Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Ocak 2021) () ( |
Ludwig Josef Johann Wittgenstein (26 Nisan 1889 - 29 Nisan 1951), Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.
Ludwig Wittgenstein | |
---|---|
Tam adı | Ludwig Josef Johann Wittgenstein |
Doğumu | 26 Nisan 1889 Viyana, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu |
Ölümü | 29 Nisan 1951 (62 yaşında) Cambridge, Birleşik Krallık |
Çağı | 20. yüzyıl felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Analitik felsefe |
İlgi alanları | Metafizik, epistemoloji, dil felsefesi, zihin felsefesi |
Önemli fikirleri | Mantıksal pozitivizm |
Etkiledikleri | |
İmzası |
Mantık ve dil felsefesi konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeye önemli katkılarda bulunmuştur. 20. yüzyılın en önemli filozoflarından sayılır.
Hayatı ve eserleri
Asıl adı Ludwig Josef Johann Wittgenstein olan Avusturya asıllı filozof, 26 Nisan 1889’da Viyana’da dünyaya gelmiştir. Wittgenstein, çok önceleri asimile olmuş, Avusturyalı Yahudi fabrikatör Karl Wittgenstein ve onun eşi Leopaldine’nin sekiz çocuğundan en küçüğüdür. Karl Wittgenstein, Avusturya-Macaristan monarşisinin başarılı, çelik sanayicilerinden sayılırdı. Bununla beraber, Wittgenstein çifti, o asır içerisinde Viyana’da bulunan en zengin ailelerden biriydi. Wittgenstein’ın babası, çağdaş sanat ve sanatçının hoşgörülü destekçisi iken annesi de harika bir piyanistti.
Wittgenstein’ın büyükanne ve büyükbabalarından sadece biri dışında hepsinin Yahudi kökenli olmasına rağmen Wittgenstein, Katolik gelenek ve göreneklerine göre eğitilmiştir. Tıpkı diğer kardeşleri gibi (Örneğin Paul ünlü bir piyanisttir.) Wittgenstein da entelektüel yaşam ve müzik dalındaki yetenekleriyle kendini göstermiştir. Bu yeteneklere sahip olmanın yanı sıra, Wittgenstein’ın kardeşlerinden üçü Hans, Rudolf ve Kurt psikolojik sorunlarından dolayı intihar etmişlerdir. Yaşamı boyunca, özellikle I. Dünya Savaşı esnasında yaşadığı olumsuzluklar, depresif davranışlar sergilemesine neden olmuşsa da Wittgenstein, insan ilişkilerinde otoriter ve inatçı olduğu kadar; aynı zamanda duyarlı ve şüpheli bir yaklaşım sergilemiştir.
14 yaşına kadar eğitimine özel derslerle devam eden Wittgenstein, ortaokulu Linz’de okuduktan sonra 1906 yılında Berlin-Charlottenburg’da bulunan teknik lisenin makine mühendisliği bölümüne girmiştir. Aslında Wittgenstein, Viyana’da Ludwig Boltzmann’ın yanında okumak istemiş; ancak ortaokul karnesi tahsilini aynı yerde, yani Berlin’de devam ettirmesi gerektiğini göstermiştir. Burada Wittgenstein, kız kardeşi Hermine gibi uçağın teknik sorun ve çözümleriyle uğraşmıştır. Bundan sonra aynı dönem içerisinde ya da çok az bir zaman sonra felsefe ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu durum, yani felsefi sorunlar üzerine düşünmek, Wittgenstein’ın arzularına o kadar zıttır ki, içinde yaşadığı bu çelişkiler ona çok acı vermiştir.
1908 yılında mühendis diplomasını aldıktan sonra uçak motoru yapımı denemelerinin yapıldığı Manchester mühendislik bilimi bölümüne gitmiştir. Kısa bir süre sonra bu kararından vazgeçen Wittgenstein, 17 Ağustos 1911 yılında patent aldığı “Uçak pervanesini geliştirme önerileri” projesi üzerinde çalışmıştır.
Burada Wittgenstein, kendini derinden etkileyen İngiliz matematikçi ve filozof Lord Bertrand Russell’in kendisiyle ve eserleriyle tanışmıştır. 1912 yılında matematik ve mantık alanında, Russell’in yanında okumak için Cambridge Üniversitesi’ne gitmiştir. Kısa sürede Russell, Wittgenstein’ın bir dahi olduğunu anlamış ve Wittgenstein da donanımlarıyla etkilendiği Russell’in seviyesine ulaşmıştır. Zaten Russell de Wittgenstein’ın mantık ve felsefi eserler verme konusunda kendinden sonra en uygun kişi olduğu kanısına varmıştır.
1911 yılının kasım ayında Wittgenstein Russell’in de yardımlarıyla Cambridge’de gizli bir topluluk olan seçkin Apostles’e üye seçilmiştir. Bu esnada ilk sevgilisi David Pinsent’le karşılaşmıştır. Kısa zamanda aralarında sarsılmaz bir dostluk oluşmuş ve birlikte Norveç’in Skjolden şehrinde, ahşap bir ev satın almışlardır. Wittgenstein, mantığın sistemleri konusu üzerindeki çalışmalarına birkaç ay burada devam etmiştir. Wittgenstein’ın homoseksüel olduğu, ilk olarak 1973’te William Warren Barley’in biyografisinde bahsettiği ancak adını zikretmediği bir erkek arkadaşı olmasından, ikinci olarak ise tuttuğu günlüklerindeki gizli yazılarından anlaşılmaktadır.
1912’de başlayıp 1917 yılına kadar tuttuğu günlüğündeki mantıksal ve felsefi denemeleri Wittgenstein’ın ilk felsefi eserini oluşturmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında gönüllü olarak çalışırken bu eserini yazmaya devam etmiş ve nihayet 1918 yılının yazında eserini tamamlamayı başarmıştır. Eserin tamamlanmamış hali ilk olarak 1921’de Almanya’nın Doğa Felsefesi Dergisi Annalen’da yayımlandıktan sonra 1922 yılında bugün de daha çok İngilizce adıyla bilinen, orijinal adı Tractatus Logico-Philosophicus’un iki dilde baskısı yayımlanmıştır. Bu eserinin yanı sıra iki küçük felsefi denemesi, halk okulları için oluşturduğu bir sözlüğü ve mantıksal felsefi denemeleri, Wittgenstein hayatta iken yayımlanmıştır.
Erken dönem eserleri
Wittgenstein, Tractatus’da birden çok anlamlı sözcükler gibi dilin doğal eksikliğini, dilin yapay ve mantıksal olduğu fikrini geliştirmiştir. Onun yeni dili, tıpkı mantık dilinde kullandığı gibi sembollerden oluşmuştur. Eserinin önsözünde tüm felsefi problemlerin dilin araştırılmasıyla çözülebileceğini belirtmiştir. Felsefi analizlerinin hedefi, işlevselliğin açıklanması yoluyla anlamlı ve anlamsız önermelerin farkını ortaya koymaktır. “Felsefenin tamamı dil eleştirisidir.” Tractatus’un temel görüşleri Russell’in aşıladığı fikirlerden oluşmuş ve mantıksal atomculuğun felsefesi olarak sayılmıştır.
Wittgenstein’ın erken dönem felsefesinin temelinde dilin resmedilmesi vardır. Daha sonra ise gerçeklikte bir olan şeylerin ayrılması konusu vardır. Her “Şey”in dilde bir adı vardır. Cümlede adların yan yana durması, anlamı oluşturur. Şeylerdeki gerçeklik gibi önermeler de adlarına ayrılırlar. Gerçeklikteki konu ve olguların adlarının resmedilmesi gibi, bir önermedeki göstergelerin adlarının düzeni ya da yapısı, o cümlenin doğru olduğunu gösterir. Örneğin “aRb”, “bRa”dan farklıdır; çünkü “b” göstergesi birinde “R” nin solunda, diğerinde ise sağındadır. Bu nedenle “a” ve “b”nin gösterge adları ayrılmış önermelerin her birinde farklı bir yapıya sahiptir. “bRa”nın resmedilmesiyle, resmedilen olgular arasında nasıl bir gösterge olduğu “aRb” önerme göstergesiyle görülür. Önerme göstergelerinde, gerçeklikteki şeylerin başka bir olgu olarak adlandırılmasıyla oluşturulan önerme yanlış bir önermedir.
“Anlamsızlık”, gerçeklikteki olguların bağımsızlığı doğru ya da yanlış olan önermelere, örneğin totoloji ve çelişkiye karşıdır. Buna karşın şu örnekteki gibi, gerçeklikte, aslında şeyle bağlantısı resmedilmeyen göstergeler anlamsız önerme olarak adlandırılır: “Burada söylediğim önerme yanlıştır.” Bu önerme olası şey ve gerçeklikle bağlantı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda anlamsızlığın ne olduğunu da açıklıyor. Aynı şey, bir şeyler isteyerek ya da tasvir edilen şeyleri iyi ya da kötü adlandırarak, dünyadaki şeylerin saf düzenini aşmak üzerine söylenen önermeler için de geçerlidir. Çünkü önerme göstergelerinde resmedilen gerçeklik, sadece yapısını güçlendirmekle kalmayan, aynı zamanda ad topluluğunun ortaya çıkmasından dolayı anlam ifade etmeyen bir değere sahip olmalıdır. Wittgenstein’a göre bir değer, içini olduğu gibi dökmez. Konuşulamayan ve üzerinde mantık yürütülemeyen şeyler hakkında susulmalıdır.
Wittgenstein mantıksal felsefi denemesinde (Tractatus logico-philosophicus) kendisi şöyle belirtmektedir: Önermelerim, beni anlayan şeyin anlamsız olduğunu açıklıyor. Böylelikle Wittgenstein’ın felsefesi, şeyle ilişkisi olmayan ve gerçek olmayanın araştırılmasının gerekli olduğunu belirtir. Mantıksal felsefi denemesinin tamamı, anlamsız form, gerçeğin olanaklı olup olmadığı ya da düşünülebilen anlam açısından, mantıksal bir çerçeve içerisinde incelenmektedir. Wittgenstein, anlamın sadece kendi başına olamayacağını, anlamı, nelerin mümkün kıldığını açıklamaya çalışmıştır. Daha sonra bunu, öz metre (ideal/soyut ölçüm birimi) kadar uzun olduklarını varsayarak, uzunluğu olan nesnelerle karşılaştırıldığında uzunluğu olmayan öz metrelerin resmedilmesiyle açıklamıştır. Wittgenstein, Gottlob Frege’nin yolunda, Charles S. Peirce’den bağımsız olarak eseri Tractatus’ta bugün okullarda okutulan mantık kitaplarının hiçbirinde bulunmayan, “hakikatin tablosu”nu geliştirmiştir. Bu tablo, bir sistemin betimlemesini konu alır.
Wittgenstein: “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” görüşüyle yola çıkarak, bilginin temelinde mantığın olduğunu ve bilginin sınırlarını da yine mantığın belirlediğini söyler. Bu bağlamda Wittgenstein, mantıksal felsefi denemesinin önsözünde şunları dile getirir: Bu kitabın mantığı şunun üzerine kurulmuştur: Söylenmek istenen şey açıkça söylenir, üzerine konuşulmayan konular hakkında ise susulmalıdır. Bu cümle, felsefe camiası içerisinde tepkiyle karşılanmıştır. Wittgenstein’ın bu cümlesi aynı zamanda, Friedrich Nietzsche‘nin dünyanın metafiziğini açıklamasına, anlam ve ardıllık açısından karşı çıktığını göstermiştir.
Geçiş dönemi
Wittgenstein, mantıksal felsefi denemesinin yayımlanmasıyla felsefeye yeterince katkıda bulunduğu kanısına varmış ve daha başka alanlara yönelmiştir. İtalya’daki savaş esiri iken Leo Tolstoy’un eserlerini okumuş ve büyük ihtimalle, onun düşüncelerinden etkilenerek öğretmenlik yapmaya karar vermiştir. Servetini kardeşleriyle paylaşmıştır, bir bölümünü dönemin genç sanatçılarından Adolf Loos, Georg Trakl ve Rainer Maria Rilke’ye bağışlamıştır.
Daha sonra Wittgenstein, 1919/1920 yıllarında Viyana’daki öğretmen eğitim kurumuna gittikten sonra, Viyana’ya 4 saat uzaklıkta, güneyde Trattenbach adında küçük bir kasabada, birkaç yıl ilkokul öğretmenliği yapmıştır. İki yıl sonra Wittgenstein, yeni işini değiştirerek, ilkokul için sözlük yazıp yayınladığı yere, yani Otterthal’a öğretmenlik yapmaya gitmiştir. 1926 yılının Nisan ayında 11 yaşındaki bir çocuğa tokat atmıştır ve bu düşüncesizce hareketinden dolayı, resmi makamlara gitmeden önce, okul müfettişinin zoruyla Wittgenstein, istifa dilekçesini vermiştir. Bunun ardından birkaç ay, Viyana’nın Hüttendorf kasabasındaki bir manastırda bahçıvan yardımcısı olarak çalışmıştır. Bu süre içerisinde, manastırın bahçesindeki alet hırdavat deposunda kalmıştır. Wittgenstein, başrahibin, rahip olarak tarikata katılma çağrısına cevap verme konusunda kararsızlık yaşamıştır.
1926 yılında Wittgenstein Viyana’ya taşınmış ve burada filozof Moritz Schlick’le tanışmıştır. Modern tarzıyla Viyana’nın gösterişli yapısı , kısa sürede kültürel yaşamın merkezi ve aynı zamanda Viyanalıların, Wittgenstein’la buluşma noktası haline gelmiştir.
Wittgenstein bir süre özellikle evlerin iç mimarisi ve dizaynı ile ilgilenmiştir. Bunun yanı sıra heykeltıraşlıkla uğraşmış ve Viyanalı sanatçı Drobil’in tarzıyla bir büst yapmıştır. Bu tarz pratik uğraşlar, Wittgenstein’ın iş ve ilgi alanını göstermiştir.
Onun amacı, herkese ait olan toplumsal bir doğa yaratmak değildi. O, hem dünyayı daha da iyileştirmek, hem de insanın içinde bulunduğu ruhsal kurtuluşu sağlamak ve entelektüel, psikolojik saflık ve açıklık için uğraşmıştır. Daha sonra Wittgenstein, geçmişi hatırlayarak şunları yazmıştır: Felsefedeki iş, tıpkı mimarideki bir iş gibi kendi işinden fazlasıdır ve kendi düşüncesini yansıtır. Yani, bir şeyi nasıl görüyorsa öyledir ya da istenen ne ise odur.
1920’li yılların sonunda Wittgenstein, yeniden felsefi konular ve sorunlar üzerinde uğraşmaya başlamıştır. Bu esnada, Wittgenstein “Viyana çevresi” (Wiener Kreis) akımının birkaç üyesinin görüşlerini önemli ölçüde etkilemiştir. Sezgicilik akımına kapılan matematikçi L. E. J. Brauwer’in bir konuşması aracılığıyla, en azından Herbert Feigl’in mektubundan sonra, felsefeye tekrar dönme kararı almıştır. Bu geçiş aşaması esnasında, Wittgenstein kısa bir süreliğine doğruculuk akımının bir şeklinin betimlendiği şu görüşü benimsedi: “Önermelerin anlamının bilinmesi, önemli veri ve delillerin toplanması yönteminin bilinmesiyle bağdaşır.“
Geç dönem eserleri
Wittgenstein,1929 yılında Russell’in ve Moore’un yanında sözlü sınava girdiği ve Tractatus üzerine doktora yaptığı Cambridge’e filozof olarak geri döndü. 1930’lu yılların başında öğretim görevlisi olarak çalıştı.
1939 yılında ise, Cambridge’de felsefe profesörü George Edward Moore’un yerini alacak kişi ilan edilmiş ve 1947’ye kadar profesörlük yapmıştır. Bu ilandan kısa bir süre sonra, İngiliz vatandaşı olmuştur. Bu durumun oluşması, 12 Mart 1938’de, Nazi Almanyası’nın Avusturya bağlantısına göre Wittgenstein’ın sadece Alman vatandaşı olduğu ve Nürnberg Yasalarına göre de Yahudi olduğundan kaynaklanmıştır. Wittgenstein 30’lu yıllarda, dilsel anlamdaki ilk eseriyle, başka tartışmaları da içeren yeni düşüncelerini, kitap halinde kaleme almış, çok sayıda el yazması ve daktiloyla yazılmış eser vermek için uğraş vermiştir. Bu bağlamdaki önemli eserler şunlardır: “Mavi Kitap“ (The Blue Book), matematiğin felsefesi üzerine ders notlarıdır. Bir diğeri ise, Büyük Daktilo Yazısı (The Big Typescript), bir kitabın reddedilen planı ve “Kahverengi Kitap” (The Brown Book), dil oyunlarını konu alan bir yazıdır. Bunları takip eden ise “Felsefi Notlar” ve “Felsefi Dilbilgisi”dir.
Wittgenstein, 1936 yılında yeni fikirlerini derlemeye başlamıştır. Aynı zamanda, 1953 yılında Wittgenstein’ın ölümünden sonra yayımlanan ikinci eseri “Felsefi Soruşturmalar” denemesini oluşturmuştur. Bununla birlikte, Wittgenstein dünya ününe kavuşmuş ve mantıksal felsefi denemesi “Tractatus” ile felsefe tarihini kalıcı bir şekilde etkilemiştir. Analitik dil felsefesi de, temel yapıtlarından bir tanesi olarak kabul edilir. 1940’lı yıllarda ise Wittgenstein, matematiğin temeli hakkındaki el yazması “Felsefi Notlar”ı yazdı.
Wittgenstein, II. Dünya Savaşı esnasında, yeniden uygulamayla uğraşmaya başlamıştır. Bir Londra Hastanesinde gönüllü bakıcılık yapmıştır. 1943 yılında, yaralı şoklarını araştıran, tıbbi araştırma grubuna laboratuvar asistanı olarak katılarak laboratuvar araç ve deneylerini tasarlamıştır. Wittgenstein burada nabız, tansiyon, nefes darlığı ve şiddeti için aletler geliştirmiş ve bu esnada uçak motorlarının yapımında edindiği deneyimlerini kullanmıştır.
1944 yılında Wittgenstein, tekrar Cambridge Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Wittgenstein, “Felsefi Soruşturmalar” adlı eserini yazmaya devam etti ve aynı zamanda ‘algının felsefesi’, ‘kesin bilgi’ ve ‘şüphe’ konuları üzerinde çalıştı. Bunun yanı sıra, çok sayıda kültürel ve bilimsel teorik konuların aydınlığa kavuşup açıklanması da yine Wittgenstein sayesinde oldu. 1939 yılında tuttuğu notlar arasında şöyle bir cümle var: “Bilim adamlarının, insanlara bir şeyler öğretmek; müzisyen ve şairlerin ise onları memnun etmek için var olduğuna inanılır; ancak bir şeyler öğretmek durumunda oldukları, kimsenin aklına bile gelmez.”
Wittgenstein 1947 Ekim’inde, kendini tamamıyla felsefeye adamak amacıyla üniversitedeki işini bıraktı. Daha sonra İrlanda’da inzivaya çekildi ve zamanının bir bölümünü burada geçirdi. Çalışmalarının esas noktasını, “Felsefi Soruşturmalar” eserinin ikinci kısmı olan “psikolojinin felsefesi” oluşturmuştur. Söz konusu bu eserdeki düşüncelerin ‘Felsefi Soruşturmalar’a dâhil edilmesi, Wittgenstein’ın da isteklerine uyup uymadığı konusu hâlâ kesin değildir. Wittgenstein, 1949 yılında ikinci eserine de son noktayı koyduktan sonra 1951 yılında, yakalandığı kanser hastalığına yenilerek hayata veda etmiştir. Wittgenstein, hastalığı süresince bir İngiliz hastanesine gitmeyi reddetmiştir ve son haftalarını doktorunun evinde, onun gözetiminde geçirmiştir. Bu doktor arkadaşının eşi, Wittgenstein’a ölümünden bir gün önce, İngiliz arkadaşlarının kendisini ziyarete gelmek istediğini bildirdiğinde, hasta yatağındaki adam şu sözleri söylemiştir: “Onlara harika bir hayat yaşadığımı söyleyin!” Wittgenstein’ın mezarı, Cambridge’deki Ascension Parish Burial Ground mezarlığındadır.
