İzmir Suikastı, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya 14 Haziran 1926 tarihinde, İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimidir. Aralarında eski bakanlar, milletvekilleri ve valiler de bulunan bir grup tarafından planlanmış ancak hayata geçirilmeden engellenmiştir.
Suikastın İzmir'in Kemeraltı semtinde yapılması planlanmıştı. Buradaki kavşakta dönmek için yavaşlayacak olan Mustafa Kemal Paşa'nın otomobiline; Ziya Hurşit Bey'in kaldığı Gaffarzâde Oteli ve Gürcü Yusuf ile Laz İsmail'in bulunduğu otelin altındaki berber dükkânından ateş edilecek ve bomba atılacaktı. Bu sırada yan sokaktaki otomobilde bekleyecek olan Çopur Hilmi ve Giritli Şevki ile birlikte olay yerinden kaçılması ve daha sonra bir motorla Sakız Adası'na geçilmesi planlanmıştı. Ancak 14 Haziran günü İzmir Valisi Kâzım Bey tarafından Mustafa Kemal Paşa'ya çekilen telgraf sonrasında kendisinin İzmir'e seyahatini ertelemesi üzerine plan gün yüzüne çıkarıldı. 15 Haziran 1926'da Giritli Şevki'nin İzmir Valiliğine yazdığı mektupta ise suikastın kimler tarafından düzenleneceği bilgisi yer aldı. Bir müddet sonra dört kişi yakalandı ve suçlarını itiraf ettiler.
Bu olaydan sonra İzmir'e gelen istiklâl mahkemesi heyetince yapılan duruşmalarda, olayın arkasında daha geniş muhalif grupların olduğu belirlendi. İzmir'de 26 Haziran-13 Temmuz günleri arasında yargılanan kırk kişiden, ikisi gıyabında olmak üzere on beşi idamla, biri ise sürgünle cezalandırıldı. Birkaç hafta sonra, 2-26 Ağustos günleri arasında Ankara'da gerçekleştirilen duruşmalarda yargılanan elli yedi kişiden dördü idam, altısı sürgün, ikisi ise hapis cezasına çarptırılırdı. Bu iki aşamada toplam yüz otuz bir sanık hakkında sorgulama yapılırken, bunların otuz dördü yargılamaya gerek kalmadan serbest bırakıldı.
Arka plan
Osmanlı İmparatorluğu'nun mağlubiyetle ayrıldığı I. Dünya Savaşı'nın ardından, 1918 Kasım'ında düzenlediği kongreyle kendini fesheden İttihat ve Terakki Cemiyetinin üyeleri birkaç gruba bölünmüştü. Bir grup padişahla iş birliğine başlamış, cemiyetin liderlerinden oluşan grup yurt dışına kaçmış, üçüncü grup ise Kurtuluş Savaşı kadrosuna katılmıştı. Son grup da kendi içinde, millî bir devlet kurmaya tamamen taraftar olanlar ve millî hareketin zaferinden sonra eski sistemin yeniden kurulmasını isteyenler olarak ikiye ayrılmaktaydı. 1922'nin Ocak ayında İstanbul'da Kara Kemal Bey tarafından, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yeniden kurulması için çalışmalar yürütülmeye başlandı. 29 Kasım 1922'de İstanbul'da, Kara Kemal Bey'in başkanlığında eski cemiyet üyelerinin katılımıyla gizli bir toplantı gerçekleştirildi.Mustafa Kemal Paşa tarafından, cemiyetin yeniden kurulma faaliyetlerinin önüne geçilmesi amacıyla İstanbul'a gönderilen Kılıç Ali Bey ve Ali İhsan Bey'in Kara Kemal Bey ile yaptığı görüşmeler sonrasında da bu gizli faaliyetlere son verilmedi.1923 genel seçimleri öncesinde bir makale yayınlayan İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup gazeteci ve eski İstanbul milletvekili Hüseyin Cahit Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin bu seçimlere katılmayacağını yazmıştı. Feshedilmiş bir parti adına yazılar yayınlayan Hüseyin Cahit Bey, 7 Mayıs 1925 tarihinde Çorum'da müebbet sürgün cezasına çarptırılmış, gazetesi Tanin ise 16 Nisan 1925'te kapatılmıştı.
Merkezî yönetime karşı Şubat 1925'te başlatılan ve 1925 ilkbaharında bastırılan Şeyh Said İsyanı sonrasında, 4 Mart 1925'te çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu'na dayanılarak muhalif basın susturulmuş, 17 Kasım 1924'te kurulan ve bünyesinde bazı eski İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerini barındıranKâzım Karabekir Paşa başkanlığındaki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da "dinî hislere gönderme yaparak isyanı desteklediği" gerekçesiyle 3 Haziran 1925'te kapatılmıştı. Ancak parti milletvekilleri, bağımsız olarak Türkiye Büyük Millet Meclisindeki varlıklarını sürdürmeye devam etti. Partinin kapatılmasının ardından eski İttihat ve Terakki Cemiyetinin Cumhuriyet Halk Fırkası'na katılmayan bazı üyeleri, gizli bir muhalif hareket olarak İstanbul'da bulunmaktaydı.
Diğer taraftan 7 Mayıs 1926'da Ankara'dan ayrılarak ülkenin çeşitli yerlerine trenle ziyaretler düzenlemeye başlayan Mustafa Kemal Paşa, 8 Mayıs'ta Eskişehir ve Afyonkarahisar'dan geçerek Akhisar'a, oradan da Konya'ya vardı. 9 Mayıs'ta Tarsus'a, 10 Mayıs'ta Mersin'e, 16 Mayıs'ta Adana'ya, 18 Mayıs'ta tekrar Konya'ya, 20 Mayıs'ta Bursa'ya, 13 Haziran'da ise Balıkesir'e uğramış; 14 Haziran'da ise İzmir'e geçmeyi planlamıştı.
Suikastın ortaya çıkması ve tutuklamalar
Vikikaynak'ta Giritli Şevki'nin İzmir Suikastı'nı ortaya çıkaran mektubu ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
Balıkesir'de bulunduğu sırada Mustafa Kemal Paşa, İzmir Valisi Kâzım (Dirik) Bey tarafından gönderilen ve kendisine karşı İzmir'de suikast düzenleneceği bilgisini içeren bir telgraf aldı. Bu telgrafta bahsi geçen suikast planını ortaya çıkaran mektup, planda görev alan isimlerden biri olan Giritli Şevki adlı bir motorcu tarafından yazılmıştı. Telgraf üzerine 15 Haziran gecesini Balıkesir'de geçirmesinin ardından Mustafa Kemal Paşa, yarım kalan gezisine devam etmek ve yaşananlar hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak için 16 Haziran günü İzmir'e geldi. Diğer taraftan 14 Haziran günü Başbakan İsmet Paşa da, İzmir'den aldığı telgraflarla suikast olayını öğrenmişti. İsmet Paşa'nın istiklâl mahkemesi savcı ve yargıçlarına kendisine gelen telgrafları göstermesinin ardından ilk iş olarak kapatılmış olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası milletvekillerinin tümünün tutuklanmasına, evlerinin aranmasına ve bulunan belgelerin İzmir'e gönderilmesine karar verildi. İstiklâl Mahkemesi heyeti ise İzmir'e hareket etti ve 17 Haziran günü İzmir'e vardı.
Suikastın öğrenilmesinin ardından telgrafta geçen isimlerin yakalanması için harekete geçen İzmir polisi, ilk olarak Ziya Hurşit Bey'i kaldığı Gaffarzâde Oteli'nde, yatağının altına sakladığı silah ve bombalarla birlikte yakaladı. Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi, Ragıp Paşa Oteli'nde; Sarı Efe Edip Bey ise İstanbul'daki Bristol Oteli'nde tutuklandı. Diğer taraftan istiklâl mahkemesi heyeti Ankara'dan ayrılmadan önce, eski Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Kastamonu milletvekili Halit Bey hariç Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantılarına katılmayı sürdüren tüm eski Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası milletvekillerinin ve birtakım eski İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesinin tutuklanmasına karar vermişti. Tutuklananlar arasında Kurtuluş Savaşı'nda yer alan Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Cafer Tayyar Paşa, Bekir Sami Bey, Rüştü Paşa, Refet Paşa ile eski maliye bakanı Cavid Bey de vardı. Ancak Başbakan İsmet Paşa, Ankara'da tutuklanan Kâzım Karabekir Paşa'yı, suçluluğuna inanmadığı ve milletvekili dokunulmazlığının böyle bir tutuklamanın önünde bulunduğu gerekçesiyle serbest bıraktırdı. İstiklâl Mahkemesi ile arasında geçen görüşmelerde İsmet Paşa'ya dokunulmazlığın bu olaylarda işe yaramayacağı, gerekirse kendisinin dahi tutuklanabileceği söylendi. Araya Mustafa Kemal Paşa'nın girmesiyle İzmir'e giden İsmet Paşa, mahkemenin sonucunu bekleyeceği yönünde açıklamada bulundu. Suikast girişimi ve faillerin yakalandığı bilgileri, 18 Haziran günü Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bir bildiri ile kamuoyuna duyuruldu. İstiklâl Mahkemesinin Anadolu Ajansı'na verdiği listeye göre ilk tutuklama dalgasında Ankara, İzmir ve İstanbul'da toplam kırk dokuz kişi tutuklanmıştı. Girişimin kamuoyu tarafından öğrenilmesinin ardından başta İzmir olmak üzere ülkenin farklı yerlerinde çeşitli gösteriler düzenlendi.
İzmir yargılamaları ve suikast planı
Duruşmalar 26 Haziran günü, Elhamra Sineması salonunda başladı.İstiklâl Mahkemesi heyetinin başkanlığını Afyonkarahisar milletvekili Kel Ali yaparken, üyeliklerini Gaziantep milletvekili Kılıç Ali ve Aydın milletvekili Reşit Bey, yedek üyeliğini Rize milletvekili Laz Ali, savcılığını ise Denizli milletvekili Necip Ali Bey yapmaktaydı. Mahkeme üyelerinin dördünün adının Ali olması sebebiyle mahkeme, "Aliler Mahkemesi" olarak da adlandırılmıştı. Zanlılar, doğrudan suikastta görev alanlar, suikastı hazırlayıp kışkırtanlar, suikasta doğrudan katılmayan ancak Türk inkılabına ve Mustafa Kemal Paşa'ya karşı olan eski İttihatçılar ve kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyeleri ve paşalar olmak üzere dört gruba ayrılarak yargılandı.
Yapılan yargılamalar sonucunda, savcı Necip Ali Bey'in hazırladığı iddianamede suikast girişiminin kimler tarafından, nasıl ve ne zaman planlandığı sanıkların ifadelerine göre yer aldı. Bu iddianameye göre suikast ilk önce Ankara'da yapılmak istenmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi I. dönem Lazistan milletvekili olarak görev yapan Ziya Hurşit Bey, hırsızlıktan sabıkalı Laz İsmail ve Gürcü Yusuf'un bu amaç doğrultusunda, İzmit milletvekili Ahmet Şükrü Bey'in maddî yardımlarıyla Ankara'ya hareket ederek buradaki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası genel merkezinde misafir olarak kalmıştı. Daha sonra Ahmet Şükrü Bey'in evinde yapılan konuşmalarda suikastın yeri için önce Eskişehir milletvekili Arif Bey'in Çankaya yolu üzerindeki köşkünün yolu üzerindeki bahçesi ve dolayları, sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi binası ve bakanlar kurulunun toplandığı bina ile Anadolu Kulübü düşünülse de Ziya Hurşit Bey'in kardeşi olan Ordu milletvekili Faik Bey durumdan haberdar olarak kendilerini engelledi. Erzincan milletvekili Sabit Bey'in de kendilerini ihbar ile tehdit etmesi üzerine bu plandan vazgeçildi. Suikastın daha sonra Bursa'da yapılması düşünüldüyse de Laz İsmail dikkat çekmemek için yanına Naciye Nimet isimli bir kadını alarak burada yaptığı incelemeler sonucu şehrin böyle bir plan için uygun olmadığını tespit etti. En sonunda suikastın İzmir'de yapılması kararlaştırıldı. İstanbul'daki Ahmet Şükrü Bey'den gerekli cephane ve parayı alan Ziya Hurşit Bey, Laz İsmail ve Gürcü Yusuf, 15 Haziran'da Gülcemal vapuruyla İzmir'e geldi ve suikast için gerekli hazırlıkları yapmaya başladı. İzmir'e gelindiğinde Ziya Hurşit Bey Gaffarzâde Oteli'ne, Laz İsmail ile Gürcü Yusuf ise Ragıp Paşa Oteli'ne yerleşti.
Ziya Hurşit Bey'e Ahmet Şükrü Bey tarafından verilen ve Miralay Rasim Bey tarafından imzalanıp Sarı Efe Edip Bey'e hitaben yazılan mektup sayesinde üç suikastçı, Sarı Efe Edip Bey ile tanıştı. Sarı Efe Edip Bey'in çiftlik kâhyası Çopur Hilmi'nin de katılımıyla önce Karşıyakalı İdris'in bahçesinde, sonra da Giritli Şevki isimli motorcunun evinde toplanan grup, suikast planını konuştu. Hazırlanan plana göre suikastın Mustafa Kemal Paşa'nın İzmir ziyareti sırasında, İzmir'in Kemeraltı semtinde yapılması belirlenmişti. Baş Durak Caddesi (günümüzdeki adı Anafartalar Caddesi) ile Hükûmet Caddesi'nin (günümüzdeki adı 853. Sokak) kesiştiği kavşakta dönmek için yavaşlayacak olan Mustafa Kemal Paşa'nın otomobiline, Gaffarzâde Oteli'nin altındaki berber dükkânından Ziya Hurşit Bey, Gürcü Yusuf ile Laz İsmail tarafından ateş açılacak ve bombalar atılacaktı. Bu sırada yan sokaktaki otomobilde bekleyecek olan Çopur Hilmi ile Giritli Şevki ile birlikte olay yerinden kaçılacak ve daha sonra Giritli Şevki'nin kullanacağı bir motorla Sakız Adası'na geçilecekti. Tüm bu suikast planı, Sarı Efe Edip Bey'in İstanbul'a gitmesinin ardından şüphelenen Giritli Şevki'nin suikast girişimini haber veren ihbar mektubunu Mustafa Kemal Paşa'ya iletmesi için, 14 Haziran günü İzmir Valisi Kâzım Bey'e vermesiyle bu plan gün yüzüne çıktı.
İzmir yargılamalarındaki sorgulamalar
İddianamenin okunmasının ardından ilk sorgulama Ziya Hurşit Bey'e yapıldı. Suikastı eski Ankara valisi Abdülkadir Bey ile planladıklarını, paraları olmadığından kendilerine destek sağlamak için İzmit milletvekili Ahmet Şükrü Bey ile görüştüklerini, daha önce Ankara ve Bursa'da da suikast planladılarsa da gerçekleştiremediklerini belirterek suikast için yapılan tüm hazırlıkları anlatan Ziya Hurşit Bey'in ifadeleri; daha sonra sorgulanan Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi'ninkilerle paralellik göstermekteydi. Çopur Hilmi'den sonra sorgulanan Sarı Efe Edip Bey, suikasttan bir gün önce İstanbul'a gidiş sebebini durumu Celâl Bey'e bildirecek olması olarak açıklamış; suikast için kendisini Ahmet Şükrü Bey'in kışkırttığını ve gerekli olan paraları kendisine onun verdiğini söylemişti. Sonradan sorgulanan Miralay Rasim Bey ile Abidin Bey ise, suikastla olan ilişkilerini reddetti. Bu sorgulamalarla birlikte suikastta birinci derecede suçlu olanların sorgusu tamamlanmış oldu.
Ziya Hurşit Bey'in ağabeyi Faik Bey'in ifadesine göre; Rauf Bey kendisine, kardeşi Ziya Hurşit Bey'in bir suikast girişiminde olduğunu ve bunu Sabit Bey'den öğrendiğini, buna engel olunmasını istediğini söyledi. Faik Bey ayrıca, Ziya Hurşit Bey'in bunu reddetmesi üzerine kendisinin yatıştığını; ancak yine de Arif Bey'in Çankaya'daki evine giderek bilgi almak istediğini ve orada Ahmet Şükrü Bey'e rastladığını ifade etti. Daha sonraları ise Rauf Bey'in, Kâzım Karabekir Paşa ile Rıfat Paşa'ya da olayı anlattığını; ancak bunların uydurma olduğunu düşünerek sessiz kaldıklarını sözlerine ekledi. Faik Bey'in ardından sorgulanan Ahmet Şükrü Bey; suikastla ilişkisi olmadığını, Ziya Hurşit Bey'i ara sıra gördüğünü ve Laz İsmail'i hiç tanımadığını söyleyerek bütün suçlamaları reddetti. Ziya Hurşit Bey, Sarı Efe Edip Bey'e iletmesi için verdiği mektubun tütün ticaretiyle ilgili olduğunu söylemesinin ardından Miralay Rasim Bey ve Sarı Efe Edip Bey ile yüzleştirildi. Sarı Efe Edip Bey suikastı birlikte hazırladıklarını ve gelen mektubun suikastla alakalı olduğunu söylese de Ahmet Şükrü Bey bunları kabul etmedi. Miralay Rasim Bey ise, sarhoş olan Ahmet Şükrü Bey'in isteğiyle Sarı Efe Edip Bey'e mektup yazdığını kabul etmişti. Sonrasında sorgulanan Arif Bey ise Ziya Hurşit Bey'i gazinoda görerek tanıştığını, Laz İsmail'in evinde kalmadığını ve suikastla bir ilgisinin olmadığını söylese de yapılan yüzleştirmede Laz İsmail, Arif Bey'i kendisini özel otomobiline alarak evine getirdiğini söyledi. Arif Bey'in şoförü ve hizmetçisi Ayşe'nin de bu yöndeki ifadelerine rağmen bu anlatılanlar Arif Bey tarafından reddedildi.
Diğer taraftan suikast olayıyla ilişkisi bulunmadığına karar verilen Bursa milletvekili Osman Nuri Bey, Trabzon milletvekili Ahmet Muhtar Bey, Erzurum milletvekili Münir Hüsrev Bey, İzmit milletvekili Mustafa Bey, Kastamonu milletvekili Halit Bey, Kars milletvekili Ömer Bey ve Sarı Efe Edip Bey'in kayınbiraderi Doktor Mustafa Şevket serbest bırakıldı.
Savcı Necip Ali Bey'in 30 Haziran günü yayınlanan iddianamesi, suikastın esas suçluları dışındaki paşalar ve diğer sanıklarla ilgili olarak hazırlanmıştı. Bu iddianamede adı geçen isimler, suikastın düşünce ve planlama aşamasında katılımları ve haberleri bulunmakla suçlanmaktaydı. 3 Temmuz günü paşaların sorgusuna geçildi.
Sabit Bey'in eski ifadesini tekrarlamasının ardından sorgulanan Rüştü Paşa, suikastla ilgisi olmadığını, Sabit Bey'den Şükrü Bey'in suikastla ilgilendiğini duyduğunu ve sonradan da bunu yalanladığını belirtti. Kâzım Karabekir Paşa sorgusunda, suikasttan haberi olmadığını, haberi olanların da hükûmete haber vermesi gerektiğini ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyelerinden katılımcı varsa partiyi dahi kapatabileceğini söyledi. Sonrasında sorgulanan Ali Fuat Paşa da suikastla ilgisi olmadığını, içki sofrasındaki suikast konuşmalarını gerçek olarak yorumlamadığını söylerken, Refet Paşa ve Cafer Tayyar Paşa da aynı şekilde suikast hazırlıkları hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtti.
Paşaların ardından sorgulanan Halis Turgut Bey'in suikast olayıyla hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürmesi üzerine kendisi, Ziya Hurşit Bey ile yüzleştirildi. Bu yüzleştirmede Ziya Hurşit Bey'in İstanbul'da Ahmet Şükrü Bey ile buluştuklarını ve suikastı konuştuklarını, Halis Turgut Bey'in kendisine vermeyi vadettiği silahları vermediğini açıklamasına rağmen Halis Turgut Bey, tüm bunların yalan olduğunu söyledi. 6 Temmuz'da sorgulaması yapılan eski Maliye Nazırı Cavid Bey de suçlamaları reddetti. Bu sorgulamanın ardından savcı Necip Ali Bey, elde ettiği bulgulara dayanarak olayın, İzmir'de planlanan suikast ve karışıklık çıkartarak hükûmetin devrilmesi olmak üzere iki yüzlü olduğunu ileri sürerek bu ikinci kısmın Ankara'da görüşülmesini istedi. Böylece dokuz sanığın yargılanması Ankara'ya sevk edildi. Akabinde sorgulanan İstanbul milletvekili İsmail Canbulat Bey, Cavid Bey'in evinde yapılan toplantının Mustafa Kemal Paşa'ya sunacakları teklifle ilgili olduğunu, sonraki toplantının da Kara Kemal Bey'in Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı görüşmeyi öğrenmek için düzenlendiğini ve suikasttan haberi olmadığını söyledi. 8 Temmuz'da savcı Necip Ali Bey, Tokat milletvekili Bekir Sami Bey, Afyonkarahisar milletvekili Kâmil Bey, Dersim milletvekili Feridun Fikri Bey, Mersin milletvekili Besim Bey, eski Erzurum milletvekili Necati Bey, Gaziantep milletvekili Hafız Mehmet Bey, eski Sivas milletvekili Kara Vasıf Bey ve eski Isparta milletvekili Cemal Paşa'nın suikast olayını duyduktan sonra Refet Paşa'nın evinde toplandıkları için, olayın başlangıcını hazırlayarak Avrupa'ya gittiklerini ileri sürdüğü Rauf Bey, İstanbul milletvekili Adnan Bey ve eski İzmir Valisi Rahmi Bey'in gıyabında yargılanmasını istedi. Bu isteğin ardından adı geçen kişilerin sorgulamasına geçildi.
Yaşlı bir adam olduğundan iktidar hırsına sahip olmadığını söyleyen Bekir Sami Bey'in ardından konuşan Feridun Fikri Bey, gerçekleştirdikleri toplantının bir amacı olmadığını ve Ahmet Şükrü Bey'in milletvekili olmasına rağmen tutuklanışını görüştüklerini söyledi. Besim Bey, Gümüşhane milletvekili Zeki Bey ve Canik milletvekili Ahmet Nafiz Bey'in sorgularında da kendilerinin konuyla bir ilgisi olmadıklarını belirtmelerinin ardından eski Mersin milletvekili Selâhattin Bey'in sorgusuna geçildi. Muhalif bir parti olmadan demokrasi olamayacağı fikrini savunan Selâhattin Bey, Kara Kemal Bey ile kurduğu ilişkinin yalnızca kendisinin siyasi tecrübesinden yararlanmak için olduğunu belirtti. Eski Erzurum milletvekili Hüseyin Avni Bey, kendi programına uygun bulduğu için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na katıldığını, İttihatçılarla yalnızca bilgi edinmek için görüştüğünü ve partinin kapatılmasını zamanın şartları içinde doğal karşıladığını belirttikten sonra suikast konusu hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Olayla ilişkisi olduğunu itiraf eden Hafız Mehmet Bey, Ziya Hurşit Bey'e rastladığı bir gün Sabit Bey, Rauf Bey ve Halis Turgut Bey'in de kendilerine yardımcı olduklarını belirtti.
11 Temmuz günü savcı Necip Ali Bey tarafından okunan iddianamede, suikast hakkında Ali Fuat Bey ve arkadaşlarının bilgisi olduğu ve Ankara'da yapılması planlanan suikast girişimini yalnızca Sabit Bey'in engellemeye çalıştığı ileri sürüldü. İddianamede Ahmet Şükrü Bey, Miralay Rasim Bey, Ziya Hurşit Bey, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Hafız Mehmet Bey, Kara Kemal Bey ile Abdülkadir Bey'in idamı; Halis Turgut Bey, İsmail Canbulat Bey, Rahmi Bey, Sürmeneli Vahap, Adnan Bey, Rauf Bey ve Rüştü Paşa'nın küreğe konulması; Kâzım Karabekir Paşa, Cafer Tayyar Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Cemal Paşa, Sabit Bey, Münir Hüsrev Bey, Faik Bey, Bekir Sami Bey, Kâmil Bey, Zeki Bey, Besim Bey, Feridun Fikri Bey, Halit Bey, Necati Bey'in beraati istendi.
İzmir yargılamalarındaki savunmalar
Yapılan sorgulamaların ve hazırlanan iddianamenin ardından sanıklar, savunmalarını yapmaları üzere 12 Haziran günü mahkeme salonuna getirildi. İlk olarak savunmasını yapan Ziya Hurşit Bey suikast yapmayı planladığını ve bu planı uygulamaya koyduğunu kabul ederken, anayasayı değiştirmek ve hükûmeti devirmek suçlamalarını kabul etmeyerek Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesine göre sürgün cezasına çarptırılması gerektiğini söyledi. Suikast teşebbüsüne katıldığını belirtse de suçluluğunu reddeden Sarı Efe Edip Bey, İstanbul'a gelip Celâl Bey'i suikast planından haberdar edeceğini söyledi ve kendisine ceza verilirken bu durumun göz önünde bulundurulmasını istedi. Gürcü Yusuf ile Laz İsmail, kendilerinin cahil olduklarını ve aldatıldıklarını ileri sürerek affedilmelerini talep etti. Çopur Hilmi, suikast teşebbüsünü önce vatan hizmeti sandığını, bu duruma alet edilecek bir adam olmadığını ve planı haber vermeye karar verse de Giritli Şevki'nin kendisinden önce davrandığını belirterek cezasının hafifletilmesini istedi. Ahmet Şükrü Bey iddiaların asılsız olduğunu belirterek, kendisi gibi bir adamın suikastla işi olmayacağını söyledi. Kendisi hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Arif Bey, suikast toplantılarından haberi olmadığını, Laz İsmail'in kendi evinde kalmadığını ve bu konuda şoförü ile hizmetçisinin yanlış ifadeler verdiğini savundu. Masum olduğunu ve hiçbir işe karışmadığını söyleyen Abidin Bey, kendisinden istenilen parayı vermediğini ve Rüştü Paşa ile olan konuşmaları hasta olduğu gerekçesiyle hatırlamadığını söyledi. Hafız Mehmet Bey önceleri suikasta dahil olduğunu; ancak sonraları bundan vazgeçtiğini belirterek suçsuz olduğunu dile getirdi. Miralay Rasim Bey ek bir savunma yapmazken, Sürmeneli Vahap, amcası Hafız Mehmet Bey'e iş bulma amacıyla müracaat ettiğini, onun da kendisini Ziya Hurşit Bey'e gönderdiğini ve cahil birisi olduğundan hiçbir şey anlamadığını ileri sürerek suçlamayı reddetti. Karşıyaka'daki bahçesinde yapılan toplantının neden yapıldığını bilmediğini söyleyen İdris, olayla ilgisinin bulunmadığını söyleyen Naciye Nimet Hanım, İsmail Canbulat Bey ve Halis Turgut Bey suçsuz olduklarını savundu. Herhangi bir savunma yapmayan Rüştü Paşa, mahkemenin "insaf ve adaletine" sığındı. Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Cafer Tayyar Paşa ve Bekir Sami Bey ise savunma yapmayacaklarını belirttiler.
İzmir yargılamaları sonuçları
İzmir yargılamaları 13 Temmuz 1926'da son buldu. Yargılanan 49 kişiden; suikast hazırlıklarına doğrudan karışan ve bu planlardan haberi olup da resmî makamlara ihbarda bulunmayan on beş kişinin idamına, bir kişinin 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılmasına ve cezası Konya'da sürgüne çevrilmesine, dokuz kişinin duruşma dışı tutulup, yargılamalarının Ankara'da görülecek İttihatçılar davası ile birleştirilmesine ve geri kalan yirmi dört kişinin beraatına karar verildi. Ancak mahkemeye katılmayan ve hakkında gıyaben idam kararı çıkanlardan Abdülkadir Bey Bulgaristan'a kaçmak üzereyken yakalanarak, daha sonra Ankara'da yargılanması kararlaştırıldı. Yine duruşmalara katılmayan Kara Kemal Bey ise 27 Temmuz günü İstanbul'da yakalanmak üzereyken intihar etti. İnfazlar, 13 Temmuz'u 14 Temmuz'a bağlayan gece İzmir'in çeşitli yerlerinde gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen idamların sonrasında cenazeler önce Merkez Hastanesi'ne götürüldü, üzerindeki eşyaların alınmasının ardından da Kadifekale yakınlarındaki Kokluca Mezarlığı'na defnedildi. İzmir'de yapılan duruşmalarda tutuklu bulunanlar ve haklarında alınan kararlar aşağıdaki gibidir:
- İdam cezası verilenler
- Ziya Hurşit Bey
- Laz İsmail
- Gürcü Yusuf
- Çopur Hilmi
- Ahmet Şükrü Bey
- Arif Bey
- İsmail Canbulat Bey (önce 10 yıllık hapse mahkûm edilse de itirazı sonucu cezası idama çevrildi)
- Sarı Efe Edip Bey
- Abidin Bey
- Halis Turgut Bey (önce 10 yıllık hapse mahkûm edilse de itirazı sonucu cezası idama çevrildi)
- Rüştü Paşa
- Hafız Mehmet Bey
- Miralay Rasim Bey
- Kara Kemal Bey (idam kararı gıyabında verilirken, bir müddet kaçak hayatı yaşadıktan sonra yakalanmak üzereyken 27 Ağustos 1926 günü intihar etti)
- Abdülkadir Bey (idam kararı gıyabında verilirken, Bulgaristan'a kaçmak üzereyken yakalandı ve daha sonra Ankara'da yargılanması kararlaştırıldı. Ankara'da tekrar idama mahkûm edildi, 31 Ağustos 1926 gecesi infaz edildi)
- Diğer cezalar
- Sürmeneli Vahap (10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası Konya'da sürgüne çevrildi)
- Yargılanmaları Ankara'da yapılacak olanlar
- İhsan Bey
- Hilmi Bey
- Cavid Bey
- Selâhattin Bey
- Kara Vasıf Bey
- Hüseyin Avni Bey
- Rahmi Bey
- Rauf Bey
- Adnan Bey
- Beraatine karar verilenler
- Faik Bey
- Sabit Bey
- Halet Bey
- Feridun Fikri Bey
- Kâmil Bey
- Zeki Bey
- Bekir Sami Bey
- Besim Bey
- Necati Bey
- Münir Hüsrev Bey
- Kâzım Karabekir Paşa
- Ali Fuat Paşa
- Refet Paşa
- Cafer Tayyar Paşa
- Cemal Paşa
- Necati Bey
- Ahmet Nafiz Bey
- Torbalılı Emin Efendi
- Trabzonlu Naciye Nimet Hanım
- Sürmeneli Keleş Mehmet
- Bahçıvan İdris
- Mustafa oğlu Şahin Çavuş
- Sabahaddin Efendi
- Giritli Hüseyin oğlu Latif
Ankara yargılamaları
İkinci davayı görmek üzere 16 Temmuz'da İzmir'den yola çıkan İstiklâl Mahkemesi heyeti, ertesi gün Ankara'ya vardı. 21 Haziran günü başlayan sanıkların ilk hazırlık soruşturmaları 31 Temmuz'da tamamlanmış, 28 Temmuz günü Denizli'den Ankara'ya gelmek için yola çıktığını belirten savcı Necip Ali Bey'in iddianamesi ise 31 Temmuz günü tamamlanmıştı. Ankara'da yargılanmalarına karar verilen eski İttihatçıların yargılaması eski Meclis Encümenler Binası'nda, 2 Ağustos'ta başladı. İddianameye göre suikast kin ve nefret dışında hükûmeti devirip iktidarı ele geçirmek amacıyla gizli bir komite tarafından da desteklenmiş, söz konusu gizli komite üyelerini bazı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mensupları ile İttihat ve Terakki Cemiyetinin eski yöneticilerinin bir kısmı oluşturmuş ve komitenin başkanlığını ise Kara Kemal Bey yürütmüştü.
Ankara yargılamalarındaki sorgulamalar
Sorgulamalar Talât Bey ile başladı. Talât Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olduğunu; ancak cemiyetin hükûmet ve iktisadî konulardaki çalışmalarına karışmadığını söyledi. Daha sonra sırasıyla İttihat ve Terakki genel sekreteri Mithat Şükrü Bey, polis müdürü Azmi Bey, eski hariciye nazırı Ahmet Nesimi Bey, doktor Hüseyinzâde Ali Bey, Eyüp Sabri Bey, doktor Rasuhi Bey ve Hamdi Baba sorguya çekildi.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin sekiz ay boyunca sekreterliğini yapan Doktor Nâzım Bey, bu dönemde halk tarafından yapılan bağışların akıbetinin ne olduğunu bilmediğini ve I. Dünya Savaşı sonrasında Kırım'a, oradan da Almanya'ya kaçarak İslam İhtilalleri Cemiyetinin kuruluşunda yer aldığını söyledi. Mustafa Kemal Paşa'ya muhalefet imkânı olmadığından, herhangi bir siyasi parti kurma girişiminde bulunmadığını ve suikastla hiçbir ilişkisi olmadığını da sözlerine ekledi. Cavid Bey sorgusunda, Kara Kemal Bey ve İsmail Canbulat Bey ile görüştüğünü, Kara Kemal Bey'in Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesinden sonra kendi evinde İttihatçılarla bir toplantı yapıldığını ve bu toplantının konusunun anayasa değişikliği olduğu, gizli bir amaçlarının bulunmadığını belirtti. Hüseyin Cahit Bey de Cavid Bey'in evindeki toplantıya katıldığını ve bu toplantının gizli bir amacı olmadığını, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda kendisinin İstanbul milletvekili adayı olarak partiye çağrıldığını ancak bunu kendisinin kabul etmediğini söyledi.
Sonraki günlerde yapılan duruşmalarda Salâh Cimcoz Bey, Mithat Şükrü Bey, Ahmet Nesimi Bey, Doktor Rasuhi Bey, Hüseyinzâde Ali Bey, Eyüp Sabri Bey, Azmi Bey, Hamdi Baba, Nail Bey, Said Bey, İbrahim Bey, Naim Cevad Bey, Hasan Fehmi Bey ve Hamal Ferid'in ileri sürülen suçlarla olan ilişkileri araştırıldı. 16 Ağustos'ta Naim Cevad Bey, Mithat Bey, Nasib Bey ve Nail Bey yargılandı. Daha sonra Rıza Bey ile Nasib Bey serbest bırakılırken, 19 Ağustos günü Selâhaddin Bey, Kara Vasıf Bey ve Hüseyin Avni Bey yargılandı. Velid Bey ile Ahmet Emin Bey'in 21 Ağustos'ta sorgulanmasının ertesi günü, Savcı Necip Ali Bey'in dört kişinin idamını istediği iddianamesi tamamlandı. İddianamede İttihat ve Terakki Cemiyetinin halkı soyan bir parti olduğu, sırf Almanya'nın çıkarları doğrultusunda ülkenin I. Dünya Savaşı'na sokulduğu, yenilgi sonrasında yönetici kesimin ülkeden kaçtığını ve bir müddet sonra, iktidarı tekrar ele geçirmek arzusuyla İzmir Suikastı'nı planladığı anlatıldı. İhsan Bey'in ifadesine göre, Kara Kemal Bey ve Şükrü Bey'i suikast işine Cavid Bey sokmuştu.
Ankara yargılamalarındaki savunmalar
Sanıkların savunmaları 25 Ağustos günü yapıldı. Birçok sanık, sorgulamalar sırasında söylediklerinden farklı bir savunma yapmadı. Yurt dışında olduğundan sorgulaması ve savunması yapılamayan Rauf Bey, 12 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderdiği mektupta, milletvekili olması sebebiyle dokunulmazlığı kaldırılmadıkça kendisi hakkında yargılama yapılamayacağını ve yurt dışında olduğundan suikastla ilgisi olmadığını belirtmişti.
Cavid Bey savunmasında; Maliye Nazırı olduğu dönemde devletin I. Dünya Savaşı'na girmesini istemediğini, yaptığı birtakım hareketlerle hükûmet bütçesini rahatlattığını, Kurtuluş Savaşı'na katılmak istese de bunun kabul edilmediğini ve suikast planıyla hiçbir ilişkisi olmadığını belirtti. Nail Bey, ülkenin ve milletin zararına hiçbir eylemde bulunmadığını ve suikast girişiminden haberi olmadığını söyledi. Doktor Nâzım Bey, Almanya'da kuruluşunda yer aldığı İslam İhtilalleri Cemiyeti ile Kurtuluş Savaşı'nı desteklediğini belirtirken, kendisinin Anadolu'ya gelmesinin Enver Paşa tarafından engellendiğini, Cavid Bey'in evindeki toplantılara Mustafa Kemal Paşa'nın izni olduğunu düşünerek katıldığını, Şükrü Bey, İsmail Canbolat ve Kara Kemal Bey'i iki yıldır görmediğini ve suikastla hiçbir ilişkisinin olmadığını belirterek savunmasını yaptı. Hilmi Bey ise Türkiye Büyük Millet Meclisinden ayrılmasının ardından siyaseti bırakıp ticaretle uğraştığını, Kara Kemal Bey ile uzunca bir süredir görüşmediğini ve suikast haberini ilk olarak gazeteden duyduğunu söyledi.
Cavid Bey'in davası sürerken, İzmir'deki duruşmalarda gıyabında idam cezası verilen Abdülkadir Bey, Bulgaristan'a kaçmak üzereyken yakalandı ve Ankara'daki duruşmalar sırasında yargılandı. Kaçmasında kendisine kimlerin yardım ettiğini ve nasıl kaçtığını söyleyen, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı desteklediğini de belirten Abdülkadir Bey'in ilk duruşması 29 Ağustos'ta yapılmıştı. 31 Ağustos'ta ise mahkeme, hükûmeti devirerek cumhurbaşkanını öldürmek ve iktidarı ele geçirmek suçuyla kendisini idama mahkûm etti.
Ankara yargılamaları sonuçları
26 Ağustos günü okunan mahkemenin kararına göre Kurtuluş Savaşı sonrasında iktidarı ele geçirme çabasında olan Cavid Bey'in evinde, Lozan Barış Konferansı sırasında yapılan toplantılardaki amaç, eski İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin milletvekili olarak meclise girmesi, bunun gerçekleşmemesi durumunda eski cemiyeti yeniden kurmaktı. Bunların başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise Rauf Bey'in de aracılığıyla Halk Fırkası'nın bölünmesi için girişimde bulunulacak ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurulması için uygun zemin oluşturularak iktidar ele geçirilecekti. Karardan dört idam, altı sürgün, iki hapis cezası çıkarken diğer sanıkların beraatine karar verildi. İdama mahkûm edilen dört kişinin cezası 26 Ağustos'u 27 Ağustos'a bağlayan gece, Cebeci'deki Umumi Hapishane önünde infaz edildi. İdam edilenler, hapishanenin avlusuna defnedildiler. Ankara'da yapılan duruşmalarda tutuklu bulunanlar ve haklarında alınan kararlar aşağıdaki gibidir:[]
- İdam cezası verilenler
- Cavid Bey
- Hilmi Bey
- Nail Bey
- Doktor Nâzım Bey
- Diğer cezalar
- Vehbi Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- Hüsnü Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- İbrahim Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- Ethem Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- Rahmi Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- Rauf Bey, 10 yıl kalebentlik cezasına çarptırılsa da sonra cezası sürgüne çevrildi
- Ali Osman Kâhya, 10 yıl hapis
- Salih Kâhya, 10 yıl hapis
- Beraatine karar verilenler
|
|
|
Sonrası
Duruşmalar sonucunda Rüştü Paşa dışındaki tüm paşalar beraat etmişti. Bu paşalar tekrar orduya dönmedi ve 27 Ocak 1927 yılında emekliye sevk edildikleri kendilerine bildirildi. On yıllık sürgün cezasına çarptırılan; ancak karar sırasında yurt dışında olan ve ülkeye 5 Temmuz 1935'te dönen Rauf Bey'in bu cezası, 22 Ekim 1939 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Vekili ve Başbakan Refik Saydam'ın imzasıyla yayınlanan bildiriyle kendisine yüklenen eylem ortadan kaldırılarak aklanarak Kastamonu milletvekili oldu. 23 Temmuz 1943 tarihinde Askerî Yargıtay'a yaptığı başvuru sonrasında, İzmir Suikastı davası evraklarının da incelenmesi suretiyle yargılanması gerçekleştirildi ve eski hizmetlerinden ötürü kendisine emekli maaşı da bağlanarak dava ile kendisinin ilişiği tamamen kesilmiş oldu.
Suikastın 30. yılına yakın tarihlerde, 1956 Ağustos'unda gazetelerde yer alan bir ilanla, dava sonucu Ankara'da idam edilen Nail Bey, Cavid Bey, Hilmi Bey ve Dr. Nâzım Bey'in ruhlarına ithaf edilmek üzere 25 Ağustos 1956 tarihinde İstanbul'daki Şişli Camii'nde ikindi namazı sonrasında bir mevlit okutulacağı duyuruldu. Organizasyonu düzenleyen kişi ise Nail Bey'in oğlu Nadir Nail Keçili'ydi. Mevlit sonrası cami avlusunda gazetecilere demeç veren eski İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Fahri Can, Rauf Orbay'ın dava ile ilişiğinin kesilmesine de atıfta bulunarak, diğer sanıkların yargılanmalarında da buna benzer hatalar yapılmış olabileceğini ileri sürdü. İdam edilenlerin ailelerini de temsil ettiğini ve yeniden mahkeme talebinde bulunmak istediklerini söyleyen Can, mahkûmların cenazelerini ise hak ettikleri yer olan Hürriyet-i Ebediye Tepesi'ne getireceklerini ekledi. Açıklamanın yapıldığı günlerde olay, dönemin basılı yayın organlarında yer bulsa da sonraları önemini yitirdi ve bu iade-i itibar girişimi hukukî mercilere ulaşmadan sona erdi.
Popüler kültüre etkileri
1969 yılında Kemal Tahir tarafından yazılan Kurt Kanunu isimli romanda, suikast girişiminin arka planı, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin gözünden anlatılmaktadır. Üç bölümden oluşan kitabın bu bölümleri, sırasıyla Abdülkadir Bey (kitapta Abdülkerim Bey olarak geçer), Kara Kemal Bey ve Kara Kemal Bey'in çocukluk arkadaşı Emin Bey tarafından anlatılmaktadır. Roman 1992 yılında aynı adla sinemaya, 2012 yılında ise yine aynı adla televizyon dizisi olarak uyarlandı.
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c d e Anumyan, Meline (9 Nisan 2013). . s. 284. 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2013.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 14.
- ^ a b c d e Kuyaş 2012, s. 36.
- ^ Kocahanoğlu 2012, s. 49.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 21.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 22.
- ^ a b Özkaya, Yücel (Kasım 1991). . Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 22. 23 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Haziran 2013.
- ^ Kuyaş 2012, s. 43.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 26.
- ^ a b Hür, Ayşe (22 Haziran 2008). . Taraf. 30 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2012.
- ^ a b c d Kuyaş 2012, s. 37.
- ^ a b c d e Kuyaş 2012, s. 38.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 29.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 24.
- ^ Anıl 2005, ss. 18-19.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 41.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 30.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 65.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 42.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 43-44.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 44.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 46.
- ^ Savaşal Savran 2006, ss. 46-47.
- ^ a b c Savaşal Savran 2006, s. 47.
- ^ a b c Savaşal Savran 2006, s. 48.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 49.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 51.
- ^ Savaşal Savran 2006, ss. 51-54.
- ^ a b c Savaşal Savran 2006, s. 54.
- ^ a b c d Savaşal Savran 2006, s. 55.
- ^ a b c d Savaşal Savran 2006, s. 56.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 57.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 58-60.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 62-63.
- ^ a b c d Savaşal Savran 2006, s. 63.
- ^ Türkiye istiklâl ve hürriyet mücadeleleri tarihi, 20. cilt. İstanbul Matbaası (etc.). 1962. s. 11630. 4 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021.
- ^ Karabekir, Kâzım (Mayıs 2000). İzmir Suikastı (5. bas.). İstanbul: Emre Yayınları. s. 313. ISBN .
- ^ Tunç, Tuncay (9 Mart 2012). . 30 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2012.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 68.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 70.
- ^ Savaşal Savran 2006, ss. 71-72.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 72.
- ^ a b c d e Savaşal Savran 2006, s. 73.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 74.
- ^ a b Savaşal Savran 2006, s. 75.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 76.
- ^ Savaşal Savran 2006, s. 80.
- ^ a b c Anıl 2005, s. 221.
- ^ Mehmetefendioğlu & Gürel 2012, s. 227.
- ^ Mehmetefendioğlu & Gürel 2012, s. 230.
- ^ Mehmetefendioğlu & Gürel 2012, s. 231.
- ^ Mehmetefendioğlu & Gürel 2012, s. 240.
- ^ Kuyaş 2012, s. 41.
- Genel
- Kuyaş, Ahmet (Haziran 2012). "İzmir Suikastı-1926". NTV Tarih, 41. ISSN 1308-7878.
- Savaşal Savran, Gülten (2006). "1926 İzmir Suikastı ve İstiklal Mahkemeleri". İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. 29 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ekim 2013.
- Anıl, Yaşar Şahin (2005). Mahkeme Tutanaklarına Göre İzmir Suikastı Davası. Kastaş Yayınları. ISBN .
- Kocahanoğlu, Osman Selim (Eylül 2012). Atatürk'e Kurulan Pusu: İzmir Suikastinin İçyüzü (4. bas.). İstanbul: Temel Yayınları. ISBN .
- Mehmetefendioğlu, Ahmet; Gürel, Cemal Necip (Sonbahar 2012). "İzmir Suikastı Mahkûmları İçin 1956 Yılında Yapılan Bir İade-i İtibar Girişimi" (PDF), XII/25. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi. 18 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Ağustos 2013.
Konuyla ilgili yayınlar
Wikimedia Commons'ta İzmir Suikastı ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Mumcu, Uğur (1992). Gazi Paşa'ya Suikast. Uğur Mumcu Vakfı Yayınları. ISBN .
- Sönmez, Pakize (1994). Atatürk'e İzmir Suikastinin İçyüzü. Detay Yayıncılık.
- Kandemir, Feridun (1955). İzmir Suikastinin İçyüzü (I-II). Tarih Yayınları.
- Avcı, Cemal (2007). İzmir Suikasti: Bir Suikastin Perde Arkası. İstanbul: IQ Kültür-Sanat Yayıncılık. ISBN .
- Özoğlu, Hakan (2011). Cumhuriyetin Kuruluşunda İktidar Kavgası: 150'likler, Takrir- i Sükun ve İzmir Suikastı. İstanbul: Kitap Yayınevi. ISBN .
- Erman, Azmi Nihat (1971). İzmir Suikasti ve İstiklâl Mahkemeleri. İstanbul: Temel Yayınları.
- Kılıç, Sümer (1994). İzmir Suikastı: İddianame ve Kazım Karabekir'in Savunması. İstanbul: Emre Yayınları. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Izmir Suikasti Turkiye Cumhurbaskani Mustafa Kemal Pasa ya 14 Haziran 1926 tarihinde Izmir de yapilmasi planlanan suikast girisimidir Aralarinda eski bakanlar milletvekilleri ve valiler de bulunan bir grup tarafindan planlanmis ancak hayata gecirilmeden engellenmistir Suikasti ortaya cikartan Giritli Sevki nin yazmis oldugu 15 Haziran 1926 tarihli ihbar mektubu Suikastin Izmir in Kemeralti semtinde yapilmasi planlanmisti Buradaki kavsakta donmek icin yavaslayacak olan Mustafa Kemal Pasa nin otomobiline Ziya Hursit Bey in kaldigi Gaffarzade Oteli ve Gurcu Yusuf ile Laz Ismail in bulundugu otelin altindaki berber dukkanindan ates edilecek ve bomba atilacakti Bu sirada yan sokaktaki otomobilde bekleyecek olan Copur Hilmi ve Giritli Sevki ile birlikte olay yerinden kacilmasi ve daha sonra bir motorla Sakiz Adasi na gecilmesi planlanmisti Ancak 14 Haziran gunu Izmir Valisi Kazim Bey tarafindan Mustafa Kemal Pasa ya cekilen telgraf sonrasinda kendisinin Izmir e seyahatini ertelemesi uzerine plan gun yuzune cikarildi 15 Haziran 1926 da Giritli Sevki nin Izmir Valiligine yazdigi mektupta ise suikastin kimler tarafindan duzenlenecegi bilgisi yer aldi Bir muddet sonra dort kisi yakalandi ve suclarini itiraf ettiler Bu olaydan sonra Izmir e gelen istiklal mahkemesi heyetince yapilan durusmalarda olayin arkasinda daha genis muhalif gruplarin oldugu belirlendi Izmir de 26 Haziran 13 Temmuz gunleri arasinda yargilanan kirk kisiden ikisi giyabinda olmak uzere on besi idamla biri ise surgunle cezalandirildi Birkac hafta sonra 2 26 Agustos gunleri arasinda Ankara da gerceklestirilen durusmalarda yargilanan elli yedi kisiden dordu idam altisi surgun ikisi ise hapis cezasina carptirilirdi Bu iki asamada toplam yuz otuz bir sanik hakkinda sorgulama yapilirken bunlarin otuz dordu yargilamaya gerek kalmadan serbest birakildi Arka planOsmanli Imparatorlugu nun maglubiyetle ayrildigi I Dunya Savasi nin ardindan 1918 Kasim inda duzenledigi kongreyle kendini fesheden Ittihat ve Terakki Cemiyetinin uyeleri birkac gruba bolunmustu Bir grup padisahla is birligine baslamis cemiyetin liderlerinden olusan grup yurt disina kacmis ucuncu grup ise Kurtulus Savasi kadrosuna katilmisti Son grup da kendi icinde milli bir devlet kurmaya tamamen taraftar olanlar ve milli hareketin zaferinden sonra eski sistemin yeniden kurulmasini isteyenler olarak ikiye ayrilmaktaydi 1922 nin Ocak ayinda Istanbul da Kara Kemal Bey tarafindan Ittihat ve Terakki Cemiyeti nin yeniden kurulmasi icin calismalar yurutulmeye baslandi 29 Kasim 1922 de Istanbul da Kara Kemal Bey in baskanliginda eski cemiyet uyelerinin katilimiyla gizli bir toplanti gerceklestirildi Mustafa Kemal Pasa tarafindan cemiyetin yeniden kurulma faaliyetlerinin onune gecilmesi amaciyla Istanbul a gonderilen Kilic Ali Bey ve Ali Ihsan Bey in Kara Kemal Bey ile yaptigi gorusmeler sonrasinda da bu gizli faaliyetlere son verilmedi 1923 genel secimleri oncesinde bir makale yayinlayan Ittihat ve Terakki Cemiyetine mensup gazeteci ve eski Istanbul milletvekili Huseyin Cahit Bey Ittihat ve Terakki Cemiyeti nin bu secimlere katilmayacagini yazmisti Feshedilmis bir parti adina yazilar yayinlayan Huseyin Cahit Bey 7 Mayis 1925 tarihinde Corum da muebbet surgun cezasina carptirilmis gazetesi Tanin ise 16 Nisan 1925 te kapatilmisti Mustafa Kemal Pasa Bursa ziyareti sirasinda bindigi Gulcemal vapuruyla Mudanya aciklarinda 5 Haziran 1926 Merkezi yonetime karsi Subat 1925 te baslatilan ve 1925 ilkbaharinda bastirilan Seyh Said Isyani sonrasinda 4 Mart 1925 te cikarilan Takrir i Sukun Kanunu na dayanilarak muhalif basin susturulmus 17 Kasim 1924 te kurulan ve bunyesinde bazi eski Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyelerini barindiranKazim Karabekir Pasa baskanligindaki Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi da dini hislere gonderme yaparak isyani destekledigi gerekcesiyle 3 Haziran 1925 te kapatilmisti Ancak parti milletvekilleri bagimsiz olarak Turkiye Buyuk Millet Meclisindeki varliklarini surdurmeye devam etti Partinin kapatilmasinin ardindan eski Ittihat ve Terakki Cemiyetinin Cumhuriyet Halk Firkasi na katilmayan bazi uyeleri gizli bir muhalif hareket olarak Istanbul da bulunmaktaydi Diger taraftan 7 Mayis 1926 da Ankara dan ayrilarak ulkenin cesitli yerlerine trenle ziyaretler duzenlemeye baslayan Mustafa Kemal Pasa 8 Mayis ta Eskisehir ve Afyonkarahisar dan gecerek Akhisar a oradan da Konya ya vardi 9 Mayis ta Tarsus a 10 Mayis ta Mersin e 16 Mayis ta Adana ya 18 Mayis ta tekrar Konya ya 20 Mayis ta Bursa ya 13 Haziran da ise Balikesir e ugramis 14 Haziran da ise Izmir e gecmeyi planlamisti Suikastin ortaya cikmasi ve tutuklamalarSuikast planinin hazirlayicilarindan Turkiye Buyuk Millet Meclisi I donem Lazistan milletvekili Ziya Hursit BeyVikikaynak ta Giritli Sevki nin Izmir Suikasti ni ortaya cikaran mektubu ile ilgili metin bulabilirsiniz Balikesir de bulundugu sirada Mustafa Kemal Pasa Izmir Valisi Kazim Dirik Bey tarafindan gonderilen ve kendisine karsi Izmir de suikast duzenlenecegi bilgisini iceren bir telgraf aldi Bu telgrafta bahsi gecen suikast planini ortaya cikaran mektup planda gorev alan isimlerden biri olan Giritli Sevki adli bir motorcu tarafindan yazilmisti Telgraf uzerine 15 Haziran gecesini Balikesir de gecirmesinin ardindan Mustafa Kemal Pasa yarim kalan gezisine devam etmek ve yasananlar hakkinda daha detayli bilgiye sahip olmak icin 16 Haziran gunu Izmir e geldi Diger taraftan 14 Haziran gunu Basbakan Ismet Pasa da Izmir den aldigi telgraflarla suikast olayini ogrenmisti Ismet Pasa nin istiklal mahkemesi savci ve yargiclarina kendisine gelen telgraflari gostermesinin ardindan ilk is olarak kapatilmis olan Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi milletvekillerinin tumunun tutuklanmasina evlerinin aranmasina ve bulunan belgelerin Izmir e gonderilmesine karar verildi Istiklal Mahkemesi heyeti ise Izmir e hareket etti ve 17 Haziran gunu Izmir e vardi Suikastin ogrenilmesinin ardindan telgrafta gecen isimlerin yakalanmasi icin harekete gecen Izmir polisi ilk olarak Ziya Hursit Bey i kaldigi Gaffarzade Oteli nde yataginin altina sakladigi silah ve bombalarla birlikte yakaladi Laz Ismail Gurcu Yusuf ve Copur Hilmi Ragip Pasa Oteli nde Sari Efe Edip Bey ise Istanbul daki Bristol Oteli nde tutuklandi Diger taraftan istiklal mahkemesi heyeti Ankara dan ayrilmadan once eski Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi Kastamonu milletvekili Halit Bey haric Turkiye Buyuk Millet Meclisi toplantilarina katilmayi surduren tum eski Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi milletvekillerinin ve birtakim eski Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyesinin tutuklanmasina karar vermisti Tutuklananlar arasinda Kurtulus Savasi nda yer alan Kazim Karabekir Pasa Ali Fuat Pasa Cafer Tayyar Pasa Bekir Sami Bey Rustu Pasa Refet Pasa ile eski maliye bakani Cavid Bey de vardi Ancak Basbakan Ismet Pasa Ankara da tutuklanan Kazim Karabekir Pasa yi sucluluguna inanmadigi ve milletvekili dokunulmazliginin boyle bir tutuklamanin onunde bulundugu gerekcesiyle serbest biraktirdi Istiklal Mahkemesi ile arasinda gecen gorusmelerde Ismet Pasa ya dokunulmazligin bu olaylarda ise yaramayacagi gerekirse kendisinin dahi tutuklanabilecegi soylendi Araya Mustafa Kemal Pasa nin girmesiyle Izmir e giden Ismet Pasa mahkemenin sonucunu bekleyecegi yonunde aciklamada bulundu Suikast girisimi ve faillerin yakalandigi bilgileri 18 Haziran gunu Hakimiyet i Milliye gazetesinde yayinlanan bir bildiri ile kamuoyuna duyuruldu Istiklal Mahkemesinin Anadolu Ajansi na verdigi listeye gore ilk tutuklama dalgasinda Ankara Izmir ve Istanbul da toplam kirk dokuz kisi tutuklanmisti Girisimin kamuoyu tarafindan ogrenilmesinin ardindan basta Izmir olmak uzere ulkenin farkli yerlerinde cesitli gosteriler duzenlendi Izmir yargilamalari ve suikast plani21 Haziran 1926 gunku Vakit gazetesinde yayinlanan ve suikastin yapilacagi noktayi gosteren kroki Gunumuzde bu nokta 853 sokak ile Anafartalar caddesinin kesistigi noktadir Durusmalar 26 Haziran gunu Elhamra Sinemasi salonunda basladi Istiklal Mahkemesi heyetinin baskanligini Afyonkarahisar milletvekili Kel Ali yaparken uyeliklerini Gaziantep milletvekili Kilic Ali ve Aydin milletvekili Resit Bey yedek uyeligini Rize milletvekili Laz Ali savciligini ise Denizli milletvekili Necip Ali Bey yapmaktaydi Mahkeme uyelerinin dordunun adinin Ali olmasi sebebiyle mahkeme Aliler Mahkemesi olarak da adlandirilmisti Zanlilar dogrudan suikastta gorev alanlar suikasti hazirlayip kiskirtanlar suikasta dogrudan katilmayan ancak Turk inkilabina ve Mustafa Kemal Pasa ya karsi olan eski Ittihatcilar ve kapatilan Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi uyeleri ve pasalar olmak uzere dort gruba ayrilarak yargilandi Necip Ali Bey Kel Ali ve Kilic Ali mahkeme salonuna hareket ederken Yapilan yargilamalar sonucunda savci Necip Ali Bey in hazirladigi iddianamede suikast girisiminin kimler tarafindan nasil ve ne zaman planlandigi saniklarin ifadelerine gore yer aldi Bu iddianameye gore suikast ilk once Ankara da yapilmak istenmis ve Turkiye Buyuk Millet Meclisi I donem Lazistan milletvekili olarak gorev yapan Ziya Hursit Bey hirsizliktan sabikali Laz Ismail ve Gurcu Yusuf un bu amac dogrultusunda Izmit milletvekili Ahmet Sukru Bey in maddi yardimlariyla Ankara ya hareket ederek buradaki Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi genel merkezinde misafir olarak kalmisti Daha sonra Ahmet Sukru Bey in evinde yapilan konusmalarda suikastin yeri icin once Eskisehir milletvekili Arif Bey in Cankaya yolu uzerindeki koskunun yolu uzerindeki bahcesi ve dolaylari sonra da Turkiye Buyuk Millet Meclisi binasi ve bakanlar kurulunun toplandigi bina ile Anadolu Kulubu dusunulse de Ziya Hursit Bey in kardesi olan Ordu milletvekili Faik Bey durumdan haberdar olarak kendilerini engelledi Erzincan milletvekili Sabit Bey in de kendilerini ihbar ile tehdit etmesi uzerine bu plandan vazgecildi Suikastin daha sonra Bursa da yapilmasi dusunulduyse de Laz Ismail dikkat cekmemek icin yanina Naciye Nimet isimli bir kadini alarak burada yaptigi incelemeler sonucu sehrin boyle bir plan icin uygun olmadigini tespit etti En sonunda suikastin Izmir de yapilmasi kararlastirildi Istanbul daki Ahmet Sukru Bey den gerekli cephane ve parayi alan Ziya Hursit Bey Laz Ismail ve Gurcu Yusuf 15 Haziran da Gulcemal vapuruyla Izmir e geldi ve suikast icin gerekli hazirliklari yapmaya basladi Izmir e gelindiginde Ziya Hursit Bey Gaffarzade Oteli ne Laz Ismail ile Gurcu Yusuf ise Ragip Pasa Oteli ne yerlesti Laz Ismail mahkeme salonuna getirilirken Ziya Hursit Bey e Ahmet Sukru Bey tarafindan verilen ve Miralay Rasim Bey tarafindan imzalanip Sari Efe Edip Bey e hitaben yazilan mektup sayesinde uc suikastci Sari Efe Edip Bey ile tanisti Sari Efe Edip Bey in ciftlik kahyasi Copur Hilmi nin de katilimiyla once Karsiyakali Idris in bahcesinde sonra da Giritli Sevki isimli motorcunun evinde toplanan grup suikast planini konustu Hazirlanan plana gore suikastin Mustafa Kemal Pasa nin Izmir ziyareti sirasinda Izmir in Kemeralti semtinde yapilmasi belirlenmisti Bas Durak Caddesi gunumuzdeki adi Anafartalar Caddesi ile Hukumet Caddesi nin gunumuzdeki adi 853 Sokak kesistigi kavsakta donmek icin yavaslayacak olan Mustafa Kemal Pasa nin otomobiline Gaffarzade Oteli nin altindaki berber dukkanindan Ziya Hursit Bey Gurcu Yusuf ile Laz Ismail tarafindan ates acilacak ve bombalar atilacakti Bu sirada yan sokaktaki otomobilde bekleyecek olan Copur Hilmi ile Giritli Sevki ile birlikte olay yerinden kacilacak ve daha sonra Giritli Sevki nin kullanacagi bir motorla Sakiz Adasi na gecilecekti Tum bu suikast plani Sari Efe Edip Bey in Istanbul a gitmesinin ardindan suphelenen Giritli Sevki nin suikast girisimini haber veren ihbar mektubunu Mustafa Kemal Pasa ya iletmesi icin 14 Haziran gunu Izmir Valisi Kazim Bey e vermesiyle bu plan gun yuzune cikti Izmir yargilamalarindaki sorgulamalar Gurcu Yusuf ve Laz Ismail durusmalar esnasinda Iddianamenin okunmasinin ardindan ilk sorgulama Ziya Hursit Bey e yapildi Suikasti eski Ankara valisi Abdulkadir Bey ile planladiklarini paralari olmadigindan kendilerine destek saglamak icin Izmit milletvekili Ahmet Sukru Bey ile gorustuklerini daha once Ankara ve Bursa da da suikast planladilarsa da gerceklestiremediklerini belirterek suikast icin yapilan tum hazirliklari anlatan Ziya Hursit Bey in ifadeleri daha sonra sorgulanan Laz Ismail Gurcu Yusuf ve Copur Hilmi ninkilerle paralellik gostermekteydi Copur Hilmi den sonra sorgulanan Sari Efe Edip Bey suikasttan bir gun once Istanbul a gidis sebebini durumu Celal Bey e bildirecek olmasi olarak aciklamis suikast icin kendisini Ahmet Sukru Bey in kiskirttigini ve gerekli olan paralari kendisine onun verdigini soylemisti Sonradan sorgulanan Miralay Rasim Bey ile Abidin Bey ise suikastla olan iliskilerini reddetti Bu sorgulamalarla birlikte suikastta birinci derecede suclu olanlarin sorgusu tamamlanmis oldu Ziya Hursit Bey in agabeyi Faik Bey in ifadesine gore Rauf Bey kendisine kardesi Ziya Hursit Bey in bir suikast girisiminde oldugunu ve bunu Sabit Bey den ogrendigini buna engel olunmasini istedigini soyledi Faik Bey ayrica Ziya Hursit Bey in bunu reddetmesi uzerine kendisinin yatistigini ancak yine de Arif Bey in Cankaya daki evine giderek bilgi almak istedigini ve orada Ahmet Sukru Bey e rastladigini ifade etti Daha sonralari ise Rauf Bey in Kazim Karabekir Pasa ile Rifat Pasa ya da olayi anlattigini ancak bunlarin uydurma oldugunu dusunerek sessiz kaldiklarini sozlerine ekledi Faik Bey in ardindan sorgulanan Ahmet Sukru Bey suikastla iliskisi olmadigini Ziya Hursit Bey i ara sira gordugunu ve Laz Ismail i hic tanimadigini soyleyerek butun suclamalari reddetti Ziya Hursit Bey Sari Efe Edip Bey e iletmesi icin verdigi mektubun tutun ticaretiyle ilgili oldugunu soylemesinin ardindan Miralay Rasim Bey ve Sari Efe Edip Bey ile yuzlestirildi Sari Efe Edip Bey suikasti birlikte hazirladiklarini ve gelen mektubun suikastla alakali oldugunu soylese de Ahmet Sukru Bey bunlari kabul etmedi Miralay Rasim Bey ise sarhos olan Ahmet Sukru Bey in istegiyle Sari Efe Edip Bey e mektup yazdigini kabul etmisti Sonrasinda sorgulanan Arif Bey ise Ziya Hursit Bey i gazinoda gorerek tanistigini Laz Ismail in evinde kalmadigini ve suikastla bir ilgisinin olmadigini soylese de yapilan yuzlestirmede Laz Ismail Arif Bey i kendisini ozel otomobiline alarak evine getirdigini soyledi Arif Bey in soforu ve hizmetcisi Ayse nin de bu yondeki ifadelerine ragmen bu anlatilanlar Arif Bey tarafindan reddedildi Refet Pasa mahkeme salonunu terk ederken Diger taraftan suikast olayiyla iliskisi bulunmadigina karar verilen Bursa milletvekili Osman Nuri Bey Trabzon milletvekili Ahmet Muhtar Bey Erzurum milletvekili Munir Husrev Bey Izmit milletvekili Mustafa Bey Kastamonu milletvekili Halit Bey Kars milletvekili Omer Bey ve Sari Efe Edip Bey in kayinbiraderi Doktor Mustafa Sevket serbest birakildi Savci Necip Ali Bey in 30 Haziran gunu yayinlanan iddianamesi suikastin esas suclulari disindaki pasalar ve diger saniklarla ilgili olarak hazirlanmisti Bu iddianamede adi gecen isimler suikastin dusunce ve planlama asamasinda katilimlari ve haberleri bulunmakla suclanmaktaydi 3 Temmuz gunu pasalarin sorgusuna gecildi Sabit Bey in eski ifadesini tekrarlamasinin ardindan sorgulanan Rustu Pasa suikastla ilgisi olmadigini Sabit Bey den Sukru Bey in suikastla ilgilendigini duydugunu ve sonradan da bunu yalanladigini belirtti Kazim Karabekir Pasa sorgusunda suikasttan haberi olmadigini haberi olanlarin da hukumete haber vermesi gerektigini ve Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi uyelerinden katilimci varsa partiyi dahi kapatabilecegini soyledi Sonrasinda sorgulanan Ali Fuat Pasa da suikastla ilgisi olmadigini icki sofrasindaki suikast konusmalarini gercek olarak yorumlamadigini soylerken Refet Pasa ve Cafer Tayyar Pasa da ayni sekilde suikast hazirliklari hakkinda bilgi sahibi olmadigini belirtti Ismail Canbulat Bey mahkeme salonundayken Pasalarin ardindan sorgulanan Halis Turgut Bey in suikast olayiyla hicbir ilgisinin olmadigini ileri surmesi uzerine kendisi Ziya Hursit Bey ile yuzlestirildi Bu yuzlestirmede Ziya Hursit Bey in Istanbul da Ahmet Sukru Bey ile bulustuklarini ve suikasti konustuklarini Halis Turgut Bey in kendisine vermeyi vadettigi silahlari vermedigini aciklamasina ragmen Halis Turgut Bey tum bunlarin yalan oldugunu soyledi 6 Temmuz da sorgulamasi yapilan eski Maliye Naziri Cavid Bey de suclamalari reddetti Bu sorgulamanin ardindan savci Necip Ali Bey elde ettigi bulgulara dayanarak olayin Izmir de planlanan suikast ve karisiklik cikartarak hukumetin devrilmesi olmak uzere iki yuzlu oldugunu ileri surerek bu ikinci kismin Ankara da gorusulmesini istedi Boylece dokuz sanigin yargilanmasi Ankara ya sevk edildi Akabinde sorgulanan Istanbul milletvekili Ismail Canbulat Bey Cavid Bey in evinde yapilan toplantinin Mustafa Kemal Pasa ya sunacaklari teklifle ilgili oldugunu sonraki toplantinin da Kara Kemal Bey in Mustafa Kemal Pasa ile yaptigi gorusmeyi ogrenmek icin duzenlendigini ve suikasttan haberi olmadigini soyledi 8 Temmuz da savci Necip Ali Bey Tokat milletvekili Bekir Sami Bey Afyonkarahisar milletvekili Kamil Bey Dersim milletvekili Feridun Fikri Bey Mersin milletvekili Besim Bey eski Erzurum milletvekili Necati Bey Gaziantep milletvekili Hafiz Mehmet Bey eski Sivas milletvekili Kara Vasif Bey ve eski Isparta milletvekili Cemal Pasa nin suikast olayini duyduktan sonra Refet Pasa nin evinde toplandiklari icin olayin baslangicini hazirlayarak Avrupa ya gittiklerini ileri surdugu Rauf Bey Istanbul milletvekili Adnan Bey ve eski Izmir Valisi Rahmi Bey in giyabinda yargilanmasini istedi Bu istegin ardindan adi gecen kisilerin sorgulamasina gecildi Yasli bir adam oldugundan iktidar hirsina sahip olmadigini soyleyen Bekir Sami Bey in ardindan konusan Feridun Fikri Bey gerceklestirdikleri toplantinin bir amaci olmadigini ve Ahmet Sukru Bey in milletvekili olmasina ragmen tutuklanisini gorustuklerini soyledi Besim Bey Gumushane milletvekili Zeki Bey ve Canik milletvekili Ahmet Nafiz Bey in sorgularinda da kendilerinin konuyla bir ilgisi olmadiklarini belirtmelerinin ardindan eski Mersin milletvekili Selahattin Bey in sorgusuna gecildi Muhalif bir parti olmadan demokrasi olamayacagi fikrini savunan Selahattin Bey Kara Kemal Bey ile kurdugu iliskinin yalnizca kendisinin siyasi tecrubesinden yararlanmak icin oldugunu belirtti Eski Erzurum milletvekili Huseyin Avni Bey kendi programina uygun buldugu icin Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi na katildigini Ittihatcilarla yalnizca bilgi edinmek icin gorustugunu ve partinin kapatilmasini zamanin sartlari icinde dogal karsiladigini belirttikten sonra suikast konusu hakkinda bilgi sahibi olmadigini soyledi Olayla iliskisi oldugunu itiraf eden Hafiz Mehmet Bey Ziya Hursit Bey e rastladigi bir gun Sabit Bey Rauf Bey ve Halis Turgut Bey in de kendilerine yardimci olduklarini belirtti 11 Temmuz gunu savci Necip Ali Bey tarafindan okunan iddianamede suikast hakkinda Ali Fuat Bey ve arkadaslarinin bilgisi oldugu ve Ankara da yapilmasi planlanan suikast girisimini yalnizca Sabit Bey in engellemeye calistigi ileri suruldu Iddianamede Ahmet Sukru Bey Miralay Rasim Bey Ziya Hursit Bey Laz Ismail Gurcu Yusuf Copur Hilmi Hafiz Mehmet Bey Kara Kemal Bey ile Abdulkadir Bey in idami Halis Turgut Bey Ismail Canbulat Bey Rahmi Bey Surmeneli Vahap Adnan Bey Rauf Bey ve Rustu Pasa nin kurege konulmasi Kazim Karabekir Pasa Cafer Tayyar Pasa Ali Fuat Pasa Refet Pasa Cemal Pasa Sabit Bey Munir Husrev Bey Faik Bey Bekir Sami Bey Kamil Bey Zeki Bey Besim Bey Feridun Fikri Bey Halit Bey Necati Bey in beraati istendi Izmir yargilamalarindaki savunmalar Durusmalar esnasinda Abidin Bey Yapilan sorgulamalarin ve hazirlanan iddianamenin ardindan saniklar savunmalarini yapmalari uzere 12 Haziran gunu mahkeme salonuna getirildi Ilk olarak savunmasini yapan Ziya Hursit Bey suikast yapmayi planladigini ve bu plani uygulamaya koydugunu kabul ederken anayasayi degistirmek ve hukumeti devirmek suclamalarini kabul etmeyerek Turk Ceza Kanunu nun 46 maddesine gore surgun cezasina carptirilmasi gerektigini soyledi Suikast tesebbusune katildigini belirtse de suclulugunu reddeden Sari Efe Edip Bey Istanbul a gelip Celal Bey i suikast planindan haberdar edecegini soyledi ve kendisine ceza verilirken bu durumun goz onunde bulundurulmasini istedi Gurcu Yusuf ile Laz Ismail kendilerinin cahil olduklarini ve aldatildiklarini ileri surerek affedilmelerini talep etti Copur Hilmi suikast tesebbusunu once vatan hizmeti sandigini bu duruma alet edilecek bir adam olmadigini ve plani haber vermeye karar verse de Giritli Sevki nin kendisinden once davrandigini belirterek cezasinin hafifletilmesini istedi Ahmet Sukru Bey iddialarin asilsiz oldugunu belirterek kendisi gibi bir adamin suikastla isi olmayacagini soyledi Kendisi hakkindaki tum suclamalari reddeden Arif Bey suikast toplantilarindan haberi olmadigini Laz Ismail in kendi evinde kalmadigini ve bu konuda soforu ile hizmetcisinin yanlis ifadeler verdigini savundu Masum oldugunu ve hicbir ise karismadigini soyleyen Abidin Bey kendisinden istenilen parayi vermedigini ve Rustu Pasa ile olan konusmalari hasta oldugu gerekcesiyle hatirlamadigini soyledi Hafiz Mehmet Bey onceleri suikasta dahil oldugunu ancak sonralari bundan vazgectigini belirterek sucsuz oldugunu dile getirdi Miralay Rasim Bey ek bir savunma yapmazken Surmeneli Vahap amcasi Hafiz Mehmet Bey e is bulma amaciyla muracaat ettigini onun da kendisini Ziya Hursit Bey e gonderdigini ve cahil birisi oldugundan hicbir sey anlamadigini ileri surerek suclamayi reddetti Karsiyaka daki bahcesinde yapilan toplantinin neden yapildigini bilmedigini soyleyen Idris olayla ilgisinin bulunmadigini soyleyen Naciye Nimet Hanim Ismail Canbulat Bey ve Halis Turgut Bey sucsuz olduklarini savundu Herhangi bir savunma yapmayan Rustu Pasa mahkemenin insaf ve adaletine sigindi Kazim Karabekir Pasa Ali Fuat Pasa Refet Pasa Cafer Tayyar Pasa ve Bekir Sami Bey ise savunma yapmayacaklarini belirttiler Izmir yargilamalari sonuclari Milliyet gazetesinin 14 Temmuz 1926 tarihli sayisinin ilk sayfasinda yer alan Izmir yargilamalarinin sonuclariyla ilgili haber Izmir yargilamalari 13 Temmuz 1926 da son buldu Yargilanan 49 kisiden suikast hazirliklarina dogrudan karisan ve bu planlardan haberi olup da resmi makamlara ihbarda bulunmayan on bes kisinin idamina bir kisinin 10 yil kalebentlik cezasina carptirilmasina ve cezasi Konya da surgune cevrilmesine dokuz kisinin durusma disi tutulup yargilamalarinin Ankara da gorulecek Ittihatcilar davasi ile birlestirilmesine ve geri kalan yirmi dort kisinin beraatina karar verildi Ancak mahkemeye katilmayan ve hakkinda giyaben idam karari cikanlardan Abdulkadir Bey Bulgaristan a kacmak uzereyken yakalanarak daha sonra Ankara da yargilanmasi kararlastirildi Yine durusmalara katilmayan Kara Kemal Bey ise 27 Temmuz gunu Istanbul da yakalanmak uzereyken intihar etti Infazlar 13 Temmuz u 14 Temmuz a baglayan gece Izmir in cesitli yerlerinde gerceklestirildi Gerceklestirilen idamlarin sonrasinda cenazeler once Merkez Hastanesi ne goturuldu uzerindeki esyalarin alinmasinin ardindan da Kadifekale yakinlarindaki Kokluca Mezarligi na defnedildi Izmir de yapilan durusmalarda tutuklu bulunanlar ve haklarinda alinan kararlar asagidaki gibidir Idam cezasi verilenlerIdam cezasi infaz edilen Laz Ismail Asilmadan onceki son sozleri Vay anasini bu ha Ben de baska bir sey zannediyordum Bunu cok seyrettim Haydi oyleyse Gayret bizden kuvvet sizden Amma tez olun canimi cok acitmayin Ipimi bogazima iyi gecirin ne olacaksa olsun bitsin Allah taksiratimizi affetsin olmustur Asilarak idam edilen Gurcu Yusuf Asilmadan onceki son sozleri Yazik degil mi bana Nicin boyle yapiyorsunuz Kirk lira kadar param var Size veriyorum Batum daki cocuklarima gonderin Okuyorlar fakirler Islerine yarar olmustur Ziya Hursit Bey Laz Ismail Gurcu Yusuf Copur Hilmi Ahmet Sukru Bey Arif Bey Ismail Canbulat Bey once 10 yillik hapse mahkum edilse de itirazi sonucu cezasi idama cevrildi Sari Efe Edip Bey Abidin Bey Halis Turgut Bey once 10 yillik hapse mahkum edilse de itirazi sonucu cezasi idama cevrildi Rustu Pasa Hafiz Mehmet Bey Miralay Rasim Bey Kara Kemal Bey idam karari giyabinda verilirken bir muddet kacak hayati yasadiktan sonra yakalanmak uzereyken 27 Agustos 1926 gunu intihar etti Abdulkadir Bey idam karari giyabinda verilirken Bulgaristan a kacmak uzereyken yakalandi ve daha sonra Ankara da yargilanmasi kararlastirildi Ankara da tekrar idama mahkum edildi 31 Agustos 1926 gecesi infaz edildi Diger cezalarSurmeneli Vahap 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi Konya da surgune cevrildi Yargilanmalari Ankara da yapilacak olanlarIhsan Bey Hilmi Bey Cavid Bey Selahattin Bey Kara Vasif Bey Huseyin Avni Bey Rahmi Bey Rauf Bey Adnan BeyBeraatine karar verilenlerFaik Bey Sabit Bey Halet Bey Feridun Fikri Bey Kamil Bey Zeki Bey Bekir Sami Bey Besim Bey Necati Bey Munir Husrev Bey Kazim Karabekir Pasa Ali Fuat Pasa Refet Pasa Cafer Tayyar Pasa Cemal Pasa Necati Bey Ahmet Nafiz Bey Torbalili Emin Efendi Trabzonlu Naciye Nimet Hanim Surmeneli Keles Mehmet Bahcivan Idris Mustafa oglu Sahin Cavus Sabahaddin Efendi Giritli Huseyin oglu LatifAnkara yargilamalariIkinci davayi gormek uzere 16 Temmuz da Izmir den yola cikan Istiklal Mahkemesi heyeti ertesi gun Ankara ya vardi 21 Haziran gunu baslayan saniklarin ilk hazirlik sorusturmalari 31 Temmuz da tamamlanmis 28 Temmuz gunu Denizli den Ankara ya gelmek icin yola ciktigini belirten savci Necip Ali Bey in iddianamesi ise 31 Temmuz gunu tamamlanmisti Ankara da yargilanmalarina karar verilen eski Ittihatcilarin yargilamasi eski Meclis Encumenler Binasi nda 2 Agustos ta basladi Iddianameye gore suikast kin ve nefret disinda hukumeti devirip iktidari ele gecirmek amaciyla gizli bir komite tarafindan da desteklenmis soz konusu gizli komite uyelerini bazi Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi mensuplari ile Ittihat ve Terakki Cemiyetinin eski yoneticilerinin bir kismi olusturmus ve komitenin baskanligini ise Kara Kemal Bey yurutmustu Ankara yargilamalarindaki sorgulamalar Sorgulamalar Talat Bey ile basladi Talat Bey Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyesi oldugunu ancak cemiyetin hukumet ve iktisadi konulardaki calismalarina karismadigini soyledi Daha sonra sirasiyla Ittihat ve Terakki genel sekreteri Mithat Sukru Bey polis muduru Azmi Bey eski hariciye naziri Ahmet Nesimi Bey doktor Huseyinzade Ali Bey Eyup Sabri Bey doktor Rasuhi Bey ve Hamdi Baba sorguya cekildi Ittihat ve Terakki Cemiyetinin sekiz ay boyunca sekreterligini yapan Doktor Nazim Bey bu donemde halk tarafindan yapilan bagislarin akibetinin ne oldugunu bilmedigini ve I Dunya Savasi sonrasinda Kirim a oradan da Almanya ya kacarak Islam Ihtilalleri Cemiyetinin kurulusunda yer aldigini soyledi Mustafa Kemal Pasa ya muhalefet imkani olmadigindan herhangi bir siyasi parti kurma girisiminde bulunmadigini ve suikastla hicbir iliskisi olmadigini da sozlerine ekledi Cavid Bey sorgusunda Kara Kemal Bey ve Ismail Canbulat Bey ile gorustugunu Kara Kemal Bey in Mustafa Kemal Pasa ile gorusmesinden sonra kendi evinde Ittihatcilarla bir toplanti yapildigini ve bu toplantinin konusunun anayasa degisikligi oldugu gizli bir amaclarinin bulunmadigini belirtti Huseyin Cahit Bey de Cavid Bey in evindeki toplantiya katildigini ve bu toplantinin gizli bir amaci olmadigini Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi nin kurulusunda kendisinin Istanbul milletvekili adayi olarak partiye cagrildigini ancak bunu kendisinin kabul etmedigini soyledi Sonraki gunlerde yapilan durusmalarda Salah Cimcoz Bey Mithat Sukru Bey Ahmet Nesimi Bey Doktor Rasuhi Bey Huseyinzade Ali Bey Eyup Sabri Bey Azmi Bey Hamdi Baba Nail Bey Said Bey Ibrahim Bey Naim Cevad Bey Hasan Fehmi Bey ve Hamal Ferid in ileri surulen suclarla olan iliskileri arastirildi 16 Agustos ta Naim Cevad Bey Mithat Bey Nasib Bey ve Nail Bey yargilandi Daha sonra Riza Bey ile Nasib Bey serbest birakilirken 19 Agustos gunu Selahaddin Bey Kara Vasif Bey ve Huseyin Avni Bey yargilandi Velid Bey ile Ahmet Emin Bey in 21 Agustos ta sorgulanmasinin ertesi gunu Savci Necip Ali Bey in dort kisinin idamini istedigi iddianamesi tamamlandi Iddianamede Ittihat ve Terakki Cemiyetinin halki soyan bir parti oldugu sirf Almanya nin cikarlari dogrultusunda ulkenin I Dunya Savasi na sokuldugu yenilgi sonrasinda yonetici kesimin ulkeden kactigini ve bir muddet sonra iktidari tekrar ele gecirmek arzusuyla Izmir Suikasti ni planladigi anlatildi Ihsan Bey in ifadesine gore Kara Kemal Bey ve Sukru Bey i suikast isine Cavid Bey sokmustu Ankara yargilamalarindaki savunmalar Saniklarin savunmalari 25 Agustos gunu yapildi Bircok sanik sorgulamalar sirasinda soylediklerinden farkli bir savunma yapmadi Yurt disinda oldugundan sorgulamasi ve savunmasi yapilamayan Rauf Bey 12 Ekim de Turkiye Buyuk Millet Meclisi Baskanligina gonderdigi mektupta milletvekili olmasi sebebiyle dokunulmazligi kaldirilmadikca kendisi hakkinda yargilama yapilamayacagini ve yurt disinda oldugundan suikastla ilgisi olmadigini belirtmisti Cavid Bey savunmasinda Maliye Naziri oldugu donemde devletin I Dunya Savasi na girmesini istemedigini yaptigi birtakim hareketlerle hukumet butcesini rahatlattigini Kurtulus Savasi na katilmak istese de bunun kabul edilmedigini ve suikast planiyla hicbir iliskisi olmadigini belirtti Nail Bey ulkenin ve milletin zararina hicbir eylemde bulunmadigini ve suikast girisiminden haberi olmadigini soyledi Doktor Nazim Bey Almanya da kurulusunda yer aldigi Islam Ihtilalleri Cemiyeti ile Kurtulus Savasi ni destekledigini belirtirken kendisinin Anadolu ya gelmesinin Enver Pasa tarafindan engellendigini Cavid Bey in evindeki toplantilara Mustafa Kemal Pasa nin izni oldugunu dusunerek katildigini Sukru Bey Ismail Canbolat ve Kara Kemal Bey i iki yildir gormedigini ve suikastla hicbir iliskisinin olmadigini belirterek savunmasini yapti Hilmi Bey ise Turkiye Buyuk Millet Meclisinden ayrilmasinin ardindan siyaseti birakip ticaretle ugrastigini Kara Kemal Bey ile uzunca bir suredir gorusmedigini ve suikast haberini ilk olarak gazeteden duydugunu soyledi Cavid Bey in davasi surerken Izmir deki durusmalarda giyabinda idam cezasi verilen Abdulkadir Bey Bulgaristan a kacmak uzereyken yakalandi ve Ankara daki durusmalar sirasinda yargilandi Kacmasinda kendisine kimlerin yardim ettigini ve nasil kactigini soyleyen Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi ni destekledigini de belirten Abdulkadir Bey in ilk durusmasi 29 Agustos ta yapilmisti 31 Agustos ta ise mahkeme hukumeti devirerek cumhurbaskanini oldurmek ve iktidari ele gecirmek sucuyla kendisini idama mahkum etti Ankara yargilamalari sonuclari 26 Agustos gunu okunan mahkemenin kararina gore Kurtulus Savasi sonrasinda iktidari ele gecirme cabasinda olan Cavid Bey in evinde Lozan Baris Konferansi sirasinda yapilan toplantilardaki amac eski Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyelerinin milletvekili olarak meclise girmesi bunun gerceklesmemesi durumunda eski cemiyeti yeniden kurmakti Bunlarin basarisizlikla sonuclanmasi durumunda ise Rauf Bey in de araciligiyla Halk Firkasi nin bolunmesi icin girisimde bulunulacak ve Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi nin kurulmasi icin uygun zemin olusturularak iktidar ele gecirilecekti Karardan dort idam alti surgun iki hapis cezasi cikarken diger saniklarin beraatine karar verildi Idama mahkum edilen dort kisinin cezasi 26 Agustos u 27 Agustos a baglayan gece Cebeci deki Umumi Hapishane onunde infaz edildi Idam edilenler hapishanenin avlusuna defnedildiler Ankara da yapilan durusmalarda tutuklu bulunanlar ve haklarinda alinan kararlar asagidaki gibidir kaynak belirtilmeli Idam cezasi verilenlerCavid Bey Hilmi Bey Nail Bey Doktor Nazim BeyDiger cezalarVehbi Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Husnu Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Ibrahim Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Ethem Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Rahmi Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Rauf Bey 10 yil kalebentlik cezasina carptirilsa da sonra cezasi surgune cevrildi Ali Osman Kahya 10 yil hapis Salih Kahya 10 yil hapisBeraatine karar verilenler1 Cahit Bey 2 Kara Vasif Bey 3 Azmi Bey 4 Adnan Bey 5 Kucuk Talat Bey 6 Mithat Sukru Bey 7 Huseyinzade Ali Bey 8 Eyup Sabri Bey 9 Salah Cimcoz Bey 10 Kucuk Nazim Bey 11 Cemal Ferit Bey 12 Naim Cevat Bey 13 Hasip Bey 14 Riza Bey 15 Gozluklu Mithat Bey 16 Hasan Fehmi Bey 17 Ihsan Bey 18 Ali Riza Bey 19 Saadettin Bey 20 Bekir Bey 21 Mehmet Ali Bey 22 Hilmi Bey 23 Cavid Bey 24 Izzet Bey 25 Seyit Bey 26 Salih Reis Bey 27 Tirnakci Salim Bey 28 Ali Osman Kahya Bey 29 Selahattin Bey 30 Huseyin Avni Bey 31 Gaziantepli Ahmet Muhtar Bey 32 Rifat Bey 33 Sudi Bey 34 Haydar Resid Bey 35 Zarci Refik Bey 36 Buyuk Mithat Bey 37 Gani Bey 38 Rasid Bey 39 Muhiddin Bey 40 Hasan Sabri Bey 41 Ismail Cabbar Bey 42 Huseyin Bey 43 Ahmet Nesimi Bey 44 Hamdi Baba 45 Doktor RasuhiSonrasiDurusmalar sonucunda Rustu Pasa disindaki tum pasalar beraat etmisti Bu pasalar tekrar orduya donmedi ve 27 Ocak 1927 yilinda emekliye sevk edildikleri kendilerine bildirildi On yillik surgun cezasina carptirilan ancak karar sirasinda yurt disinda olan ve ulkeye 5 Temmuz 1935 te donen Rauf Bey in bu cezasi 22 Ekim 1939 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baskan Vekili ve Basbakan Refik Saydam in imzasiyla yayinlanan bildiriyle kendisine yuklenen eylem ortadan kaldirilarak aklanarak Kastamonu milletvekili oldu 23 Temmuz 1943 tarihinde Askeri Yargitay a yaptigi basvuru sonrasinda Izmir Suikasti davasi evraklarinin da incelenmesi suretiyle yargilanmasi gerceklestirildi ve eski hizmetlerinden oturu kendisine emekli maasi da baglanarak dava ile kendisinin ilisigi tamamen kesilmis oldu Suikastin 30 yilina yakin tarihlerde 1956 Agustos unda gazetelerde yer alan bir ilanla dava sonucu Ankara da idam edilen Nail Bey Cavid Bey Hilmi Bey ve Dr Nazim Bey in ruhlarina ithaf edilmek uzere 25 Agustos 1956 tarihinde Istanbul daki Sisli Camii nde ikindi namazi sonrasinda bir mevlit okutulacagi duyuruldu Organizasyonu duzenleyen kisi ise Nail Bey in oglu Nadir Nail Kecili ydi Mevlit sonrasi cami avlusunda gazetecilere demec veren eski Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyelerinden Fahri Can Rauf Orbay in dava ile ilisiginin kesilmesine de atifta bulunarak diger saniklarin yargilanmalarinda da buna benzer hatalar yapilmis olabilecegini ileri surdu Idam edilenlerin ailelerini de temsil ettigini ve yeniden mahkeme talebinde bulunmak istediklerini soyleyen Can mahkumlarin cenazelerini ise hak ettikleri yer olan Hurriyet i Ebediye Tepesi ne getireceklerini ekledi Aciklamanin yapildigi gunlerde olay donemin basili yayin organlarinda yer bulsa da sonralari onemini yitirdi ve bu iade i itibar girisimi hukuki mercilere ulasmadan sona erdi Populer kulture etkileri1969 yilinda Kemal Tahir tarafindan yazilan Kurt Kanunu isimli romanda suikast girisiminin arka plani Ittihat ve Terakki Cemiyeti uyelerinin gozunden anlatilmaktadir Uc bolumden olusan kitabin bu bolumleri sirasiyla Abdulkadir Bey kitapta Abdulkerim Bey olarak gecer Kara Kemal Bey ve Kara Kemal Bey in cocukluk arkadasi Emin Bey tarafindan anlatilmaktadir Roman 1992 yilinda ayni adla sinemaya 2012 yilinda ise yine ayni adla televizyon dizisi olarak uyarlandi KaynakcaOzel a b c d e Anumyan Meline 9 Nisan 2013 s 284 7 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Haziran 2013 Savasal Savran 2006 s 14 a b c d e Kuyas 2012 s 36 Kocahanoglu 2012 s 49 Savasal Savran 2006 s 21 Savasal Savran 2006 s 22 a b Ozkaya Yucel Kasim 1991 Ataturk Arastirma Merkezi Dergisi 22 23 Eylul 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Haziran 2013 Kuyas 2012 s 43 a b Savasal Savran 2006 s 26 a b Hur Ayse 22 Haziran 2008 Taraf 30 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Temmuz 2012 a b c d Kuyas 2012 s 37 a b c d e Kuyas 2012 s 38 Savasal Savran 2006 s 29 a b Savasal Savran 2006 s 24 Anil 2005 ss 18 19 Savasal Savran 2006 s 41 a b Savasal Savran 2006 s 30 a b Savasal Savran 2006 s 65 Savasal Savran 2006 s 42 Savasal Savran 2006 s 43 44 a b Savasal Savran 2006 s 44 Savasal Savran 2006 s 46 Savasal Savran 2006 ss 46 47 a b c Savasal Savran 2006 s 47 a b c Savasal Savran 2006 s 48 Savasal Savran 2006 s 49 a b Savasal Savran 2006 s 51 Savasal Savran 2006 ss 51 54 a b c Savasal Savran 2006 s 54 a b c d Savasal Savran 2006 s 55 a b c d Savasal Savran 2006 s 56 a b Savasal Savran 2006 s 57 Savasal Savran 2006 s 58 60 Savasal Savran 2006 s 62 63 a b c d Savasal Savran 2006 s 63 Turkiye istiklal ve hurriyet mucadeleleri tarihi 20 cilt Istanbul Matbaasi etc 1962 s 11630 4 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mayis 2021 Karabekir Kazim Mayis 2000 Izmir Suikasti 5 bas Istanbul Emre Yayinlari s 313 ISBN 975 7369 33 0 Tunc Tuncay 9 Mart 2012 30 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Temmuz 2012 Savasal Savran 2006 s 68 Savasal Savran 2006 s 70 Savasal Savran 2006 ss 71 72 Savasal Savran 2006 s 72 a b c d e Savasal Savran 2006 s 73 Savasal Savran 2006 s 74 a b Savasal Savran 2006 s 75 Savasal Savran 2006 s 76 Savasal Savran 2006 s 80 a b c Anil 2005 s 221 Mehmetefendioglu amp Gurel 2012 s 227 Mehmetefendioglu amp Gurel 2012 s 230 Mehmetefendioglu amp Gurel 2012 s 231 Mehmetefendioglu amp Gurel 2012 s 240 Kuyas 2012 s 41 GenelKuyas Ahmet Haziran 2012 Izmir Suikasti 1926 NTV Tarih 41 ISSN 1308 7878 Savasal Savran Gulten 2006 1926 Izmir Suikasti ve Istiklal Mahkemeleri Izmir Dokuz Eylul Universitesi Ataturk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitusu Yuksek Lisans Tezi 29 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ekim 2013 Anil Yasar Sahin 2005 Mahkeme Tutanaklarina Gore Izmir Suikasti Davasi Kastas Yayinlari ISBN 9789752820593 Kocahanoglu Osman Selim Eylul 2012 Ataturk e Kurulan Pusu Izmir Suikastinin Icyuzu 4 bas Istanbul Temel Yayinlari ISBN 978 975 410 064 8 Mehmetefendioglu Ahmet Gurel Cemal Necip Sonbahar 2012 Izmir Suikasti Mahkumlari Icin 1956 Yilinda Yapilan Bir Iade i Itibar Girisimi PDF XII 25 Cagdas Turkiye Tarihi Arastirmalari Dergisi 18 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Agustos 2013 Konuyla ilgili yayinlarWikimedia Commons ta Izmir Suikasti ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Mumcu Ugur 1992 Gazi Pasa ya Suikast Ugur Mumcu Vakfi Yayinlari ISBN 9758084097 Sonmez Pakize 1994 Ataturk e Izmir Suikastinin Icyuzu Detay Yayincilik Kandemir Feridun 1955 Izmir Suikastinin Icyuzu I II Tarih Yayinlari Avci Cemal 2007 Izmir Suikasti Bir Suikastin Perde Arkasi Istanbul IQ Kultur Sanat Yayincilik ISBN 9789752551138 Ozoglu Hakan 2011 Cumhuriyetin Kurulusunda Iktidar Kavgasi 150 likler Takrir i Sukun ve Izmir Suikasti Istanbul Kitap Yayinevi ISBN 978 6051050812 Erman Azmi Nihat 1971 Izmir Suikasti ve Istiklal Mahkemeleri Istanbul Temel Yayinlari Kilic Sumer 1994 Izmir Suikasti Iddianame ve Kazim Karabekir in Savunmasi Istanbul Emre Yayinlari ISBN 9789757369332