Dolmabahçe Sarayı, İstanbul, Beşiktaş'ta, Kabataş'tan Beşiktaş'a uzanan Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında, 250.000 m²'lik bir alan üzerinde bulunan Osmanlı sarayı. Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol kıyıda, Üsküdar ve Kuzguncuk'un karşısında yer alır. Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilen sarayın yapımı 1843 yılında başlayıp 1856 yılında bitirilmiştir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Dolmabahçe Sarayı | |
Genel bilgiler | |
---|---|
Tür | Saray |
Mimari tarz | Neobarok |
Konum | İstanbul, Türkiye |
Koordinatlar | 41°02′22″K 29°00′06″D / 41.03944°K 29.00167°D |
Başlama | 13 Haziran 1843 |
Tamamlanma | 7 Haziran 1856 |
Tasarım ve inşaat | |
Mimar(lar) | Abdülhalim Bey, Altunizade İsmail Zühtü Paşa, Karabet Balyan, Ohannes Serveryan, Nikoğos Balyan ve James William Smith |
Tarihi
Dolmabahçe Sarayı'nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koyu idi. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyılda doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye (hadayik-hassâ) dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre "Beşiktaş Sahil Sarayı" adıyla anıldı.
18. yüzyılın ikinci yarısına doğru, Türk mimarisinde Batı tesirleri görülmeye başlanmış ve "Türk Rokokosu" denilen süsleme şekli, gene Batı tesiri altında kalarak yapılan neobarok tarzı köşk, kasır ve sebillerde kendini göstermeye başlamıştır. Sultan III. Selim, Boğaziçi'nde Batı tarzında ilk binaları inşa ettiren padişahtır. Mimar Antoine Ignace Melling'e Beşiktaş Sarayı'nda bir kasır yaptırmış, lüzum gördüğü diğer yapıları da genişlettirmiştir. Sultan II. Mahmut, Topkapı Sahilsarayı'ndan başka, Beylerbeyi ve Çırağan bahçelerinde Batı tarzında iki büyük saray yaptırmıştır. Bu devirlerde Yeni Saray (Topkapı Sarayı) fiilen olmasa bile, terk edilmiş sayılırdı. Beylerbeyi'ndeki saray, Ortaköy'deki mermer sütunlu Çırağan, eski Beşiktaş Sarayı ile Dolmabahçe'deki kasırlar II. Mahmut'un mevsimlere göre değişen ikametgâhlarıydı. Sultan Abdülmecid de babası gibi "Yeni Saray"a fazla itibar etmemekteydi, orada yalnızca kış mevsiminde birkaç ay kalıyordu. Kırkı aşkın çocuğunun neredeyse tamamı Boğaziçi saraylarında dünyaya gelmiştir.
Sultan Abdülmecid, eski Beşiktaş Sarayı'nda bir süre oturduktan sonra, şimdiye kadar tercih edilen klasik saraylar yerine, ikamet, sayfiye, misafir kabul ve ağırlama, devlet işlerini yürütme amacıyla, Avrupâî plan ve üslupta bir sarayın inşâ edilmesine karar verdi. Abdülmecid, diğer şehzadeler gibi iyi bir eğitim görmemesine rağmen, modern fikirlere sahip bir idâreciydi. Batı müziğini ve Batı üslubuyla yaşamayı seven padişah, anlaşabilecek kadar da Fransızca biliyordu. Sarayı yaptırırken, "Kötülük ve çirkinlikler burada yasaktır, burada sadece güzel olan şeyler bulunsun." dediği rivâyet edilir.
Günümüzdeki Dolmabahçe Sarayı'nın yerinde bulunan köşklerin yıkımına, 200 yıl kadar önce denizden kazanılmış toprağın tekrar ortaya çıkarılması için kesin olarak hangi tarihte başladığına dâir bir bilgi yoktur. 1842'de eski sarayın hâlâ yerinde olduğu ve bu tarihten sonra yeni sarayın inşâsına başlandığı tahmin edilmektedir. Bununla birlikte bu tarihlerde inşaat arazisinin genişletilmesi için çevredeki tarla ve mezarlıkların satın alınarak istimlak edildiği belirtilir. İnşaatın tamamlanma tarihi Hakkında çeşitli kaynaklar değişik tarihler vermektedir. Ancak, 1853 yılı sonunda sarayı gezen Fransız bir ziyaretçinin anlattıklarından, sarayın hâlen süslemelerinin yapılmakta olduğunu, mobilyaların ise henüz yerleştirilmemiş olduğunu öğrenmekteyiz.
Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi, İstanbul Boğazı'nın Avrupa kıyısında 600 metre boyunca uzanmaktadır. Avrupa mimarî üsluplarının karışımı olan eklektik bir uslûpta, Ermeni mimarlar Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından 1843-1855 yılları arasında inşâ edilmiştir. 1855 yılında tamamıyla bitirilen Dolmabahçe Sarayı'nın açılış töreni Rus İmparatorluğu ile 30 Mart 1856'da imzalanan Paris Antlaşması'ndan sonra olmuştur. Hicrî 7 Şevval 1272, milâdî 11 Haziran 1856 tarihli Ceride-î Havâdis gazetesinde, sarayın 7 Haziran 1856'da resmen açıldığı haberi verilmiştir.
Sultan Abdülmecid döneminde üç milyon kese altın tutan sarayın mâliyeti, Mâliye Hazinesi'ne aktarılınca, zor durumda kalan maliye, aylıkları, ay başı yerine ay ortalarında, sonraları da 3-4 ayda bir ödemek durumunda kalmıştır. Sultan Abdülmecid, 5.000.000 altına mâl olan Dolmabahçe Sarayı'nda sadece 5 yıl yaşayabilmiştir.
Osmanlı Imparatorluğu'nu ekonomik anlamda tam bir iflas hâlinde devralan Sultan Abdülaziz devrinde 5.320 kişinin hizmet verdiği sarayın yıllık masrafı 2.000.000 sterlini bulmaktaydı. Sultan Abdülaziz, kardeşi Sultan Abdülmecid kadar Batı hayranı değildi. Mütevâzı bir hayat tarzını tercih eden padişahın pehlivan güreşleri ile horoz dövüşlerine merakı vardı.
30 Mayıs 1876'da Sultan V. Murad, saraydaki dairesinden alınarak Bâb-ı Serasker'e götürüldü ve Serasker Kapısı'nda (Üniversite Merkez Binası) biât merâsimi yapıldı. V. Murad Sirkeci'den Dolmabahçe'ye saltanat kayığıyla dönerken, aynı saatlerde Sultan Abdülaziz başka bir kayıkla Topkapı Sarayı'na götürülmekteydi. Saraya getirilen V. Murad'a Mabeyn Dairesi'nin üst kat sofrasında ikinci bir biat merasimi düzenlendi. V. Murad'tan sonra tahta çıkan Sultan II. Abdülhamid şerefine bütün şehir fenerlerle aydınlatılırken, Dolmabahçe Sarayı'nda yalnızca bir odada ışık yanmaktaydı, padişah anayasa metni üzerinde çalışıyordu. Suikastten kuşkulanan Sultan Abdülhamid, Dolmabahçe Sarayı'nda oturmaktan vazgeçerek, Yıldız Sarayı'na taşındı. Sultan Abdülhamid, Dolmabahçe Sarayı'nda yalnızca 236 gün kaldı.
Büyük masraflarla inşâ edilen saray, Sultan Abdülhamid'in 33 yıllık saltanatı boyunca yılda iki kez Büyük Muayede Salonu'nda düzenlenen bayram törenlerinde kullanıldı. V. Mehmet tahta çıktığında Dolmabahçe Sarayı otuz yıldır bakımsız kalmış ve yerine Yıldız Sarayı'nda yaşamayı tercih eden Sultan II. Abdülhamid döneminde harap durumdaydı. Dolmabahçe Sarayı padişahın yönetim merkezi olarak restore edildiğinde, binanın kapsamlı bir restorasyonuna ihtiyaç duyulmuştur. Mihran Mesrobyan daha sonra restorasyonun baş mimarı olarak işe alınmıştır. Sultan V. Mehmet zamanında sarayın kadrosu azaltılmış, yurt dışında çok önemli olaylar cereyan ederken, saray içinde, sekiz yıllık süre boyunca az sayıda olay gerçekleşmiştir. Bu olaylar, 9 Mart 1910'da 90 kişiye verilen bir ziyafet, aynı yılın 23 Mart'ında Sırp Kralı Petro'nun bir hafta süren ziyaret törenleri, Veliaht Max'ın ziyareti ve Avusturya imparatoru Karl ile İmparatoriçe Zita'nın şerefine düzenlenen ziyafetlerdir. Yorgun ve yaşlı padişahın vefatı Dolmabahçe Sarayı'nda değil Yıldız Sarayı'nda olmuştur. VI. Mehmet, Yıldız'da oturmayı tercih etmiş, ancak vatanı Dolmabahçe Sarayı'ndan terk etmiştir.
