Uluslararası ilişkilerde güç dengesi teorisi, devletlerin herhangi bir devletin diğerlerine üstünlük kuracak kadar askerî güç kazanmasını önleyerek hayatta kalmalarını güvence altına alabileceğini öne süren teoridir. Teori, bir devlet çok daha güçlü hale gelirse daha zayıf komşularından yararlanacağını ve böylece onları savunma amaçlı bir koalisyona iteceğini öngörür. Bazı realistler, rakip koalisyonlar arasında güç dengesi olduğunda saldırganlığın karlı olmamasından dolayı güç dengesi sisteminin, baskın bir devletin olduğu bir sistemden daha istikrarlı olduğunu savunurlar.
Devletler tehdit edildiklerinde ya dengeleme yaparak hakim tehdide karşı diğerleriyle ittifak kurarak ya da tehdit eden güçle ittifak kurarak eklemlenip güvenlik arayışına girebilirler. Diğer ittifak taktikleri arasında sorumluluk yükleme ve prangalanmak yer alır. Realistler bir sistemin kutupluluğunun taktik seçimini nasıl etkilediğini uzun süredir tartışmaktadır. Genellikle iki kutuplu sistemlerde her büyük gücün diğeriyle doğrudan karşı karşıya gelmekten başka seçeneği olmadığı kabul edilmektedir. İttifak modellerinde dengelemenin yaygınlığı konusunda realistler arasındaki tartışmaların yanı sıra Konstrüktivizm (İnşacılar) gibi diğer uluslararası ilişkiler okulları da güç dengesi teorisine eleştirel yaklaşmakta ve uluslararası sistem ve devletlerin davranışlarına ilişkin temel realist varsayımlara itiraz etmektedir.
Tarihi
David Hume’un Güç Dengesi Üzerine Deneme adlı eserinde işaret ettiği üzere, dış politikanın bilinçli bir hedefi olarak güç dengesinin korunması ilkesi tarih kadar eskidir ve Yunan siyaset teorisyeni ve devlet adamı Thukididis kullanılmıştır. International Studies Quarterly’de 2018 yılında yapılan bir çalışma “Korintlilerin Pers Savaşları öncesinde Peloponez Savaşı sonrasına kadar yaptıkları konuşmaların, dış politikalarının kalıcı bir tezini ortaya koyduğunu doğrulamıştır: Yunan şehir devletleri toplumunda, bir tiran şehrin ortaya çıkmasını önlemek için Atina, Sparta ve İstefe gibi emperyal hırs eğilimlerine karşı koyulmalıdır.”
Rönesans dönemi İtalyan şehir devletleri arasında 15. yüzyılda yeniden ortaya çıkmıştır. Milano Dükü ve Floransa hükümdarı Lorenzo de' Medici, ile böyle bir politikayı aktif olarak izleyen ilk yöneticilerdi ancak tarihçiler genellikle yeniliği Floransa’nın Medici yöneticilerine atfetmişlerdir. Floransa’nın politikasına ilişkin tartışmalar Medici’nin damadı De Bello Italico adlı eserinde bulunabilir. Bu eser Fransa Kralı VIII. Charles’ın İtalya’yı işgalinin tarihidir ve güç dengesi kavramını tarihsel analize sokmuştur.
Vestfalya Barışı’ndan önce Avrupa uluslararası ilişkilerinin baskın yönü olan enternasyonalizm, yerini güç dengesi doktrinine bıraktı. Vestfalya Barışı’nda güç dengesinden açıkça bahsedilmese de müzakereler sırasında bu doktrine atıfta bulunulmuştur. Devletlerin daha sonraki davranışları güç dengesini yansıtmıştır. 1713 Utrecht Antlaşması’nda doktrine birçok kez atıfta bulunulmuştur.
Grotius ve haleflerinin uluslararası hukuk fikrini geliştirdikleri 17. yüzyılın başlarına kadar güç dengesi diplomasinin temel bir ilkesi olarak formüle edilmemişti ancak bu formülasyon mevcut uygulamaları yansıtıyor olmalıydı. Bu yeni disipline uygun olarak Avrupa devletleri bir tür federal topluluk oluşturdular. Bu topluluğun temel koşulu güç dengesinin korunmasıydı, yani öyle bir düzen kurulmalıydı ki hiçbir devlet ya da hükümdar diğerlerine kesinlikle üstünlük sağlayamamalı ve onlara yasalar dayatamamalıydı. Herkes bu çözümle eşit derecede ilgilendiğinden bu çözümün koşullarından herhangi biri ihlal edildiğinde ya da toplumun herhangi bir üyesi tarafından saldırıya uğradığında silah zoruyla bile olsa müdahale etmek her gücün çıkarı, hakkı ve görevi olarak kabul edildi.
Güç dengesi ilkesi bir kez formüle edildikten sonra siyaset biliminin bir aksiyomu haline geldi. Fénelon, Talimatlar adlı eserinde bu aksiyomu genç Fransız veliahtına aşılamıştır. Büyük Frederick, Anti-Machiavel adlı eserinde bu ilkeyi dünyaya ilan etti. , 1806’da Güç Dengesi Üzerine Fragmanlar’da bu ilkeyi hayranlık uyandıracak bir açıklıkla yeniden ifade etti. Bu ilke, 14. Louis ve Napolyon’a karşı kurulan koalisyonların temelini ve Vestfalya Barışı (1648) ile Viyana Kongresi (1814) arasındaki Avrupa savaşlarının çoğunun sebebini oluşturmuştur. Özellikle Büyük Britanya tarafından I. Dünya Savaşı’na kadar savunulmuş ve Avrupa’nın kara gücünün kendi deniz üstünlüğüne sahip olmasını engellemeye çalışmıştır.
19. yüzyılın büyük bir bölümünde Avrupa haritasını yeniden şekillendiren bir dizi ulusal ayaklanma, güç dengesini belirsizleştirdi. Yine de, Fransız Devrimi’nin serbest bıraktığı milliyetçilik güçlerini ehlileştirmek için diplomasinin tüm çabalarının temelini oluşturdu. Devrim sonrasında, nispeten sükunetin yeniden tesis edilmesiyle birlikte bu ilke, bir kez daha, görünürdeki amacı barışın korunması olan çeşitli siyasi ittifakların etkin nedeni olarak ortaya çıktı. 1848-1914 dönemine ilişkin olarak İngiliz diplomasi tarihçisi A.J.P. Taylor şunları söyler:
Avrupa neredeyse savaş kadar barış da görmüştür ve bu barış dönemlerini güç dengesine borçludur. Hiçbir devlet diğerlerini yutacak kadar güçlü olmamıştır ve büyük güçlerin karşılıklı kıskançlığı kendilerini koruyamayacak olan küçük devletleri bile korumuştur.
Amerikalı meslektaşı diplomasi tarihçisi , Taylor tarafından özetlenen dönemin son çeyrek yüzyılına ilişkin şunları söylemiştir, “Yaklaşık 1890’da başlayan çeyrek yüzyıl boyunca Avrupa ve Uzak Doğu’da istikrarsız bir güç dengesi altında yaşadı ve bunun sonucunda… dünya çılgınca bir krizden diğerine ve nihayet felakete sürüklendi.” Earle şu sonuca varıyor: “Güç dengesi hepimizi krematoryuma götürebilir.”, ünlü Union Now adlı eserinde güç dengesi teorisinin 1914’te olduğu gibi 1939’da da felaketi hazırladığını söylemiştir: “Güç dengesinden daha kısır, hayali, fantastik, patlamış ve patlayıcı bir barış politikası yoktur.”
1953 yılında , güç dengesi teorisini eleştirmiş ve bu kavramı kullanan uluslararası ilişkiler çalışmalarının “filolojik, semantik ve teorik karışıklık” ile boğuştuğunu savunmuştur.
1945’ten bu yana Streit ve Earle’ün argümanları Taylor’ınkilere üstün gelmiştir. Ayrıca atom bilimciler güç dengesi kavramına karşı da topyekün bir savaş açmışlardır:
Güç dengesi sistemi bugün gözden düşmüştür. Tarihçiler ve uluslararası hukukçular tarafından ona yapılan atıflar, genellikle ya defalarca başarısızlığa uğrayan bir savaş sistemi olduğunu ya da amacında genellikle başarılı olan bir savaş yapma sistemi olduğunu ima etmektedir… Bir Avrupa sistemi olarak hakim olduğu dönemde, örneğin 1648’ten 1918’e kadar, savaşı önleme konusundaki sicili kesinlikle çarpıcı değildi. Aslında, muhtemelen önlediğinden daha fazla savaşın başlamasından kendisi sorumluydu.
Eski Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, 1945 sonrası Avrupa kavramının özünü, 1648 Vestfalya Barışı sonrasında ortaya çıkan Avrupa güç dengesi ilkesinin ve tek tek devletlerin hegemonik hırslarının reddi olarak yorumlamıştır ve “Avrupa entegrasyonu, bu kıtada yüzyıllardır süregelen ve tekrar tekrar korkunç hegemonya savaşlarıyla sonuçlanan ve 1914-1945 yılları arasında iki Dünya Savaşı’yla doruğa ulaşan istikrarsız güç dengesine bir yanıttı” demiştir. Eski ABD Savunma Bakanı Dick Cheney de Avrupa ve diğer demokrasiler için aynı şeyi ifade etmiştir: “Bölgesel ve hatta küresel barış dengede dururken birden fazla askeri gücün güvenlik yapıları adı altında birbirini dengelediği eski dönemlere dönmek ne bizim ne de diğer demokrasilerin çıkarınadır. NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, Soğuk Savaş’ın sonunda Avrupa’nın alternatifini özetlemiştir:
Avrupa’nın önünde temel bir seçim var: ya eski güç politikalarına ve geçmiş yüzyılların güç dengesi diplomasisine geri dönecek ya da ister çok uluslu ister uluslarüstü işbirliğine dayalı olsun yeni bir barış ve özgürlük düzenine giden yolda ilerleyecek. Seçimimiz açıktır: ileriye gidiyoruz.
Tarihçi ’ye göre, güç dengesi mantığı üç İskandinav krallığının (Norveç, İsveç ve Danimarka) birleşmesini engellemiş olabilir çünkü bir krallığın diğer krallıkları fethetmesini önlemek için dengeleyeci koalisyonlar kurulmuştur.
İngiltere
Tarihçiler, 16. yüzyılda İngiltere’nin İspanya ve Fransa arasındaki dengeyi koruyacak bir dış politika izlemeye başladığını ve bunun bir güç dengesi politikasına dönüştüğünü ileri sürmüşlerdir:
İngiltere’nin (1525’ten sonraki) kıta politikası sabitti. Bu politika barışçıl, Avrupa işlerine aracılık eden, herhangi bir gücün kıtada hegemonya kurmasını ya da Manş kıyılarını kontrol etmesini engelleyecek bir dengeden yana olan bir politika olacaktı. İngiltere’nin deniz güvenliği ve Avrupa’daki güç dengesi, VIII. Henry döneminde ortaya çıkan ve tereddütsüz bir şekilde takip edilerek İngiltere’nin büyüklüğünü yaratacak olan iki büyük siyasi ilkeydi.
1579 yılında Francesco Guicciardini’nin Storia d’Italia (“İtalya Tarihi”) adlı eserinin ilk İngilizce çevirisi, İtalyan güç dengesi teorisini İngiltere’de popüler hale getirdi. Bu çeviri İngiltere kraliçesi I. Elizabeth’e ithaf edilmişti ve “Tanrı, zamanımızdaki tüm Hristiyan krallarının eylemlerini ve öğütlerini sizin iradenizle dengelemek ve dengelemek için güç ve adalet dengesini elinize verdi” iddiasında bulunuyordu.
Thomas Carlyle devlet adamlarından “gölge avında, gölge avı saatinde… Güç dengesi dedikleri belli bir hayalet şeye yoğun bir endişeyle bakıyorlar” diye bahsetmiştir.
Devlet adamı , belirsiz anlamı nedeniyle güç dengesini “bir kimera” olarak nitelendirmiştir: “Bu bir safsata, bir hata, bir sahtekarlık değil; tanımlanamayan, tarif edilemeyen, anlaşılamayan bir hiçtir.” Güç dengesi üzerine yazan yazarların hemfikir olduğu tek nokta, “böyle bir sistemin Avrupa ulusları tarafından kabul edildiğine dair temel yanılgıdır.” Uzun, kesintisiz, barışçıl ve refah içinde bir arada yaşamayı ima etmektedirler. Bunun yerine, yüzyıllar boyunca “Avrupa (sadece savaşçıların boşa giden enerjilerini toplamları sağlayacak yeterli aralıklarla) geniş ve sürekli bir savaş alanı olmuştur…”Lord Bacon’ı güç dengesini evrensel bir kural olarak olarak benimsediği için eleştirmiştir.
Lord Bacon’ın kuralına gelince: Eğer insanlığın büyük düşmanı, tüm yaşam, zevk ve iyilik kapasitesiyle bu güzel dünyayı kendi daha kasvetli bir ölüm ve sefalet tiyatrosuna dönüştürecek bir uluslar yasası tasarlamak için bir konsey toplasaydı, filozofun sözleri bu yasayı oluşturacaktı! Bizi hayvanların seviyesinin bile altına indirirdi… [Bu kural] evrensel olarak uygulandığı takdirde, bizi bir yok etme savaşına sürüklerdi… ne de bu kural yürürlükten kaldırılana ya da insanlık tek bozulmamış varlıkları olan dişlere ve tırnaklara indirgenene kadar tesviye mücadelesi sonra ererdi! [Bu tür gerekçelerle] güç dengesi sorunu daha fazla dikkate alınmayabilir.
Sir , İngiltere’nin güç dengesini “16. yüzyıl boyunca bilinçsizce, 17. yüzyıl boyunca bilinçaltında ve 18-19 ve 20. yüzyıllar boyunca bilinçli olarak İngiliz politikasının temel taşı olarak benimsediğini çünkü İngiltere için kendi bağımsızlığını, siyasi ve ekonomik olarak korumanın tek planını temsil ettiğini” yazmıştır. Ancak, İkinci Dünya Savaşı’nın gelmesiyle birlikte Edward Carr, bugün güç dengesinin İngiltere’nin bağımsızlığını kötü bir şekilde koruduğunu tespit etmiştir:
Uluslararası politikada etkili olan birimlerin boyutları giderek büyümektedir. Bugün Avrupa’da, geçmişte az çok eşit rekabetlerin Büyük Britanya’nın güç dengesi politikasıyla kendini güvence altına almasını sağladığı üç ya da dört önemli ve güçlü ülkeye artık yer yoktur. Son yıllarda güç dengesi hakkında çok saçma sapan konuşuldu. Ancak bu politikayı ahlaki açıdan sakıncalı bir politika olarak damgalama girişiminden kaynaklanan düşünce karmaşası, her zaman ve her koşulda uygulanabilecek bir politika olduğu varsayımından kaynaklanan karmaşadan daha az ciddi olmuştur. Bunun başlıca askeri nedeni… Avrupa’daki güç dengesinin umutsuzca bozulmuş olmasıdır… Dengeyi yeniden kurma olasılığı 1919’dan sonra mevcut değildi ve yanlış bir önermeye dayanan İngiliz politikası felaketle sonuçlandı.
1941 yılında Winston Churcill, rakibi Adolf Hitler tarafından güç dengesine bağlılığı nedeniyle eleştirilmiştir:
Churchill, Avrupa güç dengesi gibi modası geçmiş bir siyasi fikre sahip bir adamdır. Artık gerçeklerin alanına ait değildir. Yine de Churchill bu batıl inanç yüzünden İngiltere’yi savaşa sürükledi.
Başka bir yerde de şunları eklemiştir: Wehrmacht olmasaydı “Avrupa’da güç dengesine ilişkin gülünç İngiliz fikrini, tüm bayağılığını ve aptal geleneğiyle birlikte sonsuza dek ortadan kaldıracak bir dalga Avrupa’yı kasıp kavururdu.”
Aslında Churchill de kısa bir süre içerisinde benzer bir görüşü benimsedi: Rus dostlarımız ve müttefiklerimiz diye konuşuyordu 1946’da, en çok güce hayranlık duyarlar ve askeri zayıflığa en az saygı gösterirler. “Bu nedenle eski güç dengesi doktrini sağlam değildir. Dar sınırlar üzerinde çalışarak güç denemelerine yol açmayı göze alamayız.” Eğer Batı Demokrasileri bir arada durmazlarsa “o zaman gerçekten de felaket hepimizi ezip geçebilir.” Bununla birlikte, “İngilizce konuşan Milletler Topluluğu’nun nüfusu, havada, denizde, dünyanın her yerinde, bilimde, sanayide ve ahlaki güçte bu tür iş birliğinin gerektirdiği her şeyle birlikte Birleşik Devletler’in nüfusuna eklenirse hırs ya da maceranın cazibesini sunacak titreyen, güvencesiz bir güç dengesi olmayacaktı. Aksine, ezici bir güvenlik güvencesi olacaktır.”
Güç dengesi teorisine karşı tarihsel kanıtlar
Morten Skumsrud Andersen ve William C. Wohlforth tarafından 2021 yılında yapılan bir değerlendirme, güç dengesinin evrensel bir ampirik yasa olmadığı ve uluslararası ilişkiler araştırmalarında açıklayıcı bir önceliği hak etmediği sonucuna varmıştır.
Bazı realistler güç dengesi teorisini çürütmek amacıyla modern Avrupa dışındaki uluslararası sistemlerde dengenin başarısız olduğu ve bir hegemonun ortaya çıktığı durumlara işaret etmişlerdir. Dokuz akademisyen (William Wohlforth, Richard Little, Stuart J. Kaufman, David Kang, Charles A. Jones, Victoria Tin-Bor Hui, Arthur Eckstein, Daniel Deudney ve William L. Brenner) arasındaki bir işbirliği, devlet benzeri birimlerin MÖ ilk bin yılda Asur’a, Büyük İskender’in ardılı Helen devletlerinin Roma’ya, Savaşan Devletlerin Antik Çin’deki Qin hanedanına ve diğer beş vakaya karşı dengelemede başarısız olduğuna işaret etmiştir. Bu kültürler arası araştır şu sonuca varmaktadır:
Teorinin test ettiğimiz versiyonunun iddialarında evrenselci olduğu göz önüne alındığında –hegemonyanın düşünebildiğimiz tüm yüzyıllar boyunca… dengeye yol açtığı- vaka seçimi önemsizdir. Herhangi bir önemli karşı örnek evrensel iddiayı yanlışlar, bu türden sekiz örnek onu yıkar.
Wohlforth ve diğerleri sistemik hegemonyanın tarihsel olarak yaygın olan iki koşul altında olası olduğunu belirtmektedir. Birincisi, yükselen hegemon fethettiği toprakları bünyesine katma ve etkin bir şekilde yönetme becerisini geliştirdiğinde. İkinci olarak uluslararası sistemin sınırları istikrarlı kaldığında ve sistemin dışından yeni büyük güçler ortaya çıkmadığında. Lider güç, fetihleri etkin bir şekilde yöneterek gücüne güç kattığında ve sistemin sınırları katı olduğunda hegemonya olasılığı yüksektir. Anarşinin evrensel olarak yeniden üretilmesi argümanı Avrupa bağlamında doğru olabilir “oysa dünya tarihinin sistematik bir incelemesi, çok kutupluluğun yerini sıklıkla tek kutupluluğa veya hegemonyaya bıraktığını ortaya koymaktadır.” Asıl mesleği tarihçilik olan Henry Kissinger, “güç dengesi teorileri genellikle bunun uluslararası ilişkilerin doğal biçimi olduğu izlenimini bırakmaktadır. Aslında, güç dengesi sistemleri tarihte çok nadiren var olmuştur” der. Yine de bu nadir olaylara dayanarak birçok realist “hayatın bir gerçeğini… dünya düzeninin yol gösterici bir ilkesi haline getirmektedir.” Siyaset bilimci , modern dünya için açık bir anlama sahip bir sonuç çıkarmıştı:
Çoğu devlet sistemi, sistemin tüm devletlerini yutan evrensel imparatorlukla son bulmuştur. Örnekler o kadar çoktur ki iki soru sormamız gerekir: Doğrudan bir dünya imparatorluğunun kurulmasına yol açmayan herhangi bir devlet sistemi var mıdır? Kanıtlar, herhangi bir devletler sisteminin bu şekilde sonuçlanmasını beklememiz gerektiğini mi göstermektedir?... Her devlet, sisteminin varlığını ancak güç dengesi üzerinde sürdürebileceği bu dengenin doğası gereği istikrarsız olduğu ve er ya da geç gerilim ve çatışmaların bir güç tekeline dönüşerek çözüleceğini ileri sürebilir.
, dünya tarihindeki güç dengesi konusunda bir sonuç çıkarmıştır:
Güç dengesinin üç yüzyıl boyunca devlet adamlarının uygulamalarında baskın olması… dünya tarihi boyunca güç dengesi politikalarının hakim olduğu dönemlerin kural olmadığı gerçeğini gizlememelidir. Güç dengesi, 1500’den önce uluslararası politikanın bilinçli bir ilkesi olarak hemen hemen hiçbir yerde var olmamıştır…,
Quincy Wright, eski Çin ve Roma uygarlıklarını örnek göstererek şunları ekledi:
Güç dengesi sistemleri geçmişte, daha küçük devletlerin daha büyük devletler tarafından fethedilmesi süreciyle, ilgili devletlerin sayısında azalmaya ve daha az sıklıkta ancak daha yıkıcı savaşların yapılmasına doğru eğilim göstermiştir. Ta ki sonunda geriye kalanlardan birinin fethi yoluyla evrensel bir imparatorluk kurulana kadar.
Soğuk Savaş sonrası dönem, güç dengesi teorisi için de bir anomaliyi temsil etmektedir. Rousseau güç dengesinin ne kadar değiştirilebileceğinin teorik sınırını şu şekilde tanımlamıştır: “İki yada üç güçlü devletin diğerlerini boyunduruk altına almak için bir anlaşmaya varabileceği düşünülebilir mi? Öyle olsun. Bu üç iktidar, kim olurlarsa olsunlar, tüm Avrupa’nın gücünün yarısına sahip olamayacaklardır.” “İki buçuk yüzyıl içinde, sadece bir iktidar Avrupa da dahil olmak üzere tüm dünyanın gücünün yarısına sahip olmuştur. 2008 yılında ABD’nin askeri harcamaları, ek harcamalar da dahil olmak üzere, dünyanın geri kalanının toplam harcamalarını aşmıştır.”Neorealizmin kurucusu Kenneth Waltz, 2000 yılından bu yana “uluslararası politikanın mevcut durumunun doğal olmadığını” söyleyip “Açıkça bir şeyler değişmiştir” diye ekleme yapmıştır. Wohlforth, Little ve Kaufman, yukarıda bahsedilen tarihsel çalışmayı, tek kutuplu istikrarın “bulmacası” olarak adlandırdıkları şeyin üstesinden geldikten sonra gerçekleştirmişlerdir. Başka bir yerde Richard Little şöyle yazmıştır: Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana yaşananlar teori için “potansiyel bir anomali yaratmaktadır” çünkü sonuç “ABD’yi tek kutuplu bir dünyada tek süper güç olarak bırakmıştır… Realistler için büyük bir bilmece… tek kutupluluğun güç dengesini yeniden tesis etmek için küresel bir alarmı tetiklemiş olmalıdır.” Aynı anormallik ittifaklar konusunda da on yedi başka uzmanı daha düşünmek zorunda bırakmıştır: , , Xiaoyu Pu,, , , Jack S. Levy, William R. Thompson, , David A. Lake, Campbell Craig, , John M., Owen, Michael Mastanduno, Thomas S. Mowle, David H. Sacko ve Terry Narramore:
En azından bugüne kadar, anlamlı bir anti-Amerikan ittifakı kurmak için ciddi bir çaba gösterildiğine dair çok az işaret var… Güç dengesi teorisinin geleneksel perspektifinden bakıldığında bu durum kesinlikle bir anomalidir. Uluslararası sistemde güç hiç olmadığı kadar dengesizdir ancak dengeleyici eğilimler oldukça zayıftır. Bunları bulmak mümkündür, ancak bunu yapmak için gözlerinizi iyice kısmanız gerekir.
ABD-Sovyet iki kutupluluğunun sona ermesinden on yıldan fazla bir süre sonra ABD’yi dengeleyecek bir rakip henüz ortaya çıkmamıştır. Realist tahminlerin aksine, tek kutupluluk güç dengesini yeniden tesis edecek küresel alarmı sağlamamıştır.
Direniş gerçekten de ortaya çıkmıştır ve artıyor olabilir ancak güç dağılımındaki keskin değişimlere rağmen diğer büyük güçlerin henüz güç dengesi teorisinin öngördüğü şekilde karşılık vermemiş olması dikkat çekicidir.
Tarihsel olarak büyük güçler ABD’ye karşı nadiren denge kurmuşlardır ve tek süper güç haline geldiği 1990’lardan bu yana da hiç denge kurmamışlardır.
Geleneksel güç dengesi teorisi… Soğuk Savaş sonrası dönemde devlet davranışlarını açıklamakta başarısız olmaktadır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Amerika Birleşik Devletleri, ekonomik ve siyasi gücünü arttırmaktadır. Son zamanlarda ise giderek daha fazla tek taraflı askeri politikalar izlemeye başlamıştır… Gün geçtikçe artan bu maddi imkanlara rağmen Çin, Fransa, Almanya, Hindistan ve Rusya gibi büyük güçler savunma harcamalarında kayda değer bir artışa gitmemişlerdir. Geleneksel güç dengesi teorisinin öngördüğü gibi ABD’nin gücüne karşı koymak için askeri koalisyonlar da oluşturmamışlardır.
Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve “tek kutuplu an”ın ortaya çıkması, ABD’ye karşı bir büyük güç dengeleme koalisyonunun yokluğunun nasıl açıklanacağı konusunda önemli tartışmalara yol açmıştır… Genel olarak “gelmiş geçmiş en büyük süper güç” olarak kabul edilen ABD’nin böyle bir dengeleme koalisyonuna yol açmamış olması, güç dengesi teorisi için bir bilmece olarak görülmektedir.
Realistler, Soğuk Savaş’ı doğru anlamış olsunlar ya da olmasınlar, sıcak barışı kesinlikle yanlış anladılar. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından on yıl sonra… onların karanlık gelecek vizyonu gerçekleşmedi. ABD, dünyanın tek süper gücü olmaya devam ediyor, tek kutupluluk geçici bir an değildi… En önemlisi, süregelen üstünlüğüne ve siyasi aktivizmine ve Kosova’daki yanlış adımlara tepki olarak uluslararası muhalefetin ilk gümbürtüsüne rağmen, ona karşı denge kuracak bir koalisyon ortaya çıkmadı… Bugün ABD, reelpolitiğin sözde değişmez yasalarına meydan okuyor.
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Amerika’nın uluslararası sistemdeki tek kutuplu hakimiyetinin devam etmesi, Amerikan realist… teori okulunda bir kırılmaya neden olmuştur. Ancak Çin, Rusya ya da AB gibi ABD’nin potansiyel rakiplerinin ABD’ninkilere yaklaşan askeri yetenekler geliştirmede süregelen başarısızlığı bu öngörüyü boşa çıkarmış görünmektedir. Uluslararası siyasi sistemin görünüşteki radikal dengesizliğe rağmen, daha küçük devletler askeri güçlerini ABD’ninkine denk hale getirmeye çalışmıyor veya ona karşı çıkmak için resmi ittifak sistemleri oluşturmuyorlar… ABD’ye karşı dengelemenin olmaması neorealist teori için ciddi bir anormallik teşkil ediyor.
“Neden kimse ABD’ye karşı birleşmiyor?” sorusunu soruyor, ve John M. Owen da benzer soruları paylaşıyorlar. Soğuk Savaş’ın önde gelen tarihçilerinden daha genel bir soru soruyor ve şöyle yanıtlıyor: “Zayıflar her zaman güçlülere karşı birleşir mi? Teoride evet ama pratikte ve tarihte her zaman değil. Siyaset bilimi disiplininin ‘son zamanlarda boğuştuğu konulardan birisi, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana ABD’nin ezici üstünlüğüne rağmen neden hala Amerikan karşıtı bir koalisyonun olmadığıdır.’ Fransız veya Çinli yetkililer ‘hiper gücü’ açıkça kınamakta ve “çok kutupluluğu” arzulamaktadırlar ancak dengeleyici bir koalisyon oluşturmaktan kaçınmaktadırlar. Retorik olarak liderler ve halk ABD’nin dengelenmesini istemektedir ancak çok az dengeleme görebiliyoruz.” Fransız akademisyen şöyle der: “Eskiden Amerika’nın yanında olduğumuzu söyleyebilirdik. Şimdi öyle değil. Karşı denge de yok.” İki Amerikalı yeni muhafazakar düşünür, ve William Kristol, tamamen aynı fikirdedirler: “Bugünün uluslararası sistemi bir güç dengesi üzerine değil, Amerikan hegemonyası üzerine kurulmuştur.”
, Soğuk Savaş sonrası durum üzerine iki makale yayınlamıştır: “The Unipolar Illusion…” (1993) ve “The Unipolar Illusion Revisited” (2006). Bunlardan ilki, güç dengesi teorisyenlerinin beklediği gibi yakın bir Amerikan karşıtı dengelemeyi öngörmüş, ikincisi ise “güç dengesi teorisyenlerinin neden yanıldığını” açıklamıştır.
Dall’Agnol, tek kutupluluğun dengeleme davranışı üzerindeki etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla analiz etmektedir. Bunu yapmak için Soğuk Savaş sonrası dönemde tek kutupluluğa ilişkin temel akademik tartışmalar tarafından işlenmediği varsayılan güç dengesi teorisinin dinamiklerini tartışmaktadır: a) tek kutuplu istikrar, b) tehditler dengesi, c) yumuşak dengeleme, d) liberal kurumsalcılık. Ardından, güç dengesi teorisine bağlı tek kutuplu yanılsama görüşü de dahil olmak üzere bu yaklaşımların, tek kutupluluğun diğer devletlerin dengeleme davranışları üzerindeki etkilerini abarttığını savunmaktadır Soğuk Savaş sonrası dönemde güç dengesi dinamiklerinin, özellikle de sert dengeleme dinamiklerinin hala gözlemlediği sonucuna varan yazar, literatürden çıkan iki temel sonucu eleştirmektedir: dengelemenin işlemez hale geldiği ve diğer devletler için mevcut tek stratejinin yumuşak dengeleme ile eklemlenme olduğu. Özetle, bu sonuç hem ABD’nin hem de başlıca rakiplerinin kullanabileceği stratejiler üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.
Realizm ve dengeleme
Güç dengesi teorisi hem klasik hem de neorealist teorinin temel ilkelerinden birisidir ve ittifak oluşumunu açıklamaya çalışır. Uluslararası sistemin bir sonucu olarak neorealist anarşizm fikri nedeniyle, devletler kendi kendine yardım eden bir dünyada güçlerini koruyarak veya arttırarak hayatta kalmalarını sağlamalıdır. Bir hegemonun saldırısı durumunda devletin üzerinde onu kurtarmaya gelecek bir otorite olmadığından devletler potansiyel bir hegemona karşı denge kurarak onun ortaya çıkmasını engellemeye çalışırlar.
Neorealizmin kurucusu Kenneth Waltz’a göre “güç dengesi politikaları sadece iki şartın yerine getirildiği her yerde geçerlidir: düzenin anarşik olması ve hayatta kalmak isteyen birimlerin olması.” Bunu ya bir devletin ekonomik kapasitesini arttırmak için hareket etmek, akıllı stratejiler geliştirmek ve askerî gücünü arttırmak gibi iç çabaları kullandığı “iç dengeleme” yoluyla ya da devletlerin müttefikler kurarak güvenliklerini arttırmak için dış önlemler almasıyla ortaya çıkan “dış dengeleme yoluyla yapabilirler.” Devletlerin diğer devletlerin niyetleri konusunda şüpheci oldukları varsayıldığından neorealistler öncelikler devletlerin askeri kabiliyetlerini arttırarak ve rakiplerinin askeri yeniliklerini kopyalayarak “kendi kendine yardım” yoluyla dengeleme yaptıklarını savunurlar.
Sistemdeki yerlerinden memnun devletler “statükocu devletler” olarak bilinirken, güç dengesini kendi lehlerine değiştirmek isteyenler genellikle “revizyonist devletler” olarak adlandırılır ve hegemonya peşinde koşarak dengeyi kurmaya çalışırlar.
Dengeleme ya da eklemlenme
Devletler iki nedenden dolayı dengelemeyi seçerler. Birincisi, potansiyel bir hegemonu çok güçlenmeden engelleyemezlerse hayatta kalmalarını riske atarlar. Baskın güçle ittifak yapmak, onun devam eden iyiliğine güvenmek anlamına gelir. İkincisi, zayıf tarafa katılmak, yeni üyenin ittifak içinde etkili olma olasılığını arttırır.
Devletler eklemlenmeyi seçerler çünkü bu bir tür yatıştırma olabilir çünkü eklemlenen devlet, saldırıyı başka bir yere yönlendirerek saldırıdan kaçınmayı umabilir –savunmacı neden- ya da savaş zamanında zaferin ganimetlerini paylaşmak için baskın tarafla ittifak kurabilir –saldırgan neden-.
Realistler, dengelemenin devletlerin hakim tehdide karşı ittifak yapması olduğunu ve daha güvenli bir dünya ile sonuçlandığını, eklemlenmenin ise dünyada yükselen hegemonlar kontrol altında tutulmadığı için güvenliğin az olduğunu iddia ederler. Eklemlenme ile tehdit altındaki devlet, saldırganın kendi pahasına güç kazanmasını önleme umudunu terk eder ve bunun yerine savaş ganimetlerinin en azından küçük bir kısmını elde etmek için tehlikeli düşmanıyla güçlerini birleştirir.
Devlet zayıfsa ve sonucu etkilemek için çok az şey yaptıklarından ve dolayısıyla kazanan tarafı seçmek zorunda olduklarından dengeden ziyade eklemlenme olasılığı o kadar yüksektir. Güçlü devletler kaybeden bir tarafı kazanan bir tarafa dönüştürebilir ve bu nedenle denge kurma olasılıkları daha yüksektir. Müttefikler mevcut olmadığında devletler aynı safta yer alma eğiliminde olacaktır ancak müttefik desteğine aşırı güven zayıf devletleri güvenliği sağlamak için başkalarının çabalarına güvenerek serbestçe hareket etmeye teşvik eder. “Saldırganların sürekli hoşgörüsüne güvenmeyi gerektirdiğinden” bazı realistlere göre dengeleme, eklemlenmeye tercih edilir. Stephen Walt’a göre devletlerin barış zamanında denge kurmaları daha olasıdır ancak bir savaşın kaybeden tarafındalarsa “zaferin meyvelerini paylaşacakları” umuduyla taraf değiştirip eklemlenebilirler.
Prangalanmak
Prangalanmak, bir devlet kendi güvenliğini ittifak ortağının güvenliğine bağlı gördüğünde ortaya çıkar. Müttefikine yönelik herhangi bir saldırıyı kendisine yönelik bir saldırı ile eşdeğer görerek kendini prangalar. Bu da güç dengesi teorisinin bir başka yönüdür ve küçük devletler prangalanmış oldukları devletleri istemedikleri bir savaşa sürükleyebilirler. Birinci Dünya Savaşı öncesinde devletlerin birbirini prangalaması ve Avrupa’nın büyük bir kısmının görece büyük bir güç olan Avusturya-Macaristan ile küçük bir güç olan Sırbistan arasındaki anlaşmazlık yüzünden savaşa sürüklenmesi bunun en önemli örneklerinden birisidir. Dolayısıyla, devletler “hayatta kalmaları dengenin korunması için vazgeçilmez görülen pervasız müttefiklere kendilerini kayıtsız şartsız prangalayabilirler.”
Sorumluluk yükleme ve dolaylı yıpratma
Güç dengesini korumak ve potansiyel bir hegemonun yükselişi önlemek için kullanılan başlıca stratejiler dengeleme ve sorumluluk yüklemedir (buck-passing). Bazı devletler saldırgana karşı dengeleme yapmak yerine “sorumluluğu başkasına yüklemeyi” tercih etmekte, böylece potansiyel bir yükselişi önlemek için harekete geçmek yerine sorumluluğu başka bir devlete devretmektedir. Saldırgan realizmin teorisyenlerinden John Mearsheimer, tehdit altındaki devletlerin sorumluluğu başkasına yüklemeyi kolaylaştırmak için dört önlem alabileceğini söylemektedir: saldırgan devletin dikkatini “sorumluluğu alan devlete” yöneltmesi umuduyla onunla iyi diplomatik ilişkiler kurmak, sorumluluğu alan devletle savaşa sürüklenmemek için onunla soğukkanlı ilişkiler sürdürmek ve bunun sonucunda muhtemelen saldırgan devletle olumlu ilişkileri iyileştirmek, saldırgan devleti caydırmak ve sorumluluğu alan devlete odaklanmasına yardımcı olmak için askerî gücünü arttırmak ve sorumluluğu alması amaçlanan devletin gücünün artmasını kolaylaştırmak.
Bir devletin hem saldırgan hem de hedeflenen sorumluluk alacak devlet ile düşman olması durumunda, sorumluluk yükleyen devlet rakibi yıpratma stratejisi (bait and bleed) uygulayabilir. Bu stratejide devlet iki rakibin uzun süreli bir savaşa girmesine neden olurken yemleyen taraf kenarda kalır. Sorumluluk yüklemenin bu biçimi, devletin iki rakibi pahasına göreli gücünü arttırmasını sağlar. Bir devletin çatışmanın maliyetini ve süresini arttırmak için elinden geleni yaptığı bir başka varyant olan rakibi yıpratma (bloodletting), sorumluluk yükleyenin gücünü daha da arttırabilir. Bu nedenle, tehdit altındaki devletler genellikle sorumluluk yüklemeyi dengelemeye tercih eder çünkü sorumluluk yükleyen, savaş durumunda saldırganla savaşmanın maliyetlerinden kaçınır.
Bazı realistler, dengeleyici koalisyonların kendi içlerinde güçlü bir sorumluluk yükleme veya bedavacılık sorunu eğilimi olduğuna inanmaktadır. Genellikle ittifak ortaklarını düşmanı yıpratmanın ağır yükünü üstlenmeye bırakarak bedavacılık yapan ordunun savaşın son muharebelerini kazanmasını ve böylece barışı dikte etmek için daha iyi bir konumda olmasını sağlarlar. İngiltere’nin I. Dünya Savaşı’nın ilk aşamalarına hafif katılımı gibi. Aynı şekilde, sorumluluk yükleyenler savaşlara her iki taraf da yıprandıktan sonra geç girebilir ve bu da sorumluluk yükleyenin savaş sonrası dünyaya hakim olmasına izin verir.
Bu stratejinin potansiyel bir sakıncası da sorumluluk alan tarafın saldırganı kontrol edememesi durumunda, sorumluluk yükleyen tarafın çok daha savunmasız bir durumda kalmasıdır. Teorinin savunucuları, Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası ile imzaladığı Molotov-Ribbentrop Paktı aracılığıyla İngiltere ve Fransa’ya sorumluluk yükleyen rolüne işaret etmektedir. Fransa’yı saf dışı bıraktıktan sonra Almanların güçlerini bölebilecekleri bir Batı cephesi kalmamış, bu da güçlerini SSCB’ye karşı yoğunlaştırmalarına olanak sağlamıştır.
2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre “diplomatik kayıtlar son 200 yılda barış zamanında dengeleyici sağlam koalisyonlara neredeyse hiç örnek vermemektedir. İttifaklar kurulduğunda, büyük güçler genellikle müttefiklerinin ve rakiplerinin müttefiklerinin güvenilirliğinden şüphe duymuşlardır.”
Saldırgan ve savunmacı realizm
Savunmacı realizm
Savunmacı realistler, herhangi bir devletin çok güçlü hale gelmesi durumunda diğer güçlerin kuvvetlerini arttırması ve dengeleyici bir koalisyon oluşturması nedeniyle dengelemenin meydana geleceğini vurgulamaktadır. Ortaya çıkan bu güvenlik ikilemi, hegemon olmak isteyen devleti daha az güvende bırakacağından savunmacı realistler gücünü maksimize etmek yerine statükoyu korumanın bir devletin çıkarına olduğunu savunmaktadır.
Saldırgan realizm
Saldırgan realistler, tehdit altındaki devletlerin genellikle tehlikeli düşmanlara karşı denge kurduğunu kabul etmekle birlikte dengelemenin genellikle verimsiz olduğunu ve bu verimsizliği akıllı bir saldırgana düşmanlarından yararlanma fırsatı verdiğini savunurlar. Dengeleyici bir koalisyona katılmak yerine sorumluluk yükleme, saldırgan realistlerin güç dengesi teorisine itiraz ederken işaret ettikleri bir başka taktiktir.
Saldırgan realistler, savunma harcamalarının arttırılması ve zorunlu askerlik uygulaması gibi iç dengeleme önlemlerinin, tehdit altındaki bir devletin bir saldırgana karşı toplayabileceği ek kaynakların sayısında genellikle önemli sınırlamalar olduğundan yalnızca belirli bir dereceye kadar etkili olduğuna inanmaktadır. Bununla birlikte, saldırgan realistler devletlerin her zaman güçlerini en üst düzeye çıkarmaya çalıştıklarını teorize ettiklerinden, devletler “her zaman etkin bir şekilde iç dengeleme yapmaktadırlar.”
Tehdit dengesi
Tehdit dengesi teorisi, 1985 yılında tarafından yükselen hegemonlara karşı dengelemenin tarihte neden her zaman tutarlı olmadığını açıklamak amacıyla ortaya atılan neorealist bir teoridir. Walt, geleneksel güç dengesi teorisyenlerinin aksine, devletlerin sadece güce karşı değil, tehditlere karşı da denge kurduğunu öne sürmektedir. “Güç dengesi teorisi yanlış değildir; sadece eksiktir. Güç, denge eğilimini etkileyen faktörlerden birisidir ancak ne tek ne de her zaman en önemlisi değildir.” Teori, gücün bir devletin oluşturduğu tehdit seviyesinde son derece önemli bri faktör olduğunu kabul etmekle beraber coğrafi yakınlık, saldırı kabiliyetleri ve algılanan niyetleri de içermektedir. Tehdit dengesi teorisi neorealizmin ilginç bir tamamlayıcısıdır çünkü yapısal bir teori olarak neoralizmin sadece güç dengelerinin oluşacağını öngörür, belirli bir devletin dengeyi sağlayıp sağlamayacağını ya da hangi devletle dengeyi sağlayacağını değil. Kenneth Waltz’un belirttiği gibi: “Güç dengesi teorisi genellikle devletlerin belirli bir hamle yaptığını söylemez. Bunu yapmasını beklemek, evrensel yer çekimi teorisinin düşen bir yaprağın yönünü açıklaması beklemek gibi bir şeydir. Bir genellik düzeyindeki bir teori, farklı bir genellik düzeyindeki konular hakkındaki soruları yanıtlayamaz.” Walt’ın tehdit dengesi formülasyonu, neorealizmin bir dış politika teorisi için temel oluşturmasına ve böylece bir devletin hangi potansiyel tehditlere karşı denge kurma olasılığının daha yüksek olduğunu açıklamasına veya tahmin etmesine olanak tanır.
Yumuşak dengeleme
Yumuşak dengeleme, 2000’li yıllarda tek kutuplu dengesiz dünyanın çağdaş anomalisini açıklamak için geliştirilmiştir.
Thomas Mowle ve David Sacko “yumuşak dengelemeyi” “hiç dengelemeyen dengeleme” olarak tanımlamaktadır. Realizm ve tek kutupluluk uyumlu olduğundan ve yapısal realizm daha ziyade tek kutuplu bir dünya için bir dizi hipotez geliştirmesi gerektiğinden bu teorik çabalar ters etki yaratmaktadır:” Akademisyenlerin umutsuzca dengeleme işaretleri aramalarına, dengelemeyi tanınmayacak kadar yumuşatmalarına ve yeni birçok kutuplu şafağın ilk parıltısını beklemelerine gerek yoktur.”
Campbell Craig, yumuşak dengeleme teorisinin gelişimini Thomas Kuhn’un üç aşamalı modelinde, akademik toplulukların temel teorik tahminlerine açıkça meydan okuyan anomalilere nasıl tepki verdiklerini izah etti:
- Alanlarına hakim olmalarını sağlayan standart yorumlara bağlı önde gelen teorisyenler, ilk olarak anomalinin varlığını inkâr etme eğilimindedir. En fazla, bu bir “blip” yani önemsiz veya geçici bir faktördür. Başlangıçta, yapısal gerçekçiler tek kutupluluğun kalıcı ya da önemli olduğunu reddetmeye çalışmış ve hızlı bir şekilde yok olacağını öngörmüşlerdir. Waltz, Mearsheimer ve Layna 1990’ların başında ABD’yi dengelemek için yakında başka güçlerin ortaya çıkacağını öngörmüşlerdir.
- Anomalinin belirginliği yadsınamaz hale geldikçe teorisyenler teorik beklentilerini yeniden tanımlar ya da değiştirir, böylece daha önceki yazıları bunu dışlasa bile anomalinin gerçekten de orijinal teorileriyle açıklanabileceğini iddia ederler. Daha yakın zamanlarda, birçok yapısal realist tek kutupluluğun varlığını kabul etmiş ya da en azından ABD’ye karşı geleneksel dengelemenin olmadığını kabul etmiş ancak bunu güç dengesi teorisiyle uzlaştırmak için dengeleme davranışının standart tanımlarını değiştirmiştir. Böylece Mearsheimer, “denge” görünürde olmasa da İran ve Kuzey Kore’nin dengeleme yaptığını öne sürmüştür.
- Son olarak, eski teoriye profesyonel olarak daha az katkı yapmış bir grup genç akademisyen, sadece anomaliyi açıklamakla kalmayıp onu teorik merkezine yerleştiren yeni bir yorum geliştirdiler. Bu yeni teorik yorum eskisinin yerini alır ve birbirini takip eden araştırmak için yeni “paradigma” haline gelir. , ve , geleneksel dengelemenin gerçekleşmediğini kabul etmekte ancak yine de ABD’nin rakiplerinin “yumuşak dengeleme” yaptıklarını savunmaktadırlar.
Daha yakın tarihli akademik çalışmalar yumuşak dengeleme tartışmasını ele almıştır. Kai He, devletlerin neden geçmişte olduğu gibi güç veya tehditlere karşı denge kurmak için ittifaklar kurmadıklarını veya silahlanma yarışları yürütmediklerini açıklamak için yeni bir analitik çerçeve olan negatif dengeleme modelini önermiştir. Negatif dengelemeyi, rakibin gücünü zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir strateji veya diplomatik çaba olarak tanımlamaktadır. Buna karşılık, pozitif dengeleme, bir devletin dünya siyasetinde kendi gücünü güçlendirmek için tasarlanmış eylemler veya politikalardır.
Güç üstünlüğü
Güç üstünlüğü teorisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana güç dengesine bir alternatif olarak önerilmektedir. 1940 tarihli “Savaş, Barış ve Güç Dengesi” adlı makalesinde “Güç Üstünlüğünün Gerekliliği” başlıklı bir bölüme yer vermiştir. Bu bölümde şöyle diyordu:
Müttefikler mevcut savaşı kazanmadıkça ve Birleşik Devletler gücüyle orantılı sorumluluklar üstlenmedikçe –savaşta, savaştan sonraki barışta ve barıştan sonra yeni düzenin korunması ve geliştirilmesinde- ezici bir güç üstünlüğü… tamamen elde edilemez kalacaktır. Gerekli güç üstünlüğünün, Amerika Birleşik Devletleri, İngiliz Uluslar Topluluğu ve Fransız Cumhuriyeti’nin daimi ittifakı ile Latin Amerika devletleri ve katılmak isteyebilecek Avrupa demokrasileri dışında herhangi bir uluslararası birleşimden kaynaklanması olası değildir. Böyle bir koalisyon, eğer istikrarlı ve kalıcı olursa, dünyadaki güç dengesine son verebilir ve dış güçleri güç politikaları oyununu terk etmeye zorlayabilir. Şu anda muhtemel olan başka hiçbir koalisyon benzer bir umut vaat etmiyor gibi görünmektedir.
1941 yılında Alfred Vagts, Thomas Jefferson’un sözlerini hatırlattığı “Birleşik Devletler ve Güç Dengesi” başlıklı bir makale yayınladı:
Tüm ulusların bağımsızlıklarını yeniden kazanmalarını ve korumalarını; aşırı büyümüş olanların güvenli güç ölçüsünün ötesine geçmemelerini, uluslar arasında her zaman yararlı bir dengenin korunmasını ve barışımızın, ticaretimizin ve dostluğumuzun herkes tarafından aranmasını ve geliştirilmesini diliyorum… Günümüzde değil ama uzak olmayan bir gelecekte herkesin başının üzerinde en sağlamlarını bile titretecek bir sopa sallayabiliriz.
1942'de Robert Strausz-Hupé, ABD’nin “dengeleyici ve istikrar sağlayıcı” bir hakemlik gücünün uygulanacağı tek “coğrafi güç çekirdeği” olmasının “insanlığın olduğu kadar ABD’nin de çıkarına olduğunu” söylemiştir. Bu “yeni ve evrensel bir düzenin yolunu açacaktır” der. Aynı yıl Life dergisinde yazan Joseph Rhorndike, güç dengesinin yerini almak üzere “savaş sonrası dünyada üstün güç” arayan “birçok gözlemciden” söz eder:
Güç dengesi gerçekten de Avrupa devletlerinin zamanın onurlu (ya da onursuz) politikasıdır. Ancak tarihsel olarak başarılı olmuş tek politika bu değildir. Roma bir güç dengesi değildi, baskın bir güçtü. ABD ve Britanya İmparatorluğu’nun birlikte hareket ederek savaş sonrası dünyada üstün güce sahip olabileceğini düşünen pek çok gözlemci var. Barış konferansı sırasında durum pekala böyle olabilir.
Ancak Thorndike aynı 1942 tarihli makalesinde, birçok kişinin yıllar içinde Rusya ve Çin’in “Anglo-Amerika’ya rakip olup olmayacağını” merak edebileceğini de ekledi. Ertesi yıl, kurucusu Richard von Coudenhove-Kalergi de iki yüzyıl süren “Pax Romana” örneğine başvurarak ABD’nin hava gücü ve bölgeler arası örgütlenme üstünlüğüne dayanarak bunun tekrarlanabileceğini öne sürdü:
Savaşın sonunda Amerikan uçak üretiminin ezici üstünlüğü yerleşik bir gerçek olacaktır… Sorunun çözümü… hiçbir şekilde ideal değildir hatta tatmin edici bile değildir. Ancak, birbirleriyle savaşan rakip hava kuvvetlerinin alternatifi ile kıyaslandığında küçük bir kötülüktür… Savaşlarda fetih değil, tüm düşman şehirlerinin ve topraklarının tamamen yok edilmesi amaçlanmıştır… Bu tehlike… yalnızca tek bir gücün hava üstünlüğü ile önlenebilir… Kalıcı bir barış için tek gerçekçi umut budur… Savaş sonrası dünyanın barışçıl organizasyonu çifte temele dayanacaktır: Bölgesel temelde kurulacak bir Dünya Milletler Topluluğu ve uluslararası savaşları neredeyse imkansız hale getirecek olan Amerika’nın gökyüzündeki üstünlüğü… Bu çifte yöntem… tüm dünyada uzun bir barış ve refah dönemine yol açabilir…
Aynı yıl, Nathaniel Peffer gücün üstünlüğü fikrini eleştirmiştir:
Eğilimler ne olursa olsun, Amerika diğer güçlere eylemlerini ve politikalarını dikte etmeye çalışıyorsa bunu ancak siyasi ve ekonomik kontrolün genişletilmesinde kendini gösteren bir güç üstünlüğünü sürdürerek yapabileceğini vurgulamak gerekir… Ancak tüm yakın tarihin ışığında, bilinçli olarak, kasıtlı olarak bu rotayı seçecek kişi ya okumamış ya okuduklarından çıkarım yapmaktan aciz ya da sapkındır.
Peffer, kendi içinde çelişkili bir şekilde, savaş sonrası dönem için, topyekun ulusal çabayla desteklenen saldırgan türden bir güç üstünlüğünü önererek makalesini sonlandırmıştır: Amerika Birleşik Devletleri’nin “daha büyük bir daimi askeri kuruluşa”, ortak çıkarları olan diğer güçlerle ittifaklara Büyük Britanya ile sadece savunmaya değil aynı zamanda “açık, koşulsuz saldırıya” yönelik bir ittifaka ihtiyacı olacaktır. Bu tam ölçekli güç politikası anlamına gelmektedir ve “ulusun yaşamdaki diğer her şey buna uydurmalı ve bazen de tabi kılınmalıdır.” 24 Eylül 1946’da Truman’ın Özel Danışmanı , “Sovyetler Birliği ile Amerikan İlişkileri…” başlıklı üstün gücü savunan bir rapor sundu:
Sovyet hükümetine, gücümüzün herhangi bir saldırıyı püskürtmek için yeterli olacağı ve bir savaşın başlaması halinde SSCB’yi kesin olarak yenmek için yeterli olacağı açıkça belirtmelidir. Yenilgi ihtimali, Sovyetler Birliği’ni caydırmanın tek kesin yoludur.
Soğuk Savaş’ın başlarında, ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson üstünlük ve sorumluluk yükleme kavramlarını birleştirdi. Kendi ifadesiyle, ABD” insanlığın başındaki lokomotif” olmak zorunda kalacak ve dünyanın geri kalanı ise “vagon” olacaktır.
, dengenin adalet için gerekli olduğunu savunurken “Komünist olmayan dünyadaki güç üstünlüğünden başka hiçbir şeyin barışı koruyamayacağını” iddia etmiştir.
, Soğuk Savaş boyunca ABD’nin stratejisini bir üstünlük stratejisi olarak tanımlamaktadır. Son yılında şöyle özetlemiştir: Stratejik üstünlükle desteklenen ABD, Avrasya sanayi bölgelerini entegre etti ve yeniden silahlandırdı, Avrasya çevresini güçlendirdi ve Demir Perde’yi geri çekti.
Daha Soğuk Savaş döneminde bazı akademisyenler bu modelin güç dengesinden ziyade güç üstünlüğünü kabul ettiğini vurgulamışlardır. Güç dengesi, sistemde tek bir devletin üstün olmadığı bir güç dağılımını varsayar. Bu anlamda 1945-1965 döneminde “genel güç dengesine yönelik herhangi bir tehdit varsa… bu Sovyetler Birliği’nden ziyade ABD’den gelmiştir.
Stephen Walt 1980’lerde tüm gelişmiş devletler de dahil olmak üzere çoğu devletin baskın güce karşı denge kurmak yerine onunla ittifak yaptığını gözlemlemiştir. Bu anormalliğe dikkat çeken Walt, tehdit dengesi hipotezini ortaya atmıştır:
İlk bakışta bu sonuç, devletlerin en güçlü olana karşı denge kurmak için ittifak ortakları seçtiği iddiasıyla çelişiyor gibi görünmektedir. Yalnızca toplam güce odaklanmak, ABD’nin üstün toplam kaynaklarını zararlı şekillerde kullanmasını önlemek için daha fazla devletin Sovyetler Birliği ile ittifak yapmasını beklememize yol açacaktır. Toplam gücün Batı lehine olan üstünlüğüne bakılırsa, pek çok devlet ABD ile ittifak kurarak dengeyi yağlamak yerine “sorumluluk yüklemiş” gibi görünmektedir. Bu durum, ABD’nin savaş sonrası dönemde ezici bir çoğunlukla dünyanın en güçlü ülkesi olduğunu ancak diğer endüstriyel güçlerin çoğunu kendisine karşı değil, kendisiyle aynı hizaya getirebildiği hatırlandığında daha da çarpıcı hale gelmektedir.
Zbigniew Brzezinski 1986’da Soğuk Savaş’ın sona ereceğini henüz öngörmemişken içinde bulunduğumuz dönemin güç üstünlüğüne ilişkin tarihsel benzersizliğini vurgulamıştır: “Daha önce hiçbir zaman büyük rakip güçlerden birinin düşmesi diğerine etkin bir küresel üstünlük sağlamamıştı.” Rakip süper güçlerden birinin yok olmasından kısa bir süre sonra Pentagon Bölgesel Savunma Stratejisi (1992) formüle edilmiştir: “Bölgesel ve hatta küresel barış dengede dururken birden fazla askeri gücün güvenlik yapıları adı altında birbirini dengelediği önceki dönemlere dönmek… bizim çıkarımıza değildir.”
Soğuk Savaş sonrası ilk yılda Leffler, ABD’nin “güç üstünlüğü” stratejisini sürdürmesini savunmuştur. , güç üstünlüğünün hem Soğuk Savaş hem de Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin baskın stratejisi olduğunu iddia etmektedir. “Üstünlüğün stratejik zorunlulukları İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde olduğu gibi aynıdır: Avrupa ve Doğu Asya’da pasifikasyon ve güvence ve bu bölgelerin çevredeki istikrarsızlıktan korunması.” Soğuk Savaş sonrası üstünlük stratejisi, “yalnızca ABD gücünün üstünlüğünün barışı sağladığını” ve bunun “ABD yeteneklerinin tek başına tüm potansiyel meydan okuyucuları korkutmaya ve tüm koalisyon ortaklarını rahatlatmaya yeterli olduğu bir güç dengesizliğinin sonucu olduğunu” savunmaktadır. Sonuç olarak olarak eşitler arasında birinci olmak yeterli değildir… Birinci olmak gerekir.”
Layne, Soğuk Savaş sonrası dönemin başlangıcından bu yana güç üstünlüğünün karşı dengelemeyi tetiklemesini beklemektedir. Layne’e göre “Washington’un başarılır bir üstünlük stratejisi izlemesine ve böylece diğer büyük güçlerin ortaya çıkışını engellemesine olanak tanıyan şey, savaş sonrası sistemin iki kutuplu yapısıdır.” Ancak, “diğerlerinin iki kutuplu bir dünyada sadece rahatsız edici bulduğu güç üstünlüğü, tek kutuplu bir dünyada oldukça tehdit edici görünebilir.” Bu yapısal faktörler nedeniyle, “bir Amerikan üstünlük stratejisi… başarısızlığa mahkumdur” ve “diğer devletlerin ABD’ye karşı dengelenmesine neden olacaktır.”
Bununla birlikte, akademik geleneksel bilgeliği tersine çevirerek, mevcut baskın güç, uluslararası ilişkiler araştırmalarının uzun süredir merkezi olan karşı dengelemeyi işlemez hale getiriyor gibi görünmektedir., Amerikan gücünün üstünlüğü ve güç dengesinin yokluğu ile mevcut dünya düzeninin barışçıllığını ve istikrarını açıklamaktadır. Hiçbir güç dağılımı savaşı dışlamaz. “Bununla birlikte, gücün üstünlüğü ne kadar büyükse, savaş üretmek için diğer değişkenlerin değerlerinin o kadar aşırı olması gerekir…” Campbell Craig, “Güç Üstünlüğü teorisi”nin Soğuk Savaş sonrası dönemin baskın Amerikan Uluslararası İlişkiler ekollerinden birisi olacağına inanmaktadır.
…Güç üstünlüğü, güç dengesi neorealizminin yerini alacak ve öngörülebilir gelecekte Amerikan realizminin baskın markası haline gelecektir. Tek kutupluluk neorealizmin üstesinden gelemeyeceği kadar merkezi bir sorundur, özellikle de erken çöküşüne dair kendinden emin tahminler yanlış çıkarken ve ABD ile diğer rakipleri arasındaki uçurum büyümeye devam ederken…
Amerikan karşıtı bir dengeleme bekleyen Waltz, çokça alıntılanan bir benzetme yapmıştır: “Doğanın boşluktan nefret ettiği gibi, uluslararası politika da dengesiz güçten nefret eder.” Craig’in buna yorumu ise:
Teori açıklayıcı bir boşluktan nefret eder ve güç üstünlüğü ise bunu dolduruyor. Güç üstünlüğünün özü, muhtemel rakiplerin tek kutuplu düzeni bozmaya çalışmak yerine Amerikan üstünlüğünün statükosunu kabul etmek için güçlü teşviklere sahip olduğu iddiasıdır… Argüman… bazı yapısal realistlerin güç dengesinin tekrarlanacağının kesin olduğu yönündeki determinist iddialarından ayrılmaktadır…
ABD’nin 2002 tarihli Ulusal Güvenlik Stratejisi, özgürlük lehine “güç dengesi” terimini tekrar tekrar kullanmaktadır. Preponderance of Power… (1992) adlı kitabın yazarı ise bu duruma şaşırır: Güç dengesi tarihsel olarak Vestfalyan devlet sisteminin evrimiyle bağlantılıdır ve “Bush yönetimi hegemonya özlemi çekerken denge öngörür.” Bush’un danışmanları güç dengesi dilini kullandıklarında ise bir açıklıktan çok gizleme söz konusudur:
Kimin gücü dengelenecek? Bugün hiçbir ulus ya da grup Amerikan gücüne meydan okumuyor… Aslında, güç dengesi klasik biçimiyle işlerse, Amerika’nın ifade edilen hırslarına karşı bir ağırlık oluşturmak isteyen devletlerin karşı hamlelerini tetikleyecektir.
Leffler’in yorumuna göre Bush, geleneği hegemonik ikilemle bütünleştirmek amacıyla bir güç dengesi sözlüğüne başvurmuştur. İngiliz Orwell Ödüllü politika analisti şu yorumu yapmaktadır: Ancak bu anlayışta bir ifade “Orwellvari bir çift dilli konuşma biçimiydi. Aslında açık niyet o kadar güçlü olmaktı ki, diğer ülkelerin ABD’nin yanında yer almaktan başka çareleri kalmasın ve tüm gerçek güç ve hareket özgürlüğü Amerika’nın elinde toplansın.” 2002’de Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde güç dengesi teriminin aşırtıcı bir şekilde rehabilite edilmesi “terminolojinin belgede hizmet ettiği mitopoetik işlev açısından açıklanabilir.” Yeni tek kutuplu dünyada geleneksel kavramı canlı tutmaktadır.
Nihayetinde, “güç dengesinin özgürlükten yana” olduğunu ima eden açıklama 2018 tarihli “ABD Ulusal Güvenlik ve Savunma Stratejileri” tarafından çıkarılmıştır: Pentagon, ABD’nin “dünyanın önde gelen askeri gücü” olarak kalmasının ve bölgesel “güç dengelerinin bizim lehimize kalmasını” sağlayacaktır. “Özgürlükten yana olan güç dengesi”, “bizden yana olan” güç dengesiyle özdeş görünmektedir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bunu şöyle şikayet etti: “Yeni bir güç dengesi kurmak yerine… ABD, uluslararası sistemi keskin ve derin bir dengesizliğe sürükleyen adımlar attılar.”
1826’da George Canning “yeni dünyayı, eskisinin dengesini düzeltmek için var olmaya çağırdı.” 1898’de Theodore Roosevelt, ABD’nin “giderek tüm dünyanın güç dengesi” haline geldiğini tespit etmiştir. 1941’de Ulusal Kaynaklar Planlama Kurulu’nda çalışan bir Yeni Düzen Ekonomisti olan Otto T. Mallery, “kaderin ABD’ye savaştan sonra dünyadaki nihai güç ve kaynak dengesini sunduğunu” belirtmiştir. 2005’te yazdığı bölüme “Güç Dengesi Nerede?” sorusunu başlık yapmıştır. Bölüm şöyle açılmaktadır: “Kısa cevap, Birleşik Devletlerin güç dengesi olduğudur.”
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ a b Kegley & Wittkopf 2005, s. 503.
- ^ a b c Phillips 1911.
- ^ Dinneen, Nathan (2018). "The Corinthian Thesis: The Oratorical Origins of the Idea of the Balance of Power in Herodotus, Thucydides, and Xenophon". International Studies Quarterly (İngilizce). 62 (4). ss. 857-866. doi:10.1093/isq/sqy037. ISSN 0020-8833.
- ^ a b c Gilbert 1949, s. 102.
- ^ Janžekovič, Izidor (2023). "The Balance of Power from the Thirty Years' War and the Peace of Westphalia (1648) to the War of the Spanish Succession and the Peace of Utrecht (1713)". History of European Ideas. 49 (3). ss. 561-579. doi:10.1080/01916599.2022.2077401. ISSN 0191-6599.
- ^ Georg Schwarzenberger, Power Politics, London: Jonathan Cape, 1941, p. 120.
- ^ Phillips 1911 cites Emerich de Vattel, Le Droit des gens (Leiden, 1758)
- ^ A.J.P. Taylor, The Struggle for Mastery in Europe (1954) p xix
- ^ , "Power Politics and American World Policy", Review of Nicholas J. Spykman’s America's Strategy in World Politics," Political Science Quarterly, 58/1, (1943): p 102, 103–104.
- ^ , Union Now: The Proposal for Inter-Democracy Federal Union, (London & New York: Harper & Brothers Publishers, 1940), p 22.
- ^ Haas, Ernst B. (1953). "The Balance of Power: Prescription, Concept, or Propaganda?". World Politics (İngilizce). 5 (4). ss. 442-477. doi:10.2307/2009179. ISSN 1086-3338. JSTOR 2009179. 12 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2024.
- ^ Jacob Viner, "The Implications of the for International Relations," Proceedings of the American Philosophical Society, special issue "Symposium on Atomic Energy and Its Implications," 90/1, (1946): p 56.
- ^ Joschka Fischer, "From Confederacy to Federation: Thoughts on the Finality of European Integration", (Berlin: Speech at the Humboldt University, 12 May 2000), http://ec.europa.eu/dorie/fileDownload.do?docId=192161&cardId=192161 27 Aralık 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Dick Cheney, "Defense Strategy for the 1990s: The Regional Defense Strategy", (January 1993, Washington DC: Department of Defense, http://www.informationclearinghouse.info/pdf/naarpr_Defense.pdf 7 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .), p 8.
- ^ "The Atlantic Alliance and the European Security in the 1990s", (Brussels: Address to the Bremer Tabaks Collegium, May 17, 1990), http://www.nato.int/docu/speech/1990/s900517a_e.htm 2 Ekim 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Bagge, Sverre (2010). From Viking Stronghold to Christian Kingdom: State Formation in Norway, c. 900-1350 (İngilizce). Museum Tusculanum Press. s. 39. ISBN .
- ^ Pirenne 1963, s. 429.
- ^ Sheehan 2000, s. 35.
- ^ (edition 1888) II:85
- ^ Richard Cobden, "The Balance of Power," 1836, (Theory and Practice of the Balance of Power, 1486–1914: Selected European Writings, ed. Moorhead Wright, London: Rowman & Littlefield, 1975), p 110-112.
- ^ "The Balance of Power," p 115-116.
- ^ Howard 1925, s. 261.
- ^ Conditions of Peace, (London: Macmillan, 1944), p 190, 193.
- ^ Adolf Hitler, "", trs. Norman Cameron, & R. H. Stevens, New York: Enigma Books, 2000, p 202
- ^ Hitler, Adolf (2004). Domarus, Max (Ed.). (PDF). 3. Bolchazy-Carducci Publishers. s. 2536. ISBN . 21 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2016.
- ^ "The Senews of Peace," speech at Westminster College, Fulton, Missouri, 5 March 1946, NATO/OTAN Online Library, http://www.nato.int/docu/speech/1946/s460305a_e.htm 1 Şubat 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Andersen, Morten Skumsrud; Wohlforth, William C. (2021), "Balance of Power: A key concept in historical perspective", Routledge Handbook of Historical International Relations, Routledge, doi:10.4324/9781351168960-27, ISBN , 12 Ocak 2024 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 18 Ocak 2024
- ^ a b Wohlforth, Little & Kaufman 2007, ss. 155–185.
- ^ Wohlforth, Little and Kaufman, (2007), p 160.
- ^ Richard Little, The Balance of Power in International Relations: Metaphors, Myths, and Models, (Cambridge: Cambridge University Press, 2007), p 268.
- ^ Diplomacy, (New York: Simon & Schuster, 1994) p 21-22.
- ^ System of States, (Leicester: Leicester University Press, 1977, p 43-44).
- ^ Quincy Wright, A Study of War, (Chicago & London: The University of Chicago Press, 1964), p 125.
- ^ Quincy Wright, "On the Application of Intelligence to World Affairs," Bulletin of the Atomic Scientists, 4/8, (1 August 1948): p. 250, https://books.google.com/books?id=3A0AAAAAMBAJ
- ^ Rousseau, "Abstract of the Abbe de Saint-Pierres Project for the Perpetual Peace," (1761), in Theory and Practice of the Balance of power, 1486–1914: Selected European Writings, (ed. Moorhead Wright, London: Rowman & Littlefield, 1975), p 79.
- ^ , "Alliances in a Unipolar World," World Politics, 61/1, (2009): p 92.
- ^ , "Imbalance of Power," Foreign Policy, 193: (12 May 2012): p 1, https://foreignpolicy.com/2009/05/12/imbalance-of-power/ 16 Mayıs 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Kenneth Waltz, "Globalization and American Power," The National Interest, (Spring 2000), p 56.
- ^ Kenneth Waltz, "Structural Realism after the Cold War," America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, (ed. , Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 54.
- ^ The Balance of Power in International Relations: Metaphors, Myths, and Models, (Cambridge, Cambridge University Press, 2007), p 12, 252.
- ^ & Xiaoyu Pu, "After Unipolarity: China’s Visions of International Order in an Era of US Decline," International Security, 36/1, (2011): p 42, 44.
- ^ Terry Narramore, "China and Europe: Engagement, Multipolarity and Strategy," The Pacific Review, 21/1, (2013): 87–108, http://citeseerx.ist.psu.edu/viewdoc/download?doi=10.1.1.548.2787&rep=rep1&type=pdf 8 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Stephen Walt, "Can the United States Be Balanced? If So, How?" (Chicago: American Political Science Association, September 2–4, 2004, http://citation.allacademic.com//meta/p_mla_apa_research_citation/0/5/9/9/6/pages59968/p59968-1.php 3 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .), p 11-12.
- ^ Randall Schweller, "Unanswered Threats: A Neoclassical Realist Theory of Underbalancing," International Security, 29/2, (2004): p 160-161.
- ^ John Ikenberry, America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 3.
- ^ Robert Pape, "Soft Balancing against the United States", International Security, 30/1, Summer: (2005), p 8.
- ^ , "Soft Balancing in the Age of US Primacy", International Security, 30/1, (Summer 2005): p 52-53.
- ^ Jack S. Levy, & William R. Thompson, "Balances and Balancing: Concepts, Proposition and Research Design," Realism and the Balancing of Power: A New Debate, (eds. A. Vasques & Colin Elman, New Jersey: Prentice-Hall, 2003), p 7.
- ^ David A. Lake, "Ulysses' Triumph: American Power and the New World Order," Security Studies, 8/4, (1999): p 44-45.
- ^ Campbell Craig, "American Power Preponderance and the Nuclear Revolution," Review of International Studies, 35/1, (2009): p 27.
- ^ "The Arrogant Empire," Newsweek, (24 March 2003), p 37, http://europe.newsweek.com/arrogant-empire-132751?rm=eu
- ^ America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, (Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 3.
- ^ "Transnational Liberalism and American Primacy; or, Benignity Is in the Eye of the Beholder," America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, (ed. Ikenberry, John G., Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 239.
- ^ "A Grand Strategy of Transformation," Foreign Policy, 133, (2003): p 52.
- ^ Michael Mastanduno, "Incomplete Hegemony and Security Order in the Asia-Pacific," America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, (ed. , Ithaca & London: Cornell University Press, 2002), p. 187.
- ^ Thomas S. Mowle & David H., Sacko,The Unipolar World: An Unbalanced Future, (New York: Macmillan, 2007), p 149.
- ^ Cited in Stephen Walt, "Keeping the World 'Off Balance:’ Self Restraint and US Foreign Policy," (ed. , Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 125.
- ^ "The Present Danger," The National Interest, 39, (Spring 2000): p 57-58.
- ^ "The Unipolar Illusion: Why New Great Powers Will Rise?" International Security, 17/4, (1993): p 5-51.
- ^ "The Unipolar Illusion Revisited: The Coming End of the United States' Unipolar Moment", International Security, 31/2, (2006): p 7–41.
- ^ Christopher Layne, (2009). "The Waning of US Hegemony—Myth or Reality? A Review Essay," International Security, 34/1: p 150.
- ^ Dall'Agnol, Augusto C. Dall', Augusto César (January 2018). "Balancing in unipolarity: who is afraid of balance of power?". Brazilian Journal of International Relations. 16 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2024. Vol. 7, No. 3 (2018), pp. 494–515.
- ^ a b Waltz 1979, s. 121.
- ^ Waltz 1979, s. 118.
- ^ Parent, Joseph M.; Rosato, Sebastian (2015). "Balancing in Neorealism". International Security. 40 (2). ss. 51-86. doi:10.1162/isec_a_00216. ISSN 0162-2889.
- ^ Mearsheimer 2010, s. 79.
- ^ a b Mearsheimer 2010, ss. 81–83.
- ^ Walt 1987, ss. 21–29.
- ^ a b Mearsheimer 2001, s. 139.
- ^ Walt 1987, s. 29.
- ^ Walt 1987, s. 21.
- ^ Christensen & Snyder 1990, s. 140.
- ^ Christensen & Snyder 1990, s. 138.
- ^ Mearsheimer 2001, s. 140.
- ^ a b c Mearsheimer 2001, s. 157.
- ^ Mearsheimer 2001, s. 151.
- ^ Mearsheimer 2001, ss. 154–155.
- ^ Mearsheimer 2001, s. 159–160.
- ^ Mearsheimer 2001, s. 160.
- ^ Mearsheimer 2001, s. 161.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;:22
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Mearsheimer 2010, ss. 81.
- ^ a b c Mearsheimer 2010, s. 83.
- ^ a b Walt 1987, s. 5.
- ^ Stephen Walt, "Keeping the World 'Off Balance:’ Self Restraint and US Foreign Policy," (ed. , Ithaca & London: Cornell University Press, 2002), p 134.
- ^ The Unipolar World: An Unbalanced Future, (New York: Palgrave Macmillan, 2007), p 147, 158.
- ^ Campbell Craig, "American Power Preponderance and the Nuclear Revolution," Review of International Studies, 35/1, (2009): p 28-29.
- ^ He, Kai (1 Nisan 2012). "Undermining Adversaries: Unipolarity, Threat Perception, and Negative Balancing Strategies after the Cold War". Security Studies. 21 (2). ss. 154-191. doi:10.1080/09636412.2012.679201. ISSN 0963-6412.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;:13
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ The Annals of the American Academy of Political and Social Sciences, 210: p 80.
- ^ Alfred Vagts, "The United States and the Balance of Power," Journal of Politics, 3/4, (1941): p 416.
- ^ Robert Strausz-Hupé, Geopolitics: The Struggle for Space and Power, (New York: G. P. Putnam's Sons, 1942), p 194-195.
- ^ Thorndike, Joseph J. Jr. (21 Aralık 1942). "Geopolitics: The Lurid Career of a Scientific System which the Briton Invented, the Germans Used and the Americans Need to Study". Life. s. 115. 15 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2024.
- ^ Crusade for Pan-Europe, (New York: G. P. Putnam’s Sons, 1943), p 298-304.
- ^ "America’s Place in the Postwar World," Political Science Quarterly, 58/1, (1943): p 15-16.
- ^ "America’s Place in the Postwar World," p 23-24.
- ^ , "The Strategy of Containment," Containment: Documents on American Policy and Strategy, 1945–1950, (New York: Columbia University Press, 1978), p 66.
- ^ Cited in (26 Mayıs 2014). "Superpowers Don't Get to Retire: What our tired country still owes the world". New Republic. 18 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2024.
- ^ Cited in , "The Balance of Power Revisited," Review of International Studies, 15/2, (1989): p 79.
- ^ A Preponderance of Power: National Security, the Truman Administration, and the Cold War, (Stanford University Press, Stanford, 1992), p 517.
- ^ , "The Great Irresponsibilities? The United States, the Soviet Union, and World Order", International Journal, 35, (1979/80): p 440.
- ^ "Alliance Formation and the Balance of World Power", International Security, 9/4, (1985), p 35.
- ^ Game Plan: A Geostrategic Framework for the Conduct of the US-Soviet Contest, (Boston & New York: The Atlantic Monthly Press, 1986), p 27.
- ^ Cited in Christopher Layne, "US Hegemony and the Perpetuation of NATO," Journal of Strategic Studies, 23/3, (2000): p 87.
- ^ A Preponderance of Power, p 518.
- ^ "From Preponderance to Offshore Balancing; America's Future Grand Strategy", International Security, 22/1, (1997): p 92.
- ^ Also The Peace of Illusions: American Grand Strategy from 1940 to the Present, (Ithaka & London: Cornell University Press, 2006).
- ^ & Andrew L. Ross, "Competing Visions for US Grand Strategy", International Security, 21/3, (1996/7): 32.
- ^ "The Unipolar Illusion: Why New Great Powers Will Rise?" International Security, 17/4, (1993): p 34-35.
- ^ "The Unipolar Illusion", p 51.
- ^ Stephen G. Brooks &, William C. Wohlforth, World Out of Balance: International Relations and the Challenge of American Primacy, Princeton & Oxford: Princeton University Press, 2008), p 3.
- ^ "US Strategy in a Unipolar World", America Unrivaled: The Future of the Balance of Power, (ed. , Ithaka & London: Cornell University Press, 2002), p 14.
- ^ "The Stability of a Unipolar World", International Security, 24/1, (1999), p 25.
- ^ Campbell Craig, "American Power Preponderance and the Nuclear Revolution," Review of International Studies, 35/1, (2009): p 30.
- ^ "Structural Realism after the Cold War," International Security, 25/1, (2000): p 28.
- ^ "American Power Preponderance and the Nuclear Revolution," p 30.
- ^ Melvyn P. Leffler, "9/11 and the Past and Future of American Foreign Policy", Royal Institute of International Affairs, (79/5, October 2003), p 1058, https://www.jstor.org/stable/3568953 18 Ocak 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "9/11 and the Past and Future of American Foreign Policy," p 1061, 1063.
- ^ "America Right or Wrong: An Anatomy of American Nationalism," The Geopolitics Reader, (eds. Gearoid O’Tauthail, & Simon Dalby, London & New York: Routledge, 2004, p 172.
- ^ Richard Little, The Balance of Power in International Relations: Metaphors, Myths, and Models, (Cambridge University Press, 2007), p 82, 84.
- ^ "Summary of the 2018 National Defense Strategy of The United States of America" (PDF). Washington DC: Department of Defense. 2018. s. 4. 10 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Ocak 2024.
- ^ Putin, Vladimir (24 Ekim 2014). "Meeting of the Valdai International Discussion Club". President of Russia. 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2024.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;kaganretire2
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Otto Tod Mallery, "Economic Union and Enduring Peace," Annals of the American Academy of Political and Social Science, 216, (1941): p 125.
- ^ "How Has War Changed Since the End of the Cold War?" US Army War College, 35/1, (2005): p 16.
Kaynakça
- Ghervas, Stella (2017), "Balance of Power vs Perpetual Peace: Paradigms of European Order from Utrecht to Vienna, 1713–1815", The International History Review, 39 (3), ss. 404-425, doi:10.1080/07075332.2016.1214613
- Christensen, Thomas J.; Snyder, Jack (1990), "Chain Gangs and Passed Bucks: Predicting Alliance Patterns in Multipolarity", International Organization, 44 (2), ss. 138-140, doi:10.1017/s0020818300035232
- Gilbert, Felix (1949). "Bernardo Rucellai and the Orti Oricellari: A Study on the Origin of Modern Political Thought". Journal of the Warburg and Courtauld Institutes. Cilt 12. Warburg Institute. ss. 101-131. doi:10.2307/750259. JSTOR 750259.
- Howard, Sir Esme (May 1925), "British Policy and the Balance of Power", The American Political Science Review, 19 (2), ss. 261-267, doi:10.2307/2938920, JSTOR 2938920
- Kegley, Charles W.; Wittkopf, Eugene R. (2005), World Politics: Trends and Transformation, 10th, s. 503
- Mearsheimer, John (2010), "Structural Realism" (PDF), Dunne, Tim; Kurki, Milja; Smith, Steve (Ed.), International Relations Theories, New York: Oxford University Press, ss. 79-85
- Mearsheimer, John (2001), The Tragedy of Great Power Politics, New York: Norton, ss. 139-161
- Pirenne, J. (1963), The Tides of History: From the Expansion of Islam to the Treaties of Westphalia, II, Londra, s. 429
- Sheehan, Michael (2000), The Balance of Power: History & Theory, Routledge, s. 35
- Waltz, Kenneth N. (1979), Theory of International Politics, Reading, MA: Addison-Wesley, ss. 118, 121
- Walt, Stephen M. (1987), The Origins of Alliances, New York: Cornell University Press, ss. 5, 17-29
- Wendt, Alexander (1992), "Anarchy Is What States Make of It: The Social Construction of international Politics", International Organization, s. 397
- Wohlforth, W.C.; Little, R.; Kaufman, S.J.; ve diğerleri. (2007), "Testing Balance-Of-Power Theory in World History", European Journal of International Relations, 13 (2), ss. 155-185, doi:10.1177/1354066107076951
- Attrition
- kamu malı olan bir yayından alınan metni içeriyor: Phillips, Walter Alison (1911). "Balance of Power". Chisholm, Hugh (Ed.). Encyclopædia Britannica. 3 (11. bas.). Cambridge University Press. s. 235. Bu madde artık
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Uluslararasi iliskilerde guc dengesi teorisi devletlerin herhangi bir devletin digerlerine ustunluk kuracak kadar askeri guc kazanmasini onleyerek hayatta kalmalarini guvence altina alabilecegini one suren teoridir Teori bir devlet cok daha guclu hale gelirse daha zayif komsularindan yararlanacagini ve boylece onlari savunma amacli bir koalisyona itecegini ongorur Bazi realistler rakip koalisyonlar arasinda guc dengesi oldugunda saldirganligin karli olmamasindan dolayi guc dengesi sisteminin baskin bir devletin oldugu bir sistemden daha istikrarli oldugunu savunurlar Daumier in 1866 tarihli L Equilibre Europeen adli karikaturu farkli uluslarin askerleri sungulerin uzerinde dunyayi sallarken guc dengesini temsil ediyor Devletler tehdit edildiklerinde ya dengeleme yaparak hakim tehdide karsi digerleriyle ittifak kurarak ya da tehdit eden gucle ittifak kurarak eklemlenip guvenlik arayisina girebilirler Diger ittifak taktikleri arasinda sorumluluk yukleme ve prangalanmak yer alir Realistler bir sistemin kutuplulugunun taktik secimini nasil etkiledigini uzun suredir tartismaktadir Genellikle iki kutuplu sistemlerde her buyuk gucun digeriyle dogrudan karsi karsiya gelmekten baska secenegi olmadigi kabul edilmektedir Ittifak modellerinde dengelemenin yayginligi konusunda realistler arasindaki tartismalarin yani sira Konstruktivizm Insacilar gibi diger uluslararasi iliskiler okullari da guc dengesi teorisine elestirel yaklasmakta ve uluslararasi sistem ve devletlerin davranislarina iliskin temel realist varsayimlara itiraz etmektedir TarihiDavid Hume un Guc Dengesi Uzerine Deneme adli eserinde isaret ettigi uzere dis politikanin bilincli bir hedefi olarak guc dengesinin korunmasi ilkesi tarih kadar eskidir ve Yunan siyaset teorisyeni ve devlet adami Thukididis kullanilmistir International Studies Quarterly de 2018 yilinda yapilan bir calisma Korintlilerin Pers Savaslari oncesinde Peloponez Savasi sonrasina kadar yaptiklari konusmalarin dis politikalarinin kalici bir tezini ortaya koydugunu dogrulamistir Yunan sehir devletleri toplumunda bir tiran sehrin ortaya cikmasini onlemek icin Atina Sparta ve Istefe gibi emperyal hirs egilimlerine karsi koyulmalidir Ronesans donemi Italyan sehir devletleri arasinda 15 yuzyilda yeniden ortaya cikmistir Milano Duku ve Floransa hukumdari Lorenzo de Medici ile boyle bir politikayi aktif olarak izleyen ilk yoneticilerdi ancak tarihciler genellikle yeniligi Floransa nin Medici yoneticilerine atfetmislerdir Floransa nin politikasina iliskin tartismalar Medici nin damadi De Bello Italico adli eserinde bulunabilir Bu eser Fransa Krali VIII Charles in Italya yi isgalinin tarihidir ve guc dengesi kavramini tarihsel analize sokmustur Vestfalya Barisi ndan once Avrupa uluslararasi iliskilerinin baskin yonu olan enternasyonalizm yerini guc dengesi doktrinine birakti Vestfalya Barisi nda guc dengesinden acikca bahsedilmese de muzakereler sirasinda bu doktrine atifta bulunulmustur Devletlerin daha sonraki davranislari guc dengesini yansitmistir 1713 Utrecht Antlasmasi nda doktrine bircok kez atifta bulunulmustur Grotius ve haleflerinin uluslararasi hukuk fikrini gelistirdikleri 17 yuzyilin baslarina kadar guc dengesi diplomasinin temel bir ilkesi olarak formule edilmemisti ancak bu formulasyon mevcut uygulamalari yansitiyor olmaliydi Bu yeni disipline uygun olarak Avrupa devletleri bir tur federal topluluk olusturdular Bu toplulugun temel kosulu guc dengesinin korunmasiydi yani oyle bir duzen kurulmaliydi ki hicbir devlet ya da hukumdar digerlerine kesinlikle ustunluk saglayamamali ve onlara yasalar dayatamamaliydi Herkes bu cozumle esit derecede ilgilendiginden bu cozumun kosullarindan herhangi biri ihlal edildiginde ya da toplumun herhangi bir uyesi tarafindan saldiriya ugradiginda silah zoruyla bile olsa mudahale etmek her gucun cikari hakki ve gorevi olarak kabul edildi Guc dengesi ilkesi bir kez formule edildikten sonra siyaset biliminin bir aksiyomu haline geldi Fenelon Talimatlar adli eserinde bu aksiyomu genc Fransiz veliahtina asilamistir Buyuk Frederick Anti Machiavel adli eserinde bu ilkeyi dunyaya ilan etti 1806 da Guc Dengesi Uzerine Fragmanlar da bu ilkeyi hayranlik uyandiracak bir aciklikla yeniden ifade etti Bu ilke 14 Louis ve Napolyon a karsi kurulan koalisyonlarin temelini ve Vestfalya Barisi 1648 ile Viyana Kongresi 1814 arasindaki Avrupa savaslarinin cogunun sebebini olusturmustur Ozellikle Buyuk Britanya tarafindan I Dunya Savasi na kadar savunulmus ve Avrupa nin kara gucunun kendi deniz ustunlugune sahip olmasini engellemeye calismistir 19 yuzyilin buyuk bir bolumunde Avrupa haritasini yeniden sekillendiren bir dizi ulusal ayaklanma guc dengesini belirsizlestirdi Yine de Fransiz Devrimi nin serbest biraktigi milliyetcilik guclerini ehlilestirmek icin diplomasinin tum cabalarinin temelini olusturdu Devrim sonrasinda nispeten sukunetin yeniden tesis edilmesiyle birlikte bu ilke bir kez daha gorunurdeki amaci barisin korunmasi olan cesitli siyasi ittifaklarin etkin nedeni olarak ortaya cikti 1848 1914 donemine iliskin olarak Ingiliz diplomasi tarihcisi A J P Taylor sunlari soyler Avrupa neredeyse savas kadar baris da gormustur ve bu baris donemlerini guc dengesine borcludur Hicbir devlet digerlerini yutacak kadar guclu olmamistir ve buyuk guclerin karsilikli kiskancligi kendilerini koruyamayacak olan kucuk devletleri bile korumustur Amerikali meslektasi diplomasi tarihcisi Taylor tarafindan ozetlenen donemin son ceyrek yuzyilina iliskin sunlari soylemistir Yaklasik 1890 da baslayan ceyrek yuzyil boyunca Avrupa ve Uzak Dogu da istikrarsiz bir guc dengesi altinda yasadi ve bunun sonucunda dunya cilginca bir krizden digerine ve nihayet felakete suruklendi Earle su sonuca variyor Guc dengesi hepimizi krematoryuma goturebilir unlu Union Now adli eserinde guc dengesi teorisinin 1914 te oldugu gibi 1939 da da felaketi hazirladigini soylemistir Guc dengesinden daha kisir hayali fantastik patlamis ve patlayici bir baris politikasi yoktur 1953 yilinda guc dengesi teorisini elestirmis ve bu kavrami kullanan uluslararasi iliskiler calismalarinin filolojik semantik ve teorik karisiklik ile bogustugunu savunmustur 1945 ten bu yana Streit ve Earle un argumanlari Taylor inkilere ustun gelmistir Ayrica atom bilimciler guc dengesi kavramina karsi da topyekun bir savas acmislardir Guc dengesi sistemi bugun gozden dusmustur Tarihciler ve uluslararasi hukukcular tarafindan ona yapilan atiflar genellikle ya defalarca basarisizliga ugrayan bir savas sistemi oldugunu ya da amacinda genellikle basarili olan bir savas yapma sistemi oldugunu ima etmektedir Bir Avrupa sistemi olarak hakim oldugu donemde ornegin 1648 ten 1918 e kadar savasi onleme konusundaki sicili kesinlikle carpici degildi Aslinda muhtemelen onlediginden daha fazla savasin baslamasindan kendisi sorumluydu Eski Almanya Disisleri Bakani Joschka Fischer 1945 sonrasi Avrupa kavraminin ozunu 1648 Vestfalya Barisi sonrasinda ortaya cikan Avrupa guc dengesi ilkesinin ve tek tek devletlerin hegemonik hirslarinin reddi olarak yorumlamistir ve Avrupa entegrasyonu bu kitada yuzyillardir suregelen ve tekrar tekrar korkunc hegemonya savaslariyla sonuclanan ve 1914 1945 yillari arasinda iki Dunya Savasi yla doruga ulasan istikrarsiz guc dengesine bir yanitti demistir Eski ABD Savunma Bakani Dick Cheney de Avrupa ve diger demokrasiler icin ayni seyi ifade etmistir Bolgesel ve hatta kuresel baris dengede dururken birden fazla askeri gucun guvenlik yapilari adi altinda birbirini dengeledigi eski donemlere donmek ne bizim ne de diger demokrasilerin cikarinadir NATO Genel Sekreteri Manfred Worner Soguk Savas in sonunda Avrupa nin alternatifini ozetlemistir Avrupa nin onunde temel bir secim var ya eski guc politikalarina ve gecmis yuzyillarin guc dengesi diplomasisine geri donecek ya da ister cok uluslu ister uluslarustu isbirligine dayali olsun yeni bir baris ve ozgurluk duzenine giden yolda ilerleyecek Secimimiz aciktir ileriye gidiyoruz Tarihci ye gore guc dengesi mantigi uc Iskandinav kralliginin Norvec Isvec ve Danimarka birlesmesini engellemis olabilir cunku bir kralligin diger kralliklari fethetmesini onlemek icin dengeleyeci koalisyonlar kurulmustur Ingiltere Tarihciler 16 yuzyilda Ingiltere nin Ispanya ve Fransa arasindaki dengeyi koruyacak bir dis politika izlemeye basladigini ve bunun bir guc dengesi politikasina donustugunu ileri surmuslerdir Ingiltere nin 1525 ten sonraki kita politikasi sabitti Bu politika bariscil Avrupa islerine aracilik eden herhangi bir gucun kitada hegemonya kurmasini ya da Mans kiyilarini kontrol etmesini engelleyecek bir dengeden yana olan bir politika olacakti Ingiltere nin deniz guvenligi ve Avrupa daki guc dengesi VIII Henry doneminde ortaya cikan ve tereddutsuz bir sekilde takip edilerek Ingiltere nin buyuklugunu yaratacak olan iki buyuk siyasi ilkeydi 1579 yilinda Francesco Guicciardini nin Storia d Italia Italya Tarihi adli eserinin ilk Ingilizce cevirisi Italyan guc dengesi teorisini Ingiltere de populer hale getirdi Bu ceviri Ingiltere kralicesi I Elizabeth e ithaf edilmisti ve Tanri zamanimizdaki tum Hristiyan krallarinin eylemlerini ve ogutlerini sizin iradenizle dengelemek ve dengelemek icin guc ve adalet dengesini elinize verdi iddiasinda bulunuyordu Thomas Carlyle devlet adamlarindan golge avinda golge avi saatinde Guc dengesi dedikleri belli bir hayalet seye yogun bir endiseyle bakiyorlar diye bahsetmistir Devlet adami belirsiz anlami nedeniyle guc dengesini bir kimera olarak nitelendirmistir Bu bir safsata bir hata bir sahtekarlik degil tanimlanamayan tarif edilemeyen anlasilamayan bir hictir Guc dengesi uzerine yazan yazarlarin hemfikir oldugu tek nokta boyle bir sistemin Avrupa uluslari tarafindan kabul edildigine dair temel yanilgidir Uzun kesintisiz bariscil ve refah icinde bir arada yasamayi ima etmektedirler Bunun yerine yuzyillar boyunca Avrupa sadece savascilarin bosa giden enerjilerini toplamlari saglayacak yeterli araliklarla genis ve surekli bir savas alani olmustur Lord Bacon i guc dengesini evrensel bir kural olarak olarak benimsedigi icin elestirmistir Lord Bacon in kuralina gelince Eger insanligin buyuk dusmani tum yasam zevk ve iyilik kapasitesiyle bu guzel dunyayi kendi daha kasvetli bir olum ve sefalet tiyatrosuna donusturecek bir uluslar yasasi tasarlamak icin bir konsey toplasaydi filozofun sozleri bu yasayi olusturacakti Bizi hayvanlarin seviyesinin bile altina indirirdi Bu kural evrensel olarak uygulandigi takdirde bizi bir yok etme savasina suruklerdi ne de bu kural yururlukten kaldirilana ya da insanlik tek bozulmamis varliklari olan dislere ve tirnaklara indirgenene kadar tesviye mucadelesi sonra ererdi Bu tur gerekcelerle guc dengesi sorunu daha fazla dikkate alinmayabilir Sir Ingiltere nin guc dengesini 16 yuzyil boyunca bilincsizce 17 yuzyil boyunca bilincaltinda ve 18 19 ve 20 yuzyillar boyunca bilincli olarak Ingiliz politikasinin temel tasi olarak benimsedigini cunku Ingiltere icin kendi bagimsizligini siyasi ve ekonomik olarak korumanin tek planini temsil ettigini yazmistir Ancak Ikinci Dunya Savasi nin gelmesiyle birlikte Edward Carr bugun guc dengesinin Ingiltere nin bagimsizligini kotu bir sekilde korudugunu tespit etmistir Uluslararasi politikada etkili olan birimlerin boyutlari giderek buyumektedir Bugun Avrupa da gecmiste az cok esit rekabetlerin Buyuk Britanya nin guc dengesi politikasiyla kendini guvence altina almasini sagladigi uc ya da dort onemli ve guclu ulkeye artik yer yoktur Son yillarda guc dengesi hakkinda cok sacma sapan konusuldu Ancak bu politikayi ahlaki acidan sakincali bir politika olarak damgalama girisiminden kaynaklanan dusunce karmasasi her zaman ve her kosulda uygulanabilecek bir politika oldugu varsayimindan kaynaklanan karmasadan daha az ciddi olmustur Bunun baslica askeri nedeni Avrupa daki guc dengesinin umutsuzca bozulmus olmasidir Dengeyi yeniden kurma olasiligi 1919 dan sonra mevcut degildi ve yanlis bir onermeye dayanan Ingiliz politikasi felaketle sonuclandi 1941 yilinda Winston Churcill rakibi Adolf Hitler tarafindan guc dengesine bagliligi nedeniyle elestirilmistir Churchill Avrupa guc dengesi gibi modasi gecmis bir siyasi fikre sahip bir adamdir Artik gerceklerin alanina ait degildir Yine de Churchill bu batil inanc yuzunden Ingiltere yi savasa surukledi Baska bir yerde de sunlari eklemistir Wehrmacht olmasaydi Avrupa da guc dengesine iliskin gulunc Ingiliz fikrini tum bayagiligini ve aptal gelenegiyle birlikte sonsuza dek ortadan kaldiracak bir dalga Avrupa yi kasip kavururdu Aslinda Churchill de kisa bir sure icerisinde benzer bir gorusu benimsedi Rus dostlarimiz ve muttefiklerimiz diye konusuyordu 1946 da en cok guce hayranlik duyarlar ve askeri zayifliga en az saygi gosterirler Bu nedenle eski guc dengesi doktrini saglam degildir Dar sinirlar uzerinde calisarak guc denemelerine yol acmayi goze alamayiz Eger Bati Demokrasileri bir arada durmazlarsa o zaman gercekten de felaket hepimizi ezip gecebilir Bununla birlikte Ingilizce konusan Milletler Toplulugu nun nufusu havada denizde dunyanin her yerinde bilimde sanayide ve ahlaki gucte bu tur is birliginin gerektirdigi her seyle birlikte Birlesik Devletler in nufusuna eklenirse hirs ya da maceranin cazibesini sunacak titreyen guvencesiz bir guc dengesi olmayacakti Aksine ezici bir guvenlik guvencesi olacaktir Guc dengesi teorisine karsi tarihsel kanitlar Morten Skumsrud Andersen ve William C Wohlforth tarafindan 2021 yilinda yapilan bir degerlendirme guc dengesinin evrensel bir ampirik yasa olmadigi ve uluslararasi iliskiler arastirmalarinda aciklayici bir onceligi hak etmedigi sonucuna varmistir Bazi realistler guc dengesi teorisini curutmek amaciyla modern Avrupa disindaki uluslararasi sistemlerde dengenin basarisiz oldugu ve bir hegemonun ortaya ciktigi durumlara isaret etmislerdir Dokuz akademisyen William Wohlforth Richard Little Stuart J Kaufman David Kang Charles A Jones Victoria Tin Bor Hui Arthur Eckstein Daniel Deudney ve William L Brenner arasindaki bir isbirligi devlet benzeri birimlerin MO ilk bin yilda Asur a Buyuk Iskender in ardili Helen devletlerinin Roma ya Savasan Devletlerin Antik Cin deki Qin hanedanina ve diger bes vakaya karsi dengelemede basarisiz olduguna isaret etmistir Bu kulturler arasi arastir su sonuca varmaktadir Teorinin test ettigimiz versiyonunun iddialarinda evrenselci oldugu goz onune alindiginda hegemonyanin dusunebildigimiz tum yuzyillar boyunca dengeye yol actigi vaka secimi onemsizdir Herhangi bir onemli karsi ornek evrensel iddiayi yanlislar bu turden sekiz ornek onu yikar Wohlforth ve digerleri sistemik hegemonyanin tarihsel olarak yaygin olan iki kosul altinda olasi oldugunu belirtmektedir Birincisi yukselen hegemon fethettigi topraklari bunyesine katma ve etkin bir sekilde yonetme becerisini gelistirdiginde Ikinci olarak uluslararasi sistemin sinirlari istikrarli kaldiginda ve sistemin disindan yeni buyuk gucler ortaya cikmadiginda Lider guc fetihleri etkin bir sekilde yoneterek gucune guc kattiginda ve sistemin sinirlari kati oldugunda hegemonya olasiligi yuksektir Anarsinin evrensel olarak yeniden uretilmesi argumani Avrupa baglaminda dogru olabilir oysa dunya tarihinin sistematik bir incelemesi cok kutuplulugun yerini siklikla tek kutupluluga veya hegemonyaya biraktigini ortaya koymaktadir Asil meslegi tarihcilik olan Henry Kissinger guc dengesi teorileri genellikle bunun uluslararasi iliskilerin dogal bicimi oldugu izlenimini birakmaktadir Aslinda guc dengesi sistemleri tarihte cok nadiren var olmustur der Yine de bu nadir olaylara dayanarak bircok realist hayatin bir gercegini dunya duzeninin yol gosterici bir ilkesi haline getirmektedir Siyaset bilimci modern dunya icin acik bir anlama sahip bir sonuc cikarmisti Cogu devlet sistemi sistemin tum devletlerini yutan evrensel imparatorlukla son bulmustur Ornekler o kadar coktur ki iki soru sormamiz gerekir Dogrudan bir dunya imparatorlugunun kurulmasina yol acmayan herhangi bir devlet sistemi var midir Kanitlar herhangi bir devletler sisteminin bu sekilde sonuclanmasini beklememiz gerektigini mi gostermektedir Her devlet sisteminin varligini ancak guc dengesi uzerinde surdurebilecegi bu dengenin dogasi geregi istikrarsiz oldugu ve er ya da gec gerilim ve catismalarin bir guc tekeline donuserek cozulecegini ileri surebilir dunya tarihindeki guc dengesi konusunda bir sonuc cikarmistir Guc dengesinin uc yuzyil boyunca devlet adamlarinin uygulamalarinda baskin olmasi dunya tarihi boyunca guc dengesi politikalarinin hakim oldugu donemlerin kural olmadigi gercegini gizlememelidir Guc dengesi 1500 den once uluslararasi politikanin bilincli bir ilkesi olarak hemen hemen hicbir yerde var olmamistir Quincy Wright eski Cin ve Roma uygarliklarini ornek gostererek sunlari ekledi Guc dengesi sistemleri gecmiste daha kucuk devletlerin daha buyuk devletler tarafindan fethedilmesi sureciyle ilgili devletlerin sayisinda azalmaya ve daha az siklikta ancak daha yikici savaslarin yapilmasina dogru egilim gostermistir Ta ki sonunda geriye kalanlardan birinin fethi yoluyla evrensel bir imparatorluk kurulana kadar Soguk Savas sonrasi donem guc dengesi teorisi icin de bir anomaliyi temsil etmektedir Rousseau guc dengesinin ne kadar degistirilebileceginin teorik sinirini su sekilde tanimlamistir Iki yada uc guclu devletin digerlerini boyunduruk altina almak icin bir anlasmaya varabilecegi dusunulebilir mi Oyle olsun Bu uc iktidar kim olurlarsa olsunlar tum Avrupa nin gucunun yarisina sahip olamayacaklardir Iki bucuk yuzyil icinde sadece bir iktidar Avrupa da dahil olmak uzere tum dunyanin gucunun yarisina sahip olmustur 2008 yilinda ABD nin askeri harcamalari ek harcamalar da dahil olmak uzere dunyanin geri kalaninin toplam harcamalarini asmistir Neorealizmin kurucusu Kenneth Waltz 2000 yilindan bu yana uluslararasi politikanin mevcut durumunun dogal olmadigini soyleyip Acikca bir seyler degismistir diye ekleme yapmistir Wohlforth Little ve Kaufman yukarida bahsedilen tarihsel calismayi tek kutuplu istikrarin bulmacasi olarak adlandirdiklari seyin ustesinden geldikten sonra gerceklestirmislerdir Baska bir yerde Richard Little soyle yazmistir Soguk Savas in sona ermesinden bu yana yasananlar teori icin potansiyel bir anomali yaratmaktadir cunku sonuc ABD yi tek kutuplu bir dunyada tek super guc olarak birakmistir Realistler icin buyuk bir bilmece tek kutuplulugun guc dengesini yeniden tesis etmek icin kuresel bir alarmi tetiklemis olmalidir Ayni anormallik ittifaklar konusunda da on yedi baska uzmani daha dusunmek zorunda birakmistir Xiaoyu Pu Jack S Levy William R Thompson David A Lake Campbell Craig John M Owen Michael Mastanduno Thomas S Mowle David H Sacko ve Terry Narramore En azindan bugune kadar anlamli bir anti Amerikan ittifaki kurmak icin ciddi bir caba gosterildigine dair cok az isaret var Guc dengesi teorisinin geleneksel perspektifinden bakildiginda bu durum kesinlikle bir anomalidir Uluslararasi sistemde guc hic olmadigi kadar dengesizdir ancak dengeleyici egilimler oldukca zayiftir Bunlari bulmak mumkundur ancak bunu yapmak icin gozlerinizi iyice kismaniz gerekir ABD Sovyet iki kutuplulugunun sona ermesinden on yildan fazla bir sure sonra ABD yi dengeleyecek bir rakip henuz ortaya cikmamistir Realist tahminlerin aksine tek kutupluluk guc dengesini yeniden tesis edecek kuresel alarmi saglamamistir Direnis gercekten de ortaya cikmistir ve artiyor olabilir ancak guc dagilimindaki keskin degisimlere ragmen diger buyuk guclerin henuz guc dengesi teorisinin ongordugu sekilde karsilik vermemis olmasi dikkat cekicidir Tarihsel olarak buyuk gucler ABD ye karsi nadiren denge kurmuslardir ve tek super guc haline geldigi 1990 lardan bu yana da hic denge kurmamislardir Geleneksel guc dengesi teorisi Soguk Savas sonrasi donemde devlet davranislarini aciklamakta basarisiz olmaktadir Soguk Savas in sona ermesinden bu yana Amerika Birlesik Devletleri ekonomik ve siyasi gucunu arttirmaktadir Son zamanlarda ise giderek daha fazla tek tarafli askeri politikalar izlemeye baslamistir Gun gectikce artan bu maddi imkanlara ragmen Cin Fransa Almanya Hindistan ve Rusya gibi buyuk gucler savunma harcamalarinda kayda deger bir artisa gitmemislerdir Geleneksel guc dengesi teorisinin ongordugu gibi ABD nin gucune karsi koymak icin askeri koalisyonlar da olusturmamislardir Soguk Savas in sona ermesi ve tek kutuplu an in ortaya cikmasi ABD ye karsi bir buyuk guc dengeleme koalisyonunun yoklugunun nasil aciklanacagi konusunda onemli tartismalara yol acmistir Genel olarak gelmis gecmis en buyuk super guc olarak kabul edilen ABD nin boyle bir dengeleme koalisyonuna yol acmamis olmasi guc dengesi teorisi icin bir bilmece olarak gorulmektedir Realistler Soguk Savas i dogru anlamis olsunlar ya da olmasinlar sicak barisi kesinlikle yanlis anladilar Berlin Duvari nin yikilmasindan on yil sonra onlarin karanlik gelecek vizyonu gerceklesmedi ABD dunyanin tek super gucu olmaya devam ediyor tek kutupluluk gecici bir an degildi En onemlisi suregelen ustunlugune ve siyasi aktivizmine ve Kosova daki yanlis adimlara tepki olarak uluslararasi muhalefetin ilk gumburtusune ragmen ona karsi denge kuracak bir koalisyon ortaya cikmadi Bugun ABD reelpolitigin sozde degismez yasalarina meydan okuyor Soguk Savas in sona ermesinden bu yana Amerika nin uluslararasi sistemdeki tek kutuplu hakimiyetinin devam etmesi Amerikan realist teori okulunda bir kirilmaya neden olmustur Ancak Cin Rusya ya da AB gibi ABD nin potansiyel rakiplerinin ABD ninkilere yaklasan askeri yetenekler gelistirmede suregelen basarisizligi bu ongoruyu bosa cikarmis gorunmektedir Uluslararasi siyasi sistemin gorunusteki radikal dengesizlige ragmen daha kucuk devletler askeri guclerini ABD ninkine denk hale getirmeye calismiyor veya ona karsi cikmak icin resmi ittifak sistemleri olusturmuyorlar ABD ye karsi dengelemenin olmamasi neorealist teori icin ciddi bir anormallik teskil ediyor Neden kimse ABD ye karsi birlesmiyor sorusunu soruyor ve John M Owen da benzer sorulari paylasiyorlar Soguk Savas in onde gelen tarihcilerinden daha genel bir soru soruyor ve soyle yanitliyor Zayiflar her zaman guclulere karsi birlesir mi Teoride evet ama pratikte ve tarihte her zaman degil Siyaset bilimi disiplininin son zamanlarda bogustugu konulardan birisi Soguk Savas in sona ermesinden bu yana ABD nin ezici ustunlugune ragmen neden hala Amerikan karsiti bir koalisyonun olmadigidir Fransiz veya Cinli yetkililer hiper gucu acikca kinamakta ve cok kutuplulugu arzulamaktadirlar ancak dengeleyici bir koalisyon olusturmaktan kacinmaktadirlar Retorik olarak liderler ve halk ABD nin dengelenmesini istemektedir ancak cok az dengeleme gorebiliyoruz Fransiz akademisyen soyle der Eskiden Amerika nin yaninda oldugumuzu soyleyebilirdik Simdi oyle degil Karsi denge de yok Iki Amerikali yeni muhafazakar dusunur ve William Kristol tamamen ayni fikirdedirler Bugunun uluslararasi sistemi bir guc dengesi uzerine degil Amerikan hegemonyasi uzerine kurulmustur Soguk Savas sonrasi durum uzerine iki makale yayinlamistir The Unipolar Illusion 1993 ve The Unipolar Illusion Revisited 2006 Bunlardan ilki guc dengesi teorisyenlerinin bekledigi gibi yakin bir Amerikan karsiti dengelemeyi ongormus ikincisi ise guc dengesi teorisyenlerinin neden yanildigini aciklamistir Dall Agnol tek kutuplulugun dengeleme davranisi uzerindeki etkilerini elestirel bir bakis acisiyla analiz etmektedir Bunu yapmak icin Soguk Savas sonrasi donemde tek kutupluluga iliskin temel akademik tartismalar tarafindan islenmedigi varsayilan guc dengesi teorisinin dinamiklerini tartismaktadir a tek kutuplu istikrar b tehditler dengesi c yumusak dengeleme d liberal kurumsalcilik Ardindan guc dengesi teorisine bagli tek kutuplu yanilsama gorusu de dahil olmak uzere bu yaklasimlarin tek kutuplulugun diger devletlerin dengeleme davranislari uzerindeki etkilerini abarttigini savunmaktadir Soguk Savas sonrasi donemde guc dengesi dinamiklerinin ozellikle de sert dengeleme dinamiklerinin hala gozlemledigi sonucuna varan yazar literaturden cikan iki temel sonucu elestirmektedir dengelemenin islemez hale geldigi ve diger devletler icin mevcut tek stratejinin yumusak dengeleme ile eklemlenme oldugu Ozetle bu sonuc hem ABD nin hem de baslica rakiplerinin kullanabilecegi stratejiler uzerinde dogrudan etkiye sahiptir Realizm ve dengeleme1814 1815 Viyana Kongresi nden sonra Avrupa da yeniden cizilen sinirlar Avrupa guc dengesini saglamaya calismanin klasik bir ornegini temsil etmektedir Guc dengesi teorisi hem klasik hem de neorealist teorinin temel ilkelerinden birisidir ve ittifak olusumunu aciklamaya calisir Uluslararasi sistemin bir sonucu olarak neorealist anarsizm fikri nedeniyle devletler kendi kendine yardim eden bir dunyada guclerini koruyarak veya arttirarak hayatta kalmalarini saglamalidir Bir hegemonun saldirisi durumunda devletin uzerinde onu kurtarmaya gelecek bir otorite olmadigindan devletler potansiyel bir hegemona karsi denge kurarak onun ortaya cikmasini engellemeye calisirlar Neorealizmin kurucusu Kenneth Waltz a gore guc dengesi politikalari sadece iki sartin yerine getirildigi her yerde gecerlidir duzenin anarsik olmasi ve hayatta kalmak isteyen birimlerin olmasi Bunu ya bir devletin ekonomik kapasitesini arttirmak icin hareket etmek akilli stratejiler gelistirmek ve askeri gucunu arttirmak gibi ic cabalari kullandigi ic dengeleme yoluyla ya da devletlerin muttefikler kurarak guvenliklerini arttirmak icin dis onlemler almasiyla ortaya cikan dis dengeleme yoluyla yapabilirler Devletlerin diger devletlerin niyetleri konusunda supheci olduklari varsayildigindan neorealistler oncelikler devletlerin askeri kabiliyetlerini arttirarak ve rakiplerinin askeri yeniliklerini kopyalayarak kendi kendine yardim yoluyla dengeleme yaptiklarini savunurlar Sistemdeki yerlerinden memnun devletler statukocu devletler olarak bilinirken guc dengesini kendi lehlerine degistirmek isteyenler genellikle revizyonist devletler olarak adlandirilir ve hegemonya pesinde kosarak dengeyi kurmaya calisirlar Dengeleme ya da eklemlenmeDevletler iki nedenden dolayi dengelemeyi secerler Birincisi potansiyel bir hegemonu cok guclenmeden engelleyemezlerse hayatta kalmalarini riske atarlar Baskin gucle ittifak yapmak onun devam eden iyiligine guvenmek anlamina gelir Ikincisi zayif tarafa katilmak yeni uyenin ittifak icinde etkili olma olasiligini arttirir Devletler eklemlenmeyi secerler cunku bu bir tur yatistirma olabilir cunku eklemlenen devlet saldiriyi baska bir yere yonlendirerek saldiridan kacinmayi umabilir savunmaci neden ya da savas zamaninda zaferin ganimetlerini paylasmak icin baskin tarafla ittifak kurabilir saldirgan neden Realistler dengelemenin devletlerin hakim tehdide karsi ittifak yapmasi oldugunu ve daha guvenli bir dunya ile sonuclandigini eklemlenmenin ise dunyada yukselen hegemonlar kontrol altinda tutulmadigi icin guvenligin az oldugunu iddia ederler Eklemlenme ile tehdit altindaki devlet saldirganin kendi pahasina guc kazanmasini onleme umudunu terk eder ve bunun yerine savas ganimetlerinin en azindan kucuk bir kismini elde etmek icin tehlikeli dusmaniyla guclerini birlestirir Devlet zayifsa ve sonucu etkilemek icin cok az sey yaptiklarindan ve dolayisiyla kazanan tarafi secmek zorunda olduklarindan dengeden ziyade eklemlenme olasiligi o kadar yuksektir Guclu devletler kaybeden bir tarafi kazanan bir tarafa donusturebilir ve bu nedenle denge kurma olasiliklari daha yuksektir Muttefikler mevcut olmadiginda devletler ayni safta yer alma egiliminde olacaktir ancak muttefik destegine asiri guven zayif devletleri guvenligi saglamak icin baskalarinin cabalarina guvenerek serbestce hareket etmeye tesvik eder Saldirganlarin surekli hosgorusune guvenmeyi gerektirdiginden bazi realistlere gore dengeleme eklemlenmeye tercih edilir Stephen Walt a gore devletlerin baris zamaninda denge kurmalari daha olasidir ancak bir savasin kaybeden tarafindalarsa zaferin meyvelerini paylasacaklari umuduyla taraf degistirip eklemlenebilirler PrangalanmakPrangalanmak bir devlet kendi guvenligini ittifak ortaginin guvenligine bagli gordugunde ortaya cikar Muttefikine yonelik herhangi bir saldiriyi kendisine yonelik bir saldiri ile esdeger gorerek kendini prangalar Bu da guc dengesi teorisinin bir baska yonudur ve kucuk devletler prangalanmis olduklari devletleri istemedikleri bir savasa surukleyebilirler Birinci Dunya Savasi oncesinde devletlerin birbirini prangalamasi ve Avrupa nin buyuk bir kisminin gorece buyuk bir guc olan Avusturya Macaristan ile kucuk bir guc olan Sirbistan arasindaki anlasmazlik yuzunden savasa suruklenmesi bunun en onemli orneklerinden birisidir Dolayisiyla devletler hayatta kalmalari dengenin korunmasi icin vazgecilmez gorulen pervasiz muttefiklere kendilerini kayitsiz sartsiz prangalayabilirler Sorumluluk yukleme ve dolayli yipratmaGuc dengesini korumak ve potansiyel bir hegemonun yukselisi onlemek icin kullanilan baslica stratejiler dengeleme ve sorumluluk yuklemedir buck passing Bazi devletler saldirgana karsi dengeleme yapmak yerine sorumlulugu baskasina yuklemeyi tercih etmekte boylece potansiyel bir yukselisi onlemek icin harekete gecmek yerine sorumlulugu baska bir devlete devretmektedir Saldirgan realizmin teorisyenlerinden John Mearsheimer tehdit altindaki devletlerin sorumlulugu baskasina yuklemeyi kolaylastirmak icin dort onlem alabilecegini soylemektedir saldirgan devletin dikkatini sorumlulugu alan devlete yoneltmesi umuduyla onunla iyi diplomatik iliskiler kurmak sorumlulugu alan devletle savasa suruklenmemek icin onunla sogukkanli iliskiler surdurmek ve bunun sonucunda muhtemelen saldirgan devletle olumlu iliskileri iyilestirmek saldirgan devleti caydirmak ve sorumlulugu alan devlete odaklanmasina yardimci olmak icin askeri gucunu arttirmak ve sorumlulugu almasi amaclanan devletin gucunun artmasini kolaylastirmak Bir devletin hem saldirgan hem de hedeflenen sorumluluk alacak devlet ile dusman olmasi durumunda sorumluluk yukleyen devlet rakibi yipratma stratejisi bait and bleed uygulayabilir Bu stratejide devlet iki rakibin uzun sureli bir savasa girmesine neden olurken yemleyen taraf kenarda kalir Sorumluluk yuklemenin bu bicimi devletin iki rakibi pahasina goreli gucunu arttirmasini saglar Bir devletin catismanin maliyetini ve suresini arttirmak icin elinden geleni yaptigi bir baska varyant olan rakibi yipratma bloodletting sorumluluk yukleyenin gucunu daha da arttirabilir Bu nedenle tehdit altindaki devletler genellikle sorumluluk yuklemeyi dengelemeye tercih eder cunku sorumluluk yukleyen savas durumunda saldirganla savasmanin maliyetlerinden kacinir Bazi realistler dengeleyici koalisyonlarin kendi iclerinde guclu bir sorumluluk yukleme veya bedavacilik sorunu egilimi olduguna inanmaktadir Genellikle ittifak ortaklarini dusmani yipratmanin agir yukunu ustlenmeye birakarak bedavacilik yapan ordunun savasin son muharebelerini kazanmasini ve boylece barisi dikte etmek icin daha iyi bir konumda olmasini saglarlar Ingiltere nin I Dunya Savasi nin ilk asamalarina hafif katilimi gibi Ayni sekilde sorumluluk yukleyenler savaslara her iki taraf da yiprandiktan sonra gec girebilir ve bu da sorumluluk yukleyenin savas sonrasi dunyaya hakim olmasina izin verir Bu stratejinin potansiyel bir sakincasi da sorumluluk alan tarafin saldirgani kontrol edememesi durumunda sorumluluk yukleyen tarafin cok daha savunmasiz bir durumda kalmasidir Teorinin savunuculari Sovyetler Birligi nin Ikinci Dunya Savasi nda Nazi Almanyasi ile imzaladigi Molotov Ribbentrop Pakti araciligiyla Ingiltere ve Fransa ya sorumluluk yukleyen rolune isaret etmektedir Fransa yi saf disi biraktiktan sonra Almanlarin guclerini bolebilecekleri bir Bati cephesi kalmamis bu da guclerini SSCB ye karsi yogunlastirmalarina olanak saglamistir 2015 yilinda yapilan bir arastirmaya gore diplomatik kayitlar son 200 yilda baris zamaninda dengeleyici saglam koalisyonlara neredeyse hic ornek vermemektedir Ittifaklar kuruldugunda buyuk gucler genellikle muttefiklerinin ve rakiplerinin muttefiklerinin guvenilirliginden suphe duymuslardir Saldirgan ve savunmaci realizmSavunmaci realizm Savunmaci realistler herhangi bir devletin cok guclu hale gelmesi durumunda diger guclerin kuvvetlerini arttirmasi ve dengeleyici bir koalisyon olusturmasi nedeniyle dengelemenin meydana gelecegini vurgulamaktadir Ortaya cikan bu guvenlik ikilemi hegemon olmak isteyen devleti daha az guvende birakacagindan savunmaci realistler gucunu maksimize etmek yerine statukoyu korumanin bir devletin cikarina oldugunu savunmaktadir Saldirgan realizm Saldirgan realistler tehdit altindaki devletlerin genellikle tehlikeli dusmanlara karsi denge kurdugunu kabul etmekle birlikte dengelemenin genellikle verimsiz oldugunu ve bu verimsizligi akilli bir saldirgana dusmanlarindan yararlanma firsati verdigini savunurlar Dengeleyici bir koalisyona katilmak yerine sorumluluk yukleme saldirgan realistlerin guc dengesi teorisine itiraz ederken isaret ettikleri bir baska taktiktir Saldirgan realistler savunma harcamalarinin arttirilmasi ve zorunlu askerlik uygulamasi gibi ic dengeleme onlemlerinin tehdit altindaki bir devletin bir saldirgana karsi toplayabilecegi ek kaynaklarin sayisinda genellikle onemli sinirlamalar oldugundan yalnizca belirli bir dereceye kadar etkili olduguna inanmaktadir Bununla birlikte saldirgan realistler devletlerin her zaman guclerini en ust duzeye cikarmaya calistiklarini teorize ettiklerinden devletler her zaman etkin bir sekilde ic dengeleme yapmaktadirlar Tehdit dengesiTehdit dengesi teorisi 1985 yilinda tarafindan yukselen hegemonlara karsi dengelemenin tarihte neden her zaman tutarli olmadigini aciklamak amaciyla ortaya atilan neorealist bir teoridir Walt geleneksel guc dengesi teorisyenlerinin aksine devletlerin sadece guce karsi degil tehditlere karsi da denge kurdugunu one surmektedir Guc dengesi teorisi yanlis degildir sadece eksiktir Guc denge egilimini etkileyen faktorlerden birisidir ancak ne tek ne de her zaman en onemlisi degildir Teori gucun bir devletin olusturdugu tehdit seviyesinde son derece onemli bri faktor oldugunu kabul etmekle beraber cografi yakinlik saldiri kabiliyetleri ve algilanan niyetleri de icermektedir Tehdit dengesi teorisi neorealizmin ilginc bir tamamlayicisidir cunku yapisal bir teori olarak neoralizmin sadece guc dengelerinin olusacagini ongorur belirli bir devletin dengeyi saglayip saglamayacagini ya da hangi devletle dengeyi saglayacagini degil Kenneth Waltz un belirttigi gibi Guc dengesi teorisi genellikle devletlerin belirli bir hamle yaptigini soylemez Bunu yapmasini beklemek evrensel yer cekimi teorisinin dusen bir yapragin yonunu aciklamasi beklemek gibi bir seydir Bir genellik duzeyindeki bir teori farkli bir genellik duzeyindeki konular hakkindaki sorulari yanitlayamaz Walt in tehdit dengesi formulasyonu neorealizmin bir dis politika teorisi icin temel olusturmasina ve boylece bir devletin hangi potansiyel tehditlere karsi denge kurma olasiliginin daha yuksek oldugunu aciklamasina veya tahmin etmesine olanak tanir Yumusak dengelemeYumusak dengeleme 2000 li yillarda tek kutuplu dengesiz dunyanin cagdas anomalisini aciklamak icin gelistirilmistir Thomas Mowle ve David Sacko yumusak dengelemeyi hic dengelemeyen dengeleme olarak tanimlamaktadir Realizm ve tek kutupluluk uyumlu oldugundan ve yapisal realizm daha ziyade tek kutuplu bir dunya icin bir dizi hipotez gelistirmesi gerektiginden bu teorik cabalar ters etki yaratmaktadir Akademisyenlerin umutsuzca dengeleme isaretleri aramalarina dengelemeyi taninmayacak kadar yumusatmalarina ve yeni bircok kutuplu safagin ilk pariltisini beklemelerine gerek yoktur Campbell Craig yumusak dengeleme teorisinin gelisimini Thomas Kuhn un uc asamali modelinde akademik topluluklarin temel teorik tahminlerine acikca meydan okuyan anomalilere nasil tepki verdiklerini izah etti Alanlarina hakim olmalarini saglayan standart yorumlara bagli onde gelen teorisyenler ilk olarak anomalinin varligini inkar etme egilimindedir En fazla bu bir blip yani onemsiz veya gecici bir faktordur Baslangicta yapisal gercekciler tek kutuplulugun kalici ya da onemli oldugunu reddetmeye calismis ve hizli bir sekilde yok olacagini ongormuslerdir Waltz Mearsheimer ve Layna 1990 larin basinda ABD yi dengelemek icin yakinda baska guclerin ortaya cikacagini ongormuslerdir Anomalinin belirginligi yadsinamaz hale geldikce teorisyenler teorik beklentilerini yeniden tanimlar ya da degistirir boylece daha onceki yazilari bunu dislasa bile anomalinin gercekten de orijinal teorileriyle aciklanabilecegini iddia ederler Daha yakin zamanlarda bircok yapisal realist tek kutuplulugun varligini kabul etmis ya da en azindan ABD ye karsi geleneksel dengelemenin olmadigini kabul etmis ancak bunu guc dengesi teorisiyle uzlastirmak icin dengeleme davranisinin standart tanimlarini degistirmistir Boylece Mearsheimer denge gorunurde olmasa da Iran ve Kuzey Kore nin dengeleme yaptigini one surmustur Son olarak eski teoriye profesyonel olarak daha az katki yapmis bir grup genc akademisyen sadece anomaliyi aciklamakla kalmayip onu teorik merkezine yerlestiren yeni bir yorum gelistirdiler Bu yeni teorik yorum eskisinin yerini alir ve birbirini takip eden arastirmak icin yeni paradigma haline gelir ve geleneksel dengelemenin gerceklesmedigini kabul etmekte ancak yine de ABD nin rakiplerinin yumusak dengeleme yaptiklarini savunmaktadirlar Daha yakin tarihli akademik calismalar yumusak dengeleme tartismasini ele almistir Kai He devletlerin neden gecmiste oldugu gibi guc veya tehditlere karsi denge kurmak icin ittifaklar kurmadiklarini veya silahlanma yarislari yurutmediklerini aciklamak icin yeni bir analitik cerceve olan negatif dengeleme modelini onermistir Negatif dengelemeyi rakibin gucunu zayiflatmayi amaclayan herhangi bir strateji veya diplomatik caba olarak tanimlamaktadir Buna karsilik pozitif dengeleme bir devletin dunya siyasetinde kendi gucunu guclendirmek icin tasarlanmis eylemler veya politikalardir Guc ustunluguGuc ustunlugu teorisi Ikinci Dunya Savasi ndan bu yana guc dengesine bir alternatif olarak onerilmektedir 1940 tarihli Savas Baris ve Guc Dengesi adli makalesinde Guc Ustunlugunun Gerekliligi baslikli bir bolume yer vermistir Bu bolumde soyle diyordu Muttefikler mevcut savasi kazanmadikca ve Birlesik Devletler gucuyle orantili sorumluluklar ustlenmedikce savasta savastan sonraki barista ve baristan sonra yeni duzenin korunmasi ve gelistirilmesinde ezici bir guc ustunlugu tamamen elde edilemez kalacaktir Gerekli guc ustunlugunun Amerika Birlesik Devletleri Ingiliz Uluslar Toplulugu ve Fransiz Cumhuriyeti nin daimi ittifaki ile Latin Amerika devletleri ve katilmak isteyebilecek Avrupa demokrasileri disinda herhangi bir uluslararasi birlesimden kaynaklanmasi olasi degildir Boyle bir koalisyon eger istikrarli ve kalici olursa dunyadaki guc dengesine son verebilir ve dis gucleri guc politikalari oyununu terk etmeye zorlayabilir Su anda muhtemel olan baska hicbir koalisyon benzer bir umut vaat etmiyor gibi gorunmektedir 1941 yilinda Alfred Vagts Thomas Jefferson un sozlerini hatirlattigi Birlesik Devletler ve Guc Dengesi baslikli bir makale yayinladi Tum uluslarin bagimsizliklarini yeniden kazanmalarini ve korumalarini asiri buyumus olanlarin guvenli guc olcusunun otesine gecmemelerini uluslar arasinda her zaman yararli bir dengenin korunmasini ve barisimizin ticaretimizin ve dostlugumuzun herkes tarafindan aranmasini ve gelistirilmesini diliyorum Gunumuzde degil ama uzak olmayan bir gelecekte herkesin basinin uzerinde en saglamlarini bile titretecek bir sopa sallayabiliriz 1942 de Robert Strausz Hupe ABD nin dengeleyici ve istikrar saglayici bir hakemlik gucunun uygulanacagi tek cografi guc cekirdegi olmasinin insanligin oldugu kadar ABD nin de cikarina oldugunu soylemistir Bu yeni ve evrensel bir duzenin yolunu acacaktir der Ayni yil Life dergisinde yazan Joseph Rhorndike guc dengesinin yerini almak uzere savas sonrasi dunyada ustun guc arayan bircok gozlemciden soz eder Guc dengesi gercekten de Avrupa devletlerinin zamanin onurlu ya da onursuz politikasidir Ancak tarihsel olarak basarili olmus tek politika bu degildir Roma bir guc dengesi degildi baskin bir guctu ABD ve Britanya Imparatorlugu nun birlikte hareket ederek savas sonrasi dunyada ustun guce sahip olabilecegini dusunen pek cok gozlemci var Baris konferansi sirasinda durum pekala boyle olabilir Ancak Thorndike ayni 1942 tarihli makalesinde bircok kisinin yillar icinde Rusya ve Cin in Anglo Amerika ya rakip olup olmayacagini merak edebilecegini de ekledi Ertesi yil kurucusu Richard von Coudenhove Kalergi de iki yuzyil suren Pax Romana ornegine basvurarak ABD nin hava gucu ve bolgeler arasi orgutlenme ustunlugune dayanarak bunun tekrarlanabilecegini one surdu Savasin sonunda Amerikan ucak uretiminin ezici ustunlugu yerlesik bir gercek olacaktir Sorunun cozumu hicbir sekilde ideal degildir hatta tatmin edici bile degildir Ancak birbirleriyle savasan rakip hava kuvvetlerinin alternatifi ile kiyaslandiginda kucuk bir kotuluktur Savaslarda fetih degil tum dusman sehirlerinin ve topraklarinin tamamen yok edilmesi amaclanmistir Bu tehlike yalnizca tek bir gucun hava ustunlugu ile onlenebilir Kalici bir baris icin tek gercekci umut budur Savas sonrasi dunyanin bariscil organizasyonu cifte temele dayanacaktir Bolgesel temelde kurulacak bir Dunya Milletler Toplulugu ve uluslararasi savaslari neredeyse imkansiz hale getirecek olan Amerika nin gokyuzundeki ustunlugu Bu cifte yontem tum dunyada uzun bir baris ve refah donemine yol acabilir Ayni yil Nathaniel Peffer gucun ustunlugu fikrini elestirmistir Egilimler ne olursa olsun Amerika diger guclere eylemlerini ve politikalarini dikte etmeye calisiyorsa bunu ancak siyasi ve ekonomik kontrolun genisletilmesinde kendini gosteren bir guc ustunlugunu surdurerek yapabilecegini vurgulamak gerekir Ancak tum yakin tarihin isiginda bilincli olarak kasitli olarak bu rotayi sececek kisi ya okumamis ya okuduklarindan cikarim yapmaktan aciz ya da sapkindir Peffer kendi icinde celiskili bir sekilde savas sonrasi donem icin topyekun ulusal cabayla desteklenen saldirgan turden bir guc ustunlugunu onererek makalesini sonlandirmistir Amerika Birlesik Devletleri nin daha buyuk bir daimi askeri kurulusa ortak cikarlari olan diger guclerle ittifaklara Buyuk Britanya ile sadece savunmaya degil ayni zamanda acik kosulsuz saldiriya yonelik bir ittifaka ihtiyaci olacaktir Bu tam olcekli guc politikasi anlamina gelmektedir ve ulusun yasamdaki diger her sey buna uydurmali ve bazen de tabi kilinmalidir 24 Eylul 1946 da Truman in Ozel Danismani Sovyetler Birligi ile Amerikan Iliskileri baslikli ustun gucu savunan bir rapor sundu Sovyet hukumetine gucumuzun herhangi bir saldiriyi puskurtmek icin yeterli olacagi ve bir savasin baslamasi halinde SSCB yi kesin olarak yenmek icin yeterli olacagi acikca belirtmelidir Yenilgi ihtimali Sovyetler Birligi ni caydirmanin tek kesin yoludur Soguk Savas in baslarinda ABD Disisleri Bakani Dean Acheson ustunluk ve sorumluluk yukleme kavramlarini birlestirdi Kendi ifadesiyle ABD insanligin basindaki lokomotif olmak zorunda kalacak ve dunyanin geri kalani ise vagon olacaktir dengenin adalet icin gerekli oldugunu savunurken Komunist olmayan dunyadaki guc ustunlugunden baska hicbir seyin barisi koruyamayacagini iddia etmistir Soguk Savas boyunca ABD nin stratejisini bir ustunluk stratejisi olarak tanimlamaktadir Son yilinda soyle ozetlemistir Stratejik ustunlukle desteklenen ABD Avrasya sanayi bolgelerini entegre etti ve yeniden silahlandirdi Avrasya cevresini guclendirdi ve Demir Perde yi geri cekti Daha Soguk Savas doneminde bazi akademisyenler bu modelin guc dengesinden ziyade guc ustunlugunu kabul ettigini vurgulamislardir Guc dengesi sistemde tek bir devletin ustun olmadigi bir guc dagilimini varsayar Bu anlamda 1945 1965 doneminde genel guc dengesine yonelik herhangi bir tehdit varsa bu Sovyetler Birligi nden ziyade ABD den gelmistir Stephen Walt 1980 lerde tum gelismis devletler de dahil olmak uzere cogu devletin baskin guce karsi denge kurmak yerine onunla ittifak yaptigini gozlemlemistir Bu anormallige dikkat ceken Walt tehdit dengesi hipotezini ortaya atmistir Ilk bakista bu sonuc devletlerin en guclu olana karsi denge kurmak icin ittifak ortaklari sectigi iddiasiyla celisiyor gibi gorunmektedir Yalnizca toplam guce odaklanmak ABD nin ustun toplam kaynaklarini zararli sekillerde kullanmasini onlemek icin daha fazla devletin Sovyetler Birligi ile ittifak yapmasini beklememize yol acacaktir Toplam gucun Bati lehine olan ustunlugune bakilirsa pek cok devlet ABD ile ittifak kurarak dengeyi yaglamak yerine sorumluluk yuklemis gibi gorunmektedir Bu durum ABD nin savas sonrasi donemde ezici bir cogunlukla dunyanin en guclu ulkesi oldugunu ancak diger endustriyel guclerin cogunu kendisine karsi degil kendisiyle ayni hizaya getirebildigi hatirlandiginda daha da carpici hale gelmektedir Zbigniew Brzezinski 1986 da Soguk Savas in sona erecegini henuz ongormemisken icinde bulundugumuz donemin guc ustunlugune iliskin tarihsel benzersizligini vurgulamistir Daha once hicbir zaman buyuk rakip guclerden birinin dusmesi digerine etkin bir kuresel ustunluk saglamamisti Rakip super guclerden birinin yok olmasindan kisa bir sure sonra Pentagon Bolgesel Savunma Stratejisi 1992 formule edilmistir Bolgesel ve hatta kuresel baris dengede dururken birden fazla askeri gucun guvenlik yapilari adi altinda birbirini dengeledigi onceki donemlere donmek bizim cikarimiza degildir Soguk Savas sonrasi ilk yilda Leffler ABD nin guc ustunlugu stratejisini surdurmesini savunmustur guc ustunlugunun hem Soguk Savas hem de Soguk Savas sonrasi donemde ABD nin baskin stratejisi oldugunu iddia etmektedir Ustunlugun stratejik zorunluluklari Ikinci Dunya Savasi sonrasi donemde oldugu gibi aynidir Avrupa ve Dogu Asya da pasifikasyon ve guvence ve bu bolgelerin cevredeki istikrarsizliktan korunmasi Soguk Savas sonrasi ustunluk stratejisi yalnizca ABD gucunun ustunlugunun barisi sagladigini ve bunun ABD yeteneklerinin tek basina tum potansiyel meydan okuyuculari korkutmaya ve tum koalisyon ortaklarini rahatlatmaya yeterli oldugu bir guc dengesizliginin sonucu oldugunu savunmaktadir Sonuc olarak olarak esitler arasinda birinci olmak yeterli degildir Birinci olmak gerekir Layne Soguk Savas sonrasi donemin baslangicindan bu yana guc ustunlugunun karsi dengelemeyi tetiklemesini beklemektedir Layne e gore Washington un basarilir bir ustunluk stratejisi izlemesine ve boylece diger buyuk guclerin ortaya cikisini engellemesine olanak taniyan sey savas sonrasi sistemin iki kutuplu yapisidir Ancak digerlerinin iki kutuplu bir dunyada sadece rahatsiz edici buldugu guc ustunlugu tek kutuplu bir dunyada oldukca tehdit edici gorunebilir Bu yapisal faktorler nedeniyle bir Amerikan ustunluk stratejisi basarisizliga mahkumdur ve diger devletlerin ABD ye karsi dengelenmesine neden olacaktir Bununla birlikte akademik geleneksel bilgeligi tersine cevirerek mevcut baskin guc uluslararasi iliskiler arastirmalarinin uzun suredir merkezi olan karsi dengelemeyi islemez hale getiriyor gibi gorunmektedir Amerikan gucunun ustunlugu ve guc dengesinin yoklugu ile mevcut dunya duzeninin bariscilligini ve istikrarini aciklamaktadir Hicbir guc dagilimi savasi dislamaz Bununla birlikte gucun ustunlugu ne kadar buyukse savas uretmek icin diger degiskenlerin degerlerinin o kadar asiri olmasi gerekir Campbell Craig Guc Ustunlugu teorisi nin Soguk Savas sonrasi donemin baskin Amerikan Uluslararasi Iliskiler ekollerinden birisi olacagina inanmaktadir Guc ustunlugu guc dengesi neorealizminin yerini alacak ve ongorulebilir gelecekte Amerikan realizminin baskin markasi haline gelecektir Tek kutupluluk neorealizmin ustesinden gelemeyecegi kadar merkezi bir sorundur ozellikle de erken cokusune dair kendinden emin tahminler yanlis cikarken ve ABD ile diger rakipleri arasindaki ucurum buyumeye devam ederken Amerikan karsiti bir dengeleme bekleyen Waltz cokca alintilanan bir benzetme yapmistir Doganin bosluktan nefret ettigi gibi uluslararasi politika da dengesiz gucten nefret eder Craig in buna yorumu ise Teori aciklayici bir bosluktan nefret eder ve guc ustunlugu ise bunu dolduruyor Guc ustunlugunun ozu muhtemel rakiplerin tek kutuplu duzeni bozmaya calismak yerine Amerikan ustunlugunun statukosunu kabul etmek icin guclu tesviklere sahip oldugu iddiasidir Arguman bazi yapisal realistlerin guc dengesinin tekrarlanacaginin kesin oldugu yonundeki determinist iddialarindan ayrilmaktadir ABD nin 2002 tarihli Ulusal Guvenlik Stratejisi ozgurluk lehine guc dengesi terimini tekrar tekrar kullanmaktadir Preponderance of Power 1992 adli kitabin yazari ise bu duruma sasirir Guc dengesi tarihsel olarak Vestfalyan devlet sisteminin evrimiyle baglantilidir ve Bush yonetimi hegemonya ozlemi cekerken denge ongorur Bush un danismanlari guc dengesi dilini kullandiklarinda ise bir acikliktan cok gizleme soz konusudur Kimin gucu dengelenecek Bugun hicbir ulus ya da grup Amerikan gucune meydan okumuyor Aslinda guc dengesi klasik bicimiyle islerse Amerika nin ifade edilen hirslarina karsi bir agirlik olusturmak isteyen devletlerin karsi hamlelerini tetikleyecektir Leffler in yorumuna gore Bush gelenegi hegemonik ikilemle butunlestirmek amaciyla bir guc dengesi sozlugune basvurmustur Ingiliz Orwell Odullu politika analisti su yorumu yapmaktadir Ancak bu anlayista bir ifade Orwellvari bir cift dilli konusma bicimiydi Aslinda acik niyet o kadar guclu olmakti ki diger ulkelerin ABD nin yaninda yer almaktan baska careleri kalmasin ve tum gercek guc ve hareket ozgurlugu Amerika nin elinde toplansin 2002 de Ulusal Guvenlik Stratejisi nde guc dengesi teriminin asirtici bir sekilde rehabilite edilmesi terminolojinin belgede hizmet ettigi mitopoetik islev acisindan aciklanabilir Yeni tek kutuplu dunyada geleneksel kavrami canli tutmaktadir Nihayetinde guc dengesinin ozgurlukten yana oldugunu ima eden aciklama 2018 tarihli ABD Ulusal Guvenlik ve Savunma Stratejileri tarafindan cikarilmistir Pentagon ABD nin dunyanin onde gelen askeri gucu olarak kalmasinin ve bolgesel guc dengelerinin bizim lehimize kalmasini saglayacaktir Ozgurlukten yana olan guc dengesi bizden yana olan guc dengesiyle ozdes gorunmektedir Rusya Devlet Baskani Vladimir Putin bunu soyle sikayet etti Yeni bir guc dengesi kurmak yerine ABD uluslararasi sistemi keskin ve derin bir dengesizlige surukleyen adimlar attilar 1826 da George Canning yeni dunyayi eskisinin dengesini duzeltmek icin var olmaya cagirdi 1898 de Theodore Roosevelt ABD nin giderek tum dunyanin guc dengesi haline geldigini tespit etmistir 1941 de Ulusal Kaynaklar Planlama Kurulu nda calisan bir Yeni Duzen Ekonomisti olan Otto T Mallery kaderin ABD ye savastan sonra dunyadaki nihai guc ve kaynak dengesini sundugunu belirtmistir 2005 te yazdigi bolume Guc Dengesi Nerede sorusunu baslik yapmistir Bolum soyle acilmaktadir Kisa cevap Birlesik Devletlerin guc dengesi oldugudur Ayrica bakinizDehset Dengesi Tehdit dengesi Karsilikli kesin yikim Offshore dengeleme uluslararasi iliskiler Kutupluluk uluslararasi iliskiler Yumusak dengeleme Etki alani Super gucNotlar a b Kegley amp Wittkopf 2005 s 503 a b c Phillips 1911 Dinneen Nathan 2018 The Corinthian Thesis The Oratorical Origins of the Idea of the Balance of Power in Herodotus Thucydides and Xenophon International Studies Quarterly Ingilizce 62 4 ss 857 866 doi 10 1093 isq sqy037 ISSN 0020 8833 a b c Gilbert 1949 s 102 Janzekovic Izidor 2023 The Balance of Power from the Thirty Years War and the Peace of Westphalia 1648 to the War of the Spanish Succession and the Peace of Utrecht 1713 History of European Ideas 49 3 ss 561 579 doi 10 1080 01916599 2022 2077401 ISSN 0191 6599 Georg Schwarzenberger Power Politics London Jonathan Cape 1941 p 120 Phillips 1911 cites Emerich de Vattel Le Droit des gens Leiden 1758 A J P Taylor The Struggle for Mastery in Europe 1954 p xix Power Politics and American World Policy Review of Nicholas J Spykman s America s Strategy in World Politics Political Science Quarterly 58 1 1943 p 102 103 104 Union Now The Proposal for Inter Democracy Federal Union London amp New York Harper amp Brothers Publishers 1940 p 22 Haas Ernst B 1953 The Balance of Power Prescription Concept or Propaganda World Politics Ingilizce 5 4 ss 442 477 doi 10 2307 2009179 ISSN 1086 3338 JSTOR 2009179 12 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Jacob Viner The Implications of the for International Relations Proceedings of the American Philosophical Society special issue Symposium on Atomic Energy and Its Implications 90 1 1946 p 56 Joschka Fischer From Confederacy to Federation Thoughts on the Finality of European Integration Berlin Speech at the Humboldt University 12 May 2000 http ec europa eu dorie fileDownload do docId 192161 amp cardId 192161 27 Aralik 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dick Cheney Defense Strategy for the 1990s The Regional Defense Strategy January 1993 Washington DC Department of Defense http www informationclearinghouse info pdf naarpr Defense pdf 7 Aralik 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde p 8 The Atlantic Alliance and the European Security in the 1990s Brussels Address to the Bremer Tabaks Collegium May 17 1990 http www nato int docu speech 1990 s900517a e htm 2 Ekim 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bagge Sverre 2010 From Viking Stronghold to Christian Kingdom State Formation in Norway c 900 1350 Ingilizce Museum Tusculanum Press s 39 ISBN 978 87 635 0791 2 Pirenne 1963 s 429 Sheehan 2000 s 35 edition 1888 II 85 Richard Cobden The Balance of Power 1836 Theory and Practice of the Balance of Power 1486 1914 Selected European Writings ed Moorhead Wright London Rowman amp Littlefield 1975 p 110 112 The Balance of Power p 115 116 Howard 1925 s 261 Conditions of Peace London Macmillan 1944 p 190 193 Adolf Hitler trs Norman Cameron amp R H Stevens New York Enigma Books 2000 p 202 Hitler Adolf 2004 Domarus Max Ed PDF 3 Bolchazy Carducci Publishers s 2536 ISBN 978 0 86516 2280 21 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 20 Eylul 2016 The Senews of Peace speech at Westminster College Fulton Missouri 5 March 1946 NATO OTAN Online Library http www nato int docu speech 1946 s460305a e htm 1 Subat 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde Andersen Morten Skumsrud Wohlforth William C 2021 Balance of Power A key concept in historical perspective Routledge Handbook of Historical International Relations Routledge doi 10 4324 9781351168960 27 ISBN 978 1 351 16896 0 12 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 18 Ocak 2024 a b Wohlforth Little amp Kaufman 2007 ss 155 185 Wohlforth Little and Kaufman 2007 p 160 Richard Little The Balance of Power in International Relations Metaphors Myths and Models Cambridge Cambridge University Press 2007 p 268 Diplomacy New York Simon amp Schuster 1994 p 21 22 System of States Leicester Leicester University Press 1977 p 43 44 Quincy Wright A Study of War Chicago amp London The University of Chicago Press 1964 p 125 Quincy Wright On the Application of Intelligence to World Affairs Bulletin of the Atomic Scientists 4 8 1 August 1948 p 250 https books google com books id 3A0AAAAAMBAJ Rousseau Abstract of the Abbe de Saint Pierres Project for the Perpetual Peace 1761 in Theory and Practice of the Balance of power 1486 1914 Selected European Writings ed Moorhead Wright London Rowman amp Littlefield 1975 p 79 Alliances in a Unipolar World World Politics 61 1 2009 p 92 Imbalance of Power Foreign Policy 193 12 May 2012 p 1 https foreignpolicy com 2009 05 12 imbalance of power 16 Mayis 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kenneth Waltz Globalization and American Power The National Interest Spring 2000 p 56 Kenneth Waltz Structural Realism after the Cold War America Unrivaled The Future of the Balance of Power ed Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 54 The Balance of Power in International Relations Metaphors Myths and Models Cambridge Cambridge University Press 2007 p 12 252 amp Xiaoyu Pu After Unipolarity China s Visions of International Order in an Era of US Decline International Security 36 1 2011 p 42 44 Terry Narramore China and Europe Engagement Multipolarity and Strategy The Pacific Review 21 1 2013 87 108 http citeseerx ist psu edu viewdoc download doi 10 1 1 548 2787 amp rep rep1 amp type pdf 8 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stephen Walt Can the United States Be Balanced If So How Chicago American Political Science Association September 2 4 2004 http citation allacademic com meta p mla apa research citation 0 5 9 9 6 pages59968 p59968 1 php 3 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde p 11 12 Randall Schweller Unanswered Threats A Neoclassical Realist Theory of Underbalancing International Security 29 2 2004 p 160 161 John Ikenberry America Unrivaled The Future of the Balance of Power Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 3 Robert Pape Soft Balancing against the United States International Security 30 1 Summer 2005 p 8 Soft Balancing in the Age of US Primacy International Security 30 1 Summer 2005 p 52 53 Jack S Levy amp William R Thompson Balances and Balancing Concepts Proposition and Research Design Realism and the Balancing of Power A New Debate eds A Vasques amp Colin Elman New Jersey Prentice Hall 2003 p 7 David A Lake Ulysses Triumph American Power and the New World Order Security Studies 8 4 1999 p 44 45 Campbell Craig American Power Preponderance and the Nuclear Revolution Review of International Studies 35 1 2009 p 27 The Arrogant Empire Newsweek 24 March 2003 p 37 http europe newsweek com arrogant empire 132751 rm eu America Unrivaled The Future of the Balance of Power Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 3 Transnational Liberalism and American Primacy or Benignity Is in the Eye of the Beholder America Unrivaled The Future of the Balance of Power ed Ikenberry John G Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 239 A Grand Strategy of Transformation Foreign Policy 133 2003 p 52 Michael Mastanduno Incomplete Hegemony and Security Order in the Asia Pacific America Unrivaled The Future of the Balance of Power ed Ithaca amp London Cornell University Press 2002 p 187 Thomas S Mowle amp David H Sacko The Unipolar World An Unbalanced Future New York Macmillan 2007 p 149 Cited in Stephen Walt Keeping the World Off Balance Self Restraint and US Foreign Policy ed Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 125 The Present Danger The National Interest 39 Spring 2000 p 57 58 The Unipolar Illusion Why New Great Powers Will Rise International Security 17 4 1993 p 5 51 The Unipolar Illusion Revisited The Coming End of the United States Unipolar Moment International Security 31 2 2006 p 7 41 Christopher Layne 2009 The Waning of US Hegemony Myth or Reality A Review Essay International Security 34 1 p 150 Dall Agnol Augusto C Dall amp 39 Augusto Cesar January 2018 Balancing in unipolarity who is afraid of balance of power Brazilian Journal of International Relations 16 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Vol 7 No 3 2018 pp 494 515 a b Waltz 1979 s 121 Waltz 1979 s 118 Parent Joseph M Rosato Sebastian 2015 Balancing in Neorealism International Security 40 2 ss 51 86 doi 10 1162 isec a 00216 ISSN 0162 2889 Mearsheimer 2010 s 79 a b Mearsheimer 2010 ss 81 83 Walt 1987 ss 21 29 a b Mearsheimer 2001 s 139 Walt 1987 s 29 Walt 1987 s 21 Christensen amp Snyder 1990 s 140 Christensen amp Snyder 1990 s 138 Mearsheimer 2001 s 140 a b c Mearsheimer 2001 s 157 Mearsheimer 2001 s 151 Mearsheimer 2001 ss 154 155 Mearsheimer 2001 s 159 160 Mearsheimer 2001 s 160 Mearsheimer 2001 s 161 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi 22 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Mearsheimer 2010 ss 81 a b c Mearsheimer 2010 s 83 a b Walt 1987 s 5 Stephen Walt Keeping the World Off Balance Self Restraint and US Foreign Policy ed Ithaca amp London Cornell University Press 2002 p 134 The Unipolar World An Unbalanced Future New York Palgrave Macmillan 2007 p 147 158 Campbell Craig American Power Preponderance and the Nuclear Revolution Review of International Studies 35 1 2009 p 28 29 He Kai 1 Nisan 2012 Undermining Adversaries Unipolarity Threat Perception and Negative Balancing Strategies after the Cold War Security Studies 21 2 ss 154 191 doi 10 1080 09636412 2012 679201 ISSN 0963 6412 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi 13 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme The Annals of the American Academy of Political and Social Sciences 210 p 80 Alfred Vagts The United States and the Balance of Power Journal of Politics 3 4 1941 p 416 Robert Strausz Hupe Geopolitics The Struggle for Space and Power New York G P Putnam s Sons 1942 p 194 195 Thorndike Joseph J Jr 21 Aralik 1942 Geopolitics The Lurid Career of a Scientific System which the Briton Invented the Germans Used and the Americans Need to Study Life s 115 15 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Crusade for Pan Europe New York G P Putnam s Sons 1943 p 298 304 America s Place in the Postwar World Political Science Quarterly 58 1 1943 p 15 16 America s Place in the Postwar World p 23 24 The Strategy of Containment Containment Documents on American Policy and Strategy 1945 1950 New York Columbia University Press 1978 p 66 Cited in 26 Mayis 2014 Superpowers Don t Get to Retire What our tired country still owes the world New Republic 18 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Cited in The Balance of Power Revisited Review of International Studies 15 2 1989 p 79 A Preponderance of Power National Security the Truman Administration and the Cold War Stanford University Press Stanford 1992 p 517 The Great Irresponsibilities The United States the Soviet Union and World Order International Journal 35 1979 80 p 440 Alliance Formation and the Balance of World Power International Security 9 4 1985 p 35 Game Plan A Geostrategic Framework for the Conduct of the US Soviet Contest Boston amp New York The Atlantic Monthly Press 1986 p 27 Cited in Christopher Layne US Hegemony and the Perpetuation of NATO Journal of Strategic Studies 23 3 2000 p 87 A Preponderance of Power p 518 From Preponderance to Offshore Balancing America s Future Grand Strategy International Security 22 1 1997 p 92 Also The Peace of Illusions American Grand Strategy from 1940 to the Present Ithaka amp London Cornell University Press 2006 amp Andrew L Ross Competing Visions for US Grand Strategy International Security 21 3 1996 7 32 The Unipolar Illusion Why New Great Powers Will Rise International Security 17 4 1993 p 34 35 The Unipolar Illusion p 51 Stephen G Brooks amp William C Wohlforth World Out of Balance International Relations and the Challenge of American Primacy Princeton amp Oxford Princeton University Press 2008 p 3 US Strategy in a Unipolar World America Unrivaled The Future of the Balance of Power ed Ithaka amp London Cornell University Press 2002 p 14 The Stability of a Unipolar World International Security 24 1 1999 p 25 Campbell Craig American Power Preponderance and the Nuclear Revolution Review of International Studies 35 1 2009 p 30 Structural Realism after the Cold War International Security 25 1 2000 p 28 American Power Preponderance and the Nuclear Revolution p 30 Melvyn P Leffler 9 11 and the Past and Future of American Foreign Policy Royal Institute of International Affairs 79 5 October 2003 p 1058 https www jstor org stable 3568953 18 Ocak 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde 9 11 and the Past and Future of American Foreign Policy p 1061 1063 America Right or Wrong An Anatomy of American Nationalism The Geopolitics Reader eds Gearoid O Tauthail amp Simon Dalby London amp New York Routledge 2004 p 172 Richard Little The Balance of Power in International Relations Metaphors Myths and Models Cambridge University Press 2007 p 82 84 Summary of the 2018 National Defense Strategy of The United States of America PDF Washington DC Department of Defense 2018 s 4 10 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Putin Vladimir 24 Ekim 2014 Meeting of the Valdai International Discussion Club President of Russia 15 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2024 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi kaganretire2 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Otto Tod Mallery Economic Union and Enduring Peace Annals of the American Academy of Political and Social Science 216 1941 p 125 How Has War Changed Since the End of the Cold War US Army War College 35 1 2005 p 16 KaynakcaGhervas Stella 2017 Balance of Power vs Perpetual Peace Paradigms of European Order from Utrecht to Vienna 1713 1815 The International History Review 39 3 ss 404 425 doi 10 1080 07075332 2016 1214613 Christensen Thomas J Snyder Jack 1990 Chain Gangs and Passed Bucks Predicting Alliance Patterns in Multipolarity International Organization 44 2 ss 138 140 doi 10 1017 s0020818300035232 Gilbert Felix 1949 Bernardo Rucellai and the Orti Oricellari A Study on the Origin of Modern Political Thought Journal of the Warburg and Courtauld Institutes Cilt 12 Warburg Institute ss 101 131 doi 10 2307 750259 JSTOR 750259 Howard Sir Esme May 1925 British Policy and the Balance of Power The American Political Science Review 19 2 ss 261 267 doi 10 2307 2938920 JSTOR 2938920 Kegley Charles W Wittkopf Eugene R 2005 World Politics Trends and Transformation 10th s 503 Mearsheimer John 2010 Structural Realism PDF Dunne Tim Kurki Milja Smith Steve Ed International Relations Theories New York Oxford University Press ss 79 85 Mearsheimer John 2001 The Tragedy of Great Power Politics New York Norton ss 139 161 Pirenne J 1963 The Tides of History From the Expansion of Islam to the Treaties of Westphalia II Londra s 429 Sheehan Michael 2000 The Balance of Power History amp Theory Routledge s 35 Waltz Kenneth N 1979 Theory of International Politics Reading MA Addison Wesley ss 118 121 Walt Stephen M 1987 The Origins of Alliances New York Cornell University Press ss 5 17 29 Wendt Alexander 1992 Anarchy Is What States Make of It The Social Construction of international Politics International Organization s 397 Wohlforth W C Little R Kaufman S J ve digerleri 2007 Testing Balance Of Power Theory in World History European Journal of International Relations 13 2 ss 155 185 doi 10 1177 1354066107076951 Attrition Bu madde artik kamu mali olan bir yayindan alinan metni iceriyor Phillips Walter Alison 1911 Balance of Power Chisholm Hugh Ed Encyclopaedia Britannica 3 11 bas Cambridge University Press s 235