Kommagene Krallığı, İrani Orontid Hanedanı'nın Helenleşmiş bir kolu tarafından yönetilen Greko-Pers krallığıdır. Partlar, Ermeniler ve Romalılar arasında tampon bir ülke olmuştur.
Kommagene Krallığı Βασίλειον τῆς Kομμαγηνῆς | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MÖ 163-MS 72 | |||||||||
MS 50'de Kommagene | |||||||||
Başkent | Samosata | ||||||||
Yaygın dil(ler) | Antik Yunanca (Resmi Dil) Persçe (Yöneticilerin Dili) Aramice (Halk Dili) Asurca (Halk Dili) Ermenice (Halk Dili) | ||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||
| |||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
| |||||||||
Günümüzdeki durumu | Türkiye Suriye |
Tarih
Tarih Öncesi Dönem
MÖ 5000 ile MÖ 3000 yılları arasındaki dönemi kapsayan Kalkolitik Dönem’in erken dönemi (İlk Kalkolitik Dönem) olarak bilinen Halaf kültürü, Samsat'ta kendini göstermiştir. Her ne kadar MÖ 7.000 yılına ait bulgular elde edilse de sosyal hayatın Samsat'ta Halaf kültürünün etkisiyle başladığı düşünülmektedir.
Bölgenin Sümer kaynaklarında geçmesi ve Luviler
MÖ 2144-2124 yılları arasında hüküm süren Sümer hükümdarı Gudea'nın yazıtlarından Aratta olarak alınan bölge içinde bulunan kenti (Sümerce: Ḫaḫḫum, Hititçe: Ḫaḫḫa), Sümer yazıtlarında altın kaynağı olarak kaydedilmiştir. Hahhum, Samsat yakınlarında bulunan ve büyük ihtimalle Kummuh veya benzeri bir ismin Sümercedeki söylenişidir. Bölgenin Sümer kaynaklarında geçen isminin Luvice olduğu düşünülmektedir.
Tarihte bölgede yaşayan ve adı bilinen ilk kavimler Hititler ve Luvilerdir. Bölgede Hititlerden önce MÖ 2300 - MÖ 1700 yılları arasında Luvilerin olduğu düşünülmektedir. Bölge, Luvilerin en doğu kollarından biriydi. MÖ 1700'lerden sonra ise Hititlerin ağırlığı hissedilmektedir.
Hitit İmparatorluğu ve Geç Hitit Dönemi
Hititler ile tarih sahnesine çıkan bölge sonraki yıllarda, özellikle MÖ 1200 civarında Hitit-Mitanni mücadelesine sahne oldu. Hitit ülkesi, Deniz Halkı denilen grup başta olmak üzere kuzeyli istilacıların baskıları sonucu yıkılınca Geç Hitit devleti ortaya çıkar.
Önceleri Hitit Devleti'nin kontrolünde olan bölge Hititlerin merkezi yönetiminin yıkılmasıyla sonraki zamanlarda, Kummuh (veya Kummuhu, Qummuh, Qumahai, Kummukh) adıyla anılan bu bölge, bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Ancak büyük güçler arasında denge politikası izlediğinden er geç diğer Geç Hitit devletleri gibi Asur güdümünde olmaktan da kurtulamamıştır. Bu krallığın aynı adı taşıyan başkenti, bugün Atatürk Baraj Gölü'nün altında kalan Samosata (Samsat) Höyük'tür. Bu şehir doğu ve batı arasında önemli bir nehir olan Fırat Nehri'nin ender geçiş verdiği bir yerlerden biridir. Kummuh Krallığı’nın sınırları bugün hemen hemen Adıyaman ili sınırları ile örtüşür.
Bölge ilk kez MÖ 886’da Kummuh kralı ’nin Yeni Asur İmparatorluğu’na vergi ödediği bilinir. Kummuh, Patin Kralı Lubarna ile birlikte Assur hükümdarı II. Aşurnasirpal'e vergi ödeyip karşılığında korunma edinen sayısız küçük krallıktan sadece biriydi. Bu göreli tek taraflı ilişkinin varlığı ’nde bulunan 'ndaki yazıt ile kanıtlanır.
III. Şalmanezer'in MÖ 858 yılında vergisini ödemek istemeyen Gurgum kralı Mutallu'nun üzerine bir sefer düzenlemiştir. Bu sırada Kummuh Kralı Katazili de Gurgum'u açıktan olmasa da ona yakın durmaktadır. III. Şalmanezer, bölgeye geldiğinde ise iki ülke de savaşsız teslim olur. Katazili'den sonra de Asur'a haraç ödemeye devam eder.
Daha sonra Asur'un aldığı yüksek vergilerden dolayı içinde Kummuh'un da olduğu sekiz devlet isyan eder ve MÖ 805’de Asur kralı olan III. Adad-nirari, sekiz kralın oluşturduğu ittifaka karşı bir sefer düzenler. İttifakı yenerek bu devletleri tekrar etkisi altına alır ancak yıkmaz. Bu olaydan birkaç sene sonra III. Adad-nirari, Kummuh Kralı ile Gurgum (Kahramanmaraş civarı) kralı oğlu arasındaki sınır sorununu, Kummuh lehine yeniden düzenler. MÖ 796 dolaylarında MÖ 805 seferine neden olan ittifaktan bir kez daha bahsedilir. Bu defa ittifakı oluşturanların arasında Gurgum da katılır.
Sonraki çağlarda bu bölgeye ve bölgeye hakim olan krallığa “Kommagene” adının verilmesi veya bu şekilde adlandırılmasının kökeninde Geç Hitit devletçiği olan "Kummuh" adının söz ve ağızda değiştirilerek Hellenize olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Asur ve Urartu İmparatorlukları Dönemi
Yeni Asur İmparatorluğu Dönemi'nde yazıtlarda "Kummuh" olarak geçmektedir. İmparatorluğa bağlıyken III. Şalmaneser’in ölümünden sonlara doğru büyük bir isyan hareketi başlattığı ve kısa süreli bir bağımsızlık kazandığı anlaşılmaktadır. Denge siyaseti izleyen Kummuh Krallığı, Asur ile ilişkilerinin bozulduğu zaman Urartuların hakimiyetini tanımaya meyilliydi. Bu yüzden Urartu Kralı II. Sarduri, batıda Melid (Malatya) üzerine yaptığı seferde Fırat’ı geçerek Kummuh Kralı üzerine ilerlemiştir. II. Sarduri, vergi almakla yetinmeyip bölgeyi doğrudan kendine bağlamaya kalkınca Kummuh savunma savaşı verdiyse de başarısız oldu. II. Sarduri'nin bu seferi, Doğu Akdeniz’e ulaşan ticaret yollarını denetlemek isteyen Asur ile Urartu arasında çatışmaya neden olmuştur.
Böylece Urartu Devleti, MÖ 8. yüzyılın ortalarında batısında kalan ve olarak adlandırdığı birçok Geç Hitit devletinde olduğu gibi Melid ile beraber Kummuh’u da vergiye bağlamıştır ve böylece Urartu kralı II. Sarduri zamanında Urartulara bağlı hale gelmiştir. Asur'u tekrar egemen güç haline getiren ve bu durumdan rahatsız olan Asur Kralı III. Tiglat-Pileser, MÖ 743 yılında Anadolu'ya bir sefer düzenler Urartu Devleti ve vassal müttefikleri (Tabal kralı Wassusarma, Gurgum kralı Tarhulara, Melid kralı Sulumal, Kummuh Kralı Kuştaşpi, Keveh Kralı Urukki, Arpad Kralı Mat’ilu, Karkamış Kralı Pisiris) ile karşı karşıya gelir. III. Tiglat-Pileser, MÖ 743 yılında Urartular ve müttefiklerine karşı gerçekleştirdiği (Gölbaşı) 'nda zafer kazanarak bu bölge ile beraber birçok bölgeyi tekrar krallığına kazandırdı. Bu savaşta 73 bin esir alınır. Kummuhu kralı Kuştaşpi, Assur hakimiyetini tanır veya tanımak zorunda kalır. Savaştan önce koalisyon, kendileriyle birlikte hareket etmeyen Sam’al kralı Barşur’u öldürtmüşlerdi. Bu yüzden suçlu bulunmalarına rağmen Melid Kralı Sulumal, Gurgum Kralı Tarhulara ve Kummuhu Kralı Kuştaşpi affedilir.
Koalisyonu dağıtan Asur kralı, Sam’al krallığının başına II. Panamuwa’yı getirir. Ancak ondan da haraç alır. Geç-Hitit Devletleri böylelikle Asur’un üstünlüğünü kabul eder. Ayrıca bu ittifakta Unqi’nin yer almaması bu devletin Asur yanlısı olduğunun bir göstergesidir. Halpa yenilgisi Urartu Devleti’nin Doğu Akdeniz ve Kuzey Suriye ticaretinden ve bölgenin maden kaynaklarından yoksun bırakmıştır. Bu yüzden Urartu'nun gücü büyük oranda kırılmış, Asur'un bölgedeki egemenliği pekişmiştir. Halpa Savaşı'na Urartu’nun müttefiki olarak katıldığı anlaşılan Geç Hitit devletleri ve bölgedeki diğer güçler Asur’a vergi ödemeye başlamışlardır. Asur bu tarihten sonra Mezopotamya’nın tek egemen gücü haline gelmiş, Doğu Akdeniz ve Geç Hitit bölgesi üzerindeki denetimini artırmıştır. III. Tiglat-Pileser, MÖ 735 yılında Urartuların başkenti olan Tuşpa'yı kuşatarak bölgedeki Urartu nüfuzuna son verildi. Bu savaştan sonra Kimmer ve İskit istilaları ile de zayıflayan Urartular yerine Orintid Hanedanlığı'nın yönettiği Ermeniler tarih sahnesine çıkmaya başladı.
Bölgedeki krallıkların özerkliği feshedilerek Yukarı Dicle Bölgesi'ni kapsayacak şekilde oluşturuldu ve Kummuh da bu eyalete bağlandı. Fırat’ın doğusundaki Arami kenti , eyalet merkezine dönüştürülerek içinde bir Asur sarayı inşa edildi. İlerleyen zamanlarda bölgenin ileri gelenleri, giderek güçlenen Muşkili Mita (Frig kralı Midas) önderliğinde Frigler ve Tabal'ın kurduğu koalisyonda yer alarak Asur İmparatorluğu’na karşı direnme konusunda işbirliği yapmaya başlamıştır. II. Sargon'un MÖ 718, MÖ 715, MÖ 714, MÖ 705 tarihlerinde gerçekleştirdiği seferlerde eski düzeni büyük ölçüde yeniden sağlamaya çalışmıştır, nitekim bölgenin MÖ 708 yılında tekrar Asur kontrolüne geçtiği görülmektedir.
Assur kralı II. Sargon, Kummuh’u ele geçirdiği vakit, imparatorluğun birçok bölgede yaptığı gibi kalıcı bir çözüm geliştirmek için şehirdeki buradaki tüm halkı da göçe zorlayarak Güney Mezopotamya’ya gönderdi ve bölgenin demografisini değişmesine neden oldu. Giden halkın yerine de Kummuh’a da güneyden getirttiği Babil soylu Samileri yerleştirdi. Hitit kökenli Kummuh halkı ise Asurlar arasında eriyerek yok oldu.
Asur'un zayıflamasıyla bölge, bağımsız hareket etme imkanı buldu veya Anadolu kökenli çeşitli devletlerin etkisi altına girdi. M.Ö. 8. yüzyılın sonları ve 7. yüzyılın başlarında Kimmer saldırıları nedeniyle zayıflayan Frigler ve diğer Anadolu devletleri Asur'dan yardım isteyince bölge tekrar Asur nüfuzu altına girdi. Kummuh, Asur yıkıldığı zaman gözden kaybolur. Asur başkenti Ninova’nın M.Ö. 612’de düşmesinin ardından Asur ordusundan ve onların Mısırlı yandaşlarından geriye kalan gruplar, ilk olarak Harran’a ve daha sonra da Fırat’ın batı kıyısına çekilerek Kumuh civarına yerleştiler. Onları Babilliler izleyerek Kummuh’u, yani Samsat’ı ele geçirirler. Böylece bölgede Hitit, Babilli, Mısırlı, Asurlu karışımı kozmopolit bir demografi oluşur. Buna dah sonradan Pers ve Yunanlar da eklenecektir.
Med ve Pers Hakimiyeti Dönemi
Ahameniş İmparatorluğu'nun MÖ 539 yılında Babil’i ele geçirmesiyle başlayan süreçte Anadolu'nun tamamı ilke birlikte bu bölge de MÖ 330 yılında Büyük İskender'in doğu seferine kadar Pers hakimiyetinde kalmıştır. Urartuların zayıflamasıyla ortaya çıkan Orintid Hanedanlığı, savaşmadan veya çok az bir mukavemetle Med İmparatorluğu ve Ahameniş İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiş ve hakim oldukları alanlar yine kendilerine verilerek bu imparatorluklar adına Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki satraplıklarını yönettiler. Buradaki Ermeni soylular, Persleşmeye başlamıştır.
Erken Helenistik Dönem
Helenistik Dönem, MÖ 331 yılında Büyük İskender'in doğu seferi sırasında bölgeyi, Gaugamela Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Ahameniş İmparatorluğu'ndan alarak kendi imparatorluğuna dahil etmesiyle başlamıştır. İskender, Perslerin sistemini aynen devam ettirerek bölgeyi yine Orintidlerin yönetimine bırakmıştır. Ancak daha öncesinde neredeyse tamamen Persleşmiş bölge soyluları bu noktadan sonra Helenleşme başlamıştır. İskender'in ölümünden sonra bölge, Seleukos İmparatorluğu'nda kalmıştır. MÖ 163 yılında Seleukosların bir satraplığı olduğu ilan edildi. Bu dönemde Kummuh, artık Samosata (Antik Yunanca: Σαμόσατα) olarak anılmaya başlandı. Bazı sikkelerden hareketle Erken Helenistik Dönem'de Part İmparatorluğu'nun Ermenistan Krallığı'nın bir parçası olma ihtimali gibi güçlü bir ihtimal de bulunmaktadır. Değilse dahi etkisinin büyük olduğu düşünülebilir. Yine bu dönemde hem Pers hem de Grek kültürünün etkilerini taşıdığından iki kültürün birleştiği önemli bir nokta olmuştur.
Bağımsızlık Dönemi ve Helenistik Dönem
MÖ 4 ve 3. yüzyıl boyunca Seleukos İmparatorluğu'nun içeriden ve dışarıdan gelen etkenler sonucu zayıflamaya başlamasıyla hem doğu hem de batı bölgelerinde parçalanmalar gerçekleşmeye başladı. Seleukos İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü yerlerde satraplar, bölge yöneticileri ve kabile reisleri bağımsızlıklarını ilan etti. Bazı devletler bağımsızlığını korurken, bazıları bunu başaramadı. Anadolu’da ise Kapadokya, , Pontus Krallığı, Bergama Krallığı, Bitinya Krallığı gibi krallıklar bağımsız oldu.
MÖ 200'lü yıllarda gücünü toparlamaya çalışan Seleukoslar, kendilerinden ayrılan küçük devletleri tekrar kendine bağlamak istedi ve benzer olayları yaşayan Makedonya imparatorluğu ile bir ittifak kurdu. Bergama ve krallıkları ise buna karşı Roma İmparatorluğu'ndan yardım istedi. Yayılmacı bir politika işleyen ve etkisi arttırmak isteyen Roma küçük krallıkların yanında yer aldı. Roma İmparatorluğu, Makedonya İmparatorluğu'nu mağlup edince Anadolu'da tutunabildi ve Anadolu'da Roma etkisi başlamış oldu. MÖ 190 yılında Ege Denizi kıyılarında yer alan ve aynı adı taşıyan bölgede Magnesia Savaşı'nda Seleukos İmparatorluğu'nu alt eden Roma İmparatorluğu, Anadolu'nun büyük bir kısmını da kapsayacak şekilde Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en güçlü devleti durumuna geldi. MÖ 188 yılında imzalanan Apamea Antlaşması ile Seleukoslar, Toroslara kadar tüm Anadolu’yu Roma'ya ve Roma güdümündeki Bergama ve Rodos krallıklarına bırakmak zorunda kaldı. Ayrıca yüklü miktarda savaş tazminatı da ödeyen devlet iyiden iyiye zayıflayarak etkisini yitirdi. Kommagene Bölgesi yine Seleukos İmparatorluğu'nda kaldıysa da sınır noktalarından birini oluşturdu.
Orintid kökenli Greko-Pers bir soylu grubuna sahip olan bölge, kuzeybatısındaki genel yönetimine bağlı bir yerel yönetim merkeziydi. MÖ 163 yılında Kommagene Bölgesi, Sofene'den ayrıldı. Bundan bir yıl sonra da, MÖ 162 yılında zayıflayan Seleukos İmparatorluğu'nun satrapı (valisi) 'un isyanı neticesinde bağımsızlık kazandı.
MÖ 133 yılında Bergama Krallığı miras yoluyla Roma Cumhuriyetine bırakıldı ve bu krallığın toprakları üzerinde Asya Eyaleti kuruldu. Böylece Roma, bölgede doğrudan kendine bağlı toprak parçasına sahip oldu ve genişlemeci siyasetini devam ettirdi. Kommagene Krallığı da Roma'nın siyasi etkisi altına girmeye başladı.
İlk kral olan Ptolemaios'un hanedanı, Part kralları ile ilişkiliydi. Ptolemaios'un soyundan gelen ve üçüncü kral olan I. Mithridates Callinicus (MÖ 109 - MÖ 70), Helenistik kültürü benimsemiş ve Suriye Yunan Prensesi VII. Laodice Thea ile evlenmiştir. Böylece Ptolemaios Hanedanı, soyunu aynı zamanda Büyük İskender'e de dayandırabildi. Bu soy iddası sayesinde Seleukoslarla olabilecek muhtemel savaşı da ortadan kaldırabilme ve kalıcı bir barış sağlama umudu taşınıyordu. Bu evlilikle artan Helenizm etkisi Kommagene Krallığı'nı kısa sürede kuzeydoğu komşusu Sofene ile birlikte bölgedeki Helen ve Roma kültürünün temsilcisi yaptı. Diğer yandan I. Mithridates Callinicus'un, Ermenistan Kralı II. Tigran'ın hakimiyetini tanıdığı kesin olmasa da büyük bir ihtimaldir.
Mithridates ve Laodice'nin oğlu I. Antiochus Theos, MÖ 70 yılında dördüncü kral olarak hüküm sürmeye başladı. Antiochus, MÖ 64'te Pontuslu VI. Mithridatis'e karşı düzenlenen seferler sırasında Romalı general Gnaeus Pompeius Magnus'un müttefikiydi. Antiochus, diplomatik becerileri sayesinde Kommagene'yi Romalılardan bağımsız tutmayı başardı.
En ünlü kralı I. Antiochos olup bu kral zamanında Ermeni Kralı Tigran, Partlar (Orades,Pokaros ve Pharaates) ve Romalılar (Lucullus, Pompeius, Marcus Tillus Cicero, Jül Sezar, Mark Antony) gibi birçok devletle siyasi ilişkiler kurmuştur. Bu ilişkilerinde zaman zaman sorunlar çatışmalar yaşamasına rağmen genel olarak bir denge politikası izlemiştir. Bu bağlamda Roma'ya bağlılık göstererek Roma vatandaşlık göstergesi olan "Toga" giysisini giymeye hak kazanıp giyerken diğer yandan Part Kralı Orades'e kızını vererek ittifak kurmuştur. Ancak bu ittifaklar ve denge politikası her iki tarafta da kuşkuyla karşılanmasına ve yeni Part Kralı Phraates tarafından öldürülmesine neden olacaktır. Doğu Batı Sentezini oluşturmaya çalışan I. Antiochos'un bunu Pontus Kralı Mithridates'ten esinlenerek oluşturduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda Antiochos Theos; Zeus ve Ahura Mazda'nın eşit gösterildiği Nemrut Dağı merkezli, Yunan ve Pers dinlerinin bir sentezi olan din ve panteon meydana getirmeye çalışmıştır. Eserlerin yazıtları Yunancadır. MÖ ve MS dönemlerinin ilk yıllarında bölgedeki mezar taşlarında da Yunanca kullanılmıştır.
Kommagene Krallığı'nın kralları, Ahameniş İmparatorluğu'nun en meşhur krallarından biri olan I. Darius'un (Büyük Dairus) soyundan gelen II. Artaserhas'ın kızı Rhodogune ile evlenerek, atalarını Büyük Darius ile Perslerin Ermenistan satrapı ve Orintid Hanedanı'nın kurucusu 'in soyundan geldiklerini iddia ettiler. Orintid Hanedanı'ndan geldikleri konusu, sadece soyluların bıraktıkları kitabelerden ibaret olup bunun dışında bu durumu kesin olarak ortaya koyabilecek bir kanıt yoktur. Soylular arasında Persçe konuşulduğu veya en azından Persçe'ye yatkın oldukları bilinmektedir. Bu dönemde yerel halk olarak Ermeniler, yerelleşmiş Aramiler, Helenler, Asurlular, az da olsa Perslerin yaşadığı ifade edilse de bu konuda kesin herhangi bir yargıda bulunulacak veri yoktur. Ancak ortak dil olarak kamusal alanlarda ve anıtlarda Yunanca konuşulduğu bilinmektedir.
Roma İmparatorluğu Dönemi
I. yüzyılın ilk yıllarında Roma İmparatorluğu'nun doğu bölgelerinde karışıklıklar çıkmıştı ve bu karışıklıkların üstesinden gelinmesi gerekiyordu. Germanicus büyük yetkilerle bu sefer Doğu’ya gönderildi. Bu sırada III Antiokhos'un MS 17 yılında ölümünden sonra, nedeni pek net olmayan bir dizi siyasi karmaşa yüzünden -belki de Roma'nın sadece öyle istemesi yüzünden- bölge Tiberius zamanında Romalılar'ın eline geçti. Böylece Kapadokya Krallığı ile beraber ve Kommagene Krallığı da Roma eyaleti yapılarak MS 17 yılında Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girerek bağımsızlığını kaybetti. Bölgenin yönetimi dört lejyondan oluşan orduyla birlikte Vali Gnaeus Calpurnius Piso'ya verildi. Piso, bu görevi MS 19 yılına kadar sürdürdü. Josephus'a göre Roma hakimiyeti, yerel soylular tarafından desteklendi ancak eskisi gibi krallarının altında kalmayı tercih eden sıradan halk kitlesi tarafından karşı çıkıldı. Tacitus ise soylular arasında Romalıların daha çok tercih edildiğini ancak bir kısmın da kraliyetin devam etmesini istediğini ifade eder.
Bölge MS 19 ve MS 38 yılları arasında Roma'nın yönetiminde kaldı. MS 38 yılında Caligula, Kilikya'da bulunan 'un oğlu 'u kral ilan etti ve ona Kommagene Bölgesi'ne ilave olarak Kilikya'nın vahşi alanlarını da yönetmesi için izin verdi. IV. Antiochus'un yönettiği Kommagene Krallığı, o dönem içerisinde Roma'nın tek bağımlı devletiydi. MS 41 yılında Caligula'nın tahttan indirilmesi ve yerine Claudius'un getirilmesiyle Kommagene'nin durumu tekrar tartışıldı ancak büyük oranda durumu korundu. IV. Antiochus, bağımsızlığını korumak için diplomatik adımlar atıyordu ve hem Romalılara hem de Perslere yakın davranıyordu. Bu yüzden hem Helen hem de Pers kökenli Iotape ile evlendi.
MS 72 yılında, iki yıl önce Yahudiye'nin ve Kudüs'ün fethini tamamladığından bölgede olan Titus Flavius Vespasianus döneminde Kommagene Krallığı, Suriye Valisi 'un imparatora verdiği raporda "IV. Antiochus'un Romalılara isyan etmek üzere olduğu ve Partlarla komplo düzenlediği" yazıldı ve iddia edildi. Bunun üzerine bölgeye sevk edildi. Samosata veya herhangi bir yerleim yerinde bir halk direnişi olmadı. IV. Antiochus'un oğulları Epiphanes ve , Romalılara karşı emrindeki adamlarla yaklaşık bir gün veya bir günden kısa süren ve yenilgiyle sonuçlanan bir savaş gerçekleştirdi ve ardından IV. Antiochus teslim oldu. IV. Antiochus Partlara kaçtı. Ardıllarının da yaşamasına izin verilerek zorunlu sürgüne yollandılar. MS 72 yılında Kommagene Krallığı'na son verilerek bölge, Kilikya ve Suriye eyaletlerinin birleştirilmesiyle oluşan yeni Suriye Eyaleti'ne dahil edildi. MS 73 yılında bölgeyi tam anlamıyla ele geçirdi ve tam kontrol sağladı. Ardından bölge Romalılar tarafından olarak tekrar adlandırıldı. Bölgenin başkenti olmak üzere 12 şehirden oluşuyordu.
'un 1. yüzyıldan kalma Süryanice mektubu, Romalıların saldırısından Fırat üzerinden doğuya kaçan mültecilerin durumunu anlatıyor ve Romalıların mültecilerin geri dönmesine izin vermemesinden şikayet ediyordu. Mektubun tam olarak tarihi belli değildir ancak Romalıların bölgeye MS 18 ve MS 72 yıllarında geldiği ve MS 72 yılındaki savaş düşünüldüğünde, mektubun MS 73 yılında yazılmış olması muhtemeldir.
IV. Antiochus, Vespasian'a masum olduğuna dair bir mektup yazdı. Bunun üzerine IV. Antiochus affedildiyse de tahta dönmesine izin verilmedi. Bunun üzerine önce Sparta'ya giderek bir süre orada yaşadı, sonra da Roma'ya taşındı. Antiochus'un torunları Anadolu, Yunanistan, İtalya ve Orta Doğu gibi çeşitli yerlerde müreffeh ve farklı bir şekilde yaşadılar. Antiochus'un soyundan gelen ve Atina vatandaşları tarafından sevildiği anlaşılan 'un MS 116 yılındaki ölümü ve vasiyeti üzerine kentin hayırseverleri ve torunu, onun adına bir cenaze anıtı diktirdi. 3. yüzyılda yaşamış bir tarihçi olan , Antiochos'un soyundan gelen bir diğer önemli Kommagenelidir.
Suriye eyaletinin MS 198 - MS 415 yılları arasında (Kuzey Suriye) ve (Fenike Suriyesi) diye ikiye bölünmesinden sonra bölge, Coele Syria (Kuzey Suriye) Bölgesi'nin kuzey kısmını oluşturdu. MS 415 yılında Syria Prima adıyla genişletilmiş bir Akdeniz kıyısı eyaleti oluşturulunca buraya dahil edildi ve 670 yılında Abbasiler'in bölgeyi ele geçirmesine kadar Roma (Doğu) İmparatorluğu içinde kaldı.
Doğu Roma İmparatorluğu zamanında bir zamanlar adı "Euphrasia" olan bölge, büyük oranda "Kommagene" adını korudu. İmparatorluğun Perslere karşı düzenlenen harekâtların ilk noktası, karargah bölgesi ve ordunun buluşma noktasıydı. İmparator II. Julianus'un Sasani Şahı II. Şapur'a karşı düzenlediği seferde, Fırat'ın geçiş noktası olan Samsat'ı ordugah olarak kullanmıştır.
Bu krallığın kökeni konusunda çok az şey bilinmesi onların bölgeye sonradan geldiğine işaret etmektedir. MS 2. yüzyılda yaşamış Attik Yunan şair , bir satirik şiirinde kendisinin Kommagene Krallığı'nın başşehri olan Samosata'da doğduğunu ifade etmekte ve kendisini "Asurlu" olarak tanımlamaktadır. Bu şairin eserlerinden Samosata'nın başkent olduğu ve MS 2. yüzyılda dahi Asurluluların hala bölgede bir topluluk olarak var olduğu anlaşılmaktadır. Romalıların bölgeye gelişini anlattığı bir yazısında şair, bölgedekileri "Asur ceketleri giyinen ve hala barbarca konuşan insanlar" olarak tanımlar. O dönemde "barbarca" olarak nitelendirilen dilin bir çeşit Aramice şivesi (muhtemelen bugün bölgede konuşulan Süryanice) olduğu en kuvvetli ihtimaldir.
Hristiyan din adamı Samsatlı Pavlus ve şair Samsatlı Lukianos'ın doğum yeridir.
Sasani İmparatorluğu Dönemi
Sasani İmparatoru Şahin Vahmanzadegan'ın 615 yılındaki Küçük Asya seferinden Sasanilere geçti. 628 yılında Herakleios tarafından geri alındı.
Emeviler Dönemi
670 yılında Emeviler'in bölgeyi ele geçirmesiyle beraber artık yerel bir yönetimden ziyade merkeze bağlı yönetimlerden söz konusu olmuştur. Arapların bölgeye gelmesiyle beraber birçok yerde olduğu gibi burada da bölgenin kendine has binlerce yıllık kozmopolit ve bu kozmopolit yapıyı sürdürebilen ender yerlerden birini barındıran kültürü de (Hitit, Pers, Grek, Asur, Urartu gibi...) yok olmaya ve tek tipleşmeye başlamıştır. Günümüzde bölgenin kültürü de daha çok Emeviler ve devamında Abbasilerle beraber gelen kültürün devamı niteliğindedir. Bu yüzden Emevilerin bölgeye gelişi ile Kommagene tarihi olarak nitelendirilen bölge tarihinin sonu kabul edilir.
Ortaçağ Dönemi
Bölge 11 ve 14. yüzyılları arasında Kilikya Ermeni Devleti'nin kültürel etkisi altında kalmıştır. Ermeni ve Asur (Süryani) dili ve edebiyatının gelişim merkezlerinden biri olmuştur. Ermeni harflerini oluşturan Ermeni din adamlarından bazılarının 4. ve 5. yüzyılda Samosat'ta Yunan ve Süryani okullarında eğitim aldığı ve bu okulların kullandığı Yunan ve Süryani alfabelerine dayanarak Ermeni alfabesini oluşturdukları bilinmektedir.
Kültür
Krallık birçok kültürün kesişim noktasındaydı. Batıda Kilikya, kuzeyde Kapadokya gibi Helenistik komşularının yanı sıra doğuda Persler ve Ermeniler, güneyde çeşitli Sami toplulukları vardı.
Luvi Dönemi kültürü
Luvi Dönemi'ne ait pek bir bilgi kalmamıştır. Ancak Luvilerin Hint-Avrupa kökenli bir topluluk olmaları ve Apollon isminin Luvice olması, onların Aryan inanışı Proto-Hint-Avrupa kökenli inanışına dair inançlara sahip oldukları düşünülmektedir.
Kommagene Dönemi kültürü
Orintid Hanedanlığı, Zerdüştlüğü benimseyen bir topluluktu. Ayrıca halk arasında erken İran dininin en popüler tanrıçası olan Anahita'yı yüceltmeyi teşvik ediyordu. Bu noktada bu iki inanış birlikte seyrediyordu. Anahita'nın yanı sıra Mitra gibi tanrılara da türbeler yaptırmışlardır. Orintid Hanedanlığı, din çeşitliliğini destekleyen bir yapıya sahipti.
Kommagene Sikkeleri
Kommagene Krallığı'nın krallarının tahta çıkış tarihleri kesin olmasa da onlara ait sikkeler kralların siyasi pozisyonları ve inanışları hakkında önemli bilgiler vermektedir. Sikkelerde kralların portreleri, tanrı ve hayvan figürleri kullanılmıştır.
Samosata'da (Adıyaman/Samsat) basılan II. Samos'a ait sikkenin ham maddesi gümüştür. Bu sikkenin ön yüzünde kralın portresi başında güneşe benzeyen ışınlarla yer almaktadır. Sikkenin arka yüzünde ise kanatlı zafer tanrıçası Nike elindeki çelenk ile sağa doğru yürümektedir. Buna karşın Kral I.Mithridas Callinicus'un MÖ 96-70 tarihlerine ait sikkesinde devrimsel bir değişim söz konusudur. Bu bronz sikkenin ön yüzünde tanrı veya kral yerine bir kartal figürü bulunmaktadır. Başı sağa dönük olarak tasvir edilen kartalın sağ kanadının altında ise palmiye dalı bulunmaktadır. Nemrut Dağı'ndaki heykeller arasında kendisine de yer veren I.Antiochos'un Samosata'da basılan sikkesinde ise kral kendisini taç giyerken resmettirmiştir. Sikkenin arka yüzündeki sağa doğru yürüyen aslan ise I. Antiochos'un gücünü simgelemektedir. Taç giyme töreninden sonra adını Theos (Tanrı) olarak değiştiren kralın bastırdığı sikkeden de karakteri ve dönem hakimiyeti kolaylıkla anlaşılmaktadır. III. Antiochos ise bastırdığı sikkede diğer kralların aksine kendi portresine yer vermemiş, Yunan tanrılarının figürleri kullanılmıştır. Sikkenin ön yüzünde Apollon arka yüzünde ise Artemis yer almaktadır.
Coğrafya
Konum Özellikleri
Batıda Kilikya ve kuzeyde Kapadokya ile çevrili olan Kommagene Krallığı'nın doğu sınırını Fırat Nehri çizmekteydi. Krallık, günümüzdeki Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerini kapsamaktaydı. En geniş haliyle ve nüfuz alanıyla Suriye'nin küçük bir alanı da dahil edilebilir. Başkent olan Samsat Höyük'ün bir kısmı şu an Atatürk Barajı'nın altında kalmış durumdadır. Bir kısmı ise Fırat nehrine 700 metre uzaklıkta olmasına rağmen şehrin kurulduğu dönemde hemen nehrin kıyısında yer alıyordu. Ayrıca şehir Fırat nehrinin geçit veren ender noktalarıdan birinde yer aldığı için jeopolitik olarak önemli bir güzergahta bulunuyordu.
Tarım
Büyük Plinius'un "Naturalis Historia" adlı eserinde Kommagene'de hem siyah hem de beyaz üzümlerin yetiştiği; bu üzümlerin iri taneli ve dolgun olduğu, her tanenin birbirine çok benzediği ve yemesinin oldukça keyifli olduğu söylenmekle birlikte ülsere ve ağız yaralarına iyi geldiği anlatılır.
Kazılar
Samsat Kazıları
İlk kazılar 1964 ve 1967 yıllarında T. Goell başkanlığında yapılmıştır. Aslında bu sit alanı kazılardan de önce biliniyordu ve ünlüydü. Daha sonra 1977 yılında Karakaya ve Atatürk barajları su toplama alanında kalacak arkeolojik yerleşimlerin belirlenmesi ve kurtarılmasını amaçlayan kapsamında, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında yüzey araştırmaları yapıldı. Bu çalışmalarda yerleşmenin Halaf Dönemi'nden Osmanlı Dönemi'ne kadar kalıcı olarak iskan edildiği sonucuna varılmıştır. Ertesi yıl 1980 yılı hariç, 1978 yılında başlayan kazı çalışmaları 1987 yılına kadar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nimet Özgüç liderliğindeki ekip tarafından yapıldı. Bu kazılar çok geniş bir alanda yapılmıştır.
Ortaçağ'ın geç evrelerine ait tabakalarda yapılan kazılarda MS 12. - 13. yüzyıllara ait sikkeler tespit edilmiştir. Bu Selçuklu sultanlarından I. Gıyâseddin Keyhüsrev (1192-1195), I. Alâeddin Keykubad (1219-1236), II. Gıyâseddin Keyhüsrev (1236-1246), IV. Rükneddin Kılıç Arslan'ın (1249-1266) sikkeleri ile Harran'da basılmış Selahaddin Eyyubi (1169-1193) sikkeleri ortaya çıkarıldı.
Bardak, bardak ve kaselerden oluşan züccaciye koleksiyonu oldukça zengindir. Diğer buluntular arasında kandiller, fildişi tarak, koku şişesi, pişmiş toprak kandiller, kemik kaşıklar, yaprak biçimli mermer aplikler ve madeni paralar bulunmaktadır.
Sağlam bir Bizans kalesi üzerine inşa edilen Selçuklu Dönemi duvarları ve surları bozulmadan korunmuştur. Surların bir bölgesindeki kireçtaşı plaka üzerindeki yazı, usta bir hattat tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. Depolama sahası Diyarbekir Şah Karaaslan'a aitti.
Merkez avlu olduğu düşünülen 'nın merkezi 14,65 X 20,55 metre boyutlarında ve mozaik köşesi bulunuyor.
İslam Dönemi'ne ait 1,8 metrelik bir kuyuya atılan beş kişinin iskeletleri bulundu. İskeletin altındaki iskeletin altında Abbasi Dönemi'ne ait beş altın ve gümüş sikkeler bulunmaktadır. Altın sikkelerden biri Abbasi Halifesi Harun Reşid'e (786-809), diğeri Abbasi Halifesi Mutevekkil'e (847-861) aittir.
Yerleşim yeri bugün, Fırat Nehri'nin 700 metre içindedir ancak su altında kalmadan önce ova seviyesinden 37-40 metre yüksekte olup 500 x 350 metre alana sahiptir. En dik yamaç doğu yamacıdır ve en alçak yamaç güneybatıya bakan yamaçtır. Höyük teras ve alt şehirden oluşmaktadır. Arkeolojik sit alanı olan Samsat Höyük'ün baraj gölünün altında kalması sebebiyle taşıdığı önemin tahrip olduğu düşünülmektedir.
Nemrut Dağı Kazıları
Dağda birçok anıt ve bir tümülüs bulunmaktadır. Tümülüs henüz kazılmamıştır.
Kaynakça
- Pliny (Gaius Plinius Secundus Maior). (1855). The Natural History (Volume 5). J. Bastock ve H. T. Riley (Latinceden İngilizceye Çev.). Londra: Henry G. Bohn.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Canepa 2010, s. 13; Garsoian 2005; Erskine, Llewellyn-Jones & Wallace 2017, s. 75; Babaie & Grigor 2015, s. 80; Sartre 2005, s. 23; Widengren 1986, ss. 135–136; Merz & Tieleman 2012, s. 68; Marciak 2017, s. 157; Ball 2002, s. 436; Shayegan 2016, ss. 8, 13
- ^ Summers, G. (2011). “Kummuhu Krallığı”, Arkeoatlas, Tarihöncesinden Demir Çağ’ına Anadolu’nun Arkeoloji Atlası, İstanbul: 381.
- ^ Murat Gökhan Dalyan, Doğu ile Batı Arasında Bir Krallık: Kommagene. Tarih. Kitabevi. 2020. ss. 1-169.
- ^ Hazel, J. (2002). Who's Who in the Roman World. Psychology Press. s. 13. ISBN . 28 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2014.
- ^ Josephus, History of the Jewish War, vii. 7.
- ^ Turan Derya, ''Kommagene Sikkeleri'', Milliyet Arkeoloji, sf:22, sayı:18
- ^ Pliny, 1855: 5
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Kommagene Krallığı ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kommagene Kralligi Irani Orontid Hanedani nin Helenlesmis bir kolu tarafindan yonetilen Greko Pers kralligidir Partlar Ermeniler ve Romalilar arasinda tampon bir ulke olmustur Kommagene KralligiBasileion tῆs KommaghnῆsMO 163 MS 72MS 50 de KommageneBaskentSamosataYaygin dil ler Antik Yunanca Resmi Dil Persce Yoneticilerin Dili Aramice Halk Dili Asurca Halk Dili Ermenice Halk Dili HukumetMonarsi M O 163 130Ptolemaios M O 69 40 M O 38 72Tarihce KurulusuMO 163 DagilisiMS 72Onculler ArdillarSeleukos Imparatorlugu Roma ImparatorluguGunumuzdeki durumu Turkiye SuriyeAntiokhos un yaptirdigi mezar tepesi Nemrut Dagi Milli Parki Adiyaman TarihTarih Oncesi Donem MO 5000 ile MO 3000 yillari arasindaki donemi kapsayan Kalkolitik Donem in erken donemi Ilk Kalkolitik Donem olarak bilinen Halaf kulturu Samsat ta kendini gostermistir Her ne kadar MO 7 000 yilina ait bulgular elde edilse de sosyal hayatin Samsat ta Halaf kulturunun etkisiyle basladigi dusunulmektedir Bolgenin Sumer kaynaklarinda gecmesi ve Luviler MO 2144 2124 yillari arasinda hukum suren Sumer hukumdari Gudea nin yazitlarindan Aratta olarak alinan bolge icinde bulunan kenti Sumerce Ḫaḫḫum Hititce Ḫaḫḫa Sumer yazitlarinda altin kaynagi olarak kaydedilmistir Hahhum Samsat yakinlarinda bulunan ve buyuk ihtimalle Kummuh veya benzeri bir ismin Sumercedeki soylenisidir Bolgenin Sumer kaynaklarinda gecen isminin Luvice oldugu dusunulmektedir Tarihte bolgede yasayan ve adi bilinen ilk kavimler Hititler ve Luvilerdir Bolgede Hititlerden once MO 2300 MO 1700 yillari arasinda Luvilerin oldugu dusunulmektedir Bolge Luvilerin en dogu kollarindan biriydi MO 1700 lerden sonra ise Hititlerin agirligi hissedilmektedir Hitit Imparatorlugu ve Gec Hitit Donemi Hititler ile tarih sahnesine cikan bolge sonraki yillarda ozellikle MO 1200 civarinda Hitit Mitanni mucadelesine sahne oldu Hitit ulkesi Deniz Halki denilen grup basta olmak uzere kuzeyli istilacilarin baskilari sonucu yikilinca Gec Hitit devleti ortaya cikar Onceleri Hitit Devleti nin kontrolunde olan bolge Hititlerin merkezi yonetiminin yikilmasiyla sonraki zamanlarda Kummuh veya Kummuhu Qummuh Qumahai Kummukh adiyla anilan bu bolge bagimsiz hareket etmeye baslamistir Ancak buyuk gucler arasinda denge politikasi izlediginden er gec diger Gec Hitit devletleri gibi Asur gudumunde olmaktan da kurtulamamistir Bu kralligin ayni adi tasiyan baskenti bugun Ataturk Baraj Golu nun altinda kalan Samosata Samsat Hoyuk tur Bu sehir dogu ve bati arasinda onemli bir nehir olan Firat Nehri nin ender gecis verdigi bir yerlerden biridir Kummuh Kralligi nin sinirlari bugun hemen hemen Adiyaman ili sinirlari ile ortusur Bolge ilk kez MO 886 da Kummuh krali nin Yeni Asur Imparatorlugu na vergi odedigi bilinir Kummuh Patin Krali Lubarna ile birlikte Assur hukumdari II Asurnasirpal e vergi odeyip karsiliginda korunma edinen sayisiz kucuk kralliktan sadece biriydi Bu goreli tek tarafli iliskinin varligi nde bulunan ndaki yazit ile kanitlanir III Salmanezer in MO 858 yilinda vergisini odemek istemeyen Gurgum krali Mutallu nun uzerine bir sefer duzenlemistir Bu sirada Kummuh Krali Katazili de Gurgum u aciktan olmasa da ona yakin durmaktadir III Salmanezer bolgeye geldiginde ise iki ulke de savassiz teslim olur Katazili den sonra de Asur a harac odemeye devam eder Daha sonra Asur un aldigi yuksek vergilerden dolayi icinde Kummuh un da oldugu sekiz devlet isyan eder ve MO 805 de Asur krali olan III Adad nirari sekiz kralin olusturdugu ittifaka karsi bir sefer duzenler Ittifaki yenerek bu devletleri tekrar etkisi altina alir ancak yikmaz Bu olaydan birkac sene sonra III Adad nirari Kummuh Krali ile Gurgum Kahramanmaras civari krali oglu arasindaki sinir sorununu Kummuh lehine yeniden duzenler MO 796 dolaylarinda MO 805 seferine neden olan ittifaktan bir kez daha bahsedilir Bu defa ittifaki olusturanlarin arasinda Gurgum da katilir Sonraki caglarda bu bolgeye ve bolgeye hakim olan kralliga Kommagene adinin verilmesi veya bu sekilde adlandirilmasinin kokeninde Gec Hitit devletcigi olan Kummuh adinin soz ve agizda degistirilerek Hellenize olmasindan kaynaklandigi dusunulmektedir Asur ve Urartu Imparatorluklari Donemi MO 8 yuzyilda Kummuh Acik Kahverengi Yeni Asur Imparatorlugu Donemi nde yazitlarda Kummuh olarak gecmektedir Imparatorluga bagliyken III Salmaneser in olumunden sonlara dogru buyuk bir isyan hareketi baslattigi ve kisa sureli bir bagimsizlik kazandigi anlasilmaktadir Denge siyaseti izleyen Kummuh Kralligi Asur ile iliskilerinin bozuldugu zaman Urartularin hakimiyetini tanimaya meyilliydi Bu yuzden Urartu Krali II Sarduri batida Melid Malatya uzerine yaptigi seferde Firat i gecerek Kummuh Krali uzerine ilerlemistir II Sarduri vergi almakla yetinmeyip bolgeyi dogrudan kendine baglamaya kalkinca Kummuh savunma savasi verdiyse de basarisiz oldu II Sarduri nin bu seferi Dogu Akdeniz e ulasan ticaret yollarini denetlemek isteyen Asur ile Urartu arasinda catismaya neden olmustur Boylece Urartu Devleti MO 8 yuzyilin ortalarinda batisinda kalan ve olarak adlandirdigi bircok Gec Hitit devletinde oldugu gibi Melid ile beraber Kummuh u da vergiye baglamistir ve boylece Urartu krali II Sarduri zamaninda Urartulara bagli hale gelmistir Asur u tekrar egemen guc haline getiren ve bu durumdan rahatsiz olan Asur Krali III Tiglat Pileser MO 743 yilinda Anadolu ya bir sefer duzenler Urartu Devleti ve vassal muttefikleri Tabal krali Wassusarma Gurgum krali Tarhulara Melid krali Sulumal Kummuh Krali Kustaspi Keveh Krali Urukki Arpad Krali Mat ilu Karkamis Krali Pisiris ile karsi karsiya gelir III Tiglat Pileser MO 743 yilinda Urartular ve muttefiklerine karsi gerceklestirdigi Golbasi nda zafer kazanarak bu bolge ile beraber bircok bolgeyi tekrar kralligina kazandirdi Bu savasta 73 bin esir alinir Kummuhu krali Kustaspi Assur hakimiyetini tanir veya tanimak zorunda kalir Savastan once koalisyon kendileriyle birlikte hareket etmeyen Sam al krali Barsur u oldurtmuslerdi Bu yuzden suclu bulunmalarina ragmen Melid Krali Sulumal Gurgum Krali Tarhulara ve Kummuhu Krali Kustaspi affedilir Koalisyonu dagitan Asur krali Sam al kralliginin basina II Panamuwa yi getirir Ancak ondan da harac alir Gec Hitit Devletleri boylelikle Asur un ustunlugunu kabul eder Ayrica bu ittifakta Unqi nin yer almamasi bu devletin Asur yanlisi oldugunun bir gostergesidir Halpa yenilgisi Urartu Devleti nin Dogu Akdeniz ve Kuzey Suriye ticaretinden ve bolgenin maden kaynaklarindan yoksun birakmistir Bu yuzden Urartu nun gucu buyuk oranda kirilmis Asur un bolgedeki egemenligi pekismistir Halpa Savasi na Urartu nun muttefiki olarak katildigi anlasilan Gec Hitit devletleri ve bolgedeki diger gucler Asur a vergi odemeye baslamislardir Asur bu tarihten sonra Mezopotamya nin tek egemen gucu haline gelmis Dogu Akdeniz ve Gec Hitit bolgesi uzerindeki denetimini artirmistir III Tiglat Pileser MO 735 yilinda Urartularin baskenti olan Tuspa yi kusatarak bolgedeki Urartu nufuzuna son verildi Bu savastan sonra Kimmer ve Iskit istilalari ile de zayiflayan Urartular yerine Orintid Hanedanligi nin yonettigi Ermeniler tarih sahnesine cikmaya basladi Bolgedeki kralliklarin ozerkligi feshedilerek Yukari Dicle Bolgesi ni kapsayacak sekilde olusturuldu ve Kummuh da bu eyalete baglandi Firat in dogusundaki Arami kenti eyalet merkezine donusturulerek icinde bir Asur sarayi insa edildi Ilerleyen zamanlarda bolgenin ileri gelenleri giderek guclenen Muskili Mita Frig krali Midas onderliginde Frigler ve Tabal in kurdugu koalisyonda yer alarak Asur Imparatorlugu na karsi direnme konusunda isbirligi yapmaya baslamistir II Sargon un MO 718 MO 715 MO 714 MO 705 tarihlerinde gerceklestirdigi seferlerde eski duzeni buyuk olcude yeniden saglamaya calismistir nitekim bolgenin MO 708 yilinda tekrar Asur kontrolune gectigi gorulmektedir Assur krali II Sargon Kummuh u ele gecirdigi vakit imparatorlugun bircok bolgede yaptigi gibi kalici bir cozum gelistirmek icin sehirdeki buradaki tum halki da goce zorlayarak Guney Mezopotamya ya gonderdi ve bolgenin demografisini degismesine neden oldu Giden halkin yerine de Kummuh a da guneyden getirttigi Babil soylu Samileri yerlestirdi Hitit kokenli Kummuh halki ise Asurlar arasinda eriyerek yok oldu Asur un zayiflamasiyla bolge bagimsiz hareket etme imkani buldu veya Anadolu kokenli cesitli devletlerin etkisi altina girdi M O 8 yuzyilin sonlari ve 7 yuzyilin baslarinda Kimmer saldirilari nedeniyle zayiflayan Frigler ve diger Anadolu devletleri Asur dan yardim isteyince bolge tekrar Asur nufuzu altina girdi Kummuh Asur yikildigi zaman gozden kaybolur Asur baskenti Ninova nin M O 612 de dusmesinin ardindan Asur ordusundan ve onlarin Misirli yandaslarindan geriye kalan gruplar ilk olarak Harran a ve daha sonra da Firat in bati kiyisina cekilerek Kumuh civarina yerlestiler Onlari Babilliler izleyerek Kummuh u yani Samsat i ele gecirirler Boylece bolgede Hitit Babilli Misirli Asurlu karisimi kozmopolit bir demografi olusur Buna dah sonradan Pers ve Yunanlar da eklenecektir Med ve Pers Hakimiyeti Donemi Ahamenis Imparatorlugu nun MO 539 yilinda Babil i ele gecirmesiyle baslayan surecte Anadolu nun tamami ilke birlikte bu bolge de MO 330 yilinda Buyuk Iskender in dogu seferine kadar Pers hakimiyetinde kalmistir Urartularin zayiflamasiyla ortaya cikan Orintid Hanedanligi savasmadan veya cok az bir mukavemetle Med Imparatorlugu ve Ahamenis Imparatorlugu nun egemenligine girmis ve hakim olduklari alanlar yine kendilerine verilerek bu imparatorluklar adina Dogu Anadolu Bolgesi ndeki satrapliklarini yonettiler Buradaki Ermeni soylular Perslesmeye baslamistir Erken Helenistik Donem Helenistik Donem MO 331 yilinda Buyuk Iskender in dogu seferi sirasinda bolgeyi Gaugamela Savasi ndan kisa bir sure sonra Ahamenis Imparatorlugu ndan alarak kendi imparatorluguna dahil etmesiyle baslamistir Iskender Perslerin sistemini aynen devam ettirerek bolgeyi yine Orintidlerin yonetimine birakmistir Ancak daha oncesinde neredeyse tamamen Perslesmis bolge soylulari bu noktadan sonra Helenlesme baslamistir Iskender in olumunden sonra bolge Seleukos Imparatorlugu nda kalmistir MO 163 yilinda Seleukoslarin bir satrapligi oldugu ilan edildi Bu donemde Kummuh artik Samosata Antik Yunanca Samosata olarak anilmaya baslandi Bazi sikkelerden hareketle Erken Helenistik Donem de Part Imparatorlugu nun Ermenistan Kralligi nin bir parcasi olma ihtimali gibi guclu bir ihtimal de bulunmaktadir Degilse dahi etkisinin buyuk oldugu dusunulebilir Yine bu donemde hem Pers hem de Grek kulturunun etkilerini tasidigindan iki kulturun birlestigi onemli bir nokta olmustur Bagimsizlik Donemi ve Helenistik Donem MO 4 ve 3 yuzyil boyunca Seleukos Imparatorlugu nun iceriden ve disaridan gelen etkenler sonucu zayiflamaya baslamasiyla hem dogu hem de bati bolgelerinde parcalanmalar gerceklesmeye basladi Seleukos Imparatorlugu nun hukum surdugu yerlerde satraplar bolge yoneticileri ve kabile reisleri bagimsizliklarini ilan etti Bazi devletler bagimsizligini korurken bazilari bunu basaramadi Anadolu da ise Kapadokya Pontus Kralligi Bergama Kralligi Bitinya Kralligi gibi kralliklar bagimsiz oldu MO 200 lu yillarda gucunu toparlamaya calisan Seleukoslar kendilerinden ayrilan kucuk devletleri tekrar kendine baglamak istedi ve benzer olaylari yasayan Makedonya imparatorlugu ile bir ittifak kurdu Bergama ve kralliklari ise buna karsi Roma Imparatorlugu ndan yardim istedi Yayilmaci bir politika isleyen ve etkisi arttirmak isteyen Roma kucuk kralliklarin yaninda yer aldi Roma Imparatorlugu Makedonya Imparatorlugu nu maglup edince Anadolu da tutunabildi ve Anadolu da Roma etkisi baslamis oldu MO 190 yilinda Ege Denizi kiyilarinda yer alan ve ayni adi tasiyan bolgede Magnesia Savasi nda Seleukos Imparatorlugu nu alt eden Roma Imparatorlugu Anadolu nun buyuk bir kismini da kapsayacak sekilde Dogu Akdeniz Bolgesi nin en guclu devleti durumuna geldi MO 188 yilinda imzalanan Apamea Antlasmasi ile Seleukoslar Toroslara kadar tum Anadolu yu Roma ya ve Roma gudumundeki Bergama ve Rodos kralliklarina birakmak zorunda kaldi Ayrica yuklu miktarda savas tazminati da odeyen devlet iyiden iyiye zayiflayarak etkisini yitirdi Kommagene Bolgesi yine Seleukos Imparatorlugu nda kaldiysa da sinir noktalarindan birini olusturdu Orintid kokenli Greko Pers bir soylu grubuna sahip olan bolge kuzeybatisindaki genel yonetimine bagli bir yerel yonetim merkeziydi MO 163 yilinda Kommagene Bolgesi Sofene den ayrildi Bundan bir yil sonra da MO 162 yilinda zayiflayan Seleukos Imparatorlugu nun satrapi valisi un isyani neticesinde bagimsizlik kazandi MO 133 yilinda Bergama Kralligi miras yoluyla Roma Cumhuriyetine birakildi ve bu kralligin topraklari uzerinde Asya Eyaleti kuruldu Boylece Roma bolgede dogrudan kendine bagli toprak parcasina sahip oldu ve genislemeci siyasetini devam ettirdi Kommagene Kralligi da Roma nin siyasi etkisi altina girmeye basladi Ilk kral olan Ptolemaios un hanedani Part krallari ile iliskiliydi Ptolemaios un soyundan gelen ve ucuncu kral olan I Mithridates Callinicus MO 109 MO 70 Helenistik kulturu benimsemis ve Suriye Yunan Prensesi VII Laodice Thea ile evlenmistir Boylece Ptolemaios Hanedani soyunu ayni zamanda Buyuk Iskender e de dayandirabildi Bu soy iddasi sayesinde Seleukoslarla olabilecek muhtemel savasi da ortadan kaldirabilme ve kalici bir baris saglama umudu tasiniyordu Bu evlilikle artan Helenizm etkisi Kommagene Kralligi ni kisa surede kuzeydogu komsusu Sofene ile birlikte bolgedeki Helen ve Roma kulturunun temsilcisi yapti Diger yandan I Mithridates Callinicus un Ermenistan Krali II Tigran in hakimiyetini tanidigi kesin olmasa da buyuk bir ihtimaldir Mithridates ve Laodice nin oglu I Antiochus Theos MO 70 yilinda dorduncu kral olarak hukum surmeye basladi Antiochus MO 64 te Pontuslu VI Mithridatis e karsi duzenlenen seferler sirasinda Romali general Gnaeus Pompeius Magnus un muttefikiydi Antiochus diplomatik becerileri sayesinde Kommagene yi Romalilardan bagimsiz tutmayi basardi En unlu krali I Antiochos olup bu kral zamaninda Ermeni Krali Tigran Partlar Orades Pokaros ve Pharaates ve Romalilar Lucullus Pompeius Marcus Tillus Cicero Jul Sezar Mark Antony gibi bircok devletle siyasi iliskiler kurmustur Bu iliskilerinde zaman zaman sorunlar catismalar yasamasina ragmen genel olarak bir denge politikasi izlemistir Bu baglamda Roma ya baglilik gostererek Roma vatandaslik gostergesi olan Toga giysisini giymeye hak kazanip giyerken diger yandan Part Krali Orades e kizini vererek ittifak kurmustur Ancak bu ittifaklar ve denge politikasi her iki tarafta da kuskuyla karsilanmasina ve yeni Part Krali Phraates tarafindan oldurulmesine neden olacaktir Dogu Bati Sentezini olusturmaya calisan I Antiochos un bunu Pontus Krali Mithridates ten esinlenerek olusturdugu dusunulmektedir Bu dogrultuda Antiochos Theos Zeus ve Ahura Mazda nin esit gosterildigi Nemrut Dagi merkezli Yunan ve Pers dinlerinin bir sentezi olan din ve panteon meydana getirmeye calismistir Eserlerin yazitlari Yunancadir MO ve MS donemlerinin ilk yillarinda bolgedeki mezar taslarinda da Yunanca kullanilmistir Kommagene Kralligi nin krallari Ahamenis Imparatorlugu nun en meshur krallarindan biri olan I Darius un Buyuk Dairus soyundan gelen II Artaserhas in kizi Rhodogune ile evlenerek atalarini Buyuk Darius ile Perslerin Ermenistan satrapi ve Orintid Hanedani nin kurucusu in soyundan geldiklerini iddia ettiler Orintid Hanedani ndan geldikleri konusu sadece soylularin biraktiklari kitabelerden ibaret olup bunun disinda bu durumu kesin olarak ortaya koyabilecek bir kanit yoktur Soylular arasinda Persce konusuldugu veya en azindan Persce ye yatkin olduklari bilinmektedir Bu donemde yerel halk olarak Ermeniler yerellesmis Aramiler Helenler Asurlular az da olsa Perslerin yasadigi ifade edilse de bu konuda kesin herhangi bir yargida bulunulacak veri yoktur Ancak ortak dil olarak kamusal alanlarda ve anitlarda Yunanca konusuldugu bilinmektedir Roma Imparatorlugu Donemi I yuzyilin ilk yillarinda Roma Imparatorlugu nun dogu bolgelerinde karisikliklar cikmisti ve bu karisikliklarin ustesinden gelinmesi gerekiyordu Germanicus buyuk yetkilerle bu sefer Dogu ya gonderildi Bu sirada III Antiokhos un MS 17 yilinda olumunden sonra nedeni pek net olmayan bir dizi siyasi karmasa yuzunden belki de Roma nin sadece oyle istemesi yuzunden bolge Tiberius zamaninda Romalilar in eline gecti Boylece Kapadokya Kralligi ile beraber ve Kommagene Kralligi da Roma eyaleti yapilarak MS 17 yilinda Roma Imparatorlugu nun egemenligine girerek bagimsizligini kaybetti Bolgenin yonetimi dort lejyondan olusan orduyla birlikte Vali Gnaeus Calpurnius Piso ya verildi Piso bu gorevi MS 19 yilina kadar surdurdu Josephus a gore Roma hakimiyeti yerel soylular tarafindan desteklendi ancak eskisi gibi krallarinin altinda kalmayi tercih eden siradan halk kitlesi tarafindan karsi cikildi Tacitus ise soylular arasinda Romalilarin daha cok tercih edildigini ancak bir kismin da kraliyetin devam etmesini istedigini ifade eder Bolge MS 19 ve MS 38 yillari arasinda Roma nin yonetiminde kaldi MS 38 yilinda Caligula Kilikya da bulunan un oglu u kral ilan etti ve ona Kommagene Bolgesi ne ilave olarak Kilikya nin vahsi alanlarini da yonetmesi icin izin verdi IV Antiochus un yonettigi Kommagene Kralligi o donem icerisinde Roma nin tek bagimli devletiydi MS 41 yilinda Caligula nin tahttan indirilmesi ve yerine Claudius un getirilmesiyle Kommagene nin durumu tekrar tartisildi ancak buyuk oranda durumu korundu IV Antiochus bagimsizligini korumak icin diplomatik adimlar atiyordu ve hem Romalilara hem de Perslere yakin davraniyordu Bu yuzden hem Helen hem de Pers kokenli Iotape ile evlendi MS 72 yilinda iki yil once Yahudiye nin ve Kudus un fethini tamamladigindan bolgede olan Titus Flavius Vespasianus doneminde Kommagene Kralligi Suriye Valisi un imparatora verdigi raporda IV Antiochus un Romalilara isyan etmek uzere oldugu ve Partlarla komplo duzenledigi yazildi ve iddia edildi Bunun uzerine bolgeye sevk edildi Samosata veya herhangi bir yerleim yerinde bir halk direnisi olmadi IV Antiochus un ogullari Epiphanes ve Romalilara karsi emrindeki adamlarla yaklasik bir gun veya bir gunden kisa suren ve yenilgiyle sonuclanan bir savas gerceklestirdi ve ardindan IV Antiochus teslim oldu IV Antiochus Partlara kacti Ardillarinin da yasamasina izin verilerek zorunlu surgune yollandilar MS 72 yilinda Kommagene Kralligi na son verilerek bolge Kilikya ve Suriye eyaletlerinin birlestirilmesiyle olusan yeni Suriye Eyaleti ne dahil edildi MS 73 yilinda bolgeyi tam anlamiyla ele gecirdi ve tam kontrol sagladi Ardindan bolge Romalilar tarafindan olarak tekrar adlandirildi Bolgenin baskenti olmak uzere 12 sehirden olusuyordu un 1 yuzyildan kalma Suryanice mektubu Romalilarin saldirisindan Firat uzerinden doguya kacan multecilerin durumunu anlatiyor ve Romalilarin multecilerin geri donmesine izin vermemesinden sikayet ediyordu Mektubun tam olarak tarihi belli degildir ancak Romalilarin bolgeye MS 18 ve MS 72 yillarinda geldigi ve MS 72 yilindaki savas dusunuldugunde mektubun MS 73 yilinda yazilmis olmasi muhtemeldir IV Antiochus Vespasian a masum olduguna dair bir mektup yazdi Bunun uzerine IV Antiochus affedildiyse de tahta donmesine izin verilmedi Bunun uzerine once Sparta ya giderek bir sure orada yasadi sonra da Roma ya tasindi Antiochus un torunlari Anadolu Yunanistan Italya ve Orta Dogu gibi cesitli yerlerde mureffeh ve farkli bir sekilde yasadilar Antiochus un soyundan gelen ve Atina vatandaslari tarafindan sevildigi anlasilan un MS 116 yilindaki olumu ve vasiyeti uzerine kentin hayirseverleri ve torunu onun adina bir cenaze aniti diktirdi 3 yuzyilda yasamis bir tarihci olan Antiochos un soyundan gelen bir diger onemli Kommagenelidir Suriye eyaletinin MS 198 MS 415 yillari arasinda Kuzey Suriye ve Fenike Suriyesi diye ikiye bolunmesinden sonra bolge Coele Syria Kuzey Suriye Bolgesi nin kuzey kismini olusturdu MS 415 yilinda Syria Prima adiyla genisletilmis bir Akdeniz kiyisi eyaleti olusturulunca buraya dahil edildi ve 670 yilinda Abbasiler in bolgeyi ele gecirmesine kadar Roma Dogu Imparatorlugu icinde kaldi Dogu Roma Imparatorlugu zamaninda bir zamanlar adi Euphrasia olan bolge buyuk oranda Kommagene adini korudu Imparatorlugun Perslere karsi duzenlenen harekatlarin ilk noktasi karargah bolgesi ve ordunun bulusma noktasiydi Imparator II Julianus un Sasani Sahi II Sapur a karsi duzenledigi seferde Firat in gecis noktasi olan Samsat i ordugah olarak kullanmistir Bu kralligin kokeni konusunda cok az sey bilinmesi onlarin bolgeye sonradan geldigine isaret etmektedir MS 2 yuzyilda yasamis Attik Yunan sair bir satirik siirinde kendisinin Kommagene Kralligi nin bassehri olan Samosata da dogdugunu ifade etmekte ve kendisini Asurlu olarak tanimlamaktadir Bu sairin eserlerinden Samosata nin baskent oldugu ve MS 2 yuzyilda dahi Asurlulularin hala bolgede bir topluluk olarak var oldugu anlasilmaktadir Romalilarin bolgeye gelisini anlattigi bir yazisinda sair bolgedekileri Asur ceketleri giyinen ve hala barbarca konusan insanlar olarak tanimlar O donemde barbarca olarak nitelendirilen dilin bir cesit Aramice sivesi muhtemelen bugun bolgede konusulan Suryanice oldugu en kuvvetli ihtimaldir Hristiyan din adami Samsatli Pavlus ve sair Samsatli Lukianos in dogum yeridir Sasani Imparatorlugu Donemi Sasani Imparatoru Sahin Vahmanzadegan in 615 yilindaki Kucuk Asya seferinden Sasanilere gecti 628 yilinda Herakleios tarafindan geri alindi Emeviler Donemi 670 yilinda Emeviler in bolgeyi ele gecirmesiyle beraber artik yerel bir yonetimden ziyade merkeze bagli yonetimlerden soz konusu olmustur Araplarin bolgeye gelmesiyle beraber bircok yerde oldugu gibi burada da bolgenin kendine has binlerce yillik kozmopolit ve bu kozmopolit yapiyi surdurebilen ender yerlerden birini barindiran kulturu de Hitit Pers Grek Asur Urartu gibi yok olmaya ve tek tiplesmeye baslamistir Gunumuzde bolgenin kulturu de daha cok Emeviler ve devaminda Abbasilerle beraber gelen kulturun devami niteligindedir Bu yuzden Emevilerin bolgeye gelisi ile Kommagene tarihi olarak nitelendirilen bolge tarihinin sonu kabul edilir Ortacag Donemi Bolge 11 ve 14 yuzyillari arasinda Kilikya Ermeni Devleti nin kulturel etkisi altinda kalmistir Ermeni ve Asur Suryani dili ve edebiyatinin gelisim merkezlerinden biri olmustur Ermeni harflerini olusturan Ermeni din adamlarindan bazilarinin 4 ve 5 yuzyilda Samosat ta Yunan ve Suryani okullarinda egitim aldigi ve bu okullarin kullandigi Yunan ve Suryani alfabelerine dayanarak Ermeni alfabesini olusturduklari bilinmektedir KulturKrallik bircok kulturun kesisim noktasindaydi Batida Kilikya kuzeyde Kapadokya gibi Helenistik komsularinin yani sira doguda Persler ve Ermeniler guneyde cesitli Sami topluluklari vardi Luvi Donemi kulturu Luvi Donemi ne ait pek bir bilgi kalmamistir Ancak Luvilerin Hint Avrupa kokenli bir topluluk olmalari ve Apollon isminin Luvice olmasi onlarin Aryan inanisi Proto Hint Avrupa kokenli inanisina dair inanclara sahip olduklari dusunulmektedir Kommagene Donemi kulturu Orintid Hanedanligi Zerdustlugu benimseyen bir topluluktu Ayrica halk arasinda erken Iran dininin en populer tanricasi olan Anahita yi yuceltmeyi tesvik ediyordu Bu noktada bu iki inanis birlikte seyrediyordu Anahita nin yani sira Mitra gibi tanrilara da turbeler yaptirmislardir Orintid Hanedanligi din cesitliligini destekleyen bir yapiya sahipti Kommagene Sikkeleri Kommagene Kralligi nin krallarinin tahta cikis tarihleri kesin olmasa da onlara ait sikkeler krallarin siyasi pozisyonlari ve inanislari hakkinda onemli bilgiler vermektedir Sikkelerde krallarin portreleri tanri ve hayvan figurleri kullanilmistir Samosata da Adiyaman Samsat basilan II Samos a ait sikkenin ham maddesi gumustur Bu sikkenin on yuzunde kralin portresi basinda gunese benzeyen isinlarla yer almaktadir Sikkenin arka yuzunde ise kanatli zafer tanricasi Nike elindeki celenk ile saga dogru yurumektedir Buna karsin Kral I Mithridas Callinicus un MO 96 70 tarihlerine ait sikkesinde devrimsel bir degisim soz konusudur Bu bronz sikkenin on yuzunde tanri veya kral yerine bir kartal figuru bulunmaktadir Basi saga donuk olarak tasvir edilen kartalin sag kanadinin altinda ise palmiye dali bulunmaktadir Nemrut Dagi ndaki heykeller arasinda kendisine de yer veren I Antiochos un Samosata da basilan sikkesinde ise kral kendisini tac giyerken resmettirmistir Sikkenin arka yuzundeki saga dogru yuruyen aslan ise I Antiochos un gucunu simgelemektedir Tac giyme toreninden sonra adini Theos Tanri olarak degistiren kralin bastirdigi sikkeden de karakteri ve donem hakimiyeti kolaylikla anlasilmaktadir III Antiochos ise bastirdigi sikkede diger krallarin aksine kendi portresine yer vermemis Yunan tanrilarinin figurleri kullanilmistir Sikkenin on yuzunde Apollon arka yuzunde ise Artemis yer almaktadir CografyaKonum Ozellikleri Batida Kilikya ve kuzeyde Kapadokya ile cevrili olan Kommagene Kralligi nin dogu sinirini Firat Nehri cizmekteydi Krallik gunumuzdeki Adiyaman Gaziantep ve Kahramanmaras illerini kapsamaktaydi En genis haliyle ve nufuz alaniyla Suriye nin kucuk bir alani da dahil edilebilir Baskent olan Samsat Hoyuk un bir kismi su an Ataturk Baraji nin altinda kalmis durumdadir Bir kismi ise Firat nehrine 700 metre uzaklikta olmasina ragmen sehrin kuruldugu donemde hemen nehrin kiyisinda yer aliyordu Ayrica sehir Firat nehrinin gecit veren ender noktalaridan birinde yer aldigi icin jeopolitik olarak onemli bir guzergahta bulunuyordu Tarim Buyuk Plinius un Naturalis Historia adli eserinde Kommagene de hem siyah hem de beyaz uzumlerin yetistigi bu uzumlerin iri taneli ve dolgun oldugu her tanenin birbirine cok benzedigi ve yemesinin oldukca keyifli oldugu soylenmekle birlikte ulsere ve agiz yaralarina iyi geldigi anlatilir KazilarSamsat Kazilari Ilk kazilar 1964 ve 1967 yillarinda T Goell baskanliginda yapilmistir Aslinda bu sit alani kazilardan de once biliniyordu ve unluydu Daha sonra 1977 yilinda Karakaya ve Ataturk barajlari su toplama alaninda kalacak arkeolojik yerlesimlerin belirlenmesi ve kurtarilmasini amaclayan kapsaminda Prof Dr Mehmet Ozdogan baskanliginda yuzey arastirmalari yapildi Bu calismalarda yerlesmenin Halaf Donemi nden Osmanli Donemi ne kadar kalici olarak iskan edildigi sonucuna varilmistir Ertesi yil 1980 yili haric 1978 yilinda baslayan kazi calismalari 1987 yilina kadar Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Ogretim Uyesi Prof Dr Nimet Ozguc liderligindeki ekip tarafindan yapildi Bu kazilar cok genis bir alanda yapilmistir Ortacag in gec evrelerine ait tabakalarda yapilan kazilarda MS 12 13 yuzyillara ait sikkeler tespit edilmistir Bu Selcuklu sultanlarindan I Giyaseddin Keyhusrev 1192 1195 I Alaeddin Keykubad 1219 1236 II Giyaseddin Keyhusrev 1236 1246 IV Rukneddin Kilic Arslan in 1249 1266 sikkeleri ile Harran da basilmis Selahaddin Eyyubi 1169 1193 sikkeleri ortaya cikarildi Bardak bardak ve kaselerden olusan zuccaciye koleksiyonu oldukca zengindir Diger buluntular arasinda kandiller fildisi tarak koku sisesi pismis toprak kandiller kemik kasiklar yaprak bicimli mermer aplikler ve madeni paralar bulunmaktadir Saglam bir Bizans kalesi uzerine insa edilen Selcuklu Donemi duvarlari ve surlari bozulmadan korunmustur Surlarin bir bolgesindeki kirectasi plaka uzerindeki yazi usta bir hattat tarafindan yazildigi anlasilmaktadir Depolama sahasi Diyarbekir Sah Karaaslan a aitti Merkez avlu oldugu dusunulen nin merkezi 14 65 X 20 55 metre boyutlarinda ve mozaik kosesi bulunuyor Islam Donemi ne ait 1 8 metrelik bir kuyuya atilan bes kisinin iskeletleri bulundu Iskeletin altindaki iskeletin altinda Abbasi Donemi ne ait bes altin ve gumus sikkeler bulunmaktadir Altin sikkelerden biri Abbasi Halifesi Harun Resid e 786 809 digeri Abbasi Halifesi Mutevekkil e 847 861 aittir Yerlesim yeri bugun Firat Nehri nin 700 metre icindedir ancak su altinda kalmadan once ova seviyesinden 37 40 metre yuksekte olup 500 x 350 metre alana sahiptir En dik yamac dogu yamacidir ve en alcak yamac guneybatiya bakan yamactir Hoyuk teras ve alt sehirden olusmaktadir Arkeolojik sit alani olan Samsat Hoyuk un baraj golunun altinda kalmasi sebebiyle tasidigi onemin tahrip oldugu dusunulmektedir Nemrut Dagi Kazilari Dagda bircok anit ve bir tumulus bulunmaktadir Tumulus henuz kazilmamistir KaynakcaPliny Gaius Plinius Secundus Maior 1855 The Natural History Volume 5 J Bastock ve H T Riley Latinceden Ingilizceye Cev Londra Henry G Bohn Ayrica bakinizKommagene krallari listesi Nemrut Dagi Milli ParkiKaynakca Canepa 2010 s 13 Garsoian 2005 Erskine Llewellyn Jones amp Wallace 2017 s 75 Babaie amp Grigor 2015 s 80 Sartre 2005 s 23 Widengren 1986 ss 135 136 Merz amp Tieleman 2012 s 68 Marciak 2017 s 157 Ball 2002 s 436 Shayegan 2016 ss 8 13 Summers G 2011 Kummuhu Kralligi Arkeoatlas Tarihoncesinden Demir Cag ina Anadolu nun Arkeoloji Atlasi Istanbul 381 Murat Gokhan Dalyan Dogu ile Bati Arasinda Bir Krallik Kommagene Tarih Kitabevi 2020 ss 1 169 Hazel J 2002 Who s Who in the Roman World Psychology Press s 13 ISBN 9780415291620 28 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2014 Josephus History of the Jewish War vii 7 Turan Derya Kommagene Sikkeleri Milliyet Arkeoloji sf 22 sayi 18 Pliny 1855 5Dis baglantilarWikimedia Commons ta Kommagene Kralligi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir