- ^ İlhan 2010, s. 32.
- ^ a b İlhan 2010, s. 33.
- ^ İlhan 2010, ss. 33-34.
- ^ İlhan 2010, s. 34.
- ^ İlhan 2010, s. 35.
- ^ İlhan 2010, s. 36.
- ^ İlhan 2010, s. 37.
- ^ a b Düğenci 2014, s. 44.
- ^ a b Koçman 2002, s. 219.
- ^ Süreya 2002b, ss. 90-91, "Feminizm Bir Devrimdir".
- ^ a b İlhan 2010, s. 40.
- ^ Özvarış, Hazal (5 Ocak 2015). "Eşi anlatıyor; Cemal Süreya nasıl öldü, birlikte olduğu kadınlara şiddet uyguladığı doğru mu?". T24. 9 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2022.
Çok iyi uyuştuğumuz bir konuydu Atatürkçü olmamız; 1- Ecevitçi, 2- Atatürkçüydük.
- ^ İlhan 2010, s. 38.
- ^ Ayhan 2002, s. 151.
- ^ Koçman 2002, s. 212.
- ^ a b İlhan 2010, s. 43.
- ^ Kartal 2013, s. 16.
- ^ a b İlhan 2010, s. 44.
- ^ a b Deniz 2014, s. 3.
- ^ Papak 2013, s. 12.
- ^ Güler 2004, s. 10.
- ^ a b Papak 2013, s. 13.
- ^ Güler 2004, s. 9.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 102.
- ^ Koç 2006, s. 14.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 55.
- ^ Deniz 2014, s. 4.
- ^ Akyüz Sizgen, s. 572.
- ^ Akyüz Sizgen, s. 574.
- ^ Papak 2013, ss. 12-13.
- ^ Duruel 2003, ss. 10-11.
- ^ a b c Duruel 2003, s. 11.
- ^ Ayhan 2002, s. 150.
- ^ Özkırımlı 2002, s. 171.
- ^ Günalp, Altan (17 Haziran 1984). "Dergi Çıkarır Kızlara Satardık". Milliyet. s. 9. 8 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Haziran 2018.
- ^ a b Özkırımlı 2002, s. 170.
- ^ a b İlhan 2010, s. 49.
- ^ Süreya 2002b, s. 2, "GÜVERCİN CURNATASI" Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- ^ a b İlhan 2010, s. 57.
- ^ a b İlhan 2010, s. 58.
- ^ Hızlan, Doğan (14 Haziran 2008). "Elli yıldır ÜVERCİNKA". Hürriyet. 28 Eylül 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Haziran 2018.
1958 Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazandıran bu kitap, yayımlandığı günden beri, dünya şiir tarihinde pek az ilk kitaba nasip olan bir efsane aylasıyla çevrili durumda.
- ^ "75 yılın kitapları". 26 Mart 2003 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Haziran 2018.
- ^ Süreya 2002b, s. 113, "Mutluluğun Şiiri Yazılamaz".
- ^ a b c Doğan 2007, s. 246.
- ^ Hızlan 2002, s. 65.
- ^ a b c İlhan 2010, s. 71.
- ^ Doğan 2007, s. 363.
- ^ a b c Ercan 2002, s. 173.
- ^ Özkırımlı 2002, s. 181.
- ^ İlhan 2010, s. 73.
- ^ Atikoğlu 2002, s. 177.
- ^ Duruel & Perinçek 1995, s. 343.
- ^ İlhan 2010, s. 76.
- ^ Süreya 2002b, s. 179, "Kişi, Kendi Yüzünü Göremez".
- ^ İlhan 2010, s. 82.
- ^ İlhan 2010, s. 85.
- ^ Süreya 2002a, s. 313.
- ^ İlhan 2010, s. 89.
- ^ İlhan 2010, s. 91.
- ^ İlhan 2010, s. 78.
- ^ İlhan 2010, s. 79.
- ^ İlhan 2010, s. 92.
- ^ "MEB 100 Temel Eser (İlköğretim – Ortaöğretim)". 14 Eylül 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2018.
- ^ Süreya 2002a, s. 90.
- ^ İlhan 2010, ss. 94-95.
- ^ a b İlhan 2010, s. 95.
- ^ İlhan 2010, s. 100.
- ^ a b İlhan 2010, s. 103.
- ^ İlhan 2010, s. 108.
- ^ İlhan 2010, s. 109.
- Genel
- Akyüz Sizgen, Berna, (PDF), 27 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 27 Haziran 2018
- Deniz, Sunay (2014). Cemal Süreya'nın Şiirlerinde Kelime Dünyası. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
- Doğan, Mehmet (2007). "Cemal Süreya nın şiiri (yapı, tema ve anlatım)". Gazi Üniversitesi. 14 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2018.
- Duruel, Nursel (2003). A'dan Z'ye Cemal Süreya. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
- Duruel, Nursel; Perinçek, Feyza (1995). Cemal Süreya/Şairin Hayatı Şiire Dahil. İstanbul: Kaynak Yayınları. ISBN .
- Düğenci, Öznur Güleç (2014). Cemal Süreya’nın Şiirlerinin Dil Sapmaları Açısından İncelenmesi. Ardahan: Ardahan Üniversitesi.
- Güler, Ahmet Farukk (2004). Cemal Süreya 'nın şiirlerinin tematik ve yapı bakımından incelenmesi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
- Işık, Rukiye (2014). "Cemal Süreya Şiirinde Sokak". KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 16; Özel Sayı II. ISSN 2147-7833. OCLC 962745139. 20 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2018.
- İlhan, Nilüfer (2010). Cemal Süreya (Hayatı, Edebî Fikirleri Ve Şiiri). Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 20 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2018.
- Kaleli, Lütfi (2016). Anadolu'yu Aydınlatanlar. İstanbul: Berfin Yayınları. ISBN .
- Karadeniz, Mustafa (2015). Cemal Süreya'nın Şiir Estetiğinde Poetik Sadakat: Poetika Ve Şiir Arasındaki Mütekabiliyet. Malatya: İnönü Üniversitesi.
- Kartal, Emine (2013). Cemal Süreya’nın Guıllaume Apollınaıre Çevirileri Ve Cemal Süreya’nın Şiirlerindeki Guıllaume Apollınaıre Etkisi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi. 20 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2018.
- Koç, Metin Necmi (2006). Cemal Süreya’nın Düzyazılarında Şiir İle İlgili Görüşleri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
- Özmeral, Özgür (2006). Cemal Süreya Şiirinde Kadın Ve Erotizm. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi.
- Papak, Özge (2013). Cemal Süreya'nın Şiirlerinde Dil Sapmaları Ve Ad Aktarmaları. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.
- Süreya, Cemal (2002a), Günler, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, ISBN
- Süreya, Cemal (2002b). Duruel, Nursel (Ed.). Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. ISBN .
- Atikoğlu, Ayça (2002). "Şiir Kapitalist ve Sosyalist Sistemlerde Geriledi". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Ayhan, Ece (2002). "Kıyı Bucak (1)". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Ercan, Enver (2002). "Şair Bir Tavırdır ve Şiirinin de Üstünde Bir Yerdedir ...". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Güngör, Necati (2002). "Aslında Hiç Parmak Kaldırmadım!". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Hızlan, Doğan (2002). "Genç Şairler Arasında Çok Büyük Benzeşme Var". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Koçman, Ali (2002). "Şiir Bir Karşı Çıkma Sanatıdır". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Oral, Zeynep (2002). "Aşk Meşru Bir Şey Olamaz, O da Şiir Gibi Meşrulaşınca Ölür". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
- Özkırımlı, Atilla (2002). "Dergiler Edebiyatın Laboratuvarı". Güvercin Curnatası Konuşmalar, Soruşturma Yanıtları.
Konuyla ilgili yayınlar
- Hüküm, Muhammed (Aralık 2017). "Cemal Süreya şiirinde ironi". Türklük Bilimi Araştırmaları (42): 77-107. doi:10.17133/tubar.365351.
Dış bağlantılar
Vikisöz'de Cemal Süreya ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
- Açık Kütüphane'de Cemal Süreya çalışmaları
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cemal Sureya kimlik adiyla Cemalettin Seber 1931 Erzincan 9 Ocak 1990 Istanbul Turk sair yazar ve cevirmen Turk siirinde modernist bir hareket olan Ikinci Yeni siirinin oncu sairlerinden biridir Ilk siir denemelerini ortaokulda eskizlerle lisede aruzla yapsa da asil siir calismalari universite yillarinda baslamistir Uvercinka 1958 Gocebe 1965 Beni Op Sonra Dogur Beni 1973 Ucurumda Acan 1984 Sicak Nal 1988 Guz Bitigi 1988 ve Sevda Sozleri 1990 adlarindaki siir kitaplarinin yani sira deneme elestiri gunluk ve antoloji turlerinde de yazmistir Eserlerinde en sik isledigi temalar ask kadin yalnizlik sosyal ve siyasal elestiriler olum tanri dusuncesi portreler ve manzum poetikadir Ayrica Fransizcadan kirka yakin kitabi Turkceye cevirmistir Onuc Gunun Mektuplari 1990 disinda hicbir yazisi veya siiri dergi ve gazetede yayimlanmadan kitaba donusmemistir Sosyalist bir dunya gorusune sahip olan Sureya Papirus dergisini cikarmis ve bu dergide edebi goruslerini aciklamasinin yani sira dergiyi bir aydin olarak fikirlerini ortaya koymak icin arac olarak kullanmistir Cemal SureyaDogumCemalettin Seber 1931 Erzincan TurkiyeOlum9 Ocak 1990 59 yasinda Istanbul TurkiyeDefin yeriKulaksiz Mezarligi IstanbulMeslekSair yazar cevirmen devlet memuruEgitimSiyasal Bilgiler Fakultesi AnkaraDonemIkinci YeniEvlilikSeniha Seber e 1954 b 1962 Zuhal Tekkanat e 1967 b 1975 Gungor Demiray e 1975 b 1975 Birsen Sagnak e 1980 o 1990 PartnerTomris Uyar 1964 1967 Cocuklar2Etkilendikleri Oktay Rifat Melih Cevdet Ilhan Berk Turgut Uyar Sezai Karakoc Sait Faik Abasiyanik Dersim Isyani sebebiyle Erzincan dan Bilecik e goc etmek zorunda kalan Alevi Kurt Zaza bir ailede dunyaya gelen Sureya devlet memurlugu da yapmistir Dort defa evlenen Sureya bunlarin disinda Uvercinka ve Tomris Uyar dahil bircok kisiyle iliskisi olmustur Sanat hayati boyunca cesitli mahlaslar kullanmis cocukken kendisine verdigi Cemal Sureyya adini kullanirken girdigi bir iddia sonucu adindaki y harflerinden birini atmistir 9 Ocak 1990 da girdigi seker komasi sonucu vefat etmis cenazesi 11 Ocak ta Sisli Camii nde kilinan ogle namazindan sonra Kulaksiz Mezarligi nda topraga verilmistir Yazdigi kitaplarla 1959 da Yeditepe Siir Armagani Uvercinka 1966 da Turk Dil Kurumu Siir Odulu Gocebe ve 1988 de Necatigil Siir Odulu Sicak Nal ile Guz Bitigi kazanmistir Kitap lik dergisinin Turkiye nin kurulusunun 75 yildonumu sebebiyle 1998 de hazirladigi 75 Yilda 75 Kitap listesi nde iki kitabiyla Uvercinka ve Sevda Sozleri yer almistir Ayrica cocuklar icin ele aldigi yazilardan olusan ve daha sonra kitaplastirilan Aritmetik Iyi Kuslar Pekiyi Turkiye Cumhuriyeti Milli Egitim Bakanligi tarafindan hazirlanan 100 temel eser listesinde 30 sirada yer almistir 1991 den itibaren Cemal Sureya Kultur ve Sanat Dernegi tarafindan Cemal Sureya Siir Odulu verilmektedir HayatiAilesi ve cocuklugu Bugun anilarda Erzincan dan buyuk bir bahcenin icinde buyuk bir ev kaldi Hepsi o kadar Bir de annemin gozluk taktigini animsiyorum Bir de bizim evin karsisinda buyuk bir ev vardi O evde Perihan diye bir kiz vardi Zaten onun yuzunden kiz kardesime Perihan adini koydum Evet ben koydum ailede tek erkek cocuktum Prens gibiydim El ustunde tutulurdum Ailede butun kucuklerin adlarini hep ben verdim Perihan la basladik sonra gelenegi surdurdum Komsu Perihan mi Herhalde cok guzeldi Kiz kardesim onun gibi olsun istedimdi Sureya cocuklugunu anlatirken Asil adi Cemalettin Seber olan Cemal Sureya 1931 yilindaErzincan da dunyaya geldi Pulumur den Erzincan a goc eden Kurt ve Alevi bir ailede dogan Sureya nin babasi Huseyin Bey annesi Gullu Hanim dir 1905 te Erzincan da dogan ve nakliyecilikle ugrasan babasi Huseyin Seber Kurt tur 1915 te Karatus ta dogan ve Gulbeyaz olarak bilinen annesi Gullu Hanim Zaza dir Karatus tan gidip gelirken Gullu Hanim ile karsilasan Huseyin Bey agabeyi Memo nun yardimiyla Gullu Hanim i kacirmis ve evlenmistir Bu evlilikten Cemalettin Perihan Ayten ve Kemal adlarinda dort cocuk dunyaya gelmis cocuklardan Kemal bir yasindayken olmustur Ailesi 1938 yilinda Dersim harekati sirasinda amcasi Memo nun valiyle takismasi sebebiyleDersim Isyani sonrasi bolgeden surulunce Bilecik e yerlesmistir Bizi bir kamyona doldurdular Tufekli iki erin nezaretinde Sonra o iki erle yuk vagonuna doldurdular Gunlerce yolculuktan sonra bir koye attilar Tarih oncesi kopekler havliyordu Aklimdan hic cikmaz o yolculuk o havlamalar polisler Gullu Hanim Bilecik e yerlestikten alti ay sonra yaptigi dusuk sonucu meydana gelen kanamadan dolayi yirmi uc yasinda olmustur Ailenin maddi durumu bu donemde gittikce kotulesmistir Ilkokula baslamak icin halasinin yasadigi Istanbul a giden Sureya buradayken ailesinden gelen bir etkiyle cenk kitaplari okumanin yani sira sik sik sinemaya gitmistir Daha sonradan babasiyla kiz kardesleri de Istanbul a gitmis fakat surgun edilen kisilerin bulunduklari muhiti yirmi yil boyunca terk etmeleri yasak oldugu icin bir gece butun aile Sanasaryan Han a goturulmus ardindan Bilecik e yollanmistir Babasi makinist olarak karayollarina calismaya baslamis ve isi geregi ayin on bes gunu disarida oldugu icin annelik gorevini de babaannesi ustlenmis babasinin boslugunu ise amcasi doldurmustur Annesi oldukten sonra babasi iki evlilik daha yapmistir Babasinin ikinci esi Esma Hanim dir Sureya Esma Hanim dan kacmak icin gizlice parasiz yatili sinavina girmistir Babasinin ucuncu evliligi ise Refika Hanim ladir Sonunda babam iki kez evlendi once Esma sonra Refika yla Esma cok kotu cikti Kardeslerime iskenceli bir cocukluk yasatti ornegin saclarindan tutup kuyuya sarkitirdi Bu yuzden kiz kardeslerimin saclari gur degildir Esma deliydi Bir firinciyla kavga edip adama vurup adamin yerinden kalkamayinca oldu sanip ve Bilecik ten kacti Esma kacinca babam Refika yi aldi O iyi cikti Kardeslerim onu anne bildiler Babasi Huseyin Bey 1957 yilinda bir trafik kazasinda olmustur Egitimi Sureya 1947 48 doneminde Istanbul daki Haydarpasa Lisesinde parasiz yatili ogrenci olarak ogrenim gormustur Sureya ilkokula baslamadan once okumayi yazmayi matematigi ve resim yapmayi buyuk amcasi Memo dan ogrenmistir Hastaligi sebebiyle okula bir yil gec baslayarak 1939 da 37 Beyoglu Ilkokuluna kaydolmustur