Tuğtekin veya tam adıyla Zahireddin Tuğtekin (Arapça: ظاهر الدين طغتكين), (? - 12 Şubat 1128, Şam) Türk asıllı asker ve Büyük Selçuklu Devleti altında, 1097 - 1128 arasında, Suriye Selçuklu Devleti Şam Emiri ve sonra aynı devlete tabi Böriler Şam Atabeyi olan yönetici. Kalıtsal Şam Atabeyleri olan Böriler hanedanı kurucusu.
Zahireddin Tuğtekin | |||||
---|---|---|---|---|---|
(Böriler Şam Atabeyi) | |||||
Hüküm süresi | 1104-1128 | ||||
Önce gelen | Muhiddin Bektaş ((Şam Meliki)) | ||||
Sonra gelen | Tacülmülk Böri | ||||
Ölüm | 12 Şubat 1128 Şam | ||||
| |||||
Hanedan | Böri Hanedanı | ||||
Dini | Sünni İslam |
Hayatı
Zahireddin Tuğtekin Suriye Selçuklu Devleti meliki olarak Şam ve Suriye'yi idaresi altında bulunan Alp Arslan'ın oğlu ve Sultan Melikşah'ın küçük kardeşi olan I. Tutuş yönetiminde düşük rütbeli bir Türk asıllı olarak bulunmaktaydı. 1095'te I. Tutuş öldü ve varisleri olan iki oğlu Dukak ve Rıdvan arasında taht çatışmaları başladı. Dukak Şam meliki ve Rıdvan Halep meliki olarak iki önemli Suriye merkezinde güçlerini teksif etmişlerdi. Bundan sonra ortaya çıkan kargaşalı yıllarda Tuğtekin Dukak tarafını tutup onun askerleri arasında sivrilmeye başladı.
Trablusşam kadısı yönetimine karşı başkaldıran küçük şehrine bu isyanı bastırmak için gönderilen askerî birliğin komutası Tuğtekin'e verildi. Fakat Tuğtekin bu isyanı bastıramadı.
Tam bu sırada Birinci Haçlı seferi'nin "Baronlar Seferi" ordusu Anadolu'yu geçmiş; Çukurova'ya inmiş ve 21 Ekim 1097'de Antakya Kuşatması'na başlamıştı. Antakya Halep Meliki Rıdvan'ın tabiyeti altında ve Emir Yağı-Sayan komutası altında idi. Fakat Yağı-Sayan kendine askeri destek sağlamak için Şam Emiri Dukak'a başvurdu. Dukak Tuğtekin komutasından bulunan büyük bir Şam melikliği ordusunu Antakya üzerine Haçlılar kuşatmasını kırmak için gönderdi. Fakat bu ordu, Beomondo ve II. Robert komutası altında bulunan Haçlılar ile yaptığı muharebede mağlup düştü ve Şam'a geri çekilmek zorunda kaldı. Musul Atabeyi Gürboğa kendi ordusu ve diğer Müslüman şehir ve hükûmetlerden aldığı takviyelerle Antakya'ya ilerlemeye başladı. Bu sırada 2 Haziran 1098'de Haçlılar Antakya'yı ellerine geçirmişlerdi. Tuğtekin de Şam melikliği ordusu ile Gürboğa ordusuna katıldı. Gürboğa Antakya kalesi içinde bulunan Haçlılar ordusunu kuşatma altına aldı. Haçlılar bu kuşatmaya gayet zorluklar çekerek direnmekte iken güya bir mucize eseri Antakya Katedrali içinde İsa'nın öldürülmesi için kullanılan Kutsal Mızrak'ı buldular. Bundan moral alarak Kutsal Mızrak önlerinde 28 Haziran 1098'de Antakya'dan bir büyük huruç hareketi yaparak Gürboğa'nın ordusu üzerine büyük bir hücuma geçtiler ve Gürboğa'nın ordusu darmadağın oldu.
Bundan sonra Haçlılar ordusu 13 Ocak 1099'da güneye Kudüs'e gitmek üzere Antakya'dan ayrıldı. Bu sırada Cableh küçük şehrinin yöneticisi olan Trabluşsam Kadısı Cableh şehrinin idaresini Şam Meliki Dukak'a sattı. Bu küçük şehrin valisi olarak Tuğtekin'in oğlu Tacülmülk Böri atandı. Fakat Tacülmülk Böri yönetimi gayet sıkı ve zalimce olduğu için halk ondan gayet hoşnutsuz olup onu Dukak'a şikayet ettiler ve bundan sonra Tacülmülk Böri hemen görevinden atıldı.
1103'te Humus şehri yöneticisi olan Emir Janah El-Dava bir suikasta kurban giderek öldürüldü. Şehir halkı bu suikastın Halep Meliki Rıdvan tarafından organize edildiğinden şüphelendiler. Bunun için Humus şehri ileri gelenleri Şam Meliki Dukak'tan askeri destek istediler. Şam Meliki Dukak, Humus'da idareyi eline almak üzere Tuğtekin'in komutasında bir Şam Melikliği ordusunu Humus'a gönderdi.
Ertesi yıl Şam Meliki olan Dukak öldü. Yerine yetişkin olmayan oğlu olan II. Tutuş Şam Melikliği görevine getirildi. Fakat II. Tutuş daha yetişkin olmadığı için Tuğtekin "Şam Atabeyi" unvanını alarak Şam'da meliklik taht naibi oldu. Taht naibi olarak gerçek iktidar gücü Tuğtekin'in elinde idi. Tuğtekin iktidarının temelini daha da güçlendirmek için Dukak'ın dul karısı ile de evlendi.
Fakat çok geçmeden Tuğtekin yetişkin olmayan II. Tutuş'u Şam Melikliği tahtından indirdi ve yerine Dukak'ın ikinci oğlu ve II. Tutuş'un küçük kardeşi olan Muhiddin Bektaş'ı Şam Meliki yaptı. Yine kısa bir müddet sonra Tuğtekin Muhiddin Bektaş'ı da Şam Meliklik tahtından uzaklaştırdı. Bundan biraz sonra Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olan Böriler sülalesi tarafından kalıtsal valilikle idare edilen tabi devlet olan Şam Atabeyliği adı verilen devletin yönetimi Tuğtekin ve ahfadına verildi. Tuğtekin ilk Böriler Şam Atabeyi olarak göreve başladı.
Muhiddin Bektaş tekrar Şam Melikliği'ni tekrar eline geçirmek için Basra sahibi olan Aytekin ile anlaştı ve Basra sahibinin ordusu ile Şam'da Tuğtekin'e saldırı yaptılar. Fakat Tuğtekin askeri çatışmalardan sonra Muhiddin Bektaş ve müttefiki Basra sahibi Aytekin komutasındaki orduya karşı galip geldi. Muhiddin Bektaş Frank Haçlılar Kudüs Kralı I. Baudouin'den destek istedi. Fakat Şam Emiri Tuğtekin ve müttefiki olan Fatimiler Kudüs Krallığı'na bir birleşik saldırıda bulundular ve bu karışıklık içinde Kudüs Krallığı Bektaş'a destek veremedi. Muhiddin Bektaş Tuğtekin ordusu bu saldırısı sırasında yakalandı. Zindana konulmak üzere İsfahan'a gönderildi. Muhiddin Bektaş bu zindanda muhtemelen aynı yıl 1104'te öldürülmüştür.
Birinci Haçlı Seferi'nin en önemli komutanlarından biri Toulouse Kontu Raymond de Saint-Gilles idi. Bu Haçlılar seferi sonunda Urfa Kontluğu, Kudüs Krallığı ve Antakya Prensliği adları verilen Haçlılar devletleri kurulmuş ve Birinci Haçlılar seferine iştirak eden önemli baronlar bu devletlerin hükümdarları olmuşlardı. Trablusşam, güneyinde Frankların Kudüs Krallığı ve kuzeyinde Normanların Antakya Kontluğu haçlılar devletleri bulunan, gayet zengin ve stratejik bir şehir ve bölge idi. Raymond Saint Gilles bu şehir ve bölgede bir Frank Haçlı devleti kurmaya karar verdi. 1103'te "Tortosa (modern Tartus)" kalesini eline geçirip bu kaleyi planladığı 'nin harekât merkezi yaptı. 1101'de yeniden Haçlı seferi için Filistin'e gelen Provanslı Franklar, Cenovalılar ve Pisalılar Haçlılar askerlerinden kurduğu bir ordu ile Trabbusşam'a saldırdı ve kaleyi kuşatmaya başladı. Bu Trablusşam kalesi kuşatması zaman zaman kaldırılarak ve tekrar tekrar yeniden kuşatmaya alınarak 1109'a kadar sürdü.
Bu uzun kuşatma sırasında Şam Atabeyi Tuğtekin bu kuşatmayı kaldırmak için saldırılar yaptı. 1106'da yaptığı Haçlı kuşatmacılar karşı yaptığı saldırıda kuşatmayı kırmayı başardı. Fakat bu başarı uzun sürmedi. Tuğtekin ve Şam ordusu geri çekilince Haçlılar şehri tekrar kuşatmaya aldılar.
Tuğtekin Trablusşam kalesi üzerine Haçlılar baskısını azaltmak için diğer Haçlılar arazilerine da saldırılar yaptı. Mayıs 1108'de Haçlı Celile Kontu komutasındaki nispeten küçük bir Haçlılar ordusu ile yaptığı bir muharebede galip geldi ve Celile Kontu'nu esir aldı. Celile Kontu kendi serbest bırakılırsa Doğu Akdeniz bölgesindeki sahip olduğu tüm mal ve mülkünü Tuğtekin'e devredip Filistin'den ayrılacağına yemin edeceğini bildirdi. Fakat Tuğtekin bütün bunları reddedip Celile Kontu'nu idam ettirdi.
Trablusşam kuşatması sırasında Raymond de Saint-Gilles öldü. Kuşatma komutanlığını üzerine alan varisi tarafından da kale alınmadı. Franklar en sonunda 1109'da şehri ellerine geçirdiler. Trabluşsam Franklar tarafından ele geçirildikten sonra ilk Trablus Kontu olan ilk Frank Haçlı hükümdarı Raymond de Saint-Gilles'in gayrimeşru oğlu olan oldu.
Nisan 1110 Tuğtekin Baalbek şehrine saldırıda bulundu. Şehri kuşattıktan sonra şehrin kalesini eline geçirdi. Oğlu ve Şam Atabeyliği varisi olan Tacülmülk Böri'yi şehir valisi olarak atadı.
Kasım 1111 sonlarına doğru Lübnan'da önemli bir liman olan Sur Kudüs Kralı olan I. Baudouin tarafından kuşatmaya alındı. Sur kalesinin Müslüman idarecileri Şam Atabeyi Tuğtekin'e tabi olacaklarını bildirerek ondan Haçlılar kuşatmasını kaldırılması için askeri yardım istediler. Tuğtekin denizden gelen Fatimiler deniz filosu ve askerleri desteği ile Sur şehrine yardıma geldi. Bunun üzerine 10 Nisan 1112'de Haçlı Kudüs Krallığı kuşatma ordusu Sur'u ele geçiremeden geri çekilmek zorunda kaldı.
1110'dan itibaren Bağdat'ı merkez yapmış olan Büyük Selçuklu Devleti sultanı Muhammed Tapar kendine ismen tabi olan hükümdarlara arka arkaya Hristiyan Haçlı devletlerinin ortadan kaldırılması için fermanler göndermeye başladı. 1110, 1112 ve 1114'te hedef Urfa Kontluğu idi. Sonra buna dayanarak 1111'de Musul Atabeyi olan Mevdud bin Altuntegin büyük bir Müslüman ordusu kurmak için Müslüman hükümdarlardan askeri destek istedi. Hem Halep Meliki Rıdvan hem de Şam Atabeyi olan Tuğtekin böyle bir orduya destek vermekten sakındılar. Buna başlıca neden Musul Atabeyi Mevdud'un Hristiyan Haçlıları yendikten sonra bu ordusu ile tüm Suriye'yi kendi kontrolüne alacağından endişe etmeleri idi. Mevdud'un Urfa Kontluğu'na saldırıları da sonuçsuz kaldı.
Bu dönemde Kudüs Kralı I. Baudouin ve Antakya Prensliği taht naibi Celile prensi Tancred mütecaviz tutumlar ile Suriye'de akınlar ve saldırılar düzenlemekte idiler. Bunları durdurmak hedefi ile Şam Atabeyi Tuğtekin ile Musul Atabeyi Mevdud ile birlikte Haçlılara ait olan Celile Bölgesine bir askeri sefer düzenlediler. Kurulan müttefik ordusu ile Haçlıların önemli kalesi olan Tiberya kalesinin kuşattılar. Ama bu kuşatma başarısız kaldı. Tuğtekin ve Mevdud müttefik ordusu Ürdün Nehri'ni Celile Gölü'nün güneyinden geçtiler. I. Baudouin'in komutasında Kudüs Krallığı ordusu ile El-Sinabra Muharebesi'ne giriştiler. Bu muharebeyi Tuğtekin ve Mevdud'un ordusu kazandı. Fakat iki müttefik Haçlılar ordusunun dağılmadan düzenli olarak çekilmesi ve takviye almaları ve Müslüman ordusunda erzak ve levazımat eskiliği nedenleri ile bu galibiyeti değerlendiremediler.
Bu seferden sonra Musul'a geri dönmeden önce Şam'da istirahat etmekte olan Musul Atabeyi Mevdud, 2 Ekim 1113'te bir Haşhaşi fedaisinin suikastına kurban gidip öldürüldü.
1113'te ölen Halep Meliki Rıdvan'ın yerine Halep Meliki olan oğlu Alp Arslan el-Ahras ve onun taht naibi olan hadım Vezir Lülü el-Yaya ile Şam Atabeyi Tuğtekin 1114'te Frank Haçlılara karşı bir müttefiklik anlaşması imzaladılar. Fakat Halep'te Alp Arslan El-Akraş'in naibinin bazı şehir ileri gelenlerini idam ettirmesi ve Haşhaşileri elemine etmek için tedbirler uygulanması dolayısıyla Alp Arslan El-Akraş da bir suikasta kurban gitti. Halep gayet büyük keşmekeşe ve kargaşalığa sahne oldu. Diğer taraftan Halep Haçlılar Antakya Prensliği naibi olan Ruggero di Salerno tarafından da tehdit altındaydı. Halep halkı Artukoglu İlgazi Bey'i şehre emir olması için çağırdılar. İlgazi Bey eski Halep Meliki Rıdvan'ın bir kızı ile evlenip siyasi durumunu daha da pekiştirdi. Şehirdeki asayiş durumuna hakim olup şehri politik kontrolü altına alabildi.
1115'te Bağdat'ta bulunan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Muhammed Tapar Haçlıların doğu Akdeniz'den atılması için yeni bir ferman yayınladı ve önemli komutanlarından olan Porsuk bin Porsuk komutasında bir orduyu Kudüs Krallığı üzerine göndereceğini açıkladı. Şam Atabeyi Tuğtekin bu orduya katılmayı kabul etti. Fakat Tuğtekin Büyük Selçuklu Devleti ile Kudüs Krallığı arasından sıkışıp kalmak istemediğinden çeşitli diplomatik tedbirlere başvurup kendi bağımsızlığını korumaya çalıştı. 1116'da Porsuk bin Porsuk'nin Haçlılara saldırılarına katılmadı. Bunun için özrünü Sultan Muhammed Tapar'a bildirmek için Tuğtekin şahsen Bağdat'a gitti.
1119'da Halep Emiri görevini üzerine olan İlgazi Bey ordusu ile birlikte Haçlılar Antakya Prensliği'ne bağlı olan Athareb kalesine saldırdı. Bu kaleyi alamadıkları gibi daha sonra Kudüs Krallığı, Antakya Prensliği ve Trablus Kontluğu birleşik ordusu ile 14 Ağustos 1119'da yaptıkları Hab Muharebesi'nde mağlup düştüler. Haziran 1120'de Halep Emiri olarak görev yapan İlgazi Bey tekrar Antakya Prensliği'ne saldırıda bulundu; ama birleşik Haçlı ordularına karşı mağlup olup ordusunun hemen tümünü kaybedip Halep şehrini bile kaybetme tehlikesine maruz kaldı. Şam Atabeyi Tuğtekin sağladığı Şam ordusu askeri desteği ile İlgazi Bey ve Halep Emirliği'ni elimine olmaktan zor kurtuldular.
1122'de Fatımiler o zamana kadar ellerinde bulundurup donanmalarının bir üssü olarak kullandıkları Sur şehrini Haçlılar hücumlarına karşı savunamayacaklarını anladılar. Bunun üzerine Sur şehrinin yönetimini Tuğtekin'e sattılar. Tuğtekin bu liman şehrine bir büyük Şam ordusu birliği yerleştirdi. Fakat 1124 yazında birleşik Haçlılar ordusunun saldırısı ve şehri kuşatması üzerine Şam ordusu birliği bu kaleyi savunamadı ve 7 Temmuz 1124'te Sur şehri ve kalesi Haçlılar eline geçti.
İsmaili Haşhaşiler Suriye'de Behram adlı bir Alamut kalesi halifesi altında gizliden organize edilmeye başlamışlardı. 1124'te Hasan Sabbah'ın Alamut'ta ölmesinden sonra bunlar Suriye'de yeniden açıkça faaliyetlere başladı. Şam Atabeyi Tuğtekin kendini Şam'da ziyarete gelen Behram'ı gayet temkinli olarak karşılamıştı ama resmi bir şekilde ağırlamıştı. Şam Atabeyliği Veziri olan Tahir El-Mazdagani bu mezhebe bağlı olmamasına rağmen Behram'la yakın bağlantılar kurmuş ve onlarla işbirliği yapmaya başlamıştı.
1125'te Selçuklu generali Aksungur el-Porsuki Halep şehrinin yönetimini Halep Atabeyi olarak eline geçirmişti. O yaz büyük bir müslüman ittifak ordusu kurdu ve Tuğtekin, Şam ordusu ile bu ittifak ordusuna katıldı. Bu büyük müttefik ordusu Haçlılar Antakya Prensliği arazisine saldırıya geçti. Kudüs Krallığı, Antakya Prensliği ve Trablus Kontluğu birleşik ordusu ile 11 Haziran 1125'te yapılan Azez Muharebesi'nde bu müttefik müslüman ordusu mağlup düştü ve geri çekildi.
Ocak 1126'da Kudüs Kralı II. Baudouin bir önceki yıldaki başarılarını dayanarak Kudüs Krallığı ordusu ile Şam emirliği arazilerine saldırıya geçti. Fakat Tuğtekin güçleri tarafından yapılan direniş muharebeleri sonunda Haçlılar Kudüs Krallığı ordusunun Şam'a ilerleyemeceği anlaşıldı. Haçlılar ordusu geri çekilmek zorunda kaldı.
Bundan moral alan Tuğtekin 1126 yılı sonlarında Şam ordusu ile Halep Atabeyi olan Aksungur el-Porsuki ordusu ile birlikte Antakya Prensliği arazilerine yeni bir saldırıda bulundular. Bu saldırı da başarısız ve sonuçsuz kaldı.
Şam Atabeyi Tuğtekin 1127'de gayet ihtiyarlamış ve hastalanmıştı. Şam Atabeyliğinin efektif idaresi Haşhaşilerle ittifaklık yapan Vezir Mazdagani'nin elinde kalmıştı. Haşhaşiler bu şehirde kendilerine bağlı bir ordu bile kurmuşlardı. Vezir Mazdagani, Haşhaşilerinin teşviki ile, Kudüs Kralı II. Baudouin ile yakın ilişkileri bulunmaktaydı. II. Baudouin kariyeri boyunca Suriye'nin merkezi olan Şam şehrini Haçlılar eline geçirmek emelinde idi. Haşhaşiler bu şehri kendilerine sağlanan imtiyazlar karşılığında Kudüs Krallığı'na vermelerinin ancak Tuğtekin'in hayatta bulunmasının önlediği tarihçilerce bildirilmiştir.
1128 basında Şam Atabeyi Tuğtekin hastalığı ile yatalak oldu ve 12 Şubat 1128'de Şam'ta öldü. Ölmeden önce Tuğtekin oğlu Tacülmülk Böri'yi Şam Atabeyliği varisi olarak ilan etmişti ve Şam Atabeyliği hiç taht rakibi ortaya çıkmadan Tacülmülk Böri eline geçti. Tacülmülk Böri Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olan kalıtsal Böriler yönetimindeki Şam Atabeyliği'nin ikinci hükümdarı oldu. Pesimist olan Şamlılar şehrin idaresinin çok geçmeden Haşhaşiler ve Vezir Mazdagani tarafından Haçlılar Kudüs Krallığına verilmesinden korkmaya başladılar.
Hakkında yazılanlar
Eski Fransızca edebiyatında "trubador" adı verilen müzikli şiirleri şarkı olarak söyleyip ülkeyi gezen ve sarayın en yüksek tabakalarına da karışan şairlerin hazırladıkları "Haçlı Seferleri destanları"nda Tuğtekin ismi "Dodequin" olarak verilmiştir.
Ölümünden bir yüzyıl tarafından yazılan Ali İbnü'l-Esîr'in El-Kamil fi El-Tarihadlı tarihinde Tuğtekin şöyle değerlendirilmiştir:
Tuğtekin'in ölümü ile Frenklere karşı durabilme yeteneği olan son Müslüman yönetici de tarihten kaybolmuştur. Frenkler Suriye'nin tamamını ellerine geçirip istila etmeye kudretli idiler ama (Tuğtekin'in orada bulunması) Tanrı'nın Müslümanları koruyup acıdığına bir nişane olmuştu.
Kaynakça
- ^ Rene Grousset, Histoire des croisades et du royaume franc de Jérusalem - I. 1095-1130 L'anarchie musulmane, Paris 1934.
- ^ Steven Runciman (çev. Fikret Işıltan), Haçlı Seferleri Tarihi: I. Cilt Birinci Haçlı Seferi ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, TTKY, Ankara 1998, .
- ^ a b c d e Amin Maalouf (çev. Mehmet Ali Kılıçbay), Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, YKY, İstanbul 1998, .
Dış kaynaklar
- Alptekin, Coşkun (1985) Dimaşk Atabeyliği (Toğ-Teginliler), İstanbul:Marmara Üniversitesi Yayın. s.5-86
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Muhiddin Bektaş (Şam Meliki olarak) | (Böriler Şam Atabeyi) 1104-1128 | Sonra gelen: Tacülmülk Böri |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Tugtekin veya tam adiyla Zahireddin Tugtekin Arapca ظاهر الدين طغتكين 12 Subat 1128 Sam Turk asilli asker ve Buyuk Selcuklu Devleti altinda 1097 1128 arasinda Suriye Selcuklu Devleti Sam Emiri ve sonra ayni devlete tabi Boriler Sam Atabeyi olan yonetici Kalitsal Sam Atabeyleri olan Boriler hanedani kurucusu Zahireddin TugtekinBoriler Sam AtabeyiHukum suresi1104 1128Once gelenMuhiddin Bektas Sam Meliki Sonra gelenTaculmulk BoriOlum12 Subat 1128 SamTam adiZahireddin TugtekinHanedanBori HanedaniDiniSunni IslamHayatiZahireddin Tugtekin Suriye Selcuklu Devleti meliki olarak Sam ve Suriye yi idaresi altinda bulunan Alp Arslan in oglu ve Sultan Meliksah in kucuk kardesi olan I Tutus yonetiminde dusuk rutbeli bir Turk asilli olarak bulunmaktaydi 1095 te I Tutus oldu ve varisleri olan iki oglu Dukak ve Ridvan arasinda taht catismalari basladi Dukak Sam meliki ve Ridvan Halep meliki olarak iki onemli Suriye merkezinde guclerini teksif etmislerdi Bundan sonra ortaya cikan kargasali yillarda Tugtekin Dukak tarafini tutup onun askerleri arasinda sivrilmeye basladi Trablussam kadisi yonetimine karsi baskaldiran kucuk sehrine bu isyani bastirmak icin gonderilen askeri birligin komutasi Tugtekin e verildi Fakat Tugtekin bu isyani bastiramadi Tam bu sirada Birinci Hacli seferi nin Baronlar Seferi ordusu Anadolu yu gecmis Cukurova ya inmis ve 21 Ekim 1097 de Antakya Kusatmasi na baslamisti Antakya Halep Meliki Ridvan in tabiyeti altinda ve Emir Yagi Sayan komutasi altinda idi Fakat Yagi Sayan kendine askeri destek saglamak icin Sam Emiri Dukak a basvurdu Dukak Tugtekin komutasindan bulunan buyuk bir Sam melikligi ordusunu Antakya uzerine Haclilar kusatmasini kirmak icin gonderdi Fakat bu ordu Beomondo ve II Robert komutasi altinda bulunan Haclilar ile yaptigi muharebede maglup dustu ve Sam a geri cekilmek zorunda kaldi Musul Atabeyi Gurboga kendi ordusu ve diger Musluman sehir ve hukumetlerden aldigi takviyelerle Antakya ya ilerlemeye basladi Bu sirada 2 Haziran 1098 de Haclilar Antakya yi ellerine gecirmislerdi Tugtekin de Sam melikligi ordusu ile Gurboga ordusuna katildi Gurboga Antakya kalesi icinde bulunan Haclilar ordusunu kusatma altina aldi Haclilar bu kusatmaya gayet zorluklar cekerek direnmekte iken guya bir mucize eseri Antakya Katedrali icinde Isa nin oldurulmesi icin kullanilan Kutsal Mizrak i buldular Bundan moral alarak Kutsal Mizrak onlerinde 28 Haziran 1098 de Antakya dan bir buyuk huruc hareketi yaparak Gurboga nin ordusu uzerine buyuk bir hucuma gectiler ve Gurboga nin ordusu darmadagin oldu Bundan sonra Haclilar ordusu 13 Ocak 1099 da guneye Kudus e gitmek uzere Antakya dan ayrildi Bu sirada Cableh kucuk sehrinin yoneticisi olan Trablussam Kadisi Cableh sehrinin idaresini Sam Meliki Dukak a satti Bu kucuk sehrin valisi olarak Tugtekin in oglu Taculmulk Bori atandi Fakat Taculmulk Bori yonetimi gayet siki ve zalimce oldugu icin halk ondan gayet hosnutsuz olup onu Dukak a sikayet ettiler ve bundan sonra Taculmulk Bori hemen gorevinden atildi 1103 te Humus sehri yoneticisi olan Emir Janah El Dava bir suikasta kurban giderek olduruldu Sehir halki bu suikastin Halep Meliki Ridvan tarafindan organize edildiginden suphelendiler Bunun icin Humus sehri ileri gelenleri Sam Meliki Dukak tan askeri destek istediler Sam Meliki Dukak Humus da idareyi eline almak uzere Tugtekin in komutasinda bir Sam Melikligi ordusunu Humus a gonderdi Ertesi yil Sam Meliki olan Dukak oldu Yerine yetiskin olmayan oglu olan II Tutus Sam Melikligi gorevine getirildi Fakat II Tutus daha yetiskin olmadigi icin Tugtekin Sam Atabeyi unvanini alarak Sam da meliklik taht naibi oldu Taht naibi olarak gercek iktidar gucu Tugtekin in elinde idi Tugtekin iktidarinin temelini daha da guclendirmek icin Dukak in dul karisi ile de evlendi Fakat cok gecmeden Tugtekin yetiskin olmayan II Tutus u Sam Melikligi tahtindan indirdi ve yerine Dukak in ikinci oglu ve II Tutus un kucuk kardesi olan Muhiddin Bektas i Sam Meliki yapti Yine kisa bir muddet sonra Tugtekin Muhiddin Bektas i da Sam Meliklik tahtindan uzaklastirdi Bundan biraz sonra Buyuk Selcuklu Devleti ne tabi olan Boriler sulalesi tarafindan kalitsal valilikle idare edilen tabi devlet olan Sam Atabeyligi adi verilen devletin yonetimi Tugtekin ve ahfadina verildi Tugtekin ilk Boriler Sam Atabeyi olarak goreve basladi Muhiddin Bektas tekrar Sam Melikligi ni tekrar eline gecirmek icin Basra sahibi olan Aytekin ile anlasti ve Basra sahibinin ordusu ile Sam da Tugtekin e saldiri yaptilar Fakat Tugtekin askeri catismalardan sonra Muhiddin Bektas ve muttefiki Basra sahibi Aytekin komutasindaki orduya karsi galip geldi Muhiddin Bektas Frank Haclilar Kudus Krali I Baudouin den destek istedi Fakat Sam Emiri Tugtekin ve muttefiki olan Fatimiler Kudus Kralligi na bir birlesik saldirida bulundular ve bu karisiklik icinde Kudus Kralligi Bektas a destek veremedi Muhiddin Bektas Tugtekin ordusu bu saldirisi sirasinda yakalandi Zindana konulmak uzere Isfahan a gonderildi Muhiddin Bektas bu zindanda muhtemelen ayni yil 1104 te oldurulmustur Birinci Hacli Seferi nin en onemli komutanlarindan biri Toulouse Kontu Raymond de Saint Gilles idi Bu Haclilar seferi sonunda Urfa Kontlugu Kudus Kralligi ve Antakya Prensligi adlari verilen Haclilar devletleri kurulmus ve Birinci Haclilar seferine istirak eden onemli baronlar bu devletlerin hukumdarlari olmuslardi Trablussam guneyinde Franklarin Kudus Kralligi ve kuzeyinde Normanlarin Antakya Kontlugu haclilar devletleri bulunan gayet zengin ve stratejik bir sehir ve bolge idi Raymond Saint Gilles bu sehir ve bolgede bir Frank Hacli devleti kurmaya karar verdi 1103 te Tortosa modern Tartus kalesini eline gecirip bu kaleyi planladigi nin harekat merkezi yapti 1101 de yeniden Hacli seferi icin Filistin e gelen Provansli Franklar Cenovalilar ve Pisalilar Haclilar askerlerinden kurdugu bir ordu ile Trabbussam a saldirdi ve kaleyi kusatmaya basladi Bu Trablussam kalesi kusatmasi zaman zaman kaldirilarak ve tekrar tekrar yeniden kusatmaya alinarak 1109 a kadar surdu Bu uzun kusatma sirasinda Sam Atabeyi Tugtekin bu kusatmayi kaldirmak icin saldirilar yapti 1106 da yaptigi Hacli kusatmacilar karsi yaptigi saldirida kusatmayi kirmayi basardi Fakat bu basari uzun surmedi Tugtekin ve Sam ordusu geri cekilince Haclilar sehri tekrar kusatmaya aldilar Tugtekin Trablussam kalesi uzerine Haclilar baskisini azaltmak icin diger Haclilar arazilerine da saldirilar yapti Mayis 1108 de Hacli Celile Kontu komutasindaki nispeten kucuk bir Haclilar ordusu ile yaptigi bir muharebede galip geldi ve Celile Kontu nu esir aldi Celile Kontu kendi serbest birakilirsa Dogu Akdeniz bolgesindeki sahip oldugu tum mal ve mulkunu Tugtekin e devredip Filistin den ayrilacagina yemin edecegini bildirdi Fakat Tugtekin butun bunlari reddedip Celile Kontu nu idam ettirdi Trablussam kusatmasi sirasinda Raymond de Saint Gilles oldu Kusatma komutanligini uzerine alan varisi tarafindan da kale alinmadi Franklar en sonunda 1109 da sehri ellerine gecirdiler Trablussam Franklar tarafindan ele gecirildikten sonra ilk Trablus Kontu olan ilk Frank Hacli hukumdari Raymond de Saint Gilles in gayrimesru oglu olan oldu Nisan 1110 Tugtekin Baalbek sehrine saldirida bulundu Sehri kusattiktan sonra sehrin kalesini eline gecirdi Oglu ve Sam Atabeyligi varisi olan Taculmulk Bori yi sehir valisi olarak atadi Kasim 1111 sonlarina dogru Lubnan da onemli bir liman olan Sur Kudus Krali olan I Baudouin tarafindan kusatmaya alindi Sur kalesinin Musluman idarecileri Sam Atabeyi Tugtekin e tabi olacaklarini bildirerek ondan Haclilar kusatmasini kaldirilmasi icin askeri yardim istediler Tugtekin denizden gelen Fatimiler deniz filosu ve askerleri destegi ile Sur sehrine yardima geldi Bunun uzerine 10 Nisan 1112 de Hacli Kudus Kralligi kusatma ordusu Sur u ele geciremeden geri cekilmek zorunda kaldi 1110 dan itibaren Bagdat i merkez yapmis olan Buyuk Selcuklu Devleti sultani Muhammed Tapar kendine ismen tabi olan hukumdarlara arka arkaya Hristiyan Hacli devletlerinin ortadan kaldirilmasi icin fermanler gondermeye basladi 1110 1112 ve 1114 te hedef Urfa Kontlugu idi Sonra buna dayanarak 1111 de Musul Atabeyi olan Mevdud bin Altuntegin buyuk bir Musluman ordusu kurmak icin Musluman hukumdarlardan askeri destek istedi Hem Halep Meliki Ridvan hem de Sam Atabeyi olan Tugtekin boyle bir orduya destek vermekten sakindilar Buna baslica neden Musul Atabeyi Mevdud un Hristiyan Haclilari yendikten sonra bu ordusu ile tum Suriye yi kendi kontrolune alacagindan endise etmeleri idi Mevdud un Urfa Kontlugu na saldirilari da sonucsuz kaldi Bu donemde Kudus Krali I Baudouin ve Antakya Prensligi taht naibi Celile prensi Tancred mutecaviz tutumlar ile Suriye de akinlar ve saldirilar duzenlemekte idiler Bunlari durdurmak hedefi ile Sam Atabeyi Tugtekin ile Musul Atabeyi Mevdud ile birlikte Haclilara ait olan Celile Bolgesine bir askeri sefer duzenlediler Kurulan muttefik ordusu ile Haclilarin onemli kalesi olan Tiberya kalesinin kusattilar Ama bu kusatma basarisiz kaldi Tugtekin ve Mevdud muttefik ordusu Urdun Nehri ni Celile Golu nun guneyinden gectiler I Baudouin in komutasinda Kudus Kralligi ordusu ile El Sinabra Muharebesi ne giristiler Bu muharebeyi Tugtekin ve Mevdud un ordusu kazandi Fakat iki muttefik Haclilar ordusunun dagilmadan duzenli olarak cekilmesi ve takviye almalari ve Musluman ordusunda erzak ve levazimat eskiligi nedenleri ile bu galibiyeti degerlendiremediler Bu seferden sonra Musul a geri donmeden once Sam da istirahat etmekte olan Musul Atabeyi Mevdud 2 Ekim 1113 te bir Hashasi fedaisinin suikastina kurban gidip olduruldu 1113 te olen Halep Meliki Ridvan in yerine Halep Meliki olan oglu Alp Arslan el Ahras ve onun taht naibi olan hadim Vezir Lulu el Yaya ile Sam Atabeyi Tugtekin 1114 te Frank Haclilara karsi bir muttefiklik anlasmasi imzaladilar Fakat Halep te Alp Arslan El Akras in naibinin bazi sehir ileri gelenlerini idam ettirmesi ve Hashasileri elemine etmek icin tedbirler uygulanmasi dolayisiyla Alp Arslan El Akras da bir suikasta kurban gitti Halep gayet buyuk kesmekese ve kargasaliga sahne oldu Diger taraftan Halep Haclilar Antakya Prensligi naibi olan Ruggero di Salerno tarafindan da tehdit altindaydi Halep halki Artukoglu Ilgazi Bey i sehre emir olmasi icin cagirdilar Ilgazi Bey eski Halep Meliki Ridvan in bir kizi ile evlenip siyasi durumunu daha da pekistirdi Sehirdeki asayis durumuna hakim olup sehri politik kontrolu altina alabildi 1115 te Bagdat ta bulunan Buyuk Selcuklu Devleti Sultani Muhammed Tapar Haclilarin dogu Akdeniz den atilmasi icin yeni bir ferman yayinladi ve onemli komutanlarindan olan Porsuk bin Porsuk komutasinda bir orduyu Kudus Kralligi uzerine gonderecegini acikladi Sam Atabeyi Tugtekin bu orduya katilmayi kabul etti Fakat Tugtekin Buyuk Selcuklu Devleti ile Kudus Kralligi arasindan sikisip kalmak istemediginden cesitli diplomatik tedbirlere basvurup kendi bagimsizligini korumaya calisti 1116 da Porsuk bin Porsuk nin Haclilara saldirilarina katilmadi Bunun icin ozrunu Sultan Muhammed Tapar a bildirmek icin Tugtekin sahsen Bagdat a gitti 1119 da Halep Emiri gorevini uzerine olan Ilgazi Bey ordusu ile birlikte Haclilar Antakya Prensligi ne bagli olan Athareb kalesine saldirdi Bu kaleyi alamadiklari gibi daha sonra Kudus Kralligi Antakya Prensligi ve Trablus Kontlugu birlesik ordusu ile 14 Agustos 1119 da yaptiklari Hab Muharebesi nde maglup dustuler Haziran 1120 de Halep Emiri olarak gorev yapan Ilgazi Bey tekrar Antakya Prensligi ne saldirida bulundu ama birlesik Hacli ordularina karsi maglup olup ordusunun hemen tumunu kaybedip Halep sehrini bile kaybetme tehlikesine maruz kaldi Sam Atabeyi Tugtekin sagladigi Sam ordusu askeri destegi ile Ilgazi Bey ve Halep Emirligi ni elimine olmaktan zor kurtuldular 1122 de Fatimiler o zamana kadar ellerinde bulundurup donanmalarinin bir ussu olarak kullandiklari Sur sehrini Haclilar hucumlarina karsi savunamayacaklarini anladilar Bunun uzerine Sur sehrinin yonetimini Tugtekin e sattilar Tugtekin bu liman sehrine bir buyuk Sam ordusu birligi yerlestirdi Fakat 1124 yazinda birlesik Haclilar ordusunun saldirisi ve sehri kusatmasi uzerine Sam ordusu birligi bu kaleyi savunamadi ve 7 Temmuz 1124 te Sur sehri ve kalesi Haclilar eline gecti Ismaili Hashasiler Suriye de Behram adli bir Alamut kalesi halifesi altinda gizliden organize edilmeye baslamislardi 1124 te Hasan Sabbah in Alamut ta olmesinden sonra bunlar Suriye de yeniden acikca faaliyetlere basladi Sam Atabeyi Tugtekin kendini Sam da ziyarete gelen Behram i gayet temkinli olarak karsilamisti ama resmi bir sekilde agirlamisti Sam Atabeyligi Veziri olan Tahir El Mazdagani bu mezhebe bagli olmamasina ragmen Behram la yakin baglantilar kurmus ve onlarla isbirligi yapmaya baslamisti 1125 te Selcuklu generali Aksungur el Porsuki Halep sehrinin yonetimini Halep Atabeyi olarak eline gecirmisti O yaz buyuk bir musluman ittifak ordusu kurdu ve Tugtekin Sam ordusu ile bu ittifak ordusuna katildi Bu buyuk muttefik ordusu Haclilar Antakya Prensligi arazisine saldiriya gecti Kudus Kralligi Antakya Prensligi ve Trablus Kontlugu birlesik ordusu ile 11 Haziran 1125 te yapilan Azez Muharebesi nde bu muttefik musluman ordusu maglup dustu ve geri cekildi Ocak 1126 da Kudus Krali II Baudouin bir onceki yildaki basarilarini dayanarak Kudus Kralligi ordusu ile Sam emirligi arazilerine saldiriya gecti Fakat Tugtekin gucleri tarafindan yapilan direnis muharebeleri sonunda Haclilar Kudus Kralligi ordusunun Sam a ilerleyemecegi anlasildi Haclilar ordusu geri cekilmek zorunda kaldi Bundan moral alan Tugtekin 1126 yili sonlarinda Sam ordusu ile Halep Atabeyi olan Aksungur el Porsuki ordusu ile birlikte Antakya Prensligi arazilerine yeni bir saldirida bulundular Bu saldiri da basarisiz ve sonucsuz kaldi Sam Atabeyi Tugtekin 1127 de gayet ihtiyarlamis ve hastalanmisti Sam Atabeyliginin efektif idaresi Hashasilerle ittifaklik yapan Vezir Mazdagani nin elinde kalmisti Hashasiler bu sehirde kendilerine bagli bir ordu bile kurmuslardi Vezir Mazdagani Hashasilerinin tesviki ile Kudus Krali II Baudouin ile yakin iliskileri bulunmaktaydi II Baudouin kariyeri boyunca Suriye nin merkezi olan Sam sehrini Haclilar eline gecirmek emelinde idi Hashasiler bu sehri kendilerine saglanan imtiyazlar karsiliginda Kudus Kralligi na vermelerinin ancak Tugtekin in hayatta bulunmasinin onledigi tarihcilerce bildirilmistir 1128 basinda Sam Atabeyi Tugtekin hastaligi ile yatalak oldu ve 12 Subat 1128 de Sam ta oldu Olmeden once Tugtekin oglu Taculmulk Bori yi Sam Atabeyligi varisi olarak ilan etmisti ve Sam Atabeyligi hic taht rakibi ortaya cikmadan Taculmulk Bori eline gecti Taculmulk Bori Buyuk Selcuklu Devleti ne tabi olan kalitsal Boriler yonetimindeki Sam Atabeyligi nin ikinci hukumdari oldu Pesimist olan Samlilar sehrin idaresinin cok gecmeden Hashasiler ve Vezir Mazdagani tarafindan Haclilar Kudus Kralligina verilmesinden korkmaya basladilar Hakkinda yazilanlarEski Fransizca edebiyatinda trubador adi verilen muzikli siirleri sarki olarak soyleyip ulkeyi gezen ve sarayin en yuksek tabakalarina da karisan sairlerin hazirladiklari Hacli Seferleri destanlari nda Tugtekin ismi Dodequin olarak verilmistir Olumunden bir yuzyil tarafindan yazilan Ali Ibnu l Esir in El Kamil fi El Tarihadli tarihinde Tugtekin soyle degerlendirilmistir Tugtekin in olumu ile Frenklere karsi durabilme yetenegi olan son Musluman yonetici de tarihten kaybolmustur Frenkler Suriye nin tamamini ellerine gecirip istila etmeye kudretli idiler ama Tugtekin in orada bulunmasi Tanri nin Muslumanlari koruyup acidigina bir nisane olmustu Kaynakca Rene Grousset Histoire des croisades et du royaume franc de Jerusalem I 1095 1130 L anarchie musulmane Paris 1934 Steven Runciman cev Fikret Isiltan Hacli Seferleri Tarihi I Cilt Birinci Hacli Seferi ve Kudus Kralliginin Kurulusu TTKY Ankara 1998 ISBN 975 16 0678 0 a b c d e Amin Maalouf cev Mehmet Ali Kilicbay Araplarin Gozuyle Hacli Seferleri YKY Istanbul 1998 ISBN 975 545 092 0 Dis kaynaklarAlptekin Coskun 1985 Dimask Atabeyligi Tog Teginliler Istanbul Marmara Universitesi Yayin s 5 86Resmi unvanlarOnce gelen Muhiddin Bektas Sam Meliki olarak Boriler Sam Atabeyi 1104 1128 Sonra gelen Taculmulk Bori