Bir uygarlık kentsel gelişme, kültürel seçkin sınıf tarafından empoze edilen sosyal sınıflaşma, iletişimle ilgili sembolik sistemler ve doğal çevreden ayrı olma ve üzerinde hükmetme algısı ile karakterize edilen karmaşık yapıdaki toplumdur.
Uygarlıklar, merkezileşme, insanların ve diğer organizmaların evcilleşmesi, çalışma alanlarında özelleşme, kültürel olarak yerleşik kalkınma ve üstünlük ideolojileri, anıtsal mimari, vergilendirme, tarım ve genişlemeye toplumsal bağımlılık gibi sosyal, politik ve ekonomik özelliklerle ilişkilendirilir ve tanımlanır. Tarihsel olarak, uygarlık genellikle daha küçük ve sözde ilkel kültürlerin aksine, daha büyük ve "daha gelişmiş" bir kültür olarak anlaşılmıştır. Aynı şekilde bazı alimler uygarlığı çok kültürlü olması gerektiği özelliği ile tarif etmişlerdir. Bu geniş anlamda, bir uygarlık, , Neolitik toplum veya avcı-toplayıcı kültürleri de dahil olmak üzere merkezileşmemiş kabile topluluklarıyla tezat oluşturur, ancak aynı zamanda kendi içinde bulunan kültürlerle de çelişir. Toplumun merkezileşmiş, kentselleşmiş ve sınıflandırılmış yapıya dönüşmesi sürecine ise uygarlaşmak denir. Uygarlıklar genellikle yoğun nüfuslu yerleşkeler halinde başta yönetici bir elit sınıfın olduğu ve yoğun tarım, madencilik, küçük çapta üretim ve ticaretle ilgilenen daha alt seviye statülerde kentsel ve kırsal popülasyonların bulunduğu hiyerarşik sosyal sınıflara ayrılırlar. Uygarlık, politik gücü odaklayıp, insan kontrolünü, diğer insanlar da dahil olmak üzere doğanın kalanına yayar.
Etimolojisinin de bahsettiği üzere kavram ilk başta kasaba ve şehirlerle ilgiliydi. Uygarlıkların tarihi açısından ilk ortaya çıkışları genelde Neolitik Devrimin son safhaları ile ilgilidir. Yönetici bir seçkin sınıfın ortaya çıkması ile ilişkilendirilen, göreceli olarak hızlı gelişen kentsel devrim ve devlet oluşumu süreçleri ile büyümüş bir politik gelişmedir.
Kavramın tarihçesi
Temel tez çalışması, Norbert Elias’ın, Orta Çağ mahkeme toplumundan Erken Modern Dönem’e kadar sosyal alanları izleyen "Uygarlık Süreci" (1939) adlı eseridir."Uygarlığın Felsefesi" (1923) adlı eserinde Albert Schweitzer iki görüşü özetler: biri tamamen maddi diğeri ise hem maddi hem ahlaki. Dünya krizinin insanlığın uygarlıkla ilgili ahlaki değeri kaybetmesinden kaynaklandığından bahseder. Schweitzer'e göre uygarlık "insan tarafından bütün alanlarda ve her bakış açısından, bireylerin manevi gelişmesinde rol oynayan toplam kaydedilen ilerlemenin tümüdür". []
"Medenilik" gibi sıfatlar 16. yüzyılın ortalarında geliştirildi. "Medenileşmiş durum" anlamına gelen soyut isim medeniyet, 1760'larda tekrar Fransızlardan geldi. Fransızcada bilinen ilk kullanım 1757'de tarafından gerçekleşmiştir ve İngilizcede ilk kullanım Adam Ferguson'a atfedilir. Adam Ferguson'un 1767 yılında adlı eserinde "Sadece birey bebeklikten erkekliğe ilerlemekle kalmaz, türümüz kabalıktan medeniyete doğru ilerler" yazar.Aydınlanma Çağı'nın karakteristiği olan aktif ilerleme arayışında, kelime genellikle barbarlık veya kabalığa tezat oluşturacak şekilde kullanılırdı.
1700'lerin sonlarında ve 1800'lerin başlarında, Fransız Devrimi sırasında, "medeniyet" sözcüğü sadece tekil anlamda kullanılırdı, asla çoğul olarak kullanılmadı ve insanlığın bir bütün olarak ilerlemesi anlamına geliyordu. Bu hâlâ Fransızcada geçerli. Sayılabilir bir isim olarak "medeniyetler" kelimesi, 19. yüzyılda ara sıra kullanılıyordu, ama bazen sadece kültür (Etnografya bağlamında sayılabilir hale getirilmiş, orijinalinde sayılamayan bir isim) anlamında, 20. yüzyılda çok daha yaygın hale geldi. Sadece bu genel anlamda "ortaçağ uygarlığı"'ndan söz etmek mümkün olur ki bu durumda Elias'ın kullandığı şekliyle bir oksimoron olurdu.
18. yüzyılda, uygarlık her zaman bir gelişme olarak görülmüyordu. Tarihi açıdan kültür ile uygarlık arasındaki bir önemli fark Rousseau'nun yazılarından, özellikle de eğitim hakkındaki çalışması olan adlı eserinden gelir. Burada, uygarlık, daha rasyonel ve toplum kaynaklı olacak şekilde, insan doğası ile tamamen uyumlu değildir. İnsan bütünselliği, ancak akılsalcılık öncesi olan başlangıçtaki doğal iyiliği geri kazanma veya bu yöne yaklaşma yoluyla elde edilebilir. Bu fikirden, özellikle Almanya'da ilk olarak Johann Gottfried Herder, ardından Kierkegaard ve Nietzsche tarafından yeni bir yaklaşım geliştirildi. Bu yaklaşım kültürü, mantıklı, rasyonel, bilerek yapılmış hareketlerden ziyade rasyonellik öncesi halk ruhu olarak kabul edilebilecek doğal organizmalar olarak görür. Uygarlık ise aksine, daha rasyonel ve maddi ilerlemede daha başarılı olmasına rağmen, doğal değildir ve hilekârlık, ikiyüzlülük, kıskançlık ve tamahkârlık gibi toplumsal kötülüklere yol açarlar. İkinci dünya savaşında Almanyadan kaçan Leo Strauss, New York'ta bir açıklama yaptı ve Nazilik, [[Alman militarizmi ve nihilizmin arkasında uygarlık fikrinin olduğunu savundu.
Özellikleri
gibi sosyalbiliminsanları bir uygarlığı diğer tür toplumlardan ayıran özellikler belirlemişlerdir. Uygarlıklar genelde devamlılık, yaşanabilirlik, yerleşke paternleri, hükûmet şekilleri, sosyal sınıflandırma, ekonomik sistemler, okuryazarlık ve diğer kültürel özellikleri içerir. uygarlıkların prangalanmış insan kas gücüne bağlı olduğunu ve kölelerin enerjilerini ekin ekmek, imparatorları giydirmek ve şehirler inşa etmek için kullandıklarını savunur. Nikiforuk köleliği modern dönem öncesi uygarlıkların ortak bir özelliği kabul eder.
Peru'da deniz kaynakları ile beslenmelerini sağlayan istisnai bazı eski uygarlıkların dışında bütün uygarlıklar devamlılık için tarıma bağımlı olmuşlardır. Tahıl çiftlikleri, özellikle insanlar , sulama ve ekin rotasyonu gibi verimli teknikler kullandığı zaman depolanmış ve arz fazlası gıda sonucunu doğurabilir. Bahçecilikle ilgili ürünleri depolamakta mümkündür ama daha zordur, bu yüzden bahçecilik ile geçimini sağlamış olan uygarlıklar nadir görülür.Tahıl arz fazlaları genelde önemli olmuştur çünkü tahıllar uzun süre depolanabilir. Arz fazlası gıda üretimi insanlara sadece hayatlarını kazanmak için gıda üretmekten başka fırsatlar tanıyabilir: ilk uygarlıklarda uzmanlaşmış kariyerleri olan askerler, zanaatkarlar, rahip ve rahibeler ve diğer insanlar vardı. Arz fazlası gıda üretimi yapılacak işlerin ve dolayısıyla insan aktivitelerinin çoğalmasına sebep olur ve bu da uygarlıkların tanımlayıcı bir özelliğidir. Pasifik Kuzeybatısı yerli halkları ve belki Mezolitik dönemdeki Natufian kültürü gibi avcı-toplayıcı toplumlarda da arz fazlası gıda olmuştur. Arz fazlası yiyecek üretimi, göreceli olarak büyük çapta toplumsal örgütlenme ve iş bölümü uygulamalarının bitki ve hayvan evcilleştirmeden daha önceki tarihlerde başlamış olması muhtemeldir.
Uygarlıkların diğer toplumlardan tamamen farklı yerleşim şekilleri vardır. "Uygarlık" kelimesi bazen basitçe kentte yaşamak olarak tanımlanabilir. Çiftçi olmayan kırsal halk çalışmak ve ticaret yapmak için kentlere gelmeye meğillidir.
Başka toplumlarla kıyaslandığında, uygarlıklar devlet şeklinde daha karmaşık politik yapıya sahiptir. Devlet toplumları diğer toplumlara göre daha fazla sınıflandırılmışlardır ve sosyal sınıflar arasında daha fazla farklar vardır. Genelde kentlerde yoğunlaşmış olan iktidardaki sınıf arz fazlasının çoğunu kontrol eder ve bir hükûmet ve bürokrasi aracılığı ile isteklerini uygulatır. , bir çatışma teorisyeni ve , bir birleşme teorisyeni siyasal sistemlere ve sosyal eşitsizliğe bağlı olarak insan kültürlerini sınıflandırmışlardır. Bu sınıflandırma sistemi 4 kategoriden oluşur
- Avcı-toplayıcı gruplar: genellikle egaliteryandırlar.
- Bahçecilik/pastoral toplumlar: genelde iki kalıtsal sosyal sınıf vardır; Şef ve işçi.
- Yüksek oranda sınıflandırmanın olduğu yapılar veya : birçok kalıtsal sosyal sınıf vardır; kral, asilzade, özgür adam, uşak ve köle.
- Uygarlıklar : komplike toplumsal hiyerarşi vardır ve organize olmuş kurumlaşmış bir hükümet yapısı vardır.
Ekonomik olarak, uygarlıklar daha az organize olmuş toplumlara göre daha karmaşık aidiyet ve takas şekillerine sahiptirler. Belli bir yerde yaşamak, insanların, göçebe halklara göre daha fazla maddi birikim yapmalarına olanak verir. Bazı insanlar ayrıca üzerindeki yapı ile beraber toprak mülkiyetini veya arazinin özel mülkiyetini edinir. Uygarlıklarda nüfusun belli bir kısmı kendi yiyeceğini yetiştirmediği için kendi ürün veya hizmetlerini piyasadaki yiyecek ile takas eder veya nüfusun yiyecek üreten kısmından haraç, yeniden dağıtım vergilendirmesi, gümrük vergisi ya da dini vergi vasıtası ile temin eder. İlk kültürler sınırlı bir takas sistemi ile desteklenen bir ile işlediler. Erken Demir Çağına kadar, çağdaş uygarlıklar, gittikçe daha karmaşık hale gelen alış-verişler için bir değişim aracı olarak parayı geliştirdiler. Bir köyde, seramik ustası bira yapana malzeme verir bunun karşılığında biracı ona bira verir. Bir kentte ise seramik ustasının yeni bir çatıya, çatıcının ayakkabıya, ayakkabı tamircisinin yeni at nallarına, nalbantın yeni bir paltoya ve dericininde yeni bir güvece ihtiyacı olabilir. Bu insanlar birbirini tanımıyor olabilirler ve ihtiyaçları aynı zamana denk gelmeyebilir. Para sistemi, bu gereksinimleri organize edip karşılanmalarını garanti edecek bir yoldur. En eski, parasal sisteme geçmiş medeniyetlerin zamanından beri, parasal sistemlerin tekelci kontrolleri sosyal ve politik seçkin sınıfın çıkarlarına hizmet etmiştir.
Sümerliler tarafından geliştirilen yazı, medeniyetin bir işareti olarak kabul edilir ve "karmaşık idari bürokrasilerin veya fetih devletlerinin yükselişine eşlik etmiş gibi görünmektedir". Ticaretle uğraşanlar ve bürokratlar doğru kayıtlar tutmak için yazıyı kullanmışlardır. Para gibi, yazılı kayıt tutulması da, bir kentin nüfusunun büyüklüğü ve birbirleriyle kişisel olarak tanışmayan insanlar arasındaki ticaretin karmaşıklığı nedeniyle gerekliydi. Ancak, hiç yazı kullanmamış, "quipu" adı verilen ipliklerden ve düğümlerden yapılan karmaşık bir kayıt sistemini kullanmış olup yine de bir uygarlık olarak işlevini koruyabilen Andlar'ın İnka Medeniyeti'nde görüldüğü üzere yazı her zaman bir uygarlık için zorunluluk değildi.
İş bölümü ve merkezi planlama yardımı ile uygarlıklar birçok kültürel özellikler geliştirdi. Örgütlenmiş din, sanatta ilerlemeler ve sayısız yeni bilim ve teknoloji ilerlemeleri bunlara örnek olarak verilebilir.
Tarih boyunca, başarılı medeniyetler yayıldılar, durmadan başka toprakları ele geçirdiler ve daha önce uygarlaşmamış insanları asimile ettiler. Yine de günümüzde bile hala uygarlaşmamış kabileler vardır. Bazıları tarafından ilkel olarak tanımlanırlar ancak başkaları bunu aşağılayıcı bulur. "İlkel", bir anlamda kültürün ilklerden olduğunu ve insanlığın başlangıcından beri değişmediğini ima eder ancak tarihin bu şekilde gelişmediği gösterilmiştir. Özellikle, günümüz kültürlerinin hepsi çağdaş kabul edildiğinden, günümüzdeki sözde ilkel kültürlerin uygarlaşmış kabul edilenlere göre daha geriden geldiği görüşü yanlıştır. Günümüzde antropologlar bu insanları tanımlamak için "okuryazar olmayan" terimini kullanıyorlar.
Uygarlık kolonileşme, işgal, din değiştirme, bürokratik kontrolün uzaması ve ticaret ve tarım ve yazının okuryazar olmayan insanlara tanıtılması yolları ile tarih boyunca yayılmıştır. Bazı uygarlaşmamış halklar isteyerek uygar davranış şekillerini benimseyebilir. Çünkü uygarlık aynı zamanda kendisinden kaynaklanan teknik, maddi ve sosyal baskınlık yolları ile de yayılmıştır.
Bir uygarlığın ulaştığı örgütlenmenin ölçülmesi, tarımın göreceli olarak önemini ticaret veya üretim kapasitelerinin önemi ile kıyaslayarak, gücünün karasal olarak sınırlarına, iş bölümünün karmaşıklığına ve kentsel merkezlerin taşıma kapasitesine bakarak yapılır. İkincil etmenler, gelişmiş bir taşımacılık sistemi, yazı, standartlaşmış ölçü birimleri, para birimi, sözleşme ve haksızlıkları cezalandıran bir hukuk sistemi, sanat, mimari, matematik, bilimsel anlayış, metalurji, politik yapılar ve örgütlenmiş dini içerir.
Geleneksel olarak, gözle görülür askeri, ideolojik ve ekonomik güç başarmış olan devletler, diğer kendi çevrelerinin dışında kalan barbar, vahşi ve ilkel kültür olarak isimlendirdikleri toplumlar ve insan gruplarının aksine kendilerini uygarlaşmış olarak tanımlamışlardır.
Kültürel kimlik
"Uygarlık" aynı zamanda sadece kompleks yapıya sahip bir topluma değil kompleks bir toplumun kültürüne atfende kullanılabilir. Her toplum, uygarlık olsun ya da olmasın, kendini eşsiz kılan bir dizi spesifik fikir, gelenek, sanat ve ürünlere sahiptir. Uygarlıklar, devlet tabanlı karar verme mekanizması, edebiyat, profesyonel sanat, mimari, örgütlenmiş din ve kompleks eğitim gelenekleri, baskı rejimi ve seçkin sınıfı muhafaza edecek kontrol sistemi gibi karmaşık kültürler geliştirme eğilimindedirler.
Herhangi bir uygarlıkla ilgili olan karmaşık kültür yayılıp diğer kültürleri de etkileme eğilimindedir ve bazen diğer kültürler asimile edilip uygarlığa katılırlar. (klasik bir örnek olarak baskın Çin medeniyetinin Kore, Japonya ve Vietnam gibi yakın medeniyetler üzerindeki etkisi gösterilebilir). Birçok medeniyet aslında birçok ulus ve bölgeleri de içeren geniş kültürel alanlardır. Kişinin yaşadığı medeniyet o kişinin en geniş kültürel kimliğidir.
Birçok tarihçi geniş kültürel alanlara odaklanmış medeniyetleri birbirinden ayrı birimler olarak düşünmüşlerdir. 20. yüzyıl felsefecilerinden Oswald Spengler birçoğunun "medeniyet" kelimesini kullandığı yerde "kültür" anlamında Almanca "kultur" kelimesini kullanır. Spengler bir medeniyetin tutarlılığının tek bir birincil kültürel sembole dayandığına inanıyordu. Kültürler doğum, yaşam, çöküş ve son döngüsünden geçerler ve yeni bir cezbedici kültürel sembolün etafında şekillenen güçlü yeni bir kültür ortaya çıkar. Spengler medeniyetin, bir kültür için, çöküşün başlangıcı olduğunu belirtir ve bir tür olarak gelişmiş insanlığın yapabileceği en dışsal ve yapay durumu ortaya koyduğunu belirtir.
Medeniyetin bu birleşik kültür kavramı 20 yüzyıl ortalarında tarihçi Arnold J. Toynbee'in teorilerini de etkilemiştir. Toynbee, medeniyet sürecini incelediği çok ciltli adlı eserinde yükseliş ve çoğunlukla çöküş olmak üzere 21 medeniyetin ve 5 "büyüyememiş" medeniyetin tarihsel takibini yapmıştır. Toynbee'e göre medeniyetler, sadece ekonomik ve çevresel nedenlerden ziyade yaratıcı bir azınlığın başarısızlığı, ahlaki ve dini bir çöküş ve önemli zorlukların gereklerinin yerine getirilememesi sonucu çöküşe geçmiş ve son bulmuştur.
Samuel P. Huntington medeniyeti insanların kültürel gruplaşmasının en üst düzeyi ve insanları diğer türlerden ayıran kültürel kimliğin en geniş seviyesi olarak tanımlar. Huntington'ın medeniyetler ile ilgili teorileri aşağıda tartışılmıştır.
Kompleks sistemler
Başka bir grup teorisyen, sistem teorisini kullanarak uygarlığa kompleks bir sistem olarak bakar, ör., beraber çalışarak bir sonuç üreten bir grup objenin analiz edildiği düşünce şeklinin ana hatları. Uygarlıklar kentsel öncesi kültürlerden türemiş kent ağları olarak görülebilir ve bunlar arasındaki ekonomik, politik, askeri, diplomatik, sosyal ve kültürel ilişkiler ile tanımlanırlar. Herhangi bir kurum karmaşık bir sosyal sistemdir ve medeniyet ise çok büyük bir kurumdur.
Sistem teorisyenleri ekonomik ilişkiler, kültürel değiş-tokuş ve politik/diplomatik/askeri ilişkilerde olmak üzere kentler arasındaki birçok ilişkiyi incelerler. Bu alanlar genelde farklı ölçeklerde olabilir. Örneğin, 19. yüzyıla kadar ticaret ağları kültürel ve politik alanlardan çok daha büyüktü. Roma İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu, Hindistan ve Çin'i birbirine bağlayan Orta Asya'dan geçen İpek Yolu ve Hint Okyanusu deniz yolları gibi ticaret yolları, 2000 yıl önce, bahsi geçen medeniyetler herhangi bir politik, diplomatik, askeri veya kültürel ilişkiler içinde değilken, tam anlamıyla işler vaziyetteydi. Bu şekilde uzun mesafe ticaretin ilk kanıtları Antik Çağlarda vardır. Guillermo Algaze, Uruk dönemi sırasında ticaret ilişkilerinin Mısır, Mezopotamya, İran ve Afganistanı birbirine bağladığını iddia eder.Ur Kraliyet Mezarlığı'nda daha sonra bulunan reçinenin Mozambik'ten kuzeye ticaretinin yapıldığı söylenir.
Birçok teorisyen bütün dünyanın halihazırda, küreselleşme adıyla bilinen bir süreç olan, bütünleşik bir tek 'ne dönüştüğünü iddia eder. Dünya üzerindeki farklı medeniyetler ve toplumlar ekonomik, politik ve hatta kültürel olarak birçok şekilde birbirlerine bağımlı durumdadır. Bu entegrasyonun ne zaman başladığıyla ve bir uygarlığın tanımını belirleyen anahtar özelliğin-kültürel, teknolojik, ekonomik, politik veya askeri-diplomatik-hangi tür entegrasyon olduğuyla ilgili devam eden bir tartışma vardır. M.Ö. 1500 yıllarında Mezopotamya ve Eski Mısır uygarlıklarının ekonomik ve askeri-diplomatik entegrasyonu sonucu, kendi kullandığı kelimelerle "Merkezi Uygarlık"ın ortaya çıktığını savunur. Merkezi uygarlık daha sonra Orta Doğu ve Avrupanın tamamını içine alacak şekilde genişlemiş ardından Avrupa Kolonileştirme hareketi ile Amerika ve Avustralya kıtalarını, Çin ve Japonya'yı da 19. yüzyıla kadar entegre ederek küresel bir ölçeğe geçmiştir. Wilkinson'a göre medeniyetler, Merkez Uygarlık örneğinde olduğu gibi, kültürel açıdan heterojen veya Japon uygarlığında olduğu gibi homojen olabilir. Huntington'un "uygarlıklar çarpışması" olarak adlandırdığını, Wilkinson aynı uygarlık içinde farklı kültürel alanların çarpışması olarak kategorize edebilir. Diğerleri küreselleşme yolunda ilk adım olarak Haçlı Seferlerini işaret eder. Daha konvansiyonel bakış açılarına göre sosyal ağlar antik çağlardan beri büyüyüp küçülmüştür ve günümüz küresel ekonomisi ve kültürü yakın tarihli Avrupa kolonizasyonunun bir ürünüdür. []
Tarih
Art arda gelen medeniyetlerden oluşan insanlık tarihi olgusu tamamıyla moderndir. Avrupa Keşif Çağında ortaya çıkan modernlik, "Yeni Dünya"'nın kültürlerinin Neolitik ve Mezolitik dönemleri ile tam bi zıtlık teşkil eder ve karmaşık devletlerin tarih öncesi çağlarda ortaya çıktığını anlatır. Günümüzde kullanıldığı şekliyle uygarlık, merkezileşme, toplumsal tabakalaşma ve iş bölümünün olduğu kompleks bir devlet sistemi olarak, yaklaşık M.Ö 3000 yıllarında erken Bronz Çağı'nda Bereketli Hilal'de ortaya çıkmış olan ilk imparatorlukların tanımına uyar. Gordon Childe uygarlığın ortaya çıkışını arka arkaya gerçekleşen iki devrimden kaynaklandığı şekilde tanımlar: göçebe olmayan toplumların ortaya çıkmasına neden olan Neolitik Devrim ve .
Kentsel devrim
İlk başlarda, Neolitik, geçim sağlama amaçlı gıda yetiştiriciliğinden bir geçiş safhası idi. Fakat sürekli tarım yapılması giderek toprak kalitesinde bir azalmaya sebep oldu ve yerleşim yerinden giderek daha da uzak yerlerde tarım yapılmasıyla beraber en sonunda komple yerleşimin başka yere taşınması gereği doğdu. Yarı kurak nehir vadilerinde, yıllık sel baskınları toprak verimliliğini iyileştirdiği için nüfus yoğunluklarının önemli ölçüde artabileceğine bir işaretti. Nitekim bu da yol açtı. İnsanlar evcilleştirilmiş hayvanları sadece etleri için değil aynı zamanda sütleri, yünleri, gübreleri ve tarla sürmek ve taşımacılıkla ilgili kullanmaya başladılar ve bu gelişmeler Avrupa'da yayıldı.
Erken neolitik teknolojileri ve yaşam tarzı ilk başta Batı Asya'da (örneğin Göbekli Tepe, M.Ö. 9,130) ve daha sonra Çin'de Sarı Nehir ve Yangtze havzalarına (örneğin culture from 7,500 BCE) yerleşti ve sonradan yayıldı. Mezopotamya M.Ö. 10000 yıllarından başlayarak Neolitik Devrimin ilk geliştiği yerlerden biridir ve M.Ö. 6500 yıllarında gelişmeye başlayan medeniyetler vardır. Bu bölge insanlık tarihindeki, tekerlek, çiviyazısı, matematik, astronomi ve tarım da dahil en önemli gelişmelerine ilham veren bölge olarak tanımlanır.
M.Ö. 7000 yılından başlayarak benzer uygarlık-öncesi neolitik devrimler kuzeybatı Güney Amerika'da ve Mezoamerika'da da() gerçekleşmiştir.
8.2 binyıl kuraklık olayı ve yarı kurak bölgelerin kuruduğu ve çöllerin yayıldığı bir dönemdi. Bu iklim değişikliği toplumlar arasındaki bölgesel şiddetin kar-zarar oranını değiştirdi ve ilk medeniyetlerle ilişkilendirilen surlarla çevrili kentler görülmeye başlandı.
Bu kentsel devrim, ekonomilerin ve kentlerin gelişmesine olanak sağlayan transfer edilebilir ihtiyaç fazlasının birikiminin başlangıcıydı. Aynı zamanda şiddetin devlet tekelinde olması, bölgesel çatışmalar ve asker sınıfının ortaya çıkması, hiyerarşilerin hızlı gelişimi ve insan kurban edilmesi ile de ilişkilendirilir.
Uygarlaşmış kentsel devrim ise yerleşik hayatın gelişmesi, tahıl bitkilerinin ve hayvanların evcilleştirilmesi, ölçek ekonomisini mümkün kılan yaşam tarzlarının gelişmesi ve ihtiyaç fazlası üretimin belirli sosyal sınıflar tarafından biriktirilmesine bağımlı idi. Hala tartışılmasına rağmen, kompleks kültürlerden uygarlıklara geçişin, insan kurban edilme uygulamalarını da yürüten seçkin idareci sınıf tarafından politik gücün daha fazla tekelleşmesine yol açan devlet yapılarının gelişmesi ile ilişkili olduğu izlenimi vardır.
M.Ö. 3300 yıllarından başlayarak, Neolitik dönemin sonlarına doğru, değişik elitist kalkolitik medeniyetler yükselişe geçmeye başladı ve Bronz Çağı boyunca büyük çaplı imparatorluklar haline dönüştüler. (Eski Mısır Krallığı, , Asur İmparatorluğu, , Hitit İmparatorluğu).
Buna paralel bir gelişme, M.Ö. 500 yıllarında Mayalar'ın kentleşmeye başladığı yer olan 'nda bağımsız olarak gerçekleşti ve 15. yüzyıla kadar, Avrupa müdahalesinden kısa süre önce, Aztek ve ortaya çıktı.
Aksiyel Çağ
, M.Ö. 1200 yıllarında Demir Çağı izledi. M.Ö 8. ve 3. yüzyıllar arasına denk gelen ve geçişteki önemli bir safha olarak gösterilen bu dönem, Karl Jaspers tarafından olarak adlandırılmaktadır ve bu dönemde birçok yeni medeniyet ortaya çıkmıştır.William Hardy McNeill, tarihteki bu dönemin, daha önce ayrı olan uygarlıklar arasındaki kültürel iletişimin ekümenin sonunu getirdiği ve paranın yayılması, daha büyük imparatorluklar ve yeni dinler ile ilişkilendirilen Çin'den Akdeniz'e kadar sosyal değişimi hızlandırmış olan bir dönem olduğunu söyler. Bu görüş yakın zaman içinde Christopher Chase-Dunn ve diğer tarafından taçlandırılmıştır.
Modernite
Modernliğe doğru büyük bir dönüşüm M.S. 1500 yıllarında Batı Avrupa'da başladı ve bu başlangıç ile bilim ve hukuk ile ilgili yeni yaklaşımlar, ilk kültürleri o günün endüstriyel ve teknolojik uygarlıkları ile bütünleştirecek şekilde, bütün dünyada hızlı bir şekilde yayıldı.
Uygarlıkların çöküşü
Medeniyetler genelde iki şekilde son bulur; ya genişleyen bir başka imparatorluğa dahil olurlar (örneğin Eski Mısır İmparatorluğu ilk önce Yunan daha sonra da Roma Medeniyetlerine dahil olmuştur) ya da Karanlık Çağ olarak adlandırılan dönemlerde olduğu gibi çökerler ve daha basit bir form alırlar.
Medeniyetlerin çöküşü ile ilgili birçok açıklama öne sürülmüştür. Bazıları tarihsel örneklere odaklanır, diğerleri ise genel teoriye.
- 'dan Mukaddime: İslami medeniyetlerin analizi, yükselişi ve çöküşüyle ilgili teorileri etkilemiştir. Onun görüşüne göre nomadik halkların işgalleri büyümeyi sınırlandırmış ve sosyal çöküşe neden olmuştur.
- Edward Gibbon'nın çalışması : Roma İmparatoruğu'nun sonlanması ile ilgili detaylı analiz içeren iyi bilinen bir eserdir. Gibbon'a göre Roma'nın çöküşünün son sahnesi Konstantinopolis'in, M.S. 1453 yılında Osmanlı Türkleri'ne kaybedilmesidir. Romanın inişe geçmesi, normalin çok üzerindeki boyutlarının doğal ve kaçınılmaz bir etkisidir. Bolluk ve varlık çürümenin prensiplerini olgunlaştırmış, yıkımın nedenleri fetihlerle kat kat artmıştır ve yapay destekler zaman veya diğer olaylarla kaldırıldığı an muazzam yapı kendi ağırlığı altında kalmıştır. Harabenin hikâyesi basit ve ortadadır; imparatorluğun neden parçalandığını sormak yerine, bu kadar uzun süre ayakta kalmasına şaşırmamız gerekir.
- Theodor Mommsen, : Mommsen'in görüşüne göre Roma'nın çöküşünün sebebi, M.S 476 yılında Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüdür. Aynı zamanda "yaratılış", "büyüme", "yaşlanma", "çöküş" ve "çürüme"'nin biyolojik benzetmesine ağırlık vermiştir.
- Oswald Spengler, : Spengler Petrarch'ın kronolojik bölümlemesini reddeder ve tarihte "olgunlaşmış" sadece sekiz medeniyet olduğunu savunur. Onun iddiasına göre gelişen kültürlerin emperyalist medeniyetlere dönüşme eğilimi vardır. Plutokraside demokratik yönetim şekilleri ortaya çıkar ve nihai olarak emperyalizmle sonuçlanır. Bu medeniyetler genişler ve sonunda çöker.
- Arnold J. Toynbee, : Toynbee tarihte çok daha fazla sayıda medeniyet bulunduğu görüşündedir. Az sayıda büyümesi duraklamış medeniyetlerinde bulunduğunu ve bütün medeniyetlerin Mommsen tarafından tarif edilen döngüden geçme eğiliminde olduklarını belirtir. Bir medeniyetin çöküş sebepleri, kültürel seçkin bir sınıf, asalak bir seçkin sınıfa dönüşüp iç ve dış proletaryanın yükselmesine yol açtığı zaman ortaya çıkar.
- , : sistem giderek daha kompleks hala geldikçe verimin azaldığını ve daha fazla büyümenin verimi düşürmeye başlayacağını savunur. Tainter, Roma'nın bu ölçüye M.S. 2. yüzyılda ulaştığı görüşündedir.
- Jared Diamond, : Diamond, inceledği 41 kültürün çöküşü için beş ana sebep olduğunu öne sürer: ormansızlaştırma ve toprak erozyonu gibi çevresel zararlar; iklim değişikliği; gerekli kaynaklar için uzun mesafe ticarete bağımlı olunması; savaş veya işgal gibi iç ve dış şiddetin seviyelerinde yükselme; ve dahili ve çevre ile ilgili problemlere toplumsal tepki.
- ve Andrey Korotayev et al., Toplumsal Makrodinamikler, Laik Döngüler ve Binyıllık trendlere Giriş22 Ocak 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde . adlı eserlerinde tarım medeniyetlerinin çöküşünü anlatan birtakım matematiksel modeller önerir. Örneğin, Turchin'in parasal-demografik modelinin temel mantığı şu şekilde özetlenebilir: bir sosyodemografik döngünün başlangıç safhasında yüksek seviyede kişi başına düşen ortalama üretim ve tüketim gözlemleriz ve bu göreceli olarak sadece yüksek nüfus artış hızına sebep olmakla kalmaz aynı zamanda göreceli olarak yüksek oranda ihtiyaç fazlası üretime sebep olur. Sonuç olarak, bu safhada insanlar çok fazla problem yaşamadan vergilerini ödeyebilirler, vergiler kolayca toplanabilir hale gelir ve nüfus artışına devlet gelirlerindeki artış eşlik eder. Orta safhalarda, aşırı nüfus kişi başına ortalama üretim ve tüketimin düşmesine sebep olur, vergi toplamak giderek zorlaşır, devlet tarafından kontrol edilen nüfusun artışına bağlı olarak devlet harcamaları artar ancak devlet gelirlerinin büyümesi durmuştur. Devlet ciddi parasal sorunlar yaşamaya başlar. En sondaki çöküş öncesi dönemde aşırı nüfus kişi başına düşen ortalama üretimin daha da düşmesine neden olur, ihtiyaç fazlası üretim düşer, devlet gelirleri küçülür ancak artan nüfusu kontrol etmek için devlet daha da fazla kaynağa ihtiyaç duyar. En sonunda bu durum kıtlık, salgın hastalıklar, devletin yapısının bozulması ve demografik ve toplumsal çöküşle biter (Peter Turchin. Historical Dynamics. Princeton University Press, 2003:121–127; Andrey Korotayev et al. Secular Cycles and Millennial Trends. Moscow: Russian Academy of Sciences, 20062 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .).
- , : Heather kitabında bu medeniyetin ahlaki veya ekonomik sebeplerden sonlanmadığını savunur. Barbarlarla yüzyıllar boyunca devam eden cephe temasları en sonunda onları donanımlı ve tehlikeli bir düşman haline getirmiştir. Roma'nın ilk defa savaş alanında defalarca yenilen orduları tekrar tekrar donatması için Roma'nın daha fazla gelir elde etmesi gerektiği gerçeği, İmparatorluğun parçalanmasına yol açtı. Bu argüman Roma'ya özgü olmasına rağmen, Mısırlılar'ın Asya İmparatorluğu, Çin'in Han ve Tang hanedanlıkları, İslami Abbasi Halifeliği ve diğerlerine de uygulanabilir.
- Bryan Ward-Perkins, Roma'nın Çöküşü ve Uygarlığın Sonu adlı eserinde bir medeniyetin çöküşü sırasında, bunu küçümseyen birçok revizyonist tarihçinin aksine, bunlardan etkilenen insanların yaşadığı gerçek korkuları göstermeye çalışır. Kompleks bir toplumun çöküşü basit bir su tesisatının bile 1000 yıl ortadan kaybolması demek. Geç Bronz Çağında Doğu Akdeniz, Mayalar ve Paskalya Adası ve diğer yerler benzer Karanlık Çağ çöküşlerine örnek gösterilebilir.
- , adlı eserinde arkeoloji, paleoekoloji ve yazıtbilimin en güncel kanıtlarına bütünsel bir bakış açısı kullanarak, sadece belirli bir nedenin yeterli olmadığını, ancak bir dizi düzensiz karışık olayların (toprak verimliliğinde düşüş, kuraklık, artan iç ve dış şiddet vs.) Maya krallıklarının bozulmasına yol açtığını ve çöküş ve çürüme spiralini başlattığını savunur. Ona göre Maya'nın çöküşünde günümüz uygarlığı için alınacak çok dersler vardır.
- Jeffrey A. McNeely yakın zaman önce tarihi bulguların incelenmesinin geçmiş uygarlıkların ormanlarını aşırı tüketim eğiliminde olduklarını gösterdiğini ve bu önemli kaynakların kötü kullanımının aşırı tüketen toplumun çöküşünde önemli bir etmen olduğunu vurguladı.
- , Olumsuzun İyi Tarafı: Felaket, Yaratıcılık, ve Uygarlığın Yenilenmesi 12 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . : Yazar burada birim enerji yatırımından sağlanan enerji konusunu irdeler. Harcanan enerjinin elde edilen enerjiye oranı uygarlıkların ayakta kalmasını sınırlandıran merkezi bir etmendir. Sosyal kompleksite düzeyinin, güçlü bir şekilde, çevresel, ekonomik ve teknolojik sistemlerin izin verdiği kullanılabilir enerji miktarına bağlı olduğunu söyler. Bu miktar azaldığı zaman uygarlıklar yeni enerji kaynaklarına ulaşmak zorundadırlar ya da çöküşe geçerler.
- Feliks Koneczny, "Uygarlıkların Çoğulluğu Üzerine" adlı eserinde çalışmasını uygarlıklarla ilgili bilim olarak adlandırır. Uygarlıklar çöker ancak bu çökmek zorunda olduklarından ya da bir döngüsel veya biyolojik yaşam süreleri olmasından dolayı değildir. Günümüzde hala daha var olan ve yakın zamanda çökmesi pek mümkün görünmeyen iki antik uygarlık vardır (Brahmin-Hindu ve Çin). Koneczny uygarlıkların birleşemeyeceğini ve çok gelişmiş bir uygarlığın içinde mevcut olan daha zayıf bir uygarlığa eşit haklar verildiği takdirde gelişmiş uygarlığı aşacağını iddia eder. Koneczny'nin uygarlıklar üzerine olan bu çalışmasındaki başka bir iddia, bir bireyin, kendi deyimi ile "uygarlaşamamışlık" durumuna düşmeden, iki veya daha fazla şekilde uygarlaşamayacağıdır. İki ya da daha fazla uygarlığın yan yana bulunduğu ve işler durumda oldukları sürece kendi sosyal yaşam düzen yöntemini diğeri üzerine empoze edeceği bir varoluşsal çarpışma içinde olacaklarını da belirtir. Yabancı sosyal yaşam düzen yöntemini içine alıp eşit haklar tanımak çürüme ve bozulma sürecine neden olur.
Gelecek
Siyaset bilimci Samuel Huntington'ın argümanı, 21. yüzyılı tanımlayan özelliğin medeniyetler çatışması olacağı şeklindedir. Huntington'a göre, uygarlıklar arasındaki çatışmalar, ulus-devletler ve 19. ve 20. yüzyılın özelliği olan ideolojilerin arasındaki çatışmaların yerini alacaktır. Bu görüşlere Edward Said, Muhammed Asadi ve Amartya Sen gibi diğerleri tarafından güçlü meydan okuma vardır. ve Müslüman Dünya ve Batı arasındaki gerçek uygarlıklar çatışmasının siyasi ideolojilerden çok Batı'nın daha liberal cinsel değerlerinden kaynaklandığını ancak bu tolerans eksikliğinin sonunda gerçek demokrasinin reddedilmesine yol açacağını savunurlar. "Kimlik ve Şiddet" adlı eserinde Sen, insanların sadece din ve kültürle tanımlanan bir sözde medeniyet çizgisi doğrultusunda bölünmesini sorgular. Bu durumun, insanları oluşturan birçok diğer kimliği göz ardı ettiğini ve farklılıklara odaklanmaya yol açacağını savunur.
Kültürel Tarihçi , "Karanlık Çağ Amerikası: İmparatorluğun Sonu" adlı eserinde, kurumsallaşmış tüketimci Birleşik Devletler'de, onu bu düzeye eriştiren aynı etmenlerin, Birleşik Devletleri, çöküşün kaçınılmaz olduğu çok kritik bir eşiğe getirdiğini öne sürer. Siyasi açıdan uzak erişimle ilgili olarak, aynı zamanda çevresel aşırı tüketim ve zengin-fakir arasındaki farkın açılmasından dolayı güncel sistemin devasa bütçe açıklarıyla ve içi boşaltılmış bir ekonomi ile, fiziksel, sosyal, ekonomik ve siyasi açıdan devam edemeyeceği duruma hızlı bir şekilde yaklaştığı sonucuna varır. Çok daha derinlere dayanan bir gelişimi olmasına rağmen, Berman'ın tezi bazı açılardan Jane Jacobs'ın "Urban Planner" adlı eseriyle benzerlikler taşır. Jane Jacobs eserinde toplum ve aile, yüksek eğitim, bilimin pratik uygulaması, vergilendirme ve yönetim ve öğrenilen mesleklerin kendi kurallarını koyması gibi Birleşik Devletler Kültürünün beş önemli unsurunun ciddi bozulma sürecinde olduğunu iddia eder. Jacob'ın argümanına göre bu bozulma, çevresel kriz, ırkçılık ve zengin ile fakir arasındaki farkın açılması gibi toplumsal hastalıklara bağlıdır.
ve yazar Derrick Jensen modern uygarlığın çevre ve insanlık üzerinde egemenlik kurmaya doğru gittiğini ve bunun doğal olarak zararlı, sürdürülemez ve kendi kendine zarar verici özellikte olduğunu iddia eder. Tanımlamasını hem dilbilim hem de tarih açısından savunarak, uygarlığı " İnsanlar yerleşik yaşamı seçerler ve nüfus yoğunluğu, yaşamla ilgili gıda ve diğer ihtiyaçların ithal edilmesini gerektiren kentler ortaya çıkar. Uygarlık hem kaynağı hem de sonucu kentlerin büyümesi olan bir kültürdür. Ona göre uygarlıkların daha çok kaynak ithali ihtiyacı yerel kaynakların aşırı kullanılıp tüketilmesinden kaynaklanır. Bu nedenle uygarlıklar doğal olarak emperyalist ve genişlemeci politikalar izlerler ve bunları korumak için ise son derece militarize olmuş, hiyerarşik yapılı ve zorlamaya dayalı kültür ve yaşam tarzlarını benimserler.
uygarlıkları teknolojik ilerlemelerine göre sınıflandırır ve ölçümünü spesifik olarak uygarlığın kullanabilir durumda olan enerjisine göre yapar. Ölçek yalnızca varsayımsaldır ama enerji tüketimini kozmik bir perspektife koyar. Kardaşev ölçeği, uygarlıklar için hükümleri şu anda var olanlardan teknolojik olarak çok daha ileri düzeydeki uygarlıklar için yapmaktadır.
- Akropolis, Yunanistan, mimari ve mühendisliği, Batı, Müslüman ve Doğu medeniyetlerinde 2400 yıl önce yapıldığı tarihten beri direkt olarak etkilemiştir.
- Lübnan'da Baalbek Tapınağı, bize, Fenikeliler, Babil, Farslar, Yunanlar, Romalılar, Bizanslılar ve Araplar da dahil olmak üzere, dünyanın en etkili medeniyetlerinden bazılarının dini ve mimari stillerini gösterir.
- İtalya, Roma'da Roma Forumu, Roma Cumhuriyeti ve daha sonra Roma İmparatorluğu zamanında Antik Roma uygarlığının, politik, ekonomik, kültürel ve dini merkezi, kalıntıları günümüzde Roma'da hala görülebilmektedir.
- Çin Seddi, 'ni ve Çin İmparatorlukları'nı göçebe grupların baskınlarına ve işgallerine karşı korumak için inşa edilmişken, binlerce yıl boyunca Çin bölgesi ayrıca birçok etkili medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
-
İnsan olmayan uygarlıklar
Mevcut bilimsel fikir birliği, insanın medeniyet yaratma bilişsel yeteneğine sahip tek hayvan türü olduğu yönündedir. Ancak yakın tarihli bir düşünce deneyi, kuaterner öncesi dönemlerle ilgili jeolojik bilginin azlığı göz önüne alındığında “jeolojik kayıtta endüstriyel bir medeniyet tespit etmenin mümkün olup olmadığını” göz önünde bulundurur.
Kaynakça
- ^ a b Adams, Robert McCormick (1966). The Evolution of Urban Society. Transaction Publishers. s. 13. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ a b Haviland, William (2013). Cultural Anthropology: The Human Challenge. Cengage Learning. s. 250. ISBN . 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ a b c Wright, Ronald (2004). A Short History of Progress. House of Anansi. ss. 115, 117, and 212. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ a b c Llobera, Josep (2003). An Invitation to Anthropology. Berghahn Books. ss. 136-137. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ Fernández-Armesto, Felipe (2001). Civilizations: Culture, Ambition, and the Transformation of Nature. . ISBN .
- ^ a b Boyden, Stephen Vickers (2004). The Biology of Civilisation. UNSW Press. ss. 7-8. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ a b Solms-Laubach, Franz (2007). Nietzsche and Early German and Austrian Sociology. Walter de Gruyter. ss. 115, 117, and 212. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ a b 1964-, AbdelRahim, Layla. Children's literature, domestication, and social foundation : narratives of civilization and wilderness. New York. s. 8. ISBN . OCLC 897810261.
- ^ Bolesti, Maria (2013). Barbarism and Its Discontents. Stanford University Press. ISBN .
- ^ Wei, Ruan (2011). "Civilization and Culture" (PDF). Globality Studies Journal, 24. 15 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ (1986). The Sources of Social Power. 1. Cambridge University Press. ss. 34-41.
- ^ It remains the most influential sociological study of the topic, spawning its own body of secondary literature. Notably, attacked it in a major work (3,500 pages in five volumes, published 1988–2002). Elias, at the time a nonagenarian, was still able to respond to the criticism the year before his death. In 2002, Duerr was himself criticized by Michael Hinz's Der Zivilisationsprozeß: Mythos oder Realität (2002), saying that his criticism amounted to a hateful defamation of Elias, through excessive standards of political correctness. Der Spiegel 40/2002 28 Şubat 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Cited after Émile Benveniste, Civilisation. Contribution à l'histoire du mot (Civilisation. Contribution to the history of the word), 1954, published in Problèmes de linguistique générale, Éditions Gallimard, 1966, pp. 336–345 (translated by Mary Elizabeth Meek as Problems in general linguistics, 2 vols., 1971).
- ^ a b Velkley, Richard (2002), "The Tension in the Beautiful: On Culture and Civilization in Rousseau and German Philosophy", Being after Rousseau: Philosophy and Culture in Question, The University of Chicago Press, ss. 11-30
- ^ E.g. in the title A narrative of the loss of the Winterton East Indiaman wrecked on the coast of Madagascar in 1792; and of the sufferings connected with that event. To which is subjoined a short account of the natives of Madagascar, with suggestions as to their civilizations by J. Hatchard, L.B. Seeley and T. Hamilton, London, 1820.
- ^ "Civilization" (1974), Encyclopædia Britannica 15th ed. Vol. II, Encyclopædia Britannica, Inc., 956. Retrieved 25 August 2007. Using the terms "civilization" and "culture" as equivalents is controversial[] and generally rejected, so that for example some types of culture are not normally described as civilizations.
- ^ "On German Nihilism" (1999, originally a 1941 lecture), Interpretation 26, no. 3 edited by David Janssens and Daniel Tanguay.
- ^ Gordon Childe, V., What Happened in History (Penguin, 1942) and Man Makes Himself (Harmondsworth, 1951).
- ^ Nikiforuk, Andrew (2012). The Energy of Slaves: Oil and the new servitude. Greystone Books.
- ^ Moseley, Michael. . The Hall of Ma'at. 28 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2008.
- ^ Moseley, Michael (1975). The Maritime Foundations of Andean Civilization. Menlo Park: Cummings. ISBN .
- ^ Hadjikoumis; Angelos, Robinson; and Sarah Viner-Daniels (Eds) (2011), "Dynamics of Neolithisation in Europe: Studies in honour of Andrew Sherratt" (Oxbow Books)
- ^ Mann, Charles C. (Haziran 2011). "Göbekli Tepe". National Geographic. 27 Şubat 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ (2005), A History of the World in 6 Glasses, Walker & Company, 25.
- ^ Grinin, Leonid E (Ed) et al. (2004), "The Early State and its Alternatives and Analogues" (Ichitel)
- ^ Bondarenko, Dmitri et al. (2004), "Alternatives to Social Evolution" in Grinin op cit.
- ^ Bogucki, Peter (1999), "The Origins of Human Society" (Wiley Blackwell)
- ^ DeVore, Irven, and Lee, Richard (1999) "Man the Hunter" (Aldine)
- ^ Beck, Roger B.; Linda Black; Larry S. Krieger; Phillip C. Naylor; Dahia Ibo Shabaka (1999). World History: Patterns of Interaction. Evanston, IL: McDougal Littell. ISBN .
- ^ Pauketat, Timothy R. (2004). Ancient Cahokia and the Mississippians. Cambridge University Press. s. 169. ISBN .
- ^ a b Spengler, Oswald, Decline of the West: Perspectives of World History (1919)
- ^ Huntington, Samuel P. (1997). The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order (İngilizce). Simon and Schuster. s. 43. ISBN . 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ Algaze, Guillermo, The Uruk World System: The Dynamics of Expansion of Early Mesopotamian Civilization (Second Edition, 2004) ()
- ^ (Sonbahar 1987). "Central Civilization". . 17. ss. 31-59. 3 Eylül 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ağustos 2019.
- ^ "Explicit theories of the origin of the state are relatively modern [...] the age of exploration, by making Europeans aware that many peoples throughout the world lived, not in states, but in independent villages or tribes, made the state seem less natural, and thus more in need of explanation." . 30 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2014.
- ^ Milton-Edwards, Beverley (Mayıs 2003). . History & Policy. United Kingdom: History & Policy. 13 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Aralık 2010.
- ^ Haas, Jonathan; Creamer, Winifred; Ruiz, Alvaro (Aralık 2004). "Dating the Late Archaic occupation of the Norte Chico region in Peru". Nature (İngilizce). 432 (7020). ss. 1020-1023. doi:10.1038/nature03146. ISSN 0028-0836. (PMID) 15616561.
- ^ Kennett, Douglas J.; Winterhalder, Bruce (2006). Behavioral Ecology and the Transition to Agriculture. University of California Press. pp. 121–. . Retrieved 27 December 2010.
- ^ De Meo, James (2nd Edition), "Saharasia"
- ^ "Ritual human sacrifice promoted and sustained the evolution of stratified societies" op cit
- ^ Carniero, R.L. (Ed) (1967), "The Evolution of Society: Selections from Herbert Spencer’s Principles of Sociology", (Univ. of Chicago Press, Chicago, 1967), pp. 32–47, 63–96, 153–165.
- ^ Watts, Joseph; Sheehan, Oliver; Atkinson, Quentin D.; Bulbulia, Joseph; Gray, Russell D. (4 Nisan 2016). "Ritual human sacrifice promoted and sustained the evolution of stratified societies". Nature. 532 (532). ss. 228-231. doi:10.1038/nature17159. (PMID) 27042932.
- ^ Tarnas, Richard (1993). The Passion of the Western Mind: Understanding the Ideas that Have Shaped Our World View (Ballantine Books)
- ^ Toynbee, Arnold (1965) "A Study of History" (OUP)
- ^ Massimo Campanini (2005), Studies on Ibn Khaldûn 28 Ağustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Polimetrica s.a.s., p. 75
- ^ Gibbon, Decline and Fall of the Roman Empire, 2nd ed., vol. 4, ed. by J. B. Bury (London, 1909), pp. 173–174. Chapter XXXVIII: Reign Of Clovis. Part VI. General Observations On The Fall Of The Roman Empire In The West.
- ^ Peter J. Heather (1 Aralık 2005). The Fall Of The Roman Empire: A New History Of Rome And The Barbarians. Oxford University Press. ISBN . 19 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Haziran 2012.
- ^ Bryan Ward-Perkins (7 Eylül 2006). The Fall of Rome: And the End of Civilization. Oxford University Press. ISBN . 19 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Haziran 2012.
- ^ Demarest, Arthur (9 Aralık 2004). Ancient Maya: The Rise and Fall of a Rainforest Civilization. ISBN .
- ^ McNeely, Jeffrey A. (1994) "Lessons of the past: Forests and Biodiversity" (Vol 3, No 1 1994. Biodiversity and Conservation)
- ^ Koneczny, Feliks (1962) On the Plurality of Civilizations, Posthumous English translation by Polonica Publications, London ASIN B0000CLABJ. Originally published in Polish, O Wielości Cywilizacyj, Gebethner & Wolff, Kraków 1935.
- ^ Huntington, Samuel P., The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order, (Simon & Schuster, 1996)
- ^ Asadi, Muhammed (22 Ocak 2007). . Selves and Others. 26 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2009.
- ^ Inglehart, Ronald; Pippa Norris (Mart–Nisan 2003). "The True Clash of Civilizations". Global Policy Forum. 20 Ocak 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ocak 2009.
- ^ Berman, Morris (2007), Dark Ages America: the End of Empire (W.W. Norton)
- ^ Jacobs, Jane (2005), Dark Age Ahead (Vintage)
- ^ Jensen, Derrick (2006), "Endgame: The Problem of Civilization", Vol 1 & Vol 2 (Seven Stories Press)
- ^ Jensen, Derrick (2006), "Endgame: The Problem of Civilization", Vol 1 (Seven Stories Press), p. 17
- ^ Schmidt, Gavin A.; Frank, Adam (Apr 10, 2018). "The Silurian Hypothesis: Would it be possible to detect an industrial civilization in the geological record?". arXiv:1804.03748 [astro-ph.EP].
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bir uygarlik kentsel gelisme kulturel seckin sinif tarafindan empoze edilen sosyal siniflasma iletisimle ilgili sembolik sistemler ve dogal cevreden ayri olma ve uzerinde hukmetme algisi ile karakterize edilen karmasik yapidaki toplumdur Eski Misir uygarlik olarak kabul edilebilecek ilk kulturlerdendir Uygarliklar merkezilesme insanlarin ve diger organizmalarin evcillesmesi calisma alanlarinda ozellesme kulturel olarak yerlesik kalkinma ve ustunluk ideolojileri anitsal mimari vergilendirme tarim ve genislemeye toplumsal bagimlilik gibi sosyal politik ve ekonomik ozelliklerle iliskilendirilir ve tanimlanir Tarihsel olarak uygarlik genellikle daha kucuk ve sozde ilkel kulturlerin aksine daha buyuk ve daha gelismis bir kultur olarak anlasilmistir Ayni sekilde bazi alimler uygarligi cok kulturlu olmasi gerektigi ozelligi ile tarif etmislerdir Bu genis anlamda bir uygarlik Neolitik toplum veya avci toplayici kulturleri de dahil olmak uzere merkezilesmemis kabile topluluklariyla tezat olusturur ancak ayni zamanda kendi icinde bulunan kulturlerle de celisir Toplumun merkezilesmis kentsellesmis ve siniflandirilmis yapiya donusmesi surecine ise uygarlasmak denir Uygarliklar genellikle yogun nufuslu yerleskeler halinde basta yonetici bir elit sinifin oldugu ve yogun tarim madencilik kucuk capta uretim ve ticaretle ilgilenen daha alt seviye statulerde kentsel ve kirsal populasyonlarin bulundugu hiyerarsik sosyal siniflara ayrilirlar Uygarlik politik gucu odaklayip insan kontrolunu diger insanlar da dahil olmak uzere doganin kalanina yayar Etimolojisinin de bahsettigi uzere kavram ilk basta kasaba ve sehirlerle ilgiliydi Uygarliklarin tarihi acisindan ilk ortaya cikislari genelde Neolitik Devrimin son safhalari ile ilgilidir Yonetici bir seckin sinifin ortaya cikmasi ile iliskilendirilen goreceli olarak hizli gelisen kentsel devrim ve devlet olusumu surecleri ile buyumus bir politik gelismedir Kavramin tarihcesiTemel tez calismasi Norbert Elias in Orta Cag mahkeme toplumundan Erken Modern Donem e kadar sosyal alanlari izleyen Uygarlik Sureci 1939 adli eseridir Uygarligin Felsefesi 1923 adli eserinde Albert Schweitzer iki gorusu ozetler biri tamamen maddi digeri ise hem maddi hem ahlaki Dunya krizinin insanligin uygarlikla ilgili ahlaki degeri kaybetmesinden kaynaklandigindan bahseder Schweitzer e gore uygarlik insan tarafindan butun alanlarda ve her bakis acisindan bireylerin manevi gelismesinde rol oynayan toplam kaydedilen ilerlemenin tumudur sayfa belirt Medenilik gibi sifatlar 16 yuzyilin ortalarinda gelistirildi Medenilesmis durum anlamina gelen soyut isim medeniyet 1760 larda tekrar Fransizlardan geldi Fransizcada bilinen ilk kullanim 1757 de tarafindan gerceklesmistir ve Ingilizcede ilk kullanim Adam Ferguson a atfedilir Adam Ferguson un 1767 yilinda adli eserinde Sadece birey bebeklikten erkeklige ilerlemekle kalmaz turumuz kabaliktan medeniyete dogru ilerler yazar Aydinlanma Cagi nin karakteristigi olan aktif ilerleme arayisinda kelime genellikle barbarlik veya kabaliga tezat olusturacak sekilde kullanilirdi 1700 lerin sonlarinda ve 1800 lerin baslarinda Fransiz Devrimi sirasinda medeniyet sozcugu sadece tekil anlamda kullanilirdi asla cogul olarak kullanilmadi ve insanligin bir butun olarak ilerlemesi anlamina geliyordu Bu hala Fransizcada gecerli Sayilabilir bir isim olarak medeniyetler kelimesi 19 yuzyilda ara sira kullaniliyordu ama bazen sadece kultur Etnografya baglaminda sayilabilir hale getirilmis orijinalinde sayilamayan bir isim anlaminda 20 yuzyilda cok daha yaygin hale geldi Sadece bu genel anlamda ortacag uygarligi ndan soz etmek mumkun olur ki bu durumda Elias in kullandigi sekliyle bir oksimoron olurdu 18 yuzyilda uygarlik her zaman bir gelisme olarak gorulmuyordu Tarihi acidan kultur ile uygarlik arasindaki bir onemli fark Rousseau nun yazilarindan ozellikle de egitim hakkindaki calismasi olan adli eserinden gelir Burada uygarlik daha rasyonel ve toplum kaynakli olacak sekilde insan dogasi ile tamamen uyumlu degildir Insan butunselligi ancak akilsalcilik oncesi olan baslangictaki dogal iyiligi geri kazanma veya bu yone yaklasma yoluyla elde edilebilir Bu fikirden ozellikle Almanya da ilk olarak Johann Gottfried Herder ardindan Kierkegaard ve Nietzsche tarafindan yeni bir yaklasim gelistirildi Bu yaklasim kulturu mantikli rasyonel bilerek yapilmis hareketlerden ziyade rasyonellik oncesi halk ruhu olarak kabul edilebilecek dogal organizmalar olarak gorur Uygarlik ise aksine daha rasyonel ve maddi ilerlemede daha basarili olmasina ragmen dogal degildir ve hilekarlik ikiyuzluluk kiskanclik ve tamahkarlik gibi toplumsal kotuluklere yol acarlar Ikinci dunya savasinda Almanyadan kacan Leo Strauss New York ta bir aciklama yapti ve Nazilik Alman militarizmi ve nihilizmin arkasinda uygarlik fikrinin oldugunu savundu Ozellikleri gorgu kurallari ve ve diger formlarinin ortaya cikisi uygarlasmis bir toplumun ozelliklerinden biri olarak gosterilir tarafindan 1939 Yemegin Sonu tarafindan 1913 gibi sosyalbiliminsanlari bir uygarligi diger tur toplumlardan ayiran ozellikler belirlemislerdir Uygarliklar genelde devamlilik yasanabilirlik yerleske paternleri hukumet sekilleri sosyal siniflandirma ekonomik sistemler okuryazarlik ve diger kulturel ozellikleri icerir uygarliklarin prangalanmis insan kas gucune bagli oldugunu ve kolelerin enerjilerini ekin ekmek imparatorlari giydirmek ve sehirler insa etmek icin kullandiklarini savunur Nikiforuk koleligi modern donem oncesi uygarliklarin ortak bir ozelligi kabul eder Peru da deniz kaynaklari ile beslenmelerini saglayan istisnai bazi eski uygarliklarin disinda butun uygarliklar devamlilik icin tarima bagimli olmuslardir Tahil ciftlikleri ozellikle insanlar sulama ve ekin rotasyonu gibi verimli teknikler kullandigi zaman depolanmis ve arz fazlasi gida sonucunu dogurabilir Bahcecilikle ilgili urunleri depolamakta mumkundur ama daha zordur bu yuzden bahcecilik ile gecimini saglamis olan uygarliklar nadir gorulur Tahil arz fazlalari genelde onemli olmustur cunku tahillar uzun sure depolanabilir Arz fazlasi gida uretimi insanlara sadece hayatlarini kazanmak icin gida uretmekten baska firsatlar taniyabilir ilk uygarliklarda uzmanlasmis kariyerleri olan askerler zanaatkarlar rahip ve rahibeler ve diger insanlar vardi Arz fazlasi gida uretimi yapilacak islerin ve dolayisiyla insan aktivitelerinin cogalmasina sebep olur ve bu da uygarliklarin tanimlayici bir ozelligidir Pasifik Kuzeybatisi yerli halklari ve belki Mezolitik donemdeki Natufian kulturu gibi avci toplayici toplumlarda da arz fazlasi gida olmustur Arz fazlasi yiyecek uretimi goreceli olarak buyuk capta toplumsal orgutlenme ve is bolumu uygulamalarinin bitki ve hayvan evcillestirmeden daha onceki tarihlerde baslamis olmasi muhtemeldir Uygarliklarin diger toplumlardan tamamen farkli yerlesim sekilleri vardir Uygarlik kelimesi bazen basitce kentte yasamak olarak tanimlanabilir Ciftci olmayan kirsal halk calismak ve ticaret yapmak icin kentlere gelmeye megillidir Baska toplumlarla kiyaslandiginda uygarliklar devlet seklinde daha karmasik politik yapiya sahiptir Devlet toplumlari diger toplumlara gore daha fazla siniflandirilmislardir ve sosyal siniflar arasinda daha fazla farklar vardir Genelde kentlerde yogunlasmis olan iktidardaki sinif arz fazlasinin cogunu kontrol eder ve bir hukumet ve burokrasi araciligi ile isteklerini uygulatir bir catisma teorisyeni ve bir birlesme teorisyeni siyasal sistemlere ve sosyal esitsizlige bagli olarak insan kulturlerini siniflandirmislardir Bu siniflandirma sistemi 4 kategoriden olusur Avci toplayici gruplar genellikle egaliteryandirlar Bahcecilik pastoral toplumlar genelde iki kalitsal sosyal sinif vardir Sef ve isci Yuksek oranda siniflandirmanin oldugu yapilar veya bircok kalitsal sosyal sinif vardir kral asilzade ozgur adam usak ve kole Uygarliklar komplike toplumsal hiyerarsi vardir ve organize olmus kurumlasmis bir hukumet yapisi vardir Ekonomik olarak uygarliklar daha az organize olmus toplumlara gore daha karmasik aidiyet ve takas sekillerine sahiptirler Belli bir yerde yasamak insanlarin gocebe halklara gore daha fazla maddi birikim yapmalarina olanak verir Bazi insanlar ayrica uzerindeki yapi ile beraber toprak mulkiyetini veya arazinin ozel mulkiyetini edinir Uygarliklarda nufusun belli bir kismi kendi yiyecegini yetistirmedigi icin kendi urun veya hizmetlerini piyasadaki yiyecek ile takas eder veya nufusun yiyecek ureten kismindan harac yeniden dagitim vergilendirmesi gumruk vergisi ya da dini vergi vasitasi ile temin eder Ilk kulturler sinirli bir takas sistemi ile desteklenen bir ile islediler Erken Demir Cagina kadar cagdas uygarliklar gittikce daha karmasik hale gelen alis verisler icin bir degisim araci olarak parayi gelistirdiler Bir koyde seramik ustasi bira yapana malzeme verir bunun karsiliginda biraci ona bira verir Bir kentte ise seramik ustasinin yeni bir catiya caticinin ayakkabiya ayakkabi tamircisinin yeni at nallarina nalbantin yeni bir paltoya ve dericininde yeni bir guvece ihtiyaci olabilir Bu insanlar birbirini tanimiyor olabilirler ve ihtiyaclari ayni zamana denk gelmeyebilir Para sistemi bu gereksinimleri organize edip karsilanmalarini garanti edecek bir yoldur En eski parasal sisteme gecmis medeniyetlerin zamanindan beri parasal sistemlerin tekelci kontrolleri sosyal ve politik seckin sinifin cikarlarina hizmet etmistir Sumerliler tarafindan gelistirilen yazi medeniyetin bir isareti olarak kabul edilir ve karmasik idari burokrasilerin veya fetih devletlerinin yukselisine eslik etmis gibi gorunmektedir Ticaretle ugrasanlar ve burokratlar dogru kayitlar tutmak icin yaziyi kullanmislardir Para gibi yazili kayit tutulmasi da bir kentin nufusunun buyuklugu ve birbirleriyle kisisel olarak tanismayan insanlar arasindaki ticaretin karmasikligi nedeniyle gerekliydi Ancak hic yazi kullanmamis quipu adi verilen ipliklerden ve dugumlerden yapilan karmasik bir kayit sistemini kullanmis olup yine de bir uygarlik olarak islevini koruyabilen Andlar in Inka Medeniyeti nde goruldugu uzere yazi her zaman bir uygarlik icin zorunluluk degildi Antik Yunan filozofu ve biliminsani Aristotle Is bolumu ve merkezi planlama yardimi ile uygarliklar bircok kulturel ozellikler gelistirdi Orgutlenmis din sanatta ilerlemeler ve sayisiz yeni bilim ve teknoloji ilerlemeleri bunlara ornek olarak verilebilir Tarih boyunca basarili medeniyetler yayildilar durmadan baska topraklari ele gecirdiler ve daha once uygarlasmamis insanlari asimile ettiler Yine de gunumuzde bile hala uygarlasmamis kabileler vardir Bazilari tarafindan ilkel olarak tanimlanirlar ancak baskalari bunu asagilayici bulur Ilkel bir anlamda kulturun ilklerden oldugunu ve insanligin baslangicindan beri degismedigini ima eder ancak tarihin bu sekilde gelismedigi gosterilmistir Ozellikle gunumuz kulturlerinin hepsi cagdas kabul edildiginden gunumuzdeki sozde ilkel kulturlerin uygarlasmis kabul edilenlere gore daha geriden geldigi gorusu yanlistir Gunumuzde antropologlar bu insanlari tanimlamak icin okuryazar olmayan terimini kullaniyorlar Uygarlik kolonilesme isgal din degistirme burokratik kontrolun uzamasi ve ticaret ve tarim ve yazinin okuryazar olmayan insanlara tanitilmasi yollari ile tarih boyunca yayilmistir Bazi uygarlasmamis halklar isteyerek uygar davranis sekillerini benimseyebilir Cunku uygarlik ayni zamanda kendisinden kaynaklanan teknik maddi ve sosyal baskinlik yollari ile de yayilmistir Bir uygarligin ulastigi orgutlenmenin olculmesi tarimin goreceli olarak onemini ticaret veya uretim kapasitelerinin onemi ile kiyaslayarak gucunun karasal olarak sinirlarina is bolumunun karmasikligina ve kentsel merkezlerin tasima kapasitesine bakarak yapilir Ikincil etmenler gelismis bir tasimacilik sistemi yazi standartlasmis olcu birimleri para birimi sozlesme ve haksizliklari cezalandiran bir hukuk sistemi sanat mimari matematik bilimsel anlayis metalurji politik yapilar ve orgutlenmis dini icerir Geleneksel olarak gozle gorulur askeri ideolojik ve ekonomik guc basarmis olan devletler diger kendi cevrelerinin disinda kalan barbar vahsi ve ilkel kultur olarak isimlendirdikleri toplumlar ve insan gruplarinin aksine kendilerini uygarlasmis olarak tanimlamislardir Kulturel kimlik Uygarlik ayni zamanda sadece kompleks yapiya sahip bir topluma degil kompleks bir toplumun kulturune atfende kullanilabilir Her toplum uygarlik olsun ya da olmasin kendini essiz kilan bir dizi spesifik fikir gelenek sanat ve urunlere sahiptir Uygarliklar devlet tabanli karar verme mekanizmasi edebiyat profesyonel sanat mimari orgutlenmis din ve kompleks egitim gelenekleri baski rejimi ve seckin sinifi muhafaza edecek kontrol sistemi gibi karmasik kulturler gelistirme egilimindedirler Samuel P Huntington in Medeniyetler catismasi isimli tezine gore dunyanin temel uygarliklarinin haritasi Herhangi bir uygarlikla ilgili olan karmasik kultur yayilip diger kulturleri de etkileme egilimindedir ve bazen diger kulturler asimile edilip uygarliga katilirlar klasik bir ornek olarak baskin Cin medeniyetinin Kore Japonya ve Vietnam gibi yakin medeniyetler uzerindeki etkisi gosterilebilir Bircok medeniyet aslinda bircok ulus ve bolgeleri de iceren genis kulturel alanlardir Kisinin yasadigi medeniyet o kisinin en genis kulturel kimligidir Bircok tarihci genis kulturel alanlara odaklanmis medeniyetleri birbirinden ayri birimler olarak dusunmuslerdir 20 yuzyil felsefecilerinden Oswald Spengler bircogunun medeniyet kelimesini kullandigi yerde kultur anlaminda Almanca kultur kelimesini kullanir Spengler bir medeniyetin tutarliliginin tek bir birincil kulturel sembole dayandigina inaniyordu Kulturler dogum yasam cokus ve son dongusunden gecerler ve yeni bir cezbedici kulturel sembolun etafinda sekillenen guclu yeni bir kultur ortaya cikar Spengler medeniyetin bir kultur icin cokusun baslangici oldugunu belirtir ve bir tur olarak gelismis insanligin yapabilecegi en dissal ve yapay durumu ortaya koydugunu belirtir Medeniyetin bu birlesik kultur kavrami 20 yuzyil ortalarinda tarihci Arnold J Toynbee in teorilerini de etkilemistir Toynbee medeniyet surecini inceledigi cok ciltli adli eserinde yukselis ve cogunlukla cokus olmak uzere 21 medeniyetin ve 5 buyuyememis medeniyetin tarihsel takibini yapmistir Toynbee e gore medeniyetler sadece ekonomik ve cevresel nedenlerden ziyade yaratici bir azinligin basarisizligi ahlaki ve dini bir cokus ve onemli zorluklarin gereklerinin yerine getirilememesi sonucu cokuse gecmis ve son bulmustur Samuel P Huntington medeniyeti insanlarin kulturel gruplasmasinin en ust duzeyi ve insanlari diger turlerden ayiran kulturel kimligin en genis seviyesi olarak tanimlar Huntington in medeniyetler ile ilgili teorileri asagida tartisilmistir Kompleks sistemlerBaska bir grup teorisyen sistem teorisini kullanarak uygarliga kompleks bir sistem olarak bakar or beraber calisarak bir sonuc ureten bir grup objenin analiz edildigi dusunce seklinin ana hatlari Uygarliklar kentsel oncesi kulturlerden turemis kent aglari olarak gorulebilir ve bunlar arasindaki ekonomik politik askeri diplomatik sosyal ve kulturel iliskiler ile tanimlanirlar Herhangi bir kurum karmasik bir sosyal sistemdir ve medeniyet ise cok buyuk bir kurumdur Sistem teorisyenleri ekonomik iliskiler kulturel degis tokus ve politik diplomatik askeri iliskilerde olmak uzere kentler arasindaki bircok iliskiyi incelerler Bu alanlar genelde farkli olceklerde olabilir Ornegin 19 yuzyila kadar ticaret aglari kulturel ve politik alanlardan cok daha buyuktu Roma Imparatorlugu Pers Imparatorlugu Hindistan ve Cin i birbirine baglayan Orta Asya dan gecen Ipek Yolu ve Hint Okyanusu deniz yollari gibi ticaret yollari 2000 yil once bahsi gecen medeniyetler herhangi bir politik diplomatik askeri veya kulturel iliskiler icinde degilken tam anlamiyla isler vaziyetteydi Bu sekilde uzun mesafe ticaretin ilk kanitlari Antik Caglarda vardir Guillermo Algaze Uruk donemi sirasinda ticaret iliskilerinin Misir Mezopotamya Iran ve Afganistani birbirine bagladigini iddia eder Ur Kraliyet Mezarligi nda daha sonra bulunan recinenin Mozambik ten kuzeye ticaretinin yapildigi soylenir Bircok teorisyen butun dunyanin halihazirda kuresellesme adiyla bilinen bir surec olan butunlesik bir tek ne donustugunu iddia eder Dunya uzerindeki farkli medeniyetler ve toplumlar ekonomik politik ve hatta kulturel olarak bircok sekilde birbirlerine bagimli durumdadir Bu entegrasyonun ne zaman basladigiyla ve bir uygarligin tanimini belirleyen anahtar ozelligin kulturel teknolojik ekonomik politik veya askeri diplomatik hangi tur entegrasyon olduguyla ilgili devam eden bir tartisma vardir M O 1500 yillarinda Mezopotamya ve Eski Misir uygarliklarinin ekonomik ve askeri diplomatik entegrasyonu sonucu kendi kullandigi kelimelerle Merkezi Uygarlik in ortaya ciktigini savunur Merkezi uygarlik daha sonra Orta Dogu ve Avrupanin tamamini icine alacak sekilde genislemis ardindan Avrupa Kolonilestirme hareketi ile Amerika ve Avustralya kitalarini Cin ve Japonya yi da 19 yuzyila kadar entegre ederek kuresel bir olcege gecmistir Wilkinson a gore medeniyetler Merkez Uygarlik orneginde oldugu gibi kulturel acidan heterojen veya Japon uygarliginda oldugu gibi homojen olabilir Huntington un uygarliklar carpismasi olarak adlandirdigini Wilkinson ayni uygarlik icinde farkli kulturel alanlarin carpismasi olarak kategorize edebilir Digerleri kuresellesme yolunda ilk adim olarak Hacli Seferlerini isaret eder Daha konvansiyonel bakis acilarina gore sosyal aglar antik caglardan beri buyuyup kuculmustur ve gunumuz kuresel ekonomisi ve kulturu yakin tarihli Avrupa kolonizasyonunun bir urunudur kaynak belirtilmeli TarihArt arda gelen medeniyetlerden olusan insanlik tarihi olgusu tamamiyla moderndir Avrupa Kesif Caginda ortaya cikan modernlik Yeni Dunya nin kulturlerinin Neolitik ve Mezolitik donemleri ile tam bi zitlik teskil eder ve karmasik devletlerin tarih oncesi caglarda ortaya ciktigini anlatir Gunumuzde kullanildigi sekliyle uygarlik merkezilesme toplumsal tabakalasma ve is bolumunun oldugu kompleks bir devlet sistemi olarak yaklasik M O 3000 yillarinda erken Bronz Cagi nda Bereketli Hilal de ortaya cikmis olan ilk imparatorluklarin tanimina uyar Gordon Childe uygarligin ortaya cikisini arka arkaya gerceklesen iki devrimden kaynaklandigi sekilde tanimlar gocebe olmayan toplumlarin ortaya cikmasina neden olan Neolitik Devrim ve Kentsel devrim Ilk baslarda Neolitik gecim saglama amacli gida yetistiriciliginden bir gecis safhasi idi Fakat surekli tarim yapilmasi giderek toprak kalitesinde bir azalmaya sebep oldu ve yerlesim yerinden giderek daha da uzak yerlerde tarim yapilmasiyla beraber en sonunda komple yerlesimin baska yere tasinmasi geregi dogdu Yari kurak nehir vadilerinde yillik sel baskinlari toprak verimliligini iyilestirdigi icin nufus yogunluklarinin onemli olcude artabilecegine bir isaretti Nitekim bu da yol acti Insanlar evcillestirilmis hayvanlari sadece etleri icin degil ayni zamanda sutleri yunleri gubreleri ve tarla surmek ve tasimacilikla ilgili kullanmaya basladilar ve bu gelismeler Avrupa da yayildi Erken neolitik teknolojileri ve yasam tarzi ilk basta Bati Asya da ornegin Gobekli Tepe M O 9 130 ve daha sonra Cin de Sari Nehir ve Yangtze havzalarina ornegin culture from 7 500 BCE yerlesti ve sonradan yayildi Mezopotamya M O 10000 yillarindan baslayarak Neolitik Devrimin ilk gelistigi yerlerden biridir ve M O 6500 yillarinda gelismeye baslayan medeniyetler vardir Bu bolge insanlik tarihindeki tekerlek civiyazisi matematik astronomi ve tarim da dahil en onemli gelismelerine ilham veren bolge olarak tanimlanir M O 7000 yilindan baslayarak benzer uygarlik oncesi neolitik devrimler kuzeybati Guney Amerika da ve Mezoamerika da da gerceklesmistir 8 2 binyil kuraklik olayi ve yari kurak bolgelerin kurudugu ve collerin yayildigi bir donemdi Bu iklim degisikligi toplumlar arasindaki bolgesel siddetin kar zarar oranini degistirdi ve ilk medeniyetlerle iliskilendirilen surlarla cevrili kentler gorulmeye baslandi kenti Teotihuacan Harabeleri Bu kentsel devrim ekonomilerin ve kentlerin gelismesine olanak saglayan transfer edilebilir ihtiyac fazlasinin birikiminin baslangiciydi Ayni zamanda siddetin devlet tekelinde olmasi bolgesel catismalar ve asker sinifinin ortaya cikmasi hiyerarsilerin hizli gelisimi ve insan kurban edilmesi ile de iliskilendirilir Uygarlasmis kentsel devrim ise yerlesik hayatin gelismesi tahil bitkilerinin ve hayvanlarin evcillestirilmesi olcek ekonomisini mumkun kilan yasam tarzlarinin gelismesi ve ihtiyac fazlasi uretimin belirli sosyal siniflar tarafindan biriktirilmesine bagimli idi Hala tartisilmasina ragmen kompleks kulturlerden uygarliklara gecisin insan kurban edilme uygulamalarini da yuruten seckin idareci sinif tarafindan politik gucun daha fazla tekellesmesine yol acan devlet yapilarinin gelismesi ile iliskili oldugu izlenimi vardir M O 3300 yillarindan baslayarak Neolitik donemin sonlarina dogru degisik elitist kalkolitik medeniyetler yukselise gecmeye basladi ve Bronz Cagi boyunca buyuk capli imparatorluklar haline donustuler Eski Misir Kralligi Asur Imparatorlugu Hitit Imparatorlugu Buna paralel bir gelisme M O 500 yillarinda Mayalar in kentlesmeye basladigi yer olan nda bagimsiz olarak gerceklesti ve 15 yuzyila kadar Avrupa mudahalesinden kisa sure once Aztek ve ortaya cikti Aksiyel Cag M O 1200 yillarinda Demir Cagi izledi M O 8 ve 3 yuzyillar arasina denk gelen ve gecisteki onemli bir safha olarak gosterilen bu donem Karl Jaspers tarafindan olarak adlandirilmaktadir ve bu donemde bircok yeni medeniyet ortaya cikmistir William Hardy McNeill tarihteki bu donemin daha once ayri olan uygarliklar arasindaki kulturel iletisimin ekumenin sonunu getirdigi ve paranin yayilmasi daha buyuk imparatorluklar ve yeni dinler ile iliskilendirilen Cin den Akdeniz e kadar sosyal degisimi hizlandirmis olan bir donem oldugunu soyler Bu gorus yakin zaman icinde Christopher Chase Dunn ve diger tarafindan taclandirilmistir Modernite Modernlige dogru buyuk bir donusum M S 1500 yillarinda Bati Avrupa da basladi ve bu baslangic ile bilim ve hukuk ile ilgili yeni yaklasimlar ilk kulturleri o gunun endustriyel ve teknolojik uygarliklari ile butunlestirecek sekilde butun dunyada hizli bir sekilde yayildi Uygarliklarin cokusuMedeniyetler genelde iki sekilde son bulur ya genisleyen bir baska imparatorluga dahil olurlar ornegin Eski Misir Imparatorlugu ilk once Yunan daha sonra da Roma Medeniyetlerine dahil olmustur ya da Karanlik Cag olarak adlandirilan donemlerde oldugu gibi cokerler ve daha basit bir form alirlar Medeniyetlerin cokusu ile ilgili bircok aciklama one surulmustur Bazilari tarihsel orneklere odaklanir digerleri ise genel teoriye dan Mukaddime Islami medeniyetlerin analizi yukselisi ve cokusuyle ilgili teorileri etkilemistir Onun gorusune gore nomadik halklarin isgalleri buyumeyi sinirlandirmis ve sosyal cokuse neden olmustur Barbarlarin isgalleri Roma Imparatorlugu nun cokusunde onemli bir rol oynamistir Edward Gibbon nin calismasi Roma Imparatorugu nun sonlanmasi ile ilgili detayli analiz iceren iyi bilinen bir eserdir Gibbon a gore Roma nin cokusunun son sahnesi Konstantinopolis in M S 1453 yilinda Osmanli Turkleri ne kaybedilmesidir Romanin inise gecmesi normalin cok uzerindeki boyutlarinin dogal ve kacinilmaz bir etkisidir Bolluk ve varlik curumenin prensiplerini olgunlastirmis yikimin nedenleri fetihlerle kat kat artmistir ve yapay destekler zaman veya diger olaylarla kaldirildigi an muazzam yapi kendi agirligi altinda kalmistir Harabenin hikayesi basit ve ortadadir imparatorlugun neden parcalandigini sormak yerine bu kadar uzun sure ayakta kalmasina sasirmamiz gerekir Theodor Mommsen Mommsen in gorusune gore Roma nin cokusunun sebebi M S 476 yilinda Bati Roma Imparatorlugu nun cokusudur Ayni zamanda yaratilis buyume yaslanma cokus ve curume nin biyolojik benzetmesine agirlik vermistir Oswald Spengler Spengler Petrarch in kronolojik bolumlemesini reddeder ve tarihte olgunlasmis sadece sekiz medeniyet oldugunu savunur Onun iddiasina gore gelisen kulturlerin emperyalist medeniyetlere donusme egilimi vardir Plutokraside demokratik yonetim sekilleri ortaya cikar ve nihai olarak emperyalizmle sonuclanir Bu medeniyetler genisler ve sonunda coker Arnold J Toynbee Toynbee tarihte cok daha fazla sayida medeniyet bulundugu gorusundedir Az sayida buyumesi duraklamis medeniyetlerinde bulundugunu ve butun medeniyetlerin Mommsen tarafindan tarif edilen donguden gecme egiliminde olduklarini belirtir Bir medeniyetin cokus sebepleri kulturel seckin bir sinif asalak bir seckin sinifa donusup ic ve dis proletaryanin yukselmesine yol actigi zaman ortaya cikar sistem giderek daha kompleks hala geldikce verimin azaldigini ve daha fazla buyumenin verimi dusurmeye baslayacagini savunur Tainter Roma nin bu olcuye M S 2 yuzyilda ulastigi gorusundedir Jared Diamond Diamond inceledgi 41 kulturun cokusu icin bes ana sebep oldugunu one surer ormansizlastirma ve toprak erozyonu gibi cevresel zararlar iklim degisikligi gerekli kaynaklar icin uzun mesafe ticarete bagimli olunmasi savas veya isgal gibi ic ve dis siddetin seviyelerinde yukselme ve dahili ve cevre ile ilgili problemlere toplumsal tepki ve Andrey Korotayev et al Toplumsal Makrodinamikler Laik Donguler ve Binyillik trendlere Giris22 Ocak 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde adli eserlerinde tarim medeniyetlerinin cokusunu anlatan birtakim matematiksel modeller onerir Ornegin Turchin in parasal demografik modelinin temel mantigi su sekilde ozetlenebilir bir sosyodemografik dongunun baslangic safhasinda yuksek seviyede kisi basina dusen ortalama uretim ve tuketim gozlemleriz ve bu goreceli olarak sadece yuksek nufus artis hizina sebep olmakla kalmaz ayni zamanda goreceli olarak yuksek oranda ihtiyac fazlasi uretime sebep olur Sonuc olarak bu safhada insanlar cok fazla problem yasamadan vergilerini odeyebilirler vergiler kolayca toplanabilir hale gelir ve nufus artisina devlet gelirlerindeki artis eslik eder Orta safhalarda asiri nufus kisi basina ortalama uretim ve tuketimin dusmesine sebep olur vergi toplamak giderek zorlasir devlet tarafindan kontrol edilen nufusun artisina bagli olarak devlet harcamalari artar ancak devlet gelirlerinin buyumesi durmustur Devlet ciddi parasal sorunlar yasamaya baslar En sondaki cokus oncesi donemde asiri nufus kisi basina dusen ortalama uretimin daha da dusmesine neden olur ihtiyac fazlasi uretim duser devlet gelirleri kuculur ancak artan nufusu kontrol etmek icin devlet daha da fazla kaynaga ihtiyac duyar En sonunda bu durum kitlik salgin hastaliklar devletin yapisinin bozulmasi ve demografik ve toplumsal cokusle biter Peter Turchin Historical Dynamics Princeton University Press 2003 121 127 Andrey Korotayev et al Secular Cycles and Millennial Trends Moscow Russian Academy of Sciences 20062 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Heather kitabinda bu medeniyetin ahlaki veya ekonomik sebeplerden sonlanmadigini savunur Barbarlarla yuzyillar boyunca devam eden cephe temaslari en sonunda onlari donanimli ve tehlikeli bir dusman haline getirmistir Roma nin ilk defa savas alaninda defalarca yenilen ordulari tekrar tekrar donatmasi icin Roma nin daha fazla gelir elde etmesi gerektigi gercegi Imparatorlugun parcalanmasina yol acti Bu arguman Roma ya ozgu olmasina ragmen Misirlilar in Asya Imparatorlugu Cin in Han ve Tang hanedanliklari Islami Abbasi Halifeligi ve digerlerine de uygulanabilir Bryan Ward Perkins Roma nin Cokusu ve Uygarligin Sonu adli eserinde bir medeniyetin cokusu sirasinda bunu kucumseyen bircok revizyonist tarihcinin aksine bunlardan etkilenen insanlarin yasadigi gercek korkulari gostermeye calisir Kompleks bir toplumun cokusu basit bir su tesisatinin bile 1000 yil ortadan kaybolmasi demek Gec Bronz Caginda Dogu Akdeniz Mayalar ve Paskalya Adasi ve diger yerler benzer Karanlik Cag cokuslerine ornek gosterilebilir adli eserinde arkeoloji paleoekoloji ve yazitbilimin en guncel kanitlarina butunsel bir bakis acisi kullanarak sadece belirli bir nedenin yeterli olmadigini ancak bir dizi duzensiz karisik olaylarin toprak verimliliginde dusus kuraklik artan ic ve dis siddet vs Maya kralliklarinin bozulmasina yol actigini ve cokus ve curume spiralini baslattigini savunur Ona gore Maya nin cokusunde gunumuz uygarligi icin alinacak cok dersler vardir Jeffrey A McNeely yakin zaman once tarihi bulgularin incelenmesinin gecmis uygarliklarin ormanlarini asiri tuketim egiliminde olduklarini gosterdigini ve bu onemli kaynaklarin kotu kullaniminin asiri tuketen toplumun cokusunde onemli bir etmen oldugunu vurguladi Olumsuzun Iyi Tarafi Felaket Yaraticilik ve Uygarligin Yenilenmesi 12 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Yazar burada birim enerji yatirimindan saglanan enerji konusunu irdeler Harcanan enerjinin elde edilen enerjiye orani uygarliklarin ayakta kalmasini sinirlandiran merkezi bir etmendir Sosyal kompleksite duzeyinin guclu bir sekilde cevresel ekonomik ve teknolojik sistemlerin izin verdigi kullanilabilir enerji miktarina bagli oldugunu soyler Bu miktar azaldigi zaman uygarliklar yeni enerji kaynaklarina ulasmak zorundadirlar ya da cokuse gecerler Feliks Koneczny Uygarliklarin Cogullugu Uzerine adli eserinde calismasini uygarliklarla ilgili bilim olarak adlandirir Uygarliklar coker ancak bu cokmek zorunda olduklarindan ya da bir dongusel veya biyolojik yasam sureleri olmasindan dolayi degildir Gunumuzde hala daha var olan ve yakin zamanda cokmesi pek mumkun gorunmeyen iki antik uygarlik vardir Brahmin Hindu ve Cin Koneczny uygarliklarin birlesemeyecegini ve cok gelismis bir uygarligin icinde mevcut olan daha zayif bir uygarliga esit haklar verildigi takdirde gelismis uygarligi asacagini iddia eder Koneczny nin uygarliklar uzerine olan bu calismasindaki baska bir iddia bir bireyin kendi deyimi ile uygarlasamamislik durumuna dusmeden iki veya daha fazla sekilde uygarlasamayacagidir Iki ya da daha fazla uygarligin yan yana bulundugu ve isler durumda olduklari surece kendi sosyal yasam duzen yontemini digeri uzerine empoze edecegi bir varolussal carpisma icinde olacaklarini da belirtir Yabanci sosyal yasam duzen yontemini icine alip esit haklar tanimak curume ve bozulma surecine neden olur GelecekSiyaset bilimci Samuel Huntington in argumani 21 yuzyili tanimlayan ozelligin medeniyetler catismasi olacagi seklindedir Huntington a gore uygarliklar arasindaki catismalar ulus devletler ve 19 ve 20 yuzyilin ozelligi olan ideolojilerin arasindaki catismalarin yerini alacaktir Bu goruslere Edward Said Muhammed Asadi ve Amartya Sen gibi digerleri tarafindan guclu meydan okuma vardir ve Musluman Dunya ve Bati arasindaki gercek uygarliklar catismasinin siyasi ideolojilerden cok Bati nin daha liberal cinsel degerlerinden kaynaklandigini ancak bu tolerans eksikliginin sonunda gercek demokrasinin reddedilmesine yol acacagini savunurlar Kimlik ve Siddet adli eserinde Sen insanlarin sadece din ve kulturle tanimlanan bir sozde medeniyet cizgisi dogrultusunda bolunmesini sorgular Bu durumun insanlari olusturan bircok diger kimligi goz ardi ettigini ve farkliliklara odaklanmaya yol acacagini savunur Kulturel Tarihci Karanlik Cag Amerikasi Imparatorlugun Sonu adli eserinde kurumsallasmis tuketimci Birlesik Devletler de onu bu duzeye eristiren ayni etmenlerin Birlesik Devletleri cokusun kacinilmaz oldugu cok kritik bir esige getirdigini one surer Siyasi acidan uzak erisimle ilgili olarak ayni zamanda cevresel asiri tuketim ve zengin fakir arasindaki farkin acilmasindan dolayi guncel sistemin devasa butce aciklariyla ve ici bosaltilmis bir ekonomi ile fiziksel sosyal ekonomik ve siyasi acidan devam edemeyecegi duruma hizli bir sekilde yaklastigi sonucuna varir Cok daha derinlere dayanan bir gelisimi olmasina ragmen Berman in tezi bazi acilardan Jane Jacobs in Urban Planner adli eseriyle benzerlikler tasir Jane Jacobs eserinde toplum ve aile yuksek egitim bilimin pratik uygulamasi vergilendirme ve yonetim ve ogrenilen mesleklerin kendi kurallarini koymasi gibi Birlesik Devletler Kulturunun bes onemli unsurunun ciddi bozulma surecinde oldugunu iddia eder Jacob in argumanina gore bu bozulma cevresel kriz irkcilik ve zengin ile fakir arasindaki farkin acilmasi gibi toplumsal hastaliklara baglidir ve yazar Derrick Jensen modern uygarligin cevre ve insanlik uzerinde egemenlik kurmaya dogru gittigini ve bunun dogal olarak zararli surdurulemez ve kendi kendine zarar verici ozellikte oldugunu iddia eder Tanimlamasini hem dilbilim hem de tarih acisindan savunarak uygarligi Insanlar yerlesik yasami secerler ve nufus yogunlugu yasamla ilgili gida ve diger ihtiyaclarin ithal edilmesini gerektiren kentler ortaya cikar Uygarlik hem kaynagi hem de sonucu kentlerin buyumesi olan bir kulturdur Ona gore uygarliklarin daha cok kaynak ithali ihtiyaci yerel kaynaklarin asiri kullanilip tuketilmesinden kaynaklanir Bu nedenle uygarliklar dogal olarak emperyalist ve genislemeci politikalar izlerler ve bunlari korumak icin ise son derece militarize olmus hiyerarsik yapili ve zorlamaya dayali kultur ve yasam tarzlarini benimserler uygarliklari teknolojik ilerlemelerine gore siniflandirir ve olcumunu spesifik olarak uygarligin kullanabilir durumda olan enerjisine gore yapar Olcek yalnizca varsayimsaldir ama enerji tuketimini kozmik bir perspektife koyar Kardasev olcegi uygarliklar icin hukumleri su anda var olanlardan teknolojik olarak cok daha ileri duzeydeki uygarliklar icin yapmaktadir Uygarlik Ornekleri Akropolis Yunanistan mimari ve muhendisligi Bati Musluman ve Dogu medeniyetlerinde 2400 yil once yapildigi tarihten beri direkt olarak etkilemistir Lubnan da Baalbek Tapinagi bize Fenikeliler Babil Farslar Yunanlar Romalilar Bizanslilar ve Araplar da dahil olmak uzere dunyanin en etkili medeniyetlerinden bazilarinin dini ve mimari stillerini gosterir Italya Roma da Roma Forumu Roma Cumhuriyeti ve daha sonra Roma Imparatorlugu zamaninda Antik Roma uygarliginin politik ekonomik kulturel ve dini merkezi kalintilari gunumuzde Roma da hala gorulebilmektedir Cin Seddi ni ve Cin Imparatorluklari ni gocebe gruplarin baskinlarina ve isgallerine karsi korumak icin insa edilmisken binlerce yil boyunca Cin bolgesi ayrica bircok etkili medeniyete ev sahipligi yapmistir Hampi Hindistan Hindistan Bolgesi Hinduizm Budizm Jainizm ve Sihizm gibi onemli dinlere evsahipligi yapar ve merkez teskil eder Ozellikle Asya da diger kulturleri ve uygarliklari etkilemistir Insan olmayan uygarliklarMevcut bilimsel fikir birligi insanin medeniyet yaratma bilissel yetenegine sahip tek hayvan turu oldugu yonundedir Ancak yakin tarihli bir dusunce deneyi kuaterner oncesi donemlerle ilgili jeolojik bilginin azligi goz onune alindiginda jeolojik kayitta endustriyel bir medeniyet tespit etmenin mumkun olup olmadigini goz onunde bulundurur Kaynakca a b Adams Robert McCormick 1966 The Evolution of Urban Society Transaction Publishers s 13 ISBN 9780202365947 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 a b Haviland William 2013 Cultural Anthropology The Human Challenge Cengage Learning s 250 ISBN 978 1285675305 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 a b c Wright Ronald 2004 A Short History of Progress House of Anansi ss 115 117 and 212 ISBN 9780887847066 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 a b c Llobera Josep 2003 An Invitation to Anthropology Berghahn Books ss 136 137 ISBN 9781571815972 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 Fernandez Armesto Felipe 2001 Civilizations Culture Ambition and the Transformation of Nature Simon amp Schuster ISBN 9780743216500 a b Boyden Stephen Vickers 2004 The Biology of Civilisation UNSW Press ss 7 8 ISBN 9780868407661 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 a b Solms Laubach Franz 2007 Nietzsche and Early German and Austrian Sociology Walter de Gruyter ss 115 117 and 212 ISBN 9783110181098 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 a b 1964 AbdelRahim Layla Children s literature domestication and social foundation narratives of civilization and wilderness New York s 8 ISBN 9780415661102 OCLC 897810261 Bolesti Maria 2013 Barbarism and Its Discontents Stanford University Press ISBN 9780804785372 Wei Ruan 2011 Civilization and Culture PDF Globality Studies Journal 24 15 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Agustos 2019 1986 The Sources of Social Power 1 Cambridge University Press ss 34 41 It remains the most influential sociological study of the topic spawning its own body of secondary literature Notably attacked it in a major work 3 500 pages in five volumes published 1988 2002 Elias at the time a nonagenarian was still able to respond to the criticism the year before his death In 2002 Duerr was himself criticized by Michael Hinz s Der Zivilisationsprozess Mythos oder Realitat 2002 saying that his criticism amounted to a hateful defamation of Elias through excessive standards of political correctness Der Spiegel 40 2002 28 Subat 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cited after Emile Benveniste Civilisation Contribution a l histoire du mot Civilisation Contribution to the history of the word 1954 published in Problemes de linguistique generale Editions Gallimard 1966 pp 336 345 translated by Mary Elizabeth Meek as Problems in general linguistics 2 vols 1971 a b Velkley Richard 2002 The Tension in the Beautiful On Culture and Civilization in Rousseau and German Philosophy Being after Rousseau Philosophy and Culture in Question The University of Chicago Press ss 11 30 E g in the title A narrative of the loss of the Winterton East Indiaman wrecked on the coast of Madagascar in 1792 and of the sufferings connected with that event To which is subjoined a short account of the natives of Madagascar with suggestions as to their civilizations by J Hatchard L B Seeley and T Hamilton London 1820 Civilization 1974 Encyclopaedia Britannica 15th ed Vol II Encyclopaedia Britannica Inc 956 Retrieved 25 August 2007 Using the terms civilization and culture as equivalents is controversial kaynak belirtilmeli and generally rejected so that for example some types of culture are not normally described as civilizations On German Nihilism 1999 originally a 1941 lecture Interpretation 26 no 3 edited by David Janssens and Daniel Tanguay Gordon Childe V What Happened in History Penguin 1942 and Man Makes Himself Harmondsworth 1951 Nikiforuk Andrew 2012 The Energy of Slaves Oil and the new servitude Greystone Books Moseley Michael The Hall of Ma at 28 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Haziran 2008 Moseley Michael 1975 The Maritime Foundations of Andean Civilization Menlo Park Cummings ISBN 978 0 8465 4800 3 Hadjikoumis Angelos Robinson and Sarah Viner Daniels Eds 2011 Dynamics of Neolithisation in Europe Studies in honour of Andrew Sherratt Oxbow Books Mann Charles C Haziran 2011 Gobekli Tepe National Geographic 27 Subat 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 2005 A History of the World in 6 Glasses Walker amp Company 25 Grinin Leonid E Ed et al 2004 The Early State and its Alternatives and Analogues Ichitel Bondarenko Dmitri et al 2004 Alternatives to Social Evolution in Grinin op cit Bogucki Peter 1999 The Origins of Human Society Wiley Blackwell DeVore Irven and Lee Richard 1999 Man the Hunter Aldine Beck Roger B Linda Black Larry S Krieger Phillip C Naylor Dahia Ibo Shabaka 1999 World History Patterns of Interaction Evanston IL McDougal Littell ISBN 978 0 395 87274 1 Pauketat Timothy R 2004 Ancient Cahokia and the Mississippians Cambridge University Press s 169 ISBN 9780521520669 a b Spengler Oswald Decline of the West Perspectives of World History 1919 Huntington Samuel P 1997 The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order Ingilizce Simon and Schuster s 43 ISBN 9781416561248 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 Algaze Guillermo The Uruk World System The Dynamics of Expansion of Early Mesopotamian Civilization Second Edition 2004 978 0 226 01382 4 Sonbahar 1987 Central Civilization 17 ss 31 59 3 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Agustos 2019 Explicit theories of the origin of the state are relatively modern the age of exploration by making Europeans aware that many peoples throughout the world lived not in states but in independent villages or tribes made the state seem less natural and thus more in need of explanation 30 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2014 Milton Edwards Beverley Mayis 2003 History amp Policy United Kingdom History amp Policy 13 Mart 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Aralik 2010 Haas Jonathan Creamer Winifred Ruiz Alvaro Aralik 2004 Dating the Late Archaic occupation of the Norte Chico region in Peru Nature Ingilizce 432 7020 ss 1020 1023 doi 10 1038 nature03146 ISSN 0028 0836 PMID 15616561 Kennett Douglas J Winterhalder Bruce 2006 Behavioral Ecology and the Transition to Agriculture University of California Press pp 121 978 0 520 24647 8 Retrieved 27 December 2010 De Meo James 2nd Edition Saharasia Ritual human sacrifice promoted and sustained the evolution of stratified societies op cit Carniero R L Ed 1967 The Evolution of Society Selections from Herbert Spencer s Principles of Sociology Univ of Chicago Press Chicago 1967 pp 32 47 63 96 153 165 Watts Joseph Sheehan Oliver Atkinson Quentin D Bulbulia Joseph Gray Russell D 4 Nisan 2016 Ritual human sacrifice promoted and sustained the evolution of stratified societies Nature 532 532 ss 228 231 doi 10 1038 nature17159 PMID 27042932 Tarnas Richard 1993 The Passion of the Western Mind Understanding the Ideas that Have Shaped Our World View Ballantine Books Toynbee Arnold 1965 A Study of History OUP Massimo Campanini 2005 Studies on Ibn Khaldun 28 Agustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Polimetrica s a s p 75 Gibbon Decline and Fall of the Roman Empire 2nd ed vol 4 ed by J B Bury London 1909 pp 173 174 Chapter XXXVIII Reign Of Clovis Part VI General Observations On The Fall Of The Roman Empire In The West Peter J Heather 1 Aralik 2005 The Fall Of The Roman Empire A New History Of Rome And The Barbarians Oxford University Press ISBN 978 0 19 515954 7 19 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Haziran 2012 Bryan Ward Perkins 7 Eylul 2006 The Fall of Rome And the End of Civilization Oxford University Press ISBN 978 0 19 280728 1 19 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Haziran 2012 Demarest Arthur 9 Aralik 2004 Ancient Maya The Rise and Fall of a Rainforest Civilization ISBN 978 0 521 53390 4 McNeely Jeffrey A 1994 Lessons of the past Forests and Biodiversity Vol 3 No 1 1994 Biodiversity and Conservation Koneczny Feliks 1962 On the Plurality of Civilizations Posthumous English translation by Polonica Publications London ASIN B0000CLABJ Originally published in Polish O Wielosci Cywilizacyj Gebethner amp Wolff Krakow 1935 Huntington Samuel P The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order Simon amp Schuster 1996 Asadi Muhammed 22 Ocak 2007 Selves and Others 26 Nisan 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ocak 2009 Inglehart Ronald Pippa Norris Mart Nisan 2003 The True Clash of Civilizations Global Policy Forum 20 Ocak 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Ocak 2009 Berman Morris 2007 Dark Ages America the End of Empire W W Norton Jacobs Jane 2005 Dark Age Ahead Vintage Jensen Derrick 2006 Endgame The Problem of Civilization Vol 1 amp Vol 2 Seven Stories Press Jensen Derrick 2006 Endgame The Problem of Civilization Vol 1 Seven Stories Press p 17 Schmidt Gavin A Frank Adam Apr 10 2018 The Silurian Hypothesis Would it be possible to detect an industrial civilization in the geological record arXiv 1804 03748 astro ph EP