Hüseyin Nihâl Atsız (12 Ocak 1905, Kadıköy, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu - 11 Aralık 1975, İstanbul, Türkiye), Türk yazar, Türkolog, şair, düşünür ve öğretmendir. Türklerin tarihini konu edindiği edebî eserleri ve tarih araştırmaları olan Atsız,Türkçü-Turancı ve ırkçı dünya görüşüne sahiptir. Yaşamının son yıllarında İslam dinini "Araplar tarafından Araplar için kurulmuş bir din" olarak nitelendirerek eleştirdi.
Hüseyin Nihâl Atsız | |
---|---|
Doğum | Hüseyin Nihâl 12 Ocak 1905 Kadıköy, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 11 Aralık 1975 (70 yaşında) Kadıköy, İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Karacaahmet Mezarlığı, Üsküdar, İstanbul |
Takma adlar | Ruh Adam, Selim Pusat |
Meslek | Öğretmen, yazar, romancı, şair |
Dil | Türkçe |
Milliyet | Türk |
Vatandaşlık | Türkiye |
Eğitim | İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi |
Dönem | Cumhuriyet Dönemi |
Konu | Türk tarihi |
Önemli eser | Bozkurtların Ölümü (1946) Bozkurtlar Diriliyor (1949) Ruh Adam (1972) |
Evlilikler | Mehpare Hanım (1931–35) Bedriye Atsız (1936–75) |
Çocuklar | Yağmur Atsız (oğlu) Prof. Dr. Buğra Atsız (oğlu) |
Etkilendikleri | |
İmza | |
Vikisöz'de Nihal Atsız ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Ailesi
Atsız'ın babası Gümüşhane'nin Midi köyünün Çiftçioğulları ailesinden Deniz Güverte Binbaşısı Mehmet Nail Bey, annesi Trabzon'un Kadıoğulları ailesinden Deniz Yarbayı Osman Fevzi Bey'in kızı Fatma Zehra Hanım'dır.
Çiftçioğulları ailesinin tespit edilen soy atası 19. asrın başlarında yaşadığı tahmin edilen Ahmed Ağa'dır.[] Ahmet Ağa'nın üçüncü çocuğu olan Hüseyin Ağa ise 1850-1852 sıralarında deniz eri olarak İstanbul'a gelmiş, okumayı ve yazmayı asker ocağında öğrenmiş, askerliğinin sonunda da teskere bırakarak Donanma-yı Hümayun'da kalmış ve makine önyüzbaşlığına Çarkçı Kolağalığı'na terfi etmiştir. Hüseyin Ağa'nın çocuğu Mehmet Nail Bey de Osmanlı Donanması'na girmiş ve Deniz Kuvvetlerinde Deniz Güverte Binbaşılığı'ndan emekli olmuştur.[]
Mehmet Nail Bey'in ilk eşi Fatma Zehra Hanım'dan üç çocuğu olmuştur. 12 Ocak 1905'te Hüseyin Nihal (Atsız), 1 Mayıs 1910'da Ahmet Nejdet (Sançar) ve Aralık 1912'de Fatma Nezihe (Çiftçioğlu) dünyaya gelmiştir.
1930 yılında ilk eşinin damar sertliğinden ölümü üzerine Mehmet Nail Bey, 1931 yılında yeniden evlenmiştir. İkinci eşinin adı da Fatma Zehra'dır. İkinci eşinden 1932 yılında Necla (Çiftçioğlu) adlı bir kızı olan Mehmet Nail Bey ikinci eşiyle geçinememiş ve iki yıl sonra ayrılmıştır.
Nejdet Sançar'ın ağabeyidir,Yağmur Atsız ve Buğra Atsız'ın babasıdır. Tarihçi, Türkolog Rıza Nur'un manevi evladıdır.
Yaşamı
Hüseyin Nihâl Atsız, 12 Ocak 1905'te İstanbul'da doğdu.
İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul Sultanilerinde (İstanbul Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca Askerî Tıbbiye'ye yazıldı.
Atsız, 1922 yılındaAskerî Tıbbiye'ye kaydolduğu çağlarda Türkçülük fikrinin etkisi altına girmeye başladı. Ziya Gökalp'ın cenaze töreninin yapıldığı günün gecesi Türkçülük düşüncesine karşı olan öğrencilerle kavga ettiği için okul yönetimince cezalandırıldı ve daha sonra aralarında birtakım sorunlar yaşanan Arap asıllı Bağdatlı adlı bir mülazıma (teğmen) selam vermediği gerekçesiyle 3. sınıf talebesiyken 4 Mart 1925 tarihinde Askeri Tıbbiye'den atıldı.
Bu olaydan sonra üç ay kadar Kabataş Erkek Lisesinde yardımcı öğretmenlik yapan Atsız, daha sonraları Deniz Yolları'nın Mahmut Şevket Paşa adlı vapurunda kâtip muavini olarak çalıştı ve bu vapurla İstanbul - Mersin arasında birkaç sefer yaptı.
Üniversite yılları
1926 yılında İstanbul Dârülfünûnunun Edebiyat Fakültesinin Edebiyat Bölümüne ve İstanbul Dârülfünûnunun yatılı kısmı olan kaydolan Atsız, bir hafta sonra askere çağrıldı ve askerliğini 28 Ekim 1926 ile 28 Temmuz 1927 tarihleri arasında İstanbul'da Taşkışla'da 5. piyade alayında er olarak yaptı.
adlı arkadaşı ile birlikte hazırladığı "Anadolu'da Türklere Ait Yer İsimleri" adlı makalenin Türkiyat Mecmuası'nın ikinci cildinde yayınlanması üzerine hocası Mehmet Fuad Köprülü'nün dikkatini çeken Atsız, 1930 yılında 'nin divanı üzerinde mezuniyet çalışması yaptı ('Divân-ı Türkî-i Basit, Gramer ve Lügati', 1930, 111 s. Türkiyat Enstitüsü Mezuniyet Tezi, no 82). Aynı yıl Edebiyat Fakültesinden mezun oldu.
Atsız'ın sınıf arkadaşları arasında Tahsin Banguoğlu, , Orhan Şâik Gökyay, Pertev Nâilî Boratav, Nihad Sâmi Banarlı gibi isimler yer alıyordu.
Mezuniyetinden sonra Edebiyat Fakültesi Dekanı olan hocası Prof. Dr. Mehmet Fuad Köprülü, Maarif Vekâletinde Atsız için girişimde bulunarak, öğrenci olarak bitirdiği için, liselerde yapması gereken 8 yıllık mecburi hizmetini affettirmiş ve 25 Ocak 1931'de Atsız'ı kendisine asistan olarak almıştır.
Atsız, yine 1931 yılında Dârülfünûnun felsefe bölümünden mezun olan ilk eşi Mehpare Hanım ile evlenmiş, ancak 1935 yılında ayrılmıştır.
Atsız, 15 Mayıs 1931'den 25 Eylül 1932 tarihine değin Atsız Mecmua'yı çıkarmaya başladı. Mehmet Fuad Köprülü, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan gibi yazın ve tarih bilginlerinin de içinde bulunduğu bir kadro ile yayın hayatına atılan bu Türkçü ve Köycü dergi, devrinde bilim, düşünce ve sanat alanında çok etki yaratan Türkçü bir çığır açmış, Cumhuriyet çağı Türkçülüğünün öncüsü olmuştur.
Atsız, kendini tanıtmaya başlayan ilk yazılarını "H. Nihâl" imzasıyla, öykülerini de "Y.D." imzasıyla, bu dergide yayımlamaya başlamıştır. 1932 Temmuz'unda Ankara'da toplanan sırasında, Prof. Dr. Zeki Velidi Togan'a Dr. Reşid Galib'in yaptığı eleştiriler üzerine Atsız, içerisinde ikinci eşi ile Pertev Nâilî Boratav'ın da bulunduğu 8 arkadaşı ile, Dr. Reşid Galib'e "Zeki Velîdî'nin talebesi olmakla iftihar ederiz" diyen bir protesto telgrafı çekmiş ve bu telgraf üzerine de Reşid Galib'in tepkisini üzerine çekmiştir.
19 Eylül 1932'de Reşid Galib, Maarif Vekili olmuştu. Kısa bir süre sonra da Mehmet Fuad Köprülü'nün dekanlıktan ayrılması üzerine Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'na vekâleten bakan asâleten tâyin edilmiştir. Reşid Galib, Atsız Mecmua'nın 17. sayısındaki 'Dârülfünûn'un Kara, Daha Doğru Bir Tabirle, Yüz Kızartacak Listesi' adlı makalesi nedeniyle Edebiyat Fakültesi Dekanı'na baskı yaparak, 13 Mart 1933 tarihinde Atsız'ın üniversite asistanlığına son vermiştir.
Memurluğu
Üniversite asistanlığından çıkarılan Atsız, Malatya Ortaokuluna Türkçe öğretmeni olarak atanmıştır. Malatya'da kısa bir süre (8 Nisan 1933-31 Temmuz 1933) Türkçe öğretmenliği yapan Atsız, buradaki görevinin ardından Edirne Lisesi edebiyat öğretmenliğine atanmıştır. Atsız'ın Edirne'deki edebiyat öğretmenliği de 3-4 ay gibi kısa bir süre sürmüştür (11 Eylül 1933-28 Aralık 1933).
Atsız, Edirne'de iken Atsız Mecmua'nın devamı niteliğindeki aylık Türkçü dergi Orhun'u (5 Kasım 1933-16 Temmuz 1934, sayı 1-9) yayımlamıştır. Orhun dergisinde, Türk Tarih Kurumunca çıkarılan ve liselerde ders kitabı olarak okutulan dört ciltlik tarih kitaplarında bulunduğunu iddia ettiği yanlışları ağır bir biçimde eleştirdiği için 28 Aralık 1933'te bakanlık emrine alınmıştır ve Orhun dergisi de 9. sayısında Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılmıştır.
Dokuz ay bakanlık emrinde kalan Atsız, 9 Eylül 1934 tarihinde Kasımpaşa'daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulu'na Türkçe öğretmeni olarak atanmıştır.
Şubat 1936'da ikinci eşi olan Bedriye Hanım ile evlenen Atsız'ın bu evlilikten 4 Kasım 1939 tarihinde Yağmur Atsız ve 14 Temmuz 1946 tarihinde de Buğra Atsız adlı iki oğlu olmuştur. Atsız, ikinci eşi 'dan da Mart 1975'te ayrılmıştır.
Atsız, Kasımpaşa'daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulunda Türkçe öğretmeni olarak yaklaşık 4 yıl çalışmış ve 1 Temmuz 1938 tarihinde bu görevinden ihraç edilmiştir.
Bunun üzerine geçen Atsız, burada 1937 yılından 1939 yılının Haziran ayının sonuna değin edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Atsız, 19 Mayıs 1939 ile 7 Nisan 1944 tarihleri arasında yine özel bir lise olan edebiyat öğretmenliğinde bulunmuştur.
Atsız, Boğaziçi Lisesinin Türkçe öğretmeni iken Basın ve Yayın Genel Müdürü Selim Sarper'in de teşvikiyle Orhun dergisini (1 Ekim 1943-1 Nisan 1944, sayı:10 ile 16 arası, 7 sayı) yeniden yayınlamaya başlamıştır.
1944 Irkçılık-Turancılık Davası
II. Dünya Savaşı sürerken Türkiye'de komünist etkinliklerinn arttığını düşünen Atsız, Orhun'un Mart 1944'te yayımlanan 15. sayısında, daha önce 5 Ağustos 1942 tarihli meclis konuşmasında "Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir." diyen devrin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'na hitaben bir açık mektup yayımladı.
Atsız, Nisan 1944'te yayımlanan 16. sayıda, Şükrü Saracoğlu'ya hitaben ikinci açık mektubunu yayımlayarak Ahmed Cevat Emre, Pertev Nâilî Boratav, Sabahattin Ali ve Sadrettin Celâl Antel'in Marksist etkinliklerde bulunduklarını ve Millî Eğitim Bakanı'nın "komünistleri kolladığını" ileri sürerek devrin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'i istifaya çağırdı. Bu ikinci açık mektup, Türkçü çevreler içinde büyük bir kaynamaya neden olarak başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok kentte, Komünizm karşıtı gösterilere yol açtı. Bunun üzerine Hasan Âli Yücel, 7 Nisan 1944'te Atsız'ın Boğaziçi Lisesindeki edebiyat öğretmenliğine son verdi.
Orhun dergisi de Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden kapatıldı. Sabahattin Ali'nin arkadaşı ve Atsız'ın da yakın arkadaşı olan Ankara Musiki Muallim Mektebi Müdürü Orhan Şaik Gökyay'ın arabuluculuğuna karşın dava açmak zorunda kaldı. Aleyhine dava açılan Atsız, trenle Ankara'ya gitti ve Türkçü gençlerce istasyonda karşılanarak bir otelde misafir edildi.
Hakaret davasının 26 Nisan 1944 günü yapılan ilk oturumu olaylı geçti. Bunun üzerine 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılan ikinci oturuma üniversite öğrencileri alınmamış, bu yüzden de öğrenci gösterileri olmuş ve yüzlerce kişi tutuklanmıştır. Davanın 9 Mayıs 1944 günü yapılan karar oturumunda, Sabahattin Ali'ye "vatan haini" dediği için 6 aya mahkûm edilen Atsız'ın cezası hâkim tarafından "millî tahrik" gerekçesi ile 4 aya indirilmiş ve 4 aylık bu ceza da ertelenmiştir. Atsız, cezasının ertelenmesine karşın 9 Mayıs 1944 tarihinde mahkemenin kapısından çıkarken tutuklanmıştır.
19 Mayıs 1944 törenlerinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atsız ve arkadaşlarını ağır biçimde eleştiren bir söylev vermiş ve bu söylev üzerine Atsız ve 34 arkadaşı İstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanmaya başlanmışlardır. Aralarında Alparslan Türkeş gibi subay, üniversite profesörü, öğretmen, doktor ve üniversite öğrencilerinin de bulunduğu sanıklar, sorguya çekilmişler; Atsız dahil sanıklar, daha sonra diye adlandırılan hücrelerde işkence gördüklerini belirtmişlerdir. 7 Eylül 1944 günü yargılama başlamış, 'Irkçılık-Turancılık davası' adı verilen ve haftada 3 gün olmak üzere 65 oturum devam eden mahkeme, 29 Mart 1945 tarihinde sonuçlanmış ve Atsız 6 yıl 5 ay hapse mahkûm olmuştur.
Atsız, bu kararı temyiz etmiş ve Askerî Yargıtay, 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinin kararı esastan bozmuştur. Böylece Atsız, bir buçuk yıl kadar tutuklu kaldıktan sonra, 23 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilmiştir.
5 Ağustos 1946 tarihinde 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinde tutuksuz olarak başlayan Atsız ve arkadaşlarının davası (bu dava Kenan Öner-Hasan Âli Yücel davası adı ile tanınmıştır)[], 31 Mart 1947 tarihinde sonuçlanmış ve 29 oturum devam eden mahkemede bütün sanıkların beraatına karar verilmiştir. Bu dava ile ilgili tarafından 3 Mayıs 1944 Irkçılık Turancılık Davası adında bir kitap yazılmıştır.
Dava sonrası
Nisan 1947'den Temmuz 1949'a değin kendisine iş verilmeyen Atsız, Ekim 1945-Temmuz 1949 tarihleri arasında geçinmek için kitaplarından bazılarını satmak zorunda kalmıştır. Bir süre çalışan Atsız, Türk-Rus savaşlarının özeti olan "" adlı kitabını da İ. Süruri Ermete adıyla yayınlamak zorunda kalmıştır.
Atsız'ın sınıf arkadaşlarından Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu Millî Eğitim Bakanı olunca, Atsız'ı 25 Temmuz 1949'da Süleymaniye Kütüphânesi'ne "uzman" olarak tayin etmiştir.
Bir süre bu görevde çalışan Atsız, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra 21 Eylül 1950'de Haydarpaşa Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır.
4 Mayıs 1952'de Ankara Atatürk Lisesinde vermiş olduğu "Türkiye'nin Kurtuluşu" konulu bir konuşma üzerine Cumhuriyet gazetesi, Atsız'ın aleyhine haberler yayımlamıştır. Hakkında Bakanlık tarafından soruşturma açılan Atsız'ın konuşmasının bilimsel olduğu saptanmıştır. Ancak Atsız, 13 Mayıs 1952'de Haydarpaşa Lisesindeki edebiyat öğretmenliği görevinden "muvakkat" kaydı ile alınarak yine görevine atanmıştır.
31 Mayıs 1952'den başlayarak emekliliğini istediği 1 Nisan 1969 tarihine değin Süleymaniye Kütüphanesinde çalışan Atsız'ın en uzun süreli memuriyeti bu kütüphanedeki memuriyet olmuştur.
Atsız, 1950-1952 yıllarında yayımlanan haftalık Orkun dergisinin başyazarlığını yaptı. 1962'de kurulan genel başkanlığını üstlendi. 1964'ten ölümüne değin dergisini yayımladı.
Devrin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Gaziantep'e giderken bir işçinin kendisine "İdareciler Araplara toprak veriyorlar, biz Türklere vermiyorlar." sözlerine karşılık, "Türk topraklarında yaşayan herkes Türk’tür." demiş; Atsız bunun üzerine, Ötüken'in Nisan 1967'de yayımlanan 40, sayısından başlayarak "Konuşmalar, I" (Sayı 40), "Konuşmalar, II" (Sayı 41), "Konuşmalar, III" (Sayı 43), "Bağımsız Kürt Devleti Propagandası" (Sayı 43), "Doğu Mitinglerinde Perde Arkası" (Sayı 47) ve "Satılmışlar-Moskof Uşakları" (Sayı 48) adlarıyla yayımladığı seri makalelerinde, Marksistlerin doğu bölgelerinde gizli çalışmalarda bulunduklarını öne sürmüştür. Bu yazılarına ilişkin savcılıkça soruşturma açılmış ancak Atsız'a hiçbir suçlamada bulunulmamıştır.
Ancak bu yazılar üzerine, Ankara sokaklarında Atsız aleyhine hazırlanmış, ayrılıkçılığı ilan eden bildiriler dağıtılmış[] ve aynı günlerde Adalet Partisi'nin Diyarbakır senatörlerinden birisi, Senato kürsüsünden Atsız aleyhine ağır bir konuşma yapmıştır.
Hasan Dinçer'in Adalet Bakanı olduğu dönemde, bakanlık soruşturma açmış ve Atsız mahkemeye verilmiştir. Davanın sürdüğü 6 yıl içerisinde 12 Mart (1971) muhtırası verilmiş ve arkasından sıkıyönetim ilan edilmiştir.
Uzun duruşmalardan sonra mahkeme, Ötüken'in sahibi Atsız'ı ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Kayabek'i on beşer ay hapse mahkûm etmiştir. Mahkeme başkanının karara katılmadığı ve 2-1'lik oy çoğunluğuyla verilen bu karar, üst mahkemeye taşınıncaYargıtay tarafından bozulmuştur. Ancak aynı mahkeme 2-1'lik kararda diretince Yargıtay kararı onaylamıştır. Atsız ve Mustafa Kayabek "Tashih-i karar" isteğinde bulunmuşlar ancak bu istekleri mahkemece kabul edilmemiştir. Böylece mahkûmiyet kararı kesinleşmiştir.
Kronik enfarktüs, yüksek tansiyon ve ağır romatizmadan rahatsız olduğu için Haydarpaşa Numune Hastanesine yatan Atsız'a, Haydarpaşa Numune Hastanesi tarafından "cezaevine konulamayacağı" kaydı bulunan rapor verilmiştir. Ancak 4 aylık bir rapor tarafından kabul edilmemiş ve "reviri olan cezaevinde kalabilir" biçiminde değiştirilmiştir.
Bunun üzerine infaz savcılığı 14 Kasım 1973 Çarşamba günü sabahı Atsız'ı evinden aldırarak Toptaşı Cezaevine sevk etmiştir. 40 kişilik adi suçlular koğuşuna konulan Atsız, bir süre sonra reviri olan Sağmalcılar Cezaevine nakledilmiştir.
Atsız, kesinleşen 1.5 yıllık cezasını çekmek için hapse girince, üniversite hocaları ve öğrencilerinden oluşan bir grup Cumhurbaşkanı'na başvurup Atsız'ın bağışlanmasını istemiştir.
Atsız, suç işlemediğini belirterek kendisi adına bağışlanmak istememesine karşın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, kendi yetkisini kullanarak Atsız'ın cezasını bağışlamıştır.
22 Ocak 1974'te Sağmalcılar Cezaevinden tahliye edilen Atsız, bir buçuk yıllık cezasının iki buçuk ayını cezaevinde geçirmiştir.
İbnülemin Mahmut Kemal İnal'ın deyişiyle "Atlıyı atından indirecek derecede şiddetli yazılar yazan" Atsız, ateşli ve keskin bir biçeme sahipti.
Ölümü
Atsız, 1975 yılının Kasım ayının ortalarında hasta olduğundan kuşkulanmış ancak yapılan muayene ve testler sonucunda bir hastalık bulunamamıştır. 10 Aralık 1975 Çarşamba akşamı kalp krizi geçirmiş, gelen doktor infarkt olduğunu anlayamamıştır. Nihal Atsız, 11 Aralık 1975 Perşembe akşamı saat 20.00'de geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Kurban Bayramı'nın ilk günü olan 13 Aralık 1975 tarihinde Kadıköy Osmanağa Camiinde kılınan ikindi namazını sonra Karacaahmet Mezarlığı'na gömülmüştür.
Osmanağa Camiinde cenaze namazı kılındıktan sonra İmam'ın ''Merhumu nasıl bilirdiniz?'' sorusuna Fethi Gemuhluoğlu yüksek sesle: ''Bu musalla taşı, Atsız kadar gerçek bir er kişiyi az görmüştür, hoca efendi!'' demiştir.
Görüşleri
Siyasal
Nihal Atsız, çocukluk döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun son birkaç yılına, gençlik döneminde ise Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına tanıklık etmişti. Yaşadığı dönemde yükselişe geçmiş olan Türk milliyetçiliğinin etkisi altına girmiş ve bu düşünce akımının sıkı bir savunucusu olmuştur. Atsız, kendisini Türkçü, milliyetçi ve Turancı olarak tanımlamıştır. Türkiye'de 1960'lı ve 1970'li yıllarda çokça destekçi bulmuş olan sosyalizm akımına ve gelenekçiliğe şiddetle karşı çıkmıştır ve bu akımların karşısında bulunmuştur. Türk-İslam sentezini savunan Ülkücülerle ortak çalışmada bulunmamıştır ve Türkçülüğün savunucusu olmuştur.
Yaşamı boyunca sol görüşlü kimselerce kendisine pek çok kez "faşist" olduğu suçlamasında bulunulmuştur ancak Atsız kendisinin bir faşist olmadığını, yalnızca bir Türkçü-Turancı olduğunu yinelemiştir.
Nihal Atsız Nazi hükûmetinin sempatizanı olmakla ve Türk hükûmetini devirmeyi tasarlamakla da suçlandı.
Hakkımda türlü türlü sözler söyleyen insanlara ve hakiki fikrimi soranlara şunu söylemek isterim ki ben ne faşistim, ne demokratım. Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeye tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türk’üm. Siyasi, içtimai mezhebim Türkçülüktür.
Gençliğine ait bir fotoğrafındaki saçlarını tarayış biçiminden dolayı Adolf Hitler'e özendiği iddiasında bulunan kimselere yanıt olarak şunları yazmıştır:
...Hamit Şevket bunları biliyor mu? Bilmiyorsa benim Hitlerizme tabi bir adam olduğuma nereden hükmeder? Saçlarım benzermiş... Bu ahmakça iddia yıllardan beri birçok budalalar tarafından aleyhimde delil gibi kullanıldı. Hatta evimde Hitler'in resminin asılı olduğu bile söylendi. Ben, dışarıdan gelmiş hiçbir fikri kabul etmeğe tenezzül etmiyecek kadar millî gurur ve şuura sahip olduğumu, içtimai mezhebimin Türkçülük olduğunu vaktiyle yazarak ilan ettim. Daha ne yapabilirim? Saçım Hitlerinkine benziyormuş diye beni Hitlerci sanacak kadar budalalık gösteren binlerce, belki onbinlerce zavallıya ayrı ayrı mektup yazamam ya... Hamit Şevket asla unutmasın ki bu vatana bağlılıkta kendisini benimle bir tutamaz. Çünkü ondan fazla olarak ben bu toprağa ecdadımın kanı ve hatırasıyla bağlıyım.
Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini "milletin manevi enerjisini söndürmek" olarak yorumladı. "Millî ülkünün üçüncü merhalesi" ilkesini tanımlarken "Milletler kendi soylarını yeryüzüne yayıp hâkim kılmak için istilâ ve fütuhat yapmak mecburiyetindedirler" sözlerini kullandı. Ayrıca II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Almanya'ya savaş açılmasını "Türk tarihinde görülmemiş bir kancıklık" olarak değerlendirdi.
Atsız, parti bağnazlığına karşı çıkmıştır. Ona göre, bir ülkü sahibi olmayan siyasi partiler Türkçülüğe hizmet etmeyeceklerdir çünkü siyasi partilerin varlığı kalıcı değildir. Bağnazı olunabilecek şey, fikirlerdir; partiler değildir. Bunu Türkçülük ve Siyaset adlı makalesine açıklamıştır. Atsız'ın bazı görüşleri:
Partilerde ülkü yoktur. İktidara geçmek veya orada kalmak için en aşırı tavizlerden çekinmezler.
Türkçüler bugünlük ancak Türkçü karakteri olan partileri tutarlar. Türkçülük’ten sapan veya taviz veren hiçbir parti Türkçüler’ce tutulmaz, tutulamaz. Türkçülüğün ne olduğu açık, seçik ortada bulunduğu için bugünkü tutumları ile hiçbir parti Türkçü değildir.
İsmet İnönü hükûmetine şiddetle karşı çıktı. Komünistlerle iş birliği yaptığı için eleştirdi. İsmet İnönü için Demokrat Parti'nin 1950 Türkiye genel seçimlerinden sonra iktidara gelmesinin ardından yazdığı makalede "Moskof hayranı milli şefleri çürük bir tahta gibi yıkılıp bir paçavra gibi kenara atıldı." ifadelerini kullandı.
Nihal Atsız, Kemalizm'i Türkçülük gibi yerli bir düşünce olmaktan uzakta, dış kaynaklı bir safsata olarak gördü. Kemalistleri "inkılâp yobazları" olarak tanımladı. Kemalizm'i eleştirirken görüşlerini şöyle ifade etti:
...Kemalizm denilen muazzam safsata kısmen Fransa kısmen de İtalya ve Rusya’dan alınmak suretiyle dış alemin bir değil, birkaç merkezine birden bağlı olan, bu suretle diğerlerden daha çok ve karmakarışık bir şekilde dışarıya bağlı bulunan bir ucubedir.
Atsız, Demokrat Parti'nin 1950 Türkiye genel seçimlerini kazanmasından öncesini, 1923-1950 arasını, gayrimeşru ve müstebit (zorba) bir diktatörlük olarak tanımlar. Bu görüşlerini yazdığı makalesinde "Türkiye Cumhuriyeti 1950 yılında kurulmuştur." ifadelerini kullandı.
Dinî
Ötüken dergisinin 1970 yılında yayımlanmış 11. sayısındaki "Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir" adlı makalesinde Atsız, Tanrı'nın insan algısının dışında yer aldığını ve dinlerin insan ürünü olduğunu ifade eder:
Tanrı, ne din kitaplarının anlattığı gibi insan şeklinde, ne de göklerin bir yerindeki tahtının üzerindedir. Onun nasıl olduğunu, ne olduğunu bilmeye imkân yoktur. Olsaydı din bilginleri asırlar boyunca birbirine girmezdi. Tevrat’ın Tanrı ile insanı aynı şekilde tarif etmesi ne kadar iptidai ise, dünyadan 400 km yukarıya fırlatılan Rus astronotunun, uzayın sonsuz olduğunu unutarak “uzaya çıktım ama Tanrı’yı göremedim” demesi de o kadar budalacadır.
Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? İnsan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında İslamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir.
Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamd ederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamd etmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sûrelerde olduğu gibi, sûrenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi?
Yapıtları
Türkçülüğün öncülerinden olan Nihal Atsız, Turancı çevrelerce aynı zamanda güçlü bir Türklük bilimci olarak kabul edilir. Bu çevrelere göre Türk dilini, tarihini ve yazınını enikonu iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk döneminde uzmanlaşmıştı. Çok sevdiği bu dönemi Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor adlı iki yapıt ile romanlaştırmıştır. Deli Kurt adlı romanı, Osmanlı tarihininde Fetret Devri olarak bilinen döneminin romanlaştırılmış biçimidir. Ruh Adam romanının başkahramanı Selim Pusat'ın üzerinde Atsız'ı ve onun yaşamından bazı izleri görürüz. Yayımlanmamış yapıtlarının arasında II. Mahmut'tan Günümüze Kadar Osmanlı Hanedanı Tarihi adlı bir yapıtı da vardır. Atsız şiirlerini Yolların Sonu adıyla tek kitapta toplamıştır. Ayrıca İki Onbaşı, Dönüş, Erkek Kız, Şehitlerin Duası, Her Çağın Masalı: Bozdoğlanla Sarı Yılan ve Dostum Esra gibi öyküleri de bulunmaktadır.
Kaynakça
- ^ . 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . 8 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2016.
- ^ Landau, Jacob M. (1981). Pan-Turkism in Turkey. Londra: C. Hurst & Company. s. 94. ISBN .
- ^ "İkinci dünya savaşı hakkında" (PDF). 28 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 12 Kasım 2016.
- ^ Bilgicik.com (22 Ekim 2007). . 2 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2020.
- ^ . 23 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2016.
- ^ . 26 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2017.
- ^ . 23 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2017.
- ^ Ömer Faruk Akün. . islamansiklopedisi.org.tr. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2022.
- ^ a b . bilgicik.com. 22 Ekim 2007. 2 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2023.
- ^ Cenk Saraçoğlu, Nihal Atsız's World-View and Its Influences on the Shared Symbols, Rituals, Myths and Practices of the Ülkücü Movement 23 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ . 3 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . 25 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ Ali Birinci, TDV İslâm Ansiklopedisi, cilt: 35, sayfa: 66
- ^ Yaşlı, Fatih (2016). Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne (2017 bas.). İstanbul: Yordam Kitap. s. 26. ISBN .
- ^ Kağan Bahadır Küçükalcan - Atsız Bey'in İlk Eşi Mehpare Hanım Kimdir? http://www.yazarport.com/Yazi/Oku/25206/Atsiz-Beyin-Ilk-Esi-Mehpare-Hanim-Kimdir 29 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Beraat Kararı". 28 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . 28 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ . gazetearsivi.milliyet.com.tr. 19 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Sarı, İbrahim (2017). Türk Şahsiyetleri. Net Medya Yayıncılık. s. 550.
- ^ "Milliyet - 12 Aralık 1975 - MİLLİYET GAZETE ARŞİVİ". gazetearsivi.milliyet.com.tr.[]
- ^ "Nihal Adsız vefat etti" (PDF). Marmara Üniversitesi. 17 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Ağustos 2021.
- ^ "Nihal Atsız Bugün Toprağa Veriliyor" (PDF). Marmara Üniversitesi. 17 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Ağustos 2021.
- ^ . 4 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2016.
- ^ Yavuz Bülent Bâkiler (3 Mayıs 2009). "Nihal Atsız'ı nasıl bilirsiniz?". Türkiye Gazetesi. 3 Ocak 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ocak 2017.
- ^ Nihal Atsız, İçimizdeki Şeytanlar 28 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Evet, övünerek söylüyorum ve tekrar ediyorum: Türkçü ve Turancı olduğum için...
- ^ Landau, Jacob M. (1981). Pan-Turkism in Turkey. London: C. Hurst & Company. s. 94. .
- ^ Guttstadt, Corry (2009). Turkey, the Jews and the Holocaust. Cambridge University Press. .
- ^ Özkırımlı, Umut; Sofos, Spyros A (2008). Tormented by history: nationalism in Greece and Turkey. New York: Columbia University Press. s. 136. .
- ^ Nihal Atsız (17 Kasım 1950). Ülküler Taarruzîdir. Orkun Dergisi. s. 5. 14 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Ocak 2023.
- ^ . 26 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2016.
- ^ . web.archive.org. 19 Temmuz 2009. 19 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2023.
- ^ a b Nihal Atsız (1997). "Millî Birlik". Makaleler III. İrfan Yayınevi. ss. 233-236. ISBN .
- ^ Nihal Atsız (23 Şubat 1951). Millî Birlik. Orkun Dergisi. s. 1. 25 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Eylül 2022.
- ^ Nihal Atsız (1 Aralık 1950). "Kurucular Meclisi". Orkun Dergisi. 25 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Eylül 2022.
- ^ Kağan Bahadır Küçükalcan - Atsız'ın Basılmamış Eserleri Hakkında http://www.yazarport.com/Yazi/Oku/24363/Atsizin-Basilmamis-Eserleri-Hakkinda 30 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Hüseyin Nihal Atsız'ın Romanları ve Öyküleri". neoldu.com. 22 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ocak 2021.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Huseyin Nihal Atsiz 12 Ocak 1905 Kadikoy Istanbul Osmanli Imparatorlugu 11 Aralik 1975 Istanbul Turkiye Turk yazar Turkolog sair dusunur ve ogretmendir Turklerin tarihini konu edindigi edebi eserleri ve tarih arastirmalari olan Atsiz Turkcu Turanci ve irkci dunya gorusune sahiptir Yasaminin son yillarinda Islam dinini Araplar tarafindan Araplar icin kurulmus bir din olarak nitelendirerek elestirdi Huseyin Nihal AtsizDogumHuseyin Nihal 12 Ocak 1905 1905 01 12 Kadikoy Istanbul Osmanli ImparatorluguOlum11 Aralik 1975 70 yasinda Kadikoy Istanbul TurkiyeDefin yeriKaracaahmet Mezarligi Uskudar IstanbulTakma adlarRuh Adam Selim PusatMeslekOgretmen yazar romanci sairDilTurkceMilliyetTurkVatandaslikTurkiyeEgitimIstanbul Universitesi Edebiyat FakultesiDonemCumhuriyet DonemiKonuTurk tarihiOnemli eserBozkurtlarin Olumu 1946 Bozkurtlar Diriliyor 1949 Ruh Adam 1972 EvliliklerMehpare Hanim 1931 35 Bedriye Atsiz 1936 75 CocuklarYagmur Atsiz oglu Prof Dr Bugra Atsiz oglu Etkilendikleri Zeki Velidi Togan Ziya Gokalp Riza NurImzaVikisoz de Nihal Atsiz ile ilgili sozleri bulabilirsiniz AilesiNihal Atsiz 7 aylikken Atsiz in babasi Gumushane nin Midi koyunun Ciftciogullari ailesinden Deniz Guverte Binbasisi Mehmet Nail Bey annesi Trabzon un Kadiogullari ailesinden Deniz Yarbayi Osman Fevzi Bey in kizi Fatma Zehra Hanim dir Ciftciogullari ailesinin tespit edilen soy atasi 19 asrin baslarinda yasadigi tahmin edilen Ahmed Aga dir kaynak belirtilmeli Ahmet Aga nin ucuncu cocugu olan Huseyin Aga ise 1850 1852 siralarinda deniz eri olarak Istanbul a gelmis okumayi ve yazmayi asker ocaginda ogrenmis askerliginin sonunda da teskere birakarak Donanma yi Humayun da kalmis ve makine onyuzbasligina Carkci Kolagaligi na terfi etmistir Huseyin Aga nin cocugu Mehmet Nail Bey de Osmanli Donanmasi na girmis ve Deniz Kuvvetlerinde Deniz Guverte Binbasiligi ndan emekli olmustur kaynak belirtilmeli Mehmet Nail Bey in ilk esi Fatma Zehra Hanim dan uc cocugu olmustur 12 Ocak 1905 te Huseyin Nihal Atsiz 1 Mayis 1910 da Ahmet Nejdet Sancar ve Aralik 1912 de Fatma Nezihe Ciftcioglu dunyaya gelmistir 1930 yilinda ilk esinin damar sertliginden olumu uzerine Mehmet Nail Bey 1931 yilinda yeniden evlenmistir Ikinci esinin adi da Fatma Zehra dir Ikinci esinden 1932 yilinda Necla Ciftcioglu adli bir kizi olan Mehmet Nail Bey ikinci esiyle gecinememis ve iki yil sonra ayrilmistir Nejdet Sancar in agabeyidir Yagmur Atsiz ve Bugra Atsiz in babasidir Tarihci Turkolog Riza Nur un manevi evladidir YasamiAtsiz in Askeri Tibbiye yillarina ait bir fotografi Huseyin Nihal Atsiz 12 Ocak 1905 te Istanbul da dogdu Ilkogrenimini Kadikoy deki cesitli okullarda orta ogrenimini Kadikoy ve Istanbul Sultanilerinde Istanbul Lisesi yapti Buradan mezun olunca Askeri Tibbiye ye yazildi Atsiz 1922 yilindaAskeri Tibbiye ye kaydoldugu caglarda Turkculuk fikrinin etkisi altina girmeye basladi Ziya Gokalp in cenaze toreninin yapildigi gunun gecesi Turkculuk dusuncesine karsi olan ogrencilerle kavga ettigi icin okul yonetimince cezalandirildi ve daha sonra aralarinda birtakim sorunlar yasanan Arap asilli Bagdatli adli bir mulazima tegmen selam vermedigi gerekcesiyle 3 sinif talebesiyken 4 Mart 1925 tarihinde Askeri Tibbiye den atildi Bu olaydan sonra uc ay kadar Kabatas Erkek Lisesinde yardimci ogretmenlik yapan Atsiz daha sonralari Deniz Yollari nin Mahmut Sevket Pasa adli vapurunda katip muavini olarak calisti ve bu vapurla Istanbul Mersin arasinda birkac sefer yapti Universite yillari Atsiz in Askeri Tibbiye yillarina ait baska bir fotografiAtsiz in 15 Mayis 1931 de cikarmaya basladigi Atsiz Mecmua nin 12 sayisinin kapagi 1926 yilinda Istanbul Darulfunununun Edebiyat Fakultesinin Edebiyat Bolumune ve Istanbul Darulfunununun yatili kismi olan kaydolan Atsiz bir hafta sonra askere cagrildi ve askerligini 28 Ekim 1926 ile 28 Temmuz 1927 tarihleri arasinda Istanbul da Taskisla da 5 piyade alayinda er olarak yapti adli arkadasi ile birlikte hazirladigi Anadolu da Turklere Ait Yer Isimleri adli makalenin Turkiyat Mecmuasi nin ikinci cildinde yayinlanmasi uzerine hocasi Mehmet Fuad Koprulu nun dikkatini ceken Atsiz 1930 yilinda nin divani uzerinde mezuniyet calismasi yapti Divan i Turki i Basit Gramer ve Lugati 1930 111 s Turkiyat Enstitusu Mezuniyet Tezi no 82 Ayni yil Edebiyat Fakultesinden mezun oldu Atsiz in sinif arkadaslari arasinda Tahsin Banguoglu Orhan Saik Gokyay Pertev Naili Boratav Nihad Sami Banarli gibi isimler yer aliyordu Mezuniyetinden sonra Edebiyat Fakultesi Dekani olan hocasi Prof Dr Mehmet Fuad Koprulu Maarif Vekaletinde Atsiz icin girisimde bulunarak ogrenci olarak bitirdigi icin liselerde yapmasi gereken 8 yillik mecburi hizmetini affettirmis ve 25 Ocak 1931 de Atsiz i kendisine asistan olarak almistir Atsiz yine 1931 yilinda Darulfununun felsefe bolumunden mezun olan ilk esi Mehpare Hanim ile evlenmis ancak 1935 yilinda ayrilmistir Atsiz 15 Mayis 1931 den 25 Eylul 1932 tarihine degin Atsiz Mecmua yi cikarmaya basladi Mehmet Fuad Koprulu Zeki Velidi Togan Abdulkadir Inan gibi yazin ve tarih bilginlerinin de icinde bulundugu bir kadro ile yayin hayatina atilan bu Turkcu ve Koycu dergi devrinde bilim dusunce ve sanat alaninda cok etki yaratan Turkcu bir cigir acmis Cumhuriyet cagi Turkculugunun oncusu olmustur Atsiz kendini tanitmaya baslayan ilk yazilarini H Nihal imzasiyla oykulerini de Y D imzasiyla bu dergide yayimlamaya baslamistir 1932 Temmuz unda Ankara da toplanan sirasinda Prof Dr Zeki Velidi Togan a Dr Resid Galib in yaptigi elestiriler uzerine Atsiz icerisinde ikinci esi ile Pertev Naili Boratav in da bulundugu 8 arkadasi ile Dr Resid Galib e Zeki Velidi nin talebesi olmakla iftihar ederiz diyen bir protesto telgrafi cekmis ve bu telgraf uzerine de Resid Galib in tepkisini uzerine cekmistir 19 Eylul 1932 de Resid Galib Maarif Vekili olmustu Kisa bir sure sonra da Mehmet Fuad Koprulu nun dekanliktan ayrilmasi uzerine Edebiyat Fakultesi Dekanligi na vekaleten bakan asaleten tayin edilmistir Resid Galib Atsiz Mecmua nin 17 sayisindaki Darulfunun un Kara Daha Dogru Bir Tabirle Yuz Kizartacak Listesi adli makalesi nedeniyle Edebiyat Fakultesi Dekani na baski yaparak 13 Mart 1933 tarihinde Atsiz in universite asistanligina son vermistir Memurlugu Atsiz in 1940 yilina ait bir fotografi Universite asistanligindan cikarilan Atsiz Malatya Ortaokuluna Turkce ogretmeni olarak atanmistir Malatya da kisa bir sure 8 Nisan 1933 31 Temmuz 1933 Turkce ogretmenligi yapan Atsiz buradaki gorevinin ardindan Edirne Lisesi edebiyat ogretmenligine atanmistir Atsiz in Edirne deki edebiyat ogretmenligi de 3 4 ay gibi kisa bir sure surmustur 11 Eylul 1933 28 Aralik 1933 Atsiz Edirne de iken Atsiz Mecmua nin devami niteligindeki aylik Turkcu dergi Orhun u 5 Kasim 1933 16 Temmuz 1934 sayi 1 9 yayimlamistir Orhun dergisinde Turk Tarih Kurumunca cikarilan ve liselerde ders kitabi olarak okutulan dort ciltlik tarih kitaplarinda bulundugunu iddia ettigi yanlislari agir bir bicimde elestirdigi icin 28 Aralik 1933 te bakanlik emrine alinmistir ve Orhun dergisi de 9 sayisinda Bakanlar Kurulu karari ile kapatilmistir Dokuz ay bakanlik emrinde kalan Atsiz 9 Eylul 1934 tarihinde Kasimpasa daki Deniz Gedikli Hazirlama Okulu na Turkce ogretmeni olarak atanmistir Subat 1936 da ikinci esi olan Bedriye Hanim ile evlenen Atsiz in bu evlilikten 4 Kasim 1939 tarihinde Yagmur Atsiz ve 14 Temmuz 1946 tarihinde de Bugra Atsiz adli iki oglu olmustur Atsiz ikinci esi dan da Mart 1975 te ayrilmistir Atsiz Kasimpasa daki Deniz Gedikli Hazirlama Okulunda Turkce ogretmeni olarak yaklasik 4 yil calismis ve 1 Temmuz 1938 tarihinde bu gorevinden ihrac edilmistir Bunun uzerine gecen Atsiz burada 1937 yilindan 1939 yilinin Haziran ayinin sonuna degin edebiyat ogretmenligi yapmistir Atsiz 19 Mayis 1939 ile 7 Nisan 1944 tarihleri arasinda yine ozel bir lise olan edebiyat ogretmenliginde bulunmustur Atsiz Bogazici Lisesinin Turkce ogretmeni iken Basin ve Yayin Genel Muduru Selim Sarper in de tesvikiyle Orhun dergisini 1 Ekim 1943 1 Nisan 1944 sayi 10 ile 16 arasi 7 sayi yeniden yayinlamaya baslamistir 1944 Irkcilik Turancilik Davasi Irkcilik Turancilik Davasi durusmasiAtsiz ve Mustafa Kayabek avukatlari Enver Yakuboglu ile birlikte Kurtculuk aleyhindeki yazilari sebebiyle acilan davanin durusmasina giderken II Dunya Savasi surerken Turkiye de komunist etkinliklerinn arttigini dusunen Atsiz Orhun un Mart 1944 te yayimlanan 15 sayisinda daha once 5 Agustos 1942 tarihli meclis konusmasinda Bizim icin Turkculuk bir kan meselesi oldugu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kultur meselesidir diyen devrin Basbakani Sukru Saracoglu na hitaben bir acik mektup yayimladi Atsiz Nisan 1944 te yayimlanan 16 sayida Sukru Saracoglu ya hitaben ikinci acik mektubunu yayimlayarak Ahmed Cevat Emre Pertev Naili Boratav Sabahattin Ali ve Sadrettin Celal Antel in Marksist etkinliklerde bulunduklarini ve Milli Egitim Bakani nin komunistleri kolladigini ileri surerek devrin Milli Egitim Bakani Hasan Ali Yucel i istifaya cagirdi Bu ikinci acik mektup Turkcu cevreler icinde buyuk bir kaynamaya neden olarak basta Istanbul ve Ankara olmak uzere bircok kentte Komunizm karsiti gosterilere yol acti Bunun uzerine Hasan Ali Yucel 7 Nisan 1944 te Atsiz in Bogazici Lisesindeki edebiyat ogretmenligine son verdi Orhun dergisi de Bakanlar Kurulu karari ile yeniden kapatildi Sabahattin Ali nin arkadasi ve Atsiz in da yakin arkadasi olan Ankara Musiki Muallim Mektebi Muduru Orhan Saik Gokyay in arabuluculuguna karsin dava acmak zorunda kaldi Aleyhine dava acilan Atsiz trenle Ankara ya gitti ve Turkcu genclerce istasyonda karsilanarak bir otelde misafir edildi Hakaret davasinin 26 Nisan 1944 gunu yapilan ilk oturumu olayli gecti Bunun uzerine 3 Mayis 1944 tarihinde yapilan ikinci oturuma universite ogrencileri alinmamis bu yuzden de ogrenci gosterileri olmus ve yuzlerce kisi tutuklanmistir Davanin 9 Mayis 1944 gunu yapilan karar oturumunda Sabahattin Ali ye vatan haini dedigi icin 6 aya mahkum edilen Atsiz in cezasi hakim tarafindan milli tahrik gerekcesi ile 4 aya indirilmis ve 4 aylik bu ceza da ertelenmistir Atsiz cezasinin ertelenmesine karsin 9 Mayis 1944 tarihinde mahkemenin kapisindan cikarken tutuklanmistir 19 Mayis 1944 torenlerinde Cumhurbaskani Ismet Inonu Atsiz ve arkadaslarini agir bicimde elestiren bir soylev vermis ve bu soylev uzerine Atsiz ve 34 arkadasi Istanbul 1 Numarali Sikiyonetim Mahkemesinde yargilanmaya baslanmislardir Aralarinda Alparslan Turkes gibi subay universite profesoru ogretmen doktor ve universite ogrencilerinin de bulundugu saniklar sorguya cekilmisler Atsiz dahil saniklar daha sonra diye adlandirilan hucrelerde iskence gorduklerini belirtmislerdir 7 Eylul 1944 gunu yargilama baslamis Irkcilik Turancilik davasi adi verilen ve haftada 3 gun olmak uzere 65 oturum devam eden mahkeme 29 Mart 1945 tarihinde sonuclanmis ve Atsiz 6 yil 5 ay hapse mahkum olmustur Atsiz bu karari temyiz etmis ve Askeri Yargitay 1 Numarali Sikiyonetim Mahkemesinin karari esastan bozmustur Boylece Atsiz bir bucuk yil kadar tutuklu kaldiktan sonra 23 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilmistir 5 Agustos 1946 tarihinde 2 Numarali Sikiyonetim Mahkemesinde tutuksuz olarak baslayan Atsiz ve arkadaslarinin davasi bu dava Kenan Oner Hasan Ali Yucel davasi adi ile taninmistir kaynak belirtilmeli 31 Mart 1947 tarihinde sonuclanmis ve 29 oturum devam eden mahkemede butun saniklarin beraatina karar verilmistir Bu dava ile ilgili tarafindan 3 Mayis 1944 Irkcilik Turancilik Davasi adinda bir kitap yazilmistir Dava sonrasi Atsiz in basyazarlik yaptigi Orkun dergisinin 5 Ekim 1951 tarihli kapagiAtsiz in 1964 yilindan olumune kadar yazdigi Otuken dergisinin Agustos 1973 tarihli kapagi Nisan 1947 den Temmuz 1949 a degin kendisine is verilmeyen Atsiz Ekim 1945 Temmuz 1949 tarihleri arasinda gecinmek icin kitaplarindan bazilarini satmak zorunda kalmistir Bir sure calisan Atsiz Turk Rus savaslarinin ozeti olan adli kitabini da I Sururi Ermete adiyla yayinlamak zorunda kalmistir Atsiz in sinif arkadaslarindan Prof Dr Tahsin Banguoglu Milli Egitim Bakani olunca Atsiz i 25 Temmuz 1949 da Suleymaniye Kutuphanesi ne uzman olarak tayin etmistir Bir sure bu gorevde calisan Atsiz Demokrat Parti nin iktidara gelmesinden sonra 21 Eylul 1950 de Haydarpasa Lisesine edebiyat ogretmeni olarak atanmistir 4 Mayis 1952 de Ankara Ataturk Lisesinde vermis oldugu Turkiye nin Kurtulusu konulu bir konusma uzerine Cumhuriyet gazetesi Atsiz in aleyhine haberler yayimlamistir Hakkinda Bakanlik tarafindan sorusturma acilan Atsiz in konusmasinin bilimsel oldugu saptanmistir Ancak Atsiz 13 Mayis 1952 de Haydarpasa Lisesindeki edebiyat ogretmenligi gorevinden muvakkat kaydi ile alinarak yine gorevine atanmistir 31 Mayis 1952 den baslayarak emekliligini istedigi 1 Nisan 1969 tarihine degin Suleymaniye Kutuphanesinde calisan Atsiz in en uzun sureli memuriyeti bu kutuphanedeki memuriyet olmustur Atsiz 1950 1952 yillarinda yayimlanan haftalik Orkun dergisinin basyazarligini yapti 1962 de kurulan genel baskanligini ustlendi 1964 ten olumune degin dergisini yayimladi Devrin Cumhurbaskani Cevdet Sunay Gaziantep e giderken bir iscinin kendisine Idareciler Araplara toprak veriyorlar biz Turklere vermiyorlar sozlerine karsilik Turk topraklarinda yasayan herkes Turk tur demis Atsiz bunun uzerine Otuken in Nisan 1967 de yayimlanan 40 sayisindan baslayarak Konusmalar I Sayi 40 Konusmalar II Sayi 41 Konusmalar III Sayi 43 Bagimsiz Kurt Devleti Propagandasi Sayi 43 Dogu Mitinglerinde Perde Arkasi Sayi 47 ve Satilmislar Moskof Usaklari Sayi 48 adlariyla yayimladigi seri makalelerinde Marksistlerin dogu bolgelerinde gizli calismalarda bulunduklarini one surmustur Bu yazilarina iliskin savcilikca sorusturma acilmis ancak Atsiz a hicbir suclamada bulunulmamistir Ancak bu yazilar uzerine Ankara sokaklarinda Atsiz aleyhine hazirlanmis ayrilikciligi ilan eden bildiriler dagitilmis kaynak belirtilmeli ve ayni gunlerde Adalet Partisi nin Diyarbakir senatorlerinden birisi Senato kursusunden Atsiz aleyhine agir bir konusma yapmistir Hasan Dincer in Adalet Bakani oldugu donemde bakanlik sorusturma acmis ve Atsiz mahkemeye verilmistir Davanin surdugu 6 yil icerisinde 12 Mart 1971 muhtirasi verilmis ve arkasindan sikiyonetim ilan edilmistir Uzun durusmalardan sonra mahkeme Otuken in sahibi Atsiz i ve Sorumlu Yazi Isleri Muduru Mustafa Kayabek i on beser ay hapse mahkum etmistir Mahkeme baskaninin karara katilmadigi ve 2 1 lik oy cogunluguyla verilen bu karar ust mahkemeye tasinincaYargitay tarafindan bozulmustur Ancak ayni mahkeme 2 1 lik kararda diretince Yargitay karari onaylamistir Atsiz ve Mustafa Kayabek Tashih i karar isteginde bulunmuslar ancak bu istekleri mahkemece kabul edilmemistir Boylece mahkumiyet karari kesinlesmistir Kronik enfarktus yuksek tansiyon ve agir romatizmadan rahatsiz oldugu icin Haydarpasa Numune Hastanesine yatan Atsiz a Haydarpasa Numune Hastanesi tarafindan cezaevine konulamayacagi kaydi bulunan rapor verilmistir Ancak 4 aylik bir rapor tarafindan kabul edilmemis ve reviri olan cezaevinde kalabilir biciminde degistirilmistir Bunun uzerine infaz savciligi 14 Kasim 1973 Carsamba gunu sabahi Atsiz i evinden aldirarak Toptasi Cezaevine sevk etmistir 40 kisilik adi suclular kogusuna konulan Atsiz bir sure sonra reviri olan Sagmalcilar Cezaevine nakledilmistir Atsiz kesinlesen 1 5 yillik cezasini cekmek icin hapse girince universite hocalari ve ogrencilerinden olusan bir grup Cumhurbaskani na basvurup Atsiz in bagislanmasini istemistir Atsiz suc islemedigini belirterek kendisi adina bagislanmak istememesine karsin Cumhurbaskani Fahri Koruturk kendi yetkisini kullanarak Atsiz in cezasini bagislamistir 22 Ocak 1974 te Sagmalcilar Cezaevinden tahliye edilen Atsiz bir bucuk yillik cezasinin iki bucuk ayini cezaevinde gecirmistir Ibnulemin Mahmut Kemal Inal in deyisiyle Atliyi atindan indirecek derecede siddetli yazilar yazan Atsiz atesli ve keskin bir biceme sahipti Olumu Atsiz in mezari Atsiz 1975 yilinin Kasim ayinin ortalarinda hasta oldugundan kuskulanmis ancak yapilan muayene ve testler sonucunda bir hastalik bulunamamistir 10 Aralik 1975 Carsamba aksami kalp krizi gecirmis gelen doktor infarkt oldugunu anlayamamistir Nihal Atsiz 11 Aralik 1975 Persembe aksami saat 20 00 de gecirdigi kalp krizi sonucu oldu Kurban Bayrami nin ilk gunu olan 13 Aralik 1975 tarihinde Kadikoy Osmanaga Camiinde kilinan ikindi namazini sonra Karacaahmet Mezarligi na gomulmustur Osmanaga Camiinde cenaze namazi kilindiktan sonra Imam in Merhumu nasil bilirdiniz sorusuna Fethi Gemuhluoglu yuksek sesle Bu musalla tasi Atsiz kadar gercek bir er kisiyi az gormustur hoca efendi demistir GorusleriSiyasal Nihal Atsiz cocukluk doneminde Osmanli Imparatorlugu nun son birkac yilina genclik doneminde ise Turkiye Cumhuriyeti nin ilk yillarina taniklik etmisti Yasadigi donemde yukselise gecmis olan Turk milliyetciliginin etkisi altina girmis ve bu dusunce akiminin siki bir savunucusu olmustur Atsiz kendisini Turkcu milliyetci ve Turanci olarak tanimlamistir Turkiye de 1960 li ve 1970 li yillarda cokca destekci bulmus olan sosyalizm akimina ve gelenekcilige siddetle karsi cikmistir ve bu akimlarin karsisinda bulunmustur Turk Islam sentezini savunan Ulkuculerle ortak calismada bulunmamistir ve Turkculugun savunucusu olmustur Yasami boyunca sol goruslu kimselerce kendisine pek cok kez fasist oldugu suclamasinda bulunulmustur ancak Atsiz kendisinin bir fasist olmadigini yalnizca bir Turkcu Turanci oldugunu yinelemistir Nihal Atsiz Nazi hukumetinin sempatizani olmakla ve Turk hukumetini devirmeyi tasarlamakla da suclandi Hakkimda turlu turlu sozler soyleyen insanlara ve hakiki fikrimi soranlara sunu soylemek isterim ki ben ne fasistim ne demokratim Ben yabanci kaynakli hicbir fikri benimsemeye tenezzul etmeyecek kadar milli suur ve gurura malik bir Turk um Siyasi ictimai mezhebim Turkculuktur Gencligine ait bir fotografindaki saclarini tarayis biciminden dolayi Adolf Hitler e ozendigi iddiasinda bulunan kimselere yanit olarak sunlari yazmistir Hamit Sevket bunlari biliyor mu Bilmiyorsa benim Hitlerizme tabi bir adam olduguma nereden hukmeder Saclarim benzermis Bu ahmakca iddia yillardan beri bircok budalalar tarafindan aleyhimde delil gibi kullanildi Hatta evimde Hitler in resminin asili oldugu bile soylendi Ben disaridan gelmis hicbir fikri kabul etmege tenezzul etmiyecek kadar milli gurur ve suura sahip oldugumu ictimai mezhebimin Turkculuk oldugunu vaktiyle yazarak ilan ettim Daha ne yapabilirim Sacim Hitlerinkine benziyormus diye beni Hitlerci sanacak kadar budalalik gosteren binlerce belki onbinlerce zavalliya ayri ayri mektup yazamam ya Hamit Sevket asla unutmasin ki bu vatana baglilikta kendisini benimle bir tutamaz Cunku ondan fazla olarak ben bu topraga ecdadimin kani ve hatirasiyla bagliyim Ataturk un Yurtta baris dunyada baris ilkesini milletin manevi enerjisini sondurmek olarak yorumladi Milli ulkunun ucuncu merhalesi ilkesini tanimlarken Milletler kendi soylarini yeryuzune yayip hakim kilmak icin istila ve futuhat yapmak mecburiyetindedirler sozlerini kullandi Ayrica II Dunya Savasi nin son gunlerinde Almanya ya savas acilmasini Turk tarihinde gorulmemis bir kanciklik olarak degerlendirdi Atsiz parti bagnazligina karsi cikmistir Ona gore bir ulku sahibi olmayan siyasi partiler Turkculuge hizmet etmeyeceklerdir cunku siyasi partilerin varligi kalici degildir Bagnazi olunabilecek sey fikirlerdir partiler degildir Bunu Turkculuk ve Siyaset adli makalesine aciklamistir Atsiz in bazi gorusleri Partilerde ulku yoktur Iktidara gecmek veya orada kalmak icin en asiri tavizlerden cekinmezler Turkculer bugunluk ancak Turkcu karakteri olan partileri tutarlar Turkculuk ten sapan veya taviz veren hicbir parti Turkculer ce tutulmaz tutulamaz Turkculugun ne oldugu acik secik ortada bulundugu icin bugunku tutumlari ile hicbir parti Turkcu degildir Ismet Inonu hukumetine siddetle karsi cikti Komunistlerle is birligi yaptigi icin elestirdi Ismet Inonu icin Demokrat Parti nin 1950 Turkiye genel secimlerinden sonra iktidara gelmesinin ardindan yazdigi makalede Moskof hayrani milli sefleri curuk bir tahta gibi yikilip bir pacavra gibi kenara atildi ifadelerini kullandi Nihal Atsiz Kemalizm i Turkculuk gibi yerli bir dusunce olmaktan uzakta dis kaynakli bir safsata olarak gordu Kemalistleri inkilap yobazlari olarak tanimladi Kemalizm i elestirirken goruslerini soyle ifade etti Kemalizm denilen muazzam safsata kismen Fransa kismen de Italya ve Rusya dan alinmak suretiyle dis alemin bir degil birkac merkezine birden bagli olan bu suretle digerlerden daha cok ve karmakarisik bir sekilde disariya bagli bulunan bir ucubedir Atsiz Demokrat Parti nin 1950 Turkiye genel secimlerini kazanmasindan oncesini 1923 1950 arasini gayrimesru ve mustebit zorba bir diktatorluk olarak tanimlar Bu goruslerini yazdigi makalesinde Turkiye Cumhuriyeti 1950 yilinda kurulmustur ifadelerini kullandi Dini Otuken dergisinin 1970 yilinda yayimlanmis 11 sayisindaki Yobazlik Bir Fikir Mustehasesidir adli makalesinde Atsiz Tanri nin insan algisinin disinda yer aldigini ve dinlerin insan urunu oldugunu ifade eder Tanri ne din kitaplarinin anlattigi gibi insan seklinde ne de goklerin bir yerindeki tahtinin uzerindedir Onun nasil oldugunu ne oldugunu bilmeye imkan yoktur Olsaydi din bilginleri asirlar boyunca birbirine girmezdi Tevrat in Tanri ile insani ayni sekilde tarif etmesi ne kadar iptidai ise dunyadan 400 km yukariya firlatilan Rus astronotunun uzayin sonsuz oldugunu unutarak uzaya ciktim ama Tanri yi goremedim demesi de o kadar budalacadir Tanri insan idraki disindadir Kur an Muhammed in talimatidir Bunun bircok delilleri vardir Bir tanesi bircok yerinde aya gunese fecre atlarin kopuren agizlarina yemin ve and verilmesidir Yemini kim eder Insan eder ve kendisinden daha ustun bir varligin adina eder Tanri yemin eder mi Tanri dan daha ustun bir varlik olmadigina gore kendi yarattigi aya gunese neden yemin etsin Goruluyor ki bu yeminler Muhammed in gonlunden ve beyninden dogmadir ve hatta Araplar arasinda Islamiyetten onceki zamanlarin usul ve adabinca edilmektedir Kur an alemlerin sahibi olan Tanri ya hamd ederim diye baslamaktadir Belli ki bu soz de Muhammed indir Cunku Tanri kendi kendisine hamd etmez Mufessirler her ne kadar Tanri boyle diyin demek istemistir yolunda tevillere gecmislerse de Kur anin sonundaki kucuk surelerde oldugu gibi surenin basina bir soyle de ki hitabini eklemeyi Tanri dusunmez miydi YapitlariTurkculugun onculerinden olan Nihal Atsiz Turanci cevrelerce ayni zamanda guclu bir Turkluk bilimci olarak kabul edilir Bu cevrelere gore Turk dilini tarihini ve yazinini enikonu iyi bilen Atsiz ozellikle Turk tarihinin Gokturk doneminde uzmanlasmisti Cok sevdigi bu donemi Bozkurtlarin Olumu ve Bozkurtlar Diriliyor adli iki yapit ile romanlastirmistir Deli Kurt adli romani Osmanli tarihininde Fetret Devri olarak bilinen doneminin romanlastirilmis bicimidir Ruh Adam romaninin baskahramani Selim Pusat in uzerinde Atsiz i ve onun yasamindan bazi izleri goruruz Yayimlanmamis yapitlarinin arasinda II Mahmut tan Gunumuze Kadar Osmanli Hanedani Tarihi adli bir yapiti da vardir Atsiz siirlerini Yollarin Sonu adiyla tek kitapta toplamistir Ayrica Iki Onbasi Donus Erkek Kiz Sehitlerin Duasi Her Cagin Masali Bozdoglanla Sari Yilan ve Dostum Esra gibi oykuleri de bulunmaktadir Kaynakca 31 Ekim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 8 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Mayis 2016 Landau Jacob M 1981 Pan Turkism in Turkey Londra C Hurst amp Company s 94 ISBN 0905838572 Ikinci dunya savasi hakkinda PDF 28 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 12 Kasim 2016 Bilgicik com 22 Ekim 2007 2 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Aralik 2020 23 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Mayis 2016 26 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Ocak 2017 23 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Ocak 2017 Omer Faruk Akun islamansiklopedisi org tr 24 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Ocak 2022 a b bilgicik com 22 Ekim 2007 2 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Mart 2023 Cenk Saracoglu Nihal Atsiz s World View and Its Influences on the Shared Symbols Rituals Myths and Practices of the Ulkucu Movement 23 Eylul 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 3 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 25 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 Ali Birinci TDV Islam Ansiklopedisi cilt 35 sayfa 66 Yasli Fatih 2016 Turkcu Fasizmden Turk Islam Ulkusu ne 2017 bas Istanbul Yordam Kitap s 26 ISBN 978 605 172 162 0 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Kagan Bahadir Kucukalcan Atsiz Bey in Ilk Esi Mehpare Hanim Kimdir http www yazarport com Yazi Oku 25206 Atsiz Beyin Ilk Esi Mehpare Hanim Kimdir 29 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Beraat Karari 28 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Nisan 2016 28 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 gazetearsivi milliyet com tr 19 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Sari Ibrahim 2017 Turk Sahsiyetleri Net Medya Yayincilik s 550 Milliyet 12 Aralik 1975 MILLIYET GAZETE ARSIVI gazetearsivi milliyet com tr olu kirik baglanti Nihal Adsiz vefat etti PDF Marmara Universitesi 17 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Agustos 2021 Nihal Atsiz Bugun Topraga Veriliyor PDF Marmara Universitesi 17 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Agustos 2021 4 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Nisan 2016 Yavuz Bulent Bakiler 3 Mayis 2009 Nihal Atsiz i nasil bilirsiniz Turkiye Gazetesi 3 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ocak 2017 Nihal Atsiz Icimizdeki Seytanlar 28 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evet ovunerek soyluyorum ve tekrar ediyorum Turkcu ve Turanci oldugum icin Landau Jacob M 1981 Pan Turkism in Turkey London C Hurst amp Company s 94 ISBN 0905838572 Guttstadt Corry 2009 Turkey the Jews and the Holocaust Cambridge University Press ISBN 978 0 521 76991 4 Ozkirimli Umut Sofos Spyros A 2008 Tormented by history nationalism in Greece and Turkey New York Columbia University Press s 136 ISBN 9780231700528 Nihal Atsiz 17 Kasim 1950 Ulkuler Taarruzidir Orkun Dergisi s 5 14 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Ocak 2023 26 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2016 web archive org 19 Temmuz 2009 19 Temmuz 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ekim 2023 a b Nihal Atsiz 1997 Milli Birlik Makaleler III Irfan Yayinevi ss 233 236 ISBN 9789753710671 Nihal Atsiz 23 Subat 1951 Milli Birlik Orkun Dergisi s 1 25 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Eylul 2022 Nihal Atsiz 1 Aralik 1950 Kurucular Meclisi Orkun Dergisi 25 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Eylul 2022 Kagan Bahadir Kucukalcan Atsiz in Basilmamis Eserleri Hakkinda http www yazarport com Yazi Oku 24363 Atsizin Basilmamis Eserleri Hakkinda 30 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Huseyin Nihal Atsiz in Romanlari ve Oykuleri neoldu com 22 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Ocak 2021