Geç dönem felsefesinin yorumlanması
İki filozofa Wittgenstein’ın fikirleri sorulduğunda, genellikle iki değil, tam dört farklı cevap alınır; iki farklı cevap birbirine çok benzeyen Wittgenstein’ın erken dönem eserlerinden, diğer iki cevabı da birbiriyle çelişen geç dönem eserlerindendir. Wittgenstein’ın bu sıra dışı eserini oluştururken, baştan sona kadar çelişki içerisinde olduğunu şu sözleriyle anlıyoruz: “Birkaç başarısız denemeden sonra, elde ettiğim sonuçlarla başarılı olamayacağımı anladım. Felsefi alanda daha iyi yazılar yazdım. Düşüncelerimi kendi yönüne karşıt bir yöndeki düşünceye zorladığımda, düşüncelerim bu zorlamaya yenik düştü hep.”[]
Wittgenstein geç dönem eserlerindeki kısa diyalog bölümleri üslup açısından gelişmişti. Wittgenstein’ın giriş cümleleri geleneksel tarzının dışındaydı. Wittgenstein, geç dönem eserlerini oluştururken, özellikle felsefe tarihi açısından herhangi bir öncü edinmemişti. Felsefede düşünmeye yeni bir tarz getirdi. Felsefedeki bu yeni düşünme tarzı, tıpkı yabancı bir dili yeni öğreniyormuş gibi öğrenilmeliydi.[] Wittgenstein’ın bu yeni düşünme tarzının arkasından, sadece çok az filozof gitti. Felsefe yaparak, akıl bozukluğunu büyük bir felsefi problem olarak ele aldı. İnsanların uygun olmayan bir dil kullanımına saplanıp kaldıklarını düşündü ve bu yüzden de düşüncelerini kuralların dışında bırakmayı tercih etti.
Wittgenstein geç dönem felsefesinin temel eseri olan 'Felsefi Soruşturmalar'da, sözcüklerimizin kullanımına dikkat etmememizin, bizim anlayışsızlığımızın ana kaynağı olduğundan bahsediliyor. “Benim bir sandalyem var”, “bir izlenime sahibim”, “diş ağrım var” şeklindeki önermelerde belirlen benzerlik, “var” sözcüğünü hem duygu içeren ifadeler için, hem de insanın sattığında ya da yaktığında yok olabilecek basit bir sandalye için kullanabileceğini gösteriyor. “İzlenim”, “duygu”, “düşünce” ya da “sayı” gibi kelimeler “sandalye” gibi, görünen bir şey olmasa da, düşünce ya da iç sezgilerde yerlerini alır. Wittgenstein, bilincin oluşmasını örnekleyerek görünemeyen nesnelerle, iç alanı etkileyen, bilinçsizce ortaya çıkan resimlerin üstesinden gelmeyi amaçlamıştır.
Wittgenstein’ın kendisinin de belirttiği gibi, felsefe yapma, sürekli ona –dilin sınırlarını zorlamakla birlikte- çarptığı için artık başının yara bere içinde olduğu en yalın mantıksızlığın keşfi (aynı zamanda bu etkisizleştirilmesi demek) ile gerçekleşmektedir.[]
Bu noktaya kadar herkes uzlaşma içindedir; ancak çıkarımlar konusunda Wittgenstein’ın düşüncelerini anlamak bağlamında, yorumlar ikiye ayrılır; kendi ifadesine göre, kendi felsefe anlayışı, “her şeyi olduğu gibi bırakma eğilimi içindedir”, “sadece ortaya koyar, üzerine bir çıkarım ve yorum yapmamada kararlıdır; “her şey açık” olduğu için “açıklamaya gerek olmadığını” belirtir. Yorumların bir kısmı Wittgenstein’ın şimdiye kadar dünyanın gizli bağlantılarını açıklamak konusunda, hiçbir yol bulamadığı hususunu ve düşüncelerin karşıtlığı ve sabitliği ya da sadece kötü ve fena olan şeyleri çözüme kavuşturmak istediğini vurgular. Daha sonra bu yorumlar gerçeklere döndüren ve tedavi edici görüş olarak adlandırılmıştır. Buna karşıt görüş olarak da diğer bir kısım, Wittgenstein’ın dünyayı açıklamadığını; fakat mantığın sınırlarını göz önüne alarak gözlemlediğini savunmuştur. Onlara göre Wittgenstein’ın yeni tarzı ve gerekçesi “Dilbilgisel Tasvir”dir. Bu şekilde Wittgenstein, yaşam biçimi ve gelenekleriyle çevrilebilen kelimelerin kullanım biçimlerini dilbilgisiyle anlamaya çalışmıştır.
Wittgenstein, dilbilgisini, kullanıcı tarafından düzenlenebilen kurallı, öğrenilebilir şey olarak adlandırarak, dilbilgisinin mutlak olduğunu belirtir. Wittgenstein’ın geç dönemde okuduğu dilbilgisi betimlemelerini içeren bu görüşleri, daha sonra, nedensiz olan şeyin kabul edilmesi konusunu içeren metafiziksel konular olarak adlandırılmıştır.
Wittgenstein, herhangi bir şeyi tasvir etmekle kalmamış, aynı zamanda buna karşı olarak, belirli resimlerin sebepsiz kabulünün temeli olarak gördüğü, kesin gibi görünen şeylere çözüm yolu aramıştır. Burada ”Resim”den kasıt, nedeni araştırılmaz, açık ve kesin olan belirli görüşlerin bir araya gelmesidir. Böylece tasvir, şeyler için sayıların teminatıdır. Herhangi bir yer gibi zaman da ölçülebilmelidir.
Wittgenstein, bir resmin büyüsünü, cazibesini bozmak için çözüm yolu olarak, bir nesnenin karşıt nesnesinin düşünülmesi fikrini geliştirmiştir. Bu büyüsü bozulmuş resimleri de anlamlandırdıktan sonra, başka felsefi bir problem olarak da zamanın ölçülmesi konusu vardır. Bu anlamda Wittgenstein’ın bu sorunlu resimlere yaklaşımı, aşağı yukarı, metre hesabıyla ölçülen bir şeydir. Örneğin bir mekânın ölçülmesi. Zamanı ölçmek mümkün müdür peki? Zaman ölçülürken hangi ölçüt alınmalıdır? Geçmiş mi yoksa gelecek mi? Zaman ölçülmeye pek de müsait değildir. Ancak, bu durumda 1 saat neyin ölçütüdür o zaman?
Wittgenstein içindeki şüphe duygusunu, karşıt nesneleri düşünerek bastırmıştır. Şöyle ki nasıl bir yer ölçmek için hem metre hesabı hem de adım hesabı varsa, zaman için de öyle olmalı. Wittgenstein burada, yandaşlarının, “mekânın bir adımı zamanın ölçütü olabilir” yorumunu kastetmemiştir. O, bunu açıklamak için, sadece karşıt bir nesnenin düşünülmesi gerektiğini söylemiştir. Yani metre hesabı yerine zamanı ölçmek için de, tıpkı mekânı adımla ölçmek gibi benzer bir şey olabilir. Böylelikle sorun ortadan kaldırılabilir. Wittgenstein; “Beni bu denli yetenekli kılan asıl buluşum, istediğim zaman, felsefe yapmaya ara vermemdir.” diyerek bu duruma bir açıklama getirmektedir. Örneklerle birlikte bir yöntem belirlenmiştir, örnekler değişkenlik gösterebilir, bu metotlarla sadece bir problem değil, çok sayıda problem çözülebilir.
Wittgenstein’ın metre hesabı kullanımı gibi, dilbilgisinde oluşan “dil oyunları”nın tüm yöntemleri yaklaşımı, metafizik yorumuna destek verenler için, ilk defa elde edilmek istenen yeteneklerin zorluğudur. Bu şekilde Wittgenstein, bir yandan bazı temel kavramların kullanım ilişkilerini ortaya koyup, yaklaşımlarını ‘kural’ ya da ‘anlam’ kavramlarının anlamlarıyla açığa kavuşturmayı tercih ederken diğer yandan da dil oyunu ya da köken benzerliği ile beraber, keşfettiği dil oyunlarının açıklaması için, dilin nasıl kullanılacağına ilişkin oluşturduğu yöntemdeki özgün kavramları oluşturup bu kavramları netleştirmiştir.
Wittgenstein’a göre, filolojik ya da tarihsel eleştirel metotların incelenmesine ait olan ya da anlam, gelişim ve eleştirisinin karşılaştırılması, kullanım ilişkisi ve dil oyunlarının canlandırılmasını açığa kavuşturur. Buna ilişkin olarak, metafizikçiler, Wittgenstein’ın geç dönem felsefesinin can damarı kavramının “dil oyunu” olabileceğini düşünür.
Wittgenstein’a göre, hayati gerçeklik belirlenmiş kural sınırının aşılmasıdır. Bu durum, felsefede örnek teşkil eden ya da farklı örneklerin bir arada olduğu dilbilgisini oluşturmayı sağlar. Bu oluşum bazen şaşırtıcı olayları da beraberinde getirir, hiçbir şeyin gizli olmadığı bir hayalin anlaşılır kullanım ilişkisini ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda insanlar arasında belirlenmiş bir gelişmeyi kastedebilir. Ve bu da 1. tekil şahsın ifadelerinin gerçekte hiçbir değer taşımadığını gösterir. Wittgenstein’ın, her bir yaşam biçiminin kavramsallaştırılmış dünya resmi anlayışının açıklaması, metafizikçilerin düşüncelerinden farklı bir düşüncedir. Wittgenstein’ın, bilgi cümleleri biçiminde oluşan kesin cümlelerin donuklaşması, yöntem olarak ise hiçbir şeyi donuklaştırmayan, hatta akıcı bilgi cümlelerini işlevsel hale getiren, akıcı cümleleri donuklaştırarak, sabitleştirerek zamanla olan ilişkilerinin değiştirildiği, ‘hakikat hakkında’, ”insan kendini tanıtabilir” cümlesi alıntılanır.
Metafiziksel tutum, ivedi anlamsızlığının ivedi anlamlılığı yoluyla sınırlamak için donuklaştırılmış cümlelere şu açıdan bakar: “Taş düşünemez” gibi kesin olan ya da yarı kesin olan yargıları tespit etmek. Wittgenstein’ın geç dönem eseri herkesi büyülemiştir, o sadece dil felsefesiyle değil, aynı zamanda insan ruhu ile ilgilenen başka bilim dallarının araştırmaları ile de ilgilenmiştir. Bunlar psikoloji ve psikiyatridir. Wittgenstein’ın fikirleri, psikoterapi yönteminin kullanılması gerektiğini gösteriyor. Çok sayıda psikolog ‘Wittgenstein Yaklaşımı’ olarak adlandırılan bu yaklaşımı çok iyi bilir. Metafizikçiler, Wittgenstein’ın kesin tedavi edici görüşünün var olduğu geç dönem felsefesinin etkisini azalttılar. ‘Doğru’nun, ‘izin’in ya da ‘anlamlılık’ın ne olduğunu kanıtlarla göstererek, yanlışların doğrusu, izin verilmeyen dil kullanımının izin verileni, anlamsızın anlamlılığı sınırlamasını ortaya koyar.
Wittgenstein kelimelerin anlamları üzerine konuştuğunda, sadece kavramların somutlaştırılması amacına yönelik tedavi edici görüşlerine değil, aynı zamanda ifadesinin hemen ardından nasıl iyi sözlerin çıktığı konusunda entelektüel sorunların çözüme kavuşturulması amacına da yer vermiştir. Burada ‘iyi’den kastedilen nedir ki? Belirli bir özelliği olmalı, aksi takdirde her şey birbirine girer.
‘Dil oyunu’ kavramı konusundaki tartışmalar, ‘anlam‘ kavramıyla sıkı bir ilişkisinin olduğunu gösteriyor. Bu konu hakkında “Felsefi Soruşturmalar” eserinin 43. sayfasında şunlar yazıyor: “Bir kelimenin anlamı, onun dildeki kullanımıdır.” Daha sonraki cümlede ise Wittgenstein, sınırlayıcılığa dikkat çekiyor: Kelimelerin anlamlarına göre kullanım koşullarının büyük bir bölümü için, (kullanım koşullarının hepsi için geçerli değil) şu cümle açıklanabilir: “Bir kelimenin anlamı, onun dildeki kullanımıdır.” Söz konusu cümleye ilişkin yapılan farklı yorumlar, metafizikçilerin ve terapistlerin farklı görüşlerinin olduğunu gösteriyor.
Metafizikçiler tarafından bakılacak olursa; Wittgenstein, bu kitapta alfabetik olarak gösterilen kavramların yapısını, anlamın bir açıklaması olarak göstermiştir. Buna göre Wittgenstein’ın eserlerinden sağlam bir görüş çıkarmak asıl görevdir. Wittgenstein’ın tanımlamaları, belirgin bir özellik taşıyan klasik açıklama yöntemiyle değil, aksine belirli kavramların uyumu ya da benzerliğinin oluştuğu açıklama yöntemi ile gösterilir. Burada Wittgenstein’ın düşüncelerinin en önemli noktası olan, her zaman yeterli ve açık olmak konusu ortaya çıkar.
Yine “Felsefi Soruşturmalar” eserinin 43. sayfasında bu konuyla alakalı olarak şu tanım yapılmıştır: ‘Her durum için geçerli olmayan’, yazar aracılığıyla, anlamın genişleyen belirginliğini bir liste şeklinde okumak ve “Felsefi Soruşturmalar” eserinin ikinci kısmında, Wittgenstein, ikincil anlamı tanımlayan, psikolojinin felsefesi yaklaşımlarını açıklar ve bunu da kelimenin kullanımının neye göre oluştuğunu tanımlar. Wittgenstein’ın geç dönem eserinde “anlam” kavramının temel ve ikincil kullanımı ile ilgili hiçbir şey yoktur, Wittgenstein’ın herhangi bir genişlemiş yorumunun olmadığı ve anlam kavramının detaylı bir şekilde açıklandığı metafiziksel yorum görüşlerine yandaşları tarafından ilgi gösterilmiştir.
Buna karşın, terapötik (tedavi yöntemsel) yaklaşım yandaşları eserinin 43. sayfasında Wittgenstein’ın “anlam”ın varlığı ve çekirdeğini adlandırma konusundaki yaklaşımının mevzu bahis olmadığını savunurlar. ‘Her durum için geçerli değil” sınırlaması yazarın geç dönem eserlerindeki metninde bir uyarı niteliği taşımıyor, aynı zamanda ileride yapılacak adlandırmanın da hiçbir şeyi tam olarak açıklamadığını gösteriyor. Felç olmuş bir düşüncenin sebep olduğu gizem dolu bir resim, mümkün bir araştırma nesnesinin olduğunu açıklar. Bunu da bakış açılarını karşılaştırma yöntemiyle yapmıştır. Böylece ‘betim’ ya da ‘diş ağrısı’ kavramlarının anlamlarının, uzayda bir yere sahip olan ‘araba’ ya da ‘sandalye’ gibi görülemeyeceğini belirtmiş, hatta bunun yerine bunların ‘tasvir’ ve ‘diş ağrısı’ arasındaki anlam ve oluşum kurallarının benzerliklerini göstermeye çalışmıştır. Çözüm yolları ve tedavi edici tutumlara göre, sadece anlam kavramının farklı adlandırılmasının nasıl yapılacağı sorunu ortaya çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda çözüm yolları göstermek için, karşılaştırma yöntemiyle tasarlanmış konularının olup olmadığını ortaya koyuyor.
Erken ve geç dönem eserleri arasındaki bağlantı
Geç dönem felsefesinin yorumlanması üzerine yapılan tartışmalar, Wittgenstein’ın düşüncelerinin devamlılığını da değerlendirmeyi gerektiriyor. Çünkü her iki dönemde de düşünceleri değişmiştir. Terapistler, ‘Felsefi Soruşturmalar’ adlı eserinin başarısız yöntemleri ve mantıksal-felsefi denemesindeki belirsizliği arasında fark yaratan şeyin varlığını kabul etme eğilimi gösterirler. Metafizikçiler ise, iki eserini de negatif metafizik içerisinde açıklar. Onlar erken dönem eserinde anlamsal açıdan mantığın araştırma nesnesini boşluk olarak görürler. Wittgenstein’ın bu bağlamda şu değerlendirmesi önemlidir: “Benim asıl düşüncem mantıksal bir sabitliğin ve de olguların mantığının olmadığıdır.” Geç dönem eserlerinde ise canlı, günlük bir pratikten, yani ‘dilbilgisi’nden bahseder.
Wittgenstein’ın geç dönem eserinde dünya yıkılmıştır, artık dili çözülemez şeyler içerisinde belirginleşir ve bu şeylerin, durum ve önermelerle olabilecek mantıksal bir bağlantısı yoktur. Artık mantığın zamana uyum iddiaları dil yapısını belirlemeyecektir. Wittgenstein, dili eski bir şehirle karşılaştırır. Bunlar, çevresinde tek tek evlerin ve düzensiz upuzun sokakların olduğu kenar mahalle kümeleri ve dar sokak ve mekânlardan oluşan, farklı farklı dönemlere ait yeni ve eski ev yapılarının bulunduğu bir mahaldir. Buna göre, onlar için dil düşüncelerin ve hakikatin yeridir. Bir kelimenin anlamı onun dil içinde nasıl kullanıldığına bağlıdır. Ancak kullanım alışkanlıklardan oluşan bir takım işlevsellik ya da ‘dil oyunu’ içerisinde yok olan bir çeşit yaşam tarzıdır. ‘Dil oyunu’ kavramı ile burada şu vurgulanmaktadır: Dili konuşarak kullanmak bir yaşam tarzıdır. Bir tıpçının, esnaf ya da tüccara göre, ateist birinin inançlı birine göre bambaşka ‘dil oyunları’ vardır. Felsefenin görevi ise, dil aracılığıyla aklımızın büyülenmesine karşı mücadele etmektir.
Felsefenin araştırma nesnesi, günlük konuşma dilidir. Biz kelimeleri, günlük kullanım metafizikleriyle bağlantılarız. Felsefenin amacı (iyileştirme) terapidir. Filozof bir problemi tıpkı bir hastalık gibi ele alır, inceler. ‘Dil karmaşıklığı’na esir olmuş biri bu durumdan kurtarılmalıdır. “Felsefedeki amacın ne?” sorusuna cevap olarak ‘sineğe, sinek kavanozundan çıkış yolunu göstermek” diye yanıtlamıştır Wittgenstein.
Geç dönem felsefesinde ‘mantık’ kavramı ‘dilbilgisi’ ile yer değiştirmiştir. Aralarındaki fark, mantığa karşılık olarak ‘dilbilgisi’nin yaşam tarzı alışkanlıklarının değişebilmesinden kaynaklanır. Aralarındaki benzerlik ise, ne mantığın ne de ‘dil bilgisi’nin açıklanamadığıdır. Bunun yanı sıra her ikisi de oluşturduğu şeyi sadece ortaya koyar, açıklamaz.
Sonuç olarak ise, metafizikçiler Wittgenstein’ın erken dönem eserini geç dönem eserlerinde olduğu gibi, özel olan’ iç ve dış dünyadaki dualizmin reddedilmesi ve de ayrıca öznel düşüncelerin esas alındığı, ‘aşkın felsefe’ ya da ‘bilgi kuram’larını açıklama yoluyla özdeşleştirmezler.
hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |
Yapıtları
- Logisch-Philosophische Abhandlung, Annalen der Naturphilosophie, 14 (1921)
- Tractatus Logico-Philosophicus, C.K. Ogden tarafından İngilizceye çevrildi, (1922)
- Philosophische Untersuchungen (1953)
- , Felsefe Soruşturmaları, G.E.M. Anscombe tarafından İngilizceye çevrildi, (1953)
- Bemerkungen über die Grundlagen der Mathematik, ed. by G.H. von Wright, R. Rhees, and G.E.M. Anscombe (1956) (1937 ve 1944 yıllarında matematik ve mantık felsefesi üzerine yazdıklarından bir seçki)
- Remarks on the Foundations of Mathematics, G.E.M. Anscombe tarafından İngilizceye çevrildi, (1978)
- Bemerkungen über die Philosophie der Psychologie, düzenleyenler: G.E.M. Anscombe and G.H. von Wright (1980)
- Remarks on the Philosophy of Psychology, Vols. 1 and 2, G.E.M. Anscombe tarafından İngilizceye çevrildi, düzenleyenler: G.E.M. Anscombe and G.H. von Wright (1980) ('Zettel'den bir seçki)
- The Blue and Brown Books, Mavi ve Kahverengi Kitap, (1958) (1933–35 yılları arasında öğrencilerin tuttuğu ders notları)
- Philosophische Bemerkungen, düzenleyen: Rush Rhees (1964)
- Philosophical Remarks (1975)
- Philosophical Grammar (1978)
- Bemerkungen über die Farben, düzenleyen: G.E.M. Anscombe (1977)
- Remarks on Colour, Renkler Üzerine Düşünceler, . (Goethe'nin Renkler Kuramı kitabı üzerine yorumları yer almaktadır).
- , Kesinlik Üzerine, — Bilgi ve kesinlik arasındaki ilişkileri tartıştığı bir aforizmalar koleksiyonu.
- Culture and Value, Kültür ve Değer — Søren Kierkegaard'ın felsefesini de eleştirdiği din ve müzik gibi kültürel konular hakkında kişisel görüşlerini yansıtan bir koleksiyon.
- Zettel.
Türkçeye çevirilen eserleri
- (1999), Yan Değiniler, Altıkırkbeş Yayınları.
- (2000), Felsefi Soruşturmalar, Yeni Zamanlar Yayınları.
- (2004), Zettel, Nisan Yayınları.
- (2004), Defterler 1914-1916, Birey Yayınları.
- (2007), Renkler Üzerine Notlar, Salkım Söğüt Yayınları.
- (2007), Mavi ve Kahverengi Kitap, Türkiye İş Bankası Yayınları.
- (2007), Felsefi Soruşturmalar, Metis Yayınları.
- (2008), Tractatus Logico-Philosophicus, Metis Yayınları.
- (2009), Kesinlik Üstüne-Kültür ve Değer, Metis Yayınları.
Dış bağlantılar
- Ludwig Wittgenstein- Dil Sorunu- Ankara Açık Arşiv
- Wittgenstein ve Oyun Kavramı22 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Ocak 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Ludwig Josef Johann Wittgenstein 26 Nisan 1889 29 Nisan 1951 Avusturya dogumlu filozof matematikci Ludwig WittgensteinTam adiLudwig Josef Johann WittgensteinDogumu26 Nisan 1889 1889 04 26 Viyana Avusturya Macaristan ImparatorluguOlumu29 Nisan 1951 62 yasinda Cambridge Birlesik KrallikCagi20 yuzyil felsefesiBolgesiBati felsefesiOkuluAnalitik felsefeIlgi alanlariMetafizik epistemoloji dil felsefesi zihin felsefesiOnemli fikirleriMantiksal pozitivizmEtkilendikleri Gottlob Frege Johann Wolfgang Goethe Soren Kierkegaard Fyodor Dostoyevsky G E Moore Oswald Spengler Ludwig Boltzmann Piero Sraffa Bertrand Russell Arthur Schopenhauer Baruch Spinoza Leo Tolstoy Heinrich HertzEtkiledikleri Bertrand Russell G E Moore Frank P Ramsey Viyana Cevresi Rudolf Carnap Alan Turing G E M Anscombe Daniel Dennett Gilbert Ryle Saul Kripke John Searle Ian Hacking Stephen Toulmin Jean Francois Lyotard Richard Rorty Imzasi Mantik ve dil felsefesi konularinda yaptigi calismalarla modern felsefeye onemli katkilarda bulunmustur 20 yuzyilin en onemli filozoflarindan sayilir Hayati ve eserleriAsil adi Ludwig Josef Johann Wittgenstein olan Avusturya asilli filozof 26 Nisan 1889 da Viyana da dunyaya gelmistir Wittgenstein cok onceleri asimile olmus Avusturyali Yahudi fabrikator Karl Wittgenstein ve onun esi Leopaldine nin sekiz cocugundan en kucugudur Karl Wittgenstein Avusturya Macaristan monarsisinin basarili celik sanayicilerinden sayilirdi Bununla beraber Wittgenstein cifti o asir icerisinde Viyana da bulunan en zengin ailelerden biriydi Wittgenstein in babasi cagdas sanat ve sanatcinin hosgorulu destekcisi iken annesi de harika bir piyanistti Wittgenstein in buyukanne ve buyukbabalarindan sadece biri disinda hepsinin Yahudi kokenli olmasina ragmen Wittgenstein Katolik gelenek ve goreneklerine gore egitilmistir Tipki diger kardesleri gibi Ornegin Paul unlu bir piyanisttir Wittgenstein da entelektuel yasam ve muzik dalindaki yetenekleriyle kendini gostermistir Bu yeteneklere sahip olmanin yani sira Wittgenstein in kardeslerinden ucu Hans Rudolf ve Kurt psikolojik sorunlarindan dolayi intihar etmislerdir Yasami boyunca ozellikle I Dunya Savasi esnasinda yasadigi olumsuzluklar depresif davranislar sergilemesine neden olmussa da Wittgenstein insan iliskilerinde otoriter ve inatci oldugu kadar ayni zamanda duyarli ve supheli bir yaklasim sergilemistir 14 yasina kadar egitimine ozel derslerle devam eden Wittgenstein ortaokulu Linz de okuduktan sonra 1906 yilinda Berlin Charlottenburg da bulunan teknik lisenin makine muhendisligi bolumune girmistir Aslinda Wittgenstein Viyana da Ludwig Boltzmann in yaninda okumak istemis ancak ortaokul karnesi tahsilini ayni yerde yani Berlin de devam ettirmesi gerektigini gostermistir Burada Wittgenstein kiz kardesi Hermine gibi ucagin teknik sorun ve cozumleriyle ugrasmistir Bundan sonra ayni donem icerisinde ya da cok az bir zaman sonra felsefe ilgisini cekmeye baslamistir Bu durum yani felsefi sorunlar uzerine dusunmek Wittgenstein in arzularina o kadar zittir ki icinde yasadigi bu celiskiler ona cok aci vermistir 1908 yilinda muhendis diplomasini aldiktan sonra ucak motoru yapimi denemelerinin yapildigi Manchester muhendislik bilimi bolumune gitmistir Kisa bir sure sonra bu kararindan vazgecen Wittgenstein 17 Agustos 1911 yilinda patent aldigi Ucak pervanesini gelistirme onerileri projesi uzerinde calismistir Burada Wittgenstein kendini derinden etkileyen Ingiliz matematikci ve filozof Lord Bertrand Russell in kendisiyle ve eserleriyle tanismistir 1912 yilinda matematik ve mantik alaninda Russell in yaninda okumak icin Cambridge Universitesi ne gitmistir Kisa surede Russell Wittgenstein in bir dahi oldugunu anlamis ve Wittgenstein da donanimlariyla etkilendigi Russell in seviyesine ulasmistir Zaten Russell de Wittgenstein in mantik ve felsefi eserler verme konusunda kendinden sonra en uygun kisi oldugu kanisina varmistir 1911 yilinin kasim ayinda Wittgenstein Russell in de yardimlariyla Cambridge de gizli bir topluluk olan seckin Apostles e uye secilmistir Bu esnada ilk sevgilisi David Pinsent le karsilasmistir Kisa zamanda aralarinda sarsilmaz bir dostluk olusmus ve birlikte Norvec in Skjolden sehrinde ahsap bir ev satin almislardir Wittgenstein mantigin sistemleri konusu uzerindeki calismalarina birkac ay burada devam etmistir Wittgenstein in homoseksuel oldugu ilk olarak 1973 te William Warren Barley in biyografisinde bahsettigi ancak adini zikretmedigi bir erkek arkadasi olmasindan ikinci olarak ise tuttugu gunluklerindeki gizli yazilarindan anlasilmaktadir 1912 de baslayip 1917 yilina kadar tuttugu gunlugundeki mantiksal ve felsefi denemeleri Wittgenstein in ilk felsefi eserini olusturmustur I Dunya Savasi sirasinda gonullu olarak calisirken bu eserini yazmaya devam etmis ve nihayet 1918 yilinin yazinda eserini tamamlamayi basarmistir Eserin tamamlanmamis hali ilk olarak 1921 de Almanya nin Doga Felsefesi Dergisi Annalen da yayimlandiktan sonra 1922 yilinda bugun de daha cok Ingilizce adiyla bilinen orijinal adi Tractatus Logico Philosophicus un iki dilde baskisi yayimlanmistir Bu eserinin yani sira iki kucuk felsefi denemesi halk okullari icin olusturdugu bir sozlugu ve mantiksal felsefi denemeleri Wittgenstein hayatta iken yayimlanmistir Erken donem eserleriWittgenstein Tractatus da birden cok anlamli sozcukler gibi dilin dogal eksikligini dilin yapay ve mantiksal oldugu fikrini gelistirmistir Onun yeni dili tipki mantik dilinde kullandigi gibi sembollerden olusmustur Eserinin onsozunde tum felsefi problemlerin dilin arastirilmasiyla cozulebilecegini belirtmistir Felsefi analizlerinin hedefi islevselligin aciklanmasi yoluyla anlamli ve anlamsiz onermelerin farkini ortaya koymaktir Felsefenin tamami dil elestirisidir Tractatus un temel gorusleri Russell in asiladigi fikirlerden olusmus ve mantiksal atomculugun felsefesi olarak sayilmistir Wittgenstein in erken donem felsefesinin temelinde dilin resmedilmesi vardir Daha sonra ise gerceklikte bir olan seylerin ayrilmasi konusu vardir Her Sey in dilde bir adi vardir Cumlede adlarin yan yana durmasi anlami olusturur Seylerdeki gerceklik gibi onermeler de adlarina ayrilirlar Gerceklikteki konu ve olgularin adlarinin resmedilmesi gibi bir onermedeki gostergelerin adlarinin duzeni ya da yapisi o cumlenin dogru oldugunu gosterir Ornegin aRb bRa dan farklidir cunku b gostergesi birinde R nin solunda digerinde ise sagindadir Bu nedenle a ve b nin gosterge adlari ayrilmis onermelerin her birinde farkli bir yapiya sahiptir bRa nin resmedilmesiyle resmedilen olgular arasinda nasil bir gosterge oldugu aRb onerme gostergesiyle gorulur Onerme gostergelerinde gerceklikteki seylerin baska bir olgu olarak adlandirilmasiyla olusturulan onerme yanlis bir onermedir Anlamsizlik gerceklikteki olgularin bagimsizligi dogru ya da yanlis olan onermelere ornegin totoloji ve celiskiye karsidir Buna karsin su ornekteki gibi gerceklikte aslinda seyle baglantisi resmedilmeyen gostergeler anlamsiz onerme olarak adlandirilir Burada soyledigim onerme yanlistir Bu onerme olasi sey ve gerceklikle baglanti saglamakla kalmiyor ayni zamanda anlamsizligin ne oldugunu da acikliyor Ayni sey bir seyler isteyerek ya da tasvir edilen seyleri iyi ya da kotu adlandirarak dunyadaki seylerin saf duzenini asmak uzerine soylenen onermeler icin de gecerlidir Cunku onerme gostergelerinde resmedilen gerceklik sadece yapisini guclendirmekle kalmayan ayni zamanda ad toplulugunun