Birinci TBMM reisi Gazi Mustafa Kemal tarafından imzalanmış telgrafı alan Abdülmecid Efendi, halife ilân edildi. Yeni halife TBMM'den gelen heyeti Dolmabahçe'nin Mabeyn Dairesi Salonu'nun üst katında kabul etti. Hilâfetin kaldırılmasıyla Abdülmecid Efendi mâiyetiyle birlikte Dolmabahçe Sarayı'nı terk etti. (1924) Boşalan saraya Atatürk üç yıl hiç uğramadı. Onun döneminde saray iki yönden önem kazandı; yabancı konukların bu mekânda ağırlanmaları, kültür ve sanat bakımından saray kapılarının dışarıya açılması. İran Şahı Pehlevi, Irak Kralı Faysal, Ürdün Kralı Abdullah, Afgan Kralı Amanullah, özel ziyaret için gelen Birleşik Krallık Kralı VIII. Edward ve Yugoslav Kralı Aleksandr, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda ağırlanmışlardır. 27 Eylül 1932'de Muayede Salonu'nda Birinci Türk Tarih Kongresi açılmış, 1934'te de Birinci ve İkinci Türk Dil Kurultayları burada toplanmıştır. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun bağlı olduğu Alliance Internationale de Tourisme'nin Avrupa toplantısı Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenerek, sarayın turizme ilk açılışı sağlanmıştır (1930).
Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullandığı saray halini almıştır. Ayrıca Atatürk, sarayın 71 numaralı odasında ölmüştür. Muayede Salonu'nda kurulan katafalga konan naaşı önünden son saygı geçişi yapılmıştır. Saray, Atatürk'ten sonra cumhurbaşkanlığı sırasında İsmet İnönü tarafından, İstanbul'a gelişlerinde kullanılmıştır. Tek partili dönemden sonra saray, yabancı misafirleri ağırlamak amacıyla hizmete açılmıştır. İtalyan Cumhurbaşkanı Gronchi, Irak Kralı Faysal, Endonezya Başbakanı Sukarno, Fransa Başbakanı General de Gaulle şereflerine törenler düzenlenip, ziyafetler verilmiştir.
1952'de Dolmabahçe Sarayı, Millet Meclisi İdare Amirliği'nce haftada bir gün olmak üzere halka açılmıştır. 10 Temmuz 1964 tarihinde Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın toplantısıyla resmî açılışı yapılmış, Millet Meclisi İdare Amirliği'nin 14 Ocak 1971 tarihli yazısıyla bir ihbar sebep gösterilerek kapatılmıştır. 25 Haziran 1979'da 554 sayılı Millet Meclisi Başkanı emriyle turizme açılan Dolmabahçe Sarayı, aynı yılın 12 Ekim'inde yine bir ihbar üzerine kapatılmıştır. İki ay kadar sonra Millet Meclisi Başkanı'nın telefon emriyle tekrar turizme hizmet vermeye başlamıştır. MGK İcra Daire Başkanlığı'nın 16 Haziran 1981 tarih ve 1.473 sayılı kararıyla saray ziyaretçilere tekrar kapatılmış ve bir ay sonra 1.750 sayılı MGK Genel Sekreterliği'nin emriyle açılmıştır.
Saat Kulesi, Mefruşat Dairesi, Kuşluk, Harem ve Veliahd Dairesi bahçelerinde ziyaretçilere yönelik kafeterya hizmetleri veren bölümler ve hediyelik eşya satış reyonları oluşturulmuş, bu reyonlarda millî sarayları tanıtıcı bilimsel nitelikte kitaplar, çeşitli kartpostallar ve Millî Saraylar Tablo Koleksiyonu'ndan seçilmiş ürünlerin tıpkı basımları satışa sunulmuştur. Diğer yandan, Muayede Salonu ve bahçeler ise ulusal ve uluslararası resepsiyonlara ayrılmış, yeni düzenlemelerle saray, müze içinde müze birimlerine, sanat ve kültür etkinliklerine kavuşturulmuştur. Saray 1984 yılından beri müze olarak hizmet vermektedir.
Mimari biçimi
Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenilerek yapılan Dolmabahçe Sarayı, değişik biçimlerin, yöntemlerin öğeleriyle donandığından belirli bir biçime bağlanamaz. Büyük bir orta yapıyla iki kanattan oluşan planında, geçmişte mimari açıdan işlevsel değeri olan öğelerin farklı bir anlayışla ele alınarak süsleme amacıyla kullanıldığı gözlemlenir.
Dolmabahçe Sarayı'nın kendine has, belirli ekollere giren bir mimari biçemi olmamasına karşın Fransız Baroku, Alman Rokokosu, İngiliz Neo Klasizmi, İtalyan Rönesansı karışık bir şekilde uygulanmıştır. Saray, batı anlayışıyla çağdaşlaşma çabaları içinde bulunan toplumun sanatta da batının etkisi altında kalarak, Osmanlı saray gereksinimlerini de dikkate alıp, o asır bünyesinin sanat atmosferi içinde yapılmış bir eserdir. Nitekim, 19. yüzyıl köşk ve saraylarına dikkat edildiğinde onların, içinde yaşanılan yüzyılın sanat olaylarına değil, toplumun ve tekniğin gelişmesini de anlattığı fark edilebilir.
Özellikleri
Deniz tarafından görünüşü batılı olmasına karşılık, bahçe tarafı yüksek duvarlarla çevrili ve ayrı ayrı birimlerden oluşması itibarıyla doğulu görünümündeki Dolmabahçe Sarayı, 600 m uzunluğunda mermer bir rıhtım üzerinde inşa edilmiştir. Mabeyn Dairesi (bugün Resim Heykel Müzesi)'nden Veliahd Dairesi'ne kadar olan uzaklığı 284 m'dir. Bu mesafenin ortasında yüksekliğiyle dikkat çeken Merasim (Muayede) Dairesi bulunur.
Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Sarayın temelleri kestane ağacı kütüklerinden yapılmıştır. Deniz tarafındaki rıhtımın yanı sıra kara tarafında da birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan, İngiliz yapımı 4,5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Sarayın giriş tarafı Sultan'ın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştı. İç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı, hiçbir Osmanlı sarayında bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkârlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tonlarına sahiptir. Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidir. Avrupa ve Uzak Doğu'nun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler. Sarayın pek çok odasında kristal avizeler, şamdanlar ve şömineler bulunur.
Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu bu saraydadır. 36 metre yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4,5 ton olan devasa kristal avize asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi 1910 ila 1912 yılları arasında, Sultan Mehmet Reşad döneminde eklendi. Altı hamamdan, selamlık bölümünde olanı, oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır.
Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkârlar bölümleri bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı, günümüzde Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Saray Haremi'nin dış tarafında ise Saray Tiyatrosu, Istabl-ı Âmire, Hamlacılar, Attiye-i Senniye Anbarları, kuşhane mutfağı, eczahane, pastahane, tatlıhane, fırınlar, un fabrikası, "Bayıldım Köşkleri" bulunmaktaydı.
Dolmabahçe Sarayı yaklaşık olarak 250.000 m²'lik bir alanda yer almaktadır. Saray, müştemilatının neredeyse tamamıyla birlikte deniz doldurularak, bu zemin üzerine 35–40 cm. çapında, 40–45 cm. aralıklarla meşe kazıklar çakılarak üzerine takviye edilmiş yatay hatıllarla bütünleştirilmiş 100–120 cm kalınlığında oldukça sağlam horasan harçlı döşek (radyejeneral) üzerine kâgir olarak inşâ edilmiştir. Kazık boyları 7 ile 27 m. arasında değişmektedir. Yatay peşteban hatıllar ise 20 x 25 - 20 x 30 cm dikdörtgen kesitindedir. Horasan döşekler esas kütlenin 1–2 m. dışına taşacak şeklinde oluşturulmuşlardır. Yıktırılan eski sarayların temel döşekleri tamir ettirilerek yeniden kullanılmıştır. Gayet sağlam olduklarından, hiçbiri tasman yapmamış, çatlama ve yarılma olmamıştır.
Sarayın temel ve dış duvarları, masif taştan, bölme duvarları harman tuğlasından, döşeme, tavan ve çatılar ahşap olarak yapılmıştır. Beden duvarlarında takviye amacıyla demir gergiler kullanılmıştır. Masif taşlar, Haznedar, Safraköy, Şile ve Sarıyer'den getirilmiştir. Stuka mermerle kaplanan tuğla beden duvarları, somaki mermer plak veya kıymetli ağaçlardan faydalanılarak lambrilerle örtülmüştür. Pencere doğramaları meşe kerestesinden yapılmış, kapılar maun, ceviz veya daha kıymetli kerestelerden imal edilmiştir. Çıralı çam keresteler Romanya'dan, meşe dikme ve hatıllar Demirköy ve Kilyos'tan, kapı, lambri ve parke keresteleri de Afrika ve Hindistan'dan getirtilmiştir.
Alttan kızdırmalı alaturka stilinde inşa edilen kâgir kubbeli hamamlarda Marmara mermeri, Hünkâr hamamında ise Mısır alabaster cevheri kullanılmıştır. Pencerelerde özel imalatla ultraviyole ışınlarını geçirmeyen camlar kullanılmıştır. Özellikle padişahın kullanımında olan yerlerdeki duvar ve tavan süslemeleri diğer mekanlardakilere nazaran daha fazladır. Çatılarda toplanan kar ve yağmur suları dere ve oluklarla kanalizasyona bağlanmıştır. Kanalizasyon şebekesi kafi miktarda borularla kurulmuş, atık sular çeşitli işlemlerle temizlenerek, dört ayrı yerden denize akıtılması sağlanmıştır.
Süslemeleri
Dolmabahçe Sarayı'nın iç ve dış süslemeleri Batı'nın çeşitli sanat dönemlerinden alınan motiflerin bir arada kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Barok, Rokoko ve Ampir özelliğindeki motifler iç içe kullanılmıştır. Sarayın inşaatında Marmara Adaları'ndan çıkarılan maviye benzer bir renkteki mermer kullanılmış, iç süslemede ise su mermeri, billur, somaki gibi kıymetli haiz mermer ve taşlarla çalışmalar yapılmıştır. Dış cephelerdeki süslemelerde olduğu gibi iç tezyinatta da eklektik (seçmeci) anlayış hakimdir. Sarayın duvar ve tavan süslemeleri İtalyan ve Fransız sanatçılar tarafından yapılmıştır. İç süslemelerde çoğunlukla altın tozu kullanılmıştır. Resimler sıva ve alçı üzerine yapılmış, duvar ve tavan süslemelerinde perspektifli mimari kompozisyonlarla boyutlu yüzeyler meydana getirilmiştir. Sarayın iç dekoru, tarih akışı içinde ilaveler yapılarak zenginleştirilmiş, özellikle yabancı devlet adamı ve kumandanların hediyeleri ile salon ve odalar ayrı bir değer kazanmıştır. Séchan isimli yabancı bir sanatkar sarayın dekore edilmesinde ve döşenmesinde çalışmıştır. Avrupai stilde (Regence, XV. Louis, XVI. Louis, Viyana-Thonet) ve Türk tarzındaki mobilyaların yanı sıra, saray odalarında görülen minder, döşek ve şalteler alaturka hayat tarzının devam ettirildiğini göstermektedir. 1857 tarihli belgelerde Séchan'a başarısından dolayı nişan verildiği ve kendisine üçmilyon frank hakkının ödenmesi gerektiği açıklanmıştır.
Döşemelik ve perdelik kumaşların tümü yerli olup, sarayın dokumahanelerinde üretilmiştir. Sarayın parkelerinin üzerini (yaklaşık 4.500 m²'lik bir alanı) 141 halı ve 115 seccade süslemektedir. Halıların büyük bir kısmı Hereke fabrikalarındaki tezgâhlarda imal edilmiştir. Bohemya, Bakara ve Beykoz avizelerinin toplam sayısı 36'dır. Ayaklı şamdanların, bazı şöminelerin, billur merdiven korkuluklarının ve bütün aynaların malzemesi kristaldir. Sarayda ayrıca 581 tane kristal ve gümüşten yapılmış şamdan mevcuttur. Toplam 280 vazodan 46 tanesi Yıldız porseleni, 59'u Çin, 29'u Fransız Sevr, 26'sı Japonya, geri kalan diğerleri de muhtelif Avrupa ülkelerinin porselenleridir. Her birinin ayrı bir özelliği olan 158 adet saat sarayın oda ve salonlarını süslemektedir. Yaklaşık 600 adet tablo, Türk ve yabancı ressamlar tarafından yapılmıştır. Bunlar arasında saray baş ressamı Zonaro'nun 19, Abdülaziz döneminde İstanbul'a gelen Ayvazovsky'nin 28 tablosu da bulunmaktadır.
Duvar ve kapıları
Dolmabahçe Sarayı'nın kara tarafındaki aşılması oldukça güç duvarların ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, sarayın bugünkü duvarlarının Beşiktaş Sarayı ile Dolmabahçe'de bulunan eski saray zamanlarında yaptırıldığı hususunda yabancı kaynaklar mevcuttur.
O devirde "Dolmabahçe" adı verilen has bahçenin duvarları harabeye dönmüş, böylece içindeki muhteşem binalar da devamlı toz duman içinde kalınca, bu bahçenin sıradan bahçelerden daha fazla özen ve ihtimâma layık bulunduğuna ve içinde bulunduğu çirkin vaziyetten bertaraf edilmesine karar verildi. Çünkü, burası gerek kara ve gerekse deniz yoluyla İstanbul'a gelen misafirlerin, yolcuların ilk gördükleri yerlerden biri olması özelliğiyle dikkate şâyan bir konumdaydı. Dolmabahçe duvarlerının onarımı ve yapımıyla, sarayın Beşiktaş'ta bulunan diğeriyle bütünleşebileceği, böylelikle eski itibarını koruyacağı bir ferman vasıtasıyla inşaatın yönetici ve idarecilerine bildirildi. Beşiktaş Sarayı'ndan Dolmabahçe'yi de içine alacak şekilde Kabataş'a kadar bir duvar örüldü. Fındıklı sakinleri daha önceleri Arap iskelesiyle Dolmabahçe ve Beşiktaş'a gitmekteyken, iskele yerine bir liman yapılmış, Dolmabahçe'den reâyânın da geçmesine izin verilmişti.
Dolmabahçe Sarayı'na gösterilen önem, kara ve deniz tarafında bulunan kapılarda da görülmektedir. Çok süslü ve heybetli bir görünüme sahip kapılar sarayla bütünlük sağlar. Hazine kapısı, bugün idare binası olarak kullanılan Hazine-i Hassa ile Mefruşat Dairesi arasında bulunur. Yuvarlak kemerli ve beşik tonozlu bölümü bu kapının esas kirişini oluşturur. Kapının iki kanadı demirden imal edilmiştir. Kapının girişinde her iki tarafta, yüksek kaideler üzerinde ikiz sütunlar vardır. Hazine kapısının sağ ve solundaki kapılardan Hazine-i Hassa ve Mefruşat Daireleri'nin avlularına giriş sağlanmıştır. Kapının taçlandırılmış üst tarafında bulunan madalyonda oval şekil I. Abdülmecid'in tuğrası ve bunun altında da Şair Ziver'in 1855/1856 tarihli kitabesi yer alır. Kitabenin hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi'dir.
Hazine Kapısı'nın süslemesi daha ziyade kartuşlar, girland, inci, yumurta dizileri, istiridye kabukları motiflerinden oluşmaktadır. Üzerinde Abdülmecid'in tuğrasının bulunduğu Saltanat Kapısı, koridorlu iki yüksek duvar arasında bulunur. Bir taraftan bayıldım bahçesine, diğer taraftan da Hasbahçe'ye bakan kapının demirden yapılmış iki kanadı vardır. Abidevi bir görünümü bulunan kapının girişinde her iki tarafta da birer sütun vardır. Kapı, büyük panolar içine alınmış madalyonlardan sonra ikiz sütunların kullanılmasıyla taçlandırılmıştır. İçte ve dışta ikişer kulesi vardır. Saltanat Kapısı, yabancı ziyaretçilerin de ilgisini çekmektedir. Gerek Dolmabahçe Sarayı'nı ziyarete gelenler, gerekse Boğaz turuna katılanlar tarafından hatıra fotoğrafları çekilmektedir.
Bu iki kapıdan başka Koltuk, Kuşluk, Valide ve Harem Kapıları da sarayın kara tarafında özenle yapılmış kapılardır. Dolmabahçe Sarayı'nın deniz tarafına bakan cephesinde taçlı, demir kanatlı, madalyonlu, bitki motifleriyle süslü, birbirlerine dilimli parmaklıklarla bağlanmış beş yalı kapısı vardır.
Bahçeleri
Beşiktaş Hasbahçe ile Kabataş'taki Karabali (Karaabalı) bahçeleri arasında kalan koy doldurularak bahçeler birleştirilmişti. Bu bahçelerin arasına inşâ edilen Dolmabahçe Sarayı'nın deniz ile kara tarafındaki yüksek duvar arasında kalan alanda oldukça bakımlı bahçeleri bulunur. Hazine Kapısı ile saray girişi arasındaki kareye yakın dikdörtgen şeklindeki Has Bahçe, Mabeyn veya Selamlık Bahçesi adlarıyla da tanınmaktadır. Batı üslûbunda düzenlenmiş bu bahçenin ortasında büyük bir havuz bulunur. Muayede salonunun kara tarafında kalan "Kuşluk Bahçesi" ise adını Kuşluk Köşkü'nden almıştır.
Dolmabahçe Sarayı'nın Harem Dairesi'nin kara tarafında bulunan Harem Bahçesi'nde oval havuz ve geometrik şekillerle düzenlenmiş tarhlar bulunur. Deniz tarafındaki bahçeler Has Bahçe'nin devamı sayılır. Büyük Yalı Kapısı'nın iki yanında yer alan tarhların ortasında birer havuz vardır. Tarhların geometrik şekillerle düzenlenmesi, süslemede fener, vazo, heykel gibi objelere yer verilmesi, bahçelerin de ana yapı gibi batı etkisi altında kalındığını gösterir. Sarayın bahçelerinde daha ziyade Avrupa ve Asya kökenli bitkiler kullanılmıştır.