Alevi cevrede din kitaplari Ali uzerine kitaplar cogunlukla olmak uzere eline ne gecerse okumus ilkokul 2 siniftayken yazdigi bir kompozisyonla ogretmeninden Yavruturk dergisini odul olarak almistir 1941 de 3 sinifin ilk donemini bitirdikten sonra surgun edildikleri Bilecik e donmek zorunda kalinca Bilecik Birinci Ilkokuluna kaydolmustur Burada Kurt damari tuttu Sumuklu Kurt Kurt Cemo seklinde etiketlenmistir Uvey annesi Esma Hanim dan kacmak icin parasiz yatili sinavina girmis ve sinavi kazanarak 1944 45 egitim ogretim doneminde Bilecik Ortaokulunda okumaya baslamistir Ortaokulda okudugu donemde tatildeyken gece bekciligi yapmistir Ben evden kacmak icin gizlice parasiz yatili sinavina girdim Bilecik Ortaokulu icin Gizlice cunku babam yoksuldu ama belli etmek istemezdi Sinavi kazandim Zaten omrumce parasiz yatili okudum Ben oradan o evden kactim ama kardeslerimin derdi hep icimdeydi 1947 de ortaokulu bitirdikten sonra 1947 48 doneminde Istanbul daki Haydarpasa Lisesinde parasiz yatili ogrenci olarak ogrenim hayatina devam etmis ve bu donemde aruz olcusuyle birkac siir yazma girisiminde bulunmustur Lise son siniftayken edebiyat ile ilgilenen Sureya kendini bu donemde aruzcu eski edebiyatci olarak gormustur 1950 de Ankara Siyasal Bilgiler Fakultesinin maliye ve iktisat bolumunde okumaya ve bu donemde siirlerini yayimlamaya baslamistir Yine bu donemde eski siiri birakarak yeni siire gecis yapmistir 1954 te mezun olduktan sonra tegmen olarak askerligini yaparken fark derslerini de vererek hukuk diplomasini da almistir Memuriyeti Sureya 25 Kasim 1954 te Eskisehir Vergi Dairesinde stajyer olarak goreve baslamistir 8 Agustos 1955 te yapilan teftis kurulu sinavini kazanarak 11 Agustos 1955 te maliye mufettis yardimcisi olarak Istanbul a gitmistir Bu donemde art arda hem siirleri hem yazilari yayimlanmis ve dergi cikarma dusuncesi icine girmistir 7 Ekim 1958 de girdigi yeterlilik sinavi sonucunda besinci sinif maliye mufettisi olmustur Bu tarihten itibaren teftis amacli ulkenin cesitli bolgelerine gitmistir Teftis icin gittigi ilk yerler Nazilli ve Soke dir Askerlik yaptigi Temmuz 1959 31 Aralik 1960 tarihlerinde memuriyetine ara vermis ve bu donemde besinci ayin besinde saat beste Kizilay da Demokrat Parti hukumetini protesto etmek amacli toplanan grubun sifresi olan 555K ye tanik olmustur Olay aninda Adnan Menderes in bir protestocu tarafindan tartaklanmasi yirmi iki gun sonra da 27 Mayis Darbesi ile gorevinden uzaklastirilip sonrasinda idam edilmesinin sebeplerini Sureya daha sonralari yazdigi 555K adli siirinde dile getirmistir Askerligini bitirdikten sonra maliye mufettisi goreviyle Ankara ya atanmis ve 1961 de Maliye Denetim Usulleri ve Iktisadi Devlet Tesekkulleri ni incelemek uzere Paris e gonderilmistir Paris teyken hem Fransizcasini gelistirmis hem de Gocebe adli siirini tamamlamistir Burada bir yil kaldiktan sonra Turkiye ye donerek Kars Agri Canakkale ve Tekirdag gibi yerlere teftis turnesine cikmistir Mufettislik yaptigi donemde Canakkale Muharebelerinin yapildigi bolgenin korunmasini ve anit halinde gunumuze gelmesinde olaganustu gayretleri olmustur 1964 te Istanbul a atandiktan sonra hem edebiyata hem de dergi cikarma islemine agirlik vermek icin 31 Temmuz 1965 tarihinde Maliye Teftis Kurulundan arkadaslari Sezai Karakoc ve Dogan Yel le beraber istifa etmistir Memuriyetten ayrildiktan sonra dergi cikarip dergi yonetimlerinde bulunan Sureya 12 Mart Muhtirasi nin meydana gelmesiyle memurluga geri donmek zorunda kalmistir 7 Subat 1975 te darphane ve damga matbaasi muduru olmus fakat donemin Maliye Bakani Yilmaz Ergenekon ile takismasi yla gorevinden ayrilarak Ankara ya Tetkik Kurulu uyeligine donmustur Bakan Darphaneye gazap icinde girdi Boyuna bagiriyordu Kapali yerleri gormek istiyorum Kapali yerleri gosterin bana Maliye Bakani icin kapali yer mi olur Her yer gosterildi Ertesi gun arsiv de gezildi Bu kez yuzu guluyordu Yilmaz Ergenekon un Saka bile yapti Gorevden alinacagimi sezince rahatlamistim ya Bakan tam arabaya binerken parmagimi kaldirarak herkesin duyabilecegi bir sesle soyle dedim Beyefendi bir kapali yer daha vardi ama onu size gosteremeyiz Ergenekon sasirdi bir an ne yapmasi gerektigine karar veremedi Hemen ekledim O da bizim gonlumuz Iki gun sonra bakanliktan bir yazi geldi Soyle basliyordu Darphaneyi gezdim pis buldum Aynen boyle Sekiz on maddelik bu yaziya verdigim yanitin ilk maddesini bugunmus gibi animsiyorum Evet o gun darphane gercekten pisti ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat Sureya Turkiye Cumhuriyeti Kultur ve Turizm Bakanligi cikaracagi kitaplarin basiminda yer alan dokuz kisilik Kultur Kurulu uyeligine de secilmis ve 2 Subat 1982 tarihinde yuksek bir burokrat olarak emekli olmustur Emeklilikten sonra batmak uzere olan Odibank i Ortadogu Iktisat Bankasi kurtarmak icin yonetim kurulu uyeligine getirilmis fakat bankanin batmasiyla mahkemeye sevk edilmis ardindan aklanmistir Devlet isi disinda Meydan Larousse ve ANSA Omnis ansiklopedilerine redaktorluk yaparak emekli olduktan sonra daha cok zaman ayirmayi dusundugu yayin dunyasinin icine dahil olmustur Evlilikleri ve iliskileri Toplam dort kez evlenen Sureya nin bu evlilikler disinda cesitli iliskileri olmustur Bilecik te ortaokul ikinci sinif ogrencisiyken tanistigi ve asik oldugu Seniha Nemli ile ilk evliligini yapmistir Sureya nin babasi bu evlilige razi olmamasina ragmen Sureya Seniha Hanim ile 1952 te nisanlanmis ertesi yil nikahlanmis ve 7 Kasim 1954 te de evlenmistir Nikah doneminde Sureya nin gelgitli karakteri beklentileri ofkesini kontrol edemeyisi gereksiz yere cikan ilk kavga sonrasinda kendi bileklerini jiletle kesmesi ile sonuclanmistir Ilk evliliginden Ayce d 1955 adinda bir kizi olmustur Esiyle arasi problemli olan Sureya stajyer olarak calistigi Eskisehir Vergi Dairesinde tanisip bir sure beraber oldugu kadin icin Uvercinka adini kullanmistir 11 Agustos 1955 te Maliye Mufettis Muavini olarak Istanbul a atanan sairin Uvercinka yla iliskisi bitmistir Sureya nin babasi Huseyin Bey in olumu sonrasinda Sureya yla Seniha Hanim yeniden birlesmis fakat bu ikinci beraberlik de uzun surmemistir 1958 de evi terk ederek bosanmak icin yedi yil ugrasmistir Seniha Hanim ise zaman zaman siddet gordugu esine daha fazla dayanamayip kizini da alarak baba evine donmustur 1961 de Hilmi Ziya Ulken in yegeni Suna Lokman ile nisanlanmis ancak Sureya nin Paris e gitmesiyle evlilikleri ertelenmistir Paris ten donen Sureya nisanlisindan ayrilmistir 1964 te Istanbul a atandiginda R Tomris Tomris Uyar ile tanismis ve birlikte yasamaya baslamis fakat 1966 da iliskileri bitmistir Sureya nin Papirus u ikinci defa cikardigi 1966 da Zuhal Tekkanat ile tanismis ve ikili Agustos 1967 te evlenmistir Bu evlilikten Memo Emrah d 23 Kasim 1969 adindan bir ogullari olur Maddi sikintilar nedeniyle memuriyete donen Sureya ya Ankara ya gidince esiyle mektuplasmis Beni Op Sonra Dogur Beni kitabini esine ithaf etmis ve aile sairin yanina Ankara ya tasinmistir Ayni evi paylasmalarina ragmen gecinememisler surekli aldatildiklarini dusunmuslerdir Sureya nin tepkisi zaman zaman siddete donusmustur Evliligi sirasinda Gazi Egitim Enstitusunde Fransizca hocaligi yapan Gungor Demiray ile tanisan Sureya Tekkanat tan 1975 te bosanarak ayni yilin subat ayinda Demiray ile evlenmis fakat on ay sonra bosanmistir 1976 da Tekkanat ile tekrar nisanlanmis ve 1977 de bu beraberligi bitirmistir Darphane Genel Mudurlugunde calisirken 1980 de tanisip evlendigi ve kitabevi sahibi dort cocuklu dul bir olan ve Sureya nin Bayan Nihayet dedigi Birsen Sagnak sairin son esidir ve olene kadar bu evliligini devam ettirmistir Gorunusu ve kisiligi Sureya cocuklugunda zayif siska ve hastalikli sitma oldugu icin kafasinin bedenine gore oldukca buyuk gorundugunu belirtmistir Utangac bir yapida oldugunu utangac bir adamim ben bir seyin fiyatini bile soramam ayrica sorarsam almak zorundayimdir sanki sozleriyle dile getirmistir Baki Suha Ediboglu tarafindan tiknaz orta boylu esmer kara kasli kara gozlu hareketli bir insan olarak betimlenmistir Kisiligine hakim olan durgunluk ve itidal dusunmeden bir fikri kafasinda yogurup pisirmeden sere serpe konusan bir his adami olmadigi kanisini yaratiyor insanda Konusmalarinda iyiden iyiye hissedilen bu diyalekt siir okurken kayboluyor sanki bir baska tatli yumusak zaman zaman da tonlu bir Istanbul agzi ile insat yapiyor diye eklemistir Tekin Gonenc ise Sureya yi agir basli yumusak soylediklerini cok iyi tartan ote yandan oldukca cekingen bir insan olarak tanimlamistir Ali Puskulluoglu sairle ilk tanistiklarinda sairin cekingen oldugunu belirtirken Mehmet Kemal ise sairin yalniz kimsesiz duragan ve cekingen kimligini bir turlu atamadigini dile getirmistir Osman Numan Baranus ile Zeynep Oral da sairin utangac bir kisi oldugunu belirtmistir Kalabalikta kucuk dusme fobisi ve kusursuz olma endisesi tasiyan Sureya kalabalik toplantilarda konusmaktan pek hoslanmamistir Dost ve icki ortamlarinda sairane konusma kendi kendine konusma mektup yazma alinganlik gibi huylara sahipttir Halasinin ogluyla yazma eskizlerine baslayan sair kucuk dusmekten ve begenilmemekten korktugu icin yazdiklarini kimseyle paylasmamistir Sezai Karakoc Sureya nin yazdiklarini en yakin arkadasi olan kendisine bile gostermemesini kiskanclik olarak yorumlarken esi Zuhal Tekkanat ise Sureya nin calismalarini surekli gizli yaptigini aciklamistir Sureya beraber oldugu kadinlari kiskanirken kendisi evliyken kacamak yapmistir Sureya bohem bir hayat surerken bu yasantisindan oglu Memo etkilenmistir Ogluna karsi dengesiz davranmis ve hem kizip doverken hem sevgi gosterisinde bulunmustur Alkol ve sigaraya duskun olan Sureya mesleginde oldukca ciddi ve titiz bir sekilde calismistir Ozel hayatinda ise sade ve yoksul denilebilecek bir hayat surmustur Maliye bakanina verdigi cevap ya da 12 Eylul Darbesi nin mimari oldugunu sanata karsi tavir aldigini ve Turk Dil Kurumunu kapattirdigi icin Kenan Evren in Cankaya Kosku davetini reddederek ya da Turgut Ozal in kapitalist sermayeyi destekledigini dusunmesiyle Sureya iktidar yanlisi olmamistir Sureya nin anne tarafi Zaza baba tarafi da Kurt olmasina ragmen evde Turkce konusuldugundan oturu Kurtce bilmeyen sair ilerleyen donemlerde bu durumdan oturu uzuldugunu belirtmis ve son esi Birsen Hanim in destegiyle Kurtce ogrenmeye karar vermistir Kurtce ogrenmek icin alfabe bularak derslere baslamak uzereyken 12 Eylul Darbesi yle ortadan kaldirilan kitaplarla birlikte buldugu alfabe de ortadan yok olmustur Cemal Sureya bunun uzerine Kisa Turkiye Tarihi IV siirini yazmistir Dunya gorusu Sureya kendini sol sempatizani demokrat aydin olarak nitelerken dusunce olarak da formalist olarak tanimlamistir Herhangi bir siyasi partiye dahil olmayan veya herhangi bir eylemde bulunmayan Sureya dusuncesini daima korudugunu ve Turkiye nin sosyalizmle kurtulup gelisecegini dile getirmistir Kendini feministlerden yana hissetmis ve feminizm sorununun dunyada ancak sosyalizmle ve kendiliginden cozume kavusacagi kanisinda oldugunu fakat dunyanin hicbir yerinde gercek anlamda bir sosyalist toplum kurulamadigi icin kendi payina bu umudumu yitirdigini aciklamistir 69 Devlet aydin halk politika sanat sanatci gibi konulari sosyalist bir perspektifle ele almis ve iktidar sahibi olarak itham ettigi devlet sag goruslu gerici demokrasiyi burjuvanin estrumani olarak sunan kulturu ve sanati baltalayan kisilerden olusmustur Demokrat Parti Adalet Partisi ve Anavatan Partisi elestirdigi hukumetlerin basinda gelmistir Eski esi Zuhal Tekkanat Sureya yi Ecevitci ve Ataturkcu olarak tanimlamistir Annesi oldugu zaman mevlid okumus ve muezzin odulu olarak Cihangir Camii nin minaresinde iki defa ezan okumustur Olumu Sureya 1982 de kalp spazmi oldugunu belirtmistir Saglik problemi oglu Memo nun annesini alarak Birsen Hanim la yasadigi eve tasinmasiyla baslamis ve oglunun fiziksel siddetine maruz kalarak bunalimin esigini gelmistir Kendini ickiye vermeye baslayan Sureya 6 Ocak 1990 da kalp krizi gecirmistir 8 Ocak 1990 daki Gazeteciler Cemiyeti ndeki son hali Muzaffer Buyrukcu tarafindan bitkin zayiflamis ve tam bir moral cokuntusu icinde seklinde aktarilmistir Gece evinde rahatsizlanan Sureya once Haydarpasa Gogus Hastanesine ardindan Numune Hastanesi Acil Servisine goturulmus fakat 9 Ocak 1990 Sali gunu seker komasindan olmustur Cenazesi 11 Ocak 1990 gunu Sisli Camii nde kilinan ogle namazindan sonra amcasi Memo nun yattigi Kulaksiz Mezarligi nda topraga verilmistir SanatiCemal Sureya nin Maltepe de kendi ismine sahip bir parktaki bustu Cemal Sureya Ikinci Yeni hareketinin sairlerinden biridir Ilkokul siralarinda Ali cenkleri ile birtakim dini icerikli eserleri okumus ve dergi calismalari yapmistir Sairlige ilk adimini ortaokul arkadasi ve sonradan esi olan Seniha Hanim a yazdigi siirler olusturmaktadir Lisedeyken divan edebiyatiyla ilgilenen sair Osmanli Turkcesini kendi kendine ogrenmis ve siirlerini aruz olcusuyle yazmistir Ilk siiri Sarkisi Beyaz i 8 Ocak 1953 tarihli Mulkiye dergisinde yayimlamistir Derginin Nisan 1953 sayisinda Di Gel Mayis 1953 sayisinda Cikmaz Sinir yer almistir Ayrica Asir Yeditepe Yenilik dergilerine de siirler gondermeye baslamistir Sairlik duygusunu yaratan ilk etken annesinin ona anlattigi Kerem ile Asli hikayesi ikinci etken de Ali cenkleri ve Koroglu kitaplaridir Baslarda Garip hareketine ilgi duymayan Sureya nin yeni siire ilgisi Ahmet Muhip Diranas in Kar siiriyle baslamistir Yeni siire yonelmesi Diranas ve Ozdemir Asaf a olan ilgisiyle gelismistir Sureya yi sohrete kavusturan siir Yeditepe dergisinde Haziran 1954 te yayimlanan Gul siiridir Eserlerini Yeditepe nin yani sira Siir Sanati Evrim Yenilik Simdilik Pazar Postasi gibi yerlerde yayimlamaya devam etmistir Sairin en sik isledigi temalar ask kadin yalnizlik sosyal ve siyasal elestiriler olum Tanri dusuncesi portreler ve manzum poetikadir Onun siirlerinin iceriginde bireyselden sosyal olana dogru bir genisleme mevcuttur Siirlerinin cogunda serbest nazim bicimlerini kullanmistir Bunlarla birlikte divan siirinden gelistirilen nazim bicimlerini de kullanan sair halk siirinden alinan nazim bicimlerine ise fazla ragbet etmemistir Siirlerin buyuk bir kisminda da farkli nazim bicimlerini bir arada kullanmistir Takma adlari Sureya birden fazla takma ad kullanmistir Fakulte dergisi Kazgan in yayin kurulu baskani olmus ve dergide Cemasef takma adini kullanmistir Pazar Postasi ve Vatan gazetesindeki yazilarinda Osman Mazlum Ali Fakir Dr Suat Huseyin Papirus dergisindeki siir cevirilerinde Hasan Basri Mulkiye dergisindeki karikatur ve desenlerinde Charles Suares Cagri gazetesinde Suna Gun Su dergisinde Ali Hakir Huseyin Karayazi Adil Firat takma adlarini kullanmistir Cemal Sureya Ortaokul ikinci siniftayken karayollarinda cadir bekciligi yaptigi siralarda bos vakitlerini hep hayal kurarak geciren Sureya o gunlerde kendine Yakup Kadri Karaosmanoglu Falih Rifki Atay gibi yazarlarin adina benzeyecek ve uc isimden olusacak bir isim arayisina girmistir Cemalettin i kisaltarak ve yanina sevdigi bir sozcugu Sureyya yi ekleyerek yeni ismini Cemal Sureyya Seber i olusturmustur fakat zaman icinde Seber den de vazgecip Cemal Sureyya yi kullanmaya baslamistir 1956 da yayimlanan Elma siirinin son dizesinde adinin bir harfini attigini duyurarak bunun sebebini o tarihlerde bellegine cok guvendigini telefon numaralarini bile ezberinde tuttugunu bir telefon numarasi yuzunden arkadasiyla bahse tutustugu ve kaybettigi seklinde belirtmistir Kaybederse adindan bir harf atacagina soz vermis iki tane oldugu icin de y lerin birini feda etmeyi uygun gormustur Ece Ayhan la 1987 de Sehir dergisinde yaptiklari Kiyi Bucak baslikli konusmalarda Beyoglu 37 Ilkokulu nun ikinci sinifindayken adindan soyadindan okulundan mahallesinin adindan sokaginin adindan utandigini soylemistir Biliyor musun ilkokulda ben adimdan soyadimdan okulumdan mahallemizin adindan sokagimizin adindan utanirdim Dusun Adim Cemalettin soyadim Seber ki anlami yok herkes yanlis anliyor Purtelas Mahallesi nde oturuyoruz sokagimizin adi da Tavukucmaz Okulum da ahsap bir yapi A B C diye subeleri olmayan cok kucuk bir okul Purtelas in anlamini da bilmiyordum Yillar sonra anladim gercegi O adlar benim kendi adim disinda ne guzel adlarmis Dergi Papirus u Once bir yil cikaririm dedim Ama bir cevrem vardi arkadaslarim girdik bir carka dort yil gitti Bugune kadar da gelebilirdi Ama 12 Mart tan sonra yayin isleri oylesine bozuldu ki Sifirla baslamistim sifirla surdurdum Bir gun baktim degil derginin masraflari ev kirami veremiyorum kapattim Sureya nin Papirus u ikinci defa cikardigi donemi ozetlemesi Cemal Sureya ilk dergilerini ilkokuldayken sinifta arkadasiyla birlikte Yumurcak Kahkaha Cocuk Duygusu adlariyla cikarmistir Agustos 1960 ta maliye mufettisligi yaptigi donemde Papirus dergisinin ilk sayisini yayimlamis fakat devlet memurlugu yaptigi icin Suna Lokman derginin sahibi olarak gorunmustur Ilk sayinin baskisinda araya cizgi kanmadigi icin sayfalar birbirine yapismistir ve boylece yayina ara verilmistir fakat teftis icin ciktigi turneden donen Sureya Mayis Haziran ve Temmuz Agustos olmak uzere derginin uc sayisini art arda 1961 de piyasaya sunmustur Papirus bu donemde toplam dort sayi olarak yayimlanirken Haziran 1966 da ikinci kez yayimlanmaya baslamis ve Mayis 1970 e kadar toplam 47 sayi olarak basilmistir 97 12 Mart Muhtirasi nin yayin hayatini durdurmasi sonrasi ac kalan Sureya yeniden memuriyete donmustur Dergi ucuncu ve son donemini Nisan 1980 de basilmasiyla yasamis fakat tek sayi olarak ciktiktan sonra 12 Eylul Darbesi gerekcesiyle yayinina son verilip tekrar Mart 1981 de bir secki olarak yayimlanmistir Sureya ayrica Turkiye Yazilari ve Maliye Yazilari nin yazi kurulunda Sacak ve Olusum un sanat ve kultur yonetmenliginde bulunmustur Siir Cocuklugunda halasinin ogluyla yazma eskizlerine baslayan Sureya bunlari kimseyle paylasmamistir Universite yillarindan itibaren hem siirlerini hem de yazilarini cesitli dergi ve gazetelerde yayimlatmistir Onuc Gunun Mektuplari 1990 disinda hicbir yazisi veya siiri dergi ve gazetede yayimlanmadan kitaba donusmemistir 1953 1957 yillari arasinda yayimladigi siirlerden sadece yirmi dokuzuna yer verdigi Uvercinka 1958 Sureya nin yayimlanan ilk siir kitabidir Yeditepe Yayinlari tarafindan yayimlanan kitabin sonraki basimlarinda Siir Surek Avi ve Gazel baslikli siirleri de eklenerek kitapta otuz iki siir yer edinmistir Bu donemde yazilan Sarkisi Beyaz Hafta Sekiz Di Gel Cikmaz Sinir Olmustuk Siir Yuzukoyun Asktan Indim Incire Eski Kadinlar Piyale Golge Oyunu ve Kesik kitapta yer almamistir Kitabin adi esiyle arasi problemli olan Sureya nin Eskisehir Vergi Dairesi nde tanisip bir sure beraber oldugu kadindan gelmektedir Asim Bezirci ye verdigi bir roportajda uvercinka nin anlami icin sunlari soylemistir Uvercinka anilmasi guvercinle karisik bir ad Bir kadin adi Barisa aska dayatmaya donuk bir kavram Kitaba ad olarak secmeme gelince bunun iki nedeni var Birisi belli gunumuz siiri ve bu arada benim siirim kelimeyi zorlayan bir siir O adla siirimi ozetlemis ya da bir parca belirtmis oluyorum galiba Isin ikinci nedeni son derece ozel salt gunluk yasamama iliskin bir sey 1959 da Yeditepe Siir Armagani ni kazanan kitabin ilk baskisi alti ay icinde tukenmistir Kitap lik dergisinin Turkiye nin kurulusunun 75 yildonumu sebebiyle 1998 de hazirladigi 75 Yilda 75 Kitap listesi nde 36 sirada yer almistir Nisan 1965 te Gocebe de Yayinlari tarafindan on yedi siirlik bir kitap olarak piyasaya surulmustur Gocebe deki siirler 27 Mayis Darbesi sonrasinda yazilmistir Kitaba adini veren siiri Paris teyken yazan Sureya bu kitabinda kendini daha bilincli olarak gormustur Yayimlandiktan bir yil sonra Turk Dil Kurumu Siir Odulu nu almistir 102 Ekim 1973 te E Yayinlari tarafindan Beni Op Sonra Dogur Beni Cevat Capan yonetmenligindeki Turk ve Dunya Siir Dizisi nin ikinci kitabi olarak yayimlanmistir Otuz siirden olusan kitaptaki cogu siir 1966 1970 yillarinda Papirus te cikmistir ve Sureya nin memuriyetten ayrildigi 1965 ile 12 Mart Olayi 1971 tarihleri arasinda yazdigi siirlerden olusmaktadir Beni Op Sonra Dogur Beni Bir Kentin Disardan Gorunusu Sevda Sozleri Ortadogu ve Ucbin Yaprak Yuzbin Ipekbocegi olmak uzere dort bolumden olusmakta ve ilk bolumu olusturan tek siir 1965 te Yeni Dergi de digerleri ise 1972 1973 yillarinda Soyut ve Yeni A dergilerinde yayimlanmistir Gosteri dergisine verdigi roportajinda Sureya Beni Op Sonra Dogur Beni hakkinda sunlari soylemistir Beni Op Sonra Dogur Beni de elbet daha ustayim Ayrica siirimi daha bir yayiyorum Tarihsel bir cizgi yakaliyorum Anadolu yu divanece dolaniyorum Gocebe deki soyut yalinliktan daha gayrisafi ama daha agirlikli bir asamaya geciyorum Bir yerde Seyh Galip i bir yerde Yunus Emre ve Pir Sultan i yoklayisim da bu kitaptadir Her kitabimda cok sevdigim siirler vardir Ama en cogu Beni Op Sonra Dogur Beni de En cok oykunulmus siirler de oradadir Sevda Sozleri adiyla diger siir kitaplarini da icine alan ve ilk baskisi 1984 yilinda Can Yayinlari tarafindan yapilan Ucurumda Acan Uzerinden Sevismek Oteller Hanlar Hamamlar Icin Surekli Siir ve Tasiran Damla adli uc bolum ve otuz bes siirden olusmaktadir Uzerinden Sevismek bolumunde ask siirleri varken Oteller Hanlar Hamamlar Icin Surekli Siir bolumundeyse roma rakamlariyla alti siir yer almaktadir Sureya bu bolumdeki seriyi yirmi ila otuz ay surdurmeyi planlarken esi Zuhal Tekkanat a yazdigi mektupta bu seriyle yazmadigi siirleri telafi edecegini soylemistir ve bu serideki siirler Sureya nin Ankara anilarini ve izlenimlerini tasimaktadir Tasiran Damla bolumundeyse portre siirler agirliktadir Yayimlandigi zaman ses getiren bir kitap olmamistir Sicak Nal 1988 ile Guz Bitigi 1988 bir gun arayla yayimlanmistir Sicak Nal 31 Mart ta Guz Bitigi ise 1 Nisan da Donemli Yayincilik tarafindan piyasaya surulmustur Sureya ilk kitap icin simdiye dek yazdigim siirlerin dogal uzantisi derken ikinci kitap icin ise yeni bir deney demistir Sicak Nal da yer alan siirler sairin son dort yilda Milliyet Sanat Gergedan ve Gosteri dergilerinde yazip yayimladigi siirlerden olusmaktadir Kitap Sicak Nal Kisa Turkiye Tarihi ve Soz Yitimi olmak uzere uc bolumu ve toplam yirmi dort siiri icinde bulundurmaktadir Guz Bitigi nin adi Dogu Perincek e gore Divanu Lugati t Turk teki Ay Bitigi nden alinmistir Ay Bitigi Karahanlilar devletinde askerlerin adlarinin ve aziklarinin yazildigi defterdir Kitap 1 duzyazi 20 siir 1 sarki 11 beyit 16 dize baslikli yirmi dort siirden olusmaktadir Sureya Guz Bitigi ni tek bir siir olarak nitelendirmistir Her iki kitap ayni yil Necatigil Siir Odulu nu almistir 113 Deneme ve elestiri Sapkam Dolu Cicekle 1976 Sureya nin siir ve sairler uzerine dusuncelerini ortaya koydugu elestirel deneme turunde bir kitaptir Sairlerin hayatinin dunya gorusunun edebi anlayisinin siirlere nasil yansidigini sairin ilk siirlerinden baslayarak son siir kitabina kadar nasil bir surecten gectigini etkilendikleri yerli ve yabanci sairleri de referans gostererek benzerlik ve farkliliklari gostermeye calismaktadir Birinci baskisi Ada Yayinlari tarafindan yapilan kitabin 2000 yilinda Yapi Kredi Yayinlari YKY tarafindan basilan edisyonu Sapkam Dolu Cicekle ve Siir Uzerine Yazilar adiyla yayimlanmistir Siir Uzerine Yazilar bolumunde Sureya nin 1956 1989 yillari arasinda cesitli dergi ve gazetelerde yazdigi yazilar kronolojik olarak yer almaktadir 1982 de Adam Yayinlari tarafindan elestirel deneme kitabi olan Gunubirlikler yayimlanmistir Gunubirlikler de Sureya nin 1975 1976 yilinda Politika gazetesinde yazdigi yazilar yer almaktadir Kitap 1992 de Uzat Saclarini Frigya adiyla Yon Yayincilik tarafindan basilmistir Kitapta roman hikaye deneme ve elestiri kuramlari ve kitaplari uzerine Turk ve dunya sairleri edebiyat dergileri dil sanat cinsellik konularina yer verdigi doksan bes yazi mevcuttur 2005 yilindaki YKY basiminda kitap iki bolume ayrilmis ve ilk bolumde doksan bes ikinci bolumdeyse seksen uc yaziya yer verilmistir 1982 yilindaki ilk baskisi Kara Kuvvetleri Komutanligi tarafindan yasaklanmistir Sureya nin olumunden iki yil sonra Can Yayinlari Folklor Siire Dusman 1992 adiyla Sureya nin elestiri ve denemelerini yayimlamistir Turkce Bilenin Isi Rast Gider ve Edebiyatimizda On Insan Bin Yasam adiyla iki bolumden olusan kitapta ayrica Enver Ercan in Sureya ile yaptigi bir roportaj yer almaktadir Ayni yil Cem Yayinevi tarafindan Papirus ten Basyazilar 1992 adiyla bir kitap piyasaya sunulmustur Kitapta Sureya nin Papirus un birinci 2 yazi ikinci 34 yazi ve ucuncu 1 yazi doneminde yazdigi yazilarin seckisi yer almaktadir Kitabin girisinde Papirus un nasil ciktigina dergiciligin Cemal Sureya icin ne ifade ettigine dair Atilla Ozkirimli nin Tomris Uyar in ve Muzaffer Buyrukcu nun yazilari bulunmaktadir Yine 1992 de Sureya nin 1974 ten 1987 e kadar Olusum dergisinde cikan yazilari Olusum Yayinlari tarafindan Olusum da Cemal Sureya adiyla kitaplastirilmistir Ayni yil bir baska kitap Kaynak Yayinlari tarafindan Aydinlik Yazilari Pacal adiyla basilmis ve bu kitapta Sureya nin 12 Mart 1979 dan 11 Eylul 1980 e kadar Aydinlik gazetesinde Pacal basligi altinda yazdigi yazilar yer almistir Bu kose yazilarinda Sureya siir basta olmak uzere dergi roman oyku portre resim muzik piyango odul ve reklam gibi konulari ele almaktadir Diger turler Sureya 1984 te Milliyet Sanat ta numaralandirdigi gunluklerini yazmaya baslamistir 650 gunden sonra 651 den Mayis 1989 tarihli 993 gune kadar Hurriyet Gosteri de yazmistir Bu yazilarin bircogu otobiyografik ozellik tasimaktadir Bu yazilar Gunler adiyla 1991 de Broy Yayinlari tarafindan 999 Gun Ustu Kalsin adiyla yayimlanirken YKY tarafindan Gunler 1996 adiyla basilmistir Nisan 1984 ten Mart 1985 e kadar Cocukca dergisinde cocuklar icin Aritmetik Iyi Kuslar Pekiyi kosesinde on iki yazi yazmistir Sureya nin olumunden sonra bu on iki yazi 1993 te Broy Yayinlari nca YKY tarafindan da 1996 yilinda kitap olarak basilmistir Kitap Milli Egitim Bakanligi tarafindan hazirlanan 100 temel eser listesinde 30 sirada yer almistir Sureya Cocukca dergisinde yazdigi bu yazilarda baslangicta zorlansa da sonradan buyuk bir keyif aldigini ancak isine son verilmesiyle yazilari noktaladigini belirtmistir Sureya 1980 den sonra portre yazmaya baslamis ve Dogu Perincek le cikarmaya basladigi 2000 e Dogru dergisinde yazacagi portreleri politikacilardan sececegini duyurmustur Baslangicta 99 Yuz olarak yazmayi tasarlasa da bu yazimdan buyuk keyif almasiyla bu sayiyi 126 ya cikarmistir 4 11 Ocak 1987 tarihli ilk portre Turgut Ozal hakkindadir Semih Poroy metne uygun karikaturleri cizmistir Ayrica Poroy disinda Tan Oral Levent Kuruca Hasan Seckin Turgay Karadag ve kimi kez de kendisi Charles Suarez takma adiyla metni resme dokmustur Portreler olumunden sonra Kaynak Yayinlari tarafindan Ocak 1991 de 99 Yuz Izdusumler Soz Senaryosu adiyla kitap olarak yayimlanmistir 1972 yilinda Ankara da Maliye Tetkik Kurulunda gorev yapan Sureya Istanbul da memur olarak calisan ve esi Zuhal Tekkanat in ameliyat olacagi haberiyle Istanbul a gitmis ve esinin hastanede kaldigi 12 24 Temmuz 1972 tarihlerini kapsayan on uc gun boyunca Onuc Gunun Mektuplari ni kaleme almistir Bu mektuplarda esi ve oglu Memo Emrah a olan sevgisi gelecege yonelik kiz cocugu isminin Elif Zeyno olmasini istemistir ozlemi gunluk hayata ait kucuk detaylari anilari siirlerinin yazilisi ve dergiciligi gibi konulardan bahsetmistir Mektuplar Turk Dil Kurumunun 40 yil donumu dolayisiyla bastirdigi ve uyelerine dagittigi bloknot sayfalarina yazilmistir Kitap Zuhal Tekkanat in mektuplari Erdal Oz e vermesiyle yayimlanir Ilk kez Can Yayinlari tarafindan 1990 da basilmistir YKY tarafindan yapilan 2000 yili baskisinda ise bu mektuplara ilaveten 1994 yilinda Varlik dergisinin ocak subat ve mart sayilarinda uc bolum halinde yayimladigi yirmi dort mektubu da yer almaktadir Sureya ayrica antolojiler de yazmistir 1966 da Mulkiyeli Sairler ve 1967 de 100 Ask Siiri adlarinda iki antoloji yayimlamistir Bunlarin disinda Fransizcadan roman ve fikir kitaplari olmak uzere yaklasik kirk kitap cevirmistir Bu ceviriler arasinda Kucuk Prens Tomris Uyar ile birlikte 1965 Emperyalizm Kapitalizmin En Yuksek Asamasi 1969 Vadideki Zambak 1971 Goriot Baba 1974 gibi eserler yer almaktadir Ayrica Pierre Reverdy ye ait bir siir olan Yurek Ki Paramparca Sureya nin Fransizcadan cevirdigi siirlerin bir seckisini olusturan kitaba adini vermistir Ilk baskisi YKY tarafindan 1995 te yapilmistir Kitapta toplam 44 sairden 77 siir bulunmaktadir Bunlardan 41 i Fransiz diger 3 sair ise Belcikali Ispanyol ve Cektir Sureya nin olumunden sonra 1997 de YKY tarafindan Sureya nin cesitli dergi gazete ve radyolarda yaptigi konusmalarinin ve sorusturmalarinin Nursel Duruel tarafindan hazirlanip bir araya getirildigi bir kitap olan Guvercin Curnatasi yayimlanmistir Kronolojik olarak yazilarin tertip edildigi kitap konusmalar ve sorusturmalar olarak iki bolume ayrilmaktadir EserleriSiir1958 Uvercinka 1965 Gocebe 1973 Beni Op Sonra Dogur Beni 1984 Ucurumda Acan Sevda Sozleri icinde 1988 Sicak Nal 1988 Guz Bitigi 1990 Sevda Sozleri butun siirleri Duzyazi1976 Sapkam Dolu Cicekle 1982 Gunubirlikler 1990 Onuc Gunun Mektuplari 1991 Gunler 1991 99 Yuz Izdusumler Soz Senaryosu 1992 Aydinlik Yazilari Pacal 1992 Olusum da Cemal Sureya 1992 Folklor Siire Dusman 1992 Papirus ten Basyazilar 1993 Aritmetik Iyi Kuslar PekiyiAntoloji1966 Mulkiyeli Sairler 1967 100 Ask SiiriSoylesi1997 Guvercin CurnatasiDergiPapirusAyrica bakinizMEB 100 Turk EdebiyatcisiNotlar a b Dogum gunu tam olarak belli degildir Konuyla ilgili olarak 1931 de Erzincan da dogdum Bir dogum gunum yoktur benim demistir Yillar gectikce kendine bir dogum gunu bulur bir zamanlar 10 Agustos derken baska bir zaman da 4 Mart olarak degistirmistir Sevda Sozleri ilkin Ucurumda Acan kitabini da icine alarak 1984 te yayimlanmis ve ardindan Butun Siirleri alt basligiyla 1990 da piyasaya sunulmustur Sureya nin amcasi Memo vali ile girdigi bir tartisma sonucunda Erzincan valisine tokat atar Bunun sonuncunda da aile Bilecik e goc etmek zorunda kalir Esma Hanim in yaptiklari sonucu Sureya su dizeleri yazmistir Kuyuya sarkitan kadin sacindan kavrayip kiz kardesimi Siir su sekildedir O yillarda ulkemizde Cesitli hukumlerle Yetmis iki dilden Ikisi yasaklanmisti Ikincisi Turkce Cemal Sureya nin olumuyle ilgili cesitli gorusler ortaya atilmistir Bunlardan biri oglu Memo unun fiziksel siddetine maruz kalip basini bir cisme carparak beyin kanamasi gecirdigidir Hastane kayitlarina seker komasi diye gecirilmistir Sureya ya ilk mudahaleyi yapan Dr M Yasar Yildirim sairin sekerinin 350 den 190 a dusuruldugunu ve 190 la olunmeyecegini ve sairin daha onceden enfarktus gecirdigini kalbinin zayif oldugunu dile getirmistir Olumune oglunun sebep olduguna dair soylentilerin asilsiz oldugu sairin olumunde yikanmasinda bile yaninda olan Sunay Akin tarafindan belirtilmistir Oglu ise bu iddialari reddetmistir Sureya Asaf in Bagirdim kan gibi akti sesim dizesinden etkilenmistir Yakin cevresine gore asil neden Uvercinka baslikli siirinin esin kaynagi olan sevgilisidir Siirin yayimlanmasindan kisa bir sure once ayrilmislardir KaynakcaOzel Arsivlenmis kopya PDF 14 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 20 Ocak 2021 a b gazetearsivi milliyet com tr 17 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b gazetearsivi milliyet com tr 3 Ocak 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Oral 2002 s 103 Duruel amp Perincek 1995 s 11 Ozmeral 2006 s 16 Isik 2014 s 139 a b Kartal 2013 s 3 Duruel 2003 s 47 a b c Kartal 2013 s 4 Ilhan 2010 s 8 Duruel 2003 s 9 a b Dugenci 2014 s 43 Duruel amp Perincek 1995 s 13 a b Duruel 2003 s 7 a b c d Duruel 2003 s 8 a b Duruel amp Perincek 1995 s 17 Sureya 2002a s 301 Ilhan 2010 s 9 Ilhan 2010 s 10 a b Oral 2002 s 104 Kanter M Fatih 2019 Seber Cemal Sureya 22 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mart 2020 a b c Oral 2002 s 105 a b Oral 2002 s 110 Duruel 2003 s 45 a b c Ilhan 2010 s 11 Ozmeral 2006 s 17 Ilhan 2010 s 12 a b Gungor 2002 s 225 a b Kocman 2002 s 204 Kaleli 2016 s 309 Ilhan 2010 s 13 a b Ilhan 2010 s 14 Duruel 2003 s 13 a b c d e Ercan 2002 s 118 25 Nisan 2022 tarihli Ugur Dundar kose yazisi 25 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sozcu 25 Nisan 2022 tarihinde erisilmistir a b Ilhan 2010 s 15 Kocman 2002 s 205 Duruel 2003 s 16 Duruel 2003 ss 17 18 a b Ilhan 2010 s 16 Ilhan 2010 s 24 Duruel amp Perincek 1995 s 95 Kartal 2013 s 7 a b c Deniz 2014 s 1 a b c Karadeniz 2015 s 116 Papak 2013 s 10 Ozmeral 2006 s 19 Duruel amp Perincek 1995 s 103 Ilhan 2010 s 25 Ilhan 2010 s 26 Koc 2006 s 12 Kartal 2013 s 13 Sureya 2002a s 300 Sureya 2002a s 239 a b c Ilhan 2010 s 29 Ilhan 2010 ss 29 30 Ilhan 2010 s 30 Ilhan 2010 s 31 Ilhan 2010 s 32 a b Ilhan 2010 s 33 Ilhan 2010 ss 33 34 Ilhan 2010 s 34 Ilhan 2010 s 35 Ilhan 2010 s 36 Ilhan 2010 s 37 a b Dugenci 2014 s 44 a b Kocman 2002 s 219 Sureya 2002b ss 90 91 Feminizm Bir Devrimdir a b Ilhan 2010 s 40 Ozvaris Hazal 5 Ocak 2015 Esi anlatiyor Cemal Sureya nasil oldu birlikte oldugu kadinlara siddet uyguladigi dogru mu T24 9 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2022 Cok iyi uyustugumuz bir konuydu Ataturkcu olmamiz 1 Ecevitci 2 Ataturkcuyduk Ilhan 2010 s 38 Ayhan 2002 s 151 Kocman 2002 s 212 a b Ilhan 2010 s 43 Kartal 2013 s 16 a b Ilhan 2010 s 44 a b Deniz 2014 s 3 Papak 2013 s 12 Guler 2004 s 10 a b Papak 2013 s 13 Guler 2004 s 9 Duruel amp Perincek 1995 s 102 Koc 2006 s 14 Duruel amp Perincek 1995 s 55 Deniz 2014 s 4 Akyuz Sizgen s 572 Akyuz Sizgen s 574 Papak 2013 ss 12 13 Duruel 2003 ss 10 11 a b c Duruel 2003 s 11 Ayhan 2002 s 150 Ozkirimli 2002 s 171 Gunalp Altan 17 Haziran 1984 Dergi Cikarir Kizlara Satardik Milliyet s 9 8 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Haziran 2018 a b Ozkirimli 2002 s 170 a b Ilhan 2010 s 49 Sureya 2002b s 2 GUVERCIN CURNATASI Konusmalar Sorusturma Yanitlari a b Ilhan 2010 s 57 a b Ilhan 2010 s 58 Hizlan Dogan 14 Haziran 2008 Elli yildir UVERCINKA Hurriyet 28 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Haziran 2018 1958 Yeditepe Siir Armagani ni kazandiran bu kitap yayimlandigi gunden beri dunya siir tarihinde pek az ilk kitaba nasip olan bir efsane aylasiyla cevrili durumda 75 yilin kitaplari 26 Mart 2003 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Haziran 2018 Sureya 2002b s 113 Mutlulugun Siiri Yazilamaz a b c Dogan 2007 s 246 Hizlan 2002 s 65 a b c Ilhan 2010 s 71 Dogan 2007 s 363 a b c Ercan 2002 s 173 Ozkirimli 2002 s 181 Ilhan 2010 s 73 Atikoglu 2002 s 177 Duruel amp Perincek 1995 s 343 Ilhan 2010 s 76 Sureya 2002b s 179 Kisi Kendi Yuzunu Goremez Ilhan 2010 s 82 Ilhan 2010 s 85 Sureya 2002a s 313 Ilhan 2010 s 89 Ilhan 2010 s 91 Ilhan 2010 s 78 Ilhan 2010 s 79 Ilhan 2010 s 92 MEB 100 Temel Eser Ilkogretim Ortaogretim 14 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2018 Sureya 2002a s 90 Ilhan 2010 ss 94 95 a b Ilhan 2010 s 95 Ilhan 2010 s 100 a b Ilhan 2010 s 103 Ilhan 2010 s 108 Ilhan 2010 s 109 GenelAkyuz Sizgen Berna PDF 27 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 27 Haziran 2018 Deniz Sunay 2014 Cemal Sureya nin Siirlerinde Kelime Dunyasi Elazig Firat Universitesi Dogan Mehmet 2007 Cemal Sureya nin siiri yapi tema ve anlatim Gazi Universitesi 14 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2018 Duruel Nursel 2003 A dan Z ye Cemal Sureya Istanbul Yapi Kredi Yayinlari Duruel Nursel Perincek Feyza 1995 Cemal Sureya Sairin Hayati Siire Dahil Istanbul Kaynak Yayinlari ISBN 9753431090 Dugenci Oznur Gulec 2014 Cemal Sureya nin Siirlerinin Dil Sapmalari Acisindan Incelenmesi Ardahan Ardahan Universitesi Guler Ahmet Farukk 2004 Cemal Sureya nin siirlerinin tematik ve yapi bakimindan incelenmesi Elazig Firat Universitesi Isik Rukiye 2014 Cemal Sureya Siirinde Sokak KMU Sosyal ve Ekonomik Arastirmalar Dergisi 16 Ozel Sayi II ISSN 2147 7833 OCLC 962745139 20 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2018 Ilhan Nilufer 2010 Cemal Sureya Hayati Edebi Fikirleri Ve Siiri Erzurum Ataturk Universitesi 20 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2018 Kaleli Lutfi 2016 Anadolu yu Aydinlatanlar Istanbul Berfin Yayinlari ISBN 978 605 4399 47 5 Karadeniz Mustafa 2015 Cemal Sureya nin Siir Estetiginde Poetik Sadakat Poetika Ve Siir Arasindaki Mutekabiliyet Malatya Inonu Universitesi Kartal Emine 2013 Cemal Sureya nin Guillaume Apollinaire Cevirileri Ve Cemal Sureya nin Siirlerindeki Guillaume Apollinaire Etkisi Istanbul Istanbul Kultur Universitesi 20 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2018 Koc Metin Necmi 2006 Cemal Sureya nin Duzyazilarinda Siir Ile Ilgili Gorusleri Eskisehir Anadolu Universitesi Ozmeral Ozgur 2006 Cemal Sureya Siirinde Kadin Ve Erotizm Istanbul Istanbul Kultur Universitesi Papak Ozge 2013 Cemal Sureya nin Siirlerinde Dil Sapmalari Ve Ad Aktarmalari Kayseri Erciyes Universitesi Sureya Cemal 2002a Gunler Istanbul Yapi Kredi Yayinlari ISBN 9789753635080 Sureya Cemal 2002b Duruel Nursel Ed Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Istanbul Yapi Kredi Yayinlari ISBN 975 363 697 0 Atikoglu Ayca 2002 Siir Kapitalist ve Sosyalist Sistemlerde Geriledi Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Ayhan Ece 2002 Kiyi Bucak 1 Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Ercan Enver 2002 Sair Bir Tavirdir ve Siirinin de Ustunde Bir Yerdedir Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Gungor Necati 2002 Aslinda Hic Parmak Kaldirmadim Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Hizlan Dogan 2002 Genc Sairler Arasinda Cok Buyuk Benzesme Var Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Kocman Ali 2002 Siir Bir Karsi Cikma Sanatidir Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Oral Zeynep 2002 Ask Mesru Bir Sey Olamaz O da Siir Gibi Mesrulasinca Olur Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Ozkirimli Atilla 2002 Dergiler Edebiyatin Laboratuvari Guvercin Curnatasi Konusmalar Sorusturma Yanitlari Konuyla ilgili yayinlarHukum Muhammed Aralik 2017 Cemal Sureya siirinde ironi Turkluk Bilimi Arastirmalari 42 77 107 doi 10 17133 tubar 365351 Dis baglantilarVikisoz de Cemal Sureya ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Acik Kutuphane de Cemal Sureya calismalari