ortaya cikmasindan dolayi anlam ifade etmeyen bir degere sahip olmalidir Wittgenstein a gore bir deger icini oldugu gibi dokmez Konusulamayan ve uzerinde mantik yurutulemeyen seyler hakkinda susulmalidir Wittgenstein mantiksal felsefi denemesinde Tractatus logico philosophicus kendisi soyle belirtmektedir Onermelerim beni anlayan seyin anlamsiz oldugunu acikliyor Boylelikle Wittgenstein in felsefesi seyle iliskisi olmayan ve gercek olmayanin arastirilmasinin gerekli oldugunu belirtir Mantiksal felsefi denemesinin tamami anlamsiz form gercegin olanakli olup olmadigi ya da dusunulebilen anlam acisindan mantiksal bir cerceve icerisinde incelenmektedir Wittgenstein anlamin sadece kendi basina olamayacagini anlami nelerin mumkun kildigini aciklamaya calismistir Daha sonra bunu oz metre ideal soyut olcum birimi kadar uzun olduklarini varsayarak uzunlugu olan nesnelerle karsilastirildiginda uzunlugu olmayan oz metrelerin resmedilmesiyle aciklamistir Wittgenstein Gottlob Frege nin yolunda Charles S Peirce den bagimsiz olarak eseri Tractatus ta bugun okullarda okutulan mantik kitaplarinin hicbirinde bulunmayan hakikatin tablosu nu gelistirmistir Bu tablo bir sistemin betimlemesini konu alir Wittgenstein Dilimin sinirlari dunyamin sinirlaridir gorusuyle yola cikarak bilginin temelinde mantigin oldugunu ve bilginin sinirlarini da yine mantigin belirledigini soyler Bu baglamda Wittgenstein mantiksal felsefi denemesinin onsozunde sunlari dile getirir Bu kitabin mantigi sunun uzerine kurulmustur Soylenmek istenen sey acikca soylenir uzerine konusulmayan konular hakkinda ise susulmalidir Bu cumle felsefe camiasi icerisinde tepkiyle karsilanmistir Wittgenstein in bu cumlesi ayni zamanda Friedrich Nietzsche nin dunyanin metafizigini aciklamasina anlam ve ardillik acisindan karsi ciktigini gostermistir Gecis donemiWittgenstein mantiksal felsefi denemesinin yayimlanmasiyla felsefeye yeterince katkida bulundugu kanisina varmis ve daha baska alanlara yonelmistir Italya daki savas esiri iken Leo Tolstoy un eserlerini okumus ve buyuk ihtimalle onun dusuncelerinden etkilenerek ogretmenlik yapmaya karar vermistir Servetini kardesleriyle paylasmistir bir bolumunu donemin genc sanatcilarindan Adolf Loos Georg Trakl ve Rainer Maria Rilke ye bagislamistir Daha sonra Wittgenstein 1919 1920 yillarinda Viyana daki ogretmen egitim kurumuna gittikten sonra Viyana ya 4 saat uzaklikta guneyde Trattenbach adinda kucuk bir kasabada birkac yil ilkokul ogretmenligi yapmistir Iki yil sonra Wittgenstein yeni isini degistirerek ilkokul icin sozluk yazip yayinladigi yere yani Otterthal a ogretmenlik yapmaya gitmistir 1926 yilinin Nisan ayinda 11 yasindaki bir cocuga tokat atmistir ve bu dusuncesizce hareketinden dolayi resmi makamlara gitmeden once okul mufettisinin zoruyla Wittgenstein istifa dilekcesini vermistir Bunun ardindan birkac ay Viyana nin Huttendorf kasabasindaki bir manastirda bahcivan yardimcisi olarak calismistir Bu sure icerisinde manastirin bahcesindeki alet hirdavat deposunda kalmistir Wittgenstein basrahibin rahip olarak tarikata katilma cagrisina cevap verme konusunda kararsizlik yasamistir 1926 yilinda Wittgenstein Viyana ya tasinmis ve burada filozof Moritz Schlick le tanismistir Modern tarziyla Viyana nin gosterisli yapisi kisa surede kulturel yasamin merkezi ve ayni zamanda Viyanalilarin Wittgenstein la bulusma noktasi haline gelmistir Wittgenstein bir sure ozellikle evlerin ic mimarisi ve dizayni ile ilgilenmistir Bunun yani sira heykeltiraslikla ugrasmis ve Viyanali sanatci Drobil in tarziyla bir bust yapmistir Bu tarz pratik ugraslar Wittgenstein in is ve ilgi alanini gostermistir Onun amaci herkese ait olan toplumsal bir doga yaratmak degildi O hem dunyayi daha da iyilestirmek hem de insanin icinde bulundugu ruhsal kurtulusu saglamak ve entelektuel psikolojik saflik ve aciklik icin ugrasmistir Daha sonra Wittgenstein gecmisi hatirlayarak sunlari yazmistir Felsefedeki is tipki mimarideki bir is gibi kendi isinden fazlasidir ve kendi dusuncesini yansitir Yani bir seyi nasil goruyorsa oyledir ya da istenen ne ise odur 1920 li yillarin sonunda Wittgenstein yeniden felsefi konular ve sorunlar uzerinde ugrasmaya baslamistir Bu esnada Wittgenstein Viyana cevresi Wiener Kreis akiminin birkac uyesinin goruslerini onemli olcude etkilemistir Sezgicilik akimina kapilan matematikci L E J Brauwer in bir konusmasi araciligiyla en azindan Herbert Feigl in mektubundan sonra felsefeye tekrar donme karari almistir Bu gecis asamasi esnasinda Wittgenstein kisa bir sureligine dogruculuk akiminin bir seklinin betimlendigi su gorusu benimsedi Onermelerin anlaminin bilinmesi onemli veri ve delillerin toplanmasi yonteminin bilinmesiyle bagdasir Gec donem eserleriWittgenstein 1929 yilinda Russell in ve Moore un yaninda sozlu sinava girdigi ve Tractatus uzerine doktora yaptigi Cambridge e filozof olarak geri dondu 1930 lu yillarin basinda ogretim gorevlisi olarak calisti 1939 yilinda ise Cambridge de felsefe profesoru George Edward Moore un yerini alacak kisi ilan edilmis ve 1947 ye kadar profesorluk yapmistir Bu ilandan kisa bir sure sonra Ingiliz vatandasi olmustur Bu durumun olusmasi 12 Mart 1938 de Nazi Almanyasi nin Avusturya baglantisina gore Wittgenstein in sadece Alman vatandasi oldugu ve Nurnberg Yasalarina gore de Yahudi oldugundan kaynaklanmistir Wittgenstein 30 lu yillarda dilsel anlamdaki ilk eseriyle baska tartismalari da iceren yeni dusuncelerini kitap halinde kaleme almis cok sayida el yazmasi ve daktiloyla yazilmis eser vermek icin ugras vermistir Bu baglamdaki onemli eserler sunlardir Mavi Kitap The Blue Book matematigin felsefesi uzerine ders notlaridir Bir digeri ise Buyuk Daktilo Yazisi The Big Typescript bir kitabin reddedilen plani ve Kahverengi Kitap The Brown Book dil oyunlarini konu alan bir yazidir Bunlari takip eden ise Felsefi Notlar ve Felsefi Dilbilgisi dir Wittgenstein 1936 yilinda yeni fikirlerini derlemeye baslamistir Ayni zamanda 1953 yilinda Wittgenstein in olumunden sonra yayimlanan ikinci eseri Felsefi Sorusturmalar denemesini olusturmustur Bununla birlikte Wittgenstein dunya unune kavusmus ve mantiksal felsefi denemesi Tractatus ile felsefe tarihini kalici bir sekilde etkilemistir Analitik dil felsefesi de temel yapitlarindan bir tanesi olarak kabul edilir 1940 li yillarda ise Wittgenstein matematigin temeli hakkindaki el yazmasi Felsefi Notlar i yazdi Wittgenstein II Dunya Savasi esnasinda yeniden uygulamayla ugrasmaya baslamistir Bir Londra Hastanesinde gonullu bakicilik yapmistir 1943 yilinda yarali soklarini arastiran tibbi arastirma grubuna laboratuvar asistani olarak katilarak laboratuvar arac ve deneylerini tasarlamistir Wittgenstein burada nabiz tansiyon nefes darligi ve siddeti icin aletler gelistirmis ve bu esnada ucak motorlarinin yapiminda edindigi deneyimlerini kullanmistir 1944 yilinda Wittgenstein tekrar Cambridge Universitesi nde ders vermeye basladi II Dunya Savasi ndan sonra Wittgenstein Felsefi Sorusturmalar adli eserini yazmaya devam etti ve ayni zamanda alginin felsefesi kesin bilgi ve suphe konulari uzerinde calisti Bunun yani sira cok sayida kulturel ve bilimsel teorik konularin aydinliga kavusup aciklanmasi da yine Wittgenstein sayesinde oldu 1939 yilinda tuttugu notlar arasinda soyle bir cumle var Bilim adamlarinin insanlara bir seyler ogretmek muzisyen ve sairlerin ise onlari memnun etmek icin var olduguna inanilir ancak bir seyler ogretmek durumunda olduklari kimsenin aklina bile gelmez Wittgenstein 1947 Ekim inde kendini tamamiyla felsefeye adamak amaciyla universitedeki isini birakti Daha sonra Irlanda da inzivaya cekildi ve zamaninin bir bolumunu burada gecirdi Calismalarinin esas noktasini Felsefi Sorusturmalar eserinin ikinci kismi olan psikolojinin felsefesi olusturmustur Soz konusu bu eserdeki dusuncelerin Felsefi Sorusturmalar a dahil edilmesi Wittgenstein in da isteklerine uyup uymadigi konusu hala kesin degildir Wittgenstein 1949 yilinda ikinci eserine de son noktayi koyduktan sonra 1951 yilinda yakalandigi kanser hastaligina yenilerek hayata veda etmistir Wittgenstein hastaligi suresince bir Ingiliz hastanesine gitmeyi reddetmistir ve son haftalarini doktorunun evinde onun gozetiminde gecirmistir Bu doktor arkadasinin esi Wittgenstein a olumunden bir gun once Ingiliz arkadaslarinin kendisini ziyarete gelmek istedigini bildirdiginde hasta yatagindaki adam su sozleri soylemistir Onlara harika bir hayat yasadigimi soyleyin Wittgenstein in mezari