Hamamları
Sarayın selamlık kısmında bulunan ve somâkî mermerden imâl edilmiş hamamın dinlenme odasındaki iki pencere denize bakar. Çini soba, masa ve koltuk takımlarının bulunduğu bu odadan, tavanı haçvari motifli filgözleriyle kaplı antreye geçilir. Sol tarafta tuvalet ve karşıda somaki mermerden yapılmış çeşme bulunur. Antrenin sağından masaj odasına geçilir. Buranın aydınlanması iki büyük pencereyle filgözleriyle sağlanmıştır. Gece aydınlatmalarının, masaj odasına geçilen kapının sağ ve sol taraflarındaki camekan bölmelere konulan lambalarla yapıldığı görülmektedir. Barok tarzda yapılan hamamın duvarları yaprak, kıvrımlı dal ve çiçek motifleriyle süslenmiştir. Girişin sağ ve solunda somaki kurnalar vardır, ayna taşlarının işçiliği dikkat çeker.
Harem Dairesi'nin çinili hamamına ise küçük bir koridordan girilir. Sağda, hamamın tuvaletine girilen antrede, ayna taşı çiçek motifleriyle süslü, bronzdan yapılmış bir çeşme bulunur. Sade bir tuvaleti vardır. Koridorun sonunda iki büyük pencereli ve tavandaki filgözleriyle aydınlanması sağlanan masaj odasında oturma yerleri vardır. Ayrıca, burada Kütahya yapımı, sıraltı tekniğiyle imal edilmiş, sekiz çini parçasından oluşan ve her bir çini parçasında şamdan bulunan bir masa mevcuttur. Geceleri sekiz adet mumla bu mekanın aydınlatıldığı anlaşılmaktadır. Masaj odasının duvarları 20 x 20 cm çiçek demeti desenli seramiklerle kaplıdır. Girişin sol tarafındaki mermer kurnanın ayna taşı barok tarzındadır. Sıcaklık bölümüne geçilirken kapının iki tarafındaki duvar içinde kalan cam bölmeler kandiller için yapılmıştır. Buradaki üç kurnadan, sağ ve soldakilerinin ayna taşları mermer oymalı olup barok tarzındadır. Girişin karşısında bulunan bronz çeşmeli kurna diğerlerinden daha büyüktür. Tavandaki geometrik şekillerle meydana getirilen filgözleri, mekanın aydınlatılmasını sağlar. Duvarlar, papatya desenli seramiklerle kaplanmıştır.
Alt katta bulunan diğer bir hamam da Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılmıştı. Aydınlanması tepe camlarıyla sağlanan bu hamamın sıcaklığında üç kurna vardır. Banyo şeklindeki hamama, bir ön odadan girilir. Yıkanma yerinin sağ tarafında bir küvet, sol tarafında ise musluk ile tuvalet bulunmaktadır. Girişin karşısında kurşun vitraylı pencere bulunmaktadır. Soldan dinlenme odasına geçilir. Burada ilaç dolabı, masa ve bir sedir bulunur. Sol tarafta ayna taşı çiçek motifleriyle süslü bir çeşmeyle yine sol tarafta koridora bir çıkış vardır.
Aydınlatma ve ısıtma
Dolmabahçe Sarayı'nın aydınlatma ve ısıtılması, bugün BJK İnönü Stadyumu'nun bulunduğu yerde yer alan gazhane ile sağlanmaktaydı. Dolmabahçe Gazhanesi, 1873'e kadar saray hazinesi tarafından yönetilirken, daha sonraları Fransız Havagazı Şirketi'ne devredildi. Bir süre sonra da şirketin yönetimi belediyeye geçti. Havagazıyla aydınlatma, Dolmabahçe Saray'ından başka İstanbul'un bazı semtlerinde de kullanılmaktaydı.
Muayede Salonu'nun ısıtılması değişik bir teknikle yapılmaktaydı. Salonun bodrumunda ısıtılan hava, gözenekli sütun kaidelerinden içeriye veriliyor, böylelikle kubbeli büyük mekânda 20 °C'ye varan bir sıcaklık elde ediliyordu. Sultan Reşad döneminde, saraydaki gazlı lambaların aslî görünümleri korunarak, elektrikle çalışır hale dönüştürülmüştür. Bu döneme kadar ısıtmada şömineler, çini sobalar, mangallar vasıtasıyla olurken, bunların yerini kalorifer almıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Mark Irving, (Ed.) (2007). 1001 Buildings You Must See Before You Die (İngilizce). Barrons Educational Series. s. 279. .
- ^ . Millisaraylar.gov.tr. 18 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Önder, Mehmet (1999). Türkiye Müzeleri. Ankara: Türkiye İş Bankası. s. 223. .
- ^ Haluk Y. Şehsuvaroğlu, "İstanbul Sarayları", T.T.O.K. Yayınları, ş.a.y., Eylül/1955, s. 3-5.
- ^ Mustafa Cezar, "Sanatta Batıya Açılışta Saray Yapıları ve Kültürün Yeri", tebliğ. Millî Saraylar Sempozyumu, s. 63.
- ^ Çelik Gülersoy, Dolmabahçe, İstanbul, 1984, s. 53.
- ^ Geniş bilgi için bk., Ateş, a.g.e., s. 364.
- ^ İ. Yücel ve S. Öner, Dolmabahçe Sarayı, Ankara, tarihsiz, s. 9.
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 60.
- ^ Şehsuvaroğlu, a.g.e., s. 16, 19.
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 75, 76, 83.
- ^ a b Commission of Fine Arts (1978). Kohler, Sue A.; Carson, Jeffrey R. (Ed.). "Biographies: Mihran Mesrobian". Sixteenth Street Architecture. Commission of Fine Arts. 2: 17-20. OCLC 5847373.
- ^ Brookes, Douglas Scott (2010). The concubine, the princess, and the teacher : voices from the Ottoman harem (1. bas.). Austin: University of Texas Press. s. 44. ISBN .
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 99, 104, 105.
- ^ Gülersoy, s. 121.
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 130-134.
- ^ a b . kulturturizm.gov.tr. 19 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2006.
- ^ Nikolaus Himmler, Ruth Lochar, Hildegard Toma, (Ed.) (2008). "Türkiye". Museums of the World. 1. Münih. ss. 690, 691, 692, 693, 694, 695.
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 157-157.
- ^ Diana Darke, (Ed.) (1999). Turkey (İngilizce). Passport Books. ss. 41. . Erişim tarihi: 3 Aralık 2009.
- ^ Nurha Atasoy, "Dolmabahçe Sarayı'nın Türk Karakteri", tebliğ, Millî Saraylar Sempozyumu, s. 88.
- ^ Gülersoy, Dolmabahçe, s. 158.
- ^ Merey, Lemi Şevket, "Boğaziçi'ndeki Millî Saraylarımızın Strüktürel Koruma Problemleri ve Restorasyonları İçin Temel Öneriler", Millî Saraylar Sempozyumu, İstanbul, 1985, s. 262, 263.
- ^ Merey, a.g.t., s. 263.
- ^ Şehsuvaroğlu, a.g.e., s. 19.
- ^ F. Fumelli, The Palace of Dolmabahçe, Instatuto Geografico De Apostini, Novara, 1956.
- ^ Yücel ve Öner, a.g.e., s. 16.
- ^ Walter Hotz, Byzans-Konstantinopl, München, 1978, s. 181.
- ^ Feryal İrez, "Millî Saraylarımızın Mobilya Yönünden Tanıtılması", tebliğ, Millî Saraylar Sempozyumu, s. 160.
- ^ Yücel ve Öner, a.g.e., s. 19-21.
- ^ Jos. von Hammer, Constantinopolis und der Bosphorus, c. 1., Osnabrück, 1967, s. 190-191.
- ^ Yücel ve Öner, a.g.e., s. 27.
- ^ Yücel ve Öner, a.g.e., s. 30-32.
- ^ Şenay Arifzade, "Saray Hamamları", tebliğ, Millî Saraylar Sempozyumu, s. 134.
- ^ Arifzade, a.g.t., s. 134, 135.
- ^ Yücel ve Öner, a.g.e., s. 22.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Dolmabahçe Sarayı ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- T.C. İstanbul Valiliği / Dolmabahçe Sarayı
- Dolmabahçe Sarayı Sanal Tur Uygulaması-1 21 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Dolmabahçe Sarayı Sanal Tur Uygulaması-2 29 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Dolmabahçe Sarayı Hatıra Parası 18 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dolmabahce Sarayi Istanbul Besiktas ta Kabatas tan Besiktas a uzanan Dolmabahce Caddesi yle Istanbul Bogazi arasinda 250 000 m lik bir alan uzerinde bulunan Osmanli sarayi Marmara Denizi nden Bogazici ne deniz yoluyla giriste sol kiyida Uskudar ve Kuzguncuk un karsisinda yer alir Sultan Abdulmecid tarafindan insa ettirilen sarayin yapimi 1843 yilinda baslayip 1856 yilinda bitirilmistir Gunumuzde muze olarak kullanilmaktadir Dolmabahce SarayiDolmabahce SarayiGenel bilgilerTurSarayMimari tarzNeobarokKonumIstanbul TurkiyeKoordinatlar41 02 22 K 29 00 06 D 41 03944 K 29 00167 D 41 03944 29 00167Baslama13 Haziran 1843Tamamlanma7 Haziran 1856Tasarim ve insaatMimar lar Abdulhalim Bey Altunizade Ismail Zuhtu Pasa Karabet Balyan Ohannes Serveryan Nikogos Balyan ve James William SmithTarihiDolmabahce Sarayi nda yer alan Mabeyin Bolumu Dolmabahce Sarayi nin bugun bulundugu alan bundan dort yuzyil oncesine kadar Osmanli Kaptan i Derya sinin gemileri demirledigi Bogazici nin buyuk bir koyu idi Geleneksel denizcilik torenlerinin yapildigi bu koy zamanla bir bataklik haline geldi 17 yuzyilda doldurulmaya baslanan koy padisahlarin dinlenme ve eglenceleri icin duzenlenen bir hasbahce ye hadayik hassa donusturuldu Bu bahcede cesitli donemlerde yapilan koskler ve kasirlar toplulugu uzun sure Besiktas Sahil Sarayi adiyla anildi Dolmabahce nin yapim emrini veren ve ilk kullanan padisah Sultan Abdulmecid 18 yuzyilin ikinci yarisina dogru Turk mimarisinde Bati tesirleri gorulmeye baslanmis ve Turk Rokokosu denilen susleme sekli gene Bati tesiri altinda kalarak yapilan neobarok tarzi kosk kasir ve sebillerde kendini gostermeye baslamistir Sultan III Selim Bogazici nde Bati tarzinda ilk binalari insa ettiren padisahtir Mimar Antoine Ignace Melling e Besiktas Sarayi nda bir kasir yaptirmis luzum gordugu diger yapilari da genislettirmistir Sultan II Mahmut Topkapi Sahilsarayi ndan baska Beylerbeyi ve Ciragan bahcelerinde Bati tarzinda iki buyuk saray yaptirmistir Bu devirlerde Yeni Saray Topkapi Sarayi fiilen olmasa bile terk edilmis sayilirdi Beylerbeyi ndeki saray Ortakoy deki mermer sutunlu Ciragan eski Besiktas Sarayi ile Dolmabahce deki kasirlar II Mahmut un mevsimlere gore degisen ikametgahlariydi Sultan Abdulmecid de babasi gibi Yeni Saray a fazla itibar etmemekteydi orada yalnizca kis mevsiminde birkac ay kaliyordu Kirki askin cocugunun neredeyse tamami Bogazici saraylarinda dunyaya gelmistir Sarayin Istanbul Bogazi na olan cephesi2007 yilinda Dolmabahce Sarayi Sultan Abdulmecid eski Besiktas Sarayi nda bir sure oturduktan sonra simdiye kadar tercih edilen klasik saraylar yerine ikamet sayfiye misafir kabul ve agirlama devlet islerini yurutme amaciyla Avrupai plan ve uslupta bir sarayin insa edilmesine karar verdi Abdulmecid diger sehzadeler gibi iyi bir egitim gormemesine ragmen modern fikirlere sahip bir idareciydi Bati muzigini ve Bati uslubuyla yasamayi seven padisah anlasabilecek kadar da Fransizca biliyordu Sarayi yaptirirken Kotuluk ve cirkinlikler burada yasaktir burada sadece guzel olan seyler bulunsun dedigi rivayet edilir Gunumuzdeki Dolmabahce Sarayi nin yerinde bulunan kosklerin yikimina 200 yil kadar once denizden kazanilmis topragin tekrar ortaya cikarilmasi icin kesin olarak hangi tarihte basladigina dair bir bilgi yoktur 1842 de eski sarayin hala yerinde oldugu ve bu tarihten sonra yeni sarayin insasina baslandigi tahmin edilmektedir Bununla birlikte bu tarihlerde insaat arazisinin genisletilmesi icin cevredeki tarla ve mezarliklarin satin alinarak istimlak edildigi belirtilir Insaatin tamamlanma tarihi Hakkinda cesitli kaynaklar degisik tarihler vermektedir Ancak 1853 yili sonunda sarayi gezen Fransiz bir ziyaretcinin anlattiklarindan sarayin halen suslemelerinin yapilmakta oldugunu mobilyalarin ise henuz yerlestirilmemis oldugunu ogrenmekteyiz Mabeyin Dairesi onundeki Has Bahce de yer alan havuz Sultan Abdulmecid tarafindan yaptirilan Dolmabahce Sarayi nin cephesi Istanbul Bogazi nin Avrupa kiyisinda 600 metre boyunca uzanmaktadir Avrupa mimari usluplarinin karisimi olan eklektik bir uslupta Ermeni mimarlar Garabet Amira Balyan ve oglu Nigogos Balyan tarafindan 1843 1855 yillari arasinda insa edilmistir 1855 yilinda tamamiyla bitirilen Dolmabahce Sarayi nin acilis toreni Rus Imparatorlugu ile 30 Mart 1856 da imzalanan Paris Antlasmasi ndan sonra olmustur Hicri 7 Sevval 1272 miladi 11 Haziran 1856 tarihli Ceride i Havadis gazetesinde sarayin 7 Haziran 1856 da resmen acildigi haberi verilmistir Sultan Abdulmecid doneminde uc milyon kese altin tutan sarayin maliyeti Maliye Hazinesi ne aktarilinca zor durumda kalan maliye ayliklari ay basi yerine ay ortalarinda sonralari da 3 4 ayda bir odemek durumunda kalmistir Sultan Abdulmecid 5 000 000 altina mal olan Dolmabahce Sarayi nda sadece 5 yil yasayabilmistir Osmanli Imparatorlugu nu ekonomik anlamda tam bir iflas halinde devralan Sultan Abdulaziz devrinde 5 320 kisinin hizmet verdigi sarayin yillik masrafi 2 000 000 sterlini bulmaktaydi Sultan Abdulaziz kardesi Sultan Abdulmecid kadar Bati hayrani degildi Mutevazi bir hayat tarzini tercih eden padisahin pehlivan guresleri ile horoz dovuslerine meraki vardi 30 Mayis 1876 da Sultan V Murad saraydaki dairesinden alinarak Bab i Serasker e goturuldu ve Serasker Kapisi nda Universite Merkez Binasi biat merasimi yapildi V Murad Sirkeci den Dolmabahce ye saltanat kayigiyla donerken ayni saatlerde Sultan Abdulaziz baska bir kayikla Topkapi Sarayi na goturulmekteydi Saraya getirilen V Murad a Mabeyn Dairesi nin ust kat sofrasinda ikinci bir biat merasimi duzenlendi V Murad tan sonra tahta cikan Sultan II Abdulhamid serefine butun sehir fenerlerle aydinlatilirken Dolmabahce Sarayi nda yalnizca bir odada isik yanmaktaydi padisah anayasa metni uzerinde calisiyordu Suikastten kuskulanan Sultan Abdulhamid Dolmabahce Sarayi nda oturmaktan vazgecerek Yildiz Sarayi na tasindi Sultan Abdulhamid Dolmabahce Sarayi nda yalnizca 236 gun kaldi Sarayin girisindeki saat kulesi Buyuk masraflarla insa edilen saray Sultan Abdulhamid in 33 yillik saltanati boyunca yilda iki kez Buyuk Muayede Salonu nda duzenlenen bayram torenlerinde kullanildi V Mehmet tahta ciktiginda Dolmabahce Sarayi otuz yildir bakimsiz kalmis ve yerine Yildiz Sarayi nda yasamayi tercih eden Sultan II Abdulhamid doneminde harap durumdaydi Dolmabahce Sarayi padisahin yonetim merkezi olarak restore edildiginde binanin kapsamli bir restorasyonuna ihtiyac duyulmustur Mihran Mesrobyan daha sonra restorasyonun bas mimari olarak ise alinmistir Sultan V Mehmet zamaninda sarayin kadrosu azaltilmis yurt disinda cok onemli olaylar cereyan ederken saray icinde sekiz yillik sure boyunca az sayida olay gerceklesmistir Bu olaylar 9 Mart 1910 da 90 kisiye verilen bir ziyafet ayni yilin 23 Mart inda Sirp Krali Petro nun bir hafta suren ziyaret torenleri Veliaht Max in ziyareti ve Avusturya imparatoru Karl ile Imparatorice Zita nin serefine duzenlenen ziyafetlerdir Yorgun ve yasli padisahin vefati Dolmabahce Sarayi nda degil Yildiz Sarayi nda olmustur VI Mehmet Yildiz da oturmayi tercih etmis ancak vatani Dolmabahce Sarayi ndan terk etmistir Birinci TBMM reisi Gazi Mustafa Kemal tarafindan imzalanmis telgrafi alan Abdulmecid Efendi halife ilan edildi Yeni halife TBMM den gelen heyeti Dolmabahce nin Mabeyn Dairesi Salonu nun ust katinda kabul etti Hilafetin kaldirilmasiyla Abdulmecid Efendi maiyetiyle birlikte Dolmabahce Sarayi ni terk etti 1924 Bosalan saraya Ataturk uc yil hic ugramadi Onun doneminde saray iki yonden onem kazandi yabanci konuklarin bu mekanda agirlanmalari kultur ve sanat bakimindan saray kapilarinin disariya acilmasi Iran Sahi Pehlevi Irak Krali Faysal Urdun Krali Abdullah Afgan Krali Amanullah ozel ziyaret icin gelen Birlesik Krallik Krali VIII Edward ve Yugoslav Krali Aleksandr Mustafa Kemal Ataturk tarafindan Dolmabahce Sarayi nda agirlanmislardir 27 Eylul 1932 de Muayede Salonu nda Birinci Turk Tarih Kongresi acilmis 1934 te de Birinci ve Ikinci Turk Dil Kurultaylari burada toplanmistir Turkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun bagli oldugu Alliance Internationale de Tourisme nin Avrupa toplantisi Dolmabahce Sarayi nda duzenlenerek sarayin turizme ilk acilisi saglanmistir 1930 Mustafa Kemal Ataturk un Dolmabahce Sarayi nin Harem Dairesi nde yer alan calisma odasi Cumhuriyet doneminde Ataturk un Istanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullandigi saray halini almistir Ayrica Ataturk sarayin 71 numarali odasinda olmustur Muayede Salonu nda kurulan katafalga konan naasi onunden son saygi gecisi yapilmistir Saray Ataturk ten sonra cumhurbaskanligi sirasinda Ismet Inonu tarafindan Istanbul a gelislerinde kullanilmistir Tek partili donemden sonra saray yabanci misafirleri agirlamak amaciyla hizmete acilmistir Italyan Cumhurbaskani Gronchi Irak Krali Faysal Endonezya Basbakani Sukarno Fransa Basbakani General de Gaulle sereflerine torenler duzenlenip ziyafetler verilmistir Mustafa Kemal Ataturk un hayatinin son gunlerinde hasta olarak yattigi ve 10 Kasim 1938 tarihinde vefat ettigi yatagi 1952 de Dolmabahce Sarayi Millet Meclisi Idare Amirligi nce haftada bir gun olmak uzere halka acilmistir 10 Temmuz 1964 tarihinde Millet Meclisi Baskanlik Divani nin toplantisiyla resmi acilisi yapilmis Millet Meclisi Idare Amirligi nin 14 Ocak 1971 tarihli yazisiyla bir ihbar sebep gosterilerek kapatilmistir 25 Haziran 1979 da 554 sayili Millet Meclisi Baskani emriyle turizme acilan Dolmabahce Sarayi ayni yilin 12 Ekim inde yine bir ihbar uzerine kapatilmistir Iki ay kadar sonra Millet Meclisi Baskani nin telefon emriyle tekrar turizme hizmet vermeye baslamistir MGK Icra Daire Baskanligi nin 16 Haziran 1981 tarih ve 1 473 sayili karariyla saray ziyaretcilere tekrar kapatilmis ve bir ay sonra 1 750 sayili MGK Genel Sekreterligi nin emriyle acilmistir Saat Kulesi Mefrusat Dairesi Kusluk Harem ve Veliahd Dairesi bahcelerinde ziyaretcilere yonelik kafeterya hizmetleri veren bolumler ve hediyelik esya satis reyonlari olusturulmus bu reyonlarda milli saraylari tanitici bilimsel nitelikte kitaplar cesitli kartpostallar ve Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu ndan secilmis urunlerin tipki basimlari satisa sunulmustur Diger yandan Muayede Salonu ve bahceler ise ulusal ve uluslararasi resepsiyonlara ayrilmis yeni duzenlemelerle saray muze icinde muze birimlerine sanat ve kultur etkinliklerine kavusturulmustur Saray 1984 yilindan beri muze olarak hizmet vermektedir Mimari bicimiSarayin kat plani Avrupa saraylarinin anitsal boyutlarina ozenilerek yapilan Dolmabahce Sarayi degisik bicimlerin yontemlerin ogeleriyle donandigindan belirli bir bicime baglanamaz Buyuk bir orta yapiyla iki kanattan olusan planinda gecmiste mimari acidan islevsel degeri olan ogelerin farkli bir anlayisla ele alinarak susleme amaciyla kullanildigi gozlemlenir Dolmabahce Sarayi nin kendine has belirli ekollere giren bir mimari bicemi olmamasina karsin Fransiz Baroku Alman Rokokosu Ingiliz Neo Klasizmi Italyan Ronesansi karisik bir sekilde uygulanmistir Saray bati anlayisiyla cagdaslasma cabalari icinde bulunan toplumun sanatta da batinin etkisi altinda kalarak Osmanli saray gereksinimlerini de dikkate alip o asir bunyesinin sanat atmosferi icinde yapilmis bir eserdir Nitekim 19 yuzyil kosk ve saraylarina dikkat edildiginde onlarin icinde yasanilan yuzyilin sanat olaylarina degil toplumun ve teknigin gelismesini de anlattigi fark edilebilir OzellikleriSarayin ustu cam kapli ic mekani Deniz tarafindan gorunusu batili olmasina karsilik bahce tarafi yuksek duvarlarla cevrili ve ayri ayri birimlerden olusmasi itibariyla dogulu gorunumundeki Dolmabahce Sarayi 600 m uzunlugunda mermer bir rihtim uzerinde insa edilmistir Mabeyn Dairesi bugun Resim Heykel Muzesi nden Veliahd Dairesi ne kadar olan uzakligi 284 m dir Bu mesafenin ortasinda yuksekligiyle dikkat ceken Merasim Muayede Dairesi bulunur Dolmabahce Sarayi uc katli simetrik planlidir 285 odasi ve 43 salonu vardir Sarayin temelleri kestane agaci kutuklerinden yapilmistir Deniz tarafindaki rihtimin yani sira kara tarafinda da birisi cok suslu iki abidevi kapisi vardir Bakimli ve guzel bir bahcenin cevreledigi bu sahil sarayinin ortasinda diger bolumlerden daha yuksek olan toren ve balo salonu yer alir Buyuk 56 sutunlu kabul salonu 750 isikla aydinlanan Ingiliz yapimi 4 5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretcilerin ilgisini ceker Sarayin Muayede Salonu nda yer alan 4 5 tonluk kristal avize Sarayin giris tarafi Sultan in kabul ve gorusmeleri toren salonunun diger tarafindaki kanat ise harem bolumu olarak kullanilmisti Ic dekorasyonu mobilyalari ipek hali ve perdeleri ve diger tum esyasi eksiksiz olarak orijinaldeki gibi gunumuze gelmistir Dolmabahce Sarayi hicbir Osmanli sarayinda bulunmayan bir zenginlik ve ihtisama sahiptir Duvar ve tavanlar devrin Avrupali sanatkarlarinin resimleri ve tonlarca agirliginda altin suslemeleri ile dekore edilmistir Onemli oda ve salonlarda her sey ayni renk tonlarina sahiptir Butun zeminler birbirinden farkli cok suslu ahsap parke ile kaplidir Meshur Hereke ipek ve yun halilar Turk sanatinin en guzel eserleri bircok yerde serilidir Avrupa ve Uzak Dogu nun ender dekoratif el isi eserleri sarayin her yerini susler Sarayin pek cok odasinda kristal avizeler samdanlar ve somineler bulunur Dunyadaki saraylar icerisinde en buyuk balo salonu bu saraydadir 36 metre yuksekligindeki kubbesinden agirligi 4 5 ton olan devasa kristal avize asili durur Onemli siyasi toplantilarda tebrik ve balolarda kullanilan bu salon onceleri alttaki firina benzer bir duzen ile isitilirdi Saraya kalorifer ve elektrik sistemi 1910 ila 1912 yillari arasinda Sultan Mehmet Resad doneminde eklendi Alti hamamdan selamlik bolumunde olani oymali alabaster mermerleri ile dekorludur Buyuk salonun ust galerileri orkestra ve diplomatlar icin ayrilmistir Sarayin kristalden yapilmis billur korkuluklu merdivenleri Uzun koridorlar gecilerek varilan harem bolumunde sultan yatak odalari ve sultanin annesinin bolumu ile diger kadin ve hizmetkarlar bolumleri bulunmaktadir Sarayin kuzey eklenti bolumu sehzadelere tahsis edilmistir Girisi Besiktas semtinde olan yapi gunumuzde Resim ve Heykel Muzesi olarak hizmet vermektedir Saray Haremi nin dis tarafinda ise Saray Tiyatrosu Istabl i Amire Hamlacilar Attiye i Senniye Anbarlari kushane mutfagi eczahane pastahane tatlihane firinlar un fabrikasi Bayildim Koskleri bulunmaktaydi Saray in Muayede Salonu nun kapisi Dolmabahce Sarayi yaklasik olarak 250 000 m lik bir alanda yer almaktadir Saray mustemilatinin neredeyse tamamiyla birlikte deniz doldurularak bu zemin uzerine 35 40 cm capinda 40 45 cm araliklarla mese kaziklar cakilarak uzerine takviye edilmis yatay hatillarla butunlestirilmis 100 120 cm kalinliginda oldukca saglam horasan harcli dosek radyejeneral uzerine kagir olarak insa edilmistir Kazik boylari 7 ile 27 m arasinda degismektedir Yatay pesteban hatillar ise 20 x 25 20 x 30 cm dikdortgen kesitindedir Horasan dosekler esas kutlenin 1 2 m disina tasacak seklinde olusturulmuslardir Yiktirilan eski saraylarin temel dosekleri tamir ettirilerek yeniden kullanilmistir Gayet saglam olduklarindan hicbiri tasman yapmamis catlama ve yarilma olmamistir Sarayin temel ve dis duvarlari masif tastan bolme duvarlari harman tuglasindan doseme tavan ve catilar ahsap olarak yapilmistir Beden duvarlarinda takviye amaciyla demir gergiler kullanilmistir Masif taslar Haznedar Safrakoy Sile ve Sariyer den getirilmistir Stuka mermerle kaplanan tugla beden duvarlari somaki mermer plak veya kiymetli agaclardan faydalanilarak lambrilerle ortulmustur Pencere dogramalari mese kerestesinden yapilmis kapilar maun ceviz veya daha kiymetli kerestelerden imal edilmistir Cirali cam keresteler Romanya dan mese dikme ve hatillar Demirkoy ve Kilyos tan kapi lambri ve parke keresteleri de Afrika ve Hindistan dan getirtilmistir Alttan kizdirmali alaturka stilinde insa edilen kagir kubbeli hamamlarda Marmara mermeri Hunkar hamaminda ise Misir alabaster cevheri kullanilmistir Pencerelerde ozel imalatla ultraviyole isinlarini gecirmeyen camlar kullanilmistir Ozellikle padisahin kullaniminda olan yerlerdeki duvar ve tavan suslemeleri diger mekanlardakilere nazaran daha fazladir Catilarda toplanan kar ve yagmur sulari dere ve oluklarla kanalizasyona baglanmistir Kanalizasyon sebekesi kafi miktarda borularla kurulmus atik sular cesitli islemlerle temizlenerek dort ayri yerden denize akitilmasi saglanmistir SuslemeleriDolmabahce Sarayi nin dis suslemeleri Barok Rokoko ve Ampir motiflerinden olusur Dolmabahce Sarayi nin ic ve dis suslemeleri Bati nin cesitli sanat donemlerinden alinan motiflerin bir arada kullanilmasiyla gerceklestirilmistir Barok Rokoko ve Ampir ozelligindeki motifler ic ice kullanilmistir Sarayin insaatinda Marmara Adalari ndan cikarilan maviye benzer bir renkteki mermer kullanilmis ic suslemede ise su mermeri billur somaki gibi kiymetli haiz mermer ve taslarla calismalar yapilmistir Dis cephelerdeki suslemelerde oldugu gibi ic tezyinatta da eklektik secmeci anlayis hakimdir Sarayin duvar ve tavan suslemeleri Italyan ve Fransiz sanatcilar tarafindan yapilmistir Ic suslemelerde cogunlukla altin tozu kullanilmistir Resimler siva ve alci uzerine yapilmis duvar ve tavan suslemelerinde perspektifli mimari kompozisyonlarla boyutlu yuzeyler meydana getirilmistir Sarayin ic dekoru tarih akisi icinde ilaveler yapilarak zenginlestirilmis ozellikle yabanci devlet adami ve kumandanlarin hediyeleri ile salon ve odalar ayri bir deger kazanmistir Sechan isimli yabanci bir sanatkar sarayin dekore edilmesinde ve dosenmesinde calismistir Avrupai stilde Regence XV Louis XVI Louis Viyana Thonet ve Turk tarzindaki mobilyalarin yani sira saray odalarinda gorulen minder dosek ve salteler alaturka hayat tarzinin devam ettirildigini gostermektedir 1857 tarihli belgelerde Sechan a basarisindan dolayi nisan verildigi ve kendisine ucmilyon frank hakkinin odenmesi gerektigi aciklanmistir Sarayin Italyan ve Fransiz sanatcilar tarafindan yapilmis tavan suslemeleri Dosemelik ve perdelik kumaslarin tumu yerli olup sarayin dokumahanelerinde uretilmistir Sarayin parkelerinin uzerini yaklasik 4 500 m lik bir alani 141 hali ve 115 seccade suslemektedir Halilarin buyuk bir kismi Hereke fabrikalarindaki tezgahlarda imal edilmistir Bohemya Bakara ve Beykoz avizelerinin toplam sayisi 36 dir Ayakli samdanlarin bazi sominelerin billur merdiven korkuluklarinin ve butun aynalarin malzemesi kristaldir Sarayda ayrica 581 tane kristal ve gumusten yapilmis samdan mevcuttur Toplam 280 vazodan 46 tanesi Yildiz porseleni 59 u Cin 29 u Fransiz Sevr 26 si Japonya geri kalan digerleri de muhtelif Avrupa ulkelerinin porselenleridir Her birinin ayri bir ozelligi olan 158 adet saat sarayin oda ve salonlarini suslemektedir Yaklasik 600 adet tablo Turk ve yabanci ressamlar tarafindan yapilmistir Bunlar arasinda saray bas ressami Zonaro nun 19 Abdulaziz doneminde Istanbul a gelen Ayvazovsky nin 28 tablosu da bulunmaktadir Duvar ve kapilariDolmabahce Sarayi nin Saltanat KapisiDolmabahce Sarayi Saltanat Kapisi detaylari Dolmabahce Sarayi nin kara tarafindaki asilmasi oldukca guc duvarlarin ne zaman yapildigina dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte sarayin bugunku duvarlarinin Besiktas Sarayi ile Dolmabahce de bulunan eski saray zamanlarinda yaptirildigi hususunda yabanci kaynaklar mevcuttur O devirde Dolmabahce adi verilen has bahcenin duvarlari harabeye donmus boylece icindeki muhtesem binalar da devamli toz duman icinde kalinca bu bahcenin siradan bahcelerden daha fazla ozen ve ihtimama layik bulunduguna ve icinde bulundugu cirkin vaziyetten bertaraf edilmesine karar verildi Cunku burasi gerek kara ve gerekse deniz yoluyla Istanbul a gelen misafirlerin yolcularin ilk gordukleri yerlerden biri olmasi ozelligiyle dikkate sayan bir konumdaydi Dolmabahce duvarlerinin onarimi ve yapimiyla sarayin Besiktas ta bulunan digeriyle butunlesebilecegi boylelikle eski itibarini koruyacagi bir ferman vasitasiyla insaatin yonetici ve idarecilerine bildirildi Besiktas Sarayi ndan Dolmabahce yi de icine alacak sekilde Kabatas a kadar bir duvar oruldu Findikli sakinleri daha onceleri Arap iskelesiyle Dolmabahce ve Besiktas a gitmekteyken iskele yerine bir liman yapilmis Dolmabahce den reayanin da gecmesine izin verilmisti Dolmabahce Sarayi na gosterilen onem kara ve deniz tarafinda bulunan kapilarda da gorulmektedir Cok suslu ve heybetli bir gorunume sahip kapilar sarayla butunluk saglar Hazine kapisi bugun idare binasi olarak kullanilan Hazine i Hassa ile Mefrusat Dairesi arasinda bulunur Yuvarlak kemerli ve besik tonozlu bolumu bu kapinin esas kirisini olusturur Kapinin iki kanadi demirden imal edilmistir Kapinin girisinde her iki tarafta yuksek kaideler uzerinde ikiz sutunlar vardir Hazine kapisinin sag ve solundaki kapilardan Hazine i Hassa ve Mefrusat Daireleri nin avlularina giris saglanmistir Kapinin taclandirilmis ust tarafinda bulunan madalyonda oval sekil I Abdulmecid in tugrasi ve bunun altinda da Sair Ziver in 1855 1856 tarihli kitabesi yer alir Kitabenin hattati Kazasker Mustafa Izzet Efendi dir Dolmabahce Sarayi nin Hazine Kapisi Hazine Kapisi nin suslemesi daha ziyade kartuslar girland inci yumurta dizileri istiridye kabuklari motiflerinden olusmaktadir Uzerinde Abdulmecid in tugrasinin bulundugu Saltanat Kapisi koridorlu iki yuksek duvar arasinda bulunur Bir taraftan bayildim bahcesine diger taraftan da Hasbahce ye bakan kapinin demirden yapilmis iki kanadi vardir Abidevi bir gorunumu bulunan kapinin girisinde her iki tarafta da birer sutun vardir Kapi buyuk panolar icine alinmis madalyonlardan sonra ikiz sutunlarin kullanilmasiyla taclandirilmistir Icte ve dista ikiser kulesi vardir Saltanat Kapisi yabanci ziyaretcilerin de ilgisini cekmektedir Gerek Dolmabahce Sarayi ni ziyarete gelenler gerekse Bogaz turuna katilanlar tarafindan hatira fotograflari cekilmektedir Bu iki kapidan baska Koltuk Kusluk Valide ve Harem Kapilari da sarayin kara tarafinda ozenle yapilmis kapilardir Dolmabahce Sarayi nin deniz tarafina bakan cephesinde tacli demir kanatli madalyonlu bitki motifleriyle suslu birbirlerine dilimli parmakliklarla baglanmis bes yali kapisi vardir BahceleriDolmabahce Sarayi nin Has Bahcesi Besiktas Hasbahce ile Kabatas taki Karabali Karaabali bahceleri arasinda kalan koy doldurularak bahceler birlestirilmisti Bu bahcelerin arasina insa edilen Dolmabahce Sarayi nin deniz ile kara tarafindaki yuksek duvar arasinda kalan alanda oldukca bakimli bahceleri bulunur Hazine Kapisi ile saray girisi arasindaki kareye yakin dikdortgen seklindeki Has Bahce Mabeyn veya Selamlik Bahcesi adlariyla da taninmaktadir Bati uslubunda duzenlenmis bu bahcenin ortasinda buyuk bir havuz bulunur Muayede salonunun kara tarafinda kalan Kusluk Bahcesi ise adini Kusluk Kosku nden almistir Dolmabahce Sarayi nin Harem Dairesi nin kara tarafinda bulunan Harem Bahcesi nde oval havuz ve geometrik sekillerle duzenlenmis tarhlar bulunur Deniz tarafindaki bahceler Has Bahce nin devami sayilir Buyuk Yali Kapisi nin iki yaninda yer alan tarhlarin ortasinda birer havuz vardir Tarhlarin geometrik sekillerle duzenlenmesi suslemede fener vazo heykel gibi objelere yer verilmesi bahcelerin de ana yapi gibi bati etkisi altinda kalindigini gosterir Sarayin bahcelerinde daha ziyade Avrupa ve Asya kokenli bitkiler kullanilmistir HamamlariSaray in Selamlik Dairesi nde yer alan Sultan Hamami ndan gorunum Sarayin selamlik kisminda bulunan ve somaki mermerden imal edilmis hamamin dinlenme odasindaki iki pencere denize bakar Cini soba masa ve koltuk takimlarinin bulundugu bu odadan tavani hacvari motifli filgozleriyle kapli antreye gecilir Sol tarafta tuvalet ve karsida somaki mermerden yapilmis cesme bulunur Antrenin sagindan masaj odasina gecilir Buranin aydinlanmasi iki buyuk pencereyle filgozleriyle saglanmistir Gece aydinlatmalarinin masaj odasina gecilen kapinin sag ve sol taraflarindaki camekan bolmelere konulan lambalarla yapildigi gorulmektedir Barok tarzda yapilan hamamin duvarlari yaprak kivrimli dal ve cicek motifleriyle suslenmistir Girisin sag ve solunda somaki kurnalar vardir ayna taslarinin isciligi dikkat ceker Dolmabahce Sarayi nin Harem Dairesi nde bulunan bir hamam muslugu Harem Dairesi nin cinili hamamina ise kucuk bir koridordan girilir Sagda hamamin tuvaletine girilen antrede ayna tasi cicek motifleriyle suslu bronzdan yapilmis bir cesme bulunur Sade bir tuvaleti vardir Koridorun sonunda iki buyuk pencereli ve tavandaki filgozleriyle aydinlanmasi saglanan masaj odasinda oturma yerleri vardir Ayrica burada Kutahya yapimi siralti teknigiyle imal edilmis sekiz cini parcasindan olusan ve her bir cini parcasinda samdan bulunan bir masa mevcuttur Geceleri sekiz adet mumla bu mekanin aydinlatildigi anlasilmaktadir Masaj odasinin duvarlari 20 x 20 cm cicek demeti desenli seramiklerle kaplidir Girisin sol tarafindaki mermer kurnanin ayna tasi barok tarzindadir Sicaklik bolumune gecilirken kapinin iki tarafindaki duvar icinde kalan cam bolmeler kandiller icin yapilmistir Buradaki uc kurnadan sag ve soldakilerinin ayna taslari mermer oymali olup barok tarzindadir Girisin karsisinda bulunan bronz cesmeli kurna digerlerinden daha buyuktur Tavandaki geometrik sekillerle meydana getirilen filgozleri mekanin aydinlatilmasini saglar Duvarlar papatya desenli seramiklerle kaplanmistir Alt katta bulunan diger bir hamam da Mustafa Kemal Ataturk tarafindan kullanilmisti Aydinlanmasi tepe camlariyla saglanan bu hamamin sicakliginda uc kurna vardir Banyo seklindeki hamama bir on odadan girilir Yikanma yerinin sag tarafinda bir kuvet sol tarafinda ise musluk ile tuvalet bulunmaktadir Girisin karsisinda kursun vitrayli pencere bulunmaktadir Soldan dinlenme odasina gecilir Burada ilac dolabi masa ve bir sedir bulunur Sol tarafta ayna tasi cicek motifleriyle suslu bir cesmeyle yine sol tarafta koridora bir cikis vardir Sarayin giris kapisi ve aydinlatmalariAydinlatma ve isitmaDolmabahce Sarayi nin aydinlatma ve isitilmasi bugun BJK Inonu Stadyumu nun bulundugu yerde yer alan gazhane ile saglanmaktaydi Dolmabahce Gazhanesi 1873 e kadar saray hazinesi tarafindan yonetilirken daha sonralari Fransiz Havagazi Sirketi ne devredildi Bir sure sonra da sirketin yonetimi belediyeye gecti Havagaziyla aydinlatma Dolmabahce Saray indan baska Istanbul un bazi semtlerinde de kullanilmaktaydi Muayede Salonu nun isitilmasi degisik bir teknikle yapilmaktaydi Salonun bodrumunda isitilan hava gozenekli sutun kaidelerinden iceriye veriliyor boylelikle kubbeli buyuk mekanda 20 C ye varan bir sicaklik elde ediliyordu Sultan Resad doneminde saraydaki gazli lambalarin asli gorunumleri korunarak elektrikle calisir hale donusturulmustur Bu doneme kadar isitmada somineler cini sobalar mangallar vasitasiyla olurken bunlarin yerini kalorifer almistir Ayrica bakinizDolmabahce Dolmabahce Camii Dolmabahce Gazhanesi Dolmabahce Saat Kulesi Dolmabahce Saray Tiyatrosu Akaretler Sira EvleriKaynakca a b Mark Irving Ed 2007 1001 Buildings You Must See Before You Die Ingilizce Barrons Educational Series s 279 ISBN 978 0 7893 1564 9 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Millisaraylar gov tr 18 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Onder Mehmet 1999 Turkiye Muzeleri Ankara Turkiye Is Bankasi s 223 ISBN 975 458 044 8 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Haluk Y Sehsuvaroglu Istanbul Saraylari T T O K Yayinlari s a y Eylul 1955 s 3 5 Mustafa Cezar Sanatta Batiya Acilista Saray Yapilari ve Kulturun Yeri teblig Milli Saraylar Sempozyumu s 63 Celik Gulersoy Dolmabahce Istanbul 1984 s 53 Genis bilgi icin bk Ates a g e s 364 I Yucel ve S Oner Dolmabahce Sarayi Ankara tarihsiz s 9 Gulersoy Dolmabahce s 60 Sehsuvaroglu a g e s 16 19 Gulersoy Dolmabahce s 75 76 83 a b Commission of Fine Arts 1978 Kohler Sue A Carson Jeffrey R Ed Biographies Mihran Mesrobian Sixteenth Street Architecture Commission of Fine Arts 2 17 20 OCLC 5847373 Brookes Douglas Scott 2010 The concubine the princess and the teacher voices from the Ottoman harem 1 bas Austin University of Texas Press s 44 ISBN 978 0292721494 Gulersoy Dolmabahce s 99 104 105 Gulersoy s 121 Gulersoy Dolmabahce s 130 134 a b kulturturizm gov tr 19 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2006 Nikolaus Himmler Ruth Lochar Hildegard Toma Ed 2008 Turkiye Museums of the World 1 Munih ss 690 691 692 693 694 695 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim KB1 bakim Birden fazla ad editor listesi link Gulersoy Dolmabahce s 157 157 Diana Darke Ed 1999 Turkey Ingilizce Passport Books ss 41 ISBN 0 8442 4818 5 Erisim tarihi 3 Aralik 2009 Nurha Atasoy Dolmabahce Sarayi nin Turk Karakteri teblig Milli Saraylar Sempozyumu s 88 Gulersoy Dolmabahce s 158 Merey Lemi Sevket Bogazici ndeki Milli Saraylarimizin Strukturel Koruma Problemleri ve Restorasyonlari Icin Temel Oneriler Milli Saraylar Sempozyumu Istanbul 1985 s 262 263 Merey a g t s 263 Sehsuvaroglu a g e s 19 F Fumelli The Palace of Dolmabahce Instatuto Geografico De Apostini Novara 1956 Yucel ve Oner a g e s 16 Walter Hotz Byzans Konstantinopl Munchen 1978 s 181 Feryal Irez Milli Saraylarimizin Mobilya Yonunden Tanitilmasi teblig Milli Saraylar Sempozyumu s 160 Yucel ve Oner a g e s 19 21 Jos von Hammer Constantinopolis und der Bosphorus c 1 Osnabruck 1967 s 190 191 Yucel ve Oner a g e s 27 Yucel ve Oner a g e s 30 32 Senay Arifzade Saray Hamamlari teblig Milli Saraylar Sempozyumu s 134 Arifzade a g t s 134 135 Yucel ve Oner a g e s 22 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Dolmabahce Sarayi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir T C Istanbul Valiligi Dolmabahce Sarayi Dolmabahce Sarayi Sanal Tur Uygulamasi 1 21 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dolmabahce Sarayi Sanal Tur Uygulamasi 2 29 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dolmabahce Sarayi Hatira Parasi 18 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde