Maraton Muharebesi, Yunanistan'a birinci Pers saldırısı sırasında, MÖ 490 yılında 'dan gelen destek birliğiyle takviye edilmiş Atina kuvvetleri ile General komutasındaki Ahameniş Ordusu arasında Maraton Ovası'nda gerçekleşen bir muharebe. Muharebe, I. Darius'un Yunan kent devletlerine, özellikle de Atina ve Sparta'ya boyun eğdirme yönündeki askeri girişiminin doruk noktası sayılmaktadır. Yunanistan'a İlk Pers Saldırısı, Batı Anadolu'daki İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için giriştikleri İyon Ayaklanması'nı, Atina ve Eretria'nın askeri olarak desteklenmesine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Atina ve Eretria birlikleri, İyon kuvvetleriyle birlikte Sard'ın aşağı kentini ele geçirmeyi ve yakmayı başardılar. Ancak geri çekilirken Efes yakınlarında muharebeye girmeye zorlandılar ve (Efes Muharebesi)'nde ağır kayıplarla bozguna uğradılar. Bu baskın tarzı sefer yüzünden I. Darius Atina ve Eretria'yı yakıp yıkmaya yemin etmiştir. Bu sıralarda Atina ve Sparta, Antik Yunanistan'daki en büyük iki kent devletiydi.
Maraton Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Günümüzde Maraton Ovası | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Atina | Ahameniş İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Miltiades Kallimakhos Themistokles Aristides | | ||||||
Güçler | |||||||
9.000-10.000 Atinalı 1.000 Platealı | 20-100 bin piyade 1.000 süvari 600 trireme | ||||||
Kayıplar | |||||||
192 Atinalı 11 Platealı (Heredot) 1.000-3.000 ölü (modern tahminler) | 6.400 ölü 7 trireme (Heredot) 4.000-5.000 ölü (modern tahminler) |
İyon Ayaklanması, Lade Deniz Muharebesi'nde elde edilen Pers zaferiyle bastırıldığında I. Darius Yunanistan üzerine bir seferin hazırlıklarına başlamıştır. Bu hazırlıkların sonunda General Datis ve Artaphernes komutasında bir kara gücü ve donanma Ege Denizi'ne, Kiklad Adaları'na boyun eğdirmek üzere sefere çıkmıştır. Bu kuvvet, ardından Atina ve Eretria'ya cezalandırıcı bir saldırı düzenleyecektir. Ege'de başarılı geçen bir seferin ardından yaz ortasında Eğriboz Adası açıklarına gelen Pers donanması adadaki Eretria kentini kuşatmış ve kuşatma sonunda almıştır. Daha sonra Attika'ya yelken açan donanma Maraton Ovası kumsalında karaya asker çıkarmıştır. Kısa süre sonra Platea'dan gelen küçük bir birlikle takviye edilecek olan Atina kuvvetleri de Maraton ovasına yürüdüler ve ovanın Atina yaklaşımı yönündeki iki çıkışını tutacak biçimde yerleştiler. İki taraf da beş gün boyunca saldırıya geçmedi. Ancak bu beş günün sonunda Atinalılar, çok iyi bilinmeyen bir nedenle şafakta saldırıya geçmeye karar verdiler. Muharebe, Pers kuvvetlerinin sayısal üstünlüğüne karşın falanks muharebe düzenindeki hoplitlerin, hafif piyade karşısında son derece etkili olduğunun bir kanıtı olmuştur.
Maraton Muharebesi yenilgisi Yunanistan'a yönelik ilk Pers genel taarruzunun sonunu işaret etmektedir. Bu yenilgi üzerine Pers donanması Asya kıyılarına dönmüştür. I. Darius bu yenilgiden hemen sonra yeniden Yunanistan'a saldırmak için büyük bir ordu oluşturmaya başlamıştır. Ancak bu arada Mısır'da Pers hakimiyetine karşı bir ayaklanma başlamıştı ve bu ayaklanma, Yunanistan seferini belirsiz bir süre için erteleyecektir. I. Darius'un ölümünden sonra tahta geçen oğlu I. Serhas babasının amacını gerçekleştirmek için yeniden hazırlıklara başlamıştır. Bu hazırlıkların sonucunda Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı MÖ 480 yılında başlatılmıştır.
Maraton Muharebesi, Yunan – Pers Savaşları'nın bir dönüm noktası olmuştur. Pers Ordusu'nun yenilebileceğini gören Grekler, Perslere karşı daha bir özgüvenle mücadele ettiler. Bu savaşların sonucundaki nihai Grek zaferi, bir bakıma Maraton Muharebesi ile başlamış sayılmaktadır. İzleyen iki yüzyıl boyunca, Batı toplumlarını kalıcı biçimde etkileyen Klasik Yunan Uygarlığı'nın doğuşu serpilip gelişmiştir. Maraton Muharebesi bu bağlamda Avrupa tarihinin dönüm noktalarından biri olarak da görülür. Günümüzde muharebe, ünlü Maraton Koşusu'na esin kaynağı olmasından dolayı oldukça ünlüdür. Tarihsel olarak hatalı olan bir söylenceye göre Maraton Ovası'nda Atina kuvvetleri muharebeyi kazanınca bir ulak Atina'ya zafer haberini vermek üzere gönderilmişti. Pheidippides adındaki bu ulak Atina'ya kadar hiç durmadan koşmuş, zafer müjdesini verdiği anda da düşüp ölmüştü. İlk olarak 1896 yılında Atina Olimpiyatları'nda, Maraton Ovası ile Atina arasında koşulan Maraton Koşusu bu söylenceden esinlenmiştir.
Tarihsel kaynaklar
Yunan-Pers Savaşları için elimizdeki esas kaynak, Grek tarihçi Herodot'tur. Tarihin Babası olarak da bilinen Herodot, MÖ 484 yılında, Güneybatı Anadolu'daki, o zamanlar Pers hakimiyeti altında olan Halikarnas'da dünyaya gelmiştir. "Tarihler" adını verdiği çalışmasını MÖ 440-430 tarihleri arasında kaleme almıştı. Çalışma esas olarak, MÖ 450 yılında sona eren Yunan-Pers Savaşları'nı konu almıştır. Herodot'un bu çalışması günümüzde, tam olmasa da geçerli bir tarihi kaynak olarak görülmektedir. Herodot'un tarzı tümüyle öyküleştirme tarzıydı ve en azından batı toplumları açısından tanınan bir tarih anlatımı olarak görülmektedir. Herodot'un, olayları tanrıların istek ve kaprislerine, kişilerin iddialarına dayanmadan diğer yandan olayların tarihsel değerlerini nispeten objektif vermesi, bir tarihçi için aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir.
Herodot'tan sonraki, Tukididis gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten geri kalmamışlardır. Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü. Örneğin Plutarkhos da Herodot'u bir denemesinde yeterince Yunan yanlısı olmamakla suçlayarak eleştirmiş, "barbarperver" olarak tanımlamıştır.Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştü. Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur. Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır. Öte yandan halen birçok tarihçi, Herodot'un anlatımının Pers karşıtı bir eğilimde olduğuna ve olayların, dramatik bir etki yaratmak amacıyla abartılmış ya da süslenmiş olduğu kanısındadır.
Grek asıllı Sicilyalı tarihçi Diodorus, MÖ I. yüzyılda kaleme aldığı ve Tarih Kitaplığı adının verdiği ünlü çalışmasında Yunan-Pers Savaşları'yla ilgili olarak daha eski bir Grek tarihçi olan 'tan yaptığı bir dizi alıntıya yer vermektedir. Bu açıklama Herodot'unkilerle tamamen uyumludur. Yunan- Pers Savaşları, Plutarkhos, gibi bazı antik tarihçiler ve Eshilos gibi oyun yazarlarının dolaylı anlatımları tarafından daha az detay verilerek anlatılmıştır. Yılanlı sütun gibi bazı arkeolojik belgeler de Herodot'un anlatımının desteklemektedir.
Genel durum
Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı'nı ortaya çıkaran gelişmelerin kökeni Yunan-Pers Savaşları'nın ilk evresi sayılan İyon Ayaklanması'na dayanmaktadır. Yine de Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a saldırıya girişmesinin kökleri, daha da eskiye giden çekişmeler ve gerginliklere dayanmaktadır. Ahameniş İmparatorluğu (Pers İmparatorluğu) MÖ 522 yılından itibaren sınırlarını hızla genişletmiş, izleyen 30 yıl içinde Med, Babil, Lidya ve Mısır krallıklarını yenilgiye uğratarak topraklarının istila etmiştir. I. Darius, MÖ 500'lerin sonlarında İskit topraklarının önemli bir bölümünü istila ettikten sonra ordusunu Trakya'ya çevirmişti. Muhtemelen İmparatorluk'un batı sınırlarında bir zayıflık hissetmişti. Bu zayıflığı gidermek için ordu İstanbul Boğazı'nı geçerek Trakya topraklarında ilerlerken donanma da Tuna Nehri girişine yelken açmıştır. Seferin sonunda Trakya kabileleri boyun eğdirildi ve Makedonya, Ahameniş İmparatorluğu'nun bir müttefiki olmak zorunda bırakıldı. İmparatorluk, MÖ 500 yılı civarında hala çok dinamik ve son derece yayılmacı bir imparatorluktu. Diğer yandan hakimiyeti altına almış olduğu halklar da o derecede ayaklanma eğilimindeydiler. Ayrıca I. Darius, tahtı meşru sayılmayacak yollardan ele geçirmişti ve hükümdarlık süresinin önemli bir kısmı da bu tarz ayaklanmaları bastırmakla geçirmişti.
İyon Ayaklanması, Nakşa'ya karşı Pers Satrabı ve Milet tiranı Aristagoras'ın ortak bir istila girişiminin, bu girişim her ne kadar başarısız olduysa da ardından başlamıştır. İstila girişiminin başarısızlığa uğramasından Aristagoras sorumlu görüldü ve Artaphernes Aristagoras'ı Milet tiranlığından azletmeye karar vermiştir. Fakat O'ndan önce davranan Aristagoras, tiranlığı bırakarak Milet'de demokrasiyi ilan etti. Diğer İyon kentleri de Milet'i izleyerek Pers Sarayı'nca atanmış olan kralları devirip demokrasiye geçtiler. Pers Sarayı'nca atanmış olan kralların görevden uzaklaştırılması açık olarak Pers hakimiyetine bir başkaldırıydı. Bu durumda Pers Sarayı'nın harekete geçeceğini bilen Aristagoras Yunanistan anakarasına gidip belli başlı Grek kent devletlerinden yardım istedi. Fakat sadece Atina ve Eretria yardım etmeyi kabul ettiler.
Atina'nın İyon Ayaklanması'nı desteklemeyi kabul etmesi, MÖ 6. yüzyıl yüzyılın sonlarına doğru Atina Demokrasisi'nin kurulmasıyla başlayan bir dizi karmaşık olayların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Atinalılar MÖ 510 yılında, Sparta Kralı I. Kleomenes'in yardımıyla Atina kralı Hippias'ı devirmişlerdi. Yunanistan'ı terk ederek Anadolu'ya geçen Hippias Sard'a sığındı ve Atina krallığını yeniden ele geçirmesine yardım ederlerse Atina'nın Pers İmparatorluğu'na boyun eğmesini sağlayacağını garanti etti. Diğer yandan I. Klomenes İsagoras'ı destekliyordu. Amacı, Atina'da Sparta yanlısı bir hükümdarlık kurmasını sağlamaktı. , Atina yönetiminin geleneksel olarak kendilerine miras olduğunu ileri süren güçlü ve soylu Alcmaenidae ailesinden Kleistenes'in siyasi rakibiydi. Kısa bir süre içinde Kleistenes kendini, İsagoras'ın liderlik ettiği bir koalisyon tarafından yenilgiye uğratılmış durumda bulmuştur. Bunun üzerine halka yönelerek, onları siyasi alanda etkili bir güç haline getirmeye çalıştı. Böylece kendi yanında güçlü bir müttefik oluşturacaktı. Bu taktik başarılı oldu fakat İsagoras'ın isteği üzerine Sparta Kralı I. Kleomenes harekete geçti ve Kleishene'in ailesi, Alcmaeonid ailesi gibi aristokrat aileler Atina'dan sürüldüler. İsagoras, dar çevreli bir oligarşik yönetim kurmaya kalkıştığında Atina halkı kendiliğinden ve tarihte benzeri görülmemiş bir kalkışmayla İsagoras'ı ve Kleomenes'i Atina'dan çekilmek zorunda bıraktılar. Böylece Kleistenes MÖ 507 yılında Atina'ya geri dönmüş ve kendi durumunu sağlamlaştırmayı amaçlayan bir dizi reforma hızla girişmiştir. Esasen oluşan yönetim mekanizması tam bir demokrasi ya da gerçek bir halk devleti değildi. Fakat bir sonraki kuşakta kendini göstermeye başlayan halkın siyasi gücü, tam bir demokrasinin Atina'da oturması ve gelişmesi için gereken koşulları hazırlayacaktı. Atina halkının elde ettiği siyasi güç ve özgürlük, onların Hippias'ın krallığına karşı büyük bir düşmanlık beslemesine yol açtı. Dahası, bununla kalmayarak Sparta, Pers İmparatorluğu ya da herhangi başka bir dış güce boyun eğmeye karşı kesin bir tutum almalarını sağladı.
Bekleneceği gibi I. Kleomenes Atina'daki bu gelişmelerden hoşnut değildi ve Atina'daki gidişata el koymak üzere Sparta Ordusu'nun başında Atina üzerine yürüdü. I. Kleomenes'in İsagoras'ı yeniden Atina kralı yapma yönündeki bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fakat olayların daha da kötüye gitmesinden çekinen Atinalılar, Pers İmparatorluğu'ndan yardım istemek için Sard Satrabı Artaphernes'e elçiler gönderdiler. Artaphernes, simgesel olarak Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına girmeyi kabul etmek anlamına gelmek üzere "toprak ve su" istemiştir. Atina elçileri bunu kabul ettiler. Ancak Atina'ya döndüklerinde şiddetle kınandılar. Bu arada Sparta Kralı, Hippias'ı yeniden Atina kralı yapabilmek için bir komplo geliştirmeye başlamıştır. Ancak bu girişim başarılı olmadı ve Hippias yeniden Sard'a kaçtı. Burada, Atina'ya boyun eğdirme vaadiyle Aristagoras'ı ikna etmeye çalıştı. Atina yeniden Artaphernes'e elçiler göndererek bu kez de Atina'ya karşı bir harekete geçmemesini sağlamaya çalıştılar. Fakat Artaphernes verdiği tek karşılık, Atina'nın Hippias'ı kral olarak kabul etmesini istemek olmuştur. Atina kuşkusuz bunu kabul etmeyecekti. Bu durumda Ahameniş İmparatorluğu ile bir savaşa girmeye hazır olmaları gerektiğini fark ettiler. Bu gelişmelerin sonunda Pers İmparatorluğu'nun bir düşmanı haline gelen Atina, İyon Ayaklanması başladığında olayların sürüklemesiyle zaten bu ayaklanmayı destekleyecek bir duruma gelmişti. Gerçekte İyon demokrasileri Atina örneğinden esinlenmişti. Dahası İyon kentleri başlangıçta birer Atina kolonisiydiler. Bu etmenlerin de Atina'nın İyon Ayaklanması'nı desteklemesinde etkili olduğu düşünülebilir.
Sonuç olarak Atina ve Eretria, İyon Ayaklanması'na destek olarak İyonya kıyılarına 25 triremeden oluşan bir görev kuvveti gönderdiler. İyon kuvvetleriyle birleşen bu kuvvetler doğrudan bölgenin Pers Satraplığı olan Sard'a yürümüşlerdir. Kentteki Pers kuvvetleri baskına uğradı. Artaphernes emri altındaki kuvvetlerle, aşağı kenti bırakıp iç kaleye çekildi ve orada savunmaya geçti. İyon, Atina ve Eretria kuvvetleri dış kaleyi geçerek aşağı şehri aldılar. Fakat bu arada aşağı şehirde yangın çıktı. Ancak seferin bütün kazanımı bu kadardı. Geri çekilen İyon ve Atina – Eretria kuvvetleri, izleyen Pers kuvvetleriyle Efes yakınlarında muharebeye girmeye zorlandılar. Burada gerçekleşen (Efes Muharebesi)'nde ağır bir bozguna uğradılar. Girişim bir yandan başarısız olmuş, diğer yandan da Eretria'nın ve özellikle de Atina'nın, I. Darius'un düşmanlığını kazanmalarına yol açmıştır. Darius, her iki kent devletinden de intikam almaya yemin etmiştir.
MÖ 494'teki Lade Deniz Muharebesi'ndeki Pers zaferi İyon Ayaklanması'nın çözülmesine neden olmuştur. Ardından Pers donanması Batı Anadolu'daki tüm İyon kentlerini art arda ele geçirdi. I. Darius ayaklanmayı, İmparatorluğun sınırlarını halen uzanmadığı Ege ve Marmara adalarına kadar genişletmek için bir fırsat olarak görmüş, bu adalara da saldırmıştır. İyon Ayaklanması'nın bastırılmasından sonra, hem Atina ve Eretria'yı cezalandırmak, daha doğrusu Pers İmparatorluğu'nun Anadolu'daki Yunan uyruklarını bir daha kışkırtmamasını sağlamak için hem de İmparatorluk'a yönelen Yunanistan kaynaklı tehdidi bütün bütün ortadan kaldırmak için planlamalara başlanmıştır.
Antik Yunanistan'ın o tarihlerde birçok kent devletinden oluşan bölünmüş siyasi yapısı, kuşkusuz ki I. Darius için Yunanistan'ı kolay bir av haline getiriyordu. Diğer yandan Yunanistan'daki bu kent devletlerinin varlığı, İyon Ayaklanması'nda da görüldüğü gibi Pers İmparatorluğu'nun gelecekteki güvenliğini tehdit etmekteydi. Bu koşullarda I. Darius Yunanistan'a ve Ege Adaları'na boyun eğdirerek bu tehdidi ortadan kaldırmaya ve İyon Ayaklanması'nı desteklemelerinden dolayı Atina ve Eretria'dan öç alma yeminini gerçekleştirmeye karar vermiştir. Diğer taraftan Atina'da, Pers ordularının Trakya'da sağladığı ilerlemelerin, Yunanistan anakarasına kara yaklaşımlarını Ahameniş İmparatorluğu ordularına açmış olduğunu görülebiliyordu.
I. Darius, damadı komutasına verdiği bir görev kuvvetini, MÖ 492 yılında Yunanistan'a gönderdi. Mardonius Trakya'yı yeniden ele geçirdi, 'nı, Pers İmparatorluğu'na bağlı bir krallık olmaya zorladı. Ancak donanmanın yakalandığı bir fırtına, harekâtın nihai hedefine ilerleyemeden sona erdirilmesine yol açtı.
Muharebe öncesi
Pers tarafında
Mardonius'un seferinden iki yıl sonra, MÖ 490 yılında ikinci bir donanma ve ordu deniz aşırı bir sefer için Yunanistan üzerine gönderildi. I. Darius'un bu seferi, önceki seferleriyle karşılaştırıldığında görece daha küçük çaplı bir seferdir. Bu kuvvetlere bir Med amirali olan ve I. Darius'un kardeşi ve aynı zamanda Sard Satrabı olan Artaphernes'in oğlu General Artaphernes komuta edecektir. Bir önceki seferde yaralanan Madonius, bu yaralanmaların süregelen etkilerinden dolayı komutan olarak atanmamıştır. Seferin amaçları Kiklad Adaları'nı Pers etki alanına katmak, İyon Ayaklanması'nın hemen öncesinde Pers kuşatması altında başarıyla direnmiş olan Nakşa'yı almak ve ardından Yunanistan'a çıkarak Atina ve Eretria'yı Pers Sarayı'na bağlamak ya da ele geçirmekti.
Donanmanın ilk hedefi olan Rodos Adası'nda karaya çıkan Pers kuvvetleri (Lindos)'u kuşatıldı ama alınamadı. Ardından (Nakşa) ve Delos adalarına boyun eğdirerek yaz ortasında Eğriboz Adası açıklarına gelmiştir. Adadaki kuşatılıp alınan kent (Karystos)'dur. Seferin Ege Denizi'ndeki bölümünün, Lindos'daki başarısızlık bir yana, ağır bir zorlukla karşılaşılmadan yürütülmüş olmasını kutlamak için, muhtemelen Apollon'u kendi tanrıları Ahuramazda ile denk tuttuklarından, Delos'ta kurbanlar kesildi. Seferin bu aşamasında, Ege Denizi boyunca izlenen bu rotayla kontrol altına alınan adalar üzerinden bir deniz iletişim hattı oluşturuldu. Bu hat oluşturulduktan sonra seferin ilk önemli hedefi olan Eretria'ya hareket edilmiştir.
Delos'tan ayrılmalarından birkaç gün sonra Pers Ordusu Eretria'ya saldırmıştır. Pers Ordusu'nun Eretria Kuşatması ilk altı gün boyunca başarı sağlamadı. Fakat yedinci gün birkaç kent sakininin ihaneti sonunda kent düştü, yakılıp yağmalandı. Katliamlardan kurtulan kent halkı I. Darius'un emri gereği İmparatorluk'un uzak bir bölgesinde zorla iskan edilmek üzere köle alındılar. Ardından orduyu yeniden yüklenen donanma, Atina'ya saldırmak için Attika'nın güneyine doğru ilerlemiştir.
Donanma, Attika'nın güney kıyılarında, Atina'dan yaklaşık olarak 40 km. mesafedeki, Eretria'nın bulunduğu körfezin karşı kıyısındaki 'na Eylül ayının altısında asker çıkardı. Bu çıkarma bölgesi, sefere katılan ve Pers Komutanlığı'nın rehberliğinden yararlandığı Hippias'ın önerisi dikkate alınarak seçilmişti. Hippias, süvari manevraları için tüm Attika'daki en uygun arazi olduğu için bu bölgeyi önermiştir. Dahası son teşkil edilen ikmal merkezi olan Eretria'ya da oldukça yakındır. Bir takım avantajları daha vardır, su kaynakları, sulak otlakları, farklı ikmal seçenekleri olarak Attika ile Boeotia'ya da yakın olması gibi. Yine de neden Atina yakınlarında bir çıkarma yapılmadığı önemli bir sorudur. Bu durum, Eretria'ya yeterince yakın, çıkarma için uygun bir kumsal, doğrudan Atina üzerine yürünebileceği gibi Atina köylerinin basılıp yağmalanabilecek olması gibi nedenlerle açıklanmaktadır. Ayrıca Hippias'ın bölgede desteği ve etkisi olduğu da anlaşılmaktadır. Diğer yandan Atina Ordusu'nu kentten uzaklatırmakla, yandaşlarının iktidarı ele geçirmelerinin kolaylaşacağını düşünülmüş olduğu ileri sürülmektedir. Dahası doğrudan kente karşı girişilecek bir saldırı, bu güçleri de karşılarına almak olacaktı. Atina kuvvetlerinin kent dışına çıkmaya zorlanmasında bir diğer beklenti de, kent surlarına saldırmak yerine açık alanda bir muharebeye girmek olmalıdır. Çünkü Pers Ordusu'nun elinde etkili kuşatma silahları yoktu.
Atina tarafında
Atina - Platea Ordusu, Kallimakhos'un komutası altında Maraton Ovası'na yürümüş ve Pers Ordusu'nun Yunanistan anakarası içlerine doğru ilerlemesini engellemek için ovanın Atina yönündeki iki çıkışını, bir Pers ileri hareketinden önce tutmuştur. Ordu kent dışına çıkmadan önce Atina'nın en ünlü atleti Pheidippides, (bazı kaynaklarda Philippides olarak da geçer) Sparta Ordusu'nun yardım için gelmesini istemek üzere Sparta'ya gönderilmiştir. Sparta dışında diğer Grek kent devletleri Atina'ya yardım konusundan geri durmaktaydılar. Ne var ki Pheidippides Sparta'ya ulaştığında, Sparta'nın önemli bir ulusal festivali olan Carneia sırasıydı. Ona, Sparta Ordusu'nun kutsal barış dönemi olan o günlerde savaşa gidemeyeceği anlatıldı. Sparta geleneklerine göre ancak bir sonraki dolunayın doğuşundan sonra savaşa izin vardı. Philippides, gittiğinin üçüncü günü, yaklaşık 450 km. mesafe kat ederek geri dönmüş, bunları anlatmış ve Sparta takviye kuvvetinin mümkün olan en kısa sürede yardıma geleceğini bildirmiştir. Bu durumda Atina'nın takviye alması için en azından on gün geçmesi gerekmektedir. Herodot'un verdiği bu bilgiden yola çıkan astronomlar, Sparta Ordusu'nun yola çıkabileceği tarihi hesaplamışlardır. Bu tarih, gerçekte savaşın olduğu 12 Ağustos günüdür. Sürenin sonuna kadar Atina kuvvetleri geçidi tutmak, dayanmak zorundaydılar. Gerek Atina halkının, gerekse askerlerin moralini oldukça yükselten bir gelişme ise, Boeotia'dan küçük bir kent devleti olan Platea'nın 1.000 hoplitten oluşan bir kuvveti Atina'ya göndermiş olmasıydı. Platea, kısa bir süre önce komşu kent devleti Tebai'nin baskısı altında Atina'dan yardım istemişti ve bağımsızlığını bir bakıma Atina'dan gelen bu kuvvette borçluydu. Platea kuvvetleri, Atina komutanlığının muharebeyi erteleme kararından sonra bölgeye ulaşmıştır.
Pers ve Atina orduları Maraton Ovası'nda kamp kurup beş gün boyunca hareketsiz kaldılar. Atina kampının kanatlarından biri (sağ kanat) ovanın kuzeydekine göre daha küçük olan bataklığa oldukça yakındı. diğeri ise ağaç kazıklardan oluşan bir setle korunmuştur. Bu şekilde savaşsız geçen her gün, bir bakıma Sparta desteğini yakınlaştırıyordu ve Atina kuvvetlerinin lehineydi.
Atina Ordusu'nda, Atina'daki on kabilenin her birinden seçilmiş, kendi kabilesinden askerleri yöneten, eşit yetkilerle donatılmış on general vardır. Bu generaller kuşkusuz ki aynı zamanda seçmenleri olan askerleriin güvenini kaybetmeyi göze alamazlardı. Herodot ordunun komutasının, her gün için dönüşümlü olarak üstlenildiğini ileri sürmektedir.
On generalden biri olan Miltiades de ordudadır. Miltiades, Persler'in savaş taktikleri konusunda en deneyimli sayılan generaldir. Her şey bir yana, I. Darius'un ordusunda İskit Seferi sırasında MÖ 513'te subay olarak bulunmuştur. Kuşkusuz Pers Ordusu'nda hizmet gördüğü süre içinde onların savaş tarzı konusunda paha biçilmez bir deneyim birikimine sahip olmuştur. Diğer yandan İyon Ayaklanması sırasında Pers kuvvetlerine karşı savaşmış, önemli bir rol üstlenmiştir.
On General ve Kallimakhos'tan oluşan Atina savaş konseyi, bir strateji belirlemekte zorlanmıştır. Ordudaki Kallimakhos dışındaki on generalin oyları eşit olarak bölünmüştü. Karar, generallerle eşit oy hakkına sahip olan Kallimakhos'un oyuna kalmıştı. Beş general, Pers kuvvetlerinin sayı üstünlüğünden etkilenerek saldırıya geçmekten kaçınmakta iken, diğer beş general derhal saldırıya geçilmesi görüşündedir. Miltiades de saldırı yanlısı olan grup içindedir. Bu durumda karar, General Kallimakhos'un oyuna kalmıştır. Miltiades, Kallimakhos karşısında savaştan yana olmayı ateşli bir şekilde savundu ve ikna olan Kallimakhos, savaş lehinde oy kullandı. Bunun üzerine Miltiades ordu komutanı atandı.
Ordunun bir üst komutanı olmasına karşın asıl komuta gücü böylece Pers savaş taktikleri konusunda hepsinden daha deneyimli olduğu bilinen Miltiades'in elindedir. Muhtemelen bu yüzden Herodot, savaştan yana olan her bir generalin komuta günlerinde dahi Miltiades'e tabi olduğunu belirtmektedir. Herodot'un yazdıklarına göre, Miltiades, Sparta Ordusu'nun yardıma geleceğini bildiği halde buna rağmen saldırmaktan yanaydı, fakat saldırı emri vermeyi, kendi komuta gününe ertelemeyi tercih etmiştir. Bu anlatım tartışmalı bulunmaktadır. Her şeyden önce Atina - Platea Ordusu'nun Sparta Ordusu gelmeden önce saldırıya geçmesinde kazanım görece sınırlı olacaktır. Diğer yandan komuta yetkisinin dönüşümlü olarak geçtiği yönünde herhangi bir destekleyici kanıt yoktur. Atina - Platea Ordusu'nun Maraton Ovası'na gelişiyle muharebe arasında günler geçmiş olmasına bir açıklama getirmeye çalışan Herodot'un, Miltiades'in taarruza eğilimli olduğunu açıkça bildiği için, gecikmeyi bu durumla açıklamaya yönelmiş olması mümkündür. Diğer yandan Miltiades'in saldırıdan yana olması anlaşılabilir, Gelibolu Yarımadası'ndaki krallığından MÖ 494 yılında Pers baskısıyla çekilmek zorunda kalmıştır. Miltiades'in derhal savaş kararı almamasıyla ilgili bir başka yaklaşım, bir kıskançlığa yol açmamak için komuta yetkisinin kendisine geleceği günü beklemek istediği şeklindedir.
Diğer yandan Heodot, Pers ordusunun Aleian Ovası'nda toplanıp gemilere alındığını yazmaktadır. Donanma, Batı Anadolu kıyıları boyunca kuzeye hareket etmemiş, Sisam'a uğradıktan sonra Kiklad Adaları yönüne döndüler. Buradan Nakşa Adası'na yöneldiler. Dağlara çekilen Nakşa halkı ele geçirildi, kentleri yakıldı. Ardından yeniden donanmaya alınan Pers ordusu Delos yönünde harekete geçmiştir.
Muharebenin tarihi
Herodot tarihleri, her Yunan kent devletinin farklı bir varyantını kullandığı Ay-Güneş Takvimi'ne göre vermektedir. Astronomik hesaplamalar, ileriye doğru yapılarak günümüz takvimine göre uyarlanabilir ve kesin sonuca ulaştırır. Philipp August Böckh, 1855'te muharebenin MÖ 12 Eylül 490 yılında gerçekleştiğini hesaplamıştır. Bu tarih genel kabul gören tarihtir. Ancak bu, Sparta festivaline dayanılarak çıkarılan bir tarihtir ve muhtemelen Sparta takvimi Atina takviminden bir ay geridir. Bu durumda muharebenin MÖ 12 Ağustos 490 tarihinde gerçekleştiği söylenebilir.
Kuvvetler
Atina
Herodot Atina - Platea Ordusu'nun mevcudu hakkında bir bilgi vermemektedir. Diğer yandan Romalı biyografi yazarı Cornelius Nepos, coğrafyacı Pausanias ve Plutarkhos, Atina - Platea Ordusu için 9 bin, Platea takviyesi için ise bin rakamını verir. ise Atina - Platea Ordusu'nu onbin, Platea kuvvetini de bin olarak verir. Günümüz tarihçilerin çoğunluğu tarafından bu rakamlar makul kabul edilmektedir. Bu durumda söz konusu takviyeyle birlikte Atina – Plate kuvvetleri 10 – 11 bin kişilik ağır piyadeden oluşan disiplinli bir güç haline gelmiştir. Bu çağda hoplitler, önden bağlanan, köprücük kemikleri boyunca yayılan omuz batları olan tek parça, deriden, demir pullarla kaplı bir göğüs zırhı kuşanırdı. Göğüs zırhı kabaca 22 – 27 kg. olurdu. Diz ve ayak bileği arası bronz bir baldır zırhıyla korunurdu. Çeneyi ve burun kemerini de koruyan bir tolga, zırhı tamamlardı. Kullanılan kalkan, 80 – 100 cm. çapında, tahtadan, tunç kaplı büyük ve yuvarlak bir kalkandır. Bu haliyle çeneden dize kadar koruma sağlar ve ağırlığı 8 – 15 kg. arasında değişebilir. Uzun bir mızrak (2 – 3 metre) ve omuza asılan kılıç (60 cm. kadar), silahları tamamlar.
Ağır zırhlı hoplitlere ilaveten muhtemelen önemli bir sayıda hafif silahlı asker de kampa gelmişti. Bunlar, ağır silahlara sahip olamayan yoksul vatandaşlardı ve cirit, pala gibi hafif silahlar kuşanmışlardı. Ayrıca bu şekilde silahlandırılmış bir kısım kölenin onlara katıldığı anlaşılmaktadır.Pausanias, askeri hizmet karşılığında özgürlükleri geri verilen kölelerin adlarını savaşla ilgili antıta belirtmiştir.
Pers
Herodot'a göre I. Darius tarafından gönderilen filo 600 triremeden oluşan bir filodur. Ayrıca atlar için haraca bağlanmış ülkelerde bir önceki yıl yaptırılmış nakliye gemileri de donanmaya katılmıştır. Buna karşın Pers Ordusu'ndaki asker mevcudu hakkında bir rakam vermemektedir. Sadece "iyi düzenlenmiş büyük sayıda piyade" diye yazmaktadır. Diğer antik kaynaklardan, aşağı yukarı çağdaş olan Simonides Pers sefer kuvvetinin 200 bin olarak vermektedir. Daha geç tarihlerde yaşamış olan Cornelius Nepos, 200 bin piyade ve 10 bin süvariden oluşan kuvvetin sadece 100 bininin muharebeye katıldığını, kalan kuvvetlerin Atina yakınlarında karaya çıkartılmak üzere gemilere alındığını yazmaktadır.Plutarkhos ve Pausanias ile Suda 300 bin rakamını vermektedir.Platon ve 500 bin, ise 600 bin olarak belirtmektedir. Günümüz tarihçilerinin kabul ettiği rakamlar piyade için 20 bin ile 100 bin arasında, geniş bir aralığa yayılmaktadır. Muhtemelen 25 bin uzlaşılacak bir rakamdır. Süvari için ise fazla fikir ayrılığı olmayıp bin rakamı esas alınır.
Pers piyadesi çeşitli etnik gruplardan askerlerdir. Bu bölgelerden bazıları Hyrkania, Afganistan, Fırat Havzası, İndus Nehri Havzası, Ceyhun ve Nil havzalarının askerleri, Horasan'dan süvariler ve Etiyopya'dan okçulardır. Dil ve farklı askeri geleneklerin bu karmaşası, kuşkusuz Pers askeri liderliği için sevk ve idaresi zor bir ordu meydana getirmektedir. En güçlü kabul edilen piyade grubu Pers ve Saka askerlerinden oluşan ve muharebede ordunun merkezinde yer alan gruptur. Sakalar çoğunlukla zırhsız okçulardır. Herodot baltalı Saka savaşçılarından da söz etmektedir. Ölümsüzler olarak adlandırılan saray muhafızlarının kılıç, kısa mızrak, hasır kalkan ve uzun hançerlerle silahlandıklarını da yazmaktadır. Okçular hem yay, hem de mızrak ve kılıç taşırlardı. Tolga kullanılmazdı. Ön hatlardakiler gerron adı verilen oval hasır bir kalkan taşırlardı. Ana silahları mızrak, daha ağır ve uzun olan süvari mızrağı, kılıç ya da bir yanı keskin, eğik palalardır. Bazılarının zırh olarak görülebilecek deri yelekleri vardır. Pers ordusunda metal pullardan / parçalardan oluşan göğüs zırhı istisnadır. Tüm bunlardan görüleceği gibi Pers askerlerinin silahlanma tarzı hoplitlerden bütünüyle farklıdır.
Taktik ve stratejik yaklaşımlar
Stratejik bir bakış açısından bakıldığında Atina - Platea Ordusu'nun Maraton'da bazı dezavantajları vardır. Atina'nın Pers kuvvetleriyle bir muharebeyi göze alabilmesi için, mümkün olan tüm hoplitleri silâhaltına alması gerekiyordu. Bu durumda bile Pers Ordusu bire iki sayı üstünlüğüne sahip olacaktı. Ayrıca böylesi bir orduyu donatmak Atina'nın neredeyse tüm kaynaklarını tüketmişti. Dahası bu ordu, Pers Ordusu'nu çıkarma yapacağı sahilde tespit etmek için, Atina'dan ayrılmış, ileri sürülmüştü. Pers kuvvetlerinin bu ordunun geri hattına yapacağı bir manevra, Atina ile bağlantısını kesecektir ve kente yönelik doğrudan bir saldırıya karşı kent savunmasız kalacaktır. Diğer yandan Maraton'da uğranılacak bir yenilgi, Atina'nın başkaca kuvveti olmadığı için kesin bir yenilgi olacaktır. Diğer ifadeyle Atina tüm kuvvetlerini savaşa sürmüştür ve elinde ihtiyat kuvveti yoktur. Bu yüzden Atina stratejisi, Pers Ordusu'nu Maraton Ovası'nda hareketsiz ve etkisiz kılmaktı. Ancak Atina'nın bu dezavantajlı durumu, bazı avantajlarla dengelenir gibi görünmektedir. Her şeyden önce Atina - Platea Ordusu'nun Pers kuvvetlerini Maraton Ovası'nda sabitlemeyi başardığı sürece muharebeye girmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Bu durumda zaman lehlerine işlemektedir. Her geçen gün Sparta Ordusu'nun Maraton'a yürüyüşe geçeceği tarihi yaklaştırmaktadır. Bir yandan saldırıyla her şeyi kaybedebilecek olmak, diğer yandan saldırmamakla daha kazançlı olmak sonucu Atina - Platea Ordusu savunmada kalmayı tercih etmiştir. Taktik açıdan falanks, süvari saldırıları karşısında savunmasızdı ve karşılarında azımsanamayacak bir Pers süvari kuvveti vardı. Böylesi bir süvari kuvvetinin varlığı karşısında saldırı, daha da riskli bir durum göstermektedir. Dolayısıyla bu durum da Atina kuvvetlerinin savunmada kalma stratejisinde etkili olmuştur. Gerçekte bu durum bir avantaj olmaktan çok da uzaktır. Atina kuvvetleri saldırmayabilir ama Pers komutanlığı her an bir saldırı kararı alabilir. Esasen Atina komutanlığının asıl sorunu güçlü Pers süvarisidir. Tüm ovayı boydan boya örtecek kadar piyade hattı yoktur. Bu durumda saldırı sırasında kanatlardan sarkabilecek Pers okçu süvarisi, Atina - Platea Ordusu'na geriden taarruz edebilecektir.
Diğer yandan Pers stratejisi de muhtemelen taktik yaklaşımlarla belirlenmiştir. Pers piyadesi hafif zırhlıydı ve hoplitler karşısında zayıf kalıyordu. Nitekim daha sonraki tarihlerde gerçekleşen Thermopylae Muharebesi ve Platea Muharebesi bu durumu açıkça göstermiştir. Atina - Platea Ordusu savunma pozisyonunda kalırken Pers Komutanlığının hareketsizliği, muhtemelen doğrudan muharebeye girmekteki isteksizliğe dayanıyor gibi görünmektedir. Ancak İngiliz askeri tarihçi Liddell Hart'a göre Pers Komutanlığı'nın stratejisinin ilk safhası Atina Ordusu'nu kentten yeterince uzak bir bölgeye çekmekti ki, bu amaca ulaşmışlardı. Stratejinin ikinci safhası, Maraton Ovası'nda bir bırakarak ordunun kalanını Faleron Koyu'nda karaya çıkarmak ve savunmasız Atina'ya saldırmaktı. Herodot'un Alkmaionid ailesinin Pers Donanması'na kalkanla işaret vermesi ile ilgili söylentiden bahsetmesi ise bu yaklaşımı destekler görünmektedir. Her ne kadar Pers stratejisi son derece incelikli bir stratejiyse de çeşitli nedenlerle yanlış uygulanması başarısızlığa yol açmıştır.
Muharebe
Ordunun komutası kendisine verilmiş olan Miltiades, Pers Komutanlığı'nın saldırıya geçmeyeceğini, donanmadaki geri kalan esas birlikteriyle Atina'ya saldıracağını düşünmüş olmalıdır. Bu durumda Pers Ordusu'nun Atina'ya saldırmasını engellemek için tek şansının kısa süre içinde Maraton Ovası'nda saldırıya geçmek olduğuna karar vermiştir. Maraton Ovası'ndaki Pers örtme kuvvetine saldırarak imha edecek, yeniden çıkarma yapılması ihtimaline karşı kendi örtme kuvvetini geride bırakarak hızla Atina'ya dönecektir. Derhal savaş konseyini topladı ve durumu, derhal saldırıya geçilmesinin zorunlu olduğu şeklinde koydu. Kallimakhos'un desteğiyle şafakta saldırmaya karar verildi. Bunun üzerine sadece hoplitlerden oluşan savaş hatları toplanmaya başlamıştır. Grek savaş geleneğine uygun olarak dövüş sırasında dayanışmayı ve birbirini kollamayı güçlendirmek için, her kabileden savaşçılar bir araya geldiler, komşu komşunun yanına, arkadaş arkadaşının yanına, herkes birlikte dövüşeceği adamı seçti, gitti yanında durdu. Birliklere komuta etmek konusunda ise, Themistokles ve Aristides merkez kesime, Callimakhos sağ kanada ve en solda yer alan Platealılar'a komuta edecektir.
Miltiades, merkezdeki kabile komutanları Themistokles ve Aristides'e derinlikte dört hat oluşturmalarını, onların kanatlarında yer alan diğer kuvvetlere ise sekiz hat oluşturmalarını emretmiştir. Herodot, hatları Pers hatları kadar uzun olduğu için merkezin zayıf olduğunu, sadece "birkaç hat derinlik" verildiğini, ancak kanatların güçlendirildiğini yazmaktadır. Günümüzde bazı tarihçiler bu tertiplenmenin ordunun, Pers kuvvetlerini ikili kıskaç hareketiyle kuşatmasını sağlamak için planlanmış bir tertiplenme olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Ancak bu yaklaşıma, esasen Greklerin sahip olmadıkları bir eğitim düzeyini varsaydığı için karşı çıkılmıştır. Gerçekten Grek savaşlarında bu tarz bir taktik düşünüşe ilişkin MÖ 371 yılındaki 'ne kadar çok az kanıt vardır. Bu açıdan, bu taktik düzenlemenin son anda karar verilip uygulanması olasıdır. Böylece Atina muharebe hattı, Pers hatları boyunca yayıldı ve bu yolla kanatlardan kuşatmaya olanağı sağlandı. Gerçekte esasen standart falanks () sekiz hat derinlikte tertiplenmiştir. Miltiades kanatları güçlendirmiş değil, merkezi inceltmiştir. Bunu da kanatlardan kuşatmayı sağlamak için değil, tersine ciddi biçimde endişe duyduğu kendi birliklerinin kanatlardan kuşatılmasını önlemek için yapmıştır ve hatlarını, Pers hatlarını karşılayacak şekilde, Pers hatlarıyla eş genişliğe getirmek üzere yaymıştır. Bu ise çaresiz merkezden adam alınarak yapılmıştır. Ancak hatlarını yaymak için sadece merkezden adam çekmesi, kanatlarda derinliği azaltmaması, esas darbeyi kanatlarda planlamış oluğuna işaret etmektedir.
Muharebe öncesinde iki ordu arasındaki mesafe Herodot'un ifadesiyle sekiz , yaklaşık 1,5 km. kadardı. Normalde falanks, düşman hatarına ağır ve temkinli bir yürüyüşle yaklaşır. Fakat Miltiades koşarak ya da hızlı bir yürüyüşle yaklaşılmasını emretmiştir. Nitekim Herodot, Atinalıların iki ordu arasındaki mesafeyi, geleneksel savaş çığlıklarını (Eleleu) atarak koştuklarını dolaylı olarak ifade etmiştir. Ancak tüm mesafenin koşularak aşılmış olduğu pek makul kabul edilemez. Hoplitlerin tüm ağır zırlar altında uzunca bir mesafeyi koşmaları hiç de kolay değildir. Daha makul olanı, Pers okçusunun menzili olan 200 metre yaklaşana kadar yaklaşma yürüyüşü yaptıklarını, bu mesafeden itibaren koştuklarını kabul etmektir. Herodot, düşman hatlarına koşarak yaklaşmak şeklindeki bu saldırı tarzının Grekler tarafından ilk kez uygulandığını ileri sürmektedir. Neden olarak da, ilk kez çok sayıda okçu bulunduran bir düşman kuvvetiyle karşılaşıyor olması gösterilir. Grek savaş tarzında da son derece istisnai bir saldırı tarzıdır. Daha öncesinde Pers savaş taktikleri konusunda deneyimli Miltiades Pers okçusunun atışları altında geçecek süreyi olabildiğince kısaltmak için bu planlamayı yapmıştır. Diğer yandan Pers süvarisi eğer yakındaysa, gemilerde ya da ovanın uzak kuzey kesiminde otlamada, koşumların takılması, silahlanılması, at binilmesi ve saldırı düzeni alıp karşı taarruza geçilmesi için olabildiğince az zaman bırakmak istemiş olmalıdır.
Atina kuvvetleri muharebe düzeni alınca bir kaynağa göre Miltiades şafakta basit bir komutla saldırıyı başlatmıştır. Hoplitler, yağmur gibi yağan Pers okları zırhları üzerinde çın çın öterken, günümüzdeki topçu baraj ateşi altında ilerleyen piyade gibi, ama etkilenmeksizin ilerlediler. Göğüs göğüse gelindiği ilk anlarda da uzun mızraklarını, Pers silahlarının etki alanı ötesinde kullanbilmenin avantajından fazlasıyla yararlandılar. Görece daha kısa Pers mızrak ve palaları Grek savaşçıları için sınırlı ölçüde tehlike oluşturmuştur. Falanksın Pers hatlarına ilk çarpışında, ön sıradaki birçok Pers askeri yere serilmiştir. İlk hoplit sırasındakilerin bazılarının mızraklarının kırılması da, falanks saldırılarında sıradan bir durumdur. Diğer taraftan bakıldığında bu saldırı tarzı Pers Ordusu için tam anlamıyla beklenmedik bir saldırıdır. Atina kuvvetlerinin okçu ve süvari birlikleri olmadan, üstelik sayıları azken ileri doğru koşuya kalkmaları, Perslerin gözünde, ölümcül olabilecek derecede çılgıncaydı. Sayıları azdı ve ne okçuları ne de süvarileri vardı.
Atinalılar ve Platelılar, tolgaların, zırhların ve geniş kalkanların pek çoğunu koruduğu ok yağmurunu geçip Pers hatlarına saldırdılar. Pers saflarında ise, Atinalıların ok yağmurundan etkilenmeden, saldırı hızından bir şey kaybetmeden üzerlerine gelmesiyle bir panik ortaya çıkmıştır. Bu paniğin etkisi safların dağılmasına yol açmıştır. Atina kanat kuvvetleri, Pers kanatlarının geriye doğru baskılayarak hızla ilerledi ve zayıf Atina merkezi karşısında daha rahat tutunan Pers merkezini sarmaya başladı. Esasen zayıf bırakılan Grek merkezi, önce direnen daha sonra yüklenen Pers ve Saka askerleri tarafından geri atılmaya başlanmıştır. Aristides ve Themistokles'in askerleri ovadan gerideki vadiye doğru itildiler. Herodot'un anlatımıyla,
… Bu Makedon Ovası'nda çatışma uzun sürdü, safların merkezinde üstünlük barbarlardaydı, orayı Perslerin kendileri ve Sakalar tutuyordu, bu noktada zafer barbarlardaydı, düşmanı geri atmışlardı ve içeriye doğru kovalamaya başlamışlardı. Ama iki kanatta zafer Atinalılar'la Plataialılar'daydı. Düşmanı yenmişlerdi ve onu bozgun halinde kaçmaya bırakmışlar, iki kanat birleşerek, merkezi çökertmiş olan düşmana karşı savaşa girmişlerdi ve zafer Atinalılar'da kaldı
Bu arada Kallimakhus'un komutasındaki sağ kanat birlikleriyle yine onun komutasında sol kanat ucunda çarpışan Platea askerleri, kaçan Persleri izlemek yerine çark ederek iki kanattan hareketle Pers merkezinin gerisine sarkmışar ve saldırmışlardır. Kanatlardaki Atina ve Platea birliklerinin Pers merkezi üzerine kapanmaya başladığını gören Miltiades, merkeze müdahale etmiştir. Themistokles ve Aristides adamlarını canlandırıp çark ettirerek tüm güçleriyle Pers ve Saka askerlerine saldırdılar. Bunun üzerine Pers merkezi de çözülmüş, gemiler yönünde kaçmaya başlamıştır. Bölgeyi tanımayan bazı Pers askerleri ise bataklık yönünde kaçtılar ve az ya da çok sayıda Pers askeri bu bataklık bölgede boğuldu. Boğulmayıp bataklık alan kıyılarında dövüşmeye devam edenlerin ise gemiler yönünde çekilme yönü kesilmişti ve Grek savaşçılar tarafından, hiç acele edilmeksizin çevrilip öldürüldüler. Gemilere doğru kaçan Pers askerlerini izleyen Grekler, sahile çekili gemileri ele geçirip ateşe vermek için çabaladılar. Pers Donanması'nın gemilerinden çok büyük çoğunluğu zamanında askeri alıp açılmayı başarsa da yedi Pers gemisini ele geçirmiştir.
Gemiler dışında, Plutarkhos büyük miktarda altın ve diğer malzemeyle tutsak ele geçirildiğini yazmaktadır. Bu ifade, muharebe alanında Pers süvarisi olmadığına bir delil olarak kabul edilebilir. Eğer olsaydı ganimetler arasında atlar da sayılacaktı.
Kayıplar
Grekler yönünden kayıpların en önemli kısmı muharebenin bu anlarında verilmiştir. Atina için en büyük kayıp Kallimakhos'tur. Bir general daha bu çatışmalarda ölmüştür, Stesilaüs.
Herodot'a göre Atinalılar savaş alanında 6.400 Pers cesedi saymışlardır. Savaş alanı dışında, bataklıkta kaç Pers askerinin boğulduğu bilinmemektedir. Sahilde ele geçirilip yakılan Pers gemileri için Herodot'un verdiği rakam yedidir. Atina kayıpları 192'dır, Herodot Platea kayıpları konusunda herhangi bir rakam vermez. Yine Herodot'a göre Grek kayıplarının büyük kısmı, Pers karşı saldırısıyla geri atıldığı merkez kesimde olmuştur.
Kayıplar arasındaki oransal büyüklüğe bakılarak abartılı olduğu düşünülebilir. Fakat bir Alman subayı olan Hauptmann Eschenburg, 1884-85 yıllarında Maraton Ovası'nda yaptığı incelemelerde büyük yığınlar halinde insan kemikleri keşfetmiştir. Eschenburg'un gömütlerle ilgili herhangi bir anıt ya da işarete rastlamaması, kısa sürede, topluca gömüldükleri yönünde yorumlanmaktadır. Bu durumda bulunan insan kemiklerinin Pers savaşçılarına ait olması gerekmektedir.
General Datis konusunda karmaşık bir durum vardır. Knidoslu tarihçi ve hekim , General Datis'in muharebe alanında öldürüldüğünü, Atinalılar'ın cesedini geri vermeyi reddettiklerini yazmaktadır. Oysa Herodot muharebeden sağ olarak kurtulduğunu yazmaktadır. Ctesias'ın Herodot'a oranla daha az güvenilebilir bir kaynak olduğu kabul edilebilir. Datis'in iki oğlunun, Harmamithres ve Tithaeus'un Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında I. Serhas'ın ordusunda süvari komutanı olarak görev yapmış olmaları da dikkate değerdir.
Atina yürüyüşü
Herodot, muharebeden hemen sonra Pers Donanması'nın Eretrialı tutsakları bıraktıkları adaya uğrayıp bunları aldıktan sonraAttika'yı dolanarak Atina'ya yöneldiğini belirtmektedir. Atina komutanlığı kentlerinin ciddi biçimde tehdit altında olduğunu anlayarak hızla Atina'ya geri dönme emri vermiştir. Bununla birlikte Atina hattının merkezini tutmuş olan iki kabileye bağlı askerler, Aristides komutasında Maraton Ovası'nda kalmıştır.
İster muharebeden hemen önce, ister hemen sonra olsun, Pers Donanması'nın 'na yönelmesi Pers Komutanlığı elinde Atina'ya taarruz etmek için yeterince asker olduğunu göstermektedir. Eğer Grek kuvvetlerinin Maraton Ovası'nda çarpıştıkları, geride bırakılan Pers tespit kuvvetiyse, böyle olması gerekir. Zaten muharebeye katılan Pers askerlerinin büyük bölümünün muharebe alanından geri çekildiği, gemilere alındığı biliniyor. Bu gemiler de Faleron'a yelken açmıştır. Bu durumda Atina, Maraton Muharebesi'ni kazanmış olsa da Pers Seferi sona ermiş değildir. Pers Seferi'ni sona erdiren Atina - Platea Ordusu'nun büyük kısmının General Miltiades'in emriyle Atina'ya geri dönüşe geçmesidir. Atina kuvvetleri, gece boyunca da sürdürdükleri zorlu bir yürüyüşün ardından Atina'ya ertesi günün sabahında ulaşmış, Atina dışındaki tepelerde toplanmışlardı. Pers Donanması da Atina'ya en yakın sahil ve kentin ana limanının yer aldığı Faleron Koyu'na sabah saatlerinde ulaşmışlardır. Kente karşı artık baskın tarzı bir saldırı yapma olanağının kalmadığını, mümkün olabilecek son fırsatın da kaçırıldığını, üsttelik kentteki Hippias yanlısı kesimlerin ağır davrandığını gören Pers Komutanlığı, Yunanistan Seferi'ne son vererek Donanma'nın Batı Anadolu kıyılarına dönmesi için emir vermiştir.
Herodot bu olayla ilgili olarak bir söylentiden söz etmektedir. Bu söylentiye göre, bu Pers manevrası, Atina'nın önde gelen bir aristokrat ailesi olan Alcmaeonid ailesiyle birlikte planlanmıştı ve muharebeden önce bir kalkanla işaret verilmişti. Herodot'un bu aktarımıyla ilgili çeşitli yaklaşımlar ileri sürülmüş olmakla birlikte, böyle bir olayın gerçek olup olmadığına karar vermek olanaksızdır. Dahası, "kalkan sinyali" ile neyin kastedildiği de açık değildir.
Maraton Muharebesi'nin ertesi günü iki bin kişilik Sparta Ordusu, sadece üç günde (220 km.lik mesafeyi yürüyerek) Atina'ya ulaşmıştır. Herodot'a göre, Pers ölülerini görmeye o kadar hevesliydiler ki yürüyüşe devam edip Maraton Ovası'na geldiler. Muharebe alanını dolaşan Spartalılar, bunun büyük bir zafer olduğu konusunda Atinalıları övdüler.
Karanlık noktalar
İlk karanlık nokta, neden beş gün boyunca taraflardan en azından birinin saldırıya geçme kararı almadığı, daha açık ifadeyle muharebe alanında neden kesin sonuç aramadığıdır. Bu gecikmenin gerçek nedeni basitçe, muhtemelen her iki tarafın da çatışmaya girme riskini almak konusunda isteksiz olmalarıydı. Fakat bu durumda, her iki taraf da çatışmayı riskli görüyorsa, sonuçta neden muharebeye girdikleri sorusunu açıklama gerektiren bir konudur. Herodot çok açık olarak Atina kuvvetlerinin saldırıya geçtiğini kaydetmektedir. Bu bilgi diğer kaynaklarca da desteklenmektedir. Fakat neden Sparta Ordusu'nun gelmesinden önce saldırıya geçtikleri konusu tarihi kaynaklarda açık değildir. Bu durumu açıklamaya yönelen iki yaklaşım vardır. Bir açıklama Pers süvarisinin herhangi bir nedenle Maraton Ovası'ndan ayrıldığı, bunu fark eden Atinalıların, bu durumdan bir fırsat olarak yararlanmak istemeleridir. Bu yaklaşım, bir Bizans sözlüğü olan Suda'da bir kayıtta yer aldığı gibi, Herodot'un muharebe anıyla ilgili yazdıkları arasında Pers süvarisiyle ilgili hiçbir kayıt olmamasında dayanmaktadır.
Pers kuvvetlerinin süvari olmadan muharebeye girmesi konusu, Suda'da şöyle anlatılır. General Datis muharebeye girmekten vazgeçip ovayı tahliye etmeye karar verdiğinde İyonlar ağaçlara çıkıp Pers süvarisinin bölgede olmadığı mesajını Atinalılara iletti. Miltiades bu bilgiyi alınca saldırıya geçti ve sonuçta muharebeyi kazandı. Bu yaklaşıma bağlı farklı çeşitlemeler ortaya atılmıştır. Bunlar içinde en genel kabul göreni, Pers süvarisinin, Atina yakınlarında karaya çıkarılarak Atina – Platea Ordusu'na geriden saldırmak üzere gemilere bindirildiği ve bunun dışındaki Pers kuvvetlerinin, Atina - Platea Ordusu'nu bağlamak üzere Maraton Ovası'nda kaldığı yönündedir. Bu yaklaşım, Pers kuvvetlerinin, muharebenin hemen ardından doğrudan Atina'ya bir saldırı düzenlemek üzere gemilere alındı şeklindeki Herodot'un açıklamasına esinlenmiş olabilir.
Beş günün sonunda neden saldırıya geçildiğini açıklamaya çalışan ikinci yaklaşım ise basittir, önce Pers kuvvetlerinin saldırıya geçtiği ya da saldırı hazırlığı içinde olduğu şeklindedir.
Sonuçta muharebeyi tetikleyen olay her ne ise, taktik ya da stratejik dengeyi, Atina komutanlığının Pers kuvvetlerine saldırma kararı vermesine yol açacak şekilde değiştirmiştir. Atina komutanlığının saldırı kararı vermesi eğer Pers süvarilerinin gemilere alınması ise, bu durumda süvari tarafından kanatlardan kuşatılma tehdidi ortadan kalktığı için saldırıya geçmek duruma uygun bir taktik haline gelmiştir. Gerçekten de, sol kanatları ovaya açıkken bir Pers süvari saldırısını hesaba katmadan saldırıya geçmiş olmaları, günümüz tarihçilerinin üzerinde durdukları bir "gizem"dir. Herodot, Grek taarruzunun çok hızlı olduğunu yazmaktadır. Öte yandan muharebenin uzun sürdüğünü de belirtmektedir. Bu uzun sürme, iki saatten fazla bir süre olarak düşünülebilir. Bu konuda, Miltiades'in biyografisini kaleme almış olan Cornelius Nepos'un çalışması ve Suda'ya başvurulabilir. Bu kaynaklarda Pers süvarisinin o sırada Maraton Ovası'nda olmadığı belirtilmektedir. Bu konuda en makul açıklama, Datis ve Artaphernes'in beklemekle sonuç alınamayacağını düşünerek süvariyi, Atina'nın ana limanının yer aldığı 'na çıkarmak ve Atina'ya saldırtmak için gemilere alınma emri vermiş olmalarıdır. Bu gerçek ise Atina - Platea Ordusu Pers Ordusu'na değil, Maraton Ovası'nda bırakılan ardçı birliğe saldırmış olmaktadır.
Muharebe sonrası
Bu yenilgiye karşın I. Darius, Yunanistan'a boyun eğdirme amacından vazgeçmedi ve yeniden büyük bir ordu hazırlıklarına girişti. Ancak MÖ 486 yılında Mısır, Pers hakimiyetine karşı ayaklanınca Yunanistan seferi belirsiz bir süre için ertelenmek zorunda kalındı. Fakat Darius Mısır Seferi sırasında öldü. Yerine Pers Tahtı'na oğlu Serhas geçti. Serhas Mısır İsyanı'nı bastırdıktan sonra babasının yarım bıraktığı Yunanistan Seferi için ordu düzenleme hazırlıklarını hızla ilerletmiştir. Hazırlıkların sonunda Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı MÖ 480 yılında başladı. Pers kuvvetleri başlarda Thermopylae Muharebesi ve Artemision Deniz Muharebesi'nde zafer kazandılar. Ancak Salamis Deniz Muharebesi'nde uğradıkları yenilgi de savaşın dönüm noktası olmuştur. Ertesi yıl Platea Muharebesi'nde uğradıkları yenilgi, Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı'nın sonu olmuştur.
Önemi
Atina'nın Pers Ordusu karşısında hiçbir pazarlık gücünün olmadığı açıktır. Dahası önemli stratejik dezavantajları vardır. Buna karşın Atina Ordusu, bir imparatoluk ordusu karşısına çıkmış, ona beş gün boyunca muharebe alanında kalarak meydan okumuş ve bu imparatorluk ordusunu kesin sonuçlu bir muharebede bozguna uğratabilmiştir. Bütün bünlar tümüyle Atina ordusu'ndaki üstün liderliğe dayanan sonuçlardır. Diğer yandan Pers yenilgisi de ancak başarısız bir liderliğin sonucu olabilir.
Maraton'daki yenilgi Pers İmparatorluğu'nun devasa kaynakları için çok ağır bir yük sayılmazdı. Diğer yandan Grek dünyası açısından çok önemli bir zaferdi. Yunanlar ilk kez Pers askerî gücü karşısında başarılı olmuşlardır. Zafer, Pers gücünün yenilmez olmadığını ortaya koymuştu ve boyun eğmek yerine direnmenin mümkün olduğunu göstermişti.
Bu dönüm noktasında genç Atina Demokrasisi'nde bir kendine güven duygusu ve inancı gelişmeye başlamış, birlik olmak ve kendi güçlerine güvenmekle güçlü olunabileceği görülmüştür. Bu bağlamda Maraton Muharebesi esasen Atina'nın altın çağının başlangıcını işaret etmektedir. Bu açılım aslında tüm Yunanistan için geçerliydi. Bu zaferin sağladığı gelişmelerle Yunanistan, sonraki üç yüz yıl boyunca Batı Kültürü'nün doğuşuna sahne olmuştur.John Stuart Mill'in ünlü görüşüyle "İngiliz Tarihi yönünden, Maraton Muharebesi Hastings Muharebesi'nden dahi daha önemlidir."
Askeri olarak muharebenin sonucu, falanks düzenindeki hoplitlerin askeri yeteneğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Bu savaş tarzı Grek kent devletleri arasındaki savaşlar sırasında geliştirilmişti. Tarafların tümüyle aynı savaş tarzını kullanmış olmalarından, hoplitlerin falanks düzeninin avantaj ve dezavantajları ortaya çıkmamıştı. Maraton Muharebesi bu savaş tarzının ilk kez hafif zırhlı birliklerle karşılaşmasıydı ve hoplitlerin ne denli etkili olduğunu göstermiştir. Yine de falanks düzeni süvari karşısında zayıftı. Bu yüzden Grek kuvvetleri Platea Muharebesi'nde Pers süvarisine karşı son derece dikkatli olmak zorunda kalmıştır. Fakat uygun şartlarda ve biçimde kullanıldığında halen oldukça etkili bir muharebe tertiplenmesi olduğu açıktır.
Etkileri
Savaşla ilgili etkiler
Maraton Muharebesi'nde ölen savaşçılar, Atina'daki bir çeşit devlet mezarlığı olan, Kleistenes ve Perikles gibi devlet adamları ve ünlü savaşçıların gömüldüğü Keramikos'a gömülerek onurlandırılmışlardır. Diğer yandan günümüzde Maraton Ovası'nın güney kesiminde Soros olarak bilinen 9 metre yükseklikte bir tümülüs bulunmaktadır. Bir Yunan arkeolog 1890 yılında yaptığı araştırmalarda tümülüste insan kalıntıları ve siyah bezemeli lekythos (dar gövdeli Grek küpü) bulmuştur. Bu tarihten itibaren, muharebede ölen Atina savaşçılarının, muharebe alanında en fazla Atina kaybının olduğu bu kesimdeki bu tümülüste defnedildiği fikri işlenegelmiştir. Günümüzde Maraton Müzesi'nin yakınındaki bir diğer tümülüsün de muharebede ölen Platea askerlerine ait olduğu ileri sürülmektedir. Yine de Grek geleneğinde savaşçıların cesetlerini savaş alanında bırakmak, her ne şekilde olursa olsun, yaygın bir gelenek değildir. Bunu Homeros'un İlyada'sında çok açık görebilmekteyiz. Her ne kadar İlyada'nın konusu Tunç Çağı'nda geçiyorsa da, yazarı Homeros, bir Demir Çağı adamıydı. (MÖ 9. yüzyıl) Tunç Çağı'nda yaşanan bir olayı anlatırken kendi çağının görenek ve geleneklerini yansıtması kaçınılmazdır. Maraton Muharebesi de bir Demir Çağı olayıdır. Greklerin ölülerinin muharebe alanında bırakmak şeklinde bir geleneklerinin pek olmamasının yanında, söz konusu tümülüs üzerinde bir tarihlendirme yapılmış değildir. Tek tarihlendirme, çanak çömlek buluntularına dayandırılmıştır. Bu tümülüsün Roma Dönemi'ne ait olduğu dahi ileri sürülebilir.
Maraton Muharebesi'yle bağlantılı en ünlü söylence, Atina - Platea Ordusu'ndaki askerlerden ünlü bir atletin, zafer haberini iletmek için koşarak Atina'ya gelmesiydi. Söz konusu koşucu, yardım getirmek için Sparta'ya da koşturulmuştu. Herodot, bu koşu sırasında, gidişte ya da dönüşte, tanrı Pan'ın kendisine göründüğünü anlatmaktadır. Bu konuyla ilintili olarak muharebeden sonra Akropolis'in kuzey yamacındaki bir mağarada, her yıl kurban kesilmek ve meşale yarışları yapılmak üzere bir kutsal alan oluşturulmuştur.
Yine savaştan sonra Atina'da Avcı Artemis'e kurbanlar sunulan bir festival geleneği oluşturulmuştur. Bu festival, bir bakıma kentin savaştan önce vadettiği bir adağın yerine getirilmesiydi. Bu kurban törenlerinde Maraton Murabesi'nde öldürülenlere eşit sayıda keçi kurban edilmesi gelenek haline getirilmiştir. Ancak bir süre sonra kurban edilen keçi sayısı bir hayli artmış, yılda 500 keçi kurban edilir olmuştur. Festival sırasında tanrının buyruğu gereği süsü verilerek, günlük yaşamında hemen hemen hiç yiyemediği keçi etiyle karnı doyurulan halkın, tanrı adına yönetilmesinin daha kolay hale geldiği bir süre sonra keşfedilmişti. Ksenofon, savaştan 90 yıl sonraki kendi döneminde halen bu keçi kurban etme geleneğinin sürmekte olduğunu yazmaktadır.
Plutarkhos, Atinalıların gördüğü rivayet edilen bir rüyadan söz eder. Rüyada, Atina'nın mitolojik kralı Theseus, ordu gerisinde Perslere yönelen bir saldırıya komuta etmektedir. Theseus, on iki Olimpos tanrısıyla birlikte, Stoa Poikile olarak bilinen Atina'daki 'nın kuzey duvarına resmedilmiştir.
Maraton Koşusu
Herodot'a göre muharebeden önce Sparta'ya destek istemek için Atina'dan gönderilen Atinalı koşucunun adı Pheidippides'dir. Koşucu, Sparta'ya kadar olan yaklaşık 225 km.lik mesafeyi koşmuş ve ertesi gün Sparta'ya ulaşmıştır. Muharebeden hemen sonra Atina - Platea Ordusu, Pers kuvvetlerinin Atina yakınlarında karaya asker çıkarmasını önlemek için, ağır silahlarla ve savaş yorgunluğuyla yaklaşık olarak 40 km. yürüdüler. Atina'ya zamanında ulaşarak Pers kuvvetlerinin çıkarma yapmasını önlediler. Zaman içinde bu iki olay, halk arasında iç içe girdi ve bir bakıma çarpıtılmış biçimiyle bir söylenceye dönüştü. Bu söylence, Pheidippides'in, muharebenin hemen ardından zafer haberini ulaştırmak için, Maraton'la Atina arasını koşarak kat ettiği, Atinalılara "Zafer bizim" dedikten hemen sonra da düşüp öldüğü şeklini almıştır. Daha da yanlışı öykünün Herodot'a dayandırılmasıdır. Gerçekte öykü, Plutarkhos'un MS 1. yüzyıldaki çalışmasında, 'in kayıp çalışmasından yaptığı alıntıya dayanmaktadır. Öykü bir de Lukianos tarafından MS 2. yüzyılda kaleme alınmış olan çalışmasına, koşucu adı Pheidippides olarak değil Philippides şeklinde konu olmuştur.
Günümüz Olimpiyatlar'ı başlatıldığı dönemde de organizatörler ve bu konuda çalışanlar, kamuoyunun ilgisini çekecek ve antik çağlardaki Grek ihtişamını canlandıracak bir şey arıyorlardı. Bir Maraton yarışı fikri ilk olarak Fransız dilbilimci Michel Bréal tarafından ortaya atılmıştır. Bréal, bu yarışın 1896'daki ilk Olimpiyatlar olan Atina Olimpiyatları'nda yer almasına çalışmıştır. Bu fikir hem Olimpiyat oyunları'nın kurucusu Pierre de Coubertin tarafından, hem de Yunan çevreler tarafından şiddetle desteklenmiştir. Böylece Atina'dan Maraton'a rakip koşucular arasında koşulan bir yarış, söylenceyi tüm dünya kamuoyuna tanıtacak, dört yılda bir yenilenerek popüler kültüre girmesi sağlanacaktı. İlk yıllarda Maraton yaklaşık olarak 40 km. üzerinden koşulurken daha sonra 42.195 metrede standart hale konulmuştur.
Notlar
- ^ Herodot, Sparta Ordusu'nun "dolunaydan sonra" Atina'ya geldiğini yazmaktadır. (Herodot, 6.120)
Dış bağlantılar
- Ayrı bir bakış açısından bir Grek taarruzu krokisi[]
- Edward J. Siegfried, Analytical Study of Battle Strategies Used at Matathon (490)8 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Edward Shepherd Creasy Fifteen Decesive Battles of the World From Marathon to Waterloo28 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Battle of Marathon20 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ a b c d "Herodot, 6.117.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c d e "Herodot 6.115.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
- ^ Cicero, On the Laws I, 5
- ^ a b c d Holland, pp. xvi–xvii. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "hxvi" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Thucydides, History of the Peloponnesian War, e.g. I, 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Finley, Sh.: 15.
- ^ Holland, Sh.: xxiv.
- ^ a b Holland, Sh.: 377.
- ^ Fehling, Sh.: 1–277.
- ^ Diodorus Siculus, Bibliotheca Historica 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Note to Herodotus IX, 81 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c d e f g Edward J. Siegfried, Analytical Study of Battle Strategies Used at Matathon (490 BCE) 8 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 1
- ^ Chaliand, Gérard, Nomadic empires: from Mongolia to the Danube
- ^ a b Holland, Sh.: 47–55
- ^ a b Holland, Sh.: 58–62
- ^ a b Holland, Sh.: 203
- ^ a b Holland, Sh.: 154–157
- ^ "Herodot, 5.38.1". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ a b c d e Holland, Sh.: 157–161
- ^ "Herodot, 5.65". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 5.96". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ Hekatomnidler Öncesinde Karia Mimarisi 26 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 119
- ^ Holland, Sh.: 131–132
- ^ a b Holland, Sh.: 133–136
- ^ Holland, Sh.: 136–138
- ^ a b c Holland, Sh.: 142
- ^ "Herodot, 5.96.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ a b "Herodot, 5.96.2". 20 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 5.99.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Kasım 2012.
- ^ Holland, Sh.: 160
- ^ Holland, Sh.: 168
- ^ Holland, Sh.: 176
- ^ "Herodot, 6.31.1 - 2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 6.33.1 - 3". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b B. H. Liddell Hart, Strateji Dolaylı Tutum, Sh.: 53
- ^ Holland, Sh.: 177–178
- ^ a b Holland, 171–178
- ^ "Herodot, 5.105.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 6.44.2 - 3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 7 - 8
- ^ "Herodot, 6.94.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2012.
- ^ a b c Edward J. Siegfried, Sh.: 9
- ^ "Herodot, 6.101.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c d e f g h i j k "Livius.org Battle of Marathon". 20 Eylül 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ "Livius.org Herodotus' nineteenth logos: Marathon". 18 Kasım 2005 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ "Herodot, 6.101.3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c d Dimitris Gedeon Hear, The Battle of Marathon – September 490 BC 23 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b "Herodot, 6.102". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c d e f Edward Shepherd Creasy Fifteen Decesive Battles of the World From Marathon to Waterloo 28 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Prof. Dr. Oğuz Tekin, Hellen ve Roma Tarihi 19 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 41
- ^ John Boardman, N. G. L. Hammond, D. M. Lewis, M. Ostwald, The Cambridge History – Cilt IV 19 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 506
- ^ a b c d "Xenophon Group International". 11 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ a b c d e B. H. Liddell Hart, Strateji Dolaylı Tutum, Sh.: 54
- ^ Lind. Chron. D 1–59 in Higbie (2003)
- ^ Herodotus VI, 105 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c Edward J. Siegfried, Sh.: 19
- ^ a b c d e f g h i j k l Holland, Sh.: 187–190
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 20
- ^ . 31 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ Cornelius Nepos, Miltiades, VI
- ^ a b Lazenby, Sh.: 56
- ^ a b c d R. Martin Thomas, An Overwiev of Classical Greek History from Mycenae to Alexander 1 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Herodotos, Tarih Sh.: 493 Dipnot 251
- ^ "Herodot, 6.103.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b Cornelius Nepos, Miltiades, IV
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 12
- ^ a b "Herodot, 6.109.1 - 6". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b Edward J. Siegfried, Sh.: 11
- ^ a b "Battle of Marathon History and Legend". 31 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ a b "Herodot, 6.110". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c d e f g h Lazenby, Sh.: 59–62
- ^ a b Lazenby, Sh.: 57–59
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 2
- ^ a b c "Herodot, 6.95.2". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "Herodot, 6.95.2" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ "Herodot, 6.97.1". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b D.W. Olson et al., Sh.: 34–41
- ^ Cornelius Nepos, Miltiades, V
- ^ Pausanias X, 20
- ^ a b Plutarch, Moralia, 305 B
- ^ Lazenby, Sh.: 54
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 16
- ^ Pausanias I, 32
- ^ a b "Herodot, 6.95.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Cornelius Nepos, Miltiades, IV
- ^ Pausanias IV, 22
- ^ Suda, entry Hippias
- ^ Plato, Menexenus, 240 A
- ^ Lysias, Funeral Oration, 21
- ^ Justinus II, 9
- ^ Davis, Sh.: 9–13
- ^ Holland, Sh.: 390
- ^ Lloyd, Sh.: 164
- ^ Green, Sh.: 90
- ^ Lazenby, Sh.: 46
- ^ a b c d Edward J. Siegfried, Sh.: 22
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 8
- ^ a b c d e f g Holland, Sh.: 191–195
- ^ Lazenby, Sh.: 256
- ^ a b c d Edward J. Siegfried, Sh.: 21
- ^ Plutarch, Aristides, V
- ^ "Herodot, 6.111.3". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Lazenby, Sh.: 250
- ^ Lazenby, Sh.: 258
- ^ Lazenby, Sh.: 64
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 18
- ^ "Herodot, 6.112.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b c J. A. G. Van Der Veer, The Battle of Marathon A Topographical Survey
- ^ a b c Lazenby, Sh.: 66–69
- ^ "Herodot, 6.112.3". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 15
- ^ "Herodot, 6.112.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ a b Edward J. Siegfried, Sh.: 23
- ^ "Herodot, 6.113.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Heodotos, Tarih Sh.: 494
- ^ "Herodot, 6.113.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Pausanias I, 32
- ^ Lazenby, Sh.: 71
- ^ "Herodot, 6.115". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 6.114". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ "Photius' Excerpt of Ctesias' Persia (1)". 31 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ Herodotus, Histories,I. 6.119; VI.94
- ^ "Datis - livius.org". 21 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
- ^ a b c "Herodot, 6.116". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Holland, Sh.: 218
- ^ Edward J. Siegfried, Sh.: 24
- ^ Lazenby, Sh.: 72–73<
- ^ a b "Herodot, 6.120". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ "Herodot, 7.7". 3 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Aralık 2012.
- ^ Holland, Sh.: 206–207
- ^ Holland, Sh.: 208–211
- ^ Lazenby, Sh.: 151
- ^ Lazenby, Sh.: 197
- ^ Holland, Sh.: 350–355
- ^ Holland, Sh.: 201
- ^ Holland, Sh.: 138
- ^ Fuller, Sh.: 11–32
- ^ Powell et al., 2001
- ^ Holland, Sh.: 194–197
- ^ Holland, Sh.: 344–352
- ^ Hans Rupprecht Goette, Athens, Attica and the Megarid: An Archaeological Guide, Sh.: 59
- ^ Thucydides II, 34
- ^ Homeros, (Azra Erhat) İlyada Can Yayınları – 1984 Sh.: 6
- ^ "Herodot, 6.105.3". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.
- ^ Plutarch, On the Malice of Herodotus, Sh.: 26
- ^ Xenophon, Anabasis III, 2
- ^ Aelian, Varia Historia II, Sh.: 25
- ^ Aristophanes, The Knights, Sh.: 660
- ^ Plutarch, Theseus, Sh.: 35
- ^ Pausanias I, 15
- ^ Herodotus VI, 105–106
- ^ Holland, Sh.: 198
- ^ Plutarch, Moralia, 347C
- ^ Lucian, III
- ^ a b c d . 3 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
Kaynakça
Antik kaynaklar
- * Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . İngilizce
- * Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Thucydides, History of The Peloponnesian Wars
- Diodorus Siculus, Library
- , Funeral Oration
- Plato, Menexenus
- Xenophon Anabasis
- Aristoteles, The Athenian Constitution
- Aristophanes, The Knights
- Cornelius Nepos Lives of the Eminent Commanders (Miltiades)
- Plutarch Parallel Lives (Aristides, Themistocles, Theseus), On the Malice of Herodotus
- Lucian, Mistakes in Greeting
- , Description of Greece
- Claudius Aelianus Various history & On the Nature of Animals
- Epitome of the Philippic History of Pompeius Trogus
- , Bibliotheca or Myriobiblon: Epitome of Persica by
- Suda Dictionary
Günümüz kaynakları
- Peter Green, The Greco-Persian Wars University of California Press
- Tom Holland, Persian Fire: The First World Empire and the Battle for the West Abacus (2006)
- Jim Lacey, The First Clash: The Miraculous Greek Victory at Marathon and Its Impact on Western Civilization (2011)
- J. F. Lazenby, The Defence of Greece 490–479 BC. Aris & Phillips Ltd., (1993)
- Alan Lloyd, Marathon: The Crucial Battle That Created Western Democracy. Souvenir Press, (2004)
- Paul Davis, 100 Decisive Battles. Oxford University Press, (1999)
- J. Powell, D. W. Blakeley, T. Powell, Biographical Dictionary of Literary Influences: The Nineteenth Century, 1800–1914. Greenwood Publishing Group (2001)
- J. F. C. Fuller, A Military History of the Western World Funk & Wagnalls (1954)
- D. Fehling, Herodotus and His "Sources": Citation, Invention, and Narrative Art. (1989)
- Moses Finley, Thucydides: History of the Peloponnesian War Penguin (1972)
- Anthologiae Graecae Appendix, vol. 3, Epigramma sepulcrale
- D.W. Olson et al., "The Moon and the Marathon" 4 Haziran 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi, Sky & Telescope Nisan 2004
- History[]
- Basil Liddell Hart, Strateji Dolaylı Tutum Doruk Yayıncılık (2003)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Maraton Muharebesi Yunanistan a birinci Pers saldirisi sirasinda MO 490 yilinda dan gelen destek birligiyle takviye edilmis Atina kuvvetleri ile General komutasindaki Ahamenis Ordusu arasinda Maraton Ovasi nda gerceklesen bir muharebe Muharebe I Darius un Yunan kent devletlerine ozellikle de Atina ve Sparta ya boyun egdirme yonundeki askeri girisiminin doruk noktasi sayilmaktadir Yunanistan a Ilk Pers Saldirisi Bati Anadolu daki Iyon kent devletlerinin Pers hakimiyetini yikmak icin giristikleri Iyon Ayaklanmasi ni Atina ve Eretria nin askeri olarak desteklenmesine bir tepki olarak ortaya cikmistir Atina ve Eretria birlikleri Iyon kuvvetleriyle birlikte Sard in asagi kentini ele gecirmeyi ve yakmayi basardilar Ancak geri cekilirken Efes yakinlarinda muharebeye girmeye zorlandilar ve Efes Muharebesi nde agir kayiplarla bozguna ugradilar Bu baskin tarzi sefer yuzunden I Darius Atina ve Eretria yi yakip yikmaya yemin etmistir Bu siralarda Atina ve Sparta Antik Yunanistan daki en buyuk iki kent devletiydi Maraton MuharebesiGunumuzde Maraton OvasiTarihMO Agustos Eylul 490BolgeMaraton YunanistanSonucKesin Grek Yunan zaferiTaraflarAtinaAhamenis ImparatorluguKomutanlar ve liderlerMiltiades Kallimakhos Themistokles AristidesGucler9 000 10 000 Atinali 1 000 Plateali20 100 bin piyade 1 000 suvari 600 triremeKayiplar192 Atinali 11 Plateali Heredot 1 000 3 000 olu modern tahminler 6 400 olu 7 trireme Heredot 4 000 5 000 olu modern tahminler Iyon Ayaklanmasi Lade Deniz Muharebesi nde elde edilen Pers zaferiyle bastirildiginda I Darius Yunanistan uzerine bir seferin hazirliklarina baslamistir Bu hazirliklarin sonunda General Datis ve Artaphernes komutasinda bir kara gucu ve donanma Ege Denizi ne Kiklad Adalari na boyun egdirmek uzere sefere cikmistir Bu kuvvet ardindan Atina ve Eretria ya cezalandirici bir saldiri duzenleyecektir Ege de basarili gecen bir seferin ardindan yaz ortasinda Egriboz Adasi aciklarina gelen Pers donanmasi adadaki Eretria kentini kusatmis ve kusatma sonunda almistir Daha sonra Attika ya yelken acan donanma Maraton Ovasi kumsalinda karaya asker cikarmistir Kisa sure sonra Platea dan gelen kucuk bir birlikle takviye edilecek olan Atina kuvvetleri de Maraton ovasina yuruduler ve ovanin Atina yaklasimi yonundeki iki cikisini tutacak bicimde yerlestiler Iki taraf da bes gun boyunca saldiriya gecmedi Ancak bu bes gunun sonunda Atinalilar cok iyi bilinmeyen bir nedenle safakta saldiriya gecmeye karar verdiler Muharebe Pers kuvvetlerinin sayisal ustunlugune karsin falanks muharebe duzenindeki hoplitlerin hafif piyade karsisinda son derece etkili oldugunun bir kaniti olmustur Maraton Muharebesi yenilgisi Yunanistan a yonelik ilk Pers genel taarruzunun sonunu isaret etmektedir Bu yenilgi uzerine Pers donanmasi Asya kiyilarina donmustur I Darius bu yenilgiden hemen sonra yeniden Yunanistan a saldirmak icin buyuk bir ordu olusturmaya baslamistir Ancak bu arada Misir da Pers hakimiyetine karsi bir ayaklanma baslamisti ve bu ayaklanma Yunanistan seferini belirsiz bir sure icin erteleyecektir I Darius un olumunden sonra tahta gecen oglu I Serhas babasinin amacini gerceklestirmek icin yeniden hazirliklara baslamistir Bu hazirliklarin sonucunda Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi MO 480 yilinda baslatilmistir Maraton Muharebesi Yunan Pers Savaslari nin bir donum noktasi olmustur Pers Ordusu nun yenilebilecegini goren Grekler Perslere karsi daha bir ozguvenle mucadele ettiler Bu savaslarin sonucundaki nihai Grek zaferi bir bakima Maraton Muharebesi ile baslamis sayilmaktadir Izleyen iki yuzyil boyunca Bati toplumlarini kalici bicimde etkileyen Klasik Yunan Uygarligi nin dogusu serpilip gelismistir Maraton Muharebesi bu baglamda Avrupa tarihinin donum noktalarindan biri olarak da gorulur Gunumuzde muharebe unlu Maraton Kosusu na esin kaynagi olmasindan dolayi oldukca unludur Tarihsel olarak hatali olan bir soylenceye gore Maraton Ovasi nda Atina kuvvetleri muharebeyi kazaninca bir ulak Atina ya zafer haberini vermek uzere gonderilmisti Pheidippides adindaki bu ulak Atina ya kadar hic durmadan kosmus zafer mujdesini verdigi anda da dusup olmustu Ilk olarak 1896 yilinda Atina Olimpiyatlari nda Maraton Ovasi ile Atina arasinda kosulan Maraton Kosusu bu soylenceden esinlenmistir Tarihsel kaynaklarHerodot Yunan Pers Savaslari icin elimizdeki esas kaynak Grek tarihci Herodot tur Tarihin Babasi olarak da bilinen Herodot MO 484 yilinda Guneybati Anadolu daki o zamanlar Pers hakimiyeti altinda olan Halikarnas da dunyaya gelmistir Tarihler adini verdigi calismasini MO 440 430 tarihleri arasinda kaleme almisti Calisma esas olarak MO 450 yilinda sona eren Yunan Pers Savaslari ni konu almistir Herodot un bu calismasi gunumuzde tam olmasa da gecerli bir tarihi kaynak olarak gorulmektedir Herodot un tarzi tumuyle oykulestirme tarziydi ve en azindan bati toplumlari acisindan taninan bir tarih anlatimi olarak gorulmektedir Herodot un olaylari tanrilarin istek ve kaprislerine kisilerin iddialarina dayanmadan diger yandan olaylarin tarihsel degerlerini nispeten objektif vermesi bir tarihci icin aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir Herodot tan sonraki Tukididis gibi bazi tarihciler her ne kadar onun tarzini izlemislerse de elestirmekten geri kalmamislardir Bununla birlikte Tukididis kendi tarih calismasini Herodot un biraktigi yerden Sestos Kusatmasi ndan baslatmayi secmistir Muhtemelen Herodot un calismasinin duzeltilmeye ya da yeniden yazilmaya gerek duymayacak kadar dogru oldugunu dusunmustu Ornegin Plutarkhos da Herodot u bir denemesinde yeterince Yunan yanlisi olmamakla suclayarak elestirmis barbarperver olarak tanimlamistir Ronesans Avrupa sinda cok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkinda olumsuz bir yargi surmustu Ancak 19 yuzyila gelindiginde bir kisim arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot un degeri kabul edilir olmustur Gunumuz yaygin gorusu Herodot un calismasinin son derece degerli bir tarih kaydi oldugu yonundedir Bununla birlikte ozellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdigi ayrintilarin yer yer kuskuyla karsilanmasi da soz konusu olmaktadir Ote yandan halen bircok tarihci Herodot un anlatiminin Pers karsiti bir egilimde olduguna ve olaylarin dramatik bir etki yaratmak amaciyla abartilmis ya da suslenmis oldugu kanisindadir Grek asilli Sicilyali tarihci Diodorus MO I yuzyilda kaleme aldigi ve Tarih Kitapligi adinin verdigi unlu calismasinda Yunan Pers Savaslari yla ilgili olarak daha eski bir Grek tarihci olan tan yaptigi bir dizi alintiya yer vermektedir Bu aciklama Herodot unkilerle tamamen uyumludur Yunan Pers Savaslari Plutarkhos gibi bazi antik tarihciler ve Eshilos gibi oyun yazarlarinin dolayli anlatimlari tarafindan daha az detay verilerek anlatilmistir Yilanli sutun gibi bazi arkeolojik belgeler de Herodot un anlatiminin desteklemektedir Genel durumYunanistan a Birinci Pers Saldirisi ni ortaya cikaran gelismelerin kokeni Yunan Pers Savaslari nin ilk evresi sayilan Iyon Ayaklanmasi na dayanmaktadir Yine de Pers Imparatorlugu nun Yunanistan a saldiriya girismesinin kokleri daha da eskiye giden cekismeler ve gerginliklere dayanmaktadir Ahamenis Imparatorlugu Pers Imparatorlugu MO 522 yilindan itibaren sinirlarini hizla genisletmis izleyen 30 yil icinde Med Babil Lidya ve Misir kralliklarini yenilgiye ugratarak topraklarinin istila etmistir I Darius MO 500 lerin sonlarinda Iskit topraklarinin onemli bir bolumunu istila ettikten sonra ordusunu Trakya ya cevirmisti Muhtemelen Imparatorluk un bati sinirlarinda bir zayiflik hissetmisti Bu zayifligi gidermek icin ordu Istanbul Bogazi ni gecerek Trakya topraklarinda ilerlerken donanma da Tuna Nehri girisine yelken acmistir Seferin sonunda Trakya kabileleri boyun egdirildi ve Makedonya Ahamenis Imparatorlugu nun bir muttefiki olmak zorunda birakildi Imparatorluk MO 500 yili civarinda hala cok dinamik ve son derece yayilmaci bir imparatorluktu Diger yandan hakimiyeti altina almis oldugu halklar da o derecede ayaklanma egilimindeydiler Ayrica I Darius tahti mesru sayilmayacak yollardan ele gecirmisti ve hukumdarlik suresinin onemli bir kismi da bu tarz ayaklanmalari bastirmakla gecirmisti Iyon Ayaklanmasi Naksa ya karsi Pers Satrabi ve Milet tirani Aristagoras in ortak bir istila girisiminin bu girisim her ne kadar basarisiz olduysa da ardindan baslamistir Istila girisiminin basarisizliga ugramasindan Aristagoras sorumlu goruldu ve Artaphernes Aristagoras i Milet tiranligindan azletmeye karar vermistir Fakat O ndan once davranan Aristagoras tiranligi birakarak Milet de demokrasiyi ilan etti Diger Iyon kentleri de Milet i izleyerek Pers Sarayi nca atanmis olan krallari devirip demokrasiye gectiler Pers Sarayi nca atanmis olan krallarin gorevden uzaklastirilmasi acik olarak Pers hakimiyetine bir baskaldiriydi Bu durumda Pers Sarayi nin harekete gececegini bilen Aristagoras Yunanistan anakarasina gidip belli basli Grek kent devletlerinden yardim istedi Fakat sadece Atina ve Eretria yardim etmeyi kabul ettiler Kleisthenes Atina nin Iyon Ayaklanmasi ni desteklemeyi kabul etmesi MO 6 yuzyil yuzyilin sonlarina dogru Atina Demokrasisi nin kurulmasiyla baslayan bir dizi karmasik olaylarin sonucu olarak ortaya cikmistir Atinalilar MO 510 yilinda Sparta Krali I Kleomenes in yardimiyla Atina krali Hippias i devirmislerdi Yunanistan i terk ederek Anadolu ya gecen Hippias Sard a sigindi ve Atina kralligini yeniden ele gecirmesine yardim ederlerse Atina nin Pers Imparatorlugu na boyun egmesini saglayacagini garanti etti Diger yandan I Klomenes Isagoras i destekliyordu Amaci Atina da Sparta yanlisi bir hukumdarlik kurmasini saglamakti Atina yonetiminin geleneksel olarak kendilerine miras oldugunu ileri suren guclu ve soylu Alcmaenidae ailesinden Kleistenes in siyasi rakibiydi Kisa bir sure icinde Kleistenes kendini Isagoras in liderlik ettigi bir koalisyon tarafindan yenilgiye ugratilmis durumda bulmustur Bunun uzerine halka yonelerek onlari siyasi alanda etkili bir guc haline getirmeye calisti Boylece kendi yaninda guclu bir muttefik olusturacakti Bu taktik basarili oldu fakat Isagoras in istegi uzerine Sparta Krali I Kleomenes harekete gecti ve Kleishene in ailesi Alcmaeonid ailesi gibi aristokrat aileler Atina dan surulduler Isagoras dar cevreli bir oligarsik yonetim kurmaya kalkistiginda Atina halki kendiliginden ve tarihte benzeri gorulmemis bir kalkismayla Isagoras i ve Kleomenes i Atina dan cekilmek zorunda biraktilar Boylece Kleistenes MO 507 yilinda Atina ya geri donmus ve kendi durumunu saglamlastirmayi amaclayan bir dizi reforma hizla girismistir Esasen olusan yonetim mekanizmasi tam bir demokrasi ya da gercek bir halk devleti degildi Fakat bir sonraki kusakta kendini gostermeye baslayan halkin siyasi gucu tam bir demokrasinin Atina da oturmasi ve gelismesi icin gereken kosullari hazirlayacakti Atina halkinin elde ettigi siyasi guc ve ozgurluk onlarin Hippias in kralligina karsi buyuk bir dusmanlik beslemesine yol acti Dahasi bununla kalmayarak Sparta Pers Imparatorlugu ya da herhangi baska bir dis guce boyun egmeye karsi kesin bir tutum almalarini sagladi Beklenecegi gibi I Kleomenes Atina daki bu gelismelerden hosnut degildi ve Atina daki gidisata el koymak uzere Sparta Ordusu nun basinda Atina uzerine yurudu I Kleomenes in Isagoras i yeniden Atina krali yapma yonundeki bu girisimi basarisizlikla sonuclanmistir Fakat olaylarin daha da kotuye gitmesinden cekinen Atinalilar Pers Imparatorlugu ndan yardim istemek icin Sard Satrabi Artaphernes e elciler gonderdiler Artaphernes simgesel olarak Pers Imparatorlugu nun hakimiyeti altina girmeyi kabul etmek anlamina gelmek uzere toprak ve su istemistir Atina elcileri bunu kabul ettiler Ancak Atina ya donduklerinde siddetle kinandilar Bu arada Sparta Krali Hippias i yeniden Atina krali yapabilmek icin bir komplo gelistirmeye baslamistir Ancak bu girisim basarili olmadi ve Hippias yeniden Sard a kacti Burada Atina ya boyun egdirme vaadiyle Aristagoras i ikna etmeye calisti Atina yeniden Artaphernes e elciler gondererek bu kez de Atina ya karsi bir harekete gecmemesini saglamaya calistilar Fakat Artaphernes verdigi tek karsilik Atina nin Hippias i kral olarak kabul etmesini istemek olmustur Atina kuskusuz bunu kabul etmeyecekti Bu durumda Ahamenis Imparatorlugu ile bir savasa girmeye hazir olmalari gerektigini fark ettiler Bu gelismelerin sonunda Pers Imparatorlugu nun bir dusmani haline gelen Atina Iyon Ayaklanmasi basladiginda olaylarin suruklemesiyle zaten bu ayaklanmayi destekleyecek bir duruma gelmisti Gercekte Iyon demokrasileri Atina orneginden esinlenmisti Dahasi Iyon kentleri baslangicta birer Atina kolonisiydiler Bu etmenlerin de Atina nin Iyon Ayaklanmasi ni desteklemesinde etkili oldugu dusunulebilir Sonuc olarak Atina ve Eretria Iyon Ayaklanmasi na destek olarak Iyonya kiyilarina 25 triremeden olusan bir gorev kuvveti gonderdiler Iyon kuvvetleriyle birlesen bu kuvvetler dogrudan bolgenin Pers Satrapligi olan Sard a yurumuslerdir Kentteki Pers kuvvetleri baskina ugradi Artaphernes emri altindaki kuvvetlerle asagi kenti birakip ic kaleye cekildi ve orada savunmaya gecti Iyon Atina ve Eretria kuvvetleri dis kaleyi gecerek asagi sehri aldilar Fakat bu arada asagi sehirde yangin cikti Ancak seferin butun kazanimi bu kadardi Geri cekilen Iyon ve Atina Eretria kuvvetleri izleyen Pers kuvvetleriyle Efes yakinlarinda muharebeye girmeye zorlandilar Burada gerceklesen Efes Muharebesi nde agir bir bozguna ugradilar Girisim bir yandan basarisiz olmus diger yandan da Eretria nin ve ozellikle de Atina nin I Darius un dusmanligini kazanmalarina yol acmistir Darius her iki kent devletinden de intikam almaya yemin etmistir MO 494 teki Lade Deniz Muharebesi ndeki Pers zaferi Iyon Ayaklanmasi nin cozulmesine neden olmustur Ardindan Pers donanmasi Bati Anadolu daki tum Iyon kentlerini art arda ele gecirdi I Darius ayaklanmayi Imparatorlugun sinirlarini halen uzanmadigi Ege ve Marmara adalarina kadar genisletmek icin bir firsat olarak gormus bu adalara da saldirmistir Iyon Ayaklanmasi nin bastirilmasindan sonra hem Atina ve Eretria yi cezalandirmak daha dogrusu Pers Imparatorlugu nun Anadolu daki Yunan uyruklarini bir daha kiskirtmamasini saglamak icin hem de Imparatorluk a yonelen Yunanistan kaynakli tehdidi butun butun ortadan kaldirmak icin planlamalara baslanmistir Antik Yunanistan in o tarihlerde bircok kent devletinden olusan bolunmus siyasi yapisi kuskusuz ki I Darius icin Yunanistan i kolay bir av haline getiriyordu Diger yandan Yunanistan daki bu kent devletlerinin varligi Iyon Ayaklanmasi nda da goruldugu gibi Pers Imparatorlugu nun gelecekteki guvenligini tehdit etmekteydi Bu kosullarda I Darius Yunanistan a ve Ege Adalari na boyun egdirerek bu tehdidi ortadan kaldirmaya ve Iyon Ayaklanmasi ni desteklemelerinden dolayi Atina ve Eretria dan oc alma yeminini gerceklestirmeye karar vermistir Diger taraftan Atina da Pers ordularinin Trakya da sagladigi ilerlemelerin Yunanistan anakarasina kara yaklasimlarini Ahamenis Imparatorlugu ordularina acmis oldugunu gorulebiliyordu I Darius damadi komutasina verdigi bir gorev kuvvetini MO 492 yilinda Yunanistan a gonderdi Mardonius Trakya yi yeniden ele gecirdi ni Pers Imparatorlugu na bagli bir krallik olmaya zorladi Ancak donanmanin yakalandigi bir firtina harekatin nihai hedefine ilerleyemeden sona erdirilmesine yol acti Muharebe oncesiPers tarafinda Mardonius un seferinden iki yil sonra MO 490 yilinda ikinci bir donanma ve ordu deniz asiri bir sefer icin Yunanistan uzerine gonderildi I Darius un bu seferi onceki seferleriyle karsilastirildiginda gorece daha kucuk capli bir seferdir Bu kuvvetlere bir Med amirali olan ve I Darius un kardesi ve ayni zamanda Sard Satrabi olan Artaphernes in oglu General Artaphernes komuta edecektir Bir onceki seferde yaralanan Madonius bu yaralanmalarin suregelen etkilerinden dolayi komutan olarak atanmamistir Seferin amaclari Kiklad Adalari ni Pers etki alanina katmak Iyon Ayaklanmasi nin hemen oncesinde Pers kusatmasi altinda basariyla direnmis olan Naksa yi almak ve ardindan Yunanistan a cikarak Atina ve Eretria yi Pers Sarayi na baglamak ya da ele gecirmekti Donanmanin ilk hedefi olan Rodos Adasi nda karaya cikan Pers kuvvetleri Lindos u kusatildi ama alinamadi Ardindan Naksa ve Delos adalarina boyun egdirerek yaz ortasinda Egriboz Adasi aciklarina gelmistir Adadaki kusatilip alinan kent Karystos dur Seferin Ege Denizi ndeki bolumunun Lindos daki basarisizlik bir yana agir bir zorlukla karsilasilmadan yurutulmus olmasini kutlamak icin muhtemelen Apollon u kendi tanrilari Ahuramazda ile denk tuttuklarindan Delos ta kurbanlar kesildi Seferin bu asamasinda Ege Denizi boyunca izlenen bu rotayla kontrol altina alinan adalar uzerinden bir deniz iletisim hatti olusturuldu Bu hat olusturulduktan sonra seferin ilk onemli hedefi olan Eretria ya hareket edilmistir Delos tan ayrilmalarindan birkac gun sonra Pers Ordusu Eretria ya saldirmistir Pers Ordusu nun Eretria Kusatmasi ilk alti gun boyunca basari saglamadi Fakat yedinci gun birkac kent sakininin ihaneti sonunda kent dustu yakilip yagmalandi Katliamlardan kurtulan kent halki I Darius un emri geregi Imparatorluk un uzak bir bolgesinde zorla iskan edilmek uzere kole alindilar Ardindan orduyu yeniden yuklenen donanma Atina ya saldirmak icin Attika nin guneyine dogru ilerlemistir Kumsala cekilmis Pers gemileriyle ilgili temsili resim Donanma Attika nin guney kiyilarinda Atina dan yaklasik olarak 40 km mesafedeki Eretria nin bulundugu korfezin karsi kiyisindaki na Eylul ayinin altisinda asker cikardi Bu cikarma bolgesi sefere katilan ve Pers Komutanligi nin rehberliginden yararlandigi Hippias in onerisi dikkate alinarak secilmisti Hippias suvari manevralari icin tum Attika daki en uygun arazi oldugu icin bu bolgeyi onermistir Dahasi son teskil edilen ikmal merkezi olan Eretria ya da oldukca yakindir Bir takim avantajlari daha vardir su kaynaklari sulak otlaklari farkli ikmal secenekleri olarak Attika ile Boeotia ya da yakin olmasi gibi Yine de neden Atina yakinlarinda bir cikarma yapilmadigi onemli bir sorudur Bu durum Eretria ya yeterince yakin cikarma icin uygun bir kumsal dogrudan Atina uzerine yurunebilecegi gibi Atina koylerinin basilip yagmalanabilecek olmasi gibi nedenlerle aciklanmaktadir Ayrica Hippias in bolgede destegi ve etkisi oldugu da anlasilmaktadir Diger yandan Atina Ordusu nu kentten uzaklatirmakla yandaslarinin iktidari ele gecirmelerinin kolaylasacagini dusunulmus oldugu ileri surulmektedir Dahasi dogrudan kente karsi girisilecek bir saldiri bu gucleri de karsilarina almak olacakti Atina kuvvetlerinin kent disina cikmaya zorlanmasinda bir diger beklenti de kent surlarina saldirmak yerine acik alanda bir muharebeye girmek olmalidir Cunku Pers Ordusu nun elinde etkili kusatma silahlari yoktu Atina tarafinda Atina Platea Ordusu Kallimakhos un komutasi altinda Maraton Ovasi na yurumus ve Pers Ordusu nun Yunanistan anakarasi iclerine dogru ilerlemesini engellemek icin ovanin Atina yonundeki iki cikisini bir Pers ileri hareketinden once tutmustur Ordu kent disina cikmadan once Atina nin en unlu atleti Pheidippides bazi kaynaklarda Philippides olarak da gecer Sparta Ordusu nun yardim icin gelmesini istemek uzere Sparta ya gonderilmistir Sparta disinda diger Grek kent devletleri Atina ya yardim konusundan geri durmaktaydilar Ne var ki Pheidippides Sparta ya ulastiginda Sparta nin onemli bir ulusal festivali olan Carneia sirasiydi Ona Sparta Ordusu nun kutsal baris donemi olan o gunlerde savasa gidemeyecegi anlatildi Sparta geleneklerine gore ancak bir sonraki dolunayin dogusundan sonra savasa izin vardi Philippides gittiginin ucuncu gunu yaklasik 450 km mesafe kat ederek geri donmus bunlari anlatmis ve Sparta takviye kuvvetinin mumkun olan en kisa surede yardima gelecegini bildirmistir Bu durumda Atina nin takviye almasi icin en azindan on gun gecmesi gerekmektedir Herodot un verdigi bu bilgiden yola cikan astronomlar Sparta Ordusu nun yola cikabilecegi tarihi hesaplamislardir Bu tarih gercekte savasin oldugu 12 Agustos gunudur Surenin sonuna kadar Atina kuvvetleri gecidi tutmak dayanmak zorundaydilar Gerek Atina halkinin gerekse askerlerin moralini oldukca yukselten bir gelisme ise Boeotia dan kucuk bir kent devleti olan Platea nin 1 000 hoplitten olusan bir kuvveti Atina ya gondermis olmasiydi Platea kisa bir sure once komsu kent devleti Tebai nin baskisi altinda Atina dan yardim istemisti ve bagimsizligini bir bakima Atina dan gelen bu kuvvette borcluydu Platea kuvvetleri Atina komutanliginin muharebeyi erteleme kararindan sonra bolgeye ulasmistir Maraton Ovasi nda iki ordunun muharebe oncesi tertiplenisi Pers ve Atina ordulari Maraton Ovasi nda kamp kurup bes gun boyunca hareketsiz kaldilar Atina kampinin kanatlarindan biri sag kanat ovanin kuzeydekine gore daha kucuk olan batakliga oldukca yakindi digeri ise agac kaziklardan olusan bir setle korunmustur Bu sekilde savassiz gecen her gun bir bakima Sparta destegini yakinlastiriyordu ve Atina kuvvetlerinin lehineydi Atina Ordusu nda Atina daki on kabilenin her birinden secilmis kendi kabilesinden askerleri yoneten esit yetkilerle donatilmis on general vardir Bu generaller kuskusuz ki ayni zamanda secmenleri olan askerleriin guvenini kaybetmeyi goze alamazlardi Herodot ordunun komutasinin her gun icin donusumlu olarak ustlenildigini ileri surmektedir On generalden biri olan Miltiades de ordudadir Miltiades Persler in savas taktikleri konusunda en deneyimli sayilan generaldir Her sey bir yana I Darius un ordusunda Iskit Seferi sirasinda MO 513 te subay olarak bulunmustur Kuskusuz Pers Ordusu nda hizmet gordugu sure icinde onlarin savas tarzi konusunda paha bicilmez bir deneyim birikimine sahip olmustur Diger yandan Iyon Ayaklanmasi sirasinda Pers kuvvetlerine karsi savasmis onemli bir rol ustlenmistir On General ve Kallimakhos tan olusan Atina savas konseyi bir strateji belirlemekte zorlanmistir Ordudaki Kallimakhos disindaki on generalin oylari esit olarak bolunmustu Karar generallerle esit oy hakkina sahip olan Kallimakhos un oyuna kalmisti Bes general Pers kuvvetlerinin sayi ustunlugunden etkilenerek saldiriya gecmekten kacinmakta iken diger bes general derhal saldiriya gecilmesi gorusundedir Miltiades de saldiri yanlisi olan grup icindedir Bu durumda karar General Kallimakhos un oyuna kalmistir Miltiades Kallimakhos karsisinda savastan yana olmayi atesli bir sekilde savundu ve ikna olan Kallimakhos savas lehinde oy kullandi Bunun uzerine Miltiades ordu komutani atandi Ordunun bir ust komutani olmasina karsin asil komuta gucu boylece Pers savas taktikleri konusunda hepsinden daha deneyimli oldugu bilinen Miltiades in elindedir Muhtemelen bu yuzden Herodot savastan yana olan her bir generalin komuta gunlerinde dahi Miltiades e tabi oldugunu belirtmektedir Herodot un yazdiklarina gore Miltiades Sparta Ordusu nun yardima gelecegini bildigi halde buna ragmen saldirmaktan yanaydi fakat saldiri emri vermeyi kendi komuta gunune ertelemeyi tercih etmistir Bu anlatim tartismali bulunmaktadir Her seyden once Atina Platea Ordusu nun Sparta Ordusu gelmeden once saldiriya gecmesinde kazanim gorece sinirli olacaktir Diger yandan komuta yetkisinin donusumlu olarak gectigi yonunde herhangi bir destekleyici kanit yoktur Atina Platea Ordusu nun Maraton Ovasi na gelisiyle muharebe arasinda gunler gecmis olmasina bir aciklama getirmeye calisan Herodot un Miltiades in taarruza egilimli oldugunu acikca bildigi icin gecikmeyi bu durumla aciklamaya yonelmis olmasi mumkundur Diger yandan Miltiades in saldiridan yana olmasi anlasilabilir Gelibolu Yarimadasi ndaki kralligindan MO 494 yilinda Pers baskisiyla cekilmek zorunda kalmistir Miltiades in derhal savas karari almamasiyla ilgili bir baska yaklasim bir kiskancliga yol acmamak icin komuta yetkisinin kendisine gelecegi gunu beklemek istedigi seklindedir Diger yandan Heodot Pers ordusunun Aleian Ovasi nda toplanip gemilere alindigini yazmaktadir Donanma Bati Anadolu kiyilari boyunca kuzeye hareket etmemis Sisam a ugradiktan sonra Kiklad Adalari yonune donduler Buradan Naksa Adasi na yoneldiler Daglara cekilen Naksa halki ele gecirildi kentleri yakildi Ardindan yeniden donanmaya alinan Pers ordusu Delos yonunde harekete gecmistir Muharebenin tarihiHerodot tarihleri her Yunan kent devletinin farkli bir varyantini kullandigi Ay Gunes Takvimi ne gore vermektedir Astronomik hesaplamalar ileriye dogru yapilarak gunumuz takvimine gore uyarlanabilir ve kesin sonuca ulastirir Philipp August Bockh 1855 te muharebenin MO 12 Eylul 490 yilinda gerceklestigini hesaplamistir Bu tarih genel kabul goren tarihtir Ancak bu Sparta festivaline dayanilarak cikarilan bir tarihtir ve muhtemelen Sparta takvimi Atina takviminden bir ay geridir Bu durumda muharebenin MO 12 Agustos 490 tarihinde gerceklestigi soylenebilir KuvvetlerAtina Hoplitler Herodot Atina Platea Ordusu nun mevcudu hakkinda bir bilgi vermemektedir Diger yandan Romali biyografi yazari Cornelius Nepos cografyaci Pausanias ve Plutarkhos Atina Platea Ordusu icin 9 bin Platea takviyesi icin ise bin rakamini verir ise Atina Platea Ordusu nu onbin Platea kuvvetini de bin olarak verir Gunumuz tarihcilerin cogunlugu tarafindan bu rakamlar makul kabul edilmektedir Bu durumda soz konusu takviyeyle birlikte Atina Plate kuvvetleri 10 11 bin kisilik agir piyadeden olusan disiplinli bir guc haline gelmistir Bu cagda hoplitler onden baglanan koprucuk kemikleri boyunca yayilan omuz batlari olan tek parca deriden demir pullarla kapli bir gogus zirhi kusanirdi Gogus zirhi kabaca 22 27 kg olurdu Diz ve ayak bilegi arasi bronz bir baldir zirhiyla korunurdu Ceneyi ve burun kemerini de koruyan bir tolga zirhi tamamlardi Kullanilan kalkan 80 100 cm capinda tahtadan tunc kapli buyuk ve yuvarlak bir kalkandir Bu haliyle ceneden dize kadar koruma saglar ve agirligi 8 15 kg arasinda degisebilir Uzun bir mizrak 2 3 metre ve omuza asilan kilic 60 cm kadar silahlari tamamlar Agir zirhli hoplitlere ilaveten muhtemelen onemli bir sayida hafif silahli asker de kampa gelmisti Bunlar agir silahlara sahip olamayan yoksul vatandaslardi ve cirit pala gibi hafif silahlar kusanmislardi Ayrica bu sekilde silahlandirilmis bir kisim kolenin onlara katildigi anlasilmaktadir Pausanias askeri hizmet karsiliginda ozgurlukleri geri verilen kolelerin adlarini savasla ilgili antita belirtmistir Pers Susa daki Pers Sarayi duvarlarindan Pers mizrakli suvarisi okculari Herodot a gore I Darius tarafindan gonderilen filo 600 triremeden olusan bir filodur Ayrica atlar icin haraca baglanmis ulkelerde bir onceki yil yaptirilmis nakliye gemileri de donanmaya katilmistir Buna karsin Pers Ordusu ndaki asker mevcudu hakkinda bir rakam vermemektedir Sadece iyi duzenlenmis buyuk sayida piyade diye yazmaktadir Diger antik kaynaklardan asagi yukari cagdas olan Simonides Pers sefer kuvvetinin 200 bin olarak vermektedir Daha gec tarihlerde yasamis olan Cornelius Nepos 200 bin piyade ve 10 bin suvariden olusan kuvvetin sadece 100 bininin muharebeye katildigini kalan kuvvetlerin Atina yakinlarinda karaya cikartilmak uzere gemilere alindigini yazmaktadir Plutarkhos ve Pausanias ile Suda 300 bin rakamini vermektedir Platon ve 500 bin ise 600 bin olarak belirtmektedir Gunumuz tarihcilerinin kabul ettigi rakamlar piyade icin 20 bin ile 100 bin arasinda genis bir araliga yayilmaktadir Muhtemelen 25 bin uzlasilacak bir rakamdir Suvari icin ise fazla fikir ayriligi olmayip bin rakami esas alinir Pers piyadesi cesitli etnik gruplardan askerlerdir Bu bolgelerden bazilari Hyrkania Afganistan Firat Havzasi Indus Nehri Havzasi Ceyhun ve Nil havzalarinin askerleri Horasan dan suvariler ve Etiyopya dan okculardir Dil ve farkli askeri geleneklerin bu karmasasi kuskusuz Pers askeri liderligi icin sevk ve idaresi zor bir ordu meydana getirmektedir En guclu kabul edilen piyade grubu Pers ve Saka askerlerinden olusan ve muharebede ordunun merkezinde yer alan gruptur Sakalar cogunlukla zirhsiz okculardir Herodot baltali Saka savascilarindan da soz etmektedir Olumsuzler olarak adlandirilan saray muhafizlarinin kilic kisa mizrak hasir kalkan ve uzun hancerlerle silahlandiklarini da yazmaktadir Okcular hem yay hem de mizrak ve kilic tasirlardi Tolga kullanilmazdi On hatlardakiler gerron adi verilen oval hasir bir kalkan tasirlardi Ana silahlari mizrak daha agir ve uzun olan suvari mizragi kilic ya da bir yani keskin egik palalardir Bazilarinin zirh olarak gorulebilecek deri yelekleri vardir Pers ordusunda metal pullardan parcalardan olusan gogus zirhi istisnadir Tum bunlardan gorulecegi gibi Pers askerlerinin silahlanma tarzi hoplitlerden butunuyle farklidir Taktik ve stratejik yaklasimlarStratejik bir bakis acisindan bakildiginda Atina Platea Ordusu nun Maraton da bazi dezavantajlari vardir Atina nin Pers kuvvetleriyle bir muharebeyi goze alabilmesi icin mumkun olan tum hoplitleri silahaltina almasi gerekiyordu Bu durumda bile Pers Ordusu bire iki sayi ustunlugune sahip olacakti Ayrica boylesi bir orduyu donatmak Atina nin neredeyse tum kaynaklarini tuketmisti Dahasi bu ordu Pers Ordusu nu cikarma yapacagi sahilde tespit etmek icin Atina dan ayrilmis ileri surulmustu Pers kuvvetlerinin bu ordunun geri hattina yapacagi bir manevra Atina ile baglantisini kesecektir ve kente yonelik dogrudan bir saldiriya karsi kent savunmasiz kalacaktir Diger yandan Maraton da ugranilacak bir yenilgi Atina nin baskaca kuvveti olmadigi icin kesin bir yenilgi olacaktir Diger ifadeyle Atina tum kuvvetlerini savasa surmustur ve elinde ihtiyat kuvveti yoktur Bu yuzden Atina stratejisi Pers Ordusu nu Maraton Ovasi nda hareketsiz ve etkisiz kilmakti Ancak Atina nin bu dezavantajli durumu bazi avantajlarla dengelenir gibi gorunmektedir Her seyden once Atina Platea Ordusu nun Pers kuvvetlerini Maraton Ovasi nda sabitlemeyi basardigi surece muharebeye girmek gibi bir zorunlulugu yoktur Bu durumda zaman lehlerine islemektedir Her gecen gun Sparta Ordusu nun Maraton a yuruyuse gececegi tarihi yaklastirmaktadir Bir yandan saldiriyla her seyi kaybedebilecek olmak diger yandan saldirmamakla daha kazancli olmak sonucu Atina Platea Ordusu savunmada kalmayi tercih etmistir Taktik acidan falanks suvari saldirilari karsisinda savunmasizdi ve karsilarinda azimsanamayacak bir Pers suvari kuvveti vardi Boylesi bir suvari kuvvetinin varligi karsisinda saldiri daha da riskli bir durum gostermektedir Dolayisiyla bu durum da Atina kuvvetlerinin savunmada kalma stratejisinde etkili olmustur Gercekte bu durum bir avantaj olmaktan cok da uzaktir Atina kuvvetleri saldirmayabilir ama Pers komutanligi her an bir saldiri karari alabilir Esasen Atina komutanliginin asil sorunu guclu Pers suvarisidir Tum ovayi boydan boya ortecek kadar piyade hatti yoktur Bu durumda saldiri sirasinda kanatlardan sarkabilecek Pers okcu suvarisi Atina Platea Ordusu na geriden taarruz edebilecektir Diger yandan Pers stratejisi de muhtemelen taktik yaklasimlarla belirlenmistir Pers piyadesi hafif zirhliydi ve hoplitler karsisinda zayif kaliyordu Nitekim daha sonraki tarihlerde gerceklesen Thermopylae Muharebesi ve Platea Muharebesi bu durumu acikca gostermistir Atina Platea Ordusu savunma pozisyonunda kalirken Pers Komutanliginin hareketsizligi muhtemelen dogrudan muharebeye girmekteki isteksizlige dayaniyor gibi gorunmektedir Ancak Ingiliz askeri tarihci Liddell Hart a gore Pers Komutanligi nin stratejisinin ilk safhasi Atina Ordusu nu kentten yeterince uzak bir bolgeye cekmekti ki bu amaca ulasmislardi Stratejinin ikinci safhasi Maraton Ovasi nda bir birakarak ordunun kalanini Faleron Koyu nda karaya cikarmak ve savunmasiz Atina ya saldirmakti Herodot un Alkmaionid ailesinin Pers Donanmasi na kalkanla isaret vermesi ile ilgili soylentiden bahsetmesi ise bu yaklasimi destekler gorunmektedir Her ne kadar Pers stratejisi son derece incelikli bir stratejiyse de cesitli nedenlerle yanlis uygulanmasi basarisizliga yol acmistir MuharebeMiltiades Ordunun komutasi kendisine verilmis olan Miltiades Pers Komutanligi nin saldiriya gecmeyecegini donanmadaki geri kalan esas birlikteriyle Atina ya saldiracagini dusunmus olmalidir Bu durumda Pers Ordusu nun Atina ya saldirmasini engellemek icin tek sansinin kisa sure icinde Maraton Ovasi nda saldiriya gecmek olduguna karar vermistir Maraton Ovasi ndaki Pers ortme kuvvetine saldirarak imha edecek yeniden cikarma yapilmasi ihtimaline karsi kendi ortme kuvvetini geride birakarak hizla Atina ya donecektir Derhal savas konseyini topladi ve durumu derhal saldiriya gecilmesinin zorunlu oldugu seklinde koydu Kallimakhos un destegiyle safakta saldirmaya karar verildi Bunun uzerine sadece hoplitlerden olusan savas hatlari toplanmaya baslamistir Grek savas gelenegine uygun olarak dovus sirasinda dayanismayi ve birbirini kollamayi guclendirmek icin her kabileden savascilar bir araya geldiler komsu komsunun yanina arkadas arkadasinin yanina herkes birlikte dovusecegi adami secti gitti yaninda durdu Birliklere komuta etmek konusunda ise Themistokles ve Aristides merkez kesime Callimakhos sag kanada ve en solda yer alan Platealilar a komuta edecektir Miltiades merkezdeki kabile komutanlari Themistokles ve Aristides e derinlikte dort hat olusturmalarini onlarin kanatlarinda yer alan diger kuvvetlere ise sekiz hat olusturmalarini emretmistir Herodot hatlari Pers hatlari kadar uzun oldugu icin merkezin zayif oldugunu sadece birkac hat derinlik verildigini ancak kanatlarin guclendirildigini yazmaktadir Gunumuzde bazi tarihciler bu tertiplenmenin ordunun Pers kuvvetlerini ikili kiskac hareketiyle kusatmasini saglamak icin planlanmis bir tertiplenme oldugu gorusunu ileri surmustur Ancak bu yaklasima esasen Greklerin sahip olmadiklari bir egitim duzeyini varsaydigi icin karsi cikilmistir Gercekten Grek savaslarinda bu tarz bir taktik dusunuse iliskin MO 371 yilindaki ne kadar cok az kanit vardir Bu acidan bu taktik duzenlemenin son anda karar verilip uygulanmasi olasidir Boylece Atina muharebe hatti Pers hatlari boyunca yayildi ve bu yolla kanatlardan kusatmaya olanagi saglandi Gercekte esasen standart falanks sekiz hat derinlikte tertiplenmistir Miltiades kanatlari guclendirmis degil merkezi inceltmistir Bunu da kanatlardan kusatmayi saglamak icin degil tersine ciddi bicimde endise duydugu kendi birliklerinin kanatlardan kusatilmasini onlemek icin yapmistir ve hatlarini Pers hatlarini karsilayacak sekilde Pers hatlariyla es genislige getirmek uzere yaymistir Bu ise caresiz merkezden adam alinarak yapilmistir Ancak hatlarini yaymak icin sadece merkezden adam cekmesi kanatlarda derinligi azaltmamasi esas darbeyi kanatlarda planlamis oluguna isaret etmektedir Falanks taarruzu Muharebe oncesinde iki ordu arasindaki mesafe Herodot un ifadesiyle sekiz yaklasik 1 5 km kadardi Normalde falanks dusman hatarina agir ve temkinli bir yuruyusle yaklasir Fakat Miltiades kosarak ya da hizli bir yuruyusle yaklasilmasini emretmistir Nitekim Herodot Atinalilarin iki ordu arasindaki mesafeyi geleneksel savas cigliklarini Eleleu atarak kostuklarini dolayli olarak ifade etmistir Ancak tum mesafenin kosularak asilmis oldugu pek makul kabul edilemez Hoplitlerin tum agir zirlar altinda uzunca bir mesafeyi kosmalari hic de kolay degildir Daha makul olani Pers okcusunun menzili olan 200 metre yaklasana kadar yaklasma yuruyusu yaptiklarini bu mesafeden itibaren kostuklarini kabul etmektir Herodot dusman hatlarina kosarak yaklasmak seklindeki bu saldiri tarzinin Grekler tarafindan ilk kez uygulandigini ileri surmektedir Neden olarak da ilk kez cok sayida okcu bulunduran bir dusman kuvvetiyle karsilasiyor olmasi gosterilir Grek savas tarzinda da son derece istisnai bir saldiri tarzidir Daha oncesinde Pers savas taktikleri konusunda deneyimli Miltiades Pers okcusunun atislari altinda gececek sureyi olabildigince kisaltmak icin bu planlamayi yapmistir Diger yandan Pers suvarisi eger yakindaysa gemilerde ya da ovanin uzak kuzey kesiminde otlamada kosumlarin takilmasi silahlanilmasi at binilmesi ve saldiri duzeni alip karsi taarruza gecilmesi icin olabildigince az zaman birakmak istemis olmalidir Kanatlarin geri atilmasiMerkezin imhasi Atina kuvvetleri muharebe duzeni alinca bir kaynaga gore Miltiades safakta basit bir komutla saldiriyi baslatmistir Hoplitler yagmur gibi yagan Pers oklari zirhlari uzerinde cin cin oterken gunumuzdeki topcu baraj atesi altinda ilerleyen piyade gibi ama etkilenmeksizin ilerlediler Gogus goguse gelindigi ilk anlarda da uzun mizraklarini Pers silahlarinin etki alani otesinde kullanbilmenin avantajindan fazlasiyla yararlandilar Gorece daha kisa Pers mizrak ve palalari Grek savascilari icin sinirli olcude tehlike olusturmustur Falanksin Pers hatlarina ilk carpisinda on siradaki bircok Pers askeri yere serilmistir Ilk hoplit sirasindakilerin bazilarinin mizraklarinin kirilmasi da falanks saldirilarinda siradan bir durumdur Diger taraftan bakildiginda bu saldiri tarzi Pers Ordusu icin tam anlamiyla beklenmedik bir saldiridir Atina kuvvetlerinin okcu ve suvari birlikleri olmadan ustelik sayilari azken ileri dogru kosuya kalkmalari Perslerin gozunde olumcul olabilecek derecede cilgincaydi Sayilari azdi ve ne okculari ne de suvarileri vardi Atinalilar ve Platelilar tolgalarin zirhlarin ve genis kalkanlarin pek cogunu korudugu ok yagmurunu gecip Pers hatlarina saldirdilar Pers saflarinda ise Atinalilarin ok yagmurundan etkilenmeden saldiri hizindan bir sey kaybetmeden uzerlerine gelmesiyle bir panik ortaya cikmistir Bu panigin etkisi saflarin dagilmasina yol acmistir Atina kanat kuvvetleri Pers kanatlarinin geriye dogru baskilayarak hizla ilerledi ve zayif Atina merkezi karsisinda daha rahat tutunan Pers merkezini sarmaya basladi Esasen zayif birakilan Grek merkezi once direnen daha sonra yuklenen Pers ve Saka askerleri tarafindan geri atilmaya baslanmistir Aristides ve Themistokles in askerleri ovadan gerideki vadiye dogru itildiler Herodot un anlatimiyla Bu Makedon Ovasi nda catisma uzun surdu saflarin merkezinde ustunluk barbarlardaydi orayi Perslerin kendileri ve Sakalar tutuyordu bu noktada zafer barbarlardaydi dusmani geri atmislardi ve iceriye dogru kovalamaya baslamislardi Ama iki kanatta zafer Atinalilar la Plataialilar daydi Dusmani yenmislerdi ve onu bozgun halinde kacmaya birakmislar iki kanat birleserek merkezi cokertmis olan dusmana karsi savasa girmislerdi ve zafer Atinalilar da kaldi Muharebenin gelisimi Bu arada Kallimakhus un komutasindaki sag kanat birlikleriyle yine onun komutasinda sol kanat ucunda carpisan Platea askerleri kacan Persleri izlemek yerine cark ederek iki kanattan hareketle Pers merkezinin gerisine sarkmisar ve saldirmislardir Kanatlardaki Atina ve Platea birliklerinin Pers merkezi uzerine kapanmaya basladigini goren Miltiades merkeze mudahale etmistir Themistokles ve Aristides adamlarini canlandirip cark ettirerek tum gucleriyle Pers ve Saka askerlerine saldirdilar Bunun uzerine Pers merkezi de cozulmus gemiler yonunde kacmaya baslamistir Bolgeyi tanimayan bazi Pers askerleri ise bataklik yonunde kactilar ve az ya da cok sayida Pers askeri bu bataklik bolgede boguldu Bogulmayip bataklik alan kiyilarinda dovusmeye devam edenlerin ise gemiler yonunde cekilme yonu kesilmisti ve Grek savascilar tarafindan hic acele edilmeksizin cevrilip oldurulduler Gemilere dogru kacan Pers askerlerini izleyen Grekler sahile cekili gemileri ele gecirip atese vermek icin cabaladilar Pers Donanmasi nin gemilerinden cok buyuk cogunlugu zamaninda askeri alip acilmayi basarsa da yedi Pers gemisini ele gecirmistir Gemiler disinda Plutarkhos buyuk miktarda altin ve diger malzemeyle tutsak ele gecirildigini yazmaktadir Bu ifade muharebe alaninda Pers suvarisi olmadigina bir delil olarak kabul edilebilir Eger olsaydi ganimetler arasinda atlar da sayilacakti KayiplarGrekler yonunden kayiplarin en onemli kismi muharebenin bu anlarinda verilmistir Atina icin en buyuk kayip Kallimakhos tur Bir general daha bu catismalarda olmustur Stesilaus Herodot a gore Atinalilar savas alaninda 6 400 Pers cesedi saymislardir Savas alani disinda bataklikta kac Pers askerinin boguldugu bilinmemektedir Sahilde ele gecirilip yakilan Pers gemileri icin Herodot un verdigi rakam yedidir Atina kayiplari 192 dir Herodot Platea kayiplari konusunda herhangi bir rakam vermez Yine Herodot a gore Grek kayiplarinin buyuk kismi Pers karsi saldirisiyla geri atildigi merkez kesimde olmustur Kayiplar arasindaki oransal buyukluge bakilarak abartili oldugu dusunulebilir Fakat bir Alman subayi olan Hauptmann Eschenburg 1884 85 yillarinda Maraton Ovasi nda yaptigi incelemelerde buyuk yiginlar halinde insan kemikleri kesfetmistir Eschenburg un gomutlerle ilgili herhangi bir anit ya da isarete rastlamamasi kisa surede topluca gomuldukleri yonunde yorumlanmaktadir Bu durumda bulunan insan kemiklerinin Pers savascilarina ait olmasi gerekmektedir General Datis konusunda karmasik bir durum vardir Knidoslu tarihci ve hekim General Datis in muharebe alaninda olduruldugunu Atinalilar in cesedini geri vermeyi reddettiklerini yazmaktadir Oysa Herodot muharebeden sag olarak kurtuldugunu yazmaktadir Ctesias in Herodot a oranla daha az guvenilebilir bir kaynak oldugu kabul edilebilir Datis in iki oglunun Harmamithres ve Tithaeus un Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi sirasinda I Serhas in ordusunda suvari komutani olarak gorev yapmis olmalari da dikkate degerdir Atina yuruyusuHerodot muharebeden hemen sonra Pers Donanmasi nin Eretriali tutsaklari biraktiklari adaya ugrayip bunlari aldiktan sonraAttika yi dolanarak Atina ya yoneldigini belirtmektedir Atina komutanligi kentlerinin ciddi bicimde tehdit altinda oldugunu anlayarak hizla Atina ya geri donme emri vermistir Bununla birlikte Atina hattinin merkezini tutmus olan iki kabileye bagli askerler Aristides komutasinda Maraton Ovasi nda kalmistir Ister muharebeden hemen once ister hemen sonra olsun Pers Donanmasi nin na yonelmesi Pers Komutanligi elinde Atina ya taarruz etmek icin yeterince asker oldugunu gostermektedir Eger Grek kuvvetlerinin Maraton Ovasi nda carpistiklari geride birakilan Pers tespit kuvvetiyse boyle olmasi gerekir Zaten muharebeye katilan Pers askerlerinin buyuk bolumunun muharebe alanindan geri cekildigi gemilere alindigi biliniyor Bu gemiler de Faleron a yelken acmistir Bu durumda Atina Maraton Muharebesi ni kazanmis olsa da Pers Seferi sona ermis degildir Pers Seferi ni sona erdiren Atina Platea Ordusu nun buyuk kisminin General Miltiades in emriyle Atina ya geri donuse gecmesidir Atina kuvvetleri gece boyunca da surdurdukleri zorlu bir yuruyusun ardindan Atina ya ertesi gunun sabahinda ulasmis Atina disindaki tepelerde toplanmislardi Pers Donanmasi da Atina ya en yakin sahil ve kentin ana limaninin yer aldigi Faleron Koyu na sabah saatlerinde ulasmislardir Kente karsi artik baskin tarzi bir saldiri yapma olanaginin kalmadigini mumkun olabilecek son firsatin da kacirildigini usttelik kentteki Hippias yanlisi kesimlerin agir davrandigini goren Pers Komutanligi Yunanistan Seferi ne son vererek Donanma nin Bati Anadolu kiyilarina donmesi icin emir vermistir Herodot bu olayla ilgili olarak bir soylentiden soz etmektedir Bu soylentiye gore bu Pers manevrasi Atina nin onde gelen bir aristokrat ailesi olan Alcmaeonid ailesiyle birlikte planlanmisti ve muharebeden once bir kalkanla isaret verilmisti Herodot un bu aktarimiyla ilgili cesitli yaklasimlar ileri surulmus olmakla birlikte boyle bir olayin gercek olup olmadigina karar vermek olanaksizdir Dahasi kalkan sinyali ile neyin kastedildigi de acik degildir Maraton Muharebesi nin ertesi gunu iki bin kisilik Sparta Ordusu sadece uc gunde 220 km lik mesafeyi yuruyerek Atina ya ulasmistir Herodot a gore Pers olulerini gormeye o kadar hevesliydiler ki yuruyuse devam edip Maraton Ovasi na geldiler Muharebe alanini dolasan Spartalilar bunun buyuk bir zafer oldugu konusunda Atinalilari ovduler Karanlik noktalarIlk karanlik nokta neden bes gun boyunca taraflardan en azindan birinin saldiriya gecme karari almadigi daha acik ifadeyle muharebe alaninda neden kesin sonuc aramadigidir Bu gecikmenin gercek nedeni basitce muhtemelen her iki tarafin da catismaya girme riskini almak konusunda isteksiz olmalariydi Fakat bu durumda her iki taraf da catismayi riskli goruyorsa sonucta neden muharebeye girdikleri sorusunu aciklama gerektiren bir konudur Herodot cok acik olarak Atina kuvvetlerinin saldiriya gectigini kaydetmektedir Bu bilgi diger kaynaklarca da desteklenmektedir Fakat neden Sparta Ordusu nun gelmesinden once saldiriya gectikleri konusu tarihi kaynaklarda acik degildir Bu durumu aciklamaya yonelen iki yaklasim vardir Bir aciklama Pers suvarisinin herhangi bir nedenle Maraton Ovasi ndan ayrildigi bunu fark eden Atinalilarin bu durumdan bir firsat olarak yararlanmak istemeleridir Bu yaklasim bir Bizans sozlugu olan Suda da bir kayitta yer aldigi gibi Herodot un muharebe aniyla ilgili yazdiklari arasinda Pers suvarisiyle ilgili hicbir kayit olmamasinda dayanmaktadir Pers kuvvetlerinin suvari olmadan muharebeye girmesi konusu Suda da soyle anlatilir General Datis muharebeye girmekten vazgecip ovayi tahliye etmeye karar verdiginde Iyonlar agaclara cikip Pers suvarisinin bolgede olmadigi mesajini Atinalilara iletti Miltiades bu bilgiyi alinca saldiriya gecti ve sonucta muharebeyi kazandi Bu yaklasima bagli farkli cesitlemeler ortaya atilmistir Bunlar icinde en genel kabul goreni Pers suvarisinin Atina yakinlarinda karaya cikarilarak Atina Platea Ordusu na geriden saldirmak uzere gemilere bindirildigi ve bunun disindaki Pers kuvvetlerinin Atina Platea Ordusu nu baglamak uzere Maraton Ovasi nda kaldigi yonundedir Bu yaklasim Pers kuvvetlerinin muharebenin hemen ardindan dogrudan Atina ya bir saldiri duzenlemek uzere gemilere alindi seklindeki Herodot un aciklamasina esinlenmis olabilir Bes gunun sonunda neden saldiriya gecildigini aciklamaya calisan ikinci yaklasim ise basittir once Pers kuvvetlerinin saldiriya gectigi ya da saldiri hazirligi icinde oldugu seklindedir Sonucta muharebeyi tetikleyen olay her ne ise taktik ya da stratejik dengeyi Atina komutanliginin Pers kuvvetlerine saldirma karari vermesine yol acacak sekilde degistirmistir Atina komutanliginin saldiri karari vermesi eger Pers suvarilerinin gemilere alinmasi ise bu durumda suvari tarafindan kanatlardan kusatilma tehdidi ortadan kalktigi icin saldiriya gecmek duruma uygun bir taktik haline gelmistir Gercekten de sol kanatlari ovaya acikken bir Pers suvari saldirisini hesaba katmadan saldiriya gecmis olmalari gunumuz tarihcilerinin uzerinde durduklari bir gizem dir Herodot Grek taarruzunun cok hizli oldugunu yazmaktadir Ote yandan muharebenin uzun surdugunu de belirtmektedir Bu uzun surme iki saatten fazla bir sure olarak dusunulebilir Bu konuda Miltiades in biyografisini kaleme almis olan Cornelius Nepos un calismasi ve Suda ya basvurulabilir Bu kaynaklarda Pers suvarisinin o sirada Maraton Ovasi nda olmadigi belirtilmektedir Bu konuda en makul aciklama Datis ve Artaphernes in beklemekle sonuc alinamayacagini dusunerek suvariyi Atina nin ana limaninin yer aldigi na cikarmak ve Atina ya saldirtmak icin gemilere alinma emri vermis olmalaridir Bu gercek ise Atina Platea Ordusu Pers Ordusu na degil Maraton Ovasi nda birakilan ardci birlige saldirmis olmaktadir Muharebe sonrasiBu yenilgiye karsin I Darius Yunanistan a boyun egdirme amacindan vazgecmedi ve yeniden buyuk bir ordu hazirliklarina giristi Ancak MO 486 yilinda Misir Pers hakimiyetine karsi ayaklaninca Yunanistan seferi belirsiz bir sure icin ertelenmek zorunda kalindi Fakat Darius Misir Seferi sirasinda oldu Yerine Pers Tahti na oglu Serhas gecti Serhas Misir Isyani ni bastirdiktan sonra babasinin yarim biraktigi Yunanistan Seferi icin ordu duzenleme hazirliklarini hizla ilerletmistir Hazirliklarin sonunda Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi MO 480 yilinda basladi Pers kuvvetleri baslarda Thermopylae Muharebesi ve Artemision Deniz Muharebesi nde zafer kazandilar Ancak Salamis Deniz Muharebesi nde ugradiklari yenilgi de savasin donum noktasi olmustur Ertesi yil Platea Muharebesi nde ugradiklari yenilgi Yunanistan a Ikinci Pers Saldirisi nin sonu olmustur OnemiAtina nin Pers Ordusu karsisinda hicbir pazarlik gucunun olmadigi aciktir Dahasi onemli stratejik dezavantajlari vardir Buna karsin Atina Ordusu bir imparatoluk ordusu karsisina cikmis ona bes gun boyunca muharebe alaninda kalarak meydan okumus ve bu imparatorluk ordusunu kesin sonuclu bir muharebede bozguna ugratabilmistir Butun bunlar tumuyle Atina ordusu ndaki ustun liderlige dayanan sonuclardir Diger yandan Pers yenilgisi de ancak basarisiz bir liderligin sonucu olabilir Maraton daki yenilgi Pers Imparatorlugu nun devasa kaynaklari icin cok agir bir yuk sayilmazdi Diger yandan Grek dunyasi acisindan cok onemli bir zaferdi Yunanlar ilk kez Pers askeri gucu karsisinda basarili olmuslardir Zafer Pers gucunun yenilmez olmadigini ortaya koymustu ve boyun egmek yerine direnmenin mumkun oldugunu gostermisti Bu donum noktasinda genc Atina Demokrasisi nde bir kendine guven duygusu ve inanci gelismeye baslamis birlik olmak ve kendi guclerine guvenmekle guclu olunabilecegi gorulmustur Bu baglamda Maraton Muharebesi esasen Atina nin altin caginin baslangicini isaret etmektedir Bu acilim aslinda tum Yunanistan icin gecerliydi Bu zaferin sagladigi gelismelerle Yunanistan sonraki uc yuz yil boyunca Bati Kulturu nun dogusuna sahne olmustur John Stuart Mill in unlu gorusuyle Ingiliz Tarihi yonunden Maraton Muharebesi Hastings Muharebesi nden dahi daha onemlidir Askeri olarak muharebenin sonucu falanks duzenindeki hoplitlerin askeri yetenegini cok acik bir bicimde ortaya koymustur Bu savas tarzi Grek kent devletleri arasindaki savaslar sirasinda gelistirilmisti Taraflarin tumuyle ayni savas tarzini kullanmis olmalarindan hoplitlerin falanks duzeninin avantaj ve dezavantajlari ortaya cikmamisti Maraton Muharebesi bu savas tarzinin ilk kez hafif zirhli birliklerle karsilasmasiydi ve hoplitlerin ne denli etkili oldugunu gostermistir Yine de falanks duzeni suvari karsisinda zayifti Bu yuzden Grek kuvvetleri Platea Muharebesi nde Pers suvarisine karsi son derece dikkatli olmak zorunda kalmistir Fakat uygun sartlarda ve bicimde kullanildiginda halen oldukca etkili bir muharebe tertiplenmesi oldugu aciktir EtkileriSavasla ilgili etkiler Atinali savascilarin gomulu oldugu dusunulen tumulus Maraton Muharebesi nde olen savascilar Atina daki bir cesit devlet mezarligi olan Kleistenes ve Perikles gibi devlet adamlari ve unlu savascilarin gomuldugu Keramikos a gomulerek onurlandirilmislardir Diger yandan gunumuzde Maraton Ovasi nin guney kesiminde Soros olarak bilinen 9 metre yukseklikte bir tumulus bulunmaktadir Bir Yunan arkeolog 1890 yilinda yaptigi arastirmalarda tumuluste insan kalintilari ve siyah bezemeli lekythos dar govdeli Grek kupu bulmustur Bu tarihten itibaren muharebede olen Atina savascilarinin muharebe alaninda en fazla Atina kaybinin oldugu bu kesimdeki bu tumuluste defnedildigi fikri islenegelmistir Gunumuzde Maraton Muzesi nin yakinindaki bir diger tumulusun de muharebede olen Platea askerlerine ait oldugu ileri surulmektedir Yine de Grek geleneginde savascilarin cesetlerini savas alaninda birakmak her ne sekilde olursa olsun yaygin bir gelenek degildir Bunu Homeros un Ilyada sinda cok acik gorebilmekteyiz Her ne kadar Ilyada nin konusu Tunc Cagi nda geciyorsa da yazari Homeros bir Demir Cagi adamiydi MO 9 yuzyil Tunc Cagi nda yasanan bir olayi anlatirken kendi caginin gorenek ve geleneklerini yansitmasi kacinilmazdir Maraton Muharebesi de bir Demir Cagi olayidir Greklerin olulerinin muharebe alaninda birakmak seklinde bir geleneklerinin pek olmamasinin yaninda soz konusu tumulus uzerinde bir tarihlendirme yapilmis degildir Tek tarihlendirme canak comlek buluntularina dayandirilmistir Bu tumulusun Roma Donemi ne ait oldugu dahi ileri surulebilir Maraton Muharebesi yle baglantili en unlu soylence Atina Platea Ordusu ndaki askerlerden unlu bir atletin zafer haberini iletmek icin kosarak Atina ya gelmesiydi Soz konusu kosucu yardim getirmek icin Sparta ya da kosturulmustu Herodot bu kosu sirasinda gidiste ya da donuste tanri Pan in kendisine gorundugunu anlatmaktadir Bu konuyla ilintili olarak muharebeden sonra Akropolis in kuzey yamacindaki bir magarada her yil kurban kesilmek ve mesale yarislari yapilmak uzere bir kutsal alan olusturulmustur Yine savastan sonra Atina da Avci Artemis e kurbanlar sunulan bir festival gelenegi olusturulmustur Bu festival bir bakima kentin savastan once vadettigi bir adagin yerine getirilmesiydi Bu kurban torenlerinde Maraton Murabesi nde oldurulenlere esit sayida keci kurban edilmesi gelenek haline getirilmistir Ancak bir sure sonra kurban edilen keci sayisi bir hayli artmis yilda 500 keci kurban edilir olmustur Festival sirasinda tanrinin buyrugu geregi susu verilerek gunluk yasaminda hemen hemen hic yiyemedigi keci etiyle karni doyurulan halkin tanri adina yonetilmesinin daha kolay hale geldigi bir sure sonra kesfedilmisti Ksenofon savastan 90 yil sonraki kendi doneminde halen bu keci kurban etme geleneginin surmekte oldugunu yazmaktadir Plutarkhos Atinalilarin gordugu rivayet edilen bir ruyadan soz eder Ruyada Atina nin mitolojik krali Theseus ordu gerisinde Perslere yonelen bir saldiriya komuta etmektedir Theseus on iki Olimpos tanrisiyla birlikte Stoa Poikile olarak bilinen Atina daki nin kuzey duvarina resmedilmistir Maraton Kosusu Herodot a gore muharebeden once Sparta ya destek istemek icin Atina dan gonderilen Atinali kosucunun adi Pheidippides dir Kosucu Sparta ya kadar olan yaklasik 225 km lik mesafeyi kosmus ve ertesi gun Sparta ya ulasmistir Muharebeden hemen sonra Atina Platea Ordusu Pers kuvvetlerinin Atina yakinlarinda karaya asker cikarmasini onlemek icin agir silahlarla ve savas yorgunluguyla yaklasik olarak 40 km yuruduler Atina ya zamaninda ulasarak Pers kuvvetlerinin cikarma yapmasini onlediler Zaman icinde bu iki olay halk arasinda ic ice girdi ve bir bakima carpitilmis bicimiyle bir soylenceye donustu Bu soylence Pheidippides in muharebenin hemen ardindan zafer haberini ulastirmak icin Maraton la Atina arasini kosarak kat ettigi Atinalilara Zafer bizim dedikten hemen sonra da dusup oldugu seklini almistir Daha da yanlisi oykunun Herodot a dayandirilmasidir Gercekte oyku Plutarkhos un MS 1 yuzyildaki calismasinda in kayip calismasindan yaptigi alintiya dayanmaktadir Oyku bir de Lukianos tarafindan MS 2 yuzyilda kaleme alinmis olan calismasina kosucu adi Pheidippides olarak degil Philippides seklinde konu olmustur Gunumuz Olimpiyatlar i baslatildigi donemde de organizatorler ve bu konuda calisanlar kamuoyunun ilgisini cekecek ve antik caglardaki Grek ihtisamini canlandiracak bir sey ariyorlardi Bir Maraton yarisi fikri ilk olarak Fransiz dilbilimci Michel Breal tarafindan ortaya atilmistir Breal bu yarisin 1896 daki ilk Olimpiyatlar olan Atina Olimpiyatlari nda yer almasina calismistir Bu fikir hem Olimpiyat oyunlari nin kurucusu Pierre de Coubertin tarafindan hem de Yunan cevreler tarafindan siddetle desteklenmistir Boylece Atina dan Maraton a rakip kosucular arasinda kosulan bir yaris soylenceyi tum dunya kamuoyuna tanitacak dort yilda bir yenilenerek populer kulture girmesi saglanacakti Ilk yillarda Maraton yaklasik olarak 40 km uzerinden kosulurken daha sonra 42 195 metrede standart hale konulmustur Notlar Herodot Sparta Ordusu nun dolunaydan sonra Atina ya geldigini yazmaktadir Herodot 6 120 Dis baglantilarAyri bir bakis acisindan bir Grek taarruzu krokisi olu kirik baglanti Edward J Siegfried Analytical Study of Battle Strategies Used at Matathon 490 8 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Edward Shepherd Creasy Fifteen Decesive Battles of the World From Marathon to Waterloo28 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Battle of Marathon20 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca a b c d Herodot 6 117 1 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c d e Herodot 6 115 1 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Kasim 2012 Cicero On the Laws I 5 a b c d Holland pp xvi xvii Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi hxvi adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Thucydides History of the Peloponnesian War e g I 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Finley Sh 15 Holland Sh xxiv a b Holland Sh 377 Fehling Sh 1 277 Diodorus Siculus Bibliotheca Historica 24 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Note to Herodotus IX 81 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d e f g Edward J Siegfried Analytical Study of Battle Strategies Used at Matathon 490 BCE 8 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 1 Chaliand Gerard Nomadic empires from Mongolia to the Danube ISBN 978 0 7658 0204 0 a b Holland Sh 47 55 a b Holland Sh 58 62 a b Holland Sh 203 a b Holland Sh 154 157 Herodot 5 38 1 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 a b c d e Holland Sh 157 161 Herodot 5 65 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 Herodot 5 96 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 Hekatomnidler Oncesinde Karia Mimarisi 26 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 119 Holland Sh 131 132 a b Holland Sh 133 136 Holland Sh 136 138 a b c Holland Sh 142 Herodot 5 96 1 23 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 a b Herodot 5 96 2 20 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 Herodot 5 99 1 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Kasim 2012 Holland Sh 160 Holland Sh 168 Holland Sh 176 Herodot 6 31 1 2 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Herodot 6 33 1 3 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b B H Liddell Hart Strateji Dolayli Tutum Sh 53 Holland Sh 177 178 a b Holland 171 178 Herodot 5 105 2 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Herodot 6 44 2 3 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Edward J Siegfried Sh 7 8 Herodot 6 94 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2012 a b c Edward J Siegfried Sh 9 Herodot 6 101 1 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c d e f g h i j k Livius org Battle of Marathon 20 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2012 Livius org Herodotus nineteenth logos Marathon 18 Kasim 2005 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2012 Herodot 6 101 3 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c d Dimitris Gedeon Hear The Battle of Marathon September 490 BC 23 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Herodot 6 102 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c d e f Edward Shepherd Creasy Fifteen Decesive Battles of the World From Marathon to Waterloo28 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Prof Dr Oguz Tekin Hellen ve Roma Tarihi19 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 41 John Boardman N G L Hammond D M Lewis M Ostwald The Cambridge History Cilt IV19 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 506 a b c d Xenophon Group International 11 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2012 a b c d e B H Liddell Hart Strateji Dolayli Tutum Sh 54 Lind Chron D 1 59 in Higbie 2003 Herodotus VI 105 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c Edward J Siegfried Sh 19 a b c d e f g h i j k l Holland Sh 187 190 Edward J Siegfried Sh 20 31 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2012 Cornelius Nepos Miltiades VI a b Lazenby Sh 56 a b c d R Martin Thomas An Overwiev of Classical Greek History from Mycenae to Alexander 1 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Herodotos Tarih Sh 493 Dipnot 251 Herodot 6 103 1 4 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b Cornelius Nepos Miltiades IV Edward J Siegfried Sh 12 a b Herodot 6 109 1 6 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b Edward J Siegfried Sh 11 a b Battle of Marathon History and Legend 31 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2012 a b Herodot 6 110 24 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c d e f g h Lazenby Sh 59 62 a b Lazenby Sh 57 59 Edward J Siegfried Sh 2 a b c Herodot 6 95 2 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Herodot 6 95 2 adi farkli icerikte birden fazla tanimlanmis Bkz Kaynak gosterme Herodot 6 97 1 26 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b D W Olson et al Sh 34 41 Cornelius Nepos Miltiades V Pausanias X 20 a b Plutarch Moralia 305 B Lazenby Sh 54 Edward J Siegfried Sh 16 Pausanias I 32 a b Herodot 6 95 1 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Cornelius Nepos Miltiades IV Pausanias IV 22 Suda entry Hippias Plato Menexenus 240 A Lysias Funeral Oration 21 Justinus II 9 Davis Sh 9 13 Holland Sh 390 Lloyd Sh 164 Green Sh 90 Lazenby Sh 46 a b c d Edward J Siegfried Sh 22 Edward J Siegfried Sh 8 a b c d e f g Holland Sh 191 195 Lazenby Sh 256 a b c d Edward J Siegfried Sh 21 Plutarch Aristides V Herodot 6 111 3 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Lazenby Sh 250 Lazenby Sh 258 Lazenby Sh 64 Edward J Siegfried Sh 18 Herodot 6 112 1 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b c J A G Van Der Veer The Battle of Marathon A Topographical Survey a b c Lazenby Sh 66 69 Herodot 6 112 3 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Edward J Siegfried Sh 15 Herodot 6 112 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 a b Edward J Siegfried Sh 23 Herodot 6 113 1 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Heodotos Tarih Sh 494 Herodot 6 113 2 21 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Pausanias I 32 Lazenby Sh 71 Herodot 6 115 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Kasim 2012 Herodot 6 114 5 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Photius Excerpt of Ctesias Persia 1 31 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2012 Herodotus Histories I 6 119 VI 94 Datis livius org 21 Haziran 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2012 a b c Herodot 6 116 22 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Holland Sh 218 Edward J Siegfried Sh 24 Lazenby Sh 72 73 lt a b Herodot 6 120 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Herodot 7 7 3 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Aralik 2012 Holland Sh 206 207 Holland Sh 208 211 Lazenby Sh 151 Lazenby Sh 197 Holland Sh 350 355 Holland Sh 201 Holland Sh 138 Fuller Sh 11 32 Powell et al 2001 Holland Sh 194 197 Holland Sh 344 352 Hans Rupprecht Goette Athens Attica and the Megarid An Archaeological Guide Sh 59 Thucydides II 34 Homeros Azra Erhat Ilyada Can Yayinlari 1984 Sh 6 Herodot 6 105 3 3 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2012 Plutarch On the Malice of Herodotus Sh 26 Xenophon Anabasis III 2 Aelian Varia Historia II Sh 25 Aristophanes The Knights Sh 660 Plutarch Theseus Sh 35 Pausanias I 15 Herodotus VI 105 106 Holland Sh 198 Plutarch Moralia 347C Lucian III a b c d 3 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2012 KaynakcaAntik kaynaklar Herodot Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Herodotos Tarih Turkiye Is Bankasi Kultur YayinlariThucydides History of The Peloponnesian Wars Diodorus Siculus Library Funeral Oration Plato Menexenus Xenophon Anabasis Aristoteles The Athenian Constitution Aristophanes The Knights Cornelius Nepos Lives of the Eminent Commanders Miltiades Plutarch Parallel Lives Aristides Themistocles Theseus On the Malice of Herodotus Lucian Mistakes in Greeting Description of Greece Claudius Aelianus Various history amp On the Nature of Animals Epitome of the Philippic History of Pompeius Trogus Bibliotheca or Myriobiblon Epitome of Persica by Suda DictionaryGunumuz kaynaklari Peter Green The Greco Persian Wars University of California Press Tom Holland Persian Fire The First World Empire and the Battle for the West Abacus 2006 Jim Lacey The First Clash The Miraculous Greek Victory at Marathon and Its Impact on Western Civilization 2011 J F Lazenby The Defence of Greece 490 479 BC Aris amp Phillips Ltd 1993 Alan Lloyd Marathon The Crucial Battle That Created Western Democracy Souvenir Press 2004 Paul Davis 100 Decisive Battles Oxford University Press 1999 J Powell D W Blakeley T Powell Biographical Dictionary of Literary Influences The Nineteenth Century 1800 1914 Greenwood Publishing Group 2001 J F C Fuller A Military History of the Western World Funk amp Wagnalls 1954 D Fehling Herodotus and His Sources Citation Invention and Narrative Art 1989 Moses Finley Thucydides History of the Peloponnesian War Penguin 1972 Anthologiae Graecae Appendix vol 3 Epigramma sepulcrale D W Olson et al The Moon and the Marathon 4 Haziran 2012 tarihinde Archive is sitesinde arsivlendi Sky amp Telescope Nisan 2004 History olu kirik baglanti Basil Liddell Hart Strateji Dolayli Tutum Doruk Yayincilik 2003