Cambridge deki Ascension Parish Burial Ground mezarligindadir Gec donem felsefesinin yorumlanmasiIki filozofa Wittgenstein in fikirleri soruldugunda genellikle iki degil tam dort farkli cevap alinir iki farkli cevap birbirine cok benzeyen Wittgenstein in erken donem eserlerinden diger iki cevabi da birbiriyle celisen gec donem eserlerindendir Wittgenstein in bu sira disi eserini olustururken bastan sona kadar celiski icerisinde oldugunu su sozleriyle anliyoruz Birkac basarisiz denemeden sonra elde ettigim sonuclarla basarili olamayacagimi anladim Felsefi alanda daha iyi yazilar yazdim Dusuncelerimi kendi yonune karsit bir yondeki dusunceye zorladigimda dusuncelerim bu zorlamaya yenik dustu hep kaynak belirtilmeli Wittgenstein gec donem eserlerindeki kisa diyalog bolumleri uslup acisindan gelismisti Wittgenstein in giris cumleleri geleneksel tarzinin disindaydi Wittgenstein gec donem eserlerini olustururken ozellikle felsefe tarihi acisindan herhangi bir oncu edinmemisti Felsefede dusunmeye yeni bir tarz getirdi Felsefedeki bu yeni dusunme tarzi tipki yabanci bir dili yeni ogreniyormus gibi ogrenilmeliydi kime gore Wittgenstein in bu yeni dusunme tarzinin arkasindan sadece cok az filozof gitti Felsefe yaparak akil bozuklugunu buyuk bir felsefi problem olarak ele aldi Insanlarin uygun olmayan bir dil kullanimina saplanip kaldiklarini dusundu ve bu yuzden de dusuncelerini kurallarin disinda birakmayi tercih etti Wittgenstein gec donem felsefesinin temel eseri olan Felsefi Sorusturmalar da sozcuklerimizin kullanimina dikkat etmememizin bizim anlayissizligimizin ana kaynagi oldugundan bahsediliyor Benim bir sandalyem var bir izlenime sahibim dis agrim var seklindeki onermelerde belirlen benzerlik var sozcugunu hem duygu iceren ifadeler icin hem de insanin sattiginda ya da yaktiginda yok olabilecek basit bir sandalye icin kullanabilecegini gosteriyor Izlenim duygu dusunce ya da sayi gibi kelimeler sandalye gibi gorunen bir sey olmasa da dusunce ya da ic sezgilerde yerlerini alir Wittgenstein bilincin olusmasini ornekleyerek gorunemeyen nesnelerle ic alani etkileyen bilincsizce ortaya cikan resimlerin ustesinden gelmeyi amaclamistir Wittgenstein in kendisinin de belirttigi gibi felsefe yapma surekli ona dilin sinirlarini zorlamakla birlikte carptigi icin artik basinin yara bere icinde oldugu en yalin mantiksizligin kesfi ayni zamanda bu etkisizlestirilmesi demek ile gerceklesmektedir netlestirme gerekli Bu noktaya kadar herkes uzlasma icindedir ancak cikarimlar konusunda Wittgenstein in dusuncelerini anlamak baglaminda yorumlar ikiye ayrilir kendi ifadesine gore kendi felsefe anlayisi her seyi oldugu gibi birakma egilimi icindedir sadece ortaya koyar uzerine bir cikarim ve yorum yapmamada kararlidir her sey acik oldugu icin aciklamaya gerek olmadigini belirtir Yorumlarin bir kismi Wittgenstein in simdiye kadar dunyanin gizli baglantilarini aciklamak konusunda hicbir yol bulamadigi hususunu ve dusuncelerin karsitligi ve sabitligi ya da sadece kotu ve fena olan seyleri cozume kavusturmak istedigini vurgular Daha sonra bu yorumlar gerceklere donduren ve tedavi edici gorus olarak adlandirilmistir Buna karsit gorus olarak da diger bir kisim Wittgenstein in dunyayi aciklamadigini fakat mantigin sinirlarini goz onune alarak gozlemledigini savunmustur Onlara gore Wittgenstein in yeni tarzi ve gerekcesi Dilbilgisel Tasvir dir Bu sekilde Wittgenstein yasam bicimi ve gelenekleriyle cevrilebilen kelimelerin kullanim bicimlerini dilbilgisiyle anlamaya calismistir Wittgenstein dilbilgisini kullanici tarafindan duzenlenebilen kuralli ogrenilebilir sey olarak adlandirarak dilbilgisinin mutlak oldugunu belirtir Wittgenstein in gec donemde okudugu dilbilgisi betimlemelerini iceren bu gorusleri daha sonra nedensiz olan seyin kabul edilmesi konusunu iceren metafiziksel konular olarak adlandirilmistir Wittgenstein herhangi bir seyi tasvir etmekle kalmamis ayni zamanda buna karsi olarak belirli resimlerin sebepsiz kabulunun temeli olarak gordugu kesin gibi gorunen seylere cozum yolu aramistir Burada Resim den kasit nedeni arastirilmaz acik ve kesin olan belirli goruslerin bir araya gelmesidir Boylece tasvir seyler icin sayilarin teminatidir Herhangi bir yer gibi zaman da olculebilmelidir Wittgenstein bir resmin buyusunu cazibesini bozmak icin cozum yolu olarak bir nesnenin karsit nesnesinin dusunulmesi fikrini gelistirmistir Bu buyusu bozulmus resimleri de anlamlandirdiktan sonra baska felsefi bir problem olarak da zamanin olculmesi konusu vardir Bu anlamda Wittgenstein in bu sorunlu resimlere yaklasimi asagi yukari metre hesabiyla olculen bir seydir Ornegin bir mekanin olculmesi Zamani olcmek mumkun mudur peki Zaman olculurken hangi olcut alinmalidir Gecmis mi yoksa gelecek mi Zaman olculmeye pek de musait degildir Ancak bu durumda 1 saat neyin olcutudur o zaman Wittgenstein icindeki suphe duygusunu karsit nesneleri dusunerek bastirmistir Soyle ki nasil bir yer olcmek icin hem metre hesabi hem de adim hesabi varsa zaman icin de oyle olmali Wittgenstein burada yandaslarinin mekanin bir adimi zamanin olcutu olabilir yorumunu kastetmemistir O bunu aciklamak icin sadece karsit bir nesnenin dusunulmesi gerektigini soylemistir Yani metre hesabi yerine zamani olcmek icin de tipki mekani adimla olcmek gibi benzer bir sey olabilir Boylelikle sorun ortadan kaldirilabilir Wittgenstein Beni bu denli yetenekli kilan asil bulusum istedigim zaman felsefe yapmaya ara vermemdir diyerek bu duruma bir aciklama getirmektedir Orneklerle birlikte bir yontem belirlenmistir ornekler degiskenlik gosterebilir bu metotlarla sadece bir problem degil cok sayida problem cozulebilir Wittgenstein in metre hesabi kullanimi gibi dilbilgisinde olusan dil oyunlari nin tum yontemleri yaklasimi metafizik yorumuna destek verenler icin ilk defa elde edilmek istenen yeteneklerin zorlugudur Bu sekilde Wittgenstein bir yandan bazi temel kavramlarin kullanim iliskilerini ortaya koyup yaklasimlarini kural ya da anlam kavramlarinin anlamlariyla aciga kavusturmayi tercih ederken diger yandan da dil oyunu ya da koken benzerligi ile beraber kesfettigi dil oyunlarinin aciklamasi icin dilin nasil kullanilacagina iliskin olusturdugu yontemdeki ozgun kavramlari olusturup bu kavramlari netlestirmistir Wittgenstein a gore filolojik ya da tarihsel elestirel metotlarin incelenmesine ait olan ya da anlam gelisim ve elestirisinin karsilastirilmasi kullanim iliskisi ve dil oyunlarinin canlandirilmasini aciga kavusturur Buna iliskin olarak metafizikciler Wittgenstein in gec donem felsefesinin can damari kavraminin dil oyunu olabilecegini dusunur Wittgenstein a gore hayati gerceklik belirlenmis kural sinirinin asilmasidir Bu durum felsefede ornek teskil eden ya da farkli orneklerin bir arada oldugu dilbilgisini olusturmayi saglar Bu olusum bazen sasirtici olaylari da beraberinde getirir hicbir seyin gizli olmadigi bir hayalin anlasilir kullanim iliskisini ortaya cikarmakla kalmaz ayni zamanda insanlar arasinda belirlenmis bir gelismeyi kastedebilir Ve bu da 1 tekil sahsin ifadelerinin gercekte hicbir deger tasimadigini gosterir Wittgenstein in her bir yasam biciminin kavramsallastirilmis dunya resmi anlayisinin aciklamasi metafizikcilerin dusuncelerinden farkli bir dusuncedir Wittgenstein in bilgi cumleleri biciminde olusan kesin cumlelerin donuklasmasi yontem olarak ise hicbir seyi donuklastirmayan hatta akici bilgi cumlelerini islevsel hale getiren akici cumleleri donuklastirarak sabitlestirerek zamanla olan iliskilerinin degistirildigi hakikat hakkinda insan kendini tanitabilir cumlesi alintilanir Metafiziksel tutum ivedi anlamsizliginin ivedi anlamliligi yoluyla sinirlamak icin donuklastirilmis cumlelere su acidan bakar Tas dusunemez gibi kesin olan ya da yari kesin olan yargilari tespit etmek Wittgenstein in gec donem eseri herkesi buyulemistir o sadece dil felsefesiyle degil ayni zamanda insan ruhu ile ilgilenen baska bilim dallarinin arastirmalari ile de ilgilenmistir Bunlar psikoloji ve psikiyatridir Wittgenstein in fikirleri psikoterapi yonteminin kullanilmasi gerektigini gosteriyor Cok sayida psikolog Wittgenstein Yaklasimi olarak adlandirilan bu yaklasimi cok iyi bilir Metafizikciler Wittgenstein in kesin tedavi edici gorusunun var oldugu gec donem felsefesinin etkisini azalttilar Dogru nun izin in ya da anlamlilik in ne oldugunu kanitlarla gostererek yanlislarin dogrusu izin verilmeyen dil kullaniminin izin verileni anlamsizin anlamliligi sinirlamasini ortaya koyar Wittgenstein kelimelerin anlamlari uzerine konustugunda sadece kavramlarin somutlastirilmasi amacina yonelik tedavi edici goruslerine degil ayni zamanda ifadesinin hemen ardindan nasil iyi sozlerin ciktigi konusunda entelektuel sorunlarin cozume kavusturulmasi amacina da yer vermistir Burada iyi den kastedilen nedir ki Belirli bir ozelligi olmali aksi takdirde her sey birbirine girer Dil oyunu kavrami konusundaki tartismalar anlam kavramiyla siki bir iliskisinin oldugunu gosteriyor Bu konu hakkinda Felsefi Sorusturmalar eserinin 43 sayfasinda sunlar yaziyor Bir kelimenin anlami onun dildeki kullanimidir Daha sonraki cumlede ise Wittgenstein sinirlayiciliga dikkat cekiyor Kelimelerin anlamlarina gore kullanim kosullarinin buyuk bir bolumu icin kullanim kosullarinin hepsi icin gecerli degil su cumle aciklanabilir Bir kelimenin anlami onun dildeki kullanimidir Soz konusu cumleye iliskin yapilan farkli yorumlar metafizikcilerin ve terapistlerin farkli goruslerinin oldugunu gosteriyor Metafizikciler tarafindan bakilacak olursa Wittgenstein bu kitapta alfabetik olarak gosterilen kavramlarin yapisini anlamin bir aciklamasi olarak gostermistir Buna gore Wittgenstein in eserlerinden saglam bir gorus cikarmak asil gorevdir Wittgenstein in tanimlamalari belirgin bir ozellik tasiyan klasik aciklama yontemiyle degil aksine belirli kavramlarin uyumu ya da benzerliginin olustugu aciklama yontemi ile gosterilir Burada Wittgenstein in dusuncelerinin en onemli noktasi olan her zaman yeterli ve acik olmak konusu ortaya cikar Yine Felsefi Sorusturmalar eserinin 43 sayfasinda bu konuyla alakali olarak su tanim yapilmistir Her durum icin gecerli olmayan yazar araciligiyla anlamin genisleyen belirginligini bir liste seklinde okumak ve Felsefi Sorusturmalar eserinin ikinci kisminda Wittgenstein ikincil anlami tanimlayan psikolojinin felsefesi yaklasimlarini aciklar ve bunu da kelimenin kullaniminin neye gore olustugunu tanimlar Wittgenstein in gec donem eserinde anlam kavraminin temel ve ikincil kullanimi ile ilgili hicbir sey yoktur Wittgenstein in herhangi bir genislemis yorumunun olmadigi ve anlam kavraminin detayli bir sekilde aciklandigi metafiziksel yorum goruslerine yandaslari tarafindan ilgi gosterilmistir Buna karsin terapotik tedavi yontemsel yaklasim yandaslari eserinin 43 sayfasinda Wittgenstein in anlam in varligi ve cekirdegini adlandirma konusundaki yaklasiminin mevzu bahis olmadigini savunurlar Her durum icin gecerli degil sinirlamasi yazarin gec donem eserlerindeki metninde bir uyari niteligi tasimiyor ayni zamanda ileride yapilacak adlandirmanin da hicbir seyi tam olarak aciklamadigini gosteriyor Felc olmus bir dusuncenin sebep oldugu gizem dolu bir resim mumkun bir arastirma nesnesinin oldugunu aciklar Bunu da bakis acilarini karsilastirma yontemiyle yapmistir Boylece betim ya da dis agrisi kavramlarinin anlamlarinin uzayda bir yere sahip olan araba ya da sandalye gibi gorulemeyecegini belirtmis hatta bunun yerine bunlarin tasvir ve dis agrisi arasindaki anlam ve olusum kurallarinin benzerliklerini gostermeye calismistir Cozum yollari ve tedavi edici tutumlara gore sadece anlam kavraminin farkli adlandirilmasinin nasil yapilacagi sorunu ortaya cikmakla kalmiyor ayni zamanda cozum yollari gostermek icin karsilastirma yontemiyle tasarlanmis konularinin olup olmadigini ortaya koyuyor Erken ve gec donem eserleri arasindaki baglantiGec donem felsefesinin yorumlanmasi uzerine yapilan tartismalar Wittgenstein in dusuncelerinin devamliligini da degerlendirmeyi gerektiriyor Cunku her iki donemde de dusunceleri degismistir Terapistler Felsefi Sorusturmalar adli eserinin basarisiz yontemleri ve mantiksal felsefi denemesindeki belirsizligi arasinda fark yaratan seyin varligini kabul etme egilimi gosterirler Metafizikciler ise iki eserini de negatif metafizik icerisinde aciklar Onlar erken donem eserinde anlamsal acidan mantigin arastirma nesnesini bosluk olarak gorurler Wittgenstein in bu baglamda su degerlendirmesi onemlidir Benim asil dusuncem mantiksal bir sabitligin ve de olgularin mantiginin olmadigidir Gec donem eserlerinde ise canli gunluk bir pratikten yani dilbilgisi nden bahseder Wittgenstein in gec donem eserinde dunya yikilmistir artik dili cozulemez seyler icerisinde belirginlesir ve bu seylerin durum ve onermelerle olabilecek mantiksal bir baglantisi yoktur Artik mantigin zamana uyum iddialari dil yapisini belirlemeyecektir Wittgenstein dili eski bir sehirle karsilastirir Bunlar cevresinde tek tek evlerin ve duzensiz upuzun sokaklarin oldugu kenar mahalle kumeleri ve dar sokak ve mekanlardan olusan farkli farkli donemlere ait yeni ve eski ev yapilarinin bulundugu bir mahaldir Buna gore onlar icin dil dusuncelerin ve hakikatin yeridir Bir kelimenin anlami onun dil icinde nasil kullanildigina baglidir Ancak kullanim aliskanliklardan olusan bir takim islevsellik ya da dil oyunu icerisinde yok olan bir cesit yasam tarzidir Dil oyunu kavrami ile burada su vurgulanmaktadir Dili konusarak kullanmak bir yasam tarzidir Bir tipcinin esnaf ya da tuccara gore ateist birinin inancli birine gore bambaska dil oyunlari vardir Felsefenin gorevi ise dil araciligiyla aklimizin buyulenmesine karsi mucadele etmektir Felsefenin arastirma nesnesi gunluk konusma dilidir Biz kelimeleri gunluk kullanim metafizikleriyle baglantilariz Felsefenin amaci iyilestirme terapidir Filozof bir problemi tipki bir hastalik gibi ele alir inceler Dil karmasikligi na esir olmus biri bu durumdan kurtarilmalidir Felsefedeki amacin ne sorusuna cevap olarak sinege sinek kavanozundan cikis yolunu gostermek diye yanitlamistir Wittgenstein Gec donem felsefesinde mantik kavrami dilbilgisi ile yer degistirmistir Aralarindaki fark mantiga karsilik olarak dilbilgisi nin yasam tarzi aliskanliklarinin degisebilmesinden kaynaklanir Aralarindaki benzerlik ise ne mantigin ne de dil bilgisi nin aciklanamadigidir Bunun yani sira her ikisi de olusturdugu seyi sadece ortaya koyar aciklamaz Sonuc olarak ise metafizikciler Wittgenstein in erken donem eserini gec donem eserlerinde oldugu gibi ozel olan ic ve dis dunyadaki dualizmin reddedilmesi ve de ayrica oznel dusuncelerin esas alindigi askin felsefe ya da bilgi kuram larini aciklama yoluyla ozdeslestirmezler MezariVikipedi nin kardes projelerinden hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarYapitlariLogisch Philosophische Abhandlung Annalen der Naturphilosophie 14 1921 Tractatus Logico Philosophicus C K Ogden tarafindan Ingilizceye cevrildi 1922 Philosophische Untersuchungen 1953 Felsefe Sorusturmalari G E M Anscombe tarafindan Ingilizceye cevrildi 1953 Bemerkungen uber die Grundlagen der Mathematik ed by G H von Wright R Rhees and G E M Anscombe 1956 1937 ve 1944 yillarinda matematik ve mantik felsefesi uzerine yazdiklarindan bir secki Remarks on the Foundations of Mathematics G E M Anscombe tarafindan Ingilizceye cevrildi 1978 Bemerkungen uber die Philosophie der Psychologie duzenleyenler G E M Anscombe and G H von Wright 1980 Remarks on the Philosophy of Psychology Vols 1 and 2 G E M Anscombe tarafindan Ingilizceye cevrildi duzenleyenler G E M Anscombe and G H von Wright 1980 Zettel den bir secki The Blue and Brown Books Mavi ve Kahverengi Kitap 1958 1933 35 yillari arasinda ogrencilerin tuttugu ders notlari Philosophische Bemerkungen duzenleyen Rush Rhees 1964 Philosophical Remarks 1975 Philosophical Grammar 1978 Bemerkungen uber die Farben duzenleyen G E M Anscombe 1977 Remarks on Colour Renkler Uzerine Dusunceler ISBN 0 520 03727 8 Goethe nin Renkler Kurami kitabi uzerine yorumlari yer almaktadir Kesinlik Uzerine Bilgi ve kesinlik arasindaki iliskileri tartistigi bir aforizmalar koleksiyonu Culture and Value Kultur ve Deger Soren Kierkegaard in felsefesini de elestirdigi din ve muzik gibi kulturel konular hakkinda kisisel goruslerini yansitan bir koleksiyon Zettel Turkceye cevirilen eserleri 1999 Yan Deginiler Altikirkbes Yayinlari 2000 Felsefi Sorusturmalar Yeni Zamanlar Yayinlari 2004 Zettel Nisan Yayinlari 2004 Defterler 1914 1916 Birey Yayinlari 2007 Renkler Uzerine Notlar Salkim Sogut Yayinlari 2007 Mavi ve Kahverengi Kitap Turkiye Is Bankasi Yayinlari 2007 Felsefi Sorusturmalar Metis Yayinlari 2008 Tractatus Logico Philosophicus Metis Yayinlari 2009 Kesinlik Ustune Kultur ve Deger Metis Yayinlari Dis baglantilarLudwig Wittgenstein Dil Sorunu Ankara Acik Arsiv Wittgenstein ve Oyun Kavrami22 Subat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde