Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı, MÖ 480 - 479 yıllarında Akamenid İmparatorluğu (Pers İmparatorluğu) Kralı I. Serhas'ın Yunanistan'ı istila için giriştiği ikinci Pers seferdir. Yunan-Pers Savaşları'nın ikinci bölümü olarak kabul edilir. İstila, I. Darius'un MÖ 492 – 490 yıllarında giriştiği ve Maraton Muharebesi'ndeki Pers yenilgisiyle sona eren ilk istila gişiminin bir yenilenmesiydi. Hazırlıkları I. Darius tarafından başlatılan bu sefer, ölümü üzerine tahta geçen oğlu I. Serhas tarafından devam ettirildi. Serhas, bu hazırlıkların sonunda güçlü bir kara ordusu ile donanma vücuda getirmiştir. (Atina) ve Sparta liderliğinde 70 kadar Grek kent devleti Pers istilasına karşı güçbirliği içinde koymak üzere bir ittifak oluşturdular. Ancak Yunanistan'daki birçok kent devleti ya tarafsız kaldı ya da Serhas'a boyun eğdi.
Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Yunan-Pers Savaşları | |||||||
Pers Seferi'nin ilk evresini gösterir kroki | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
(Atina) ve Sparta liderliğinde Yunan kent devletleri | Akamenid İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
I. Leonidas (ölü) Themistokles Pausanias | I. Serhas (ölü) (ölü) |
Yunanistan'a yönelen Pers istilası MÖ 480 yılının bahar aylarında, Pers Ordusu'nun Çanakkale Boğazı'nı yüzer köprüler üzerinden aşması, Trakya ve Makedonya'yı geçerek Teselya'ya girmesiyle başlamıştır. Pers Ordusu'nun ilerlemesi Maraton Ovası'nda Sparta Kralı I. Leonidas komutasındaki küçük bir Grek kuvvetince kısa süre için durdurulmuştur. Aynı günlerde Grek İttifakı'nın oluşturduğu bir donanma ise 'nda Pers Donanması'nı karşılamıştır. Thermopylae Muharebesi'nde Grekler iki gün boyunca Pers Ordusu'nu durdurmayı başardı. Ancak bir dağ geçidini kullanan güçlü bir Pers birliği geri hatlarına sarkınca esas kuvvetler artçı bırakarak geri çekilmek zorunda kaldılar. Kral Leonidas ve artçı birlik burada tümüyle imha edilmiştir. Grek Donanması da iki gün boyunca durumunu korudu. Bu arada girişilen Artemision Deniz Muharebesi iki tarafa da kesin bir galibiyet sağlamadıysa da Grek Donanması'nın kayıpları ağırdı. Dahası, Thermopylae'deki yenilgi haberi alındı. Bunun üzerine donanma Artemision'dan 'ne çekilmiştir.
Teermopylae Geçidi'nden ilerleyen Pers Ordusu tüm Boeotia ve Attika'yı istila etmiştir. Ardından tahliye edilmiş olan Atina alındı ve yakıldı. Mora Yarımadası'na çekilen Grek İttifakı birlikleri dar Korint Kıstağı'nı tahkim ederek savunma durumu aldılar. İstilanın bu aşamasında her iki taraf da savaşın gidişatını kesin biçimde değiştirecek bir deniz zaferine bel bağlamıştır. Atinalı general Themistokles, Pers Donanması'nı uyguladığı bir savaş hilesiyle dar Salamis Boğazı'na çekmeyi başardı. Çok sayıdaki Pers savaş gemisi burada gerçekleşen Salamis Deniz Muharebesi'nde düzenini yitirdi ve Grek ittifakı Donanması karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. Salamis'te donanmanın kaybedilmesi Yunanistan'ın istilası umutlarını da yok etmiştir. Öte yandan Çanakkale Boğazı'ndaki yüzer köprülerin bir deniz saldırısıyla imha edileceğinden endişe duyan Serhas, Ordu'nun büyük bölümüyle Anadolu'ya çekilmiştir. Geride, Yunanistan'ın istilasını tamamlamak için General emrinde seçkin birliklerden oluşan bir ordu bırakmıştır.
Bir sonraki yılın baharında Grek ittifakı'nca oluşturulan güçlü bir ordu, Mardonius kuvvetlerini imha etmek için kuzeye doğru yürüyüşe geçirildi. Platea Muharebesi'nde Pers kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğradılar ve çatışmalarda General Mardonius öldürüldü. Aynı gün Ege Denizi'nde Grek İttifakı Donanması, Pers Donanması'ndan geriye kalanları ve bir Pers ordusunu Mycale Muharebesi'nde imha etmiştir. Bu son iki yenilgi, Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'ı istila girişimleri için kesin bir son olmuştur. Öte yandan Ege Denizi'deki Pers hakimiyeti de sona ermiştir. Artık Grekler taarruz eden taraftı ve Pers gücünü Avrupa'dan, Ege Adaları'ndan ve İyonya'dan sürüp attılar. Yunan-Pers Savaşları böylece MÖ 479 yılında sona ermiş oldu.
Antik kaynaklar
Grek – Pers Savaşları üzerine birinci el kaynakların hemen hemen tümü Grek kaynaklarıdır. Pers tarihçilerin çalışmalarından hiçbiri günümüze ulaşmadı. Bunun sonucu olarak gerek Grek- Pers Savaşları, gerekse de Persler konusundaki bilgilerimizin az çok "taraflı" olduğunu kabul etmek gerekecektir.Yunan-Pers Savaşları konusunda birincil kaynak Grek tarihçi Herodot'tur. "Tarihin babası" olarak bilinen Herodot, Önasya'daki o zaman için Pers hakimiyetinde olan Halikarnas'da MÖ 484 yılında doğmuştur. Herodot, Historia adlı çalışmasını MÖ 440-430 yılları arasında yazmıştır. Bu çalışmasında Grek – Pers Savaşları'nı anlatmıştır. Söz konusu savaşların MÖ 450 yılında sona erdiği düşünülürse, Herodot'un bu çalışması, konu aldığı olaylarla çağdaş sayılır. Herodot'un tarzı tümüyle öyküleştirme tarzıydı ve en azından batı toplumları açısından tanınan bir tarih anlatımı olarak görülmektedir. Herodot'un, olayları tanrıların istek ve kaprislerine, kişilerin iddialarına dayanmadan diğer yandan olayların tarihsel değerlerini nispeten objektif vermesi, bir tarihçi için aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir.
Herodot'tan sonraki, gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten geri kalmamışlardır. Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü. Örneğin Plutarkhos da Herodot'u bir denemesinde yeterince Yunan yanlısı olmamakla suçlayarak eleştirmiş, "barbarperver" olarak tanımlamıştır.Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştü. Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur. Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır. Öte yandan halen birçok tarihçi, Herodot'un anlatımının Pers karşıtı bir eğilimde olduğuna ve olayların, dramatik bir etki yaratmak amacıyla abartılmış ya da süslenmiş olduğu kanısındadır.
Grek asıllı Sicilyalı tarihçi Diodorus, MÖ 1. yüzyılda kaleme aldığı ve Tarih Kitaplığı adının verdiği çalışmasında, daha eski bir Grek tarihçi olan 'tan kısmen yararlanarak Yunan-Pers Savaşları'yla ilgili olarak bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgiler Herodot'unkilerle tamamen uyumludur. Yunan- Pers Savaşları, Plutarkhos, gibi bazı antik tarihçiler ve Eshilos gibi oyun yazarlarının dolaylı anlatımları tarafından, kuşkusuz daha az detay verilerek anlatılmıştır. Yılanlı Sütun gibi bazı arkeolojik belgeler de Herodot'un anlatımının desteklemektedir.
Yakın geçmiş
Yunan kent devletlerinden Atina ve Eretria, İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetine karşı MÖ 499 – 494 yılları arasıda gerçekleşen ve başarısızlıkla sonuçlanan ayaklanmasını askeri olarak desteklemişlerdi. Bu tarihlerde Pers İmparatorluğu hakimiyet alanını çok hızlı genişleten bir imparatorluktu. Medler'i yıktıkları MÖ 550'nin ardından (Lidya Krallığı)'nın topraklarını ele geçirdikten sonra topraklarını kuzeyde Hazar Denizi'ne, doğuda Hindistan'a kadar genişletmişti. Kısa süre sonra MÖ 538'de Babil İmparatorluğu'nu yıkarak Mezopotamya'yı ve tüm Levant'ı, MÖ 525 yılında da Mısır'ı istila etmiştir. Bu noktaya gelindiğinde hakimiyeti altına aldığı topraklardaki halklar, halen ayaklanma eğilimi içindeydiler. Öte yandan İmparator I. Darius tahtı pek de meşru olmayan yoldan ele geçirmişti, dahası hükümdarlığının büyük bir bölümünde ayaklanan tebasını bastırmakla geçirdi. İyon Ayaklanması da imparatorluğun bütünlüğü için bir tehdit olmuştu ve dışarıdan da desteklenmesi, gelecekte yenilenebileceği yönünde endişeler uyandırıyordu. Bu çerçevede Atina ve Eretria'nın caydırıcı bir şekilde cezalandırılması gerekiyordu. Öte yandan Serhas, İmparatorluk'un sınırlarını Avrupa'ya doğru genişletmek istemektedir. Antik Yunan dünyasının siyasi bir birliğe sahip olmaması da I. Darius'un işini kolaylaştıracak gibi görünüyordu. Yunanistan'ın kara yaklaşımları üzerine bir hazırlık seferi düzenlemeye karar veren I. Darius, MÖ 492 yılında damadı komutasında bir ordu ve donanmayı Trakya ve Makedonya'ya göndermiştir. Bu seferle, Trakya yeniden Pers İmparatorluğu topraklarına dahil edildi ve 'un Makedonya Krallığı'ı Pers Sarayı'na bağlı bir krallık haline getirdi. Ancak daha sonra uğranılan bir deniz felaketi seferin, ana hedefi olan Yunanistan'a ulaşamadan sona erdirilmesini zorunlu kılmıştır.
Yunanistan'a yönelik olarak da I. Darius, MÖ 491 yılında Grek kent devletlerine elçiler göndererek, sembolik olarak itaatlerini ifade eden "su ve ekmek" talep etmiştir. Bir yıl önce Trakya ve Makedonya'da Pers İmparatorluğu'nun ortaya koyduğu güçten etkilenen birçok Grek kent devleti bu talebe olumlu karşılık vermiştir. Ancak Atina, elçileri önce yargıladı, sonra idam etti. Sparta'ya giden elçiler ise derin bir çukura atılarak öldürüldüler. Her iki Grek kent devletinin bu turumları, Pers İmparatorluğu'na açıkça savaş ilan etmekti.
Bunun üzerine I. Darius, Sard Satrap'ı Artaphernes'in oğlu olan Artaphernes ve Med Generali 'i bir orduyu donanmayla birlikte Ege Denizi'ne gönderdi. Bu görev kuvveti, önce Nakşa'ya, ardından da Kiklad Adaları'nın diğer kentlerine boyun eğdirecektir, daha sonra da Yunanistan'ın istilasina girişecektir. Nakşa'yı kuşatan Pers ordusu kısa süre içinde kenti düşürdü, yağmaladı ve ateşe verdi. Kiklad kentlerine de boyun eğdirildikten sonra Pers Donanması Yunanistan'a yönelmiştir. Maraton Koyunda karaya çıkan Pers ordusu Maraton Muharebesi'nde Atina ordusu karşında ağır bir yenilgiye uğradı. Maraton yenilgisi seferin de sonunu getirmiş oldu ve Pers Ordusu Yunanistan'dan geri çekildi.
Kısa süre sonra Darius yeni bir ordu ve donanma hazırlamaya girişti. Ancak MÖ 486 yılında (Mısır)'da bir ayaklanma başlamıştır. Bunun üzerine Yunanistan Seferi belirsiz bir süre için ertelendi. Mısır'daki ayaklanmayı bastırma girişimi hazırlıkları sırasında I. Darius ölünce yerine oğlu I. Serhas tahta geçmiştir. Serhas Mısır Ayaklanması'nı bastırdıktan sonra Yunanistan Seferi'nin hazırlıklarına babasının kaldığı yerden başlamıştır.
MÖ 5. yüzyılda Doğu Akdeniz'de savaşlar
Kara savaşları
Grek – Pers Savaşları'nda her iki taraf da esas olarak mızraklı piyade birlikleri ve hafif okçu sınıfına dayanan kuvvetler kullandılar. Grek kuvvetleri esas olarak ağır piyade kullanırken Pers ordusunda hafif piyade birlikleri ağırlıktaydı.
Pers kuvvetleri
Pers ordusu, İmparatorluğun geniş topraklarından ve farklı toplumlardan gelen, unsurlardan oluşmaktaydı. Yine de, Herodot'a göre ordunun genelinde, en azından silahlarda ve savaş tarzında bir tek tiplilik ve uyumluluk vardır. Bunların bir kısmı İmparatoluk tebasından askeri yükümlüklere bağlı olarak toplanan askerlerdir. Bir kısmı ise müttefik krallıklardan gelen birlikler ve kiralanan paralı askerlerdir. Bu birlikler, iyi eğitimli, Pers - Med piyade ve süvari teşkilleriyle desteklenirdi. Bunlar, İmparatorluk'un düzenli birlikleridir. Bu unsurlar kendi donanım ve silahlarıyla orduya katılır, kendi tarzlarında savaşırlardı. Profesyonel askerlerden oluşan düzenli birlikler, Ölümsüzler gibi, tek tip donanıma sahiptiler. Göçebe topluluklardan ok, yay, mızrak gibi hafif silahlı askerler, muharebeye girmeyen işçi taburları, eşler, cariyeler ve köleler, Pers askeri garnizonlarında ve kamplarında hep görülen kalabalıkları oluştururlar.
Birlikler çoğunlukla yay-ok, kısa mızrak, kılıç ya da balta ile silahlanmış olup hasır bir kalkan taşıyorlardı. Askerler deri bir göğüs zırhı kuşanmışlardır. Fakat yüksek sınıftan kişiler daha iyi korumalı olarak metal göğüs zırhı kullanmaktaydılar. Pers ordusu başta kitlesel ok atışıyla düşmanlarını yıpratmak, ardından sonuç alıcı darbeyi indirmek için mızrak ve kılıçlarla göğüs göğüse çatışmaya girmek şeklinde bir savaş tarzı izliyorlardı. Pers piyade oluşumlarının sparabara olarak adlandırılan ilk hattı ok ve yay taşımaz, daha büyük hasır kalkan ve daha uzun (2 metreye yakın) bir mızrak taşırlardı. Pers ordusunun bel kemiğini oluşturan bu oluşum ön hatta bir "kalkan duvarı" oluşturarak diğer birlikleri karşı tarafın ok atışlarından korumaktaydı. Fakat asıl işlevleri, "düşman"la ilk göğüs göğüse çatışmaya girecek olan birlikler olmalarıdır.
Pers süvarisi ise çoğunlukla okçu süvariden oluşan hafif süvariydi. Yaya birlikler gibi atlı birlikler de İmparatorluğun değişik bölgelerinden gelen farklı donatılmış unsurlardan oluşmaktadır. Hint atlı birliklerin bir kısmı at ya da yaban eşeği koşulmuş savaş arabalarıdır. Libyalı süvarinin tümü de savaş arabaları üzerinde savaşır. Arap birliklerinde at yerine deve kullanılır. süvarisi ise hançe taşımakla birlikte esas silahları kementtir.
Grek kuvvetleri
Grek kent devletleri arasındaki savaş tarzı, esas olarak okçularla ve sapancılarla desteklenen hoplitlerin falanks düzenine dayanmaktadır. En azından MÖ 650'ye kadar uzanan bir dönem için böyledir. Söz konusu tarih bir Grek seramiğinin tarihlendirilmesine dayanmaktadır. Hoplitler, ağır piyade olarak uygulamada, bu şekilde savaşabilmek için gereken teçhizatı sağlayabilecek olanakları olan orta sınıf halktan oluşurdu. Atinalılar bu sınıfa "zeugites" adını vermiştir. Zeugites, kentin çiftçi, tüccar ve esnaf gibi özgür vatandaşlarıdır. Bu insanlar, çoğu kez tepeler arasındaki tek bir vadiden daha fazlası olmayan kent arazisindeki kendi paylarını korumak uğruna güçlü bir birlik duygusu içindedirler. Bu sınıftan (esasen mülk sahibi) her yetişkin erkek vatandaş, kendi techizatını kendi sağlayarak kentin ordusunda hizmet vermekle yükümlüdür. Bu adamlar orduda piyade olarak hizmet vermek zorundadırlar. Çünkü zaten sınırlı olan kent topraklarında at besleyecek kadar otlak ayırmak olanaksızdır. Dolayısıyla Grek kent devletlerinin ordularında süvari teşkili yoktur.
Hoplitlerin silahları, omuzdan kalçaya kadar inen bir göğüs zırhı, ki genellikle göğüs kısmı deri üzeri bronzdur, karnın alt kısmını koruyan geniş bir kemer, dizlikler, alından burun ucuna kadar uzanan dar bir köprüsü olan bronz tolga, aspis ya da hoplon adı verilen büyük, yuvarlak ve dışbükey, demirle güçlendirilmiş ahşap bir kalkandan oluşurdu. Hoplitlerin esas silahları ise dori adını verdikleri uzun kargıdır. Bu mızrak, Pers askerlerindeki mızraklardan önemli ölçüde uzundur. Ayrıca "xiphos" adı verilen iki yanı keskin demir bir kılıç taşırlardı. Ağır zırh ve uzun bir mızrak, göğüs göğüse mücadelede Greklere önemli bir üstünlük ve uzun menzilli silahlara karşı ciddi bir koruma sağlamaktadır. Bu tarz silahların (silah ve diğer donanım anlamında) benzerleri dönemin başka ordularında da rahatlıkla görülebilmektedir. Esasen hoplit, geniş bir coğrafyada bilinen bir ağır piyadeden fazlası değildir. Grek ordusunun asıl gücünü oluşturan hoplit değil, hoplitlerin bir arada ve belirli bir düzende muharebe etmesi olan falanks tertiplenmesidir. Aslında bu tarz muharebe geleneği Mezopotamya kaynaklıdır. Falanksın en başarılı yönü, muharebe alanında, kent devletinin savaşçıları arasında çok güçlü bir dayanışma sağlamasıydı. Bir ölçüde bu dayanışmanın sonucu olarak savaşta atılganlık ve cesaret kolektif bir ruh haline geliyordu. Falanks, silahlarının dönük olduğu "keskin" kenarı yönünde ağır ilerleyen ama karşı konulması oldukça zor bir askerî güçtür. Genellikle ve standart olarak 8 hat derinlikle oluşturulan ve her hat diğerlerine olabildiğince yakın duran falanks, bu haliyle insanlardan oluşsa da adeta katı bir kütledir. Falanksın ilk üç hattı uzun kargıları ileri doğru yatay uzatırlar. Böylece bu üç hattın kargıları, en öndeki hattın da ilerisine uzatılmış olur. Gerideki hatlardaki askerler ise kargılarını yukarı doğru dik, fakat hazırda tutarlar. Falanksın özellikle ön hattında yer alan hoplitlerin kalkanları vücudlarını kısmen örter, kısmen açık kalan sağ taraf ise, sağ yanlarındaki hoplitin kalkanı ardına çökilerek örtülür. Bu zorunluluk falanksı daha da "sıkı" hale getirir, çünkü hiçbir asker, sağındakinden fazla uzaklaşmak istemez.
Falanks saldırısı, ağır silahlar yüzünden yavaş sayılabilecek bir ileri koşuyla başlar. Bu arada moral güç için savaş çığlıkları atarlar. Karşıdaki güç falanks olsun olmasın çarpışma şiddetlidir. Her hoplit, kargısını karşı taraftaki bir askere, zırhın korumadığı bir nokta seçip saplamak amacındadır. Eğer karşı tarafın kalkan duvarı yarılırsa bu kez kargılar bırakılarak çatışmaya kılıçla devam edilir ve zırh olmayan bir tarafa, sık sık bacak ve kollara darbe savrulmaya çalışılır.
Daha yoksul vatandaşlar, yani mülksüzler, orduya daha hafif techizatla katılmak durumundadırlar. "Peltast" ve "Psiloi" adı verilen hafif piyade unsurları da Grek kuvvetlerinin bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu oluşumların Grek ordularında önemi ve yeri giderek artmıştır. Örneğin Platea Muharebesi'ne ordunun yarıdan fazlası psiloi unsurlardan oluşuyordu. Zırh, tolga ve güçlü bir kalkan alacak maddi olanakları olmayan yoksul kesimden yetişkin erkekler savaşlara bu şekilde silahlanarak katılabiliyorlardı.
Deniz savaşı
MÖ 5. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılan en gelişkin savaş gemileri triremelerdir. Uzunlukları 36 - 40 metre, genişlikleri ise 6 metre olan bu gemiler üç sıra kürekçi takımına sahiptir. Uygun rüzgar olduğunda toplam alanı 175 metrekareyi bulan yelken takımıyla hareket edebilirlerdi. Ancak yeterli rüzgar olmadığında kürekçi takımıyla hareket edilmektedir. Ancak muharebelerde, gereken manevraları yapabilmek için mutlaka kürekçi takımına dayanmak zorundadırlar. Bu gemilerde 170'i kürekçi olmak üzere 200 mürettebat istihdam edilmektedir. Denizci olarak kaptanın dışında en önemli eleman dümencidir. Kıçta, iki dümenle gemiye yön verirdi ve usta bir dümencinin savaştaki başarıda önemli payı olurdu. Yunan-Pers Savaşları döneminde Grek triremeleri 10 savaşçı ve 4 okçu bulundurmaktadır. Pers triremelerinde ise 40 savaşçı ve okçu olurdu. Sadece bu unsurlardan otuz kadarı ve gemi kaptanı Persdir, çoğu kez kalanı Saka savaşçılarıdır. Gemiler, kürekçiler ve diğer savaşçılar, bağımlı devletler tarafından sağlanmaktadır. Silahlı adamların Pers ve Saka olması, özellikle Grekçe konuşan mürettebatın muharebede taraf değiştirmesini önlerdi. Grek Donanması'nda ise tüm gemiler, kürekçiler ve savaşçılar Grektir.
O dönemde Akdeniz'de temel deniz muharebesi taktikleri gemilerin pruvasında bulunan ve geminin pruvasından 2 metreden biraz fazla ileri uzanan, üç yanı keskinmahmuzu kullanarak düşman gemisini mahmuzlayarak batırmaktı. Eğer bu mümkün olmazsa trireme düşman gemisine olabildiğince yakın geçiş yapmaya ve bir taraftaki kürekleri kırarak gemiyi manevra yapmaz hale getirmeye çalışırdı. Bir başka manevra da düşman gemisine bordalayarak asker çıkarmaktı. Bu kez düşman gemisi güvertesinde kıyasıya bir çatışma yaşanırdı ki, bu herhangi bir kara çatışmasıyla hemen hemen aynı şartlarda olurdu. Her iki tarafın savaş gemilerinde bu tür olası bir çatışma için asker bulunmaktadır. Grek İttifakı Donanması'nda tam silahlı hoplitler, Pers Donanması'nda ise hafif piyadeler. Bordalamakta amaç, doğal olarak "düşman" gemisini ele geçirmektir. Her iki taraf için de, mürettebat manevrada usta ise mahmuzlamayı, yeterince usta değilse bordalamayı tercih etmek gerekecektir.
MÖ 6. yüzyıl öncesinde mahmuzlu savaş gemileri olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt günümüze ulaşmış değildir. Mahmuzlu savaş gemilerine dair ilk kanıt MÖ 6. yüzyıl ortalarına denk gelen Herodot'un kaydıdır. Mahmuz, düşman gemisinin bordasını parçalayabilmesi için tunç kaplamayla sağlamlaştırılırdı. Bu yüzden geminin en pahalıya mal olan bölümüdür. Mahmuzlu gemiler, her şeyden önce çarpışmanın darbe etkisine dayanacak kadar güçlü inşa edilmeliydiler. Dahası mahmuz için gereken tunç hem oldukça pahalıdır, hem de tek parça halinde dökülen bu kısımn için uzman dökümcülere gerek duyulacaktır. Mahmuzlama, oldukça ustalık gerektiren bir manevradır. Mahmuzlama doğru yönde yapılmalı ve uygun vuruş durumuna kadar olabilecek en yüksek hızda ilerlemelidir. Bu hızın saatte 9-10 deniz mili olduğu hesaplanmaktadır. Bu anda kürekçilere emir verilir ve mahmuzlama hızına düşülür. Bu mahmuzlama hızı iyi belirlenmeli, etkili bir vuruş yapmaya yeterli olduğu gibi darbeden sonra düşman gemisinden kurtulmayı sağlayacak bir hız olmalıdır. Aksi takdirde düşman gemisine takılınıp kalınırdı. Bu durum ise, her iki geminin de aynı kaderi paylaşmasına yol açacaktır. Bu nedenle mahmuzlamanın hemen ardından kürekçilere verilen emirle geriye kürek çekilirdi.
Daha deneyimli donanmalar, "diekplous" olarak adlandırılan bir manevra uygulamaya başlamışlardı. Bu manevrada düşman hattı, bir kesimde güç yığılarak yarılmaya çalışılır, böylece düşman gemilerine geriden saldırılırdı. Bu arada, düşman gemileri hattındaki boşluklara süzülüp onlara yandan saldırmayı esas almaktadır.
Pers donanası ağırlıklı olarak Fenike, Mısır, ve (Kıbrıs) gemilerinden oluşmaktadır. Pers İmparatorluğu'nun diğer sahil bölgeleri, savaşın gidişatı boyunca gemi olarak katkıda bulunacaktır.
Taraflar
Pers
Hazırlıklar ve toplanma
Yunanistan'ın istilası hazırlıkları uzun soluklu bir planlama ve geniş çaplı hazırlıklar gerektirmektedir. İstila güzergâhı üzerindeki muazzam istihkam çalışmaları da önceden planlanmıştır. Serhas, ordusunu Çanakkale Boğazı'ndan, toplam 600 tekne kullanılarak yapılan iki yüzer köprüden karşıya geçirmeyi, donanmayı da Aynoroz Yarımadası'ı dolaştırmadan, kazdıracağı bir kanaldan geçirmeyi hesaplamıştır. Herodot'un yaklaşık olarak 2,2 km. uzunluğunda olduğunu belirttiği kıstak kesiminde kazı çalışmaları da başlatılmıştı. Yarımadayı dolaşmaktan kaçınılmak isteniyordu çünkü bir Pers donanması General Marsinous'un seferi sırasında MÖ 492'de burada bir fırtınaya yakalanmış hemen hemen tümüyle elden çıkmıştı. Her iki istihkam projesi de günümüz devletlerini bile zorlayacak projelerdir. Ancak Mısır'dan başka Babil'de de bir ayaklanma çıkması seferi bir yıl kadar geciktirmiştir. Bu iki ayaklanma da Grek dünyası için büyük bir şans olarak görülebilir. Bu sayede Pers seferi gecikmiştir ve Atina, MÖ 486 yılında bölgesinde bulunan yeni, geniş bir gümüş yatağından, güçlü bir donanma inşa edebilmek için yararlanacak zamanı bulmuştur. Themistokles bu madenin Atina'nın tüm Grek kent devletleri içinde en güçlü donanmaya sahip olması yönünde kullanılması için Atinalıları ikna etmiştir. Önceki karar, gümüş madeninin gelirinin tüm Atinalı özgür vatandaşlara eşit olarak dağıtılmasıydı. Themistokles'in çabalarıyla oluşturulan bu Donanmanın Aegina Donanması'na karşı kullanılması düşünülüyordu. Aegina Donanması o tarihlerde Atina Donanması'ndan daha güçlü bir donanmaydı. Ancak sonuçta Pers Donanması'na Artemision'da karşı koymak ve Salamis'te yenilgiye uğratmak için kullanıldı. Bu gümüş madeninden yararlanılarak Atina Donanması 200 triremeden oluşan bir deniz gücü haline getirilmiştir.
Sonunda, kabaca dört yılı alan hazırlıklar tamamlandı, ayaklanmaalar bastırıldı ve Serhas'ın birlikleri toplama noktalarına intikal etmeye başladı. Herodot Serhas'ın ordusunun 46 etnik gruptan oluştuğunu yazmaktadır. Pers Ordusu MÖ 481 yılının yaz ve sonbahar aylarında Anadolu'da toplanmıştır. Doğu satraplıklarından gelen ordular Kapadokya'da Kritala'da toplanmış ve Serhas komutasında MÖ 481-482 kışını geçireceği satraplık başkenti Sard'a götürülmüştür. Tüm ordunun toplanma yeri olarak burası seçilmişti. Kritala, muhtemelen Niğde Ovası'ndaki (Tyana) antik kenti yakınlarındadır. Serhas, Sard'dan Atina ve Sparta hariç tüm Yunan kent devletlerine "toprak ve su" isteğiyle elçiler göndermiştir. Zaten ordu Sard'da toplanmıştı ve bu, Yunanistan'ı istila niyetini açıkça ortaya koyuyordu. İlkbahar başlarında yürüyüşe geçen ordu, batı satraplıklarından gelen ordularla birleşerek Abidos üzerine ilerledi.
Ordunun Çanakkale Boğazı üzerinden karşıya geçmesinde kullanılacak yüzer köprüler toplam 670 teknenin birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuştur. Gemiler, akıntıya dik olarak birbirine bağlanmış, yine de akıntıya karşı çok büyük demirler denize atılmıştır. Gemilerden oluşan bu köprü üzerlerine kalaslar uzatılıp kenetlenmiş, daha sonra tahta bir taban döşenmiştir. Bu tahta taban üzerine toprak atılmıştır. Son olarak da iki yana, hayvanların denizden ürkmesini önlemek için korkuluklar yapılmıştır. Köprülerin üç yerinde, gemilerin geçebilmesi için açıklık vardır. Yüzer köprüler üzerinden asker ve malzeme sevkiyatı yapılırken bu açıklıklar muhtemelen çekilen halatlar yardımıyla kapatılıyordu.
Kuvvetler
Ordu
Serhas'ın topladığı ordunun mevcudu bitmez tükenmez tartışmalara konu olmuştur. Gerçekten de antik kaynaklarda bu konuda verilen rakamlar, kuşku duyulacak denli büyük bir rakamlardır. Herodot sefere katılan asker sayısını 2,5 milyon olarak vermektedir. Bu rakama denk sayıda yardımcı unsurlar da orduya katılmıştır. Çağdaş sayılabilecek ozan Simonides dört milyon, , Pers kayıtlarına dayanarak yardımcı unsurlar hariç olmak üzere 800 bin rakamlarını vermektedir. Herodot'un Pers İmparatorluğu resmi kayıtlarına dayanarak bu rakamı verdiği öne sürülmüştür. Ancak günümüz tarihçileri, Pers askeri sistemi ve lojistik kapasitesi hakkındaki bilgilerine dayanarak bu rakamları kuşkuyla karşılamakadır. Bu çapta bir ordunun seferin güzergâhı boyunca ikmalinin sağlanmasının olanaksız olduğu görüşü vardır. Ayrıca Yunanistan topraklarının, yağmalansa dahi bu sayıda askeri besleyebileceğine kuşkuyla bakılmaktadır. Bu gibi nedenlerle günümüz tarihçi ve araştırmacıları antik kaynaklarda verilen rakamların bir hesaplama hatasına dayandığı ya da Grek zaferini abartmaya yönelik olduğu görüşündedir. Çok tartışılan bu konuda günümüz uzlaşması Pers Ordusu'nda 300-500 bin asker olduğu yönündedir. Gerçekte ordunun mevcudu ne olursa olsun I. Serhas'ın başarılı bir seferi garanti altına almak için çok büyük bir kara ordusu ile donanma hazırladığı açıktır. Ancak bu ordunun büyük bir bölümü açlık ve hastalıktan öldüğü, Asya'ya dönmeyi başaramadığı da bilinmektedir.
Herodot Pers Ordusu'nun Doriskos'da durdurularak Serhas tarafından teftiş edildiğini, bu arada birliklerin mevcudunun yeniden tespit edildiğini yazmaktadır. Destek personelini hesaplamak için rakamın iki katını alır ve tüm ordunun mevcudunu 5.283.200 kişi olarak verir. Diğer antik kaynaklar da buna yakın rakamlar vermektedir.
Klasik Yunanistan konusunda parlak çalışmaları olan 19. yüzyıl İngiliz tarihçi , bu denli büyük rakamları kabul etmenin kesinlikle imkânsız olduğunu ileri sürmektedir. Grote'nin bu görüşünün dayandığı ana argüman, her ne kadar detaylı bir analiz ortaya koymuyorsa da ordunun ikmal konusudur. Herodot'un verdiği rakamı bütünüyle redetmemekle birlikte üç yıllık erzak storklamalarını gösteren titiz kayıtları inceleniştir. Fakat bu arada antik kaynaklardaki çelişkilere dikkat çekmiştir. Pers Ordusu ikmali konusunda en büyük sorun su ikmali olarak ortaya çıkmaktadır. Bu konuyu ilk ortaya atan bir İngiliz generali olan Sir Frederick Maurice'dir. Maurice, Yunanistan'daki herhangi bir bölgede nehirlerin, ancak 200 bin kişinin ve 70 bin hayvanın su ihtiyacına cevap verebileceğini ileri sürmüştür. Daha sonra, Herodot'un Pers terimleriyle çalışırken bir sıfır hatası ile böylesi büyük ve abartılı bir rakama ulaştığını ileri sürmüştür. Diğer araştırmacılar, antik dünyanın destekleyebileceği ikmal sistemlerine dayanarak Pers Ordusu'nda 100 bin ya da daha az asker olabileceğini hesaplamışlardır.
Herodot, Pers ordusunun temel teşkillerinden biri olan baivabaram komutanlarından 29'unun adlarını vermiştir. Bu teşkiller kabaca 10 bin kişilik birliklerdir. Herodot'un çevirisini yapan Reginald Walter Macan ve tarihçi J. A. R. Munro, bu yoldan hareketle Pers Ordusu mevcudu için yaklaşık 300 bin rakamını önermiştir. Konuyla ilgili başka öneriler 250 bin ile 700 bin arasında değişmektedir.
Donanma
Pers Ordusu'nun mevcudu konusu kadar olmasa bile Pers Donanması'ndaki gemi sayısı da farklı görüşlere konu olmuştur. Herodot'a göre Pers Donanması'nda 1.207 trireme ve 3 bin kadar nakliye ve destek gemisi vardır. Bunların bir kısmı bir tür kadırga olan 'lardır. Pantekonteralar, iki yanda tek sıralı olarak toplam 50 kürekçi tarafından hareket ettirilen gemilerdi. Herodot Pers triremelerinin ayrıntılı bir dökümünü de vermiştir.
Herodot'un verdiği bu sayı, Salamis Deniz Muharebesi'ne katılan Pers Donanması'ndaki gemi sayısıdır. Daha önce Eğriboz Adası açıklarındaki fırtınalarda ve Artemision Deniz Muharebesi'nde büyük gemi kayıpları olmuştur. Fırtınalarda uğranılan kayıpların, Trakya Yunanistan anakarası ve adalarından alınan gemilerle karşılandığını ileri sürmektedir. Bununla birlikte takviye olarak sadece 120 triremeden söz etmektedir. Muharebelere katılmış olan Eshilos da, bininin trireme, 207'sinin daha hızlı gemi olmak üzere 1.207 gemi ile savaştıklarını yazmaktadır.
Diodorus ve Donanma'da toplanma limanı olan Dorikos'tan ayrılırken 1.200 gemi olduğunu yazmaktadır. İsokrates Dorikos için 1.300, Salamis için 1.200, öğrencisi 1.207 başlangıçtaki rakam olarak verir. bin,Platon bin ve daha fazla gibi rakamlar verir.
Bu rakamlar birbirine yakın rakamlardır ve 1.200 rakamı makul kabul edilebilir. Günümüz tarihçi ve araştırmacılarından bazıları bu rakamı kabul etmektedir. Ancak Salamis Deniz Muharebesi'ne daha düşük sayıda Pers gemisinin katıldığı kabul edilir. Yunan-Pers Savaşları ile ilgili diğer çalışmalar 1.207 rakamanı, İlyada'da Grek filosu için verilen rakamlar karşılaştırarak kabul edilir bulmazlar. Pers İmparatorluğu'nun Ege'de harekete geçirebileceği bir donanma mevcudunun 600 savaş gemisinden daha fazla olamayacağı ileri sürülür.
Grek tarafı
Atina da Persler gibi MÖ 480'lerin ortalarından itibaren savaş için hazırlanıyordu. Bu hazırlıkların en önemli parçası MÖ 482 yılında yeni bir trireme filosu oluşturmak için karar alınmasıydı. Bu filoyla ilgili kararın alınmasında büyük ölçüde Themistokles'in payı olmuştur. Themistokles, Perslerle savaşmak için güçlü bir donanmanın gerektiği konusunda Atinalıları ikna etmiştir. Fakat Atina hem karada hem de denizde savaşacak kadar geniş insangücü kaynaklarına sahip değildi. Bu yüzden diğer Grek kent devletleriyle ittifak yapılması gerekiyordu. Bu arada Serhas MÖ 481 yılında Sparta ve Atina hariç diğer Grek kent develtlerine Sard'dan elçiler göndererek bir kez daha boyun eğmelerini istemiştir. Yunanistan'ın kuzey kesimindeki pek çok kent devleti, Pers topraklarına daha yakın olmalarının verdiği endişeyle bu isteği kabul etmiştir. Bu girişim Yunanistan'ın güney kesiminde ters bir etki yarattı ve yetmiş kadar kent devleti Atina ve Sparta etrafında bir birlik oluşturmaya başladı.
Grek ittifakı
Korint'te MÖ 481 yılında kent devletleri delegeleri arasında bir kongre toplandı ve bu konferansla Grek kent devletleri arasında bir ittifak oluşturulmaya başlandı. Bu Grek kent devletlerinin sayısının 31 olduğunu Yılanlı Sütun'a kazınmış olmasından anlamaktayız. Bu ittifaktın yardım istemek için kent devletlerine elçiler göndermek ve fikir birliği oluşması halinde üye kent devletlerinden savunma noktalarına kuvvet gönderme yetkisi vardır. Herodot bu ittifak için belirli bir adlandırma vermemiştir. Kongrede Atina ve Sparta lider konumdaydılar ama savunma stratejisinin belirlenmesinde, katılan tüm kent devletlerinin çıkarları göz önünde tutuldu. Kongrenin iç işleyişi ve görüşmeler konusunda bugüne ulaşan bilgiler oldukça kısıtlıdır. Ancak 700 Grek kent devletinden sadece 70 devletin kongreye delege gönderdiği bilinmektedir. Yine de bu sayı dikkate değerdir, çünkü birçok kent devleti esasen birbirleriyle savaş halindeydi.
Diğer kent devletleri, gidişatın ne yönde gelişeceğine bakarak durumlarını belirlemek üzere "tarafsız" kalmayı seçmişlerdir.Tebai kongreye katılmamıştır. Bu kent devleti Pers kuvvetlerinin Yunanistan'a ulaşması durumunda onlara yardımcı bile olacağından kuşkulanılan bir Grek unsuru olarak görülmekteydi. Yine de 400 Tebaili hoplit, bu Grek ittifakına bağlı kalarak silahları ile birlikte Thermopylae'de hazır bulunmuştur. En iyi bilinen Pers yanlısı kent Argos'tu. Ne var ki MÖ 494 yılında Argos ordusu, I. Kleomenes komutasındaki Sparta ordusu tarafından Sepeia Muharebesi'nde bozguna uğratılıp son askere kadar katledilince, büyük ölçüde güçsüz düşmüştü.
Grek kuvvetleri
Grek kent devletlerinin bir muazzaf ordusu yoktur, buna gerek de duyulmamaktadır. Kendi topraklarında savaştıklarından gerektiğinde bir ordu çıkarırlardı. Bu nedenle Perslerle savaşın değişik dönemlerinde, değişik çapta Grek birlikleri görülür. Dolayısıyla her muharebe ile ilgili çalışmalarda muharebeye katılan Grek birliklerinin mevcudu hep tartışmalıdır.
Trakya, Makedonya ve Teselya (MÖ 480, yaz)
Aynoroz'daki kanalın ve Çanakkale Boğazı'ndaki köprülerin tamamlandığı haberi gelince ordu ilkbaharda Sard'dan Abidos'a yürüyüşe geçirilmiştir. Pers ordusu Çanakkale Boğazı kıyılarında toplanınca Abidos'tan Sestos'a (günümüzde ) uzanan yüzer köprülerden Avrupa topraklarına geçirilmiştir.
Ordu'nun Çanakkale Boğazı'nı geçişi muhtemelen MÖ 480 yılının Mart ayındadır. Ancak ilk köprüler tamamlandığında patlak veren bir fırına, iki köprüyü de kullanılmaz hale getirmiştir. Hiddete kapılan Serhas, istihkamcıların şefinin kafasını vurdurttu. Adından da Boğaz'ın sularına yine Serhas'ın emriyle 300 kırbaç vurulmuştur. Ardından yeniden inşasına başlandı.
Pers Ordusu Gelibolu Yarımadası'ndan MÖ 480 yılı Nisan ayında Yunanistan üzerine ilerlemeye başlamıştır. Yürüyüş hattı üzerinde beş ana ikmal merkezi kurulmuştu. Bunlar Çanakkale Boğazı'nın Trakya tarafında Lefki Akti, Bistonis Gölü'nde Tyrozis, Doriskos, Eretria'ya yakın Eion ve günümüz Selanik yakınlarındaki Therme'dir. Bu ikmal merkezlerine seferin hazırlık yıllarında erzak yığılmıştı. İmparatorluğun hakimiyeti altındaki her ulus için, doldurmakla yükümlü tutuldukları depolar belirlenmiştir. İleri yürüyüş, Doriskos'da Donanma'nın gelmesi için durdurulmuştur. Burada Serhas birliklerini yeniden tertiplemiş, etnik gruplar halindeki tertiplenmenin yerine taktik bir tertipleniş oluşturmuştur. Pers Ordusu'nun Çanakkale Boğazı kıyılarından Therme'ye olan yaklaşık 600 km.yi yürüyüşü kabaca üç ayı almıştı.
Diğer yanda Grek ittifak kongresi MÖ 480 yılı baharında bir kez daha toplanmıştır. Kongrede Teselya delegasyonu, Pers Ordusu'nun Olimpos Dağı ile arasında yer alan Tapınak Vadisi'nden geçmeyi seçebileceğini ileri sürerek bu geçidin tutulmasını önermiştir. Bu öneri kabul edildi ve 10 bin kişilik bir birlik Sparta Kralı Euenetus ve Themistokles komutasında geçide gönderildi. Ancak geçide ulaştıklarından birkaç gün sonra Makedonya Kralı I. Alexander'dan habercileri kampa gelmiştir. Bu haberciler, Pers Ordusu'nun ve Donanması'nın büyüklüğünü anlatarak "ayaklar altında çiğnenmemelerini, oradan ayrılmalarını" tavsiye etmişlerdir. Bu arada Tapınak Vadisi'nin Teselya'ya ulaşan tek yol olmadığı, Makedonya'nın tepelik bölgesinden geçen bir başka yol daha olduğu keşfedildi. Bu durumda Pers ordusunun vadiyi hiç kullanmadan Sarantoporo Geçidi üzerinden yürüyebileceği, Grek kuvvetlerinin gerisine sarkarak bu orduyu imha edeceği açıktır. Bunun üzerine vadiyi tutmak için gönderilen Grek kuvvetleri geri çekilmiştir.
Kısa bir süre sonra da Pers Ordusu'nun Çanakkale Boğazı'nı geçtiği haberleri geldi. Geçidin terk edilmesi, Yunanistan'ın kuzeydoğu kesimindeki birçok kent devleti gibi Teselya'nın da Pers iradesine boyun eğmeye bırakılmasıydı. Nitekim Tesalyalılar zorlama olmaksızın Serhas'a boyun eğdiler ve savaş boyunca Pers ordusuna önemli hizmetlerde bulundular.
Bu noktada Themistokles ikili bir strateji ortaya koymuştur. Yunistan içlerine, Boeotia, Attika ve Pelopones'e ilerlemek için Pers Ordusu yine dar bir geçit olan Thermopylae Geçidi'ni kullanmak zorundaydı. Bu geçit, Pers Ordusu'nun çok büyük sayı üstünlüğüne karşın az bir kuvvetle rahatlıkla tutulabilirdi. Bunun yanı sıra Perslerin Thermopylae'yi denizden pas geçmesini, Thermopylae'nin gerisine asker çıkarmasını önlemek için Grek İttifakı Donanması'nın da 'nı tutması gerekmektedir. Bu ikili strateji kongre tarafından kabul edilmiştir. Diğer yandan Pelopones kent devletlerinin birlikleri Themistokles'in planından çekilerek Korint Kıstağı'nda savunma yapmak üzere harekete geçtiler.
Thermopylae ve Artemision (MÖ 480, Ağustos)
Bu arada Pers Ordusu'nun Olimpos Dağı civarındaki geçitleri aşarak Thermopylae üzerine yürümekte olduğu haberi ulaştı. Ancak hem Olimpiyat Oyunları, hem de Sparta'nın zamanıydı ve her iki kutlamada savaşmak, kutsal değerlere büyük saygısızlık kabul edilirdi. Yine de Kral I. Leonidas Yunanistan'a yönelen tehdidin ciddiyetini göz önüne alarak kraliyet muhafızlarından 300 kişiyle birlikte harekete geçmiştir. Doğal olarak seçkin bir birlik olan bu 300 savaşçının yerine, halen çocuk yaşta olan acemi askerler, kraliyet muhafızı olarak silah altına alındı. Leonidas'ın 300 kişilik bu kuvveti Thermopylae yolunda Pelopones'deki Sparta müttefiki olan kent devletlerinden çıkartılan birliklerce takviye edildi. Yol boyunca Mora dışındaki diğer kent devletlerinden de katılmalar oldu. Bu birleşik kuvvet Thermopylae Geçidi'ne girdi ve Fokidalıların daha önce geçidin en dar yerinde inşa etmiş oldukları savunma duvarını işgal ederek Pers Ordusu'nun gelişini beklemeye başladı.
Pers Ordusu Thermopylae'ye Ağustos ayı ortalarında ulaştı. Fakat Serhas, hemen saldırıya geçmemiş, Grek kuvvetlerinin çözüleceklerini düşünerek üç gün beklemiştir. Ancak Grek kuvvetlerinin mücadelede kararlı olduğunu anlayınca askerlerini taarruza geçmeye karar vermiştir. Savaş alanında ise Grek birliklerinin pozisyonu, hoplitler için neredeyse idealdi. Bu hatta saldıran Pers birlikleri fazlasıyla zorlandılar. Muharebenin ilk iki günü boyunca Grek İttifakı kuvvetleri, Serhas saldırıları art arda yenilese de hatlarını başarıyla savundular. Ancak ikinci günün sonunda yerel halktan Ephialtes adında biri, kendi halkına ihanet ederek bir dağ yolunun varlığını Perslere haber vermiştir. Bu dağ yolu Thermopylae Geçidi'nin dışından dolaşıyor ve gerideki araziye çıkıyordu. Serhas bu yolu kullanarak savunmacıların gerisine çıkabilirdi. Bunun üzerine Pers saray muhafızlarından seçkin bir birlik olan Ölümsüzler'den bir müfreze gönderildi. Pers müfrezesi gece yürüyüşüyle patikada ilerlerken Leonidas durumu haber almıştır. Kuşatılacağını anlayan Kral, Grek ittifakı kuvvetlerinin büyük kısmını geri gönderdi. Emri altında geçitte 300 Spartalı, 400 Tebaili, 700 Thespiaeli ve diğer unsurlardan birkaç yüz kişiyi tuttu. Amaç, birliklerin esas kısmı güven içinde çekilirken artçı olarak geçidi savunmaktı. Muharebenin üçüncü gününde Leonidas kuvvetleri duvardan çıkışlar yaparak ellerinden geldiği kadar çok Pers savaşçısını öldürmeye çalıştılar. Ancak sonunda Kral Leonidas ve adamları kuşatıldı, tümüyle imha edildi ve Thermopylae Geçidi Pers Ordusu önünde açılmış oldu.
Thermopylae'de savaşılırken Artemision Boğazı'nda da 271 triremeden oluşan Grek İttifakı Donanması da savunmadaydı. Pers Donanması Artemision Boğazı'na ulaşmadan hemen önce, Magnesia açıklarında bir fırtınaya yakalanmış ve çok sayıda gemi kaybetmiştir. Yine de muharebeye katılacak 800'ün üzerinde savaş gemileri vardır. Artemision Muharebesi'nin ilk günü, aynı zamanda Thermopylae Muharebesi'nin de ilk günüydü, Persler en dayanıklılarından seçilmiş 200 gemiyi bir müfreze olarak teşkil ettiler ve Eğriboz Adası'nın doğu kıyıları açığına gönderdiler. Bu müfrezenin görevi Eğriboz'un doğu sahilleri boyunca güneye yelken açıp, Eğriboz Boğazı'nın güney çıkışında Grek Donanması'nın geri çekilmei ikmal ve takviye hattını kesmektir. Bu arada Pers Donanması'nın bölgede kalan kısmı ile Grek İttifakı Donanması öğleden sonranın geç saatlerinde çatışmaya girdiler. Bu çatışmada Grek Donanması daha başarılı görünmüştür ve 30 Pers gemisini ele geçirilmiştir. Aynı akşam yeni bir fırtına Eğriboz açıklarında seyreden Pers Müfrezesi'ni vurmuş, gemilerin tümünün kayalıklarda imha olmasına yol açmıştır.
Muharebenin ikinci günü, akşamki fırtına sayesinden geri çekilme hatlarının artık güvende olduğu haberi Grek İttifakı Donanması'na ulaştı. Bunun üzerinde bulundukları yerde kalmaya karar verilmiştir. Bu kalma kararıyla bazı Kilikya gemilerine karşı vur-kaç taktiğiyle saldırılar düzenlediler. Bu gemiler ele geçirildi ya da batırıldı. Pers Komutanlığı'nın tepkisi sertti. Üçüncü gün Pers Donanması tüm gücüyle saldırıya geçmiştir. Şiddetli çatışmalarla geçen günün sonunda Grek Donanması durumunu korumayı başarmıştır. Ancak ciddi kayıplara katlanıldı. Öyle ki Atina Filosu'nun yarısı kaybedilmişti. Pers Donanması'nın kayıpları da oransal olarak aşağı yukarı aynıdır. Aynı akşam Thermopylae'de Kral I. Leonidas ve yanındakilerin öldürüldükleri ve geçidin Pers Ordusu önünde açılmış olduğu haberleri geldi. Gündüzki çatışmalarda ciddi kayıplara uğranılmıştı. Diğer yandan Artemision Boğazı'nı tutmak için artık bir neden kalmamıştı. Bu iki durum, Donanma'nın muharebe alanından çekilme kararına yol açmıştır. Donanma, Salamis Adası'na çekilmiştir.
Salamis (MÖ 480, Eylül)
Thermopylae Geçidi'nin açılmasıyla Serhas'ın ordusu Boeotia'ya girmiştir. Teslim olmayan iki kent Thespiae ve Plataea düşürüldü ve yağmalandı. Buradan sonra Pers Ordusu Attika'ya ilerleyecektir. Atina'da kalan nüfusun tahliyesi, Salamis'e gelen Donanma'nın da yardımıyla tamamlanmıştır. Böylece Atina Perslere terk edildi. Bu arada Peloponesliler Korint Kıstağı'nda bir savunma hattı için hazırlıklara girişmiştir. Attika'nın güneyindeki Megara'dan gelen yol imha edilirken Kıstak'ta bir savunma duvarı inşa edildi.Akropolis'i savunmak için kalan az sayıda Atinalı kısa sürede ihma edilmiştir. Ele geçirilen kent Serhas'ın emriyle ateşe verildi.
Sonuçta Pers istilası Yunanistan anakarasının büyük bir bölümünü ele geçirmiş bulunmaktadır. Ancak Serhas, Greklerden böylesi bir direnme muhtemelen beklemiyordu. Onun önceliği istilayı olabildiğince kısa sürede tamamlamaktı. Böylesi bir ordunun ikmalini uzun bir süre sürdürebilmek olanaksızdır. Diğer yandan Thermopylae deneyimi, iyi tertiplenmiş bir Grek kuvvetine karşı cephe taarruznun sonuçsuz kalacağını göstermişti. Şimdi de Grekler kıstakta şu ya da bu güçte bir tahkimat oluşturmuş bulunuyordu. Bu koşullarda Yunanistan'ın geri kalanını karadan yapılacak bir harekâtla istila etme girişiminin büyük güçlükler getireceği ortadadır. Ancak yine Thermopylae deneyiminin ortaya koyduğu gibi Grekler kuşatılacak olursa, zaten sayıca küçük olan birliklerin kesin olarak imha edilmesi mümkündür. Bu şekilde Kıstak'ı savunan Grek kuvvetlerin kuşatılması için Pers Donanması'nın kullanılarak Attika'ya asker çıkarılması gerekmektedir. Ama bunun için öncelikle Grek Donanması da bir deniz muharebesiyle imha edilmelidir. Yaz ayları süresinde Serhas Grek Donanmasını imha edebilseydi, Grek kent devletlerinin teslim olmasını sağlayabilecek güçlü bir durum elde ederdi. Bu, seferi başarıyla sonuçlandırmak için tek umut olarak görünmektedir. Diğer yandan Grekler için istilayı önlemenin tek yolu Pers Donanması'na ağır bir darbe vurabilmektir. Themistokles'in amacı da buydu ve bu nedenle güçlü bir donanma kurulması fikrini savunmuştu. Sonuç olarak her iki taraf da tüm güçlerini, savaşın gidişatını değiştirecek kesin sonucu alabileceklerini hesapladıkları bir deniz muharebesi için ortaya koyacaklardır.
Bu yöndeki eğilimle Grek Donanması, Pers Donanması'nın bölgeye ulaşması an meselesi olmasına karşın Eylül ayı boyunca Salamis sahili açıklarında kalmıştır. Atina'nın düşmesinden sonra bile Pers Donanması'nı Salamis sahillerinde bir çatışmaya çekebilmek için bölgede kalınmıştır. Ancak bu durum bütünüyle Themistokles'in çabaları ile olmuştur. Aslında Grek komutanlar, Korint Kıstağı'nı dahi bırakıp, kentlerinin savunması için çekilmek kararındaydılar. Kısmen, Themistokles'in düzenlediği bir savaş hilesi sonucunda Pers Donanması Salamis Boğazı'nın dar sularında savaşı kabul etmiştir. Karalarla çevrili bir denizde sıkışık bir duruma düşen Pers savaş gemilerinin muharebe düzenini bozmadan manevra yapabilmeleri neredeyse olanaksızdır. Bu fırsattan yararlanan Grek Donanması saldırıya geçerek muharebe alanında kesin sonuç elde etmiştir. Sonuçta en az 200 Pers savaş gemisi ele geçirildi ya da batırıldı. Bu zafer, Pelopones Yarımadası savunmasının kuşatılmasını önlemiştir.
Pers Donanması'nın artık denizde hakim güç olmaktan çıkması, Serhas'da Çanakkale Boğazı'ndaki duba köprüleri koruyamayacağı endişesi yaratmıştır. Herodot, General 'un Yunanistan'da kalıp istilayı tamamlamak için gönüllü olduğunu yazmaktadır. General, eğer Asya'ya çekilmeye karar verecek olursa seçkin birliklerden oluşan 300 bin kişilik bir orduyu emrinde bırakmasını önermiştir. Görünüşe göre Serhas bu öneriyi benimsedi ve tüm Pers Ordusu Attika'dan çekildi. Emrindeki orduyla birlikte zorlu bir yürüyüşle Çanakkale Boğazı kıyılarına 45 günde ulaştı. Yol boyunca ordu civardaki yerleşimleri yağmaladı, yenebilecek her şeyi, otları hatta ağaç kabuklarını bile kazıyıp götürdü. Herodot'un anlatımına göre orduda büyük bir açlık yaşandığı anlaşılıyor. Ayrıca Herodot ordu içinde veba ve dizanteri salgını başgösterdiğini yazmıştır. General Mardonius kuvvetleri ise kışı geçirmek üzere Boeotia ve Teselya'da kaldılar. Pers Ordusu çekilince Atinalılar yanmış kentlerine geri dönmüşlerdir.
MÖ 480 – 479 sonbahar ve kış
Herodot'a göre Serhas'a refagat eden General Artabazus'un 60 bin adamıyla geri dönerek Teselya'da General Mardonius kuvvetlerine katılacaktı. Bu ordu zaten General Mardonius kuvvetlerinden ayrılmış ve geri dönecek olan bir görev kuvvetiydi. Ancak Artabazus Halkidiki'ye yaklaşırken, Serhas komutasındaki birliklerin geri çekilmesi sırasında bölgeden geçerlerken ayaklanmaya kalkışan Halkidiki halkını yeniden bastırmak gerektiğine karar vermiştir, Mardonius kuvvetlerine katılmasında bir aciliyet de yoktu zaten.
Potidea Kuşatması
Potidea, Pallane (günümüzde Kassandra Yarımadası) kıstağında bir kenttir. Kuşatılan Potidea'yı almak için bir generalin ihanetinden yararlanmaya çalışıldı. Ancak durum bir süre sonra ortaya çıkmıştır. Bu durumdan yararlanılamamısı nedeniyle kuşatma yine de üç ay sürdürülmek zorunda kalınmıştır. Daha sonra gelgit durumundan yararlanmak isteyen Pers kuvvetleri kıstak üzerinde ilerleyerek kente yarımada derinliğinden saldırı yapımaya çalışıldı. Gelgitle deniz öyle çekilmişti ki arazi bataklığa dönüşmüştü. Yarımada'nın içlerine ilerleyecek ve kenti bütün bütün kuşatacaklardı. Fakat bunun için kat etmeleri gereken mesafenin yarıdan fazlasını geçtiklerinde gelgit hiç görülmedik hızla yükselince birçoğu boğuldu, sağ kalanlar da Pitedalıların ufak teknelerle giriştiği bir karşı saldırısına uğradı ve öldürüldü. Kenti düşürme umutları kalmayınca General Artabazus kuşatmayı kaldırmış ve ordusundan geri kalanlarla Mardonius'un ana kampına dönmüştür.
Olynthus Kuşatması
Potidea Kuşatması sürerken General Artabazus aynı anda Pers baskısına baş kaldıran Halkidiki'deki bir diğer kent olan Olynthus'u da kuşatmaya karar vermişti. Bronz Çağı'nda terk edilmiş olan kent, Makedonya'dan sürülmüş Bottiaean Kabilesi tarafından iskan edilmişti. Yerleşme ele geçirilerek savunmacılar bir göl kenarına götürüldü ve gırtlakları kesilerek katledilmiştir. Daha sonra kent Halkidikililere geri verildi. Böylece Bottiaean Kabilesi burada yok edilmiş oldu.
Platea ve Mykale (MÖ 479, Haziran)
Kış boyunca Grek ittifakında bazı gerilimler olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle de Atina, Kıstak'taki savunmanın dışında kalıyordu. Oysa Mora Yarımadası'nın güvenliğinde sağlayan Grek İttifakı Donanması'nda Atina Filosu'nun önemli bir ağırlığı vardır. Bu koşullar altında Atina, bir sonraki yıl kentin güvenliği için Grek İttifak'ndan bir ordunun Atina'ya gönderilmesini istedi. Bahar aylarında, diğer ittikfak üyelerinin bu isteği karşılayamamış olmasına tepki olarak Atina Filosu ittifak donanmasına katılmayı reddetmiştir. Bu tarihlerde Sparta Kralı komutasındaki Grek İttifakı Donanması Delos Adası'nda demirlemişken Pers Donanması da Sisam Adası civarındadır. Her iki taraf da muharebeye girmenin getireceği risklerden kaçınma eğilimindedir. Karada ise General Mardonius kışı, Korint Kıstağı'na saldırmanın sonuç getirmeyeceğini anlayarak Tesalya'da geçirmiştir.
Bu arada General Mardonius, hareketsiz kalmanın da Yunanistan'ın istilasını tamamlamasına yardımcı olmayacağını biliyordu. Grek ittifakını bölmek amacıyla Makedonya Kralı I. Aleksander'in aracılığıyle Atina'ya barış teklif etmiştir. Bu teklifte Atina'ya bağımsızlık ve topraklarını genişletme vaadi sunulmaktadır. Atina, bu tekliften Sparta'nın haberi olduğunu düşünerek kabul etmeye yanaşmadı. Bu reddedişin cevapsız kalmayacağı düşünüldüğünden Atina yeniden Salamis'e tahliye edildi. Pers kuvvetleri güneye yürüyüşe geçerek Atina'yı yeniden ele geçirdiler. Atina'nın Salamis'e tahliyesi MÖ. 479 yılının Mayıs ayındadır, General Mardonius'un Attika'yı istilası ise aynı yılın Haziran ayındadır. General Mardonius bunun üzerine barış teklifini yenilemiştir. Fakat yine reddedildi. Yine kentlerinden sürülen Atinalılar, Megara ve Plataea'yla birlikte Sparta'ya elçiler göndererek yardım istediler. Yardım edilmezse Pers isteklerinin kabul edileceği tehdidi ortaya konuldu. O sırada Sparta'da Hyacinthus Festivali kutlanmaktayıdı, bu yüzden bir karara varmayı on gün ertelediler. Sparta'da sözü geçen bir yabancının girişimiyle bir ordu gönderilmesine karar verilmiştir. Derhal düzenlenen 35 bin helot ve 5 bin Spartalı 5 bin periek (özgür fakat yurttaşlık hakları olmayan yerli halk) askerden oluşan bir ordu Pausanias komutasında Pers kuvvetleri üzerine yürüyüşe geçirilmişti.
Grek kuvvetlerinin üzerine geldiğini haber alan General Mardonius, 300 bin kişilik ordusunu Boeotia'da Platea yakınlarına çekilmiştir. Bu haberi aldığında halen Atina'daydı. Atinalıların koşullarını kabul edeceğini umduğu için kente bir zarar vermemişti ama çekilirken kenti ateşe verdi ve adamlarına her türlü yapıyı yıktırttı. Mardonius'un Platea üzerine çekilmekteki amacı, Grek kuvvetlerini, süvarisini etkin biçimde kullanabileceği açık alana çekmektir. Yine de Herodot'a göre ordudaki Pers soylularının başarıdan yana pek umutlu olmadıkları anlaşılmaktadır.
Farklı kentlerden toplanan Grek ordusuna ise Sparta kral naibi Pausanias komuta etmektedir. Pausanias da süvari taktiklerinden kaçınmak için kuvvetlerini Plataea'da yüksek arazi üzerinde tutmuştur. Herodot, Grek kuvvetlerindeki hoplit sayısını 38.700 olarak vermektedir. Ordudaki diğer unsurlar olarak da 35 bin helot ile Sparta dışındaki kentlerden gelen her hoplitin yanında hafif silahlı birer kişinin, toplam 34.500 asker vardır. Bu durumda Grek ordusundaki toplam asker sayısı 108.200'dür. Herodot, bu sayıya Thespialı savaşçıları da katar ve 110 bin rakamına ulaşır.
Grek kuvvetlerinin ovaya inmediğini gören General Mardonius, süvarisine saldırı için emir vermiştir. Pers süvarisinin bölükler halindeki saldırıları Grek kuvvetlerine ağır kayıplar verdirmiştir. Fakat süvari taarruzları başarısız oldu ve Pers süvari birlikleri komutanı bu saldırı sırasında öldürüldü. Atı okla vurulup attan düşürülmüştü, ama zırları yüzünden kolay alt edilememişti. Sonunda gözünden vurularak öldürülebildi. Bu çatışmalar sırasında Grek Ordusu Pers kampına daha yakın bir pozisyona geçmek için bulundukları yüksek araziden ileri kaydırılmıştır. Bulundukları yerde su kıt olduğundan ovada mevzi aldılar. Bu durumda da Grek hatları fazlasıyla açılmış oldu. Pers süvarisi bu durumdan yararlanarak Grek erzak ikmal hatlarını kesmeye başlamıştır. Bu arada ciddi bir çatışma olmadan on gün geçmiştir ve Grek kuvvetlerine sürekli yeni takviye birlikleri gelip katılmaktadır.
General Mardonius yeniden süvari akınları başlatmıştır. Bu girişimlerle birliklerin su ikmali kesildi. Ordu susuz kalmıştı, erzak gelişi kesilmişti ve Pers hafif süvarisinin ok ve mızraklı saldırıları altında yıpranıyordu. Gece çöktüğünde, artık son derece elverişsiz hale gelen pozisyondan daha önceki duruma çekilme kararı verilmiştir. Onbirinci günün gecesinde yakındaki ırmağın oluşturduğu adaya çekilinecektir. Bu geri çekilme birliklerin dağılmasına yol açmıştır. Atina, Sparta ve Tegealılar farklı tepelere ulaştı. Diğer birlikler de Plataea'ya yaklaşacak kadar uzaklaştılar. Bundan iyi saldırı fırsatı olayacağını düşünen General Mardonius tüm birliklerine taarruz emri vermiştir.
Birliklerin dağılması sırasında ayrı düşen Spartalılar ve Tegealılar Pers süvarisince sıkıştırılıyorlardı. Mardonius'un ana birlikleri de üzerlerine gelmişti. Ayrı düşmüş olan Atinalılardan yardım istediler. Fakat onlar yardım için ilerlerken Pers tarafında savaşan Grek kuvvetleri tarafından yolları kesildi. Sparta ve Tegea kuvvetleri yoğun bir Pers okçu taarruzu altında zorlandılar ve saldırıya geçtiler. Bunun sayesinde ok yağmurundan kurtuldular. Pers kalkanları önündeki çatışma uzun sürdü ama sonunda bu kalkan duvarı çöktü. Önlerinde bir kalkan duvarı kalmayan Pers askerleri cesaretle dövüştüler, yer yer uzun Grek kargılarını yakalayıp kırdılar. Fakat koruma sağlamayan donanmınları yüzünden ağır Grek piyadesi (hoplitler) karşısında adeta "çıplak"tılar.
Bu çatışmalar sırasında Spartalılar General Mardonius'un muhafız savunmasını kırarak General'e ulaştılar ve öldürdüler. Mardonius'un ölümü Pers direncini büyük ölçüde çözmüş oldu. General Mardonius'a ulaşan spartalı askeri adı Herodot tarafından Aeimnestus olarak verilmektedir. Plutarkhos'a göre bu asker, başına bir taş fırlatarak Mardonius'u öldürmüştür. Mardonius'un bendeni savaştan bir gün sonra gömüldü. Komutasız da kalınınca Pers birlikleri çözüldü. Kırkbin kişi Teselya'ya çekilmeyi başarabilmiştir. Bu grup General Artabazos emrindeki kuvvetlerdi ve zaten muharebe sırasında emirle çekilmeye başlamıştı. Diğerleri kampa sığındılarsa da burada kuşatıldılar ve kılıçtan geçirildiler.
Daha öncesinde Xanthippus komutasındaki Atina Filosu da Grek Donanması'na katımışdı. Artık Pers Donanması'yla hesaplaşmak mümkündü. Bunun üzerine önce Sisam Adası'na, Pers Donanması üzerine yelken açıldı. Tüm Pers gemileri onarım gerektiriyordu. Bu durumda muharebeden kaçınmaya karar vererek Donanma'yı Mykale kıyılarına çektiler. Serhas'ın bıraktığı 60 bin kişilik kuvvet burada kamp kurdu. Kumsala çekilen gemileri korumak için de sahile ve kamp etrafına ahşap bir savunma hattı hazırlanmıştır. Pers Donanması'nın karaya çekildiğini gören Leotychides Grek Donanması'ndaki askerlerle kampa saldırmaya karar vermiştir.
Herodot'a göre Plataea Muharebesi'nin zafer haberi, aynı gün öğleden sonra İyonya kıyılarındaki Dilek Dağı sahilinde bulunan Grek İttifakı Donanması'na ulaştırılmıştır. Moral yönünden büyük güç kazanan Grek kuvvetleri, daha bir güçle savaştılar. Saldıran Grek kuvvetlerinin sayı azlığından cesaretlenen Persler kamp dışına çıktılar. Ancak hoplitler karşısında çözüldüler. Çatışmada çoğu kılıçtan geçirildi. Pers gemileri de Greklere terk edildi, bir kısmı yakıldı. Böylece Grek kuvvetleri Mykale Muharebesi'nde kesin bir zafer kazandılar. Yenilgi, Serhas'ın deniz gücüne ağır bir darbeydi ve Ege Denizi'nde artık Grek deniz üstünlüğü kurulmuştu.
Grek İttifakı yayılması
Özellikle Mykale Muharebesi, bu tarihe kadar 31 kent devletinden oluşan Grek İttifakı'na Ege Denizi'nden ve Batı Anadolu'dan katılmalar sağlamıştır. Başta Sisam Adası, Sakız Adası ve Midilli Adası olmak üzere diğer Ege Adaları ve bazı İyon kentleri İttifaka katılmıştır.
Platae ve Mykale muharebeleri ile Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı kesin olarak sona ermiştir. Serhas'ın artık Yunanistan'da bir ordusu yoktur, Ege Denizi'ndeki donanması da imha edilmiştir. Yunanistan için yine de gelecekte yeni bir Pers saldırısına uğrama tehlikesi tümüyle ortadan kalkmış değildi. Grek kent devletleri uzun süre bu endişeyi yaşadılarsa da Yunanistan'ın istilası yönündeki Pers kararlılığı zaman içinde zayıflayıp sönmüştür.
Birçok açıdan Mykale Deniz Muharebesi Yunan-Pers Savaşları'nda yeni bir dönemin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu tarihten itibaren artık saldıran taraf Grekler olacaktır. Platae'de saldıran taraf Greklerdi. Ancak bu muharebe Yunanistan topraklarında gerçekleşmiştir. Oysa Mykale Muharebesi, Ege kıylarındadır, Grek kuvvetlerinin Yunanistan dışındaki bir taarruzudur.
Sestos Kuşatması
Mykale Muharebe'sinden kısa bir süre sonra Grek İttifakı Donanması, duba köprüleri imha etmek için Çanakkale Boğazı'na yelken açmıştır. Ancak bölgeye ulaştıklarında bunun daha önce yapılmış olduğunu gördüler. Bunun üzerine Mora kent devletlerinin filoları Yunanistan'a dönmüştür. Spartalılar duba köprüsünün artık var olmamasını yeterli buluyorlardı. Atina Filosu ise halen Pers kontrolünde olan Gelibolu Yarımadası'na yönelmiştir. Bölgede kalan Pers kuvvetleri ve müttefikleri, bölgenin en iyi tahkim edilmiş kenti olan Sestos surları gerisine çekildiler. Yunanistan Seferine katılmış generallerden biri, aynı zamanda Pers satrabı olan , Grek müttefiklerin saldıracağına inanmıyordu ve bu yüzden bir kuşatma için hazırlık yapmaya gerek duymamıştı. Atinalılar bu sayede Sestos'u hem karadan hem denizden kuşatma olanağı buldular. Atina birlikleri içindeki hoşnutsuzlukların da etkisiyle kuşatma kış boyunca aylarca sonuç alamadı. Fakat kentte erzak tükenince Pers askerleri gece karanlığından yararlanarak, kuşatmanın en zayıf olduğu kesimden kenti terk ettiler. Bu sayede ertesi gün Atinalılar kente girebildiler.
Herodot'un çalışması da Sestos Kuşatması'ya sona ermektedir. Bu olayları izleyen otuz yıl içinde başta Atina egemen olmak üzere Grek yayılması, Pers kontrolünü tüm Trakya'dan, Makedonya'dan, Ege Adaları'ndan ve İyonya'dan sürüp atacaklardır. Pers İmparatorluğu ile Yunanistan arasıda barış MÖ 449 yılındaki Callias Barışı ile kurulmuş ve yarım yüzyıllık savaşı sona erdirmiştir.
Atina birliklerinin büyük kısmı doğruca Pers birliklerini izlemeye gönderildi. Sonunda Atinalılar Pers kuvvetlerini yakaladılar. Çatışmalarda pek çok Pers öldürüldü, aralarında Artactes bulunduğu diğer kısmı ise tutsak edildi. Artayctes'in çarmıha gerilmesi, bugünkü Gelibolu Yarımadası'nda yer alan bir İyon kolonisi Elaeus halkı tarafından ısrarla istenmiştir. Artayctes, Yarımada'nın Pers Valisi iken bu kenti yağmalamıştı. Bölgeyi emniyete alan Atina kuvvetleri, duba köprünün palamarlarını, bir bakıma ganimet, bir bakıma da zaferlerinin bir nişanı olarak aldılar ve Atina'ya döndüler.
Kıbrıs
Halen devam eden Grek İttifakı koşulları altında MÖ 478 yılında, 20 Peloponez ve 30 Atina gemisinden oluşan, fakat sayısı bilinmeyen asker taşıyan bir filoyu, General Pausanias genel komutasında harekete geçirildi. Tukidides'e göre bu filo Kıbrıs'a yelken açmıştı ve "adanın daha büyük bir bölümünü kontrolü altına almıştı". Ancak Tukidides'in bununla ne kastettiği açık değildir. Bir görüşe göre bu sefer esasen Kıbrıs'taki Pers garnizonunu basmak ve olabildiğince fazla savaş ganimeti ele geçirmek içindi. Grek kuvvetlerinin adayı ele geçirme girişimi yönünde herhangi bir kaynak yoktur. Zaten kısa süre sonra Byzantion'a yelken açmışlardır. Esasen Ada'ya MÖ 478 yılında Attik Delos Birliği'nin bir seferi olmuştu. Bu seferde, Ada'da bir Grek garnizonunun var olmadığı görülmüştür. Olmuşsa bile kısa sürede tasfiye edildiği anlaşılıyor.
Byzantion
Grek Donanması Byzantion'a ulaştıktan sonra, kenti bir kuşatmanın ardından MÖ 478 yılında ele geçirmiştir. Sestos ve Byzantion'un ele geçirilmesi Greklere hem Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bu iki önemli boğaz üzerinde kontrol sağladı, hem de ticaret alanlarını Karadeniz'e kadar yayma olanağı verdi.
Byzantion'da neler olup bittiği bugün için tam olarak bilinmiyor. Tukididis, az sayıda detay vermiştir. Ondan sonraki tarihçiler ise pek çok korkunç imalarda bulunmaktadır. Tüm kibirli ve keyfi uygulamalarıyla (Tukididis "zorbalık" olarak tanımlamaktadır) General Pausanias birçok müttefik birliğinin tepkisini çekmiştir. Özellikle Pers tahakkümünden henüz kurtulmuş olanlar kentlerden birliklerin. Pausanias etrafında dönen bu olaylar, esasen Byzantion kenti üzerinde Atina – Sparta çekişmesidir. Atinalı tarihçinin anlatımını izleyen diğer Grek yazarların vermiş oldukları bilgilerin, Byzantion üzerinde kontrolü ele geçirmek için Atina'nın kullandığı bahaneler olarak görülebileceği öne sürülmektedir. Atina ve müttefiklerinin, Byzantion'da kontrolü, Pausanias'a karşı güç kullanarak ele geçirmeye çalışmış olmaları dahi olasıdır. Bu durumda Pausanias'ın kentin kontrolünü yedi yıl daha, MÖ 476 – 469 arasında, Pers gücünden destek alarak elinde tutuğu ileri sürülebilir. Tukididis, Pausanias'ın destek için I. Serhas'a bir mektup gönderdiğini ve ondan olumlu yanıt aldığını ileri sürmektedir. Tukididis'e göre, İyon kentleri ve diğerleri Atina'nın harekâtın komutasını üstlenmesini istediler, Atina da komutayı üstlendi. Yine de Pausanias'ın kenti tiranca yönettiği, ele geçen çok sayıdaki tutsak arasındaki Pers soylularının ve Serhas'ın yakınlarının kaçmalarını sağladığı ileri sürülmüştür. Sparta bu gelişmeleri öğrenince General Pausanias'ı görevden almıştır. General daha sonra düşmanla işbirliği yapmakla itham edilerek tutuklandı. Her ne kadar sonuçta aklandıysa da itibarı yıpranmıştı. Bu olaylar nedeniyle yeniden generalliğe atanmadı.
Bu arada Sparta General Dorkis'i, komutayı müttefik kuvvetlerden devralmak için Byzantion'a göndermiştir. Ancak müttefik kuvvetlerin artık Sparta liderliğini kabullenmeye razı olmadıklarını görerek ülkesine geri döndü. Sonuç olarak kentrolünün Atina elinde kalmasının bir sonucu olarak Byzantion, Attik Delos Birliği'nin ilk üyelerinden biri olmuştur. Ancak esas baskıcı yönetim bu yoldan gelecektir. MÖ 420'li yılların ortalarında Atina Byzantion'un ticaretini, kendi ticari çıkarları yönünde sınırlamaya, yönlendirmeye başlamış olacaktır.
Taktik analiz
Grek tarzı savaş, önceki yüzyıllar boyunca şekillenmiş ve geliştirilmişti. Bu savaş tarzı esas olarak hoplitlere dayanmaktadır. O çağ için en güçlü silahlar olan hoplit donanımı, ancak bu silahları satın almaya ekonomik olarak gücü yetebilen orta sınıf vatandaşlarca edinilebilmektedir. Dolayısıyla orta sınıftan vatandaşlar hoplit olarak silahlanıp savaşlara katıldılar. Hoplitler, zamanın standartlarına göre yapılan deri ya da tunçtan gögüs zırhı, dizden aşağısını koruyan dizlik ve tolga kuşanır, geniş, yuvarlak bir kalkan taşırlardı. Hoplitlerin silahları, Pers mızraklarından oldukça uzun mızrak ve kılıçtır. Hoplitler falanks düzeninde savaşırlardı. Falanks düzeninde omuz omuza tertiplenirler ve böylece kalkanlardan bir duvar oluşurdu. İleri uzanan mızraklar da düşmanlarına yönelen silahlarıydı. Düzgün tertiplenmiş bir falanks son derece etkili bir saldırı ve savunma gücü oluşturmaktadır. Pers Savaşları'nda da görüldüğü gibi kendisinden daha büyük, fakat hafif piyadeden oluşan kuvvetler karşısında başarılı olmaktadır. Ağır zırhlar ve uzun mızraklar hoplitleri yüz yüze çatışmalarda son derece güçlü savaşçılar haline getirmektedir. Diğer yandan tolga, göğüs zırhı ve geniş kalkanlar, ok ve mızraklar karşısında çok etkili bir koruma sağlar. Bununla birlikte falanks, açık arazide süvari tarafından kanatlardan kuşatılma tehlikesine açıktır.
Pers ordusu imparatorluk topraklarının değişik bölgelerinden derlenen, farklı etnik gruplardan gelen birliklerden oluşmaktadır. Bununla birlikte Herodot'a göre hem silahlarda, hem de muharebe tarzında en azından genel bir uyumluluk vardır. Piyade genel olarak Grek mızraklarına oranla kısa mızrak ve kılıç, ok ve yayla silahlanır, hasır bir kalkan taşır ve bir kısmı zırh olarak deri bir "yelek" kuşanırlardı. Bir istisna olarak Pers asıllı piyade ise göğüs kafesini ve boynu örten bir çeşit zırh kuşanırlardı. Farklı silahlanan etnik gruplar da Pers ordusunda yer almaktadır. Örneğin ünlü Saka baltalı askerleri gibi. Pers ordusunun seçkin birlikleri Pers, Med, Saka ve Huzistan Halkı'ndan oluşmaktadır. Piyadede en seçkin unsurlar denilen kraliyet muhafızlarıdır. Bu unsurlar da yine belirtildiği gibi silahlanmıştır. Süvari ise Pers, Med, Baktriya, Huzistan ve Sakalar'dan oluşmaktadır. Bu unsurların büyük kısmının hafif süvari olduğu kabul edilmektedir. Perslerin savaş tarzı, en azından muharebenin başında kılıç ve mızraklarla nihai darbeyi indirmeden önce, yakın dövüşten kaçınarak ok ve benzeri silahlarla düşmanı yıpratmak esasına dayanıyordu.
Pers kuvvetlerinin hoplitlerle ilk çatışması (Efes Muharebesi)'nde gerçekleşmiştir. Bu muharebede Pers süvarisi, muhtemelen uzun bir yürüyüşün ardından yorgun olan hoplitlerin rahatlıkla üstesinden gelmiştir. Daha sonra Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı sırasındaki Maraton Muharebesi'nde Atina kuvvetleri, muharebeye Pers süvarisi katılmamış olmasından da yararlanarak Pers hafif piyadesi karşısında açık bir üstünlük elde etmişlerdir. Bu deneyimlere karşın Perslerin, hakimiyetleri altındaki toprakların Grek nüfusu olan bölgelerinden, özellikle de İyonya'dan hoplit toplamamaları ilginç bir durumdur. Aynı şekilde Herodot Mısırlı denizcilerin iyi silahlı olduklarını ve Grek denizciler karşısında epeyce başarılı savaşabildiklerini yazmıştır. Buna karşın, iyi silahlı oldukları halde Pers Ordusu'nda Mısırlı unsurlar yoktur. Daha sonra gemilerden alınıp General Mardonius'un ordusuna katılmışlar, Platea'da savaşmışlardır. Bunların nedeni Pers Sarayı'nın İyonlara ve Mısırlılara güven duymaması olarak açıklanabilir. İki topluluk da yakın geçmişte Pers hakimiyetine karşı ayaklanmışlardı ve bu ayaklanmalar şiddetle bastırılmıştı. Ancak Donanma'da hem Grek hem de Mısırlı birlikler görev yapmıştır. Aslında Grekler, Pers Sarayı'nın bu unsurlardan daha fazla kuşku duymasını sağlamak yönünde bazı girişimlerde bulunmuşlardır. Fakat yine de İyonların ve Mısırlıların özellikle Pers Donanması'nda iyi bir performans gösterdiği, bir dereceye kadar gerçektir. Sonuç olarak iyon ve Mısırlı unsurların Donanma'da istihdam edilmeleri sonucu Ordu'ya girmedikleri söylenebilir. Diğer yandan İmparatorluk'un hiçbir sahil kesiminden birlik Ordu'da yer almamış görünmektedir.
Pers istilasının en büyük ve belirleyici iki kara muharebesinde Grek taktiği, Pers sayı üstünlüğünü ve süvari kuvvetlerini etkisiz hale getirmiştir. Bu taktikler Termoyplae'de dar bir geçitte savunma yapmak, Plataea'da ise engebeli arazide muharebe etmeyi seçmekti. Thermopylae'de, Grek savunmasını kuşatan manevraya kadar Pers taktikleri başarılı bir sonuç elde edememişti. Zaten Leonidas'ın seçtiği muharebe alanı, Pers kuvvetleri için bir cephe taarruzundan başka seçenek bırakmıyordu. Platae Muharebesi'nde Grek kuvvetlerine yönelen süvari saldırılarının yürütülüş tarzı başarılı bir taktikti. Ancak daha sonraki piyade muharebesi Pers Ordusu ve General Mardonius için bir felaketle sonuçlandı. Mycale Muharebesi'nde de benzer gelişmeler yaşandı. Pers piyadesinin hoplitlerle açık arazide giriştiği muharebe bozguna uğramalarıyla sonuçlandı. Bütün bunlara bakılarak, Yunan-Pers Savaşları'nda karmaşık taktikler uygulandığı konusunda çok fazla veri olmadığı ileri sürülmüştür. Grek taktikleri hiç karmaşık değildir, hoplitlerin etkili donanımına ve falanksın gücüne dayandılar. Pers tarafı ise falanksın gücünü açıkça hafife almıştır. Bu güçle karşılaşmak için taktikler geliştirilmedi ve bu durum nihai olarak Pers yenilgisine yol açtı.
Stratejik analiz
İstilanın başlarında Pers kuvvetleri açık bir üstünlüğe sahiptiler. Her şeyden önce asker ve gemi sayısı yönünde ezici bir üstünlükleri vardı. Fakat bu sayısal üstünlük, bir yerde Pers kuvvetlerinin zayıf yanına işaret etmektedir. Donanmanın sayısındaki kabarıklık, bir fırtına çıktığında, donanmanın sığınacağı çapta bir limanın bölgede olmamasında yatmaktadır. Böyle bir fırtınada donanmanın bir kısmı kaçınılmaz olarak elden çıkacaktır. Ayrıca tüm donanmayı savaşa sürme eğilimi önüne geçilmez bir eğilimdir. Nitekim Salamis Deniz Muharebesi'nde tüm Donanma muharebeye sürülünce yıkıma yol açmıştır. Ordunun sayısal kabarıklığı da ikmal sorunlarında kendini göstermektedir. İkmal depolarından uzaklaştıkça erzak sıkıntısı baskısı giderek artacaktır. En basitinden içme suyu sağlayamamak daha Çanakkale Boğazı kıyılarına gelmeden yaşanmıştı.
Pers kuvvetlerinde hiç de karmaşık olmayan bir komuta sistemi vardı, herkes krala karşı sorumluydu. Son derece gelişkin bürokratik yapılanışları da karmaşık ve başarılı planlar hazırlamalarına olanak sağlamaktadır. Diğer yandan Pers İmparatorluğu kurulduğundan beri geçen 80 küsur yıl boyunca Pers generalleri savaş alanlarında büyük deneyim kazanmışlardı. Ayrıca savaş için diplomasiyi ve istihbaratı kullanmada oldukça başarılıydılar. Yunanistan'ı istila etmek için bu stratejileri kullanarak girişimlerde bulundular. Örneğin MÖ 499'da Nakşa Kuşatması sırasında içerden ihanet sağlayarak kenti düşürdüler. Buna karşın Yunanistan'ın siyasi birliği olmamasının da etkisiyle Pers istilasına karşı aktif olarak direnen, sadece 30 dolayında kent devletiydi. Bu devletler arasında ise zaten geçmişten gelen çekişmeler vardı. Bu kent devletleri, küçük çaplı yerel savaşlar dışında büyük ölçekli savaşlarda deneyim kazanmamıştır. Komutanlar da savaş deneyimi ve ustalığa göre değil, esas olarak politik ve sosyal durumlarına göre belirleniyordu.
Pers yayılma stratejisi MÖ 480 dolaylarında ezici kuvvetlerle Yunanistan üzerine yürüyecek yönde gelişiyordu. Pers yayılmasının geçtiği bölgelerdeki Grek kentleri, Pers hakimiyetine boyun eğmek ya da yok edilmek durumunda kalıyorlardı. Teselya, Lokris ve Fokida'da başta direnme gösterilmişti. Ancak doğrudan doğruya güç kullanılması karşısında Pers hakimiyeti altına girmek zorunda kalınmıştı. Grek ittifakının stratejisi ise Pers ilerlemesini yapılabildiği kadar kuzeydeyken durdurmak ve olabildiğince kent devletinin Pers egemenliğine girmesini önlemekti. Bu sayede bu kent devletlerinin de ittifaka katılması sağlanabilirdi. Diğer yandan Pers kuvvetlerinin sayısal üstünlüğü karşısında açık arazide muharebeye girmenin yararsızlığı açıkça görülebiliyordu. Bu duruda olabildiğince dar coğrafi bölgelerde muharebeye girmeyi tercih edeceklerdir. Gerçekten de MÖ 480 yılı için Grek İttifakı'nın stratejisi bu yönde olmuştur. İlk anda, Teselya'nın istilasını önlemek için Tapınak Geçidi'ni tutmaya karar verdiler. Ancak bu geçidin iyi seçilmiş bir savunma hattı olamayacağı anlaşılınca daha geride, Thermopylae Geçidi – Artemision Boğazı hattında savunma yapmaya karar verildi. Thermopylae'deki savunma başlarda oldukça başarılıydı. Ancak savunmanın etrafını dolaşmayı sağlayacak yolun, bu görevin üstesinden gelebilecek bir kuvvetle örtülememesi savunmayı çökertmiştir. Kral Leonidas'ın savunma stratejisinde ortaya çıkan bu başarısızlık, Yunanistan'ın büyük bir bölümünün Pers Ordusu'nca istila edilmesine yol açmıştır. Artemision'da da Grek Donanması bir ölçüde başarılıydı. Ancak uğranılan kayıplar ağırdı ve Thermopylae Geçidi'nin kaybedilmesi artık bu hatta muharebe etmeyi gereksiz kıldı. Bir başka açıdan, Pers Donanması en büyük darbeleri Grek İttifakı Donanması'ndan değil, hava koşullarından yemişti. Sonuç itibarıyla Pers stratejisi başarılıydı. Grek stratejisi ise her ne kadar Grek İttifakı'nın askerî gücünü yıkacak kadar ağır bir yıkım değilse de başarısızdı.
Korint Kıstağı'nın savunulması savaşın tarzını değiştirmiştir. Pers Komutanlığı Kıstak üzerine karadan bir saldırıya girişmedi. Muhtemelen böyle bir girişim başarısız olacaktı. Böylece savaşın seyri denizde şekillenecekti.Themistokles, Pers Donanması'nı Salamis'la anakara arasındaki boğaza çekecek bir savaş hilesi kullanmıştır. Themistokles'in bu girişimi, strateji çizmedeki ustalığını açıkça ortaya sermektedir. Ancak Persler açısından savaşı kazanmak için Salamis'te muharebeye girme gereği yoktu. Pers Komutanlığı'nın ya kendine aşırı derecede güveni olduğu ya da kazanmayı fazlasıyla istediği ileri sürülmüştür. Bu bağlamda Grek İttifakı'nın Salamis'te kazandığı zafer bir ölçüde Pers stratejik hatasından kaynaklanmıştır. Nitekim Salamis yenilgisinden sonra Pers stratejisi değiştirildi. General Mardonius Grek İlttifakı'nı bölmek için İttifaka katılmış olan kent devletleri arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanma yoluna gitmiştir. Özellikle de Atina üzerine oynadı. Böylece Atina Filosu'nu Grek İttifakı Donanması'ndan ayırarak bu deniz gücünü büyük ölçüde zayıflatacaktı. Denizde engel kalmayınca da orduyu muhtemelen Mora Yarımadası'na çıkartacaktı. Herodot bize General Mardonius'un kesin sonuçlu bir muharebeye eğilimli olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte Platea'ya çekilmesi bu durumla çelişkili gibi görünmektedir. Çok büyük olasılıkla muharebeyi kendi seçeceği koşullarda aramak istiyordu. Platea'ya çekilmesi, pekala Grek kuvvetlerinin saldırmasını ya da çözülmesini sağlamak için düşünülmüş olabilir.
Grek stratejisi MÖ 479 yılında çok net değildi. Sadece İttifak'ın dağılmasını önlemek için kuzeye yürümek konusunda aralarında mutabıktılar. Fakat savaşı kazanmanın yolu konusunda açık bir görüş olmadığı anlaşılmaktadır. Taktik başarısızlıklar da bunu göstermektedir. Platea'da ikmal hatlarını koruyamadılar, bu yüzden geri çekilmeye karar verildi ama bu dağınık bir geri çekilme oldu. Bunların sonucunda, bir bakıma muharebeye sürüklendiler. Diğer yandan General Mardonius kesin sonuç için aceleci oldu. Esasen saldırıya geçmek gibi bir zorunluluğu yoktu. Yine de bir meydan muharebesinde Grek kuvvetleriyle karşılaşmaya girmişti. Sonuç olarak Plataea'daki Grek zaferi, bir kısmıyla Pers komutanlığının taktik hatasının bir sonucu olarak görülebilir.
Genele bakıldığında Pers Komutanlığı'nın Salamis ve Platea'daki iki stratejik hatası, taktik avantajı Grek İttifakı'na bıraktı ve Pers istila girişiminin nihai başarısızlığına yol açtı. Salamis'te tüm Donanmayı, dar bir savaş alanında muharebeye sürmek gibi taktik hata da ek oldu. Donanma'nın bir bölümü ihtiyat gibi ayrılabilirdi. Grek ittifakının başarısı genellikle "özgür kişi özgürlüğü için savaşır" deyişinin sonucu olarak görülür. Her şey bir yana, kendi vatanları için çarpışıyorlardı. Grek İttifakı'nın başarısında önemli bir faktör de, aralarındaki geçmişten beri süregelen gerginlik ve çatışmalara karşın bir ittifak kurabilmeleri ve buna bağlı kalabilmeleriydi. Bu gerginlikler ve çatışmalar içinde ittifakın kararsız olması beklenirdi. Ancak Yunanistan anakarasının büyük bir bölüm Pers Ordusu'nca istila edilmiş olmasına karşın Grek İttifakı yenilgiye uğratılamadı. Bu durum Pers istilasının ne denli ürkütücü göründüğünü göstermektedir. Öyle ki Atina Thespiae ve Platea halkı evlerini sahip oldukları pek çok şeyi terk etmeyi, teslim olmaya tercih etmişlerdir. Sonuç itibarıyla Grek İttifakı'nın kazanması yıkıcı bir yenilgiden kaçınmalarına, kurdukları ittifaka bağlı kalmalarına, düşmanlarının hatalarını kendi lehlerine kullanabilmelerine ve muharebe alanında gerçek ve taktik üstünlükleri olan hoplitten / fakankstan yararlanabilmelerine dayanmaktadır.
Önemi
Kuşkusuz ki Yunanistan'a İkinci Pers Saldırı Grek tarihi açısından son derece önemli olaylardan biridir. Birçok batılı tarihçi bu olayı Avrupa tarihi açısından da çok önemli bir olay olarak lanse eder. Savaş, bir yerde "Doğu" ve "Batı" arasındaki bir çatışma olarak verilir. Yunanistan'ın bu "Doğulu" güç tarafından istila edilmesi halinde "Batı Uygarlığı"'nın gelişme olanağı bulamayacağı ileri sürülür. Bu yaklaşım abartılı olabilir. Tarihin, "şöyle olsaydı, böyle olurdu"larla analiz edilemeyeceği açıktır. Ancak yine de tarihsel açıdan bunlar önemli olaylardır.
Askeri olarak İkinci Pers Seferi'nde taktik ve stratejik olarak belirgin bir yenilik yoktur. Thermopylae sıklıkla arazinin, askeri gücün bir bileşeni olarak kullanılmasına uygun bir örnek olarak kullanılagelmiştir. Themistokles'in hileleri de savaşta "düşmanı" yanıltmanın iyi bir örneği sayıldı. Tüm askerî harekâtların Pers İmparatorluğu yönünden en belirgin etkisi, özellikle Maraton Muharebesi ağır zırhlı hoplitlerin, hafif Pers piyadesi karşısındaki üstün muharebe gücünü çok açık ortaya koymuş olması sayılabilir. Bu gerçek geç de olsa Pers askeri otoriteleri tarafından görüldü ve daha sonra Grek paralı askerler Pers ordularında istihdam edilmeye başlandı.
Notlar
- ^ Herodot sadece Mısır'daki ayaklanmadan söz etmektedir.
- ^ Cornelius Nepos'un anlatımı için bkz. Aristides ve Pausanias 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Türkçe çeviri
Dış bağlantılar
- Herodot, Polymnia (7. Kitap2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
- Herodot, Uranisa (8. Kitap26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
- Herodot, Kalliope (9. Kitap21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
Kaynakça
- ^ a b c d e "Herodot, 7.82.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b c "Ancient Ancestors". 16 Haziran 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ "Encyclopaedia Iranica". 17 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b c d . 29 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ Cicero, On the Laws I, 5
- ^ a b c Holland, Sh.: xvi - xvii.
- ^ Thucydides, History of the Peloponnesian War, e.g. I, 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Finley, Sh.: 15.
- ^ Holland, Sh.: xxiv.
- ^ David Pipes,
- ^ a b Holland, Sh.: 377.
- ^ Fehling, Sh.: 1 - 277.
- ^ Diodorus Siculus, Bibliotheca Historica 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., XI, 28 - 34
- ^ Herodot, 9.81 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Dipnot
- ^ Suna Doğaner, anadolu'nun 200 Yılılık İşgali Dönemi 18 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 19
- ^ a b Holland, Sh.: 47 - 55
- ^ a b Holland, Sh.: 203
- ^ "Herodot, 5.105.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Aralık 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 171 - 178
- ^ "Herodot, 6.44.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 178 - 179
- ^ "Herodot, 6.94.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 6.96". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 6.116.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2012.
- ^ Holland, Sh.: 206 - 207
- ^ a b Holland, Sh.: 208 - 211
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q Lazenby, Sh.: 23 - 29
- ^ a b c d e f g h i j k l Lazenby, Sh.: 256
- ^ . 14 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 196
- ^ Farrokh, Sh.: 76
- ^ a b Lazenby, Sh.: 232
- ^ "Herodot, 7.86.1 - 2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 69 - 72
- ^ a b Holland, Sh.: 217
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o Hoplit 18 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Historyworld
- ^ . 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Lazenby, Sh.: 227–228
- ^ a b c d B. Strauss, Sh.: xvii
- ^ a b Belkan Ağar, Sh.: 2
- ^ a b B. Strauss, Sh.: xviii
- ^ B. Strauss, Sh.: xix
- ^ a b c d Lazenby, Sh.: 34–37
- ^ Holland, Sh.: 320–326
- ^ a b "Herodot, 7.61 - 80". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Belkan Ağar, Sh.: 28
- ^ Belkan Ağar, Sh.: 27-28
- ^ a b Belkan Ağar, Sh.: 29
- ^ "Herodot, 7.89.1 - 3". 2 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Aralık 2012.
- ^ Jack Cassin-Scott, The Greek and Persian Wars 500-323 BC Sh.: 10
- ^ "Herodot, 7.22 - 23". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 213 - 214
- ^ "Herodot, 7.7". 3 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Plutarch, Themistocles, 4
- ^ a b John Thorley, Athenian Democracy Sh.: 62
- ^ Holland, Sh.: 219 - 222.
- ^ The Greco-Persian Wars 24 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Historyworld
- ^ "Herodot, 7.26.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ W. M. Ramsay The Historical Geography of Asia Minor Sh.: 41
- ^ a b "Herodot, 7.32". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 7.37.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 7.36.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.36.4 - 5". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ a b Suna Doğaner, Sh.: 24
- ^ "Herodot, 7.186.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b Ctesias, Persica 11 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c de Souza, Sh.: 41
- ^ a b Holland, Sh.: 237
- ^ "Herodot, 8.115.1 - 4". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.59.2". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.186.2". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b Grote, ch. 38
- ^ a b Maurice (1930)
- ^ Delbrück (1920)
- ^ Warry (1998)
- ^ Engels (1978)
- ^ Scott (1915)
- ^ von Fischer
- ^ Cohen, Sh.: 164
- ^ W. W. Tarn (1908)
- ^ Ernst Obst (1914)
- ^ Papademetriou (2005)
- ^ Sekunda & Chew (1992)
- ^ Munro (1929)
- ^ Lazenby, Sh.: 90
- ^ "The size of the Persian Army". 30 Nisan 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ Holland, Sh.: 394
- ^ "Herodot, 7.97". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ Aeschylus, The Persians
- ^ Diodorus Siculus XI, 3 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Lysias II, 27
- ^ Isocrates, Oration VII, 49
- ^ Isocrates, Oration IV, 93
- ^ Ephorus, Universal History
- ^ Plato, Laws III, 699
- ^ Köster (1934)
- ^ Holland, Sh.: 320
- ^ a b Lazenby, Sh.: 93 - 94
- ^ Green, Sh.: 61
- ^ Burn, Sh.: 331
- ^ Holland, Sh.: 217 - 223
- ^ "Herodot, 7.145.1 - 2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b Fine, Sh.: 332
- ^ Holland, Sh.: 226
- ^ a b Holland, Sh.: 225
- ^ a b Holland, Sh.: 263
- ^ Holland, Sh.: 246 - 247
- ^ a b Holland, Sh.: 168 - 169
- ^ "Herodot, 7.55.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Joseph Cummins, Why Some Wars Never End Sh.: 20
- ^ George Grote, A History of Greece Sh.: 206
- ^ "Herodot, 7.100.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Holland, 248 - 249
- ^ "Herodot, 7.173.3". 24 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 7.173.4". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 7.174.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ Holland Sh.: 255 - 257
- ^ "Herodot, 7.175.1 - 2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.40.2". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 257 - 259
- ^ Holland, Sh.: 262 - 264
- ^ "Herodot, 7.210.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ Holland, Sh.: 274
- ^ "Herodot, 7.223.4". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.225.3". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.2.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 276 - 281
- ^ "Herodot, 8.13". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.14.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.14.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 8.16.3". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.12". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.21.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.21.3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ . 18 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 8.50.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 8.41.1". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Aralık 2012.
- ^ Holland, Sh.: 300
- ^ Holland, Sh.: 305 - 306
- ^ a b c Holland, Sh.: 327 - 329
- ^ a b c Holland, Sh.: 308 - 309
- ^ a b Holland, Sh.: 310 - 315
- ^ Holland, Sh.: 294
- ^ a b Lazenby, Sh.: 157 - 161
- ^ a b Holland, Sh.: 303
- ^ Holland, Sh.: 319
- ^ "Herodot, 8.89.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ Holland, Sh.: 320 - 326
- ^ "Herodot, 8.97.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 8.100.5". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.115.1 - 3". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Aralık 2012.
- ^ a b "Herodot, 8.126.1 - 3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ 8.128.1
- ^ a b "Herodot, 8.123.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.129.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.129.3". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ a b c d "Herodot, 8.127". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Aralık 2012.
- ^ a b c Holland, Sh.: 333 - 335
- ^ a b c d e Holland, Sh.: 336 - 338
- ^ Herodotos, Sh.: 687 (dipnot)
- ^ "Herodot, 9.6". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.7". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.8.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.9.2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.10.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.11.3". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.13.1 - 2". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.13.3". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.16". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 342 - 349
- ^ "Herodot, 9.29". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.30". 24 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.20". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.22.1 - 2". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.25.2 - 3". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.38.2". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.49.2". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.50". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.51.1 - 4". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.59.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 350 - 355
- ^ "Herodot, 9.60.1 - 3". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.61.1 - 3". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ Herodot, 61, 62, 63
- ^ "Herodot, 9.63.2". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.64.2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ Plutarkhos, The Parellel Lives – Aristides 1 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 19.1
- ^ "Herodot 9.84.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 9.66.3". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.65". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ a b c d e f Holland, Sh.: 357 - 358
- ^ "Herodot, 9.96.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.96.3". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.100.1". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Diodorus, 11.35.2". 12 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 358 - 359
- ^ Lazenby, Sh.: 247
- ^ "Herodot, 9.106.4". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.114.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ Murat Arslan, Pausanias'ın Byzantion Hakimiyeti ve Komplo Teorisi[] Sh.: 52
- ^ a b "Herodot, 9.114.2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.116.3". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.117". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.118.1 - 2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ a b Holland, Sh.: 359 - 363
- ^ Murat Arslan – Nihal Tümer Önen, Akdeniz Korsan Yuvaları[] sh.: 190
- ^ "Herodot, 9.118.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.119.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.120.4". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.121". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ a b c d Fine, Sh.: 331
- ^ a b c "Tukididis, 1.94". 26 Eylül 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ a b Sealey, Sh.: 242
- ^ a b Murat Arslan, Pausanias'ın Byzantion Hakimiyeti ve Komplo Teorisi[] Sh.: 53
- ^ a b c d Thucydides I, 95 26 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Muzaffer Demir Sh.: 6
- ^ Muzaffer Demir, Pausanias' Actions in Byzantion After the Victory at Plataea 14 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 1
- ^ Muzaffer Demir, Sh.: 3
- ^ Murat Arslan, İstanbul'un Antikçağ Tarihi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 10
- ^ Murat Arslan, İstanbul'un Antikçağ Tarihi, Sh.: 11
- ^ Lazenby, Sh.: 39 - 41
- ^ Holland, Sh.: 74
- ^ Holland, Sh.: 187 - 192
- ^ Holland, Sh.: 17 - 18
- ^ a b Holland, Sh.: 274 - 275
- ^ Holland, Sh.: 160 - 161
- ^ Holland, Sh.: 192 - 197
- ^ "Herodot, 9.32.2". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 8.22.1". 2 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 9.98.4". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ Holland, Sh.: 343
- ^ Lazenby, Sh.: 138
- ^ a b c d e f g h i j Lazenby, Sh.: 254 - 255
- ^ a b c Lazenby, Sh.: 258
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o Lazenby, Sh.: 248 - 253
- ^ Lazenby, Sh.: 29
- ^ a b "Herodot, 7.49.1 - 5". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.43.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Aralık 2012.
- ^ Lazenby, Sh.: 21
- ^ Lazenby, Sh.: 17 - 18
- ^ Lazenby, Sh.: 30
- ^ Lazenby, Sh.: 31
- ^ Lazenby, Sh.: 29 - 30
- ^ Holland, Sh.: 311 - 313
- ^ Holland, Sh.: 344 - 345
- ^ Lazenby, Sh.: 21 - 22
- ^ Lazenby, Sh.: 33
- ^ Lazenby, Sh.: 37 - 38
- ^ "Herodot, 9.17.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ "Herodot, 7.172". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Aralık 2012.
- ^ Lazenby, Sh.: 149 - 150
- ^ Lazenby, Sh.: 197
- ^ Holland, Sh.: 310
- ^ Holland, Sh.: 316 - 317
- ^ Holland, Sh.: 307 - 308
- ^ Green, Sh.: 36
- ^ Lazenby, Sh.: 259 - 261
- ^ "BBC". 26 Nisan 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2012.
- ^ Hanson, Carnage and Culture: Landmark Battles in the Rise of Western Power
- ^ Strauss, Sh.: 1 - 294
- ^ Holland, Sh.: xvii - xix
- ^ Holland, Sh.: xvi
- ^ Lazenby, Sh.: 257 - 258
- ^ Eikenberry (1996)
- ^ Xenophon, Anabasis 10 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
Antik kaynaklar
- * Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . İngilizce
- * Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Diodorus – Biblioteca Historica
- – Persica
Günümüz kaynakları
- Tom Holland, 'Persian Fire: The First World Empire and the Battle for the West Abacus (2006)
- Peter Green, The Greco-Persian Wars University of California Press (1996)
- J. F. Lazenby, The Defence of Greece 490–479 BC. Aris & Phillips Ltd. (19936)
- George Grote, A History of Greece: Part II
- Moses Finley, Thucydides – History of the Peloponnesian War (İngilizce çeviri Rex Warner). Penguin
- D. Fehling, Herodotus and His "Sources": Citation, Invention, and Narrative Art
- A. R. Burn, Persia and the Greeks in The Cambridge History of Iran, Volume 2: The Median and Achaemenid Periods, Ilya Gershevitch, ed. Cambridge University Press. (1985)
- J. A. R. Munro, Cambridge Ancient History vol. IV (1929)
- D. W. Engels, Alexander the Great and the Logistics of the Macedonian Army Berkeley/Los Angeles/London
- F. Maurice, The size of the army of Xerxes in the invasion of Greece 480 BC. Journal of Hellenic Studies (1930)
- Barry S. Strauss, The Battle of Salamis: The Naval Encounter That Saved Greece—and Western Civilization New York: Simon and Schuster (2004)
- Hans Delbrück, History of the Art of War. University of Nebraska Press. Reprint (1920)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi MO 480 479 yillarinda Akamenid Imparatorlugu Pers Imparatorlugu Krali I Serhas in Yunanistan i istila icin giristigi ikinci Pers seferdir Yunan Pers Savaslari nin ikinci bolumu olarak kabul edilir Istila I Darius un MO 492 490 yillarinda giristigi ve Maraton Muharebesi ndeki Pers yenilgisiyle sona eren ilk istila gisiminin bir yenilenmesiydi Hazirliklari I Darius tarafindan baslatilan bu sefer olumu uzerine tahta gecen oglu I Serhas tarafindan devam ettirildi Serhas bu hazirliklarin sonunda guclu bir kara ordusu ile donanma vucuda getirmistir Atina ve Sparta liderliginde 70 kadar Grek kent devleti Pers istilasina karsi gucbirligi icinde koymak uzere bir ittifak olusturdular Ancak Yunanistan daki bircok kent devleti ya tarafsiz kaldi ya da Serhas a boyun egdi Yunanistan a Ikinci Pers SaldirisiYunan Pers SavaslariPers Seferi nin ilk evresini gosterir krokiTarihMO 480 479BolgeTrakya Teselya Boeotia Attika SonucPers Seferi nin basarisizlikla sonuclanmasiTaraflarAtina ve Sparta liderliginde Yunan kent devletleriAkamenid ImparatorluguKomutanlar ve liderlerI Leonidas olu Themistokles PausaniasI Serhas olu olu Yunanistan a yonelen Pers istilasi MO 480 yilinin bahar aylarinda Pers Ordusu nun Canakkale Bogazi ni yuzer kopruler uzerinden asmasi Trakya ve Makedonya yi gecerek Teselya ya girmesiyle baslamistir Pers Ordusu nun ilerlemesi Maraton Ovasi nda Sparta Krali I Leonidas komutasindaki kucuk bir Grek kuvvetince kisa sure icin durdurulmustur Ayni gunlerde Grek Ittifaki nin olusturdugu bir donanma ise nda Pers Donanmasi ni karsilamistir Thermopylae Muharebesi nde Grekler iki gun boyunca Pers Ordusu nu durdurmayi basardi Ancak bir dag gecidini kullanan guclu bir Pers birligi geri hatlarina sarkinca esas kuvvetler artci birakarak geri cekilmek zorunda kaldilar Kral Leonidas ve artci birlik burada tumuyle imha edilmistir Grek Donanmasi da iki gun boyunca durumunu korudu Bu arada girisilen Artemision Deniz Muharebesi iki tarafa da kesin bir galibiyet saglamadiysa da Grek Donanmasi nin kayiplari agirdi Dahasi Thermopylae deki yenilgi haberi alindi Bunun uzerine donanma Artemision dan ne cekilmistir Teermopylae Gecidi nden ilerleyen Pers Ordusu tum Boeotia ve Attika yi istila etmistir Ardindan tahliye edilmis olan Atina alindi ve yakildi Mora Yarimadasi na cekilen Grek Ittifaki birlikleri dar Korint Kistagi ni tahkim ederek savunma durumu aldilar Istilanin bu asamasinda her iki taraf da savasin gidisatini kesin bicimde degistirecek bir deniz zaferine bel baglamistir Atinali general Themistokles Pers Donanmasi ni uyguladigi bir savas hilesiyle dar Salamis Bogazi na cekmeyi basardi Cok sayidaki Pers savas gemisi burada gerceklesen Salamis Deniz Muharebesi nde duzenini yitirdi ve Grek ittifaki Donanmasi karsisinda agir bir yenilgiye ugradi Salamis te donanmanin kaybedilmesi Yunanistan in istilasi umutlarini da yok etmistir Ote yandan Canakkale Bogazi ndaki yuzer koprulerin bir deniz saldirisiyla imha edileceginden endise duyan Serhas Ordu nun buyuk bolumuyle Anadolu ya cekilmistir Geride Yunanistan in istilasini tamamlamak icin General emrinde seckin birliklerden olusan bir ordu birakmistir Bir sonraki yilin baharinda Grek ittifaki nca olusturulan guclu bir ordu Mardonius kuvvetlerini imha etmek icin kuzeye dogru yuruyuse gecirildi Platea Muharebesi nde Pers kuvvetleri agir bir yenilgiye ugradilar ve catismalarda General Mardonius olduruldu Ayni gun Ege Denizi nde Grek Ittifaki Donanmasi Pers Donanmasi ndan geriye kalanlari ve bir Pers ordusunu Mycale Muharebesi nde imha etmistir Bu son iki yenilgi Pers Imparatorlugu nun Yunanistan i istila girisimleri icin kesin bir son olmustur Ote yandan Ege Denizi deki Pers hakimiyeti de sona ermistir Artik Grekler taarruz eden tarafti ve Pers gucunu Avrupa dan Ege Adalari ndan ve Iyonya dan surup attilar Yunan Pers Savaslari boylece MO 479 yilinda sona ermis oldu Antik kaynaklarGrek Pers Savaslari uzerine birinci el kaynaklarin hemen hemen tumu Grek kaynaklaridir Pers tarihcilerin calismalarindan hicbiri gunumuze ulasmadi Bunun sonucu olarak gerek Grek Pers Savaslari gerekse de Persler konusundaki bilgilerimizin az cok tarafli oldugunu kabul etmek gerekecektir Yunan Pers Savaslari konusunda birincil kaynak Grek tarihci Herodot tur Tarihin babasi olarak bilinen Herodot Onasya daki o zaman icin Pers hakimiyetinde olan Halikarnas da MO 484 yilinda dogmustur Herodot Historia adli calismasini MO 440 430 yillari arasinda yazmistir Bu calismasinda Grek Pers Savaslari ni anlatmistir Soz konusu savaslarin MO 450 yilinda sona erdigi dusunulurse Herodot un bu calismasi konu aldigi olaylarla cagdas sayilir Herodot un tarzi tumuyle oykulestirme tarziydi ve en azindan bati toplumlari acisindan taninan bir tarih anlatimi olarak gorulmektedir Herodot un olaylari tanrilarin istek ve kaprislerine kisilerin iddialarina dayanmadan diger yandan olaylarin tarihsel degerlerini nispeten objektif vermesi bir tarihci icin aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir Herodot tan sonraki gibi bazi tarihciler her ne kadar onun tarzini izlemislerse de elestirmekten geri kalmamislardir Bununla birlikte Tukididis kendi tarih calismasini Herodot un biraktigi yerden Sestos Kusatmasi ndan baslatmayi secmistir Muhtemelen Herodot un calismasinin duzeltilmeye ya da yeniden yazilmaya gerek duymayacak kadar dogru oldugunu dusunmustu Ornegin Plutarkhos da Herodot u bir denemesinde yeterince Yunan yanlisi olmamakla suclayarak elestirmis barbarperver olarak tanimlamistir Ronesans Avrupa sinda cok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkinda olumsuz bir yargi surmustu Ancak 19 yuzyila gelindiginde bir kisim arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot un degeri kabul edilir olmustur Gunumuz yaygin gorusu Herodot un calismasinin son derece degerli bir tarih kaydi oldugu yonundedir Bununla birlikte ozellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdigi ayrintilarin yer yer kuskuyla karsilanmasi da soz konusu olmaktadir Ote yandan halen bircok tarihci Herodot un anlatiminin Pers karsiti bir egilimde olduguna ve olaylarin dramatik bir etki yaratmak amaciyla abartilmis ya da suslenmis oldugu kanisindadir Grek asilli Sicilyali tarihci Diodorus MO 1 yuzyilda kaleme aldigi ve Tarih Kitapligi adinin verdigi calismasinda daha eski bir Grek tarihci olan tan kismen yararlanarak Yunan Pers Savaslari yla ilgili olarak bazi bilgiler vermektedir Bu bilgiler Herodot unkilerle tamamen uyumludur Yunan Pers Savaslari Plutarkhos gibi bazi antik tarihciler ve Eshilos gibi oyun yazarlarinin dolayli anlatimlari tarafindan kuskusuz daha az detay verilerek anlatilmistir Yilanli Sutun gibi bazi arkeolojik belgeler de Herodot un anlatiminin desteklemektedir Yakin gecmisYunan kent devletlerinden Atina ve Eretria Iyon kent devletlerinin Pers hakimiyetine karsi MO 499 494 yillari arasida gerceklesen ve basarisizlikla sonuclanan ayaklanmasini askeri olarak desteklemislerdi Bu tarihlerde Pers Imparatorlugu hakimiyet alanini cok hizli genisleten bir imparatorluktu Medler i yiktiklari MO 550 nin ardindan Lidya Kralligi nin topraklarini ele gecirdikten sonra topraklarini kuzeyde Hazar Denizi ne doguda Hindistan a kadar genisletmisti Kisa sure sonra MO 538 de Babil Imparatorlugu nu yikarak Mezopotamya yi ve tum Levant i MO 525 yilinda da Misir i istila etmistir Bu noktaya gelindiginde hakimiyeti altina aldigi topraklardaki halklar halen ayaklanma egilimi icindeydiler Ote yandan Imparator I Darius tahti pek de mesru olmayan yoldan ele gecirmisti dahasi hukumdarliginin buyuk bir bolumunde ayaklanan tebasini bastirmakla gecirdi Iyon Ayaklanmasi da imparatorlugun butunlugu icin bir tehdit olmustu ve disaridan da desteklenmesi gelecekte yenilenebilecegi yonunde endiseler uyandiriyordu Bu cercevede Atina ve Eretria nin caydirici bir sekilde cezalandirilmasi gerekiyordu Ote yandan Serhas Imparatorluk un sinirlarini Avrupa ya dogru genisletmek istemektedir Antik Yunan dunyasinin siyasi bir birlige sahip olmamasi da I Darius un isini kolaylastiracak gibi gorunuyordu Yunanistan in kara yaklasimlari uzerine bir hazirlik seferi duzenlemeye karar veren I Darius MO 492 yilinda damadi komutasinda bir ordu ve donanmayi Trakya ve Makedonya ya gondermistir Bu seferle Trakya yeniden Pers Imparatorlugu topraklarina dahil edildi ve un Makedonya Kralligi i Pers Sarayi na bagli bir krallik haline getirdi Ancak daha sonra ugranilan bir deniz felaketi seferin ana hedefi olan Yunanistan a ulasamadan sona erdirilmesini zorunlu kilmistir Yunanistan a yonelik olarak da I Darius MO 491 yilinda Grek kent devletlerine elciler gondererek sembolik olarak itaatlerini ifade eden su ve ekmek talep etmistir Bir yil once Trakya ve Makedonya da Pers Imparatorlugu nun ortaya koydugu gucten etkilenen bircok Grek kent devleti bu talebe olumlu karsilik vermistir Ancak Atina elcileri once yargiladi sonra idam etti Sparta ya giden elciler ise derin bir cukura atilarak oldurulduler Her iki Grek kent devletinin bu turumlari Pers Imparatorlugu na acikca savas ilan etmekti Bunun uzerine I Darius Sard Satrap i Artaphernes in oglu olan Artaphernes ve Med Generali i bir orduyu donanmayla birlikte Ege Denizi ne gonderdi Bu gorev kuvveti once Naksa ya ardindan da Kiklad Adalari nin diger kentlerine boyun egdirecektir daha sonra da Yunanistan in istilasina girisecektir Naksa yi kusatan Pers ordusu kisa sure icinde kenti dusurdu yagmaladi ve atese verdi Kiklad kentlerine de boyun egdirildikten sonra Pers Donanmasi Yunanistan a yonelmistir Maraton Koyunda karaya cikan Pers ordusu Maraton Muharebesi nde Atina ordusu karsinda agir bir yenilgiye ugradi Maraton yenilgisi seferin de sonunu getirmis oldu ve Pers Ordusu Yunanistan dan geri cekildi Kisa sure sonra Darius yeni bir ordu ve donanma hazirlamaya giristi Ancak MO 486 yilinda Misir da bir ayaklanma baslamistir Bunun uzerine Yunanistan Seferi belirsiz bir sure icin ertelendi Misir daki ayaklanmayi bastirma girisimi hazirliklari sirasinda I Darius olunce yerine oglu I Serhas tahta gecmistir Serhas Misir Ayaklanmasi ni bastirdiktan sonra Yunanistan Seferi nin hazirliklarina babasinin kaldigi yerden baslamistir MO 5 yuzyilda Dogu Akdeniz de savaslarKara savaslari Grek Pers Savaslari nda her iki taraf da esas olarak mizrakli piyade birlikleri ve hafif okcu sinifina dayanan kuvvetler kullandilar Grek kuvvetleri esas olarak agir piyade kullanirken Pers ordusunda hafif piyade birlikleri agirliktaydi Pers kuvvetleri Pers on hat piyadesi Pers ordusu Imparatorlugun genis topraklarindan ve farkli toplumlardan gelen unsurlardan olusmaktaydi Yine de Herodot a gore ordunun genelinde en azindan silahlarda ve savas tarzinda bir tek tiplilik ve uyumluluk vardir Bunlarin bir kismi Imparatoluk tebasindan askeri yukumluklere bagli olarak toplanan askerlerdir Bir kismi ise muttefik kralliklardan gelen birlikler ve kiralanan parali askerlerdir Bu birlikler iyi egitimli Pers Med piyade ve suvari teskilleriyle desteklenirdi Bunlar Imparatorluk un duzenli birlikleridir Bu unsurlar kendi donanim ve silahlariyla orduya katilir kendi tarzlarinda savasirlardi Profesyonel askerlerden olusan duzenli birlikler Olumsuzler gibi tek tip donanima sahiptiler Gocebe topluluklardan ok yay mizrak gibi hafif silahli askerler muharebeye girmeyen isci taburlari esler cariyeler ve koleler Pers askeri garnizonlarinda ve kamplarinda hep gorulen kalabaliklari olustururlar Birlikler cogunlukla yay ok kisa mizrak kilic ya da balta ile silahlanmis olup hasir bir kalkan tasiyorlardi Askerler deri bir gogus zirhi kusanmislardir Fakat yuksek siniftan kisiler daha iyi korumali olarak metal gogus zirhi kullanmaktaydilar Pers ordusu basta kitlesel ok atisiyla dusmanlarini yipratmak ardindan sonuc alici darbeyi indirmek icin mizrak ve kiliclarla gogus goguse catismaya girmek seklinde bir savas tarzi izliyorlardi Pers piyade olusumlarinin sparabara olarak adlandirilan ilk hatti ok ve yay tasimaz daha buyuk hasir kalkan ve daha uzun 2 metreye yakin bir mizrak tasirlardi Pers ordusunun bel kemigini olusturan bu olusum on hatta bir kalkan duvari olusturarak diger birlikleri karsi tarafin ok atislarindan korumaktaydi Fakat asil islevleri dusman la ilk gogus goguse catismaya girecek olan birlikler olmalaridir Pers suvarisi ise cogunlukla okcu suvariden olusan hafif suvariydi Yaya birlikler gibi atli birlikler de Imparatorlugun degisik bolgelerinden gelen farkli donatilmis unsurlardan olusmaktadir Hint atli birliklerin bir kismi at ya da yaban esegi kosulmus savas arabalaridir Libyali suvarinin tumu de savas arabalari uzerinde savasir Arap birliklerinde at yerine deve kullanilir suvarisi ise hance tasimakla birlikte esas silahlari kementtir Grek kuvvetleri Grek askerleriBirMakedonya tipi falanks Grek kent devletleri arasindaki savas tarzi esas olarak okcularla ve sapancilarla desteklenen hoplitlerin falanks duzenine dayanmaktadir En azindan MO 650 ye kadar uzanan bir donem icin boyledir Soz konusu tarih bir Grek seramiginin tarihlendirilmesine dayanmaktadir Hoplitler agir piyade olarak uygulamada bu sekilde savasabilmek icin gereken techizati saglayabilecek olanaklari olan orta sinif halktan olusurdu Atinalilar bu sinifa zeugites adini vermistir Zeugites kentin ciftci tuccar ve esnaf gibi ozgur vatandaslaridir Bu insanlar cogu kez tepeler arasindaki tek bir vadiden daha fazlasi olmayan kent arazisindeki kendi paylarini korumak ugruna guclu bir birlik duygusu icindedirler Bu siniftan esasen mulk sahibi her yetiskin erkek vatandas kendi techizatini kendi saglayarak kentin ordusunda hizmet vermekle yukumludur Bu adamlar orduda piyade olarak hizmet vermek zorundadirlar Cunku zaten sinirli olan kent topraklarinda at besleyecek kadar otlak ayirmak olanaksizdir Dolayisiyla Grek kent devletlerinin ordularinda suvari teskili yoktur Hoplitlerin silahlari omuzdan kalcaya kadar inen bir gogus zirhi ki genellikle gogus kismi deri uzeri bronzdur karnin alt kismini koruyan genis bir kemer dizlikler alindan burun ucuna kadar uzanan dar bir koprusu olan bronz tolga aspis ya da hoplon adi verilen buyuk yuvarlak ve disbukey demirle guclendirilmis ahsap bir kalkandan olusurdu Hoplitlerin esas silahlari ise dori adini verdikleri uzun kargidir Bu mizrak Pers askerlerindeki mizraklardan onemli olcude uzundur Ayrica xiphos adi verilen iki yani keskin demir bir kilic tasirlardi Agir zirh ve uzun bir mizrak gogus goguse mucadelede Greklere onemli bir ustunluk ve uzun menzilli silahlara karsi ciddi bir koruma saglamaktadir Bu tarz silahlarin silah ve diger donanim anlaminda benzerleri donemin baska ordularinda da rahatlikla gorulebilmektedir Esasen hoplit genis bir cografyada bilinen bir agir piyadeden fazlasi degildir Grek ordusunun asil gucunu olusturan hoplit degil hoplitlerin bir arada ve belirli bir duzende muharebe etmesi olan falanks tertiplenmesidir Aslinda bu tarz muharebe gelenegi Mezopotamya kaynaklidir Falanksin en basarili yonu muharebe alaninda kent devletinin savascilari arasinda cok guclu bir dayanisma saglamasiydi Bir olcude bu dayanismanin sonucu olarak savasta atilganlik ve cesaret kolektif bir ruh haline geliyordu Falanks silahlarinin donuk oldugu keskin kenari yonunde agir ilerleyen ama karsi konulmasi oldukca zor bir askeri guctur Genellikle ve standart olarak 8 hat derinlikle olusturulan ve her hat digerlerine olabildigince yakin duran falanks bu haliyle insanlardan olussa da adeta kati bir kutledir Falanksin ilk uc hatti uzun kargilari ileri dogru yatay uzatirlar Boylece bu uc hattin kargilari en ondeki hattin da ilerisine uzatilmis olur Gerideki hatlardaki askerler ise kargilarini yukari dogru dik fakat hazirda tutarlar Falanksin ozellikle on hattinda yer alan hoplitlerin kalkanlari vucudlarini kismen orter kismen acik kalan sag taraf ise sag yanlarindaki hoplitin kalkani ardina cokilerek ortulur Bu zorunluluk falanksi daha da siki hale getirir cunku hicbir asker sagindakinden fazla uzaklasmak istemez Falanks saldirisi agir silahlar yuzunden yavas sayilabilecek bir ileri kosuyla baslar Bu arada moral guc icin savas cigliklari atarlar Karsidaki guc falanks olsun olmasin carpisma siddetlidir Her hoplit kargisini karsi taraftaki bir askere zirhin korumadigi bir nokta secip saplamak amacindadir Eger karsi tarafin kalkan duvari yarilirsa bu kez kargilar birakilarak catismaya kilicla devam edilir ve zirh olmayan bir tarafa sik sik bacak ve kollara darbe savrulmaya calisilir Daha yoksul vatandaslar yani mulksuzler orduya daha hafif techizatla katilmak durumundadirlar Peltast ve Psiloi adi verilen hafif piyade unsurlari da Grek kuvvetlerinin bir bolumunu olusturmaktadir Bu olusumlarin Grek ordularinda onemi ve yeri giderek artmistir Ornegin Platea Muharebesi ne ordunun yaridan fazlasi psiloi unsurlardan olusuyordu Zirh tolga ve guclu bir kalkan alacak maddi olanaklari olmayan yoksul kesimden yetiskin erkekler savaslara bu sekilde silahlanarak katilabiliyorlardi Deniz savasi Bir trireme filosunun temsili resmiGunumuzde aslina uygun insa edilmis bir baska trireme MO 5 yuzyilda Akdeniz de deniz savaslarinda kullanilan en geliskin savas gemileri triremelerdir Uzunluklari 36 40 metre genislikleri ise 6 metre olan bu gemiler uc sira kurekci takimina sahiptir Uygun ruzgar oldugunda toplam alani 175 metrekareyi bulan yelken takimiyla hareket edebilirlerdi Ancak yeterli ruzgar olmadiginda kurekci takimiyla hareket edilmektedir Ancak muharebelerde gereken manevralari yapabilmek icin mutlaka kurekci takimina dayanmak zorundadirlar Bu gemilerde 170 i kurekci olmak uzere 200 murettebat istihdam edilmektedir Denizci olarak kaptanin disinda en onemli eleman dumencidir Kicta iki dumenle gemiye yon verirdi ve usta bir dumencinin savastaki basarida onemli payi olurdu Yunan Pers Savaslari doneminde Grek triremeleri 10 savasci ve 4 okcu bulundurmaktadir Pers triremelerinde ise 40 savasci ve okcu olurdu Sadece bu unsurlardan otuz kadari ve gemi kaptani Persdir cogu kez kalani Saka savascilaridir Gemiler kurekciler ve diger savascilar bagimli devletler tarafindan saglanmaktadir Silahli adamlarin Pers ve Saka olmasi ozellikle Grekce konusan murettebatin muharebede taraf degistirmesini onlerdi Grek Donanmasi nda ise tum gemiler kurekciler ve savascilar Grektir O donemde Akdeniz de temel deniz muharebesi taktikleri gemilerin pruvasinda bulunan ve geminin pruvasindan 2 metreden biraz fazla ileri uzanan uc yani keskinmahmuzu kullanarak dusman gemisini mahmuzlayarak batirmakti Eger bu mumkun olmazsa trireme dusman gemisine olabildigince yakin gecis yapmaya ve bir taraftaki kurekleri kirarak gemiyi manevra yapmaz hale getirmeye calisirdi Bir baska manevra da dusman gemisine bordalayarak asker cikarmakti Bu kez dusman gemisi guvertesinde kiyasiya bir catisma yasanirdi ki bu herhangi bir kara catismasiyla hemen hemen ayni sartlarda olurdu Her iki tarafin savas gemilerinde bu tur olasi bir catisma icin asker bulunmaktadir Grek Ittifaki Donanmasi nda tam silahli hoplitler Pers Donanmasi nda ise hafif piyadeler Bordalamakta amac dogal olarak dusman gemisini ele gecirmektir Her iki taraf icin de murettebat manevrada usta ise mahmuzlamayi yeterince usta degilse bordalamayi tercih etmek gerekecektir MO 6 yuzyil oncesinde mahmuzlu savas gemileri olduguna iliskin herhangi bir kanit gunumuze ulasmis degildir Mahmuzlu savas gemilerine dair ilk kanit MO 6 yuzyil ortalarina denk gelen Herodot un kaydidir Mahmuz dusman gemisinin bordasini parcalayabilmesi icin tunc kaplamayla saglamlastirilirdi Bu yuzden geminin en pahaliya mal olan bolumudur Mahmuzlu gemiler her seyden once carpismanin darbe etkisine dayanacak kadar guclu insa edilmeliydiler Dahasi mahmuz icin gereken tunc hem oldukca pahalidir hem de tek parca halinde dokulen bu kisimn icin uzman dokumculere gerek duyulacaktir Mahmuzlama oldukca ustalik gerektiren bir manevradir Mahmuzlama dogru yonde yapilmali ve uygun vurus durumuna kadar olabilecek en yuksek hizda ilerlemelidir Bu hizin saatte 9 10 deniz mili oldugu hesaplanmaktadir Bu anda kurekcilere emir verilir ve mahmuzlama hizina dusulur Bu mahmuzlama hizi iyi belirlenmeli etkili bir vurus yapmaya yeterli oldugu gibi darbeden sonra dusman gemisinden kurtulmayi saglayacak bir hiz olmalidir Aksi takdirde dusman gemisine takilinip kalinirdi Bu durum ise her iki geminin de ayni kaderi paylasmasina yol acacaktir Bu nedenle mahmuzlamanin hemen ardindan kurekcilere verilen emirle geriye kurek cekilirdi Daha deneyimli donanmalar diekplous olarak adlandirilan bir manevra uygulamaya baslamislardi Bu manevrada dusman hatti bir kesimde guc yigilarak yarilmaya calisilir boylece dusman gemilerine geriden saldirilirdi Bu arada dusman gemileri hattindaki bosluklara suzulup onlara yandan saldirmayi esas almaktadir Pers donanasi agirlikli olarak Fenike Misir ve Kibris gemilerinden olusmaktadir Pers Imparatorlugu nun diger sahil bolgeleri savasin gidisati boyunca gemi olarak katkida bulunacaktir TaraflarPers Hazirliklar ve toplanma Yunanistan in istilasi hazirliklari uzun soluklu bir planlama ve genis capli hazirliklar gerektirmektedir Istila guzergahi uzerindeki muazzam istihkam calismalari da onceden planlanmistir Serhas ordusunu Canakkale Bogazi ndan toplam 600 tekne kullanilarak yapilan iki yuzer kopruden karsiya gecirmeyi donanmayi da Aynoroz Yarimadasi i dolastirmadan kazdiracagi bir kanaldan gecirmeyi hesaplamistir Herodot un yaklasik olarak 2 2 km uzunlugunda oldugunu belirttigi kistak kesiminde kazi calismalari da baslatilmisti Yarimadayi dolasmaktan kacinilmak isteniyordu cunku bir Pers donanmasi General Marsinous un seferi sirasinda MO 492 de burada bir firtinaya yakalanmis hemen hemen tumuyle elden cikmisti Her iki istihkam projesi de gunumuz devletlerini bile zorlayacak projelerdir Ancak Misir dan baska Babil de de bir ayaklanma cikmasi seferi bir yil kadar geciktirmistir Bu iki ayaklanma da Grek dunyasi icin buyuk bir sans olarak gorulebilir Bu sayede Pers seferi gecikmistir ve Atina MO 486 yilinda bolgesinde bulunan yeni genis bir gumus yatagindan guclu bir donanma insa edebilmek icin yararlanacak zamani bulmustur Themistokles bu madenin Atina nin tum Grek kent devletleri icinde en guclu donanmaya sahip olmasi yonunde kullanilmasi icin Atinalilari ikna etmistir Onceki karar gumus madeninin gelirinin tum Atinali ozgur vatandaslara esit olarak dagitilmasiydi Themistokles in cabalariyla olusturulan bu Donanmanin Aegina Donanmasi na karsi kullanilmasi dusunuluyordu Aegina Donanmasi o tarihlerde Atina Donanmasi ndan daha guclu bir donanmaydi Ancak sonucta Pers Donanmasi na Artemision da karsi koymak ve Salamis te yenilgiye ugratmak icin kullanildi Bu gumus madeninden yararlanilarak Atina Donanmasi 200 triremeden olusan bir deniz gucu haline getirilmistir Sonunda kabaca dort yili alan hazirliklar tamamlandi ayaklanmaalar bastirildi ve Serhas in birlikleri toplama noktalarina intikal etmeye basladi Herodot Serhas in ordusunun 46 etnik gruptan olustugunu yazmaktadir Pers Ordusu MO 481 yilinin yaz ve sonbahar aylarinda Anadolu da toplanmistir Dogu satrapliklarindan gelen ordular Kapadokya da Kritala da toplanmis ve Serhas komutasinda MO 481 482 kisini gecirecegi satraplik baskenti Sard a goturulmustur Tum ordunun toplanma yeri olarak burasi secilmisti Kritala muhtemelen Nigde Ovasi ndaki Tyana antik kenti yakinlarindadir Serhas Sard dan Atina ve Sparta haric tum Yunan kent devletlerine toprak ve su istegiyle elciler gondermistir Zaten ordu Sard da toplanmisti ve bu Yunanistan i istila niyetini acikca ortaya koyuyordu Ilkbahar baslarinda yuruyuse gecen ordu bati satrapliklarindan gelen ordularla birleserek Abidos uzerine ilerledi Ordunun Canakkale Bogazi uzerinden karsiya gecmesinde kullanilacak yuzer kopruler toplam 670 teknenin birbirine baglanmasiyla olusturulmustur Gemiler akintiya dik olarak birbirine baglanmis yine de akintiya karsi cok buyuk demirler denize atilmistir Gemilerden olusan bu kopru uzerlerine kalaslar uzatilip kenetlenmis daha sonra tahta bir taban dosenmistir Bu tahta taban uzerine toprak atilmistir Son olarak da iki yana hayvanlarin denizden urkmesini onlemek icin korkuluklar yapilmistir Koprulerin uc yerinde gemilerin gecebilmesi icin aciklik vardir Yuzer kopruler uzerinden asker ve malzeme sevkiyati yapilirken bu acikliklar muhtemelen cekilen halatlar yardimiyla kapatiliyordu Kuvvetler Ordu Serhas in topladigi ordunun mevcudu bitmez tukenmez tartismalara konu olmustur Gercekten de antik kaynaklarda bu konuda verilen rakamlar kusku duyulacak denli buyuk bir rakamlardir Herodot sefere katilan asker sayisini 2 5 milyon olarak vermektedir Bu rakama denk sayida yardimci unsurlar da orduya katilmistir Cagdas sayilabilecek ozan Simonides dort milyon Pers kayitlarina dayanarak yardimci unsurlar haric olmak uzere 800 bin rakamlarini vermektedir Herodot un Pers Imparatorlugu resmi kayitlarina dayanarak bu rakami verdigi one surulmustur Ancak gunumuz tarihcileri Pers askeri sistemi ve lojistik kapasitesi hakkindaki bilgilerine dayanarak bu rakamlari kuskuyla karsilamakadir Bu capta bir ordunun seferin guzergahi boyunca ikmalinin saglanmasinin olanaksiz oldugu gorusu vardir Ayrica Yunanistan topraklarinin yagmalansa dahi bu sayida askeri besleyebilecegine kuskuyla bakilmaktadir Bu gibi nedenlerle gunumuz tarihci ve arastirmacilari antik kaynaklarda verilen rakamlarin bir hesaplama hatasina dayandigi ya da Grek zaferini abartmaya yonelik oldugu gorusundedir Cok tartisilan bu konuda gunumuz uzlasmasi Pers Ordusu nda 300 500 bin asker oldugu yonundedir Gercekte ordunun mevcudu ne olursa olsun I Serhas in basarili bir seferi garanti altina almak icin cok buyuk bir kara ordusu ile donanma hazirladigi aciktir Ancak bu ordunun buyuk bir bolumu aclik ve hastaliktan oldugu Asya ya donmeyi basaramadigi da bilinmektedir Herodot Pers Ordusu nun Doriskos da durdurularak Serhas tarafindan teftis edildigini bu arada birliklerin mevcudunun yeniden tespit edildigini yazmaktadir Destek personelini hesaplamak icin rakamin iki katini alir ve tum ordunun mevcudunu 5 283 200 kisi olarak verir Diger antik kaynaklar da buna yakin rakamlar vermektedir Klasik Yunanistan konusunda parlak calismalari olan 19 yuzyil Ingiliz tarihci bu denli buyuk rakamlari kabul etmenin kesinlikle imkansiz oldugunu ileri surmektedir Grote nin bu gorusunun dayandigi ana arguman her ne kadar detayli bir analiz ortaya koymuyorsa da ordunun ikmal konusudur Herodot un verdigi rakami butunuyle redetmemekle birlikte uc yillik erzak storklamalarini gosteren titiz kayitlari incelenistir Fakat bu arada antik kaynaklardaki celiskilere dikkat cekmistir Pers Ordusu ikmali konusunda en buyuk sorun su ikmali olarak ortaya cikmaktadir Bu konuyu ilk ortaya atan bir Ingiliz generali olan Sir Frederick Maurice dir Maurice Yunanistan daki herhangi bir bolgede nehirlerin ancak 200 bin kisinin ve 70 bin hayvanin su ihtiyacina cevap verebilecegini ileri surmustur Daha sonra Herodot un Pers terimleriyle calisirken bir sifir hatasi ile boylesi buyuk ve abartili bir rakama ulastigini ileri surmustur Diger arastirmacilar antik dunyanin destekleyebilecegi ikmal sistemlerine dayanarak Pers Ordusu nda 100 bin ya da daha az asker olabilecegini hesaplamislardir Herodot Pers ordusunun temel teskillerinden biri olan baivabaram komutanlarindan 29 unun adlarini vermistir Bu teskiller kabaca 10 bin kisilik birliklerdir Herodot un cevirisini yapan Reginald Walter Macan ve tarihci J A R Munro bu yoldan hareketle Pers Ordusu mevcudu icin yaklasik 300 bin rakamini onermistir Konuyla ilgili baska oneriler 250 bin ile 700 bin arasinda degismektedir Donanma Bir pentekontera cizimiBir Grek triremesi Pers Ordusu nun mevcudu konusu kadar olmasa bile Pers Donanmasi ndaki gemi sayisi da farkli goruslere konu olmustur Herodot a gore Pers Donanmasi nda 1 207 trireme ve 3 bin kadar nakliye ve destek gemisi vardir Bunlarin bir kismi bir tur kadirga olan lardir Pantekonteralar iki yanda tek sirali olarak toplam 50 kurekci tarafindan hareket ettirilen gemilerdi Herodot Pers triremelerinin ayrintili bir dokumunu de vermistir Herodot un verdigi bu sayi Salamis Deniz Muharebesi ne katilan Pers Donanmasi ndaki gemi sayisidir Daha once Egriboz Adasi aciklarindaki firtinalarda ve Artemision Deniz Muharebesi nde buyuk gemi kayiplari olmustur Firtinalarda ugranilan kayiplarin Trakya Yunanistan anakarasi ve adalarindan alinan gemilerle karsilandigini ileri surmektedir Bununla birlikte takviye olarak sadece 120 triremeden soz etmektedir Muharebelere katilmis olan Eshilos da bininin trireme 207 sinin daha hizli gemi olmak uzere 1 207 gemi ile savastiklarini yazmaktadir Diodorus ve Donanma da toplanma limani olan Dorikos tan ayrilirken 1 200 gemi oldugunu yazmaktadir Isokrates Dorikos icin 1 300 Salamis icin 1 200 ogrencisi 1 207 baslangictaki rakam olarak verir bin Platon bin ve daha fazla gibi rakamlar verir Bu rakamlar birbirine yakin rakamlardir ve 1 200 rakami makul kabul edilebilir Gunumuz tarihci ve arastirmacilarindan bazilari bu rakami kabul etmektedir Ancak Salamis Deniz Muharebesi ne daha dusuk sayida Pers gemisinin katildigi kabul edilir Yunan Pers Savaslari ile ilgili diger calismalar 1 207 rakamani Ilyada da Grek filosu icin verilen rakamlar karsilastirarak kabul edilir bulmazlar Pers Imparatorlugu nun Ege de harekete gecirebilecegi bir donanma mevcudunun 600 savas gemisinden daha fazla olamayacagi ileri surulur Grek tarafi Atina da Persler gibi MO 480 lerin ortalarindan itibaren savas icin hazirlaniyordu Bu hazirliklarin en onemli parcasi MO 482 yilinda yeni bir trireme filosu olusturmak icin karar alinmasiydi Bu filoyla ilgili kararin alinmasinda buyuk olcude Themistokles in payi olmustur Themistokles Perslerle savasmak icin guclu bir donanmanin gerektigi konusunda Atinalilari ikna etmistir Fakat Atina hem karada hem de denizde savasacak kadar genis insangucu kaynaklarina sahip degildi Bu yuzden diger Grek kent devletleriyle ittifak yapilmasi gerekiyordu Bu arada Serhas MO 481 yilinda Sparta ve Atina haric diger Grek kent develtlerine Sard dan elciler gondererek bir kez daha boyun egmelerini istemistir Yunanistan in kuzey kesimindeki pek cok kent devleti Pers topraklarina daha yakin olmalarinin verdigi endiseyle bu istegi kabul etmistir Bu girisim Yunanistan in guney kesiminde ters bir etki yaratti ve yetmis kadar kent devleti Atina ve Sparta etrafinda bir birlik olusturmaya basladi Grek ittifaki Korint te MO 481 yilinda kent devletleri delegeleri arasinda bir kongre toplandi ve bu konferansla Grek kent devletleri arasinda bir ittifak olusturulmaya baslandi Bu Grek kent devletlerinin sayisinin 31 oldugunu Yilanli Sutun a kazinmis olmasindan anlamaktayiz Bu ittifaktin yardim istemek icin kent devletlerine elciler gondermek ve fikir birligi olusmasi halinde uye kent devletlerinden savunma noktalarina kuvvet gonderme yetkisi vardir Herodot bu ittifak icin belirli bir adlandirma vermemistir Kongrede Atina ve Sparta lider konumdaydilar ama savunma stratejisinin belirlenmesinde katilan tum kent devletlerinin cikarlari goz onunde tutuldu Kongrenin ic isleyisi ve gorusmeler konusunda bugune ulasan bilgiler oldukca kisitlidir Ancak 700 Grek kent devletinden sadece 70 devletin kongreye delege gonderdigi bilinmektedir Yine de bu sayi dikkate degerdir cunku bircok kent devleti esasen birbirleriyle savas halindeydi Diger kent devletleri gidisatin ne yonde gelisecegine bakarak durumlarini belirlemek uzere tarafsiz kalmayi secmislerdir Tebai kongreye katilmamistir Bu kent devleti Pers kuvvetlerinin Yunanistan a ulasmasi durumunda onlara yardimci bile olacagindan kuskulanilan bir Grek unsuru olarak gorulmekteydi Yine de 400 Tebaili hoplit bu Grek ittifakina bagli kalarak silahlari ile birlikte Thermopylae de hazir bulunmustur En iyi bilinen Pers yanlisi kent Argos tu Ne var ki MO 494 yilinda Argos ordusu I Kleomenes komutasindaki Sparta ordusu tarafindan Sepeia Muharebesi nde bozguna ugratilip son askere kadar katledilince buyuk olcude gucsuz dusmustu Grek kuvvetleri Grek kent devletlerinin bir muazzaf ordusu yoktur buna gerek de duyulmamaktadir Kendi topraklarinda savastiklarindan gerektiginde bir ordu cikarirlardi Bu nedenle Perslerle savasin degisik donemlerinde degisik capta Grek birlikleri gorulur Dolayisiyla her muharebe ile ilgili calismalarda muharebeye katilan Grek birliklerinin mevcudu hep tartismalidir Trakya Makedonya ve Teselya MO 480 yaz Serhas Bogaz in sularinin kirbaclanmasina bizzat katilyor bir canlandirmadan Aynoroz daki kanalin ve Canakkale Bogazi ndaki koprulerin tamamlandigi haberi gelince ordu ilkbaharda Sard dan Abidos a yuruyuse gecirilmistir Pers ordusu Canakkale Bogazi kiyilarinda toplaninca Abidos tan Sestos a gunumuzde uzanan yuzer koprulerden Avrupa topraklarina gecirilmistir Ordu nun Canakkale Bogazi ni gecisi muhtemelen MO 480 yilinin Mart ayindadir Ancak ilk kopruler tamamlandiginda patlak veren bir firina iki kopruyu de kullanilmaz hale getirmistir Hiddete kapilan Serhas istihkamcilarin sefinin kafasini vurdurttu Adindan da Bogaz in sularina yine Serhas in emriyle 300 kirbac vurulmustur Ardindan yeniden insasina baslandi Pers Ordusu Gelibolu Yarimadasi ndan MO 480 yili Nisan ayinda Yunanistan uzerine ilerlemeye baslamistir Yuruyus hatti uzerinde bes ana ikmal merkezi kurulmustu Bunlar Canakkale Bogazi nin Trakya tarafinda Lefki Akti Bistonis Golu nde Tyrozis Doriskos Eretria ya yakin Eion ve gunumuz Selanik yakinlarindaki Therme dir Bu ikmal merkezlerine seferin hazirlik yillarinda erzak yigilmisti Imparatorlugun hakimiyeti altindaki her ulus icin doldurmakla yukumlu tutulduklari depolar belirlenmistir Ileri yuruyus Doriskos da Donanma nin gelmesi icin durdurulmustur Burada Serhas birliklerini yeniden tertiplemis etnik gruplar halindeki tertiplenmenin yerine taktik bir tertiplenis olusturmustur Pers Ordusu nun Canakkale Bogazi kiyilarindan Therme ye olan yaklasik 600 km yi yuruyusu kabaca uc ayi almisti Diger yanda Grek ittifak kongresi MO 480 yili baharinda bir kez daha toplanmistir Kongrede Teselya delegasyonu Pers Ordusu nun Olimpos Dagi ile arasinda yer alan Tapinak Vadisi nden gecmeyi secebilecegini ileri surerek bu gecidin tutulmasini onermistir Bu oneri kabul edildi ve 10 bin kisilik bir birlik Sparta Krali Euenetus ve Themistokles komutasinda gecide gonderildi Ancak gecide ulastiklarindan birkac gun sonra Makedonya Krali I Alexander dan habercileri kampa gelmistir Bu haberciler Pers Ordusu nun ve Donanmasi nin buyuklugunu anlatarak ayaklar altinda cignenmemelerini oradan ayrilmalarini tavsiye etmislerdir Bu arada Tapinak Vadisi nin Teselya ya ulasan tek yol olmadigi Makedonya nin tepelik bolgesinden gecen bir baska yol daha oldugu kesfedildi Bu durumda Pers ordusunun vadiyi hic kullanmadan Sarantoporo Gecidi uzerinden yuruyebilecegi Grek kuvvetlerinin gerisine sarkarak bu orduyu imha edecegi aciktir Bunun uzerine vadiyi tutmak icin gonderilen Grek kuvvetleri geri cekilmistir Kisa bir sure sonra da Pers Ordusu nun Canakkale Bogazi ni gectigi haberleri geldi Gecidin terk edilmesi Yunanistan in kuzeydogu kesimindeki bircok kent devleti gibi Teselya nin da Pers iradesine boyun egmeye birakilmasiydi Nitekim Tesalyalilar zorlama olmaksizin Serhas a boyun egdiler ve savas boyunca Pers ordusuna onemli hizmetlerde bulundular Bu noktada Themistokles ikili bir strateji ortaya koymustur Yunistan iclerine Boeotia Attika ve Pelopones e ilerlemek icin Pers Ordusu yine dar bir gecit olan Thermopylae Gecidi ni kullanmak zorundaydi Bu gecit Pers Ordusu nun cok buyuk sayi ustunlugune karsin az bir kuvvetle rahatlikla tutulabilirdi Bunun yani sira Perslerin Thermopylae yi denizden pas gecmesini Thermopylae nin gerisine asker cikarmasini onlemek icin Grek Ittifaki Donanmasi nin da ni tutmasi gerekmektedir Bu ikili strateji kongre tarafindan kabul edilmistir Diger yandan Pelopones kent devletlerinin birlikleri Themistokles in planindan cekilerek Korint Kistagi nda savunma yapmak uzere harekete gectiler Thermopylae ve Artemision MO 480 Agustos Bu arada Pers Ordusu nun Olimpos Dagi civarindaki gecitleri asarak Thermopylae uzerine yurumekte oldugu haberi ulasti Ancak hem Olimpiyat Oyunlari hem de Sparta nin zamaniydi ve her iki kutlamada savasmak kutsal degerlere buyuk saygisizlik kabul edilirdi Yine de Kral I Leonidas Yunanistan a yonelen tehdidin ciddiyetini goz onune alarak kraliyet muhafizlarindan 300 kisiyle birlikte harekete gecmistir Dogal olarak seckin bir birlik olan bu 300 savascinin yerine halen cocuk yasta olan acemi askerler kraliyet muhafizi olarak silah altina alindi Leonidas in 300 kisilik bu kuvveti Thermopylae yolunda Pelopones deki Sparta muttefiki olan kent devletlerinden cikartilan birliklerce takviye edildi Yol boyunca Mora disindaki diger kent devletlerinden de katilmalar oldu Bu birlesik kuvvet Thermopylae Gecidi ne girdi ve Fokidalilarin daha once gecidin en dar yerinde insa etmis olduklari savunma duvarini isgal ederek Pers Ordusu nun gelisini beklemeye basladi Pers Ordusu Thermopylae ye Agustos ayi ortalarinda ulasti Fakat Serhas hemen saldiriya gecmemis Grek kuvvetlerinin cozuleceklerini dusunerek uc gun beklemistir Ancak Grek kuvvetlerinin mucadelede kararli oldugunu anlayinca askerlerini taarruza gecmeye karar vermistir Savas alaninda ise Grek birliklerinin pozisyonu hoplitler icin neredeyse idealdi Bu hatta saldiran Pers birlikleri fazlasiyla zorlandilar Muharebenin ilk iki gunu boyunca Grek Ittifaki kuvvetleri Serhas saldirilari art arda yenilese de hatlarini basariyla savundular Ancak ikinci gunun sonunda yerel halktan Ephialtes adinda biri kendi halkina ihanet ederek bir dag yolunun varligini Perslere haber vermistir Bu dag yolu Thermopylae Gecidi nin disindan dolasiyor ve gerideki araziye cikiyordu Serhas bu yolu kullanarak savunmacilarin gerisine cikabilirdi Bunun uzerine Pers saray muhafizlarindan seckin bir birlik olan Olumsuzler den bir mufreze gonderildi Pers mufrezesi gece yuruyusuyle patikada ilerlerken Leonidas durumu haber almistir Kusatilacagini anlayan Kral Grek ittifaki kuvvetlerinin buyuk kismini geri gonderdi Emri altinda gecitte 300 Spartali 400 Tebaili 700 Thespiaeli ve diger unsurlardan birkac yuz kisiyi tuttu Amac birliklerin esas kismi guven icinde cekilirken artci olarak gecidi savunmakti Muharebenin ucuncu gununde Leonidas kuvvetleri duvardan cikislar yaparak ellerinden geldigi kadar cok Pers savascisini oldurmeye calistilar Ancak sonunda Kral Leonidas ve adamlari kusatildi tumuyle imha edildi ve Thermopylae Gecidi Pers Ordusu onunde acilmis oldu Thermopylae de savasilirken Artemision Bogazi nda da 271 triremeden olusan Grek Ittifaki Donanmasi da savunmadaydi Pers Donanmasi Artemision Bogazi na ulasmadan hemen once Magnesia aciklarinda bir firtinaya yakalanmis ve cok sayida gemi kaybetmistir Yine de muharebeye katilacak 800 un uzerinde savas gemileri vardir Artemision Muharebesi nin ilk gunu ayni zamanda Thermopylae Muharebesi nin de ilk gunuydu Persler en dayaniklilarindan secilmis 200 gemiyi bir mufreze olarak teskil ettiler ve Egriboz Adasi nin dogu kiyilari acigina gonderdiler Bu mufrezenin gorevi Egriboz un dogu sahilleri boyunca guneye yelken acip Egriboz Bogazi nin guney cikisinda Grek Donanmasi nin geri cekilmei ikmal ve takviye hattini kesmektir Bu arada Pers Donanmasi nin bolgede kalan kismi ile Grek Ittifaki Donanmasi ogleden sonranin gec saatlerinde catismaya girdiler Bu catismada Grek Donanmasi daha basarili gorunmustur ve 30 Pers gemisini ele gecirilmistir Ayni aksam yeni bir firtina Egriboz aciklarinda seyreden Pers Mufrezesi ni vurmus gemilerin tumunun kayaliklarda imha olmasina yol acmistir Muharebenin ikinci gunu aksamki firtina sayesinden geri cekilme hatlarinin artik guvende oldugu haberi Grek Ittifaki Donanmasi na ulasti Bunun uzerinde bulunduklari yerde kalmaya karar verilmistir Bu kalma karariyla bazi Kilikya gemilerine karsi vur kac taktigiyle saldirilar duzenlediler Bu gemiler ele gecirildi ya da batirildi Pers Komutanligi nin tepkisi sertti Ucuncu gun Pers Donanmasi tum gucuyle saldiriya gecmistir Siddetli catismalarla gecen gunun sonunda Grek Donanmasi durumunu korumayi basarmistir Ancak ciddi kayiplara katlanildi Oyle ki Atina Filosu nun yarisi kaybedilmisti Pers Donanmasi nin kayiplari da oransal olarak asagi yukari aynidir Ayni aksam Thermopylae de Kral I Leonidas ve yanindakilerin olduruldukleri ve gecidin Pers Ordusu onunde acilmis oldugu haberleri geldi Gunduzki catismalarda ciddi kayiplara ugranilmisti Diger yandan Artemision Bogazi ni tutmak icin artik bir neden kalmamisti Bu iki durum Donanma nin muharebe alanindan cekilme kararina yol acmistir Donanma Salamis Adasi na cekilmistir Salamis MO 480 Eylul Thermopylae Gecidi nin acilmasiyla Serhas in ordusu Boeotia ya girmistir Teslim olmayan iki kent Thespiae ve Plataea dusuruldu ve yagmalandi Buradan sonra Pers Ordusu Attika ya ilerleyecektir Atina da kalan nufusun tahliyesi Salamis e gelen Donanma nin da yardimiyla tamamlanmistir Boylece Atina Perslere terk edildi Bu arada Peloponesliler Korint Kistagi nda bir savunma hatti icin hazirliklara girismistir Attika nin guneyindeki Megara dan gelen yol imha edilirken Kistak ta bir savunma duvari insa edildi Akropolis i savunmak icin kalan az sayida Atinali kisa surede ihma edilmistir Ele gecirilen kent Serhas in emriyle atese verildi Sonucta Pers istilasi Yunanistan anakarasinin buyuk bir bolumunu ele gecirmis bulunmaktadir Ancak Serhas Greklerden boylesi bir direnme muhtemelen beklemiyordu Onun onceligi istilayi olabildigince kisa surede tamamlamakti Boylesi bir ordunun ikmalini uzun bir sure surdurebilmek olanaksizdir Diger yandan Thermopylae deneyimi iyi tertiplenmis bir Grek kuvvetine karsi cephe taarruznun sonucsuz kalacagini gostermisti Simdi de Grekler kistakta su ya da bu gucte bir tahkimat olusturmus bulunuyordu Bu kosullarda Yunanistan in geri kalanini karadan yapilacak bir harekatla istila etme girisiminin buyuk guclukler getirecegi ortadadir Ancak yine Thermopylae deneyiminin ortaya koydugu gibi Grekler kusatilacak olursa zaten sayica kucuk olan birliklerin kesin olarak imha edilmesi mumkundur Bu sekilde Kistak i savunan Grek kuvvetlerin kusatilmasi icin Pers Donanmasi nin kullanilarak Attika ya asker cikarilmasi gerekmektedir Ama bunun icin oncelikle Grek Donanmasi da bir deniz muharebesiyle imha edilmelidir Yaz aylari suresinde Serhas Grek Donanmasini imha edebilseydi Grek kent devletlerinin teslim olmasini saglayabilecek guclu bir durum elde ederdi Bu seferi basariyla sonuclandirmak icin tek umut olarak gorunmektedir Diger yandan Grekler icin istilayi onlemenin tek yolu Pers Donanmasi na agir bir darbe vurabilmektir Themistokles in amaci da buydu ve bu nedenle guclu bir donanma kurulmasi fikrini savunmustu Sonuc olarak her iki taraf da tum guclerini savasin gidisatini degistirecek kesin sonucu alabileceklerini hesapladiklari bir deniz muharebesi icin ortaya koyacaklardir Bu yondeki egilimle Grek Donanmasi Pers Donanmasi nin bolgeye ulasmasi an meselesi olmasina karsin Eylul ayi boyunca Salamis sahili aciklarinda kalmistir Atina nin dusmesinden sonra bile Pers Donanmasi ni Salamis sahillerinde bir catismaya cekebilmek icin bolgede kalinmistir Ancak bu durum butunuyle Themistokles in cabalari ile olmustur Aslinda Grek komutanlar Korint Kistagi ni dahi birakip kentlerinin savunmasi icin cekilmek kararindaydilar Kismen Themistokles in duzenledigi bir savas hilesi sonucunda Pers Donanmasi Salamis Bogazi nin dar sularinda savasi kabul etmistir Karalarla cevrili bir denizde sikisik bir duruma dusen Pers savas gemilerinin muharebe duzenini bozmadan manevra yapabilmeleri neredeyse olanaksizdir Bu firsattan yararlanan Grek Donanmasi saldiriya gecerek muharebe alaninda kesin sonuc elde etmistir Sonucta en az 200 Pers savas gemisi ele gecirildi ya da batirildi Bu zafer Pelopones Yarimadasi savunmasinin kusatilmasini onlemistir Pers Donanmasi nin artik denizde hakim guc olmaktan cikmasi Serhas da Canakkale Bogazi ndaki duba kopruleri koruyamayacagi endisesi yaratmistir Herodot General un Yunanistan da kalip istilayi tamamlamak icin gonullu oldugunu yazmaktadir General eger Asya ya cekilmeye karar verecek olursa seckin birliklerden olusan 300 bin kisilik bir orduyu emrinde birakmasini onermistir Gorunuse gore Serhas bu oneriyi benimsedi ve tum Pers Ordusu Attika dan cekildi Emrindeki orduyla birlikte zorlu bir yuruyusle Canakkale Bogazi kiyilarina 45 gunde ulasti Yol boyunca ordu civardaki yerlesimleri yagmaladi yenebilecek her seyi otlari hatta agac kabuklarini bile kaziyip goturdu Herodot un anlatimina gore orduda buyuk bir aclik yasandigi anlasiliyor Ayrica Herodot ordu icinde veba ve dizanteri salgini basgosterdigini yazmistir General Mardonius kuvvetleri ise kisi gecirmek uzere Boeotia ve Teselya da kaldilar Pers Ordusu cekilince Atinalilar yanmis kentlerine geri donmuslerdir MO 480 479 sonbahar ve kisHalkidiki Herodot a gore Serhas a refagat eden General Artabazus un 60 bin adamiyla geri donerek Teselya da General Mardonius kuvvetlerine katilacakti Bu ordu zaten General Mardonius kuvvetlerinden ayrilmis ve geri donecek olan bir gorev kuvvetiydi Ancak Artabazus Halkidiki ye yaklasirken Serhas komutasindaki birliklerin geri cekilmesi sirasinda bolgeden gecerlerken ayaklanmaya kalkisan Halkidiki halkini yeniden bastirmak gerektigine karar vermistir Mardonius kuvvetlerine katilmasinda bir aciliyet de yoktu zaten Potidea Kusatmasi Potidea Pallane gunumuzde Kassandra Yarimadasi kistaginda bir kenttir Kusatilan Potidea yi almak icin bir generalin ihanetinden yararlanmaya calisildi Ancak durum bir sure sonra ortaya cikmistir Bu durumdan yararlanilamamisi nedeniyle kusatma yine de uc ay surdurulmek zorunda kalinmistir Daha sonra gelgit durumundan yararlanmak isteyen Pers kuvvetleri kistak uzerinde ilerleyerek kente yarimada derinliginden saldiri yapimaya calisildi Gelgitle deniz oyle cekilmisti ki arazi batakliga donusmustu Yarimada nin iclerine ilerleyecek ve kenti butun butun kusatacaklardi Fakat bunun icin kat etmeleri gereken mesafenin yaridan fazlasini gectiklerinde gelgit hic gorulmedik hizla yukselince bircogu boguldu sag kalanlar da Pitedalilarin ufak teknelerle giristigi bir karsi saldirisina ugradi ve olduruldu Kenti dusurme umutlari kalmayinca General Artabazus kusatmayi kaldirmis ve ordusundan geri kalanlarla Mardonius un ana kampina donmustur Olynthus Kusatmasi Potidea Kusatmasi surerken General Artabazus ayni anda Pers baskisina bas kaldiran Halkidiki deki bir diger kent olan Olynthus u da kusatmaya karar vermisti Bronz Cagi nda terk edilmis olan kent Makedonya dan surulmus Bottiaean Kabilesi tarafindan iskan edilmisti Yerlesme ele gecirilerek savunmacilar bir gol kenarina goturuldu ve girtlaklari kesilerek katledilmistir Daha sonra kent Halkidikililere geri verildi Boylece Bottiaean Kabilesi burada yok edilmis oldu Platea ve Mykale MO 479 Haziran Kis boyunca Grek ittifakinda bazi gerilimler oldugu anlasilmaktadir Ozellikle de Atina Kistak taki savunmanin disinda kaliyordu Oysa Mora Yarimadasi nin guvenliginde saglayan Grek Ittifaki Donanmasi nda Atina Filosu nun onemli bir agirligi vardir Bu kosullar altinda Atina bir sonraki yil kentin guvenligi icin Grek Ittifak ndan bir ordunun Atina ya gonderilmesini istedi Bahar aylarinda diger ittikfak uyelerinin bu istegi karsilayamamis olmasina tepki olarak Atina Filosu ittifak donanmasina katilmayi reddetmistir Bu tarihlerde Sparta Krali komutasindaki Grek Ittifaki Donanmasi Delos Adasi nda demirlemisken Pers Donanmasi da Sisam Adasi civarindadir Her iki taraf da muharebeye girmenin getirecegi risklerden kacinma egilimindedir Karada ise General Mardonius kisi Korint Kistagi na saldirmanin sonuc getirmeyecegini anlayarak Tesalya da gecirmistir Bu arada General Mardonius hareketsiz kalmanin da Yunanistan in istilasini tamamlamasina yardimci olmayacagini biliyordu Grek ittifakini bolmek amaciyla Makedonya Krali I Aleksander in araciligiyle Atina ya baris teklif etmistir Bu teklifte Atina ya bagimsizlik ve topraklarini genisletme vaadi sunulmaktadir Atina bu tekliften Sparta nin haberi oldugunu dusunerek kabul etmeye yanasmadi Bu reddedisin cevapsiz kalmayacagi dusunuldugunden Atina yeniden Salamis e tahliye edildi Pers kuvvetleri guneye yuruyuse gecerek Atina yi yeniden ele gecirdiler Atina nin Salamis e tahliyesi MO 479 yilinin Mayis ayindadir General Mardonius un Attika yi istilasi ise ayni yilin Haziran ayindadir General Mardonius bunun uzerine baris teklifini yenilemistir Fakat yine reddedildi Yine kentlerinden surulen Atinalilar Megara ve Plataea yla birlikte Sparta ya elciler gondererek yardim istediler Yardim edilmezse Pers isteklerinin kabul edilecegi tehdidi ortaya konuldu O sirada Sparta da Hyacinthus Festivali kutlanmaktayidi bu yuzden bir karara varmayi on gun ertelediler Sparta da sozu gecen bir yabancinin girisimiyle bir ordu gonderilmesine karar verilmistir Derhal duzenlenen 35 bin helot ve 5 bin Spartali 5 bin periek ozgur fakat yurttaslik haklari olmayan yerli halk askerden olusan bir ordu Pausanias komutasinda Pers kuvvetleri uzerine yuruyuse gecirilmisti Grek kuvvetlerinin uzerine geldigini haber alan General Mardonius 300 bin kisilik ordusunu Boeotia da Platea yakinlarina cekilmistir Bu haberi aldiginda halen Atina daydi Atinalilarin kosullarini kabul edecegini umdugu icin kente bir zarar vermemisti ama cekilirken kenti atese verdi ve adamlarina her turlu yapiyi yiktirtti Mardonius un Platea uzerine cekilmekteki amaci Grek kuvvetlerini suvarisini etkin bicimde kullanabilecegi acik alana cekmektir Yine de Herodot a gore ordudaki Pers soylularinin basaridan yana pek umutlu olmadiklari anlasilmaktadir Farkli kentlerden toplanan Grek ordusuna ise Sparta kral naibi Pausanias komuta etmektedir Pausanias da suvari taktiklerinden kacinmak icin kuvvetlerini Plataea da yuksek arazi uzerinde tutmustur Herodot Grek kuvvetlerindeki hoplit sayisini 38 700 olarak vermektedir Ordudaki diger unsurlar olarak da 35 bin helot ile Sparta disindaki kentlerden gelen her hoplitin yaninda hafif silahli birer kisinin toplam 34 500 asker vardir Bu durumda Grek ordusundaki toplam asker sayisi 108 200 dur Herodot bu sayiya Thespiali savascilari da katar ve 110 bin rakamina ulasir Grek kuvvetlerinin ovaya inmedigini goren General Mardonius suvarisine saldiri icin emir vermistir Pers suvarisinin bolukler halindeki saldirilari Grek kuvvetlerine agir kayiplar verdirmistir Fakat suvari taarruzlari basarisiz oldu ve Pers suvari birlikleri komutani bu saldiri sirasinda olduruldu Ati okla vurulup attan dusurulmustu ama zirlari yuzunden kolay alt edilememisti Sonunda gozunden vurularak oldurulebildi Bu catismalar sirasinda Grek Ordusu Pers kampina daha yakin bir pozisyona gecmek icin bulunduklari yuksek araziden ileri kaydirilmistir Bulunduklari yerde su kit oldugundan ovada mevzi aldilar Bu durumda da Grek hatlari fazlasiyla acilmis oldu Pers suvarisi bu durumdan yararlanarak Grek erzak ikmal hatlarini kesmeye baslamistir Bu arada ciddi bir catisma olmadan on gun gecmistir ve Grek kuvvetlerine surekli yeni takviye birlikleri gelip katilmaktadir General Mardonius yeniden suvari akinlari baslatmistir Bu girisimlerle birliklerin su ikmali kesildi Ordu susuz kalmisti erzak gelisi kesilmisti ve Pers hafif suvarisinin ok ve mizrakli saldirilari altinda yipraniyordu Gece coktugunde artik son derece elverissiz hale gelen pozisyondan daha onceki duruma cekilme karari verilmistir Onbirinci gunun gecesinde yakindaki irmagin olusturdugu adaya cekilinecektir Bu geri cekilme birliklerin dagilmasina yol acmistir Atina Sparta ve Tegealilar farkli tepelere ulasti Diger birlikler de Plataea ya yaklasacak kadar uzaklastilar Bundan iyi saldiri firsati olayacagini dusunen General Mardonius tum birliklerine taarruz emri vermistir Birliklerin dagilmasi sirasinda ayri dusen Spartalilar ve Tegealilar Pers suvarisince sikistiriliyorlardi Mardonius un ana birlikleri de uzerlerine gelmisti Ayri dusmus olan Atinalilardan yardim istediler Fakat onlar yardim icin ilerlerken Pers tarafinda savasan Grek kuvvetleri tarafindan yollari kesildi Sparta ve Tegea kuvvetleri yogun bir Pers okcu taarruzu altinda zorlandilar ve saldiriya gectiler Bunun sayesinde ok yagmurundan kurtuldular Pers kalkanlari onundeki catisma uzun surdu ama sonunda bu kalkan duvari coktu Onlerinde bir kalkan duvari kalmayan Pers askerleri cesaretle dovustuler yer yer uzun Grek kargilarini yakalayip kirdilar Fakat koruma saglamayan donanminlari yuzunden agir Grek piyadesi hoplitler karsisinda adeta ciplak tilar Bu catismalar sirasinda Spartalilar General Mardonius un muhafiz savunmasini kirarak General e ulastilar ve oldurduler Mardonius un olumu Pers direncini buyuk olcude cozmus oldu General Mardonius a ulasan spartali askeri adi Herodot tarafindan Aeimnestus olarak verilmektedir Plutarkhos a gore bu asker basina bir tas firlatarak Mardonius u oldurmustur Mardonius un bendeni savastan bir gun sonra gomuldu Komutasiz da kalininca Pers birlikleri cozuldu Kirkbin kisi Teselya ya cekilmeyi basarabilmistir Bu grup General Artabazos emrindeki kuvvetlerdi ve zaten muharebe sirasinda emirle cekilmeye baslamisti Digerleri kampa sigindilarsa da burada kusatildilar ve kilictan gecirildiler Daha oncesinde Xanthippus komutasindaki Atina Filosu da Grek Donanmasi na katimisdi Artik Pers Donanmasi yla hesaplasmak mumkundu Bunun uzerine once Sisam Adasi na Pers Donanmasi uzerine yelken acildi Tum Pers gemileri onarim gerektiriyordu Bu durumda muharebeden kacinmaya karar vererek Donanma yi Mykale kiyilarina cektiler Serhas in biraktigi 60 bin kisilik kuvvet burada kamp kurdu Kumsala cekilen gemileri korumak icin de sahile ve kamp etrafina ahsap bir savunma hatti hazirlanmistir Pers Donanmasi nin karaya cekildigini goren Leotychides Grek Donanmasi ndaki askerlerle kampa saldirmaya karar vermistir Herodot a gore Plataea Muharebesi nin zafer haberi ayni gun ogleden sonra Iyonya kiyilarindaki Dilek Dagi sahilinde bulunan Grek Ittifaki Donanmasi na ulastirilmistir Moral yonunden buyuk guc kazanan Grek kuvvetleri daha bir gucle savastilar Saldiran Grek kuvvetlerinin sayi azligindan cesaretlenen Persler kamp disina ciktilar Ancak hoplitler karsisinda cozulduler Catismada cogu kilictan gecirildi Pers gemileri de Greklere terk edildi bir kismi yakildi Boylece Grek kuvvetleri Mykale Muharebesi nde kesin bir zafer kazandilar Yenilgi Serhas in deniz gucune agir bir darbeydi ve Ege Denizi nde artik Grek deniz ustunlugu kurulmustu Grek Ittifaki yayilmasiOzellikle Mykale Muharebesi bu tarihe kadar 31 kent devletinden olusan Grek Ittifaki na Ege Denizi nden ve Bati Anadolu dan katilmalar saglamistir Basta Sisam Adasi Sakiz Adasi ve Midilli Adasi olmak uzere diger Ege Adalari ve bazi Iyon kentleri Ittifaka katilmistir Platae ve Mykale muharebeleri ile Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi kesin olarak sona ermistir Serhas in artik Yunanistan da bir ordusu yoktur Ege Denizi ndeki donanmasi da imha edilmistir Yunanistan icin yine de gelecekte yeni bir Pers saldirisina ugrama tehlikesi tumuyle ortadan kalkmis degildi Grek kent devletleri uzun sure bu endiseyi yasadilarsa da Yunanistan in istilasi yonundeki Pers kararliligi zaman icinde zayiflayip sonmustur Bircok acidan Mykale Deniz Muharebesi Yunan Pers Savaslari nda yeni bir donemin baslangicini olusturmaktadir Bu tarihten itibaren artik saldiran taraf Grekler olacaktir Platae de saldiran taraf Greklerdi Ancak bu muharebe Yunanistan topraklarinda gerceklesmistir Oysa Mykale Muharebesi Ege kiylarindadir Grek kuvvetlerinin Yunanistan disindaki bir taarruzudur Sestos Kusatmasi Mykale Muharebe sinden kisa bir sure sonra Grek Ittifaki Donanmasi duba kopruleri imha etmek icin Canakkale Bogazi na yelken acmistir Ancak bolgeye ulastiklarinda bunun daha once yapilmis oldugunu gorduler Bunun uzerine Mora kent devletlerinin filolari Yunanistan a donmustur Spartalilar duba koprusunun artik var olmamasini yeterli buluyorlardi Atina Filosu ise halen Pers kontrolunde olan Gelibolu Yarimadasi na yonelmistir Bolgede kalan Pers kuvvetleri ve muttefikleri bolgenin en iyi tahkim edilmis kenti olan Sestos surlari gerisine cekildiler Yunanistan Seferine katilmis generallerden biri ayni zamanda Pers satrabi olan Grek muttefiklerin saldiracagina inanmiyordu ve bu yuzden bir kusatma icin hazirlik yapmaya gerek duymamisti Atinalilar bu sayede Sestos u hem karadan hem denizden kusatma olanagi buldular Atina birlikleri icindeki hosnutsuzluklarin da etkisiyle kusatma kis boyunca aylarca sonuc alamadi Fakat kentte erzak tukenince Pers askerleri gece karanligindan yararlanarak kusatmanin en zayif oldugu kesimden kenti terk ettiler Bu sayede ertesi gun Atinalilar kente girebildiler Herodot un calismasi da Sestos Kusatmasi ya sona ermektedir Bu olaylari izleyen otuz yil icinde basta Atina egemen olmak uzere Grek yayilmasi Pers kontrolunu tum Trakya dan Makedonya dan Ege Adalari ndan ve Iyonya dan surup atacaklardir Pers Imparatorlugu ile Yunanistan arasida baris MO 449 yilindaki Callias Barisi ile kurulmus ve yarim yuzyillik savasi sona erdirmistir Atina birliklerinin buyuk kismi dogruca Pers birliklerini izlemeye gonderildi Sonunda Atinalilar Pers kuvvetlerini yakaladilar Catismalarda pek cok Pers olduruldu aralarinda Artactes bulundugu diger kismi ise tutsak edildi Artayctes in carmiha gerilmesi bugunku Gelibolu Yarimadasi nda yer alan bir Iyon kolonisi Elaeus halki tarafindan israrla istenmistir Artayctes Yarimada nin Pers Valisi iken bu kenti yagmalamisti Bolgeyi emniyete alan Atina kuvvetleri duba koprunun palamarlarini bir bakima ganimet bir bakima da zaferlerinin bir nisani olarak aldilar ve Atina ya donduler Kibris Halen devam eden Grek Ittifaki kosullari altinda MO 478 yilinda 20 Peloponez ve 30 Atina gemisinden olusan fakat sayisi bilinmeyen asker tasiyan bir filoyu General Pausanias genel komutasinda harekete gecirildi Tukidides e gore bu filo Kibris a yelken acmisti ve adanin daha buyuk bir bolumunu kontrolu altina almisti Ancak Tukidides in bununla ne kastettigi acik degildir Bir goruse gore bu sefer esasen Kibris taki Pers garnizonunu basmak ve olabildigince fazla savas ganimeti ele gecirmek icindi Grek kuvvetlerinin adayi ele gecirme girisimi yonunde herhangi bir kaynak yoktur Zaten kisa sure sonra Byzantion a yelken acmislardir Esasen Ada ya MO 478 yilinda Attik Delos Birligi nin bir seferi olmustu Bu seferde Ada da bir Grek garnizonunun var olmadigi gorulmustur Olmussa bile kisa surede tasfiye edildigi anlasiliyor Byzantion Grek Donanmasi Byzantion a ulastiktan sonra kenti bir kusatmanin ardindan MO 478 yilinda ele gecirmistir Sestos ve Byzantion un ele gecirilmesi Greklere hem Asya yi Avrupa ya baglayan bu iki onemli bogaz uzerinde kontrol sagladi hem de ticaret alanlarini Karadeniz e kadar yayma olanagi verdi Byzantion da neler olup bittigi bugun icin tam olarak bilinmiyor Tukididis az sayida detay vermistir Ondan sonraki tarihciler ise pek cok korkunc imalarda bulunmaktadir Tum kibirli ve keyfi uygulamalariyla Tukididis zorbalik olarak tanimlamaktadir General Pausanias bircok muttefik birliginin tepkisini cekmistir Ozellikle Pers tahakkumunden henuz kurtulmus olanlar kentlerden birliklerin Pausanias etrafinda donen bu olaylar esasen Byzantion kenti uzerinde Atina Sparta cekismesidir Atinali tarihcinin anlatimini izleyen diger Grek yazarlarin vermis olduklari bilgilerin Byzantion uzerinde kontrolu ele gecirmek icin Atina nin kullandigi bahaneler olarak gorulebilecegi one surulmektedir Atina ve muttefiklerinin Byzantion da kontrolu Pausanias a karsi guc kullanarak ele gecirmeye calismis olmalari dahi olasidir Bu durumda Pausanias in kentin kontrolunu yedi yil daha MO 476 469 arasinda Pers gucunden destek alarak elinde tutugu ileri surulebilir Tukididis Pausanias in destek icin I Serhas a bir mektup gonderdigini ve ondan olumlu yanit aldigini ileri surmektedir Tukididis e gore Iyon kentleri ve digerleri Atina nin harekatin komutasini ustlenmesini istediler Atina da komutayi ustlendi Yine de Pausanias in kenti tiranca yonettigi ele gecen cok sayidaki tutsak arasindaki Pers soylularinin ve Serhas in yakinlarinin kacmalarini sagladigi ileri surulmustur Sparta bu gelismeleri ogrenince General Pausanias i gorevden almistir General daha sonra dusmanla isbirligi yapmakla itham edilerek tutuklandi Her ne kadar sonucta aklandiysa da itibari yipranmisti Bu olaylar nedeniyle yeniden generallige atanmadi Bu arada Sparta General Dorkis i komutayi muttefik kuvvetlerden devralmak icin Byzantion a gondermistir Ancak muttefik kuvvetlerin artik Sparta liderligini kabullenmeye razi olmadiklarini gorerek ulkesine geri dondu Sonuc olarak kentrolunun Atina elinde kalmasinin bir sonucu olarak Byzantion Attik Delos Birligi nin ilk uyelerinden biri olmustur Ancak esas baskici yonetim bu yoldan gelecektir MO 420 li yillarin ortalarinda Atina Byzantion un ticaretini kendi ticari cikarlari yonunde sinirlamaya yonlendirmeye baslamis olacaktir Taktik analizGrek tarzi savas onceki yuzyillar boyunca sekillenmis ve gelistirilmisti Bu savas tarzi esas olarak hoplitlere dayanmaktadir O cag icin en guclu silahlar olan hoplit donanimi ancak bu silahlari satin almaya ekonomik olarak gucu yetebilen orta sinif vatandaslarca edinilebilmektedir Dolayisiyla orta siniftan vatandaslar hoplit olarak silahlanip savaslara katildilar Hoplitler zamanin standartlarina gore yapilan deri ya da tunctan gogus zirhi dizden asagisini koruyan dizlik ve tolga kusanir genis yuvarlak bir kalkan tasirlardi Hoplitlerin silahlari Pers mizraklarindan oldukca uzun mizrak ve kilictir Hoplitler falanks duzeninde savasirlardi Falanks duzeninde omuz omuza tertiplenirler ve boylece kalkanlardan bir duvar olusurdu Ileri uzanan mizraklar da dusmanlarina yonelen silahlariydi Duzgun tertiplenmis bir falanks son derece etkili bir saldiri ve savunma gucu olusturmaktadir Pers Savaslari nda da goruldugu gibi kendisinden daha buyuk fakat hafif piyadeden olusan kuvvetler karsisinda basarili olmaktadir Agir zirhlar ve uzun mizraklar hoplitleri yuz yuze catismalarda son derece guclu savascilar haline getirmektedir Diger yandan tolga gogus zirhi ve genis kalkanlar ok ve mizraklar karsisinda cok etkili bir koruma saglar Bununla birlikte falanks acik arazide suvari tarafindan kanatlardan kusatilma tehlikesine aciktir Pers ordusu imparatorluk topraklarinin degisik bolgelerinden derlenen farkli etnik gruplardan gelen birliklerden olusmaktadir Bununla birlikte Herodot a gore hem silahlarda hem de muharebe tarzinda en azindan genel bir uyumluluk vardir Piyade genel olarak Grek mizraklarina oranla kisa mizrak ve kilic ok ve yayla silahlanir hasir bir kalkan tasir ve bir kismi zirh olarak deri bir yelek kusanirlardi Bir istisna olarak Pers asilli piyade ise gogus kafesini ve boynu orten bir cesit zirh kusanirlardi Farkli silahlanan etnik gruplar da Pers ordusunda yer almaktadir Ornegin unlu Saka baltali askerleri gibi Pers ordusunun seckin birlikleri Pers Med Saka ve Huzistan Halki ndan olusmaktadir Piyadede en seckin unsurlar denilen kraliyet muhafizlaridir Bu unsurlar da yine belirtildigi gibi silahlanmistir Suvari ise Pers Med Baktriya Huzistan ve Sakalar dan olusmaktadir Bu unsurlarin buyuk kisminin hafif suvari oldugu kabul edilmektedir Perslerin savas tarzi en azindan muharebenin basinda kilic ve mizraklarla nihai darbeyi indirmeden once yakin dovusten kacinarak ok ve benzeri silahlarla dusmani yipratmak esasina dayaniyordu Pers kuvvetlerinin hoplitlerle ilk catismasi Efes Muharebesi nde gerceklesmistir Bu muharebede Pers suvarisi muhtemelen uzun bir yuruyusun ardindan yorgun olan hoplitlerin rahatlikla ustesinden gelmistir Daha sonra Yunanistan a Birinci Pers Saldirisi sirasindaki Maraton Muharebesi nde Atina kuvvetleri muharebeye Pers suvarisi katilmamis olmasindan da yararlanarak Pers hafif piyadesi karsisinda acik bir ustunluk elde etmislerdir Bu deneyimlere karsin Perslerin hakimiyetleri altindaki topraklarin Grek nufusu olan bolgelerinden ozellikle de Iyonya dan hoplit toplamamalari ilginc bir durumdur Ayni sekilde Herodot Misirli denizcilerin iyi silahli olduklarini ve Grek denizciler karsisinda epeyce basarili savasabildiklerini yazmistir Buna karsin iyi silahli olduklari halde Pers Ordusu nda Misirli unsurlar yoktur Daha sonra gemilerden alinip General Mardonius un ordusuna katilmislar Platea da savasmislardir Bunlarin nedeni Pers Sarayi nin Iyonlara ve Misirlilara guven duymamasi olarak aciklanabilir Iki topluluk da yakin gecmiste Pers hakimiyetine karsi ayaklanmislardi ve bu ayaklanmalar siddetle bastirilmisti Ancak Donanma da hem Grek hem de Misirli birlikler gorev yapmistir Aslinda Grekler Pers Sarayi nin bu unsurlardan daha fazla kusku duymasini saglamak yonunde bazi girisimlerde bulunmuslardir Fakat yine de Iyonlarin ve Misirlilarin ozellikle Pers Donanmasi nda iyi bir performans gosterdigi bir dereceye kadar gercektir Sonuc olarak iyon ve Misirli unsurlarin Donanma da istihdam edilmeleri sonucu Ordu ya girmedikleri soylenebilir Diger yandan Imparatorluk un hicbir sahil kesiminden birlik Ordu da yer almamis gorunmektedir Pers istilasinin en buyuk ve belirleyici iki kara muharebesinde Grek taktigi Pers sayi ustunlugunu ve suvari kuvvetlerini etkisiz hale getirmistir Bu taktikler Termoyplae de dar bir gecitte savunma yapmak Plataea da ise engebeli arazide muharebe etmeyi secmekti Thermopylae de Grek savunmasini kusatan manevraya kadar Pers taktikleri basarili bir sonuc elde edememisti Zaten Leonidas in sectigi muharebe alani Pers kuvvetleri icin bir cephe taarruzundan baska secenek birakmiyordu Platae Muharebesi nde Grek kuvvetlerine yonelen suvari saldirilarinin yurutulus tarzi basarili bir taktikti Ancak daha sonraki piyade muharebesi Pers Ordusu ve General Mardonius icin bir felaketle sonuclandi Mycale Muharebesi nde de benzer gelismeler yasandi Pers piyadesinin hoplitlerle acik arazide giristigi muharebe bozguna ugramalariyla sonuclandi Butun bunlara bakilarak Yunan Pers Savaslari nda karmasik taktikler uygulandigi konusunda cok fazla veri olmadigi ileri surulmustur Grek taktikleri hic karmasik degildir hoplitlerin etkili donanimina ve falanksin gucune dayandilar Pers tarafi ise falanksin gucunu acikca hafife almistir Bu gucle karsilasmak icin taktikler gelistirilmedi ve bu durum nihai olarak Pers yenilgisine yol acti Stratejik analizIstilanin baslarinda Pers kuvvetleri acik bir ustunluge sahiptiler Her seyden once asker ve gemi sayisi yonunde ezici bir ustunlukleri vardi Fakat bu sayisal ustunluk bir yerde Pers kuvvetlerinin zayif yanina isaret etmektedir Donanmanin sayisindaki kabariklik bir firtina ciktiginda donanmanin siginacagi capta bir limanin bolgede olmamasinda yatmaktadir Boyle bir firtinada donanmanin bir kismi kacinilmaz olarak elden cikacaktir Ayrica tum donanmayi savasa surme egilimi onune gecilmez bir egilimdir Nitekim Salamis Deniz Muharebesi nde tum Donanma muharebeye surulunce yikima yol acmistir Ordunun sayisal kabarikligi da ikmal sorunlarinda kendini gostermektedir Ikmal depolarindan uzaklastikca erzak sikintisi baskisi giderek artacaktir En basitinden icme suyu saglayamamak daha Canakkale Bogazi kiyilarina gelmeden yasanmisti Pers kuvvetlerinde hic de karmasik olmayan bir komuta sistemi vardi herkes krala karsi sorumluydu Son derece geliskin burokratik yapilanislari da karmasik ve basarili planlar hazirlamalarina olanak saglamaktadir Diger yandan Pers Imparatorlugu kuruldugundan beri gecen 80 kusur yil boyunca Pers generalleri savas alanlarinda buyuk deneyim kazanmislardi Ayrica savas icin diplomasiyi ve istihbarati kullanmada oldukca basariliydilar Yunanistan i istila etmek icin bu stratejileri kullanarak girisimlerde bulundular Ornegin MO 499 da Naksa Kusatmasi sirasinda icerden ihanet saglayarak kenti dusurduler Buna karsin Yunanistan in siyasi birligi olmamasinin da etkisiyle Pers istilasina karsi aktif olarak direnen sadece 30 dolayinda kent devletiydi Bu devletler arasinda ise zaten gecmisten gelen cekismeler vardi Bu kent devletleri kucuk capli yerel savaslar disinda buyuk olcekli savaslarda deneyim kazanmamistir Komutanlar da savas deneyimi ve ustaliga gore degil esas olarak politik ve sosyal durumlarina gore belirleniyordu Pers yayilma stratejisi MO 480 dolaylarinda ezici kuvvetlerle Yunanistan uzerine yuruyecek yonde gelisiyordu Pers yayilmasinin gectigi bolgelerdeki Grek kentleri Pers hakimiyetine boyun egmek ya da yok edilmek durumunda kaliyorlardi Teselya Lokris ve Fokida da basta direnme gosterilmisti Ancak dogrudan dogruya guc kullanilmasi karsisinda Pers hakimiyeti altina girmek zorunda kalinmisti Grek ittifakinin stratejisi ise Pers ilerlemesini yapilabildigi kadar kuzeydeyken durdurmak ve olabildigince kent devletinin Pers egemenligine girmesini onlemekti Bu sayede bu kent devletlerinin de ittifaka katilmasi saglanabilirdi Diger yandan Pers kuvvetlerinin sayisal ustunlugu karsisinda acik arazide muharebeye girmenin yararsizligi acikca gorulebiliyordu Bu duruda olabildigince dar cografi bolgelerde muharebeye girmeyi tercih edeceklerdir Gercekten de MO 480 yili icin Grek Ittifaki nin stratejisi bu yonde olmustur Ilk anda Teselya nin istilasini onlemek icin Tapinak Gecidi ni tutmaya karar verdiler Ancak bu gecidin iyi secilmis bir savunma hatti olamayacagi anlasilinca daha geride Thermopylae Gecidi Artemision Bogazi hattinda savunma yapmaya karar verildi Thermopylae deki savunma baslarda oldukca basariliydi Ancak savunmanin etrafini dolasmayi saglayacak yolun bu gorevin ustesinden gelebilecek bir kuvvetle ortulememesi savunmayi cokertmistir Kral Leonidas in savunma stratejisinde ortaya cikan bu basarisizlik Yunanistan in buyuk bir bolumunun Pers Ordusu nca istila edilmesine yol acmistir Artemision da da Grek Donanmasi bir olcude basariliydi Ancak ugranilan kayiplar agirdi ve Thermopylae Gecidi nin kaybedilmesi artik bu hatta muharebe etmeyi gereksiz kildi Bir baska acidan Pers Donanmasi en buyuk darbeleri Grek Ittifaki Donanmasi ndan degil hava kosullarindan yemisti Sonuc itibariyla Pers stratejisi basariliydi Grek stratejisi ise her ne kadar Grek Ittifaki nin askeri gucunu yikacak kadar agir bir yikim degilse de basarisizdi Korint Kistagi nin savunulmasi savasin tarzini degistirmistir Pers Komutanligi Kistak uzerine karadan bir saldiriya girismedi Muhtemelen boyle bir girisim basarisiz olacakti Boylece savasin seyri denizde sekillenecekti Themistokles Pers Donanmasi ni Salamis la anakara arasindaki bogaza cekecek bir savas hilesi kullanmistir Themistokles in bu girisimi strateji cizmedeki ustaligini acikca ortaya sermektedir Ancak Persler acisindan savasi kazanmak icin Salamis te muharebeye girme geregi yoktu Pers Komutanligi nin ya kendine asiri derecede guveni oldugu ya da kazanmayi fazlasiyla istedigi ileri surulmustur Bu baglamda Grek Ittifaki nin Salamis te kazandigi zafer bir olcude Pers stratejik hatasindan kaynaklanmistir Nitekim Salamis yenilgisinden sonra Pers stratejisi degistirildi General Mardonius Grek Ilttifaki ni bolmek icin Ittifaka katilmis olan kent devletleri arasindaki anlasmazliklardan yararlanma yoluna gitmistir Ozellikle de Atina uzerine oynadi Boylece Atina Filosu nu Grek Ittifaki Donanmasi ndan ayirarak bu deniz gucunu buyuk olcude zayiflatacakti Denizde engel kalmayinca da orduyu muhtemelen Mora Yarimadasi na cikartacakti Herodot bize General Mardonius un kesin sonuclu bir muharebeye egilimli oldugunu soylemektedir Bununla birlikte Platea ya cekilmesi bu durumla celiskili gibi gorunmektedir Cok buyuk olasilikla muharebeyi kendi sececegi kosullarda aramak istiyordu Platea ya cekilmesi pekala Grek kuvvetlerinin saldirmasini ya da cozulmesini saglamak icin dusunulmus olabilir Grek stratejisi MO 479 yilinda cok net degildi Sadece Ittifak in dagilmasini onlemek icin kuzeye yurumek konusunda aralarinda mutabiktilar Fakat savasi kazanmanin yolu konusunda acik bir gorus olmadigi anlasilmaktadir Taktik basarisizliklar da bunu gostermektedir Platea da ikmal hatlarini koruyamadilar bu yuzden geri cekilmeye karar verildi ama bu daginik bir geri cekilme oldu Bunlarin sonucunda bir bakima muharebeye suruklendiler Diger yandan General Mardonius kesin sonuc icin aceleci oldu Esasen saldiriya gecmek gibi bir zorunlulugu yoktu Yine de bir meydan muharebesinde Grek kuvvetleriyle karsilasmaya girmisti Sonuc olarak Plataea daki Grek zaferi bir kismiyla Pers komutanliginin taktik hatasinin bir sonucu olarak gorulebilir Genele bakildiginda Pers Komutanligi nin Salamis ve Platea daki iki stratejik hatasi taktik avantaji Grek Ittifaki na birakti ve Pers istila girisiminin nihai basarisizligina yol acti Salamis te tum Donanmayi dar bir savas alaninda muharebeye surmek gibi taktik hata da ek oldu Donanma nin bir bolumu ihtiyat gibi ayrilabilirdi Grek ittifakinin basarisi genellikle ozgur kisi ozgurlugu icin savasir deyisinin sonucu olarak gorulur Her sey bir yana kendi vatanlari icin carpisiyorlardi Grek Ittifaki nin basarisinda onemli bir faktor de aralarindaki gecmisten beri suregelen gerginlik ve catismalara karsin bir ittifak kurabilmeleri ve buna bagli kalabilmeleriydi Bu gerginlikler ve catismalar icinde ittifakin kararsiz olmasi beklenirdi Ancak Yunanistan anakarasinin buyuk bir bolum Pers Ordusu nca istila edilmis olmasina karsin Grek Ittifaki yenilgiye ugratilamadi Bu durum Pers istilasinin ne denli urkutucu gorundugunu gostermektedir Oyle ki Atina Thespiae ve Platea halki evlerini sahip olduklari pek cok seyi terk etmeyi teslim olmaya tercih etmislerdir Sonuc itibariyla Grek Ittifaki nin kazanmasi yikici bir yenilgiden kacinmalarina kurduklari ittifaka bagli kalmalarina dusmanlarinin hatalarini kendi lehlerine kullanabilmelerine ve muharebe alaninda gercek ve taktik ustunlukleri olan hoplitten fakankstan yararlanabilmelerine dayanmaktadir OnemiKuskusuz ki Yunanistan a Ikinci Pers Saldiri Grek tarihi acisindan son derece onemli olaylardan biridir Bircok batili tarihci bu olayi Avrupa tarihi acisindan da cok onemli bir olay olarak lanse eder Savas bir yerde Dogu ve Bati arasindaki bir catisma olarak verilir Yunanistan in bu Dogulu guc tarafindan istila edilmesi halinde Bati Uygarligi nin gelisme olanagi bulamayacagi ileri surulur Bu yaklasim abartili olabilir Tarihin soyle olsaydi boyle olurdu larla analiz edilemeyecegi aciktir Ancak yine de tarihsel acidan bunlar onemli olaylardir Askeri olarak Ikinci Pers Seferi nde taktik ve stratejik olarak belirgin bir yenilik yoktur Thermopylae siklikla arazinin askeri gucun bir bileseni olarak kullanilmasina uygun bir ornek olarak kullanilagelmistir Themistokles in hileleri de savasta dusmani yaniltmanin iyi bir ornegi sayildi Tum askeri harekatlarin Pers Imparatorlugu yonunden en belirgin etkisi ozellikle Maraton Muharebesi agir zirhli hoplitlerin hafif Pers piyadesi karsisindaki ustun muharebe gucunu cok acik ortaya koymus olmasi sayilabilir Bu gercek gec de olsa Pers askeri otoriteleri tarafindan goruldu ve daha sonra Grek parali askerler Pers ordularinda istihdam edilmeye baslandi Notlar Herodot sadece Misir daki ayaklanmadan soz etmektedir Cornelius Nepos un anlatimi icin bkz Aristides ve Pausanias 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce ceviriDis baglantilarHerodot Polymnia 7 Kitap2 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Herodot Uranisa 8 Kitap26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Herodot Kalliope 9 Kitap21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca a b c d e Herodot 7 82 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b c Ancient Ancestors 16 Haziran 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Encyclopaedia Iranica 17 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b c d 29 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Cicero On the Laws I 5 a b c Holland Sh xvi xvii Thucydides History of the Peloponnesian War e g I 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Finley Sh 15 Holland Sh xxiv David Pipes a b Holland Sh 377 Fehling Sh 1 277 Diodorus Siculus Bibliotheca Historica 24 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde XI 28 34 Herodot 9 81 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dipnot Suna Doganer anadolu nun 200 Yililik Isgali Donemi18 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 19 a b Holland Sh 47 55 a b Holland Sh 203 Herodot 5 105 2 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Aralik 2012 a b Holland Sh 171 178 Herodot 6 44 1 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Aralik 2012 a b c Holland Sh 178 179 Herodot 6 94 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2012 Herodot 6 96 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Aralik 2012 Herodot 6 116 1 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2012 Holland Sh 206 207 a b Holland Sh 208 211 a b c d e f g h i j k l m n o p q Lazenby Sh 23 29 a b c d e f g h i j k l Lazenby Sh 256 14 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2012 a b Holland Sh 196 Farrokh Sh 76 a b Lazenby Sh 232 Herodot 7 86 1 2 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b c Holland Sh 69 72 a b Holland Sh 217 a b c d e f g h i j k l m n o Hoplit 18 Agustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Historyworld 10 Subat 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Lazenby Sh 227 228 a b c d B Strauss Sh xvii a b Belkan Agar Sh 2 a b B Strauss Sh xviii B Strauss Sh xix a b c d Lazenby Sh 34 37 Holland Sh 320 326 a b Herodot 7 61 80 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Belkan Agar Sh 28 Belkan Agar Sh 27 28 a b Belkan Agar Sh 29 Herodot 7 89 1 3 2 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Aralik 2012 Jack Cassin Scott The Greek and Persian Wars 500 323 BC Sh 10 Herodot 7 22 23 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b c Holland Sh 213 214 Herodot 7 7 3 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Plutarch Themistocles 4 a b John Thorley Athenian Democracy Sh 62 Holland Sh 219 222 The Greco Persian Wars 24 Agustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Historyworld Herodot 7 26 1 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 W M Ramsay The Historical Geography of Asia Minor Sh 41 a b Herodot 7 32 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b Herodot 7 37 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b Herodot 7 36 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Herodot 7 36 4 5 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 a b Suna Doganer Sh 24 Herodot 7 186 1 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Ctesias Persica 11 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c de Souza Sh 41 a b Holland Sh 237 Herodot 8 115 1 4 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Aralik 2012 Herodot 7 59 2 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 7 186 2 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Grote ch 38 a b Maurice 1930 Delbruck 1920 Warry 1998 Engels 1978 Scott 1915 von Fischer Cohen Sh 164 W W Tarn 1908 Ernst Obst 1914 Papademetriou 2005 Sekunda amp Chew 1992 Munro 1929 Lazenby Sh 90 The size of the Persian Army 30 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Holland Sh 394 Herodot 7 97 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Aeschylus The Persians Diodorus Siculus XI 3 24 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Lysias II 27 Isocrates Oration VII 49 Isocrates Oration IV 93 Ephorus Universal History Plato Laws III 699 Koster 1934 Holland Sh 320 a b Lazenby Sh 93 94 Green Sh 61 Burn Sh 331 Holland Sh 217 223 Herodot 7 145 1 2 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Fine Sh 332 Holland Sh 226 a b Holland Sh 225 a b Holland Sh 263 Holland Sh 246 247 a b Holland Sh 168 169 Herodot 7 55 1 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Joseph Cummins Why Some Wars Never End Sh 20 George Grote A History of Greece Sh 206 Herodot 7 100 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Holland 248 249 Herodot 7 173 3 24 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Herodot 7 173 4 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Herodot 7 174 1 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Holland Sh 255 257 Herodot 7 175 1 2 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 40 2 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b c Holland Sh 257 259 Holland Sh 262 264 Herodot 7 210 1 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Holland Sh 274 Herodot 7 223 4 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 7 225 3 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 2 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b c Holland Sh 276 281 Herodot 8 13 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 14 1 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 14 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 a b Herodot 8 16 3 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 12 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 21 2 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Herodot 8 21 3 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 18 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Herodot 8 50 1 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2012 Herodot 8 41 1 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Aralik 2012 Holland Sh 300 Holland Sh 305 306 a b c Holland Sh 327 329 a b c Holland Sh 308 309 a b Holland Sh 310 315 Holland Sh 294 a b Lazenby Sh 157 161 a b Holland Sh 303 Holland Sh 319 Herodot 8 89 2 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 Holland Sh 320 326 Herodot 8 97 1 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 a b Herodot 8 100 5 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 Herodot 8 115 1 3 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Aralik 2012 a b Herodot 8 126 1 3 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 8 128 1 a b Herodot 8 123 1 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 Herodot 8 129 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 Herodot 8 129 3 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 a b c d Herodot 8 127 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Aralik 2012 a b c Holland Sh 333 335 a b c d e Holland Sh 336 338 Herodotos Sh 687 dipnot Herodot 9 6 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 7 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 8 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 9 2 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 10 1 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 11 3 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 13 1 2 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 13 3 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 16 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 a b Holland Sh 342 349 Herodot 9 29 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 30 24 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 20 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 22 1 2 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 25 2 3 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 38 2 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 49 2 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 50 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 51 1 4 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 59 1 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 a b Holland Sh 350 355 Herodot 9 60 1 3 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 61 1 3 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 61 62 63 Herodot 9 63 2 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 64 2 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Plutarkhos The Parellel Lives Aristides 1 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 19 1 Herodot 9 84 1 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Herodot 9 66 3 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 9 65 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 a b c d e f Holland Sh 357 358 Herodot 9 96 1 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 96 3 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 100 1 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Diodorus 11 35 2 12 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 a b Holland Sh 358 359 Lazenby Sh 247 Herodot 9 106 4 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 114 1 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Murat Arslan Pausanias in Byzantion Hakimiyeti ve Komplo Teorisi olu kirik baglanti Sh 52 a b Herodot 9 114 2 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 116 3 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 117 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 118 1 2 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 a b Holland Sh 359 363 Murat Arslan Nihal Tumer Onen Akdeniz Korsan Yuvalari olu kirik baglanti sh 190 Herodot 9 118 2 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 119 2 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 120 4 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 121 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 a b c d Fine Sh 331 a b c Tukididis 1 94 26 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2012 a b Sealey Sh 242 a b Murat Arslan Pausanias in Byzantion Hakimiyeti ve Komplo Teorisi olu kirik baglanti Sh 53 a b c d Thucydides I 95 26 Eylul 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Muzaffer Demir Sh 6 Muzaffer Demir Pausanias Actions in Byzantion After the Victory at Plataea14 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 1 Muzaffer Demir Sh 3 Murat Arslan Istanbul un Antikcag Tarihi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 10 Murat Arslan Istanbul un Antikcag Tarihi Sh 11 Lazenby Sh 39 41 Holland Sh 74 Holland Sh 187 192 Holland Sh 17 18 a b Holland Sh 274 275 Holland Sh 160 161 Holland Sh 192 197 Herodot 9 32 2 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Aralik 2012 Herodot 8 22 1 2 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 9 98 4 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Holland Sh 343 Lazenby Sh 138 a b c d e f g h i j Lazenby Sh 254 255 a b c Lazenby Sh 258 a b c d e f g h i j k l m n o Lazenby Sh 248 253 Lazenby Sh 29 a b Herodot 7 49 1 5 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Herodot 7 43 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Aralik 2012 Lazenby Sh 21 Lazenby Sh 17 18 Lazenby Sh 30 Lazenby Sh 31 Lazenby Sh 29 30 Holland Sh 311 313 Holland Sh 344 345 Lazenby Sh 21 22 Lazenby Sh 33 Lazenby Sh 37 38 Herodot 9 17 1 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Herodot 7 172 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Aralik 2012 Lazenby Sh 149 150 Lazenby Sh 197 Holland Sh 310 Holland Sh 316 317 Holland Sh 307 308 Green Sh 36 Lazenby Sh 259 261 BBC 26 Nisan 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2012 Hanson Carnage and Culture Landmark Battles in the Rise of Western Power Strauss Sh 1 294 Holland Sh xvii xix Holland Sh xvi Lazenby Sh 257 258 Eikenberry 1996 Xenophon Anabasis 10 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde KaynakcaAntik kaynaklar Herodot Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Herodotos Tarih Turkiye Is Bankasi Kultur YayinlariDiodorus Biblioteca Historica PersicaGunumuz kaynaklari Tom Holland Persian Fire The First World Empire and the Battle for the WestAbacus 2006 Peter Green The Greco Persian Wars University of California Press 1996 J F Lazenby The Defence of Greece 490 479 BC Aris amp Phillips Ltd 19936 George Grote A History of Greece Part II Moses Finley Thucydides History of the Peloponnesian War Ingilizce ceviri Rex Warner Penguin D Fehling Herodotus and His Sources Citation Invention and Narrative Art A R Burn Persia and the Greeks in The Cambridge History of Iran Volume 2 The Median and Achaemenid Periods Ilya Gershevitch ed Cambridge University Press 1985 J A R Munro Cambridge Ancient History vol IV 1929 D W Engels Alexander the Great and the Logistics of the Macedonian Army Berkeley Los Angeles London F Maurice The size of the army of Xerxes in the invasion of Greece 480 BC Journal of Hellenic Studies 1930 Barry S Strauss The Battle of Salamis The Naval Encounter That Saved Greece and Western Civilization New York Simon and Schuster 2004 Hans Delbruck History of the Art of War University of Nebraska Press Reprint 1920