Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.
Eski Anadolu Türkçesi | |
---|---|
Türkî Türkçe | |
توركی توركجه | |
Telaffuz | Türkçe telaffuz: ( dinle) |
Ana dili olanlar | Anadolu beylikleri, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu |
Tarih | 13. yüzyıl başı |
Dil ailesi | |
Ardıl | Orta Azerbaycan dili |
Diyalektler | |
Yazı sistemi | Harekeyle uyarlanmış Arap alfabesi |
Resmî durumu | |
Resmî dil | Karamanoğulları Beyliği |
Dil kodları | |
ISO 639-3 | – |
Eski Anadolu Türkçesi bir taraftan böylece Eski Türkçenin izlerini taşırken diğer taraftan köklerde ve eklerde bazı ses ve şekil ayrılıkları göstermek suretiyle Osmanlı Türkçesi ve Türkiye Türkçesinden biraz farklı bir durum arz eder. Öyle ki Batı Türkçesi içinde Türkçe bakımından mevcut başlıca değişiklikler bu devre ile bundan sonraki iki devre arasındaki değişikliklerdir. Başka bir ifadeyle Batı Türkçesi yalnız Türkçe bakımından devrelere ayrılacak olursa Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesi-Türkiye Türkçesi diye ikiye ayırmak gerekir. Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında Türkçe bakımından, Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlı Türkçesinin ilk dönemlerine taşan birkaç şekil dışında, bariz bir ayrılık yoktur.
Eski Anadolu Türkçesi yabancı unsurlar bakımından Batı Türkçesinin en temiz devridir. Bu devirde Türkçeye Arapça ve Farsça unsurlar girmeye başlamıştır. Ancak bu unsurlar kesifliğini yavaş yavaş arttırmış ve ancak devrenin sonlarında geniş bir yayılma başlangıcı hâlini alarak Osmanlı Türkçesinin doğuşunu hazırlamıştır. Eski Anadolu metinlerinde görülen Arapça ve Farsça kelimeler henüz çok fazla olmadığı gibi devrenin sonlarına doğru artan terkipler de henüz açık ve basit bir durumdadır. Yabancı unsurlar bakımından bu devirde nazım ve mensur metinler arasında da oldukça fark vardır.
Gittikçe artan yabancı kelime ve terkipler daha çok nazım dilinde görülür. Nesir dili ise çok temiz ve duru bir Türkçe olarak devrenin sonunda bile Arapça ve Farsça kelimeler ve bilhassa terkiplerden mümkün olduğu kadar uzak kalmıştır. 15. asrın ortalarına doğru II. Murad devrinde geniş bir kültür hamlesinin ifadesi olarak meydana getirilen telif ve tercüme pek çok Türkçe eserin dili bunu açıkça göstermektedir. Nazım dilinde ise şiirin Fars taklitçiliği üzerine kurulması ve vezin, şekil zaruretleri yüzünden duruluk çok muhafaza edilememiş; Türkçedeki gelişmeler bakımından devre daha bitmeden, 15. asırda basit de olsa terkipler ve yabancı kelimeler çoğalmış ve Türkçeyi sarmıştır. Bu yüzden asrın ikinci yarısı Osmanlı Türkçesinin temelini atan, onun başlangıcını teşkil eden bir devir olmuş, Eski Anadolu Türkçesi Türkçenin hususiyetleri bakımından devrini ancak Osmanlı Türkçesinin başlarında tamamlamıştır.
Eski Anadolu Türkçesinin cümle yapısı ise Türkçenin başlangıçtan bugüne kadar hep aynı kalan normal cümle yapısı dışına çıkmamıştır. Gerek nesirde, gerek şiirde Türk cümlesi bu devirde normal, sade, anlaşılan, unsurları yerli yerinde ve doğru cümle olarak kalarak tercüme sadakati yüzünden nadir olarak kırıldığı yerler dışında umumiyetle sağlam yapısını muhafaza ederek Osmanlı Türkçesi devrine girmiştir.
Eski Anadolu Türkçesi, gramer şekilleri bakımından kısmen Eski Türkçeye bağlı olmakla birlikte, Kuzey ve Doğu Türkçelerine göre hızlı bir gelişme gösterdiği için bu dönemde yeni gramer şekilleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Eski Anadolu Türkçesini Anadolu'daki siyasi ve sosyal gelişmelere bağlı olarak kendi içinde Selçuklu Dönemi Türkçesi, Beylikler Dönemi Türkçesi ve Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi Türkçesi olmak üzere üç döneme ayırmak mümkündür.
Anadolu Selçukluları döneminde bilim dili Arapça, resmî dil Farsça olduğu için Türkçeyle dinî, ahlaki özellikler taşıyan ve daha çok halka seslenen eserler yazılmıştır. Bu eserlerin yazılmasında beylerin kendi millî dil ve kültürlerine önem veren, Türkçe yazan bilim adamlarını ve şairlerini koruyup destekleyen tutumları oldukça etkili olmuştur. Bilhassa, I. Mehmed'in 15 Mayıs 1277'de buyurduğu "Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dille konuşmayacaktır!" fermanı oldukça önemlidir. Selçukluların tarihe karışmasından sonra ortaya çıkan Anadolu beyliklerinde ise beylerin de millî geleneklere ve Türkçeye önem vermeleri sonucunda dil ve edebiyat açısından verimli bir dönem başlamıştır. Bu devirde Selçuklu döneminin az sayıdaki eserlerine karşılık yüzlerce eser meydana getirilmiştir. Arapça ve Farsça unsurların henüz fazla olmadığı bu dönemin Eski Türkçeden ayrılan özellikleri olmakla birlikte bugünkü Türkiye Türkçesinin de temelini oluşturur. Türkçenin bütün dönemlerinde olduğu gibi bu dönemde de gerek kelime köklerinde ve gerekse eklerde çeşitli etkenlerin tesiri ile bazı gelişme ve değişmeler gözlenmektedir.
Tarihçe
Eski Anadolu Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında Kuzey ve Güney Azerbaycan, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye, Anadolu, Kıbrıs, Ege Adaları, Balkanlar, Kırım Hanlığı ve Kuzey Afrika'da oluşan yazı dilinin adıdır. Bu dil aynı zamanda Oğuz dil grubunun ilk yazı dili olma özelliğine sahiptir. Batı Türkçesinin ilk evresini oluşturması dolayısıyla tam olarak oturmuş bir yazı dili değildir. Dil farklı dillerden eklemeler ile saray dili olan Osmanlı Türkçesini oluşturmuştur. Elit olmayan Osmanlı Türk halkı tarafından ise Eski Anadolu Türkçesi kullanılmaya devam edilmiştir. Bu elit ve avam tabakadaki farklı kullanımların yansıması olarak ise halk ve divan edebiyatları olmak üzere iki literatür doğmuştur.
Eski Anadolu Türkçesinin ilk yazı dili olması sebebiyle yazım, ses, yapı ve sözcüksel özellikler bakımından varyantlı bir dil özelliği gösterir. Bu dönemde yazılmış onlarca metinde bu varyantları tespit etmek mümkündür. Böyle bir özellik göstermesinin en önemli sebebi, Arap alfabesinin Oğuzca sözcüklerin yazımında ilk defa kullanılıyor olmasıdır. Bu yüzden söz konusu dönemlerde yazılmış olan metinlerde yazardan yazara, bölgeden bölgeye ses ve yapı değişiklikleri tespit edilmektedir. Ancak bu farklılıklar ve değişmeler yalnızca Türkçe kelime ve ekler için geçerlidir, Arapça ve Farsça kökenli sözlerin yazımında kaynak dillerindeki biçimlere sadık kalınmıştır.
Acem Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesinden türemiştir. Acem Türkçesi Akkoyunlu, Karakoyunlu ve özellikle Safevi döneminde şekillenmeye başlamıştır.
Dönemlendirme
Aile | Grup | Dil | |
---|---|---|---|
Tarihî Türkiye Türkçesi (13. ve 20. yüzyıllar) | Eski Türkiye Türkçesi (13. ve 15. yüzyıllar) | Eski Anadolu Türkçesi (13. yüzyıl) | Timurtaş'ın sınıflandırması |
Eski Osmanlı Türkçesi (14. ve 15. yüzyıllar) | |||
Osmanlı Türkçesi (16. ve 20. yüzyıllar) | Klasik Osmanlı Türkçesi (16. ve 19. yüzyıllar) | ||
Yeni Osmanlı Türkçesi (19. ve 20. yüzyıllar) | |||
Yeni Türkiye Türkçesi (20. ve 21. yüzyıllar) | Tanımsız | Tanımsız |
11. ve 13. yüzyıllar arasında Batı Türkistan'dan yani Aral Gölü çevresi ve Sirderya havzası ile Harezm bölgesinden Horasan'a ve Anadolu'ya gerçekleştirilen yoğun nitelikli Oğuz göçleri, 1040 yılında Horasan'da Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşunu, 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile de 1077 yılında Anadolu'da bağımsız bir Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşunu sağlamıştır. Selçuklu ailesinin yönetiminde artık Oğuz Türkleri bu iki coğrafyada bağımsız bir devlet yapısına kavuşmuşlardır. Bunun sonucu da Oğuzcaya dayalı bir yazı dilinin oluşmasıdır.
Eski Anadolu Türkçesi, Anadolu bölgesinde meydana gelen sosyal ve siyasal gelişmeler göz önünde bulundurularak tarihî dönemleri bakımından Selçuklu Dönemi Türkçesi, Beylikler Dönemi Türkçesi ve Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi Türkçesi olmak üzere üç devrede incelenmektedir.
Bu dönem, Timurtaş'ın haricinde farklı araştırmacılar tarafından farklı adlarla da anılmıştır. Başlangıçta özellikle bazı Avrupalı bilginler Altosmanische (eski Osmanlıca) terimini kullanmışlardır. Türkiye'de Eski Osmanlıca terimi Saadet İshaki Çağatay tarafından kullanılmış ancak yaygınlaşmamıştır. En yaygın terim Eski Anadolu Türkçesi terimidir. 15. yüzyıldaki Balkanlar sahasını içine almadığı için bu terime itiraz etmiş ve 15. yüzyılın gramerini yazdığı eserinde Eski Türkiye Türkçesi terimini kullanmıştır. Ahmet Bican Ercilasun ise Eski Türkiye Türkçesi terimi Azerbaycan'ı dışarıda bıraktığı için bu adlandırmaya itiraz etmiş; Eski Oğuz Türkçesi terimini önermiştir ve Oğuz Türkçesinin yazı dili olmadan önceki dönemine de Ana Oğuz Türkçesi demenin doğru olacağını savunmuştur.
13. ve 14. yüzyılları Tarihî Türkiye Türkçesi terimiyle karşılayan ve Eski Anadolu Türkçesi teriminin olsa olsa Selçuklu Dönemi Türkçesini karşılayabileceğini söyleyen, bu yüzden de bu terimi benimseyen Timurtaş Oğuzlar tarafından oluşturulan yazı dilini biraz daha farklı bir biçimde ele almış ve Tarihî Türkiye Türkçesi ile Yeni Türkiye Türkçesi olmak üzere ikiye ayırarak sınıflandırmıştır.
Selçuklu Dönemi Türkçesi
Anadolu bölgesinde kurulup gelişmeye başlayan Selçuklu Dönemi Türkçesi, bir yandan konuşma diline dayalı bir yazı dili oluşturma mücadelesi verirken bir yandan da birer kültür dili durumundaki Arapça ve Farsçaya karşı mücadele yürütülen bir dönemdir. Bu nedenle ortaya konan eserler oldukça sınırlıdır.
Bu dönemde yazılan eserlerin başında karışık dilli eserler yer almaktadır. Bu eserlerin Eski Türk yazı dilinden yeni bir yazı diline, daha doğrusu Eski Anadolu Türkçesine geçiş dönemini temsil eden nitelikli eserler olduğu görüşü yaygındır. Buna karşılık Şinasi Tekin'in temsil ettiği görüş bu türlü eserlerde görülen ikili oluşumun Eski Anadolu Türkçesinin tarihî gelişmesi ile ilgili organik özellikler olmayıp ya o eserlerin farklı bölgelerde kopya edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır ya da Türkistan'dan gelmiş bazı kişilerin ağız özelliklerinin etkisine dayanan özellikler olduğu yönündedir. Böyle iki farklı görüş olması dolayısıyla bu tartışma dil literatürüne olga-bolga sorunu olarak geçmiştir. Burada kastedilen karışık dilli eserler , , tercümesi ve Kitâbü'l-Ferâiz'dir.
Genel olarak Selçuklu Dönemi Türkçesine bakıldığı zaman 13. yüzyıl öncesi ile ilgili bilgiler yok denecek kadar azdır. Selçuklular döneminden kalan eserlerin azlığı bu dönem hakkında bilgi edinme konusunda güçlük çıkarmaktadır. Savaşlar ve karışıklıklar nedeniyle 11. ve 12. yüzyıllara ait eserler günümüze ulaşamamıştır. Ele geçirilen eserler ise 13. yüzyıla aittir. Bu yüzyılda yazıldığı bilinen ancak günümüze kadar gelemeyen ya da daha sonraki dönemlerde kaleme alınan eserler de tespit edilmiştir. Bunlar tahminen 13. yüzyılda kaleme alınmıştır. En eskisi Şeyyad İsa'nın olduğu bilinen Salsalnâme'yle, 15. yüzyılda yazıya geçirilen Battal Gazi Hikâyeleri ve 11. yüzyılda Dânişmend Gazi etrafında gelişen kahramanlık olaylarını anlatan Dânişmendnâme adlı eserlerdir.
Selçuklu Dönemine ait ilk eserler Ahmed Fakih, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Sultan Veled, Şeyyad Hamza, Hoca Dehhânî ve Yunus Emre'ye aittir.
Bunlardan 13. yüzyılın ilk yarısında yaşayan Ahmed Fakih, Anadolu'da Türkçe şiirler yazan en eski ve hayatıyla ilgili bilgilerin daha çok menkıbelere dayandığı bir şairdir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin ise eserlerinin hemen hepsi Farsçadır. Farsça şiirleri arasında bazı Türkçe kelimeler de kullanılmıştır. Bunun yanında Farsça-Türkçe karışık birkaç manzumesiyle salt Türkçe beyitleri de bulunmaktadır. Anadolu Türkçesinin ilk mutasavvıf şairlerinden olan Sultan Veled, Oğuz Türkçesinin Anadolu'daki ilk sade şiir örneklerini vermiştir. 'ı ve üç mesnevisi Farsça olup İbtidânâme ve Rebâbnâme adlı eserlerinde Türkçe beyitler bulunmaktadır. Gazel, kaside ve dörtlük şekilleriyle yazılmış, daha çok aruz vezninde olan manzumeleri mevcut olan Şeyyad Hamza'nın Destân-ı Yûsuf'u da Eski Anadolu Türkçesinin ilk örneklerinden olması ve dönemin ses ve imla özelliklerini tanıtması bakımından önemlidir. Şiirlerinde ele aldığı konular açısından olduğu kadar dili ve üslubu nedeniyle de önemli görülen Hoca Dehhânî'nin yanı sıra Türk tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisi olarak görülen Yunus Emre de Eski Anadolu Türkçesi ile eser vermiştir.
Beylikler Dönemi Türkçesi
Anadolu'nun siyasi tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından Osmanlı Devleti'nin imparatorluk hâline gelmesine kadar geçen döneme Beylikler Dönemi Türkçesi denilir. 13. yüzyılın sonu ile 15. yüzyılın başlarına kadar uzanan bu dönemde Türk dili, Selçuklu döneminin devamı olarak artık Eski Türkçenin izlerinden arınmış müstakil bir yazı dili olma konumuna geçmiştir. Bu geçişte özellikle Anadolu beyliklerinin önemi ve etkisi çok büyüktür. Selçuklu döneminde Arapça ve Farsçanın etkisine rağmen yazı dili olarak varlığını bir ölçüde hissettiren Türkçe, beylikler devrinde ön plana geçmiş ve gelişmiş bir yazı dili olarak genel anlamda kuruluşunu bu devirde sağlamıştır. Bu yüzden Eski Anadolu Türkçesi için ayrı bir önem taşımaktadır.
Beylikler devrinde Selçuklu döneminin aksine eser bolluğu yaşanmış, çok sayıda telif ve tercüme niteliğinde eserler hemen her beyliğin sınırlarında verilmiştir. Beylerin kendileri de bu gelişmeye özellikle destek vermiş; Gülşehrî, Âşık Paşa, , , Kadı Burhâneddin, Ahmedî ve Darîr dönemin öne çıkan isimleri olmuşlardır. Özellikle Âşık Paşa verdiği Türkçe eserlerle bu dilin Anadolu'da edebiyat dili olarak görülmesine önemli katkıda bulunmuştur. En önemli eseri olarak görülen Garibnâme'de Türkçeye önem verilmesi gerektiğini belirtmiş ve o dönemde çoğunlukla Farsça eserler verilmesine karşın Garibnâme'yi bilinçli olarak Türkçe yazmıştır. Oğuz Türkçesinin yanı sıra Doğu Türkçesine de hakim olan Kadı Burhâneddin'in eserlerindeyse Eski Anadolu Türkçesiyle birlikte bu dillerin de etkisi görülmektedir. Darîr'in ortaya koyduklarındaysa Azeri lehçesi özellikleri görülmektedir. Yapıtlarını Farsça olarak kaleme alan Gülşehrî, Hoca Mesud, Şeyhoğlu Mustafa ile Ahmedî Anadolu Türk edebiyatı birikimine önemli katkılar yapmalarının yanı sıra eserlerinden yapılan çeviriler Türkçeye önemli ölçüde katkı sağlamıştır.
12. ve 13. yüzyıllarda Kuzeydoğu Anadolu ile Azerbaycan, Ermenistan bölgelerine gelen Türklerin yerleşmelerini ve bu maksatla yaptıkları savaşları anlatan destan Dede Korkut Kitabı da yüzyıllarda sözlü olarak aktarıldıktan sonra yine Beylikler Dönemi Türkçesinde anonim bir kişi tarafından kaleme alınmıştır. Oğuzların eski dönemlerini anlatan eser, hem Türk dili hem de Türk kültürü için eşsiz bir başvuru kaynağıdır.
Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi Türkçesi
Anadolu beylikleri döneminde Türkçenin ön plana çıkışı beylerin şair ve yazarları çeşitli vesilelerle Türkçe yazmaya sevk etmesi sonucunda hem Türkçe yazılan eserlerin sayısı artmış hem de Oğuzca yazı dili konumuna geçme yolunda çok önemli adımlar atmıştır. Ancak 15. yüzyıldan sonra beylikler döneminde görülen sade Türkçeyle yazma geleneği yavaş yavaş terk edilmeye başlanmıştır.
Osmanlı Beyliği büyüdükçe Türk saraylarının bulunduğu merkezler aynı zamanda birer kültür merkezi konumuna gelmiştir. Bilimde ve edebiyatta devletin gelişimine paralel olarak büyük gelişmeler kendini gösterdi. Ancak bu gelişmeyle birlikte Arapça ve Farsçanın kullanımı ve bu dillere verilen değer de artmaya başladı. Medresedeki eğitim öğretim işinde Arapça ve Farsça ağırlık kazandı. Bunun sonucu olarak da Türk dili önceki yüzyıllarda olduğu gibi aşağı görülmeye başlanmıştır. Şairler, Arapça ve Farsça yazmayı övünç saymışlardır. Bunun neticesinde Türkçe gerilemeye başlamıştır.
Bu yüzyılın eserlerinde bir geçiş döneminin bütün özelliklerini bulmak mümkündür. Birçok Türkçe kelime, Arapça ve Farsça eşanlamlılarıyla yan yana kullanılmakta, edatlar ile birbirine bağlanmış uzun iç içe yabancı cümleler yanında kısa, açık ve Türkçenin yapısına uygun cümleler de yer alabilmektedir. Türkçenin deyimleri yine yer yer varlığını korumaktadır. Ne var ki, bir önceki yüzyıla oranla artık denge Türkçenin aleyhine dönmeye başlamıştır.
Bu dönemde on yedi eser veren Ahmed-i Dâ'i'nin yapıtları Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi Türkçesinin dilini yansıtan eserler arasında sayılmaktadır. Şeyhî'nin tarzını yeni dönemde sürdüren yegâne kişi olan Şeyhî klasik İran edebiyatı zevkiyle yetişmiş ve Türkçeye böyle bir sanat anlayışı içinde millîleşen eserler kazandırmıştır. Yazdığı ile mevlid edebiyatına yön veren Süleyman Çelebi de dönemin öne çıkan şairlerinden olmakla birlikte bu dönemde II. Murad Muradî, II. Mehmed Avnî, II. Bayezid Adlî ve Cem Sultan ise Sultan mahlaslarıyla eserler vermişlerdir.
Alfabe
Harf | Çağdaş Türkçe | Harf | Çağdaş Türkçe |
---|---|---|---|
ا | a, e, i | ص | s |
ب | b | ض | d |
پ | p | ط | t |
ت | t | ظ | z |
ث | s | ع | a |
ج | c | غ | ğ, g |
چ | ç | ف | f |
ح | h | ق | k |
خ | h | ك | k |
د | d | ل | l |
ذ | d, z | م | m |
ر | r | ن | n |
ز | z | و | o, ö, u, ü, v |
ژ | j | ه | h |
س | s | لا | la, le |
ش | ş | ى | i, y, ı |
Ses bilgisi
Tarihî Türkçe metinlerde ses bilgisi özellikleri olarak görülen özelliklerin büyük bir bölümü yazım meselesi olarak da değerlendirilebilir. Yazım ve ses bilgisine ait özellikler birbirinden tamamıyla ayrılmamışlardır. Eski metinlerde, kullanılan yazı dolayısıyla kelimelerin telaffuzunu doğru ve tam olarak tespit etmek oldukça güçtür.
Ünlüler
Ünlü değişmeleri
Türkçede gerek söz köklerinde, gerek eklerde bulunan ünlüler çeşitli sebeplerin tesiriyle gelişmiş ve değişikliklere uğramışlardır. Bunların tarihî seyrini, saha ve lehçelerini göz önünde tutarak belirtmek gerekir.
i/e meselesi
Henüz tam olarak açıklanamamış bir konudur. Çünkü tarihî seyir içerisinde seslerin gelişimi her iki şekilde de görülmektedir. Yani /i/ > /e/ ve /e/ > /i/ böyle ikili gelişim göstermiştir. Bazı dilciler aynı sözcüğün hem /i/'li hem de /e/'li şeklinin bulunmasından dolayı /e/ ve /i/ karışımı bir ses ileri sürmüşlerdir. Ancak bazı dilciler ise buna karşı çıkmışlar ve bazı lehçelerde de aynı şekilde ikilik gösteren diğer ünlülerin nasıl açıklanacağını ileri sürerek bu görüşü kabul etmemişlerdir. Bu konuda tarihî araştırmalar sonucunda aşağıdaki veriler ortaya çıkmıştır.
Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde kök hecede /i/ bulundurduğu hâlde bugün standart Türkiye Türkçesinde /e/'li olan kelimeler:
bil | biş | dir- | di- | gice | girü | il | il | ir- | iriş- | ir | irte | iş | it- | siz- | vir- | yi- | yidi | yidek | yiğ | yil | yil- | yim | yir | yit- | eriş- | yitür- |
bel | beş | der- | de- | gece | geri | el, yabancı | el, memleket | er- | eriş- | erken | erte | eş | et- | sez- | ver- | ye- | yedi | yedek | yeğ | yel | yel- | yem | yer | yet- | kafi gel- | yetiştir |
Ölçünlü Türkçede /i/'li olan bazı kelime kökleri tarihî dönem metinlerinde düzenli olmamakla beraber /e/'li görülmektedir:
eyü | gey- | get- | eşit- |
iyi | giy- | git- | işit- |
Arapça ve Farsça alıntı kelimelerdeki /i/ > /e/ ve /e/ > /i/ geçişi (kise-kese, mişe-meşe, div-dev, binamaz-beynamaz vb.) Türkçedeki değişmeyle benzerlik göstermesi bakımından dikkate değerdir.
u/o ve ü/ö değişimi
Arap alfabesinde bu sesler için ayrı işaretler bulunmadığından "uğra-", "uyan-", "güzel" vb. sözcüklerin /o/ ve /ö/ ile mi yoksa /u/ ve /ü/ ile mi yazılmış olduğunu kesin olarak belirlemek güçtür. Bu konuda Türkçede ilk hece dışında o/ö seslerinin bulunmadığının dikkate alınması gerekir.
Ünlü uyumu
Büyük ünlü uyumu, Türkçenin tarihî dönemlerinin bütününde sağlam bir şekilde korunduğu gibi bu dönemde de korunmuştur. Küçük ünlü uyumu ise daha önceki dönemlerde düzenli bir biçimde korunmadığı gibi bu dönemde de tam olarak sistemleşmemiştir.
Büyük ünlü uyumu
Bu uyum, Türkçenin her devrinde olduğu gibi bu dönemde de sistemli bir şekilde kendini göstermektedir. Yine de bu durumun bazı istisnaları vardır. Aidiyet eki olan ve getirildiği sözcüğü sıfat yapan -ki eki kök ünlüye uymazken "havadağı kuş", "andağı ulu kiçi", "uçmakdağı kevser" vb. örneklerde art ünlü şeklinin bulunması dikkat çekicidir. Ek fiil i-‘nin iyelik ekli -duk sıfat-fiil olan "idüg-i" sözcüğünde ek gibi değerlendirildiğinden ünlü uyumuna tabi tutulmuştur. Buna az "ıduğın", "hak ıdığun", "fettan ıduğın" vb. gibi farklı örnekler bulmak da mümkündür. İken zarf-fiili ise "sever-iken", "kapar-iken" vb. örneklerindeki gibi bugün olduğu şekilde Eski Anadolu Türkçesinde de büyük ünlü uyumuna uyumuna tabi tutulmamıştır.
Küçük ünlü uyumu
Bu uyum, Türkçenin ilk devirlerinden beri genelleşmediği gibi Eski Anadolu Türkçesi devrinde de genelleşmemiştir. Eski Anadolu Türkçesinde de genelleşmeyen bu durum devam etmekte ve ayrıca eski yazı dilinden farklı olarak birçok sözcükte ve ekte yuvarlaklaşma kendini göstermektedir. Düz ünlü taşıması gereken eklerin yuvarlak ünlülü olduğu görülmektedir. Bu yuvarlaklaşma Eski Anadolu Türkçesinin en önemli ses bilgisel özelliklerinden birini teşkil etmektedir. Yuvarlaklaşmanın çeşitli sebepleri vardır.
Sözcüklerde yuvarlaklaşma
Eski Türkçe devrinde mevcut olan -ġ ve -g'ler düşerken kendilinden önceki ünlüyü yuvarlaklaştırmıştır. Bu ses olayı düşmekten ziyade bir kaynaşma mahiyeti taşımaktadır. Bu şekilde yuvarlak ünlü taşıyan sözcüklerden "kapu", "sevü" gibi sözlerde yuvarlaklaşmaya -ġ ve -g'nin düşmesi kadar, /p/ ve /v/ gibi dudak ünsüzleri de sebep olmuştur denilebilir. Bu durum arıġ > aru, bilig > bilü ve kapıġ > kapu vb. örneklerde görülebilir.
Dudak ünsüzleri /b/, /m/, /p/ tesiri ile de "demir"in "demür"e, "kirpik"in "kirpük"e dönüşmesi gibi bazı sözcüklerde yuvarlaklaşma görülmektedir. -uk/-ük ve -ġaru/-gerü gibi bazı eklerin bünyesinde bulunan yuvarlak ünlüler sebebiyle "tanış-uk", "art-uk", "del-ük", "iç-gerü>içerü", "yokgaru>yokaru" örneklerinde de görülebileceği üzere bu olay ortaya çıkar. Bunların dışında "altun", "berü", "azuk" gibi bir sebebe bağlı olmayan yuvarlaklaşmalar da vardır.
Eklerde yuvarlaklaşma
Eklerin yazılışında görülen kalıplaşmış durumlar Eski Anadolu Türkçesinde de belirli bir biçimde olmuştur. Bunları iki grupta incelenmektedir.
- Ünlüsü aslında yuvarlak olan ekler: -up/üp ile -uban/-üben zarf-fiil ekleri, -dur-/-dür- ettirgenlik eki, -ur-/-ür- ettirgenlik eki, -gür- ettirgenlik eki, sun/-sün emir eki ve -dur/-dür bildirme eki.
- Ünlüsü sonradan yuvarlaklaşan ekler: -m/-n teklik ve çokluk iyelik ekleri, -un/-nun ilgi eki, -suz sıfat yapım eki, -du görülen geçmiş zaman birinci ve ikinci tekil şahıs eki, -du görülen geçmiş zaman birinci çoğul şahıs eki, -uz birinci çoğul şahıs bildirme eki, -avuz istek birinci çoğul şahıs eki, -vuz birinci çoğul şahıs şart eki, -ur geniş zaman eki ve -u zarf-fiil eki.
Düz ünlü taşıyan ekler
Bazı ekler, kökün ünlüsü ne olursa olsun daima düz ünlü taşımaktadırlar. Yazımlarının son zamanlarına kadar klişeleşmiş olarak devam etmesi bu düz oluş hadisesinin bir sesbilgisel özellik olduğu kadar bir yazım meselesi olduğunu da göstermektedir.
- +I/+nI belirtme durum eki: kanum+ı, sözlerün+i, ayşümüz+i vb.
- +ı/+sI üçüncü tekil ve çoğul iyelik ekleri: boynuz+ı, arpa ok+ı, kapu+sı vb.
- -dI görülen geçmiş zaman üçüncü tekil ve çoğul şahıs eki: ol-dıysa, tüken-di, öp-di vb.
- mı soru eki: sakınur mı, ola mı, gül mi vb.
- +cI/-(ı)n/-(ı)l/+lık/-ıcı yapım ekleri: kapu+cı, et+ci, ol-ın-dı, bul-ın-duk, al-ıcı, gör-ici vb.
- -gıl ikinci tekil ve çoğul emir eki: ol-gıl, gel-gil, sev-gil, kırma-gıl vb.
- -mış öğrenilen geçmiş zaman: koy-mış, göyün-miş, kırıl-mış, sev-miş vb.
- -sın ikinci tekil şahıs fiil çekimlerinde ve bildirme ekinde: bulur-sın, san-sın; konuk+sın, eyü+sin vb.
- -sız fiil çekimlerinde ikinci çoğul şahıs ve bildirme ekinde: düze-siz, ana-sız, canlarum+sız, dermanlarum+sız vb.
- -ınca zarf-fiil eki: kıl-ınca, gör-ince, kal-ınca vb.
- ısar gelecek zaman: sev-iser, kıl-ısar, yak-ısar vb.
Ünlü türemesi
Eski Anadolu Türkçesinde ancak sözcük ortasında "az+a+cuk", "yig+i+rek+dür" gibi birkaç örnekte görülmektedir. Bunun sebebi ya aruz vezni dolayısıyla ya da ünsüzlerin yan yana telaffuz edilmemelerine bağlı olarak ünlü harflerin türemesidir.
Ünlü düşmesi
Sözcük başında "ısıtma>sıtma", "udı-ku>uyu-ku>yuku" gibi az sayıda örnekte görülen ve az rastlanılan bir olaydır. Sözcük ortasındaysa ünlü düşmesi oldukça yaygındır. Bunun sebebi "gönül>gönli", "beniz>benzi", "oğul>oğlı" örneklerinde görülebileceği üzere Türkçede orta hece ünlüsünün vurgusuz olmasıdır. Bunun dışında "ister isen>istersen" ve "saça idin>saçaydın" örneklerindeki şekilde i- yardımcı eyleminin /i/'si düşmektedir.
Kaynaşma
Kaynaşma, ünlü ile biten bir sözcükten sonra ünlü ile başlayan bir ek veya sözcük geldiğinde "ne+içün>niçün", "ne+it->nit-", "şu+ol>şol" ve "ne+ise+ne>nesne" örneklerinde olduğu gibi ünlülerden birinin düşerek iki sözcüğün birleşmesi olayına denmektedir.
Ünsüzler
Ünsüz değişmeleri
k>h değişimi
Türkçede sözcük başında /h/ ünsüzü yoktur. Bugün /h/ ile başlayan bazı sözcükler Eski Türkçe döneminde "kanı" ve "kangı"da olduğu gibi /k/ ile yazılmışlar, bu durum Eski Anadolu Türkçesinde de devam etmiştir. Sözcük ortasında bulunan bazı hece başı k- ünsüzlerinin Eski Anadolu Türkçesinde k>h değişimine uğrayarak kullanıldığı görülmektedir. "uy-hu", "ko-hu", "ar-ha" kelimeleri buna örnek olarak gösterilebilir. "çok>çoh", "ok>oh", "ırak>ırah" ve "yoksul>yohsul" örneklerinde olduğu üzere sözcük ve hece sonundaki bazı /k/ ünsüzleri /h/ olmaktadır.
k>g değişimi
Eski Türkçedeki /k/ ünsüzleri Batı Türkçesinde /g/'ye gelişmiştir. Bu, gel-, git-, gir-, göç-, gök, gizle-, gözet- örneklerindeki gibi yaygın olarak görülmekle birlikte değişmeyen örneklere de rastlanmaktadır. Örneğin kendü, key, kiçi, kişi kelimelerinin baş harfleri değişmeden kalmaktadır.
ġ>g değişimi
Bu ses, Türk lehçelerinin tasnifinde ölçüt olarak alınan seslerden birisidir. Yani Türk dilinin gelişim seyri içerisinde önemli bir yer tutar.
Tek heceli sözcüklerin sonunda bulunan /ġ/ sesi Batı Türkçesinde "döger", "görmeg", "beg" örneklerindeki gibi /g/ olmuştur. Birden fazla heceli sözcüklerin sonundaki ġ/g sesi ile eklerin sonundaki ġ/g sesiyse Eski Anadolu Türkçesinde düşmektedir. Buna uygun olarak "yaylag" kelimesi "yayla" halini almışken "ceriğ" ise "çeri" olmuştur. Yapım eklerinde ve sözcük bünyesine dahil hecelerde de ġ/g ünsüzlerinin henüz Eski Anadolu Türkçesine gelmeden düştüğü görülür. Buna göre asıl hali "emgek" olan "emek", "kulgak" ise "kulak" olarak dile yerleşmiştir. Sıfat-fiil ve zarf-fiil ekleri başındaki ġ/g ünsüzleri Eski Anadolu Türkçesinin baş evrelerinde düşmüştür.
g>v değişimi
Bu değişim Türkçede sözcük ve hece sonuyla, sözcük ortasında ve hece başında g>v biçiminde gelişmiştir. Bugün g>v veya g>v> y şeklinde gelişme gösteren /g/ ünsüzünün Eski Anadolu Türkçesi döneminde döş-, sög-, "düğün", "değirmen", "yiğit" kök ve kelimelerindeki şekilde korunduğu görülmektedir.
b>v değişimi
Eski Anadolu Türkçesinde sözcük ve ek başında "bar>var", "bir->vir-", "bile biz>bilevüz", "yabuz>yavuz" örneklerindeki gibi görülen bir değişimdir.
b>p değişimi
"Barmak", "bınar" gibi kelimelerdeki asli olan /b/ ünsüzünün Eski Anadolu Türkçesinde kendini koruduğu görülür.
t>d değişimi
Eski Anadolu Türkçesinde bu ses değişimi tutarlı değildir. Çoğunlukla /d/'li olmakla birlikte /t/'li şekiller de vardır. /d/'li değişimlere "tek>dek", "ter>der", "terzi>derzi", "tilki>dilkü" gibi kelimelerde rastlanırken /t/'li örneklere "tağ>dağ", "tokuz>dokuz" ve "turu>duru" verilebilir.
Yer değiştirme
Yer değiştirme "hoyrat>horyat", "müslüman>müsülman", "çölmek>çömlek" örneklerinde görüleceği üzere sözcük içinde seslerin yer değiştirmesi olayıdır.
Ünsüz türemesi
Ünlü ile başlayan bir ek veya edat getirileceği zaman arada yardımcı +n+ ve +y+ ünsüzleri türer. Buna "ev+i+n+e", "bu+n+lar", "başla-y-a", "alma-y-a" gibi örnekler gösterilebilir. "ısı>ıssı", "ası>assı", "usını>ussını" örneklerinde görülebileceği gibi de /s/ ikizleşmesi Eski Anadolu Türkçesinin ünsüz türemesi özellikleri arasında yer tutmaktadır.
Ünsüz düşmesi
Dilde iki tür ünsüz düşmesine rastlanılmaktadır. Birincisi "keltür->getür-" ve "oltur->otur-" değişiminde görülen iç seste /l/ düşmesidir. İkincisi ise "yılan"ın "ılan", "yıldız"ın "ılduz" olmasını sağlayan ön seste /y/ düşmesidir.
Hece yutulması
En yaygın örneklerine bildirme eki olarak kullanılan tur- fiilinin geniş zamanı olan "durur" şeklinde rastlanmaktadır.
Ünsüz benzeşmesi
Yazımı kalıplaşmış ekler
Tonsuzla biten sözcüklere getirilen eklerin başındaki ünsüzün, ünsüz uyumuna göre tonsuz olması gerektiği hâlde Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde bu kurala uyulmadığı görülür. Bu durum, eklerin kalıplaşmış bir hâlde yazılmasından kaynaklanmaktadır. Bu ekler şunlardır:
- +da bulunma durumu eki: el+de, yol+da, kanal+da vb.
- +dan ayrılma durumu eki: inayet+den, iş+den, kaş+dan vb.
- -du görülen geçmiş zaman eki: gönderdüm, aktardum, asdum vb.
- -duk+ sıfat-fiil eki: geç-dük+inde, aç-duğ+ını vb.
- dur- fiilden eylem yapım eki: çek-dür-ür, yol-dur-acak, kaz-dur-dı vb.
- +dur bildirme eki: h+dur, çok+dur vb.
İç seste tonlulaşma
Türkçede iki ünlü arasında kalan tonsuz ünsüzün kalıplaşması olayı olup iki biçimde görülmektedir:
- -t->-d: git-er>gider, işitenler>işidenler vb.
- -k->-g: yüzük>yüzüği, işlemek>işlemeğe vb.
Biçim bilgisi
Ad çekim ekleri
Çoğul eki
Türk dilinin her döneminde en işlek çoğul eki olan +lar bu dönemde de kullanılmıştır ve sonuna geldiği kelime eğer tekil ise çoğul hâle getirmiştir. Buna örnek olarak "yazar" kelimesi tekil iken "yazar+lar" şeklindeki kullanım kelimeyi çoğullaştırmaktadır.
İyelik ekleri
Tekil ve çoğul olmak üzere iki ana ekten oluşan iyelik ekleri sonuna eklendiği kelimeye aidiyet anlamı katmaktadır. Teklik kişi iyelik ekleri +m/+um, +ŋ/+uŋ, +Iı/+sı iken çokluk kişi ekleri +muz/+umuz, +ŋuz/+uŋuz ve +ları'dır.
Durum ekleri
Ad çekim ekleri içinde kapsamı en geniş, çeşidi en fazla olan eklerdir. Sözcüklerin başka sözcüklerle ilişki kurmasını sağlayan dil bilgisi kategorisidir.
İlgi durum eki
+uŋ/+nuŋ'dan ibaret olan bu ekler teklik ve çokluk birinci şahıs zamirler için kullanıldığında +um biçimine dönüşür. Buna göre normalde "kapunuŋ", "gülüŋ", "lalenüŋ" şeklindeyken "benüm", "bizüm" olarak kullanılır.
Belirtme durumu eki
+ı/+(y)ı biçiminde olan belirtme durumu ekleri kök kelimeye eklendiğinde "bizi", "sözi", "seni", "nidasını" biçimini almaktaysa da üçüncü şahıs iyelik eklerinden sonra +n belirtme eki kullanılır ve "hisabın", "deryasın", "düşmanın" şeklindeki gibi olur. Ayrıca kökün "bizni", "canumnı", "sıratnı" hâlini almasını sağlayan +nI ile eksiz belirtme durumu da vardır. Sonuncusu "kapum+Ø çaldı", "bir kadeh+Ø içelüm" örnekleriyle gösterilebilir.
Yönelme durumu eki
Yalnızca +a ekinden ibaret olan yönelme durumu eki "düşmana", "bunlara", "hidmete", "derdüne" şeklinde kelimeye eklenir.
Bulunma durumu eki
Bu ek de yalnızca +da ekinden ibarettir ve "dünyada", "omzında", "katında" şeklinde örneklenebilir.
Ayrılma durumu eki
Yine tek bir ekten ibaret olup bu ek kök kelimelere "gendüden", "canumdan", "zerresinden", "goncadan" örneklerindeki şekli veren +dan'dır.
Araç durumu eki
"gündüzin", "ilkin", "yayan", "hakkın" örnekleriyle gösterilebilecek +(ı)n, "fikriyle", "Allah'ıla", "ihlasıyla" örneklerindeki gibi +la/ile ve "edep birle", "ikisi bile"de olduğu gibi bile/birle eklerinden ibarettir.
Eşitlik durumu eki
Eşitlik durumu kelimeye +ca eki getirilerek "yolınca", "dilince", "okımışca" örneklerindeki şekilde oluşturulsa da "geldügince sorarıdum", "şah adı anıla durdukça zamanda olduğu" örneklerinde olduğu gibi -dık sıfat-fiiliyle birlikte kullanıldığında kelimeyi zarfa dönüştürür.
Yön gösterme durumu eki
Bu kapsamda iki ek bulunmaktadır. Birincisi +ra olup "taşra", "içre" ile örneklenmektedir. İkincisiyse "ilerü" ve "arkaru"da görüldüğü üzere +aru ekidir.
Soru eki
Soru ekinin daima düz şekli kullanılmış olup kelimeye mütemadiyen "gördü mi?" ve "aldı mı?" biçimini vermiştir.
Bildirme ekleri
Haberin geniş zaman biçimini ifade etmek için kullanılan birinci ve ikinci şahıs ekleri şahıs zamirlerinden üçüncü şahıs eki ise tur- eyleminden meydana gelmiştir. Haberin bilinen geçmiş zaman, ve dilek kipi ise i- ek-fiili ile yapılır.
Geniş zaman
Geniş zaman, tekil kişilere -am, -sın ve -dur ekleriyle; çoğul kişilere ise -uz, -sız ve -durlar ekleriyle gelirler.
Bilinen geçmiş zaman
Yalnızca i-di ve i-dü ekleridir ve kelimeyle birleştiğinde "gül-idün", "var idi", "gürbüz idi", "pür-safa-y-idük" görüntülerini alırlar.
Belirsiz geçmiş zaman
Eski Anadolu Türkçesinin belirsiz geçmiş zaman yapma eki yalnızca i-miş olup "berk-imiş", "hurremmiş", "asa dinilen ejdehayimiş" şeklinde kullanılır.
Dilek kipi
"neyisem", "değülsen", "ay ise", "yog ise", "gün ise" örneklerinde de görüldüğü üzere i-se eki dilin dilek kipi olarak işlev görmektedir.
Eylem çekimleri
Fiil çekimi
Eski Anadolu Türkçesi döneminde eylem çekiminde kullanılan üç grup şahıs eki vardır. Birincisinde geniş zaman, şimdiki zaman, belirsiz geçmiş zaman, gelecek zaman, istek ve gereklilik kipleri için şahıs zamiri menşeli şahıs ekleri kullanılmaktadır. İkincisi görülen geçmiş zaman ve şart kipinde kullanılan şahıs ekleri ise iyelik menşelidir. Sonuncusundaysa emir kipinde kullanılan şahıs ekleri vardır.
Basit çekim
Bildirme kipleri
Görülen geçmiş zaman kipi: -dX
| Öğrenilen geçmiş zaman kipi: -mış, -up
| Geniş zaman kipi: -ur, -ar, -r
| Gelecek zaman kipi: -ısar, -a, -ası, -acak, -sa gerek
|
Şimdiki zaman kipi
Eski Anadolu Türkçesinde şimdiki zaman için kullanılan müstakil bir ek yoktur. Türkiye Türkçesinde kullanılan şimdiki zaman eki o dönemde şimdiki zaman eki olarak kullanılmamaktaydı. Eski Anadolu Türkçesindeki geniş zaman -ar, -ur, -r ve istek kipi -a ekleri şimdiki zaman görevinde kullanılmaktaydı. Buna uygun olarak birinci tekil şahıs "dut-a-m" olmaktaydı.
Tasarlama kipleri
İstek kipi: -a
| Emir kipi
| Gereklilik kipi
|
Birleşik kipler
Hikâye kipi: i-di
| Rivayet kipi: i-miş
| Şart kipi: i-se
|
Sıfat-fiiller
Geniş zaman sıfat-fiilleri
| Gelecek zaman sıfat-fiilleri
| Geçmiş zaman sıfat-fiilleri
|
Zarf-fiiller
Durum zarf-fiilleri
| Zaman zarf-fiilleri
| Bağlama zarf-fiilleri
|
Kaynakça
- Ercilasun, Ahmet Bican (2004). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları.
- Gülsevin, Gürer (1997). Eski Anadolu Türkçesinde Ekler. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Gülsevin, Gürer; Boz, Erdoğan (2010). Eski Anadolu Türkçesi. Ankara: Gazi Kitabevi.
- Korkmaz, Zeynep (1995). "Anadolu Yazı Dilinin Tarihi Gelişmesinde Beylikler Devri Türkçesinin Yeri". Türk Dili Üzerine Araştırmalar. I. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Korkmaz, Zeynep (2013). Türkiye Türkçesinin Temeli Oğuz Türkçesinin Gelişimi. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Köktekin, Kazım (2011). Eski Anadolu Türkçesi. Erzurum: Fenomen Yayınları.
- Özkan, Mustafa (2000). Türk Dilinin Gelişim Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi. İstanbul: Filiz Kitabevi.
- Sümer, Faruk (1965). Oğuzlar. Ankara: Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları.
- Şahin, Hatice (2015). Eski Anadolu Türkçesi. Ankara: Akçağ Yayınları.
- (1977). Eski Türkiye Türkçesi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
- (2009). Osmanlı Türkçesi Grameri. İstanbul: Alfa Yayınları.
- Türk, Vahit; Doğan, Şaban; Şerifoğlu, Yasin (2012). Eski Anadolu Türkçesi Dersleri. İstanbul: Kesit Yayınları.
- Yelten, Muhammet (2009). Eski Anadolu Türkçesi: Örnek Metinler. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
İşbu madde Murat Küçük tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Eski Anadolu Turkcesi veya Eski Turkiye Turkcesi 13 yuzyilin baslarinda olusup sonrasinda Anadolu ve Rumeli de kullanilan Oguz Turkcesi temelindeki olu dildir Bati Turkcesinin ilk donemini teskil eden Eski Anadolu Turkcesine Bati Turkcesinin bir olus bir kurulus devresi olarak bakilmaktadir Bati Turkcesini Eski Turkceye baglayan bircok baglar bu devrede henuz kendisini iyice hissettirmektedir Bu devreden sonraki Turkcede gorulen bircok yeni sekiller bu devrede henuz Eski Turkcedeki eski sekillerinin izlerini tasimaktadirlar Eski Anadolu TurkcesiTurki Turkceتوركی توركجهTelaffuzTurkce telaffuz ˈtyɾct ʃɛ dinle Ana dili olanlarAnadolu beylikleri Anadolu Selcuklu Devleti Osmanli ImparatorluguTarih13 yuzyil basiDil ailesiTurki SazOguzEski Anadolu TurkcesiArdilOrta Azerbaycan diliDiyalektlerSelcuklu Turkcesi Beylikler Turkcesi Saray Turkcesine Gecis DonemiYazi sistemiHarekeyle uyarlanmis Arap alfabesiResmi durumuResmi dilKaramanogullari BeyligiDil kodlariISO 639 3 Eski Anadolu Turkcesi bir taraftan boylece Eski Turkcenin izlerini tasirken diger taraftan koklerde ve eklerde bazi ses ve sekil ayriliklari gostermek suretiyle Osmanli Turkcesi ve Turkiye Turkcesinden biraz farkli bir durum arz eder Oyle ki Bati Turkcesi icinde Turkce bakimindan mevcut baslica degisiklikler bu devre ile bundan sonraki iki devre arasindaki degisikliklerdir Baska bir ifadeyle Bati Turkcesi yalniz Turkce bakimindan devrelere ayrilacak olursa Eski Anadolu Turkcesi ve Osmanli Turkcesi Turkiye Turkcesi diye ikiye ayirmak gerekir Osmanli Turkcesi ile Turkiye Turkcesi arasinda Turkce bakimindan Eski Anadolu Turkcesinden Osmanli Turkcesinin ilk donemlerine tasan birkac sekil disinda bariz bir ayrilik yoktur Eski Anadolu Turkcesi yabanci unsurlar bakimindan Bati Turkcesinin en temiz devridir Bu devirde Turkceye Arapca ve Farsca unsurlar girmeye baslamistir Ancak bu unsurlar kesifligini yavas yavas arttirmis ve ancak devrenin sonlarinda genis bir yayilma baslangici halini alarak Osmanli Turkcesinin dogusunu hazirlamistir Eski Anadolu metinlerinde gorulen Arapca ve Farsca kelimeler henuz cok fazla olmadigi gibi devrenin sonlarina dogru artan terkipler de henuz acik ve basit bir durumdadir Yabanci unsurlar bakimindan bu devirde nazim ve mensur metinler arasinda da oldukca fark vardir Gittikce artan yabanci kelime ve terkipler daha cok nazim dilinde gorulur Nesir dili ise cok temiz ve duru bir Turkce olarak devrenin sonunda bile Arapca ve Farsca kelimeler ve bilhassa terkiplerden mumkun oldugu kadar uzak kalmistir 15 asrin ortalarina dogru II Murad devrinde genis bir kultur hamlesinin ifadesi olarak meydana getirilen telif ve tercume pek cok Turkce eserin dili bunu acikca gostermektedir Nazim dilinde ise siirin Fars taklitciligi uzerine kurulmasi ve vezin sekil zaruretleri yuzunden duruluk cok muhafaza edilememis Turkcedeki gelismeler bakimindan devre daha bitmeden 15 asirda basit de olsa terkipler ve yabanci kelimeler cogalmis ve Turkceyi sarmistir Bu yuzden asrin ikinci yarisi Osmanli Turkcesinin temelini atan onun baslangicini teskil eden bir devir olmus Eski Anadolu Turkcesi Turkcenin hususiyetleri bakimindan devrini ancak Osmanli Turkcesinin baslarinda tamamlamistir Eski Anadolu Turkcesinin cumle yapisi ise Turkcenin baslangictan bugune kadar hep ayni kalan normal cumle yapisi disina cikmamistir Gerek nesirde gerek siirde Turk cumlesi bu devirde normal sade anlasilan unsurlari yerli yerinde ve dogru cumle olarak kalarak tercume sadakati yuzunden nadir olarak kirildigi yerler disinda umumiyetle saglam yapisini muhafaza ederek Osmanli Turkcesi devrine girmistir Eski Anadolu Turkcesi gramer sekilleri bakimindan kismen Eski Turkceye bagli olmakla birlikte Kuzey ve Dogu Turkcelerine gore hizli bir gelisme gosterdigi icin bu donemde yeni gramer sekilleri ortaya cikmaya baslamistir Eski Anadolu Turkcesini Anadolu daki siyasi ve sosyal gelismelere bagli olarak kendi icinde Selcuklu Donemi Turkcesi Beylikler Donemi Turkcesi ve Osmanli Turkcesine Gecis Donemi Turkcesi olmak uzere uc doneme ayirmak mumkundur Anadolu Selcuklulari doneminde bilim dili Arapca resmi dil Farsca oldugu icin Turkceyle dini ahlaki ozellikler tasiyan ve daha cok halka seslenen eserler yazilmistir Bu eserlerin yazilmasinda beylerin kendi milli dil ve kulturlerine onem veren Turkce yazan bilim adamlarini ve sairlerini koruyup destekleyen tutumlari oldukca etkili olmustur Bilhassa I Mehmed in 15 Mayis 1277 de buyurdugu Bugunden sonra hic kimse divanda dergahta bargahta mecliste ve meydanda Turkceden baska dille konusmayacaktir fermani oldukca onemlidir Selcuklularin tarihe karismasindan sonra ortaya cikan Anadolu beyliklerinde ise beylerin de milli geleneklere ve Turkceye onem vermeleri sonucunda dil ve edebiyat acisindan verimli bir donem baslamistir Bu devirde Selcuklu doneminin az sayidaki eserlerine karsilik yuzlerce eser meydana getirilmistir Arapca ve Farsca unsurlarin henuz fazla olmadigi bu donemin Eski Turkceden ayrilan ozellikleri olmakla birlikte bugunku Turkiye Turkcesinin de temelini olusturur Turkcenin butun donemlerinde oldugu gibi bu donemde de gerek kelime koklerinde ve gerekse eklerde cesitli etkenlerin tesiri ile bazi gelisme ve degismeler gozlenmektedir TarihceEski Anadolu Turkcesi 13 yuzyilin baslarinda Kuzey ve Guney Azerbaycan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye Anadolu Kibris Ege Adalari Balkanlar Kirim Hanligi ve Kuzey Afrika da olusan yazi dilinin adidir Bu dil ayni zamanda Oguz dil grubunun ilk yazi dili olma ozelligine sahiptir Bati Turkcesinin ilk evresini olusturmasi dolayisiyla tam olarak oturmus bir yazi dili degildir Dil farkli dillerden eklemeler ile saray dili olan Osmanli Turkcesini olusturmustur Elit olmayan Osmanli Turk halki tarafindan ise Eski Anadolu Turkcesi kullanilmaya devam edilmistir Bu elit ve avam tabakadaki farkli kullanimlarin yansimasi olarak ise halk ve divan edebiyatlari olmak uzere iki literatur dogmustur Eski Anadolu Turkcesinin ilk yazi dili olmasi sebebiyle yazim ses yapi ve sozcuksel ozellikler bakimindan varyantli bir dil ozelligi gosterir Bu donemde yazilmis onlarca metinde bu varyantlari tespit etmek mumkundur Boyle bir ozellik gostermesinin en onemli sebebi Arap alfabesinin Oguzca sozcuklerin yaziminda ilk defa kullaniliyor olmasidir Bu yuzden soz konusu donemlerde yazilmis olan metinlerde yazardan yazara bolgeden bolgeye ses ve yapi degisiklikleri tespit edilmektedir Ancak bu farkliliklar ve degismeler yalnizca Turkce kelime ve ekler icin gecerlidir Arapca ve Farsca kokenli sozlerin yaziminda kaynak dillerindeki bicimlere sadik kalinmistir Acem Turkcesi Eski Anadolu Turkcesinden turemistir Acem Turkcesi Akkoyunlu Karakoyunlu ve ozellikle Safevi doneminde sekillenmeye baslamistir DonemlendirmeAile Grup DilTarihi Turkiye Turkcesi 13 ve 20 yuzyillar Eski Turkiye Turkcesi 13 ve 15 yuzyillar Eski Anadolu Turkcesi 13 yuzyil Timurtas in siniflandirmasiEski Osmanli Turkcesi 14 ve 15 yuzyillar Osmanli Turkcesi 16 ve 20 yuzyillar Klasik Osmanli Turkcesi 16 ve 19 yuzyillar Yeni Osmanli Turkcesi 19 ve 20 yuzyillar Yeni Turkiye Turkcesi 20 ve 21 yuzyillar Tanimsiz Tanimsiz 11 ve 13 yuzyillar arasinda Bati Turkistan dan yani Aral Golu cevresi ve Sirderya havzasi ile Harezm bolgesinden Horasan a ve Anadolu ya gerceklestirilen yogun nitelikli Oguz gocleri 1040 yilinda Horasan da Buyuk Selcuklu Devleti nin kurulusunu 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile de 1077 yilinda Anadolu da bagimsiz bir Anadolu Selcuklu Devleti nin kurulusunu saglamistir Selcuklu ailesinin yonetiminde artik Oguz Turkleri bu iki cografyada bagimsiz bir devlet yapisina kavusmuslardir Bunun sonucu da Oguzcaya dayali bir yazi dilinin olusmasidir Eski Anadolu Turkcesi Anadolu bolgesinde meydana gelen sosyal ve siyasal gelismeler goz onunde bulundurularak tarihi donemleri bakimindan Selcuklu Donemi Turkcesi Beylikler Donemi Turkcesi ve Osmanli Turkcesine Gecis Donemi Turkcesi olmak uzere uc devrede incelenmektedir Bu donem Timurtas in haricinde farkli arastirmacilar tarafindan farkli adlarla da anilmistir Baslangicta ozellikle bazi Avrupali bilginler Altosmanische eski Osmanlica terimini kullanmislardir Turkiye de Eski Osmanlica terimi Saadet Ishaki Cagatay tarafindan kullanilmis ancak yayginlasmamistir En yaygin terim Eski Anadolu Turkcesi terimidir 15 yuzyildaki Balkanlar sahasini icine almadigi icin bu terime itiraz etmis ve 15 yuzyilin gramerini yazdigi eserinde Eski Turkiye Turkcesi terimini kullanmistir Ahmet Bican Ercilasun ise Eski Turkiye Turkcesi terimi Azerbaycan i disarida biraktigi icin bu adlandirmaya itiraz etmis Eski Oguz Turkcesi terimini onermistir ve Oguz Turkcesinin yazi dili olmadan onceki donemine de Ana Oguz Turkcesi demenin dogru olacagini savunmustur 13 ve 14 yuzyillari Tarihi Turkiye Turkcesi terimiyle karsilayan ve Eski Anadolu Turkcesi teriminin olsa olsa Selcuklu Donemi Turkcesini karsilayabilecegini soyleyen bu yuzden de bu terimi benimseyen Timurtas Oguzlar tarafindan olusturulan yazi dilini biraz daha farkli bir bicimde ele almis ve Tarihi Turkiye Turkcesi ile Yeni Turkiye Turkcesi olmak uzere ikiye ayirarak siniflandirmistir Selcuklu Donemi Turkcesi Anadolu bolgesinde kurulup gelismeye baslayan Selcuklu Donemi Turkcesi bir yandan konusma diline dayali bir yazi dili olusturma mucadelesi verirken bir yandan da birer kultur dili durumundaki Arapca ve Farscaya karsi mucadele yurutulen bir donemdir Bu nedenle ortaya konan eserler oldukca sinirlidir Bu donemde yazilan eserlerin basinda karisik dilli eserler yer almaktadir Bu eserlerin Eski Turk yazi dilinden yeni bir yazi diline daha dogrusu Eski Anadolu Turkcesine gecis donemini temsil eden nitelikli eserler oldugu gorusu yaygindir Buna karsilik Sinasi Tekin in temsil ettigi gorus bu turlu eserlerde gorulen ikili olusumun Eski Anadolu Turkcesinin tarihi gelismesi ile ilgili organik ozellikler olmayip ya o eserlerin farkli bolgelerde kopya edilmis olmasindan kaynaklanmaktadir ya da Turkistan dan gelmis bazi kisilerin agiz ozelliklerinin etkisine dayanan ozellikler oldugu yonundedir Boyle iki farkli gorus olmasi dolayisiyla bu tartisma dil literaturune olga bolga sorunu olarak gecmistir Burada kastedilen karisik dilli eserler tercumesi ve Kitabu l Feraiz dir Genel olarak Selcuklu Donemi Turkcesine bakildigi zaman 13 yuzyil oncesi ile ilgili bilgiler yok denecek kadar azdir Selcuklular doneminden kalan eserlerin azligi bu donem hakkinda bilgi edinme konusunda gucluk cikarmaktadir Savaslar ve karisikliklar nedeniyle 11 ve 12 yuzyillara ait eserler gunumuze ulasamamistir Ele gecirilen eserler ise 13 yuzyila aittir Bu yuzyilda yazildigi bilinen ancak gunumuze kadar gelemeyen ya da daha sonraki donemlerde kaleme alinan eserler de tespit edilmistir Bunlar tahminen 13 yuzyilda kaleme alinmistir En eskisi Seyyad Isa nin oldugu bilinen Salsalname yle 15 yuzyilda yaziya gecirilen Battal Gazi Hikayeleri ve 11 yuzyilda Danismend Gazi etrafinda gelisen kahramanlik olaylarini anlatan Danismendname adli eserlerdir Selcuklu Donemine ait ilk eserler Ahmed Fakih Mevlana Celaleddin i Rumi Sultan Veled Seyyad Hamza Hoca Dehhani ve Yunus Emre ye aittir Bunlardan 13 yuzyilin ilk yarisinda yasayan Ahmed Fakih Anadolu da Turkce siirler yazan en eski ve hayatiyla ilgili bilgilerin daha cok menkibelere dayandigi bir sairdir Mevlana Celaleddin i Rumi nin ise eserlerinin hemen hepsi Farscadir Farsca siirleri arasinda bazi Turkce kelimeler de kullanilmistir Bunun yaninda Farsca Turkce karisik birkac manzumesiyle salt Turkce beyitleri de bulunmaktadir Anadolu Turkcesinin ilk mutasavvif sairlerinden olan Sultan Veled Oguz Turkcesinin Anadolu daki ilk sade siir orneklerini vermistir i ve uc mesnevisi Farsca olup Ibtidaname ve Rebabname adli eserlerinde Turkce beyitler bulunmaktadir Gazel kaside ve dortluk sekilleriyle yazilmis daha cok aruz vezninde olan manzumeleri mevcut olan Seyyad Hamza nin Destan i Yusuf u da Eski Anadolu Turkcesinin ilk orneklerinden olmasi ve donemin ses ve imla ozelliklerini tanitmasi bakimindan onemlidir Siirlerinde ele aldigi konular acisindan oldugu kadar dili ve uslubu nedeniyle de onemli gorulen Hoca Dehhani nin yani sira Turk tasavvuf siirinin en onemli temsilcisi olarak gorulen Yunus Emre de Eski Anadolu Turkcesi ile eser vermistir Beylikler Donemi Turkcesi Anadolu nun siyasi tarihinde Anadolu Selcuklu Devleti nin yikilmasindan Osmanli Devleti nin imparatorluk haline gelmesine kadar gecen doneme Beylikler Donemi Turkcesi denilir 13 yuzyilin sonu ile 15 yuzyilin baslarina kadar uzanan bu donemde Turk dili Selcuklu doneminin devami olarak artik Eski Turkcenin izlerinden arinmis mustakil bir yazi dili olma konumuna gecmistir Bu geciste ozellikle Anadolu beyliklerinin onemi ve etkisi cok buyuktur Selcuklu doneminde Arapca ve Farscanin etkisine ragmen yazi dili olarak varligini bir olcude hissettiren Turkce beylikler devrinde on plana gecmis ve gelismis bir yazi dili olarak genel anlamda kurulusunu bu devirde saglamistir Bu yuzden Eski Anadolu Turkcesi icin ayri bir onem tasimaktadir Beylikler devrinde Selcuklu doneminin aksine eser bollugu yasanmis cok sayida telif ve tercume niteliginde eserler hemen her beyligin sinirlarinda verilmistir Beylerin kendileri de bu gelismeye ozellikle destek vermis Gulsehri Asik Pasa Kadi Burhaneddin Ahmedi ve Darir donemin one cikan isimleri olmuslardir Ozellikle Asik Pasa verdigi Turkce eserlerle bu dilin Anadolu da edebiyat dili olarak gorulmesine onemli katkida bulunmustur En onemli eseri olarak gorulen Garibname de Turkceye onem verilmesi gerektigini belirtmis ve o donemde cogunlukla Farsca eserler verilmesine karsin Garibname yi bilincli olarak Turkce yazmistir Oguz Turkcesinin yani sira Dogu Turkcesine de hakim olan Kadi Burhaneddin in eserlerindeyse Eski Anadolu Turkcesiyle birlikte bu dillerin de etkisi gorulmektedir Darir in ortaya koyduklarindaysa Azeri lehcesi ozellikleri gorulmektedir Yapitlarini Farsca olarak kaleme alan Gulsehri Hoca Mesud Seyhoglu Mustafa ile Ahmedi Anadolu Turk edebiyati birikimine onemli katkilar yapmalarinin yani sira eserlerinden yapilan ceviriler Turkceye onemli olcude katki saglamistir 12 ve 13 yuzyillarda Kuzeydogu Anadolu ile Azerbaycan Ermenistan bolgelerine gelen Turklerin yerlesmelerini ve bu maksatla yaptiklari savaslari anlatan destan Dede Korkut Kitabi da yuzyillarda sozlu olarak aktarildiktan sonra yine Beylikler Donemi Turkcesinde anonim bir kisi tarafindan kaleme alinmistir Oguzlarin eski donemlerini anlatan eser hem Turk dili hem de Turk kulturu icin essiz bir basvuru kaynagidir Osmanli Turkcesine Gecis Donemi Turkcesi Anadolu beylikleri doneminde Turkcenin on plana cikisi beylerin sair ve yazarlari cesitli vesilelerle Turkce yazmaya sevk etmesi sonucunda hem Turkce yazilan eserlerin sayisi artmis hem de Oguzca yazi dili konumuna gecme yolunda cok onemli adimlar atmistir Ancak 15 yuzyildan sonra beylikler doneminde gorulen sade Turkceyle yazma gelenegi yavas yavas terk edilmeye baslanmistir Osmanli Beyligi buyudukce Turk saraylarinin bulundugu merkezler ayni zamanda birer kultur merkezi konumuna gelmistir Bilimde ve edebiyatta devletin gelisimine paralel olarak buyuk gelismeler kendini gosterdi Ancak bu gelismeyle birlikte Arapca ve Farscanin kullanimi ve bu dillere verilen deger de artmaya basladi Medresedeki egitim ogretim isinde Arapca ve Farsca agirlik kazandi Bunun sonucu olarak da Turk dili onceki yuzyillarda oldugu gibi asagi gorulmeye baslanmistir Sairler Arapca ve Farsca yazmayi ovunc saymislardir Bunun neticesinde Turkce gerilemeye baslamistir Bu yuzyilin eserlerinde bir gecis doneminin butun ozelliklerini bulmak mumkundur Bircok Turkce kelime Arapca ve Farsca esanlamlilariyla yan yana kullanilmakta edatlar ile birbirine baglanmis uzun ic ice yabanci cumleler yaninda kisa acik ve Turkcenin yapisina uygun cumleler de yer alabilmektedir Turkcenin deyimleri yine yer yer varligini korumaktadir Ne var ki bir onceki yuzyila oranla artik denge Turkcenin aleyhine donmeye baslamistir Bu donemde on yedi eser veren Ahmed i Da i nin yapitlari Osmanli Turkcesine Gecis Donemi Turkcesinin dilini yansitan eserler arasinda sayilmaktadir Seyhi nin tarzini yeni donemde surduren yegane kisi olan Seyhi klasik Iran edebiyati zevkiyle yetismis ve Turkceye boyle bir sanat anlayisi icinde millilesen eserler kazandirmistir Yazdigi ile mevlid edebiyatina yon veren Suleyman Celebi de donemin one cikan sairlerinden olmakla birlikte bu donemde II Murad Muradi II Mehmed Avni II Bayezid Adli ve Cem Sultan ise Sultan mahlaslariyla eserler vermislerdir AlfabeHarf Cagdas Turkce Harf Cagdas Turkceا a e i ص sب b ض dپ p ط tت t ظ zث s ع aج c غ g gچ c ف fح h ق kخ h ك kد d ل lذ d z م mر r ن nز z و o o u u vژ j ه hس s لا la leش s ى i y iSes bilgisiTarihi Turkce metinlerde ses bilgisi ozellikleri olarak gorulen ozelliklerin buyuk bir bolumu yazim meselesi olarak da degerlendirilebilir Yazim ve ses bilgisine ait ozellikler birbirinden tamamiyla ayrilmamislardir Eski metinlerde kullanilan yazi dolayisiyla kelimelerin telaffuzunu dogru ve tam olarak tespit etmek oldukca guctur Unluler Unlu degismeleri Turkcede gerek soz koklerinde gerek eklerde bulunan unluler cesitli sebeplerin tesiriyle gelismis ve degisikliklere ugramislardir Bunlarin tarihi seyrini saha ve lehcelerini goz onunde tutarak belirtmek gerekir i e meselesi Henuz tam olarak aciklanamamis bir konudur Cunku tarihi seyir icerisinde seslerin gelisimi her iki sekilde de gorulmektedir Yani i gt e ve e gt i boyle ikili gelisim gostermistir Bazi dilciler ayni sozcugun hem i li hem de e li seklinin bulunmasindan dolayi e ve i karisimi bir ses ileri surmuslerdir Ancak bazi dilciler ise buna karsi cikmislar ve bazi lehcelerde de ayni sekilde ikilik gosteren diger unlulerin nasil aciklanacagini ileri surerek bu gorusu kabul etmemislerdir Bu konuda tarihi arastirmalar sonucunda asagidaki veriler ortaya cikmistir Eski Anadolu Turkcesi metinlerinde kok hecede i bulundurdugu halde bugun standart Turkiye Turkcesinde e li olan kelimeler bil bis dir di gice giru il il ir iris ir irte is it siz vir yi yidi yidek yig yil yil yim yir yit eris yitur bel bes der de gece geri el yabanci el memleket er eris erken erte es et sez ver ye yedi yedek yeg yel yel yem yer yet kafi gel yetistir Olcunlu Turkcede i li olan bazi kelime kokleri tarihi donem metinlerinde duzenli olmamakla beraber e li gorulmektedir eyu gey get esit iyi giy git isit Arapca ve Farsca alinti kelimelerdeki i gt e ve e gt i gecisi kise kese mise mese div dev binamaz beynamaz vb Turkcedeki degismeyle benzerlik gostermesi bakimindan dikkate degerdir u o ve u o degisimi Arap alfabesinde bu sesler icin ayri isaretler bulunmadigindan ugra uyan guzel vb sozcuklerin o ve o ile mi yoksa u ve u ile mi yazilmis oldugunu kesin olarak belirlemek guctur Bu konuda Turkcede ilk hece disinda o o seslerinin bulunmadiginin dikkate alinmasi gerekir Unlu uyumu Buyuk unlu uyumu Turkcenin tarihi donemlerinin butununde saglam bir sekilde korundugu gibi bu donemde de korunmustur Kucuk unlu uyumu ise daha onceki donemlerde duzenli bir bicimde korunmadigi gibi bu donemde de tam olarak sistemlesmemistir Buyuk unlu uyumu Bu uyum Turkcenin her devrinde oldugu gibi bu donemde de sistemli bir sekilde kendini gostermektedir Yine de bu durumun bazi istisnalari vardir Aidiyet eki olan ve getirildigi sozcugu sifat yapan ki eki kok unluye uymazken havadagi kus andagi ulu kici ucmakdagi kevser vb orneklerde art unlu seklinin bulunmasi dikkat cekicidir Ek fiil i nin iyelik ekli duk sifat fiil olan idug i sozcugunde ek gibi degerlendirildiginden unlu uyumuna tabi tutulmustur Buna az idugin hak idigun fettan idugin vb gibi farkli ornekler bulmak da mumkundur Iken zarf fiili ise sever iken kapar iken vb orneklerindeki gibi bugun oldugu sekilde Eski Anadolu Turkcesinde de buyuk unlu uyumuna uyumuna tabi tutulmamistir Kucuk unlu uyumu Bu uyum Turkcenin ilk devirlerinden beri genellesmedigi gibi Eski Anadolu Turkcesi devrinde de genellesmemistir Eski Anadolu Turkcesinde de genellesmeyen bu durum devam etmekte ve ayrica eski yazi dilinden farkli olarak bircok sozcukte ve ekte yuvarlaklasma kendini gostermektedir Duz unlu tasimasi gereken eklerin yuvarlak unlulu oldugu gorulmektedir Bu yuvarlaklasma Eski Anadolu Turkcesinin en onemli ses bilgisel ozelliklerinden birini teskil etmektedir Yuvarlaklasmanin cesitli sebepleri vardir Sozcuklerde yuvarlaklasma Eski Turkce devrinde mevcut olan ġ ve g ler duserken kendilinden onceki unluyu yuvarlaklastirmistir Bu ses olayi dusmekten ziyade bir kaynasma mahiyeti tasimaktadir Bu sekilde yuvarlak unlu tasiyan sozcuklerden kapu sevu gibi sozlerde yuvarlaklasmaya ġ ve g nin dusmesi kadar p ve v gibi dudak unsuzleri de sebep olmustur denilebilir Bu durum ariġ gt aru bilig gt bilu ve kapiġ gt kapu vb orneklerde gorulebilir Dudak unsuzleri b m p tesiri ile de demir in demur e kirpik in kirpuk e donusmesi gibi bazi sozcuklerde yuvarlaklasma gorulmektedir uk uk ve ġaru geru gibi bazi eklerin bunyesinde bulunan yuvarlak unluler sebebiyle tanis uk art uk del uk ic geru gt iceru yokgaru gt yokaru orneklerinde de gorulebilecegi uzere bu olay ortaya cikar Bunlarin disinda altun beru azuk gibi bir sebebe bagli olmayan yuvarlaklasmalar da vardir Eklerde yuvarlaklasma Eklerin yazilisinda gorulen kaliplasmis durumlar Eski Anadolu Turkcesinde de belirli bir bicimde olmustur Bunlari iki grupta incelenmektedir Unlusu aslinda yuvarlak olan ekler up up ile uban uben zarf fiil ekleri dur dur ettirgenlik eki ur ur ettirgenlik eki gur ettirgenlik eki sun sun emir eki ve dur dur bildirme eki Unlusu sonradan yuvarlaklasan ekler m n teklik ve cokluk iyelik ekleri un nun ilgi eki suz sifat yapim eki du gorulen gecmis zaman birinci ve ikinci tekil sahis eki du gorulen gecmis zaman birinci cogul sahis eki uz birinci cogul sahis bildirme eki avuz istek birinci cogul sahis eki vuz birinci cogul sahis sart eki ur genis zaman eki ve u zarf fiil eki Duz unlu tasiyan ekler Bazi ekler kokun unlusu ne olursa olsun daima duz unlu tasimaktadirlar Yazimlarinin son zamanlarina kadar kliselesmis olarak devam etmesi bu duz olus hadisesinin bir sesbilgisel ozellik oldugu kadar bir yazim meselesi oldugunu da gostermektedir I nI belirtme durum eki kanum i sozlerun i aysumuz i vb i sI ucuncu tekil ve cogul iyelik ekleri boynuz i arpa ok i kapu si vb dI gorulen gecmis zaman ucuncu tekil ve cogul sahis eki ol diysa tuken di op di vb mi soru eki sakinur mi ola mi gul mi vb cI i n i l lik ici yapim ekleri kapu ci et ci ol in di bul in duk al ici gor ici vb gil ikinci tekil ve cogul emir eki ol gil gel gil sev gil kirma gil vb mis ogrenilen gecmis zaman koy mis goyun mis kiril mis sev mis vb sin ikinci tekil sahis fiil cekimlerinde ve bildirme ekinde bulur sin san sin konuk sin eyu sin vb siz fiil cekimlerinde ikinci cogul sahis ve bildirme ekinde duze siz ana siz canlarum siz dermanlarum siz vb inca zarf fiil eki kil inca gor ince kal inca vb isar gelecek zaman sev iser kil isar yak isar vb Unlu turemesi Eski Anadolu Turkcesinde ancak sozcuk ortasinda az a cuk yig i rek dur gibi birkac ornekte gorulmektedir Bunun sebebi ya aruz vezni dolayisiyla ya da unsuzlerin yan yana telaffuz edilmemelerine bagli olarak unlu harflerin turemesidir Unlu dusmesi Sozcuk basinda isitma gt sitma udi ku gt uyu ku gt yuku gibi az sayida ornekte gorulen ve az rastlanilan bir olaydir Sozcuk ortasindaysa unlu dusmesi oldukca yaygindir Bunun sebebi gonul gt gonli beniz gt benzi ogul gt ogli orneklerinde gorulebilecegi uzere Turkcede orta hece unlusunun vurgusuz olmasidir Bunun disinda ister isen gt istersen ve saca idin gt sacaydin orneklerindeki sekilde i yardimci eyleminin i si dusmektedir Kaynasma Kaynasma unlu ile biten bir sozcukten sonra unlu ile baslayan bir ek veya sozcuk geldiginde ne icun gt nicun ne it gt nit su ol gt sol ve ne ise ne gt nesne orneklerinde oldugu gibi unlulerden birinin duserek iki sozcugun birlesmesi olayina denmektedir Unsuzler Unsuz degismeleri k gt h degisimi Turkcede sozcuk basinda h unsuzu yoktur Bugun h ile baslayan bazi sozcukler Eski Turkce doneminde kani ve kangi da oldugu gibi k ile yazilmislar bu durum Eski Anadolu Turkcesinde de devam etmistir Sozcuk ortasinda bulunan bazi hece basi k unsuzlerinin Eski Anadolu Turkcesinde k gt h degisimine ugrayarak kullanildigi gorulmektedir uy hu ko hu ar ha kelimeleri buna ornek olarak gosterilebilir cok gt coh ok gt oh irak gt irah ve yoksul gt yohsul orneklerinde oldugu uzere sozcuk ve hece sonundaki bazi k unsuzleri h olmaktadir k gt g degisimi Eski Turkcedeki k unsuzleri Bati Turkcesinde g ye gelismistir Bu gel git gir goc gok gizle gozet orneklerindeki gibi yaygin olarak gorulmekle birlikte degismeyen orneklere de rastlanmaktadir Ornegin kendu key kici kisi kelimelerinin bas harfleri degismeden kalmaktadir ġ gt g degisimi Bu ses Turk lehcelerinin tasnifinde olcut olarak alinan seslerden birisidir Yani Turk dilinin gelisim seyri icerisinde onemli bir yer tutar Tek heceli sozcuklerin sonunda bulunan ġ sesi Bati Turkcesinde doger gormeg beg orneklerindeki gibi g olmustur Birden fazla heceli sozcuklerin sonundaki ġ g sesi ile eklerin sonundaki ġ g sesiyse Eski Anadolu Turkcesinde dusmektedir Buna uygun olarak yaylag kelimesi yayla halini almisken cerig ise ceri olmustur Yapim eklerinde ve sozcuk bunyesine dahil hecelerde de ġ g unsuzlerinin henuz Eski Anadolu Turkcesine gelmeden dustugu gorulur Buna gore asil hali emgek olan emek kulgak ise kulak olarak dile yerlesmistir Sifat fiil ve zarf fiil ekleri basindaki ġ g unsuzleri Eski Anadolu Turkcesinin bas evrelerinde dusmustur g gt v degisimi Bu degisim Turkcede sozcuk ve hece sonuyla sozcuk ortasinda ve hece basinda g gt v biciminde gelismistir Bugun g gt v veya g gt v gt y seklinde gelisme gosteren g unsuzunun Eski Anadolu Turkcesi doneminde dos sog dugun degirmen yigit kok ve kelimelerindeki sekilde korundugu gorulmektedir b gt v degisimi Eski Anadolu Turkcesinde sozcuk ve ek basinda bar gt var bir gt vir bile biz gt bilevuz yabuz gt yavuz orneklerindeki gibi gorulen bir degisimdir b gt p degisimi Barmak binar gibi kelimelerdeki asli olan b unsuzunun Eski Anadolu Turkcesinde kendini korudugu gorulur t gt d degisimi Eski Anadolu Turkcesinde bu ses degisimi tutarli degildir Cogunlukla d li olmakla birlikte t li sekiller de vardir d li degisimlere tek gt dek ter gt der terzi gt derzi tilki gt dilku gibi kelimelerde rastlanirken t li orneklere tag gt dag tokuz gt dokuz ve turu gt duru verilebilir Yer degistirme Yer degistirme hoyrat gt horyat musluman gt musulman colmek gt comlek orneklerinde gorulecegi uzere sozcuk icinde seslerin yer degistirmesi olayidir Unsuz turemesi Unlu ile baslayan bir ek veya edat getirilecegi zaman arada yardimci n ve y unsuzleri turer Buna ev i n e bu n lar basla y a alma y a gibi ornekler gosterilebilir isi gt issi asi gt assi usini gt ussini orneklerinde gorulebilecegi gibi de s ikizlesmesi Eski Anadolu Turkcesinin unsuz turemesi ozellikleri arasinda yer tutmaktadir Unsuz dusmesi Dilde iki tur unsuz dusmesine rastlanilmaktadir Birincisi keltur gt getur ve oltur gt otur degisiminde gorulen ic seste l dusmesidir Ikincisi ise yilan in ilan yildiz in ilduz olmasini saglayan on seste y dusmesidir Hece yutulmasi En yaygin orneklerine bildirme eki olarak kullanilan tur fiilinin genis zamani olan durur seklinde rastlanmaktadir Unsuz benzesmesi Yazimi kaliplasmis ekler Tonsuzla biten sozcuklere getirilen eklerin basindaki unsuzun unsuz uyumuna gore tonsuz olmasi gerektigi halde Eski Anadolu Turkcesi metinlerinde bu kurala uyulmadigi gorulur Bu durum eklerin kaliplasmis bir halde yazilmasindan kaynaklanmaktadir Bu ekler sunlardir da bulunma durumu eki el de yol da kanal da vb dan ayrilma durumu eki inayet den is den kas dan vb du gorulen gecmis zaman eki gonderdum aktardum asdum vb duk sifat fiil eki gec duk inde ac dug ini vb dur fiilden eylem yapim eki cek dur ur yol dur acak kaz dur di vb dur bildirme eki h dur cok dur vb Ic seste tonlulasma Turkcede iki unlu arasinda kalan tonsuz unsuzun kaliplasmasi olayi olup iki bicimde gorulmektedir t gt d git er gt gider isitenler gt isidenler vb k gt g yuzuk gt yuzugi islemek gt islemege vb Bicim bilgisiAd cekim ekleri Cogul eki Turk dilinin her doneminde en islek cogul eki olan lar bu donemde de kullanilmistir ve sonuna geldigi kelime eger tekil ise cogul hale getirmistir Buna ornek olarak yazar kelimesi tekil iken yazar lar seklindeki kullanim kelimeyi cogullastirmaktadir Iyelik ekleri Tekil ve cogul olmak uzere iki ana ekten olusan iyelik ekleri sonuna eklendigi kelimeye aidiyet anlami katmaktadir Teklik kisi iyelik ekleri m um ŋ uŋ Ii si iken cokluk kisi ekleri muz umuz ŋuz uŋuz ve lari dir Durum ekleri Ad cekim ekleri icinde kapsami en genis cesidi en fazla olan eklerdir Sozcuklerin baska sozcuklerle iliski kurmasini saglayan dil bilgisi kategorisidir Ilgi durum eki uŋ nuŋ dan ibaret olan bu ekler teklik ve cokluk birinci sahis zamirler icin kullanildiginda um bicimine donusur Buna gore normalde kapunuŋ guluŋ lalenuŋ seklindeyken benum bizum olarak kullanilir Belirtme durumu eki i y i biciminde olan belirtme durumu ekleri kok kelimeye eklendiginde bizi sozi seni nidasini bicimini almaktaysa da ucuncu sahis iyelik eklerinden sonra n belirtme eki kullanilir ve hisabin deryasin dusmanin seklindeki gibi olur Ayrica kokun bizni canumni siratni halini almasini saglayan nI ile eksiz belirtme durumu da vardir Sonuncusu kapum O caldi bir kadeh O icelum ornekleriyle gosterilebilir Yonelme durumu eki Yalnizca a ekinden ibaret olan yonelme durumu eki dusmana bunlara hidmete derdune seklinde kelimeye eklenir Bulunma durumu eki Bu ek de yalnizca da ekinden ibarettir ve dunyada omzinda katinda seklinde orneklenebilir Ayrilma durumu eki Yine tek bir ekten ibaret olup bu ek kok kelimelere genduden canumdan zerresinden goncadan orneklerindeki sekli veren dan dir Arac durumu eki gunduzin ilkin yayan hakkin ornekleriyle gosterilebilecek i n fikriyle Allah ila ihlasiyla orneklerindeki gibi la ile ve edep birle ikisi bile de oldugu gibi bile birle eklerinden ibarettir Esitlik durumu eki Esitlik durumu kelimeye ca eki getirilerek yolinca dilince okimisca orneklerindeki sekilde olusturulsa da geldugince soraridum sah adi anila durdukca zamanda oldugu orneklerinde oldugu gibi dik sifat fiiliyle birlikte kullanildiginda kelimeyi zarfa donusturur Yon gosterme durumu eki Bu kapsamda iki ek bulunmaktadir Birincisi ra olup tasra icre ile orneklenmektedir Ikincisiyse ileru ve arkaru da goruldugu uzere aru ekidir Soru eki Soru ekinin daima duz sekli kullanilmis olup kelimeye mutemadiyen gordu mi ve aldi mi bicimini vermistir Bildirme ekleri Haberin genis zaman bicimini ifade etmek icin kullanilan birinci ve ikinci sahis ekleri sahis zamirlerinden ucuncu sahis eki ise tur eyleminden meydana gelmistir Haberin bilinen gecmis zaman ve dilek kipi ise i ek fiili ile yapilir Genis zaman Genis zaman tekil kisilere am sin ve dur ekleriyle cogul kisilere ise uz siz ve durlar ekleriyle gelirler Bilinen gecmis zaman Yalnizca i di ve i du ekleridir ve kelimeyle birlestiginde gul idun var idi gurbuz idi pur safa y iduk goruntulerini alirlar Belirsiz gecmis zaman Eski Anadolu Turkcesinin belirsiz gecmis zaman yapma eki yalnizca i mis olup berk imis hurremmis asa dinilen ejdehayimis seklinde kullanilir Dilek kipi neyisem degulsen ay ise yog ise gun ise orneklerinde de goruldugu uzere i se eki dilin dilek kipi olarak islev gormektedir Eylem cekimleri Fiil cekimi Eski Anadolu Turkcesi doneminde eylem cekiminde kullanilan uc grup sahis eki vardir Birincisinde genis zaman simdiki zaman belirsiz gecmis zaman gelecek zaman istek ve gereklilik kipleri icin sahis zamiri menseli sahis ekleri kullanilmaktadir Ikincisi gorulen gecmis zaman ve sart kipinde kullanilan sahis ekleri ise iyelik menselidir Sonuncusundaysa emir kipinde kullanilan sahis ekleri vardir Basit cekim Bildirme kipleri Gorulen gecmis zaman kipi dX Birinci tekil sahis tap du m Ikinci tekil sahis tap du ŋ Ucuncu tekil sahis tap di Birinci cogul sahis tap du h Ikinci cogul sahis tap du ŋuz Ucuncu cogul sahis tap dilar Ogrenilen gecmis zaman kipi mis up Birinci tekil sahis bil mis ven Ikinci tekil sahis bil mis sin Ucuncu tekil sahis bil mis Birinci cogul sahis bil mis vuz Ikinci cogul sahis bil mis siz Ucuncu cogul sahis bil mis ler Genis zaman kipi ur ar r Birinci tekil sahis gel ur venin Ikinci tekil sahis gel ur sin Ucuncu tekil sahis gel ur Birinci cogul sahis gel ur vuz Ikinci cogul sahis gel ur siz Ucuncu cogul sahis gel ur ler Gelecek zaman kipi isar a asi acak sa gerek Birinci tekil sahis bil iser vem Ikinci tekil sahis bil iser sin Ucuncu tekil sahis bil iser Birinci cogul sahis bil iser vuz Ikinci cogul sahis bil iser siz Ucuncu cogul sahis bil iser ler Simdiki zaman kipi Eski Anadolu Turkcesinde simdiki zaman icin kullanilan mustakil bir ek yoktur Turkiye Turkcesinde kullanilan simdiki zaman eki o donemde simdiki zaman eki olarak kullanilmamaktaydi Eski Anadolu Turkcesindeki genis zaman ar ur r ve istek kipi a ekleri simdiki zaman gorevinde kullanilmaktaydi Buna uygun olarak birinci tekil sahis dut a m olmaktaydi Tasarlama kipleri Istek kipi a Birinci tekil sahis ic e vem Ikinci tekil sahis ic e sin Ucuncu tekil sahis ic e Birinci cogul sahis ic e vuz Ikinci cogul sahis ic e siz Ucuncu cogul sahis ic e ler Emir kipi Birinci tekil sahis var ayin bul ayim sor ayin Ikinci tekil sahis yaz tap gil dut gil Ucuncu tekil sahis gozle sun oki sun bakar sun Birinci cogul sahis diy elum bil elum bak alum Ikinci cogul sahis dinle ŋ var uŋ ol unuz Ucuncu cogul sahis gel sunler oki sunlar ol sunlar Gereklilik kipi Birinci tekil sahis ver se m gerek Ikinci tekil sahis ver se ŋ gerek Ucuncu tekil sahis ver se gerek Birinci cogul sahis ver se k gerek Ikinci cogul sahis ver se nuz gerek Ucuncu cogul sahis ver se ler gerek Birlesik kipler Hikaye kipi i di Birinci tekil sahis dose mis du m Ikinci tekil sahis dose mis du ŋ Ucuncu tekil sahis dose mis di Birinci cogul sahis dose mis du k Ikinci cogul sahis dose mis du nuz Ucuncu cogul sahis dose mis di ler Rivayet kipi i mis Birinci tekil sahis yi r mis em Ikinci tekil sahis yi r mis sin Ucuncu tekil sahis yi r mis Birinci cogul sahis yi r mis vuz Ikinci cogul sahis yi r mis siz Ucuncu cogul sahis yi r mis ler Sart kipi i se Birinci tekil sahis soyle r i se m Ikinci tekil sahis soyle r i se ŋ Ucuncu tekil sahis soyle r i se Birinci cogul sahis soyle r i se k Ikinci cogul sahis soyle r i se ŋuz Ucuncu cogul sahis soyle r i se ler Sifat fiiller Genis zaman sifat fiilleri an kuru y an yaradil an oki y an ar susa r adam yuru r ayak bilur kisi maz yara maz bir hava gor mez goz Gelecek zaman sifat fiilleri acak sigin acag um var acag uŋ asi asil asi yiy esi Gecmis zaman sifat fiilleri duk sev dug i gel dug i n ce bil dug i n ce di dug i n mis kuri mis yaprak goger mis hava Zarf fiiller Durum zarf fiilleri a cik a geldi dok e dok e kac a arak urak bak arak kos arak otla y urak u di y u agla y u iste y u ken virecek ken kalirken Zaman zarf fiilleri inca don ince gec ince madin gecmedin koymadin yetismedin ali kal ali kir ali yit elu eli den beru sev eliden beru yuz eli beru icak al icak gec icek gor icek ol icak icaġaz gor ecegez yap acagaz mazdin on iste mezdin on agla mazdin on dukca ol dukca goger dukce duġinca ac duginca it dugince dukda iris dukde oki dukda duġinda isit duginde atil duginda Baglama zarf fiilleri up bin up atla yup uban cem id uben saf tut uban ubanin gormey ibenin giy ubeninKaynakcaErcilasun Ahmet Bican 2004 Baslangictan Yirminci Yuzyila Turk Dili Tarihi Ankara Akcag Yayinlari Gulsevin Gurer 1997 Eski Anadolu Turkcesinde Ekler Ankara Turk Dil Kurumu Yayinlari Gulsevin Gurer Boz Erdogan 2010 Eski Anadolu Turkcesi Ankara Gazi Kitabevi Korkmaz Zeynep 1995 Anadolu Yazi Dilinin Tarihi Gelismesinde Beylikler Devri Turkcesinin Yeri Turk Dili Uzerine Arastirmalar I Ankara Turk Dil Kurumu Yayinlari Korkmaz Zeynep 2013 Turkiye Turkcesinin Temeli Oguz Turkcesinin Gelisimi Ankara Turk Dil Kurumu Yayinlari Koktekin Kazim 2011 Eski Anadolu Turkcesi Erzurum Fenomen Yayinlari Ozkan Mustafa 2000 Turk Dilinin Gelisim Alanlari ve Eski Anadolu Turkcesi Istanbul Filiz Kitabevi Sumer Faruk 1965 Oguzlar Ankara Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Yayinlari Sahin Hatice 2015 Eski Anadolu Turkcesi Ankara Akcag Yayinlari 1977 Eski Turkiye Turkcesi Istanbul Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Yayinlari 2009 Osmanli Turkcesi Grameri Istanbul Alfa Yayinlari Turk Vahit Dogan Saban Serifoglu Yasin 2012 Eski Anadolu Turkcesi Dersleri Istanbul Kesit Yayinlari Yelten Muhammet 2009 Eski Anadolu Turkcesi Ornek Metinler Istanbul Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Yayinlari Isbu madde Murat Kucuk tarafindan CC BY SA 3 0 lisansi altinda yayimlanan metin icermektedir Kurnaz Cemal 1990 Halk ve divan siirinin musterekleri uzerine denemeler Akcag ISBN 978 975 7568 32 2 20 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Mayis 2024