Buzul çağı ya da buz çağı, Dünyanın ve atmosferinin sıcaklığının uzun süren dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi ve varlığını sürdürmesidir. Dünyanın iklimi, gezegende buzulların olmadığı sera dönemleri ile buzul çağları arasında gidip gelir. Dünya halen Kuvaterner buzullaşması içindedir. Buzul çağındaki soğuk iklimin bireysel darbeleri buzul dönemi (veya kısaca buzullar) ve buzul çağındaki aralıklı sıcak dönemlere ise buzullararası denir.
Dördüncü Zaman, Dünya'daki toprakların %30'undan fazlasının buzlarla kaplandığı bir dönemidir ve Pliyosen Çağı ile Holosen Çağı arasında yer alır. Yunanca "eski" anlamına gelen pleistos ve "yeni" anlamındaki kainos kelimelerinin birleştirilmesinden oluşmuştur. Günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl önce pleistosen döneminde başlayan buzul çağları bundan yaklaşık 10.000 veya 14.000 yıl önce sona ermiş ve Dünya'da buzullar arası Holosen çağı başlamıştır.
Buzuloji, buz çağı terimi ile kuzey ve güney yarıkürede ortaya çıkan yoğun buz katmanları (da) ifade edilmektedir.
Dünya okyanuslarına ve atmosferine salınan antropojenik sera gazlarının miktarının önümüzdeki 500.000 yıl boyunca bir sonraki buzul dönemini önleyeceği tahmin edilmektedir. Aksi takdirde buzul dönemi yaklaşık 50.000 yıl içinde başlayacak ve ardından muhtemelen daha fazla buzul döngüsü başlayacaktı.
Hâlen Grönland, Arktik ve Antarktika buzulları var olduklarından dolayı; 2,6 milyon yıl önce pleistosen adı verilen dönemde başlayan buzul devrini yaşamakta olduğumuzu söyleyebiliriz. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde buzullar erimeye devam ettiğinden buzul sonrası dönem yaşamaktayız.
Günümüzden yaklaşık olarak 18 bin yıl önce en üst noktasına erişen "son buzul çağı" olan Würm bundan yaklaşık 10.000 yıl önce sona erdi ve yerküre ısınmaya başladı. Bu ısınma süreci hâlen devam etmektedir. Doğal döngünün devam etmesi halinde Yeryüzünün yeniden soğumaya başlamış olması gerekirken insanın kullandığı fosil yakıtlar, karbondioksit, metan vb. sera gazlarının salınımı nedeniyle atmosfer ısısının artışına bağlı küresel ısınma devam ettiğinden en azından yakın bir gelecekte bir buzul devri öngörülmemektedir.
Pleistosen olarak da adlandırılan buzul çağları dördüncü zaman olan kuaternerin ilk ve en uzun evresidir. Buzul çağında kuzey yarıkürenin büyük bir kısmının buzullarla kaplı olduğu, dünyanın diğer kısımlarındaysa soğuk (buzullaşma) ve ılıman (buzullararası) iklimlerin birbirini izlemekte olduğu düşünülmektedir. Buzul çağlarında buzullar kuzeyden güneye doğru yayıldıkça memeliler de güneye (veya daha düşük enlemlere) doğru ilerlemiştir.
Buz çağı teorisinin ortaya çıkışı
1742'de, Cenova'da yaşayan, mühendis ve coğrafyacı Pierre Martel (1706-1767) Savoy'daki Alpler'de bulunan Chamoniks vadisini ziyaret etti. Bundan iki yıl sonra bu gezisinin bir özetini içeren bir değerlendirme açıklaması yayımladı. Vadideki yerleşimci canlıların buzulların yer değiştirmesiyle ortaya çıkan bir dağılım gösterdiğini ve bu göstergeye göre de günümüz buzullarının bir zamanlar çok daha ileriye doğru uzanmakta olduklarını öne sürdü.
Daha sonra, Alplerin bulunduğu değişik bölgelerden benzer raporlar açıklandı. 1815'te, marangoz ve dağ keçisi avcısı Jean-Pierre Perraudin (1767-1858), İsviçre kantonlarından Valais'de bulunan 'te gördüğü kararsız buzul kaymasıyla yer değiştirerek bölgeye gelen kopmuş kaya parçaları buzulların bir zamanlar daha ileride olduğunu işaret ediyordu.'de, Meiringen'li ağaç kesimiyle uğraşan bir kişi İsviçre-Alman jeoloğu (1786-1855) ile 1834 yılındaki görüşmesinde benzer bir düşünceyi savundu. Aynı konu hakkında, İsviçre'de Valais'teki ve batı İsviçre'deki 'de yapılan karşılaştırmalı çalışmalar ve Goethe'nin bilimsel araştırmaları bilinmektedir. Bu tür çalışmalar dünyanın başka değişik yerlerinde de yapılmıştır. Bavyeralı doğa bilimcisi (1806-1878) 1849-1850 yılları arasında Şili Andlar'da, bölge sakini yerlilerinin buzulların önceki hareketlerine atfettikleri buzultaşı (moren) fosilini ziyaret etmiştir.
Bu arada, Avrupalı akademisyenler bazı maddelerin dağılımına neyin neden olduğunu merak etmeye başlamıştılar. 18. yy.'ın ortalarından itibaren bazıları buna buzulların sürüklenmesinin yol açmış olabileceğini öne sürdüler. İsveçli maden uzmanı (1712-1797), 1742'de, İskandinavya ve Baltık bölgelerindeki buz denizi üzerinde sürüklenen buzulların bu dağılıma yol açmış olabileceğini öne süren ilk kişi oldu. 1795'te, İskoç filozof ve doğa bilimcisi James Hutton (1726-1797), Alpler'de bulunan dağılmış kaya parçalarının buzulların hareketiyle sürüklenişini açıkladı. Yirmi yıl sonra, 1818'de, İsveçli bitki bilimcisi 'in (1780-18519), İskandinav Yarımadası'nda buzulların sürüklenmesi teorisini anlatan eseri yayımlandı. Buzullaşmanın bölgesel bir fenomen olduğu üzerinde durdu. Ondan sadece birkaç yıl sonra Danimarka-Norveçli jeolog Jens Esmark (1763-1839) dünya çapında oluşan bir dizi bu çağlarından bahsetti. 1824'te yayımlanan bir gazete makalesinde, Esmark buzullaşma değişimlerine iklim değişimlerinin (bkn: iklimbilim) yol açtığını anlattı. Bu iklim değişimlerini, Yeryüzü yörüngesindeki değişmelerin yol açmış olması teziyle açıklamaya çalıştı.
İzleyen yıllarda, Esmark'ın düşünceleri tartışıldı ve kısmen İsveç, İskoç ve Alman bilimcilerce devralındı. Norveçli buzul çağı uzmanı profesör 'in 1992'de yaptığı yorumlarına göre Edinburgh Üniversitesi'nden (1774-1854), Esmark'ın düşüncelerine göreceli biçimde açık göründüğünü belirtti. Jameson'ın İskoçya'daki antik buzullarla ilgili tespitleri çok büyük bir olasılıkla Esmark etkisiyle oluşmuştu.Almanya', 'de ormancılık profesörü Albrecht Reinhard Bernhardi (1797-1849), Esmark'ın teorisini doğru kabul etti. 1832'de yayımlanan bir gazete makalesinde, Bernhardi eski kutup tepeciklerinin Yeryüzünün ılımanlaşan bölgelerine doğru kayma yaparak ulaştığı kurgusunu açıkladı.
Bu tartışmalardan bağımsız olarak, İsveçli inşaat mühendisi (1788-1859), 1829'da, Jura Dağları ve yakınlarındaki bölge yapısına uygun olmayan kopmuş kaya parçası dağılımlarının varlığını dev buzullarla açıkladı. Yazısını 'nde okuduğunda bilimcilerin çoğunluğu şüpheci kaldılar. Sonunda, Vanetz arkadaşı Jean de Charpentier'i teorisine ikna etmeyi başardı. De Charpentier, Vanetz'in düşüncesini Alplerin buzullaşması ile sınırlayarak bir teoriye dönüştürdü. Düşünceleri Wahlenberg'in teorisine benziyordu. Gerçekte, her iki bilimci de erken tarih hakkında aynı volkanistik varsayımı veya 'in yaklaşımını platonist varsayımlara tercih ediyordu. 1854'te Charpentier makalesini İsviçre Doğal Bilimler Akademisyenleri önünde okudu. O günlerde Alman botanikçi (1803-1867), Bavyera Alpler'i yaylalarındaki sürüklenmiş kaya parçaları üzerinde yetişen yosun öbekleri üzerinde çalışma yapıyordu ve bu dev boyuttaki kayaların nereden gelmiş olabileceğini merak ediyordu. 1835 yaz iklimi boyunca Bavyera Alpleri'nde bazı kısa süreli yolculuklar yaptı. Schimper, Alplerin yaylalarındaki kopmuş kaya parçalarının buzul tarafından taşınmış olabileceği sonucuna geldi. 1835'i 1836'ya bağlayan kış boyunca Münih'te bir dizi konferans verdi ve soğuk bir iklim ve donmuş suyla yok olan bir küresel etkinlikteki zaman diliminin var olması gerektiği varsayımını açıkladı.
Schimper, 1836 yılının yaz aylarını Beks yakınlarındaki Devens'te bulunan İsviçre Alpleri'nde üniversiteden eski arkadaşı Louis Agassiz (1801–1873) ve Jean de Charpentier ile geçirdi. Schimper, de Charpentier ve muhtemelen Vanetz; Agassiz'i bir buzul dönemi olduğuna ikna ettiler. 1836/7 kışı boyunca Agassiz ve Schimper bir buzullanma sekmeleri teorisini geliştirdiler. Bu teoriyi hazırlarken büyük ölçüde Goethe, Vanetz, Charpentier ve oradaki alan çalışmalarından elde ettikleri üzerinde biçimlendirme yaptılar. Agassiz'in de o esnada Bernhardi'nin makalesiyle benzer düşüncede bulunduğunu gösteren işaretler bulunmaktadır. 1837'nin başlarında Schimper buz veya buzul çağı anlamına gelen "Eiszeit" terimini icat ederek ileri sürdü. 1837 Haziran'ında, Agassiz; Neuchâtel'deki olağan yıllık İsveç Doğal Bilimler Akademisi Buluşması önünde birlikte hazırladıkları sentezin sunumunu yaptı. Dinleyiciler, yeni teorinin o güne kadar kurgulanmış iklim teorileriyle çelişkili bulunması nedeniyle oldukça fazla eleştirili (veya) hatta karşıt olarak değerlendirilebilecek bir tutum içinde oldular. Çağdaşları olan bilimcilerin büyük bir kısmı (ateş halinden) ergimiş bir yerküre olarak doğduğu andan itibaren (sabit bir hızla) tedrici olarak soğumakta olduğunu düşünmekteydiler.
Bu ret edilişin üstün gelmesi üzerine, Agassiz jeolojik alan çalışmasına başladı. Buzullar Üzerine Çalışma (Études sur les glaciers) adlı kitabını 1840'ta yayımlattı. De Charpentier, bununla aynı zamanda Alplerdeki buzullaşma hakkında hazırlamakta olduğu bir kitabı da piyasaya çıkardı. De Charpentier, Agassiz'e buzul araştırması derinliğini sunan kişi olmasından ötürü Agassiz'nin kitabında kendisi hakkında yer vermesinin gerektiğini hissetmişti. Bunun yanı sıra, aralarındaki kişisel çekişme nedeniyle Agassiz kitabında Schimper'den bahsetme konusunu es geçmişti.
Tümüyle birlikte, buz çağı teorisinin kabul görmesi için birkaç on yıl geçti. 'un 1875'te, buz çağlarının nedenleri hakkında güvenilir açıklamalar getiren Jeolojik İlişkileriyle İklim ve Zaman adlı eserinin yayımlanması da dahil olmak üzere Croll'un çalışmalarını izleyen 1870'lerin ikinci yarısından sonra uluslararası bir ölçekte kabul gördü.
Buz çağlarının kanıtları
Jeolojik, kimyasal ve paleontolojik olmak üzere buzul çağlarının üç temel kanıtı bulunmaktadır.
Jeolojik kanıt, kopmuş kaya parçalarında su hareketinin aşındırarak yol açtığı düzleşmeler ve tahrişler, buzultaşları (morenler), buzul birikintilerinden meydana gelmiş dar ve uzun yığın tepecikleri (drumlinler), vadi kesileri ve buzulların taşıyıp yığdığı çakıl veya kum ile karışık balçık veya çökelti kayaları (tillites) ve buzul akıntısıyla sürüklenen taş ve kayalar olmak üzere çeşitli biçimlerde bulunmaktadır. Diğerini izleyen buzullaşmalar, yorumlanmalarını güçleştirecek biçimde jeolojik kanıtı çarpıtabilmekte ve silebilmektedir. Üstelik, bu kanıtın tam olarak zaman belirlemesini yapmak güçtür. Erken dönemli teoriler buzul dönemlerinin buzullararası dönemle kıyaslandığında daha kısa olduğu yönündeydi. Çökelti ve buz merkezlerinin açığa çıkarılmasıyla gerçek durum; buzul dönemlerinin uzun, buzullararası dönemlerin buzul dönemlerine göre kısa sürdüğünü ortaya çıkardı. Eldeki uyumlu teorinin ortaya çıkarılabilmesi için epey bir zaman geçmesi gerekti. Buzullar erimeye başladığında gövdelerinde çatlaklar oluşur ve tepelerinden göller birikmeye başlar. Buzul biriken gölün bir kenarından ayrılarak çöktüğünde göl suyu tazyikle ve tufan biçiminde hızla akmaya başladığında bu güçlü akıntı önüne çıkan dev kayaları bile sürükleyebilir. Hızı azaldığında içindeki birikintileri bıraktığı yerlerde drumlin adı verilen dalgalı kum tepecikleri oluşturur. Buzulun bıraktığı oval biçimli, balina görünümlü birikintilerin üzerinde sürükleme sonrası bırakılan kayalar bulunabilir.
Kimyasal kanıt, başlıca günümüz çökeltileri ve çökelti kayaları ve okyanus içi çökelti içlerinde bulunabilen fosillerin izotoplarında çeşitli oranlardadır. En son buzul dönemleri, buzul özlerinin içerdikleri buzdan iklim göstergeleri ve buzdaki hava kabarcıklarından elde edilen atmosfer örnekleri sağlar. Çünkü su içeren daha ağır izotoplar daha ağır bir buharlaşma ısısına sahiptir ve orantı miktarı daha soğuk iklim koşullarında azalır. Bu durum, örneğin oraya sıkıştığı tarihe ait bir ısı kaydının elde edilebilmesini sağlar. Ancak, izotop oranları dışındaki diğer etkenlerce bu kanıt yanlışlanabilmekte veya karmaşık hale gelebilmektedir. B-10 izotopu güneş etkinliğinin kayıtlarını tutar.
Paleontolojik kanıt, fosillerin jeolojik dağılımına göre değişiklikler içerir. Buzul döneminde soğuğa uyumlu organizmalar daha alçak enlemlere doğru yayılır ve daha ılıman koşullara uyumlu olan organizmalar tükenir veya daha alçak enlemler içinde yığılmaya başlar. Bu kanıt türünün yorumlanması güçtür çünkü;
- Çökelti sekmeleri uzun bir zaman dilimini ve geniş bir enlem bölgesini kaplar,
- Antik çağ organizmaları birkaç milyon yıldır hiç değişmeksizin öylece kalmıştır ve bunların sıcaklık tercih şekillerini tespit etmek gereklidir.
- Konuyla ilgili olan fosilleri bulmak gerekir.
Güçlüklere rağmen, buzul çekirdeği ve okyanus çökelti özünün analizi son birkaç milyon içindeki buzul ve buzullararası periyotları göstermektedir. Bu göstergeler 'buz çağları' ile buzultaşı, drumlin ve buzul yığıntıları gibi kıtasal kabuk fenomeni arasındaki bağlantıyı doğrular. Bu nedenle, kıtasal kabuk fenomeni, buzul çekirdeğinin oluşmasından daha erken bir zaman aralığında oluşmuş tabakalarda bulundukları durumda daha erken buz çağlarının iyi bir kanıtı olarak kabul edilir.
Başlıca buz çağları
Dünya'nın geçmişinde en az beş buz çağı vardır. Bunlar: Huronian, Kriyojeniyen, And-Sahra, ve Kuaterner buzullaşmasıdır. Bu çağların dışında, Dünya yüksek enlemlerde bile buzsuzdur. Bu dönemler sera dönemleri olarak bilinir.
Huronian Buzul Çağı adlı en eski köklü buzul çağına ait kayalar, erken Proterozoyik Eon döneminde yaklaşık 2,4 ila 2,1 Ga (milyar yıl) öncesine tarihlenmiştir. Huronyen Supergrup'un birkaç yüz kilometresi, Sault Ste. Marie yakınlarından Huron Gölü'nün kuzeydoğusundaki Sudbury'ye uzanan, buzulların sürükleyip bıraktığı çakıl ve kumla karışık balçık yatakları, artık taşlaşmış dev yatak katmanları, damlataşlar (dropstone), iklimsel birikimlerin oluşturduğu tabakalar (varv), buzul akıntısı ve oyulmuş taban kayaları ile Huron Gölü'nün kuzey kıyısının 10 ila 100 km kuzeyinde açığa çıkarlar. Marquette, Michigan yakınlarında ilgili Huroniyen yatakları bulunmuş ve Batı Avustralya'daki Paleoproterozoyik buzul yatakları ile ilişkilendirilmiştir. Huronyen buzul çağına, Büyük Oksidasyon Olayı sırasında bir sera gazı olan atmosferik metan'ın ortadan kaldırılması neden olmuştur.
Bir sonraki iyi belgelenmiş buzul çağı ve muhtemelen son milyar yılın en şiddetlisi, 720 ila 630 milyon yıl önce meydana gelen Kriyojeniyen dönemidir. Bu dönemde Yeryüzünün yer yer ekvator bölgesine kadar ulaşabilen buzul tabakalarından oluşan kartopu (bknz: Kartopu dünya) ile kaplanmış olabileceği düşünülmektedir. Bu dönem muhtemelen volkanlarca üretilen CO2 gibi sera gazlarının birikmesiyle bitmiştir. "Kıtalarda buzun ve okyanuslarda buz kütlesinin varlığı, günümüzde CO2'in iki temel çökelticisi olan hem silikat ayrışması hem de fotosentez'i engelleyecektir." Kriyojeniyen çağının sonundan itibaren Ediyakaran ve Kambriyen patlaması ortaya çıkmıştır. (Kambrien/kambriyen paleozoik devrin ilk bölümüdür.) Bu sunum modeli yeni ortaya çıkan ve üzerinde ihtilafların bulunduğu modeldir.
And-Sahra dönemi 460 ile 420 milyon yıl öncesi aralığında, Geç Ordovisyen ve Silüriyen boyunca olmuştur.
Devoniyen döneminin başlangıcında kara bitkilerinin evrimi, gezegen oksijen seviyelerinde uzun vadeli artışa ve CO2 seviyelerinde azalmaya neden olarak Geç Paleozoik Buz Devri ile sonuçlandı. Eski adı olan Karoo buzullaşması, adını Güney Afrika'nın Karoo bölgesindeki buzullardan almıştır. Karbonifer ve erken Permiyen dönemlerinde Güney Afrika'da 360 ila 260 milyon yıl öncesine ait aralıklarla geniş kutup buz örtüsü vardı. Arjantin ve antik üstkıta Gondvanaland'dan elde edilen bulgular arasındaki karşılıklı bağlantılar bilinmektedir.
Kuvaterner Buzullaşma / Kuaterner Buz Devri, yaklaşık 2,58 milyon yıl önce, Kuzey yarıkürede buz tabakalarının yayılmasının başladığı Kuvaterner Dönemi'nin başında başladı. O zamandan beri dünya, buzul dönemleri, buzullar veya buzul ilerlemeleri ve buzullar arası dönemler veya buzul çekilmeleri denilen 40.000 ve 100.000 yıllık zaman ölçeklerinde ilerleyen ve geri çekilen buz tabakalarıyla buzullaşma döngüleri gördü. Dünya halen bir buzullar arası dönemdedir ve son buzul dönemi yaklaşık 11.700 yıl önce sona erdi. Kıtasal buz tabakasından geriye kalanlar ve Antarktika Buz Tabakası ve Baffin Adası gibi daha küçük buzullardır.
Kuvaterner'in 2.58 Ma'dan başlayarak tanımlanması, 'nün oluşumuna dayanır. Antarktika Buz Tabakası daha erken yaklaşık 34 My, Senozoyik ortasında oluşmaya başladı (Eosen-Oligosen Sınırı). Geç Senozoik Buz Devri terimi bu erken evreyi kapsamak için kullanılır.
Buz çağları yer ve zaman itibarıyla daha ileri biçimlendirmeler yoluyla bölümlendirilebilmektedir. Örneğin, Riss (günümüzden 180.000-130.000 yıl önce) ve Würm (günümüzden 70.000-10.000 yıl önce) özellikle Alp bölgesi'ndeki buzullaşmaya atıfta bulunur. Buzulun en geniş biçimi bütün bir aralık boyunca sürmez. Her buzulun oluşturduğu yıpratma etkisi ondan önceki buz katmanlarında bulunan kanıtları neredeyse tümüyle siler. Bu durumun istisnası ise sonraki dönemde oluşan bir buzulun bir öncekinin üzerini tümüyle kaplamamış olduğu ender bölgelerdir.
Buzullaşma ve buzullaşmalararası çağ
Buz çağları (ya da en azından devam eden biri) boyunca, daha sıcak ve daha şiddetli periyotlar meydana geldi. Daha soğuk periyotlara buzul periyotları, Eemian gibi daha ılımlı periyotlara buzullararası (interglacial) adı verilmektedir.
Buzul periyotları, Yeryüzünün büyük çoğunluğunu, geniş toprakları kaplayan ve kutuplardan düşük enlemlere doğru genişleyen deniz buzulu kütlelerinin oluştuğu daha soğuk ve daha kuru iklimlerle karakterizedir. Dağ buzulları, diğer durumda buzullaşmamış alanlar daha düşük karlanma hattı yüzünden daha düşük yüksekliklere doğru genişler. Geniş miktarda suyun su seviyesi üzerindeki buzul tepeciklerini oluşturması nedeniyle su seviyeleri azalma gösterir. Okyanus suyu dolaşımının buzul kütleleri nedeniyle kesintiye uğradığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Yeryüzü arktik ve antarktik buzullarına sahip olduğundan, hâlen minimum düzeyde bir buzul çağı yaşıyoruz. İki buzul döneminin arasında kalan iklim dönemine buzullaşmalararası denilmektedir. Buzullaşma ve buzullaşmalararası periyotlar Yeryüzü yörüngesinde Milankovitch Döngüsü adı verilen değişimlerle eş zamanlıdır.
Yeryüzü, 11.000 yıldan daha fazla bir süreden bu yana Holosen adlı buzullararası bir periyotu yaşamaktadır. Günümüzde yaygın kabul gören biçime göre buzullararası dönem yaklaşık 12.000 yılda sona erecek olup bu durum hâlen devam eden bir soru işareti olarak beklemektedir. Örneğin, Doğa adlı bir makalede içinde bulunduğumuz döneme benzer bir buzullararası periyotun 28.000 yıl sürdüğü savunulmaktadır. (orbital forcing)'de tahmini değişmeler; insan etkisiyle oluşan küresel ısınma devam etmese bile gelecek buzul çağının bundan en az 50.000 yıl sonra başlayacağını öne sürmektedir. (bknz: Milankoviç Döngüsü). Üstelik, sera gazlarının artışından ortaya çıkan insan kaynaklı antropojenik zorlama fosil yakıtların yoğun kullanımı devam ettiği sürece yörüngesel baskılamadan ağır gelebilecektir.
Buzul periyotlarının olumlu ve olumsuz geri bildirimleri
Her bir buzul periyodu onu daha şiddetli yapan olumlu geri bildirime maruz kalmakta ve (ne kadar geç olsa da her durumda) en sonunda her periyodun sonlandığı konusunu oluşturmaktadır. Her buzul periyotu ona daha sert ve olumsuz geri beslemeyi getiren ve (bugüne kadar olduğu gibi her durumda) en sonunda onu sonlandıran olumlu geri beslemeye tabidir.
Olumlu geri besleme süreçleri
Buz ve kar yeryüzünün beyazlık miktarını yükseltir, bundan sonrası; güneş enerjisinin daha fazla yansıması ve daha az emilimidir. Bu nedenle hava sıcaklığı düştüğünde, buz ve kar yağışı büyür ve ortaya çıkan bu olumsuz geri besleme mekanizması ile rekabet edecek kuvvet sistemi dengeye ulaştırıncaya kadar artı etkiyle sıcaklık düşmeye devam eder. Ek olarak, buzulların yayıldığı kuzey (boreal) ormanlarındaki azalış beyazlanmayı arttırır.
1956'da ve tarafından başka bir teori öne sürüldü. Bu hipoteze göre, buzların bulunmadığı arktik okyanusunda kar yağışı miktarı daha fazla olmalıdır. Bir kere düşük sıcaklıktaki buzlar okyanusu kapladığında o alanda deniz suyundan daha az miktarda buharlaşma veya yükselme (sublimation/fizik) olur ve kutup bölgeleri; orta enlemdeki çöllerle mukayese edilebilir biçimde yağış miktarı azlığı nedeniyle kurumaya başlar. Bu ortaya çıkan az yağış miktarı durumu kutup enlemleri kar yağışını yaz mevsimi boyunca eritir. Buzla kaplı olmayan bir arktik okyanusu uzun süren yaz günleri boyunca güneş radyasyonunu emer ve buzla kaplı bir denize göre Arktik atmosferine daha fazla miktarda buharlaşma getirir.
Daha çok yağış miktarıyla düşen karın bazı kısımlarda yaz boyunca erimemesi mümkündür ve böylece daha alt rakımlarda ve daha güney enlemlerde, Yeryüzü beyazlaşması nedenli olarak karasal alan üzerindeki sıcaklığın düşmesi yukarıda belirtildiği gibidir. Bundan başka, bu hipotez altında okyanus suyu içindeki tampon buzul kütlelerinin eksikliği, Arktik ve Kuzey Atlantik Okyanusu arasında daha çok miktarda su sirkülasyonu oluşturur; soğuk arktik suları ılınırken, ona göre daha ılımlı olan Kuzey Atlantik suları soğuklaşır. (Küresel ısınmanın yol açtığı mevcut sonuçlar Arktik Okyanusun 5-20 yıl arasında geniş ölçüde buzulsuzlaşacağını içermektedir.) Ilıman çevrim sürecinde Kuzey Atlantik deniz suyuna eklenen yeni eriyen su küresel okyanus suyu sirkülasyonu miktarını azaltabilecektir. Böyle bir azalma (Körfez akıntısının azalmasının etkisi) Kuzey Avrupa'da serinletici bir etki oluşturabilir ki bu etki de alt enlemlerdeki karın yaz boyunca alıkonmasına neden olabilir. Yaygınlaşmış bir buzul dönemi boyunca buzulların Saint Lawrence Körfezine doğru hareket edebilecekleri ve böylece Körfez akıntısını tıkama olasılığından yeterince uzak olabilecekleri de öne sürülmüştür.
Olumsuz geri besleme süreçleri
Buzul örtüleri, buzul dönemleri boyunca üzerinde bulundukları karayı aşındıran formlardır. Bir zaman sonra, bu durum deniz seviyesi üzerindeki karayı azaltacak ve böylece buzul örtülerinin üzerinde oluşacağı boşluk miktarı da azalacaktır. Bu durum, beyazlanma geri beslemesini azaltır, buz örtüleri bir yandan oluşurken diğer yandan deniz seviyesi aşağıya düşer.
Buzulun büyümesiyle birlikte kuraklığı artıran diğer bir etken, mevcut yağış miktarının azalmasıyla buzullaşmanın devamlılığıdır. Buzullaşmanın geri çekilmesi böylece teşvik olur veya diğer bir süreç buzulun ilerlemesi yönünde benzer ters olumlu beslemeyle güçlendirilebilir.
'da yayımlanan araştırmaya göre, insanın karbondioksit yayımı bir sonraki buz çağını geciktirecektir. Araştırmacılar, bugünkü ılıman buzullararası dönemin en benzerinin oluştuğu yörünge bilgisini kullanarak gelecek buzul çağının 1.500 yıl sonra başlayabileceği tahmininde bulundular. Ancak yine de mevcut CO2 yayılımının bunu geciktirecek düzeyde bulunduğunu söylemeye devam ediyorlar.
Buz çağlarının nedenleri
Uzun süreli buz çağları periyotları ve ondan daha kısa süreli buzullararası periyotların nedenleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Üzerinde görüş birliği bulunan bazı etkenler şunlardır: Yeryüzü atmosferinin bileşimi, örneğin karbondioksit ve metan gazı konsantrasyonları gibi. (Daha önceden bahsedilmiş olan bu konuda önem taşıyan seviyeler, Antarktika EPICA buzul çekirdeğinde yapılan incelemelerde son 800 bin yıl için görülebilmektedir.); Milankoviç Döngüsü olarak bilinen Yeryüzünün güneş etrafındaki yörüngesindeki ve kendi ekseninin eğimindeki değişmeler; Tektonik levha hareketleri göreceli konumlanma ve kıtasal yekün ile Yeryüzünü kaplayan okyanus örtüsündeki değişiklikler rüzgârların, okyanus akıntılarının, atmosfer akımlarının değişikliğine yol açmaktadır. Güneş enerjisi çıktısındaki farklılıklar; dünya-ay sistemindeki yörüngesel dinamikler ve nispeten geniş meteorlar ve süper yanardağ püskürmelerini içeren volkanik hareketler.
Bu etkenlerden bir kısmı bir diğerini de etkileyebilmektedir. Örneğin, Yeryüzü atmosferi konsantrasyonundaki değişimler (özelikle sera gazlarındaki konsantrasyonlar) iklimi değiştirebilir veya iklimin kendisi atmosfer konsantrasyonunu değiştirebilir. (örneğin hava aşındırma oranındaki değişimler CO2 oranını etkileyebilir.)
Maureen Raymo, William Ruddiman ve diğerleri Tibet Platosu ve muazzam CO2 temizleyicilikleri kapasitesi ile senozoik iklimin hatırı sayılır bir nedensel etkeni olduğunu öne sürdüler. Daha ötesinde, son 10 milyon yıl içinde miktarının yaklaşık olarak yarısı kadar yükseldiğini (CO2 temizleme kapasitesiyle birlikte) iddia ettiler.
Yeryüzü atmosferindeki değişimler
Son 100-1000 yıllık en son periyotta, insan aktivitelerinin hızla yükselmesi özellikle fosil yakıtların tüketilmesinin paralel hızla ve artışla atmosfer sera gazlarının Güneş'ten gelen ısıyı arttırıcı etki yaptığının kanıtları bulunmaktadır. Sera etkisinin küresel ısınmayı arttıran ve buzul adaları ile kutup buzullarının erimesini arttıran temel neden olduğu üzerinde görüş birliği bulunmaktadır. Dinozorların sindirim esnasında oluşturdukları metan gazının da küresel ısınmaya neden olmuş olabileceği iddialar arasında yer aldı. Dinozorların yaydığı metan gazı miktarının insanın bugün fosil yakıt kullanımı vb. etkinliklerle oluşturduğu miktarla aynı seviyede olduğu da buna eklendi. Dinozorların yok oluşu (y.n. iklim değişikliklerini oluşturabileceği belirtilen) büyük bir Gök taşı çarpmasına bağlanmaktadır.
Buz çağlarının başında sera gazlarının azaldığına ve buz katmanlarının yeniden oluştuğunda çoğaldığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Ancak hangisinin neden veya sonuç olabileceğini tespit etmek güçtür. Kartopu dünya hipotezi geç Proterozoik boyunca dünyayı kaplayan donmaların olduğunu ve bunun atmosferdeki CO2 artışı ile sonlandığını, Kartopu dünyanın ortaya çıkışı ile kaybolması arasında CO2 miktarı arasında bağ bulunduğunu savundu.
Kıtaların konumları
Ekvator bölgesinden sıcak suların kutuplara yönelmesini engelleyen veya azaltan üç adet kıta konfigürasyonu bulunmaktadır:
- Bir kutbun tepe noktasında bir kıta bulunması, bugünkü Antarktika gibi.
- Karayla çevrili bir kutup denizinin var olması, bugünkü Arktik Okyanusu gibi.
- Ekvator çevresini kapatan bir üstkıtanın (supercontinent) bulunması, Neoproterozoik devirin Cryogenian dönemi boyunca Rodinyanın olduğu gibi.
Günümüzde Güney Kutbu üzerinde bir kıta ve Kuzey Kutbu'nda karayla etrafı neredeyse tümüyle kapanmış bir okyanus bulunması nedeniyle jeologlar yakın gelecekte Yeryüzünün buzul periyotlarını görmeye devam edeceğini düşünmektedirler.
Bazı bilim insanları Himalayaların buz çağının temel nedeni olduğunu çünkü bu dağların Yeryüzündeki toplam yağış miktarını ve buna bağlı atmosfere salınan CO2 miktarını yükselttiğini ve sera etkisini azalttığını öne sürmektedirler. Himalayalar yaklaşık 70 milyon yıl önce, Hint-Avustralya levhası, Avrasya levhasıyla çarpıştığında biçimlenmeye başladı. Hint-Avustralya levhası yıllık olarak 67 mm aynı yöne doğru ilerlemekte olduğundan Himalayalar yıllık olarak 5 mm yükselmektedir. 40 milyon yıl önce Eosen ortasından beri, Himalayaların geçmişi Dünya'nın ortalama sıcaklığındaki uzun vadeli azalmaya uymaktadır.
Okyanus su seviyelerindeki değişmeler
Eski iklim rejimlerine bir başka önemli katkı da, diğer faktörlerin yanı sıra kıta konumu, deniz seviyeleri ve tuzluluk tarafından değiştirilen okyanus akıntılarının değişimidir. Bu etkenler, soğutma (örneğin Antarktika buzunun oluşmasına yardım etme) ve ısıtma (örneğin Britanya Adaları'na kuzey iklimi yerine ılıman iklim verme) etkileri vardır. Bundan yaklaşık 3 milyon yıl önce Panama Kıstağının kapanması Atlantik ve Pasifik okyanusları arasındaki değişik sıcaklıklardaki su değişimini sonlandırarak Kuzey Amerika'daki bugünkü güçlü buzullaşma periyotunu başlatmış olabilir.
İncelemeler mevcut okyanus kararsızlıklarının son buzullaşma salınımlarında hesaba katılmasını önermektedir. Son buzullaşma periyotu boyunca deniz seviyesi 20–30 m. kadar su özellikle kuzey yarıküre buzul tabakaları tarafından çekildi. Buz toplandığında ve deniz seviyesi aniden alçaldığında Bering Boğazından su akışı (Sibirya ve Alaska arasındaki boğaz bugün ~50 m derinliğe daralmıştır.) azaldı ve Kuzey Atlantik'ten su akışı artış gösterdi. Bu, Atlantik'teki Termohalin döngüsünü yeniden düzenleyerek, Kutup buz birikimini eriten ve diğer kıtasal buz tabakalarını azaltan Kuzey Kutbu'na ısı taşınmasını artırdı. Suyun salınması deniz seviyelerini yeniden yükselterek, Pasifik'ten daha soğuk su girişini ve buna eşlik eden kuzey yarımkürede buz birikimine geçiş sağladı.
2021'de Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, son 1,5 milyon yıldaki tüm buzul dönemi buzul çağları, atmosferden daha çok CO2 çekilmesine neden olan, okyanus sirkülasyon modellerini değiştiren eriyen Antarktika buzdağlarının kuzeye doğru kaymasıyla ilişkilendirildi. Yazarlar bu sürecin gelecekte kesintiye uğrayabileceğini öne sürmektedir çünkü Güney Okyanusu buzdağlarının bu değişiklikleri tetikleyecek kadar uzağa gitmelerine yetecek kadar ısınacaktır.
Tibet platosunun yükselişi ve dağlık alanların üzerinin karla kaplanışı
Buzul Çağı gelişim teorisi Buzul Çağları boyunca Son Buzul Maksimumunda Tibet Platosunun buzlarla kaplı oluşunu öne sürdü. Kuhle'ye göre, Tibet plaka tektoniğinin yükselmesi karlanma hattını çıplak alanlarda %70 daha fazlaya ulaşan bir beyazlaşmaya neden olarak yaklaşık 2.400.000 km² daha geniş bir alana ilerletti. Güneş'ten alınan enerjinin yeniden uzaya yansıtılması küresel bir soğumayla sonuçlandı ve pleistosen buzul çağını tetikledi. Bu alan tropikal altı enlemde bulunduğundan yüksek enlemlere göre 4-5 kat daha fazla güneşlenme almaktaydı ki yeryüzünün en sıcak yüzeyi soğuyan bir yüzeye dönüştü.
Kuhle, buzullaşmalararası periyotları yeryüzü yörüngesindeki çeşitlenmelerin yıl açtığı 100.000 yıllık ışınım döngüleriyle açıklamaktadır. Kıyaslamalı olarak önemsiz görünen ılınma, İskandinav ve Tibet topraklarındaki buzul alanlarının azalmasıyla birleştiğinde (daha az bir yüzölçümüne) yüksek miktarda binen buzul yükü karaların üzerindeki buzulun çözülmesiyle sonuçlandı.
Dünyanın yörüngesindeki sapmalar
Milankoviç Döngüleri, Yeryüzünün Güneş etrafındaki yörüngesinde bir dizi döngüsel değişimlerdir. Her döngü farklı bir genişlikte olduğundan bazı zamanlarda bir diğerini takviye edici ve diğer zamanlarda ise bir diğerini kısmen iptal edici etki yapar.
Milankoviç Döngüleri:
- Yörünge elipsinin dış merkezliliği: 90 ve 100 bin yıl arasında Dünya; Jüpiter ve Satürn'e yaklaştıkça eliptik yörüngede meydana gelen değişmeler Güneş ışığının yeryüzüne ulaşırken kat ettiği mesafeyi etkilemektedir.
- Eğrilik devinimi: Dünya tam yuvarlak olmadığından 41.000 yılda 22,1° ile 24,5° arasında değişmektedir. Dünya hâlen yaklaşık olarak 23.4° eksen eğimine sahiptir. Bu değer, devinim döngüleri boyunca yörüngesel düzlemin statikliği ile bağlantılı yaklaşık olarak sabit kalmaktadır.
- Eksen sapması/yalpa: 19 ile 23 bin yıl (veya 25.000 yıl) arasında dünyanın kusursuz bir küre olmayışından meydana gelen yalpalar.
Milankoviç Döngülerinin buzul ve buzullararası periyotların oluşumuna etkisi hakkında güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Özellikle son 400.000 yıl, bu dönemde atmosfer bileşenleri ve sıcaklık belirtici ipuçlarını veren buzul özleri oluştuğundan son buzul çağı üzerinde en çok çalışılan ve en iyi anlaşılandır. Bu dönem boyunca tekrar eden buzullaşma/buzullaşmalararası tekrarlanmalar Milankoviç yörüngesel baskı döngüleriyle yakın miktarda örtüştüğünden genellikle doğru olarak kabul edilmektedir. Güneş'in Dünya ile mesafesindeki değişmeler, Dünya eksenindeki devinimler ve dünya ekseni eğiminin değişimi gibi durumlar Güneş ışığının Dünya'ya yeni dağılım biçimi oluşturması gibi birçok etkiyle açıklanmaktadır. Dünya'nın eksen eğimindeki değişimler mevsimlerin yoğunluğundaki değişimlerin temel nedenidir. Örneğin temmuz ayında 65. Kuzey enleminde toplam Güneş enerjisi alım miktarı en fazla %22 oranında (450 W/m² ile 550 W/m² arasında) değişiklik gösterir. Yazları bir önceki kışın biriktirdiği kar yağışını eritmeyecek kadar sıcaklık düşmesi olduğunda buz tabakalarının ilerlediği yaygın biçimde kabul edilmektedir. Bazı araştırmacılar buzullaşmaları tetiklemeye yetmeyecek kadar düşük olduğunu düşünmekte olup CO2 gibi bir geri besleme mekanizmasının bu örtüşme açığını açıklayabileceğini düşünmektedir.
Milankoviç, Yeryüzü yörüngesel elementlerindeki döngüsel değişimlerin buzullaşma rekorunu açıkladığı tahmininde bulunmuş olsa da buzul ve buzullararası devrelerin zamanlamasında hangi döngü veya döngülerin en yüksek önemi taşıdıklarının açıklanmasına gerek vardır. Özellikle, son 800,000 yıl boyunca buzullaşma-buzullaşmalararası baskın salınım devresi 100.000 yıldır ki bu da Yeryüzü'nün yörüngesel dış merkezliliği ve yörüngesel sapmasındaki tedirginliğe denk gelmektedir. 3.0–0.8 milyon yıl öncesi aralığındaki dönem boyunca buzullaşma devresi baskın periyotu; 41,000 yıl içinde Yeryüzü eğiminin değişmesine karşılık gelmektedir. Bir tekrarlama biçiminin diğerine karşı baskın gelmesinin nedenleri zayıf bir miktarda anlaşılabilmiştir ve güncel araştırmaların devam eden aktif bir alanıdır.
Geleneksel Milankoviç açıklaması 100,000 yıllık döngü baskınlığını son 8 döngü üzerinden açıklamaya çalışmaktadır. , ve diğerleri bu hesaplamaların Yeryüzü yörüngesinin iki ölçüsüne göre yapıldığına ancak üç ölçekli yörüngeye göre 100,000 yıllık bir yörüngesel sapma döngüsüne sahip olduğuna işaret etmekte ve Yeryüzü toz kuşakları içinde ve dışında hareket ettiğinden yörüngesel sapmadaki bu çeşitlenmelerin güneşlenme miktarındaki değişmelere yol açtığını öne sürmektedirler. Geleneksel bakışlardan farklı bir mekanizma olsa da 400.000 yılın üzerinde tahmin edilen periyotlar yaklaşık olarak birbirinin aynısıdır.
Güneş enerjisi çıktısındaki çeşitlenmeler
Güneşin ışıma gücü her 1 milyar yılda yaklaşık olarak %10 artış göstermiştir. Bu durum Güneş'in bir kırmızı dev olup Yeryüzünü de içine almasına kadar sürecektir. Güneş lekelerinin azalıp artmasına göre Güneş'in ışıma gücü de azalıp artmaktadır.
Güneş enerjisi çıktısında en azından iki tip çeşitlenme bulunmaktadır:
- Çok uzun bir dönem içinde, astrofizikçiler Güneş enerjisi çıktısının her bir milyar (109) yıl içinde %7 civarında arttığını düşünmektedir.
- Daha kısa dönemli çeşitlenmeler, Güneş lekeleri döngüleri ve adı verilen; küçük buz çağında 1645-1745 yılları arasındaki gibi Güneş lekelerinin daha az görüldüğü dönemler. 1645-1715 yılları arasında, Küçük Buz Çağının ortalarında Güneş aktivitelerinin daha düşük olduğu bir dönem ve adı verilen, 1460 ve 1550 yıları arasında belirgin bir soğuma dönemi olmuştur.
Volkanların yükselişi
Volkanik püskürmeler buzul çağı periyotlarının başlaması ve/veya bitmesinde etkili olmuş olabilir. Paleoiklim boyunca, CO2 düzeyleri bugünkünden iki veya üç kez daha fazla idi. Volkanlar ve kıtasal tabakalardaki hareketler atmosfere yüksek miktarda CO2 salınmasına yol açmıştır. Volkanların çıkardığı karbondioksit muhtemelen periyotlara etkide bulunmuştur. getirilen bir açıklama denizaltındaki volkan patlamalarının klatratlardan metan ortaya çıkarması ve bunun da hızlı ve yüksek miktarda sera etkisine yol açmasıdır. Bahsedilen zamanlarda volkan püskürmelerinin olduğuna kanıt bulunmaması bunun gerçekleşmediğini de kanıtlamamaktadır.
Son buzullar ve buzullar arası çağ evreleri
- Ana madde: Buzullaşma zaman çizelgesi
Kuzey Amerika'da buzul evreleri
Kuzey Amerika’daki başlıca buzullaşma devreleri , Eemian ve devreleridir. Nebraskan, Afton, Kansan ve Yarmouthian (Yarmouth) devreleri bölümlendirilmesi Kuzey Amerika’daki buz devrini dilimlendirmekte ve Kuaterner jeologları ve jeomorfologlarınca kullanılmaktadır. Bu sayılan devrelerin hepsi 1980’lerde tanımlamasının içinde birleştirilmiştir.
En son Kuzey Amerika buzullaşması boyunca, Viskonsin Devresinin son parçası boyunca (26,000 ile 13,300 yıl önce) buzul tabakaları 45 derece kuzey enlemine kadar uzanmıştı. Bu buzullar yaklaşık 3 ile 4 km kalınlığa ulaşmaktaydı.
Viskonsin buzullaşması Kuzey Amerika yer biçimi üzerinde geniş bir etki bıraktı. Büyük Göller ve buzulların derinleştirerek oyduğu eski vadilerdi. Minnesota ve Viskonsin’deki göllerin birçoğu buzullarca oyularak oluştu ve daha sonra buzul eriyiği sularla doldu. Eski buzul öncesi drenaj sistemi kökten biçimde değişti ve geniş biçimde şimdiki Ohio Irmağı drenaj sistemine dönüştü. Diğer ırmaklar setlendi ve Niagara gibi yeni kanallara yönlendiler, böylece su akışı kireç taşından sert ve eğimli yüzeylerle karşı karşıya geldiğinde etkileyici şelale ve geçitler biçimlendirdiler. Benzer bir şelale alanının günümüzde kurumuş bulunan, Syracuse yakınlarında bulunan görmek mümkündür.
Long Island’dan Nantucket’a kadar olan alan buzul yığıştırması (till)’ndan biçimlendi. Bunun yanı sıra Kuzey Kanada’daki Kanada Kalkanında çok sayıda bulunan göllerin oluşumu da buzul hareketleri ile ilişkilendirilmektedir. Buzullar çekildiğinden ve kaya tozları kuruduğundan, rüzgârla birlikte bu maddeler yüzlerce mil öteye taşınarak Missouri Vadisi içinde düzinelerce fit yüksekliğe ulaşan lös adı verilen killi ve kumlu balçık yatakları oluştu. Büyük Gölleri ve eskiden buzul tabakalarının altında kalmış alanları yeniden biçimlendirmeye devam etmektedir. , Viskonsin’in batı ve güneybatısındaki Minnesota, Iova ve Illinois’a bitişik alanlar buzullarca kaplanmamıştı.
- Ayrıca bakınız:
Acocagua ve Tupungato dolaylarındaki yarı kurak Andlardaki son buzul periyotu
Özel derecede ilginç bir iklim değişikliği buzullaşma dönemleri içinde yarı kurak Andlarda yaşandı. Mevcut iklimle kıyaslandığında beklenen sıcak düşüşü, burada kayda değer bir yağışa yol açtı. Bu nedenle, günümüz araştırmaları tropikal altı Acocagua kitlesi (6.962 m)'nde bir 'buzullaşma akımı' tipi yoğun bir buzullaşma olduğunu göstermektedir.
Buzulların günümüzde ender olarak 10 km genişliğe ulaştığı yerlerde karlanma hattı (ELA) 4.600 m. yüksekliğe ulaşmakta iken o zaman bu yükseklik 3.200 m.'ye düştü. Buna göre bir yıl içindeki sıcaklık düşüşü yaklaşık 8.4 °C'dir ve bir yağış artışı olmuştur. Bağlantılı olarak, buzul zamanlarındaki iklim nem kuşağı bugün için birkaç enlem daha öteye yerleşmiştir.
Buzullaşmanın etkileri
- Ayrıca bakınız:
Son buzul periyotu 8,000 yıldan daha uzun süre önce sona ermiş olsa etkileri günümüzde hissedilebilmektedir. Örneğin, Kanada Arktik Takımadası küresel ısınmanın etkilerini ortaya koymaktadır. Grönland, kuzey Avrasya ve Antarktika’da buzullar vardır. Kararsız kayalar, buzul yığıştırmaları, yığın tepecikleri, eskerler, buzultaşları, fiyordlar, çökelti kayaları, sivri yükseltili dağ tepeleri, dağ göletleri, buz yalakları, hörgüç kayalar, asılı vadiler buzulların oluşturduğu yer şekilleridir.
Buzul örtülerinin ağırlıkları Yeryüzü kabuğu ve mantosunu deforme edebilecek kadar yüksektir. Buzul örtüleri eridiğinde önceden buzulla kaplı toprak parçası geri kazanım sürecine girer. Yeryüzü kabuğu yarı sıvı halde bulunduğundan süreç oldukça yavaş işler. Buzullaşma süreci boyunca okyanuslardan sular yüksek enlemlere doğru taşınır. Bu durum deniz seviyesinin yaklaşık 110 m. alçalmasına, kaya tabakalarının ortaya çıkmasına ve toprak parçaları arasında karadan köprüler ortaya çıkarak canlılar için yeni göç yolları ortaya çıkmasına yol açar.
Buzulların erimeye başladığı buzullararası periyotta sular okyanuslara geri döner ve deniz seviyesinin yükselmesine yol açar. Bu durum kıyı şeritlerinde ani değişimlere, göllerin tuzlanmasına yol açar. Karanın, buzulun, tuzlu suyun ve tatlı suyun hızla böylesi bir kaotik biçimde değişmesine en yakın örnek olarak Baltık ve İskandinavya bölgeleri ve son buzul maksimumu sonlarında ortaya çıkan Kuzey Amerika’nın durumu örnek gösterilmektedir. İskandinavya'nın yükselmesi şimdi Kuzey Denizinin altında kalan, Britanya Adaları ve Kıta Avrupasını birbirine bağlayan geniş bir düzlüğün suyun altına batmasına yol açmıştır.
Yüzey kitlelerinin yeniden dağılımının yerkabuğu üzerinde oluşturduğu ağırlık eğrilmelere ve Yeryüzü üzerindeki stres artışı ile sonuçlanır. Buzulların varlığı genellikle aşağıdaki fayların hareketliliğini bastırır. Buzullaşmanın eridiği dönem boyunca faylar hızlandırılmış bir deprem tetikleme kayması yaşar. Depremler buzul sınırının yakınlarında tetiklenir ve bu da buzul parçalanmalarını hızlandırır ve bu durum da tarafından belirtilen son buzul çökmeleriyle birlikte kayaların okyanus tabanına çökmesi anlamına gelen nedeni olabilir. Buzul sınırının yakınlarından daha fazla buzul söküldüğü için daha fazla plaka içi deprem meydana gelir ve bu olumlu geri besleme buzul tabakalarının hızla çöküşünü açıklayabilir.
Avrupa’da buzul erozyonu ve buzul ağırlığının çökmesi sonucu Baltık Denizi oluşmuştur. Buzul çağı öncesinde Baltık Denizinin bugün bulunduğu alan baştan başa antik Eridanos Irmağınca kanalize olmuş durumdaydı.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Ehlers, Jürgen; Gibbard, Philip (2011). "Quaternary glaciation". Encyclopedia of Snow, Ice and Glaciers. Encyclopedia of Earth Sciences Series. ss. 873-882. doi:10.1007/978-90-481-2642-2_423. ISBN .
- ^ Cohen, K .M.; Finney, S. C.; Gibbard, P. L.; Fan, J.-X. "International Chronostratigraphic Chart 2013" (PDF). stratigraphy.org. ICS. 17 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 7 Ocak 2019.
- ^ Imbrie, J.; Imbrie, K.P (1979). Ice ages: solving the mystery. Short Hills NJ: Enslow Publishers. ISBN . 27 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Thomson, Andrea (2007). "Global Warming Good News: No More Ice Ages". LiveScience. 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Aralık 2022.
- ^ "Human-made climate change suppresses the next ice age". Potsdam Institute for Climate Impact Research in Germany. 2016. 18 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Aralık 2022.
- ^ Archer, David; Ganopolski, Andrey (May 2005). "A movable trigger: Fossil fuel CO2 and the onset of the next glaciation". Geochemistry, Geophysics, Geosystems. 6 (5). Bibcode:2005GGG.....6.5003A. doi:10.1029/2004GC000891.
- ^ Gribbin, J.R. (1982). Future Weather: Carbon Dioxide, Climate and the Greenhouse Effect. Penguin. ISBN .
- ^ . 6 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ . 20 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Rémis, F.; Testus, L. (2006). (PDF). C. R. Geoscience (Fransızca). 338 (5). ss. 368-385. Bibcode:2006CRGeo.338..368R. doi:10.1016/j.crte.2006.02.004. 26 Nisan 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014. Note: p. 374
- ^
- ^ Martel, Pierre (1898). "Appendix: Martel, P. (1744) An account of the glacieres or ice alps in Savoy, in two letters, one from an English gentleman to his friend at Geneva ; the other from Pierre Martel, engineer, to the said English gentleman". Mathews, C.E. (Ed.). The annals of Mont Blanc. Londra: Unwin. s. 327. 27 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014. See Montgomery 2010 for a full bibliography
- ^ Krüger, Tobias (2008). Die Entdeckung der Eiszeiten. Internationale Rezeption und Konsequenzen für das Verständnis der Klimageschichte [The Discovery of the Ice Ages. International Reception and Consequences for the Understanding of climate history] (Almanca). Basel. s. 69. ISBN .
- ^
- ^
- ^
- ^ Goethe, Johann Wolfgang von: Geologische Probleme und Versuch ihrer Auflösung, Mineralogie und Geologie in Goethes Werke, Weimar 1892, , book 73 (WA II,9), p. 253, 254.
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^
- ^ Andersen, Bjørn G. (1992). "Jens Esmark—a pioneer in glacial geology". Cilt 21. Boreas. ss. 97-102.
- ^ Davies, Gordon L. (1969). The Earth in Decay. A History of British Geomorphology 1578–1878. Londra. ss. 267f.
Cunningham, Frank F. (1990). James David Forbes. Pioneer Scottish Glaciologist. Edinburgh: Scottish Academic Press. s. 15. ISBN . - ^
- ^
- ^
- ^
- ^ Cameron, Dorothy (1964). (PDF). Journal of Glaciology. 5 (41). ss. 751-4. 23 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^
- ^
- ^
- ^ Agassiz, Louis; Bettannier, Joseph (1840). Études sur les glaciers. Ouvrage accompagné d'un atlas de 32 planches, Neuchâtel. H. Nicolet. 9 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^
- ^
- ^
- ^ "How are past temperatures determined from an ice core?". Scientific American. 20 Eylül 2004. 20 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ (PDF). 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Putnam, Aaron E.; Denton, George H.; Schaefer, Joerg M.; Barrell, David J. A.; Andersen, Bjørn G.; Finkel, Robert C.; Schwartz, Roseanne; Doughty, Alice M.; Kaplan, Michael R.; Schlüchter, Christian (2010). "Glacier advance in southern middle-latitudes during the Antarctic Cold Reversal". . Cilt 3. Macmillan. ss. 700-704. 28 Şubat 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ekim 2013.
- ^ Lockwood, J.G.; Eduard Meine van Zinderen-Bakker, E. M. (Kasım 1979). "The Antarctic Ice-Sheet: Regulator of Global Climates?: Review". The Geographical Journal. 145 (3). ss. 469-471. doi:10.2307/633219. JSTOR 633219.
- ^ Warren, John K. (2006). Evaporites: sediments, resources and hydrocarbons. Birkhäuser. s. 289. ISBN .
- ^ Allaby, Michael (January 2013). A Dictionary of Geology and Earth Sciences (Fourth bas.). Oxford University Press. ISBN . Erişim tarihi: 17 Eylül 2019.[]
- ^ Kopp, Robert (14 Haziran 2005). "The Paleoproterozoic snowball Earth: A climate disaster triggered by the evolution of oxygenic photosynthesis". PNAS. 102 (32): 11131-6. Bibcode:2005PNAS..10211131K. doi:10.1073/pnas.0504878102 . (PMC) 1183582 $2. (PMID) 16061801.
- ^ Hyde WT, Crowley TJ, Baum SK, Peltier WR (Mayıs 2000). (PDF). Nature. 405 (6785). ss. 425-9. doi:10.1038/35013005. (PMID) 10839531. 1 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Chris Clowes. . Paleos: Life through deep time. 15 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ University of Houston-Clear Lake - Disasters Class Notes - Chapter 12: Climate Change sce.uhcl.edu/Pitts/disastersclassnotes/chapter_12_Climate_Change.doc
- ^ EPICA community members; Barbante, C; Barnes, PR; Barnola, JM; Bigler, M; Castellano, E; Cattani, O; Chappellaz, J; Dahl-Jensen, D (10 Haziran 2004). "Eight glacial cycles from an Antarctic ice core" (PDF). Nature. 429 (6992). ss. 623-8. Bibcode:2004Natur.429..623A. doi:10.1038/nature02599. (PMID) 15190344. 9 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Berger A, Loutre MF (Ağustos 2002). "Climate. An exceptionally long interglacial ahead?". Science. 297 (5585). ss. 1287-8. doi:10.1126/science.1076120. (PMID) 12193773. 20 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ "Next Ice Age Delayed By Rising Carbon Dioxide Levels". ScienceDaily. 2007. 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Şubat 2008.
- ^ Ewing, M.; Donn, W.L. (Haziran 1956). "A Theory of Ice Ages". Science. 123 (3207). ss. 1061-6. Bibcode:1956Sci...123.1061E. doi:10.1126/science.123.3207.1061. (PMID) 17748617. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Black, Richard (9 Ocak 2012). "Carbon emissions 'will defer Ice Age'". BBC News. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ağustos 2012.
- ^ "Reuters, Next ice age not likely before 1.500 years: Study". 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Luthi, Dieter (17 Mart 2008). "High-resolution carbon dioxide concentration record 650,000–800,000 years before present". Nature. 453 (7193). ss. 379-382. Bibcode:2008Natur.453..379L. doi:10.1038/nature06949. (PMID) 18480821. 28 Ocak 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Ruddiman, W.F.; Kutzbach, J.E. (1991). "Plateau Uplift and Climate Change". Scientific American. 264 (3). ss. 66-74. Bibcode:1991SciAm.264...66R. doi:10.1038/scientificamerican0391-66.
- ^ a b Raymo, M.E.; Ruddiman, W.F.; Froelich, P.N. (Temmuz 1988). "Influence of late Cenozoic mountain building on ocean geochemical cycles". Geology. 16 (7). ss. 649-653. Bibcode:1988Geo....16..649R. doi:10.1130/0091-7613(1988)016<0649:IOLCMB>2.3.CO;2. 9 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ "Radikal Gazetesi, Dinozorlar dünyayı ısıttı". 1 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Davies, Ella (7 Mayıs 2012). "BBC Nature - Dinosaur gases 'warmed the Earth'". Bbc.co.uk. 1 Aralık 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Ağustos 2012.
- ^ "PBS, Evolution-Extinction What Killed the Dinosaurs?". 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Svitil, K.A. (Nisan 1996). "We are all Panamanians". Discover. 3 Şubat 2014 tarihinde kaynağından .—formation of Isthmus of Panama may have started a series of climatic changes that led to evolution of hominids
- ^ Hu, Aixue (2010). "Influence of Bering Strait flow and North Atlantic circulation on glacial sea-level changes". Nature Geoscience. 3 (2). s. 118. Bibcode:2010NatGe...3..118H. doi:10.1038/ngeo729.
- ^ "Melting icebergs key to sequence of an ice age, scientists find". phys.org (İngilizce). 27 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Şubat 2021.
- ^ Starr, Aidan; Hall, Ian R.; Barker, Stephen; Rackow, Thomas; Zhang, Xu; Hemming, Sidney R.; Lubbe, H. J. L. van der; Knorr, Gregor; Berke, Melissa A.; Bigg, Grant R.; Cartagena-Sierra, Alejandra; Jiménez-Espejo, Francisco J.; Gong, Xun; Gruetzner, Jens; Lathika, Nambiyathodi; LeVay, Leah J.; Robinson, Rebecca S.; Ziegler, Martin (January 2021). "Antarctic icebergs reorganize ocean circulation during Pleistocene glacials". Nature (İngilizce). 589 (7841): 236-241. Bibcode:2021Natur.589..236S. doi:10.1038/s41586-020-03094-7. hdl:10261/258181. ISSN 1476-4687. (PMID) 33442043. 4 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Şubat 2021.
- ^ Kuhle, Matthias (Aralık 1988). The Pleistocene Glaciation of Tibet and the Onset of Ice Ages — An Autocycle Hypothesis"Tibet and High-Asia: Results of the Sino-German Joint Expeditions (I)". GeoJournal. 17 (4). ss. 581-595. JSTOR 41144345.
- ^ 2c (Quaternary Glaciation — Extent and Chronology, Part III: South America, Asia, Africa, Australia, AntarcticaKuhle, M. (2004). "The High Glacial (Last Ice Age and LGM) ice cover in High and Central Asia". Ehlers, J.; Gibbard, P.L. (Ed.). Quaternary Glaciations: South America, Asia, Africa, Australasia, Antarctica. Development in Quaternary Science: Quaternary Glaciations: Extent and Chronology Vol. 3. Amsterdam: Elsevier. ss. 175-199. ISBN . 8 Ocak 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Kuhle, M. (1999). "Reconstruction of an approximately complete Quaternary Tibetan inland glaciation between the Mt. Everest- and Cho Oyu Massifs and the Aksai Chin. A new glaciogeomorphological SE–NW diagonal profile through Tibet and its consequences for the glacial isostasy and Ice Age cycle". GeoJournal. 47 (1–2). ss. 3-276. doi:10.1023/A:1007039510460.
- ^ Kuhle, M. (2011). "Ice Age Development Theory". Singh, V.P.; Singh, P.; Haritashya, U.K. (Ed.). Encyclopedia of Snow, Ice and Glaciers. Springer. ss. 576-581.
- ^ (PDF). 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Astronomical Almanac 2010, p. B52
- ^ Chauvenet, William (1906). A Manual of Spherical and Practical Astronomy. 1. J. B. Lippincott. ss. 694-695. 27 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Muller, R.A.; MacDonald, G.J. (Ağustos 1997). "Spectrum of 100-kyr glacial cycle: orbital inclination, not eccentricity". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 94 (16). ss. 8329-34. Bibcode:1997PNAS...94.8329M. doi:10.1073/pnas.94.16.8329. (PMC) 33747 $2. (PMID) 11607741. 23 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Richard A. Muller. "A New Theory of Glacial Cycles". Muller.lbl.gov. 29 Nisan 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Ağustos 2012.
- ^ Muller, R.A.; MacDonald, G.J. (Temmuz 1997). "Glacial Cycles and Astronomical Forcing". Science. 277 (5323). ss. 215-8. Bibcode:1997Sci...277..215M. doi:10.1126/science.277.5323.215. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Rial, J.A. (Temmuz 1999). (PDF). Science. 285 (5427). ss. 564-8. doi:10.1126/science.285.5427.564. (PMID) 10417382. 15 Ekim 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ Geoffrey Parker, Lesley M. Smith (1997). The general crisis of the seventeenth century. Routledge. ss. 287, 288. ISBN .
- ^ Rieke, George. . 2 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2013.
- ^ Hallberg, G.R. (1986). "Pre-Wisconsin glacial stratigraphy of the Central Plains region in Iowa, Nebraska, Kansas, and Missouri". Quaternary Science Reviews. Cilt 5. ss. 11-15. Bibcode:1986QSRv....5...11H. doi:10.1016/0277-3791(86)90169-1.
- ^ a b Richmond, G.M.; Fullerton, D.S. (1986). "Summation of Quaternary glaciations in the United States of America". Quaternary Science Reviews. Cilt 5. ss. 183-196. Bibcode:1986QSRv....5..183R. doi:10.1016/0277-3791(86)90184-8.
- ^ Gibbard, P.L., S. Boreham, K.M. Cohen and A. Moscariello, 2007, Global chronostratigraphical correlation table for the last 2.7 million years v. 2007b. 10 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., jpg version 844 KB. Subcommission on Quaternary Stratigraphy, Department of Geography, University of Cambridge, Cambridge, England
- ^ Kuhle, M. (1984). "Spuren hocheiszeitlicher Gletscherbedeckung in der Aconcagua-Gruppe (32–33° S)". Zentralblatt für Geologie und Paläontologie Teil I, Geologie. Cilt 11/12. ss. 1635-46. ISSN 0340-5109. Verhandlungsblatt des Südamerika-Symposiums 1984 in Bamberg.
- ^ Kuhle, M. (1986). "Die Vergletscherung Tibets und die Entstehung von Eiszeiten". Spektrum der Wissenschaft, 9/86. ss. 42-54. ISSN 0170-2971.
- ^ Kuhle, Matthias (Haziran 1987). "Subtropical Mountain- and Highland-Glaciation as Ice Age Triggers and the Waning of the Glacial Periods in the Pleistocene". GeoJournal. 14 (4). ss. 393-421. doi:10.1007/BF02602717. JSTOR 41144132.
- ^ a b Kuhle, M. (2004). "The Last Glacial Maximum (LGM) glacier cover of the Aconcagua group and adjacent massifs in the Mendoza Andes (South America)". Ehlers, J.; Gibbard, P.L. (Ed.). Quaternary Glaciations: South America, Asia, Africa, Australasia, Antarctica. Development in Quaternary Science. Amsterdam: Elsevier. ss. 75-81. ISBN .
- ^ a b Kuhle, M. (2011). "Ch 53: The High-Glacial (Last Glacial Maximum) Glacier Cover of the Aconcagua Group and Adjacent Massifs in the Mendoza Andes (South America) with a Closer Look at Further Empirical Evidence". Ehlers, J.; Gibbard, P.L.; Hughes, P.D. (Ed.). Quaternary Glaciations – Extent and Chronology: A Closer Look. Development in Quaternary Science. Amsterdam: Elsevier. ss. 735-8. ISBN . 19 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ . 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- ^ [Colorado University, Glacial Landforms]
- ^ Andersen, Bjørn G.; Borns, Harold W. Jr. (1997). The Ice Age World: an introduction to quaternary history and research with emphasis on North America and Northern Europe during the last 2.5 million years. Oslo: Universitetsforlaget. ISBN . 12 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2013.
- ^ Johnston, A. (1989). "The effect of large ice sheets on earthquake genesis". Gregersen, S.; Basham, P. (Ed.). Earthquakes at North-Atlantic passive margins: Neotectonics and postglacial rebound. Dordrecht: Kluwer. ss. 581-599. ISBN .
- ^ Wu, P.; Hasegawa, H.S. (Ekim 1996). "Induced stresses and fault potential in eastern Canada due to a realistic load: a preliminary analysis". Geophysical Journal International. 127 (1). ss. 215-229. Bibcode:1996GeoJI.127..215W. doi:10.1111/j.1365-246X.1996.tb01546.x.
- ^ Turpeinen, H.; Hampel, A.; Karow, T.; Maniatis, G. (2008). "Effect of ice sheet growth and melting on the slip evolution of thrust faults". Earth and Planetary Science Letters. Cilt 269. ss. 230-241. Bibcode:2008E&PSL.269..230T. doi:10.1016/j.epsl.2008.02.017.
- ^ Hunt, A.G.; Malin, P.E. (14 Mayıs 1998). "Possible triggering of Heinrich events by ice-load-induced earthquakes". Nature. 393 (6681). ss. 155-8. Bibcode:1998Natur.393..155H. doi:10.1038/30218. 15 Aralık 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Buzul çağı ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Cracking the Ice Age 2 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . from PBS
- Montgomery, Keith (2010). "Development of the glacial theory, 1800–1870". Historical Simulation
- Raymo, M. (Temmuz 2011). . 9 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- Eduard Y. Osipov ., Oleg M. Khlystov. Glaciers and meltwater flux to Lake Baikal during the Last Glacial Maximum.12 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Black, R. (9 Ocak 2012). "Carbon emissions 'will defer Ice Age'". BBC News: Science and Environment. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ocak 2014.
- Milankovitch cycles, Video 27 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Buzul cagi ya da buz cagi Dunyanin ve atmosferinin sicakliginin uzun suren donem boyunca azalarak kitasal kutup ve alp buzullarinin genislemesi ve varligini surdurmesidir Dunyanin iklimi gezegende buzullarin olmadigi sera donemleri ile buzul caglari arasinda gidip gelir Dunya halen Kuvaterner buzullasmasi icindedir Buzul cagindaki soguk iklimin bireysel darbeleri buzul donemi veya kisaca buzullar ve buzul cagindaki aralikli sicak donemlere ise buzullararasi denir Yeryuzu buzul seviyesinin en yuksek oldugu donemi gosteren cizimsel gosterim Cizim icin Thomas J Crowley nin Crowley T J 1995 Buz cagi karasal karbon degisimlerinin yenilenmesi Global Biogeochemical Cycles 9 3 ss 377 389 Bibcode 1995GBioC 9 377C doi 10 1029 95GB01107 1 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 adli yazili eser temel alinmistir Antarktika buz dis tabakasi Buz tabakalari buz cagi boyunca genislemistir Antarktika buzulunda son 400 000 yildan fazla sure icindeki sicaklik CO2 ve yogunluk degisimleri Holosen devresine ait atmosfer salinimlari Dorduncu Zaman Dunya daki topraklarin 30 undan fazlasinin buzlarla kaplandigi bir donemidir ve Pliyosen Cagi ile Holosen Cagi arasinda yer alir Yunanca eski anlamina gelen pleistos ve yeni anlamindaki kainos kelimelerinin birlestirilmesinden olusmustur Gunumuzden yaklasik 2 5 milyon yil once pleistosen doneminde baslayan buzul caglari bundan yaklasik 10 000 veya 14 000 yil once sona ermis ve Dunya da buzullar arasi Holosen cagi baslamistir Buzuloji buz cagi terimi ile kuzey ve guney yarikurede ortaya cikan yogun buz katmanlari da ifade edilmektedir Dunya okyanuslarina ve atmosferine salinan antropojenik sera gazlarinin miktarinin onumuzdeki 500 000 yil boyunca bir sonraki buzul donemini onleyecegi tahmin edilmektedir Aksi takdirde buzul donemi yaklasik 50 000 yil icinde baslayacak ve ardindan muhtemelen daha fazla buzul dongusu baslayacakti Halen Gronland Arktik ve Antarktika buzullari var olduklarindan dolayi 2 6 milyon yil once pleistosen adi verilen donemde baslayan buzul devrini yasamakta oldugumuzu soyleyebiliriz Ancak icinde bulundugumuz donemde buzullar erimeye devam ettiginden buzul sonrasi donem yasamaktayiz Gunumuzden yaklasik olarak 18 bin yil once en ust noktasina erisen son buzul cagi olan Wurm bundan yaklasik 10 000 yil once sona erdi ve yerkure isinmaya basladi Bu isinma sureci halen devam etmektedir Dogal dongunun devam etmesi halinde Yeryuzunun yeniden sogumaya baslamis olmasi gerekirken insanin kullandigi fosil yakitlar karbondioksit metan vb sera gazlarinin salinimi nedeniyle atmosfer isisinin artisina bagli kuresel isinma devam ettiginden en azindan yakin bir gelecekte bir buzul devri ongorulmemektedir Pleistosen olarak da adlandirilan buzul caglari dorduncu zaman olan kuaternerin ilk ve en uzun evresidir Buzul caginda kuzey yarikurenin buyuk bir kisminin buzullarla kapli oldugu dunyanin diger kisimlarindaysa soguk buzullasma ve iliman buzullararasi iklimlerin birbirini izlemekte oldugu dusunulmektedir Buzul caglarinda buzullar kuzeyden guneye dogru yayildikca memeliler de guneye veya daha dusuk enlemlere dogru ilerlemistir Buz cagi teorisinin ortaya cikisi1742 de Cenova da yasayan muhendis ve cografyaci Pierre Martel 1706 1767 Savoy daki Alpler de bulunan Chamoniks vadisini ziyaret etti Bundan iki yil sonra bu gezisinin bir ozetini iceren bir degerlendirme aciklamasi yayimladi Vadideki yerlesimci canlilarin buzullarin yer degistirmesiyle ortaya cikan bir dagilim gosterdigini ve bu gostergeye gore de gunumuz buzullarinin bir zamanlar cok daha ileriye dogru uzanmakta olduklarini one surdu Daha sonra Alplerin bulundugu degisik bolgelerden benzer raporlar aciklandi 1815 te marangoz ve dag kecisi avcisi Jean Pierre Perraudin 1767 1858 Isvicre kantonlarindan Valais de bulunan te gordugu kararsiz buzul kaymasiyla yer degistirerek bolgeye gelen kopmus kaya parcalari buzullarin bir zamanlar daha ileride oldugunu isaret ediyordu de Meiringen li agac kesimiyle ugrasan bir kisi Isvicre Alman jeologu 1786 1855 ile 1834 yilindaki gorusmesinde benzer bir dusunceyi savundu Ayni konu hakkinda Isvicre de Valais teki ve bati Isvicre deki de yapilan karsilastirmali calismalar ve Goethe nin bilimsel arastirmalari bilinmektedir Bu tur calismalar dunyanin baska degisik yerlerinde de yapilmistir Bavyerali doga bilimcisi 1806 1878 1849 1850 yillari arasinda Sili Andlar da bolge sakini yerlilerinin buzullarin onceki hareketlerine atfettikleri buzultasi moren fosilini ziyaret etmistir Bu arada Avrupali akademisyenler bazi maddelerin dagilimina neyin neden oldugunu merak etmeye baslamistilar 18 yy in ortalarindan itibaren bazilari buna buzullarin suruklenmesinin yol acmis olabilecegini one surduler Isvecli maden uzmani 1712 1797 1742 de Iskandinavya ve Baltik bolgelerindeki buz denizi uzerinde suruklenen buzullarin bu dagilima yol acmis olabilecegini one suren ilk kisi oldu 1795 te Iskoc filozof ve doga bilimcisi James Hutton 1726 1797 Alpler de bulunan dagilmis kaya parcalarinin buzullarin hareketiyle suruklenisini acikladi Yirmi yil sonra 1818 de Isvecli bitki bilimcisi in 1780 18519 Iskandinav Yarimadasi nda buzullarin suruklenmesi teorisini anlatan eseri yayimlandi Buzullasmanin bolgesel bir fenomen oldugu uzerinde durdu Ondan sadece birkac yil sonra Danimarka Norvecli jeolog Jens Esmark 1763 1839 dunya capinda olusan bir dizi bu caglarindan bahsetti 1824 te yayimlanan bir gazete makalesinde Esmark buzullasma degisimlerine iklim degisimlerinin bkn iklimbilim yol actigini anlatti Bu iklim degisimlerini Yeryuzu yorungesindeki degismelerin yol acmis olmasi teziyle aciklamaya calisti Izleyen yillarda Esmark in dusunceleri tartisildi ve kismen Isvec Iskoc ve Alman bilimcilerce devralindi Norvecli buzul cagi uzmani profesor in 1992 de yaptigi yorumlarina gore Edinburgh Universitesi nden 1774 1854 Esmark in dusuncelerine goreceli bicimde acik gorundugunu belirtti Jameson in Iskocya daki antik buzullarla ilgili tespitleri cok buyuk bir olasilikla Esmark etkisiyle olusmustu Almanya de ormancilik profesoru Albrecht Reinhard Bernhardi 1797 1849 Esmark in teorisini dogru kabul etti 1832 de yayimlanan bir gazete makalesinde Bernhardi eski kutup tepeciklerinin Yeryuzunun ilimanlasan bolgelerine dogru kayma yaparak ulastigi kurgusunu acikladi Bu tartismalardan bagimsiz olarak Isvecli insaat muhendisi 1788 1859 1829 da Jura Daglari ve yakinlarindaki bolge yapisina uygun olmayan kopmus kaya parcasi dagilimlarinin varligini dev buzullarla acikladi Yazisini nde okudugunda bilimcilerin cogunlugu supheci kaldilar Sonunda Vanetz arkadasi Jean de Charpentier i teorisine ikna etmeyi basardi De Charpentier Vanetz in dusuncesini Alplerin buzullasmasi ile sinirlayarak bir teoriye donusturdu Dusunceleri Wahlenberg in teorisine benziyordu Gercekte her iki bilimci de erken tarih hakkinda ayni volkanistik varsayimi veya in yaklasimini platonist varsayimlara tercih ediyordu 1854 te Charpentier makalesini Isvicre Dogal Bilimler Akademisyenleri onunde okudu O gunlerde Alman botanikci 1803 1867 Bavyera Alpler i yaylalarindaki suruklenmis kaya parcalari uzerinde yetisen yosun obekleri uzerinde calisma yapiyordu ve bu dev boyuttaki kayalarin nereden gelmis olabilecegini merak ediyordu 1835 yaz iklimi boyunca Bavyera Alpleri nde bazi kisa sureli yolculuklar yapti Schimper Alplerin yaylalarindaki kopmus kaya parcalarinin buzul tarafindan tasinmis olabilecegi sonucuna geldi 1835 i 1836 ya baglayan kis boyunca Munih te bir dizi konferans verdi ve soguk bir iklim ve donmus suyla yok olan bir kuresel etkinlikteki zaman diliminin var olmasi gerektigi varsayimini acikladi Schimper 1836 yilinin yaz aylarini Beks yakinlarindaki Devens te bulunan Isvicre Alpleri nde universiteden eski arkadasi Louis Agassiz 1801 1873 ve Jean de Charpentier ile gecirdi Schimper de Charpentier ve muhtemelen Vanetz Agassiz i bir buzul donemi olduguna ikna ettiler 1836 7 kisi boyunca Agassiz ve Schimper bir buzullanma sekmeleri teorisini gelistirdiler Bu teoriyi hazirlarken buyuk olcude Goethe Vanetz Charpentier ve oradaki alan calismalarindan elde ettikleri uzerinde bicimlendirme yaptilar Agassiz in de o esnada Bernhardi nin makalesiyle benzer dusuncede bulundugunu gosteren isaretler bulunmaktadir 1837 nin baslarinda Schimper buz veya buzul cagi anlamina gelen Eiszeit terimini icat ederek ileri surdu 1837 Haziran inda Agassiz Neuchatel deki olagan yillik Isvec Dogal Bilimler Akademisi Bulusmasi onunde birlikte hazirladiklari sentezin sunumunu yapti Dinleyiciler yeni teorinin o gune kadar kurgulanmis iklim teorileriyle celiskili bulunmasi nedeniyle oldukca fazla elestirili veya hatta karsit olarak degerlendirilebilecek bir tutum icinde oldular Cagdaslari olan bilimcilerin buyuk bir kismi ates halinden ergimis bir yerkure olarak dogdugu andan itibaren sabit bir hizla tedrici olarak sogumakta oldugunu dusunmekteydiler Bu ret edilisin ustun gelmesi uzerine Agassiz jeolojik alan calismasina basladi Buzullar Uzerine Calisma Etudes sur les glaciers adli kitabini 1840 ta yayimlatti De Charpentier bununla ayni zamanda Alplerdeki buzullasma hakkinda hazirlamakta oldugu bir kitabi da piyasaya cikardi De Charpentier Agassiz e buzul arastirmasi derinligini sunan kisi olmasindan oturu Agassiz nin kitabinda kendisi hakkinda yer vermesinin gerektigini hissetmisti Bunun yani sira aralarindaki kisisel cekisme nedeniyle Agassiz kitabinda Schimper den bahsetme konusunu es gecmisti Tumuyle birlikte buz cagi teorisinin kabul gormesi icin birkac on yil gecti un 1875 te buz caglarinin nedenleri hakkinda guvenilir aciklamalar getiren Jeolojik Iliskileriyle Iklim ve Zaman adli eserinin yayimlanmasi da dahil olmak uzere Croll un calismalarini izleyen 1870 lerin ikinci yarisindan sonra uluslararasi bir olcekte kabul gordu Buz caglarinin kanitlariIcinde yetisen cimen obekleriyle birlikte kum cakil ve balcik gibi maddelerden olusan bir buzul yigistirmasi Jeolojik kimyasal ve paleontolojik olmak uzere buzul caglarinin uc temel kaniti bulunmaktadir Jeolojik kanit kopmus kaya parcalarinda su hareketinin asindirarak yol actigi duzlesmeler ve tahrisler buzultaslari morenler buzul birikintilerinden meydana gelmis dar ve uzun yigin tepecikleri drumlinler vadi kesileri ve buzullarin tasiyip yigdigi cakil veya kum ile karisik balcik veya cokelti kayalari tillites ve buzul akintisiyla suruklenen tas ve kayalar olmak uzere cesitli bicimlerde bulunmaktadir Digerini izleyen buzullasmalar yorumlanmalarini guclestirecek bicimde jeolojik kaniti carpitabilmekte ve silebilmektedir Ustelik bu kanitin tam olarak zaman belirlemesini yapmak guctur Erken donemli teoriler buzul donemlerinin buzullararasi donemle kiyaslandiginda daha kisa oldugu yonundeydi Cokelti ve buz merkezlerinin aciga cikarilmasiyla gercek durum buzul donemlerinin uzun buzullararasi donemlerin buzul donemlerine gore kisa surdugunu ortaya cikardi Eldeki uyumlu teorinin ortaya cikarilabilmesi icin epey bir zaman gecmesi gerekti Buzullar erimeye basladiginda govdelerinde catlaklar olusur ve tepelerinden goller birikmeye baslar Buzul biriken golun bir kenarindan ayrilarak coktugunde gol suyu tazyikle ve tufan biciminde hizla akmaya basladiginda bu guclu akinti onune cikan dev kayalari bile surukleyebilir Hizi azaldiginda icindeki birikintileri biraktigi yerlerde drumlin adi verilen dalgali kum tepecikleri olusturur Buzulun biraktigi oval bicimli balina gorunumlu birikintilerin uzerinde surukleme sonrasi birakilan kayalar bulunabilir Kimyasal kanit baslica gunumuz cokeltileri ve cokelti kayalari ve okyanus ici cokelti iclerinde bulunabilen fosillerin izotoplarinda cesitli oranlardadir En son buzul donemleri buzul ozlerinin icerdikleri buzdan iklim gostergeleri ve buzdaki hava kabarciklarindan elde edilen atmosfer ornekleri saglar Cunku su iceren daha agir izotoplar daha agir bir buharlasma isisina sahiptir ve oranti miktari daha soguk iklim kosullarinda azalir Bu durum ornegin oraya sikistigi tarihe ait bir isi kaydinin elde edilebilmesini saglar Ancak izotop oranlari disindaki diger etkenlerce bu kanit yanlislanabilmekte veya karmasik hale gelebilmektedir B 10 izotopu gunes etkinliginin kayitlarini tutar Paleontolojik kanit fosillerin jeolojik dagilimina gore degisiklikler icerir Buzul doneminde soguga uyumlu organizmalar daha alcak enlemlere dogru yayilir ve daha iliman kosullara uyumlu olan organizmalar tukenir veya daha alcak enlemler icinde yigilmaya baslar Bu kanit turunun yorumlanmasi guctur cunku Cokelti sekmeleri uzun bir zaman dilimini ve genis bir enlem bolgesini kaplar Antik cag organizmalari birkac milyon yildir hic degismeksizin oylece kalmistir ve bunlarin sicaklik tercih sekillerini tespit etmek gereklidir Konuyla ilgili olan fosilleri bulmak gerekir Gucluklere ragmen buzul cekirdegi ve okyanus cokelti ozunun analizi son birkac milyon icindeki buzul ve buzullararasi periyotlari gostermektedir Bu gostergeler buz caglari ile buzultasi drumlin ve buzul yigintilari gibi kitasal kabuk fenomeni arasindaki baglantiyi dogrular Bu nedenle kitasal kabuk fenomeni buzul cekirdeginin olusmasindan daha erken bir zaman araliginda olusmus tabakalarda bulunduklari durumda daha erken buz caglarinin iyi bir kaniti olarak kabul edilir Buzullasma zaman cizelgesi mavi renkli Baslica buz caglariKuzey Almanya ve kuzey komsularinin buz cagi haritasi Kirmizi Weichselian buzulu son buzul periyotu Sari Saale buzulu Wolstonian Devresinde Mavi Anglian buzulunun Anglian Devresinde ulastiklari en ust seviyeleri gosterir Dunya nin gecmisinde en az bes buz cagi vardir Bunlar Huronian Kriyojeniyen And Sahra ve Kuaterner buzullasmasidir Bu caglarin disinda Dunya yuksek enlemlerde bile buzsuzdur Bu donemler sera donemleri olarak bilinir Huronian Buzul Cagi adli en eski koklu buzul cagina ait kayalar erken Proterozoyik Eon doneminde yaklasik 2 4 ila 2 1 Ga milyar yil oncesine tarihlenmistir Huronyen Supergrup un birkac yuz kilometresi Sault Ste Marie yakinlarindan Huron Golu nun kuzeydogusundaki Sudbury ye uzanan buzullarin surukleyip biraktigi cakil ve kumla karisik balcik yataklari artik taslasmis dev yatak katmanlari damlataslar dropstone iklimsel birikimlerin olusturdugu tabakalar varv buzul akintisi ve oyulmus taban kayalari ile Huron Golu nun kuzey kiyisinin 10 ila 100 km kuzeyinde aciga cikarlar Marquette Michigan yakinlarinda ilgili Huroniyen yataklari bulunmus ve Bati Avustralya daki Paleoproterozoyik buzul yataklari ile iliskilendirilmistir Huronyen buzul cagina Buyuk Oksidasyon Olayi sirasinda bir sera gazi olan atmosferik metan in ortadan kaldirilmasi neden olmustur Bir sonraki iyi belgelenmis buzul cagi ve muhtemelen son milyar yilin en siddetlisi 720 ila 630 milyon yil once meydana gelen Kriyojeniyen donemidir Bu donemde Yeryuzunun yer yer ekvator bolgesine kadar ulasabilen buzul tabakalarindan olusan kartopu bknz Kartopu dunya ile kaplanmis olabilecegi dusunulmektedir Bu donem muhtemelen volkanlarca uretilen CO2 gibi sera gazlarinin birikmesiyle bitmistir Kitalarda buzun ve okyanuslarda buz kutlesinin varligi gunumuzde CO2 in iki temel cokelticisi olan hem silikat ayrismasi hem de fotosentez i engelleyecektir Kriyojeniyen caginin sonundan itibaren Ediyakaran ve Kambriyen patlamasi ortaya cikmistir Kambrien kambriyen paleozoik devrin ilk bolumudur Bu sunum modeli yeni ortaya cikan ve uzerinde ihtilaflarin bulundugu modeldir And Sahra donemi 460 ile 420 milyon yil oncesi araliginda Gec Ordovisyen ve Siluriyen boyunca olmustur Son birkac milyon yilda buzullarin ve buzullar arasi dalgalanan dizileri gosteren tortu kayitlari Devoniyen doneminin baslangicinda kara bitkilerinin evrimi gezegen oksijen seviyelerinde uzun vadeli artisa ve CO2 seviyelerinde azalmaya neden olarak Gec Paleozoik Buz Devri ile sonuclandi Eski adi olan Karoo buzullasmasi adini Guney Afrika nin Karoo bolgesindeki buzullardan almistir Karbonifer ve erken Permiyen donemlerinde Guney Afrika da 360 ila 260 milyon yil oncesine ait araliklarla genis kutup buz ortusu vardi Arjantin ve antik ustkita Gondvanaland dan elde edilen bulgular arasindaki karsilikli baglantilar bilinmektedir Kuvaterner Buzullasma Kuaterner Buz Devri yaklasik 2 58 milyon yil once Kuzey yarikurede buz tabakalarinin yayilmasinin basladigi Kuvaterner Donemi nin basinda basladi O zamandan beri dunya buzul donemleri buzullar veya buzul ilerlemeleri ve buzullar arasi donemler veya buzul cekilmeleri denilen 40 000 ve 100 000 yillik zaman olceklerinde ilerleyen ve geri cekilen buz tabakalariyla buzullasma donguleri gordu Dunya halen bir buzullar arasi donemdedir ve son buzul donemi yaklasik 11 700 yil once sona erdi Kitasal buz tabakasindan geriye kalanlar ve Antarktika Buz Tabakasi ve Baffin Adasi gibi daha kucuk buzullardir Kuvaterner in 2 58 Ma dan baslayarak tanimlanmasi nun olusumuna dayanir Antarktika Buz Tabakasi daha erken yaklasik 34 My Senozoyik ortasinda olusmaya basladi Eosen Oligosen Siniri Gec Senozoik Buz Devri terimi bu erken evreyi kapsamak icin kullanilir Buz caglari yer ve zaman itibariyla daha ileri bicimlendirmeler yoluyla bolumlendirilebilmektedir Ornegin Riss gunumuzden 180 000 130 000 yil once ve Wurm gunumuzden 70 000 10 000 yil once ozellikle Alp bolgesi ndeki buzullasmaya atifta bulunur Buzulun en genis bicimi butun bir aralik boyunca surmez Her buzulun olusturdugu yipratma etkisi ondan onceki buz katmanlarinda bulunan kanitlari neredeyse tumuyle siler Bu durumun istisnasi ise sonraki donemde olusan bir buzulun bir oncekinin uzerini tumuyle kaplamamis oldugu ender bolgelerdir Buzullasma ve buzullasmalararasi cagBuz caglari sicaklik ve buzlanma miktarlarini gosteren bir cizim Mavi E P I C A Antarktika buzulu delim projesi calismasi Yesil Vostok buzulu delim calismasi verileriKirmizi Buz hacmi dusuk seviye ust cizgi ve yuksek seviye alt cizgi araliginda gosteriliyor En dusuk buzullararasi donem interglacial siyah ve en yuksek buzul donemi gri Kuzey yarimkurenin buzullasmasi En dusuk buzullararasi donem interglacial siyah ve en yuksek buzul donemi gri Guney yarimkurenin buzullasmasi Buz caglari ya da en azindan devam eden biri boyunca daha sicak ve daha siddetli periyotlar meydana geldi Daha soguk periyotlara buzul periyotlari Eemian gibi daha ilimli periyotlara buzullararasi interglacial adi verilmektedir Buzul periyotlari Yeryuzunun buyuk cogunlugunu genis topraklari kaplayan ve kutuplardan dusuk enlemlere dogru genisleyen deniz buzulu kutlelerinin olustugu daha soguk ve daha kuru iklimlerle karakterizedir Dag buzullari diger durumda buzullasmamis alanlar daha dusuk karlanma hatti yuzunden daha dusuk yuksekliklere dogru genisler Genis miktarda suyun su seviyesi uzerindeki buzul tepeciklerini olusturmasi nedeniyle su seviyeleri azalma gosterir Okyanus suyu dolasiminin buzul kutleleri nedeniyle kesintiye ugradigina dair kanitlar bulunmaktadir Yeryuzu arktik ve antarktik buzullarina sahip oldugundan halen minimum duzeyde bir buzul cagi yasiyoruz Iki buzul doneminin arasinda kalan iklim donemine buzullasmalararasi denilmektedir Buzullasma ve buzullasmalararasi periyotlar Yeryuzu yorungesinde Milankovitch Dongusu adi verilen degisimlerle es zamanlidir Yeryuzu 11 000 yildan daha fazla bir sureden bu yana Holosen adli buzullararasi bir periyotu yasamaktadir Gunumuzde yaygin kabul goren bicime gore buzullararasi donem yaklasik 12 000 yilda sona erecek olup bu durum halen devam eden bir soru isareti olarak beklemektedir Ornegin Doga adli bir makalede icinde bulundugumuz doneme benzer bir buzullararasi periyotun 28 000 yil surdugu savunulmaktadir orbital forcing de tahmini degismeler insan etkisiyle olusan kuresel isinma devam etmese bile gelecek buzul caginin bundan en az 50 000 yil sonra baslayacagini one surmektedir bknz Milankovic Dongusu Ustelik sera gazlarinin artisindan ortaya cikan insan kaynakli antropojenik zorlama fosil yakitlarin yogun kullanimi devam ettigi surece yorungesel baskilamadan agir gelebilecektir Buzul periyotlarinin olumlu ve olumsuz geri bildirimleriHer bir buzul periyodu onu daha siddetli yapan olumlu geri bildirime maruz kalmakta ve ne kadar gec olsa da her durumda en sonunda her periyodun sonlandigi konusunu olusturmaktadir Her buzul periyotu ona daha sert ve olumsuz geri beslemeyi getiren ve bugune kadar oldugu gibi her durumda en sonunda onu sonlandiran olumlu geri beslemeye tabidir Olumlu geri besleme surecleri Buz ve kar yeryuzunun beyazlik miktarini yukseltir bundan sonrasi gunes enerjisinin daha fazla yansimasi ve daha az emilimidir Bu nedenle hava sicakligi dustugunde buz ve kar yagisi buyur ve ortaya cikan bu olumsuz geri besleme mekanizmasi ile rekabet edecek kuvvet sistemi dengeye ulastirincaya kadar arti etkiyle sicaklik dusmeye devam eder Ek olarak buzullarin yayildigi kuzey boreal ormanlarindaki azalis beyazlanmayi arttirir 1956 da ve tarafindan baska bir teori one suruldu Bu hipoteze gore buzlarin bulunmadigi arktik okyanusunda kar yagisi miktari daha fazla olmalidir Bir kere dusuk sicakliktaki buzlar okyanusu kapladiginda o alanda deniz suyundan daha az miktarda buharlasma veya yukselme sublimation fizik olur ve kutup bolgeleri orta enlemdeki collerle mukayese edilebilir bicimde yagis miktari azligi nedeniyle kurumaya baslar Bu ortaya cikan az yagis miktari durumu kutup enlemleri kar yagisini yaz mevsimi boyunca eritir Buzla kapli olmayan bir arktik okyanusu uzun suren yaz gunleri boyunca gunes radyasyonunu emer ve buzla kapli bir denize gore Arktik atmosferine daha fazla miktarda buharlasma getirir Daha cok yagis miktariyla dusen karin bazi kisimlarda yaz boyunca erimemesi mumkundur ve boylece daha alt rakimlarda ve daha guney enlemlerde Yeryuzu beyazlasmasi nedenli olarak karasal alan uzerindeki sicakligin dusmesi yukarida belirtildigi gibidir Bundan baska bu hipotez altinda okyanus suyu icindeki tampon buzul kutlelerinin eksikligi Arktik ve Kuzey Atlantik Okyanusu arasinda daha cok miktarda su sirkulasyonu olusturur soguk arktik sulari ilinirken ona gore daha ilimli olan Kuzey Atlantik sulari soguklasir Kuresel isinmanin yol actigi mevcut sonuclar Arktik Okyanusun 5 20 yil arasinda genis olcude buzulsuzlasacagini icermektedir Iliman cevrim surecinde Kuzey Atlantik deniz suyuna eklenen yeni eriyen su kuresel okyanus suyu sirkulasyonu miktarini azaltabilecektir Boyle bir azalma Korfez akintisinin azalmasinin etkisi Kuzey Avrupa da serinletici bir etki olusturabilir ki bu etki de alt enlemlerdeki karin yaz boyunca alikonmasina neden olabilir Yayginlasmis bir buzul donemi boyunca buzullarin Saint Lawrence Korfezine dogru hareket edebilecekleri ve boylece Korfez akintisini tikama olasiligindan yeterince uzak olabilecekleri de one surulmustur Olumsuz geri besleme surecleri Buzul ortuleri buzul donemleri boyunca uzerinde bulunduklari karayi asindiran formlardir Bir zaman sonra bu durum deniz seviyesi uzerindeki karayi azaltacak ve boylece buzul ortulerinin uzerinde olusacagi bosluk miktari da azalacaktir Bu durum beyazlanma geri beslemesini azaltir buz ortuleri bir yandan olusurken diger yandan deniz seviyesi asagiya duser Buzulun buyumesiyle birlikte kurakligi artiran diger bir etken mevcut yagis miktarinin azalmasiyla buzullasmanin devamliligidir Buzullasmanin geri cekilmesi boylece tesvik olur veya diger bir surec buzulun ilerlemesi yonunde benzer ters olumlu beslemeyle guclendirilebilir da yayimlanan arastirmaya gore insanin karbondioksit yayimi bir sonraki buz cagini geciktirecektir Arastirmacilar bugunku iliman buzullararasi donemin en benzerinin olustugu yorunge bilgisini kullanarak gelecek buzul caginin 1 500 yil sonra baslayabilecegi tahmininde bulundular Ancak yine de mevcut CO2 yayiliminin bunu geciktirecek duzeyde bulundugunu soylemeye devam ediyorlar Buz caglarinin nedenleriUzun sureli buz caglari periyotlari ve ondan daha kisa sureli buzullararasi periyotlarin nedenleri henuz tam olarak anlasilamamistir Uzerinde gorus birligi bulunan bazi etkenler sunlardir Yeryuzu atmosferinin bilesimi ornegin karbondioksit ve metan gazi konsantrasyonlari gibi Daha onceden bahsedilmis olan bu konuda onem tasiyan seviyeler Antarktika EPICA buzul cekirdeginde yapilan incelemelerde son 800 bin yil icin gorulebilmektedir Milankovic Dongusu olarak bilinen Yeryuzunun gunes etrafindaki yorungesindeki ve kendi ekseninin egimindeki degismeler Tektonik levha hareketleri goreceli konumlanma ve kitasal yekun ile Yeryuzunu kaplayan okyanus ortusundeki degisiklikler ruzgarlarin okyanus akintilarinin atmosfer akimlarinin degisikligine yol acmaktadir Gunes enerjisi ciktisindaki farkliliklar dunya ay sistemindeki yorungesel dinamikler ve nispeten genis meteorlar ve super yanardag puskurmelerini iceren volkanik hareketler Bu etkenlerden bir kismi bir digerini de etkileyebilmektedir Ornegin Yeryuzu atmosferi konsantrasyonundaki degisimler ozelikle sera gazlarindaki konsantrasyonlar iklimi degistirebilir veya iklimin kendisi atmosfer konsantrasyonunu degistirebilir ornegin hava asindirma oranindaki degisimler CO2 oranini etkileyebilir Maureen Raymo William Ruddiman ve digerleri Tibet Platosu ve muazzam CO2 temizleyicilikleri kapasitesi ile senozoik iklimin hatiri sayilir bir nedensel etkeni oldugunu one surduler Daha otesinde son 10 milyon yil icinde miktarinin yaklasik olarak yarisi kadar yukseldigini CO2 temizleme kapasitesiyle birlikte iddia ettiler Yeryuzu atmosferindeki degisimler Son 100 1000 yillik en son periyotta insan aktivitelerinin hizla yukselmesi ozellikle fosil yakitlarin tuketilmesinin paralel hizla ve artisla atmosfer sera gazlarinin Gunes ten gelen isiyi arttirici etki yaptiginin kanitlari bulunmaktadir Sera etkisinin kuresel isinmayi arttiran ve buzul adalari ile kutup buzullarinin erimesini arttiran temel neden oldugu uzerinde gorus birligi bulunmaktadir Dinozorlarin sindirim esnasinda olusturduklari metan gazinin da kuresel isinmaya neden olmus olabilecegi iddialar arasinda yer aldi Dinozorlarin yaydigi metan gazi miktarinin insanin bugun fosil yakit kullanimi vb etkinliklerle olusturdugu miktarla ayni seviyede oldugu da buna eklendi Dinozorlarin yok olusu y n iklim degisikliklerini olusturabilecegi belirtilen buyuk bir Gok tasi carpmasina baglanmaktadir Buz caglarinin basinda sera gazlarinin azaldigina ve buz katmanlarinin yeniden olustugunda cogaldigina dair kanitlar bulunmaktadir Ancak hangisinin neden veya sonuc olabilecegini tespit etmek guctur Kartopu dunya hipotezi gec Proterozoik boyunca dunyayi kaplayan donmalarin oldugunu ve bunun atmosferdeki CO2 artisi ile sonlandigini Kartopu dunyanin ortaya cikisi ile kaybolmasi arasinda CO2 miktari arasinda bag bulundugunu savundu Kitalarin konumlari Ekvator bolgesinden sicak sularin kutuplara yonelmesini engelleyen veya azaltan uc adet kita konfigurasyonu bulunmaktadir Bir kutbun tepe noktasinda bir kita bulunmasi bugunku Antarktika gibi Karayla cevrili bir kutup denizinin var olmasi bugunku Arktik Okyanusu gibi Ekvator cevresini kapatan bir ustkitanin supercontinent bulunmasi Neoproterozoik devirin Cryogenian donemi boyunca Rodinyanin oldugu gibi Gunumuzde Guney Kutbu uzerinde bir kita ve Kuzey Kutbu nda karayla etrafi neredeyse tumuyle kapanmis bir okyanus bulunmasi nedeniyle jeologlar yakin gelecekte Yeryuzunun buzul periyotlarini gormeye devam edecegini dusunmektedirler Bazi bilim insanlari Himalayalarin buz caginin temel nedeni oldugunu cunku bu daglarin Yeryuzundeki toplam yagis miktarini ve buna bagli atmosfere salinan CO2 miktarini yukselttigini ve sera etkisini azalttigini one surmektedirler Himalayalar yaklasik 70 milyon yil once Hint Avustralya levhasi Avrasya levhasiyla carpistiginda bicimlenmeye basladi Hint Avustralya levhasi yillik olarak 67 mm ayni yone dogru ilerlemekte oldugundan Himalayalar yillik olarak 5 mm yukselmektedir 40 milyon yil once Eosen ortasindan beri Himalayalarin gecmisi Dunya nin ortalama sicakligindaki uzun vadeli azalmaya uymaktadir Okyanus su seviyelerindeki degismeler Eski iklim rejimlerine bir baska onemli katki da diger faktorlerin yani sira kita konumu deniz seviyeleri ve tuzluluk tarafindan degistirilen okyanus akintilarinin degisimidir Bu etkenler sogutma ornegin Antarktika buzunun olusmasina yardim etme ve isitma ornegin Britanya Adalari na kuzey iklimi yerine iliman iklim verme etkileri vardir Bundan yaklasik 3 milyon yil once Panama Kistaginin kapanmasi Atlantik ve Pasifik okyanuslari arasindaki degisik sicakliklardaki su degisimini sonlandirarak Kuzey Amerika daki bugunku guclu buzullasma periyotunu baslatmis olabilir Incelemeler mevcut okyanus kararsizliklarinin son buzullasma salinimlarinda hesaba katilmasini onermektedir Son buzullasma periyotu boyunca deniz seviyesi 20 30 m kadar su ozellikle kuzey yarikure buzul tabakalari tarafindan cekildi Buz toplandiginda ve deniz seviyesi aniden alcaldiginda Bering Bogazindan su akisi Sibirya ve Alaska arasindaki bogaz bugun 50 m derinlige daralmistir azaldi ve Kuzey Atlantik ten su akisi artis gosterdi Bu Atlantik teki Termohalin dongusunu yeniden duzenleyerek Kutup buz birikimini eriten ve diger kitasal buz tabakalarini azaltan Kuzey Kutbu na isi tasinmasini artirdi Suyun salinmasi deniz seviyelerini yeniden yukselterek Pasifik ten daha soguk su girisini ve buna eslik eden kuzey yarimkurede buz birikimine gecis sagladi 2021 de Nature dergisinde yayinlanan bir arastirmaya gore son 1 5 milyon yildaki tum buzul donemi buzul caglari atmosferden daha cok CO2 cekilmesine neden olan okyanus sirkulasyon modellerini degistiren eriyen Antarktika buzdaglarinin kuzeye dogru kaymasiyla iliskilendirildi Yazarlar bu surecin gelecekte kesintiye ugrayabilecegini one surmektedir cunku Guney Okyanusu buzdaglarinin bu degisiklikleri tetikleyecek kadar uzaga gitmelerine yetecek kadar isinacaktir Tibet platosunun yukselisi ve daglik alanlarin uzerinin karla kaplanisi Buzul Cagi gelisim teorisi Buzul Caglari boyunca Son Buzul Maksimumunda Tibet Platosunun buzlarla kapli olusunu one surdu Kuhle ye gore Tibet plaka tektoniginin yukselmesi karlanma hattini ciplak alanlarda 70 daha fazlaya ulasan bir beyazlasmaya neden olarak yaklasik 2 400 000 km daha genis bir alana ilerletti Gunes ten alinan enerjinin yeniden uzaya yansitilmasi kuresel bir sogumayla sonuclandi ve pleistosen buzul cagini tetikledi Bu alan tropikal alti enlemde bulundugundan yuksek enlemlere gore 4 5 kat daha fazla guneslenme almaktaydi ki yeryuzunun en sicak yuzeyi soguyan bir yuzeye donustu Kuhle buzullasmalararasi periyotlari yeryuzu yorungesindeki cesitlenmelerin yil actigi 100 000 yillik isinim donguleriyle aciklamaktadir Kiyaslamali olarak onemsiz gorunen ilinma Iskandinav ve Tibet topraklarindaki buzul alanlarinin azalmasiyla birlestiginde daha az bir yuzolcumune yuksek miktarda binen buzul yuku karalarin uzerindeki buzulun cozulmesiyle sonuclandi Dunyanin yorungesindeki sapmalar Milankovic Donguleri Yeryuzunun Gunes etrafindaki yorungesinde bir dizi dongusel degisimlerdir Her dongu farkli bir genislikte oldugundan bazi zamanlarda bir digerini takviye edici ve diger zamanlarda ise bir digerini kismen iptal edici etki yapar 65 K enleminde yaz gundonumu gununde atmosferin tepesindeki gunluk ortalama guneslenmenin gecmisi ve gelecegi Milankovic Donguleri Yorunge elipsinin dis merkezliligi 90 ve 100 bin yil arasinda Dunya Jupiter ve Saturn e yaklastikca eliptik yorungede meydana gelen degismeler Gunes isiginin yeryuzune ulasirken kat ettigi mesafeyi etkilemektedir Egrilik devinimi Dunya tam yuvarlak olmadigindan 41 000 yilda 22 1 ile 24 5 arasinda degismektedir Dunya halen yaklasik olarak 23 4 eksen egimine sahiptir Bu deger devinim donguleri boyunca yorungesel duzlemin statikligi ile baglantili yaklasik olarak sabit kalmaktadir Eksen sapmasi yalpa 19 ile 23 bin yil veya 25 000 yil arasinda dunyanin kusursuz bir kure olmayisindan meydana gelen yalpalar Milankovic Dongulerinin buzul ve buzullararasi periyotlarin olusumuna etkisi hakkinda guclu kanitlar bulunmaktadir Ozellikle son 400 000 yil bu donemde atmosfer bilesenleri ve sicaklik belirtici ipuclarini veren buzul ozleri olustugundan son buzul cagi uzerinde en cok calisilan ve en iyi anlasilandir Bu donem boyunca tekrar eden buzullasma buzullasmalararasi tekrarlanmalar Milankovic yorungesel baski donguleriyle yakin miktarda ortustugunden genellikle dogru olarak kabul edilmektedir Gunes in Dunya ile mesafesindeki degismeler Dunya eksenindeki devinimler ve dunya ekseni egiminin degisimi gibi durumlar Gunes isiginin Dunya ya yeni dagilim bicimi olusturmasi gibi bircok etkiyle aciklanmaktadir Dunya nin eksen egimindeki degisimler mevsimlerin yogunlugundaki degisimlerin temel nedenidir Ornegin temmuz ayinda 65 Kuzey enleminde toplam Gunes enerjisi alim miktari en fazla 22 oraninda 450 W m ile 550 W m arasinda degisiklik gosterir Yazlari bir onceki kisin biriktirdigi kar yagisini eritmeyecek kadar sicaklik dusmesi oldugunda buz tabakalarinin ilerledigi yaygin bicimde kabul edilmektedir Bazi arastirmacilar buzullasmalari tetiklemeye yetmeyecek kadar dusuk oldugunu dusunmekte olup CO2 gibi bir geri besleme mekanizmasinin bu ortusme acigini aciklayabilecegini dusunmektedir Milankovic Yeryuzu yorungesel elementlerindeki dongusel degisimlerin buzullasma rekorunu acikladigi tahmininde bulunmus olsa da buzul ve buzullararasi devrelerin zamanlamasinda hangi dongu veya dongulerin en yuksek onemi tasidiklarinin aciklanmasina gerek vardir Ozellikle son 800 000 yil boyunca buzullasma buzullasmalararasi baskin salinim devresi 100 000 yildir ki bu da Yeryuzu nun yorungesel dis merkezliligi ve yorungesel sapmasindaki tedirginlige denk gelmektedir 3 0 0 8 milyon yil oncesi araligindaki donem boyunca buzullasma devresi baskin periyotu 41 000 yil icinde Yeryuzu egiminin degismesine karsilik gelmektedir Bir tekrarlama biciminin digerine karsi baskin gelmesinin nedenleri zayif bir miktarda anlasilabilmistir ve guncel arastirmalarin devam eden aktif bir alanidir Geleneksel Milankovic aciklamasi 100 000 yillik dongu baskinligini son 8 dongu uzerinden aciklamaya calismaktadir ve digerleri bu hesaplamalarin Yeryuzu yorungesinin iki olcusune gore yapildigina ancak uc olcekli yorungeye gore 100 000 yillik bir yorungesel sapma dongusune sahip olduguna isaret etmekte ve Yeryuzu toz kusaklari icinde ve disinda hareket ettiginden yorungesel sapmadaki bu cesitlenmelerin guneslenme miktarindaki degismelere yol actigini one surmektedirler Geleneksel bakislardan farkli bir mekanizma olsa da 400 000 yilin uzerinde tahmin edilen periyotlar yaklasik olarak birbirinin aynisidir Gunes enerjisi ciktisindaki cesitlenmeler Gunesin isima gucu her 1 milyar yilda yaklasik olarak 10 artis gostermistir Bu durum Gunes in bir kirmizi dev olup Yeryuzunu de icine almasina kadar surecektir Gunes lekelerinin azalip artmasina gore Gunes in isima gucu de azalip artmaktadir Gunes enerjisi ciktisinda en azindan iki tip cesitlenme bulunmaktadir Cok uzun bir donem icinde astrofizikciler Gunes enerjisi ciktisinin her bir milyar 109 yil icinde 7 civarinda arttigini dusunmektedir Daha kisa donemli cesitlenmeler Gunes lekeleri donguleri ve adi verilen kucuk buz caginda 1645 1745 yillari arasindaki gibi Gunes lekelerinin daha az goruldugu donemler 1645 1715 yillari arasinda Kucuk Buz Caginin ortalarinda Gunes aktivitelerinin daha dusuk oldugu bir donem ve adi verilen 1460 ve 1550 yilari arasinda belirgin bir soguma donemi olmustur Volkanlarin yukselisi Volkanik puskurmeler buzul cagi periyotlarinin baslamasi ve veya bitmesinde etkili olmus olabilir Paleoiklim boyunca CO2 duzeyleri bugunkunden iki veya uc kez daha fazla idi Volkanlar ve kitasal tabakalardaki hareketler atmosfere yuksek miktarda CO2 salinmasina yol acmistir Volkanlarin cikardigi karbondioksit muhtemelen periyotlara etkide bulunmustur getirilen bir aciklama denizaltindaki volkan patlamalarinin klatratlardan metan ortaya cikarmasi ve bunun da hizli ve yuksek miktarda sera etkisine yol acmasidir Bahsedilen zamanlarda volkan puskurmelerinin olduguna kanit bulunmamasi bunun gerceklesmedigini de kanitlamamaktadir Son buzullar ve buzullar arasi cag evreleriBuz caglari boyunca kuzey yarikurenin buzullasmasi 3 ile 4 km arasindaki kalinliga ulasan buz katmanlari deniz seviyesinin yaklasik 120 m dusmesine yol acmistir Holosen Doneminde Deniz Seviyesi DegisimleriAna madde Buzullasma zaman cizelgesiKuzey Amerika da buzul evreleri Kuzey Amerika daki baslica buzullasma devreleri Eemian ve devreleridir Nebraskan Afton Kansan ve Yarmouthian Yarmouth devreleri bolumlendirilmesi Kuzey Amerika daki buz devrini dilimlendirmekte ve Kuaterner jeologlari ve jeomorfologlarinca kullanilmaktadir Bu sayilan devrelerin hepsi 1980 lerde tanimlamasinin icinde birlestirilmistir En son Kuzey Amerika buzullasmasi boyunca Viskonsin Devresinin son parcasi boyunca 26 000 ile 13 300 yil once buzul tabakalari 45 derece kuzey enlemine kadar uzanmisti Bu buzullar yaklasik 3 ile 4 km kalinliga ulasmaktaydi Viskonsin buzullasmasi Kuzey Amerika yer bicimi uzerinde genis bir etki birakti Buyuk Goller ve buzullarin derinlestirerek oydugu eski vadilerdi Minnesota ve Viskonsin deki gollerin bircogu buzullarca oyularak olustu ve daha sonra buzul eriyigi sularla doldu Eski buzul oncesi drenaj sistemi kokten bicimde degisti ve genis bicimde simdiki Ohio Irmagi drenaj sistemine donustu Diger irmaklar setlendi ve Niagara gibi yeni kanallara yonlendiler boylece su akisi kirec tasindan sert ve egimli yuzeylerle karsi karsiya geldiginde etkileyici selale ve gecitler bicimlendirdiler Benzer bir selale alaninin gunumuzde kurumus bulunan Syracuse yakinlarinda bulunan gormek mumkundur Long Island dan Nantucket a kadar olan alan buzul yigistirmasi till ndan bicimlendi Bunun yani sira Kuzey Kanada daki Kanada Kalkaninda cok sayida bulunan gollerin olusumu da buzul hareketleri ile iliskilendirilmektedir Buzullar cekildiginden ve kaya tozlari kurudugundan ruzgarla birlikte bu maddeler yuzlerce mil oteye tasinarak Missouri Vadisi icinde duzinelerce fit yukseklige ulasan los adi verilen killi ve kumlu balcik yataklari olustu Buyuk Golleri ve eskiden buzul tabakalarinin altinda kalmis alanlari yeniden bicimlendirmeye devam etmektedir Viskonsin in bati ve guneybatisindaki Minnesota Iova ve Illinois a bitisik alanlar buzullarca kaplanmamisti Ayrica bakiniz Acocagua ve Tupungato dolaylarindaki yari kurak Andlardaki son buzul periyotu Ozel derecede ilginc bir iklim degisikligi buzullasma donemleri icinde yari kurak Andlarda yasandi Mevcut iklimle kiyaslandiginda beklenen sicak dususu burada kayda deger bir yagisa yol acti Bu nedenle gunumuz arastirmalari tropikal alti Acocagua kitlesi 6 962 m nde bir buzullasma akimi tipi yogun bir buzullasma oldugunu gostermektedir Buzullarin gunumuzde ender olarak 10 km genislige ulastigi yerlerde karlanma hatti ELA 4 600 m yukseklige ulasmakta iken o zaman bu yukseklik 3 200 m ye dustu Buna gore bir yil icindeki sicaklik dususu yaklasik 8 4 C dir ve bir yagis artisi olmustur Baglantili olarak buzul zamanlarindaki iklim nem kusagi bugun icin birkac enlem daha oteye yerlesmistir Buzullasmanin etkileriIskandinavya cografi yapisi buz caglari buzullasmasinin yol actigi fiyord ve gollerin olusumu gibi etkileri gostermektedir Ayrica bakiniz Son buzul periyotu 8 000 yildan daha uzun sure once sona ermis olsa etkileri gunumuzde hissedilebilmektedir Ornegin Kanada Arktik Takimadasi kuresel isinmanin etkilerini ortaya koymaktadir Gronland kuzey Avrasya ve Antarktika da buzullar vardir Kararsiz kayalar buzul yigistirmalari yigin tepecikleri eskerler buzultaslari fiyordlar cokelti kayalari sivri yukseltili dag tepeleri dag goletleri buz yalaklari horguc kayalar asili vadiler buzullarin olusturdugu yer sekilleridir Buzul ortulerinin agirliklari Yeryuzu kabugu ve mantosunu deforme edebilecek kadar yuksektir Buzul ortuleri eridiginde onceden buzulla kapli toprak parcasi geri kazanim surecine girer Yeryuzu kabugu yari sivi halde bulundugundan surec oldukca yavas isler Buzullasma sureci boyunca okyanuslardan sular yuksek enlemlere dogru tasinir Bu durum deniz seviyesinin yaklasik 110 m alcalmasina kaya tabakalarinin ortaya cikmasina ve toprak parcalari arasinda karadan kopruler ortaya cikarak canlilar icin yeni goc yollari ortaya cikmasina yol acar Buzullarin erimeye basladigi buzullararasi periyotta sular okyanuslara geri doner ve deniz seviyesinin yukselmesine yol acar Bu durum kiyi seritlerinde ani degisimlere gollerin tuzlanmasina yol acar Karanin buzulun tuzlu suyun ve tatli suyun hizla boylesi bir kaotik bicimde degismesine en yakin ornek olarak Baltik ve Iskandinavya bolgeleri ve son buzul maksimumu sonlarinda ortaya cikan Kuzey Amerika nin durumu ornek gosterilmektedir Iskandinavya nin yukselmesi simdi Kuzey Denizinin altinda kalan Britanya Adalari ve Kita Avrupasini birbirine baglayan genis bir duzlugun suyun altina batmasina yol acmistir Yuzey kitlelerinin yeniden dagiliminin yerkabugu uzerinde olusturdugu agirlik egrilmelere ve Yeryuzu uzerindeki stres artisi ile sonuclanir Buzullarin varligi genellikle asagidaki faylarin hareketliligini bastirir Buzullasmanin eridigi donem boyunca faylar hizlandirilmis bir deprem tetikleme kaymasi yasar Depremler buzul sinirinin yakinlarinda tetiklenir ve bu da buzul parcalanmalarini hizlandirir ve bu durum da tarafindan belirtilen son buzul cokmeleriyle birlikte kayalarin okyanus tabanina cokmesi anlamina gelen nedeni olabilir Buzul sinirinin yakinlarindan daha fazla buzul sokuldugu icin daha fazla plaka ici deprem meydana gelir ve bu olumlu geri besleme buzul tabakalarinin hizla cokusunu aciklayabilir Avrupa da buzul erozyonu ve buzul agirliginin cokmesi sonucu Baltik Denizi olusmustur Buzul cagi oncesinde Baltik Denizinin bugun bulundugu alan bastan basa antik Eridanos Irmaginca kanalize olmus durumdaydi Ayrica bakinizKuresel isinma Kucuk Buz Cagi Pleistosen arkeolojisiKaynakca Ehlers Jurgen Gibbard Philip 2011 Quaternary glaciation Encyclopedia of Snow Ice and Glaciers Encyclopedia of Earth Sciences Series ss 873 882 doi 10 1007 978 90 481 2642 2 423 ISBN 978 90 481 2641 5 Cohen K M Finney S C Gibbard P L Fan J X International Chronostratigraphic Chart 2013 PDF stratigraphy org ICS 17 Temmuz 2013 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 7 Ocak 2019 Imbrie J Imbrie K P 1979 Ice ages solving the mystery Short Hills NJ Enslow Publishers ISBN 978 0 89490 015 0 27 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Thomson Andrea 2007 Global Warming Good News No More Ice Ages LiveScience 12 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Aralik 2022 Human made climate change suppresses the next ice age Potsdam Institute for Climate Impact Research in Germany 2016 18 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Aralik 2022 Archer David Ganopolski Andrey May 2005 A movable trigger Fossil fuel CO2 and the onset of the next glaciation Geochemistry Geophysics Geosystems 6 5 Bibcode 2005GGG 6 5003A doi 10 1029 2004GC000891 Gribbin J R 1982 Future Weather Carbon Dioxide Climate and the Greenhouse Effect Penguin ISBN 0140224599 6 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 20 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Remis F Testus L 2006 PDF C R Geoscience Fransizca 338 5 ss 368 385 Bibcode 2006CRGeo 338 368R doi 10 1016 j crte 2006 02 004 26 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Note p 374 Martel Pierre 1898 Appendix Martel P 1744 An account of the glacieres or ice alps in Savoy in two letters one from an English gentleman to his friend at Geneva the other from Pierre Martel engineer to the said English gentleman Mathews C E Ed The annals of Mont Blanc Londra Unwin s 327 27 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 See Montgomery 2010 for a full bibliography Kruger Tobias 2008 Die Entdeckung der Eiszeiten Internationale Rezeption und Konsequenzen fur das Verstandnis der Klimageschichte The Discovery of the Ice Ages International Reception and Consequences for the Understanding of climate history Almanca Basel s 69 ISBN 978 3 7965 2439 4 Goethe Johann Wolfgang von Geologische Probleme und Versuch ihrer Auflosung Mineralogie und Geologie in Goethes Werke Weimar 1892 ISBN 3 423 05946 X book 73 WA II 9 p 253 254 Andersen Bjorn G 1992 Jens Esmark a pioneer in glacial geology Cilt 21 Boreas ss 97 102 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Davies Gordon L 1969 The Earth in Decay A History of British Geomorphology 1578 1878 Londra ss 267f Cunningham Frank F 1990 James David Forbes Pioneer Scottish Glaciologist Edinburgh Scottish Academic Press s 15 ISBN 0707303206 Cameron Dorothy 1964 PDF Journal of Glaciology 5 41 ss 751 4 23 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Agassiz Louis Bettannier Joseph 1840 Etudes sur les glaciers Ouvrage accompagne d un atlas de 32 planches Neuchatel H Nicolet 9 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 How are past temperatures determined from an ice core Scientific American 20 Eylul 2004 20 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 PDF 23 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Putnam Aaron E Denton George H Schaefer Joerg M Barrell David J A Andersen Bjorn G Finkel Robert C Schwartz Roseanne Doughty Alice M Kaplan Michael R Schluchter Christian 2010 Glacier advance in southern middle latitudes during the Antarctic Cold Reversal Cilt 3 Macmillan ss 700 704 28 Subat 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ekim 2013 Lockwood J G Eduard Meine van Zinderen Bakker E M Kasim 1979 The Antarctic Ice Sheet Regulator of Global Climates Review The Geographical Journal 145 3 ss 469 471 doi 10 2307 633219 JSTOR 633219 Warren John K 2006 Evaporites sediments resources and hydrocarbons Birkhauser s 289 ISBN 978 3 540 26011 0 Allaby Michael January 2013 A Dictionary of Geology and Earth Sciences Fourth bas Oxford University Press ISBN 9780199653065 Erisim tarihi 17 Eylul 2019 olu kirik baglanti Kopp Robert 14 Haziran 2005 The Paleoproterozoic snowball Earth A climate disaster triggered by the evolution of oxygenic photosynthesis PNAS 102 32 11131 6 Bibcode 2005PNAS 10211131K doi 10 1073 pnas 0504878102 PMC 1183582 2 PMID 16061801 Hyde WT Crowley TJ Baum SK Peltier WR Mayis 2000 PDF Nature 405 6785 ss 425 9 doi 10 1038 35013005 PMID 10839531 1 Temmuz 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Chris Clowes Paleos Life through deep time 15 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi University of Houston Clear Lake Disasters Class Notes Chapter 12 Climate Change sce uhcl edu Pitts disastersclassnotes chapter 12 Climate Change doc EPICA community members Barbante C Barnes PR Barnola JM Bigler M Castellano E Cattani O Chappellaz J Dahl Jensen D 10 Haziran 2004 Eight glacial cycles from an Antarctic ice core PDF Nature 429 6992 ss 623 8 Bibcode 2004Natur 429 623A doi 10 1038 nature02599 PMID 15190344 9 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Berger A Loutre MF Agustos 2002 Climate An exceptionally long interglacial ahead Science 297 5585 ss 1287 8 doi 10 1126 science 1076120 PMID 12193773 20 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Next Ice Age Delayed By Rising Carbon Dioxide Levels ScienceDaily 2007 5 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Subat 2008 Ewing M Donn W L Haziran 1956 A Theory of Ice Ages Science 123 3207 ss 1061 6 Bibcode 1956Sci 123 1061E doi 10 1126 science 123 3207 1061 PMID 17748617 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Black Richard 9 Ocak 2012 Carbon emissions will defer Ice Age BBC News 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Agustos 2012 Reuters Next ice age not likely before 1 500 years Study 2 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Luthi Dieter 17 Mart 2008 High resolution carbon dioxide concentration record 650 000 800 000 years before present Nature 453 7193 ss 379 382 Bibcode 2008Natur 453 379L doi 10 1038 nature06949 PMID 18480821 28 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Ruddiman W F Kutzbach J E 1991 Plateau Uplift and Climate Change Scientific American 264 3 ss 66 74 Bibcode 1991SciAm 264 66R doi 10 1038 scientificamerican0391 66 a b Raymo M E Ruddiman W F Froelich P N Temmuz 1988 Influence of late Cenozoic mountain building on ocean geochemical cycles Geology 16 7 ss 649 653 Bibcode 1988Geo 16 649R doi 10 1130 0091 7613 1988 016 lt 0649 IOLCMB gt 2 3 CO 2 9 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Radikal Gazetesi Dinozorlar dunyayi isitti 1 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Davies Ella 7 Mayis 2012 BBC Nature Dinosaur gases warmed the Earth Bbc co uk 1 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Agustos 2012 PBS Evolution Extinction What Killed the Dinosaurs 2 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Svitil K A Nisan 1996 We are all Panamanians Discover 3 Subat 2014 tarihinde kaynagindan formation of Isthmus of Panama may have started a series of climatic changes that led to evolution of hominids Hu Aixue 2010 Influence of Bering Strait flow and North Atlantic circulation on glacial sea level changes Nature Geoscience 3 2 s 118 Bibcode 2010NatGe 3 118H doi 10 1038 ngeo729 Melting icebergs key to sequence of an ice age scientists find phys org Ingilizce 27 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Subat 2021 Starr Aidan Hall Ian R Barker Stephen Rackow Thomas Zhang Xu Hemming Sidney R Lubbe H J L van der Knorr Gregor Berke Melissa A Bigg Grant R Cartagena Sierra Alejandra Jimenez Espejo Francisco J Gong Xun Gruetzner Jens Lathika Nambiyathodi LeVay Leah J Robinson Rebecca S Ziegler Martin January 2021 Antarctic icebergs reorganize ocean circulation during Pleistocene glacials Nature Ingilizce 589 7841 236 241 Bibcode 2021Natur 589 236S doi 10 1038 s41586 020 03094 7 hdl 10261 258181 ISSN 1476 4687 PMID 33442043 4 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Subat 2021 Kuhle Matthias Aralik 1988 The Pleistocene Glaciation of Tibet and the Onset of Ice Ages An Autocycle Hypothesis Tibet and High Asia Results of the Sino German Joint Expeditions I GeoJournal 17 4 ss 581 595 JSTOR 41144345 2c Quaternary Glaciation Extent and Chronology Part III South America Asia Africa Australia AntarcticaKuhle M 2004 The High Glacial Last Ice Age and LGM ice cover in High and Central Asia Ehlers J Gibbard P L Ed Quaternary Glaciations South America Asia Africa Australasia Antarctica Development in Quaternary Science Quaternary Glaciations Extent and Chronology Vol 3 Amsterdam Elsevier ss 175 199 ISBN 978 0 444 51593 3 8 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link Kuhle M 1999 Reconstruction of an approximately complete Quaternary Tibetan inland glaciation between the Mt Everest and Cho Oyu Massifs and the Aksai Chin A new glaciogeomorphological SE NW diagonal profile through Tibet and its consequences for the glacial isostasy and Ice Age cycle GeoJournal 47 1 2 ss 3 276 doi 10 1023 A 1007039510460 Kuhle M 2011 Ice Age Development Theory Singh V P Singh P Haritashya U K Ed Encyclopedia of Snow Ice and Glaciers Springer ss 576 581 KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link PDF 23 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Astronomical Almanac 2010 p B52 Chauvenet William 1906 A Manual of Spherical and Practical Astronomy 1 J B Lippincott ss 694 695 27 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Muller R A MacDonald G J Agustos 1997 Spectrum of 100 kyr glacial cycle orbital inclination not eccentricity Proc Natl Acad Sci U S A 94 16 ss 8329 34 Bibcode 1997PNAS 94 8329M doi 10 1073 pnas 94 16 8329 PMC 33747 2 PMID 11607741 23 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Richard A Muller A New Theory of Glacial Cycles Muller lbl gov 29 Nisan 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Agustos 2012 Muller R A MacDonald G J Temmuz 1997 Glacial Cycles and Astronomical Forcing Science 277 5323 ss 215 8 Bibcode 1997Sci 277 215M doi 10 1126 science 277 5323 215 27 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Rial J A Temmuz 1999 PDF Science 285 5427 ss 564 8 doi 10 1126 science 285 5427 564 PMID 10417382 15 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Geoffrey Parker Lesley M Smith 1997 The general crisis of the seventeenth century Routledge ss 287 288 ISBN 978 0 415 16518 1 Rieke George 2 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Nisan 2013 Hallberg G R 1986 Pre Wisconsin glacial stratigraphy of the Central Plains region in Iowa Nebraska Kansas and Missouri Quaternary Science Reviews Cilt 5 ss 11 15 Bibcode 1986QSRv 5 11H doi 10 1016 0277 3791 86 90169 1 a b Richmond G M Fullerton D S 1986 Summation of Quaternary glaciations in the United States of America Quaternary Science Reviews Cilt 5 ss 183 196 Bibcode 1986QSRv 5 183R doi 10 1016 0277 3791 86 90184 8 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Gibbard P L S Boreham K M Cohen and A Moscariello 2007 Global chronostratigraphical correlation table for the last 2 7 million years v 2007b 10 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde jpg version 844 KB Subcommission on Quaternary Stratigraphy Department of Geography University of Cambridge Cambridge England Kuhle M 1984 Spuren hocheiszeitlicher Gletscherbedeckung in der Aconcagua Gruppe 32 33 S Zentralblatt fur Geologie und Palaontologie Teil I Geologie Cilt 11 12 ss 1635 46 ISSN 0340 5109 Verhandlungsblatt des Sudamerika Symposiums 1984 in Bamberg Kuhle M 1986 Die Vergletscherung Tibets und die Entstehung von Eiszeiten Spektrum der Wissenschaft 9 86 ss 42 54 ISSN 0170 2971 Kuhle Matthias Haziran 1987 Subtropical Mountain and Highland Glaciation as Ice Age Triggers and the Waning of the Glacial Periods in the Pleistocene GeoJournal 14 4 ss 393 421 doi 10 1007 BF02602717 JSTOR 41144132 a b Kuhle M 2004 The Last Glacial Maximum LGM glacier cover of the Aconcagua group and adjacent massifs in the Mendoza Andes South America Ehlers J Gibbard P L Ed Quaternary Glaciations South America Asia Africa Australasia Antarctica Development in Quaternary Science Amsterdam Elsevier ss 75 81 ISBN 978 0 444 51593 3 KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link a b Kuhle M 2011 Ch 53 The High Glacial Last Glacial Maximum Glacier Cover of the Aconcagua Group and Adjacent Massifs in the Mendoza Andes South America with a Closer Look at Further Empirical Evidence Ehlers J Gibbard P L Hughes P D Ed Quaternary Glaciations Extent and Chronology A Closer Look Development in Quaternary Science Amsterdam Elsevier ss 735 8 ISBN 978 0 444 53447 7 19 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link 2 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Colorado University Glacial Landforms Andersen Bjorn G Borns Harold W Jr 1997 The Ice Age World an introduction to quaternary history and research with emphasis on North America and Northern Europe during the last 2 5 million years Oslo Universitetsforlaget ISBN 97 88200376 83 5 12 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Ekim 2013 Johnston A 1989 The effect of large ice sheets on earthquake genesis Gregersen S Basham P Ed Earthquakes at North Atlantic passive margins Neotectonics and postglacial rebound Dordrecht Kluwer ss 581 599 ISBN 0792301501 KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link Wu P Hasegawa H S Ekim 1996 Induced stresses and fault potential in eastern Canada due to a realistic load a preliminary analysis Geophysical Journal International 127 1 ss 215 229 Bibcode 1996GeoJI 127 215W doi 10 1111 j 1365 246X 1996 tb01546 x KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Turpeinen H Hampel A Karow T Maniatis G 2008 Effect of ice sheet growth and melting on the slip evolution of thrust faults Earth and Planetary Science Letters Cilt 269 ss 230 241 Bibcode 2008E amp PSL 269 230T doi 10 1016 j epsl 2008 02 017 Hunt A G Malin P E 14 Mayis 1998 Possible triggering of Heinrich events by ice load induced earthquakes Nature 393 6681 ss 155 8 Bibcode 1998Natur 393 155H doi 10 1038 30218 15 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Dis baglantilarWikimedia Commons ta Buzul cagi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Cracking the Ice Age 2 Subat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde from PBS Montgomery Keith 2010 Development of the glacial theory 1800 1870 Historical Simulation Raymo M Temmuz 2011 9 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Eduard Y Osipov Oleg M Khlystov Glaciers and meltwater flux to Lake Baikal during the Last Glacial Maximum 12 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Black R 9 Ocak 2012 Carbon emissions will defer Ice Age BBC News Science and Environment 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Ocak 2014 Milankovitch cycles Video 27 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde