Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Kadınların hakları ve ilgi alanlarını konu alan ayrışık anlayışın belirleyicisi kadındır. Kadın ve erkek arasındaki toplumsal eşitsizliğin süregelmesi, feminizmin amacının kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesi ve toplumda gerçek bir eşitlik durumunun sağlanması olmasına neden olmuştur. "Feminizm" kavramı altında sayısız hareket özetlenmiştir.
Cinsiyet eşitliğinden ise cinsiyetlerin, tüm yaşam alanlarında gerçek bir eşitliğe sahip olmaları anlaşılır. "Kadının erkek egemenliğinden kurtulması"nın asıl amacı ekonomik, toplumsal, siyasal haklar; eşitlik ve daha da ayrıntılı anlatmak gerekirse: Yasadan önce eşitlik, inanç özgürlüğü, mal ve mülk sahibi olabilme özgürlüğüdür. Kadının erkek egemenliğinden kurtulması, cinsiyet yüzünden yapılan ayrıma karşıt bir düşünce yapısıdır. Asıl olarak kadın ve erkek eşitliği; bugün yalın olarak "cinsiyet" kavramının kullanılmasındansa, biyolojik ve toplumsal cinsiyetler arasındaki farklara daha ayrıntılı olarak girilmesini tercih eder.
Feminizm, sosyoloji, ve etik alanlarından oluşur; temeli kadın özgürlüğüne dayanmaktadır. Bazı yorumları geçmiş ve şimdiki toplumsal ilişkilere karşı eleştireldir. Çoğunun toplumsal cinsiyet ve cinselliğe ilişkin toplumsal yapı olduğuna inandığı ögeleri çözümlemeye odaklanmıştır. Yine çoğu feminist, cinsiyet eşitsizliği ve kadın hakları, ilgileri ve kadın sorunlarını araştırmaya odaklanmıştır.
Feminist teori toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerine odaklaşır. Feminist hareket içinde kadın ve erkeğin eşitliğini savunan gruplar olduğu gibi kadının biyolojik ve duygusal olarak erkeğe üstün ve erkeğin "tamamlanmamış kadın" olduğunu savunan daha "köktenci" gruplar da yer almaktadır.
Genel bakış
Feminizm, bir teori olduğu gibi aynı zamanda da "hak eşitliği, insanlık şerefi ve kadınlara karar verme özgürlüğü" amaçlarıyla, politik bir harekettir. Feminizm, kadınlara cinsiyet hiyerarşisi baskısının sona ermesi ve toplumsal cinsiyet tutumlarının aynı değerde olması için toplumun değişimini amaçlar.
Haziran 1993 Viyana Dünya İnsan Hakları Konferansı, uluslararası kadın hareketi için oldukça önemli olmakla beraber kadınlar için insan hakları kavramı ilk olarak burada Birleşmiş Milletler sürecine dahil edilmiştir. Harekete geçen dünya kadınları, dünyanın her yerinden kadın kuruluşlarının ve bağımsız kadınların katıldığı büyük bir Kadının İnsan Hakları kampanyası düzenleyip sonucunda “kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının, evrensel insan haklarıyla ayrılmaz, bölünmez ve vazgeçilmez” olduğu tezini ilan etmiştir. Bu haliyle de resmi konferanslarda gündem oluşturucu bir konuma erişmişlerdir.
- Aralık 1993'te özel olarak kadına karşı şiddeti ele alan ilk insan hakları belgesi olan "Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Bildirge" Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edildi.
- 1994'te BM İnsan Hakları Komisyonu’na kadına yönelik şiddet konusunda özel bir raportör atanması ve kadın haklarının BM İnsan Hakları mekanizmaları içine dahil edilmesi kararlaştırıldı.
- Süreç, 1994'te Kahire’de yapılan ICPD, 1995'te Pekin’de yapılan Dünya Kadın Konferansı ve 2000'de New York'ta yapılan Pekin+5 BM Özel Oturumuyla devam etti.
Uluslararası kadın hareketi, insan hakları kapsamında kadın hakları bakımından köklü değişikliklere sebep oldu. Aile içi şiddet, toplu tecavüzler, kadının beden bütünlüğüne yönelik hak ihlalleri, cinsel hakların, doğurganlık haklarının ihlali böylelikle BM kararlarında ve uluslararası sözleşmelerde insan hakları olarak yer almaya başladı. Ancak, tutucu kesimler bu ihlalleri, insan hakları kapsamı dışında bırakmak için yoğun çabalar harcadılar.
Bu kavram altında birçok hareket ve birbirine kısmen bağlı, ama aynı zamanda da farklı iz bırakan darbe geliştirmiştir. Bunların dikkat çeken önemli bir kısmını kadınların erkeklere karşı mağduriyeti, ihmal edilmiş kadınsı düşünceler, değerler ve projeler oluşturur. Feminist Bilimsel Eleştiri ve feminist araştırmalar, birçok alanda günümüze kadarki karartılmış kadın tarihini ve kadınların yeteneklerini günışığına çıkarmayı ve bu konularda çalışma yapmayı kendilerine amaç edinmişlerdir.
Feminist Bilimsel Teori; feminizmi, bilimsel teori alanlarına cinsiyet tanımları bakımından faydalı hale getirmeyi amaçlar. Feminist Felsefe, bazen de Bilimsel Sosyoloji ve Bilim Tarihi’nin alt alanı olarak kabul edilir. Feminist Bilim Teorisi, insani bilimlere cinsiyet tanımları konusunda temel araştırma malzemesi olarak hizmet eder. Feminist hamleler, genel bilimsel teorik sorunları konu aldığı için, temel bilimsel sorunların içinde tartışılır.
Feminizmin ilgilendiği konular
Feminizm üzerine yapılan temel tartışmalar günümüzde hâlâ değişim sürecindedir. 1960'lı yıllardan beri aşağıdaki konular ana başlıklar olarak benimsenmiştir:
- Hukuki eşitlik (örn; kadınların kazançtaki payları, ücret eşitsizliği)
- Diğer toplumsal akımlarla olan ilişkisi
- Cinsiyet kimliklerinin yaratılması
- Cinsel özerklik
Feminizmin kökeni
Modern anlamda bir felsefe ve bir hareket olarak feminizmin kökeni kadının eğitimi hakkını savunan Lady Mary Wortley Montagu ve Marquis de Condorcet gibi özgür düşünürlerin de içinde yer aldığı Aydınlanma dönemine götürülmektedir. Kadınlar için ilk bilimsel topluluk Hollanda Cumhuriyetinin güneyinde yer alan bir şehir olan Middelburg'de 1785 tarihinde kurulmuştur. İngiliz kadın yazar Mary Wollstonecraft'ın feminist olarak adlandırılabilen A Vindication of the Rights of Woman (Kadın Haklarının Müdafaası) (1792) adlı eseri bu konuda ilk çalışmalardan biridir. Feminizm 19. yüzyılda kadınlarda adaletsiz davranıldığına ilişkin inanç arttıkça organize bir hareket hâline geldi. Feminist hareketin kökleri ilerlemeci hareket özellikle de 19. yüzyıldaki reform hareketi içinde yer almaktadır. Harekete féminisme adını veren kişi ütopyacı sosyalist Charles Fourier'dir (1837). Fourier, 1808 gibi erken bir tarihte kadın haklarının genişletilmesini tüm tüm toplumsal ilerlemenin genel prensibi olduğunu öne sürmüştür. İlk kadın hakları toplantısı New York, Seneca Falls'da 1848 yılında yapılmıştır. 1869 yılında John Stuart Mill The Subjection of Women (Kadınların Köleleştirilmesi) kitabını yayınlamıştır. Adı geçen kitabında Mill, "bir cinsin diğer bir cinse hakimiyeti yanlış... ve... insanoğlunun gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biridir." demiştir.
Pek çok ülke 20. yüzyılın ilk yıllarında özellikle de I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında kadınlara oy hakkını tanımıştır.
Feminizmin tarihi
Feminizm kavramı ilk olarak sosyal filozof Charles Fourier (1772-1837) tarafından ortaya atılmıştır. Fourier sosyal gelişmenin kadınlara verilecek daha fazla özgürlükle mümkün olduğunu savunmaktaydı. Bugün “Yeni Kadın Hareketleri” olarak da adlandırılmaktadır ve temelde kısmen birbiriyle iç içe kısmen de ayrı teorik yapılardan oluşmaktadır.
Feminizmin ilk yılları
Feminizmle ilgili ilk yaklaşımlar 17. yüzyılda (insan haklarının da desteğiyle) Marie Le Jars de Gourney’ın yazılarında ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Christine de Pizan, Olympe de Gouges, Mary Wollstonecraft ve Hedwig Dohm’un da eserleri feminizm filozofisinin ilkleri arasında sayılabilir.
Teori olarak feminizm ilk olarak 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarına denk gelen zaman aralığında temel haklar kategorisinde dünya sahnesine çıkmıştır. Başlarda temel haklara sahip olanların sadece erkekler olduğu düşünülürdü; çünkü topluma ataerkil gelenekler hâkimdi; ancak 1793 yılında Fransa da Olympe de Gouges bu durumu protesto etti. Gouges İnsan Hakları olarak görünen “Erkek Hakları”nın on yedi maddesinin kadınlara uyarlanmasını önerdi. Bunu da şu ünlü sözüyle dile getirdi: “Eğer kadının idam sehpasına mahkûm olma hakkı varsa, tribünden izleme hakkına da sahip olmalıdır.” Fransa’da elde edilen bu haklar kadınlar için bir ilktir.
Feminizmin ilk dalgası
19. yüzyılın son yıllarına doğru birçok Avrupa ülkesinde; Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'da feminizm ve özellikle de kadın hareketlerinin kitlesel ilk dalgası başladı. Bu hareketin başlamasına sebep olan şey sözcülerine göre erkeklerle politik olarak eşit haklara sahip olma isteği, aynı iş için erkeklerle eşit ücret alma isteği ve kadınların da üniversiteye gidip her işte çalışma isteğiydi. Bu akım 19. yüzyılın sonlarına kadar birçok ülkeyi etkiledi. Bundan önce üniversitelerde erkeklere oranla daha az kadın eğitim almaktaydı. Kadınlara seçme hakkı, ilk olarak 1893 yılında Yeni Zelanda'da tanındı, yaygınlaşması ise 20. yüzyılda oldu. Almanya ve Sovyetler Birliği’nde 1917-1918 yıllarında sosyalist devrimin sonucunda, Amerika ve Büyük Britanya’da aynı zamanlarda savaş döneminde kadınların ülkeye olan katkılarından dolayı ödül olarak verildi. Fransa ve İtalya gibi başka ülkeler ise kadınlara seçme hakkını II. Dünya Savaşı'nın sonunda vermeye başladılar.
Proleter kadın hareketleri
Sivil kadın hareketlerine karşılık olarak proleter kadın hareketleri ortaya çıkmıştır. SPD ve SDAPR gibi sosyal demokrat partiler etrafında toplanmışlardır. 19. yüzyılın sonlarında düzenledikleri toplantılarla taleplerini dile getirmişlerdir. Öncelikle yapı ve tekstil sektöründe çalışan kadın işçilerle ilgili bir organizasyon düzenlediler. Düzenledikleri aktiviteler proleter kadınların yaşam standartlarını daha iyi hale getirme amacını taşımaktaydı (çalışma saatlerinin kısaltılması, sağlık sigortası, işsizlik gibi). Ayrıca kadınların hem ev kadını olmaları hem de iş yerinde çalışıyor olmaları da konulaştırıldı.
Proleter kadın hareketlerinin önder teoricileri Clara Zetkin, Friedrich Engels, August Bebel ve Alexandra Kollentai idi.
Friedrich Engels etnolojik çalışmalar yapmasından dolayı bunların sonucunda “Der Ursprung der Familie, des Privateigentums und des Staates” (“ailenin, özel mülkün ve devletin kökeni”) adlı yapıtını ortaya koydu. Ataerkilliğin insanlık tarihinin en başından beri var olduğu kanısı ortaya çıktı ve erkekler biyolojik miraslarıyla ilgilenmeye başladılar. Bu da sadece kadın cinselliği sınırlandırılıp kontrol edilebildiği takdirde mümkündü. Ataerkil, tek eşli evlilikler bu amaca hizmet ediyordu. Çünkü kadınlar bu şekilde baskı altında tutulabiliyordu. “Anaerkil” ve “Ataerkil” arasındaki çizgiler daralmaya başladı ve August Bebel bu değişim içindeki güçlü değişimlere ve karakterlere dikkat çekmeye başladı. Özellikle “Amazonensagen” adlı eserinde kadınların haklarından mahrum bırakılmasına karşı güçlü duruşlarını ele almıştı.
Feminizmin ikinci dalgası
Feminizmin ilk dalgası 20. yüzyılın ilk 20 yılına kadar devam etti. Bu süreçte birçok ülkedeki kadınların taleplerinin büyük bir bölümü halihazırda yerine getiriliyordu. Buna karşılık birçok sebep, kadınların toplumdaki geleneksel yerlerine geri dönmelerine sebep oldu. 1929’daki dünya ekonomik krizinde iş sıkıntısı ortaya çıktı ve işten ilk çıkarılan grup kadınlardı. Alman faşizmi döneminde de kadınların üniversitede eğitim almalarına ve iş hayatlarına sınırlandırılmalar getirildi. İkinci dünya savaşında erkekleri savaşta olması nedeniyle sayısızca kadın, endüstrilerde çalışmaya başladı. Ancak savaş sonrasında tekrar “kadın ve anne olmak” görevlerine geri döndüler.
Çeşitli formlara bürünen feminizm
Feminist teori içindeki cinsiyet, cinsiyet farklılıkları, cinsellik gibi terimler ve kadın gibi holistik terimler tartışma konusu olmuş hatta bazı feministler feminizmin herkesin kendisini %100 feminist olarak tanımladığı bir ideoloji olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu sebeple feminizmin alt türleri oluşmuştur. İlk dönem feministleri genellikle ilk-dalga feministleri 1960 sonrasındaki feministler ikinci-dalga feministleri olarak isimlendirilmiştir. Bazıları yeni kuşak feministleri üçüncü-dalga feminizmi içinde görmektedir.
Farklı tür feminizmlerden bazıları:
- Eşitlikçi formlar:
- Eşitlikçi feminizm - Önde gelen feminist liderleri de içeren çoğunluk bunun feminizmin gerçek bir formu olmadığını öne sürmektedir.
- Bireyci feminizm - (liberteryen feminizm olarak da bilinir) Yukarıdakiyle aynıdır.
- Liberal feminizm
- Kadın merkezli (gynocentric) formlar:
- Kültürel feminizm
- Cinsiyet feminizmi
- Pop feminizm
- Radikal feminizm
- Baskıyı ataerkiden kaynaklı görenler:
- Anarko-feminizm
- Radikal feminizm
- Fransız feminizm
- Seks radikal feminizm
- Baskıyı sınıflı toplum (19. yüzyıl ve sonrası kapitalizm) kaynaklı görenler:
- Marksist feminizm
- Sosyalist feminizm
- Ayırımcı (segregationalist):
- Lezbiyen feminizm (lezbiyen ayrıkçılığı/lesbian separatism))
- Ayrılıkçı feminizm/seperatist feminizm
- Afrikan-Amerikan
- Siyah feminizm/Black Feminism
- Kadıncılık/Womanism
- Batı-Dışı:
- Üçüncü Dünya feminizm
- Sömürge sonrası feminizm
Alt feminizm dalları
- Ekofeminizm
- Fransız Feminizmi
- Radikal Feminizm
- Liberal Feminizm
- Lezbiyen Feminizm
- Marksist Feminizm
- Sosyalist Feminizm
- Pop Feminizm
- İslamcı Feminizm
- Ruhsal Feminizm
- Varoluşçu Feminizm
- (seksüel açıdan liberal feminizm, seks-pozitif feminizm diye de bilinir)
- Amazon Feminizmi
- Anarko-Feminizm
- Kadınizm/Kadıncılık (Womanism)
- Bireysel Feminizm
- Jineoloji (Kürt feminizmi)
- Transfeminizm
Feminizmin etkisi
20. yüzyıl boyunca feminizm, özellikle de kadın hareketleri; ABD, Kanada; Avustralya, Asya’nın bazı bölümleri, Latin Amerika ve Afrika’da, cinsiyetlerin elde ettikleri hukuki, sosyal ve kültürel hak eşitlikleriyle gelişme göstermiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen kadınlarının yaşam kalitesinin 1970'li yıllardan beri ABD ve Avrupa Birliği'nde erkeklere oranla azalma gösterdiği kaydedilmiştir.
Dünyanın diğer bölgelerinde, kadının yeri son yüzyılda kayda değer bir gelişme göstermemiştir. Buralarda da her iki cinsiyete mensup kişiler de seçme hakkını kullanabilmektedir. Kadınların politik yönleri güçsüz değildir; ancak kadınlar, Asya’nın bazı bölgelerinde, birçok Arap ve Afrika ülkelerinde erkeklerin gölgesinde kalmaktadır. Bazı ülkelerde bir erkeğin birden fazla kadınla evlenebilmesi bile yasaldır. Genellikle, kadınların yaptıkları işler daha az göz önünde ve daha az kazandıran işler. Bazı Müslüman ülkelerde mahkeme önünde, kadının erkeğe oranla daha az söz söyleme gücü vardır. Yine bazı Müslüman ülkelerde kadınların kıyafet konusunda sıkı yasaklar koymuşlardır ve bunlara uyulmaması durumunda ölüm cezası uygulamaktadırlar.
Sivil haklar üzerindeki etkisi
Feminizmin batı toplumlarında kadınlara oy hakkı, daha eşit ücret, "hata aranmayan" boşanma hakkı, çocukları babalarından uzak tutma hakkı, güvenli kürtaj elde etme hakkı, kadınların kendilerini tecavüzle suçladıkları erkeklerden uzak tutma hakkı, Amerika'da herhangi bir üniversiteye kabul edilme hakkı gibi hakların yürürlüğü koyulmasında büyük etkisi olmuştur.
Din üzerindeki etkisi
Feminizmin dinin çeşitli yönleri üzerinde büyük etkisi olmuştur. Protestanlığın liberal kollarında kadınlar günümüzde din kadını olabilmektedir ve reform içindeki muhafazakâr ve yeniden yapılanmacı Yahudilikte kadın, rabbi ve cantor olabilmektedir. Bu Hristiyan ve Yahudi gruplarında kadın gittikçe daha fazla iktidar sahibi olup erkekle eşit duruma gelmekte, bakış açıları inanca ait yeni ifadelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. İslam ülkelerinde de çoğu kadın alim her iki cins tarafından kendilerine yöneltilen İslamiyetle ilişkili soruları Arap televizyonlarında yanıtlamaktadırlar. İçinde bulunduğumuz günlerde İslam ülkelerinde kadınların imamlık sorunu tartışılmakta, müftü yardımcısı (Türkiye) olabilmektedir.
Feminizm aynı zamanda yeni dini formların doğuşunda da önemli bir role sahiptir. Neopagan dinler özellikle Tanrıça ruhsallığının önemini vurgulamaya meyil göstermekte ve kadına ve kutsal dişiye yönelik geleneksel dinlerin düşmanca tutumlarını sorgulamaktadırlar. Dianik Cadılık (Dianic Wicca) kaynağı radikal feminizmde olan bir dindir.
Feminist felsefe
Feminist felsefe, 20. yüzyıl felsefesi ve günümüz felsefesinde ağırlıklı olarak kadınlar tarafından temsil edilen yaklaşımları; tarihte ve günümüzde cinsiyetler arasındaki doğal ve sosyokültürel farklılıkları ve bunların felsefe, sanat, bilim alanındaki etkileri ile erkek egemen dünyada kadınların durumunu tanımlamaktadır. Bununla temel olarak “kadınlık” ve “erkeklik” arasındaki tarih-felsefi düzenin araştırması yapılmaktadır.
Feminist felsefedeki ilk yaklaşımlar
14. yüzyıldan beri cinsler arası ilişki hakkında yazılar bulunmaktadır.
- Orta Çağ Fransız yazarı Christine de Pisan (1365-1430~) günümüzde avant la lettre feminist olarak kabul edilmektedir. Pizan toplumsal çevresindeki erkeklerin kadın düşmanlığını eleştirmiştir. 1400 yılında kadınları destekleyen bir tarikatın ütopik kuruluşunu anlatan Le Dit de la rose adlı eserini yazmıştır. Yine aynı yıl gerçek kadın eğitimini konu ettiği Le Livre des trois vertus (üç erdemin kitabı) adlı araştırma yazısını yazmıştır.
- İngiliz filozof Mary Astell (1666-1731) o zamanki popüler doğa biliminden Descartes ve Bacon gibi düşünürlerin fikirlerini geliştirmiş, aynı zamanda da Hobbes ve Locke’nin etik teorileri üzerinde çalışmıştır. Ayrıca kadının doğası, mantığı ve ruhuna dair sorularla uğraşmıştır. Zorunlu evlilikleri eleştirmiş ve böylece kadına baskının yasallığı hakkında bir tartışmaya neden olmuştur.
- İngiliz yazar Mary Wollstonecraft’in (27.04.1759-10.11.1797) hayatı boyunca iyi bir okul eğitimi alabilmesi için hep engeller çıkmıştır. Bu yüzden kadınların eşit eğitim hakkı onun en büyük hayat hedefi olmuştur. Mary Wollstoncraft’ın tanınan en ünlü eseri Kadın Haklarının Müdafaası’dır (A vindication of the rights of woman, 1792).
Ortaya Çıkışı
Uygulamaya yönelik ve politik olarak şekillenen ilk dalga kadın hareketleri genel seçim hakkının kısmi yürürlüğe girmesinden sonra durgunlaşmış ve yenilenen canlanma 1960’lı yılların sonunda ikinci dalga kadın hareketlerini başlatmıştır. Ataerkil ilişkiler üzerine artan kuramsallaştırma ve bilimselleştirme çalışmaları feminist felsefesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Sorular
Feminist felsefesinin soruları sadece felsefede kadın bakış açısı ve deneyimlerin entegrasyonu ile felsefe tarihinde kadın düşmanlığının ve ayrımcılığın ortaya çıkarılması değil, aynı zamanda cinsiyet ayrımı olmadan, nesnel ve evrensel bir bilim olarak felsefeyi sorunsallaştırmaktır.
Feminist politik felsefe
Feminist politik felsefe politika ile ilgi teorilerde mekânın evsel-ailesel ve açık-politik bir ortam şeklinde yapılandırılmasını ve bunun sonuçlarının politika kavramı ile birlikte erkeklerin hâkim olduğu ve bu bağlamda bu tür düşüncelerin “kadınlık” ve iktidar ile ilişkilendirilen konuları araştırır.
Feminist etik
Feminist etik erkek ve kadın ahlakı arasındaki farklılıkları ve tipik olarak geleneksel etik düzende hangi oranda kadın davranış modellerinin daha fazla olduğunu araştırmaktadır.
Temsilcileri
John Stuart Mill: John Stuart Mill, liberalizmin temsilcilerinden biri olarak sayılmaktadır ve toplumdaki kadın durumuna ilişkin görüşleri liberal feminizm olarak tanımlanabilir. Eşi Harriet Taylor Mill’den etkilenmiş ve 1865 yılından itibaren parlamentoda kadın seçim hakkını savunan topluluğun milletvekili olmuş ve parlamentoda kadın seçim hakkı ile boşanma hakkını talep etmiştir. İlk sosyal bilimsel olarak kadın baskısını araştırmıştır.
Simone de Beauvoir: Günümüz feminist felsefesinin temellerini yazar, filozof ve modern feminizmin “annesi” olarak görülen Simone de Beauvoir (09.01.1908-14.4.1986) atmıştır. İkinci Cins (Le Deuxième Sexe, 1949) adlı çalışmasında varoluşçuluğun ve görüngübilimin temelinde toplum için cinsiyet kavramının anlamını araştırmış ve ataerkil toplumda kadına uygulanan baskıyı göstermiştir. Böylece feminizm teorisinin temel amacı olan cinsiyetler arsındaki eşitliği ve hak eşitliğini ortaya koymuştur.
Judith Butler: Filozof Judith Butler (24 Şubat 1956) dekonstruktif (yapıbozumcu) feminizmin ana temsilcisidir. En etkili eserleri olan "Cinsiyet Belası- Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi" (Gender Trouble. Feminism and the Subversion of Identity, 1990) ve Maddeleşen/Dert Olan Bedenler (Bodies That Matter, 1993) kitaplarında bahsettiği Queer Teorisinin geliştirilmesinde rol almıştır. Butler’e göre cinsiyet edinçsel bir modele işaret etmektedir.
Zira “eril” ve “dişil” sınıflandırmaları salt kurgu ve tasarımsaldır, ancak eylemsel ve edimsel bazda oluşmaya elverişlidir. Sadece toplumsal cinsiyet (gender) değil, aynı zamanda biyolojik cinsiyet (sex) de buna göre toplumsal, yani sosyokültürel olarak koşullanmışlığı ima eden kavramlardır ve doğa tarafından mutlak olarak verilen içerik veya durumlar değildir. Cinsiyet aidiyeti, her bir insanın bireyselliğinin parçalanarak ayrıştırılması uğruna bütünsellikten koparılıp bozulmaktadır. Bu bağlamda geleneksel çift cinsiyetlilik “çok cinsiyetlilik” ile yer değiştirmektedir.
Julia Kristeva: Filozof Julia Kristeva (24.06.1941) 70'li yıllar öncesi ataerkil toplumdaki kadın kimliğini sorunsallaştırmış; fakat psikanalize yakınlığı dolayısıyla bazı feminist edebiyat bilimi çevrelerince eleştirilmiştir.
Diğer Temsilciler: Helene Cixous, Bracha L. Ettinger, Patricia Hill Collins, Donna Haraway, Sandra Harding, Nancy Hartsock, Luce Irigaray, Lynn Hankinson Nelson, Dorothy Smith, Alison Wylie, Martha Nussbaum, Herta Nagl-Docekal, Emma Goldman
Feminist kuruluşlar
National Organization for Women (NOW) (Ulusal Kadın Örgütü)
National Organization for Women (NOW) (Ulusal Kadın Örgütü) en büyük İngiliz-Amerikan feminist örgütüdür.
Üyeler
NOW’ın yapmış olduğu bildiriye göre bugün ABD’de 550.000 üye bulunmaktadır. Başlangıçta üyelik erkeklere de açıktı.
Tarihi
NOW, 30 Haziran 1966’da Washington D.C.‘de kurulmuştur. Feminizmin yol gösterici klasiklerinden olan The Feminine Mystique (Kadınlığın Gizemi, 1963) adlı eserin yazarı Betty Friedan, örgütün 28 kurucuları arasında yer almaktadır ve örgütün ilk başkanlık görevini yapmıştır. Diğer bir kurucu üye ise Piskopos kilisesinin ilk Afroamerikan rahibesi olan ’dir. NOW’ın 1987’den 1991’e kadar başkanlığını ise Molly Yard yapmıştır. 35. yıl dönümde başkanlığa Kim Gandy seçilmiştir.
Talepleri
NOW’ın ilk amacı Friedan’ın bir peçete üzerine yazmış olduğu: “Kadınlar şimdi (= now) Amerikan toplumunun popüler kültürüne tam katılım için önlemler almalıyız ve böylelikle bütün erkeklerle eşit derecede aynı sorumlulukları, ayrıcalıkları paylaşabilir ve üstlenebiliriz” içerikli taleplerin karşılanmasıydı. 1966 yılında hareketin temel taleplerini ve ideallerini “Statement of Purpose” (Amaçlar Bildirisi) ile ortaya koymuşlardır. NOW, 1970'li yıllarda kadın ve erkek arasındaki eşitliği garanti altına alan Eşit Haklar Tasarısı’nı (Equal Rights Amendment, ERA) ABD anayasasına sunmuştur.
23 Temmuz 1989’da Cincinnati, Ohio’da yapılan toplantıda ABD’nin çift partili sistemi tartışılmış ve sorgulanmıştır. Üçüncü bir partinin kurulması konusu ele alınmıştır. Tartışmanın sonucunda, kadınların politik bağımsızlığının bildirgesi (Declaration of Women's Political Independence) ortaya çıkmıştır.
ABD anayasasının ek maddeleri için bir araştırma komisyonu oluşturulmuştur. Bu ek maddeler cinsiyet ayrımının kaldırılması, ölçülü hayat standartları hakkı, temiz hava, su ve çevre hakkı ile şiddet uygulamasının kaldırılması hakkını içermekteydi. Komisyonda, NOW’ın daha önceki başkanlarından olan Elanor Smeal başkanlık yapmıştır. Bundan bir ay sonra NOW, demokrasiden sorumlu komisyonu (Commission for Responsive Democracy) kurmuştur.
Bugüne kadar örgüt, kadın hakları için yasama önlemleri ve medyada kadın temalarının ifade edilişi üzerinde çalışmıştır.
NOW’ın günümüzde ağırlık verdiği noktalar ise hukuk sisteminde, okullarda, iş yerlerinde ve toplumundaki diğer alanlardaki baskıların ve ayrımcılığın ortadan kalkması, kürtaj, aile planlaması, çocuk doğurmada kendi kararını verebilme hakkı, kadınlara uygulanan şiddetin önlenmesi, cinsiyet, ırk ve homofobinin ortadan kalkması ile toplumda eşit hak ve özgürlüğün teşvik edilmesi olmuştur.
Amerikan Ulusal Kadın Oy Hakkı Derneği (NAWSA)
National American Woman Suffrage Association (Amerikan Ulusal Kadın Oy Hakkı Derneği - NAWSA) kadın hakları için çalışan Ameriakan kadın deneklerinden birisidir. Elizabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony tarafından 1890 Mayıs ayında kurulmuştur. NAWSA, 1869 yılında kurulmuş olan National Woman Suffrage Association (Kadınların Oy Hakkı Ulusal Derneği - NWSA) ve American Woman Suffrage Association’ın (Amerikan Kadın Oy Hakkı Derneği - AWSA) birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
AWSA ve NAWSA'nın ilk etkinlikleri
American Woman Suffrage Association Boston’da Lucy Stone, Julia Ward Howe ve Josephine Ruffin tarafından kurulmuştur. Üyelerini tutucu çevreler oluşturuyordu. Birçoğu öncelikli olarak zencilerin seçim hakkı için çalışan ve kölelik karşıtı olan American Equal Right Association‘da (Amerikan Eşit Haklar Derneği - AERA) de çalışmışlardır. Birlik NWSA kadar militan olmamış ve iş yerlerindeki kadın ayrımcılığı ve kadınlar için boşanma hakkı gibi konularla uğraşmamıştır. 1870 yılından itibaren Lucy Stone AWSA için Women’s Journal’ı çıkarmıştır.
Ayrıca AWSA’nın tutucu olarak savunulduğu diğer bir durum ise Elizabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony tarafından New York‘da başlangıçta radikal bir konuma sahip olan National Woman Suffrage Association’ın kurulması olmuştur. NWSA sadece kadın üyeleri kabul ediyordu ve ABD anayasasının 15. ek maddesine karşı bir karar çıkarmıştır. Bu karar ABD vatandaşı olan bütün erkeklerin ten ve etnik köken farklı olmaksızın eşit haklara sahip olmasını garanti altına almış; fakat kadınların seçim hakkı reddedilmiştir. Bu noktada NWSA politikası AERA’nın amaçlarına karşı çıkmış ve NWSA cinsiyet ve ırk ayrımı olmadan genel seçim hakkı için anayasa 16. ek maddesini talep etmiştir. AWSA’nın çalışmaları kadın haklarına yoğunlaşırken NAWSA’nın programı buna ek olarak kadın politik konuları da katmıştır.
Birleşme
Zaman geçtikçe NWSA’nın politikasi tutuculaşmıştır. Susan B. Antony’nin derneğin başkanı seçilmesiyle kadınları seçim hakkı konusundaki çabalar artmıştır. NWSA’nın da bu zamana kadar temel konusu olan diğer kadın politik amaçlar ise önemsenmemiştir. Bu yön değişikliği ile hayal kırıklığına uğrayan radikal süfrajetler NWSA’dan ayrılmışlardır. 1890 yılında American Woman Suffrage Association tartışmasız olarak National Woman Suffrage Association ile birleşmiştir. Her iki dernek de Elizabeth Cady Stanton, Susan B. Anthony, Carrie Chapman Catt, Frances Willard, Mary Church Terrell, Matilda Joslyn Gage ve tarafından yürütülen American Woman Suffrage Association’a karşı Joslyn Gage, Olympia Brown ve Cady Stanton’ın oylarına karşı birleşmiştir.
NAWSA birleşmeden sonra zamanla politik gücünü kaybetmiştir. ABD anayasası 19. ek maddesi ile ABD’de kadınların seçme hakkına kavuşması ile dernek önemini yitirmiş ve 1920 yılında da kapanmıştır. En son oturumda NAWSA‘dan Cary Ann Chapman bugün hala varlığını sürdüren katılımcı demokratik League of Women Voters kurmuştur.
Eleştiriler
Varoluşundan beri feminizm birçok yönden eleştirilere maruz kalmıştır. Bunun nedeni feminizmin içinde birçok başka akımın da özetleniyor olması ve hayatın belli başlı bölümlerini günışığına çıkarıyor olmasıdır.
Feminizmin kendi içindeki eleştiriler
Feminist hareketlerin içindeki eleştiriler, köktenci feministler ve aykırı feministlerin yarattığı tartışmalardan doğan "erkek" odaklı, ataerkil yapılı toplumların gelişmesine neden olmuştur.
Birçok feminist, özellikle de için pornografi, bu akım içinde tartışılması gereken konulardandır. Bu yüzden de karşıt bir akım olarak sekse olumlu bakan feministler ortaya çıktı. Bu akımda cinsellik ve pornografinin her iki cinsiyet için de açık olması gerektiği savunuldu.
Feminist bilimine ret
Sydney’li David Stove, feminizmin üniversitelerde kadın araştırmaları başlığı altında bir bilim olarak kabul görülmesine yardımcı olmuştur; ancak nesnel ve gerçekçi olarak bu bilime bakmanın zorluğundan dolayı genel anlamda bilim olarak kabul görememiştir. Alman kriminolog ve üniversite profesörü Micheal Bock, feminist bilimini kabul etmeyenlerdendir. "Feminizm var, bilim de var ancak feminizm bilimi yok" demiştir.
Antifeminizm
Antifeminizm ya da feminizm karşıtlığı altında, feminizme karşıt olarak düşünülen farklı düşünce tarzları ve akımlar genel olarak özetlenmiştir.
Maskülizm temelde erkek deneyimi üzerine inşa edilmiş toplumsal kuram ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin temsilcileri, cinsiyet eşitsizlikleri ve erkek hakları gibi konular üzerine yoğunlaştıkları hâlde bir yandan toplumsal ilişki eleştirileri de yaparlar. Çoğu maskülizmi savunan kişiye "maskülist" denir. Tarihte bunu ilk kez ortaya koyan sosyalist kuramcı Ernest Belfort Bax idi.
Maskülizm kadın ve erkek tüm toplumda eşitliği savunan ve anti-feminist nitelendirmeyi kabul etmeyen maskülinizmden erkeğin üstünlüğünü savunması ve anti-feminist tavrı itibarıyla ayrılmaktadır.
Ernest Belfort Bax 23 Temmuz 1854’te doğan, 26 Kasım 1926’da ölen sosyalist bir gazeteci ve filozoftur. Dindar bir ailenin oğlu olarak Leamington'da doğan Bax, Almanya'da felsefe eğitimi sırasında Marksizm ile tanıştı. Marx'ın fikirleriyle Kant, Schopenhauer ve Hartmann'ınkileri bir araya getirdi. Sosyalizme de istekli ve bu konuda da keşfetmeye açıktı. Ayrıca da ateşli bir ateistti.
Bax, bütün hayatı boyunca sosyalizmin olgunlaşması için ekonomik koşulları gerekli gördü ancak eğitim eksikliğinin buna engel olduğunu savundu. Başlangıçta aşırı bir milliyetçilik karşıtı olan Bax, I. Dünya Savaşı'nda İngiltere'yi desteklemeye başladı, fakat bu desteğe kadar mesleği avukatlığa yoğunlaşmış ve politikayla çok az ilgilenmişti.
Feminizm ve erkekler
Feminizm'in kökeni 1700'lü yıllara kadar uzanır. Erkekler, 1996 yılındaki Quebec'te gerçekleştirilen Feminizm konferansında pro feminizm (ilkel feminizm) adıyla feminist hareketin içinde kabul gördüler. Bu yıla kadar erkekler feminizm içerisinde yer alamıyordu. Çünkü her şeyden önce feminizm kadın merkezli bir ideolojidir ve tüm düzenlerin belirleyicisi kadındır. Ayrıca bir diğer neden de kimi feministlerin erkekleri kadın olmanın ne olduğunu anlayamayacak basit canlılar olarak görüyor oluşları[] ve erkeklerin ne kadar iyi niyetli olsalar da erkek oldukları için ataerkilliğin devinimlerini tekrar edeceklerine inanmalarıdır. Ancak cinsiyet eşitliği için mücadele veren erkeklerin sayısının çok büyük bir artış göstermesi, kimi feministlere bu düşüncelerinde yanıldıklarını göstermiş ve erkekleri ilkel feminizm adı altında feminist ideolojiye almışlardır.[] Feminizm yine aynı nedenden dolayı çoğu zaman da kadınları birçok alanda merkeze yerleştirmiş ve daha geniş haklar istemiştir. Eşitsizlikleri kadınların sahip oldukları geniş haklarla getirebileceğini iddia etmiştir.[]
Lezbiyen feminizm
Lezbiyen feministler, erkeklerle cinsel ilişki kurmaya devam etmenin, ayrımcı yasaların kadınların erkek eşleri kadar kazanmalarına engel olmasına veya iyi nitelikleri için gereken yeterli ödemeyi alamamalarına, evli kadına baskı uygulamakta kullanılan ve onun kariyer yapmasını engelleyen tam gün bebek bakıcılığı yaptırılmalarına ve ev hanımlarını erkeğe ekonomik bakımdan bağımlı kılmaya sebep olan baskıcı düzcinsel modele yakalanmak anlamına geldiğini iddia etmektedirler. Hatta erkeklerle cinsel ilişkiye giren biseksüel kadınlar dahi erkek partnerlerini terk etmeleri için lezbiyen feminizm tarafından tamamen kadınlarla cinsel ilişki kurmaya özendirilmektedirler.[]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Hawkesworth, Mary E. (2006). Globalization and Feminist Activism. Rowman & Littlefield. ss. 25-27. ISBN .
- ^ Beasley, Chris (1999). What is Feminism?. New York: Sage. ss. 3-11. ISBN .
- ^ Kubbealtı Lügati
- ^ Pamukkale Üniversitesi İngilizce Sözlük
- ^ Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
- ^ Hani Astolin, Türkün Gizlenen Bilgisini Arayan Türk, İstanbul, 2019
- ^ Eski Türklerde emirnamelerin "Hakan ve Hatun emrediyor" diye başladığı, aksi hâlde emirnamelerin geçersiz sayıldığı belirtilmektedir. (Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 1955, s. 107) Hatunculuk sözcüğü de bu anlamda hatundan türetilmiştir.
- ^ Marx, K. (2014). On the Jewish question. In Nonsense upon Stilts (Routledge Revivals) (s. 137-150). Routledge.
- ^ Anayasa Hukuku Ders Notları: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. 15 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Mart 2016.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Feminizm ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Approaches To Feminist Philosophy 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Feminist Theology and Jewish-Christian Dialogue 29 Aralık 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Christianity or Feminism? 7 Mayıs 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Evangelical Feminist Claims and Biblical Answers 5 Ağustos 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- The Christian Feminist an Oxymoron 28 Ağustos 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Jewish Feminism Resources 13 Eylül 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Qantara.de:
- İranlı kadınların dergisi Zanan kapatıldı. Eşitliğin "matemi"
- Küresel İslam'da kadının yeri: İslam'da feminizm
- "Romanım Ayşe’yi cesur biri olarak resmediyor"
- İslami ve İslamcı harekette kadının yeri
- Mısır'da cinsel tacizin boyutları
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu madde okuyucular icin kafa karistirici iceriklere veya net olmayan ifadelere sahip olabilir Lutfen ifadeleri netlestirmeye yardimci olun Maddenin tartisma sayfasinda konuyu tartisin Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Feminizm haber gazete kitap akademik JSTOR Mart 2023 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Feminizm kadinlarin haklarini taniyarak bu haklarin korunmasi amaciyla esitsizliklerin ortadan kaldirilmasina yonelik cesitli ideolojiler toplumsal hareketler ve kitle orgutlerinden olusan hareket Sozcugun koken olarak Latince femina ve onun Fransizca turevi olan feminisme sozcugunden geldigi ve Turkce es anlamlisinin hatunculuk oldugu belirtilmektedir Kadin hareketi dogrudan kadinlari ilgilendiren ve dolayli olarak kulturu ilgilendiren konularda bilinc uyandirir Feminizmin temel amaclari egitim is cocuk bakimi yonetim gibi konularda esit haklara sahip olmaktan yasal kurtaj hakkindan kadin sagligi konusunda ilerlemelere tacizin ve tecavuzun engellenmesinden lezbiyen haklarina kadar uzanir Kadinlarin haklari ve ilgi alanlarini konu alan ayrisik anlayisin belirleyicisi kadindir Kadin ve erkek arasindaki toplumsal esitsizligin suregelmesi feminizmin amacinin kadinin toplumdaki yerinin iyilestirilmesi ve toplumda gercek bir esitlik durumunun saglanmasi olmasina neden olmustur Feminizm kavrami altinda sayisiz hareket ozetlenmistir Cinsiyet esitliginden ise cinsiyetlerin tum yasam alanlarinda gercek bir esitlige sahip olmalari anlasilir Kadinin erkek egemenliginden kurtulmasi nin asil amaci ekonomik toplumsal siyasal haklar esitlik ve daha da ayrintili anlatmak gerekirse Yasadan once esitlik inanc ozgurlugu mal ve mulk sahibi olabilme ozgurlugudur Kadinin erkek egemenliginden kurtulmasi cinsiyet yuzunden yapilan ayrima karsit bir dusunce yapisidir Asil olarak kadin ve erkek esitligi bugun yalin olarak cinsiyet kavraminin kullanilmasindansa biyolojik ve toplumsal cinsiyetler arasindaki farklara daha ayrintili olarak girilmesini tercih eder Feminizm sosyoloji ve etik alanlarindan olusur temeli kadin ozgurlugune dayanmaktadir Bazi yorumlari gecmis ve simdiki toplumsal iliskilere karsi elestireldir Cogunun toplumsal cinsiyet ve cinsellige iliskin toplumsal yapi olduguna inandigi ogeleri cozumlemeye odaklanmistir Yine cogu feminist cinsiyet esitsizligi ve kadin haklari ilgileri ve kadin sorunlarini arastirmaya odaklanmistir Feminist teori toplumsal cinsiyet esitsizliginin dogasini anlamayi amaclar ve toplumsal cinsiyet politikalari iktidar iliskileri ve cinsellik uzerine odaklasir Feminist hareket icinde kadin ve erkegin esitligini savunan gruplar oldugu gibi kadinin biyolojik ve duygusal olarak erkege ustun ve erkegin tamamlanmamis kadin oldugunu savunan daha koktenci gruplar da yer almaktadir Genel bakisFeminizm bir teori oldugu gibi ayni zamanda da hak esitligi insanlik serefi ve kadinlara karar verme ozgurlugu amaclariyla politik bir harekettir Feminizm kadinlara cinsiyet hiyerarsisi baskisinin sona ermesi ve toplumsal cinsiyet tutumlarinin ayni degerde olmasi icin toplumun degisimini amaclar Haziran 1993 Viyana Dunya Insan Haklari Konferansi uluslararasi kadin hareketi icin oldukca onemli olmakla beraber kadinlar icin insan haklari kavrami ilk olarak burada Birlesmis Milletler surecine dahil edilmistir Harekete gecen dunya kadinlari dunyanin her yerinden kadin kuruluslarinin ve bagimsiz kadinlarin katildigi buyuk bir Kadinin Insan Haklari kampanyasi duzenleyip sonucunda kadinlarin ve kiz cocuklarinin insan haklarinin evrensel insan haklariyla ayrilmaz bolunmez ve vazgecilmez oldugu tezini ilan etmistir Bu haliyle de resmi konferanslarda gundem olusturucu bir konuma erismislerdir Aralik 1993 te ozel olarak kadina karsi siddeti ele alan ilk insan haklari belgesi olan Kadinlara Yonelik Siddete Karsi Bildirge Birlesmis Milletler Genel Kurulunda kabul edildi 1994 te BM Insan Haklari Komisyonu na kadina yonelik siddet konusunda ozel bir raportor atanmasi ve kadin haklarinin BM Insan Haklari mekanizmalari icine dahil edilmesi kararlastirildi Surec 1994 te Kahire de yapilan ICPD 1995 te Pekin de yapilan Dunya Kadin Konferansi ve 2000 de New York ta yapilan Pekin 5 BM Ozel Oturumuyla devam etti Uluslararasi kadin hareketi insan haklari kapsaminda kadin haklari bakimindan koklu degisikliklere sebep oldu Aile ici siddet toplu tecavuzler kadinin beden butunlugune yonelik hak ihlalleri cinsel haklarin dogurganlik haklarinin ihlali boylelikle BM kararlarinda ve uluslararasi sozlesmelerde insan haklari olarak yer almaya basladi Ancak tutucu kesimler bu ihlalleri insan haklari kapsami disinda birakmak icin yogun cabalar harcadilar Bu kavram altinda bircok hareket ve birbirine kismen bagli ama ayni zamanda da farkli iz birakan darbe gelistirmistir Bunlarin dikkat ceken onemli bir kismini kadinlarin erkeklere karsi magduriyeti ihmal edilmis kadinsi dusunceler degerler ve projeler olusturur Feminist Bilimsel Elestiri ve feminist arastirmalar bircok alanda gunumuze kadarki karartilmis kadin tarihini ve kadinlarin yeteneklerini gunisigina cikarmayi ve bu konularda calisma yapmayi kendilerine amac edinmislerdir Feminist Bilimsel Teori feminizmi bilimsel teori alanlarina cinsiyet tanimlari bakimindan faydali hale getirmeyi amaclar Feminist Felsefe bazen de Bilimsel Sosyoloji ve Bilim Tarihi nin alt alani olarak kabul edilir Feminist Bilim Teorisi insani bilimlere cinsiyet tanimlari konusunda temel arastirma malzemesi olarak hizmet eder Feminist hamleler genel bilimsel teorik sorunlari konu aldigi icin temel bilimsel sorunlarin icinde tartisilir Feminizmin ilgilendigi konular Feminizm uzerine yapilan temel tartismalar gunumuzde hala degisim surecindedir 1960 li yillardan beri asagidaki konular ana basliklar olarak benimsenmistir Hukuki esitlik orn kadinlarin kazanctaki paylari ucret esitsizligi Diger toplumsal akimlarla olan iliskisi Cinsiyet kimliklerinin yaratilmasi Cinsel ozerklikFeminizmin kokeniModern anlamda bir felsefe ve bir hareket olarak feminizmin kokeni kadinin egitimi hakkini savunan Lady Mary Wortley Montagu ve Marquis de Condorcet gibi ozgur dusunurlerin de icinde yer aldigi Aydinlanma donemine goturulmektedir Kadinlar icin ilk bilimsel topluluk Hollanda Cumhuriyetinin guneyinde yer alan bir sehir olan Middelburg de 1785 tarihinde kurulmustur Ingiliz kadin yazar Mary Wollstonecraft in feminist olarak adlandirilabilen A Vindication of the Rights of Woman Kadin Haklarinin Mudafaasi 1792 adli eseri bu konuda ilk calismalardan biridir Feminizm 19 yuzyilda kadinlarda adaletsiz davranildigina iliskin inanc arttikca organize bir hareket haline geldi Feminist hareketin kokleri ilerlemeci hareket ozellikle de 19 yuzyildaki reform hareketi icinde yer almaktadir Harekete feminisme adini veren kisi utopyaci sosyalist Charles Fourier dir 1837 Fourier 1808 gibi erken bir tarihte kadin haklarinin genisletilmesini tum tum toplumsal ilerlemenin genel prensibi oldugunu one surmustur Ilk kadin haklari toplantisi New York Seneca Falls da 1848 yilinda yapilmistir 1869 yilinda John Stuart Mill The Subjection of Women Kadinlarin Kolelestirilmesi kitabini yayinlamistir Adi gecen kitabinda Mill bir cinsin diger bir cinse hakimiyeti yanlis ve insanoglunun gelismesinin onundeki en buyuk engellerden biridir demistir Pek cok ulke 20 yuzyilin ilk yillarinda ozellikle de I Dunya Savasi nin son yillarinda kadinlara oy hakkini tanimistir Feminizmin tarihiFeminizm kavrami ilk olarak sosyal filozof Charles Fourier 1772 1837 tarafindan ortaya atilmistir Fourier sosyal gelismenin kadinlara verilecek daha fazla ozgurlukle mumkun oldugunu savunmaktaydi Bugun Yeni Kadin Hareketleri olarak da adlandirilmaktadir ve temelde kismen birbiriyle ic ice kismen de ayri teorik yapilardan olusmaktadir Feminizmin ilk yillari Feminizmle ilgili ilk yaklasimlar 17 yuzyilda insan haklarinin da destegiyle Marie Le Jars de Gourney in yazilarinda ortaya cikmistir Bunun yani sira Christine de Pizan Olympe de Gouges Mary Wollstonecraft ve Hedwig Dohm un da eserleri feminizm filozofisinin ilkleri arasinda sayilabilir Teori olarak feminizm ilk olarak 18 yuzyilin sonlari ve 19 yuzyilin baslarina denk gelen zaman araliginda temel haklar kategorisinde dunya sahnesine cikmistir Baslarda temel haklara sahip olanlarin sadece erkekler oldugu dusunulurdu cunku topluma ataerkil gelenekler hakimdi ancak 1793 yilinda Fransa da Olympe de Gouges bu durumu protesto etti Gouges Insan Haklari olarak gorunen Erkek Haklari nin on yedi maddesinin kadinlara uyarlanmasini onerdi Bunu da su unlu sozuyle dile getirdi Eger kadinin idam sehpasina mahkum olma hakki varsa tribunden izleme hakkina da sahip olmalidir Fransa da elde edilen bu haklar kadinlar icin bir ilktir Feminizmin ilk dalgasi 19 yuzyilin son yillarina dogru bircok Avrupa ulkesinde Amerika Birlesik Devletleri ve Avustralya da feminizm ve ozellikle de kadin hareketlerinin kitlesel ilk dalgasi basladi Bu hareketin baslamasina sebep olan sey sozculerine gore erkeklerle politik olarak esit haklara sahip olma istegi ayni is icin erkeklerle esit ucret alma istegi ve kadinlarin da universiteye gidip her iste calisma istegiydi Bu akim 19 yuzyilin sonlarina kadar bircok ulkeyi etkiledi Bundan once universitelerde erkeklere oranla daha az kadin egitim almaktaydi Kadinlara secme hakki ilk olarak 1893 yilinda Yeni Zelanda da tanindi yayginlasmasi ise 20 yuzyilda oldu Almanya ve Sovyetler Birligi nde 1917 1918 yillarinda sosyalist devrimin sonucunda Amerika ve Buyuk Britanya da ayni zamanlarda savas doneminde kadinlarin ulkeye olan katkilarindan dolayi odul olarak verildi Fransa ve Italya gibi baska ulkeler ise kadinlara secme hakkini II Dunya Savasi nin sonunda vermeye basladilar Proleter kadin hareketleri Sivil kadin hareketlerine karsilik olarak proleter kadin hareketleri ortaya cikmistir SPD ve SDAPR gibi sosyal demokrat partiler etrafinda toplanmislardir 19 yuzyilin sonlarinda duzenledikleri toplantilarla taleplerini dile getirmislerdir Oncelikle yapi ve tekstil sektorunde calisan kadin iscilerle ilgili bir organizasyon duzenlediler Duzenledikleri aktiviteler proleter kadinlarin yasam standartlarini daha iyi hale getirme amacini tasimaktaydi calisma saatlerinin kisaltilmasi saglik sigortasi issizlik gibi Ayrica kadinlarin hem ev kadini olmalari hem de is yerinde calisiyor olmalari da konulastirildi Proleter kadin hareketlerinin onder teoricileri Clara Zetkin Friedrich Engels August Bebel ve Alexandra Kollentai idi Friedrich Engels etnolojik calismalar yapmasindan dolayi bunlarin sonucunda Der Ursprung der Familie des Privateigentums und des Staates ailenin ozel mulkun ve devletin kokeni adli yapitini ortaya koydu Ataerkilligin insanlik tarihinin en basindan beri var oldugu kanisi ortaya cikti ve erkekler biyolojik miraslariyla ilgilenmeye basladilar Bu da sadece kadin cinselligi sinirlandirilip kontrol edilebildigi takdirde mumkundu Ataerkil tek esli evlilikler bu amaca hizmet ediyordu Cunku kadinlar bu sekilde baski altinda tutulabiliyordu Anaerkil ve Ataerkil arasindaki cizgiler daralmaya basladi ve August Bebel bu degisim icindeki guclu degisimlere ve karakterlere dikkat cekmeye basladi Ozellikle Amazonensagen adli eserinde kadinlarin haklarindan mahrum birakilmasina karsi guclu duruslarini ele almisti Feminizmin ikinci dalgasi Feminizmin ilk dalgasi 20 yuzyilin ilk 20 yilina kadar devam etti Bu surecte bircok ulkedeki kadinlarin taleplerinin buyuk bir bolumu halihazirda yerine getiriliyordu Buna karsilik bircok sebep kadinlarin toplumdaki geleneksel yerlerine geri donmelerine sebep oldu 1929 daki dunya ekonomik krizinde is sikintisi ortaya cikti ve isten ilk cikarilan grup kadinlardi Alman fasizmi doneminde de kadinlarin universitede egitim almalarina ve is hayatlarina sinirlandirilmalar getirildi Ikinci dunya savasinda erkekleri savasta olmasi nedeniyle sayisizca kadin endustrilerde calismaya basladi Ancak savas sonrasinda tekrar kadin ve anne olmak gorevlerine geri donduler Cesitli formlara burunen feminizmFeminist teori icindeki cinsiyet cinsiyet farkliliklari cinsellik gibi terimler ve kadin gibi holistik terimler tartisma konusu olmus hatta bazi feministler feminizmin herkesin kendisini 100 feminist olarak tanimladigi bir ideoloji olmadigini ileri surmuslerdir Bu sebeple feminizmin alt turleri olusmustur Ilk donem feministleri genellikle ilk dalga feministleri 1960 sonrasindaki feministler ikinci dalga feministleri olarak isimlendirilmistir Bazilari yeni kusak feministleri ucuncu dalga feminizmi icinde gormektedir Farkli tur feminizmlerden bazilari Esitlikci formlar Esitlikci feminizm Onde gelen feminist liderleri de iceren cogunluk bunun feminizmin gercek bir formu olmadigini one surmektedir Bireyci feminizm liberteryen feminizm olarak da bilinir Yukaridakiyle aynidir Liberal feminizm Kadin merkezli gynocentric formlar Kulturel feminizm Cinsiyet feminizmi Pop feminizm Radikal feminizm Baskiyi ataerkiden kaynakli gorenler Anarko feminizm Radikal feminizm Fransiz feminizm Seks radikal feminizm Baskiyi sinifli toplum 19 yuzyil ve sonrasi kapitalizm kaynakli gorenler Marksist feminizm Sosyalist feminizm Ayirimci segregationalist Lezbiyen feminizm lezbiyen ayrikciligi lesbian separatism Ayrilikci feminizm seperatist feminizm Afrikan Amerikan Siyah feminizm Black Feminism Kadincilik Womanism Bati Disi Ucuncu Dunya feminizm Somurge sonrasi feminizmAlt feminizm dallariEkofeminizm Fransiz Feminizmi Radikal Feminizm Liberal Feminizm Lezbiyen Feminizm Marksist Feminizm Sosyalist Feminizm Pop Feminizm Islamci Feminizm Ruhsal Feminizm Varoluscu Feminizm seksuel acidan liberal feminizm seks pozitif feminizm diye de bilinir Amazon Feminizmi Anarko Feminizm Kadinizm Kadincilik Womanism Bireysel Feminizm Jineoloji Kurt feminizmi TransfeminizmFeminizmin etkisi20 yuzyil boyunca feminizm ozellikle de kadin hareketleri ABD Kanada Avustralya Asya nin bazi bolumleri Latin Amerika ve Afrika da cinsiyetlerin elde ettikleri hukuki sosyal ve kulturel hak esitlikleriyle gelisme gostermistir Butun bu gelismelere ragmen kadinlarinin yasam kalitesinin 1970 li yillardan beri ABD ve Avrupa Birligi nde erkeklere oranla azalma gosterdigi kaydedilmistir Dunyanin diger bolgelerinde kadinin yeri son yuzyilda kayda deger bir gelisme gostermemistir Buralarda da her iki cinsiyete mensup kisiler de secme hakkini kullanabilmektedir Kadinlarin politik yonleri gucsuz degildir ancak kadinlar Asya nin bazi bolgelerinde bircok Arap ve Afrika ulkelerinde erkeklerin golgesinde kalmaktadir Bazi ulkelerde bir erkegin birden fazla kadinla evlenebilmesi bile yasaldir Genellikle kadinlarin yaptiklari isler daha az goz onunde ve daha az kazandiran isler Bazi Musluman ulkelerde mahkeme onunde kadinin erkege oranla daha az soz soyleme gucu vardir Yine bazi Musluman ulkelerde kadinlarin kiyafet konusunda siki yasaklar koymuslardir ve bunlara uyulmamasi durumunda olum cezasi uygulamaktadirlar Sivil haklar uzerindeki etkisi Feminizmin bati toplumlarinda kadinlara oy hakki daha esit ucret hata aranmayan bosanma hakki cocuklari babalarindan uzak tutma hakki guvenli kurtaj elde etme hakki kadinlarin kendilerini tecavuzle sucladiklari erkeklerden uzak tutma hakki Amerika da herhangi bir universiteye kabul edilme hakki gibi haklarin yururlugu koyulmasinda buyuk etkisi olmustur Din uzerindeki etkisi Feminizmin dinin cesitli yonleri uzerinde buyuk etkisi olmustur Protestanligin liberal kollarinda kadinlar gunumuzde din kadini olabilmektedir ve reform icindeki muhafazakar ve yeniden yapilanmaci Yahudilikte kadin rabbi ve cantor olabilmektedir Bu Hristiyan ve Yahudi gruplarinda kadin gittikce daha fazla iktidar sahibi olup erkekle esit duruma gelmekte bakis acilari inanca ait yeni ifadelerin ortaya cikmasina sebebiyet vermektedir Islam ulkelerinde de cogu kadin alim her iki cins tarafindan kendilerine yoneltilen Islamiyetle iliskili sorulari Arap televizyonlarinda yanitlamaktadirlar Icinde bulundugumuz gunlerde Islam ulkelerinde kadinlarin imamlik sorunu tartisilmakta muftu yardimcisi Turkiye olabilmektedir Feminizm ayni zamanda yeni dini formlarin dogusunda da onemli bir role sahiptir Neopagan dinler ozellikle Tanrica ruhsalliginin onemini vurgulamaya meyil gostermekte ve kadina ve kutsal disiye yonelik geleneksel dinlerin dusmanca tutumlarini sorgulamaktadirlar Dianik Cadilik Dianic Wicca kaynagi radikal feminizmde olan bir dindir Feminist felsefeFeminist felsefe 20 yuzyil felsefesi ve gunumuz felsefesinde agirlikli olarak kadinlar tarafindan temsil edilen yaklasimlari tarihte ve gunumuzde cinsiyetler arasindaki dogal ve sosyokulturel farkliliklari ve bunlarin felsefe sanat bilim alanindaki etkileri ile erkek egemen dunyada kadinlarin durumunu tanimlamaktadir Bununla temel olarak kadinlik ve erkeklik arasindaki tarih felsefi duzenin arastirmasi yapilmaktadir Feminist felsefedeki ilk yaklasimlar 14 yuzyildan beri cinsler arasi iliski hakkinda yazilar bulunmaktadir Orta Cag Fransiz yazari Christine de Pisan 1365 1430 gunumuzde avant la lettre feminist olarak kabul edilmektedir Pizan toplumsal cevresindeki erkeklerin kadin dusmanligini elestirmistir 1400 yilinda kadinlari destekleyen bir tarikatin utopik kurulusunu anlatan Le Dit de la rose adli eserini yazmistir Yine ayni yil gercek kadin egitimini konu ettigi Le Livre des trois vertus uc erdemin kitabi adli arastirma yazisini yazmistir Ingiliz filozof Mary Astell 1666 1731 o zamanki populer doga biliminden Descartes ve Bacon gibi dusunurlerin fikirlerini gelistirmis ayni zamanda da Hobbes ve Locke nin etik teorileri uzerinde calismistir Ayrica kadinin dogasi mantigi ve ruhuna dair sorularla ugrasmistir Zorunlu evlilikleri elestirmis ve boylece kadina baskinin yasalligi hakkinda bir tartismaya neden olmustur Ingiliz yazar Mary Wollstonecraft in 27 04 1759 10 11 1797 hayati boyunca iyi bir okul egitimi alabilmesi icin hep engeller cikmistir Bu yuzden kadinlarin esit egitim hakki onun en buyuk hayat hedefi olmustur Mary Wollstoncraft in taninan en unlu eseri Kadin Haklarinin Mudafaasi dir A vindication of the rights of woman 1792 Ortaya Cikisi Uygulamaya yonelik ve politik olarak sekillenen ilk dalga kadin hareketleri genel secim hakkinin kismi yururluge girmesinden sonra durgunlasmis ve yenilenen canlanma 1960 li yillarin sonunda ikinci dalga kadin hareketlerini baslatmistir Ataerkil iliskiler uzerine artan kuramsallastirma ve bilimsellestirme calismalari feminist felsefesinin ortaya cikmasini saglamistir Sorular Feminist felsefesinin sorulari sadece felsefede kadin bakis acisi ve deneyimlerin entegrasyonu ile felsefe tarihinde kadin dusmanliginin ve ayrimciligin ortaya cikarilmasi degil ayni zamanda cinsiyet ayrimi olmadan nesnel ve evrensel bir bilim olarak felsefeyi sorunsallastirmaktir Feminist politik felsefe Feminist politik felsefe politika ile ilgi teorilerde mekanin evsel ailesel ve acik politik bir ortam seklinde yapilandirilmasini ve bunun sonuclarinin politika kavrami ile birlikte erkeklerin hakim oldugu ve bu baglamda bu tur dusuncelerin kadinlik ve iktidar ile iliskilendirilen konulari arastirir Feminist etik Feminist etik erkek ve kadin ahlaki arasindaki farkliliklari ve tipik olarak geleneksel etik duzende hangi oranda kadin davranis modellerinin daha fazla oldugunu arastirmaktadir Temsilcileri John Stuart Mill John Stuart Mill liberalizmin temsilcilerinden biri olarak sayilmaktadir ve toplumdaki kadin durumuna iliskin gorusleri liberal feminizm olarak tanimlanabilir Esi Harriet Taylor Mill den etkilenmis ve 1865 yilindan itibaren parlamentoda kadin secim hakkini savunan toplulugun milletvekili olmus ve parlamentoda kadin secim hakki ile bosanma hakkini talep etmistir Ilk sosyal bilimsel olarak kadin baskisini arastirmistir Simone de Beauvoir Gunumuz feminist felsefesinin temellerini yazar filozof ve modern feminizmin annesi olarak gorulen Simone de Beauvoir 09 01 1908 14 4 1986 atmistir Ikinci Cins Le Deuxieme Sexe 1949 adli calismasinda varolusculugun ve gorungubilimin temelinde toplum icin cinsiyet kavraminin anlamini arastirmis ve ataerkil toplumda kadina uygulanan baskiyi gostermistir Boylece feminizm teorisinin temel amaci olan cinsiyetler arsindaki esitligi ve hak esitligini ortaya koymustur Judith Butler Filozof Judith Butler 24 Subat 1956 dekonstruktif yapibozumcu feminizmin ana temsilcisidir En etkili eserleri olan Cinsiyet Belasi Feminizm ve Kimligin Altust Edilmesi Gender Trouble Feminism and the Subversion of Identity 1990 ve Maddelesen Dert Olan Bedenler Bodies That Matter 1993 kitaplarinda bahsettigi Queer Teorisinin gelistirilmesinde rol almistir Butler e gore cinsiyet edincsel bir modele isaret etmektedir Zira eril ve disil siniflandirmalari salt kurgu ve tasarimsaldir ancak eylemsel ve edimsel bazda olusmaya elverislidir Sadece toplumsal cinsiyet gender degil ayni zamanda biyolojik cinsiyet sex de buna gore toplumsal yani sosyokulturel olarak kosullanmisligi ima eden kavramlardir ve doga tarafindan mutlak olarak verilen icerik veya durumlar degildir Cinsiyet aidiyeti her bir insanin bireyselliginin parcalanarak ayristirilmasi ugruna butunsellikten koparilip bozulmaktadir Bu baglamda geleneksel cift cinsiyetlilik cok cinsiyetlilik ile yer degistirmektedir Julia Kristeva Filozof Julia Kristeva 24 06 1941 70 li yillar oncesi ataerkil toplumdaki kadin kimligini sorunsallastirmis fakat psikanalize yakinligi dolayisiyla bazi feminist edebiyat bilimi cevrelerince elestirilmistir Diger Temsilciler Helene Cixous Bracha L Ettinger Patricia Hill Collins Donna Haraway Sandra Harding Nancy Hartsock Luce Irigaray Lynn Hankinson Nelson Dorothy Smith Alison Wylie Martha Nussbaum Herta Nagl Docekal Emma GoldmanFeminist kuruluslarNational Organization for Women NOW Ulusal Kadin Orgutu National Organization for Women NOW Ulusal Kadin Orgutu en buyuk Ingiliz Amerikan feminist orgutudur Uyeler NOW in yapmis oldugu bildiriye gore bugun ABD de 550 000 uye bulunmaktadir Baslangicta uyelik erkeklere de acikti Tarihi NOW 30 Haziran 1966 da Washington D C de kurulmustur Feminizmin yol gosterici klasiklerinden olan The Feminine Mystique Kadinligin Gizemi 1963 adli eserin yazari Betty Friedan orgutun 28 kuruculari arasinda yer almaktadir ve orgutun ilk baskanlik gorevini yapmistir Diger bir kurucu uye ise Piskopos kilisesinin ilk Afroamerikan rahibesi olan dir NOW in 1987 den 1991 e kadar baskanligini ise Molly Yard yapmistir 35 yil donumde baskanliga Kim Gandy secilmistir Talepleri NOW in ilk amaci Friedan in bir pecete uzerine yazmis oldugu Kadinlar simdi now Amerikan toplumunun populer kulturune tam katilim icin onlemler almaliyiz ve boylelikle butun erkeklerle esit derecede ayni sorumluluklari ayricaliklari paylasabilir ve ustlenebiliriz icerikli taleplerin karsilanmasiydi 1966 yilinda hareketin temel taleplerini ve ideallerini Statement of Purpose Amaclar Bildirisi ile ortaya koymuslardir NOW 1970 li yillarda kadin ve erkek arasindaki esitligi garanti altina alan Esit Haklar Tasarisi ni Equal Rights Amendment ERA ABD anayasasina sunmustur 23 Temmuz 1989 da Cincinnati Ohio da yapilan toplantida ABD nin cift partili sistemi tartisilmis ve sorgulanmistir Ucuncu bir partinin kurulmasi konusu ele alinmistir Tartismanin sonucunda kadinlarin politik bagimsizliginin bildirgesi Declaration of Women s Political Independence ortaya cikmistir ABD anayasasinin ek maddeleri icin bir arastirma komisyonu olusturulmustur Bu ek maddeler cinsiyet ayriminin kaldirilmasi olculu hayat standartlari hakki temiz hava su ve cevre hakki ile siddet uygulamasinin kaldirilmasi hakkini icermekteydi Komisyonda NOW in daha onceki baskanlarindan olan Elanor Smeal baskanlik yapmistir Bundan bir ay sonra NOW demokrasiden sorumlu komisyonu Commission for Responsive Democracy kurmustur Bugune kadar orgut kadin haklari icin yasama onlemleri ve medyada kadin temalarinin ifade edilisi uzerinde calismistir NOW in gunumuzde agirlik verdigi noktalar ise hukuk sisteminde okullarda is yerlerinde ve toplumundaki diger alanlardaki baskilarin ve ayrimciligin ortadan kalkmasi kurtaj aile planlamasi cocuk dogurmada kendi kararini verebilme hakki kadinlara uygulanan siddetin onlenmesi cinsiyet irk ve homofobinin ortadan kalkmasi ile toplumda esit hak ve ozgurlugun tesvik edilmesi olmustur Amerikan Ulusal Kadin Oy Hakki Dernegi NAWSA National American Woman Suffrage Association Amerikan Ulusal Kadin Oy Hakki Dernegi NAWSA kadin haklari icin calisan Ameriakan kadin deneklerinden birisidir Elizabeth Cady Stanton ve Susan B Anthony tarafindan 1890 Mayis ayinda kurulmustur NAWSA 1869 yilinda kurulmus olan National Woman Suffrage Association Kadinlarin Oy Hakki Ulusal Dernegi NWSA ve American Woman Suffrage Association in Amerikan Kadin Oy Hakki Dernegi AWSA birlesmesiyle ortaya cikmistir AWSA ve NAWSA nin ilk etkinlikleri American Woman Suffrage Association Boston da Lucy Stone Julia Ward Howe ve Josephine Ruffin tarafindan kurulmustur Uyelerini tutucu cevreler olusturuyordu Bircogu oncelikli olarak zencilerin secim hakki icin calisan ve kolelik karsiti olan American Equal Right Association da Amerikan Esit Haklar Dernegi AERA de calismislardir Birlik NWSA kadar militan olmamis ve is yerlerindeki kadin ayrimciligi ve kadinlar icin bosanma hakki gibi konularla ugrasmamistir 1870 yilindan itibaren Lucy Stone AWSA icin Women s Journal i cikarmistir Ayrica AWSA nin tutucu olarak savunuldugu diger bir durum ise Elizabeth Cady Stanton ve Susan B Anthony tarafindan New York da baslangicta radikal bir konuma sahip olan National Woman Suffrage Association in kurulmasi olmustur NWSA sadece kadin uyeleri kabul ediyordu ve ABD anayasasinin 15 ek maddesine karsi bir karar cikarmistir Bu karar ABD vatandasi olan butun erkeklerin ten ve etnik koken farkli olmaksizin esit haklara sahip olmasini garanti altina almis fakat kadinlarin secim hakki reddedilmistir Bu noktada NWSA politikasi AERA nin amaclarina karsi cikmis ve NWSA cinsiyet ve irk ayrimi olmadan genel secim hakki icin anayasa 16 ek maddesini talep etmistir AWSA nin calismalari kadin haklarina yogunlasirken NAWSA nin programi buna ek olarak kadin politik konulari da katmistir Birlesme Zaman gectikce NWSA nin politikasi tutuculasmistir Susan B Antony nin dernegin baskani secilmesiyle kadinlari secim hakki konusundaki cabalar artmistir NWSA nin da bu zamana kadar temel konusu olan diger kadin politik amaclar ise onemsenmemistir Bu yon degisikligi ile hayal kirikligina ugrayan radikal sufrajetler NWSA dan ayrilmislardir 1890 yilinda American Woman Suffrage Association tartismasiz olarak National Woman Suffrage Association ile birlesmistir Her iki dernek de Elizabeth Cady Stanton Susan B Anthony Carrie Chapman Catt Frances Willard Mary Church Terrell Matilda Joslyn Gage ve tarafindan yurutulen American Woman Suffrage Association a karsi Joslyn Gage Olympia Brown ve Cady Stanton in oylarina karsi birlesmistir NAWSA birlesmeden sonra zamanla politik gucunu kaybetmistir ABD anayasasi 19 ek maddesi ile ABD de kadinlarin secme hakkina kavusmasi ile dernek onemini yitirmis ve 1920 yilinda da kapanmistir En son oturumda NAWSA dan Cary Ann Chapman bugun hala varligini surduren katilimci demokratik League of Women Voters kurmustur ElestirilerVarolusundan beri feminizm bircok yonden elestirilere maruz kalmistir Bunun nedeni feminizmin icinde bircok baska akimin da ozetleniyor olmasi ve hayatin belli basli bolumlerini gunisigina cikariyor olmasidir Feminizmin kendi icindeki elestiriler Feminist hareketlerin icindeki elestiriler koktenci feministler ve aykiri feministlerin yarattigi tartismalardan dogan erkek odakli ataerkil yapili toplumlarin gelismesine neden olmustur Bircok feminist ozellikle de icin pornografi bu akim icinde tartisilmasi gereken konulardandir Bu yuzden de karsit bir akim olarak sekse olumlu bakan feministler ortaya cikti Bu akimda cinsellik ve pornografinin her iki cinsiyet icin de acik olmasi gerektigi savunuldu Feminist bilimine ret Sydney li David Stove feminizmin universitelerde kadin arastirmalari basligi altinda bir bilim olarak kabul gorulmesine yardimci olmustur ancak nesnel ve gercekci olarak bu bilime bakmanin zorlugundan dolayi genel anlamda bilim olarak kabul gorememistir Alman kriminolog ve universite profesoru Micheal Bock feminist bilimini kabul etmeyenlerdendir Feminizm var bilim de var ancak feminizm bilimi yok demistir Antifeminizm Antifeminizm ya da feminizm karsitligi altinda feminizme karsit olarak dusunulen farkli dusunce tarzlari ve akimlar genel olarak ozetlenmistir Maskulizm temelde erkek deneyimi uzerine insa edilmis toplumsal kuram ve politik bir hareket tarzidir Maskulizmin temsilcileri cinsiyet esitsizlikleri ve erkek haklari gibi konular uzerine yogunlastiklari halde bir yandan toplumsal iliski elestirileri de yaparlar Cogu maskulizmi savunan kisiye maskulist denir Tarihte bunu ilk kez ortaya koyan sosyalist kuramci Ernest Belfort Bax idi Maskulizm kadin ve erkek tum toplumda esitligi savunan ve anti feminist nitelendirmeyi kabul etmeyen maskulinizmden erkegin ustunlugunu savunmasi ve anti feminist tavri itibariyla ayrilmaktadir Ernest Belfort Bax 23 Temmuz 1854 te dogan 26 Kasim 1926 da olen sosyalist bir gazeteci ve filozoftur Dindar bir ailenin oglu olarak Leamington da dogan Bax Almanya da felsefe egitimi sirasinda Marksizm ile tanisti Marx in fikirleriyle Kant Schopenhauer ve Hartmann inkileri bir araya getirdi Sosyalizme de istekli ve bu konuda da kesfetmeye acikti Ayrica da atesli bir ateistti Bax butun hayati boyunca sosyalizmin olgunlasmasi icin ekonomik kosullari gerekli gordu ancak egitim eksikliginin buna engel oldugunu savundu Baslangicta asiri bir milliyetcilik karsiti olan Bax I Dunya Savasi nda Ingiltere yi desteklemeye basladi fakat bu destege kadar meslegi avukatliga yogunlasmis ve politikayla cok az ilgilenmisti Feminizm ve erkeklerFeminizm in kokeni 1700 lu yillara kadar uzanir Erkekler 1996 yilindaki Quebec te gerceklestirilen Feminizm konferansinda pro feminizm ilkel feminizm adiyla feminist hareketin icinde kabul gorduler Bu yila kadar erkekler feminizm icerisinde yer alamiyordu Cunku her seyden once feminizm kadin merkezli bir ideolojidir ve tum duzenlerin belirleyicisi kadindir Ayrica bir diger neden de kimi feministlerin erkekleri kadin olmanin ne oldugunu anlayamayacak basit canlilar olarak goruyor oluslari kaynak belirtilmeli ve erkeklerin ne kadar iyi niyetli olsalar da erkek olduklari icin ataerkilligin devinimlerini tekrar edeceklerine inanmalaridir Ancak cinsiyet esitligi icin mucadele veren erkeklerin sayisinin cok buyuk bir artis gostermesi kimi feministlere bu dusuncelerinde yanildiklarini gostermis ve erkekleri ilkel feminizm adi altinda feminist ideolojiye almislardir kaynak belirtilmeli Feminizm yine ayni nedenden dolayi cogu zaman da kadinlari bircok alanda merkeze yerlestirmis ve daha genis haklar istemistir Esitsizlikleri kadinlarin sahip olduklari genis haklarla getirebilecegini iddia etmistir kaynak belirtilmeli Lezbiyen feminizm Lezbiyen feministler erkeklerle cinsel iliski kurmaya devam etmenin ayrimci yasalarin kadinlarin erkek esleri kadar kazanmalarina engel olmasina veya iyi nitelikleri icin gereken yeterli odemeyi alamamalarina evli kadina baski uygulamakta kullanilan ve onun kariyer yapmasini engelleyen tam gun bebek bakiciligi yaptirilmalarina ve ev hanimlarini erkege ekonomik bakimdan bagimli kilmaya sebep olan baskici duzcinsel modele yakalanmak anlamina geldigini iddia etmektedirler Hatta erkeklerle cinsel iliskiye giren biseksuel kadinlar dahi erkek partnerlerini terk etmeleri icin lezbiyen feminizm tarafindan tamamen kadinlarla cinsel iliski kurmaya ozendirilmektedirler kaynak belirtilmeli Ayrica bakinizPro feminizm Maskulizm Erkek Dusmanligi Feminist teoloji CEDAW Feminist elestiri Esitlikci feminizm EZLN deki kadinlar Misir daki feminizm Osmanli Imparatorlugu nda feminizm Turkiye de feminizm Uluslararasi Toplumsal CinsiyetKaynakca Hawkesworth Mary E 2006 Globalization and Feminist Activism Rowman amp Littlefield ss 25 27 ISBN 9780742537835 Beasley Chris 1999 What is Feminism New York Sage ss 3 11 ISBN 9780761963356 Kubbealti Lugati Pamukkale Universitesi Ingilizce Sozluk Es ve Yakin Anlamli Kelimeler Sozlugu Hani Astolin Turkun Gizlenen Bilgisini Arayan Turk Istanbul 2019 Eski Turklerde emirnamelerin Hakan ve Hatun emrediyor diye basladigi aksi halde emirnamelerin gecersiz sayildigi belirtilmektedir Ziya Gokalp Turkculugun Esaslari 1955 s 107 Hatunculuk sozcugu de bu anlamda hatundan turetilmistir Marx K 2014 On the Jewish question In Nonsense upon Stilts Routledge Revivals s 137 150 Routledge Anayasa Hukuku Ders Notlari Ankara Universitesi Hukuk Fakultesi 15 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Mart 2016 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Feminizm ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Approaches To Feminist Philosophy 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Feminist Theology and Jewish Christian Dialogue 29 Aralik 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde Christianity or Feminism 7 Mayis 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evangelical Feminist Claims and Biblical Answers 5 Agustos 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Christian Feminist an Oxymoron 28 Agustos 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde Jewish Feminism Resources 13 Eylul 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde Qantara de Iranli kadinlarin dergisi Zanan kapatildi Esitligin matemi Kuresel Islam da kadinin yeri Islam da feminizm Romanim Ayse yi cesur biri olarak resmediyor Islami ve Islamci harekette kadinin yeri Misir da cinsel tacizin boyutlari