Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar, Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'ndeki çatışmalar sırasında 1941-1945 yılları arasında teslim olan veya zorla yakalanan Sovyet savaş tutsaklarına karşı kasıtlı olarak kötü muamele uygulamasıdır. Bu uygulamaların sonucunda esir alınan yaklaşık 5,7 milyon (Rusya Savunma Bakanlığı verilerine göre 4 milyon 559 bin) Kızıl Ordu askerinden 3,1 ila 3,5 milyon arası kişi yaşamını yitirdi.
Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar | |
---|---|
Ağustos 1942'de bir Nazi esir kampındaki Sovyet savaş esirleri | |
Tarih | 1941-1945 |
Neden | • Irkçılık (Untermensch) • Barbarossa Kararnamesi • Komiser Emri • Açlık Planı |
Etken | Nazi Almanyası'nın yayılmacılık politikası |
Amaç | • Lebensraum • Genel Doğu Planı • Sovyetler Birliği'ni Nazi Almanyası'nın sömürgesi haline getirme |
Düzenleyen | • Wehrmacht (OKH - OKW) • Einsatzgruppen • Sicherheitsdienst • Sicherheitspolizei • Reichssicherheitshauptamt |
Can kaybı | 3,1 - 3,5 milyon arası kişi |
Suçlama | • Barışa karşı suçlar (uluslararası sözleşme ve anlaşmaları çiğneyerek savaşı planlama, başlatma ve yürütme) • İnsanlığa karşı suçlar (sürgün, imha ve soykırım) |
Dava | Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi davası |
Nazi Almanyası Lebensraum olarak bilinen doğu bölgelerinde yaşam alanı elde etmek ve bölgeyi sömürge haline getirmek amacıyla, Sovyet coğrafyasında topyekûn bir imha savaşı başlattı ve Genel Doğu Planı hazırlayarak bölgede soykırım ve etnik temizlik politikaları uyguladı. Nasyonal sosyalizme dayanan ırkçı ve antikomünist tutumları nedeniyle savaş sırasında ele geçirdiği esirleri yok etme yolu izledi. Nazi liderleri bu kapsamda çok sayıda bildiri yayımladı; Barbarossa Kararnamesi Nazi subaylarına yargısız infaz yetkisi verirken, Komiser Emri Sovyet siyasi komiserlerin tamamının derhal idam edilmesini emretti ve çok sayıda kişi imha kamplarında infaz edildi. Esir alınanlar sadece askerler değildi, Komünist Parti çalışanları, herhangi bir Sovyet organında görev yürütenler, Sovyet entelijansiyası ve çatışma bölgelerindeki tüm sivil erkekler esir kapsamına alındı. Nazi liderleri Açlık Planı hazırladı ve savaş sonrasında yaklaşık 30 milyon insanın açlıktan öleceği varsayıldı.
Esirlerin durumunu düzenleyen uluslararası antlaşmalara uyulmadı ve esirler son derece kötü muamelelere tabi tutuldu. Çok az yiyecek ve su verildi, kilometrelerce yürütülmeye zorlandılar, Dulag, Oflag ve Stalag adındaki savaş esiri kamplarına gönderildiler, ölümcül hastalıklara yakalandılar, doğrudan veya işgücü yolu ile topluca infaz edildiler. Bazıları, çalışma vasıflarına göre seçilerek Nazi Almanyası için çalışmaya zorlandı. Bazı esirler, Sovyetlere karşı Nazilerle işbirliği yaptı, bu kapsamda Naziler Hiwi, Trawniki, Schutzmannschaft, Doğu lejyonları gibi işbirlikçi lejyonlar oluşturdu.
II. Dünya Savaşı'nda ölen toplam asker sayısının yaklaşık yüzde 40'ı Nazilerin öldürdüğü Sovyet askerleridir. En büyük ölüm oranı 1941-1942 yılları arasında görüldü. Savaş sonrası kurulan Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi yaşananların savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğuna hükmetti.
Savaş sonrası tüm savaş esirlerine ihanet ve casusluk gerekçeleriyle şüpheli gözle bakıldı. Esirlerin esaret altında neler yaşadığını araştırmak amacıyla tarama kampları kuruldu. Nazilerle işbirliği içerisinde olanlar veya ağır suç işlediği tespit edilenler cezalandırılırken esaret altındayken Nazi karşıtı eylemlerde bulunan bazı askerler kahraman ilan edildi ve savaş sonrasında onurlandırıldı.
Sovyet savaş esirlerine karşı uygulanan politikanın kaynakları
Nazi Almanyası II. Dünya Savaşı sırasında ele geçirdiği savaş esirlerinin durumunu düzenleyen bir dizi karar aldı, ancak bunun ötesinde Nazilerin düşman askerlerine karşı tutumu nasyonal sosyalizm ideolojisinin ırkçı görüşlerine dayanıyordu. Tüm savaş süresince Wehrmacht'ın eline geçen tüm savaş esirlerinin öncelikle ırklarına bakıldı. Kökeni Anglosaksonlardan gelen düşman askerler Nazi hiyerarşisinin en üstünde yer alıyordu ve bu kategorideki Fransa, Belçika, Hollanda ve Norveç'ten gelen esirler en insancıl muameleye tabi tutuldu. Untermensch olarak ifade edilen görüş doğrultusunda "alt insan" olarak görülen ulusların nüfusu soykırımla azaltılmaya çalışıldı. Bu nedenle Polonyalı, Yugoslav ve Rus esirler daha kötü muameleye maruz kaldı. Esir hiyerarşisinin en altında Kızıl Ordu mensubu askerler yer aldı ve Sovyet askerleri en kötü muameleye tabi tutuldu.
Her şeyden önce; Nazilerin Sovyet esirlere karşı tutumu Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ne karşı yürüttüğü savaşın amacının bir yansıması idi. Adolf Hitler ve diğer Nazi liderlerinin gözünde yürütülen savaş basit bir çatışma değil, "Asyalı barbar Bolşevizmi yok etmek" üzere yürütülen ideolojik ve ırksal bir savaştı. Lebensraum olarak bilinen "Doğudaki yaşam alanı" savaşın asıl bu amaçlarından biriydi. Nazilerin hazırladığı Genel Doğu Planı'na göre; savaş sırasında işgal edilen bölgelerde soykırım ve etnik temizlik uygulanacak, Orta ve Doğu Avrupa'daki bölgelerdeki Slavlar ve Alman olmayan milletler yok edilip Almanya'nın sömürgesi haline getirilecekti. Gereksiz görülen insanlar ise Sibirya'ya taşınıp doğrudan veya işgücü ile imha gibi dolaylı yollarla öldürülecekti. Genel Doğu Planı'nın varsayımları, Hitler'in yazdığı Kavgam adlı eserde yer alan ırksal üstünlük ve Sovyet coğrafyasındaki insanları imha ederek bölgeyi sömürgeleştirmek tezlerine dayanıyordu.
Hitler, ırkçı söylemlerini komünizm ile topyekûn mücadele fikri ile birleştiğinde daha radikal tutum aldı. 30 Mart 1941'de Wehrmacht Komutanlığı'nda yapılan bir toplantıda şu sözleri sarf etti:
Bir komünist hiçbir zaman bizim yoldaşımız olmadı ve olmayacak. Yıkım mücadelesinden bahsediyoruz. Bu şekilde bakmazsak, düşmanı parçalayacağımız halde 30 yıl sonra tekrar komünist bir tehlike var olacaktır. ... Siyasi komiserler ve GPU'ya mensup kişiler suçludur ve suçlu olarak görülmeleri gerekir. ... Siyasi komiserler Kızıl Ordu'daki nasyonal sosyalizme düşman bir ideoloji olan Bolşevizmin temelidir ve asker olarak tanınamazlar. Bu nedenle esaretten sonra vurulmaları gerekir.
— Adolf Hitler, 30 Mart 1941.
Savaşın başlamasından hemen sonra tüm Sovyet savaş esirlerine bu tutum uygulanmaya başlandı. Haziran 1941'de yayınlanan 112 nolu bildiride "Kremlin diktatörleri ile birlikte kızıl alt insanları da ortadan kaldırmamız gereklidir" ifadesine yer verildi.. Tüm Nazi komutanları askerlerine "Almanların Slavlara karşı mücadelesi ve Yahudi Bolşevizmine karşı korunma" ruhuyla emirler verdiler.Oberkommando der Wehrmacht'ın (OKW) 8 Eylül 1941 tarihli bildirisinde şu ifade yer alır:
Bolşevizm, nasyonal sosyalist Almanya'nın ölümcül düşmanıdır. Alman askerinin dayandığı düşman sadece askerler değildir, aynı zamanda Bolşevizm ruhundaki siyasi görüştür. Nasyonal sosyalizme karşı mücadele onların etine ve kanına girmiştir. Onlar herhangi bir yöntem kullanabilir: Sabotaj, yıkıcı propaganda, kundaklama, cinayet. Bu nedenle Bolşevik askerler Cenevre Sözleşmesi uyarınca gerçek bir asker gibi kendisine itiraz etme hakkını kaybetmiştir.
— Oberkommando der Wehrmacht, 8 Eylül 1941
Nazi yöneticilerinin ırkçı ve antikomünist düşünceleri esir alınan Sovyet askerlerine ne yapılacağına konusundaki kararlarına etki etti ve Sovyet tutsakların topluca öldürülmelerine yol açtı.
Nazilerin işgal kapsamındaki esir planları
Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal amacıyla başlatılan Barbarossa Harekâtı'nın planlama aşamasında milyonlarca Sovyet savaş esirinin öldürülmesiyle ilgili özel bir emir verildiğine dair bir kanıt yoktur. Buna karşın harekât başlamadan Doğu Cephesi kapsamında verilen bir dizi emir, esir alınacak Sovyet askerlerine ne olacağı konusunu önemli ölçüde belirledi.
27 Mart 1941'de Oberkommando des Heeres (OKH) komutanı Walther von Brauchitsch, Barbarossa Harekâtı'nda görev alan komutanlara Sovyetlere karşı girişilecek savaşın "bir ırkın diğer ırka karşı yürüttüğü bir savaş" olacağını ve savaşı kazanmak için "gerekli tüm şiddetin gösterileceğini" ifade etti.
30 Mart 1941'de Hitler ve Walther von Brauchitsch, OKW komutanı Wilhelm Keitel ve Generaloberst Franz Halder gibi Nazi ordusunun üst komutanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, Hitler generallere Sovyetler Birliği ve Sovyet halkıyla ilgili niyetlerini ayrıntılı olarak açıkladı. Buna göre Almanya Sovyetler Birliği'ni işgal edecek ve savaşta "sınırsız acımasızlık kuralları" uygulanacaktı. Toplantıda ilk defa esirlerin kategorize edildiği plan da konuşuldu. Hitler komünizmin Almanya için büyük bir tehdit olduğunu ve bu nedenle Sovyetlere karşı girişilecek savaşın bir imha savaşı olacağını ilan etti. Ayrıca Bolşevik liderleri acımasızca davranılması gereken suçlular olarak nitelendirdi. Bu nedenle normal savaş kuralları veya tarihsel savaşlardaki erdemli davranışlar Doğu Cephesi'ndeki çatışmalarda uygulanamayacaktı. Naziler "savaş sonrası ortak kader" kavramını reddetti ve tüm siyasi komiserleri, OGPU/NKVD görevlilerini ve bununla birlikte gelecekte yeniden Sovyet yönetiminin doğmasını engellemek için bütün Sovyet entelijansiyasını yok etmeyi amaçladı. Hitler, bu hedefleri gerçekleştirirken yasal çerçeveye bağlı kalmanın veya eylemlerin askeri yargı çerçevesinde olmasının gerekli olmayacağını vurguladı.
3 Nisan 1941'de Nazi Kara Kuvvetleri'nden Eduard Wagner "Tedarik İçin Özel Talimatlar, C kısmı" başlıklı bir emir yayınladı. Bu emirde Nazi ordusuna esir düşen Sovyet askerlerine "haince davranışları önlemek dışında" iyi muamele edilmesi gerektiği ifade edildi. Emirde esirlerin aktif veya pasif direnişinin tamamen ortadan kaldırılması önerildi, ayrıca çalışmaya istekli esirlerin yeterli gıda alacağı belirtildi. Bu görece iyi davranışlar çok geçmeden yerini kötü muamele ve katliamlara bırakarak Nazi ideolojisi ile birlikte gelen "askeri gerekliliğe göre davranma" kavramı ön plana çıktı.
13 Mayıs 1941'de Wehrmacht Komutanlığı Barbarossa Kararnamesi olarak bilinen "Barbarossa bölgesinde askeri yargı kullanımına ve ordunun özel araçlarının kullanımına ilişkin yasa" adıyla bir emir yayımladı. Bu emir, savaş esirleri de dahil olmak üzere Nazilere karşı düşmanlarla ilişkilerinden şüphelenilen herhangi bir kişi hakkında Doğudaki işgal topraklarındaki Nazi subaylarına doğrudan yargısız yetki verdi. Bununla birlikte Sovyet halkına ve savaş esirlerine karşı suç işleyen Nazi askerleri dönemin Nazi hukukunda cezalandırılması gerekse bile bu emir ile cezai sorumluluktan muaf tutuldu. Böylelikle toplu katliamların yolu askeri emir yoluyla açılmış oldu. 24 Mayıs 1941'de Walther von Brauchitsch bu karara "yalnızca askeri disiplinin zarar görmeyeceği durumlarda kullanılması gerektiğini öngören" özel bir ibare ekledi. Bu ek ibare yalnızca bireysel aşırılıkları önlemek için yayınlanmıştır, belgenin imha varsayımlarını hiçbir şekilde engellememiştir. Barbarossa Kararnamesi sonucu oluşan "yargı yetkisi", Sovyet siyasi komiserlerinin yargısız öldürülmesi uygulamasının ilk "yasal" temeli haline geldi.
19 Mayıs 1941'de Wehrmacht "Rusya’nın birliği için kılavuz ilkeler" başlıklı bir emir daha yayınladı. Bu emirde "kurnaz, öngörülemeyen, gizli ve zalim" olarak tanımlanmış olan Asya kökenli askerlere özellikle dikkat edilmesi çağrısı yapıldı.
6 Haziran 1941 günü Wehrmacht Komutanlığı Komiser Emri olarak bilinen "Siyasi Komiser Eğitim Kılavuzu" başlıklı bir emir yayınladı. Belge, Kızıl Ordu'nun siyasi görevlilerini "direniş, nefret ve zulüm taşıyıcıları" olarak niteleyerek savaş esiri statüsüne sahip olmadıkları ifade edildi ve savaşta yakalanan her siyasi komiserin derhal idam edilmesini emretti. Bununla birlikte Nazilere yönelik doğrudan mücadeleye girmeyen veya "düşmanca eylemlere" doğrudan katıldığından şüphelenilmeyen politikacılar subaylar tarafından idam edilmeyip Doğu Cephesi'nin geri planında faaliyet gösteren Sicherheitsdienst, Sicherheitspolizei ve Einsatzgruppen birimlerine teslim edilecekti.
Barbarossa Harekâtı'nın resmen başlamasından bir hafta önce 16 Haziran 1941'de Wehrmacht savaş esirlerinin durumunu ilgilendiren başka bir emir daha yayımladı. Bildiri önceki emirlerin genişlediğini duyurarak özellikle şu konulardan bahsetti: "Bolşevizm, Almanya'nın ölümcül düşmanıdır", "Tüm Sovyet askerleri ile ilgilenmek - özellikle Asyalılar - özel dikkat gerektirir", "Aktif veya pasif direnişin her tezahürü kesinlikle bastırılmalıdır." Emirde ayrıca Sovyetler Birliği'nin 1929 yılındaki Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamadığı hatırlatarak ve Nazi Almanyası'nın sözleşmeye uymayacağı belirtildi. Dahası sözleşmenin bazı önemli hükümlerinin ihlal edilmesi gerektiği ifade edildi. Özellikle şu konular vurgulandı:
- Sovyet savaş esirleri doğrudan Nazi cephe birliklerinin işine yarayacaktı.
- Savaş esirlerine karşı disiplin cezaları uluslararası hukukun getirdiği kısıtlamalara tabi değildi.
- Esirler Kızılhaç gibi insani yardım kuruluşlarının yanı sıra herhangi bir kişiden veya üçüncü ülkelerden herhangi bir yardım alma hakkına sahip değildi.
- Esirlerin isimleri Kızılhaç'a aktarılmayacaktı.
Naziler uluslararası sözleşmeleri ihlal ederek yalnızca Kızıl Ordu askerlerini değil, ek olarak şu gruptaki kişileri de savaş esirleri kategorisine dahil etti:
- Komünist Parti'nin ve Sovyet devlet organlarının tüm çalışanları
- Yaşına bakılmaksızın çatışmalar sırasında geri çekilen veya teslim olan tüm erkekler
- Çoğu durumda genel olarak 16-55 yaş arasında olan tüm erkekler
- Partizanlar ve direniş savaşçıları
- Partizan hareketinin olduğu bölgelerde alınan tüm sivil rehineler
Söz konusu karar birincil öneme sahip olmasına rağmen, esirlerin beslenme konusunu düzenlememiştir. Bu sorunun sonraki emirlerde ele alınacağı varsayılmıştır. Aslında Wehrmacht Ana Ekonomik Bölümü tarafından 23 Mayıs 1941 tarihli "Doğu'daki Örgütler için Politik-ekonomik Kılavuzlar" isimli bildirisi esirlerin beslenmesi konusunda büyük bir etkiye sahipti. Bu "kılavuz" bildirilerin ortaya çıkışı Barbarossa Harekâtı planlamasının ilk aşamalarına kadar uzanmaktadır. Savaş ilerlediğinde Nazi personeline, ön cephelere ve Sovyetlerin ulaşım altyapısına uzak mesafelere merkez depolardan yeterli miktarda malzeme tedarik etmenin son derece zor olduğu ortaya çıktı. Bu durum sonrasında, 1941 ve 1942'de "bütün Nazi ordusunun Rusya kaynaklarıyla besleneceğine" karar verildi. Bu amaçla Naziler Sovyetler Birliği'nin en verimli tarımsal alanlara sahip güney bölgelerindeki gıdalara büyük ölçüde el koyma niyetindeydiler. Zamanla Nazi planları daha da büyük bir ivme kazandı; el koyulan gıdalar yalnızca cephede asker beslemekle kalmadı, aynı zamanda Nazi Almanyası'nın kendi sivil nüfusu için savaşı aşırı masraf olmadan sürdürmesine izin verdi. Dahası çıkartılan bu emirler Sovyet sanayisini geriletmenin yanı sıra, Sovyetler Birliği'ni sanayi öncesi döneme geri döndürme amacı da güttü. Nazi liderleri bilinçli olarak bu emirleri çıkardılar ve planların uygulanması sonucunda yaklaşık 30 milyon insan açlıktan öleceği varsayıldı. Bu nedenle gerek Sovyet halkı gerekse günümüz dünyası bu kılavuz bildirileri Açlık Planı olarak adlandırmıştır.
Nazi liderleri kasıtlı olarak 30 milyon kişinin açlıktan ölmeyi planladığı durumda Sovyet halkının savaş esirlerinin kaderine daha fazla önem vermeyeceğini bekledi. Mayıs ve Haziran 1941'in başında Doğu'daki birçok Nazi askerî personele, esirlere en kötü kalitede yiyeceklerin sadece küçük miktarlarda verme talimatı verildi. Bazı emirler esirlerin yiyeceklerindeki kalori miktarının hayatta kalmak için gerekli olan asgari kalori seviyesinden daha düşük bir seviyede olacağını öngördü.
Uluslararası antlaşmalar konusu
Hitler, Sovyetler Birliği'nin savaş esirlerinin yasal statüsünü belirleyen 1907 Lahey Sözleşmesi'ni ve 1929 Cenevre Sözlemesi'ni imzalamadığını açıkladı. Aslında Lahey Sözleşmesi Rus İmparatorluğu yönetimi döneminde imzalanmıştı ve Cenevre Sözleşmesi'nin imzalanmasına bakılmaksızın savaş esirleriyle ilgili durumları düzenlemişti.
25 Ağustos 1931'de Dışişleri Halk Komiseri Maksim Litvinov Sovyetler Birliği'nin, 27 Temmuz 1929'da Cenevre'de kabul edilen uluslararası Kızılhaç sözleşmelerinden olan "yaralı ve hasta savaş esirlerinin kaderini iyileştirme üzerine" konulu maddeye katıldığını açıkladı. Bununla birlikte Sovyetler Birliği 1929 Cenevre Sözleşmesi'ni bir bütün olarak imzalamamasının ana nedeni olarak esirlerin ulusal bazda bölünmesiyle ilgili olduğunu belirtti. Sovyetlerin sözleşmeyi imzalamayı reddetmesi Nazilerin bunu kullanmasına olanak sağladı ve Naziler Sovyet savaş esirlerinin uluslararası Kızılhaç ve esirlere yardım eden diğer örgütlerden yardım almasını engelledi. OKH komutanı Franz Halder Nürnberg Mahkemesi'nde Hitler'in "Sovyetler Birliği'nin Lahey Sözleşmesinin imzalanmadığını ve esirlere verilecek kararların Lahey Sözleşmesi'nde belirtilenler gibi olmaması gerektiğini" söylediğini aktardı.
17 Temmuz 1941'de Sovyetler Birliği İsveç üzerinden Nazi Almanyası'na gönderdiği beyannamede Lahey Sözleşmesi'ne eşitçe tabi olmak koşuluyla katıldığını açıkladı. Ancak bu bildiri Nazi Almanyası tarafından reddedildi. Daha sonra Sovyetler Birliği Dışişleri Komiserliği ilki 25 Kasım 1941, ikincisi 27 Nisan 1942 tarihinde olmak üzere iki kez daha Sovyetlerin esir aldığı Nazi askerlerine Lahey Sözleşmesi'ne uygun muamele ettiğini, Ancak Nazi Almanyası'nın buna uymadığını açıkladı. Ayrıca 27 Nisan 1942 tarihli ikinci bildiride Sovyetler Birliği'nin Lahey Sözleşmesi'ne fiili olarak katıldığı ifade edildi.
Nürnberg Mahkemeleri sürecinde Naziler Cenevre Sözleşmesi'ne uyulmamasının nedeni olarak Sovyetler Birliği'nin bu sözleşmeye taraf olmamasını gerekçe gösteren bir savunma yaptı. Ancak mahkeme savunmayı reddetti. Mahkeme, savaş esirlerine muamele konusunda uluslararası hukukun genel ilkelerinin daima uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca esaret altında almanın tek bir amacının olduğunu, onun da savaş esirlerinin düşman birliklerine katılmasının engellenmesi olduğunu ifade etti. Mahkeme Nazilerin savunmasız insanları öldürmek veya onlardan intikam almak için askerleri esir aldığına hükmetti.
Dönemin Kızılhaç Komitesi başkanı Marcel Junod, savaşın başlamasından hemen sonra, 22 Haziran'da, büyük esirlerle ilgilenmek amacıyla Sovyetler Birliği, Nazi Almanyası, Romanya ve Finlandiya hükûmetlerine ölen, yaralanan ve yakalananların listelerini sunmasını istedi. Sovyet Dışişleri Halk Komiseri Vyaçeslav Molotov 27 Haziran 1941'de savaş esirleriyle ilgili listeyi vermeye hazır olduğunu ve ülkesinin Lahey Sözleşmesi'nde yer alan "Kara Harpleri ve Gümrük Savaşları" bölümüne ilişkin tutumunu gözden geçireceğini açıkladı. Aynı zamanda bu sözleşmeye dayanan ve esirlerin gözlemi ile ilgili ifadeleri içeren "Savaş Esirleri Yönetmeliği" 1 Temmuz 1941 tarihinde Halk Komiserleri Konseyi tarafından imzalandı. Yönetmeliklere ek olarak 7 Ağustos 1941 tarihinde "NKVD kamplarında savaş esirlerinin bakım ve prosedürü" onaylandı ve NKVD'nin Nazi esirlere uyguladığı muamele Kızılhaç komitesi gözetimine açıldı.
17 Temmuz 1941'de Molotov, ABD Büyükelçiliği ve Kızılhaç aracılığıyla Nazi Almanyası ve müttefiklerine, ülkesinin 1907 tarihli "Kara Harpleri Kanunu ve Gümrük Kanunu" şartlarına uymayı kabul ettiğini bildiren resmî bir bildiri yayımladı. Belgede, Sovyet hükûmetinin "sözleşmeyi yalnızca Nazi Almanyası tarafından gözleneceği ölçüde" şartlara uyacağını vurgulandı. Sovyet hükûmetinin olumlu yanıt beklemesinin aksine Nazi Almanyası bildiriye yanıt bile vermedi. Üstelik aynı gün Gestapo "nasyonal sosyalizm için tehlikeli veya tehlikeli olabilecek bütün Sovyet savaş esirlerinin infaz edilmesine" yönelik bir emir verdi. Bu dönemde Sovyet yetkilileri savaş esirlerinin durumu ve uluslararası kontrolü üzerine pek çok girişimde bulunmasına karşın Nazi hükûmeti tam aksi adımlar attı. 8 Ağustos 1941'de OKW bütün kamplarda Sovyet savaş esirlerinin durumlarını daha da sertleştiren yeni emirler yayınladı.
Esaret ve ulaşım koşulları
Bütün uluslararası standartlar veya teslim olma durumları Sovyet esirlerinin hayatta kalmalarına etki etmedi. Çünkü Wehrmacht daha Sovyetler Birliği'nin işgalinin ilk günlerinden esirlere daha önce kabul edilen varsayımlardan ve emirlerden çok daha vahşice muamele etti. Nazi askerleri teslim olmaya çalışan pek çok Sovyet askerini vurdu ve aynı zamanda teslim olan esirleri topluca infaz etti. Bu durum Nazi propagandasının etkisiyle ilişkiliydi, zira Naziler düşman askerlerde korku uyandırması amacıyla mümkün olduğu kadar çok öldürmeyi teşvik etti. Ancak Nazi askerleri esirleri gelişigüzel infaz etmek yerine daha çok emir aldıkları subayların emirleriyle öldürme işlemlerini gerçekleştirdiler. Ek olarak Wehrmacht Komutanlığı, Sovyet askerlerinin esir alınmaması gerektiğine dair veya herhangi bir Sovyet saldırısı için misilleme olarak esir olan Sovyet askerlerinin vurulması gerektiğini belirten çok sayıda emir verdi. Buna karşın bazı yüksek rütbeli komutanlar askeri disiplini zayıflatmaktan ve Sovyet direnişini güçlendirmek gibi olası sonuçlardan çekindikleri için zaman zaman bu emirleri iptal ettiler. Ancak, öldürme taktiği her zaman devam etti yavaş yavaş genişletildi. Ayrıca Kızıl Ordu saflarında görev yapan kadınlar özel olarak hedef seçildi. 29 Haziran 1941'de Dördüncü Ordu komutanı Günther von Kluge üniformalı kadınlara direkt olarak ateş açılmasını emretti. OKH emri iptal etti, ancak ön cephedeki askerler kadınları öldürmeye devam etti.
Yaralı esirlerin durumu özellikle trajikti. Eduard Wagner tarafından 24 Temmuz 1941 tarihinde verilen emirle birlikte, yaralı Sovyet esirlerinden dört hafta içinde iyileşme şansı olanların cephe gerisine taşınmasına izin verildi. Yaralıların geri kalanı ön cephelerin yakınlarındaki hastanelerde kalacaktı ve tedavi süreçlerinde Alman ilaçlarının veya malzemelerinin kullanılması, bununla birlikte Alman doktorlarının veya esir alınan Sovyet sağlık personelinin bu yaralılara müdahale etmesi yasaktı. Dolayısıyla bu emir fiilen yaralı esirlerin çoğunu ölüme mahkûm etti.
Yakalanan yaralı veya sağlıklı Sovyet esirleri genellikle sırtlarındaki ağır yükler ile yürütülerek esir kamplarına gitmeye zorlandılar. Esirlerin kamplara ölüm yürüyüşü ile yürütülmesi uygulaması resmen 31 Temmuz 1941 tarihli Wagner'in emri ile onayladı. Yürüyüş sırasında esirlere genellikle çok az su verildi, birkaç gün üst üste yiyecek verilmedi ve her türlü tıbbi bakımdan mahrum edildiler. Sivillerin esirlere yardım etmesi yasaklandı. Yürümeye devam edecek gücü olmayan, düştüğünde kalkamayan veya bir anlığına duran herkes olay yerinden vuruldu. Örneğin 12 bin-15 bin arası esirin bulunduğu bir grubun Horol'dan Kremençuk'a yürütülmesi olayında 1200 ceset yol kenarlarına gömüldü. Zor bir yürüyüşün ardından esirler gece açık havada veya sığır çiftliklerinde kalabalık olarak uyumaya zorlandı.
Demiryolu ile taşınan esirlerin durumları da yürümeye zorlanan esirler kadar trajikti. Esirler sıcak yaz günlerinde kapalı vagonlarda, kışın ise açık platformlara taşındılar. Dolayısıyla esirler yaz aylarında hava eksikliğinden, kış aylarında ise donarak hayatlarını kaybettiler. Ayrıca açlık, susuzluk ve vurularak öldürülen çok sayıda esir vardı. Uzun yolculuklar sonrası hiç kapıları açılmamış vagonlara yeni esirler yüklendiği zamanlarda kapılar açıldıktan itibaren binlerce boğularak veya donarak ölen esir cesedi yerlere düştü. Genellikle taşımacılıkta ölen kişi sayısı hayatta kalan esirlerin sayısını aştı. Örneğin Kasım 1941'de Letonya'da tren yolculuğu yaptırılan yaklaşık 1.500 Sovyet askerini hiçbirinin hayatta kalmadığı bildirildi. Taşıma yoluyla ölen esir sayısının 200 bin ile 250 bin arası olduğu, kurtulan esirlerin tam tükenmiş durumda esir kamplarına geldikleri ve burada insanlık dışı koşullar nedeniyle toplu halde hayatlarını kaybettikleri ifade edildi.
Esir kamplarındaki durum
Wehrmacht'ın Barbarossa Harekâtı kapsamında Sovyetler Birliği'nin işgali için hazırladığı planlarda, harekâtın ilk 6-8 haftasında 1 ila 2 milyon arasında esirin Nazilerin eline geçeceği varsayıldı.. Ön cephedeki Naziler için çalışmaya gönderilmemiş her esirin, önce Nazi birimleri tarafından kontrolü ele geçirilen bir bölgeye, ardından cephenin arka kısımlarına ve son olarak da Nazi ordu birimlerinin geri planında kurulan Dulag adı verilen geçiş kamplarına gönderileceği öngörüldü. Bu aşamalarda esirlerin geleceği için sorumluluk Kara Kuvvetleri Komutanlığı olan OKH'ye ya da daha kesin bir ifadeyle Wagner ve personelinin takdirine bağlı kalacaktı. Daha sonra OKW, esirleri Sovyetler Birliği'nin batı sınırına yakın olan Genel Hükûmet idaresindeki Doğu Prusya'daki kamplara nakledilmesi emrini verdi. Ardından daha batıda bulunan kamplara, oradan da Nazi Almanyası'nda yer alan Dulag, Oflag ve Stalag adındaki esir kamplarına gönderildi. Tüm bu prosedür Nazi ulaşım sistemi için bir yük yaratmayacak şekilde tasarlanmıştı ve asıl görev ön cephedeki askerlere tedarik ulaştırmak olarak planlanmıştı.
Savaşın başlangıcında, bu prosedür tamamen bozuldu. Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı en başından beri başlattığı politika her şeyi ihmal etme ve problemleri dikkate almama üzerine kuruldu.Savaş esiri kampları tüm Nazi makamlarının öncelik listesinin sonundaydı. Doğu Prusya ve Genel Hükûmet'teki yerel askeri makamlar, beklenen esirler için geçici kamplar düzenlediklerini kabul etmelerine rağmen, bu eylemler en iyi ihtimalle esirlerin geleceklerine dair ilgisizliğini yansıtıyordu. Kamplarda hüküm süren sağlık ve yaşam şartları geçici ve oldukça yetersizdi. Hatta birçoğu askeri kışlalara konut yapmak amacıyla yıkıldı.. Birçok savaş esiri kampı genellikle odun ve dikenli tellerle çevrilmiş bir alana kuruldu. Bu durum, esirlerin kendi kamplarını sıfırdan kendileri inşa etmek zorunda kalmalarına neden oldu. Daha da kötüsü Hitler, Sovyet savaş esirlerinin Altreich olarak ifade edilen Nazi Almanyası'nın savaş öncesi sınırları içinde tutulmasını yasakladı, çünkü burada komünist propaganda uygulayacaklarından korkuyordu. Sonuç olarak Sovyet savaş esirleri Polonya ve Sovyetler Birliği'nin savaş ve işgal nedeniyle yıkılan bölgelerine yerleştirildi. Buralarda esirlere yeterli yiyecek ve uygun yaşam koşulları sağlamak çok zor bir durumdu ve zaten Naziler bu koşulları kasıtlı olarak sağlamadı.
Hemen hemen esir düşen tüm Sovyet askerleri ölüme neden olacak bir durum yoksa bile Nazilerin sağladığı yaşamsal gereksinimlerinin, barınma şartlarının, sağlık hizmetlerinin ve çalışma koşullarının uygunsuz olmasına bağlı olarak ölüme mahkûm oldu. Esirler genellikle sonbahar ve kış aylarında açık alanda yağmur, kar gibi mevsimsel olaylara karşı herhangi bir koruma olmadan kalmak zorunda kaldılar. Esirlerin kaldıkları yerler çoğunlukla kendi elleriyle kazdıkları ilkel hendekler veya sığınıklardı. Çoğunlukla iyi ısıtılamayan bacasız bir odada çıplak toprakta ya da çimento zeminlerde kalmak zorunda bırakıldılar. Ön cepheden uzak bölgelerdeki esirler bazen boş endüstriyel tesislerde, hapishanelerde veya kışlalarda tutuluyordu, ancak bu binaların durumu geçici kamplardan daha iyi değildi. Nazilerin kasıtlı olarak esirlerin mevcut barınaklardan yararlanmalarına izin vermediği durumlar da vardı. Örneğin Horol'daki 160 nolu Dulag kapalı şekilde tuğladan inşa edilmişti, ancak içinde Sovyet askerlerinin kalması yasaklanmıştı. Bu yasağı delip burada kalmak isteyen esirler vurulma tehlikesi altındaydı. Kamplardaki sağlık tesislerinin durumu korkunç boyutlardaydı. Esirlerin kullanacağı su hiç yoktu veya ihtiyacı karşılamayacak kadar azdı, ayrıca sabundan da mahrum edildi. Bunun sonucu olarak esirlerin kalabalık şekilde kaldığı kamplarda alan yetersizliği ile birlikte iç çamaşır ve yatak eksikliğinden dolayı yaygın olarak bitlenme görüldü. Kamp hastanelerinde de insanlık dışı koşullar hüküm sürdü. 1941 sonbaharının başlangıcına kadar Naziler, kış mevsimi için savaş esir kampları hazırlamak için hiçbir çaba sarf etmediler. Eylül ayında, Genel Hükûmet bölgesinde kışlık alanların inşaatı başladı, ancak bu alanda yapılan çalışmalar çok yavaştı. Naziler bu amaç için minimum malzeme ve yakıt ayırdı.
Kamptaki gardiyanlar esirlere büyük zulüm ettiler. Çoğu kez günlük rutin olarak coplarla, kırbaçlarla, tüfeklerle ya da köpeklerle dövüldüler, işkencelere tabi tutuldular ve kötü muameleye maruz bırakıldılar. Gardiyanların esirlere karşı silah kullanmakta serbestti. Örneğin yiyecek yokluğu sebebiyle esirlerin mutfak atıklarının alması veya kalabalıktan şikayet etmesi çoğu kez dayak, işkence ve kötü muamele ile sonuçlanırdı. Wehrmacht'ın gardiyanların savaş esirlerine uygulayacağı yöntemlere ilişkin emirleri her zaman "kemer sıkma ihtiyacını" vurguladı. Walther von Brauchitsch'in yetkisini kullanan Eugen Müller 25 Temmuz 1941'de yayınladığı bildiride, gardiyanların savaş esirlerinin ilk isyan veya isyan belirtilerine karşı derhal silahlarını kullanmalarını ve esirlerin uyarılmadan vurulmalarını emretti. Ayrıca gardiyanların yaşayacağı tereddütlerin ciddi bir tehlike doğuracağı vurgulandı. Emirde açık olarak "Sovyet savaş esirlerine karşı şefkat gösterme girişimleri ağır şekilde cezalandırılacaktır. Gurur ve üstünlük duygusu her zaman görünür kalmalıdır." yazılıydı. Esir kamplarındaki yetkililer, diğer toplama kamplarında uygulanan listeleme yöntemlerini uygulamadılar. Savaş esiri kamplarındaki Sovyet askerlerini isimleriyle birlikte kaydetmediler, yalnızca sayı olarak saydılar. Bu bakımdan Sovyet savaş esiri kampları, toplu imha merkezleri ile aynı yöntemi izledi.
Esir kamplarındaki yemek durumu son derece kötüydü. İşgal başlamadan önce OKH, esirlere en düşük seviyelerde yiyecek verilmesini emreden genel kuralları içeren bildiriler yayınladı. Bu kurallar düşük komuta seviyelerindeki yetkililerce daha da alt seviyelere çekilerek esirlere daha da az yemek verildi. Sonuç olarak esir kamplarındaki yiyecek oranları değişkendi ve hiçbiri esirlerin gerçek ihtiyaçlarına karşılık gelmedi. Örneğin Ordu Grubu Merkez savaş alanında günlük 700 kalorilik yiyecek oranı aldı, bu oran ordu grubu içinde çalıştırılmayan esirlerin bile ihtiyaçlarına cevap vermedi. Diğer yerlerdeki toplama kampları çalışan insanlar için günlük 1300 kalori, cephe arkasına yürütülen savaş esirleri için ise 2035 kalori yiyecek verildi. Tüm bunlara ek olarak Wehrmacht başkomutanlığı esirlerin zaten az olan bu yemek oranlarını kesme yetkisine sahipti. Yerel düzeyde hiç kimse esirleri besleme sorumluluğunu almak istemedi ve Nazi Almanyası'nın yüksek kademesi bu soruna yönelik bir karar almaktan kaçındı. Gıda Bakanı Herbert Backe, 16 Eylül 1941 tarihinde Reichsmarschall Hermann Göring ile görüşmesi sırasında hiçbir uluslararası anlaşmanın Nazilerin Sovyet esirlerini beslememesini veya ihtiyaçlarının karşılamasını gerektirmediğini ilan etti.
6 Ağustos 1941'de Oberkommando des Heeres'a bağlı Abteilung Kriegsverwaltung (Türkçe: Savaş İdaresi Departmanı) yönetimi esirlerin beslenmesiyle ilgili ilk genel rehberi yayınladı. Bildiride cephelerde çalıştırılan esirlerin moralini düşürmemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiği ifade edildi. Ayrıca açlıktan ölmek üzere olan esirlerin durumunu haklı gösterme amacıyla Sovyetler Birliği'nin Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamadığı hatırlatıldı. Rehberde gıda standardı çalışmayan esirler için günlük 2040 kalori, çalıştırılan esirler için ise günlük 2.200 kalori olarak belirlendi. Bu oran, eğer gerçekten verilseydi bile standart yaşam gereksinimi için son derece düşüktü. Gerçekte esirlere çok daha az miktarda yiyecek verildi esirler Ağustos 1941'in sonlarına doğru kitlesel bir şekilde açlıktan ölmeye başladılar. 21 Ekim 1941'de "işe yaramayan" esirler için gıda oranı yüzde 27 oranında düşürüldü. Bu yeni oran esirlerin hala belirlenen düzeyde düzenli olarak yemek aldığı varsayımına göre belirlendi, ancak zaten yaralı veya hasta esirlere yiyecek nadiren veriliyordu. Dahası Wagner esirler için belirlenen yiyeceklerin yalnızca toplama kamplarının bulunduğu alanlardan gelmesini emretti, yani Wehrmacht'tan kamplara yemek ulaştırma durumu kaldırıldı. Açlık Planı'nın varsayımına göre; Sovyetler Birliği'nin işgal altındaki bölgelerinde ele geçirilen gıda ürünleri ilk önce Wehrmacht birliklerine, daha sonra Nazi Almanyası'nda yaşayan sivillere ve işgal altındaki yerlerin nüfusuna, en son ise savaş esirlerine ulaştırılacaktı. 13 Kasım 1941 tarihinde Wagner "Toplama kamplarında çalışmayan esirler açlıktan ölmeye mahkûmdur" açıklaması yaptı. Aynı politikanın bir parçası olarak Nazi askerlerine "esirleri beslemenin Alman çocuklarının beslenmesini mahrum etme ile aynı durum olduğu" propagandası yapıldı. İşgal altındaki bölgelerdeki nüfusun esirlere herhangi bir yardımda bulunması kesin bir dille yasaklandı ve ağır ceza kapsamına alındı. Ayrıca ön cephedeki bazı bölümlerde esirlere kış giysileri vermek yasaklandı. İşgal edilen toprakların yönetimine getirilen Alfred Rosenberg esirlerin beslenmesi konusunda şu ifadelerini kullandı:
Sovyet savaş esirlerinin kaderi büyük biçimli bir trajedidir. [...] Sovyetler Birliği'ndeki mevcut haberlere dayanarak, bölge insanının esirlere yiyecek vermeye isteği yoğundu. Bunu önleyici birkaç toplama kampı komutanı bu fırsattan başarıyla yararlandı. Bununla birlikte çoğu durumda sivil nüfusun savaş esirlerine yiyecek dağıtmasını yasakladılar ve onları açlığa mahkûm etmeyi tercih ettiler.
Böyle bir politikanın etkisi kitlesel açlık oldu. Esirler son çare olarak ot, ağaç kabuğu ve çam iğneleri yemek zorunda kaldılar. Esirlerin her öğünü ölüm ve yaşam arasındaki belirleyici bir öğe haline geldi. Kamplarda yamyamlık yaygınlaştı. Açlığa ek olarak yüz binlerce esir yiyecek yetersizliğine bağlı hastalıklara bağlı öldü.Tifüs salgınları patlak verdi ve hastalık Nazi askerlerini ve Nazi Almanyası'ndaki sivil insanların sağlığını tehdit eder hale geldi. Esir kamplarında meydana gelen ölümler 1941 sonbaharı ile 1942'nin ilk çeyreği arasında zirveye ulaştı. Örneğin, Eylül 1941'de 'daki geçici toplama kampında günde ortalama her 100 kişiden biri ölüyordu. Soğuk havaların gelmesiyle birlikte ölüm oranları arttı, Kasım 1941 sonunda Ordu Grubu Merkez'in arka bölgesindeki kamplarda ortalama her 100 kişiden iki kişi günlük olarak ölüyordu. Sadece Genel Hükûmet'teki kamplarda 21-30 Kasım 1941 tarihleri arasında 45.690 esir öldü (günde yaklaşık 4.600). Kasım ayında ölen esir sayısı 83 bin civarıydı. Durum kışın gelmesiyle birlikte daha da kötüye gitti. Aralık 1941'de Reichskommissariat Ostland kamplarında (Belarus ve Baltık devletleri) 68 bin kişi öldü. Ukrayna'daki Reichskommissariat Ukraine döneminde esir alınan yaklaşık 134 bin kişiden infazlarla birlikte Ocak 1942'ye kadar günde ortalama 6 bin kişi yaşamını yitirdi.
Savaş esiri kamplarındaki kesin bir iyileşme ancak 1942 ortasından yapıldı. Buna karşın Sovyet esirler yetersiz beslenmeye, hastalıklara ve gardiyanların kötü muamelesine maruz kalmaya devam etti. Pek çok kaynak, olumsuz koşulları ve büyük ölüm oranları nedeniyle Sovyet esir kamplarının Nazi toplu imha merkezleri ile aynı şey olduğunu ifade etti. Sovyet esirler için kurulan kamplarda, tüm Nazi Almanya'sında yer alan toplama kamplarından daha fazla ölüm gerçekleşti.
Sovyet savaş esirleri için kurulan kamplar
Doğu Cephesi'ndeki savaş sırasında Naziler tarafından esir alınan Sovyet askerleri Nazi Almanyası'nda kurulan veya işgal edilen bölgelerde inşa edilen esir kamplarına yerleştirildi. Bu kamplara Russenlager (Türkçe: Rus kampı) ismi verildi.Müttefik Devletler Wehrmacht dahil tüm düzenli ordu askerlerine Cenevre Sözleşmesi'ne uygun olarak davrandı. Nazi Almanyası bu sözleşmeye taraf olmasına rağmen Sovyet askerlerini sözleşmeye uygun olarak görmedi. Russenlager kamplarındaki koşullar genellikle Nazi toplama kamplarından daha kötüydü. Aşağıda özellikle çok sayıda Sovyet esiri barındıran ve yüksek ölüm oranlarıyla öne çıkan esir kampları yer almaktadır.
Nazi Almanyası'ndaki esir kampları
Kamp adı | Yer | Açıklama |
---|---|---|
Oflag IV-C | Colditz | Colditz Kalesi'nde kurulan kampta Kızılhaç paketlerinin açlık çeken Sovyet savaş esirleriyle paylaşılması yasaklandı. |
Oflag XIII-A | Langwasser | Kamp Temmuz 1941'de savaş sırasında yakalanan üst düzey Sovyet subayları için kuruldu. Kampta kalan 29.550 savaş esirinden 14.818'i Sovyet savaş esiri idi, bunların 7.943'ü Sovyet subayı idi. Kampta çok sayıda Sovyet subay salgın hastalıklar sonucu öldü. Nisan 1942'de kapatıldı ve hayatta kalanlar esirler başka kamplara transfer edildi. |
Stalag III-A | Luckenwalde | 1941-42 arasında tifüs salgını sonucu 2 bin - 2.500 arası Sovyet savaş esiri öldü. Bu sayı kampta tutulan diğer ülkelerin esirlerine oranla çok fazla idi. Hayatını kaybeden diğer ülkelerden getirilen esirler askeri onurla gömülürken, Sovyet askerleri rastgele toplu mezarlara gömüldü. |
Stalag IV-A | Hoyerswerda | Kamp 1938'de kuruldu. Haziran-Eylül 1941 arasında yakalanan Sovyet esirler diğer kamplardan buraya getirildi. Kamptaki koşullar son derece ölümcüldü, açlık, salgın hastalıklar ve kötü muamele mevcuttu. Ölen Sovyet esirler toplu mezarlara gömüldü. |
Stalag IV-B | Zeithain | Temmuz 1941'de 10.677 Sovyet askeri bu kampta yerleştirildi. Bu kampa başka bir giriş olmadı, Nisan 1942'de 3.279 kişi hayatta kaldı, geri kalanı kötü beslenme, sağlıksız koşullar ve tifüs salgını nedeniyle öldü. Cesetler toplu mezarlara gömüldü. 1942 Nisan'ından sonra getirilen Sovyet esirler de aynı şekilde hayatını kaybetmeye devam etti. 1942 sonunda kampta kalan yaklaşık 10 bin sağlıklı Sovyet esir Belçika'daki kömür madenlerinde çalışmaya zorlandı, geri kalan ise tüberkülozdan ölmeye devam ettiler. Bu kampın alt kampı olan Stalag IV-H'de 8 bin civarı Sovyet savaş esiri öldü. |
Stalag V-A | Ludwigsburg | 1941-1942 arasında çok sayıda Sovyet esir bu kampa getirildi. Diğer esirlerden ayrı tutuldular ve diğer ülkelerin esirlerine uygulanandan daha sert muamele gördüler. Binlerce Sovyet esir yetersiz beslenme ve hastalık nedeniyle öldü. |
Stalag VI-C | Emsland | 1941 yazında 2.700 civarında Sovyet esiri bu kampa getirildi. Yaklaşık 2.600 Sovyet savaş esiri kötü hava koşulları ve hastalıklar nedeniyle öldü. Kamp yakınlarında 150 toplu mesaj tespit edildi. |
Stalag VI-K | Schloß Holte-Stukenbrock | Resmî kayıtlara göre 10 bin civarı, kurtarılan esirlere göre ise 65 bin civarı Sovyet savaş esiri bu kampta öldü. Ölenler çoğunlukla üç toplu mezara gömüldü. Savaşın ardından bu bölgeye anıt mezarlıklar kuruldu. |
Stalag VII-A | Moosburg | Kampta yaklaşık 800 Sovyet savaş esiri yaşamını yitirdi. Savaşın sonunda 27 Sovyet generali bu kamptan kurtarıldı. |
Stalag X-B | Sandbostel | Sovyet esirler diğer esirlerden farklı muamele gördü. Ölen yaklaşık 46 bin Sovyet esir toplu mezarlara gömüldü. |
Stalag XI-B | Bad Fallingbostel | Kamp 1937 yılında kuruldu. Bu kampta 1941 yılında Stalag XI-D'de ismiyle ayrı bir bölüm oluşturuldu ve Temmuz ayında 10 binin üzerinde Sovyet esiri buraya hapsedildi. Binlercesi tifo salgını sonucu 1941-42 arasında öldü. Temmuz 1942'de Stalag XI-D kapatıldı ve tekrar Stalag XI-B'ye dahil edildi. |
Stalag XI-C | Bergen | Temmuz 1941'de yakalanan 20 bin civarında Sovyet esiri bu kampa getirildi. Kamp inşa edilirken açık alanda tutuldular. 1941-42 arasında 14 bin civarında Sovyet esiri öldü. 1943 sonunda kamp kapatıldı ve Bergen-Belsen toplama kampına dönüştürüldü. |
Polonya'daki esir kampları
Kamp adı | Yer | Açıklama |
---|---|---|
Stalag 307 | Dęblin | Dęblin Kalesi'nin de dahil olduğu dört bölümden oluşuyordu. 1941-1944 yılları arasında kampta yaklaşık 180 bin Sovyet askeri kaldı. Yaklaşık 80 bin esir açlık, soğukluk, hastalık ve gardiyanların kötü muamelesi sonucu öldü. |
Stalag 319 | Chełm | Kamp kompleksi birkaç bölüme ayrılmıştı. 1941-1944 yılları arasında kampta yaklaşık 180 bin Sovyet askeri kaldı. Savaştan sonra kamp mezarlığında 60 bin kişinin cesedi bulundu. Ayrıca tanıkların ifadelerine göre 30 bin civarında kişi savaş sona ermeden önce Naziler tarafından yakıldı. |
Stalag 324 | Ostrów Mazowiecka | Kamp savaşın başlamasından önce Grądy köyü yakınlarında kuruldu. Kampta bina yoktu, dikenli tellerle çevrili bir tarlayı kapsıyordu. Kamp 1942 kışına kadar faaliyet yürüttü. Kampta yaklaşık 80 bin esir kaldı. Kamp mezarlığında savaştan sonra 41 bin civarında ceset bulundu. |
Stalag 359 | Zamość | Kamp kompleksi üç bölümden oluşuyordu. Açlık, soğuk algınlığı, hastalıklar ve gardiyanların kötü muamelesi sonucu yaklaşık 28 bin Sovyet savaş esiri bu kampta öldü. |
Stalag 359 | Poniatowa | Kampta dizanteri salgını meydana gelmesi üzerine 21-29 Eylül 1941 tarihleri arasında ilk gün 3.261 olmak üzere toplam 6 bin civarında Sovyet askeri Ordnungspolizei tarafından infaz edildi. 1942 ortasına kadar yaklaşık 20 bin Sovyet savaş esiri açlıktan, hastalıklardan ve idamlar nedeniyle öldü. Kamp daha sonra Yahudiler için Poniatowa toplama kampı olarak yeniden kuruldu. |
Stalag 366 | Siedlce | Kamp şehirde yer alan askeri kışlada kuruldu. 1941-1944 yılları arasında yaklaşık 23 bin Sovyet savaş esiri bu kampta öldü. |
Stalag I-B | Olsztynek | Kampta 1941-42 yılları arasında yaklaşık 25 bin kişi hayatını kaybetti, bunların çoğunluğu Sovyet askerleri idi. Toplamda 50 bin civarı Sovyet esiri bu kampta yaşamını yitirdi. |
Stalag II-B | Czarne | Haziran 1941'de kuruldu. Kampta Kasım 1941'de başlayıp Mart 1942'ye kadar süren tifo salgını patlak verdi. Yaklaşık 45.500 Sovyet savaş esiri bu kampta yaşamını yitirdi. |
Stalag III-C | Drzewice | Temmuz 1941'de kampa getirilen Sovyet askerleri ayrı ayrı bölmelerde tutuldular. Açlık veya infazlar sonucunda yaklaşık 12 bin Sovyet savaş esiri bu kampta öldü. 10 Ocak-21 Şubat 1942 tarihleri arasında Sovyet savaş esirlerine toplam 221 insan deneyi yapıldı. |
Stalag VIII-C | Żagań | 18 bin kişilik inşa edilen kampa 1941 sonrası 50 bin civarında Sovyet esir getirildi. Kamp koşulları kötüydü; açlık, salgın hastalık ve işkence kaynaklı çok sayıda esir yaşamını yitirdi. 1942'nin başında hayatta kalanlar diğer kamplara transfer edildi. |
Stalag VIII-E | Świętoszów | İlk esirler Temmuz 1941'de getirildi. Kampta toplam 57.545 Sovyet savaş esiri kaldı. Yaklaşık 50 bin Sovyet esiri bu kampta öldü. |
Stalag VIII-F | Łambinowice | Toplamda 108.471 Sovyet savaş esiri bu kampta tutuldu, yaklaşık 100 bini öldürüldü. |
Sovyetler Birliği'ndeki esir kampları
Kamp adı | Yer | Açıklama |
---|---|---|
Dulag 126 | Smolensk | Kampta günde 150-200 arası savaş esiri öldü. |
Dulag 127, Dulag 185, Stalag 341 | Mogilyov | Her bir kampta 30 bin-40 binarası Sovyet savaş esiri öldü. Hayatta kalan tanıklar, kampların yakında "ceset dağlarının" olduğunu ifade ettiler. |
Dulag 131 | Babruysk | 1941-1944 yılları arasında kampta yaklaşık 30 bin Sovyet savaş esiri öldü. Kamptaki ölümlerin bir kısmı ana kamp binasında çıkan yangında, bir kısmı canlı canlı yakılarak bir kısmı ise gardiyanlar tarafından vurularak gerçekleşti. |
Dulag 162 | Stalino | Kamp şehir merkezinde, dikenli tellerle çevrili küçük bir bölgede kuruldu. Kampta kalıcı olarak yaklaşık 10 bin kişi vardı. Küçük bir alana sahip bu kampta savaş esirleri ancak ayakta durabiliyorlardı. Kampta yaklaşık 25 bin kişi öldü. |
Stalag 336 | Kaunas | Kamp, Kaunas Kalesi'nin altıncı bölgesinde kuruldu. Açlık, hastalıklar, soğuk ve gardiyanların kötü muamelesi sonucu yaklaşık 35 bin kişi burada öldü. Bu sayının 13.936'sı kamptaki "hastanede" ölen esirlerdir. |
Stalag 352 | Minsk | Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ndeki en büyük savaş esiri kampıydı. Görgü tanıkları, bu kamptaki esirlerin zorlukla hareket edebildiğini ve doğal ihtiyaçların ancak bulundukları yerde giderebildiklerini söyledi. Kampta yaklaşık 109.500 kişi öldü. |
Diğer esir kampları
Kamp adı | Yer | Açıklama |
---|---|---|
Stalag 350 | Riga | 1944 tarihli Sovyet raporuna göre bu kampta 43 bin civarında Sovyet askeri hastalık veya açlıktan nedeniyle öldü. Esirler Ekim 1941'de Salaspils toplama kampının inşasında kullanıldı. |
Stalag 381 | Tallinn/Tapa | 1956 yılında Tapa'da bu kampta öldürülen esirler için anıt mezar inşa edildi. Toplu olarak gömülen Sovyet mahkûmların sayısı bin civarındadır. 2008 yılına kadar "Burada 1941 - 1944 yılları arasındaki faşist işgalde yaklaşık 10 bin Sovyet savaş esirinin öldürüldüğü bir ölüm kampı vardı." yazılı anma plakalar yer aldı. |
Esirlerin öldürülmesi
Nazilerin ırkçı ideolojisi her esiri kategoriye ayırmıştı ve bu kategorinin "en tehlikeli" olarak tanımlanıp doğrudan infaz edilmesi gerektiği vurgulanan kısmı Kızıl Ordu mensuplarıydı. Bu kategori Sovyet siyasi komiserleri, Sovyetler Birliği Komünist Partisi ve onunla ilişkili kuruluşlara bağlı kişileri, Sovyet entelijansiya temsilcilerini, yerel yetkilileri ve ekonomik aktivistleri ve Yahudileri içeriyordu. Pek çok kaynak en az 500 bin Sovyet savaş esirinin doğrudan öldürüldüğünü söylemektedir. SS istatistiklerinden yola çıkarak yapılan analizlere göre bu öldürme işlemlerinin %10-20 arası yalnızca 1941 yılında gerçekleşti.
Komiserler Emri'nin uygulanışı
Kızıl Ordu'nun siyasi komiserlerine yönelik öldürme işlemi savaşının ilk günlerinde başladı Aralık 1941'den önceki dört ay içinde zirveye ulaştı. Nazi arşivlerinde 2252 Sovyet siyasi komiserin idamına ilişkin raporlar korunmuştur. Ancak öldürülen siyasi komiser bu sayının oldukça üstündeydi. Esir kampına gönderilmeden önce binlerce Sovyet komiseri öldürüldü. Olay yerinde yakalanan tanınmış siyasi kişiler Wehrmacht veya Waffen-SS'e bağlı askerler tarafından vuruldu. Bir bölgede toplanan veya savaş esir kamplarına gönderilen siyasi komiserler genellikle kısa bir sorgulamanın ardından öldürüldü.
Nürnberg duruşmaları sırasında ve savaş sonrası anılarında Heinz Guderian ve Erich von Manstein gibi Nazi komutanları birimlerinin siyasi komiser öldürmediklerini iddia ettiler. Ancak onlara bağlı alt birliklere dair korunan raporlarda çok sayıda siyasi komiserin Komiser Emri ile öldürüldüğü yazılıdır. Doğu Cephesi'nde savaşan Nazi birliklerinin yalnızca bir bölümü bu emrin uygulanmamasını tavsiye etmiştir. Komiser Emri'nin uygulanmasındaki ilerlemeler konusunda dahi birçok Nazi komutanlığı rapor tutmuştur. 18 Ağustos 1941'de OKW, ön cephelerden gelen taleplerin ardından emrin kapsamını daha da genişletti ve en düşük seviyedeki politik görevliler de öldürülme listesine eklendi.
Arka cephede, Wehrmacht birliklerinin yanında, Sicherheitsdienst'in operasyon grupları ve Einsatzgruppen birimleri vardı. Komiserlerin ele geçirilme görevleri ne olursa olsun Einsatzgruppen, Wehrmacht'la birlikte tüm "şüphelilere" yapılan kitlesel baskılarda büyük rol oynadı. Wehrmacht komutanı müttefiki olan Mihver Devletleri'nden (Finlandiya, Macaristan Romanya ve İtalya) siyasi komiserlerin "kargaşa çıkaranlarını" kendilerine teslim edilmesini istedi.
Sovyet topraklarında aylarca süren savaştan sonra Wehrmacht Komiser Emri'nin hükümlerini hafifletmeyi düşündü. OKH adına Eugen Müller 23 Eylül 1941 tarihinde gönderdiği mektupta OKW'den yazılı olarak "Komiserlerin nasıl ele alındığına dair bir öneri getirmesini" istedi. Üç gün sonra gelen cevapta Adolf Hitler'in, siyasi komiserlerin durumu ile ilgili verilen emirlerde herhangi bir değişiklik yapılmasını reddettiği bildirildi. Yalnızca 1942 yazında yakalanan siyasi komiserlere yönelik belirgin bir iyileştirme vardı. 10 Haziran 1942'de Gestapo yöneticisi Heinrich Müller esirlerin ayrılmasına dair bir genelge yayınladı, tüm esirlerden siyasi komiserlerin tecrit edilmesini emretti ve tüm siyasi komiserleri Mauthausen-Gusen toplama kampına gönderdi. Bununla birlikte, siyasi komiserlerin durumu çok fazla değişmedi, çünkü Mauthausen-Gusen kampı en kötü şartlardaki Nazi Alman kamplarından biri olmasına rağmen burada genellikle siyasi komiserleri "yavaş bir ölüm" bekledi. 20 Ekim 1942'de Müller ele geçirilen siyasi komiserlerin olay yerinde öldürülmesini emretti. Emirde sadece Sovyet ordusundan firar ettiği tespit edilen siyasi komiserlerin Mauthausen-Gusen'e gönderileceği belirtildi. Sonraki aylarda Sovyet siyasi komiserlerin idamlarının yazıldığı çok sayıda rapor yazıldı. Siyasi komiserlerin idamları hakkında bilgi veren bilinen son rapor Temmuz 1943'te Ordu Grubu Güney'nden geldi.
"İstenmeyen unsurlar" seçimi
Siyasi komiserlerin öldürülmesi için hazırlanan Nazi planlarında yer alan "istenmeyen unsurlar" kategorisindeki gruplar savaş sahasında ortadan kaldırıldı. Bu amaç doğrultusunda Einsatzgruppen, Wehrmacht'ın işlerini büyük ölçüde kolaylaştırdı. Plan doğrultusunda Einsatzgruppen'in yakaladığı siyasi komiserlere kamplarda seçim yapma fırsatı verildi. Amaçları, Wehrmacht tarafından henüz tanımlanmayan ve bilinmeyen Sovyet siyasi komiserlerinin isimlerinin yanı sıra komünistlerin, entelijansiyaların ve Yahudi temsilcilerinin tanımlanması ve ele geçirilmesiydi. Gestapo bu kişilerin tespitinde görev aldı.
16 Temmuz 1941'de Wehrmacht, Sovyet savaş esirlerinin yok edilmesi konusunda Reichssicherheitshauptamt (RSHA) ile işbirliği yaptı. Ertesi gün RSHA komutanı SS-Obergruppenführer Reinhard Heydrich ve OKW'ye bağlı savaş esirleri başkanı Hermann Reinecke, Doğu Prusya ve Genel Hükûmet bölgesindeki OKW'nin yetkisindeki kamplarda tutulan savaş esirlerinin idamıyla ilgili emirler verdi. Reinecke, kamp komutanlarına ve diğer askeri makamlara Einsatzgruppen ile işbirliği yapmalarını emretti ve bunun esirlerin askeri durumlarına, siyasi "kesinliklerine" ve etnik kökenlerine göre gruplara ayırarak yapılmasını istedi. Buna paralel olarak Heydrich "8 Numaralı Operasyon Emri" olarak da bilinen "Rusların yaşadığı savaş esir kamplarının temizlenmesine ilişkin talimatlar" isimli bir bildiri yayımladı. Bu emre göre 4-6 kişilik esir grupları belirlenecek ve bu gruplar "istenmeyen unsurları" seçmeye yardım edecekti. Heydrich bu unsurları kategorilere böldü. Profesyonel devrimciler, Komintern görevlileri, Komünist Parti ve partiyle ilişkili kuruluş üyeleri, üst düzey Sovyet yetkilileri, ekonomik kurumların üst düzey çalışanları, siyasi komiserler, entelijensiya temsilcileri ve fanatik komünistler "istenmeyen unsurlar" kategorileri arasında yer aldı. Dört gün sonra RSHA "9 Numaralı Operasyon Emri" yayınladı ve istenmeyen unsurların idamlarının diğer esirlerin veya alt komutadaki Wehrmacht askerlerinin önünde yapılmaması istendi. Heydrich'in emriyle birlikte OKW bölgesindeki savaş esir kamplarındaki seçilmiş Sovyet askerleri en yakın toplama kampına götürülüp buralarda idam edildi. 8 Eylül 1941 tarihinde RSHA ile işbirliğini içeren "Sovyet savaş esirlerinin durumuna ilişkin talimatlar" isimli karar OKW tarafından yayımlandı. Kararda kamp komutanlarına esirlerin istenmeyen unsurlar olarak daha geniş kategorilere bölmeleri emredildi, buna karşın Volksdeutsche ve Baltlar ve bazı Ukraynalılar serbest bırakılacak kategoriye alındı. Serbest bırakma işlemi SS tarafından kamp yönetimi ile yakın işbirliği içinde yapılacaktı ve seçilen esirler SS'e transfer edileceklerdi.
Wagner'in 24 Temmuz 1941 tarihli emri ile birlikte Einsatzgruppen'in geçiş kamplarında operasyon yürütmesinin yasaklaması sonrası OKH, başlangıçta SS ile işbirliği ile çalıştı ve ön cephelerde "istenmeyen unsurların" seçimini ve idamını gerçekleştirdi. Emirde "politik suçluların, şüpheli siyasi komiserlerin ve komplocuların derhal tanımlanması ve kamp komutanlarının özel direktiflere göre onlarla ilgilenmesi", yani onları vurmaları istendi. Nazi raporları, OKH bölgesinde bulunan savaş esiri kamplarının komutanlarının çoğunun Wagner'in emirlerine uyduğunu, ancak bir kısmının itiraz ettiğini ve esirleri tekrar Nazi birimlerine geri verdiğini göstermektedir. 7 Ekim 1941'den sonra OKH, SS subaylarının ön cephede bulunan savaş esir kamplarında faaliyet göstermesine izin vermedi. O gün yayınlanan Wagner'in emrine göre Sovyet askerleri SS'e teslim edildiklerinde artık savaş esiri statüsünde olmayacaklardı, bu nedenle Wehrmacht esirlerin sorumluluğundan "yasal olarak" el çektirildi. Bu süreçte Einsatzgruppen istenmeyen unsurları öldürmek için yerel askeri yetkililerle, kamp komutanlarıyla ve istihbarat görevlileriyle yakın işbirliği içerisindeydi. Wagner'in emri, istenmeyen unsurların seçimini mümkün olduğunca gizli tutulmasını gerektirdi ve infazlar diğer mahkûmların haberi olmayacak şekilde kamplardan ve şehirlerden çok uzak yerlerde hızlıca gerçekleştirildi.
Bunların sonucu olarak istenmeyen unsurların idamları iki yönlü gerçekleşti. Esirler idam için ya OKW bölgesindeki toplama kamplarına gönderildi ya da Sovyetler Birliği'nin işgal altındaki bölgelerindeki toplama kamplarından uzak yerlere götürüldü. En büyük infaz yoğunluğu 1941 sonbaharından 1942 yılına kadar olan süreçte gerçekleşti.. Bu süre zarfında SS, genellikle resmî talimatlarla bildirilen idam kısıtlamalarına uymuyordu. Bu durum büyük ölçüde kamplardaki seçimlerin çok belirsiz kriterlere dayanarak yapılmasından ve Nazilerin Sovyet halkı ile ilgili bilgilerinin zayıf olması nedeniyle esirleri doğru bir şekilde tanımlayamadıkları için rastgele insanları idam etmesinden kaynaklanıyordu. Örneğin sünnet olmaları nedeniyle Kafkasya'ya yaşayan Müslümanlar ve Asya kökenli kişiler Yahudi sanılarak infaz edildi. Benzer olarak Naziler uzun süre Sovyet askerî trompetçileri infaz etti, çünkü bu askeri birimin rozetleri siyasi komiserler tarafından takılan rozetlerle karıştırılıyordu.
Sovyet savaş esirlerinin belirli kategorilere göre seçilmesi ve infaz edilmeleri ile ilgili Wehrmacht ve RSHA emirleri savaşın sonuna kadar geçerliydi. 1942'den itibaren esirlere yönelik politikanın genel olarak gevşetilmesinin ardından infaz oranlarında bir azalma meydana geldi. 5 Mayıs 1942'de OKW'nin emriyle Nazi Almanyası topraklarındaki savaş esir kamplarında "seçim" yapılması yasaklandı. O dönemden itibaren seçimler yalnızca Genel Hükûmet topraklarında veya Sovyetler Birliği'nin işgal altındaki bölgelerinde bulunan kamplarda yapıldı. Buna paralel olarak esirlerin Nazi Almanyası'nın savaş öncesi sınırlarına (Altreich) nakledilmesine yönelik olarak kurallar değiştirildi, esirlerin taşınmasına yalnızca muayene edildikten sonra ve istenmeyen unsurlar kategorisine alındıktan sonra izin verildi. Aynı zamanda Reinecke dail çok sayıda Wehrmacht generali Nazi Almanyası sanayisinin ihtiyaç duyduğu kronik sorunlardan kaynaklı "vasıflı işçilerin" ve "değerli çalışanların" ortadan kaldırılmasını sınırlamak için SS'e baskı yapmaya başladı. Ancak yine de Wehrmacht, direniş hareketleri ile işbirliği yapan, kaçmaya çalışan veya Almanlarla cinsel ilişkiye girip "Alman ırksal haklarını ihlal ettiğinden" şüphelenilen esirleri idam edilmek üzere SS'e göndermeye devam etti.
Yahudi katliamları
Naziler ele geçirilen Yahudilerin holokost kapsamında derhal idam edilmesi gerektiğini belirtti. Wannsee Konferansı'nda Yahudilerin geleceğini tartışan Nazi liderleri Nihai Çözüm planını hazırladı ve Yahudilere soykırım yapılması kararlaştırıldı. Sovyetler Birliği'nde esir alınan Yahudiler çoğu zaman olay yerinde öldürüldü. Nadir durumlarda ise diğer savaş esirlerinden ayrılarak ölüm kamplarına gönderildi. Kamplardaki idam yöntemi çoğunlukla toplu infazdı. Yahudilerin topluca teslim olmaları infazları hızlılaştırdı. Neredeyse bütün Sovyet ve Yahudi savaş esirleri öldürüldü, kaynaklar[] bu oranın yaklaşık %94 oranında olduğunu belirtir. Sadece 29-30 Eylül 1941 tarihleri arasında Einsatzgruppen Kiev'de 33.771 Yahudi'yi Babi Yar katliamında toplu olarak infaz etti.
Toplama kamplarındaki infazlar
Tanımlanan "istenmeyen unsurların" önemli bir kısmı Nazi toplama kamplarına gönderildi. Bu sayının toplamda 500 bin civarı olduğu ifade edilmektir.[] Resmî olarak koruyucu statüden yoksun olan savaş esirleri kamplardaki sivil mahkûmlarla aynı şekilde, hatta bazen daha da kötü şekilde insanlık dışı bir şekilde muameleye maruz kaldı ve işkence gördü.
Wehrmacht genel olarak Sovyet savaş esirlerinin toplama kamplarına nakledilmesinden sorumluydu. Kızıl Ordu askerleri genellikle ölüme yakın bir durumda kamplara getirildiler ve önemli bir kısmı gardiyanlar tarafından yükleme istasyonlarından kampa yürütülürken öldü. RSHA ölümlerin yüzde %5-10 arasında olduğunu ileri sürdü. İnfaz için belirlenen esirler ölü ya da "yarı ölü" şekilde kamplara getirildiler. Kampa ulaşanlar doğrudan idam edildi veya işgücü ile imhaya maruz kaldılar. Sovyet savaş esirlerinin toplama kamplarına en büyük nüfusu 1941 sonbaharında görüldü. Aralık 1941'den itibaren nüfus kademeli olarak azaldı.
Aşağıda Sovyet savaş esirlerinin en çok infaz edildiği toplama kampları yer almaktadır.
Kamp adı | Ülke | Açıklama |
---|---|---|
Auschwitz-Birkenau | Polonya | Bu kamp kompleksi Sovyet savaş esirlerinin infaz edilmesi sürecinde özel bir rol oynadı. Auschwitz'deki Sovyet savaş esirleri 3 Eylül 1941'de Zyklon B gazıyla yapılan ilk denemenin kurbanı oldu. Auschwitz'de 8 bin-15 bin arası Sovyet savaş esiri öldü. Auschwitz toplama kampının ilk komutanı Rudolf Höß kampta öldürülen toplam esirin 20 bin civarında olduğunu olduğunu söyledi. Birkenau kampında ise 100 bin civarı Sovyet savaş esiri sistematik olarak öldürüldü. |
Bergen-Belsen | Almanya | 1943'te bir savaş esiri kampı olarak kuruldu, ardından bir kısmı toplama kampı haline getirildi. Başlangıçta Yahudi esirlerin yurtdışında tutulan Nazi savaş esirleriyle değiş tokuş etmek amacıyla tutulduğu bir "takas kampı" idi. Kamp daha sonra diğer toplama kamplarındaki Yahudileri barındıracak şekilde genişletildi. 1941'den 1945'e kadar yaklaşık 14 bin-20 bin arası Sovyet savaş esiri burada öldü. |
Buchenwald | Almanya | 1941-1942 yılları arasında kamptaki "seçilmiş" Sovyet savaş esirleri Kommando 99 üyeleri tarafından toplu olarak idam edildi. Kızıl Ordu askerlerinin yaklaşık 7.200'ü Kommando 99 tarafından bizzat öldürüldü. Resmî kayıtlara göre 8.483 Sovyet esir burada yaşamını yitirdi. |
Chełmno | Almanya | Yahudilere soykırım amacıyla için kurulan bu kampta yüzlerce Sovyet esir infaz edildi. |
Dachau | Almanya | 1941 sonbaharından itibaren Sovyet savaş esirleriyle dolu kapalı vagonlu trenler neredeyse her gün bu kampa geldi. Esirlerin kampa taşınması genellikle geceleri oldu ve 400-500 kişilik gruplar halinde idam yerlerine götürülerek infaz edildi. Her taşımada esirlerin sadece %10 derhal infaz edilmedi. Kampta 4.500-12 bin arası Kızıl Ordu askeri öldürüldü. |
Flossenbürg | Almanya | Bu kampa toplamda yaklaşık 2 bin Sovyet savaş esiri kaldı ve sadece 102'si serbest kalabildi. 1941 sonuna kadar binden fazla Sovyet savaş esiri burada idam edildi. |
Groß-Rosen | Polonya | Kampta binlerce Kızıl Ordu askeri katledildi. Ekim 1941'de 2.500 Sovyet savaş esiri diğer esirlerden ayrı olarak son derece zor yaşam koşullarındaki bu kampa getirildi. Ölümcül şartlar ve sürekli devam eden infazlar tüm esir nakliyesi işlemleri neredeyse iki ayda tamamlandı. |
Hinzert | Almanya | Bu kampta Sovyet mahkûmlara tıbbi muayeneden geçecekleri söylendi ve potasyum siyanür enjekte edilerek öldürüldü. |
Mauthausen-Gusen | Avusturya | Bu kampta öldürülen Sovyet savaş esirlerinin sayısının hâlen kesin olarak belirlenememesine rağmen 10 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu kampa hapsedilen binlerce Kızıl Ordu askeri idamlarla veya ölümcül yaşam ve çalışma koşulları nedeniyle öldü. Kamptaki insanların kurtarılmasından sonra 2 bin kişiden sadece beşinin hayatta olduğu görüldü. |
Majdanek | Polonya | Ekim 1941'de 5 bin civarında Sovyet esiri bu kampa getirildi. Tamamı toplu yapılan infazlarla öldürüldü. |
Neuengamme | Almanya | Nazilerin Sovyetler Birliği'ni işgalinden sonraki ilk haftalarda her biri 300-400 kişilik esir grupları bu kampa getirildi ve derhal idam edildiler. Ağustos 1941'de dikenli tellerle çevrili yerin dışındaki kışlalara yerleştirilmek üzere 1.200 esir getirildi ve bu esirler kasıtlı olarak aç bırakıldı. Nisan 1942'ye kadar ölümcül durumda olan sadece 200 mahkûm yaşıyordu. 1942 sonbaharında 179 Sovyet savaş esiri gaz kullanılarak infaz edildi. |
Sachsenhausen | Almanya | Eylül 1941'in başında kampa 18 bin Sovyet savaş esiri getirildi. Bir haftadan kısa bir süre içinde bu esirlerin tamamına yakını idam edildi, bazıları ise açlıktan öldü. İnfazlar Buchenwald'da kullanılan sistematik yöntem izlenerek gerçekleştirildi. İlk taşımanın ardından yapılan infazlardan sonra ikinci taşımada 8 bin esir getirildi. Gelen Kızıl Ordu askerleri için barınak, yiyecek ve su hazırlığı yapılmadı. Açık havada tutulan esirler birkaç gün aç bırakıldı. Daha sonraki dönemlerde küçük Sovyet esir grupları buraya getirildi. Bu kampta toplamda 26 bin civarında kişi öldü. |
Sobibor | Polonya | Sovyet Yahudileri bu kampta gaz verilmek suretiyle infaz edildi. Aleksandr Peçerskiy önderliğinde bir grup Sovyet esir bu kamptan kaçmayı başardı. Ardından Naziler bu toplama kampını kapattılar. |
Ayrıca Mittelbau-Dora, Stutthof ve kadınlara özel kurulan Ravensbrück toplama kamplarında binlerce Sovyet savaş esiri infaz edildi.
Esirlere uygulanan deneyler
Nazi toplama kamplarındaki Sovyet savaş esirleri ve diğer sivil mahkûmlar SS doktorları tarafından tıbbi deneylere maruz bırakıldı. Esirler üzerinde sterilizasyon ve hipotermi deneyleri yapıldı, kasıtlı enjeksiyon olarak veya esirlerin enfeksiyonlarına yönelik pek çok ilaç ve preparat denemeleri gerçekleştirildi. Öldürülen siyasi komiserlerin kafatasları Nazi üniversitelerinin antropolojik bölümlerinde incelendi ve buralarda "aşağı ırk" (Untermensch) kafatasının bir modeli olarak sergilendiler.
Zorla çalıştırma ve işbirliğine zorlama
1941'in sonunda Naziler Sovyet savaş esirlerine yönelik politikalarını kademeli olarak gözden geçirmeye başladı. 30 Ekim 1941'de Hitler savaş öncesi Nazi Almanyası bölgesinde bulunan kamplarda esirlerin sınır dışı edilmesine karar verdi. Kararda Nazi makamlarını esirlerin koşullarını iyileştirmek için daha fazla adım atılmaları istendi. Kasım 1941'de Ordu Grubu "Środek", esirleri yaya olarak yürütme politikasından vazgeçti. 22 Kasım'da ele geçirilen vagonlarla esirlerin taşınması yasaklandı. Bu dönemde Nazi Almanyası'nda olarak çalıştırılan Sovyet esirlerin durumundaki gözle görüşür bir iyileşme sağlandı ve diğer ülkelerin savaş esirleriyle aynı seviyeye getirildi. OKH ön cephelerdeki geçiş kamplarında kalan esirler için yiyecek oranlarının artırılmasını istedi. Buna paralel olarak 1941 yılının ortasında OKW esirlerin çalışma yeteneklerine bağlı olarak üç kategoriye ayrılmalarını emretti. İlk kategorideki tamamen çalışabilen esirlere normal yiyecek miktarı verildi. Sağlıkçı esirler özel muamele gördü, hasta odalarında dinlendiler, tıbbı bakım olanaklarından yararlandılar ve ısıtılmış binalarda kaldılar. Kalıcı olarak çalışamayan esirlerin durumu resmen somutlaştırılmadı, ancak bu kategoride yer alan Kızıl Ordu askerlerinin büyük çoğunluğunun yok edilmesi öngörüldü. Bununla birlikte bu iyileştirme politikası Sovyet esirlerin bulunduğu toplama kamplarının çoğunluğunda çok yavaş ilerledi, emirlerin uygulanmadığı ve toplu katliamların devam ettiği durumlar sıkça görüldü.
Naziler Sovyet savaş esirlerini 1941'in sonuna kadar "köle emeği" kaynağı olarak görmedi.Hermann Göring 7 Kasım 1941'de esirlerin istihdamı, çalışma kapasitesi bakımından seçilmeleri ve ardından Nazi sanayii ve tarımında çalıştırılmaları talimatı verdi. Nazi ekonomisinin geliştirilmesi için çalışmak üzere esirleri kullanmayı amaçlayan faaliyetler, özellikle Nazi liderlerinin Sovyetler Birliği'ne karşı hızlı bir zafer kazanma ihtimalinin ortadan kalktığı açıkça belli olduğunda ve Moskova yakınlarındaki Nazi yenilgisinden itibaren yoğunlaştı. Ancak Nazi makamları esirlerin iş gücü olarak değerini anladıktan sonra bile onlara uygun yaşam koşulları sağlamadı. Göring Kasım 1941'deki emrinde "Rusların basit, bu nedenle onlar kolayca ve gıda dengesi bozulmadan beslenebilir. Onlar bir Alman gibi beslenmemeli ve bozulmamalı" ifadelerini kullandı ve Sovyet esirlerinin beslenmesi buna göre gerçekleşti. 3 Aralık 1941'de Nazi Silah ve Mühimmat Bakanı Fritz Todt silahlanma endüstrisinde uzman olarak çalışan esirlerin sorumluluğunu üstlendi ve 30 bin esirin yeterli yiyecek alması ve konaklaması için emir verdi. Bu istisna dışında yüzbinlerce esir kötü koşullarda kalmaya devam etti.
1942 itibaren tutsak alınan Kızıl Ordu askerleri Nazi ekonomisinde yoğun bir şekilde kullanıldı. Savaşın sonunda Nazi Almanyası'nda neredeyse bir milyon Sovyet savaş esiri OST-Arbeiter olarak çalıştırıldı. Kızıl Ordu askerleri uluslararası hukuka aykırı işler yapmak zorunda bıraktılar. Cenevre Sözleşmesi savaş esirlerinin askeri tesislerde çalıştırılmasını yasaklamasına rağmen Sovyet savaş esirleri askeri eğitim alanlarında, silah ve mühimmat üretiminde, askeri havaalanlarının inşasında çalışmak zorunda bırakıldılar. Hatta Sovyet esirleri işbirliğine zorlanıp Hiwi adıyla Nazi cephelerinde Kızıl Ordusu karşıtı faaliyetlerde bulundular, Trawniki adıyla örgütlenip kendi silah arkadaşlarına yönelik katliamlar gerçekleştirdiler. Bunun yanında çiftlik arazilerinde ve cesetlerin mezarlara taşınmasında çalıştırıldılar. Uzman olanlar endüstriyel tesislere nitelikli işçi olarak gönderildi. Birçoğu kötü beslenmeye, kötü muameleye ve sağlık için tehlikeli olan koşullara maruz bırakıldılar, birçoğu kazalar ve hastalıklar nedeniyle öldü. Sadece 1 Temmuz-10 Kasım 1943 tarihleri arasında Ruhr bölgesindeki kömür madenlerinde zorla çalıştırılan 27.638 Sovyet esiri ağır çalışma şartlarından kaynaklı yaşamını yitirdi.
1942'den itibaren Naziler Wehrmacht, SS veya Ordnungspolizei tarafından organize edilen işbirlikçi oluşumlarda hizmet etmek için gönüllü almaya başladı. Kamplardaki açlık ve ölümü göz önüne alarak birçok savaş esiri Nazilerle işbirliği yapmayı kabul etti. Eski savaş esirleri askerler arasında büyük çoğunluğu (%60'ın üzerinde) oluşturuyordu. Doğu lejyonlarının önemli bir yüzdesi Nazi işbirlikçilerden meydana geldi. En bilinen işbirlikçi askerî birlik Andrey Vlasov komutanlığındaki Rus Kurtuluş Ordusu idi. Vlasov, bağımsız askeri tabur kurmadan önce Naziler tarafından organize edilen çeşitli oluşumlarda görev yapmak üzere gönderildi, 1944'ün sonlarında ise Sovyet esirlerden uluşan askerî birlik kurdu ve onun komutanı oldu. İşbirlikçi gruplar bazen Kiev Kuren, Schutzmannschaft gibi Nazi polis örgütleri kurup ön cephelerde görev aldı, bazen istihbarat faaliyetleri yürüttü, bazen Yahudi gettolarını yok etmek için operasyonlar düzenledi, bazen de cephe arkasında katliamlar yaptı.
Kurbanlar
II. Dünya Savaşı'nın hüküm sürdüğü 1941-1945 yılları arasında Naziler yaklaşık 5,7 milyon Kızıl Ordu askerini esir aldı.Rusya Savunma Bakanlığı verilerine göre bu sayı 4 milyon 559 bindir. Esir alınandan 3,1 milyon ila 3,5 milyon arasında kişi öldü. Esirlerin büyük çoğunluğu nakil esnasında veya savaş esir kamplarında hüküm süren ölümcül koşullar nedeniyle öldü. En az 500 bin Sovyet askeri doğrudan infaz edildi. Resmî istatistiklere göre tüm savaş süresi boyunca 8.868.000 Kızıl Ordu askeri yaşamını yitirdi. Nazilerin öldürdüğü Sovyet askeri oranı tüm savaşta ölen asker sayısının yaklaşık yüzde 40'ı kadardır.
Savaş boyunca Nazilerin esir aldığı Kızıl Ordu askerlerinin %57-%63'ü ölürken, pek çok batı ülkesinden alınan esirlerdeki ölümler yüzde 10'u geçmedi. 1941 sonbaharında, günlük Sovyet savaş esiri ölümü oranı, II. Dünya Savaşı boyunca ölen tüm İngiliz ve Amerikan savaş esirlerinden daha fazladır.I. Dünya Savaşı ile kıyaslandığında Alman İmparatorluğu kuvvetleri 1,4 milyon Rus İmparatorluğu askerini esir almış, Nazi dönemiyle kıyaslanmayacak kadar sıkı ablukaya maruz kalmasına bağlı açlık ve yoksulluğa sahip olmasına rağmen esirlerin yalnızca %5,4'ü hayatını kaybetmişti.
Esirlerin ölümü en çok 1941 yılında gerçekleşti. Barbarossa Harekâtı'nın başlangıç yıllarında Nazi ordusunun hızlı ilerleyişinin bir sonucu olarak 3,2 milyon ila 3,8 milyon arası kişi esir alındı. Bunların 1,4 milyonu Aralık 1941'de öldü. Ocak 1942'ye kadar bu sayı 2 milyona yükseldi. 19 Şubat 1942'de gerçekleşen bir Nazi ekonomi konferansında konuşan İstihdam Temsilcisi Ofisinde kıdemli bir görevli olan Dr. Mansfeld 3,9 milyon Kızıl Ordu askerinin esir alındığını, esirlerden 2,8 milyonunun öldüğünü, 1,1 milyonunun ise hayatta kaldığını ifade etti. Ayrıca bu hayatta kalanlardan sadece 400 bininin Nazi Almanyası için çalışacak kadar sağlıklı olduğunu, gerisinin başta tifo olmak üzere birçok hastalığa sahip olduğunu belirtti.
1945'ten sonra bazı Wehrmacht subayları bu kadar çok sayıda esirin olmadığını konusunda kamuoyunu ikna etmek için çaba sarf etti. Karşıt tez olarak Sovyetlere ait esir kamplarında da insanlık dışı muamele olduğu, harekâtın ilk aylarında Kızıl Ordu askerlerinin ve NKVD birimlerinin Doğu'ya çekildiği bölgelerdeki hapishanelerdeki esir katliamlarının ve Nazi esirlerine yönelik acımasız muamelelere misilleme yaptığına dair görüşler ortaya atıldı. Ancak pek çok kaynağa göre Sovyet esir kamplarında yaşananların Nazi liderlerinin Sovyetler Birliği'ne karşı savaşma nedenlerinin ve tüm Sovyet halklarını yok etmeye dair niyetinin bir sonucudur ve bu durum işgal harekâtının başlamasından önce Wehrmacht komutanlığı tarafından verilen emirler ile karakterizedir. Ayrıca aynı kaynaklar Nazi Almanyası'nın esir aldığı Sovyet askerlerine karşı gösterdiği kötü muamele yalnızca birtakım örgütsel sorunlarla değil, yüzbinlerce Sovyet esirinin imha edilmesiyle, sivillerin esirlere yardım etmesinin yasaklanmasıyla ve Nazi yetkililerin esir kamplarındaki gardiyanların vahşiliğine tolerans göstermesiyle açıklanması gerektiğini ifade eder.Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi, yaşanan olayları "Sovyet savaş esirlerine yapılan muamele insanlık dışı olarak nitelendirildi. Bu kadar çok sayıda kişinin ölümü yalnızca bireysel gardiyanların eylemleri veya kamplardaki kritik yaşam koşullarının sonucu değildir. Öldürmek için yapılan sistematik planların sonucudur." ifadeleriyle savaş suçu ve insanlığa karşı suç kapsamına aldı.
Bazı tarihçiler Nazilerin Sovyet savaş esirlerine yönelik politikasını yalnızca savaş suçu olarak değil, aynı zamanda büyük siyasi ve askeri bir hata olduğuna vurgu yapar. Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ne beklenmedik bir şekilde aniden saldırması sonucu Sovyet askerleri kapsamlı bir direniş hareketi oluşmadan kendilerini bir anda yıkıcı bir savaştın içinde buldu. Kimi kaynaklar 1941'deki ilk çatışmalar sonucu Nazilerin hızlı ilerleyişini, Sovyet halkının büyük çoğunluğundaki Stalinist rejimden hoşnutsuzluk olmasına ve bu nedenle "proletaryanın anavatanını" korumak için savaşmakta isteksiz olmasına bağlar. Bu kaynaklar ayrıca Kızıl Terör olaylarının, kolektivizasyon politikalarının, Sovyet ordusunda 1930-31 yıllarında gerçekleşen Bahar Davası sonrası çok sayıda subay vurulmasının ve ardından 1937-1938 yıllarındaki tasfiyelerin ordu içinde hoşnutsuzluğa neden olan faktörler olduğunu iddia eder. Bu görüşleri savunanlar, ilk yıllarda Sovyet askerlerinin Nazilere teslim olmasına ve hatta onların tarafına tarafına geçse bile bu esirlere uygulanan vahşi yöntemler sonucu Nazilerin olumlu gidişatının tersine çevrildiğine vurgu yapar. Nitekim Naziler esir alınan Kızıl Ordu askerlerine karşı tutumlarını gizlemiyorlardı ve bu nedenle esirlere yapılan katliamlar tüm Sovyet ordusunda ve Sovyet halkı arasında hızla yayıldı. Böylece Sovyet direnişi sertleşti ve Kızıl Ordu'nun "haklı savaş verdiğine" yönelik motivasyonu arttı. Zira geniş esir katliamlarına kadar Sovyet askeri birimlerinin esir alınma oranı azdı ve bu birimlerin bir kısmı bu dönemde Nazi tarafına geçmişti.. Benzer olarak Nazi generalleri Komiser Emri'nin, kaybedecek bir şeyi kalmaması nedeniyle sivil siyasetçileri asker yaparak savaşa soktuğunu belirtti. Ayrıca Sovyet esirlerini öldürerek Nazi ekonomisinin ihtiyaç duyduğu potansiyel işçi kitlesinden de mahrum ettiler.
Savaş sonrası eski savaş esirlerine bakış
Savaşın sona ermesi Nazi kamplarında hayatta kalan Sovyet mahkûmlara daimi özgürlük getirmedi. 1926 RSFSC Ceza Kanunu'nun 193'üncü maddesinde ve 1927 yılına ait Askeri Suç Hükümleri'nin 22. maddesinde "çatışma dışında düşmana teslim olma durumu o kişinin tüm mülküne el koyulmasıyla sonuçlanır." ifadesi yazılıydı. Bununla birlikte bu maddeler çatışma alanındaki direnişin imkânsız olduğu veya düşmanın yok edilmesinin gereksiz olduğu durumlarda teslimiyet durumunun geçerli olduğunu ve kovuşturmaya neden olmayacağı belirtildi. 1936 Ceza Kanunu'na göre de bilerek teslim olan Sovyet askerleri vatana ihanet eden hain olarak betimlenmişti ve bu kişilerin esir kamplarından ayrıldıktan sonra normal hayata dönme imkânları olmadı. 16 Ağustos 1941 tarihli 227 No.lu Emir teslim olan herkesin ettiği yemini bozduğunu ve askerlikten firar etmesi nedeniyle vatana ihanet suçu işlediğini ifade etti. Sovyet generali Georgiy Jukov Leningrad Kuşatması'nın devam ettiği sırada 28 Eylül 1941 tarihinde kendisine bağlı birliklere "düşmana teslim olanların ailelerinin vurulacağını ve esaretten döndükten sonra bu askerlerin idam edileceğine" dair 4976 nolu gizli emri gönderdi.Josef Stalin 7 Kasım 1941'de Ekim Devrimi'nin 24. yıldönümü vesilesiyle bir radyo yayınında "Sovyet savaş esirleri yok, sadece hainler" var" ifadesini kullandı.
Eski esirlere yönelik olumsuz bakışlar savaş yıllarında da mevcuttu. Zira Nazi kamplarından geri dönenler, işbirlikçi birimlerden kaçan Sovyet askerleri, hatta kamplardan döndükten sonra Sovyet tarafında Nazilere karşı savaşan partizanlar casusluk şüphelerine maruz kaldılar ve çoğu kez hain olarak damgalandılar. Sovyet makamları Nazilerin hızlı ilerleyişini ve buna paralel olarak yaptıkları katliamları cephedeki askerlerin teslim olmalarına ve direnmeyip esir olmayı kabul etmelerine bağladı. Ancak yine de savaş sırasında esaretten kurtulan Sovyet askerleri genellikle kısa bir kontrol sonrasında askerliğe geri alındılar, ancak birçoğu rütbelerini yitirdi ve Shtrafbat adındaki ceza taburlarına gönderildi.
27 Aralık 1941 tarihli Devlet Savunma Komitesi kararıyla Naziler tarafından ele geçirilen eski Kızıl Ordu askerlerini test etmek için NKVD tarama kampları kuruldu. 1942 yılında yirmiden fazla tarama kampı mevcuttu. Pratikte yüksek güvenlikli askeri hapishanelerdi ve herhangi bir suç işlemeyen mahkûmlar için tasarlanmıştı. Savaşın sona ermesinden Sovyet organlarının eski esirlere yönelik şüpheleri arttı. Nazi Almanyası'nın teslim olmasından üç sonra 11 Mayıs 1945'te Stalin, eski esir askerler ve Nazi Almanyası'na zorunlu çalıştırılmak için gönderilen Sovyet vatandaşları için çok sayıda kontrol kampının kurulmasını emretti. Her biri 10 bin kişilik yüz civarında kampın kurulması planlandı. Eski esirler NKVD, Devlet Güvenliği Halk Komiserliği ve SMERŞ tarafından incelemeye tabi tutuldu. Tarama kamplarının yaşam ve çalışma sistemi gulag sistemine benziyordu ve genellikle eski esirlerin iş gücünü kullanmak amacıyla sanayi tesislerinin yakınında kuruldu. Kampta ağır suç işlediği tespit edilenler Sovyet Ceza Kanunu'ndaki 58. yasanın 1b maddesine tabi tutuldu. Bu madde savaş sırasında ölüm cezasını öngörürken, savaş sonrası en çok 10 yıl çalışma ve 5 yıl kamu haklarından mahrum bırakılma olarak uygulandı. Yargıçlar özellikle Batılı ülkelerin serbest bıraktığı kişilere veya yabancı ülkelerdeki direniş hareketlerine katılan Sovyet vatandaşlarına karşı daha fazla şüpheyle yaklaştı. Bu gibi olayların kesinleşmiş durumlarında mahkemeler Nazilerle işbirliği konusuna benzer ağır cezalar verdiler. Suçlu bulunan eski esirlerin aileleri de tutuklama, sürgüne gönderme gibi çeşitli baskılara maruz kaldılar.
Çeşitli kaynaklara göre yaklaşık 1,5 - 1,8 milyon arası eski esir savaş sonrası baskıya maruz kaldı. NKVD verilerine göre Nazilerle işbirliği yaptığı belirlenen 1.836.562 asker suçlu bulunarak gulaglara gönderildi. Suçlu bulunmayıp Sovyetler Birliği'ne geri dönen eski esir sayısı tartışmalıdır. Kimi kaynaklar yaklaşık 235 bin eski esirin ülkeye geri dönebildiğini iddia ederken, kimi kaynaklar bu sayının 349 bin civarında olduğunu belirtmektedir. Geriye dönen eski esirler "potansiyel suçlu" olarak muamele gördü ve Moskova, Leningrad, Kiev gibi savaşın gidişatını belirleyen merkezlerden 100 km yakın bir bölgeye yerleşmeleri yasaklandı. NKVD'nin özel gözetimi bu kişilerin ailelerine de uygulandı. Bu uygulamalara yüksek rütbeli komutanlar da dahildi, 1941-1945 yılları arasında 80 Sovyet generali Nazilere esir düşmüş, bunların 37'si kurtulmayı başarmıştı. Kurtulanlardan 11 general savaş sonrası NKVD mahkemeleri tarafından tutuklandı ve mahkûm edildi. Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Temmuz 1946'da yayınladığı bildiride suçlu bulunan eski savaş esirlerinin çalıştığı kampların dağıtılması kararlaştırıldı ve bu kişiler "daimi sanayi personeli" olarak anıldı. Suçlu bulunan eski savaş esirleri orduyla ilişkisi kesilse bile iş değiştirme ve yurtlarına geri dönme hakkına sahip değildi.
Eski esirler kamplardan ayrıldıktan sonra, Sovyet yetkililer tarafından hain ve işbirlikçi damgasıyla yaşadılar. Yüksek öğrenim görmeleri ve iyi ücretli bir işte çalışmaları yasaklandı.Kruşçev çözülmesi ile birlikte baskı azaldı, ancak hiçbir zaman tamamen bitmedi. 1998'de Rusya'daki araştırma enstitülerindeki iş formlarında bir aile üyesinin savaş esir kampında olup olmadığının belirtilmesi gereken bir kısım vardı.
Kahraman ilan edilenler
Savaş sonrasında esaret altındayken hayatını kaybeden bazı askerlere Sovyetler Birliği'nin en yüksek dereceli onur madalyası olan Sovyetler Birliği Kahramanı unvanı verildi. Nazilerin elindeyken kamplarda isyan çıkartan, direniş hareketleri örgütleyen ve Kızıl Ordu'ya tam sadakat gösteren bazı Sovyet askerleri bu nişana layık görüldü. Bu kişiler bir kahraman ve rol modeli olarak betimlendi. Kahraman ilan edilen savaş esirleri pek çok Sovyet posta puluna konu oldu, çok sayıda sokağa ve caddeye isimleri verildi ve anıtlar inşa edildi.
Tazminatlar
Savaş sonrası dönemde Almanya makamları uzun zaman boyunca Sovyet savaş esirlerine tazminat ödemedi. 2015 yılında Alman Federal Meclisi eski Sovyet savaş esirlerine tazminat olarak bütçeden 10 milyon euro ayırarak her bir kişiye 2.500 euro olmak üzere toplam 4 bin mağdura tazminat vermeyi tasarladı. Tazminat şartları 30 Eylül 2015 tarihli Maliye Bakanlığı bildirisi ile belirlendi. Buna göre 22 Haziran 1941 - 8 Mayıs 1945 tarihleri arasında Wehrmacht tarafından ele geçirilen Kızıl Ordu askerlerine 20 Mayıs 2015 - 30 Eylül 2017 tarihleri arasında şahsen başvuran her eski savaş esirine 2.500 euro verildi.
Dipnotlar
- ^ Orijinal adı "Mitteilungen fiir die Truppe, № 112, Juni 1941" olan bu talimatın bir kopyası günümüzde Potsdam'daki Askeri Tarih Kütüphanesi'nde saklanmaktadır.
- ^ "Askeri gereklilik" ilkesi düşmanın üstesinden gelmek için gerekli olan ve uluslararası insancıl hukuk tarafından yasaklanmayan araçların kullanılmasına izin verir. Bu ilke, insanlara veya nesnelere verilen koruma statüsünün bazı durumlarda sınırlı olabileceği, ertelenebileceği veya kaldırılabileceği anlamına gelir. I. ve II. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu ve Nazi Almanyası bu ilkeyi defalarca kötüye kullandı ve sınırları oldukça aştı.
- ^ Wehrmacht ve Einsatzgruppen arasındaki işbirliği ilkelerine ilişkin anlaşma Komiser Emri'nin yayınlanmasından iki ay önce, Nisan 1941'in başında yapıldı.
- ^ Oberkommando der Wehrmacht'ın bir parçası olan Hermann Reinecke başkanlığındaki Allgemeines Wehrmachtsamt (Silahlı Kuvvetler Genel İdaresi Muhafızları) tutsak alınan düşman askerlerinin bakımından sorumluydu.
- ^ Bu kampta hüküm süren koşullar o kadar kötüydü ki, esirler gardiyanlardan kendilerini vurmalarını istedi.
- ^ Buchenwald Toplama Kampı'nda çok sistematik bir esir infaz yöntemi mevcuttu. Kampa getirilen Kızıl Ordu askerleri gürültülü bir bölüme yönlendirildi ve burada beyaz önlüklü SS görevlileri esirlerin boyunu ölçmek bahanesiyle onları duvara dayadı. Çatlak şeklinde özel tasarlanmış bir alan bulunan duvarda esirler boyunlarından vuruldu ve cesetleri hızlıca yan odaya atıldı. Ardından sıradaki esirler getirildi ve sistematik bir şekilde infazlar gerçekleşti. 35-40 arası infazdan sonra cesetler bir kamyona yüklendi ve mezarlık kısmına atıldı.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ Datner 1961, s. 96.
- ^ a b c Megargee 2009, s. 73.
- ^ a b Datner 1961, s. 98.
- ^ Gdański 2005, s. 43.
- ^ a b Krasnov 1986, s. 33.
- ^ "Дневник Гальдера" (Rusça). Militera.lib.ru. 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ Tungsten, Vetta (1999). "Война на уничтожение: вермахт и Холокост" (Rusça), 3. Новая и новейшая история. ISSN 0130-3864. 9 Ekim 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ (Rusça). 11 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ a b c d e Rees 2005, s. 60.
- ^ a b c Megargee 2009, s. 64.
- ^ Megargee 2009, s. 69-70.
- ^ Datner 1961, s. 13.
- ^ a b c Datner 1961, s. 99.
- ^ Anders 1997, s. 144.
- ^ a b Megargee 2009, s. 70-71.
- ^ Datner 1961, s. 100-101.
- ^ a b c d e Megargee 2009, s. 74-75.
- ^ Gurkin, V. "О людских потерях на советско-германском фронте в 1941-45 гг. Новая и новейшая история" (Rusça). Astronet.ru. 18 Haziran 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ Snyder 2011, s. 185-186, 191-192.
- ^ a b Snyder 2011, s. 189.
- ^ Dyukov, A. "Интерлюдия (3): Кто на самом деле предал советских военнопленных" (Rusça). Militera.lib.ru. 31 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ (Rusça). Kiev.ua. 5 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ a b Schneer, Aron (2005). (Rusça). Gesharim. ISBN . 26 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ бергский процесс над главными немецкими военными преступниками Нюрн. В 7 т. Т. 3. Военные преступления и преступления против человечности, Сборник материалов, sayfa: 19-20, tarih: 1958 (Rusça)
- ^ Polyan 1996, s. 45.
- ^ a b c Zolotarev, Vladimir, A. (8 Ekim 2004). "Пленных войн XX века разыскивают в веке XXI" (Rusça). Nvo.ng.ru. 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2019.
- ^ a b Beevor 2000, s. 66.
- ^ a b c Megargee 2009, s. 98-99.
- ^ Rees 2005, s. 67.
- ^ Datner 1961, s. 366-367.
- ^ a b Gdański 2005, s. 48.
- ^ a b c d Beevor 2000, s. 67.
- ^ a b c d Megargee 2009, s. 102-103.
- ^ a b c Datner 1961, s. 246-247.
- ^ a b Datner 1961, s. 300-301.
- ^ a b c d e Snyder 2011, s. 198-199.
- ^ Datner 1961, s. 246-247, 300-301.
- ^ Megargee 2009, s. 72.
- ^ Datner 1961, s. 28.
- ^ a b Rees 2005, s. 57.
- ^ a b c d Datner 1961, s. 302-303.
- ^ a b Megargee 2009, s. 101.
- ^ a b c d e f g h i Davies 2008, s. 345-346.
- ^ a b c Megargee 2009, s. 139.
- ^ a b c d e Snyder 2011, s. 202.
- ^ a b c d Merridale 2007, s. 158-160.
- ^ a b Nowakowski & Skotnicki 1995, s. 40.
- ^ Datner 1961, s. 304.
- ^ a b Aly 2006, s. 215.
- ^ a b Megargee 2009, s. 138.
- ^ a b Snyder 2011, s. 200.
- ^ Snyder 2011, s. 202-204.
- ^ a b c Aly 2006, s. 211.
- ^ Snyder 2011, s. 193.
- ^ a b c d Snyder 2011, s. 203-204.
- ^ a b Megargee 2009, s. 173.
- ^ Datner 1961, s. 304-305.
- ^ a b Datner 1961, s. 308-309.
- ^ a b Snyder 2011, s. 201.
- ^ a b Megargee 2009, s. 176.
- ^ a b Megargee 2009, s. 206.
- ^ a b c d e Snyder 2011, s. 206.
- ^ a b Reinhardt, Nila (21 Haziran 2001). "Das "Sterbelager" von Hemer" (Almanca). Wdr.de. 3 Temmuz 2001 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ a b c d e "Soviet Prisoners of War: Forgotten Nazi Victims of World War II" (İngilizce). Historynet. 6 Aralık 2006. 6 Aralık 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ (İngilizce). B24. 21 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ Schmidt, Roman. (PDF) (Almanca). Luckenwalde.de. 6 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
Allein im strengen Winter 1941/42 sind bei einer Fleckfieberepidemie rund 2.000 bis 2.500 tote sowjetische Gefangene zu beklagen.
- ^ (İngilizce). Stsg.de. 18 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
Prior to the quarantine 10,677 prisoners lived in the camp. When it was finally lifted in April 1942, only 3,729 remained. There were no new arrivals during this period.
- ^ Krentz, Herbert (2006). To Hell in a Halifax: The Story of an RCAF Pilot and Its Fellow POWs (İngilizce). Kent Publishing. ISBN .
- ^ a b c d e f g h i j k l Doyle 2003, s. 202.
- ^ Bouchet 2005, s. 25-26.
- ^ (Almanca). Relikte.com. 2 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ (Almanca). Stalag326.de. 19 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ (İngilizce). Moosburg.org. 1 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ Knut, Henkel (24 Nisan 2013). "Mehr als nur Gedenken in „Klein Belsen"" (PDF) (Almanca). Stiftung-lager-sandbostel.de. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ (Almanca). Fallingbostelmilitarymuseum.de. 24 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ (İngilizce). Hero.ac.uk. 13 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ "The POW Camp (1940-1945)" (İngilizce). Bergen-belsen.stiftung-ng.de. 9 Haziran 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
The Bergen-Belsen camp was significantly expanded from June 1941 as Germany prepared to invade the Soviet Union. It was transformed into an independent camp known as Stalag XI C (311) which was intended to hold 20,000 Soviet POWs.
- ^ Datner 1961, s. 311-313.
- ^ Datner 1961, s. 319.
- ^ a b Datner 1961, s. 321.
- ^ Datner 1961, s. 319-320.
- ^ Koziełło & Łukaszewicz 1985, s. 11-13.
- ^ Otto, Keller & Nagel 2008, s. 576.
- ^ (İngilizce). Stalagoflagpow.com. 11 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
Stalag III-C, where up to 12,000 Soviet prisoners were killed or starved to death
- ^ (İngilizce). Tampabay.com. 8 Şubat 2014. 7 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
Stalag III C at Alt Drewitz, 50 miles from Berlin, where historians estimate 12,000 Soviet prisoners had been killed or starved to death.
- ^ Józef Piątkowski (2012). Stalag II C Alt Drewitz (Stalag 3 C) - Obóz jeńców wojennych Stare Drzewice. Kostrzyn nad Odrą - Zielona Góra: Księgarnia Akademicka Zielona Góra. s. 33-45. ISBN .
- ^ (İngilizce). Emedals.com. 7 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ a b Otto, Keller & Nagel 2008, s. 572.
- ^ a b Datner 1961, s. 322.
- ^ Datner 1961, s. 323.
- ^ Garson 2012, s. 349.
- ^ (Estonca). Tapa Muuseum. 28 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2019.
- ^ a b c d Megargee 2009, s. 205.
- ^ a b Megargee 2009, s. 137.
- ^ a b Datner 1961, s. 112.
- ^ Snyder 2011, s. 205.
- ^ a b c Megargee 2009, s. 100.
- ^ Datner 1961, s. 113.
- ^ Datner 1961, s. 117.
- ^ Datner 1961, s. 121.
- ^ Datner 1961, s. 137.
- ^ Datner 1961, s. 123.
- ^ a b Datner 1961, s. 127-128.
- ^ Datner 1961, s. 130.
- ^ Megargee 2009, s. 172.
- ^ a b c d Datner 1961, s. 135-136.
- ^ Datner 1961, s. 129.
- ^ Schneer, Aron (2006). (Rusça). Новое издательство. ISBN . 7 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019.
- ^ Polyan, Pavel (30 Temmuz 2008). (Rusça). Polit.ru. 11 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019.
- ^ a b Datner 1961, s. 164.
- ^ Datner 1961, s. 161.
- ^ Datner 1961, s. 183-187.
- ^ . March 29, 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2019.
- ^ Shephard, Ben (2006). After daybreak : the liberation of Belsen, 1945. Londra: Pimlico. ISBN .
- ^ Oppenheimer, Paul (1996). From Belsen to Buckingham Palace. Nottingham: Quill Press. ISBN .
- ^ Datner 1961, s. 167-169.
- ^ (Lehçe). Majdanek.com. 5 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ Datner 1961, s. 170-171.
- ^ a b Datner 1961, s. 181-182.
- ^ Datner 1961, s. 173.
- ^ Datner 1961, s. 178-179.
- ^ "The treatment of Soviet POWs: Starvation, disease, and shootings, June 1941 – January 1942" (İngilizce). Ushmm. 6 Kasım 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Mart 2019.
- ^ (İngilizce). Jewishgen.org. 14 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ a b Datner 1961, s. 188-189.
- ^ (Rusça). Cripo.com. 28 Kasım 2008. 24 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2019.
- ^ Datner 1961, s. 338-349.
- ^ Datner 1961, s. 122.
- ^ a b Megargee 2009, s. 174.
- ^ Megargee 2009, s. 175.
- ^ a b c Snyder 2011, s. 207.
- ^ Mędykowski 2008, s. 19-20.
- ^ (Lehçe). Ulusal Anma Enstitüsü (Polonya). 28 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2019.
- ^ Gdański 2005, s. 50.
- ^ Snyder 2011, s. 209.
- ^ a b Gdański 2005, s. 46.
- ^ a b "Судьба военнопленных и депортированных граждан СССР. Материалы Комиссии по реабилитации жертв политических репрессий". Новая и новейшая история (Rusça), 2. 1996. s. 91-112. ISSN 0130-3864.
- ^ Davies 2008, s. 356.
- ^ Doyle 2003, s. 203.
- ^ Snyder 2011, s. 204.
- ^ "Nazi Persecution of Soviet Prisoners of War" (İngilizce). Encyclopedia.ushmm.org. 9 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Kasım 2019.
- ^ Magenheimer 2000, s. 118.
- ^ a b Anders 1997, s. 143.
- ^ Solonin 2007, s. 410.
- ^ a b Datner 1961, s. 306.
- ^ Magenheimer 2000, s. 123.
- ^ Datner 1961, s. 310.
- ^ a b c Schneer, Aron (2005). (Rusça). Gesharim. s. 624. ISBN . 27 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2019.
- ^ Rayfield 2005, s. 324.
- ^ a b Anders 1997, s. 146.
- ^ Уголовный Кодекс РСФСР редакции 1926 г. — М.: 1957. — s. 86.
- ^ (Rusça). 30 Eylül 2007. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019.
- ^ Zmiev B. Положение о воинских преступлениях в редакции 1927 г. — М., 1928. — s. 52.
- ^ Sokolow 2011, s. 32.
- ^ a b Gdański 2005, s. 49.
- ^ a b c Soljenitsin 1991, s. 224-228.
- ^ (Rusça). Soldat.ru. 18 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2019.
- ^ a b c d Beevor 2000, s. 367.
- ^ (Rusça). Soldat.ru. 8 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019.
- ^ Zemskov, Viktor. (Rusça). Scepsis.ru. 19 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2019.
- ^ Bieszanov 2009, s. 166.
- ^ a b "Власов, Николай Иванович" (Rusça). Warheroes.ru. 25 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mart 2019.
- ^ (Rusça). Narod.ru. 20 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2019.
- ^ Н. Габибов (живопись, театрально-декорационное искусство, графика), Д. Новрузова (скульптура), Р. Эфендиев (декоративно-прикладное искусство), А. Саламзаде, В. Мурадов (архитектура). Искусство Азербайджанской Советской Социалистической Республики // История искусства народов СССР / Под ред. Б. В. Веймарна, Л. С. Зингера. — Изобразительное искусство, 1984. — Т. IX. — С. 170.
- ^ "Novxanı Bələdiyyəsi" (Azerice). Belediyye.com/novxan. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Aralık 2019.
Novxanı bələdiyyəsi tərəfindən Mehdi Hüseynzadənin heykəli qoyulmuş və kənd əhalisinin istifadəsinə verilmişdir, 140 min manat vəsait xərclənmiştir.
- ^ Полян П.М. Историомор, или трепанация памяти. - М.:АСТ, 2016. - s. 279.
- Genel
- Aly, Götz (2006). Państwo Hitlera (Lehçe). Oficyna Wydawnicza Finna. ISBN .
- Anders, Władysław (1997). Klęska Hitlera w Rosji 1941–1945 (Lehçe). Polska Fundacja Kulturalna. ISBN .
- Beevor, Antony (2000). Stalingrad (Lehçe). Książka i Wiedza. ISBN .
- Bieszanov, Vladimir (2009). 1942. Poligon czerwonych generałów (Lehçe). Harmonia, Inicjał. ISBN .
- Bouchet, Paule du (2005). Dans Paris Occupe: Journal of Helene Pitrou, 1940-1945 (Fransızca). Gallimard Jeune. ISBN .
- Datner, Szymon (1961). Zbrodnie Wehrmachtu na jeńcach wojennych w II wojnie światowej (Lehçe). Wydawnictwo MON.
- Davies, Norman (2008). Europa walczy. 1939–1945 (Lehçe). Wydawnictwo „Znak”. ISBN .
- Doyle, Peter (2003). World War II in Numbers (İngilizce). A & C Black. ISBN .
- Garson, Paul (2012). New Images of Nazi Germany: A Photographic Collection (İngilizce). McFarland. ISBN .</ref>
- Gdański, Jarosław W. (2005). Zapomniani żołnierze Hitlera (Lehçe). Wydawnictwo De Facto. ISBN .
- Koziełło-Poklewski, Bohdan; Łukaszewicz, Bohdan (1985). Ze znakiem "P": relacje i wspomnienia z robót przymusowych w Prusach Wschodnich w latach II wojny światowej (Lehçe). Ośrodek Badań Naukowych.
- Krasnov, B.B. (1986). К суду истории: записки военного прокурора (Rusça). Privolzh Vol. yayınevi.
- Magenheimer, Heinz (2000). Hitler. Strategia klęski 1940–45 (Lehçe). Sensacje XX wieku. ISBN .
- Mędykowski, Witold (2008). Pomiędzy euforią a klęską. Polityka zatrudniania jeńców wojennych w przemyśle zbrojeniowym III Rzeszy (Lehçe). Łambinowicki Rocznik Muzealny.
- Megargee, Geoffrey P. (2009). Front Wschodni 1941 (Lehçe). Świat Książki. ISBN .
- Merridale, Catherine (2007). Wojna Iwana. Armia Czerwona 1939–1945 (Lehçe). Dom Wydawniczy „Rebis”. ISBN .
- Nowakowski, Tomasz; Skotnicki, Mariusz (1995). Kijów 1941 (Lehçe). Wydawnictwo Altair. ISBN .
- Otto, Reinhard; Keller, Rolf; Nagel, Jens (2008). "Sowjetische Kriegsgefangene in deutschem Gewahrsam 1941–1945: Zahlen und Dimensionen" (PDF). Vierteljahrshefte für Zeitgeschichte (Almanca), 4. ss. 557-602. 11 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Mart 2019.
- Polyan, Pavel (1996). Жертвы двух диктатур. Остарбайтеры и военнопленные в Третьем рейхе и их репатриация (Rusça). Ин-т географии РАН, Ин-т по изуч.
- Rayfield, Donald (2005). Stalin and His Hangmen: The Tyrant and Those Who Killed for Him (İngilizce). Random House. ISBN .
- Rees, Laurence (2005). Hitler i Stalin. Wojna stulecia (Lehçe). Prószyński i S-ka. ISBN .
- Snyder, Timothy (2011). Skrwawione ziemie (Lehçe). Świat Książki. ISBN .
- Sokolow, Boris (2011). ZSRR pod okupacją (Lehçe). Inicjał. ISBN .
- Solonin, Mark (2007). 22 czerwca 1941 (Lehçe). Dom Wydawniczy „Rebis”. ISBN .
- Soljenitsin, Aleksandr (1991). Archipelag GuŁag. T. I. (Lehçe). Nowe Wydawnictwo Polskie. ISBN .
Dış bağlantılar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Nazilerin Sovyet savas esirlerine karsi isledikleri suclar Nazi Almanyasi nin II Dunya Savasi nin Dogu Cephesi ndeki catismalar sirasinda 1941 1945 yillari arasinda teslim olan veya zorla yakalanan Sovyet savas tutsaklarina karsi kasitli olarak kotu muamele uygulamasidir Bu uygulamalarin sonucunda esir alinan yaklasik 5 7 milyon Rusya Savunma Bakanligi verilerine gore 4 milyon 559 bin Kizil Ordu askerinden 3 1 ila 3 5 milyon arasi kisi yasamini yitirdi II Dunya Savasi Dogu Cephesi nin ve Buyuk Vatanseverlik Savasi nin bir parcasiNazilerin Sovyet savas esirlerine karsi isledikleri suclarAgustos 1942 de bir Nazi esir kampindaki Sovyet savas esirleriTarih1941 1945Neden Irkcilik Untermensch Barbarossa Kararnamesi Komiser Emri Aclik PlaniEtkenNazi Almanyasi nin yayilmacilik politikasiAmac Lebensraum Genel Dogu Plani Sovyetler Birligi ni Nazi Almanyasi nin somurgesi haline getirmeDuzenleyen Wehrmacht OKH OKW Einsatzgruppen Sicherheitsdienst Sicherheitspolizei ReichssicherheitshauptamtCan kaybi3 1 3 5 milyon arasi kisiSuclama Barisa karsi suclar uluslararasi sozlesme ve anlasmalari cigneyerek savasi planlama baslatma ve yurutme Insanliga karsi suclar surgun imha ve soykirim Savas sucu savas hukukunu cigneme Ilk uc suc eyleminin ortak bir plan ve komplo sureci ile gerceklestirmeDavaNurnberg Uluslararasi Askeri Ceza Mahkemesi davasi Nazi Almanyasi Lebensraum olarak bilinen dogu bolgelerinde yasam alani elde etmek ve bolgeyi somurge haline getirmek amaciyla Sovyet cografyasinda topyekun bir imha savasi baslatti ve Genel Dogu Plani hazirlayarak bolgede soykirim ve etnik temizlik politikalari uyguladi Nasyonal sosyalizme dayanan irkci ve antikomunist tutumlari nedeniyle savas sirasinda ele gecirdigi esirleri yok etme yolu izledi Nazi liderleri bu kapsamda cok sayida bildiri yayimladi Barbarossa Kararnamesi Nazi subaylarina yargisiz infaz yetkisi verirken Komiser Emri Sovyet siyasi komiserlerin tamaminin derhal idam edilmesini emretti ve cok sayida kisi imha kamplarinda infaz edildi Esir alinanlar sadece askerler degildi Komunist Parti calisanlari herhangi bir Sovyet organinda gorev yurutenler Sovyet entelijansiyasi ve catisma bolgelerindeki tum sivil erkekler esir kapsamina alindi Nazi liderleri Aclik Plani hazirladi ve savas sonrasinda yaklasik 30 milyon insanin acliktan olecegi varsayildi Esirlerin durumunu duzenleyen uluslararasi antlasmalara uyulmadi ve esirler son derece kotu muamelelere tabi tutuldu Cok az yiyecek ve su verildi kilometrelerce yurutulmeye zorlandilar Dulag Oflag ve Stalag adindaki savas esiri kamplarina gonderildiler olumcul hastaliklara yakalandilar dogrudan veya isgucu yolu ile topluca infaz edildiler Bazilari calisma vasiflarina gore secilerek Nazi Almanyasi icin calismaya zorlandi Bazi esirler Sovyetlere karsi Nazilerle isbirligi yapti bu kapsamda Naziler Hiwi Trawniki Schutzmannschaft Dogu lejyonlari gibi isbirlikci lejyonlar olusturdu II Dunya Savasi nda olen toplam asker sayisinin yaklasik yuzde 40 i Nazilerin oldurdugu Sovyet askerleridir En buyuk olum orani 1941 1942 yillari arasinda goruldu Savas sonrasi kurulan Nurnberg Uluslararasi Askeri Ceza Mahkemesi yasananlarin savas sucu ve insanliga karsi suclar kapsaminda olduguna hukmetti Savas sonrasi tum savas esirlerine ihanet ve casusluk gerekceleriyle supheli gozle bakildi Esirlerin esaret altinda neler yasadigini arastirmak amaciyla tarama kamplari kuruldu Nazilerle isbirligi icerisinde olanlar veya agir suc isledigi tespit edilenler cezalandirilirken esaret altindayken Nazi karsiti eylemlerde bulunan bazi askerler kahraman ilan edildi ve savas sonrasinda onurlandirildi Sovyet savas esirlerine karsi uygulanan politikanin kaynaklariNazi Almanyasi II Dunya Savasi sirasinda ele gecirdigi savas esirlerinin durumunu duzenleyen bir dizi karar aldi ancak bunun otesinde Nazilerin dusman askerlerine karsi tutumu nasyonal sosyalizm ideolojisinin irkci goruslerine dayaniyordu Tum savas suresince Wehrmacht in eline gecen tum savas esirlerinin oncelikle irklarina bakildi Kokeni Anglosaksonlardan gelen dusman askerler Nazi hiyerarsisinin en ustunde yer aliyordu ve bu kategorideki Fransa Belcika Hollanda ve Norvec ten gelen esirler en insancil muameleye tabi tutuldu Untermensch olarak ifade edilen gorus dogrultusunda alt insan olarak gorulen uluslarin nufusu soykirimla azaltilmaya calisildi Bu nedenle Polonyali Yugoslav ve Rus esirler daha kotu muameleye maruz kaldi Esir hiyerarsisinin en altinda Kizil Ordu mensubu askerler yer aldi ve Sovyet askerleri en kotu muameleye tabi tutuldu Her seyden once Nazilerin Sovyet esirlere karsi tutumu Nazi Almanyasi nin Sovyetler Birligi ne karsi yuruttugu savasin amacinin bir yansimasi idi Adolf Hitler ve diger Nazi liderlerinin gozunde yurutulen savas basit bir catisma degil Asyali barbar Bolsevizmi yok etmek uzere yurutulen ideolojik ve irksal bir savasti Lebensraum olarak bilinen Dogudaki yasam alani savasin asil bu amaclarindan biriydi Nazilerin hazirladigi Genel Dogu Plani na gore savas sirasinda isgal edilen bolgelerde soykirim ve etnik temizlik uygulanacak Orta ve Dogu Avrupa daki bolgelerdeki Slavlar ve Alman olmayan milletler yok edilip Almanya nin somurgesi haline getirilecekti Gereksiz gorulen insanlar ise Sibirya ya tasinip dogrudan veya isgucu ile imha gibi dolayli yollarla oldurulecekti Genel Dogu Plani nin varsayimlari Hitler in yazdigi Kavgam adli eserde yer alan irksal ustunluk ve Sovyet cografyasindaki insanlari imha ederek bolgeyi somurgelestirmek tezlerine dayaniyordu Adolf Hitler Sovyet halklarina karsi soykirim ve etnik temizlik uygulamayi Sovyet cografyasini Almanya nin somurgesi haline getirmeyi ve komunizmi yeryuzunden silmeyi amacladi Hitler in irkci ve antikomunist soylemleri savas esirlerine yapilacak tutumu belirledi Hitler irkci soylemlerini komunizm ile topyekun mucadele fikri ile birlestiginde daha radikal tutum aldi 30 Mart 1941 de Wehrmacht Komutanligi nda yapilan bir toplantida su sozleri sarf etti Bir komunist hicbir zaman bizim yoldasimiz olmadi ve olmayacak Yikim mucadelesinden bahsediyoruz Bu sekilde bakmazsak dusmani parcalayacagimiz halde 30 yil sonra tekrar komunist bir tehlike var olacaktir Siyasi komiserler ve GPU ya mensup kisiler sucludur ve suclu olarak gorulmeleri gerekir Siyasi komiserler Kizil Ordu daki nasyonal sosyalizme dusman bir ideoloji olan Bolsevizmin temelidir ve asker olarak taninamazlar Bu nedenle esaretten sonra vurulmalari gerekir Adolf Hitler 30 Mart 1941 Savasin baslamasindan hemen sonra tum Sovyet savas esirlerine bu tutum uygulanmaya baslandi Haziran 1941 de yayinlanan 112 nolu bildiride Kremlin diktatorleri ile birlikte kizil alt insanlari da ortadan kaldirmamiz gereklidir ifadesine yer verildi Tum Nazi komutanlari askerlerine Almanlarin Slavlara karsi mucadelesi ve Yahudi Bolsevizmine karsi korunma ruhuyla emirler verdiler Oberkommando der Wehrmacht in OKW 8 Eylul 1941 tarihli bildirisinde su ifade yer alir Bolsevizm nasyonal sosyalist Almanya nin olumcul dusmanidir Alman askerinin dayandigi dusman sadece askerler degildir ayni zamanda Bolsevizm ruhundaki siyasi gorustur Nasyonal sosyalizme karsi mucadele onlarin etine ve kanina girmistir Onlar herhangi bir yontem kullanabilir Sabotaj yikici propaganda kundaklama cinayet Bu nedenle Bolsevik askerler Cenevre Sozlesmesi uyarinca gercek bir asker gibi kendisine itiraz etme hakkini kaybetmistir Oberkommando der Wehrmacht 8 Eylul 1941 Nazi yoneticilerinin irkci ve antikomunist dusunceleri esir alinan Sovyet askerlerine ne yapilacagina konusundaki kararlarina etki etti ve Sovyet tutsaklarin topluca oldurulmelerine yol acti Nazilerin isgal kapsamindaki esir planlariSovyet savas esirleri Haziran 1941 Nazilerin Mayis 1942 de Kirim da esir aldigi Sovyet askerleri Haziran 1941 de Sovyetler Birligi ni isgal amaciyla baslatilan Barbarossa Harekati nin planlama asamasinda milyonlarca Sovyet savas esirinin oldurulmesiyle ilgili ozel bir emir verildigine dair bir kanit yoktur Buna karsin harekat baslamadan Dogu Cephesi kapsaminda verilen bir dizi emir esir alinacak Sovyet askerlerine ne olacagi konusunu onemli olcude belirledi 27 Mart 1941 de Oberkommando des Heeres OKH komutani Walther von Brauchitsch Barbarossa Harekati nda gorev alan komutanlara Sovyetlere karsi girisilecek savasin bir irkin diger irka karsi yuruttugu bir savas olacagini ve savasi kazanmak icin gerekli tum siddetin gosterilecegini ifade etti 30 Mart 1941 de Hitler ve Walther von Brauchitsch OKW komutani Wilhelm Keitel ve Generaloberst Franz Halder gibi Nazi ordusunun ust komutanlarinin katilimiyla gerceklestirilen toplantida Hitler generallere Sovyetler Birligi ve Sovyet halkiyla ilgili niyetlerini ayrintili olarak acikladi Buna gore Almanya Sovyetler Birligi ni isgal edecek ve savasta sinirsiz acimasizlik kurallari uygulanacakti Toplantida ilk defa esirlerin kategorize edildigi plan da konusuldu Hitler komunizmin Almanya icin buyuk bir tehdit oldugunu ve bu nedenle Sovyetlere karsi girisilecek savasin bir imha savasi olacagini ilan etti Ayrica Bolsevik liderleri acimasizca davranilmasi gereken suclular olarak nitelendirdi Bu nedenle normal savas kurallari veya tarihsel savaslardaki erdemli davranislar Dogu Cephesi ndeki catismalarda uygulanamayacakti Naziler savas sonrasi ortak kader kavramini reddetti ve tum siyasi komiserleri OGPU NKVD gorevlilerini ve bununla birlikte gelecekte yeniden Sovyet yonetiminin dogmasini engellemek icin butun Sovyet entelijansiyasini yok etmeyi amacladi Hitler bu hedefleri gerceklestirirken yasal cerceveye bagli kalmanin veya eylemlerin askeri yargi cercevesinde olmasinin gerekli olmayacagini vurguladi 3 Nisan 1941 de Nazi Kara Kuvvetleri nden Eduard Wagner Tedarik Icin Ozel Talimatlar C kismi baslikli bir emir yayinladi Bu emirde Nazi ordusuna esir dusen Sovyet askerlerine haince davranislari onlemek disinda iyi muamele edilmesi gerektigi ifade edildi Emirde esirlerin aktif veya pasif direnisinin tamamen ortadan kaldirilmasi onerildi ayrica calismaya istekli esirlerin yeterli gida alacagi belirtildi Bu gorece iyi davranislar cok gecmeden yerini kotu muamele ve katliamlara birakarak Nazi ideolojisi ile birlikte gelen askeri gereklilige gore davranma kavrami on plana cikti 13 Mayis 1941 de Barbarossa Kararnamesi yayinlandi ve Nazi subaylari kendilerine dusmanlik yaptigindan suphelendikleri bir kisiye yargisiz hukum verme yetkisine sahip oldu Barbarossa Harekati nin baslamasindan kisa sure once Komiser Emri yayinlandi ve yakalanan Sovyet siyasi komiserlerin tamaminin derhal idam edilmesi emredildi 13 Mayis 1941 de Wehrmacht Komutanligi Barbarossa Kararnamesi olarak bilinen Barbarossa bolgesinde askeri yargi kullanimina ve ordunun ozel araclarinin kullanimina iliskin yasa adiyla bir emir yayimladi Bu emir savas esirleri de dahil olmak uzere Nazilere karsi dusmanlarla iliskilerinden suphelenilen herhangi bir kisi hakkinda Dogudaki isgal topraklarindaki Nazi subaylarina dogrudan yargisiz yetki verdi Bununla birlikte Sovyet halkina ve savas esirlerine karsi suc isleyen Nazi askerleri donemin Nazi hukukunda cezalandirilmasi gerekse bile bu emir ile cezai sorumluluktan muaf tutuldu Boylelikle toplu katliamlarin yolu askeri emir yoluyla acilmis oldu 24 Mayis 1941 de Walther von Brauchitsch bu karara yalnizca askeri disiplinin zarar gormeyecegi durumlarda kullanilmasi gerektigini ongoren ozel bir ibare ekledi Bu ek ibare yalnizca bireysel asiriliklari onlemek icin yayinlanmistir belgenin imha varsayimlarini hicbir sekilde engellememistir Barbarossa Kararnamesi sonucu olusan yargi yetkisi Sovyet siyasi komiserlerinin yargisiz oldurulmesi uygulamasinin ilk yasal temeli haline geldi 19 Mayis 1941 de Wehrmacht Rusya nin birligi icin kilavuz ilkeler baslikli bir emir daha yayinladi Bu emirde kurnaz ongorulemeyen gizli ve zalim olarak tanimlanmis olan Asya kokenli askerlere ozellikle dikkat edilmesi cagrisi yapildi 6 Haziran 1941 gunu Wehrmacht Komutanligi Komiser Emri olarak bilinen Siyasi Komiser Egitim Kilavuzu baslikli bir emir yayinladi Belge Kizil Ordu nun siyasi gorevlilerini direnis nefret ve zulum tasiyicilari olarak niteleyerek savas esiri statusune sahip olmadiklari ifade edildi ve savasta yakalanan her siyasi komiserin derhal idam edilmesini emretti Bununla birlikte Nazilere yonelik dogrudan mucadeleye girmeyen veya dusmanca eylemlere dogrudan katildigindan suphelenilmeyen politikacilar subaylar tarafindan idam edilmeyip Dogu Cephesi nin geri planinda faaliyet gosteren Sicherheitsdienst Sicherheitspolizei ve Einsatzgruppen birimlerine teslim edilecekti Bir Nazi askeri teslim olan bir Sovyet askerini ariyor 2 Eylul 1941 Barbarossa Harekati nin resmen baslamasindan bir hafta once 16 Haziran 1941 de Wehrmacht savas esirlerinin durumunu ilgilendiren baska bir emir daha yayimladi Bildiri onceki emirlerin genisledigini duyurarak ozellikle su konulardan bahsetti Bolsevizm Almanya nin olumcul dusmanidir Tum Sovyet askerleri ile ilgilenmek ozellikle Asyalilar ozel dikkat gerektirir Aktif veya pasif direnisin her tezahuru kesinlikle bastirilmalidir Emirde ayrica Sovyetler Birligi nin 1929 yilindaki Cenevre Sozlesmesi ni imzalamadigi hatirlatarak ve Nazi Almanyasi nin sozlesmeye uymayacagi belirtildi Dahasi sozlesmenin bazi onemli hukumlerinin ihlal edilmesi gerektigi ifade edildi Ozellikle su konular vurgulandi Sovyet savas esirleri dogrudan Nazi cephe birliklerinin isine yarayacakti Savas esirlerine karsi disiplin cezalari uluslararasi hukukun getirdigi kisitlamalara tabi degildi Esirler Kizilhac gibi insani yardim kuruluslarinin yani sira herhangi bir kisiden veya ucuncu ulkelerden herhangi bir yardim alma hakkina sahip degildi Esirlerin isimleri Kizilhac a aktarilmayacakti Naziler uluslararasi sozlesmeleri ihlal ederek yalnizca Kizil Ordu askerlerini degil ek olarak su gruptaki kisileri de savas esirleri kategorisine dahil etti Komunist Parti nin ve Sovyet devlet organlarinin tum calisanlari Yasina bakilmaksizin catismalar sirasinda geri cekilen veya teslim olan tum erkekler Cogu durumda genel olarak 16 55 yas arasinda olan tum erkekler Partizanlar ve direnis savascilari Partizan hareketinin oldugu bolgelerde alinan tum sivil rehinelerYurutulen Sovyet esirleri bir su birikintisinden su iciyor Temmuz 1942 Soz konusu karar birincil oneme sahip olmasina ragmen esirlerin beslenme konusunu duzenlememistir Bu sorunun sonraki emirlerde ele alinacagi varsayilmistir Aslinda Wehrmacht Ana Ekonomik Bolumu tarafindan 23 Mayis 1941 tarihli Dogu daki Orgutler icin Politik ekonomik Kilavuzlar isimli bildirisi esirlerin beslenmesi konusunda buyuk bir etkiye sahipti Bu kilavuz bildirilerin ortaya cikisi Barbarossa Harekati planlamasinin ilk asamalarina kadar uzanmaktadir Savas ilerlediginde Nazi personeline on cephelere ve Sovyetlerin ulasim altyapisina uzak mesafelere merkez depolardan yeterli miktarda malzeme tedarik etmenin son derece zor oldugu ortaya cikti Bu durum sonrasinda 1941 ve 1942 de butun Nazi ordusunun Rusya kaynaklariyla beslenecegine karar verildi Bu amacla Naziler Sovyetler Birligi nin en verimli tarimsal alanlara sahip guney bolgelerindeki gidalara buyuk olcude el koyma niyetindeydiler Zamanla Nazi planlari daha da buyuk bir ivme kazandi el koyulan gidalar yalnizca cephede asker beslemekle kalmadi ayni zamanda Nazi Almanyasi nin kendi sivil nufusu icin savasi asiri masraf olmadan surdurmesine izin verdi Dahasi cikartilan bu emirler Sovyet sanayisini geriletmenin yani sira Sovyetler Birligi ni sanayi oncesi doneme geri dondurme amaci da guttu Nazi liderleri bilincli olarak bu emirleri cikardilar ve planlarin uygulanmasi sonucunda yaklasik 30 milyon insan acliktan olecegi varsayildi Bu nedenle gerek Sovyet halki gerekse gunumuz dunyasi bu kilavuz bildirileri Aclik Plani olarak adlandirmistir Nazi liderleri kasitli olarak 30 milyon kisinin acliktan olmeyi planladigi durumda Sovyet halkinin savas esirlerinin kaderine daha fazla onem vermeyecegini bekledi Mayis ve Haziran 1941 in basinda Dogu daki bircok Nazi askeri personele esirlere en kotu kalitede yiyeceklerin sadece kucuk miktarlarda verme talimati verildi Bazi emirler esirlerin yiyeceklerindeki kalori miktarinin hayatta kalmak icin gerekli olan asgari kalori seviyesinden daha dusuk bir seviyede olacagini ongordu Uluslararasi antlasmalar konusuVarsova Ayaklanmasi sonrasi Pruszkow de yer alan Dulag 121 i ziyaret eden Kizilhac heyeti Eylul 1944 Hitler Sovyetler Birligi nin savas esirlerinin yasal statusunu belirleyen 1907 Lahey Sozlesmesi ni ve 1929 Cenevre Sozlemesi ni imzalamadigini acikladi Aslinda Lahey Sozlesmesi Rus Imparatorlugu yonetimi doneminde imzalanmisti ve Cenevre Sozlesmesi nin imzalanmasina bakilmaksizin savas esirleriyle ilgili durumlari duzenlemisti 25 Agustos 1931 de Disisleri Halk Komiseri Maksim Litvinov Sovyetler Birligi nin 27 Temmuz 1929 da Cenevre de kabul edilen uluslararasi Kizilhac sozlesmelerinden olan yarali ve hasta savas esirlerinin kaderini iyilestirme uzerine konulu maddeye katildigini acikladi Bununla birlikte Sovyetler Birligi 1929 Cenevre Sozlesmesi ni bir butun olarak imzalamamasinin ana nedeni olarak esirlerin ulusal bazda bolunmesiyle ilgili oldugunu belirtti Sovyetlerin sozlesmeyi imzalamayi reddetmesi Nazilerin bunu kullanmasina olanak sagladi ve Naziler Sovyet savas esirlerinin uluslararasi Kizilhac ve esirlere yardim eden diger orgutlerden yardim almasini engelledi OKH komutani Franz Halder Nurnberg Mahkemesi nde Hitler in Sovyetler Birligi nin Lahey Sozlesmesinin imzalanmadigini ve esirlere verilecek kararlarin Lahey Sozlesmesi nde belirtilenler gibi olmamasi gerektigini soyledigini aktardi 17 Temmuz 1941 de Sovyetler Birligi Isvec uzerinden Nazi Almanyasi na gonderdigi beyannamede Lahey Sozlesmesi ne esitce tabi olmak kosuluyla katildigini acikladi Ancak bu bildiri Nazi Almanyasi tarafindan reddedildi Daha sonra Sovyetler Birligi Disisleri Komiserligi ilki 25 Kasim 1941 ikincisi 27 Nisan 1942 tarihinde olmak uzere iki kez daha Sovyetlerin esir aldigi Nazi askerlerine Lahey Sozlesmesi ne uygun muamele ettigini Ancak Nazi Almanyasi nin buna uymadigini acikladi Ayrica 27 Nisan 1942 tarihli ikinci bildiride Sovyetler Birligi nin Lahey Sozlesmesi ne fiili olarak katildigi ifade edildi Nurnberg Mahkemeleri surecinde Naziler Cenevre Sozlesmesi ne uyulmamasinin nedeni olarak Sovyetler Birligi nin bu sozlesmeye taraf olmamasini gerekce gosteren bir savunma yapti Ancak mahkeme savunmayi reddetti Mahkeme savas esirlerine muamele konusunda uluslararasi hukukun genel ilkelerinin daima uygulanmasi gerektigine dikkat cekti Ayrica esaret altinda almanin tek bir amacinin oldugunu onun da savas esirlerinin dusman birliklerine katilmasinin engellenmesi oldugunu ifade etti Mahkeme Nazilerin savunmasiz insanlari oldurmek veya onlardan intikam almak icin askerleri esir aldigina hukmetti Donemin Kizilhac Komitesi baskani Marcel Junod savasin baslamasindan hemen sonra 22 Haziran da buyuk esirlerle ilgilenmek amaciyla Sovyetler Birligi Nazi Almanyasi Romanya ve Finlandiya hukumetlerine olen yaralanan ve yakalananlarin listelerini sunmasini istedi Sovyet Disisleri Halk Komiseri Vyaceslav Molotov 27 Haziran 1941 de savas esirleriyle ilgili listeyi vermeye hazir oldugunu ve ulkesinin Lahey Sozlesmesi nde yer alan Kara Harpleri ve Gumruk Savaslari bolumune iliskin tutumunu gozden gecirecegini acikladi Ayni zamanda bu sozlesmeye dayanan ve esirlerin gozlemi ile ilgili ifadeleri iceren Savas Esirleri Yonetmeligi 1 Temmuz 1941 tarihinde Halk Komiserleri Konseyi tarafindan imzalandi Yonetmeliklere ek olarak 7 Agustos 1941 tarihinde NKVD kamplarinda savas esirlerinin bakim ve proseduru onaylandi ve NKVD nin Nazi esirlere uyguladigi muamele Kizilhac komitesi gozetimine acildi 17 Temmuz 1941 de Molotov ABD Buyukelciligi ve Kizilhac araciligiyla Nazi Almanyasi ve muttefiklerine ulkesinin 1907 tarihli Kara Harpleri Kanunu ve Gumruk Kanunu sartlarina uymayi kabul ettigini bildiren resmi bir bildiri yayimladi Belgede Sovyet hukumetinin sozlesmeyi yalnizca Nazi Almanyasi tarafindan gozlenecegi olcude sartlara uyacagini vurgulandi Sovyet hukumetinin olumlu yanit beklemesinin aksine Nazi Almanyasi bildiriye yanit bile vermedi Ustelik ayni gun Gestapo nasyonal sosyalizm icin tehlikeli veya tehlikeli olabilecek butun Sovyet savas esirlerinin infaz edilmesine yonelik bir emir verdi Bu donemde Sovyet yetkilileri savas esirlerinin durumu ve uluslararasi kontrolu uzerine pek cok girisimde bulunmasina karsin Nazi hukumeti tam aksi adimlar atti 8 Agustos 1941 de OKW butun kamplarda Sovyet savas esirlerinin durumlarini daha da sertlestiren yeni emirler yayinladi Esaret ve ulasim kosullariNazi Almanyasi nin Beyaz Rusya yi isgali sirasinda nakledilen Sovyet savas esirleri Temmuz 1941 Butun uluslararasi standartlar veya teslim olma durumlari Sovyet esirlerinin hayatta kalmalarina etki etmedi Cunku Wehrmacht daha Sovyetler Birligi nin isgalinin ilk gunlerinden esirlere daha once kabul edilen varsayimlardan ve emirlerden cok daha vahsice muamele etti Nazi askerleri teslim olmaya calisan pek cok Sovyet askerini vurdu ve ayni zamanda teslim olan esirleri topluca infaz etti Bu durum Nazi propagandasinin etkisiyle iliskiliydi zira Naziler dusman askerlerde korku uyandirmasi amaciyla mumkun oldugu kadar cok oldurmeyi tesvik etti Ancak Nazi askerleri esirleri gelisiguzel infaz etmek yerine daha cok emir aldiklari subaylarin emirleriyle oldurme islemlerini gerceklestirdiler Ek olarak Wehrmacht Komutanligi Sovyet askerlerinin esir alinmamasi gerektigine dair veya herhangi bir Sovyet saldirisi icin misilleme olarak esir olan Sovyet askerlerinin vurulmasi gerektigini belirten cok sayida emir verdi Buna karsin bazi yuksek rutbeli komutanlar askeri disiplini zayiflatmaktan ve Sovyet direnisini guclendirmek gibi olasi sonuclardan cekindikleri icin zaman zaman bu emirleri iptal ettiler Ancak oldurme taktigi her zaman devam etti yavas yavas genisletildi Ayrica Kizil Ordu saflarinda gorev yapan kadinlar ozel olarak hedef secildi 29 Haziran 1941 de Dorduncu Ordu komutani Gunther von Kluge uniformali kadinlara direkt olarak ates acilmasini emretti OKH emri iptal etti ancak on cephedeki askerler kadinlari oldurmeye devam etti Odessa da esir alinip olum yuruyusune tabi tutulan Sovyet savas esirleri Agustos 1941 Sovyet esirlerin vagonlarla tasinmasi Eylul 1941 Yarali esirlerin durumu ozellikle trajikti Eduard Wagner tarafindan 24 Temmuz 1941 tarihinde verilen emirle birlikte yarali Sovyet esirlerinden dort hafta icinde iyilesme sansi olanlarin cephe gerisine tasinmasina izin verildi Yaralilarin geri kalani on cephelerin yakinlarindaki hastanelerde kalacakti ve tedavi sureclerinde Alman ilaclarinin veya malzemelerinin kullanilmasi bununla birlikte Alman doktorlarinin veya esir alinan Sovyet saglik personelinin bu yaralilara mudahale etmesi yasakti Dolayisiyla bu emir fiilen yarali esirlerin cogunu olume mahkum etti Yakalanan yarali veya saglikli Sovyet esirleri genellikle sirtlarindaki agir yukler ile yurutulerek esir kamplarina gitmeye zorlandilar Esirlerin kamplara olum yuruyusu ile yurutulmesi uygulamasi resmen 31 Temmuz 1941 tarihli Wagner in emri ile onayladi Yuruyus sirasinda esirlere genellikle cok az su verildi birkac gun ust uste yiyecek verilmedi ve her turlu tibbi bakimdan mahrum edildiler Sivillerin esirlere yardim etmesi yasaklandi Yurumeye devam edecek gucu olmayan dustugunde kalkamayan veya bir anligina duran herkes olay yerinden vuruldu Ornegin 12 bin 15 bin arasi esirin bulundugu bir grubun Horol dan Kremencuk a yurutulmesi olayinda 1200 ceset yol kenarlarina gomuldu Zor bir yuruyusun ardindan esirler gece acik havada veya sigir ciftliklerinde kalabalik olarak uyumaya zorlandi Demiryolu ile tasinan esirlerin durumlari da yurumeye zorlanan esirler kadar trajikti Esirler sicak yaz gunlerinde kapali vagonlarda kisin ise acik platformlara tasindilar Dolayisiyla esirler yaz aylarinda hava eksikliginden kis aylarinda ise donarak hayatlarini kaybettiler Ayrica aclik susuzluk ve vurularak oldurulen cok sayida esir vardi Uzun yolculuklar sonrasi hic kapilari acilmamis vagonlara yeni esirler yuklendigi zamanlarda kapilar acildiktan itibaren binlerce bogularak veya donarak olen esir cesedi yerlere dustu Genellikle tasimacilikta olen kisi sayisi hayatta kalan esirlerin sayisini asti Ornegin Kasim 1941 de Letonya da tren yolculugu yaptirilan yaklasik 1 500 Sovyet askerini hicbirinin hayatta kalmadigi bildirildi Tasima yoluyla olen esir sayisinin 200 bin ile 250 bin arasi oldugu kurtulan esirlerin tam tukenmis durumda esir kamplarina geldikleri ve burada insanlik disi kosullar nedeniyle toplu halde hayatlarini kaybettikleri ifade edildi Esir kamplarindaki durumSmolensk yakinlarinda kurulan bir Nazi toplama kampi Agustos 1941 Wehrmacht in Barbarossa Harekati kapsaminda Sovyetler Birligi nin isgali icin hazirladigi planlarda harekatin ilk 6 8 haftasinda 1 ila 2 milyon arasinda esirin Nazilerin eline gececegi varsayildi On cephedeki Naziler icin calismaya gonderilmemis her esirin once Nazi birimleri tarafindan kontrolu ele gecirilen bir bolgeye ardindan cephenin arka kisimlarina ve son olarak da Nazi ordu birimlerinin geri planinda kurulan Dulag adi verilen gecis kamplarina gonderilecegi ongoruldu Bu asamalarda esirlerin gelecegi icin sorumluluk Kara Kuvvetleri Komutanligi olan OKH ye ya da daha kesin bir ifadeyle Wagner ve personelinin takdirine bagli kalacakti Daha sonra OKW esirleri Sovyetler Birligi nin bati sinirina yakin olan Genel Hukumet idaresindeki Dogu Prusya daki kamplara nakledilmesi emrini verdi Ardindan daha batida bulunan kamplara oradan da Nazi Almanyasi nda yer alan Dulag Oflag ve Stalag adindaki esir kamplarina gonderildi Tum bu prosedur Nazi ulasim sistemi icin bir yuk yaratmayacak sekilde tasarlanmisti ve asil gorev on cephedeki askerlere tedarik ulastirmak olarak planlanmisti Sovyetler Birligi nin kuzeyindeki catismalar sirasinda esir dusenlere Nazi askerleri eslik ederken Haziran 1941 Savasin baslangicinda bu prosedur tamamen bozuldu Nazilerin Sovyet savas esirlerine karsi en basindan beri baslattigi politika her seyi ihmal etme ve problemleri dikkate almama uzerine kuruldu Savas esiri kamplari tum Nazi makamlarinin oncelik listesinin sonundaydi Dogu Prusya ve Genel Hukumet teki yerel askeri makamlar beklenen esirler icin gecici kamplar duzenlediklerini kabul etmelerine ragmen bu eylemler en iyi ihtimalle esirlerin geleceklerine dair ilgisizligini yansitiyordu Kamplarda hukum suren saglik ve yasam sartlari gecici ve oldukca yetersizdi Hatta bircogu askeri kislalara konut yapmak amaciyla yikildi Bircok savas esiri kampi genellikle odun ve dikenli tellerle cevrilmis bir alana kuruldu Bu durum esirlerin kendi kamplarini sifirdan kendileri insa etmek zorunda kalmalarina neden oldu Daha da kotusu Hitler Sovyet savas esirlerinin Altreich olarak ifade edilen Nazi Almanyasi nin savas oncesi sinirlari icinde tutulmasini yasakladi cunku burada komunist propaganda uygulayacaklarindan korkuyordu Sonuc olarak Sovyet savas esirleri Polonya ve Sovyetler Birligi nin savas ve isgal nedeniyle yikilan bolgelerine yerlestirildi Buralarda esirlere yeterli yiyecek ve uygun yasam kosullari saglamak cok zor bir durumdu ve zaten Naziler bu kosullari kasitli olarak saglamadi Ciplak toprakta uyumak zorunda birakilan Sovyet savas esirleri Temmuz 1942 Hemen hemen esir dusen tum Sovyet askerleri olume neden olacak bir durum yoksa bile Nazilerin sagladigi yasamsal gereksinimlerinin barinma sartlarinin saglik hizmetlerinin ve calisma kosullarinin uygunsuz olmasina bagli olarak olume mahkum oldu Esirler genellikle sonbahar ve kis aylarinda acik alanda yagmur kar gibi mevsimsel olaylara karsi herhangi bir koruma olmadan kalmak zorunda kaldilar Esirlerin kaldiklari yerler cogunlukla kendi elleriyle kazdiklari ilkel hendekler veya siginiklardi Cogunlukla iyi isitilamayan bacasiz bir odada ciplak toprakta ya da cimento zeminlerde kalmak zorunda birakildilar On cepheden uzak bolgelerdeki esirler bazen bos endustriyel tesislerde hapishanelerde veya kislalarda tutuluyordu ancak bu binalarin durumu gecici kamplardan daha iyi degildi Nazilerin kasitli olarak esirlerin mevcut barinaklardan yararlanmalarina izin vermedigi durumlar da vardi Ornegin Horol daki 160 nolu Dulag kapali sekilde tugladan insa edilmisti ancak icinde Sovyet askerlerinin kalmasi yasaklanmisti Bu yasagi delip burada kalmak isteyen esirler vurulma tehlikesi altindaydi Kamplardaki saglik tesislerinin durumu korkunc boyutlardaydi Esirlerin kullanacagi su hic yoktu veya ihtiyaci karsilamayacak kadar azdi ayrica sabundan da mahrum edildi Bunun sonucu olarak esirlerin kalabalik sekilde kaldigi kamplarda alan yetersizligi ile birlikte ic camasir ve yatak eksikliginden dolayi yaygin olarak bitlenme goruldu Kamp hastanelerinde de insanlik disi kosullar hukum surdu 1941 sonbaharinin baslangicina kadar Naziler kis mevsimi icin savas esir kamplari hazirlamak icin hicbir caba sarf etmediler Eylul ayinda Genel Hukumet bolgesinde kislik alanlarin insaati basladi ancak bu alanda yapilan calismalar cok yavasti Naziler bu amac icin minimum malzeme ve yakit ayirdi Czarne de yer alan Stalag II B isimli esir kampindaki barinma alani 1941 Kamptaki gardiyanlar esirlere buyuk zulum ettiler Cogu kez gunluk rutin olarak coplarla kirbaclarla tufeklerle ya da kopeklerle dovulduler iskencelere tabi tutuldular ve kotu muameleye maruz birakildilar Gardiyanlarin esirlere karsi silah kullanmakta serbestti Ornegin yiyecek yoklugu sebebiyle esirlerin mutfak atiklarinin almasi veya kalabaliktan sikayet etmesi cogu kez dayak iskence ve kotu muamele ile sonuclanirdi Wehrmacht in gardiyanlarin savas esirlerine uygulayacagi yontemlere iliskin emirleri her zaman kemer sikma ihtiyacini vurguladi Walther von Brauchitsch in yetkisini kullanan Eugen Muller 25 Temmuz 1941 de yayinladigi bildiride gardiyanlarin savas esirlerinin ilk isyan veya isyan belirtilerine karsi derhal silahlarini kullanmalarini ve esirlerin uyarilmadan vurulmalarini emretti Ayrica gardiyanlarin yasayacagi tereddutlerin ciddi bir tehlike doguracagi vurgulandi Emirde acik olarak Sovyet savas esirlerine karsi sefkat gosterme girisimleri agir sekilde cezalandirilacaktir Gurur ve ustunluk duygusu her zaman gorunur kalmalidir yaziliydi Esir kamplarindaki yetkililer diger toplama kamplarinda uygulanan listeleme yontemlerini uygulamadilar Savas esiri kamplarindaki Sovyet askerlerini isimleriyle birlikte kaydetmediler yalnizca sayi olarak saydilar Bu bakimdan Sovyet savas esiri kamplari toplu imha merkezleri ile ayni yontemi izledi Nazi askerleri ele gecirdikleri Sovyet esirlerine yiyecek veriyor Temmuz 1941 Aclik Plani dogrultusunda Sovyet esirlere kasitli olarak cok kotu kalitede ve cok az miktarda besin verildi Esir kamplarindaki yemek durumu son derece kotuydu Isgal baslamadan once OKH esirlere en dusuk seviyelerde yiyecek verilmesini emreden genel kurallari iceren bildiriler yayinladi Bu kurallar dusuk komuta seviyelerindeki yetkililerce daha da alt seviyelere cekilerek esirlere daha da az yemek verildi Sonuc olarak esir kamplarindaki yiyecek oranlari degiskendi ve hicbiri esirlerin gercek ihtiyaclarina karsilik gelmedi Ornegin Ordu Grubu Merkez savas alaninda gunluk 700 kalorilik yiyecek orani aldi bu oran ordu grubu icinde calistirilmayan esirlerin bile ihtiyaclarina cevap vermedi Diger yerlerdeki toplama kamplari calisan insanlar icin gunluk 1300 kalori cephe arkasina yurutulen savas esirleri icin ise 2035 kalori yiyecek verildi Tum bunlara ek olarak Wehrmacht baskomutanligi esirlerin zaten az olan bu yemek oranlarini kesme yetkisine sahipti Yerel duzeyde hic kimse esirleri besleme sorumlulugunu almak istemedi ve Nazi Almanyasi nin yuksek kademesi bu soruna yonelik bir karar almaktan kacindi Gida Bakani Herbert Backe 16 Eylul 1941 tarihinde Reichsmarschall Hermann Goring ile gorusmesi sirasinda hicbir uluslararasi anlasmanin Nazilerin Sovyet esirlerini beslememesini veya ihtiyaclarinin karsilamasini gerektirmedigini ilan etti Reichsfuhrer SS Heinrich Himmler in 1941 deki bir esir kampi ziyareti 6 Agustos 1941 de Oberkommando des Heeres a bagli Abteilung Kriegsverwaltung Turkce Savas Idaresi Departmani yonetimi esirlerin beslenmesiyle ilgili ilk genel rehberi yayinladi Bildiride cephelerde calistirilan esirlerin moralini dusurmemek icin gerekli onlemlerin alinmasi gerektigi ifade edildi Ayrica acliktan olmek uzere olan esirlerin durumunu hakli gosterme amaciyla Sovyetler Birligi nin Cenevre Sozlesmesi ni imzalamadigi hatirlatildi Rehberde gida standardi calismayan esirler icin gunluk 2040 kalori calistirilan esirler icin ise gunluk 2 200 kalori olarak belirlendi Bu oran eger gercekten verilseydi bile standart yasam gereksinimi icin son derece dusuktu Gercekte esirlere cok daha az miktarda yiyecek verildi esirler Agustos 1941 in sonlarina dogru kitlesel bir sekilde acliktan olmeye basladilar 21 Ekim 1941 de ise yaramayan esirler icin gida orani yuzde 27 oraninda dusuruldu Bu yeni oran esirlerin hala belirlenen duzeyde duzenli olarak yemek aldigi varsayimina gore belirlendi ancak zaten yarali veya hasta esirlere yiyecek nadiren veriliyordu Dahasi Wagner esirler icin belirlenen yiyeceklerin yalnizca toplama kamplarinin bulundugu alanlardan gelmesini emretti yani Wehrmacht tan kamplara yemek ulastirma durumu kaldirildi Aclik Plani nin varsayimina gore Sovyetler Birligi nin isgal altindaki bolgelerinde ele gecirilen gida urunleri ilk once Wehrmacht birliklerine daha sonra Nazi Almanyasi nda yasayan sivillere ve isgal altindaki yerlerin nufusuna en son ise savas esirlerine ulastirilacakti 13 Kasim 1941 tarihinde Wagner Toplama kamplarinda calismayan esirler acliktan olmeye mahkumdur aciklamasi yapti Ayni politikanin bir parcasi olarak Nazi askerlerine esirleri beslemenin Alman cocuklarinin beslenmesini mahrum etme ile ayni durum oldugu propagandasi yapildi Isgal altindaki bolgelerdeki nufusun esirlere herhangi bir yardimda bulunmasi kesin bir dille yasaklandi ve agir ceza kapsamina alindi Ayrica on cephedeki bazi bolumlerde esirlere kis giysileri vermek yasaklandi Isgal edilen topraklarin yonetimine getirilen Alfred Rosenberg esirlerin beslenmesi konusunda su ifadelerini kullandi Sovyet savas esirlerinin kaderi buyuk bicimli bir trajedidir Sovyetler Birligi ndeki mevcut haberlere dayanarak bolge insaninin esirlere yiyecek vermeye istegi yogundu Bunu onleyici birkac toplama kampi komutani bu firsattan basariyla yararlandi Bununla birlikte cogu durumda sivil nufusun savas esirlerine yiyecek dagitmasini yasakladilar ve onlari acliga mahkum etmeyi tercih ettiler Alfred Rosenberg Vitebsk teki esir kampinda Sovyet savas esirlerine yemek veriliyor Temmuz 1941 Vitebsk deki Nazi toplama kampinda ciplak tutulan Sovyet savas esirleri Agustos 1941 Boyle bir politikanin etkisi kitlesel aclik oldu Esirler son care olarak ot agac kabugu ve cam igneleri yemek zorunda kaldilar Esirlerin her ogunu olum ve yasam arasindaki belirleyici bir oge haline geldi Kamplarda yamyamlik yayginlasti Acliga ek olarak yuz binlerce esir yiyecek yetersizligine bagli hastaliklara bagli oldu Tifus salginlari patlak verdi ve hastalik Nazi askerlerini ve Nazi Almanyasi ndaki sivil insanlarin sagligini tehdit eder hale geldi Esir kamplarinda meydana gelen olumler 1941 sonbahari ile 1942 nin ilk ceyregi arasinda zirveye ulasti Ornegin Eylul 1941 de daki gecici toplama kampinda gunde ortalama her 100 kisiden biri oluyordu Soguk havalarin gelmesiyle birlikte olum oranlari artti Kasim 1941 sonunda Ordu Grubu Merkez in arka bolgesindeki kamplarda ortalama her 100 kisiden iki kisi gunluk olarak oluyordu Sadece Genel Hukumet teki kamplarda 21 30 Kasim 1941 tarihleri arasinda 45 690 esir oldu gunde yaklasik 4 600 Kasim ayinda olen esir sayisi 83 bin civariydi Durum kisin gelmesiyle birlikte daha da kotuye gitti Aralik 1941 de Reichskommissariat Ostland kamplarinda Belarus ve Baltik devletleri 68 bin kisi oldu Ukrayna daki Reichskommissariat Ukraine doneminde esir alinan yaklasik 134 bin kisiden infazlarla birlikte Ocak 1942 ye kadar gunde ortalama 6 bin kisi yasamini yitirdi Savas esiri kamplarindaki kesin bir iyilesme ancak 1942 ortasindan yapildi Buna karsin Sovyet esirler yetersiz beslenmeye hastaliklara ve gardiyanlarin kotu muamelesine maruz kalmaya devam etti Pek cok kaynak olumsuz kosullari ve buyuk olum oranlari nedeniyle Sovyet esir kamplarinin Nazi toplu imha merkezleri ile ayni sey oldugunu ifade etti Sovyet esirler icin kurulan kamplarda tum Nazi Almanya sinda yer alan toplama kamplarindan daha fazla olum gerceklesti Sovyet savas esirleri icin kurulan kamplar Dogu Cephesi ndeki savas sirasinda Naziler tarafindan esir alinan Sovyet askerleri Nazi Almanyasi nda kurulan veya isgal edilen bolgelerde insa edilen esir kamplarina yerlestirildi Bu kamplara Russenlager Turkce Rus kampi ismi verildi Muttefik Devletler Wehrmacht dahil tum duzenli ordu askerlerine Cenevre Sozlesmesi ne uygun olarak davrandi Nazi Almanyasi bu sozlesmeye taraf olmasina ragmen Sovyet askerlerini sozlesmeye uygun olarak gormedi Russenlager kamplarindaki kosullar genellikle Nazi toplama kamplarindan daha kotuydu Asagida ozellikle cok sayida Sovyet esiri barindiran ve yuksek olum oranlariyla one cikan esir kamplari yer almaktadir Nazi Almanyasi ndaki esir kamplari Kamp adi Yer AciklamaOflag IV C Colditz Colditz Kalesi nde kurulan kampta Kizilhac paketlerinin aclik ceken Sovyet savas esirleriyle paylasilmasi yasaklandi Oflag XIII A Langwasser Kamp Temmuz 1941 de savas sirasinda yakalanan ust duzey Sovyet subaylari icin kuruldu Kampta kalan 29 550 savas esirinden 14 818 i Sovyet savas esiri idi bunlarin 7 943 u Sovyet subayi idi Kampta cok sayida Sovyet subay salgin hastaliklar sonucu oldu Nisan 1942 de kapatildi ve hayatta kalanlar esirler baska kamplara transfer edildi Stalag III A Luckenwalde 1941 42 arasinda tifus salgini sonucu 2 bin 2 500 arasi Sovyet savas esiri oldu Bu sayi kampta tutulan diger ulkelerin esirlerine oranla cok fazla idi Hayatini kaybeden diger ulkelerden getirilen esirler askeri onurla gomulurken Sovyet askerleri rastgele toplu mezarlara gomuldu Stalag IV A Hoyerswerda Kamp 1938 de kuruldu Haziran Eylul 1941 arasinda yakalanan Sovyet esirler diger kamplardan buraya getirildi Kamptaki kosullar son derece olumculdu aclik salgin hastaliklar ve kotu muamele mevcuttu Olen Sovyet esirler toplu mezarlara gomuldu Stalag IV B Zeithain Temmuz 1941 de 10 677 Sovyet askeri bu kampta yerlestirildi Bu kampa baska bir giris olmadi Nisan 1942 de 3 279 kisi hayatta kaldi geri kalani kotu beslenme sagliksiz kosullar ve tifus salgini nedeniyle oldu Cesetler toplu mezarlara gomuldu 1942 Nisan indan sonra getirilen Sovyet esirler de ayni sekilde hayatini kaybetmeye devam etti 1942 sonunda kampta kalan yaklasik 10 bin saglikli Sovyet esir Belcika daki komur madenlerinde calismaya zorlandi geri kalan ise tuberkulozdan olmeye devam ettiler Bu kampin alt kampi olan Stalag IV H de 8 bin civari Sovyet savas esiri oldu Stalag V A Ludwigsburg 1941 1942 arasinda cok sayida Sovyet esir bu kampa getirildi Diger esirlerden ayri tutuldular ve diger ulkelerin esirlerine uygulanandan daha sert muamele gorduler Binlerce Sovyet esir yetersiz beslenme ve hastalik nedeniyle oldu Stalag VI C Emsland 1941 yazinda 2 700 civarinda Sovyet esiri bu kampa getirildi Yaklasik 2 600 Sovyet savas esiri kotu hava kosullari ve hastaliklar nedeniyle oldu Kamp yakinlarinda 150 toplu mesaj tespit edildi Stalag VI K Schloss Holte Stukenbrock Resmi kayitlara gore 10 bin civari kurtarilan esirlere gore ise 65 bin civari Sovyet savas esiri bu kampta oldu Olenler cogunlukla uc toplu mezara gomuldu Savasin ardindan bu bolgeye anit mezarliklar kuruldu Stalag VII A Moosburg Kampta yaklasik 800 Sovyet savas esiri yasamini yitirdi Savasin sonunda 27 Sovyet generali bu kamptan kurtarildi Stalag X B Sandbostel Sovyet esirler diger esirlerden farkli muamele gordu Olen yaklasik 46 bin Sovyet esir toplu mezarlara gomuldu Stalag XI B Bad Fallingbostel Kamp 1937 yilinda kuruldu Bu kampta 1941 yilinda Stalag XI D de ismiyle ayri bir bolum olusturuldu ve Temmuz ayinda 10 binin uzerinde Sovyet esiri buraya hapsedildi Binlercesi tifo salgini sonucu 1941 42 arasinda oldu Temmuz 1942 de Stalag XI D kapatildi ve tekrar Stalag XI B ye dahil edildi Stalag XI C Bergen Temmuz 1941 de yakalanan 20 bin civarinda Sovyet esiri bu kampa getirildi Kamp insa edilirken acik alanda tutuldular 1941 42 arasinda 14 bin civarinda Sovyet esiri oldu 1943 sonunda kamp kapatildi ve Bergen Belsen toplama kampina donusturuldu Polonya daki esir kamplari Kamp adi Yer AciklamaStalag 307 Deblin Deblin Kalesi nin de dahil oldugu dort bolumden olusuyordu 1941 1944 yillari arasinda kampta yaklasik 180 bin Sovyet askeri kaldi Yaklasik 80 bin esir aclik sogukluk hastalik ve gardiyanlarin kotu muamelesi sonucu oldu Stalag 319 Chelm Kamp kompleksi birkac bolume ayrilmisti 1941 1944 yillari arasinda kampta yaklasik 180 bin Sovyet askeri kaldi Savastan sonra kamp mezarliginda 60 bin kisinin cesedi bulundu Ayrica taniklarin ifadelerine gore 30 bin civarinda kisi savas sona ermeden once Naziler tarafindan yakildi Stalag 324 Ostrow Mazowiecka Kamp savasin baslamasindan once Grady koyu yakinlarinda kuruldu Kampta bina yoktu dikenli tellerle cevrili bir tarlayi kapsiyordu Kamp 1942 kisina kadar faaliyet yuruttu Kampta yaklasik 80 bin esir kaldi Kamp mezarliginda savastan sonra 41 bin civarinda ceset bulundu Stalag 359 Zamosc Kamp kompleksi uc bolumden olusuyordu Aclik soguk alginligi hastaliklar ve gardiyanlarin kotu muamelesi sonucu yaklasik 28 bin Sovyet savas esiri bu kampta oldu Stalag 359 Poniatowa Kampta dizanteri salgini meydana gelmesi uzerine 21 29 Eylul 1941 tarihleri arasinda ilk gun 3 261 olmak uzere toplam 6 bin civarinda Sovyet askeri Ordnungspolizei tarafindan infaz edildi 1942 ortasina kadar yaklasik 20 bin Sovyet savas esiri acliktan hastaliklardan ve idamlar nedeniyle oldu Kamp daha sonra Yahudiler icin Poniatowa toplama kampi olarak yeniden kuruldu Stalag 366 Siedlce Kamp sehirde yer alan askeri kislada kuruldu 1941 1944 yillari arasinda yaklasik 23 bin Sovyet savas esiri bu kampta oldu Stalag I B Olsztynek Kampta 1941 42 yillari arasinda yaklasik 25 bin kisi hayatini kaybetti bunlarin cogunlugu Sovyet askerleri idi Toplamda 50 bin civari Sovyet esiri bu kampta yasamini yitirdi Stalag II B Czarne Haziran 1941 de kuruldu Kampta Kasim 1941 de baslayip Mart 1942 ye kadar suren tifo salgini patlak verdi Yaklasik 45 500 Sovyet savas esiri bu kampta yasamini yitirdi Stalag III C Drzewice Temmuz 1941 de kampa getirilen Sovyet askerleri ayri ayri bolmelerde tutuldular Aclik veya infazlar sonucunda yaklasik 12 bin Sovyet savas esiri bu kampta oldu 10 Ocak 21 Subat 1942 tarihleri arasinda Sovyet savas esirlerine toplam 221 insan deneyi yapildi Stalag VIII C Zagan 18 bin kisilik insa edilen kampa 1941 sonrasi 50 bin civarinda Sovyet esir getirildi Kamp kosullari kotuydu aclik salgin hastalik ve iskence kaynakli cok sayida esir yasamini yitirdi 1942 nin basinda hayatta kalanlar diger kamplara transfer edildi Stalag VIII E Swietoszow Ilk esirler Temmuz 1941 de getirildi Kampta toplam 57 545 Sovyet savas esiri kaldi Yaklasik 50 bin Sovyet esiri bu kampta oldu Stalag VIII F Lambinowice Toplamda 108 471 Sovyet savas esiri bu kampta tutuldu yaklasik 100 bini olduruldu Sovyetler Birligi ndeki esir kamplari Kamp adi Yer AciklamaDulag 126 Smolensk Kampta gunde 150 200 arasi savas esiri oldu Dulag 127 Dulag 185 Stalag 341 Mogilyov Her bir kampta 30 bin 40 binarasi Sovyet savas esiri oldu Hayatta kalan taniklar kamplarin yakinda ceset daglarinin oldugunu ifade ettiler Dulag 131 Babruysk 1941 1944 yillari arasinda kampta yaklasik 30 bin Sovyet savas esiri oldu Kamptaki olumlerin bir kismi ana kamp binasinda cikan yanginda bir kismi canli canli yakilarak bir kismi ise gardiyanlar tarafindan vurularak gerceklesti Dulag 162 Stalino Kamp sehir merkezinde dikenli tellerle cevrili kucuk bir bolgede kuruldu Kampta kalici olarak yaklasik 10 bin kisi vardi Kucuk bir alana sahip bu kampta savas esirleri ancak ayakta durabiliyorlardi Kampta yaklasik 25 bin kisi oldu Stalag 336 Kaunas Kamp Kaunas Kalesi nin altinci bolgesinde kuruldu Aclik hastaliklar soguk ve gardiyanlarin kotu muamelesi sonucu yaklasik 35 bin kisi burada oldu Bu sayinin 13 936 si kamptaki hastanede olen esirlerdir Stalag 352 Minsk Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ndeki en buyuk savas esiri kampiydi Gorgu taniklari bu kamptaki esirlerin zorlukla hareket edebildigini ve dogal ihtiyaclarin ancak bulunduklari yerde giderebildiklerini soyledi Kampta yaklasik 109 500 kisi oldu Diger esir kamplari Kamp adi Yer AciklamaStalag 350 Riga 1944 tarihli Sovyet raporuna gore bu kampta 43 bin civarinda Sovyet askeri hastalik veya acliktan nedeniyle oldu Esirler Ekim 1941 de Salaspils toplama kampinin insasinda kullanildi Stalag 381 Tallinn Tapa 1956 yilinda Tapa da bu kampta oldurulen esirler icin anit mezar insa edildi Toplu olarak gomulen Sovyet mahkumlarin sayisi bin civarindadir 2008 yilina kadar Burada 1941 1944 yillari arasindaki fasist isgalde yaklasik 10 bin Sovyet savas esirinin olduruldugu bir olum kampi vardi yazili anma plakalar yer aldi Esirlerin oldurulmesiNazilerin irkci ideolojisi her esiri kategoriye ayirmisti ve bu kategorinin en tehlikeli olarak tanimlanip dogrudan infaz edilmesi gerektigi vurgulanan kismi Kizil Ordu mensuplariydi Bu kategori Sovyet siyasi komiserleri Sovyetler Birligi Komunist Partisi ve onunla iliskili kuruluslara bagli kisileri Sovyet entelijansiya temsilcilerini yerel yetkilileri ve ekonomik aktivistleri ve Yahudileri iceriyordu Pek cok kaynak en az 500 bin Sovyet savas esirinin dogrudan olduruldugunu soylemektedir SS istatistiklerinden yola cikarak yapilan analizlere gore bu oldurme islemlerinin 10 20 arasi yalnizca 1941 yilinda gerceklesti Komiserler Emri nin uygulanisi Wehrmacht tarafindan hazirlanan ve Sovyet askerlerinin kendi bunyesindeki Yahudi siyasi komiserleri derhal oldurmesi gerektigi konusunu isleyen Nazi propagandasi brosuru Haziran 1941 Kizil Ordu nun siyasi komiserlerine yonelik oldurme islemi savasinin ilk gunlerinde basladi Aralik 1941 den onceki dort ay icinde zirveye ulasti Nazi arsivlerinde 2252 Sovyet siyasi komiserin idamina iliskin raporlar korunmustur Ancak oldurulen siyasi komiser bu sayinin oldukca ustundeydi Esir kampina gonderilmeden once binlerce Sovyet komiseri olduruldu Olay yerinde yakalanan taninmis siyasi kisiler Wehrmacht veya Waffen SS e bagli askerler tarafindan vuruldu Bir bolgede toplanan veya savas esir kamplarina gonderilen siyasi komiserler genellikle kisa bir sorgulamanin ardindan olduruldu Nurnberg durusmalari sirasinda ve savas sonrasi anilarinda Heinz Guderian ve Erich von Manstein gibi Nazi komutanlari birimlerinin siyasi komiser oldurmediklerini iddia ettiler Ancak onlara bagli alt birliklere dair korunan raporlarda cok sayida siyasi komiserin Komiser Emri ile olduruldugu yazilidir Dogu Cephesi nde savasan Nazi birliklerinin yalnizca bir bolumu bu emrin uygulanmamasini tavsiye etmistir Komiser Emri nin uygulanmasindaki ilerlemeler konusunda dahi bircok Nazi komutanligi rapor tutmustur 18 Agustos 1941 de OKW on cephelerden gelen taleplerin ardindan emrin kapsamini daha da genisletti ve en dusuk seviyedeki politik gorevliler de oldurulme listesine eklendi Arka cephede Wehrmacht birliklerinin yaninda Sicherheitsdienst in operasyon gruplari ve Einsatzgruppen birimleri vardi Komiserlerin ele gecirilme gorevleri ne olursa olsun Einsatzgruppen Wehrmacht la birlikte tum suphelilere yapilan kitlesel baskilarda buyuk rol oynadi Wehrmacht komutani muttefiki olan Mihver Devletleri nden Finlandiya Macaristan Romanya ve Italya siyasi komiserlerin kargasa cikaranlarini kendilerine teslim edilmesini istedi Sovyet topraklarinda aylarca suren savastan sonra Wehrmacht Komiser Emri nin hukumlerini hafifletmeyi dusundu OKH adina Eugen Muller 23 Eylul 1941 tarihinde gonderdigi mektupta OKW den yazili olarak Komiserlerin nasil ele alindigina dair bir oneri getirmesini istedi Uc gun sonra gelen cevapta Adolf Hitler in siyasi komiserlerin durumu ile ilgili verilen emirlerde herhangi bir degisiklik yapilmasini reddettigi bildirildi Yalnizca 1942 yazinda yakalanan siyasi komiserlere yonelik belirgin bir iyilestirme vardi 10 Haziran 1942 de Gestapo yoneticisi Heinrich Muller esirlerin ayrilmasina dair bir genelge yayinladi tum esirlerden siyasi komiserlerin tecrit edilmesini emretti ve tum siyasi komiserleri Mauthausen Gusen toplama kampina gonderdi Bununla birlikte siyasi komiserlerin durumu cok fazla degismedi cunku Mauthausen Gusen kampi en kotu sartlardaki Nazi Alman kamplarindan biri olmasina ragmen burada genellikle siyasi komiserleri yavas bir olum bekledi 20 Ekim 1942 de Muller ele gecirilen siyasi komiserlerin olay yerinde oldurulmesini emretti Emirde sadece Sovyet ordusundan firar ettigi tespit edilen siyasi komiserlerin Mauthausen Gusen e gonderilecegi belirtildi Sonraki aylarda Sovyet siyasi komiserlerin idamlarinin yazildigi cok sayida rapor yazildi Siyasi komiserlerin idamlari hakkinda bilgi veren bilinen son rapor Temmuz 1943 te Ordu Grubu Guney nden geldi Istenmeyen unsurlar secimi Yahudi olarak tanimlanan bir Sovyet savas esiri Agustos 1941 Siyasi komiserlerin oldurulmesi icin hazirlanan Nazi planlarinda yer alan istenmeyen unsurlar kategorisindeki gruplar savas sahasinda ortadan kaldirildi Bu amac dogrultusunda Einsatzgruppen Wehrmacht in islerini buyuk olcude kolaylastirdi Plan dogrultusunda Einsatzgruppen in yakaladigi siyasi komiserlere kamplarda secim yapma firsati verildi Amaclari Wehrmacht tarafindan henuz tanimlanmayan ve bilinmeyen Sovyet siyasi komiserlerinin isimlerinin yani sira komunistlerin entelijansiyalarin ve Yahudi temsilcilerinin tanimlanmasi ve ele gecirilmesiydi Gestapo bu kisilerin tespitinde gorev aldi 16 Temmuz 1941 de Wehrmacht Sovyet savas esirlerinin yok edilmesi konusunda Reichssicherheitshauptamt RSHA ile isbirligi yapti Ertesi gun RSHA komutani SS Obergruppenfuhrer Reinhard Heydrich ve OKW ye bagli savas esirleri baskani Hermann Reinecke Dogu Prusya ve Genel Hukumet bolgesindeki OKW nin yetkisindeki kamplarda tutulan savas esirlerinin idamiyla ilgili emirler verdi Reinecke kamp komutanlarina ve diger askeri makamlara Einsatzgruppen ile isbirligi yapmalarini emretti ve bunun esirlerin askeri durumlarina siyasi kesinliklerine ve etnik kokenlerine gore gruplara ayirarak yapilmasini istedi Buna paralel olarak Heydrich 8 Numarali Operasyon Emri olarak da bilinen Ruslarin yasadigi savas esir kamplarinin temizlenmesine iliskin talimatlar isimli bir bildiri yayimladi Bu emre gore 4 6 kisilik esir gruplari belirlenecek ve bu gruplar istenmeyen unsurlari secmeye yardim edecekti Heydrich bu unsurlari kategorilere boldu Profesyonel devrimciler Komintern gorevlileri Komunist Parti ve partiyle iliskili kurulus uyeleri ust duzey Sovyet yetkilileri ekonomik kurumlarin ust duzey calisanlari siyasi komiserler entelijensiya temsilcileri ve fanatik komunistler istenmeyen unsurlar kategorileri arasinda yer aldi Dort gun sonra RSHA 9 Numarali Operasyon Emri yayinladi ve istenmeyen unsurlarin idamlarinin diger esirlerin veya alt komutadaki Wehrmacht askerlerinin onunde yapilmamasi istendi Heydrich in emriyle birlikte OKW bolgesindeki savas esir kamplarindaki secilmis Sovyet askerleri en yakin toplama kampina goturulup buralarda idam edildi 8 Eylul 1941 tarihinde RSHA ile isbirligini iceren Sovyet savas esirlerinin durumuna iliskin talimatlar isimli karar OKW tarafindan yayimlandi Kararda kamp komutanlarina esirlerin istenmeyen unsurlar olarak daha genis kategorilere bolmeleri emredildi buna karsin Volksdeutsche ve Baltlar ve bazi Ukraynalilar serbest birakilacak kategoriye alindi Serbest birakma islemi SS tarafindan kamp yonetimi ile yakin isbirligi icinde yapilacakti ve secilen esirler SS e transfer edileceklerdi Wagner in 24 Temmuz 1941 tarihli emri ile birlikte Einsatzgruppen in gecis kamplarinda operasyon yurutmesinin yasaklamasi sonrasi OKH baslangicta SS ile isbirligi ile calisti ve on cephelerde istenmeyen unsurlarin secimini ve idamini gerceklestirdi Emirde politik suclularin supheli siyasi komiserlerin ve komplocularin derhal tanimlanmasi ve kamp komutanlarinin ozel direktiflere gore onlarla ilgilenmesi yani onlari vurmalari istendi Nazi raporlari OKH bolgesinde bulunan savas esiri kamplarinin komutanlarinin cogunun Wagner in emirlerine uydugunu ancak bir kisminin itiraz ettigini ve esirleri tekrar Nazi birimlerine geri verdigini gostermektedir 7 Ekim 1941 den sonra OKH SS subaylarinin on cephede bulunan savas esir kamplarinda faaliyet gostermesine izin vermedi O gun yayinlanan Wagner in emrine gore Sovyet askerleri SS e teslim edildiklerinde artik savas esiri statusunde olmayacaklardi bu nedenle Wehrmacht esirlerin sorumlulugundan yasal olarak el cektirildi Bu surecte Einsatzgruppen istenmeyen unsurlari oldurmek icin yerel askeri yetkililerle kamp komutanlariyla ve istihbarat gorevlileriyle yakin isbirligi icerisindeydi Wagner in emri istenmeyen unsurlarin secimini mumkun oldugunca gizli tutulmasini gerektirdi ve infazlar diger mahkumlarin haberi olmayacak sekilde kamplardan ve sehirlerden cok uzak yerlerde hizlica gerceklestirildi Sovyet savas esirleri Ekim 1941 Bunlarin sonucu olarak istenmeyen unsurlarin idamlari iki yonlu gerceklesti Esirler idam icin ya OKW bolgesindeki toplama kamplarina gonderildi ya da Sovyetler Birligi nin isgal altindaki bolgelerindeki toplama kamplarindan uzak yerlere goturuldu En buyuk infaz yogunlugu 1941 sonbaharindan 1942 yilina kadar olan surecte gerceklesti Bu sure zarfinda SS genellikle resmi talimatlarla bildirilen idam kisitlamalarina uymuyordu Bu durum buyuk olcude kamplardaki secimlerin cok belirsiz kriterlere dayanarak yapilmasindan ve Nazilerin Sovyet halki ile ilgili bilgilerinin zayif olmasi nedeniyle esirleri dogru bir sekilde tanimlayamadiklari icin rastgele insanlari idam etmesinden kaynaklaniyordu Ornegin sunnet olmalari nedeniyle Kafkasya ya yasayan Muslumanlar ve Asya kokenli kisiler Yahudi sanilarak infaz edildi Benzer olarak Naziler uzun sure Sovyet askeri trompetcileri infaz etti cunku bu askeri birimin rozetleri siyasi komiserler tarafindan takilan rozetlerle karistiriliyordu Sovyet savas esirlerinin belirli kategorilere gore secilmesi ve infaz edilmeleri ile ilgili Wehrmacht ve RSHA emirleri savasin sonuna kadar gecerliydi 1942 den itibaren esirlere yonelik politikanin genel olarak gevsetilmesinin ardindan infaz oranlarinda bir azalma meydana geldi 5 Mayis 1942 de OKW nin emriyle Nazi Almanyasi topraklarindaki savas esir kamplarinda secim yapilmasi yasaklandi O donemden itibaren secimler yalnizca Genel Hukumet topraklarinda veya Sovyetler Birligi nin isgal altindaki bolgelerinde bulunan kamplarda yapildi Buna paralel olarak esirlerin Nazi Almanyasi nin savas oncesi sinirlarina Altreich nakledilmesine yonelik olarak kurallar degistirildi esirlerin tasinmasina yalnizca muayene edildikten sonra ve istenmeyen unsurlar kategorisine alindiktan sonra izin verildi Ayni zamanda Reinecke dail cok sayida Wehrmacht generali Nazi Almanyasi sanayisinin ihtiyac duydugu kronik sorunlardan kaynakli vasifli iscilerin ve degerli calisanlarin ortadan kaldirilmasini sinirlamak icin SS e baski yapmaya basladi Ancak yine de Wehrmacht direnis hareketleri ile isbirligi yapan kacmaya calisan veya Almanlarla cinsel iliskiye girip Alman irksal haklarini ihlal ettiginden suphelenilen esirleri idam edilmek uzere SS e gondermeye devam etti Yahudi katliamlari Ukrayna da cocugunu korumaya calisan Yahudi bir kadini vuran Einsatzgruppen mensubu 1942 Naziler ele gecirilen Yahudilerin holokost kapsaminda derhal idam edilmesi gerektigini belirtti Wannsee Konferansi nda Yahudilerin gelecegini tartisan Nazi liderleri Nihai Cozum planini hazirladi ve Yahudilere soykirim yapilmasi kararlastirildi Sovyetler Birligi nde esir alinan Yahudiler cogu zaman olay yerinde olduruldu Nadir durumlarda ise diger savas esirlerinden ayrilarak olum kamplarina gonderildi Kamplardaki idam yontemi cogunlukla toplu infazdi Yahudilerin topluca teslim olmalari infazlari hizlilastirdi Neredeyse butun Sovyet ve Yahudi savas esirleri olduruldu kaynaklar hangileri bu oranin yaklasik 94 oraninda oldugunu belirtir Sadece 29 30 Eylul 1941 tarihleri arasinda Einsatzgruppen Kiev de 33 771 Yahudi yi Babi Yar katliaminda toplu olarak infaz etti Toplama kamplarindaki infazlar Mauthausen Gusen toplama kampi ndaki Sovyet savas esirleri Tanimlanan istenmeyen unsurlarin onemli bir kismi Nazi toplama kamplarina gonderildi Bu sayinin toplamda 500 bin civari oldugu ifade edilmektir kim Resmi olarak koruyucu statuden yoksun olan savas esirleri kamplardaki sivil mahkumlarla ayni sekilde hatta bazen daha da kotu sekilde insanlik disi bir sekilde muameleye maruz kaldi ve iskence gordu Wehrmacht genel olarak Sovyet savas esirlerinin toplama kamplarina nakledilmesinden sorumluydu Kizil Ordu askerleri genellikle olume yakin bir durumda kamplara getirildiler ve onemli bir kismi gardiyanlar tarafindan yukleme istasyonlarindan kampa yurutulurken oldu RSHA olumlerin yuzde 5 10 arasinda oldugunu ileri surdu Infaz icin belirlenen esirler olu ya da yari olu sekilde kamplara getirildiler Kampa ulasanlar dogrudan idam edildi veya isgucu ile imhaya maruz kaldilar Sovyet savas esirlerinin toplama kamplarina en buyuk nufusu 1941 sonbaharinda goruldu Aralik 1941 den itibaren nufus kademeli olarak azaldi Asagida Sovyet savas esirlerinin en cok infaz edildigi toplama kamplari yer almaktadir Kamp adi Ulke AciklamaAuschwitz Birkenau Polonya Bu kamp kompleksi Sovyet savas esirlerinin infaz edilmesi surecinde ozel bir rol oynadi Auschwitz deki Sovyet savas esirleri 3 Eylul 1941 de Zyklon B gaziyla yapilan ilk denemenin kurbani oldu Auschwitz de 8 bin 15 bin arasi Sovyet savas esiri oldu Auschwitz toplama kampinin ilk komutani Rudolf Hoss kampta oldurulen toplam esirin 20 bin civarinda oldugunu oldugunu soyledi Birkenau kampinda ise 100 bin civari Sovyet savas esiri sistematik olarak olduruldu Bergen Belsen Almanya 1943 te bir savas esiri kampi olarak kuruldu ardindan bir kismi toplama kampi haline getirildi Baslangicta Yahudi esirlerin yurtdisinda tutulan Nazi savas esirleriyle degis tokus etmek amaciyla tutuldugu bir takas kampi idi Kamp daha sonra diger toplama kamplarindaki Yahudileri barindiracak sekilde genisletildi 1941 den 1945 e kadar yaklasik 14 bin 20 bin arasi Sovyet savas esiri burada oldu Buchenwald Almanya 1941 1942 yillari arasinda kamptaki secilmis Sovyet savas esirleri Kommando 99 uyeleri tarafindan toplu olarak idam edildi Kizil Ordu askerlerinin yaklasik 7 200 u Kommando 99 tarafindan bizzat olduruldu Resmi kayitlara gore 8 483 Sovyet esir burada yasamini yitirdi Chelmno Almanya Yahudilere soykirim amaciyla icin kurulan bu kampta yuzlerce Sovyet esir infaz edildi Dachau Almanya 1941 sonbaharindan itibaren Sovyet savas esirleriyle dolu kapali vagonlu trenler neredeyse her gun bu kampa geldi Esirlerin kampa tasinmasi genellikle geceleri oldu ve 400 500 kisilik gruplar halinde idam yerlerine goturulerek infaz edildi Her tasimada esirlerin sadece 10 derhal infaz edilmedi Kampta 4 500 12 bin arasi Kizil Ordu askeri olduruldu Flossenburg Almanya Bu kampa toplamda yaklasik 2 bin Sovyet savas esiri kaldi ve sadece 102 si serbest kalabildi 1941 sonuna kadar binden fazla Sovyet savas esiri burada idam edildi Gross Rosen Polonya Kampta binlerce Kizil Ordu askeri katledildi Ekim 1941 de 2 500 Sovyet savas esiri diger esirlerden ayri olarak son derece zor yasam kosullarindaki bu kampa getirildi Olumcul sartlar ve surekli devam eden infazlar tum esir nakliyesi islemleri neredeyse iki ayda tamamlandi Hinzert Almanya Bu kampta Sovyet mahkumlara tibbi muayeneden gececekleri soylendi ve potasyum siyanur enjekte edilerek olduruldu Mauthausen Gusen Avusturya Bu kampta oldurulen Sovyet savas esirlerinin sayisinin halen kesin olarak belirlenememesine ragmen 10 bin civarinda oldugu tahmin edilmektedir Bu kampa hapsedilen binlerce Kizil Ordu askeri idamlarla veya olumcul yasam ve calisma kosullari nedeniyle oldu Kamptaki insanlarin kurtarilmasindan sonra 2 bin kisiden sadece besinin hayatta oldugu goruldu Majdanek Polonya Ekim 1941 de 5 bin civarinda Sovyet esiri bu kampa getirildi Tamami toplu yapilan infazlarla olduruldu Neuengamme Almanya Nazilerin Sovyetler Birligi ni isgalinden sonraki ilk haftalarda her biri 300 400 kisilik esir gruplari bu kampa getirildi ve derhal idam edildiler Agustos 1941 de dikenli tellerle cevrili yerin disindaki kislalara yerlestirilmek uzere 1 200 esir getirildi ve bu esirler kasitli olarak ac birakildi Nisan 1942 ye kadar olumcul durumda olan sadece 200 mahkum yasiyordu 1942 sonbaharinda 179 Sovyet savas esiri gaz kullanilarak infaz edildi Sachsenhausen Almanya Eylul 1941 in basinda kampa 18 bin Sovyet savas esiri getirildi Bir haftadan kisa bir sure icinde bu esirlerin tamamina yakini idam edildi bazilari ise acliktan oldu Infazlar Buchenwald da kullanilan sistematik yontem izlenerek gerceklestirildi Ilk tasimanin ardindan yapilan infazlardan sonra ikinci tasimada 8 bin esir getirildi Gelen Kizil Ordu askerleri icin barinak yiyecek ve su hazirligi yapilmadi Acik havada tutulan esirler birkac gun ac birakildi Daha sonraki donemlerde kucuk Sovyet esir gruplari buraya getirildi Bu kampta toplamda 26 bin civarinda kisi oldu Sobibor Polonya Sovyet Yahudileri bu kampta gaz verilmek suretiyle infaz edildi Aleksandr Pecerskiy onderliginde bir grup Sovyet esir bu kamptan kacmayi basardi Ardindan Naziler bu toplama kampini kapattilar Ayrica Mittelbau Dora Stutthof ve kadinlara ozel kurulan Ravensbruck toplama kamplarinda binlerce Sovyet savas esiri infaz edildi Esirlere uygulanan deneyler Nazi toplama kamplarindaki Sovyet savas esirleri ve diger sivil mahkumlar SS doktorlari tarafindan tibbi deneylere maruz birakildi Esirler uzerinde sterilizasyon ve hipotermi deneyleri yapildi kasitli enjeksiyon olarak veya esirlerin enfeksiyonlarina yonelik pek cok ilac ve preparat denemeleri gerceklestirildi Oldurulen siyasi komiserlerin kafataslari Nazi universitelerinin antropolojik bolumlerinde incelendi ve buralarda asagi irk Untermensch kafatasinin bir modeli olarak sergilendiler Zorla calistirma ve isbirligine zorlamaMinsk te yol calismalari sirasinda OST Arbeiter olarak calistirilan Sovyet esirler Temmuz 1941 1941 in sonunda Naziler Sovyet savas esirlerine yonelik politikalarini kademeli olarak gozden gecirmeye basladi 30 Ekim 1941 de Hitler savas oncesi Nazi Almanyasi bolgesinde bulunan kamplarda esirlerin sinir disi edilmesine karar verdi Kararda Nazi makamlarini esirlerin kosullarini iyilestirmek icin daha fazla adim atilmalari istendi Kasim 1941 de Ordu Grubu Srodek esirleri yaya olarak yurutme politikasindan vazgecti 22 Kasim da ele gecirilen vagonlarla esirlerin tasinmasi yasaklandi Bu donemde Nazi Almanyasi nda olarak calistirilan Sovyet esirlerin durumundaki gozle gorusur bir iyilesme saglandi ve diger ulkelerin savas esirleriyle ayni seviyeye getirildi OKH on cephelerdeki gecis kamplarinda kalan esirler icin yiyecek oranlarinin artirilmasini istedi Buna paralel olarak 1941 yilinin ortasinda OKW esirlerin calisma yeteneklerine bagli olarak uc kategoriye ayrilmalarini emretti Ilk kategorideki tamamen calisabilen esirlere normal yiyecek miktari verildi Saglikci esirler ozel muamele gordu hasta odalarinda dinlendiler tibbi bakim olanaklarindan yararlandilar ve isitilmis binalarda kaldilar Kalici olarak calisamayan esirlerin durumu resmen somutlastirilmadi ancak bu kategoride yer alan Kizil Ordu askerlerinin buyuk cogunlugunun yok edilmesi ongoruldu Bununla birlikte bu iyilestirme politikasi Sovyet esirlerin bulundugu toplama kamplarinin cogunlugunda cok yavas ilerledi emirlerin uygulanmadigi ve toplu katliamlarin devam ettigi durumlar sikca goruldu OST Arbeiter olarak zorla calistirilmak amaciyla Ukrayna dan Nazi Almanyasi na tasinmaya hazirlanan Sovyet esirler Mayis 1942 Naziler Sovyet savas esirlerini 1941 in sonuna kadar kole emegi kaynagi olarak gormedi Hermann Goring 7 Kasim 1941 de esirlerin istihdami calisma kapasitesi bakimindan secilmeleri ve ardindan Nazi sanayii ve tariminda calistirilmalari talimati verdi Nazi ekonomisinin gelistirilmesi icin calismak uzere esirleri kullanmayi amaclayan faaliyetler ozellikle Nazi liderlerinin Sovyetler Birligi ne karsi hizli bir zafer kazanma ihtimalinin ortadan kalktigi acikca belli oldugunda ve Moskova yakinlarindaki Nazi yenilgisinden itibaren yogunlasti Ancak Nazi makamlari esirlerin is gucu olarak degerini anladiktan sonra bile onlara uygun yasam kosullari saglamadi Goring Kasim 1941 deki emrinde Ruslarin basit bu nedenle onlar kolayca ve gida dengesi bozulmadan beslenebilir Onlar bir Alman gibi beslenmemeli ve bozulmamali ifadelerini kullandi ve Sovyet esirlerinin beslenmesi buna gore gerceklesti 3 Aralik 1941 de Nazi Silah ve Muhimmat Bakani Fritz Todt silahlanma endustrisinde uzman olarak calisan esirlerin sorumlulugunu ustlendi ve 30 bin esirin yeterli yiyecek almasi ve konaklamasi icin emir verdi Bu istisna disinda yuzbinlerce esir kotu kosullarda kalmaya devam etti Sovyet savas esirlerinin bir kismi isbirlikci olarak Nazilerle birlikte calisarak Kizil Ordu karsiti faaliyetlerde bulundu Gorselde Andrey Vlasov komutanligindaki isbirlikci Rus Kurtulus Ordusu uyeleri goruluyor 1942 itibaren tutsak alinan Kizil Ordu askerleri Nazi ekonomisinde yogun bir sekilde kullanildi Savasin sonunda Nazi Almanyasi nda neredeyse bir milyon Sovyet savas esiri OST Arbeiter olarak calistirildi Kizil Ordu askerleri uluslararasi hukuka aykiri isler yapmak zorunda biraktilar Cenevre Sozlesmesi savas esirlerinin askeri tesislerde calistirilmasini yasaklamasina ragmen Sovyet savas esirleri askeri egitim alanlarinda silah ve muhimmat uretiminde askeri havaalanlarinin insasinda calismak zorunda birakildilar Hatta Sovyet esirleri isbirligine zorlanip Hiwi adiyla Nazi cephelerinde Kizil Ordusu karsiti faaliyetlerde bulundular Trawniki adiyla orgutlenip kendi silah arkadaslarina yonelik katliamlar gerceklestirdiler Bunun yaninda ciftlik arazilerinde ve cesetlerin mezarlara tasinmasinda calistirildilar Uzman olanlar endustriyel tesislere nitelikli isci olarak gonderildi Bircogu kotu beslenmeye kotu muameleye ve saglik icin tehlikeli olan kosullara maruz birakildilar bircogu kazalar ve hastaliklar nedeniyle oldu Sadece 1 Temmuz 10 Kasim 1943 tarihleri arasinda Ruhr bolgesindeki komur madenlerinde zorla calistirilan 27 638 Sovyet esiri agir calisma sartlarindan kaynakli yasamini yitirdi 1942 den itibaren Naziler Wehrmacht SS veya Ordnungspolizei tarafindan organize edilen isbirlikci olusumlarda hizmet etmek icin gonullu almaya basladi Kamplardaki aclik ve olumu goz onune alarak bircok savas esiri Nazilerle isbirligi yapmayi kabul etti Eski savas esirleri askerler arasinda buyuk cogunlugu 60 in uzerinde olusturuyordu Dogu lejyonlarinin onemli bir yuzdesi Nazi isbirlikcilerden meydana geldi En bilinen isbirlikci askeri birlik Andrey Vlasov komutanligindaki Rus Kurtulus Ordusu idi Vlasov bagimsiz askeri tabur kurmadan once Naziler tarafindan organize edilen cesitli olusumlarda gorev yapmak uzere gonderildi 1944 un sonlarinda ise Sovyet esirlerden ulusan askeri birlik kurdu ve onun komutani oldu Isbirlikci gruplar bazen Kiev Kuren Schutzmannschaft gibi Nazi polis orgutleri kurup on cephelerde gorev aldi bazen istihbarat faaliyetleri yuruttu bazen Yahudi gettolarini yok etmek icin operasyonlar duzenledi bazen de cephe arkasinda katliamlar yapti KurbanlarDeblin deki toplama kampinda oldurulen Sovyet askerlerinin toplu mezari II Dunya Savasi nin hukum surdugu 1941 1945 yillari arasinda Naziler yaklasik 5 7 milyon Kizil Ordu askerini esir aldi Rusya Savunma Bakanligi verilerine gore bu sayi 4 milyon 559 bindir Esir alinandan 3 1 milyon ila 3 5 milyon arasinda kisi oldu Esirlerin buyuk cogunlugu nakil esnasinda veya savas esir kamplarinda hukum suren olumcul kosullar nedeniyle oldu En az 500 bin Sovyet askeri dogrudan infaz edildi Resmi istatistiklere gore tum savas suresi boyunca 8 868 000 Kizil Ordu askeri yasamini yitirdi Nazilerin oldurdugu Sovyet askeri orani tum savasta olen asker sayisinin yaklasik yuzde 40 i kadardir Savas boyunca Nazilerin esir aldigi Kizil Ordu askerlerinin 57 63 u olurken pek cok bati ulkesinden alinan esirlerdeki olumler yuzde 10 u gecmedi 1941 sonbaharinda gunluk Sovyet savas esiri olumu orani II Dunya Savasi boyunca olen tum Ingiliz ve Amerikan savas esirlerinden daha fazladir I Dunya Savasi ile kiyaslandiginda Alman Imparatorlugu kuvvetleri 1 4 milyon Rus Imparatorlugu askerini esir almis Nazi donemiyle kiyaslanmayacak kadar siki ablukaya maruz kalmasina bagli aclik ve yoksulluga sahip olmasina ragmen esirlerin yalnizca 5 4 u hayatini kaybetmisti Esirlerin olumu en cok 1941 yilinda gerceklesti Barbarossa Harekati nin baslangic yillarinda Nazi ordusunun hizli ilerleyisinin bir sonucu olarak 3 2 milyon ila 3 8 milyon arasi kisi esir alindi Bunlarin 1 4 milyonu Aralik 1941 de oldu Ocak 1942 ye kadar bu sayi 2 milyona yukseldi 19 Subat 1942 de gerceklesen bir Nazi ekonomi konferansinda konusan Istihdam Temsilcisi Ofisinde kidemli bir gorevli olan Dr Mansfeld 3 9 milyon Kizil Ordu askerinin esir alindigini esirlerden 2 8 milyonunun oldugunu 1 1 milyonunun ise hayatta kaldigini ifade etti Ayrica bu hayatta kalanlardan sadece 400 bininin Nazi Almanyasi icin calisacak kadar saglikli oldugunu gerisinin basta tifo olmak uzere bircok hastaliga sahip oldugunu belirtti Buchenwald toplama kampindaki Sovyet esirler boy olcme bahanesiyle Kommando 99 tarafindan infaz edildi Catlak seklinde ozel tasarlanmis bir alan bulunan duvara getirilen esirler boyunlarindan vuruldu ve cesetleri hizlica yan odaya atildi Sistematik sekilde gerceklesen 35 40 arasi infazdan sonra cesetler bir kamyona yuklendi ve mezarlik kismina atildi 1945 ten sonra bazi Wehrmacht subaylari bu kadar cok sayida esirin olmadigini konusunda kamuoyunu ikna etmek icin caba sarf etti Karsit tez olarak Sovyetlere ait esir kamplarinda da insanlik disi muamele oldugu harekatin ilk aylarinda Kizil Ordu askerlerinin ve NKVD birimlerinin Dogu ya cekildigi bolgelerdeki hapishanelerdeki esir katliamlarinin ve Nazi esirlerine yonelik acimasiz muamelelere misilleme yaptigina dair gorusler ortaya atildi Ancak pek cok kaynaga gore Sovyet esir kamplarinda yasananlarin Nazi liderlerinin Sovyetler Birligi ne karsi savasma nedenlerinin ve tum Sovyet halklarini yok etmeye dair niyetinin bir sonucudur ve bu durum isgal harekatinin baslamasindan once Wehrmacht komutanligi tarafindan verilen emirler ile karakterizedir Ayrica ayni kaynaklar Nazi Almanyasi nin esir aldigi Sovyet askerlerine karsi gosterdigi kotu muamele yalnizca birtakim orgutsel sorunlarla degil yuzbinlerce Sovyet esirinin imha edilmesiyle sivillerin esirlere yardim etmesinin yasaklanmasiyla ve Nazi yetkililerin esir kamplarindaki gardiyanlarin vahsiligine tolerans gostermesiyle aciklanmasi gerektigini ifade eder Nurnberg Uluslararasi Askeri Ceza Mahkemesi yasanan olaylari Sovyet savas esirlerine yapilan muamele insanlik disi olarak nitelendirildi Bu kadar cok sayida kisinin olumu yalnizca bireysel gardiyanlarin eylemleri veya kamplardaki kritik yasam kosullarinin sonucu degildir Oldurmek icin yapilan sistematik planlarin sonucudur ifadeleriyle savas sucu ve insanliga karsi suc kapsamina aldi Bazi tarihciler Nazilerin Sovyet savas esirlerine yonelik politikasini yalnizca savas sucu olarak degil ayni zamanda buyuk siyasi ve askeri bir hata olduguna vurgu yapar Nazi Almanyasi nin Sovyetler Birligi ne beklenmedik bir sekilde aniden saldirmasi sonucu Sovyet askerleri kapsamli bir direnis hareketi olusmadan kendilerini bir anda yikici bir savastin icinde buldu Kimi kaynaklar 1941 deki ilk catismalar sonucu Nazilerin hizli ilerleyisini Sovyet halkinin buyuk cogunlugundaki Stalinist rejimden hosnutsuzluk olmasina ve bu nedenle proletaryanin anavatanini korumak icin savasmakta isteksiz olmasina baglar Bu kaynaklar ayrica Kizil Teror olaylarinin kolektivizasyon politikalarinin Sovyet ordusunda 1930 31 yillarinda gerceklesen Bahar Davasi sonrasi cok sayida subay vurulmasinin ve ardindan 1937 1938 yillarindaki tasfiyelerin ordu icinde hosnutsuzluga neden olan faktorler oldugunu iddia eder Bu gorusleri savunanlar ilk yillarda Sovyet askerlerinin Nazilere teslim olmasina ve hatta onlarin tarafina tarafina gecse bile bu esirlere uygulanan vahsi yontemler sonucu Nazilerin olumlu gidisatinin tersine cevrildigine vurgu yapar Nitekim Naziler esir alinan Kizil Ordu askerlerine karsi tutumlarini gizlemiyorlardi ve bu nedenle esirlere yapilan katliamlar tum Sovyet ordusunda ve Sovyet halki arasinda hizla yayildi Boylece Sovyet direnisi sertlesti ve Kizil Ordu nun hakli savas verdigine yonelik motivasyonu artti Zira genis esir katliamlarina kadar Sovyet askeri birimlerinin esir alinma orani azdi ve bu birimlerin bir kismi bu donemde Nazi tarafina gecmisti Benzer olarak Nazi generalleri Komiser Emri nin kaybedecek bir seyi kalmamasi nedeniyle sivil siyasetcileri asker yaparak savasa soktugunu belirtti Ayrica Sovyet esirlerini oldurerek Nazi ekonomisinin ihtiyac duydugu potansiyel isci kitlesinden de mahrum ettiler Savas sonrasi eski savas esirlerine bakisNorvec te esir tutulan Kizil Ordu askerlerinin kurtulusu 1945 Savasin sona ermesi Nazi kamplarinda hayatta kalan Sovyet mahkumlara daimi ozgurluk getirmedi 1926 RSFSC Ceza Kanunu nun 193 uncu maddesinde ve 1927 yilina ait Askeri Suc Hukumleri nin 22 maddesinde catisma disinda dusmana teslim olma durumu o kisinin tum mulkune el koyulmasiyla sonuclanir ifadesi yaziliydi Bununla birlikte bu maddeler catisma alanindaki direnisin imkansiz oldugu veya dusmanin yok edilmesinin gereksiz oldugu durumlarda teslimiyet durumunun gecerli oldugunu ve kovusturmaya neden olmayacagi belirtildi 1936 Ceza Kanunu na gore de bilerek teslim olan Sovyet askerleri vatana ihanet eden hain olarak betimlenmisti ve bu kisilerin esir kamplarindan ayrildiktan sonra normal hayata donme imkanlari olmadi 16 Agustos 1941 tarihli 227 No lu Emir teslim olan herkesin ettigi yemini bozdugunu ve askerlikten firar etmesi nedeniyle vatana ihanet sucu isledigini ifade etti Sovyet generali Georgiy Jukov Leningrad Kusatmasi nin devam ettigi sirada 28 Eylul 1941 tarihinde kendisine bagli birliklere dusmana teslim olanlarin ailelerinin vurulacagini ve esaretten dondukten sonra bu askerlerin idam edilecegine dair 4976 nolu gizli emri gonderdi Josef Stalin 7 Kasim 1941 de Ekim Devrimi nin 24 yildonumu vesilesiyle bir radyo yayininda Sovyet savas esirleri yok sadece hainler var ifadesini kullandi Eski esirlere yonelik olumsuz bakislar savas yillarinda da mevcuttu Zira Nazi kamplarindan geri donenler isbirlikci birimlerden kacan Sovyet askerleri hatta kamplardan dondukten sonra Sovyet tarafinda Nazilere karsi savasan partizanlar casusluk suphelerine maruz kaldilar ve cogu kez hain olarak damgalandilar Sovyet makamlari Nazilerin hizli ilerleyisini ve buna paralel olarak yaptiklari katliamlari cephedeki askerlerin teslim olmalarina ve direnmeyip esir olmayi kabul etmelerine bagladi Ancak yine de savas sirasinda esaretten kurtulan Sovyet askerleri genellikle kisa bir kontrol sonrasinda askerlige geri alindilar ancak bircogu rutbelerini yitirdi ve Shtrafbat adindaki ceza taburlarina gonderildi Smolensk Muharebesi nde esir dusen ve 1943 yilinda olen Josef Stalin in oglu Yakov Cugasvili Savasin ardindan esaret doneminde yaptiklari arastirildi ve Nazi karsiti davranislarinin kanitlanmasi sonrasi sayginlik kazandi 27 Aralik 1941 tarihli Devlet Savunma Komitesi karariyla Naziler tarafindan ele gecirilen eski Kizil Ordu askerlerini test etmek icin NKVD tarama kamplari kuruldu 1942 yilinda yirmiden fazla tarama kampi mevcuttu Pratikte yuksek guvenlikli askeri hapishanelerdi ve herhangi bir suc islemeyen mahkumlar icin tasarlanmisti Savasin sona ermesinden Sovyet organlarinin eski esirlere yonelik supheleri artti Nazi Almanyasi nin teslim olmasindan uc sonra 11 Mayis 1945 te Stalin eski esir askerler ve Nazi Almanyasi na zorunlu calistirilmak icin gonderilen Sovyet vatandaslari icin cok sayida kontrol kampinin kurulmasini emretti Her biri 10 bin kisilik yuz civarinda kampin kurulmasi planlandi Eski esirler NKVD Devlet Guvenligi Halk Komiserligi ve SMERS tarafindan incelemeye tabi tutuldu Tarama kamplarinin yasam ve calisma sistemi gulag sistemine benziyordu ve genellikle eski esirlerin is gucunu kullanmak amaciyla sanayi tesislerinin yakininda kuruldu Kampta agir suc isledigi tespit edilenler Sovyet Ceza Kanunu ndaki 58 yasanin 1b maddesine tabi tutuldu Bu madde savas sirasinda olum cezasini ongorurken savas sonrasi en cok 10 yil calisma ve 5 yil kamu haklarindan mahrum birakilma olarak uygulandi Yargiclar ozellikle Batili ulkelerin serbest biraktigi kisilere veya yabanci ulkelerdeki direnis hareketlerine katilan Sovyet vatandaslarina karsi daha fazla supheyle yaklasti Bu gibi olaylarin kesinlesmis durumlarinda mahkemeler Nazilerle isbirligi konusuna benzer agir cezalar verdiler Suclu bulunan eski esirlerin aileleri de tutuklama surgune gonderme gibi cesitli baskilara maruz kaldilar Cesitli kaynaklara gore yaklasik 1 5 1 8 milyon arasi eski esir savas sonrasi baskiya maruz kaldi NKVD verilerine gore Nazilerle isbirligi yaptigi belirlenen 1 836 562 asker suclu bulunarak gulaglara gonderildi Suclu bulunmayip Sovyetler Birligi ne geri donen eski esir sayisi tartismalidir Kimi kaynaklar yaklasik 235 bin eski esirin ulkeye geri donebildigini iddia ederken kimi kaynaklar bu sayinin 349 bin civarinda oldugunu belirtmektedir Geriye donen eski esirler potansiyel suclu olarak muamele gordu ve Moskova Leningrad Kiev gibi savasin gidisatini belirleyen merkezlerden 100 km yakin bir bolgeye yerlesmeleri yasaklandi NKVD nin ozel gozetimi bu kisilerin ailelerine de uygulandi Bu uygulamalara yuksek rutbeli komutanlar da dahildi 1941 1945 yillari arasinda 80 Sovyet generali Nazilere esir dusmus bunlarin 37 si kurtulmayi basarmisti Kurtulanlardan 11 general savas sonrasi NKVD mahkemeleri tarafindan tutuklandi ve mahkum edildi Sovyetler Birligi Silahli Kuvvetleri nin 12 Temmuz 1946 da yayinladigi bildiride suclu bulunan eski savas esirlerinin calistigi kamplarin dagitilmasi kararlastirildi ve bu kisiler daimi sanayi personeli olarak anildi Suclu bulunan eski savas esirleri orduyla iliskisi kesilse bile is degistirme ve yurtlarina geri donme hakkina sahip degildi Eski esirler kamplardan ayrildiktan sonra Sovyet yetkililer tarafindan hain ve isbirlikci damgasiyla yasadilar Yuksek ogrenim gormeleri ve iyi ucretli bir iste calismalari yasaklandi Kruscev cozulmesi ile birlikte baski azaldi ancak hicbir zaman tamamen bitmedi 1998 de Rusya daki arastirma enstitulerindeki is formlarinda bir aile uyesinin savas esir kampinda olup olmadiginin belirtilmesi gereken bir kisim vardi Kahraman ilan edilenler Savas sonrasinda esaret altindayken hayatini kaybeden bazi askerlere Sovyetler Birligi nin en yuksek dereceli onur madalyasi olan Sovyetler Birligi Kahramani unvani verildi Nazilerin elindeyken kamplarda isyan cikartan direnis hareketleri orgutleyen ve Kizil Ordu ya tam sadakat gosteren bazi Sovyet askerleri bu nisana layik goruldu Bu kisiler bir kahraman ve rol modeli olarak betimlendi Kahraman ilan edilen savas esirleri pek cok Sovyet posta puluna konu oldu cok sayida sokaga ve caddeye isimleri verildi ve anitlar insa edildi Sovyetler Birligi Kahramani ilan edilen yarbay Nikolay Vlasov un esaret altindayken cekilen fotografi 1943 Sovyet pilot binbasi Yakov Antonov un yakalandiktan sonraki ilk sorgulanma esnasinda cekilen fotografi 1942 Savas esiriyken kurtulup cok sayida Nazi karsiti eylem duzenleyen Sovyetler Birligi Kahramani Mehdi Huseyinzade nin Baku deki aniti Tazminatlar Savas sonrasi donemde Almanya makamlari uzun zaman boyunca Sovyet savas esirlerine tazminat odemedi 2015 yilinda Alman Federal Meclisi eski Sovyet savas esirlerine tazminat olarak butceden 10 milyon euro ayirarak her bir kisiye 2 500 euro olmak uzere toplam 4 bin magdura tazminat vermeyi tasarladi Tazminat sartlari 30 Eylul 2015 tarihli Maliye Bakanligi bildirisi ile belirlendi Buna gore 22 Haziran 1941 8 Mayis 1945 tarihleri arasinda Wehrmacht tarafindan ele gecirilen Kizil Ordu askerlerine 20 Mayis 2015 30 Eylul 2017 tarihleri arasinda sahsen basvuran her eski savas esirine 2 500 euro verildi Dipnotlar Orijinal adi Mitteilungen fiir die Truppe 112 Juni 1941 olan bu talimatin bir kopyasi gunumuzde Potsdam daki Askeri Tarih Kutuphanesi nde saklanmaktadir Askeri gereklilik ilkesi dusmanin ustesinden gelmek icin gerekli olan ve uluslararasi insancil hukuk tarafindan yasaklanmayan araclarin kullanilmasina izin verir Bu ilke insanlara veya nesnelere verilen koruma statusunun bazi durumlarda sinirli olabilecegi ertelenebilecegi veya kaldirilabilecegi anlamina gelir I ve II Dunya Savasi sirasinda Alman Imparatorlugu ve Nazi Almanyasi bu ilkeyi defalarca kotuye kullandi ve sinirlari oldukca asti Wehrmacht ve Einsatzgruppen arasindaki isbirligi ilkelerine iliskin anlasma Komiser Emri nin yayinlanmasindan iki ay once Nisan 1941 in basinda yapildi Oberkommando der Wehrmacht in bir parcasi olan Hermann Reinecke baskanligindaki Allgemeines Wehrmachtsamt Silahli Kuvvetler Genel Idaresi Muhafizlari tutsak alinan dusman askerlerinin bakimindan sorumluydu Bu kampta hukum suren kosullar o kadar kotuydu ki esirler gardiyanlardan kendilerini vurmalarini istedi Buchenwald Toplama Kampi nda cok sistematik bir esir infaz yontemi mevcuttu Kampa getirilen Kizil Ordu askerleri gurultulu bir bolume yonlendirildi ve burada beyaz onluklu SS gorevlileri esirlerin boyunu olcmek bahanesiyle onlari duvara dayadi Catlak seklinde ozel tasarlanmis bir alan bulunan duvarda esirler boyunlarindan vuruldu ve cesetleri hizlica yan odaya atildi Ardindan siradaki esirler getirildi ve sistematik bir sekilde infazlar gerceklesti 35 40 arasi infazdan sonra cesetler bir kamyona yuklendi ve mezarlik kismina atildi Ayrica bakinizNazilerden arindirma Sovyet savas suclariKaynakcaOzel Datner 1961 s 96 a b c Megargee 2009 s 73 a b Datner 1961 s 98 Gdanski 2005 s 43 a b Krasnov 1986 s 33 Dnevnik Galdera Rusca Militera lib ru 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2019 Tungsten Vetta 1999 Vojna na unichtozhenie vermaht i Holokost Rusca 3 Novaya i novejshaya istoriya ISSN 0130 3864 9 Ekim 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2019 Rusca 11 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Mart 2019 a b c d e Rees 2005 s 60 a b c Megargee 2009 s 64 Megargee 2009 s 69 70 Datner 1961 s 13 a b c Datner 1961 s 99 Anders 1997 s 144 a b Megargee 2009 s 70 71 Datner 1961 s 100 101 a b c d e Megargee 2009 s 74 75 Gurkin V O lyudskih poteryah na sovetsko germanskom fronte v 1941 45 gg Novaya i novejshaya istoriya Rusca Astronet ru 18 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2019 Snyder 2011 s 185 186 191 192 a b Snyder 2011 s 189 Dyukov A Interlyudiya 3 Kto na samom dele predal sovetskih voennoplennyh Rusca Militera lib ru 31 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2019 Rusca Kiev ua 5 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Mart 2019 a b Schneer Aron 2005 Rusca Gesharim ISBN 5 93273 195 8 26 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Mart 2019 bergskij process nad glavnymi nemeckimi voennymi prestupnikami Nyurn V 7 t T 3 Voennye prestupleniya i prestupleniya protiv chelovechnosti Sbornik materialov sayfa 19 20 tarih 1958 Rusca Polyan 1996 s 45 a b c Zolotarev Vladimir A 8 Ekim 2004 Plennyh vojn XX veka razyskivayut v veke XXI Rusca Nvo ng ru 28 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2019 a b Beevor 2000 s 66 a b c Megargee 2009 s 98 99 Rees 2005 s 67 Datner 1961 s 366 367 a b Gdanski 2005 s 48 a b c d Beevor 2000 s 67 a b c d Megargee 2009 s 102 103 a b c Datner 1961 s 246 247 a b Datner 1961 s 300 301 a b c d e Snyder 2011 s 198 199 Datner 1961 s 246 247 300 301 Megargee 2009 s 72 Datner 1961 s 28 a b Rees 2005 s 57 a b c d Datner 1961 s 302 303 a b Megargee 2009 s 101 a b c d e f g h i Davies 2008 s 345 346 a b c Megargee 2009 s 139 a b c d e Snyder 2011 s 202 a b c d Merridale 2007 s 158 160 a b Nowakowski amp Skotnicki 1995 s 40 Datner 1961 s 304 a b Aly 2006 s 215 a b Megargee 2009 s 138 a b Snyder 2011 s 200 Snyder 2011 s 202 204 a b c Aly 2006 s 211 Snyder 2011 s 193 a b c d Snyder 2011 s 203 204 a b Megargee 2009 s 173 Datner 1961 s 304 305 a b Datner 1961 s 308 309 a b Snyder 2011 s 201 a b Megargee 2009 s 176 a b Megargee 2009 s 206 a b c d e Snyder 2011 s 206 a b Reinhardt Nila 21 Haziran 2001 Das Sterbelager von Hemer Almanca Wdr de 3 Temmuz 2001 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Mart 2019 a b c d e Soviet Prisoners of War Forgotten Nazi Victims of World War II Ingilizce Historynet 6 Aralik 2006 6 Aralik 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Mart 2019 Ingilizce B24 21 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Schmidt Roman PDF Almanca Luckenwalde de 6 Agustos 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2019 Allein im strengen Winter 1941 42 sind bei einer Fleckfieberepidemie rund 2 000 bis 2 500 tote sowjetische Gefangene zu beklagen Ingilizce Stsg de 18 Mart 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Prior to the quarantine 10 677 prisoners lived in the camp When it was finally lifted in April 1942 only 3 729 remained There were no new arrivals during this period Krentz Herbert 2006 To Hell in a Halifax The Story of an RCAF Pilot and Its Fellow POWs Ingilizce Kent Publishing ISBN 9780978035808 a b c d e f g h i j k l Doyle 2003 s 202 Bouchet 2005 s 25 26 Almanca Relikte com 2 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Almanca Stalag326 de 19 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2019 Ingilizce Moosburg org 1 Mart 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Knut Henkel 24 Nisan 2013 Mehr als nur Gedenken in Klein Belsen PDF Almanca Stiftung lager sandbostel de Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Almanca Fallingbostelmilitarymuseum de 24 Nisan 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2019 Ingilizce Hero ac uk 13 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2019 The POW Camp 1940 1945 Ingilizce Bergen belsen stiftung ng de 9 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Kasim 2019 The Bergen Belsen camp was significantly expanded from June 1941 as Germany prepared to invade the Soviet Union It was transformed into an independent camp known as Stalag XI C 311 which was intended to hold 20 000 Soviet POWs Datner 1961 s 311 313 Datner 1961 s 319 a b Datner 1961 s 321 Datner 1961 s 319 320 Koziello amp Lukaszewicz 1985 s 11 13 Otto Keller amp Nagel 2008 s 576 Ingilizce Stalagoflagpow com 11 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Stalag III C where up to 12 000 Soviet prisoners were killed or starved to death Ingilizce Tampabay com 8 Subat 2014 7 Kasim 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Stalag III C at Alt Drewitz 50 miles from Berlin where historians estimate 12 000 Soviet prisoners had been killed or starved to death Jozef Piatkowski 2012 Stalag II C Alt Drewitz Stalag 3 C Oboz jencow wojennych Stare Drzewice Kostrzyn nad Odra Zielona Gora Ksiegarnia Akademicka Zielona Gora s 33 45 ISBN 978 83 60218 35 8 Ingilizce Emedals com 7 Kasim 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 a b Otto Keller amp Nagel 2008 s 572 a b Datner 1961 s 322 Datner 1961 s 323 Garson 2012 s 349 Estonca Tapa Muuseum 28 Mart 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Mart 2019 a b c d Megargee 2009 s 205 a b Megargee 2009 s 137 a b Datner 1961 s 112 Snyder 2011 s 205 a b c Megargee 2009 s 100 Datner 1961 s 113 Datner 1961 s 117 Datner 1961 s 121 Datner 1961 s 137 Datner 1961 s 123 a b Datner 1961 s 127 128 Datner 1961 s 130 Megargee 2009 s 172 a b c d Datner 1961 s 135 136 Datner 1961 s 129 Schneer Aron 2006 Rusca Novoe izdatelstvo ISBN 5983790692 7 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2019 Polyan Pavel 30 Temmuz 2008 Rusca Polit ru 11 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2019 a b Datner 1961 s 164 Datner 1961 s 161 Datner 1961 s 183 187 March 29 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Agustos 2019 Shephard Ben 2006 After daybreak the liberation of Belsen 1945 Londra Pimlico ISBN 978 1844135400 Oppenheimer Paul 1996 From Belsen to Buckingham Palace Nottingham Quill Press ISBN 978 0 9536280 3 2 Datner 1961 s 167 169 Lehce Majdanek com 5 Mayis 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Mart 2019 Datner 1961 s 170 171 a b Datner 1961 s 181 182 Datner 1961 s 173 Datner 1961 s 178 179 The treatment of Soviet POWs Starvation disease and shootings June 1941 January 1942 Ingilizce Ushmm 6 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Mart 2019 Ingilizce Jewishgen org 14 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Kasim 2019 a b Datner 1961 s 188 189 Rusca Cripo com 28 Kasim 2008 24 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Haziran 2019 Datner 1961 s 338 349 Datner 1961 s 122 a b Megargee 2009 s 174 Megargee 2009 s 175 a b c Snyder 2011 s 207 Medykowski 2008 s 19 20 Lehce Ulusal Anma Enstitusu Polonya 28 Subat 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mart 2019 Gdanski 2005 s 50 Snyder 2011 s 209 a b Gdanski 2005 s 46 a b Sudba voennoplennyh i deportirovannyh grazhdan SSSR Materialy Komissii po reabilitacii zhertv politicheskih repressij Novaya i novejshaya istoriya Rusca 2 1996 s 91 112 ISSN 0130 3864 Davies 2008 s 356 Doyle 2003 s 203 Snyder 2011 s 204 Nazi Persecution of Soviet Prisoners of War Ingilizce Encyclopedia ushmm org 9 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Kasim 2019 Magenheimer 2000 s 118 a b Anders 1997 s 143 Solonin 2007 s 410 a b Datner 1961 s 306 Magenheimer 2000 s 123 Datner 1961 s 310 a b c Schneer Aron 2005 Rusca Gesharim s 624 ISBN 5 93273 195 8 27 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2019 Rayfield 2005 s 324 a b Anders 1997 s 146 Ugolovnyj Kodeks RSFSR redakcii 1926 g M 1957 s 86 Rusca 30 Eylul 2007 5 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2019 Zmiev B Polozhenie o voinskih prestupleniyah v redakcii 1927 g M 1928 s 52 Sokolow 2011 s 32 a b Gdanski 2005 s 49 a b c Soljenitsin 1991 s 224 228 Rusca Soldat ru 18 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mart 2019 a b c d Beevor 2000 s 367 Rusca Soldat ru 8 Nisan 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2019 Zemskov Viktor Rusca Scepsis ru 19 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2019 Bieszanov 2009 s 166 a b Vlasov Nikolaj Ivanovich Rusca Warheroes ru 25 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mart 2019 Rusca Narod ru 20 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2019 N Gabibov zhivopis teatralno dekoracionnoe iskusstvo grafika D Novruzova skulptura R Efendiev dekorativno prikladnoe iskusstvo A Salamzade V Muradov arhitektura Iskusstvo Azerbajdzhanskoj Sovetskoj Socialisticheskoj Respubliki Istoriya iskusstva narodov SSSR Pod red B V Vejmarna L S Zingera Izobrazitelnoe iskusstvo 1984 T IX S 170 Novxani Belediyyesi Azerice Belediyye com novxan 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Aralik 2019 Novxani belediyyesi terefinden Mehdi Huseynzadenin heykeli qoyulmus ve kend ehalisinin istifadesine verilmisdir 140 min manat vesait xerclenmistir Polyan P M Istoriomor ili trepanaciya pamyati M AST 2016 s 279 GenelAly Gotz 2006 Panstwo Hitlera Lehce Oficyna Wydawnicza Finna ISBN 83 89929 32 5 Anders Wladyslaw 1997 Kleska Hitlera w Rosji 1941 1945 Lehce Polska Fundacja Kulturalna ISBN 0 85065 292 8 Beevor Antony 2000 Stalingrad Lehce Ksiazka i Wiedza ISBN 83 05 13135 1 Bieszanov Vladimir 2009 1942 Poligon czerwonych generalow Lehce Harmonia Inicjal ISBN 978 83 926205 2 5 Bouchet Paule du 2005 Dans Paris Occupe Journal of Helene Pitrou 1940 1945 Fransizca Gallimard Jeune ISBN 978 2075109376 Datner Szymon 1961 Zbrodnie Wehrmachtu na jencach wojennych w II wojnie swiatowej Lehce Wydawnictwo MON Davies Norman 2008 Europa walczy 1939 1945 Lehce Wydawnictwo Znak ISBN 978 83 240 1010 3 Doyle Peter 2003 World War II in Numbers Ingilizce A amp C Black ISBN 9781408188194 Garson Paul 2012 New Images of Nazi Germany A Photographic Collection Ingilizce McFarland ISBN 9780786490905 lt ref gt Gdanski Jaroslaw W 2005 Zapomniani zolnierze Hitlera Lehce Wydawnictwo De Facto ISBN 9788389667328 Koziello Poklewski Bohdan Lukaszewicz Bohdan 1985 Ze znakiem P relacje i wspomnienia z robot przymusowych w Prusach Wschodnich w latach II wojny swiatowej Lehce Osrodek Badan Naukowych KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Krasnov B B 1986 K sudu istorii zapiski voennogo prokurora Rusca Privolzh Vol yayinevi Magenheimer Heinz 2000 Hitler Strategia kleski 1940 45 Lehce Sensacje XX wieku ISBN 83 904968 9 5 Medykowski Witold 2008 Pomiedzy euforia a kleska Polityka zatrudniania jencow wojennych w przemysle zbrojeniowym III Rzeszy Lehce Lambinowicki Rocznik Muzealny Megargee Geoffrey P 2009 Front Wschodni 1941 Lehce Swiat Ksiazki ISBN 978 83 247 1230 4 Merridale Catherine 2007 Wojna Iwana Armia Czerwona 1939 1945 Lehce Dom Wydawniczy Rebis ISBN 978 83 7301 917 1 Nowakowski Tomasz Skotnicki Mariusz 1995 Kijow 1941 Lehce Wydawnictwo Altair ISBN 83 86217 15 4 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Otto Reinhard Keller Rolf Nagel Jens 2008 Sowjetische Kriegsgefangene in deutschem Gewahrsam 1941 1945 Zahlen und Dimensionen PDF Vierteljahrshefte fur Zeitgeschichte Almanca 4 ss 557 602 11 Subat 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Mart 2019 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Polyan Pavel 1996 Zhertvy dvuh diktatur Ostarbajtery i voennoplennye v Tretem rejhe i ih repatriaciya Rusca In t geografii RAN In t po izuch Rayfield Donald 2005 Stalin and His Hangmen The Tyrant and Those Who Killed for Him Ingilizce Random House ISBN 978 0375757716 Rees Laurence 2005 Hitler i Stalin Wojna stulecia Lehce Proszynski i S ka ISBN 978 83 7648 364 1 Snyder Timothy 2011 Skrwawione ziemie Lehce Swiat Ksiazki ISBN 978 83 7799 456 6 Sokolow Boris 2011 ZSRR pod okupacja Lehce Inicjal ISBN 978 83 930461 5 7 Solonin Mark 2007 22 czerwca 1941 Lehce Dom Wydawniczy Rebis ISBN 978 83 7510 130 0 Soljenitsin Aleksandr 1991 Archipelag GuLag T I Lehce Nowe Wydawnictwo Polskie ISBN 83 85135 00 6 Dis baglantilar