Ay, Dünya'nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içindeki beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın çapı 3.474 km'dir, bu da Dünya çapının dörtte birinden biraz fazladır. Dolayısıyla Ay'ın hacmi Dünya'nın hacminin %2'sidir. Kütlesi Dünya kütlesinden 81,3 kat daha azdır. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yer çekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27 gün 7 saatte tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.
Adlandırmalar | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MPC belirtmesi | Earth I | ||||||||||||
Alternatif adlar |
| ||||||||||||
Sıfatlar |
| ||||||||||||
Sembol | |||||||||||||
Yörünge özellikleri | |||||||||||||
Yerberi | 362.600 km (356.400-370.400 km) | ||||||||||||
Yeröte | 405.400 km (404.000-406.700 km) | ||||||||||||
384.399 km (1,28 Is, 0,00257 AU) | |||||||||||||
Dış merkezlik | 0,0549 | ||||||||||||
27,321661 g (27 g 7 sa 43 dk 11,5 sn) | |||||||||||||
29,530589 g (29 g 12 sa 44 dk 2,9 sn) | |||||||||||||
Ortalama yörünge hızı | 1,022 km/sn | ||||||||||||
Eğiklik | 5,145° (tutuluma) | ||||||||||||
Doğal uydusu | Dünya | ||||||||||||
Fiziksel özellikler | |||||||||||||
| |||||||||||||
29,3 ile 34,1 yay-dakika | |||||||||||||
Ortalama yarıçap | 1.737,4 km (Dünya'nın 0,2727'si) | ||||||||||||
Ekvatoral yarıçap | 1.738,1 km (Dünya'nın 0,2725'i) | ||||||||||||
Kutupsal yarıçap | 1.736,0 km (Dünya'nın 0,2731'i) | ||||||||||||
Basıklık | 0,0012 | ||||||||||||
Çevresi | 10.921 km (ekvatoryal) | ||||||||||||
3,793 × 107 km2 (Dünya'nın 0,074'ü) | |||||||||||||
Hacim | 2,1958 × 1010 km3 (Dünya'nın 0,020'si) | ||||||||||||
Kütle | 7,342 × 1022 kg (Dünya'nın 0,012300'ü) | ||||||||||||
Ortalama yoğunluk | 3,344 g/cm3 0,606 × Dünya | ||||||||||||
1,62092 m/s2 (0,1654 g; 5,318 ft/s2) | |||||||||||||
Atalet momenti faktörü | 0,3929 ± 0,0009 | ||||||||||||
2,38 km/sn (8.600 km/sa) | |||||||||||||
29,530589 g (29 g 12 sa 44 dk 2,9 s; sinodal; güneş günü) (eş zamanlı dönüş) | |||||||||||||
27,321661 g (eş zamanlı dönüş) | |||||||||||||
Ekvatoral dönme hızı | 4,627 m/sn | ||||||||||||
1,5424° (tutuluma) | |||||||||||||
Kuzey kutbu sağ açıklık |
| ||||||||||||
Kuzey kutbu dik açıklık | 24,36° | ||||||||||||
Albedo | 0,136 | ||||||||||||
| |||||||||||||
Atmosfer | |||||||||||||
Yüzey basıncı | |||||||||||||
Bileşimleri | |||||||||||||
Wikimedia Commons'ta ilgili ortam | |||||||||||||
Ay, insanların üzerine iniş yaparak yürüdükleri gökcismidir. Yer çekiminden kurtulup uzaya çıkan ve Ay'ın yakınından geçen ilk yapay nesne Sovyetler Birliği'nin Luna 1 uydusudur. Ay yüzeyine çarpan ilk insan yapısı nesne Luna 2 uydusudur. Normalde görünmeyen Ay'ın öteki yüzünün ilk fotoğraflarını ise Luna 3 uydusu çekmiştir. Bu üç uydu da 1959 yılında uzaya fırlatılmıştır. Ay yüzeyine ilk yumuşak iniş yapabilen uzay aracı Luna 9 ve Ay yörüngesine giren ilk insansız uzay aracı da Luna 10'dur. Bu iki uydu da 1966'da uzaya fırlatılmıştır.ABD'nin Apollo programı 1969 ve 1972 yılları arasında altı başarılı inişle, günümüze kadar insanlı görevleri başaran tek uzay programıdır. Ay'ın doğrudan insanlar tarafından incelenmesine Apollo programının bitişiyle son verilmiştir.
En yaygın olarak kabul edilen köken açıklaması, Ay'ın 4,51 milyar yıl önce, (Dünya'dan kısa bir süre sonra) Dünya ile Theia adlı Mars büyüklüğündeki varsayımsal bir cisim arasındaki dev çarpışma enkazından oluştuğunu ileri sürer. Sonrasında Dünya ile gelgit etkileşimi nedeniyle daha uzak bir yörüngeye çekildi. Ay'ın yakın tarafı parlak ve eski kabuksal yüksek dağlar ile, göze çarpan darbe kraterileri arasındaki boşlukları dolduran koyu volkanik maria ("karanlık denizler") ile dikkat çekicidir. Büyük çarpışma havzaları ve karanlık yüzeylerinin (mare) çoğu yaklaşık üç milyar yıl önce Imbrian döneminin sonuna kadar yerindeydi. Ay yüzeyi nispeten yansıtıcı değildir, yansıma derecesi aşınmış asfaltdan biraz daha parlaktır. Ancak, açısal çapı büyük olduğu için dolunayda gece gökteki en parlak gök cismi olur. Ay'ın görünen boyutu Güneş'inkiyle hemen hemen aynıdır, bu ise tam güneş tutulması esnasında Güneş'i neredeyse tamamen kaplamasına neden olur.
Etimoloji
Türk Dil Kurumu kelimenin Türkçe olduğunu söyler. Büyük harfle yazıldığını belirtir.
Ay yüzeyi
Ay'ın iki yüzü
Ay, Dünya'nın yörüngesinde eş zamanlı olarak hareket eder, yani her zaman aynı yüzü Dünya'ya dönüktür. Ay'ın oluşumunun başlarında dönüşü yavaşladı ve Dünya'nın kütlesi nedeniyle oluşan gelgit deformasyonlarına bağlı sürtünme etkilerinin sonucu olarak günümüzdeki konumunda kilitlendi.
Çok uzun zaman önceleri Ay daha hızlı dönerken, gelgit tümseği Dünya-Ay hattının önünde dönüyordu. Çünkü gelgit tümsekleri yeteri kadar hızlı olarak Dünya ile aynı hatta gelemiyordu. Bu hattın dışına çıkan tümsek nedeniyle oluşan tork Ay'ın dönüşünü yavaşlattı. Ay'ın dönüşü yörünge hızına denk gelecek kadar yavaşladığında gelgit tümseği Dünya'nın tam karşısına geldi ve bu nedenle tork ortadan kayboldu. İşte bu nedenden ötürü Ay, Dünya yörüngesinde döndüğü hızla kendi çevresinde de döner ve Dünya'dan her zaman Ay'ın aynı yüzü görünür.
Ay'ın göründüğü açının küçük değişimleri (Ay sallantısı) nedeniyle Ay yüzeyinin %59'u görünür.
Ay'ın görünen yüzü | Ay'ın diğer yüzü |
Ay'ın Dünya'ya karşı olan yüzünden Ay'ın görünen yüzü, diğer tarafına da Ay'ın öteki yüzü denir. Öteki yüz Ay'ın karanlık yüzü ile karıştırılmamalıdır. Ay'ın karanlık yüzü herhangi bir anda Güneş tarafından aydınlatılmayan yarıküresidir. Ayda bir kere bu yüz yeniay safhasına Ay'ın görünen yüzü olur. Ay'ın öteki yüzü ilk olarak 1959'da Sovyet uzay sondası Luna 3 tarafından fotoğraflandı. Ay'ın öteki yüzünün ayırt edici özelliklerinden biri Ay denizi (Latince: (mare, çoğulu maria) adı verilen düzlüklerin hemen hemen hiç olmamasıdır.
Ay denizleri
Çıplak gözle rahatlıkla görünebilen Ay yüzeyinde bulunan karanlık Ay düzlüklerine Ay denizi denir. Çünkü antik dönem gök bilimcileri bunların suyla dolu olduklarını zannediyordu. Günümüzde bunların katılaşmış bazalt olduğu bilinmektedir. Bazaltı oluşturan lav, Ay yüzüne göktaşları ve kuyruklu yıldızların çarpması sonucu oluşan krater düzlüklerini doldurmuş ve katılaşarak bu bazaltı oluşturmuştur (Oceanus Procellarum krater düzlüğü değildir ve bu kurala önemli bir istisna oluşturur.) Ay denizleri hemen hemen yalnızca Ay'ın görünen yüzünde bulunur. Ay'ın öteki yüzünün yalnızca %2'sinde birkaç dağılmış küçük düzlük bulunur. Ayın görünen yüzündeyse bu oran %31'dir. Bu farklılığın en akla yatkın açıklaması, Lunar Prospector uzay sondasının gamma ışını spektrometresi ile elde edilen jeokimyasal haritalarda gösterildiği üzere Ay'ın görünen yüzünde ısı üreten elementlerin daha yüksek konsantrasyonda bulunmasıdır. Kalkan tipi yanardağlar ve kubbemsidağlar görünen yüz üzerindeki Ay denizlerinde rastlanan özelliklerdir.
Ay dağları
Ay yüzeyinde görünen açık renkli bölgelere Ay dağları (Latince: terrae (çoğul), terra (tekil)) denir; çünkü Ay denizlerinden daha yüksektirler. Ay'ın görünen yüzünde, içleri bazalt ile dolu olan kraterlerin çevresinde birçok dağ sırasına rastlanır. Bunların kraterlerin çevrelerinde oluşan yükseltilerin kalıntıları olduğu düşünülmektedir. Dünya'da karşılaşılan oluşumun aksine, başlıca Ay dağlarının hiçbirinin tektonik etkinlikler sonucu oluşmadığına inanılmaktadır.
1994 yılında gerçekleştirilen Clementine görevinden alınan görsellerde Ay'ın kuzey kutbunda bulunan 73 km genişliğindeki Peary kraterinin çevresindeki dört dağlık bölgenin tüm Ay günü boyunca günışığı aldığı görülmüştür. Günışığının sürekli aydınlatığı bu bölgeler, Ay'ın tutulum düzlemine olan oldukça küçük eksenel eğikliği nedeniyle mümkündür. Güney kutbunda benzer bölgelere rastlanmamıştır; ancak Shackleton krateri Ay gününün %80'i boyunca gün ışığı altındadır. Ay'ın küçük eksenel eğikliğinin bir başka sonucu da kutup bölgesinde kraterlerin dibinde sürekli gölgede kalan bölgeler olmasıdır.
Kraterler
Ay'ın yüzeyinde gökcisimlerinin çarpması sonucu oluşan birçok krater bulunur. Çapı 1 km'den büyük yaklaşık yarım milyon krater Ay yüzeyine göktaşlarının ve kuyruklu yıldızların çarpması sonucu oluşmuştur. Kraterler hemen hemen sabit bir oranla oluştuğu için birim alanda bulunan krater sayısı yüzeyin yaşını tahmin etmek için kullanılabilir. Atmosferin, hava olaylarının ve yakın geçmişte jeolojik etkinliklerin olmaması sayesinde bu kraterler, Dünya'dakilerin aksine oldukça iyi korunmuştur.
Ay yüzeyinin ve Güneş Sistemi'nin bilinen en büyük krateri Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. Bu çarpma havzası Ay'ın öteki yüzünde Güney Kutbu ile ekvator arasında yer alır; 2240 km çapında ve 13 km derinliğindedir. Ay'ın görünen yüzünde başlıca kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium ve Mare Nectaris'tir.
Regolit
Aykabuğunun üzerinde regolit adı verilen taş ve tozdan oluşan bir tabaka bulunur. Yüzeye çarpan gökcisimleri nedeniyle oluşan regolit eski yüzeylerde yeni yüzeylere nazaran daha kalındır. Özel olarak regolitin kalınlığının denizlerde 3-5 metre, daha eski yayla bölgelerinde ise 10-20 metre arasında değiştiği tahmin edilmektedir. Çok ince toz hâlinde bulunan regolit tabakasının altında onlarca kilometre kalınlığında oldukça parçalanmış kayalardan oluşan megaregolit tabakası bulunur.
Su varlığı
Ay yüzeyine sürekli çarpan göktaşları ve kuyrukluyıldızlar nedeniyle küçük miktarlarda su büyük olasılıkla yüzeye eklenmiştir. Bu durumda günışığı suyu elementlerine yani hidrojen ve oksijen ayıracak, bunlar da Ay'ın zayıf kütleçekimi nedeniyle zamanla yüzeyden kaçacaktır. Ancak Ay'ın dönme ekseninin tutulum düzlemine yalnızca 1,5° gibi çok küçük bir eğiklik yapması nedeniyle kutuplar yakınında bulunan bazı derin kraterler hiçbir zaman doğrudan günışığı almadığından ve sürekli gölgede kaldığından buraya düşen su molekülleri uzun zaman süreleri boyunca kararlılığını koruyacak.
Clementine görevi güney kutbunda gölgede kalmış böyle kraterleri haritalandırdı, ve bilgisayar simülasyonları yaklaşık 14.000 km² kadar bir bölgenin sürekli gölgede kaldığını göstermektedir. Clementine görevinin bistatik radar deneyi küçük donmuş su ceplerine işaret eder ve Lunar Prospector görevinden gelen bilgiler kutup bölgeleri yakınlarında regolitin üst bölümlerinde aşırı derecede yüksek hidrojen konsantrasyonlarını gösterir. Toplam su buzu miktarının bir kilometre küp olduğu tahmin edilmektedir.
Su buzu kazılarak toplanabilir ve nükleer jeneratörler ya da güneş panelleriyle donatılmış elektrik santralleri tarafından hidrojen ve oksijene ayrılabilir. Ay üzerinde kullanılabilecek miktarda su bulunması, Ay'ı yaşanılabilir kılmak için önemlidir çünkü Dünya'dan su taşımak mümkün olamayacak kadar pahalı olacaktır. Ancak son zamanlarda Arecibo gezegen radarı ile yapılan gözlemler, Clementine radarının su buzu bulunduğuna dair işaret ettiği bilgilerin aslında görece yeni kraterlerin oluşumunda fırlayan kayaların sonucu olabileceğini göstermiştir. Ay üzerinde ne kadar su bulunduğu sorusunun cevabı henüz bilinmemektedir.
Fiziksel özellikler
Ay’ın şekli, gelgit gerilmesi nedeniyle hafif elipsoittir. Çarpma havzalarından kaynaklı kütleçekim anomalileriden dolayı, bu elipsoit şeklin uzun ekseni Dünya'ya göre 30° kaymıştır. Şekli, mevcut çekim kuvvetleri hesaba katıldığında daha uzundur. Bu 'fosil şişkinlik', Ay'ın Dünya'ya olan mevcut mesafesinin yarısındaki bir yörüngede dönerken katılaştığını ve artık şeklinin yörüngesine uyum sağlayamayacak kadar soğumuş olduğunu gösterir.
Boyut ve kütle
Ay, büyüklük ve kütle bakımından Güneş Sistemi'nin beşinci en büyük doğal uydusudur ve gezegen kütleli uydulardan biri olarak kategorize edilebilir. Bu durum Ay’ı, jeofiziksel tanımlara göre bir uydu gezegen yapar. Merkür'den daha küçük ve Güneş Sistemi'nin en büyük cüce gezegeni olan Plüton'dan daha büyüktür. (Plüton-Charon sistemi)’nin küçük-gezegen uydusu olan Charon, Plüton'a göre daha büyük olsa da, Ay, ana gezegenlerine görece olarak Güneş Sistemi'nin en büyük doğal uydusudur.
Ay'ın çapı yaklaşık 3.500 km olup, Dünya'nın dörtte birinden fazladır ve Ay'ın yüzü Avustralya'nın büyüklüğü ile kıyaslanabilir. Ay'ın tüm yüzey alanı yaklaşık 38 milyon kilometre karedir ve Amerika kıtasının (Kuzey ve Güney Amerika) alanından biraz daha azdır.
Ay'ın kütlesi Dünya'nın 1/81'idir. Gezegen uyduları arasında ikinci en yoğun olanıdır ve 0,1654 g ile Io'dan sonra ikinci en yüksek yüzey kütle çekimine ve 2,38 km/s'lik (8600 km/sa; 5300 mph) bir kurtulma hızına sahiptir.
İç yapı
Bileşik | Formül | Kompozisyon | |
---|---|---|---|
Maria | Yaylalar | ||
silika | SiO2 | 45.4% | 45.5% |
alümina | Al2O3 | 14.9% | 24.0% |
kireç | CaO | 11.8% | 15.9% |
pas | FeO | 14.1% | 5.9% |
magnezyum oksit | MgO | 9.2% | 7.5% |
titanyum dioksit | TiO2 | 3.9% | 0.6% |
sodyum oksit | Na2O | 0.6% | 0.6% |
99.9% | 100.0% |
Ay, kabuk, manto ve çekirdek gibi jeokimyasal olarak ayrımlanabilen katmanlardan oluşur. Bu yapının yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Ay'ın oluşumundan hemen sonra magma okyanusunun kademeli olarak kristalleşmesiyle meydana geldiğine inanılmaktadır. Ay'ın dış yüzeyini eritmek için gerekli olan enerjinin Dünya ve Ay sistemini oluşturduğu öne sürülen dev çarpma ile elde edildiği düşünülmektedir. Bu magma okyanusunun kristalleşmesi sonucu mafik manto ve plajiyoklâz zengini kabuk ortaya çıkmış olabilir.
Yörüngeden yapılan jeokimyasal haritalama aykabuğunun magma okyanusu varsayımı ile uyumlu bir şekilde oldukça anortositik bir yapıda olduğunu gösterir. Aykabuğu başlıca oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum ve aluminyum elementlerinden oluşmuştur. Jeofiziksel tekniklere dayanılarak aykabuğunun kalınlığının ortalama 50 km civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Ay'ın mantosunda oluşan kısmi erime Ay denizlerinde bulunan bazaltların yüzeye püskürmesine neden oldu. Bu bazaltların analizi mantonun olivin, ortopiroksen ve klinopiroksen minerallerinden oluştuğunu ve Ay mantosunun Dünya mantosundan demir açısından daha zengin olduğunu gösterir. Bâzı Ay bazaltlarında ilmenit minerali içinde karşılaşılan yüksek oranda titanyum içeriği mantonun bileşiminin oldukça yüksek oranda heterojen olduğunu gösterir. Ay yüzeyinden yaklaşık 1.000 km derinde, mantoda Ay sarsıntıları olduğu bulunmuştur. Aylık periyotlarla oluşan bu sarsıntılar Ay'ın Dünya çevresinde dış merkezli yörüngede dönmesi nedeniyle oluşan gelgit streslerine bağlanmıştır.
Ay 3.346,4 kg/m³'lik ortalama yoğunluğuyla, Güneş Sistemi'nin İo'dan sonra ikinci yoğun doğal uydusudur. Ancak bazı kanıtlar Ay çekirdeğinin yaklaşık 350 km'lik yarıçapıyla oldukça küçük olduğuna işaret eder. Bu büyüklük Ay'ın yalnızca %20'sine denk gelir, halbuki birçok gökcisminde çekirdeğin oranı %50 civarındadır. Ay çekirdeğinin bileşimi tam olarak saptanamamıştır, ama az bir miktarda kükürt ve nikel alaşımlı metalik demirden oluştuğu sanılmaktadır. Ay'ın zamanla değişkenlik gösteren dönüşünün analizi çekirdeğin en azından kısmen erimiş olduğunu gösterir.
Topoğrafya
Ay'ın topoğrafyası özellikle yakın zamanda yapılan Clementine görevinin sağladığı, lazer altimetri ve stereo görüntü analizi yöntemleriyle elde edilen data sayesinde ölçülmüştür. En çok görünen topoğrafik özellik öteki yüzde bulunan ve Ay'ın en alçak noktalarını barındıran Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. En yüksek noktalar bu düzlüğün hemen kuzeydoğusunda bulunur. Buranın Güney Kutbu - Aitken düzlüğünün oluşumuna neden olan gökcismi çarpması sonucunda yer değiştirmiş kalın katmanlar nedeniyle oluştuğu önerilmiştir. Diğer büyük kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium, Mare Smythii ve Mare Orientale 'de de oldukça alçak noktalar ve çevrelerinde yüksek noktalar bulunur. Ay şeklinin dikkat çekici bir noktası da ortalama yüksekliklerin öteki yüzde, görünen yüze göre 1,9 km daha yüksek olmasıdır.
Kütleçekim alanı
Ay'ın kütleçekim alanı, yörüngedeki uzay araçlarının yaydığı radyo dalgalarının izlenmesi sonucu belirlenmiştir. Kullanılan prensip Doppler Etkisi'ne bağlıdır. Uzay aracının bakış açısı yönündeki ivmesi radyo dalgalarının yönünü azar azar değiştirerek ve uzay aracından Dünya üzerindeki sabit bir noktaya olan uzaklığı kullanarak belirlenir. Ancak Ay'ın eş zamanlı dönmesi nedeniyle, uzay aracı öte taraftayken izlenemediğinden ötürü, öteki tarafın kütleçekimi alanı çok iyi belirlenememiştir.
Ay'ın kütleçekim alanının en önemli özelliklerinden birisi dev krater düzlükleri ile bağlantılı olan geniş pozitif kütleçekimsel anomalilerin varlığıdır. Bu anomaliler uzay araçlarının yörüngesini önemli ölçüde etkiler bu nedenle insanlı ya da insansız uçuşların planlanmasında Ay'ın doğru kütleçekimsel modeli gereklidir. Kütleçekimsel yoğunluğun olduğu bölgelerin nedeni kısmen, krater düzlüklerini dolduran yoğun bazaltı oluşturan lava akışının varlığına bağlıdır. Ancak bu lava akışları tek başına kütleçekimsel izin tamamını açıklayamaz, aykabuğu ile manto arasındaki etkileşime de gerek vardır. Lunar Prospector 'un kütleçekimsel modellemeleri bazaltik volkanların etkisi nedeniyle oluşmadığı sanılan bazı kütleçekimsel yoğunlukların varlığını gösterir.Oceanus Procellarumda devasa volkan kaynaklı bazaltlar bulunmasına rağmen kütleçekimsel anomali gözlemlenmemektedir.
Manyetik alanı
Ay'ın dış manyetik alanı bir ile yüz nanotesla arasındadır yani 30-60 mikrotesla büyüklüğündeki Dünya'nın manyetik alanından yüz kat daha küçüktür. Diğer önemli farklılıklar çekirdeğindeki jeodinamo tarafından üretilmiş bir dipolar manyetik alanı yoktur ve var olan manyetik alanların kaynağı tamamen aykabuğudur. Bir varsayıma göre aykabuğundaki manyetikleşmelerin Ay daha gençken ve çekirdeğinde bir jeodinamo bulunurken oluştuğudur. Ancak Ay çekirdeğinin küçüklüğü bu varsayımın doğruluğu karşısında bir engel oluşturmaktadır. Alternatif varsayımlar arasında, Ay gibi havası olmayan gökcisimlerinde süreksiz manyetik alanlar büyük gök cisimlerinin çarpması bulunur. Bu varsayımı destekleyecek şekilde en geniş aykabuğu manyetikleşmelerinin dev kraterlerin tam karşısında Ay yüzeyinde gerçekleştiğinin farkına varılmasıdır. Böyle bir fenomenin çarpışma sonucu oluşan plazma bulutunun ortamda bir manyetik alan bulunurken serbest olarak yayılmasından kaynaklanabileceği önerilmiştir.
Ay'ın atmosferi
Ay'ın toplam kütlesi 10 tondan az olan, neredeyse vakum sayılabilecek kadar ince bir atmosferi vardır. Bu küçük kütleli atmosferin yüzeydeki basıncı 3 × 10−15 (0,3 ) civarındadır ve Ay günü içerisinde değişiklik gösterir. Atmosferinin kaynaklarından biri aykabuğunda ve mantoda oluşan radyoaktivite sonucu ortaya çıkan radon gibi gazların salınımıdır. Diğer önemli bir kaynak ise mikrogöktaşları, güneş rüzgârı iyonları, elektronlar ve günışığının bombardımanı sonucu oluşan püskürtüm süreciyle gerçekleşir. Püskürtüm yoluyla salınan gazlar ya tekrar regolit içinde hapsolur ya da güneş radyasyon basıncı veya iyonize olmuşlarsa güneş rüzgârının manyetik alanı nedeniyle uzaya kaçar. Dünya üzerinden yapılan spektroskopik yöntemlerle sodyum (Na) ve potasyum (K) gibi elementlerin varlığı tespit edilmiştir. Radon-222 (222Rn) ve polonyum-210 (210Po) gibi elementler ise Lunar Prospector'un alfa parçacık spektrometresi ile tespit edilmiştir.Argon–40 (40Ar), helyum-4 (4He), oksijen (O2) ve/veya metan (CH4), nitrojen (N2) ve/veya karbon monoksit (CO) ve karbon dioksit (CO2) Apollo astronotları tarafından yerleştirilen detektörler tarafından tespit edilmiştir.
Toz
Ay'ın etrafında kuyruklu yıldızlardan gelen küçük parçacıklardan oluşan kalıcı bir asimetrik Ay tozu bulutu vardır. Tahminlere göre her 24 saatte 5 ton kuyruklu yıldız parçacığı Ay yüzeyine düşmektedir. Ay'ın yüzeyine çarpan parçacıklar, Ay yüzeyindeki Ay tozunu yukarı yönde püskürtmektedir. Püsküren toz, Ay'ın atmosferinde yaklaşık 5 dakika yükselip 5 dakika düşerek toplam 10 dakika kadar kalmaktadır. Ortalama olarak, Ayın üzerinde yüzeyin 100 kilometre yukarısına dek çıkan irtifalarda 120 kilo kadar toz bulunur. Toz ölçümleri, altı aylık bir sürede LADEE'nin Lunar Dust Experiment (LDEX) tarafından yüzeye 20 ila 100 kilometre yukarıda yapılmıştır. LDEX, her dakikada ortalama bir adet 0,3 mikrometre boyutunda Ay tozu partikülü tespit etmiştir. Deneylerde ölçülen toz parçacıkları, Dünya ve Ay'ın kuyruklu yıldız enkazlarından geçtiği İkizler, Quadrantid, Kuzey Taurid ve Omicron Centaurid meteor yağmurları esnasında en yüksek seviyeye çıkmıştır. Toz bulutu asimetrik dağılımdadır, Ay'ın gün ışığı alan ve almayan kısımları arasındaki aydınlanma çemberinin yakınında daha yoğundur.
Geçmişteki kalın atmosfer
Ekim 2017'de, Houston'daki Marshall Uzay Uçuş Merkezi ve Ay ve Gezegen Enstitüsü'ndeki (İngilizce: Lunar and Planetary Institute) NASA biliminsanları, Apollo Projesi tarafından toplanan Ay magma örneklerinin çalışmalarına dayanarak, Ay'ın 3 ile 4 milyar yıl önce 70 milyon yıllık bir dönem boyunca nispeten kalın bir atmosfere sahip olduğunu tespit eden bulgular açıkladılar. Ay'daki volkanik püskürmelerinden çıkan gazlardan kaynaklanan bu atmosfer, bugünkü Mars atmosferinden iki kat daha kalındı. Eski Ay atmosferi daha sonra güneş rüzgarları ile uzaya dağıldı.
Yüzey sıcaklığı
Ay günü boyunca yüzey sıcaklığı ortalama 107 °C, Ay gecesi boyunca da ortalama -153 °C civarındadır.
Kökeni ve jeolojik evrimi
Oluşumu
Ay'ın oluşumunu açıklayan çeşitli varsayımlar önerilmiştir. Ay'ın Güneş Sistemi'nin oluşumundan 30-50 milyon yıl sonra, günümüzden 4,527 ± 0,010 milyar yıl önce oluştuğuna inanılmaktadır.
- Bölünme kuramı - Ay'ın oluşumu hakkında ilk düşünceler Ay'ın merkezkaç kuvvetler nedeniyle yerkabuğundan koparak ayrıldığı ve gerisinde Büyük Okyanus çukurunu bıraktığını önermiştir. Bu bölünme kavramı Dünya'nın başlangıç dönüşünün çok büyük olmasını gerektirir. Ayrıca bu bölünme sonucu oluşan yörünge Dünya'nın ekvator düzlemini izlemek durumunda olacaktı ama böyle değildir.
- Yakalama kuramı - Diğerleri Ay'ın başka bir yerde oluştuğunu ve Dünya'nın yörüngesine yakalanarak girdiğini düşünmüşlerdir. Ancak bu yakalamanın gerçekleşebilmesi için gerekli olan koşulların, örneğin enerjiyi sönümleyebilmek için Dünya'nın geniş bir atmosferinin olması gibi, oluşması mümkün değildi.
- Birlikte oluşum kuramı - Birlikte oluşum varsayımı Dünya ile Ay'ın gezegen öncesi buluttan aynı zamanda ve yerde birlikte oluştuklarını önerir. Bu varsayımı göre Ay, Dünya'nın oluştuğu maddelerin çevresindeki maddelerden oluştuğu düşünülür. Bazıları bu varsayımın Ay üzerinde metalik demirin azlığını açıklayamadığı için doğru olmadığını belirtmiştir.
Bu varsayımların önemli bir açığı Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumunu kolayca açıklayamamalarıdır.
- Dev çarpma kuramı - Günümüzde, Dünya ve Ay sisteminin oluşumunu dev çarpma kuramının açıkladığı bilim çevrelerince geniş kabul görmüştür. Bu varsayıma göre Dünya'nın oluşumundan önce, Mars büyüklüğünde bir gökcisminin çarparak Dünya yörüngesine Ay'ı oluşturacak kadar yeterli miktarda madde saçmış olmasıdır. Gezegenlerin, küçük ya da büyük parçaların birikmesi sonucu oluştuğuna inanıldığı için bunun gibi dev çarpma olaylarının birçok gezegeni etkilediğine inanılmaktadır. Bu çarpmayı simüle eden bilgisayar modelleri hem Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumu ve Ay çekirdeğinin küçüklüğünü açıklayabilmektedir. Bu kuram ile ilgili cevabı bulunmamış sorular arasında Dünya öncesi kütle ile buna çarpan gökcisminin göreceli boyutları ile bunlardan çıkan maddenin ne kadarının Ay'ı oluşturduğudur.
Ay magma okyanusu
Hem dev çarpma olayı sırasında hem de bunu izleyen Dünya'nın yörüngesinde maddenin birikmesinde çok büyük miktarlarda enerji salındığı için Ay'ın önemli bir kısmının başlangıçta erimiş olduğu düşüncesi yaygındır. Ay'ın o sırada erimiş dış yüzeyine Ay magma okyanusu adı verilir ve derinliğinin 500 km ile Ay'ın yarıçapı arasında değiştiği tahmin edilmektedir.
Magma okyanusu soğudukça kısmen kristalleşti ve katmanlara ayrılarak jeokimyasal olarak ayrı olan aykabuğu ve manto oluştu. Manto olivin, klinopiroksen ve ortopiroksen minerallerinin çökelmesi sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Magma okyanusunun dörtte üçünün kristalleşmesi tamamlandıktan sonra düşük yoğunluğu nedeniyle anortit minerali çökelmiş ve yüzeye çıkıp aykabuğunu oluşturmuştur.
Magma okyanusunun kristalleşen son sıvı bölümü Ay kabuğu ile manto arasında sıkışmıştır ve ısı üreten, birbiriyle uyumsuz elementleri kapsar. Bu jeokimyasal bileşiğe potasyum (K), soy toprak elementleri (İngilizce: rare earth elements - REE) ve fosfor (P) simgelerinden oluşan kısaltma KREEP adı verilir ve görünen yüzde Oceanus Procellarum ile Mare Imbrium'un çoğunu kapsayan küçük jeolojik bölgede toplanmış gözükmektedir.
Jeolojik evrimi
Ay'ın magma okyanusu sonrası jeolojik evrimi gökcisimlerinin çarpması ile oluşmuştur. Ay'ın jeolojik dönemleri Nectaris, Imbrium, Orientale gibi büyük kraterlerin oluşumuna neden olan çarpma olaylarına göre ayrılmıştır. Çarpma sonucu oluşan bu yapılar yukarı fırlayan maddenin oluşturduğu çoklu halkaları ile gözlemlenir. Bu halkaların çapı genellikle yüzlerce kilometreden binlerce kilometreye kadar uzanır. Her çoklu halka düzlüğünde bölgesel stratigrafik ufuğu oluşturan püskürtü katmanları ile bağlantılıdır. Yalnızca birkaç çoklu halka düzlüğü kesin olarak tarihlendirildiyse de stratigrafik katmanlar sayesinde göreceli yaşların tespitinde faydalıdır. Sürekli olarak gökcisimlerinin çarpması sonucunda regolit oluşur.
Ay yüzeyinin oluşumunu etkileyen diğer önemli bir jeolojik süreçi ay denizlerinin oluşumunun temelindeki volkanik etkinliktir. Procellarum KREEP katmanında ısı üreten elementlerin toplanması sonucunda altında kalan mantonun ısınıp sonunda kısmen eridiği düşünülmektedir. Eriyen magmanın bir kısmı yüzeye çıkarak püskürtüldü ve Ay'ın görünen yüzünde bulunan ay denizi bazaltlarını oluşturdu. Ay'ın bu jeolojik bölgesinde bulunan bazaltların çoğu 3,0 - 3,5 milyar yıl önce Imbrian döneminde püskürtüldü. Yine de en eski tarihlenmiş örnekler 4,2 milyar yıla uzanırken en yeni püskürtüler yalnızca 1,2 milyar yıl önce oluşmuştur.
Ay yüzeyinin zamanla değişiklik gösterip göstermediği konusunda bazı anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bazı gözlemciler kraterlerin ortaya çıktığını ya da ortadan kaybolduğunu ya da diğer geçici fenomenlerin oluştuğunu iddia etti. Günümüzde bu iddiaların çoğunun yanılsama olduğu ve farklı ışık koşulları, zayıf astronomik gözlem ya da yetersiz eski çizimler nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Yine de gaz çıkması gibi fenomenlerin ara sıra oluştuğu ve bunların iddia edilen geçici Ay fenomenlerine sebebiyet vermiş olabileceği bilinmektedir. Geçenlerde, yaklaşık bir milyon yıl önce gazın serbest kalması nedeniyle kabaca 3 km çaplı bir bölgenin yüzey şeklinin değişmiş olabileceği önerilmiştir.
Ay taşları
Ay taşları iki ana kategoride incelenir; Ay denizlerinde ve Ay dağlarında bulunan Ay taşları. Ay dağlarında bulunan Ay taşları üç takımdan oluşur: demir anortosit takım, magnezyum takımı ve alkali takımı. Demir anortosit takımı taşlar hemen hemen tamamen anortit mineralden oluşmuştur ve Ay magma okyanusu üzerinde yüzerek toplanan plajiyoklâzdan geldiğine inanılmaktadır. Radyometrik yöntemlerle demir anortositlerin yaklaşık 4,4 milyar yıl önce oluştuğu bulunmuştur.
Magnezyum ve alkali takımı Ay taşları asıl olarak mafik plütonik kayaçlardır. Tipi olarak rastlanan kayaçlar dunit, troktolit, gabbro, alkali anortosit ve nadiren de granittir. Demir anortosit takımı Ay taşlarıyla karşılaştırıldıklarında bu takımın mafik minerallerinde görece daha yüksek Mg/Fe oranları bulunur. Genel olarak bu kayaçlar önceden olmuş dağlık alan aykabuğuna sonradan girmiştir ve yaklaşık 4,4-3,9 milyar yıl önce oluşmuşlardır. Bu Ay taşlarında yüksek oranda KREEP bileşeni bulunur.
Ay denizlerinde hemen hemen yalnızca bazalt bulunur. Dünya bazaltlarına benzese de çok daha fazla demir barındırırlar ve su bazlı değişim ürünleri barındırmazlar. Ayrıca çok miktarda titanyum da içerirler.
Astronotlar yüzeydeki tozun kar gibi hissedildiğini ve yanık barut koktuğunu bildirmiştir. Toz asıl olarak Ay yüzeyine çarpan göktaşları nedeniyle oluşmuş olan silikon dioksit camından (SiO2) ibarettir. Aynı zamanda kalsiyum ve magnezyum da içerir.
Yörüngesi ve Dünya ile olan ilişkisi
Yörünge
Ay, sabit yıldızlara göre Dünya yörüngesinde her 27,3 günde bir tam tur atar. Ancak Dünya'da kendi yörüngesinde Güneş'in çevresinde döndüğü için Ay'ın evrelerinin dönüşümü için biraz daha uzun bir zaman, 29,5 gün gerekir. Diğer gezegenlerin uydularının aksine Ay Dünya'nın ekvator düzlemi üzerinde değil, tutulum düzlemi yakınlarında yörüngededir. Gezegeninin boyutlarına göre Güneş Sistemi içinde en büyük doğal uydudur. (Charon ile cüce gezegen Plüton'dan daha büyüktür.)
Dünya üzerinde görülen gelgit etkilerinin çoğu Ay'ın kütleçekim alanı nedeniyle oluşmaktadır, Güneş'in etkisi çok azdır. Gelgit etkileri nedeniyle Dünya ile Ay arasındaki ortalama uzaklık her yüzyılda 3,8 m artmaktadır. Açısal momentumun korunumu nedeniyle Ay'ın yarı büyük ekseninin artmasıyla birlikte Dünya'nın dönüşü yüzyılda 0,002 saniye kadar yavaşlamaktadır.
Dünya ve Ay sistemi bazen gezegen-uydu sistemi olarak değil de çifte gezegen sistemi olarak değerlendirilir. Bunun nedeni Ay'ın çevresinde döndüğü gezegene göre oldukça büyük olan boyutlarıdır. Ay'ın çapı Dünya'nın dörtte biri, kütlesi de 1/81'idir. Ancak sistemin orta kütle merkezi yeryüzünün 1.700 km; yani Dünya yarıçapının dörtte biri kadar altında olması nedeniyle bu görüş bazıları tarafından eleştirilmektedir. Ay yüzeyi Dünya'nın onda birinden azdır ve Dünya'nın kara alanının yaklaşık dörtte biri kadardır.
1997'de asteroit 3753 Cruithne'nin Dünya ile bağlantılı olağandışı bir atnalı yörünge üzerinde olduğu bulundu. Ancak gök bilimciler bu asteroidi Dünya'nın ikinci doğal uydusu olarak kabul etmemektedir; çünkü yörüngesi uzun dönemde kararlı değildir. Daha sonra Cruithne ile benzer yörüngede bulunan Dünya'ya yakın üç asteroit daha bulunmuştur: (54509) 2000 PH5, (85770) 1998 UP1 ve 2002 AA29.
Gelgit
Dünya üzerinde okyanuslarda görülen gelgit Ay kütleçekiminin etkisiyle oluşur. Kütleçekimsel gelgit kuvvetlerinin oluşmasının sebebi Dünya'nın Ay karşısında bulunan yüzünün merkezine ve arka yüzüne göre Ay'ın kütleçekiminden daha fazla etkilenmesidir. Kütleçekimsel gelgit, okyanusları Dünya'nın merkezinde olduğu bir elips şekline esnetir. Bunun etkisi birisi Ay'a doğru bakan yüzde, diğeri de bunun zıt yüzünde oluşan tümsek yani deniz seviyesinin yükselmesi olarak görülür. Dünya kendi ekseni etrafında dönerken bu iki tümsek de Dünya çevresinde bir günde döndüğü için okyanus suları sürekli olarak hareket eden bu iki tümseğe doğru akar. Bu iki tümseğin ve onlara doğru giden büyük okyanus akıntılarının etkisi; Dünya'nın dönüşü nedeniyle okyanus tabanlarında oluşan suyun sürtünme etkisi, su hareketinin eylemsizliği, karaya yaklaştıkça sığlaşan okyanus tabanları ve değişik okyanus tabanları arasındaki salınımlar gibi nedenlerle daha da büyür.
Ay ile okyanuslar arasındaki kütleçekimsel bağ Ay'ın yörüngesini etkiler. Ay'dan bakıldığında gelgit tümsekleri Dünya'nın dönüşüyle ileriye doğru taşındığından doğrudan Ay'ın karşısında değildir. Kütleçekimsel eşleşme Dünya'nın dönüşünden kinetik enerji ve açısal momentumu emer. Buna karşın Ay'ın yörüngesine açısal momentum eklenir. Bu da Ay'ı daha uzun periyotlu daha yüksek bir yörüngeye iter. Bunun sonucunda da her yıl iki gökcismi arasındaki ortalama uzaklık 3,8 cm. artar. Dünya ile Ay arasındaki gelgit etkilerin önemsiz hâle gelene kadar Ay yavaş yavaş uzaklaşmaya devam edecektir ve bu durumda yörüngesi kararlı olacaktır.
Gözlemsel etkiler ve bulgular
Ay ve Güneş tutulmaları
Güneş, Dünya ve Ay aynı çizgi üzerinde sıralanınca, bu durum Dünya'da Ay ve Güneş tutulması olarak gözlenir. Güneş tutulması yeni ay evresinde, Ay Güneş ile Dünya'nın arasında iken oluşur. Buna karşın Ay tutulması dolunay evresinde Dünya Güneş ile Ay'ın arasında olduğunda oluşur.
Ay'ın yörüngesinin Dünya'nın Güneş çevresindeki yörüngesine nazaran yaklaşık 5° eğik olması nedeniyle her yeni ay ve dolunayda tutulmalar olmaz. Bir tutulmanın olması için Ay'ın her iki yörünge düzleminin kesişimine yakın bir yerde olması gerekir.
Ay ve Güneş tutulmalarının zamanlamaları yaklaşık 6.585,3 günlük (18 yıl 11 gün 8 saat) bir periyota sahip olan ve Babiler zamanında bulunan Saros çevrimi ile belirlenebilir.
Ay'ın ve Güneş'in Dünya'dan görülen açısal çapları değişimlerle üst üste gelebildiği için hem tam hem de yarım güneş tutulması oluşabilmektedir. Tam güneş tutulmasında Ay Güneş diskini tamamen kapatır ve Güneş koronası çıplak gözle görünür hâle gelir. Ay ile Dünya arasındaki uzaklık zamanla az da olsa arttığı için Ay'ın açısal çapı azalmaktadır. Bu yüzlerce milyon yıl önce Ay'ın tutulmalarda Güneş'in açısal çapı da değişmezse Ay artık Güneş diskini tamamen örtemeyecek ve yalnızca yarım tutulma oluşacaktır.
Tutulma ile ilgili bir başka fenomen "örtülme"dir. Ay sürekli olarak gökyüzünde 1/2 derece genişliğinde dairesel bir alanı kaplar. Parlak bir yıldız ya da gezegen Ay'ın arkasından geçerse örtülür yani gözden kaybolur. Güneş tutulması Güneş'in örtülmesidir. Ay Dünya'ya yakın olduğu için tek tek yıldızların örtülmesi aynı zamanda ve her yerden görülemez. Ay yörüngesinin yalpalaması sonucu her yıl farklı yıldızlar örtülür.
En son ay tutulması 20 Şubat 2008'de olan tam tutulmadır. Güney Amerika ve Kuzey Amerika'nın çoğu yerinden 20 Şubat'ta gözlemlenen tutulma Batı Avrupa, Afrika ve Batı Asya'dan 21 Şubat'ta gözlemlenmiştir. Güney Amerika ile Antarktika'nın bazı bölümlerinden gözlemlenen 1 Ağustos 2008'den sonraki güneş tutulması 15 Ocak 2010'dadır.
Gözlemsel bulgular
En parlak olduğu dolunay evresinde Ay'ın görünür kadir derecesi yaklaşık −12,6'dır. Kıyaslanacak olursa Güneş'in görünen kadir derecesi −26,8'dir. Ay'ın dördün evrelerinde parlaklığı dolunay evresindeki parlaklığının yarısı değil ancak onda biridir. Bunun nedeni Ay yüzeyinin mükemmel bir Lambert yansıtıcısı olmamasıdır. Dolunay iken gözlemcinin arkasından gelen ışık nedeniyle olduğundan parlak görünen Ay diğer evrelerde yüzeye düşen gölgeler nedeniyle yansıtılan ışığın miktarı azalır.
Ay ufka yakınken daha büyük olarak görünür. Fakat bu tamamen Ay illüzyonu olarak bilinen psikolojik bir etkidir.
Ay düşük albedosuna rağmen gökyüzünde oldukça parlak bir gökcismi olarak görünür. Ay, Güneş Sistemi'nde bulunan en kötü yansıtıcıdır ve üzerine düşen ışığın ancak %7'sini yansıtır. Bu oran bir parça kömürün yansıtma oranı ile hemen hemen aynıdır.
Görsel sistemlerde renk istikrarı bir nesnenin rengiyle etrafındakilerin rengi arasındaki ilişkiyi ayarlar, dolayısıyla da görece karanlık olan gökyüzünde Güneş'in aydınlattığı Ay parlak bir nesne olarak algılanır.
Ay'ın gün içinde ulaştığı en yüksek nokta değişiklik gösterir ve Güneş ile aynı sınırlarda dolaşır. Ayrıca Dünya üzerindeki mevsime ve Ay'ın evrelerine göre değişir. Kış mevsiminde dolunayda en yüksek noktaya ulaşır. Ayrıca 18,6 yıllık düğüm çevriminin de etkisi vardır. Ay yörüngesinin yükselen düğüm noktası ilkbahar noktasındaysa Ay yükselimi 28° kadar yükselebilir. Bunun sonucunda 28 derece enlemlere kadar Ay tepe noktasına çıkar. Yaklaşık dokuz yıl kadar sonra yükselim yalnızca 18° kuzey ve güney enlemlere ulaşacaktır. Ayçanın yönü de gözlem noktasının enlemine bağlıdır. Ekvator'a yakın yerlerde bir gözlemci Ay'ı sandal gibi görebilir.
Güneş gibi Ay'da bazı atmosferik etkilere neden olabilir. Bunların arasında 22°'lik hâle halkası ve ince bulutlar arasından görünen daha küçük korona halkaları sayılabilir.
Gözlem ve keşiflerin tarihi
İlk dönem gözlemler
MÖ 5. yüzyılda Babilli gözlemcilerin Ay'ın döngülerini incelediğini, Hindistan'da benzer bulguların varlığını, Çinli Shi Shen'in MÖ 4. yüzyılda Ay ve Güneş tutulmalarının tarihlerini hesaplama yöntemi geliştirdiğini biliyoruz.
MÖ 4. yüzyılda Aristo; yanlış da olsa uzun bir süre çok etkili olan evren açıklamasında, Ay'ın dört temel eleman (toprak, su, hava ve ateş) arasındaki sınır bölgede yer aldığını öne sürdü. Öte yandan, ve (MÖ 2. yüzyıl) ile Ptolemy (MS 90–168) Aristocu anlayışı çürüten gözlem ve hesaplamalar sundular.
Orta Çağ Avrupası için "gökbilim"den söz etmek zordur ve dönemin bilgisi gözlemden çok dinî inanışların etkisi altındaydı. Ay'ın tam bir yuvarlak ve yüzeyinin pürüzsüz olduğu da bu inanışlar arasındaydı.
Teleskobun keşfi ve bilimlerde yaşanan yaklaşık eşzamanlı paradigma değişimi, Ay gözleminde bir dönüm noktası olmuştur. Galileo Galilei 1609'da yayımladığı kitabı Sidereus Nuncius; Ay yüzündeki dağları ve kraterleri gösteren ilk teleskobik çizimlerden bazılarını içeriyordu. Ardından Ay'ın teleskobik haritalanması başladı: 17. yüzyılın devamında ve ; Ay'ın yüzey unsurlarını bugün adlandırırken kullanılan sistemin temellerini attılar. Wilhelm Beer ve 'in kitapları Mappa Selenographica (1834-6) ve Der Mond (1837); binden fazla dağ dahil olmak üzere Ay'daki yüzey unsurlarını, yeryüzündeki coğrafya için mümkün olan hassasiyetle tanımladı.
Uzay araçları
20. yüzyıl
Soğuk Savaş ile kaynaklanan Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki uzay yarışı; Ay üzerindeki ilginin giderek artmasına neden oldu. Fırlatıcı yetenekleri izin verir vermez hem alçak uçuş hem de çarpma/iniş görevleri için insansız sondalar, uzaya gönderildi. Sovyetler Birliği'nin Luna programı Ay yüzüne insansız uzay araçları ile ulaşmayı başaran ilk program olmuştur. Yerçekimini yenip Ay'ın yanından geçmeyi başarabilen ilk insan yapımı nesne Luna 1 uzay sondası olmuştur. 1959 yılında Ay yüzüne çarpan ilk insan yapımı nesne Luna 2 ve Ay'ın öteki yüzünün fotoğraflarını çeken ilk uydu da Luna 3 olmuştur. 1966 yılında Ay yüzeyine başarılı bir yumuşak iniş yapan ilk uzay aracı Luna 9 ve Ay yörüngesine giren ilk uzay aracı da Luna 10 olmuştur. Ay yüzeyinden örnekler üç Luna uçuşu (Luna 16, Luna 20 ve Luna 24) ile Apollo 11'den Apollo 17'ye kadar (Apollo 13 hariç) Apollo görevleri ile Dünya'ya getirilmiştir.
Ay yüzeyine 1969 yılında ilk insanların inmesi, uzay yarışının doruk noktasını oluşturmuştur.Neil Armstrong, ABD uçuşu Apollo 11'in komutanı olarak Ay'da yürüyen ilk insan oldu. Ay'da ilk adımını 21 Temmuz 1969 tarihinde saat 02:56'da (UTC) attı. 1960'ların başında özellikle yüzel erime kimyası ve atmosfere yeniden giriş konularında olduğu gibi önemli teknolojik gelişmeler; Ay yüzeyine iniş ve geri dönüşü mümkün kılmıştır.
Apollo uçuşlarının tamamında bilimsel ölçüm aletleri, Ay yüzeyine yerleştirildi. Uzun süreli ALSEP (İngilizce: Apollo lunar surface experiment package - Apollo Ay yüzeyi deney paketi) istasyonları Apollo 12, 14, 15, 16 ve 17 iniş sahalarına yerleştirildi. Apollo 11 uçuşuyla EASEP (İngilizce: Early Apollo Scientific Experiments Package - Erken Apollo bilimsel deney paketi) adı verilen geçici istasyon yerleştirilmiştir. ALSEP istasyonlarında ısı akış sondaları, sismometreler, manyetometreler ve küp köşeli bulunmaktaydı. Bütçe sorunları sebebiyle 30 Eylül 1977'de Dünya'ya bilgi iletimi kesilmiştir. Ay laser mesafe ölçüm araçları pasif ekipmanlar olduğu için hâlâ kullanılmaktadır. Dünya üzerindeki istasyonlardan yönetilen ölçümler sonucu birkaç santimetrelik hassasiyetle ay çekirdeğinin boyutları belirlenebilmektedir.
14 Aralık 1972'de Apollo 17 uçuşunun bir parçası olarak Ay üzerinde yürüyen Eugene Cernan'dan beri başka bir insan Ay üzerinde yürümemiştir.
1960'ların ortasından 1970'lerin ortasına kadar Ay yüzüne ulaşan yaklaşık 65 farklı uçuş görevi yapılmıştır. Bunların sonuncusu, 1976 yılındaki Luna 24'tür. Bunları yalnızca 18'i kontrollü olarak Ay yüzeyine inmiş, dokuzu geriye dönerek ay taşı örnekleri getirmiştir. Daha sonra ise Sovyetler Birliği, Venüs ve uzay istasyonlarına ilgisini çevirirken ABD, Mars ve ötesi ile ilgilenmeye başladı.
Bir kısım uzmanlar Ay'a iniş yapılmasıyla ilgili görüntülerin sahte olduğunu iddia etmişlerdir. 2000'li yılların sonlarından bu yana LROC uzay aracı tarafından çekilen çok sayıda yüksek çözünürlüklü fotoğrafta Ay'a iniş yapmış uzay araçları ve izler görülebilmektedir. 2012 yılında Apollo bayraklarının Ay yüzeyindeki fotoğrafları yayınlanmıştır.
Özellikle 1990'lardan itibaren Ay'a yönelik ilgi tekrar canlandı ve projeler arttı.
1990 yılında Japonya Hiten uzay aracını Ay yörüngesine oturtarak bunu başaran üçüncü ülke oldu. Uzay aracı Hagormo adlı küçük bir sondayı yörüngede bıraktı ama vericinin arıza yapması nedeniyle uçuş görevinden bilimsel olarak daha fazla yararlanılamadı.
1994 yılında Clementine uçuş görevini gönderen ABD tekrar Ay ile ilgilenmeye başladı. Bu görev ile birlikte Ay'ın ilk küresel topoğrafik haritası ve ay yüzeyinin ilk multispektral görselleri elde edildi. Bunu 1998 yılındaki Lunar Prospector uçuş görevi izledi. Lunar Prospector 'da bulunan nötron spektrometresi ay kutuplarında hidrojen oranının görece yüksekliğini gösterdi. Bunun nedeni olarak sürekli olarak gölge altında kalan kraterlerdeki regolitin üst birkaç metresinde su buzu var olabileceği düşünüldü.
21. yüzyıl
14 Ocak 2004'te ABD Başkanı George W. Bush 2020 yılından itibaren Ay'a insanlı uçuşların yapılmasını öngören bir plan yapılmasını istedi.
NASA'nın Ay Arayışları (Lunar Quest) çatısı altında topladığı, Ay yörüngesinde (örneğin Haziran 2009'da fırlatılan LRC, Lunar Reconnaissance Orbiter) ve yüzeyinde (örneğin Ay'ın sürekli karanlık güney kutbunda su buzu varlığını aramayı amaçlayan LCROSS) çeşitli programları vardır. NASA, ay kutuplarından birinde kalıcı bir üssün kuruluşunu da planlamaktadır.
Avrupa uzay aracı Smart 1 27 Eylül 2003'te fırlatıldı ve 15 Kasım 2004'ten 3 Eylül 2006'ya kadar Ay yörüngesinde kaldı.
Japan Aerospace Exploration Agency (Japon Uzay Araştırma Ajansı) 14 Eylül 2007'de yüksek çözünürlüklü kamera ve iki küçük uydu ile donatılmış olan SELENE adlı uzay aracını fırlattı. Uçuşun bir yıl sürmesi beklenmektedir.
Çin Ay araştırmaları için istekli olduklarını Chang'e programını başlatarak gösterdi. İlk uzay aracı Chang'e-1 24 Ekim 2007'de fırlatıldı.
Hindistan, ekim 2008'de Chandrayaan I görevini başlatmış ve başarıyla tamamlamıştır. Daha sonra, 22 temmuz 2019'da Chandrayaan II'yi başlatmış ama araç yüzeye inememiştir.
Rusya da dondurulmuş olan Luna-Glob projesine tekrar başlamayı ve 2012'de Ay yüzeyine iniş yapmayı düşünmektedir.
23 Ağustos 2023 tarihinde Hindistan, Ay'ın güney kutbu bölgesine uzay aracını başarıyla indirebilen ilk ülke olmuştur. ISRO ise Ay'a inmeyi başaran dördüncü uzay ajansı olmuştur.
19 Ocak 2024 tarihinde Japonya Uzay Ajansı uzay aracı SLIM'in Ay'ın yüzeyine indiğini açıkladı. Bununla birlikte Japonya Ay'a iniş yapan 5. ülke oldu.
Özel ve ticari girişimler
13 Eylül 2007'de duyurulan Google Lunar X Prize (Google Ay X Ödülü) özel sektör tarafından finanse edilen Ay araştırmalarını artırmayı amaçlamaktadır. X Ödülü Vakfı, Ay üzerine robotik bir ay aracı gönderebilecek olan ve diğer bazı kriterlere uyacak olan herhangi bir kişiye 20 milyon dolar önermektedir.
İnsanların etkisi
Ay'daki insan aktivitesinin izlerine ek olarak, Ay Müzesi sanat eseri, Apollo 11 iyi niyet mesajı, Ay Plakası, Ölen Astronot anıtı ve diğer insan yapımı nesneler Ay yüzeyinde yer almaktadır.
Ay'ı ziyaret eden araçlar
Uzay Aracının Adı | Fırlatılış Tarihi | Bilgi |
---|---|---|
Luna 2 | 12 Eylül 1959 | Ay yüzeyine iniş yapan ilk araç. (Çarparak inebilmiştir) |
Ranger 7 | 28 Temmuz 1964 | Ay'dan görüntü alan ilk araç. |
Ranger 8 | 17 Şubat 1965 | Ay'dan görüntü aldı. |
Ranger 9 | 21 Mart 1965 | Ay yüzeyinin dağlık bölgeleri görüntülendi. |
Luna 9 | 31 Ocak 1966 | Ay'a yumuşak iniş yapan ilk araç, görüntüler aldı. |
Surveyor 1 | 30 Mayıs 1966 | Ay'a yumuşak iniş yapan ilk ABD aracı, görüntüler aldı. |
Luna 13 | 21 Aralık 1966 | Ay toprağının sertliğinin incelenmesi. |
Surveyor 3 | 17 Nisan 1967 | Ay yüzeyinde ilk kez çukur kazıldı. |
Surveyor 5 | 8 Eylül 1967 | Ay denizlerinin toprağı ilk kez incelendi. |
Surveyor 6 | 7 Kasım 1967 | Ay denizlerinin toprağı ilk kez incelendi. |
Surveyor 7 | 7 Ocak 1968 | Ay'daki dağlık bölgelere yumuşak iniş yapan ilk araç |
Apollo 11 | 16 Temmuz1969 | Ay'a insanlı ilk iniş (Sessizlik Denizi'ne inildi) |
Apollo 12 | 14 Kasım 1969 | İnsansız bir uzay aracının (Surveyor 3) yakınına insanlı ilk iniş |
Luna 16 | 12 Eylül 1970 | Ay'dan toprak örnekleri getiren ilk araç |
Luna 17 | 10 Kasım 1970 | Ay'a bir taşıt (Lunahod 1) indiren insansız ilk araç |
Apollo 14 | 31 Ocak 1971 | Ay'da dağlık bölgeye (Fra Mauro) insanlı ilk iniş |
Apollo 15 | 26 Temmuz 1971 | Ay yüzeyinde taşıtın ilk kez kullanılması |
Luna 20 | 14 Şubat 1972 | Ay'ın dağlık bölgelerinden toprak örnekleri alındı |
Apollo 16 | 16 Nisan 1972 | Ay'ın dağlık bölgelerinde ilk kez taşıtın kullanılması |
Apollo 17 | 7 Aralık 1972 | Ay'a yapılan son insanlı uçuş |
Luna 21 | 8 Ocak 1973 | Luna 20 ile aynı görev |
Luna 24 | 9 Ağustos 1976 | Luna 20 ile aynı görev |
İnsan kavrayışı
Ay birçok sanat ve edebiyat eserine konu olmuş ve sayısız başkalarına da ilhâm kaynağı olmuştur. Görsel sanatlar, sahne sanatları, şiir, yazın ve müzik için bir motif oluşturur. İrlanda'da Knowth'da bulunan 5.000 yıllık kaya üzerinde kazılı bulunan ve Ay'ı tasvir ettiği düşünülen eser keşfedilen en eski eserdir. Birçok tarihöncesi ve antik kültürde Ay'ın tanrı olduğuna ve diğer doğaüstü fenomenlerin kaynağı olduğuna inanılırdı. Ay üzerindeki astrolojik görüşler günümüzde de yaygındır.
Batı uygarlığında Ay hakkında bilimsel açıklama getiren ilk kişi Yunan filozof Anaxagoras olmuştur. Anaxagoras Güneş ve Ay'ın dev küresel kayalar olduğunu ve Ay'ın Güneş'in ışığını yansıttığını öne sürmüştür. Gökyüzü hakkında tanrıtanımaz görüşleri tutuklanmasına ve sürgüne gönderilmesine neden olmuştur.
Aristo'nun evren tanımında Ay değişken elementler (toprak, su, hava ve ateş) alanı ile Eter'in ölümsüz yıldızları arasındaki sınırı oluşturur. Bu ayrım yüzyıllar boyunca fiziğin bir parçasını oluşturmuştur.
Orta Çağ'a gelindiğinde, teleskobun keşfinden önce birçok kişi Ay'ın bir küre olduğunu kabul etti ancak "tamamen pürüzsüz" olduğuna inanılıyordu. 1609'da, Galileo Galilei, Siderus Nuncius adlı kitabında Ay'ın ilk teleskobik çizimlerini yayımladı ve ay yüzeyinin pürüzsüz olmadığını, dağlar ve kraterlerden oluştuğunu yazdı. Daha sonra 17. yüzyılda Giovanni Battista Riccioli ve Francesco Maria Grimaldi Ay'ın bir haritasını çizerek birçok kratere günümüzde bilinen adlarını verdi.
Haritalarda Ay yüzeyinin karanlık bölümleri maria ya da denizler ve açık bölümleri terrae ya da kıtalar olarak belirtilmiştir.
Ay üzerinde bitki örtüsünün varlığı ve yaşam olabileceği düşüncesi 19. yüzyılın başlarına kadar önemli gök bilimciler tarafından bile dikkate alınmıştır. Parlak yüksek bölgeler ile koyu denizler arasındaki kontrast değişik kültürler tarafında Ay'daki adam, tavşan, buffalo ve bunun gibi çeşitli modellemelere yol açmıştır.
1835'te Büyük Ay Aldatmacası birçok insanı Ay üzerinde egzotik hayvanların yaşadığına inandırmıştır. Hemen hemen aynı zamanlarda (1834–1836 arasında) Wilhelm Beer ve Johann Heinrich Mädler dört ciltlik Mappa Selenographica 'yı ve 1837'de Der Mond adlı kitabı yayımlamaktaydı. Bu eserler Ay üzerinde su ve atmosfer olmadığını belirtiyordu.
Ay'ın öteki yüzü 1959'da Luna 3 uzay sondası fırlatılana kadar bilinmiyordu. 1960'larda Lunar Orbiter programı tarafından haritası çıkarılmıştır.
Yasal durumu
Her ne kadar 1959 yılında Luna 2 ve bunu izleyen diğer inişlerde birçok Sovyetler Birliği bayrağı ile ABD bayrağı Ay yüzüne sembolik olarak dikilmişse de günümüzde Ay yüzeyi üzerinde hiçbir ulus hak iddia etmemektedir. Rusya ve ABD Ay'ı uluslararası sular ile aynı statüye koyan (res communis) Dış Uzay Anlaşması'nın taraflarıdır. Bu anlaşma aynı zamanda Ay'ın yalnızca barışçıl amaçlar için kulllanılmasını emreder ve askerî üsler ile kitle imha silahlarını ve her türden silahları yasaklar.
Ay kaynaklarının herhangi bir ülke tarafından tek başına kullanılmasını kısıtlayan ikinci bir anlaşma olarak Ay Anlaşması önerilmiştir ama uzay yolculuğuna çıkabilen ülkelerden hiçbiri bu anlaşmayı imzalamamıştır. Çeşitli kişiler Ay üzerinde tamamen ya da kısmen hak iddia etse de bunlar dikkate alınmamıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j Wieczorek, M. (2006). "The constitution and structure of the lunar interior". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 221-364.
- ^ Lang, Kenneth R. (2011). (2.2yayıncı=Cambridge University Press bas.). ISBN . 1 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Morais, M. H. M.; Morbidelli, A. (2002). "The Population of Near-Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth". Icarus. 160 (1). ss. 1-9. Bibcode:2002Icar..160....1M. doi:10.1006/icar.2002.6937. hdl:10316/4391. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Aralık 2019.
- ^ a b c d e f g h i j Williams, David R. (2 Şubat 2006). "Moon Fact Sheet". NASA/National Space Science Data Center. 23 Mart 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Aralık 2008.
- ^ Smith, David E.; Zuber, Maria T.; Neumann, Gregory A.; Lemoine, Frank G. (1 Ocak 1997). "Topography of the Moon from the Clementine lidar". Journal of Geophysical Research. 102 (E1). s. 1601. Bibcode:1997JGR...102.1591S. doi:10.1029/96JE02940. hdl:2060/19980018849. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Aralık 2019.
- ^ Terry, Paul (2013). Top 10 of Everything. Octopus Publishing Group Ltd. s. 226. ISBN .
- ^ Williams, James G.; Newhall, XX; Dickey, Jean O. (1996). "Lunar moments, tides, orientation, and coordinate frames". Planetary and Space Science. 44 (10). ss. 1077-1080. Bibcode:1996P&SS...44.1077W. doi:10.1016/0032-0633(95)00154-9.
- ^ Hamilton, Calvin J.; Hamilton, Rosanna L., The Moon, Views of the Solar System 4 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., 1995-2011.
- ^ a b Archinal, Brent A.; A'Hearn, Michael F.; Bowell, Edward G.; Conrad, Albert R.; Consolmagno, Guy J.; Courtin, Régis; Fukushima, Toshio; Hestroffer, Daniel; Hilton, James L.; Krasinsky, George A.; Neumann, Gregory A.; Oberst, Jürgen; Seidelmann, P. Kenneth; Stooke, Philip J.; Tholen, David J.; Thomas, Paul C.; Williams, Iwan P. (2010). (PDF). Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy. 109 (2). ss. 101-135. Bibcode:2011CeMDA.109..101A. doi:10.1007/s10569-010-9320-4. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2018. ayrıca mevcut "via usgs.gov" (PDF). 27 Nisan 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 26 Eylül 2018.
- ^ Matthews, Grant (2008). "Celestial body irradiance determination from an underfilled satellite radiometer: application to albedo and thermal emission measurements of the Moon using CERES". Applied Optics. 47 (27). ss. 4981-4993. Bibcode:2008ApOpt..47.4981M. doi:10.1364/AO.47.004981. (PMID) 18806861.
- ^ a b Bugby, D. C.; Farmer, J. T.; O’Connor, B. F.; Wirzburger, M. J.; C. J. Stouffer, E. D. Abel (Ocak 2010). Two‐Phase Thermal Switching System for a Small, Extended Duration Lunar Surface Science Platform. AIP Conference Proceedings. 1208. ss. 76-83. Bibcode:2010AIPC.1208...76B. doi:10.1063/1.3326291. hdl:2060/20100009810.
- ^ Vasavada, A. R.; Paige, D. A.; Wood, S. E. (1999). "Near-Surface Temperatures on Mercury and the Moon and the Stability of Polar Ice Deposits". Icarus. 141 (2). ss. 179-193. Bibcode:1999Icar..141..179V. doi:10.1006/icar.1999.6175. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Aralık 2019.
- ^ a b c Lucey, P. (2006). "Understanding the lunar surface and space-Moon interactions". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 83-219.
- ^ a b c d e f g h Spudis, P.D. (2004). "Moon". World Book Online Reference Center, NASA. 29 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Güncel Türkçe Sözlük". sozluk.gov.tr. 2 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2021.
- ^ Alexander, M. E. (1973). "The Weak Friction Approximation and Tidal Evolution in Close Binary Systems". Astrophysics and Space Science. Cilt 23. ss. 459-508. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Does the Moon rotate?". 28 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2008.
- ^ Gillis, J.J. (1996). "The Composition and Geologic Setting of Lunar Far Side Maria". Lunar and Planetary Science. Cilt 27. ss. 413-404. 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ a b c d Shearer, C. (2006). "Thermal and magmatic evolution of the Moon". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 365-518.
- ^ Taylor, G.J. (31 Ağustos 2000). . Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Head, L.W.J.W. (2003). "Lunar Gruithuisen and Mairan domes: Rheology and mode of emplacement". Journal of Geophysical Research. Cilt 108. 12 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Kiefer, W. (3 Ekim 2000). "Lunar Orbiter: Impact Basin Geology". Lunar and Planetary Institute. 14 Ocak 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Munsell, K. (4 Aralık 2006). . Solar System Exploration. NASA. 23 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ a b Martel, L. (4 Haziran 2003). . Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 30 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Melosh, H. J. (1989). Impact cratering: A geologic process. Oxford Univ. Press.
- ^ Taylor, G.J. (17 Temmuz 1998). . Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 30 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Heiken, G. (1991). Lunar Sourcebook, a user's guide to the Moon. New York: Cambridge University Press. ss. 736.
- ^ Rasmussen, K.L. (1985). "Megaregolith thickness, heat flow, and the bulk composition of the moon". Nature. Cilt 313. ss. 121-124. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Lunar Polar Composites". Lunar and Planetary Institute. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ . Lunar Prospector (NASA). 31 Ağustos 2001. 6 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Spudis, P. (6 Kasım 2006). . The Space Review. 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Garrick-Bethell, Ian; Perera, Viranga; Nimmo, Francis; Zuber, Maria T. (2014). "The tidal-rotational shape of the Moon and evidence for polar wander" (PDF). Nature. 512 (7513). ss. 181-184. Bibcode:2014Natur.512..181G. doi:10.1038/nature13639. (PMID) 25079322. 4 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 12 Nisan 2020.
- ^ Metzger, Philip; Grundy, Will; Sykes, Mark; Stern, Alan; Bell, James; Detelich, Charlene; Runyon, Kirby; Summers, Michael (2021), "Moons are planets: Scientific usefulness versus cultural teleology in the taxonomy of planetary science", Icarus, cilt 374, s. 114768, doi:10.1016/j.icarus.2021.114768
- ^ . The Planetary Society. 18 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2010.
- ^ Horner, Jonti (18 Temmuz 2019). "How big is the Moon?". 7 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Kasım 2020.
- ^ Taylor, Stuart R. (1975). Lunar Science: a Post-Apollo View. Oxford: Pergamon Press. s. 64. ISBN .
- ^ Williams, J.G. (2006). "Lunar laser ranging science: Gravitational physics and lunar interior and geodesy". Advances in Space Research. 37 (1). s. 6771. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ . Lunar Prospector (NASA). 31 Ağustos 2001. 6 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Muller, P. (1968). "Masons: lunar mass concentrations". Science. Cilt 161. ss. 680-684.
- ^ Konopliv, A. (2001). "Recent gravity models as a result of the Lunar Prospector mission". Icarus. Cilt 50. ss. 1-18.
- ^ . Lunar Prospector (NASA). 2001. 4 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Hood, L.L. (1991). "Formation of magnetic anomalies antipodal to lunar impact basins: Two-dimensional model calculations". J. Geophys. Res. Cilt 96. ss. 9837-9846.
- ^ Globus, Ruth (2002). . 13 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007.
- ^ Crotts, Arlin P.S. (2008). (PDF). The Astrophysical Journal. 687 (1). ss. 692-705. arXiv:0706.3949 $2. Bibcode:2008ApJ...687..692C. doi:10.1086/591634. 20 Şubat 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2019.
- ^ Lawson, S. (2005). "Recent outgassing from the lunar surface: the Lunar Prospector alpha particle spectrometer". J. Geophys. Res. Cilt 110. s. 1029.
- ^ Stern, S.A. (1999). "The Lunar atmosphere: History, status, current problems, and context". Rev. Geophys. Cilt 37. ss. 453-491.
- ^ Drake, Nadia; 17, National Geographic PUBLISHED June (17 Haziran 2015). "Lopsided Cloud of Dust Discovered Around the Moon". National Geographic News. 19 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2015.
- ^ Horányi, M.; Szalay, J.R.; Kempf, S.; Schmidt, J.; Grün, E.; Srama, R.; Sternovsky, Z. (18 Haziran 2015). "A permanent, asymmetric dust cloud around the Moon". Nature. 522 (7556). ss. 324-326. Bibcode:2015Natur.522..324H. doi:10.1038/nature14479. (PMID) 26085272.
- ^ Tara, John (9 Ekim 2017). "NASA: The Moon Once Had an Atmosphere That Faded Away". Time.
- ^ "Surface temperatures". 29 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2008.
- ^ Kleine, T. (2005). "Hf–W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon". Science. 310 (5754). ss. 1671-1674. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Binder, A.B. (1974). "On the origin of the moon by rotational fission". The Moon. 11 (2). ss. 53-76. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Mitler, H.E. (1975). "Formation of an iron-poor moon by partial capture, or: Yet another exotic theory of lunar origin". Icarus. Cilt 24. ss. 256-268. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Stevenson, D.J. (1987). "Origin of the moon – The collision hypothesis". Annual review of earth and planetary sciences. Cilt 15. ss. 271-315. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Canup, R. (2001). "Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth's formation". Nature. Cilt 412. ss. 708-712.
- ^ a b Papike, J. (1998). "Lunar Samples". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 36. ss. 5.1-5.234.
- ^ a b Hiesinger, H. (2003). "Ages and stratigraphy of mare basalts in Oceanus Procellarum, Mare Numbium, Mare Cognitum, and Mare Insularum". J. Geophys. Res. Cilt 108. s. 1029.
- ^ Taylor, G.J. (8 Kasım 2006). "Recent Gas Escape from the Moon". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 10 Mart 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Schultz, P.H. (2006). "Lunar activity from recent gas release". Nature. Cilt 444. ss. 184-186.
- ^ Norman, M. (21 Nisan 2004). "The Oldest Moon Rocks". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 19 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Varricchio, L. (2006). Inconstant Moon. Xlibris Books. ISBN .
- ^ The Smell of Moondust 8 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . NASA
- ^ a b . NASA. 11 Temmuz 2005. 9 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2007.
- ^ Ray, R. (15 Mayıs 2001). . IERS Special Bureau for Tides. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Vampew, A. . 19 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Morais, M.H.M. (2002). "The Population of Near-Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth". Icarus. Cilt 160. ss. 1-9. 5 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ a b Thieman, J. (2 Mayıs 2006). . NASA. 28 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Espenak, F. . NASA. 1 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Espenak, F (2000). . MrEclipse. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ . Royal Astronomical Society of New Zealand. 5 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Espenak, F. (2007). . NASA. 11 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ . NASA. 22 Kasım 1997. 26 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2007.
- ^ Spekkens, K. (18 Ekim 2002). "Is the Moon seen as a crescent (and not a "boat") all over the world?". Curious About Astronomy. 17 Ocak 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Coren, M (26 Temmuz 2004). "'Giant leap' opens world of possibility". CNN.com. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "NASA news release 77-47 page 242" (PDF) (Basın açıklaması). 1 Eylül 1977. 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007.
- ^ Appleton, James (1977). . NASA Turns A Deaf Ear To The Moon. 10 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007.
- ^ Dickey, J. (1994). "Lunar laser ranging: a continuing legacy of the Apollo program". Science. Cilt 265. ss. 482-490.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2012.
- ^ "NASA Spacecraft Images Offer Sharper Views of Apollo Landing Sites". NASA. 2 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Eylül 2011.
- ^ . Lunar Reconnaissance Orbiter Camera News Center. 27 Temmuz 2012. 18 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2020.
- ^ "Apollo Moon flags still standing, images show". BBC News. 30 Temmuz 2012. 25 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2012.
- ^ "President Bush Offers New Vision For NASA" (Basın açıklaması). NASA. 14 Aralık 2004. 10 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Lunar Quest". NASA. 1 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Aralık 2010.
- ^ "NASA Unveils Global Exploration Strategy and Lunar Architecture" (Basın açıklaması). NASA. 4 Aralık 2006. 23 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Japan Embarks on the Largest Moon Mission Since Apollo". 25 Şubat 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2008.
- ^ . XINHUA Online. 7 Temmuz 2007. 3 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2007.
- ^ "Chandrayaan-1", Wikipedia (İngilizce), 22 Aralık 2020, erişim tarihi: 25 Aralık 2020
- ^ "Chandrayaan-2", Vikipedi, 17 Aralık 2020, erişim tarihi: 25 Aralık 2020
- ^ Covault, C. (4 Haziran 2006). . Aviation Week. 24 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "Hindistan Ay'ın güneyine iniş yapan ilk ülke oldu". BBC News Türkçe. 23 Ağustos 2023. 23 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ağustos 2023.
- ^ . web.archive.org. 19 Ocak 2024. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024.
- ^ "12 mayıs 1965- luna 5 ay yüzeyine çarptı". luna 5 aracının ay'ı ziyaret eden araçlar kısmında olmaması. wikipedia. 12 Mayıs 1965. 5 Eylül 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2021.
- ^ . Space Today Online. 2006. 14 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ O'Connor, J.J. (Şubat 1999). "Anaxagoras of Clazomenae". University of St Andrews. 15 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Lewis, C.S. (1964). The Discarded Image. Cambridge: Cambridge University Press. s. 108. ISBN .
- ^ Van Helden, A. (1995). . Galileo Project. 23 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ Boese, A. (2002). . Museum of Hoaxes. 7 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ "International Space Law". United Nations Office for Outer Space Affairs. 2006. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- ^ theregister.co.uk 29 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . "NASA crushes lunar real estate industry"
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Ay ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Görseller ve haritalar
- Constantine, M. (2004). . moonpans.com. 11 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . U.S. Navy. 15 Ekim 2003. 30 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- "Digital Lunar Orbiter Photographic Atlas of the Moon". Lunar and Planetary Institute. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . Google. 2007. 30 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . Lunar and Planetary Institute. 18 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- Aeschliman, R. . Planetary Cartography and Graphics. 29 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . 2007. 30 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . World Wind Central. NASA. 2007. 17 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . Skymania. 2007. 13 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Eylül 2007.
- Keşifler
- Jones, E.M. (2006). . NASA. 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- "Exploring the Moon". Lunar and Planetary Institute. 18 Şubat 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- Teague, K. (2006). . 4 Nisan 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- Ay evreleri
- . 2007. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . NASA Eclipse Home Page. 21 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2007.
- . U.S. Naval Observatory. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- . 2008. 23 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2008.
- Diğerleri
- . Space.com. 2007. 27 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- NASA's Solar System Exploration9 Eylül 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- . Planetary Science Research Discoveries. 2007. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- Williams, D.R. (2006). "Moon Fact Sheet". NASA. 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2007.
- "Moon Wiki". 2007. 12 Eylül 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Eylül 2007.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ay Dunya nin tek dogal uydusu ve Gunes Sistemi icindeki besinci buyuk dogal uydudur Dunya ile Ay arasinda ortalama merkezden merkeze uzaklik 384 403 km yani Dunya nin capinin yaklasik otuz kati kadardir Ay in capi 3 474 km dir bu da Dunya capinin dortte birinden biraz fazladir Dolayisiyla Ay in hacmi Dunya nin hacminin 2 sidir Kutlesi Dunya kutlesinden 81 3 kat daha azdir Yuzeyinde kutlecekim etkisi yer cekiminin yaklasik 17 sidir Ay Dunya nin yorungesinde bir turunu 27 gun 7 saatte tamamlar Dunya Ay ve Gunes geometrisinde gorulen periyodik degisimler sonucunda her 29 5 gunde tekrar eden Ay in evreleri olusur AyDunya nin kuzey yarimkuresinden gorulen dolunay AdlandirmalarMPC belirtmesiEarth IAlternatif adlarLunaSelene poetik Cynthia poetik SifatlarLunarSelenian poetik Cynthian poetik Moonly poetik SembolYorunge ozellikleriDonem J2000Yerberi362 600 km 356 400 370 400 km Yerote405 400 km 404 000 406 700 km Yari buyuk eksen384 399 km 1 28 Is 0 00257 AU Dis merkezlik0 0549Yorunge periyodu27 321661 g 27 g 7 sa 43 dk 11 5 sn Kavusum donemi29 530589 g 29 g 12 sa 44 dk 2 9 sn Ortalama yorunge hizi1 022 km snEgiklik5 145 tutuluma Dogal uydusuDunyaFiziksel ozelliklerGorunur buyukluk 2 5 ile 12 9 12 74 ortalama dolunay Acisal cap29 3 ile 34 1 yay dakikaOrtalama yaricap1 737 4 km Dunya nin 0 2727 si Ekvatoral yaricap1 738 1 km Dunya nin 0 2725 i Kutupsal yaricap1 736 0 km Dunya nin 0 2731 i Basiklik0 0012Cevresi10 921 km ekvatoryal Yuzey alani3 793 107 km2 Dunya nin 0 074 u Hacim2 1958 1010 km3 Dunya nin 0 020 si Kutle7 342 1022 kg Dunya nin 0 012300 u Ortalama yogunluk3 344 g cm3 0 606 DunyaYuzey kutle cekimi1 62092 m s2 0 1654 g 5 318 ft s2 Atalet momenti faktoru0 3929 0 0009Kurtulma hizi2 38 km sn 8 600 km sa Sinodal donme suresi29 530589 g 29 g 12 sa 44 dk 2 9 s sinodal gunes gunu es zamanli donus Yildiz donme suresi27 321661 g es zamanli donus Ekvatoral donme hizi4 627 m snEksen egikligi1 5424 tutuluma Kuzey kutbu sag aciklik17sa 47d 26s 266 86 Kuzey kutbu dik aciklik24 36 Albedo0 136Yuzey sicakligi min ort maks Ekvator 100 K 250 K 390 K85 N 150 K 230 KAtmosferYuzey basinci10 7Pa 1 pikobar gunduz 10 10 Pa 1 femtobar gece BilesimleriHeArNeNaKHRn Wikimedia Commons ta ilgili ortam Ay insanlarin uzerine inis yaparak yurudukleri gokcismidir Yer cekiminden kurtulup uzaya cikan ve Ay in yakinindan gecen ilk yapay nesne Sovyetler Birligi nin Luna 1 uydusudur Ay yuzeyine carpan ilk insan yapisi nesne Luna 2 uydusudur Normalde gorunmeyen Ay in oteki yuzunun ilk fotograflarini ise Luna 3 uydusu cekmistir Bu uc uydu da 1959 yilinda uzaya firlatilmistir Ay yuzeyine ilk yumusak inis yapabilen uzay araci Luna 9 ve Ay yorungesine giren ilk insansiz uzay araci da Luna 10 dur Bu iki uydu da 1966 da uzaya firlatilmistir ABD nin Apollo programi 1969 ve 1972 yillari arasinda alti basarili inisle gunumuze kadar insanli gorevleri basaran tek uzay programidir Ay in dogrudan insanlar tarafindan incelenmesine Apollo programinin bitisiyle son verilmistir En yaygin olarak kabul edilen koken aciklamasi Ay in 4 51 milyar yil once Dunya dan kisa bir sure sonra Dunya ile Theia adli Mars buyuklugundeki varsayimsal bir cisim arasindaki dev carpisma enkazindan olustugunu ileri surer Sonrasinda Dunya ile gelgit etkilesimi nedeniyle daha uzak bir yorungeye cekildi Ay in yakin tarafi parlak ve eski kabuksal yuksek daglar ile goze carpan darbe kraterileri arasindaki bosluklari dolduran koyu volkanik maria karanlik denizler ile dikkat cekicidir Buyuk carpisma havzalari ve karanlik yuzeylerinin mare cogu yaklasik uc milyar yil once Imbrian doneminin sonuna kadar yerindeydi Ay yuzeyi nispeten yansitici degildir yansima derecesi asinmis asfaltdan biraz daha parlaktir Ancak acisal capi buyuk oldugu icin dolunayda gece gokteki en parlak gok cismi olur Ay in gorunen boyutu Gunes inkiyle hemen hemen aynidir bu ise tam gunes tutulmasi esnasinda Gunes i neredeyse tamamen kaplamasina neden olur EtimolojiTurk Dil Kurumu kelimenin Turkce oldugunu soyler Buyuk harfle yazildigini belirtir Ay yuzeyiAy in iki yuzu Ay Dunya nin yorungesinde es zamanli olarak hareket eder yani her zaman ayni yuzu Dunya ya donuktur Ay in olusumunun baslarinda donusu yavasladi ve Dunya nin kutlesi nedeniyle olusan gelgit deformasyonlarina bagli surtunme etkilerinin sonucu olarak gunumuzdeki konumunda kilitlendi Cok uzun zaman onceleri Ay daha hizli donerken gelgit tumsegi Dunya Ay hattinin onunde donuyordu Cunku gelgit tumsekleri yeteri kadar hizli olarak Dunya ile ayni hatta gelemiyordu Bu hattin disina cikan tumsek nedeniyle olusan tork Ay in donusunu yavaslatti Ay in donusu yorunge hizina denk gelecek kadar yavasladiginda gelgit tumsegi Dunya nin tam karsisina geldi ve bu nedenle tork ortadan kayboldu Iste bu nedenden oturu Ay Dunya yorungesinde dondugu hizla kendi cevresinde de doner ve Dunya dan her zaman Ay in ayni yuzu gorunur Ay sallantisi Ay in gorundugu acinin kucuk degisimleri Ay sallantisi nedeniyle Ay yuzeyinin 59 u gorunur Ay in gorunen yuzu Ay in diger yuzu Ay in Dunya ya karsi olan yuzunden Ay in gorunen yuzu diger tarafina da Ay in oteki yuzu denir Oteki yuz Ay in karanlik yuzu ile karistirilmamalidir Ay in karanlik yuzu herhangi bir anda Gunes tarafindan aydinlatilmayan yarikuresidir Ayda bir kere bu yuz yeniay safhasina Ay in gorunen yuzu olur Ay in oteki yuzu ilk olarak 1959 da Sovyet uzay sondasi Luna 3 tarafindan fotograflandi Ay in oteki yuzunun ayirt edici ozelliklerinden biri Ay denizi Latince mare cogulu maria adi verilen duzluklerin hemen hemen hic olmamasidir Ay denizleri Ciplak gozle rahatlikla gorunebilen Ay yuzeyinde bulunan karanlik Ay duzluklerine Ay denizi denir Cunku antik donem gok bilimcileri bunlarin suyla dolu olduklarini zannediyordu Gunumuzde bunlarin katilasmis bazalt oldugu bilinmektedir Bazalti olusturan lav Ay yuzune goktaslari ve kuyruklu yildizlarin carpmasi sonucu olusan krater duzluklerini doldurmus ve katilasarak bu bazalti olusturmustur Oceanus Procellarum krater duzlugu degildir ve bu kurala onemli bir istisna olusturur Ay denizleri hemen hemen yalnizca Ay in gorunen yuzunde bulunur Ay in oteki yuzunun yalnizca 2 sinde birkac dagilmis kucuk duzluk bulunur Ayin gorunen yuzundeyse bu oran 31 dir Bu farkliligin en akla yatkin aciklamasi Lunar Prospector uzay sondasinin gamma isini spektrometresi ile elde edilen jeokimyasal haritalarda gosterildigi uzere Ay in gorunen yuzunde isi ureten elementlerin daha yuksek konsantrasyonda bulunmasidir Kalkan tipi yanardaglar ve kubbemsidaglar gorunen yuz uzerindeki Ay denizlerinde rastlanan ozelliklerdir Ay daglari Ay yuzeyinde gorunen acik renkli bolgelere Ay daglari Latince terrae cogul terra tekil denir cunku Ay denizlerinden daha yuksektirler Ay in gorunen yuzunde icleri bazalt ile dolu olan kraterlerin cevresinde bircok dag sirasina rastlanir Bunlarin kraterlerin cevrelerinde olusan yukseltilerin kalintilari oldugu dusunulmektedir Dunya da karsilasilan olusumun aksine baslica Ay daglarinin hicbirinin tektonik etkinlikler sonucu olusmadigina inanilmaktadir 1994 yilinda gerceklestirilen Clementine gorevinden alinan gorsellerde Ay in kuzey kutbunda bulunan 73 km genisligindeki Peary kraterinin cevresindeki dort daglik bolgenin tum Ay gunu boyunca gunisigi aldigi gorulmustur Gunisiginin surekli aydinlatigi bu bolgeler Ay in tutulum duzlemine olan oldukca kucuk eksenel egikligi nedeniyle mumkundur Guney kutbunda benzer bolgelere rastlanmamistir ancak Shackleton krateri Ay gununun 80 i boyunca gun isigi altindadir Ay in kucuk eksenel egikliginin bir baska sonucu da kutup bolgesinde kraterlerin dibinde surekli golgede kalan bolgeler olmasidir Kraterler Ay in oteki yuzunde Daedalus krateri Ay in yuzeyinde gokcisimlerinin carpmasi sonucu olusan bircok krater bulunur Capi 1 km den buyuk yaklasik yarim milyon krater Ay yuzeyine goktaslarinin ve kuyruklu yildizlarin carpmasi sonucu olusmustur Kraterler hemen hemen sabit bir oranla olustugu icin birim alanda bulunan krater sayisi yuzeyin yasini tahmin etmek icin kullanilabilir Atmosferin hava olaylarinin ve yakin gecmiste jeolojik etkinliklerin olmamasi sayesinde bu kraterler Dunya dakilerin aksine oldukca iyi korunmustur Ay yuzeyinin ve Gunes Sistemi nin bilinen en buyuk krateri Guney Kutbu Aitken duzlugudur Bu carpma havzasi Ay in oteki yuzunde Guney Kutbu ile ekvator arasinda yer alir 2240 km capinda ve 13 km derinligindedir Ay in gorunen yuzunde baslica kraterler Mare Imbrium Mare Serenitatis Mare Crisium ve Mare Nectaris tir Regolit Aykabugunun uzerinde regolit adi verilen tas ve tozdan olusan bir tabaka bulunur Yuzeye carpan gokcisimleri nedeniyle olusan regolit eski yuzeylerde yeni yuzeylere nazaran daha kalindir Ozel olarak regolitin kalinliginin denizlerde 3 5 metre daha eski yayla bolgelerinde ise 10 20 metre arasinda degistigi tahmin edilmektedir Cok ince toz halinde bulunan regolit tabakasinin altinda onlarca kilometre kalinliginda oldukca parcalanmis kayalardan olusan megaregolit tabakasi bulunur Su varligi Ay yuzeyine surekli carpan goktaslari ve kuyrukluyildizlar nedeniyle kucuk miktarlarda su buyuk olasilikla yuzeye eklenmistir Bu durumda gunisigi suyu elementlerine yani hidrojen ve oksijen ayiracak bunlar da Ay in zayif kutlecekimi nedeniyle zamanla yuzeyden kacacaktir Ancak Ay in donme ekseninin tutulum duzlemine yalnizca 1 5 gibi cok kucuk bir egiklik yapmasi nedeniyle kutuplar yakininda bulunan bazi derin kraterler hicbir zaman dogrudan gunisigi almadigindan ve surekli golgede kaldigindan buraya dusen su molekulleri uzun zaman sureleri boyunca kararliligini koruyacak Clementine gorevi guney kutbunda golgede kalmis boyle kraterleri haritalandirdi ve bilgisayar simulasyonlari yaklasik 14 000 km kadar bir bolgenin surekli golgede kaldigini gostermektedir Clementine gorevinin bistatik radar deneyi kucuk donmus su ceplerine isaret eder ve Lunar Prospector gorevinden gelen bilgiler kutup bolgeleri yakinlarinda regolitin ust bolumlerinde asiri derecede yuksek hidrojen konsantrasyonlarini gosterir Toplam su buzu miktarinin bir kilometre kup oldugu tahmin edilmektedir Su buzu kazilarak toplanabilir ve nukleer jeneratorler ya da gunes panelleriyle donatilmis elektrik santralleri tarafindan hidrojen ve oksijene ayrilabilir Ay uzerinde kullanilabilecek miktarda su bulunmasi Ay i yasanilabilir kilmak icin onemlidir cunku Dunya dan su tasimak mumkun olamayacak kadar pahali olacaktir Ancak son zamanlarda Arecibo gezegen radari ile yapilan gozlemler Clementine radarinin su buzu bulunduguna dair isaret ettigi bilgilerin aslinda gorece yeni kraterlerin olusumunda firlayan kayalarin sonucu olabilecegini gostermistir Ay uzerinde ne kadar su bulundugu sorusunun cevabi henuz bilinmemektedir Fiziksel ozelliklerAy in sekli gelgit gerilmesi nedeniyle hafif elipsoittir Carpma havzalarindan kaynakli kutlecekim anomalileriden dolayi bu elipsoit seklin uzun ekseni Dunya ya gore 30 kaymistir Sekli mevcut cekim kuvvetleri hesaba katildiginda daha uzundur Bu fosil siskinlik Ay in Dunya ya olan mevcut mesafesinin yarisindaki bir yorungede donerken katilastigini ve artik seklinin yorungesine uyum saglayamayacak kadar sogumus oldugunu gosterir AyAy in yakin yuzuAy in uzak yuzuAyin kuzey kutbuAyin guney kutbu Boyut ve kutle Olceklendirmek icin Gunes Sisteminin ana uydularinin Dunya ile boyutlarinin karsilastirmasi On dokuz uydu yuvarlak olacak kadar buyuktur ve bircogu yeralti okyanusuna sahiptir Ayrica Titan hatiri sayilir bir atmosfere sahiptir Ay buyukluk ve kutle bakimindan Gunes Sistemi nin besinci en buyuk dogal uydusudur ve gezegen kutleli uydulardan biri olarak kategorize edilebilir Bu durum Ay i jeofiziksel tanimlara gore bir uydu gezegen yapar Merkur den daha kucuk ve Gunes Sistemi nin en buyuk cuce gezegeni olan Pluton dan daha buyuktur Pluton Charon sistemi nin kucuk gezegen uydusu olan Charon Pluton a gore daha buyuk olsa da Ay ana gezegenlerine gorece olarak Gunes Sistemi nin en buyuk dogal uydusudur Ay in capi yaklasik 3 500 km olup Dunya nin dortte birinden fazladir ve Ay in yuzu Avustralya nin buyuklugu ile kiyaslanabilir Ay in tum yuzey alani yaklasik 38 milyon kilometre karedir ve Amerika kitasinin Kuzey ve Guney Amerika alanindan biraz daha azdir Ay in kutlesi Dunya nin 1 81 idir Gezegen uydulari arasinda ikinci en yogun olanidir ve 0 1654 g ile Io dan sonra ikinci en yuksek yuzey kutle cekimine ve 2 38 km s lik 8600 km sa 5300 mph bir kurtulma hizina sahiptir Ic yapi Ay yuzeyinin kimyasal bilesimi Bilesik Formul KompozisyonMaria Yaylalarsilika SiO2 45 4 45 5 alumina Al2O3 14 9 24 0 kirec CaO 11 8 15 9 pas FeO 14 1 5 9 magnezyum oksit MgO 9 2 7 5 titanyum dioksit TiO2 3 9 0 6 sodyum oksit Na2O 0 6 0 6 99 9 100 0 Ay in topografyasiAy yuzeyinde radyal kutlecekimsel anomaliLunar Prospector un elektron reflektometre deneyinden elde edilen Ay in yuzeyinde toplam manyetik alan kuvveti Ay kabuk manto ve cekirdek gibi jeokimyasal olarak ayrimlanabilen katmanlardan olusur Bu yapinin yaklasik 4 5 milyar yil once Ay in olusumundan hemen sonra magma okyanusunun kademeli olarak kristallesmesiyle meydana geldigine inanilmaktadir Ay in dis yuzeyini eritmek icin gerekli olan enerjinin Dunya ve Ay sistemini olusturdugu one surulen dev carpma ile elde edildigi dusunulmektedir Bu magma okyanusunun kristallesmesi sonucu mafik manto ve plajiyoklaz zengini kabuk ortaya cikmis olabilir Yorungeden yapilan jeokimyasal haritalama aykabugunun magma okyanusu varsayimi ile uyumlu bir sekilde oldukca anortositik bir yapida oldugunu gosterir Aykabugu baslica oksijen silikon magnezyum demir kalsiyum ve aluminyum elementlerinden olusmustur Jeofiziksel tekniklere dayanilarak aykabugunun kalinliginin ortalama 50 km civarinda oldugu tahmin edilmektedir Ay in mantosunda olusan kismi erime Ay denizlerinde bulunan bazaltlarin yuzeye puskurmesine neden oldu Bu bazaltlarin analizi mantonun olivin ortopiroksen ve klinopiroksen minerallerinden olustugunu ve Ay mantosunun Dunya mantosundan demir acisindan daha zengin oldugunu gosterir Bazi Ay bazaltlarinda ilmenit minerali icinde karsilasilan yuksek oranda titanyum icerigi mantonun bilesiminin oldukca yuksek oranda heterojen oldugunu gosterir Ay yuzeyinden yaklasik 1 000 km derinde mantoda Ay sarsintilari oldugu bulunmustur Aylik periyotlarla olusan bu sarsintilar Ay in Dunya cevresinde dis merkezli yorungede donmesi nedeniyle olusan gelgit streslerine baglanmistir Ay 3 346 4 kg m lik ortalama yogunluguyla Gunes Sistemi nin Io dan sonra ikinci yogun dogal uydusudur Ancak bazi kanitlar Ay cekirdeginin yaklasik 350 km lik yaricapiyla oldukca kucuk olduguna isaret eder Bu buyukluk Ay in yalnizca 20 sine denk gelir halbuki bircok gokcisminde cekirdegin orani 50 civarindadir Ay cekirdeginin bilesimi tam olarak saptanamamistir ama az bir miktarda kukurt ve nikel alasimli metalik demirden olustugu sanilmaktadir Ay in zamanla degiskenlik gosteren donusunun analizi cekirdegin en azindan kismen erimis oldugunu gosterir Topografya Ay in topografyasi ozellikle yakin zamanda yapilan Clementine gorevinin sagladigi lazer altimetri ve stereo goruntu analizi yontemleriyle elde edilen data sayesinde olculmustur En cok gorunen topografik ozellik oteki yuzde bulunan ve Ay in en alcak noktalarini barindiran Guney Kutbu Aitken duzlugudur En yuksek noktalar bu duzlugun hemen kuzeydogusunda bulunur Buranin Guney Kutbu Aitken duzlugunun olusumuna neden olan gokcismi carpmasi sonucunda yer degistirmis kalin katmanlar nedeniyle olustugu onerilmistir Diger buyuk kraterler Mare Imbrium Mare Serenitatis Mare Crisium Mare Smythii ve Mare Orientale de de oldukca alcak noktalar ve cevrelerinde yuksek noktalar bulunur Ay seklinin dikkat cekici bir noktasi da ortalama yuksekliklerin oteki yuzde gorunen yuze gore 1 9 km daha yuksek olmasidir Kutlecekim alani Ay in kutlecekim alani yorungedeki uzay araclarinin yaydigi radyo dalgalarinin izlenmesi sonucu belirlenmistir Kullanilan prensip Doppler Etkisi ne baglidir Uzay aracinin bakis acisi yonundeki ivmesi radyo dalgalarinin yonunu azar azar degistirerek ve uzay aracindan Dunya uzerindeki sabit bir noktaya olan uzakligi kullanarak belirlenir Ancak Ay in es zamanli donmesi nedeniyle uzay araci ote taraftayken izlenemediginden oturu oteki tarafin kutlecekimi alani cok iyi belirlenememistir Ay in kutlecekim alaninin en onemli ozelliklerinden birisi dev krater duzlukleri ile baglantili olan genis pozitif kutlecekimsel anomalilerin varligidir Bu anomaliler uzay araclarinin yorungesini onemli olcude etkiler bu nedenle insanli ya da insansiz ucuslarin planlanmasinda Ay in dogru kutlecekimsel modeli gereklidir Kutlecekimsel yogunlugun oldugu bolgelerin nedeni kismen krater duzluklerini dolduran yogun bazalti olusturan lava akisinin varligina baglidir Ancak bu lava akislari tek basina kutlecekimsel izin tamamini aciklayamaz aykabugu ile manto arasindaki etkilesime de gerek vardir Lunar Prospector un kutlecekimsel modellemeleri bazaltik volkanlarin etkisi nedeniyle olusmadigi sanilan bazi kutlecekimsel yogunluklarin varligini gosterir Oceanus Procellarumda devasa volkan kaynakli bazaltlar bulunmasina ragmen kutlecekimsel anomali gozlemlenmemektedir Manyetik alani Ay in dis manyetik alani bir ile yuz nanotesla arasindadir yani 30 60 mikrotesla buyuklugundeki Dunya nin manyetik alanindan yuz kat daha kucuktur Diger onemli farkliliklar cekirdegindeki jeodinamo tarafindan uretilmis bir dipolar manyetik alani yoktur ve var olan manyetik alanlarin kaynagi tamamen aykabugudur Bir varsayima gore aykabugundaki manyetiklesmelerin Ay daha gencken ve cekirdeginde bir jeodinamo bulunurken olustugudur Ancak Ay cekirdeginin kucuklugu bu varsayimin dogrulugu karsisinda bir engel olusturmaktadir Alternatif varsayimlar arasinda Ay gibi havasi olmayan gokcisimlerinde sureksiz manyetik alanlar buyuk gok cisimlerinin carpmasi bulunur Bu varsayimi destekleyecek sekilde en genis aykabugu manyetiklesmelerinin dev kraterlerin tam karsisinda Ay yuzeyinde gerceklestiginin farkina varilmasidir Boyle bir fenomenin carpisma sonucu olusan plazma bulutunun ortamda bir manyetik alan bulunurken serbest olarak yayilmasindan kaynaklanabilecegi onerilmistir Ay in atmosferi Ay in toplam kutlesi 10 tondan az olan neredeyse vakum sayilabilecek kadar ince bir atmosferi vardir Bu kucuk kutleli atmosferin yuzeydeki basinci 3 10 15 0 3 civarindadir ve Ay gunu icerisinde degisiklik gosterir Atmosferinin kaynaklarindan biri aykabugunda ve mantoda olusan radyoaktivite sonucu ortaya cikan radon gibi gazlarin salinimidir Diger onemli bir kaynak ise mikrogoktaslari gunes ruzgari iyonlari elektronlar ve gunisiginin bombardimani sonucu olusan puskurtum sureciyle gerceklesir Puskurtum yoluyla salinan gazlar ya tekrar regolit icinde hapsolur ya da gunes radyasyon basinci veya iyonize olmuslarsa gunes ruzgarinin manyetik alani nedeniyle uzaya kacar Dunya uzerinden yapilan spektroskopik yontemlerle sodyum Na ve potasyum K gibi elementlerin varligi tespit edilmistir Radon 222 222Rn ve polonyum 210 210Po gibi elementler ise Lunar Prospector un alfa parcacik spektrometresi ile tespit edilmistir Argon 40 40Ar helyum 4 4He oksijen O2 ve veya metan CH4 nitrojen N2 ve veya karbon monoksit CO ve karbon dioksit CO2 Apollo astronotlari tarafindan yerlestirilen detektorler tarafindan tespit edilmistir Toz Ay in etrafinda kuyruklu yildizlardan gelen kucuk parcaciklardan olusan kalici bir asimetrik Ay tozu bulutu vardir Tahminlere gore her 24 saatte 5 ton kuyruklu yildiz parcacigi Ay yuzeyine dusmektedir Ay in yuzeyine carpan parcaciklar Ay yuzeyindeki Ay tozunu yukari yonde puskurtmektedir Puskuren toz Ay in atmosferinde yaklasik 5 dakika yukselip 5 dakika duserek toplam 10 dakika kadar kalmaktadir Ortalama olarak Ayin uzerinde yuzeyin 100 kilometre yukarisina dek cikan irtifalarda 120 kilo kadar toz bulunur Toz olcumleri alti aylik bir surede LADEE nin Lunar Dust Experiment LDEX tarafindan yuzeye 20 ila 100 kilometre yukarida yapilmistir LDEX her dakikada ortalama bir adet 0 3 mikrometre boyutunda Ay tozu partikulu tespit etmistir Deneylerde olculen toz parcaciklari Dunya ve Ay in kuyruklu yildiz enkazlarindan gectigi Ikizler Quadrantid Kuzey Taurid ve Omicron Centaurid meteor yagmurlari esnasinda en yuksek seviyeye cikmistir Toz bulutu asimetrik dagilimdadir Ay in gun isigi alan ve almayan kisimlari arasindaki aydinlanma cemberinin yakininda daha yogundur Gecmisteki kalin atmosfer Ekim 2017 de Houston daki Marshall Uzay Ucus Merkezi ve Ay ve Gezegen Enstitusu ndeki Ingilizce Lunar and Planetary Institute NASA biliminsanlari Apollo Projesi tarafindan toplanan Ay magma orneklerinin calismalarina dayanarak Ay in 3 ile 4 milyar yil once 70 milyon yillik bir donem boyunca nispeten kalin bir atmosfere sahip oldugunu tespit eden bulgular acikladilar Ay daki volkanik puskurmelerinden cikan gazlardan kaynaklanan bu atmosfer bugunku Mars atmosferinden iki kat daha kalindi Eski Ay atmosferi daha sonra gunes ruzgarlari ile uzaya dagildi Yuzey sicakligi Ay gunu boyunca yuzey sicakligi ortalama 107 C Ay gecesi boyunca da ortalama 153 C civarindadir Kokeni ve jeolojik evrimiOlusumu Ay in olusumunu aciklayan cesitli varsayimlar onerilmistir Ay in Gunes Sistemi nin olusumundan 30 50 milyon yil sonra gunumuzden 4 527 0 010 milyar yil once olustuguna inanilmaktadir Bolunme kurami Ay in olusumu hakkinda ilk dusunceler Ay in merkezkac kuvvetler nedeniyle yerkabugundan koparak ayrildigi ve gerisinde Buyuk Okyanus cukurunu biraktigini onermistir Bu bolunme kavrami Dunya nin baslangic donusunun cok buyuk olmasini gerektirir Ayrica bu bolunme sonucu olusan yorunge Dunya nin ekvator duzlemini izlemek durumunda olacakti ama boyle degildir Yakalama kurami Digerleri Ay in baska bir yerde olustugunu ve Dunya nin yorungesine yakalanarak girdigini dusunmuslerdir Ancak bu yakalamanin gerceklesebilmesi icin gerekli olan kosullarin ornegin enerjiyi sonumleyebilmek icin Dunya nin genis bir atmosferinin olmasi gibi olusmasi mumkun degildi Birlikte olusum kurami Birlikte olusum varsayimi Dunya ile Ay in gezegen oncesi buluttan ayni zamanda ve yerde birlikte olustuklarini onerir Bu varsayimi gore Ay Dunya nin olustugu maddelerin cevresindeki maddelerden olustugu dusunulur Bazilari bu varsayimin Ay uzerinde metalik demirin azligini aciklayamadigi icin dogru olmadigini belirtmistir Bu varsayimlarin onemli bir acigi Dunya ve Ay sisteminin yuksek acisal momentumunu kolayca aciklayamamalaridir Dev carpma kurami Gunumuzde Dunya ve Ay sisteminin olusumunu dev carpma kuraminin acikladigi bilim cevrelerince genis kabul gormustur Bu varsayima gore Dunya nin olusumundan once Mars buyuklugunde bir gokcisminin carparak Dunya yorungesine Ay i olusturacak kadar yeterli miktarda madde sacmis olmasidir Gezegenlerin kucuk ya da buyuk parcalarin birikmesi sonucu olustuguna inanildigi icin bunun gibi dev carpma olaylarinin bircok gezegeni etkiledigine inanilmaktadir Bu carpmayi simule eden bilgisayar modelleri hem Dunya ve Ay sisteminin yuksek acisal momentumu ve Ay cekirdeginin kucuklugunu aciklayabilmektedir Bu kuram ile ilgili cevabi bulunmamis sorular arasinda Dunya oncesi kutle ile buna carpan gokcisminin goreceli boyutlari ile bunlardan cikan maddenin ne kadarinin Ay i olusturdugudur Ay magma okyanusu Hem dev carpma olayi sirasinda hem de bunu izleyen Dunya nin yorungesinde maddenin birikmesinde cok buyuk miktarlarda enerji salindigi icin Ay in onemli bir kisminin baslangicta erimis oldugu dusuncesi yaygindir Ay in o sirada erimis dis yuzeyine Ay magma okyanusu adi verilir ve derinliginin 500 km ile Ay in yaricapi arasinda degistigi tahmin edilmektedir Magma okyanusu sogudukca kismen kristallesti ve katmanlara ayrilarak jeokimyasal olarak ayri olan aykabugu ve manto olustu Manto olivin klinopiroksen ve ortopiroksen minerallerinin cokelmesi sonucu meydana geldigi dusunulmektedir Magma okyanusunun dortte ucunun kristallesmesi tamamlandiktan sonra dusuk yogunlugu nedeniyle anortit minerali cokelmis ve yuzeye cikip aykabugunu olusturmustur Magma okyanusunun kristallesen son sivi bolumu Ay kabugu ile manto arasinda sikismistir ve isi ureten birbiriyle uyumsuz elementleri kapsar Bu jeokimyasal bilesige potasyum K soy toprak elementleri Ingilizce rare earth elements REE ve fosfor P simgelerinden olusan kisaltma KREEP adi verilir ve gorunen yuzde Oceanus Procellarum ile Mare Imbrium un cogunu kapsayan kucuk jeolojik bolgede toplanmis gozukmektedir Jeolojik evrimi Ay in magma okyanusu sonrasi jeolojik evrimi gokcisimlerinin carpmasi ile olusmustur Ay in jeolojik donemleri Nectaris Imbrium Orientale gibi buyuk kraterlerin olusumuna neden olan carpma olaylarina gore ayrilmistir Carpma sonucu olusan bu yapilar yukari firlayan maddenin olusturdugu coklu halkalari ile gozlemlenir Bu halkalarin capi genellikle yuzlerce kilometreden binlerce kilometreye kadar uzanir Her coklu halka duzlugunde bolgesel stratigrafik ufugu olusturan puskurtu katmanlari ile baglantilidir Yalnizca birkac coklu halka duzlugu kesin olarak tarihlendirildiyse de stratigrafik katmanlar sayesinde goreceli yaslarin tespitinde faydalidir Surekli olarak gokcisimlerinin carpmasi sonucunda regolit olusur Ay yuzeyinin olusumunu etkileyen diger onemli bir jeolojik sureci ay denizlerinin olusumunun temelindeki volkanik etkinliktir Procellarum KREEP katmaninda isi ureten elementlerin toplanmasi sonucunda altinda kalan mantonun isinip sonunda kismen eridigi dusunulmektedir Eriyen magmanin bir kismi yuzeye cikarak puskurtuldu ve Ay in gorunen yuzunde bulunan ay denizi bazaltlarini olusturdu Ay in bu jeolojik bolgesinde bulunan bazaltlarin cogu 3 0 3 5 milyar yil once Imbrian doneminde puskurtuldu Yine de en eski tarihlenmis ornekler 4 2 milyar yila uzanirken en yeni puskurtuler yalnizca 1 2 milyar yil once olusmustur Ay yuzeyinin zamanla degisiklik gosterip gostermedigi konusunda bazi anlasmazliklar bulunmaktadir Bazi gozlemciler kraterlerin ortaya ciktigini ya da ortadan kayboldugunu ya da diger gecici fenomenlerin olustugunu iddia etti Gunumuzde bu iddialarin cogunun yanilsama oldugu ve farkli isik kosullari zayif astronomik gozlem ya da yetersiz eski cizimler nedeniyle olustugu dusunulmektedir Yine de gaz cikmasi gibi fenomenlerin ara sira olustugu ve bunlarin iddia edilen gecici Ay fenomenlerine sebebiyet vermis olabilecegi bilinmektedir Gecenlerde yaklasik bir milyon yil once gazin serbest kalmasi nedeniyle kabaca 3 km capli bir bolgenin yuzey seklinin degismis olabilecegi onerilmistir Ay taslari Ay taslari iki ana kategoride incelenir Ay denizlerinde ve Ay daglarinda bulunan Ay taslari Ay daglarinda bulunan Ay taslari uc takimdan olusur demir anortosit takim magnezyum takimi ve alkali takimi Demir anortosit takimi taslar hemen hemen tamamen anortit mineralden olusmustur ve Ay magma okyanusu uzerinde yuzerek toplanan plajiyoklazdan geldigine inanilmaktadir Radyometrik yontemlerle demir anortositlerin yaklasik 4 4 milyar yil once olustugu bulunmustur Magnezyum ve alkali takimi Ay taslari asil olarak mafik plutonik kayaclardir Tipi olarak rastlanan kayaclar dunit troktolit gabbro alkali anortosit ve nadiren de granittir Demir anortosit takimi Ay taslariyla karsilastirildiklarinda bu takimin mafik minerallerinde gorece daha yuksek Mg Fe oranlari bulunur Genel olarak bu kayaclar onceden olmus daglik alan aykabuguna sonradan girmistir ve yaklasik 4 4 3 9 milyar yil once olusmuslardir Bu Ay taslarinda yuksek oranda KREEP bileseni bulunur Ay denizlerinde hemen hemen yalnizca bazalt bulunur Dunya bazaltlarina benzese de cok daha fazla demir barindirirlar ve su bazli degisim urunleri barindirmazlar Ayrica cok miktarda titanyum da icerirler Astronotlar yuzeydeki tozun kar gibi hissedildigini ve yanik barut koktugunu bildirmistir Toz asil olarak Ay yuzeyine carpan goktaslari nedeniyle olusmus olan silikon dioksit camindan SiO2 ibarettir Ayni zamanda kalsiyum ve magnezyum da icerir Yorungesi ve Dunya ile olan iliskisiApollo 8 gorevi sirasinda Ay dan Dunya nin gorunusu 24 Aralik 1968Yorunge DSCOVR uydusu Ayin Dunya nin onunden gectigini gorur Ay sabit yildizlara gore Dunya yorungesinde her 27 3 gunde bir tam tur atar Ancak Dunya da kendi yorungesinde Gunes in cevresinde dondugu icin Ay in evrelerinin donusumu icin biraz daha uzun bir zaman 29 5 gun gerekir Diger gezegenlerin uydularinin aksine Ay Dunya nin ekvator duzlemi uzerinde degil tutulum duzlemi yakinlarinda yorungededir Gezegeninin boyutlarina gore Gunes Sistemi icinde en buyuk dogal uydudur Charon ile cuce gezegen Pluton dan daha buyuktur Dunya uzerinde gorulen gelgit etkilerinin cogu Ay in kutlecekim alani nedeniyle olusmaktadir Gunes in etkisi cok azdir Gelgit etkileri nedeniyle Dunya ile Ay arasindaki ortalama uzaklik her yuzyilda 3 8 m artmaktadir Acisal momentumun korunumu nedeniyle Ay in yari buyuk ekseninin artmasiyla birlikte Dunya nin donusu yuzyilda 0 002 saniye kadar yavaslamaktadir Dunya ve Ay sistemi bazen gezegen uydu sistemi olarak degil de cifte gezegen sistemi olarak degerlendirilir Bunun nedeni Ay in cevresinde dondugu gezegene gore oldukca buyuk olan boyutlaridir Ay in capi Dunya nin dortte biri kutlesi de 1 81 idir Ancak sistemin orta kutle merkezi yeryuzunun 1 700 km yani Dunya yaricapinin dortte biri kadar altinda olmasi nedeniyle bu gorus bazilari tarafindan elestirilmektedir Ay yuzeyi Dunya nin onda birinden azdir ve Dunya nin kara alaninin yaklasik dortte biri kadardir 1997 de asteroit 3753 Cruithne nin Dunya ile baglantili olagandisi bir atnali yorunge uzerinde oldugu bulundu Ancak gok bilimciler bu asteroidi Dunya nin ikinci dogal uydusu olarak kabul etmemektedir cunku yorungesi uzun donemde kararli degildir Daha sonra Cruithne ile benzer yorungede bulunan Dunya ya yakin uc asteroit daha bulunmustur 54509 2000 PH5 85770 1998 UP1 ve 2002 AA29 Dunya ve Ay in gorece boyutlari ve aralarindaki uzaklik isigin yolculuk zamaniyla birlikte olcekli olarak gosterilmistir Dunya ile Ay arasinda ortalama yorunge uzakliginda isigin yuzeyden yuzeye ulasmasi icin gecen sure 1 255 saniyedir Dunya ile Ay sisteminin boyutlari Gunes e gore isik yolculuk zamani ile kiyaslanabilir Gunes in isik kuresinden Dunya yuzeyine isik 8 28 dakikada ulasir GelgitDunya uzerinde okyanuslarda gorulen gelgit Ay kutlecekiminin etkisiyle olusur Kutlecekimsel gelgit kuvvetlerinin olusmasinin sebebi Dunya nin Ay karsisinda bulunan yuzunun merkezine ve arka yuzune gore Ay in kutlecekiminden daha fazla etkilenmesidir Kutlecekimsel gelgit okyanuslari Dunya nin merkezinde oldugu bir elips sekline esnetir Bunun etkisi birisi Ay a dogru bakan yuzde digeri de bunun zit yuzunde olusan tumsek yani deniz seviyesinin yukselmesi olarak gorulur Dunya kendi ekseni etrafinda donerken bu iki tumsek de Dunya cevresinde bir gunde dondugu icin okyanus sulari surekli olarak hareket eden bu iki tumsege dogru akar Bu iki tumsegin ve onlara dogru giden buyuk okyanus akintilarinin etkisi Dunya nin donusu nedeniyle okyanus tabanlarinda olusan suyun surtunme etkisi su hareketinin eylemsizligi karaya yaklastikca siglasan okyanus tabanlari ve degisik okyanus tabanlari arasindaki salinimlar gibi nedenlerle daha da buyur Ay ile okyanuslar arasindaki kutlecekimsel bag Ay in yorungesini etkiler Ay dan bakildiginda gelgit tumsekleri Dunya nin donusuyle ileriye dogru tasindigindan dogrudan Ay in karsisinda degildir Kutlecekimsel eslesme Dunya nin donusunden kinetik enerji ve acisal momentumu emer Buna karsin Ay in yorungesine acisal momentum eklenir Bu da Ay i daha uzun periyotlu daha yuksek bir yorungeye iter Bunun sonucunda da her yil iki gokcismi arasindaki ortalama uzaklik 3 8 cm artar Dunya ile Ay arasindaki gelgit etkilerin onemsiz hale gelene kadar Ay yavas yavas uzaklasmaya devam edecektir ve bu durumda yorungesi kararli olacaktir Gozlemsel etkiler ve bulgularAy ve Gunes tutulmalari 1999 gunes tutulmasi21 Subat 2008 Ay tutulmasi Gunes Dunya ve Ay ayni cizgi uzerinde siralaninca bu durum Dunya da Ay ve Gunes tutulmasi olarak gozlenir Gunes tutulmasi yeni ay evresinde Ay Gunes ile Dunya nin arasinda iken olusur Buna karsin Ay tutulmasi dolunay evresinde Dunya Gunes ile Ay in arasinda oldugunda olusur Ay in yorungesinin Dunya nin Gunes cevresindeki yorungesine nazaran yaklasik 5 egik olmasi nedeniyle her yeni ay ve dolunayda tutulmalar olmaz Bir tutulmanin olmasi icin Ay in her iki yorunge duzleminin kesisimine yakin bir yerde olmasi gerekir Ay ve Gunes tutulmalarinin zamanlamalari yaklasik 6 585 3 gunluk 18 yil 11 gun 8 saat bir periyota sahip olan ve Babiler zamaninda bulunan Saros cevrimi ile belirlenebilir Ay in ve Gunes in Dunya dan gorulen acisal caplari degisimlerle ust uste gelebildigi icin hem tam hem de yarim gunes tutulmasi olusabilmektedir Tam gunes tutulmasinda Ay Gunes diskini tamamen kapatir ve Gunes koronasi ciplak gozle gorunur hale gelir Ay ile Dunya arasindaki uzaklik zamanla az da olsa arttigi icin Ay in acisal capi azalmaktadir Bu yuzlerce milyon yil once Ay in tutulmalarda Gunes in acisal capi da degismezse Ay artik Gunes diskini tamamen ortemeyecek ve yalnizca yarim tutulma olusacaktir Tutulma ile ilgili bir baska fenomen ortulme dir Ay surekli olarak gokyuzunde 1 2 derece genisliginde dairesel bir alani kaplar Parlak bir yildiz ya da gezegen Ay in arkasindan gecerse ortulur yani gozden kaybolur Gunes tutulmasi Gunes in ortulmesidir Ay Dunya ya yakin oldugu icin tek tek yildizlarin ortulmesi ayni zamanda ve her yerden gorulemez Ay yorungesinin yalpalamasi sonucu her yil farkli yildizlar ortulur En son ay tutulmasi 20 Subat 2008 de olan tam tutulmadir Guney Amerika ve Kuzey Amerika nin cogu yerinden 20 Subat ta gozlemlenen tutulma Bati Avrupa Afrika ve Bati Asya dan 21 Subat ta gozlemlenmistir Guney Amerika ile Antarktika nin bazi bolumlerinden gozlemlenen 1 Agustos 2008 den sonraki gunes tutulmasi 15 Ocak 2010 dadir Gozlemsel bulgular En parlak oldugu dolunay evresinde Ay in gorunur kadir derecesi yaklasik 12 6 dir Kiyaslanacak olursa Gunes in gorunen kadir derecesi 26 8 dir Ay in dordun evrelerinde parlakligi dolunay evresindeki parlakliginin yarisi degil ancak onda biridir Bunun nedeni Ay yuzeyinin mukemmel bir Lambert yansiticisi olmamasidir Dolunay iken gozlemcinin arkasindan gelen isik nedeniyle oldugundan parlak gorunen Ay diger evrelerde yuzeye dusen golgeler nedeniyle yansitilan isigin miktari azalir Ay ufka yakinken daha buyuk olarak gorunur Fakat bu tamamen Ay illuzyonu olarak bilinen psikolojik bir etkidir Ay dusuk albedosuna ragmen gokyuzunde oldukca parlak bir gokcismi olarak gorunur Ay Gunes Sistemi nde bulunan en kotu yansiticidir ve uzerine dusen isigin ancak 7 sini yansitir Bu oran bir parca komurun yansitma orani ile hemen hemen aynidir Ay cevresinde gorunen hale Gorsel sistemlerde renk istikrari bir nesnenin rengiyle etrafindakilerin rengi arasindaki iliskiyi ayarlar dolayisiyla da gorece karanlik olan gokyuzunde Gunes in aydinlattigi Ay parlak bir nesne olarak algilanir Ay in gun icinde ulastigi en yuksek nokta degisiklik gosterir ve Gunes ile ayni sinirlarda dolasir Ayrica Dunya uzerindeki mevsime ve Ay in evrelerine gore degisir Kis mevsiminde dolunayda en yuksek noktaya ulasir Ayrica 18 6 yillik dugum cevriminin de etkisi vardir Ay yorungesinin yukselen dugum noktasi ilkbahar noktasindaysa Ay yukselimi 28 kadar yukselebilir Bunun sonucunda 28 derece enlemlere kadar Ay tepe noktasina cikar Yaklasik dokuz yil kadar sonra yukselim yalnizca 18 kuzey ve guney enlemlere ulasacaktir Aycanin yonu de gozlem noktasinin enlemine baglidir Ekvator a yakin yerlerde bir gozlemci Ay i sandal gibi gorebilir Gunes gibi Ay da bazi atmosferik etkilere neden olabilir Bunlarin arasinda 22 lik hale halkasi ve ince bulutlar arasindan gorunen daha kucuk korona halkalari sayilabilir Gozlem ve kesiflerin tarihiIlk donem gozlemler MO 5 yuzyilda Babilli gozlemcilerin Ay in dongulerini inceledigini Hindistan da benzer bulgularin varligini Cinli Shi Shen in MO 4 yuzyilda Ay ve Gunes tutulmalarinin tarihlerini hesaplama yontemi gelistirdigini biliyoruz MO 4 yuzyilda Aristo yanlis da olsa uzun bir sure cok etkili olan evren aciklamasinda Ay in dort temel eleman toprak su hava ve ates arasindaki sinir bolgede yer aldigini one surdu Ote yandan ve MO 2 yuzyil ile Ptolemy MS 90 168 Aristocu anlayisi curuten gozlem ve hesaplamalar sundular Orta Cag Avrupasi icin gokbilim den soz etmek zordur ve donemin bilgisi gozlemden cok dini inanislarin etkisi altindaydi Ay in tam bir yuvarlak ve yuzeyinin puruzsuz oldugu da bu inanislar arasindaydi Teleskobun kesfi ve bilimlerde yasanan yaklasik eszamanli paradigma degisimi Ay gozleminde bir donum noktasi olmustur Galileo Galilei 1609 da yayimladigi kitabi Sidereus Nuncius Ay yuzundeki daglari ve kraterleri gosteren ilk teleskobik cizimlerden bazilarini iceriyordu Ardindan Ay in teleskobik haritalanmasi basladi 17 yuzyilin devaminda ve Ay in yuzey unsurlarini bugun adlandirirken kullanilan sistemin temellerini attilar Wilhelm Beer ve in kitaplari Mappa Selenographica 1834 6 ve Der Mond 1837 binden fazla dag dahil olmak uzere Ay daki yuzey unsurlarini yeryuzundeki cografya icin mumkun olan hassasiyetle tanimladi Uzay araclari 20 yuzyil Soguk Savas ile kaynaklanan Sovyetler Birligi ile ABD arasindaki uzay yarisi Ay uzerindeki ilginin giderek artmasina neden oldu Firlatici yetenekleri izin verir vermez hem alcak ucus hem de carpma inis gorevleri icin insansiz sondalar uzaya gonderildi Sovyetler Birligi nin Luna programi Ay yuzune insansiz uzay araclari ile ulasmayi basaran ilk program olmustur Yercekimini yenip Ay in yanindan gecmeyi basarabilen ilk insan yapimi nesne Luna 1 uzay sondasi olmustur 1959 yilinda Ay yuzune carpan ilk insan yapimi nesne Luna 2 ve Ay in oteki yuzunun fotograflarini ceken ilk uydu da Luna 3 olmustur 1966 yilinda Ay yuzeyine basarili bir yumusak inis yapan ilk uzay araci Luna 9 ve Ay yorungesine giren ilk uzay araci da Luna 10 olmustur Ay yuzeyinden ornekler uc Luna ucusu Luna 16 Luna 20 ve Luna 24 ile Apollo 11 den Apollo 17 ye kadar Apollo 13 haric Apollo gorevleri ile Dunya ya getirilmistir Ay yuzeyine 1969 yilinda ilk insanlarin inmesi uzay yarisinin doruk noktasini olusturmustur Neil Armstrong ABD ucusu Apollo 11 in komutani olarak Ay da yuruyen ilk insan oldu Ay da ilk adimini 21 Temmuz 1969 tarihinde saat 02 56 da UTC atti 1960 larin basinda ozellikle yuzel erime kimyasi ve atmosfere yeniden giris konularinda oldugu gibi onemli teknolojik gelismeler Ay yuzeyine inis ve geri donusu mumkun kilmistir Apollo ucuslarinin tamaminda bilimsel olcum aletleri Ay yuzeyine yerlestirildi Uzun sureli ALSEP Ingilizce Apollo lunar surface experiment package Apollo Ay yuzeyi deney paketi istasyonlari Apollo 12 14 15 16 ve 17 inis sahalarina yerlestirildi Apollo 11 ucusuyla EASEP Ingilizce Early Apollo Scientific Experiments Package Erken Apollo bilimsel deney paketi adi verilen gecici istasyon yerlestirilmistir ALSEP istasyonlarinda isi akis sondalari sismometreler manyetometreler ve kup koseli bulunmaktaydi Butce sorunlari sebebiyle 30 Eylul 1977 de Dunya ya bilgi iletimi kesilmistir Ay laser mesafe olcum araclari pasif ekipmanlar oldugu icin hala kullanilmaktadir Dunya uzerindeki istasyonlardan yonetilen olcumler sonucu birkac santimetrelik hassasiyetle ay cekirdeginin boyutlari belirlenebilmektedir 14 Aralik 1972 de Apollo 17 ucusunun bir parcasi olarak Ay uzerinde yuruyen Eugene Cernan dan beri baska bir insan Ay uzerinde yurumemistir 20 Temmuz 1969 da ilk Ay uzerine inis sirasinda Neil Armstrong tarafindan fotografi cekilen astronot Buzz Aldrin 1960 larin ortasindan 1970 lerin ortasina kadar Ay yuzune ulasan yaklasik 65 farkli ucus gorevi yapilmistir Bunlarin sonuncusu 1976 yilindaki Luna 24 tur Bunlari yalnizca 18 i kontrollu olarak Ay yuzeyine inmis dokuzu geriye donerek ay tasi ornekleri getirmistir Daha sonra ise Sovyetler Birligi Venus ve uzay istasyonlarina ilgisini cevirirken ABD Mars ve otesi ile ilgilenmeye basladi Bir kisim uzmanlar Ay a inis yapilmasiyla ilgili goruntulerin sahte oldugunu iddia etmislerdir 2000 li yillarin sonlarindan bu yana LROC uzay araci tarafindan cekilen cok sayida yuksek cozunurluklu fotografta Ay a inis yapmis uzay araclari ve izler gorulebilmektedir 2012 yilinda Apollo bayraklarinin Ay yuzeyindeki fotograflari yayinlanmistir Ozellikle 1990 lardan itibaren Ay a yonelik ilgi tekrar canlandi ve projeler artti 1990 yilinda Japonya Hiten uzay aracini Ay yorungesine oturtarak bunu basaran ucuncu ulke oldu Uzay araci Hagormo adli kucuk bir sondayi yorungede birakti ama vericinin ariza yapmasi nedeniyle ucus gorevinden bilimsel olarak daha fazla yararlanilamadi 1994 yilinda Clementine ucus gorevini gonderen ABD tekrar Ay ile ilgilenmeye basladi Bu gorev ile birlikte Ay in ilk kuresel topografik haritasi ve ay yuzeyinin ilk multispektral gorselleri elde edildi Bunu 1998 yilindaki Lunar Prospector ucus gorevi izledi Lunar Prospector da bulunan notron spektrometresi ay kutuplarinda hidrojen oraninin gorece yuksekligini gosterdi Bunun nedeni olarak surekli olarak golge altinda kalan kraterlerdeki regolitin ust birkac metresinde su buzu var olabilecegi dusunuldu 21 yuzyil 14 Ocak 2004 te ABD Baskani George W Bush 2020 yilindan itibaren Ay a insanli ucuslarin yapilmasini ongoren bir plan yapilmasini istedi NASA nin Ay Arayislari Lunar Quest catisi altinda topladigi Ay yorungesinde ornegin Haziran 2009 da firlatilan LRC Lunar Reconnaissance Orbiter ve yuzeyinde ornegin Ay in surekli karanlik guney kutbunda su buzu varligini aramayi amaclayan LCROSS cesitli programlari vardir NASA ay kutuplarindan birinde kalici bir ussun kurulusunu da planlamaktadir Avrupa uzay araci Smart 1 27 Eylul 2003 te firlatildi ve 15 Kasim 2004 ten 3 Eylul 2006 ya kadar Ay yorungesinde kaldi Japan Aerospace Exploration Agency Japon Uzay Arastirma Ajansi 14 Eylul 2007 de yuksek cozunurluklu kamera ve iki kucuk uydu ile donatilmis olan SELENE adli uzay aracini firlatti Ucusun bir yil surmesi beklenmektedir Cin Ay arastirmalari icin istekli olduklarini Chang e programini baslatarak gosterdi Ilk uzay araci Chang e 1 24 Ekim 2007 de firlatildi Hindistan ekim 2008 de Chandrayaan I gorevini baslatmis ve basariyla tamamlamistir Daha sonra 22 temmuz 2019 da Chandrayaan II yi baslatmis ama arac yuzeye inememistir Rusya da dondurulmus olan Luna Glob projesine tekrar baslamayi ve 2012 de Ay yuzeyine inis yapmayi dusunmektedir 23 Agustos 2023 tarihinde Hindistan Ay in guney kutbu bolgesine uzay aracini basariyla indirebilen ilk ulke olmustur ISRO ise Ay a inmeyi basaran dorduncu uzay ajansi olmustur 19 Ocak 2024 tarihinde Japonya Uzay Ajansi uzay araci SLIM in Ay in yuzeyine indigini acikladi Bununla birlikte Japonya Ay a inis yapan 5 ulke oldu Ozel ve ticari girisimler 13 Eylul 2007 de duyurulan Google Lunar X Prize Google Ay X Odulu ozel sektor tarafindan finanse edilen Ay arastirmalarini artirmayi amaclamaktadir X Odulu Vakfi Ay uzerine robotik bir ay araci gonderebilecek olan ve diger bazi kriterlere uyacak olan herhangi bir kisiye 20 milyon dolar onermektedir Insanlarin etkisi Ay daki insan aktivitesinin izlerine ek olarak Ay Muzesi sanat eseri Apollo 11 iyi niyet mesaji Ay Plakasi Olen Astronot aniti ve diger insan yapimi nesneler Ay yuzeyinde yer almaktadir Ay i ziyaret eden araclar Uzay Aracinin Adi Firlatilis Tarihi BilgiLuna 2 12 Eylul 1959 Ay yuzeyine inis yapan ilk arac Carparak inebilmistir Ranger 7 28 Temmuz 1964 Ay dan goruntu alan ilk arac Ranger 8 17 Subat 1965 Ay dan goruntu aldi Ranger 9 21 Mart 1965 Ay yuzeyinin daglik bolgeleri goruntulendi Luna 9 31 Ocak 1966 Ay a yumusak inis yapan ilk arac goruntuler aldi Surveyor 1 30 Mayis 1966 Ay a yumusak inis yapan ilk ABD araci goruntuler aldi Luna 13 21 Aralik 1966 Ay topraginin sertliginin incelenmesi Surveyor 3 17 Nisan 1967 Ay yuzeyinde ilk kez cukur kazildi Surveyor 5 8 Eylul 1967 Ay denizlerinin topragi ilk kez incelendi Surveyor 6 7 Kasim 1967 Ay denizlerinin topragi ilk kez incelendi Surveyor 7 7 Ocak 1968 Ay daki daglik bolgelere yumusak inis yapan ilk aracApollo 11 16 Temmuz1969 Ay a insanli ilk inis Sessizlik Denizi ne inildi Apollo 12 14 Kasim 1969 Insansiz bir uzay aracinin Surveyor 3 yakinina insanli ilk inisLuna 16 12 Eylul 1970 Ay dan toprak ornekleri getiren ilk aracLuna 17 10 Kasim 1970 Ay a bir tasit Lunahod 1 indiren insansiz ilk aracApollo 14 31 Ocak 1971 Ay da daglik bolgeye Fra Mauro insanli ilk inisApollo 15 26 Temmuz 1971 Ay yuzeyinde tasitin ilk kez kullanilmasiLuna 20 14 Subat 1972 Ay in daglik bolgelerinden toprak ornekleri alindiApollo 16 16 Nisan 1972 Ay in daglik bolgelerinde ilk kez tasitin kullanilmasiApollo 17 7 Aralik 1972 Ay a yapilan son insanli ucusLuna 21 8 Ocak 1973 Luna 20 ile ayni gorevLuna 24 9 Agustos 1976 Luna 20 ile ayni gorevInsan kavrayisiJohannes Hevelius un Ay haritasi 1647 Ay bircok sanat ve edebiyat eserine konu olmus ve sayisiz baskalarina da ilham kaynagi olmustur Gorsel sanatlar sahne sanatlari siir yazin ve muzik icin bir motif olusturur Irlanda da Knowth da bulunan 5 000 yillik kaya uzerinde kazili bulunan ve Ay i tasvir ettigi dusunulen eser kesfedilen en eski eserdir Bircok tarihoncesi ve antik kulturde Ay in tanri olduguna ve diger dogaustu fenomenlerin kaynagi olduguna inanilirdi Ay uzerindeki astrolojik gorusler gunumuzde de yaygindir Bati uygarliginda Ay hakkinda bilimsel aciklama getiren ilk kisi Yunan filozof Anaxagoras olmustur Anaxagoras Gunes ve Ay in dev kuresel kayalar oldugunu ve Ay in Gunes in isigini yansittigini one surmustur Gokyuzu hakkinda tanritanimaz gorusleri tutuklanmasina ve surgune gonderilmesine neden olmustur Aristo nun evren taniminda Ay degisken elementler toprak su hava ve ates alani ile Eter in olumsuz yildizlari arasindaki siniri olusturur Bu ayrim yuzyillar boyunca fizigin bir parcasini olusturmustur Ay Venus kusagina karsi Orta Cag a gelindiginde teleskobun kesfinden once bircok kisi Ay in bir kure oldugunu kabul etti ancak tamamen puruzsuz olduguna inaniliyordu 1609 da Galileo Galilei Siderus Nuncius adli kitabinda Ay in ilk teleskobik cizimlerini yayimladi ve ay yuzeyinin puruzsuz olmadigini daglar ve kraterlerden olustugunu yazdi Daha sonra 17 yuzyilda Giovanni Battista Riccioli ve Francesco Maria Grimaldi Ay in bir haritasini cizerek bircok kratere gunumuzde bilinen adlarini verdi Haritalarda Ay yuzeyinin karanlik bolumleri maria ya da denizler ve acik bolumleri terrae ya da kitalar olarak belirtilmistir Ay uzerinde bitki ortusunun varligi ve yasam olabilecegi dusuncesi 19 yuzyilin baslarina kadar onemli gok bilimciler tarafindan bile dikkate alinmistir Parlak yuksek bolgeler ile koyu denizler arasindaki kontrast degisik kulturler tarafinda Ay daki adam tavsan buffalo ve bunun gibi cesitli modellemelere yol acmistir 1835 te Buyuk Ay Aldatmacasi bircok insani Ay uzerinde egzotik hayvanlarin yasadigina inandirmistir Hemen hemen ayni zamanlarda 1834 1836 arasinda Wilhelm Beer ve Johann Heinrich Madler dort ciltlik Mappa Selenographica yi ve 1837 de Der Mond adli kitabi yayimlamaktaydi Bu eserler Ay uzerinde su ve atmosfer olmadigini belirtiyordu Ay in oteki yuzu 1959 da Luna 3 uzay sondasi firlatilana kadar bilinmiyordu 1960 larda Lunar Orbiter programi tarafindan haritasi cikarilmistir Yasal durumuHer ne kadar 1959 yilinda Luna 2 ve bunu izleyen diger inislerde bircok Sovyetler Birligi bayragi ile ABD bayragi Ay yuzune sembolik olarak dikilmisse de gunumuzde Ay yuzeyi uzerinde hicbir ulus hak iddia etmemektedir Rusya ve ABD Ay i uluslararasi sular ile ayni statuye koyan res communis Dis Uzay Anlasmasi nin taraflaridir Bu anlasma ayni zamanda Ay in yalnizca bariscil amaclar icin kulllanilmasini emreder ve askeri usler ile kitle imha silahlarini ve her turden silahlari yasaklar Ay kaynaklarinin herhangi bir ulke tarafindan tek basina kullanilmasini kisitlayan ikinci bir anlasma olarak Ay Anlasmasi onerilmistir ama uzay yolculuguna cikabilen ulkelerden hicbiri bu anlasmayi imzalamamistir Cesitli kisiler Ay uzerinde tamamen ya da kismen hak iddia etse de bunlar dikkate alinmamistir Ayrica bakinizAy teorisi Dunya nin diger dogal uydulariKaynakca a b c d e f g h i j Wieczorek M 2006 The constitution and structure of the lunar interior Reviews in Mineralogy and Geochemistry Cilt 60 ss 221 364 Lang Kenneth R 2011 2 2yayinci Cambridge University Press bas ISBN 9781139494175 1 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Morais M H M Morbidelli A 2002 The Population of Near Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth Icarus 160 1 ss 1 9 Bibcode 2002Icar 160 1M doi 10 1006 icar 2002 6937 hdl 10316 4391 19 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Aralik 2019 a b c d e f g h i j Williams David R 2 Subat 2006 Moon Fact Sheet NASA National Space Science Data Center 23 Mart 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Aralik 2008 Smith David E Zuber Maria T Neumann Gregory A Lemoine Frank G 1 Ocak 1997 Topography of the Moon from the Clementine lidar Journal of Geophysical Research 102 E1 s 1601 Bibcode 1997JGR 102 1591S doi 10 1029 96JE02940 hdl 2060 19980018849 19 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Aralik 2019 Terry Paul 2013 Top 10 of Everything Octopus Publishing Group Ltd s 226 ISBN 978 0 600 62887 3 Williams James G Newhall XX Dickey Jean O 1996 Lunar moments tides orientation and coordinate frames Planetary and Space Science 44 10 ss 1077 1080 Bibcode 1996P amp SS 44 1077W doi 10 1016 0032 0633 95 00154 9 Hamilton Calvin J Hamilton Rosanna L The Moon Views of the Solar System 4 Subat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1995 2011 a b Archinal Brent A A Hearn Michael F Bowell Edward G Conrad Albert R Consolmagno Guy J Courtin Regis Fukushima Toshio Hestroffer Daniel Hilton James L Krasinsky George A Neumann Gregory A Oberst Jurgen Seidelmann P Kenneth Stooke Philip J Tholen David J Thomas Paul C Williams Iwan P 2010 PDF Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy 109 2 ss 101 135 Bibcode 2011CeMDA 109 101A doi 10 1007 s10569 010 9320 4 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Eylul 2018 ayrica mevcut via usgs gov PDF 27 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 26 Eylul 2018 Matthews Grant 2008 Celestial body irradiance determination from an underfilled satellite radiometer application to albedo and thermal emission measurements of the Moon using CERES Applied Optics 47 27 ss 4981 4993 Bibcode 2008ApOpt 47 4981M doi 10 1364 AO 47 004981 PMID 18806861 a b Bugby D C Farmer J T O Connor B F Wirzburger M J C J Stouffer E D Abel Ocak 2010 Two Phase Thermal Switching System for a Small Extended Duration Lunar Surface Science Platform AIP Conference Proceedings 1208 ss 76 83 Bibcode 2010AIPC 1208 76B doi 10 1063 1 3326291 hdl 2060 20100009810 Vasavada A R Paige D A Wood S E 1999 Near Surface Temperatures on Mercury and the Moon and the Stability of Polar Ice Deposits Icarus 141 2 ss 179 193 Bibcode 1999Icar 141 179V doi 10 1006 icar 1999 6175 19 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Aralik 2019 a b c Lucey P 2006 Understanding the lunar surface and space Moon interactions Reviews in Mineralogy and Geochemistry Cilt 60 ss 83 219 a b c d e f g h Spudis P D 2004 Moon World Book Online Reference Center NASA 29 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Guncel Turkce Sozluk sozluk gov tr 2 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2021 Alexander M E 1973 The Weak Friction Approximation and Tidal Evolution in Close Binary Systems Astrophysics and Space Science Cilt 23 ss 459 508 11 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Does the Moon rotate 28 Temmuz 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2008 Gillis J J 1996 The Composition and Geologic Setting of Lunar Far Side Maria Lunar and Planetary Science Cilt 27 ss 413 404 28 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 a b c d Shearer C 2006 Thermal and magmatic evolution of the Moon Reviews in Mineralogy and Geochemistry Cilt 60 ss 365 518 Taylor G J 31 Agustos 2000 Hawai i Institute of Geophysics and Planetology 24 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Head L W J W 2003 Lunar Gruithuisen and Mairan domes Rheology and mode of emplacement Journal of Geophysical Research Cilt 108 12 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Kiefer W 3 Ekim 2000 Lunar Orbiter Impact Basin Geology Lunar and Planetary Institute 14 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Munsell K 4 Aralik 2006 Solar System Exploration NASA 23 Haziran 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 a b Martel L 4 Haziran 2003 Hawai i Institute of Geophysics and Planetology 30 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Melosh H J 1989 Impact cratering A geologic process Oxford Univ Press Taylor G J 17 Temmuz 1998 Hawai i Institute of Geophysics and Planetology 30 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Heiken G 1991 Lunar Sourcebook a user s guide to the Moon New York Cambridge University Press ss 736 Rasmussen K L 1985 Megaregolith thickness heat flow and the bulk composition of the moon Nature Cilt 313 ss 121 124 11 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lunar Polar Composites Lunar and Planetary Institute 12 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lunar Prospector NASA 31 Agustos 2001 6 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Spudis P 6 Kasim 2006 The Space Review 5 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Garrick Bethell Ian Perera Viranga Nimmo Francis Zuber Maria T 2014 The tidal rotational shape of the Moon and evidence for polar wander PDF Nature 512 7513 ss 181 184 Bibcode 2014Natur 512 181G doi 10 1038 nature13639 PMID 25079322 4 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 12 Nisan 2020 Metzger Philip Grundy Will Sykes Mark Stern Alan Bell James Detelich Charlene Runyon Kirby Summers Michael 2021 Moons are planets Scientific usefulness versus cultural teleology in the taxonomy of planetary science Icarus cilt 374 s 114768 doi 10 1016 j icarus 2021 114768 The Planetary Society 18 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Nisan 2010 Horner Jonti 18 Temmuz 2019 How big is the Moon 7 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Kasim 2020 Taylor Stuart R 1975 Lunar Science a Post Apollo View Oxford Pergamon Press s 64 ISBN 978 0 08 018274 2 Williams J G 2006 Lunar laser ranging science Gravitational physics and lunar interior and geodesy Advances in Space Research 37 1 s 6771 16 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lunar Prospector NASA 31 Agustos 2001 6 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Muller P 1968 Masons lunar mass concentrations Science Cilt 161 ss 680 684 Konopliv A 2001 Recent gravity models as a result of the Lunar Prospector mission Icarus Cilt 50 ss 1 18 Lunar Prospector NASA 2001 4 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Hood L L 1991 Formation of magnetic anomalies antipodal to lunar impact basins Two dimensional model calculations J Geophys Res Cilt 96 ss 9837 9846 Globus Ruth 2002 13 Ekim 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2007 Crotts Arlin P S 2008 PDF The Astrophysical Journal 687 1 ss 692 705 arXiv 0706 3949 2 Bibcode 2008ApJ 687 692C doi 10 1086 591634 20 Subat 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Ekim 2019 Lawson S 2005 Recent outgassing from the lunar surface the Lunar Prospector alpha particle spectrometer J Geophys Res Cilt 110 s 1029 Stern S A 1999 The Lunar atmosphere History status current problems and context Rev Geophys Cilt 37 ss 453 491 Drake Nadia 17 National Geographic PUBLISHED June 17 Haziran 2015 Lopsided Cloud of Dust Discovered Around the Moon National Geographic News 19 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2015 Horanyi M Szalay J R Kempf S Schmidt J Grun E Srama R Sternovsky Z 18 Haziran 2015 A permanent asymmetric dust cloud around the Moon Nature 522 7556 ss 324 326 Bibcode 2015Natur 522 324H doi 10 1038 nature14479 PMID 26085272 Tara John 9 Ekim 2017 NASA The Moon Once Had an Atmosphere That Faded Away Time erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Surface temperatures 29 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2008 Kleine T 2005 Hf W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon Science 310 5754 ss 1671 1674 27 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Binder A B 1974 On the origin of the moon by rotational fission The Moon 11 2 ss 53 76 16 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Mitler H E 1975 Formation of an iron poor moon by partial capture or Yet another exotic theory of lunar origin Icarus Cilt 24 ss 256 268 16 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Stevenson D J 1987 Origin of the moon The collision hypothesis Annual review of earth and planetary sciences Cilt 15 ss 271 315 16 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Canup R 2001 Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth s formation Nature Cilt 412 ss 708 712 a b Papike J 1998 Lunar Samples Reviews in Mineralogy and Geochemistry Cilt 36 ss 5 1 5 234 a b Hiesinger H 2003 Ages and stratigraphy of mare basalts in Oceanus Procellarum Mare Numbium Mare Cognitum and Mare Insularum J Geophys Res Cilt 108 s 1029 Taylor G J 8 Kasim 2006 Recent Gas Escape from the Moon Hawai i Institute of Geophysics and Planetology 10 Mart 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Schultz P H 2006 Lunar activity from recent gas release Nature Cilt 444 ss 184 186 Norman M 21 Nisan 2004 The Oldest Moon Rocks Hawai i Institute of Geophysics and Planetology 19 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Varricchio L 2006 Inconstant Moon Xlibris Books ISBN 1 59926 393 9 The Smell of Moondust 8 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA a b NASA 11 Temmuz 2005 9 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Mayis 2007 Ray R 15 Mayis 2001 IERS Special Bureau for Tides 5 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Vampew A 19 Ocak 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Morais M H M 2002 The Population of Near Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth Icarus Cilt 160 ss 1 9 5 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 a b Thieman J 2 Mayis 2006 NASA 28 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Espenak F NASA 1 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Espenak F 2000 MrEclipse 24 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Royal Astronomical Society of New Zealand 5 Subat 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Espenak F 2007 NASA 11 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 NASA 22 Kasim 1997 26 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Agustos 2007 Spekkens K 18 Ekim 2002 Is the Moon seen as a crescent and not a boat all over the world Curious About Astronomy 17 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Coren M 26 Temmuz 2004 Giant leap opens world of possibility CNN com 16 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 NASA news release 77 47 page 242 PDF Basin aciklamasi 1 Eylul 1977 29 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 29 Agustos 2007 Appleton James 1977 NASA Turns A Deaf Ear To The Moon 10 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2007 Dickey J 1994 Lunar laser ranging a continuing legacy of the Apollo program Science Cilt 265 ss 482 490 Arsivlenmis kopya 22 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2012 NASA Spacecraft Images Offer Sharper Views of Apollo Landing Sites NASA 2 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Eylul 2011 Lunar Reconnaissance Orbiter Camera News Center 27 Temmuz 2012 18 Mart 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mart 2020 Apollo Moon flags still standing images show BBC News 30 Temmuz 2012 25 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2012 President Bush Offers New Vision For NASA Basin aciklamasi NASA 14 Aralik 2004 10 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lunar Quest NASA 1 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Aralik 2010 NASA Unveils Global Exploration Strategy and Lunar Architecture Basin aciklamasi NASA 4 Aralik 2006 23 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Japan Embarks on the Largest Moon Mission Since Apollo 25 Subat 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2008 XINHUA Online 7 Temmuz 2007 3 Kasim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Temmuz 2007 Chandrayaan 1 Wikipedia Ingilizce 22 Aralik 2020 erisim tarihi 25 Aralik 2020 Chandrayaan 2 Vikipedi 17 Aralik 2020 erisim tarihi 25 Aralik 2020 Covault C 4 Haziran 2006 Aviation Week 24 Ekim 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Hindistan Ay in guneyine inis yapan ilk ulke oldu BBC News Turkce 23 Agustos 2023 23 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Agustos 2023 web archive org 19 Ocak 2024 19 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Ocak 2024 12 mayis 1965 luna 5 ay yuzeyine carpti luna 5 aracinin ay i ziyaret eden araclar kisminda olmamasi wikipedia 12 Mayis 1965 5 Eylul 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Mayis 2021 Space Today Online 2006 14 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 O Connor J J Subat 1999 Anaxagoras of Clazomenae University of St Andrews 15 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lewis C S 1964 The Discarded Image Cambridge Cambridge University Press s 108 ISBN 9780521055512 Van Helden A 1995 Galileo Project 23 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Boese A 2002 Museum of Hoaxes 7 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 International Space Law United Nations Office for Outer Space Affairs 2006 12 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 theregister co uk 29 Kasim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA crushes lunar real estate industry Dis baglantilarWikimedia Commons ta Ay ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Gorseller ve haritalarConstantine M 2004 moonpans com 11 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 U S Navy 15 Ekim 2003 30 Aralik 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Digital Lunar Orbiter Photographic Atlas of the Moon Lunar and Planetary Institute 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Google 2007 30 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Lunar and Planetary Institute 18 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Aeschliman R Planetary Cartography and Graphics 29 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 2007 30 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 World Wind Central NASA 2007 17 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Skymania 2007 13 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Eylul 2007 KesiflerJones E M 2006 NASA 18 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Exploring the Moon Lunar and Planetary Institute 18 Subat 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Teague K 2006 4 Nisan 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Ay evreleri 2007 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 NASA Eclipse Home Page 21 Subat 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Agustos 2007 U S Naval Observatory 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 2008 23 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Subat 2008 Digerleri Space com 2007 27 Aralik 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 NASA s Solar System Exploration9 Eylul 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Planetary Science Research Discoveries 2007 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Williams D R 2006 Moon Fact Sheet NASA 28 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2007 Moon Wiki 2007 12 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Eylul 2007