Kadın hakları, kadınların erkeklerle eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isim.
Geçmişi
Kadın hakları kavramı özellikle 19. yüzyılda büyük önem kazandı. Dünya genelinde çok çeşitli kurum ve kuruluşlar kadınların karşılaştığı sorunların ve ayrımcılıkların giderilmesi için çalışmalar yapıyor.
Rönesans öncesi (Antik Çağlarda)
Kadınların eğitimi için olanaklar sağlanması uzun zamanlardan beri olağan karşılanmayan bir konu olmuştur.
Antik Çağ’da ve Orta Çağ öncesinde kadınlar için akademide eğitim görmek ve çalışmak aslında alışılagelmiş bir durum değildi, fakat mümkündü. Antik Mısır’dan, Antik Yunanistan’dan ya da Roma İmparatorluğu döneminden, zamanının önde gelen kadın doktorları, mimarları, filozofları ve diğer kadın bilgeleri hakkında anlatılar günümüze kadar ulaşmıştır.
Orta Çağ’ın feodal toplumunda okullar ve üniversiteler giderek kilisenin talimatlarına uymaya başladıktan sonra, kadınların eğitim görebilmeleri neredeyse asırlar sonra, aileleri bir manastıra para yardımı ya da herhangi bir mal devrettikleri takdirde mümkün olmuştur. Tıp ve eğitim alanları kadınların akademik olarak çalışabilecekleri en son alanlar olmuştur. Orta Çağ’ın en ünlü kadın doktoru tahminen 11. yüzyılda Salerno Tıp Okulunda pratisyen hekim olarak çalışan Trotula di Ruggiero’dur. Tıp uygulamaları üzerine birçok makale yazmış, aynı zamanda eşi ve oğullarıyla birlikte tıp ansiklopedisi Practica Brevis üzerinde çalışmıştır. 12. yüzyılda Salerno Okulunun ana metni olan De Aegritudinum Curatione’de (Tedavi İşlemleri Üzerine) okulun yedi büyük ustasının metinleri yer almaktadır ve bunların arasında Trotula’nın öğretisi de bulunmaktadır.
Kızların ve kadınların eğitimi için tarihteki en önemli öncülerden birisi, bilginin nasıl yayılacağı konusundaki “Omnes, omnia, omnino” (Herkes her şey hakkında bütün bilgileri öğrenmek zorundadır) ifadesiyle Bohemya Kardeşler Cemiyeti piskoposu Jan Amos Comenius olmuştur.
Batı
Aydınlanma Çağı ile birlikte devlet okulu ve genel zorunlu eğitim düşüncesi yayılmaya başladığında, kızların bu zorunlu eğitime dâhil edilip edilmemesi tartışmasının başlaması fazla uzun sürmemiştir. O zamana kadar kızlar ve genç kadınlar için diploma alabilmek sadece yüksek kız okulunu bitirmekle mümkündü. Bu okullarda kızlar ev kadınlığı ve ev yönetimindeki hayatlarına hazırlık yapıyorlardı. Müfredatta güzel sanatların yanı sıra, el sanatları ve ev ekonomisi dersleri de bulunuyordu. O zamanki toplumlarda kızların daha fazla konu hakkında bilgi sahibi olmalarına izin verilmiyordu.
Kadınlar için vatandaşlık hakkının talep edilmesinden sonra, ilk kadın hareketlerinin talepleriyle birlikte, o zamana kadar sadece erkeklerin yararlandığı mesleki eğitime kadınların da gidebilmeleri talep edilmiştir. Özellikle kadınların üniversitede eğitim görebilmeleri bir asır boyu tartışılmış ve karşı çıkılmıştır. İzin verilmeden önce kadınların fiziksel yapıları ve düşünsel yetilerinin böyle bir eğitim için yeterli ve uygun olup olmadığı tartışma konusu olmuştur.
1840 yılında ilk kadın öğrenci dinleyicileri Zürih Üniversitesine gelmiş ve 1863’den itibaren kayıtlar artmıştır. Örneğin, 1892 yılında yazar Ricarda Huch tarih konulu çalışmasıyla Zürih Üniversitesinden mezun olmuştur. 1849 yılında ilk kadın yüksek öğrenim kurumu olan Londra Üniversitesi kurulmuş ve 1870-1894 yılları arasında neredeyse bütün Avrupa genelinde kadın eğitimi çalışmaları devam etmiştir. Yalnızca Prusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bu konuda geç kalmıştır.
Kadınların politikaya katılımlarının ilk adımları Fransız Devrimi sırasında, 1791 yılında Olympe de Gouges’in Kadın Hakları Bildirgesi’ni yayımlamasıyla atılmıştır. 1830 ve 1848 devrimleri sırasında da Fransa’daki kadınlar seçme hakkını talep ederken, İngiltere’de de kadın hakları için ilk çıkışlar 1832’de gelmiştir. Bunlardan başka da İskandinav devletlerinde kadınlar 1880'li yıllarının başlarında politik haklarını ilan etmişlerdir. Buna karşın, Orta Avrupa’daki ilk talepler 1900’lü yıllardan sonra, bazı Akdeniz ülkelerinde de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmıştır.
Kadın hakları hareketinin oluşumunu başlatan;
- Sadece erkeklerin işine yarayan ve kadınları göz ardı eden seçim hakkı düzenlemeleri,
- İngiltere ve Avusturya’da olduğu gibi, sadece ayrıcalıklı kadınlar azınlığının sahip olduğu seçme haklarını düzenleyen seçim yasaları ve
- Sadece vatandaşlık haklarını değil, aynı zamanda politik hakları da elde etmeye çalışan kadın hareketlerinin güçlenmesi olmuştur.
O dönemde Rusya, Avusturya ve Prusya devletlerinin hükmettiği Doğu Avrupa ülkelerinde bağımsız bir kadın hareketi gelişememiştir.
Seçme ve seçilme hakkı gelişimi
18. yüzyılda başlayan kadın hareketlerinin uzun mücadelesi kadınların seçme hakkını elde etmesinden önce başlamıştır.
Fransız Devrimi sırasında Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin yayımlayan ve sonra da yayınladığı bir yazının kralcı görülmesi nedeniyle de idam edilen Olympe de Gouges kadınların seçme hakkı için mücadele veren ilk modern savunucudur. 1871 yılında da Paris Komünü kadın haklarını tanıdı. 21 Mayıs’ta aynı yıl Fransız hükûmet askerlerinin bastırması ile bu hak tekrar geri alındı.
Kadınlar ilk olarak 1776 yılında ABD’nin New Jersey eyaletinde seçme hakkını elde ettiler, fakat bu hak 1807 yılında geri alındı. İlk modern devlet olarak da Amerika Birleşik Devletleri’nin Wyoming eyaleti 1869 yılında kadın haklarını tanıdı.
Güney Pasifik’teki İngiliz kolonisi Pitcairn Adaları’nda ilk kez 1838 yılında kalıcı kadın hakları elde edildi. Bir zamanlar kısıtlı yönetimiyle İngiliz bölgesi olan Yeni Zelanda’da 1893 yılında kadınlar aktif seçim hakkını elde etmiştir. Pasif seçim hakkını da ilk olarak 1919 yılında elde etmişlerdir. Daha sonra 1894 yılında o zamanlar koloni olan Güney Avustralya aktif ve pasif seçme haklarını kabul etmiştir. Ardından bir sene öncesinde Britanya’dan ayrılarak resmen bağımsızlığını ilan eden, yeni kurulmuş Avustralya devleti bu hakkı tanımıştır. Böylece Avustralya kadın haklarını kabul eden ilk modern egemen devlet olmuştur.
Finlandiya 1 Haziran 1906 tarihli eyalet meclisi tüzüğü ile kadın haklarını kabul eden ilk Avrupa ülkesi olmuştur. Finlandiya o zamanlar Rusya'ya bağlı bir beylik idi.
Danimarka 1915 yılında anayasasının değişmesi ile kadınların seçme hakkını kabul etmiştir.
12 Kasım 1918 yılında Alman Avusturya’sının devlet ve yönetim biçimi yasası ile kadınlar Avusturya’da genel seçim haklarını elde etmişlerdir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılıp cumhuriyet rejimine geçilmesiyle de, anayasadaki 9. maddede kurulan ulusal meclisin gerçekleşecek seçimleri için “bütün yurttaşların cinsiyet ayrımı gözetmeksizin genel, eşit, direkt, saklı oy hakkı”ndan bahsedilmiştir. Sonraki maddede de “ülke, bölge, semt ve belediye temsilciliği seçimi ve seçim hakkı” olarak bu bilgi açıklanmıştır. Aynı gün milletvekilleri komisyonu tarafından Alman halkı için bir bildiri yayımlamıştır. Bu bildiride Alman Kasım Devrimi sırasında iktidara gelen hükûmet, yasaların verdiği güç ile bundan sonra her bir resmi kurum için yapılan seçimlerde 20 yaşını doldurmuş bütün kadın ve erkeklerin dengeli seçim sistemine dayanarak eşit, saklı, direkt ve genel seçim hakkına sahip olduğunu ilan etmiştir. Kısaca, burada 30 Kasım 1918 tarihinde yasaları belirleyen Alman ulusal meclisinin seçimler üzerine yaptığı düzenleme ile yasal olarak verilmiştir. Böylelikle Almanya’daki kadınlar 19 Ocak 1919 tarihinde Alman ulusal meclis seçimlerinde ilk defa ulusal seçim haklarını kullanmışlardır. Nasyonal Sosyalistlerin gücü ele geçirmesiyle 1933 yılında pasif seçim hakkı kadınların elinden tekrar alınmıştır.
Amerika’da kadınlar 1920 yılında 19. anayasa değişikliğinin ardından ülke çapında tam bir seçim hakkı elde etmişlerdir. Britanya'da 1919 yılında kısıtlı bir şekilde, bazı özel durumlarda oy kullanabilme hakkını elde eden kadınlar tam oy hakkını 2 Temmuz 1928 tarihinde elde etmişlerdir. İtalya’da kadınlar 1925 yılında genel seçim hakkını elde etmişlerdir. Türkiye’de kadınlar 1930 yılında aktif, 1934 yılında da pasif seçme hakkını elde etmişlerdir. Fransa ve Belçika’da kadınlar 1944 yılında seçim hakkını elde etmişlerdir. Hindistan’da kadınlar seçme hakkına 1950 yılında sahip olmuşlardır.
İsviçreli kadınlar ülke çapında bir seçim hakkı için 2 Şubat 1971 tarihine kadar beklemek zorunda kalmışlar, fakat Appenzell Innerrhoden kantonu bu hakkı ancak ilk kez 1990 yılında kabul etmiştir. 1984 yılında Lichtenstein, 2003 yılında da Afganistan bu hakkı kabul etmiştir. 2005 yılında da Kuveyt’teki kadınlar hem aktif, hem pasif seçme hakkına sahip olmuştur.
Konulara göre
Ocak 2009 itibarıyla dünya nüfusu yaklaşık 6,8 milyar olup bunun yüzde 49,7'si kadındır; yani, kadın nüfusu 3 milyardan fazladır ve dünyadaki yaşlıların çoğunu kadınlar oluşturmaktadır. Bununla birlikte kadınların dünya genelinde erkekler ile eşit haklara ve eşit fırsatlara sahip olmaları önünde birçok engeller, çözüm bekleyen sorunlar bulmakta ve bu yolda çabalar ve kazanımlar adım adım artmaktadır.
Siyaset ve seçme-seçilme hakkı
Kadınların seçme hakkı, bir ülkenin yetişkin kadınlarının en azından politik oylamalara katılma hakkına sahip olmaları anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle de, erkeklerle eşit ölçüde seçme hakkına sahip olmalarıdır.
- 1945 ile 1995 yılları arasında dünyadaki kadın milletvekili sayısı 4 kat arttı. Bazı ülkelerde meclisteki kadın milletvekili sayısını artırmak için kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanıyor.
- Suudi Arabistan'da kadınlara oy hakkı 2011 yılında verildi. Kadınların araba kullanmasına dair yasak ise 24 Haziran 2018 tarihinde kaldırıldı.
Hukuk
- Birçok devletin hukuki düzenlemelerinde kadın-erkek ayrımı yapılması ve bilhassa miras hukuku ve medeni hukuk düzenlemelerinde kadınlara negatif ayrımcılık uygulanmaktadır.
- Dünyada birçok bölgede, kadınların eş seçme, evlilik, boşanma ve diğer temel medeni hakları hala tanınmamaktadır.
Kadın-erkek ilişkileri
- Kadınlara yönelik şiddet ve psikolojik baskı en modern ülkelerde bile hala tam anlamıyla önlenememiştir.
- Her 5 kadından 1'i hayatının bir döneminde taciz veya tecavüz girişimi kurbanı olmaktadır.
Taciz
- Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülmektedir.
- Dünyada her 3 kadından 1'i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalmaktadır.
- ABD'de her 90 saniyede 1 kadın tecavüze uğrarken, Irak'ta Nisan 2003'ten bu yana savaş sırasında ve sonrasında, en az 400 kadının tecavüze uğradığı İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarında yer almıştır.
Şiddet
- Dünyada, ağırlıklı olarak Afrika kıtasında olmak üzere, 135 milyondan fazla kadın sünnet edilmektedir.
- Dünyada 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunmakta ve özel olarak da "namus savunması" Arjantin, Bangladeş, Ekvator, Guatemala, İran, İsrail, Lübnan, Mısır, Peru, Suriye, Ürdün ve Venezuela'nın ceza yasalarında yer almaktadır.
Dünya kadınlarının 3'te 1'i hayatlarında en az bir kez evde şiddete maruz kalmaktadır. Bu şiddetin kaynağı genellikle eş ya da sevgilidir.
Türkiye'de kadına karşı şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksektir. Eldeki veriler özellikle varoşlarda şiddete maruz kalan kadınların oranının %97'lere kadar çıktığını göstermektedir. Üst gelir gruplarının yaşadıkları bölgelerde ise benzer şiddet olaylarının çok daha düşük oranda görülmesinin bunların çoğunun ekonomik bağımlılık vb. çeşitli nedenlerle rapor edilmemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Kadının şiddete maruz kalmasına ekonomik ve kültürel gelişme de engel olamamaktadır. Kadınlar kültürel düzeyleri ne olursa olsun fiziksel ve cinsel şiddet başta olmak üzere, tacizler, fuhşa zorlanma, zorla evlendirmeler, töre cinayetleri, zorla çalıştırma, eğitim özgürlüğünün kısıtlanması gibi birçok erkek şiddetine maruz kalmaktadır. Türkiye'de yapılan bir araştırma kadınların yüzde 49,9’ unun aile içi şiddete maruz kaldıklarını göstermektedir.
Evlilik
Gelişmekte olan bazı ülkelerde töre ve namus cinayetleri işlenmekte ve normal kabul edilmektedir. Namus cinayetleri özellikle güney Asya ve Orta Doğu ülkelerinin kabile hayatı süren toplumlarında yaygındır. Namus cinayeti genellikle İslam ile özdeşleştirilse de, özellikle Arap ülkelerindeki bazı Dürzi ve Hristiyan toplumlarında da, hatta Batı'nın Hristiyan çoğunluklu gelişmiş sanayi toplumlarında da namus cinayetlerine rastlanmaktadır. Namus cinayetleri en başta zina nedeniyle işlenirken, evlenmek istemeyen ya da boşanmak isteyen, hatta tecavüze uğrayan kadınlar da eşleri veya akrabaları tarafından öldürülmektedir. Böylesi durumlarda kadınlara uygulanan zulüm ve cezalardan erkekler "muaf" tutulmaktadır.
Başta Bangladeş olmak üzere Hindistan, Pakistan, Afganistan, Kamboçya gibi Güney Asya ülkelerinde erkeklerin öç almak için kadınların yüzlerine asit atması suçu çok yaygın görülmektedir. Bangladeş'teki Asit Kazazadeleri Derneğine göre, asit saldırısına uğrayanların yüzde 70'ini kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Yüzde 70'lik kesimin yüzde 30'u da 18 yaş altı genç kızlardır. Asit atmanın gerekçeleri ise, kıskançlık, aile içi şiddet, çeyiz ve toprak anlaşmazlıklarıdır. Ucuza kolayca bulunabilen asit, kurbanlarda ağır yanıklara yol açmakta, yüzleri ve bedenlerinde ağır tahribat yaratmaktadır. Suçluların hemen hepsi erkeklerden oluşmakta ve bunların sadece yüzde 10'u mahkeme karşısına çıkarılabilmektedir.
- İran'da çok istisnai durumlar haricinde kadının boşanma hakkı yoktur.
- İslam şeriatı ile yönetilen ülkelerde bazı durumlarda zina yapan kadın ve erkeklere recm cezası uygulanmaktadır.
İş ve çalışma hayatı (Ekonomi)
- Dünyadaki 1,2 milyar yoksulun %70'ini kadınlar oluşturmaktadır.
- Dünya çapında kadınların büyük bir bölümü eğitim-öğretim hakkından yoksun veya ikinci planda bırakılmaktadır.
- Tüm dünyada iş ve çalışma hayatında kadınlara yönelik negatif ayrımcılık hüküm sürmektedir.
- 280 milyonluk Arap dünyasında her 2 kadından 1'i okuma yazma bilmemektedir.
Kadınlar gerek iş bulma, gerekse işten çıkarılma konusunda haksızlığa uğramaktadırlar. Birçok iş yerinde kadın çalışanlara aynı işi yapan erkeklerden daha az ücret ve maaş ödenmektedir.
Örneğin, 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik durgunluk en çok kadın çalışanları etkilemiştir. Ekonomik durgunluk karşısında iş yerlerindeki çalışan sayısının azaltılmasına gidilirken, öncelikli olarak kadın çalışanlar işten çıkarılmışlardır.
Kadının konumunun daha düşük olduğu bazı toplumlarda kıdem tazminatı ödenmesini engellemek amacıyla kadınlara işten çıkartma anlaşmaları imzalatılmaktadır.
Asya ve Güney Amerika'daki 10 ülkede yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar genellikle iş güvencesi olmayan alanlarda iş bulabilmekte ve kırsal alanlardan büyük şehirlere gelen göçmen çalışanlar gündelik işlerden aldıkları ücretlerle geçinmeye çalışmaktadırlar.
Kadın kontenjanı
İş yerlerinde ya da çeşitli heyetlerde kadınlar için asgari bir oranının düzenlemesi anlamında kullanılmaktadır. Bununla elde edilmek istenen amaç, toplumda, özel olarak da politikada ve ekonomide erkek ve kadının hak eşitliğidir.
Sağlık
- Tüm dünyada sağlık çalışanlarının yüzde 70'i kadındır.
- Afrika'daki hamile kadınların ölüm riski, Batı Avrupa'dakilerden 180 kat daha fazladır.
Genel
- Gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar günde ortalama 20 litre suyu 6 km taşıyorlar.
- Mültecilerin %80'ini kadınlar oluşturuyor.
- Dünya'daki arazilerin sadece %1'i kadınlara ait.
- Siyasette ve iş dünyasında da kadınların oranı gelişmiş ülkelerde bile epey düşük.
- Okuma-yazma bilmeyen ve eğitim hakkından mahrum 1 milyardan fazla yetişkinin 2/3'ü kadın.
- İnternet kullanıcılarının %42'si kadın.
- OECD ülkelerindeki bilimsel ve teknik alanlardaki üniversite mezunlarının %30'u kadın.
- ABD'deki mucitlerin %10'u kadın.
- Dünyadaki mal varlıklarının 14 trilyon dolarlık kısmı kadınlara ait.
- Sadece Japonya ve Peru'da iş kuran kadın sayısı erkeklerden fazla.
- Haber veya röportajlara konu olanların %21'i kadın.
- Gazetecilerin 1/3'ü kadın olmasına rağmen, bölüm şefi, editör ya da patronların sadece %1'i kadın.
- Avrupa Birliği'ndeki cinsiyetler arası en yüksek gelir adaletsizliği yaklaşık %25 farkla, Kıbrıs, Estonya ve Slovakya'da görülüyor.
- Yeni üniversiteyi bitirmiş kadınlar, erkeklerden %20 daha az para kazanıyor. Bu fark 10 yıl içerisinde %31'e yükseliyor.
Tartışmalar
Konu üzerine tartışmalar aşağıdaki başlıklar altındadır:
Oran ve adalet
Bu konunun yandaşları, bu tartışmayı; kadınların ilgili işlerdeki azlığını, oranların yumuşatılması ya da aceleye getirilmesinin sonucu olarak görerek başlatmışlardır. Bunun tam olarak karşıtı da erkek ayrımıdır. Bu nokta, toplam çoğunluktaki kadın oranı, amaçlanandan az olduğunda güçlenmiştir.
Oran ve nitelik
Çok merkezi önemde bir tartışma noktası da elemanların, sadece ve sadece nitelik veya artı ölçütler (örneğin kadın oranı durumundaki cinsiyet gibi) doğrultusunda yapılan seçime yönelik taleplerdeki kavgadır. Bu bağlamda yine adalet önemli bir rol oynamaktadır. Diğer yandan kurulun veya makamın işlevsel etkinliği düşebilir diye kaygı dile getirilmektedir, örneğin bu durum daha az nitelikli adayların oran (biçimsellik) yüzünden daha nitelikli erkek adaylara tercih edildiğinde ortaya çıkmaktadır.
Oran ve demokrasi kuralı Temel seçme hakkıyla kadınlar da erkeklerle eşit hakka sahip olmalı, böylece de kadınların da erkekler gibi daha çok başarı şansı olmalıdır. (Bu tartışmaların asıl amacı da budur zaten.) Ayrıca temel seçme hakkı prensibi, belirli bir iş ya da mevki belli bir grup için ulaşılamaz olduğunda genel seçme hakkıyla karıştırılabilir. Bunun bir örneği Lübnan’dır. Orada devlet başkanı Hristiyan, hükûmet başkanı sunni Müslüman olmalıdır gibi kesin kurallar vardır.
Oran ve anlaşma özgürlüğü/mülkiyet hakkı
Yasa yoluyla kadın oranları özel kuruluşlar için de geçerli olması halinde, akit yapma özgürlüğü ve özel mülkiyet kanununa bir sınırlama getirilmiş olmaktadır. Örneğin Norveç’te yönetim kurulları bağlamında bir kadın oranı söz konusudur. Böyle bir işleyiş ile bir girişimci için, kendisinin güvendiği bir yönetim kurulu üyesini belirleme hakkı somut olarak elinden alınmış olmaktadır. Bu kısıtlama esasen Almanya’da geçerli olan katılımcı belirleyim hakkı ile kıyaslanınca nispeten yumuşak sayılabilir; zira söz konusu bu yasal hüküm gereği yönetim kurulu üyeleri sendika ve çalışanlar tarafından belirlenmesi gerekmektedir.
Sınıf ve cinsiyet ayrımlarının iptali
Genel kadın hakları, erkekler için seçme hakkının bozulmasına paralel olarak yolunu kaybetmiştir. Sadece çok az ülkede, o zamanlar Rusya’ya bağlı büyük bir prenslik olan Finlandiya’da 1906’da olduğu gibi, her iki cinsiyete de seçme hakkı verildi. Erkekler ne kadar çok sınırsız seçme hakkına sahip olursa, kadınlar da buna bağlı olarak o kadar uzun süre bunun için mücadele etmek zorunda kaldılar. Fransa ve İsviçre daha önceleri, erkek egemen Avrupa’ya dâhil olsalar da bu gruptan aynı Yunanistan ve Bulgaristan gibi ayrıldılar.
Bazı ülkelerde sosyal demokratlar, kadınları taleplerinde ilk destekleyen grup oldular. Ancak bu görüşteki yöneticiler kadınların seçme hakkı için sadece genel bir seçme hakkı çerçevesinde mücadele etmiştir, yani erkeklerin seçme hakkının genişletilmesi bağlamında irade göstermişlerdir, özellikle de bu yöndeki mücadelede kadınların desteğine ihtiyaç duyulduğunda bu söz konusu olmuştur. Buna karşı genelde, kadınların seçme hakkının toplu iş hakkını elde etme yönünde bir engel oluşturabileceği kaygısını taşımaktaydılar.
Birçok ülkede liberaller, kadınlara seçme hakkı verilmesi konusunda ılımlıydı. Ancak önemli olan şudur: Liberal siyasetçiler çoğunlukla seçme hakkında direttikleri gibi siyasi katılımcılığı sosyal durum veya eğitim durumuna bağlı olarak değerlendirmişlerdir. Burjuva sınıfına mensup kadınların sınırlı seçme hakkı alma durumu artmaya başladı. Bu ilk olarak, kadın hakları savunucularının ilk adım olarak gördükleri, cinsiyetler arasındaki sınırların kaldırılmasıyla, genel seçme hakkıyla takip edilecek bir süreçti.
Avrupa genelinde tartışılan sorun ise, işçi sınıfı ya da dişi cinsiyete öncelik verilip verilmeyeceğiydi. Her politik görüşün negatif sonuçlar getirmesinden korkuluyordu.
Sosyalistler ve liberaller, her şeyden önce tutucu ve dincilerin kadınların seçme hakkından faydalanacaklarını düşünüyorlardı ve bu yüzden de tutucu partiler, kadınların oylarıyla sol ve liberal partileri güçlendireceğinden korkuyorlardı. Ayrıca kadınların seçme hakkı ilk adımda tam olarak emansipasyon olarak görülmekteydi. Bu, sınıflar arası sınırların çok geçmeden kaldırılmasına sebepti aslında.
Stratejiler (ve metodlar)
Bütün ülkelerde kadınlar, ilk olarak talepleri konusunda seslerini, gazeteler ve el ilanlarıyla yükselttiler. Sonraları ise lobileşme ve halka açılmanın dilekçe ve yasa teşebbüsleriyle olabileceğini anladılar.
Protestan ülkelerdeki kadın hakları savunucuları ise imza kampanyalarını tercih ettiler. Bu yüzden de İzlanda’da 11000 imzayla 1907’de kadınlara seçme hakkı verildi. Sadece bazı ülkelerde (Büyük Britanya ve Hollanda gibi) 20. Yüzyıla kadar sokaklarda eylemler ve protestolar devam etti.
Bu konudaki aydınlanma hareketleri, hikâyeler ve tiyatro oyunlarıyla İsveç’te yayılmaya başladı. İsveç 20. Yüzyılda filmler ve reklâmları bu konuda yayın aracı olarak kullandı.
En yaratıcı yöntemleri İngiliz süfrajetler ortaya koymuştur; onlar kendi dükkânlarını açıp mor, beyaz ve yeşil renkli “kimlik birliği”ni geliştirmişlerdir.. Fransız aktivistler, vergi boykotu ve Fransız Medeni Kanununu yok saymak gibi sivil itaatsizlikler denediler ancak hiç taraftar bulamadılar.
Sadece İngilizler bu konuda kitlesel hareketlerde bulundular. Büyük çoğunluk buna katılırken, 40-50 yaşlarının üzerindeki azınlık kitle bunu dışında kaldı. Milletvekillerini esir aldılar, pencere camlarını yerlerinden çıkarıp fırlattılar ve ateşler yaktılar. Tutuklanmalarından sonra bunu, bir grubun açlık grevi takip etti.
Toplam olarak bakıldığında bunlar kadınlara seçme hakkı verilmesi için yapılan hareketler bakımından önemliydi. Üstün cinsiyet tutumu kadınlar açısından planlanmaya başlandığında, Güney Avrupa’da olduğu gibi yeni özgünlükler/kişilikler ortaya çıktı. Bu yüzden de yasal bir politik düzenlemeye gidilmek zorunda kalındı.
Uluslararası örgütlenme ağı
1904’te Berlin’de, kadınlara oy hakkı için milletler arası bir birlik kuruldu. Amaçlarından biri de, oy hakkı konusunda cinsiyetler arasındaki uzaklığı azaltmaktı.
Hem bazı yasakların taraftarlarını hem de kadınlara seçme hakkı verilmesi durumunu genel olarak bir arada ele aldılar. Birçok üye, seçme hakkına kavuşmak için üye oldu. Bu milletlerarası birlik, birçok ülkedeki kadın gruplarını, haklarını savunmak için bir ağda toplamayı amaçlıyordu.
Sadece bazı ülkelerin ana örgütlerini kendilerine dâhil ettiler. Bundan dolayı; Polonya, Çek Cumhuriyeti ya da Baltık ülkeleri bu birlikte yer almadı ve kadınlar ve erkekler için politik haklar konusundaki bağımsızlık talepleri kimse tarafından duyulamadı.
Sosyalist kadınlar, “Uluslararası Kadınlar” çatısında birleşti. İlk sosyalist kadın kongresi Stuttgart’ta 1907’de Clara Zetkin başkanlığında gerçekleşti. Sosyal alt tabakalar için (genel) seçme hakkı gibi aciliyet taşıyan konular, kadınlar için seçme hakkıyla beraber ele alındı. 1910’da Kopenhag’daki ikinci buluşmada, uluslararası kadın günlerinin başlangıcı sayılan, kadınlara seçme hakkı için ilan edilen “mücadele günü”ne (8 Mart günü) karar verildi.
Kadın ayrıcalıklı sınırlamalar
Hemen hemen bütün ülkelerde erkekler, politik konularda yer alma bakımından, kadınların isteklerine aynı isteklerle karşılık vermişlerdi. Bu yüzden de kadınların kaderinde sadece evde çalışmanın olduğu ve politikanın erkek dünyasına ait olduğu “doğal” kural tekrar ortaya çıkmıştır.
Erkeklerin büyük bir bölümü, iş yerlerini kadınlarla, özellikle de eşleriyle paylaşmak istememekteydi. Ayrıca kadınların, sosyal rollerini bağımsız olarak belirleyemeyecekleri de düşünülmekteydi.
Kadınlar, cinsiyetlerle yaratılan sınırlarla, erkekleri bulaştırmadan mücadele ettiler. Belçika ve İtalya gibi bazı Katolik ülkelerde ve Ortodoks Bulgaristan’da, evli ve çocuk sahibi kadınlar, çocuksuz kadınlara göre daha değerli sayıldıklarından seçme hakkını daha önce elde ettiler. Bu yüzden de doğurganlık, erkekler tarafından bağımsızlık simgesi olarak düşünülmeye başlandı.
Amerika Birleşik Devletleri Anayasası 19. Ek Madde
Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın 19. Ek Madde’si 1 Haziran 1919 tarihinde kurultayda sunulmuş ve 18 Ağustos 1920’de ABD Anayasası’na eklenmiştir. Kabul edilmesindeki en önemli etken 36. eyalet olarak imzalayan Tennesse’nin onaması olmuştur. Dışişleri Bakanı Bainbridge Colby 26 Ağustos 1920’de onamayı tasdik etmiştir. Bu ek madde hükûmetin ve ülkelerin, kişinin cinsiyeti nedeni ile seçim hakkını kullanamamasını yasaklamaktadır. Ek madde özellikle kadınların oy hakkını genişletmiştir.
İngilizce Metin The right of citizens of the United States to vote shall not be denied or abridged by the United States or by any State on account of sex. Congress shall have power to enforce this article by appropriate legislation.
Türkçe “Birleşik Devletler vatandaşının seçme ve seçilme hakkı, cinsiyeti nedeniyle ne Birleşik Devletler ne de herhangi bir eyalet hükümeti tarafından reddedilebilir ya da kısıtlanabilir. Kongre bu ek maddeyi geçerli yasalarla yürürlüğe sokmada yetkilidir.”
Tarihi
Ek madde birçok kadın savunucunun çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. The Silent Sentinels adlı bir grup 1917 yılında 18 ay boyunca dikkatleri çekmek için Beyaz Saray önünde protesto yapmıştır.
9 Ocak 1918 tarihinde Başkan Woodrow Wilson Anayasa Ek Maddesi için desteğini bildirmiştir. Bir sonraki gün ABD Temsilciler Meclisi ek madde tasarısını kabul etmiş; fakat Senato ekim ayına kadar bu konunun tartışılması için kabul etmemiştir. Senato oylama konusunda fikir birliğine varmış; ama ek madde iki oyla reddedilmiştir.
Bunun üzerine Ulusal Kadınlar Partisi (National Woman’s Party) kadınların oy kullanmalarına karşı olan senatörlerin tekrar seçilmemesi için 1918 yılı sonbahar seçimlerinde bir araya toplanmışlardır. Seçimlerden sonra kurultaydaki çoğu üye kadınların oy kullanmaları taraftarıydı. 21 Mayıs 1919 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi ek maddeyi 340’a karşı 89 oy ve iki hafta sonra da senato 56’ya 25 oyla kabul etmiştir.
27 Şubat 1922‘de ek maddenin temyizi istenmiş; fakat önerge ABD Yüksek Mahkemesi tarafından geri çevrilmiştir. Anayasa’nın 19. Ek Maddesi (Kadınların Oy Hakkı) - 1920
Bazı tarihi adımlar
19. yüzyılın sonlarında kadınların oy verme hakkına kavuşabilmesi konusu kadın hakları hareketi için önemli bir aşama temsil etmiştir.
- Yeni Zelanda'da kadınlara seçme hakkı 1893 yılında, seçilme hakkı 1918'de verilmiştir. Bu yasa tüm kadınları kapsar.
- 1902'de Avustralya'da kadınlar seçme hakkı kazanmıştır.
- 1906 yılında Finlandiya kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. O yıllarda Rusya büyük çarlığına bağlı bir düklük olan Finlandiya, dünyada ilk kadın milletvekillerinin meclise girdiği ülke unvanını da taşır. 1907 yılında 19 kadın milletvekili meclise girmeyi başarmıştır.
- Norveç 1913'te, Danimarka ve o zaman Danimarka'ya bağlı olan Izlanda da 1915'te kadınlara oy hakkı vermiştir.
- Kanada'da Quebec bölgesi hariç, kadınlar 1917'de seçme ve 1920'de seçilme hakkı elde ederken, Québec'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1940 yılında verilmiştir.
- 1917'de Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden bir kısmında da kadınlar seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdir. Bu hak 1918 yılı genel seçimlerinde ilk defa kullanılmıştır.
- 12 Kasım 1918'de Avusturya kadınlarına oy hakkı vermiş, onu takip eden günlerde 30 Kasım 1918'de Almanya'da kadınların seçme ve seçilme hakkı yasayla garantilenmiş ve 19 Ocak 1919 seçimlerinde kadınlar ilk defa oy kullanmıştır.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde 1920 yılında yürürlüğe giren anayasa değişikliği ile ülke genelinde kadınlara oy verme hakkı tanınmış, Kasım 1920'de kadınlar ilk parlamento seçimlerine katılmışlardır.
- 1918 yılında 30 yaşının üstünde olup, bazı özel durumlarda oy kullanabilme hakkını elde etmiş olan, Birleşik Krallık kadınları için tam oy hakkı 1928 yılında sağlanmıştır.
- Güney Afrika Cumhuriyeti ırklarına göre kadınlara 1930'da beyaz ırka, 1984'te Hint ırkına, 1994'te de siyah ırka, oy hakkı tanımıştır.
- Türkiye'de kadınlar 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandılar. 1933'te Köy Kanunu'nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. 8 Şubat 1935'te ilk defa meclis seçimlerine katılan Türk kadınları mecliste 18 sandalye elde ettiler.
- Fransa'da 4 Ekim 1944'te yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 29 Nisan 1945'te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar 21 Ekim 1945'te de ilk defa parlamento seçimlerinde oy kullandılar.
- 1925'te belediye seçimlerinde oy kullanmaya başlayan İtalyan kadınları 1946'da ilk genel seçimlere katıldılar.
- Brezilya'da 1934'te, Filipinler'de 1937'de, Arjantin ve Meksika'da 1946'da, Japonya'da 1945'te, Çin'de 1947'de, Liberya'da 1947'de, Uganda'da 1958'de ve Nijerya'da 1960'ta kadınlar oy verme hakkına sahip oldular.
- İsviçre'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesi 7 Şubat 1971'de gerçekleşirken İsviçre'ye bağlı Appenzell kantonunda ise 1990'ı bulmuştur.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
, 28 Şubat 1909'da New York'ta bir "Kadınlar Günü" düzenledikten sonra, 1910 Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı her yıl bir "Kadınlar Günü" düzenlenmesini önerdi. 1917'de Sovyet Rusya'da kadınlar oy hakkı kazandıktan sonra 8 Mart ulusal bayram oldu. Kadınlar Günü, 1967'de feminist hareket tarafından benimsenene dek ağırlıklı olarak sosyalist hareketler ve komünist ülkeler tarafından kutlandı. 1975'te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 16 Aralık 1977 yılında aldığı kararı ile üye ülkeler kendi geleneklerine ve tarihlerine uygun bir günü Uluslararası Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü ilan etmeye davet edildi.
8 Mart 20. yüzyılın başlarından bu yana kadınların talep ve özlemlerini dile getirmedeki kararlılıklarını sergiledikleri ve bu güne dek hiç de küçümsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gün oldu. Kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için başlattığı mücadele, toplumların her kesiminde yankısını buldu ve destek gördü. Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri yer aldı.
Hareketleri
Stratejiler ve yöntemleri
Bütün ülkelerde kadınlar, taleplerini ilk olarak gazetelerde ve bültenlerde duyurmuşlardır. Daha sonra da dilekçe ve yasama girişimi ile lobileşme ve halkla ilişkilere yönelmişlerdir. Protestan ülkelerde kadın hakları savunucuları imza listeleri oluşturmakla uğraşmışlardır. Böylece 1907 yılında İzlanda’da Kadın Hakları Birliği 11.000 kadının imzası ile kadınların da seçme hakkına sahip erkeklerin sayısı kadar olduklarını gösterebilmişlerdir. Sadece İngiltere ve Hollanda gibi devletlerde, 20. yüzyılın başlarında sokak protestoları ve gösteriler yapılmıştır.
Kurgusal hikâyeler ve tiyatro eserleri aracılığıyla eğitim çalışmaları İsveç’te yaygınlaşmıştır. İsviçre’de de 1920’lerde film ve ışıklı reklâmlar gibi modern reklâmlar kullanılmıştır. Daha sonraları kadın hakları talep ederken yüksük, kurşun kalem, sofra takımı ve cep aynası gibi günlük ögeler popüler olmuştur. En hayalperestleri de İngiliz Süfrajet’ler olmuştur; onlar kendi mağazalarını açmış ve erguvan, beyaz ve yeşil renkli “Corporate Identity”i (kimlik birliği) geliştirmişlerdir. Fransız eylemciler vergi boykotu ve medeni kanunun yakılması gibi isyancı eylemlerini yürütmüşlerdir. Ancak kendilerine taraftar bulamamışlardır. Bu olay, sadece İngiltere’de kitle hareketine dönüşmüştür. Büyük çoğunluk, eylemleri ılımlı bir şekilde düzenlerken, küçük bir azınlık 40-50 yıl sonra milletvekillerine saldırmak, pencere doğramalarını kırmak ve yangın çıkarmak gibi başarısız protestolar yapmışlardır. Yakalandıklarında da açlık grevi yapmışlardır.
Genel olarak onların endişelerini kültürel kabul çerçevesinde gidermek, seçme hakları hareketleri için önemli bir olgu olmuştur. Yerleşik cinsiyet ortamının, kadınlara resmi bir çıkış yolu önermediği anlaşılınca, güney Avrupa’da olduğu gibi siyasal hayata katılıma taleplerin meşruiyeti yönünde yeni kimlikler oluşturulmuştur.
Uluslararası Ağ
1904 yılında Berlin’de kadınların oy hakkı için bir dünya federasyonu kurulmuştur. Bu federasyonun amaçlarından birisi cinsiyetler arası oy hakkı mesafesini azaltmaktır. Bu federasyon hem kısıtlanmış taraftarların hem de bütün kadınların haklarını birleştirmiştir. Bütün yurttaş üye dernekleri oy hakkı için girişimde bulunmuşlardır. Dünya federasyonu, dünya çapında bir ağ için kendi düzenli kongrelerini yapan ve birçok ülkeden hakları için gelen kadınları destekleyen önemli bir araç olarak bir çatı organizasyonu oluşturmuştur.
Sosyalist kadınlar Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı’nda bir araya gelmişlerdir. İlk konferans 1907 yılında Clara Zetkin önderliğinde Stuttgart’ta düzenlenmiştir. Bu konferansta erkek vatandaşlara tanınan oy hakkının aynısı tüm sosyal tabakaları kapsayacak şekilde kadınlar için de talep edilmiştir. 1910 yılında Kopenhag’daki ikinci konferansta tüm dünyada kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak bir "Kadınlar Günü" kutlanması kararlaştırılmıştır. Birçok ülkede ilk gösteriler kadınların seçme hakkı için düzenlenmiştir.
Sınıf ve cinsiyet ayrımının kaldırılması
Genel kadın haklarını elde etme uğraşı, erkeklerin seçim hakkının kaldırılması uğraşı ile iç içe girmiştir. 1906 yılında, o dönemlerde Rusya’ya bağlı olan Finlandiya Grandüklüğü gibi çok az devlette her iki cinsiyet için genel yürürlükte olmuştur. Erkekler kayıtsız şartsız seçme hakkına sahip oldukça kadınlar da bunun için daha uzun süreli mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Avrupa’nın tıpkı Yunanistan ve Bulgaristan’da gibi, erkek egemenliği önde olan en eski devletleri olmaları nedeniyle Fransa ve İsviçre sonradan bu hakkı elde etmişlerdir.
Bazı ülkelerde kadınların istekleri doğrultusunda ilk destekleyenler sosyal demokratlar olmuşlardır. Erkeklerin seçme hakkının genellenmesine duydukları ilgiye bağlı olarak ve kadınların desteğine ihtiyaç duydukları zaman, kadınların oy kullanma hakkıyla yakından ilgilenmişlerdir. Sık sık işçilerin seçme hakkını kabul ettirmek için kadınların seçme hakkının bir engel olabileceğinden endişe etmişlerdir.
Birçok devlette liberaller kadın seçme hakkı ile ilgilenmişlerdir. Ancak sonuç olarak liberal politikacılar bir ortak kabul diretmişlerdir ve sosyal durumun veya eğitimin bağlı olduğu bir politik katılımda bulunmuşlardır. Bu durumda kadın vatandaşların çoğunluğu sınırlanmış olsa da hemcinsleri için bir seçme hakkı talep etmişlerdir. İlk etapta, bir kısım kadın hakları savunucuları tarafından ilk adım olarak görülen, cinsiyet ayrımının kaldırılması gerçekleşmiştir; bunu daha sonra genel seçim hakkının elde edilmesi takip etmiştir.
Bütün Avrupa’da bir soru oluşmaya başlamıştır: İşçi sınıfına mı yoksa kadınlara mı öncelik verilmeli? Her bir taraf bu sorunun kendisi için olumsuz sonuçlar doğurmasından korkmuştur. Sosyalistler ve liberaller her şeyden önce kadınların oy haklarından tutucuların ve aşırı dincilerin fayda sağlamasından endişe etmişlerdir ve tutucu partiler kadınlara tanınacak oy hakları sayesinde sol ve liberal partileri güçlendirmesi tehlikesinden korkmuşlardır.
Kadınlara özgü kısıtlamalar
Neredeyse bütün devletlerde erkekler kadınların politik katılım talebine aynı şekilde itiraz ederek mesafeli durmuşlardır. Böylelikle politika erkeklerin dünyasına ait iken evdeki işlere uygun görülen kadınların “doğal” oylama hakları ileri sürülmüştür. Erkeklerin büyük çoğunluğu yetki alanlarını kadınlarla, özellikle de ilk olarak eşleriyle paylaşmak istememişlerdir. Erkekler kadınların sosyal rolleri yüzünden bağımsızca karar veremeyeceklerini düşünmüşlerdir. İngiliz reformcular, ailede eşler arasında politik ayrımlara sebep olabileceğinden, “1867 Reform Eylemi”ne dair kadınların seçme hakkını önlemişlerdir. Bu sebeple İskandinavlarda ve İngiltere’de ilk olarak bekâr ve boşanmış/dul kadınlar seçme hakkını elde etmiş ve idari gerekçelerle evli kadınlar da eşleri ile temsil edilmişlerdir.
Kadınlar cinsiyetlerinden kaynaklanan engellere karşı mücadele etmişlerdir, erkekler bu engellerle hiç karşı karşıya kalmamışlardır. Anneler Belçika, İtalya ve Ortodoks Bulgaristan’da yerel seçme hakkını elde etmişlerdir, bu ülkelerde annelerin bu ayrıcalığı elde etmesinin sebebi de çocuğu olmayan kadınlara nazaran toplumda daha değerli olmalarıdır. Bu düşünceye erkekler de hiçbir zaman karşı çıkmamışlardır.
Parlamenterler kadın seçme hakkının sözde beklenmeyen sonuçlarını en aza indirmek için kadınlara özel oylamayı olanaklı kılacak tüm biçimleri üzerine tartışmışlardır. Yunanistan gibi bazı ülkelerde kadınlar için sağlam bir eğitim oylama koşulu konulmuş; kadınlar, erkek seçmenlerin tam tersine okul eğitimlerini kanıtlamak zorunda kalmışlardır. İngiltere, Macaristan ve İzlanda’da ara sıra kadınlar için yaş koşulu uygulamışlardır. Böylece 30 ile 40 yaş arasındaki kadınlar seçme haklarını kullanmışlardır. Başka bir biçimi de ahlak koşuludur. Avusturya, İspanya ve İtalya’daki “sokak kadınları” ağır bir ayrımcılıkla karşı karşıya getirilerek seçme hakkından mahrum bırakılmıştır. Bu sırada bu kısıtlamaya dâhil olmayanlar seçme haklarını kullanmışlardır.
Kadın ve kadın yurttaş hakları bildirgesi
Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi (frans. Déclaration des droits de la femme et de la citoyenne) Eylül 1791’de Fransız yazar Olympe de Gouges tarafından Fransız Millet Meclisinin yasa çıkarması için yayınlanmıştır. Bu bildirgede kadınların hukuki, politik ve sosyal alanda eşit kılınmasından bahsedilmiştir.
Bu yazı, 26 Ağustos 1789’da Fransız Devrimi sırasında ilan edilen, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne bir tepki olarak yayımlanmıştır. İlk bildirgenin içerdiği hak ve yükümlülükler sadece reşit vatandaşlar için geçerli olmuştur. Reşit vatandaşlar da o zamanlar erkekler olarak tanımlanmıştır. Kadınların seçme, resmi dairelere girme, çalışma özgürlüğü, mülkiyet hakları verilmemiştir ve onlara verilmemiştir.
İçerik:
- Kral’a mektup
- Kadın hakları
- Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi (Millet Meclisi’ne)
- Önsöz
- I ve XVIII arası maddeler
- Son ekleme
- Kadın ve erkek arasındaki sosyal anlaşma formu
- İki dipnot
Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin Özeti
Madde I: Kadın özgür doğar ve erkeklerle haklar bakımından eşittir. (…)
Madde II: Her siyasi derneğin amacı, kadın ve erkeğin, doğal ve daimi haklarını korumaktır. Bu haklar; özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve özellikle baskıya karşı koymaktır.
Madde III: Her bir devlet gücünün esası kadın ve erkeklerin birliğine ve onların ulustaki varlıklarına dayanmaktadır. (…)
Madde IV: Özgürlük ve adalet diğerine ait olan her şeyin iadesinden oluşmaktadır. Böylelikle erkeğin daimi zulmüne karşı çıkma haklarını uygulamanın sınırı olmamaktadır. Sınırlar doğa ve akıl çerçevesinde düzenlenmelidir.
Madde V: Doğa ve akıl yasaları toplum için zararlı olabilecek tüm davranışları yasaklar. Bu yasaların izin verdiği ve ilahi yasaların yasaklamadığı hiçbir şey engellenemez. (…)
Madde VI: Yasa genel iradenin ifadesi olmalıdır. Bütün kadın ve erkek vatandaşlar şahsen veya bir vekil aracılığıyla yasanın oluşumuna katkıda bulunmalıdır. Bütün kadın ve erkek vatandaşlar yasanın önünde eşit olup; bütün rütbe, pozisyon ve resmi dairelere eşit ölçüde kabul edilmelidir. (…)
Madde VII: Hiçbir kadın bu yasaların dışında bırakılmayacaktır. Kadın belirli durumlarda yasalar önünde suçlanacak, tutuklanacak ve hapsedilecektir. Kadınlar da erkekler gibi, hükmü kesin olan bu yasalara bağlı olacaktır.
Madde VIII: Yasa sadece mutlak, açık ve gerekli cezalar vermelidir. (…)
Madde IX: Suçlu bulunan her bir kadına yasanın yaptırımları uygulanır.
Madde X: Kimse genel bir politika olsa bile, mahkûmiyetinden dolayı dava edilemez. Kadın darağacına çıkma hakkına sahiptir, aynı ölçüde konuşmacı kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir. (…)
Madde XI: Fikir ve düşüncelerin özgürce ifadesi kadın haklarının en değerli maddelerinden biridir, çünkü bu özgürlük babaların çocuklarıyla olan babalık bağlarını garanti altına alır. Böylelikle her kadın vatandaş onu gerçekleri gizlemeye zorlayan barbarca önyargılar olmadan “Ben bize ait olan bir çocuğun annesiyim” diyebilir.
Madde XII: Kadınların ve kadın yurttaşların haklarının güvence altına alınması, daha büyük bir yararı ortaya koyar. Bu güvence, bu hakların tanındığı kişilerin ayrıcalığı olmamalıdır, herkesin yararına hizmet etmelidir.
Madde XIII: Devletin giderleri ve idari giderler için kadın ve erkeklerin katkısı eşittir. Kadınlar bütün yükümlülük ve yorucu işlerde katkıda bulunurlar, bu nedenle görev, iş, talep, onur ve zanaatte de paylaşıma katılırlar.
Madde XIV: Kadın ve erkek yurttaşlar kendileri veya temsilcileri aracılığıyla vergilerin zorunlu olup olmadığına karar verme hakkına sahiptir. Kadın yurttaşlar, sadece varlıklarında değil, aynı zamanda resmi kurumlarda, vergilerin toplanması, bunların kullanılması ve süresinin belirlenmesi sürecine eşit oranda katılabildikleri takdirde bunu kabul ederler.
Madde XV: Vergi ödemesinde erkeklerle bir olan kadınlar, resmi devlet memurundan mali işlerle ilgili bilgi alma hakkına sahiptir.
Madde XVI: Hakların garantisinin olmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Ulusu oluşturan bireylerin çoğunluğu yasanın biçimlendirilmesinde katkıda bulunmadıysa, o yasa yoktur ve geçersizdir.
Madde XVII: Birlikte veya ayrı olarak mülkiyet her iki cinsin hakkıdır.[…] Kimse ulusun asıl miras payından yoksun bırakılamaz[…]
Önemi ve etkisi
1789 bildirgesinden hemen sonra ilan edilen ve bir önsöz ile 17 maddeden oluşan, Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi, her ne kadar önsözde cesaret gibi güzelliği de düşünen cinsiyeti tanımlasa da, kadınlar için sadece basit bir karşıt tasarı olmamıştır. Bu bildiride sık sık ulusu oluşturan her iki cinsiyet de ifade edilmiştir. Olympe de Gouges’in “l’homme” (Fr. ilk yaygın anlamı ile “erkek”, ikinci anlamı ile insan/şahıs) kelimesi yerine “kadın ve adam” sözlerini kullanmasıyla da her iki cinsiyet açıkça betimlenmiştir. Madde VII’de de kadınların ayrıcalığının olmadığı belirtilmiştir.
Her iki bildirgede de sürekli olarak özgürlük, eşitlik güvenlik, özel mülkiyet hakkı ve baskıya karşı çıkma hakkı talep edilirken, 1789 bildirgesindeki olumsuz olarak yer alan “özgürlük” kavramı de Gouges tarafından olumlu olarak değiştirilmiştir. Özgürlük, başka birine zarar vermeyen her şeyi yapabilmekte düğümlenmektedir. Madde IV’de “özgürlük ve adalet”; ait olan şeyin iade edilmesi, anlamına gelmektedir.
Eşit hakların ve eşit görevlerin karşılanması gerekliliği de Gouges’un esas görüşü olmuştur. Bu nedenle de Gouges’un bildirgesinin en önemli ve bilinen sözü ortaya çıkmıştır: “Kadın darağacına çıkma hakkına sahip olduğu ölçüde konuşmacı kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir.”
Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin tarihi önemi de kadın ve erkekleri yücelten genel bir istek olan, ilk evrensel insan hakları bildirgesi olmasından kaynaklanmıştır. İçinde var olan toplumsal düzen ile aydınlanmanın kritik tartışması da yansıtılmıştır.
Tarihsel etki olarak da edebiyatta farklı yerler almıştır. Bir taraftan 1791 bildirgesinin sadece beş örnekle yayınlandığı ve siyasi olarak tamamen göz ardı edildiği işaret edilirken diğer taraftan da bu bildirge tüm Fransa’da ve yurtdışında da heyecan uyandırdığı anlamına gelmiştir. Gouges’un bildirgesi bugün tarihi dokümanların çoğunda ve listelemelerde eksik olarak görülmüştür. 1972’de Fransız ulusal kütüphanesinde fark edilmeden duran metin Hannelore Schröder tarafından tekrar bulunmuş ve 1977 yılında da Almanca olarak yayımlanmıştır.
Bilim dünyasında isim yapmış bazı kadınlar
(1891-1982) nükleer tıbbın kurucularından biridir.
Gadys Anderson Emerson (1903-1984) insan vücudunda vitamin eksikliği hakkında bilgiler toplamış, E vitaminini saf formda izole eden ilk kişi olmuş bir tarihçi, biyokimyacı ve beslenme uzmanıdır.
(1907-1990) embriyo parçalarının nakli tekniğinde usta olan bir embriyologdur.
Jocelyn Crane (1909-1998) etoloji ve özel olarak da küçük hayvanların sosyal davranışları üzerine zor şartlar altında değerli saha çalışmaları yürüterek bilime büyük katkılarda bir zoologdur.
Chien-Shiung Wu (1912-1997) radyoaktiviteye önemli katkılar yapmış bir deneysel fizikçidir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ (İngilizce) "women's rights", The American Heritage Dictionary of the English Language: Fourth Edition, 2000 16 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 23 Eylül 2007
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r "Cins InternationalWomensday.com". 28 Mart 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Aralık 2009.
- ^ . thisweek.co.uk. 29 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2016.
- ^ a b . 24 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2010.
- ^ . 2 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2009.
- ^ sucveceza.com
- ^ Asit vahşeti hız kesmiyor![] TRT Haber. Erişim: 8 Haziran 2009
- ^ . Independent Türkçe. 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2022.
- ^ . The Week UK (İngilizce). 14 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2022.
- ^ Arap kadınlarının yarısı cahil 9 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ntvmsnbc.com. Erişim: 07 Mart 2006
- ^ a b c Dünya basınında bugün[] TRT.Haber. Erişim: 30 Mart 2009
- ^ . www.who.int (İngilizce). 19 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2022.
- ^ a b c d (İngilizce) "woman suffrage", The Columbia Encyclopedia, Sixth Edition, 2001-05 8 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 23 Eylül 2007
- ^ "Kadın örgütlerinden çağrı: Kadını yok sayan partilere oy vermeyin", Demet Bilge Ergün, Radikal, 07 Ocak 2007 15 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 23 Eylül 2007
- ^ "Birleşmiş Milletler'in Dünya Kadınlar Günü tarihçesi hakkındaki sayfası". 8 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mart 2020.
- ^ . undocs.org sitesi. 9 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2021.
Dış bağlantılar
- Kadın Hakları Hakkında Detaylı Bilgi[]
- dergiler.ankara.edu.tr 4 Mart 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- www.ksgm.gov.tr/Pdf/egitim[]
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kadin haklari kadinlarin erkeklerle esit sekilde sahip oldugu sosyoekonomik siyasi ve yasal haklarin tamamina verilen isim Dunya Kadinlar Gunu nde yuruyus yapan Bangladesli kadinlar Bangladesli kadinlar oy kullanmak icin sandik basindaGecmisiKadin haklari kavrami ozellikle 19 yuzyilda buyuk onem kazandi Dunya genelinde cok cesitli kurum ve kuruluslar kadinlarin karsilastigi sorunlarin ve ayrimciliklarin giderilmesi icin calismalar yapiyor Ronesans oncesi Antik Caglarda Kadinlarin egitimi icin olanaklar saglanmasi uzun zamanlardan beri olagan karsilanmayan bir konu olmustur Antik Cag da ve Orta Cag oncesinde kadinlar icin akademide egitim gormek ve calismak aslinda alisilagelmis bir durum degildi fakat mumkundu Antik Misir dan Antik Yunanistan dan ya da Roma Imparatorlugu doneminden zamaninin onde gelen kadin doktorlari mimarlari filozoflari ve diger kadin bilgeleri hakkinda anlatilar gunumuze kadar ulasmistir Orta Cag in feodal toplumunda okullar ve universiteler giderek kilisenin talimatlarina uymaya basladiktan sonra kadinlarin egitim gorebilmeleri neredeyse asirlar sonra aileleri bir manastira para yardimi ya da herhangi bir mal devrettikleri takdirde mumkun olmustur Tip ve egitim alanlari kadinlarin akademik olarak calisabilecekleri en son alanlar olmustur Orta Cag in en unlu kadin doktoru tahminen 11 yuzyilda Salerno Tip Okulunda pratisyen hekim olarak calisan Trotula di Ruggiero dur Tip uygulamalari uzerine bircok makale yazmis ayni zamanda esi ve ogullariyla birlikte tip ansiklopedisi Practica Brevis uzerinde calismistir 12 yuzyilda Salerno Okulunun ana metni olan De Aegritudinum Curatione de Tedavi Islemleri Uzerine okulun yedi buyuk ustasinin metinleri yer almaktadir ve bunlarin arasinda Trotula nin ogretisi de bulunmaktadir Kizlarin ve kadinlarin egitimi icin tarihteki en onemli onculerden birisi bilginin nasil yayilacagi konusundaki Omnes omnia omnino Herkes her sey hakkinda butun bilgileri ogrenmek zorundadir ifadesiyle Bohemya Kardesler Cemiyeti piskoposu Jan Amos Comenius olmustur Bati Aydinlanma Cagi ile birlikte devlet okulu ve genel zorunlu egitim dusuncesi yayilmaya basladiginda kizlarin bu zorunlu egitime dahil edilip edilmemesi tartismasinin baslamasi fazla uzun surmemistir O zamana kadar kizlar ve genc kadinlar icin diploma alabilmek sadece yuksek kiz okulunu bitirmekle mumkundu Bu okullarda kizlar ev kadinligi ve ev yonetimindeki hayatlarina hazirlik yapiyorlardi Mufredatta guzel sanatlarin yani sira el sanatlari ve ev ekonomisi dersleri de bulunuyordu O zamanki toplumlarda kizlarin daha fazla konu hakkinda bilgi sahibi olmalarina izin verilmiyordu Kadinlar icin vatandaslik hakkinin talep edilmesinden sonra ilk kadin hareketlerinin talepleriyle birlikte o zamana kadar sadece erkeklerin yararlandigi mesleki egitime kadinlarin da gidebilmeleri talep edilmistir Ozellikle kadinlarin universitede egitim gorebilmeleri bir asir boyu tartisilmis ve karsi cikilmistir Izin verilmeden once kadinlarin fiziksel yapilari ve dusunsel yetilerinin boyle bir egitim icin yeterli ve uygun olup olmadigi tartisma konusu olmustur 1840 yilinda ilk kadin ogrenci dinleyicileri Zurih Universitesine gelmis ve 1863 den itibaren kayitlar artmistir Ornegin 1892 yilinda yazar Ricarda Huch tarih konulu calismasiyla Zurih Universitesinden mezun olmustur 1849 yilinda ilk kadin yuksek ogrenim kurumu olan Londra Universitesi kurulmus ve 1870 1894 yillari arasinda neredeyse butun Avrupa genelinde kadin egitimi calismalari devam etmistir Yalnizca Prusya ve Avusturya Macaristan Imparatorlugu bu konuda gec kalmistir Kadinlarin politikaya katilimlarinin ilk adimlari Fransiz Devrimi sirasinda 1791 yilinda Olympe de Gouges in Kadin Haklari Bildirgesi ni yayimlamasiyla atilmistir 1830 ve 1848 devrimleri sirasinda da Fransa daki kadinlar secme hakkini talep ederken Ingiltere de de kadin haklari icin ilk cikislar 1832 de gelmistir Bunlardan baska da Iskandinav devletlerinde kadinlar 1880 li yillarinin baslarinda politik haklarini ilan etmislerdir Buna karsin Orta Avrupa daki ilk talepler 1900 lu yillardan sonra bazi Akdeniz ulkelerinde de Birinci Dunya Savasi ndan sonra ortaya cikmistir Kadin haklari hareketinin olusumunu baslatan Sadece erkeklerin isine yarayan ve kadinlari goz ardi eden secim hakki duzenlemeleri Ingiltere ve Avusturya da oldugu gibi sadece ayricalikli kadinlar azinliginin sahip oldugu secme haklarini duzenleyen secim yasalari ve Sadece vatandaslik haklarini degil ayni zamanda politik haklari da elde etmeye calisan kadin hareketlerinin guclenmesi olmustur O donemde Rusya Avusturya ve Prusya devletlerinin hukmettigi Dogu Avrupa ulkelerinde bagimsiz bir kadin hareketi gelisememistir Secme ve secilme hakki gelisimi Kadinlarin Sosyal ve Politik Birligi Women s Social and Political Union WSPU liderleri Annie Kenney solda ve Christabel Pankhurst 18 yuzyilda baslayan kadin hareketlerinin uzun mucadelesi kadinlarin secme hakkini elde etmesinden once baslamistir Fransiz Devrimi sirasinda Kadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi nin yayimlayan ve sonra da yayinladigi bir yazinin kralci gorulmesi nedeniyle de idam edilen Olympe de Gouges kadinlarin secme hakki icin mucadele veren ilk modern savunucudur 1871 yilinda da Paris Komunu kadin haklarini tanidi 21 Mayis ta ayni yil Fransiz hukumet askerlerinin bastirmasi ile bu hak tekrar geri alindi Kadinlar ilk olarak 1776 yilinda ABD nin New Jersey eyaletinde secme hakkini elde ettiler fakat bu hak 1807 yilinda geri alindi Ilk modern devlet olarak da Amerika Birlesik Devletleri nin Wyoming eyaleti 1869 yilinda kadin haklarini tanidi Guney Pasifik teki Ingiliz kolonisi Pitcairn Adalari nda ilk kez 1838 yilinda kalici kadin haklari elde edildi Bir zamanlar kisitli yonetimiyle Ingiliz bolgesi olan Yeni Zelanda da 1893 yilinda kadinlar aktif secim hakkini elde etmistir Pasif secim hakkini da ilk olarak 1919 yilinda elde etmislerdir Daha sonra 1894 yilinda o zamanlar koloni olan Guney Avustralya aktif ve pasif secme haklarini kabul etmistir Ardindan bir sene oncesinde Britanya dan ayrilarak resmen bagimsizligini ilan eden yeni kurulmus Avustralya devleti bu hakki tanimistir Boylece Avustralya kadin haklarini kabul eden ilk modern egemen devlet olmustur Finlandiya 1 Haziran 1906 tarihli eyalet meclisi tuzugu ile kadin haklarini kabul eden ilk Avrupa ulkesi olmustur Finlandiya o zamanlar Rusya ya bagli bir beylik idi Danimarka 1915 yilinda anayasasinin degismesi ile kadinlarin secme hakkini kabul etmistir 12 Kasim 1918 yilinda Alman Avusturya sinin devlet ve yonetim bicimi yasasi ile kadinlar Avusturya da genel secim haklarini elde etmislerdir Avusturya Macaristan Imparatorlugu nun yikilip cumhuriyet rejimine gecilmesiyle de anayasadaki 9 maddede kurulan ulusal meclisin gerceklesecek secimleri icin butun yurttaslarin cinsiyet ayrimi gozetmeksizin genel esit direkt sakli oy hakki ndan bahsedilmistir Sonraki maddede de ulke bolge semt ve belediye temsilciligi secimi ve secim hakki olarak bu bilgi aciklanmistir Ayni gun milletvekilleri komisyonu tarafindan Alman halki icin bir bildiri yayimlamistir Bu bildiride Alman Kasim Devrimi sirasinda iktidara gelen hukumet yasalarin verdigi guc ile bundan sonra her bir resmi kurum icin yapilan secimlerde 20 yasini doldurmus butun kadin ve erkeklerin dengeli secim sistemine dayanarak esit sakli direkt ve genel secim hakkina sahip oldugunu ilan etmistir Kisaca burada 30 Kasim 1918 tarihinde yasalari belirleyen Alman ulusal meclisinin secimler uzerine yaptigi duzenleme ile yasal olarak verilmistir Boylelikle Almanya daki kadinlar 19 Ocak 1919 tarihinde Alman ulusal meclis secimlerinde ilk defa ulusal secim haklarini kullanmislardir Nasyonal Sosyalistlerin gucu ele gecirmesiyle 1933 yilinda pasif secim hakki kadinlarin elinden tekrar alinmistir Amerika da kadinlar 1920 yilinda 19 anayasa degisikliginin ardindan ulke capinda tam bir secim hakki elde etmislerdir Britanya da 1919 yilinda kisitli bir sekilde bazi ozel durumlarda oy kullanabilme hakkini elde eden kadinlar tam oy hakkini 2 Temmuz 1928 tarihinde elde etmislerdir Italya da kadinlar 1925 yilinda genel secim hakkini elde etmislerdir Turkiye de kadinlar 1930 yilinda aktif 1934 yilinda da pasif secme hakkini elde etmislerdir Fransa ve Belcika da kadinlar 1944 yilinda secim hakkini elde etmislerdir Hindistan da kadinlar secme hakkina 1950 yilinda sahip olmuslardir Isvicreli kadinlar ulke capinda bir secim hakki icin 2 Subat 1971 tarihine kadar beklemek zorunda kalmislar fakat Appenzell Innerrhoden kantonu bu hakki ancak ilk kez 1990 yilinda kabul etmistir 1984 yilinda Lichtenstein 2003 yilinda da Afganistan bu hakki kabul etmistir 2005 yilinda da Kuveyt teki kadinlar hem aktif hem pasif secme hakkina sahip olmustur Konulara goreOcak 2009 itibariyla dunya nufusu yaklasik 6 8 milyar olup bunun yuzde 49 7 si kadindir yani kadin nufusu 3 milyardan fazladir ve dunyadaki yaslilarin cogunu kadinlar olusturmaktadir Bununla birlikte kadinlarin dunya genelinde erkekler ile esit haklara ve esit firsatlara sahip olmalari onunde bircok engeller cozum bekleyen sorunlar bulmakta ve bu yolda cabalar ve kazanimlar adim adim artmaktadir Siyaset ve secme secilme hakki Kadinlarin secme hakki bir ulkenin yetiskin kadinlarinin en azindan politik oylamalara katilma hakkina sahip olmalari anlamina gelmektedir Baska bir deyisle de erkeklerle esit olcude secme hakkina sahip olmalaridir 1945 ile 1995 yillari arasinda dunyadaki kadin milletvekili sayisi 4 kat artti Bazi ulkelerde meclisteki kadin milletvekili sayisini artirmak icin kadinlara pozitif ayrimcilik uygulaniyor Suudi Arabistan da kadinlara oy hakki 2011 yilinda verildi Kadinlarin araba kullanmasina dair yasak ise 24 Haziran 2018 tarihinde kaldirildi Hukuk Bircok devletin hukuki duzenlemelerinde kadin erkek ayrimi yapilmasi ve bilhassa miras hukuku ve medeni hukuk duzenlemelerinde kadinlara negatif ayrimcilik uygulanmaktadir Dunyada bircok bolgede kadinlarin es secme evlilik bosanma ve diger temel medeni haklari hala taninmamaktadir Kadin erkek iliskileri Kadinlara yonelik siddet ve psikolojik baski en modern ulkelerde bile hala tam anlamiyla onlenememistir Her 5 kadindan 1 i hayatinin bir doneminde taciz veya tecavuz girisimi kurbani olmaktadir Taciz Kadin cinayet kurbanlarinin yuzde 70 i esleri ya da sevgilileri tarafindan oldurulmektedir Dunyada her 3 kadindan 1 i hayatinin bir doneminde siddete maruz kalmaktadir ABD de her 90 saniyede 1 kadin tecavuze ugrarken Irak ta Nisan 2003 ten bu yana savas sirasinda ve sonrasinda en az 400 kadinin tecavuze ugradigi Insan Haklari Izleme Orgutu nun raporlarinda yer almistir Siddet Dunyada agirlikli olarak Afrika kitasinda olmak uzere 135 milyondan fazla kadin sunnet edilmektedir Dunyada 54 ulkede kadinlara yonelik ayrimci yasalar bulunmakta ve ozel olarak da namus savunmasi Arjantin Banglades Ekvator Guatemala Iran Israil Lubnan Misir Peru Suriye Urdun ve Venezuela nin ceza yasalarinda yer almaktadir Dunya kadinlarinin 3 te 1 i hayatlarinda en az bir kez evde siddete maruz kalmaktadir Bu siddetin kaynagi genellikle es ya da sevgilidir Turkiye de kadina karsi siddet orani gelismis devletlere oranla oldukca yuksektir Eldeki veriler ozellikle varoslarda siddete maruz kalan kadinlarin oraninin 97 lere kadar ciktigini gostermektedir Ust gelir gruplarinin yasadiklari bolgelerde ise benzer siddet olaylarinin cok daha dusuk oranda gorulmesinin bunlarin cogunun ekonomik bagimlilik vb cesitli nedenlerle rapor edilmemesinden kaynaklandigi dusunulmektedir Kadinin siddete maruz kalmasina ekonomik ve kulturel gelisme de engel olamamaktadir Kadinlar kulturel duzeyleri ne olursa olsun fiziksel ve cinsel siddet basta olmak uzere tacizler fuhsa zorlanma zorla evlendirmeler tore cinayetleri zorla calistirma egitim ozgurlugunun kisitlanmasi gibi bircok erkek siddetine maruz kalmaktadir Turkiye de yapilan bir arastirma kadinlarin yuzde 49 9 unun aile ici siddete maruz kaldiklarini gostermektedir Evlilik Gelismekte olan bazi ulkelerde tore ve namus cinayetleri islenmekte ve normal kabul edilmektedir Namus cinayetleri ozellikle guney Asya ve Orta Dogu ulkelerinin kabile hayati suren toplumlarinda yaygindir Namus cinayeti genellikle Islam ile ozdeslestirilse de ozellikle Arap ulkelerindeki bazi Durzi ve Hristiyan toplumlarinda da hatta Bati nin Hristiyan cogunluklu gelismis sanayi toplumlarinda da namus cinayetlerine rastlanmaktadir Namus cinayetleri en basta zina nedeniyle islenirken evlenmek istemeyen ya da bosanmak isteyen hatta tecavuze ugrayan kadinlar da esleri veya akrabalari tarafindan oldurulmektedir Boylesi durumlarda kadinlara uygulanan zulum ve cezalardan erkekler muaf tutulmaktadir Basta Banglades olmak uzere Hindistan Pakistan Afganistan Kambocya gibi Guney Asya ulkelerinde erkeklerin oc almak icin kadinlarin yuzlerine asit atmasi sucu cok yaygin gorulmektedir Banglades teki Asit Kazazadeleri Dernegine gore asit saldirisina ugrayanlarin yuzde 70 ini kadin ve cocuklar olusturmaktadir Yuzde 70 lik kesimin yuzde 30 u da 18 yas alti genc kizlardir Asit atmanin gerekceleri ise kiskanclik aile ici siddet ceyiz ve toprak anlasmazliklaridir Ucuza kolayca bulunabilen asit kurbanlarda agir yaniklara yol acmakta yuzleri ve bedenlerinde agir tahribat yaratmaktadir Suclularin hemen hepsi erkeklerden olusmakta ve bunlarin sadece yuzde 10 u mahkeme karsisina cikarilabilmektedir Iran da cok istisnai durumlar haricinde kadinin bosanma hakki yoktur Islam seriati ile yonetilen ulkelerde bazi durumlarda zina yapan kadin ve erkeklere recm cezasi uygulanmaktadir Is ve calisma hayati Ekonomi Dunyadaki 1 2 milyar yoksulun 70 ini kadinlar olusturmaktadir Dunya capinda kadinlarin buyuk bir bolumu egitim ogretim hakkindan yoksun veya ikinci planda birakilmaktadir Tum dunyada is ve calisma hayatinda kadinlara yonelik negatif ayrimcilik hukum surmektedir 280 milyonluk Arap dunyasinda her 2 kadindan 1 i okuma yazma bilmemektedir Kadinlar gerek is bulma gerekse isten cikarilma konusunda haksizliga ugramaktadirlar Bircok is yerinde kadin calisanlara ayni isi yapan erkeklerden daha az ucret ve maas odenmektedir Ornegin 2009 yilinda yasanan kuresel ekonomik durgunluk en cok kadin calisanlari etkilemistir Ekonomik durgunluk karsisinda is yerlerindeki calisan sayisinin azaltilmasina gidilirken oncelikli olarak kadin calisanlar isten cikarilmislardir Kadinin konumunun daha dusuk oldugu bazi toplumlarda kidem tazminati odenmesini engellemek amaciyla kadinlara isten cikartma anlasmalari imzalatilmaktadir Asya ve Guney Amerika daki 10 ulkede yapilan bir arastirmaya gore kadinlar genellikle is guvencesi olmayan alanlarda is bulabilmekte ve kirsal alanlardan buyuk sehirlere gelen gocmen calisanlar gundelik islerden aldiklari ucretlerle gecinmeye calismaktadirlar Kadin kontenjani Is yerlerinde ya da cesitli heyetlerde kadinlar icin asgari bir oraninin duzenlemesi anlaminda kullanilmaktadir Bununla elde edilmek istenen amac toplumda ozel olarak da politikada ve ekonomide erkek ve kadinin hak esitligidir Saglik Tum dunyada saglik calisanlarinin yuzde 70 i kadindir Afrika daki hamile kadinlarin olum riski Bati Avrupa dakilerden 180 kat daha fazladir GenelGelismekte olan ulkelerdeki kadinlar gunde ortalama 20 litre suyu 6 km tasiyorlar Multecilerin 80 ini kadinlar olusturuyor Dunya daki arazilerin sadece 1 i kadinlara ait Siyasette ve is dunyasinda da kadinlarin orani gelismis ulkelerde bile epey dusuk Okuma yazma bilmeyen ve egitim hakkindan mahrum 1 milyardan fazla yetiskinin 2 3 u kadin Internet kullanicilarinin 42 si kadin OECD ulkelerindeki bilimsel ve teknik alanlardaki universite mezunlarinin 30 u kadin ABD deki mucitlerin 10 u kadin Dunyadaki mal varliklarinin 14 trilyon dolarlik kismi kadinlara ait Sadece Japonya ve Peru da is kuran kadin sayisi erkeklerden fazla Haber veya roportajlara konu olanlarin 21 i kadin Gazetecilerin 1 3 u kadin olmasina ragmen bolum sefi editor ya da patronlarin sadece 1 i kadin Avrupa Birligi ndeki cinsiyetler arasi en yuksek gelir adaletsizligi yaklasik 25 farkla Kibris Estonya ve Slovakya da goruluyor Yeni universiteyi bitirmis kadinlar erkeklerden 20 daha az para kazaniyor Bu fark 10 yil icerisinde 31 e yukseliyor Tartismalar Konu uzerine tartismalar asagidaki basliklar altindadir Oran ve adalet Bu konunun yandaslari bu tartismayi kadinlarin ilgili islerdeki azligini oranlarin yumusatilmasi ya da aceleye getirilmesinin sonucu olarak gorerek baslatmislardir Bunun tam olarak karsiti da erkek ayrimidir Bu nokta toplam cogunluktaki kadin orani amaclanandan az oldugunda guclenmistir Oran ve nitelik Cok merkezi onemde bir tartisma noktasi da elemanlarin sadece ve sadece nitelik veya arti olcutler ornegin kadin orani durumundaki cinsiyet gibi dogrultusunda yapilan secime yonelik taleplerdeki kavgadir Bu baglamda yine adalet onemli bir rol oynamaktadir Diger yandan kurulun veya makamin islevsel etkinligi dusebilir diye kaygi dile getirilmektedir ornegin bu durum daha az nitelikli adaylarin oran bicimsellik yuzunden daha nitelikli erkek adaylara tercih edildiginde ortaya cikmaktadir Oran ve demokrasi kurali Temel secme hakkiyla kadinlar da erkeklerle esit hakka sahip olmali boylece de kadinlarin da erkekler gibi daha cok basari sansi olmalidir Bu tartismalarin asil amaci da budur zaten Ayrica temel secme hakki prensibi belirli bir is ya da mevki belli bir grup icin ulasilamaz oldugunda genel secme hakkiyla karistirilabilir Bunun bir ornegi Lubnan dir Orada devlet baskani Hristiyan hukumet baskani sunni Musluman olmalidir gibi kesin kurallar vardir Oran ve anlasma ozgurlugu mulkiyet hakki Yasa yoluyla kadin oranlari ozel kuruluslar icin de gecerli olmasi halinde akit yapma ozgurlugu ve ozel mulkiyet kanununa bir sinirlama getirilmis olmaktadir Ornegin Norvec te yonetim kurullari baglaminda bir kadin orani soz konusudur Boyle bir isleyis ile bir girisimci icin kendisinin guvendigi bir yonetim kurulu uyesini belirleme hakki somut olarak elinden alinmis olmaktadir Bu kisitlama esasen Almanya da gecerli olan katilimci belirleyim hakki ile kiyaslaninca nispeten yumusak sayilabilir zira soz konusu bu yasal hukum geregi yonetim kurulu uyeleri sendika ve calisanlar tarafindan belirlenmesi gerekmektedir Sinif ve cinsiyet ayrimlarinin iptali Genel kadin haklari erkekler icin secme hakkinin bozulmasina paralel olarak yolunu kaybetmistir Sadece cok az ulkede o zamanlar Rusya ya bagli buyuk bir prenslik olan Finlandiya da 1906 da oldugu gibi her iki cinsiyete de secme hakki verildi Erkekler ne kadar cok sinirsiz secme hakkina sahip olursa kadinlar da buna bagli olarak o kadar uzun sure bunun icin mucadele etmek zorunda kaldilar Fransa ve Isvicre daha onceleri erkek egemen Avrupa ya dahil olsalar da bu gruptan ayni Yunanistan ve Bulgaristan gibi ayrildilar Bazi ulkelerde sosyal demokratlar kadinlari taleplerinde ilk destekleyen grup oldular Ancak bu gorusteki yoneticiler kadinlarin secme hakki icin sadece genel bir secme hakki cercevesinde mucadele etmistir yani erkeklerin secme hakkinin genisletilmesi baglaminda irade gostermislerdir ozellikle de bu yondeki mucadelede kadinlarin destegine ihtiyac duyuldugunda bu soz konusu olmustur Buna karsi genelde kadinlarin secme hakkinin toplu is hakkini elde etme yonunde bir engel olusturabilecegi kaygisini tasimaktaydilar Bircok ulkede liberaller kadinlara secme hakki verilmesi konusunda ilimliydi Ancak onemli olan sudur Liberal siyasetciler cogunlukla secme hakkinda direttikleri gibi siyasi katilimciligi sosyal durum veya egitim durumuna bagli olarak degerlendirmislerdir Burjuva sinifina mensup kadinlarin sinirli secme hakki alma durumu artmaya basladi Bu ilk olarak kadin haklari savunucularinin ilk adim olarak gordukleri cinsiyetler arasindaki sinirlarin kaldirilmasiyla genel secme hakkiyla takip edilecek bir surecti Avrupa genelinde tartisilan sorun ise isci sinifi ya da disi cinsiyete oncelik verilip verilmeyecegiydi Her politik gorusun negatif sonuclar getirmesinden korkuluyordu Sosyalistler ve liberaller her seyden once tutucu ve dincilerin kadinlarin secme hakkindan faydalanacaklarini dusunuyorlardi ve bu yuzden de tutucu partiler kadinlarin oylariyla sol ve liberal partileri guclendireceginden korkuyorlardi Ayrica kadinlarin secme hakki ilk adimda tam olarak emansipasyon olarak gorulmekteydi Bu siniflar arasi sinirlarin cok gecmeden kaldirilmasina sebepti aslinda Stratejiler ve metodlar Butun ulkelerde kadinlar ilk olarak talepleri konusunda seslerini gazeteler ve el ilanlariyla yukselttiler Sonralari ise lobilesme ve halka acilmanin dilekce ve yasa tesebbusleriyle olabilecegini anladilar Protestan ulkelerdeki kadin haklari savunuculari ise imza kampanyalarini tercih ettiler Bu yuzden de Izlanda da 11000 imzayla 1907 de kadinlara secme hakki verildi Sadece bazi ulkelerde Buyuk Britanya ve Hollanda gibi 20 Yuzyila kadar sokaklarda eylemler ve protestolar devam etti Bu konudaki aydinlanma hareketleri hikayeler ve tiyatro oyunlariyla Isvec te yayilmaya basladi Isvec 20 Yuzyilda filmler ve reklamlari bu konuda yayin araci olarak kullandi En yaratici yontemleri Ingiliz sufrajetler ortaya koymustur onlar kendi dukkanlarini acip mor beyaz ve yesil renkli kimlik birligi ni gelistirmislerdir Fransiz aktivistler vergi boykotu ve Fransiz Medeni Kanununu yok saymak gibi sivil itaatsizlikler denediler ancak hic taraftar bulamadilar Sadece Ingilizler bu konuda kitlesel hareketlerde bulundular Buyuk cogunluk buna katilirken 40 50 yaslarinin uzerindeki azinlik kitle bunu disinda kaldi Milletvekillerini esir aldilar pencere camlarini yerlerinden cikarip firlattilar ve atesler yaktilar Tutuklanmalarindan sonra bunu bir grubun aclik grevi takip etti Toplam olarak bakildiginda bunlar kadinlara secme hakki verilmesi icin yapilan hareketler bakimindan onemliydi Ustun cinsiyet tutumu kadinlar acisindan planlanmaya baslandiginda Guney Avrupa da oldugu gibi yeni ozgunlukler kisilikler ortaya cikti Bu yuzden de yasal bir politik duzenlemeye gidilmek zorunda kalindi Uluslararasi orgutlenme agi 1904 te Berlin de kadinlara oy hakki icin milletler arasi bir birlik kuruldu Amaclarindan biri de oy hakki konusunda cinsiyetler arasindaki uzakligi azaltmakti Hem bazi yasaklarin taraftarlarini hem de kadinlara secme hakki verilmesi durumunu genel olarak bir arada ele aldilar Bircok uye secme hakkina kavusmak icin uye oldu Bu milletlerarasi birlik bircok ulkedeki kadin gruplarini haklarini savunmak icin bir agda toplamayi amacliyordu Sadece bazi ulkelerin ana orgutlerini kendilerine dahil ettiler Bundan dolayi Polonya Cek Cumhuriyeti ya da Baltik ulkeleri bu birlikte yer almadi ve kadinlar ve erkekler icin politik haklar konusundaki bagimsizlik talepleri kimse tarafindan duyulamadi Sosyalist kadinlar Uluslararasi Kadinlar catisinda birlesti Ilk sosyalist kadin kongresi Stuttgart ta 1907 de Clara Zetkin baskanliginda gerceklesti Sosyal alt tabakalar icin genel secme hakki gibi aciliyet tasiyan konular kadinlar icin secme hakkiyla beraber ele alindi 1910 da Kopenhag daki ikinci bulusmada uluslararasi kadin gunlerinin baslangici sayilan kadinlara secme hakki icin ilan edilen mucadele gunu ne 8 Mart gunu karar verildi Kadin ayricalikli sinirlamalar Hemen hemen butun ulkelerde erkekler politik konularda yer alma bakimindan kadinlarin isteklerine ayni isteklerle karsilik vermislerdi Bu yuzden de kadinlarin kaderinde sadece evde calismanin oldugu ve politikanin erkek dunyasina ait oldugu dogal kural tekrar ortaya cikmistir Erkeklerin buyuk bir bolumu is yerlerini kadinlarla ozellikle de esleriyle paylasmak istememekteydi Ayrica kadinlarin sosyal rollerini bagimsiz olarak belirleyemeyecekleri de dusunulmekteydi Kadinlar cinsiyetlerle yaratilan sinirlarla erkekleri bulastirmadan mucadele ettiler Belcika ve Italya gibi bazi Katolik ulkelerde ve Ortodoks Bulgaristan da evli ve cocuk sahibi kadinlar cocuksuz kadinlara gore daha degerli sayildiklarindan secme hakkini daha once elde ettiler Bu yuzden de dogurganlik erkekler tarafindan bagimsizlik simgesi olarak dusunulmeye baslandi Amerika Birlesik Devletleri Anayasasi 19 Ek Madde Amerika Birlesik Devletleri Anayasasi nin 19 Ek Madde si 1 Haziran 1919 tarihinde kurultayda sunulmus ve 18 Agustos 1920 de ABD Anayasasi na eklenmistir Kabul edilmesindeki en onemli etken 36 eyalet olarak imzalayan Tennesse nin onamasi olmustur Disisleri Bakani Bainbridge Colby 26 Agustos 1920 de onamayi tasdik etmistir Bu ek madde hukumetin ve ulkelerin kisinin cinsiyeti nedeni ile secim hakkini kullanamamasini yasaklamaktadir Ek madde ozellikle kadinlarin oy hakkini genisletmistir Ingilizce Metin The right of citizens of the United States to vote shall not be denied or abridged by the United States or by any State on account of sex Congress shall have power to enforce this article by appropriate legislation Turkce Birlesik Devletler vatandasinin secme ve secilme hakki cinsiyeti nedeniyle ne Birlesik Devletler ne de herhangi bir eyalet hukumeti tarafindan reddedilebilir ya da kisitlanabilir Kongre bu ek maddeyi gecerli yasalarla yururluge sokmada yetkilidir Tarihi Ek madde bircok kadin savunucunun calismasiyla ortaya cikmistir The Silent Sentinels adli bir grup 1917 yilinda 18 ay boyunca dikkatleri cekmek icin Beyaz Saray onunde protesto yapmistir 9 Ocak 1918 tarihinde Baskan Woodrow Wilson Anayasa Ek Maddesi icin destegini bildirmistir Bir sonraki gun ABD Temsilciler Meclisi ek madde tasarisini kabul etmis fakat Senato ekim ayina kadar bu konunun tartisilmasi icin kabul etmemistir Senato oylama konusunda fikir birligine varmis ama ek madde iki oyla reddedilmistir Bunun uzerine Ulusal Kadinlar Partisi National Woman s Party kadinlarin oy kullanmalarina karsi olan senatorlerin tekrar secilmemesi icin 1918 yili sonbahar secimlerinde bir araya toplanmislardir Secimlerden sonra kurultaydaki cogu uye kadinlarin oy kullanmalari taraftariydi 21 Mayis 1919 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi ek maddeyi 340 a karsi 89 oy ve iki hafta sonra da senato 56 ya 25 oyla kabul etmistir 27 Subat 1922 de ek maddenin temyizi istenmis fakat onerge ABD Yuksek Mahkemesi tarafindan geri cevrilmistir Anayasa nin 19 Ek Maddesi Kadinlarin Oy Hakki 1920 Bazi tarihi adimlar 19 yuzyilin sonlarinda kadinlarin oy verme hakkina kavusabilmesi konusu kadin haklari hareketi icin onemli bir asama temsil etmistir Yeni Zelanda da kadinlara secme hakki 1893 yilinda secilme hakki 1918 de verilmistir Bu yasa tum kadinlari kapsar 1902 de Avustralya da kadinlar secme hakki kazanmistir 1906 yilinda Finlandiya kadin vatandaslarina secme ve secilme hakki taniyan ilk Avrupa ulkesi olmustur O yillarda Rusya buyuk carligina bagli bir dukluk olan Finlandiya dunyada ilk kadin milletvekillerinin meclise girdigi ulke unvanini da tasir 1907 yilinda 19 kadin milletvekili meclise girmeyi basarmistir Norvec 1913 te Danimarka ve o zaman Danimarka ya bagli olan Izlanda da 1915 te kadinlara oy hakki vermistir Kanada da Quebec bolgesi haric kadinlar 1917 de secme ve 1920 de secilme hakki elde ederken Quebec de kadinlara secme ve secilme hakki 1940 yilinda verilmistir 1917 de Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden bir kisminda da kadinlar secme ve secilme hakki elde etmislerdir Bu hak 1918 yili genel secimlerinde ilk defa kullanilmistir 12 Kasim 1918 de Avusturya kadinlarina oy hakki vermis onu takip eden gunlerde 30 Kasim 1918 de Almanya da kadinlarin secme ve secilme hakki yasayla garantilenmis ve 19 Ocak 1919 secimlerinde kadinlar ilk defa oy kullanmistir Amerika Birlesik Devletleri nde 1920 yilinda yururluge giren anayasa degisikligi ile ulke genelinde kadinlara oy verme hakki taninmis Kasim 1920 de kadinlar ilk parlamento secimlerine katilmislardir 1918 yilinda 30 yasinin ustunde olup bazi ozel durumlarda oy kullanabilme hakkini elde etmis olan Birlesik Krallik kadinlari icin tam oy hakki 1928 yilinda saglanmistir Guney Afrika Cumhuriyeti irklarina gore kadinlara 1930 da beyaz irka 1984 te Hint irkina 1994 te de siyah irka oy hakki tanimistir Turkiye de kadinlar 20 Mart 1930 da belediye secimlerinde secme hakki kazandilar 1933 te Koy Kanunu nda muhtar secme ve koy heyetine secilme hakki duzenlendi Milletvekili secimlerinde secme ve secilme hakkina ise 5 Aralik 1934 te yapilan anayasa degisikligiyle kavustular 8 Subat 1935 te ilk defa meclis secimlerine katilan Turk kadinlari mecliste 18 sandalye elde ettiler Fransa da 4 Ekim 1944 te yapilan yasa degisikligiyle kadinlara secme ve secilme hakki verildi 29 Nisan 1945 te ilk defa belediye secimlerine katilan kadinlar 21 Ekim 1945 te de ilk defa parlamento secimlerinde oy kullandilar 1925 te belediye secimlerinde oy kullanmaya baslayan Italyan kadinlari 1946 da ilk genel secimlere katildilar Brezilya da 1934 te Filipinler de 1937 de Arjantin ve Meksika da 1946 da Japonya da 1945 te Cin de 1947 de Liberya da 1947 de Uganda da 1958 de ve Nijerya da 1960 ta kadinlar oy verme hakkina sahip oldular Isvicre de kadinlarin secme ve secilme hakkini elde etmesi 7 Subat 1971 de gerceklesirken Isvicre ye bagli Appenzell kantonunda ise 1990 i bulmustur 8 Mart Dunya Kadinlar Gunu 28 Subat 1909 da New York ta bir Kadinlar Gunu duzenledikten sonra 1910 Uluslararasi Sosyalist Kadin Konferansi her yil bir Kadinlar Gunu duzenlenmesini onerdi 1917 de Sovyet Rusya da kadinlar oy hakki kazandiktan sonra 8 Mart ulusal bayram oldu Kadinlar Gunu 1967 de feminist hareket tarafindan benimsenene dek agirlikli olarak sosyalist hareketler ve komunist ulkeler tarafindan kutlandi 1975 te Birlesmis Milletler tarafindan kutlanmaya baslandi Birlesmis Milletler Genel Kurulunun 16 Aralik 1977 yilinda aldigi karari ile uye ulkeler kendi geleneklerine ve tarihlerine uygun bir gunu Uluslararasi Kadin Haklari ve Uluslararasi Baris Gunu ilan etmeye davet edildi 8 Mart 20 yuzyilin baslarindan bu yana kadinlarin talep ve ozlemlerini dile getirmedeki kararliliklarini sergiledikleri ve bu gune dek hic de kucumsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gun oldu Kadinlarin daha esit ve daha yasanilir dunya icin baslattigi mucadele toplumlarin her kesiminde yankisini buldu ve destek gordu Gunumuzde uluslararasi insan haklari belgelerinde her insanin esit ve ozgur dogdugu herkesin insan haklarina ve temel ozgurluklerine hicbir ayrim gozetilmeksizin firsat esitligi cercevesinde sahip oldugu ve cinsiyete dayali ayrimciligin kabul edilemezligi ilkeleri yer aldi HareketleriStratejiler ve yontemleri Butun ulkelerde kadinlar taleplerini ilk olarak gazetelerde ve bultenlerde duyurmuslardir Daha sonra da dilekce ve yasama girisimi ile lobilesme ve halkla iliskilere yonelmislerdir Protestan ulkelerde kadin haklari savunuculari imza listeleri olusturmakla ugrasmislardir Boylece 1907 yilinda Izlanda da Kadin Haklari Birligi 11 000 kadinin imzasi ile kadinlarin da secme hakkina sahip erkeklerin sayisi kadar olduklarini gosterebilmislerdir Sadece Ingiltere ve Hollanda gibi devletlerde 20 yuzyilin baslarinda sokak protestolari ve gosteriler yapilmistir Kurgusal hikayeler ve tiyatro eserleri araciligiyla egitim calismalari Isvec te yayginlasmistir Isvicre de de 1920 lerde film ve isikli reklamlar gibi modern reklamlar kullanilmistir Daha sonralari kadin haklari talep ederken yuksuk kursun kalem sofra takimi ve cep aynasi gibi gunluk ogeler populer olmustur En hayalperestleri de Ingiliz Sufrajet ler olmustur onlar kendi magazalarini acmis ve erguvan beyaz ve yesil renkli Corporate Identity i kimlik birligi gelistirmislerdir Fransiz eylemciler vergi boykotu ve medeni kanunun yakilmasi gibi isyanci eylemlerini yurutmuslerdir Ancak kendilerine taraftar bulamamislardir Bu olay sadece Ingiltere de kitle hareketine donusmustur Buyuk cogunluk eylemleri ilimli bir sekilde duzenlerken kucuk bir azinlik 40 50 yil sonra milletvekillerine saldirmak pencere dogramalarini kirmak ve yangin cikarmak gibi basarisiz protestolar yapmislardir Yakalandiklarinda da aclik grevi yapmislardir Genel olarak onlarin endiselerini kulturel kabul cercevesinde gidermek secme haklari hareketleri icin onemli bir olgu olmustur Yerlesik cinsiyet ortaminin kadinlara resmi bir cikis yolu onermedigi anlasilinca guney Avrupa da oldugu gibi siyasal hayata katilima taleplerin mesruiyeti yonunde yeni kimlikler olusturulmustur Uluslararasi Ag 1904 yilinda Berlin de kadinlarin oy hakki icin bir dunya federasyonu kurulmustur Bu federasyonun amaclarindan birisi cinsiyetler arasi oy hakki mesafesini azaltmaktir Bu federasyon hem kisitlanmis taraftarlarin hem de butun kadinlarin haklarini birlestirmistir Butun yurttas uye dernekleri oy hakki icin girisimde bulunmuslardir Dunya federasyonu dunya capinda bir ag icin kendi duzenli kongrelerini yapan ve bircok ulkeden haklari icin gelen kadinlari destekleyen onemli bir arac olarak bir cati organizasyonu olusturmustur Sosyalist kadinlar Uluslararasi Sosyalist Kadin Konferansi nda bir araya gelmislerdir Ilk konferans 1907 yilinda Clara Zetkin onderliginde Stuttgart ta duzenlenmistir Bu konferansta erkek vatandaslara taninan oy hakkinin aynisi tum sosyal tabakalari kapsayacak sekilde kadinlar icin de talep edilmistir 1910 yilinda Kopenhag daki ikinci konferansta tum dunyada kadinlarin birlik dayanisma ve mucadele gunu olarak bir Kadinlar Gunu kutlanmasi kararlastirilmistir Bircok ulkede ilk gosteriler kadinlarin secme hakki icin duzenlenmistir Sinif ve cinsiyet ayriminin kaldirilmasi Genel kadin haklarini elde etme ugrasi erkeklerin secim hakkinin kaldirilmasi ugrasi ile ic ice girmistir 1906 yilinda o donemlerde Rusya ya bagli olan Finlandiya Granduklugu gibi cok az devlette her iki cinsiyet icin genel yururlukte olmustur Erkekler kayitsiz sartsiz secme hakkina sahip oldukca kadinlar da bunun icin daha uzun sureli mucadele etmek zorunda kalmislardir Avrupa nin tipki Yunanistan ve Bulgaristan da gibi erkek egemenligi onde olan en eski devletleri olmalari nedeniyle Fransa ve Isvicre sonradan bu hakki elde etmislerdir Bazi ulkelerde kadinlarin istekleri dogrultusunda ilk destekleyenler sosyal demokratlar olmuslardir Erkeklerin secme hakkinin genellenmesine duyduklari ilgiye bagli olarak ve kadinlarin destegine ihtiyac duyduklari zaman kadinlarin oy kullanma hakkiyla yakindan ilgilenmislerdir Sik sik iscilerin secme hakkini kabul ettirmek icin kadinlarin secme hakkinin bir engel olabileceginden endise etmislerdir Bircok devlette liberaller kadin secme hakki ile ilgilenmislerdir Ancak sonuc olarak liberal politikacilar bir ortak kabul diretmislerdir ve sosyal durumun veya egitimin bagli oldugu bir politik katilimda bulunmuslardir Bu durumda kadin vatandaslarin cogunlugu sinirlanmis olsa da hemcinsleri icin bir secme hakki talep etmislerdir Ilk etapta bir kisim kadin haklari savunuculari tarafindan ilk adim olarak gorulen cinsiyet ayriminin kaldirilmasi gerceklesmistir bunu daha sonra genel secim hakkinin elde edilmesi takip etmistir Butun Avrupa da bir soru olusmaya baslamistir Isci sinifina mi yoksa kadinlara mi oncelik verilmeli Her bir taraf bu sorunun kendisi icin olumsuz sonuclar dogurmasindan korkmustur Sosyalistler ve liberaller her seyden once kadinlarin oy haklarindan tutucularin ve asiri dincilerin fayda saglamasindan endise etmislerdir ve tutucu partiler kadinlara taninacak oy haklari sayesinde sol ve liberal partileri guclendirmesi tehlikesinden korkmuslardir Kadinlara ozgu kisitlamalar Neredeyse butun devletlerde erkekler kadinlarin politik katilim talebine ayni sekilde itiraz ederek mesafeli durmuslardir Boylelikle politika erkeklerin dunyasina ait iken evdeki islere uygun gorulen kadinlarin dogal oylama haklari ileri surulmustur Erkeklerin buyuk cogunlugu yetki alanlarini kadinlarla ozellikle de ilk olarak esleriyle paylasmak istememislerdir Erkekler kadinlarin sosyal rolleri yuzunden bagimsizca karar veremeyeceklerini dusunmuslerdir Ingiliz reformcular ailede esler arasinda politik ayrimlara sebep olabileceginden 1867 Reform Eylemi ne dair kadinlarin secme hakkini onlemislerdir Bu sebeple Iskandinavlarda ve Ingiltere de ilk olarak bekar ve bosanmis dul kadinlar secme hakkini elde etmis ve idari gerekcelerle evli kadinlar da esleri ile temsil edilmislerdir Kadinlar cinsiyetlerinden kaynaklanan engellere karsi mucadele etmislerdir erkekler bu engellerle hic karsi karsiya kalmamislardir Anneler Belcika Italya ve Ortodoks Bulgaristan da yerel secme hakkini elde etmislerdir bu ulkelerde annelerin bu ayricaligi elde etmesinin sebebi de cocugu olmayan kadinlara nazaran toplumda daha degerli olmalaridir Bu dusunceye erkekler de hicbir zaman karsi cikmamislardir Parlamenterler kadin secme hakkinin sozde beklenmeyen sonuclarini en aza indirmek icin kadinlara ozel oylamayi olanakli kilacak tum bicimleri uzerine tartismislardir Yunanistan gibi bazi ulkelerde kadinlar icin saglam bir egitim oylama kosulu konulmus kadinlar erkek secmenlerin tam tersine okul egitimlerini kanitlamak zorunda kalmislardir Ingiltere Macaristan ve Izlanda da ara sira kadinlar icin yas kosulu uygulamislardir Boylece 30 ile 40 yas arasindaki kadinlar secme haklarini kullanmislardir Baska bir bicimi de ahlak kosuludur Avusturya Ispanya ve Italya daki sokak kadinlari agir bir ayrimcilikla karsi karsiya getirilerek secme hakkindan mahrum birakilmistir Bu sirada bu kisitlamaya dahil olmayanlar secme haklarini kullanmislardir Kadin ve kadin yurttas haklari bildirgesiKadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi frans Declaration des droits de la femme et de la citoyenne Eylul 1791 de Fransiz yazar Olympe de Gouges tarafindan Fransiz Millet Meclisinin yasa cikarmasi icin yayinlanmistir Bu bildirgede kadinlarin hukuki politik ve sosyal alanda esit kilinmasindan bahsedilmistir Bu yazi 26 Agustos 1789 da Fransiz Devrimi sirasinda ilan edilen Insan ve Yurttas Haklari Bildirgesi ne bir tepki olarak yayimlanmistir Ilk bildirgenin icerdigi hak ve yukumlulukler sadece resit vatandaslar icin gecerli olmustur Resit vatandaslar da o zamanlar erkekler olarak tanimlanmistir Kadinlarin secme resmi dairelere girme calisma ozgurlugu mulkiyet haklari verilmemistir ve onlara verilmemistir Icerik Kral a mektup Kadin haklari Kadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi Millet Meclisi ne Onsoz I ve XVIII arasi maddeler Son ekleme Kadin ve erkek arasindaki sosyal anlasma formu Iki dipnotKadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi nin Ozeti Madde I Kadin ozgur dogar ve erkeklerle haklar bakimindan esittir Madde II Her siyasi dernegin amaci kadin ve erkegin dogal ve daimi haklarini korumaktir Bu haklar ozgurluk mulkiyet guvenlik ve ozellikle baskiya karsi koymaktir Madde III Her bir devlet gucunun esasi kadin ve erkeklerin birligine ve onlarin ulustaki varliklarina dayanmaktadir Madde IV Ozgurluk ve adalet digerine ait olan her seyin iadesinden olusmaktadir Boylelikle erkegin daimi zulmune karsi cikma haklarini uygulamanin siniri olmamaktadir Sinirlar doga ve akil cercevesinde duzenlenmelidir Madde V Doga ve akil yasalari toplum icin zararli olabilecek tum davranislari yasaklar Bu yasalarin izin verdigi ve ilahi yasalarin yasaklamadigi hicbir sey engellenemez Madde VI Yasa genel iradenin ifadesi olmalidir Butun kadin ve erkek vatandaslar sahsen veya bir vekil araciligiyla yasanin olusumuna katkida bulunmalidir Butun kadin ve erkek vatandaslar yasanin onunde esit olup butun rutbe pozisyon ve resmi dairelere esit olcude kabul edilmelidir Madde VII Hicbir kadin bu yasalarin disinda birakilmayacaktir Kadin belirli durumlarda yasalar onunde suclanacak tutuklanacak ve hapsedilecektir Kadinlar da erkekler gibi hukmu kesin olan bu yasalara bagli olacaktir Madde VIII Yasa sadece mutlak acik ve gerekli cezalar vermelidir Madde IX Suclu bulunan her bir kadina yasanin yaptirimlari uygulanir Madde X Kimse genel bir politika olsa bile mahkumiyetinden dolayi dava edilemez Kadin daragacina cikma hakkina sahiptir ayni olcude konusmaci kursusune cikma hakkina da sahiptir Madde XI Fikir ve dusuncelerin ozgurce ifadesi kadin haklarinin en degerli maddelerinden biridir cunku bu ozgurluk babalarin cocuklariyla olan babalik baglarini garanti altina alir Boylelikle her kadin vatandas onu gercekleri gizlemeye zorlayan barbarca onyargilar olmadan Ben bize ait olan bir cocugun annesiyim diyebilir Madde XII Kadinlarin ve kadin yurttaslarin haklarinin guvence altina alinmasi daha buyuk bir yarari ortaya koyar Bu guvence bu haklarin tanindigi kisilerin ayricaligi olmamalidir herkesin yararina hizmet etmelidir Madde XIII Devletin giderleri ve idari giderler icin kadin ve erkeklerin katkisi esittir Kadinlar butun yukumluluk ve yorucu islerde katkida bulunurlar bu nedenle gorev is talep onur ve zanaatte de paylasima katilirlar Madde XIV Kadin ve erkek yurttaslar kendileri veya temsilcileri araciligiyla vergilerin zorunlu olup olmadigina karar verme hakkina sahiptir Kadin yurttaslar sadece varliklarinda degil ayni zamanda resmi kurumlarda vergilerin toplanmasi bunlarin kullanilmasi ve suresinin belirlenmesi surecine esit oranda katilabildikleri takdirde bunu kabul ederler Madde XV Vergi odemesinde erkeklerle bir olan kadinlar resmi devlet memurundan mali islerle ilgili bilgi alma hakkina sahiptir Madde XVI Haklarin garantisinin olmadigi ve gucler ayriliginin belirlenmedigi bir toplumun anayasasi yoktur Ulusu olusturan bireylerin cogunlugu yasanin bicimlendirilmesinde katkida bulunmadiysa o yasa yoktur ve gecersizdir Madde XVII Birlikte veya ayri olarak mulkiyet her iki cinsin hakkidir Kimse ulusun asil miras payindan yoksun birakilamaz Onemi ve etkisi 1789 bildirgesinden hemen sonra ilan edilen ve bir onsoz ile 17 maddeden olusan Kadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi her ne kadar onsozde cesaret gibi guzelligi de dusunen cinsiyeti tanimlasa da kadinlar icin sadece basit bir karsit tasari olmamistir Bu bildiride sik sik ulusu olusturan her iki cinsiyet de ifade edilmistir Olympe de Gouges in l homme Fr ilk yaygin anlami ile erkek ikinci anlami ile insan sahis kelimesi yerine kadin ve adam sozlerini kullanmasiyla da her iki cinsiyet acikca betimlenmistir Madde VII de de kadinlarin ayricaliginin olmadigi belirtilmistir Her iki bildirgede de surekli olarak ozgurluk esitlik guvenlik ozel mulkiyet hakki ve baskiya karsi cikma hakki talep edilirken 1789 bildirgesindeki olumsuz olarak yer alan ozgurluk kavrami de Gouges tarafindan olumlu olarak degistirilmistir Ozgurluk baska birine zarar vermeyen her seyi yapabilmekte dugumlenmektedir Madde IV de ozgurluk ve adalet ait olan seyin iade edilmesi anlamina gelmektedir Esit haklarin ve esit gorevlerin karsilanmasi gerekliligi de Gouges un esas gorusu olmustur Bu nedenle de Gouges un bildirgesinin en onemli ve bilinen sozu ortaya cikmistir Kadin daragacina cikma hakkina sahip oldugu olcude konusmaci kursusune cikma hakkina da sahiptir Kadin ve Kadin Yurttas Haklari Bildirgesi nin tarihi onemi de kadin ve erkekleri yucelten genel bir istek olan ilk evrensel insan haklari bildirgesi olmasindan kaynaklanmistir Icinde var olan toplumsal duzen ile aydinlanmanin kritik tartismasi da yansitilmistir Tarihsel etki olarak da edebiyatta farkli yerler almistir Bir taraftan 1791 bildirgesinin sadece bes ornekle yayinlandigi ve siyasi olarak tamamen goz ardi edildigi isaret edilirken diger taraftan da bu bildirge tum Fransa da ve yurtdisinda da heyecan uyandirdigi anlamina gelmistir Gouges un bildirgesi bugun tarihi dokumanlarin cogunda ve listelemelerde eksik olarak gorulmustur 1972 de Fransiz ulusal kutuphanesinde fark edilmeden duran metin Hannelore Schroder tarafindan tekrar bulunmus ve 1977 yilinda da Almanca olarak yayimlanmistir Bilim dunyasinda isim yapmis bazi kadinlar 1891 1982 nukleer tibbin kurucularindan biridir Gadys Anderson Emerson 1903 1984 insan vucudunda vitamin eksikligi hakkinda bilgiler toplamis E vitaminini saf formda izole eden ilk kisi olmus bir tarihci biyokimyaci ve beslenme uzmanidir 1907 1990 embriyo parcalarinin nakli tekniginde usta olan bir embriyologdur Jocelyn Crane 1909 1998 etoloji ve ozel olarak da kucuk hayvanlarin sosyal davranislari uzerine zor sartlar altinda degerli saha calismalari yuruterek bilime buyuk katkilarda bir zoologdur Chien Shiung Wu 1912 1997 radyoaktiviteye onemli katkilar yapmis bir deneysel fizikcidir Ayrica bakinizKadina Karsi Her Turlu Ayrimciligin Yok Edilmesi Sozlesmesi CEDAW Feminizm Islam da kadin Turkiye de kadin haklariKaynakca Ingilizce women s rights The American Heritage Dictionary of the English Language Fourth Edition 2000 16 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 23 Eylul 2007 a b c d e f g h i j k l m n o p q r Cins InternationalWomensday com 28 Mart 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Aralik 2009 thisweek co uk 29 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Agustos 2016 a b 24 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Nisan 2010 2 Nisan 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Aralik 2009 sucveceza com Asit vahseti hiz kesmiyor olu kirik baglanti TRT Haber Erisim 8 Haziran 2009 Independent Turkce 23 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ekim 2022 The Week UK Ingilizce 14 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Ekim 2022 Arap kadinlarinin yarisi cahil 9 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ntvmsnbc com Erisim 07 Mart 2006 a b c Dunya basininda bugun olu kirik baglanti TRT Haber Erisim 30 Mart 2009 www who int Ingilizce 19 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ekim 2022 a b c d Ingilizce woman suffrage The Columbia Encyclopedia Sixth Edition 2001 05 8 Agustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 23 Eylul 2007 Kadin orgutlerinden cagri Kadini yok sayan partilere oy vermeyin Demet Bilge Ergun Radikal 07 Ocak 2007 15 Aralik 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 23 Eylul 2007 Birlesmis Milletler in Dunya Kadinlar Gunu tarihcesi hakkindaki sayfasi 8 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mart 2020 undocs org sitesi 9 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Nisan 2021 Dis baglantilarKadin Haklari Hakkinda Detayli Bilgi olu kirik baglanti dergiler ankara edu tr 4 Mart 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde www ksgm gov tr Pdf egitim olu kirik baglanti